yenıçag

advertisement
v
•
YENIÇAG
• Sovyetler Birliğinde sosyalizmin kuruluşu tecrübesi ve
bunun evrensel önemi
• Zarodof: Insanlığın sosyal ilerlemesinde önemli bir aşama
• B. Ponomaröf: SSCB'nin k urulması ve gelişmesinin ulus­
lararası önemi
• K. Tellalof: Eylemde sosyalist enternasyonalizm
• R. Güyyo: Devrimci savaşın enternasyonal tecrü besine
önemli bir katkı
• B. Aşimof: Halkların ekonomik ve kültürel eşitsizliğinin
•
•
•
•
•
giderilmesi
H. Bagdaş: Proletarya enternasyonalizmine bağlılık
A. Peter: Ideolojik mücadelede uzlaşma yoktur
M. Kuliçenko: Yeni tarihsel insan topluluğu: Sovyet halkı
A. Yata: Emperializme göğüs geren başlıca kuvvet
i. iskenderi:
Barışın ve ileriliğin güçlü etkeni
• R. Eman: Kadınların reel kurtuluş yolu
• i. Nörlund: SSCB tecrübesinin ilkesel önemi
• P. fedoseef: Enternasyonalizm komünist ideolojisi ve
politikasının ayrılmaz bir parçasıdır
XX Ozgür halkların yolu
Özel s a yf a l a r
• A . Soydan: B u ayın olayları
L
Ayın yorumlar!
110(100�i
i
Ekim
L---=�
BARIŞ
VE SOSYALIZM
PROBLEMLERI
N OT: Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Yakub
Demir yoldaşın 5-7 Tem muz g ü n l erinde, Prag'ta Sovyet Sosyalist Cum­
h uriyetleri Birliğinin 50. kuruluş yı ldönümü dolayısıyle d üzenlenen ulus­
l a rarası teorik konferansta yaptığı konuşma "Yeni çağ» d ergisinin yed i nci
sayı sında o' Z E L S A Y F A L A R D A yayı n l a n mıştır.
Bütün ülkelerin proleter/eri, bir/eşiniz!
•
YENI
v
ÇAG
10 (100)
Ekim
1972
Komünist ve işçi partilerinin teori ve enformasyon dergisi
Sovyetler birliğinde sosyalizm in kurulusu tecrübesi
ve bunun evrensel-tarihi önemi
5-7 Temmuz g ü n leri nde, Prag'ta, Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birli­
ğ i nin 50. kuru l u ş yı ldönümüne hasred i len bir uluslararası teorik konferans
yapıldı. « Ba rış ve Sosya l izm Problemleri" dergisi ile SBKP MK'ne bağ lı
Ma rksizm-Leninizm Enstitüsü tarafından örgütlenen bu konferansa asağ ı ­
d a k i komünist v e işçi parti leri nin temsilci leri katı l d ı l a r : ABD Komünist Par­
tisi, Alman Komü nist Partisi, Alma n Sosya l ist Birl i k Partisi, Arjantin Komü­
nist Partisi, Avustur/a Komün ist Partisi, Belçika Komünist Partisi, Bolivya
Komün ist Partisi, Brezilya Komünist Pa rtisi, Bulgarista n Komünist Partisi,
Büyük Britanya Komünist Partisi, Cezayir Sosya list Dncü Partisi, Çekoslo­
vakya Komünist Partisi, Dan imarka Komünist Partisi, Endonezya Komü nist
Partisi, Fas Kurtu luş ve Sosya l izm Partisi, Filipin ler Komünist Partisi, Fin­
landiya Komü nist Partisi, Fransız Komü nist Partisi, Gü ney Afrika Komün ist
Partisi, H ind ista n Komünist Partisi, I ra k Komünist Partisi, i ran Halk Par­
tisi, i spanya Komünist Partisi, israil Komünist Partisi, isveç Sol (Komü nist­
ler) Partisi, ita lyan Komü n ist Partisi, Japonya Komünist Partisi, Ka nada
Komü nist Pa rtisi, Kıbrıs i lerici Emekçi Pa rtisi, Kolumbiya Komün ist Partisi,
Lübnan Komünist Partisi, Lü ksemburg Komünist Partisi, Maca rista n Sosya­
l i st işçi Partisi, Moğolistan Devrimci Halk Partisi, Parag uay Komü nist Par­
tisi, Polonya Bi rleşik i şçi Partisi, Portekiz Komü nist Partisi, Roma nya Komü­
nist Partisi, Senegal (Afri ka) Bağ ımsızlık Partisi, Sovyetler Birliği Komünist
Partisi, Sudan Komünist Partisi, Suriye Komünist Partisi, Şi l i Komünist Par­
tisi,'Tunus Komünist Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Ord ün Kom ü n ist Par­
tisi, Yunanistan Komünist Partisi . . .
Konfera nsta, SBKP Pol i tbüro aday üyesi ve MK Sekreteri B. N . Ponomaröf
« Sovyet Sosya l ist Cumhu riyetteri Birliğ inin kurulması ve gelişmesi nin u l us­
lararası önemi » kon u l u bir rapor okud u .
Konferansa katı lanla r, yaptıkları konuşma la rda, SSCB' nin u l usal sorunu
çözme ve sosyal izmi ku rma tecrübesinin evrensel-ta rihi önemini ; sosyal ve
727
ulusal ezgiye karşı, ba rış, demokrasi, ulus'al bağ ımsızlık ve sosyal izm dô­
vası uğrunda yürütülen d ünya ölçüsündeki kurtuluş savaşına Sovyetler Bir­
liğinin ve SBKP'nin katkısını bel i rttiler. Söz o lanların birçoğu, SSCB'nin
ellinci kuruluş yıldönü m ü m ü nasebetiyle kendi memleketlerinde gerçek­
leştirilmekte olon ted bi rlere de işa ret ettiler.
Konferans' materya lleri derg im izin bu sayısında özetlenmiş biçimde
sunul ma ktadı r.
728
insanlığın sosyal ilerlemesinde önemli bir aşama
"Banş ve Sosyalizm Problemleri» dergisi başyazan
K. i. lARODOF'un açı Ş konuşması
Konferansımız, devrimci kaza n ı mla r kahrama n l ı k destan ı n da çok önemli
bir yer tuta n bir olaya hasred i imiş bulunuyor.
Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetleri Birliğinin k u ru lması, her şeyden önce
Rusya emekçi leri için, uluslar a rasında bütün insa n l ı k ölçüsünde temaslar
için yen i bir çağ, hür halkları n dost l u k ve kardeşliğ i çağ ı n ı , enternasyona­
list temel üzerinde devamlı olara k birbirlerine yaklaşma l a rı çağ ı n ı açtı.
SSCB' n i n ya ratılması, bundan başka, top l umun sosya listçe yeni baştan
kuru lması için, bütün Sovyet halklar ı n ı n ekonomik ve k ü ltürel kalkınması
için gerekli koşulları sağ lıyan ve aynı zamanda sosya l izmin u luslara rası
mevzi leri n i g ü çlend i ren çözümleyici etkenlerden biriyd i. Bu olay, proleter
enternasyonalizmi fikirleri n i n söz götü rmez zaferi, yeni devlet d üzeni n
g e lişmesine i l işkin Marksist prensipleri pratik olara k gerçekleştirmenin
son ucud u r.
SSCB'n i n k u rulması da, Oktobr Devrimi'nin başarı lması g i bi, büyük
lenin'in a d ı ve' eylemiyle sıkı sı kıya bağ l ı d ı r. Emperyal izm devri nde, u l usal
k u rtuluş mücadelesinin, sosya list dönüşümleri amaçlayan d ü nya ça pındaki
hareketin ayrı lmaz bir parçası haline geldiğ i h ü kmünü, bu olağ anüstü
önemli sonucu' ortaya koyan len in'dir. U l usal sorun hakkı nda d üzen l i bir
öğ reti meydana getirmenin ve bu öğ retiyi çok u l us l u Rusya' n ı n karma ş ı k
koş u llarında yaratıcı olarak uygulama n ı n hizmet şerefi de lenin'e aittir.
Ve bugün, Sovyet devleti n i n yarım yüzyı l l ı k yoluna bir göz ataoak olur­
sak, Komünist Partisinin, lenin'in partisinin, u l usal sorunu d oğ ru biçimde
çözmüş olduğ u n u g ururla söyl iyebi l i riz, Esasları lenin'in yönetmenliğinde
tespit edilen mi l l iyetler-arası iç devlet i l işki leri meka nizması « s ü re k l i l i k ve
sağlaml ı k yoklaması »na daya n d ı . Şüphesiz ki, bu meka n izma d u rmadan
yetki n leştirilmekte, Sovyet i nsa n ları arasında işbi rliğini daha fazla arttır­
ma n ı n ve SSC Birl iğ i n i g üçlend irmenin en uyg un yol larını a rama çaba ları
ara l ı ksız devam etmekted i r. leninci miJliyetler-arasl i l işkiler sistemi, d u rma­
dan gelişerek, bütün Sovyet halklarına h izmet etmektedir.
Konfera nsımız, şüphe yok ki, çok u l uslu sosya l ist devletin yaratı lması,
Sovyet ü l kesinde emekçi lerin orta k çabala riyle gel işmiş sosya l ist top lumun
kurulması tecrübesi üzeri nde de gereken d i k katle d u racak ve gayet kar­
maşık olon u l us'a l sorunun çözümü n ü n evrensel bir önemi olduğ u ka nısını
doğrulayacaktır.
Bono k a l ı rsa, bu tecrübeyi incelerken, V, i. len in'in Oktobr Sosya l ist
Devrimi'nin sözün geniş ve dar o n l amiyle u l uslara rası önemi hakkındaki
729
yazısında işaret etti ğ i metodoloj i k ölçütleri kılavuz edinmemiz gerekmek­
ted ir. Oktobr Devrimi' n i n sözün geniş a nlamiyle uluslara rası önemi der­
ken, SSCB'nde u l usal -devlet kuruluşu başarıları n ı n , Sovyet Cumhuriyet­
leri n i n hızlı ve her yönl ü ka lkınmasının çeşitli ü l keler ve halklar üzeri n­
deki etkisinin tah l i l i sözkonusudur. Oktobr Devrimi'nin sözün d a r a n l amiyle
u l uslararası önemi derken de, yeni mi l l iyetler-arası i l işkilerin kurulması ve
geliştiri lmesi temel yasa l lıkları nın, V. i. Leni n tarafı ndan formü le edilen
ve SSCB'nde sosya list top l umun kurulması pratiğiyle ilk ola ra k doğrulonan
bu yasa l lı kları n, sosya l izm yol u n u tutmuş olan ü l keler ortamında kaçı n ı l ­
mazlıkla tekrarlanması sözkonusudur.
Ma rksist-Lenin istler devrimci savaş ve sosya l ist dönüşümler enternasyo­
n a l ist tecrü besi n i daima isa betle değerlend i rmişlerd i r. V. i. Lenin, komü­
n istlerin, daha önceki bütün devirlerin u la şımiarını benimsemeleri, en
g üzel ve i lerici her şeyi a l ı p k u l lanma ları gerekti ğ i n i söyler. U l usa l-dev­
letsel gelişme tecrübesini benimseme sözkonusu old ukça, gerek ekonomik
bakımda n geri ka lmış, gerekse i leri gelişmeli memleketler koşullarında
sosya lizm kuru l uşunun karmaşık ödevleri n i çözmekte olan veya çözmeye .
hazırlanan halklar tarafı ndan bu tecrübeden ya ra rla nma sözkonusu olduk­
ça, bu öğüde göre hareket etmek çok daha ı üzumlud ur. Çünkü Sovyetler
Birliğinin geçtiğ i politik başarı lar yolu, ya lnızca yüzyı l l a r yıl ı katmerlen­
miş bir geriliği en kısa tarihsel s ü re içinde giderme tecrübesiyle, mi l l iyet­
ler-a rası düşma n l ı kların üstesinden gelme ve hür hal kları çok u l uslu tek
bir devlette birleştirme tecrübesiyle değ il, aynı zamanda Sovyet devletin i n
dünya n ı n en güçlü v e bilimsel-teknik i lerleme ba kımından en ö n d e yürü­
yen devletleri nden biri h a l i ne getiren çok ya n l ı ekonomik, sosya l , pol itik
ve kültürel gelişme tecrübesiyle doludur.
Şü phesiz ki, her tecrübeden ve bu a rada Sovyet tecrübesinden yarar­
la nma işi, yaratıcı bir yanaşım iste r ; bütün a rtı ve eksi lerin, çağdaş mil let­
ler-arası d u rumda çeşitli memleketlerin u l usal koş u l l a rı ndaki özg ü l l ü klerin
gözönüne a l ı nmasını gerektirir.
Ve bir d e şu va r : Ma rksist-Leninistler, g ü nümüzde, SSCB'n i n u l usla ra­
rası itibarı nın, devrimci süreç ve tüm d ü nya politikası üzeri ndeki olumlu
etkisi n i n a rtma kta olduğu ka nısındadı rlar. Bunu itiraf etmek, iyi veya kötü
n iyet soru n u değ i l , gözle görü l ü r gerçeklerin saptanma s ı d ı r. Bize göre,
bu gerçekleri cidd iye a l mamak, gerçekliğin sağ lam toprağından kaya rak
sü bjektivizm bataklığ ı na yuva rla nmakla, çağdaş d ü nya gelişmesinin ta h ­
I i linde sın ıfsal yanaşımı terketmekle bird i r.
Yoldaşlar, mÜ5O'a denizle, bu konfera nsımızı n, görüşme kon usuna yara­
tıcı bir ya naşım ruhu içinde g eçeceğ ine ve SSCB'nin ya rım yüzyı l l ı k gelişme
tecrübesine i lişkin birçok önemli sorun u n işlenmesine katkıda b u I u naca­
ğ ı na olan inancımı bel irterek, sözlerime son veriyorum.
730
SSCB'nin kurulması ve gelişmesinin uluslararası
önemi
Boris Ponomaröf
SBKP Politbüro a day üyesi, MK Sekreteri
SSCB Birinci Sovyetler Kongresi, 30 Ara l ı k 1 922'de, Vla d i m i r Hiç Len in'in
teklifiyle, Sovyet Sosya l ist Cu m h u riyetleri Birliğ i n i n kurulmasını öngören
tarihsel bir ka ra r kabul etti. Sovyet ü lkesinde yaşıyan bütün u l us ve halk­
ları n iradesini dile getiren bu ta rihsel kara r, proleta rya enternasyona l iı­
minin, sosyalist enternasyon a l iz m i n ve parti mizin Leni nci u lusal politikası­
nın bir zaferiydi. Bu, aynı za manda, u l uslara rası işçi sınıfı n ı n büyük zafe­
rinden bi riydi, sosya l izm g üçleri n i n zaferiyd i.
V. i . Len in, Sovyet Sosya l ist Cumhu riyetleri Birliği'nin, memleketimiz
halklarına gerekli old u ğ u n u, ayrıca, «d ü nya bujuvazisine karşı savaşını
yü rütebilmesi ve onun entrika larından kend i n i savunabil mesi için d ü nya
kom ü n ist proletaryasına »da (1) gerekli old uğunu bel irtiyordu .
SSCB' n i n k u ruluşundan sonra elde edi len ekonomik, politik v e ideolojik
başa rılar, hem Sovyet devletinin tari hinde, hem de insa n l ı ğ ı n sosya l i1er­
lemesinde önem l i b i r aşa m a d ı r. Sovyet cum huriyetleri n i n tek devlet ha­
linde bi rleşmeleri Oktobr Devri m i kaza n ı m la r ı n ı n sağlamlaştırı l ı p art ı rı l­
ması nda, mem leketimizin hızla ve her yanlı ilerlemesin i n sağ lanmasında,
sosya l ist d üzen in sa hip old uğı! üstü n l ü k lerin gerçekleştiril mesinde, Sovyet
d evletinin savu nma gücünün ve u l uslara rası otoritesinin kuvvetlendiril­
mesinde büyük bir rol oyn a mı ştı r. Sovyet hal kları n ı n dostluğ u, SSCB'n i n
d ünya gelişmesi üzerinde d a i m a önem l i bir devrimci v e yenileşti rici etki
kaynağ i olagelmektedir.
Çok u l us l u Sovyet devletinin geçtiğ i şa n l ı yolda elde ed i len başarı lar,
SBKP MK'nin « Sovyet Sosya list Cu m h u riyetleri B i rl iğ i ' n i n 50. kuru luş y ı l ­
dönümü hazı rlı kları » başlıklı kara rnamesinde genel leştirilm iştir.
