tcinkılap tarihi ve atatürkçülük 3.ünite ya istiklal ya

advertisement
T.C.İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
3.ÜNİTE
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
Öğrencilerimize faydalı olabilmek amacıyla,
web ortamından derlenerek hazırlanmış ve paylaşılmıştır.
Zeki DOĞAN
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
sosyalciniz.wordpress.com
Sosyal Bilgiler Öğretmenleri
DÜZENLİ ORDUNUN KURULMASI
KUVA-YI MİLLİYENİN KALDIRILMA SEBEPLERİ
 Askeri disiplinden yoksun olan Kuva-yı Milliye birliklerinin işgalleri
önleyememesi
 Kuva-yı Milliye birliklerinin halktan zorla asker ve para toplamaları,
buna karşı gelenleri kendi yöntemleriyle cezalandırmaları
 Kişisel çıkar peşinde koşan Kuva-yı Milliye komutanlarının başına
buyruk hareket etmeleri
 Halkın TBMM’ye olan güvenini arttırma düşüncesi
 Düzenli düşman ordularına ancak düzenli birliklerle mücadele
edilebileceğinin anlaşılması
TBMM, düzenli orduyu kurmak ve ihtiyaçlarını
karşılamak için;






Asker kaçaklarını cezalandırmak için “Firariler
Kanunu”nu çıkardı ve İstiklal Mahkemeleri’ni
devreye soktu.
Askeri eğitim ve subay yetiştirmek için “Ankara Subay
Mektebi” açıldı.
Yeni vergiler uygulamaya koyuldu, Anadolu’daki tüm
gelirlere el koyuldu.
Hint ve Afgan Müslümanlarından gelen parasal yardımlar
kabul edildi.
İtilaf Devletleri depolarından silah ve cephane
kaçırılarak Anadolu’ya ulaştırıldı.
Sovyet Rusya’dan askeri ve ekonomik yardım
sağlandı.
Zeki DOĞAN
 Batı Cephesi Kuva-yı Milliye Komutanı Ali Fuat Paşa’nın
Yunanlılarla yaptığı Gediz Muharebesi’nde başarılı
olamaması üzerine TBMM’de tartışmalar yaşandı. Bunun
üzerine Albay İsmet Paşa, Batı Cephesi Komutanı olarak
atandı ve Kuva-yı Milliye birlikleri kaldırılarak yerine
düzenli ordu birlikleri oluşturuldu (8 Kasım 1920).
 Gediz Muharebesi’nden sonra Batı Cephesi batı ve güney
olmak üzere yeniden teşkilatlandırılarak Genelkurmay
Başkanlığı’na bağlanmıştır. Batı Cephesi Komutanlığı’na
Albay İsmet Bey, Güney Cephesi Komutanlığına Albay Refet
Bey getirilmiştir.
KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER
 Kurtuluş Savaşı, üç cephede gerçekleşmiştir;
1) Doğu Cephesi: Ermenilere karşı açılmıştır. TBMM bu cephede
Ermenilere karşı, Osmanlı’dan kalma düzenli ordu ile ( Kazım
Karabekir’e bağlı 15. Kolordu) savaşmıştır.
2) Güney Cephesi: Güneydoğu Anadolu ve Çukurova’da Kuva-yı Milliye
birlikleri ile Fransız - Ermeni işbirliğine karşı mücadele edilmiştir.
3) Batı Cephesi: Yunanlılara (dolayısıyla da İngiltere’ye) karşı açılan
cephedir. Bu cephede TBMM tarafından kurulan düzenli ordu
kullanılmıştır.
 Bir de iç cephe olarak adlandırılan İstanbul Hükümeti’ne ve
padişaha karşı ulusal egemenlik mücadelesi verilmiştir.
 Kurtuluş Savaşı’nda İngiltere ve İtalya ile sıcak savaş
yapılmamıştır. Ayrıca Boğazlar altında olduğu için Doğu Trakya’da
askeri cephe oluşturulamamış, bu bölgenin kendi imkânlarıyla
mücadele etmesi sağlanmaya çalışılmıştır.
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
DOĞU CEPHESĠ
 Ermeniler, 19. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı
Devleti’ne bağlılıklarını sürdürmüşlerdir.
 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya,
Osmanlılara bağlı Ortodoksların haklarını
koruma yetkisi kazanınca, Ermeniler üzerinde
de etkili olmaya başlamıştır.
 Daha sonra, Tanzimat (1839) ve Islahat (1856)
Fermanları ile diğer azınlıklar gibi geniş yasal
haklar elde etmişlerdir.




Rusya, 3 Mart 1918’de Brest – Litowsk
Antlaşması ile Kafkaslardan çekildi.
Rusya bu antlaşmayla Kars, Ardahan ve
Batum’u Osmanlı’ya geri verdi.
(1917 Bolşevik İhtilali’yle Çarlık rejimi yıkılmış,
yerine Sovyet Rusya kurulmuştu.)
Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğünden ve
Mondros’un getirdiği karışıklıktan yararlanan
Ermeniler Doğu illerini işgale başladılar.
(Ermeniler Kars’ı, Gürcüler Artvin, Ardahan ve
Batum’u işgal etmiştir.).
 TBMM’nin imzaladığı ilk antlaşmadır.
 TBMM’nin ilk askeri ve uluslararası alandaki
ilk siyasi başarısıdır.
 TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk devlet
Ermenistan olmuştur.
 Sevr’i geçersiz sayan ilk uluslararası siyasi
belgedir.
 Ermeni sorunu çözüme kavuşturulmuştur.
 “Ermeni Sorunu” ilk kez 1878 Berlin
Antlaşması’yla resmi belgelerde yer
almıştır.
 Ġngiltere, Doğu Anadolu’da bağımsız bir
Ermenistan kurarak Rusya’nın Akdeniz’e
ulaşmasını engelleme politikasını izlerken;
Rusya kendine bağlı bir Ermenistan
kurdurarak, bu devlet üzerinden Akdeniz’e
ulaşmayı amaçlamıştır.



