Mahmut ÖNCEL - Osman KOÇIBAY

advertisement
TEFENNİ’NİN TARİHÇESİ
Osman KOÇIBAY1
İlk sayısı 16 İlkteşrin (Ekim) 1944 Pazartesi günü yayınlanan "Yeşil Burdur"
Gazetesi'nin İmtiyaz Sahibi ve Mes'ul Müdürü Doktor Ali BAHŞİŞOĞLU'dur. Neşriyat
Müdürü Doktor Hüseyin OTAN'dır. Haftalık olarak çıkan gazetenin basım yeri Cumhuriyet
Matbaası'dır. İdarehanesi İnönü Mahallesi'nde No:11'dedir.
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Yeşil Burdur Gazetesi 1944 yılında 11 sayı, 1945 yılında 13 sayı ve toplamda 24 sayı
yayınlanmıştır. Son sayısı olan 24. sayısı 30 Temmuz 1945 tarihinde yayınlanmıştır. Yeşil
Burdur Gazetesi, dönemin (Tek Parti Dönemi) siyasi görüşünü savunmuş ve okuyucularına
aktarmıştır.
Gazetenin 19 Şubat 1945 tarihli 19. sayısı ile 26 Şubat 1945 tarihli 20. sayısında
yayınlanan "İlçelerimiz" başlığı altında Tefenni Maarif Memuru Mahmut ÖNCEL tarafından
kaleme alınan ve Tefenni Tarihi hakkında bilgiler veren bir köşe yazısı yayımlanmıştır.
TEFENNİ’NİN TARİHÇESİ
Mahmut ÖNCEL
Tarihin verdiği malûmata göre (Tefenni-Temizoniyom) İranlıların Küçük Asya’yı
istilâ ettikleri zamanlarda hatta daha önceki çağlarda mevcut bir kasaba idi (M.Ö. 500 - 800).
İranlıların, Etilerin bir zamanlarda Yunan ve Romalıların idaresi altında bulunan bu kasaba,
Pisidya’nın en eski kasabalarından biri idi.
İdarî yönden Frigya Krallığı2’na bağlı bulunan bu kasaba Gölhisar bölgesini de ihtiva
ediyordu. Eski çağlarda Golvalılar3’ın İyona4’da eşkıyalık yaptıkları bir sırada bu kasabada
1
Tarihçi.
Frigya Krallığı (M.Ö. 1200 - 700): M.Ö. XII. yüzyıl başlarında Güneydoğu Avrupa’dan gelen Ege Göçleri ile
Anadolu’ya giren Frigler, Anadolu’nun önemli kentlerinin hemen hepsini yakıp yıkmış ve Hitit İmparatorluğu'nu
ortadan kaldırarak Anadolu’yu yavaş yavaş egemenlikleri altına almaya başlamışlardır. Frigler’in esas yerleşim
bölgesi Gordion merkez olmak üzere Sakarya bölgesi olup Afyon, Kütahya, Eskişehir bu bölgeye bağlıdır.
Geride bıraktıkları çok az sayıdaki yazıtlar onların Hint - Avrupalı bir dil kullandıklarını göstermektedir. M.Ö.
VIII. yüzyılın ikinci yarısında Frig Devleti büyük güç kazanmış, ancak M.Ö. VII. yüzyılın başlarında Kimmer
akınları ile zayıflamış; daha sonra Lidya egemenliğine girmiş ve 550 yıllarında da Pers istilası ile bağımsızlığını
tamamen yitirmiştir.
3
Golvalılar (Galyalılar): Günümüzde genel olarak Fransa, Belçika, İsviçre ve İtalya’nın kuzey bölgelerini
içeren Galya olarak tanımlanan bölgede Demir Çağından Roma Cumhuriyeti dönemine kadar
yaşayan Kelt kökenli bir halktır. Arkeolojik olarak La Tène kültürüne bağlıdırlar. MÖ 3.yüzyılda güneye doğru
istila ve göç etmiş, önce Yunanistan daha sonra da Anadolu’ya kadar gitmişlerdir. MÖ 50 yılında Roma
prokonsülü Jül Sezar tarafından Galya Savaşları adı verilen bir dizi savaş sonucu yenilgiye uğratılmışlar ve
Roma kültürü tarafından asimile edilmişlerdir.
