HH AA FF TT AA LL II KK GG ÖÖ RR ÜÜ NN ÜÜ MM

advertisement
 T. VAKIFLAR BANKASI T.A.O. HAZİNE BAŞKANLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR MÜDÜRLÜĞÜ HAFTALIK GÖRÜNÜM 20 – 27 Nisan 2009 [email protected] 20 Nisan 2009 YURTİÇİNDE GEÇEN HAFTA Katılım Öncesi Ekonomik Program’da Türkiye ekonomisinin 2009’da %3.6 daralacağı, 2010'da %3.3 ve 2011'de %4.5 oranında büyüyeceği öngörüldü. Programda cari açığın 2009'da 11 milyar dolar, 2010'da 18.6 milyar dolar, 2011'de 26.4 milyar dolar olacağı tahmin edildi. İşsizlik oranının ise 2009'da %13.5 olması bekleniyor. Programda, kamu borç stokunun GSYH'ye oranı 2009‐2011 dönemi için sırasıyla %43.1, %44 ve %43.4, aynı dönem için bütçe açığının GSYH'ye oranı ise sırasıyla %5, %3.75, %3.50 olarak belirlendi. 2009‐2011 dönemi için cari dengenin GSYH'ye oranı sırasıyla %‐1.9, %‐3.8, %‐4 olarak tespit edilirken, 2012 yılı için büyüme, bütçe açığı ve kamu borç stokunun GSYH'ye oranının Mayıs ayındaki programla birlikte açıklanacağı ifade edildi. Yeni programla birlikte, vergi mükelleflerine zorunlu olmadıkça ek yük getirilmeyeceği, bankaların bilanço yapısını bozmayacak kredi garanti fonunun en kısa sürede hayata geçirileceği, küresel sermayeyi Türkiye'ye çekmek için ek adımlar atılacağı ifade edildi. Krize karşı alınan önlemlerin 2008‐2010 dönemindeki toplam maliyeti 54.4 milyar lira olarak belirlendi. Bunun 14 milyar lirasını gelir, 27.6 milyar lirasını harcama, 12.8 milyar lirasını da bütçe üzerinde doğrudan veya hemen etkisi olmayan mali önlemler oluşturdu. Memur maaşlarındaki artışların tahmini maliyeti 6.1 milyar lira, sanayiye indirimli elektriğin maliyeti 646 milyon, sigorta işveren primindeki indirimin maliyeti de 7.3 milyar lira olarak belirlendi. 2008 yılı Mart ayında 4.87 milyar TL olan bütçe açığı 2009 yılı Mart ayında 8.767 milyar TL oldu. Böylelikle Ocak Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 3 kat artarak 19.127 milyar TL oldu. Faiz dışı açık ise Mart ayında 4.319 milyar TL olurken Ocak‐ Mart döneminde söz konusu açık 1.037 milyar TL olarak gerçekleşti. Geçen yıl Ocak‐Mart döneminde 9.377 milyar TL faiz dışı fazla gerçekleşmişti. İşsizlik oranı Aralık‐Ocak‐Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 3.9 puan’lık hızlı bir artışla %15.5’e yükseldi. Böylece işsizlik oranı tarihi rekor seviyesini görmüş oldu. Aralık döneminde işsizlik oranı yine hızla artarak %13.6’ya yükselmişti. Tarım dışı işsizlik oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre 5.3 puanlık artışla %19 odu. Ocak döneminde işgücüne katılım oranı artmasına rağmen işsizlik arttı. Merkez Bankası bilançosuna göre Banka’nın 2007'de 220.3 milyon lira olan net dönem karı 2008'de 1.991 milyar lira olarak gerçekleşti. Merkez Bankası'nın karının büyük bir bölümü yabancı para işlemlerinden kaynaklanıyor. Tüketici güven endeksi Mart ayında, Şubat ayına göre %1.04 artarak 74.77 değerini aldı. Güven endeksindeki artışın, tüketicilerin, gelecek dönem iş bulma olanakları ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna dair değerlendirmelerinin iyileşmesinden kaynaklandığı belirtildi. YURTDIŞINDA GEÇEN HAFTA ABD Merkez Bankası (FED) Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyeleri, Mart ayı ortasında gerçekleştirilen FED toplantısının tutanaklarına göre GSYH'nın yılın ikinci yarısında kademeli olarak yataya dönmesini ve gelecek yıl kademeli olarak büyümesini bekliyorlar. FOMC üyeleri ayrıca, gelecek yılın başlarına kadar işsizlik oranının daha keskin yükseliş göstermesini, 2010'un geri kalanında ise ulaşılan yüksek seviyelerde daha yatay seyir izlemesini bekliyorlar. FOMC üyeleri, enflasyon tahminlerini de aşağı yönde revize etti. ABD'de Mart'ta TÜFE %0.1 azaldı, çekirdek TÜFE %0.2 arttı. Yıllık bazda %0.4 gerileyen TÜFE, 1955'den beri en düşük seviyeye inerken son 54 yıldır ilk kez gerilemiş oldu. Bu arada, ABD Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi Nisan'da 57.3’ten 61.9’a yükselerek, ABD ekonomisi ile ilgili olumlu sinyal veren verilerden biri oldu. ABD sanayi üretimi Mart ayında %0.7 olan beklentilerin üzerinde %1.5, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %12.8 düşüş gösterdi. New York eyaleti üretim faaliyetleri görünümünü yansıtan New York FED İmalat Endeksi ise Nisan ayında ‐35 değerini alması beklenirken ‐14.7’ye yükseldi. Bu veriler ABD’de imalat sektörünün toparlanmaya başladığının işareti olarak algılandı. FED şubelerinin bulunduğu 12 bölgenin ekonomik durumlarını ve geleceğe bakışlarını yansıtan Beige Book raporuna göre, 12 bölgesel FED şubesinden 5’i, bölgelerinde ekonomik şartlardaki kötüleşme hızının yavaşladığını bildirdi. Diğer bölgeler ise ekonomik aktivitenin düşük bir seviyede istikrar kazanmakta olduğuna yönelik sinyaller göründüğünü ifade etti. Ancak genel olarak Beige Book raporu, Mart ayındaki rapordan bu yana toplam ekonomik akitvitenin daha da daraldığına veya zayıf kaldığına işaret etti. ABD Hazine Bakanlığı, ülkenin 6 büyük bankasının, sorunlu konut kredilerini modifiye etmeleri ve konut sahiplerini icralardan koruyabilmeleri halinde yaklaşık 10 milyar dolar destek alabileceklerini bildirdi. ABD’de Federal Mevduat Sigorta Kuruluşu FDIC tarafından iki bankaya daha el konuldu. Bu iki banka ile birlikte yıl başından bu yana el konulan banka sayısı 25’e yükselerek, 2008 yılındaki sayıya ulaştı. Goldman Sachs ilk çeyrekte 1.66 milyar dolar (hisse başına 3.39 dolar) kar etti. Banka’nın ilk çeyrekte hisse başına 1.49 dolar kar etmesi bekleniyordu. Banka, ilk çeyrek sonuçlarının yanı sıra ABD hükümetinden aldığı kurtarma fonlarını geri ödemek için sermayesini yeni hisse ihracı yoluyla 5 milyar dolar artıracağını bildirdi. Bu arada, S&P, Goldman Sachs’ın A/A‐1 olan kredi notunu teyit etti ve görünümü negatif olarak bıraktı. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Citigroup’un ilk çeyrek bilançosu beklenenden iyi açıklandı. Yapılan açıklamaya göre, bu yılın ilk çeyreğinde 966 milyon dolar zarar eden Citigroup hisse başına 30 sent zarar etmesi beklenirken, 18 sent zarar etti. İsviçre bankası UBS, ilk çeyrekte yaklaşık 2 milyar İsviçre frankı (CHF) (1.75 milyar dolar) zarar ettiğini ve yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında 8,700 çalışanın işine son vereceğini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Japonya'nın üç büyük bankasının (Mitsubishi UFJ, Mizuho ve Sumitomo Mitsui) notlarının, karlılık ve sermaye kalitesine yönelik endişeler nedeniyle düşürülebileceğini bildirdi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet, faizleri daha da düşürmelerinin muhtemel olduğunu ancak faizlerin sıfıra indirilmesinin Euro Bölgesi için uygun olmadığını söyledi. IMF Başkanı Domunique Strauss Kahn, global ekonomiye yönelik bazı pozitif sinyaller alınmakta olduğunu ancak muhtemelen gelecek yıla kadar bir toparlanma oluşmayacağını ifade etti. IMF Başkanı kısa vadede deflasyon riskinin ekonomi için enflasyona göre çok daha büyük bir tehdit olduğunu söyledi. Polonya IMF’nin yeni kurulan esnek kredi hattından 20.5 milyar dolar tutarında bir yıllık kredi talep etti. Daha önce bu imkandan Meksika yararlanmak için başvuruda bulunmuştu. IMF'in yeni kurulan esnek kredi sisteminden, üye ülkelerden ekonomik göstergeleri iyi olan ve düzgün ekonomik politikaları uygulama konusunda geçmişi temiz olan ülkeler yararlanabiliyor. Kredi onaylandıktan sonra o ülke IMF'nin hedef olarak ekonomik kriterler koymasına gerek olmadan bu krediyi kullanabiliyor. Çin ekonomisi yılın ilk çeyreğinde %6.1 büyüdü. Bu oran, çeyrek dönem verilerinin yayınlanmaya başlandığı 1992'den bu yana görülen en düşük büyüme oldu. 2008'in son çeyreğinde %6.8 büyüyen Çin ekonomisinin, 2009’un ilk çeyreğinde %6.3 büyümesi bekleniyordu. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Ocak ayında İşsizlik oranı yine rekor kırdı... Ocak 08 Ocak 09 Değişim Nüfus (000) 69,346 70,166 %1.18 İşgücü (000) 22,388 23,523 %5.07 İstihdam (000) 19,798 19,873 %0.38 İşsiz (000) 2,591 3,650 %40.87 İşgücüne Katılma O. (%) İstihdam O. (%) 44.4 39.3 45.8 38.7 1.4 ‐0.6 İşsizlik O. (%) 11.6 15.5 3.9 Tarımdışı İşsizlik O. (%) 13.7 19.0 5.3 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Aralık‐Ocak‐ Şubat dönemi işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3.9 puan artarak %15.5 seviyesine yükselirken, işsiz sayısı 1.059 milyon kişi arttı. Aynı dönemde tarımdışı işsizlik oranı %13.7’den %19’a çıkarken, genç nüfusta işsizlik oranı ise %21.2’den %27.9’a yükseldi. Ocak ayı itibariyle TÜİK anketine katılanlardan çalışmaya hazır olan ancak iş aramaktan vazgeçenlerin sayısında ciddi bir artış olduğu dikkat çekmektedir. İşsizlik rakamları dikkatlice incelendiğinde, geçen yılın Ocak döneminde işgücünün %5’e yakın artmasının işsizlik rakamındaki artışta önemli bir etken olması dikkat çekse de ekonomide görülen durgunluğun istihdam sektörüne de yansıması gözden kaçmamalıdır. Özellikle istihdam oranındaki azalma ve genç nüfustaki işsizlik oranı ciddi rakamlara ulaşmıştır. Genç Nüfusta İşsizlik O. (%) 21.2 27.9 6.7 Ekonomik faaliyetlere göre istihdam edilenler (%) 2009
2008
Tarım
20.6%
Hizmet
ler
51.8%
Sanayi
22.4%
İnşaat
5.2%
Hizmet
ler
52.5%
Tarım
21.8%
Sanayi
20.7%
İnşaat
5.0%
İstihdam edilenler sektörel bazda incelendiğinde, sanayi sektöründeki istihdamın tarım ve hizmetler sektörlerine kaydığı dikkat çekmektedir. Toplam istihdam edilenlerin sayısında önemli bir değişim olmaması söz konusu çıkarımı doğrularken en çok paya sahip sektör hizmetler sektörü olmaya devam etmiştir. Tarımdışı işsizlik oranı (%)
İşgücü durumu (Yıllık %‐ sağ eksen)
İşsizlik Oranı (%)
18
6
20
16
5
18
14
4
12
3
10
19.0
16
14
2
8
12
1
6
4
0
2
‐1
10
8
‐2
0
Kas.07Ara.07Oca.08Şub.08Mar.08Nis.08May.08Haz.08Tem.08
Ağu.08Eyl.08Eki.08Kas.08Ara.08Oca.09
Tarımdışı işsizlik oranlarına bakıldığında, işsizlik oranında olduğu gibi yine rekor bir seviyeye ulaşıldığı görülmektedir. Aralık döneminde %17.3, 2008 yılı Ocak döneminde %13.8 olan tarımdışı işsizlik oranının Ocak ayında sert bir şekilde %19’a yükseldiği görülmektedir. İşgücü durumu, çalışabilir nüfusu gösteren bir gösterge olup, Şubat ayı işsizlik oranının artışındaki en önemli sebep olarak gösterilebilir. Çünkü Türkiye’de genç nüfus çok hızlı artmakla birlikte, çalışan aile bireyinin işten çıkarılma olasılığının yükselmesiyle artan güvensizlik ortamının etkisiyle diğer çalışmayan aile bireylerinin de iş aramaya başlamasından dolayı, işgücü durumunda artış görülmüştür. İşgücü piyasasının Ocak ayında olumsuz tablo çizmeye devam ettiğini, işsiz sayısının rekor yükselişle Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 önceki seneye göre 1 milyon 59 bin kişi arttığını, ekonominin işgücü piyasasına yeni girenlerin tamamını istihdam edemediğini ve çalışma çağındaki nüfus 888 bin kişi artarken, istihdam artışının 75 bin kişi ile sınırlı kaldığını görmekteyiz. Beklentilerimiz (Çeyreklik)
‐15
17
16
15
14
13
12
11
10
9
8
‐10
‐5
0
5
10
Büyüme Oranı (%)‐ Ters eksen
İşsizlik Oranı (%)
Büyümedeki yavaşlamaya paralel olarak işsizlikteki rekor artışın Şubat ve Mart aylarını kapsayan önümüzdeki dönemlerde devam etmesi beklenmektedir. Özellikle bu dönemlerde sanayi üretim endeksinde yaşanan sert düşüş değerlerlendirildiğinde, birinci çeyrek için işsizlik oranının %17‐%18 seviyelere yükselmesi mümkündür. İkinci çeyrekten itibaren tarım sektöründe yaşanacak mevsimsel toparlanma işsizlik oranındaki artışın hız kesmesine neden olabilecektir. Fakat genel beklentimiz işsizlik oranının yıl sonunda %14‐%15 gibi yüksek bir seviyede olacağı yönündedir. Ocak ayında Türkiye, OECD ülkeleri arasında işsizlikte birinciliğe yükseldi... 18
16
15.5
14.8
Ocak ayı İşsizlik Oranı (%)*
12
10
8
6
4
9.5
9.4
9.3
8.5
8.4
8.1
7.6
7.3
7.2
7.2
7.1
7
7
6.7
5.7
4.9
4.8
4.6
4.4
4.3
4.1
3.3
3.1
2.7
14
2
0
Ocak ayı işsizlik oranının ardından Türkiye, Ocak döneminde dünya sıralamasında birinci sıraya yükselmiştir. Güney Afrika’nın Ocak verilerini açıklamamış olması nedeniyle şimdiye kadar açıklanan veriler itibariyle Türkiye geçici de olsa birinci sıraya yükselmiştir. Bu durum Türkiye’nin diğer ülkelere nazaran yaşanan krizden önemli ölçüde olumsuz etkilendiğini göstermektedir. Özellikle kriz nedeniyle “iflas eden” ülke olarak adlandırılan İzlanda’nın dahi üzerinde işsizlik oranına sahip olması, Türkiye ekonomisi açısından büyük bir risk oluşturmaktadır. *İşsizlik Oranı her ülke için farklı metotlarla hesaplanmakta olup, bütün makroekonomik verilerde bu farklılıklar karşımıza çıkmaktadır. Fakat söz konusu farklılık karşılaştırma yapılabilmesini engellememektedir. EKONOMİK ARAŞTIRMALAR MÜDÜRLÜĞÜ Zeynep Burcu ÇEVİK [email protected] (0312) 455 84 93 Seda MEYVECİ [email protected] (0312) 455 84 85 Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Bütçe harcamalarındaki yüksek oranlı artış nedeniyle 2009 yılının ilk üç ayında bütçe dengesi 19.1 milyar TL açık vererek revizyon öncesi açıklanan yıl sonu hedefinin yaklaşık iki katına ulaşmıştır... Mart Ocak‐Mart
