kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti`nde mali reform arayışları

advertisement
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE
MALİ REFORM ARAYIŞLARI:
“VER KURTUL-SEV KURTUL” TARTIŞMALARININ GÖLGESİNDE
BİR KIBRIS ANALİZİ
Mücahit CİVRİZ
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü
Devlet Muhasebe Uzmanı
1|
İçindekiler
Giriş.......................................................................................................................................................... 7
Tartışmaların Odağındaki Yavru Vatan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.................................................. 8
KKTC Ekonomisine Bakış ........................................................................................................................ 10
Tartışmaların Odak Noktası: Kamu Maliyesi......................................................................................... 12
Tartışmalı İkinci Alan: Türkiye’den KKTC’ye Yapılan Yardımlar ............................................................. 16
TC ve KKTC İlişki Bağları: Protokoller .................................................................................................... 19
Kıbrıs’ta Zor Karar: Ağrı Kesici Mi Antibiyotik Mi?................................................................................. 20
Sonuç Yerine… ....................................................................................................................................... 25
Ek 1: Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı......................... 27
Mücahit CİVRİZ Hakkında ...................................................................................................................... 33
Yararlanılan Kaynaklar ........................................................................................................................... 34
Son Notlar .............................................................................................................................................. 35
2|
Şekiller Listesi
Grafik 1: Cari Transfer Kalemlerinin Dağılımı ........................................................................................ 14
Grafik 2: Cari Transferlerin Gelişimi ...................................................................................................... 15
Grafik 3: Cari Transfer Kalemlerinin Bir Önceki Yıla Göre Artış Oranı ................................................... 16
Grafik 4: KKTC Bütçesi ve TC Yardımları ................................................................................................ 17
Grafik 5: TC Yardımlarının TC ve KKTC Bütçesi İçindeki Yeri .................................................................. 18
Grafik 6: TC Yardımlarının İç Dağılımı .................................................................................................... 19
Tablolar Listesi
Tablo 1: KKTC Seçilmiş Ekonomik Göstergeler ...................................................................................... 10
Tablo 2: KKTC Mali Göstergeleri ............................................................................................................ 13
Tablo 3: KKTC Gider Bütçesinin Oransal Dağılımı (2005-2009) ............................................................. 13
Tablo 4: Cari Transferlerin Gelişimi ....................................................................................................... 14
Tablo 5: Türkiye Cumhuriyeti Yardımları 1998-2010 (Milyon TL) ......................................................... 16
3|
''Siz bizim İnebahtı’da sakalımızı tıraş ettiniz, biz ise Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik.
Kesilen kol yeniden çıkmaz ama kesilen sakal eskisinden gür çıkar.”
II. Selim’in Sadrazamı Sokullu’nun Venedik Balyozuna (Elçisine) söylediği tarihi söz
“Kıbrıs ne Türk’tür, ne Yunandır, ne İngiliz’dir. Kıbrıs Kıbrıslı halkındır”
Dünü ve Bugünü Anlamak İçin:
Gündemden Yansıyan Sözler
2 Mart 2011 Tarihli Mitingten Bir Pankart
&
4|
“Adada Kıbrıslı Türkler ya da Kıbrıslı Rumlar yoktur. Sadece Türkler ve Rumlar vardır.
Bu adada tek Kıbrıslı olan, Karpaz’daki eşeklerdir. ”
Rauf DENKTAŞ, KKTC Eski Cumhurbaşkanıi
&
‘Türkiye buradan çek git’ diyor. Sen kimsin be adam... Şehidim var gazim var,
stratejik olarak ilgiliyim. Kıbrıs’ta Yunanistan’ın ne işi varsa Türkiye’nin Kıbrıs’ta
stratejik olarak o işi var. Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır.
Destekliyoruz, karşılığının olması gerekmiyor mu?”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ocak Mitingi Sonrasında Verdiği Tepkiii
&
“Kıbrıs Türkleri, kadirşinastır yapılanları asla unutmaz. Kıbrıs Türk halkı, Anavatanına
bağlıdır. Biz et ve tırnak gibiyiz. Bu lafta değil, fiiliyatta da böyledir. Yani Kıbrıs, Türk
Milleti'nin çıkarlarını iyi biliyor. Bizim için Türkiye anavatandır. 1571-1974 arasında
Kıbrıs'a gelip gidenle 1974'ten sonra Kıbrıs'a gelenler arasında hiçbir fark yok.
KKTC'nin yaşayıp yücelmesinde, ekonomik olarak güçlenmesi için Türkiye'nin
gereken tüm çabayı gösterdiğinden eminiz. KKTC'den bakıldığında Türkiye'nin son
zamanlarda ekonomide kaydettiği başarılardan mutluyuz. Bir Türk olmaktan gurur
duyuyoruz”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğluiii
&
“Türkiye’nin önlem uyarıları dikkate alınmadığı için yılda 5 milyon TL kar eden Kıbrıs
Türk Havayolları (KTHY), yılda 40 milyon TL zarar eder hale geldi… Bağıra bağıra
söylüyoruz bunları. Ekim’e gelindiğinde herkes bu sıkıntıyı görecek. Kaynakların
yüzde 84’ü kamu maaşlarına gidiyor geriye bir şey kalmıyor. Bunlar KKTC’nin
gerçekleri. Herkes elini vicdanına koysun. KKTC batabilir”
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekiv
&
“Amacımız kamu maliyesini düzeltmek ve faiz dışı bütçe fazlası vererek, kamu iç borç
stoğunun uygun faiz ve vadelere çevrilmesini sağlamaktır… Napalım? Vergiyi mi
artıralım? Vergi arttıkça ticaret Güney’e kayıyor. O zaman çıkış yolu ekonomiyi
büyütmek ve özel sektörün rekabet edebilirliğini artırmaktır.”
KKTC Maliye Bakanı Ersin TATARv
&
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Türkay Tokelvi
&
Bağımsız milletvekili Tahsin Ertuğruloğluvii
&
“… Türkiye’ye körü körüne bir bağımlılık, adada yeni hiçbir adımın atılmasına izin
vermedi. Siyasi sistem tıkandı, sosyal hayat sınırlı, ekonomi batmış durumda.”
Cüneyt ÖZDEMİR, Radikal Gazetesi Yazarıviii
&
“Daha yürek burkucu şekilde sormak gerekirse, ne oldu da Kıbrıslı Türkler kurtarıcılarını
artık sevmemeye başladı”
Ali IŞINGÖR, Yazarix
&
“Kimse merak etmesin. Sıkıntılar aşılacak, Kıbrıs Türk halkı Anavatan Türkiye’nin de
desteğiyle muhakkak kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratarak kendi
kendiyle gurur duyacak bir noktaya gelecektir.”
KKTC Başbakanı İrsen Küçük
&
5|
Gündemden Yansıyan Sözler
“74’te bir kurtuluş başarısı elde edildi, Rum’un boyunduruğu altına girme tehlikesi
ortadan kaldırıldı ama esas mücadele ondan sonra başlaması gereken mücadele idi;
o da bu elde edilen başarıyı daha da ileriye götürme, ekonomik başarıyla taçlandırma
ve bu ülkenin vatandaşını, mutlu eden bir ülke olması gerekirdi. Bu olmadı işte. Biz,
‘evet, bundan sonra madem rahat yaşayacağız, bizim uğraş vermemize gerek yok,
Türkiye versin, biz burada keyif yapalım, biz burada iktidarımızı sürdürelim’ dedik.
Dünü ve Bugünü Anlamak İçin:
“ Her ay 10 milyon TL açık vardır ve durumu sürdürebilmek mümkün değildir. Kaynak
bulmakta zorlanıyoruz. Banka banka geziyoruz. Devlet bankalarını zorlamaya devam
ediyoruz. Maliye’yi de zorlamaya devam ediyoruz ve maaşları bu şekilde
ödeyebiliyoruz. Biz Amerika’dan, İtalya’dan, Fransa’dan daha zengin değiliz.
Onlarda emeklilik 65 yaş iken bizim 50 yaşında emeklilik uygulamasını daha fazla
sürdürme lüksümüz yoktur. Gerekli önlemleri süratle almak zorundayız. Önlem almada
geç bile kaldık.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Sendikal Platform,
28 Ocak ve 2 Mart'taki “toplumsal var oluş” mitinglerinin ardından,
7 Nisan 2011 tarihinde Cumhuriyet Meclisi yanında miting yaptı. Yapılan eylemlerde, Türkiye karşıtı
ve küfürlü Pankartlar iki ülkede de büyük tepkiye neden oldu. KKTC Hükümetinin uygulamaya
koyduğu ekonomik tedbirlerin "Ankara'nın dayatması" olduğu iddia edilerek, "ekonomik paketin geri
çekilmesi" için sokaklara dökülen gruplar, eylem gerekçelerini Kıbrıslı Türklerin ekonomik, sosyal ve
kültürel yapılarına uymayan yaptırımlardan kurtulmak olarak belirtti.
Kaynak: Gazeteler
6|
Giriş
1489-1570 yılları arasında Venedik, 1570-1878 yılları arasında Osmanlı, 18781960 yılları arasında İngiliz hâkimiyeti altında olan Kıbrıs Adası, 1960-1974
yılları arasında Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında varlığını sürdürmüştür. 1974
yılında gerçekleştirilen Barış Harekâtı sonrasında 1983 yılına kadar Kıbrıs Türk Federe Devleti-Kıbrıs
Rum Yönetimi idaresi altında yönetilen Adada, 15 Kasım 1983 tarihi itibariyle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti varlığını resmen ilan etmiştir. Sadece Türkiye tarafından tanınan Kıbrıs, de jure
(kanunen) Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bağlıdır ve birçok devlet ve uluslararası kuruluş Kuzey Kıbrıs'ı de
facto (fiili) devlet olarak tanımlamaktadır. Hal böyle olunca, Adanın 3355 kilometrekarelik alanını
kaplayan “Yavru Vatan Kıbrıs”ın dışa açılan kapısı Türkiye Cumhuriyeti olmuş, Barış Harekatı’nın
yapıldığı 1974 yılından günümüze Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kıbrıs’a kol kanat gerilerek
ekonomik, siyasi ve de askeri konularda her zaman gereken destek ve önem verilmiş, değişen
iktidarlar ve siyasi görüşlere rağmen bu anlayış değişmemiştir. Batılı Devletlerce Güney Kıbrıs Rum
Kesimi karşısında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı benimsenen farklı ve haksız politikalar,
Ülkeyi bir girdabın içine sokmuş ve Türkiye’ye bağımlılıktan başka bir seçenek Kıbrıs’a
sunulamamıştır. Ancak bu sahipleniş ve birliktelik Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye
Cumhuriyeti arasında anlayış ve algılayış farklılıklarını ortadan kaldırmamış ve üzüntüyle ifade etmek
gerekirse, bu süreçte iki ülke arasında ortak bir dil geliştirilememiştir.
Ne var ki, bugün geldiğimiz noktada Türkiye ile bu ekonomik ve mali yapının sürdürülmesi
mümkün görülmemiş ve kısa vadede can acıtıcı gibi görünen ancak orta ve uzun vadede Kıbrıs lehine
sonuçlanacak bir vizyon Türkiye Cumhuriyeti’nce
ortaya konulmuştur. Bu vizyonla; ekonomisi
rekabet edebilir, kamu maliyesi sağlam, özel sektör eliyle kalkınma modelini benimseyen, e-devlet
uygulamaları ile Kıbrıs Halkına büyük kolaylıklar sağlayan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var
edilmek istenmiştir. Ancak yaşanan son tartışma ve eylemler Kıbrıs’ta yaşayan herkesin aynı vizyona
sahip olmadığını ortaya koymuş, değişim ve dönüşümün ne kadar zor olduğunu konunun taraflarına
bir kez daha hatırlatmıştır.
Bu çalışma, gerek Türkiye gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kamuoyu tarafından son