4
İyonya: Anadolu'da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ'da verilen addır. Bölgede
bulunan 12 bağımsız sahil kenti (Kuzeyden güneye) Phokai (Foça), Klazomenai, Erythrai, Teos, Kolophon,
Lebedos, Ephesos (Efes), Priene, Myos ve Miletos (Milet) ile birlikte (halen Yunanistan'a ait olan) Khios (Sakız)
ve Samos (Sisam) ada kentlerinden oluşmakta idi. Bu kentler M.Ö. 1000 dolayında Yunanistan'dan gelen
Dorlardan kaçan Akalar tarafından kurulmuştur. M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda İyon kentleri tüm Akdeniz havzası
üzerinde güçlü bir ticari egemenlik kurdular. Bilim, sanat ve felsefe alanında büyük başarılara imza attılar.
İyonya M.Ö. 546 yılında Pers (İran) egemenliğine girdi. 502-496 yıllarındaki İyonya İsyanı'nın yenilgisinden
sonra yıkıma uğrayarak önemini ve gücünü kaybetti. M.Ö. 133'ten sonra Efes ve Milet, Roma İmparatorluğu'nun
Asia Eyaleti'nin önemli kentleri olarak yeniden kalkındılarsa da, M.Ö. 6. yüzyıldaki kültürel ve siyasi
önemlerine tekrar kavuşamadılar.
2
1
yaşayan tariki dünyaların gördükleri Apollon5, Herkül6 ve Merkür7’e isnad ettikleri bir rüya
üzerine Temizoniyom halkının kadın ve erkek çocuklarıyla birlikte sığınabilecekleri güvenilir
bir mağaranın varlığını haber vermişlerdir. Eşkıya korkusuna karşı bu haber verilen sığınağın
sevinç uyandıran andacı dolayısıyla bu mağaranın, sığınağın gireği önünde “Ispiloit8” adı
verilen küçük çapta bir heykelin görüldüğü Hicrî 1235/Miladî 1819 - 1820 yılında
Anadolu’yu gezen, tarihsel eserleri inceleyen Şarl Teksiye9 tarafından “Küçük Asya”
namındaki kitabında yazılmaktadır.
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Bu mağaranın mevcut olup olmadığı görülen bir işkil/kuruntu üzerine araştırıldı.
Tefenni’nin “Haraplandı10” mevkiinde, bahçelerin yukarısında, arığın yanında bulunan bir
yarıktan toprak altına giden suyun kaybolmasından burada bir mağaranın varlığı fikri hâsıl
olmuş ise de yapılan kazıda bunun vaktiyle yer altına oyulmuş küçük bir mağara olduğu
anlaşılmıştır. Tefenni’nin tam ortasından çıkan Kocapınar yakınındaki Yokuş Mahallesi
altından güneyden kuzeye evler ve bahçeler altında uzanan büyük bir mağaranın varlığı haber
alınmış ve belediyece yapılan kazıda burada hakikaten büyük bir mağaranın varlığı
anlaşılmıştır. Bu mağaranın Eski Tefenni’den uzaklığı 11 stad11 kaydına göre Şarl
Teksiye’nin izah ettiği bu sığınağın şimdiki Tefenni kasabasının bulunduğu yerde olduğu
anlaşılmıştır.
Eski Tefenni’nin (Temizoniyom) kasabasının bulunduğu yer Tefenni’nin kuzeyindeki
yahut kuzey batısındaki Eşeler Ormanı’nın eteğinde, mikyasıma derecesi sıfır olan ve Barutlu
Su diye anılan kaynağa giderken sol tarafta “Haraplandı” mevkiindeki 1250 rakımlı
5
Apollon: Mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır. Aynı
zamanda kâhinlik
yeteneğini
diğer
insanlara
da
transfer
edebilir. Apollon'un
mitolojideki
eşi Kassandra olup Zeus ve Leto'nun oğlu, Artemis'in ikiz kardeşidir. Sarışın ve çok yakışıklıdır. Orijini Yunan
olan Apollon, Roma mitolojisine Apollo ismiyle geçmiştir. Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan
Apollon, Anadolu kökenlidir.