Sevr Antlaşması sonrasında işgal ve
katliamlarını iyice arttıran Ermeniler,
Erzurum’a kadar ilerlediler.
TBMM, Haziran 1920’de Osmanlı Devleti’nden
kalma 15. Kolordunun başına Kazım
Karabekir Paşa’yı Doğu Cephesi Komutanı
olarak atadı. Böylece ilk askeri cephe açıldı
ve Ermenilere savaş ilan edildi.
Doğu Cephesi birlikleri Sarıkamış ve Kars
çevresini kurtararak Gümrü’ye kadar
ilerlediler. Zor durumda kalan Ermeniler
ateşkes istediler. Ateşkesin ardından
Ermenilerle Gümrü Antlaşması (3 Aralık
1920) imzalandı.
SONUÇLARI
 TBMM bu antlaşmada “Türkiye” adını
kullanmıştır.
 Doğu Cephesi ilk çözüme kavuşan cephe
olup bölgedeki birlikler Batı ve Güney
cephelerine kaydırılarak bu cephelerin
güçlenmesi sağlanmıştır.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
 Dünya Savaşı yıllarında Ermeniler, Doğu
Anadolu’da Ruslarla birlikte hareket
ederek katliamlar yaptılar.
 Osmanlı Devleti bu katliamları engellemek
amacıyla 1915’te “Tehcir Kanunu”nu
çıkararak, Ermenileri Suriye’ye göç ettirmiştir.
(Zorunlu Göç)
 Ermeniler, bu olayı günümüze kadar politik
malzeme olarak kullanmışlardır.
GENERAL HARBORD RAPORU
 Bu dönemde Doğu Anadolu’da
incelemelerde bulunan General Harbord
hazırladığı raporda; Ermenilerin Doğu
Anadolu’da soykırıma uğramadığını ve
nüfusça çoğunlukta olmadıklarını ortaya
koymuştur.
 Böylece Ermenilerin propagandalarının
gerçek dışı olduğu tarafsız incelemelerle
kanıtlanmış oldu.
 Doğu sınırlarımızla ilgili olarak I. İnönü
Savaşı’ndan sonra Sovyet Rusya ile 16
Mart 1921’de Moskova Antlaşması
imzalanmış ve Batum Gürcistan’a
bırakılmıştır.
 Doğu sınırımızı kesin olarak belirleyen
son antlaşma ise 13 Ekim 1921’de
Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’la
imzaladığımız Kars Antlaşması’dır. Bu
antlaşmada Moskova Antlaşması’ndaki
hükümler aynen kabul edilmiştir.
GÜNEY CEPHESİ
 Mondros Ateşkes Antlaşmasından İngilizler Hatay, Antep,
Maraş, Adana ve Urfa illerini işgal etmişse de daha sonra
Fransa ile bir antlaşma imzalayarak buraları Fransızlara
bıraktılar.
 Fransızların Ermenilerle birlik olarak Türk halkını yok etmeye
kalkışması üzerine, bölgede Kuva-yı Milliye birlikleri ortaya çıktı
ve direnişler başladı.

Fransa, Güney Cephesi’ndeki bu halk
direnişi karşısında burada
tutunamayacağını anlamış ve Sakarya
Meydan Muharebesi’nden sonra TBMM
Hükümeti ile Ankara Antlaşması’nı (20
Ekim 1921) imzalayarak Hatay dışında
işgal ettiği yerlerden çekilmiştir. Böylece
Güney Cephesi’ndeki askeri mücadele sona
ermiştir.
 Sivas Kongresi’nden sonra bölgeye gönderilen gönüllü
subaylar direnişleri örgütlemeye çalıştılar.
 Maraş’ta Sütçü İmam, Antep’te Üsteğmen Şahin Bey,
Urfa’da Yüzbaşı Ali Saip Bey halka liderlik yapmışlardır.
 Yöre halkının yoğun direnişi sonunda; Maraş 11 Şubat 1920’de,
Urfa 10 Nisan 1920’de Fransız işgalinden kurtulmuştur.
 Antep üstün Fransız kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele
etmiş, ancak 9 Şubat 1921’de Fransızların eline geçmiştir.
 TBMM, düşmana karşı üstün bir şekilde
savunma yapan
 Antep’e “Gazi” (6 Şubat 1921),
 Maraş’a “Kahraman” (1973),
 Urfa’ya “Şanlı” (1984) ünvanlarını
vermiştir.
 Antalya ve Konya çevresini işgal eden İtalyanlar ile aramızda
ciddi bir sorun yaşanmamıştır.
 II. İnönü Muharebesi’nin kazanılması üzerine, işgal bölgelerini
boşaltmaya başlamışlar,
 Türk Ordusu’nun Kütahya – Eskişehir Muharebeleri’nde yenilmesi
üzerine çekilmeyi yavaşlatmışlar; ancak Sakarya Zaferi üzerine
Yunanlıların başarılı olamayacağı anlaşılınca ve işgallerine kesin
olarak son vermişlerdir.