dönemde yoğun biçimde tartışılarak gerginliğin ortaya çıkmasına neden olan ilişkiler ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ne karşı protestolara neden olan ancak detayları konunun uzmanlarınca dahi
pek fazla bilinmeyen ekonomik ve mali tedbirlere yer vermiştir. Çalışma Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Ekonomisine ilişkin genel bilgilerle başlamış, ardından tartışmanın iki ana ekseni Kamu
Maliyesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan Yardımlar konuları detaylı bir şekilde
incelenmiştir. Protokoller konusunu takip eden Kıbrıs’ta Zor Karar başlığı altında ise, Kamunun
Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ile Program İzleme Raporunun
7|
Kamu Maliyesi ile ilgili bölümlerine yer verilerek, yoğun tartışmalara neden olan yaptırım ve önlemler
detaylı biçimde incelenmiştir. Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması
Programına ise Ek-1 Bölümünde yer verilmiştir.
Kıbrıs Tartışmasının siyasi, sosyolojik ve psikolojik cephelerinin konunun uzmanlarınca
değerlendirileceğinden hareketle, ekonomik ve mali yanının incelenip analiz edildiği bu çalışmanın
yaşanan tartışmanın ve ortaya çıkan resmin daha net biçimde görülüp anlaşılabilmesine ve yapılan
tartışmalara olumlu katkı sağlamasını ümit ediyorum.
Tartışmaların Odağındaki Yavru Vatan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Bazı konular vardır, o konular hakkında söz söylemek, yazmak, o konulara ilişkin tezleriantitezleri belirlemek ve sonuca ulaşmak zordur. Konunun tarafları hem aynı safta, hem de karşıt
saflarda yer alıyor görünebilmektedir. Herkesin kendi perspektifinden haklı olduğu noktalar varken,
tartışmalar farklı zemine rahat biçimde kayabilmekte ve sonuçta taraflar, çok da beklemedikleri bir
tartışmanın içerisinde bulabilmektedirler kendilerini. O konuların başında, hiç şüphesiz Yavru Vatan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gelmektedir.
TC Hükümet(ler)i ile KKTC Hükümet(ler)i ve iki ülke halkları arasında zaman zaman alevlenen
tartışmalara son günlerde bir yenisi daha eklendi. Yaşanan son tartışmaların altında pek çok sebep
olmakla birlikte, iki ülke arasında yapılan ve genel anlamıyla ekonomik ve mali tedbirler öngören
Protokollerin yattığı artık herkesin malumu. Bu protokollerde KKTC Ekonomisi ve Maliyesi açısından
alınması planlanan “tedbirler” bir nebze acı reçete anlamına geldiğinden bu Protokoller, KKTC’de ilki
28 Ocak 2011, ikincisi ise 2 Mart 2011, üçüncüsü 7 Nisan 2011 tarihinde yapılan üç mitingle protesto
edildi. Bu mitinglerde her iki ülkenin de tasvip etmediği içerik ve üslupta pankartların taşınması ve
sloganların atılması (genele yaygınlaştırmak hata olsa bile) gerginliğin daha da artmasına neden oldu,
tartışma ortamını biraz daha alevlendirdi.
Şüphesiz tartışmaları sadece bugün yaşanan olaylara ve fikir ayrılıklarına bağlamak mümkün
değil. Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nde gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde iki ülke ilişkileri ile
ilgili olarak pek çok fikir dile getirilebilse de, fikirleri 2 ana başlıkta toplamak mümkün görünüyor.
Türkiye açısından ilk görüş; “tarihimiz, ecdadımız, şehidimiz var, Kıbrıs bize yadigardır, sevdiğimiz
yavru vatanımızdır” diyenlere aitken, diğer görüş sahipleri ise “KKTC’nin Türkiye ile artık organik bir
bağı kalmamıştır, bize yük olmaktan başka bir anlamı yoktur, verip kurtulalım” fikrini
savunmaktadırlar. Kıbrıs cephesinde de benzer yaklaşımlarla karşılaşmamız mümkün: “Bizim garantör
ülkemiz, en büyük destekçimiz, dünyaya açılan kapımız TC, dolayısıyla eleştirilerini baştan
reddetmeyelim, kulak verelim” diyenlerin yanında, “Artık tarihi bağlar yıpranmış, TC misyonunu
8|
tamamlamıştır, bize karışmasın, biz de başımızın çaresine bakalım” diyenler… Yani her iki ülke
perspektifinden “sev kurtul” ve “ver kurtul” ekseninde bir algılama söz konusu: Ya çeşitli kriterler
ekseninde Yavru Vatanı seveceğiz, kollayacağız ve yaptıklarını sevimli kardeş edasıyla sinemize
çekeceğiz… ya da “Onlar da oyunu kurallarına göre oynamalı başka çaresi yok” diyerek ayaklarının
üzerinde durmasını sağlayacak formüller üzerinde çalışacağız. Bugün yaşanan tartışmalar, işte bu soru
işaretleri ile yoğrulmuş bir doğum sancısının habercisi görünümündedir.
Yaşanan tartışmalar diğer yandan TC İle KKTC’nin ilişkilerinde “sınır” sorununu da
beraberinde
getiriyor.
Türkiye’nin
telkinleri/talepleri
özellikle
belli
gruplarca
emir
gibi
algılanıyor/lanse ediliyor, bu da belli konulardaki gerginliği daha da artıran bir faktör olarak karşımıza
çıkıyor. TC Hükümetleri “Milli Mesele Hassasiyeti” ile konuya yaklaşırken, bugüne kadar her alanda
yapılan yardım ve desteklerin sürdürüleceğini ancak bu yapıya ilanihaye devam edilemeyeceğinden
hareketle KKTC tarafından da gerekli önlem ve tedbirlerin alınmasının gerekliliğine vurgu yapıyorlar.
Diğer bir taraf ise, KKTC, Güneyimizde güvenli bir tampon işlevi gördüğünden KKTC’ye yardımın KKTC
halkı açısından hem bir hak hem de zorunluluk olduğunu ifade ediyor. Son olarak ise, KKTC’nin TC’nin
yardımlarına muhtaç olmadığı, kendi kendine yeten bir yapısı olduğu ve TC ile KKTC’nin iki ayrı devlet
olarak sınırlarının çok net biçimde ayrılmasını savunuyor. Hangi fikri savunursanız savunun, ilişkilerin
yeni bir yola girdiği muhakkak.
Yaşanan tartışmaları ve ortaya konan fikirleri bir kenara koymak elbette mümkün değil.
Ortada iki devletin olduğu bir gerçek fakat ister hamisi, ister abisi gözüyle bakılsın KKTC’nin en büyük
destekçisinin Türkiye Cumhuriyeti olduğu da herkesin malumu. Üstelik bu yapı, değişen hükümetler
ve siyasi düşüncelere rağmen aynen sürdürüle gelmiş ve “Yavru Vatan” her zaman kollanmış, “Yavru
Vatana” her daim kol kanat gerilmiştir. Yavru Vatana yönelik izolasyonlar nedeniyle bağımsız
politikalar üretemediği, ticaret ve sanayi alanında ciddi bir hamle gerçekleştiremediği ve görece
üstünlüğe sahip turizm ve eğitim sektörleri ile de kayda değer bir ekonomik kalkınma sağlayamadığı
ortadadır. Üstelik uluslararası kamuoyu tarafından çifte standarta maruz kalıyor olması, Güney Rum
Kesiminin tartışmalı biçimde Avrupa Birliğine alınması da herkesin bildiği bir gerçek. Ama yine de
yaşanan son tartışmalar bir soruyu da akla getirmektedir: Acaba iki ülkenin ilişkilerinin bu duruma
gelmesinde, biraz da ne zaman dara düşse elinden tutup kaldıracak bir abisinin/hamisinin olup
olmaması ne derece etkiliydi acaba? Bu soruya tam olarak cevap veremesek de, net olan bir durum
var; o da Türkiye’nin Kardeş Ülkesine karşı bugün, biraz daha kararlı biçimde telkinler vermesi ve
ekonomik ve mali konularda ciddi adımlar atılması için kaşlarını biraz çatan abi rolünde olması.
9|
KKTC Ekonomisine Bakış
Kıbrıs ekonomi ve maliyesi ile ilgili yorumlar yaparken, şüphesiz Ülkenin içerisinde olduğu
ambargo ve izolasyonları göz ardı etmemek gerekir. Bu iki önemli faktör nedeniyle Kıbrıs Ekonomisi
Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen yardımlar ile kamu sektörüne bağımlı bir yapıya bürünmüştür. Bu
yapı bir yandan Türkiye’de yaşanan dalgalanmalardan doğrudan etkilenme sonucunu doğururken,
diğer yandan 90’lı yıllarda Ülkemizde yaşanan sürece benzer biçimde, ekonomide kırılganlıkların
temelinde yatan sorunların başında etkin yönetilemeyen kamu maliyesinin olduğu bir yapının
doğmasına neden olmuştur.
Kıbrıs’a ait ekonomik ve sosyal göstergelere geçmeden önce, Protokol ve Programlarda da
ifade edilen, istatistik ve rapor konusuna kısaca değinmekte yarar var. Zira KKTC ekonomisinde,
politika üreticileri ve konunun diğer tarafları için değerlendirme yapmaları ve politika üretmelerini
sağlayacak güncel ve sağlıklı verilere ulaşmak mümkün görünmemektedir. Ancak yapılması planlanan
düzenlemelerde istatistik ve mali raporlama konusuna verilen önemi takdirle ifade etmek gerekiyor.
Tablo 1’de KKTC’ye ait 2000-2008 yılları arasında seçilmiş göstergelere yer verilmiştir.
Tablodan da görüldüğü üzere, KKTC Ekonomisi 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan daralmanın ardından
6 yıl kesintisiz büyüme kaydetmiştir. Hatta 2004 yılında %15 gibi oldukça yüksek oranlı bir büyüme
gerçekleştiği görülmektedir1. Ancak 2008 yılı itibariyle küçülen ekonomide, 2009 yılında küçülme
şiddetlenerek artış göstermiştir: 2009 yılı küçülme rakamının %6,3 olması beklenmektedir. 2002
yılından itibaren kesintisiz ve yüksek oranlı büyüme kişi başına gelir düzeyine de olumlu yansımış ve
2005 yılında 10.000 $’ın üzerine çıkan bu rakamın 2008 yılında 15.000 $ seviyesini aşarak 16.000 $
seviyesine ulaştığı görülmektedir.
Türkiye’de yaşanan sürece benzer biçimde büyüme gerçekleşirken, enflasyon oranında da
önemli iyileşmeler elde edilmiş; 2000 yılında %53, 2001 yılında %77 seviyesinde olan bu rakam geldiği oran itibariyle hâlâ yüksek olsa da- ciddi bir azalma eğiliminde olmuş ve 2008 yılı itibariyle %
15 seviyelerine gerilemiştir. Bu gerileme önemli bir başarı elde edilmiş görüntüsü vermekle birlikte,
enflasyon oranında düşüş ve fiyat istikrarı konularında alınacak mesafe olduğu dikkatlerden
kaçmamalıdır.
Tablo 1: KKTC Seçilmiş Ekonomik Göstergeler
Reel Büyüme Hızı
(%)
Fert Başına GSMH
($)
Enflasyon Oranı (%)
1
2000
-0,6
2001
-5,4
2002
6,9
2003
11,4
2004
15,4
2005
13,5
2006
13,2
2007
1,5
2008
-3,4
4978
4303
4409
5949
8095
10567
11837
14765
16158
53,2
76,8
24,5
12,6
11,6
2,7
19,2
9,4
14,5
İstatistiki verilere ilişkin gözlemler, bu rakamlara biraz temkinli bakmayı zorunlu kılmakta.
10 |
Bütçe Açığı (Milyon
$)
İhracat (Milyon $)
136,7
146,1
225,1
176,9
104,2
185,3
287,3
221,2
369,6
50,4
34,6
45,4
50,8
62
68,1
68,1
83,7
83,7
İthalat (Milyon $)
424,9
272
309,6
477,8
853,1
1255,5
1376,2
1539,2
1680,7
Dış Ticaret Dengesi
(Milyon $)
İhracat / İthalat (%)
-374,5
-237,4
-264,2
-427
-791,1
-1187,4
-1308,1
-1455,5
-1597
11,9
12,7
14,7
10,6
7,3
5,4
4,9
5,4
5
Gelen Turist Sayısı
432953
365097
425556
469867
599012
652779
715749
791036
808682
-
Türkiye
347712
277739
316193
340083
434744
488023
572633
634580
650405
-
Diğer
85241
87358
109363
129784
164268
164756
143116
156456
158277
198,3
93,7
114,1
178,8
288,3
328,8
303,2
381
383,7
1,29
1,63
1,62
1,37
10
8,2
9,4
9,4
9,8
Net Turizm Geliri
(Milyon $)
İşsizlik Oranı (%)
Genç Nüfusta İşsizlik
22,3
20,3
23,8
22,8
24,7
Oranı (%)
Kaynak: Devlet Planlama Örgütü, Yardım ve Hibe Birliği Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması
Programı
İzolasyon ve ambargoların sonucu KKTC Ekonomisinde en sorunlu konuların başında dış
ticaretin geldiği bilinmektedir. Tablodan görülen 2000-2008 yılları arası dış ticaret rakamları bu
düşünceyi destekler niteliktedir. Anılan yıllarda ihracatta sınırlı bir artış görülürken (50 milyon
dolardan 84 milyon dolara) ithalatta yaklaşık 4 kat artış gerçekleşmiştir. Sonuçta 2000 yılında 375
milyon dolar dış açık veren ekonomi 2008 yılında 1,6 milyar dolar açık seviyesine ulaşmıştır. Dış
ticaret rakamlarındaki kötüleşme ihracatın ithalatı karşılama oranında tüm çıplaklığıyla ortaya
