bilge söyleşi

advertisement
2009
BİLGE SÖYLEŞİ – 1
TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
ELİF KUTSAL
Bilge Adamlar Stratejik
Araştırmalar Merkezi
13.07.2009
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
BİLGE SÖYLEŞİ – 1: TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Uluslararası ilişkiler, dış politika, iç ve dış güvenlik gibi alanlarda ülkemizin önde gelen
uzmanları ile farklı konularda söyleşiler yapmak ve bunları kamuoyunun dikkatine sunmak
BİLGESAM’ın amaçlarından birisidir. Bu amaca uygun olarak söyleşiler serisine başlamış
bulunuyoruz. “Bilge Söyleşi” adı altında yayınlanacak olan bu söyleşilerin ilkini bugün
yayınlıyoruz.
BİLGESAM
Başkanı
Dr. Atilla
SANDIKLI ile
yapılan
bu
söyleşi
stajyerlerimizden Elif KUTSAL tarafından gerçekleştirildi ve tarafından yayına hazırlandı.
Yararlı olması dileğiyle dikkatinize sunuyoruz.
Yıllardır dostluk, kardeşlik havasında seyreden, tek millet iki devlet anlayışıyla
yürütülen Türk-Azeri ilişkileri Türkiye’nin Ermenistan ile normalleşme sürecine
başlamasından beri sorunlar yaşamaya başladı. Sizce sorunların nedenleri nelerdir?
Bunun sebeplerini üç başlıkta toplayabiliriz. Duygusal faktörler, akılcı politikalar ve
mevcut statükodaki değişim. Tek millet iki devlet
kavramının
altında
yatan
ana
unsur
duygusal
faktörlerdir. Kendilerini bir bütünün parçası olarak gören
iki devlet, diğerinin kendi beklentileri dışında politikalar
uygulaması
durumunda
böyle
duygusal
tepkiler
gösterebilmektedir. Özellikle 2000 sonrası Türk dış
politikasında akılcılık ve gerçekçilik prensipleri ışığında
önemli bir değişim yaşanmış, problem ve sorunlar
üzerine odaklanmış politikadan barış, istikrar ve
işbirliğinin geliştirilmesine yönelik proaktif politikalara
geçilmiştir. Bu kapsamda komşular ile sıfır problem ve
işbirliği
imkânlarının
araştırılması
ve
geliştirilmesi
Özellikle 2000 sonrası
Türk dış politikasında
akılcılık ve gerçekçilik
prensipleri ışığında önemli
bir değişim yaşanmış,
problem ve sorunlar
üzerine odaklanmış
politikadan barış, istikrar
ve işbirliğinin
geliştirilmesine yönelik
proaktif politikalara
geçilmiştir.
girişimleri ön plana çıkmıştır. Bu girişimlerin sonucu olarak Suriye örneğinde olduğu gibi çok
başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu politikaların Ermenistan’a da uygulanmaya başlanması
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
2
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
statükoda önemli bir değişim yaşanmasına neden olmuştur. Azerbaycan Ermenistan ile
ilişkilerini geliştirmesinden rahatsız olmuş ve tepki göstermiştir.
Tek millet – iki devlet” yaklaşımı ne kadar gerçekçi? Bu anlayış Türkiye’nin
tarafsızlığına gölge düşürüp, Azerbaycan’a
Türk dış politikasına ipotek koyma şansı
Tarihsel, kültürel
değerlerdeki yakınlık,
coğrafi yakınlık, ortak
ideal ve hedeflerin
olması bir millet iki
devlet kavramının ortaya
çıkmasını sağlamıştır.
Ancak bir gerçek daha
var; iki devletin menfaat
ve çıkarları zaman zaman
örtüşmüyor.
verir mi?
SSCB’nin
dağılmasından
sonra
bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ı ilk
tanıyan ülke Türkiye olmuştur. Tarihsel,
kültürel
değerlerdeki
yakınlık,
coğrafi
yakınlık, ortak ideal ve hedeflerin olması bir
millet iki devlet kavramının ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Ancak bir gerçek daha var; iki
devletin menfaat ve çıkarları zaman zaman
örtüşmüyor. Bu durumlarda da Türkiye ve
Azerbaycan
birbirinden
farklı
politikalar
uygulayabilirler mi sorusu akla geliyor. Bu problemin ana çıkış sebeplerinden bir tanesi
Ermenistan ile ilişkilerinin geliştirilmesi yönünde Türk-Ermeni görüşmelerinin yapılması ve
görüşmeler sonucu bir yol haritasının ortaya çıkarılması olmuştur. Azerbaycan, bu yol
haritasının ortaya çıkmasıyla, Karabağ Sorunu çözülmeden Ermenistan kapısının açılmasını
kendi milli politikalarına ters bir uygulama olarak değerlendirmiştir.
Öncelikle değişen Türk dış politikasının bir sonucu olarak bu yol haritası gündeme
geldi. İkinci olarak, o günlerde Ermeni diasporasının, Obama’nın daha önce verdiği sözler
doğrultusunda ‘soykırım’ kelimesini kullanması için bir beklentisi vardı. Türkiye bunu kırmak
için, “bizim Ermenistan ile ilişkilerimiz normal bir yolda gelişiyor. Obama’nın böyle açıklama
yapması gelişmekte olan Türk-Ermeni ilişkilerine büyük zarar verir” şeklinde bir açıklama
yaptı. Bu politika doğrultusunda yol haritası açıklandı ve Obama soykırım kelimesini
kullanmadı. Fakat yaşanan olaylarla ilgili bizi rahatsız edecek başka ifadeler kullandı. Tabiîki
“soykırım” sözcüğü uluslararası hukuk açısından farklı anlamlara geldiğinden, bu sözcüğün
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
3
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
kullanılmaması önemli. Obama'nın bu tabiri kullanmaması için, Türkiye'nin böyle bir esneklik
göstermesi gerekiyordu. Ancak bu esneklikte dahi Azerbaycan tedirgin oldu ve TürkiyeAzerbaycan ilişkilerinin bundan olumsuz etkileneceğini belirtti. Bununla da yetinmedi, kendi
milletvekillerinden oluşan bir grubu Türkiye'ye göndererek bu olumsuzlukları medyaya
taşıyacak girişimlerde bulundu. Bu ifadelerin bazıları da gerçeklerle örtüşmüyordu.
