kültür sanat derneği müzayedesi

advertisement
K Ü LT Ü R S A N AT D E R N E Ğ İ
1 9 0 5 K Ü LT Ü R S A N AT
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
21 Ocak 2014, Salı
Mim Kemal Öke Cd. No: 11 Kat 1 Nişantaşı 34367
Tel: 212.225 00 69 / 212.224 30 50 Faks: 212.240 29 85
e-mail: [email protected]
www.alifart.com
47
D E R N E Ğ İ M Ü Z AY E D E S İ
21 Ocak 2014, Salı
Hilton Convention Center
CHALABI - KESKİNER
KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ
MÜZAYEDESİ
Yöneten
Nihal SARIGÜL
21 Ocak 2014, Salı
Hilton Convention Center
Müzayede Öncesi: (0) 212 225 00 69 - 224 30 50 - (0) 533 746 95 39
Müzayede Günü: (0) 536 295 40 99 - (0) 543 675 85 92
Online Katalog: www.alifart.com
Alif Art Antikacılık A.Ş.
Mim Kemal Öke Cad. No: 11 Nişantaşı 34367 İstanbul
Tel: (0) 212 225 00 69 - 224 30 50 Faks: (0) 240 29 85
E-mail: [email protected]
Bu anlamlı müzayedeye eserlerini
vererek katkıda bulunan koleksiyonerlere ve
müzayede organizasyonu konusundaki
deneyimlerini bizimle paylaşan
Alif Art'a sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Müzayededen elde edilecek gelirden
Alif Art komisyon almamaktadır.
Fotoğraf: Bahadır Taşkın
Grafik Tasarım: Kemal Kara
Baskı: Promat A.Ş.
2
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
G
alatasaraylı, kültür ve sanata her zaman, spora olduğu kadar değer vermiştir. Yüzyılı
aşan bir süredir değişmeyen bu duyarlılık sürekli artmış ve ülkemizin kültür ve sanat
ortamında ağırlığı hissedilen bir gelenek halini almıştır.
Derneğimiz, gurur ve heyecan duyduğumuz bu geleneğimizin devamı olarak yeni bir kültür
ve sanat programı oluşturmuştur. Bu program, bizleri sadece Türkiye’de değil, dünyada da,
kültür ve sanat programı oluşturan ilk spor kulübü niteliğine kavuşturmuştur.
Derneğimizin politikasının ana hedefi, spor yanında, kültür ve sanat aktivitelerini
desteklemek, Galatasaray’ımızın içinden yetişen kültür ve sanat insanlarını
sizlerle buluşturmaktır.
Büyük heyecan duyduğumuz bu yeni programımızın ilk aktivitesi, “Galatasaray’lı
Ressamlar Müzayedesi” ile başlıyor ve bundan sonra hepsi birbirinden değerli
programlarla devam edecek.
Galatasaraylı ressamlar, Osmanlı’nın resim geleneğine en başından itibaren yön vermiş,
gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Nitekim Türk Resim Tarihi, Galatasaray’lı
ressamların katkısı olmaksızın düşünülemez.
Galatasaraylı’lar olarak amacımız, sadece geçmişte Türk kültürüne olan önemli katkımızı
hatırlamak ve ortaya çıkarmak değil bu değerli katkıyı günümüzde de devam ettirmek,
Türkiye’nin güncel kültür ve sanat ortamına hizmet etmektir.
Bu amacımız doğrultusunda bizlere vermiş olduğunuz değerli desteğiniz için
şimdiden teşekkür ederiz.
KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ
3
4
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
GALATASARAY LİSESİ
Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultânî) Türkiye'nin en eski eğitim kurumlarından biridir.
SARAY MEKTEBİ DÖNEMİ
XV. yüzyılda saray mektebi Enderun, Osmanlı sarayında padişahın günlük yaşamını geçirdiği, sarayın eğitim birimlerinin, kütüphanenin, hazine odasının yer aldığı büyük bahçe içine kurulu bir kompleksti. Burada, başta padişah olmak üzere, saraydaki
diğer görevlilerin danışabileceği birçok alanda bilgi sahibi kişiler hizmet vermekteydi. Yükseköğrenimlerini Saray Okulu'nda
alan bu kişilerin ilk ve orta dereceli eğitimlerini layıkıyla sağlamak amacıyla, Sultan II. Bayezid, 1481 yılında "Galata Sarayı
Hümayûn Mektebi" adında bir okul kurarak Osmanlı saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturmuştur. Kurum, Enderûna üst
düzeyde eğitimli görevli yetiştirdiğinden, Mekteb-i Sultanî ve
Galata Sarayı Ocağı gibi adlara da sahiptir.
Evliya Çelebi'nin aktardığı hikâyeye göre ise okulun kuruluşu
daha farklı olmuştur; II. Bayezid, bir kış günü Galata sırtlarında
avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde, köhnemiş küçücük bir kulübe görür. Kulübenin sahibi Gül Baba ile
tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve Gül Baba'nın isteği üzerine bu bahçeye bir
mektep ve bir darüşşifa (hastane) yaptırır.
1675 yılına gelindiğinde, ocaktaki iç oğlanlardan yeteneklileri
saraya alınmaya başlanırken, diğerleri süvari bölüklerine dağıtılmaya başlanmış ve kurum on yıllığına tasfiye edilmiştir. 1715
yılında yeniden açılan ocak, tekrar acemi oğlanların eğitimini
üstlenmiştir. 1820 yılına dek Osmanlı'nın en önemli kurumlarından biri olan Galata Sarayı Ocağı, bu yıldan sonra Tıbbiye
ve kışla olarak kullanılmıştır.
okullar Osmanlı'dan çok Fransa'nın denetiminde idiler. Amaç,
Osmanlı Devleti'nin etkin olacağı batılı bir kurum yaratmaktı.
Bu amaç doğrultusunda 1 Eylül 1868'de Abdülaziz'in katıldığı
bir törenle “Mekteb-i Sultanî” adıyla kurum yeniden faaliyete
geçmiştir. Dönemin Paris büyükelçisi Mehmed Cemil Paşa ile
Hariciye Nazırı Fuad Paşa'nın çabalarıyla kurum Fransa'daki
lise eğitimine denk ve aynı kalitede öğrenci yetiştirmiştir.
1908 yılında müdür Tevfik Fikret Bey'in yaptığı yeniliklerle; ilk,
orta ve lise için 3'er yıllık programlar hazırlanarak eğitim süresi 9 yıla çıkarılmıştır. Ayrıca Farsça, Arapça, İtalyanca, Latince,
Rumca, Ermenice ve Almanca dersleri isteğe bağlı olarak seçmeli ders statüsüne getirilirken, piyano ve keman dersleri de
programa dahil edilmiştir.
Öte yandan 1905 yılında, Ali Sami Yen ve arkadaşlarından oluşan bir grup öğrenci Galatasaray Spor Kulübü'nü kurmuşlardır.
LİSE DÖNEMİ
1927 yılında kurum, Galatasaray Lisesi adıyla ve Cumhuriyet
devrimlerine uygun olarak eğitime başlamıştır. Teneffüslerde
Fransızca konuşma zorunluluğu kaldırılmış ve genel kültür
dersleri Türkçe verilmeye başlanmıştır. 1965 yılında okula kabul edilen kız öğrenciler için Feriye Sarayları hizmete açılmıştır. 1968'de Mekteb-i Sultanî'nin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle liseyi
ziyaret etmiştir. 1975'te ise kurum, Anadolu lisesi konumuna
getirilmiş ve ortaokul ile liseden oluşan eğitim 8 yıla çıkarılmıştır. 14 Nisan 1992 tarihinde Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında imzalanan protokolle ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan
Galatasaray Eğitim Öğretim Kurumu (GEÖK) hayata geçirilmiştir. GEÖK bünyesinde 1993 yılında Galatasaray İlköğretim
Okulu, 1992 yılında ise Galatasaray Üniversitesi kurulmuştur.
MEKTEB-İ SULTANİ (1880-1893
YILLARI ARASINDAKİ GÖRÜNÜM)
XIX. yüzyılda önemi ve işlevi gün geçtikçe artan kurum,
Osmanlı'da Batılılaşma döneminin ve Tanzimat uygulamalarının bir simgesi olmuştur. Çünkü bu kez de Osmanlı'da hukuksal, siyasal ve sosyal alanda gerçekleştirilecek yenilikleri
yaşama geçirecek aydın kadrolara ve bu kadroların yetiştirilmesi için geleneksel eğitimin dışında batılı programları da
bünyesinde barındıran bir eğitim kurumuna ihtiyaç duyulmuştur. İstanbul'da daha ziyade yabancıların ve gayrimüslim Osmanlıların devam ettiği ve Fransızca eğitim veren Saint Benoit, Notre Dame de Sion gibi okullar vardı, ancak bu
5
SULTAN ABDÜLAZİZ
(D.1830 - Ö.1876)
Saltanat Yılları: 1861-1876
32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam
Halifesi’dir. Sultan II. Mahmud
ve Pertevniyal Sultan'ın çocuğu,
Abdülmecid'in kardeşidir. Abdülaziz,
25 Haziran 1861 tarihinde kardeşinin
ölümü üzerine, 31 yaşında iken
tahta geçmiştir. Güreş, cirit ve av
sporlarına meraklı olan padişahın
tahtta kaldığı sürece en çok
üzerinde çalıştığı konu Osmanlı
Donanması'nın modernizasyonu idi.
