YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLI SİYASİ TARİHİNİN DÖNEMLERE AYRILMASI 1- KURULUŞ DÖNEMİ:(1299-1453) 2- YÜKSELME DÖNEMİ(1453-1579) 3- DURAKLAMA DÖNEMİ:(1579-1683) 4- GERİLEME DÖNEMİ:(1699-1792) 5- DAĞILMA VE YIKILIŞ DÖNEMİ:(1792-1918) OSMANLI KÜLTÜR TARİHİNİN DÖNEMLERE AYRILMASI 1)- Klasik Dönem 2)- Tanzimat Dönemi 3)- I. ve II. Meşrutiyet dönemleri K U R U L U Ş D Ö N E M İ ( 1299 – 1453 ) OSMANLI DEVLETİ KURULDUĞU SIRADA 1)- ANADOLU: Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ savaşı yenilgisinden sonra yıkılma dönemine girmiş, Moğol İlhanlılara bağlı duruma gelmişti. Anadolu Selçuklu Sultanları İlhanlıların atadığı birer vali durumundaydı. Bu siyasi boşluk ortamında Anadolu da çok sayıda Türk Beyliği kuruldu. 2)- ANADOLU TÜRK BEYLİKLERİ: Karamanoğulları, Germiyanoğulları, Karesioğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Saruhanoğulları, Candaroğulları, Hamitoğulları ve Osmanlı beyliği kurulmuştu. Bu beylikler de başlangıçta İlhanlılara bağlıydılar. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla bu beylikler arasında Anadolu hakimiyeti konusunda mücadele başladı. 3)- BİZANS: 13. yüzyıla girildiğinde sınırları küçülmüş, eski askeri ve ekonomik gücü kalmamıştı. Taht kavgalarının yarattığı istikrarsız bir dönemi yaşıyordu. Halk TEKFUR(Vali)ların ağır vergileri altında eziliyordu. 4)- TRABZON RUM İMPARATORLUĞU: IV. Haçlı seferi sonunda Haçlıların İstanbul'u işgal etmeleri üzerine Bizans'tan kaçanlar tarafından Trabzon ve çevresinde kurulmuştu. 13. yüzyılda İlhanlı baskısı altındaydı. 5)- İLHANLI DEVLETİ: Cengiz İmparatorluğunun parçalanmasıyla İran'da kurulan TÜRK-MOĞOL devletidir. Dönemin en güçlü devletlerindendir. 6)- ALTINORDA DEVLETİ: Cengiz İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla Karadeniz'in kuzeyinde kurulan Türk devletidir. 7)- BALKANLARIN DURUMU: Balkanlarda güçlü bir devlet yoktu. 13. yüzyılda Balkanlarda başlıca şu devlet ve beylikler vardı: Sırp,Bulgar, Macar devletleriyle; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Eflak-Boğdan, Erdel beyliği 8)- VENEDİK VE CENEVİZLİLER: Denizci olan bu İtalyan devletlerinin Ege, Akdeniz ve Karadeniz'de ticaret kolonileri vardı. OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU Osmanlılar Oğuzların Bozok kolunun Günhan soyunun Kayı boyunun Karakeçili aşiretine mensupturlar. Kayı Boyu, 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya geldi. Kayı, güç ve kudret demektir. Kayıların damgası, iki ok arasında gerilmiş bir yaydır. Kayılar, I.Alaeddin Keykubat döneminde Ankara Karacadağ’a yerleştirildiler. Kayılar, bir süre sonra Söğüt’ü kışlak, Domaniç’i yaylak olarak kullanmaya başladılar. Bu dönemde Kayıların başında Ertuğrul Gazi bulunuyordu. Osmanlılar 1299 yılında Osman Bey tarafından kurulmuştur. KURULUŞ DEVRİ HÜKÜMDARLARI: I.Osman, Orhan Bey, I.Murat, I.Bayezid(Yıldırım), I.Mehmet(Çelebi), II.Murat, II.Mehmet(Fatih) in ilk iki yılı OSMAN BEY DÖNEMİ (1281-1324) ÖNEMLİ OLAYLAR: 1)- Karacahisar’ı Bizanstan almış, uc beyliğine atanmıştır. 2)- Bilecik, inegöl, Yarhisar ve Yenişehri alarak, İzmite yaklaştı. 3)- Bizans Tekfurlarını KOYUNHİSAR savaşında yendi. KOYUNHİSAR SAVAŞI (Bafeon Savaşı) Tarihi: 1302 Tarafları: Osmanlılar X Bizans Sebep: Bizans’ın Osmanlı ilerleyişini durdurmak istemesi Sonuç: İzmit yolu Türklere açıldı. Önem: İlk Osmanlı-Bizans savaşıdır. OSMAN BEY HAKKINDA: Ertuğrul Gazi'nin ölümünden sonra beyliğin başına geçmiş, 1320 den itibaren rahatsızlığı sebebiyle askeri harekatın başına oğlu Orhan Beyi geçirmişti. Şeyh Edebalinin kızıyla evlenmiş, ahilerin desteğini kazanmıştır. Türbesi Bursa'da GÜMÜŞLÜ KÜMBET'dedir. Sayfa: ~ 1 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ORHAN BEY DÖNEMİ (1326-1362) Amacı: Balkanlara yayılmak (Orhan Bey, babasının Bizans’a karşı yürüttüğü yayılma siyasetini aynen devam ettirdi.) *Orhan Bey döneminde Bursa fethedildi ve beyliğin merkezi oldu. İpek sanayinin merkezi olan Bursa’nın fethi ile hazineye önemli bir gelir kaydedildi. MALTEPE ( PELEKANON) SAVAŞI Tarihi: 1329 Taraflar: Osmanlı X Bizans Sebep: 1-Bizans’ın Osmanlıların İznik kuşatmasını sonuçsuz bırakmak istemesi. 2- Bizans’ın Türk kuvvetlerinin İstanbul Boğazı’na yaklaşmalarını önlemek istemesi Sonuç: İznik yolu Türklere açıldı. OSMANLILARIN RUMELİ’DEKİ İSKAN SİYASETİ 1-Fethedilen bölgelere Anadolu’dan Türk göçmenler yerleştirildi. Bundaki amaç göçmenleri yerleşik hayata zorlamak ve fethedilen yerlerin Türkleşmesini sağlamaktı.. Bu göç gönüllü ve sürgün olmak üzere iki şekilde gerçekleştirildi. 2-Göçmenler, iskan yerlerine yakın bölgelerden seçilirdi. İklim şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. 3-Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık içinde olan ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki amaç kan davalarını engellemekti. 4-Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi alınmazdı. Göç edenler yeni yerleşim yerlerini terk edemezlerdi. 5-Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma ihtimali olanlar başka yerlere göç ettirilirdi. 6-Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve düzeninin bozulmamasına dikkat edilirdi. 7-İstimalet sisteminin amacı fethedilen yerlerde Türk nüfusunu arttırmak ve Türk kültürünü yaymaktı. Osmanlılara kendi isteği ile katılan beylikler Osmanlılara ilk katılan beylik Osmanlılara son katılan beylik Osmanlıları en çok uğraştıran beylik : Karesioğulları, Germiyanoğulları : Karesioğulları :Ramazanoğulları : Karamanoğulları KARESİ BEYLİĞİ’NİN OSMANLILARA KATILMASININ ÖNEMİ 1-Karesi beyliği Osmanlıların aldığı ilk beyliktir. 2-Karesi donanması ve donanma komutanları Osmanlıların emrine girdi. 3-Karesi donanması ile Osmanlılar Rumeli’ye geçtiler. ÇİMPE KALESİ : Çimpe kalesi Osmanlıların Rumeli’deki ilk askeri üssüdür. Çimpe Kalesi Bizans’ın Osmanlı yardımlarına karşı Osmanlılara verdiği bir hediyedir. Bizans imp.Çimpe’yi geri almak için para teklif ettiyse de Osmanlılar vermediler. NOT: Çimpe kalesi Osmanlıların Balkanlardaki fetihleri için önemli bir üs olmuştur. ORHAN BEY DÖNEMİNDE RUMELİ'DEKİ FETİHLER: Orhan bey'in oğlu Süleyman Paşa Gelibolu'yu ele geçirerek Keşan, Malkara, Tekirdağ, Çorlu ve Lüleburgaz'ı fethetmiştir. ORHAN BEY DEVRİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ GELİŞMELER: 1)- Geçici divan teşkilatı kuruldu. 2)- YAYA ve MÜSELLEM adıyla ilk düzenli ordular oluşturuldu. 3)- İznik'de ilk Osmanlı Medresesi kuruldu. I.MURAT ( HÜDAVENDİGAR) DÖNEMİ ( 1362-1389) Amacı: Balkanlara kesin olarak yerleşmek SAZLIDERE SAVAŞI Tarihi: 1363 Taraflar: Osmanlı X Bizans + Bulgar ittifak güçleri Sebebi: Osmanlıların Edirne’yi fethetmek istemesi. Sonuç: 1- Edirne alındı. 2- Bizans’ın Bulgar ve Sırplarla olan bağlantısı kesildi. 3-Balkanlarda fetih yolları açıldı. 4Gümülcine ve Filibe alınarak Çatalca’ya kadar ulaşıldı. SIRPSINDIĞI SAVAŞI Tarih:1364 Taraflar: Osmanlılar X Haçlılar ( Sırp, Bulgar, Eflak, Bosna, Macar beyleri) Sebep:1-Osmanlıların pirinç ekimi ile meşhur Filipe’yi ele geçirmeleri. 2- Haçlıların Türkleri Rumeli’den atmak istemeleri.3Edirne’nin Osmanlılara teslim olması. Sonuç: 1-Balkanlardaki Türk ilerleyişi devam etti. 2-Balkanlardaki Macar etkisi kırıldı. 3-Bulgar kralı Osmanlı egemenliğini ve Osmanlılara vergi vermeyi kabul etti. Önemi: 1-İlk Osmanlı-Haçlı savaşıdır. 2- Savaş sonunda Osmanlılar’ın başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşındı. Sayfa: ~ 2 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ÇİRMEN SAVAŞI Tarih: 1371 Taraflar: Osmanlı X Birleşik Sırp kuvvetleri Sebep: 1-Türkleri Balkanlardan atmak 2-Bulgar krallığının Osmanlı hakimiyetinden kurtulmak istemesi.3-Osmanlıların Makedonya’yı ele geçirmek istemesi. Sonuç: 1- Makedonya yolu Türklere açıldı.2-Sırp kralı Osmanlı hakimiyetini tanıdı. PLOŞNİK BOZGUNU 1387 yılında Şahin Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Ploşnik’te Sırp ve Boşnak kuvvetleri tarafından imha edildi. Ploşnik Bozgunu I.Kosova Savaşı’nın sebebidir. I.KOSOVA SAVAŞI Tarihi: 1389 Taraflar: Osmanlı X Haçlılar (Sırp, Boşnak, Macar, Eflak, Arnavut, Leh, Çek kuvvetleri) Sebep: Haçlıların Ploşnik bozgununda Osmanlıları yenmesi onlara cesaret vermişti. Sonuç: Balkanların Türk toprağı olduğu ispatlandı. Önemi:1-I.Kosova Savaşı Balkanlarda tutunabilmek için yaptığımız savaşların en büyüklerindendir. 2-I.Murat savaş meydanını gezerken bir Sırplı tarafından şehit edildi. 3-I.Murad’ın oğlu Bayezid, bu savaşta gösterdiği ustalık ve çabukluk sebebiyle Yıldırım unvanını aldı. 4- Savaş Balkan Yarımadası’nın geleceğini belirlemiştir. I. MURAT DÖNEMİNDE ANADOLUDA GELİŞMELER: 1)- Ankara Karamanoğullarından geri alındı. 2)- Oğlu Yıldırım Bayezıd'ı Germiyan Beyi'nin kızıyla evlendirerek onlardan Kütahya, Tavşanlı, Simav ve dolayları çeyiz olarak alındı. 3)- Hamitoğullarından Eğridir ve çevresi satın alındı. 4)- Karaman Beyi Alaaddin Ali Beyle kızını evlendirerek dostluk kurmaya çalıştı. Ancak Karamanoğullarının düşmanca tavırlarını sürdürmeleri üzerine harekete geçerek, Karamanoğullarını yendi. Alaaddin Ali Bey'i affederek barış yaptı. I. MURAT DÖNEMİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ GELİŞMELER: 1)- Divan teşkilatı sistemli ve sürekli hale getirildi. 2)- Kapıkulu Ocakları kuruldu. I.BAYEZİD ( YILDIRIM ) DÖNEMİ (1389-1403) Amacı: Anadolu’da Türk birliğini kurmak Yıldırım Bayezid devrinde Osmanlılar ilk kez İstanbul’u kuşattılar. Yıldırım İstanbul’u 2 kez kuşatmış, sonuç alamamıştır. Yıldırım Bayezid devleti içinde bulunduğu güç durumdan kurtarmak ve ekonomik gelişmeyi sağlamak için Venedik tüccarlarına imtiyazlar (kapitülasyonlar) verdi. Hayatı boyunca Venedik tüccarlarını himaye etmeyi kabul etti. Ayrıca Venedikliler Osmanlı topraklarında serbestçe ticaret yapacaklar ve vergi vereceklerdi. Yıldırım Bayezid, savaş meydanında padişah olan ilk ve son Osmanlı padişahıdır. Yıldırım Bayezid, düşmana esir düşen ilk ve son Osmanlı padişahıdır. İSTANBUL KUŞATMASI - 1391 Sebep: Yıldırım Bayezid, Bizans imparatoru Manuel’den İstanbul’da bir Türk mahallesi kurulmasını, bir cami yapılmasını ve Osmanlılara ödenen verginin arttırılmasını istedi, imparator bu istekleri kabul etmeyince İstanbul’u kuşattı. Sonuç: İmparator Yıldırım Bayezid’in isteklerini kabul edince kuşatma kaldırıldı. Önemi: Osmanlıların ilk İstanbul kuşatmasıdır. (İstanbul 17 kere Yunanlılar, Romalılar ve Latinler, 7 defa Araplar ve 5 defa da Osmanlılar tarafından kuşatıldı. Kuşatmaları yapan Osmanlı padişahları: 1. ve 2. kuşatma: Yıldırım Bayezid, 3. kuşatma: Musa Çelebi, 4. kuşatma: II.Murat, 5. kuşatma: Fatih Sultan Mehmet) ANADOLU HİSARI (GÜZELCE HİSAR) 1397 tarihinde Yıldırım Bayezid tarafından İstanbul Boğazı’nı denetlemek ve İstanbul kuşatmalarında Bizans’a Karadeniz’den yardım gelmesini engellemek amacı ile yaptırılmıştır. NİĞBOLU SAVAŞI Tarihi:1396 Taraflar: Osmanlılar X Haçlılar (Macar kralı komutasındaki Haçlı ordusu) Sebep: 1-Osmanlıların İstanbul’u kuşatmaları. 2-Osmanlıların Bulgar krallığına son vermiş olmaları.3-Ege’de Osmanlı donanmasının Venedik çıkarlarına zarar vermesi. 4-Osmanlıların Bosna ve Arnavutluk’a yerleşmesini engellemek. 5Osmanlı sınırlarının Macaristan’a kadar dayanması. Sonuç:1-Eflak ve Boğdan beyleri Osmanlı hakimiyetini kabul ettiler. 2-Vidin Bulgar krallığına son verildi. 3-Macaristan içlerine kadar akınlar yapıldı. 4-Haçlıların elindeki kaleler geri alındı.5- Bulgaristan tamamen Osmanlı topraklarına katıldı. Önemi:1-Savaşta çok fazla ganimet elde edildi. Bu ganimetle Osmanlılar bir çok eser inşa ettirdiler. Bursa Ulu Cami bunlardan biridir. 2-Savaş sonunda halife Yıldırım Bayezid’e Anadolu Sultanı unvanını verdi (Sultan-ı İklim-i Rum) 3-Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında ünü arttı. Osmanlı-Karaman rekabetinin ana sebebi: İki devletin de kendilerini Türkiye Selçuklularının mirasçısı saymaları bu rekabetin ana sebebidir. Sayfa: ~ 3 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ANADOLU’DA SİYASİ BİRLİĞİN KURULMASI İÇİN SAVAŞMADAN YAPILAN ÇALIŞMALAR 1- I.Murat, Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kızı ile oğlu Yıldırım Bayezid’i evlendirdi. Devlet Hatun çeyiz olarak Kütahya, Tavşanlı, Emet ve Simav’ı getirdi. 2- I.Murat kızını Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey ile evlendirdi. 3- I.Murat Hamitoğullarından Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Yalvaç ve Isparta’yı 80 bin altın karşılığında satın aldı. 4- Sivas hakimi Kadı Burhanettin ölünce Sivas halkı şehri Osmanlılara teslim etti. ANKARA SAVAŞI Tarih: 28 Temmuz 1402 Taraflar: Yıldırım Bayezid X Timur Sebepler: 1-Yıldırım Bayezid ile Timur arasındaki üstünlük mücadelesi 2-Yıldırım Bayezid’in doğuya doğru genişlemesi Timur’un hoşuna gitmemişti. 3-Y. Bayezid’in Elbistan ve Malatya’yı alması ile Memlukler ile arası açılmıştı, Timur bu iki Türk devletinin gergin anından yaralanmak istedi. 4-Çin seferine çıkmak isteyen Timur, arkasında Osmanlılar ve Memlukler gibi güçlü rakipler bırakmak istemiyordu. 5- y:Bayezid’in ele geçirdiği Anadolu beyliklerinin beyleri beyliklerini yeniden ele geçirmek için Timur’dan yardım istiyorlardı. 6- Timur, İran, Irak ve Azerbaycan’ı elegeçirerek Osmanlılar ile komşu olmuştu. Bahane: Celayir hükümdarı Ahmet Celayir ile Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf Timur’dan kaçarak Y.Bayezid’e sığındılar. Timur bu hükümdarların kendisine iade edilmesini veya öldürülmesini istedi. Y.Bayezid, Timur’un isteklerini yerine getirmeyince Timur, bu durumu savaş sebebi saydı. Savaşı etkileyen olay: Savaş sırasında önce sağ kanattaki Kara Tatarların, sonra sol kanattaki Anadolu askerlerinin Timur’un tarafına geçip Osmanlılara saldırması savaşın kaderini değiştirmiştir. Ankara Savaşı ile ilgili Y.Bayezid’in hataları: 1- Malatya’yı ele geçirerek Memlukler ile arasını açması ve savaş sırasında Memluklerden destek alamaması. 2- Savaşı dağlık bölgede kabul etmemesi. Timur’un fillerle donatılmış ordusunun dağlarda şansı olamazdı. 3- Ankara’ya geldiğinde Timur’un ordusunun hazırlıksız olduğunu gördüğü halde saldırmaması. Timur’un ordusuna toparlanmak için fırsat vermesi. Sonuç: 1- Bizans’ın alınması 50 yıl gecikti. 2- Osmanlıların Balkanlardaki ilerleyişi durdu. Arnavutluk boşaltıldı. 3- Yıldırım Bayezid tarafından kurulan Anadolu birliği bozuldu. Çünkü Timur Anadolu beyliklerine bağımsızlıklarını geri verdi. 4- Timur, Osmanlı topraklarını Yıldırım’ın oğulları arasında paylaştırdı. Böylece Osmanlı Devleti parçalandı. 5- Yıldırım Bayezid Timur’a esir düştü. Esarete dayanamayıp kısa sürede öldü. 6- Osmanlı Devleti’nin gelişmesi 50 yıl gecikti. 7- Fetret devri başladı. 8- Anadolu’nun doğusunda güçlenen Akkoyunlular, Osmanlıları tehdide başladılar. 9- Ankara Savaşı’ndan sonra Bizans, İstanbul’da bulunan Müslümanların bir kısmını şehid etti, bir kısmını şehirden çıkardı, camileri tahrip etti. FETRET DEVRİ ( 1402-1413) Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesi ile başlayan ve Çelebi Mehmet’in hükümdar olmasına kadar geçen 11 yıllık saltanat karışıklığına Osmanlı tarihinde Fetret devri adı verilir. Fetret devrine Timur’un Osmanlı ülkesini Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında paylaştırması sebep olmuştur. ÇELEBİ MEHMET DÖNEMİ (1413-1421) Amacı:Anadolu birliğini yeniden sağlayarak devleti güçlendirmek. *Çelebi Mehmet Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu sayılır. İLK DENİZ SAVAŞI Tarih:1416 Taraflar: Osmanlı X Venedik Sebep: Venediklilerin Osmanlı gemilerine düşmanca saldırıda bulunmaları Sonuç: 1-Çalı Bey komutasındaki Osmanlı donanması yenildi. 2- Savaş sonunda yapılan antlaşmaya göre Venedikliler Osmanlı topraklarında diğer milletlerden daha fazla ticaret yapacaklar, buna karşılık Osmanlı gemilerine saldırmayacaklardı. ŞEYH BEDREDDİN İSYANI Tarih:1420 Sebep: Çelebi Mehmet, kardeşi Musa Çelebi’nin kazasker tayin ettiği Şeyh Bedreddin’i görevinden alınca isyan başladı. Sonuç: Şeyh Bedreddin yakalandı, Serez’de yargılandı ve idam edildi. Önemi: Osmanlı Devleti’ndeki ilk dini isyandır. Sayfa: ~ 4 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ŞEHZADE MUSTAFA ÇELEBİ İSYANI (Yıldırım Bayezid’in oğlu) Tarih:1420 Sebep: Timur, Yıldırım Bayezid’in oğlu Mustafa Çelebi’yi Ankara Savaşı sonunda yanında Semerkand’a götürmüştü. Timur’un ölümü üzerine Mustafa Çelebi geri döndü ve tahta çıkmak isteği ile isyan etti. Sonuç: Mehmet Çelebi’ye yenilen Mustafa Çelebi, Bizans’a sığındı. Mehmet Çelebi Bizans ile bir antlaşma yaptı ve Mustafa Çelebi’yi serbest bırakmaması şartıyla Bizans’a her yıl yüz bin akçe ödemeyi kabul etti. *Mustafa Çelebi’nin Yıldırım’ın oğlu olmadığını iddia edenler ona Düzmece adını verdiler. Bu sebeple isyanın diğer bir adı da Düzmece Mustafa isyanıdır. ( II.Murad döneminde Bizans destekli Mustafa Çelebi yeniden isyan ederek Edirne’ye gelmiş ve padişahlığını ilan etmiştir. 1422’de yakalanan Mustafa Çelebi hanedandan olmadığı ilan edilerek öldürülmüştür.) II.MURAT DÖNEMİ (1421-1444/ 1446-1451) Amacı: Balkanlarda Osmanlı aleyhine bozulan dengeyi yeniden sağlamak. *II.Murat, kuruluş döneminin son padişahıdır. *II.Murat, Türkçe’ye çok önem vermiştir. Devletin resmi kayıtları II.Murat’tan itibaren Türkçe tutulmuştur. İSTANBUL KUŞATMASI Tarih: 1422 Sebep: II.Murat, Çelebi Mehmet’in oğlu Mustafa Çelebi’yi tahta çıkarmak isteyen Bizans’ı cezalandırmak istedi. Sonuç: 50 gün süren kuşatmayı, II. Murat, Mustafa Çelebi’nin Bursa’yı kuşatması üzerine kaldırmak zorunda kaldı. ŞEHZADE MUSTAFA OLAYI ( Çelebi Mehmed’in oğlu) Tarih: 1422 Sebep: Çelebi Mehmed’in oğlu Şehzade Mustafa tahta geçmek için Bizans ve Anadolu beyliklerinin desteği ile ayaklandı. Sonuç: 1423’te İznik’te yakalanarak öldürüldü. EDİRNE-SEGEDİN ANTLAŞMASI Tarih:1444 Taraflar:Osmanlı- Macar+Sırp Maddeleri:1-Bulgaristan’daki Osmanlı egemenliği tanınacak.2-Sırp despotluğu tekrar kurulacak ve Osmanlılara vergi verecek. 3-Eflak beyliği Macar egemenliğinde kalacak, Osmanlılara vergi vermeye devam edecek. 4-Tuna nehri taraflar arasında sınır olacak. 5-Antlaşmanın süresi 10 yıldır. En önemli maddesi: İki taraf birbirleriyle 10 yıl savaşmayacaklar.( II.Murad bu maddeyi antlaşmaya koyarak tahtı 12 yaşındaki oğlu II.Mehmed’e bırakmak istiyordu. 10 sene sonra II.Mehmed savaşacak yaşa gelecekti.) VARNA SAVAŞI Tarih:1444 Taraflar: Osmanlı X Haçlılar (Macar, Erdel, Eflak, Leh, Venedik, Sırp, Alman) Sebep: Osmanlı tahtına 12 yaşındaki II.Mehmed’in geçmesi. 2- Haçlıların Avrupa’nın güneydoğusunu Türklerden korumak istemesi. 3- Edirne-Segedin Antlaşması’nı papanın onaylamaması üzerine geçersiz sayılması. 4-İstanbul’u Osmanlılardan korumak. Sonuç:1-Hıristiyanların Osmanlıları Avrupa’dan atma ümitleri sona erdi. 2- Bizans’ın kaderi belirlendi. 3-Balkanlarda 500 yıl sürecek Osmanlı hakimiyeti başladı, Rumeli’de kesin olarak Türk egemenliği sağlandı.4- Varna Savaşı’ndan önce II.Murad ikinci kez tahta çıktı. II.KOSAVA SAVAŞI Tarih:1448 Taraflar:Osmanlı X Haçlılar ( Macar, Erdel, Eflak, Alman) Sebep: Haçlılar Varna yenilgisinin izlerini silmek istediler. 2- Türk düşmanı Hunyadi Yanoş’un Macar kralı olup Haçlıların yardımı ile Osmanlılara saldırmak istemesi. Sonuç: 1- Avrupalı ülkeler saldırıdan savunmaya geçtiler. Haçlılar bir daha Türklere saldırmaya cesaret edemediler. (1683 tarihine kadar) 2- Bu zafer Türklerin kesin olarak Balkanlara yerleşmesini sağlamıştır. 3- Eflak yeniden Osmanlılara tabi oldu. 4- Bulgaristan ve Kuzey Yunanistan Osmanlı yönetimine girdi. Bu bölgelere Anadolu’dan getirilen göçmenler yerleştirildi ve özellikle Bulgaristan hızla Türkleşti. Sayfa: ~ 5 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ORTAÇAĞ'DA AVRUPA 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Ortaçağın Genel Özellikleri Kavimler Göçü sonucundan İstanbul’un Türklerce fethedilmesine kadar sürer. Merkezi otoritenin güçlü olmadığı, devletlerin birliğinin olmadığı bir süreci ifade eder. Feodalizmin siyasal, sosyal, ekonomik düzen olduğu bir çağdır. Kralların yetkilerinin Papalara oranla daha az ve sınırlı olduğu bir dönemdir. (Papalar kralları görevden alabildiği gibi, atayabilirdi) En güçlü kurumun kilise (veya onun simgesel gücü Papalık) olduğu bir çağdır. (Kilise en büyük ekonomik, siyasi ve dinsel güçtür.) Bilimsel düşüncenin baskı altına alındığı ve bu yüzden bilim hayatının sönük geçtiği bir dönemdir. Çağın en önemli ekonomik, siyasi ve askeri olayı Haçlı Seferleri olmuştur. Bilimsel, teknik alandaki gelişmelerin yaygınlaş­ması ve hızlanması ile sona ermiştir. KAVİMLER GÖÇÜ (375) Çin baskısı altında yaşamak istemeyen Kuzey Hunları'nın yol açtığı bir göçtür. Kavimlerin yerlerini değiştirmesi sonucu Avrupa büyük bir karmaşa içine sürüklenmiş, süreç içinde Avrupa'nın her tarafı işgale uğramıştır. Sonuçları: 1. İlkçağın en büyük köleci devleti olan Merkezi Roma imparatorluğu ikiye ayrıldı. (395) UYARI: Batı Roma imparatorluğu 476'da Germenler tarafından, Doğu Roma (Bizans)'nın ise 1453'de Osmanlılar tarafından varlığına son verildi. İki gelişmenin ortak özelliği yeni bir çağı başlatmasıdır. 2. Yeni soy ve uluslar oluştu. Germen kavimleriyle yerli halklar karışarak yeni topluluklar meydana geldi 3. Günümüz Avrupa uluslarının (bir anlamda Avrupa devletlerinin) temelleri atıldı. 4. Avrupa'nın siyasi, sosyal yapısı değişti; feodalite düzenine geçiş oldu. 5. Ticaretin gerilemesine paralel olarak tarım ekonomisi gelişti. (Bunun temel nedeni, feodalitenin kapalı ekonomik yapıya sahip oluşudur). 6. İlkçağın sona ermesi, ortaçağın başlamasına yol açtı. UYARI: çağ değiştiren bir olayın temel özelliği evrensel olmasıdır. Bu da, birden çok sayıda toplumun siyasal, sosyal, ekonomik düzeninin değişmesi ile yakından ilgilidir. O halde köleci toplum yapısının değişmesi, yerine feodal toplum yapısının yerleşmesi çağın kapanmasına veya açılmasına yol açar. FEODALİTE (DEREBEYLİK) Feodalizm, sözcük anlamıyla toprağa dayalı düzen anlamına gelir. Tarihsel anlamıyla feodalizm; Ortaçağ Avrupası'na karşılık gelen siyasal, ekonomik ve sosyal düzenin adıdır. En geniş tanımıyla Feodalite toprağın ve toprak üzerindeki egemenliğin parçalandığı üretim ve yönetim sistemidir. Feodalizmin siyasal yönü derebeylik rejimidir. Bu rejimde güçlü merkezi devletler görülmez. Devletlerin birliği yoktur. Çünkü ülke değişik siyasal birimlere (bölgelere) ayrılmıştır. Böylesi bir rejimde siyasal birimler arasında birliğin sağlanması oldukça zordur Dolayısıyla merkezi otorite zayıftır. Feodalizmin ekonomik yönü tarım etkinliğine ve en önemli mülkiyet olan toprağa dayanır. Tarım en önemli faaliyettir. Toprak en önemli mülkiyettir. Ekonomik yapı Otarşiktir (kapalı ekonomik yapıda üretim doğrudan pazara yönelik değil, ihtiyacın karşılanmasına yöneliktir.) Feodalizmin sosyal yönünü, toprağı işleyen serf ile toprak sahibi senyör arasındaki ilişki tayin eder Senyör koruyandır. Serf korunandır. Toprağın işleyeni ile sahibi arasındaki bu ilişki yönetilen, yöneten ilişkisidir. Bu eşitsizlik demektir. Sınıflı bir toplum yapısında sömürülen - sömüren ilişkisinin olduğunu anlatır. Feodal toplum yapısı ekonomik etkinlik ile bu etkinliğin gerçekleşmesiyle ortaya çıkan sosyal durumla belirlenir. Değişme yavaştır. Din toplum hayatında belirleyicidir. Nitekim Ortaçağda Kilise Skolastik zihniyeti kitlelere bu düzen sayesinde aşılayabilmiştir. Feodalizmin Doğuş, Gelişme ve Yıkılış Aşamaları: Avrupa'da Kavimler Göçü'nden sonra Roma İmparatorluğu’nun merkezi yapısı yıkılınca ekonomik bunalım başladı. Roma imparatorluğu yıkıldıktan sonra Avrupa'da büyük karışıklıklar yaşandı. Savaşlar ve yağmalar halkın güvenliğini tehlikeye soktu. Tarıma elverişli topraklar soylular, din adamları ve savaşçı şeflerin eline geçti. Kendilerini güven içinde göremeyen yoksullar , asillerin koruması altına girdiler ve onlar için çalışmaya başladılar. Asiller zamanla krallara karşı üstünlük sağladılar. Feodal düzende soylulara ve büyük toprak sahiplerine senyör , toprağa bağlı kölelere de serf denilmiştir. Feodalizmin oluşmasına yol açan olay Kavimler Göçü'dür. V. Yüzyıldan VIII. yüzyıla kadar Avrupa'da olgunlaşan Feodalizm bir sistem (düzen) olarak VIII - XIII. yüzyıl arasında tüm kıtada yerleşmiş ve en güçlü konuma yükselmiştir. Feodal sistem Haçlı Seferleri sonrasında zayıflamaya başlayacaktır, Coğrafi Keşiflerle feodalizmin siyasal yapısı; derebeylik rejimleri zayıflamış, merkezi krallıklar kurulmaya başlamıştır. Diğer bir deyişle monarşik eğilimlerin güç kazanmasıyla feodalizmin siyasi yapısı çökmüştür. Yine Coğrafi Keşiflerle ticaretin yoğunlaşması ve yeniden önem kazanmasıyla tarımsal toplum yapısının içinde ticaret toplumu olgunlaşmaya başladığından feodalizmin ekonomik yapısındaki köklü değişmeler başlamıştır. Barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla derebeylik çökmüştür. Sanayi Devrimi ile sanayi toplumuna geçilmiştir, Böylece feodal üretim ilişkileri sona ermiş, yeni bir üretim ilişkisi başlamıştır. Fransız İhtilali ile Feodalizm tarihsel olarak sona ermiştir. UYARI: Bu gelişmeler feodalizmi ortaya çıkaran veya feodalizmin yıkılmasına yol açan olayların gerçekleştiği ülkelerde veya bölgeler için geçerlidir. NOT: Feodalizmde halk çeşitli sosyal sınıflara ayrılmıştır. Bu yüzden eşitsizlik hakim olmuştur. Aristokrasi (soylu sınıfı) sistemde güçlüdür. Ortaçağın sonlarına doğru kentlerde ticaretle uğraşan burjuvalar (kentsoyluları) ile aristokratlar arasında çelişki vardır. Avrupa'nın Feodal düzeninde kilise Özel bir yer tutar. Topraklarının çok büyük olması, iyi örgütlenmiş hiyerarşisi ve dinsel etkisiyle düzenin en büyük politik, ekonomik gücü oldu. Kilise feodal düzeni, Tanrının istediği bir düzenmiş gibi gösterip onu haklı çıkarmaya, korumaya çalıştı. Sayfa: ~ 6 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Feodal ekonomi düzeninin temel yasası bir artık ürün elde edilmesidir. Bu fazlalıkla senyörlerin ve adamlarının gereksinmeleri karşılanmıştır. Bu üretim sürecinde para dolaşımı ve onun doğurduğu artıkdeğer yoktur. Bu yüzden köle emeği senyörü zenginleştirmiş ama hiç bir zaman bir sermayedar durumuna getirmemiştir. Feodal beylerin malikanesi kapalı bir ekonomik birim olmuştur . Derebeyler topraklarının korunmaya elverişli bir yerinde şatolar yaparak buralarda oturmuşlardı. Ortaçağın derebeylik düzeninde tam bir eşitsizlik vardı. Başlıca toplumsal sınıflar : a) Büyük toprak sahibi asiller b) Din adamları c) Burjuvalar d) Köylüler Köylüler kendi aralarında ikiye ayrılmıştı : Serfler, serbest köylüler. Serfler toprağa bağlı kölelerdi. Hiçbir hakları yoktu toprakla birlikte alınıp satılabilirdi. Serbest köylüler ise istedikleri yerlere gidebilirler , belli bir ücret karşılığında derebeylerin topraklarında çalışabilirlerdi. Şehirlerde yaşayanlar ticaretle uğraştılar. zamanla zenginleştiler. bağlı oldukları senyörden özgürlüklerini satın aldılar. Bu kesime de Burjuvalar denilmiştir. 