(Milyon TL) 2008 2009 Reel Değ.(%) 2008 2009 Bütçe Harcamaları 18.649 21.820 8.5 51.562 Faiz Dışı Harc. 13.895 17.372 15.9 Personel ve SGKDP 4.296 4.957 Mal ve Hizmet Al. 1.528 Cari Trans. Hedef Ger.Oranı(%) 66.425 19.4 259.156 25.6 37.811 48.334 18.5 201.656 24.0 7.0 14.098 16.266 6.9 64.454 25.2 2.224 34.9 3.780 4.802 17.7 25.454 18.9 6.375 8.236 19.7 17.514 24.179 28.0 87.956 27.5 797 787 ‐8.5 930 1.110 10.6 14.839 7.5 4.753 4.449 ‐13.3 13.751 18.090 21.9 57.500 31.5 Bütçe Gelirleri 13.000 13.053 ‐6.9 47.188 47.298 ‐7.1 248.758 19.0 Vergi Gelirleri 10.920 10.514 ‐10.8 40.256 38.144 ‐12.2 202.090 18.9 Diğer Gelirler 2.080 2.539 13.1 6.932 9.154 22.4 40.867 22.4 Bütçe Dengesi ‐4.870 ‐8.767 66.9 ‐4.374 ‐19.127 305.4 ‐10.398 184.0 ‐117 ‐4.319 3333.7 9.377 ‐1.037 ‐110.2 47.102 ‐2.2 Sermaye Giderleri Faiz Harcamaları Faiz Dışı Denge Reel Değ.(%) Kaynak:Maliye Bakanlığı 2008 yılının Mart ayında 4.9 milyar TL açık veren merkezi yönetim bütçesi, 2009 yılının aynı ayında 8.8 milyar TL açık vermiştir. Böylece, yılın ilk üç ayı itibariyle oluşan bütçe açığı 19.1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının Mart ayında 117 milyon TL olan faiz dışı açık ise, 2009 yılının aynı döneminde 4.3 milyar TL olmuştur. Böylece faiz dışı denge 2009 yılının ilk üç ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %110 oranında gerileyerek 1 milyar TL açık olarak gerçekleşirken, 47.1 milyar TL olarak belirlenen yıl sonu hedefinin tutturulamayacağı artık kesinleşmiştir. Bu nedenle daha önce Orta Vadeli Ekonomik Program’da IMF’nin bütçe performansı açısından yakından takip ettiği faiz dışı dengenin GSYH içindeki payının %3.5 olarak hedeflenen değeri yeni revizyonla ‐%0.6 olarak belirlenmiştir. Ocak‐Mart döneminde bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı Personel giderleri ve SGKDP
Mal ve hizmet alımları
ayına göre reel olarak %7.1 gerilerken, bütçe harcamaları Cari transferler
Sermaye Giderleri
%19.4 oranında artmıştır. Bütçe harcamalarındaki artışta, 40.0 Faiz harcamaları
28.9
28.0
özellikle mal ve hizmet alımlarındaki %17.7 oranında artış 30.0
17.7
17.3
17.1
ile cari transferler kalemindeki %28’lik artışlar etkili 14.1
20.0 6.8 5.6
10.6
6.2 8.1
6.9
3.1
4.8
4.6
olurken, bu harcamalara bağlı olarak faiz dışı harcamalar 3.6
10.0
1.6 0.7
0.0
kalemi %18.5 oranında artmıştır. Faiz dışı harcamalardaki ‐2.3
‐0.9
‐10.0
bir diğer kalem olan ve kamunun yatırım harcamalarını ‐20.0
gösteren sermaye giderlerinde ise %10.6 oranında artış ‐30.0
yaşanmıştır. 29 Mart’ta yapılan genel seçimler öncesi harcama kalemlerinin artış oranlarına bakıldığında, cari transferler ile mal ve hizmet alımları kalemlerindeki artışa bağlı olarak seçim politikalarının etkilerinin bütçe üzerinde görüldüğü dikkati çekmektedir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Ayrıca bütçe açığındaki artışın merkezi yönetimin iç borç stokunu arttırarak kamu borç stokunu arttırıcı ve faiz 288.933
300
oranlarını yükseltici etkisi de bulunmaktadır. Yurt dışı 274.827
280
borçlanma imkanlarının azaldığı, maliyetlerinin arttığı ve 255.31
251.47
260
244.782
yurt içi ve yurt dışı talepteki daralmaya bağlı olarak vergi 240
224.483
gelirlerinin azaldığı bir ortamda kamunun harcamalarını 220
yurt içi borçlanmayla finanse etmesi beklenirken, kamunun 194.387
200
borçlanma ihtiyacının artması faiz oranlarını da yükseltici 180
bir etkiye sahip olabilecektir. Bu durum ise Hazine’nin %77 160
olarak hedeflediği iç borç çevirme oranının %100’ün çok 140
üzerinde gerçekleşmesine neden olabilecekken, IMF ile 120
yapılması planlanan anlaşma Hazine’nin iç borç çevirme 100
oranının gerilemesine ve faiz oranları üzerindeki yukarı 2003
2004
2005
2006
2007
2008 2009‐Şubat
yönlü baskının azalmasına neden olacaktır. Bütçe gelirlerindeki gerilemede, vergi gelirlerinde görülen Vergi Gelirleri
Vergi Dışı Gelirler
%12.2’lik azalış etkili olurken, dünya genelinde ve yurt içi 40.0
ekonomik büyümede yaşanan sıkıntılar dikkate alındığında 30.0
vergi gelirlerindeki azalışın önümüzdeki aylarda da devam 20.0
etmesi beklenmektedir. Bütçenin gelir kalemleri dikkatle 11.2
10.7
4.8
10.0
2.6
incelendiğinde, vergi gelirlerindeki bozulmanın 2005 0.0
yılından itibaren başladığı dikkati çekmektedir. 2007 yılında ‐0.1
‐10.0
ortaya çıkan krizin de etkisiyle 2005 yılında başlayan bu ‐12.2
‐20.0
bozulmanın daha da arttığını söylemek mümkündür. Vergi gelirlerindeki azalmanın temel nedeni olarak; yurt içi talepteki gerileme dolayısıyla dahilde alınan KDV gelirlerinde yaşanan %8.7’lik reel gerileme ile ithalde alınan KDV’de yaşanan %35.7’lik gerileme dikkati çekmektedir. Önümüzdeki dönemlerde ise iç ve dış talepteki zayıflığın devam etmesine bağlı olarak vergi gelirlerindeki bozulmanın artarak devam etmesi ihtimal dahilindedir. 2009 yılının Ocak‐Mart dönemi bütçe sonuçları bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında bütçe performansındaki bozulmanın artarak devam ettiği dikkati çekmektedir. Bu nedenle Maliye Bakanlığı’nın %4 büyüme hedefi altında 2009 yılına ilişkin yaptığı bütçe öngörülerinde, Katılım Öncesi Ekonomik Program’da (KEP) çeşitli revizyonlara gidilmiştir. Katılım Öncesi Ekonomik Program öncesinde bütçenin 10.4 milyar TL açık vereceği tahmin edilmekteyken, yapılan revizyonla 2009 yılı için %3.6 daralma beklentisi altında bütçe açığının yaklaşık 49 milyar TL gerçekleşeceği öngörülmüştür. Bu nedenle 2008 yılında %1.8 olarak gerçekleşen bütçe açığının GSYH’ya oranı 2009 yıl sonu için %5’e revize edilmiştir. Ancak 2010 ve 2011 yıllarında bütçe açığının yeniden sırasıyla %3.75 ve %3.50’ye düşürülmesinin hedeflendiği dikkati çekerken, bu durum hükümetin krizin etkilerinin hafiflemeye başlamasıyla birlikte yeniden mali disipline öncelik vereceğinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. EKONOMİK ARAŞTIRMALAR MÜDÜRLÜĞÜ Merkezi Yönetim İç Borç Stoku
Bilge ÖZALP TÜRKARSLAN [email protected] (0312) 455 84 88 Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 YURTİÇİ PİYASALAR Dolar/TL’de hafif yukarı yönlü trend devam ediyor. Daily QTRY=
15/08/2008 - 01/05/2009 (GMT)
Price
USD
Cndl, QTRY=, Bid
20/04/2009, 1.616, 1.6326, 1.608, 1.6309
1.8
1.75
1.7
1.65
1.6
1.55
1.5
1.45
1.4
1.35
1.3
1.25
1.2
1.15
.1234
Value
USD
StochF, QTRY=, Bid, Stochastics-Fast %K 5, 1, 3, Exponential
20/04/2009, 97.54
StochF, QTRY=, Bid, Stochastics-Fast %D 5, 1, 3, Exponential
20/04/2009, 97.302
60
40
20
.123
18
25
Aug 08
01
08
15
22
Sep 08
29
06
13
20
Oct 08
27
03
10
17
24
Nov 08
01
08
15
22
Dec 08
29
05
12
19
Jan 09
26
02
09
16
23
Feb 09
02
09
16
23
Mar 09
30
06
13
20
27
Apr 09
