T.B.M.M. B : 46 18.12.1992 . 0:1 CHP GRUBU ADINA ATİLLA HUN (Kars) — Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli mil­ letvekilleri; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 1993 malî yılı bütçesi üzerinde, Cumhuri­ yet Halk Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum. Konuşmama başlarken, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. Uzun yıllar madencilik sektörünün sorunlarının çözümünde tek yol ve yöntem, iyi bir maden yasasını hazırlamak .olarak algılanmıştır. Oysa yasalar, toplumların anlayışlarının alt ve üst ya­ pılarının büyük ölçüde birer yansımalarıdır, önemli olan, toplumların değer yargılarında, alt ve üst yapılarında bulunan yanlışların, eksikliklerin giderilmesi ve buna uygun yasal düzenle­ melerin yapılmasıdır. Bu alanda yapılan ilk yanlışın, sektörün ihmal edilmesi olduğunu söylüyoruz. Madencilik sektörü, yaratacağı yüksek katma değerle ekonomimize önemli bir güç kazandırabilecek po­ tansiyele sahiptir ve yine, ekonomimizin önemli bir istihdam alanıdır. Bu sektörün doğrudan ülke kaynaklarına dayalı olması ise, büyük bir stratejik avantaj oluşturmaktadır. Tüm bu ger­ çeklere karşın, madencilik sektörünün gayri safi millî hâsıla içinde payının yüzde 1,5 - 2 düze­ yinde olması düşündürücüdür. thmal edilmiş, önemi küçümsenmiş madencilik sektörünün içinde bulunduğu diğer önemli bir sorun da, bilim dışı anlayışların rahatlıkla uygulama olanağı bulabilmesidir. Bugün, artık çağımız bilgi çağı olarak tanımlanıyor. Madencilik sektörü çeşitli meslek disiplinlerinin, istih­ dam açısından çekişme alanı olmamalı, sektörün gereksinmesi olan bilgi ve elemanı gerektiği yerde kullanabilmeli, bu iş için tek ölçü bilimsellik olmalıdır. Sektörün bir sorunu da, yatırım için yoğun sermaye gerektiriyor olmasıdır; yatırımların uzun vadeli olması ve yüksek oranda risk taşımasıdır. Bu sorunlar, ancak, devletin katkı ve desteğiyle aşılabilecek nitelikte sorunlardır. Oysa, son yıllarda yapılan ekonomik tercihler böyle bir desteği olanaksız kılmış, sektörün içinde bu­ lunduğu sorunlar daha da ağırlaşmıştır. Maden aramacılığı ise, daha çok ihmal edilmiştir. Risk faktörünün en yüksek olduğu, devlet desteğine en çok gereksinim duyulan maden aramacılığı, ne yazık ki, uzun yıllardır göz ardı edilmiştir. Bu amaçla kurulmuş MTA Genel Müdürlüğü, sınırlı bütçe olanaklarıyla yatırım ya­ pamaz duruma getirilerek, sektörün gereksinmesi olan temel altyapı hizmetlerini üretemez bir biçimde çalışmaya zorlanmıştır. Üstelik, bu altyapı çalışmalarında kamu yararı ve etkinliği ye­ rine, kârlılık ilkesinin getirilmeye çalışılmasıyla, Kurumun yapısı, bir karmaşaya dönüştürül­ mek istenmiştir. öte yandan, devlet adına denetim yapan Maden Dairesi ise bir başka sorundur. Bugün, örgütlenme yetersizliği, içinde bulunduğu bürokratik yapısı ve teknik yetersizliğiyle, sektöre nitelikli hizmet sunması olanaksızdır. Sayılan tüm sorunların incelenmesi, çözüm yollarının ortaya konulmasıyla temel bir ulu­ sal madencilik politikasının belirlenmesi mümkün olabilir. Ancak, böyle bir politika doğrultu­ sunda yapılacak yasal düzenlemeler uygulama olanağı bulabilir. Madencilik sektörü, hammadde girdisi temin etmesi bakımından ülke sanayiinin temel ta­ şıdır. Yeraltı kaynaklarının ülkemizin doğal zenginliğini oluşturduğu gerçeğinden hareket ede- rek, yapılacak madencilik çalışmalarının yaratacağı katma değerin ülke ekonomisine getireceği — 350 v-