Sonradan Kontrol ve Riskli Đşlemlerin Kontrolü: Gümrük Đdaresinin

advertisement
Sonradan Kontrol ve Riskli Đşlemlerin Kontrolü: Gümrük Đdaresinin Yeni Denetim
Yaklaşım
Mustafa Kemal BULUT
Gümrük&Dış Ticaret Yönetim Danışmanı
Günümüzde uluslararası ekonomik pazarların entegrasyonu ve küreselleşmesi
(globalleşmesi) ile birlikte uluslararası ticaretin (dış ticaret) nicelik ve niteliğinde meydana
gelen gelişme ve değişimler ile diğer rekabet koşulları, gümrük idarelerini kontrol faaliyetleri
konusunda yeni yaklaşımlar geliştirmeye yöneltmiştir.
Gümrük Müsteşarlığı, 27.10.2008 tarih ve 27037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı
gün yürürlüğe giren ''Sonradan Kontrol ve Riskli Đşlemlerin Kontrolü Yönetmeliği'' ile;
gümrük beyanının ve işlemlerin kontrolüne risk analizine dayalı yeni bir denetim yaklaşımı
getirmiştir.
Bu çalışmamızda, gümrük beyanının ve işlemlerinin kontrolünün gümrük idarelerince eşyanın
gümrük sınır kapısından geçişi sırasında yapılması yerine; Gümrük Müsteşarlığı Merkez
Denetim Elemanları (Gümrük müfettişleri ve kontrolörleri) tarafından kişilere ait yerlerde
(şirketlerde) ''sonradan kontrol'' yapılması ve bu kontroller sonucunda bu kişilere ''risk puanı''
belirlenmesi uygulamasının esas ve usullerinin çerçeve altına alındığı yeni mevzuat
düzenlemesi olan Sonradan Kontrol ve Riskli Đşlemlerin Kontrolü Yönetmeliği''nin gümrük
idareleriyle muhatap olan dış ticaret erbabı ve diğer kişiler açısından yaratacağı etkiler
irdelenecektir.
Sonradan kontrol ve riskli işlemlerin kontrolünün sonuçları
Anılan yönetmelik kapsamında Gümrük Müsteşarlığı Merkez Denetim Elemanları (Gümrük
müfettişleri ve kontrolörleri), firmalara ait işyerlerine giderek; gümrük işlemlerini ve yapılan
gümrük beyanlarının doğruluğunu ve mevzuata uygunluğunu firmaların tüm kayıt, bilgi ve
belgelerini incelemek suretiyle sonradan kontrolünü yapacaklardır. Ayrıca denetim
elemanlarınca düzenlenen idari raporlar ve değerlendirmeler Risk Değerlendirme ve
Koordinasyon Kurulu'nun sekreteryası olarak belirlenecek ilgili birim tarafından
değerlendirilerek sonradan kontrole tabi tutulan her kişiye bir ''risk puanı'' verilecektir. Bu
puanlar, anılan birim tarafından risk değerlendirmelerinde kullanılacaktır. Risk
puanlamasında; (1) Düşük riskli, (2) Orta riskli ve (3) Yüksek riskli durumu ifade edecek olup
riskin ilgili olduğu alan ve ilgili mevzuat belirlenecektir. (Örneğin tarife, kıymet, menşe,
4458, 5607 sayılı ilgili kanun gibi.)
Bu kontroller, halihazırda eşyanın gümrükten geçişi sırasında yapılan ''beyanname ve
eklerinin doğruluğu ve birbirine uygunluğunun kontrolü'' (sarı hat) , ''fiziki muayene'' (kırmızı
hat) , ''belge kontrolü veya fiziki muayene'' (yeşil hat), ''basitleştirilmiş kontrol'' (mavi hat) ya
da Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü'nce gümrükleme işlemleri sonrasında belge üzerinde
yapılan ''ertelenmiş kontrol'' yöntemleri ile karşılaştırıldığında; beyanname eki belgelerin
kontrolü ve/veya eşyanın fiziki kontrolü ile sınırlı olmayıp gümrük işlemleri ile ilgili her türlü
kayıt, defter, belge, bilgi ve diğer evrak ile bilgi işlem vasıtasıyla tanzim edilmiş belge ve
verilerin gümrük işlemleri sonrasında gümrük müfettişleri ve kontrolörleri tarafından firmada
kontrol edilmesine dayalı kapsamlı bir kontroldür.
Bu bağlamda, firmaların gümrük beyanı ve işlemlerine ilişkin olarak muhasebe kayıtları,
banka ve diğer ticari kayıtlar ile elektronik ortamdaki kayıtlar ile diğer her türlü bilgi ve
belgenin denetim elemanlarınca kontrol edilmesi ve incelenmesi söz konusu olacaktır.
Bu nedenle, bu kontrolleri, firmaların mali kayıtlarının Maliye Bakanlığı vergi inceleme
elemanlarının firmaların vergi kanunları bakımından denetleme mekanizması olan ''vergi
icelemelerine'' benzetmek mümkündür.