çıkmaktadır: 2000 yılında ithalatın %12’si olan bu rakam 2008 yılında %5 seviyesine kadar gerilemiştir.
Tablodan KKTC Ekonomisi için önemli gelir kaynaklarından olan Turizm Sektörüne ilişkin
detayları da görebiliyoruz. Tablodan görüldüğü üzere KKTC’ye gelen turistler Türkiye’den gelen ve
diğer ülkelerden gelen turistler olarak 2 kategoride değerlendirilmektedir. 2000 yılından 2008 yılına
toplam turist sayısı, 2001 yılı hariç olmak üzere, sürekli artış göstermiştir. 2001 Krizi nedeniyle
olduğunu tahmin ettiğimiz Türkiyeli Turistlerdeki azalma, gelen turist sayısında ve net turizm
gelirlerinde bir azalmaya neden olmuştur. Net turizm gelirlerinde düşme yaşanan diğer yıl ise 2006
yılıdır ve bu yılda diğer turistlerin sayısındaki azalma beraberinde net turizm gelirleri azalışını da
getirmiştir.
Tablodan KKTC’de istihdam rakamları gözlendiğinde ise, 2000-2003 yılları arasında tek haneli
işsizlik rakamları dikkati çekmektedir. İstatistiksel anlamda bu rakamların tutarlı ve sağlıklı olmadığını
düşünüyoruz. 2004 yılından itibaren daha gerçekçi olduğunu düşündüğümüz rakamlarla karşılaşıyoruz
ve ortalama %10 bandında seyreden işsizlik rakamlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Genç nüfusta
işsizlik oranı rakamlarına bakıldığında ise %20-24 bandında seyreden bir oranla karşılaşıyoruz. 2008
11 |
yılında %24,7 gibi çok yüksek bir rakama işaret eden bu oranın yüksek seyrini devam ettirmesi
KKTC’de sosyal içerikli ciddi sorunların ortaya çıkma riskini de beraberinde getirmektedir.
Tartışmaların Odak Noktası: Kamu Maliyesi
Türkiye Hükümeti ile KKTC arasında yaşanan son tartışmaların farklı açıları olmakla birlikte,
özünde kamu maliyesi sorunu geliyor desek, galiba yanlış bir tespitte bulunmayız. Zira bir yandan
kapalı bir ekonominin vermiş olduğu dezavantajlar, diğer yandan etkin bir vergi ve kamu harcama
politika yönetiminin geliştirilememesi sonrasında bütçe ve sosyal güvenlikte ortaya çıkan açıklar
sorunu daha anlaşılır kılmaktadır. Ayrıca bütçe içerisinde katı harcama kalemleri olarak nitelendirilen
personel harcamaları ile transfer harcamaları da bütçenin esnek olmayan bir yapıya dönüşmesine
neden olmuştur. Bütçe açığının kapatılmasının en önemli yolu ise, TC Hükümetince yapılan
yardımlardır. Bu durumda kamu maliyesi; sağlam, kendine yetebilir ve yönetilebilir, etkin bir yapıdan
uzaklaşarak Kıbrıs ekonomisinin rekabet edebilir nitelik kazanmasında önemli engellerden biri
olmuştur. O nedenle 2002 yılı sonrasında Ülkemizde yaşanan sürece benzer “acı reçeteli” dönem
Kıbrıs’ta da öngörülmüş, özellikle devlet memurları ve emekliler için birtakım yaptırım ve kısıtlamalar
kamuoyunda yoğun biçimde tartışma yaratmıştır. Bu kapsamda; 14. Maaş uygulaması, hayat
pahalılığı zammının iki aydan altı aya çıkarılması, çalışan ve emeklilerden ek vergi kesintileri,
kamuya
yeni
personel
alımında
kısıtlamalar,
etkin
çalışmayan
kamu
teşebbüslerinin
özelleştirilmesi, yeni vergiler konulması, mevcut vergilerin artırılması, istisna ve muafiyetlerin
yeniden belirlenmesi gibi pek çok önlem gündeme gelmiştir2.
Böylesine acı bir reçeteyi zorunlu kılan kamu maliyesine ilişkin göstergelere Tablo 2’de yer
verilmiştir. Tablodan da görüldüğü üzere, KKTC’de Milli Gelirin yüzdesi olarak bütçe açığı 2004 yılı
itibariyle %13 gibi oldukça yüksek bir rakama işaret etmektedir. Üstelik bu rakam 2005 ve 2006
yıllarında daha da artmış ve sırasıyla %15 ve %17 olarak gerçekleşmiş, 2009 yılı gerçekleşmesi ise %19
olmuştur. Bütçe açığına faiz rakamları da eklendiğinde bu rakam 2009 yılı için %24 oranına çıkmakta,
2010 Bütçe Hedefi olarak %22,4 oranına gerilemekte, 2010-2012 Planına göre ise 2011 yılında %20,1
2012 yılında ise %18,4 olarak gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Bütçe Açığı rakamına ilave olarak
Kamu Borç Stoğu göstergeleri de benzer bir görünüm arz etmektedir: 2004 yılında Milli Gelirin
%122’si olan oran 2005, 2006 yıllarında yüksek oranlı seyre rağmen ufak miktarda düşüş göstermiş,
2007 yılı ile birlikte artış patikasına girmiş ve takip eden yıllarda sırasıyla %116 ve %130 gibi oldukça
yüksek oranlara ulaşmıştır. KKTC’nin görece küçük yapısı göz önüne alındığında ve nominal büyüklük
olarak değerlendirme yapıldığında açık rakamları “korkutucu” olmasa da, oransal büyüklükler
sürdürülemez bir düzeye işaret etmektedir.
2
Bu konuda detaylı bilgi için Bkz.Ek-1
12 |
Tablo 2: KKTC Mali Göstergeleri
2004 2005 2006 2007
Yerel Açık/GSMH (%)
Bütçe Açığı/GSMH (%)
Kamu Borç Stoğu/GSYİH (%)
-3,14
-12,8
122
-4,8
-14,5
89
-6,10
-17,2
79
-3,6
-10,6
100
2008
2009
-7,3
-14,2
116
-11,9
-19,2
130
Kaynak: KKTC Maliye Bakanlığı, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Raporu 2010-2011
Bütçede sürdürülemeyen bu yapı, alt kırılımlar itibariyle incelendiğinde çok daha net bir tablo
karşımıza çıkmaktadır. Bütçenin gider kalemleri incelendiğinde, Cari Transferlerin %45’lik oran ile ilk
sırada, Personel giderlerinin ise %44’lük oran ile ikinci sırada yer aldığı görülmektedir. Bu iki kalemin
toplamı %90 yapmaktadır ki, bu da bütçede diğer kalemler için sadece %10’luk bir hareket alanı
kalmasına neden olmaktadır. Tablodan da görüldüğü üzere gider kalemlerindeki eğilimde önemli bir
değişiklik olmadığı görülecektir: 2005-2009 yılları arasında da en büyük iki gider kalemi personel ve
cari transfer kalemleri olmuştur. Mal ve hizmet alımlarına %6-7 ve mahalli yatırımlara ise sadece %1-2
arasında kaynak aktarılabilmektedir.
Tablo 3: KKTC Gider Bütçesinin Oransal Dağılımı (2005-2009)
Görüldüğü üzere bütçe içerisinde en önemli gider kalemlerinin başında personel
harcamalarını takip eden cari transfer harcamaları gelmektedir. Cari transferler, maaş benzeri
ödemeler ile diğer cari transfer kalemlerinden oluşmaktadır. Son dönemde Türkiye’de de tartışmalara
konu olan emekli ikramiyeleri ile emekli maaşlarının oransal olarak yüksekliği, cari transferlere
dikkatin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Cari transfer kalemlerinin detayı ise Tablo 4’te yer
almaktadır. Tablodan en dikkat çekici kalem, şüphesiz, Emekli Maaşları kalemidir.
13 |
Tablo 4: Cari Transferlerin Gelişimi
Cari transferlerin yer aldığı Tablo 4’te görüldüğü üzere, 2007 yılında 680 milyon TL olan bu
rakam 2008 yılında 810, 2009 yılında ise 954 milyon TL rakamına ulaşmıştır. Cari transfer kalemlerinin
oransal olarak yansıtıldığı Tablo 3’ten görüldüğü gibi, 2005 yılında Bütçenin %45’ini oluşturan Cari
Transferlerin devam eden yıllarda sırasıyla Bütçenin %42, 40, 43, 46 oranında hareket ettiği
görülmektedir.
Dolayısıyla 2005 yılından günümüze cari transfer kalemlerinde bir iyileşme
görülmemekte ve bütçenin yarısı personel harcamalarına diğer yarısına yakın bir oranı ise transfer
harcamalarına gitmektedir. Ayrıca cari transfer kalemleri içinde rakamsal olarak en fazla tutar ise,
istisnasız emekli maaşları olagelmektedir.
Grafik 1: Cari Transfer Kalemlerinin Dağılımı
1,00
0,90
26,59
24,64
22,66
3,54
4,89
6,2
40,45
39,45
37,46
Diğer
0,80
0,70
Emekli İkramiyeleri
0,60
0,50
0,40
Emekli Maaşları
0,30
0,20
0,10
0,00
6,99
9,25
11,79
10,19
9,68
11,49
8,13
7,62
6,72
2007
2008
2009
Burslar ve Harçlıklar
Cari Transfer kalemlerinin detaylarına ise Grafik 1’de yer verilmiştir. Grafikten görüldüğü
üzere, emekli maaş ve ikramiyelerinde yapısal iyileşmeler mümkün olmamış ve %43 bandında
neredeyse sabitlenmiştir. Vakıf üniversiteleri ile burslara ayrılan payın ise ortalama %1 seviyesini
14 |
aşmaması nitelikli insan gücü ve entelektüel sermaye açısından yakın vadede sıkıntı yaratacak
düzeyde sorunludur.
Grafik 2: Cari Transferlerin Gelişimi
400.000.000
350.000.000
300.000.000
250.000.000
200.000.000
150.000.000
100.000.000
50.000.000
0
2007
Diğer
Emekli İkramiyeleri
Emekli Maaşları
Burslar ve Harçlıklar
Vakıf Üniversitelerine
Sosyal Sigortalar
Kurumu'na
Belediyelere Katkı
2008
2009
Grafik 2’den de görüldüğü üzere, emekli maaşları cari transfer kalemleri içinde en büyük
kalem olmanın yanı sıra kümülatif olarak son yıllarda mevcut yapıda herhangi bir iyileşme de
gözlemlenmemektedir. 2007 yılında 275 Milyon TL olan bu rakam 2008 yılında 320, 2009 yılında ise
357 Milyon TL rakamına ulaşmıştır. 2007 yılından 2008 yılına 45 Milyon TL düzeyinde gerçekleşen
artışın, yüksek bir artışa işaret ettiği ve gerçekleşen enflasyon rakamı ile uyum göstermediği
ortadadır.
Cari Transfer kalemleri bir önceki yıla göre artış oranı olarak incelendiğinde ise, belediyelere
katkı, Sosyal Sigortalar Kurumuna yapılan aktarmalar, emekli maaşları ve emekli ikramiyelerinde ciddi
artışlar olduğu ve bu artışların gerçekleşen enflasyon rakamları ile de uyumlu olmadığı görülmektedir.
Son dönemde Türkiye’de de tartışmalara konu olan emekli ikramiyeleri ile emekli maaşlarının oransal
olarak yüksekliği dikkatlerden kaçmamaktadır. Emekli maaşlarında bir önceki yıla göre 2008 yılında
%16, 2009 yılında %12 artış söz konusu iken, emekli ikramiyelerinde artış 2008 yılında %65, 2009
yılında ise %50 oranında gerçekleşmiştir. Vakıf üniversitelerine aktarılan kaynaklar ile burs ve
harçlıklar ise sırasıyla %1 ve %5 oranında azalmıştır. (Grafik 3)
15 |
Grafik 3: Cari Transfer Kalemlerinin Bir Önceki Yıla Göre Artış Oranı
64,86
57,68
50,03
18,73
2008
Diğer
Burslar ve Harçlıklar
Vakıf
Üniversitelerine
10,39 8,29
-5,20
-1,13
Sosyal Sigortalar
Kurumu'na
16,23
11,78
Emekli İkramiyeleri
13,24
3,90
Emekli Maaşları
11,68
49,21
39,94
39,70
Belediyelere Katkı
70,00
60,00
50,00
40,00
30,00
20,00
10,00
0,00
-10,00
2009
Bütçede gider kalemleri ile ilgili ortaya çıkan fotoğraf, mevcut yapıya müdahale gereklilik ve
zorunluluğuna işaret etmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumuna, Emekli Maaşlarına ve Emekli
İkramiyelerine aktarılan kaynaklardaki bu denli yüksek artışlar, sürdürülemez mali yapıyı teyit eder
niteliktedir.
Tartışmalı İkinci Alan: Türkiye’den KKTC’ye Yapılan Yardımlar
Türkiye Cumhuriyeti tarafından KKTC’ye yardımlar; hibeler ve krediler şeklinde yapılmaktadır.
Bu kapsamda savunma ve altyapı projeleri için verilen hibelerin yanında kamu kesimi, reel kesim ve
mali sektöre de önemli miktarda kredi verilmektedir.
Tablo 5: Türkiye Cumhuriyeti Yardımları 1998-2010 (Milyon TL)
Tablo 5 ve Grafik 4’ten görüldüğü üzere, TC Hükümetince yapılan yardımlar KKTC için önemli
bir yer tutmaktadır. Hibeler, Krediler ve Teşvik Kredileri başlığında yapılan yardımlar, savunma ve
16 |
altyapı projeleri ile kamu sektörü ile reel ve mali sektöre aktarılan kaynaklardan oluşmaktadır. 1998
yılından günümüze, 2004 ve 2007 yılları dışında, KKTC’ye yapılan hibe ve kredilerde nominal olarak
sürekli artışlar görülmektedir. Yapılan hibelerin detayına baktığımızda 1998, 2003, 2009 yıllarında
savunma amaçlı hibelerin altyapı projelerinden fazla olduğu ancak diğer yıllarda altyapı projelerine
aktarılan hibelerin savunma amaçlı hibelerden fazla olduğu görülmektedir. Hibeler toplam olarak
değerlendirildiğinde ise 2003, 2007 ve 2009 yılları dışında artış olduğu görülmektedir. Krediler ise
kamu sektörüne, reel ve mali sektöre aktarılan kredilerden oluşmaktadır. 1998’ten 2004 yılına kadar