Türkiye'deki muhalefeti harekete geçirmek suretiyle hükümetin bu atılımını Azerbaycan'ı
rahatsız
etmeyecek
seviyeye
getirmeye
çalıştı.
Azerbaycan bu girişimlerden iki önemli çıkar elde etti. Birincisi, Türkiye Başbakanı’nın hatta
Cumhurbaşkanı’nın Karabağ sorunu halledilmeden sınır kapısı açılmayacak gibi sözler
söylemesi ve Türkiye'nin dış politikasını ipotek altına alması. İkinci olarak, geçmişte mevcut
koşullar altında imzalamış olduğu ve Türkiye’ye ucuz doğal gaz verdiği anlaşmaların iptali
konusunu gündeme getirdi. Sadece bununla da kalmadı, Rusya ile birlikte enerji ve diğer
konularda Türkiye’yi dışlar konuma geldi. Nerede bir millet iki devlet anlayışı? Demek ki
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
4
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Azerbaycan’ın da çıkarları olumsuz yönde etkilendiğinde o da kendi politikalarını uygulamaya
gidiyor; hatta bundan Türkiye'nin rahatsız olmasından da hiç çekinmiyor. Ama Türkiye bunu
uyguladığında kendisi rahatsız oluyor ve buna tepki veriyor. Burada bir gerçek var, o da ne
olursa olsun Türk milletinin ve halkının çıkarlarının birinci öncelik olduğudur. Bunu
Azerbaycan devlet yöneticilerinin anlaması ve Türkiye’nin dış politika deneyimlerine
güvenmeleri gerekir.
Karabağ sorunu - bazı uzmanların savunduğu gibi - yol haritası dışında bırakılabilir
mi?
Azerbaycan-Ermenistan
Türkiye-Ermenistan
ilişkilerinin
ilişkilerinden
ayrı
tutulması mümkün mü?
Türkiye'nin değişen dış politikasıyla
beraber Ermenistan-Karabağ sorununda bir
farklılık oldu. Türkiye mevcut statükonun
gerçekten Türkiye ve Azerbaycan’ın lehine mi
değil mi diye sorgulanması gerektiğini öne
sürüyor. Neden bunu öne sürüyor? Çünkü
RUSYA ESKİ RUSYA DEĞİL;
GÜÇLENMİŞ VE YAKIN
ÇEVRESİNİN BATI İLE İLİŞKİLERİNİ
GELİŞTİRMESİNİ ENGELLEMYE
YÖNELİK STRATEJİLER ÜRETEN,
BUNU DA GÜÇ KULLANARAK
UYGULAYABİLEN BİR ÜLKE
ARTIK.
Arnavutluk devletinin yanında küçük bir Kosova devleti ortaya çıktı ve bu devleti uluslararası
camia tanıdı. İkincisi, Rusya düşüş döneminden sonra petrol fiyatlarının artmasıyla birlikte
ekonomik yönden toparlandı, iç problemlerini halletti ve geçmişte tarihsel örneklerinde de
yaşadığımız gibi yakın çevresindeki nüfuzunu arttırmaya başladı. Bunun en somut
örneklerinden bir tanesini Gürcistan'da yaşadık. Güney Osetya konusunu gündeme getirerek
Güney Osetya'yı işgal etti ve buranın Gürcistan topraklarından ayrılması için bir süreç
başlattı. Rusya eski Rusya değil; güçlenmiş ve yakın çevresinin Batı ile ilişkilerini geliştirmesini
engellemeye yönelik stratejiler üreten, bunu da güç kullanarak uygulayabilen bir ülke artık.
Bu açıdan baktığınızda mevcut statükonun devam etmesi Rusya'nın tekrar Kafkaslar
bölgesindeki etkinliğini arttırması için elverişli.
Kafkaslar bölgesinde Rusya'nın etkinliği hangi donelere bağlı? Gürcistan'daki ayrılıkçı
güçlere ve Ermenistan'a bağlı. Çünkü Ermenistan, bölgede Türkiye ve Azerbaycan'ın
uyguladığı politikalar nedeniyle özellikle Rusya ile çok derin ilişkiler kurmak durumunda kaldı
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
5
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
ve Rusya'nın bölgedeki nüfuzunun devamını sağlayan bir araç haline geldi. Rusya'nın
uyguladığı ikinci bir sistem daha var. Bu sistem enerji kaynaklarının bulunduğu yerlerde
enerjiyi anlaşmalar yaparak kendi kontrolü altına almak, bunları Avrupa’ya satarak Avrupa’yı
enerji yoluyla kendine bağlayarak güç elde etmek. Bu kapsamda baktığımızda, Avrupa'nın
hızla artan doğal gaz kullanım oranları tamamen Rusya'nın ipoteği altında. Hangi hatlar var?
Beyaz Rusya, Baltık ve Ukrayna hatları. Buna alternatif olarak gerek Türkiye’nin gerekse
Avrupa’nın desteklediği Nabucco hattı – Azerbaycan’ın Şahdeniz iki bölgesinden çıkacak
doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınması projesi – Rusya'nın uyguladığı politikaları
olumsuz yönde etkileyen bir konu. Bunu engellemek için kendisi hangi projeleri ön plana
çıkarmaya çalıştı? Güney Akım. Karadeniz üzerinden Avrupa’ya doğal gaz taşıyıp "ben
anlaşmaları imzaladım, Ukrayna üzerinden olmayan farklı bir hat, doğrudan benim
kontrolümde olan güvenliği sağlam bir hat, siz Nabucco ile uğraşmayın" gibi ifadeler kullandı.
