09 Ekim 2017 MÜSİAD-İZÜ İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi Akşam

advertisement
MÜSİAD-İZÜ İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi Akşam Yemeği
09.10.2017
Sayın Rektörüm Prof. Dr. Mehmet Bulut,
Sayın CIGA (İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi) Direktörü
Prof. Dr. Sami Al-Arian,
Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz,
Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları,
İslam âlemine yönelik araştırma ve işbirliklerinin artırılmasını
amaçlayan iki güzide kurum olan, MÜSİAD ile İstanbul Sabahattin Zaim
Üniversitesi İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) arasında imzalanan
protokole istinaden tertip etmiş olduğumuz bu güzel buluşmada, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Malumunuz,
günümüz
ekonomilerinde
bölgesel
bütünleşme
hareketleri oldukça önem kazanmıştır.
Uzun yıllardan beri İslam âlemi de bu gelişmelere ayak uydurmaya
çalışmış ve İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ve işbirliğinin geliştirilmesi
konusu her daim gündemdeki yerini korumuştur.
Bilhassa 1969 yılında İslam İşbirliği Teşkilatının kurulmasıyla bu
konuya
ilişkin
yoğun
gayretler
gösterilmesine
rağmen,
yapılan
çalışmaların sonuçlar açısından maalesef yetersiz kaldığını görüyoruz.
Dünya nüfusunun yaklaşık beşte biri gibi önemli bir kısmını içinde
barındıran ve dört kıtaya yayılmış 57 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkenin
ekonomik performansları, elbette sahip oldukları potansiyeli yansıtmıyor.
Nitekim İslam ülkeleri bir bütün olarak incelendiği zaman, bu
ülkelerin dünyanın pek az ülkesinde bulunan yer altı ve yer üstü
kaynaklara sahip olduğu görülmektedir.
Söz gelimi dünya petrol üretiminin %65’i, bilinen uranyum
yataklarının %40’ı, dünya buğdayının %15’i, baharat üretiminin %39’u,
doğalgaz üretiminin ise %51’i İslam ülkelerindedir.
Buna karşın, üzülerek ifade etmek isterim ki, hemen hemen bütün
İslam ülkeleri diğer İslam ülkelerinin ihtiyaç duyduğu malları karşılayacak
bir üretim fazlasından yoksun durumdadır.
İslam ülkelerinin ekonomik yapıları ve gelişmişlik düzeyleri yakın
olduğundan, birbirinin tamamlayıcısı olan mallar fazla değildir.
Bu yüzden İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasındaki ticaret
hacminin toplam dış ticaret hacmine oranı maalesef %20 civarında
seyretmektedir.
Bu yüzden İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacminin artırılması en
önemli konulardan birini teşkil etmelidir.
Bu noktada açıkça ifade etmeliyiz ki; İslam ülkelerinin bir topluluk
olarak ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli
maddi ve tarihi koşullar mevcuttur.
Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir işbirliği mekanizması
oluşturulması ve bunun hayata geçirilmesidir.
Sayın Rektörüm,
Kıymetli misafirler,
MÜSİAD
olarak,
“IBF-International
Business
Forum”
yani
Uluslararası İş Forumu adıyla, yaklaşık 30 ülkenin iş dünyasından
işadamlarının katıldığı ve yılda bir yapılan kongre ve beraberindeki ticari
faaliyetlerle bir araya gelinen uluslararası bir platformun da sahipliğini
yapıyoruz.
Eylül 1995’te Pakistan Lahor’da düzenlen ilk IBF kongresinden
itibaren; Müslümanlar arası iletişim ve işbirliğinin artırılması, İslam
dünyasındaki ticareti yönlendiren bir yapının kurumsallaşması ve
gelecekteki yeni iş açılımlarının oluşturulması amacına hizmet etmeye
gayret gösteriyoruz.
Bu sene de inşallah 22. IBF Kongresi’ni 18-19 Kasım’da Ürdün’de
düzenleyeceğiz.
İslam dünyasının lider şahsiyetleri, karar mercileri ve işbirliğinde
öncülük yapmış sanayicileri için önemli bir buluşma noktası olan IBF
Kongrelerinde; bugün itibarıyla 132 milyar dolar seviyesinde olan İslam
ülkelerinin kendi aralarındaki ticaret hacminin artırılmasına yönelik
arayışlarımızı dile getiriyoruz.
Zira İslam ülkeleri arasında işbirliğinin geliştirilebilmesi açısından
sonuca giden yolun, “birlikte çalışma yeteneği” oluşturulmasından
geçtiğini çok iyi biliyoruz.
İslam ülkeleri olarak sınırlarımızı aşmak, üretimimizi artırmak,
kendimizi ve rakiplerimizi geride bırakabilmek için işbirliği yapmak
zorundayız.
İslam ülkelerinin sahip olduğu ticari potansiyeli kendi aralarında
değerlendirmeleri
durumunda,
refah
ve
zenginlikleri
çoğalacak,
küreselleşen dünyada güçleri ve itibarları artacaktır.
Kaldı ki içinde bulundukları coğrafya ve medeniyet, İslam ülkelerinin
yakınlaşmasını ve ekonomik ilişkilerini daha da geliştirmesini zorunlu
kılmaktadır.
Sayın Rektörüm,
Kıymetli misafirler,
Sözlerime burada son verirken, İslam âlemine yönelik araştırma ve
işbirliklerinin
artırılmasına
hizmet
edeceğine
inandığımız
İstanbul
Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi’nin
çalışmalarında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor; hepinizi, saygı
ve muhabbetle selamlıyorum.
Abdurrahman Kaan
Genel Başkan
Download