) ı-ı {b 1

advertisement
-~) .·\ 1 ~7
"''""'-~·.._...-
/
~
.....
)
)ı-ı {b 1
lll
lll
1
1
1. Hz. iBRAHiM SEMPOZYUMU BiLDiRiLERi
.
TY~~I~tl P'lb'tiH~
Islam
Editör
Prof.
Dr. Ali BAKKAL
Aı·aşmm:darı
KUtUphaneı-i
Dem. No:
Tas. No:
17-18 Ekim 1997
Şanlıurfa
Ş UR KA V
YA YINLARI - 29
Merk
2
ŞANLIURFA İLİ KÜL TÜR EGİTİM SANAT VE
ARAŞTIRMA V AKFI YA YlNLARI No: 29
Araştırma
Birinci
Dizisi No: 1
Basım:
Haziran 2007
ISBN: 978-975-7394-28-2
Dizgi- Tasarım
Dr. Hüseyin KURT
Baskı
Simge
:\Iatbacılık 1 Şanlıurfa
Hz. İBRAHiM ve HAC
Doç. Dr. Ali BAKKAL*
Giriş
Prensip olarak ibadetler emredildiği için yapılmakla birlikte,
bütün ibadetlerin insanın bedeni hayatından rılhl hayatına, toplumsal
hayatından ahiret hayatına varıncaya kadar insanın fayda ve
maslahatma bakan pek çok hikmetleri mevcuttur. Bununla birlikte her
biribadetin mümtaz bir hikmeti vardır. Namazın mümtaz hikmeti, abd
ile ma'bıld arasındaki ilişkiyi en yüksek düzeyde temin ederek kişinin
ruhi hayatını düzenlemesidir. Orucun mümtaz hikmeti, kişinin beden
sağlığını düzene sokmasıdır. Zekatın mümtaz hikmeti, aynı beldede
yaşayan insanlardan fakir ile zengin arasında köprü oluşturması,
dolayısıyla insanın yaşadığı cemiyet hayatını düzenlemesidir. Hac ise
farklı belde ve bölgelerde yaşayan insan topluluklarını bir araya getirir;
yedi iklim dört kıtadan gelen insanlar arasında birlik ve huzuru temin
eder.
Bu açıdan bakıldığında ibadetlerin ferdin ruhi ve bedeni hayatında
en geniş anlamda insan topluluklan arasındaki huzur ve saadeti temine
yönelik maksatlar taşıdığı açıkça görülecektir. Ayrıca hac, günümüzde
yaşayan insanlarla Hz. Adem'den günümüze gelinceye kadar bütün insan
topluluklan arasında bir ilişki tesis etmekte, insanları geçmiş çağiara
götüm1ekte ve tarihi en önemli kesitleriyle yaşatmaktadır. Çünkü hac
menasiki Hz. Adem'den itibareten tarihin en önemli kesitlerinden alınmış
ıitüeller kabilindendir. Bu ritüller yapılırken adeta tarihin içine girilmekte
ve taıih en önemli kesitleriyle ibadet şuunı içerisinde yeniden
' Harran Üniwrsitesi ilahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
(Halen ProC Dr.)
124
yaşanmaktadır.
Bu yönüyle hacda ibadet tarih, düzen anlamlan iç içedir. Tarih
olarak hac, bize en çok Hz. İbrahim (a.s.) dönemini hatırlatır.
I. Hz. İbrahim'in Hac ibadetini ilgilendiren Bazı Vasıfları
Hz. İbrahim'in (a.s.) pek çok özelliği bulunmakla birlikte, şu üç
sahip olması onun getirdiği dinde Iıacla ilgili temel esasların
mevcut olmasını gerektirmektedir:
özelliğe
1. "İbrahim, ne bir Yahudi, ne de bir Hıristiyandı. Fakat O,
Hanif
(Allah'a dönüp O'nu bir tanıyan, doğru) ve Müslim
(müslüman) bir kişi idi; müşriklerden de değildi." 1 Yani O, kendi
zamanının peygamberi olduğu gibi, İslfmı gibi evrensel bir elinin temel
esaslarını da getimıiş olan bir peygamberdi. Buna göre gerek inanç ve
gerekse ameli ve ahlaki konularda, Hz. İbarahim'in getirdiği Hanif
dini, İslam dininin temel esaslarını da getimıiş olmalıdır. Özellikle
ibadetlerle ilgili temel esaslar İbrahim Aleyhissclam 'ın getirdiği Hani f
elininele mevcut olmalıdır. Hac da bunlardan biridir.
2. İslam'da Hz. İbrahim (a.s) "Peygamberlerin ceddi"',
2
Yahudiliktc ise "milletlerin babası"
olarak bilinmektedir. Hz .
. İbrahim'in peygamberlerin ceddi ve milletierin babası olması,
kendisinden sonra gelen peygamberlerin getirdikleri dini esasların,
Hz. İbrahim tarafından getirilen Hanif dininde de mevcut olmasını
gerektirir. Bu mi.inasebetle haccın temel esaslarının da Hz. İbrahim
tarafından getirilmiş olması kadar tabii bir şey olamaz.
husus
3. Cenab-ı Allah Hz. İbrahim 'in önder olarak gönclenııiştir. Bu
Kur'an-ı Kerim 'de şöyle anlatılmaktadır:
"Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takını kelimelerle sınamış,
onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder
yapacağım, demişti. "Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)" dedi.
Allah: Ahdim zalimlere emıez (onlar için söz venııem) buyurdu.'' 3 Hz.
İbrahim'in önderliği her ne kadar kendi zamanındaki insanlar ıçın
Al-i İnıran 3/67.
Tevrat,. Tehin, 17/5.
-' Bakara. 2/124.
1
2
1. Hz. ibrahinı Senıpozyumu Bildirileri
da öııderkriıı gelecek olması \e Hz.
büyük babası konuımında bulunması. onların
geıirL'Ceği hin;ol-; esasların 1-1!. İbrahim tarafından da getirilmesini
il-;ıiza eder. Hac da bunlardan biridir.
idiysL'
d~.
125
İhrahiın "in
1-;l'lldi
snyuııdaıı
onların
·ll. Kfıbe ve Hz. İbrahim
Haccın
nıahiyetini
teşkil
eden
rükünleri ikidir. Birincisi
Arafat'ta vakfe, ikincisi ise Kabe-i Muazzama'yı tavaf etmektir.
Bütün rivayetler birlikte değerlendirildiği zaman
defa gökten indirilişi, üç defa da önemli inşası vardır.
Kfı.be'nin
bir
1. Kabe'nin Gökten İndirilişi
Bazı
rivayetlere göre Kabe. Cenab-ı Allalı'ın Cennet'ten
Kabe-i Muazzanıa büyüklüğündeki bir yakut idi. Melekler
O'nu şu andaki Kfı.be'nin yerine koyımışlardı. Bir kapısı doğuya, diğer
kapısı batıya açılıyordu. Tm·anında nurdan kandiller asılnııştı. Bu ilk
Kfı.be'ye "Beytü'l- Ma'nıür"' deniliyordu. Ccnab-ı Allalı Hz. i\dem'in
af dikmesinden sonra, kendisini aiTedcrek. yeryüzüne indirdiği bu
Kfı.bc'nin yerini kendisine haber vcııııiş \"C meleklerin Arş'ı t:.n·af
ettikleri gibi, O'nu tavaf etmesini cnıretnıiştir. Bundan sonra Cenab-ı
Allah hac mcnasikini öğrctnıcsi için kendisine Cebrail'i göndermiş.
Ccbrail de kendisine hac menüsİkini tanıanıiyle öğretnıiştir. Hac
menasik ve usullerini öğrenen Hz. Adenı. Cennet'ten gelen bu ilk
Kabe'yi tavaf ederek. Aral~ıt';.ı çıkmış ve burada Hz. Hav\·a ilc ilk
del~ı bulusmus. sonra beraberce fv1ina·va !.!Clmisler, daha sonra
Hindistan·~ git.nıişlerdir.ı Hz. Adenı. hac ı;ıcnfrsikini ifa ettiği zaman.
melekler gelmişler ve O'na .. Haccın mebrür olsun, biz burayı senden
ikibin sene önce ziyaret ettik'" 2 diyerek kendisini tebrik etmişlerdir.
indirdiği
Bir rivayete göre Cenüb-ı Allah Hz. Adcm'e şöyle enırediyor:
"'Ey Adcnı! Tam arşınıın bizasında benim bir Harem'im var. Git.
benim için oraya bir bcyt yap ve onu meleklerimin arşımı tavaf ettiği
gibi 1<.1\·af et." Sonra Allah ona bir melek gönJerdi. rvtelek kendisine
-------------1
llin:ü .\leıiricii 'n- Siihiiı'l'e. U~.
' ( iaz:ili. ilıniu [ 'lzimiddin. 1..690.
126
Bc\tullalı'ııı _\LTİııi g(islLTdı
\L'
oııa
be
ıııcn;.ısikiııi ii~rL·tıi.·
Ba;ı ri\·aveılcrc
!!.Öre ise önce Kabc
..
.._
O'ndan yll\·arlak olarak yaratılmışıır.")
soııra d~ı DUııva
..\aratılnııs.
'
-· .
