2-· o . - - .', ' ~ '...; --,~--.i .. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ iLAHiYAT- F AIZÜLTESİ DERGiSi 5. Sayı Atatürk Üniversitesi Basımevi -ERZURUM, 1982 :J3S imıa Usulü ve es-Sem'ani'nin 60 Edebu'l-İmla' ve ve-l'İstimla"ı Abdullah Aydınlı İmla, hadis alma usullerinin en üstünü sayılır (1). Şeyhin tatibe hadis yazdır­ ması şeklinde tarif edilebilir. Bu durumda şeyh (hoca) mumli, talib (talebe) mustemli ismini alır, Mumlinin söylediklerini hazır ohi.n cemaate yüksek sesle nakleden, tekrarlayan şahsa da mustemlf denmektedir .. İmla, asr-ı saadettenberi görülen bir usfildür. inen ayetlerin vahiy katibierine yazdırılınaları ve, kendilerine ·hadis yazma müsaadesi verilen bir kısım aş/ı abm penahide hadis yazmaları ilk örnelderi teşkil 'ederler (2). Burada, Hz. Peygamber (s. a.s.) tarafından imla edilip devlet ve kabile başkanlarına gönderilen dine davet mektublarını da zikr edebiliriz (3). Müteakib aslıiib ve tabiiin deviderin de, diğer konular meyanında h~dis neşri ve öğretimi için imlô.. hadiselerine bolca rastlanır. Nihayet öyle olur ki imla yolu ile hadis alına, hadis öğretim ve öğ­ renimin vazgeçilmez unsurları arasına girer. Hatta yalnız bu yolla hadis almayı adet edinenler de görülür (4). Ebu Bekr ibn Ebi Şeybe ise öyle der: "20 bin hadisi imlfi yoluyla yazmayan salıib-i hadis sayılmaz" (5). huzı1!-ı ris~let İmiaya verilen bu önemle imla meclislerine rağbet zamanla artmıştı. Ca'fer ibn Durusteveyh şöyle anlatır: "Yer bularnama endişesiyle Ali İbnu '1- Medini'nin yarın ki meclisiiçin bugününikindisinden yerimizialırdık Hatta bir gün, kalktığında.ye­ ıini kaybetmemesi için taylesfuimii (sırtına attığı, altına serdiği şalına) bevleden bir adam görmüştüm" (6). Konuyla ilgili eserlerde binlerce, onbinlerce kişi huzfirunda akdedilen imta ineclislerine işaret edilir. 1. Baiı Hadis Meseleleri Üzerinde Tedkikler. Prof. M. Tayyib Okiç, İst. 1959, s. 94. · 2. · Mecalisu'l-Haclis ve Adabu Rivayetih, Dr. Muhammed 'Accac el-Hatib, Adva'u'ş-'Şeri'a (Mecelletun), er-Riyad, aded:.4, C. ula 1393, s. 177. 3. Bkz. Bazı Hadis Meseleleri, s. 95, 124 vd. · 4. Edebu'l-İmla ve'l-İstımla', es-Sem'ani, Leiden, 1952, s. 11. · 5. a.g.e. 6. a.g.e.,fs. 112-113. 175 Asımibn Ali ibn Asım'ın imlô. meclisinde 120 bin (I), EbU.Muslimel-Kecci'nin meclisi~de 40 bin (i), Bağdad'a gelişinde taşkın sevgi gösteriltSri ile karşılanan EbU Bekr Ca'fer ibn Muhammed el-Firyabi'ninkinde ise _30 bin kişi kadar (3) bulunduğu nakledilir. Herhalde bu meclisiere gösterilen bu rağbetle bazı halifeler, hayatlarında tat. mak istedikleri en mutena hazzın böyle bir meclis akdedebilmeı<: olduğunu söylemişl~rdir. Bı.ı halifelerden el-Mansur, Har:Unu'r-Reşid ve el-Me'mun'un isimlerini burada kaydedebiliriz (4): · Şa'şa'alı Ö.öİıemler geçiren imla meclisleri giderek dinley~ler yönünden olgibi istimiii edenler yönünden de seyrekleşir. es-Sem'ani, Ebu'l-Fadl ibn Yusuf'un imlfı meclisi bittiğinde, hazır bulunanları yazmak için bir hokk~ arandığı tlalde bulunamadığıni nakleder (5). · duğu İmlfı mevzuuna çoğu hadis usUlü kitabiarında bablar tahsis-edildiği gibi müstakil.kitablar da hasredilmiştir. Bu konuda müstakil kitab olarak, özet ·terce- . mesini takdim-sadedinde olduğumuz Edebu'l-İmla' ve'l~İstimlft' adli eser bü:}riik bir ehemmiyeti haizdir: Ebu Sa'd Abdulkerim ibi:ı Muhammed es-Sem'ani'nin (v. 562/1166) bu değerli eserini merhum hocamız Prof.Dr. Muhammed Tayyib Okiç, Türkçe kaleme alınmış hadis usulü kitablaıınuı şimdilik tek muhalled eseri Bazı Ha,dis Meseleleri Üzerinde Tetkikler (İst. 1959, Osman Yalçın Matbaası, VII+ 252 s). adlı kit?-bında tanıtmıştı (s. 95-99). Merhumun, imla (6) ve emiili sistemieli (7) hakkında verdiği malfımat hala tazeliğini muafaza etmektedir. es-Sem'ani bu eserini, İsbehan, Bağdad, Belh, Curcan, Dımeşk; Serahs, Merv, Herat ve Hemezan başta olmak üzere 80'i aşkın beldeyi gezerek derlediği bilgilerle meydana getirmiştir. Yazma eetek nüsha halinde bulunan eseri (8) Max Weisweiller; giriş, eser ve yazmaları, kitabın muhtevasının Almanca hülasası ile neiıetmişti (9). Biz burada müellifin, serdettiği görüşleri te'yid maksadıyla zikretti~ rivayetleri hazfetrnek suretiyle eseriı;ı özet tercümesini, Türk okuyuculara faydalı olur düşüncesiyle takdim ediyoruz: Nisabfır, Vfisıt, ... ı. a.g.e.; . 16-17. 2. a.g.e., s. 96. 3. a.g.e., s. 17-18. 4. a.g .. , s. 19-21. 5. a.g.e., ·s. 18. 6. Bazı Hadis Meseleleri, s. 94-99. 7. a.g.e., s. 102-104._ s. Millet·Kütüphanesi, Feyzullah Efendi Bölümü, No: 1557. 