K Ü LT Ü R S A N AT D E R N E Ğ İ 1 9 0 5 K Ü LT Ü R S A N AT 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 21 Ocak 2014, Salı Mim Kemal Öke Cd. No: 11 Kat 1 Nişantaşı 34367 Tel: 212.225 00 69 / 212.224 30 50 Faks: 212.240 29 85 e-mail: [email protected] www.alifart.com 47 D E R N E Ğ İ M Ü Z AY E D E S İ 21 Ocak 2014, Salı Hilton Convention Center CHALABI - KESKİNER KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ Yöneten Nihal SARIGÜL 21 Ocak 2014, Salı Hilton Convention Center Müzayede Öncesi: (0) 212 225 00 69 - 224 30 50 - (0) 533 746 95 39 Müzayede Günü: (0) 536 295 40 99 - (0) 543 675 85 92 Online Katalog: www.alifart.com Alif Art Antikacılık A.Ş. Mim Kemal Öke Cad. No: 11 Nişantaşı 34367 İstanbul Tel: (0) 212 225 00 69 - 224 30 50 Faks: (0) 240 29 85 E-mail: [email protected] Bu anlamlı müzayedeye eserlerini vererek katkıda bulunan koleksiyonerlere ve müzayede organizasyonu konusundaki deneyimlerini bizimle paylaşan Alif Art'a sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Müzayededen elde edilecek gelirden Alif Art komisyon almamaktadır. Fotoğraf: Bahadır Taşkın Grafik Tasarım: Kemal Kara Baskı: Promat A.Ş. 2 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ G alatasaraylı, kültür ve sanata her zaman, spora olduğu kadar değer vermiştir. Yüzyılı aşan bir süredir değişmeyen bu duyarlılık sürekli artmış ve ülkemizin kültür ve sanat ortamında ağırlığı hissedilen bir gelenek halini almıştır. Derneğimiz, gurur ve heyecan duyduğumuz bu geleneğimizin devamı olarak yeni bir kültür ve sanat programı oluşturmuştur. Bu program, bizleri sadece Türkiye’de değil, dünyada da, kültür ve sanat programı oluşturan ilk spor kulübü niteliğine kavuşturmuştur. Derneğimizin politikasının ana hedefi, spor yanında, kültür ve sanat aktivitelerini desteklemek, Galatasaray’ımızın içinden yetişen kültür ve sanat insanlarını sizlerle buluşturmaktır. Büyük heyecan duyduğumuz bu yeni programımızın ilk aktivitesi, “Galatasaray’lı Ressamlar Müzayedesi” ile başlıyor ve bundan sonra hepsi birbirinden değerli programlarla devam edecek. Galatasaraylı ressamlar, Osmanlı’nın resim geleneğine en başından itibaren yön vermiş, gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Nitekim Türk Resim Tarihi, Galatasaray’lı ressamların katkısı olmaksızın düşünülemez. Galatasaraylı’lar olarak amacımız, sadece geçmişte Türk kültürüne olan önemli katkımızı hatırlamak ve ortaya çıkarmak değil bu değerli katkıyı günümüzde de devam ettirmek, Türkiye’nin güncel kültür ve sanat ortamına hizmet etmektir. Bu amacımız doğrultusunda bizlere vermiş olduğunuz değerli desteğiniz için şimdiden teşekkür ederiz. KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ 3 4 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ GALATASARAY LİSESİ Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultânî) Türkiye'nin en eski eğitim kurumlarından biridir. SARAY MEKTEBİ DÖNEMİ XV. yüzyılda saray mektebi Enderun, Osmanlı sarayında padişahın günlük yaşamını geçirdiği, sarayın eğitim birimlerinin, kütüphanenin, hazine odasının yer aldığı büyük bahçe içine kurulu bir kompleksti. Burada, başta padişah olmak üzere, saraydaki diğer görevlilerin danışabileceği birçok alanda bilgi sahibi kişiler hizmet vermekteydi. Yükseköğrenimlerini Saray Okulu'nda alan bu kişilerin ilk ve orta dereceli eğitimlerini layıkıyla sağlamak amacıyla, Sultan II. Bayezid, 1481 yılında "Galata Sarayı Hümayûn Mektebi" adında bir okul kurarak Osmanlı saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturmuştur. Kurum, Enderûna üst düzeyde eğitimli görevli yetiştirdiğinden, Mekteb-i Sultanî ve Galata Sarayı Ocağı gibi adlara da sahiptir. Evliya Çelebi'nin aktardığı hikâyeye göre ise okulun kuruluşu daha farklı olmuştur; II. Bayezid, bir kış günü Galata sırtlarında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde, köhnemiş küçücük bir kulübe görür. Kulübenin sahibi Gül Baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve Gül Baba'nın isteği üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir darüşşifa (hastane) yaptırır. 1675 yılına gelindiğinde, ocaktaki iç oğlanlardan yeteneklileri saraya alınmaya başlanırken, diğerleri süvari bölüklerine dağıtılmaya başlanmış ve kurum on yıllığına tasfiye edilmiştir. 1715 yılında yeniden açılan ocak, tekrar acemi oğlanların eğitimini üstlenmiştir. 1820 yılına dek Osmanlı'nın en önemli kurumlarından biri olan Galata Sarayı Ocağı, bu yıldan sonra Tıbbiye ve kışla olarak kullanılmıştır. okullar Osmanlı'dan çok Fransa'nın denetiminde idiler. Amaç, Osmanlı Devleti'nin etkin olacağı batılı bir kurum yaratmaktı. Bu amaç doğrultusunda 1 Eylül 1868'de Abdülaziz'in katıldığı bir törenle “Mekteb-i Sultanî” adıyla kurum yeniden faaliyete geçmiştir. Dönemin Paris büyükelçisi Mehmed Cemil Paşa ile Hariciye Nazırı Fuad Paşa'nın çabalarıyla kurum Fransa'daki lise eğitimine denk ve aynı kalitede öğrenci yetiştirmiştir. 1908 yılında müdür Tevfik Fikret Bey'in yaptığı yeniliklerle; ilk, orta ve lise için 3'er yıllık programlar hazırlanarak eğitim süresi 9 yıla çıkarılmıştır. Ayrıca Farsça, Arapça, İtalyanca, Latince, Rumca, Ermenice ve Almanca dersleri isteğe bağlı olarak seçmeli ders statüsüne getirilirken, piyano ve keman dersleri de programa dahil edilmiştir. Öte yandan 1905 yılında, Ali Sami Yen ve arkadaşlarından oluşan bir grup öğrenci Galatasaray Spor Kulübü'nü kurmuşlardır. LİSE DÖNEMİ 1927 yılında kurum, Galatasaray Lisesi adıyla ve Cumhuriyet devrimlerine uygun olarak eğitime başlamıştır. Teneffüslerde Fransızca konuşma zorunluluğu kaldırılmış ve genel kültür dersleri Türkçe verilmeye başlanmıştır. 1965 yılında okula kabul edilen kız öğrenciler için Feriye Sarayları hizmete açılmıştır. 1968'de Mekteb-i Sultanî'nin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle liseyi ziyaret etmiştir. 1975'te ise kurum, Anadolu lisesi konumuna getirilmiş ve ortaokul ile liseden oluşan eğitim 8 yıla çıkarılmıştır. 14 Nisan 1992 tarihinde Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında imzalanan protokolle ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan Galatasaray Eğitim Öğretim Kurumu (GEÖK) hayata geçirilmiştir. GEÖK bünyesinde 1993 yılında Galatasaray İlköğretim Okulu, 1992 yılında ise Galatasaray Üniversitesi kurulmuştur. MEKTEB-İ SULTANİ (1880-1893 YILLARI ARASINDAKİ GÖRÜNÜM) XIX. yüzyılda önemi ve işlevi gün geçtikçe artan kurum, Osmanlı'da Batılılaşma döneminin ve Tanzimat uygulamalarının bir simgesi olmuştur. Çünkü bu kez de Osmanlı'da hukuksal, siyasal ve sosyal alanda gerçekleştirilecek yenilikleri yaşama geçirecek aydın kadrolara ve bu kadroların yetiştirilmesi için geleneksel eğitimin dışında batılı programları da bünyesinde barındıran bir eğitim kurumuna ihtiyaç duyulmuştur. İstanbul'da daha ziyade yabancıların ve gayrimüslim Osmanlıların devam ettiği ve Fransızca eğitim veren Saint Benoit, Notre Dame de Sion gibi okullar vardı, ancak bu 5 SULTAN ABDÜLAZİZ (D.1830 - Ö.1876) Saltanat Yılları: 1861-1876 32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam Halifesi’dir. Sultan II. Mahmud ve Pertevniyal Sultan'ın çocuğu, Abdülmecid'in kardeşidir. Abdülaziz, 25 Haziran 1861 tarihinde kardeşinin ölümü üzerine, 31 yaşında iken tahta geçmiştir. Güreş, cirit ve av sporlarına meraklı olan padişahın tahtta kaldığı sürece en çok üzerinde çalıştığı konu Osmanlı Donanması'nın modernizasyonu idi. Bu nedenle o dönemlerde Avrupa devletlerinden alınan kredilerin çoğu bu konuda harcanmıştır. Sayısı gün geçtikçe artan Osmanlı Ordusu'nun askerlerine yetecek dönemin son model top ve tüfeklerin de sağlanması Abdülaziz döneminde gerçekleşmiştir. Sultan Abdülâziz hükümdarlığı süresince sık sık ülke içi ve ülke dışı temaslarda bulunmuş geziler düzenlemiştir. Yavuz Sultan Selim'den sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk ve tek Osmanlı Padişahı Abdülaziz'dir. Eyaletlerin yanı sıra Abdülaziz Batı Avrupa'da ziyaretler yapan ilk ve tek padişahtır. 