NAZAL KOLUMELLAR TÜMÖRAL LEZYON OLGU SUNUMU

advertisement
EDÝTÖRE MEKTUP
NAZAL KOLUMELLAR TÜMÖRAL LEZYON OLGU SUNUMU
Dilek ÞENEN, Dursun ATAKUL, Algun AKA, Gözde ERTEN, Bülent ERDOÐAN
Ankara Numune Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi 1.Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniði
Olgu Sunumu
60 yaþýndaki erkek hasta, sekiz aydan beri üst dudak
ve burun bölgesinde yavaþ büyüyen ciltten kabarýk kitle
þikayeti ile mart 2005'de polikliniðimize baþvurdu.
Hastanýn yapýlan fizik muayenesinde filtrumdan
baþlayan kolumellanýn yaklaþýk ½'sini tutan 2x2 cm'lik
hareketli kitle görüldü. (Resim-1) Boyun muayenesinde
ve yapýlan USG deðerlendirmesinde patolojik lenfadenopati
(LAP) saptanmadý. Hastaya yapýlan insizyonel biyopsi
sonucunun epidermoid ca (SCC) gelmesi nedeniyle, tümör
endurasyondan itibaren 1 cm saðlam marjinle; kolumella
ve filtrumu içerecek þekilde eksize edildi. Üst dudakta
oluþan defekt, defekt lateralinden planlanan transpozisyon
flebi ile; kolumella ise sað kulak heliksinden alýnan
kompozit greft ile rekonstrükte edildi. (Resim-2)
Gönderilen materyalin histopatolojik incelemede iyi
diferansiye SCC ve cerrahi sýnýrlar temiz olarak rapor
edildi. Postoperatif dönemde problemi olmayan hasta,
aylýk takibe alýndý. Bu dönemde hastada nüks görülmedi.
Primer nazal kolumellar tümörler nadir görülür, ama
agresif bir seyir gösterirler. Tümör tamamen çýkarýlmazsa
sýklýkla destrüktif sonuçlara neden olurlar.
Burunda en sýk deri kanserleri (histolojik olarak
sýklýkla bazal hücreli kanser ve epidermoid kanser)
görülmektedir 1,3 .
Nazal kolumelladan kaynaklanan primer malign
tümörler nadirdir. Nazal kolumellar tümörler için literatürde
belirlenmiþ bilinen bir insidans olmamakla birlikte Conley
ve arkadaþlarý tüm nazal kutanöz karsinomalardan % 4.2
'sini oluþturduðunu bildirmektedirler 3 .
Nazal kolumellar tümörlerin % 75 'inin bazal hücreli
kanser, % 25'inin epidermoid kanser olduðu bildirilmektedir.
Hastalarda görülen en sýk klinik bulgular; irritasyon ya da
kanama, semptomsuz keratotik papül, persistan nodüldür3.
Kolumelladaki tümörlerde sýklýkla rekürrens
görülmektedir, genellikle rekürrensin nedeni tümörün ilk
tedavide tamamýyla eradike edilememesinden
kaynaklanmaktadýr. Rekürrens nedeniyle sýklýkla total ya
da totale yakýn burun eksizyonu gerekebilir. Yapýlan
çalýþmalarda 5 yýllýk survival, ilerlemiþ kolumellar
144
tümörlerde % 50'dir ve ortalama yaþam süresindeki azalma
3.6 yýl olarak bildirilmektedir 3,5 .
Kolumellar bölgeden kaynaklanan tümörlerin agresif
biyolojik davranýþ göstermesinde birçok faktör rol
almaktadýr: Özellikle burun anatomisi göz önüne
alýndýðýnda; kolumellar tümörlerin yetersiz çýkarýlmasý ya
da gözardý edilmesi durumunda septuma, burun tabanýna,
premaksillaya yayýlým kaçýnýlmazdýr. Septal invazyon
meydana gelirse anterior kranial tabana yayýlým, maksillar
kemik periostuna invazyon meydana gelirse tümörün
inferiora yayýlýmý meydana gelir 3,6 .
Nazal kolumellanýn primer tümörleri nadirdir, klinik
olarak yanýltýcýdýr ve geç fark edilir. Bu nedenle dikkatli
araþtýrma ve yakýn takip gerektirir. Çünkü önemli yapýlara
komþuluðu vardýr ve destrüktif sonuçlara yol açmaktadýr.