9. Die Metho~es Diktagolles (Adab al-Imla wa'l-Istimla') von Abd-Al-Karlm ibn Mu nammed as-Sam'iini, He;:au gegeben von Max Weisweiller, Leiden, 1952, E.J. Brill,- 51 +190 s. · 176 · Edebu'l-İmla' ve'l-İstimla' (Özet .Tercüme) . Hamd alemlerin Rabbı ol.a:n Allah'a:, salat O'n~·n elçisi Hz. Muhammed'e, temiz ehl-i beytine ve yüce ashabınadır Allah kendisinden ve es-Sem'ani) dedi ki: geçiriişlerinden razı olsun, Efendimiz (Abdu'l-Kerinı İmdi; Allah seni korusun ve muhafaza etsin, kardeşim, sen benden imla ve isıim/tinın-}.dabını, münıli ve müstemlinin, yüce ahiakla ahlaklanmak ve nebevt sünnetiere uyı;ı:ıak hususunda muhtıiç olduklan şeyleri sord"Q.n ve bunun ~ısa olmasını şart koştun. Çünkü himmetler noksanlaşnuş, 'hadis büyükleri ortadan kaybolmuş, istekler de gevşemiştir: Bunun üzeıjne (s.y.o.)*Allah'a istihılre edib cem'ine başladım. Mutlaka lüzu;mlu olan ve, ileri görü'şlü hadiscinin, zeki talebenin müstağni kalamayacağı; adab-ı muii.şereti ve bunları halvet ve meclisler de kullanmayı bilmek isteyen diğer insanların ihtiyaç duyacağı şeyleri zikretmekle yetindim... Allah'dan bizi ve seni ilimle menfaatlandırmasını ve.çalışmamızı kendi rızasına uygun kılmasını dilerim. Muhakkak başanya ulaştıran O'dur.. Allah seni muvaffak etsin, bil ki hadis ilmi, (s.y.o.) Allah'ın Kitabının ilminden sonra ilimierin en şereflisidir. Çü~kü hükümler bu ikisine mebn1 olup onlardan istinbat edilmişlerdir. (s.y.o.) Allah da Peygamberimiz (s:a.s.)'i şöyle buyurarak şereflen­ Iendirmiştir: "0, havadan konuşmaz; 0\na inen Kur'an veya ~nun söylediği sözler), kendisine vahyedilen vahiyden başka birşey değildir. (Necm, 3-4) ... · bunıin ResuluHalı (s.a.s.)'in lafızlarının mutlaka nakledilmesi gerekir. Onların sılı:: da ancak siihfh isnadla malum olur. İsnaddaki. sıhlıat ise yalnız sıkanın sıka­ dan, adim · adidan rivayetiyle bilinir .... lıiitı Hadisi şeyhlerden almak bir kaç şekildd' olur: Muiıaddisin hadisi sana rivayet • etmesi, senin ona okuman, sen dinliyorken ona okunması, kendisinden rivayet izni isteyerek' ona arzetmen, onun sana yazıp rivayete izin vermesi bunlar arasında zikredilebilir. Böylece sen onun kitabından veya asiıyla karşılaştınlınışfer'den nakledersin. Bu çeşitlerin en sahilii, onun sana imla edip senin de lafızdanonuyazman­ dır. Zira sen ona okuduğunda çoğu kere o gafil olur veya dinlemez. Eğer sana okursa bu sefer sen ekseriya bir şey sebebiyle onu dinlemeye kendini veremezsjn. Şayet ona okunur. hazır olanlar da dinlederse durum yine böyle~r... Eğer sen ona arzedip o sana izin verirse veya sana yazarsa bu tarz, bu çeşitlerin en alt derecesi olmuş olur. Bunun için onun sılıhatmda ihtilaflar olmuştur. Öy!eki bazılarıneredeyse icazete cevaz vermezler... -Faka:t muhaddis sana imla eder, sen de onun lafzından yazarsan buna herhangi bir fesad yol bulam::ı.z. Çünkü, o imlti ettiğini biliyoı, sen de yazdığım duyuyor ve anlıyorsun ... Peygamber (s.a.s.) de meliklere, mektublar da * "Sübhan ·T· .. ·ca ve Yüce Olan" 12 ın • yazınada ve musalahada im!a etmiştir ... Peygamberimizin bu mektublarının inisalleri çoktur. Onları zikdeı:sek kitab uzar. Maksadimız ise Nebi (s.a.s.)'in katib- lerine (Allah onlardan razı olsun.) mektublar iinlfi ettiği hususudur: Etbauttabi'in, onların halef!eıi ve daha sonrakiler arasından bir cemaat imlft için meclisler akdediyorlardı. Şu'be ibnu'l-Haccac (ki imiaya değer vermiştir.), Yezid ibn Had1n, Veki ibnu'l-Cerrah~ Asım ibn Ali et-Teynıi, Amr ibn Merzfık el-Bahili, Muhammed ibn İsma'il el-Buhar!, Ebu Muslim el-Kecci, Ca'fer ibn Muhammed vd. bunlardandirlar... Allah geçmiş selefe rahmet etsin, onların zamanında ilim aranıyordu. Rağbetler bol; toplantılar çoktu. Şimdi ise ilmin ateşi söndü, kıvılcımlan azaldı, 'çarşısı durgunlaştı. Hatta Bağdad'da Ebu Hafs Öpıer ibn Zafer el~Meğazili'den, müzakere esnasında şöyle dediğini işittim: "eş-Şeyh. Ebu'l-Fadl ibn Yusuf'un imZasını bitirmiştik. Hazır bulunanların isimlerini yazmak için bir hokka aradik~ bulamadık." Halifelerden im/ii meclisi akdetmek isteyen ve buna heves edenler vardı .. el-Me'mun, Abbasoğullan halifelerinin, hadise en· büyük yardımı göstereni idi. Çokca hadis müzakere eder, haclls rivayetine büyük arzu duyardı. Bununla beraber O, has çevresinden ehil olan kimselere çok hadis rivayet etmiştir. Herkesin, diJilemek için hazır bulunacağı umumi bir mecliste hadis imlii etmeyi de çok sevi.;. yor, buna karşı nefsini zor tutuyordu, nihayet bunu yapmaya azmetti ... Muteehirundan, imlii yolu .ile rivayette bulunup meclisler akdedenler vardı. Onlar arasında şu zatları zikıedebiliriz: Bağdiid'da: Ebu'I-Hasan ibn Rızkaveyh el-Bezzaz, Ebu'l-Huseyn ibn Bişran, kardeşi Ebu'l-Kasım, Ebfıl-Feth rahman ibn Ubeydilialı ibn Ebi'l-Fevaris el-Hurfi. el-Hafız, Ebu I-Kasım Abdur- Nisiiburb'da: Ebu Tahir Muhammed ibn Muhammed ibn Malımiş ez-Ziyadi, el-Hakim Ebiı Abdilialı Muhammed ibn Abdilialı · el-hafız, Ebu Abdirrahman Muhammed ibnu'l-Huseyn es-Sulenıi, el-Kadi