1. 2. 3. 4. Türk ve Avrupa Feodaliteleri Arasındaki Farklar: Türklerde merkezi otorite güçlü iken, Avrupa'da zayıftır. Türklerde toprağın sahibi devlet iken, Avrupa'da toprak senyöründür. (Yani Türklerde miri bir toprak anlayışı egemen iken Avrupa'da özel mülkiyet anlayışı egemendir. Bu yüzden Türklerde geniş topraklara sahip aristokrasi gelişmez) Avrupa'da köylü (serf) köle konumuna yakınken, Türklerde köylü (reaya) daha özgür konumdadır. Avrupa'da senyörler insanlar üzerinde geniş yetkilere ve tasarruflara sahipken, Türklerde görülen tımar beylerinin yetkileri kanunla sınırlandırılıyordu. UYARI: Avrupa ile Türk feodaliteleri arasındaki temel benzerlik ekonominin toprağa dayalı olmasıdır. NOT: Ortaçağın güçlü devletlerinden Karolenj İmparatorluğu, varisleri arasında, Verdün Antlaşmasına göre üçe ayrılmıştır (843). Bunun sonucunda Almanya İtalya ve Fransa devletleri ortaya çıkmıştır HAÇLI SEFERLERİ (1096 -1272) XI. yüzyılın sonlarında başlayan XIII. yüzyılın son çeyreğine kadar devam eden, kutsal Kudüs'ü kurtarma görünümü adı altında yapılan, Müslüman doğu ülkelerine yönelen büyük askeri seferlere Haçlı Seferleri denir. Nedenleri 1. Doğu ve İslam ülkelerinin zenginliğinden yararlanmak Yorum: Avrupa'nın yoksulluk içinde olması, Avrupalıları yeni bir arayışa itmiştir. Bu ekonomik neden Coğrafi Keşiflerin de nedeni olacaktır. 2. Bizans'ın Türklere karşı Avrupa'dan yardım istemesi Yorum: Malazgirt Savaşının sonunda ortaya çıkan bu durum seferlerin ilk siyasal gerekçesini oluşturur, 3. Hıristiyanların kutsal saydıkları Kudüs'ü geri almak islemeleri Yorum: Değişik dinlerin mabetlerinin yer aldığı için kutsal olarak nitelendirilen Kudüs, Hz. Ömer zamanında Bizanslılardan alınmıştı. Kudüs'ü kurtarmak amacı seferlerin dinsel nedenidir. Bu neden aynı zamanda insanları harekete geçiren görünüşteki nedendir. 4. Derebeylerin ve papaların güçlerini arttırma düşünceleri Yorum: Katolik papalar Katolik kilisesi ile Ortodoks kiliselerini birleştirmeyi ve böylelikle güçlerini arttırmayı amaçlamışlardır. 5. Yeni ülkelerde toprak ve mevki sahibi olmak amacı 6. Kluni Tarikatının çalışmaları 7. Avrupalıların ticaret yollarını (ipek ve Baharat Yolları) ele geçirme düşünceleri Haçlı Seferlerinin Başlaması: Kudüs, Hıristiyanlarca kutsal sayılıyordu. Abbasiler döneminde Kudüs'ün ziyareti serbest idi. XI. yüzyılda Fatımiler ile Abbasiler arasındaki mücadeleler bölgenin güvenliğini bozdu. Kutsal yerlere gelen Hıristiyanlar, can ve mallarını kaybettiler. Hıristiyan din adamları kutsal yerlerin ele geçirilmesi için propagandalara başladılar. İslamiyet’in ilerleyişini durdurmak amacıyla imparator ve soyluları Müslümanlara karşı kışkırttılar. XI. yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu'ya Türk akınları başladı. Bu akınlara karşı Bizans, batı dünyasından yardım istedi. Doğu ülkelerinin zenginliği batının iştah ve merakını arttırdı. Avrupalılar, doğuya giderek bu zenginliklerden yararlanmak istedi!er. Din adamları, seferlere katılanların ele geçirdikleri toprak!ara sahip olacaklarını ilan ettiler. Kluni tarikatı mensupları, Hıristiyanları Müslümanlara karşı kışkırttı!ar. Haçlı Seferlerinin düzenlenmesine çalıştılar. 1. Haçlı Seferi (1096 -1099) İlk sefer karayolu ile düzenlendi. Anadolu üzerinden Kudüs'e ulaştılar. Haçlılar Kudüs, Antakya, Urfa, Trablus, Şam ve Yafa gibi şehirleri alarak amaçlarına ulaştılar. Urfa, Antakya, Trablusşam prenslikleri ile Filistin Krallığı kuruldu. Böylece Ortaçağ Avrupası'na ait olan Kontluk siyasi birimini ilk kez Ortadoğu'ya taşımış oldular. Yorum: Seferlerin bundan sonra da devam etmesi, aldıkları yerleri Müslümanlara karşı korumak içindir. 2. Haçlı Seferi (1147 -1149) Musul Atabeyinin Urfa'yı Haçlılardan geri alması nedeniyle düzenlendi. Haçlılar amacına ulaşamadı. Haçlılar, büyük kayıplar verdikten sonra ülkelerine geri döndüler. UYARI: Bu sefere Krallar ilk kez katıldı. Bunun temel nedeni, doğu ülkelerinin zenginliğinden yararlanmaktır. 3. Haçlı Seferi (1189 -1192) Eyyubilerin Kudüs'ü Haçlılardan geri almaları üzerine düzenlendi. Haçlılar bu kez de amaçlarına ulaşamadılar. Kudüs'ü geri almayı başaramadılar. Sayfa: ~ 7 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI 4. Haçlı Seferi (1204) Kudüs’ü geri almak amacıyla başlatılan seferde Haçlılar Kudüs yerine İstanbul’a yöneldiler. İstanbul’da Latin soyunu iktidara getirdiler. Ayrıca İznik ve Trabzon'da İstanbul’dan kaçan Bizanslılar Rum devleti kurdular Yorum: Amacından sapan bir sefer olarak nitelendirilebilir. Ortodoks ve Katolik çatışmasına dönüşen bir seferdir. Diğer seferler ise deniz yoluyla kutsal yerler üzerine düzenlendi. HAÇLI SEFERLERİ'NİN SONUÇLARI : A) Bizans ve Avrupa Tarihi Bakımından Sonuçları 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. Bizans Türkleri Anadolu'dan atma amacına ulaşamadı. Ayrıca 4. Haçlı Seferinde İstanbul’u Haçlılara kaptırdılar. Haçlılar askeri açıdan başarılı olamadılar. Bunun sonucunda vaatlerle yola çıkan halkın din adamlarına olan güveni azaldı. Din adamlarının gücünün azalmasına paralel krallar güçlendi. Din adamlarının dünya görüşü olan Skolastik düşünce zayıflamaya başladı Bunun sonucu özgür düşünce gelişmeye başladı. Derebeylerin gücü azaldı Bunun sonucunda krallar güç kazandı, burjuvalar ve serfler daha özgür bir konuma geldiler. Güçlenen krallar birbirleriyle ekonomik yarışa girdi. Bu durum Coğrafi Keşiflerin başlamasına etkide bulunacaktır. Avrupalılar antik kültür eserleri ile karşılaştılar Bu durum Rönesans'ın başlamasına yol açacaktır Doğu - Batı ticareti gelişti. Genelde Akdeniz, özelde İtalyan Limanlarının ticari önemi arttı Avrupalılar sıkı ilişkilerinden dolayı birbirlerini daha yakından tanıdılar. Barut, pusula, kağıt ve matbaa gibi teknik buluşlar Avrupa’ya götürüldü. (Avrupalıların Ortadoğu'yu yakından tanımalarının sonucu olarak) B) Türk-İslam Dünyası Bakımından Sonuçları 1. 2. 3. 4. 5. Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı Anadolu Selçuklu Devleti yıprandı Avrupa'ya yönelik ilerleyiş bir süre ertelendi, Anadolu, Suriye, Filistin harap oldu. Kültür, ticaret merkezleri yok oldu. Yüzyıllar süren düşmanlıklar doğdu (Aynı türden savaşlar oldu) NOT: Haçtı seferlerine karşı; a) Anadolu Selçukluları (en çok direnme gösteren) b) Danişmentliler c) Musul Atabeyliği d) Eyyubiler e) Memlükler (son haçlı kalıntılarına son vermişlerdir) karşı koymuşlardır. Haçlı Seferleri sonunda Anadolu, büyük çapta tahrip edildi. Kıyı bölgeleri, Bizans'ın eline geçti. Kültürel ve sanat faaliyetleri bir süre durdu. Selçuklular ve onlara bağlı beylikler. Haçlı krallıkları ile mücadele ettiler. Hıristiyanlığın Ortadoğu ülkelerine hakim olmasının önüne geçildi. İslamiyet büyük bir tehlikeden kurtarıldı. Bizans İmparatorluğu, Haçlılar sayesinde Batı ve Kuzey Anadolu bölgelerini geri almayı başardı. Ancak şehir ve kaleleri tahribat ve yağmaya uğradı. Dördüncü Haçlı Seferi sonunda İstanbul, Latinlerin eline geçti. Haçlı Seferleri sonunda istenilen amaca ulaşılamadı. Din adamları ve kiliseye karşı duyulan güven ve saygı zayıfladı. Milyonlarca Hıristiyan ülkelerinden uzakta öldüler. Birçok soylu hayatını kaybetti. Dönmeyi başaranlar ise servetlerinden oldular. Avrupa'daki feodal düzen zayıfladı. Buna karşılık krallar, siyasi ve askeri bakımdan güçlendiler. Deniz yolu ile düzenlenen Haçlı Seferleri sonucunda Liman şehirleri önem kazandı. Doğu - batı ticareti gelişti. Avrupalılar büyük servetler kazandılar. Avrupa'nın ekonomik yapısında gelişmeler oldu. Haçlı Seferleri sonunda Avrupalılar barut, pusula, kağıt ve matbaa ile tanıştılar. Bu buluşları Avrupa'ya taşıdılar. Bunun sonucunda teknik alanda gelişmeler başladı. MAGNA CHARTA LİBERTEUM (Büyük Şart) (1215) İngiltere'de Kral Yurtsuz John zamanında ilan edilmiştir. İngiltere’de demokrasinin, insan haklarının, parlamentonun oluşumunun, anayasacılığın ilk aşamasıdır Kralın yetkilerini sınırlandıran ilk gelişme olan Magna Carta'ya göre; 1 ) Kral, uyruğunun rızası olmadan halktan vergi alamayacaktı. 2 ) Özgür kimseler haksız yere tutuklanmayacak, hapis ve sürgün cezaları verilmeyecekti. Kralla uyrukları arasındaki bu sözleşme, karşılıklı hakları saptayan bir anayasa niteliğindedir UYARI: İngiltere’de 1295'te parlamento açılmıştır. Sürekli toplanamayan bu parlamento Lordlar ve Avam Kamarası diye ikiye ayrılmıştır. Ortaçağda tek parlamento İngiltere’dedir. YENİÇAĞDA AVRUPA Yeniçağın Genel Özellikleri 1. 2. 3. 4. 5. 6. İstanbul’un fethinden Fransız ihtilaline kadar olan dönemi ifade eder (1453 -1789). Bilimsel ve teknik alandaki gelişmelerin arttığı bir çağdır. (Yeniçağın her alanda başlamasına yol açan en önemli olay bilimsel, teknik alandaki gelişmelerdir), Derebeylik rejiminin yerini mutlak krallıklara bıraktığı bir çağdır. (Barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla derebeylik rejimleri yıkılmaya başlamıştır.) Skolastik düşüncenin yerini pozitif düşünceye; hümanizmaya bırakmaya başladığı bir dönemdir. Akdeniz limanlarının ticari önemini yitirmesine karşılık Atlas Okyanusu'nun ticari öneminin artmasına yol açan gelişmelerin yaşandığı bir çağdır. Avrupa'da düşünce din dünyasında köklü değişmelerin yaşandığı bir dönemdir. (Yeni mezhepler ortaya çıkmıştır) Sayfa: ~ 8 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Yeni çağ Başlarındaki Buluşlar Barutun Ateşli Silahlarda Kullanılması : Barutu bulan Çinlilerdir. Avrupalılar, Haçlı Seferleri Sırasında barutu Türk ve Müslümanlardan öğrendiler. Ateşli silahlarda kullandılar. Top, ilk kez İngilizler tarafından kullanıldı. Topun savaşlarda kullanılması Avrupa'nın siyasi yapısını etkiledi. Krallar, derebeylerin şatolarını yıktılar. Feodalite devri sona erdi. Merkezi mutlak krallıklar güçlendi. Pusulanın Geliştirilmesi : Pusula, Çinliler tarafından bulundu ve kullanıldı. Avrupalılar, Haçlı Seferleri sırasında pusulayı öğrendiler. Gerekli düzeltmeler yapıldı. Bu sayede gemiler, güvenlik içinde denizlere açılma imkanına kavuştular. Gemicilik sanatının gelişmesi ile yeni yollar ve ülkeler keşfedildi. Coğrafi keşif hareketleri başladı. Kağıt ve Matbaanın Tanınması : Çinliler ipekten kağıt imal ettiler. Türkler ise pamuktan kağıt üretiyorlardı. Araplar, Talas Savaşı'nda elde edilen Çinli esirlerden kağıt yapmasının öğrendiler. Paçavra ve selülozdan kağıt imal etmeyi başardılar. Bu sayede kağıt ucuza imal edildi. Matbaada Çinliler ve Uygur Türkleri tarafından kullanılmıştır. Uygurlar, tahta kalıplar hazırlayarak baskı yapıyorlardı. Avrupalılar Haçlı Seferleri ile kağıt ve matbaa ile tanıştılar. Felemenkli Jan Koster tahta harfler yaparak kalıplar hazırladı. Alman Jan Gutenberg harfleri madenden döktü. Bu sayede kitap basımı kolaylaştı. Kağıt ve matbaa, okuryazar sayısını artırdı. Okuma-yazma imtiyaz olmaktan çıktı. Fikir hayatında önemli gelişmeler oldu. Rönesans ve Reform hareketleri başladı. COĞRAFAFİ KEŞİFLERİ Nedenleri: 1. Bilimsel, teknik alandaki ilerlemeler a) Pusulanın sapma açısının hesaplanması b) Gemicilik sanatında ilerleme c) Coğrafya bilgisinde ilerleme 2. Doğu ülkelerinin zenginliği (Haçlı Seferleri ile Coğrafi Keşiflerin ortak nedenidir,) 3. Cesur gemicilerin yetişmesi 4. Avrupalıların dünyayı tanıma ve Hıristiyanlığı yayma amaçları 5. Avrupalıların Hindistan!a ulaşmak için yeni yollar aramaları (ipek ve Baharat Yolları Türklerin elindeydi.) 6. Kralların Coğrafi Keşifleri teşvik etmeleri . Keşif Hareketleri : Portekizler, XV. yüzyıldan itibaren keşif hareketlerine başladılar. Batı Afrika kıyılarına seferler düzenlendi. Bartelmi Diaz, Afri­ka'nın güneyine ulaştı. Buraya Fırtınalar Burnu adı­nı verdi. Portekiz kralı tarafından Ümit Burnu'na çevrildi. Vasko dO Gama, Ümit Burnu'na aşarak Hindistan'a ulaştı. İspanya kralı adına Kristof Colomb, Amerika Kıtası'nı buldu. Ancak buraları Batı Hint adaları zannetti. Americo Vespuçi buraların yeni bir kıta olduğunu fark etti. Macellan ve Del Kano , Atlas Okyanu5u'na açıldılar. Amerika'nın güneyinden Pasifik Okyanusu'na, oradan Hindistan ve Avru­pa'ya ulaştılar. Böylece Dünyanın yuvarlaklığı ispatlanmış oldu. NOT: Coğrafi Keşifleri başlatan Portekiz ve İspanya’dır. En çok yararlananlar ise İngiltere ve Fransa'dır. Siyası ve Dini Sonuçları : Yeni ülkelerin bulunması ile sömürge imparatorlukları kuruldu. Portekiz ve İspanyollarla başlayan sömürgecilik hareketlerine İngiltere, Hollanda ve Fransızlar katıldılar. Kilise ve din adamlarına duyulan güven azaldı. Yeni fethedilen yerlere gönderilen misyonerler, bu bölgelerde Katolik mezhebinin yayılmasını sağladılar. Ekonomik Sonuçlar: Doğuya giden yeni yollar bulunması ile doğunun zenginlik kaynakları batıya taşındı. Akdeniz Limanları önemlerini kaybetti. Okyanuslar ve Okyanus kıyılarındaki Limanlar önem kazandı. Yeni bulunan ülkelerin zenginlik kaynakla­rı Avrupa'ya taşındı. Orta Çağ boyunca servet birimi olarak kabul edilen toprağın yerini altın ve gümüş aldı. Ticaretle uğraşan burjuva sınıfının zenginleşmesi ile Avrupa'nın sosyal yapısında önemli değişmeler başladı. Bilimsel Sonuçlar : Dünya görüşünde büyük değişmeler oldu. Yeni ülkelerin keşfi ile yeni ırklar, uygarlıklar, hayvan ve bitki türleri bulundu. Avru­pa'da yeni şeyler bulma ve araştırma arzusu uyardı. Bilim ve teknikte yenilik hareketleri başladı. Coğrafi keşif hareketleri, Türk ve İslam alemini olumsuz yönde etkiledi. Baharat ve İpek Yolu eski önemini kaybetti. Türk ve Müslümanlar büyük za­rarlara uğradılar. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Kısaca özetleyecek olursak Coğrafi Keşiflerin genel sonuçları; Avrupalılar dünyanın bilmedikleri yerlerini tanıdılar, Yeni yerler ve kıtalar keşfedildi (Amerika kıtasının ve Ümit Burnu'nun bulunması) Atlas Okyanusu Limanları önem kazandı (Bu durum ipek ve Baharat yollarının ticari önemini yitirmesine yol açtı). İlk büyük sömürge imparatorlukları kuruldu. Ekonominin temelini tarımdan çok, ticaret oluştur­maya başladı, Yeni keşfedilen yerlerden Avrupa'ya bol sayıda sermaye aktı. Amerika yerlileri (Kızılderiler) ve onların uygarlıkları (İnka, Maya, Aztek) yok edildi. Keşiflerin sonuçlarından Türk-İslam dünyası olumsuz yönde etkilendi. Sayfa: ~ 9 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI RÖNESANS XV. yüzyılın sonlarıyla XVI, yüzyılın ilk yarısında başlayan edebiyat, güzel sanatlar ve bilim alanlarındaki yeniliklerin ve sanat anlayışının tümüne denir. Yeniden doğuş demektir. XV .yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın başlarında edebiyat ve güzel sanatlar alanındaki değişiklikler ve gelişmelerdir. Bu dönemde yetişen sanatkarlar antikiteyi (eski Roma ve eski Yunan uygarlığını) inceleyerek işe başladılar. Buna Yeni Çağın düşünce ve özelliklerini katarak yeni ve orijinal eserler yarat­tılar. Rönesans hareketleri önce İtalya’da başladı. Daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayıldı. Nedenleri: 1. Orta Çağ'da başlayan çalışmaların, XVI. yüzyıl başlarında en olgun safhasına ulaşması 2. Dahi sanatkarların yetişmesi ve çalışmalarını birleştirmesi 3. Haçlı seferleri ile başlayan doğu ile ilişkilerin artması 4. Avrupalıların Antik kültürü yakından tanımaları 5. Matbaanın bulunması ile yeni buluş ve düşüncelerin kolay yayılması 6. İstanbul’u Türklerin alması üzerine Bizans'tan kaçan bilginlerin İtalya’ya gitmesi ve klasik Yunan eserlerini tercüme etmeleri 7. Sanatı, bilimi ve bilim adamların koruyan bir sınıfın (mesenlerin) ortaya çıkması Rönesans ilk olarak İtalya'da başladı. Bunun en önemli nedeni İtalya’daki Roma, Yunan ve Hellenizm uygarlıklarının bütün izlerini taşıyor olmasıdır. İlk olarak edebiyat alanında İtalya’da başlayan Rönesans daha sonra diğer ülkelere yayılmıştır. İtalya’dan sonra Röne­sans hareketleri Fransa'da hümanizma'ya paralel güzel sanatlar alanında, Almanya'da reform hareketleriyle iç içe, İngiltere’de hümanizm alanında başladı. 1. 2. 3. 4. 5. 6. Sonuçları: Yeni bir görüş ve düşünüş meydana geldi. Orta Çağ'a hakim olan skolastik düşünce yıkıldı. Yerini pozitif düşünce aldı. Bu dönemde yetişen hümanistler, reform hareketlerinin başlamasında öncülük ettiler. Bilimde Rönesans hareketleri başladı. Düşünce özgürlüğü gelişti. Kilisenin otoritesi sarsıldı. İncil yeniden incelendi (Bu durum Reformun başlamasına yol açtı). Avrupa'nın sosyal yapısında ve ahlak anlayışında değişiklikler oldu. REFORM XVI. yüzyıl Avrupası'nda Katolik Kilisesinde görülen yenileşme hareketlerine Reform denir. Nedenleri 1. 2. 3. 4. 5. Tevrat ve İncil’in ulusal dillere çevrilmesi Din adamlarının bazılarının Katolik Kilisesi'nin çalışmalarını eleştirmeleri Hümanistlerden çoğunun ortaçağın skolastik fikirlerini eleştirmeleri (Rönesans'ın etkisi) Din adamlarının çoğunun dini, kendi çıkarlarına alet etmeleri sonucunda Katolik kili­sesinin bozulması, Endüljans satışının yoğunluğu Reform hareketleri Almanya'da başladı. Alman hümanistlerden Martin Luther, endüljans satışlarına itiraz etti. Papa tarafından aforoz edildi. Ölüme mahkum edilen Luther, dostu Alman prensleri tarafından saklandı. Fikirleri kısa zamanda yayıldı. Mezhep kavgaları 25 yıl devam etti. Ogsburg Antlaşması (1555) ile Protestanlık resmen kabul edildi. Fransa'da Kalven tarafından kurulan Kalvenizm ise Fransa ve Hollanda'da yayıldı. Mezhep savaşları 30 yıl kadar sürdü. Nant Fer­manı ile Kalvenistlik resmen tanındı. İngiltere’de ise, reform halk hareketi ile değil, krallık tarafından yapıldı. VII. Henri Katolik kilisesi ile ilişkilerini kesip İngiliz kilisesine bağlandı (1534). Böylece İngiltere’de Anglikanizm mezhebi ve kilisesi kurulmuş oldu. Sonuçları 1. 2. 3. 4. 5. 6. Avrupa'da Katolik birliği bozuldu, yeni mezhepler doğdu Papa'ya bağlılık azaldı. Yeni mezheplerin kabul edildiği yerlerde kilise mallarına ve arazilerine el kondu; kilise yoksullaştı. Öğretim işleri kilisenin elinden alındı; eğitimde laikleşme başladı. Katolik kilisesi kendini yenilemek zorunda kaldı ; Engizisyon mahkemeleri kurularak Katolik mezhebinin yaşatılmasına, Cizvit tarikatı kurularak Katolik mezhebi­nin yayılmasına çalışıldı. Bu sayede korku ve deh­şet yaratılarak Katolik mezhebi dağılmaktan kurta­rıldı. Kilisenin kültür ve düşünce üzerindeki baskısı azaldı. Bunun sonucunda pozitif bilimler gelişmeye başladı. Genel Yorum: Haçlı Seferleri, Coğrafi Keşifler, Rö­nesans ve Reform hareketlerinin ortak sonucu Katolik Kilisesinin otoritesini azaltmalarıdır. Bundan en az et­kileyeni Coğrafi Keşifler olurken, en çok etkileyeni Re­form olmuştur. Avrupa'da meydana gelen bu gelişmeler­den Coğrafi Keşifler Avrupa dışında daha çok etkili olmuşken, Reform en az etkili olmuştur. İTALYA SAVAŞLARI (1494 -1559) XVI. yüzyıl Avrupası'nın en önemli olayıdır. Fransa, ispanya ve Almanya krallık soyları arasında çıkan siya­sal denge ve veraset savaşıdır. Siyasal birliği olmayan İtalya’da çıkan anlaşmazlıklara bu ülkelerin de müdahale etmesi savaşın çıkmasına neden olmuştur. Kato Kambrezi (1559) antlaşması ile savaşlara son verilmiştir. Sayfa: ~ 10 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI YÜKSELME DÖNEMİ (1453-1579) Yükselme Devri Padişahları: Fatih( II. Mehmet ), II. Bayezıt, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat II.MEHMET DÖNEMİ (FATİH) (1451-1481) Amaçları: 1- İstanbul’u fethetmek. 2- Anadolu’yu bir yönetim altında birleştirmek. 3- Karadeniz ticaret yoluna hakim olmak. ***Fatih, Yükselme döneminin ilk padişahıdır. ***Fatih döneminde ilk Osmanlı altın parası basılmıştır. İSTANBUL’UN FETHİ (6 NİSAN-29 MAYIS 1453) İstanbul’un fethinin sebepleri: Bizans, Osmanlıların Rumeli’den Anadolu’ya,Anadolu’dan Rumeli’ye asker geçirmelerine engel oluyordu. Bizans, Avrupa devletlerini, Anadolu beyliklerini ve Osmanlı şehzadelerini Osmanlılar aleyhine kışkırtıyordu. Rumeli’de kesin hakimiyet için İstanbul’un fethi şarttı.. Osmanlı padişahları devleti Rumeli’de Edirne’den, Anadolu’da Bursa’dan yönetiyorlardı.İstanbul’un fethi ile tek merkezden yönetim sağlanacaktı. İstanbul kara ve deniz yollarının üzerinde bulunması sebebiyle ticari önem taşıyordu. İstanbul Hıristiyanlar için önemli bir dini merkezdi. Osmanlı Devleti’nin fetih için yaptığı hazırlıklar Bizans’a deniz yoluyla gelebilecek yardımları önlemek amacıyla Anadolu Hisarı’nın karşısına Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı yapıldı. Bizans’ın İstanbul dışındaki toprakları alınarak batı ile bağlantısı kesildi. Surları aşmak için yürüyen tekerlekli kuleler yapıldı. Kuşatmayı denizden desteklemek için 400 gemiden oluşan donanma hazırlandı. Edirne’de büyük toplar döküldü. ( Bunların en büyüğü şahi topudur.) Aşırtma gülleler atacak havan topları yapıldı. Avrupa’dan gelecek saldırılara karşı Mora ve Balkanlara kuvvet gönderildi. Bizans’ın hazırlıkları: İmparator XI. Konstantin, Katolik ve Ortodoks kiliselerini birleştirmek istedi. Böylece papanın yardımıyla Avrupa devletlerinin desteğini sağlamak istiyordu. Haliç’in girişi kalın zincirlerle ve eski gemilerle kapatıldı. Halk silahlandırılıp surlar tamir edildi. Grejuva (Rum ateşi) adı verilen bir silah geliştirildi. İstanbul’un fethinin Türk tarihi açısından sonuçları: 1- Osmanlı Devleti için yükselme dönemi başladı. 2- İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkenti oldu. 3- Boğazlar Osmanlı hakimiyetine girdi. 4- Karadeniz ticaret yolu Osmanlıların eline geçti. 5- Türklerin Avrupa’ya yerleşmeleri hızlandı. 6- II. Mehmet, Fatih unvanını aldı. 7- Osmanlıların Rumeli ve Anadolu’daki toprakları bütünleşti. 8- Osmanlıların İslam dünyasındaki saygınlığı arttı. İstanbul’un fethinin dünya tarihi açısından sonuçları: 1- Şehirleri çevreleyen surların toplarla yıkılacağı anlaşıldı. Avrupalı krallar derebeylerinin şatolarını toplar ile yıkarak Ortaçağ feodalite rejimine son verdiler. 2- İpek ve baharat yolları Türklerin eline geçince Avrupalı denizciler başka deniz yolları aramak zorunda kaldılar ve coğrafi keşifler başladı. 3- 1058 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Roma imparatorluğu tarihe karıştı. 4- İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya kaçan bilginler orada Rönesans hareketini başlattılar. 5- İstanbul’un fethi Ortaçağ’ın sonu, Yeniçağ’ın başlangıcı olarak kabul edildi. MORA’NIN FETHİNİN SEBEPLERİ: 1- Mora’da Bizans imparatorunun akrabaları vardı. İleride Bizans üzerinde hak iddia edebilirlerdi. 2- Mora, Osmanlıların İtalya’ya yapacakları seferlerde askeri üs olarak kullanılabilirdi. FATİH’İN BATI SEFERLERİ: Sırbistan, Mora, Eflak, Boğdan, Bosna, Hersek, Arnavutluk, İtalya, Atina Sayfa: ~ 11 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI FATİH’İN DOĞU SEFERLERİ: ***Amasra, ***Sinop, ***Trabzon, Karamanoğlu koprakları ( Konya ve çevresi), ***Akkoyunlu toprakları (Doğu Anadolu, Erzincan bölgesi), ***Candaroğlu toprakları ( Kastamonu ve çevresi), ****Kırım***** *******Fatih, Mora ve Trabzon’u alarak Bizans’ın yeniden dirilme umutlarını sona erdirmiştir.**** FATİH DÖNEMİNDE ELE GEÇİRİLEN ADALAR: Gökçeada, Taşoz, Bozcaada, Limni, Midilli, Semadirek, Eğriboz , Zenta, Kefalonya, Ayamavra adaları fethedildi. Rodos kuşatıldı ise de alınamadı. 16 YIL SAVAŞLARI Tarih: 1463-1479 Taraflar: Osmanlı X Venedik Sebep: Osmanlıların Ege adalarını ele geçirmeleri Venedik’in doğu ticaretine zarar veriyordu. Sonuç: 16 yıl süren savaş sonunda Eğriboz başta olmak üzere bir çok ada ele geçirildi ve Venedikliler ile barış yapıldı. Antlaşma ile Venedik Osmanlı sularında ticaret yapma ve İstanbul’da balyos (elçi) bulundurma hakkı kazandı. OSMANLI-MEMLUK İLİŞKİLERİNİN BOZULMA SEBEPLERİ: 1- Osmanlıların Memluk hâkimiyetindeki Dulkadiroğullarının iç işlerine karışmaları. 2- Osmanlıların Memluklardan Hicaz suyollarının tamiri için müsaade istemeleri. 3- Memlukların Dulkadir beyi Şahsuvar Bey’i öldürmeleri. Sonuç: Fatih, Memluklar üzerine sefere çıkmaya karar verdiyse de Gebze yakınlarında ölünce sefer yarıda kaldı. OTLUKBELİ SAVAŞI Tarih:1473 Taraflar: Fatih SM X Akkoyunlu Uzun Hasan Sebep: Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Osmanlılara karşı kullanmak üzere Venediklilerden ateşli silahlar almak istemesi. Sonuç:Akkoyunlu Devleti yıkılma sürecine girdi. Önemi: Osmanlılar Anadolu’daki en büyük rakiplerinden birini ortadan kaldırmıştır. İTALYA SEFERİ (OTRANTO SEFERİ) Tarih:1480 Taraflar: Osmanlı X Napoli Krallığı Sebep: Roma’yı fethetmek. Sonuç: Fatih’in ölümüyle sefer yarıda kaldı. KIRIM’IN OSMANLILARA KATILMASININ ÖNEMİ: Fatih: Karadeniz ticaret yolunun güvenliğini sağlamak, Moskova Prensliği’nin güneye yayılmasını engellemek, Ceneviz ticaretine son vermek için Kırım’ı Osmanlılara bağlamak istedi. Kırım’ın Osmanlılara katılması ile: Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Karadeniz kıyılarındaki doğu ticaret yolları Osmanlıların eline geçti. Osmanlılar Eflak ve Boğdan’ı doğudan kontrol etmek imkanına kavuştular. FATİH KANUNNAMESİ: Fatih Kanunnamesi, sadrazam Karamani Mehmet Paşa tarafından hazırlanmıştır. Hükümdar devletin bekası için kardeşlerini katledebilir. Bu kanunname sayesinde Osmanlılar 600 sene varlıklarını devam ettirebilmişlerdir. *Fatih’in ölüm haberi Roma’ya ulaşınca İtalya’da toplar atılıp, günlerce şenlikler yapıldı. Papa, bütün Avrupa kiliselerinde üç gün çanların çalınıp şükür ayinleri yapılmasını emretti. II.BAYEZİD ( VELİ, SOFU) (1481-1512) Amacı: Devletin iç düzenini sağlamak *Hayatta iken tahtı oğlu Yavuz Sultan Selim’e bırakmak zorunda kalmıştır. *II. Bayezid döneminde Karamanoğulları’na kesin olarak son verilmiştir. Sayfa: ~ 12 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI CEM OLAYI’NIN ÖNEMİ: Fatih öldüğünde büyük oğlu Bayezid Amasya ( Veliaht sancağı), küçük oğlu Cem ise Konya valisi idi. Fatih döneminde devşirmeler ile Türk kökenli devlet adamları arasında nüfuz mücadelesi başladı. Mücadeleyi devşirmeler kazandı. Devşirmeler II.Bayezid’i, Türkler Cem’i destekliyorlardı. Ağabeyi ile savaşan Cem Sultan sırasiyle Memluklara, Karamanoğullarına ve Rodos şövalyelerine sığındı. Şövalyeler Cem Sultan’ı Papa’ya teslim ettiler. Memlukler, Cem Sultan sayesinde Osmanlıların içişlerine karışabileceklerdi. Karamanoğulları, Cem Sultan sayesinde beyliklerini yeniden kurabileceklerdi. Rodos şövalyeleri, yaşadığı sürece Cem Sultan için II.Bayezid’den büyük paralar aldılar. Papa, Cem Sultan’ın komutasında Türkler üzerine bir Haçlı seferi düzenleyecekti. Papa buna karşılık Cem Sultan’a Osmanlı padişahlığını teklif etmiştir. Bu teklifi Cem Sultan kabul etmeyince Papalık tarafından zehirlenerek öldürülmüştür (1495). Cem Olayı sonunda Devşirme yöneticiler II.Bayezid’i tahtta tutarak Türk yöneticileri yönetimden uzaklaştırmayı başardılar. Bu durum devletin son bulmasına kadar devam etti. BOĞDAN SEFERİNİN ÖNEMİ: Balkan toprakları ile Kırım arasındaki karayolu bağlantısı sağlanmış ve Karadeniz’in bütün batı sahili ele geçirilmiştir. ****OSMANLI- MEMLUK İLİŞKİLERİNİN BOZULMA SEBEPLERİ**** Memluk sultanı Kayıtbay’ın Cem Sultan’ı desteklemesi. Memlukların Dulkadir ve Ramazanoğlu topraklarına saldırması. Hindistan hakimi II.Mahmut Şah’ın Osmanlılara yolladığı hediyelere Memlukların el koyması savaşı kaçınılmaz hale getirmiştir. Sonuç: II.Bayezid döneminde Çukurova bölgesinde Memlukler ile yapılan savaşlar 6 yıl sürdü.