TCMB Para Politikası Kurulu’nun faiz toplantısının bulunduğu geçtiğimiz haftada Dolar/TL kuru, faiz indirimi beklentilerinin satın alınması ve yurtdışı piyasalardaki risk algılamalarının etkisiyle 1.5736 seviyesinden başladığı haftayı 1.6158 seviyesinden tamamladı. Haftanın ilk işlem günlerinde, yurtdışında önemli piyasaların resmi tatilde olmaları nedeniyle dar bir bantta sıkışık bir seyir izleyen kur, 1.56 seviyelerinden ciddi bir destekle karşılaştı. Bu seviyenin kırılamamasıyla yönünü yeniden yukarı çeviren Dolar/TL kuru, hafta ortalarında ABD’de açıklanan Mart ayı perakende satışlar verisinin olumlu beklentilerin aksine düşüş göstermesinden etkilendi. ABD’de açıklanan perakende satışlar verisi her ne kadar ekonomide sert bir düşüşe işaret etmese de, ekonominin toparlanma göstereceği umutlarının ertelenmesine yol açtı. Bu gelişme ve finansal kuruluşlara yönelik kaygıların yeniden artması, küresel piyasalarda güvenli liman olarak Dolar alımlarını hızlandırdığı görüldü. Hafta sonlarına doğru ise, TCMB’nin 75 baz puanlık faiz indirimi ve gelecekte faiz indirimlerinin olabileceğine yönelik sinyal vermesinin etkisiyle Dolar karşısında değer kaybeden TL, haftayı 1.6158 seviyesinden tamamladı. Bu hafta, ABD’de bilanço sezonunun küresel piyasalardaki risk algılamalarını şekillendirmeye devam etmesi bekleniyor. Son günlerde, ABD’de şirketler kesiminden beklentilerin üzerinde gelen kar açıklamaları küresel finansal krizde en kötünün görülmüş olabileceğine yönelik beklentileri oluşturması, finansal piyasalarda toparlanmanın sürmesini desteklerken, reel ekonomiye ilişkin açıklanan verilerin karışık bir görünüm çizmesi, piyasalarda belirsizlik ortamına yol açtığından, bu umutların ertelenmesine neden oluyor. Yurtiçinde ise, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı ve indirimlerin sürebileceğine dair beklentiler Dolar/TL’nin bu hafta içinde de yukarı yönlü bir seyir izlemesine neden olabilecektir. Bu bakımdan kurun gün içinde önemli olduğunu düşündüğümüz 1.6230 seviyesinin üzerinde kararlı kapanış yapıp yapmayacağı takip edilecek. Bu seviyenin kırılamaması durumunda bir sonraki hedefin 1.6830 olabileceği düşünülüyor. 2008 yılının Eylül ayından itibaren kurda görülen hafif yukarı yönlü trendin sürdüğü ortamda, olası aşağı yönlü hareketlerde teknik olarak 1.5750 seviyesinin destek oluşturabileceği bekleniyor. Ancak, ekonomideki daralmaya karşın dış finansman açığının giderilememesine yönelik kaygılar, IMF ile kesin olarak anlaşma sağlanmadan Dolar/TL’nin kritik olduğunu belirttiğimiz 1.56 seviyesinin altına inmesini önleyebilecektir. Bununla birlikte, tablonun altında görülen salınım (oscillator) grafiğinin Dolar’a fazla alımların gerçekleştiğine işaret etmesi, hafta içinde yurtdışı piyasalarda görülebilecek olumlu havanın katkısıyla TL’nin günlük olarak değer kazanmasını da destekleyebilecektir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nissan 2009 B‐100 üst üste
e beşinci haftta yükseldi... İMKB
Martt ayı başındaaki 22,700 seeviyesinden ittibaren yükseeliş trendine giren İMKB‐1
100 endeksi geçtiğimiz haafta da bu trendini t
sürdürerek ard arrda beşinci haaftada yükselm
miş oldu. Geçen haftaya 28
8,776 seviyesinden başlayaan ve haftanın
n ilk gününü yyurtdışı piyassaların etkisiyyle sakin geçirren endeks, izleyen günde bir miktar karr satışlarıyla kkarşılaşmasınaa karşın, haftaa ortasından itibaren ABD’’deki finans kuruluşlarının
k
o açıklamalarrı ile yükselişee geçti. Haftaa içinde 27,700 seviyesinee kadar beklentilerden iyi bilanço
gerileeyen endeksin yükselişindee özellikle Meerkez Bankası’nın faiz kararı öncesinde, indirim bekleentileriyle ban
nka hisselerinee gelen alımllar etkili olurkken, JP Morgaan’ın beklentilerden iyi gelen kar rakam
mları Çarşambaa günkü sert yükselişi desttekledi. Haftan
nın son işlem
m gününde 29
9,900 seviyesin
ni test eden eendeks, kapan
nışa doğru etkili olan satışlaarla haftayı 29
9,400 seviyesin
nin üzerinde kkapattı. Geçeen hafta İMKB
B açısından b
bir diğer dikkat çekici gelişm
me de işlem h
hacmindeki yü
ükselişin sürm
mesi oldu. Sonuç olarak, İMKB‐100 endeeksi 28,776 seeviyesinden baaşladığı haftayyı %2.1’lik yükkselişle 29,445
5 seviyesinden
n kapattı. Bu haftaya h
ise haafif yükselişle başlayan İMK
KB‐100 endekksinde, günün ikinci yarısın
nda ABD’deki bankaların taabi tutuldukları stres testlerine ilişkin ççıkan haberlerrin etkisiyle saatışların arttığğı görüldü. En
ndeksin kısa vvadedeki hareeketlerinde Do
ow Jones end
deksinin namaktadır. G
Geçtiğimiz haffta 100 günlükk hareketli ortalaması olan
n 8,150 seviyeesinin üzerine çıkmasına kaarşın bu seyrii kritik rol oyn
seviyyenin üzerind
de bir kapanışş yapamayan Dow Jones’u
un bu seviyeyyi kırması du
urumunda İMKB‐100’de de
e 30,000 seviiyesinin üzerileri görülebilecektir. Bunaa ek olarak, so
on dönemin yurtiçindeki y
en e önemli gün
ndem maddelerinden olan
n IMF görüşm
melerine ması da İMKB’’deki alımların hızlanmasına neden olaabilecektir. Bu B durumda, 30,500 ilişkin piyasların beklediği bir gelişme olm
n İMKB‐100’ün
n 32,200 seviyyesine yükselm
mesi bekleneb
bilir. Bu haftaaya düşüşle baaşlayan ve 29,,350 ve seviyyesinde bir dirrenci bulunan
29,00
00 seviyelerin
ndeki desteklerini kıran İM
MKB’de satışların devam etmesi e
durum
munda 27,700
0 seviyesine bir b geri çekilm
me söz konu
usu olabilecekktir. mik Araştıırmalar M
Ekonom
Müdürlüğü
ü [email protected]
20 Nisan 2009 Ortalama bileşik getiri tarihinin en düşük seviyelerinde yeni rekor denemeleri yapıyor. 25
23
21
19
17
15
13
11
9
7
5
Gösterge Tahvil Valörlü İşlemler Ortalama Bileşik Getiri
TÜFE (Yıllık Değişim %)
Fonlama Maliyeti
Geçtiğimiz hafta gösterge tahvilin ortalama bileşik getirisi valörlü işlemlerde %12.88 seviyesinden başladığı haftayı, TCMB’nin faiz kararı öncesinde indirim beklentilerinin çoğunlukla satın alınmasının etkisiyle 65 baz puanlık düşüşle %12.23 seviyesinden tamamladı. Haftanın ilk işlem günlerinde yurtdışı piyasaların büyük bir çoğunluğunun resmi tatil nedeniyle kapalı olması, yurtiçi tahvil‐bono piyasasında işlem hacminin oldukça düşük kalmasına neden olsa da aşağı yönlü hareket devam etti. Hafta ortalarında, ABD’de açıklanan ÜFE ve perakende satışlarının beklentilerden olumsuz gerçekleşmesi küresel piyasalarda riskli varlıklara satışların gelmesine neden olurken, yurtiçi tahvil – bono piyasasının Avrupa piyasalarındaki olumlu havanın etkisinde kaldığı görüldü. Hafta sonlarına doğru ise, Merkez Bankası’nın beklentilerin üzerinde faiz indirimine gidebileceği beklentilerinin tahvil – bono piyasasında satın alınması bileşik getirinin haftanın ve tarihinin en düşük seviyesi olan %12.12 seviyesini görmesine neden olsa da, ardından gerçekleşen kar satışları ortalama bileşik getirinin haftayı %12.23 seviyesinden tamamlamasını sağladı. Tahvil – bono piyasasında gösterge tahvilin ortalama bileşik getirisinin tarihinin en düşük seviyelerinde yeni rekor düzeylerini Reel Faiz Oranı (%)