Ebu Bekr Alımed ~ibnu'l-Hasen el-Hiri, Ebu'I-Kasım Abdurrahman ibn Muhammed es-Serrac, Ebu İshak İbra.: him ibn Muhammed el-İsfediyir..l. Jsbelıftn'da: Ebu Abdilialı Muhammed ibn İshak ibn Mende el-Hafız, Ebu Abdilialı Muhammed ibn İbrahim el-Curcani, Ebu Nuaym Ahmet ibn AbdiHalı el-Hafız. Basrii'da: İsa ibn Gassan, Muhammed ibiı Ali ibn Habib el-Mettusi. Hemeziin;da: Ebu Tahir ibn Seleme, Muhammed ibn İsa ibn Alıdilaziz elBezzaz. Merv'de: Ebu Abdilialı el-Hazeri, Ebu Bekr Abdullah 'ibn Ahmed el-Kaffal, Ebu Muhammed eş-Şirıiehşiri, Ebu Ali el-Huseyn ibn Şu'ayb es-Sinci, babamın dedesi Ebu Mansur el-Kadi .es-Sem'aiıi, dedem, babam (Allah onlara rahmet etsin.) ve onlar dışmda büyük bir cemaat .. Kavuştuğumuz hocalarımızın hepsine •178 '. biz kıraat ediyordu k. Bazıları haftanın bir kıraaüt ayırıyordu. Şu gününü özellil9.e imlaya, ·diğer günlerini zevat, imZa yazmak için meclislerinde hazır bulunduğumuz şeyhlerd~ndirler: Merv'de: Ebu Hafs Ömer'ibn Muhammed ibn Ali es-Serahsi .,el-İmam, Ebu Hafs Ömer ibn Muhamed ibni'l-Hasan el-Fergull, 'EbU Nasr Tahir ibn Mehdi et-Taberi. Seralıs'da: EbU Muhammed el-Fadl ibn Muhammed ez-Ziyadi'. Nist1bar'da: Ebu Abdiilah Muhammed ibnu'l-Fadl ibn ·Ahmed el-Furavi, EbU Bekr Vecih ibn Tahir eş-Şehhami, Nfsabür'da cami imaıru olan EbU Muhammed Abdulcebbar ibn Muhammed ibn Alınied el-Huvari. Bunlardan sonra Es'ad ibn Ebi~a id ibni'İ-Kuşeyri el-Hatib, Ebu'I-Berekat Abdullah ibn Muhammed el-Furavi, Ebu/ Mansur Abdulhalık ibn Zahir ibn Tahir eş-~ehlıami, ~ EbU Osmı1:n İsma'il ibn Abdirrahman el-Gada'itf, Ebu'l-Futfth Abdurrezzalc ibnu'ş-Şafi'i es-Seyyari. Nevkt1n'da: Ebu Sa'd Muhammed ibn Ebi'I-Abbas Ahmed ibn Muhammed el-Halili el-Hafız. · -İsbelıan'da: Ebu'I-Kasım İsma'il ibn Muhammed ibni'l-Fadl el-Hafız, EbU Mansur Mahmud ibn Ahmed ibn Abdilmun'im.ibn Maşazete'l-Mufessir, EbU Sa'd A.hn{ed ibn Muhammed ibn Ebi Sa'd el-Bagdadf, EbU Bekr Muharr.m.ed ibn Ebi Nasr el-Leftuvanf, ·EbU Mes'ftd Abdulcelll ibn Muhammed ibn. Abdilvahid ibn Kıltah el-Cubari el-Hafız, EbU Galib Muhammed ibn Amr eş-Şirazi. ı Haremeyn'de, Meklce ve Med!ne'de, Şeyhim Ebu Sa'd Ahmed ibn Muhammed ibn 'Ebi Sa'd el-Bağdadi'nin imlasında hazrr bulundum ve mustemlfsi oldum. Anıulu Taberistan: el-İmam Ebu'l-Mehasın er-Ruyani'nin torunu Ebu'l- Fevaris Hibetullah ibn Sa' d et-Taberi. el-Kerec Beldest'nde: Ebu'l-H~san Muhammed ibn Ebi Talib el~Kerec el- İmam. Basra'da: Ebu Muhammed Cabir ibn Muhammed ibn Cabir el-Ensad elMalilci el- Hafız. Herat'da: EbU Şuca' Ömer ibn'Muhammed ibn Abdilla~_el-Bestami el-İmam. Mervu'r-Rılz'da: EbU Muhammed Abdurrahman ibn Abdiilah en-Nihl el-. İmam. Belh'de:-Ebu Belct Muhammed ibn Muhammed ibn Muhammed el-Hac el- Hulm1. Şeylıimiz E~u'l-Kasım İsma'il ibn Ahmed ibni's-Semerlcandl Bağdad'da, Ebu'I-Kasım Zahir ibn Tahir eş-Şehharni Nisabur'da im/ada bununuyolardı. Şu 179 o :. 1 • kadar var ki onlar imfayı terkettiler, benim de kendilerinden imla yoluyla müza!tere yoluyla bir şeyler yazınam mümkün oldu değil ı Bu girişten sonra ben, Allah'ın fazlı ve lütfuyla önce mumlfnin, sonra mustemlfnin, en sonunda da katthin ihtiyaç duyacağı şeyleri takdim edeceğim. Mumlinin · Uyması Gere~en Edebler Faslı / , Mıdıaddisin, kılık-kıyafetini düzeltmesi ve hadis rivayet etmeye hazırlanması g·erekir. lmlti esnasında mumlinin en mükemmel bir şekil ve en güzel bir suıette !olması şayan-ı arzudur. Bundan önce hazır bulunacak ohin muvafik ve muhaliflerinin yanında kendisini güzelleştitmeye vesile olacak işlerini düzeltmek gayelsiyle üst-başına bakar... (Bunun için) misvaklamakla başlayıp uzamışsa tımaklarını ikessin, bıyığından alsın, saçını tarasın, beyaz elbise giysin, sarığı yüsyuvar1ak dürrsün,l saka1ını tarasın, yanında varsa güzel koku sürünsün, aynayabaksın, ~eclise ' gitmeye yöneldiğinde yüruyüşünde mutedil olsun, ka\~ılaştığı müı:;Himanlara seHi.m/la başlasın, baliğ olmayan çocuklara varıncaya dek müslümanların hepsine seJanıı genelleştirsin, Meclise vardığında oturanı kendisi için kalkmaktan men etsin. Çünkü buna alışma, nefsin afetlerindendir. Oturmadan önce iki rek'at namaz kılması ı bağdaş kurub huşfılu bir şekilde oturması müstehabdır. Ashtibıyla hoşça konuşsun, onlara ve /zafkasındakilere karşı huyunu güzelleştirsin. Meşgalelerindenkopnıamaları, birbiriyle sözleşip kendisine gelmeye hazıtlanma:Iarı için mumlinin tis[ıabı için toplantı günü tayin etmesi gerekir. Onlara gün tayin eclip imfaya söz verince sözünden cayması yakışık alınaz. Ancak kendisini mazür gösterecek bir işi olursa. müstesna, bunda bir beis yoktur. 