( 1485-1491).taraflar birbirine üstünlük sağlayamayınca anlaşma yapıldı. Osmanlı Devleti savaşta aldığı Adana ve Tarsus’u Hicaz bölgesinin vakıf toprağı olduğu için geri vermeyi kabul etti. OSMANLILAR İÇİN ANADOLU’DAKİ 3 BÜYÜK TEHLİKE 1-Timur (Ankara Savaşı) 2-Uzun Hasan (Otlukbeli) 3-Şah İsmail (Çaldıran) ŞAH İSMAİL’İN AMACI: Şii mezhebinin taraftarlarını çoğaltarak Anadolu’yu ele geçirmek. ŞAHKULU İSYANI: Tarih: 1511 Sebep: Şahkulu, Şah İsmail’in amacını gerçekleştirmek için isyan etti. Sonuç: Osmanlı kuvvetleri isyanı güçlükle bastırdı. Önemi: Osmanlı kuvvetleri isyanı güçlükle bastırınca II.Bayezid siyasi otoritesini kaybetti ve oğulları arasında taht mücadelesi başladı. BURAK ADASI SAVAŞI Tarih: 1499-1502 Taraflar: Osmanlı X Venedik Sebep: Venedikliler Mora halkını Osmanlılara karşı isyana teşvik ediyorlardı. Sonuç: İnebahtı, Modon, Koron ve Navarin kaleleri Osmanlılara geçti. Önemi: 1-İnebahtı’nın alınması ile Osmanlılar Adriyatik Denizi’nde önemli bir askeri üs elde ettiler. 2-Osmanlılar topu ilk defa denizde tabiye aracı olarak kullandılar. II. BAYEZİD’İN MÜSLÜMAN VE YAHUDİLERE HİZMETİ İspanya’daki Müslüman ve Yahudiler büyük bir baskı altındaydılar. II.Bayezid, Kemal Reis idaresindeki bir donanmayı İspanya’ya yolladı. Donanma Müslümanları Kuzey Afrika’ya, Yahudileri Selanik ve İstanbul’a taşıdı. (1505) I.SELİM DÖNEMİ (YAVUZ) (1512-1520) Amacı: Bütün Türk ve Müslümanları Osmanlı bayrağı altında toplamak. İran’ı ele geçirip Türkistan’a ulaşmak. ******Unvanı: Hadimül-haremeyn (Mekke ve Medine’nin koruyucusu) KARIŞTIRAN SAVAŞI Tarih: 1512 Taraflar: II. Bayezid X Yavuz Sultan Selim Sebep: Şehzade Selim babasını tahttan indirerek padişah olmak istiyordu. Sonuç: Yavuz Sultan Selim savaşı kaybetti. Ancak II.Bayezid, Selim’i destekleyen Yeniçerilerin ayaklanması üzerine 1512’de tahtı Sultan Selim’e bırakmak zorunda kaldı. (Yavuz kardeşleri Ahmet ve Korkut’u öldürttüğü için ikinci bir Cem Olayı yaşanmadı.) Sayfa: ~ 13 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ÇALDIRAN SAVAŞI Tarih: 1514 Taraflar: Yavuz SS X Şah İsmail (Safeviler) Sebep:Şah İsmail’in Şii mezhebini Osmanlı topraklarında yaymak istemesi Sonuç: 1. Doğu Anadolu Osmanlı idaresi altına girdi. 2. Dulkadiroğlu beyliğine son verildi ve toprakları Osmanlı hakimiyetine girdi. 3. Tebriz-Halep, Tebriz-Bursa ipek yolu Osmanlı kontrolüne geçti. 4. Şah İsmail hazinesini bırakarak kaçtığı için Osmanlılar büyük ganimet elde ettiler. 5. Şiiliğin Anadolu’da yayılması geçici olarak önlenmiştir. Önemi: 1. Savaş Osmanlı ateşli silahlarının üstünlüğünü göstermiştir. 2. Yeniçeriler ilk defa padişahın otağını kurşunlamışlardır. Amaçları padişahı savaştan vazgeçirmekti. Yeniçeriler kendilerini Şii Bektaşi olarak adlandırıyor ve Şiiler üzerine sefer yapmak istemiyorlardı. TURNADAĞ SAVAŞI Tarih: 1515 Taraflar: Yavuz Sultan Selim X Dulkadiroğulları Sebep: Yavuz Sultan Selim Çaldıran seferine giderken Dulkadiroğulları kuvvetlerinin yanında yer almasını istemiş, Dulkadiroğulları bu teklifi kabul etmemişlerdi. Sonuç: 1. Dulkadiroğulları toprakları Osmanlılara katıldı. 2. Osmanlılar Memlukler ile komşu oldular. ****Önemi: Anadolu Türk birliği kesin olarak sağlanmıştır. MISIR SEFERİ 1-MERCİDABIK SAVAŞI Tarih:1516 Taraflar: Osmanlılar X Memlukler Sebepleri: İslam dünyasının liderliği için Yavuz Sultan Selim halifeliği Memlukler’den almalıydı. Kansu Gavri’nin adaletsiz yönetimi yüzünden Memluk halkı Osmanlılardan yardım istemişti. Hint Okyanusu’ndaki Portekiz korsanları İslam’ın kutsal şehirlerine saldırıyor ve Memlukler buna karşı bir tedbir almıyorlardı. Mısır alınırsa Baharat yolu Osmanlıların eline geçecek ve Avrupa ülkeleri ekonomik yönden Osmanlılara bağlanacaktı. Sonuçları: 1-Suriye, Filistin ve Lübnan Osmanlıların eline geçti. 2-Mısır yolu Osmanlılara açıldı. 3- Ramazanoğulları Osmanlılara katıldı. 4- Kansu Gavri öldürüldü. 2-RİDANİYE SAVAŞI: Tarih:1517 Taraflar: Osmanlı X Memlukler Sebep: Yavuz Sultan Selim’in Memluklere son darbeyi vurmak istemesi Sonuç: Kahire fethedildi ve Memluk Devleti sona erdi. MISIR SEFERİ’NİN SONUÇLARI: Mısır, Suriye, Filistin,Lübnan ve Hicaz bölgesi Osmanlı topraklarına katıldı. Kutsal emanetler, Mekke ve Medine’nin anahtarları Osmanlılara teslim edildi. Halifelik Osmanlılara geçti. (Osmanlı padişahları 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’na kadar bu unvanı kullanmadılar.) Baharat ticaret yolu Osmanlılara geçti. (Ancak coğrafi keşiflerin yapılmasından dolayı Osmanlılar Baharat yolundan istedikleri gibi faydalanamamışlardır.) Mısır seferi sonunda Osmanlı hazinesi tamamiyle doldu. Venedikliler Kıbrıs için Memluklere verecekleri vergiyi bundan sonra Osmanlılara ödemeye başladılar. Mısır’ın fethi ile Kuzey Afrika seferleri için önemli bir üs elde edildi. Yavuz, savaştan sonra halife ve akrabalarını idari tedbir olarak, alim ve şeyhleri medreselerde yararlanmak üzere İstanbul’a getirdi. Sayfa: ~ 14 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Önemi: 1. Halifelik Osmanlılara geçti. 2. Mısır seferi ile Osmanlı ateşli silahları ile hiçbir devletin boy ölçüşemeyeceği anlaşıldı. NOT: Osmanlı Devleti Baharat yolundan beklenen ticari bulmalarıyla Coğrafi yollar değişmiştir. kazancı elde edemedi. Çünkü Avrupalıların Ümit Burnu'nu NOT: Yavuz'un İran ve Mısır seferleri sonucunda burada bulunan kültürel eserler ile bilim adamları ve sanatçılar İstanbul'a getirilmiş, böylece Osmanlı Kültüründe doğunun etkisi artmıştır. YAVUZ SULTAN SELİM'İN DOĞU SİYASETİ: Yavuz Sultan Selim'in amacı bütün Türkleri ve müslümanları tek bayrak altına toplayarak Türk-İslam birliğini sağlamaktı. *Yavuz Sultan Selim şir-i pençe (aslan pençesi) adı verilen bir çıban sebebiyle ölmüştür. I.SÜLEYMAN DÖNEMİ ( KANUNİ) (1520-1566) Amacı: 1-Avrupa krallarını dize getirmek. 2-Akdeniz’de Osmanlı hakimiyetini sağlamak ***Unvanı, Kanuni, muhteşem ve büyüktür. ***Osmanlı tahtında en uzun kalan padişahtır. *16.yy. ortalarında Roma Germen İmparatoru Şarlken, Akdeniz ve Orta Avrupa’da Osmanlıları tehdit ettiği için Kanuni, Batıya yönelmiştir. *I.Süleyman’ın ilk kanunu, YSS zamanında İran üzerinden yapılan ipek ticareti yasağını kaldırmasıdır. İÇ İSYANLAR Canberdi Gazali İsyanı: Memluk kumandanlarından Canberdi Gazali Memluk Devleti’ni yeniden kurmak için Şam’da isyan etti ise de isyan bastırıldı. Ahmet Paşa İsyanı: Sadrazam olması gerekirken Mısır valiliğine atanmış ve burada isyan etmiştir. İsyan bastırıldı. Kalenderoğlu İsyanı: Maraş civarında çıkan dini karakterli bir Şii isyanıdır. Bu isyana tımarlarının ellerinden alınmasını bahane eden Dulkadiroğlu sipahileri de katılmıştır. İsyan bastırılmış, Kalenderoğlu İran’a kaçmıştır. Baba Zünun İsyanı: Vergilerinin ağırlığını bahane eden Baba Zünun Yozgat (Bozok)’ta isyan ettiyse de isyan bastırılmıştır. BELGRAT’IN FETHİ Tarih: 1521 Sebep: Avrupa üzerinde baskı kurabilmek ve siyasi-askeri gelişmelere anında müdahale edebilmek için Macaristan’ın önemli bir kalesi olan Belgrat’ın fethi gerekliydi. Sonuç: II. Murat, Belgrat’ı kuşattı ancak alamadı. Fatih, Sırbistan seferinde Belgrat hariç bütün Sırbistan’ı fethetti (1459). Kanuni, II. Murat, Fatih ve II.Bayezid’in kuşatıp alamadığı Belgrat’ı, 1521’de Tuna’dan ve karadan kuşatarak fethetti. Önemi: 1. Belgrat Orta Avrupa’ya yapılacak seferler için önemli bir üs olmuştur. 2. Macaristan yolu Türklere açıldı. 3. Belgrat’ın fethiyle Osmanlılar Balkanlarda kesin olarak hakimiyet kurmuş oldu. MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESİ Tarih: 29 Ağustos 1526 Taraflar: Osmanlılar X Macarlar Sebep: Pavia Savaşı’nda Alman İmparatoru Şarlken’e esir düşen Fransız kralı Fransuva’yı kurtarmak. 2- Kanuni Fransuva’yı kurtararak Avrupa’daki Haçlı birliğine Fransa’nın katılmasını engellemek istemiştir. Sonuç: Macaristan’ın tamamı ele geçirildi ve Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında tampon bir Macar krallığı kuruldu. Madrit Antlaşması ile I.Fransuva serbest bırakıldı. Mohaç Meydan Muharebesi’nde Macar ordusunun tamamı imha edildiği için Macaristan’da Türklerin karşısına çıkabilecek bir güç kalmadı. Macar Kralı II. Lui savaş meydanında öldü. Önemi: Macaristan Osmanlı Devleti’ne bağlı bir krallık haline geldi. I.VİYANA KUŞATMASI Tarih:1529 Taraflar: Osmanlılar X Macarlar Sebep: Yanoş Zapolya’nın Macar kralı olmasını Avusturya arşidükü Ferdinad’ın istemiyordu ve Ferdinand, Budapeşte’yi (Budin) ele geçirdi. Sonuç: Budapeşte geri alındı ama Ferdinand ordusu ile ortada yoktu. Bu sebeple Osmanlı ordusu Viyana’yı kuşattı. Ancak ordu, kuşatma için hazırlıksız gelmişti ve kış mevsimi yaklaşmıştı. Bu sebeplerden dolayı I.Viyana kuşatması başarısız olmuştur. Sayfa: ~ 15 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ALMAN SEFERİ Tarih: 1533 Taraflar: Osmanlılar X Avusturya Sebep: Avusturya kralı Ferdinand, Macar kralı olmak için tekrar Budapeşte’yi kuşattı. Sonuç: 1-Avusturya ve Almanya içlerine kadar giren Osmanlı ordusunun karşısına Ferdinand veya Şarlken çıkmadığı için ordu geri döndü. 2- İstanbul barışı ile savaş durumu sona erdirildi. İSTANBUL BARIŞI Tarih:1533 Taraflar: Osmanlılar-Avusturya Önemi: Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk olacaktır. Ferdinand, Yanoş’un Macar kralı olmasını kabul etti. Ferdinand, Osmanlılara yılda 30 bin duka altın vermeyi kabul etti. *İstanbul Barışı ile Macaristan 2’ye ayrıldı. 1. kısım Osmanlı Devleti’nin korumasında Yanoş’a, 2. kısmı vergi vermek şartı ile Ferdinand’a bırakılmıştır. (Ferdinand, Macar krallığı için yaptığı savaşlar hep başarısızlıkla sonuçlanınca Alman imparatorunun tavsiyesi ile Osmanlılar ile anlaştı. Osmanlılar:1-Osmanlı-Safevi ilişkileri bozulmuştu. Kanuni İran seferine çıkmak istiyordu. 2- Macaristan seferleri Osmanlılara pahalıya mal olduğu için Avusturya ile anlaştılar.) MACARİSTAN SEFERİ: Tarih: 1541 Taraflar: Osmanlılar X Avusturya Sebep: Avusturya kralı Ferdinand, Macar kralının ölümü üzerine yeniden Macaristan’a saldırdı. Sonuç:Macaristan üçe ayrıldı. Bir kısmı Ferdinand’a, 2. kısmı Budin Beylerbyilği adı ile Osmanlılara, 3. kısmı da Erdel krallığı adı ile Yanoş’un oğlu Sigismund’a bırakıldı. MACARİSTAN SEFERİ Tarih: 1543 Taraflar: Osmanlılar X Avusturya Sebep: Ferdinand, Osmanlılara bırakılan Macaristan topraklarını istedi, isteği kabul edilmeyince Budin’i kuşattı. Sonuç: Osmanlılar Estergon ve İstolni-Belgrat kalelerini fethetti. Antlaşma ile savaş sona erdi. ERDEL SEFERİ: Tarih: 1551 Taraflar: Osmanlı X Avusturya Sebep: Ferdinand, Erdel’in iç işlerine karışıyordu. Sonuç:Osmanlılar Erdel ve Macaristan’da bir çok kaleyi aldılar. Ferdinand 1562’de barış isteyince yeniden antlaşma yapıldı. ZİGETVAR SEFERİ Tarih:1566 Taraflar:Osmanlı X Avusturya Sebep: Ferdinand’ın ölümü ile yerine geçen oğlu Maksimilyan 1562 antlaşmasını tanımadı ve vergisini göndermemeye başladı. Sonuç: Zigetvar Kalesi fethedildi. Önemi: Zigetvar seferi Kanuni’nin 13. ve son seferidir. KAPİTÜLASYONLAR ( İMTİYAZAT-I MAHSUSA) (OSMANLI-FRANSIZ TİCARET ANTLAŞMASI) (AHİDNAME) (UHUD-I ATİKA) OSMANLI-FRANSIZ İLİŞKİLERİ Kanuni, I.Fransuva’yı Mohaç Meydan Muharebesi ile Şarlken’den kurtarmıştı. Kanuni böylece hem Hıristiyan birliğini parçalamış, hem de Avrupa’da kendisine bir müttefik bulmuştu. Osmanlı-Fransız ittifakı ve Kanuni’nin Macaristan, Alman seferleri, I.Viyana kuşatması Avrupa’da Türkler aleyhine dini bir heyecanın ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Bu gelişmeler karşısında Fransa, Osmanlılara karşı iki yüzlü bir siyaset izlemeye başladı. FRANSA KAPİTÜLASYONLARI NİÇİN KABUL ETTİ Avrupa’da kendisine karşı oluşturulan cephede sırtını Asya’da Osmanlılar gibi güçlü bir devlete dayamak istiyordu. Fransa Şarlken’e karşı Kanuni’ye güvenmek istiyordu. OSMANLILAR KAPİTÜLASYONLARI NİÇİN VERDİLER 1. Kanuni, Şarlken’in Avrupa’da kendisine karşı kuracağı bir Haçlı ordusunda Fransa’nın bulunmasını engellemeye çalışıyordu. 2. Kanuni Fransızları Akdeniz limanlarına çekerek Akdeniz ticaretini canlandırmak istiyordu. 3. Kanuni, Katolik mezhebini savunan Şarlken’e karşı, Şarlken ve Papa’nın ortadan kaldırmak istediği ve Fransa’da gelişen Protestan mezhebini güçlendirmek istedi. Böylece Hıristayan birliği bozulmuş olacaktı. Sayfa: ~ 16 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ***** Kapitülasyonlar Kanuni ile Fransuva’nın yaşadığı sürece geçerliydi. Ancak I.Mahmut döneminde kapitülasyonlar sürekli hale getirildi(1740-Fransa). Osmanlı Devleti kapitülasyonlar yüzünden Avrupalı tüccarların açık pazarı haline geldi. Her alanda Osmanlıların geri kalmasını sağlayan kapitülasyonlar 1923 Lozan Antlaşması ile kaldırılmıştır. KAPİTÜLASYONLARLA İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR: 1. İlk ticari ayrıcalıklar Fatih döneminde Venediklilere verilmiştir. 2. Kanuni'nin Fransızlarla kapitülasyon antlaşması yapmasının nedeni, Şarlken'e karşı Fransa'yı güçlü kılarak, Avrupa hırıstiyan birliğinin oluşmasını önlemekti. 3. Bu antlaşma süresiz değildi. İki hükümdarın yaşadığı dönemde geçerli olacaktı. Ancak Kanuni'nin ölümünden sonra Fransızlar'ın isteğiyle 5 kez yenilenmiş ve I. Mahmut döneminde 1740'da sürekli hale getirilmiştir. 4. Devletin gücünü koruduğu dönemlerde önemli bir sorun yaratmayan kapitülasyonlar, devletin gücünün azalmasına paralel olarak ve Avrupa'da sanayinin gelişmesiyle önemli bir sorun olmuştur. 5. Başlangıçta sadece Fransızlar'a verilen bu haklar genişletilerek, diğer Avrupa devletlerine de verilmiştir. 6. 1923 Lozan Antlaşmasıyla Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır. OSMANLI-RUSYA MÜNASEBETLERİ 16.yy. ortalarında Rusya, Osmanlıların önemsemediği bir devletti. Bu tarihlerde Rusya, Osmanlıların bir eyaleti olan Kırım Hanlığı’na yıllık vergi veriyordu. Çar Fedor zamanında Moskova Patrikliği’nin kurulması, Osmanlı-Rus ilişkileri açısından çok önemlidir. Çünkü İstanbul Patrikhanesi’nden ayrılan Rusya bundan sonra Ortodoksların koruyucusu rolünü üstlendi ve bunu Osmanlı Devleti’ne karşı bir devlet politikası haline getirdi. Rusya, IV.İvan’ın Çar olmasından sonra güçlü bir devlet haline geldi. Ancak Çar İvan Osmanlı Devleti ile çatışmaya girmedi. AVRUPA DEVLETLERİNE OSMANLILARIN ETKİSİ *Türklerin Rumeli’ye geçişi Avrupalı devletleri değiştirdi. Bu tarihe kadar sürekli birbirleri ile savaşan Avrupalı devletler, bundan sonra birleşerek Osmanlılara karşı Haçlı orduları kurdular. Ancak Haçlı ordularının sürekli yenilmesi ve Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletlere ekonomik ayrıcalıklar vermesi bu birliği zaman zaman bozdu. Venedikliler Haçlı ittifakına girmek istemedi. Rusya ile Almanya arasında paylaşılma tehlikesi yaşayan Lehistan, Osmanlı Devleti ile dostluk kurmak zorunda kaldı. Fransa kapitülasyonlar yüzünden Haçlı ittifakına katılmadı. Avusturya ve Almanya üzerine düzenlenen seferler ile bu devletlerin güçlenmesine fırsat verilmedi. Macaristan Osmanlı topraklarına katıldı. İRAN SEFERLERİ Tarih: 1533, 1548, 1553,1577 Taraflar: Osmanlı X Safeviler Sebep: Safevilerin Kanuni’nin batı seferlerini fırsat bilip Anadolu’ya saldırmaları Sonuç. İran seferleri Amasya Antlaşması ve Ferhat Paşa Antlaşması ile son bulmuştur. AMASYA ANTLAŞMASI Tarih:1555 Taraflar: Osmanlılar X Safeviler Maddeleri:Doğu Anadolu, Azerbaycan, Tebriz ve Bağdat Osmanlılar’da kaldı. ****Önemi: Osmanlılar ile Safeviler arasındaki ilk antlaşma DENİZLERDE GELİŞMELER RODOS’UN FETHİ Tarih:1522 Sebep: Rodos’u ellerinde bulunduran St.Jean şövalyeleri Mısır, Suriye ve Anadolu arasındaki deniz taşımacılığını devamlı engelliyorlardı. Sonuç:Rodos fethedildi ve şövalyeler Malta adasına yerleştirildi. Önemi: 1-Mısır, Suriye deniz yolunun güvenliği sağlandı. 2-Rodos’un fethinde ilk kez havan topları kullanıldı. PREVEZE DENİZ SAVAŞI Tarih: 28 Eylül 1538 Taraflar: Osmanlı X Haçlılar ( Barbaros Hayrettin Paşa X Andrea Doria) Sebep: Akdeniz’de Osmanlı hakimiyetini sağlamak Sonuç: Şarlken’in Akdeniz’deki üstünlüğü sona erdirildi. Akdeniz bir Türk gölü haline geldi. Önemi: Preveze Deniz Savaşı’nın tarihi olan 28 Eylül ülkemizde Türk Denizcilik Günü olarak kutlanmaktadır. Sayfa: ~ 17 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI HİNT DENİZ SEFERLERİ Tarih:1538-1553 Taraflar: Osmanlılar X Portekizliler Sebep: Portekizliler Basra Körfezi’ni kapatarak Baharat yolunu değiştirmişlerdi. Bu durum Osmanlı ekonomisine büyük zarar veriyordu. Portekizliler Müslüman tüccarlara zarar veriyorlardı. Sonuç: Seferler başarısız olmuştur. Bunun sebebi Osmanlıların okyanuslara dayanıklı büyük gemilerinin olmayışı ve komutanlar arasındaki anlaşmazlıklardır. Osmanlılar, Kızıldeniz, Basra Körfezi, Arabistan, Habeşistan ve Doğu Sudan’a hakim olmuş, Yemen, Aden, Sudan ve Maskat, Eritre Osmanlı yönetimine girmiş ancak Portekizlileri Hint Okyanusu’ndan çıkaramamışlardır. CERBE DENİZ SAVAŞI Tarih: 1560 Taraflar: Osmanlılar X Haçlılar Sebep: Haçlıların Türkleri Kuzey Afrika’dan atmak istemeleri Sonuç: Batı Akdeniz’de ve Kuzey Afrika’da Türk üstünlüğü kesinleşti. Önemi: Cerbe Deniz Savaşı, Preveze Deniz Savaşı’ndan sonra Osmanlıların Akdeniz’de kazandıkları en büyük deniz savaşıdır. II. SELİM DÖNEMİ (SARI SELİM) (1566-1574) Amacı: II.Selim’in veziriazamı Sokollu Mehmet Paşa savaş yapmayıp, devleti güçlendirmek ve yenilikler yapmak istiyordu. *II.Selim’in unvanları Sarı ve Sarhoş’tur. *II. Selim ordunun başında savaşa gitmeyen ilk padişahtır. YEMEN İSYANI Tarih: 1568 Sebep: Yemen’deki ailelere verilen bazı imtiyazların geri alınması üzerine isyan çıktı. Sonuç: Özdemiroğlu Osman Paşa isyanı bastırdı. Önemi: Yemen, isyanların en çok görüldüğü yerdir. Çünkü merkeze çok uzaktır. ENDONEZYA SEFERİ ( AÇE SEFERİ) (SUMATRA SEFERİ) Tarih: 1568-1569 Sebep: Açe Sultanlığı Osmanlılardan asker ve silah yardımı istedi. Sonuç: Açe Sultanlığı’na giden Osmanlı kuvvetleri bir daha geri dönemediler. KIBRIS’IN FETHİ Tarih:1571 Taraflar: Osmanlı X Haçlılar Sebep: Anadolu, Suriye, Mısır arasındaki deniz yolunun güvenliği ve Doğu Akdeniz’e Osmanlıların tam hakimiyeti için Kıbrıs’ın fethi şarttı. Sonuç:1-Osmanlılar Doğu Akdeniz’e hakim oldular. 2- Güney kıyılarımızın güvenliği sağlandı. İNEBAHTI SAVAŞI Tarih: 1571 Taraflar: Osmanlı X Haçlılar Sebep: Osmanlıların Kıbrıs’ı fethetmeleri Sonuç: Haçlı donanması, İnebahtı’da demirli bulunan Osmanlı donanmasını yakarak imha etti. Önemi: Savaş sonunda Avrupalı devletlerde Osmanlıların da yenilebileceği fikri ortaya çıkmıştır. SOKOLLU MEHMET PAŞA’NIN KANAL PROJELERİ 1-Süveyş kanalı ( Bu kanal açılabilseydi Baharat yolu işlerlik kazanacak ve Ümit Burnu yolu önemini kaybedecekti.) 2-Don Volga Kanalı ( Bu kanal açılabilseydi Osmanlılar Karadeniz’den Hazar Denizi’ne geçebilecek ve Orta Asya Türkleri ile yakından ilişkiye girilebilecekti.) 3-İznik-Sapanca kanalı ( Bu kanal açılabilseydi İstanbul Boğazı’nın trafiği rahatlatılabilecekti.) III. MURAD DÖNEMİ (1574-1595) *III.Murad döneminde 1579’da Sokollu Mehmet Paşa’nın (1564-1579) bir suikast sonucunda öldürülmesi ile Osmanlılarda Duraklama dönemi başladı. ****III.Murad, Duraklama döneminin ilk padişahıdır. LEHİSTAN’IN OSMANLI TOPRAKLARINA KATILMASININ ÖNEMİ: Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti Baltık Denizi kıyılarına kadar ulaştı.(1575) Sayfa: ~ 18 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI VADİÜ’S-SEYL SAVAŞI (KASRÜ’L-KEBİR) Tarih: 1578 Taraflar: Osmanlılar X Portekizliler Sebep: Kuzey Afrika’da Osmanlıların işgal edemediği bir tek Fas kalmıştı. Sonuç: Kuzey Afrika tamamen Osmanlı hakimiyetine girdi. Ancak Fas, sadece Osmanlı himayesine alınmış, doğrudan devlete bağlanmamıştır. Önemi: Osmanlı sınırları Atlas Okyanusu’na ulaşmıştır. *1580 yılında İngilizlere Osmanlı ülkesinde ticaret yapma imtiyazı ( kapitülasyon) tanındı. ÇILDIR SAVAŞI Tarih:1578 Taraflar: Osmanlı X Safeviler Sebep: Osmanlılar Kırım ile doğudan karayolu bağlantısı kurmak istiyorlardı. Böylece Rusya’nın güneye inmesi önlenecekti. Sonuç: Çıldır Ovası’nda Safeviler mağlup edildi ve Tiflis Osmanlıların eline geçti. MEŞALELER SAVAŞI Tarih:1583 Taraflar: Osmanlı X Safeviler Sebep: Kafkasların tamamiyle ele geçirilmek istenmesi Sonuç: Safeviler ile savaşlar 1590’a kadar sürdü. 1590’da Ferhat Paşa Antlaşması ile Safevi –Osmanlı savaşları sona erdi. FERHAT PAŞA ANTLAŞMASI Tarih:1590 Taraflar: Osmanlılar –Safeviler Maddeleri: Tebriz, Karabağ, Gürcistan, Dağıstan ve Şirvan Osmanlılara bırakıldı. *****Önemi: Bu antlaşma ile Osmanlılar doğudaki en geniş sınırlarına ulaşmışlardır. OSMANLI-AVUSTURYA SEFERLERİ Tarih: 1593 Taraflar:Osmanlılar X Avusturya Sebep: Bosna ve Macaristan sınırında çeteler halkı rahatsız etmekteydi. Bu çeteler Bosna valisi Telli Hasan Paşa’yı öldürünce III.Murat Avusturya’ya savaş ilan etti. Sonuç: III.Murat öldüğü için savaşı III.Mehmet devam ettirmiştir. ( Haçova Meydan Muharebesi) OSMANLI DEVLETİ'NİN DURAKLAMA DÖNEMİ (1579-1699) Sokullu Mehmet Paşa'nın 1579'da ölümünden, 1699 Karlofça antlaşmasına kadar geçen dönemdir. Bu dönemin Padişahları sırasıyla: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. III.Murat (1574-1595) III.Mehmet (1595-1603) I.Ahmet (1603-1617) I.Mustafa (1617-1618) II.Osman(Genç)(1618-1622) I.Mustafa (1622-1623) IV.Murat (1623-1640) I.İbrahim (1640-1648) IV.Mehmet (1648)-1687) II.Süleyman(1687-1691) II.Ahmet (1691-1695) II.Mustafa (1695-1703) Sayfa: ~ 19 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI *** DURAKLAMANIN SEBEPLERİ*** A- İÇ NEDENLER 1)-Devlet idaresinin bozulması 2)-Askeri teşkilatın bozulması 3)-İlmiyenin(eğitimin) bozulması 4)-Maliyenin(Ekonomi) bozulması 5)-Toplum yapısının bozulması B- DIŞ NEDENLER 1)- Devletin doğal sınırlarına ulaşması(Doğuda İran, Kuzeyde Rusya, Batıda Avusturya) 2)- Avrupa’da merkezi krallıkların kurulması(Topun kullanılması, Feodalitenin çözülmesi) 3)- Avrupa’da Rönesans ve Reform sonucu bilim ve tekniğin gelişmesi 4)- Avrupa’nın coğrafi keşiflerle zenginleşmesi (Altın ve gümüş Avrupa’yı zenginleştirdi) 5)- Coğrafi keşifler sonucu Osmanlı ticaret gelirlerinin azalması, Avrupa’daki altının çoğalmasıyla Akçenin değer kaybetmesi A-İÇ NEDENLER 1)-DEVLET İDARESİNİN BOZULMASI (Merkez Yönetiminin Bozulması) a. Kanuni'den sonra gelen Osmanlı padişahları devlet yönetiminden uzaklaşmışlardı, seferlere katılmıyorlardı. Böylelikle sadrazamlar padişah adına devleti yönetmeye başladılar. Sokullu Mehmet Paşanın yeteneği ve Köprülü Sülalesi'nin başarıları padişahları gölgede bırakmıştı. b. Kanunlara uyulmamış, saray kadınları, ocak ağaları ve ulema devlet işlerine karışınca devlet yönetimi bozulmuştu. c. III. Mehmet’ten sonra şehzadelerin "SANCAĞA ÇIKMA" usulü kaldırılınca, Şehzadeler devlet yönetiminde tecrübe kazanmaktan yoksun kaldılar. (Şehzadeler sarayda KAFES HAYATI yaşadılar.) d. Osmanlı Veraset sisteminin etkisi OSMANLI VERASET SİSTEMİDEKİ DEĞİŞMELER: Osman ve Orhan Beyler zamanında ülke hükümdar ailesinin ortak malı idi. I.Murat'tan itibaren ülke sadece padişah ve oğullarının sayıldı. Fatih Sultan Mehmet en güçü olanın tahta geçme anlayışını getirdi. (Kardeş katliyle amaç ülkenin birliğini sağlayarak bölünmesini önlemek ve en güçlü olanın başa geçmesini sağlamaktı.) I. Ahmet(Duraklama Devri) döneminde yapılan değişiklikle Osmanlı Hanedanı içinde en yaşlı ve akıllı olanın (EKBER ve ERŞED) padişah olması esası benimsendi. 2)-ASKERİ TEŞKİLATIN (SEYFİYENİN) BOZULMASI: a. Tımarların ( Dirlik topraklar) dağıtımındaki adaletsizlik Tımarlı ordusunun bozulmasına, Tımarlı sipahilerin sayısının azalmasına, buna karşılık devletin daha fazla maaşlı Asker (kapıkulu) almasına sebep oldu. AÇIKLAMA: Bu durum sadece ordunun bozulmasına değil, ekonomik, sosyal ve idari alanda birçok problemin doğmasına sebeb olmuştur. b)- III. Murat'tan itibaren devşirme kanununa aykırı olarak yeniçeri ocağına asker alınmaya başlanmış, maaşlı askerlerin artması devletin ulufe ve cülus bahsişlerini ödemede sıkıntı çekmesine ve kapıkulu ocaklarının bozulmasına yol açmıştır. AÇIKLAMA: Yeniçeri teşkilatında "OCAK DEVLET İÇİNDİR" ilkesi yerini "DEVLET OCAK İÇİNDİR" ilkesine bırakmaya başlamıştır. c)- Donanmanın başına denizcilikten anlamayan kişiler getirilmiş, donanma daha 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ihmal edilmeye başlanmıştır. 3)-İLMİYE(EĞİTİM) SINIFINDAKİ BOZULMALAR: a)- İlmiye sınıfının bozulması, bu sınıfın denetimindeki adalet, eğitim ve belediye işlerinin de bozulmasına yol açmıştır. Kadılar rüşvetsiz iş yapmamaya başlamıştır. b)- Medreselerde okutulan pozitif bilimlerin ihmal edilmesi bilim ve teknik alanında Avrupa'nın gerisinde kalınmasına sebep olmuştur. c)- Rüşvet verenlerin, çocuk yaştaki kimselerin (beşik uleması) müderris olarak(profesör) atanması medreselerde verilen eğitimin kalitesinin düşmesine neden olmuştur. AÇIKLAMA: 17.Yüzyıl bilgini KATİP ÇELEBİ medreselerdeki bu durumu eserlerinde acı bir dille anlatmaktadır. 