Enes b. Malik'in rivayet ettiği bir hadise göre. Hz. Adem 'elen
önce melekler Kabe'yi tavaf ederlerdi. Hatta bir keresinek melekler
Hz. Adem'e nereden geldiğini sorduklarıncla, Bcyt'i haccetmekten
geldiğini söylemiş, melekler de kendisine. "Senden önce melekler onu
haccettiler" denıişlerdir:'
Bazı rivayetlere göre kızıl yakuttan ibaret olan hu ilk Kabc. Hz.
Ad em tarafından tavaf edildikten sonra göğe kaldırılmış. \'C Hz. Ad em
O'nun yerine, Kfıbe'yi ilk olarak inşa etmiştir:" Kabe'nin Hz.
Adem'den önce de var olduğuyla ilgili rivayetleri çağaltmak
mümkündür.
2. Kabe'nin Hz. Adem Tarafından İlk Olarak İnşa Edilmesi
Cenüb-ı Allah buyuruyor: "İnsanbr için kurulan ilk ev, çok
mübarek olarak kurulan ve insanlar için hidüyet olan Mekke'deki
(Ev)dir.'' 5 Hz. İbrahim'in Kabe'yi inşasından önce yeryüzünele birçok
binalar yapılmış olduğu tarihen sabit olduğu için. "yeryüzünde
. kurulan ilk ev" Hz. İbrahim'in inşa ettiği Kabe olamaz. Şu halde Kfıbe
daha önce de inşa olunmuş idi. Rivayetlerele bu inşanın Hz. Aclem
tarafından olduğu belirtilmektedir.
"Ref' olunmadan (kaldırılmadan) önce Kabe'yi çokça tavaf
edin. Çünkü (Kfıbe) iki defa yıkıldı. üçüncüsünde ref olunacaktır." 1 '
hadisi ilk olarak Kfıbe'nin Hz. Adem tarafından inşa eclildiğiııc delalet
etmektedir: Hz.Pcygambcr'in kastcclilcliği birinci yıkılış \ulı tufanı
sebebiyle gerçekleşen yıkılış; ikinci yıkılış ise kendisi 35 yaşlarında
iken yangın \'C şiddetli _yağmur sebebiyle meydana gelen yıkılıştır.
ihn Kes ir. cl-Hidtire ı·c 'n-Ailui_ı·c. I. 92.
İbn islıak. Sin·. 73.
İbn islı;:ik. Sir<'. 72.
~ 1·1 i re\· İ. ,\fetiricii 'n- NiihiiıTc. 134.
1
' Al-i inırün. 3 Wı.
" Gaz;:ili. ihni. I. 692 (Bu hadisi Bezz;:ir. İbn Hıbbün \·e Hükim. ihn Ömer'den
ri\·ayet etmiştir.)
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
127
Urve b. ez-Zi.ibeyr'in rivayet ettiği bir hadise göre, Hüd ve Salih
kavmi dışındaki bütün peygamberler Kabe'yi haccetmişlerdi. Hatta
Nuh Peygamber de Kabe 'yi haccetmişti. Ancak Tufan meydana
gelince yeryüzünün başına gelen, Kabe 'nin de başına gelmiş, 1 yani
Kabe yıkılmıştı. Daha sonra Hz. Nüh da dahil olmak üzere, Hz.
İbrahim'e kadar gelen bütün peygamberler kendi kavimleriyle
uğraş'hıak durumunda kalmışlardır.
İbn Keslr, Kabe'nin İbrahim Aleyhisselam'dan önce yapıldığına
rivayetleri serdettikten sonra şöyle demektedir: Bunlar
Beytullah'ın temellerinin İbrahim'den önce yapılmış olduğunu,
İbrahim 'ın ancak o temellere ulaştınlıp orada makam tutturulduğunu
2
göstenııektedir. Yine İbn Keslr, Hac Süresi 22/26. ayetin tefsirinde
şöyle demektedir: Pek çokları bu ayetten İbrahim Aleyhisselam 'ın
Beyt-i Atlk'i ilk inşa eden kişi olduğunu ve Beyt-i Atik'in ondan önce
yapılmamış olduğunu istidlal etmişlerdir. 3
dair
Tahir Olgun "Hz. Adcm ve Şit Aleyhimesselam zamanında
çamurdan ev!er yapacak kadar ilerlemediği, aleihusus Adcm'in torunlarından Mehlaliil devrine kadar beni Adcm'in
dağlarda, hayırlarda barınıp onun zamanında ilk kasaba teşkil edildiği
mervl bulunmasına nazaran Kabe 'nin Adem ve Şit tarafından
yapılmasına doğru bir rivayet denilcnıcz" diyerek Kabc'nin ilk olarak
Hz. Adem tarafından inşa edildiğini kabul etmez. Ancak "Mcğer ki
4
etrafına taş dizmck suretiyle saha-i beyt'i sınırlandınnış olalar"
diyerek bu işin orta yolunu bulmaya çalışır. Biz de "Eğer Adenı'e
bina yapmayı öğreten Allah ise, neden olmasın?" demeyi tercih
ederiz.
insanların taştan,
3. Kabe'nin İkinci Olarak Hz. İbrahim Tarafından İnşa
Edilmesi
Kabc'yi ikinci defa
İbrahim 'c
bahşctmiştir.
inşa
Ccnüb-ı
etme şerefini Cenab-ı Allah Hz.
Allah kendisine Cebrail (a.s. )ı
n.
ı İbn İshak. Sin·.
İbn Kcsir. Tetsinı·l-Kur·ani'l-Azim. Elir Otst't. İstanbul. 1984. I. 25(ı. karşılığını
2
bul
; İbn Kcsir. Tetsinı'l-Kur·iini·l-Azim. V. 409. Karsılıi!ını bul
~ Olgun. Tahir. :\lü.l/linwn!tk!u ihw/1.'1 Turihi. 227.. -
128
göndenııiş, O da Hz. İbrahim'e Kabe'yi nasıl inşa edeceğini.
öğretmiştir. Cebrail(a.s.) ile Hz. İbrahim (as). Şam taratlarından
Mekke'ye doğnı yola çıkarlar. Hz. İbrahim (a.s) daha Şam 'da ilıranıa
girer, Mekke'ye gelir ve doğruca Harem-i Ş erir c gider. O sırada Hz.
İsmail (a.s.) dağda okçuluk oynamaktadır. O'na da Kabe'nin inşasıyla
ilgili emir bildirildi ve O bu emri can ü gönülden kabul etti. Fakat
Nuh Tufanı'nda Hz. Adem'in inşa ettiği Kabe'nin yeri kaybolduğu
gibi, yüksekliği ve büyüklüğü de bilinmiyordu. Cebrail (a.s.).
Kabe'nin yerini gösterdi ve ölçüsUnU öğretti. Bundan sonra İsmail
(a.s.) taş ve balçık taşıyor, İbrahim (as) da Kabe'yi inşa ediyordu.
Duvarlar yükselip yukarıya taş erişmez dunıma gelince, büyükçe bir
taş getirdiler. Hz. İbrahim bu taşın üstüne çıkarak Kabe'yi inşaya
devam etti. "Makam-ı İbrahim" denilen ve Hz. İbrahim'in ayak
izlerinin bulunduğu taş, işte bu taştır.
Sıra Haceri.i'l- Esved'in yerine gelince, Hz. İbrahim o!!,lu
İsmail'e dedi ki: " Ya İsmail! Bana iyi bir taş getir ki hacılara işaret
olsun." İsmail (as) gidip bir taş getirdi. Hz. İbrahim "Bundan daha iyi
olsun" dedi. Hz.İsmail bir müddet "daha· iyi" bir taş bulmak için
dağlarda koşuşturdu durdu. Fakat babasının istediği evsafta bir taş
bulamadı Ri vayete göre tüfan olunca melekler Bcytullah ·ın taşlarını
Allah'ın emriyle dağlara götürüp emanet etmişlerdi. İsmail bir ara Ebü
Kubeys dağından bir ses duydu: "Cebrail (as) tüfanda bana bir taş
emanet etmişti; gel, onu al." İsmail (as) sesin geldiği yere gitti, orada
iyi vasıflı bir taş buldu, hemen onu kucaklayıp babasına getirdi. Hz.
İbrahim buna çok sevindi ve itina ile onu yerine koydu. Bu taş
1
"Hacerü'l- Esved" idi.
Ahmed b. Hanbel'in İbn Abbas'tan rivayctinc, Hz. İbrahim ve
Peygamberler (as), Kabe'yi dokuz zira yüksekliğinde ve üstü
açık olarak inşa etmişlerdi. Kapısı da yerden idi. 2
İsmail
Kur'an-ı
Kerlm'de, Kabe'nin bu inşası ve inşadan sonra Hz.
İbrahim'in nasıl dua ettiği kısaca şu şekilde ifade edilmektedir:
"Biz, Bey1'i (Kabe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli
bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin
(orada namaz kılın).İbrahim ve İsmail'le: Tavaf edenler, ibadcte
1
Hi rev i. Mc1iricii ·n-Niihiiı'l'c. ı 84. ı ö5.
Kiimiı
Miras. Ten·id-i
Sari/ı.
VI. ı 7.
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
kapananlar,
ri.ikı1
129
ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye
emretmiştik."
"İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap,
halkından Allah' a ve ahiret gününe inananlan çeşitli meyvelerle bes! e.
Allah buyurdu ki: Kim inkar ederse, onu az bir süre faydalandınr,
sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü vanlacak yerdir
orası!"
"Bir zamanlar İbrahim ve İsmail beraber Beytullah'ın
temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu
kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin."
"Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de
sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerini göster,
tevbemi?i kabul et; zira tevbeleıi çokça kabul eden, çok merhametli
olan ancak sensin."
" Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin ayetlerini kendilerine
okuyacak, onlara kitab ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir
peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan
yalnız sensin"'
Baba-oğul
Kabe binasını tamamladıktan sonra O'nu tavaf edip
haccın erkanını yerine getirdiler. Hz. İbrahim (as) Beytullah'ı oğluna
emanet ederek Şam taraflarına, eski vatanına gitmek istedi. Arafat'a
çıktı. Mekke-i Müken·emc'ye baktı; vadi.· içinde taşlı ve kumlu bir
yerdi. Bir de Şam tarafına baktı. Bağlı, bahçeli ve akarsulu olup büyük
bir halk kitlesinin orada oturduğunu gözünün önüne getirdi. İsmail'in
eviadını hatırladı ve onlara şefkat etti. Ellerini kaldırıp Cenab-ı
Allah'a şöyle yalvardı: "Ya Rabbi! isınail'in eviadına rahmet eyle."
Devesine binip gideceği sırada Cenab-ı Allah kendisine şöyle vahiy
buyurdu:
"İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerekse
nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait
yakinen gönııeleri, Allah 'ın kendilerine rızık olarak
verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah 'ın ismini
anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kabe'ye) gelsinler. Artık
biı1akım yararları
1
Bak ara. 21125-129.
l
130
onlardan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin." 1
Hz. İbrahim bu emir üzerine "Ya Rabbi! Benim sesim nereye
kadar yetişir ki!" diye acziyetini izhar etti. Cenab-ı Allah "Seslenmek
senden, yetiştirmek benden; ta ki insanlar gelip bu Ev'i ziyaretle
şereflensinler" buyurdu. Hz. İbrahim geriye dönüp, makamına çıktı.
Allah'ın ihsanıyla o kadar yükselmişti ki, kendisini dağların üstünde
hissediyordu. Yüzünü Yemen tarafına doğru çevirerek şöyle haykırdı:
"Ey insanlar! Yüce Yaratıcı bir ev bina etti. Ve sizi bu Ev'i ziyaret
etmenizi emir buyurdu. Geliniz, ziyaret ediniz." Sonra sırasıyla diğer
yönlere doğru dönerek aynı çağrıyı tekrarladı. Cenab-ı Allah
Ha111'inin sesini bütün dünyaya duyurdu. Hatta bazı rivayetlere göre, o
zaman baba sulhünde ve ana rahminde ne kadar hacca gidecek kimse
varsa, hepsi "Lebbeyk .. " dediler. Bir kere hac yapacak olanlar bir
kere, iki kere hac yapacak olanlar ise iki veya üç kere cevap verdiler.
Hz. İbrahim (as) yerine oğlu İsmail' (as)i halife olarak bırakarak Şam
tarafına gitti. İbrahim her sene Şam diyarından kalkıp haccetmiştir. 2
4. Kabe'nin Üçüncü Kez İnşası
Kabe'nin üçüncü inşası Hz.Muhammed (sav)'in 35 yaşlarında
zamana rastlar. Takriben mlladın 605. senesi idi. Kübe
duvarlarının dış örtüsü önce ateş almış, sonra da şiddetli yağmurlar
yağdığından Kabe daha fazla dayanamayarak yıkılmıştı. Kureyş helal
parasıyla Kabe'yi ancak Hatim denilen kısım dışarıda kalacak şekilde
yapabilmişti. Ayrıca önceden mevcut olan iki kapısından birisini
kapadılar ve diğer kapının eşiğini de yüksek tuttular. Hz. Peygamber
Kabe'nin bu inşasında omuzları ineinineeye kadar taş taşımış ve
Hacerü'l- Esved'in yerine konması hususunda ihtilaf meydana
gelince, Kureyş'in kendisini hakem tayin etmesi neticesinde,
3
Hacerü'l- Esved'i de yerine koymuştu.
olduğu
Zaman, mekan ve ibadet usulü itibariyle hac, ·uzun bir tarihi
süreç içersinde oluşmuştur. Bu bakımdan hac, "insanlık tarihini ve bu
tarih içinde insanın Rabbiyle münasebetini sembolik olarak yeniden
1
ı lac. ı 7 27-2R.
ı ı i re \"İ. .\letiricii 'n- Niihiiı·ı·ı:. ı 86.
Bkz: \!.Asım. r:iiksal islam Tari lı i Mekkc Dcı·ri. 108-109.
·ı. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
131
yaşaması"
Havva'yı,
manasma gelmektedir. İnsan bu
tabloda Adem'i,
Hacer'i, İsmail'i, İbrahim'i, ve Hz. Muhammed'i
canlandıracak ve değişik yer ve zamanlarda, onları temsil edecektir.
Böylece insan, tarihi en önemli noktalanyla yeniden yaşayacak ve
bunu sahte bir tiyatro ve piyes havasında değil de, bir ibadet
atmosferinde İcra edecektir. Tarihin yeniden yaşarunası demek,
insanın tarihten en üst düzeyde İbret alması, şimdiki görevini ona göre
yapması demektir.
III. Hz. İbrahim'in Getirdiği Hac Menasiki
İslam'a göre farz ve vacipleri
itibariyle hac; hac niyetiyle
ihrama ginnek, Arafat'ta vakfeye dunnak, Müzdelife'de vakfeye
dumıak, remy-i cemerat ( şeytan taşlamak), Kabe'yi tavaf etmek, Sara
ile Merve arasında sa'y etmek, halk veya taksir (traş olmak veya
saçları kısaltınak) ve afakller için tavaf-ı sad er' den ibarettir. ı Bu
menfısik'in hepsi muayyen yer ve zamanlarla ilgilidir. Bu yer ve
zamanlar da, bizfıtihi insan ve insanlık tarihi açısından çok önemlidir.
Zira bu yerlerde, ımıayyen zamanlarda bütün insanları ilgilendiren
çok önemli hadiseler cereyan etmiştir. Hac insana bu olayları
hatırlatır, adeta ibadet havasında aynı olayları hacılara temsili olarak
yaşatır. Bu anlamda hac tarihin yeniden yaşanması demektir.
Hz.İbrahim'in ettiği
duanın en önemli kısımlarından
birisi
"bize ibadet usullerimizi göster" şeklindeydi. Cenab-ı Allah da
Cebrail (as) vasıtasıyla hac dahil her türlü ibadet esaslarını kendisine
2
öğretmiştir.
1. İlırama Girme
Cahiliye devri Arapları haccetmek veya putlara ibadet ~tmek
istedikleri zaman ihrama girerlerdi. Rivayetler, Medinelilerin Menat
putu 3 ile İsaf ve Nail~ putları ıçın ihrama girdiklerini haber
vennektedir..ı
1
Geniş bilgi için bkz: Ömer Nasuhi Bilmen. BiiUik İsitim İlmilıali.s. 370-379.
c Bakara 2/128.
Buhiiri. Um re I 0: :vlüslinı. Hac.
4
:VIüslinı. Hac. 259.
2Cı0.
132
Müşrik
Araplar ihramlıyken hayvan eti yemezler, perhİz
Onlar ihrama ginneyi başka açılardan da zorlaştınmşlardı.
İhramlı iken gölgede otunnazlar, eve veya çadıra girıncieri gerektiği .
zaman, evin arka duvarını delerek veya üstünden atlayarak eve
girerlerdi. Yaptıkları bu garip işleri de "birr =iyilik" olarak kabul
ederlerdi.ı Ancak bu garip hareketlerin hepsini Kureyş kabilesi .
yapmazdı. Kureyş ve Harem halkı evlerine kapılarından girip
çıkarken, Medineliler, köylüler ve çadırlarda yaşayanlar
evlerine
kapılarından gim1ezler, çadır halkı çadırlarının arkasından girip çıkar,
evleri olanlar ise arkasından açtıklan delikten veya kurdukları bir
2
merdivenle evlerine girer çıkarlardı. Kur'an-ı Kerim ve hadislerin
işaret ettiğine göre Kfıbe özel bir kıyafetlc tavaf edilirdi. Mekkelilcr
bu özel kıyafeti
satarlardı. Bu kıyafeti satın alamayanlar Kabeyi
çıplak olarak tavaf ederlerdi. 3
yaparlardı.
Cahiliye devrindeki ihrama girme ve çıkma ilc ilgili bütün bu
olayların tamamen kendileri tarafından uyuurulmuş şeyler olduklarını
kabul etmek mümkün değildir. Bütün bunlar Han if dininin bozulmuş
şekillerinden ibaretti.
2. Telbiye
İbn İshak'ın naklettiği bir rivaycte göre
ilk tclbiyc Hz.
İbrahim'in hac çağrısı üzerine yapılan -ki bu çağıının yapılması
Cenab-ı Allah tarafından emrcdilmişti- cevapla başlamıştır. Ccnab-ı
Allah kendisine "İnsanlar arasında haccı il<'ın ct..''' diye enırettiği
zaman
"Ya· Rabbi! Nasıl söyliycyinı'!" deyince. kendisine "Ey
insanlar! Rabbinizin emrine icabet edin!, de" denildi. O da dağa
çıkarak aynı şekilde seslendi. Bu çağrıyı duyanlar kendisine şöyle
1
cevap verdiler: "Lebbeyk. Allahlimnıe Lebbeyk." ' Başka hir rivayctc
göre Hz. İbarihim bu çağrısını Doğu, Batı. Şam \c ı·cım:n tarallarına
doğru dönerek ayrı ayrı yapmış \c her taraftan "Lebbeyk Lebbeyk"
4
Elnıalılı Hameli Yazır. Hak Dini. 1. Cı8:\: Tahir Olgun. :\lfisliinlllllfilaa İlıw/eT
Tarihi. 179.
