hürriyet gazetesi…………...….….....2 milliyet gazetesi

advertisement
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
1
HÜRRİYET GAZETESİ…………...….….....2
AB, Merkez Maliye Bakanlığı planlıyor
Yunanistan ürküttü İMKB yüzde 0.18 düştü
Maraş dondurması ve iskenderi örnek verdi, Çin’e davet etti
Bozkurt arsası, The İstanbul olacak ‘zenginden fakire’ modeli işleyecek
THY, Zorlu’yla ortak gaz türbini onaracak
Türk şirketlerinin yüzde 27’si büyümeyi Ortadoğu’ya bağladı
Ericom yüzde 40.9 hisseyi halka açıyor
Fitch, Kıbrıs’ın notunu düşürdü
İspanya yüksek faizle borçlandı
Olay işadamı evinde ölü bulundu
ŞÜKRÜ KIZILOT… ‘Torba’dan çıkan 60 milyarı aşar
MİLLİYET GAZETESİ………..…..…….....9
Moody'si ABD'yi olası bir not indirimi yönünde uyardı
IMF’nin 4 - 5 raporunun açıklanmasına izin vermedik
58.3 milyar TL affa girdi, son dakikada başvuran da oldu
Yunanistan adalarda ve sınırda yabancıya gayrimenkul satacak
Çinliler Türkiye’de banka satın alabilir
‘Seçim sonrası vergide artırım beklenebilir’
National Geographic mağazaları geliyor
Finansbank 40 bin kişiyle birebir görüşecek
Goldman Sachs’a soruşturma sürprizi
Rusya, AB’den sebze ithalatını yasakladı
Para arzı 3.7 milyar TL azaldı
GÜNGÖR URAS… Yunanistan neden kötü durumda? Türkiye neden iyi durumda?
SABAH GAZETESİ.....................................18
Enflasyon rakamları açıklandı
Çin ile tarihi ortaklık
Tokat tütün fabrikası Çin OSB'si oluyor
Ekonomide rütbe aldı
Telefon pahalı sadece eşimle konuşuyorum
BSH'dan yeni yatırım
JCR-Eurasia, Aktif Bank'ın notunu yükseltti
En yüksek güven Türkiye'de
Makro'dan İstanbul'a 15 market
RADİKAL GAZETESİ...............................25
Bankalarla ek teminat pazarlığı başladı
Otomotive ÖTV freni yolda
UĞUR GÜRSES …Döviz alımı neden azaldı?
GÜVEN SAK…Hayret bi'şey yani
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
2
HÜRRİYET GAZETESİ
AB, Merkez Maliye Bakanlığı planlıyor
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, 17 ülkenin parçası olduğu Euro
Bölgesi’nde merkez Maliye Bakanlığı kurulabileceğini söyledi.AB’nin güçlenmesine katkıda
bulunan kişilere ya da devlet adamlarına verilen bu yılki Şarl Ödülü’nün kabulünde konuşan
Trichet, ulusal politika gözetiminin Euro Bölgesi’nin merkez otoritelerine uzun süren devrinden
sonra Bakanlığın oluşturulabileceğini kaydetti.
Trichet, konuşmasında “Yarının veya yarından sonraki günün Birliğinde, tek bir piyasa ve tek bir
Merkez Bankası ile Birliğin bir Maliye Bakanlığı olduğunu tasavvur etmek ekonomi alanında çok mu
cesur olur” diye sordu. Trichet, Merkez Maliye Bakanlığı’nın Avrupa Birliği’ne dramatik politik
değişim getireceğini, özellikle mevcut sözleşmenin güncellenmesi gerekeceğini belirtti.
Trichet, Maliye Bakanlığı’nın sadece geniş bir federal bütçeyi yönetmeyeceğini, bazı alanlarda
hükümetlere direkt yükümlülükler de uygulayacağını vurguladı. Trichet, Bakanlığın, mali politikaları,
hem de üye ülkelerin rekabet politikalarını gözlemleyeceğini, Avrupa’nın finans sektörüyle ilgili
konuları ele alacağını ve Avrupa’yı uluslararası finans kuruluşlarında temsil edeceğini bildirdi.
Yunanistan ürküttü İMKB yüzde 0.18 düştü
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Yunanistan’ın notunu düşürmesi ve
ABD ekonomisindeki büyümeye ilişkin endişeler başta Avrupa olmak üzere uluslararası
borsalarda sert düşüşlere yol açtı.
Yunanistan’ın kredi notunun üç kademe birden düşürülmesi, Avrupa borsaları ve gelişmekte olan
piyasalarda global ekonomik büyümeye ilişkin endişelerin de ağır basmasıyla riskli varlıklara yönelik
iştah azaldı. Dış borsalardaki kayıplara paralel İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda da (İMKB) dün
gün içinde yoğun satış baskısı hakimdi. Kapanışa doğru toparlanan İMKB Ulusal 100 endeksi günü
yüzde 0.18 düşüşle 63.112 puandan tamamladı. Moody’s’in not indiriminin yarattığı endişelere karşın
Yunanistan’ın borçlarını temerrüde düşmeden ödeyemebilmesi için Avrupa Birliği ve Uluslararası
Para Fonu (IMF) cephesinde sürdürülen görüşmelerden gelen olumlu mesajlar, Euro’yu başta dolar
olmak üzere önemli para birimleri karşısında güçlendirdi. Uluslararası borsalarda Euro dolar paritesi
dün 1.44’ün üzerinde tutunurken içerde de dolar, 1.58 TL’den işlem gördü.
Maraş dondurması ve iskenderi örnek verdi, Çin’e davet etti
Türkiye’nin Çin’den daha fazla yatırım çekebileceğini dile getiren Çin’in Ankara Büyükelçisi
Gong Xiaosheng, “Başta Çinli birçok eyalet olmak üzere yatırımcılar, Türkiye’ye yatırım ve
sanayi parkı oluşturmak için heyetler gönderdi. Türkiye Çin’den daha çok yatırım çekmek için
önemli fırsatlar yakaladı.
Maraş Dondurması, Bursa İskender Kebabı artık Çin’de çok meşhur markalar haline geldi” dedi.
Hızlı tren simge olacak
Türk Çin Sanayici İşadamları Derneği’nin (TÜÇSİAD) Çin Halk Cumhuriyeti AnkaraBüyükelçiliği ile
birlikte düzenlediği 1. Türk-Çin İş Forumu’nun açılışında iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendiren
Xiaosheng, şöyle konuştu: “Ortak çabalarımız sayesinde geçen bir yılda ekonomik ve ticari ilişkiler
daha da gelişti. Hızlı tren konusunda en önemli teknolojiye sahip olduk. Türkiye’deki hızlı tren projesi
her zaman iki ülke arasındaki dostluğun simgesi olacak. Turizm sektöründe çok büyük işbirliği
potansiyeli bulunuyor. Yatırım konusunda da Türkiye çok fırsat yakaladı.”
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
3
Türkiye’deki Çin bankalarının ve Çin’deki Türk bankalarının sayısının artması gerektiğine
inandıklarını belirten Türk Çin Sanayici İşadamları Derneği (TÜÇSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Sungurlu, şu bilgileri verdi: “Etkinliğin hedefi İpek Yolu’nu yeni bir anlayışla canlandırmak,
modern ticaretin dinamik bir hattı haline getirmek. Çin ile Türkiye arasında verimli işbirliği köprüsü
oluşturmak.”
Yatırım 120 milyon dolar
Forumda Akfel ile güneş enerjisi alanında Çin’in önde gelen firmalarından CEEG arasında 50
megavatlık güneş enerjisi santralı kurulması konusunda bir işbirliği anlaşması imzalandı. Yatırım
Türkiye’deki mevzuatının tamamlanmasını takiben yapılacak. İşbirliğinin toplam kapasitesinin de 120
milyon dolar olması öngörülüyor.
Bank of China, Türkiye ofisi lisansını aldı
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye ve Çin’de karşılıklı birer banka açma
konusunda bir mutabakata varıldığını açıklayarak, “Bank of China’nın Türkiye ofisinin lisansı verildi
ve Türkiye sorumlusu görevine başladı. Yakın zamanda bu ofis faaliyete geçecek. Çin’de de bir Türk
bankasının en kısa zamanda faaliyete geçmesi için bizim de çabalarımız var. Karşılıklı alınan bu
kararın en kısa zamanda uygulanmasını biz de arzu ediyoruz” dedi.
Bozkurt arsası, The İstanbul olacak ‘zenginden fakire’ modeli
işleyecek
İstanbul’un ve Türkiye’nin ilk gecekondulaşma bölgelerinden olan Zeytinburnu’nda Kiptaş
önderliğinde farklı bir kentsel dönüşüm projesi uygulanıyor. Zeytinburnu’ndaki Koç Holding’e
ait eski Bozkurt Mensucat’ın arsasına inşa edilecek ‘The İstanbul Veliefendi’ konut ve rezidans
projesini üstlenen YDA Grup, bu projeye 486 lüks daire yapacak.
Koç Grubu’na yüzde 40’ını verecek. YDA buradaki kazancı karşılığı projenin tam karşısındaki
Kiptaş’a ait arsada geçen yıl inşasına başladığı Sahil Park’tan 440 daireyi de Kiptaş’a teslim
edecek.Kiptaş bu daireleri bölge için yürüttüğü kentsel dönüşüm projesi kapsamında hak sahibi
vatandaşlarla takas edecek. Bu formülü “Bu, zenginden alıp fakire verme projesi. Robin Hood’luk
yapıyoruz burada” diye açıklayan Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım, İstanbul’un başka semtlerinde
de dönüşüm projeleri başlatacaklarını söyledi.
Metrakere 5 bin TL
Zeytinburnu’nda Veliefendi’nin arkasında yer alan, eski Bozkurt Mensucat arsasına inşa edilecek The
İstanbul Veliefendi’de konutların metrekare birim fiyatının ortalama 5 bin lira rezidansta ise 6 bin lira
olacağını belirten YDA Grup Başkanı Hüseyin Aslan, “Burada kentsel dönüşüme Bozkurt Mensucat
arsası da dahil edilmiş oldu ve ortaya büyük bir değer çıktı. Projenin yüzde 40’ı Koç Grubu’nun, kalan
bizim olacak. Buna karşılık Sahil Park’tan Kiptaş’ın kentsel dönüşüm için ihtiyacı olan konutları
teslim edeceğiz. Sahil Park’ın ticari alanları da KİPTAŞ’ın olacak” dedi. The İstanbul Veliefendi’de
14 katlı 15 blok ve 35 katlı bir rezidans olacak. 486 dairenin yer alacağı projede 1 artı 1’den 4 artı 1’e
kadar daire seçenekleri bulunuyor.
İbrahim Çağlar da ortak
210 bin metrekare inşaat alanı olan The İstanbul Veliefendi’de 12 bin 500 metrekarelik ticaret alanı ve
42 ticari ünite de yer alıyor. Proje, 48 bin metrekare peyzaj alanına sahip. YDA Grup, projenin ana
hissedarı ve yapımcısı konumunda. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Başkanı İbrahim Çağlar’ın
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
4
Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Kuruluş İnşaat da proje ortakları arasında. Çağlar, “Biz Kuruluş
İnşaat olarak, onlar YDA Group olarak birlikte çalışıyoruz. Hüseyin beyle ilk projemiz ama inşallah
arkası da gelecek, İstanbul’a birlikte güzel eserler kazandıracağız” diye konuştu.
Zeytinburnu kazandıracak
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Zeytinburnu’nun hızlı bir kentsel dönüşüm yaşayabilecek
kapasiteye sahip olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Bölgemizde metrekare fiyatı 2 bin lira ile 12
bin lira arası daire üretiliyor. 10 yıl önce İstanbul’un en ucuz bölgelerinden biriydik, şu anda en pahalı
bölgelerinden biriyiz. Zeytinburnu’na yatırım yapan kazanacak.”
Zeytinburnu, Barcelona gibi olur, bir taşla iki kuş vurduk
KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım, “Zeytinburnu neden Barselona olmasın? Bu mümkün” dedi.