1867 yılında Paris'te açılan büyük bir sanat sergisine III. Napolyon'un daveti üzerine katılan Abdülaziz, sergiden sonra imparator ile temaslarda bulunmuş İngiltere, Belçika, Almanya, AvusturyaMacaristan gezilerinden sonra da geri dönmüştür. Ayrıca Richard Wagner'in Bayreuth operasına maddi yardımda bulunmuş ve davet edilmiştir. Seyahatlerinde İngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika Kralı II. 6 Leopold, Prusya Kralı I. Wilhelm, Avusturya-Macaristan İmparatoru François-Josef ve Romanya Prensi I. Karol ile görüşmüştür. Osmanlı'da Abdülaziz döneminde Batı'yla iyi ilişkiler kurulmasına özellikle dikkat edilmiştir. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı'nın girdiği Batılılaşma süreci bu dönemde de devam etmiştir. Ülke genelinde yeni vilâyetler ilân edilmiş ve İstanbul Üniversitesi Fransız Eğitim sistemi örnek alınarak tekrar düzenlenmiştir. Doğu Ekspres'in bir durağı olan Sirkeci Garı'nın temelleri onun döneminde atıldığı gibi, bugünkü Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultanî)’nin yeniden faaliyete geçmesi 1 Eylül 1868'de bizzat Sultan Abdülaziz'in katıldığı törenle olmuştur. Döneminde yaşanan önemli olaylardan bir kısmı ise Rusya ve Avrupa devletlerinin kışkırttığı Balkan isyanlarıdır. 1861-64 yılları arasındaki Karadağ İsyanı İkinci Karadağ Harekatı ile bastırılmasına rağmen, Karadağ sorunu büyümeye devam etmiştir. 1861-66 yılları arasındaki Eflak-Boğdan olayları Birleşik Romanya'nın doğuşunu ve bağımsızlık mücadelesini hızlandırmıştır. 1862-67 yılları arasındaki Sırbistan olayları ise Türk askerlerinin Sırbistan'daki kalelerden çekilmesiyle sonuçlanmıştır. 1866-68 arasındaki Girit Ayaklanması Girit Nizamnamesi ile çözümlenmeye çalışıldıysa da Girit'in kaybına giden olaylar dizisi başlamıştır. Hıdivlikle yönetilen Mısır'ın özerklik haklarının genişletilmesi bu eyaletin 1882'de kesinkes kaybına yol açan Mısır'ın borç sorununun ortaya çıkmasına başlangıç teşkil etmiştir. Abdülaziz'in hükümdarlığının son yılları ise 187576 yılındaki Hersek İsyanı ile 1867'de başlayan ve 1876'da iyice yayılan Bulgar İsyanları ile mücadele ederek geçmiştir. 30 Mayıs 1876 Darbesi ile tahttan indirilmiştir. 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 1 “SULTAN ABDÜLAZİZ (1861-1876)” TUĞRASI “Hüseyin Gündüz (1960)” ketebeli, aharlı kâğıt üzerine is mürekkebi ile kaleme alınmış eserde, iki adet “Sultan Abdülaziz” tuğrası yer almaktadır. Tuğraların çevreleri altın kullanılarak, halkari tarzında bahar çiçekleri ile tezyin edilmiştir. Aynı istiften biri büyük, diğeri küçük tuğranın yanına konması sayesinde, eserde derinlik etkisi sağlanmıştır. Hat sanatının güzel bir örneğidir. 45 x 60 cm. Ğ 8.000 HÜSEYİN GÜNDÜZ (1960) En genç hattatlarımızdandır. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamlamıştır. Halen Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Hat Bölümü’nde eğitim vermektedir. Hüsn-ü Hat sanatına ilgisi 1975 yılında talik, rik’a ve nesih hocası Muhittin Serin’in teşvikiyle başlamıştır. Aynı yıl rahmetli hocası Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih hatlarını meşk ederek 1980 yılında icâzetnamesini almıştır. Kemal Batanay’dan da talik meşk etmiştir. Üstâdın birçok özel koleksiyonda yazıları bulunmaktadır. (Ref: Şevket Rado, Türk Hattatları) 7 ABDURRAHMAN ŞEREF BEY (1853-1924) Okul No: ? Okul Yılları: ?-1873 Öğretmenlik ve Müdürlük Yılları: 1894-1908 Son Osmanlı Vakanüvisi (tarihçisi) ve devlet adamı. İstanbul’da doğan Abdurrahman Şeref Bey 1873 yılında Mekteb-i Sultani’den mezun olmuştur. Sultani’nin yetiştirdiği ilk Türk öğrencilerinden biridir. İlk önceleri tarih ve coğrafya öğretmenliği yapmış, daha sonra Mektebi Mülkiye’de ve 1894-1908 yılları arasında 14,5 yıl Galatasaray Lisesi’nde müdürlük yapmıştır. Gayet sakin, şefkatli bir insan olan Abdurrahman Şeref Bey okulda kendisini çok sevdirmiş, Mülkiye’de olduğu gibi burada da zamanın istibdat idaresinin okula müdahalesine mani olmuş, buralarda esen hürriyet havasını muhafaza imkânını sağlamıştır. Mekteb-i Sultani’de huzur ve istikrar ancak kendisi zamanında sağlanabilmiştir. İki defa Maarif Nazırlığı görevinde bulunmuştur. 1909 tarihinde vakanüvistlik görevine getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin resmi tarihçiliği olan vakanüvislik görevini 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatın kaldırılışına kadar sürdürmüştür. Bu görevi sırasında bir ara 1918’de Evkaf Nazırlığı’da yapmıştır. Kurtuluş Savası’ndan sonra 1923 yılında ikinci dönem meclisine İstanbul milletvekili olarak girmiştir. En yaşlı üye olduğu için ikinci dönem meclisini başkan olarak açmıştır. Abdurrahman Şeref Bey, resmi 8 2 GALATASARAY LİSESİ MÜDÜRÜ “ABDURRAHMAN ŞEREF BEY”E AİT ÜNİK BELGELER (11 Parça) görevleri yanında çeşitli ilmi faaliyetlerde de bulunmuş, çoğu ders kitabı özelliğinde birçok eser kaleme almıştır. Tarih-Osmânî Encümeni’nin başkanlığını da yapmış, bu kurumun yayın organı olan Tarih-i Osmânî Encümeni Mecmuası’nda çeşitli makaleler yazmıştır. 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ a. Sicil Ahval Dairesi tarafından onaylı, 15 Şubat 1332 (1914) tarihli ünik yazma tercüme-i hâli (biyografisi) ve Avrupaî, meşin kahverengi cildi. b. Pascal Sabah tarafından çekilmiş gençlik fotoğrafı. c. Osmanlı Devleti Vakanüvisi (resmi tarihçisi) olarak basılmış fotokartı. d. Enderun-ı Hümayûn Tensikât Komisyonu Reisi ve Vak’anüvisi sıfatıyla kendi eliyle yazdığı, 25 Temmuz 1325 (1907) tarihli bir dilekçesi. e. Ankara’da ilk mecliste İstanbul Mebusu olarak el yazısı ile hazırladığı iki adet Tekâlif Kanunu müsveddesi (Türkiye Büyük Millet Meclisi antetli kâğıdına yazılmış). f. Muallim ve İstanbul Mebusu Abdurrahman Şeref Bey’in cenaze töreni hakkında İstanbul Şehremaneti (Belediyesi) tarafından bastırılmış yönetmelik. g. Üstad-ı mağfur Abdurrahman Şeref Bey’in cenaze merasimi fotoğraflı, 26 Şubat 1340 (1924) tarihli Servet-i Fünûn Mecmuası. h. Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazı ve tabutunun fotoğrafı. Ğ 5.000 9 SÂMİ YETİK (1878-1945) Öğretmenlik Yılları: 1937-1938 Bir süre Mekteb-i Mülkiye’ye gittikten sonra askerliğe olan ilgisinden dolayı buradaki eğitimini yarım bırakarak Kuleli Askeri İdadisi’ne geçmiştir. Resimle olan ilişkisi okuldaki resim hocası Osman Nuri Paşa’dan aldığı resim dersleriyle başlamıştır. 1896’da Mekteb-i Harbiye’ye geçen sanatçı burada Hoca Ali Rıza’nın öğrencisi olmuştur. Öğrenimi bittikten sonra, 1899’da da Eyüp Askeri Baytar Rüşdiyesi’ne resim öğretmeni olarak atanmıştır. 1900’de Sanayi-i Nefise Mektebi Resim Bölümü’ne giren sanatçı bu dönemde daha çok akademik kurallara bağlı kalarak çalışmıştır. Altı yıllık bir eğitimden sonra 1906’da mezun olmuş ve resim öğrenimi için Paris’e gönderilmiştir. 1910-12 arasında Julian ve Pijien akademilerine devam ederek Jean-Paul Laurens’in (1838-1921) öğrencisi olmuş ve izlenimci renk anlayışına yönelmiştir. Galatasaray Lisesi resim öğretmenliği yapmış ve düzenli olarak Galatasaray Sergisi’ne katılmış olan sanatçı, 1912’de Türkiye’ye dönmüş ve Kuleli Askeri İdadisi’ne resim öğretmeni olarak atanmıştır. Aynı yıl Balkan Harbi’ne katılmış, savaştan sonra Mehmet Ali Laga ile birlikte esir düşmüş ve bir süre Sofya’da kalmıştır. Bu tarihten sonra büyük boy savaş resimleri yapmaya başlayan sanatçının bu resimlerinde canlı bir fırça vuruşuyla coşkulu bir anlatım görülür. 1917’de Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından Şişli’de 10 açılan atölyede Mehmet Rûhi, Hikmet Onat, Nâmık İsmâil, İbrahim Çallı, Ali Sâmi Boyar ve Ali Cemal (Beyrutlu) gibi sanatçılarla çalışarak “Tuna Önünde”, “Keşif Kolu” gibi bir dizi büyük boyutlu savaş resmi gerçekleştirmiştir. Sanatçının bu resimlerinden dokuz tanesi 1918’deki Berlin ve Viyana sergisinde yer almıştır. Savaş konulu resimlerin yanı sıra Türk köy yaşamıyla ilgili resimler de gerçekleştirmiştir. Bu çalışmalarında, Türk köylüsünü günlük yaşamı içinde be belgesel denebilecek özellikleriyle tuvale yansıtmıştır. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin üyesi olan Yetik, cemiyetin çıkardığı dergide düzenli olarak yazmış ve basımı 1940’ta gerçekleşen “Ressamlarımız” adlı bir kitap hazırlamıştır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 3 SÂMİ YETİK (1878-1945) “Lüksemburg Bahçesi, Aslanlı Sütun” Eski ve yeni Türkçe imzalı, Paris 3 Temmuz (1)340 (M. 1921) tarihli, mukavva üzerine yağlıboya. 18,5 x 26,5 cm. Ğ 17.000 Eser; Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi – 6 “Sami Yetik” kitabının 138. Sayfasında yayınlanmıştır. 11 4 SÂMİ YETİK (1878-1945) “Bursa, Nilüfer Çayı’ndan” İmzalı, duralit üzerine yağlıboya. 33 x 24 cm. Ğ 50.000 Eski, Ekrem Topçu koleksiyonu. Eser; Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi – 6 “Sami Yetik” kitabının 239. Sayfasında yayınlanmıştır. 12 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 13 CİHAT BURAK (1915-1994) Okul No: 1208 Okul Yılları: 1921/23-1937 Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlayan sanatçı, 1943’te Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nden mezun olmuştur. Uzun süre mimarlık yapmış, Sedat Hakkı Eldem, Bonatz ve Emin Onat’la çalışmıştır. 1953-1955 ve 1961-1965 yılları arasında, Paris’te resim çalışmaları yapmıştır. Sanatçı, resimlerinde toplumun ve bireylerin içinde bulunduğu çelişkileri bir halk sanatçısının saf ve önyargısız bakış açısıyla yorumlamıştır. 1960’larda toplumsal psikoloji, toplumsal eleştiri ve toplumsal gerçekçilik anlayışını, açık bir anlatım ve fantastik bir yönelimle tuvale aktarmıştır. Yapıtlarındaki mizah duygusunun kaynağı halka özgü espri anlayışıdır. Ancak bu mizah, bir eğlenmeden çok yozlaşan değerlerle alay ve eleştiriden kaynaklanmış, toplum yaşantısının çelişkilerine eğilmek olmuştur. Bu nedenle resimleri bir tür eleştirel gerçekliğe sahiptir. Konularını, naiflere özgü bir duyarlık ve özgür bir kurguyla ele almakla birlikte Burak, gerek eğitimi, gerek sanat birikimi ve bilincinden ötürü saf bir naif sayılmazdı. Günlük yaşam kesitlerini, anılara ve bir düş âlemine bağlayan sanatçının yapıtlarında, derin bir öyküsel anlatımla ilişkiler kuran zengin bir iç dünyanın yansımaları görülmektedir. Burak, mimar olmasından ötürü, mimarca kurulmuş ve görünüme önem vermekle birlikte kullandığı çizgi ve boya, ressamca bir 14 serbestlik ve duyarlılık da taşımıştır. Sanatçı, 1982’de Sedat Simâvi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü’nü, 1991’de de Plastik Sanatlar Derneği Onur Belgesi’ni almıştır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 5 CİHAT BURAK (1915-1994) "Kaplan" İmzalı, (19)90 tarihli, mukavva üzerine yağlıboya. 23,5 x 23,5 cm. Ğ 8.000 15 NÂMIK İSMAİL (1890-1935) Okul No: ? Okul Yılları: 1909/10-1912 Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlayan Nâmık İsmail, Sanâyî-i Nefise’de öğrenim görmüştür. Bu okulu bitirince Fransa’ya gönderilmiştir. Paris’te süsleme sanatları dalında öğrenim görmüş, Julian’a ve Cormon atölyesine devam etmiştir. 1914’de tatil için döndüğü İstanbul’da Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Paris’e dönememiştir. 1917’de Enver Paşa’nın Şişli’deki atölyesinde savaş resimleri yapmış, bu resimleri Berlin’de sergilemiştir. Bir süre Liebermann ve Corinth atölyelerinde çalışmıştır. Sanâyî-i Nefise’ye müdür yardımcısı olarak atanmış, 1922’de yeniden Paris’e gitmiştir. Paris’ten döndükten sonra resim eğitimini denetleme göreviyle müfettişliğe atanmıştır. 1927’de başladığı akademi müdürlüğü görevini 1935 yılında emekliye ayrılana kadar sürdürmüştür. Resimlerinde gelenekten çok, işlevselliğin savunmasını yapmıştır. Nâmık İsmail manzara, portre, figür ve çıplak türüne giren çalışmalarıyla, bu resimlerinde kullanılan renk tekniğiyle kendini gösterir. Manzara, özellikle o dönemde, Fransa’da bulunmuş ve Fransız resmindeki izlenimcilik akımına ilgi duymuş sanatçılar için, bu anlatımını çok başarıyla uygulayabildikleri bir tür olmuştur. Özellikle Boğaziçi ve Adalar en sık betimlediği yerlerdi. Nâmık İsmail, çok sayıda kent görünümleri gerçekleştiren bir sanatçıydı. İstanbul dışında, Bursa (Şadırvan ve Külliye’den) ve 16 Ankara’dan (Ankara Kalesi ve Eski Ankara) resimler yapmıştır. Deniz, sanatçının yaşamında olduğu kadar sanatında da önemli bir yer tutar. Kimi örneklerde sahiller, kıyıdaki evlerle, kimilerinde de sandallar, mavnalarla işlenmiştir. Deniz, Nâmık İsmail’in ışığı ustaca kullandığı bir türdür (Sahilden Akademi ve Mavnalar). (Ref: Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi, Nâmık İsmail) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 6 NÂMIK İSMAİL (1890-1935) “Mavnalar” İmzalı, mukavva üzerine yağlıboya. 20 x 25,5 cm. Ğ 15.000 17 CELAL ESAD ARSEVEN (1875-1971) Okul No: 7 Okul Yılları: 1888-1891 Sultan Abdülaziz dönemi sadrazamlarından Ahmed Esad Paşa’nın oğludur. Annesi Fatma Suzidil hanımefendidir. Resimden edebiyata, tiyatrodan sinemaya, mimari ve şehircilikten sanat tarihçiliğine geniş bir alanda ürünler veren Celal Esat Arseven, ilköğrenimine Beşiktaş’ta Taşmektep’te başlamıştır. Daha sonra Hamidiye Mektebi’nde, 1888 yılında Galatasaray Mekteb-i Sultânisi’nde (Galatasaray Lisesi) ve Beşiktaş Askerî Rüşdiyesi’nde öğrenim görmüştür. Daha lisede okurken 1889 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girmiş ve mezun olmuştur. Güzel Sanatlar Akademisi’nde de okurken II. Abdülhamid’in özel emri ile Harp Okulunun asiller sınıfına alınmıştır. 