MÜSİAD ANTALYA ŞUBE GENEL KURULU 10 OCAK 2015, CUMARTESİ Antalya Şubemizin Değerli Başkanı, YK ve Üyeleri, İş Dünyamızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli YK Üyelerim, Şube Başkanlarım ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Yeni yılın ilk günlerinde, 14. yılını dolduran Antalya Şubemizin Genel Kurulunda, Yeni ve Güçlü bir Türkiye’nin inşa edilmeye başlandığı şu günlerde, birlikte olmanın memnuniyetle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu hafta, ülkemizin birçok yeri karla kaplı. Hayat biraz aksıyor, belki biraz da üşüyoruz ancak, Kar’ın toprak için bereket olduğunu biliyor ve şükrediyoruz. Temennimiz, ülkemizin bahtının da, kar gibi bembeyaz olmasıdır. Bu yıl, kuruluşumuzun da 25.ci yılı. Bu bereketli yolda, çeyrek yüzyıldır, büyük emek ve özveriyle yürüyoruz ve hamdolsun, 11.000 üyesiyle, 45.000 işletmeyi temsil eden, yaklaşık 1.600.000 kişiye istihdam sağlayan, Türkiye'de 85 noktada, yurtdışında 63 ülkede 159 noktada irtibatı olan, güçlü bir “Sivil Toplum Kuruluşu" olduk. Faaliyetlerimizi, ülkemizin kalkınması ve iş âleminin gelişmesi için, Sektör Zirveleri, Araştırma Raporları, Yurtiçi ve Yurtdışı Bölgesel İş Geliştirme Toplantıları, GİK, Yurtdışı Geziler, Uluslararası Fuar ve İş Forumları gibi alanlarda sürdürüyoruz. Kasım Ayı’ndaki Fuarımızda, 123 ülkeden 7.250 İşadamını, on binlerce Türk Girişimcisiyle buluşturduk. Yurtdışı etkinliğimizi arttırmaya da devam ediyoruz. Moskova, Cenevre, Bakü, Tokyo, Lyon, Batum, Strasbourg, Cidde, Güney Afrika, Cezayir, Fas, Nijerya ve benzeri yerlerde yeni Şubeler açacağız. Birde bilgi aktarayım; Medya Takip Ajansı İnterpress’in araştırmasına göre, yazılı basında en çok haber olan dernekler arasında, MÜSİAD 13.823 haberle, 2013'teki gibi, 2014'te de ilk sırada yer aldı. Tüm bu uğraş ve emek, işadamlarımızın, firmalarımızın dünyada hak ettiği yere gelebilmesi içindir. Medeniyetimizin değerlerinin yeniden canlanması, ülke içinde ve tüm dünyada ticaret ve işbirliği ağlarının artması içindir. Küresel bir marka olarak yolumuzda ilerlerken, gücümüzü siz değerli Üyelerimiz ve Dostlarımızın desteğinden alıyoruz. Bu vesileyle, bu, Kadim ama Gönüllü Yürüyüşümüzde, Kurucu Genel Başkanımızdan en yeni üyemize kadar, bize destek veren, gönlünü ve yüreğini koyan herkese, candan teşekkür ediyor, vefat edenleri rahmetle anıyorum. Değerli Misafirler, Antalya denilince; tarım, turizm ve ticaret akla geliyor. Geçen yıl 12 milyon turist ağırlayan Antalya, artık bir dünya kenti. Antalya’da bulunan Kırkgöz Han bile, lisanı hal ile çok şey söylüyor. 800 yıl önce, İpek Yolu’nun Antalya Limanı öncesi son duraklarından olan Kırkgöz Han, adını bu bölgede çok sayıda su kaynağının ortaya çıkmasından almış. Önemli bir kervansaray olan Kırkgöz Han, kuruluş amacı, estetiği, çok amaçlı kullanımı ile bize demektedir ki "Yüzyıllarca yıl önce ticaretin mührünü biz vurduk bu kente, siz de bunu devam ettirin." MÜSİAD da, çeyrek yüzyıldır tarihin bize verdiği misyonu, bu ruhu devam ettiriyor. Biz tarihi eserleri, sadece gezilecek, çay içilecek mekânlar olarak görmedik hiç. Onları inşa edenlerin hangi amaçla yaptıklarını da anlamaya çalıştık, ticaretin, zanaatın önemini değerini bilen bir ecdadın torunları olarak Yahya Kemal’in ifadesiyle "Kökü Mazide olan Ati’yiz." İnancımız kültürümüzle birleşerek, Üstat Necip Fazıl’ın ifadesi ile "Ardında çil çil kubbeler serpmiştir." Ancak, son zamanlarda Batı’da hızla yükselen İslamofobya, ne yazık ki, İslam’ın insanlık için bir umut olduğu fikrini örselemek, bazı menfaatler uğruna karalamak niyetiyle körükleniyor. Onlara en güzel cevabı, ünlü boksör Muhammed Ali vermişti, 