Güney Cephesi, diğer cephelerden
farklı olarak düzenli ordunun
katkısı olmadan, yöre halkının
bölgesel güçleriyle Fransız
işgalinden kurtarılmıştır.
Yani Kuva-yı Milliye’nin en etkili
olduğu cephe Güney Cephesi’dir.
 İşgallere karşı ilk direniş Güney cephesinde Hatay
Dörtyol’da Fransızlara karşı başlamıştır.
 Güney Cephesi, düzenli ordunun kullanılmadığı, Kuva-yı
Milliye birlikleri ile mücadelenin yürütüldüğü bir
cephedir.
 Güney Cephesi Antep, Urfa, Maraş, Adana ve Hatay
yörelerini kapsamaktadır.
 Güney cephesi Sakarya Meydan Savaşından sonra Fransa ile
imzalanan Ankara Antlaşması ile kapanmıştır.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
BATI CEPHESİ
 İzmir’in işgali (15 Mayıs 1919) üzerine açılmıştır.
 Kurtuluş Savaşı’nın kaderinin belirlendiği cephedir.
 Bu cephede Yunanlılara ve onların en büyük destekçisi olan
İngilizlere karşı dolaylı bir mücadele verilmiştir.
 Başlangıçta Kuva-yı Milliye birliklerinin mücadelesi şeklinde
devam eden Batı Cephesi, Temsil Kurulu’nun Ali Fuat Paşa’yı
komutan olarak atamasıyla milli mücadelenin kontrolüne
girmiştir.
 Batı Cephesi’nde düzenli ordunun kurulmasıyla İsmet Paşa
asıl Batı cephesine, Refet Paşa da Güney cephesine komutan
olarak atanmışlardır.
 Yunanlıların asıl amacı, öncelikle Sevr’i kabul ettirmek,
sonrasında da antlaşmayı uygulamaya koydurmaktır.
 Batı cephesi, Kurtuluş Savaşının en uzun süren ve en şiddetli
savaşların yapıldığı cephesidir.
 Bu cephedeki savaşlar 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes
Antlaşması’nın imzalanmasıyla sona ermiştir.
I. İNÖNÜ SAVAŞI ( 6-10 OCAK 1921 )
SEBEPLERİ
SONUÇLARI
SAVAŞ
 Yunanlıların;
 TBMM Hükümeti’ne Sevr’i zorla kabul ettirmek
 Ankara’yı ele geçirip TBMM’yi dağıtmak ve Milli Mücadele’yi
engellemek
 Yeni kurulan düzenli Türk ordusunu fazla güçlenmeden
ortadan kaldırmak
 Çerkez Ethem ayaklanmasından yararlanmak
 İngiltere’nin kendilerine verdiği desteği devam ettirmek
istemeleri…
 10 Ocak 1921’de İsmet Paşa komutasındaki ordumuz,
İnönü mevzilerinde kendilerinden güçlü olan Yunan
ordusunu mağlup etmiştir.
 Diğer taraftan Çerkez Ethem İsyanı da bastırılmış ve
Çerkez Ethem Yunanlılara sığınmak zorunda kalmıştır.
U
L
U
S
A
L
 TBMM’nin kurduğu düzenli orduların Batı
Cephesi’ndeki ilk başarısıdır.
 Türk milletinin TBMM’ye ve düzenli orduya olan güveni
artmış, askere kayıt olanların sayısı artmıştır.
 TBMM’nin otoritesi artmıştır.
 Yeni Türk Devleti’nin ilk Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye
Kanunu) kabul edilmiştir (20 Ocak 1921).
 12 Mart 1921’de İstiklal Marşı kabul edilmiştir.
 Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey’in rütbesi
Generalliğe yükseltilmiştir (1 Mart 1921).
 İtilaf Devletleri TBMM'yi Londra Konferansı'na
çağırdılar.
 Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.
 Afganistan ile Dostluk Antlaşması imzalandı.
ULUSLARARASI
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
LONDRA KONFERANSI (23 ŞUBAT - 12 MART 1921)
 Doğu ve Güney cephelerinde kazanılan başarılar, I. İnönü
Savaşı’nın kazanılması ve TBMM’nin Sovyet Rusya’ya
yakınlaşması üzerine İtilaf Devletleri tarafından düzenlenmiş bir
konferanstır.
 Amaç; Sevr’i biraz yumuşatarak TBMM’ye kabul ettirebilmek
ve Yunan ordusuna toparlanması için zaman kazandırmaktır.
 İtilaf Devletleri, TBMM’yi resmen tanımamak için görüşmelere
sadece İstanbul Hükümeti’ni çağırdılar. Ama İstanbul’dan
gelecek görüşmeciler içinde TBMM’yi temsilen bir başka
delegenin bulunabileceğini söylediler.