6
Herkül (Yunan Mitolojisi’nde Herakles, Roma Mitolojisi'nde Herkül): Zeus ile Miken kralının
kızı Alkmene'nin oğludur. Herakles doğduğu günden itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir. 18 yaşına geldiği
zaman Kitharion ormanlarında yaşayan ünlü canavarı öldürmüştür. Kendisine ödül olarak Thebai kralının
kızı Megara verilmiştir. Soyundan gelen Heraklidler'in Lidya'da bir dönem yönetici hanedanlık yaptığı söylenir.
Truva Savaşı'na da katılmış ve attığı zehirli ok ile Paris'in ölümüne neden olmuştur.
7
Merkür: Önemli bir Roma mitoloji tanrısıdır. O maddi kazanç, ticaret, belagat, iletişim, gezginler, sınırlar,
şans, hile ve hırsızların tanrısıydı. Ayrıca yer altında ruhlara rehberlik ettiğine inanılmıştır.
8
Ispiloit (Spiloit - Spiloeite): O dönemde tapınaklara verilen isim.
9
Charles (Felix-Marie) TEXIER: 1802 yılında Versailles’da doğmuş ve 1871 yılında Paris’te vefat etmiştir.
Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulunu bitirmiş; Fransız Bilimler Akademisi ve Paris Arkeoloji Enstitüsü
üyelikleri yapmıştır. Bayındırlık İşleri Müfettişliği görevi esnasında Fransız Hükümeti tarafından Anadolu’ya
gönderilmiştir. İlki 1833 ve ikincisi 1843 yılında olmak üzere Anadolu’da yıllarca süren seyahat ve incelemeleri
sırasında yurdumuzun çok büyük bir kısmını baştanbaşa gezip dolaşmış, kazılar yapmış, araştırmalarda
bulunmuş ve bütün bu çalışmalarının sonuçlarını yayınlamıştır. Bu eserin, Türkiye Arkeolojisi için belki de en
orijinal kısmı, topografik haritasını çıkartıp birçok yerini resimlediği Hititlerin başşehri Hattuşaş (Boğazköy) ile
buranın açık hava tapınağı olan Yazılıkaya’yı bulmuş ve dünyaya tanıtmış olmasıdır. Gezip dolaştığı yerlerde
sadece antik devirlere ait değil, daha sonraki devirlere ait (Selçuklu, Beylikler, Osmanlı vb.) de önemli
şehirlerin, yapı ve anıtların çizimlerini yapmış, uzmanlar tarafından gravürlerle durumlarını tespit etmiştir.
Bunlarla da yetinmemiş, Anadolu’nun jeolojik yapısı, coğrafî özellikleri, yer altı ve yer üstü kaynakları ve kültür
merkezlerinin tarihî ve o günkü halkın etnik, demografik, kültürel, ekonomik vb. durumu hakkında bilgi vermiş,
gözlemlerini aktarmıştır. C. Texier ilmî merak ve özel ilgileri ile Osmanlı Devletinin hâkim olduğu topraklarda
seyahat ve araştırma yapmak isteyenleri caydırıcı, kasıtlı ve yanlış propaganda ve görüşleri, kendi çalışmalarına
ve görüp yaşadıklarına dayanarak, gerek basın-yayın yoluyla, gerekse aydınlatıcı konferanslarıyla, etkisiz kılmak
için de gayret sarf etmiştir.
10
Haraplandı Kalesi: Tefenni’nin 4 km. batısındadır. İlk Tunç Çağı keramiklerinden, burasının, ilk kez, M.Ö.
2500-2300 yılları arasında yerleşmeye sahne olduğu tahmin edilmektedir. Roma İmparatorluğu döneminde
çevrenin önemli bir yerleşim alanı olduğu tespit edilmiştir.
11
Stad: Yunanca “stadion” kelimesinden gelen stadyum, eski Yunan kültüründe 180-200 metreye denk gelen bir
uzunluk ölçüsü birimi anlamındadır (600 ayak adımıdır).
2
yamaçlarda idi. Bu yerler tuğla ve kiremit kırıklarıyla doludur. Bundan 150 - 200 yıl önce bu
yıkıntılar üzerinde 15 - 20 ev mevcut olduğu, sonradan bunların da şimdiki Tefenni’ye
geldikleri sanılmaktadır. Haçlı Orduları ve deprem sebebiyle harap olan bu kasaba halkı başka
başka yerlere göç ederek dağılmış, pek az kısmı şimdiki Tefenni’nin ortasından çıkan
Kocapınar suyunun etrafında toplanmışlardır.