Bunun yanında, Kafkaslarda bir güvensizlik ortamı oluşturarak Nabucco hattının güvenliğinin
olmadığını ön plana çıkarttı. Yalnızca bunlarla da kalmadı, Azerbaycan ile ilişkilerini
geliştirerek Azeri doğal gazı üzerinde de Türkmenistan ve Kazakistan doğal gazları üzerinde
yapmış olduğu anlaşmalara benzer bir anlaşma girişiminde bulundu ve Azerbaycan da
Türkiye'ye ve Nabucco hattına rağmen 500 milyon metreküplük bu doğal gaz anlaşmasını
imzaladı. Dolayısıyla Rusya burada ikinci bir alternatif olarak "Azerbaycan doğalgazını da ben
alıyorum, Nabucco hattını yapmanıza gerek yok" dedi. Nabucco Azerbaycan için de çok
önemli ama kendisi için ikinci bir alternatif yaratarak Nabucco’ya vereceği gazın fiyatını
arttırabileceği bir ortam hazırladı. Bunu Nabucco’nun uygulanılabilirliğine zarar vermesine
rağmen yaptı. Bu Türkiye'nin menfaatlerine ters bir politikaydı. Dolayısıyla Azerbaycan kendi
menfaatleri doğrultusunda
Türkiye’yi olumsuz
yönde
etkileyecek bazı politikalar
uygulayabiliyor. Bunun yanında Türkiye akılcı politikalar uyguladığında Azerbaycan’ın buna
karşı çıkmasına ben şahsen bir anlam veremiyorum.
Geçtiğimiz günlerde Aliyev’in Medvedev ile yaptığı enerji ticareti anlaşması
Azerbaycan’ın Ermenistan ile savaş seçeneğini dillendirmesi ile bir çelişki oluşturuyor.
Ermenistan’a savaş açması halinde karşısında Rus askerlerini bulacak olan Azerbaycan
Rusya ile stratejik ortaklık ve askeri işbirliği söylemleri içinde. Sizce Azerbaycan amatörce
blöf mü yapıyor?
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
6
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Kafkaslarda
Rusya’sız
dış
politika uygulanması çok zor. Bu
açıdan
baktığımızda
Rusya
ile
ilişkilerin belli bir seviyede tutulması
Azerbaycan açısından önemli. Ancak
bir gerçek de var; Rus askerleri
Karadağ konusunda işgalin yapılması
ve devam ettirilmesinin bir parçası oldular. O zaman Azerbaycan bunu neden yaptı? Benim
değerlendirmeme göre özellikle Minsk grubunun uzun süredir Karabağ sorununu çözmekle
sorumlu olmasına rağmen harekete geçmemesi. Azerbaycan’ın da Rusya olmazsa Minsk
grubunun harekete geçemeyeceğini değerlendirmesi. Rusya’ya anlaşma yapabilecek
pozisyonu vererek Karabağ sorunu konusunda ilerleme sağlamaya çalışması bunun
sebebiydi. Nitekim Minsk grubu da yeniden hareketlendi.
Azerbaycan zaman zaman “biz bunu savaşla çözeriz” diyor. Ama açıkladığımız mevcut
konjonktür dikkate alındığında bölgedeki herhangi bir savaş istikrara fayda değil zarar
verecektir. Bir model var önümüzde: Güney Osetya. Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili
ülkenin bütünlüğünü sağlamak için bir girişimde bulundu ama mevcut konjonktürü objektif
ölçülerde
değerlendiremediği
ve
Batı’nın
desteğinin hangi seviyede olacağı konusunda
doğru
sonuca
varamadığı
için
tam
tersine
Rusya’nın Güney Osetya’yı işgali için ortam
hazırlamış oldu. Dolayısıyla Rusya’nın Güney
Kafkasya’ya
inmesi
için
bir
fırsat
yarattı.
Azerbaycan’ın savaşla Karadağ’ı alma girişiminde
bulunması, Rusya’ya bu olaya müdahale edebilme
fırsatı yaratabileceği ve Kafkaslardaki etkinliğini
arttırma imkanı sağlayacağı konusunda ciddi
öngörülerim var.
Bana göre uygulanacak en doğru politika,
Ermenistan’a
mevcut
politikalarının
Bana göre uygulanacak en doğru
politika, Ermenistan’a mevcut
politikalarının yanlış olduğunu,
bunların devamı halinde
zayıflayacağını ve kendi halkını
dahi mevcut sınırları içinde
tutamayacağını ortaya koyarak,
ilişkilerin geliştirilmesi sonucunda
bölgede daha güvenli olacağı,
Rusya’dan bağımsız politikalar
üretebileceği, halkının refahını
arttırarak daha huzurlu bir yapıya
kavuşabileceğini göstermek.
yanlış
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
7
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
olduğunu, bunların devamı halinde zayıflayacağını ve kendi halkını dahi mevcut sınırları
içinde tutamayacağını ortaya koyarak, ilişkilerin geliştirilmesi sonucunda bölgede daha
güvenli olacağı, Rusya’dan bağımsız politikalar üretebileceği, halkının refahını arttırarak daha
huzurlu bir yapıya kavuşabileceğini göstermek. Bununla ilgili olarak yol haritasında ilişkilerin
kademe kademe ilerlemesi söz konusu. Yani kapılar hemen açılmayacak. Dolayısıyla
Ermenistan’ın bir hamle yapması gerekiyor. İşgal ettiği toprakların bazılarından çekilmeye
başladığı süreçle paralel olarak sınır kapılarının açılması, ilişkilerin düzenlenmesi söz konusu.
