Ilgın Alp 21300667 Türkçe 101- 29 Aslı Uçar Edebiyatta Popüler
advertisement
Ilgın Alp 21300667 Türkçe 101- 29 Aslı Uçar Edebiyatta Popüler Kültür Esintileri Murat Menteş, bana göre Çağdaş Türk Edebiyatının en başarılı genç isimlerinden. Belirli bir tarzı olan, kalıplarından dışarı pek fazla çıkmayan bir yazar. Kitaplarında genel olarak olayların işleniş biçimi çok düzensiz olup mesaj verme kaygısı pek çok şeyin önüne geçer. Sosyal medyanın hayatımızın bu kadar merkezine oturması, sosyal medyada kullanılan dilin güncel edebiyata da etki etmesine sebep oluyor. ‘Ruhi Mücerret’ sosyal medyada kullanılan tarzda aforizmalarla dolu bir kitap ve bazı cümleler altı çizilebilecek nitelikte. Ancak öte yandan, cümlelerin bu kadar süslü oluşu bizi bazen kitabın akışından ve olay örgüsünden uzaklaştırabiliyor. Ancak düşündürücü aforizmalardan, farklı ve komik benzetmelerden hoşlanan okuyucular için Murat Menteş türünün en iyi örneklerinden biri diyebiliriz. Kitap iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, Ruhi Mücerret adındaki 100 yaşında bir savaş gazisi anlatılmaktadır. Bu bölüm bana 100 yaşında olmanın nasıl olabileceğini düşündürdü. Yazar kendisini o yaştaki birinin yerine koyup; gerçekten yaşlı birinin ağzından çıkacak cümleleri, deyimleri kullanıp yaşlı ve melankolik bir karakter yaratmıştır. Ruhi Bey`in deyimiyle ‘Azrail onu öldürmeyi unutmuştur’. Ancak Ruhi Bey yaşına rağmen istekleri de, yapacak işi de bitmeyen bir adamdır. Kendisinden yaşça küçük bir kadına âşıktır öte yandan. Bu tip sebepler onu hayata bağlayıp, her yeni günü yaşamak için bir sebep bulmasını sağlamaktadır. Ruhi Bey`in isteklerinin ve arzularının hiç bitmemesi onu huzurdan uzaklaştırmaktadır, ama öte yandan hep yeni bir amacının oluşu onu ölümden uzaklaştırmaktadır. Bana göre Ruhi Mücerret ‘in bir türlü ölememesi de hep yaşamak için yeni sebepler bulmasındandır. Hayat devam ediyorsa, dünyaya bağlanmak için bir sebep bulmalıyız kendimize. Karakterimiz de çoğu genç insanla kıyaslarsak bile kendisine bu sebepleri bulmak konusunda oldukça başarılı... Kitap genelde popüler kültür konularını işlemesine rağmen, başkahramanı olan Ruhi Bey`in 100 yaşında olması kitaba farklı açılımlar getirmektedir. O yaşta bir adamın gözünden bakılınca güncel hayatımızda çok önemsediğimiz kimi konular aslında çok önemsiz gelmekte, bize önemsiz gelen bazı konular ise değer kazanmaktadır. Ruhi Bey, bilgeliğin ancak yıllar ve tecrübeyle geleceğini, popüler kültürün de her zaman gelip, yenisi gelince de geçeceğini düşünmemi sağladı. Kitabın ikinci bölümünde ise sahneye Civan Kazanova çıkıyor. Kendisi duygusal, kötü işlere bulaşmış ama özünde iyi yürekli bir adam. Civan`ın hikâyesini okurken bir an yüzümüz gülerken bir sonraki cümlede içimizin burkulabilmesi bu yüzdendir. Civan paraya ihtiyacı olduğu dönemde beynine bir çip takılmasını kabul eder. Burada romandaki fantastik unsurlar baş göstermeye başlıyor. Civan karakterinin bana göre kitapta bulunma sebebi kapitalizmi sorgulamaktır. Çünkü Civan`ın katlandığı şeylerin tek nedeni para, beynine yerleştirilen çipin de tek amacı bir reklamı yaymak. Kitapta ‘çip takmak’ eylemi altında verilen şey aslında hepimizin beyninde bulunan kapitalizm ideolojisi. Yazar kapitalizmin beyinlerimize yerleşmiş, bizi yöneten bir olgu olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca kitapta pek çok sahnede bulunan bir şiddet olgusu var. Yaşadığımız yüzyıldaki kapitalizm köleliği anlatılırken, bir anda silahların patlaması gerçek hayatımızda bağlantıyı çok kolay kurabileceğimiz bir yere sürüklüyor bizi. Sonuç olarak: Ruhi Mücerret ele aldığı konular ve karakterler bakımından açıkça yeraltı edebiyatı olarak nitelendirebileceğimiz bir eserdir. Klasik edebiyat anlayışının son derece dışına çıkılmıştır. Romanda bilim-kurgu, tarih, aşk gibi unsurlar bir arada verilmiştir. Eserde birden fazla anlatıcı oluşu ve bu karakterlerin birbirlerine taban tabana zıt oluşu romanda ele alınan konulara farklı açılandan bakılmasını sağlıyor. Ruhi Mücerret kendine özgü bir tarzı ve düşüncesi olan bir eser. Okuyucunun ya çok seveceği ya da hiç sevmeyeceği tipteki kitaplardan diyebilirim. Popüler kültür romanı diye nitelendirebileceğimiz ama içi bir o kadar da dolu olan bu kitabı meraklılarına önerebilirim.