Bu nedenle o dönemlerde Avrupa
devletlerinden alınan kredilerin
çoğu bu konuda harcanmıştır.
Sayısı gün geçtikçe artan Osmanlı
Ordusu'nun askerlerine yetecek
dönemin son model top ve tüfeklerin
de sağlanması Abdülaziz döneminde
gerçekleşmiştir. Sultan Abdülâziz
hükümdarlığı süresince sık sık ülke
içi ve ülke dışı temaslarda bulunmuş
geziler düzenlemiştir. Yavuz Sultan
Selim'den sonra Mısır'ı ziyaret
eden ilk ve tek Osmanlı Padişahı
Abdülaziz'dir. Eyaletlerin yanı sıra
Abdülaziz Batı Avrupa'da ziyaretler
yapan ilk ve tek padişahtır. 1867
yılında Paris'te açılan büyük bir
sanat sergisine III. Napolyon'un
daveti üzerine katılan Abdülaziz,
sergiden sonra imparator ile
temaslarda bulunmuş İngiltere,
Belçika, Almanya, AvusturyaMacaristan gezilerinden sonra da
geri dönmüştür. Ayrıca Richard
Wagner'in Bayreuth operasına
maddi yardımda bulunmuş ve davet
edilmiştir. Seyahatlerinde İngiltere
Kraliçesi Victoria, Belçika Kralı II.
6
Leopold, Prusya Kralı I. Wilhelm,
Avusturya-Macaristan İmparatoru
François-Josef ve Romanya
Prensi I. Karol ile görüşmüştür.
Osmanlı'da Abdülaziz döneminde
Batı'yla iyi ilişkiler kurulmasına
özellikle dikkat edilmiştir. Tanzimat
Fermanı ile Osmanlı'nın girdiği
Batılılaşma süreci bu dönemde
de devam etmiştir. Ülke genelinde
yeni vilâyetler ilân edilmiş ve
İstanbul Üniversitesi Fransız Eğitim
sistemi örnek alınarak tekrar
düzenlenmiştir. Doğu Ekspres'in bir
durağı olan Sirkeci Garı'nın temelleri
onun döneminde atıldığı gibi, bugünkü
Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultanî)’nin
yeniden faaliyete geçmesi 1 Eylül 1868'de
bizzat Sultan Abdülaziz'in katıldığı törenle
olmuştur. Döneminde yaşanan önemli
olaylardan bir kısmı ise Rusya ve
Avrupa devletlerinin kışkırttığı
Balkan isyanlarıdır. 1861-64 yılları
arasındaki Karadağ İsyanı İkinci
Karadağ Harekatı ile bastırılmasına
rağmen, Karadağ sorunu büyümeye
devam etmiştir. 1861-66 yılları
arasındaki Eflak-Boğdan olayları
Birleşik Romanya'nın doğuşunu
ve bağımsızlık mücadelesini
hızlandırmıştır. 1862-67 yılları
arasındaki Sırbistan olayları ise Türk
askerlerinin Sırbistan'daki kalelerden
çekilmesiyle sonuçlanmıştır. 1866-68
arasındaki Girit Ayaklanması Girit
Nizamnamesi ile çözümlenmeye
çalışıldıysa da Girit'in kaybına giden
olaylar dizisi başlamıştır. Hıdivlikle
yönetilen Mısır'ın özerklik haklarının
genişletilmesi bu eyaletin 1882'de
kesinkes kaybına yol açan Mısır'ın
borç sorununun ortaya çıkmasına
başlangıç teşkil etmiştir. Abdülaziz'in
hükümdarlığının son yılları ise 187576 yılındaki Hersek İsyanı ile 1867'de
başlayan ve 1876'da iyice yayılan
Bulgar İsyanları ile mücadele ederek
geçmiştir. 30 Mayıs 1876 Darbesi ile
tahttan indirilmiştir.
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
1
“SULTAN ABDÜLAZİZ (1861-1876)” TUĞRASI “Hüseyin Gündüz (1960)” ketebeli, aharlı kâğıt üzerine is mürekkebi ile
kaleme alınmış eserde, iki adet “Sultan Abdülaziz” tuğrası yer almaktadır. Tuğraların çevreleri altın kullanılarak, halkari tarzında bahar çiçekleri ile tezyin edilmiştir. Aynı istiften biri büyük, diğeri küçük tuğranın
yanına konması sayesinde, eserde derinlik etkisi sağlanmıştır. Hat sanatının güzel bir örneğidir.
45 x 60 cm.
Ğ 8.000
HÜSEYİN GÜNDÜZ (1960)
En genç hattatlarımızdandır. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamlamıştır. Halen Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Hat
Bölümü’nde eğitim vermektedir. Hüsn-ü Hat sanatına ilgisi 1975 yılında talik,
rik’a ve nesih hocası Muhittin Serin’in teşvikiyle başlamıştır. Aynı yıl rahmetli
hocası Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih hatlarını meşk ederek 1980 yılında
icâzetnamesini almıştır. Kemal Batanay’dan da talik meşk etmiştir. Üstâdın
birçok özel koleksiyonda yazıları bulunmaktadır. (Ref: Şevket Rado, Türk
Hattatları)
7
ABDURRAHMAN ŞEREF BEY
(1853-1924)
Okul No: ?
Okul Yılları: ?-1873
Öğretmenlik ve Müdürlük
Yılları: 1894-1908
Son Osmanlı Vakanüvisi (tarihçisi)
ve devlet adamı. İstanbul’da doğan
Abdurrahman Şeref Bey 1873
yılında Mekteb-i Sultani’den mezun
olmuştur. Sultani’nin yetiştirdiği
ilk Türk öğrencilerinden biridir.
İlk önceleri tarih ve coğrafya
öğretmenliği yapmış, daha sonra
Mektebi Mülkiye’de ve 1894-1908
yılları arasında 14,5 yıl Galatasaray
Lisesi’nde müdürlük yapmıştır.
Gayet sakin, şefkatli bir insan
olan Abdurrahman Şeref Bey
okulda kendisini çok sevdirmiş,
Mülkiye’de olduğu gibi burada da
zamanın istibdat idaresinin okula
müdahalesine mani olmuş, buralarda
esen hürriyet havasını muhafaza
imkânını sağlamıştır. Mekteb-i
Sultani’de huzur ve istikrar ancak
kendisi zamanında sağlanabilmiştir.
İki defa Maarif Nazırlığı görevinde
bulunmuştur. 1909 tarihinde
vakanüvistlik görevine getirilmiştir.
Osmanlı Devleti’nin resmi tarihçiliği
olan vakanüvislik görevini 1 Kasım 1922
tarihinde saltanatın kaldırılışına kadar
sürdürmüştür. Bu görevi sırasında
bir ara 1918’de Evkaf Nazırlığı’da
yapmıştır. Kurtuluş Savası’ndan sonra
1923 yılında ikinci dönem meclisine
İstanbul milletvekili olarak girmiştir.
En yaşlı üye olduğu için ikinci dönem
meclisini başkan olarak açmıştır.
Abdurrahman Şeref Bey, resmi
8
2
GALATASARAY LİSESİ MÜDÜRÜ
“ABDURRAHMAN ŞEREF BEY”E AİT ÜNİK BELGELER (11 Parça)
görevleri yanında çeşitli ilmi
faaliyetlerde de bulunmuş, çoğu
ders kitabı özelliğinde birçok eser
kaleme almıştır. Tarih-Osmânî
Encümeni’nin başkanlığını da
yapmış, bu kurumun yayın organı
olan Tarih-i Osmânî Encümeni
Mecmuası’nda çeşitli makaleler
yazmıştır.
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
a. Sicil Ahval Dairesi tarafından onaylı, 15 Şubat 1332 (1914) tarihli ünik
yazma tercüme-i hâli (biyografisi) ve Avrupaî, meşin kahverengi cildi.
b. Pascal Sabah tarafından çekilmiş gençlik fotoğrafı.
c. Osmanlı Devleti Vakanüvisi (resmi tarihçisi) olarak basılmış
fotokartı.
d. Enderun-ı Hümayûn Tensikât Komisyonu Reisi ve Vak’anüvisi
sıfatıyla kendi eliyle yazdığı, 25 Temmuz 1325 (1907) tarihli bir
dilekçesi.
e. Ankara’da ilk mecliste İstanbul Mebusu olarak el yazısı ile
hazırladığı iki adet Tekâlif Kanunu müsveddesi (Türkiye Büyük Millet
Meclisi antetli kâğıdına yazılmış).
f. Muallim ve İstanbul Mebusu Abdurrahman Şeref Bey’in cenaze
töreni hakkında İstanbul Şehremaneti (Belediyesi) tarafından
bastırılmış yönetmelik.
g. Üstad-ı mağfur Abdurrahman Şeref Bey’in cenaze merasimi
fotoğraflı, 26 Şubat 1340 (1924) tarihli Servet-i Fünûn Mecmuası.
h. Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazı ve tabutunun fotoğrafı.
Ğ 5.000
9
SÂMİ YETİK (1878-1945)
Öğretmenlik Yılları: 1937-1938
Bir süre Mekteb-i Mülkiye’ye
gittikten sonra askerliğe olan
ilgisinden dolayı buradaki eğitimini
yarım bırakarak Kuleli Askeri
İdadisi’ne geçmiştir. Resimle olan
ilişkisi okuldaki resim hocası
Osman Nuri Paşa’dan aldığı resim
dersleriyle başlamıştır. 1896’da
Mekteb-i Harbiye’ye geçen sanatçı
burada Hoca Ali Rıza’nın öğrencisi
olmuştur. Öğrenimi bittikten sonra,
1899’da da Eyüp Askeri Baytar
Rüşdiyesi’ne resim öğretmeni olarak
atanmıştır. 1900’de Sanayi-i Nefise
Mektebi Resim Bölümü’ne giren
sanatçı bu dönemde daha çok
akademik kurallara bağlı kalarak
çalışmıştır. Altı yıllık bir eğitimden
sonra 1906’da mezun olmuş ve resim
öğrenimi için Paris’e gönderilmiştir.