Kamil. \liras. Tecritl-i 5'ari/ı.V1.191.
Bkz:;\ ·raf. 7 31: Buhari. Hac. 91: \liislinı. Hac. 152.
1
4
Hac. 22 27.
Hac. 22 27.
'' İbn İslı~k. Sirc. 72.
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
şeklinde cevap gelmiştir.
133
1
Telbiye Cahiliye devrinde de biliniyor ve her kabile tarafından
2
değişik lafızlarla ifade cdiliyordu. Nizar (Kureyş) kabilesinin
telbiyesi şöyleydi:
"Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk, Lebbeyke la
Hüve leke, Temlikü ve ma Meleke"
Şerlke
leke illa
Şerikürı,
"Buyur, Allahım buyur! Buyur, Senin ortağın yoktur. Ancak bir
3
ortağın vardır, Sen ona ve onun sahip olduklarına hükmedersin."
İbn Hablb' e göre müşrik Araplar bu şirk kokan telbiyeyi Amr b.
Luhayy'dan beri yapmaya başlamışlardı. Telbiyede geçen "Şerlk=
4
Ortak" sözüyle de Hubel veya İsaf adlı putları kastediyorlardı.
Abdullah Draz ise müşriklerin hac esnasında yaptıkları dualarda
Allah· a ş irk koşmaları kendilerine S[ıbil in:ınç \"C amcllcrinclcn
5
geçmiştir. Bu görüş İbn Hablb'in görüşleriyle çatışmaz. İbn Hablb
şirk ifadelerinin kimin zamanında kullanılmaya başladığını. Draz ise
bu ifadelerin kimlerden geçtiğini açıklamaktaclır. Hz. İbrahim
dönemindeki şirkten uzak telbiye muhtemelen şöyleydi:
"Lebbeyk, Allahi.imme Lebbeyk. Lebbeyke la
"Buyur,
Allahım
buyur! Buyur, Senin
Hz. Peygamber (sav), Zü'l-Huleyfe
binerek şöyle telbiye getimıişti:
ortağın
Şerlke
Lek."
yoktur."
mevkıindc
devesinin üzerine
"Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk! Lebbeyke la Şerlke leke
Lebbeyk! İnne'l- Hamele ve'n-Ni'mete leke ve'l-mülk, La Şerike lek."
"Ey Allah'ım! Senin davetine uydum. Her emrine amadeyim.
Senin hiçbir ortağın yoktur. Hamd sanadır. Nimet senindir. Mülk de
1
senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.'' '
1
2
İbn İshak, Sire, 72-73; Ezraki, Alıhiir-u Mekke. 1, 73.
Bkz:İbn İshak, Sirr:, 75, 100; İbnü'l- Kelbi, Kirlibii '!- Esnôm, 6-7; İbn Habib, 1\.e/Mulıabber,
3 ı 1.
3
İbn İshak. Sfre, 100:
31
ı:
İbnü'l- Kelbi. A:.ei-Eslllim. 6: İbn Habib. 1\.cl-i\/ulwhher.
Müslim. Hac .. 2.
4
•
İbn Habib, K. ef-Mulıahher. 3 11.
5
Abdullah Draz. Kur 'an 'ın Anlaşılnwsına Doğrıı. 136.
c. Buhari, Hac. 26: Müslim. Hac.20.21: :'vlalik. Muı·mta ·. 1. 331.
134
Telbiye hac için Allah'ın emrine icabet etmeyi sembolleştiren
bir sözdür ve bu sözün aslı İbrahim (as) zamanından beri var
olagelmiştir.
3. Arafat'ta V akfe
Arafe günü Arafat'ta vakfe,
riiknünden biridir.
haccın
mahiyetiyle ilgili iki
Arafat, Mekke'nin 25 Km. güney-doğusunda, yaya altı saat·
mesafede bir bölgenin adıdır. Rivayetlere göre Hz. Havva ile Hz.
Adem Arafe gününde bu bölgede bulunan Cebeli.i'r-Rahme (Rahmet
1
Dağı) denilen bir tepede buluşmuşlardı.
nasıl
"Ararat", "arafe" kelimesinin
isim olduğu ve hangi kökten
çoğul şeklidir.
türetildİğİ
Ancak bu dağa
hakkında
ihtilallar
vardır:
Bazı
al imler, "tanımak" manasma gelen "ma 'ri fet"ten; bazı
alimler "i'tiraf'tan; bazi alimler de "güzel koku" manasma gelen
"arf'ten türetildiğini ifade etmişlerdir. 2
Hz. Havva ve Hz. Adem'in buluştukları bu güne "Arafe Günü"
denmesinin sebebi hakkında muhtelif rivayetler vardır:
a-Bir rivayete göre Hz. Havva ile Hz. Adem bu günde
birbirleriyle yeniden tanıştıkları için, bu güne Arafe
buluştuklan yere de Arafat denilmiştir. 3
b-Diğer
bir rivayete göre ise Cebrail
İbrahim'e hac menasikini öğretince şöyle sormuş:
-Arafte
(anladın mı, öğrendin
buluşup
Günü,
fıleyhisselam,
Hz.
mi)?
Neam, Araftü. (Evet, anladım, öğrendim) ..ı Ve Arafe Gününün
ismi buradan kalmış.
c-Başka
durup
1
2
3
4
bir rivayete göre, halk Arafat meydanında vakfeye
burada itiraf ettikleri için, Arafe Gününe bu isim
günahlarını
Hirev!, Meiiricii 'n- Niibiivve, 133.
Canan, Kiitiib-i Sitte, V, 534.
Ceylan!, Gımyetii ·ı- Talibin, 333.
İbn Kesir, Tefsir, III, 793; A.Köksal, isicim Tarilıi.VIII. 250.
ı. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
verilmiştir.
135
1
d-Bu konuda en
meşhur
rivayet ise
şudur:
Bir gün İbrahim Aleyhisselam ibadet ettiği mihrapta uyudu.
Rüyasında İsmail AleyhisseUl.m ile otunırken bir melek gelip: "Ben
Allah Tealanın RasCılüyüm; Allah Teala bu oğlunu kurban etmeni
em;ediyor'' dedi. İbrahim Aleyhisselam korku ile uyandı. Rüyanın
Rahmfmi mi, şeytani mi olduğu hususunda tereddüt etti. O gün hep
bunu düşündü. Onun için bu güne "Terviye (üzerinde düşünme) günü"
denildi. İbrahim Aleyhisselam ikinci gece aynı rüyayı gördü.Rüyanın
rahmani olduğunu anladı. O güne "Arafe (bilme) günü" denildi.
Üçüncü gece yine aynı rüyayı gördü. Artık Cenab-ı Allah'ın emri
olduğunda hiçbir şüphesi kalmadı. Hacer'in yanına geldi. O'na bir
dostumı ziyarete gitmek üzere İsnıfıll'i hazırlamasını söyledi. Sonra
Mina 'ya çıkıp İsmail' i kurban etmek istedi. Cenab-ı Allah kendisine
bir koç indirdi ve İsmail'in yerine bu koç kurban edildi. Bu güne de
2
'"Nahr (kurban. kesim) günü" clcnilcli.
Mulıtcnıclcn Adcm Aleyhisselam'Ja Hz. Havva'nın buluştuğu
gün ilc, Hz. İbrahim'in oğlumı kurban etmesi gerektiğini anlaclığı gün
aynı gündür. Gerek yer ismi ve gerekse gün ismi olarak Aratat ve
Arafe, isimlerini tarihi olaylardan almışlardır. Arafat'ta vakfenin ele o
zamanelan beri var olması gerektiği düşünülebilir. Buna göre Hz.
Adem'in yaptığı hacda da, Hz. İbrahim'in yaptığı hacda da Arafat'ta
vakfe vardı. Nitekim İslam 'dan önce Arap kabilelerinin icra ettiği
hacda da Arafat vakfesinin ve Arafat'tan Müzdelife ve Mina'ya inişin
(itaza) var olduğunu görüyoruz. Ancak kendilerini bir nevi Araplann
efendisi konuımında gören bazı kabileler haccın bu kısmını
kendilerine göre uydurduklan bazı usuller çerçevesinde icra ederlerdi.
Kendilerine "Hums" denilen Kinane, Huzaa ve Kureyş kabileleri,
Harem'den dışarı çıkmazlar, Müzdelife'den ileriye gitmezler ve "Biz
Harem halkıyız, Harem'den dışarı çıkmayız" derlerdi. 3 Müzdelife'de
vakfe yapınalarının gerekçesini ise şöyle izah ediyorlardı: "Biz Hz.
İbrahim'in
evladıyız, Kabe'nin sahibiyiz, Mekkeliyiz, sair Arap
kabilelerine mensup hiçbir fert bizim şeref ve asaletimize sahip
A.Köksal. isliim Tarilıi. VIII,250.
1-lirevi. Metiricii ·n-Niihiiı-ı·e. ı 74c ı 75.
-' İbn İshak. Sire. ı 00: İbn Hahib. ei-Mulıahher. 3 ı 9.
