KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE MALİ REFORM ARAYIŞLARI: “VER KURTUL-SEV KURTUL” TARTIŞMALARININ GÖLGESİNDE BİR KIBRIS ANALİZİ Mücahit CİVRİZ Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Devlet Muhasebe Uzmanı 1| İçindekiler Giriş.......................................................................................................................................................... 7 Tartışmaların Odağındaki Yavru Vatan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.................................................. 8 KKTC Ekonomisine Bakış ........................................................................................................................ 10 Tartışmaların Odak Noktası: Kamu Maliyesi......................................................................................... 12 Tartışmalı İkinci Alan: Türkiye’den KKTC’ye Yapılan Yardımlar ............................................................. 16 TC ve KKTC İlişki Bağları: Protokoller .................................................................................................... 19 Kıbrıs’ta Zor Karar: Ağrı Kesici Mi Antibiyotik Mi?................................................................................. 20 Sonuç Yerine… ....................................................................................................................................... 25 Ek 1: Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı......................... 27 Mücahit CİVRİZ Hakkında ...................................................................................................................... 33 Yararlanılan Kaynaklar ........................................................................................................................... 34 Son Notlar .............................................................................................................................................. 35 2| Şekiller Listesi Grafik 1: Cari Transfer Kalemlerinin Dağılımı ........................................................................................ 14 Grafik 2: Cari Transferlerin Gelişimi ...................................................................................................... 15 Grafik 3: Cari Transfer Kalemlerinin Bir Önceki Yıla Göre Artış Oranı ................................................... 16 Grafik 4: KKTC Bütçesi ve TC Yardımları ................................................................................................ 17 Grafik 5: TC Yardımlarının TC ve KKTC Bütçesi İçindeki Yeri .................................................................. 18 Grafik 6: TC Yardımlarının İç Dağılımı .................................................................................................... 19 Tablolar Listesi Tablo 1: KKTC Seçilmiş Ekonomik Göstergeler ...................................................................................... 10 Tablo 2: KKTC Mali Göstergeleri ............................................................................................................ 13 Tablo 3: KKTC Gider Bütçesinin Oransal Dağılımı (2005-2009) ............................................................. 13 Tablo 4: Cari Transferlerin Gelişimi ....................................................................................................... 14 Tablo 5: Türkiye Cumhuriyeti Yardımları 1998-2010 (Milyon TL) ......................................................... 16 3| ''Siz bizim İnebahtı’da sakalımızı tıraş ettiniz, biz ise Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Kesilen kol yeniden çıkmaz ama kesilen sakal eskisinden gür çıkar.” II. Selim’in Sadrazamı Sokullu’nun Venedik Balyozuna (Elçisine) söylediği tarihi söz “Kıbrıs ne Türk’tür, ne Yunandır, ne İngiliz’dir. Kıbrıs Kıbrıslı halkındır” Dünü ve Bugünü Anlamak İçin: Gündemden Yansıyan Sözler 2 Mart 2011 Tarihli Mitingten Bir Pankart & 4| “Adada Kıbrıslı Türkler ya da Kıbrıslı Rumlar yoktur. Sadece Türkler ve Rumlar vardır. Bu adada tek Kıbrıslı olan, Karpaz’daki eşeklerdir. ” Rauf DENKTAŞ, KKTC Eski Cumhurbaşkanıi & ‘Türkiye buradan çek git’ diyor. Sen kimsin be adam... Şehidim var gazim var, stratejik olarak ilgiliyim. Kıbrıs’ta Yunanistan’ın ne işi varsa Türkiye’nin Kıbrıs’ta stratejik olarak o işi var. Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Destekliyoruz, karşılığının olması gerekmiyor mu?” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ocak Mitingi Sonrasında Verdiği Tepkiii & “Kıbrıs Türkleri, kadirşinastır yapılanları asla unutmaz. Kıbrıs Türk halkı, Anavatanına bağlıdır. Biz et ve tırnak gibiyiz. Bu lafta değil, fiiliyatta da böyledir. Yani Kıbrıs, Türk Milleti'nin çıkarlarını iyi biliyor. Bizim için Türkiye anavatandır. 1571-1974 arasında Kıbrıs'a gelip gidenle 1974'ten sonra Kıbrıs'a gelenler arasında hiçbir fark yok. KKTC'nin yaşayıp yücelmesinde, ekonomik olarak güçlenmesi için Türkiye'nin gereken tüm çabayı gösterdiğinden eminiz. KKTC'den bakıldığında Türkiye'nin son zamanlarda ekonomide kaydettiği başarılardan mutluyuz. Bir Türk olmaktan gurur duyuyoruz” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğluiii & “Türkiye’nin önlem uyarıları dikkate alınmadığı için yılda 5 milyon TL kar eden Kıbrıs Türk Havayolları (KTHY), yılda 40 milyon TL zarar eder hale geldi… Bağıra bağıra söylüyoruz bunları. Ekim’e gelindiğinde herkes bu sıkıntıyı görecek. Kaynakların yüzde 84’ü kamu maaşlarına gidiyor geriye bir şey kalmıyor. Bunlar KKTC’nin gerçekleri. Herkes elini vicdanına koysun. KKTC batabilir” Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekiv & “Amacımız kamu maliyesini düzeltmek ve faiz dışı bütçe fazlası vererek, kamu iç borç stoğunun uygun faiz ve vadelere çevrilmesini sağlamaktır… Napalım? Vergiyi mi artıralım? Vergi arttıkça ticaret Güney’e kayıyor. O zaman çıkış yolu ekonomiyi büyütmek ve özel sektörün rekabet edebilirliğini artırmaktır.” KKTC Maliye Bakanı Ersin TATARv & KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Türkay Tokelvi & Bağımsız milletvekili Tahsin Ertuğruloğluvii & “… Türkiye’ye körü körüne bir bağımlılık, adada yeni hiçbir adımın atılmasına izin vermedi. Siyasi sistem tıkandı, sosyal hayat sınırlı, ekonomi batmış durumda.” Cüneyt ÖZDEMİR, Radikal Gazetesi Yazarıviii & “Daha yürek burkucu şekilde sormak gerekirse, ne oldu da Kıbrıslı Türkler kurtarıcılarını artık sevmemeye başladı” Ali IŞINGÖR, Yazarix & “Kimse merak etmesin. Sıkıntılar aşılacak, Kıbrıs Türk halkı Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle muhakkak kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratarak kendi kendiyle gurur duyacak bir noktaya gelecektir.” KKTC Başbakanı İrsen Küçük & 5| Gündemden Yansıyan Sözler “74’te bir kurtuluş başarısı elde edildi, Rum’un boyunduruğu altına girme tehlikesi ortadan kaldırıldı ama esas mücadele ondan sonra başlaması gereken mücadele idi; o da bu elde edilen başarıyı daha da ileriye götürme, ekonomik başarıyla taçlandırma ve bu ülkenin vatandaşını, mutlu eden bir ülke olması gerekirdi. Bu olmadı işte. Biz, ‘evet, bundan sonra madem rahat yaşayacağız, bizim uğraş vermemize gerek yok, Türkiye versin, biz burada keyif yapalım, biz burada iktidarımızı sürdürelim’ dedik. Dünü ve Bugünü Anlamak İçin: “ Her ay 10 milyon TL açık vardır ve durumu sürdürebilmek mümkün değildir. Kaynak bulmakta zorlanıyoruz. Banka banka geziyoruz. Devlet bankalarını zorlamaya devam ediyoruz. Maliye’yi de zorlamaya devam ediyoruz ve maaşları bu şekilde ödeyebiliyoruz. Biz Amerika’dan, İtalya’dan, Fransa’dan daha zengin değiliz. Onlarda emeklilik 65 yaş iken bizim 50 yaşında emeklilik uygulamasını daha fazla sürdürme lüksümüz yoktur. Gerekli önlemleri süratle almak zorundayız. Önlem almada geç bile kaldık.” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Sendikal Platform, 28 Ocak ve 2 Mart'taki “toplumsal var oluş” mitinglerinin ardından, 7 Nisan 2011 tarihinde Cumhuriyet Meclisi yanında miting yaptı. Yapılan eylemlerde, Türkiye karşıtı ve küfürlü Pankartlar iki ülkede de büyük tepkiye neden oldu. KKTC Hükümetinin uygulamaya koyduğu ekonomik tedbirlerin "Ankara'nın dayatması" olduğu iddia edilerek, "ekonomik paketin geri çekilmesi" için sokaklara dökülen gruplar, eylem gerekçelerini Kıbrıslı Türklerin ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarına uymayan yaptırımlardan kurtulmak olarak belirtti. Kaynak: Gazeteler 6| Giriş 1489-1570 yılları arasında Venedik, 1570-1878 yılları arasında Osmanlı, 18781960 yılları arasında İngiliz hâkimiyeti altında olan Kıbrıs Adası, 1960-1974 yılları arasında Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında varlığını sürdürmüştür. 