1910-12 arasında Julian ve Pijien
akademilerine devam ederek
Jean-Paul Laurens’in (1838-1921)
öğrencisi olmuş ve izlenimci renk
anlayışına yönelmiştir. Galatasaray
Lisesi resim öğretmenliği yapmış
ve düzenli olarak Galatasaray
Sergisi’ne katılmış olan sanatçı,
1912’de Türkiye’ye dönmüş ve Kuleli
Askeri İdadisi’ne resim öğretmeni
olarak atanmıştır. Aynı yıl Balkan
Harbi’ne katılmış, savaştan sonra
Mehmet Ali Laga ile birlikte esir
düşmüş ve bir süre Sofya’da
kalmıştır. Bu tarihten sonra büyük
boy savaş resimleri yapmaya
başlayan sanatçının bu resimlerinde
canlı bir fırça vuruşuyla coşkulu
bir anlatım görülür. 1917’de Harbiye
Nazırı Enver Paşa tarafından Şişli’de
10
açılan atölyede Mehmet Rûhi,
Hikmet Onat, Nâmık İsmâil, İbrahim
Çallı, Ali Sâmi Boyar ve Ali Cemal
(Beyrutlu) gibi sanatçılarla çalışarak
“Tuna Önünde”, “Keşif Kolu” gibi
bir dizi büyük boyutlu savaş resmi
gerçekleştirmiştir. Sanatçının bu
resimlerinden dokuz tanesi 1918’deki
Berlin ve Viyana sergisinde yer
almıştır. Savaş konulu resimlerin
yanı sıra Türk köy yaşamıyla ilgili
resimler de gerçekleştirmiştir. Bu
çalışmalarında, Türk köylüsünü
günlük yaşamı içinde be belgesel
denebilecek özellikleriyle tuvale
yansıtmıştır. Osmanlı Ressamlar
Cemiyeti’nin üyesi olan Yetik,
cemiyetin çıkardığı dergide düzenli
olarak yazmış ve basımı 1940’ta
gerçekleşen “Ressamlarımız” adlı bir
kitap hazırlamıştır. (Ref: Eczacıbaşı
Sanat Ansiklopedisi)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
3
SÂMİ YETİK (1878-1945)
“Lüksemburg Bahçesi, Aslanlı Sütun”
Eski ve yeni Türkçe imzalı, Paris 3 Temmuz (1)340 (M. 1921) tarihli,
mukavva üzerine yağlıboya.
18,5 x 26,5 cm.
Ğ 17.000
Eser; Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi – 6 “Sami Yetik”
kitabının 138. Sayfasında yayınlanmıştır.
11
4
SÂMİ YETİK (1878-1945)
“Bursa, Nilüfer Çayı’ndan”
İmzalı, duralit üzerine yağlıboya.
33 x 24 cm.
Ğ 50.000
Eski, Ekrem Topçu koleksiyonu.
Eser; Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi – 6 “Sami Yetik”
kitabının 239. Sayfasında yayınlanmıştır.
12
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
13
CİHAT BURAK (1915-1994)
Okul No: 1208
Okul Yılları: 1921/23-1937
Orta öğrenimini Galatasaray
Lisesi’nde tamamlayan sanatçı,
1943’te Güzel Sanatlar Akademisi
Mimarlık Bölümü’nden mezun
olmuştur. Uzun süre mimarlık yapmış,
Sedat Hakkı Eldem, Bonatz ve Emin
Onat’la çalışmıştır. 1953-1955 ve
1961-1965 yılları arasında, Paris’te
resim çalışmaları yapmıştır. Sanatçı,
resimlerinde toplumun ve bireylerin
içinde bulunduğu çelişkileri bir halk
sanatçısının saf ve önyargısız bakış
açısıyla yorumlamıştır. 1960’larda
toplumsal psikoloji, toplumsal eleştiri
ve toplumsal gerçekçilik anlayışını,
açık bir anlatım ve fantastik bir
yönelimle tuvale aktarmıştır.
Yapıtlarındaki mizah duygusunun
kaynağı halka özgü espri anlayışıdır.
Ancak bu mizah, bir eğlenmeden
çok yozlaşan değerlerle alay ve
eleştiriden kaynaklanmış, toplum
yaşantısının çelişkilerine eğilmek
olmuştur. Bu nedenle resimleri bir
tür eleştirel gerçekliğe sahiptir.
Konularını, naiflere özgü bir duyarlık
ve özgür bir kurguyla ele almakla
birlikte Burak, gerek eğitimi, gerek
sanat birikimi ve bilincinden ötürü
saf bir naif sayılmazdı. Günlük
yaşam kesitlerini, anılara ve bir
düş âlemine bağlayan sanatçının
yapıtlarında, derin bir öyküsel
anlatımla ilişkiler kuran zengin bir iç
dünyanın yansımaları görülmektedir.
Burak, mimar olmasından ötürü,
mimarca kurulmuş ve görünüme
önem vermekle birlikte kullandığı
çizgi ve boya, ressamca bir
14
serbestlik ve duyarlılık da taşımıştır.
Sanatçı, 1982’de Sedat Simâvi Vakfı
Görsel Sanatlar Ödülü’nü, 1991’de
de Plastik Sanatlar Derneği Onur
Belgesi’ni almıştır. (Ref: Eczacıbaşı
Sanat Ansiklopedisi)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
5
CİHAT BURAK (1915-1994)
"Kaplan"
İmzalı, (19)90 tarihli, mukavva üzerine yağlıboya.
23,5 x 23,5 cm.
Ğ 8.000
15
NÂMIK İSMAİL (1890-1935)
Okul No: ?
Okul Yılları: 1909/10-1912
Orta öğrenimini Galatasaray
Lisesi’nde tamamlayan Nâmık İsmail,
Sanâyî-i Nefise’de öğrenim görmüştür.
Bu okulu bitirince Fransa’ya
gönderilmiştir. Paris’te süsleme
sanatları dalında öğrenim görmüş,
Julian’a ve Cormon atölyesine devam
etmiştir. 1914’de tatil için döndüğü
İstanbul’da Birinci Dünya Savaşı
nedeniyle Paris’e dönememiştir. 1917’de
Enver Paşa’nın Şişli’deki atölyesinde
savaş resimleri yapmış, bu resimleri
Berlin’de sergilemiştir. Bir süre
Liebermann ve Corinth atölyelerinde
çalışmıştır. Sanâyî-i Nefise’ye müdür
yardımcısı olarak atanmış, 1922’de
yeniden Paris’e gitmiştir. Paris’ten
döndükten sonra resim eğitimini
denetleme göreviyle müfettişliğe
atanmıştır. 1927’de başladığı akademi
müdürlüğü görevini 1935 yılında
emekliye ayrılana kadar sürdürmüştür.
Resimlerinde gelenekten çok,
işlevselliğin savunmasını yapmıştır.
Nâmık İsmail manzara, portre, figür
ve çıplak türüne giren çalışmalarıyla,
bu resimlerinde kullanılan renk
tekniğiyle kendini gösterir. Manzara,
özellikle o dönemde, Fransa’da
bulunmuş ve Fransız resmindeki
izlenimcilik akımına ilgi duymuş
sanatçılar için, bu anlatımını çok
başarıyla uygulayabildikleri bir
tür olmuştur. Özellikle Boğaziçi
ve Adalar en sık betimlediği
yerlerdi. Nâmık İsmail, çok sayıda
kent görünümleri gerçekleştiren
bir sanatçıydı. İstanbul dışında,
Bursa (Şadırvan ve Külliye’den) ve
16
Ankara’dan (Ankara Kalesi ve Eski
Ankara) resimler yapmıştır. Deniz,
sanatçının yaşamında olduğu kadar
sanatında da önemli bir yer tutar. Kimi
örneklerde sahiller, kıyıdaki evlerle,
kimilerinde de sandallar, mavnalarla
işlenmiştir. Deniz, Nâmık İsmail’in ışığı
ustaca kullandığı bir türdür (Sahilden
Akademi ve Mavnalar). (Ref: Yapı
Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi,
Nâmık İsmail)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
6
NÂMIK İSMAİL (1890-1935)
“Mavnalar”
İmzalı, mukavva üzerine yağlıboya.
20 x 25,5 cm.
Ğ 15.000
17
CELAL ESAD ARSEVEN
(1875-1971)
Okul No: 7
Okul Yılları: 1888-1891
Sultan Abdülaziz dönemi
sadrazamlarından Ahmed Esad
Paşa’nın oğludur. Annesi Fatma
Suzidil hanımefendidir. Resimden
edebiyata, tiyatrodan sinemaya,
mimari ve şehircilikten sanat
tarihçiliğine geniş bir alanda
ürünler veren Celal Esat Arseven,
ilköğrenimine Beşiktaş’ta
Taşmektep’te başlamıştır. Daha sonra
Hamidiye Mektebi’nde, 1888 yılında
Galatasaray Mekteb-i Sultânisi’nde
(Galatasaray Lisesi) ve Beşiktaş
Askerî Rüşdiyesi’nde öğrenim
görmüştür. Daha lisede okurken 1889
yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne
girmiş ve mezun olmuştur. Güzel
Sanatlar Akademisi’nde de okurken
II. Abdülhamid’in özel emri ile Harp
Okulunun asiller sınıfına alınmıştır.