ve 2009 yılında mali sektöre kredi verilmediği Tablodan görülebilmektedir. Krediler kalemi
incelendiğinde Kamu Sektörüne aktarılan kredilerin miktar her zaman en fazla olduğu, reel sektör ve
mali sektör kredileri arasında ise zaman zaman geçişlerin olduğu görülmektedir. 2006, 2007, 2008 ve
2009 yıllarında reel sektöre aktarılan krediler mali sektör kredilerinden fazla iken diğer yıllarda mali
sektör kredilerinin fazla olduğu görülmektedir. Teşvik Kredileri ise dalgalı bir seyir takip etmiş, 19982001 dönemi ile 2009 yılında bu kalemde bir kredi kullanımı söz konusu olmamıştır. Hibe, Kredi ve
Teşvik Kredilerinin 2010 yılı toplamı 1.096 milyon TL rakamına ulaşması beklenmektedir.
TC’den yapılan yardımların zaman zaman, KKTC Bütçesi büyüklüğünün yarısına geldiği
görülmektedir: 2001 yılında 507 milyon TL’lik bütçenin 247 milyon TL’si, 2002 yılında 802 milyon
TL’lik bütçenin 425 milyon TL’si TC Yardımları ile karşılanmıştır. 2003 yılından itibaren ise, oranın
bütçenin ortalama üçte birine karşılık geldiği görülmektedir. (Grafik 4)
Grafik 4: KKTC Bütçesi ve TC Yardımları
3000
2500
Milyon TL
2000
1500
1000
500
0
KKTC BÜTÇESİ
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
349
507
801
YARDIM TOPLAMI 142
247
425
1.027 1.262 1.547 1.924 2.125 2.355 2.575
432
345
516
628
565
750
929
Türkiye Cumhuriyeti’nden yapılan yardımların iki Ülke Bütçesi içerisindeki oranlarına
bakıldığında; Türkiye için küçük ve fakat KKTC için oldukça önemli bir durumla karşı karşıya kalıyoruz.
17 |
Zira, 1998 yılından itibaren TC Bütçesi içerisinde ortalama onbinde 30 bandında hareket eden
yardımlar, 2002 yılında oransal anlamda en üst seviyeye ulaşmıştır. Bu yılda KKTC Bütçesine oran
yüzde 53 gibi yüksek bir rakama işaret etmektedir. 2004 yılında TC Bütçesi içerisinde en düşük orana
karşılık gelen yardımlar, 2008 ve 2009 yıllarında ise sırasıyla onbinde 33 ve 35 seviyelerine ulaşmıştır.
Yardımların KKTC Bütçesi içerisinde oransal olarak en fazla olduğu yıl %53 oranı ile 2002 yılı olmuştur.
2008 ve 2009 yıllarında ise bu oran %32 ve %36 olmuştur. Dolayısıyla yapılan yardımların zaman
zaman KKTC Bütçesinin yarısını geçtiği, son yıllarda ise bütçenin üçte birinin TC Hükümeti
yardımlarından oluştuğu dikkatlerden kaçmamaktadır. (Grafik 5)
Grafik 5: TC Yardımlarının TC ve KKTC Bütçesi İçindeki Yeri
TC Bütçesinde Onbinde
KKTC Bütçesinde Yüzde
60
50
40
30
20
10
0
Yardım/TC Bütçe
1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
30,9 24,4 30,4 30,6 35,5 30,5 22,7 32,3 35,2 27,6
Yardım/KKTC Bütçe 45,6 34,3 40,6 48,7
53
42
33
27,3 33,3 32,6 26,5 31,8
34,7
36
Kaynak: T.C. Yardım Heyeti 2009 Yılı Faaliyet Raporu
Grafik 6’da, 2000-2009 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti yardımlarının iç dağılımına yer
verilmiştir. Türkiye’den gelen yardımlar savunma, yatırım, bütçe açığı, reel sektör, mali sektör ve
teşvik kalemlerinde değerlendirilmektedir. 2005 yılına kadar sınırlı sayıda kalemde gerçekleşen
yardımlar, 2005 yılı itibariyle çeşitlenmiştir. Grafikten görüldüğü üzere, yardımların en belirgin
olduğu kalem, bütçe açığı kalemidir. Bütçedeki açık TC’den yapılan yardımlar ile karşılanmakta ve
yardımlar yatırım gibi üretken alanlarda değerlendirilememektedir. Sadece 2004 ve 2006 yıllarında
bütçe açığı için kullanılan yardımlar yatırım amaçlı yapılan yardım kalemlerinin altında kalmış, bunun
dışında bütçe açığı kalemleri en yüksek kalem olarak devam etmiştir. Yardımların etkin biçimde
kullanıl(a)madığının en önemli göstergesi bu şekilde grafiğe yansımış olmaktadır.
18 |
Grafik 6: TC Yardımlarının İç Dağılımı
TC ve KKTC İlişki Bağları: Protokoller
1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmen ilanından sonra, Türkiye Cumhuriyeti
ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetleri arasında 1986 yılından bu yana ekonomik ve mali
konularda çeşitli protokoller imzalanarak iki ülkenin ekonomik ve mali ilişkileri sürdürüle gelmiştir. Bu
protokollerde, yaşanan izolasyonlara rağmen, KKTC’nin sürdürülebilir bir kalkınma hızı yakalaması
hedeflenmiştir. KKTC ile imzalanan son Protokol ise, 2010-2012 dönemini kapsayan protokoldür.
KKTC tarafından uygulanan 2009 yılı Acil Mali Önlemler paketine ilave olarak, Kamunun Etkinliğinin
ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Arttırılması Programı uygulanmaya başlanmış, bu program ile de
iki ülke arasında köklü reform iradesi ortaya konulmuştur. Bu sayede başta mali disiplini tesis etmek
ve cari bütçe açığını düşürmenin yanı sıra, tüm sektörleri kapsayan ve Kıbrıs Ekonomisini ayağa
kaldırarak özel sektör eksenli bir kalkınma modeline geçişi sağlayan bir yapı kurulmaya çalışılmıştır.
Ancak programda hedefler konulmakla kalınmamış, hedeflerin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti
tarafından belli periyodlarla yapılacak gözden geçirmelerle, hedeflenen konularda ilerlemenin nerede
olduğu, eksik ve yetersiz tarafların neler olduğu, yeterli seviyede ilerleme kaydedilen konuların neler
olduğunun belirlendiği sıkı gözetleme kriterleri de getirilmiştir3. İşte yaşanan son olaylar da temelde
bu program ve reformlara tepki olarak karşımıza çıkmıştır; tabi ki orantısız bir tepki olarak. Yukarıda
ifade ettiğimiz konuyu bir kez daha vurgulamakta yarar var: Kıbrıs konusu çok boyutlu şekilde ele
alınması gereken bir konudur.
Sosyo-politik, psikolojik ve tarihsel yönleri uzmanlarca çeşitli
platformlarda tartışılmakta ve değerlendirilmektedir. Bu çalışmada olayın ekonomik/mali yapısı ele
alınmaya çalışılmıştır.
3
Türkiye Kıbrıs’ın IMF’si mi oldu sorusu biraz da bu uygulamalar sonrasında sorulmaktadır.
19 |
Kıbrıs’ta Zor Karar: Ağrı Kesici Mi Antibiyotik Mi?
Kıbrıs’ta bugüne kadar iki ülke arasında Protokollerle yürütülen ekonomik ve mali
konularda Türkiye’nin gereken desteği KKTC’den esirgemediği bilinmektedir. Ancak bu destekler
incelendiğinde bugüne kadar yaşanan sorunların, bir ağrı kesici misali, öngörülen geçici tedbirlerle
hafifletildiği, kalıcı bir çözüm vizyonu olmadığından sorunun kökünün kurutulup temizlenmesi
mümkün olmamıştır. O nedenle uygulamaya konacak programın, bir antibiyotik gibi, mevcut
sorunların köküne inerek ekonomide kalıcı ve sürekli bir iyileşme vizyonuna sahip olması büyük
önem taşımaktadır.
1986 yılından günümüze TC ile KKTC arasında Ekonomik ve Mali İşbirliği protokolleri
imzalandığını ifade etmiştik. Bu protokollerde amacın KKTC’nin içinde bulunduğu izolasyona rağmen
sağlıklı bir ekonomik ve mali yapıya kavuşmasını sağlamak olduğu görülmektedir. 2006 yılında
imzalanan ve 2007-2009 yıllarını kapsayan Protokolde kredilere ek olarak yatırım ve savunma amaçlı
hibeler de eklenmiş ayrıca cari bütçe açığına bir sınırlama öngörülmüştür. Bu protokole ilave edilen 1.
ve 2. Ek Protokollerle de ilave yardımlar öngörülmüştür. Kamu Kesiminin Yeniden Yapılandırılması,
Mali Sektörün Yeniden Yapılandırılması ve Reel Sektörün Desteklenmesi 3 ana başlığı ile oluşturulan
Protokollerde kamu maliyesi açısından, eşel-mobil sisteminin 2 aydan 6 aya çıkarılması, program
hedefleri ile uyumlu personel alımı yapılması, mesai vesair ek ödemelere sınırlamaların getirilmesi, edevlet, istatistik ve raporlamaya ilişkin yazımların tamamlanması başlıkları dikkat çekmektedir.
Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programına ilişkin
Kasım 2010 tarihli İzleme Raporunda, programda yer alan öngörülerin gerçekleşme durumları ve
yapılması gerekenlerle ilgili olarak detaylı bir yol haritası çıkarılmıştır. Raporda:
- Kamu Maliyesi,
- Mali Sektör ve
- Reel Sektör ana başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ana başlıklar ayrıca alt başlıklar
itibariyle detaylandırılmıştır. Bu kapsamda Kamu Maliyesi başlığı altında amaçlar; kamu maliyesinde
mali disiplinin sağlanması, kamu personel rejiminin daha etkin hale getirilerek, kamuda çalışan
personel sayısının azaltılması ve personel giderlerinin bütçe içindeki payının düşürülmesi, kamu Mali
Yönetim Sisteminin Güçlendirilmesi, vergi sisteminin adil, yaygın ve ekonomik kalkınmayı teşvik
edecek şekilde gözden geçirilmesi olarak belirlenmiştir.
- Mali Sektör başlığı altında amaçlar; Finans sektörünün ekonomik kalkınmaya gerekli katkıyı
sunabilmesi için etkin olarak çalışan düşük finansman maliyeti ile kaynak sunan bir yapıya getirilmesi,
20 |
Bankacılık lisansına sahip olmayan ancak mevduat toplayıp kredi veren kooperatiflerin finans
sistemini bozmayacak şekilde amaca uygun çalışması, yüksek aracılık maliyetlerinin azaltılmasıdır.
- Son olarak Reel Sektör başlığı altında, sektörel ayrımlar itibariyle amaçlar belirlenmiştir. Tarım
Sektörü başlığı altında; Tarım politikalarının oluşturulması sürecinin iyileştirilmesi, Bitkisel üretimde
destek politikalarının ve piyasa işleyişinin etkinleştirilmesi, Hayvancılıkta destek politikalarının ve
piyasa işleyişinin etkinleştirilmesi, Enerji Sektörü başlığı altında Enerji maliyetinin düşürülmesi ve arz
güvenliğinin sağlanması, Su ve Atıksu başlığı altında; Ülkenin su ihtiyacının kalıcı olarak çözülmesi ve
su yönetiminin iyileştirilmesi, Ulaştırma Sektörü başlığı altında Gelişen ekonomik ve sosyal
faaliyetlerin ihtiyaç duyduğu ulaşım altyapısının karşılanması, Kamu İktisadi Teşebbüsleri başlığı
altında Piyasaların rekabetçi hale getirilmesi, özel sektörün geliştirilmesi ve kamu maliyesi üzerindeki
yüklerin azaltılması amacıyla kapsamlı bir KİT reformunun hayata geçirilmesi, Dış Ticaret başlığı
altında; Dış ticaret ve gümrük uygulamalarının etkinleştirilmesi, Turizm Sektörü başlığı altında; Turizm
potansiyelinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi, Yüksek Öğretim başlığı altında; Yükseköğretim
sektörünün uzun dönemde sürdürülebilir yapıya kavuşturulması, E-Devlet başlığı altında; Merkezi,
entegre, tek numaraya ve tek kapıya dayalı e-devlete geçilmesi, İstatistik başlığı altında; İstatistik
toplama ve işleme kapasitesinin geliştirilmesi hedeflerine yer verilmiştir. Ayrıca diğer hususlar başlığı
altında ise; Yabancı yatırımcıların cezbedilerek ülkede faaliyetlerinin artırılması, Ülkede uygulanan
teşviklerin etkinliğinin artırılması, İşgücü arzı ile işgücü talebinin uyumsuzluğunun giderilmesi
belirlenmiştir4. Şüphe yok ki, bu önlem ve hedeflerden en sorunlu ve tepki çekeni Kamu Maliyesi
alanında yapılması planlanan düzenlemeler olmuştur.
Türkiye’de uzun yıllar tartıştığımız, kamunun geniş hareket alanı nedeniyle özel sektörü
dışlayarak, özel sektöre hareket serbestisi tanımadığı dışlama/crowding-out durumu KKTC için de söz
konusu olacağından kamu kaynaklarının etkin kullandırılması büyük öneme sahiptir: o nedenle kamu
maliyesi açısından alınan tedbirler yakın vadede can yakıcı olsa da uzun vadede KKTC ve burada
yaşayan yurttaşlarımızın lehine sonuçlar doğuracağını unutulmamalıdır. Bu sayede bütçe açıklarının
finansmanında kullanılacak kaynakların kamu yatırımları ile reel ve mali sektörün desteklenmesinde
kullanılması muhtemeldir.
Bu çerçevede, 2010-2012 yıllarını kapsayan Protokolde Kamu Maliyesine ilişkin hedefler şu
şekilde belirlenmiştir5:

4
5
Kamunun ekonomi içindeki ağırlığını azaltarak, yapısal reformlar hızla tamamlanmalıdır.
Detaylar için Bknz. Ek:1
Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı s.14-15
21 |

Bütçe politikasının temel amacı kamu kesimi finansman açığının azaltılmasıdır. Bu amaca
yönelik olarak, gelirler artırılmalı ve öncelikli alt yapı yatırımlarından vazgeçilmeden
giderler azaltılmalıdır.

Kamu giderleri içinde büyük bir orana sahip olan personel giderlerinin bütçe içindeki
payının azaltılarak bütçe esnekliğinin artırılması yönünde bir personel politikası
uygulanmalıdır. Bu kapsamda, kamuda personel istihdamına sınırlamalar getirilerek kamu
personelinin maaşlarının altı ayda bir, gerçekleşen enflasyon oranında artırılmasına
yönelik uygulama sürdürülmelidir.

Maliye politikalarının etkin bir şekilde izlenebilmesi ve uygulanabilmesi için gerekli olan
kamu mali şeffaflığını artırıcı tedbirler ivedilikle alınmalı, kamu borç stoku da dâhil olmak
üzere, kamu maliyesi konusundaki istatistiklerin düzenli olarak kamuoyuna duyurulması
sağlanmalıdır.

Bütçe gelir ve giderlerinin izlenebilmesi ve raporlanabilmesini teminen mevcut yazılım
sistemleri geliştirilmelidir.

Bütçede ödeneği olmadan harcama yapılmaması, avans ve imprestlerin, ancak bütçede
ödeneği olması halinde ve ödenekleri nispetinde verilmesi ve yıl içerisinde ilgili
ödenekten mahsup edilmesi sağlanmalıdır.

Kamu maliyesinde AB normlarına ve uluslararası standartlara uygun olarak hayata
geçirilen tahakkuk esaslı muhasebe ve çok yıllı bütçe sistemi, yerel yönetimler ve diğer
kamu kurum ve kuruluşlarına da yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca, stratejik planlama ve
performans esaslı bütçeleme sistemine geçiş için gerekli hazırlıklar başlatılarak 2011 yılı
bütçesinde en az 2 kurumda pilot uygulamaya geçilmelidir.

Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına ilişkin Kurallar Yasası ile Genel Muhasebe
Yasası'nın yerini alacak ve programın diğer hedefleri ile uyumlu çağdaş kamu mali
yönetimi araçlarının da yer aldığı kapsamlı bir yasa hayata geçirilmelidir.

Sayıştay denetimlerinin, mevzuata uyum yanında performansa göre de yapılması yolunda
gerekli çalışmalara devam edilmelidir.

Kamu mali dengelerinin korunması ve özel sektörün nitelikli işgücü için daha cazip hale
getirilmesi amacıyla, emekliler de dahil kamu ücret ve maaşlarında program dönemindeki
artışlar, bütçe imkanları çerçevesinde Gerçekleşen enflasyon oranını aşmayacak şekilde
yapılmalıdır. Kamu personelinin aldığı ek çalışma karşılıkları bütçe ödenekleri düzeyinde
kalmalıdır.

KİT’ler de dahil olmak üzere, kamuda zorunlu haller dışında istihdam yaratılmadan kamu
personel ihtiyacı öncelikli olarak fazla personeli bulunan kamu kurumlarından
karşılanmalıdır. Tüm kamuda yeni istihdam edilecek personel sayıları yılı bütçe
22 |
kanunlarında belirlenerek, yeni personel istihdamı öncesinde Maliye Bakanlığı’ndan izin
alınması sağlanmalıdır. Bu tedbirlerin uygulanmasına yönelik olarak gerekli yasal
düzenlemeler ivedilikle uygulamaya konulmalıdır.