V. i. Len in'in u l usal sorun üzerindeki teorik ça lışmaları parti m izle d ev­
Ieti mizin u l usal politikası nda elde edi len tecrübeleri n genelleştirildiği
SBKP' n i n belgeleri, Marksizm -Len i n izm hazinesine ya pılmış önem l i ve her­
kesçe ka bul ed i l m i ş katkı la rd ı r.
Bütün insa n l ı ğ ı n uluslar ve h a lklardan i baret olduğu , u l usal biçi mli
devlet ve toplumsal gelişmenin daha uzun zaman yaşayacağı, u l usal un­
surun gerek devletlerarası, gerekse devletleriçi i l i şkilerde oynad ı ğ ı ve
oynama kta olduğ u büyük rol gözönünde tutulduğu za man, Len in'in u l usal
sorun teorisinin gerçekten evrensel-ta ri h i önemi ve pa rti m izin bu teoriyi
(i) V.
i.
Leni n . Bütün eserleri, c. 45, s. 360'. .
731
sınıf savaşı, toplumu devrim yoluyle yeni leştirme alanı nda gerçekleştirmek
için sa rfettiği gayretler açık-seçi k görül ür.
SBKP'nin, ulusal sorun teorisine ve bu probl em in pr a tikte ki çö zü m ün e
yaptığı tarihsel k a tkı
Karl Marks ve Fridrih Engels, ulusal soru n u özü itibariyle bir sosyal
sorun olara k ele a ld ı la r ve onun toplumun sosyalist temeller üzerinde
yenibaştan kurulması problemiyle karşı l ı kl ı bağ lantısı bulu nduğ unu ispat
ettiler. Proletarya enternasyonalizm i prensipleri n i, p ro leta rya n ı n enternas­
yonal ve ulusal ç ı ka rla rı n ı n birliğ i n i bir teori k temel üzerine oturttular.
Fakat, ulusal sorunun bili msel teorisi, el bette ki, a ncak, işçi sınıfının d ünya
sah nesinde belirmesinden sonra yaratıla bilird i . Ta rih, bu sorunun çözü­
m ü nde sonuç beli rleyici ödevi işçi sı nıfı na vermi ştir.
Emperyalizm döneminde ve kapital izmden d ünya çapı nda sosya lizme
geçiş koşu l l a rı içinde ulusal sorun daha da gerg i n bir hal aldı.
Proleta rya enternasyonalizmi prensiplerini yeni çağ ı n koşulla rına uygun
olara k geliştiren Lenin, e m perya l izmin egemenliğine ve kapitalizm d ü ­
zenine karşı d ü nyayı sosya l ist temeller üzeri nde yeni baştan kurma uğrunda
bütün dünya d a yürütülen sınıfsal devrim savaşı nda u l usal kurtuluş hare­
ketine büyük bir rol d ü ştüğ ü n ü belirtti.
Lenin, proleter partisini, u lusal sorunun devrimci progra m ı ile silôhla n ­
d ı rd ı , bu prog ra m ı n h e m politik isteklerin i n neler olduğ unu ortaya koyd u,
hem d e metodolojik p rensiplerini işledi. Bu program, Lenin'in, sosyalist
devri m i n gerçekleşti ril mesi, proletarya d i ktatörl üğünün kurulup eyleme geç­
mesiyle ilgili strateji plônının organ i k bir kesimi halini aldı.
Len i n , u l usa l sorunun gerçek çözü m ü n ü n d iyalektiğ i n i keşfetti. Ve şu
şiarı sağlam teorik temeller üzerine oturtarak p ratikte de doğruluğ u n u
ispat etti: Komünist parti lerinin yöneti m i el leri nde bulundurd ukları koşu l ­
lar içinde bütün ulusların kaderlerini beli rleme hakları, ve bu a rada, dev­
let olara k ayrı l ma hakları, ulusları n bölün mesine değ il, daha iyi bir gele­
cek için, sosyal iz m için yürütülen ortak savaşta gönüllü ve özgür olarak
bi rleşmelerine yol açmalıdır.
lenin, yen i sosyalist u lusal devlet problemini, sağla m kanıtlar temeline
oturttu ve pratikte prensiplere uygu n biçi mde çözdü. Sosyalist tipteki
uluslararası ve devletlerarası ilişkilerin teorik temellerin i yarattı, çok u luslu
sosyalist devleti ku rma n ı n yol ve biçimleri ni buldu.
len in, çok uluslu bir ü l kede ulusal sorunun, a ncak, köylülerle geniş
küçük burjuva yığınla rına proleta ryan ı n yöneti m i altında devrimci savaşa
ve daha sonra da sosyalizm kuruluşu m ücadelesine celbetmek suretiyle
doğru olara k çözü lebileceğ i n i ispat etti. Esasen, Oktobr Devri mi'nin üstün
gelmesinin, sosya l izmin SSCB'nde zafere ulaşması n ı n nedenlerinden biri
de, Rus işçi sınıfı n ı n, g ü ttüğ ü enternasyona list politika i le, çeşitli u luslara
732
mensup m i lyonlarca köylü yığ ı n ı n ı kendi tarafına çekmeye, devri me ve
sosya lizm kuru l u şu m ü cadelesine sevketmeye m uvaffa k olmasıydı.
Lenin, ulusa l sorunla i l g i l i sağ ve « sol » revizyonist görüşleri a ma nsız bir
eleştiri ateşine tuttu, gerek ulusal aşamaya ve ul usa l kurtuluş hareketine
karşı olan n i hilizmin, gerekse ulusal problemlerin sosyal m uhtevasını ört­
bas etmeye veya bozmaya ça l ı şa n m i l l iyetçiliğin hiçbir bilimsel dayanağı
bulu nmayan boş iddialar olduğunu meydana çıka rd ı . Lenin, zulüm a ltında
ezi len u l usları n ilerici, a nti-emperya l ist m i l l iyetçiliğini kabul ediyor, fakat
aynı za manda, proletarya pa rtilerine, böyle m i l l iyetçiliği ha ngi biçim lerde
ve hangi çerçeveler içinde destek leyecekleri n i de gösteriyordu.
Lenin, « oportü nizmle sosyal nasyona l izm a rasında ideoloj ik-politik ya kın­
lığı, bağı, hattô ayniyeti» (2) tam am iyle açıkla d ı . Oportünizm ve reviz­
yon izmle b i rleşen m il l iyetçiliğin devri m için ne büyük bir teh l ike olabile­
ceğ i n i gözler önüne serd i.
Büyük Len in'in, ulusların kaderlerin i bel i rleme, devlet halinde ayrı lma
ve u lusların özgür, gön ü l l ü bir birl i k kurmaları hakkına i l işki n şiarları,
Rusya'daki devri m i n gel işmesi üzeri nde büyük etkiler yaptı ; bundan başka,
halk yığ ı n la rı n ı n devrimci ruhta eğ iti l m esine, bütün d ünyadaki mazlum
halkların u lusa l kurtuluş savaşlarının yayılmasında güçlü b i r rol oyna d ı .
Lenin'in, parti kuruluşu sorununa enternasyonal ist yanaşı m ı n ı n i l kesel
önem i n i bel i rtmek gerekiyor. Bilindiği üzere, bu yonaşı m, Avusturya sos­
yal-demokrasisinin « kültürel-ulusa l otonom i » a d ı n ı verd i ğ i görüşlerine karşı
yürütülen m ücadele sayesinde, partiyi pa rçala maya ve « ul usal evler»
d urumuna getirmeye ça lışmış olan Rusya'daki Menşevik ve Bundçular'a
karşı yü rütülen savaş sayesinde zafere ulaşm ıştı . Son derece önem l i b i r
o l a y d a şud u r: Gerek 1 9 1 7 yıl ına, gerekse Sovyet Sosyalist Cumhuriyet­
leri Birliğ i'nin kurulduğu 1 922 yılına kadar, uçsuz - bucaksız mem leketi ­
m izin her tarafı ndan, Rus, Ukrayna l ı , Belorusya lı, Letonya lı, G ü rcü, Ermeni,
Azeri, Estonya lı, Litvanya lı, Ozbek, Kaıa h, Yahudi, Tata r, Kuzey Kafkas
halkları n ı n temsi lcileri g i bi çeşit çeşit ul usla rı n kom ünistlerini saflarında
toplayan birl i k h a l i ndeki parti ö rgütleri uzun yıllar eylemde bulun m uşlar­
d ı r. Bu d u rum, SSCB'nin kurulmasına ve ü l kem izde ulusal sorunun doğ ru
olara k çözü müne büyük ölçüde yard ı m etti.
Şu durumu do önemle bel irtmeliyiz : Rusya'daki Şubat Devrim i nden
sonra bir s ü rü m i l liyetçi parti türemişti. Hepsi de, burjuva m i l l iyetç i l i ğ i
ruhunda « başına buyrukluk» taraftarıyd ı l a r. Ha lkları birbi rlerine karşı kış­
k ı rtıyorl a rd ı . Bu do u lusal d üşma n lıkla r d oğ u ruyor, b i r ul usta d iğerine
karşı kötü d uygula r yaratıyordu. Bu s ü reç daha fazla gelişseyd i, Ça rlığa
ve karşı -devrimciliğe karşı yürütülen ortak savaşta Rusya ha lkları a rasında
d oğ a n ka rdeşçe dayan ı şma bağ la rı bu gel işmeyi ö n lemeseyd i, parti nin
enternasyonalist temefleri üzerinde birleşen çok uluslu işçi sı n ıfımızın
(2)
V. i.
Lenin. Bütün eserleri, c. 26, s . 1 5 1 .
733
azimli d irenişiyle karşıla şmasaydı , devrim in kaza n ı m larını koru mak ve hele
sosyalizmi k u rmak m ü m k ü n olmıyacaktı. Vata ndaş Harbi gidişatının gös­
terdi ğ i g i bi, m i l l iyetç i l iğ i n ma ntı ğ ı , o yolda yürüyenleri, karşı -devrime,
oradan da, bir halkın, bir u l usun ve bütü n Sovyetler Birliği halkları n ı n en
bel l i başlı ulusal çıkarlarına ihanete götürüyord u . M i l l iyetçi partilerden
çoğu, emperyalistlerle, müdahaleci devletlerle bağlar kurd u l a r, onların
ücretli askerleri h a line geldiler. Bu d a bir rastlantı d eğ ildi.
U lusal sorunun, ü l kem izde, çok uluslu devlet koşulları içinde çözülmesi,
toplu m u n sosyal ist temeller üzerinde yeni baştan k u ruluşunun en önemli
etkenleri nden biridir. Yoldaşlar, SSCB' n i n gel işmesi üzerinde uzun uzun
konuşu labil ir. Meselenin önem l i olan yanı bu gelişmeden elde edilen tec­
rübeyi bütün d ü nyadaki h a l k yığ ı nları nın öğren mesid ir. Biz burada sadece
birkaç gel işme a şaması üzerinde d uracağız.
Devlet kuruculuğunda len i n ' i n progra mı n ı n ard ı c ı l olara k uygulan ması,
bütün u luslara a it Sovyet devlet biçi m lerin i n yaratı lması, Müttefik Devlet­
ler Birliği çerçevesi içinde Rusya'da yaşıyan çok sayıda k i halklara ta m
pol itik ve hukuki eşitli k sağlanm ası demekti. Gönül l ü uluslar birliğinin
temel i işte bu suretle atı l d ı . Bu birli kte, bir ulusun d iğerine baskı yapması
olanakları orta d a n ka l d ırı l m ı ş ve birl i k, V. i. lenin'in öğrettiği g i bi, «en
tam bir g üvene, açık bir kardeşçe birl i k a n layışına ve ta mamiyle gönül
rızasına (3) dayanıyord u . Tarihte böyle bir uluslararası i l işkinin eşi yoktu.
..
H a l k yığınları n ı n yaratıcı güçleri ni yöneiten parti, Büyük Anayurt Har­
binin en çetin g ü nlerinin ateşleri içinde başarı l ı imtihanlar geçiren Sosya�
l ist Cu m huriyetleri Birl iğ i'nin, çok uluslu bir ü l kenin sağ lam, aynı za manda
en esnek devlet kuruluş biçimi olduğ u n u pratikte ispat etti. Sovyet Sos­
ya l ist Cumh uriyetleri Birliği devlet kuruluşu biçimi, memleketteki ulusal­
devlet ya pısı n ı n ard ı c ı l olara k yetki nleşmesi, bütün toplumun menfaat­
leriyle her ulusun ve halkın menfaatleri arasında Sovyet sosya l ist demok­
rasisi temelleri üzerinde uyum l u bir birl i k kurulması için geniş olanaklar
sağ lamaktad ı r.
Ekonomik ve kültürel kuruculuk alan/af/nda lenin' i n u l usal progro m ı n ı n
uygulan ması, h e r şeyden önce, geçmişin mirası o l a n uluslar a rasındaki
eşitsizliği orta d a n kaldırmak için yoğ u n biçimde çalışmak anlamına geli­
yord u. SBKP' n i n pol itikası, mem leketi mizdeki birçok u l usa, lenin'in keş­
fettiği, kapita l ist gel işme a şamasını atl ıyorak, doğrudan doğruya sosya­
l izme geçme olanağını pratikte gerçekleştirme yol u n u açtı.
SBKP tarafından saptanan ulusal biçi m l i ve sosya list m uhteva l ı k ültürel
geli şme görüşü son derece büyük bir önem taşıyord u. Bu, parti n i n değ erli
bir buluşu idi. Pa rti n i n bu a landaki politikası d ü nya tarihi çapında bir
sonuç verdi. Sovyet bilim adamları, o za mana kadar a lfabeleri bulunmıyon
SO'den fazla d i l i n a l fa besin i m eydana getirdi ler. Sovyet i ktidarı, bu suretle
çı) v. i. leni n . Bütün eserleri, c. 40, s. 43.
734
ulusal hayatın en önem l i a l an l a rından biri olan d i l a l a n ı nda da sadece
�şitl i k ve hak eşitl iğ i i l ô n etmekle yetinmedi, bu hak eşitli ğ i n i gerçekleş­
tirecek bütün gerekli maddi koşu l l a rı d a yarattı.
Ideoloji ve politika alanında Leni n prog ra m ı n ı n uyg ula nması, parti ile
50vyet devleti nin, proletarya enternasyonalizm i temeli üzeri nde ve insan­
arın bilinç ve davra n ı şlarındaki burj uva m i l l iyetçi l i ğ i ka l ı ntdarına, şovi n izm
fe nasyona l izme karşı m ücadele yoluyle SSCB halkları arasında dostluğ u
�eliştirip kuvvetlend i rmek için ardıcd olara k g üttüğü politika a n l a m ı n a
�el iyord u .
Sovyet devletinde u l usal soru n u n doğ ru çözü mü, Lenin'in bi leşik, iki
ıön l ü d iya lekti k form ü l ü n ü n gerçekleştiril mesiyle, yani hem büyük devlet­
;ilik şovinizm i ne, hem d e yersel mill iyetçiliğe karşı m ücadele yolu ile
;ağla nıyord u . Parti, somut d u ru m u n çeşitli aşama larında teorik ve politik
;avaşını yü rütürken bu form ü l ü n kôh biri ne, kô h diğerine daha fazla
Jğ ı rl ı k veriyord u.
Partinin, Leninci u l usal politikası büyük başarılar kazandı. Ve sağ lanan
oaşlıca kaza n ı m şu oldu: Sosya l izm ve komünizm kurul uşu uğrunda yürü­
:ülen m ücadele sürecinde yeni bir tarihsel insan topluluğu, Sovyet h a l kı
ortaya çıktı. Aynı ekonomik ve sosya l- politik hayat koşu l la rının bi rleştirip
<oynaştı rd ığı, Marksist-Leninist ideoloj i n i n birbirlerine sımsıkı kenetled iği
nemleketi m iz hal kları, birleşi k, çok u l uslu bir kolektiftir. Sovyet halkı nda
Jlusa l özel l i klerle sosya l ist ve enternasyonal ist temel üzerindeki genel
;ovyetik özel l i kler organik olara k birleşmiştir. Bu, Sovyet halkları n ı n karak­
teristik nitel iğid ir.
SBKP, Sovyet ü l kesi hal kları a rasındaki dostluğ u gözbebeği g i bi koru­
naktadır. Zira bu d ostl uk, Sovyetler Birliği'nin ta rihsel kaza n ı m larına, eko­
l0m i k ve pol itik gücünün a rtmasına, Sovyet halkları n ı n refah ve kü ltürü­
,ün ara l ı ksız olara k yükselmesi ne, komün istl i k bilinçlerinin gelişmesine
(a rd ı m eden önem l i bir etkendir. SBKP, m i l l iyetçi l i k eğ i l i m lerine - bunlar
nerede ve hangi biçim lerde türerlerse türesi nler - amansızca karşıkoy­
makta d ı r.