1974 yılında gerçekleştirilen Barış Harekâtı sonrasında 1983 yılına kadar Kıbrıs Türk Federe Devleti-Kıbrıs Rum Yönetimi idaresi altında yönetilen Adada, 15 Kasım 1983 tarihi itibariyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti varlığını resmen ilan etmiştir. Sadece Türkiye tarafından tanınan Kıbrıs, de jure (kanunen) Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bağlıdır ve birçok devlet ve uluslararası kuruluş Kuzey Kıbrıs'ı de facto (fiili) devlet olarak tanımlamaktadır. Hal böyle olunca, Adanın 3355 kilometrekarelik alanını kaplayan “Yavru Vatan Kıbrıs”ın dışa açılan kapısı Türkiye Cumhuriyeti olmuş, Barış Harekatı’nın yapıldığı 1974 yılından günümüze Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kıbrıs’a kol kanat gerilerek ekonomik, siyasi ve de askeri konularda her zaman gereken destek ve önem verilmiş, değişen iktidarlar ve siyasi görüşlere rağmen bu anlayış değişmemiştir. Batılı Devletlerce Güney Kıbrıs Rum Kesimi karşısında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı benimsenen farklı ve haksız politikalar, Ülkeyi bir girdabın içine sokmuş ve Türkiye’ye bağımlılıktan başka bir seçenek Kıbrıs’a sunulamamıştır. Ancak bu sahipleniş ve birliktelik Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında anlayış ve algılayış farklılıklarını ortadan kaldırmamış ve üzüntüyle ifade etmek gerekirse, bu süreçte iki ülke arasında ortak bir dil geliştirilememiştir. Ne var ki, bugün geldiğimiz noktada Türkiye ile bu ekonomik ve mali yapının sürdürülmesi mümkün görülmemiş ve kısa vadede can acıtıcı gibi görünen ancak orta ve uzun vadede Kıbrıs lehine sonuçlanacak bir vizyon Türkiye Cumhuriyeti’nce ortaya konulmuştur. Bu vizyonla; ekonomisi rekabet edebilir, kamu maliyesi sağlam, özel sektör eliyle kalkınma modelini benimseyen, e-devlet uygulamaları ile Kıbrıs Halkına büyük kolaylıklar sağlayan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var edilmek istenmiştir. Ancak yaşanan son tartışma ve eylemler Kıbrıs’ta yaşayan herkesin aynı vizyona sahip olmadığını ortaya koymuş, değişim ve dönüşümün ne kadar zor olduğunu konunun taraflarına bir kez daha hatırlatmıştır. Bu çalışma, gerek Türkiye gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kamuoyu tarafından son dönemde yoğun biçimde tartışılarak gerginliğin ortaya çıkmasına neden olan ilişkiler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı protestolara neden olan ancak detayları konunun uzmanlarınca dahi pek fazla bilinmeyen ekonomik ve mali tedbirlere yer vermiştir. Çalışma Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomisine ilişkin genel bilgilerle başlamış, ardından tartışmanın iki ana ekseni Kamu Maliyesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan Yardımlar konuları detaylı bir şekilde incelenmiştir. Protokoller konusunu takip eden Kıbrıs’ta Zor Karar başlığı altında ise, Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ile Program İzleme Raporunun 7| Kamu Maliyesi ile ilgili bölümlerine yer verilerek, yoğun tartışmalara neden olan yaptırım ve önlemler detaylı biçimde incelenmiştir. Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programına ise Ek-1 Bölümünde yer verilmiştir. Kıbrıs Tartışmasının siyasi, sosyolojik ve psikolojik cephelerinin konunun uzmanlarınca değerlendirileceğinden hareketle, ekonomik ve mali yanının incelenip analiz edildiği bu çalışmanın yaşanan tartışmanın ve ortaya çıkan resmin daha net biçimde görülüp anlaşılabilmesine ve yapılan tartışmalara olumlu katkı sağlamasını ümit ediyorum. Tartışmaların Odağındaki Yavru Vatan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bazı konular vardır, o konular hakkında söz söylemek, yazmak, o konulara ilişkin tezleriantitezleri belirlemek ve sonuca ulaşmak zordur. Konunun tarafları hem aynı safta, hem de karşıt saflarda yer alıyor görünebilmektedir. Herkesin kendi perspektifinden haklı olduğu noktalar varken, tartışmalar farklı zemine rahat biçimde kayabilmekte ve sonuçta taraflar, çok da beklemedikleri bir tartışmanın içerisinde bulabilmektedirler kendilerini. O konuların başında, hiç şüphesiz Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gelmektedir. TC Hükümet(ler)i ile KKTC Hükümet(ler)i ve iki ülke halkları arasında zaman zaman alevlenen tartışmalara son günlerde bir yenisi daha eklendi. Yaşanan son tartışmaların altında pek çok sebep olmakla birlikte, iki ülke arasında yapılan ve genel anlamıyla ekonomik ve mali tedbirler öngören Protokollerin yattığı artık herkesin malumu. Bu protokollerde KKTC Ekonomisi ve Maliyesi açısından alınması planlanan “tedbirler” bir nebze acı reçete anlamına geldiğinden bu Protokoller, KKTC’de ilki 28 Ocak 2011, ikincisi ise 2 Mart 2011, üçüncüsü 7 Nisan 2011 tarihinde yapılan üç mitingle protesto edildi. Bu mitinglerde her iki ülkenin de tasvip etmediği içerik ve üslupta pankartların taşınması ve sloganların atılması (genele yaygınlaştırmak hata olsa bile) gerginliğin daha da artmasına neden oldu, tartışma ortamını biraz daha alevlendirdi. Şüphesiz tartışmaları sadece bugün yaşanan olaylara ve fikir ayrılıklarına bağlamak mümkün değil. Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nde gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde iki ülke ilişkileri ile ilgili olarak pek çok fikir dile getirilebilse de, fikirleri 2 ana başlıkta toplamak mümkün görünüyor. Türkiye açısından ilk görüş; “tarihimiz, ecdadımız, şehidimiz var, Kıbrıs bize yadigardır, sevdiğimiz yavru vatanımızdır” diyenlere aitken, diğer görüş sahipleri ise “KKTC’nin Türkiye ile artık organik bir bağı kalmamıştır, bize yük olmaktan başka bir anlamı yoktur, verip kurtulalım” fikrini savunmaktadırlar. Kıbrıs cephesinde de benzer yaklaşımlarla karşılaşmamız mümkün: “Bizim garantör ülkemiz, en büyük destekçimiz, dünyaya açılan kapımız TC, dolayısıyla eleştirilerini baştan reddetmeyelim, kulak verelim” diyenlerin yanında, “Artık tarihi bağlar yıpranmış, TC misyonunu 8| tamamlamıştır, bize karışmasın, biz de başımızın çaresine bakalım” diyenler… Yani her iki ülke perspektifinden “sev kurtul” ve “ver kurtul” ekseninde bir algılama söz konusu: Ya çeşitli kriterler ekseninde Yavru Vatanı seveceğiz, kollayacağız ve yaptıklarını sevimli kardeş edasıyla sinemize çekeceğiz… ya da “Onlar da oyunu kurallarına göre oynamalı başka çaresi yok” diyerek ayaklarının üzerinde durmasını sağlayacak formüller üzerinde çalışacağız. Bugün yaşanan tartışmalar, işte bu soru işaretleri ile yoğrulmuş bir doğum sancısının habercisi görünümündedir. Yaşanan tartışmalar diğer yandan TC İle KKTC’nin ilişkilerinde “sınır” sorununu da beraberinde getiriyor. Türkiye’nin telkinleri/talepleri özellikle belli gruplarca emir gibi algılanıyor/lanse ediliyor, bu da belli konulardaki gerginliği daha da artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. TC Hükümetleri “Milli Mesele Hassasiyeti” ile konuya yaklaşırken, bugüne kadar her alanda yapılan yardım ve desteklerin sürdürüleceğini ancak bu yapıya ilanihaye devam edilemeyeceğinden hareketle KKTC tarafından da gerekli önlem ve tedbirlerin alınmasının gerekliliğine vurgu yapıyorlar. Diğer bir taraf ise, KKTC, Güneyimizde güvenli bir tampon işlevi gördüğünden KKTC’ye yardımın KKTC halkı açısından hem bir hak hem de zorunluluk olduğunu ifade ediyor. Son olarak ise, KKTC’nin TC’nin yardımlarına muhtaç olmadığı, kendi kendine yeten bir yapısı olduğu ve TC ile KKTC’nin iki ayrı devlet olarak sınırlarının çok net biçimde ayrılmasını savunuyor. Hangi fikri savunursanız savunun, ilişkilerin yeni bir yola girdiği muhakkak. Yaşanan tartışmaları ve ortaya konan fikirleri bir kenara koymak elbette mümkün değil. Ortada iki devletin olduğu bir gerçek fakat ister hamisi, ister abisi gözüyle bakılsın KKTC’nin en büyük destekçisinin Türkiye Cumhuriyeti olduğu da herkesin malumu. Üstelik bu yapı, değişen hükümetler ve siyasi düşüncelere rağmen aynen sürdürüle gelmiş ve “Yavru Vatan” her zaman kollanmış, “Yavru Vatana” her daim kol kanat gerilmiştir. Yavru Vatana yönelik izolasyonlar nedeniyle bağımsız politikalar üretemediği, ticaret ve sanayi alanında ciddi bir hamle gerçekleştiremediği ve görece üstünlüğe sahip turizm ve eğitim sektörleri ile de kayda değer bir ekonomik kalkınma sağlayamadığı ortadadır. Üstelik uluslararası kamuoyu tarafından çifte standarta maruz kalıyor olması, Güney Rum Kesiminin tartışmalı biçimde Avrupa Birliğine alınması da herkesin bildiği bir gerçek. Ama yine de yaşanan son tartışmalar bir soruyu da akla getirmektedir: Acaba iki ülkenin ilişkilerinin bu duruma gelmesinde, biraz da ne zaman dara düşse elinden tutup kaldıracak bir abisinin/hamisinin olup olmaması ne derece etkiliydi acaba? Bu soruya tam olarak cevap veremesek de, net olan bir durum var; o da Türkiye’nin Kardeş Ülkesine karşı bugün, biraz daha kararlı biçimde telkinler vermesi ve ekonomik ve mali konularda ciddi adımlar atılması için kaşlarını biraz çatan abi rolünde olması. 