ELMİ MBCMUBSİ

advertisement
БАКЫ ДЮВЛЯТ УНИВЕРСИТЕТИ
ИЛАЩИЙЙАТ ФАКЦЛТЯСИНИН
ELMИ
МЯЪМУЯСИ
№ 08 (17) SENTYABR (ЕЙЛЦЛ) 2007
219
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
TÜRKİYE’DE KENT SOSYOLOJİSİ ÇALIŞMALARI
Eyüp Zengin•
Özet
Özellikle 1950’li yıllardan itibaren hızlı bir kentleşme süreci
yaşayan Türkiye’de kentleşme süreci ve olgusunu inceleyen çeşitli
araştırmalar yapılmıştır. Kent Sosyolojisi’nin doğup geliştiği
ABD’indeki örneklerin izlendiği bu çalışmalar 1930’lu yıllardan
itibaren başlamıştır. Bu gün gelinen noktada iki ayrı dönemde
değerlendirilebilecek olan Türkiye’deki Kent Sosyolojisi çalışmaları
yeterli olmaktan uzaktır. Dünya’daki gelişmeleri etkileyen “bir kent
tanımı üzerinde uzlaşabilmek” gibi unsurlar, Türkiye’deki Kent
Sosyolojisi çalışmalarını da etkilemiştir. Yapılan kent tanımlarının
hemen hepsi toplumsal gerçeğin bütünlüğünü ve bölünmezliğini ifade
etmekle birlikte, ekolojik, ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal
açıdan kırsal ve kentsel özellikleri karşılaştırmaktan da öteye
gidememişlerdir. Kent Sosyolojisi alanında yaşanan gelişmeler, kent
sosyolojisi alanının, şehrin kuramsal bir nesne olduğunu ileri
sürmeden de toplumsal süreçlerin ve insan doğasının araştırılabileceği bir labaratuar gibi kullanılabileceğini göstermiştir. Kentsel
araştırmaların geçerliliği, şehre özgü karakteristiklerin varlığından
değil, kentsel alanın toplumsal süreçlerin incelenmesine çok uygun
bir ampirik bilgi alanı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle
dünyada yaşanan gelişmeler çerçevesinde kent olgusu giderek artan
bir önem kazandıkça, kent sosyolojisinin bir araştırma alanı olarak
sergilediği dinamizm de artmıştır.
•
T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Uzman
220
Eyüp Zengin
Anahtar kelimeler: Kent sosyolojisi, Türkiye, Türkiye’de kent
sosyolojisi çalışmaları, Kent
STUDIES ON URBAN SOCIOLOGY IN TURKEY
Abstract
Developments in the field of Urban Sociology have proved that it
can be used as a laboratory where social processes and human
nature can be examined without claiming that the city is a theoretical
object. Having experienced a rapid urbanization process starting
from 1950s in particular, Turkey has been a source of quite a few
studies on urbanization process and urbanization theory. These
studies, focusing primarily on the USA where Urbanization
Sociology was founded and improved, started in 1930s. Today,
studies on Urbanization Sociology that can be examined in two
different periods are far from being satisfactory. Factors such as
“compromising on the city definition” which affected the
developments in the world also influenced the Urban Sociology
studies carried out in Turkey. Almost all the city definitions made up
to now could not express the idea that the social reality is a whole
and cannot be divided. The definitions could not go beyond
comparing the rural and urban features in terms of ecology,
economy, society, culture, and politics.
Key words: Urban Sociology, Turkey, Urban Sociology studies in
Turkey, City
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
221
GİRİŞ
Eski Yunan düşünürlerinden ve İbn-i Haldun’dan, Tönnies, Backer,
Sorokin, Page gibi bu yüzyılın düşünürlerine dek çeşitli kent tanımları
yapılmış olmakla birlikte1 bu tanımların hemen hepsi toplumsal gerçeğin
bütünlüğünü ve bölünmezliğini ifade etmekten uzak kalmışlar, ekolojik,
ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal açıdan kırsal ve kentsel özellikleri
karşılaştırmaktan öteye gidememişlerdir.2
Genel bir tanımlamaya göre kent; farklı sosyal sınıflardan oluşan bir
toplumun, yapay çevreyi doğal çevreye egemen kıldığı bir ortamda ve
kentsel yaşam kurallarına uygun olarak yaşamlarının sürdürdükleri bir
yerleşme yeridir. Bu yerleşme yerleri tarihin değişik dönemlerinde farklı
sosyo-ekonomik işlevleri üstlendiğinden, kent kavramı da bu işlevsel
değişime uygun olarak her dönemde farklı bir içeriğe sahip olabilen dinamik
bir nitelik taşımaktadır. Bu dinamiklik yirminci yüzyılın en önemli
olgularından olan kentin tanımında tam bir kavram birliğine ulaşılmasında
bazı güçlükler ortaya çıkarmaktadır. Özellikle de bu güçlükler, belirli bir
ülke için somut ölçülere dayanılarak yapılan bir kent tanımının bir başka
ülke için büyük aykırılıklar göstermesine yol açmaktadır. Bu olgu her dönem
ve ülke için geçerli, aynı zamanda kent araştırmalarında kullanılabilecek
ortak bir kent tanımına ulaşılmasını zor hale getirmektedir.3
Kent Bilim Terimleri Sözlüğü kenti, “ Sürekli toplumsal gelişme içinde
bulunana ve toplumun, yerleşme, barınma, gidişgeliş, çalışma, dinlenme,
eğlenme gibi gereksinmelerinin karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal
uğraşlarda bulunduğu, köylere bakarak nüfus yönünden daha yoğun olan ve
1
2
3
Ayda Yörükan, “ Şehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri,” İmar ve İskan Bakanlığı
Yayınları, Ankara-1968, s. 9-18
Barlas Tolan, “Büyük Kent Sorunlarına Toplu Bir Bakış,” AİTİA Yayınları: No:
99, Ankara-1977, s. 1
Hasan Ertürk, “ Kent Ekonomisi,” Ekin Kitabevi Yayınları Genişletilmiş 2. Baskı
Bursa-1997, s. 42
222
küçük komşuluk
tanımlamaktadır.4
Eyüp Zengin
birimlerinden
oluşan
yerleşme
birimi”
olarak
Kenti özelliklerine uygun olarak geniş bir biçimde tanımlamak
olanaklıdır. Buna göre kent; “.. tarımsal olmayan üretimin yapıldığı ve daha
önemlisi hem tarımsal hem de tarım dışı üretimin dağıtımının kontrol
fonksiyonlarının toplandığı, belirli teknolojik gelişme seviyelerine göre
büyüklük, heterojenlik ve bütünleşme düzeylerine varmış yerleşme
biçimidir. Bu özellikleri ile yalnız başlarına var olamazlar, çevrelerindeki
diğer yerleşmelerle etkileşim içerisindedirler. Dolayısı ile nerede ve hangi
devrede olursa olsun bir kentin zaman içerisinde oluşumunun en önemli ve
anlamlı yönlerinden birini sözünü ettiğimiz fonksiyonların ve bunların
yerleştiği kent merkezinin çevre yerleşmeler ile kurduğu ilişki ve bu ilişkinin
değişmesinin araştırılması teşkil eder.5
Harvey’e göre, “Kent kuşkusuz karmaşık bir şeydir. Onunla uğraşırken
karşılaştığımız zorlukların bir kısmı onun kendine özgü karmaşıklığına
bağlıdır. Kent kuşkusuz, disiplinlerin bu günkü yapısıyla kavramsallaştırılamaz.”6 Benevolo’ya göre; “... kent toplumsal ve kurumsal açılardan güçsüz
olduğu kadar siyasal açıdan da anlaşılması güçtür. Kentin mekanının niteliği,
kendiliğindenlik ve düzen arasındaki kararsız dengeye ve hem başarılı hem
de başarısız olabilen, yaratıcı değişikliği dürtüleyen ya da felce uğratan
kamu kesiminin denetimi ile özel girişimciliğin karışımına bağlıdır.”7
Buna rağmen kent hakkında, bırakın kuramsallaştırmayı, düşünmeyi
sağlayacak disiplinlerarası bir çerçeve oluşması yolunda bir işaret dahi
görülmemektedir. Sosyologlar, iktisatçılar, coğrafyacılar, mimarlar, kent
4
Ruşen Keleş, “ Kentbilim Terimleri Sözlüğü,” İmge Kitabevi Yayını, Ankara1998, s. 75
5
Mübeccel Kıray, “Örgütleşemeyen Kent: İzmir,” Bağlam Yayınları, İstanbul-1998,
s. 17
6
David Harvey, “ Sosyal Adalet ve Şehir,” Çev. Mehmet Moralı, Metis yayınları,
İstanbul, Mart-2003, s. 27
7
Leonardo Benevolo, “ Avrupa Tarihinde Kentler,” (Çev. Nur Nirven) Afa
Yayıncılık, İstanbul-1995, s. 252
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
223
planlamacıları ve benzerleri kendi kapalı dünyalarında yaşayıp kendilerine
göre yollar çizmektedirler. Her disiplin kendi kuram ve önermelerini
deneyeceği bir labaratuar olarak kullanmış, yine de hiç biri kentin kendisi
hakkında ortaya kuram ve önermeler atmamıştır. Bu, eğer kent adını
verdiğimiz karmaşıklığı anlamak istiyorsak aşmamız gereken birinci
sorundur.8 Keleş bu konuda düşüncelerini şöyle ifade eder; “Kent
kuramlarının kimi yeterlik koşullarına ve ölçütlerine uygun olması gerekir.