ÖNEMİ

Görüşmelerde TBMM’yi Bekir Sami Bey başkanlığındaki bir
heyet temsil etmiştir. Görüşmelerde İstanbul Hükümeti adına söz
alan Tevfik Paşa’nın, “Söz hakkı milletimin gerçek temsilcisi
olan TBMM üyelerinindir.” diyerek, söz hakkını Ankara
Hükümeti temsilcisine bırakması, İtilaf Devletleri’nin ikilik ve
çatışma planlarını bozmuştur.
Tevfik Paşa’nın söz hakkını TBMM temsilcisine bırakması,
Türk ulusunu temsil eden tek makamın Ankara’daki TBMM
olduğunun kabul edilmesi anlamına gelir.
 İtilaf Devletleri’nin, Londra Konferansı’na hem Osmanlı
Hükümeti’ni hem de TBMM Hükümeti’ni çağırmalarının amacı,
iki hükümet arasındaki görüş ayrılıklarından yararlanmak
istemeleridir.
 Mustafa kemal bu durumu kabul etmeyince İtilaf Devletleri,
İtalya’nın aracılığıyla TBMM Hükümeti’ni konferansa resmen
çağırmak zorunda kalmışlardır.
 Böylece TBMM Hükümeti, İtilaf Devletleri tarafından
hukuksal olarak ilk defa tanınmış oldu.
 TBMM bu konferanstan Türklerin lehine bir karar çıkmayacağını
bildiği halde;
 Türk ulusunun haklı davasını ve Misak-ı Milli’yi dünyaya
duyurmayı,
 İtilaf Devletleri’nin “Türkler barışa yanaşmıyor” gibi
propagandalarına engel olmayı,
 Türk ulusunun yasal temsilcisinin TBMM olduğunu ve
TBMM’nin hukuksal varlığını kanıtlamayı amaçlamıştır.
 İtilaf Devletleri, konferansta Sevr’in biraz yumuşatılmış şeklini
teklif edince konferanstan bir sonuç alınamadı.
 İtilaf Devletleri, TBMM Hükümeti’ni toplantıya çağırmakla TBMM’nin
varlığını ilk kez resmen ve hukuken tanımışlardır.
 TBMM, Misak-ı Milli’yi dünya kamuoyuna duyurmayı başarmıştır.
 Sevr Antlaşması’nda değişiklik gündeme gelmesi Milli Mücadele hareketinin
başarıya doğru gittiğini ortaya koymuştur.
 İtilaf Devletleri arasındaki görüş ayrılıkları derinleşmeye başlamıştır.
 Konferansta Sevr’in kabul ettirilememesi, II. İnönü Savaşı’na neden olmuştur.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
 Konferans dağılırken Dışişleri Bakanı
Bekir Sami Bey, İngiltere, Fransa ve
İtalya ile ikili antlaşmalar yapmış, ancak
TBMM bu antlaşmaları ulusal
bağımsızlığa aykırı bulduğu için
onaylamamıştır.
MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 MART 1921)
 I. Dünya Savaşı sırasında Rusya’da Bolşevik İhtilali meydana
gelmiş, Çarlık Rusya yıkılarak Sovyet yönetimi kurulmuştu.
Sovyet Rusya, İtilaflardan ayrılarak sömürgeciliğe karşı çıkan
uygulamalar yapmıştır (gizli antlaşmaları deşifre etmiştir.).
 TBMM ile siyasi ilişki kuran ilk devlet Sovyet Rusya olmuştur.
 TBMM’nin; Doğu’da Ermenileri yenilgiye uğratması, I. İnönü
Savaşı’nı kazanması ve İtilaf Devletleri tarafından Londra
Konferansı’na çağırılması Sovyet Rusya’nın TBMM ile ilişki
kurmasında etkili olmuştur.
Maddeleri
ÖNEMİ
1- Her devlet (taraflar) kendi geleceğine kendisi karar verecektir.
 Bu madde ile Sovyet Rusya ve TBMM Hükümeti, birbirlerinin
bağımsızlıklarına saygılı olacaklarına dair güvence vermiştir.
2- Taraflardan birinin tanımadığı uluslararası bir antlaşmayı diğeri
de tanımayacaktır.
 Bu madde iki hükümetin uluslararası siyasette birlikte hareket
edeceği anlamını taşır.
 Bu madde ile Sovyet Rusya Misak-ı Milli’yi tanımış ve Sevr
Antlaşması’nı reddetmiştir.
 İlk defa bir büyük Batılı devlet TBMM’yi ve Misak-ı
Milliyi tanımıştır.
 Sovyet Rusya TBMM’yi ve Misak-ı Milliyi tanıyan ilk
Avrupalı devlettir.
 Doğu Cephesi güvenlik altına alındı ve buradaki
birliklerimiz diğer cephelere kaydırılmıştır.
 TBMM Hükümeti aradığı siyasi ve ekonomik dış desteği
bulmuştur.
 TBMM Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında Moskova
Antlaşması’nın imzalanmasında;
 İki yeni devletin de düşmanlarının ortak (İtilaf Devletleri)
olması,
 Türkiye ile Sovyet Rusya’nın diplomasi alanında birbirine
ihtiyaç duyması,
 Rusya’nın, Yeni Türk Devleti’nin Batılı büyük devletlerle
yakınlaşmasını istememesi,
 TBMM’nin Sovyet Rusya gibi büyük Batılı bir devletin
siyasal ve ekonomik dış desteğini sağlama düşüncesi etkili
olmuştur.
3- Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya’sı arasında imzalanan
bütün antlaşmalar geçersiz sayılacaktır.
 Bu madde iki ülkede de köklü rejim değişikliği olduğunu
gösterir.
4- Batum’un Gürcistan’a bırakılması şartıyla Sovyet Rusya
Gümrü Antlaşması’nı ve Doğu sınırını tanıyacaktır.
 Batum, Misak-ı Milli’den verilen ilk tavizdir.
5- Taraflar arasında ekonomik, kültürel ve diplomatik alanda
işbirliği yapılacaktır.
 Kurtuluş Savaşı süresince dış yardımın büyük çoğunluğu
Sovyet Rusya tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yardımlarla
TBMM ordularının lojistik* eksiklikleri giderilmiştir.
Lojistik: Askeri birliklerde, ordunun taşınması, silah, cephane, gıda
ihtiyaçlarının ve sağlık hizmetlerinin karşılanması…
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
AFGANİSTAN DOSTLUK ANTLAŞMASI - İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ - II.İNÖNÜ SAVAŞI
Afgan Dostluk Antlaşması (1 Mart 1921)
 Londra Konferansı devam ederken
Sovyet Rusya’da bulunan elçilik
heyetimiz Moskova’da bulunan
Afganistan temsilcileriyle de bir
antlaşma imzalamıştır.
 Bu antlaşmayla;



Afganistan, TBMM Hükümeti’nin,
TBMM de Afganistan’ın bağımsızlığını
tanımıştır.
Taraflardan birinin saldırıya uğraması
durumunda diğerinin yardım etmesi
kararlaştırılmıştır.
Türkiye’nin kültürel yardım amacıyla
Afganistan’a en az beş yıl kalmak
şartıyla öğretmenler ve subaylar
göndermesi karara bağlanmıştır.
 Bu antlaşma ile Yeni Türk Devleti’ni
tanıyan ilk İslam Devleti Afganistan
olmuştur. Bu antlaşma aynı zamanda
TBMM’nin dünya kamuoyunda
tanınmasına yardımcı olmuştur.
İstiklal Marşı’nın Kabulü
12 Mart 1921