1894 yılında piyade subayı olarak mezun olmuştur. 1908 yılında arkadaşı Selah Cimcoz ile “Kalem” adlı mizah dergisini çıkarmıştır. Öğrenim yıllarında Hoca Ali Rıza Bey’den ve Zonaro’dan sulu boya dersleri almıştır. 1908’de Türk ressamlarının eserlerini teşhir etmek ve mabeyn orkestrası ile konserler vermek üzere Harbiye Nezareti tarafından Avrupa’ya gönderilmiştir. Dönüşünde kolağası iken (Kıdemli yüzbaşı) istifa etmiş ve kendini tamamiyle sanata vermiştir. 1910 yılında Selah Cimcoz ile ortakaşa “Selim-i Salis” adlı oyunu yazmış, büyük ilgi gören oyun 1958’de “III. 18 Selim” adıyla basılmış ve Devlet Tiyatroları’nda da sahnelenmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında Kadıköy Belediyesi Şube Müdürlüğü, sonra resim sanatçıları için Avrupa’da sergi tertipleme görevlerinde bulunmuştur. 1921-1941 yılları arasında Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Tarihi ve Şehircilik dersleri vermiştir. Akademideki görevine ek olarak 1923 yılından sonra bir ara Darülbedayi Müdürlüğü yapmıştır. 1932 yılında I. Tarih Kongresi’ne katılmış, 1933- 1937 yılları arasında, Kadıköy Halkevi Başkanlığı yapmıştır. 1942’de İstanbul milletvekili olarak meclise girmiş, 1946’da Giresun milletvekili seçilmiştir. 25 Ekim 1971’de 96 yaşında iken “Devlet Kültür Armağanı”nı kazanmıştır. 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 7 CELAL ESAD ARSEVEN (1875-1971) (Dört Adet) a. İmzalı, ibareli, kâğıt üzerine suluboya “Büyükada”. 23,5 x 33,5 cm. b. İmzalı, kâğıt üzerine suluboya “Şehit hatları vapurunda”. 21 x 28 cm. c. İmzalı, 1955 tarihli, ibareli, kâğıt üzerine suluboya “Kadıköy, Köşk bahçesi”. 22,5 x 29,5 cm. d. İmzalı, kâğıt üzerine suluboya “Interieur”. 22,5 x 30,5 cm. Ğ 14.000 19 KEMAL ZEREN (1901-1977) Öğretmenlik Yılları: 1949-1967 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim ve Dekoratif Sanatlar Bölümü’nü bitirmiştir. Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Nâmik İsmail atölyelerinde çalışmıştır. Paris’e giderek 1930’da Julian Akademisi’ne, 1938’de Andre Lhote atöleyesine devam etmiştir. Afyon, Balikesir, Kocaeli, Edirnekapı ve Eyüp ortaokularında, daha sonra da Darüşşafaka ve Galatasaray Liselerinde resim ve sanat tarihi öğretmenliği yapmıştır, 1964 yılında emekli olmuştur. Bir ara Şişli Müzesi’nde, Atatürk konulu tabloların onarımında çalışmıştır. İzlenimciliğin akademik temellerine bağlı bir sanat anlayışı paralelinde, peyzaj konularına ağırlık vererek çalışmıştır. Devlet Resim ve Heykel Sergilerine, dernek sergilerine, Büyükada sergilerine katılmıştır. (Ref: Türk Plastik Sanatçıları, Kaya Özsezgin) 20 8 KEMAL ZEREN (1901-1977) “Büyüada’dan” İmzalı, 1963 tarihli, duralit üzerine yağlıboya. 50 x 68 cm. Ğ 10.000 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 21 HALİL DİKMEN (1906-1964) Öğretmenlik Yılları: 1937-1938 1927 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’nden mezun olduktan sonra 1928 yılında Paris’e gönderilmiştir. Academie Julien’de Albert Laurens’ın, sonra Andre Lhote’un öğrencisi olmuştur. Paris’te üç yıl resim öğrenimi gördükten sonra 1931’de yurda dönüşünde, Kayseri ve Galatasaray Liseleri’nde resim öğretmenliği yapmıştır. 1937 yılında Resim ve Heykel Müzesi’ne müdür olarak atanmıştır. 1949 yılında bu görevinin yanında, ayrıca Güzel Sanatlar Akademisi Resim Galerisi öğretmenliğini de sürdürmüştür. diye nitelenebilecek manzara, ölüdoğa ve figür çalışmaları vardır. Geometrik – figüratif bir çalışma olan “Köylü Kadınlar” gibi birkaç soyut çalışmasının dışında resimleri, gerçekçi geleneğe dayanmaktadır. Halil Dikmen, Türk musikisiyle de ilgilenmiştir. Emin Dede’den meşk usulü ile dersler almıştır. Radyo Müdürü Mesut Cemil’in ısrarları üzerine birtakım bant ve konserlere iştirak etmiştir. En önemli talebesi Kutbu’n-Nâyî unvanı ile tanınan Neyzen Niyazi Sayın’dır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) Halil Dikmen, Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü iken önemli hizmetlerde bulunmuş ve bu görevde iken 1964 yılında hayatını kaybetmiştir. Halil Dikmen, Türkiye’de açılan birçok sergiye katılmıştır. Bir süre “D” grubuna girerek grubun bazı sergilerinde eserlerini sergilemiştir. 1929 yılında Paris’teki Salon d’Automne’da eserlerini sergileyen sanatçı, 1946’da UNESCO, 1949’da Venedik yarışmalarına katılmıştır. Ayrıca Amsterdam (1949), Chicago (1950), Atina (1955), Edinburgh (1958) ve Kıbrıs sergilerine bazı eserlerini vermiştir. Sanatçının Devlet Resim ve Heykel koleksiyonlarının yanı sıra özel ve resmi koleksiyonlarda eserleri vardır. “İstiklal Savaşı’nda Mermi Taşıyan Kadınlar” ve “Giresun’da Fındık Toplayıcıları” adlı eserleri, renk ve kompozisyon bakımından ilgi çekicidir. Klasik 22 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 9 HALİL DİKMEN (1906-1964) “Galata Mevlevihânesi’nde Semâ gösterisi” İmzasız, kâğıt üzerine karışık teknik. 35 x 51 cm. Ğ 5.000 23 AVNİ ARBAŞ (1919-2003) Okul No: ? Okul Yılları: 1928-1938? İlköğrenimine babasının görevi nedeniyle bulunduğu Aydın’da başlamıştır. İlk resim öğretmeni sayılabilecek babasının 1929 yılında Sivas’ta vefatı üzerine annesi ile birlikte geldiği İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ne girmiştir. O günün Galatasaray Lisesi öğrencileri ve günümüz ressamları Cihat Burak ile Selim Turan’la birlikte asker ressamlardan Mehmet Ali Bey’in öğrencisi olmuştur. Döneminin Akademi hocaları İbrahim Safi ile Naci Kalmukoğlu’nun atölyelerinden çalışmıştır. 1937 yılında şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan dönemin Devlet Güzel Sanatlar Akademisi orta kısmına girmek üzere Galatasaray Lisesi’nden ayrılmıştır. 1940-1946 yılları arasında Güzel Sanatlar Akademisi’nde İbrahim Çallı ve Leopold Lévy’nin atölyelerinde eğitim görmüştür. Burada ki arkadaşlarıyla birlikte Yeniler Grubu’nun oluşturulmasında çalışmıştır. Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra Fransız Hükümeti’nin bursunu kazanarak 1947’de Paris’e gitmiştir. Yaşamını uzun yıllar Paris’te sürdüren sanatçı burada pek çok sergi açmış ve soyut sanatı destekleyen Mayıs Salonu (Salon de Mai) üyesi olmuştur. 1970’lerin sonunda Türkiye’ye dönen Arbaş’ın Türkiye’ye özgü öğeleri işlediği resimlerinde soyutlamalar giderek artsa da sanatçının figüratif anlatıma karşı eğilimi herzaman baskın 24 olmuştur. Tüm resimlerinde, ayrıntılar atılmış, figürler ise renk-leke ağırlığı taşımaktadır. Vazo ve Çiçekler ve Ağ Toplayan Balıkçılar gibi erken dönem çalışmalarından son dönem çalışmalarına kadar kişiliğinde dikati çeken, desen ve renk uyumlarının süreklilik taşımış olmuştur. Sağlam bir çizgi ya da desen temeli üzerinde renk arama çabası özellikle 1960’lardan sonra sanatçının üslubunu güçlendirmiştir. Arbaş’a 1991’de Plastik Sanatlar Derneği Onur Belgesi verilmiştir. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 10 AVNİ ARBAŞ (1919-2003) “Peyzaj” İmzalı, (1)947 tarihli, kâğıt üzerine karışık teknik. Eser dönemi itibariyle önemlidir 36 x 48 cm. Ğ 25.000 25 SELİM TURAN (1915-1994) Okul No: 434 Okul Yılları: 1931?-1935 İlkokulu İstanbul’da Ali Avni Çelebi ve Malik Aksel’in öğrencisi olarak bitirdikten sonra, Galatasaray Lisesi’nde Cihat Burat ve Avni Arbaş ile tanışmıştır. Resim ile ciddi anlamda tanışması Malik Aksel’den aldığı resim dersleri ile olmuştur. 1935-38 yıllarında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde önce Nazmi Ziya Güran’ın, daha sonra da Feyhaman Duran’ın öğrencisi olmuştur. 1947 yılında Fransız hükümetinden aldığı burs ile Paris’e gitmiştir. Paris öncesinde kübizm ve izlenimcilik etkili manzaralarla, toplumsal içerikli resimler yapmış olan sanatçı, Paris’e yerleştikten sonra soyut sanata yönelmişve Doğu sanatları, kaligrafi ve Anadolu folklorundan hareket ederek özgün yapıtlar üretmiştir. Sanatçının, Fransa’nın birçok kentinde büyük boyutlu duvar resimleri, ferskleri, seramik ve mozaik panoları ve çok sayıda açıkhava heykelleri bulunmaktadır. Sanatçı, Halkevleri yurtiçi gezileri 10.Yıl Sergisi’nde Birincilik ödülünü, 1991 yılında da Plastik Sanatlar Derneği’nin Onur Belgesini almaya hak kazanmıştır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 26 11 SELİM TURAN (1915-1994) “Sarı - Kırmızı” İmzalı, prestuval üzerine yağlıboya. 50 x 35 cm. Ğ 12.000 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 27 12 SELİM TURAN (1915-1994) “Balo” İmzalı, Paris 1947 tarihli, kâğıt üzerine guaş. 20 x 36 cm. Ğ 7.000 28 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 29 FİKRET MUALL (1903-1967) Okul No: 50 Okul Yılları: 1913-1921 Öğretmenlik Yılları: 1927-1928 Ortaöğrenimini Saint Joseph ve Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) yapan Fikret Muallâ, mühendislik eğitimi için gittiği Almanya’da resim çalışmalarına yönelerek güçlü ve sağlam bir desen anlayışı geliştirmiş, yapıtları çeşitli Alman dergilerinde yayımlanmıştır. Paris’e giderek Montparnasse ve Saint Germain gibi önemli sanat çevrelerine girmiştir. 1930 yılında Türkiye’ye dönen sanatçı, önce bir süre Galatasaray Lisesi’nde sanra da Ayvalık Ortaokulu’nda resim öğretmenliği yapmıştır. İstanbul’da kaldığı süre içinde ise Şehir Tiyatrolarında oynanan “Lüküs Hayat”, “Deli Dolu”, “Saz Caz” gibi operetler için kostümler çizmiştir. Nâzım Hikmet’in "Vatan 3" adlı kitabını resimlemiştir. 1939’da New York Dünya sergisinde açılan Türk Pavyonu’nda sergilenmek üzere Eyüp, Çamlıca, Üsküdar, Sultanahmet gibi İstanbul’un çeşitli köşelerinden 30 kadar resim yapmıştır. Aynı yıllarda edebiyatla da ilgilenen sanatçı, “Masal” ve “Üsera Karagâhı” adlı iki öyküsü yayımlanmıştır. Fikret Muallâ 1939’da Türkiye’den ayrılarak yeniden Paris’e gitmiş ve ölümüne kadar burada kalmıştır. Paris sanat çevresinde kısa sürede adından sözettirmiş, burada başta Picasso olmak üzere birçok sanatçıyla tanışmıştır. Fikret Muallâ’nın heyecanlı kişiliği, fırtınalı 30 iç dünyasını resimlerine yansımıştır. Çağdaş akımları izlememiş, içgüdü, heyecan ve duygularının yön verdiği sanatçı kişiliğiyle çoğu kez coşkun bir lirizme ulaşmış, coşkularını, acılarını, korkularını, en taşkın sevinçten en umutsuz kedere ulaşan içi yaşantısını tuvale yansıtmıştır. Fikret Muallâ özellikle suluboya, guaj, kurşunkalem ve füzenle (karakalem) yaptığı çizimlerinde son derece başarılıdır. Caddeleri, meyhaneleri, sirkleri, lokantaları, kahveleri ve eğlence yerleriyle Paris’i “Restoranda”, “Paris Sokaklarında”, “Paris Barlarında” adlı yapıtlarında görüldüğü gibi acı bir melankoli ve duyarlıkla işlenmiştir. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 13 FİKRET MUALL (1903-1967) “Oyun Masası” İmzalı, (19)56 tarihli, kâğıt üzerine guaş. 34 x 42 cm. Ğ 45.000 31 14 FİKRET MUALL (1903-1967) “Barda sohbet” İmzalı, (19)54 tarihli, kâğıt üzerine guaş. 39 x 50 cm. Ğ 40.000 32 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 33 ADNAN VARINCA (1918) Okul No: 1591 Okul Yılları: 1934-1939 1939’da Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra yazıldığı İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Leopold Lévy ve Bedri Rahmi atölyelerinde çalışmıştır. 1949-1956 yılları arasında ortaöğretim kurumlarında resim öğretmenliği yapmıştır. İlk kişisel sergisini, 1949’da İstanbul’da (Fransız Kültür Merkezi) açmıştır. 19571963 arasında Paris’te yaşamıştır. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul’da 1975’te Şehir Galerisi’nde toplu yapıtlarını sergilemiştir. 1980 yılında Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülünü (Turan Erol ile) almıştır. Görüntüyü ve nesneyi, leke düzeyinde yalın bir form anlayışı içinde, her tür perfeksiyondan uzak tuttuğu resimlerinde, gerçekliklegerçekdışı, olağanla- olağandışı birbiri içinde erir, sınırların kesinliği kaybolur. Nesneler, nesneformlar’a dönüşür. Anlatımcı görüş açısı, belirginlik kazanır. 1940 kuşağı içinde özgün bir kimliğin ve kişiliğin temsilcisi olarak Adnan Varınca, ışık-leke ve renk üçgenine dayalı bir çözüm modelini geliştirmekte, bu yönüyle genç kuşak ressamlarının yolunu aydınlatmaktadır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 34 15 ADNAN VARINCA (1918) “İki Armut” İmzalı, tuval üzerine yağlıboya. 20 x 33 cm. Ğ 7.000 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 35 VİÇEN ARSLANYAN (1866-1942) Öğretmenlik Yılları: 1891-1922/ 1924-1942 Ressam ve eğitimci Arslanyan, 1883’te girdiği ve başarılı çalışmaları nedeniyle 1884 yılında ödüllendirildiği Sanayi-i Nefise Mektebi’nden 1887’de mezun olmuştur. İlk olarak Mayıs 1903’te Beyoğlu Passage Oriental’deki İstanbul Salonu’nda açılan bir sergiye dört eserle katılan sanatçının adı bu sergide Vincent olarak geçmektedir. Sanayi-i Nefise Mektebi’nden mezun olmuş ve Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenli yapmıştır. Galatasaraylılar Yurdu’nun Haziran 1916’daki ilk sergisine, “Ayasofya Cami’sinde Hünkâr Mahfili”, “Ayasofya Camii’ndeki Küp”, “Cami Kapısı” ve “Ayasofya Camii’nde bir köşe” konulu tablolarıyla katılmıştır. 1917 yılındaki Galatasaraylılar’ın ikinci sergisinde “Rüstem Paşa Camii kapısı”, “Rüstem Paşa Camii Maksuresi” ve 14 yağlıboya etüdle yer almıştır. 1920’deki Türk Ressamlar Sergisi’ne ise “Rüstem Paşa Camii Mihrabı”, “Rüstem Paşa Camii Maksuresi”, “Rüstem Paşa Camii Kapısı”, “Ayasofya Kapısı”, “Tahtakale’de Han”, “Tahtakale’de Sokak”, “Zindankapı Şadırvanı”, “Zindankapı’da Sokak”, “Kınalıada’da Merdiven” ve “Kınalıada’dan bir görünüm” konulu 10 eseri ile katılmıştır. 1921’deki “Sultan Selim’in Türbesi”, “Rüstem Paşa Camii’nde Bir Köşe”, “Rüstem Paşa Camii Mihrabı”, “Ayasofya’da Mermer Su Kübü”, “Ayasofya’nın Bir 36 Köşesi”, “Tahtakale’de Bir Çeşme ve “Tahtakale’de Bir Sokak” adlı çalışmalarıyla yer almıştır. 1922’deki 4. Galatasaraylılar Sergisi’ne 4 eserle katılan sanatçı, daha sonra 1928’deki sergide de “Rüstem Paşa Camii” adlı tablosunu sergilemiştir. 