SSCB' n i n 50. yıldön ü mü a rifesinde toplanan SBKP XXiV. Kongresi, mem­
lekette k o m ü n izmin kuruluşu n u n i leri doğru geliştirilmesiyle i l g i l i büyük
bir plôn ka bul etti. Plônda, her kardeş Sovyet C u m h u riyetinin bütün yön­
leriyle gel işmesi ve aynı za manda ü l kem izdeki u l us ve halkları n g itg ide
:la ha fazla ya kınlaşmala rı öngörüıüyor. SBKP Merkez Komitesi'nin hesap
ra porunda L. i. Brej nef yoldaş şöyle d ed i : « Bu ya kın laşma, u l usal özellik­
ler d i kkatle gözönünde tutularak, sosya list u l usal k ültürler geliştirilerek
gerçekleştiril iyor. Hem bütün Birliğin genel menfaatleri ni, hem de bu Bir­
liğ i meyda na getiren cumhu riyetlerden her biri n i n menfaatleri n i d a i m i
olara k gözönünde bulundurmak
Partin i n bu sorunla i l g i l i politikası
işte bu temele daya nıyor. ..
735
Tari hte, Rusya'daki kad a r çok çeşitli u l u s ve ha lkı n yaşadığı, u l usa l
p roblemlerin b u derecede ka rmaşık olduğu bir başka memleket yoktur.
Olkem izdeki bazı halkların geçmişte kendi devletleri va rdı, bazı l a rını n yok­
tu. U l usal sorun, aynı zamanda bir sömürge sorunu olara k bel i riyord u ;
d i n i ayrı lıklar yüzünden bu i ş ka rma şı klaşıyor, aynı bölgede topl u halde
yaşıyan halkların karşı l ı kl ı i l işkileri ve çeşitli bölgelere dağ ı l m ı ş u l usal
azı n l ı kl a r problemleri d e bu soruna katıl ıyord u. SBKP, çeşitli aşamala rdaki
u l usal sorunu çözme eylem lerinde ya lnız i ç sosya l-politik koşu l ları değ i l ,
a y n ı zamanda u l uslara rası koşulla rı d a d a i m a d i kkate a l ıyord u . V e parti,
tarihte ilk defa, bütün bu problemlerin çözümünü sağ l ıyan a na htarı keş­
fetti. SBKP, Len i nci enternasyonal ist pol itikasında, daima uzun süreli u l usal
menfaatlerin, a ncak d ü nya devri m ha reketin i n genel ödevleri n i n çözümü
sayesinde gara nti a ltına a l ı n a bi leceğ i fikrine daya n ıyord u . Bütün bunlar,
bir a rada, ka n ı m ı zca , SBKP' n i n bu alanda birikti rd i ğ i tecrü beni n olağan­
üstü zeng i n l i k ve u l uslara rası önemi n i n nedenleri ni gözler önüne ser­
mekted i r.
Günümüzde ulusal sorun ve SBKP'nin elde ettiği tecrübenin önemi
U l usal soru n u n d ü nya çapındaki gelişmesinde yeni b i r aşama başlam ı ş­
tı r. Bunun başl ı ca karakteristik çizg ileri nelerd ir?
Birincisi. Tü m insa n l ı ğ ı n topl um sa l gel işmesinde enternasyonal olanla
u l usal olan a rasındaki d iya lektik bağ ı n kuvvetlenmesid i r. B i r yandan, u l us­
ların biç i m lenme, oturuşma ve gelişmeleri sü reci h ızla devam etmekte,
ekonomik, sosya l ve kü ltüre l kal kı n ma için çetin bir m ücadele yürütü l mek­
tedir. Bu koşul l a rda u l usal sorun gittikçe d a ha fazla g ü n ü n konusu o l mak­
ta ve önemi a rtmakta d ı r. Dte yandan, ha lkla r a rasında yakınlaşma süreci
görülmekte, ekonomik bütünleşmeni n objektif, özellikle tekni k-ekonomik
koşu l ları genişlemekte, u l usların a rasına g i ren ve yakı n laşmaları nı zorlaş­
tı ra n engeller yokolmakta d ı r. Barış, demokrasi ve sosyal i lerleme m üca­
d e lesinin, o n l a rı n orta k menfaatlerine uygu n olduğu heı gün biraz daha
iyi a nlaşıl makta, kü ltürlerin karşı l ı kl ı etkisi a rtmakta d ı r.
ikincisi. U l usal soru n u n yalnı z Sovyetler B i rliği n d e değ i l , aynı zamanda
diğer sosya list ü l kelerd e de pra ktikte çözül mesi, özg ü r sosya list halkl a r
a rasında yeni tip devletler-arası i lişkilerin doğması ve bu i l işkiler temeli
üzerinde eşi görül medik b i r u l uslar ve devletler-arası top l u l uğ u n, sosya l ist
topl u l u ğ u n ya ra tı lması.
Oçüncüsü. Eski sömürge ve yarı-sömürgelerin pek büyük çoğ u n l uğunda
u l usların başı na buyruk devletler hal inde ayrı l m a prensipinin genel çiz­
g ileriyle gerçekleşmesi, genç ulusal devletlerin sağ la m laşmaları, dış poli­
tik ve dış ekonomik bağ lantı l a rı n ı n yeni temeller üzeri nde oluşması, em­
perya l ist metropolleri e sömürgeler a rası ndaki çelişkileri n yeni-söm ü rge-
736
cilik politika s ı g üden emperya l izmle genç ulusal devletler arasında bir
çel işkiye dönüşmesi.
Dördüncüsü. Burjuva ve küçük burjuva dönüşüm lerini çokta n geçi rmiş
olan bir kıs ı m gelişmiş kapital ist ülkelerde ul usal ha reketi n yeniden baş­
laması.
Beşincisi. Ulusal sorunun yeni n itelikte bir sosyal m uhteva kazanması,
em perya lizmin zincirleri nden kurtu luş savaşı i le söm ürücü lük il işkilerine
karşı yürütülen m ücadele ve a nti-emperyal ist eğil i m ler a rasında sıkı bağ­
lar kurulması.
Altıncısı. B i rçok ka pita list ülkede komü nist pa rti lerini n önemli b i rer poli­
tik güç haline gelme süreçleri, komün istlerin eylem leri a rasındaki ul usa l
ödevleri nin çoğalmasına yol açtı . Bu da, u l usal ve enternasyonal ödevlerin
doğru olara k a henkleştiril mesi zoru n l uğunu a rtırd ı . Yine aynı nedenle,
komünistler, kom ünist parti leri nin elde edeceği başa rı l a rı n , uluslara rası
kom ünist ha reketinin gelişmesine ve bu ha reketi n d ünyadaki durum üze­
rine yaptığı etkisine sıkı sı kıya bağlı old uğu gerçeği n i olanca deri n l iğiyle
anla mak ve gözönünde bulundurmak zorundayd ı / a r.
U l usal menfaatleri ve emel leri em perya l izmle o ma nsız bir uyuşmazlık
içinde bulunan halk yığınları n ı n devrimci ve anti-emperyalist potansiyel­
leri, g ü n ü müzde, her zamankinden daha fazla genişlemiştir. Dünya sahne­
sinde sınıfsal g ü çlerin yeni oranı, halkların politik bilinçleri n i n yükselmesi,
sosya l ist ülkelerin ve bütün örgütlü i l erici g üçlerin kendilerini destekledik­
lerine inançları bu durumu yaratan koşul l a rd ı r. U l uslararası hayatta mey­
dana gelen büyük değişikl ikler de bu c ü mledendi r. Lenin'in ulusal kaderi
bel i r/eme ve hak eşitliği hakkındaki fikirleri, g ü n ü m üzde gerçekten kud­
retli bir maddi güç halini a l m ıştır. U l usal kurtul u ş savaşı n ı n gel işmesiyle
SBKP'ni n Leninci ul uslara rası politikasının etkisi ve tüm sosyalist top l u l u ­
ğ u n d ü nya barışını güçlendi rmeye v e sald ı rgan g üçleri önlemeye yönelik
ortak politik doğrultuları a rasında sıkı bir bağ vardır. SBKP XXiV. Kon­
g resinde kabul edi len barış pro g ra m ı n ı n eyleme geçiril mesi, uluslararası
gerginliğin olumlu yönde değişmesi n i ve hafiflemesin i önemli derecede
etki lemektedir. SSCB'n i n d ı ş politika a l a nı ndaki g i rişim leri, özellikle Fede­
ral Almanya Cumhuriyeti'yle imzalanan a ntlaşmaların yürülüğe g i rmesi ve
Amerika Bi r/eşik Devletleri'yle ya pılan çeşitli a ntlaşmalar, d ü nyadaki d u ­
rum u n, birçok ha lkın başlıca u l usal v e sosyal ödevlerin i rahatlıkla çöze­
bilecekleri elverişli b i r yöne doğru gelişmesine yard ı m etmektedi r. Sov­
yetler Birliği ve d i ğer sosya l ist ü lkeler, emperya l ist çevreleri, d ünyadaki
reel durumu gözönünde bulund u rmaya zorlamakta, bu çevrel,erden, u l us­
ların kendi kaderlerini belirleme, d ış müdahale olmadan bağımsız ve
özg ür gelişme haklarına pratikte saygı göstermelerini istemekte ve bu
yolda çaba h a rcamaktadırlar.
G ü n ü m üzde, u l usal sorunla çağı mızın temel çel işkisinin gelişmesi a ra -
737
sindaki (ya n i u l usa l sorun l,a d ü nya çapında kapita lizmden sosyalizme ge­
çiş s ü reci a rasındaki) objektif bağ la ntı önemli derecede g üçlenmiştir.
Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birliğ i ' n i n kuru l up gel işmesi, tek birlik
devleti çerçevesi içinde u lusal devlet biçimleri n i n gelişmesine örnek oldu;
d ünya sosyalist topluluğu ise, sosyalist devletler-arası ilişkiler temeli üze­
rinde, bağı msız ve eşit haklı sosyalist u lusla r a rasında daha sıkı bağ la rı n
nasıl gelişeceğini gösteren bir örnek ödevini g ö rd ü .
Sosyalist ül keler a rasındaki karşı lıklı il işki lerden şi md iye k a d a r elde
edilen tecrübe şu gerçeğ i gözler önüne sermişt i r : Her sosya list devletin
bütün yönleriyle serbestçe gelişmesi, diğer sosya l i st ül keleri n başa rıları
için önkoşuldur; öte yandan, her sosyal ist ü l ke, enternasyonal ödevi n i
yerine getirmek v e sosya l ist memleketlerin ekonomik, politik v e ideoloj i k
birleşmelerine ken d i payını katmak suretiyle kendi başarılarını da sağ­
lamlaştı rıp artırmakta d ı r.
Sosyal ist ü l keler masındaki karşı l ı k l ı g üven ve her yön l ü kardeşçe sıkı
işbirliği, d ü nya sosyalizmi gelişmesi n i n objektif gerekliliğini ve daha fazla
kuvvetlenmes i n i n yasa l l ı ğ ı n ı yansıtmakta, aynı zamanda, sosyal ist halklar
a i lesi üyeleri nden her biri n i n u l usal ç ı karları n ı n gerçekleştirilmesini g a ra nti
a ltına a l makta d ı r.
Sovyet devleti, onun tecrübesi ve pol itikası, elli yıldan fazla bir zaman­
dan beri, u l usal kurtuluş hareketi bölgelerinde, toplumsal i lerlemenin en
güçlü reel etken i d i r.
Ha lkların, elde ettikleri bağ ımsızlıkları g üçlend irmek için yürüttükleri
m ü cadelede bugün sağ lamakta oldukları başarılar her za m a n kinden faz­
ladır. Onların, sömürge bağ ı m l ı lığ ı na karşı d i ren işlerin i n etki derecesi, her
şeyden önce, Sovyetler Birl iğ i ile d iğer sosya list ü l kelerin ekonom i k ve
askeri - politi k g üçleri n i n son yıllard a önemli ölçüde a rtması sayesinde d ü n ­
y a du rumunda meydana gelen o l u m l u d eğ i şmelerden nası l ya ra rlandık­
larına bağ lıd ı r.
SBKP' n i n ve Sovyet devleti n i n devri mci Küba 'ya, ÇinoHindi halklarına,
Arap ü lkeleri ve Şili'ye, aynı zama nda Afrika'da sömürgecilik ve ı rkçı lığa
ka rşı mücadele eden savaşçılara sağ ladığı her yönlü destek, za manım ız­
daki kurtuluş hareketine ya pılan son derece önem l i bir katk ı d ı r.
Parti miz ve tüm Sovyet halkı azi m l i enternasyonalisttirler; kendi özg ürlük
ve bağ ı msızlıkları uğrunda, em perya lizme karşı savaşan bütün halklarla
daya n ı şma h a l i nded i rler.
Eski sömürge ve yeni -söm ü rge bölgelerinde ulusal sorunun bugüı:ıkü
durumunun çeşitli özell ikleri va rd ı r.
Birincisi. E mperya l izm, yeni-sömürgecilik metod larından da yararlana­
rak, ustaca maskelenm iş, yen i bir ekonom i k ve politi k sistemle genç dev­
letleri emri a ltına a l m ıya ça lışmaktad ı r. Bunun bir sonucu olara k, bu ü l ke-
738
lerin ekonomik bağları n ı g üçlendirme süreçleri, çeşitli memleketler a ra ­
sı ndaki eko nomi k, politik v e kültürel engelleri yı kmaya yönelik ortak eğ i­
l i m ler, emperyal ist sistemin söm ü rücü karakteriyle sık sık çatışmakta d ı r.
Halkların yakı nlaşması için çağdaş ü reti m g ü çleri tarafı ndan yaratı l a n
ola naklar, böylece dondurulmakta v e yozlaştırıl maktad ı r.
Ikincisi. Birçok u l usal devletin u l uslararası hayata a ktif olara k katı lma­
s ı n ı n çeşitli sonuçları va rd ı r ve bunları gözönünde bulundu rmak gerekir.
Haklı u l usal menfaatlere egoizm karışmaya başladığı, bütün halkları n
ortak ödevleri küçümsendiği, kendine a i t problem ler, başka ulusları n
çıka rları gözönünde tutu l ma d a n v e baza n d a onları n a leyhinde çözül­
d ü ğ ü zaman, i ncecik ve kaypak d a olsa, ta ma miyle beli rli bir sınır belirir
ve bu da u l usal milliyetçiliğe dönüşür.
Emperya lizm, genç devletlerin , ortak çıka rlarını korumak için bi rleş­
melerine ve özellikl e sosya list ülkelerle işbirl iğini gen işletmelerine engel
olmak için her türl ü ça reye başvuruyor ve bu alandaki çaba ları n ı g ittikçe
a rtırıyor. Bu büyük bir teh l ikedir. Çünkü kanıtlarla ispat ed i l m i ş açık b i r
gerçek va rd ı r ortada : Sovyetler B i rliği'nin ve sosyal ist topl u l uğ u n desteğ i,
genç ulusal devletlerin ö n ü nde, kendi politik bağ ı msızl ı klarını g üçlend ir­
mek, u lusa l ekonomilerini yaratmak, hak eşitl iği ve karşı lıklı yararlanma
temeli üzerinde bütün leşme sürecine katı lmak için reel perspektifler a ç­
makta d ı r.
Söm ü rgeci l i k boyun d u ruğ undan kurtulan ü l kelerin iç işleri nde de u l usal
anlaşmazlı klar beli riyor. B u n l a r çeşitli süreçlerin sonuçları d ı r. Çeşitli h a l ­
lerde bu g i bi a nlaşmazlıkların en derin kökenleri, uzak geçm işe, türl ü
türlü halk ve ka bileleri s ı n ı rl a rı içinde topiıyon feodal devletlerin kuru­
luşla rı zamanına kadar iner. Em perya l ist istilôcıların zaptettikleri toprak­
l a rı n sını rları, çeşitli halkl a rı n tari hsel yerleşmelerine hiç de uyg un olmı­
yan şekilde değ iştirild i. Söm ü rgeciler, ken d ilerinden önce belirmiş o l a n
u l usal v e dinsel a nlaşmazlı kları sadece kışkırtmakla yeti n med i ler, aynı
zamanda bunla rı deri n l eştirmek için el lerinden geleni yaptı l a r.