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Tefenni’nin (Temizoniyom) parlak ve oldukça ileri devri, şimdiki Horzum Köyü12’nün
pek yakınında bulunan Sibira13 şehrinin vilâyet merkezi olması zamanına kadar devam eder
(Milâttan 400 yıl sonraya kadar). İlk zamanlarda mutlakiyetçi bir kral Muvaket14 tarafından
idare edilen bu Sibira şehri Eski Antalya “Side15” ve “Lidya16” şosesi üzerinde bulunduğu,
kerestecilik ve demircilik sanatları çok ileri olduğu için milâttan sonra da daha fazla
ilerlemeğe başlamış, Pisidya17’dan, Sağalosos18 şehrinden ve Temizoniyom’dan gelen
göçmenlerle büyümüş, buna karşı Temizoniyom küçülmüştü. Nihayet Selçuklular idaresine
geçen Tefenni, Hamidoğulları19’na bağlı bir köy halinde idare edilmiş ve Gölhisar Beyliği’ne
bağlanmış, Müslümanlığın Anadolu’da çoğaldığı sırada Temizoniyom adı Tefenni’ye
çevrilmiştir.
Hicrî 783/Milâdî 1374 yılında Osmanlı padişahlarından Yıldırım Beyazıt20’ın
Germiyanoğlu21 kerimesiyle/kızıyla22 evlenmesinden sonra Hicrî 793/Milâdî 1391 yılında
12
Horzum Köyü: Gölhisar ilçesinin kuzeybatısında yer alan mahalledir. Önceleri köy iken Armutlu ve Horzum
köylerinin birleştirilmesi ile 3 Mart 1953 tarihinde Gölhisar ilçesi olmuştur.
13
Sibira (Kibyra): Burdur ili’ne 110 km uzaklıktaki Gölhisar ilçesinin batısındaki Akdağ kütlesinin
eteklerinde, Gölhisar ovasına hâkim tepeler üzerinde bulunan Likya antik kentidir. Kibyra antik kenti, antik
dönemde Likya, Karya, Pisidya ve Frigya kültür bölgelerinin kesişme noktasında; kuzeyi güneye ve doğuyu
batıya bağlayan ticaret yollarının tam merkezinde konumlanır.
14
Muvaket (Moagetes): Hellenistik Dönem Kibyra tiranıdır.
15
Side: Eski Pamphylia’nın en geniş limanı olan Side, denize doğru kuzey-güney yönünde uzanan küçük bir
yarım adanın üzerinde M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu'da yaşayan Kymeliler tarafından kurulmuştur. Şehirde
kullanılan yerel dile göre Side; "Nar" anlamına gelmektedir ve Anadolu'nun bereket sembollerinden olup Roma
İmparatorluğu dönemine dek şehrin sembolü olarak Side sikkelerinde kullanılmıştır. Side Antik Kenti, M.Ö. 6.
yy'da Lydia, 5.yy.'da Pers, 4. yy'da İskender, ardından da Hellenistik krallıkların egemenliklerine girmiştir.
Şehrin en parlak dönemi M.Ö. 1.yy.'da Roma ile ilişkilerin kurulmasıyla başlar. Bu parlak dönem M.S. 3. yy'a
kadar sürer. Side Antik Kenti bu dönemde hem Akdeniz'in en önemli liman kenti ve en işlek esir pazarı, hem de
kültür ve eğitim merkezi olmuş, bugün dahi ayakta olan görkemli yapılar bu dönemde inşa edilmiştir. Şehir
önemini M.S. 5. yy. sonunda kaybetse de, 10.yy'da tamamen terk edilene dek küçük bir Hristiyan kenti olarak
hayatını sürdürmüştür.
16
Lidya: Anadolu'da Tunç Çağı'nın sonlarından başlayarak MÖ 6. yüzyıla kadar hüküm süren Lidya
uygarlığının beşiğini ve merkezini oluşturan bölge. Esas olarak Gediz Nehri ve Küçük Menderes Irmağı
vadilerini kapsayan ve günümüzde yaklaşık olarak Manisa ve Uşak illerine denk gelen bölgedir.