1
136
değildir.Durum
böyle olunca biz, hiçbir şeye ta'zim etmeyip, bütün
Harem dahiline hasretmeliyiz. Arafat'ta halk ile vakfe
yapmak bizim kadrimizi düşürüyor." 1 Hz. Aişe de, Kureyş'in ve
Kureyş'in · dinini benimseyen müşriklerin
Müzdelife'de vakfe
yaptıklarını, bunların
Hums diye isimlendirildiklerini, bunlardan
olmayan Arap hacıların ise, Arafat'ta vakfe yaptıklarını haber
2
vemıektedir. Mudar'dan olan sair Arap halkı ise Arafat'ta vakfe
3
yapardı. Hz. Peygamber (sav) Hums'a mesub olmakla beraber,
İslam'dan önce yaptığı haclarda dahi Hums uygulamasını tasvib
etmez, vakfesini Arafat'ta yapardı. 4
hümıetimizi,
Hums uygulaması Hz. İbrahim zamanında yoktu. İbn Hişam,
Hums uygulamasının Fil senesi sıralarında ihdfıs edilmiş bidatlardan
5
olduğunu söylemektedir. Bu husus Hz. İbrahim dinine ve İslam'ın
özüne zıt olduğu için, Hums uygulaması doğrudan do~~nıya Cenfıb-ı
Allah tarafından kaldırılmış ve hacceden herkesin Arafara çıkarak,
orada vakfe yaptıktan sonra dönmesi (iraza) emredilnıiştir. 1'
Başta Arafat'ta vakfe olmak
üzere lıacJa şiar olaran
nitelendirilebilecek bütün hac nıenasiki Hz. İbrahim'den kalmaJır. Hz.
Peygamber'den gelen rivayetler bu hususu desteklemektedir. Anır b.
Abdullah b. Safvan, Yezld b. Şeyhan el-Ezdl'nin şöyle dediğini
naklediyor: Biz vakfe mahallinde (Arafat'ta), Amr'ın imamdan uzakta
durduğu bir yerde vakfe yaparken, İbn Mirba' el-Ensar1 yanımıza
gelerek şöyle dedi: "Ben Allah Resülü'nün size gönderdiği elçiyim.
Efendimiz hazretleri sizlere şu emri gönderdi:
"Meşairleriniz üzere olun. Zira sizler, babanız İbrahim'in mirası
-~
•
•
uzeresınız.
1
't't
7
.
İbn İshak, S/re, 80: İbn Hişiim, Sire, 1, 211-2\2; Kamil Miras, Tecrid-i Sari/ı, Xl.
56.
2
İbn İshak, Sire, 76; Buhari, Te(slru '{- Kur 'an. 35; Müslim, Hac, 151.
İbn İshak, Sire, I 00.
.
İbn İshak, Sire, 76; İbn Hişam, Sire, I, 216; Buhari, Hac, 91; Müslim, Hac. 153:
Neslii, Hac, 202.
5
İbn Hişam, S/re, I, 2 ı ı; Kanıil Miras, Tererid-i Sari/ı. Xl, 55
6
Bakara 2/ ı 99.
7
Tirmizi, Hac, 53: Ebü Davüd, Mendsik, 63: Nesai. Hac, 202; İbn Mace, A-/efl(isik.
55.
3
4
ı: Hz. !br-ahım Serııpozyuımı Bildirileri
137
4. i\Jüzdelife Yakfesi
l\Hizdclifc. Arafat'la
i\'lina
arasında.
\lulıassar
,-adisi
ilc
Mc'zenıcyn arasında kalan dar bir bölgenin adıdır. islanı·a göre
haccın
vaciplerindcn birisi de iVIüzdelife'de vakfc
Bu bölgeye "Müzdelife" denmesinin
yapmaktır.
sebebi
hakkıncia
ihtilal'
edilmiştir:
Bazı aliınler, ictimfı (toplanma, bir araya gelme) manasındaki
"izdila.f" kelimesinden geldiğini söylemişlerdir. "İzdilfıf' için ·'iktirab"
yani "yakınlaşma" manasma gelir, diyen ele olmuştur. Müzclelife
Allah' yakınlaşma yeridir.
Bazıları
Arafaftan sökün eden (iffiza yapan) hacıların Mina'da
(birleşmeleıi) sebebiyle bu ismin veıilcliğini söylemişlerdir.
"izdilaf'ı
Bazı
alimler ise, Hz. Havva ile
Hz. Adeın 'in burada
sebebiyle bu isnin verildiğini ileri sümıüşlerdir. Bu
manaya olmak üzere Müzdclife'ye "Cem' =birleşme yeri" dahi
denilmiştir. Hadislerde i\Hizdelife'nin ismi sık sık "Cem" olarak
geçer. Rivayete göre Hz. Adcm (as). Cennet'ten yeryüzline inciirildiği
zaman, Hz. Havva ile, Arafat'ta tanışıncaya kadar yakınlık kuramadı.
Arafat'ta tanıştılar, Müzdelife'de birleştiler. Bu sebeple oraya
"Müzdelifc" ve "Cem" denilmiştir.
birleşmeleri
görüşe göre kelimenin kökü olan .. zülfeC, "kurbet"
manasma da gelir. Hacılar bu yerde Harem bölgesine
yaklaştıkları için, buraya "Müzdelife
Yaklaşma '{eri·· denmiştir.
Nitekim burası Harem 'le Arafat bölgesi arasında hudut noktasıdır. 1
Bir
yani
başka
''yakınlık"
lztıba. renıcL
tahsib gibi sünnet seviyesindeki bazı usullerin
dininde hac nıenasikine yeni ilan~lcr neredeyse
yapılmamış gibidir. Yapılan ilaveler de genelde s linnet \c mlistelıab
seviyesinde sayılan hususlardır. Bunlar
da genellikle bir olay
münasebetiyle hac menasiki içersine giıınişlerdir.
dışında,
İslam
iVIlizdelife'dc vakfc İslami haccia önemli bir esastır ve bu
esasla ilgili olarak Hz. Peygamber (sav) döneminde meydana gelen
herhangi bir olaydan bahsedilnıenıektedir. Fakat
en azından
"Mi.izdclife" isminin konuluşu konusunda Hz. Adenı'e kadar Yaran
1
Canan. A:iiriih-i Sirrc. V. 520-530.
138
bir olaydan söz edilmektedir. Kanaatİnıize göre i\lüzdelife vaklcsi Hz ..
Adem zamanından beri vardı ve bu esas, Hz. İbrahim zamanında da
devam etmiştir. Nitekim cahiliye devıinde de hacılar Mi.izdelifeye
gelirler ve orada vakfe yaparlardı. Kaynaklarıımza göre cahiliye
devrinde, hacıların Mi.izdelife'den hareket edip Mina'ya gidebilmeleri
için, Ben! Süfe denilen bir ailenin izin vennesi şartlı. Bu olay, kurba.n
kesileceği günün sabahında cereyan ederdi. Bu \'azifenin başında
Zeyd b. Advfm oğullan bulunuyordu. ı
Hz. İbrahim zamanında Müzdelife vakfesi olmasaydı, cahiliye
uygulama olmazdı şeklinde düşünülebilir.
devrinde böyle bir
Müzdelife ile ilgili rivayetlerin Hz. Ad em' e kadar uzamnası da bu
görüşümüzü desteklemektedir.
Kur'an'da
Müzdelife vakfesiyle ilgili olarak şöyle
buyurulmuştur: "Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da
Allah'ı zikredin ve O'nu, size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz ki siz
2
daha önce yanlış gidenlerden idiniz." En sahih rivayete göre Meş'ar­
i Haram, Müzdelife kesiminde bir tepenin ismidir; buna Kuzeh
Tepesi de denir. Kur'an-ı Kerim'in Müzdelife'de yapılacak işten
bahsediş şekline bakılırsa, Müzdelife vakfesi önceden de vardı ve
insanlan bu yerle ilgi bazı yanlış uygulamalan mevcuttu. Cenab-ı
Allah insanları bu konuda uyamıış ve doğru olanı hatırlatmıştır.
5. Mina'da Cemreleri
Taşlamak
Cemre, "cimfır" kelimesinin çağulu olup, ufak taşlar kümesi
gelir. Mina'da birbiıine birer ok atımı uzaklıkta üç cemre
(taş kümesi) vardır: Cemre-i ülfı, cemre-i vustfı, cemre-i akabe. Halk
arasında
bu cemreler, küçük şeytan, orta şeytan ve büyük şeytan
olarak bilinir; "remyü'l-ciınar''a da, "şeytan taşlama" adı verilmiştir.
manfı~na
İslami kaynaklara göre remyü'l- cimfır Hz. İbrahim dininden
kalma bir esastır. Taberi'nin nakline göre Hz. İbrahim ile oğlu
İsmail, hac için Mina vadisine indikleri zaman Cemretü'l- Akabe'de
şeytan kendisine göıiinmi.iş ve Cebrail de Hz. İbrahim'e "O'na taş at"
demiştir. Hz. İbrahim de şeytana yedi taş atmıştır. Cemretü'l- Vusta
1
İbn Hişiim, Si re. I, 128; Olgun, Miisliimanflkw ihadl:'r Tarihi. 260.
Bakaı·a. 2/199.
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
139
ve Cemretü's- Süfla (cemre-i üla) yanında da bu olay iki kez cereyan
Bazı rivayetlere göre ise, Hz. İsmail'in kurban edilme
hadisesinde şeytan önce Hacer'i, sonra da İsmail'i aldatmak istemişti.