Yıldırım, Sümer Mahallesi Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında 1300’e yakın bağımsız birim olduğu
bölgede herkesle görüştüklerini söyledi ve şöyle konuştu: “Bu projede, ‘bir derenin taşı ile iki kuş
vuralım’ dedik. Bu arsada eskiden Bozkurt Mensucat fabrikası vardı. İskanlı yaptık. Sahilpark’tan
takası kabul eden kişilerin eski dairelerini yıkıp, kentsel dönüşüm projesine devam edeceğiz”
dedi.ürriyet'i
THY, Zorlu’yla ortak gaz türbini onaracak
Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu, gaz türbinleri ile endüstriyel gaz türbinleri üzerinde
tamir, bakım ve onarım konularında faaliyet göstermek üzere Turkbine Teknik Gaz Türbinleri
Bakım Onarım A.Ş. unvanlı şirket kurulmasına karar verdi.
THY’den Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:
“Ortaklığımız yönetim kurulunca gaz türbinleri ile endüstriyel gaz türbinleri üzerinde tamir, bakım ve
onarım konularında faaliyet göstermek üzere toplam 16 milyon 571 bin 494 lira, 7 milyon 21 bin 820
lira ayni ve 9 milyon 549 bin 674 lira nakdi sermaye olacak şekilde, Zorlu Enerji Tesisleri İşletme ve
Bakım Hizmetleri A.Ş.’nin 8 milyon 285 bin 747 lira, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin 7 milyon 21
bin 820 lira ayni ve 1 milyon 263 bin 924 lira nakdi, İsmail Demir’in 1 lira, Faruk Çizmecioğlu’nun 1
lira ve Ömer Faruk Öztürk’ün 1 liralık hisse sahibi olduğu Turkbine Teknik Gaz Türbinleri Bakım
Onarım Anonim Şirketi’nin kurulmasına, ana sözleşmenin hazırlanması ve gerekli tüm iş ve işlemler
için Genel Müdürlüğe yetki verilmesine karar verildi.”
Türk şirketlerinin yüzde 27’si büyümeyi Ortadoğu’ya bağladı
Dış ticarette kurumların beklentilerini daha iyi anlamak için ve küresel ekonomiye ayna tutmak
amacıyla hazırlanan HSBC Dış Ticaret Güven Endeks’ine bu yıl Türkiye’de katıldı.
Bu yıl 21 pazardan, 6 bin 390 ihracatçı ve ithalatçı kurumun katıldığı ve araştırmaya ilk kez katılan
Türkiye, 122 endeks değeri ile Avrupa’da ‘küresel ticaretin gelişimine en olumlu bakan ülke’ olarak
öne çıktı. Türkiye’yi 109 endeks değeri ile Polonya izledi. Araştırmaya göre Türk firmaların yüzde
50’si Ortadoğu, yüzde 44’ü ise Doğu ve Orta Avrupa ile dış ticaret işlemlerini yaratıyor. Bununla
birlikte Türk firmalarının yüzde 27’si büyümenin ağırlıklı olarak Ortadoğu ile ticaretten gelmesini
bekliyor. HSBC Kurumsal ve İşletme Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Virma
Sökmen, “HSBC Dış Ticaret Güven Endeksi, dünyanın en büyük dış ticaret güven araştırması
niteliğinde. 6 bin 390 dış ticaret firmasıyla yapılan bu araştırmada Türkiye ilk defa bu yıl yer aldı
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
5
Ericom yüzde 40.9 hisseyi halka açıyor
Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Avea ve Superonline gibi telekom operatörlerine enerji
yedekleme ve telemetri çözümleri sunan Ericom Teknolojileri halka açılacak.Eti Yatırım
liderliğinde halka açılacak şirketin halka arzda hisselerin fiyat aralığı ise 3.35-3.55 olarak
belirlendi.
Ericom Telekomünikasyon Başkanı İlker Aydın, Ericom’un bu yılın başında Verusa Girişim
Sermayesi ile ortak olduğunu hatırlatarak “Şirket sermayesini güçlendirmek için Ericom’u İMKB’de
halka arz kararı aldık” dedi.
Fitch, Kıbrıs’ın notunu düşürdü
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Kıbrıs Rum Kesimi’nin kredi notunu A-‘den AA-‘ye
indirdi. Kurum, bu duruma ülkedeki bankaların Yunanistan’da yoğun şekilde pozisyon
almaları ve Yunanistan’ın içinde bulunduğu zor ekonomik durumu neden olarak gösterdi.
Fitch, Kıbrıs’ın not görünümünün negatifte tutulduğunu açıkladı. Kurumdan yapılan açıklamada,
Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki bankaların, Yunanistan tahvillerinin değerlerinin yüzde 50’ye kadar değer
kaybedecek olmasından ciddi şekilde etkileneceğine işaret etti.
İspanya yüksek faizle borçlandı
Yunanistan’daki sıkıntıların tetiklediği euro krizinin bir sonraki ev sahiplerinden biri olarak
gösterilen İspanya, 4 milyar euro değerinde tahvil satışı gerçekleştirirken, ülkenin Nisan
ayındaki tahvil ihracına kıyasla daha yüksek bir faizle borçlandığı ifade edildi.
İspanya, tahvil ihracıyle Hazine’nin en yüksek tahvil ihracı hedefini yakaladı ve tahvillerin
getirilerinin artmasını sağladı.
Hazine, 2.75 milyar euro değerinde üç yıllık tahvili ortalama yüzde 4 oranında bir faizle sattığı, aynı
zamanda yüzde 4.23 faizle dört yıllık tahvil sattığını açıkladı.
İspanya’nın üç yıllık tahvillerine olan talebin beklentilerin iki buçuk katına çıktığı da ifade edildi.
İSPANYA SAVAŞA DEVAM EDİYOR
İspanya’nın sosyalist hükümeti, euro bölgesinin en büyük dördüncü ekonomisinin borç krizine
düşmesini engellemek için elinden geleni yaparken, Yunanistan’ın kredi notunun Moody’s tarafından
üç kademe birden düşürülmesi, borç krizine yönelik kaygıları derinleştirdi.
Moody’s aynı zamanda ülkenin iflas etme olasılığını yüzde 50 olarak belirledi.
Olay işadamı evinde ölü bulundu
İran’la bağlantıları yüzünden adı büyük bir skandala karışan İsrailli ünlü işadamı Sami Ofer,
evinde ölü bulundu. Ofer, geçtiğimiz günlerde ABD tarafından İran'la bağlantılarından dolayı
kara listeye alınmıştı. Ofer Türkiye'de ise 2005 yılında Galataport ihalesine verdiği teklifle
tanınmıştı.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
6
İsrail'in Kanal 10 televizyonu, İran ile iş bağlantıları skandalının merkezindeki işadamı Ofer'in bugün
Tel Aviv'deki evinde ölü bulunduğunu duyurdu. 89 yaşında hayata veda eden Sami Ofer, Forbes
dergisine göre İsrail’in en zengin iş adamıydı ve dünyanın en zenginleri sıralamasında 79'uncu sırada
yer alıyordu. Ofer’ın mal varlığının 10 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.Ofer’in ölüm
nedeni hakkında detay verilmedi.
ABD geçen ay İran’a petrol taşıma tankeri satmakla suçladığı Ofer Kardeşler Grubu’na yaptırım kararı
almıştı. Şirketin sahipleri arasında yer alan Sami Ofer ve kardeşi Yuli iddiaları yalanlamıştı.
ABD kara listeye almıştu
Türkiye’de 2005 yılındaki Tüpraş özelleştirmesi ve Galataport projesi sırasında adı duyulan İsrailli
Ofer Grubu, ABD’nin kara listesine girmişti.
Ofer Grubu ise kararın ardından bir açıklama yayınlayarak İran’a tanker sattıkları iddiasını
yalanlamıştı. Karar gereği, Oferlerin ABD ile ticareti kısıtlandı.Grubun ABD Export-Import
Bankası’ndan 10 milyon doların üzerinde kredi alması ve ABD’den ihracat lisansı temin etmesi
yasaklandı.
GALATAPORT VE TÜPRAŞ'LA tanınmıştı
Oferler, 2005 başında Türkiye’de Tüpraş’ın özelleştirilmesi sırasında kimsenin haberi olmadan
şirketin yüzde 14.76’lık hissesini Özelleştirme İdraesi’nden satın almalarıyla isimlerini duyurmuşlardı.
Hisseleri 446 milyon dolara alan Oferler, 6 ay sonra Koç Grubu’nın Tüpraş’ı toplam 8.11 milyar dolar
bedel üzerinden ihaleyle satın almasının ardından, ellerindeki hisselerin değerinin bir anda 1.2 milyar
doları bulmasıyla bir servet kazanmışlardı.
Ofer, 2005 yılında yapılan Galataport ihalesine Türk ortağı Mehmet Kutman ile 4.3 milyar dolarlık
teklif vermiş ve ihaleyi kazanmıştı. Ancak ihale, Danıştay'ın imar planına yönelik kararından sonra
2006'da iptal edilmişti.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
7
ŞÜKRÜ KIZILOT… ‘Torba’dan çıkan 60 milyarı aşar
TORBA’dan 58 milyar lira çıktı... Daha da çıkacak...
Mayıs sonu itibariyle mevcut bilgilere göre, 58.3 milyar lira çıktı.
Son 2-3 gün içinde posta ile yapılan başvurular bu tutara dahil değil.
Ayrıca stok ve demirbaş affı, hayali kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların affı ile ilgili başvurular
bitmedi, Haziran ayı sonuna kadar devam edecek.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda, başvurular 60 milyar lirayı aşacak.
ALACAK TUTARI NEYDİ?
“Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı af yasası” olarak adlandırılan “Torba Yasa”, başta birikmiş vergi
ve sigorta primi alacakları olmak üzere çok sayıda alacağı yapılandırıyordu.Ayrıca “matrah artırımı”,
“ihtilaflı dosyalar”, “stok ve demirbaş affı”, “hayali kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların affı” gibi
değişik kolaylıklar ve aflar sağlıyor, bunların karşılığında da bir gelir bekleniyordu.
Bunlardan sadece birikmiş vergi ve SSK, Bağ-Kur prim alacaklarının tutarı, yasa çıkmadan çok önce
Hürriyet’te yazdığımız gibi, faiziyle birlikte 115 milyar lira idi. Torba Yasa’dan yararlanmak için
başvuranlarda; vergi ve prim alacağının aslında yani anaparada indirim yapılmadı ancak birikmiş
faizlerin yaklaşık ¾’ü silindi. Maliye Bakanı’nın açıklamasına göre, birikmiş vergi alacaklarının
yaklaşık yüzde 70’i yapılandırıldı.
BÜTÇEDE YER ALMIYORDU
60 milyar lirayı aşması beklenen “torba yasa” geliri, 2011 yılı bütçesinde 1 TL olarak dahi yer
almıyordu.
Alacakların büyük kısmı taksitlendirme nedeniyle 2011’de tahsil edilmeyecek, 2012 ve 2013’e
sarkacak. 2011
yılı tahsilatının, yapılandırma borcunu peşin ödeyenlerin de etkisiyle, 15 milyar lira civarında olması
bekleniyor.
Bu tutarın 2011 yılı bütçe açığını azaltması ve bazı aylarda bütçenin fazla vermesi de söz konusu.
Maliye Bakanı’nın açıklamasına göre, yapılandırma gelirlerinin iç borç ödemelerinde ve Ar-Ge
harcamalarında kullanılması da düşünülüyor.
DÜZENLİ ÖDEYENLER?
Hürriyet okuyucularından aldığımız bu soru, katıldığımız panellerde ve TV programlarında da
karşımıza çıkıyor. Daha ötesi yolda ya da bir lokantada görenler, yanımıza yaklaşıp;
“- Hocam biz vergilerimizi ve primlerimizi zamanında ve düzenli olarak ödedik. Yanlış mı yaptık?
Madem bu kadar para gelecek, vergisi ve primini düzenli ödeyenlere de bir indirim düşünülmesi
gerekmez mi?”
diye soruyorlar.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
8
İşin doğrusu, bu soruların hepsine “haklısınız” diye yanıt veriyorum.