Her olumlu gelişme Ermenistan ile Türkiye’nin ilişkilerinin geliştirilmesi için bir cesaret ve
diasporanın baskılarına karşı koyma imkânı verecektir. Bunun sonucunda bir risk yoktur.
Bunun sonucunda kalıcı barış ve istikrarın sağlanması imkânı vardır.
Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmesi uzun vadede Azerbaycan’a
fayda sağlayacak bir durum. Karabağ çözümünün gündeme gelmesi, Nabucco ile
Azerbaycan’ın
Türkiye, Ermenistan
ilişkilerini geliştirecek yolları
ararken Azerbaycan da boş
durmuyor ki. Ermenistan ile
mevcut durumu nasıl
halledebilirim diye onlar da
görüşüyorlar ve bizimle
karşılıklı bilgi alışverişinde
bulunuyorlar. Peki problem
nereden çıkıyor? Demek ki
bilgi vermek değil, onları
inandırmak önemli. Yani TürkErmeni ilişkilerindeki yol
haritasının Türkiye’nin
menfaatlerine olduğu kadar
Azerbaycan’ın da
menfaatlerine uygun olduğu
noktasında inandırıcı olmak
zorundayız çünkü Türkiye’nin
Azerbaycan’a rağmen yol
haritasının uygulamaya
koyması mümkün
görünmüyor.
Batı’ya
yakınlaşabilmesi
bu
faydalardan bazıları. Peki, Azerbaycan Türkiye’ye
niye bu kadar tepkili? Azeri devlet adamlarının Türk
dış
politikasının
derinliğini
kavrayamadığını
söyleyebilir miyiz?
Bunun asıl sebebi duygusallık. Neden? Çünkü
şu anda Azerbaycan için bütün olumlu gelişmelerin
dışında kalan bir tek unsur var, o da Karabağ sorunu.
Azerbaycan hızla gelişiyor, bazen %30’lara varan
büyüme hızlarına ulaşıyor. Azerbaycan’ı 5-10 sene
sonra tanıyamayacağız. Gelir düzeyi son derece
artmış, daha modern bir ülke konumunda göreceğiz.
Ama Karabağ sorunu ve ‘kaçkınlar’ dediğimiz,
Karabağ işgali sonrasında Karabağ’dan göç eden 2
milyon civarında Azerilerin acıları bu olumlu
tablonun dışında kalıyor. Bu nedenle onlar hissi
olarak tepki gösteriyorlar. Ama uluslararası ilişkiler
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
8
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
duygularla mı yoksa akılcı politikalarla mı yönlendirilmeli? Burada önemli nokta şu: Türkiye,
Ermenistan ilişkilerini geliştirecek yolları ararken Azerbaycan da boş durmuyor ki. Ermenistan
ile mevcut durumu nasıl halledebilirim diye onlar da görüşüyorlar ve bizimle karşılıklı bilgi
alışverişinde bulunuyorlar. Peki problem nereden çıkıyor? Demek ki bilgi vermek değil, onları
inandırmak önemli. Yani Türk-Ermeni ilişkilerindeki yol haritasının Türkiye’nin menfaatlerine
olduğu kadar Azerbaycan’ın da menfaatlerine uygun olduğu noktasında inandırıcı olmak
zorundayız çünkü Türkiye’nin Azerbaycan’a rağmen yol haritasının uygulamaya koyması
mümkün görünmüyor. O zaman, Azerbaycan halkına bürokrasisine, siyasi liderlerine bunu
anlatıp bunun Azerbaycan’ın da faydasına olduğuna ve bu yapılmadığı takdirde sorunların
çözülemeyeceğine inandırmamız gerekiyor.
Azerbaycan’ın Türkiye’nin ilişkileri normalleştirme çabalarına olan tepkisi Rusya ile
işbirliğini artırma, Türk TV dizilerin Türkçe yayınlanmasına son verilmesi, Türk TV
yayınlarının yasaklanması, camilerin kapatılması vb. şekilde ortaya çıkıyor. Azerbaycan
sizce gerçekten mevcut statükonun devamından yana mı?
Azerbaycan’ın bir takım propagandalara kanarak Türkiye açısından olumsuz
girişimlerde bulunması sadece duygusallıkla açıklanabilecek bir şey değil. Bütün bunlar
Türkiye tarafında Azerbaycan demek ki bölgedeki statükodan memnun düşüncesini
doğuruyor.
Yıllardır statükodan yana olan Moskova, Ankara’nın bölgesel çözüm hamleleri
sonrası arabulucu rolü üstlenmek için harekete geçti. Türkiye’yi enerji geçişi konusunda da
saf dışı bırakmak isteyen Rusya’nın bu aktifleşmesine karşı Türkiye neler yapabilir?
Bunu ben Türkiye aleyhine olarak değerlendirmiyorum. Bu konuda Türkiye
kolaylaştırıcı bir rol oynar ama uluslararası ilişkiler ve hukuk boyutunda arabuluculuk farklı
anlamlar taşır. Dolayısıyla bu sorun hakkında arabuluculuğu Türkiye’nin değil, tam tersi
Minsk grubunun yapması gerekiyor. Türkiye de Minsk grubunun çalışmasını ve Karabağ
işgalinin ortadan kaldırılarak sorunun çözülmesini istiyor. Zaten bu grupta Rusya da var. Bu
noktada Rusya’nın Minsk grubuna etki ederek soruna çözüm bulması Türkiye’yi memnun
edecek bir şeydir.
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
9
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Minsk’in eşbaşkanlığını ABD, Rusya ve Fransa yapıyor. Sizce gruba Türkiye’nin de
dâhil edilmesi gerekmiyor mu?