4)- MALİYENİN(EKONOMİNİN) BOZULMASI: a. Osmanlı Devleti'nin en önemli gelir ve giderleri orduyla ilgiliydi. (Savaş ganimetleri, bağlı devletlerden alınan vergiler, ordu ve donanmanın maaş ve masrafları)Ordu ve donanmanın bozulması savaşların kaybedilmesine, ganimet elde edilmemesine, ordunun masraflarının daha da artmasına, bağlı devletlerin vergilerini vermemesine neden oldu. Kısaca gelirler azalırken, giderler arttı. b. Ulufe ve Cülus bahşişinin artması ULUFE: Yeniçeri ve diğer kapıkulu askerine 3 ayda bir verilen maaş AÇIKLAMA: Kapıkulu askerinin artması hazineden ödenen ulufe miktarının da artmasına sebep olmuştur. CÜLUS: Tahta çıkmak demektir. Padişahlar tahta geçtiklerinde kapıkulu askerlerine Cülus bahşişi dağıtırlardı. AÇIKLAMA: Duraklama ve gerileme dönemlerinde sık sık padişah değişikliği Cülus bahşişinin de sık sık dağıtılmasına sebep olmuştur. c. d. Yeni ticaret yollarının bulunması(Ümit Burnu) ve kapitülasyonlar ticaret ve gümrük gelirlerinin azalmasına sebep oldu. Avrupalıların Osmanlı piyasasına sürdükleri altın ve gümüş Osmanlı parasının değer kaybına neden oldu. 5)- TOPLUM YAPISINDAKİ BOZULMALAR: Nüfusun artışı ile işsiz ve topraksız insanların ortaya çıkmıştır. Yönetim, ekonomi adaletteki bozulmalar Anadolu, Rumeli ve diğer eyaletlerde iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Sayfa: ~ 20 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Osmanlı toplumunun değişik din, mezhep ve uluslardan oluşması nedeniyle bu unsurlar merkezi otoritenin bozulmasıyla dağılma eğilimi içine girmişlerdir. DURAKLAMA DEVRİNDE OSMANLI DEVLETİNİN TOPRAK DURUMU NASILDI ? * Duraklama devrinde toprak kaybı olmamakla birlikte, kayda değer bir toprak kazancı da gerçekleşmemiştir. * Yeni alınan yerler olmakla birlikte bu devirde yükselme devrindeki ilerleme hızı devam ettirilememiştir. DURAKLAMA DÖNEMİ İRAN, AVUSTURYA, LEHİSTAN VE VENEDİK İLİŞKİLERİ OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ HATIRLATMA: İlk Osmanlı-İran anlaşması ***AMASYA ANTLAŞMASI*** 1555 yılında Kanuni Sultan Süleyman zamanında imzalanmıştı. Ancak bu anlaşma çok uzun sürmedi. 1)- 1577-1590 OSMANLI İRAN SAVAŞI (III. Murat Dönemi) Sebebi: Şah II. İsmail'in Amasya Antlaşmasını bozarak, Anadolu halkını Osmanlılara karşı kışkırtması Savaş : 1577'den 1589'a kadar süren savaş çeşitli aşamalarla gerçekleşti. MEŞALE SAVAŞI'nda Osmanlılar kazandı. Ardından yapılan bir seferde Osmanlı ordusu Azerbaycan ve İran'a girdi. Şah II. İsmail'in yerine geçen Şah Abbas barış istedi. Sonucu: ***FERHAT PAŞAANTLAŞMASI*** (1.İstanbul) imzalandı (1590) Maddeleri: 1-Tebriz, Karabağ, Tiflis ve Nihavent Osmanlılarda kaldı. 2- Osmanlı Devleti sınırlarını doğuda Hazar Denizi'ne kadar genişletti. NOT: Bu antlaşma Osmanlı Devletini doğuda en geniş sınırlarına ulaştıran antlaşmadır. 2)- 1603-1611 İRAN SAVAŞI ( I. Ahmet Dönemi) Sebebi: Osmanlı Devletinin Celali isyanları ile uğraşmasından ve Avusturya ile savaşmasından faydalanan İran'ın saldırıya geçerek daha önce kaybettiği yerleri ele geçirmesi. Sonucu: ***NASUH PAŞA ANTLAŞMASI*** (2.İstanbul) imzalandı. (1612) Maddeleri: 1- Osmanlı Devleti Ferhat Paşa Antlaşması ile aldığı yerleri geri verecekti. 2- Buna karşı İran Osmanlıya her yıl 200 yük ipek vermeyi kabul etti. 3)- 1617-1618 İRAN SAVAŞI (I. Ahmet+I. Mustafa+II. Osman Dönemleri) Sebebi: İran'ın vaat ettiği ipeği göndermemesi ve Osmanlı elçisini tutuklaması Savaş : Osmanlı ordusu pusuya düştü. Sonucu: ***SERAV ANTLAŞMASI*** imza edildi.(1618) Maddeleri: 1- İranın vergisi 100 yük kumaşa indirildi. 2- Sınırlar Nasuh Paşa Antlaşmasına göre belirlendi. 4)- 1629-1639 İRAN SAVAŞLARI (IV. Murat Dönemi) Sebebi: Safevilerin Bağdat'ı ele geçirmeleri. Sonucu: Hüsrev Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Bağdat'ı kuşattı, fakat alamadı. REVAN SEFERİ (1635): IV. Murat'ın ilk seferidir. Sebebi: İran'ın Osmanlı topraklarına saldırması ve IV. Muratın Anadolu'yu eşkıyalardan temizlemek istemesi. Sonucu: Revan alındı. BAĞDAT SEFERİ (1638): Sebebi: İran'ın Revan'ı geri alması Sefer : Sefer sırasında Anadolu'daki asiler ve eşkiyalar temizlendi. Bağdat alındı. Sonucu: **KASR-I ŞİRİN ANTLAŞMASI***imzalandı.(1639) Maddeleri: 1- Bağdat ve Musul Osmanlılara kaldı. 2-Türk-İran sınırı bugünkü şekliyle çizildi ***** NOT: İran ile 150 yıllık savaşı sona erdiren bu Antlaşma bugünkü TÜRK-İRAN sınırını çizmiştir. OSMANLI-VENEDİK İLİŞKİLERİ 17. yüzyılda Ege adalarının büyük bir kısmı Osmanlı hakimiyetindeydi. Fakat Girit hala Venediklilerin elindeydi. Sultan İbrahim'in padişahlığı döneminde 1645 Yılında adayı kuşatan Osmanlılar ile Venedik donanması arasında çetin savaşlar yaşandı. Venedikliler 1648, 1651 ve 1656 yıllarında Çanakkale Boğazını ablukaya aldılar. Venedik Donanması İnebahtı'dan sonra ilk kez Osmanlı Donanmasını Çanakkale'de ağır bir yenilgiye uğrattı. (IV. Mehmet Dönemi). IV. Mehmet Döneminde sadrazam olan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa 1699'da Girit adasını tümüyle almayı başardı. OSMANLI-LEHİSTAN İLİŞKİLERİ Lehistan(Polonya) Sokullu Mehmet Paşa zamanında Osmanlı himayesine alınmıştı. 1587'de Osmanlı himayesinden çıkan Lehistan Erdel, Eflak ve Boğdan'ın iç işlerine karışınca II. Osman bu ülke üzerine sefer düzenledi. II. Osman(Genç Osman)'ın Leh Seferi: Yeniçerilerin itaatsizliği yüzünden başarılı olunamadı. Lehistan ile HOTİN ANTLAŞMASI imzalandı(1621) Maddeleri: 1- Hotin Kalesi Osmanlılarda kaldı, 2- Lehistan eskiden olduğu gibi Kırım hanlığına vergi verecekti. Sayfa: ~ 21 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI IV. Mehmet'in Leh seferi: Lehistan'ın Osmanlı'ya bağlı Kazaklara saldırması üzerine padişah IV. Mehmet sefer düzenledi. Sonuçta BUCAŞ ANTLAŞMASI imzalandı(1672). Maddeleri: 1- Podolya Osmanlılarda kaldı. 2- Ukrayna Kazaklara verildi. 3- Lehistan Kırım Hanlığına vergiye devam edecekti. NOT: Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin Batı'da son toprak kazandığı antlaşmadır. Bu Antlaşmayla Osmanlı Devleti Batı'daki EN GENİŞ sınırlarına ulaşmıştır. OSMANLI-RUSYA İLİŞKİLERİ Çehrin Seferi: IV. Mehmet Döneminde Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Rusların Dinyeper Kazaklarının elindeki Ukrayna'ya saldırması üzere ÇEHRİN seferine çıkarak, Çehrin kalesini ele geçirdi.(1678) Ardından Rusların isteği ile 1681 yılında Ruslarla İLK BARIŞ ANTLAŞMASI imzalandı. OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ HATIRLATMA: Kanuni Sultan Süleyman Macaristan ve Orta Avrupa hakimiyeti yüzünden Avusturya Kralı Ferdinand üzerine seferler düzenlemiş, 1529'da Viyana'yı kuşatmış, 1532'de Almanya seferini yapmış, 1533 yılında da Avusturya ile İSTANBUL ANTLAŞMASI'nı imzalamıştı. Bu antlaşmaya göre; ***Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı sadrazamına eşit olacak ve Avusturya elinde tuttuğu Macar topraklarına karşılık Osmanlı Devletine vergi verecekti. Sonraki yıllarda Kanuni 1566 yılında ölümüne dek çeşitli defalar Avusturya üzerine gitmişti. AÇIKLAMA: Duraklama döneminde Osmanlı Devleti'nin en çok savaştığı ülke Avusturya'dır. Bu dönemde Avusturya ile yapılan savaşlar ve sonuçları şunlardır: DURAKLAMA DÖNEMİ OSMANLI - AVUSTURYA SAVAŞLARI 1)- 1593-1606 SAVAŞLARI (III. Murat, III. Mehmet ve I. Ahmet Dönemleri): Nedeni: Avusturya'nın Osmanlı kuvvetlerine saldırması ve vergilerini ödemekten vazgeçmesi. Savaşlar: III. Murat zamanında Osmanlı kuvvetleri SISKA'da yenildi. Savaş III.Murat'tan sonra yerine geçen III. Mehmet döneminde de devam etti. III. Mehmet bizzat ordunun başında sefere çıkarak EĞRİ KALESİ'ni aldı. Bu yüzden III. Mehmet'e "Eğri Fatihi" ünvanı verildi. Haçova Meydan Savaşı'nda III. Mehmet Avusturya Ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. NOT: Haçova meydan Savaşı Osmanlı tarihinde zaferle sonuçlanan SON büyük meydan savaşıdır. 1600 yılında Osmanlı Devleti KANİJE KALESİ'ni aldı. Kale komutanlığına bırakılan TİRYAKİ HASAN PAŞA kaleyi kuşatan Ferdinand'ı az bir kuvvetle yenilgiye uğrattı. III. Mehmet’ten sonra padişah olan I. Ahmet zamanında da savaş devam etti. Osmanlılar ESTERGON kalesini aldı. Avusturya'nın isteği üzerine ZİTVATOROK ANTLAŞMASI imzalandı.(1606) Zitvatorok Antlaşması(1606): 1- Savaş sırasında alınan Eğri, Kanije ve Estergon kaleleri Osmanlılarda kalacak. 2- Avusturya artık Osmanlı'ya yıllık vergi vermeyecek, bir defaya mahsus savaş tazminatı verecek. 3- Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı padişahına eşit sayılacak. NOT: Kanuni Döneminde Avusturya ile imzalanan İstanbul Antlaşmasında Avusturya kralı Osmanlı sadrazamına denk sayılmıştı ve vergiye bağlanmıştı. Zitvatorok Antlaşması Osmanlı Devletinin Orta Avrupa'daki üstünlüğünü kaybetmeye başladığını göstermektedir. 2)- 1658-1664 SAVAŞLARI (IV. Mehmet Dönemi) Nedeni : Erdel, Eflak ve Boğdan Beyliklerinin Avusturya'nın kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti'ne karşı isyan etmeleri. Sonuçlar: Köprülü Mehmet Paşa isyanları bastırdı. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa Uyvar kalesini fethetti. Avusturya'nın isteği üzerine VASVAR ANTLAŞMASI imzalandı.(1664) Vasvar Antlaşması(1664): 1- Uyvar kalesi Osmanlılarda kalacak 2- Erdel Osmanlı Devletine bağlı kalacak 3- Avusturya savaş tazminatı ödeyecek. 3)- II.VİYANA KUŞATMASI ( IV. Mehmet Dönemi) 1683 Sebepleri: Avusturya'ya bağlı olan Macarların ayaklanarak Osmanlıdan yardım istemeleri, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın şöhret kazanma isteği. Kuşatma ve Savaş: Avusturya'nın yardım istemesi üzerine papanın teşvikiyle bir haçlı ittifakı kurulmaya çalışıldı. Lehistan Osmanlılara karşı Avusturya ile ittifak yaptı. Merzifonlu şehri kuşattı, fakat alamadı. Kuşatmanın uzun sürmesi düşmana vakit kazandırdı. Kırım Kuvvetleri Viyana'ya yardıma gelen Lehistan kuvvetlerini durdurmakta gereken gayreti göstermediler. Osmanlı Ordusu Avusturya ve Lehistan kuvvetleri arasında kalarak ağır bir yenilgiye uğradı. Dağılan kuvvetleriyle Belgrad'a çekilen Merzifonlu IV. Mehmet'in emriyle idam edildi. Sonuçları: Batıda Türklerin yenilebileceği ve Avrupa'dan atılabileceği düşüncesi doğdu. Avrupa devletleri KUTSAL İTTİFAK adı verilen bir haçlı birliği oluşturdular. Böylece Türklerin SAKARYA SAVAŞI'na kadar sürecek bir geri çekilme süreci başlamış oldu. Sayfa: ~ 22 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI KUTSAL İTTİFAK DEVLETLERİ: Bunlar Avusturya,Rusya,Lehistan,Venedik ve Malta'dır. SAVAŞ: Kutsal ittifak Devletleri ile Osmanlı Devleti arasındaki savaşlar yaklaşık 16 yıl sürdü. (1683-1699) (Bu arada IV. Mehmet yeniçerilerin isyanıyla tahttan indirildi. Yerine sırasıyla II. Süleyman, II. Ahmet ve II. Mustafa padişah oldular.) Zor durumda kalan Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. Karlofça antlaşması imzalandı.(1699) KARLOFÇA ANTLAŞMASI (1699): Avusturya'ya Venedik’e Lehistan'a ; Banat ve Temeşvar hariç bütün Macaristan ve Erdel Beyliği ; Mora ve Dalmaçya kıyıları ; Podolya ve Ukrayna verildi. Rusya ile ateşkes imzalandı, peşinden 1700 yılında İSTANBUL ANTLAŞMASI imzalandı. Buna göre; *Azak Kalesi Rusya'ya verildi, Ruslar İstanbul'da elçi bulundurabileceklerdi. KARLOFÇA'NIN ÖNEMİ: a)- Karlofça Osmanlının toprak kaybettiği ilk antlaşmadır.*********** b)- Bu antlaşma ile Osmanlı'nın Orta Avrupa'daki egemenliği sona ermiştir. c)- Osmanlı Devleti "Gerileme dönemi"ne girmiştir.*********** d)- Ayrıca İstanbul antlaşmasında Rusların Azak kalesini almaları onların Karadeniz'e inmelerini sağlamıştır. DURAKLAMA DEVRİNDE İÇ İSYANLAR 17. yüzyılda uzayıp giden Avusturya ve İran ile savaşlar devleti uğraştırıyordu. Osmanlı Devleti'ni uğraştıran bir başka konu da iç isyanlardı. İSYANLAR 1)-İstanbul İsyanları 2)- Taşra İsyanları ; a )- Celali İsyanları, b )- Eyalet İsyanları 1)- İSTANBUL İSYANLARI: Bu isyanlar İstanbul'daki Kapıkulu Ocakları (özellikleri yeniçeri ve sipahiler) tarafından çıkarılan isyanlardır. Bu ayaklanmalara zaman zaman halk ve ulema sınıfı da katılmıştır. Sebepleri: * Devşirme sisteminin bozulması * Devlet yönetiminin bozulması (iktidara gelmek isteyen vezirler, saray entrikaları) * Ulufe ve culüslerin zamanında verilmemesi veya ayarı bozuk parayla verilmesi. NOT: Askeri isyanların başlangıcı Fatih dönemine kadar gider. Duraklama Dönemindeki isyanların en önemlileri III. Murat, II. Osman, IV. Murat ve IV. Mehmet zamanlarında çıkanlardır. *** III. Murat Döneminde (1574-1595) ; ulufelerin ayarı bozuk para ile ödenmesi üzerine yeniçeriler ayaklanarak, isteklerine kavuşmuşlardır. *** Genç Osman Döneminde (1618-1622) ; yeniçeriler II. Osman'ın Yeniçeri Ocağını kaldırmak istediğini anlayarak ayaklanmışlar ve Padişahı tahttan indirerek Yedikule zindanlarında boğarak öldürmüşlerdir. (1622) NOT: II. Osman bir isyan sonucu öldürülen ilk padişahtır. Bu olay Yeniçerilerin devlet içindeki gücünü artırmıştır. *** IV. Murat Döneminde (1623-1640) ; İki kez saraya yürüyen Yeniçeriler padişahın gözü önünde sadrazamı öldürdüler. *** IV. Mehmet Döneminde (1648-1687) : Haremağaları ve saray kadınlarının devlet işlerine karışmasına kızan sipahiler ayaklandı. Padişahtan 30 kadar devlet adamını istediler. İstekleri kabul edildi. Bu kişilerin cesetleri Sultan Ahmet Meydanında Çınara asıldı. Bu yüzden bu olaya VAKA-İ VAKVAKİYYE (Çınar Vakası) denir.(1656) IV. Mehmet Yeniçeriler tarafından bir başka ayaklanma sonucu tahttan indirilmiştir. (1687) 2)- TAŞRA İSYANLARI: İstanbul dışında meydana gelen isyanlardır. a)- CELALİ İSYANLARI: Anadolu'da meydana gelen isyan ve karışıklıklara "Celali İsyanları" denilmiştir. Celali kelimesi Yavuz döneminde Yozgat ve çevresinde ayaklanan "Bozoklu Celal" adından gelir. Başlıca Celali İsyanları: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Abaza Mehmet Paşa, Tavil Ahmet, Gürcü Nebi, Deli Hasan, isyanlarıdır. Celali İsyanlarının Sebepleri: * Devlet yönetiminin bozulması * Ekonominin bozulması ve vergilerin artması * Taşrada bulunan yöneticilerin, kadıların ve askerlerin halka olumsuz davranışları * Özellikle beylerbeyi ve sancak beylerinin devşirme kökenli olması nedeniyle Türk halkıyla gereken duygusal bağları kuramamaları. Celali İsyanlarının Sonuçları: Bu isyanlar bazen taviz verilerek, bazen de şiddet kullanılarak bastırılmışlardır. Ancak isyanlar sonucu Anadolu'da dirlik ve düzen bozulmuş, ekonomik hayat felce uğramıştır. b)- EYALET İSYANLARI: Yemen, Bağdat, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel'de meydana gelen isyanlardır. Sebepleri: * Devlet otoritesinin zayıflamasıyla eyaletlerdeki yerel yöneticilerin devletten ayrılma istekleri, * Yöneticilerin olumsuz tutum ve davranışlarına halkın tepki göstermesi Sayfa: ~ 23 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI NOT: Bu isyanları Fransız ihtilalinden sonra başlayan "Milliyetçilik" hareketleriyle karıştırmamak gerekir. Çünkü bu dönemde MİLLİ DEVLET kurma fikri ortaya çıkmamıştır. DURAKLAMA DEVRİ ISLAHAT HAREKETLERİ ( 17.yüzyıl ) Osmanlı Devlet Adamlarının Islahat Yapmak İstemelerinin Nedenleri: Osmanlı Devletinin savaşlarda eskisi gibi etkili olamaması, devlet otoritesinin zayıflaması sonucu, sık sık isyanların baş göstermesi, ekonomik durumun bozulması gibi nedenlerle Osmanlı devlet adamları ıslahat yapma gereği duydular. ISLAHAT YAPAN PADİŞAHLAR: II. Osman (Genç Osman)(1618-1622): Ulema sınıfının yetkisini azaltarak, padişahın zamana göre yasaları koyabilme gücünü artırmak istedi. Bunların siyasetle uğraşmalarını ve devleti zayıflatmalarını önlemek istedi. Kapıkulu Ocağını kaldırarak yerine Anadolu ve Suriye'deki Türklerden oluşan "milli bir ordu" kurmak ve yönetimi devşirmelerin etkisinden kurtarmak için başkenti tamamen Türk olan Anadolu’da bir şehre taşımayı düşündü. Ancak niyetlerini fark eden yeniçeriler tarafından tahttan indirilerek öldürüldü. IV. Murat (1623-1640): 12 yaşındayken tahta geçti. İktidarının ilk yıllarında yönetim saray kadınlarının ve Valide Kösem Sultan'ın elindeydi. 22 yaşına geldiğinde otoritesini sağlayabildi. Şu ıslahatları yaptı: * Yeniçerileri itaat altına aldı. * İsyanlar ve isyancılarla şiddetle mücadele etti. * İçki, tütün, meyhane ve gece sokağa çıkma yasağı uygulayarak asayişi sağladı. * Harcamaları kısıtlayarak, maliyeyi düzeltmeye çalıştı. * Devlet adamlarından neler yapılması gerektiğini bildiren raporlar vermelerini istedi. NOT: Bu konuda KOÇİ BEY sunduğu raporunda devletin gerileme nedenlerini ve bunların çözüm yollarını göstermiştir ISLAHAT YAPAN SADRAZAMLAR: 1. Kuyucu Murat Paşa: I. Ahmet dönemi Sadrazamıdır. İsyanları şiddet ve baskı kullanarak bastırmıştır. 2. Tarhuncu Ahmet Paşa: IV. Mehmet Dönemi sadrazamıdır. Maliyeyi düzeltmeye çalıştı.(Öldürüldü) 3. Köprülüler Devri: IV. Mehmet Devrinde Köprülüler soyundan Köprülü Mehmet Paşa, Fazıl Ahmet Paşa,Fazıl Mustafa Paşa ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sadrazam olmuşlardır. Köprülü soyundan sadrazam olan ilk kişi Köprülü Mehmet Paşa'dır. Köprülü Mehmet Paşa kendisinden önceki sadrazamların sonlarını çok iyi bildiği için padişaha bazı şartlar ileri sürerek, aşağıdaki koşullarla sadrazam olmayı kabul etmiştir: a) Saray devlet işlerine karışmayacak b) Devlet memurluklarına istediği kişileri atayabilecek. c) Kendisi hakkında bir şikayet olursa, savunması alınmadan görevden alınmayacak. NOT: Köprülü Mehmet Paşa'nın amacı istediklerini yapabileceği bir ortam hazırlamaktır. Köprülü Mehmet Paşa ŞARTLI sadrazam olan İLK kişidir. NOT: Köprülüler ordu ve maliyeyi düzeltmeye çalışmışlardır. ***DURAKLAMA DEVRİ (17.YÜZYIL) ISLAHATLARININ GENEL KARAKTERİ VE SONUÇLARI*** 1)- Bu yüzyılda isyanlar şiddet ve baskı ile önlenmeye çalışıldı. 2)- Devlet yapısında KÖKLÜ değişimler yapılamadı. Yapılmak istenenler de çıkar çevreleri tarafından engellendi. 3)- Geçici olarak iyi sonuçlar verse bile KALICI sonuçlar doğurmadı. 4)- Ayrıca Avrupa Devletleri Osmanlı Devleti'nin toparlanmasına izin vermediler. Sayfa: ~ 24 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLI DEVLETİ’NİN 17.YÜZYILDA İMZALADIĞI ANTLAŞMALAR ZİTVATOROK ANTLAŞMASI1606 NASUH PAŞA2.İST. (1611) SERAV -1618 HOTİN ANTLAŞMASI 1621 KASR-I ŞİRİN ANTLAŞMASI1639 VASVAR ANTLAŞMASI1664 BUCAŞ ANTLAŞMASI1672-76 BAHÇESARAY ANTLAŞMASI1681 KARLOFÇA ANTLAŞMASI 1699 İSTANBUL ANTLAŞMASI1700 DEVLET MADDELERİ AVUSTURYA 1-Eğri,Kanije ve Estergon kaleleri Osmanlıların. 2-Avusturya savaş tazminatı ödeyecek 3Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı padişahına denk sayılacak. 1-Osmanlıların Avusturya üzerindeki yaptırım gücü sona erdi.İki devlet eşit duruma geldi. 2Osmanlıların Avrupa üstünlüğü sona erdi.Hukuki eşitlik sağlandı. Bu antlaşmanın imzalanmasında Celali isyanları ve Avusturya savaşları önemli rol oynamıştır. İRAN 1-Osmanlı D.Ferhat Paşa Ant. İle aldığı yerleri geri verecek 2- İran her yıl 200 deve yükü ipek verecek İRAN 1-Sınırlar aynı 2-İran 100 deve yükü ipek savaş tazminatı ödeyecek 3-Kars ve Ahıska kaleleri Osmanlıların LEHİSTAN ÖNEMİ 1- Kanuni devrindeki sınırlar esastır. 22.Osman bu sefer sırasında yeniçeri ocağını Lehistan Kırım’a ödediği vergiye devam edecek. kaldırmayı düşünmüştür. 3-Birbirlerinin topraklarına saldırmayacaklar. İRAN 1-Azerbaycan ve Revan İran’ın. 2-Bağdat Osmanlıların 3-Zağros dağları iki devlet arasında sınır olacak 1-1722-1746’da yapılan savaşlara rağmen Sınır değişmedi ve bugünkü İran –Türkiye sınırı büyük ölçüde belirlendi. AVUSTURYA 1-Erdel Osmanlılara bağlı kalacak ve Osmanlıların atadığı Erdel beyi Avusturya tarafından tanınacak. 2-Uyvar ve Novigrat Osmanlıların,Zerinvar Avusturya’nın. 3Avusturya savaş tazminatı ödeyecek. 1-Osmanlı devletinin Avusturya karşısındaki son askeri başarısıdır. 2-Avusturya’dan son kez toprak kazandı. 3-Avusturya Osmanlıya son kez savaş tazminatı ödemiştir. 1-Lehistan Podolya’yı Osmanlı D.ne bıraktı. Osmanlı Devleti batıda son defa toprak kazandı ve batıda en geniş sınırlarına ulaştı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Cehrin Kalesini fethetti. RUSYA 1-Kiev Rusya’nın. 2-Dinyeper’in sağ tarafı Osmanlıların 3-Özi(Dinyeper) nehri sınır. 4Rusya Kırım’a vergi verecek AVUSTURYA VENEDİK LEHİSTAN ANTLAŞMANIN ADI 1-Temaşver ve Banat hariç bütün Macaristan ve Erdel beyliği Avusturya’nın 2-Podolya ve Ukrayna Lehistan’ın 3-Mora yarımadası ve Dalmaçya kıyıları Venedik’in 4-Antlaşma 25 yıl sürecek,garantörü Avusturya. RUSYA 1-Azak kalesi ve çevresi Rusya’nın 2-Rusya İstanbul’da elçi bulundurabilecek. 3-Ruslar Osm.’daki kutsal yerleri serbestçe gezebilecek. 1-Malta ile herhangi bir sınır olmadığından bu devlet ile ant. İmzalanmadı. 2-Gerileme devri başladı. 3-Batıda ilk kez toprak kaybedildi. 4Osmanlı Dev.nin Orta Avrupa egemenliği sona erdi. 4-2.Viyana kuşatması ile başlayan Türk gerileyişi Sakarya İle son buldu. 5-Osmanlı topraklarını paylaşmayı hedef alan ilk uluslar arası antlaşmadır 1-İlk Kez Karadeniz’e inme imkanı elde etti(Azak ile). 2-2.Mustafa ordusunun başında sefere çıkan son padişahtır. 3-. 4-Ruslar Kutsal İttifak ile ilk defa uluslar arası bir birliğe katıldı. LEHİSTAN Sayfa: ~ 25 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI GERİLEME DEVRİ (1699-1792) 18. YÜZYIL PADİŞAHLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. II. Mustafa (1695-1703) (IV. Mehmet'in oğlu) III. Ahmet (1703-1730) (IV. Mehmet'in oğlu) I. Mahmut (1730-1754) (II. Mustafa'nın oğlu) III. Osman (1754-1757) (II. Mustafa'nın oğlu III. Mustafa (1757-1774) (III.Ahmet'in oğlu) I. Abdülhamit (1774-1789) (III.Ahmet'in oğlu) III. Selim (1789-1807) (III.Mustafa'nın oğlu) 18. YÜZYILIN ÖZELLİKLERİ: 1. Osmanlı Devleti 18. yüzyıla ilk defa toprak kaybeden bir devlet olarak girdi(KARLOFÇA). Bu yüzden bu yüzyılın başlarında kaybettiği toprakları geri alma çabasına girdi. 2. Osmanlı Devleti 17. yüzyılda en çok AVUSTURYA ile savaşmıştı. 18. yüzyılda ise en çok RUSYA ile savaşacak. 3. Kanuni'den beri dostumuz olan Fransa 18. yüzyılın sonlarında(1798) Mısır'a saldırınca bu ülke ile ilişkilerimiz bozulacak. 4. Bu yüzyılda Osmanlı Devleti'nin toprak kaybı hızlanacak, Avrupa'nın bilim ve tekniği alınmaya çalışılsa da yeterli olmayacak, sonuçta Osmanlı Devleti Avrupa'nın üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalacak. III. AHMET DÖNEMİ *III.Ahmet’in çağdaşı Rus Çarı I.Petro: 1-Rusya’yı büyük bir devlet haline getirmek, 2-Karadeniz’e inmek, 3-Kırım’ı ele geçirmek, 4-Balkanlardaki Ortodoksları himayesine almak, 5-Lehistan üzerinde hakimiyet kurarak Baltık Denizi’ne açılmak istiyordu. I.Petro ile başlayan bu Rus politikası Osmanlı-Rus savaşlarının ana sebebidir. PRUT SAVAŞI Tarihi: 1710 Taraflar: Osmanlı X Rus Sebebi: 1-Lehistan’ın Rus hakimiyetine girmesi, 2-Rusya’nın Balkanlardaki Ortodoksları Osmanlılara karşı isyana teşvik etmesi Sonuç: Baltaca Mehmet Paşa Prut Antlaşması’nı imzalayarak savaşa son verdi. PRUT ANTLAŞMASI Tarihi:1711 Taraflar: Osmanlı- Rus Maddeleri: 1- Azak Kalesi Osmanlılara teslim edilecek ( Karadeniz tekrar Türk gölü haline geldi.). 2-Ruslar İstanbul’da daimi elçi bulundurmayacaklar. 3-Ruslar Lehistan’ın iç işlerine karışmayacaklar. Önemi: Prut Antlaşması, II. Viyana Kuşatması’ndan sonra Kutsal İttifak’a indirilen ilk darbedir. Ancak Ruslar antlaşma şartlarına uymamışlardır. 1716 OSMANLI –AVUSTURYA SAVAŞI Sebep: Osmanlı Devleti Venedik’e ait Mora’yı alınca, Karlofça Antlaşması’nın garantör devleti olan Avusturya Osmanlılara Mora’dan çekilmesi için ültimatom verdi. Osmanlı Devleti de Avusturya’ya savaş ilan etti. Sonuç: Savaş Pasarofça Antlaşması ile son buldu. PASAROFÇA ANTLAŞMASI Tarih: 1718 Taraflar:Osmanlı-Avusturya Maddeleri: 1-Mora Osmanlılarda kalacak. 2-Arnavutluk ve Dalmaçya kıyısındaki bazı kaleler Venedik’e bırakılacak. 3Temeşvar, Belgrat, Banat, Kuzey Sırbistan, Eflak’ın batısı ( Oltu ırmağına kadar) Avusturya’ya bırakılacak. Önemi:1-Osmanlılar Macaristan’ı tamamen kaybetti. 2-Pasarofça Antlaşması ile Osmanlı Devleti batıda, tarihinde uzun sayılabilecek bir barış dönemi yaşamıştır. İSTANBUL ANTLAŞMASI Tarih:1724 Taraflar: Osmanlı-Rusya Önemi:1-İran’ın Kafkasya’daki toprakları Rusya ile Osmanlı Devleti arasında paylaşıldı. 2-Osmanlılar ile Ruslar arasında imzalanan ilk dostluk antlaşmasıdır. LALE DEVRİ 1718 Pasarofça Antlaşması’ndan 1730 Patrona Halil isyanına kadar geçen döneme Osmanlı tarihinde Lale Devri adı verilir. Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma hareketi Lale Devri ile başlar. Eğlence dönemi olarak bilinen bu dönem, Avrupa’ya yakınlaşma dönemi olarak da kabul edilir. Dönemin padişahı III. Ahmed ve sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa barış yanlısı kişilerdi. Sayfa: ~ 26 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Lale Devri’nde: 1-Avrupa devletleri ile iyi ilişkiler içine girildi. 2-İlk defa Avrupa’ya elçi gönderildi. 3-Avrupalı devletlerin milli eğitim sistemleri kavranmaya çalışıldı. 4-İbrahim Müteferrika ve Sait Efendi ilk Türk matbaasını kurdular (1727). 5-Tercüme kurulu oluşturularak bir çok eser Türkçe’ye tercüme edildi. 6-İstanbul’da yangınları söndürmek için Tulumbacı Ocağı kuruldu. 7-Yalova’da kağıt fabrikası kuruldu. 8-Fransız mimarisi örnek alınarak bir çok eser inşa edildi.(III.Ahmet Çeşmesi en güzel örneğidir.) 9-Tarihi eserlerin yurt dışına çıkışı yasaklandı. PATRONA HALİL İSYANI Tarih: 1730 Sebep: 1-Halktan ve esnaftan yeni vergilerin alınması. 2-Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın akrabalarını yüksek devlet görevlerine getirmesi. Sonuç:1-III.Ahmet, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı ve yakınlarını idam ettirdi. 2-İsyancılar III. Ahmet’i tahttan indirip yerine I.Mahmut’u padişah yaptılar. 3-I. Mahmut, Patrona ve adamlarını idam ettirdi (1731). Önemi: Patrona Halil isyanı Lale Devri’ni sona erdirmiştir. I.MAHMUD DÖNEMİ AHMET PAŞA ANTLAŞMASI: Tarih:1732 Taraflar: Osmanlı-İran Önemi: Antlaşma Osmanlılarda sadrazam, İran’da Şah’ın değişmesine sebep oldu. NADİR ŞAH ANTLAŞMALARI 1-İSTANBUL ANTLAŞMASI Tarih:1736 Taraflar:Osmanlı-İran Önemi: Osmanlılar Nadir Han’ı İran şahı olarak kabul etti. 2-KERDEN ANTLAŞMASI (II. KASRI-I ŞİRİN ANTLAŞMASI) Tarih:1746 Taraflar: Osmanlı-İran Önemi:Kerden Antlaşması, Osmanlı-İran savaşlarına son verdi ve barış dönemini başlattı. OSMANLI- İRAN ANTLAŞMALARI 1-Amasya Antlaşması ( 1555) (Kanuni) 2-Ferhat Paşa Antlaşması (1590) (III.Murad) 3-Nasuh Paşa Antlaşması (1612) (I.Ahmed) 4-Serav Antlaşması( 1618) (II.Osman) 5-Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639) (IV.Murad) 6-Ahmet Paşa Antlaşması (1732) (I.Mahmud) 7-Nadir Şah Antlaşmaları (1736) (I.Mahmud) a) İstanbul Antlaşması (1736) b) Kerden Antlaşması (1746) İSTANBUL ANTLAŞMALARI 1-İstanbul Antlaşması-1533 (Osmanlı-Avusturya) (Kanuni) 2-İstanbul Antlaşması-1700 (Osmanlı-Rusya) (II.Mustafa) 3-İstanbul Antlaşması-1724 (Osmanlı-Rusya) (III.Ahmed) 4-İstanbul Antlaşması-1736 (Osmanlı-İran) (I.Mahmud) 5-İstanbul Antlaşması-1913(Osmanlı-Bulgaristan) (V:Mehmed) BELGRAD ANTLAŞMALARI Tarih: 1739 Taraflar: Osmanlı-Avusturya, Osmanlı- Rusya Maddeleri: 1-Avusturya Pasarofça Antlaşması ile aldığı yerleri geri verdi. 2-Azak Kalesi yıkıldı, toprakları Osmanlı ile Rusya arasında sınır oldu. Önemi: 1-Belgrad antlaşmaları Osmanlıların 18. yüzyılda (Gerileme döneminde) imzaladığı son kazançlı antlaşmalardır. 2Belgrad antlaşmaları ile Karadeniz’in bir Türk gölü olduğu bir kez daha kabul edildi. 3- Osmanlılar ittifakların önemini kavradı ve ilk kez İsveç ile ittifaka girdi. 