Kuzeyinde Misya, güneyinde Karya, doğusunda Frigya, batısında ise İyonya bölgeleri bulunmaktadır.
17
Psidya: Anadolu'nun Göller Yöresi'nde yer alan tarihi bölgedir. Batıda Likya ve Frigya, güneyde Pamfilya,
doğuda Likaonya ve İsauria bölgeleriyle, kuzeyde ise Sultan Dağları ile çevrilidir. Bugünkü Isparta ilinin
tümünü, Burdur, Afyon, Antalya ve Konya illerinin de bazı bölümlerini de içine alıyordu.
18
Sağalosos (Sagalassos): Sagalassos, Ağlasun ilçesinin 7 km kuzeyinde ve Akdağ yamaçlarında denizden
1500-1700 metre yüksekliğinde kurulmuş bir kenttir. Sagalassos Pisidia bölgesinin Roma imparatorluk
döneminde en önemli şehirlerinden biridir. Şehirde bulunan yapıların büyük bir çoğunluğu Roma dönemine
aittir. Sagalassos’un Batılılar tarafından ilk keşfi 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından yapılmıştır.
19
Hamidoğulları: XIII. yüzyılın sonlarına doğru Isparta, Burdur ve Eğridir yöresinde kurulan Türkmen beyliği.
Beyliğin adı, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad’ın hizmetine girmek üzere aşiretiyle birlikte
Kuzey Suriye’yi terkederek Anadolu’ya geldiği, uzun süre sultanın çocuklarına ve askerlerine silâh tâlimi
yaptırdığı, Alâeddin’in ölümünden sonra yerine geçen oğlu II. Gıyâseddin Keyhusrev tarafından başarılı
hizmetleri sebebiyle mükâfatlandırılarak 638’de (1240) Isparta ve Burdur yöresine uç kumandanı olduğu rivayet
edilen Hamîd Bey’den gelir.
20
I. Bayezid - Yıldırım Bayezid (1389 - 1402): 1360 yılında Edirne'de doğdu. Babası Murad Hüdavendigâr,
annesi Gülçiçek Hatun'dur. Girdiği savaşlarda gösterdiği cesaretten ve hızlı hareket etmesinden dolayı ona
"Yıldırım" lakabı takılmıştı. Devrin en büyük âlimlerinden dersler aldı. Gençliğinde Kütahya sancağında valilik
yaptı. Sultan Murad Hüdavendigâr'in vasiyeti gereği 1389 yılında 29 yaşında padişahlığa getirildi. Barış
3
malûm olmayan/bilinmeyen bir sebepten dolayı Yıldırım Beyazıt tarafından Hamitoğulları’nın
son beyi olan Hüseyin Bey23’in öldürtülmesiyle memleketi Yıldırım’a intikal etmiş. İşte bu
Gölhisar Beyliği’ne bağlı olan Tefenni de bu sırada Osmanoğulları’nın eline geçmişti. O
zamanlar da 80 - 100 ev kadar olduğu tahmin edilen Tefenni, sonradan Aydın’dan gelen
Çömek Aşireti24’nden bazı kimselerle büyümeğe başlamış ve bu Çömek Aşireti’nden gelen
kimseler kuvvetli nüfuz sahibi olmaya başlamışlardır.
Tefenni’de Beylik
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
19’uncu Padişah Avcı Mehmet25 zamanında Köprülü Ahmet Paşa26’nın vefatı
sırasında bundan tahminen 274 yıl önce (Hicrî 1086 - Milâdî 1670) Aydın’da ve civarında
bulunan Çömekli Aşireti’nden birinin müteaddid/birçok karılarından 40 oğlan kardeşi var. Bu
oğlan kardeşlerden bazıları üvey kardeşlerine düşman oluyor. Bu oğlanlardan biri diğerini
öldürüyor. Aydın ve havalisini terk ederek yalnız bir kılıç, kalkan ve gürzünü alarak
antlaşması için Edirne'ye gelen Sırbistan Kralı Stefan Lazareviç, kız kardeşi Maria'yı Bayezid'le evlendirdi. Bu
sayede Osmanlı-Sırp dostluğu kuruldu. Yıldırım Bayezid 1402 yılında Timur'la yaptığı Ankara Savaşı'nda
yenildi ve esir düştü. 13 yıl süren saltanatı sonunda esaretinin başlamasından 7 ay 12 gün sonra vefat etti.