Asya ve Afrika'daki çok u l u s l u devletlerde u l usal sorun, ya l nız, köklü
demokratik ve anti-ka pita list dönüşümler yapmak, yeni -sömürgecilik ve
emperya l izme karşı a rdıcıl bir savaş yürütmek s u retiyle çözülebi l i r.
Afrika ve Asya'daki çok u l uslu ü l kelerin i lerici güçleriyle komünist par­
tileri, Sovyetler Birliği halkları tarafı ndan u l usal devlet kurucu luğunda
bi riktirilen tecrü beni n öğ ren i l mesine haklı ola ra k önem vermektedirier.
.
H i ndistan Komünist Partisi ' n i n en yaşlı aktivistlerinden biri olan Ş. Sar­
desen yoldaş « H i nd istan ve Rus Devri m i » a d l ı kitabı nda şöyl e diyor: «Rus
devri m i n i n ve Sovyetler Birliğ i'nin önemli hayati problem leri çözme yön­
temlerini titizl ikle ve d i kkatle öğ ren memizi n özg ü r H i nd istana büyük fay­
dası olacaktır. Biz benzeri p roblem lerim izi bağ ı msızlığ ı m ızı kaza nma süre­
cinde çözemedik. Bunlar bugün d e çözü lmemiş d urum d a d ı r. Sovyetler
739
Birliği'nin çeşitli halkları mutlu bir a i l e ha l i ne getirme alanı nda ulaştığ ı
başarı lar, hiç şüphesiz ki, bizim de aynı hedefe yönelik olan yolu muzu ay­
d ı nlatacak ve a maca va rıncaya kadar birçok güçlükleri kolayca atlatma­
mıza yard ı m edecektir ..
Komünistler, u l usal kurtu luş hareketinin bütün biçim l eriyle geniş eyleın­
lere geçmesinin, yükselen u l usal bil incin, em perya l izme karşı şaşmaz bir
şekilde yürütülen savaşın menfaatlerine, toplumsal ilerlemenin amaçla­
rına ve emekçilerin sosyal kurtu luşuna hizmet etmesi uğ runda ça l ı şmayı
kendi lerini n en başta gelen politik ödevleri sayma kta d ı rlar. Onemli olan
şud u r : Bu süreçler, çeşitli u l u s ve halkları tecride, ayrıl maya değ il , yakın­
laşmaya doğru götürmel i ; a nti-emperya list güçlerin zayıflayıp parça lan­
malarına d eğ i l , birleşip kuvveÜenmelerine yol a çm a l ı d ı r.
Son yı lla rın olayları da gösteriyor ki, u l usal sorunun daha XiV. yüzyılda
çözüldüğünün sanı ld ı ğ ı sanayice gelişmiş kapita l i st mem leketlerde, bu
problem yeniden olanca keskinl iğiyle ortaya ç ı k m ı ştır. Amerika Bi rleşik
Devletlerinde zencilerin kurtuluş h a reketi, Kuzey i rlônda'daki kato l i k hal­
kın em perya l ist egemenliğ ine ve yersel gerici liğe karşı mücadeleleri, Bel ­
çika'da Flômanl a rla Va lonlar a rasındaki i l işki ler, ispa nya'da Katalonya
ve Baskler problemi, Kanadalı Fra nsızlar meselesi . . . Bütün bunlar, u l usal
sorunun, kapita lizmin gelişmiş olduğu bölgelerde d e kesin bir çözüm bek­
led i ğ i n i ortaya koymakta d ı r.
V. i. Lenm, u l usal soru n u n Batı Avrupadaki rolünü küçümsiyenleri eleş­
tirirken, emperya l ist devletler a rasındaki çatışmalar sırasında, ul usal öz­
gürlükleri savunma soru n unun, u l usal harbin yeniden gündem konusu
olacağı bir d u ru m u n meydana gelebileceğ i n i bel irtm işti.
Böyle bir d u ru m , bil ind iğ i üzere, H itler sa l d ı rganlığının birçok Avrupa
kapita list devletini u l usal felôkete sürüklediği ve bunlardan bazı larının
yokolma tehl i kesiyle ka rşı karşıya geldi kleri i kinci Dünya Harbi'nde beli rd i .
Faşizme ka rşı ha rp, a y n ı zamanda, halkları n büyük u l usa l kurtul u ş h a r­
biyd i ve bu savaşta, u l usal menfaatlerin savunu l ması, demokrasi sava­
şiyle, birçok ülkede d e sosya l iz m sava şiyle orga n i k olara k kaynaşıyord u.
Bu savaşın karakteristik yanı şud u r : Proleta rya enternasyona l izm i pren­
sipleri üzerine kurulmuş olan dünya nın i l k sosya list devleti Sovyetler Bir­
liği, Avrupa halkları nı n Alman faşizminden kurtulmalarında, Japonya m i l i ­
tarizmi n i n bozguna u ğ ratı l masında, Avrupa kıtası ndaki devletlerin u lusal
bağ ımsızlı kla rına yeniden kavuşmaları, Doğ u Avrupa halklarının, Çin hal­
k ı n ı n ve d iğer bazı Asya halkları n ı n u lusal ve sosyal k u rtuluşları için
gerekli koşu lların yaratı lmasında çözümleyici bir rol oynam ıştır.
Ha rpten sonra k i dönemde, Batı Avrupa, Japonya ve diğer kapita l ist
ülkeler ha l klarını n u l usal bağı msızl ı kları, bu defa Amerikan em perya liz­
m i nden gelen yeni bir tehl ikeyle karşı l'a ştı. Zira Amerikan em perya lizmi,
büyük b i r imperatorluk k u rmak amacını g üdüyor ve dünya jandarması
görevini üzeri ne a l ıyordu.
740
Amerika Birleşik Devletleri yönetici çevrelerin i n bütün çabalarına rağ­
men bu n iyetleri, d ünyaya hôkim o l ma, diğer devletleri ta mam iyle kend i
emirleri altına a l ma istekleri gerçekleşmed i. V e bunda, u l usal bağ ı msız­
lı kları savu n m a k için d emok ratik güçlerin a rdıcıl olarak yürüttükleri azimli
mücadele baçlıca rolü oynad ı . Sovyetler Birliğ i ile d iğer sosya l ist ül kelerin
pol itikası da bu pol itikaya önemli katkıla rda bulundu.
Son yıllarda u lusal menfaatlerin savu n u lması başka bir a lana d a ya­
yıldı. Bu genel likle Amerikan kapita l i n i n emri altındaki u l uslara rası büyük
tekelci kompleksierin d iğer kapita l ist ülkelerin u l usal bağ ı msızlıklarını
balta l a ma çabalarına karşı gösterilen tepkidir.
" Ortak Paza r» temeli üzerinde, tekelci ka pita l i n elebaşı ları n ı n isted ik­
leri gibi hüküm sürecek u l usla r-üstü bir politik birl iğ i n kurul masiyle ilgili
plônların, Batı Avrupa h a l kl a rına getireceği teh l ikeleri gözden uza k tut­
mamak gerekir.
U l usal problem, komün ist parti leri nin, toplumda derin demokratik dö­
nüşüm ler yap ı l masını 'a maçlıyan a nti-monopol ist prog ra m la rında çeşitli
yönleriyle önemli bir yer a l m a ktad ı r.
Bdti Avrupa komünist parti leri, göçmen emekçilerin menfaatleri ni ko­
ruma mücadelesine d e önem vermekted i rier. Kapita l izm koşullarında eko­
nomik hayatta enterna syonal leşme sürecinin sömürücü ve işçi aleyhtarı
bir kara kteri olduğunu yabancı işçilerin d u ru m u açı kça ortaya koymakta­
d ı r. Komünist parti leriyle ilerici send ika birli kleri, kendi ülkeleri n i n işçi
sınıfı n ı n menfaatlerin i savunurlarken, yaba ncı işçileri d e anti-monopolist
müca deleye çekmekte, burj uvazin i n işçi safla rı n ı parça lama politikasına
ve bu işçilere karşı uygulanan ayırıcı l ı ğ ı n - ekonomik, politik - bütün
biçim lerine ka rşı, onlara eşit haklar veril mesi uğrunda savaşmakta d ı rlar.
*
Sovyetler Birliğ i'n i n tecrübesi şu gerçeg ı inandırıcı bir biçimde gözler
önüne sermişti r : Burj uva m i l l iyetçiliği ideolojisine ve proleta rya enternas­
yona lizmi prensipinin küçük burj uvazi tarafı ndan yozlaştırılması çaba l a ­
rına ka rşı a rdıcıl v e a ma nsız bir mücadele yürütül meseyd i, ne sosya l ist
devrim başa rıya ulaşa b i l i rdi, ne de u l usal sorun bu temel üzerinde çözü­
lebilird i.
Lenin, m i l l iyetçilik bôtıl itikatları n ı n bir hayli güçlü olduğunu ve uzun
zaman d i rend iğ i n i sık s ı k bel irtiyor, sosya l izm yeni yeni ülkelerde zafere
ulaştıkça m i l l iyetçiliğe karşı mücadele probleminin tüm uluslararası dev­
rim hareketinin kaderi üzerinde daha büyük bir önem kazanaca ğ ı n ı or­
taya koyuyord u.
Bu mücadelenin önem i n i öze l l ikle bel irtmek gerekir. Çünkü, onun, za­
manımızın 'en hayati soru n u olan h a rp ve ba rış problem iyle d olaysız i l iş­
kisi vard ı r.
741
Bu koşullar içinde sosya list ülkelere, komünist parti lerine büyük soru m­
l u luklar d ü ş mekted i r. Insa nl ığı u l uslar a rasındaki çatışmalard a n kurtarma
ve d ü nyamızdaki bütün halklar a rasınd a dostluğu kökleştirme prespektif­
leri onların eylemlerine bağ lıd ı r.
Ne va r ki, Çin Komünist Partisi ' n i n şimdiki yönetimi, za m a n ı n bu istek­
lerine uymamakta d ı r. Onun doğrultusu, proletarya enternasyona l izm ine
bağ l ı l ı k i mtihanını vermemiş, yönetici Komünist Partisi de ta ri h i n önünde
verdiği i m tihand a n başarısız çıkmıştır. Bunlar, Çin Komünist Partisi'ni n
Maocu yönetim i ni gerçekte komüni st h a reketinden tecrit etm iş, sosya l ist
devletlerle, Sovyetler Birliği ile ilişkilerinin gerginleşmesine ve hattô
SSCB'ne karşı harp tehditlerine bile yol açmıştır.
Bu d u rumda şöyle bir soru akla gel iyor: Sosya lizmin ta biatına aykırı
o la n bu o layın sebebi nedir?
Bil indiği üzere, kapita l ist d üzenin y ı k ı l ması, u lu sa l sorun alanında temelli
bir değ işime geçmek ve m i l l iyetçi liği ta mamiyle ortadan ka l d ı rmak için
bütün o la nakları sağ l a r. Fakat 1 969 yı l ı nda toplana n Kom ün ist ve i şçi
Partileri Danışma Toplantısı belgesind e d e belirtil d i ğ i gibi, bu iş kend i ­
l i ğ i nden ol maz, otomatik biçimde gerçekleşmez. Bu olanakların şu veya
bu mem lekette nasıl gerçekleşeceğ i, her şeyden önce, sübjektif etken e,
yani topl u m u yöneten komünist partisinin pol itikasına bağ l ı d ı r.
Ta ri hsel tecrübe göstermiştir ki, halkla r ve sosya l ist ü l keler a rasındaki
ka rdeşçe ilişkileri kuvvetlendi rmek için kom ü n ist partilerini n, ardıcıl ola ra k
Ma rksist-Leninist bir politika g ütmeleri, emekçi leri enternasyonalist ruhta
eğ itmeleri, m i l l iyetç i l i k ve şovenizme karşı çetin bir m ücadele yü rütmeleri
gereki r.
Aksi halde, Çin'de olduğu g i bi, m i l l iyetçiliğin hortlayıp kuvvetlenmesi,
hattô memleketin sosya list ü l keler karşısında cephe a l ması da m ü m kün­
dür. Daha ötesi de va r : Olayla r gösterm iştir ki, devrim savaşı nda ve sos­
yalizm yolunda ekono m i k ve sosyal dönüşümler ya p ı l ı rken yara tılan ka l ­
d ı raç v e olanaklardan, böyle yerlerde, sosya l ist topl u l uğa karşı m i l l iyetçi
a maçlar için yararlanı lmaktadı r. Oysak i sosya l ist top l u l u k, em perya l izme
karşı, barış ve sosya lizm uğrundaki d ü nya mücadelesinin dayana ğ ı d ı r.
Gerek sosya lizm kura n ü l kelerde, gerekse bu ülkeler a rasında proleta rya
enternasyonalizmi prensi plerine dayalı u l u sal i l işkiler k u rulması ve u l u sa l
sorunun doğru o l a ra k çözülmesi, uyuşmazlık v e a nlaşmazl ıklara ve hele
çatışmalara karşı, uzun s ü reli ve a ktif g a ra ntiler sağ l a r. Ve bunun ta m
tersi, ideolOji ve politikada şovinist ve m il l iyetçi tutu m ların, hem uluslara­
rası i l işkiler, hem de mem leket için en o l umsuz son uçları o l a b i l i r. Bundan
ötürü, bu g i bi olayla ra karşı m ü cadele, d ü nya sosya l izmini n yeni yeni
başarı ları için önemli ve gerekli bir koşuld u r.
M i l l iyetç i l i k ideolojisi ve politikası, yığ ınların u l usal bil i nçlerinin yüksel­
mesiyle ka rıştırı l m a m a l ı d ı r, çünkü bu yükseliş, doğ a l ve ilerici b i r süreç742.
tir. Baskı yapan u lusun mill iyetçiliği ile baskı a ltı nda tutulan u l usun m ill i ­
yetçiliğini d e birbirine karıştırmamak gerekir. Çünkü m a z l u m ulusların
m i l l iyetçiliğ i nde, bilindiği üzere, i l erici, a nti-emperyalist yönlü unsurlar
vardır.
Bu karmaş ı k ta rihsel d u ru m la rı hesaba katma kla birlikte, şu önemli
noktayı daima gözönünde bulund u rmak gerek i r : Milliyetç i l i k ideolojisi,
işçi sınıfı n ı n ve genel li kle emekçilerin köklü menfaatlerine, sosyalizmin
menfaatlerine hizmet edemez. Baskı a ltı nda tutulmuş u lusları n m i l l iyet­
çiliğind e bile o l u m l u etkenlerle yanyana öyle şeyler de vard ı r ki, bunları n
büyüyüp yay ı l ması, halk yığı nları ndaki bilincin ka ranlı kl a r içinde kalma­
sına, i lerici amaçla rı n ve hele sosyal ist ve devrimci a maçların gerçekleş­
mesine engel olan eğ ili mlerin doğmasına yol açmakta d ı r.
Za manımızda devri mci güçlerin sınıf d üşmanı olan em perya lizmin baş­
l ıca ideoloj i silôhı, denebili r ki, anti-komün iz m ve a nti-sovyetizmd i r; m i l li­
yetç i l i k d e bunları n organik bir kesim i d i r. Hem emperya lizmin propaganda
amaçları, hem gelişme h a l i ndeki ülkelerin gerici çevreleri, hem d e reviz­
yonizmin sağ ve « so l » yönel i mleri, m i l l iyetç i l i k konusunu geniş ölçüde
sömürmekted i rler.
Devrim savaşı tecrübesi, son yıllarda şu gerçeğ i defa larca ispat etmiştir :
Anti -komünizmin, çokçası sosyal ilerlemeye ve ulusal bağ ı msızlığa yard ı m
maskesi a ltında, SBKP'ne yaptığı hücumlar, gerçekte dünya devrim hare­
ketinin tüm müfrezelerine ka rşı, devrimci güçlerin baçlıca daya nağı olan
dünya sosyalist topl u lu ğ u n u y ı kmaya yöneltiimiştir.
Em peryalist burj uvazi, halen, milliyetçilik i deoloj isinin ustaca hazırla n ­
mış v e maskelenm i ş biçi mlerini g e n i ş ölçüde k u l l a n ıyor. Fa kat bu, ı rk ­
ç ı l ı k g i bi şovenizmi n en a şı rı biçimlerinden a rtı k yararla nmadığı a n l a m ı n a
gel mez. Afri ka'da ı rkçı rej i mi erin desteklenmesi, Amerika Birleşik Devlet­
leri'nde zenci lerle kızıl deri l i yerl i lerin kovuşturu lması bu silôhın kullanıl­
dığ ı n ı gösteren örneklerd i r. Batı kapita list devletleri, a nti-semitizmi, son
zamanla rd a ise özellikle şovenizmi destekleyi p körükıüyorlar.