4-Anlaşmalarda arabuluculuk yapan Fransa kapitülasyonların daha da genişletilmesini ve süresiz hale gelmesini sağladı (1740). Sayfa: ~ 27 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI III. MUSTAFA DÖNEMİ *Osmanlı tarihinde son cülus bahşişi III.Mustafa tahta çıkınca verilmiştir. *III.Mustafa döneminin en önemli devlet adamı sadrazam Koca Ragıp Paşa’dır. PANSLAVİZM Rusya’nın, Balkanlardaki milletleri Slav ve Ortodoks propagandası ile Osmanlı’dan ayırıp önce bağımsız, sonra kendine bağımlı hale getirerek Akdeniz’e inme politikası. Panslavizm Küçük Kaynarca Antlaşması ile netlik kazandı. Panslavizm, başlangıçta başarılı oldu. Balkan devletleri bağımsızlıklarını kazandı ancak Rusya’yı Akdeniz’e indirmediler. ÇEŞME BASKINI Tarih:1770 III.Mustafa döneminde 1768’de başlayan Osmanlı-Rus savaşında Baltık denizinden kalkan bir Rus donanması İngilizlerin yardımıyla Cebelitarık boğazından geçerek Mora kıyılarına geldi. Bunu fırsat bilen Mora Rumları ayaklandılar. Osmanlılar isyanı bastırınca Rus donanması Çeşme’de demirli bulunan Osmanlı donanmasını yaktı. I.ABDÜLHAMİD DÖNEMİ *I.Abdülhamid, yabancı askeri uzmanların Müslüman olmaları şartı ile kıyafetleri konusundaki kısıtlamaları kaldırdı. ****KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI**** Tarih:1774 Taraflar: Osmanlı-Rusya Önemi: 1-Kırım bağımsız oldu. Osmanlılar ilk kez Müslüman-Türk toprağını terketmek zorunda kaldılar. Ayrıca Kırım kaybedilince Karadeniz Türk gölü özelliğini kaybetti. 2-Rus ticaret gemileri Karadeniz ve Akdeniz’de serbest dolaşma hakkı kazandı. Böylece Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kaybetti. 3-Ruslar Osmanlı yönetimindeki Ortodoksları koruma hakkını elde etti. Böylece Osmanlıların içişlerine karışmaya başladı. Ayrıca Panslavizmin uygulanması için zemin hazırlamış oldu. 4-Osmanlı devleti ilk kez bir devlete Rusya’ya savaş tazminatı verdi. 5-Rusya kapitülasyonlardan yararlandı. 6-Ruslar İstanbul’da daimi elçi bulunduracaklardı. AYNALIKAVAK TENKİHHAMESİ Tarih:1779 Taraflar:Osmanlı-Rusya Önemi: Kırım’ın bağımsızlığı kesinleşti. (Rusya 1783’te Kırım’ı işgal etti.) OSMANLI TARİHİNİN ÜÇ MEŞUM (UĞURSUZ ANTLAŞMASI) 1-Karlofça Antlaşması 2-Küçük Kaynarca Antlaşması 3-Sevr Antlaşması III. SELİM DÖNEMİ *Osmanlı tarihinde isyan sonucu öldürülen 3. padişahtır. ZİŞTOVİ ANTLAŞMASI Tarih:1791 Taraflar: Osmanlı-Avusturya *Avusturya Osmanlıları yendiği halde Fransız İhtilali sebebiyle Osmanlılar ile antlaşmaya yanaştı. YAŞ ANTLAŞMASI Tarih:1792 Taraflar: Osmanlı-Rusya Önemi: Osmanlı Devleti Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etti. Böylece Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kesin olarak kaybetti. KARADENİZ 1-Karadeniz Kırım’ın fethi ile Fatih Sultan Mehmet zamanında Türk gölü haline geldi. 2-Karadeniz’in bütün kıyılarının fethi II.Bayezid zamanında tamamlandı. 3-1700 İstanbul Antlaşması ile Azak Kalesi Ruslara verildi ve Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kaybetti. 4-1711 Prut Antlaşması ile Karadeniz tekrar Türk gölü oldu. 5-1739 Belgrad Antlaşmaları ile Karadeniz’in Türk gölü olduğu bir kez daha kesinlik kazandı. 6-1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım bağımsız olunca Karadeniz Osmanlı hakimiyetinden çıktı. 7-1779 Aynalıkavak Tenkihnamesi ile Osmanlılar Karadeniz’deki üstünlüklerinin yok olduğunu kabul etmiş oldular. 8-1792 Yaş Antlaşması ile Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kesin olarak kaybetti. Sayfa: ~ 28 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI GREK PROJESİ Rusya ve Avusturya’nın Osmanlı Devleti’ni aralarında paylaşmak için hazırladıkları plan. Bu plana göre: 1-Eflak ve Boğdan’da Dakya Devleti kurulacak. 2-Sırbistan, Bosna ve Hersek Avusturya’ya bırakılacak. 3-Bizans imparatorluğu yeniden kurulacak ve başına II.Katerina’nın torunu Konstantin getirilecek. Plan doğrultusunda Avusturya Bosna’yı, Rusya Boğdan’ı işgal etti. Ancak Fransız İhtilali’nin patlak vermesiyle Grek projesi gerçekleştirilemedi ve Avusturya Osmanlılarla Ziştovi Antlaşması’nı, Rusya Yaş Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı. 19.YÜZYILDA OSMANLILAR VE AVRUPA YA DA ŞARK MESELESİ Sanayileşen Avrupa, bunun bir sonucu olarak geniş pazarlara ve hammadde kaynakları bulunan topraklara ihtiyaç duymaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da artık sömürgecilik ve yeni sömürgeler elde etmek sanayileşen Avrupa devletleri için en önemli sorunlardan bir tanesidir. Siyasi gücünü kaybetmeye başlamış, ekonomik anlamda da Avrupa’nın yarı-sömürgesi haline gelmiş olan Osmanlılar, sanayileşmiş ve sanayileşmekte olan tüm Devletlerin iştahını kabartmaktadır: Bir yandan Balkanlar’ı ele geçirmek isteyen AvusturyaMacaristan İmparatorluğu, diğer yandan Boğazları alarak sıcak denizlere inmeyi düşünen Rusya, başka bir taraftan dünya ekonomisini elinde bulunduran ve Osmanlı hammaddesini istediği gibi kullanmayı düşünen İngiltere ve Fransa. İşte bu büyük karmaşa içerisinde Osmanlının Avrupa’nın güçlü devletleri tarafından paylaşılması hiç de kolay görünmemektedir. Her şeyden önce İngiltere; Rusya’nın Boğazları alarak güçlenmesini ve kendi sömürgesi olan Hindistan yolunun önemli bir kısmını ele geçirmesini istememektedir. Fransa ise Balkanlar’ı ele geçirmiş güçlü bir Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Akdeniz’e inmiş bir Rusya’yı hayal bile etmek istememektedir. Bu açıdan bakıldığında 19. yüzyılın sonuna kadar İngiltere ve Fransa Osmanlı’nın ayakta kalabilmesi için desteklerini esirgememişlerdir. Bu destek olmasa zaten Osmanlı devleti 19. yüzyılın başlarında muhtemelen dağılmış olurdu. Osmanlı’yı 20. yüzyılın başlarına kadar ayakta tutan şey Avrupa’daki siyasi dengeler olmuştur. Avrupa’da Şark Meselesi ya da Doğu Sorunu denen bu durum yani Osmanlı’nın paylaşımı sorunu, tüm 19. yüzyıl politikasının en belirleyici motiflerinden birisi olmuştur. Osmanlılar ise b,ir taraftan dağılmayı engelleyecek tedbirler almaya çalışırken, diğer taraftan da İngiltere ve Fransasız ayakta kalamayacağını bildiğinden, bu devletlere bolca taviz vermektedir. Bu durum 19 . yüzyılda Osmanlı Devleti’nin yarı-sömürge bir devlet haline gelmesine neden olmuştur. Dönemin yaygınca kullanılan tabiriyle, “hasta adamı öldürelim mi, böyle mi kalsın” tartışması ve mücadelesi 19. Yüzyıl boyunca devam etmiştir. “Zararın neresinden dönersek kardır” diye düşünen Osmanlı ise kurtulabilmek için Batılılaşmayı artık tek çare olarak görmektedir. OSMANLI DEVLETİ'NİN DAĞILMA DÖNEMİ 19. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİNİ SARSAN OLAYLAR: 1)- Sırp İsyanı(1804) 2)- 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması 3)- Yunan İsyanı 4)- 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması 5)- Mısır Valisi Kavalalı mehmet Ali Paşa'nın İsyanı 6)- Kırım Savaşı(1853-1856) 7)- 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) II.MAHMUT DÖNEMİ (1808-1839) SIRP İSYANI (1804) Sebepleri: 1)- Fransız İhtilalinin Milliyetçilik, bağımsızlık ve hürriyet gibi fikirlerinin sırplar üzerinde etkili olması 2)- Savaşların Sırbistan toprakları üzerinde geçmesi ve bu savaşlar sırasında Sırbistan'ın sık sık el değiştirmesi 3)- Sırbistan'daki Yeniçerilerin olumsuz davranışları 4)- Rusyanın kışkırtması İsyan: Bu sebeplerden dolayı 1804'de KARA YORGİ liderliğinde Sırplar ayaklandı. *** NOT: Osmanlı Devletinde "Milliyetçilik" akımı neticesinde ayaklanan ilk topluluk SIRPLAR'dır. Sırplarla İlgili Antlaşmalar: 1)- 1806-1812 Osmanlı Rus Savaşı sonucunda Ruslarla imzalanan BÜKREŞ ANTLAŞMASI'nda Sırplara bazı haklar verildi. 2)- 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda Ruslarla imzalanan EDİRNE ANTLAŞMASI'nda Sırplara özerklik verildi. 3)- 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda imzalanan Ayestefanos ve BERLİN ANTLAŞMASI'nda Sırbistan bağımsızlığına kavuştu. 1806-1812 OSMANLI-RUS SAVAŞI: Sebepler: 1)- Rusların Sırp isyanını desteklemesi ve Balkan Milletlerini kışkırması. 2)- Rusya'nın Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi. Sayfa: ~ 29 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Savaş: Rusların Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi karşısında Fransa'nın etkisiyle Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti. Osmanlı-Fransız yakınlaşması karşısında İngiltere Rusya'nın yanında yer aldı. İngilizler Ruslara destek için donanmalarını İstanbul'a gönderdiler. İstanbul'a sadece denizden yapacakları bir saldırıyla başarılı olamayacaklarını anlayarak geri döndüler. Bu defa Mısır'a saldıran İngilizleri Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa püskürtttü. Fransa 1807'de Rusya ile "Tilsit Antlaşmasını" imzalayarak, dostluk kurdu. Yalnız kalan Osmanlı Devleti İngiltere'ya yaklaştı. İngiltere ile " Çanakkale (Kale-i Sultaniye)" antlaşmasını imzaladı. Bu arada Ruslar Osmanlı topraklarında ilerliyordu. Avrupa'da siyasi ortam yeniden değişti. Fransa ile Rusya'nın arası yeniden açıldı. Rusya'ya silahlarını çeviren Fransa bu defa Osmanlı Devleti'nin yanında yer aldı. Fransa'ya güvenemeyen Osmanlı Devleti Rusya ile BÜKREŞ ANTLAŞMASINI imzalayarak savaşı sona erdirdi. Sonuç: Ruslarla BÜKREŞ ANTLAŞMASI imzalandı.(1812) 1)- İki devlet arasında Tuna nehri sınır olacak. 2)- Ruslar Beserabya hariç işgal ettiği yerleri geri verecek. 3)- Sırplara bazı haklar verilecekti. YUNAN İSYANI SEBEPLERİ: 1)- Fransız ihtilalinin milliyetçilik, bağımsızlık gibi fikirlerinin etkisi 2)- Rusya'nın ve Avrupa Devletleri'nin kışkırtması 3)- 1804 de kurulan Etniki Eterya Cemiyeti'nin çalışmaları İSYAN: 1821'de Mora'da başlayan isyan kısa sürede büyüdü. Osmanlı hükümeti Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi. M.Ali Paşa yardım karşılığında II.Mahmut'tan Mora ve Girit valiliklerinin kendisine verilmesini istedi. Osmanlı ve Mısır donanması isyanı bastırdı ve NAVARİN limanına çekildi. Ancak Yunan isyanının bastırılması Batılıların işine gelmedi. İngitere, Fransa, Rusya ve Avusturya Osmanlı devleti'ne ültimatom vererek Yunanistan'a bağımsızlık verilmesini istediler. Bu istek reddedilince Osmanlı ve Mısır donanmasını NAVARİN de yaktılar. Rusya Osmanlı'ya savaş ilan etti. NOT: Navarin olayı Osmanlı Donanmasının yaşadığı 4 felaketten biridir. Birincisi 1571 İnebahtı, İkincisi 1770 Çeşme, Üçüncüsü 1827 Navarin, Dördüncüsü 1853 Sinop’tur. 1828-1829 OSMANLI-RUS SAVAŞI SEBEPLERİ: 1)- Rusların sıcak denizlere inmek istemesi 2)- Osmanlının Rusya'dan Navarin'de yakılan donanmanın zararını talep etmesi 3)- Osmanlı'nın Yunanlılar ve azınlıklarla ilgili Avrupa Devletlerinin ve Rusya'nın isteklerini reddetmesi. SAVAŞ: Bu sebeplerden Rusya’nın saldırısıyla savaş başladı. Ancak Osmanlı Devleti böyle bir savaşa hazır değildi. ÇÜNKÜ: 1)- Donanması Navarin'de yakılmıştı. 2)- 1826'da Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, ASAKİR-İ MANSURE-İ MUHAMMEDİYE ordusu yeni kurulmuştu. 3)- Yunan ayaklanmasından dolayı bütün Avrupa Osmanlının karşısındaydı. SONUÇ: Rusların ilerleyerek doğuda Erzurum'a, batıda Edirne'ye kadar gelmeleri üzerine Osmanlı devleti barış istedi. EDİRNE ANTLAŞMASI imzalandı.(1829) Rusya’yla EDİRNE ANTLAŞMASI (1829) Maddeleri: 1)- Eflak-Boğdan ve Sırbıstan'a özerklik verildi. 2)- Yunanistan bağımsız olacaktı. 3)- Rus ticaret gemileri boğazlardan geçebilecekti. 4)- Prut nehri sınır olacaktı. 5)- Osmanlı Devleti savaş tazminatı verecekti. NOT: Osmanlı Devletinde bağımsızlığını elde eden ilk azınlık YUNANİSTAN'dır. NOT: Osmanlının Yunan isyanı ve Rus savaşıyla uğraşmasını fırsat bilen Fransa 1830' da CEZAYİR i işgal etti. MISIR VALİSİ MEHMET ALİ PAŞA'NIN İSYANI (Denize düşen yılana sarılır.) SEBEPLERİ: 1)- Yunan isyanının bastırılmasında II. Mahmut'a yardım eden Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya vaat edilen yerlerin verilmemesi 2)- Mehmet Ali Paşa'nın Navarin olayından sonra padişahtan izin almadan ordu ve donanmasını geri çekmesi. 3)- 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yardım istenildiği halde Mehmet Ali Paşa'nın yardım göndermemesi İSYAN: II. Mahmut Mehmet Ali Paşa'yı görevden almak için hazırlanırken Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa, üzerine gönderilen padişah kuvvetlerini yenerek Konya'ya ilerledi. Bu zor durum karşısında padişah yabancı devletlerden yardım istedi. İngiltere ve Fransa bu isteğe kayıtsız kaldılar. II. Mahmut son çare olarak (denize düşen yılana sarılır diyerek) Rusya'dan yardım istedi. Bir Rus donanması İstanbul boğazını geçerek Büyükdere önlerine demirledi. Osmanlı Rus yakınlaşması İngiltere ve Fransa'yı telaşlandırdı. Hemen devreye girerek Mehmet Ali Paşa ya baskı yaptılar. Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa ile II. Mahmut arasında KÜTAHYA ANTLAŞMASI imzalandı.(14 Mayıs 1833) Sayfa: ~ 30 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI KÜTAHYA ANTLAŞMASI(14 Mayıs 1833) 1)- Mehmet Ali Paşa'ya Mısır ve Girit valiliklerine ek olarak Suriye valiliği de verilecek. 2)- Oğlu İbrahim Paşa'ya da Cidde valiliğine ek olarak Adana Muhassıllığı (O bölgenin vergilerini toplama hakkı) verilecek. NOT: Bu antlaşma Mısır sorununu geçici olarak çözmüş fakat iki tarafta bu anlaşmadan memnun olmamıştır. NOT: Kütahya antlaşmasına rağmen kendisini güvende hissetmeyen II.Mahmut Rusyayla HÜNKAR İSKELESİ antlaşmasını imzalamıştır.(1833) HÜNKAR İSKELESİ ANTLAŞMASI (8 Temmuz 1833) 1)- Osmanlı bir saldırıya uğrarsa Ruslar asker ve donanma gönderecek, ancak masrafları Osmanlı ödeyecek. 2)- Rusya bir saldırıya uğrarsa Osmanlı boğazları kapatacak. (İngiltere ve Fransa'ya karşı) 3)- Bu antlaşma 8 yıl sürecek. ÖNEMİ: 1)-Rusya bu antlaşmayle boğazlar üzerinde büyük avantaj sağlayıp, Karadeniz’deki güvenliğini artırmış oldu. 2)-Bu antlaşmayla BOĞAZLAR MESELESİ ortaya çıkmıştır. 3)-Bu antlaşma Osmanlının boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını TEK BAŞINA kullandığı son antlaşmadır. NOT: Osmanlı Devleti Mısır ve Boğazlar meselesinde İngiltere'nin desteğini kazanmak için İngiltere ile 1838 BALTA LİMANI Antlaşmasını imzalamıştır. Bu antlaşma ile İngiltere’ye çok geniş ekonomik haklar verilmiş, Osmanlı ülkesinde tekel sistemi ve iç gümrük yönetimi kaldırılmış böylece Osmanlı ekonomisinin çöküşü hızlanmıştır. AÇIKLAMA: Kütahya antlaşması fazla uzun sürmedi. 1839'da Mehmet Ali Paşa bağımsızlığını ilan etti. Oğlu İbrahim Paşa üzerine gönderilen Osmanlı kuvvetlerini NİZİP'te yendi. İngiltere ve Fransa Hünkar İskelesi antlaşmasına dayanarak Rusya’nın boğazlara egemen olmasından çekindiklerinden hemen devreye girerek MISIR konusunda Londra'da uluslararası bir konferans düzenlendi. NOT: Nizip yenilgisi haberi İstanbul'a gelmeden II. Mahmut ölmüş, yerine Abdülmecid padişah olmuştur. II.MAHMUT DÖNEMİNDE ASKERİ ALANDA YAPILAN ISLAHATLAR: 1)- Alemdar Mustafa Paşa,Nizam-ı Cedit ordusunun yerine Sekban-ı Cedit Ordusunu kurdu. 2)- II.Mahmut Alemdar Mustafa Paşanın öldürülmesi üzerine Sekban-ı Ceditin yerine EŞKİNCİ OCAĞINI kurdu. 3)- 1826'da Yeniçeri Ocağını kaldırarak(Vakayı Hayriye Olayı) yerine ASAKİR-İ MANSURE-İ MUHAMMEDİYE ordusu kuruldu. 4)- Yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu tümen, tabur, bölük gibi birliklere ayrıldı. Eğitimi için Prusya'dan subaylar getirildi. Avrupaya subaylar gönderildi. ABDÜLMECİT DÖNEMİ(1839-1861) LONDRA KONFERANSI (1840) (Mısırla ilgili) Katılan Devletler: İngiltere,Avusturya,Prusya,Rusya ve Osmanlı Devleti Maddeleri: 1)- Mısır Valiliği,babadan oğula geçmek üzere Mehmet Ali Paşa'ya verilecek, fakat hukuki yönden Osmanlı'ya bağlı kalacak. 2)- Mısırda vergiler padişah adına toplanacak, dörtte biri İstanbul'a gönderilecek. 3)- Suriye,Adana ve Girit Osmanlı'ya geri verilecek. NOT: Bu anlaşmayla Mısır iç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlı'ya bağlı imtiyazlı bir eyalet haline geldi. LONDRA KONFERANSI (1841) (Boğazlarla ilgili): Hünkar antlaşmasının süresi bitince Londra'da bir konferans toplandı. Toplantıya İngiltere, Rusya,Fransa, Avusturya, Prusya ve Osmanlı Devleti katıldılar. Londrada imzalanan boğazlar sözleşmesine göre; ***Boğazlar Osmanlı Devleti'nin olacak, ancak Osmanlı barış halindeyken boğazlar bütün savaş gemilerine kapatılacaktı. ÖNEMİ: 1)- Bu sözleşme ile boğazlar,devletlerarası bir statü kazandı. 2)- Osmanlının boğazlar üzerindeki hükümranlık haklarına kısıtlama getirilmiştir. 3)- Rusya boğazlar üzerindeki üstünlüğünü kaybederken, Fransa ve İngiltere Akdeniz’deki güvenliklerini artırmışlardır. TANZİMAT FERMANI (3 Kasım 1839) Padişah : Abdülmecid , Sadrazam : Mustafa Reşid Paşa Tanzimat Fermanının İlan Sebepleri***: 1)- Avrupalı Devletlerin iç işlerimize karışmasına engel olmak. 2)- Mısır ve Boğazlar konusunda Avrupalı Devletlerin desteğini kazanmak. 3)- Devleti ve toplumu demokratik bir yapıya kavuşturma isteği ***Bu nedenlerden dolayı 3 Kasım 1839 da Tanzimat Fermanı (Gülhane Hattı Hümayunu) ilan edildi. NOT: Tanzimat Fermanının ilanıyla Osmanlı tarihinde yeni bir dönem açılmış(Tanzimat Devri) ve bu devir 1876'ya kadar devam etmiştir. Sayfa: ~ 31 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Tanzimat Fermanında yer alan konular***: 1)-Azınlıkların, can, mal ve namus güvenliği sağlanacak. 2)-Vergi sistemi yeniden düzenlenerek, herkesten gelirine göre vergi alınacak. 3)-Askerlik OCAK görevinden, VATAN görevi haline getirilecek. Azınlıklarda askere alınacak. 4)-Kanunların her gücün üstünde olduğu kabul edilecek. Tanzimat Fermanının Özellikleri***: 1)- En önemli özelliği padişahın yetkilerini sınırlandırması ve kanunların her gücün üstünde olduğunun ifade edilmesidir. 2)- Tanzimat Fermanı ANAYASACILIĞA ve DEMOKRASİYE(hukuk devletine, yani hukukun üstünlüğü esasına dayanan devlet anlayışına)geçişin (BATILILAŞMANIN) ilk aşamasıdır. 3)- Bu fermanın hazırlanmasında halkın bir rolü ve baskısı yoktur. Padişah Abdülmecit, Mustafa Reşid Paşanın telkiniyle Mısır meselesinde Avrupa devletlerinin desteğini kazanmak için bu fermanı ilan etmiştir. KIRIM SAVAŞI (1853-1856) SEBEPLERİ***: 1. Rusyanın Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri. (Rusya Osmanlıyı HASTA ADAM olarak nitelendiriyor ve ölmeden topraklarının paylaşılmasını istiyordu. İngiltere Osmanlının toprak bütünlüğünden yana olduğunu belirterek bu isteği reddedince Rusya tek başına hareket etti.) 2. Kutsal Yerler Meselesi:Rusya İstanbul'a bir elçi göndererek Ortodoks kilisesinin kutsal yerlerle ilgili isteklerinin onaylanmasını istemiş,Osmanlı bu isteği reddetmişti. 3. Rusya'nın 1848 İhtilallerinin Avrupa'da meydana getirdiği karışıklıklardan yararlanmak istemesi.(Avusturya'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Macarlar Avusturya ve Rusya birlikleri tarafından yenilmişti. Rusya Osmanlıya sığınan bu Macarların iadesini istemişti.) Bu sebeplerden dolayı savaş Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1853'de başladı. Osmanlı donanması SİNOP'ta Ruslar tarafından yakıldı. 1854'te İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'nin yanında yer aldı. Sivastopol kalesi kuşatılarak alındı. Yenilen Rusya ile PARİS ANTLAŞMASI imzalandı.(1856) NOT: Kırım Savaşında İngiltere, Fransa,Sardunya ve Piyomento Osmanlı Devletinin yanında savaşa girdi. Avusturya ise Eflak-Boğdan'ı işgal ederek destek verdi. NOT***: Osmanlı Devleti ilk dış borcu Kırım savaşı sırasında İngiltere'den aldı.(1854) NOT: Osmanlı Devleti Paris anlaşması sırasında Avrupalı devletlerin tam desteğini kazanmak için azınlıklara geniş haklar tanıyan ISLAHAT FERMANINI ilan etti. PARİS ANTLAŞMASI(1856)***: Katılan devletler:Osmanlı,Rusya,İngiltere, Fransa, Piemento, Sardunya, Avusturya ve Prusya MADDELERİ: *** 1)- Osmanlı Devleti bir Avrupa Devleti sayılacak ve toprakları Avrupa Devletlerinin koruyuculuğu altında kalacak. AÇIKLAMA :Bu madde Osmanlının egemenlik haklarına gölge düşürmesine rağmen, bir süre Rus tehlikesini ortadan kaldırmıştır. 2)- Boğazlar konusunda 1841 boğazlar sözleşmesi geçerli olacak. ***3)- Rusya ve Osmanlı Devleti Karadeniz’de savaş gemisi ve tersane bulundurmayacak. AÇIKLAMA***:Kırım Savaşına katılan İngiltere'nin en büyük kazancı Rusya'nın Karadeniz'deki tersane ve gemilerinin kaldırılmasıdır. Böylece Akdeniz'i tehdit edebilecek Rusya’nın etkinliğini kırmış,çıkarlarının devamını sağlamıştır. AÇIKLAMA***:Kırım Savaşından sonra Rusya sıcak denizlere inmek için başka bir yol arayarak Balkanlarda PANSLAVİZM politikasına ağırlık vermiştir. AÇIKLAMA***:Osmanlı Devleti Savaşı kazanmasına rağmen anlaşmanın Karadeniz’le ilgili maddesi ve Islahat yapma zorunluluğu anlaşmanın olumsuz yönleridir. ****KIRIM SAVAŞININ ÖNEMİ: 1)-Avrupalılar ilk defa Kırım savaşında Osmanlı Devletine tam destek verdiler. 2)-Osmanlı Devleti İlk defa dış borç aldı. 3)-Osmanlı Donanması 4. kez Sinopta yakıldı. (İnebahtı,Çeşme,Navarin ve Sinop) 4)-Osmanlı Devleti Islahat Fermanını yayınladı. ISLAHAT FERMANI(1856) Dış Gelişme: Kırım Savaşı - Padişah: Abdülmecid *Paris anlaşması görüşmeleri sürerken Islahat Fermanı ilan edilmişti.(1856) Bu Fermanla ilgili bir madde Paris Anlaşmasında da yer aldı. AÇIKLAMA: Islahat Fermanı kaynağını ve ortaya çıkış nedenini yabancı devletlerden almaktadır. Bu Fermanın esasları Fransa'nın ısrarı ile Avusturya,İngiltere ve Fransa tarafından belirlenmiştir. Osmanlı Devleti Paris antlaşması şartlarını lehine çevirmek için bu fermanı ilan etmiştir. Sayfa: ~ 32 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ISLAHAT FERMANINININ MADDELERİ: 1)-Din ve mezhep hürriyeti sağlanarak azınlıklara okul,kilise ve hastane açma hakkı verilecek. 2)-Azınlık ve yabancılara küçük düşürücü sözler söylenmeyecek 3)-Azınlıklar da bütün devlet memurluklarına girebilecek. 4)-Askerlik işleri yeniden düzenlenecek, azınlıklardan askerlik için bedel kabul edilecek. 5)-Vergi sistemi yeniden düzenlenecek. İltizam usulü kaldırılacak. 6)-Mahkemelerde herkes inancına göre yemin edecek, karma mahkemeler kurulacak. AÇIKLAMA: Islahat Fermanı Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında eşitlik sağlamayı amaçlayan bir belgedir. ABDÜLAZİZ DÖNEMİ(1861-1876) Bu Dönemde olan önemli olaylar: 1)- Rusyanın Balkanlarda panslavizm idealini yaymaya başlamasıyla isyanlar başlamıştır. (Sırp, Karadağ, Bosna-Hersek,Romen(EflakBoğdan) ve Bulgar isyanları ortaya çıkarak "Balkan Bunalımı"na zemin hazırlandı. 2)- Girit'teki Rumlar ayaklanarak Yunanistan'a bağlanmak istediler. Avrupalıların duruma müdahalesiyle Osmanlı Devleti HALEPA FERMANI'nı ilan etmiş ve Giritlilere vergi muafiyeti getirilmiştir. 3)- Mısır Hidivi(valisi) İsmail Paşa'nın gayretleri ve Fransa'nın desteğiyle 1869'da Süveyş Kanalı açılmış, böylece coğrafi keşiflerle önemini yitiren Mısır ve Akdeniz yeniden canlanmıştır. NOT: Bu durum Avrupalı devletlerin Mısıra sahip olma arzunu artırmıştır. 4)-Beylerbeyi ve Çırağan sarayları yapılmıştır. 5)-Avrupalı Devletler azınlıklarla ilgili ağır istek ve tehditlerden oluşan BERLİN MEMARANDUM'unu ilan ettiler. 6)-Avrupa’da önemli gelişmeler görülmüş, İtalya(1870), ve Almanya(1871) siyasi birliklerini tamamlayarak siyasi güç olarak ortaya çıktılar. 7)-Abdülaziz, GENÇ OSMANLILAR tarafından tahttan indirilmiş, yerine V.MURAT getirilmiştir.(Abdülaziz tahttan indirildikten sonra Feriye Sarayı’nda hapis hayatı yaşadı. Burada damarları kesik vaziyette bulundu.) V.MURAT DÖNEMİ V. Murat Abdülaziz'in tahttan indirilmesi sonucu padişah oldu. (1876) Ancak sağlığının yerinde olmadığı görüldü. Bu durum karşısında başta Mithat Paşa olmak üzere önde gelen devlet adamları V. Murat'ın yerine Meşrutiyeti ilan etme sözü veren II. Abdülhamit'i tahta çıkardılar. II.ABDÜLHAMİT DÖNEMİ (1876-1909) ***I.MEŞRUTİYETİN İLANI : (1876) Padişah İlanda Etkili Olan Grup Savundukları Düşünce Meşrutiyet nedir? : : : : II. Abdülhamit Jön Türkler (Genç Osmanlılar) Osmanlıcılık Krallık yada padişahlıkla yönetilen ülkelerde kralın yanında bir meclisin (parlamento) bulunmasıdır. ***Meşrutiyeti ilan etmeye söz veren Sultan II. Abdülhamit verdiği sözü yerine getirerek Mithat ve Sait Paşaların hazırladığı KANUN-İ ESASİ'yi (anayasa) kabul ederek Meşrutiyeti ilan etmiştir.(23 Aralık1876) KANUN-İ ESASİYE GÖRE: Osmanlı Meclisi AYAN ve MEBUSAN meclislerinden oluşacaktı. Ayan Meclisini Padişah Mebusan Meclisini ise halk seçecekti.(18 bin Yahudi bir, 107 bin Hıristiyan bir, 133 bin Müslüman bir milletvekili seçecekti.) Seçilen milletvekilleri 20 Mart 1877'de toplanarak çalışmalarına başlamıştır. Bu arada Rusların bazı tavizler istemesi üzerine Meclis Rusya'ya karşı savaş ilanına karar vermiştir. Bu savaşta Osmanlı Devletinin büyük kayıplar vermesi üzerine Abdülhamit Kanun-i Esasinin 113. maddesine dayanarak 14 Şubat 1878'de meclisi kapatmıştır. Böylece "Birinci Meşrutiyet" sona ermiştir. NOT: I. Meşrutiyetle halk, ilk olarak dolaylı da olsa yönetime katılmıştır. NOT: I. Meşrutiyetin ilanını hızlandıran en önemli dış gelişme,1876 da İstanbulda toplanan TERSANE KONFERANS'ında Avrupalıların azınlıklarla ilgili isteklerine engel olunmak istenmesidir. ***İSTANBUL (TERSANE) KONFERANSI (1876) : Rusyanın Panslavist politikasıyla Osmanlı Devleti üzerinde baskı kurmaya başlaması İngiltere'nin çıkarlarına aykırıydı. Bu yüzden İngiltere Balkan Milletlerinin sorunlarına çözüm bulmak amacıyla İstanbul'da Milletlerarası bir konferansın toplanmasını sağladı. Konferansa Osmanlı Devletinin yanısıra İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve İtalya katıldı. İstanbul Konferansı çalışmalarına başladığı sırada Osmanlı Devleti I. Meşrutiyeti ilan ederek konferansı etkisiz hale getirmeye çalışdı. NOT: Osmanlı Devleti bu hareketiyle, konferans kararları üzerinde olumlu bir etki yapmak amacındaydı. Çünkü meşrutiyet rejimi içinde Osmanlı vatandaşı olan Yahudi ve Hırıstıyanlar da Meclisi Mebusana temsilci göndererek yönetime katılabilecek ve haklarını arayabileceklerdi. Bu yüzden Osmanlının Balkanlar'da ıslahat yapmasına artık gerek yoktu. Ancak Avrupa Devletleri bunu ciddiye almadılar ve konferansta aşağıdaki kararları aldılar. Tersane Konferansı Kararları: 1)-Sırbıstan ve Karadağ'ın toprakları genişletilecek, 2)-Bulgaristan ve Bosna-Hersek'e özerklik verilecek. Sayfa: ~ 33 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI Osmanlı Devleti bu kararları kabul etmeyince konferans dağılmış ve daha sonra Londra'da tekrar bir araya gelen Avrupa Devletleri benzer kararlar alarak Osmanlı'nın bu kararlara uymasını istemişlerdir. 