Batı Cephesi’nde, düzenli ordunun
kazandığı Birinci İnönü zaferinin sevinci,
ülkenin her yanında kutlanırken millî
duyguları uyandıracak bir
bağımsızlık marşına ihtiyaç duyuldu.
Bu marş, milletimizin bağımsızlığını
ifade etmeli; halkı coşturmalıydı. Bu
amaçla bir milli marş yazılması
kararlaştırıldı.
Millî Eğitim Bakanlığı, konuyla ilgili bir
yarışma düzenledi. Yarışmaya, 724
eser katıldı. Fakat millî marş için
yazılan eserlerin hiçbiri yeterli
bulunmadı.
Para ödülü konulduğu için yarışmaya
katılmayan Mehmet Âkif’e para
ödülünü istediği yardım kuruluşuna
bağışlayabileceği söylendi. Bunun
üzerine şair Mehmet Âkif, millî
marşımızı yazdı.
TBMM, 12 Mart 1921’de millî
marşımızı kabul etti.
Önceleri değişik bestelerle okunan
İstiklal Marşı 1930 yılında Osman
Zeki Üngör tarafından yeniden
bestelendi.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
II. İnönü Savaşı (23 Mart -1 Nisan 1921)
Sebepleri:
 Londra Konferansı’ndan bir sonuç
alınamaması,
 Sevr’i TBMM’ye zorla kabul ettirmek,
 Yunanlıların gücünü kanıtlamak istemesi
 Yunanlılar 23 Mart’ta saldırıya geçmiş ancak
başarılı olamayarak geri çekilmek zorunda
kalmışlardır.
 Yunanlıların geri çekilmesinden sonra
Aslıhanlar ve Dumlupınar çevresinde
Yunan kuvvetlerine taarruz eden Türk
birlikleri beklediği sonuçları alamamıştır.
 Bu durum Türk ordusunun henüz taarruz
gücüne ulaşamadığını gösterir.
Sonuçları:
 Halkın TBMM Hükümeti’ne ve düzenli
orduya olan güveni artmıştır.
 Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi
komutanlığına çektiği kutlama telgrafında:
“Siz orada yalnız düşmanı değil, aynı
zamanda Türk Milleti’nin makûs (kötü
giden) talihini de yendiniz.” diyerek zaferin
önemini vurgulamıştır.
 İtalyanlar Anadolu’da işgal ettiği yerleri
boşaltmaya başlamışlardır.
 İnönü Savaşları’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki
başlıca rolü, düşmanı oyalamak ve zaman
kazanmak olmuştur.
KÜTAHYA-ESKİŞEHİR SAVAŞLARI (10 - 24 TEMMUZ 1921)
 Yunanlılar, İnönü Savaşları’nın intikamını
almak, TBMM Hükümeti’ni ortadan
kaldırıp Milli Mücadele hareketini
engellemek, Sevr Barışı’nı Türk milletine
kabul ettirmek amacıyla İngiltere’den
aldıkları silah ve askeri malzemelerle yeni bir
saldırı için tekrar hazırlıklara başladılar.
 10 Temmuz 1921 günü üstün kuvvetlerle
Eskişehir ve Afyon yönünde saldırı
başlatan Yunanlılar, Türk ordusunu geri
çekilmeye zorladılar (aldığımız ilk ve tek
yenilgi).
 Bu yenilgi üzerine Türk kuvvetleri
Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle;
 Yeniden toparlanmak için zaman
kazandırmak,
 Düşmanla arasında doğal bir engel
oluşturmak,
 Yunan kuvvetlerini ordu merkezlerinden
uzaklaştırmak,
 Taarruz gücüne erişebilmek için
ihtiyaçlarını karşılamak ve eksikliklerini
gidermek amacıyla Sakarya Nehri’nin
doğusuna çekilmiştir.
Başkomutanlık Kanunu (5 Ağustos 1921)
 Eskişehir-Kütahya Muharebeleri sonucunda, Türk ordusunun
Sakarya’nın doğusuna çekilmesi, TBMM’de Mustafa Kemal’e
yönelik tartışmaların başlamasına neden oldu.
 Mustafa Kemal, Meclisin tüm yetkilerinin üç aylık bir
süre için kendisine verilmesi şartıyla, Başkomutanlığı
kabul edeceğini belirtti.
 Milletvekilleri Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutan
olması konusunda birleştiler. Mustafa Kemal Paşa’ya karşı
olanlar onun başarısızlığa uğrayacağını ve yıpranacağını;
sevenler ise, orduyu ve Türk ulusunu içine düştüğü zor
durumdan Mustafa Kemal Paşa’nın kurtarabileceğini
düşünüyorlardı.
Sonuçları:
 Kütahya, Eskişehir ve Afyon
Yunanlıların eline geçti. Yunan
ordusu Ankara’nın Polatlı ilçesine
kadar ilerledi.
 TBMM’de olumsuz tartışmalar
yaşandı ve Mustafa Kemal Paşa’ya
karşı tepkiler yoğunlaştı.

 Böylece Mustafa Kemal Paşa,
Erzurum Kongresi öncesinde istifa
ederek ayrıldığı askerlik görevine
yeniden dönmüştür.
TBMM’ye duyulan güven geçici bir
süre de olsa sarsıldı ve Meclis’in
Kayseri’ye taşınması fikri
gündeme geldi. Fakat bu düşünce
reddedildi.