21
Süleyman Şah bin Mehmed: Germiyanoğlu Mehmed Bey'in ölümünden sonra 1368'den önce hükümdar
oldu. Çahşadan Mehmed Bey'in büyük oğludur. Lakabı "Şah Çelebi" ve "Âlem Şah" tır. Hz. Mevlânâ'nın
torunu, Sultan Veled'in kızı Abide Mutahhare Hatun ile 18 yaşında iken evlenmiştir. Bir diğer eşi de
Mübarezeddin Umur bin Savcı'nın kızıdır. Çocukları Hızır Paşa, İlyas Paşa ve Devlet Hatun; Mutahhare
Hatun'dan doğmuştur.
22
Yıldırım Beyazıt’ın evlendiği Süleyman Şah’ın kızının ismi Devlet Sultan/Hatun’dur.
23
Hamidoğlu Hüseyin Bey: Hüsameddin İlyas Bey'in ölümünden sonra yerine oğlu Kemaleddin Hüseyin Bey
geçti. Kemaleddin Hüseyin Bey ile I. Murad arasında cereyan eden bu mektuplaşmalardan. 776'- da (1375)
Hüseyin Bey'in Karamanlı saldırılarına karşı yardım için Osmanlılar'a başvurduğu ve babası Hüsameddin İlyas
Bey'in de bu tarihten önce öldüğü anlaşılmaktadır. Germiyanoğlu Süleyman Bey'in kızının çeyizi olarak verdiği
Kütahya. Emet. Simav ve Tavşanlı'yı görmek üzere bölgeye giden I. Murad'ın bu hareketinden endişe eden
Ham'idoğlu Hüseyin Bey bir elçi göndererek istenilen yerleri satmaya hazır olduğunu bildirdi. Böylece783'te
(1381 -82) Hüseyin Bey idaresindeki Akşehir, Beyşehir. Seydişehir. Yalvaç ve Karaağaç beldeleri 80.000 altın
karşılığında Osmanlılar'a satıldı. Osmanlı himayesini kabul eden Hüseyin Bey'in ise Isparta merkez olmak üzere
Uluborlu, Keçiborlu, Burdur ve Gölhisar yöresinde hüküm sürmesine müsaade edilmiştir. Osmanlı tahtına çıkan
Yıldırım Bayezid, Karamanoğlu Alaeddin Bey'in Hamidili topraklarına saldırması ve Hamid halkının da
şikâyetleri üzerine yeniden sefere çıkarak 1390-1391 'de onun üzerine yürüdü. Osmanlı kaynaklarında bu sefer
sırasında Hamidoğulları'na ait toprakların tamamının ele geçirildiği ve idaresinin de I. Bayezid'in oğlu Isa
Çelebi'ye verildiği kayıtlıdır. Hamidoğlu Hüseyin Bey'in akıbeti hakkında kaynakların bir kısmında bilgi
verilmemiş, bazılarında ise onun bu sefer sırasında 1391 yılında öldüğü ve oğlu Mustafa Çelebi'nin Yıldırım
Bayezid'in hizmetine girdiği kaydedilmiştir.
24
Çömek (Çömekli) Aşireti: Bir başka rivayette 300 - 350 sene önce Karaman’ın “Eşeler” Dağı’ndan
“Çömekli/Çömek” aşireti namıyla bir yörük aşireti Tefenni’nin şimdiki bulunduğu yere gelerek Tefenni’yi
kurmuş ve burada yerleşmişlerdir(yurt tutmuşlardır). O vakit şimdi de mevcut “Koca Pınar” ismindeki büyük su
kaynağından Tefenni’nin bulunduğu yer adeta bataklık bir hâlde imiş. Aşiretin beyi yayla yerini güzel bularak
adı geçen bataklığı kurutmuşlar ve burada yerleşmişlerdir. (Çömekli Aşireti hakkında herhangi bir bilgiye
ulaşılamamıştır.)