Bunları şöyle özetleyebiliriz: a) Kuram, kentlerin doğması ve gelişmesi
sürecini açıklayabilecek nitelikte devingen ve geliştirilmeye elverişli
olmalıdır. b) Geçerliği, ampirik verilere dayanılarak kanıtlanmaya,
sınanmaya elverişli bulunmalıdır. C) Kendi içinde tutarlılığı bulunması da,
kuramı kuram yapan koşullardandır. D) Son olarak, kuram, örneklerini
gerçek yaşamdan almalıdır. Gerçek yaşam ile herhangi bir ilişkisi
bulunmayacak ölçüde soyut olmamalıdır. Bu ölçüler dikkate alındığında,
bugüne değin geliştirilmiş bulunan kentbilim kuramının yetersiz, eksik ve
elverişsiz olduğu sonucuna varılır. Kentlerin doğuş nedenlerini ve
büyümelerini açıklayan bu düşünce sistemlerine “kuram” yerine “kavramsal
sistem” adını vermek belki de daha doğrudur.”9
KENT SOSYOLOJİSİ
Sosyoloji bilimi bütünlüğü içerisinde alt disiplin olan, kent sosyolojisi
tanımının farklı oluşu, kent alanının, bütün versiyonlarıyla yerleşim alanları
arasında, mesela köy, mezra, kasaba gibi birimlerden çok farklı bir dokuya
sahip oluşundan kaynaklanır. Kent dokusundan hareket eden Kent
Sosyolojisi; Kentteki kolektif yaşam şartlarının, insanların sosyal
etkinliklerini, birbirleriyle ilişkilerini nasıl etkilediğini ve ne tip bir sosyal
varlık ortaya çıkardığını araştırıp inceler. Bunun yanında kent yapısının
getirdiği sosyal problemlerin de temel sebeplerini bulmaya çalışır.10 Diğer
8
David Harvey, “ Sosyal Adalet ve Şehir,” Çev. Mehmet Moralı, Metis yayınları,
İstanbul, Mart-2003, s. 27
9
Ruşen Keleş, “ Kentleşme Politikası,” İmge Kitabevi Yayınları, 7. Baskı, Ankara2002, s. 120
10
Özkan Açıkgöz, “ Dünya Nüfusunun Yarıdan Fazlasının Yaşayacağı 21.
Yüzyılda, Daha Da Revaç Bulan Bir Sosyoloji Alt Disiplini Olarak: “Şehir
224
Eyüp Zengin
bir ifade ile Kent sosyolojisini şöyle tanımlamak mümkündür: “ Kent
sosyolojisi, kente ilişkin toplumsal koşullar ve durumlar içindeki toplumsal
ilişkilerin ve grupların, kent yaşamının sosyolojisidir.”11
Sosyolojinin bir çok alanı belirli bir derecede kuramsal ve yöntemsel
çoğulculuğa sahiptir. Kent Sosyolojisi de bunun dışında kalmamıştır.
Marksist, neo-Marksist, Weberci, neo-Weberci gibi sosyal bilimlerdeki
farklı kuramsal çerçevelerin yansımalarını bulmak mümkündür. Burada
şaşırtıcı olan kent sosyolojisindeki çeşitli yaklaşımların Marks ve Weber’in
kente ilişkin görüşlerinden doğrudan etkilenmelerinin azlığıdır. Kent
Sosyolojisi, bir disiplin olarak kenti analiz eden ilk kent sosyologları olan
ekolojistlerin çalışmaları üzerinden temellenmiştir.12
Kent Sosyolojisi’nin en kapsamlı tanımlarından birisi şöyle yapılabilir:
“Geleneksel toplumların, geleneksel yerleşim birimlerinden farklı bir yaşam
merkezi ve farklı bir toplumsal yapıyı ihtiva eden, kapitalizmin ve
modernitenin getirdiği modern kentteki fiziki dokunun ve beşeri bileşimin
insanlar arası ilişkileri nasıl yapılandırdığını ve fert ve toplumsal gurupların
toplumla olan ilişkilerini nasıl düzenlediğini, sonuçta bütün bu kompleks
yapının nasıl bir toplum ortaya koyduğu ve nasıl bir yaşan tarzı sunduğunu
anlamaya çalışan, bu yaşamın problemlerini anlamayı kendine hedef edinen,
genel sosyolojik teorileri kent ortamında pratiğe uygulayan sosyolojinin bir
alt disiplinidir.”13
Sosyolojisi” ve Mahiyeti Üzerine,” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Sosyoloji Konferansları, Yirmi
Altıncı Kitap, İstanbul-2000, s. 237
11
H. E. Notridge, “Kent Sosyolojisi,” (Çev Şule İnankul), Türk Sosyoloji Dergisi
Sayı 3, Nisan-1997, s. 20’den aktaran Özkan Açıkgöz, “ Dünya Nüfusunun
Yarıdan Fazlasının Yaşayacağı 21. Yüzyılda, Daha Da Revaç Bulan Bir Sosyoloji
Alt Disiplini Olarak: “Şehir Sosyolojisi” ve Mahiyeti Üzerine,” İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi
Sosyoloji Konferansları, Yirmi Altıncı Kitap, İstanbul-2000, s. 237
12
Rana Aslanoğlu, “ Kent Sosyolojisinde Yöntem Sorunları,” Kent, Kimlik ve
Küreselleşme içinde, ASA Yayınları, Bursa-1998, s. 55
13
Özkan Açıkgöz, “ Dünya Nüfusunun Yarıdan Fazlasının Yaşayacağı 21.
Yüzyılda, Daha Da Revaç Bulan Bir Sosyoloji Alt Disiplini Olarak: “Şehir
Sosyolojisi” ve Mahiyeti Üzerine,” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
225
Kent Sosyolojisindeki ilk yaklaşımlarda Chicago Okulu hakimdi, bunun
üyeleri, kent süreçlerini biyolojiden çıkarılan ekolojik modellerin terimleri
içinde görmektedirler. Louis Wirth kentlilik kavramını bir yaşam biçimi
olarak geliştirdi ve kent yaşamının kişisel olmamayı ve sosyal mesafeyi
doğurduğunu belirtir. Bu yaklaşımlara, tamamen bir kenara atılmadan, karşı
çıkılmaktadır. Eleştirmenler, kent yaşamının her zaman kişisel olmama
biçiminde olmadığına; kentin mahallelerinde bir çok yakın kişisel bağların
devam ettirilebileceğine işaret etmektedirler.14
Castells’e göre; “ ... kent sorununun tarihsel parametrelerinde gözlenen
temel dönüşüm, bu sorunların çözümlenişinde ve ele alınışında kullanılan
kuramsal araçların dönüşümüne yeterince yansımamaktadır. Nitekim,
kentleşmeyle ilgili toplumsal bilimler hala birbirini tamamlayan iki kolda
ilerlemektedir.
i- işlevselcilik- Chicago Okulu’nun büyük entelektüel serüveni, özellikle
iki kuramsal yönelimle ifade edilmiştir. (Wirth ve Hawley)
ii- demografik ve coğrafi empirizm- kuramsal kategoriler ve toplumsal
konular açısından anlam ifade etmeyen, giderek daha karmaşık istatistiksel
teknikler kullanarak faaliyetlerin mekansal dağılımlarını ortaya çıkaran veri
toplamaya dayanır.”
Kent sorunsalı geçirdiği tarihse süreçle bağlantılı olarak, iktidar
ilişkileriyle eklemlendiğine göre, bu iki inceleme alanı da tereddüt
uyandırmaktadır.”15
Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Sosyoloji Konferansları, Yirmi
Altıncı Kitap, İstanbul-2000, s. 239
14
Anthony Giddens, “ Sosyoloji,” (Yayına Hazırlayanlar, Hüseyin Özel, Cemal
Güzel) Ayraç Yayınevi, Ankara-2000, s.528-529
15
Manuel Castells,” Kent, Sınıf, İktidar,” (Çev. Asuman Erendil) Bilim ve Sanat
Yayınları, Ankara-1997, s.18
226
Eyüp Zengin
TÜRKİYE’DE KENT SOSYOLOJİSİ ÇALIŞMALARI16
Türkiye’de kent sosyolojisi alanında verilen ürünlerden ilki, Hilmi Ziya
Ülken’in 1932-1933 yıllarında İstanbul Belediyesi mecmuasında yayınlanan
12 makalesidir.
Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu’nun, “Karabük’ün Teşekkülü ve Demografik
ve İktisadi Meseleleri(1962)”, “Karabük’te Sanayileşmenin İktisadi ve
İçtimai Tesirleri (1962”) bu alanda saha çalışmalarının ilklerindendir. Aynı
yıllarda Erol Tümertekin’in Demir Çelik Sanayi etrafında yoğunlaşan
“Karabük’ün Kuruluşu” incelemesi Sosyoloji Konferansları dergisinde
yayımlanır. Fındıkoğlu, “Şehir Sosyolojisi”(1963) kitabını yayınlar. Sakarya
Sosyal Araştırmalar Merkezi, Sakarya(Adapazarı) kentini çeşitli boyutlarıyla
araştırılması için ilgili bilim adamlarını bir araya getirir. Bu birim
Türkiye’de ilk bölge sosyolojisi örneğidir. Z. Fahri Fındıkoğlu bu
organizasyonda etkin görev alır. Adapazarı’nın Şehirleşmesi ve Sosyolojik
Problemleri (1968) çalışması yayımlanır. Bu merkezde görev alan
araştırmacı öğretim elemanlarının yazılarının bir kısmı Sosyoloji
Konferansları dergisinin 1970-1971 yılındaki on birinci kitapta yer alır.
Örneğin Mustafa E. Erkal, “Sakarya’da Sosyal Teşekküller ve Tesirleri,”
Mehmet Eröz, “ Türk Onomastiği Bakımından Adapazarı Yer Adları,” Z.
Fahri Fındıkoğlu, “Sakarya Bibliyografyası” vb.
Ayda Yörükan’ın “Şehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri” isimli
çalışması İmar ve İskan Bakanlığı yayını olarak 1968 yılında yayınlanmıştır.
İmar ve İskan Bakanlığı bu dönemde Bayındırlık, İskan, Şehircilik ve Konut
konularında bir kısmı çeviri olmak üzere bu dönemde bir çok kitap
yayınlamıştır. Bu dönem, Keleş’in ifadesiyle, “ Başka ülkelerde olduğu gibi
Türkiye’de de “şehircilik” kavramının son yıllarda önemli değişmelere
uğradığı, ... Şehirciliği, bir beldenin sınırları içinde yer alan imar
faaliyetlerini düzenleyen, teknik ve estetik yönleri ağır basan bir imar
16
Bu bölümün hazırlanmasında, Hüseyin Bal, “Kent Sosyolojisi,” Turhan KitabeviAnkara-1999 s. 8-19’dan geniş olarak yararlanılmıştır.
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
227
plancılığı eyleminden ibaret sayan geleneksel görüş, yerini yavaş yavaş,
sosyal ve iktisadi konuların ön plana geçtiği yeni bir anlayışa bırakmış
bulunduğu” bir dönemdir. Yörükan’ın çalışması, Fındıkoğlu’nun Şehir
Sosyolojisi çalışmasından sonra bu konuda yapılmış olan derli toplu ikinci
teorik çalışmadır.17
Mübeccel Kıray’ın, “Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası
(1964), Ereğli’de kurulacak olan demir-çelik sanayi tesisleri öncesinde
sosyal hayatı analiz etmek için yapılan ve DPT tarafından desteklenen bir
araştırmadır. Kıray, kitabın ön sözünde bu çalışmanın Türkiye’de yapılan ve
yayınlanma olanağı bulan ilk kent araştırması olduğunu belirtir. Kıray’a
göre, “araştırmanın gayesi, Ereğli Kasabası’nda sosyal kurumların insan
ilişkilerinin ve değerler sisteminin 1962 yılında meydana getirdiği
fonksiyonel bütünü belirlemektir.
Kıray’ın Sosyal Bilimler Derneği’nin İzmir’e yönelik ortak proje
çerçevesinde yaptığı çalışma, 1967-1968 yıllarında tamamlanmış ve
“Örgütleşemeyen Kent” adıyla 1972 yılında yayınlanmıştır. Kıray,
çalışmanın önsözünde, “ Bu çalışma, ... bir toplumsal değişme araştırmasıdır.
Ayrıca bir kent sosyolojisi analizi olarak şehircilerimizin, bölge
planlarımızın, kamu ve mahalli idarelerimizin de ilgisini çekeceğine, onların
yönünden de anlamlı analizler getireceğine inanıyorum” diyerek çalışmanın
taşıdığı özellikleri belirtmiştir.18 Bu araştırmanın konusu İzmir’de iş
hayatının yapısı ve yerleşme düzenidir. Araştırmanın bulguları, o yıllarda
İzmir’in sanayi ve ticaret alanında sınırlı bir örgütleşme içinde olduğu,
farklılaşmamış, uzmanlaşmamış bir sanayiden modern sanayiye henüz
geçemediği yönündedir.
Ruşen Keleş’in “Şehir ve Bölge Planlaması Bakımından Şehirleşme
Hareketleri (1961) adlı çalışması kapsamlı ve sistematik olması bakımından
17
Ayda Yörükan, “ Şehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri,” İmar ve İskan Bakanlığı
Yayınları, Ankara-1968
18
Mübeccel B. Kıray, “Örgütleşemeyen Kent: İzmir,”Bağlam Yayınları, İstanbul1998, s.16
228
Eyüp Zengin
sahasında önemli ilk kuramsal çalışma olarak kabul edilebilir.19 O dönemde
SBF’nin Şehircilik Enstitüsü asistanı olan Keleş, ABD’de yaptığı literatür
taramasıyla da çalışmaya derinlik kazandırmıştır.
Ruşen Keleş, Eski Ankara’da Bir Şehir Tipolojisi(1971) adlı doçentlik
tezinde Ankara kaleiçi yöresindeki eski, tarihsel semtlerin, şehir tipolojisi
içindeki yerini belirlemeyi amaçlayan bir monografi denemesi
gerçekleştirir.20 Bu monografik çalışma planlamacı anlayışının dışında
sosyolojik bir nitelik taşımaktadır. Keleş’e göre monografinin asıl önemli
yanı, varlığı silinmeye yüz tutmuş bir şehir kesiminin bugünkü sosyal ve
iktisadi yapısının belli başlı özelliklerini saptamak, değişme süreci içindeki
yerini belirtmek ve gecekondu bölgeleriyle aralarındaki benzerlik ve
farklılıkları aydınlatmaya çalışmaktır. Araştırmanın temel amacı; özellikle
son 20-25 yıldan beri hızlı bir iktisadi ve sosyal değişme sürecine girmiş,
yeni Ankara’nın gelişmesi karşısında eski önemini yitirmiş bulunana ve şehir
arsaları üzerindeki iktisadi baskıların etkisiyle yakın gelecekte belki de
varlığı tamamen ortadan kalkacak olan Eski Ankara’nın bugünkü durumunu
saptamaktır.21
Emre Kongar’ın, “Türkiye Üzerine Araştırmalar” adıyla kitap olarak
yayınladığı; a-) İzmir: Kentsel Ailenin Değişimi, b-) Kayseri: Kent
Planlaması İçin Toplumsal Araştırma, c-) Altındağ: Yerleşik Bir Gecekondu
Araştırması isimli çalışmalarına değinmek gerekmektedir.
Kongar’a göre, “Kent Planlaması İçin Toplumsal Araştırma” Türkiye’de
zaten çok yapılmış bir çalışma türü değildir. Yapılmış olanlarda, bir bölümü
“fazla ticari olduğu” için, bir bölümü ise belki de yayımcı bulunamadığı için,
ne yazık ki yayınlanmamıştır. Kentleşme olgusunun, Türkiye’yi yönlendiren
en önemli toplumsal olaylardan biri niteliği taşıdığı düşünülürse, bu
konudaki eksiklik ve yetersizliğimizin ne denli üzücü olduğu hemen ortaya
çıkar.” Altındağ ile ilgili araştırma ise Kongar’a göre gerek toplumbilimciler
19
Ruşen Keleş, “Şehir ve Bölge Planlaması Açısından Şehirleşme Hareketleri,” SBF
Yayınları, Ankara-1961
20
Ruşen Keleş, “Eski Ankara’da Bir Şehir Tipolojisi,” SBF Yayınları, Ankara-1971,
s. XV
21
Ruşen Keleş, “Eski Ankara’da Bir Şehir Tipolojisi,” SBF Yayınları, Ankara-1971, s. 3
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
229
gerek kent plancıları tarafından yapılan araştırmalarla çoktan aşılmıştır.