9| KKTC Ekonomisine Bakış Kıbrıs ekonomi ve maliyesi ile ilgili yorumlar yaparken, şüphesiz Ülkenin içerisinde olduğu ambargo ve izolasyonları göz ardı etmemek gerekir. Bu iki önemli faktör nedeniyle Kıbrıs Ekonomisi Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen yardımlar ile kamu sektörüne bağımlı bir yapıya bürünmüştür. Bu yapı bir yandan Türkiye’de yaşanan dalgalanmalardan doğrudan etkilenme sonucunu doğururken, diğer yandan 90’lı yıllarda Ülkemizde yaşanan sürece benzer biçimde, ekonomide kırılganlıkların temelinde yatan sorunların başında etkin yönetilemeyen kamu maliyesinin olduğu bir yapının doğmasına neden olmuştur. Kıbrıs’a ait ekonomik ve sosyal göstergelere geçmeden önce, Protokol ve Programlarda da ifade edilen, istatistik ve rapor konusuna kısaca değinmekte yarar var. Zira KKTC ekonomisinde, politika üreticileri ve konunun diğer tarafları için değerlendirme yapmaları ve politika üretmelerini sağlayacak güncel ve sağlıklı verilere ulaşmak mümkün görünmemektedir. Ancak yapılması planlanan düzenlemelerde istatistik ve mali raporlama konusuna verilen önemi takdirle ifade etmek gerekiyor. Tablo 1’de KKTC’ye ait 2000-2008 yılları arasında seçilmiş göstergelere yer verilmiştir. Tablodan da görüldüğü üzere, KKTC Ekonomisi 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan daralmanın ardından 6 yıl kesintisiz büyüme kaydetmiştir. Hatta 2004 yılında %15 gibi oldukça yüksek oranlı bir büyüme gerçekleştiği görülmektedir1. Ancak 2008 yılı itibariyle küçülen ekonomide, 2009 yılında küçülme şiddetlenerek artış göstermiştir: 2009 yılı küçülme rakamının %6,3 olması beklenmektedir. 2002 yılından itibaren kesintisiz ve yüksek oranlı büyüme kişi başına gelir düzeyine de olumlu yansımış ve 2005 yılında 10.000 $’ın üzerine çıkan bu rakamın 2008 yılında 15.000 $ seviyesini aşarak 16.000 $ seviyesine ulaştığı görülmektedir. Türkiye’de yaşanan sürece benzer biçimde büyüme gerçekleşirken, enflasyon oranında da önemli iyileşmeler elde edilmiş; 2000 yılında %53, 2001 yılında %77 seviyesinde olan bu rakam geldiği oran itibariyle hâlâ yüksek olsa da- ciddi bir azalma eğiliminde olmuş ve 2008 yılı itibariyle % 15 seviyelerine gerilemiştir. Bu gerileme önemli bir başarı elde edilmiş görüntüsü vermekle birlikte, enflasyon oranında düşüş ve fiyat istikrarı konularında alınacak mesafe olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. Tablo 1: KKTC Seçilmiş Ekonomik Göstergeler Reel Büyüme Hızı (%) Fert Başına GSMH ($) Enflasyon Oranı (%) 1 2000 -0,6 2001 -5,4 2002 6,9 2003 11,4 2004 15,4 2005 13,5 2006 13,2 2007 1,5 2008 -3,4 4978 4303 4409 5949 8095 10567 11837 14765 16158 53,2 76,8 24,5 12,6 11,6 2,7 19,2 9,4 14,5 İstatistiki verilere ilişkin gözlemler, bu rakamlara biraz temkinli bakmayı zorunlu kılmakta. 10 | Bütçe Açığı (Milyon $) İhracat (Milyon $) 136,7 146,1 225,1 176,9 104,2 185,3 287,3 221,2 369,6 50,4 34,6 45,4 50,8 62 68,1 68,1 83,7 83,7 İthalat (Milyon $) 424,9 272 309,6 477,8 853,1 1255,5 1376,2 1539,2 1680,7 Dış Ticaret Dengesi (Milyon $) İhracat / İthalat (%) -374,5 -237,4 -264,2 -427 -791,1 -1187,4 -1308,1 -1455,5 -1597 11,9 12,7 14,7 10,6 7,3 5,4 4,9 5,4 5 Gelen Turist Sayısı 432953 365097 425556 469867 599012 652779 715749 791036 808682 - Türkiye 347712 277739 316193 340083 434744 488023 572633 634580 650405 - Diğer 85241 87358 109363 129784 164268 164756 143116 156456 158277 198,3 93,7 114,1 178,8 288,3 328,8 303,2 381 383,7 1,29 1,63 1,62 1,37 10 8,2 9,4 9,4 9,8 Net Turizm Geliri (Milyon $) İşsizlik Oranı (%) Genç Nüfusta İşsizlik 22,3 20,3 23,8 22,8 24,7 Oranı (%) Kaynak: Devlet Planlama Örgütü, Yardım ve Hibe Birliği Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı İzolasyon ve ambargoların sonucu KKTC Ekonomisinde en sorunlu konuların başında dış ticaretin geldiği bilinmektedir. Tablodan görülen 2000-2008 yılları arası dış ticaret rakamları bu düşünceyi destekler niteliktedir. Anılan yıllarda ihracatta sınırlı bir artış görülürken (50 milyon dolardan 84 milyon dolara) ithalatta yaklaşık 4 kat artış gerçekleşmiştir. Sonuçta 2000 yılında 375 milyon dolar dış açık veren ekonomi 2008 yılında 1,6 milyar dolar açık seviyesine ulaşmıştır. Dış ticaret rakamlarındaki kötüleşme ihracatın ithalatı karşılama oranında tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır: 2000 yılında ithalatın %12’si olan bu rakam 2008 yılında %5 seviyesine kadar gerilemiştir. Tablodan KKTC Ekonomisi için önemli gelir kaynaklarından olan Turizm Sektörüne ilişkin detayları da görebiliyoruz. Tablodan görüldüğü üzere KKTC’ye gelen turistler Türkiye’den gelen ve diğer ülkelerden gelen turistler olarak 2 kategoride değerlendirilmektedir. 2000 yılından 2008 yılına toplam turist sayısı, 2001 yılı hariç olmak üzere, sürekli artış göstermiştir. 2001 Krizi nedeniyle olduğunu tahmin ettiğimiz Türkiyeli Turistlerdeki azalma, gelen turist sayısında ve net turizm gelirlerinde bir azalmaya neden olmuştur. Net turizm gelirlerinde düşme yaşanan diğer yıl ise 2006 yılıdır ve bu yılda diğer turistlerin sayısındaki azalma beraberinde net turizm gelirleri azalışını da getirmiştir. Tablodan KKTC’de istihdam rakamları gözlendiğinde ise, 2000-2003 yılları arasında tek haneli işsizlik rakamları dikkati çekmektedir. İstatistiksel anlamda bu rakamların tutarlı ve sağlıklı olmadığını düşünüyoruz. 2004 yılından itibaren daha gerçekçi olduğunu düşündüğümüz rakamlarla karşılaşıyoruz ve ortalama %10 bandında seyreden işsizlik rakamlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Genç nüfusta işsizlik oranı rakamlarına bakıldığında ise %20-24 bandında seyreden bir oranla karşılaşıyoruz. 2008 11 | yılında %24,7 gibi çok yüksek bir rakama işaret eden bu oranın yüksek seyrini devam ettirmesi KKTC’de sosyal içerikli ciddi sorunların ortaya çıkma riskini de beraberinde getirmektedir. Tartışmaların Odak Noktası: Kamu Maliyesi Türkiye Hükümeti ile KKTC arasında yaşanan son tartışmaların farklı açıları olmakla birlikte, özünde kamu maliyesi sorunu geliyor desek, galiba yanlış bir tespitte bulunmayız. Zira bir yandan kapalı bir ekonominin vermiş olduğu dezavantajlar, diğer yandan etkin bir vergi ve kamu harcama politika yönetiminin geliştirilememesi sonrasında bütçe ve sosyal güvenlikte ortaya çıkan açıklar sorunu daha anlaşılır kılmaktadır. Ayrıca bütçe içerisinde katı harcama kalemleri olarak nitelendirilen personel harcamaları ile transfer harcamaları da bütçenin esnek olmayan bir yapıya dönüşmesine neden olmuştur. Bütçe açığının kapatılmasının en önemli yolu ise, TC Hükümetince yapılan yardımlardır. Bu durumda kamu maliyesi; sağlam, kendine yetebilir ve yönetilebilir, etkin bir yapıdan uzaklaşarak Kıbrıs ekonomisinin rekabet edebilir nitelik kazanmasında önemli engellerden biri olmuştur. O nedenle 2002 yılı sonrasında Ülkemizde yaşanan sürece benzer “acı reçeteli” dönem Kıbrıs’ta da öngörülmüş, özellikle devlet memurları ve emekliler için birtakım yaptırım ve kısıtlamalar kamuoyunda yoğun biçimde tartışma yaratmıştır. Bu kapsamda; 14. Maaş uygulaması, hayat pahalılığı zammının iki aydan altı aya çıkarılması, çalışan ve emeklilerden ek vergi kesintileri, kamuya yeni personel alımında kısıtlamalar, etkin çalışmayan kamu teşebbüslerinin özelleştirilmesi, yeni vergiler konulması, mevcut vergilerin artırılması, istisna ve muafiyetlerin yeniden belirlenmesi gibi pek çok önlem gündeme gelmiştir2. Böylesine acı bir reçeteyi zorunlu kılan kamu maliyesine ilişkin göstergelere Tablo 2’de yer verilmiştir. Tablodan da görüldüğü üzere, KKTC’de Milli Gelirin yüzdesi olarak bütçe açığı 2004 yılı itibariyle %13 gibi oldukça yüksek bir rakama işaret etmektedir. Üstelik bu rakam 2005 ve 2006 yıllarında daha da artmış ve sırasıyla %15 ve %17 olarak gerçekleşmiş, 2009 yılı gerçekleşmesi ise %19 olmuştur. Bütçe açığına faiz rakamları da eklendiğinde bu rakam 2009 yılı için %24 oranına çıkmakta, 2010 Bütçe Hedefi olarak %22,4 oranına gerilemekte, 2010-2012 Planına göre ise 2011 yılında %20,1 2012 yılında ise %18,4 olarak gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Bütçe Açığı rakamına ilave olarak Kamu Borç Stoğu göstergeleri de benzer bir görünüm arz etmektedir: 2004 yılında Milli Gelirin %122’si olan oran 2005, 2006 yıllarında yüksek oranlı seyre rağmen ufak miktarda düşüş göstermiş, 2007 yılı ile birlikte artış patikasına girmiş ve takip eden yıllarda sırasıyla %116 ve %130 gibi oldukça yüksek oranlara ulaşmıştır. KKTC’nin görece küçük yapısı göz önüne alındığında ve nominal büyüklük olarak değerlendirme yapıldığında açık rakamları “korkutucu” olmasa da, oransal büyüklükler sürdürülemez bir düzeye işaret etmektedir. 2 Bu konuda detaylı bilgi için Bkz.Ek-1 12 | Tablo 2: KKTC Mali Göstergeleri 2004 2005 2006 2007 Yerel Açık/GSMH (%) Bütçe Açığı/GSMH (%) Kamu Borç Stoğu/GSYİH (%) -3,14 -12,8 122 -4,8 -14,5 89 -6,10 -17,2 79 -3,6 -10,6 100 2008 2009 -7,3 -14,2 116 -11,9 -19,2 130 Kaynak: KKTC Maliye Bakanlığı, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Raporu 2010-2011 Bütçede sürdürülemeyen bu yapı, alt kırılımlar itibariyle incelendiğinde çok daha net bir tablo karşımıza çıkmaktadır. Bütçenin gider kalemleri incelendiğinde, Cari Transferlerin %45’lik oran ile ilk sırada, Personel giderlerinin ise %44’lük oran ile ikinci sırada yer aldığı görülmektedir. Bu iki kalemin toplamı %90 yapmaktadır ki, bu da bütçede diğer kalemler için sadece %10’luk bir hareket alanı kalmasına neden olmaktadır. Tablodan da görüldüğü üzere gider kalemlerindeki eğilimde önemli bir değişiklik olmadığı görülecektir: 2005-2009 yılları arasında da en büyük iki gider kalemi personel ve cari transfer kalemleri olmuştur. Mal ve hizmet alımlarına %6-7 ve mahalli yatırımlara ise sadece %1-2 arasında kaynak aktarılabilmektedir. Tablo 3: KKTC Gider Bütçesinin Oransal Dağılımı (2005-2009) Görüldüğü üzere bütçe içerisinde en önemli gider kalemlerinin başında personel harcamalarını takip eden cari transfer harcamaları gelmektedir. Cari transferler, maaş benzeri ödemeler ile diğer cari transfer kalemlerinden oluşmaktadır. Son dönemde Türkiye’de de tartışmalara konu olan emekli ikramiyeleri ile emekli maaşlarının oransal olarak yüksekliği, cari transferlere dikkatin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Cari transfer kalemlerinin detayı ise Tablo 4’te yer almaktadır. Tablodan en dikkat çekici kalem, şüphesiz, Emekli Maaşları kalemidir. 