1929, 1930, 1931,1933 ve son olarak da 1938’de Güzel Sanatlar Birliği Resim Şubesi’nin sergilerine çeşitli çalışmalarıyla katılmıştır. 1915-39 yılları arasında Galatasaray Lisesi, Aramyan, Bezazyan, Bezciyan, Esayan, Getronagan, Mıkhitaryan ve Nor Tıbrotz Ermeni okullarında resim öğretmenliği yapmıştır. 1932’de Ermenice yayımlanan Beyoğlu’ndaki Üç Horan Ermeni Kilisesi’nin tarihçesinin kapak kompozisyonunu yapmıştır. 1936’da Ermeni okullarında okutulan Bedros Adruni’nin matematik kitabını (1936) Sarkis Çilingiryan (Tchilinguirian) ile birlikte resimlemiştir. Aralarında minyatürcü ve araştırmacı Berç Erziyan ile desinatör Filip Elmok’un yer aldığı pek çok öğrenci yetiştiren sanatçı İstanbul’da vefat etmiştir. Resimlerine konu olarak daha çok iç mekânları seçen ressam kara kalem, yağlı boya ve sulu boya çalışmalar yapmıştır. Galatasaray Sultanisi’ndeki eğitmenliği boyunca yetiştirdiği öğrenciler arasında Feyhaman Duran, Fikret Mualla gibi önemli ressamlar yer almaktadır. (Ref: Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 16 VİÇEN ARSLANYAN (1866-1942) “Natürmort” İmzalı, tuval üzerine yağlıboya. 36 x 51 cm. Ğ 25.000 37 ŞEVKET DAĞ (1875-1944) Öğretmenlik Yılları: 1908-1925 Sanatçı, 1897’de Sanayi-i Nefise Mektebi Resim Şubesi’nden mezun olmuş, uzun yıllar Mekteb-i Sultani (Galatasaray lisesi) ve öğretmen okullarında resim öğretmenliği yapmış, sonradan Güzel Sanatlar Birliği adını alan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kuruluş çalışmalarına katılmıştır. Özellikle iç mekânları konu aldığı yapıtlarında en ufak ayrıntıları bile aynı önemle işleyerek gerçekçi bir anlayışla çalışmıştır. Cami, han ve çarşı içlerinin loş ve mistik havasını, anıtsal niteliğini yansıttığı resimlerinde ya hiç figür kullanmamış ya da çok küçük boyutta ve az sayıda figüre yer vermiştir. Cami duvarlarındaki çinileri, üstlerinde yansıyan ışık oyunlarıyla fotoğraf netliğinde betimlemiştir. Ayasofya’dan çalıştığı bir dizi iç mekân resmi yapıtları arasında en tanınmış olanlardır. Şevket Dağ 1917’de Harbiye Nâzırı Enver Paşa’nın Şişli’de açtığı atölyede çalışmamakla birlikte 1918 Viyana ve Berlin sergisine iki resim vermiştir. 1920’lerden başlayarak gerçekçilik’ten uzaklaşarak izlenimcilik’e yönelmişse de gerçekçi anlayıştan tam anlamıyla sıyrılmamıştır. 1909’da Münih ve Atina uluslararası yarışmalarında Altın, 1933’te de Paris ve Sofya’da Gümüş Madalya kazanan Dağ, yaşamının son yıllarında politikaya atılarak Konya ve Siirt’ten milletvekili seçilmiştir. 38 17 ŞEVKET DAĞ (1875-1944) “Anadolu Hisarı” İmzalı, (1)942 tarihli, tuval üzerine yağlıboya. 54,5 x 42,5 cm. Ğ 75.000 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 39 18 ŞEVKET DAĞ (1875-1944) “İzmir Limanı - Alsancak Garı” İmzalı, (1)924 tarihli, tuval üzerine yağlıboya. 52 x 77 cm. Ğ 400.000 40 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 41 FEYHAMAN DURAN (1886-1970) Okul No: 572 Okul Yılları: 1895-1908 Öğretmenlik Yılları: 1908-1911 1914 Kuşağı ressamlar arasında özellikle portre alanındaki başarısıyla ünlenen sanatçı, ilk Türk portre ressamı olarak nitelenir. Resim sanatına ilgisi, Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) okuduğu yıllarda başlamıştır. Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa’nın kızının portresini yapmış, ilgisini çekmiş ve Prens tarafından 1911 yılında Paris’e gönderilmiştir. Önce Güzel Sanatlar Yüksekokulu’na gitmiş sonra da Julian Akademisi’nde JeanPaul Laurens ve Paul-Albert Laurens’ın öğrencisi olmuştur. 1913-1914 yılında Fernand Cormon’un atölyesinde çalışan sanatçı, 1.Dünya Savaşı’nın başlamasıyla yurda dönmüştür. 1917 yılında Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Berlin ve Viyana’da açmış sergisine sekiz yapıtını vermiştir. Sanatçı, Fransız izlenimcilik anlayışından etkilenmiş, ancak bu etkilere yerel bir ışık ve renk atmosferini katmıştır. Sanatçı, manzara ve ölüdoğa resimleri de yapmıştır, fakat bir dönem portreleri ağır basmıştır. Yaşamının sonuna doğru figür ve portre çalışmalarını bırakmış, daha çok çiçekleri betimlediği ölüdoğa resimleri yapmıştır. Duran, 1944-47 arasında Topkapı Sarayı’ndan bir dizi iç görünüş çalışmıştır. Daha çok etüd niteliğinde olan küçük boyutlu resimlerde minyatür havası sezilmektedir. Yumuşak bir anlatım ve abartılmamış bir teknikle yaptığı bu resimlerinde sağlam bir desen anlayışı vardır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 42 19 FEYHAMAN DURAN (1886-1970) “Natürmort” İmzalı, tuval üzerine yağlıboya. 60 x 49 cm. Ğ 50.000 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 43 HİKMET ONAT (1882-1977) Öğretmenlik Yılları: 1914-? 1899 yılında Mekteb-i Bahriye’ye girmiş, iki yıl lise bölümünde iki yıl da harp okulu sınıflarında eğitim gördükten sonra 1903 yılında teğmen rütbesiyle mezun olmuştur. Resim çalışmalarına öğrencilik yıllarında başlayan sanatçı askerlik eğitimini tamamladıktan sonra Sanayi-i Nefise Mektebi Resim Bölümü’ne devam etmiş, 1920 yılında da diploma almıştır. 1911 yılında Avrupa sınavını kazanarak Paris’e gitmiş, burada Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda Fernand Cormon (1845-1924) atölyesine devam etmiştir. I. Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine yurda dönmüş ve Mektebi Sultani’de (Galatasaray Lisesi) resim öğretmenliği görevine başlamıştır. Sanatçı, 1920’li yıllarda büyük figürlü kompozisyon çalışmalarını sürdürmüş, daha sonraları manzaralara ağırlık vermiştir. Sanat yaşamı boyunca doğaya bağlı çalışmış, önceleri yoğun bir izlenimci anlayış sergilemiş, giderek izlenimci izlenimci renk anlayışıyla kendi iç dünyasını betimlemiştir. Bir açıkhava ressamı olan Onat, yapıtlarında konu olarak, İstanbul’un özellikle de Boğaziçi’nin pitoresk görünümlerini işlemiştir. Bu resimler aynı zamanda eski İstanbul kıyılarının ve Boğaziçi’nin bir belgeseli niteliğindedir. Sanatçı, manzara resimlerinin yanı sıra; iç mekân resimleri ve portrelerde gerçekleştirmiştir. Onat tüm sanat yaşamı boyunca yalnızca iki kişisel sergi açmış (1969-1977) 1974’teki 35.Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Başarı ödülü kazanmıştır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 44 20 HİKMET ONAT (1882-1977) “Halim Paşa Korusu” İmzalı, 1968 tarihli, tuval üzerine yağlıboya. Eserin şasesinde sanatçının el yazısı ile “20 Haziran 1968, Halim Paşa Korusu” ibaresi yazılıdır. 54 x 73 cm. Ğ 125.000 Eski, Murat Onat koleksiyonu. Eser; Yapı Kredi Yayınları, Türk Ressamları Dizisi – 5 “Hikmet Onat” kitabının 251. Sayfasında yayınlanmıştır. 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 45 21 HİKMET ONAT (1882-1977) “Cihangir’den” İmzalı, tuval üzerine yağlıboya. Eserin arkasında karakalem portre yer almaktadır. 48 x 55 cm. Ğ 95.000 46 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 47 HÂMİT GÖRELE (1900-1980) Öğretmenlik Yılları: 1925-1927 Soyut ve figüratif çalışmalarını birlikte yürüten bir sanatçı idi. İki yıl mühendislik öğrenimi gördükten sonra, 1924’te Sanâyî-i Nefise Mektebi’ne girmiş, burada Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi olmuş, 1928’de mezun olduktan sonra da Hikmet Onat ve İbrahim Çallı ile çalışmalar yaparken Amerikan Kız Koleji’nde ve Galatasaray Lisesi’nde resim öğretmenliği yapmıştır. 