Kentsel Aile Araştırması ise kendi alanında başka araştırmaların bulunduğu
fakat yine “keşfedilmiş olmayan” bir konuya ilişkindir.22
S. Kemal Kartal’ın, 1977 yılında Çankırı’nın 27 köyünden Ankara’ya
göç edenler üzerinde yaptığı saha çalışması Kentleşme ve İnsan: Kentleşme
Sürecinde İnsan Tutum ve Davranışlarında Meydana Gelen Değişmeler23
(1978) adıyla yayımlanmıştır. Bu çalışmada, 420 denek üzerinde, kentte
kalış süresi (KKS) ve gelir düzeyi (GD) bağımsız değişkenlerinin, kırdan
kente göçenlerin türlü konulardaki tutum ve davranışlarını nasıl etkilediği
araştırılmıştır. Araştırma kırdan kente göçenlerin özellikle sosyal ve tinsel
bakımdan “kentlileşmeleri” veya zaman içinde gelir düzeyine de bağlı olarak
“sosyal mekanlar”ının kapsamındaki değişmeleri incelemeyi amaçlamıştır.
Gözlem dönemi göçteki yıllardır.
S. Kemal Kartal’ın yukarıda adı geçen araştırmasında göçe ilişkin
sorunun bir başka boyutu olan “ekonomik mekan”lardaki değişmeleri
inceleyen araştırması Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de
Kentlileşme24 adıyla yayınlanmıştır.
1980’li yıllardan sonra kentsel alanlarla ilgili sorunların yoğunlaşmasına
bağlı olarak araştırmalar da çeşitlenmeye başlamıştır. Korkut Tuna’nın
Şehirlerin Ortaya Çıkışı ve Yaygınlaşması Üzerine Bir Deneme25 adlı
doçentlik tezi Batı Sosyolojisinde şehir, tarihte ilk şehirler ve özellikleri,
şehirleşme sürecinde yeni gelişmeler (Hellen-Roma şehirleri, Batı Ortaçağ
Şehirleri, İslam ve Osmanlı Türk şehirlerinin) başlıklarından oluşan
kuramsal bir eserdir. Literatürün tarandığı bu çalışma şehir sosyolojisi için
bütünsel bir yaklaşımı ifade etmektedir. Tuna’ya göre toplum koşullarının
22
Emre Kongar, “Türkiye Üzerine Araştırmalar,” Remzi Kitabevi Yayınları,
İstanbul-1986, s. 13-14
23
S. Kemal Kartal, “ Kentleşme ve İnsan,” TODAİE Yayını, Ankara-1978
24
S. Kemal Kartal, “ Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileşme,” Yurt
Yayınları, Ankara-1983
25
Korkut Tuna, “Şehirlerin Ortaya Çıkışı ve Yaygınlaşması Üzerine Sosyolojik Bir
Deneme,” İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul-1987
230
Eyüp Zengin
genel olarak kavranması şehirlerin anlaşılması için gereklidir. Yapılacak
“sistemleştirme denemesi” şehirle birlikte ele alınabilecek ve şehirleşmede
katkısı olan unsurları bize tanıtabilecektir. Bu unsurlar içinde ilişkiler,
örgütlenme biçimi, kullanılan ya da üretilen artık-ürün şehir için belli başlı
temeller olarak görülmektedir.
Kemal Görmez’in Kent ve Siyaset26 saha çalışması Ankara örneğinde,
kentleşme, kentlileşme düzeyi ile siyasal kültür ve siyasal davranışlar
arasındaki ilişkiyi anlamayı amaçlamaktadır. Araştırma, Ankara’nın üç
ilçesinde (Çankaya, Keçiören, Mamak) toplam 450 kişiyi (%31.2’si kadı,
%68.8’i erkek) kapsayan bir saha çalışmasıdır. Araştırmacı çalışma sonunda
gelişmişlik düzeyi farklı olan semtlerde siyasal davranışların ve kentle
bütünleşme süreçlerinin farklılığını gözlemlemiştir. Bununla birlikte göç
edenlerin kente “blok” halinde yerleştikleri ve buralarda köy hayatını
sürdürme eğilimlerinin olduğu, yerleşim yeri seçimlerinde gelir, akrabalık,
hemşehrilik faktörlerinin etkili olduğu, komşuluk, sosyal ve sanatsal
etkinliklere katılmanın gelir düzeyi ile bağlantılı bulunduğu, kentte kalış
süresi arttıkça siyasal bütünleşmenin artması beklenirken azaldığı ve buna
karşılık devlet kurumuna güvenin arttığı, gecekondu semtinde siyasi parti ve
hemşehri derneği üyeliğinin daha fazla olduğu, kentleşmenin siyasal katılımı
artırdığı, kentleşmemiş mekanlarda bireylerin siyasetçiye güvenlerinin az
olduğu ve radikal partilere yönelişin arttığı gözlenmiştir.
Mümtaz Peker, Engin Önen, Bekir Balkız’ın ortak çalışması Göç,
Kentleşme Sorunları ve Yerel Sorunlar (İzmir Araştırması)27 son dönem
çalışmalarından biridir. Araştırma, kuramsal değerlendirme, araştırmanın
sorunu ve tasarımı, araştırma verilerinin değerlendirilmesi, sonuç ve
değerlendirme ana bölümlerinden oluşmaktadır. Büyük Şehir sınırları
içerisinde 1931 yetişkinle yapılan görüşmelere dayanan bu saha çalışması
kentleşmenin göç ve yerel siyaset boyutunu irdelemektedir. Araştırmanın
ulaştığı sonuçlardan bazıları şöyledir; 1. Göçe katılanların kalkış ve varış
26
27
Kemal Görmez, “Kent ve Siyaset,” Gazi Kitabevi Yayını, Ankara-1997
Mümtaz Peker, Engin Önen, Bekir Balkız, “Göç, Kentleşme Sorunları ve Yerel
Sorunlar (İzmir Araştırması),” Saray Kitabevleri, İzmir-1997
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
231
noktaları açısından göçe katılım için öne sürdükleri nedenler 50 yıl içinde
farklılaşmıştır; 2. Göç edenler varış noktalarında koruyucu aile-hemşehri
ekseni bir ilişki, insan-insan, insan-kurum ilişkilerinin kentsel kurumlara
geçişinin engellemektedir; 3. Göç edenlerin kendilerini henüz kentli gibi
göremedikleri gibi, kent kurumlarına da güvenleri gelişmemiştir.
Türkiye’de gecekondulaşma olgusunun sosyolojik bir olgu ve yaygın bir
sorun olması nedeniyle konuyla ilgili araştırmaların sayısı az değildir.28
Bunlara kısaca değinelim.
Ercan Tatlıdil’in Kayseri kentinde yaptığı Kentleşme ve Gecekondu29
adlı saha araştırması gecekondulaşma sorununu bu kent düzeyinde tartışmaktadır. Çalışma metodolojiyi de içeren kuramsal çerçeve, Kayseri’deki
kentleşme ve nüfus hareketleri, gecekondu nüfusunun demografik ve
mekansal özellikleri, kentsel çalışma yaşamı, sosyal ilişkiler ve çocukların
eğitimi ana bölümlerinden oluşmaktadır. 1984-1986 arasında gerçekleştirilen
saha çalışması kentin bir gecekondu mahallesinde 142 aile üzerinde anket ve
grup tartışması tekniği ile yapılmıştır. Kentleşme sorununu sadece bir nüfus
hareketi olarak değil aynı zamanda toplumun ekonomik ve sosyal yapısındaki değişmelerin ürünü olarak gören araştırmacı, araştırma yapılan kentte
göç edenlerin kalış süresine bağlı olarak bütünleşme düzeylerinin arttığını
belirlemiştir. Araştırmacıya göre, gerek kentsel ekonomik faaliyet alanlarına
dağılımları gerekse kentsel ilişkilerin, gecekonduda yaşayanların sosyalekonomik ve eğitsel durumları ile kentte kalış sürelerine bağlı olarak değişmektedir. Kentsel sosyal ve ekonomik yaşamla bütünleşme sağlandıkça,
gecekondu mekanlarından kentin planlı, düzenli yerleşim merkezlerine
göçtükleri ortaya çıkmaktadır.
28
Bu çalışmaların bazıları ise şunlardır: W. C. Hart, “ Zeytinburnu Gecekondu
Bölgesi,” İstanbul Ticaret Odası, İstanbul-1983; Tansı Şenyapılı, “Gecekondu:
Çevre İşçilerin Mekanı,” ODTÜ, Ankara-1981; Tansı Şenyapılı, “Ankara
Kentinde Gecekondu Gelişimi:1923-1960, Kent-Koop, Ankara-1985, İbrahim
Yasa, “ Ankara’da Gecekondu Aileleri,” Sosyal Hizmetler Akademisi, Ankara29
1966
Ercan Tatlıdil, “Kentleşme ve Gecekondu,” Ege Üniversitesi Yayını, İzmir 1989
232
Eyüp Zengin
Orhan Türkdoğan, Erzurum gecekonduları üzerine 295 hane üzerinde
1973 yılında yoksulluk yan kültürünü inceler. Bu inceleme Yoksulluk
Kültürü: Gecekonduların Toplumsal Yapısı(1974) olarak yayımlanır. Daha
sonra 1978 yılında aynı yerde 290 hane üzerinde ikinci çalışmasını yapar. Bu
araştırmada da “yoksulluk kültürü”nü inceler ve ayrıca bu ilde zenginlik
normunu belirleyen yeni semtlerde “zenginlik kültürü”nü araştırır.