13 | Tablo 4: Cari Transferlerin Gelişimi Cari transferlerin yer aldığı Tablo 4’te görüldüğü üzere, 2007 yılında 680 milyon TL olan bu rakam 2008 yılında 810, 2009 yılında ise 954 milyon TL rakamına ulaşmıştır. Cari transfer kalemlerinin oransal olarak yansıtıldığı Tablo 3’ten görüldüğü gibi, 2005 yılında Bütçenin %45’ini oluşturan Cari Transferlerin devam eden yıllarda sırasıyla Bütçenin %42, 40, 43, 46 oranında hareket ettiği görülmektedir. Dolayısıyla 2005 yılından günümüze cari transfer kalemlerinde bir iyileşme görülmemekte ve bütçenin yarısı personel harcamalarına diğer yarısına yakın bir oranı ise transfer harcamalarına gitmektedir. Ayrıca cari transfer kalemleri içinde rakamsal olarak en fazla tutar ise, istisnasız emekli maaşları olagelmektedir. Grafik 1: Cari Transfer Kalemlerinin Dağılımı 1,00 0,90 26,59 24,64 22,66 3,54 4,89 6,2 40,45 39,45 37,46 Diğer 0,80 0,70 Emekli İkramiyeleri 0,60 0,50 0,40 Emekli Maaşları 0,30 0,20 0,10 0,00 6,99 9,25 11,79 10,19 9,68 11,49 8,13 7,62 6,72 2007 2008 2009 Burslar ve Harçlıklar Cari Transfer kalemlerinin detaylarına ise Grafik 1’de yer verilmiştir. Grafikten görüldüğü üzere, emekli maaş ve ikramiyelerinde yapısal iyileşmeler mümkün olmamış ve %43 bandında neredeyse sabitlenmiştir. Vakıf üniversiteleri ile burslara ayrılan payın ise ortalama %1 seviyesini 14 | aşmaması nitelikli insan gücü ve entelektüel sermaye açısından yakın vadede sıkıntı yaratacak düzeyde sorunludur. Grafik 2: Cari Transferlerin Gelişimi 400.000.000 350.000.000 300.000.000 250.000.000 200.000.000 150.000.000 100.000.000 50.000.000 0 2007 Diğer Emekli İkramiyeleri Emekli Maaşları Burslar ve Harçlıklar Vakıf Üniversitelerine Sosyal Sigortalar Kurumu'na Belediyelere Katkı 2008 2009 Grafik 2’den de görüldüğü üzere, emekli maaşları cari transfer kalemleri içinde en büyük kalem olmanın yanı sıra kümülatif olarak son yıllarda mevcut yapıda herhangi bir iyileşme de gözlemlenmemektedir. 2007 yılında 275 Milyon TL olan bu rakam 2008 yılında 320, 2009 yılında ise 357 Milyon TL rakamına ulaşmıştır. 2007 yılından 2008 yılına 45 Milyon TL düzeyinde gerçekleşen artışın, yüksek bir artışa işaret ettiği ve gerçekleşen enflasyon rakamı ile uyum göstermediği ortadadır. Cari Transfer kalemleri bir önceki yıla göre artış oranı olarak incelendiğinde ise, belediyelere katkı, Sosyal Sigortalar Kurumuna yapılan aktarmalar, emekli maaşları ve emekli ikramiyelerinde ciddi artışlar olduğu ve bu artışların gerçekleşen enflasyon rakamları ile de uyumlu olmadığı görülmektedir. Son dönemde Türkiye’de de tartışmalara konu olan emekli ikramiyeleri ile emekli maaşlarının oransal olarak yüksekliği dikkatlerden kaçmamaktadır. Emekli maaşlarında bir önceki yıla göre 2008 yılında %16, 2009 yılında %12 artış söz konusu iken, emekli ikramiyelerinde artış 2008 yılında %65, 2009 yılında ise %50 oranında gerçekleşmiştir. Vakıf üniversitelerine aktarılan kaynaklar ile burs ve harçlıklar ise sırasıyla %1 ve %5 oranında azalmıştır. (Grafik 3) 15 | Grafik 3: Cari Transfer Kalemlerinin Bir Önceki Yıla Göre Artış Oranı 64,86 57,68 50,03 18,73 2008 Diğer Burslar ve Harçlıklar Vakıf Üniversitelerine 10,39 8,29 -5,20 -1,13 Sosyal Sigortalar Kurumu'na 16,23 11,78 Emekli İkramiyeleri 13,24 3,90 Emekli Maaşları 11,68 49,21 39,94 39,70 Belediyelere Katkı 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 10,00 0,00 -10,00 2009 Bütçede gider kalemleri ile ilgili ortaya çıkan fotoğraf, mevcut yapıya müdahale gereklilik ve zorunluluğuna işaret etmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumuna, Emekli Maaşlarına ve Emekli İkramiyelerine aktarılan kaynaklardaki bu denli yüksek artışlar, sürdürülemez mali yapıyı teyit eder niteliktedir. Tartışmalı İkinci Alan: Türkiye’den KKTC’ye Yapılan Yardımlar Türkiye Cumhuriyeti tarafından KKTC’ye yardımlar; hibeler ve krediler şeklinde yapılmaktadır. Bu kapsamda savunma ve altyapı projeleri için verilen hibelerin yanında kamu kesimi, reel kesim ve mali sektöre de önemli miktarda kredi verilmektedir. Tablo 5: Türkiye Cumhuriyeti Yardımları 1998-2010 (Milyon TL) Tablo 5 ve Grafik 4’ten görüldüğü üzere, TC Hükümetince yapılan yardımlar KKTC için önemli bir yer tutmaktadır. Hibeler, Krediler ve Teşvik Kredileri başlığında yapılan yardımlar, savunma ve 16 | altyapı projeleri ile kamu sektörü ile reel ve mali sektöre aktarılan kaynaklardan oluşmaktadır. 1998 yılından günümüze, 2004 ve 2007 yılları dışında, KKTC’ye yapılan hibe ve kredilerde nominal olarak sürekli artışlar görülmektedir. Yapılan hibelerin detayına baktığımızda 1998, 2003, 2009 yıllarında savunma amaçlı hibelerin altyapı projelerinden fazla olduğu ancak diğer yıllarda altyapı projelerine aktarılan hibelerin savunma amaçlı hibelerden fazla olduğu görülmektedir. Hibeler toplam olarak değerlendirildiğinde ise 2003, 2007 ve 2009 yılları dışında artış olduğu görülmektedir. Krediler ise kamu sektörüne, reel ve mali sektöre aktarılan kredilerden oluşmaktadır. 1998’ten 2004 yılına kadar ve 2009 yılında mali sektöre kredi verilmediği Tablodan görülebilmektedir. Krediler kalemi incelendiğinde Kamu Sektörüne aktarılan kredilerin miktar her zaman en fazla olduğu, reel sektör ve mali sektör kredileri arasında ise zaman zaman geçişlerin olduğu görülmektedir. 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında reel sektöre aktarılan krediler mali sektör kredilerinden fazla iken diğer yıllarda mali sektör kredilerinin fazla olduğu görülmektedir. Teşvik Kredileri ise dalgalı bir seyir takip etmiş, 19982001 dönemi ile 2009 yılında bu kalemde bir kredi kullanımı söz konusu olmamıştır. Hibe, Kredi ve Teşvik Kredilerinin 2010 yılı toplamı 1.096 milyon TL rakamına ulaşması beklenmektedir. TC’den yapılan yardımların zaman zaman, KKTC Bütçesi büyüklüğünün yarısına geldiği görülmektedir: 2001 yılında 507 milyon TL’lik bütçenin 247 milyon TL’si, 2002 yılında 802 milyon TL’lik bütçenin 425 milyon TL’si TC Yardımları ile karşılanmıştır. 2003 yılından itibaren ise, oranın bütçenin ortalama üçte birine karşılık geldiği görülmektedir. (Grafik 4) Grafik 4: KKTC Bütçesi ve TC Yardımları 3000 2500 Milyon TL 2000 1500 1000 500 0 KKTC BÜTÇESİ 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 349 507 801 YARDIM TOPLAMI 142 247 425 1.027 1.262 1.547 1.924 2.125 2.355 2.575 432 345 516 628 565 750 929 Türkiye Cumhuriyeti’nden yapılan yardımların iki Ülke Bütçesi içerisindeki oranlarına bakıldığında; Türkiye için küçük ve fakat KKTC için oldukça önemli bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. 17 | Zira, 1998 yılından itibaren TC Bütçesi içerisinde ortalama onbinde 30 bandında hareket eden yardımlar, 2002 yılında oransal anlamda en üst seviyeye ulaşmıştır. Bu yılda KKTC Bütçesine oran yüzde 53 gibi yüksek bir rakama işaret etmektedir. 2004 yılında TC Bütçesi içerisinde en düşük orana karşılık gelen yardımlar, 2008 ve 2009 yıllarında ise sırasıyla onbinde 33 ve 35 seviyelerine ulaşmıştır. Yardımların KKTC Bütçesi içerisinde oransal olarak en fazla olduğu yıl %53 oranı ile 2002 yılı olmuştur. 2008 ve 2009 yıllarında ise bu oran %32 ve %36 olmuştur. Dolayısıyla yapılan yardımların zaman zaman KKTC Bütçesinin yarısını geçtiği, son yıllarda ise bütçenin üçte birinin TC Hükümeti yardımlarından oluştuğu dikkatlerden kaçmamaktadır. (Grafik 5) Grafik 5: TC Yardımlarının TC ve KKTC Bütçesi İçindeki Yeri TC Bütçesinde Onbinde KKTC Bütçesinde Yüzde 60 50 40 30 20 10 0 Yardım/TC Bütçe 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 30,9 24,4 30,4 30,6 35,5 30,5 22,7 32,3 35,2 27,6 Yardım/KKTC Bütçe 45,6 34,3 40,6 48,7 53 42 33 27,3 33,3 32,6 26,5 31,8 34,7 36 Kaynak: T.C. Yardım Heyeti 2009 Yılı Faaliyet Raporu Grafik 6’da, 2000-2009 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti yardımlarının iç dağılımına yer verilmiştir. Türkiye’den gelen yardımlar savunma, yatırım, bütçe açığı, reel sektör, mali sektör ve teşvik kalemlerinde değerlendirilmektedir. 2005 yılına kadar sınırlı sayıda kalemde gerçekleşen yardımlar, 2005 yılı itibariyle çeşitlenmiştir. Grafikten görüldüğü üzere, yardımların en belirgin olduğu kalem, bütçe açığı kalemidir. Bütçedeki açık TC’den yapılan yardımlar ile karşılanmakta ve yardımlar yatırım gibi üretken alanlarda değerlendirilememektedir. Sadece 2004 ve 2006 yıllarında bütçe açığı için kullanılan yardımlar yatırım amaçlı yapılan yardım kalemlerinin altında kalmış, bunun dışında bütçe açığı kalemleri en yüksek kalem olarak devam etmiştir. Yardımların etkin biçimde kullanıl(a)madığının en önemli göstergesi bu şekilde grafiğe yansımış olmaktadır. 