Bu köşeden bir kez daha vurgulayalım:
- Vergisini ve sigorta primlerini düzenli ödeyenler, ciddi anlamda rahatsızlar.
- Şimdiye kadar, düzenli ödeyenler, ödemeyenlerin yükünü de üstlendiler. Yani vergi ve prim tahsil
edilemeyince borçlanıldı ve faiz ödendi. Bunlar da ödenen vergilerden karşılandı.
- O halde şimdi de (örneğin 2012’de) sadece vergisini düzenli ödeyenlere SSK primlerinde olduğu
gibi, “5 puanlık bir indirim” sağlanabilir.
Bu da kamuoyu vicdanını rahatlatır...
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
9
MİLLİYET GAZETESİ
Moody'si ABD'yi olası bir not indirimi yönünde uyardı
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, ABD’yi önümüzdeki haftalarda kredi
notunu olası bir indirim için izlemeye alabileceği yönünde uyardı.
Kuruluş, yaptığı açıklamada, Beyaz Saray ile ABD Kongresi’nin federal hükümetin borçlanma
tavanını yükseltmek konusunda temmuz ayı ortasına kadar bir ilerleme kaydedememesi halinde
ülkenin "Aaa" olan kredi notunun gözden geçirileceğini vurguladı. Kuruluş, bunun, ABD Hazine
kağıtlarında risk olmadığı yönündeki inancın yerini, bir miktar risk olduğu inancına bırakmasına yol
açacağını ifade etti.
Moody’s, Kongre’nin 2 Ağustos’a kadar daha fazla borçlanma yetkisi vermemesi durumunda ise
ülkenin temerrüte düşmesi riskinin artacağına dikkati çekerek, bu durumun borçlanma maliyetinin
artmasına ve ekonomik toparlanmanın yavaşlamasına neden olabileceğine işaret etti.
Kuruluş, borçlanma tavanının yükseltilmesi ve olası bir iflas riskinin bertaraf edilmesi durumunda da
"Aaa" olan kredi notunun korunacağını belirtti.
ABD Hazine Bakanlığı, Kongre’den ocak ayından bu yana Federal hükümetin borçlanma tavanını
yükseltmesini talep ediyor ancak Cumhuriyetçiler, vergi artışı olmaksızın harcamaların kesilmesi
konusunda ısrarlı davranıyor.
Bakanlık, mayıs ayı başından bu yana borçlanmayı artırmadan tahvil ihalesine devam edilebilecek
olağanüstü tedbirler alma yoluna gidiyor.
Beyaz Saray, Kongre’nin 2 Ağustos tarihine kadar borçlanma tavanını artırmaması durumunda bunun,
ABD’yi bir felaketle karşı karşıya bırakabileceğini öne sürerken, ABD Başkanı Barack Obama
Kongre’ye koşulsuz olarak borçlanma tavanını artırması çağrısı yapıyor.
Bütçe açığı 1,5 trilyon dolara yaklaşan ABD hükümetinin borçlanma tavanı ise 14,3 trilyon dolar
düzeyinde bulunuyor.
Diğer bir uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) da nisan ayında
ABD’nin yüksek borcu nedeniyle, uzun vadeli kredi notu için benzer bir uyarı yaparak, not görünümü
"durağan"dan "negatif"e çevirmişti.
IMF’nin 4 - 5 raporunun açıklanmasına izin vermedik
2011 yılı içinde Türk ekonomisi hakkında 4 - 5 IMF raporunun yayımlanmasına izin
vermediklerini söyleyen Babacan, “Türkiye’ye yeni gelen 3 kişinin hazırladığı bir rapordan söz
ediyoruz. İçinde subjektif analizler olan bir rapor” dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye için hazırladığı 4 - 5 ayrıntılı
değerlendirme raporunun yayınlanmasına izin vermediklerini söyledi.
Babacan, önceki akşam Cemile Sultan Korusu’nda gazetecilerle bir araya geldi. CHP Genel Başkan
Yardımcısı Faik Öztrak’ın gündeme getirdiği, “Hükümet IMF’nin Türkiye değerlendirme raporunu
yayımlamasını engelledi” iddiasının sorulması üzerine Babacan şu yanıtı verdi:
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
10
“IMF raporlarının yayımlanması iznimize tabi. 2011’den bu yana yayınlatmadığımız raporlar var.
Bunların sayısı 4 - 5’i buluyor. Burada bir irade kullanıyoruz. Ortağı olduğumuz bir kuruluşun raporu.
IMF adına Türkiye’ye yeni gelen 3 kişinin hazırladığı bir rapordan söz ediyoruz. İçinde bazı kutularda
subjektif analizler olan bir rapor. Onlar hazırladı, biz itiraz ettik. Şu an rapor bekliyor.”
Kelle koltukta işler...
Babacan istikrar adına zor tedbirleri almaktan kaçınmayacaklarını belirterek, banka kredilerinde yüzde
25 sınırı konusunda da “oldukça hassas” olduklarını dile getirdi. Babacan, enerji başta olmak üzere
bazı sektörlerin bu kriterden uzak tutulması yönündeki Bankalar Birliği’nin isteğiyle ilgili olarak da,
“Ayrıştırırız ama yüzde 25’i geçmez” dediklerini ifade etti. Şu an yüzde 25 sınırı konusunda risk
görmediklerini anlatan Babacan, “Baktık risk var, Merkez Bankası devreye girer” dedi. Yıl sonuna dek
bu sınırın aşılmasını beklemedeğini ifade eden Babacan, şunları söyledi:
“O noktaya kimse getirmek istemez. Bankacılık mesleği itibar demek. Kimse itibarından ödün vermek
istemez. Devletle kavgalı görüntüsü vermek istemez. Patron, hissedar, yabancı ortaklar hesap sorar.
Bu sınırın aşılması... Kime karşı, ne yapmaya çalışıyorlar. Birileri kelle koltukta işler yapmak
istiyorsa, kendileri bilir.”
Büyüme yüzde 9-10’u bulur
Cari açık konusunda, “Çok kaygı verici bir noktada değiliz” diye konuşan Babacan, alınan tedbirlerle
birlikte finansmanda iyileşme olduğunu, kredilerin sektör ortalamasında yüzde 25’lik hedefi tutturacak
gibi göründüğünü, uluslararası kuruluşların yüzde 6 civarındaki büyüme tahmini gerçekleşirse, kendi
büyüme öngörüleri olan 4.5 puanın üzerine çıkacağını, bu durumda da yüzde 8’e yakın bir cari açığın
göründüğünü kaydetti. Babacan ayrıca ilk çeyrekte yüzde 9-10 büyüme beklediklerini anlattı.
Yeni bakanlıkları Babacan, Atalay ve Çiçek dizayn etti
“Bakanlıklarda epey değişiklikler var” diyen Babacan, kendisiyle birlikte diğer iki bakan Beşir Atalay
ve Cemil Çiçek’in yeni bakanlıkların oluşturulması için çalıştıklarını, seçim öncesinde Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın 3-4 saatini buna ayırmasını beklediklerini, bu durumda ilgili bakanlıkların
isimlerini seçim öncesi açıklamayı planladıklarını ifade etti.
Bu çalışmayı yaparken Avrupa ve Asya’da pek çok ülke örneklerine baktıklarını kaydeden Babacan,
bakanlıkların sadeleştirilmesi adına bir çalışma yapıldığını, devlet bakanlıklarının kalkacağını, bu
konunun Başbakan’a götürülmediğinden henüz taslak aşamasında olduğunu anlattı.
58.3 milyar TL affa girdi, son dakikada başvuran da oldu
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasında ilk başvuruyu
Şanlıurfa’dan, son başvuruyu da 31 Mayıs gecesi saat 23.58’de, bitime 2 dakika kala İstanbul
Ümraniye’den, İzmirli bir mükelleften aldıklarını bildirdi.
Şimşek, Batman’da yeniden yapılandırma sonuçlarını açıkladı. Kampanyanın oldukça başarılı
geçtiğini belirteren Şimşek şunları söyledi:
“Başvurunun bittiği 31 Mayıs gecesi saat 23.58’de İzmirli bir mükellef İstanbul-Ümraniye’den
başvurusunu yaptı. Böylece 2 dakika kala aftan yararlandı. İlk başvuruyu da Şanlıurfa’dan bir
mükellefimiz yapmıştı. Mektup, telefon ve e-posta ile mükelleflere ulaştık. 250’den fazla konferans ve
seminerle bu önemli yasayı vatandaşlarımıza anlattık. 50 binden fazla afiş ve broşür dağıttık.
Almanya’dan bile başvuru aldık” dedi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
11
5 milyon kişiyi kapsıyor
Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması kapsamında 6 milyon 32 bin 972 adet dosyanın işleme
konulduğunu, bu kapsamdaki alacak tutarının da 36.55 milyar lira olduğunu belirten Şimşek, Sosyal
Güvenlik Kurumu ile birlikte yapılandırılan toplam tutarın 58.3 milyar lira olduğunu açıkladı. Şimşek,
şunları söyledi: “Yasaya 5 milyon 111 bin 334 kişi başvurdu. 6 milyon 32 bin 971 dosya ve 36 milyar
551 milyon 886 bin 881 TL alacak yapılandırıldı. 1 Haziran 2011 itibariyle 2 milyar 316 milyon 986
bin 208 TL tahsilat yapıldı.”
Yunanistan adalarda ve sınırda yabancıya gayrimenkul satacak
İflasın eşiğindeki Yunanistan, daha önce AB vatandaşı olmayan yabancılara gayrimenkul
satışını yasakladığı sınır bölgelerinde bu engeli kaldırdı. Artık Türkler Yunan adalarından veya
Selanik’ten gayrimenkul alabilecek.
İflastan kurtulmak için acilen gayrimenkul satmaya mecbur kalan Yunanistan, sınır bölgelerinde
yabancıların gayrimenkul almasının önündeki engelleri kaldırdı. Dün parlamentoda oylanan yasa
değişikliğiyle Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşı olmayan ve ülkenin “sınır bölgelerinde”
gayrimenkul satın almak isteyenlerin Yunan Savunma Bakanlığı’ndan izin alma zorunluluğu
kaldırıldı.
Bundan böyle uygulanacak yeni prosedüre göre sınır bölgesinde satılacak gayrimenkuller için onayı,
oluşturulacak yerel heyetler verecek. Yunanistan’ın gayrimenkul alım-satımı ile ilgili yasaları,
Türkiye’nin Ege kıyıları karşısındaki tüm adaları “sınır bölgesi” olarak tanımlıyor. Onikiadalar zinciri,
Midilli, Sakız, Sisam bu kapsama giriyor. Girit adası da yasalara göre “sınır bölgesi” kapsamında.
Ege’nin ortasındaki birkaç ada ve adacık da “sınır bölgesi” olarak tanımlanıyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve AB denetiminde Yunanistan’a verilmesi planlanan yeni 60 milyar
euro ek kredi karşılığı Atina’nın süratle gayrimenkul satması ve KİT özelleştirmelerini tamamlaması
şart koşuluyor.
Selanik de serbest
Gelişme Yunan medyasında “Müessesemiz açıldı, müşterileri bekliyoruz” yorumlarıyla yer aldı.
Medya, yeni uygulama ile Savunma Bakanı’nın AB ülke vatandaşı olmayan ve gayrimenkul satın
almak isteyen yabancılara “mesaj gönderdiğini” belirtti. Dün yabancılara gayrimenkul satışları ile
ilgili 2 yeni uygulama daha oyladı. Buna göre, Selanik ve Halkidiki illeri bundan böyle “sınır bölgesi”
sayılmayacak. Sahildeki gayrimenkuller için Deniz Kuvvetleri’nden izin alma zorunluluğu
kaldırılacak, artık onayı Genelkurmay Başkanlığı verecek ancak, 1 ay içinde yanıt gelmezse,
Genelkurmay onay vermiş sayılacak.