11 Eylül saldırılarının hemen akabinde. "Saldırıyı gerçekleştirenlerle aynı dinden olmak nasıl bir duygu" diye soran gazetecilere, "Hitler’le aynı dinden olmak nasıl bir duygu" diye cevap vermişti. Avrupa’da yaşananları ve İslam’ı hedef alan saldırıları yanlış ve manidar buluyoruz. Adı, barış ve esenlik olan bir dinin, şiddet ve terörle yan yana zikredilmesi, kabul edilemez. Terörün, ideolojisi, felsefesi, dini, milleti, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı olmaz. Bu noktada, polisimizi şehit edenle, Fransa'daki saldırıyı gerçekleştirenler, aynı kategoridedir. Terör, hangi grup ya da devletten gelirse gelsin, yanlıştır ve bertaraf edilmelidir. Topyekûn bir dini hedef alarak yapılan eylem ve gösteriler ise, sonunda, tüm dünya barışına zarar verir. Avrupa’yı da, bu konuda dikkatli olmaya çağırıyoruz. Değerli misafirler, Şimdi, izninizle, kısa bir Ekonomi turu yapmak istiyorum. 2013 Gezi Olaylarıyla başlayıp, 1725.Aralık'la devam eden, ekonomik, siyasi ve toplumsal huzuru bozmaya yönelik operasyonlara rağmen; hedefimizin altında olsa da, 2014 yılının ilk 9 ayında %2,8 büyüdük. Avro Bölgesinde büyümenin % 0,2 civarında olduğu bir ortamda, bu büyümeyi yeterli bulmasak da, küçümsemiyoruz. Biri, Yerel ama çok gergin, diğeri Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, 2 büyük seçimin getirdiği ortam yanında, güneyimizde 2 seneyi aşkın zamandır devam eden Suriye’deki iç savaş, kuzeyimizde Rusya-Ukrayna-Kırım üçgeninde patlak veren siyasi kargaşa, ekonomimizi etkiledi. Avro Bölgesi’ndeki ekonomik durgunluğun devamı ve ABD’nin faiz artıracağına yönelik beklentilerin, piyasalar üzerinde olumsuz etkilerini de gördük. Bütün bu iç ve dış belirsizlik ve kargaşa ortamına rağmen; Ekonomimiz yılın 3. çeyreğinde de %1,7 büyüyerek, 20 çeyrek üst üste büyüme başarısı göstermiştir. Buna ek olarak; en büyük yapısal problemimiz olarak gösterilen cari açıkta, 2014 yılında ciddi bir azalma sağlanmıştır. Cari açık; 2014 yılı Ocak-Ekim döneminde, bir önceki yılın ayını dönemine göre 19,3 milyar$ azalmış ve 33,1 milyar$’a düşmüştür. 2014 Ocak-Kasım döneminde; ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre %4,2 artarak 144,5 milyar$ oldu. Aynı dönemde ithalatımız da %3,5 azalarak 220,4 milyar$ oldu. Böylece, OcakKasım 2014 dönemi dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %15,5 azalarak 76 milyar$ olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılından söz ederken, değinilmesi gereken bir başka konu da; 10. Kalkınma Planı kapsamında açıklanan Öncelikli Dönüşüm Planları’dır. Daha öncekilerden faklı olarak, 10.cu Kalkınma Planı’nda ‘’Öncelikli Dönüşüm Programları’’ ve bu programlar altında ‘’Eylem Planları’’ oluşturulması, önemlidir. Bu noktada; üyelerimizle her yıl sonu yaptığımız ‘’MÜSİAD 2014 Değerlendirmesi ve 2015 Beklentileri’’ anketine de kısaca değinmek istiyorum. Anketimize katılan üyelerimizin çoğunluğunun; iç ve dış satışlar, yatırımlar ve istihdam konularında 2014 yılını, geçmiş yıldan daha iyi değerlendirdiği ve 2015 yılının 2014 yılına göre daha iyi geçeceği beklentilerinin ağır bastığını gördük. Bu olumlu yaklaşımı, önemsiyoruz. Antalya'nın ekonomik verilerine baktığımızda ise; 1,1 Milyar $ ile, en çok ihracat yapan iller listesinde 16. sırada yer alarak, Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına önemli katkısı olduğunu görüyoruz Antalya'dan söz edildiğinde, turizmden söz etmemek olmaz. Turist sayısının %5,3 artarak 35,3 milyona ulaştığı 2014 Ocak-Kasım döneminde, yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları iller sıralamasında, Antalya %32 ile yani toplamda 11,4 milyon turist ile 1.ci sırada