18 | Grafik 6: TC Yardımlarının İç Dağılımı TC ve KKTC İlişki Bağları: Protokoller 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmen ilanından sonra, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetleri arasında 1986 yılından bu yana ekonomik ve mali konularda çeşitli protokoller imzalanarak iki ülkenin ekonomik ve mali ilişkileri sürdürüle gelmiştir. Bu protokollerde, yaşanan izolasyonlara rağmen, KKTC’nin sürdürülebilir bir kalkınma hızı yakalaması hedeflenmiştir. KKTC ile imzalanan son Protokol ise, 2010-2012 dönemini kapsayan protokoldür. KKTC tarafından uygulanan 2009 yılı Acil Mali Önlemler paketine ilave olarak, Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Arttırılması Programı uygulanmaya başlanmış, bu program ile de iki ülke arasında köklü reform iradesi ortaya konulmuştur. Bu sayede başta mali disiplini tesis etmek ve cari bütçe açığını düşürmenin yanı sıra, tüm sektörleri kapsayan ve Kıbrıs Ekonomisini ayağa kaldırarak özel sektör eksenli bir kalkınma modeline geçişi sağlayan bir yapı kurulmaya çalışılmıştır. Ancak programda hedefler konulmakla kalınmamış, hedeflerin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti tarafından belli periyodlarla yapılacak gözden geçirmelerle, hedeflenen konularda ilerlemenin nerede olduğu, eksik ve yetersiz tarafların neler olduğu, yeterli seviyede ilerleme kaydedilen konuların neler olduğunun belirlendiği sıkı gözetleme kriterleri de getirilmiştir3. İşte yaşanan son olaylar da temelde bu program ve reformlara tepki olarak karşımıza çıkmıştır; tabi ki orantısız bir tepki olarak. Yukarıda ifade ettiğimiz konuyu bir kez daha vurgulamakta yarar var: Kıbrıs konusu çok boyutlu şekilde ele alınması gereken bir konudur. Sosyo-politik, psikolojik ve tarihsel yönleri uzmanlarca çeşitli platformlarda tartışılmakta ve değerlendirilmektedir. Bu çalışmada olayın ekonomik/mali yapısı ele alınmaya çalışılmıştır. 3 Türkiye Kıbrıs’ın IMF’si mi oldu sorusu biraz da bu uygulamalar sonrasında sorulmaktadır. 19 | Kıbrıs’ta Zor Karar: Ağrı Kesici Mi Antibiyotik Mi? Kıbrıs’ta bugüne kadar iki ülke arasında Protokollerle yürütülen ekonomik ve mali konularda Türkiye’nin gereken desteği KKTC’den esirgemediği bilinmektedir. Ancak bu destekler incelendiğinde bugüne kadar yaşanan sorunların, bir ağrı kesici misali, öngörülen geçici tedbirlerle hafifletildiği, kalıcı bir çözüm vizyonu olmadığından sorunun kökünün kurutulup temizlenmesi mümkün olmamıştır. O nedenle uygulamaya konacak programın, bir antibiyotik gibi, mevcut sorunların köküne inerek ekonomide kalıcı ve sürekli bir iyileşme vizyonuna sahip olması büyük önem taşımaktadır. 1986 yılından günümüze TC ile KKTC arasında Ekonomik ve Mali İşbirliği protokolleri imzalandığını ifade etmiştik. Bu protokollerde amacın KKTC’nin içinde bulunduğu izolasyona rağmen sağlıklı bir ekonomik ve mali yapıya kavuşmasını sağlamak olduğu görülmektedir. 2006 yılında imzalanan ve 2007-2009 yıllarını kapsayan Protokolde kredilere ek olarak yatırım ve savunma amaçlı hibeler de eklenmiş ayrıca cari bütçe açığına bir sınırlama öngörülmüştür. Bu protokole ilave edilen 1. ve 2. Ek Protokollerle de ilave yardımlar öngörülmüştür. Kamu Kesiminin Yeniden Yapılandırılması, Mali Sektörün Yeniden Yapılandırılması ve Reel Sektörün Desteklenmesi 3 ana başlığı ile oluşturulan Protokollerde kamu maliyesi açısından, eşel-mobil sisteminin 2 aydan 6 aya çıkarılması, program hedefleri ile uyumlu personel alımı yapılması, mesai vesair ek ödemelere sınırlamaların getirilmesi, edevlet, istatistik ve raporlamaya ilişkin yazımların tamamlanması başlıkları dikkat çekmektedir. Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programına ilişkin Kasım 2010 tarihli İzleme Raporunda, programda yer alan öngörülerin gerçekleşme durumları ve yapılması gerekenlerle ilgili olarak detaylı bir yol haritası çıkarılmıştır. Raporda: - Kamu Maliyesi, - Mali Sektör ve - Reel Sektör ana başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ana başlıklar ayrıca alt başlıklar itibariyle detaylandırılmıştır. Bu kapsamda Kamu Maliyesi başlığı altında amaçlar; kamu maliyesinde mali disiplinin sağlanması, kamu personel rejiminin daha etkin hale getirilerek, kamuda çalışan personel sayısının azaltılması ve personel giderlerinin bütçe içindeki payının düşürülmesi, kamu Mali Yönetim Sisteminin Güçlendirilmesi, vergi sisteminin adil, yaygın ve ekonomik kalkınmayı teşvik edecek şekilde gözden geçirilmesi olarak belirlenmiştir. - Mali Sektör başlığı altında amaçlar; Finans sektörünün ekonomik kalkınmaya gerekli katkıyı sunabilmesi için etkin olarak çalışan düşük finansman maliyeti ile kaynak sunan bir yapıya getirilmesi, 20 | Bankacılık lisansına sahip olmayan ancak mevduat toplayıp kredi veren kooperatiflerin finans sistemini bozmayacak şekilde amaca uygun çalışması, yüksek aracılık maliyetlerinin azaltılmasıdır. - Son olarak Reel Sektör başlığı altında, sektörel ayrımlar itibariyle amaçlar belirlenmiştir. Tarım Sektörü başlığı altında; Tarım politikalarının oluşturulması sürecinin iyileştirilmesi, Bitkisel üretimde destek politikalarının ve piyasa işleyişinin etkinleştirilmesi, Hayvancılıkta destek politikalarının ve piyasa işleyişinin etkinleştirilmesi, Enerji Sektörü başlığı altında Enerji maliyetinin düşürülmesi ve arz güvenliğinin sağlanması, Su ve Atıksu başlığı altında; Ülkenin su ihtiyacının kalıcı olarak çözülmesi ve su yönetiminin iyileştirilmesi, Ulaştırma Sektörü başlığı altında Gelişen ekonomik ve sosyal faaliyetlerin ihtiyaç duyduğu ulaşım altyapısının karşılanması, Kamu İktisadi Teşebbüsleri başlığı altında Piyasaların rekabetçi hale getirilmesi, özel sektörün geliştirilmesi ve kamu maliyesi üzerindeki yüklerin azaltılması amacıyla kapsamlı bir KİT reformunun hayata geçirilmesi, Dış Ticaret başlığı altında; Dış ticaret ve gümrük uygulamalarının etkinleştirilmesi, Turizm Sektörü başlığı altında; Turizm potansiyelinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi, Yüksek Öğretim başlığı altında; Yükseköğretim sektörünün uzun dönemde sürdürülebilir yapıya kavuşturulması, E-Devlet başlığı altında; Merkezi, entegre, tek numaraya ve tek kapıya dayalı e-devlete geçilmesi, İstatistik başlığı altında; İstatistik toplama ve işleme kapasitesinin geliştirilmesi hedeflerine yer verilmiştir. Ayrıca diğer hususlar başlığı altında ise; Yabancı yatırımcıların cezbedilerek ülkede faaliyetlerinin artırılması, Ülkede uygulanan teşviklerin etkinliğinin artırılması, İşgücü arzı ile işgücü talebinin uyumsuzluğunun giderilmesi belirlenmiştir4. Şüphe yok ki, bu önlem ve hedeflerden en sorunlu ve tepki çekeni Kamu Maliyesi alanında yapılması planlanan düzenlemeler olmuştur. Türkiye’de uzun yıllar tartıştığımız, kamunun geniş hareket alanı nedeniyle özel sektörü dışlayarak, özel sektöre hareket serbestisi tanımadığı dışlama/crowding-out durumu KKTC için de söz konusu olacağından kamu kaynaklarının etkin kullandırılması büyük öneme sahiptir: o nedenle kamu maliyesi açısından alınan tedbirler yakın vadede can yakıcı olsa da uzun vadede KKTC ve burada yaşayan yurttaşlarımızın lehine sonuçlar doğuracağını unutulmamalıdır. Bu sayede bütçe açıklarının finansmanında kullanılacak kaynakların kamu yatırımları ile reel ve mali sektörün desteklenmesinde kullanılması muhtemeldir. Bu çerçevede, 2010-2012 yıllarını kapsayan Protokolde Kamu Maliyesine ilişkin hedefler şu şekilde belirlenmiştir5: 4 5 Kamunun ekonomi içindeki ağırlığını azaltarak, yapısal reformlar hızla tamamlanmalıdır. Detaylar için Bknz. Ek:1 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı s.14-15 21 | Bütçe politikasının temel amacı kamu kesimi finansman açığının azaltılmasıdır. Bu amaca yönelik olarak, gelirler artırılmalı ve öncelikli alt yapı yatırımlarından vazgeçilmeden giderler azaltılmalıdır. Kamu giderleri içinde büyük bir orana sahip olan personel giderlerinin bütçe içindeki payının azaltılarak bütçe esnekliğinin artırılması yönünde bir personel politikası uygulanmalıdır. Bu kapsamda, kamuda personel istihdamına sınırlamalar getirilerek kamu personelinin maaşlarının altı ayda bir, gerçekleşen enflasyon oranında artırılmasına yönelik uygulama sürdürülmelidir. Maliye politikalarının etkin bir şekilde izlenebilmesi ve uygulanabilmesi için gerekli olan kamu mali şeffaflığını artırıcı tedbirler ivedilikle alınmalı, kamu borç stoku da dâhil olmak üzere, kamu maliyesi konusundaki istatistiklerin düzenli olarak kamuoyuna duyurulması sağlanmalıdır. Bütçe gelir ve giderlerinin izlenebilmesi ve raporlanabilmesini teminen mevcut yazılım sistemleri geliştirilmelidir. Bütçede ödeneği olmadan harcama yapılmaması, avans ve imprestlerin, ancak bütçede ödeneği olması halinde ve ödenekleri nispetinde verilmesi ve yıl içerisinde ilgili ödenekten mahsup edilmesi sağlanmalıdır. Kamu maliyesinde AB normlarına ve uluslararası standartlara uygun olarak hayata geçirilen tahakkuk esaslı muhasebe ve çok yıllı bütçe sistemi, yerel yönetimler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına da yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca, stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme sistemine geçiş için gerekli hazırlıklar başlatılarak 2011 yılı bütçesinde en az 2 kurumda pilot uygulamaya geçilmelidir. Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına ilişkin Kurallar Yasası ile Genel Muhasebe Yasası'nın yerini alacak ve programın diğer hedefleri ile uyumlu çağdaş kamu mali yönetimi araçlarının da yer aldığı kapsamlı bir yasa hayata geçirilmelidir. Sayıştay denetimlerinin, mevzuata uyum yanında performansa göre de yapılması yolunda gerekli çalışmalara devam edilmelidir. Kamu mali dengelerinin korunması ve özel sektörün nitelikli işgücü için daha cazip hale getirilmesi amacıyla, emekliler de dahil kamu ücret ve maaşlarında program dönemindeki artışlar, bütçe imkanları çerçevesinde Gerçekleşen enflasyon oranını aşmayacak şekilde yapılmalıdır. Kamu personelinin aldığı ek çalışma karşılıkları bütçe ödenekleri düzeyinde kalmalıdır. KİT’ler de dahil olmak üzere, kamuda zorunlu haller dışında istihdam yaratılmadan kamu personel ihtiyacı öncelikli olarak fazla personeli bulunan kamu kurumlarından karşılanmalıdır. Tüm kamuda yeni istihdam edilecek personel sayıları yılı bütçe 22 | kanunlarında belirlenerek, yeni personel istihdamı öncesinde Maliye Bakanlığı’ndan izin alınması sağlanmalıdır. Bu tedbirlerin uygulanmasına yönelik olarak gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. Merkezi bütçe, KİT’ler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları herhangi bir şekilde Merkez Bankası, kamu ve özel bankalar, İhtiyat Sandığı ve İnkiŞaf Sandığı’ndan borçlanmamalı, KIB-TEK’in akaryakıt alımları ve daha önce verilmiş devlet kefaletli borçlar dışında yeni devlet kefaleti ile devlet kurumları kefaleti verilmemelidir. Bu hususta, Kamu Borçlanma ve Borç Yönetimi Kanununda kalıcı olarak düzenleme yapılıncaya kadar Yılı Bütçe Kanunlarında düzenleme yapılmaya devam edilmelidir. Vergi mükellefi kamu kuruluşlarının vergilerini zamanında ve eksiksiz ödemeleri sağlanmalıdır. Sosyal güvenlik primi tahsilatlarının hızlandırılmasına yönelik gerekli tedbirler alınmalıdır. Kamu Maliyesi alanında yapılacak düzenlemelerde giderleri kontrol altına alıcı ve harcama kalitesini artırıcı önlemlerin yanı sıra gelir artırıcı önlemlerin de dikkatli bir şekilde devreye alınması gerekmektedir. O nedenle Protokolde vergilemeye ilişkin de bir takım önlemler yer almıştır6: Vergilemeye konu olabilecek fakat hâlihazırda vergilenmemiş olan alanların yapılacak çalışmalar neticesinde tespit edilerek, ilgili alanların vergilendirilmesine ilişkin mevzuat düzenlemelerinin yapılması, bu kapsamda vergi kanunlarında mükelleflere sağlanmış olan muafiyetler ve istisna tutulan konular gözden geçirilerek, reel sektöre ciddi katkı sağlamayıp gereksiz vergi kayıplarına neden olan muafiyet ve istisnaların kaldırılmasına yönelik çalışmaların yapılması, Kurumlar, gelir, KDV, gümrük ve ithalat vergileri gibi mevcut vergiler gözden geçirilerek düzenleme yapılması, gereken vergi türlerinin belirlenmesi ve bu vergilerde yapılabilecek değişikliklerin tespit edilerek, takvime bağlanması ve bu tedbirlerin gelir artırıcı etkisinin tespitine yönelik değerlendirme çalışmalarını hayata geçirecek gerekli adımların atılması, Vergi kayıp kaçağının önlenmesi: Vergi kanunlarında ve diğer kanunlarda vergiden kaçınma veya vergi kaçırmaya ilişkin açıkların belirlenmesi ve bu açıkların kapatılabilmesi için yapılacakların ortaya konması adına gerekli çalışmaların tamamlanması, Vergi kayıp ve kaçağını azaltmak amacıyla vergi denetimlerinin düzenli olarak yapılması, denetime ilişkin eksikliklerin belirlenmesi, giderilmesi ve bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ile bu çerçevede, denetim performansının ve sonuçlarının düzenli olarak incelenmesini sağlayacak politikalar hayata geçirilmesi, 6 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı s.17-18 23 | Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun sağlanmasına yönelik politikalar yürürlüğe konularak vergi tabanını genişletmeye yönelik idari etkinliklerin artırılması, program kapsamında uygulanacak gelir politikalarının ana unsurları olmalıdır. Alınan bu kararların uygulama sonuçlarını görmek için, 2010 yılı Kasım ayında ortak gözden geçirme çalışması7 yapılmıştır. Bu kapsamda İlerleme kaydedilen ve kaydedilmeyen alanlar tespit edilmiştir. Bu kapsamda, ilerleme kaydedilen konular8: 1. Kamu Maliyesi alt başlığı altında kamu gelirleri alanında 2010 Yılında geçirilen yasaların yürürlüğe girmesiyle önemli ilerleme kaydedilmiştir. 2. 2010 Yılı bütçesinde öngörülen tarımsal destekleme programına uyulmuştur. 3. Karayolu ulaştırması sektöründe Girne Çevre Yolu hizmete açılmış ve Ercan Havalimanının Yap-İşlet-Devret yöntemi ile yaptırılması için ihale hazırlıklarında ilerleme kaydedilmiştir. 4. Doğu Akdeniz Üniversitesinin mali durumunun düzeltilmesi için yeniden yapılandırma programı yapılmış ve uygulanmaya başlamıştır. 5. Sosyal Güvenlik Kurumunun Borçlu Cari Hesabı (overdraft hesabı) ve Maliye Bakanlığının Vakıflar Bankasına olan borcu daha düşük maliyetle yeniden yapılandırılmıştır. 6. Kamu Finansmanı ve Borçlanma Yasası hazırlık çalışmaları başlatılmıştır. 7. Programda öngörülen Reform Komiteleri kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. 8. Sanayici ve KEZ’lere, Tarımsal Faaliyetlere, Turizm Modernizasyonuna ve 2010 yılında afetten etkilenenlere yönelik faiz katkılı kredi programları başlatılmış ve başarıyla sürdürülmektedir. 9. Türkiye’den boru ile su getirme ve Entegre e-devlet projesine başlanılmıştır. 10. Özelleştirme Stratejisi, Enerji Sektörü Stratejisi ve Tarım Sektörü Stratejisi hazırlıklarında önemli aşama kaydedilmiştir. 11. T.C.-KKTC İş Konseyi tarafından Girne’de―Yatırımcı Danışma Konseyi’nin ilk toplantısı yapılmıştır. Yeterli ilerleme kaydedilmediği düşünülen konular ise9: 1. Sosyal Güvenlik Kurumlarının mali dengeleri daha da bozulmuştur. 7 8 9 Bu konuda tam metin için Ek-1’e bakınız Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ve Program İzleme Raporu Kasım 2010 s.2 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ve Program İzleme Raporu Kasım 2010 s.2-3 24 | 2. Elektrik enerjisi üretim ve dağıtım sektörünün verimsizliği artış trendini sürdürmektedir. 3. Kamu iç borçları ve kamu bankaları finansal sistem üzerinde yük oluşturmaya devam etmektedir. 4. Sendikal hakların kullanım şekli kamu hizmet sunumunu olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. 5. Deniz ulaşımının önünde engel oluşturan liman hizmetlerinin iyileştirilmesi konusunda herhangi bir gelişme sağlanamamıştır. 6. Finans sektörünün hukuki alt yapısını güçlendirecek yasaların çıkarılması konusunda gelişme olmamıştır. 7. Kamu harcamalarının azaltılması konusunda yeterli tedbir alınmamıştır. Görüldüğü üzere yapılan 18 maddelik değerlendirme sonucu, 11 konuda iyileşme olduğu görülürken, 7 başlıkta ilerleme konusu üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Bu başlıklardan özellikle Sosyal Güvenlik, Kamu iç borçları ve kamu bankaları, Sendikal hakların kullanımı ile Kamu harcamalarının azaltılması konuları büyük önem arz etmektedir. Sonuç Yerine… Çalışmanın başında ifade edildiği üzere, bazı konularda söz söylemek zordur. Ancak “dost acı söyler” atasözü iki ülke halkının da çok iyi bildiği bir atasözüdür. Dolayısıyla bir şeyler söylemeden, konuyu gündeme getirme ve tartışma imkânı ve çözüm yolu bulmak da mümkün değildir. Kıbrıs, “Yavru Vatan” nitelendirmesinin yanında “Kardeş Vatan”dır. Yaşadığı sıkıntı ve izolasyonların yanı sıra düzeltilmesi gereken ekonomik ve mali yapısı Kıbrıs’la ilgili söylenecekleri daha zor bir hale getirmektedir: Bir yandan uluslararası toplumdan tecrit edilen bir toplumun acı gerçekleri varken, diğer yandan daha dikkatli olmayı gerektiren ekonomik ve mali gerçeklerin varlığı unutulmamalıdır. Şu soru akıllara gelebilir; böylesine küçük, dışa kapalı bir ekonomi için böylesine detaylı/kapsamlı tedbirler gerekli midir? Türkiye burayı kendisi için güvenli bir liman ve tampon bölge olarak kabul ederek, bütçesinin onbinde 30’luk rakamı buraya aktarsa, bu Türkiye için ciddi bir maliyet/yük anlamına gelir mi? Elbette bu ve benzeri soruları sormamız mümkün. Kıbrıs Ekonomisine ilişkin değerlendirmeleri nominal büyüklükler açısından yaparsak, konuyu tartışmak anlamlı görünmemektedir. Zira küçük bir ada ekonomisinden bahsediyoruz. Ancak özellikle başta kamu maliyesine ilişkin göstergeler olmak üzere, diğer ekonomik ve sosyal göstergelere oransal kriterler çerçevesinde bakıldığında, Kıbrıs Ekonomisinde bir değişim ve dönüşüm mecburiyeti dikkatlerden kaçmayacaktır. Üstelik Kıbrıs’ta bu tecrit ve izolasyon politikasının ne zamana kadar sürdürüleceği bilinmemektedir. İzolasyonların kalkması durumunda “Türkiye’siz bir Kıbrıs’ın kendi 25 | ayakları üzerinde nasıl duracağı” sorusu akıllardan çıkarılmamalıdır. Görünen o ki, Kıbrıs üzerinde duran yorgan Kıbrıs’a kısa ve dar gelmektedir. O nedenle uygulanmak istenen program ile bir yandan yorgan uzatılmak istenirken, diğer yandan ayakların