16
test etmesi, bu seviyelerin Türkiye piyasası açısından alışılmadık 14
olması nedeniyle, yerli yatırımcıların yeni tahvil ve bono alımlarına ne kadar istekli olabileceğine yönelik soru işaretleri oluşturuyor. 12
Öte yandan, Hükümet’in açıkladığı 2009 ‐ 2011 ekonomi programına göre 2009 yılında ekonominin %3.6 oranında 10
daralması beklenirken, faiz dışı açığın GSYIH’ya oranının da %0.6 8
olması bekleniyor. Bu durum, iç borç çevirme oranının artmasına neden olabilir. Dolayısıyla, bu durum önümüzdeki dönemde uzun 6
vadeli kıymetlerin getiri oranlarının yükselmesine neden 4
olabilecektir. Bununla birlikte, yurtdışı piyasalarda ABD’deki bilanço sezonu, küresel piyasalardaki risk algılamalarını şekillendirmeye devam ediyor. Son zamanlarda, gelişmiş ülke ekonomilerinden gelen olumlu veriler ve şirketler kesiminin kar açıklamaları piyasalardaki risk iştahını artırdığı gözleniyor. Ancak, tabloda görüldüğü gibi TL cinsinden yatırım araçlarının reel getirilerinin 2006 yılının Mayıs ayından bu yana en düşük seviyelerine gerilemesi ve döviz tevdiat hesaplarında Dolar mevduatlarına verilen faiz oranı ile arasındaki faiz marjının çok daralması, ülke riskinin artış göstermesi durumunda tahvil – bono piyasasından çıkışlara neden olabileceği dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, fonlama maliyetinin %10.24 ile tarihinin en düşük seviyelerinde bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, yurtdışı finansal piyasaların da iyileşme göstermesi koşuluyla bu seviyelerin görülebilecek en düşük düzey olmadığı da düşünülebilir. Bu nedenle aşağı yönlü hareketlerde %12.00 seviyesinin ciddi bir destek oluşturabileceği düşünülüyor. Ancak, yukarı yönlü toparlanma hareketinin başlaması durumunda %12.50 ve %12.70 seviyelerinin direnç oluşturması beklenmektedir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Geçen hafta gösterge eurobono alıcılı bir seyir izleyerek 145.000 seviyelerinin üstünü test etti... Gerek yurt dışında gerekse de yurt içinde veri açısından yoğun bir hafta geçiren piyasalarda yurt dışı borsalarda görülen yukarı yönlü hareketler gelişmekte olan ülke eurobono piyasalarında da alım yönünde etkili olurken, Türk eurobonolarında yurt dışı piyasalarda yaşanan olumlu görünüme ek olarak, yurt içinde IMF ile anlaşmanın yakın zamanda sonlandırılacağına ilişkin yapılan resmi açıklamalar da bu yükselişlere destek verdi. Böylece haftaya 142.250 seviyelerinden başlayan 2030 vadeli gösterge eurobono gelen alımlarla hafta içi en yüksek 145.938 seviyelerini test ederek haftayı %3.5 değer artışıyla 145.375 seviyelerinden tamamladı. Yurt içinde açıklanan verilerin ise eurobono piyasaları üzerindeki etkileri çok sınırlı kaldı. Piyasaların yönü üzerinde bu hafta ABD’de açıklanacak olan konut verileri ve haftalık işsizlik başvuruları ile Euro Bölgesi’nde açıklanacak olan IFO ve ZEW endekslerinin belirleyici olması bekleniyor. Yurt içinde ise bu hafta veri açısından sakin bir hafta yaşanacak. Piyasalardaki belirsizliğin devam ettiği böyle bir haftada gösterge eurobono bu haftanın ilk işlem gününe satıcılı bir başlangıç yaptı. 143.500 seviyelerinden işlem gören gösterge eurobonoda IMF ile ilgili olumlu beklentiler paralelinde aşağı yönlü hareketinin sınırlı olması beklenirken, yapılacak anlaşma sürecinin uzaması durumunda eurobono piyasasında yaşanan satış baskısının artması beklenebilir. Böyle bir durumda 142.250, 141.600 ve 140.000 seviyelerinin destek olması beklenebilir. Gösterge eurobonoda yeniden yukarı yönlü bir hareket oluşması durumunda ise 143.600, 144.800 ve 145.000 seviyelerinin direnç olması mümkün görünürken, 145.000 seviyesinin kararlı bir şekilde kırılması ve IMF anlaşmasına dair daha somut adımların atılması durumunda ise gösterge eurobonoda 147.000 ve 150.000 direnç seviyelerinin test edilmesi beklenebilir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nissan 2009 YURTDIŞI PİYASALAR USD, EUR karşşısında son biir ayın en yükksek seviyesini gördü... Geçttiğimiz hafta U
Geçttiğimiz haftanın ilk işlem gü
ününde EUR/USD pairtesin
nde sert bir yü
ükseliş görüleemsine karşın izleyen günle
erde EUR/USD
D düşüş trend
dine girdi. Hafta başında Goldman Sachss’ın 2009 yılı iilk çeyrek karının beklentileerden yüksek gelmesiyle birlikte, halka aaçık adi hissee değerini 5 m
milyar dolara ççıkarmayı hed
deflediklerini, bu sayede de
e hükümet fon
nundan aldıklları krediyi geri ödeyebileceeklerini belirtmesi ile 1.33
391 seviyesine kadar yükseeldi. haftanın geri kalanınd
da ise Avrupaa Merkez Ban
nkası’nın bir sonraki s
toplan
ntısında na ilişkin belirrsizliklerin devvam etmesi p
paritedeki geriilemede başro
olü oynarken,, Euro Bölgesi enflasyon vee sanayi alacaağı faiz kararın
üretiimi verileri, ABD’de sanayi üretim endekksinin beklentilerden kötü ggelmesi pariteedeki düşüş trrendini destekkledi. Haftaya 1.3190 seviyyesinden başlayan ve ilk gü
ün 1.3390 sevviyesine yükseelen parite haafta boyunda aşağı yönlü bir seyir izleyyerek Cuma günü en düşü
ük 1.3016 seviyesini gördü. Böylece EUR, USD karşısınd
da son bir ayın
n en düşük seviyesine gerileedi. Bu haftaya h
da dü
üşüşle başlayaan EUR/USD paritesi p
1.30 seviyesinin altında bulunu
uyor. Bu haftaa Svrupa Merrkez Bankası’n
nın faiz kararına ilişkn bekklentileri etkileyebilecek veeri ve açıklam
malar EUR/USD paritesi üzeerinde belirleyyici olacaktır. Euro Bölgesi’nin en ük ekonomisi olan Almanyaa’da açıklanaccak IFO ve ZEW
W endeksleri beklentilerin üzerinde gelm
mesi durumun
nda paritedekki düşüş büyü
trend
dinin yavaşlam
ması bekleneb
bilir. Ancak EU
UR/USD’deki düşüş trendin
nin devam etm
mesi olasılığı da yüksek görünmektedir. Teknik olaraak değerlendiirildiğinde, 1.2970 seviyessindeki desteğğini kıran paritenin düşüşş trendine deevam etmesi durumunda 1.2750 seviyyesine gerilem
mesi mümkün görünüyor. B
Bu seviyenin altında ise 1.24
450 test edilebilecektir. EUR/USD’de yukkarı yönlü bir ttrendin başlaaması durumu
unda ise ilk olarak, 1.3110 seviyesinde b
bir dirençle kaarşılaşılabileceektir. Bu seviyelerin üzerind
deki hareketleerde ise 1.3320 ve 1.3450 seviyeleri testt edilebilecekttir. mik Araştıırmalar M
Ekonom
Müdürlüğü
ü [email protected]