Limanlar da satılık
Bu arada, 2015 yılına kadar Yunan devletinin gayrimenkul ve “milli servet oluşturan işletmelerin”
satışından 50 milyar euro gelir sağlaması IMF-AB ile Atina’nın son saatlerde yürüttüğü kritik
müzakerelerde karara bağlanırken, bu çerçevede havaalanları ve limanlar da satışa çıkarılıyor.
Atina’da yapılan açıklamalara göre 2011 yılı içinde Atina Havaalanı’nın yüzde 21 hissesi satılacak.
Çeşitli şehirlerdeki onlarca havaalanının işletmesi de özel sektöre devredilecek.
Aynı plan, ülkenin en büyük limanları olan Pire, Selanik ve Patras’ın çoğunluk hisselerinin de satışını
öngörüyor. Acil özelleştirmelerde ilk satışın gelecek aylarda Yunan Spor-Toto’su (Pro-Po) ile
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
12
başlaması bekleniyor. Yunan PTT’sinin T’si telekomünikasyon şirketi OTE’nin devletin elinde
bulunan yüzde 16’lık azınlık hisseleri de öncelikli özelleştirmeler arasında.
Çinliler Türkiye’de banka satın alabilir
Türkiye’de temsilcilik ofisi açmak için izin alan Çinli Bank of China, fırsatlar uygun olursa
banka almayı da düşündüğünü açıkladı.
Çin’in en büyük bankalarından Bank of China, Türkiye’de temsilcilik açmak için lisansı aldı. Fırsatlar
uygun olursa banka satın almayı da değerlendiriyor.
Türk Çin Sanayici İşadamları Derneği’nin (TÜÇSİAD) Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği
ile birlikte düzenlediği “Birinci Türk-Çin İş Forumu”nda Devlet Bakanı Ali Babacan, Bank of
China’ya Türkiye ofisi lisansının verildiğini açıkladı.
Babacan, “Bank of China’nın Türkiye ofisinin lisansı verilmiş, Türkiye sorumlusu görevine başlamış
durumda. Yakın zamanda bu ofisin faaliyete geçeceğini memnuniyetle öğrenmiş bulunmaktayız.
Çin’de de bir Türk bankasının en kısa zamanda faaliyete geçmesi için bizim de çabalarımız var” diye
konuştu.
Babacan’ın açıklamasının ardından Bank of China temsilcisi Zhang Lianli de uygun şartlar oluşması
durumunda Türkiye’de satın alma yapmayı düşünebileceklerini söyledi.
TÜÇSİAD Başkanı Murat Sungurlu da Türkiye’deki Çin bankalarının ve Çin’deki Türk bankalarının
sayısının artması gerektiğini söyledi. Sungurlu, etkinliğin hedefini İpek Yolu’nu yeni bir anlayışla
canlandırmak, Çin ile Türkiye arasında işbirliği köprüsü oluşturmak olarak açıkladı.
20 milyar dolar ticaret
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2000’de 1 milyar dolar iken, 2010’da 20 milyar dolara
yükseldiğini kaydeden Sungurlu, 2015’deki hedefi 50 milyar dolar olarak açıkladı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng da iki ülke ticari ilişkilerinin çok geliştiğini belirterek,
“Türkiye Çin’den daha çok yatırım çekmek için önemli fırsat yakaladı” dedi.
‘Seçim sonrası vergide artırım beklenebilir’
Merkez’in para politikasına “patenti alınmamış ilaç” diyen HSBC Stratejisti Fatih Keresteci,
seçim sonrası dönemde kredi talebini azaltmak için vergi artırımı yapılabileceği görüşünde
HSBC Stratejisti Fatih Keresteci, ekonomide iç talepteki artışın dizginlenmesi için seçim sonrasında
vergi artırımlarının beklenebileceğini söyledi. HSBC’nin ilk kez Türkiye’deki işletmelerin de
katılımıyla gerçekleştirdiğ “Dış Ticaret Güven Endeksi”nin sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda
gazetecilerin sorularını yanıtlayan Keresteci, bugüne kadar Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık
oranlarını artırarak kredi hacmi büyümesinde arz tarafını kısmaya yönelik adımlar attığını, gelecek
dönemde ise kredi talebini aşağı çekmeye yönelik önlemler beklenebileceğini belirtti.
Merkez Bankası’nın bir yandan politika faizini indirirken bir yandan zorunlu karşılıkları artırmasının
henüz patenti alınmamış yeni bir ilaç olduğunu aktaran Keresteci, “Şu an görüyoruz ki bu ilacın dozu
biraz azmış, bunu belki ikiye çıkarmak veya başka ilaçlar kullanmak lazım. O da seçimlerden sonra
mali politika konusunda olur veya BDDK üzerinden olacak” diye konuştu.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
13
Gelişmiş ülkelerde de bağımsız kurumların bazı adımları atmak için seçim döneminin geçmesini
beklediğini hatırlatan Keresteci, “Hiçbir demokratik ülkede bağımsız otoriteler siyasi sistemi
etkileyebilecek adım atmak istemezler. O yüzden seçim sonrasında muhakkak maliye politikalarının
devreye girip bir şekilde bu açığı kapatmaya çalışacaklardır” diye konuştu.
Keresteci, bundan sonra atılacak adımların niteliğinin ise krediye olan talebi kısmaya yönelik
olabileceği görüşünde. Keresteci, örnek olarak Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Motorlu Taşıtlar Vergisi
(MTV) ve akaryakıttan alınan vergiyi gösterdi.
Dış ticarette Avrupa’nın en iyimseri Türkiye çıktı
HSBC’nin “Dış Ticaret Güven Endeksi”ne bu yıl ilk kez Türkiye de dahil oldu. Asya, Ortadoğu,
Avrupa, Kuzey ve Latin Amerika’da 6.390 işletmenin gelecek 6 ayda dış ticaret beklentilerini tespit
eden endekste, Türkiye 122 değerini alarak 116 puanlık dünya ortalamasının üzerine çıktı, Avrupa’nın
da dış ticaret konusunda en iyimser ülkesi oldu. Avrupa’da Türkiye’yi 109 puanla Polonya izledi.
Araştırmaya göre, Türkiye’deki işletmelerin dış ticaretinin hali hazırda yüzde 50’sini Ortadoğu, yüzde
44’ünü Doğu ve Orta Avrupa oluşturuyor.
National Geographic mağazaları geliyor
Daha çok dergi ve televizyon kanalıyla tanınan National Geographic, Türkiye pazarına şimdi de
mağazayla girmeye hazırlanıyor. Zorlu Center’da açılacağı ifade edilen mağaza tıpkı yayınları
gibi tüketici için bir keşif alanı
Geçtiğimiz günlerde dünyanın en saygın gazetelerinden biri olarak kabul edilen Financial Times, ‘en
yaşanılır şehirler’ isimli bir liste oluşturmuştu. Ve İstanbul o listede Londra, New York, Paris ve Roma
gibi kentleri geride bırakarak birinci sıraya yerleşti. Dünyanın İstanbul’a yönelik giderek artan bu
ilgisini, pek çok alanda görmek mümkün. Tıpkı dünyaca ünlü markaların birbirleriyle yarışırcasına
kentin niş caddelerinde ve alışveriş merkezi projelerinde mağaza açmaya başlamaları gibi...
Markaların İstanbul’a yatırım trendinin en son örneklerinden biri de National Geographic Store oldu.
Dünyanın prestijli markalarından biri olarak kabul edilen bu ismin mağaza açacağı söylenen yer ise
yapımına Zincirlikuyu’da devam edilen Zorlu Center.
National Geographic, daha çok uluslararası dergisi ve televizyon kanalıyla biliniyor. 33 coğrafya
tutkunu arkadaşın bir araya gelerek 13 Ocak 1888’de temelini Washington’da attığı National
Geographic Cemiyeti’nin bugün çeşitli dillerde yayınladığı dergisinin ve kanalının gördüğü ilgi, bu
ismin farklı alanlarda markalaşmasına neden olmuş.
İspanyol mutfağı
İşte National Geographic Store bunlardan birisi. İspanyol Worldwide Retail Store adlı holdingin
bünyesindeki bu mağaza zinciri tıpkı dergisi ve kanalı gibi bir keşif alanı. İçinde dergi okunduğunda
sahip olmak için özenilen ürünlerin pek çoğunu bulmak mümkün. Macera-doğa-keşif materyalleri,
kitaplar, DVD’ler, dergiler, kitaplar, çocuk bölümü ve daha pek çok şey...
Worldwide Retail Store, bu keşif dolu maceraya bir de İspanya’dan tat katmış. Mağazaların içine ülke
mutfağından esinlenilerek hazırlanmış mönüye sahip bir kafe kurmayı ihmal etmemiş.
Dergisi kadar yaygın olmayı hedefleyen National Geographic Store’un dünyada bulunduğu noktalar
Londra, Madrid, Malaga, Kuala Lumpur ve Singapur’dan oluşuyor. Andorra ve Palma De Mallorca’da
mağaza açmaya hazırlanan firma, şimdilerde İstanbul’daki Zorlu Center için görüşmeler yapıyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
14
Singapur’daki mağazada iklimlendirme var
Henüz İstanbul’daki mağazanın nasıl tasarlanacağı hakkında net bir bilgi yok. Ancak, Singapur’da yer
alan National Geographic Store, bunun için ön bir fikir veriyor. Mağaza ve sergi alanlarından oluşan
National Geographic Store’da ürün özelliklerinin denenebilmesi için deneyim odaları olarak
nitelendirilebilecek bölümler var. Bunlardan birisi de iklim kontrol odası.
Finansbank 40 bin kişiyle birebir görüşecek
Finansbank, “Bizce Mümkün” sloganı ile yeni bankacılık yaklaşımını başlattığını açıkladı.
Finansbank’tan yapılan açıklamada, bu kapsamda müşterilerin hayatını kolaylaştırmak için 2011
yılında 60’dan fazla yeni ürün veya hizmet geliştirilmesinin planlandığı belirtildi. Açıklamada, bunun
için yıl boyunca 40 binden fazla mevcut ya da potansiyel müşterilerle ile birebir görüşme yapılarak,
çeşitli alanlarda henüz karşılanmamış ihtiyaçların belirleneceği kaydedildi.
Goldman Sachs’a soruşturma sürprizi
Varlıkları bakımından ABD’nin beşinci büyük bankası Goldman Sachs hakkında küresel finans
krizi öncesi faaliyetlerine ilişkin New York’un en yetkili ismi Manhattan Bölge Savcısı Cyrus
Vance, bilgi istedi.
Vance’in bu bilgileri ABD Senatosu’nda Goldman ve diğer bankaların Lehman Brothers, AIG,
Freddie Mac, Fannie Mae gibi finans devlerini iflas noktasına getiren mortgage krizinde oynadıkları
rolle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında talep ettiği öğrenildi.
Hisseler düştü
Financial Times gazetesinin haberine göre bir Goldman Sachs sözcüsü konuyla ilgili, “Bu tür bilgi
talepleri sürecin doğal bir parçası, biz de tam anlamıyla işbirliği yapıyoruz” dedi. Soruşturmada
Goldman’ın mortgage krizi öncesi müşterilerini değer kaybedeceği bilinen kağıtlara yatırım yapmaya
yönlendirip yönlendirmediği araştırılıyor.
Haberin ardından bankacılık hisseleri değer kaybetti. Goldman’ın hisseleri yüzde 2.3 düşüş yaşadı ve
133.04 dolara geriledi. JP Morgan Chase hisseleri yüzde 1.7, Morgan Stanley hisseleri ise yüzde 0.5
geriledi.
Rusya, AB’den sebze ithalatını yasakladı
Rusya, Almanya’da ortaya çıkan ve 17 kişinin ölümüne neden olan EHEC hastalığı yüzünden
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden sebze ithalatını yasakladı.
Rusya Tüketici Koruma Kurumu Başkanı Gennadi Onişenko, yasakla ilgili talimatın Rus gümrük
yetkililerine gönderildiğini ve raflarda bulunan AB menşeli sebzelerin de kaldırılacağını söyledi. AB
ülkelerinden Rusya’ya yılda 594 milyon euro’luk sebze ihracatı yapılıyor. AB, Rusya’nın,
Avrupa’daki ölümcül E.coli salgınını önlemek amacıyla AB’den sebze ithalatı yasağını “orantısız”
buldu. Avrupa Komisyonu yasağa daha fazla açıklık kazandırması için Rusya’dan bilgi isteyecek.