Fakat her ikisini de aldataınayınca en sonunda bir ihtiyar kılığına
girerek, Hz. İbrahim'i aldatmaya çalışmış; O da bu ihtiyann şeytan
2
olduğ~nu anlayınca O'nu üç kere taşlaınıştır. Bazı rivayetlere göre
ise şeytan Hz. İsmail'i aldatmaya çalışırken, Hz. İbrahim, oğlu
İsınail'e O'nun şeytan olduğunu ve O'nu taşlamasını emretmiş, İsınail
de bugün cemrelerin bulunduğu yerlerde üç kez şeytanı taşlayıp
kovmuştur. 3 Rivayetler şeytanı kimin taşladığı konusunda ihtilaflı
olmakla beraber, hadisenin Hz. İbrahim zamanında geçtiği hususunda
müttefıktir. Cahiliye devrinde remyü'l- cimann bilinmesi ve bunun
sonradan uydurulmuş bir şey olduğu hakkında İslami kaynaklarda
herhangi bir şey nakledilmeyip, bilakis Hz. İbrahim zamanından
kalma bir adet olduğu hususunda muhtelif rivayetlerin bulunması,
remyü'l- cimann Hz. İbrahim 'in dininden kalma bir ibadet usülü
olduğunu gösterir.
etmiştir. 1
Cahiliye devrinde Nefr (dönüş) günü cemreteri taşlama usülü
cereyan ederdi: Taş atma hususunda acele. eden kimseler
Sfıfe'ye gelirler "Kalk, taşla ki, biz de seninle birlikte taşlayalıın"
derlerdi. O da "Hayır, Valiahi güneş batıya ıneyletmedikçe olmaz"
derdi. Acele edenler, Süfe'yi sıkıştım1alanna rağmen, Süfe güneş
batıya meyletmedikçe cemreleri taşlamaktan kaçınır, nihayet güneş
batıya meyledince, kalkar cemreyi taşlar, halk da onunla beraber
cemreyi taşlardı.-ı Yani cahiliye devrinde Slıfe'den bir görevli cemreyi
taşlamadıkça, hiç kimse cemreyi taşlayamazdı. Görevli ilk taşı atınca,
halk da taşlamasını yapardı. Taşlama adeti de Hz. İbrahim
zamanından kalmış bir adetti. İslam bu fıdeti
haccın önemli
esaslarından biri olarak kabul etmiştir.
şöyle
6. Haceru'I-Esved'i İstilam ve Tavar
Yukarıda geçtiği
1
1
3
üzere
Hacenı'l-
Esved, Hz. Adem'in
İbn İshiik. Sire.78: Taberi. Tari/ı. I. 274-276.
Hirevi. Mdiricii ·n- NiihiiıTe. 175.
Kazancı. Peygamherler Tarihi. 1. 229.
~ İbn Hişiinı. Sire. I. 126: Taberi. Tari/ı. ll. 257.
inşa ettiği
140
Kabe'de vardı. Nuh tufanı neticesinde Kabe yıkılmış, Haceru'l.:.
Esved ise Ebfı Kubeys dağında kalmıştı. Hz. İbrahim Kabe'yi inşa
ederken tavafın başlangıç yerini işaret etmek üzere · güzel bir taş
isteyince, Hz. İsmail Ebfı Kubeys dağındaki bu taşı bulup getim1işti.
İbn İshak'm rivayetine göre Hz. Adem Cennet'ten çıkarılırken, bu
taş kendisine verilmişti. Ve O, bu taşla aydınlanıyordu. 1
İsHim Ansiklopedisi'nde "Tavaf' maddesini yazan Buhl, tavafın
İranlılar, Hindular, Budistler, Romalılar ve
diğer milletlerde de
mevcut olduğunu ve mazisinin çok eski bir zamana kadar çıktığını
söylemektedir. 2 Bu da tavafın dini ve evrensel bir boyutu olduğunu
göstennektedir. Buhl, Kabe etrafındaki tavafın Hz. İbrahim'den
kalma olduğunu ifade eder. 3 Kur'an naslarına göre de bunda bir şüphe
yoktur. 4 Ancak Kabe'nin Hz. Adem zamanında inşa edildiğine dair
riv::ıyctlcrle, diğer dinlerdeki tavaf aueti, tavafın Hz. Adem. e kadar
uzadığı nı göstermektedir. Nitekim
Taberi, tavafın, Hz. Adem 'in
yaptığı ilk hacdan kaldığını ifade etmektedir.=' Bu nedenle Haceru'lselamlanması ve Kabe'nin tavaf edilmesi hususu,
Esved'in
nıüşriklerden kalma bir adet olmayıp, Hz. Adem dininden kalma
ibadet şekillerinden oldukları açıktır.
Cahiliye devrinde Araplar Kabe'yi tavaf etmek istedikleri
zaman, önce Kabe'nin yakınında bulunan İsaf adlı putu istilam
etmekle tavafa başlarlar, Naile adlı putu istilam etmekle de tavafı
bitirirlerdi. Mekke fethedilince, diğer putlar gibi, İsaf ve Naile putlan
ua parçalanmış ve cahiliye devrindeki tavafla ilgili uygulama ibtal
edilmiştir. 6 Bunun dışında İslam, İbrahim dininde olmayan tavafla
ilgili diğer bazı cahiliye devri uygulaınalarını da ibtal etmiştir.
7. Sa'y
Sa'y,
dört
1
2
3
4
5
6
gidiş
Safi'ı
\e Merve tepeleri arasında Sata 'dan başlamak üzere,
ve üç dönüşten ibaret hızlıca yürüyüşten ibaret olup,
İbn İshak. Sire, 74.
Buhl, "Ta\~ır· Mad. İslôm Ansik/opedisi. XII. 1.65.
Buhl, "Ta\ ~ıl" Mad. İslôm Ansiklopedisi. XII. 1.65.
Bkz:Bakar~ı 2 125.
Taberi. Tank L I 23.
Ezriiki. A/ı/){iru Mekke. L 120.
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
141
islünı\la haccın en önemli \aciplerinden biridir. Ezraki. sa'yin
Hz.
ihra h inı den inden ka lnıa o lduğunu i t~ıcle etmektedir. 1 Cahil iye
devrinde de sa·y üdcti \·ardı. Ancak cahiliye devrinde Anır b.
Lulıayy. Saf;..ı ve Merve tepelerine biri kadın diğeri erkek şeklinde
olan İsar ve 1'\aile putlarını diktimıiş bulunuyordu. O'ndan sonra hac
2
\"C umre yapanlar. bunları ta'zinıen nıeshederlerdi.
.
Kur'an'a göre "Safü ve i\1crve. Allah'ın nişanelerinden" 3 olup
bu ikisini tava! etmekte herhangi bir sakınca yoktur.
Sa'y'in cahiliye devrim.le
bulunması bunun Hz. İbrahim
de\Tindcn kalma bir adet olduğunu gösterir. Ancak cahiliye devri
Arapları bu Ülkt üzerinde bazı tasarnıllarda bulunmuşlar ve onu asli
seklinden cıkaıııııslardı. İslam bu tür uvı.rulanıaları ibtal etmis ve sa'vi
Hz. İbrahim zamanındaki seklivlc kabul etnıistir. İslfmı'ın sa've ilave
cttiğı tck şey. sayin sLınnL·;ieri :ırasında yer ah;ıı lıcnclc'Jir.-1•
•
1
....
.._
•
.,1
Kanaatİnıize göre sa· y, Hz. İbrahim devrinden kalan ve oğlu
İsmail'i
su bulmak için Sam ve Merve arasında koşuşturan Hz.
Hacer'i temsil eden bir ibadet şeklidir. Hz. İbrahim. birinci eşi
Sfıre'nin isteği üzerine.
ikinci eşi Hacer ve oğlu ismail'i alarak
Mekke vadisine bıraknııştı. Yanlarında azık ve suyu ti.ikenen Hacer su
aramak için önce Safa tepesine çıkmış. oradan Merve tepesine
yi.iri.imüş ve bu iki tepe arasını dört gidiş üç dönüş olmak üzere yedi
kez katetnıişti. Nihayet bu çaresiz insana Ccbrail gorunnıüş.
avakları veya kanadıvla Zcmzcm kuvusunu acarak gitnıistir. 5 Hz .
Hacer'in Rabbimlen yardım isteyerek iki tepe arasında koşuştumıası
ise hac ibadetinde önemli bir esas olarak kalmıştır.
.,1
...
~
-
1
........
•
8. Tra~ Olmak Suretiyle İlıramdan Çıkmak
Medinclilcr cahiliye devdinde isüf \·c Nailc putlarını ziyaret
etmek istedikleri zaman telbiye getirerek İlırama girerler, Safa ve
1
Ezriiki . .·thhtim Mekke. l. .fO.
İbn Habih. f.:.d-:\lulwhhcr. 31 1: Olgun. İ.1/ri111 "da iharfet Tarihi. 281.
Bakara 2 158 .
1h.T\Tk. erkeklerin Safii w :VlcıYe tepelerinin ortasındaki \·adide. bugiiıı için iki
yc~il direk le işaretlenen yerde koşarak yiiriimeleridir.
' Bkz.Kazancı. Pcı-ganıhl'r!r:r Tarihi. l. 217-220.