1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI (93 HARBİ) SEBEPLERİ: 1)- İstanbul(Tersane) ve Londra Konferansı kararlarının Osmanlı tarafından kabul edilmemesi 2)- Rusya'nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme çabası *Rusya bu sebeplerden birincisini gerekçe göstererek Osmanlı Devletine savaş ilan etti. SAVAŞ: Ruslar doğuda Erzurum'a kadar ilerlediler. Rus ordusu AZİZİYE Tabyalarında GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA tarafından durduruldu. Balkanlarda ise Ruslar Tuna'yı aşıp PLEVNE önlerine geldiler. Plevne'de GAZİ OSMAN PAŞA önemli başarılar kazandı. Ancak daha sonra Plevne düştü. Ruslar Edirne’yi alarak Çatalca önlerine kadar geldiler. Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. İki taraf arasında AYESTEFANOS (Yeşilköy) ANTLAŞMASI imzalandı. ***AYESTEFANOS ANTLAŞMASI(3 MART 1878)*** MADDELERİ: 1)-Sırbıstan,Karadağ ve Romanya tam bağımsız olacak ve sınırları genişletilecek. 2)- Büyük bir Bulgaristan krallığı kurulacak. 3)- Batum,Kars,Ardahan ve Doğu Beyazıt Ruslara verilecek. 4)- Girit ve ERMENİLERİN oturduğu yerlede ıslahat yapılacak. 5)- Bosna-Hersek'e özerklik verilecek. 6)- Teselya Yunanistan'a verilecek. 7)- Osmanlı Rusyaya 30 milyon altın savaş tazminatı ödeyecek. ***NOT: Bu anlaşma Rusya'ya sıcak denizlere inme konusunda Balkan ve Doğu koridorunu açmıştır. Bu durum Avrupa devletlerin tepkisine neden olmuş, Rusya yeni bir savaşı göze alamadığından BERLİN'de bir kongre toplanmasını kabul etmiştir. *** NOT: AYESTEFANOS ANTLAŞMASI yürürlüğe girmemiş, bunun yerine Berlin antlaşması imzalanmıştır. ***NOT: Osmanlı Devleti'nin imzalayıp da uygulamaya konulmayan iki antlaşma AYESTEFANOS ve SEVR'dir. BERLİN KONGRESİ VE BERLİN ANTLAŞMASI(1878): Kongreye Katılan Devletler : Osmanlı, Rusya, İngiltere, Fransa, Avusturya, İtalya ve Almanya. NOT: Bu sırada İngiltere, Osmanlı Devletine KIBRIS'ın kendisine bir ÜS olarak verilmesi durumunda kongrede Osmanlı Devletini savunacağını söyledi. Osmanlı İngiltere'nin bu isteğini kabul etmek zorunda kaldı. BERLİN ANTLAŞMASININ MADDELERİ (1878): 1)- Ayestefanos Antlaşmasıyla kurulan BULGAR KRALLIĞI üçe ayrıldı: a)-Asıl Bulgaristan: Osmanlı Devletine vergi veren bir prenslik haline getirildi. b)-Makedonya: Islahat yapılmak şartıyla Osmanlıya bırakıldı. c)-Doğu Rumeli: Osmanlıya bağlı kalacak,ancak Hıristiyan bir vali tarafından yönetilecek. 2)-Sırbistan, Romanya, Karadağ bağımsız olacak. 3)-Bosna-Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, yönetimi geçici olarak Avusturya'ya bırakılacak. 4)-Kars,Ardahan ve Batum Ruslara, Doğu Beyazıt Osmanlı'ya verilecek. 5)-Teselya Yunanistan'a verilecek. 6)-Ermenilerin oturduğu yerlerde ve Girit adasında ıslahatlar yapılacak. 7)-Osmanlı Rusya'ya 60 milyon altın savaş tazminatı verecek. ÖNEMİ: 1)- Osmanlı'nın dağılma süreci hızlandı. 2)- Bu antlaşma ile İngiltere de Osmanlı topraklarının parçalanmasına katıldı. Bu yüzden Osmanlının dış politikasında İngiltere'den boşalan yeri ALMANYA almaya başladı. 3)- ERMENİ MESELESİ ilk defa uluslararası bir antlaşmada yer almış, Ermeni Meselesi Ermenilerin değil Osmanlı'yı parçalamak isteyen devletlerin meselesi olarak ortaya çıkmıştır. Berlin Antlaşması, ERMENİ Meselesinin BAŞLANGICI olarak kabul edilmektedir. 4)- Osmanlının 19. yy.da en çok toprak kaybettiği antlaşmadır. 5)- Anlaşmadan en karlı çıkan, Bosna Hersek üzerinde haklar elde eden Avusturya ve Kıbrıs’ı üs olarak alan İngiltere'dir. BERLİN ANTLAŞMASI SONRASI GELİŞMELER: 1)-KIBRIS'IN İNGİLİZLERE ÜS OLARAK VERİLMESİ : Berlin kongresi sırasında Osmanlının çıkarlarını savunması karşılığı İngiltere'ye Kıbrısta üs kurma sözü verilmişti. Berlin Antlaşmasından sonra KIBRIS üs olarak İngilizlere verildi.(1878) NOT: İngiltere böylelikle Süveyş kanalını kontrol etme imkanına kavuşmuştur. Osmanlının I.Dünya savaşına girmesiyle İngiltere, Kıbrısı toprakların kattığını açıkladı. 2)-DÜYUN-U UMUMİYE İDARESİNİN KURULMASI (1881) : Osmanlı Devleti dış borç ve faizlerini ödeyemeyince alacaklı devletler bu idareyi kurmuşlardır. Bu idare dış borçları doğrudan toplamak suretiyle kurulan yabancı bir mali kontroldü. Bu da Osmanlı Devletinin ekonomik bağımsızlığına gölge düşürmüştür. Sayfa: ~ 34 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI 3)-TUNUS'UN FRANSIZLAR TARAFINDAN İŞGALİ (1881) : Fransa'nın Tunus'u işgalini Osmanlı Devleti sadece protesto edebilmiştir.(Fransa hatırlanacağı gibi 1830 yılında da Cezayiri işgal etmişti.) 4)-MISIR'IN İNGİLİZLER TARAFINDAN İŞGALİ (1882) : İngilizler Süveyş Kanalının açılmasıyla önemi daha da artan MISIR'ı 1882'de işgal ettiler. 5)-DOĞU RUMELİ'NİN BULGAR PRENSLİĞİ İLE BİRLEŞMESİ (1885) : Doğu Rumeli Bulgarlarının Bulgar Prensliği ile birleşmek için ayaklanmaları sonucu yapılan görüşmelerde Osmanlı Devleti bu bölgenin Bulgar Prensliğine bağlanmasını kabul etti (1885) 6)-GİRİT SORUNU VE OSMANLI-YUNAN SAVAŞI : Yunanistan'ın Girit’in iç işlerine karışması ve burada çıkan ayaklanmayı desteklemesi sonucu OSMANLI-YUNAN savaşı çıktı. Yapılan DÖMEKE MEYDAN SAVAŞINI kazanan Osmanlı kuvvetlerine Atina yolu açıldı. Ancak Avrupa Devletlerinin müdahale etmesi üzerine İSTANBUL ANTLAŞMASI imzalandı.(1897) Buna göre Girit'e özerklik verilmiş, ayrıca yönetimi Yunanlı bir Prense verilmiştir. NOT: Bu antlaşma ile Girit’in yönetimi elimizden çıkmış, II. Meşrutiyet sırasında Girit Yunanistan tarafından işgal edilmiş, Balkan Savaşı sonucu imzalanan Atina Antlaşmasıyla da Girit'in Yunanistan'a ait olduğu kabul edilmiştir. 7)-BOSNA HERSEK'İN AVUSTURYAYA BAĞLANMASI (1908) : Berlin Antlaşmasında Bosna Hersek'in yönetimi geçici olarak Avusturya’ya bırakılmıştı. II. Meşrutiyetin ilanı sırasında Avusturya Bosna-Hersek'i topraklarına kattığını açıkladı. Osmanlı bu durumu kabul etmek zorunda kaldı. 8)-BULGARİSTANIN BAĞIMSIZLIĞINI KAZANMASI (1908) : II. Meşrutiyetin ilanı ile oluşan karışıklıklardan yararlanan Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan ettiler. Rusya'nın araya girmesiyle Osmanlı Devleti bu durumu kabul etmek zorunda kaldı. II.MEŞRUTİYET'İN İLANI(1908) Padişah : II. Abdülhamit İlanında Etkili Olan Grup: İttihat ve Terakki Savunulan Düşünce : Türkçülük 14 Şubat 1878'de Sultan Abdülhamit'in meclisi kapatmasıyla şahsi idare dönemi başlamış ve 1908 yılına kadar 30 yıl sürmüştür. Bu dönem içinde Sultan Abdülhamit'e karşı olanlar, meşrutiyeti yeniden ilan etmek amacıyla bir takım cemiyetler kurmuşlardır. Bu cemiyetler içinde en önemlisi İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ'dir. ***Selanik'te İttihat ve Terakki yanlısı subayların ayaklanması sonucu II. Abdülhamit meşrutiyeti tekrar ilan etmiştir.(1908) II. Meşrutiyetin ilanı sorunları çözmeye yetmedi. İçte ve dışta yeni sorunlar çıktı. Bu dönemde kurulan siyasi partilerin mevcudiyeti partizan çekişmeleri yarattı. 31 MART OLAYI (13 NİSAN 1909) İstanbul’da AVCI TABURLARININ başlattığı meşrutiyet karşıtı ayaklanmadır. 31 Mart Olayının Sonuçları: 1)- Mahmut Şevket Paşa komutasındaki HAREKET ORDUSU İstanbul'a gelerek ayaklanmayı bastırmıştır. (M. Kemal bu orduda Kolağasıdır.) 2)- II. Abdülhamit tahttan indirilmiştir. Yerine V. Mehmet Reşat padişahlığa getirilmiştir. 3)- Kanun-i Esasinin bazı maddeleri değiştirilmiştir. NOT: II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesiyle Osmanlı Devleti Yönetiminde İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ başlamış,bu dönem 1918'de imzalanan Mondros ateşkes Antlaşmasına kadar sürmüştür. Bu geçen 9 yıl içinde Osmanlı Devleti Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşlarını yaşamış ve çok ağır yenilgiler almıştır. **** I. VE II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ FİKİR AKIMLARI **** ***1)- OSMANLICILIK: Tanzimat döneminin sonlarına doğru bazı Osmanlı Aydınları GENÇ OSMANLILAR adıyla bir cemiyet kurdular. Bunların amacı Fransız ihtilali sonucu yayılan "Milliyetçilik" akımının Osmanlı Devleti üzerinde etkisini kırmaktı. Bunun için dil,din ve ırk farkı gözetmeksizin herkesin eşit haklara sahip olmasını savunuyorlardı. Bu milletlere yönetimde temsil hakkı verilirse Osmanlı Devletinden ayrılmayacaklarını düşünüyorlardı. ***2)-İSLAMCILIK (PANİSLAMİZM) : Genç Osmanlıların(jön Türkler) Osmanlıcılık fikrine karşı II. Abdülhamit bu düşünceyi savunmuştur. Padişahın bunda iki amacı vardı: - Dar anlamda: İmparatorluğu korumak ve devam ettirmek. - Geniş anlamda: Hilafet çatısı altında dünya İslam birliğini sağlamaktı. Bu düşünceyi savunanlara göre din ile millet birdir. Hangi milletten olursa olsun Müslümanların halifenin etrafında birleşmesi gerekir. NOT:İslamcılık düşüncesi de Osmanlıcılık gibi Milliyetçilik akımı karşısında etkili olamamıştır. Bunun en açık kanıtı da I. Dünya savaşında Halifenin Cihat çağrısına Müslüman Arapların uymamasıdır. Sayfa: ~ 35 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ***3)-TÜRKÇÜLÜK (PANTÜRKİZM) : İslamcılık ve Osmanlıcılık düşüncelerinin geçerli olduğu dönemlerde pek yaygınlaşamadı. Özellikle II. Meşrutiyet döneminde güç kazandı. Türkçülük düşüncesinin öncülerine göre devlet ancak dili, soyu ve ülküsü bir olan topluma dayanılarak sürdürülebilirdi. ** Türkçülük akımı ZİYA GÖKALP'in katkılarıyla ilmi bir içerik kazanmıştır. ***4)-BATICILIK : İlk olarak askeri alanda başlayan batılılaşma hareketi, daha sonra devlet ve toplum hayatında da etkisini gösterdi. V. MEHMET REŞAT DÖNEMİ (1909-1918) TRABLUSGARP SAVAŞI: (1911) AÇIKLAMA: XX. yy. başında Kuzey Afrikada sadece Trablusgarp Osmanlı egemenliğinde kalmıştı.(Daha önce Cezayir'i ve Tunus'u Fransızlar,Mısır'ı da İngilizler işgal etmişlerdi.) SEBEP: İtalya'nın gelişen sanayisi için hammadde ve pazar arayışı, bunun içinde Osmanlının elindeki Trablusgarp'a asker çıkarmaları. SAVAŞ: Osmanlı Devleti Trablusgarp'a(Libya) karadan asker gönderemiyordu. Çünkü Mısır İngilizlerin olduğundan kara yolu bağlantısı kesikti. Osmanlı Donanması İtalyan donanmasından zayıf olduğundan denizden de Trablusgarp'a müdahale edemedi. Bu yüzden aralarında M.Kemal ve Enver Bey'in de bulunduğu gönüllü subaylar bölgeye giderek burada İtalyanlara karşı başarılı savaşlar yaptılar. (Tobruk,Derne,Bingazi) Trablusgarp'ı ele geçirmekte zorlanan İtalyanlar Oniki Ada ve Rodos'u işgal ettiler. Bu sırada Balkan Savaşı patlak verince Osmanlı Devleti barış imzalamak zorunda kaldı. SONUÇ: İtalyanlarla UŞİ (Ouchy)A NTLAŞMASI imzalandı. (1912) Maddeleri: 1)- Trablusgarp İtalya'ya verildi. 2)- Oniki Ada ve Rodos geçici olarak İtalya'ya bırakıldı. (Balkan Savaşı sırasında Yunanlıların eline geçmesin diye) NOT: İtalyanlar Balkan Savaşından sonra sözlerinde durmayarak adalardan çekilmediler. II. Dünya Savaşından sonra adalar Yunanistan'a geçti. UŞİ ANTLAŞMASININ ÖNEMİ: **Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprağını da kaybetti. BALKAN SAVAŞLARI: Sebep: Rusyanın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme düşüncesi doğrultusunda Balkan Devletlerini Osmanlıya karşı kışkırtması. AÇIKLAMA: İngiltere, Osmanlı-Almanya yakınlaşmasından rahatsızlık duyuyordu. Çünkü Almanya hem Avrupa'nın güçlü bir devleti hem de İngiltere'nin sömürgelerine göz diken bir tavırda idi. İngiltere Almanya tehlikesine karşı daha zayıf durumda olan Rusya'yı kullanmaya karar verdi. 1908 yılında Estonya'nın başkenti REVAL'de yapılan görüşmelerden sonra İngiltere Rusya'yı Balkan ve Osmanlı politikasında serbest bıraktı. Yani Rusya boğazları ele geçirebilecek, İngiltere buna ses çıkarmayacaktı. Fırsatı değerlendiren Ruslar Balkan Devletlerini Osmanlı Devletine karşı kışkırttılar. I.BALKAN SAVAŞI: SAVAŞ: * Rusların kışkırtmasıyla Sırbistan, Yunanistan, Karadağ ve Bulgaristan aralarında anlaşarak Osmanlı Devletine savaş açtılar. * Osmanlı Ordusunun bir bölümü savaştan önce terhis edilmişti. Bu duruma bir de subaylar arasındaki siyasi çekişmeler eklenince Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenildi. * Makedonya,Batı Trakya,Edirne ve Kırklareli işgal edildi. Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti. NOT: Balkanlarda Osmanlıdan ayrılarak bağımsız olan son devlet ARNAVUTLUK'tur. SONUÇ: Balkanların yeni haritasını belirlemek amacıyla LONDRA KONFERANSI toplandı.(1912) Londra Konferansında Osmanlı devleti Midye-Enez çizgisinin batısında kalan topraklarını kaybetti. (Makedonya, Batı Trakya, Edirne, Kırklareli). Ayrıca Bozcada ve Gökçeada dışındaki bütün Ege adaları Yunanistan'a geçti. II. BALKAN SAVAŞI: SEBEP: I. Balkan savaşında en çok toprağı Bulgaristan almıştı. Bu durumdan memnun olmayan Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Romanya Bulgaristan'a savaş açtılar. Bu durumdan faydalanan Osmanlı Devleti de savaşa girerek Edirne ve Kırklareli'yi Bulgarlardan geri aldı. NOT: I. Balkan Savaşı Osmanlı Devletine karşı, II. Balkan Savaşı ise Bulgaristan’a karşı yapılmıştır. SONUÇ: Osmanlı Devleti Bulgaristan ile İSTANBUL, Yunanistan ile ATİNA Anlaşmalarını imzaladı.(1913) NOT: İstanbul ve Atina Antlaşmalarında Bulgaristan ve Yunanistan’da yaşayan Türklere "Azınlık" statüsü verildi. NOT: Balkan Savaşlarından sonra Talat, Cemal ve Enver Paşaların devlet idaresindeki etkinliği arttı. (Üç Paşa Devri) Sayfa: ~ 36 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI I.DÜNYA SAVAŞI(1914-1918) SEBEPLERİ: 1)-EKONOMİK SEBEPLER: Almanya ve İtalya'nın gelişen sanayileri için hammadde ve pazara ihtiyaç duymaları, bu nedenle İngiltere ve Fransa’nın sömürgelerine göz dikmeleri 2)-SİYASİ SEBEPLER: a)-Fransa’nın 1871'de kaybettiği Alsas-Loren Bölgesini Almanlardan geri almak istemesi. b)-Avusturya-Macaristan imparatorluğu'nun Rusların Panslavist politikasından rahatsız olması. c)-Devletler arası Gruplaşmalar:Savaştan önce yukarıdaki sebeplerden dolayı devletler birbirlerine karşı ittifaklar kurdular: ÜÇLÜ İTİLAF DEVLETLERİ (ANLAŞMA DEVLETLERİ) 1-İngiltere 2-Fransa 3-Rusya ÜÇLÜ İTTİFAK DEVLETLERİ (BAĞLAŞMA DEVLETLERİ) 1-Almanya 2-Avusturya-Macaristan 3-İtalya AÇIKLAMA: İtalya savaş başladıktan sonra grup değiştirerek İtilaf Devletlerinin yanında savaşa katılmıştır. SAVAŞIN ÇIKIŞI: Avusturya-Macaristan Veliahdı Saraybosna'da bir Sırplı tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Avusturya Sırbistan'a savaş ilan etti, Rusya Sırbistanın yanında yer aldı,Fransa Rusya'yı destekledi. Almanya ve İngiltere'nin de katılmasıyla savaş genişledi. OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞA GİRİŞİ: İttihat ve Terakkinin ileri gelenleri Savaşı Almanya'nın kazanacağına inanıyorlardı. Onlara göre Osmanlı Devleti Almanyanın yanında savaşa girerse Balkanlarda kaybettiği toprakların bir bölümünü geri alabilirdi. Bu nedenle Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması imzalamışlardı. ALMANYANIN OSMANLI DEVLETİNİ KENDİ YANINDA SAVAŞA ÇEKMEK İSTEMESİNİN NEDENLERİ: 1)- Osmanlı Devletinin katılmasıyla savaş genişleyecek, Rus kuvvetlerinin bir kısmı Osmanlı cephelerine yollanacağından Almanya kendi cephelerinde rahatlayacaktı. 2)- Osmanlı padişahının "halife" sıfatıyla yapacağı bir "cihat" çağrısı İngilizleri Müslüman sömürgelerinde zor durumda bırakacaktı. NOT: İngiliz ve Fransızlar Osmanlı Devletinin Almanya' nın yanında savaşa girmesini istemiyorlardı. Çünkü cephelerin genişlemesini istemiyorlardı. Bu yüzden Osmanlı Devletine savaşa girmemesi durumunda KAPİTÜLASYONLARI kaldırmayı önerdiler. Osmanlı Devleti ise tek taraflı olarak kapitülasyonları kaldırdığını ilan etti. OSMANLI DEVLETİ'NİN SAVAŞA GİRİŞİ: İngilizlerden kaçan Goben ve Bresleu isimli iki Alman gemisi Osmanlı'ya sığındı. Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını bildirerek teslim etmedi. Yavuz ve Midilli adı verilen bu gemiler Karadeniz’e açılarak Rus limanlarını bombalayınca Osmanlı Devleti de savaşa girmiş oldu. (1914) OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER: 1)-KAFKAS CEPHESİ: Enver Paşa Ruslarla SARIKAMIŞ MUHAREBESİNİ yaptı. Erzurum,Erzincan, Muş, Bitlis ve Trabzon Rusların eline geçti. Ruslar bölgedeki Ermenileri silahlandırarak Türk Halkının üzerine sevkettiler. Ancak Rusya 1917'de BOLŞEVİK ihtilali çıkınca bölgeden kuvvetlerini çekti. Rusya ile BREST- LİTOWSK anlaşması imzalandı.(1918) Buna göre Ruslar 1878 Berlin Antlaşmasıyla aldıkları Kars, Ardahan ve Batum'u Türkiye'ye bıraktılar. 2)-ÇANAKKALE CEPHESİ: Sebepleri: a)-Çanakkale'yi geçerek İstanbulu almak, böylece Osmanlı Devletini savaşdışı bırakmak. b)-Müttefikleri Rusyaya ekonomik ve askeri yardımda bulunmak Sonuçları: a)- İtilaf Devletlerinin denizden ve karadan taarruzları püskürtüldü. b)-Osmanlı Devletini savaş dışı bırakamadılar. Savaş uzadı. c)-Müttefikleri Rusya'ya askeri ve ekonomik yardımı götüremediler. Bu durum Rusya’da 1917 ihtilalinin çıkmasına ve Rusya’nın savaştan çekilmesine yol açtı. d)-Mustafa Kemal Anafartalar, Conk Bayırı ve Arıburnu'nda kazandığı başarılarla tanındı. e)-Çanakkale savaşlarında iki tarafta çok sayıda insan kaybetti. 3)-KANAL CEPHESİ: Sebepler: Süveyş kanalını ve ardından Mısır'ı alarak İngiltere'nin sömürgeleriyle bağlantısını kesmek amacı ile Almanya’nın isteği doğrultusunda Osmanlı askerinin saldırısı ile bu cephe açılmıştır. Sonuç: İngilizler isyancı Araplar sayesinde Türk ordusunu geri çekilmek zorunda bıraktı. 4)-IRAK CEPHESİ: Sebepler: İngilizler hem Irak petrollerine sahip olmak, hem de Rusya'ya karadan yardım ulaştırmak amacıyla Basra Körfezi'ne çıktılar. Sonuç: Osmanlılar KUTÜ'L AMARE'de bazı başarılar elde ettilerse de daha sonra Musul'a çekilmek zorunda kaldılar. 5)-YEMEN-HİCAZ CEPHESİ: İsyancı Arap ve İngilizlere karşı savaşıldı. 6)-MAKEDONYA-GALİÇYA CEPHESİ: Bu cephede müttefikimiz Avusturya ve Bulgaristan’la birlikte Rus ve Fransız kuvvetlerine karşı savaştık. Sayfa: ~ 37 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI 7)-SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİ: Kanal harekatının bir devamı niteliğindedir. Bu cephede Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığını son olarak M. Kemal Paşa yapmıştır. I. DÜNYA SAVAŞININ SONA ERMESİ: Rusya'nın savaştan çekilmesiyle Avusturya-Macaristan, Almanya,Bulgaristan ve Osmanlı Devleti İtilaf Devletlerine karşı üstün duruma geldiyse de bu durum fazla uzun sürmedi. Almanya'nın İngiltere’ye silah ve hammadde taşıyan ABD gemilerine zarar vermesi üzerine ABD'de Almanya’ya karşı savaşa girdi. Bu durum savaşın kaderini değişti. Almanya batı cephelerinde çöktü. Almanya'nın yardımları ile ayakta duran Osmanlı ve Bulgar kuvvetleri zor durumda kaldılar. Sonunda İttifak devletleri aşağıdaki barış antlaşmalarını imzalamak zorunda kaldılar. I. DÜNYA SAVAŞI SONUCU İMZALANAN BARIŞ ANTLAŞMALARI: Almanya ile -------> VERSAY Avusturya ile -------> SAİNT GERMEN(Sen Cermen) Macaristan ile ------> TRİANON Bulgaristan ile -------> NÖYYİ Osmanlı ile -------> SEVR barış antlaşmaları ... imzalanmıştır. OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ MERKEZ TEŞKİLATI PADİŞAH A)-PADİŞAHLARIN BAŞA GEÇMESİ(VERASET SİSTEMİ): Osmanlı Devletinde kimin padişah olacağı konusunda kesin bir kural yoktu. Osmanlı ailesinin bütün erkekleri taht üzerinde hak sahibi idiler. Onun için padişah ölünce oğullarının hangisinin tahta geçeceği konusunda devlet yönetimindeki etkili grupların(ümera,ulema vb.) tercihleri önemli rol oynuyordu. Eski Türk Devlet geleneğinden kaynaklanan bu sistem(Kut anlayışı)taht kavgalarına neden oluyordu. OSMANLI VERASET SİSTEMİDEKİ DEĞİŞMELER: 1. Osman ve Orhan Beyler zamanında ülke hükümdar ailesinin ortak malı idi. 2. I.Murat'tan itibaren ülke sadece padişah ve oğullarının sayıldı. 3. Fatih Sultan Mehmet bu sakıncayı ortadan kaldırmak için tahta geçme yöntemini belirleyen bir kanunname düzenledi. (Kanunname-i Al-i Osman)Fatih Sultan Mehmet en güçü olanın tahta geçme anlayışını getirdi. (Kardeş katliyle amaç ülkenin birliğini sağlayarak bölünmesini önlemek ve en güçlü olanın başa geçmesini sağlamaktı.) Bu kanunla Fatih'in amacı: Taht kavgasına son vererek,ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlamak, En GÜÇLÜ olanın padişah olmasını sağlamaktı. 4. I.AHMET zamanında yapılan değişiklikle EN YAŞLI ve AKILLI olanın (EKBER VE ERŞED) padişah olması esası benimsendi. AÇIKLAMA: Ekberiyet sistemi Şehzadeler arasındaki rekabet duygusunu ortadan kaldırması bakımından OLUMSUZ, taht kavgalarına son vermesi bakımından da OLUMLU sonuçlar doğurmuştur. B)-PADİŞAHLARIN YETİŞMESİ: 16. yüzyılın sonlarına kadar şehzadeler 14-15 yaşlarına gelince, Anadolu’daki sancaklara SANCAKBEYİ olarak gönderilirlerdi. Burada bir LALA'nın yanında devlet yönetiminde tecrübe kazanmaları sağlanırdı. NOT: Lala'yı Büyük Selçuklulardaki ATABEYLERE benzetebiliriz. III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin SANCAĞA ÇIKMA usulü kaldırıldı. (Şehzadeler sarayda KAFES HAYATI yaşadılar.) C)-PADİŞAHLARIN ÜNVANLARI: Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında başta bulunan hükümdarlara BEY denilmiştir.Yine hırıstiyanlara karşı savaştıklarından GAZİ de denilmiştir.(Örneğin:Osman bey,Osman Gâzi,Orhan Bey,Orhan Gâzi gibi..) Hükümdarların aldığı diğer başlıca ünvanlar; Han, Hakan, Hünkâr, Sultan ve genellikle Padişah'dır. NOT: Yavuz Sultan Selimin 1517 Mısır seferi sonucu HALİFELİK Osmanlı padişahlarına geçmiştir. Böylelikle Osmanlı hükümdarları padişah olarak Devletin Başı, halife olarakta müslümanların başı olma özelliği taşımışlardır. C)-OSMANLILARDA HÜKÜMDARLIK SEMBOLLERİ: Hutbe okutmak, para basmak, Davul (tabl), sancak ve tuğ’dur. SARAY: Padişahın hem özel hayatının geçtiği, hem de devletin yönetildiği yerdi. Saray ENDERUN ve BİRUN olmak üzere iki bölümden oluşuyordu.Bu iki bölüm BAB'ÜS-SAADE(Orta kapı) denilen kapıyla birbirine bağlanmıştı. 1)- ENDERUN :Padişahın özel hayatının geçtiği sarayın iç bölümüdür. Burada padişahın hizmetine bakan güvenilir kimselerin bulunduğu hizmet ve eğitim odaları ve harem bulunuyordu.Enderundaki odalar şunlardır: a- HASODA: Padişahın günlük himetine bakarlardı. b- HAZİNE ODASI: Padişahın özel hazinesine bakarlardı. c- KİLER ODASI: Yemek ve sofra hizmetlerini yaparlardı. d- SEFERLİ ODASI: Berber,terzi,müzisyen gibi görevliler bulunurdu. Devşirme usulüyle toplanan oğlanlar, Acemi oğlanlar ocağına götürülmeden önce, içlerinden seçilenler Topkapı sarayına alınarak, sıkı bir disiplin altında yetiştirilirlerdi. Bunlara dini bilgiler, Arapça, Farsça gibi dersler ve pratik el sanatları öğretilirdi.Bunlara İÇOĞLANI denilirdi. Amaç saraya alınan bu içoğlanlarını gerçek bir dindar, devlet adamı, asker ve seçkin nitelikli bir kişi olarak yetiştirmekti. Hasoda,kiler odası,hazine ya da seferli odalarında hem hizmet ederler, hemde eğitim ve öğretimlerini sürdürürlerdi. Daha sonra ÇIKMA denilen bir atama usulüyle Birun da görevlendirilir,bu odaların başındaki ağalar da sancak beyliği gibi önemli görevlere tayin edilirlerdi. Sayfa: ~ 38 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI HAREM: Sarayda kadınların yaşadığı bölüme denirdi.Saraya alınan kızlar tıpkı iç oğlanları gibi sıkı bir eğitim görürlerdi. Eğer padişah tarafından sarayda tutulmazlarsa Çıkma ile saray dışında görevlendirilen Kapıkullarıyla evlendirilirlerdi. 2)- BİRUN: Sarayın dış bölümüne denirdi. Bîrûnda geniş bir yönetici kadro yer alırdı. Bîrûn’daki görevliler ve teşkilatları şunlardı: a)-Yeniçeriler b)-Altı Bölük halkı (sipahiler,silahdar,sağ ve sol garipler,sağ ve sol ulûfeciler.) c)-Topçular ve Cebeciler d)-Mehterler e)-Müteferrikalar:(Enderundan çıkma içoğlanlar, beyzade çocukları,devlet ileri gelenlerinin çocukları.) Birunda başka görevlilerde vardı. Başlıcaları: Padişah Hocası: Şehzadelerin eğitimiyle meşgul olur. Hekimbaşı: Cerrahbaşı da denilen doktor. Çavuşlar ve Çavuşbaşı: Haberleşme ve elçilik görevini yapar. Ayrıca Müneccimbaşı,Mimarbaşı,seyisler,okçular, rikabdarlar, Darbhane emini vb... Üstün başarı gösterenler, saray dışındaki görevlere atanarak ödüllendirilirlerdi. NOT: Osmanlılar'da ilk saray Bursa da yapılmıştı. Başkent Edirne olunca burada daha büyük bir saray yapılmış,İstanbul'un fethiyle Fatih Beyazıt'taki mevcut sarayda oturmuş, buranın yeterli gelmemesi üzerine aynı yerde başka bir saray yaptırılmıştı. Eski Saray denilen bu sarayın da yeterli olmaması üzerine Topkapı Sarayı(yeni saray) yapılmıştır. Padişahlar 19. yüzyıla kadar burada oturmuşlar, 19. yüzyılda Dolmabahçe, Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız sarayları yapılmıştır. DİVAN-I HÜMAYUN Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun önceleri DİVANHANE'de toplanırken, Kanuni zamanında yapılan KUBBEALTI denilen yerde toplanmaya başlamıştır. *Divan teşkilatı ilk defa ORHAN BEY zamanında kurulmuştur. *Fatih Sultan Mehmet padişahların divân toplantılarına katılma geleneğine son vererek,toplantıları kafesli bir pencerenin arkasından takip etmiştir. DİĞER DİVANLAR: Sefer Divânı: Vezir-i azam sefere çıkarken toplanan divan Ulufe Divânı: Yeniçeri maaşları için toplanan divan Galebe Divânı: Yabancı elçilerin kabulü sırasındatoplanır Ayak Divânı: Olağanüstü durumlarda toplanan divan. At divânı: Sefer sırasında at üzerinde yapılan toplantı. DİVANIN-I HÜMAYUN ÜYELERİ PADİŞAH VEZİR-İ AZAM(SADRAZAM) 1- Kubbealtı Vezirleri (Seyfiye) 2- Nişancı (Kalemiye) 3- Kazaskerler (İlmiye) Rumeli Kazaskeri (başdefterdar) 4- Defterdarlar (Kalemiye) Anadolu Kazaskeri Rumeli Defterdarı Anadolu Defterdarı NOT: Bunlardan başka eğer vezir rütbesine sahiplerse YENİÇERİAĞASI ve KAPTAN-I DERYA da divan üyesi olur ve görüşmelere katılırlardı. Bunlar askeri,idari,adli,mali ve bürokrasinin en üst yetkilileriydi. Buradan da anlaşıldığı gibi Divan-ı Hümayûn devlet teşkilatının esasını oluşturan Seyfiye, İlmiye ve Kalemiye kollarının temsil edildiği bir kuruluştu. DİVANIN YAPISI: Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak yada emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divânda temsil edilirdi. Bu sınıflar şunlardı: 1-Seyfiye (Ehl-i Kılıç= Ehl-i Örf) 2-İlmiye (Ehl-i Şer) 3-Kalemiye (Ehl-i Kalem) 1)- SEYFİYE (Ehli Örf): Osmanlı Devletinde yönetim ve askerlik görevini yerine getiren zümrelere denirdi. Ehli örf,ehli seyf ve ümera gibi isimler verilen bu sınıfın divan-ı hümayundaki temsilcileri vezir-i azam ve vezirlerdi. Divan dışında beylerbeyleri, sancak beyleri,kapıkulu askerleri,tımarlı sipahiler bu grubun içindedir. VEZİR-İ AZAM(Sadrazam): Bugünkü başbakan durumunda olan veziri azam, padişahın vekili olarak görev yapar ve onun altın mührünü taşırdı. Divana başkanlık eder, padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer,bu görevi sırasında SERDARI EKREM sıfatıyla padişahın bütün yetkilerini kullanırdı. Sayfa: ~ 39 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI KUBBE ALTI VEZİRLERİ: Bugünkü devlet bakanları durumunda olan kubbe altı vezirlerinin sayıları 5-7 arasındaydı. 