1 / Mescidlerde Meclisler Al$:detmek Mulıaddis için mescidlerde, bilhassa cuma günü cuma mescidinde imfa etmesi müstehabdır. Bu durumda lableye karşı yönelir ve aşlma ancak taharetti olarak el sürerve temiz olarak rivayet eder. Hadisieri de yalnız kitabından rivayet eder. Çün- kü hafıza çok haindir. Kur'ş.ndan bir sure okuyarale başlar. Sonra insanları susturur. Bunu mustemliyaparsa güzel olur. Sonra imfa etmek istediği şeyi yüksek sesle söyler. Sesini de, 'sadece hazır bUiunanların duyacağı kadar yükseltir. Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Sesini de kıs." (Lokman , 19) . Eğer bir minber veya yüksek bir yerin üstüne oturu~sa bu caizdir. Sema için hazır bulunanlar, mumlinin yüzünü görmeyecek kadar çoğaldığında onun minber vs. bir şey üzerinde oturması müstehabdır. Böylece cemaat onun yü-· ·zünü görür, o da onlara sesini ulaştırır. Sonra tesmiye ile başlayarak "Bismillahirrahmanirrahim"; devamında da "Elhamdü Iiliahi Rabbi'l-Alernin'~ der. Bu hamdele hakkında bir hadis varid olmuştur." .: i ~ I_.;J l:--.J ili ıso ...to.:;..J ~ ~ ~ ~ _,.i J5 v t . ;, Sonra Nebi (s.a.s.Yi zilerederek Ö;na saifivat getirir. Çünkü Allah'ın zikrinden sonra O'nu zikretmek vacibtir. Böyle bir halde ise O'na salavat getirmek ifası gerekli biriştir. Sonra ·mustemli mumliye "Allah sana merhamet etsin, kimi zikrettin veya sana kim rivayet etti?" der. Müm11 de "Hadesena Fulanu'n'' diyerek, kendisiriden rivayet etmek istediği şeyhin nesebini, sonuna kadar verir, şeyh;ine merhamet dileyib ona dua eder. Tek bir şeyhden rivayet etmez. Aksine şeyhleri olan bir cemattan rivayet eder. Şay~t her bir isnadı bir diğer şe)llı den rivayet' etse daha güzel olur. Yalnız sıkalardan rivayet edip za'iflardan, heva ve bidat sahibi muhaliflerden rivayet etmekten kaçınır. Meşhfir ve Adillerin Rivayetinin Garib ve Münkerlerden Üstün Tutulması A varnın akıllarının almayacağı şeyleri rivayet etmem~li. ibadetler ve mııame­ lat hukuku ile ilgili şer'! hükümleri bilmeye faydası olacak olanfıklıf Jıadfsler, imla edilecek en faydalı şeylerdendir. Arnelierin faziletleri ile hayra ve zikre teşvik eden, çlünyaya meyli azaltan · terğfb hadfs/erini imla etmek müstehabdır. Mumli, içinde.garib bir söz bulunan bir hadis rivayet ettiğip.de bunu tefsir eder, kapalı bir manası olan hadisi de izah eder ve açıklar. Mum!fye, ancak manasını bildiği şey.leri tefsir etmesi caizdir. Bilmediklerinde ise susması gerekir. Mumlf ism'jd s.evkinde Resı11ullah (s.a.s.)'e ulaştı­ ğında sesini yükselterek O'na salavat getirmelidir.· İçinde ResUluilah (s.a.s.)'in z.ikl:-i tekrarlanan her hadiste böyle yapar. Sahabeden birine isnad ulaştığında "rıdvanu'llahi 'aleyh" veya "Radiye'llahu 'atih" der .. Mumlinin I;Iadis Hakkında Söz Söylemesi ve Onu Na'tlarla Tavsif Etmesi Ravinin, rivayet ettiği şeyin Sıhbat, 13ubfit ys. Sıfat-ve faziletine dikkat çekip, .ancak. kendisi gibi lıa­ Hadfs aif veya sahf!t olursa fızlarlİl. bilebileceği manaları açıklaması müstehabdır. onu bununla tavsif eder. Mumlinin Uzun ve Çok İmla Etmek Suretiyle Dinleyeni Bıtkırma ve Canını Sık.ınasınm Kerabati Mumllnin, ı:ivayette bulunduğumeclisi uzatmaması lazımdır. Bilakis onu; diı.ı­ leyiciyi bıktırıp usandırmasından ve bunun dinleyiciyi araştırmada gevşekliğe ve tenbelliğe sevketmesinden kaçınmak için orta uzunlukta yapar. Meclisi, hika- · yeler ve nadir olan konularla bitirir. Hikayelerden sonra da şiirler okuyarak bununla meclise nihayet verir. M umlf, bir kelime zikrettiğinde, mustemlf tekrfl,r edip talebe ·yazmcaya kadar boş kalmamak için (s.y.o.) Allah'a istiğfarda bulunur. 181 ____ ___ , ..... Meclisin bitiminde ayete göre istiğt'ar ve hamdeleden söylenınesi adet olanlar Katade ve Mucahid'den rivayet edildiğille göre "Kalkacağın zaman-da rabbinehamdile tesbih et:'' (Tur, 48) ayetinde "Her meclistenkalkacağın zaman ... " manası vardır ... ResUluilah (s.a.s.) bir meclis ten .Şöyle demede~ kalkmazdı:" ;. Cl .~11..:-"~l,c.!lj~~J~\ l ., • 1 • .... \ ~'~~~,~~d.;~ Mecliste Yazılam Mukabele Etmek, İşi Sağlam Tutmak ve Kalemin Sapma.ve Hatalarını Düzeltmek \ 1 1 Bir adam Peygamber (s.a.s.)'in yanmda bir şey yazmıştı. Peygamber (s.a.s) ona "yazdın mı?" buyurdu. Adam "Evet" dedi, Hz. Peygamber "Mukabele ettin imi onU?" diye sorduğunda "Hayır" cevabını alınca şöyle buyurdu: "Onu mukabele edip sa}ıih oluncaya kadar. yazmaınışsın demektir." · Yahya ibn Ebi Kesir şöyle der: "Yazıp ta mukabele etmeyen tuvalete girip istinca etmeyene benzer". , / . . Meclisi Kaçırma ve Tekrar Etme Hakkında Söylenenler Hadis, ihninde, anlatılan şeyi tekrar etmeyi kerih görmek, kavuşamayana veya bitirene onu bir ·daha aniatmayı zor bulmak adet olmuştur. Öyleki şairlerden biri, ağır davranan birine şöyle hitab eder: f ~ .) lı..J 1 ~ j....J ıs _,., i.~~ ' , J ~ c.; \ wü t;ı. J.