Türkiye’nin de içinde olmasında fayda vardı ama bir faaliyeti desteklediğinizi
göstermek için illa onun içinde olmanız gerekmiyor. Bence Türkiye’nin bölgede yaptığı
girişimler Minsk grubunun yapabileceği girişimler kadar etkili, hatta çok daha etkili. Yani
Türkiye, Minsk grubundan daha dinamik ve etkin bir rol oynuyor.
Türkiye’nin, Ermenistan ile Ermeni diasporasını ayrı kefelerde değerlendirerek bir
dış politika oluşturduğu görülüyor. Ermenistan’ın lobiciliğini yapan, iç ve dış siyasetini
yönlendiren ve siyasi partilerce desteklenen
Ermeni
diasporasından
bağımsız
hareket
edebilecek bir Ermenistan düşünmek mümkün
mü? Türkiye, Ermenistan ile Ermeni diasporası
arasındaki bu bağı zayıflatmak için nasıl bir
politika izlemelidir?
Türkiye’nin
diaspora
ile
Ermenistan’ı
birbirinden ayrı değil de bir bütün olduğunu
düşünerek politikalarını yürütmesi bugüne kadar
hiçbir sonuç vermedi; tam tersine Ermenistan
devleti ile diasporanın birlikte hareket etmesini
sağladı. Bu da mücadele etmemiz gereken gücü
Bakıldığında, diasporanın ve
Ermenistan devletinin sorunları
farklı. Diaspora daha güvenli bir
ortamda ve refah içinde, dünya
ile bütünleşmiş olarak yaşıyor.
Ermenistan halkı her geçen gün
fakirleşiyor, dünya ile iletişimi
kopuyor, güvenlik ve refahını
yeterli ölçüde sağlayamıyor. O
zaman öncelikler ve beklentiler
farklılaşıyor. Diasporanın önceliği
soykırım tasarısının tanınması
gibi unsurlar ama Ermenistan
devletindeki vatandaşların
öncelikleri bunlar değil.
büyütüyor. Bakıldığında, diasporanın ve Ermenistan
devletinin sorunları farklı. Diaspora daha güvenli
bir ortamda ve refah içinde, dünya ile bütünleşmiş olarak yaşıyor. Ermenistan halkı her geçen
gün fakirleşiyor, dünya ile iletişimi kopuyor, güvenlik ve refahını yeterli ölçüde sağlayamıyor.
O zaman öncelikler ve beklentiler farklılaşıyor. Diasporanın önceliği soykırım tasarısının
tanınması gibi unsurlar ama Ermenistan devletindeki vatandaşların öncelikleri bunlar değil.
Evet, Türkiye’den ve Ermenistan’dan dışarıya göç etmiş Ermenilerin belli bir güçleri var ama
biz Ermeni devleti ile sınırdaşız. Bu farklılıkları ortaya çıkarıp, Ermeni devletiyle ilişkilerimizi
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
10
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
geliştirebildiğimiz takdirde, öncelikle diasporanın söylediklerinin inandırıcılığı ortadan
kalkacak ve ikinci olarak Türkiye’nin bu sorunla baş etmesi kolaylaşacak. Bu başarılı olabilir
mi diye bir soru gelebilir aklınıza. Geçmişte bu konuda gelişme kaydedildiğini gördüm. Fakat
maalesef bu gelişmeler Ermenistan tarafında baskılarla engellendi. Ancak bu, gelecekte de
engelleneceği anlamına gelmiyor. Girişimlerimize devam etmemiz gerekiyor. Sonuç
alabileceğimize inanıyorum.
Ülkemizde Kıbrıs meselesi ve PKK ile mücadele konularında Türkiye’nin attığı
adımları taviz olarak yorumlayan milliyetçi-devletçi duyguları yüksek bir kesim var. Ulusalcı
olarak nitelenen bu kesim Türk-Ermeni ilişkilerinde normalleşmeye karşı da bir direnç
oluşturmuş durumda. Sizce Rusya ve Bakü bu ulusalcı direnci ne şekilde kullandı?
Ben ulusalcıların bu yöndeki davranışlarını anlamakta zorluk çekiyorum. Ulusalcılık
nedir? Türk milletinin menfaatlerini ön plana çıkartmak ve bu menfaatleri gerçekleştirmek
için çalışmayı amaç edinmek demek. Zaten mevcut dış politikadaki değişimler de bunu
sağlamaya yönelik. Ulusalcılık ne diyor? Bağımsız bir dış politika diyor. Öyleyse ulusalcıların
ABD, Batı ve Rusya gibi büyük güçlerin etkisinde kalmaktan rahatsız oldukları gibi; daha
küçük Azerbaycan, İran, Irak veya Türkmenistan gibi devletlerin de Türk dış politikasına
ipotek koymasını kabul etmemeleri gerekiyor. Bu durumda da mevcut yönetime muhalefet
için mi bunu yapıyorlar diye bir soru işareti oluşuyor kafamızda. Çünkü burada ciddi bir çelişki
görüyorum. Onlarla konuştuğumda Türkiye’nin Azerbaycan ile ilişkilerinin son derece önemli
olduğunu ve buna zarar verecek bir girişimin Türk milletinin menfaatlerine aykırı olacağını
söylüyorlar. Peki bu Türkiye’nin dış politikasına ipotek koymayı gerektirir mi? Yapılacak en
doğru şey, onların ve bizlerin de öncü ve lider olarak kabul ettiği Atatürk’ün bu konuda nasıl
davrandığına bakmak. Onlara Atatürk’ün Batı Trakya, Azeri devletinin 1918’de kurulması ve
Hatay sorunu hakkındaki sözlerini ve değerlendirmelerini incelemelerini tavsiye ediyorum.