‘Türk ihracatçısına yarar’
Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, Rusya’nın EHEC salgını
nedeniyle AB ülkelerinden sebze ithalatının yasaklanmasını Türkiye’ye yarayacağını söyledi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
15
Türkiye’nin Rusya’ya sebze ihracatının arttığını ifade eden Satıcı, “Türkiye için bir olumsuzluk yok.
Rusya, AB ülkelerinden meyve ithalatını yasaklarsa, bu Türkiye açısından olumlu olur. Meyve
ihracatımızı artırır” dedi.
Görülmemiş bakteri türü
Dünya Sağlık Örgütü, E.coli salgınının nedeninin daha önce görülmemiş yeni bir bakteri türü
olduğunu bildirdi. İlk analizler Avrupa’da salgına neden olan E.Coli bakterisinin saldırgan ve
antibiyotiklere dayanıklı olduğunu gösteriyor.
Para arzı 3.7 milyar TL azaldı
En geniş tanımlı para arzı M3, 13-20 Mayıs tarihleri arasında 3 milyar 708 milyon TL azalarak 657
milyar 280.6 milyon TL’ye geriledi.
Merkez Bankası’nın verilerine göre, para arzını oluşturan büyüklüklerden dolaşımdaki para 13-20
Mayıs haftasında 705.1 milyon TL’lik artışla 48 milyar 927.5 milyon TL’ye çıkarken, vadesiz TL
mevduat ise 459 milyon TL artarak 58 milyar 123.3 milyon TL’ye yükseldi. Vadesiz döviz mevduat
55.5 milyon TL artarak 28 milyar 557.2 milyon TL düzeyine yükseldi. Vadeli Türk parası mevduatın 1
milyar 942.5 milyon TL azalarak 353 milyar 433.9 milyon TL düzeyine gerilediği söz konusu
dönemde, vadeli yabancı para mevduatı ise 1 milyar 761.6 milyon TL azalışla 134 milyar 861.3
milyon TL düzeyine geriledi. Anılan bir haftalık dönemde repo hacmi 1 milyar 561.5 milyon TL
azalarak 4 milyar 153.3 milyon TL düzeyine inerken, para piyasası fonlarındaki para 104 milyon TL
artışla 23 milyar 969.5 milyon TL düzeyine yükseldi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
16
GÜNGÖR URAS…Yunanistan neden kötü durumda? Türkiye
neden iyi durumda?
Yunanistan’ın durumu giderek kötüleşiyor. Bırakınız borçlarını ödemeyi, memurlarının maaşını bile
ödeyemeyecek.
AB’nin tam üyesi, AB’nin “baba ülkeleri”nin sevgili çocuğu Yunanistan’ın durumu bu kadar kötü
iken,Türkiye neden iyi durumda? Önce bunu anlatayım. Sonra Yunanistan neden kötü durumda ona
sıra gelsin.
* Dışarıdan bakanlar ülkenin önce bütçe açığına, sonra da borç stoğuna bakıyor. Bütçe açığı
büyüdükçe devletin borcu artıyor. Borç büyüdükçe bütçeden borç faizini ve ana parasını ödemek için
ayrılacak pay büyüyor.
* Her ülkenin belli büyüklükleri milli gelirine oranlanarak, bu göstergeler değerlendiriliyor.
Türkiye’nin bütçe açığı milli gelirinin yüzde 4’ü, toplam kamu borcu milli gelirinin yüzde 42’si
büyüklüğünde.
* Kriz öncesi, AB ülkeleri için bütçe açığı sınırı milli gelirin yüzde 6’sı, borçlanma sınırı yüzde 60’ı
oranında idi. Şimdi en “baba ülkelerinki” bile bu sınırların çok çok üstüne çıktı. Kötüleşti. İşte bunun
için Türkiye’nin durumu iyi.
* Yunanistan’ın bütçe açığı milli gelirinin yüzde 10.5’i, kamu borcu milli gelirin yüzde 143’ü
oranında.
* Borç büyüdükçe, bütçeden her yıl ödenecek faiz miktarı da büyüyor. Bütçe gelirlerinin büyük kısmı
faize gidiyor. O zaman da ülke memur maaşı bile ödeyemez duruma geliyor. Ülke faiz öder ise memur
maaşı ödeyemeyecek, memur maaşı öder ise faiz ödeyemeyecek.
* Ülkenin bütçesi açık verdikçe (borç faizi ve memur maaşı ödeyemez hale gelince) yeni borç bulması
gerekiyor. Halbuki faiz ve memur maaşı ödeyemez hale gelen ülkeye kimse borç vermiyor.
Türkiye iyi durumda
Türkiye neden iyi durumda?
* Türkiye’de bütçe açığı küçük. Hazmedilebilir boyutta. En önemlisi şu: Türkiye bütçe açığını içeride
Türk Lirası ile borçlanarak kapatma imkânına sahip.
* Allah göstermesin, Türkiye de Yunanistan’ın durumuna düşse, faiz ödemesinden memur maaşına
para kalmasa, Türkiye’de Merkez Bankası Türk Lirası parayı basar, memur maaşı ödenir.
* Halbuki Yunanistan Euro kullanıyor. Drahmi diye bir para birimi kalmadı. Yunanistan’ın sıkışınca
Euro basarak memur maaşı ödemesine imkân yok.
* Yunanistan borçlanacak ise mutlaka Euro ile borçlanacak. Kendi parası (drahmi) yok ki içeride bono
satarak borçlanabilsin.
Bu açıklamalardan sonra, Türkiye’nin neden iyi durumda olduğunu rakamlarla anlatayım:
* Ülkenin gelir gider hesabı bütçe rakamlarından izlenir. Bütçenin bir genel dengesi bir de nakit
dengesi vardır. Bir dönem sonra genel denge ile nakit dengesi birbiri ile aynı hale gelir ama, dinamik
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
17
olan nakit dengesidir. Bütçeye belli bir süre içinde ne kadar para girmiş, ne kadar çıkmış, açık var ise
nereden karşılanmış? Bunlar nakit dengesinden izlenir.
* 2010 yılı ocak-aralık döneminde bütçeye 240 milyar TL gelir girdi. Buna karşı 282 milyar TL
ödeme yapıldı. Sonuçta 34.9 milyar TL bir nakit açığı ortaya çıktı.
Borcu çevirmekte zorlanmıyoruz
* Burada çok çok önemli bir nokta var: Faiz dışı giderler 234 milyar TL. Buna karşı gelirler 240
milyar TL. Açık anlatımıyla bütçe gelirleri, normal harcamaları (memur maaşlarını) karşıladıktan
sonra faiz ödemek için fazlalık veriyor. (İşte buna faiz dışı fazla deniliyor.) Buna bakanlar “Türkiye bu
borç yükünü kolaylıkla çevirir, borcunu aksatmadan öder” diyorlar.
* Gelelim gider ile gelir arasındaki 34.9 milyar TL açığı kapatmak için Hazine’nin nerelerden para
bulduğuna. Dikkati çeken şu: Biz bütçe açığını kapatmak için dışarıdan borçlanmaya mecbur
değiliz.Dış borç kapısını kapatmamak için dış borçlanmayı sürdürüyoruz ama 2010 yılında dışarıdan
döviz olarak alınan kredilerin TL karşılığı sadece 4.1 milyar TL.
* Esas olan 22.7 milyar TL’lik net iç borçlanma. Burada da TL ile borçlanmanın fazileti ortaya
çıkıyor. Hazine’nin nasıl top döndürdüğü görülüyor. Hazine yıl içinde 136 milyar TL iç borç ödemesi
yaptı. Buna karşı 159 milyar TL içeriden borçlandı. (İşte Yunanistan’ın bunu yapması imkânsız.
Türkiye de Euro’ya geçse idi, biz de yapamazdık.)
* Sağdaki soldaki birikimler değerlendirilerek de borç bulunan paraya eklendi ve nakit dengesi
tutturuldu.
* 2011 yılının ilk 3 ayında nakit dengesi 13.8 milyar TL oldu ama gene faiz dışı fazlamız var. Hazine
nakit açığını kapatmak için 2.1 milyar TL net dış borçlanma, 6.9 milyar TL net iç borçlanma yaptı.
İhtiyaçtan fazla para toplanınca 2.3 milyar TL nakit gelecekte kullanılmak üzere bir kenara konuldu.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
18
SABAH GAZETESİ
Enflasyon rakamları açıklandı
Türkiye İstatistik Kurumu aylık enflasyon oranlarını açıkladı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre; mayıs ayında TÜFE yüzde 2.42, ÜFE ise
yüzde 0.15 olarak gerçekleşti.
Yıllık TÜFE ise yüzde 7.17 olurken, yıllık ÜFE yüzde 9.63 oldu.
Bu yıl beş ayda, TÜFE'de yüzde 4,93, ÜFE'de yüzde 6,20 oranında artış gerçekleşti.
Mayıs ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 6,64, üretici
fiyatlarında yüzde 9,21 düzeyinde oldu.
Enflasyon beklentilerin üzerinde çıktı
Mayıs ayı enflasyonu beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık
bazda yüzde 2,42, yıllık bazda ise yüzde 7,17 oldu.
Üretici Fiyatları Endeksi de (ÜFE) Mayıs ayında aylık bazda yüzde 0,15, yıllık bazda yüzde 9,63
olarak hesaplandı.
Merkez Bankası Beklenti Anketine göre, Mayıs ayı tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) beklentisi yüzde
0,69,düzeyindeydi. Piyasa beklentisi ise yüzde 1 dolayındaydı. Piyasanın yıllık bazda enflasyon
beklentisi ise yüzde 5,7 civarında belirlenmişti.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu önceki gün yayımlanan son toplantı özetinde, islenmemiş gıda
fiyatlarındaki baz etkisiyle enflasyonun Mayıs ayında, yıl sonu hedefi olan yüzde 5,5'in üzerine
çıkabileceğini ve yıl genelinde Enflasyon Raporu'nda öngörülen seviyelerde dalgalı bir seyir
izleyeceği değerlendirmesine yer verilmişti.
TÜFE
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mayıs ayında 2003 Temel Yıllı TÜFE'de bir önceki
aya göre yüzde 2,42, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,17 artış meydana geldi. 12 aylık
ortalamalara göre yüzde 6,64 artış gerçekleşti. Yılın ilk 5 ayında da TÜFE, yüzde 4,93 oldu.
TÜFE'de ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış yüzde 11,68 ile giyim ve
ayakkabı grubunda görüldü.
Mayıs ayında endekste yer alan gruplardan gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 4,71, çeşitli mal ve
hizmetlerde yüzde 1,47, eğitimde yüzde 1,14, eğlence ve kültürde yüzde 0,99, lokanta ve otellerde
yüzde 0,81, ulaştırmada yüzde 0,63, konutta yüzde 0,54, ev eşyasında yüzde 0,26, sağlıkta yüzde 0,11
artış gözlendi. Alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0,01, haberleşmede de yüzde 0,47 düşüş gerçekleşti.
Yıllık bazda ise TÜFE'de en yüksek artış yüzde 12,61 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda
meydana geldi.
Ulaştırma (yüzde 8,69), çeşitli mal ve hizmetler (yüzde 7,68), ev eşyası (yüzde 7,40), lokanta ve
oteller (yüzde 7,20) artışın yüksek olduğu diğer harcama gruplarını oluşturdu.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
19
2011 yılı Mayıs ayında endekste kapsanan 445 maddeden 96 maddenin ortalama fiyatlarında değişim
olmadı, 256 maddenin ortalama fiyatları arttı, 93 maddenin ortalama fiyatları ise düştü.
ÜFE
Üretici Fiyatları Endeksi ise 2011 yılı Mayıs ayında aylık bazda yüzde 0,15, yıllık bazda yüzde 9,63
ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 9,21 artış gösterdi. 5 aylık döneme ilişkin ÜFE de yüzde 6,20
oldu.