Bu yeni kontrol uygulamasının gümrük idaresinin yapacağı risk analizleri doğrultusunda
eşyanın geçişi sırasında yapılan kontrollerin azalacağı ya da gümrük işlemlerinin hızlanacağı
varsayımıyla firmalar açısından olumlu sonuçların ortaya çıkmasının yanında bazı olumsuz
bazı sonuçlar da doğuracağı kaçınılmazdır. Yapılacak kontrol sonucunda firmaların sehven
(yanlışlıkla) olsa dahi gümrük beyanının ve işlemlerin mevzuata uygun gerçekleştirilmemesi
durumlarının varlığı halinde; bunların tespit edilmesinin denetim elemanlarınca yapılacak
derinlemesine analizlerle daha etkin bir biçimde yapılabileceği için telafisi ve düzeltilmesi
olanaksız cezai yaptırımlara maruz kalmaları; yüksek risk puanı alarak ''riskli kişi''
kategorisinde yer alması ve bunun sonucu olarak daha fazla kontrol işlemine tabi tutulması
ve/veya gümrük işlemlerinin hızlı ve etkin gerçekleştirilmesine olanak sağlayan
kolaylıklardan yararlanamaması gibi sonuçlar ile karşılaşması söz konusu olabilecektir.
Gümrük Müsteşarlığı'nca anılan yönetmelik kapsamında yapılacak risk değerlendirmesi
uygulamalarının, vergi idaresi tarafından özellikle KDV iade sisteminde uygulanan ve
mükellefleri kategorize eden olumsuz mükelleflerin yer aldığı ''kod listesi'' uygulamasında
yaşanılan benzer sorunları da berberinde getirme olasılığı bulunmaktadır
Buradan hareketle, dış ticaret işlemleri ile ilgili yapılan gümrük beyanının ve gümrük
işlemlerinin mevzuat esas ve usullerine uygun bir şekilde gerçekleştirilmesinin önemi bir kez
daha ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği üzere, diğer modern sistemlerde olduğu gibi Türk gümrük sistemi yükümlünün
''beyanı esasına'' dayanmaktadır. Diğer bir deyişle, vergilendirme işlemlerine ve dış ticaret
politikası araçları (teknik düzenlemeler ve standardizasyon, gözetim ve korunma önlemleri,
kota ve tarife kontenjanı vb.) uygulamalarına esas teşkil edecek unsurlar (eşyanın cinsi, nevi,
niteliği, Gümrük Tarife Đstatistik Pozisyonu (GTĐP), vergi oranı, istisna/muafiyet, kıymeti,
menşei vb.) yükümlü tarafından beyan edilmekte ve beyandaki veriler esas alınarak işlemler
gerçekleştirilmektedir.
Beyan esasının doğal sonucu denetim olup; yükümlüler tarafından yapılan beyanların
gerçekliği ve doğruluğunun tespitleri, gümrük idaresinin eşyanın gümrük hattından geçişi
sırasında ya da sonradan yapacağı denetimlerle (inceleme, araştırma, kontrol, denetim)
yapılabilmekte ve sistemin güvenliği bu şekilde sağlanmaktadır.
Bunun yanında beyan esasının beraberinde getirdiği önemli bir konu da ''beyanın
bağlayıcılığı''dır. Beyanının bağlayıcılığı kapsamında; yükümlülerin gümrük idaresine
verdikleri gümrük beyannamesi ve eki bilgi ve belgeler esas alınmak suretiyle kendileri
tarafından hesaplanan gümrük vergilerine karşı itirazda bulunmayacakları 4458 sayılı Gümrük
Kanunu'nun 245/1'inci maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Bu çerçevede, şirket yönetici ve ortakları açısından; anılan yönetmelik uyarınca yapılacak
gümrük kontroller sonucunda;
- Adlarına veya hesaplarına yapılan gümrük beyanlarının ve işlemlerinin mevzuata uygun bir
şekilde yapılmasını temin etmek,
- Sonradan yapılacak kontrollerde ortaya çıkarılacak hata ve eksiklikler sonucunda telafisi
güç, hatta imkansız zararlarla veya cezai yaptırımlarla karşılaşmamak için; gümrük ve dış
ticaret işlemlerine ''check-up''-önceden denetim yaptırmaları gerekliliğini yeniden gündeme
getireceği kuşkusuzudur.
Bu nedenlerle, şirketlerin kendi adlarına veya hesaplarına yapılmış olan gümrük beyanı ve
gümrük işlemlerinden dolayı karşılaşabilecekleri potansiyel risk unsurlarını önceden
belirleyebilmek için; konusunda uzman ve deneyimli kişilere ''Risk Analizi Yöntemi'' ile
gümrük işlemlerinin şirket içi denetimini yaptırmalarının yukarıda bahsedilen olumsuz
sonuçları minimize edeceği (en aza indireceği) aynı zamanda dış ticaret ve gümrük
işlemlerinde maliyet düşüren ve rekabet avantajı sağlayan teknik ve yöntemlerden mevzuat
çerçevesinde yararlanabilme olanağı sağlayacağı düşüncesindeyiz.
Unutmayalım ki; ''erken teşhis, hayat kurtarır.''
Bu makale 24.01.2009 tarihinde Dünya Gazetesinde yayınlanmıştır.
Download