Bugün d ünyada yürütülen sosyal ve politik savaşın, gerçekte, çeşitli mil­
liyetçi güçler a rasındaki çatışmalard a n başka bir şey olmadığı görüşünü
h a l k yığın la rına ka bul ettirmek için g ittikçe a rtan bir çaba harcanıyor.
Em perya list ideoloj i n i n bu eğ ilim iyle güdülen a maç, bir yandan, uluslara­
rası komün i st ve işçi h a reketi içinde u l usal-oportünizmi teşvik etmek ; öte
yandan da, u m utsuzlu k ve karamsarl ı k yaratmak, sosya lizmin u l usal düş­
m a n l ı klerı ortadan kaldırma gücüne sa h i p olmad ığ ı ka nısını doğ u rarak,
ona ka rşı beslenen güveni kaybettirmektir.
Orneğ i n , bir Ameri kalı sosyolog u n aklı nca, komünist politikası, « özgül
ulusa l koşullara uya bilmek için, sosyal -demokratların bundan yarı m yüz­
yıl evvel ve daha önceleri geçtikleri yolda yürümeye koyulacaktı r.» Anti­
komünistlerin ne isted ikleri bell i d i r. i kinci Enternasyonal, gerçekten de,
743
mevzilerini sosya l-şovenizme teslim ederek iha net yol u n u seçmişti ve 1 91 4
y ı l ı ndaki iflôsı n ı n başlıca nedeni d e b u idi. Şimdi d e aynı san uca ulaşmak
için komünist h a reketinin önüne « u l usal -komüniz m » tuzağı konuluyor.
Fa kat onları n istekleri hiçbir zaman gerçekleşmiyecektir. Çünkü, u l uslara ­
rası komünist ha reketinin sarsı lmaz fikir temeli o l a n v e böyle kalacak olan
Leninizm, bunun g a rantisidir. Kardeş komünist partilerinin yüksek ideo­
l oj i k azim l eri bunun g a rantisid i r.
Burj uvazi, fikir a lan ında ka rarsızlık gösteren leri a nti-komünizm ve a nti­
sovyetizm bata k l ı ğ ı na çekmek için, işçi ha reketi içinde beliren revizyonizm
ve m illiyetçilik bel irtilerinden geniş ölçüde ve usta l ı kla ya rarlanıyor. Garo­
d i, Fişer ve Petkof g i bi döneklerin macerası, bize bunla rı yeniden hatırlat­
mış bulun uyor.
Emperya lizmin ideologlarından bir kısmı ve onlarla ta m bir anlaşma
havası içinde eylembirliği yapan oportünistler, kend i lerini mill iyetçilik d üş­
manı ola ra k gösteriyorlar. Bunlar, " u l uslar-üstü birleşme » dedikleri görü­
şün savunucuları, za manımız kozmopolitizminin çığ ı rtka n la rı d ı rlar. Ne va r
ki, onlarınki de, mali kapitalin yayıcı l ı k ideolojisinin bir çeşitinden başka
bir şey değ i ldir ve bunun herhalde ispata da ihtiyacı yoktur. Emperya lizm
ideolog ları, bu hususta da ken d i lerine oportünistlerin sağ ladıkla rı "hazı r»
teorik malları ellerinde bulundurm a ktad ı rlar. Bu sözümle, Troçkistler ve
d iğer « so l " oportünistler tarafı ndan geliştirilen ve « gerçek enternasyona­
l izm » diye sunulan u l usal n ih ilizmle ilgili görüşleri ka stediyorum.
Ma rksist-leninistler çok iyi bilirler ki, milliyetçiliğin ve emperyalist koz­
mopolitizmin bütün çeşitlerine ve her türlü belirtilerine karşı mücadele,
a ncak, tüm ideolojik ve politik eylemlerin temel prensiplerinden biri olan
proletarya enternasyonalizmini d u rmadan ve aza m i ölçüde kuvvetIen d i r­
mek suretiyle yayg ı nlaştı rılabi lir. Günümüzde, proletarya enternasyonal iz­
m in i n ölçüsünü, reel sasya lizmle i l işki tarzı belirler.
Kardeş partilerin bağ ı msızlık, hak eşitl iği ve erkinl ikleriyle i lg il i prensip­
ler, komünist hareketine iyice yerleşm iştir. Bu prensipler, pa rtilerin müca­
dele koşullariyle tecrübeleri nin çok çeşitli oluşuna, kendi u l us ve ülkelerin ­
deki bütün devrimci ve demokratik güçlere öncülük rollerine uygu n d üş­
mektedir. Ote yandan, bu öncülük rolü, ya l n ız, proletarya enternasyona­
l izmine sarsı lmaz bağ l ı l ı k koşulları içinde gerçekleştiri lebilir. 1 969 yı lı
Danışma Toplantı sı n ı n belgesinde şöyle deniliyor: « Her komünist ve işçi
partisini n u l usal ve enternasyonalist soru m l u l ukları bi rbirinden ayrı la maz.
Ma rksist-Leninistler, hem vatansever, hem d e enternasyonalisttirler. Onlar,
u l usa l kapanıklığı reddettikleri g i bi u l usal menfaatlerin inkarı n ı veya kü­
çümsenmesini, üstünlük (hegemonizm) eğil i m leri n i d e reddederler. »
Tüm dünya kurtuluş hareketi tecrübesin i n kesin likle ispat ettiğ i g ibi,
u l usal ve enternasyonal d u rumlar a rasındaki ka rşı l ı k l ı bağ la ntı ve gerçek
ora n ı n her türlü yozlaştı rılması. h a l k yığ ı n la rından kopma ve devrim pers­
pektiflerini kaybetme sonucunu d oğ u rmaktad ı r.
744
Sırası gel m işken şunu do belirtmel iyim : Komünist ve işçi Partileri 1 969
D a nışma Toplantısı çalışmala rı, bu toplantının ortaya koyd uğu fikirler ve
genellemeler, uluslararası komünist hareketinin tüm eyle m lerinde enter­
nasyona l ist temel i n güçlenmesine öne m l i bir yard ı md a bulunmuştur. Hare­
ketimizin ve bütün devri mci güçlerin menfaatleri, komünistlerin, m i l liyet­
çiliğe büyük ümitler bağ lamış olan a nti- komünizme, sağ ve « so l » reviz­
yonizme karşı daha geniş ölçüde bir ortak mücadele yürütmelerini gerek­
ti rmekted i r.
*
'
Tarih, u lusal sorunun i k i çozum yolunun, yani leninci, sosya l ist yo ı i le
kapital ist yol u n m uhasebesini yapmıştır.
Tekelci kapita l izm koşulları içind e burj uva demokrasisi buna l ı m ı görül­
med i k bir şiddet ve a ç ı k l ı kla bel i riyor. Gerçi, burj uva demokrasisi u l usal
eşitlik taraflısı olduğ unu resmen ilan ediyor, ne va r k i o bunu gerçekleş­
tirme yeteneğ inden yoksund u r. Bu buna l ı m ı n en aşırı biçi mleri, i nsanl ı k
düşmanı, ı rkçı «teori»lerde v e pratikte d e faşizm d e d i l e geldi. Faşizm,
ul usal sorunu, ha lkları köleleştirme ve hatta ta mam iyle yoketme yoluyla
»çözme» g i bi canavarcasına bir denemeye> koyuldu. Fakat, faşist egemen­
liğin mevcut olmadığı « norma l » koşu llar içinde de, burj uva toplumu, h a l k­
l a r arasınd a işbirliği ve ya rd ı m laşma sorunlarında üzerine düşen ödevleri
yapa mıyocak d u rumda bul u nd uğ unu a paçık gösterd i. Ve « Ka pita l izm ko­
şulları nd a u lusal ve genel likle politik ezgi ortadan ka l d ı rı lamaz» (I,) d iyen
lenin'in bu sonuçlaması ta mamiyle doğrulandı.
U l usal sorunun gerçek çözüm yol u sosyalizmded i r. Bu, insanın i nsanı
sömürmesini yoketme, toplumun tüm sosya l -ekonom ik, ideoloj i k ve kültü­
rel hayatını temelden yenibaştan k u rma yol u d u r. Sosya list ülkelerin tec­
rübesi, u l usal ezginin ortadan ka l d ı rı l masına, halklar a rasında hak eşitliği
sağ lanmasına ve kardeşçe dostlu k kurulmasına i l işkin Ma rksist-leninist
hükmün doğru l uğ u nu kesi nl ikle ispat etmiştir. Bunlar, yeni toplum kuru­
culuğ unun genel kanunları ve birbiri ne organik şekilde bağ l ı bölümleri d i r.
Sovyetler B i rliğ i'nin e l l inci kuruluş y ı l dönümünün yaklaştığı şu günlerde,
bi riken tecrübenin büyük uluslara rası önemi açık-seçik görülmektedir.
SSCB'nin tecrübesinden a ld ı ğ ı mız ders şud u r : Çeşitli u l us ve ı rkıara
mensup halklar elbirliğ iyle tari hi ya rata bilir, ekonomi ve kültürü başa­
riyle geliştirebilirler.
SSCB'nin tecrübesi gösteriyor ki, politik ve ideoloj i k emellerin aynı o l uşu,
proletarya enternasyona l izm i ve sosyalist vatanseverliği politikasının a rd ı ­
cıl olara k uyg u la nışı, halklar a rasında, hayatın e n a ğ ı r sınavları na d a ­
yanabilecek kad a r sağ l a m b i r birl i k ya ratıyor.
(I,) V. i. lenin. Bütün eserleri, c. 30, s. 22.
745
SSCB'nin tecrübesi gösteriyor ki, u l usal ve sosyal ezg iden kurtulan
halklar, taptaze kuvvetlerle yeni hayata g irmektedi rier. U l uslar a rası ndaki
hak eşitl iği ve kardeşçe yard ı m laşma i l işkileri ekonomik gelişmeye yard ı m
etmektedi r. M anevi değerlerle karşı l ı k l ı zenginleşme, çeşitli halkları n u l u ­
sal k ü l türle ri n i n e n iyi yanlarının bir takımyıldız g i bi parlad ı ğ ı ortak kültü ­
rün gelişmesine h izmet etmekted ir.
SSCB'n i n tecrübesi göstermiştir ki, büyük ve küçük bütün uluslara yak ı n
ilgi göstermenin, u l usal n i h i l izme v e buj uva m i l l iyetçil iğine karşı a monsız
davra n m a n ı n büyük bir önemi va rdı r.
SSCB'n i n tecrübesi gösterm iştir ki, bütün u l us ve halklaro, ortak ödevleri
çözmek üzere, aşağıdan yukarı devlet o rganları n a gerçekten eşit hakla
ve demokratik b i r katı lma olanağı sağ layan böyle bir devlet kuruluş bi­
çimi bul u n m uş olmasının büyük bir önemi va rdı r.
çağ ı mızdaki u l usal i l i şkilerin esas o l u m l u gelişme biçimlerini ta h l i l
ederken, yani SSCB' n i n kurul ması, dünya sosya list top l u l uğ un u n doğuşu,
önceleri sömürge esaretinde bulunan bölgelerdeki memleketlerde bağ ı m ­
sız ulusal devletlerin kurulması gibi bütün süreçleri incelerken, haklı ola­
rak şu son uca varıyoruz : I l ericiliğin d üşmanları ta ra fından, u l usal menfaat­
leri küçümsiyen bir güç olduğu iftirasiyle tasvir edil mek istenen sosya l izm,
yeryüzü nüfusunun büyük çoğ un l u ğ u n u kapsaya n kesiminde u lusal bağ ı m ­
sızl ı k la rı n elde ed i l mesinde v e u lusal devlet biçi mlerinin sağ l a n masında
büyük b i r ta rihsel rol oynadı.
insanlığın en akıllı evlatları, halklar a rasında kardeşli k yaratı lmasını
eskiden beri hayal etm işlerd i r. Sosyalizmin ve u l usal kurtuluş devri mlerin i n
başa rı l a rı, insa n l ığ ı , bu idea l i gerçekleştirme za m a n ı na yaklaştırmıştır.
Bütün ülkeler h a l kları a rasındaki gerçek kardeşliğin yolu a rtık bili nmekte­
d i r ve tecrübeden d e geçmiştir. Bu, em perya list zulm üne karşı müca dele­
d i r, bütün halkları n özg ürlük ve bağ ımsızlık m ücadelesidir, barış, demok­
rasi ve sosya l iz m uğrundaki mücadeled i r.
746
Eylemde sosyalist enternasyonalizm
Konstantin Tellalof
Bulgarista n Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri
SBKP' n i n çok u l uslu emekçiler devleti ni ya ratma ve g üçlend irme a la n ı n­
d a k i evrensel-ta rihi tecrü besi ni ta m a n la miyle değerlend i rme ve yaratıcı
biçimde uyg u la m a n ı n, devri mci g üçlerin ortak i leri ha reketi bak ı m ı nd a n
ç o k büyük bir önemi vard ı r.
Bulgar komün istleri ve bütün h a l kı mız, Sovyet devleti n i n bu büyük jübi­
lesini ken d i bayra m l a rı o l a ra k kutlamaya hazır/anma kta d ı r/ a r. SSCB'nin
kurulması yalnız Sovyet h a l kı için d eğ i l , aynı za manda bütün d ü nya halk­
ları için çok önemli bir olayd ı r. BKP Merkez Komitesi Birinci Sekreteri
Todor Jivkof yoldaş bu h ususta şunları söyled i : « Bugün eğer insanlık yeni
bir d ü nya ha rbi n i n ateşleri içinde ya nmıyorsa, eğer em perya lizm kurtu­
luşları n a kavuşmuş ha lklara kend i i ra desini körü körü ne d ayatmıyorsa,
eğer sosyalist ü lkeler yeni hayat k uruculuğunu başa riyle sürd ü rüyor/arsa,
bizim bunu Sovyetler Birliği ne, d ü nya n ı n a ltıda biri üzeri nde boy l u bo­
yunca doğ ru l m u ş olan, özg ü r/ ü k ve bağı msızlık uğrunda, daha iyi b i r
hayat i ç i n savaş hali ndeki her halkın ya rd ı m ı n a koşmaya hazı r b u l u n a n
g ü ç l ü ve barışsever, kardeşçe cömert k ı z ı l dev'e borçlu olduğ u m uzu, yer­
yüzünde, peşin ya rg ı l ı olmamak şartiyle, bilinçle kavra ma m ı ş insa n yok­
tur. »
V. i. Len in Bolşevik Partisini meydana getirirken, u l usa l sorun üzerinde
özel bir d i kkatle d u ruyord u. Ulusların kend i kader/eri n i kendi leri bel i rleme
hakkını, ayrı lma ve kendi başına devlet kurma hakkı d a dahil olmak üzere,
bu prog ra msal şiarı ı sra rla savunuyor; çünkü bunu ezilen h a l k ları n işçi
sınıfına ve par�isine karşı g üveni n i kaza n m a n ı n ve bu g üven i a rtırma n ı n
emin y o l u sayıyordu . Lenin, bu şiarın, p roletarya d i ktatörlüğü koşu llarında
d a yürürlük gücünü koruduğu kanısındaydı. Ve şöyle d iyord u : « Biz, halk­
l a r a rası nda, hiçbir u l usun d iğerine ezgi yapmasına yol vermeyen, a la ­
bildiğ ine g üven temeli ne, açık bilinç ve ka rdeşçe bera berl i k temeli ne, tam
gönüllü oy.d a ş l ı k temeline daya na n bir gönüllü birlik yaratı lmasını isti­
yoruz. » (1) Leni n, kapitalizmden ve söm ü rgecilikten m iras bütün g üven­
sizl i k kalı ntı larını g iderebilmek için çok büyük bir sa bırla çalışılması gerek­
tiğ ine işa ret ed iyord u .
Ç o k u l uslu Sovyet devletinin doğuşu, her cumhuriyetin bir h a y l i çeşitl i
yersel koşul larını, gelenekleri n i ve görenekleri n i gözönüne a l m a temel ine
d ayan a n sosya lizmin kuruluşuna geniş halk y ığ ı n l a rı n ı n celbedi l mesi yo­
l u n u açtı. Bütün u l usla rı n ve h a l k g ru p l a rı n ı n uyu m l u gel işmesi nin, u l uslar
(I) V.
i.
Lenin. Bütün eserleri, c. 40, s. 43.
747
a rasında kapita lizmden m i ras kalan fiili eşitsizliğin g iderilmesinin, onların
yaratıcı ka bil iyetleri ni geliştirme ve ara l a rında sıkı bir birlik sağ laman ı n
biricik doğru yolu buyd u.