Atatürk’ün her zaman dediği gibi Azerbaycan ile evet tek milletiz ama iki devletiz. Bizim bir
millet olarak Azeri kardeşlerimizin geleceği ile ilgili bir isteğimiz var, arzumuz var. Onların
bunu elde etmesinden son derece mutlu olabiliriz ama bizim asıl sorumluluğumuz Türkiye
sınırları içindeki vatandaşlarımızın refahı, mutluluğu ve güvenidir. Asıl Atatürkçülük bunu
gerektirir. Ben bu konu üzerine doktora yapmış birisi olarak konuşuyorum ve ulusalcıları
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
11
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
anlayamıyorum. Ulusalcıları demeyelim de ulusalcılık altında politika güdenleri diyelim zira
ben kendimi onlardan çok daha ulusalcı olarak görüyorum.
Peki bu ulusalcı direnç dış güçler tarafından kullanılabilir mi?
Tabii, aslında hepsi birbiriyle bir bütün. Yani
satranç tahtasında belli gelişmeler var, bunları
algılamak için biraz yukarıdan baktığımızda şunları
görüyoruz: Rusya güçlendi ve yakınındaki devletler
üzerinde nüfuzunu arttırmaya yönelik politikalar
Rusya güçlendi ve yakınındaki devletler
üzerinde nüfuzunu arttırmaya yönelik
politikalar güdüyor. Hangi jeopolitik
teoriyi uyguluyor? Yeni Avrasyacılık.
güdüyor. Hangi jeopolitik teoriyi uyguluyor? Yeni
Türkiye’deki ulusalcı yaklaşım hangi
Avrasyacılık. Türkiye’deki ulusalcı yaklaşım hangi
teori arkasından koşuyor? Batı
teori
düşmanlığı kapsamında Rusya’nın
arkasından
kapsamında
savunuyor
koşuyor?
Rusya’nın
ki
menfaatleri
o
uyguladığı
teori
ve
Batı
düşmanlığı
bu
tamamen
hedefleri
teoriyi
Rusya’nın
noktasında
oluşturulmuştur. Bu teoriye hizmet etmek Rusya’ya
hizmet etmek değil mi? Batıya karşı çıkarken,
Rusya’nın kucağına mı düşmek gerekiyor? Yoksa
Atatürk’ün yaptığı gibi Batı’nın da Rusya’nın da
uyguladığı bu teoriyi savunuyor ki o
teori tamamen Rusya’nın menfaatleri
ve hedefleri noktasında
oluşturulmuştur. Bu teoriye hizmet
etmek Rusya’ya hizmet etmek değil mi?
Batıya karşı çıkarken, Rusya’nın
kucağına mı düşmek gerekiyor? Yoksa
Atatürk’ün yaptığı gibi Batı’nın da
hedeflerini ve menfaatlerini bilip, Türkiye’nin
Rusya’nın da hedeflerini ve
menfaatleri
menfaatlerini bilip, Türkiye’nin
ile
örtüştüğü
noktalarda
birlikte
davranılması mı gerekiyor? Önemli olan burası.
menfaatleri ile örtüştüğü noktalarda
birlikte davranılması mı gerekiyor?
Önemli olan burası.
Türkiye’nin bölgesel istikrar çabalarına hız
vermesi,
ABD’nin
Kafkaslardaki
enerji
kaynaklarına ilgisinin artmasıyla eş zamanlı oldu. Obama’nın Türkiye ziyaretinde konuyla
ilgili sözleri ve 24 Nisan’da ‘soykırım’ kelimesini kullanmaktan kaçınması da Türk-Ermeni
normalleşmesine destek olarak yorumlandı. Sizce Türkiye Kafkasya politikasında yeterince
dirayetli mi yoksa ABD güdümlü bir strateji mi izliyor?
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
12
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Yapmış
Atatürk’ün
olduğum
tam
çalışmalardan
bağımsızlık,
milli
birisinde;
egemenlik
gibi
kavramlardan neleri anladığını, bunların mutlak anlamda
bir anlam mı taşıdığını, belli esneklik paylarının olup
olmadığını, eğer esneklik varsa bunun sınırlarını neyin
belirlediğini araştırmıştım. Bir ülke mutlak anlamda
bağımsız olabilir mi? Olması mümkün değil. Hele ki
günümüzde küreselleşme ile ülkelerin, insanların sınırları
aşarak birbirleriyle çok rahat irtibat kurabildiği, herkesin
birbirine bağımlı olduğu bir ortamda ülkelerin tamamen
mutlak anlamda bir bağımsız politika gütmesi mümkün
değildir. Peki, bağımsız politikadan ne anlıyoruz biz ve
bunun sınırlarını ne belirliyor? Bağımsız politikanın
sınırlarını Türk halkının güvenliği, refah ve mutluluğu
belirler. Ülkelerle işbirliğine girmek, karşılıklı bağımlı hale
gelmek Türkiye’nin menfaatlerine hizmet ettiği ölçüde bir
anlam
ifade
ediyor.
Benim
incelemelerime
göre,
Atatürk’ün de uyguladığı gibi, olaya etki eden faktörlerin
dikkate alınması gerekiyor. Örnek olarak, Kafkaslar veya
Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili bölgede etkisi olan süper
güçlerin ve büyük güçlerin politikalarını dikkate almak
gerekiyor. Bu güçlerin en önemlileri Ortadoğu’da ABD,
Kafkaslar da Rusya. Bu aktörlerin hedeflerini, amaçlarını ve
politikalarını iyi analiz etmeliyiz. Bunları analiz etmek
bağımsızlığı zedelemez, tam tersi akılcı ve bilimsel
politikaları ortaya koymanın bir gereğidir. Sadece analiz
etmekle de kalmayıp, Türkiye’nin bölge ile ilgili hedef ve
politikaları nedir, çıkarları nedir bunları ortaya koyarak bu
ikisini
örtüştürmemiz
gerekiyor.