.ı
142
Merve arasında sa'y ettikten sonra traş olup ilıranıdan çıkarlardı. 1 •
Medlneli Evs ve Hazreç kabileleri hac için Mekke'ye geldiklerinde
Arafat'ta herkesle beraber vakfe'ye dururlar, sonra Kabc'yi taüır
ederler, daha sonra Menat'ı ziyaret ederler, başlarını bu putun yanında
2
traş ederlerdi. Traş olmak suretiyle ihramdan çıkma usülü büyük
ihtimalle Hz. İbrahim'den kalma bu uygulamadır.
Hz. Peygamber de saçları tamamen tıraş etmek (halk) veya
kısaltmak (taksir) suretiyle ihramdan çıkılabilcccğini ifade ctmiştir. 3
9. Hac
Kurbanı
Allah Tealaya yaklaşmak ıçın kurban niyetiyle kesilen husus!
hayvana Kurban denir. Kurban bayramında Allalı rizası için kesilen
kurbana "udhiyyc"; hac kurbaıııııa ise ··iıcdy .. denir. Hedy, lıarcm
bölgesinde hacla ilgili olarak kesilen kurbandır.
Tarih boyunca insanlar
Allalı'a yakın
olmak
maksadıyla çeşitli
şekillerde kurban takdim etmişlerdir. İlk kurban Hz. Aclenı 'in iki oğlu
Hübil ile Kabil'in kurbanlarıdır. Kur'an-ı Kerim isim verilmeelen bu
4
olaydan söz eder. Bu iki kardeşten Habil koç kesmiş, Kabil ise ekin
sunmuştu. Kurbanının kabul edilmemesi sebebiyle Kabil, kardeşi
5
Habil'i kıskanmış ve onu öldi.imıüştü.
Kur'an-ı Kerim'de
gördüğü bir rüya üzerine Hz. İbrahim'in
6
isim veıilmeksizin oğlu İsmail'i kurban etmeye çalışması olayından
7
müteaddit yerlerele bahsedilir. Tevrat'a göre ise Hz. İbrahim'in
kurban etmek istediği oğlu, Hz.İshak'tır.x
İslami kaynaklara göre Hz. İbrahim 'in kurban etmek istediği
oğuL Hz. İsmail'dir ve şu hususlar bunu doğrulamaktadır:
1
!VIüslim. Hac. 259.
İhnü ·ı-Kelbi. K.ci-Esnclm.
s. ı O.
Bulıarİ. Hac. 131, İ/im, 23, 46. Eynuin ı5; i'vliislim. Hac. 327; Mm·atıa·. Hac. 189.
242; Tim1izi. Hac. 76. Ebü Davüd. Mcl/(isik. 80; İbn !VIace. Mclliisik. 74 .
\laide. 5127.
Suyüti- Mahalli, Tc_{l-im Cehilem. 1. 132.
'' Bkz; Meryem. ı 9154.
Bkz; S:.ıtTiit. 371100-ı ı 1; İbrahim. 14/39.
' Ten·at. Tehin. 22· 1-9.
.ı
pa
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
a.
Kur'an-ı
Kerim'de
kurban edilmek istenen
143
oğuldan
yani
Hz.İsınail'tkn bahsedildikten hemen sonra. Hz. İbrahim. Hz. İshak ilc
1
ınüjdclcıımişıir. Buna göre H;. İshak'ın uoğumu. Hz.İsınail'in kurhan
edilme olayının hemen akabinuc gerçekleşmiş bulunmaktadır.
revrat'taki bilgiler de bunu doğrulamaktadır. Hz.İshak doğduğu
zaman. H;. İsmail 14 yaşında. 2 baba İbrahim ise ]()() yaşınd;/
bulunuyordu. Bundan bir sene önce baba İbrahim 99. oğul İsmail ise
13 yaşında iken aynı günde sünnet olımışlardı. 4 Sünnetten bir sene
sonra ise kurban ~)layı gerçekleşmiş ve arkasından da H;. İshak
cloğmuşwr.
h. Kur'an-ı Kerim \Ic l-11. İsmail şöyle anılır: "Ki tab 'da İsmail' i
de an. ('ünkü O. \a.dindc duran (bir kişiydi). resül \"C nchi idi." 5 Bu
üyetıc Hz. İsmail'den '"\a'dindc duran" sıfatıyla bahsedilmektedir.
U nuıı bu sıı~ıll. b.ıi>.ı::.ı il>ıdlıiııı'iıı J..:cndi~ini kurban ctm-.:k istemesi
üzerine ŞLiylc demesinden kaynaklanmaktadır: '"Bahacığım. sana
cmredileni yap. İnşaallah. beni sabrcdcnlcrden bulacaksın:·(•
Tenat 'ta
k.Lırban edilmesinden halısedilen oğuL H;.
·'biricik oğlu"dur. / Buna göre kurban edi lnıck istenen oğul
ilk oğuldur. Çünkü biricik oğul. ilk oğuldur. Hem T cnat'a. hem de
İslüml kavnaklara !.!Öre ilk o~ul. Hz. İsmail'dir.
c.
İbrahim 'in
~
d.
~
~
Ba;ı
rivayctlcre göre Hz. Peygamber (sav) kendisini "Ben
iki kurbanlık zatın oğluyum (Ene'bnu'z- Zcbihayn)" şeklinde takdim
etmiş \·c kendisine "E) iki kurbanlığın oğlu" Jiye hitap edilmesine
ses çıkamıamıştır.~ Burada iki kurbanlıktan birisi büyük Jedesi İsınaiL
uiğeri ise babası J\bdullah'tır.
c. Bir rivavetc göre Hz. Peygamber '·Gerçekten
isıııail'dir'' •ı buyuı~ıııuşlc.~·Jır.
kurbanlık
Bkz: Sati"Cıt. "37 ı ı 2- ı ı:..
Te\Tiit. li:kı-in. ı 7 24-25.
Te\Tiit. Tekı-in. 2 ı 5 .
.ı Te\Tiit. Tckı·in. 22 25-26.
\•leryenı. ı
9·5-1.
'' Safi"Cıt. "37 ıo2.
Te\Tat. T~·hiıı. 22 ı 0- ı 3.
' Taheri. Ctil/lill "/- BtTtin. \::\lll. K=': :\li Osnıaıı :\IL'~ ..·lsr-1 Suut!erte DinfeT ı·c
Cidcnek/l'l". I 1..2 ı 5.
'' Kıınııbi. d-Cami·. \:V. ı 00- ı 1) I: ,\ı eş . .·hr-1 Saad,·n, /)inler .. ll..215.
144
r
Rivayete göre Hz. İsmail'in yerıne kurhan edilmek ü;crc
aönderilen kocLın
boymızları Haccik zamanına kadar Kühe'de asılı
:::>
•
bulunuyordu. Hacd'ıc ile Abdullah b. Zübeyr'in sa\aşı sırasınd~ı Kühe·
ile beraber bunlar da yanmıştır. Buna göre kurban edilmek istenen
zat, Hz. İshak değil, Hz. İsmail olmalıdır. Çünkü Hz. İshak l'vlckke'de
1
bulunnıuyordu.
Cahiliye devrinde hac zamanında kurban kesmck Arapların bir
adetiyti. Ancak onlar Kurbanlarını Mina'da değil. K:ıhc ci\arında
keserlerdi. Kestikleri kurbanların kanlarını da K<ihc'nin dll\arlarına
sürerler, etlerini parçalar halinde taşların üzerine koyarlar \c "';\Ilah
için kestiğimiz şeyden \·alışi hayvanlar ve kuşlar ye.yinccyc 1-.~ıdar bize
bir şey yemek lıelal alımız" derlerdi.~
Taberi'ye göre Hz. İbrahim Alcyhisselam kurbanının i\lina\la
kc<:crdi. "Sonra da sana 'do,Ç;rcı yola )l5ıh.:kı'-'h. (lı<ıııifl:ıı) İiır<ıiıiııı"iıı
elinine uy! o nıüşriklerden değildi' diye valı.yctıik"' ayeıi de buna
işaret etmektedir..ı Yukarıda geçen "Meşairiniz ü;cre olun" hadisinin
de Taberi'yi desteklediğini söyleyebiliriz.
değerlendirnıesine
göre ise.
(a.s) zamanında kurbanlar calıilive
Araplarınııı yaptığı gibi Kabe civarında kesiliyordu. Ancak Hz.
Peygamber (sav) bu uygulanıayı hijyen açısından sakıncalı gördüğü
·için cleğiştiııııiş. kurbanlar Mekke dışında Mina'da kesilmeye
Muhammed
muhtemelen Hz.
Hamidullalı'ın
İbrahim
'i
başlanmıştır."
Hz. Peygamber (sav) cemı-ctü'I-Akabe'ye gelip taşlarını attıktan
Mina'da konakladığı yere gelmiş ve kurhanını burada
kesmiştir. ' İslam'a göre hac kurbanlarının harem bölgesinde
kesi im el eri gerckmcktcdi r.
sonra
1
Çıntay. /\·ur 'ri n-t Kerim Mc1ili. I1..80 I.
İbn İslıiik. Sirc ..
'~alı!. 16.'123.
1
2
n.
4
Taheri. Ctimiu '/-Benin. I. 262.
' Hanıidullalı. isitim PLygamhcn. ll. 902.
'' Bulıiiri. ı·lllhi ·. 33: Miislim!luc. 323: Tirmizi.