25
IV. Mehmed (Avcı Mehmed) (d. 2 Ocak 1642 İstanbul – ö. 6 Ocak 1693 Edirne): 19. Osmanlı padişahı ve
98. İslam halifesidir. Padişah İbrahim'in Turhan Sultan'dan olan oğludur. Babasının tahttan indirilmesinin
ardından 1648'de 7 yaşında padişah oldu. Ava düşkünlüğünden dolayı "Avcı" lakabıyla anılmıştır. 39 yıllık
saltanatıyla Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı padişahıdır.
Döneminde mimari alanda birçok faaliyet gerçekleştirildi. İnşaatı 60 yılda bitirilemeyen Yeni Camii ve Külliyesi
tamamlandı. 1658-1680 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi. Mısır Çarşısı, Hünkâr Kasrı,
Köprülü Külliyesi, Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı inşa edildi.
26
Köprülü Fazıl Ahmet Paşa: 1635 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Köprülü Mehmet Paşa'nın vasiyeti
üzerine, Sultan IV. Mehmed tarafından sadrazamlığa getirildi. Sadrazam olduktan sonra ilk iş olarak Avusturya
üzerine sefere çıktı. Avusturya'yı barış yapmaya zorladı. 21 yıldır alınamayan Girit'i Osmanlı topraklarına kattı.
Padişahla birlikte Lehistan seferine çıkan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Bucaş Antlaşmasıyla Podolya'yı Osmanlı
ülkesine katarak yurda döndü. 15 yıllık sadrazamlığı sırasında Osmanlı Devleti'ni eskisinden daha güçlü bir hale
getirdi.1676 yılında sefer hazırlığı yaptığı sırada Edirne'de vefat etti.
4
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Tefenni’ye geliyor. Tefenni’de o zaman (şimdiki yerinde) 15 - 20 ev varmış. Halkın bir kısmı
Eski Tefenni’nin olduğu yerde oturuyormuş. Bir kardeşini öldürüp diğerlerinden bazılarını da
yaralayıp gelen bu adam da Tefenni’nin Haraplandı mevkiine oturmuş. Burada evlenmiş.
İbrahim ve İsmail adlı iki oğlan çocuğu olmuş. İsmail çocuksuz olarak ölmüş. İbrahim’in bir
oğlu olmuş. Koca Mahmut Ağa27. Bu Tefenni’de yiğitlik ile şöhret kazanmış. Tahminen 1724
tarihinde Tekelioğlu baskınında Antalya’ya giderek Tekelioğlu’na yardım ediyor. Biraz sonra
Kümeli’de yapılan bir savaşa Tefenni ve l00 - 150 gönüllü yiğitle iştirak ediyor. Bir güzel tâli
ve tesadüf eseri olarak bu Koca Mahmut Ağa’nın bulunduğu yerde muvaffakiyet görülüyor.
Koca Mahmut Ağa’nın bu yararlığına mükâfat olarak Tefenni Beyliği veriliyor. Bu beyin
Mesut28 adındaki oğlu sonra nüfuzlu bir bey oluyor. Tefenni’nin en eski binası olan Saatçi
Hasan ONAR’ın sattığı evi, konak olarak yaptırıyor. Bu evin kıymetli bir tavanı, bundan 16
yıl önce 300 liraya Antalya Müzesi’ne satılmıştır. Mesut Bey 1245 tarihinde ölüyor.
Tefenni’nin Kaza Olması
Tefenni’nin hangi tarihte kaza olduğu henüz kesin olarak belli değildir. Koca Mahmut
Ağa’nın Tefenni’ye “Bey” olarak dikilmesi üzerine buranın da Burdur Voyvodalığı’na bağlı
bir kaza olması ihtimali çok kuvvetlidir. Nitekim elde mevcut belgelere nazaran 1240 yılı
fermanla tahsil edilen vergi hesâbâtı defterinde Has Tirkemiş Voyvodası’na
bermu’tâd/alışıldığı gibi 1630 kuruşun hissesi olarak gönderildiği ve Tekelioğlu alacağının
halktan tahsili hakkında 1240 tarihli fermanda Burdur’un “Serkaza/Baş kaza” olduğu ve
örneği aşağıda aynen yazılı Ömer Efendi isminde bir kadının tayini hakkındaki buyrultuda da
Tefenni’nin kazalığı yazılmaktadır:
“Bismillahirrahmanirrahim/Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Ya Müfettih-ül’ebvâb/Kapıları açan eftehıı/açık lena hayr-ül bâb/hayrın kapısı Ya
Fettâh/ Her türlü sıkıntıyı gideren- İyilik kapılarını açan, Ya Rezzak/ Yarattığı her varlığın
rızkını veren, ihtiyacını karşılayan, Ya Âlim/ Gizli, açık, gelecek, her şeyi ezel ve ebedi en
mükemmel bilen.
