Zehra Gülbahar 1 Doktora Tezi Projesi Zehra Gülbahar-Cunillera, Doktora Tezi Projesi, Sosyal Bilimler Akademisi (EHESS), Paris Danışman: EHESS Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Göle Muvakkat Başlık: İthal İmamlardan Yerli Ulemaya: Avrupa’da Müslüman Din Görevlisi Eğitimi ve İslami Bilgi Üretimi Bilindiği üzere, Avrupa’nın göçmen kökenli Müslüman vatandaşları yeni bir dönemin eşiğindedir. 1960’li ve 70’li yılların “misafir işçileri” günümüzde dinsel-kültürel farklılıklarını koruyarak, içinde yaşadıkları toplumların geleceğini şekillendirme safhasına girdiler. Özellikle de Avrupa ülkelerinde doğup büyümüş yeni kuşak dindarlar aracılığıyla Müslüman-Avrupalı kimliği giderek görünür olmaktadır. İslam ile Avrupa arasında hem çatışma hem de yakınlaşma içeren ilişkiler artık karşılaşmanın ötesine geçmiş, bu iki medeniyet çerçevesi birbirini dönüştürmeye, yeniden tanımlamaya koyulmuştur.1 Nilüfer Göle’nin göçmenlik-sonrası olarak adlandırdığı bu yeni dönemin en belirgin özelliklerinden biri Avrupa kamusal alanında İslam dininin görünürlüğü meselesinin Avrupa’nın iç meselesi olarak tartışılmasıdır.2 Bu toplumsal ve siyasi tartışmaların en önemlilerinden biri ise, hem bizzat Müslüman toplulukları ilgilendiren hem de Avrupalı yetkilileri meşgul eden, din görevlisi ve din bilgini/eğitmeni yetiştirme ve atama meselesidir. Hâlihazırda Avrupa ülkelerinde görev yapan imamların ve din görevlilerin çoğunluğu, Müslüman toplulukların köken ülkesinden gelmektedir. Ne var ki, bu “misafir” imamlar, genellikle geldikleri ülkenin sosyo-politik ve kültürel yapısından habersiz olmaları, kanunlarını bilmemeleri ve dilini konuşamamaları nedeniyle hem Avrupa ülkelerinin yetkilileri hem de Müslüman topluluklar nezdinde sorun olarak görülmeye başlamıştır. Bu bağlamda, Batı Avrupa ülkeleri İslam dinî alanının tanzimi için yeni tedbirler almaktadır. Bir yandan “misafir” imamların Avrupa’ya girişleri zorlaştırılmaktadır. Örneğin, 2007 yılında Danimarka’da “imam kanunu” olarak adlandırılan bir yasa ile ülkeye dışarıdan gelen tüm din görevlilerinin altı ay içerisinde Danca dil testinde başarılı olma zorunluluğu getirilmiştir.3 Bir yandan da bu imamlara özel formasyonlar vermek gibi politikalara başvurulmaktadır. Almanya Göç ve Mülteci Bakanlığı’nın (BAFM) 1 Bkz. Nilüfer GÖLE, İç İçe Girişler: İslam ve Avrupa, İstanbul: Metis, 2009. Nilüfer GÖLE, “Introduction: Islamic Controversies in the Making of European Public Spheres” Islam and Public Controversy in Europe içinde, Nilüfer GÖLE (haz.), s. 3-20, Londra: Ashgate, 2014. 3 İsmail BAŞARAN, Danimarka ve İslam, Kopenhag: Danimarka Türkiye Diyanet Vakfı, 2010, s. 43. 2 1 Zehra Gülbahar 2 Doktora Tezi Projesi “entegrasyon imamı” yetiştirme girişimi ya da Fransız İçişleri Bakanlığı tarafından Paris Katolik Enstitüsü’nde verilen “yabancı imamlar için laiklik kursları” bu politikalara örnek olarak gösterilebilir.4 Öte yandan Avrupa topraklarında “yerli” imam, din bilgini ve din görevlisi yetiştirecek altyapı oluşturma çabaları da görülmektedir. Örneğin, Hollanda ve Alman hükûmetleri ülkelerinin üniversitelerine bağlı İslam ilahiyatı bölümleri ve programları açmaktadır.5 “İmam sorunu” olarak adlandırılan bu mesele, Batı Avrupa ülkelerinin kendi ulusal bağlamlarının özelliklerine göre hem Avrupalı yetkililer hem de Müslüman topluluklar tarafından farklı şekillerde ele alınmaktadır. Örneğin, Fransa İslam Konseyi'ne (CFCM) bağlı imamlara yönelik bir kürsü açılmasının yanında, var olan özel Hıristiyan okullarında imam eğitimi verecek bölümlerin kurulmasını teşvik ederek bu soruna çözüm bulmaya çalışmaktadır. Ancak bu, Müslüman topluluklar için, özellikle de Türk kökenli Avrupalılar için sorunlu bir girişim olarak görülmektedir. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in deyimiyle, “Katolik okullarında imam yetişmez. Sonra, cemaat ardında namaz kılmaz.”6 Fransa’da laiklik ilkesi nedeniyle devlet üniversitelerinin ilahiyat fakülteleri bulunmuyor. Ancak, ülkenin Almanya sınırındaki Alsace bölgesi bir istisna oluşturuyor. Bu nedenle de, Fransa’da ilk kez bir devlet üniversitesinde bilimsel İslamoloji master programı, 1905 laiklik yasasının uygulanmadığı Alsace bölgesinde yer alan Strasburg şehrinde kuruldu.7 İslam dininin resmi olarak ikinci din kabul edildiği Avusturya (1878) ve Belçika (1974) gibi ülkelerde devlete bağlı İslam eğitimi kurumları ve/veya ilahiyat fakültelerinin açılması nispeten daha sorunsuz görünmektedir. 1998’de Viyana’da kurulan IRPA (Islamiche Religionspaedogogische Akademie), Avrupa’da İslam İlahiyatı formasyonu veren, devlete bağlı ilk kurumlar arasında yer almaktadır; ancak amacı ilahiyat bilimcisi yetiştirmekten ziyade ilk ve orta öğrenimde İslam din dersi verecek eğitmen yetiştirmektir.8 Belçika’da ise 4 Bkz. Benjamin BRUCE, “Les ‘imams’ exportés de la Diyanet en France : enjeu de politique étrangère, enjeu de politique intérieure”, Cahiers de l’obtic, n° 2, 2012, s. 16-21. 5 Bkz. M. Fatih GENÇ, “Avrupa ve Türkiye’de İlahiyat Fakülteleri Lisans Programları: İspanya, Bosna-Hersek, Hollanda, Belçika ve Almanya’daki İlahiyat Fakülteleri ile bir Karşılaştırma”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, cilt 13, no. 1, s. 27-45, 2013. 6 Bkz. http://www.zaman.com.tr/dunya_fransa-turkiye-ile-ilahiyat-fakultesi-kurmak-istiyor_649354.html 7 1905’te laiklik yasası çıktığında, Almanya’ya bağlı olan bazı bölgeler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar Fransa’ya bağlanmış; ancak laiklik kanununu kabul etmemişlerdi. Ülkenin, devlet üniversitesi bünyesindeki tek Katolik ve Protestan ilahiyat fakültesi de Strasbourg Marc Bloch Üniversitesi’nde bulunuyor. Bkz. http://www.igmg.org/tr/haberler/yazi/2008/03/27/fransada-ilahiyat-fakueltesi-aciliyor.html 8 Bkz. Françoise CURTITT ve Anne-Laure ZWILLING, “Enseignement de la théologie musulmane en Europe: contexte et contenu” La théologie à l’université: statut, programmes et évolutions içinde, Michel Deneken ve Francis Messner (haz.) s. 151-171, Cenevre: Labor et Fides, 2009. 2 Zehra Gülbahar 3 Doktora Tezi Projesi birçok arayışın ardından 2006 yılında, Louvain’deki Katolik Üniversitesi bünyesinde “formation continue en sciences religieuses” adlı program başlatılmıştır.9 Buna mukabil, “yerli imam” yetiştirme meselesi, Avrupa’da devlet ile din arasındaki yerleşik düzenlemeler konusunda da toplumsal ve siyasi tartışmaları tetiklemektedir. Örneğin, hâlihazırda Fransa’da, devletçe tanınmış “eski” dinlerin –Katoliklik, Protestanlık ve Yahudilik– görevlileri, 1905 laiklik yasası gereğince, devletin hiçbir müdahalesi/finansmanı olmaksızın yetiştirilmektedir. Ne var ki, Fransız devletinin, “İslam’ın entegrasyonuna bir çözüm ve dinsel barışın garantisi” olarak ele aldığı Müslüman din görevlisi yetiştirme konusuna müdahalesi bu yerleşik dengeyi altüst etmekte ve yetkililerin rahip ve hahamların faaliyetleri ve rollerini de sorunsallaştırmasına yol açmaktadır.10 Almanya’da da benzer tartışmalara şahit olmaktayız. Geleneksel anlamda dinin kamusal ifadesine daha açık olan Alman modeli, yeni dinsel çoğulculuk biçimleri karşısında Fransız laikliğine yaklaşmaktadır. Müslümanların dinsel talepleri devlet-din ilişkilerini tanzim eden yerleşik yapıları sarsmakta, Kiliselerin kamusal rolleri ve kurumsal ağırlıkları siyasi tartışma konusu olmaktadır.11 Özetle genel hatlarını çizmeye çalıştığım bu tabloda, Avrupalı din bilimci ve din görevlisi yetiştirme alanında T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı en başat aktörlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Diyanet 1970’lerden itibaren, Avrupa devletleriyle yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde Avrupa’daki Türk göçmenlere hizmet sunmak üzere din müşaviri, imam ve din görevlisi göndermektedir. Türk devletinin