1894 yılında piyade subayı olarak
mezun olmuştur. 1908 yılında
arkadaşı Selah Cimcoz ile “Kalem”
adlı mizah dergisini çıkarmıştır.
Öğrenim yıllarında Hoca Ali Rıza
Bey’den ve Zonaro’dan sulu boya
dersleri almıştır. 1908’de Türk
ressamlarının eserlerini teşhir etmek
ve mabeyn orkestrası ile konserler
vermek üzere Harbiye Nezareti
tarafından Avrupa’ya gönderilmiştir.
Dönüşünde kolağası iken (Kıdemli
yüzbaşı) istifa etmiş ve kendini
tamamiyle sanata vermiştir. 1910
yılında Selah Cimcoz ile ortakaşa
“Selim-i Salis” adlı oyunu yazmış,
büyük ilgi gören oyun 1958’de “III.
18
Selim” adıyla basılmış ve Devlet
Tiyatroları’nda da sahnelenmiştir.
I. Dünya Savaşı sırasında Kadıköy
Belediyesi Şube Müdürlüğü, sonra
resim sanatçıları için Avrupa’da
sergi tertipleme görevlerinde
bulunmuştur. 1921-1941 yılları arasında
Güzel Sanatlar Akademisi Mimari
Tarihi ve Şehircilik dersleri vermiştir.
Akademideki görevine ek olarak 1923
yılından sonra bir ara Darülbedayi
Müdürlüğü yapmıştır. 1932 yılında I.
Tarih Kongresi’ne katılmış, 1933- 1937
yılları arasında, Kadıköy Halkevi
Başkanlığı yapmıştır. 1942’de
İstanbul milletvekili olarak meclise
girmiş, 1946’da Giresun milletvekili
seçilmiştir. 25 Ekim 1971’de 96 yaşında
iken “Devlet Kültür Armağanı”nı
kazanmıştır.
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
7
CELAL ESAD ARSEVEN (1875-1971) (Dört Adet)
a. İmzalı, ibareli, kâğıt üzerine suluboya “Büyükada”.
23,5 x 33,5 cm.
b. İmzalı, kâğıt üzerine suluboya “Şehit hatları vapurunda”.
21 x 28 cm.
c. İmzalı, 1955 tarihli, ibareli, kâğıt üzerine suluboya “Kadıköy, Köşk
bahçesi”.
22,5 x 29,5 cm.
d. İmzalı, kâğıt üzerine suluboya “Interieur”.
22,5 x 30,5 cm.
Ğ 14.000
19
KEMAL ZEREN (1901-1977)
Öğretmenlik Yılları: 1949-1967
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi Resim ve Dekoratif
Sanatlar Bölümü’nü bitirmiştir.
Hikmet Onat, İbrahim Çallı
ve Nâmik İsmail atölyelerinde
çalışmıştır. Paris’e giderek 1930’da
Julian Akademisi’ne, 1938’de
Andre Lhote atöleyesine devam
etmiştir. Afyon, Balikesir, Kocaeli,
Edirnekapı ve Eyüp ortaokularında,
daha sonra da Darüşşafaka ve
Galatasaray Liselerinde resim ve
sanat tarihi öğretmenliği yapmıştır,
1964 yılında emekli olmuştur. Bir
ara Şişli Müzesi’nde, Atatürk konulu
tabloların onarımında çalışmıştır.
İzlenimciliğin akademik temellerine
bağlı bir sanat anlayışı paralelinde,
peyzaj konularına ağırlık vererek
çalışmıştır. Devlet Resim ve Heykel
Sergilerine, dernek sergilerine,
Büyükada sergilerine katılmıştır.
(Ref: Türk Plastik Sanatçıları, Kaya
Özsezgin)
20
8
KEMAL ZEREN (1901-1977)
“Büyüada’dan”
İmzalı, 1963 tarihli, duralit üzerine yağlıboya.
50 x 68 cm.
Ğ 10.000
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
21
HALİL DİKMEN
(1906-1964)
Öğretmenlik Yılları: 1937-1938
1927 yılında Sanayi-i Nefise
Mektebi’nden mezun olduktan sonra
1928 yılında Paris’e gönderilmiştir.
Academie Julien’de Albert
Laurens’ın, sonra Andre Lhote’un
öğrencisi olmuştur. Paris’te üç yıl
resim öğrenimi gördükten sonra
1931’de yurda dönüşünde, Kayseri
ve Galatasaray Liseleri’nde resim
öğretmenliği yapmıştır. 1937 yılında
Resim ve Heykel Müzesi’ne müdür
olarak atanmıştır. 1949 yılında bu
görevinin yanında, ayrıca Güzel
Sanatlar Akademisi Resim Galerisi
öğretmenliğini de sürdürmüştür.
diye nitelenebilecek manzara,
ölüdoğa ve figür çalışmaları vardır.
Geometrik – figüratif bir çalışma
olan “Köylü Kadınlar” gibi birkaç
soyut çalışmasının dışında resimleri,
gerçekçi geleneğe dayanmaktadır.
Halil Dikmen, Türk musikisiyle de
ilgilenmiştir. Emin Dede’den meşk
usulü ile dersler almıştır. Radyo
Müdürü Mesut Cemil’in ısrarları
üzerine birtakım bant ve konserlere
iştirak etmiştir. En önemli talebesi
Kutbu’n-Nâyî unvanı ile tanınan
Neyzen Niyazi Sayın’dır. (Ref:
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi)
Halil Dikmen, Milli Eğitim Bakanlığı
Güzel Sanatlar Genel Müdürü
iken önemli hizmetlerde bulunmuş
ve bu görevde iken 1964 yılında
hayatını kaybetmiştir. Halil Dikmen,
Türkiye’de açılan birçok sergiye
katılmıştır. Bir süre “D” grubuna
girerek grubun bazı sergilerinde
eserlerini sergilemiştir. 1929 yılında
Paris’teki Salon d’Automne’da
eserlerini sergileyen sanatçı,
1946’da UNESCO, 1949’da Venedik
yarışmalarına katılmıştır. Ayrıca
Amsterdam (1949), Chicago (1950),
Atina (1955), Edinburgh (1958) ve
Kıbrıs sergilerine bazı eserlerini
vermiştir. Sanatçının Devlet Resim
ve Heykel koleksiyonlarının yanı
sıra özel ve resmi koleksiyonlarda
eserleri vardır. “İstiklal Savaşı’nda
Mermi Taşıyan Kadınlar” ve
“Giresun’da Fındık Toplayıcıları”
adlı eserleri, renk ve kompozisyon
bakımından ilgi çekicidir. Klasik
22
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
9
HALİL DİKMEN (1906-1964)
“Galata Mevlevihânesi’nde Semâ gösterisi”
İmzasız, kâğıt üzerine karışık teknik.
35 x 51 cm.
Ğ 5.000
23
AVNİ ARBAŞ (1919-2003)
Okul No: ?
Okul Yılları: 1928-1938?
İlköğrenimine babasının görevi
nedeniyle bulunduğu Aydın’da
başlamıştır. İlk resim öğretmeni
sayılabilecek babasının 1929 yılında
Sivas’ta vefatı üzerine annesi
ile birlikte geldiği İstanbul’da
Galatasaray Lisesi’ne girmiştir. O
günün Galatasaray Lisesi öğrencileri
ve günümüz ressamları Cihat Burak
ile Selim Turan’la birlikte asker
ressamlardan Mehmet Ali Bey’in
öğrencisi olmuştur. Döneminin
Akademi hocaları İbrahim Safi ile
Naci Kalmukoğlu’nun atölyelerinden
çalışmıştır. 1937 yılında şimdiki
adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi olan dönemin Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi orta
kısmına girmek üzere Galatasaray
Lisesi’nden ayrılmıştır. 1940-1946
yılları arasında Güzel Sanatlar
Akademisi’nde İbrahim Çallı ve
Leopold Lévy’nin atölyelerinde eğitim
görmüştür. Burada ki arkadaşlarıyla
birlikte Yeniler Grubu’nun
oluşturulmasında çalışmıştır. Güzel
Sanatlar Akademisi’nden mezun
olduktan sonra Fransız Hükümeti’nin
bursunu kazanarak 1947’de Paris’e
gitmiştir. Yaşamını uzun yıllar
Paris’te sürdüren sanatçı burada
pek çok sergi açmış ve soyut sanatı
destekleyen Mayıs Salonu (Salon
de Mai) üyesi olmuştur. 1970’lerin
sonunda Türkiye’ye dönen Arbaş’ın
Türkiye’ye özgü öğeleri işlediği
resimlerinde soyutlamalar giderek
artsa da sanatçının figüratif anlatıma
karşı eğilimi herzaman baskın
24
olmuştur. Tüm resimlerinde, ayrıntılar
atılmış, figürler ise renk-leke ağırlığı
taşımaktadır. Vazo ve Çiçekler ve
Ağ Toplayan Balıkçılar gibi erken
dönem çalışmalarından son dönem
çalışmalarına kadar kişiliğinde dikati
çeken, desen ve renk uyumlarının
süreklilik taşımış olmuştur. Sağlam
bir çizgi ya da desen temeli
üzerinde renk arama çabası özellikle
1960’lardan sonra sanatçının
üslubunu güçlendirmiştir. Arbaş’a
1991’de Plastik Sanatlar Derneği Onur
Belgesi verilmiştir. (Ref: Eczacıbaşı
Sanat Ansiklopedisi)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
10
AVNİ ARBAŞ (1919-2003)
“Peyzaj”
İmzalı, (1)947 tarihli, kâğıt üzerine karışık teknik. Eser dönemi itibariyle
önemlidir
36 x 48 cm.