Aylık değişime bakıldığında, tarım sektöründe yüzde 1,93 gerileme, sanayi sektöründe yüzde 0,61
artış gerçekleşti.
Tarım sektörü endeksi, yıllık yüzde 8,73, 12 aylık ortalamalara göre yüzde 14,93 arttı. 5 aylık
dönemde de yüzde 7,37 artış görüldü.
Sanayi sektörü endeksinde ise 2010 Mayıs ayına göre yüzde 9,84 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde
7,97 artış gerçekleşti. Sektörde 5 aylık ÜFE artışı yüzde 5,95 oldu.
Sanayinin üç sektöründen, imalat sanayi sektöründe yüzde 1,16, madencilik ve taşocakçılığı
sektöründe yüzde 0,84 artış, elektrik, gaz ve su sektöründe ise yüzde 4,47 düşüş görüldü.
Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörlerin başında, yüzde 4,44 ile ana
metal sanayi geldi. Onu sırasıyla giyim eşyası imalatı (yüzde 3,96), ham petrol ve doğalgaz çıkarımı
(yüzde 2,80), deri ürünleri imalatı (yüzde 2,54), plastik ve kauçuk ürünleri imalatı (yüzde 2,39) izledi.
Endeksin en fazla gerilediği alt sektör elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı (yüzde 5,05) oldu. Tekstil
ürünleri imalatı (yüzde 0,73), iletişim teçhizatı imalatı (yüzde 0,51), büro makineleri imalatı (yüzde
0,36) da bir ay önceye göre endekslerin en fazla gerilediği alt sektörleri oluşturdu.
2011 yılı Mayıs ayında endekste kapsanan 785 maddeden, 170 maddenin ortalama fiyatlarında
değişim olmadı, 428 maddenin ortalama fiyatları arttı, 187 maddenin ortalama fiyatları ise düştü.
ÖZEL KAPSAMLI TÜFE GÖSTERGELERİ
Özel kapsamlı tüketici fiyatları endeksi göstergelerine bakıldığında, ''çekirdek enflasyon'' yerine
açıklanan TÜFE göstergeleri, Mayıs'ta aylık bazda mevsimlik ürünler hariç yüzde 0,52, işlenmemiş
gıda ürünleri hariç yüzde 1,36 arttı.
Fiyatlar, enerji hariç yüzde 2,69, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç yüzde 1,46, enerji, alkollü
içkiler ile tütün ürünleri hariç yüzde 2,88, enerji, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve fiyatı yönetilen,
yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler hariç yüzde 3,09 arttı.
Enerji, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve fiyatı yönetilen, yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler
hariç ve işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 1,73, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç, alkollü
içkiler, tütün ürünleri ile altın hariç yüzde 1,55, enerji hariç gıda ve alkolsüz içecekler alkollü içkiler
ile tütün ürünleri ve altın hariç fiyatlarda da yüzde 1,89 artış gerçekleşti.
Özel kapsamlı TÜFE göstergelerine yıllık bazda bakıldığında ise mevsimlik ürünler hariç yüzde 5,45,
işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 5,44, enerji hariç yüzde 6,94, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji
hariç yüzde 4,80 artış gözlendi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
20
Fiyatlar, enerji, alkollü içkiler ve tütün ürünleri hariç yüzde 7,61, enerji, alkollü içkiler ve tütün
ürünleri hariç ve fiyatları yönetilen, yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler hariç yüzde 7,95,
enerji ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç ve fiyatları yönetilen, yönlendirilen diğer ürünler,
dolaylı vergiler hariç ve işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 5,65, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji
hariç ve alkollü içkiler, tütün ürünleriyle altın hariç yüzde 5,14, enerji, gıda ve alkolsüz içecekler,
alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç yüzde 4,72 yükseldi.
Çin ile tarihi ortaklık
400'e yakın firmanın karşılıklı yatırım yaptığı Çin-Türkiye ilişkileri enerjiden madene, inşaattan
gıdaya kadar farklı sektörlerde büyüyor. TÜÇSİAD'ın dün düzenlediği forumda 50 Çinli firma alım ve
ortaklık için çıkarma yaptı
Siyasi alanda işbirliğinin arttığı Çin ile ekonomik ilişkilerde de gelişme yaşanıyor. Dün Türk Çin
Sanayici İşadamları Derneği'nin (TÜÇSİAD) düzenlediği . Türk-Çin İş Forumu'na bir çok sektörden
firma katıldı. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungurlu, etkinliğin hedefini İpek Yolu'nu
yeni bir anlayışla canlandırmak, modern ticaretin dinamik bir hattı haline getirmek, dünyanın en
büyük iki ekonomisinden biri olan Çin ile Türkiye arasında verimli bir işbirliği köprüsü oluşturma
olarak açıkladı.
Tedarik Deposu
Ticaret hacminin 2000 yılında 1 milyar dolar iken, 2010 yılında 20 milyar dolara yükseldiğini
kaydeden Sungurlu, 2015 yılındaki 50 milyar dolarlık hedefe değinerek, ülkelerin performansının bu
hedeflerin ulaşılamaz olmadığını gösterdiğini söyledi. Türkiye'nin, başta tütün olmak üzere şekerli ve
çikolatalı mamuller, bakliyat, salça gibi gıda ürünlerinde Çin için tedarik deposu olabileceğini, bu ülke
ile teknolojik işbirliğine gidilebileceğini dile getiren Sungurlu, iki ülkenin inşaat alanında üçüncü
ülkelerde işbirliği yapabileceğini belirtti. Sungurlu, Türkiye'deki Çin bankalarının ve Çin'deki Türk
bankalarının sayısının artması gerektiğine inandıklarını da bildirdi. Çin'in Ankara Büyükelçisi Gong
Xiaosheng da ortak çabaları sayesinde geçen bir yılda ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da geliştiğini
ifade ederek, hızlı tren konusunda en önemli teknolojiye sahip olduklarını, Türkiye'deki hızlı tren
projesinin her zaman iki ülke arasındaki dostluğun simgesi olacağını söyledi. Gong ayrıca Maraş
Dondurması, Bursa İskender Kebabı'nın artık Çin'de çok meşhur markalar haline geldiğini söyledi.
Çin'in batısını Orta Asya üzerinden modern bir demir yolu hattı ile Türkiye'ye bağlama projesi de
gündemde olan konulardan. 'Demir İpekyolu' olarak da adlandırılan proje kapsamında iki taraf
yetkilileri bir araya geldi.
120 milyon $'lık enerji anlaşması
Forumda Akfel ile güneş enerjisi alanında Çin'in önde gelen firmalarından CEEG arasında 50
megavatlık güneş enerjisi santralı kurulması konusunda bir işbirliği anlaşması imzalandı. Verilen
bilgiye göre, yatırımın Türkiye'deki yenilenebilir enerji mevzuatının tamamlanmasını takiben
yapılması planlanıyor. İşbirliğinin toplam kapasitesinin de 120 milyon dolar olması öngörülüyor.
2012 Türkiye'de Çin, 2013 Çin'de Türkiye yılı
İki ülke işadamlarını heyecanlandıran alanlardan biri de 2012'nin Türkiye'de Çin, 2013'ün Çin'de
Türkiye yılı olması. İki ülke arasında gerçekleştirilecek organizasyonlarla sağlanan yakınlaşmanın
turizm gelirine çevrilmesi amaçlanıyor. Dünya Turizm Örgütü'nün raporuna göre, 2020 yılında 180
milyon turist çekeceği ve 100 milyon turist göndereceği tahmin edilen Çin'den Türkiye'ye ilginin
büyük olacağı öngörülüyor. Tahmini turist beklentisi ise 8 milyon. Yani her 100 Çinli'den birinin
Türkiye'yi seçmesi amaçlanıyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
21
Tokat tütün fabrikası Çin OSB'si oluyor
Özelleştirme sonrası BAT'tan satın alınan Tokat'taki tütün fabrikası Çin ile ortak Organize
Sanayi Bölgesi oluyor. 700 dönümlük arazide 130 dönümlük kapalı alan bulunuyor
Tekel özelleştirmesinden British American Tobacco'ya (BAT) geçen Tokat Tütün Fabrikası Çin ile
Ortak Sanayi Bölgesi oluyor. Fezalar Grup tarafından satın alınan bölgede Çinli ve Türk firmaların
ortak yatırım yapması için kollar sıvandı. 700 dönümlük arazi üzerine kurulacak olan Organize Sanayi
Bölgesi'nin toplam 130 dönümlük kapalı alanı bulunuyor. Türk Çin İşadamları Derneği Başkanı Murat
Sungurlu, iki ülke firmalarının kurulacak olan Sanayi Bölgesi'nde yatırımlara başladığını söyledi.
Savunma sanayii alanında da görüşmeler yapıldığını söyleyen Sungurlu, Türkiye'de 367 Çinli firmanın
faaliyet gösterdiğini belirtti.
Çin’e halal gıda da gidiyor
Fezalar Grup Genel Müdürü Mehmet Soyupak ise küçük traktör üreten bir montaj hattının devreye
girdiğini belirterek hattın üretiminin şimdilik 2 bin adet olduğunu söyledi. Sungurlu bu rakamın 10 yıl
içinde 10 binler düzeyine çıkarılacağını vurguladı. Sungurlu, yapılacak olan yatırımlarla bölgede yeni
istihdam alanları da yaratılacağını belirtti. Foruma katılan Çinli firmalardan birinin hikâyesi ise
oldukça ilginç. Halal China Indusrty Başkanı İbrahim Mu başta Müslümanlar olmak üzere Çin'de helal
gıdaya ihtiyaç duyulduğunu ve alım yaptıklarını belirtti.
Ziraat, Çin'e açılıyor
Bank of China Türkiye Temsilcisi Zihang Lianli bankanın Türkiye'de temsilcilik olarak faaliyete
başladığını, önümüzdeki günlerde bir ofis ile çalışmalara resmen başlayacaklarını kaydetti.
Önümüzdeki süreçte de uygun şartları oluşması halinde bir bankayı satın almayı planladıklarını
söyleyen Li, "Amacımız Türk ve Çinli işadamlarına yatırımlarında finansman desteği sağlamak. Bu
sayede ticari ilişkilerin artacağını düşünüyoruz. Kısmet olursa da bir banka gündemimizde olabilir"
dedi. Türkiye'nin Çin'de karşılık olarak bir devlet bankası açacağı belirtilirken, kulislerde bu bankanın
Ziraat olacağı konuşuluyor.
Ekonomide rütbe aldı
Kayseri, zenginliğini civarındaki illerle işbirliği yaparak büyütecek. Çevresindeki 13 şehir ile
doğrudan etkileşime geçen Kayseri, bölgesel güç olarak global ekonomiye kafa tutmaya
hazırlanıyor
Kayseri ekonomisi son 5 yılda ikiye katladığı sanayi yatırımlarının keyfini çıkarıyor. 5084 Sayılı
Teşvik Yasası ile 150'ye yakın fabrika inşaatının başladığı il, bu tesislerin hizmete girmesiyle çift
motorlu bir büyüme sürecine girdi. Sırada bu zenginliği çevre illerle de paylaşılarak bölgesel güç olma
hedefi var. Mobilya, tekstil, elektrikli ev aletleri ve madencilik sektörlerinin başı çektiği Kayseri,
öncelikle bu alanlar olmak üzere tüm sektörlerde dev işbirliklerine hazır. "Üretimimiz, istihdamımız
ve etkileşimimiz sayesinde çevremizdeki 13 şehir ile işbirliğindeyiz" diyen Kayseri Sanayi Odası
Başkanı Mustafa Boydak, global ekonominin yeni unsurları arasında bölgesel kalkınmanın en ön
sıraya taşındığını ifade ediyor. Bu nedenle gelecek hedeflerinde sadece Kayseri'nin değil çevre
illerinde yer aldığını vurgulayan Boydak, "Ekonomik gücümüzü ve bölgesel avantajımızı iyi
değerlendireceğiz" diyor.