 Mustafa Kemal Paşa’nın bu yetkiyi
istemesindeki temel amaç; hızlı
karar alıp uygulayabilmek ve devlet
işlerinde tek başına hareket
edebilmektir.

 Yoğun tartışmalardan sonra 5 Ağustos 1921’de kabul
edilen kanunla, Mustafa Kemal Paşa’ya Meclisin tüm
yetkileri verilerek (yasama, yürütme, yargı), üç aylık
bir süre için Başkomutan seçildi.
 Mustafa Kemal Paşa’nın
Başkomutanlık yetkisi, daha sonra
süresiz hale getirilmiştir. Bu durum
Meclisin Mustafa Kemal Paşa’ya
karşı güveninin arttığını gösterir.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
TBMM Başkanı Mustafa
Kemal Paşa; 3 Ağustos
1921’de General İsmet
Paşa’yı Genelkurmay
Başkanlığı görevinden
almış ve Milli Savunma
Bakanı Orgeneral Fevzi
Paşa’yı bu vazifeyle
görevlendirmiştir.
Dış politikada İtalya geri
çekilme işlemini
durdururken, Fransa da
barış görüşmelerini
uzatmıştır.
MAARĠF KONGRESĠ (SAVAġA RAĞMEN EĞĠTĠM KONGRESĠ)
 Atatürk eğitime büyük önem vermiş, eğitimin bir milletin
geleceği üzerinde büyük rol oynadığına inanmıştır.
 Bu nedenle Kütahya- EskiĢehir SavaĢlarının devam ettiği
günlerde 15 Temmuz 1921’de Ankara’da Erkek Öğretmen
Okulu’nda (Dar’ül Muallimin) bir kongre yapılmıĢtır. Kongreye
Mustafa Kemal ile birlikte 180 eğitimci katılmıĢtır.
 Atatürk’e “Savaşın yoğunlaşacağı anlaşılan bir sırada böyle
bir toplantı size ayak bağı olabilir. Uygun görürseniz
erteleyelim” denilmesine rağmen “Cahillikle, ilkellikle savaş,
düşmanla savaştan daha az önemli değildir. Toplantıya
katılacağım ve konuşacağım.” demiştir.
 Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra yeni Türk devletinin eğitim
politikasının nasıl olacağı bu kongrede belirlenmiĢtir.
 Kütahya-Eskişehir Savaşlarının en yoğun olduğu günlerde böyle
bir toplantının yapılmıĢ olması Atatürk’ün eğitime verdiği
önemi göstermektedir.
SANAT VE EDEBĠYAT ESERLERĠNDE KURTULUġ SAVAġI
 Milli Mücadele edebiyat (roman, şiir) ve sanat (resim, heykel)
eserlerine de konu olmuĢtur. BaĢta Ġstiklal MarĢı olmak
üzere bu dönemde yazılan eserlerde KurtuluĢ SavaĢı
anlatılmıĢtır.
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun (Yaban),
 Halide Edip Adıvar’ın (Türk‟ün AteĢle Ġmtihanı, AteĢten
Gömlek),
 Samim Kocagöz’ün (Doludizgin) romanlarında,
 Halil Dikmen (Ġstiklal Harbinde Kadınlar) ve İbrahim Çallı
(KurtuluĢ SavaĢı’nda Zeybekler) gibi ressamların tablolarında
bu dönem yansıtılmıştır.
TEKALĠF-Ġ MĠLLĠYE EMĠRLERĠ (7-8 AĞUSTOS 1921)
 Başkomutan Mustafa Kemal Paşa; ordunun acil ihtiyaçlarını
karĢılamak amacıyla yetkisini kullanarak, 8 Ağustos 1921’de
Tekalif-i Milliye Emirleri’ni (Milli Yükümlülükler) yayınlamıĢtır.
Bu emirlere göre;
 Her aile bir çift çorap, çarık, çamaĢır ile bir elbise verip bir
askeri giydirecektir.
 Kamyon lastiği satanların ve akaryakıt istasyonları olanların
mallarının % 40’na bedeli sonradan ödenmek üzere el
konulacaktır.
 Herkes elindeki tüm silah ve cephaneyi üç gün içerisinde
orduya teslim edecektir.
 Ulaşım aracı olanlar, ayda 100 km’lik mesafe için savaş araç ve
gereci taşıyacaktır.
 Silah yapımını bilen zanaatkârlar ordu hizmetine girecektir.
Eli silah tutan herkes orduya katılacaktır.
 Bu yardımların mümkün olan en kısa sürede toplanabilmesi için
her ilçede bir “Tekalif-i Milliye Komisyonu” kurulacak ve bu
komisyonların hızlı çalışmasını sağlamak için de Ġstiklal
Mahkemeleri kurulacaktır.
 1920-1921 yıllarında Yeni Türk Devleti’nin gelirleri savaĢ
giderlerini karĢılayamadığından bu durum Tekalif-i Milliye
Emirleri çıkartılarak giderilmeye çalıĢılmıĢtır.
 İstiklal Mahkemeleri’ne gerek kalmadan Türk halkı kendisinden
istenilen yardımları fazlasıyla verdi ve bir hafta içerisinde
ordunun ihtiyaçları büyük ölçüde karşılanmış oldu.
 Tekalif-i Milliye Emirleri’nin yayınlanması, “Topyekün
Seferberlik” halinin başlatıldığını gösterir.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESĠ (23 AĞUSTOS – 12 EYLÜL 1921)
Sevr’i Türklere zorla kabul ettirmek,
Ankara’yı alarak TBMM’yi ve Milli Hareketi yok etmek amacıyla Yunan
ordusu 23 Ağustos 1921’de Sakarya Nehri’nin doğusuna geçerek Türk
mevzilerine saldırısıyla savaş başladı.
 Başkomutan Mustafa Kemal Paşa; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa
vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karıĢ toprağı, kanla
ıslanmadıkça bırakılamaz.” emrini vererek savaşın planını açıklamıştır.
 Bu savaş taktiği ile klasik cephe savaşı yerine “topyekün savaĢ” taktiği
uygulanmıştır.
 Yunanlıların saldırı gücü kırılmış, geri çekilmeye zorlanan Yunanlılar 12 Eylül
1921’de bozguna uğratılmıştır. Bu tarihte Sakarya Irmağı’nın doğusu
düĢmandan tamamen temizlenmiĢtir.