> fmlayı·semtı' etmek isteyen kimsenin erken gelıp.esi gerekir. Aksi hal.de bulun, misının gecikmesiyle meclisi kaçırmasından, · aynı zaı:panda tekrar etmenin şeyh · tarafından güç karşılanmasından korkulur. Çünkü, Sufyan ibn Uyeyne, Yezid . ibn · Harun ve· bunlardan önce-sonra gelen bir cemattan (Allah onlardan ve bu ikişinden, razı olsun a) ravflerin naklettiği hususları, işinde isti'mal etmeyi adet edinetek şeykin tekradan kaçınması mümkündür · ı .. Musteinll.Edininek'Ve· Onun Adabı Hakkın!Ia -Fasıl edinınesi ' •. yiiks~k b~ yere oturması müstahapdır. :Buıa- .•., •.uuıc:.L_uL_<ı__u. maksag lıazır. bulunanların hepsine '· da ·gerekir. Mustemlf, uyanık ve .hika:ye edildiği gibi aptal ve ()lması ··, Seletin bazısı, akıllı ve izzet-i nefis sahibi mustemlfsi olduğu ha1de lmlli eder, must~ml!.sini de ı::ıedh edip överdi. BaZısı da bunun aksine idi. Onlar d~ a~a~~a 1 gelem soylerlerdı. Ben onlardan bana ulaşan bazı şeyler hatırlarım... Istimla ıçın, hazır bulunanların dil bakımından en fasThini, açıklama bakımından en vazılıını, ibare bakımından en güzelini, anlatıni bakımından en iyisini seçmek~ gerekir. Mustemlinin, hadis/e ünsiyeti olan, tam-değilse bile-onunla biraz meşgul bulunan biri olması lazımdır. Çünkü o lıadisle meşgul olan biri de&iJse, yanıima ve hata yapmasından dolayı kendisine emniyet edilmez. Kalabalık Çoğaldığında, bazısı bazısı­ na ulaştırması için -mustemliler artırılmalıdır. . Mustemlinin Bu Başlarken Söyleyeceği kitabın baş tarafında Söz mumlfnin adabı kısmında onun sından bahsetmiş ve bunu mustemlinin müstemli (şöyle diyerek:) ~ .a)l...cJ\ J ~1~\-:-".J ıUJ ..ı.,...,.JI . • ( t1 l \,)'t"" insanları yapacağını zikretmiştik. ~-.,.. )1 ~ )1 illi{'--"-! j §'" ~ \ ~ ~ susturmaBundan sonra .IJ.!...J<..o..>., oJ\~ '->~ 1 .J<ı-"""' . Kur'an'dan bir sure okur .. Bu zikrettiğimiz hüsusların hepsi hakkında hadisler zikret~ştik. Onları tekrar etmiyeceğiz. Mustemlf onların hepsini zikredip şöyle diyerek şeylıe dua eder: "Allah, şeylıten, ebeveyninderi ve bütün müslümanlardan razı olsun!". Şayet "Allah, efendimizden razı. olsuno" derse bu, mumli nefsinin kadrini bildiğinde caiz olur. Şeylıe, uzun hayat ve örnrün devaını hususunda dua ederse mekrfıh olur: Çünkü selef bunu kerih görmüşleşdir. · İmam Yahya ibn Sa'id el-Kattan ve diğer bazı imamlar, hadis aslıalıının mu• 1 haddise dua etmesine ehemmiyetıvermeyip bunun sahlh olmayan bir niyetle yapıldığı görüşündeydiler. Sufyan ibıı 'Uyeyne bunun aksini söylerdi. Mustemlf şeylıin ismini, künyesini ve nisbesini bilirse ı\ı 1 zireder. Aksi halde, hazır bulunanlara söyleyip bunları hazır bulunımiara yazmaları için şeylıe sorar. MııStemlinin Muinııye "Men Zekerte " Demesi Mustemli zikrettiğimiz girişi yaptıkdan sonra mumliye yönelip ' Allah merhamet etsin, sana kim rivayet etti?" veya "Allah razı olsun, kimi zikrettin ?" der. Mustemlf "Menzekerte" dediğinde mumlf "ahberena ebu fulan fulan ibnu, fulan" deyip, kelime kelime söyliyerek hadisi rivayet eder. Bunu mustenıli nakleder ve şöyleyeceği şeyde sesini yükseltip onu imZa eder. Musteinli mumliden tebliğ . ederken onunlafzına muhalefet etmemelidir. Hatta muhalefet etmeme lüzumlu,dur. Bilha,ssa ravi, rivayet hükümlerini bilen ve anlayanlardan olduğunda... Katib bir · harf işitmezse bunu1 !şitmesi için mustemliden sorar. Veya bir şeyde şübhe ederse 183 / Meclisin bitiminde ayete göre istiğfar ve hamdeleden söylenınesi adet olanlar Katade ve Mucahid'den rivayet edildiğine göre "Kalkacağın zaman-da rabbine hamd ile tesbill et:'' (Tfır, 48) ayetinde "Her meclistenkalkacağın zaman ... " manası vardır ... Resfılullah (s.a.s.) bir meclis ten _şöyle demeden kalkmazdı:" ı:. G • -~1 ~ ~~' uJj..A.:..~.I ~\ 'j\ ~' • 'j ~~, r-r-U' ı.ili~ " \ Mecliste Yazılanı Mukabele Etmek, İşi Sağlam Tutmak ve Kalemin Sapma. ve Düzeltmek Hatalarını Bir adam Peygamber (s.a.s.)'in yanında bir şey yazmıştı. Peygamber (s.a.s) ona "yazdın mı?" buyurdu. Adam "Evet" dedi, Hz. Peygamber "Mukabele ettin mit onu?" diye sorduğunda "Hayır" cevabını alınca şöyle buyurdu: "Onu mukabele edip sahih oluncaya kadar. yazmamışsın demektir.?' Yahya ibn Ebi Kesir şöyle der: "Yazıp ta mukıibele etmeyen tuvalete girip istinca etmeyeme benzer" . .Meclisi Kaçırma ve Tekrar Etme Hakkında Söylenenler Hadfs, ilminde, anlatılan şeyi tekrar etmeyi kerih görmek, kavuşamayana veya bitirene onu bir 'daha aniatmayı zor bulmak adet olmuştur. Öyleki şairlerden biri, ağır davranan birine şöyle hitab eder: fmliiyı·semii' etmek isteyen kimsenin erken gelı:p.esi gerekir. Aksi halde bulun- m~sının gecikmesiyle meclisi lcaçırmasından, · aynı zaJ.tlıı.nda tekrar etm~nin şeyh tarafından güç karşılanm~sından korlculur. Çünkü, Sufyan ibn Uyeyne, Yezid . ibn Harun ve bunlardan önce-sonra gelen bir cemattan (Allah onlardan ve bu ikisinden razı olsuno) riivflerin naklettiği