İzzet-meâb/İzzet sahibi şeriatmeâb/şeriat sahibi mel’ân/dolu(?) Ömer Efendi
kâmyab/isteğine kavuşmuş ba’de-t tahiyyet-ül vefiye/çokca hayır duadan sonra inha/tebliğ
olunur ki işbu bin ikiyüz kırk senesi Cemâziyelâhir/Ocak-Şubat 1825 gayrühü/ondan başka
senedehu Tefenni Siroz kazasının umûr-ı şer’iyesi/şeriat ile ilgili işleri tarafımızdan cenâb-ı
şerifinize/şerefli kişiliğinize ihâle ve tefviz olunmuştur/bırakılmıştır. Gerektikçe kaza-i
mezbûru/anılan kazayı anh-ü merkumeden/adı geçenden zabt edip/ele geçirip beyn-el
ahali/halk arasında icrâ-i ahkâm/kanunları uygulamak şer’î/şeriatı âlî eyleyip/yüceltip ve
vâkıa-i mevtâ-i muhallefatını/ölenlerin geride bıraktıklarını tahrir/yazma ve
terkim/rakamlama ve beyn-el verese/verese arasında bilfarîzât-üş şer’îye/şer’i vazifelerle
tevzî’ ve taksim edip/dağıtıp ve bölüp icrâ-i ahkâm-ı şer’iye/şeri kanunları uygulamak sa’y-ı
cemil edip/güzelce çalışıp serm ü inhirafa/hataya ve sapmaya cevâz göstermiyesiz/izin
vermeyiniz. Vesselâm/İşte o kadar.”
27
Koca Mahmut Ağa: Tefenni’de Sipahioğlu’nun padişah fermanı ile öldürülmesinden sonra sağ kalan karısı,
Yörük Mahmut Ağa’ya vararak, Sipahioğlu’nun nüfûz/etkisi ve salâhiyetini/yetkisini Mahmut Ağa’ya intikâl
ettirmiştir. Mahmut Ağa denilen bu zât gittikçe zenginlemiş, aşiret içinde büyük bir nüfûz ve hâkimiyet sahibi
olmuştur. Bu zâtın Tefenni’de bıraktığı birçok konağı bir de büyük bir camisi vardır. Tefenni bunun zamanında
nahiye merkezi olmuştur.
28
Mesut Bey: Mahmut Ağa’nın oğludur. Mesut Bey’in de Mehmet ve Mahmut isimlerinde iki çocuğu yetişerek
Tefenni’nin yükseliş ve ilerlemesinde büyük çaba ve yardımları olmuştur. Bu aile, yine Tefenni’nin “Mesut
Beyzâdeler” unvanı altında kadîm/eski ve asîl/soylu bir ailesidir.
5
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Bu itibarla o zamanlarda Tefenni kazası Burdur Serkazasına, Burdur serkazası da
Hamid Sancağı’na bağlı olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. 1240 yılında Tefenni’de
derebeyinin Mesut, Burdur Voyvodası’nın da Elhaç Numan olduğu kayden anlaşılmaktadır.
Derebeyliğin kaldırılmasından sora Tefenni’ye ilk gelen kaymakamın “Laz Kaymakam”
değerli bir adam olduğu rivayet edilmektedir. İlk kaymakam geldiği sene Tefenni’de 150 ev
mevcut olduğu, yalnız bir çatma binanın göze çarptığı anlaşılmaktadır. Halen Tefenni 550
hanedir. 3000 kadar insan vardır. Suyunun ve havasının güzelliği ziyaretçilerini memnun
etmektedir...
6
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Yeşil Burdur Gazetesi, 19 Şubat 1945, Sayı 19, s. 2.
7
O
s
w m
w a
w n
.k K
oc O
ib ÇI
ay BA
.n Y
et
Yeşil Burdur Gazetesi, 26 Şubat 1945, Sayı 20, s. 2.
8
Download