Ciro değil katma değer
Ticari zekası ile ünlenen Kayseri'de ekonomiye bakış açısı da değişiyor. Geçmişte ciro bazlı başarıya
kilitlenen şehir, şimdi rotayı katma değer üretimine ve kârlılığa çevirmiş durumda. Mustafa Boydak,
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
22
bu değişimi şu sözlerle özetliyor: "Kayseri olarak odaklandığımız nokta katma değeri olan üretim
yapabilmek. Şehrin bütün sanayi kollarında bu hedef var. Elektronik, metal ve mobilya öne çıkan
sektörlerimiz. Burada bizim ürettiğimiz bir ürünün aynısı Çin'de de üretilebiliyorsa yaptığımızın hiçbir
anlamı yoktur. Bu nedenle ciroya değil kârlı ve katma değeri yüksek üretime bakıyoruz." Öteden beri
Türkiye'de sıkıntı çekilen üniversite- sanayi işbirliği konusunu Kayseri, kurumsal bir yapıya
kavuşturdu. Bir yanda sanayinin ihtiyacı olan bilgiyi üretmek, diğer yanda ise öğrencilere staj yeri
oluşturmak hedefi seçildi.
Sanayicinin hedefi 5 milyar $'lık ihracat
Türkiye'de müteşebbisin en çok olduğu illerin başında gelen Kayseri, ülke ekonomisi içinde çok
önemli bir yere sahip. KSO kayıtlarına göre şehirde bin 100 adet sanayici bulunuyor. Şehir, bu gücünü
ihracatta da sürdürmeyi hedefliyor. Bu noktada şehrin hedefi katma değere dayalı ürünlerle 5 milyar
dolar ihracat bandını aşmak.
Lojistikte bölge merkezi olacak
Kayseri, bölgesel güç olma yolundaki hedeflerini lojistik yatırımları ile de pekiştiriyor. Son olarak
Arkas Holding'in OSB'de kurduğu 6 bin 500 metrekarelik depo, bölgenin en büyük lojistik yatırımları
arasında yerini aldı. Öte yandan şehre ulaşım kolaylığı da önemli bir avantaj olarak öne çıkıyor.
Kentin kanaat önderleri bu noktada kendilerine İspanya'nın Saragosa kentini örnek alıyor.
Güneş enerjili otomotiv
Üniversite-sanayi işbirliğinin Kayseri'deki en basit örneklerinden biri güneş enerjili otomobil
konusunda yaşanıyor. 30 yıldır güneş enerjisi üzerine çözümler sunan Kayserili Ezinç A.Ş. ile Erciyes
Üniversitesi, Türkiye'nin en hızlı güneş enerjili otomobillerinden birini üretmeyi başardı. Üretilen araç
uluslararası yarışmalarda Türkiye'yi temsil edecek.
OSB'nin yönetimi özel sektörün denetiminde
Altyapısı ile örnek teşkil eden Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'ni diğerlerinden farklı olarak kamu
ağırlıklı değil, tamamen özel sektör yönetiyor. Türkiye'nin en modern alt yapısına sahip Kayseri, son
yatırımlarla Avrupa kenti havasına girmiş durumda.
Telefon pahalı sadece eşimle konuşuyorum
BTK Başkanı Tayfun Acarer, roaming ücretinin yüksekliğinden şikâyet ederek
"Yurtdışındayken sadece bakan ya da eşim aramışsa telefonu açıyorum" dedi.
Uluslararası dolaşım ücretlerinin yüksek olduğunu söyleyen BTK Başkanı Tayfun Acarer esprili bir
şekilde örnek verip ülkeleri işbirliğine çağırarak, "Ben yurtdışındayken roaming (uluslararası dolaşım)
ücreti yüksek olduğu için sayın bakan ve karım ararsa telefonumu açıyorum. Başkası ararsa açmak için
aciliyete göre düşünüyorum" diye konuştu. 6'ncı Karadeniz ve Hazar Düzenleyici Konferansı'nda
konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, esprili bir yaklaşımla roming
ücreti konusundan yakınarak katılan ülke yöneticilerini bu konuda işbirliğine çağırdı. BTK Başkanı
Acarer, aylık 258 dakika ile Türkiye, Avrupa'da en çok konuşan ülke olduğunu ifade ederek 2012'de
akıllı telefon bilgisayara eşit olacağını söyledi. Acarer, siber saldırıların bilişim sektörünün
karşılaşacağı en büyük tehdit olduğu görüşüne de yer verdi. Acarer, "ABD'de Başkanı Obama 'siber
saldırıyı savaş tehdidi sayarız' diyor. Savaş nedeni saymak çok önemli diye düşünüyorum" dedi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
23
BSH'dan yeni yatırım
Bosch ve Siemens'in üreticisi BSH Ev Aletleri'nin Samsun Çağrı Merkezi Bayındırlık İskan Bakanı
Mustafa Demir'in katılımıyla açıldı. BSH Türkiye CEO'su Nobert Klein geçen yıl Türkiye cirolarının
2.4 milyar liraya ulaştığını belirterek, "Bunun 1.4 milyar TL ile yurt içi, 1 milyar TL'sini de ihracat
oluşturuyor. Tüm başarılı sonuçlar sayesinde BSH Türkiye pazar payını yüzde 32'lere çıkardı. Bugün
fırın, buzdolabı, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi üreten 5 fabrikamızda şu anda yaklaşık 3.6
milyon adet üretim yapıyoruz. Yapacağımız yeni yatırımlarla yani 300 milyon euro ile 5.5 milyon
büyük ev aleti, 2 milyon küçük ev aleti üretmeyi hedeflemekteyiz'' dedi.
JCR-Eurasia, Aktif Bank'ın notunu yükseltti
JCR-Eurasia Rating, Aktif Bank'ın uzun vadeli ulusal notunu A-(Trk)'dan A(Trk)'ya yükseltti.
Bankanın görünümünü ise 'Pozitif' olarak teyit etti. JCR-Eurasia Rating'ten yapılan açıklamada,
bankanın değişim ve yeniden yapılandırmanın başladığı 2007 yılı ikinci yarısından itibaren son 4 yıllık
süreçte sektörün üzerinde büyüdüğü ve pazar payını önemli ölçüde artırarak yapısal bir dönüşüm
gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada, "Ürün gamını Türkiye coğrafyasının önemli bir bölümüne
ulaştıran banka, 2010 yılı kârında önemli bir sıçrama sağlamış ve kaynak çeşitliliğini artırmıştır. Yeni
nesil bankacılık konsepti yaratma çabaları altında sektöre farklı hizmetler sunmak üzere başlatılmış
olan değişim ve yeniden yapılandırma sürecinin pozitif sonuçları 2008'den itibaren görülmeye
başlanmış, 2010'da ise finansal sonuçlar üzerinde etkili olmuştur. 2011'in ilk üç ayında alınan sonuçlar
verimliliğe dayalı içsel kaynak yaratma sürecinin devam edeceğini göstermektedir" denildi.
Sektörel farklılıklar yaratıyor
Bankanın hizmet geliri üretimi konusunda sektörden pozitif yönde ayrıştığı belirtilirken, inovatif
perakende bankacılık ürünleriyle de yatırım bankacılığı alanında sektörel farklılık yarattığı vurgulandı.
Bankanın ortaklık yapısı, bilanço bileşimindeki mevcut oran ve seviyeleri, hızlı artış gösteren
kârlılığın kaynak yaratmayı kolaylaştırması, sorunlu kredilerin toplam kredilere oranı açısından
sektörün çok altında kalmış olması dikkate alınarak, uzun vadeli uluslararası yabancı ve yerel para
notu da BB olarak teyit edildi.
En yüksek güven Türkiye'de
21 ülkede 6 bin 390 KOBİ ile görüşülerek hazırlanan HSBC Dış Ticaret Güven Endeksi'ne ilk kez
dahil olan Türkiye, AB'nin en yüksek güvenine sahip pazarı oldu. Araştırmaya göre küresel ticaretin
gelişimine en olumlu bakan ülke de olan Türkiye, 122 dış ticaret güven endeksi puanı ile Almanya,
İngiltere, ABD'yi geride bıraktı. HSBC Kurumsal ve İşletme Bankacılığı'ndan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Virma Sökmen "Türkiye'nin dış ticarette giderek artan önemiyle bu araştırmada olması
önemli" dedi.
Makro'dan İstanbul'a 15 market
Ankara merkezli Makro market, Anadolu'da 11 ildeki 148 mağazadan sonra İstanbul'daki ilk
mağazasını Bağcılar'da açtı. Bu yıl sonuna kadar İstanbul'da 15 mağaza açacaklarını ve 100 kişiyi işe
alacaklarını dile getiren Makro Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör, "Satın alma yapmayı
planlıyoruz" dedi. Türkiye'nin 6'ncı büyük perakende grubuna dönüştüklerini dile getiren Songör,
2011 sonunda 790 milyon olan cirolarını 1 milyar liraya çıkarmayı 2023'e kadar da ciroyu dörde
katlamayı hedeflediklerini söyledi. İstanbul'daki ilk markette 'outlet manav' uygulamasını da
başlattıklarını belirten firma, yüzde 50 indirimle olgunlaşmış ürün talep eden restoran ve kafelere ürün
satıp fire oranını da yüzde 7'den yüzde 1'e indireceklerini dile getirdi. Songör 3 bin metrekarelik
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
24
mağazada 250 ton kapasiteli kendi et kesim tesisleri bulunduğunu ve marketlerine et tedariği
yaptıklarını, 15.95 liraya et satacaklarını kaydetti.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
25
RADİKAL GAZETESİ
Bankalarla ek teminat pazarlığı başladı
Elektrik dağıtım ihalelerinde Özelleştirme İdaresi'nin süreyi beklenenden daha kısa tutması ve
yüzde 2&lik ek teminat alması üzerine şirketler bankalara yöneldi.
Bir yandan devir için gereken milyar dolarlık kaynağı bulmaya çalışan şirketler şimdi de ek teminat
için bankaların yolunu tuttu. 1 ayda 192.7 milyon dolarlık kaynak bulması gereken şirketler bankalarla
fazla pazarlık şansları olmadığını ve bu yüzden ek teminata ilişkin maliyetin biraz daha fazla olacağını
düşünüyor. Ek teminat 1 ayda bulunamazsa bu sefer şirketlerin 85 milyon doları yanacak.
Şirket temsilcilerinin ödeme yapamama ihtimali yüksek şirketler yüzünden ödemelerini yapmaya
hazırlanan şirketlerin cezalandırıldığını, bunun haksızlık olduğunu dile getirdikleri ifade ediliyor. 1 ay
içinde neredeyse bir özelleştirme bedeli kadar ek teminat arayacak olan şirketler bankalarla zaten bir
süredir görüşme halindeydiler. Hem devir bedeli hem de ek teminat için bankalarla görüşülecek. Eğer
ek teminat ödenemezse daha önce ödenen 85 milyon dolar da yanacak. Akdeniz dağıtım bölgesinde ise
Park Holding çekildiği için Enerjisa ihaleye devam edecek. Enerjisa için devir süreci yeni başladığı
için ilk etapta alınan 10 milyon dolarlık teminatın yatırılması söz konusu olacak.
Otomotive ÖTV freni yolda
Otomotivdeki talep hız kesmediği için hükümetin seçim sonrası ÖTV artışını gündeme aldığı
konuşuluyor. Sektör olası artışa karşı senaryolar hazırlıyor.
Son bir yıldır satış rekorlarına imza atan otomotiv sektörünü seçim sonrası korkusu sardı. Korkunun
nedeni de mart ayında rekor kırarak 9.8 milyar dolar, nisanda ise 9 milyar dolar olarak gerçekleşen dış
ticaret açığı. Sektöre göre seçim sonrası hükümet dış ticaret açığına karşı birtakım tebdirler alacak, en
önemli tedbirlerden biri de otomotivde ÖTV artışı olacak. Sektörün tüm kademelerinde son günlerin
en önemli konusu olarak tartışılan olası bir ÖTV artışına karşı herkes senaryo hazırlığında.