20 Nisan 2009 USD/JPY paritesi geçen hafta 98.13 seviyelerine kadar geriledi... Geçen hafta veri açısından nispeten yoğun bir hafta geçiren piyasalarda, finansal kuruluşların ilk çeyrek bilanço sonuçları yakından takip edilirken, USD/JPY paritesi, hafta boyunca hafif dalgalı aşağı yönlü bir seyir izledi. USD/JPY’nin bu hareketinde hafta içi finansal kuruluşlara ilişkin bilanço sonuçlarının beklentilerden olumlu gelmesine rağmen, ABD’de açıklanan verilerdeki karışık ve olumsuz görünümün yatırımcıların risk iştahını azaltması sonucu JPY’de açılan pozisyonların kapatılması etkili oldu. Böylece JPY’ye gelen alımlarla hafta içi en düşük 98.13 seviyelerini test eden USD/JPY paritesi 100.40 seviyelerinden başladığı haftayı %1.1 değer kaybıyla 99.18 seviyelerinden tamamladı. Geçen hafta ABD verilerinin karışık görünümünün yanı sıra Çin’de açıklanan 2009 yılının ilk çeyrek büyüme verisinin %6.1 ile 1992 yılından sonraki en zayıf büyüme performansını sergilemesi de global ekonomiye yönelik endişeleri arttırarak paritenin aşağı yönlü hareketine destek veren başka bir gelişme oldu. Veri açısından orta yoğunlukta bir hafta geçirecek olan piyasalarda bu hafta ABD’de açıklanacak olan konut sektörüne ilişkin veriler, dayanıklı mal siparişleri ve haftalık işsizlik başvuruları ile Euro Bölgesi’nde açıklanacak olan ZEW ve IFO endeksleri öne çıkan veriler olarak dikkati çekerken, Japonya’da açıklanacak olan dış ticaret verilerinin de USD/JPY’nin hareketi üzerinde belirleyici olması bekleniyor. Haftanın ilk işlem gününe aşağı yönlü bir seyirle başlayan paritenin bu hareketinde Japonya Merkez Bankası Başkanı Shirakawa’nın, bugün yaptığı açıklamada, Japon ekonomisinin deniz aşırı ülkelere ihracatının ciddi oranda düşmesi ve zayıflayan iç talep nedeniyle önemli oranda kötüleştiğini ifade etmesi etkili oldu. Global ekonomiye yönelik endişelerin devam etmesi halinde USD/JPY’nin aşağı yönlü hareketine bir miktar daha devam etmesi beklenebilir. 98.67 seviyelerinden işlem gören paritenin aşağı yönlü hareketine devam etmesi durumunda 98.20, 97.80 ve 96.60 destek seviyelerinin test edilmesi beklenebilir. Paritenin yönünü yukarı çevirmesi durumunda ise 99.80 ve 100.00 psikolojik direnç seviyesinin test edilmesi beklenirken, paritenin bu seviyeyi kırması durumunda 100.60, 101.45 ve 102.20 direnç seviyelerinin test edilmesi mümkün görünmektedir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nissan 2009 Dow
w Jones endekksi 100 günlükk hareketli orttalamayı kırm
makta zorlanıyyor... Wall Street’de şirrketlerinin tah
hminlerden daaha iyi sonuçlar açıklaması ile piyasalarrdaki yükseliş altıncı haftayya ulaştı. Dow
w Jones on altı haftalıık dönemde %22.7 %
oranında yükselerek, 1938 yılınd
dan bu yana en büyük alttı haftalık yükkselişini Sanaayi endeksi so
yapm
mış oldu. Makkroekonomik göstergeler iççin öncül niteelikte olan en
ndekslerin altııncı haftada d
da yükselmesi olumlu bir gelişme g
olaraak değerlendirilirken, resessyonun en köttüsünün bittiğğine yönelik gü
üvenin artması piyasalar üzzerinde etkili oldu. Beklenttilerden iyi geelen bilançolaar ise piyasalaarın güçlü kalm
masına destekk oldu. Böylecce ABD borsalarında yükseeliş altıncı hafttaya taşınırken, Dow Jonees Sanayi Endeeksi % 0.6 (kapanış: 8,131 p
puan), Nasdaq
q Bileşik Ende
eksi % 1.2 (kap
panış: 1.673 p
puan), S& P 500 Endeksi isee % 1.5 (kapaanış: 869 puaan) yükselişlee haftayı tamamladı. Asya’da hisse sen
netleri resesyo
onun en kötü
üsünün bittiğğine yönelik güvenin g
artm
masıyla altıncı haftada da deeğer kazandı. Bu hafta bilançolaar gelmeye deevam edecekkken, Pazartesi günü Bank off America ile Ç
Çarşamba gün
nü Morgan Staanley ve Wells Fargo olmaak üzere bankkacılık sektörü
ü birinci çeyrek sonuçları dikkat çekme
ektedir. Geçtiğğimiz hafta bilançoların be
eklentilerden yüksek gelm
mesi piyasalarıın yukarı yönlü hareket etmesine neden olmuştu. Bu hafta ise Baank of America’nın 0.44 cent olarak beeklenen hissee karının 4.44
4 olarak gerçeekleşmesine rağmen Dow Jones’un vad
deli işlemlerd
de ekside harreket ettiği gö
örülüyor. Dolayısıyla piyassalarda bekleentilerden yüksek gelen bilançoların b
e
etkisinin azald
dığı söylenebilir. Özellikle son dönemd
de mark to market düzeenlemeleriyle bilançolarında iyileşme yaşanan şirketleerin gerçek anlamda kar açıklamadığı p
piyasalar taraffından satın alınması önüm
müzdeki günleerde endeksleerin aşağı yön
nlü hareket ettmesine nede
en olabilir. Makro ekonom
mik veri olarakk hafta başınd
da öncü gösteergeler, ilerleeyen günlerdee de konut saatış ve dayan
nıklı tüketim mali siparişleri gündemde olacaktır. Te
eknik olarak son s altı haftaadır yükselen Dow Jones endeksinin e
geeçtiğimiz haftta yaşadığı yü
ükselişin hız kaybettiği k
görülmektedir. 100 1 günlük haareketli ortallamayı kırmakkta zorlanan eendeksin yatayy bir band için
nde sıkıştığı görülüyor. Ban
nka stres testleri finansal piiyasaların durrumunu yansıtacağı için piyasaların p
yö
önünün belirleenmesi açısın
ndan dikkat çekerken, ç
strees testleri sonuçları öncessinde Dow Jo
ones’un olabilir. Bu süre içinde kar realizasyonları da yine altı haftadır yüksselen endeksiin aşağı hareketlerinin aşaağı yönlü olmaası mümkün o
ü hareket etm
mesinde etkili olabilir. Diğeer yandan Cu
uma günü açıklanacak strees testlerinin bir bölümünü
ün beklentilerrden iyi yönlü
gelm
mesi piyasaları yukarı taşıyyabilir. Dolayıısıyla hafta genelinde g
aşağı yönlü hareeket etmesi beklenen Dow Jones end
deksinin yaşadığı yükselişleerinin kalıcı olduğunu söyleeyebilmek için
n açıklanacak stres testleri sonuçları dikkkat çekmekted
dir. Teknik olaarak bu umda Dow Jon
nes’un ilk aşam
mada 8,000 psikolojik desteek seviyesini ttest etmesi beeklenebilir. Diğğer yandan, b
bu seviyenin kırılması duru
duru
umunda 7,750
0 ve 7,400 sevviyeleri hedeff seviyelerdir.. 7,200 seviye
esinin altındaki bir harekettte ise yaşanaan yükselişlerin bear markket ralli olduğu söylenebilir. Endeksin yukarı yönlü
ü hareketlerin
nde ilk aşamaada 100 günlük hareketli ortalama deeğerinin gösteerdiği 8,200 seviyesi s
dikkaat çekmektediir. Bu seviyen
nin üzerindekii hareketlerin
nde ise 8,350‐‐8,400 seviyessi güçlü birerr direnç görünümündedir. Bu seviyeleriin de kırılması durumunda ise 8,600 güççlü bir direnç ggörünümündeedir mik Araştıırmalar M
Ekonom
Müdürlüğü
ü [email protected]