hususları, işinde isti'mal etmeyi adet 1 edinerek şeyhin tekradan kaçınması mümkündür Mustemü Edinmek ye Onun Adabı Hakkında -Fasıl Mumlinin, halkasından uzakta kalana imiayı ulaştaracak bir kimse edinınesi lüzfınıludur . . Müstemlinin İnsanlardan Yüksekte Bulunması Mustemlfnin, seki, sandalye gibi yüksek bir yere oturması müstahapdır. Bula- _ mazsa ayakta istimiii eder. Çünkü istinıladan maksad ·hazır bulunanların hepsine ulaştırmaktır. Mustemlfnin yüksek sesli olması da gerekir. Mustemlf, uyanık ve tefrik edici olup, Yezid ibn Harun'un mustemlisinden hika~e edildiği gibi aptal ve gafil olmamalı 182 . ., Selerin bazısı, akıllı ve izzet-i neris sahibi mustemlfsi olduğu halde im/d eder, mustemlfsini de medh edip överdi. BaZısı da bunun aksine idi. Onları da ağızlarına geleİli söylerlerdi. Ben onlardan bana ulaşan bazı şeyler hatırlarım... lstimla için, hazır bulunanların dil ·bakımından en fasihini, açıklama bakımından en vazıhını, ibare bakımından en güzelini, anlatım bakımından en iyisini seçmek- gerekir. Mustemlinin, hadfs/e ünsiyeti olan, tam· değilse bile-<munla biraz ,meşgul bulunan biri olmasıl§zımdır. Çünkü o hadisle meşgul olan biri de~ilse, yanıima v~ hata yapmasından dolayı kendisine emniyet edilmez. Kalabalık Çoğaldığında, bazısı bazısı­ na ulaştırması için ·mustemliler artırılmalıdır . • Mustemlinin Başlarken Söyleyeceği Söz mumlfnin adabı kısmında onun insanları. susturmave bunu mustemlfnin yapacağını zikretmiştik. Bundan sonra müstemli (şöyle diyerek:) Bu kitabın baş tarafında sından bahsetmiş ~ JS J(.,&J 1 , ~ı _.,_ı\-:-'.) ıill ...4.>J 1 !) r-=-.. . ) 1 ~) 1 All 1 ("--'"'""'! . . ~§'"~ı ~ ' ,1,)-:!..sı.a.>., oJ\-' ;..>~ 1 ı:-_ 1 ! ı / ..Lo-=-o Kur'an'dan bir sure okur.. Bu zikrettiğimiz hüsusların hepsi hakkında hadfsler zikretmiştik. Onları tekrar etmiyeceğiz. Mustenıli onların hepsini zikredip şöyle diyerek şeyhe dua eder: "Allah, şeylıten, ebeveyninderi ve bütün müslümanlardan razı olsun!". Şayet "Allah, efendimizden razı. olsuno" derse bu, mumli nefsinin kadrini bildiğinde caiz ohır. Şeylıe, uzun hayat ve örnrün devamı hususunda dua ederse rnekruh olur: Çün~ selef bunu kerih görmüşleşdir. · İmam Yahya ibn Sa'id.el-Kattaiı ve cJ.jğer bazı imamlar, hadis ashabının muhaddise dua etmesine ehemmiyetıverİneyip bunun salıili olmayan bJr niyetle yapıldığı görüşündeydiler. Sufyan ibn 'Uyeyne bunun aksini söylerdi. Mustemli şeyizin ismini, künyesini ve n isbesini bilirse bunları hazır bulunanlara zireder. Aksi halde, hazır bulunanlara söyleyip yazmaları için şeyize sorar. MtıStemlinin Munıliye "Men Zekerte " Demesi Mustemli zikrettiğimiz girişi yaptıkdan sonra mumliye yönelip ' Allah merhamet etsin, sana kim rivayet etti?" veya "Allah razı olsun, kimi zikrettin?" der. Mustemli "Menzekerte" dediğinde mumli "ahberena ebu fulan fulan ibnu, fulan" deyip, kelime kelime söyliyerek hadfsi rivayet eder. Bunu mustemli nakleder ve şöyleyeceği şeyde sesini yükseltip onu imZa eder. Musteinlf mumliden tebliğ . ederken onunlafzına muhalefet etmemelidir. Hatta muhalefet etmeme lüzumludur. Bilha,ssa ravi, rivayet hükümlerini bilen ve anlayanlardan olduğunda... Katib bir harf işitmezse bunu? !şitmesi için mustemliden sorar. Veyabir şeyde şübhe ederse 183 doğruluğunu araştırmak Üzere ona müracaat eder. Mu~temii de ona cevab v~rir. Allah (azze ve celle) Kehf süresinde (ayet, 71) şöyle buyurur: "Halkını boğmak için mi gemiyi delcin? .Hakikaten sen müthiş bir iş yaptın o" Mustemlfnin, istimlayı bi tirdiğinde hazır ];>ulunan ve. yazanlara ra.hmet ve mağfiretle dua etmesi müstehabtır. Bu durumda :ı:qusteınli önce kendisine sonra · hazır bulunanlara dua eder., Katibiiı Adabı I;Iakkmda Fasıl Hadfs tiilibinin, mümkün olduğu kadaı, Resfılullah (s.a.s.)'in eserlerine göre hareket etmek ve sünnetleri kendisine şiih yapmak suretiyle bütün işlerinde avaının yollarından ayrılması gerekir. Çünkü Allah.Teala şöyle buyurur: "Aiıdolsun Allah'ın Elçisinde sizin için. (uyuİacak) en güzel bir örnek vardır." (Ahzab, 21). l ~adis . Meclislerine Erken ditmek Yalnız yaz aylarında erken gidilir. Kış aylarında gün yükselin,ceye kadar sahtedilmesi evladır. · Ttilib acele etmeksiz!n ağırbaşlılıkla· Yürür. Allah Teaiii şöyle buynrur: "Yer yüzünde kabara kabara yürüme." (İsrii; 37). Allah azze ~e celle yine şöyle buyurur: "Yürüyüşünde mu'tedil ol, sesini alçalt"" (Lokman, 19). Aşırı öğrenme arzusu ve nıulıaddise ilk önce gitmiş olması için hızlı yürürse bu caizdir. Talib için en uygun olaııı yaya yürümesi, bir ş~ye .binmemesidir. TALiBİN; YÜRÜDÜGÜNDE SÜRÇMEMESİ, AYAGA KALKTI~INDA DÜŞMEMESi İÇİN ELBiSESİNİ YUKARI ÇEKMESi VE, KİYAFETİNİN PERiŞAN OLMASI Talib, içine kitab ve cüzleri.koyması için! elbisesinin kolunu geniş yaptırır. Elbise