!1.1(. 7 3:
Ebti D5nid. ,\/,·1/iilik. 79.
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
145
SONUÇ
1. Bütün ilah! dinlerde iman esasları aynı olduğu gibi, genel
olarak ibadet ve ahlük esasları da aynıdır. Dolayısıyla bütün ilahi
dinlerde namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadetler var olagelmiştir.
Bubi'un İranlılar, Hindular, Budistler, Romalılar ve diğer milletler
::ırasınd<ı tavafın bilindiği şeklindeki ifadesi de bunu gösteıınektedir.
İslam'ın beş temel esasından biri olan hac da, sadece İslam dinine
malısus bir ibadet olmayıp, temelleri Hz. Ad em' e kadar uzanmaktadır.
Ancak hac menasikinin genellikle Hz. İbrahim dininden kalma
olduğunu söylemek mümkündür. İslamiyet, hac ibadetiyle ilgili olarak
Hz. İbrahim'den intikal edip de cahiliye devri Araplarının dejenere
ettiği bazı hususları aslına irca etmiş, ayrıca bu ibadete kudüm tavafı,
remel, ıztıba, hervele, wda tavati (tm:af-ı sader) gibi bazı ilavelerde
bulunmuştur.
2. Hz. İbrahim'in '"Hanlf' ve "Mi.islim" bir peygamber olması,
İslam örfünde "ceddü' 1-enbi ya" (Peygamberleıin babası), T ev rat'ta ise
"milletlerin babası" olarak bilinmesi, kendi neslinden zamanının
insanianna Cenab-ı Allalı tarafından "önder"lerin gönderilecek olması
ve Hz. Muhammed'in (sa\·) de O'nun neslinden gelmiş bulunması,
kendisinden sonra gelecek olan milletlere, kendi neslinden gelen
peygamberlerin getireceği dinlerde, kendisinin getirdiği dinin umumi
esasların_ın bulunmasını gerekir. Hac ibadetinde bu özellik daha çok
dikkat çekmektedir. Hac menasikinden İlırama ginne ve ihramdan
çıkma, telbiye, Arafat'ta vakfe, Mi.izdelife vakfesi, Mina'da cemreleri
taşlama, kurban, Hacerü'I-Esvect'i istilam, tavaf ve sa'y gibi usuller
Hz.İbrahim dininde, İslam'daki hacda olduğu şekliyle vardı.
3.
Şu
andaki Kabe'nin tarihe olarak bilinen ilk banisi Hz.
kurban kesme. remyü'l-cemerat ve sa'y gibi
önemli menasikin temelini teşkil eden hadiseler de O'nun zamanında
gerçekleşmiştir. İslam 'da genel olarak sünnet seviyesinde sayılan bazı
hususlar istisna edilirse, Hz. İbrahim dininde hac, tamamİyle İslam 'da
İbrahinı'clir. Hac'da
uygulandığı şekliyle vardı.
4. Hac. oluşuımı itibariyle tarihi bir ibadet olduğu gibi. gayesi
itibariyle de insana tarihin en önemli kesitlerini sembolik olarak
yeniden yaşatmayı amaçlayan bir ihadcttir. Çünkü hac. insanın ibadet
şuuru içerisinde H1.. Adenı'i, Hz. Havva'yı, Hz. İbrahim'i. Hz.
146
İsmail'i, Hz. Hacer'i ve Hz. Muhammed (sav)'i temsil etmesi, bu
anlamda adeta tarihi en önemli kesitleriyle yeniden yaşaması anlamına
gelmektedir. Hacda merkez, Hz. İbrahim ve O'nun zamanında
yaşanan hadiselerdir. O, Nemnıd, Firavun ve Şeytan'la çok mücadele
etmişti. Eşleri Sare ve Hacer, oğlu İsmail, hatta malı ve ınülkü
konusunda çok ağır imtihanlara tabi tutulmuştu. Hz. İbrahim bütün b.u
sınavlan kazandı ve şer güçlerin tamamı karşısmda muzaffer oldu,
galibiyetini ilan etti. Bu anlamda hac, düşmanıara karşı galebe ve
zaferi, imtihanlar karşısında başan ve muvaffkiyeti, Cenfıb-ı Allah
karşısında kulluğu ve ubüdiyeti temsil eder.
1. Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri
147
KAYNAKLAR
Ahmed
Ankara, 1980.
Naim-Kamil
Miras,
Tecrid-i
Sari/ı
Tercemesi,
•Ateş,
Ali Osman., Asr-t Saadette Dinler ve Gelenekler (Bütün
Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslam adlı eser içinde) c.II, İstanbul, 1994.
Bilmen, Ömer Nasuhi, Biiyiik İslôm İlmilıali, İstanbul,1964.
Buhari, Ebu Abdiilah Muhammed b. İsmail, el-Cômiu 's-Salıilı,
Çağrı Yayınları. İstanbul, 1981.
Buhl, Fr., "Tavar' Md. İslam Ansiklopedisi, M.E.B.Yay, c.XII,
1988.
İstanbul,
Canan, İbrahim, Kiiriih-i
Ankara.l989.
Ceylfıni,
Sit!e Mulıtasan Terciime ve Şerlıi,
Abdülkadir. Gun_rcrii 't-T(//ihin, (Tre: A.Faruk Meyan),
İstanbul, l 979.
Çantay·. Hasan Basri, Kur '(/n-t Hakim
\'C
Mc(/ l-i Kerim, İstanbul,
1962.
Draz, Muhammed Abdullah. Kur 'an
(Terc:Salih Akdemir), Ankara.l983.
·lll Anlaştfmasuıa Doğru,
Ezrakl, Ebu'I-Velid Muhammed b. Abdillah, Alıh(lru Mekke ve
Mô 0/c filıô mine '1-As(/r, (Tah: Rüşdl es-Salih Melhas), Mekke, 1399
h.
Gazall, Hüccetü'l- İslfmı Muhammed, İlmiu U!timi'd-Din, (Tre:
Ahmed Davudoğlu). Bedir Yay, İstanbul.
Hamidullah. Muhammed, İs/(/1/1 Pe_1gamheri, (Tre. Sahlih Tuğ),
4. Baskı, İstanbul. 1980.
Hirevi. Mulnüddln Muhammed Emin Hirevl,
Aletiridi 'nNiihii\'\'c (Altıpanııak Peygamberler Tarihi), (Trc:Muhammed b.
Muhammed Efendi). 9. Baskı. İstanbul.1986.
İbn
İbn
Hablb. Ebü Ca 'ler M uham med. K. ci-Mu/ıahher, Beyrut, trs.
Hişam.
Ebü
Muhammed
.ı\bdülmclik.
cs-Sirctii 'n-
148
Nebev~ı:re, (Tah: Mustafa es-Sakka- İbrahim · · Ebyari. Abdullıüfız.
Şeıebl), Beyrut, ı 391 h.
İbh
İshak.
Muhammed,
es-Siretii ·n-Nchr._T~ıyc,
Muhammed Hamidullah), Konya, 1981.
(Tah:
İbnü'I-Kelbi. Ebu'I-Münzir Hişanı b. Muhammed. Kel-Esnôl.ll
(Tre: Beyza
Düşi.ingel,
Putlar
İbn Kesir, İnıadi.idd1n
ve 'n-Nihfıye,
Mısır.
Kitabı.
Metin ve tercüme). Ankara, 1961.
Ebu'I-Fidi'ı İsmail b. Ömer. el-Bidaye
1348.
_ _ _ ,Hadisler/c Kur 'ôn-1 Kerim Tc:f\·iri (Tefsiru'l-Kur'an'i1-Azim). (Trc:Bekir Karlığa; Bedrettin Çeıincr). İstanbul. 1984-1987.
Kazancı, Ahmed Lütfi, Peygamhcr!cr Tarihi. İstanbul, 1997.
Kitah-1 Mukaddes. Eski ı·c J'cni Ahir. İstanbul. 104().
KöksaL M.Asım, İslam Tarihi (Mckkc /)cı·ri. 11::.. Mulwmmed ve
İs!amı)·ct), İstanbuL 1980.
Kurtubi.Ebü Abdilialı Muhammed b. Ahmed
Olm i u li .·1 lı J.illm i '!- r:u r .(i n. i'vl ı s ır. I '> 5o.
Malik b.
Kah ire, 1951
Encs,
ci-.H!m!rra ·.
(Nşr:M.
cl-Ensfırl.
Fuad
el-
Abdülbfıkl).
Müslim, Ebu'!- Hüseyn Müslim ci-Haccac b. Mi.islim el-Kuraşl,
e!-Cômiu 's-Salıilı. (Tah:M.Fuad Abdülbakl). Çağrı Yay, İstanbul,
ı 98 ı'
Olgun. Tahir Miisliiman/ikta İhadct Tarihi, Ankara, 1998.
es-Suyutl.
Celalüddin
Adurrahnıan,
Tcfsiru
Celô!eyn,
Mısır,19(ı6.
et-Tabcri. Ebü Ca'fcr Muhammed b. Cerir. Cimiu '1-Be_nin an
Te 'ı·il-i .cfı·i '/-Ku 'nin, 2. Baskı. M ısır. 1954.
Tarilıı'i '1-Cmcm ı·c '1-A!ultik, (Tah: M. Ebu'I-Faeli
İbrahim). Beyrut, 1967.
Yazır. Elmalılı
İstanbul. trs
Muhammed
Hanıdi.
llak Dini Kur'an Dili.
Download