Örtüşen
hedefleri
Kafkaslar veya
Ortadoğu’daki
gelişmelerle ilgili
bölgede etkisi olan
süper güçlerin ve
büyük güçlerin
politikalarını
dikkate almak
gerekiyor. Bu
güçlerin en
önemlileri
Ortadoğu’da ABD,
Kafkaslar da
Rusya. Bu
aktörlerin
hedeflerini,
amaçlarını ve
politikalarını iyi
analiz etmeliyiz.
Bunları analiz
etmek bağımsızlığı
zedelemez, tam
tersi akılcı ve
bilimsel
politikaları ortaya
koymanın bir
gereğidir. Sadece
analiz etmekle de
kalmayıp,
Türkiye’nin bölge
ile ilgili hedef ve
politikaları nedir,
çıkarları nedir
bunları ortaya
koyarak bu ikisini
örtüştürmemiz
gerekiyor. Örtüşen
hedefleri
uygulamak
Türkiye’nin
bağımsızlığına bir
yara vermez.
uygulamak Türkiye’nin bağımsızlığına bir yara vermez.
Ama Türkiye’nin hedeflerine ve menfaatlerine ters,
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
13
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
tamamen yabancı baskısıyla uygulanacak politikalar bağımsızlığı zedeler. Böyle bir analiz
yaptığımızda gerek Kafkaslarda gerekse Ortadoğu’da Türkiye’nin ve ABD’nin menfaatlerinin
belirli oranlarda örtüştüğünü görüyoruz. Bu sadece ABD ile değil bölgede olan ülkelerle ve
etkinlik sağlayan diğer güçlerle de örtüşüyor. Bu benzerliğin fazlalığı nedeniyle Türk dış
politikası ABD politikalarıyla benzerlik göstermişse bu Türkiye bağımsız hareket etmiyor
demek değildir. Bunun alternatifi ne? Tam bağımsız politika gütmediğimizi savunanlar
Rusya’nın uyguladığı Yeni Avrasyacılık teorisiyle hareket etmemiz gerektiğini savunuyorlar.
Ama Türkiye’nin Atatürk’ten beri geleneksel politikaları var: Batı ile birlikte hareket etmek.
Ancak bu Türkiye’nin bir Avrasya politikası olmadığı anlamına gelmiyor ya da Rusya’nın
uyguladığı bu teorinin Türkiye’ye yararlı yanlarının uygulanmayacağı anlamına da gelmiyor.
Tam tersi, bu konuda bölgenin istikrarı, refahı barışı ve güvenliği için Rusya ile de işbirliği
yapabiliriz.
Azerbaycan’ın, Ermeni işgali altında olan topraklarının geri verilmemesi durumunda
silahlı müdahalede bulunacağını açıkladığını biliyoruz. Rusya’nın da enerji tekelini elden
bırakmamak için aldığı önemler ortada. Diplomatik ve sivil girişimler sonuç vermezse, en
kötü senaryo ne olabilir? Güney Kafkasya’da yeni bir savaş çıkabilir mi? Çıkarsa Türkiye
savaşta yer alır mı?
Türk dış politikasının ana unsurlarından bir tanesi yurtta barış dünyada barış
prensibidir. Bu
politika savaşı
hiçbir
zaman
politikanın bir
aracı
olarak
kabul
etmez.
İkincisi,
bölgesel barış
ve
istikrarın
sağlanması da
Türk
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
dış
14
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
politikasında savaş ya da güç kullanılarak elde edilecek bir unsur değildir. İlişkilerin
geliştirilmesi, karşılıklı menfaatler doğrultusunda ülkelerin birbirlerine güven duyması,
sorunları barışçıl ve kararlı bir yöntemle çözmeye çalışmasıyla mümkün olabilir. Bu açıdan
bakıldığında Türkiye’nin olası bir savaşın içinde yer alması bence hiç uygun bir politika
değildir. Aslında savaş senaryosu Azerbaycan için de hiç uygun bir politika değildir. Neden?
Çünkü böyle bir savaşta Rusya’nın dışarıda tutulması ya da müdahale etmemesi gibi bir şey
söz konusu olamaz. Rusya da bunu bölgede tekrar nüfuzunu sağlayabilmek için kullanır.
Nitekim 5-10 gün önce Rusya’nın Kafkaslarda yapmış olduğu askeri tatbikata baktığımızda
bunun Batı girişimlerini nasıl önleyeceği ve nüfuzunu arttırmak için neler yapabileceğini
gördük. Bütün bunların ışığında savaş senaryosunun çözümün bir parçası olarak görülmesini
ben
akılcı
ve
gerçekçi
bulmuyorum.
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
15
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
AB’nin ilerleme raporlarında Türkiye’ye verdiği komşularıyla iyi geçinme/sorunlarını
çözme tavsiyeleriyle Ermenistan konusunda atılan adımlar örtüşmekte. Olası bir TürkErmeni-Azeri işbirliği ile hayata geçirilecek Nabucco projesi ile de Türkiye’nin enerji
güvenliği konusunda AB için önemi artacak. Bu gelişmeler ışığında, bölgesel bir güç haline
gelecek
olan
Türkiye’nin
üyeliği
konusunda
AB’nin
tutumu
nasıl
değişir?