Erken tesbit edilen nazal kolumellar tümörlerde agresif
bir cerrahi planlanmasý ve uygulanmasý, hastalýðýn prognozu
için olumlu sonuçlar elde etmemizi saðlayacaktýr.
Resim 1: Olgunun preoperatif görünümü
Türk Plast Rekonstr Est Cer Derg (2006) Cilt:14, Sayý:2
Dr. Dilek ÞENEN
Esentepe Mahallesi Esentepe Sokak 10/5
Yenimahalle/Ankara
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Resim 2: Olgunun postoperatif görünümü
KAYNAKLAR
Koplin L, Zarem HA. Recurrent basal cell carcinoma:
a review concerning the incidence, behavior, and
management of recurrent basal cell carcinoma, with
emphasis on the incompletely excised lesion. Plast
Reconstr Surgery 1980; 65:656-64
Roenigk RK, Ratz JL, Bailin PL, et al. Trends in the
presentation of basal cell carcinomas. J Dermatol Surg
Oncol 1986; 12:860-3
Oriba HA, Snow NS: Tumors of the nasal columella
treated by Mohs micrographic surgery. The Laryngoscope
107: December 1997 1647-50
Teichgraeber JF, Goepfert H. Rhinectomy: Timing and
treatment. Otolaryngology Head Neck Surgery
1990;102:362-9
Mignogna FV, Garay KF. Surgical rescue of recurrent
carcinoma of the nasal columella. Am J Surg.1995;
170(5) :453-6
Swanson NA, Grekin RC,Baker SR. Mohs Surgery:
Techniques, indications, and applications in head and
neck surgery. Head Neck Surgery 1983;6:683-9
SYRÝNGOCYSTADENOMA PAPÝLLÝFERUM
Dilek ÞENEN, Songül EROL, Ercüment ERBAÞ, Abbas AHMADLI, Bülent ERDOÐAN
Ankara Numune Eðitim ve AraþtýrmaHastanesi 1.Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniði
OLGU
35 yaþýnda kadýn hastadan alýnan anamnezde Mayýs
2006'da çocukluðundan beri baþ ve yüzünde var olan ve
iyileþmeyen yara þikayeti ile Dermatoloji kliniðine
baþvurduðu öðrenildi. Yapýlan punch biyopsi; nevüs
sebaseus zemininde Syringocystadenoma Papilliferum
(SCAP) olarak yorumlandý. Toraks ve Abdominal
Tomografi ve Kranial MR'da malignite, kitle, metastaz
lehine bir bulgu izlenmedi. Hasta kitlelerin eksizyonu için
kliniðimize kabul edildi. Hastanýn fizik muayenesinde
verteks ve sol oksipital bölgede 10x5 cm boyutlarýnda 2
adet verrüköz görünümde deriden kabarýk plak þeklinde
lezyon, sol temporal bölgede 1.5x1 cm boyutlarýnda nodüler
lezyon, sol frontal bölgede yumuþak kývamlý subkutan
nodül þeklinde üzeri ülsere ve masere lezyon, sol kaþ
laterali ve lateral kantus çevresinde deri renginde hafif
pembe papüler lezyonlar, enseden yüzün sol lateral kýsmýna
uzanan hiperpigmente zemin üzerinde daha koyu kahverengi
makül tipi lezyon görüldü (Resim1-2 ). Patolojik lenf
nodu tesbit edilmedi.
Hasta genel anestezi altýnda opere edildi. Hastanýn
verteks ve sol oksipital bölgedeki lezyonlarý eksize edilerek
kýsmi kalýnlýkta deri grefti (KKDG) ile rekonstrükte edildi.
Diðer lezyonlarý eksize edilerek, primer onarýldý. Patolojik
incelemede; sol kaþ laterali, verteks, sol oksipital bölgedeki
lezyonlar, Syringocystadenoma Papilliferum (SCAP), sol
frontal ve sol temporal bölgedeki lezyonlar ise nevüs
sebaseus zemininde Syringocystadenoma Papilliferum
(SCAP) olarak rapor edildi.
Syringocystadenoma Papilliferum (SCAP); Elliot
tarafýndan 1893 yýlýnda tanýmlanan pluripotent hücrelerden
ve apokrin ter bezlerinden köken olan derinin benign
hamartamatöz bir tümörüdür. Literatürde 400 vaka
bildirilmiþ olup nadir görülür. Genellikle doðumda ya da
erken çocukluk döneminde sýklýkla skalp ve yüzde, nadir
145
Download