20 Nisan 2009 ABD 10 yıllık Hazine tahvili %2.95 direnç seviyesini geçtiğimiz hafta da kıramadı... Geçtiğimiz hafta 10 yıllık ABD Hazine tahvili bir önceki hafta gördüğü seviyelerde seyretti. General Motors’un iflasına ilişkin endişelerin etkisiyle alımla haftaya başlayan ABD 10 yıllık Hazine tahvili, ABD’de ÜFE verisinin 1950 yılından beri görülen en büyük 12 aylık gerilemeye işaret etmesi ve perakende satışları verisinin önceki iki ay artış göstermesine rağmen yeniden azalmaya başlamasının etkisiyle daha da arttı. Haftaya %2.92 seviyelerinden başlayan tahvil getirisi, hafta içinde söz konusu haberlerin etkisiyle %2.75 seviyelerine kadar geriledi. Daha sonra ABD Merkez Bankası (FED)’in yeni ihale yapacağını açıklamasıyla birlikte JP Morgan ve Google’ın ilk çeyrek sonuçlarının beklentilerin üzerinde gelmesiyle yükselişe geçti ve haftanın son işlem gününde ABD 10 yıllık tahvil getirisi %2.96 seviyesine kadar yükseldi. Kapanışa doğru bir miktar tepki alımıyla ABD 10 yıllık tahvil haftayı %2.95 seviyesinden kapattı. Bugün bankaların stres testlerinin sonuçları ile ilgili olarak bazı haberlerin çıkması piyasalarda hakim olan iyimser havanın bir anda tersine dönmesine neden oldu ve 10 yıllık ABD Hazine tahvil getirisi %2.87 seviyesine kadar geriledi. Bu haftada geçtiğimiz hafta olduğu gibi ilk çeyrek bilanço sonuçları açıklanmaya devam edecek. Söz konusu haberlerin yanısıra hükümetten ve FED’den yapılacak açıklamaların tahvil piyasasında etkili olması bekleniyor. Ayrıca FED’in bu hafta yapacağı iki ayrı ihaleyle tahvil alımı yapacak olması, ABD 10 yıllık Hazine tahvil getirisinin seyri açısından önemli olacak. Bugün aşağı yönlü hareket görülmesine rağmen haftalık ve günlük teknik göstergeler tahvil getirisinin yukarı yönlü hareket edeceğine işaret ediyor. Buna karşın piyasalarda olumsuz haberlerin daha da artmasıyla düşüş tekrar etkili olabilir. Yukarı yönlü hareketlerde %2.95 seviyesi ilk direnç olacaktır. Bu seviyenin üzerinde bir gün sonu kapanış tahvilin %3.05 ve %3.37 seviyelerini test etmesine neden olabilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise %2.84 seviyesi ilk destek olacaktır. Bu seviyenin altında bir gün sonu kapanış tahvilin %2.65 ve %2.45 seviyelerini test etmesine neden olabilir. Petrol fiyatları güçlü dolar ve talep endişeleriyle geriliyor Ham petrol fiyatları geçtiğimiz hafta boyunca oldukça dar bir band içinde hareket etti. Haftaya 50 dolar seviyesinden başlayan petrol fiyatları, beklentilerin üzerinde gerileyen perakende satışlar verisinin resesyona dair endişeleri artırması ve petrol talebinin düşebileceği görüşünü desteklemesi ile 48 dolar seviyesini denedi. Ancak ABD sanayi üretimi verisinin ekonomideki yavaşlamanın gücünü kaybettiği yönündeki beklentileri kuvvetlendirmesi petrol fiyatlarını yeniden yukarı taşıdı. Dünyanın en büyük enerji tüketicisi olan ABD’de talebin toparlanacağı beklentileriyle, %3.3 değer kazanan petrol fiyatları 50.79 dolara yükseldi. Dünyanın ikinci en büyük petrol tüketicisi olan Çin’de %6.1 ile beklentilerin altında açıklanan büyüme rakamı fiyatlardaki yükselişi sınırlayamadı. Cuma günü ABD’de açıklanan tüketici güveninin olumlu olması ve şirketlerin 1. çeyrek bilaçolarının iyi gelmesi ile 51.37 dolar seviyesine çıkan petrol fiyatları, doların değer kazanması ve Obama’nın açıklamalarının ardından yatırımcıların global toparlanmanın hızı konusunda daha tedbirli hareket etmeleri ile 47.67 dolara geriledi. Petrol fiyatlarının bu hafta ABD’nin konut verileri ve dayanıklı mal siparişlerinin yanı sıra Almanya IFO ve ZEW güven endekslerine göre yön bulması bekleniyor. Bu gelişmelerin resesyona yönelik endişeleri güçlendirmesi durumunda petrol fiyatlarında aşağı eğilimli seyir gözlenmesi, aksi durumda ise petrol fiyatlarında çıkış yaşanması muhtemel gözüküyor. OPEC ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın, 2009 yılı için dünya petrol talebine ilişkin tahmininlerini düşürmesi, IMF’nin 2010 yılına kadar global ekonomide belirgin bir toparlanma olmayacağı beklentilerinin, petrol fiyatlarındaki düşüş trendini desteklediği görülüyor. Bu hafta aşağı yönlü hareketlerde 47 dolar önemli destek seviyesi olarak öne çıkıyor. Yukarı yönlü hareketlerinde 51 – 53 dolar/varil seviyelerinin direnç oluşturabileceği tahmin ediliyor. Altında önümüzdeki dönemde yükselişler görülebilir... Hafta başında gerek Çin ekonomisine ilişikin yatırımcılar oluşan iyimser hava gerekse USD’deki değer kaybı altın fiyatlarının haftaya yükselişle başlamasına neden olsa da haftanın genelinde aşağı yönlü bir seyir hakimdi. Altın fiyatlarıyla EUR/USD paritesi arasındaki pozitif korelasyonun yüksek olması, yatırımcılarda küresel piyasalarda yaşanan krize karşı hükümetlerin aldıkları önlemlerin işe yarayabileceği algılamalarının oluşması ile hisse senedi piyasalarına ilgilerinin devam etmesinin etkili olduğunu göstermektedir. Geçen hafta başta Hindistan olmak üzere altına fiziki talebin arttığını gösteren veriler gelmesine karşın borsa altın yatırım fonlarının ellerindeki altınların düşmesi altına olan talebin zayıf olduğunu kanıtlamaktadır. Geçen haftaya 880 dolar/ons seviyesinden başlayan altın fiyatları hafta başında 900 dolar/ons seviyelerini test etse de daha sonra başlayan düşüş trendiyle Cuma günü 864 dolar/ons seviyesine geriledi ve son üç ayın en düşük seviyesine geriledi. Söz konusu süreçte USD, EUR karşısında %2.8 değer kazanırken altındaki düşüş %4 oldu. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Bu haftaya sakin bir seyir izleyerek başlayan altın fiyatları 875 seviyesinde bulunuyor. Altın fiyatlarına teknik açıdan bakıldığında, 864 dolar/ons seviyesindeki kritik destek seviyesinin üç hafta ard arda kırılamadığı görülmektedir. Daha önceki hareketler incelendiğinde altın fiyatlarının bu şekide kritik destek seviyelerini üç defa test ettmesinin ardından sert yükselişler gösterdiği dikkat çekmektedir. Bir başka ifade ile önümüzdeki haftalarda Mart ayındakine benzer şekilde alınan önlemlere ilişkin olumlu havanın dağılması ve yatırımcıların yeninden söz konusu hükümet harcamalarının enflasyonist etkilerine odaklanmaları altın fiyatlarında bir yükselişe neden olabilecektir. Sonuç olarak, daha öncede vurguladığımız gibi altın fiyatları için 864 dolar/ons seviyesi kritik bir destek olarak göze çarpmaktadır. Bu seviyenin altında 852 dolar/ons ve 840 dolar/ons’da ara destekler yer alırken, 800 dolar/ons yeni hedef olacaktır. Yukarıda anlatılan senaryo çerçevesinde altında bir yükseliş görülmesi durumunda ise 876 dolar/ons seviyesinde bir dirençle karşılaşması mümkün görünüyor. Bu seviyenin üzerinde ise 883 dolar/ons ve 892 dolar/ons seviyeleri test edilebilecektir. Altında 900 dolar/ons seviyesinin üzerinde ise 910 dolar/ons görülebilecektir. HAFTANIN GÜNDEMİ (20 ‐ 27 