Nabucco projesi yalnızca Türkiye’nin enerji köprüsü, terminali veya üssü olmasına
yönelik hazırlanmış bir proje değildir. Bu yalnızca Türkiye’ye bakan yüzüdür. Hazar havzasına
bakan yüzü ise havzada çıkan doğal gazın güvenli ve istikrarlı pazarlara ulaştırılması ile
ilgilidir. Bu da Azerbaycan ve bölge ülkeleri açısından büyük bir önem ifade eder. Bu konu
bence Türkiye’den daha çok Hazar havzası ülkeleri açısından önemlidir. Nabucco aynı
zamanda AB için enerji kaynaklarının ve yollarının çeşitlendirilmesi, arz güvenliğinin
sağlanması anlamına gelmektedir. Rusya açık bir şekilde enerji kaynaklarını ve ulaşım
yollarını kontrol etmek suretiyle gelecekte Avrupa üzerinde baskı uygulayabilecek politikalar
uygulamaktadır. Bu nedenle Nabucco projesine alternatif olarak Güney Akım projesini
gündeme getirmekte, Hazar doğalgazını bölgedeki nüfuzunu kullanarak anlaşmalarla kendi
kontrolü altına almaya çalışmaktadır. Rusya’nın bu girişimi Nabucco projesinin önündeki en
önemli engellerden bir tanesidir. Peki, Türkiye bu projenin uygulanmasında Rusya’yı
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
16
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
tamamen dışlamalı mıdır? Bana göre Rusya’nın dışlanması Nabucco projesinin risklerini
ortaya koyar. Proje üstünde söz sahibi olmayacak şekilde, projeye Mavi Akım 2 hattından
Rusya’nın da dâhil edilmesi Nabucco’nun uygulanabilir olması açısından fayda sağlayabilir,
ikincisi Nabucco hattına verilecek gazın güvenliği açısından da bir anlam ifade eder. Nabucco
hattı doğu-batı bütünleşmesini ve etkileşimini arttırarak Ortadoğu, Kafkaslar, Türkiye ve
Doğu Avrupa bölgelerinde barış ve istikrara katkı sağlayacak bir projedir. Neden böyle
söylüyorum? Çünkü gelecekte İran, Kuzey Irak ve hatta Mısır doğal gazının bu hatta
bağlanması söz konusudur. Nabucco’nun bölgesel ve küresel barış açısından önemi budur.
Türkiye AB üyesi olacak mı? Uluslararası hukukun, ülkelerin ve birliklerin güven
sağlaması ve itibar kazanması açısından ağırlığını artırdığı bir ortamda, hukuk kurallarına göre
AB’nin verilmiş sözlere bağlı kalmaması son derece utanç verici ve kötü bir durumdur.
Mevcut anlaşmalar ve gelinen aşamalar AB’nin Türkiye ile entegre olmasını gerekli kılıyor.
Dolayısıyla bence Türkiye, kendi üzerine düşen görevlerini hızla yaptığı takdirde, Avrupa
içindeki olumsuz konjonktür zaman içinde değiştiğinde AB’nin bir parçası olacak. Bu sadece
AB için değil, doğu-batı medeniyetleri arası ittifak ve bölgesel ve küresel barış ve istikrarın
sağlanması açısından da son derece önemli. Türkiye’nin AB’ye girişi ile Nabucco projesinin
amaç ve sonuçları örtüşüyor. Bu da Nabucco Projesini süreci hızlandıracak bir faktör haline
getiriyor.
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
17
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
DR. ATİLLA SANDIKLI
Atilla Sandıklı 1957 yılında İzmir’de doğdu. 1976
yılında (İzmir) Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan
sonra Kara Harp Okuluna girdi. Sırasıyla Kara Harp
Okulu, Kara Harp Akademisi ve Silahlı Kuvvetler
akademisinde
eğitimine
devam
etti.
İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslar arası İlişkiler
Bölümü’nde ve Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü’nde doktora derslerine
iştirak etti. İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde doktora
eğitimini tamamladı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeşitli kademelerinde karargâh subayı ve
komutan olarak görev yaptı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nde müşavirlik, Harp
Akademileri Komutanlığı’nda uluslararası ilişkiler öğretim üyesi ve uluslararası ilişkiler bölüm
başkanlığı görevlerinde bulundu. Harp Akademileri Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin
kuruluşunda görev aldı ve bir süre bu enstitünün müdürlüğünü yaptı. Kur. Kd. Alb. rütbesinde
kendi isteğiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olduktan sonra Türkasya Stratejik
Araştırmalar Merkezi TASAM’ın kuruluşunda genel müdür olarak görev aldı ve bu merkezi
kurdu. Bu görevi ve Stratejik Öngörü Dergisi’nin editörlüğünü 4 yıl sürdürdü. TASAM’dan
ayrıldıktan sonra Türkiye’nin akil adamlarını bir platform içinde bir araya getirmek
maksadıyla Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezini kurdu. Halen BİLGESAM başkanlığı
görevini sürdürmektedir.
Çok sayıda ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongrenin
düzenlenmesinde birinci derece görevler üstlendi. Çeşitli makaleleri ve 15 kitabı yayınlandı.
Askeri ve sivil yaşantısında madalya dahil çok sayıda başarı ödülü aldı. İngilizce ve Fransızca
bilen Atilla SANDIKLI evli ve iki çocuk babasıdır.
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
18
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
ELİF KUTSAL
2005 yılında Ataköy Lisesi'nden mezun oldu. Koç
Üniversitesi 4. sınıf öğrencisidir. İşletme ve uluslarası
ilişkiler çift anadalı yapmaktadır. Çok iyi derecede İngilizce,
başlangıç düzeyinde Rusça biliyor. BİLGESAM'ın Yaz 2009
2. Dönem staj öğrencisidir.
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
19
BİLGE SÖYLEŞİ – 1; TÜRKİYE – AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Abide – i Hürriyet Caddesi No: 10 Celil Ağa İş Merkezi Kat: 9 Daire: 36 Mecidiyeköy / İstanbul
Tel: 0 212 217 65 91 Faks: 0 212 217 65 93 www.bilgesam.org e-mail: [email protected]
20
Download