Merkezi bütçe, KİT’ler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları herhangi bir şekilde Merkez
Bankası, kamu ve özel bankalar, İhtiyat Sandığı ve İnkiŞaf Sandığı’ndan borçlanmamalı,
KIB-TEK’in akaryakıt alımları ve daha önce verilmiş devlet kefaletli borçlar dışında yeni
devlet kefaleti ile devlet kurumları kefaleti verilmemelidir. Bu hususta, Kamu Borçlanma
ve Borç Yönetimi Kanununda kalıcı olarak düzenleme yapılıncaya kadar Yılı Bütçe
Kanunlarında düzenleme yapılmaya devam edilmelidir.

Vergi mükellefi kamu kuruluşlarının vergilerini zamanında ve eksiksiz ödemeleri
sağlanmalıdır.

Sosyal güvenlik primi tahsilatlarının hızlandırılmasına yönelik gerekli tedbirler alınmalıdır.
Kamu Maliyesi alanında yapılacak düzenlemelerde giderleri kontrol altına alıcı ve harcama
kalitesini artırıcı önlemlerin yanı sıra gelir artırıcı önlemlerin de dikkatli bir şekilde devreye alınması
gerekmektedir. O nedenle Protokolde vergilemeye ilişkin de bir takım önlemler yer almıştır6:

Vergilemeye konu olabilecek fakat hâlihazırda vergilenmemiş olan alanların yapılacak
çalışmalar neticesinde tespit edilerek, ilgili alanların vergilendirilmesine ilişkin mevzuat
düzenlemelerinin yapılması, bu kapsamda vergi kanunlarında mükelleflere sağlanmış olan
muafiyetler ve istisna tutulan konular gözden geçirilerek, reel sektöre ciddi katkı
sağlamayıp gereksiz vergi kayıplarına neden olan muafiyet ve istisnaların kaldırılmasına
yönelik çalışmaların yapılması,

Kurumlar, gelir, KDV, gümrük ve ithalat vergileri gibi mevcut vergiler gözden geçirilerek
düzenleme yapılması, gereken vergi türlerinin belirlenmesi ve bu vergilerde yapılabilecek
değişikliklerin tespit edilerek, takvime bağlanması ve bu tedbirlerin gelir artırıcı etkisinin
tespitine yönelik değerlendirme çalışmalarını hayata geçirecek gerekli adımların atılması,

Vergi kayıp kaçağının önlenmesi: Vergi kanunlarında ve diğer kanunlarda vergiden
kaçınma veya vergi kaçırmaya ilişkin açıkların belirlenmesi ve bu açıkların kapatılabilmesi
için yapılacakların ortaya konması adına gerekli çalışmaların tamamlanması,

Vergi kayıp ve kaçağını azaltmak amacıyla vergi denetimlerinin düzenli olarak yapılması,
denetime ilişkin eksikliklerin belirlenmesi, giderilmesi ve bu konuda gerekli yasal
düzenlemelerin yapılması ile bu çerçevede, denetim performansının ve sonuçlarının
düzenli olarak incelenmesini sağlayacak politikalar hayata geçirilmesi,
6
Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı s.17-18
23 |

Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun sağlanmasına yönelik politikalar yürürlüğe
konularak vergi tabanını genişletmeye yönelik idari etkinliklerin artırılması, program
kapsamında uygulanacak gelir politikalarının ana unsurları olmalıdır.
Alınan bu kararların uygulama sonuçlarını görmek için, 2010 yılı Kasım ayında ortak gözden
geçirme çalışması7 yapılmıştır. Bu kapsamda İlerleme kaydedilen ve kaydedilmeyen alanlar tespit
edilmiştir.
Bu kapsamda, ilerleme kaydedilen konular8:
1. Kamu Maliyesi alt başlığı altında kamu gelirleri alanında 2010 Yılında geçirilen
yasaların yürürlüğe girmesiyle önemli ilerleme kaydedilmiştir.
2. 2010 Yılı bütçesinde öngörülen tarımsal destekleme programına uyulmuştur.
3. Karayolu ulaştırması sektöründe Girne Çevre Yolu hizmete açılmış ve Ercan
Havalimanının Yap-İşlet-Devret yöntemi ile yaptırılması için ihale hazırlıklarında
ilerleme kaydedilmiştir.
4. Doğu Akdeniz Üniversitesinin mali durumunun düzeltilmesi için yeniden yapılandırma
programı yapılmış ve uygulanmaya başlamıştır.
5. Sosyal Güvenlik Kurumunun Borçlu Cari Hesabı (overdraft hesabı) ve Maliye
Bakanlığının Vakıflar Bankasına olan borcu daha düşük maliyetle yeniden
yapılandırılmıştır.
6. Kamu Finansmanı ve Borçlanma Yasası hazırlık çalışmaları başlatılmıştır.
7. Programda öngörülen Reform Komiteleri kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır.
8. Sanayici ve KEZ’lere, Tarımsal Faaliyetlere, Turizm Modernizasyonuna ve 2010 yılında
afetten etkilenenlere yönelik faiz katkılı kredi programları başlatılmış ve başarıyla
sürdürülmektedir.
9. Türkiye’den boru ile su getirme ve Entegre e-devlet projesine başlanılmıştır.
10. Özelleştirme Stratejisi, Enerji Sektörü Stratejisi ve Tarım Sektörü Stratejisi
hazırlıklarında önemli aşama kaydedilmiştir.
11. T.C.-KKTC İş Konseyi tarafından Girne’de―Yatırımcı Danışma Konseyi’nin ilk toplantısı
yapılmıştır.
Yeterli ilerleme kaydedilmediği düşünülen konular ise9:
1. Sosyal Güvenlik Kurumlarının mali dengeleri daha da bozulmuştur.
7
8
9
Bu konuda tam metin için Ek-1’e bakınız
Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ve Program İzleme Raporu Kasım 2010 s.2
Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ve Program İzleme Raporu Kasım 2010 s.2-3
24 |
2. Elektrik enerjisi üretim ve dağıtım sektörünün verimsizliği artış trendini
sürdürmektedir.
3. Kamu iç borçları ve kamu bankaları finansal sistem üzerinde yük oluşturmaya devam
etmektedir.
4. Sendikal hakların kullanım şekli kamu hizmet sunumunu olumsuz yönde etkilemeye
devam etmektedir.
5. Deniz ulaşımının önünde engel oluşturan liman hizmetlerinin iyileştirilmesi
konusunda herhangi bir gelişme sağlanamamıştır.
6. Finans sektörünün hukuki alt yapısını güçlendirecek yasaların çıkarılması konusunda
gelişme olmamıştır.
7. Kamu harcamalarının azaltılması konusunda yeterli tedbir alınmamıştır.
Görüldüğü üzere yapılan 18 maddelik değerlendirme sonucu, 11 konuda iyileşme olduğu
görülürken, 7 başlıkta ilerleme konusu üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Bu başlıklardan
özellikle Sosyal Güvenlik, Kamu iç borçları ve kamu bankaları, Sendikal hakların kullanımı ile Kamu
harcamalarının azaltılması konuları büyük önem arz etmektedir.
Sonuç Yerine…
Çalışmanın başında ifade edildiği üzere, bazı konularda söz söylemek zordur. Ancak “dost acı
söyler” atasözü iki ülke halkının da çok iyi bildiği bir atasözüdür. Dolayısıyla bir şeyler söylemeden,
konuyu gündeme getirme ve tartışma imkânı ve çözüm yolu bulmak da mümkün değildir. Kıbrıs,
“Yavru Vatan” nitelendirmesinin yanında “Kardeş Vatan”dır. Yaşadığı sıkıntı ve izolasyonların yanı
sıra düzeltilmesi gereken ekonomik ve mali yapısı Kıbrıs’la ilgili söylenecekleri daha zor bir hale
getirmektedir: Bir yandan uluslararası toplumdan tecrit edilen bir toplumun acı gerçekleri varken,
diğer yandan daha dikkatli olmayı gerektiren ekonomik ve mali gerçeklerin varlığı unutulmamalıdır.
Şu soru akıllara gelebilir; böylesine küçük, dışa kapalı bir ekonomi için böylesine
detaylı/kapsamlı tedbirler gerekli midir? Türkiye burayı kendisi için güvenli bir liman ve tampon
bölge olarak kabul ederek, bütçesinin onbinde 30’luk rakamı buraya aktarsa, bu Türkiye için ciddi
bir maliyet/yük anlamına gelir mi? Elbette bu ve benzeri soruları sormamız mümkün. Kıbrıs
Ekonomisine ilişkin değerlendirmeleri nominal büyüklükler açısından yaparsak, konuyu tartışmak
anlamlı görünmemektedir. Zira küçük bir ada ekonomisinden bahsediyoruz. Ancak özellikle başta
kamu maliyesine ilişkin göstergeler olmak üzere, diğer ekonomik ve sosyal göstergelere oransal
kriterler çerçevesinde bakıldığında, Kıbrıs Ekonomisinde bir değişim ve dönüşüm mecburiyeti
dikkatlerden kaçmayacaktır. Üstelik Kıbrıs’ta bu tecrit ve izolasyon politikasının ne zamana kadar
sürdürüleceği bilinmemektedir. İzolasyonların kalkması durumunda “Türkiye’siz bir Kıbrıs’ın kendi
25 |
ayakları üzerinde nasıl duracağı” sorusu akıllardan çıkarılmamalıdır. Görünen o ki, Kıbrıs üzerinde
duran yorgan Kıbrıs’a kısa ve dar gelmektedir. O nedenle uygulanmak istenen program ile bir
yandan yorgan uzatılmak istenirken, diğer yandan ayakların yorgana uyumlu hale getirilmesi
hedeflenmektedir.
Değişim ve dönüşüm kavramları bir arada kullanıldığında bunun tedbirler ve acı reçeteler
anlamına geldiği herkesin malumudur. Ancak Türkiye’nin 2002 yılından itibaren uygulamaya koyduğu
acı reçetelerin (!) sonuçları da ortadadır. Dolayısıyla ekonomik ve mali alanda parlak bir KKTC
başarısından, tam bağımsızlığa giden yolda mali bağımsızlığın öneminden söz etmek istiyorsak, bu
acı reçete zorunlu görünmektedir. Ancak bu acı reçeteler uygulanırken, yeni bir dile ihtiyaç olduğu da
aşikardır: bu tartışmalar, karşılıklı anlayış ve yeni bir dil ile çözülebilecek, Kıbrıs ekonomisinin üzerinde
sorun yaratan pek çok konunun üstesinden gelinebilecektir. Kıbrıs’ta yaşayan yurttaşlarımızı “hazır
yiyiciler” olarak görmek, TC Devletini ise “baskıcı, işgalci ve Kıbrıs’ın IMF’si” niye nitelendirmek,
taraflara hiçbir fayda sağlamayacak aksine bazı kesimlerin sevincine sevinç katacak bir durumun
ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ve bu durumda Ekonomisi düzgün işlemeyen ve kamu maliyesi
aksayan bir KKTC ekseninde, Kıbrıs’ı verelim ve kurtulalım (ver kurtul) ile onlar bizim kardeşimiz ne
yaparlarsa/ne derlerse göz yumalım (sev kurtul) söylemleri arasında Kıbrıs’ı tartışmaya, çözümsüzlük
girdabında ekonomisi SOS veren bir KKTC Gerçeğini uzun yıllar konuşmaya devam etmek zorunda
kalırız.
Zorluklar ve mesafe kat edilmesi konular ne kadar fazla olursa olsun, yine de ümitsiz olmayı
gerektirecek bir tablo yok karşımızda. Yapılan çalışmalar ve tartışmaların olumlu sonuçlarını ümit
etmek zorundayız. Çalışmayı KKTC Başbakanı İrsen KÜÇÜK’ün umut dolu sözleriyle noktalayalım:
“Kimse merak etmesin. Sıkıntılar aşılacak, Kıbrıs Türk halkı Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle
muhakkak kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratarak kendi kendiyle gurur duyacak bir
noktaya gelecektir.”
26 |
Ek 1: Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması
Programı
1-Kamu Maliyesi
Amaç: 1.1 Kamu maliyesinde mali disiplinin sağlanması
Hedef
1.1.1 Bütçe Kanunu
ile
belirlenen ödenek
miktarlarına
uyulacak, ödeneksiz
avans ve
imprest
verilmeyecektir.
1.1.2 Görev zararı
verilmemesi
esas olmakla birlikte
bütçede
ödeneği olmadığı
durumlarda
KİT’lere zarar
doğuracak görev
zararı
verilmeyecektir
1.1.3 Sayıştay
Başkanlığı mali
mevzuata ilişkin
düzenlemelerin
uygulamasını
yakından takip
edecektir
27 |
Yapılacak İşlem
1.1.1 “Bütçenin
Hazırlanması ve
Uygulanmasına İlişkin
Kurallar
Yasası”nda bütçe
disiplinini ihlal
eden unsurlar gözden
geçirilerek
yeniden
düzenlenecektir. Söz
konusu düzenleme
yapılana
kadar konuya ilişkin
Yılı Bütçe
Kanunlarına hüküm
konulmasına
devam edilecektir.
Ayrıca,
“Genel Muhasebe
Yasası”nda
bütçe denetimine
yönelik gerekli
düzenlemeler
yapılacaktır.
1.1.2 “Bütçenin
Hazırlanması
ve Uygulanmasına
İlişkin
Kurallar Yasası”nda
yeniden
düzenlenecektir. Söz
konusu
düzenleme yapılana
kadar konuya
ilişkin Yılı Bütçe
Kanunlarına
hüküm konulmasına
devam
edilecektir.
1.1.3 Sayıştay’ın her yıl
Meclis’e
Bütçe Kanunu ile
birlikte yıl
sonu kesin hesapları
ve Maliye
Bakanlığı’nın
İşlemlerine
dair uygunluk raporu
sunması
sağlanacak
Sorumlu
Kuruluş
1.1.1. Maliye
Bakanlığı
Tarih
Bütçenin
Hazırlanması
ve
Uygulanmasın
a
İlişkin Kurallar
Yasası için
Eylül 2010
Birinci Gözden Geçirme Tarihi
İtibariyle Eylemin Durumu
16/99 sayılı Bütçenin Hazırlanması ve
Uygulanmasına İlişkin Kurallar
Yasası’nın 12. maddesinin 2. fıkrasının
2011 yılında belli istisnalar dışında
uygulanmayacağına dair Bütçe Yasası
içerisine hüküm konulacaktır.
Genel
Muhasebe
Yasası için
Haziran 2011
1.2.1. Maliye
Bakanlığı
1.3.1 KKTC
Sayıştay
Başkanlığı
Eylül 2010
Aralık 2010
93/2009 sayılı, 2010 Mali Yılı Bütçe
Yasasının 20. maddesinde hüküm
bulunmaktadır. Yasa ile ilgili çalışmalar
başlangıç aşamasındadır. 2011 Bütçe
yasası içerisine aynı hüküm
konulacaktır.
2007 yılına ait Bütçe Kesin
Hesaplarının, Sayıştay Başkanlığının 9
Mart 2010 tarihli denetim
raporundaki bulgular dikkate alınarak,
Maliye Bakanlığı tarafından Sayıştay
Başkanlığına gerekli yanıt verilmiştir.
Ancak,
Sayıştay’ın 2007, 2008 ve 2009
yıllarına ait uygunluk bildirimi
raporları henüz sunulmamış ve anılan
yıllara ait kesin hesaplar Meclis’ten
geçmemiştir.
1.1.4 Kamu borç
yönetimi,
kuralları belirlenmiş,
mali
disiplini bozmayacak
şekilde bir
sisteme
kavuşturulacak
1.1.4 Merkezi bütçe,
KİT’ler ve
diğer kamu kurum ve
kuruluşları
herhangi bir şekilde
Merkez
Bankası, kamu ve özel
bankalar,
İhtiyat Sandığı ve
İnkişaf
Sandığı’ndan
borçlanmayacaklar.
KIB-TEK’in akaryakıt
alımları ve
daha önce verilmiş
devlet kefaletli
borçlar dışında yeni
devlet kefaleti
ile devlet kurumları
kefaleti
verilmeyecektir. Bu
hususta, Kamu
Borçlanma ve Borç
Yönetimi
Kanununda kalıcı
olarak düzenleme
yapılıncaya kadar Yılı
Bütçe
Kanunlarında
düzenleme yapılmaya
devam edilecektir
1.1.4 Maliye
Bakanlığı
Program
Dönemi
Boyunca
1.1.5 Kamu vergi
gelirleri ile
sosyal güvenlik prim
tahsilatının
artırılmasına yönelik
gerekli
önlemler alınacak
1.1.5.1 Vergi mükellefi
kamu
kuruluşlarının
vergilerini
zamanında ve eksiksiz
ödemeleri
sağlanacak
1.1.5.2 Sosyal güvenlik
primi
tahsilatlarının
hızlandırılmasına
yönelik gerekli
tedbirler alınacaktır
1.1.5.1 Maliye
Bakanlığı
1.1.5.2 Maliye
Bakanlığı
Çalışma ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı
Program
Dönemi
Boyunca
1.1.6 Yaz mesaisi
uygulamasına
kademeli olarak son
verilecek
1.1.6 Yasal düzenleme
yapılacaktır.
1.1.6 Maliye
Bakanlığı
Nisan 2011
28 |
Yasa çalışmasına ilişkin olarak TC
Hazine Müsteşarlığı ve Merkez
Bankası yetkililerinden oluşan bir
heyet 18-19 Ekim 2010 tarihlerinde
KKTC Maliye Bakanlığı ve Merkez
Bankası yetkilileri ile görüşmelerde
bulunmuştur. Çalışma sonucunda
hazırlanan yasa taslağı KKTC tarafına
iletilmiştir. KKTC tarafı, Yasanın genel
çerçevesi ve maddelerine ilişkin 1
Kasım 2010 tarihine kadar görüşlerini
iletecek ve bir KKTC heyeti Kasım
ayının ilk yarısında konuya ilişkin
görüşmelerde bulunmak üzere
Türkiye’ye gelecektir.
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Yasası hayata geçirilene
kadar Bütçe Yasası içerisine aşağıdaki
ifade derc edilecektir:
―Yapılmış olan borçlardan doğan
Devlet iç ve dış borç faizleri ile iskonto
giderleri ve teminatların faizlerine
ilişkin tertiplere yılı bütçe kanunu ile
konulan ödeneklerden bütçenin diğer
kalemlerine hiçbir şekilde aktarma
yapılamaz.‖
Kamu Alacakları Tahsili Usulü
Hakkında Yasa kapsamında gerekli
yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu
kapsamda eksiklikler tespit edilip
ihbarname gönderilmektedir. Ayrıca
Kamu Alacaklarının İndirimli Tahsili ile
İlgili Mali Düzenlemeye İlişkin Yasa’nın
uygulanmasına devam edilmektedir.
Gelir vergisi kanununda mükelleflerin
vergi ödeme tarihleri yeniden
belirlenmektedir. Kurum
organizasyonunun yeniden
yapılandırılması, teknolojik alt yapın
geliştirilmesi ve gerekli insan kaynağı
temini ile kamu alacaklarının takibinde
etkinlik sağlanacaktır.
Sosyal güvenlik konusunda somut bir
gelişme olmamıştır
Programda yaz-kış haftalık 40 saat
mesai öngörülmüş olmasına rağmen,
hazırlanan yasal düzenlemede yaz-kış
haftalık 39 saat mesai uygulaması
getirilmektedir.
Amaç: 1.2 Kamu personel rejiminin daha etkin hale getirilerek, kamuda çalışan personel sayısının
azaltılması ve personel
giderlerinin bütçe içindeki payının düşürülmesi
Hedef
1.2.1 Kamunun
personel
ihtiyacı öncelikli
olarak fazla
personelden oluşan
havuzdan
karşılanacak
1.2.2 Tüm kamuda
yeni
istihdam edilecek
personel
sayıları yılı bütçe
kanunlarında
merkezi idarelerde
işten
ayrılanların %50’si,
KİT’lerde
%20’sini aşmayacak
şekilde
belirlenecek, KİT’ler
dahil
yeni geçici ve sürekli
personel
istihdamı öncesinde
Maliye
Bakanlığı’ndan izin
alınacak
1.2.3. Bazı KİT’ler ve
kamu
bankalarında
ödenen 14. maaş
ödemeleri
kaldırılacak ve
ihtiyat
sandığı kesintileri,
yeni toplu
iş sözleşmelerinde
kamu ile
eşitlenecek
1.2.4 Bankalar ve
KİT
çalışanlarının ücret
ve emekli
ikramiyelerine tavan
uygulaması
29 |
Yapılacak İşlem
1.2.1 Yasal düzenleme
yapılacaktır
Sorumlu
Kuruluş
1.2.1 Maliye
Bakanlığı
Tarih
Aralık 2011
1.2.2 Yasal düzenleme
yapılacaktır.
1.2.2 Maliye
Bakanlığı
Haziran 2010
1.2.3 Yasal düzenleme
yapılacaktır.
1.2.3 Maliye
Bakanlığı
Eylül 2010
Birinci Gözden Geçirme Tarihi
İtibariyle Eylemin Durumu
Konu ile ilgili olarak Başbakanlık
tarafından Kamu Reformu çalışmaları
kapsamında yasa tasarısı çalışmaları
sürdürülmektedir.
KİT’ler hariç yeni geçici ve sürekli
personel istihdamı öncesinde Maliye
Bakanlığı’ndan yetki talebi
yapılmaktadır.
Bu hususta, Başbakanlık tarafından
Kamu Reformu çalışmaları
kapsamında Yasal çalışmalar
yapılmaktadır.
2009 yılında kamuda 400 kişi işten
ayrılmış, yerlerine 2010 yılının ilk 9
ayında 167 kişi istihdam edilmiştir. Bu
itibarla, kamuya yeni eleman alımında
Eylül sonu itibarıyla sınırların
içerisinde kalınmıştır.
Tüm kamuda yeni istihdam edilecek
personel sayıları merkezi idarelerde
işten ayrılanların %50'sini, KİT'lerde
%20'sini aşmayacak şekilde
belirlenecek, KİT'ler, belediyeler ve
fonlar dahil yeni geçici ve sürekli
personel istihdamı öncesinde Maliye
Bakanlığı’ndan izin alınmasına devam
edilecektir. Kamuya yeni eleman
alımlarında öncelik, Kamu Finansmanı
ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi
Yasası çerçevesinde gerekli altyapının
kurulması amacıyla Maliye Bakanlığı
Hazine ve Muhasebe Dairesi’ne
ayrıca, Bütçe ve Vergi Daireleri ve
İçişleri Bakanlığı Tapu ve Kadastro
Dairesi’nin ihtiyaçlarına verilecektir.
14. maaşın kaldırılması ve maaşlarda
üst tavan belirlenmesine yönelik yasa
tasarısı Meclis’e sunulmasına rağmen
Meclis’in ilgili komisyonuna geri
çekilmiştir.
Aynı yasa kapsamında çalışmalar
sürdürülmektedir.
1.2.4 Yasal düzenleme
yapılacaktır
1.2.4 Maliye
Bakanlığı
Eylül 2010
getirilecek
1.2.5 Kamu
çalışanlarının
sendikal hakları AB
ve ILO
normları
çerçevesinde
gözden
geçirilecek
Çalışmalar sürdürülmektedir
1.2.5 Sendikalar Yasası
ile Toplu
İş Sözleşmesi ve Grev
Yasaları
yeniden
düzenlenecektir
1.2.5 Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı
Eylül 2010
Amaç: 1.3 Kamu Mali Yönetim Sisteminin Güçlendirilmesi
Hedef
1.3.1
Çok yıllı bütçeleme
sistemi, yerel
yönetimler için
zorunlu kılınacak ve
2010 yılı başından
itibaren uygulamaya
konulacak
1.3.2
Stratejik Planlama
Sistemine geçiş için
gerekli hazırlıklar
tamamlanacak
1.3.3 Avrupa Birliği
normlarına
ve uluslararası
standartlara
uygun muhasebe ve
bütçe
sistemi mahalli
idareler ve diğer
kamu kurum ve
kuruluşlarına
yaygınlaştırılacak
Yapılacak İşlem
Sorumlu
Kuruluş
Tarih
Anayasa’da bütçelerin yıllık yapılacağı
hükmü sebebiyle herhangi bir çalışma
yapılmamıştır.
1.3.1 Yasal düzenleme
yapılacaktır
Ocak 2011
1.3.2 Yasal düzenleme
yapılacaktır
Aralık 2010
Stratejik planlama sistemine geçişte
ilk adımlar atılmaya çalışılmaktadır.
AB ile çalışmalar başlatılmış ancak
neticelendirilememiştir
1.3.3 Yasal düzenleme
yapılacaktır
1.3.3 Maliye
Bakanlığı
Ocak 2011
1.3.4 Kamu
maliyesinde şeffaflık
artırılacak
1.3.4 Raporlar düzenli
olarak
kamuoyuna
duyurulacaktır.
1.3.4 Maliye
Bakanlığı
Ocak 2011
1.3.5 Bütçenin
Hazırlanması ve
Uygulanmasına
İlişkin Kurallar
Yasası ile Genel
Muhasebe
Yasası’nın yerini
alacak ve
programın diğer
hedefleri ile
çağdaş kamu mali
yönetimi
araçlarının da yer
aldığı kapsamlı
bir yasa hayata
1.3.5 Yasal düzenleme
yapılacaktır
1.3.5 Maliye
Bakanlığı
Aralık 2011
30 |
Birinci Gözden Geçirme Tarihi
İtibariyle Eylemin Durumu
Kamu Maliyesi ile ilgili olarak 3-6-9
aylık uygulama sonuçları ve yıllık kesin
hesapları yayınlanmakta olup, Maliye
Bakanlığı Web sayfasında da
yayımlanmaya başlatılmıştır.
Güncel vergi mevzuatı ve oranlarının
web sayfasında yayınlanmasına en
kısa zamanda başlanacaktır.
T.C. Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanunu ile K.K.T.C. Bütçe Yasası
karşılaştırılarak eksiklikler tespit
edilmiş ve çalışmalar
sürdürülmektedir.
Kamu Harcama sisteminin
geliştirilmesi için çok yıllı bütçe,
performans bütçe çalışmaları devam
etmektedir.
Bütçeleme takviminin daha erkene
alınabilmesi için makro ekonomik
tahminler konusunda AB destekli
çalışmalar devam etmektedir.
geçirilecektir.
Amaç: 1.4 Vergi sisteminin adil, yaygın ve ekonomik kalkınmayı teşvik edecek şekilde gözden
geçirilmesi
Hedef
1.4.1 Vergilemeye
konu
teşkil edebilecek
ancak
vergilendirilmemiş
alanlar
kapsama alınacak
Yapılacak İşlem
1.4.1.1. Dolaylı ve
dolaysız
vergi konusuna
girebilecek
vergilenmemiş
alanların
vergilenmesine ilişkin
mevzuat
düzenlemesi
yapılacaktır
Sorumlu
Kuruluş
Maliye
Bakanlığı
Tarih
Program
Dönemi
Boyunca
1.4.1.2. Vergi
kanunlarında istisna
ve muafiyetleri
azaltmak için
gerekli mevzuat
düzenlemeleri
yapılacaktır
1.4.2 Mevcut
vergilerde
yapılabilecek gelir
artırıcı
düzenlemeler
gerçekleştirilecek
1.4.3 Vergi kayıp
kaçakları
önlenecek
31 |
1.4.3.1. Vergi kayıp ve
kaçağını
önleyici mevzuat
düzenlemeleri
yapılacaktır
Maliye
Bakanlığı
Maliye
Bakanlığı
Program
Dönemi
Boyunca
Program
Dönemi
Boyunca
Gelir Vergisi değişiklik Yasası yapılmış
ve KKTC meclisinden geçmiştir.
Şans oyunları hizmetleri vergisi yasası
kanunlaşmıştır. Yasada yapılan
değişiklik ile müşterek bahis
oynayanların, oyunlardan kazandıkları
miktarlar da vergi kapsamına
alınmıştır.
Ayrıca, Casino’lardan alınan stopaj
gelir vergisi ve şans oyunları vergisi
maktu tutarları ise %20, bet
ofislerden alınan aynı vergiler ise %50
oranında artırılmıştır.
İki kat kişisel indirim ve %10 oranına
tekabül eden özel indirimi aşan
emekli maaşları vergi kapsamına
alınmıştır.
Gerçek kişilerde TL ve döviz mevduat
faizlerinden alınan stopaj oranı
%8’den %10’a çıkartılmıştır.
Binek otomobillerinden alınan FİF
silindir hacmine bağlı olarak
artırılmıştır.
Alkollü içkilerden alınan FİF litre
başına 0,75 Dolardan 2,25 TL’ye
çıkarılmıştır.
Akaryakıt ve sigarada vergi kayıp ve
kaçağına yol açan FİF hesaplama
sistemi değiştirilmiştir.
FİF hesaplamalarında maktu
tutarlarda ABD Doları yerine 1$=1,5TL
kuru esas alınarak değişiklik
yapılmıştır.
Gelir Vergisi Yasası’nda istisna ve
muafiyetlerin kapsamı daraltılmıştır.
Ücretlilerde %17 olan özel indirim
oranı %10’a, serbest kazanç erbabı
içinse %10’luk oran 0’a indirilmiştir.
Hali hazırda gelir ve kurumlar vergisi
kanunları gözden geçirilmektedir.
Gelir Vergisi Yasasındaki stopaj
oranları ve kapsamı yeniden
düzenlenmiştir. FİF ve KDV’de gelir
artırıcı önlemler üzerindeki
çalışmalarda sona yaklaşılmıştır
FİF’nda yapılan düzenlemelerle vergi
kayıp ve kaçağına yol açan
mekanizmalar kaldırılmış ve
uluslararası kabul görmüş standartlar
getirilmiştir. Gelir ve Kurumlar vergisi
yasasında yapılan düzenlemeler ile
kabul edilen giderler yeniden
düzenlenmiştir. Vergi denetimleri
artırılarak kayıtsız yükümlüler tespit
edilmektedir. Vergi Beyanı sunmayan
yükümlülerin dosyaları
incelenmektedir.
1.4.3.2. Vergi kayıp ve
kaçağını
önlemeye yönelik idari
yapı
etkinliği artırılacaktır
Maliye
Bakanlığı
Program
Dönemi
Boyunca
Bilgi Toplama ve Değerlendirme
kapasitesi artırılacaktır. Bu kapsamda
kredi kartı harcamalarına erişim
sağlanmıştır. Medya aracılığı ile
verilen iş ilanları takip edilmektedir.
Kayıt dışılığın azaltılması amacıyla
ecza depoları, sigorta şirketleri ve
bankalar gibi 40 temel bilgi sağlayıcı
kurum ve kuruluştan vergilendirmeye
temel teşkil edecek bilgilerin
alınmasına başlanmıştır. Ancak, bu
bilgiler alınmakla beraber, bunları
işleyecek yeterli insan kapasitesi
bulunmamaktadır.
3 yıllık dönem içerisinde denetim ve
vergilendirilme hizmetlerinde
kullanılmak üzere kalifiye eleman
alınması gerekmektedir.
Ayrıca, etkin bir vergi yapılandırılması
amacıyla kurumun organizasyon
yapısının gözden geçirilmesine yönelik
yasa tasarısı Başbakanlığa sevk
edilmiştir.
Henüz başlatılmamıştır.
1.4.3.3 Vergiye gönüllü
uyumu
artırmaya yönelik
Program
Maliye
politikalar
Dönemi
Bakanlığı
yürütülecek ve
Boyunca
düzenlemeler
yapılacaktır
Kaynak: 2010-2012 Programı ve Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ve
Program İzleme Raporu Kasım 2010
32 |
Mücahit CİVRİZ Hakkında
1981
doğumlu
Mücahit
Üniversitesi
İktisat
Fakültesi
mezunudur.
2006
yılında
Muhasebat
Genel
CİVRİZ,
İktisat
Maliye
Müdürlüğü’nde
İstanbul
Bölümü
Bakanlığı
Devlet
Muhasebe Uzman Yardımcısı olarak göreve
başlamış, yazdığı Genel Olarak Mali İstatistik ve
Genel Yönetim Mali İstatistiklerinin Hazırlanması
ve Sunulması isimli Tezi savunmasının ardından
girdiği Yeterlilik Sınavını başarı ile tamamlayarak 2010 yılında Devlet Muhasebe Uzmanı
olmuştur. Bütçe ve Maliye Politikası, Mali İstatistikler, Mali Kurallar ve Yaratıcı Muhasebe
ile E-Devlet&M-Devlet konularında çalışmalar yapan Mücahit CİVRİZ, halen Devlet
Muhasebe Uzmanları Derneği (DEMUD) Yönetim Kurulu Üyesidir.
[email protected] www.mcivriz.com
33 |
twitter.com/mcivriz
Yararlanılan Kaynaklar