Gözler turizm sektöründe
Ekonomiyi soğutmaya yönelik alınan tedbirler otomotiv satışlarına fren yaptırmadı. Yılın ilk 4 ayında
otomobil ve hafif ticari satışları yüzde 64 arttı. Mayıs ayında 70 bin adedin üzerinde satışa imza atan
sektör yılın 1 milyon adetle kapatılacağı tahminlerini yapıyor.
Ekonomideki hararetin yüksek olduğunu ve hükümetin seçim sonrası birtakım tedbirler alacağını
belirten sektör yetkilileri bu kapsamda ÖTV artışının da akıllarının bir köşesinde yerini aldığını
söylüyor. Eurodaki yükseliş nedeniyle fiyatların da ivmelendiğini belirten yetkililer bunun bir miktar
talebin hızını kesebileceğini ancak asıl fren için tedbirlerin gündeme geleceğini belirtiyor. “Bu nedenle
seçim sonrası olası tedbirleri göz önünde bulundurarak çeşitli senaryolar üzerinde çalışmaya başladık”
diyen yetkililerin ÖTV artışının çok yüksek olmaması için gözleri turizm sektöründe. Yılın ikinci
yarısında artan turizm gelirleri ile dış ticaret açığının gerileyeceğini kaydeden yetkililer, “Umudumuz
turizm sektörünün sezonu çok verimli geçirmesi” açıklamasını yapıyor.
Sanayici de senaryolara kafa patlatıyor
Sanayici de 12 Haziran’da yapılacak seçimlerin ardından vergi artışları, elektrik ve doğalgazda zam
bekliyor. Bunun için bir süredir olası maliyet artışları için yol haritaları üzerinde çalışıyor. Tekstilden
gıda ve seramiğe kadar birçok sektör bu nedenle müşterileri ile anlaşmalarını kısa vadeli olarak
yapıyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
26
UĞUR GÜRSES …Döviz alımı neden azaldı?
Mayıs ayında, öngörülenden yüksek bir kur artışı Merkez Bankası'nı rahatsız etti.
Mayıs ayında döviz kuruna ne oldu? Yarım dolar, yarım eurodan oluşan döviz kuru sepetine bakılırsa
yüzde 3.5’lik değer kaybı var. Beş aylık kur artışı yüzde 7.9, ekim-mayıs olarak bakılırsa yüzde 13.2.
Bu değişim, yıllık enflasyonun yüzde 5.5-7.5 arasında olacağı beklentisi hesaba katılırsa hiç de düşük
bir oran değil.
Ocaktaki yüzde 4.4’lük artışa karşın izleyen aylarda döviz kurunda pek kayda değer bir değişim
olmamıştı. Mayıstaki yüzde 3.5’lik bir kur artışıyla karşılaşan Merkez Bankası, “Bazı Avrupa
ülkelerine ilişkin artan kamu borcunun sürdürülebilirliği endişeleri son dönemde risk iştahını olumsuz
etkileyerek ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının
göreli olarak yavaşlamasına neden olmaktadır. Sermaye akımlarında gözlenen bu yavaşlama dikkate
alınarak...” diyerek döviz alım ihalelerindeki alım miktarını 50 milyon dolardan 40 milyon dolara
düşürdü.
Neden azaltıldı?
Merkez Bankası’nın söylediği bu gerekçeye göre döviz alım ihalelerinde belirgin bir farklılığın ortaya
çıkmış olması gerekirdi. Ama böyle bir durum pek görünmüyor. Böyle bir durumun en önemli
göstergesi ve ölçüsü, döviz alım ihalelerine gelen teklif miktarındaki seyridir. Döviz alım ihalelerine
gelen teklifler Merkez Bankası’nın ilan ettiği alım programı ve alım tutarları ile artar ya da düşer. Bu
yüzden teklif miktarı ile alım miktarı orantısına bakılırsa piyasadaki döviz arzı ya da satış iştahı
konusunda bir fikir edinmek mümkün olur. Finansal piyasalarda, ister hazinelerin düzenlediği bono ve
tahvil ihalesi olsun, isterse merkez bankalarının düzenlediği döviz alım-satım ya da repo, tahvil alımsatım ihaleleri olsun; piyasadaki alma-satma ‘iştahının’ temel göstergesi, alım ya da satıma gelen talep
ya da teklif (bid to cover) oranıdır.
İştah ölçüsü
2010 yılı boyunca, Merkez Bankası’nın düzenlediği döviz alım ihalelerinde, banka tarafından ilan
edilen alım miktarının kabaca 2 ila 3 katı teklif gelirken, 2010 Ekim ayında bu oran yükseldi. 2010
Aralık ayındaki yıl sonu dönemi nedeniyle ortaya çıkan düşüş dışında, yılbaşından bugüne dek
ihalelere gelen teklif, ilan edilen alım miktarının kabaca 4 katı seviyesinde oldu. 2011 yılı içinde bu
orandaki seyir, kabaca 3.5 ila 4.5 arasındadır. Banka ‘sermaye akımlarının yavaşladığı’ gerekçesiyle
alım miktarını azaltma kararını açıkladığı günün öncesindeki haftalık ortalama 3.7 idi.
Kararı duyduğumda ilk baktığım da bu oran oldu. Gerekçeye anlam veremedim. İşin doğrusu, bu
gerekçeyle bu kararın alınması pek tatmin edici değil. Mayıs ayındaki kur artışının Merkez
Bankası’nın rahatını kaçırdığını düşünüyorum. Bu yüzden sembolik de olsa alım miktarında 10 milyon
dolarlık bir düşürme söz konusu oldu.
Oysa bir dış gelişmeden çok, en tartışmalı hale gelen konu, bizatihi Merkez Bankası’nın uyguladığı
deneysel politika. Bu politikanın işe yaramadığı ortada. Ayrıca bu politikaya eşlik eden döviz kuru
politikası ise oldukça dalgalı. Merkez Bankası’nın 2010 Ekim ayından bu yana izlediği döviz alım
politikası, en başta yüklü alımlara yönelirken, devamında da oldukça dalgalı bir seyir izledi. Bu dalga,
şimdi yaratanı da rahatsız etti. Mayıs ayında ise belki de öngörülenden yüksek bir kur artışı Merkez
Bankası’nı rahatsız etti. İleri sürülen gerekçenin havada kalması da bu rahatsızlığı açık etti.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
27
GÜVEN SAK…Hayret bi'şey yani
Kitapçıların problemleri yeni değil. Ama en son darbeyi galiba Apple şirketinin en son numarası
ayped (iPad) vurdu.
Washington yazları İstanbul’a, kışları ise Ankara’ya benzer” derler. ABD’nin başkenti Washington’a
yaz acayip gelmiş. On beş dakika dışarıda yürüyünce, üstü başı değiştirmek şart oluyor. Bir yıldır
Washington’a gelmemişim. Bu kez, hiç ummadığım bir değişiklikle karşılaştım. Son yirmi yıldır gide
gele yerini ezberlediğim kitapçıların ya kapandığını ya da kapanmak üzere olduğunu gördüm. “Hah,
Borders şu köşeyi dönünce oralarda bir yerdeydi” diye bu sıcakta, şevkle atılıyorsunuz. Boş bir
dükkân sizi karşılıyor. Bu, kitapseverler için mabetlerinin yıkılması gibi bir şey. Hüzün verici.
Kitapçılar da hallaçlara karışıyor. Gelin bakın nasıl oluyor?
Son darbeyi ayped vurdu
Benim çocukluğumda, Bursa’da, mahalleleri dolanan hallaçlar vardı. Hallaçlar bahar temizliğinin
ayrılmaz parçasıydı. O vakit üzerinde yattığımız yatakların teknolojisi başkaydı. Yatak, yastık,
yorganın içinde pamuk dolu olurdu. Hallaçlar bir yıl üzerinde yatılmaktan yamyassı olmuş yatakların
pamuğunu, bahar temizliği sırasında, atarlardı. Böylece yeniden dolgun, yumuşak yataklarımız olurdu.
Sonra yatak teknolojisi değişti. İçine pamuk konan yataklar yok oldu. Hallaçlara iş kalmadı. Yatak
teknolojisindeki değişim, hallaçlığı yok olan meslekler antolojisine aktarıverdi. Hallaçların beceri seti
artık para getirmez oldu. Washington’da ilk gördüğüm odur ki, kitapçılar da hallaçlara karışma
yolundadırlar.
Kitapçıların problemleri elbette yeni değildi. Ama en son darbeyi galiba Apple şirketinin en son
numarası ayped (iPad) vurdu. 1999’dan 2009’a kadar Amerika’daki bağımsız kitapçıların sayısı
3250’den 1400’e kadar inmişti. Bunların yerini Borders ve Barnes & Nobles gibi kitapçı zincirleri
alıyordu. Perakende sektöründe genel olarak yaşanan, bağımsız kitapçılar için de geçerliydi.
Kahraman bakkal her yerde süpermarketler karşısında geriliyordu. Şimdi görünen o ki, kitapçı
zincirleri de birer birer dükkânlarını kapatıyorlar. Kitap dağıtım işinde süpermarketler de tarih oluyor
yani. “Kitapçılar tarihe karışıyor” diye söylemeye çalıştığım o esasen.
Bakın arada neler oldu. Önce kitap endüstrisi hızla elektronik ticarete geçti. Basılı kitaplar için
internetten sipariş verebilmeye başladık. Kitabın üretim safhası değişmedi, ama dağıtım kanalı
değişiyor. Sizi bilmem ama ben uzun süredir almak istediğim kitaplar için www.amazon.com
sitesinden sipariş veriyorum. Birkaç gün içinde istediklerim, bir yerden masamın üzerine geliveriyor.
Almayı düşündüğüm kitaplar üzerine ayrıntılı değerlendirmeleri de internetten okuyorum. Halbuki
eskiden Bursa’da kitapçılar bana anlatırdı.
Üstelik Amazon bu alandaki tek tedarikçi de değil. Eskiden elektronik kitap ticaretinin yüzde 95’ini
elinde tutuyordu. Şimdilerde payı yüzde 30’lara doğru geriliyor. Yetmedi. İkinci olarak, teknolojik
gelişme, kitabın bir sanayi ürünü olarak üretim safhasını da değiştirmeye başladı. Dünya basılı
kitaptan elektronik kitaba doğru geçmeye başladı. Elektronik kitap ticaretinin devi Amazon, Kindle’ı
bu aralar ortaya çıkardı. Sene 2009’du. Temmuz 2010 itibariyle Amazon basılı her 100 kitap satışına
karşılık 140 elektronik kitap satmakta olduğunu açıkladı. Elektronik kitap piyasasının payı hâlâ
küçüktü ama satılan kitapların yüzde 60’ı artık basılı değil, elektronikti. 2011’in başında elektronik
kitabın zaferi kesinleşti. Bu arada teknoloji dev bir adım daha attı. Temmuz 2010’da Apple, ayped’i
çıkardı. Böylece ne oldu? İnternette dolaşmak törenselliğini yitirdi, demokratikleşti. Elektronik kitaba
hem ulaşmak hem okuyabilmek kolaylaştı. Ayped ya da tablet bilgisayar, Kindle gibi tek amaçlı değil,
başka işe de yarayan bir kitap okuma cihazı. Sonunda şöyle oldu: Kitapçıyı gezen, elinde aypedi ile
daha kitapçıdayken cihazına elektronik kitap indirmeye başladı. “Aman o koca kitabı ben nasıl
taşıyayım” güne hâkim oldu. Peki, basımevleri ne durumda? Bakın onlar memnun, kitap üretim işinde
dibe vuran kârlar teknoloji ile toparlanıyor. Kitapçılar da, hallaçların gittiği yere doğru gidiyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
03.06.11
28
Farkında mısınız? Son dönemde fikir beyan etmek de hallaçlara karışır oldu. Ben de o yüzden “neme
lazım” diyor ve Sayın Başbakanımızı dinleyerek “geleceğe dair bir risk üstlenmiyorum”. Hayret bi’şey
yani!
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
Download