2)- İLMİYE (Ehli Şer) Medreselerde iyi eğitim görmüş, devletin adalet,eğitim ve yargı görevlerini üstlenen gruptu. Ulema da denilen bu grubun üç önemli görevi vardı: a)-Tedris Görevi: Eğitim-Öğretim görevidir. Bu görevi müderris,muâllim gibi kişiler yürütürdü. b)-Kaza Görevi: Yargı görevidir. Bu görev kadılar tarafından yürütülürdü. Kadılar İslam hukukuna göre davalara bakar ve karar verirlerdi. c)-İfta Görevi: Fetva görevidir.Yapılanların şeriata uygun olup olmadığı konusunda fikir beyan etme görevidir. Fetva verme yetkisine sahip olanlara MÜFTİ denilirdi. Müftilerin en üst rütbelisi Şeyhülislam ve kazaskerlerdi. ***ŞEYHÜLİSLAM: Divana katılan fakat oy kullanmayan şeyhüislamın protokoldeki sırası veziri azamla aynıydı. Hem ilmi kişiliği, hem de fetva verme yetkisi dolayısıyla şeyhülislama büyük saygı gösterilirdi. Bayramlaşma sırasında padişah sadece şeyhülislamın karşısında ayağa kalkardı. Önemli devlet işleri hatta padişahların görevden alınması için şeyhülislamın fetvası gerekiyordu. Şeyhülislam idam cezasına çarptırılamaz, tutuklanamaz ve hapsedilemezdi. 17. Yüzyıla kadar görevden alınması bile söz konusu değildi. Tanzimattan sonra şeyhülislamların yönetimdeki önemi azalmaya başladı. ***KAZASKERLER (KADIASKERLER): Divanı Humayun üyesi olan kadıaskerler şer'i hükümler veren en yüksek görevlilerdi. Fatihten itibaren Anadolu ve Rumeli kadıaskerleri olmak üzere sayıları ikiye çıkarıldı. Rumeli’deki kadılar Rumeli, Anadoludaki kadılar Anadolu kadıaskerine bağlıydılar. ***KADILAR: Başlıca görevleri şunlardı: a)-Merkezden gelen emirleri halka iletmek, halkın şikayetlerini merkeze bildirmek. b)-Her türlü davaya(miras,ticaret,ceza) bakarak karar vermek.(Yargıçlık) c)-Nikah sözleşmesi, şirket kurulması, Vakıf kurulması gibi sözleşmeleri yapardı.(Noterlik) d)-Avarız denilen olağanüstü durumlardaki vergileri toplar, merkeze gönderirdi. PADİŞAH HOCALARI: Osmanlı şehzadelerine ulemadan bir kimse hoca olarak tayin edilirdi. Şehzadeler hükümdar olduklarında onları PADİŞAH HOCASI olarak tayin ederlerdi. SEYYİD VE ŞERİFLER: Hz.Peygamberin torunları Hz.Hasanın soyundan gelenlere Şerif, Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere ise Seyyid denirdi. Seyyid ve şerifler Osmanlı toplumunda büyük saygı görürlerdi. Devlet de bunların işleriyle meşgul olmak için NAKİB'ÜL EŞRAFLIK denilen bir kurum kurmuştu. Yukarıdaki görevlilerden başka ilmiye zümresi içinde müderrisleri,müneccimleri,hekimleri, tarikat şeyhlerini, imam ve müezzinleri sayabiliriz. 3)- KALEMİYE(Ehli Kalem): Günümüzde bürokrasi diye adlandırılan bu sınıfın en üst rütbelileri NİŞANCI VE DEFTERDARLAR'dır. NİŞANCI(TEVKİİ=TUĞRAİ): Divandan çıkarılan belgelerin üstüne padişahın nişan olan TUĞRA 'yı çektiği için TUĞRACI'da denirdi. Nişancı kendisine bağlı REİSÜL KÜTTAB başkanlığında çeşitli kalemler vasıtasıyla merkez bürokrasisinin her türlü işlemlerini yapardı. Reisülküttab'a bağlı kalemler şunlardı: a)-Beylikçi Kalemi b)-Tahvil Kalemi c)-Ruus Kalemi d)-Amedi Kalemi Nişancının görevleri: Nişancı tuğra çekmenin yanısıra yukarıdaki kalemler vasıtasıyla şu görevleri yapardı: A)- Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak MÜHİMME DEFTERİNE(Divan Defteri) kaydetmek. B)- Ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak. C)- Sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan yazışmaları hazırlamak. D)- Tapu Tahrir Defterlerini tutmak. DEFTERDAR: Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden sorumlu en üst görevlilerdi. Osmanlılarda İç ve Dış Hazine olmak üzere iki tür hazine vardı. İç hazinede padişahın özel serveti ve değerli eşyaları saklanırdı. Dış hazine ise devletin maliye teşkilatını oluştururdu. İlk dönemde defterdar sayısı bir iken, sonraları mâli işlerin artmasından dolayı sayıları ikiye yükselmiştir.Bunlar; Rumeli defterdarı ve Anadolu Defterdarı idi. Rumeli Defterdarı Başdefterdar idi. Defterdara bağlı kalemler şunlardı: a)-Ruznamçe kalemi b)-Maliye emirleri kalemi c)-Tarihçi kalemi d)-Gelir ve gider kalemi Defterdara bağlı üst düzey görevliler şunlardı: a)-Başbakı kulu b)-Veznedarbaşı c)-Sergi nazırı d)-Sergi halifesi MERKEZ TEŞKİLATINDA MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER: 1)- 18. yüzyılda değişmeler: a)- Tahta Osmanlı ailesinin en yaşlı üyesinin geçmesi, zamanla devlet işlerinin sadrazamlara bırakılması sonucun doğurmuştur. Sadrazamların güçlenmesi ile Divan BAB-I ALİ'de(Sadrazam kapısı=Yüksek Kapı)toplanmaya başlamıştır b)- 18. yüzyılda devletlerarası ilişkiler ön plana çıkınca diplomasi önem kazanmaya başlamış, böylece kalemiye sınıfının özellikle de REİSÜL KÜTTAB'ın etkinliğ artmıştır. Reisülküttab dış ilişkileri düzenleyen bir nitelik kazanmıştır. 2)- II.Mahmut Döneminde değişmeler: a)- 1826'dan itibaren BAB-I ALİ sadrazamın özel ikametgahı olmaktan çıkmış, devletin hükümet binası haline gelmiştir. b)- II. Mahmut zamanında Divân Batı ülkelerinde olduğu gibi yeniden düzenlenmiştir. Divân-ı Hümayûn yerine nezaretlerden (nazırlıklar=bakanlıklar) oluşan yeni bir hükümet modeli oluşturulmuştur. Bu hükümet modeline Meclis-i Vükela, Heyeti Vükela(bakanlar kurulu) veya Meclis-i Has denir. Böylelikle Sadrazamın yetkileri nazırlar arasında dağıtılmıştır. Bu nazırlıklar şunlardır ; Sayfa: ~ 40 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI ESKİ YENİ Divan-ı Hümayun -----> Sadrazam -----> Sedaret Kethüdası -----> Reisülküttab -----> Defterdar -----> Kazasker -----> Ayrıca Evkaf ve Ticaret Nazırlığı kuruldu. Heyeti Vükela(bakanlar kurulu Başvekil(Başbakan) Dahiliye Nazırı(İçişleri) Hariciye Nazırı(Dışişleri) Maliye Nazırı Adalet Bakanlığı (Nezareti Deavi=Davalar bakanlığı) c)- II. Mahmut zamanında yeni meclis ve komisyonlar kuruldu. Bunlar; 1-Dar-ı Şura-i Askeri (Askeri işleri düzenlemek) 2-Dar-ı Şura-i Bab-ı Ali (İdari ve bürokratik işler 3-Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye (Adalet işleri) Bunların dışında II.Mahmut zamanında şu ıslahatlar gerçekleştirildi: 1. 1826 da Yeniçeri ocağı kaldırıldı,Yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kuruldu. 2. Tımar ve zeamet kaldırıldı. Başta valiler olmak üzere devlet memurları maaşa bağlandı. 3. Müsadere usulü kaldırıldı. (Görevden alınan yüksek dereceli memurun malına devletin el koyma usulü) 4. İlköğretim mecburi kılındı. 5. İlk resmi gazete ( TAKVİM-İ VEKAYİ) çıktı. 6. İlk defa nüfus sayımı yapıldı. 7. Kıyafet değişikliği yapıldı.(Memurlara fes,ceket,pantolon giyme zorunluluğu) 8. Harp okulu, Tıp okulu gibi okullar açıldı. 9. Mahalle ve köylere MUHTARLIK teşkilatı kuruldu. 3)-Tanzimat Döneminde Meydana Gelen Değişiklikler: 3 Kasım 1839 da ilan edilen Tanzimat fermanıyla devlet teşkilatında yeni düzenlemelere gidilmiştir. 1876'ya kadar süren dönemde yeni meclis ve komisyonlar kurulmuştur. Bunlar; a)-Meclis-i Ali Tanzimat, b)-Şura-i Devlet c)-Divan-ı Ahkam-ı Adliye'dir. Ayrıca Tanzimat Döneminin bir başka yeniliği de SERASKERLİK makamının kurulmasıydı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı olan bu makam, Sadrazam ve şeyhülislama eşit tutuldu. 4)-Meşrutiyet Döneminde Meydana Gelen Değişiklikler: 1876'da Kanuni Esasi'nin ilan edilmesiyle Meşrûtiyet dönemi başlamıştır. Yapılan seçimlerle iki meclis oluşturulmuştur: a)- Meclisi Mebusan: Hıristiyan,Yahudi ve Müslüman halkın seçtiği milletvekillerinden oluşuyordu. b)- Ayan Meclisi: Padişah tarafından tayin edilen 26 kişiden oluşuyordu. OSMANLI TAŞRA TEŞKİLATI *** TIMAR VE İLTİZAM SİSTEMİ: Osmanlı Devletinde taşra teşkilatının(merkez dışı) temelini tımar (dirlik) sistemi oluşturuyordu. Devlet bazı bölgelerin vergi gelirlerini hizmet veya maaş karşılığı olarak askerlere veya devlet görevlilerine ayırırdı. Bu gelir kaynağına DİRLİK denilirdi. Dirlikler 3'e ayrılmıştı. 1-TIMAR: Tımar sistemine göre savaşta sivrilmiş,tımar beyi olma özelliği kazanmış sipahilere verilen 3-20 bin akçe yıllık vergi geliri olan dirliklerdir. 2-ZEAMET: Savaşta üstün yetenek göstermiş olan tımar sahipleri ile devlet merkezindeki divân çavuşlarına, müteferrika ve kâtipler ile eyalet ve sancaklardaki ileri gelen devlet görevlilerine verilen yıllık vergi geliri 20-100 bin akçe arsındaki dirliklerdir. 3-HAS: Padişah ve ailesine, sadrazam, vezirler, beylerbeyi ve sancak beylerine verilen geliri 100 bin akçeden fazla dirliklerdir. AÇIKLAMA: Tımar sahipleri ilk 3 bin, zeamet sahipleri ise ilk 20 bin akçesini kendi geçimleri için ayırırlardı. Buna KILIÇ HAKKI denirdi. Tımar sahipleri geri kalan gelirin her 3 bin akçesi, zeamet ve has sahipleri ise her 5 bin akçesi için tam teçhizatlı bir atlı asker yetiştirmek ve gerektiğinde bunlarla birlikte savaşa katılmak zorundaydı. Bu askere CEBELÜ denirdi. Dirlik sahipleri kendisine verilen toprakları köylüye 50-150 dönümlük topraklar halinde dağıtır. Ve hasat zamanında köylünün yetiştirdiği ürünün vergisini(öşür yada harac) alırlardı. Dirlik sisteminde toprağın; 1-Mülkiyeti DEVLETE, 2-Vergisi DİRLİK SAHİBİNE, 3-Kullanım hakkı KÖYLÜYE aittir. ***TIMARLI SİPAHİ HANGİ DURUMLARDA TOPRAĞI KÖYLÜDEN GERİ ALABİLİRDİ ? 1. Toprağı sebepsiz yere terk edenlerden, 2. Sebepsiz yere 3 yıl üst üste ekmeyenlerden, 3. Sebepsiz yere vergisini vermeyenlerden. ***TIMARLI SİPAHİNİN KÖYLÜYE KARŞI GÖREVLERİ NELERDİR ? 1- Köylünün güvenliğini sağlamak, 2- Köylünün tohum,gübre vb. ihtiyaçlarını temin etmek, 3- Köylünün vergisini en kolay şekilde ödemesini sağlamak *****DİRLİK (TIMAR) SİSTEMİNİN YARARLARI NELERDİR ? 1)- Devlet Merkezden toplanması son derece zor vergiler böylece toplamış oluyor, 2)- Devlet bazı görevlilerine maaş vermekten kurtuluyor 3)- Devlet asker yetiştirmekten kurtuluyor Sayfa: ~ 41 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI 4)- Devlet toprakları boş kalmadığından üretim artıyor. 5)- Tımarlı sipahiler bulundukları yerlerde güvenliği sağlıyor. NOT: Tımar ve zeamet sistemi II. Mahmut zamanında kaldırılarak başta valiler olmak üzere devlet memurları maaşa bağlandı. ****İLTİZAM SİSTEMİ: İltizâm devlete ait bir gelirin ihale yoluyla şahıslara verilmesidir. 16. Yüzyıldan sonra uygulamaya konulan bu sistemde devlete ait bir gelir genellikle 3 yıllık bir süre için açık artırmaya çıkarılır,en yüksek bedeli verene devredilirdi. Bu ihaleyi kazanan kişiye MÜLTEZİM denirdi. Mültezîmlere dirlik sahiplerine verilen haklar tanınmıştı. NOT: Bu sistemin en önemli yararı devletin acil para ihtiyacını karşılamasıdır. NOT: Zaman içinde tımar toprakların MUKATAA haline getirilip mültezime verilmesi yaygınlaşmıştır. **** TIMARLARIN MUKATAA HALİNE GETİRİLİP MÜLTEZİME VERİLMESİ NE GİBİ OLUMSUZ SONUÇLAR DOGURMUŞTUR ? 1)- Mültezîm baskısı altında kalan halkın vergisini ödeyememesine ve toprağını terk etmesine 2)-İltizamların genellikle o bölgedeki zengin ve güçlü kişilere (AYAN) verilmesiyle, taşradaki ayanlar güç kazanmaya başlamışlar ve devlete baş kaldırmışlardır 3)-Tımar toprakların iltizama verilmesiyle, valiler eskiden tımarlı sipahiye yaptırdıkları güvenlik ve askerlik hizmetini, SARICA SEKBAN denilen kapılarında besledikleri askerlere yaptırmaya başladılar. Barış döneminde veya beylerinin tayini çıktığında işşiz kalan ve LEVENT adını alan bu insanlar eşkiyâlık yaparak karınlarını doyurmaya başladılar. NOT: İltizâm yöntemi Tanzimat’a (1839) kadar yürürlükte kalmış,bu tarihte kaldırılmıştır. Ancak 1855'ten itibaren iltizâma yeniden dönülmüştür. İDARİ TEŞKİLATI Osmanlı ülkesi idari bakımdan EYALETLERE, eyaletler SANCAKLARA, Sancaklar KAZALARA, kazalar da TIMARLI NAHİYELERİNE ayrılmıştı. 1)- EYALETLER (BEYLERBEYİLİK): Eyaletlerin başında BEYLERBEYİ bulunuyordu. Eyalet içinde beylerbeyinin bulunduğu sancak PAŞA SANCAĞI adıyla anılırdı. Beylerbeyi Divan-ı Hümayûnun küçük bir kopyesi olan "Eyalet divanı"nın başıydı. Eyalet Divanının üyeleri şunlardır: 1- Beylerbeyi: Eyaletin ve eyalet divanının başıydı. Hizmetinde KAPU HALKI denilen çok sayıda görevli ve asker bulunurdu. Beylerbeyi tayini çıktığında kapuhalkını da beraberinde götürürdü. 2-Beylerbeyi Kethüdası: Beylerbeyinin yardımcısıydı. 3-Eyalet Defterdarı: Eyaletin mâli işlerinden sorumluydu. 4-Eyalet Kadısı: Eyaletin yargı, belediye, noterlik vb. işlerinden sorumluydu. 5-Eyalet subaşısı: Bugünkü emniyet müdürü gibidir. Suçluların takibi ve yakalanmasında, kadı tarafından verilen hükümlerin uygulanmasından ve merkezden gelen emirlerin uygulanmasından sorumludur. Osmanlı Devletinde eyaletler SALYANELİ ve SALYANESİZ olmak üzere ikiye ayrılıyordu. *** Salyaneli (Yıllıklı) Eyaletler: Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanma, vergiler yıllık olarak toplanırdı. Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Yemen, Tunus, Cezayir, Trablus salyaneli eyaletlerdendi. *** Salyanesiz (Yıllıksız) Eyaletler: Tımar(dirlik) sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerdeki topraklar has,zeamet ve tımar olarak ayrılmıştır.Merkeze yakın eyaletlerdir. Rumeli, Budin, Anadolu, Karaman, Dulkadir, Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Trablusşam salyanesiz eyaletlerdendir. 2)-SANCAKLAR: Kazaların birleşmesiyle meydana gelmişti. En üst dereceli yöneticisi SANCAK BEYİ'dir. Sancaklarda asayiş sûbaşı ve Yasakçılar(asesler), kalenin korunması da kale dizdarları tarafından yapılırdı. 3)-KAZALAR: Hem adlî hem de idarî birimdir. Kazaların başında yönetici olarak kadı bulunurdu. İMTİYAZLI HÜKÜMETLER: Osmanlı devletinin hakimiyetini tanıyan Kırım Hanlığı, Mekke Emirliği, Eflak, Boğdan ve Erdel Beylikleri,Sakız Cumhuriyeti imtiyazlı yönetimlerdi. Bunlar iç işlerinde serbest olup, yöneticileri Osmanlı tarafından kendi soyluları arasından atanırdı. Bu hükümetlerden Kırım Hanlığı ve Mekke Emirliği dışındakilerden yıllık belli bir vergi alınırdı. TAŞRA TEŞKİLATINDAKİ DİĞER GÖREVLİLER: Muhtesib : Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı. Satılan mal ve fiyatları kontrol ederlerdi. (zabıta) Kapan Emirleri : Şehirlere gelen sebze-meyvenin toplandığı yerlere "kapan" denirdi. Kapan Emiri buraya gelen malın vergilendirilmesini sağlardı. (Hal müdürü) Beytülmal Emini : Herhangi bir yerleşim yerinde kamuya ait çıkarları korumakla görevliydi. Gümrük ve Bac Eminleri: Kasaba veşehirlerde sanat ve ticaretle ilgili vergileri toplarlardı. TAŞRA TEŞKİLATINDA MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER: ***1864'te yayınlanan "vilayet nizamnamesi" ile ülke idarî bakımdan yeniden teşkilatlandırıldı. Buna göre taşra yönetimi vilayet, liva(sancak), kaza ve köy birimlerine ayrıldı. Livaların yönetimi MUTASARRIF'lara verildi. ***1871'de kaza ve köy arasına NAHİYELER eklendi, bunların başına nahiye müdürleri seçimle getiriliyordu. MAHALLİ TEŞKİLAT Mahalle veya köy cemaatinin önde gelen kişisi İMAM'dır. İmam cemaatin isteğiyle belirlenir ve kadı'nın onayıyla göreve başlardı. Mahalle ve köy halkının ortaklaşa karşıladığı giderler şunlardır: 1)- Cami,okul,çeşme gibi yapıların onarımı ve ihtiyaçlarının karşılanması, 2)- İmam, müezzin, muallim gibi görevlilerin ücretlerinin ödenmesi, 3)- Divan-ı Hümayûn tarafından olağanüstü durumlarda konulan AVARIZ adı verilen vergilerin ortaklaşa ödenmesi. Sayfa: ~ 42 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLILARDA HUKUK Osmanlı Devletinde hukuk iki temele dayanıyordu: 1)- Şer'î Hukuk, 2)- Örfî Hukuk 1)- ŞER'İ HUKUK(İslam Hukuku=Fıkıh): Şer'i hukukun kaynaklarını Kur'an, Hadis, İcmâ ve Kıyas oluşturuyordu. Şer'i hukuk sadece müslümanlara uygulanırdı. Kamu hukuku dışında kalan davalarda Müslüman olmayanlar, kendi dinî kurumlarında yargılanırlardı. 2)- ÖRFİ HUKUK: Türk gelenek ve göreneklerine göre düzenlenmiş kuurallarla, şer'i hukukun esaslarına aykırı olmamak kaydıyla padişahların buyruklarından oluşurdu. Örfi hukukun esasları KANUNNAME adıyla bir araya getirilmiştir. NOT: Bilinen ilk Osmanlı Kanunnamesi Fatih Sultan Mehmet'in kanunnâmesidir.(KANUNNAME-İ ALİ OSMAN) Osmanlı Devletinde Hukukun uygulanışı nasıldı? Osmanlı Devletinde şer'i ve örfî bütün meseleler şer'î mahkemelerde çözümlenirdi. Eyalet, sancak ve kazalardaki mahkemelerde "hakim" olarak KADI bulunurdu.Kadı'nın verdiği karardan şüphe duyanlar üst mahkeme olarak Divan-ı Hümayûna başvurabilirlerdi.Daha küçük yönetim birimlerinde (nahiyelerde) kadı adına hüküm verenlere NAİB denirdi. Mahkemelerde görülen davalar ŞERİYYE SİCİLLERİ denilen defterlere kaydedilirdi. Osmanlı Hukuk Düzeninde Meydana Gelen Değişmeler: a)- II. Mahmut Döneminde değişmeler: 1-Görevden alınan memurların mallarına el koyma usulüne (müsadere) son verildi. 2-Memurların yargılanması, hükümet ile halk arasındaki davaların görüşülmesi için Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye kuruldu. 3)- İlk olarak Adalet Bakanlığı(Nezareti Deavi) kuruldu. b)-Tanzimat döneminde (1839-1876)değişmeler: Hatırlanacağı gibi Tanzimat Fermanında (3kasım 1839) Herkes kanun önünde eşit olacak, bütün herkesin can, mal ve namusları güven altında olduğu belirtilmişti. Yine Islahat fermanı (1856) azınlıklara yeni haklar veriyordu. Bu dönemde hukuk alanında önemli gelişmeler yaşandı: 1)- 1840'da Ceza Kanunu (kısmen Fransızca’dan tercüme) 1850'de Ticaret Kanunu, 1863'de de Deniz ve ticaret kanunu çıkarıldı. 1868'de Şurayı Devlet (DANIŞTAY) kuruldu. 2)- Bu kanunların yanısıra Tanzimatla birlikte KARMA mahkemeler kuruldu. Karma mahkemelerdeki hakimlerin yarısı yabancı yarısı Osmanlı idi. AÇIKLAMA: Yabancıların Türk mahkemelerinde yargıç olarak yer alması devletin egemenlik haklarıyla uyuşmamaktadır. 3)- Tanzimat döneminde "İnsan hakları ve vicdan hürriyeti" bakımından önemli gelişmeler oldu. Zenci esirliği yasaklandı ve mezhep değiştirmeyi yasaklayan kanun kaldırıldı. 4)- 1870'de AHMET CEVDET PAŞA başkanlığında bir kurul on yıl kadar çalışarak MECELLE'yi hazırladı. Mecelle medeni kanun niteliğindeydi. c)-Meşrutiyet Döneminde Meydana gelen değişmeler: 1876'da ilan edilen Kanuni Esasi Osmanlı Devletin'de anayasa hukukunun başlangıcıdır. OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATI OSMANLI ORDUSU OSMANLI KARA ORDUSU DENİZ ORDUSU (DONANMA) A-KAPIKULU OCAKLARI B)- YARDIMCI KUVVETLER (Bağlı Devlet ve Beyliklerin askerleri) KAPIKULU YAYALARI 1.Acemi Oğlanlar 2.Yeniçeriler 3.Cebeciler 4.Topçular 5.Top Arabacıları 6.Humbaracılar KAPIKULU ATLILARI (Altı Bölük Halkı) 1.Sipahi 2.Silahdar 3.Sağ ulufeciler 4.Sol ulufeciler 5.Sağ garipler C)- EYALET ASKERLERİ 1.Tımarlı Sipahiler 2.Akıncılar 3.Azaplar 4.Deliler 5.Gönüllüler 6.Beşliler 7.Yayalar 8.Müsellemler Kuruluş Döneminde Askeri Teşkilat: *** Orhan Bey zamanında YAYA ve MÜSELLEMLER adlarıyla ilk düzenli birlikler oluşturuldu. *** I. Murat zamanında ise Kapıkulu ocakları kuruldu.(1362) Sayfa: ~ 43 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI A)-KAPIKULU OCAKLARI : Padişah I. Murat zamanında oluşturuldu. O zaman İslam hukukuna göre savaş esirlerinin beşte biri hükümdara ayrılırdı. Padişah da bunları özel hizmetlerinde kullanırdı. Bir bölümü de saray hizmetlileri arasına alınırdı. I. Murad zamanında PENÇİK OĞLANI denilen bu savaş esirlerinin sayısı arttı. Bunun üzerine bu esirlerden düzenli bir ordu kurularak yararlanılmak istendi.Bu sisteme "Pencik Usulü" denildi. Böylelikle Kapıkulu ocakları oluşturuldu. ****** Devşirme Usulü : Kapıkulu ocakları kurulduktan sonra bu ocaklara sürekli bir kaynak bulmak amacıyla DEVŞİRME USULÜ oluşturuldu. Buna göre özellikle Balkanlar'da yaşayan Hıristiyan ailelerin çocukları ailelerinden alınarak İslam dinini,Türkçeyi ve Türk gelenek ve göreneklerini öğrenmek üzere Türk ailelerinin yanına gönderilirdi. Tek çocuklu ailelerin çocukları alınmazdı. Daha sonra bu çocuklar Acemi Oğlanlar ocağına gönderilirlerdi. KAPIKULU YAYALARI (PİYADELERİ) *** 1)- ACEMİ OĞLANLAR OCAĞI: Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarına asker yetiştirmek için kurulmuştur. Türk ailelerinin yanından gelen devşirme çocukları burada yapılan askeri eğitimden sonra sınavdan geçirilir, başarılı olanlar Enderûn'a alınırdı. Diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırlardı. *** 2)- YENİÇERİ OCAĞI: Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir. Savaş zamanında merkezde bulunur ve padişahı korurlardı. Barışta ise Divân muhafızlığı yapmak, İstanbul'un güvenliğini sağlamak, sınırlardaki kalelerde muhafızlık yapmak gibi görevleri vardı. Yeniçerilere üç ayda bir "ULUFE" denilen maaş, padişah tahta çıktığında "CULÜS BAHŞİŞİ", ilk sefere çıktığında da "SEFER BAHŞİŞİ" verilirdi. Yeniçerilerin komutanına "YENİÇERİ AĞASI" denilirdi. 3)- CEBECİLER: Komutanlarına "CEBECİBAŞI" denilirdi. Yeniçerilerin silahlarını ve zırhlarını yapar, onarır ve silah anbarlarında muhafaza ederlerdi. 4)- TOPÇU OCAĞI: Bu ocağın görevi top dökmek, ve topları kullanmaktı. Osmanlılar topu ilk defa I. Kosova Savaşı’nda kullandılar. 5)- TOP ARABACILARI OCAĞI: Top arabalarını yapan ve topları taşıyan ocaktı. Komutanlarına "ARABACIBAŞI" denirdi. 6)- HUMBARACILAR OCAĞI: Havan denilen toplarla, humbara denilen gülleleri hazırlayan ve kullanan ocaktı. Komutanına "HUMBARACIBAŞI" denirdi. 7)- LAĞIMCILAR OCAĞI: Kale kuşatmalarında,hendek kazarak veya fitil döşeyerek surları yıkan teknik bir sınıftı. Komutanına "LAĞIMCIBAŞI" denirdi. 8)- SAKALAR: Kapıkulu askerlerinin sularını taşırdı. Komutanına "SAKABAŞI" denirdi. KAPIKULU SÜVARİLERİ (ATLILARI) Altı Bölük halkı da denirdi. Derece ve maaş yönünden yeniçerilerden üstündüler. Sipah ve silahtar; savaş sırasında padişah çadırını,Sağ ve Sol ulufeciler; Saltanat sancaklarını Sağ ve sol garipler; ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı. Ocağın adı Acemiler Yeniçeriler Cebeciler Topçular Top Arabacıları Kapıkulu Süvarileri Mevcudu 7.745 12.000 500-800 1000-1200 400 8000 Günlük Ulûfesi 1-2,5 akçe 2-5 akçe 8 akçe 6-8 akçe 4-6 akçe 14-90 akçe B)- EYALET ASKERLERİ: 1)- TIMARLI SİPAHİLER: Tımar sistemi daha önceki Müslüman Türk devletlerinde gördüğümüz IKTA sisteminin Osmanlılar tarafından geliştirilmiş şekliydi. Tımarlı Sipahiler kendilerine DİRLİK verilen kişilerin beslemek zorunda oldukları tamamı Türklerden meydana gelen atlı askerlerdi. Savaş sırasında ordunun sağ ve sol kanatlarında durarak,ordu merkezini yanlardan gelecek saldırılara karşı korurlardı. Kanuni Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en önemli ve en büyük askeri gücüydü. 2)- AKINCILAR: Sınır boylarında oturan Türklerden meydana gelen hafif süvari kuvvetleriydi. Başlıca görevleri; ordunun keşif hizmetlerini görmek, kaçan düşmanı kovalamak, düşmanı oyalamaktı. 3)- AZAPLAR: Kelime anlamı bekâr demektir. Masrafları kendi şehir ve kasaba halkı tarafından karşılanan gönüllü kuvvetlerdi. 4)- DELİLER: Düşmana korkusuzca saldırmaları nedeniyle "deli" olarak adlandırılmışlardır. 5)- GÖNÜLLÜLER: Sınırdaki kasaba ve şehirleri korumakla görevliydiler. 6)- BEŞLİLER: Her beş haneden bir kişi alınarak oluşturulan bu birlikler sınırdaki kalelerin korunmasında görevlendirilirdi. 7)- YAYA VE MÜSELLEMLER: Ordunun önünde giderek yolları ve köprüleri onarırlardı. C)- YARDIMCI KUVVETLER: Bir savaş zamanında bağlı hükümetlerin(Kırım,Eflak-Boğdan) askerleri de Osmanlı ordusuna yardım ederlerdi. Bunlar içinde en önemlisi Kırım kuvvetleriydi. DENİZ ORDUSU (DONANMA) Osmanlılar Orhan Bey zamanında Karesi Beyliğini ele geçirince bu beyliğin donanmasına da sahip olmuşlardır. Yıldırım Bayezıt tarafından Gelibolu'da bir tersane yapılmıştır. Fatih zamanında gelişmeye başlayan donanma, II. Beyazıt zamanında Kemal Reis'in, Kanunî zamanında da Barbaros Hayrettin Paşa'nın Osmanlı hizmetine girmesiyle Akdeniz'de en üstün güç haline gelmiştir. Donanma komutanına Kaptan-ı Derya veya Kaptan Paşa, deniz askerlerine ise LEVENT denirdi. Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Salih Reis, Pirî Reis, Murat Reis, Seydi Ali Reis, Kılıç Ali Reis meşhur Türk denizcileridir. Sayfa: ~ 44 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLI ORDUSUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER VE SEBEPLERİ: Osmanlı ordusunda meydana gelen bozulmaların temelde iki nedeni vardı; 1-Avrupadaki gelişmeler, 2-Tımar sistemindeki bozulmalar 1. Avrupa'da merkezi krallıkların güçlenmesiyle daimi nitelikte ve yeni silahlar kullanan Batı ordularına karşı, çoğunluğu tımarlı sipahilerden oluşan Osmanlı ordusunun eskisi kadar başarılı olamayışıydı. Çünkü Avrupa orduları daimi olduklarından onlar için "savaş zamanı" diye bir şey söz konusu değildi. Oysa tımarlı sipahi hasat zamanı köyünde bulunmak, öşrünü toplamak düşüncesindeydi. Ayrıca yeni savaş teknikleri ve silah kullanımı ancak kışlada özel eğitimle verilebileceğinden tımarlı sipahinin savaşlarda etkisi de kalmamıştı. Bu nedenle tımarlılar 17. yüzyıldan sonra sadece yol ve istihkam işlerine bakan askerler haline geldiler. 2. Tımar sisteminin bozulmasına bağlı olarak kapıkulu ocaklarının da bozulmasıdır. ***** TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASININ MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR ***** 1- Devlet ulûfeli tüfekli kapıkulu askerinin sayısını artırmak zorunda kaldı. 2- Sayıları çoğalan kapıkullarına ulûfe yetiştirmek güçleşti. Hazinenin yükü arttı. 3- Eyaletlerdeki tımarlı sipahiler ile kapıkulu birbirine karşı denge unsuru idiler. Tımarlı sipahiler kalkınca, kapıkulları devlete hükmeder hale geldiler. 4- Kapıkulu askeri ihtiyacı artınca "devşirme sistemi" de bozuldu. Devşirme olmayan kişiler de kapıkulu askeri yapıldı. 5- Köylü kapıkulu askeri olmak isteyince toprağını bıraktı. Bu yüzden üretimde azaldı. **** KAPIKULU OCAKLARINDAKİ BOZULMALAR: Askerî alandaki başarısızlıkları önlemek için 17. yüzyıldan itibaren askeri teşkilatta yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuldu. Ancak bu düzenlemelere Yeniçeri ocakları karşı koydular. Yeniçerilerin başlıca ayaklanmaları şunlardır: 1- Yeniçeriler 17. yüzyılın başında sadrazamın görevden alınması için padişah III. Mehmet'i ayak divanına çağırmışlar, padişah istekleri kabul etmek zorunda kalmıştır. 2- Padişah II. Osman Lehistan seferi sırasında yeniçerilerin isteksiz davranışını görünce, sefer dönüşü Anadolu,Mısır ve Suriyeden toplayacağı askerle yeniçerileri kaldırmayı düşünmüş, ancak bunu öğrenen yeniçeriler ayaklanarak II. Osman’ı şehit etmişlerdir. 3- IV. Murat saltanatının ilk yıllarında yeniçerilerin isteklerini kabul etmek zorunda kalmış,fakat sonra sert tedbirlerle onları sindirmiştir. 4- IV. Mehmet zamanında zorbalıkları devam eden yeniçeriler 1656'da devlet adamlarını öldürdüler.(Vakayı Vakvakiye = Çınar vakası) 5- 1687'de IV. Mehmet'i tahttan indirerek yerine II. Süleyman'ı geçirdiler. 