Ğ 25.000
25
SELİM TURAN (1915-1994)
Okul No: 434
Okul Yılları: 1931?-1935
İlkokulu İstanbul’da Ali Avni Çelebi
ve Malik Aksel’in öğrencisi olarak
bitirdikten sonra, Galatasaray
Lisesi’nde Cihat Burat ve Avni
Arbaş ile tanışmıştır. Resim ile ciddi
anlamda tanışması Malik Aksel’den
aldığı resim dersleri ile olmuştur.
1935-38 yıllarında İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi Resim
Bölümü’nde önce Nazmi Ziya
Güran’ın, daha sonra da Feyhaman
Duran’ın öğrencisi olmuştur. 1947
yılında Fransız hükümetinden
aldığı burs ile Paris’e gitmiştir. Paris
öncesinde kübizm ve izlenimcilik
etkili manzaralarla, toplumsal
içerikli resimler yapmış olan sanatçı,
Paris’e yerleştikten sonra soyut
sanata yönelmişve Doğu sanatları,
kaligrafi ve Anadolu folklorundan
hareket ederek özgün yapıtlar
üretmiştir. Sanatçının, Fransa’nın
birçok kentinde büyük boyutlu
duvar resimleri, ferskleri, seramik
ve mozaik panoları ve çok sayıda
açıkhava heykelleri bulunmaktadır.
Sanatçı, Halkevleri yurtiçi gezileri
10.Yıl Sergisi’nde Birincilik ödülünü,
1991 yılında da Plastik Sanatlar
Derneği’nin Onur Belgesini almaya
hak kazanmıştır. (Ref: Eczacıbaşı
Sanat Ansiklopedisi)
26
11
SELİM TURAN (1915-1994)
“Sarı - Kırmızı”
İmzalı, prestuval üzerine yağlıboya.
50 x 35 cm.
Ğ 12.000
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
27
12
SELİM TURAN (1915-1994)
“Balo”
İmzalı, Paris 1947 tarihli, kâğıt üzerine guaş.
20 x 36 cm.
Ğ 7.000
28
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
29
FİKRET MUALLÂ
(1903-1967)
Okul No: 50
Okul Yılları: 1913-1921
Öğretmenlik Yılları: 1927-1928
Ortaöğrenimini Saint Joseph ve
Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray
Lisesi) yapan Fikret Muallâ,
mühendislik eğitimi için gittiği
Almanya’da resim çalışmalarına
yönelerek güçlü ve sağlam bir desen
anlayışı geliştirmiş, yapıtları çeşitli
Alman dergilerinde yayımlanmıştır.
Paris’e giderek Montparnasse ve
Saint Germain gibi önemli sanat
çevrelerine girmiştir. 1930 yılında
Türkiye’ye dönen sanatçı, önce
bir süre Galatasaray Lisesi’nde
sanra da Ayvalık Ortaokulu’nda
resim öğretmenliği yapmıştır.
İstanbul’da kaldığı süre içinde ise
Şehir Tiyatrolarında oynanan “Lüküs
Hayat”, “Deli Dolu”, “Saz Caz” gibi
operetler için kostümler çizmiştir.
Nâzım Hikmet’in "Vatan 3" adlı kitabını
resimlemiştir. 1939’da New York Dünya
sergisinde açılan Türk Pavyonu’nda
sergilenmek üzere Eyüp, Çamlıca,
Üsküdar, Sultanahmet gibi İstanbul’un
çeşitli köşelerinden 30 kadar resim
yapmıştır. Aynı yıllarda edebiyatla
da ilgilenen sanatçı, “Masal” ve
“Üsera Karagâhı” adlı iki öyküsü
yayımlanmıştır. Fikret Muallâ 1939’da
Türkiye’den ayrılarak yeniden Paris’e
gitmiş ve ölümüne kadar burada
kalmıştır. Paris sanat çevresinde
kısa sürede adından sözettirmiş,
burada başta Picasso olmak üzere
birçok sanatçıyla tanışmıştır. Fikret
Muallâ’nın heyecanlı kişiliği, fırtınalı
30
iç dünyasını resimlerine yansımıştır.
Çağdaş akımları izlememiş, içgüdü,
heyecan ve duygularının yön verdiği
sanatçı kişiliğiyle çoğu kez coşkun bir
lirizme ulaşmış, coşkularını, acılarını,
korkularını, en taşkın sevinçten en
umutsuz kedere ulaşan içi yaşantısını
tuvale yansıtmıştır. Fikret Muallâ
özellikle suluboya, guaj, kurşunkalem
ve füzenle (karakalem) yaptığı
çizimlerinde son derece başarılıdır.
Caddeleri, meyhaneleri, sirkleri,
lokantaları, kahveleri ve eğlence
yerleriyle Paris’i “Restoranda”, “Paris
Sokaklarında”, “Paris Barlarında” adlı
yapıtlarında görüldüğü gibi acı bir
melankoli ve duyarlıkla işlenmiştir.
(Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
13
FİKRET MUALLÂ (1903-1967)
“Oyun Masası”
İmzalı, (19)56 tarihli, kâğıt üzerine guaş.
34 x 42 cm.
Ğ 45.000
31
14
FİKRET MUALLÂ (1903-1967)
“Barda sohbet”
İmzalı, (19)54 tarihli, kâğıt üzerine guaş.
39 x 50 cm.
Ğ 40.000
32
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
33
ADNAN VARINCA (1918)
Okul No: 1591
Okul Yılları: 1934-1939
1939’da Galatasaray Lisesi’ni
bitirdikten sonra yazıldığı İstanbul
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi
Resim Bölümü’nde Leopold Lévy
ve Bedri Rahmi atölyelerinde
çalışmıştır. 1949-1956 yılları arasında
ortaöğretim kurumlarında resim
öğretmenliği yapmıştır. İlk kişisel
sergisini, 1949’da İstanbul’da (Fransız
Kültür Merkezi) açmıştır. 19571963 arasında Paris’te yaşamıştır.
Türkiye’ye döndükten sonra
İstanbul’da 1975’te Şehir Galerisi’nde
toplu yapıtlarını sergilemiştir. 1980
yılında Sedat Simavi Vakfı Görsel
Sanatlar Ödülünü (Turan Erol ile)
almıştır. Görüntüyü ve nesneyi, leke
düzeyinde yalın bir form anlayışı
içinde, her tür perfeksiyondan uzak
tuttuğu resimlerinde, gerçekliklegerçekdışı, olağanla- olağandışı
birbiri içinde erir, sınırların kesinliği
kaybolur. Nesneler, nesneformlar’a
dönüşür. Anlatımcı görüş açısı,
belirginlik kazanır. 1940 kuşağı
içinde özgün bir kimliğin ve kişiliğin
temsilcisi olarak Adnan Varınca,
ışık-leke ve renk üçgenine dayalı bir
çözüm modelini geliştirmekte, bu
yönüyle genç kuşak ressamlarının
yolunu aydınlatmaktadır. (Ref:
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi)
34
15
ADNAN VARINCA (1918)
“İki Armut”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
20 x 33 cm.
Ğ 7.000
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
35
VİÇEN ARSLANYAN
(1866-1942)
Öğretmenlik Yılları: 1891-1922/
1924-1942
Ressam ve eğitimci Arslanyan,
1883’te girdiği ve başarılı
çalışmaları nedeniyle 1884
yılında ödüllendirildiği Sanayi-i
Nefise Mektebi’nden 1887’de
mezun olmuştur. İlk olarak
Mayıs 1903’te Beyoğlu Passage
Oriental’deki İstanbul Salonu’nda
açılan bir sergiye dört eserle
katılan sanatçının adı bu sergide
Vincent olarak geçmektedir.
Sanayi-i Nefise Mektebi’nden
mezun olmuş ve Galatasaray
Sultanisi’nde öğretmenli yapmıştır.
Galatasaraylılar Yurdu’nun Haziran
1916’daki ilk sergisine, “Ayasofya
Cami’sinde Hünkâr Mahfili”,
“Ayasofya Camii’ndeki Küp”, “Cami
Kapısı” ve “Ayasofya Camii’nde bir
köşe” konulu tablolarıyla katılmıştır.
1917 yılındaki Galatasaraylılar’ın
ikinci sergisinde “Rüstem Paşa
Camii kapısı”, “Rüstem Paşa
Camii Maksuresi” ve 14 yağlıboya
etüdle yer almıştır. 1920’deki Türk
Ressamlar Sergisi’ne ise “Rüstem
Paşa Camii Mihrabı”, “Rüstem
Paşa Camii Maksuresi”, “Rüstem
Paşa Camii Kapısı”, “Ayasofya
Kapısı”, “Tahtakale’de Han”,
“Tahtakale’de Sokak”, “Zindankapı
Şadırvanı”, “Zindankapı’da Sokak”,
“Kınalıada’da Merdiven” ve
“Kınalıada’dan bir görünüm” konulu
10 eseri ile katılmıştır. 1921’deki
“Sultan Selim’in Türbesi”, “Rüstem
Paşa Camii’nde Bir Köşe”, “Rüstem
Paşa Camii Mihrabı”, “Ayasofya’da
Mermer Su Kübü”, “Ayasofya’nın Bir
36
Köşesi”, “Tahtakale’de Bir Çeşme
ve “Tahtakale’de Bir Sokak” adlı
çalışmalarıyla yer almıştır. 1922’deki
4. Galatasaraylılar Sergisi’ne 4
eserle katılan sanatçı, daha sonra
1928’deki sergide de “Rüstem Paşa
Camii” adlı tablosunu sergilemiştir.