Türkdoğan’a göre her ikisi de standart kültürden ya da büyük toplumdan
sapmayı ifade eder. 1995-1996 yıllarında İstanbul’da 30’a yakın gecekondu
üzerinde 37 soruluk bir anket kullanarak çalışan Türkdoğan, 1990 sonrası
yoksulluk kültürünün bu bölgelerde yaşayıp yaşamadığını belirlemeyi
amaçlar. Bu çalışmaların sonuçlarını Aydınlıktakiler ve Karanlıktakiler30
kitabında yayınlamıştır.
DPT’nin 1991 yılında yayınlanan Gecekondu Araştırması,31 Ankara,
İzmir, İstanbul kentlerinin il merkezlerinde 5200 hane üzerinde yapılmış bir
çalışmadır.
Aile Araştırma Kurumu ve Sosyoloji Derneği’nin öncülüğünde 1992
yılında başlatılan ve Türkiye genelinde 24 merkez, 15 bölge koordinatörü ve
yaklaşık 280 görüşmeciyle yapılan araştırma gecekondu semtlerinde 2004
hane ve 5181 kişiyi kapsamaktadır. Bu geniş kapsamlı araştırma Birsen
Gökçe, Feride Acar, Ayşe Ayata, Aytül Kasapoğlu, İnan Özer, Hamza
Uygun’un katkılarıyla sonuçları değerlendirilerek Gecekondularda
Ailelerarası Geleneksel Dayanışmanın Çağdaş Organizasyonlara
Dönüşümü (1993) adıyla yayımlanmıştır. Bu çalışma göç ve kentle
bütünleşme eğilimleri üzerinde yoğunlaşmıştır.
Büyük kentlere yaşanan göçler, göçmenlerin kentle bütünleşme problemleri, kentin sunduğu olanaklardan yararlanma olanakları, göçmenlerin kentli30
Orhan Türkdoğan, “Aydınlıktakiler ve Karanlıktakiler,” Timaş Yayınları,
İstanbul-1996
31
İstiklal Alpar, Samira Yener, “Gecekondu Araştırması,” DPT Yayını, Ankara1991
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
233
leşmeleri konularında Sema Erder tarafından yapılan iki araştırma
yayınlanmıştır. İstanbul’da Ümraniye ilçesi üzerinde yapılan araştırma
Ümraniye: İstanbul’a Bir Kent Kondu adıyla yayınlanmıştır.32 Bu
araştırmanın temel amacı, “kitlesel göçün yaşandığı kentsel ortamda oluşan
yeni tabakalaşma sisteminin dinamiklerini anlamaya çalışmaktır. Göç
olayının kendisi mekansal olduğu kadar, -bireysel ya da kitlesel- toplumsal
devingenlik anlamına da gelmektedir. Kente göç edenler, kentte
varolabilmek için, kentte mevcut olan yapıyı ve dolayısıyla devingenlik
kanallarını kullanmak durumunda kalmaktadır. Göçün yerleşik nüfusa göre
öneminin az olduğu durumlarda, kentteki mevcut yapının ve devingenlik
kanallarının yeni gelenleri emebilme olanağı vardır. Ancak, Türkiye gibi,,
sayısal olarak geniş kitlelerin çok kısa bir döneme büyük göç hareketleri
sığdırabildikleri ülkelerde, göç edenlerin de yapıyı ve işleyiş kurallarını
etkilemeleri, hatta giderek de değiştirmeleri söz konusudur.” Kentsel
Gerilim: Enformel İlişki Ağları Alan Araştırması adıyla yayınlanan
çalışmada ise, Pendik ilçesi üzerine ağırlık aynı ilçede farklı gelir grupları
üzerinde yapılmış ve bu farklılıkların kentsel bir gerilim yaratıp
yaratmayacağı araştırılmıştır.33
Birsen Gökçe’nin Gecekondu Gençliği34 adlı çalışması Ankara’da
gecekonduda yaşayan nüfusun genç kesimine yönelik bir araştırmadır.
Gökçe, araştırmanın yöneldiği temel konuları şöyle açıklar:
1. Gecekondu bölgelerinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik
durumlar;
2. Gecekonduda yaşayan 14-20 yaş arasındaki nüfusun
a. Sosyo-ekonomik durumlarına ilişkin değişkenler,
b. Öğretim durumlarına ilişkin değişkenler,
c. Ailelerine ilişkin değişkenler,
d. Kişilik yapılarına ilişkin değişkenler,
32
Sema Erder, “Ümraniye: İstanbul’a Bie Kent Kondu,” İletişim Yayınları, İstanbul1996
33
Sema Erder, “ Kentsel Gerilim: Enformel İlişki Ağları Alan Araştırması,” um:ag,
Ankara-1997
34
Birsen Gökçe, “Gecekondu Gençliği,” Hacettepe Üniversitesi Yayını, Ankara1971
234
Eyüp Zengin
e. Beklentilerine ilişkin değişkenlerle, gecekondularda yaşayan çocuk
ve gençlerin uyumlarını kolaylaştıracak araçların saptanabilmesi için mevcut
sosyo-kültürel faaliyetlerin ve yararlandıkları sosyal hizmetlerin
incelenmesine çalışılmıştır.
Kemal Karpat’ın Gecekondu: Rural Migration and Urbanization35 adlı
eseri İstanbul gecekonduları (Baltalimanı, Hisarüstü, Celalettin Paşa)
üzerinde yapılmış ve Cambridge Üniversitesinde 1976 yılında yayımlanmıştır. Karpat bu çalışmasında Türkiye’deki gecekonduların ABD örneğinde
yaşanan ve yoksulluk kültürünün var olduğu “slum” yani yoksulluk yuvaları
tipinde olmadığını, hızlı ekonomik gelişme ve sanayileşme ile ortaya çıkan
konut darlığı sonucu “shanttown” (kulübe şehir) tipinde olduğunu belirtir.
Bu nedenle Türkiye’de gecekondular suç işleme birimleri olmaktan çok,
yüksek yaşama seviyesine ulaşmayı amaçlayan alanlardır. Ona göre Türkiye
gecekondularında yoksulluk vardır, fakat yoksulluk kültürü yoktur.
(Yoksulluk bir durumu anlatırken, yoksulluk kültürü, nesilden nesile aktarılan kalıpları ifade eder. Bu kültür belirli tarihi ve sosyal yoksul halk tarafından benimsenen bir hayat tarzını ifade eder.) Yoksulluk kültürü sanayileşmenin bir ürünü olarak ortaya çıkar ve yoksulluk ve onun yan ürünleri bir
yaşama biçimi olarak benimsenir. Yaşama seviyesini yükseltmek, statü
kazanmak, yaşam mücadelesinin dinamizmi bu zihniyette görülmez)
Nihat Erdoğan’ın, Sosyolojik Açıdan Kent İşsizliği ve Anomi36 adlı
çalışması, İş ve İşçi Bulma Kurumu İzmir Şubesine iş için başvuran kişiler
üzerinde yapılmış bir saha çalışmasıdır. Evren, kayıtlı 33.200 (21.400 erkek,
12.800 kadın) işsiz, örneklem bunun %1’i aşan kesimidir. Araştırma adı
geçen kurumda 1979 yılında yapılmıştır. Önce 39 kişi ile pilot uygulama
yapılmış, bunlar değerlendirilmiş ve son şekli verildikten sonra 98 sorudan
oluşan formlarla 409 kişiyle görüşülmüştür.
35
Kemal Karpat, “Gecekondu: Rural Migration and Urbanization,” Cambridge1976
36
Nihat Erdoğan, “Sosyolojik Açıdan Kent İşsizliği ve Anomi,” Ege Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Yayını, İzmir-1991
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
235
Türkiye’de yaşanan önemli problemlerden birisi gelir dağılımında ortay
çıkan ve zamanla artarak devam eden eşitsizliktir. Gelir dağılımındaki
adaletsizlik özellikle kentlerde daha keskin bir şekilde varlığını
hissettirmektedir. Farklı gelir gruplarının kent içerisindeki ilişkileri ve
birbirlerini algılama ve değerlendirme biçimleri gelecek yıllarda önemli
sorun alanı olarak ortada durmaktadır. Yoksulluk ve yoksunluk Türk kentleri
için önemli sorun alanları olarak sosyologlar ve ekonomistler için araştırma
alanı olarak kalmaya devam etmektedir. Kentsel yoksulluk konusunda
İstanbul’un Sultanbeyli beldesinde yapılan bir araştırma Oğuz Işık ve Melih
Pınarcıoğlu tarafından yapılmış ve Nöbetleşe Yoksulluk: Sultanbeyli Örneği
adıyla yayınlanmıştır.37
Sosyal süreçlerin ve düşüncelerin hemen hepsini etkileyen Küreselleşme
olgusu, kentlerin yapısı ve kültürü üzerinde de etkisini göstermektedir.