6- Nizam-ı Cediti kuran III. Selim'i tahttan indirdiler. (Kabakçı Mustafa Ayaklanması) **** YENİÇERİLERİN AYAKLANMALARININ BAŞLICA SEBEPLERİ: 1234567- Padişah ve diğer devlet adamlarının yeniçeri ocaklarında düzenlemeler yapmak istemeleri, Saray entrikaları sonucu vezir veya diğer devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtmaları Padişah değişikliğinde cülus bahşişi aldıklarından padişahları tahttan indirerek yerine yenisini geçirmenin işlerine gelmesi Pek çoğunun İstanbul'da esnaflık gibi işlerle uğraşmalarından sefere gitmek istememeleri Maaşlarının düşük ayarlı para ile ödenmesi Denge unsuru olan tımarlı sipahilerin ortadan kalkmasıyla devlet içinde en etkili güç haline gelmeleri, Tımar sisteminin çökmesiyle sayılarının ve güçlerinin artması KAPIKULU OCAKLARINDA YAPILAN ISLAHATLAR: 1- I. Mahmut (1730-1754) zamanında Fransız asıllı olan Humbaracı Ahmet Paşa ordunun topçu ve humbaracı ocaklarını Avrupa yöntemlerine göre ıslah etti. Ayrıca bu dönemde Hendeshane kuruldu. 2- III. Mustafa(1757-1774) zamanında topçu ocağı Baron dö Tot tarafından yeniden ıslah edildi. "Sürat topçuları" adıyla yeni bir askeri birlik kuruldu. 3- III. Selim (1789-1807) Nizam-ı Cedit adıyla yeni bir ordu kurdu(1793). 4- a) II. Mahmut döneminde(1808-1839) sadrazam Alemdar Mustafa Paşa SEKBAN-I CEDİT ocağını kurdu. b) Alemdar Mustafa Paşanın öldürülmesi üzerine Sekban-ı Cedit kapatıldı. II. Mahmut EŞKİNCİ OCAĞI adıyla yeni bir ocak kurdu. c) II. Mahmut 1826'da yeniçerileri ortadan kaldırdı. Bu olaya Osmanlı tarihinde "Vakayı Hayriye" denir. Yeniçeri ocağının yerine ASAKİR-İ MANSURE-İ MUHAMMEDİYE adında yeni bir kuruldu. Bu orduya daha sonra NİZAMİYE adı verildi. Komutanına da SERASKER (Kara kuvvetleri komutanı) denildi. 5- Tanzimat Devrinde askerlik "vatan görevi" olarak kabul edildi (1843).Temel askerlik süresi 5 yıl olarak belirlendi. 6- 1870'de "askeri zaptiye" teşkilatı (jandarma) kuruldu. NOT: Yukarıda dönemler içinde bir çok askeri okul ve kurum açılmıştır. Bu okul ve kurumlar "Eğitim Öğretim" ünitesi içinde ayrıca belirtileceğinden burada anlatılmamıştır. Vakıf Vâkıf Mevkûf Mütevelli Vakfiye : : : : : OSMANLILARDA VAKIF TEŞKİLATI Bir müslümanın malının bir bölümünü veya tamamını hayır amacıyla bağışlamasına denir. Vakfeden kişiye denir. Vakfedilen mala denir. Vakıf yöneticisine denir. Kadı huzurunda düzenlenen, vakıf şartlarını belirten sözleşmeye denir. VAKIFLARIN ÖNEMİ: Vakıflar yoluyla şehir, kasaba, köy gibi yerleşim merkezlerinde cami, medrese, yol, çeşme vb. bir çok yapı vakıflar yoluyla yapılmış, böylelikle devlete imar konusunda yapılacak fazla bir şey kalmamıştır. Sayfa: ~ 45 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLI TOPLUMU OSMANLI TOPLUMUNUN ETNİK YAPISI: Osmanlı Devleti kurulduğunda halkının tamamı Türktü. Sonraki dönemde toprak genişlemesi sonucu bir çok ulus (Yunan, Bulgar, Sırp, Arnavut, Macar, Hırvat, Sloven, Romen, Arap Macar...) Osmanlı yönetimine girdi. Osmanlı Devleti çok uluslu bir imparatorluğa dönüştü. NOT: Bu çok uluslu yapının çatırdayarak, Osmanlı Devletinin parçalanmasına neden olan en önemli dış gelişme FRANSIZ İHTİLALİ'dir. OSMANLI TOPLUMUNDA SOSYAL HAREKETLİLİK A)-YATAY HAREKETLİLİK: Bir toplumun ülke coğrafyası üzerinde çeşitli sebeplerle yer değiştirmesi(göç) olayına yatay hareketlilik denir. a)-Kuruluş ve yükselme dönemlerinde yatay hareketlilik: Bu dönemlerde yatay hareketlilik FETHEDİLEN yerlere doğru yerleşme şeklinde görülür. Osmanlı Devleti bu dönemde Balkanlar'daki Türk nüfusunu artırmak için yatay hareketliliği teşvik edici uygulamalar yapmıştır. Bu TEŞVİK UYGULAMALARI şunlardır: 1- Bataklık yada ıssız yerlere vakıflar kurmak yoluyla buraların ekonomik hayatını canlandırmış, insanların buraya yerleşmesini özendirmiştir. 2- Fethedilen yerlere yerleşeceklere bir takım vergi kolaylıkları sağlanmıştır. b)-Osmanlı Devletinde Duraklama Devri sonrası Yatay Hareketlilik: 1- Bu dönemlerde kaybedilen yerlerdeki Türk ve Müslüman halk iç kesimlere göç etmek zorunda kalmıştır. 2- Nüfus artışı, ekonomik güçlükler ve eşkiyalık hareketleri gibi nedenlerle kırsal kesimdeki halk büyük kentlere göç etmiştir. B)-DİKEY HAREKETLİLİK: Bir sınıftan başka bir sınıfa geçmek veya bulunduğu sınıf içinde daha yüksek mevkilere gelmeye "Dikey hareketlilik" denir. Ortaçağ Avrupa'sının sınıflı toplumlarında ve Hindistan'daki "Kast" teşkilatının katı sınıfsal yapısında dikey hareketlilik yoktur. Çünkü buralardaki sınıflar kan bağına dayanmaktadır. Örneğin; baron, dük, kont, Lord olabilmenin şartı bu kimselerin soyundan gelmektir. Osmanlı Devletinde "kan bağına" dayanan sınıfsal bir yapı olmadığından dikey hareketlilik yoğun bir şekilde görülür. REAYA dediğimiz yönetilenlerden bir kişinin, yönetenlerden saydığımız seyfiye,ilmiye yada Kalemiye’ye geçmesi mümkündür.(padişah olmak hariç) Bunun için başlıca iki şart vardı: 1- Müslüman olmak, 2-Eğitim öğretim görmek. Reaya içindeki Müslüman olmayanların DEVŞİRME yoluyla müslümanlaştığını ve kapıkulu sistemi içinde eğitimlerini tamamlayarak devletin önemli kadrolarında görev aldıklarını görüyoruz. Mesela 1453-1566 yılları arasında görev yapan 24 veziri azamın 20'si devşirmedir. OSMANLI TOPLUMUNUN DİNİ YAPISI Osmanlı Devletinde yönetime katılmayan, geçimini tarım ve sanayi alanında üretim yapmak ve ticaretle uğraşmak yoluyla sağlayan ve devlete vergi veren halka REAYA deniliyordu. Reaya çeşitli din,dil ve ırklara mensup topluluklardan oluşuyordu. Osmanlı Devletinde Millet kavramı günümüzdeki anlamından farklıydı. Aynı din ve mezhepten gelen topluluklar bir "millet" sayılıyordu. Buna göre Müslümanlardan başka 3 temel millet daha vardı: Ortodokslar, Ermeniler ve Yahudiler 1- Müslümanlar : Türkler, Araplar, Acemler, Boşnaklar ve Arnavutlar müslüman milletini oluşturuyorlardı. 2- Ortodokslar : Ortodoksların devletle ilişkileri FENER PATRİKHANESİ ve PATRİK tarafından yürütülüyordu. Patrik "vezir" seviyesindeydi. Seçimle ve padişahın onayı ile başa geçiyordu. 3- Ermeniler : "Monofizm" denilen bir öğretiyi benimsemişlerdi. Ortodoks kilisesi tarafından dinsizlikle suçlanıyorlardı. Ayrı bir patrikliği bulunmaktaydı. 4- Yahudiler : Osmanlı nüfusu içinde sayıları pek fazla olmayan Musevilere (% 1) bir millet olarak örgütlenme imkanı tanınmıştı. Bunlar ticaret, bankacılık gibi işlerle uğraştıkları için kısa zamanda zenginleştiler. Musevilerin devletle ilgili işlerinden İstanbul'daki "hahambaşı" sorumluydu. ***OSMANLILARDA MİLLET SİSTEMİNİN DEĞİŞMESİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER: 123- Rusya'nın 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Osmanlı Ortodokslarının KORUYUCUSU olarak ortaya çıkması ve Osmanlıların iç işlerine karışması Fransız ihtilalinin Osmanlı ülkesinde yaşayan Gayri-Müslim toplumlarda MİLLİYETÇİLİK duygusunu uyandırması, batılı devletlerinde milliyetçilik hareketlerini desteklemesi Batılı Devletlerin sık sık Osmanlının iç işlerine müdahale etmesi sonucu Osmanlı Devletinin Tanzimat ve Islahat Fermanıyla, Meşrutiyeti ilan etmesi Tanzimat Fermanıyla (1839) gayri müslim tebaaya geniş haklar verilerek, yurttaşlar arasında her türlü ayrım yasaklandı. Eyaletlerde kurulan meclislere gayri müslimlerde katıldı. Avrupa Devletlerinin Hıristiyanlara verilen hakların genişletilmesi konusundaki baskıları sonucu, Kırım Savaşından sonra "Islahat Fermanı" ilan edildi(1856). Islahat Fermanıyla Hıristiyanlar askerlik hizmetine, okullara ve memurluklara alınacaktı. Haraç vergisi kalkacaktı. ***TANZİMAT VE ISLAHAT FERMANININ MİLLET SİSTEMİNE ETKİSİ: Tanzimat ve Islahat Fermanıyla Hırıstiyanlara verilen haklar, Müslüman halk üzerinde hoşnutsuzluk uyandırdı, Hıristiyanlar arasında da Milliyetçilik duygusunun daha da yayılmasına neden oldu. Gayri Müslimlerin devlete sadakati kalmadı. YERLEŞİM DURUMUNA GÖRE OSMANLI TOPLUMU A)-ŞEHİRLERDE YAŞAYANLAR: Osmanlı Devletinde şehirlerde yaşayan halkı mesleklerine göre 4 grupta inceleyebiliriz: 1-Askeriler (Umera) 2-Tacirler(Tüccar) 3-Esnaf ve zanaatkarlar 4-Diğer gruplar Sayfa: ~ 46 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI 1. ASKERîLER: Osmanlı şehirlerinde seyfiye, ilmiye ve kalemiyeden bir çok görevli bulunurdu. Bu görevlilere "Askeriler" yada "Ümera" denirdi.Askerî(yönetenler) ve Reâya(yönetilenler) arasındaki tek belirleyici fark askerîlerin vergi vermemesi, reâyanın ise vergi vermesiydi. 2. TACîRLER(Tüccar): Tüccarlar niteliklerine göre üç gruba ayrılmışlardı: a)- Sermayedar: Bunlar çoğunlukla bir malı ucuz ve bol bulunduğu dönemda alır ve fiyat yükseldiğinde satarak kar ederlerdi. b)- Taciri Seffar: Bunlar bir malı ucuz olan bölgeden alarak,pahalı olan bölgeye getirerek satarlardı. c)- Örgütlenmiş Tüccar: Belli bir yerde mal gönderebileceği güvenilir temsilcileri olan tüccarlar. 3. ESNAF VE ZANAATKARLAR : **** AHİLİK TEŞKİLATI: Anadolu'da 13. yüzyılda yayılmış olan esnaf, zanaatkâr ve işçileri toplayan teşkilattır. Anadolu Selçuklu Devletinin sosyal düzeninin sağlanmasında ve Osmanlı devletinin kuruluşunda etkili olan ahîlik teşkilatı dinî, ahlakî, sosyal ve ekonomik bir nitelik taşıyordu. Ahîlikte her mesleğin bir pîri ve pîr çevresinde toplanan meslek sahipleri vardı. Bu meslek sahiplerinin güven, doğruluk, tövbe ve hidayet gibi kurallara uyma zorunluluğu vardı. **** LONCA TEŞKİLATI: Osmanlı toplumunda esnaflar LONCA adı verilen teşkilatlara sahiptiler. Her esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının koruması ve denetimi altında bulunurdu. Bugünkü tabipler odası, mimarlar odası, şoförler cemiyeti gibi... Dükkan açma hakkına GEDİK denilirdi. Gedik'e sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp, ustalık belgesini almak gerekirdi. **** Loncaların başlıca görevleri şunlardı: 1- Üye sayısını, üretilen malların kalitesini,fiyatını belirlemek 2- Esnaf arasındaki haksız rekabeti önlemek, 3- Esnaf ile devlet arasındaki ilişkileri düzenlemek, 4- Üyelerine kredi vermek. Her loncada yaşlılardan meydana gelen 6 kişilik bir "ustalar kurulu" vardı. Bunların en yaşlısı başkan olur ve ŞEYH adını alırdı. Şeyh: Çıraklık ve ustalık törenlerini yönetir ve cezaların uygulanmasını sağlardı. Kethüda: Loncayı dışarda temsil eder, hükümetle ilişkileri düzenlerdi. Nakib: Şeyhi temsil eder,esnafla şeyh arasında aracılık yapardı. Yiğitbaşı: Disiplin işleri ve esnafa hammadde dağıtımını yapardı. Ehl-i Hibre: İki kişiydiler. Mesleğin sırlarını bilen, malların kalitesi bildiren, fiyat belirleyen uzman. (Bilirkişi) Bu 6 kişiden oluşan Lonca kurulunun dışında Lonca teşkilatıyla ilgili devlet görevlileri de vardı; Bunlar: Kadı: Lonca birliklerinin en üst makamıydı. Esnaf arasındaki anlaşmazlıkları çözümler ve yukarıda belirtilen altı kişilik kurulun seçilmesini onaylar veya görevden alırdı. Muhtesib: Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı.Satılan mal ve fiatları kontrol ederlerdi. (zabıta). Esnafı a)- Üreticiler b)- Hizmet erbabı olarak ikiye ayırabiliriz. a)-Üreticiler: Hammaddeyi işleyerek, işlenmiş madde haline getiren esnaflardır. Örneğin: Bakırcı, kılıççı, fırıncı, demirci gibi... b)-Hizmet Erbabı:Toplum için gerekli bir hizmeti yapan esnaftır.Örneğin: Berberler, hamallar vb. 4. DİĞER GRUPLAR: Osmanlı şehirlerinde Askerîler, tacîrler ve esnaflardan başka meslek ve toplum grupları da vardı. Bunların başlıcaları; yabancı tüccarlar, seyyahlar, yabancı ülke temsilcileri, köyden kente göç etmiş işşizler, seyyar satıcılardır B)- KÖYLERDE YAŞAYANLAR: Köylerde yaşayanları şöyle gruplayabiliriz: 1)- Çiftçiler : Bunlar dirlik sahiplerinden veya devletten aldıkları 50-150 dönüm arasında ÇİFTLİK denilen toprakları işlerlerdi. Ürün vergisi olarak "Öşür" veya "haraç" vergisini öder, toprak vergisi olarak da ÇİFT RESMİ'ni verirlerdi.Üç yıl toprağını ekmeyen veya terk eden çiftçinin toprağı başkasına verilirdi. Bu takdirde bu kişiden ÇİFTBOZAN AKÇESİ adıyla bir vergi alınırdı. 2)- Tımar Beyleri : Köylerde yaşayan beyler, çiftçinin denetimini yapar, güvenliği sağlarlardı. 3)- Muaflar : Köylüler arasında hiç vergi vermeyen veya çok az verenlere " MUAF " denirdi. Derbentçiler, emekli sipahiler, kalelerde görev yapanlar, din görevlileri, ilim adamları muaflar içinde yer alıyordu. C)- GÖÇEBELER (KONARGÖÇERLER): Türk oymaklarının başındakilere BEY, Arap aşiretlerinin başındakilere ŞEYH adı veriliyordu. Bunların devletle ilgili işlerini KETHÜDA denilen yardımcıları yürütürdü. Hayvancılıkla uğraşan konar-göçerler, devlete hayvan veya sürü başına AĞIL RESMî denilen bir vergi öderlerdi. OSMANLI EKONOMİSİ OSMANLI EKONOMİSİNİN TABİİ KAYNAKLARI: 1)- İNSAN : Osmanlı devletinde son yıllara gelinceye dek bugünkü anlamda bir nüfus sayımı yapılmamıştı. İlk nüfus sayımı 1831'de II.MAHMUT döneminde yapıldı. Osmanlı Devleti'nin bundan önceki dönemlerine ait nüfus bilgilerini ise Tahrîr defterlerinden öğreniyoruz. *** TAHRîR DEFTERLERİ: Bir yer fethedildiğinde ya da belirli aralıklarla kaza ve sancakların vergi yükümlüsü "erkek nüfusunu" ve bunların ödeyeceği vergi miktarını saptamak amacıyla "TAHRîR" denilen bir sayım yapılırdı. Tahrir defterlerini "Nişancı" tutar, bir örneği de Eyalette saklanırdı. 2)- TOPRAK : Osmanlı Devletinde ekonominin en önemli kaynağı topraktı. Sayfa: ~ 47 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLILARDA TOPRAK SİSTEM A)- MİRî ARAZİ 1)- Havass-ı Hümayun toprakları 2)- Paşmaklık toprakları 3)- Malikâne toprakları 4)- Yurtluk ve Ocaklık Toprakları 5)- Dirlik Toprakları a)- Has b)- Zeamet c)- Tımar B)- MÜLK ARAZİ 1)- Öşür Topraklar 2)- Haraci Topraklar C)-VAKIF ARAZİ A)- MİRî ARAZİ : Mülkiyeti devlete ait olan topraklardır. Mirî toprakların başlıcaları şunlardır: 1)- Havass-ı Hümayun Toprakları: Gelirleri doğrudan doğruya devlet hazinesine giren topraklar olup, mukataa ve iltizam yoluyla yönetilirdi. 2)- Paşmaklık toprakları: Gelirleri padişah kızlarına ve ailelerin bırakılan topraklardı. 3)- Malikâne toprakları: Devlet adamlarına hizmetleri karşılığı mülk olarak verilen topraklardı. 4)- Yurtluk ve Ocaklık Toprakları: Fetih sırasında bazı kumandanlara, hizmetlerine karşılık olmak üzere verilen topraklardır. 5)- Dirlik (Tımar)Toprakları: Vergi geliri, devlet adamlarına ve askerlere hizmet veya maaş karşılığı verilen topraklardır. Dirlik sahibi, toplanan verginin maaş olarak ayrılan "Kılıç hakkı" olarak ayrılan bölümünden geriye kalanla CEBELÜ denilen tam teçhiatlı asker yetiştirirdi. Dirlik topraklar üçe ayrılırdı: a)- Has b)- Zeamet c)- Tımar B)- MÜLK ARAZİ : Mülkiyeti kişilere ait topraklardır. İki bölümde incelenebilir: 1)- Öşriyye (öşür topraklar): Bu topraklar, fethedildiği zaman MÜSLÜMANLARA verilmiş veya fethedildiğinde Müslümanlara ait olan topraklardır. Bu gibi topraklar sahiplerinin malı olup, dilediği gibi kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler yada çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi. Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak ÇİFT RESMİ, ürün vergisi olarak da "ÖŞÜR" vergisini verirlerdi. 2)- Haraciye (Haracî topraklar): Bu topraklar bir yerin fethinden sonra GAYRî MÜSLİM halkın elinde bırakılan,onlara mülk olarak verilen topraklardır. Sahipleri, dilediği gibi kullanırlar,satabilirler, vakfedebilirler yada çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi. Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak HARAC-I MUVAZZAF ürün vergisi olarak da HARAC-I MUKASSEM vergisini verirlerdi. C)- VAKIF ARAZİ : Gelirleri kişiler ya da devlet tarafından hayır kurumlarına bırakılan topraklardı. TOPRAK SİSTEMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER: 1. Tımar sisteminin bozulmasıyla, "Dirlik topraklar" MİRî MUKATAA'ya çevrilerek, yani gelirleri hazineye devredilerek, peşin alınan bir bedel karşılığı üç yıllığına "İltizam"a verilmeye başlandı. NOT: Mültezîm denen iltizam sahipleri daha fazla vergi toplamak için halka baskı yapmışlardır. Bu durum "Celali isyanlarına" veya vergisini ödeyemeyen köylünün toprağını terk ederek büyük şehirlere göç etmesine neden olmuştur. 2. 3. 4. 5. 6. Devletin artan masraflarının karşılanması için Mukataalar mültezîmlere üç yıllık dönemler için değil, ömür boyu verilmeye başlandı. Bu sisteme *** MALİKANE USULÜ *** denilir. (1695'te) "Malikane usulüyle" sağlanan gelirlerde yetmeyince, bu defa Mukataaların yıllık kârları paylara ayrılarak satılmaya başladı. Bu usule de ESHAM USULÜ denilmiştir. (1775) Tımar ve zeâmet sistemi II.Mahmut zamanında kaldırılarak başta valiler olmak üzere devlet memurları memurları maaşa bağlanmıştır. 1854'te "Arazi kanunnamesi" ile MÜLKİYET sistemine geçilerek, uzun süre bir toprağı kullananlar o toprağın sahibi olmuşlardır. (Zilliyet) 1858'de çıkarılan bir başka "arazi kanunu" ile tarım ürünlerinden alınan çeşitli vergiler kaldırılarak, tek vergi olarak "AŞAR" vergisi yürürlükte tutuldu. AYAN VE EŞRAF : Şehirlerin, köylerin, aşiretlerin ileri gelenlerine "Ayân ve eşraf" denilirdi. Bu kişiler bulundukları yerlerde en etkili ve zengin kişilerdi. 1. 2. AYAN VE EŞRAFIN GÜÇLENMESİNİN SEBEPLERİ: Tımar topraklarının mukataaya çevrilmesiyle, bu toprakları iltizama alanlar genellikle "Ayânlar" oldu. Böylelikle Dirlik sahiplerinin haklarına sahip olan âyânlar bulundukları yerleri yönetmeye başladılar. Merkez teşkilatını bozulmasıyla "beylerbeyi" veya "sancak beyi" olarak atananlar makamlarına gitmeyerek o eyalet yada sancaktaki âyânı MÜTESELLİM (vekil) olarak görevlendirmiştir. Ayanlar böylelikle devlet gücünün temsilcisi durumuna gelince daha da güçlenmişlerdir. NOT: II. Mahmut döneminde âyânlarla padişah arasında SENED-İ İTTİFAK diye bir belge imzalayarak anlaşma yoluna gitmiştir. (1808) OSMANLI EKONOMİSİNDE TARIM Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır. 17. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devleti tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi. Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel, isyanlar, göçler,ve tımar sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur. Özellikle hububat, bağ-bahçe ziraâti ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa'da sanayinin gelişmesi doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca Avrupa'nın tarım ürünü ihtiyacı artınca Osmanlı Devletinde GEÇİMLİLİK düzeyde üretimden PAZAR EKONOMİSİ'nin ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim düzeyine gelinmiştir. Sayfa: ~ 48 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI OSMANLI EKONOMİSİNDE HAYVANCILIK Hayvancılığın Osmanlı ekonomisine katkıları şunlardı: 1)-Tarım alanında : Toprakları ekmek için öküz, manda gibi hayvanlardan yararlanılıyordu. 2)-Gıda alanında : Etinden yağından,sütünden yararlanılıyordu. 3)-Sanayi alanında: Yünü ve derisi giyim, dokuma ve ayakkabı üretiminde hammadde olarak kullanılıyordu. 4)-Ulaşım alanında: At,katır ,eşek gibi hayvanlar taşıma ve ulaştırmada kullanılıyordu. 5)-Maliye alanında: Hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden alınan vergiler devletin başlıca gelir kaynaklarını oluşturuyordu. OSMANLI EKONOMİSİNDE MADENCİLİK Osmanlı devleti'nde madenler iltizam olarak dağıtılırdı. Çıkartılan madenlerin çoğu ülke içinde işlenemediğinden dışarıya ihraç edilirdi. NOT: Osmanlılarda ilk madenin işletilmesi Osman Bey zamanındadır. Bilecik'in fethi ile buradaki demir madeni işletilmiştir. OSMANLI EKONOMİSİNDE SANAYİ Osmanlı Devletinde sanayi kesimi esnaf birlikleri(Lonca) halinde teşkilatlanmıştı. Esnafın üretimi el emeği-göz nuruna dayanıyordu. Bu mevcut sanayi öncesi üretim başlangıçta ülke ihtiyaçlarını karşılıyordu. Ankara'da sof, Bursa'da İpekçilik, Selanik'te çuhacılık, Bulgaristan'da aba Kayseri,Manisa ve Tokat'ta dericilik(debbağlık) yaygındı. Ayrıca Osmanlı Devletinde savaş araç ve gereçlerini üretmek için fabrika ve imalathaneler de kurulmuştu. Bunlar: Tersane (Gemi yapım yeri): ilk büyük Osmanlı tersanesi Yıldırım Bayezıt tarafından Gelibolu'da yapıldı. Daha sonraki dönemlerde İstanbul, Sİnop,İzmit, Süveyş, Basra gibi sahillerde başka tersaneler de kuruldu. Tophane: İstanbul'un fethinden önce Edirne ve Bursa'da, fetihten sonra da İstanbul'da top döküm tesisleri kuruldu. Baruthane: İlk baruthane Gelibolu'da kuruldu. 1. 2. ***AVRUPADAKİ EKONOMİK GELİŞMELERİN OSMANLI SANAYİİNE ETKİLERİ*** Coğrafi keşiflerle zenginleşen Avrupalılar; artan tüketim eğilimlerini, elde ettikleri altın ve gümüşle Osmanlı pazarlarından karşılayınca esnaf hammadde bulmakta zorlandı. Sanayii inkılâbı sonucu bol ve ucuz, üstelik kapitülasyonlar nedeniyle düşük gümrüklü Avrupa mallarıyla Osmanlı esnafı rekabet edemedi. NOT: Esnafı zorlayan başka bir konuda şehirlere göç eden köylünün,maaşları alan yeniçerilerin ve diğer grupların esnaflığı yeni bir geçim yolu olarak görmesiydi. Bu durum esnaf teşkilatlarının disiplinli yapısını bozmuş, artan esnaf sayısı geçimlerini iyice zorlaştırmıştır. 12345- OSMANLI DEVLETİNİN SANAYİİYİ GELİŞTİRMEK İÇİN ALDIĞI TEDBİRLER: Sanayi hammaddelerinin ihracını yasaklamıştır. Gelişmiş teknolojiyle yeni imalathaneler açmıştır. Islah-ı Sanayii Komisyonu kurarak, esnaf birliklerini canlandırmaya ve onları şirketleşmeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti Tanzimat fermanıyla ülkenin kalkınması için yabancı sermayeden yararlanacağını açıklamıştı. Bu yolla Osmanlı ülkesinde haberleşme ve ulaşımı geliştiren adımlar atılmıştır. Kırım savaşı sırasında ilk defa TELGRAF hattı döşenmiştir. Yine yeni bir teknoloji olan "demiryolu" Osmanlı ülkesine girmiştir. Verilen imtiyazlarla İngilizler Batı Anadolu hattını, Almanlarda Bağdat Demiryolunu inşa etmişlerdir. OSMANLILARDA TİCARET ANADOLU'DA TİCARET YOLLARI: 1- Sağ Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana üzerinden Halep'e uanıyordu. 2- Orta Kol:İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol,Diyarbakır'a buradanda Musul ve Bağdat'a kadar uzanıyordu. 3-Sol Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve Kars'a uzanıyordu. RUMELİ'DE TİCARET YOLLARI: 1- Sağ Kol: İstanbul'dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel'e uzanıyordu. 2- Orta Kol: İstanbul'dan Edirne,Belgrad üzerinden Avrupa içlerine uzanıyordu. 3)-Sol Kol: İstanbul'dan Edirne, Selanik üzerinden Mora'ya uzanıyordu. TİCARETLE İLGİLİ DEYİMLER: Menzil : Yol üzerindeki konaklama noktaları denirdi. Menzil Teşkilatı: Haberleşme TATAR denilen ulaklar tarafından yapılıyordu. Devlet habercilerin çabuk gitmelerini sağlayacak dinlenmiş atları ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için konaklama yerine yakın köy ve kasabalardaki bazı aileleri bu iş için görevlendirirdi. Bu teşkilata "menzil teşkilatı" denirdi. Derbentçi : Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu. Mekkâri Tâifesi : Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen ad. OSMANLI TİCARET GELİRLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER: 1- Ticaret yollarının değişmesi(Ümit Burnu) 2- Kapitülasyonlar 3- 1838 Balta Limanı Antlaşması ***** KAPİTÜLASYONLAR: Kapitülasyon: Gümrük,Hukuk,ve ekonomik konularda verilen ayrıcalıklara denir. ** İlk ticari imtiyazlar ORHAN BEY tarafından CENEVİZLİLER'e verildi. ** İstanbul'un fethinden sonra Fatih "Ceneviz" ve "Venedikliler'e" ticarî imtiyazlar tanıdı. ** Kanuni Sultan Süleyman 1535' de Fransızlarla Osmanlıların "AHİDNAME", Fransızların KAPİTÜLASYON dediği anlaşmayı yaptı. Sayfa: ~ 49 ~ YERKÖY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TARİH II DERS NOTLARI NOT: Kanuni'nin amacı Şarlken'e karşı Fransa'yı yanına çekerek, Avrupa hırıstiyan birliğini bölmekti. NOT: Kapitülasyonlar I. Mahmut zamanında (1740) sürekli hale getirildi. NOT: Kapitülasyonlar 24 Temmuz 1923'te LOZAN ANTLAŞMASI ile kaldırıldı. ***** BALTA LİMANI ANTLAŞMASI(1838) ***** İngiltere ile II. Mahmut döneminde imzalanmıştır. Bu antlaşmayla ihracattan alınan vergiler artırılırken (%12), İthalattan alınan vergiler azaltılıyordu (%5). II. Mahmut'un bu antlaşmadan amacı Mehmet Ali Paşa'ya ve Rusya'ya karşı İngiltere'nin desteğini kazanmaktı. NOT: Balta Limanı Anlaşması'ndan sonra diğer devletlere de aynı haklar genişletilerek verilmiş ve Osmanlı ülkesi Avrupa Devletlerinin bir "açık pazarı" haline gelmiştir. DIŞ BORÇLAR Osmanlı Devleti bütçe açıklarını kapamak için önce halka ek vergiler getirmiş,yeterli olmayınca KAİME adı verilen hazine tahvillerini çıkarmıştı. Bu da yeterli olmayınca dış borca yönelmek zorunda kalmıştı. *** İlk Dış borç 1854 yılında KIRIM SAVAŞI sırasında İngiliz ve Fransız sarraflarından alındı. 20 yıl gibi kısa bir sürede Osmanlı devleti Borç batağına saplandı. *** 1881'de yayınlanan ve adına MUHARREM KARARNAMESİ denilen bir kararnameyle iç ve dış borçlarının ödenmesini DûYûN-I UMUMİYE (Genel Borçlar) denilen üyeleri alacaklı ülkeler tarafından seçilen bir komisyona bıraktı. Osmanlı Devleti borçlarına karşılık tuz, tütün, ipek ve damga vergilerini karşılık olarak gösterdi. Osmanlı Borçları meselesi LOZAN BARIŞ ANLAŞMASI ile çözümlendi. OSMANLILARDA MALİYE PARA: MADENİ PARALAR(SİKKELER) Osmanlılar 19. yüzyıla kadar altın ve gümüş gibi değerli madenlerden yapılma paralar kullanmışlardır. Bu madenlerden "DARPHANE"de kesilen yassı yuvarlak parçacıklara SİKKE denilirdi. Bunların gümüşten olanına AKÇE, Altından olanına da SİKKE-i HASENE(Sultani) yada "kırmızı" denilirdi. ***İlk Osmanlı parası Osman Bey tarafından bastırıldı. Orhan Bey zamanında bastırılan gümüş paraya "AKÇE" denildi. Fatih amanında basılan altın paraya da SULTANİ adı verildi. Sikkelere bakır katılmasına AYAR denilirdi. Bu tip paralara KIRKIK AKÇE adı verilirdi. Sonraki dönemlerde çeşitli isimlerde sikkeler piyasaya sürülmüştür. Bunlar GURUŞ,PARA, PUL, METELİK, MECİDİYE dir. KAĞIT PARA: İlk kağıt para Sultan Abdülmecit döneminde basıldı. Hazine bonosu niteliğindeki bu paraya KAİME denildi. OSMANLI VERGİ SİSTEMİ Osmanlı Devletinde vergiler 1-Şeri vergiler, 2- Örfi vergiler olmak üere ikiye ayrılıyordu: 1-ŞERİ VERGİLER: Bunların şeriatın emrettiği vergilerdi. a)- Öşür : Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir. Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı. b)- Haraç : Müslüman olmayanlardan alınan vergiydi. ikiye ayrılıyordu: 1- Harac-ı Mukassem: Elde edilen üründen alınırdı. 2- Haracı Muvazzaf: Toprak vergisiydi. c)- Cizye: Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi karşılığı alına vergidir. d)- Ağnam: Hayvandan sayısına göre alınan vergi. 2- ÖRFİ VERGİLER : Padişahın iradesiyle konulan vergilerdi. Başlıcaları ; a)-Çift Resmi : Reayanın sipahiye ödediği toprak vergisi b)-Çift bozan vergisi : Toprağını izinsiz olarak terkeden veya üç yıl üst üste ekmeyenlerden alınan vergi. c)-Avarız : Olağanüstü hallerde, divanın kararı ve padişahın emri ile toplanan vergilere denirdi. Sayfa: ~ 50 ~