ULUSAL SONUÇLARI
 Yunan ordusunun saldırı gücü kırılarak savunma durumuna
çekilmesi sağlandı. Türk ordusu taarruz konumuna geldi.
 Türk ordusunun 1683 II. Viyana KuĢatmasından beri Avrupa
karĢısında devam eden gerileyiĢi ve çözülüĢü sona erdi.
 TBMM, Mustafa Kemal PaĢa’ya “MareĢallik” rütbesi ve
“Gazilik” ünvanı verdi (19 Eylül 1921).
 Türk ordusu çok sayıda subayını kaybettiği için Sakarya
Muharebesi “Subaylar SavaĢı” olarak da bilinir.
ULUSLARARASI ALANDAKĠ (DIġ SĠYASETTEKĠ) SONUÇLARI
 Ġtalyanlar, Anadolu’da iĢgal
ettikleri yerlerden tamamen
çekildiler.
 Yunanlıların Sevr’i uygulamada
başarılı olamayacağını anlayan
İngilizler, askeri yardımı
kesmişlerdir.
 Ġtilaf Devletleri arasındaki
görüĢ ayrıkları iyice arttı ve
birlik tamamen bozuldu.
İngilizler TBMM karşısında yalnız
kaldılar.
 İtilaf Devletleri, Türkiye ve
Yunanistan’a ateşkes teklifinde
bulunmuşlardır.
 Bu durum TBMM Hükümeti’nin
varlığını askeri alandaki
baĢarılarıyla kabul ettirdiğini
gösterir.
 Sovyet Rusya’nın isteği ile Kafkas
Cumhuriyetleri ile (Azerbaycan,
Ermenistan ve Gürcistan) TBMM
Hükümeti arasında Kars AntlaĢması
imzalandı (13 Ekim 1921). Buna göre;
 Doğu sınırımız kesin olarak
çizilmiĢtir.
 Nahçivan, Azerbaycan’a bağlı özerk bir
bölge kabul edilmiştir.
 Moskova AntlaĢması’nın
onaylanması niteliğindedir.
 2 Ocak 1922’de Ukrayna Cumhuriyeti
ile TBMM Hükümeti arasında bir
dostluk antlaĢması daha imzalanarak,
Sovyet Rusya’nın TBMM’ye yapacağı
yardımlara kesinlik kazandırılmıştır.
 Fransa ile TBMM Hükümeti arasında 20 Ekim 1921’de
Ankara AntlaĢması imzalandı. Bu antlaşmaya göre;








Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Ġki taraf arasındaki silahlı mücadele sona erecek,
Fransızlar, Adana, Maraş, Antep ve Urfa’yı boşaltacak,
Hatay Fransa’nın mandası Suriye’de kalacak fakat bu
bölgelerde dili Türkçe olan özel bir yönetim kurulacak
Bu durum Hatay’da Türk kültürünün korunmasını
kolaylaĢtırmıĢ ve Hatay’ın 1939’da anavatana
katılmasına katkı sağlamıĢtır.
Hatay’ın Fransa’ya bırakılması Misak-ı Milli’den verilen
ikinci tavizdir.
TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk Ġtilaf Devleti
Fransa’dır.
Hatay ve Ġskenderun dıĢında bugünkü Suriye sınırımız
çizildi.
Güney cephesi kapandı ve bundan sonra bütün
birliklerimiz Batı Cephesi’ne kaydırıldı.
BÜYÜK TAARRUZ VE BAġKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESĠ (26 AĞUSTOS – 18 EYLÜL 1922)
 Türk Ordusu’nun taarruz hazırlıkları uzun sürünce Meclis’te
BaĢkomutan’a karĢı olumsuz tavırlar ve muhalefet baĢladı.
 Taarruzu kasten geciktirme ve Meclisi oyalamayla suçlanan Başkomutan
Mustafa Kemal Paşa, Meclise gelerek yaptığı konuşmada; “Efendiler
bizim de amacımız taarruzdur. Fakat yarı hazırlanmıĢ bir orduyla
taarruz etmek, kaybedilmiĢ bir savaĢtan daha kötü sonuçlar
doğurabilir.” diyerek hazırlıkların sürdüğünü vurgulamış ve muhalefeti
etkisizleştirmiştir.
 Ayrıca kendisine yönelik eleştirilere; “Efendiler böylesine kritik bir
ortamda ordumuz baĢsız bırakılamaz. Bu bakımdan BaĢkomutanlığı
bırakmadım, bırakamam ve bırakmayacağım.” demiştir.
 20 Temmuz 1922’de “Başkomutanlık Yasası”nın yürürlük süresinin tekrar
uzatılması gündeme geldiğinde, Meclis, BaĢkomutanlığın süresiz
olarak Mustafa Kemal’de kalmasına karar vermiĢtir.
 Meclisin bu tutumu Mustafa Kemal’e duyulan güvenin arttığını
gösterir.
SONUÇLARI
 Batı Anadolu Yunan iĢgalinden kurtarılmıĢtır.
 KurtuluĢ SavaĢı’nın askeri safhası baĢarıyla tamamlanmıĢtır.
 Türk ordusu, işgal altındaki Marmara ve Trakya Bölgesi’ne yönelince
Ġngilizlerle ilk kez savaĢ ihtimali doğmuĢtur.
 Türk ordusunun kesin zaferi nedeniyle Ġtilaf Devletleri TBMM’ye
ateĢkes teklifinde bulunmuĢlar, bunun sonucunda da Mudanya
Ateşkesi imzalanmıştır.
 SavaĢtaki üstün hizmetlerinden dolayı Fevzi Çakmak’ın rütbesi
“MareĢalliğe” yükseltilmiĢtir.
 Büyük Taarruz, düzenli ordu savaşları içerisinde farklı bir özelliğe sahiptir.
Tamamen taarruza ve vatan topraklarını kazanmaya yöneliktir.
 20 Ağustos 1922’de Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı
Cephesi Komutanı Ġsmet PaĢa ile birlikte Akşehir’e gelen Mustafa
Kemal Paşa, ordu birliklerine saldırı planını açıkladı: “Yunan
ordusu ani bir baskınla çevrilecek ve imha edilecektir.”
 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz günü olarak kararlaĢtırıldı.
Kumandanlık Karargâhı olarak da Afyon’un Kocatepe ilçesi
seçildi.
 26 Ağustos 1922 günü sabah saat 05:30’da yoğun topçu atışıyla
başlayan Türk taarruzu karşısında Yunan siperleri altı saatte
aĢıldı ve Yunan ordusu panik içinde kaçmaya baĢladı.
 Süvari birliklerimiz kaçan Yunan ordusu Afyon’un
Dumlupınar bölgesinde kuĢatıldı. 30 Ağustos 1922’de yapılan
BaĢkomutanlık (Dumlupınar) Meydan Muharebesi’nde Yunan
ordusunun büyük bir bölümü yok edildi.
 Yunan BaĢkomutanı da savaĢa katıldığı için bu savaĢa
“BaĢkomutanlık Meydan SavaĢı” adı verilmiĢtir.
 Kaçan Yunan askerlerinin Ġzmir ve çevresindeki Yunan
kuvvetleriyle birleĢmesine engel olmak için Atatürk’ün
“Ordular! Ġlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini alan
kahraman Türk ordusu, 9 Eylül günü Ġzmir’e, 11 Eylül günü
Bursa’ya ve 18 Eylül günü Balıkesir – Ayvalık’a (Çanakkale
Boğazı’na) ulaşarak tüm Batı Anadolu’yu düĢmandan
temizledi.
 Türk ordusunun Boğazlara (Ġstanbul’a) taarruz edeceği
telaĢına kapılan Ġngilizler, hemen Mudanya Mütarekesi
sürecini baĢlattılar.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)
Ateşkesin İmzalanmasına Ortam Hazırlayan Nedenler






