MADEN HUKUKU 2011 ÖNSÖZ Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptığım 1987 yılında değerli hocam Prof.Dr.Fikret EREN, tez konusu olarak “Madencinin Hukuki Sorumluluğu” konusunu önerdiğinde, önce biraz irkilmiştim. Fakat aradan geçen 23 yıl sonra hocamın ne kadar isabetli bir alana beni yönelttiğini bir kez daha idrak ediyorum. Gerçekten maden hukuku fazla kişinin ilgisini çekmeyen bakir bir alandır. Aynı zamanda anayasa hukukundan, idare hukukuna, medeni hukuktan ticaret hukukuna ve vergi hukukundan ceza hukukuna kadar birçok hukuk alanını ilgilendiren sektörler arası bir özelliğe sahiptir. Son dönemlerde çevre hukuku ve diğer koruma hukuku alanları ile bir çatışma içindedir. Bu çatışmayı insanlığın yararına çözmek için uluslararası seviyede sürdürülebilir kalkınma ilkesi çevresinde birçok hukuk alanını bütüncül bir şekilde kavrayan yeni bir yaklaşım önerilmektedir. Türkiye’de de söz konusu çatışma yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 2009 tarihinde verdiği madencilikle ilgili çevre ve diğer izinlerin maden mevzuatına göre düzenlenmesine yönelik Maden Kanununun 7. maddesini iptal kararı, konuyu daha da güncel bir hale getirmiştir. İşte bu iklimde çıkarılan 5995 sayılı Kanun, esas itibariyle çalışmamızın ana konusunu oluşturmaktadır. Maden hukukuyla ilgili diğer çalışmalarımızda olduğu gibi Maden Kanunu’nun her maddesi altında sistematik açıklamalara yer verilmiştir. 23 yıllık maden hukuku uygulamasında avukat ve öğretim üyesi olarak takip ettiğimiz davalardan ve bilimsel çalışmalardan elde edebildiğimiz birikimler kitabımıza yansıtılmaya gayret edilmiştir. Maden hukukunun diğer bir özelliği de madencilik gibi çok teknik bir alanı düzenlemek zorunda olmasıdır. Bu bağlamda bana sürekli yardımlarını esirgemeyen madencilik sektöründe yer alan tüm madenci dostlara şükranlarımı sunuyorum. Özellikle Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin maddelerini anlamada ve yorumlamada her zaman bana destek olan Maden İşleri Genel Müdürlüğü Koordinasyon ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet TOMBUL Bey’e çok teşekkür ediyorum. Madenlerin haczi konusundaki katkıları nedeniyle değerli hocam Prof.Dr. Şanal GÖRGÜN’e ve maden hukukuyla ilk tanıştığım günlerde bana yön veren değerli hocam Prof.Dr.Sahir ÇÖRTOĞLU’na teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Kitabımın baskısını üstlenen ve yayıncılık hayatına Maden Kanunu’yla ilgili eserimi yayınlayarak başlayan KARAHAN kardeşler ve kitabın düzeltmeleriyle yoğun olarak uğraşan avukatlık büromuzdaki çalışma arkadaşımız Stj.Av.Esin KARATOPAK da gerçekten teşekkürü haketmektedirler. Kitabımın maden hukukuyla ilgilenenlere yararlı olmasını diliyorum. Prof.Dr.Mustafa TOPALOĞLU