hususunda zorluğa girmez... Tırazu'z-Zeheb kitabında ~uhaddisten izin aJma usulünü. zikretmiştik. Burada, nıuhadddis ve mumlfnin huzuruna giriş adabının bir kısmını zikredeceğiz. Bir talebe topluluğu hazır 'olup. _kendilerine, ·mumlfnin huzuruna giıiş izni verildiğinde talebelerin en yaşlılarını öne geçirip onu önlerinde içeri gidirmeleri gerekir. Bu 'şüphesiz bir sünnettir... Eğer yaşça en büyük olan kimse kendisinden daha alim olanı öne geçirirse bu hoş karşılanarak caiz görülür. Tiilib, mumlfnin yanına girip onun yanında bir topluluk bulursa hepsine birden selam vermesi müstehabdır ... Tiilib terlik giymiŞ idiysehuzura girmeden önce onları çıkarmalıdır. Mumlfnin oturduğu yaygrnın üstünde yalın ayak yü~ümesi müstehabdır. Çünkü bu tevazu ve güzel terbiyenin gereğidir. BaŞta, sağ ayağındaki , terliğinden önce solundakini çıkarmalıdır. Çıkarırken: soldan başlamakla ernrolunduk.. Allah'u a'lem. Giyinme iyi bir şeydir, çünkü o bedeni korur. Sağ taraf soldan üstün olduğu ixin giyinirken onunla başlanmış çıkarırken ise geri bırakti­ mıştır. B'' lece sağın kıymeti daha devamlı ve nasibi, sol taraftan daha çok olmuş 184 1. ! olur. Talib terliklerini çıkardığında anİarı soİuiı.a kor ve meclisin ulaştığı yere oturur. Mecli~, bulunanlara dar geliyorsa onların boyunlarından atlayıb geçmez. -Murnl'i onu yanına çağırırsa o zaman hazır olanların boY\1-nlarmdan atlayıb geçmesi caizdir. Mumli onu yanma yaklaştırdığında yaklaştırdığı kadar ona yaklaşır. Mumli ona bir yastıkla ikramda bulunursa onu geri çevirmez, üzerinqe oturur. Talibin, meclisten birini kaldırıp yerine <oturması. .. halkanın ortasında, meclisin_ baş tarafında, izinlerini almadan iki kişinin arasmda oturması mekrfıhtur. Halkada oturan kimsenin, giren için yer açması ve kendi yerinden uzaklaşması müstehabtır. İki kişi, aralarında oturması için yer açarlarsa 9raya oturur,' Çünkü bu, o ikisjnin yaptığı bir ikaramdır. Artık onu geri çevirmernek lazımdır. Yer ayırıp kendisine ikram ettiklerinde, bu iki kişinin arasına oturanın kendisini toplama~ı, bağdaş · kurmaması müstehabtır. Dönmek Üzere Meclisten Kalkan Kimsenin Yerine Oturmanın Kerabati Mubaddisin ı;iuzıırunda Otıırmamn Keyfiyeti · Talib, murnliyi ta'zim ve tebcilde mübalağa eder. Ona hitap ettiginde veya bir şey hakkında ona müracaat ettiğinde "ey üs taz, ey alim, ey hiifız" vb. ta'zim ifadeleri kullanır. Tiilib, murnl'iye ismiyle değil künyesiyle hitab eder.· Muınli İçin Ayağa Kalkmanın Cevazı Murnli içeri girdiğinde . meclis dar ise hazır bulunanlar ona. yer açarlar. Mumlinin Elini- Öpmel5: Bağdiid'da şeybirniz Ehfı Bekr Muhammed ,ibn Abdilbakl el-Ensari'nin hu. zuruna girdiğimde, bize kıraat imkanı vermesi için her s_efer elini öpe~ ve konuşur­ ken onunla latifede buluıiurdum. Bundan dolayı hocadan, başkasının elde edemediğini ben elde ettim. Muınlinin Meclisine Saygı Gösterme Talib imla meclisinde uyumaz. İm!a meclisinde uyuklaması gelirse diğer tatafa döner. İl(lla esnasında güzelce dinler ve kulak verir. Yüzüyle mumliye döneıı ve ona tevazu gösterir. Talib mumliye ylimuşak davranır. İyi muamele eder ve (hoşlanmadıği şeylerine) katlanır. İşte bunlar imla meclisinde bulunmanın edebleridir. Onları kısaca ,zikrettim. yazarken ihtiyaç duyulan şeyleri, yazı' aletlerini, nasıl yazılacağını ııakledeceğim. Tıriizu'z-Zeheb kitabında kitabetin caiz olup olmadığını, _ilmin kitabetiııiıı caiz olduğu _görüşünde olanlarla bunu kerih görenleri derin bir şekilde araştırarak yazdım. Hiilasası şudur: Hadislerin kitabetinin rnekruh olması: Allah'ın Kitabı ile karışmamaları için başlangıçtaki bir durum idi. Karışma ihtimali ortaŞimdi, imfayı 185 . dan kalkınca k!tabeti caiz olmuştuı. Alimin yazıya .itimad etmemesi, bilakis ez- berlemesi için de kitabeti rnekruh görüyotlardı. Sonradau isnadlar uzayıp hinımet-. ler k:ı.şaldığuıda kitabete ruhsat veriidi. Kitabetin edebieri ve aletleri vardır. bunları özetle zik.redeceğim: Talib,hadisi siyah boyayla, özellikle de midadla (?) değil, mürekkeble yazÇünkü, siyah, renklerin en göze batanı, mürekkeb de deviıle! ~e zamanlar boyu en kalıcı olanıdır. Mürekkeb, ilim salıibierinin ve bir çok marifet ve irfan ehllniıi aletidir. malıdır. Talib elbisesini mürekkebten muhafaza edip siyah boyadan onu korursa iyi olur. Boyayı eloisesinden gidermek isteyip siyalıın üzerine beyazı dökerse boyanın giderilmesi mümkün olur. istinsah Aletleri Hokka Talib imla meclisine hokkasız 'gelmez. Yanında hokka olmadan imla meclisinde bulunur, başkasının hokkasıyla yazarsa bu caizdir. Selef bunu yapmıştu·. Kalem. Hadis salıibinin kalemi sert olmamalıdır, bu özelliği çabukharekete mani olur. da olmamalıdır, bu durumda çabucak kısalır. Bağumları giderilmiş en pürüzsüz çubuk_ alınır, ucu genişçe ve uZlı~a açılır, açması yuvarlaklaştırılır. Yumuşak Hadis ehlinin ço_ğu kalemi kılıca takdim edip, onu üsti.in tutmuşlardır. Kalemlik BıÇhk Kalem bıçağının sadece kalem açmakta kullanılması, bıçağın ağzının ince ve keskin, demirinin halis olması g~rekir. Hasan ibn Vehb birisine hediye ettiği bı­ çağı güzel bir şekilde tavsif etn;rişti. O bir arkadaşına bir bıçak hediye etrriiş ve ona şöyle yaznuştı: "Sana visalden ~aha 'güzel, firaktan daha ~eskin bir bıçak hediye ettim." Mürekkeb ve Kağıt \ Mürekkeb berrak ve akıcı, kağıt temiz ve has olmalıdır. Seleften bir topluluk -Allah· bize ve onlara rahmet etsin.