Küreselleşmenin, İstanbul üzerinde olan ve olabilecek etkilerini inceleyen
bir araştırma Çağlar Keyder tarafından yapılmış ve İstanbul: Küresel ile
Yerel Arasında adı ile yayınlanmıştır.38
Kent Sosyolojisi konusunda son yıllarda yapılan araştırmalar, Kamu
kuruluşlarının desteği ile yapılan alan araştırmalarıdır. Başbakanlık Aile
Araştırma Kurumu tarafından desteklenen üç, Başbakanlık Toplu Konut
İdaresi tarafından desteklenen üç araştırmaya burada değinmekte yarar
vardır. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından desteklenen
araştırmalardan birisi, “Türk Ailesinin Yaşadığı Mekanlara/Konutlara İlişkin
Eğilimler” 39 adıyla üç cilt olarak 1999 yılında yayınlanmıştır. Bir gurup
uzman40 tarafından yürütülen Araştırma, Türkiye’nin değişik bölgelerinde,
37
Oğuz Işık, Melih Pınarcıoğlu,” Nöbetleşe Yoksulluk: Sultanbeyli Örneği,”
İletişim Yayınları, İstanbul-2002
38
Çağlar Keyder, “ İstanbul: Küresel ile Yerel Arasında,” Metis Yayınları, İstanbul2000
39
Aile Araştırma Kurumu, “ Türk Ailesinin Yaşadığı Mekanlara/Konutlara İlişkin
Eğilimler,” Ankara-1999
40
Bu araştırma Prof. Dr. Sadettin Ökten, Prof. Dr. Hasan Şener, Doç. Dr. Cengiz
Eruzun, Doç. Dr. Hüner Şencan, Yrd. Doç. Dr. Yusuf Balcı’dan oluşan Proje
Gurubu ile Dr. Turgut Cansever ve Prof. Dr. Ferruh Müftüoğlu’ndan oluşan
Danışmanlar tarafından hazırlanmıştır.
236
Eyüp Zengin
farklı nüfus grubu yerleşmelerde Türk insanının/ailelerinin oturduğu
konutların ve yakın çevresinin mevcut durumunu, onların konutlarından ve
yakın çevresinden şikayetlerinin neler olduğunu tespit etmek, sonuçta yeni
planlanacak-tasarlanacak konut çevrelerine, Türk Ailesinin kültürüne,
bünyesine, ihtiyaçlarına uygun, sağlıklı ve kalıcı veriler sağlamak amacıyla
yapılmıştır.
“Metropolde Kariyer Meslekleri ve Aile Yapısı Temelinde Yaşama
Tarzları” Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından desteklenen bir
başka çalışmadır. Bir gurup araştırmacı41 tarafından yürütülen araştırma,
Ankara metropolü örneğinde doktorluk, mimarlık ve akademisyenlik olmak
üzere kariyer meslekleri temsilen üç kariyer mesleğin aile yapısı temelinde
sahip oldukları yaşama tarzları ile bu tarzlar açısından gösterdikleri
benzerlikler ve farklılıklardır. Konu, aile sosyolojisi, meslekler sosyolojisi ve
sosyal tabakalaşma olmak üzere sosyolojinin üç alt dalının kesiştiği alanda
yer almaktadır. Çalışmanın bir metropolde yürütülmüş olması ve kariyerin
eş, kentlilik ve ekonomik durum ile olan ilişkilerine yer verilmiş olması
çalışmayı kent sosyolojisi ile ilgili kılmaktadır.
“Doğu ve Güney Doğu Anadolu’dan Terör Nedeniyle Göçeden Ailelerin
Sorunları” Araştırması Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından
desteklenen bir başka araştırmadır. Bir gurup araştırmacı42 tarafından
yürütülen çalışmanın temel olgusu terör nedeniyle yapılan göç ise de
araştırmanın konusu, “ daha çok terörden kaynaklanan nedenlerle yoğun
olarak coğrafi mobilitenin yaşandığı Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgelerinde bu mobilitenin objesi olan, göç etmek
durumunda/zorunda kalan ailelerin yüz yüze kaldıkları problemlerin tespiti
olmuştur. Bu konu çerçevesinde:
41
Araştırma; Prof. Dr. Beylü Dikeçligil, Yard. Doç. Dr. Vehbi Başer, Yard. Doç. Dr.
Suna Başak Avcılar, Yard. Doç. Dr. Alev Erkilet Başer, Yard. Doç. Dr. Emin
Yaşar Demirci, Yard. Doç. Dr. Mualla Gülnaz Kavuncu’dan oluşan Proje grubu
tarafından yapılmıştır.
42
Araştırma; Ahmet Türkyılmaz, Prof. Dr. Abdülhaluk Çay, Doç. Dr. B. Zakir
Avşar, Dr. Mustafa Aksoy’dan oluşan Proje gurubu tarafından yapılmıştır.
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
237
1- Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde 1980’den sonra
yaşanan, göç, olayları,
2- Yaşanan göç olaylarının nedenleri,
3- Göçün yöneldiği yerler açısından göç edenlerin tercihlerinin
oluşması,
4- Göç veren yerleşim yerlerinin sosyo-ekonomik örgülerinde meydana
gelen değişmeler,
5- Göçün yöneldiği bölge içi yerleşim yerlerinin (doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgeleri dışında) sosyo-ekonomik örgülerinde ve kentsel dokularında meydana gelen değişmeler,
6- Göç edenlerin yeni yerleşim yerlerinde karşı karşıya kaldıkları
sorunlar; göç ettikleri yerleşim yerlerine uyumları, sosyal, kültürel ve siyasal
kanaatlerinin tespiti,
7- Özellikle terör nedeniyle göç edenlerin topluma, devlete (asayiş ve
güvenlik güçlerine, kamu yönetimine, yargıya ve sonuçta sisteme) yönelik
kanaatlerinin tespiti,
8- Göçün yöneldiği yerleşim yerlerinin eski sakinlerinin yeni
komşularına ilişkin kanaatlerinin tespiti,
9- Terör nedeniyle göç eden ve/veya göç etme potansiyeline sahip olan
insanların göç ettikleri bölgelerde karşılaştıkları sorunlar dolayısıyla bizzat
insan kaynağı olarak terörü besleyen süreç içerisinde yer alıp almadıklarının
tespiti,
10- Bölgede doğurganlık düzeyinin çok yüksek olduğu bilinene bir
gerçektir. Bu durumun bilinen nedenlerinin dışında başka nedenlerinin de
bulunup bulunmadığının tespiti hedeflenmiştir.
Görüldüğü gibi araştırmanın hedeflerinin önemli bir kısmı kent
sosyolojisi, kent yaşamı ve kentsel bütünleşme ile yakından ilgilidir.
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen,
“İnsan, Evi ve Çevresi: Ankara’da Bir Toplu Konut Araştırması” isimli
çalışma kent sosyolojisi ile yakından ilgili bir araştırmadır. Araştırmanın
amacı, “ Ankara’daki toplu konut bölgelerinde “insan, konut ve çevre”
değişkenleriyle özetlenebilecek ayrıntılı bir değerlendirme yapmaktır. Bu
amaçla konu, sosyal psikolojik ve mimari açıdan disiplinlerarası bir anlayışa,
238
Eyüp Zengin
psikolojik, sosyal, sosyo-ekonomik ve fiziki boyutların etkileşimini içeren
genel bir sistem anlayışı ile ele alınmıştır.”43
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen, “
Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü,” isimli çalışmanın konusu, “kentin konut
alanları ve bu alanların toplumsal ilişkiler, yaşam biçimleri ve kültürel
pratikler bakımından gösterdiği özelliklerin incelenmesidir. Kentin
toplumsal ve ekonomik yapısı, global ve ulusal ortamın kent toplumu
üzerindeki etkileri, yerel yönetim süreçleri gibi temel boyutların yanı sıra,
konut üretimi ve konut piyasasının işleyişine ilişkin değişkenlerin
incelenmesi ise araştırmanın kapsamı dışında tutulmuştur.”44
Türkiye’de Kent Sosyolojisi konusunu bütünlük içerisinde ele alan ve
yakın zamanlarda yayınlanan en önemli çalışma, Hüseyin Bal tarafından
Kent Sosyolojisi adı ile yayınlanmıştır. Bal’a göre; “Türkiye’de nüfusun
yarısından fazlasının kentlerde yaşaması ve kentleşme, kentlileşme
süreçlerinin toplumsal ve bireysel boyutlarda belirleyici olması kent
sosyolojisi üzerine çalışmaların önemini artırmaktadır. Kent sosyolojisi
çalışmaları kuramsal ya da alan araştırması niteliğinde olabilir.” Çalışmada,
“kuramsal düzeyde kent sosyolojisinin gelişimi, kavram ve konuları, temel
yaklaşımları, Türkiye’de kentleşme sorunları belirlenmeye çalışılmıştır.