Sovyetler B i rl iğinde sosyalizm ve komün izm k u ru l uş u y ı l la rında, yeni bir
ta rihsel i nsan top l u l uğ u , yani Sovyet halkı d oğ d u . Komünizm dôvosına
içten bağ l ı l ık, sosya l ist yurtseverlik ve enternasyonalizm, yüksek bir emek
ve top lu m sa l - politik hayat aktifl iği, sömürücülüğe ve ezgiciliğe, m i l l iyetçi
ve ı rkçı körinançlara tahammülsüzlük, bütün ülkeler emekçi leriyle sın ıfsa l
dayanışma bu halkın karakteristik çizg i lerid i r.
Tarihsel tecrübe, kapita lizm koş u l la rında u lusların yekpôre ve sağ l a m
bir top l u l u k meydana getirmeleri nin i m kônsız olduğ u n u göstermiştir. B u r­
j uva memleketleri nde görülen buna l ı m belirtileri ve m i l l iyetçi, ı rkçı, d i n i
karakterli da i m i mücadele bu imkônsızl ı ğ ı n a ç ı k kanıtı d ı r.
Geçen 50 yıl ı n ta ri hi, SSCB'nin en sağ lam ve en esnek çok u l l1s l u dev­
let biçi m i o l d uğ u n u ; bu devletin, memleketin u l usal-devletsel yapısı n ı n
a rdıcıl olara k yetki n l eştiri l mesine, bütün top l u m u n m enfaatleriyle her u l u ­
s u n menfaatleri nin enternasyonal izm v e sosya list demokrasi prensipleri
temeli üzeri nde . bağdaştı rı lmasına imkôn verdiğini doğ rulamaktad ı r.
Tarihte, şu veya bu memleketin top l umsa l gelişmede ilerici bir rol oyna­
d ığ ı haller va rdı r. Meselô, bilindiği gibi, sanayi kapita lizmi en önce i n g i l ­
tere'de en yetkin biçimine ulaşmıştır. Ma rks, bu sa nayi kapita lizmi örne­
ğ i n i n d iğer memleketlere kendi kapita list gelecekleri n i n ta blosunu göster­
diğini söyler. Lô kin, Oktobr Devri mi ' n i n zaferi nden sonra, insanlığı bir
başka ö rnek, bir başka gelecek kendine çeker. Bu örnek Sovyet Sosya l i st
Cumhuriyetleri Birliği'dir.
Çağdaş em perya l ist ideolog l a r, sağcı ve « solcu» revizyonistler, Sovyet
tecrübesinin u l usal çerçeveyle sınırl ı olduğunu, u l uslararası önem taşıma­
dığını, halklara örnek olam ıyacağ ı n ı ve a nca k az gelişmiş memleketler
için bir örnek teşk i l edebi leceğ i n i ispata çalışıyorlar. SSCB tecrübesi n i
i n k ô r ederken d e , sosya l izmin kuru l uşunda enternasyonal olan ile u l usal
ve spesefik olan a rasındaki d iyalektik birl iğ i görmüyorlCl r.
Sovyetler B i rliğinin çok ya n l ı ve zengin tecrübesi el bette ya ratıcı biçimde
uyg u l a n ma l ı d ı r. U l usal özel l i klerinin dogmatik bir davra nışla küçümsen­
mesi, örneklerin meka n i k olara k kopya ed i l mesi Ma rksizm-Leninizmin ya­
ratıcı ruhuna aykırı düşer ve sosya lizm dôvasına za ra r verebi l i r.
Ne va r ki, sosyalist devrim ve sosya lizm kuru l uş u genel yasa l l ı kları n ı n
inkôrı, SBKP' n i n ve Sovyet h a l k ı n ı n evrensel-tarihi tecrübesi n i n küçümsen­
mesi ve u l usal öze l li klerin haddinden fazla büyütül mesi de daha az teh ­
l i keli d eğ i l d i r. Dyle k i , Len i n öğ retisini v e Sovyet tecrübesi n i gözönünde
bul und u rmaya n l a r, a nti-sosya l ist elem a n l a rın, küçük burj uva m i l l iyetçi l i ­
ğ i n i n gelişmesine y o l açarlar.
Günümüzde, sağcı ve « solcu» revizyonistler, Sovyetler Birliğinin d ünya
748
devrim sürecindeki rolünü küçük göstermeye ça l ışıyorlar. Teorik bir sürü
d üzen bazlık ve sa htekôrlığa başvuran bu revizyonistler, a nti-sovyetik bir
temel üzerinde de enternasyonalizm olabileceğ in i , sosyalizmin Sovyetler
Birliği olmadan ve hattô ona karşı da ku rula bileceğ i n i ispat etmek için
çırpınıyorlar.
Ka n ı m ızca, Sovyetler Birliğinde üstün gelen sosya lizmi savun mak, bugün
de, dünya komünist hareketi nin birincil önem taşıyan ödevi d i r. Başta Sov­
yetler Birliği olmak üzere bütün sosya l ist sistem ülkeleri için aktif destek
bizim ko� u l la rı mızda da yüksek bir enternasyonalizm beli rtisid i r, zira dünya
em perya l ist ve gerici güçleri sa hte Ma rksistler arasında, pa rça layıcı lar ve
dönekler a rasında kendilerine müttefikler a ra makta d ı rl a r. Pekin Maoist
g rupu ise, anti-sovyetizmi devlet politikası haline getirm iş bulun makta d ı r.
O kadar ki, büyük devlet hu lya larına dolan, milliyetçilikte gemi azıya alan
Pekin yöneticileri, Sovyetler Birliği ile Birleşik Amerikayı eşit sayma ktad ı r­
l a r. Çin'deki bu d urum, bir memlekette mill iyetçilik ve şovenizmin geliş­
mesi koşu l la rı yaratı ldığı zaman, top l umsal-politi k hayatta sosyalist d üzeni
gözden d üşüren süreçlerin başladığını ve güçlendiğini, dış politika 0 1 0 nı ndaysa enternasyonalizmle h içbir il işkisi o l mıyan a maçların ve prensip­
lerin ön plôna çıktığını göstermektedir.
Bulga ristan halkının büyük evlôdı, tecrübeli Leninci G. Dim itrof, milli­
yetçi liğe karşı mücadeleyi her komün i stin yüksek ödevi sayıyord u. Ve eğer
bugün, milliyetç i l iğ i n kapita list gericilik e li n de bir ô let ve komün izm i n
d üşma n ı o l d u ğ u n d a n hôlô şüphe e d e n varsa, «sovyetologlar"ın eserleri
böylelerini herha lde buna ikna edecektir. Anti-komün izm in savunucuları
her şeyden önce milliyetçil iğ e belbağ lıyor/ar. B u rjuva propaganda maki­
nesinin bütün gücü ve çabası, m i l l iyetçili kten, dünya komünist ve işçi
hareketi içindeki bu Truva Atı'ndan aza m i ölçüde yara rlanmaya yöneltil­
miştir.
G. D i mitrof'un vasiyetlerine sadakatle bağ l ı olan parti miz, daima a rd ı ­
cı l enternasyonalizm mevzileri nde y e r a l m ı ş, a nti-sovyetizmin v e m i l l iyet­
ç i l iğ i n bütün çeşitlerine ve belirtilerine karş ı kesin bir d ireniş göstermiştir.
Todor Jivkof yoldaşın, 1 969 yılı Komün ist ve işçi Partileri Ulusl a ra rası Da­
nışma Toplantısı'ndaki konuşmasında dediği g i bi, . . . Sovyetler Birl i ­
g i n d e v e sosya list topluluğun d iğ e r ülkelerindeki sosyalist düzene iftira
edenler, işçi sınıfının ve emekçi yığınlarının sosya lizme güvenini genel likle
sarsmak istiyorlar . . . Artık elli y ı l var ki, yeryüzünde m i lyonlarca insan
için, dostlarımız ve d üşmanlarımız için, komünizm ve Sovyetler Birliği, komü­
nizm ve SBKP birbirinden ayrı lmaz kavra m l a rd ı r. Biz Sovyetler Birliğinden
yoksun .bir sosya list sistem, SBKP'den yoksun ve hele ona karşı b i r millet­
lerarası komünist hareketi düşünemeyiz. » (2)
«
(2) « Komünist ve I şçi Partileri U l uslararası Danışma Topla ntısı. Moskova,
1 969", s. 384.
749
Ikinci Dünya H a rbi'nden sonra bazı memleketlerde sosya l ist devri m i n
ü stün gel mesi, kapita l i st boyu n d u ruğunu k ı rı p a t a n ü l keler a rasındaki
i l işkilerde Lenin'in u l usa l sorun teorisinin uyg u l a n ması koşulları n ı yarattı.
Biz yen i tip i lişkilerin kuru l masına ta n ı k o l m uş bulunuyoruz. B i r zamanki
u l usal d üşma n l ı k duyg u l a rı n ı n yerin i a rtık ka rdeşçe ile çıkar gözetmez yar­
d ı m laşma, karş ı l ı k l ı güven ve sayg ı a l m a ktad ı r. Etraflı işbirliği, ayrı ayrı
her mem leketin ve tüm sosyalist sistem in g üçlenmesine yard ı m etmekted i r.
Sosya list top l u l u k devletleri arasında, şimdiye kada r bilinmiyen ve kapi­
ta list mem leketler a rasında va rlığ ı mümkün ol m ıya n i l işkiler kuru l uyor.
Orneğ in, SSCB ile Bulga ristan a rasındaki i l işki leri ele a l a l ı m . Eğer bugün
Bulgaristan gelişmiş bir sanayi-ta rı m ü lkesiyse, bu olay, daha ziyade Sov­
yetler Birl iğ inin ka rdeşçe işbirliği ve karş ı l ı k gözetmez \ya rd ı miyle açıklana­
bilir. Sovyetler Bi rliğ i n i n ya rd ı m iyle kurulan 200 kada r işletme memleketi­
mizin bugünkü yen i çehresini belirlemekte, bu işletmelerde dem i r-çelik
üreti m i n i n 0/o 82'si, renkli meta ller ü reti m i n i n % 70\ petrol işleme ve
petro-ki mya sanayii ü reti minin de % 80'i gerçekleşti ril mekted ir. Mem leke­
timiz yirm ibeş yıl içi nde Sovyetler Birliğinden 1 m i lya r 800 m i lyon ru ble
kred i a lmış ve bu kredi her şeyden önce sosya lizmin maddi-teknik teme­
l i n i n kuru l ma s ı işçi h a rca nmıştır.
Ekonomik kuru l u ş tecrübesinin ya nısıra, politik gelişmede, kü ltür devri­
m i n i gerçek leştirmede ve diğer alanlardaki Sovyet tecrü besinin de mem­
leketimiz için i l kesel bir önemi vard ı r.
Pa rti m iz Bulgarista nda sosya l izm ve komü nizm için mücadeleyi daima
büyük Oktobr dôvasiyle bağ lı olarak, SBKP'nin ve Sovyetler Birliğ inin
tecrü besine ve enternasyonal desteğ ine dayanara k yü rütm üştür. Biz şimdi
sosya l ist gelişmemizin yeni aşamasına - i l k ve en güçlü sosya list devlet
olan Sovyetler B i rl iğ i ile her ba kımdan işbirliğ i n i ve bütün leşmeyi deri n ­
leştirme aşamasına - g i r m i ş bulunuyoruz. V e b u , geçici bir ödev değ i l , hele
konjon ktürel bir düşü nce ve ted bir d e değ i l , hayati bir zorunl u ktur ve
aynı zamanda Bulgar komün istlerin i n boyun borcudur.
Barış, demokrasi ve sosya l izm u ğ rundaki m ü cadele, komün istler, emek­
ç i l er, bütün devrimci ve demokratik g üçler, yaratılmasına Sovyetler Birli­
ğinin aktif olara k katı ldığı çok elverişli d ı ş politika koşu llarından yarar­
Ianıyorlar. Bugün, Sovyetler Birl i ğ i u l uslararası a l a nda geniş bir barış
taa rruzunu geliştirmekted ir. Bu olay, Sovyet devleti n i n itiba rı nı daha da
a rtırma kta, bütün d ü nyada barış ve g üven liğin sağ lam laştı rı lması yol unda
b i r d izi büyük başarı lar elde ed i l mesini sağlamaktad ı r.
750
Devrimci savaşın enternasyonal tecrübesine önemli
bir katkı
Raymon Güyyo
Fransız Komün ist Partisi Pol itbüro üyesi
Bu bilimsel konferansa katı l ma m ız, bize, d ünyada öncu bir yer tuta n,
yeryüzünün bütün sosya l ist güçleri ve halkları ile em perya l izm kuvvetleri
a rası nda k i dev mücadelede beli rleyici bir rol oynıyan Sovyetler Birliğiyle
en derin dayanışma ve dostl u k d uyg ularımızı bel i rtme olanağı vermek­
ted i r.
SSCB'nin 50. k u ru l uş yıldönümü hazı rl ı klariyle ilgili olara k SBKP Merkez
Komitesi bir kararna me yayı nlamış bulunuyor. Bu belgeyi biz de okuduk.
SBKP XXiV. Kong resi kara rlarına ve kabul ettiğ i Barış Progra m ı'na daya­
nan bu belge, çok u l us l u i l k proletarya devleti n i n kurulması g i bi çok
önemli bir olayın anlamInt ve sonuçlannı bütün ülkeler komünistlerinin
daha temelli biçimde kavra m a l a rına imkôn veriyor. Fra nsız Komünist Par­
tisi Pol itbürosu SSCB'nin 50. kuruluş yıldönü müyle ilgili olara k bir d izi
kararlar a l m ış bulunuyor. Partim iz bu politik ka m pa nyayı, Fransız işçi
hareketi ve demokratik ha reketi n i n temsilcileriyle birlikte ve geniş d ü nya
kam uoyu n u n da katı lışiyle tertiplemektedir.
Oktobr Devri mi, yankısı bütün d ünyayı sarsan bir y ı l d ı rı m da rbesiyd i . Rus
devri m i n i n başarı ları, d ü nya proletaryas ı n ı n sosya l izm m ücadelesi için yeni
ve birincil önemde bir teşvik hizmeti görd ü .
Ç o k u l uslu Sovyet devleti n i n kurulması v e gel işti ril mesi, halklar v e etn i k
gruplar a rasında tek devlet çerçevesi içindeki i l işkilerle, ulusal sorun u n
somut çözümüyle i l g i l i Ma rksist-Leninist hükü m lerin eylem a l a n ı nda ger­
çekleşti ril mesi demekti. Bu k u ru l uş, em perya lizmin ve sömürgeci liğin bar­
barca ezg isi a ltında i n l iyen halklara, yoks u l luk, işsizlik ve ca h i l l iğe son
verilebileceğ i, u l usa l kü ltürün yoked i lmesinin önüne geçilebileceğ i ü m it ve
inancını verdi ve daha önemlisi kurtuluş savaşına yol açtı.
Büyük Oktobr zaferi g i bi, Sovyet devleti n i n doğ uşu da sonsuza dek
Len in'in ad ıyla bağ l ı d ı r. Leni n gerçek teorisyen-yaratıcı sıfatiyle, Marks
ve Engels' i n u l usal soruna i l işkin fikirlerin i yeni d u rum ve koşullar içinde
geliştird i . Bu sorunla i l g i l i Leni n öğ retisi n i n temel hüküm leri, 30 Ara l ı k
1 922'de ka bul edilen v e Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birliğinin kuru­
luşunu bildiren Deklôrasyonda ifadesini buldu.
Tarihte i l k defa olara k, u l uslar arasında yeni i lişki ler açıkça tespit ed i l d i .
Bu i l işkilerin esasları şunlard ı : Rusya'da halkları n eşitlik v e egemen l iğ i ;
bu halkların, ayrı lma ve başl ı başına devlet kurmayı d a kapsıyon kend i
751
kaderlerin i bel i rleme hakkı ; u l us mensubiyeti ve d i n i inançlard a n i leri
gelen bütün i mtiyaz ve s ı n ı rlamaları n ka l d ı rı l ması ; ulusa l azınlı kların ve
etn i k grupların özg ü r gelişmeleri n i n sağ l a n ması . . .