yorgana uyumlu hale getirilmesi hedeflenmektedir. Değişim ve dönüşüm kavramları bir arada kullanıldığında bunun tedbirler ve acı reçeteler anlamına geldiği herkesin malumudur. Ancak Türkiye’nin 2002 yılından itibaren uygulamaya koyduğu acı reçetelerin (!) sonuçları da ortadadır. Dolayısıyla ekonomik ve mali alanda parlak bir KKTC başarısından, tam bağımsızlığa giden yolda mali bağımsızlığın öneminden söz etmek istiyorsak, bu acı reçete zorunlu görünmektedir. Ancak bu acı reçeteler uygulanırken, yeni bir dile ihtiyaç olduğu da aşikardır: bu tartışmalar, karşılıklı anlayış ve yeni bir dil ile çözülebilecek, Kıbrıs ekonomisinin üzerinde sorun yaratan pek çok konunun üstesinden gelinebilecektir. Kıbrıs’ta yaşayan yurttaşlarımızı “hazır yiyiciler” olarak görmek, TC Devletini ise “baskıcı, işgalci ve Kıbrıs’ın IMF’si” niye nitelendirmek, taraflara hiçbir fayda sağlamayacak aksine bazı kesimlerin sevincine sevinç katacak bir durumun ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ve bu durumda Ekonomisi düzgün işlemeyen ve kamu maliyesi aksayan bir KKTC ekseninde, Kıbrıs’ı verelim ve kurtulalım (ver kurtul) ile onlar bizim kardeşimiz ne yaparlarsa/ne derlerse göz yumalım (sev kurtul) söylemleri arasında Kıbrıs’ı tartışmaya, çözümsüzlük girdabında ekonomisi SOS veren bir KKTC Gerçeğini uzun yıllar konuşmaya devam etmek zorunda kalırız. Zorluklar ve mesafe kat edilmesi konular ne kadar fazla olursa olsun, yine de ümitsiz olmayı gerektirecek bir tablo yok karşımızda. Yapılan çalışmalar ve tartışmaların olumlu sonuçlarını ümit etmek zorundayız. Çalışmayı KKTC Başbakanı İrsen KÜÇÜK’ün umut dolu sözleriyle noktalayalım: “Kimse merak etmesin. Sıkıntılar aşılacak, Kıbrıs Türk halkı Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle muhakkak kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratarak kendi kendiyle gurur duyacak bir noktaya gelecektir.” 26 | Ek 1: Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı 1-Kamu Maliyesi Amaç: 1.1 Kamu maliyesinde mali disiplinin sağlanması Hedef 1.1.1 Bütçe Kanunu ile belirlenen ödenek miktarlarına uyulacak, ödeneksiz avans ve imprest verilmeyecektir. 1.1.2 Görev zararı verilmemesi esas olmakla birlikte bütçede ödeneği olmadığı durumlarda KİT’lere zarar doğuracak görev zararı verilmeyecektir 1.1.3 Sayıştay Başkanlığı mali mevzuata ilişkin düzenlemelerin uygulamasını yakından takip edecektir 27 | Yapılacak İşlem 1.1.1 “Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Kurallar Yasası”nda bütçe disiplinini ihlal eden unsurlar gözden geçirilerek yeniden düzenlenecektir. Söz konusu düzenleme yapılana kadar konuya ilişkin Yılı Bütçe Kanunlarına hüküm konulmasına devam edilecektir. Ayrıca, “Genel Muhasebe Yasası”nda bütçe denetimine yönelik gerekli düzenlemeler yapılacaktır. 1.1.2 “Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Kurallar Yasası”nda yeniden düzenlenecektir. Söz konusu düzenleme yapılana kadar konuya ilişkin Yılı Bütçe Kanunlarına hüküm konulmasına devam edilecektir. 1.1.3 Sayıştay’ın her yıl Meclis’e Bütçe Kanunu ile birlikte yıl sonu kesin hesapları ve Maliye Bakanlığı’nın İşlemlerine dair uygunluk raporu sunması sağlanacak Sorumlu Kuruluş 1.1.1. Maliye Bakanlığı Tarih Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasın a İlişkin Kurallar Yasası için Eylül 2010 Birinci Gözden Geçirme Tarihi İtibariyle Eylemin Durumu 16/99 sayılı Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Kurallar Yasası’nın 12. maddesinin 2. fıkrasının 2011 yılında belli istisnalar dışında uygulanmayacağına dair Bütçe Yasası içerisine hüküm konulacaktır. Genel Muhasebe Yasası için Haziran 2011 1.2.1. Maliye Bakanlığı 1.3.1 KKTC Sayıştay Başkanlığı Eylül 2010 Aralık 2010 93/2009 sayılı, 2010 Mali Yılı Bütçe Yasasının 20. maddesinde hüküm bulunmaktadır. Yasa ile ilgili çalışmalar başlangıç aşamasındadır. 2011 Bütçe yasası içerisine aynı hüküm konulacaktır. 2007 yılına ait Bütçe Kesin Hesaplarının, Sayıştay Başkanlığının 9 Mart 2010 tarihli denetim raporundaki bulgular dikkate alınarak, Maliye Bakanlığı tarafından Sayıştay Başkanlığına gerekli yanıt verilmiştir. Ancak, Sayıştay’ın 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait uygunluk bildirimi raporları henüz sunulmamış ve anılan yıllara ait kesin hesaplar Meclis’ten geçmemiştir. 1.1.4 Kamu borç yönetimi, kuralları belirlenmiş, mali disiplini bozmayacak şekilde bir sisteme kavuşturulacak 1.1.4 Merkezi bütçe, KİT’ler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları herhangi bir şekilde Merkez Bankası, kamu ve özel bankalar, İhtiyat Sandığı ve İnkişaf Sandığı’ndan borçlanmayacaklar. KIB-TEK’in akaryakıt alımları ve daha önce verilmiş devlet kefaletli borçlar dışında yeni devlet kefaleti ile devlet kurumları kefaleti verilmeyecektir. Bu hususta, Kamu Borçlanma ve Borç Yönetimi Kanununda kalıcı olarak düzenleme yapılıncaya kadar Yılı Bütçe Kanunlarında düzenleme yapılmaya devam edilecektir 1.1.4 Maliye Bakanlığı Program Dönemi Boyunca 1.1.5 Kamu vergi gelirleri ile sosyal güvenlik prim tahsilatının artırılmasına yönelik gerekli önlemler alınacak 1.1.5.1 Vergi mükellefi kamu kuruluşlarının vergilerini zamanında ve eksiksiz ödemeleri sağlanacak 1.1.5.2 Sosyal güvenlik primi tahsilatlarının hızlandırılmasına yönelik gerekli tedbirler alınacaktır 1.1.5.1 Maliye Bakanlığı 1.1.5.2 Maliye Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Program Dönemi Boyunca 1.1.6 Yaz mesaisi uygulamasına kademeli olarak son verilecek 1.1.6 Yasal düzenleme yapılacaktır. 1.1.6 Maliye Bakanlığı Nisan 2011 28 | Yasa çalışmasına ilişkin olarak TC Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası yetkililerinden oluşan bir heyet 18-19 Ekim 2010 tarihlerinde KKTC Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası yetkilileri ile görüşmelerde bulunmuştur. Çalışma sonucunda hazırlanan yasa taslağı KKTC tarafına iletilmiştir. KKTC tarafı, Yasanın genel çerçevesi ve maddelerine ilişkin 1 Kasım 2010 tarihine kadar görüşlerini iletecek ve bir KKTC heyeti Kasım ayının ilk yarısında konuya ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye’ye gelecektir. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Yasası hayata geçirilene kadar Bütçe Yasası içerisine aşağıdaki ifade derc edilecektir: ―Yapılmış olan borçlardan doğan Devlet iç ve dış borç faizleri ile iskonto giderleri ve teminatların faizlerine ilişkin tertiplere yılı bütçe kanunu ile konulan ödeneklerden bütçenin diğer kalemlerine hiçbir şekilde aktarma yapılamaz.‖ Kamu Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Yasa kapsamında gerekli yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu kapsamda eksiklikler tespit edilip ihbarname gönderilmektedir. Ayrıca Kamu Alacaklarının İndirimli Tahsili ile İlgili Mali Düzenlemeye İlişkin Yasa’nın uygulanmasına devam edilmektedir. Gelir vergisi kanununda mükelleflerin vergi ödeme tarihleri yeniden belirlenmektedir. Kurum organizasyonunun yeniden yapılandırılması, teknolojik alt yapın geliştirilmesi ve gerekli insan kaynağı temini ile kamu alacaklarının takibinde etkinlik sağlanacaktır. Sosyal güvenlik konusunda somut bir gelişme olmamıştır Programda yaz-kış haftalık 40 saat mesai öngörülmüş olmasına rağmen, hazırlanan yasal düzenlemede yaz-kış haftalık 39 saat mesai uygulaması getirilmektedir. Amaç: 1.2 Kamu personel rejiminin daha etkin hale getirilerek, kamuda çalışan personel sayısının azaltılması ve personel giderlerinin bütçe içindeki payının düşürülmesi Hedef 1.2.1 Kamunun personel ihtiyacı öncelikli olarak fazla personelden oluşan havuzdan karşılanacak 1.2.2 Tüm kamuda yeni istihdam edilecek personel sayıları yılı bütçe kanunlarında merkezi idarelerde işten ayrılanların %50’si, KİT’lerde %20’sini aşmayacak şekilde belirlenecek, KİT’ler dahil yeni geçici ve sürekli personel istihdamı öncesinde Maliye Bakanlığı’ndan izin alınacak 1.2.3. Bazı KİT’ler ve kamu bankalarında ödenen 14. maaş ödemeleri kaldırılacak ve ihtiyat sandığı kesintileri, yeni toplu iş sözleşmelerinde kamu ile eşitlenecek 1.2.4 Bankalar ve KİT çalışanlarının ücret ve emekli ikramiyelerine tavan uygulaması 29 | Yapılacak İşlem 1.2.1 Yasal düzenleme yapılacaktır Sorumlu Kuruluş 1.2.1 Maliye Bakanlığı Tarih Aralık 2011 1.2.2 Yasal düzenleme yapılacaktır. 1.2.2 Maliye Bakanlığı Haziran 2010 1.2.3 Yasal düzenleme yapılacaktır. 1.2.3 Maliye Bakanlığı Eylül 2010 Birinci Gözden Geçirme Tarihi İtibariyle Eylemin Durumu Konu ile ilgili olarak Başbakanlık tarafından Kamu Reformu çalışmaları kapsamında yasa tasarısı çalışmaları sürdürülmektedir. KİT’ler hariç yeni geçici ve sürekli personel istihdamı öncesinde Maliye Bakanlığı’ndan yetki talebi yapılmaktadır. Bu hususta, Başbakanlık tarafından Kamu Reformu çalışmaları kapsamında Yasal çalışmalar yapılmaktadır. 