1929, 1930, 1931,1933 ve son olarak
da 1938’de Güzel Sanatlar Birliği
Resim Şubesi’nin sergilerine çeşitli
çalışmalarıyla katılmıştır. 1915-39
yılları arasında Galatasaray Lisesi,
Aramyan, Bezazyan, Bezciyan,
Esayan, Getronagan, Mıkhitaryan
ve Nor Tıbrotz Ermeni okullarında
resim öğretmenliği yapmıştır.
1932’de Ermenice yayımlanan
Beyoğlu’ndaki Üç Horan Ermeni
Kilisesi’nin tarihçesinin kapak
kompozisyonunu yapmıştır. 1936’da
Ermeni okullarında okutulan Bedros
Adruni’nin matematik kitabını (1936)
Sarkis Çilingiryan (Tchilinguirian)
ile birlikte resimlemiştir. Aralarında
minyatürcü ve araştırmacı Berç
Erziyan ile desinatör Filip Elmok’un
yer aldığı pek çok öğrenci yetiştiren
sanatçı İstanbul’da vefat etmiştir.
Resimlerine konu olarak daha çok
iç mekânları seçen ressam kara
kalem, yağlı boya ve sulu boya
çalışmalar yapmıştır. Galatasaray
Sultanisi’ndeki eğitmenliği boyunca
yetiştirdiği öğrenciler arasında
Feyhaman Duran, Fikret Mualla gibi
önemli ressamlar yer almaktadır.
(Ref: Osmanlı İmparatorluğunda
Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
16
VİÇEN ARSLANYAN (1866-1942)
“Natürmort”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
36 x 51 cm.
Ğ 25.000
37
ŞEVKET DAĞ (1875-1944)
Öğretmenlik Yılları: 1908-1925
Sanatçı, 1897’de Sanayi-i Nefise
Mektebi Resim Şubesi’nden mezun
olmuş, uzun yıllar Mekteb-i Sultani
(Galatasaray lisesi) ve öğretmen
okullarında resim öğretmenliği
yapmış, sonradan Güzel Sanatlar
Birliği adını alan Osmanlı Ressamlar
Cemiyeti’nin kuruluş çalışmalarına
katılmıştır. Özellikle iç mekânları
konu aldığı yapıtlarında en ufak
ayrıntıları bile aynı önemle işleyerek
gerçekçi bir anlayışla çalışmıştır.
Cami, han ve çarşı içlerinin loş ve
mistik havasını, anıtsal niteliğini
yansıttığı resimlerinde ya hiç figür
kullanmamış ya da çok küçük
boyutta ve az sayıda figüre yer
vermiştir. Cami duvarlarındaki
çinileri, üstlerinde yansıyan ışık
oyunlarıyla fotoğraf netliğinde
betimlemiştir. Ayasofya’dan çalıştığı
bir dizi iç mekân resmi yapıtları
arasında en tanınmış olanlardır.
Şevket Dağ 1917’de Harbiye Nâzırı
Enver Paşa’nın Şişli’de açtığı
atölyede çalışmamakla birlikte 1918
Viyana ve Berlin sergisine iki resim
vermiştir. 1920’lerden başlayarak
gerçekçilik’ten uzaklaşarak
izlenimcilik’e yönelmişse de
gerçekçi anlayıştan tam anlamıyla
sıyrılmamıştır. 1909’da Münih ve
Atina uluslararası yarışmalarında
Altın, 1933’te de Paris ve Sofya’da
Gümüş Madalya kazanan Dağ,
yaşamının son yıllarında politikaya
atılarak Konya ve Siirt’ten
milletvekili seçilmiştir.
38
17
ŞEVKET DAĞ (1875-1944)
“Anadolu Hisarı”
İmzalı, (1)942 tarihli, tuval üzerine yağlıboya.
54,5 x 42,5 cm.
Ğ 75.000
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
39
18
ŞEVKET DAĞ (1875-1944)
“İzmir Limanı - Alsancak Garı”
İmzalı, (1)924 tarihli, tuval üzerine yağlıboya.
52 x 77 cm.
Ğ 400.000
40
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
41
FEYHAMAN DURAN
(1886-1970)
Okul No: 572
Okul Yılları: 1895-1908
Öğretmenlik Yılları: 1908-1911
1914 Kuşağı ressamlar arasında
özellikle portre alanındaki başarısıyla
ünlenen sanatçı, ilk Türk portre
ressamı olarak nitelenir. Resim
sanatına ilgisi, Mekteb-i Sultani’de
(Galatasaray Lisesi) okuduğu yıllarda
başlamıştır. Mısırlı Prens Abbas Halim
Paşa’nın kızının portresini yapmış,
ilgisini çekmiş ve Prens tarafından 1911
yılında Paris’e gönderilmiştir. Önce
Güzel Sanatlar Yüksekokulu’na gitmiş
sonra da Julian Akademisi’nde JeanPaul Laurens ve Paul-Albert Laurens’ın
öğrencisi olmuştur. 1913-1914 yılında
Fernand Cormon’un atölyesinde
çalışan sanatçı, 1.Dünya Savaşı’nın
başlamasıyla yurda dönmüştür. 1917
yılında Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın
Berlin ve Viyana’da açmış sergisine
sekiz yapıtını vermiştir. Sanatçı,
Fransız izlenimcilik anlayışından
etkilenmiş, ancak bu etkilere yerel
bir ışık ve renk atmosferini katmıştır.
Sanatçı, manzara ve ölüdoğa
resimleri de yapmıştır, fakat bir
dönem portreleri ağır basmıştır.
Yaşamının sonuna doğru figür ve
portre çalışmalarını bırakmış, daha
çok çiçekleri betimlediği ölüdoğa
resimleri yapmıştır. Duran, 1944-47
arasında Topkapı Sarayı’ndan bir
dizi iç görünüş çalışmıştır. Daha
çok etüd niteliğinde olan küçük
boyutlu resimlerde minyatür havası
sezilmektedir. Yumuşak bir anlatım
ve abartılmamış bir teknikle yaptığı
bu resimlerinde sağlam bir desen
anlayışı vardır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat
Ansiklopedisi)
42
19
FEYHAMAN DURAN (1886-1970)
“Natürmort”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
60 x 49 cm.
Ğ 50.000
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
43
HİKMET ONAT (1882-1977)
Öğretmenlik Yılları: 1914-?
1899 yılında Mekteb-i Bahriye’ye
girmiş, iki yıl lise bölümünde iki yıl
da harp okulu sınıflarında eğitim
gördükten sonra 1903 yılında
teğmen rütbesiyle mezun olmuştur.
Resim çalışmalarına öğrencilik
yıllarında başlayan sanatçı askerlik
eğitimini tamamladıktan sonra
Sanayi-i Nefise Mektebi Resim
Bölümü’ne devam etmiş, 1920 yılında
da diploma almıştır. 1911 yılında
Avrupa sınavını kazanarak Paris’e
gitmiş, burada Güzel Sanatlar
Yüksekokulu’nda Fernand Cormon
(1845-1924) atölyesine devam
etmiştir. I. Dünya Savaşı’nın çıkması
üzerine yurda dönmüş ve Mektebi
Sultani’de (Galatasaray Lisesi) resim
öğretmenliği görevine başlamıştır.
Sanatçı, 1920’li yıllarda büyük figürlü
kompozisyon çalışmalarını sürdürmüş,
daha sonraları manzaralara ağırlık
vermiştir. Sanat yaşamı boyunca
doğaya bağlı çalışmış, önceleri
yoğun bir izlenimci anlayış sergilemiş,
giderek izlenimci izlenimci renk
anlayışıyla kendi iç dünyasını
betimlemiştir. Bir açıkhava ressamı
olan Onat, yapıtlarında konu olarak,
İstanbul’un özellikle de Boğaziçi’nin
pitoresk görünümlerini işlemiştir.
Bu resimler aynı zamanda eski
İstanbul kıyılarının ve Boğaziçi’nin
bir belgeseli niteliğindedir. Sanatçı,
manzara resimlerinin yanı sıra; iç
mekân resimleri ve portrelerde
gerçekleştirmiştir. Onat tüm
sanat yaşamı boyunca yalnızca
iki kişisel sergi açmış (1969-1977)
1974’teki 35.Devlet Resim ve Heykel
Sergisi’nde Başarı ödülü kazanmıştır.
(Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi)
44
20
HİKMET ONAT (1882-1977)
“Halim Paşa Korusu”
İmzalı, 1968 tarihli, tuval üzerine yağlıboya. Eserin şasesinde sanatçının el yazısı ile “20 Haziran 1968, Halim Paşa Korusu” ibaresi yazılıdır.
54 x 73 cm.
Ğ 125.000
Eski, Murat Onat koleksiyonu.
Eser; Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi – 5 “Hikmet Onat”
kitabının 251. Sayfasında yayınlanmıştır.
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
45
21
HİKMET ONAT (1882-1977)
“Cihangir’den”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
Eserin arkasında karakalem portre yer almaktadır.
48 x 55 cm.