memuru sıfatına haiz olan Diyanet imamları, diğer etnik kökenlerden “misafir” imamlarla karşılaştırıldıklarında, ev sahibi ülkelerin yetkilileri tarafından olumlu karşılanmaktadır. Hâlihazırda, Diyanet Türkiye’den imam ve din görevlisi göndermeye devam etmekle birlikte 2006 yılında başlattığı Uluslararası İlahiyat Programı aracılığıyla “yerli” Avrupalı genç din bilimcileri, imam ve din görevlisi yetiştirme projesini hayata geçirmiştir. Medyada kısaca “imam sorunu” olarak adlandırılan Avrupalı Müslüman din görevlisi yetiştirme konusu, din ve entegrasyon meselelerinin birbiri içine geçtiği, din işleri bağlamında seküler devletin rolü ve müdahalesi üzerine toplumsal ve siyasi tartışmaların yaşandığı 9 Bkz., Mustafa DÖNMEZ, “Belçika’da Din Görevlisi Yetiştirme Sorunu”, http://www.gundem.be/tr/belcika/belcika-da-din-gorevlisi-yetistirme-sorunu 10 Francis MESSNER, “Les pouvoirs publics et la formation des cadres religieux en France”, in Formation des cadres religieux en France: une affaire d’Etat ? Francis MESSNER ve Anne-Laure ZWILLING (haz.) Cenevre: Labor et Fides, 2010, s. 13-24. 11 Sylvie TOSCER-ANGOT, Les enfants de Luther, Marx et Mahomet: religion et politique en Allemagne, Paris: Desclée de Brouwer, 2012, s. 194-5. 3 Zehra Gülbahar 4 Doktora Tezi Projesi alanlardan biridir. Doktora tez çalışmamda, Avrupa’da İslam dini eğitiminin ve İslamın yeni kuşaklara aktarımının yol açtığı yeni soru ve sorunları, “imam yetiştirme” projelerinden birine, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Uluslararası İlahiyat Programı’na odaklanarak incelemeyi amaçlıyorum. 2006’da açılan bu program, Avrupa ülkelerinde doğmuş, büyümüş, lise diplomasını almış ve bu ülkelerin pasaportuna haiz genç kuşak Türk kökenli Müslüman Avrupalı öğrencilere yönelik olarak geliştirilmiştir. UİP öğrencilerinin biyografik portrelerini çizerek, Avrupa’nın Türk kökenli dindar Müslüman gençlerinin sosyal ve kültürel sermayelerini anlamaya, anlamlandırmaya çalışacağım. Bu portreler ayrıca, sosyal bilimlerde sıkça kullanılan “göçmen kökenliler” soyut kategorisine birer yüz ve derinlik katacaktır. UİP müfredatını ve Türkiye’deki İlahiyat Fakültelerinde Avrupalı öğrencilere verilen eğitimin özelliklerini inceleyerek, İslam ilahiyatının Avrupa bağlamında öncelikleri olduğunu anlamayı hedefliyorum. Öte yandan, Türkiye’deki eğitimlerini tamamlayıp Avrupa şehirlerine geri dönen UİP mezunlarının nerelerde görev aldıklarını, hangi alanlarda akademik çalışma yürüttüklerini ve geniş toplumla ilişkilerini araştırmak suretiyle bu yeni kuşak İslam bilimcilerinin ve din görevlilerinin Avrupa’nın bugününe ve yarınına nasıl bir ışık tuttuklarını sergilemeye çalışacağım. Tez çalışmamda bilimsel metodoloji olarak mikro-sosyolojik yönteme başvuracağım. Bir başka ifadeyle, Diyanet ve DİTİB yetkilileriyle görüşmeler, UİP öğrencileri ve mezunlarıyla derinlemesine mülakatlar gerçekleştirmeyi amaçlıyorum. Ayrıca, “katılımcı gözlem” yöntemi çerçevesinde UİP öğrencilerinin aldığı dersleri izlemeyi ve UİP mezunlarını Fransa ve Almanya’daki yaşam ve çalışma alanlarında takip etmeyi hedefliyorum. Çoğunlukla Fransa ve Almanya DİTİB bünyesinde görevlendirilen bu yeni mezun ilahiyatçıların verdikleri seminerlere katılmayı, hutbe ve vaazları dinlemeyi, yürüttükleri dinler-arası diyalog çalışmalarını ve diğer dinlerin din görevlileriyle ilişkilerini gözlemleyeceğim. Fransız ve Alman hükümetleri “imam” eğitimini kurumsallaştırmaya yönelik altyapı çalışmalarında yerleşik Hıristiyan Kiliselerini model olarak almakta, Hıristiyan din görevlileri ve kurumlarıyla işbirliği yapmaktadır. Bu bağlamda, seküler devledinler arasındaki ilişkiler açışından Avrupa’nın dinsel peyzajında ortaya çıkan yeni meseleleri, fırsatları ve gerilimleri anlayabilmek için Katolik ve Hıristiyan din görevlileri ile mülakatlar yapmak da çalışmamın ana hedeflerinden birini oluşturmaktadır. 4