Len i n , çok u l us l u Sovyet devleti n i n kurul uşuna temel olan prensipleri
belirl iyerek, ulusal sorunun çöz ü m ü teorisini işleyi p meydana getird i. Bu
teori, yurtseverl i k ile enternasyonolizm a rasında, ulusal sorunun doğ ru bi­
çimde çözümü ile bütün ü l keler işçilerin i n s ı n ıfsa l dayanışmaları gerekli­
liği a rasında s ı kı bir d iyalektik bağ kurd u .
len i n izm, ulusal saruna i l işkin her t ü r l ü n i h i l izme karşı, u l u s a l özellik­
lerin küçümsenmesine karşı, « u l usların a rtık za m a n ı n ı yaşa d ığ ı »n ı iddia
eden fikre karşı cephe a l makta d ı r. Gerçekten de bu iddia tuta rsızd ı r. Zira
uluslar nispeten genç ta rihsel kuruluşlard ı r ; yeryüzünde henüz bağ ı msız­
lı kları uğrunda savaşma kta olan halklar va rd ı r ; uluslar - kullanı lmasına
emperyalist burjuvazinin her s u retle engel o l maya ça l ı ştığı - zengi n po­
ta nsiyel olanaklara sahiptirler.
G ü n ü müzde bizzat burj uva ideolog larının « u lusları n bertaraf ed i l mesi »
fikri ni n en ateşl i propag a ndacısı kesilmeleri d i k kate değer bir nokta d ı r.
Onlar, bu suretledir ki, halkların em perya lizm tarafı ndan ezi lmesi, ulusal
emellerin boğ u lması pol itikasını, yani ulusların bağ ı msızlık ve egemen li­
ğ ine karşı yöneiti i m i ş olan ve tekel lerin çıkarla rı yara rı na ul usa l menfaat­
leri h içe saya n pol itikayı ideoloj i k ba kımdan temellend irmeye çalışmak­
tad ı rlar.
« U l usların bertaraf ed i l mesi» tezinin, hal kla rı ta lan etmek üzere ken­
d i leri için en elverişli koşulları yaratmaya ça l ı şa n m i l letlerarası tekellerin
« u lusa l yasa l a rı n ka l d ı rı l ması »nı a rzu ettiklerini açı kça bel i rttikleri ve
örneğ i n Avrupa Ekonomik Birliği çerçevesi içinde « u luslar- üstü » politik
organizmler yaratı lmasını teşvike çabaladıkları bir s ı rada bil hassa yaygın­
laşması da üzerinde d i kkatle d urulmaya değer.
« U l uslar-üstü »lük prensipi, gerek teoride, gerekse politikada, Lenin izme
kesi n l ikle ayk ı rı d ı r. Netekim, Ekonomik Ya rd ı m laşma Konseyi (EYK) üyesi
sosyal ist ü lkeler, bundan bir yıl önce kabul ettikleri Komple Program g i b i
gayet önemli bir belgede, t a m da Leni nci hüküm leri kılavuz ederinerk
şu açıkla mayı yapmakta d ı rl a r : « . . . EYK üyesi ü l keler arasındaki işbirli­
ğinin genişletilip yetkinleştiril mesi ve sosya list ekonomik bütü n leşmenin
geliştiri l mesi bundan böyle de devlet egemen liği ne, bağ ımsızlığa ve ulusal
menfaatlere sayg ı , içişlere ka rışmama, ta m hak eşitliği, karşı l ı k l ı fayda ve
yoldaşça yard ı m laşma temeline dayanan sosya l ist enternasyonal izm pren­
sipleri uyarınca gerçekleştirilecektir . . . Sosya list ekonomik bütü nleşme ta m
gönü l lü l ü k temeli üzerinde gelişmekted i r ve bu uygulamada uluslar-üstü
organlar ya ratı lması d iye bir şey yoktur . . . »
Leninizm m i l l iyetçi liğin her biçimini reddeder. M i l l iyetçilik, daima, pro­
leta rya nın kend i kurtu luşu uğrunda, sosya l izm uğrunda yürüttüğü sı nıfsal
752
m ücadeleyi ya ikinci plôna itmeye ya da genel l i kle yoketmeye ça lışır. Bunu
a maçlayan pol itika, h a l k yığ ı n larını aldatma çabaları içinde ü ltra - m i l l i ­
yetçi bir k ı l ı ğ a g i ren burj uvazinin çıkarına, s ı rf bu ma ksatla uygulanır.
M i l l iyetçilik, özl üğ ü ba kımı ndan, u l u s,al menfaatlere, yani şu veya bu
u l usun bugünkü ve yarı nki menfaatlerine ta mamiyle ters d üşer. Çünkü
sosya l izmle uzlaşmaz biçimde çelişen m i l l iyetçilik kaçı n ı l maz olara k a nti­
sovyetizme dökül ü r.
U l u s a l sorunu yanlız sosya lizm çözebili r. Ve bu, u l usa l kurtu luş savaşı
ile sosyal i lerleme mücadelesinin karşılıklı olara k g ittikçe d a ha ya kından
bağ landıkları çağ ı m ızda bilhassa doğ ru ve isa betli bir hükümd ür. Küba
bu bağ lantı n ı n esinleyici bir örneğ i d i r. Şil i'de, l ra k'ta ve yeni-söm ürge­
c i l iğe karşı savaşmakta olan d iğer bir çok genç devlette de buna benzer
bir sürecin gelişmeye başladığı görü l m ekted i r. Aynı bağ lantı, gelişmiş
'
kapita l i st memleketlerde işçi sınıfının ve m üttefikleri n i n yürüttükleri a ntim onopol ist m ücadele için de karakteristik bir çizg i d i r. Böyleli kle, Batı
Avrupa'da ve öze l l i k le Fra nsa'da, demokrasi ve sosya l izm uğrunda m üca­
d ele, u l usal ekonomideki Amerikan büyük sermayesi egemenliğine karşı,
mem leketin m i l letlerarası - tekellerin çıkarlarına, bunların hiç olmazsa
işleri ne uygu n d ü ştükçe .. Küçü k Avrupa» ve .. Ortak Pazar» çerçevesinde
politik entagrasyonlar yard ı m iyle gerçekleştirmek isted ikleri kara rlarına
ta bi kı l ı n masına karşı yürütülen m ücadeleyle bağ daşma ktad ı r.
Ve tersine, işçi ve demokrati k g üçlerin i lerici demok rasi uğrundaki m ü ­
.cadelede üstün gelmeleri v e sosyal izme doğ ru başariyle i l erlemeleri, ulus­
lar için gelişme ve ka l k ı n m a anlamına, memleketi miz için de u l uslara rası
a l a ndaki eylem inde gerçek bağ ı msızl ı k a n l a m ı na gelecektir.
len i n ' i n işaret ettiğ i g i bi, her halkçı h a reketin somut d uruma göre genel
özellikleri ve spesifik çizgileri birbirinden ayrı olara k ele a l ın m a m a l ı ; ta m
tersine, bunlar bir bütün ü n parçal a rı o l a rak, halkların em perya lizme karşı,
sosya l izmin zaferi için yürüttü k leri büyük savaşın orga n i k pa rçaları olara k
gözden geçiri l melidir. Metropol memleketler işçi s ı n ıfı i l e sömürge ü l keler
halkları a rasında ortak menfaatler, d olayısiyle de objektif bir daya n ışma
vard ı r. işte bu gereçeğ i çıkış n oktası yapan len in, 1 848 yı lında .. Komünist
Partisi M a nifesti »yle i leri sürülen ü n l ü şiarı genişleterek şöylece form ü l e
etti : « Bütün ü lkelerin proleterleri v e ezi len halklar, birleşiniz !»
Fransız Komü n ist Partisi daha va rlığ ı n ı n ilk g ü n lerinden itibaren, Fra n ­
s ı z sömürgeciliği tarafı ndan ezilen halklara, hürriyet v e bağ ı msızlıklarına
kavuşmala rı,n da yard ı mcı olabil mek m a ksadiyle a rd ı c ı l bir m ücadele yü­
rütegelmişti r.
Bugün, Fransız işçi sın ıfı, bağ ı msızlı kla rı na kavuşmuş olan halkl a rı n
yeni -söm ü rgeci liğe karşı yü rüttük leri savaşı desteklemekted i r. Zira Fra n ­
sa n ı n vaktiyle egemen o l d u ğ u eski sömürgeleriyle bugünkü i l işki leri yeni­
sömürgeci l i k ruhundan hiç d e yoksun d eğ i l d i r ; pol itik ve ekonomik eşit­
sizlik bu i lişki lerin başlıca karakter çizg isid ir. Bu cümleden olarak, Fra n 753
SiZ i şçi sın ıfı, Viyetnam, Laos ve Kam boçya savaşçı l a rına politik destek
göstermekte ve maddi yard ı m la rd a bulunmaktad ı r. Bu destek ve ya rd ı m ı n
g ünden g üne artması gerekmektedir.
Fra nsa'da işçi sı nıfı ve d iğer sosyal tabaka ların geniş çevreleri, kapita­
list tekeller i ktida rı na karşı köklü politik dönüşümler isteğ iyle büyük bir
m ücadele yürütmekted i rier. Ka rşılaşılan güçlüklere rağ men, işçi s ı n ıfı ve
halkçı g üçler ittifakı kayda değer başarı l a r elde etmektedir. Işte FKP ve
Sosyal ist Partisi bu koşullar altında bir ortak eylem prog ra m ı ve bir de
hükü met progra m ı hazı rlamışlard ı r.
Sözkonusu program sosya l ist bir prog ra m değ i l d i r. Bu ilerici bir ekono­
mik, sosyal ve politik prog ra m d ı r ; mem leketi m iz için sosya l izm yol u n u
açaca k olan i lerici demokrasi prog ra m ı d ı r. En önem l i v e ertelenmez istek­
ler bu prog ra mda d i le getiri l mekte ve aynı zamanda bunları gerçekleş­
tirmenin ekonomik yol ve a raçları gösteri l mektedir. Progra m , kişisel ve
toplumsal h ürriyetler, çeşitl i kurumlar ve d ı ş pol itika problemlerine de
değ i n mekted i r.
Fra nsız Kom ü n ist Partisi, ilerici demokrasi koşullarında bile, u lusal soru­
nun çözü m ü yolunda başa rıya ulaşabi leceği ve vaktiyle Fransız sömü rge­
ciliğinin boyunduruğ unu taşı m ı ş ü l kelerle eşitl i k ve içişlere karışmama
temeli üzerinde b i r işbirliği politikası güd ü lebi leceği ka nısında d ı r.
SSCB'n i n 50. kuruluş yıldönümünün kutla nması, d ü nyada kuvvetler ora­
n ı n ı n g iderek daha çok sosyal izm, demokrasi, sosyal i leri lik, ulusal bağ ı m ­
sızlık v e barış yara rına değ iştiğ i bir döneme rastlıyor. Em perya l izm sal­
d ı rgan eylem lerinden tamamen vazgeçmiş o l masa da, barış içinde ya n ­
yana yaşama v e uluslara rası işbirl i ğ i yolundan yürümek zorunda bıra kı l ­
m ı ş d urumda d ı r. SSCB ile FAC v e Polonya ile FAC arasında imzalanan
a ntlaşmalardan sonra, Moskova'da, SBKP Merkez Komitesi Genel Sekre­
teri L. i. Brejnef yoldaş ile ABD Cumhurbaşka nı Ni kson a rasında yapılan
görüşmeler d ü nyam ızda bir d eğ işme olduğunu d oğ rula makta d ı r. Fakat bir
d ü nya harbi teh l i kesi henüz kes i n l ikle bertaraf edi l m iş değ i ld ir. Hal kla rın
yine daima uya n ı k o l m a la rı, barış içinde yanyana yaşa ma ve s i lô hsızlanma
yararına eylemlerine deva m etmeleri gerekmektedi r.
i nsa n l ı k ta rihsel gel işmesinde yeni bir a şa mayı yaşıyor. Bu aşa maya
Oktobr Devri m i ve çok uluslu Sovyet devletin i n kurul ması sayesinde ulaşıl­
m ı ştı r.
Dünya ülke leri nin Rus işçi sınıfına, Sovyet halklarına, Sovyetler Birliğ i
Kom ünist Partisine, Len in'e şük ra n borcu konusunda ne söylense azd ı r.
Bugün onları n m ücadelesi, gösterd i kleri fad a kôrl ı k l a r ve verd i kleri k u r­
banlar sayesinde, bütün d ünyada kardeşl iği haya l edebi l iyoruz. H a rpsiz
bir d ünya d üşün mek a rtık bir ütopya d eğ i l d i r. I nsa n ı n sömürül miyeceğ i ,
ha l kların sömürü l m iyeceği b i r d ünya, eşit haklı halkları n yekpôre bir a i l e
halinde, tam b i r u y u m i ç i n d e yaşıyaca kları v e bütün insa n l ı ğ ı n selô meti
için işbirliği yapacakları bir d ü nyayı düşü nebil iyoruz.
754
Halklarin ekonomik ve kültürel e,itsizliğinin
giderilmesi
Bayken Aşimof
Kaza hista n SSC Bakanlar Kuru l u Başkanı
Sovyet halkı, büyük bayra m ı nı, Sovyet Sosya l ist C u m h u riyetleri B i rl iğ i n i n
50. kuruluş yıldön ü m ü n ü candan kutlamaya hazı rla n ıyor. Gerçekten eşit
haklı halkları n bu gönü l l ü ve yekpare birliğinin doğuşunu Lenin'in deha­
sına borçluyuz. Komünist Partisinin u lusal politikasının esaslarını Len in
işleyi p tespit etmiştir. Ve bu politika u l usların ekono m i k ve kültüre l eşit­
sizliğine son verilmesini sağ la m ı ştır.
Ma rks ve Engels'in fikirlerin i sürdüren ve geliştiren, em perya lizm dev­
rinde u l usa l kurtuluş hareketi tecrübes i n i (özel l i kle çok u l u s l u Rusya 'da)
genelliyen Lenin, daha sosya l ist devrim i n zaferinden önce, gelişm �lerinde
geri kalmış halkları n ekono m i k ve k ü l ütrel eşitsizliğinin gideril mesi ve
onlar tarafından yeni top l u m u n kurul ması prensipleri n i form üle etti. Bu
prensipler, Lenin'in Oktobr'dan sonra k i eserlerinde ortaya koyduğ u feodal
ilişkilerden doğrudan doğ ruya sosya l ist i l işkilere geçme olanağı hakkın­
daki öğretisinde en tam ifadesini buldu. Len i n bu eserlerinde ve öğreti­
sinde, Sovyet ü l kesi n i n i l k sosya l izm kuruluşu yılları n ı n tecrü besini gözö­
n ü nde bulunduruyord u. Lenin'in bu fikirleri Sovyetler Birliği Kom ün ist Par­
tisi ta rafından yaratıcı olara k gel işti ri i d i ve gerçekleştirildi.
Lenin'in sosya l izm kuruluşu prog ra m ı n ı n esas maddeleri, yani sanayi­
leşme, köy ekonomisinde yığınsal kooperatifleşme, kültür devri mi, feoda­
lizmden sosya lizme geçen halkları da k'a psa m ı na alır ve bu halklar için
d e zoru n l u d u r. Bu temel zoru n l u klar, yakın geçmişte söm ü rgecil i k ezg isi
a ltında, kendi politik kaderi n i belirleme hakkından, kendi toprağ ından,
d oğ a l zeng i n l i klerinden, d i l inden ve kü ıtürü nden yoksun edi lerek, feodal
ve yarı-feodal bağ ı m l ı l ı k koşu l l a rı içinde buna itı i m ı ş olan m i lyonlarca i n ­
san tara fından u laşılması m ü m k ü n a maçla r o la ra k a n layışla k a rşılan­
m ı ştır.
Kom ü n i st Partisi, sosya lizmin kurul uşuna i lişkin Len i n prog ra m ı prensip­
leri n i her h a l k ı n yaşam ve töresinin özgü l sosyal -ekonomik ve kültürel ko­
şullarına yaratıcı biçimde uygu l uyor, memleketin merkez bölgelerinde olu­
şan tecrübeni n ulusal c u m h u riyetler tarafı ndan mekan i k ola ra k kopya
ed i l mesi ne, sosya l dönüşüm lerin yapma bir çabayla zorla nmasına karşı
çı kıyord u .
SBKP, geçiş devresi n i n başlangıcında hala kapita l izme kada rki i l işkile­
rin hüküm s ü rd ü ğ ü Sovyet Cumhuriyetleri nde, ü l kenin merkez bölgeleri n ­
d e k i n e kıyasla b i r sürü ek tedbirler (Lenin'in tespiti n e göre, a ra tedbirler)
755
a l d ı . Bu ted birler gerçekleştiri lirken a rdıcıl davra n ı l ıyor, yığınları n bun­
lara hazırlık derecesi titizli kle gözönünde tutuluyord u .