Nisan 2009) Türkiye... Veri açısından sakin bir hafta geçirmesi beklenen yurt içi piyasalarda hafta sonuna doğru hükümet tarafından gelen IMF ile görüşmelerin kısa süre içinde sonlandırılacağına yönelik açıklamalar yurt içi piyasalarda iyimser bir havanın oluşmasına destek verse de anlaşma sürecinin giderek uzaması bu olumlu havayı sınırlayıcı bir etki yaratıyor. Bu hafta da IMF ile ilgili yapılan açıklamaların piyasalar tarafından yakından takip edilmesi beklenirken, yurt içinde merkezi yönetim borç verileri ile haftanın son işlem günü açıklanacak olan Nisan ayına ilişkin reel kesim güven endeksi açıklanacak veriler olarak dikkati çekiyor. ABD... Geçtiğimiz hafta ABD’de açıklanan bilançolar ekonomide toparlanma umutlarını desteklerken, ekonomiden olumsuz sinyaller gelmeye devam etti. Son iki aydır yükselen perakende satışları, Mart ayında beklentilerin aksine %1.1 gerilerken, açıklanan enflasyon rakamlarının sert bir düşüş yaşaması piyasalarda deflasyon riskini arttırdı. Piyasalar bu hafta ise ABD’deki bankalara yönelik stres testlerinin sonuçlarını bekleyecekken, bilançolar arasından Morgan Stanley ve Wells Fargo gibi şirketler takip edilecektir. Makro eknomik verilerden ise konut sektörü ile ilgili gelecek rakamlar dikkat çekmektedir. Haftanın ilk günü öncül göstergeler endeksi (Mart) rakamları dikkat çekerken, Şubat ayının ardından Mart ayında da endeksin gerilemeye devam etmesi beklenmektedir. (‐%0.3) Haftanın ilk günü piyaslarda takip edilecek diğer bir veri ise Chicago FED Endeksi (Mart) olacaktır. Salı günü veri açısından sakin bir gün piyasaları beklerken, Çarşamba günü ise İkinci El Konut Fiyatları (Şubat, aylık) piyasalarda takip edilecektir. Ocak ayında %1.7 artışla piyasaları şaşırtan rakamların Şubat ayında ise gerilemeye devam etmesi beklenmektedir. Perşembe günü ise Konut Satışları (Mart, aylık) ve Haftalık İşsizlik Başvuruları piyasalarda izlenecektir. 24 Ocakta rekor seviyesine yükselmesinin ardından geçtiğimiz iki haftadır gerileyen haftalık işsizlik başvuruları bu hafta 35,000 kişi artarak 645,000 kişiye yükselmesi beklenmektedir. Konut satışlarının iseŞubat ayında yaşadığı %5.1 oranındaki sert yükselişin ardından, Mart ayında %2.5 ile sınırlı bir yükseliş yaşaması beklenmektedir. Haftanın son günü ise dayanıklı mal siparişleri (Mart) ve yeni konut satış rakamları (Mart) verileri takip edilecektir. Dayanıklı mal siparişlerinin bir önceki iki ayda %7.1 yükselmesinin ardından, Mart ayından ‐%4.6 oranıyla daha sert bir düşüş yaşaması beklenmektedir. Yeni konut satış rakamlarının ise Mart ayında 325,000 seviyelerine yükselmesi beklenmektedir.
Euro Bölgesi... Bu hafta Avrupa’da açıklanacak veriler açısından nispeten yoğun bir gündemin bizi beklediği söylenebilir. Avrupa Merkez Bankası’nın bir sonraki toplantısındaki faiz kararına ilişkin belirsizliklerin piyaslarda etkili olduğu bir ortanda özellikle Almanya ve Euro Bölgesi’nden gelecek veriler yatırımcılar tarafından takip edilecektir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Bu hafta Avrupa’dan gelecek ilk önemli veri, Salı günü açıklanacak Bölge’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da yatırımcıların dünyasının ekonomiye bakışını yansıtan Nisan ayı ZEW endeksi olacak. Mart ayında ‐6.5 olarak gerçekleşen endeksin Nisan ayında “0” seviyesine yükselmesi bekleniyor. Bu hafta Bölge’den gelecek diğer önemli veri Euro Bölgesi’nde Perşembe günü açıklanacak Nisan ayı imalat sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) olacak. Piyasalar tarafından takip edilecek olan ve Mart ayında 33.9 olan endeksin Nisan ayında 34.7’e yükselmesi beklenmektedir. Gelecek haftanın son işlem gününde ise Almanya’da iş dünyasının ekonomiye bakışını yansıtan Nisan ayı IFO endeksi açıklanacak. Mart ayında 81.6 olarak gerçekleşen endeksin Nisan ayında 82.6 seviyesine yükselmesi bekleniyor. Almanya’dan gelecek IFO ve ZEW endekslerinin beklentilerden olumlu bir tablo çizmesi durumunda ECB’nin faiz kararına ilişkin belirsizlikler artabilir. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
20 Nisan 2009 Haftalık Ekonomik Veri Takvimi Tarih Ülke Açıklanacak Veri Önceki Beklenti
20.04.2009 ABD Chicago FED End. (Mart)
‐2.83 ‐‐
Öncül Göstergeler (Mart, aylık)
‐%0.4 ‐%0.2
21.04.2009 Almanya ZEW Güven Endeksi (Nisan, aylık)
‐3.5 ‐3.5
22.04.2009 ABD İkinci El Konut Fiyatları (Şubat, aylık)
%1.7 ‐‐
23.04.2009 ABD Haftalık İşsizlik Başvuruları
‐‐ ‐‐
4.72 milyon ‐‐
‐€18.2 milyar ‐‐
‐%3.4 ‐‐
Konut Satışları (Mart, aylık)
Euro Bölgesi Cari İşlemler Dengesi (Şubat, aylık)
Sanayi Siparişleri (Şubat, aylık)
24.04.2009 ABD Yeni Konut Satışları (Mart, aylık)
337,000 340,000
Dayanıklı Mal Siparişleri (Mart, aylık)
%3.5 ‐%1.4
Almanya IFO Güven Endeksi (Nisan, aylık)
82.1 82.5
21.04.2009 Almanya ZEW Güven Endeksi (Nisan, aylık)
‐3.5 ‐3.5
22.04.2009 ABD İkinci El Konut Fiyatları (Şubat, aylık)
%1.7 ‐‐
23.04.2009 ABD Haftalık İşsizlik Başvuruları
‐‐ ‐‐
4.72 milyon ‐‐
‐€18.2 milyar ‐‐
‐%3.4 ‐‐
Konut Satışları (Mart, aylık)
Euro Bölgesi Cari İşlemler Dengesi (Şubat, aylık)
Sanayi Siparişleri (Şubat, aylık)
24.04.2009 ABD Yeni Konut Satışları (Mart, aylık)
Almanya 337,000 340,000
Dayanıklı Mal Siparişleri (Mart, aylık)
%3.5 ‐%1.4
IFO Güven Endeksi (Nisan, aylık)
82.1 82.5
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
Cem Eroğlu
Müdür
[email protected]
0312 –455 84 80
Nazan Kılıç
Müdür Yardımcısı
[email protected]
0312 –455 84 89
Ümit Ünsal
Uzman
[email protected]
0312 –455 84 86
Bilge Özalp Türkarslan
Uzman
[email protected]
0312 –455 84 88
Zeynep Burcu Çevik
Uzman Yardımcısı
[email protected]
0312 -455 84 93
Seda Meyveci
Uzman Yardımcısı
[email protected]
0312 -455 84 85
Tuncay Serdaroğlu
Uzman Yardımcısı
[email protected]
Emine Özgü Özen
Uzman Yardımcısı
[email protected]
Selin Düz
Uzman Yardımcısı
[email protected]
0312 -455 84 90
Pelin Sencer Kaptan
Yetkili
[email protected]
0312 –455 84 83
0312 -455 84 84
0312 -455 84 87
*
Bu rapordaki bilgi ve veriler, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü tarafından güvenilir olduğuna
inanılan kaynaklardan edinilmiştir. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu bilgi ve verilerin doğruluğu hakkında garanti vermemekte ve
bu raporda sunulan bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek zararlar konusunda sorumluluk kabul etmemektedir. Bu rapor
sadece bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir konuda yatırım önerisi olarak yorumlanmamalıdır.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü [email protected]
Download