- ihtiyaç var· iken bulunmadığı 'veya nadir ol-: d uğunda deri, levha, tuğla,· kumaş, terlik ye avuç üzerine yaznuştı. Bu yazı malzemesi 'Çeşitlerini, senedieriyle Edebu't-Talib kitabında zikrettim. İste~en oraya başvursun. 186 1üiğırlan başka en hayret vericisi bir şey uzerine yazı yazma hususund_a 'bana ulaşan haberlerin haberdir: şu Ubeyd ibn AbdiMthid ibn Şureyk anlatıyor: Çok kalabalık olan bir mecliste bulunmuştum. Kafamda bir sürtme ve hareket hissedince dönmek iStedim. Bir de ne göreyim, bir adam beni oturtmaya çalışıyor: "Ne oluyor sana a" dedim. Şöyle . cevap verdi: "Otur! Meclisi kafana yazmıştım. Bekle de onu (yazıp) karşılaştıra­ yım". Yazarken iyi ve güzel yazmaya gayret edilınelidir~ Yazının iri yazılıp incesinden sakınılması müstehabdır. Talibin. ince yazı yazması ancak, fakir olup satın alacağı kağıt bulamaması, misafir olduğu için taşıması hafif olsun diye ince yazması gibi hallerde gereklidir. RehMllerin ekserisinde, ince yazmayı mazfır kılan bu iki sıfat· bulunur. Talibin inılada ilk önce yazacağı şey "Bismillahirrahmanirrahim "dir. "Mim" den önce "sin"i uzatması mekrfıhtur. "Bismillahirrahmanirrahim" yazdığı satıra başka bir şey 'yazmaz. Besıneleden sonraki satıra, kendisindeninıla işiteceği veya yazacağı şeyhinin ismini, künyesini ve nisbesini yazar. Sonra da münılinin lafzını getiili ve inıla ettiği şeyleri yazar. En güzeli (müstenılinin ağzından değil de) mürnlinin ağzından lafiını yazmasıdir. Müstenıli söyleyineeye kadar, hareke ve noktalama ile, tashif ve ihbarndan kaçınmak 'için. isim ve harfleri tesbit eder. Hadis san'atında mahareti olınayan bir kimsenin, nokta ve hareke koymadıkça, "Busr"u "Bişr", "Abbas"ı "Ayyaş", "Ubeyde" yi ,; Abide" yapmak gibi bir tashlf ve tahrif yapmasından korkulur. Nokta ve hareke olursa artık işe vehmin girmesinden korkulmaz, hadis sahibi ve riMsi de bundan ~alim olur. Hadisin yazılması bittiğinde onunla (sonradan yazacağı) diğer hadis arasına, tafsil, birini diğerinden temyiz edecek bir daire konur. Talib, yaprağın bir , yüzünü yazıp arkıı.sını çevirmek istediğinde doğru yazılanİarın bozulınaması için ikisinin arasına bir yaprak koymalı veya. yazılan sayfayı talaşla kuru1malıdır. Ku~ rutma, çınar vesair ağaç talaşıyla olur. Toprak kullanımından ·kaçınılmalıdır. aralarını Hazır bulunanlar yazma işini bitir"nce müstenıli inılayı okur, talibler yazBiz daha önce karşılaştırma adabını_ zikretmiştik. Şayet, talebeden biri meclisten bir şeyi fevt ettiyse, hazır ola,ıılardan biri, istinsah etmesi . için kitabını ona iare eder.· Kitab sahibi bu hususta sevab elde etmeyi ganimet saymalı (ödünç vermekten kaçınmamalıdır). Bu zat talibe kitab iare ettiğinde talib artık onu kendine alıkoymaz. Acilen iade eder. Müstear kitabiarı iade edilıne­ diğindeıi dolayı çok kimse iare etmekten kaçınmıştır. kitab sahibierinin bazısı da iare ettikleri kitabiardan dolayı, dostlardan bile rehine almayı hoş görmüşler ve bu hususta şiirler söylemişlerdir. ' dıklarıru karŞılaştırırlar. Talebeden birı meclis ehlinden önce kü bu ayrılmak isteıse onlara selam verir. Çün· sün:r;ıettendir. 187 Allah kendis~nden razi olsun, Mü1lelif dedi ki_; 1mla ve istimiiinın pütun. edeh~ leri konusunda muhtasaran söylenecekler (burada) sona erdi. Tam bir şekilde tafsilat almak isteyen "Tırazu'z-Zeheb fi Edebi't-Taleb" isimli k!tabımı mütalaa etsin. Allah'dan; sa'yimizi rızasına muvafık kılmasını, bizi ve bu kitaba bakıp ondan- istifade edenleri, hayırla sonuçlandırmasını, bizim için hayat hayırlı olduğu m~ddetçe İslil.m ve Sünnet üzre bizi yaşatmasını, ölüm bizim için hayırlı olduğunda da yine onların üzerine bizi -öldürmesini taleb ederim. Bu cüzleıin karalaması az bir zaman içinde, 10 receb 541'de sona erdi:Hai:nd Allah'a, O'nun srılavatı Seyyidimiz Hz. Muhammed Peygambeı',e ve tüm - alinedir. yalnız Muhammed ibn-Ebi'l-Kasını el-Hafsi bunu yazmayı, M~:.rv'de, ~Allah ömürlendirsin!- Arnldiyye'de 3 zilhicce 546 çarşamba qünü öğleyin bitirdi." Hamd alemierin rabbı olan Allah' dır. O'nun saliivatı da Seyyidiıhiz H~. Muhammed ve bütün -iilinediri Allah bize yeter, O ne güzel yardımcıdır 188