Ğ 95.000
46
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
47
HÂMİT GÖRELE (1900-1980)
Öğretmenlik Yılları: 1925-1927
Soyut ve figüratif çalışmalarını
birlikte yürüten bir sanatçı idi.
İki yıl mühendislik öğrenimi
gördükten sonra, 1924’te Sanâyî-i
Nefise Mektebi’ne girmiş, burada
Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın
öğrencisi olmuş, 1928’de mezun
olduktan sonra da Hikmet Onat
ve İbrahim Çallı ile çalışmalar
yaparken Amerikan Kız Koleji’nde
ve Galatasaray Lisesi’nde resim
öğretmenliği yapmıştır. 1928 yılında
Avrupa Resim Yarışması’nı ikincilikle
kazanınca Maarif Vekaleti tarafından
Fransa’ya tahsile gönderilmiştir. Bu
kentte önce Lhote’un atölyesinde,
ardından da Léger’nin atölyesinde
öğrenim görmüş, 1932’de Türkiye’ye
döndükten sonra Müstakil Ressamlar
ve Heykeltıraşlar Birliği’nin
sergilerine katılmış, 1934’te birliğin
başkanlığını yapmış ve yaşamını
lise öğretmeni olarak sürdürmüştür.
Görele, Cumhuriyet Halk Partisi’nin
Halkevleri aracılığıyla yürüttüğü
yurt gezileri programı çerçevesinde
1938’de Erzurum’da, 1955-56’da Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından
yeni meclis binası için açılan Vilâyet
Tabloları yarışması nedeniyle
Trabzon’da çalışmıştır. Üslubunu
izlenimcilik ve dışavurumculukla
inşacı anlatımı birleştirerek oluşturan
sanatçı, resimsel düzen ilişkileri
yönünden sağlam bir kurgu ve
şiddetli renk etkilerine ulaşmıştır.
Görele’nin inşacı anlatımının tipik
bir özelliği de hareket ritminin
anlatımlarını taşıyan biçimler
arasında düzenin dağılmasını
48
önleyen bir iç karkas oluşturmasıdır.
Serbestçe dağıtılmış ve yığılmış
gibi görünen renk parçalarını çekici
bir gerilime kavuşturan sistemini
böyle kurmuştur. Görele, Paris’te
bulunduğu yıllarda Fovizm’den
etkilenerek çalışmış, daha sonra
dışavurumcu bir anlatıma yönelerek,
1940’larda “Sanatçının Eşi” ve “İdil
Biret” gibi portre çalışmalarıyla,
“Heybeli Plaj Yolu”, “Kurtuluş’ta
Bahar”, “Fırtına” gibi manzaralar
gerçekleştirmiştir. 1950’lerin sonuna
doğru görülen stilizasyon eğilimi
sanatçıyı, 1960’larda soyuta
yöneltmiş ve Görele bu yıllarda
aşırı stilize portrelerle “Genç Kız”
ve “Mâvi Mor” gibi geometriksoyut tuvaller üretmiştir. 1970’lerin
ortalarında geometrik-soyuttan
uzaklaşan sanatçı, yeniden figür
ve doğa çalışmalarına dönmüştür.
1968’de Çağdaş Türk Ressamları
Cemiyeti tarafından “Yılın Sanatçısı”
seçilen Görele, 1979’da Atatürk San’at
Armağanı, 1980’deki 41. Devlet Resim
ve Heykel Sergisi’nde de “Başarı
Ödülü”nü almıştır. (Ref: Eczacıbaşı
Sanat Ansiklopedisi)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
22
HÂMİT GÖRELE (1900-1980)
“Ada’dan”
İmzalı, karton üzerine yağlıboya.
42 x 51 cm.
Ğ 25.000
49
NEJAD DEVRİM
(1923-1995)
Okul No: 1200
Okul Yılları: 1934-1941
Yazar Melih Devrim ve ressam
Fahrelnisa Zeyd’in oğludur. Orta
öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde
tamamlamıştır. 1942 yılında
Güzel Sanatlar Akademisi Resim
Bölümü’ne girmiştir. Akademide bir
süre Lévy’nin öğrencisi olmuştur.
Devrim öğrencilik yıllarında Yeniler
Grubu’na katılmış, 1946’da gittiği
Paris’e yerleşmiştir. 1947’de Paris’te
açtığı açtığı ilk sergisinden sonra
anlatımcı-soyutlamaya yönelen
sanatçı, kaligrafi, hat ve eski Türk
sanatlarından özümsediği özgün
bir üslup yaratmıştır. 1951’de
İspanya’ya yaptığı bir geziden
sonra siyah-beyaz yöntemi üzerinde
yoğunlaşmış ve 1952’de Yeni Paris
Okulu’nun sergisine bu yapıtlarıyla
katılarak dikkat çekmiştir. Geometrik
resme karşı duyduğu tepki sonucu
bir grup sanatçıyla birlikte Ekim
Salonu topluluğunu kurmuş, ancak
bir süre sonra kuruluş ilkelerinden
saptığı için gruptan ayrılmıştır.
1956’da bir sergi açmak için New
York’a giden sanatçı çağdaş
Amerikan mimarlığından etkilenerek
resimlerinde şiddet ve ritm öğelerine
yer vermeye başlamıştır. 1960’tan
sonra soyut-dışavurumcu anlayışa
yönelen Devrim’in 1965-68 arasında
yaptığı İspanya, Mısır, Polonya ve
İstanbul gezileri sonucunda resim
anlayışı daha da yumuşamıştır.
Bu dönem resimlerinde, sanatçı
soyut-dışavurumcu anlayışla canlı
50
ve göz alıcı renkleri bir araya
getirmiştir. 1970’lerde lekeci lekeci
bir yaklaşımla lirik soyut bir anlayışı
benimsemiştir. Geniş ve yuvarlak
fırça vuruşlarıyla uyguladığı kalın
boya hamuru, lekelerin yumuşak
yuvarlak yapısı ve birkaç hafif fırça
vuruşlarıyla oluşturduğu ince boya
tabakası karşıtlık yaratmaktadır.
Devrim, yaşamının son birkaç
yılını 1990’ların başında yerleştiği
Polonya’da geçirmiştir. (Ref:
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi)
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
23
NEJAD DEVRİM (1923-1995)
“Ren kıyıları”
Arkası imzalı, Paris 1959 tarihli ve sanatçının el yazısı ile “Les Bords
de la Rhin” ibareli, ahşap panel üzerine yağlıboya.
29,5 x 97 cm.
Ğ 40.000
51
MÜZAYEDE KATILIM ŞARTLARI
1)
Alif Art satıcı için aracıdır. Arızi olarak kendi finanse ettiği
mallarda satıcı durumundadır.
veya satışını reddetme, gerekirse müzayedeyi katalog ve sıra
numarasını izlemeden yapma yetkisine sahiptir.
2)
Satışa sunulan tüm eserler 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa göre, topkapı sarayı müzesi, türk
islam eserleri müzesi, istanbul arkeoloji müzesi, askeri müze,
yıldız sarayı müzesi ve ayasofya müzesi uzmanlarınca kontrol
edilmekte, kanun kapsamına giren ve gerek görülenlere belge verilmektedir.
7) Bu müzayede kapsamında satışa sunulan eserlerin beyan
edilen vasıflara haiz olmaması, orijin itibariyle, beyana uygun
olmaması ya da hak sahibinin rızası hilafına elinden çıkmış
olması durumlarında, hukuki sorumluluk, eserin satışa arzını
talep edene aittir.
3)
Restorasyon, tamir veya bazı bölümlerin yenilenmesinde
genelde açıklamalar yapılır. Tamir veya bazı bölümlerinin
yenilenmesinden dolayı şirket sorumlu tutulmaz. Eserler
müzayede öncesinde incelemeye sunulmuştur. Bu nedenle,
müzeyedeye katılanların, eserleri önceden görmüş ve incelemiş oldukları kabul edilir. Müzayede kataloğunda yer alan ve
eserlerin tanımı için verilen tüm bilgiler sadece eksperlerin
kanaatleridir. Tüm eserlerin haliyle satışa sunulduğunu, alıcının satılan eseri pey sürmeden evvel yeterince tetkik ettiğini
ve borçlar kanununun 198 inci maddesinde belirtilen hükmün
uygulanmasından feragat ettiğini kabul ve taahhüt eder. Her
eserin yanında "haliyle" yazma zorunluluğu yoktur. Eserler
hakkında verilen bilgi ve her türlü ilan, taahhüt niteliğinde
olmayıp genel bilgi niteliğindedir. Satın alan bu durumu peşinen kabul eder. Alif Art, satılan eserin tekeffülü (garantisi)
ile mükellef değildir. Alıcı bu konuda gelecekte Alif Art‘tan
herhangi bir itiraz ve talepte bulunmayacaktır.
4) Satılan eserlerin fiyatları, çekiç fiyatı üzerinden %18 KDV
bedeli ilave edilerek bulunur. Satın alınan eserin bedeli tam
olarak ödenmediği taktirde Alif Art dilerse satış akdini herhangi bir ihtara lüzum kalmaksızın feshe ve uğradığı bilcümle
zararlarını ticari faiz ile birlikte tahsile, dilerse satış sonrası
düzenlenen fatura bedelini ihtara lüzum almaksızın, fatura
tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte tahsile
yetkilidir. Alif Art‘ın sair dava ve talep hakları saklıdır. Fatura bedeli tahsil edilinceye kadar geçecek süre içinde eserin
muhafazası için Alif Art‘ın yapacağı bilcümle masraflar alıcı
tarafından ödenmedikçe satılan eser alıcıya teslim edilmez.