1928 yılında Avrupa Resim Yarışması’nı ikincilikle kazanınca Maarif Vekaleti tarafından Fransa’ya tahsile gönderilmiştir. Bu kentte önce Lhote’un atölyesinde, ardından da Léger’nin atölyesinde öğrenim görmüş, 1932’de Türkiye’ye döndükten sonra Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin sergilerine katılmış, 1934’te birliğin başkanlığını yapmış ve yaşamını lise öğretmeni olarak sürdürmüştür. Görele, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Halkevleri aracılığıyla yürüttüğü yurt gezileri programı çerçevesinde 1938’de Erzurum’da, 1955-56’da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yeni meclis binası için açılan Vilâyet Tabloları yarışması nedeniyle Trabzon’da çalışmıştır. Üslubunu izlenimcilik ve dışavurumculukla inşacı anlatımı birleştirerek oluşturan sanatçı, resimsel düzen ilişkileri yönünden sağlam bir kurgu ve şiddetli renk etkilerine ulaşmıştır. Görele’nin inşacı anlatımının tipik bir özelliği de hareket ritminin anlatımlarını taşıyan biçimler arasında düzenin dağılmasını 48 önleyen bir iç karkas oluşturmasıdır. Serbestçe dağıtılmış ve yığılmış gibi görünen renk parçalarını çekici bir gerilime kavuşturan sistemini böyle kurmuştur. Görele, Paris’te bulunduğu yıllarda Fovizm’den etkilenerek çalışmış, daha sonra dışavurumcu bir anlatıma yönelerek, 1940’larda “Sanatçının Eşi” ve “İdil Biret” gibi portre çalışmalarıyla, “Heybeli Plaj Yolu”, “Kurtuluş’ta Bahar”, “Fırtına” gibi manzaralar gerçekleştirmiştir. 1950’lerin sonuna doğru görülen stilizasyon eğilimi sanatçıyı, 1960’larda soyuta yöneltmiş ve Görele bu yıllarda aşırı stilize portrelerle “Genç Kız” ve “Mâvi Mor” gibi geometriksoyut tuvaller üretmiştir. 1970’lerin ortalarında geometrik-soyuttan uzaklaşan sanatçı, yeniden figür ve doğa çalışmalarına dönmüştür. 1968’de Çağdaş Türk Ressamları Cemiyeti tarafından “Yılın Sanatçısı” seçilen Görele, 1979’da Atatürk San’at Armağanı, 1980’deki 41. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde de “Başarı Ödülü”nü almıştır. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 22 HÂMİT GÖRELE (1900-1980) “Ada’dan” İmzalı, karton üzerine yağlıboya. 42 x 51 cm. Ğ 25.000 49 NEJAD DEVRİM (1923-1995) Okul No: 1200 Okul Yılları: 1934-1941 Yazar Melih Devrim ve ressam Fahrelnisa Zeyd’in oğludur. Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlamıştır. 1942 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girmiştir. Akademide bir süre Lévy’nin öğrencisi olmuştur. Devrim öğrencilik yıllarında Yeniler Grubu’na katılmış, 1946’da gittiği Paris’e yerleşmiştir. 1947’de Paris’te açtığı açtığı ilk sergisinden sonra anlatımcı-soyutlamaya yönelen sanatçı, kaligrafi, hat ve eski Türk sanatlarından özümsediği özgün bir üslup yaratmıştır. 1951’de İspanya’ya yaptığı bir geziden sonra siyah-beyaz yöntemi üzerinde yoğunlaşmış ve 1952’de Yeni Paris Okulu’nun sergisine bu yapıtlarıyla katılarak dikkat çekmiştir. Geometrik resme karşı duyduğu tepki sonucu bir grup sanatçıyla birlikte Ekim Salonu topluluğunu kurmuş, ancak bir süre sonra kuruluş ilkelerinden saptığı için gruptan ayrılmıştır. 1956’da bir sergi açmak için New York’a giden sanatçı çağdaş Amerikan mimarlığından etkilenerek resimlerinde şiddet ve ritm öğelerine yer vermeye başlamıştır. 1960’tan sonra soyut-dışavurumcu anlayışa yönelen Devrim’in 1965-68 arasında yaptığı İspanya, Mısır, Polonya ve İstanbul gezileri sonucunda resim anlayışı daha da yumuşamıştır. Bu dönem resimlerinde, sanatçı soyut-dışavurumcu anlayışla canlı 50 ve göz alıcı renkleri bir araya getirmiştir. 1970’lerde lekeci lekeci bir yaklaşımla lirik soyut bir anlayışı benimsemiştir. Geniş ve yuvarlak fırça vuruşlarıyla uyguladığı kalın boya hamuru, lekelerin yumuşak yuvarlak yapısı ve birkaç hafif fırça vuruşlarıyla oluşturduğu ince boya tabakası karşıtlık yaratmaktadır. Devrim, yaşamının son birkaç yılını 1990’ların başında yerleştiği Polonya’da geçirmiştir. (Ref: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi) 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 23 NEJAD DEVRİM (1923-1995) “Ren kıyıları” Arkası imzalı, Paris 1959 tarihli ve sanatçının el yazısı ile “Les Bords de la Rhin” ibareli, ahşap panel üzerine yağlıboya. 29,5 x 97 cm. Ğ 40.000 51 MÜZAYEDE KATILIM ŞARTLARI 1) Alif Art satıcı için aracıdır. Arızi olarak kendi finanse ettiği mallarda satıcı durumundadır. veya satışını reddetme, gerekirse müzayedeyi katalog ve sıra numarasını izlemeden yapma yetkisine sahiptir. 2) Satışa sunulan tüm eserler 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa göre, topkapı sarayı müzesi, türk islam eserleri müzesi, istanbul arkeoloji müzesi, askeri müze, yıldız sarayı müzesi ve ayasofya müzesi uzmanlarınca kontrol edilmekte, kanun kapsamına giren ve gerek görülenlere belge verilmektedir. 7) Bu müzayede kapsamında satışa sunulan eserlerin beyan edilen vasıflara haiz olmaması, orijin itibariyle, beyana uygun olmaması ya da hak sahibinin rızası hilafına elinden çıkmış olması durumlarında, hukuki sorumluluk, eserin satışa arzını talep edene aittir. 3) Restorasyon, tamir veya bazı bölümlerin yenilenmesinde genelde açıklamalar yapılır. Tamir veya bazı bölümlerinin yenilenmesinden dolayı şirket sorumlu tutulmaz. Eserler müzayede öncesinde incelemeye sunulmuştur. Bu nedenle, müzeyedeye katılanların, eserleri önceden görmüş ve incelemiş oldukları kabul edilir. Müzayede kataloğunda yer alan ve eserlerin tanımı için verilen tüm bilgiler sadece eksperlerin kanaatleridir. Tüm eserlerin haliyle satışa sunulduğunu, alıcının satılan eseri pey sürmeden evvel yeterince tetkik ettiğini ve borçlar kanununun 198 inci maddesinde belirtilen hükmün uygulanmasından feragat ettiğini kabul ve taahhüt eder. Her eserin yanında "haliyle" yazma zorunluluğu yoktur. Eserler hakkında verilen bilgi ve her türlü ilan, taahhüt niteliğinde olmayıp genel bilgi niteliğindedir. Satın alan bu durumu peşinen kabul eder. Alif Art, satılan eserin tekeffülü (garantisi) ile mükellef değildir. Alıcı bu konuda gelecekte Alif Art‘tan herhangi bir itiraz ve talepte bulunmayacaktır. 4) Satılan eserlerin fiyatları, çekiç fiyatı üzerinden %18 KDV bedeli ilave edilerek bulunur. Satın alınan eserin bedeli tam olarak ödenmediği taktirde Alif Art dilerse satış akdini herhangi bir ihtara lüzum kalmaksızın feshe ve uğradığı bilcümle zararlarını ticari faiz ile birlikte tahsile, dilerse satış sonrası düzenlenen fatura bedelini ihtara lüzum almaksızın, fatura tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte tahsile yetkilidir. Alif Art‘ın sair dava ve talep hakları saklıdır. Fatura bedeli tahsil edilinceye kadar geçecek süre içinde eserin muhafazası için Alif Art‘ın yapacağı bilcümle masraflar alıcı tarafından ödenmedikçe satılan eser alıcıya teslim edilmez. 