Bal’ın, Önsözde verdiği bilgiye göre: “Çalışma beş bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde kent sosyolojisinin Batıda ve Türkiye’deki durumu, temel
kavramlar, kentlerin doğuşu ve gelişimi, Türkiye’de kentleşme süreci,
kentleşme ve göç olgusu, yanlış kentleşmenin yarattığı sorunlar
incelenmiştir. İkinci bölüm kentsel toplumu anlamaya yardımcı olan Avrupa
ve Amerika’da geliştirilen kentleşme kuramlarıyla ilgilidir. Üçüncü bölüm
kent ve siyaset üzerine ilişkisi üzerine oluşturulmuştur. Burada kent, sivil
toplum ve siyaset ilişkisi, kentleşme ve siyasal davranışlar, kentleşme ile
modernleşme ve postmodernizm ilişkisi, kentsel siyaset ve yerel yönetimler
43
E. Olcay İmamoğlu, Vacit İmamoğlu, “İnsan, Evi ve Çevresi: Ankara’da Bir
Toplu Konut Araştırması, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Konut
Araştırmaları Dizisi:15, Ankara-1996
44
Sencer Ayata, Ayşe Ayata, “ Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü,” Başbakanlık
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Ankara-1999, s. 1
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
239
tartışılmıştır. Dördüncü bölüm, kentleri tehdit eden çevre sorunlarını ve bu
sorunlara yönelik sosyolojik yaklaşımları içermektedir. Beşinci ve son
bölüm ise Türk-İslam toplumlarında kentlerin ve kentsel yaşamın özellikleri
üzerinedir. Bu bölümde Eski Türk toplumları(Gök Türk, Uygur, Oğuz),
Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Toplumu ele alınmış ve modernleşme
çabalarının ifadesi olan Tanzimat döneminde kentlerin yapısı ve değişme
dinamikleri incelenmiştir.45
DEĞERLENDİRME
Kent sosyolojisi alanında verilen ürünlerin nicelik olarak yeterli olduğu
henüz söylenemez. İlk saha çalışmalarının 1960’lı yıllardan sonra başladığı
bilindiğine göre bu zaman içinde yapılan çalışmaların yeterli olmadığı kabul
edilmelidir. Türkiye’de kentleşmenin temel niteliklerini kavrayan, ülke
kentlerini tarayan, genellemelere ulaşmayı kılan araştırmalara ihtiyaç vardır.
Peker, Önen ve Balkız birlikte yaptıkları çalışmada ülkemizde kent ve
kentlileşmeye ilişkin çalışmaların kabaca iki döneme ayrılabileceğini
belirtirler. Birincisi, 1960 ve 1970’li yıllarda genellikle kentleşme ile
modernleşmenin özdeş tutulduğu ve kente özgü değişikliklerin oluştuğunu
belirten çalışmalardır. İkinci dönem ise, 1980 ve 1990’lı yıllarda başta büyük
kentlerde yaygınlaşan cemaatleşme eğilimleri üzerinde duran araştırma ve
incelemelerdir. Bu çalışmalarda kentleşme-modernleşme ilişkileri de
sorgulanmaktadır. Bu guruplandırmaya bağlı olarak sözü edilen araştırmalar
isim olarak verilmemiş ve somut örneklendirme yapılmamıştır.
H. Tarık Şengül, Türk kentleşme yazınını incelediği bir makalesinde46,
ikinci dünya savaşından sonra ortaya çıkan kentleşme yazınımızın temel
özelliklerinden birinin Chicago Okulu’ndan doğrudan ya da dolaylı olarak
etkilenmesini gösterir. Chicago Okulu’nun etkisi, özellikle kente gelen
çeşitli gruplar üzerine yapılan çalışmalarda olmuştur. Türkiye’deki kent
45
46
Hüseyin Bal, “Kent Sosyolojisi,” Turhan Kitabevi-Ankara-1999
H. Tarık Şengül, “2000’li Yıllara Girerken Türk Kentleşme Yazını Üzerine Bir
Değerlendirme” Güncel Sosyolojik Gelişmeler, Sosyoloji Derneği Yayını, (I:
Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildirileri) Ankara-1994, s. 473-476
240
Eyüp Zengin
araştırmalarının ilk döneminde araştırma ve incelemelerin temel konusu, göç
eden grupların kentle ekonomik, siyasal ve kültürel bakımdan bütünleşme
sorunu üzerinedir. Gecekondu sorunu üzerine yapılan çalışmalar buna
örnektir. Bazı araştırmalar sorunu bir bütünleşme/bütünleşmeme sorunu
yerine “eklemlenme” sorunu olarak ele alırlar. Tansı Şenyapılı (1979)
“Bütünleşmemiş Kentli Nüfus” başlıklı çalışmasında bu yönde bir belirleme
yapar.47 Bütünleşmede birbirinden nitelik olarak farklı olan iki kesimden
birisinin diğerine dönüşmesi, ona benzemesi söz konusu iken eklemlenmede
bu kesimlerin bir arada oluşturdukları bir sentez söz konusudur. Eklemleme
kavramını kullanan araştırmacı doğal olarak bu sentezi öz plana çıkartır.
Şengül, kentlere sermaye birikimi açısından bakan yaklaşımların sermayenin
büyük kentlere olan ilgisini açıklama bakımından yararlı olabileceğini,
mikro düzeyli çalışmalar yerine makro düzeyde kuramsal yaklaşımların
gerekliliğini belirtir.
Kent araştırmaları doğal olarak kentleşme sürecinin niteliğine bağlı
olarak gelişecektir. Yukarıda belirtildiği gibi ilk araştırmalar ağırlıklı olarak
endüstrileşme çabasında olan yeni kentleşen yerleşim birimleri üzerinedir.
Karabük, Ereğli, Sakarya, Susurluk gibi devlet öncülüğünde kurulan demirçelik ya da şeker tesislerinin yarattığı kentleşme olgusu sosyologların
dikkatini çekmiş ve buralarda saha çalışmaları ya da incelemeler yapılmıştır.
Kentlere yönelik yoğun göçün yarattığı sorunlar (gecekondulaşma,
göçmenlerin kentle bütünleşme/bütünleşmeme durumları, “kentlileşemeyen
köylüler”, işsizlik, örgütleşemeyen kentler, vb.) bazı sosyologların ilgi
alanına girmiştir. Son dönemlerde, özellikle 1982’den sonra kent toplumu ve
siyaset ilişkisi, siyasi katılım, siyasi şiddet, yerel yönetim sorunları, kentte
yaşayanların kültürel kimlik sorunları, geleneksel dayanışma biçimleri,
hemşehri dernekleri, göç edenlerin sağlık sorunları vb. konular
araştırılmıştır. Konuların ve ilgi alanlarının farklılaşmasını belirleyen temel
faktör kentleşme sürecinde meydana gelen değişmelerdir. İç göçlerin ivme
kazandığı 1950’li yıllardaki kentleşme ile nüfus akışının hızlandığı kentli
nüfusun toplam nüfusun yarısından fazla olduğu 1985’li yılların kentleşmesi
47
Tansı Şenyapılı, “Bütünleşmemiş Kentli Nüfus Sorunu,” ODTÜ Yayını, Ankara1978
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
241
birbirinden farklı sorunlar üretecektir. Sosyal bilimciler kentin sosyal
dokusundaki değişmeleri izleyerek araştırmalarını gerçekleştirmek
durumundadırlar. Bu anlamda bu güne ait toplumsal sorunlar (kentlerdeki
siyasallaşma ve siyasal katılım, dinsel cemaatler, etnik kimliğini öne çıkartan
gruplar, açık ya da gizli suç örgütleri, “sokak çocukları”, “tinerci çocuklar”
biçiminde ortaya çıkan çocuk suçluluğu, işsizler, marjinal işlerde çalışanlar
vb. gibi sosyal gruplar, kent sosyolojisinin nesneleri olmaya adaydırlar.