2009 yılında kamuda 400 kişi işten ayrılmış, yerlerine 2010 yılının ilk 9 ayında 167 kişi istihdam edilmiştir. Bu itibarla, kamuya yeni eleman alımında Eylül sonu itibarıyla sınırların içerisinde kalınmıştır. Tüm kamuda yeni istihdam edilecek personel sayıları merkezi idarelerde işten ayrılanların %50'sini, KİT'lerde %20'sini aşmayacak şekilde belirlenecek, KİT'ler, belediyeler ve fonlar dahil yeni geçici ve sürekli personel istihdamı öncesinde Maliye Bakanlığı’ndan izin alınmasına devam edilecektir. Kamuya yeni eleman alımlarında öncelik, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Yasası çerçevesinde gerekli altyapının kurulması amacıyla Maliye Bakanlığı Hazine ve Muhasebe Dairesi’ne ayrıca, Bütçe ve Vergi Daireleri ve İçişleri Bakanlığı Tapu ve Kadastro Dairesi’nin ihtiyaçlarına verilecektir. 14. maaşın kaldırılması ve maaşlarda üst tavan belirlenmesine yönelik yasa tasarısı Meclis’e sunulmasına rağmen Meclis’in ilgili komisyonuna geri çekilmiştir. Aynı yasa kapsamında çalışmalar sürdürülmektedir. 1.2.4 Yasal düzenleme yapılacaktır 1.2.4 Maliye Bakanlığı Eylül 2010 getirilecek 1.2.5 Kamu çalışanlarının sendikal hakları AB ve ILO normları çerçevesinde gözden geçirilecek Çalışmalar sürdürülmektedir 1.2.5 Sendikalar Yasası ile Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Yasaları yeniden düzenlenecektir 1.2.5 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eylül 2010 Amaç: 1.3 Kamu Mali Yönetim Sisteminin Güçlendirilmesi Hedef 1.3.1 Çok yıllı bütçeleme sistemi, yerel yönetimler için zorunlu kılınacak ve 2010 yılı başından itibaren uygulamaya konulacak 1.3.2 Stratejik Planlama Sistemine geçiş için gerekli hazırlıklar tamamlanacak 1.3.3 Avrupa Birliği normlarına ve uluslararası standartlara uygun muhasebe ve bütçe sistemi mahalli idareler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yaygınlaştırılacak Yapılacak İşlem Sorumlu Kuruluş Tarih Anayasa’da bütçelerin yıllık yapılacağı hükmü sebebiyle herhangi bir çalışma yapılmamıştır. 1.3.1 Yasal düzenleme yapılacaktır Ocak 2011 1.3.2 Yasal düzenleme yapılacaktır Aralık 2010 Stratejik planlama sistemine geçişte ilk adımlar atılmaya çalışılmaktadır. AB ile çalışmalar başlatılmış ancak neticelendirilememiştir 1.3.3 Yasal düzenleme yapılacaktır 1.3.3 Maliye Bakanlığı Ocak 2011 1.3.4 Kamu maliyesinde şeffaflık artırılacak 1.3.4 Raporlar düzenli olarak kamuoyuna duyurulacaktır. 1.3.4 Maliye Bakanlığı Ocak 2011 1.3.5 Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Kurallar Yasası ile Genel Muhasebe Yasası’nın yerini alacak ve programın diğer hedefleri ile çağdaş kamu mali yönetimi araçlarının da yer aldığı kapsamlı bir yasa hayata 1.3.5 Yasal düzenleme yapılacaktır 1.3.5 Maliye Bakanlığı Aralık 2011 30 | Birinci Gözden Geçirme Tarihi İtibariyle Eylemin Durumu Kamu Maliyesi ile ilgili olarak 3-6-9 aylık uygulama sonuçları ve yıllık kesin hesapları yayınlanmakta olup, Maliye Bakanlığı Web sayfasında da yayımlanmaya başlatılmıştır. Güncel vergi mevzuatı ve oranlarının web sayfasında yayınlanmasına en kısa zamanda başlanacaktır. T.C. Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile K.K.T.C. Bütçe Yasası karşılaştırılarak eksiklikler tespit edilmiş ve çalışmalar sürdürülmektedir. Kamu Harcama sisteminin geliştirilmesi için çok yıllı bütçe, performans bütçe çalışmaları devam etmektedir. Bütçeleme takviminin daha erkene alınabilmesi için makro ekonomik tahminler konusunda AB destekli çalışmalar devam etmektedir. geçirilecektir. Amaç: 1.4 Vergi sisteminin adil, yaygın ve ekonomik kalkınmayı teşvik edecek şekilde gözden geçirilmesi Hedef 1.4.1 Vergilemeye konu teşkil edebilecek ancak vergilendirilmemiş alanlar kapsama alınacak Yapılacak İşlem 1.4.1.1. Dolaylı ve dolaysız vergi konusuna girebilecek vergilenmemiş alanların vergilenmesine ilişkin mevzuat düzenlemesi yapılacaktır Sorumlu Kuruluş Maliye Bakanlığı Tarih Program Dönemi Boyunca 1.4.1.2. Vergi kanunlarında istisna ve muafiyetleri azaltmak için gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılacaktır 1.4.2 Mevcut vergilerde yapılabilecek gelir artırıcı düzenlemeler gerçekleştirilecek 1.4.3 Vergi kayıp kaçakları önlenecek 31 | 1.4.3.1. Vergi kayıp ve kaçağını önleyici mevzuat düzenlemeleri yapılacaktır Maliye Bakanlığı Maliye Bakanlığı Program Dönemi Boyunca Program Dönemi Boyunca Gelir Vergisi değişiklik Yasası yapılmış ve KKTC meclisinden geçmiştir. Şans oyunları hizmetleri vergisi yasası kanunlaşmıştır. Yasada yapılan değişiklik ile müşterek bahis oynayanların, oyunlardan kazandıkları miktarlar da vergi kapsamına alınmıştır. Ayrıca, Casino’lardan alınan stopaj gelir vergisi ve şans oyunları vergisi maktu tutarları ise %20, bet ofislerden alınan aynı vergiler ise %50 oranında artırılmıştır. İki kat kişisel indirim ve %10 oranına tekabül eden özel indirimi aşan emekli maaşları vergi kapsamına alınmıştır. Gerçek kişilerde TL ve döviz mevduat faizlerinden alınan stopaj oranı %8’den %10’a çıkartılmıştır. Binek otomobillerinden alınan FİF silindir hacmine bağlı olarak artırılmıştır. Alkollü içkilerden alınan FİF litre başına 0,75 Dolardan 2,25 TL’ye çıkarılmıştır. Akaryakıt ve sigarada vergi kayıp ve kaçağına yol açan FİF hesaplama sistemi değiştirilmiştir. FİF hesaplamalarında maktu tutarlarda ABD Doları yerine 1$=1,5TL kuru esas alınarak değişiklik yapılmıştır. Gelir Vergisi Yasası’nda istisna ve muafiyetlerin kapsamı daraltılmıştır. Ücretlilerde %17 olan özel indirim oranı %10’a, serbest kazanç erbabı içinse %10’luk oran 0’a indirilmiştir. Hali hazırda gelir ve kurumlar vergisi kanunları gözden geçirilmektedir. Gelir Vergisi Yasasındaki stopaj oranları ve kapsamı yeniden düzenlenmiştir. FİF ve KDV’de gelir artırıcı önlemler üzerindeki çalışmalarda sona yaklaşılmıştır FİF’nda yapılan düzenlemelerle vergi kayıp ve kaçağına yol açan mekanizmalar kaldırılmış ve uluslararası kabul görmüş standartlar getirilmiştir. Gelir ve Kurumlar vergisi yasasında yapılan düzenlemeler ile kabul edilen giderler yeniden düzenlenmiştir. Vergi denetimleri artırılarak kayıtsız yükümlüler tespit edilmektedir. Vergi Beyanı sunmayan yükümlülerin dosyaları incelenmektedir. 1.4.3.2. Vergi kayıp ve kaçağını önlemeye yönelik idari yapı etkinliği artırılacaktır Maliye Bakanlığı Program Dönemi Boyunca Bilgi Toplama ve Değerlendirme kapasitesi artırılacaktır. Bu kapsamda kredi kartı harcamalarına erişim sağlanmıştır. Medya aracılığı ile verilen iş ilanları takip edilmektedir. Kayıt dışılığın azaltılması amacıyla ecza depoları, sigorta şirketleri ve bankalar gibi 40 temel bilgi sağlayıcı kurum ve kuruluştan vergilendirmeye temel teşkil edecek bilgilerin alınmasına başlanmıştır. Ancak, bu bilgiler alınmakla beraber, bunları işleyecek yeterli insan kapasitesi bulunmamaktadır. 3 yıllık dönem içerisinde denetim ve vergilendirilme hizmetlerinde kullanılmak üzere kalifiye eleman alınması gerekmektedir. Ayrıca, etkin bir vergi yapılandırılması amacıyla kurumun organizasyon yapısının gözden geçirilmesine yönelik yasa tasarısı Başbakanlığa sevk edilmiştir. Henüz başlatılmamıştır. 1.4.3.3 Vergiye gönüllü uyumu artırmaya yönelik Program Maliye politikalar Dönemi Bakanlığı yürütülecek ve Boyunca düzenlemeler yapılacaktır Kaynak: 2010-2012 Programı ve Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı ve Program İzleme Raporu Kasım 2010 32 | Mücahit CİVRİZ Hakkında 1981 doğumlu Mücahit Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunudur. 2006 yılında Muhasebat Genel CİVRİZ, İktisat Maliye Müdürlüğü’nde İstanbul Bölümü Bakanlığı Devlet Muhasebe Uzman Yardımcısı olarak göreve başlamış, yazdığı Genel Olarak Mali İstatistik ve Genel Yönetim Mali İstatistiklerinin Hazırlanması ve Sunulması isimli Tezi savunmasının ardından girdiği Yeterlilik Sınavını başarı ile tamamlayarak 2010 yılında Devlet Muhasebe Uzmanı olmuştur. Bütçe ve Maliye Politikası, Mali İstatistikler, Mali Kurallar ve Yaratıcı Muhasebe ile E-Devlet&M-Devlet konularında çalışmalar yapan Mücahit CİVRİZ, halen Devlet Muhasebe Uzmanları Derneği (DEMUD) Yönetim Kurulu Üyesidir. [email protected] www.mcivriz.com 33 | twitter.com/mcivriz Yararlanılan Kaynaklar 34 | Kıbrıs Devlet Planlama Örgütü, Ekonomik ve Sosyal Göstergeler 1977-2008 Kıbrıs Başbakanlık, Başbakan İrsen KÜÇÜK’ün Basın Açıklamaları Kıbrıs Maliye Bakanlığı, KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın 21.2.2011 tarihinde Havadis Gazetesi yazarları ile röportaj Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Raporu 2010-2011 TC. Yardım Heyeti Başkanlığı, 2010-2012 Programı, Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı, Program İzleme Raporu Kasım 2010 Mersin Valiliği, Rüya Denilen Proje, Gerçek Oldu: “Türkiye’den Yavru Vatan KKTC’ye Hayat Suyu Hürriyet Gazetesi, KKTC batabilir, 12 Şubat 2011 Doğan Haber Ajansı, Kıbrıs Mitingi Son Notlar i Focus Dergisi 2004/07-112414 http://www.dha.com.tr/basbakan-erdogan--o-sozlerine-yanit-kktc-mitingin--son-dakika-haberi_140231.html iii http://www.mersin.gov.tr/default_B0.aspx?id=943 iv http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17003287.asp v http://www.kktcmaliye.com/apex/f?p=100:110:1338014351409215::NO::P110_ID:77 vi http://www.kibrisgazetesi.com/index.php/cat/2/news/113143/PageName/Ic_Haberler vii http://www.kibrisgazetesi.com/index.php/cat/2/news/113134/PageName/Ic_Haberler viii http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&Date=09.04.2011&ArticleID=1045566 ix Focus Dergisi 2004/07-112414 ii 35 |