yer almıştır. Turizm gelirlerinin; başta ödemeler dengesine olmak üzere, istihdama da yaptığı katkılar göz önüne alındığında, Antalya’nın Türkiye ekonomisi için ehemmiyeti daha net anlaşılmaktadır. Değerli Misafirler, Son 3 yıldır, farklı zamanlarda dile getirdiğimiz, bazı önerilerimizi, özetleyerek, sözlerimi bitireceğim; İş âlemi olarak önceliğimiz, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrar Ortamının korunmasıdır. Önemli riskimiz, Orta Gelir Tuzağından kurtulmanın yolu, en kısa ifadesiyle, Eğitim Reformu ile, Hızlı ve Adil işleyen bir Hukuk Devletinden geçer. Ülkemizin büyümesini sağlayacak Özel Sektör yatırımlarının yeterli seviyede gerçekleştirilebilmesi, Finans Sistemizi, sadece teminata dayalı Bankacılıktan, Proje ve Yatırım Bankacılığına geçirmekle mümkün olabilir. Özellikle KOBİ'lerimizin, öz kaynaklarını Arsa ve Bina yatırımlarına harcayıp, borçlanarak Makina Teçhizat yatırımını da tamamladıktan sonra, işletme sermayesi havuzunda boğulmalarını önlemek için, TOKİ benzeri TOSİ tarzı bir yapıyla, GMYO veya uzun vadeli kiralama veya uzun vadeli satış sistemiyle, önleri açılmalıdır. Mevcut Teşvik Sistemi, Bölgesel Teşvikler niteliğinden, Sektörel Teşvikleri de içine alan bir forma dönüştürülmelidir. Dünya çapında yeri olan Müteahhitlik Sektörümüzün sonuçlarından daha verimli olarak yararlanabilmek için, Türk Müşavirlik Sektörü, özel olarak teşvik edilmelidir. Orta Büyüklükteki Müteahhitlik Firmalarının da yurtdışı açılımlarını arttırabilmek için, Kamu kanalıyla yurtdışında büyük taahhüt işleri alıp, taşeron olarak, daha küçük firmalara dağıtması, önemli bir açılım olabilir. Cari Açığımız için, Ar-Ge ve İnovasyon ile, Yüksek Katma Değerli Ürünler elbette önceliklidir, ama KOBİ'ler ve Gıda-Tarım alanları da, önceliklerimizden olmalıdır. İşletmeler üzerinde ek birer finans yükü olan, Geçici Vergi, kademeli olsa da kaldırılmalıdır. Tahsilat vadesine uygun KDV ödeme sistemine geçilmelidir. Özellikle KOBİ'ler için bir yük olan, vadeli ithalattaki %6 KKDF kaldırılmalıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği önceliklerimizdendir, ancak bu konuya sadece İş Güvenliği noktasından bakarak çözüm bulamayız. İş Sağlığı ve Güvenliği, İş Hukuku ve Yargılaması, Çalışma Hayatının sorunlarını, 3'lü bir bütün olarak ele almamız gerekir. Son olarak, siyasete bir çağrımız var. Seçimler demokratik hayatın arenasıdır ama, Eski Türkiye'deki gibi, sık sık seçim gündemiyle uğraşmayı doğru bulmuyoruz. 2019'da, Genel Seçimler, Yerel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı yıl yapılacak olmasını önemsiyoruz. Hazır bu noktaya gelmişken, uzlaşıyla bir Anayasa değişikliğiyle, Milletvekilliği seçimlerini de tekrar 5 yılda bir yapabilirsek, "kesintisiz 5 yıllık seçimsiz dönemlerle devam edip", işimize odaklanabiliriz. Sözlerimin sonunda, Antalya Şubemizin Genel Kurulu'nun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şubemizi bu günlere getiren tüm Başkan, YK Üyeleri ve Üyelerimize teşekkür ediyorum. Yeni dönemde de görevine devam edecek Şube Başkanımız Resul Lekesiz ve YK Üyelerine başarılar diliyor, Genel Merkezimiz ve Şubelerimizle yaptığı çalışmalar için teşekkür ediyorum. Önemli bir bilgiyi de paylaşmak istiyorum: 23. Genel Kurulumuzu, 25 Nisan Cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceğiz. 15 gün sonra, 09 Mayıs 2015'te, yani kuruluşumuzun tam 25. yılında, Cevahir Kongre Merkezi’nde de, 25. yıl programımız var. Tüm dostlarımızın, bugünden takvimlerine not almalarını rica ediyor, bu 2 önemli bayramımıza siz tüm değerli dost ve üyelerimizi davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Nail OLPAK Genel Başkan MÜSİAD