Kent Sosyolojisi alanında yaşanan gelişmeler, kent sosyolojisi alanının,
şehrin kuramsal bir nesne olduğunu ileri sürmeden de toplumsal süreçlerin
ve insan doğasının araştırılabileceği bir labaratuar gibi kullanılabileceğini
göstermiştir. Kentsel araştırmaların geçerliliği, şehre özgü karakteristiklerin
varlığından değil, kentsel alanın toplumsal süreçlerin incelenmesine çok
uygun bir ampirik bilgi alanı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle
dünyada yaşanan gelişmeler çerçevesinde kent olgusu giderek artan bir önem
kazandıkça, kent sosyolojisinin bir araştırma alanı olarak sergilediği
dinamizm de artmıştır.48
Kent Sosyolojisindeki kuramsal çerçeveler kentin kendisinin bir analiz
nesnesi olması ya da başka bir olguyu açıklamak için kullanılması ile,
mekan-sosyal süreçler açısından değerlendirildiğinde, Marks ve Weber’in
kuramsal çerçevelerinde feodal toplum yapısından, kapitalist topluma geçişte
açıklayıcı olduğu oranda analize katılan kent ve kentsel yaşantının
1990’larda çizgileri belirlenen paradigma değişiminden beklenen gündelik
hayatın yeniden üretimi ile (aile, cemaat ilişkileri, yerel politikalar)
toplumsal değişimin makro mekanizmalarını (bilgi sermaye birikim
süreçleri, devlet düzenlemeleri) ilişkilendirilebilmesidir.49
48
Polat Sökmen, “ Sosyoloji ve Şehir,” Türk Sosyoloji Dergisi, Sayı 3, Nisan-1997,
s. 18’den aktaran Özkan Açıkgöz, “ Dünya Nüfusunun Yarıdan Fazlasının
Yaşayacağı 21. Yüzyılda, Daha Da Revaç Bulan Bir Sosyoloji Alt Disiplini
Olarak: “Şehir Sosyolojisi” ve Mahiyeti Üzerine,” İstanbul Üniversitesi İktisat
Fakültesi Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Sosyoloji Konferansları,
Yirmi Altıncı Kitap, İstanbul-2000, s. 239-240
49
Rana Aslanoğlu, “ Kent Sosyolojisinde Yöntem Sorunları,” Kent, Kimlik ve
Küreselleşme içinde, ASA Yayınları, Bursa-1998, s. 74
242
Eyüp Zengin
KAYNAKLAR
Açıkgöz, Özkan, “ Dünya Nüfusunun Yarıdan Fazlasının Yaşayacağı 21.
Yüzyılda, Daha Da Revaç Bulan Bir Sosyoloji Alt Disiplini Olarak: “Şehir
Sosyolojisi” ve Mahiyeti Üzerine,” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Sosyoloji Konferansları,
Yirmi Altıncı Kitap, İstanbul-2000
Aile Araştırma Kurumu, “Türk Ailesinin Yaşadığı Mekanlara/Konutlara
İlişkin Eğilimler,” Ankara-1999
Aile Araştırma Kurumu, “Doğu ve Güney Doğu Anadolu’dan Terör
Nedeniyle Göçeden Ailelerin Sorunları” Ankara-1998
Aile Araştırma Kurumu, “Metropolde Kariyer Meslekleri ve Aile Yapısı
Temelinde Yaşama Tarzları” Ankara-1998
Alpar, İstiklal, Yener, Samira, “Gecekondu Araştırması,” DPT Yayını,
Ankara-1991
Aslanoğlu, Rana, “ Kent Sosyolojisinde Yöntem Sorunları,” Kent,
Kimlik ve Küreselleşme içinde, ASA Yayınları, Bursa-1998.
Ayata, Sencer, Ayata, Ayşe, “ Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü,”
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Ankara-1999
Bal, Hüseyin, “Kent Sosyolojisi,” Turhan Kitabevi-Ankara-1999
Benevolo, Leonardo, “ Avrupa Tarihinde Kentler,” (Çev. Nur Nirven)
Afa Yayıncılık, İstanbul-1995
Castells, Manuel, “ Kent, Sınıf, İktidar,” (Çev. Asuman Erendil) Bilim
ve Sanat Yayınları, Ankara-1997, s.18
Erder, Sema, “ Kentsel Gerilim: Enformel İlişki Ağları Alan
Araştırması,” um:ag, Ankara-1997
Erder, Sema, “ Ümraniye: İstanbul’a Bie Kent Kondu,” İletişim
Yayınları, İstanbul-1996
Erdoğan, Nihat, “Sosyolojik Açıdan Kent İşsizliği ve Anomi,” Ege
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, İzmir-1991
Ertürk, Hasan, “ Kent Ekonomisi,” Ekin Kitabevi Yayınları
Genişletilmiş 2. Baskı Bursa-1997
Türkiye’de Kent Sosyolojisi Çalışmaları
243
Giddens, Anthony, “ Sosyoloji,” (Yayına Hazırlayanlar, Hüseyin Özel,
Cemal Güzel) Ayraç Yayınevi, Ankara-2000.
Gökçe, Birsen, “Gecekondu Gençliği,” Hacettepe Üniversitesi Yayını,
Ankara-1971
Görmez, Kemal, “Kent ve Siyaset,” Gazi Kitabevi Yayını, Ankara-1997
Hart, W. C., “ Zeytinburnu Gecekondu Bölgesi,” İstanbul Ticaret Odası,
İstanbul-1983
Harvey, David, “ Sosyal Adalet ve Şehir,” Çev. Mehmet Moralı, Metis
yayınları, İstanbul, Mart-2003
Hüseyin Bal, “Kent Sosyolojisi,” Turhan Kitabevi-Ankara-1999
Işık, Oğuz, Pınarcıoğlu, Melih,” Nöbetleşe Yoksulluk: Sultanbeyli
Örneği,” İletişim Yayınları, İstanbul-2002
İmamoğlu, E. Olcay, İmamoğlu, Vacit, “İnsan, Evi ve Çevresi:
Ankara’da Bir Toplu Konut Araştırması, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı, Konut Araştırmaları Dizisi:15, Ankara-1996
Karpat, Kemal, “Gecekondu: Rural Migration and Urbanization,”
Cambridge- 1976
Kartal, S. Kemal, “ Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de
Kentlileşme,” Yurt Yayınları, Ankara-1983
Kartal, S. Kemal, “ Kentleşme ve İnsan,” TODAİE Yayını, Ankara-1978
Keleş, Ruşen, “ Kentbilim Terimleri Sözlüğü,” İmge Kitabevi Yayını,
Ankara-1998
Keleş, Ruşen, “ Kentleşme Politikası,” İmge Kitabevi Yayınları, 7.
Baskı, Ankara-2002
Keleş, Ruşen, “Şehir ve Bölge Planlaması Açısından Şehirleşme
Hareketleri,” SBF Yayınları, Ankara-1961
Keleş, Ruşen,“Eski Ankara’da Bir Şehir Tipolojisi,” SBF Yayınları,
Ankara-1971
Keyder, Çağlar, “ İstanbul: Küresel ile Yerel Arasında,” Metis Yayınları,
İstanbul-2000
Kıray, Mübeccel, “Örgütleşemeyen Kent: İzmir,” Bağlam Yayınları,
İstanbul-1998.
Kongar, Emre, “Türkiye Üzerine Araştırmalar,” Remzi Kitabevi
Yayınları, İstanbul-1986
244
Eyüp Zengin
Notridge, H. E., “Kent Sosyolojisi,” (Çev Şule İnankul), Türk Sosyoloji
Dergisi Sayı 3, Nisan-1997
Peker, Mümtaz, Engin Önen, Bekir Balkız, “Göç, Kentleşme Sorunları
ve Yerel Sorunlar (İzmir Araştırması),” Saray Kitabevleri, İzmir-1997
Şengül, H. Tarık, “2000’li Yıllara Girerken Türk Kentleşme Yazını
Üzerine Bir Değerlendirme” Güncel Sosyolojik Gelişmeler, Sosyoloji
Derneği Yayını, (I: Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildirileri) Ankara-1994
Şenyapılı, Tansı, “Ankara Kentinde Gecekondu Gelişimi:1923-1960,
Kent-Koop, Ankara-1985
Şenyapılı, Tansı, “Bütünleşmemiş Kentli Nüfus Sorunu,” ODTÜ Yayını,
Ankara-1978
Şenyapılı, Tansı, “Gecekondu: Çevre İşçilerin Mekanı,” ODTÜ, Ankara1981
Tatlıdil, Ercan, “Kentleşme ve Gecekondu,” Ege Üniversitesi Yayını,
İzmir 1989
Tolan, Barlas, “Büyük Kent Sorunlarına Toplu Bir Bakış,” AİTİA
Yayınları: No: 99, Ankara-1977
Tuna, Korkut, “Şehirlerin Ortaya Çıkışı ve Yaygınlaşması Üzerine
Sosyolojik Bir Deneme,” İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları,
İstanbul-1987
Türkdoğan, Orhan, “Aydınlıktakiler ve Karanlıktakiler,” Timaş
Yayınları, İstanbul-1996
Yasa, İbrahim, “ Ankara’da Gecekondu Aileleri,” Sosyal Hizmetler
Akademisi, Ankara-1966
Yörükan, Ayda, “ Şehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri,” İmar ve İskan
Bakanlığı Yayınları, Ankara-1968
Download