5) 6) 52 Alif Art, satıştan sonra bir hafta boyunca satılan eserin sigortasının yükümlülüğünü taşır. Bir hafta içerisinde parası ödenmemiş ve alif art‘tan teslim alınmamış eserlere gelecek zarar alıcıya aittir. Alıcı istediği taktirde satın almış olduğu eserin sigortasını yaptırarak Alif Art‘ta muhafaza ettirebilir. Alif Art hiçbir mazeret göstermeksizin dilediği şahısları müzayedeye kabul etmeme, müzayedeye koyduğu eserleri geri çekme, başka eserlerle birlikte satma, birbirinden ayırma 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 8) Katalogda yayınlanan tüm resimlerin kopyalanması, basılması ve yazılı herhangi bir bilginin kullanılması Alif Art‘ın izni olmaksızın yapılamaz. 9) Müzayedeye katılarak 12.000 (Onikibin) TL. Ve daha yüksek bir bedelle eser satın alan gerçek ve tüzel kişilere 4208 sayılı kanun gereğince kimlik tespiti yapılacaktır. 10) Müzayedede arttırımlar sarih şekilde bayrak kaldırmak suretiyle yapılır. Alıcı bayrak kaldırmak sureti ile yapmış olduğu teklif ile bağlıdır. Satış münadinin son çekiç darbesiyle münakıt olur. Müzayedede noter tespiti ve telefonla katılımlarda ses kaydı yapılmaktadır. Alıcı, müzayedenin her ne sebeple olursa olsun butlanını dermeyan edemez. 11) Alıcı müzayede öncesi her eserin kondisyonunu incelemeli, tarife uyup uymadığını kontrol etmelidir. Müzayedeye sunulan eserlerle ilgili olarak Alif Art tarafından katalogda veya diğer herhangi bir baskıda veya bir kondisyon raporunda o eserin yapımcısı, geldiği yeri, menşei, tarihi, yaşı, ebadları, imal edildiği yer ve yapımcısı, satış fiyatı gibi verilen bilgiler sadece Alif Art‘ın fikri olarak belirtilmiştir. Müzayede sonrası alıcının talebi vukuunda eserlere alif art eksperlerinin kanaatlerini ibraz eden kondisyon raporu verilir. 12) Alıcı olacak kimselerin müzayedede bulunmaları tavsiye edilir. Ancak müzayede öncesi yazılı olarak veya telefonla bildirilen peyleri Alif Art bu talimatlar muvacehesinde yürütür. Ancak ne Alif Art, ne memur ve çalışanları, zuhur edebilecek ihmal veya hatadan ötürü sorumluluk kabul etmez. Alif Art‘ın bir eser için iki rezerv alması ve bu peyin müzayedede o eser için verilen en yüksek meblağ olması halinde ilgili eser, bu eşpeyleri ilk veren kişiye satılır. 13) Telefonla müzayedeye katılmak alif art tarafından müşteriye verilen bir hizmettir. Telefon bağlantısı herhangi bir sebepten dolayı kurulamadığı ve kesildiği taktirde alif art sorumlu tutulamaz. 14) Alıcı, müzayedede satın almış olduğu eser veya eserlerin bedelini, % 18 KDV'sini en geç 30 gün içerisinde ödemek zorundadır. Ödemelerini çek ile yapanların satın aldıkları eserler, çeklerin tahsil edilmesinden sonra teslim edilir. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler, müzayede tarihini takip eden 5 iş günü içinde yapılmalıdır. Bu süreyi geçen ödemelerde kredi kartı kesinlikle kabul edilememektedir. 15) Bir kez pey ileri süren alıcı, kendisini meşru şekilde aşan bir diğer pey kabul edilene kadar peyinden sorumlu olarak kalır. Ğ 5.000 - Ğ 10.000 Arası Ğ 2.000 Ğ 10.000 - Ğ 50.000 Arası Ğ 5.000 Ğ 50.000‘den sonra Ğ 10.000 16) Müzayedede fiyat arttırımı, bayrak kaldırmak suretiyle yapılır. Bayrağın her kaldırılışının ne kadar değer artışını ifade ettiğini yukarıdaki tablo belirlemektedir. Bu oranları gerektiğinde, satış esnasında değiştirmeye münadi yetkilidir. 17) Katalogda dizgi, baskı ve açıklama hataları olması halinde, müzayede anındaki, münadinin açıklamaları esas alınır. 18) Kimlik tespiti yaptırarak müzayede katılım sözleşmesini imzalayan ve bu suretle müzayedeye katılmış olan her kişi, yukarıdaki koşulları peşinen kabul etmiş sayılır. 19) 5846 Sayılı kanunun 45. Maddesi ve bakanlar kurulunun 27.09.2006 Tarihli ve 2006/10880 sayılı kararı uyarınca, bu kapsamda, belge düzenine uyulması koşulu ile sanatçılara, hak sahiplerine veya gesam‘a ödenmesi gerekli paylar ile ilgili olarak müzayedede eserleri satılacak olan eser sahiplerine Alif Art‘ın rücu hakkı saklıdır. 20) Müzayedeye katılarak eser satın alacak veya müzayedelerde Alif Art aracılığı ile eser satacak kişilerle, Alif Art Antikacılık A.Ş. arasında oluşabilecek tüm ihtilaflarda İstanbul mahkemeleri ve İstanbul icra daireleri yetkili olacaktır. Taraflar bu hususu gayrikabilirücu kabul etmişlerdir. - Bandrol Uygulamasına İlişkin Usül ve Esaslar Yönetmeliğinin 5. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir. - 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu‘nun 45. maddesine göre; bu kanun kapsamına giren eserlerle ilgili olarak 1 (bir) ay içerisinde, bir önceki satış bedelini gösteren belgenin Alif Art‘a ibraz edilmesi halinde tüm yasal hakların gözetilmesi konusunda Alif Art yardımcı olacaktır. 53 İndex (Lot sırasına göre) A Abdurrahman Şeref Bey 2 Adnan Varınca 15 Avni Arbaş 10 C Celal Esad Arseven 7 Cihat Burak 5 F Feyhaman Duran 19 Fikret Muallâ 13, 14 H Halil Dikmen 9 Hâmit Görele 22 Hikmet Onat 20, 21 K Kemal Zeren 8 N Nâmık İsmail 6 Nejat Devrim 23 S Sâmi Yetik 3, 4 Selim Turan 11, 12 Sultan Abdülaziz 1 Ş Şevket Dağ 17, 18 V Viçen Arslanyan 16 54 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ YAZILI REZERV FORMU CHALABI - KESKİNER ALİF ART İSTANBUL KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ Tarih : 21/Ocak/2014, Salı Yer : Hilton Convention Center Katalogda belirtilen koşulları kabul ederek imzaladığım bu form ile aşağıda belirttiğim her eser için azami fiyatlarına kadar pey sürmenizi rica ederim. Satın almış olduğum eserlerin çekiç fiyatı üzerinden % 18 KDV ile toplam olarak belirlenen fiyatı en geç 30 gün içinde ödemeyi taahhüt ederim. Satış No : 047 Adı soyadı (Fatura İçin) 1-Pey artırımları genellikle, asgari muhammen değerin T.C. No: altında başlar ve aşağıdaki tabloda belirtilen miktarlarda bayrak kaldırılarak yapılır. Adres (Fatura) Münadi artırım değerlerini değiştirmeye yetkilidir. Ğ 5.000 - Ğ 10.000 ARASI Ğ 10.000 - Ğ 50.000 ARASI Ğ 50.000‘DEN SONRA Ğ 2.000 Ğ 5.000 Ğ 10.000 2-Yazılı rezerv sonuçları müzayededen sonra telefon, Posta Kodu Telefon (Gündüz) Telefon (Gece) Faks e-mail, posta veya kurye ile bildirilecektir. 3-Bu formu doldurmadan önce ALİF ART‘da müzayede İmza: Tarih koşullarındaki bilgileri dikkatlice inceleyiniz. ALİF ART müşterilerine kolaylık olarak, yazılı rezerv ve telefonla katılım hizmetleri sunmaktadır. Telefonla Katalog Sıra No Eserin Adı Rezerv Fiyatı yapılan her değer arttırımı (sürülen pey) kayıt edilebilir. Bu kayıtlar müstakbel alıcıyı ikna etmek için alınır. Yazılı rezervlerden iki veya daha fazla sayıda eşdeğerde bayrak kaldırılması durumunda, ALİF ART‘a tarih olarak yapılan ilk başvuru öncelik alacaktır. 55 Notlar 56 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ K Ü LT Ü R S A N AT D E R N E Ğ İ 1 9 0 5 K Ü LT Ü R S A N AT 1905 KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ MÜZAYEDESİ 21 Ocak 2014, Salı Mim Kemal Öke Cd. No: 11 Kat 1 Nişantaşı 34367 Tel: 212.225 00 69 / 212.224 30 50 Faks: 212.240 29 85 e-mail: [email protected] www.alifart.com 47 D E R N E Ğ İ M Ü Z AY E D E S İ 21 Ocak 2014, Salı Hilton Convention Center