Yunanistan’ın Türk ordusu karşısında kesin olarak yenilgiye
uğraması
İngiltere’nin Türkiye ile yeni bir savaş olasılığı karşısında
yalnız kalması
İngiliz kamuoyunun sonu belirsiz bir savaş istememesi
İngiliz dominyonlarından (sömürge) gelen yardımın kesilmesi
Fransa ve İtalya’nın Türkiye’ye karşı yeniden savaşa girmek
istememesi
Mustafa Kemal’in diplomatik atağa geçerek Boğazlar üzerinde
olası bir savaşta, Sovyet Rusya’nın da Türkiye’yi
destekleyeceğini dünyaya ilan etmesi
 Görüşmelere; İngiltere, Fransa, İtalya ve TBMM Hükümeti
adına General İsmet Paşa katılmıştır.
 Yunan temsilcileri ateşkes görüşmelerine katılmamış,
görüşmelerde Yunanistan’ı İngiltere temsil etmiştir.
 Yunanistan’ın görüşmelere katılmadığı halde alınan
kararları İngiltere’nin direktifleri doğrultusunda kabul
etmesi, kendi iradesiyle hareket etmediğinin bir
göstergesidir.
ATEŞKESİN ÖNEMİ VE SONUÇLARI
Türk Kurtuluş Savaşı’nın silahlı mücadele dönemi sona erdi,
diplomatik süreç başladı.
 Doğu Trakya (Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ) ve İstanbul savaş
yapılmadan diplomatik yollarla kurtarılmıştır.
 Türk-Yunan mücadelesi kesin olarak sona ermiştir.
 Mudanya Ateşkesi ile Mondros Ateşkes Antlaşması
geçerliliğini kaybetmiştir.
 İtilaf Devletleri (özellikle İngiltere ve İtalya), bu antlaşmayı
imzalamakla Yeni Türk Devleti’nin siyasi varlığını tanımış
oldular.
 İngiltere’de Lloyd George (Loid Corc) Hükümeti (Türk
düşmanı) istifa etmiştir.
 İsmet Paşa’nın Mudanya’da büyük bir diplomatik zafer
kazanarak, milli çıkarlarımızı korumuş olması, Lozan Barış
Görüşmeleri’ne de katılmasına zemin hazırlamıştır.







MADDELERİ
Türk ve Yunan kuvvetleri arasındaki savaş sona erecektir.
Yunanistan, 15 gün içinde Doğu Trakya’yı (Edirne, Kırklareli
ve Tekirdağ) boşaltacaktır.
TBMM Hükümeti, barış antlaşması imzalanıncaya kadar bölgede
8.000 jandarma kuvveti bulundurabilecektir.
İstanbul ve Boğazlar, TBMM Hükümeti’ne bırakılacaktır.
Ancak İtilaf Devletleri’ne ait birlikler, kesin barış yapılıncaya kadar
burada varlıklarını sürdüreceklerdir.
Bu madde Osmanlı Devleti’nin hukuken sona erdiğinin bir
göstergesidir.
Türk birlikleri kesin barışa kadar Çanakkale Boğazı’nda
belirtilen çizgide bekleyecektir.
Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Download