34 |
Kıbrıs Devlet Planlama Örgütü, Ekonomik ve Sosyal Göstergeler 1977-2008
Kıbrıs Başbakanlık, Başbakan İrsen KÜÇÜK’ün Basın Açıklamaları
Kıbrıs Maliye Bakanlığı, KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın 21.2.2011 tarihinde Havadis
Gazetesi yazarları ile röportaj
Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Raporu 2010-2011
TC. Yardım Heyeti Başkanlığı, 2010-2012 Programı, Kamunun Etkinliğinin ve Özel
Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı, Program İzleme Raporu Kasım 2010
Mersin Valiliği, Rüya Denilen Proje, Gerçek Oldu: “Türkiye’den Yavru Vatan KKTC’ye
Hayat Suyu
Hürriyet Gazetesi, KKTC batabilir, 12 Şubat 2011
Doğan Haber Ajansı, Kıbrıs Mitingi
Son Notlar
i
Focus Dergisi 2004/07-112414
http://www.dha.com.tr/basbakan-erdogan--o-sozlerine-yanit-kktc-mitingin--son-dakika-haberi_140231.html
iii
http://www.mersin.gov.tr/default_B0.aspx?id=943
iv
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17003287.asp
v
http://www.kktcmaliye.com/apex/f?p=100:110:1338014351409215::NO::P110_ID:77
vi
http://www.kibrisgazetesi.com/index.php/cat/2/news/113143/PageName/Ic_Haberler
vii
http://www.kibrisgazetesi.com/index.php/cat/2/news/113134/PageName/Ic_Haberler
viii
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&Date=09.04.2011&ArticleID=1045566
ix
Focus Dergisi 2004/07-112414
ii
35 |
Download