5)
6)
52
Alif Art, satıştan sonra bir hafta boyunca satılan eserin sigortasının yükümlülüğünü taşır. Bir hafta içerisinde parası ödenmemiş ve alif art‘tan teslim alınmamış eserlere gelecek zarar
alıcıya aittir. Alıcı istediği taktirde satın almış olduğu eserin
sigortasını yaptırarak Alif Art‘ta muhafaza ettirebilir.
Alif Art hiçbir mazeret göstermeksizin dilediği şahısları müzayedeye kabul etmeme, müzayedeye koyduğu eserleri geri
çekme, başka eserlerle birlikte satma, birbirinden ayırma
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
8) Katalogda yayınlanan tüm resimlerin kopyalanması, basılması
ve yazılı herhangi bir bilginin kullanılması Alif Art‘ın izni olmaksızın yapılamaz.
9)
Müzayedeye katılarak 12.000 (Onikibin) TL. Ve daha yüksek
bir bedelle eser satın alan gerçek ve tüzel kişilere 4208 sayılı
kanun gereğince kimlik tespiti yapılacaktır.
10) Müzayedede arttırımlar sarih şekilde bayrak kaldırmak suretiyle yapılır. Alıcı bayrak kaldırmak sureti ile yapmış olduğu
teklif ile bağlıdır. Satış münadinin son çekiç darbesiyle münakıt olur. Müzayedede noter tespiti ve telefonla katılımlarda
ses kaydı yapılmaktadır. Alıcı, müzayedenin her ne sebeple
olursa olsun butlanını dermeyan edemez.
11) Alıcı müzayede öncesi her eserin kondisyonunu incelemeli,
tarife uyup uymadığını kontrol etmelidir. Müzayedeye sunulan eserlerle ilgili olarak Alif Art tarafından katalogda veya
diğer herhangi bir baskıda veya bir kondisyon raporunda o
eserin yapımcısı, geldiği yeri, menşei, tarihi, yaşı, ebadları,
imal edildiği yer ve yapımcısı, satış fiyatı gibi verilen bilgiler
sadece Alif Art‘ın fikri olarak belirtilmiştir. Müzayede sonrası
alıcının talebi vukuunda eserlere alif art eksperlerinin kanaatlerini ibraz eden kondisyon raporu verilir.
12) Alıcı olacak kimselerin müzayedede bulunmaları tavsiye edilir. Ancak müzayede öncesi yazılı olarak veya telefonla bildirilen peyleri Alif Art bu talimatlar muvacehesinde yürütür.
Ancak ne Alif Art, ne memur ve çalışanları, zuhur edebilecek
ihmal veya hatadan ötürü sorumluluk kabul etmez. Alif Art‘ın
bir eser için iki rezerv alması ve bu peyin müzayedede o eser
için verilen en yüksek meblağ olması halinde ilgili eser, bu
eşpeyleri ilk veren kişiye satılır.
13) Telefonla müzayedeye katılmak alif art tarafından müşteriye
verilen bir hizmettir. Telefon bağlantısı herhangi bir sebepten
dolayı kurulamadığı ve kesildiği taktirde alif art sorumlu tutulamaz.
14) Alıcı, müzayedede satın almış olduğu eser veya eserlerin bedelini, % 18 KDV'sini en geç 30 gün içerisinde ödemek zorundadır. Ödemelerini çek ile yapanların satın aldıkları eserler,
çeklerin tahsil edilmesinden sonra teslim edilir. Kredi kartı
ile yapılacak ödemeler, müzayede tarihini takip
eden 5 iş günü içinde yapılmalıdır. Bu süreyi geçen
ödemelerde kredi kartı kesinlikle kabul edilememektedir.
15) Bir kez pey ileri süren alıcı, kendisini meşru şekilde aşan bir
diğer pey kabul edilene kadar peyinden sorumlu olarak kalır.
Ğ 5.000
-
Ğ 10.000 Arası
Ğ 2.000
Ğ 10.000
-
Ğ 50.000 Arası
Ğ 5.000
Ğ 50.000‘den sonra
Ğ 10.000
16) Müzayedede fiyat arttırımı, bayrak kaldırmak suretiyle yapılır.
Bayrağın her kaldırılışının ne kadar değer artışını ifade ettiğini yukarıdaki tablo belirlemektedir. Bu oranları gerektiğinde,
satış esnasında değiştirmeye münadi yetkilidir.
17) Katalogda dizgi, baskı ve açıklama hataları olması halinde,
müzayede anındaki, münadinin açıklamaları esas alınır.
18) Kimlik tespiti yaptırarak müzayede katılım sözleşmesini imzalayan ve bu suretle müzayedeye katılmış olan her kişi, yukarıdaki koşulları peşinen kabul etmiş sayılır.
19) 5846 Sayılı kanunun 45. Maddesi ve bakanlar kurulunun
27.09.2006 Tarihli ve 2006/10880 sayılı kararı uyarınca, bu
kapsamda, belge düzenine uyulması koşulu ile sanatçılara,
hak sahiplerine veya gesam‘a ödenmesi gerekli paylar ile ilgili
olarak müzayedede eserleri satılacak olan eser sahiplerine
Alif Art‘ın rücu hakkı saklıdır.
20) Müzayedeye katılarak eser satın alacak veya müzayedelerde
Alif Art aracılığı ile eser satacak kişilerle, Alif Art Antikacılık
A.Ş. arasında oluşabilecek tüm ihtilaflarda İstanbul mahkemeleri ve İstanbul icra daireleri yetkili olacaktır. Taraflar bu
hususu gayrikabilirücu kabul etmişlerdir.
- Bandrol Uygulamasına İlişkin Usül ve Esaslar Yönetmeliğinin 5. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir.
- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu‘nun 45. maddesine göre; bu kanun kapsamına giren eserlerle ilgili olarak 1 (bir) ay içerisinde, bir önceki satış bedelini
gösteren belgenin Alif Art‘a ibraz edilmesi halinde tüm yasal hakların gözetilmesi konusunda Alif Art yardımcı olacaktır.
53
İndex
(Lot sırasına göre)
A
Abdurrahman Şeref Bey 2
Adnan Varınca 15
Avni Arbaş 10
C
Celal Esad Arseven 7
Cihat Burak 5
F
Feyhaman Duran 19
Fikret Muallâ 13, 14
H
Halil Dikmen 9
Hâmit Görele 22
Hikmet Onat 20, 21
K
Kemal Zeren 8
N
Nâmık İsmail 6
Nejat Devrim 23
S
Sâmi Yetik 3, 4
Selim Turan 11, 12
Sultan Abdülaziz 1
Ş
Şevket Dağ 17, 18
V
Viçen Arslanyan 16
54
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
YAZILI REZERV FORMU
CHALABI - KESKİNER
ALİF ART İSTANBUL
KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ
MÜZAYEDESİ
Tarih
: 21/Ocak/2014, Salı
Yer
: Hilton Convention Center
Katalogda belirtilen koşulları kabul ederek imzaladığım bu form ile aşağıda belirttiğim
her eser için azami fiyatlarına kadar pey sürmenizi rica ederim. Satın almış olduğum
eserlerin çekiç fiyatı üzerinden % 18 KDV ile toplam olarak belirlenen fiyatı en geç 30
gün içinde ödemeyi taahhüt ederim.
Satış No : 047
Adı soyadı (Fatura İçin)
1-Pey artırımları genellikle, asgari muhammen değerin
T.C. No:
altında başlar ve aşağıdaki tabloda belirtilen miktarlarda
bayrak kaldırılarak yapılır.
Adres (Fatura)
Münadi artırım değerlerini değiştirmeye yetkilidir.
Ğ 5.000 - Ğ 10.000 ARASI
Ğ 10.000 - Ğ 50.000 ARASI
Ğ 50.000‘DEN SONRA
Ğ 2.000
Ğ 5.000
Ğ 10.000
2-Yazılı rezerv sonuçları müzayededen sonra telefon,
Posta Kodu
Telefon (Gündüz)
Telefon (Gece)
Faks
e-mail, posta veya kurye ile bildirilecektir.
3-Bu formu doldurmadan önce ALİF ART‘da müzayede
İmza:
Tarih
koşullarındaki bilgileri dikkatlice inceleyiniz.
ALİF ART müşterilerine kolaylık olarak, yazılı rezerv
ve telefonla katılım hizmetleri sunmaktadır. Telefonla
Katalog Sıra No
Eserin Adı
Rezerv Fiyatı
yapılan her değer arttırımı (sürülen pey) kayıt edilebilir.
Bu kayıtlar müstakbel alıcıyı ikna etmek için alınır. Yazılı
rezervlerden iki veya daha fazla sayıda eşdeğerde bayrak
kaldırılması durumunda, ALİF ART‘a tarih olarak yapılan
ilk başvuru öncelik alacaktır.
55
Notlar
56
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
K Ü LT Ü R S A N AT D E R N E Ğ İ
1 9 0 5 K Ü LT Ü R S A N AT
1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ
21 Ocak 2014, Salı
Mim Kemal Öke Cd. No: 11 Kat 1 Nişantaşı 34367
Tel: 212.225 00 69 / 212.224 30 50 Faks: 212.240 29 85
e-mail: [email protected]
www.alifart.com
47
D E R N E Ğ İ M Ü Z AY E D E S İ
21 Ocak 2014, Salı
Hilton Convention Center
Download