Bu ted bi rler arasında, her şeyden önce, ekonomid eki sömürgecilik m i ra ­
s ı n ı n ortadan ka l d ı rı l ması, büyük feoda llerin m ü lklerin e elkoymak suretiyle
işle n i r a razin i n ve mera la rı n yoksul l a r ya ra rına yeniden dağ ıtı l ması, g ö­
çebeli kten çıkarak konumlu hayata geçişin devletçe geniş ölçüde destek­
lenip örg ütlenmesi, köy sovyetleri n i n kurulması ve g üçlendiril mesi ve daha
birçok benzeri g i bi uyg u lamalar vard ı . Ayni za manda, köy ekonomisinde
m a l üretim i temel i n i n g üçlen d i ri l mesi, işçi s ı n ıfı kadrola rı n ı n yetişti ril mesi
ve bu sınıfın politik hayattaki rol ü n ü n artırı lması, ca hilliğin gideril mesi ve
halkın kültürü n ü n yükselti l mesi sorunları çözüm leniyord u. Bütün bunla r,
i nsanların bilincinde feodal, ataerkil-feodal ve soy karakterli kuru m ları n
v e ka l ıntıları n tedricen son bulmasına yard ı m ediyor, sosya list u l usların ve
halk grupları n ı n sağ lamlaşmasını çabuklaştırıyord u.
Sovyet Cumhuriyetlerinin sosya l -ekono m i k ve kültürel gelişmesi, fede­
rasyon çerçevesinde, ya n i eşitlik, dostlu k ve kardeşçe yard ı m laşma pren­
sipine daya n ıl a ra k kurulmuş olan en sıkı devletsel birlik çerçevesi i çinde
gerçekleştiril iyord u. Evvelce kapita lizme kadarki ya p ı n ı n a ğ ı r bastığ ı halk­
lar d a dahil olmak üzere, bütün SSCB halkları n ı n yü ksek tempolu ekono­
mik, sosyal ve kültürel i l erlemesi, a ncak bütün güçleri ve kaynakları bir­
leştirmek suretiyle, plônlı ekonomi, sosya l ist işbö l ü m ü ve ü reti mde ko­
operatifleşmeyle sağ lanabildi.
Devri mden önce, göçebe ve yarı -göçebe hayvancılığı, i lkel ta rı mı ve
az gelişmiş sanayii ile Ça rlık Rusyasının bir sömü rgesi olan Kaza hista n ,
halkları n ekono m i k v e kültürel gerili kten h ızla silki n i p doğ rularak, kapi­
ta lizmi atla mak suretiyle feodalizmden sosya lizme geçişleri n i n parlak bir
örneğ i d i r.
Kaza hista n SSC, kısa bir ta rihsel süre içine, ortaçağ geri kal m ışlığ ı n ­
dan ileri l i k v e ka l k ı nmaya doğ ru, feodal v e ataerkil-feoda l ilişki lerinden
gelişmiş sosya list d üzene doğ ru m uazza m bir yol geçti. Kaza h istan şimdi
modern sanayii, birçok kollara sa h i p ve yüksek derecede makineleşti ri i m iş
köy ekonomisi, i lerici bilim ve kü ltürü, ha l k ı n ı n yüksek hayat d üzeyi i l e
güçlü sanayi v e ,ta rı ma sa h i p bir Sovyet Cumhuriyetid i r. Bu cumhuriyet,
Fra nsa, ispanya, Portekiz, italya, Yunanista n, Norveç, Finlôndiya ve 15veç'in toplam yüzölçümüne eşit 2,7 m i lyon km ka reyi aşan bir toprağı
kapsamaktad ı r.
Kaza histan Cu m huriyetinin h ızla kalkı n ması n ı n en önemli maddi etkeni,
ülkenin gelişmiş bölgeleri n i n gösterdi kleri çok yanlı ve paha biçilmez yar­
d ı m la rla Birlik genel bütçesinden verilen b üyük k redi l er o l muştur. Bu cüm­
leden olarak, 1 920 yı lları sonları n ı n en büyük demiryolu ya p ı m ı olan Tür­
kista n-Sibirya (Turksib) hattı, ülkenin üçüncü ma den kömürü yü ksek fırı n ı
o l a n Ka raga nda, Emba rafinerileri, R u d n i Altay'dak i ren k l i maden işlet756
meleri ve daha böyle yüzlercesi hep genel devlet bütçesi nden ayrı lan
ödeneklerle kurulmuştur.
Hayati önem taşıyan bu kuruluşlar Kaza hista n'ın gelişmesinde son
derece büyük b i r rol oynad ı. Orneğ in, Cumhuriyetin sosyal ist endüstri s i n i n
en büyük eseri olan Turksib hattın ı ele a l a l ı m . .1 .500 kilometreye uzan a n
bu hat, Kaza histan SSC'n i n batı, g üney v e d oğ u bölgeleri n i bir ekonomik
bütünde birl eştirmekte, Orta Asya Cumhuriyetleri ve Kazahistan'ı Sibirya
ile bağ l ıyarak, ya k ı n bölgelerin m uazzam doğ a l zeng i n l i kleri n i n sosya l i;ı:­
m i n hizmetine koşulmasını sağ lamaktad ı r. Turksib ana hattı boyunca bir­
çok köy, s'a nayi konum yerleri ve istasyonlar meydana gelm iştir. Hatta
evvelce göçebelik ve yarı-göçebeliğin hüküm sürd ü ğ ü bölgelerde, 1 930
y ı l larında a rtık 1 26 sanayi işletmesi eyleme geçi ri l m iş ve bura l a rda 26
bin kişiye iş sağ lanmış bulunuyordu .
Cumhuriyetimizde, sosya lizmin bütün cephede i leri ha rekete geçmesi,
sanayileşme ve kooperatifleşme sonucu olara k, halk ekonomisine yeteri
kadar uzma n sağ lama problemi kesin ve a ktüel bir niteli k kaza ndı. Birl i k
hükümeti n i n bütün gücüyle yard ı m ettiğ i merkez sa nayi bölgelerinde va­
sıflı işçi ve uzman kadroları yetiştirme çalışma ları bütün hıziyle deva m
ediyord u . Bir yandan, cumhuriyeti mizde de bu ma ksatla orta ve yüksek
okullar açıl ıyor, gençler SSCB'n i n d iğer bölgelerinde öğ renime gönderi l i ­
yord u . 1 940 y ı l ı nda Kaza hista n ' ı n 2 0 yüksek okulu ile 1 1 8 teknik oku­
lunda 40 binden fazla öğ renci bulunuyor, 20 b i n kadar Kazah genci de
cumhuriyeti m izin sını rları dışı nda öğ renim görüyorlard ı .
Ya kın geçmişte ellinci kuru l u ş yıldönümünü kutlayan Sovyet Kazahis­
ta n'ı, maden kömürü ve petrol, çıkarımı, elektrik enerjisi, demir-çelik ve
renkli metaller, madeni g ü breler ü retim i , traktörler, diğer tarım makine­
leri ya p ı m ı ve daha b i rçok sanayi ü rünleri bak ı m ı ndan ülkenin en büyük
bölgesi haline gelmiş bulu nuyor. Bugün Kaza hista n sanayii, 1 91 3 y ı l ı na
kıyasla 1 58 misli ve 1 940 yılına kıyasla hemen hemen 1 9 misli daha fazl a
üretim ya pmaktad ı r. B u n d a n elli küsür yıl önce en basit sanayi ürü nleri n i
bile dışarıdan getirten Kaza histan, bugün 70 kadar memlekete, u l us a l is­
letmeleri n i n m a rkasını taşıyan çok çeşitli ve yüksek ka l iteli sanayi m a l ları
ihraç etmektedir.
SBKP'nin g i rişimi ve Sovyet h a l k ı n ı n kahramanlıklarla dolu ça lışmalariyle,
Kaza hista n'da, tarihte henüz eşi görü l memiş kısa bir süre içinde 25 m i lyon
hektar kıraç ve boş a razi işlenir h a l e getiri l d i . Bu büyük işin gerçekleş­
tirilmesinde de, SBKP ve Sovyet hükümeti, övgüye değer bir cömertl ikle
gerekli kredi leri açtı, teknik a raçlar ve ya pı gereçleri sağladı, SSCB' n i n
dört bucağ ından heyecan la d o l u p taşan yüzbin lerce genç, k ı raç a razinin
ıslahı ça lışmalarında yard ı m ı m ıza koştular. Kaza hista n, hububat, et, ya­
pağ ı, astragan ve d iğer ta rı m ürünleri üreti minde ü l kenin önde gelen
büyük bölgeleri nden biri oldu. Cumhuriyetimizde hububat üreti m i y ı l l ı k
757
ortalaması 21 m i lyon tona ulaştı. içinde bulunduğ u m uz beşy ı l l ı k plôn
döneminde bu orta la m a n ı n 24 milfon tona çıkarılma sı öngörü l mekted i r.
Sosya lizmin dönüşümler yaratan büyük gücü ve Len i nci u l usal pol itika,
kü ltür devri m i n i n başarı l masında en parlak biçimde kendini gösterd i. Va k­
tiyle okur-yaza r ora n ı n ı n % 2'yi geçmediği ve yü ksek öğ ren i m ierin 22 ki­
şiden ibaret olduğu d iyarda, bugün 3,3 m i lyon çocuğun deva m ettikleri
10 binden fazla genel öğ renim okulu eylemde olup, h a l ka okuma-yazma
öğ retme dôvası d a daha ikinci beşyı l l ı k plôn dönem i n i n sonunda yüzde yüz
çözül m üştür. C u m h u riyetim izde 45 yüksek ve 1 98 o rta dereceli meslek
o k u l u va rd ı r ve bu okullarda 424 bin genç öğrenim görmektedir. Çeyrek
yüzyıl önce kurulmuş olan Kaza hista n SSC Bilimler Akademisi büyük bir
b i l i m merkezi olara k gelişm iştir ve en a ktüel yönlerde çağdaş d üzeyde
temel ve yard ı m cı a raştırma l a r yapma kta d ı r.
Kazah kad ı n la rı n ı n kölelikten kurtarılması büyük' bir sosyal başarı oldu.
Bugün Kazah kad ı n ı d a öğ renim ya pmak, toplumsal ça l ışmaya, k ültürel
gelişmeye ve devlet yöneti mine a ktif olara k katı l m a k hak ve ola nağ ı na
sahiptir. Kazah istan'da h a l k ekonomisinde görev alan yüksek ve orta
öğ ren i m l i uzma n l a rı n % 57'si kad ı n d ı r ; sağ l ı k ve eğitim-öğreti m alan­
l a rında ise kad ı nların sayısı çok daha fazla d ı r. Genel olara k cumhuriyetin
28 bin bilim görevlisinin 1 1 bini kad ı n d ı r.
Kaza h istan çok uluslu bir cumhuriyettir. i şletmelerde ve yapılarda, kol­
hozlarda ve sovhozlarda, Ruslar ve Kazahlar, U krayna l ı ve Selorusya l ı lar,
Ozbekler ve Kırgızlar, Almanlar ve büyük yurd u m uzun daha b i rçok u lusuna
mensup vatandaşlar o m uz om uza ça l ı şmakta d ı rlar.
Kaza h ista n ' ı n güçlü ekonomik potansiyeli ve ü retim g üçlerinin d üzeyde
gelişmesi, sanayi ve köy ekanomisi üreti mi hacmi ba k ı m ı ndan ü l kenin
önde gelen bölgeleri a rasında yer a lmasını sağ lamıştır. Komünizmin
m a d d i -teknik temelinin k u rulmasına cumhuriyeti mizin katkısı da yıldan yıla
a rtmakta d ı r. Böylelikle, her cumhuriyet ülkenin topyekün halk ekonomisi
kompleksinin orga n i k bir parçası olmakta , SSCB'nin ekonomik birl i k ve
bütünlüğünü sağ lamaktad ı r.
SSCB ha l kları n ı n ekono m i k ve kü ltürel eşitsizl i ğ i n i g iderme ve kapita­
lizmi atlıya ra k sosya l izmi k u rma tecrübesi, u l uslara rası bir ta kdirfe karşı­
lanmaktad ı r. Gerçi, kapita list o l m ıyan, sosyalist yöne l i m l i gelişme yolunu
tutan çeşitli halkları n , bu uyg u la mada, hele ekonomi sistemi tipi, top­
lumsal i l işkiler, sosyal ya pı ve hayat tarzı ba kımından epeyce özellikleri
vard ı r. Fakat kapita lizme kada rki gelişme d üzeyi nde bulunan hal kları n
ekonomik ve kü ltürel eşitsizliğini g iderme ve onları sosya l izme geçirme
a la n ı ndaki Sovyet tecrübesi genel kapsa m l ı çizg i l er taşıma kta ve büyük
bir çeki m gücü kazanmış bulunmaktad ı r.
758
Proletarya enternasyonalizmine bağlılık
Ha/ed Bagdaş
Suriye Komünist Partisi MK Genel Sekreteri
1 922 yılı Ara l ı k ayında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birl iğ i'nin k u rul­
ması, Büyük Oktobr Sosya l ist Devri mi'nin bir sonucuyd u. Bu bütün insan­
lığın gelişmesi üzerinde etki yapan ve yapmaya devam eden son derece
önem l i bir olayd ı .
B ü y ü k lenin, SSCB'nin kurulmasından bir yıl sonra öldü. Fakat k u rd uğ u
parti - Sovyetler Birl iğ i Komün ist Partisi - onun dôvasını deva m etti rd i
ve böylece büyük öğ retmenin vasiyetlerine sonsuz bir sadakatle bağ lı
olduğ u n u ispat etti. SBKP, kurulan yeni devletin ekonom ik, politik ve
askeri o l a n l a rda g üçlenmesi için ardıcıl bir m ücadele yürüttü, bu devleti
bütün d ü nyada sosya lizmin ve barışın dayanağı hali ne, u l usal-kurtu luş
hareketinin güçlü müttefi ki, d ü nya emperya lizmine karşı savaşta yen i l mez
bir kuvvet haline getird i. Halkları n kurtu luş savaşı zaferleri, sosya l i ler­
lemede, ezg i ve sömürü çemberi ni k ı rmadaki başarı ları hep Sovyetler Bir­
liğinin gösterd iği ya rd ı m ı n sonuçları d ı r.
Eğer bugün Suriye halkı ve d iğer birçok kardeş Arap ü l kesi, feoda l le­
rin, büyük topra k sahiplerinin, büyük kapita l i stlerin egemen liğinden kur­
tulabi l m iş ve sosya l ilerleme yoluna, kapita l ist ol m ıyan gelişme yoluna
koyulmuş ve sosya l izmin kuruluşu için gerekli ön koşu l la rı yaratmaya baş­
I ıyabilm işse, bu a ncak Sovyetler Birl iğ inin ve d iğer sosya list ü l kelerin eko­
nomik, politik, askeri ve kültürel yard ı m ları sayesinde mümkün o l muştur.
len in, i ktidardan uza klaştı rılan burjuvazi nin, d ü nya kapita l i ve emper­
yal izm iyle bağlant ılarında destek bulunduğ u n u söyler. Şimd iyse, şu veya
bu memlekette sömürü ve ezgiye karşı ayaklanan ilerici güçler, işçiler,
köylüler ve devrimci ayd ı n la r, Sovyetler Birl iğ inin öncü ve daya nak olduğu
sosya l ist sistemde destek buluyo rlar.
.
Bütün d ünya devri mci süreci için büyük bir önemi olan bu objektif ger­
çeği ka bul ve takd i r edenler ya l n ız komünistler değ i l d i r. Diğer i lerici g üç­
ler ve geniş ta baka lar, özellikle kurtu l uşlarına henüz kavuşm uş memleket­
Ierin devri mci -demokratik parti ve a k ı m l a rı saflarında yer alanlar da bu
gerçeğ i n bilincine varmaya başla mışla rd ı r. Suriye Arap Cumhuriyeti Baş­
kanı Hafez Asad , bir mitingte, memleketi miz için Sovyetler Birl iğ iyle dost­
luğun bir ta ktik soru n u veya geçici b i r olay olmadığını, bunun kesin b i r
stratej i k doğrultu olduğunu söyledi. Bu k o n ı , D i c l e v e Fıra t kıyı larından
Atlas Okya nusuna, Rabat'tan Bağdat'a kadar bütün Arap d ü nyası nda
doğ rulanmoktadır.
Şü phesiz ki, Çin'de Maocuların işledikleri en büyük suç, ilerici insan759
l ı ğ ı n gel işmesinde Sovyetler Birl iğ i n i n ta rihsel bir rol oynadığı objektif ger­
çeğ i n i g izlemeye ça lışmaları d ı r. Bu ya l n ız kom ü n ist ve işçi hareketine,
u l usal kurtuluş hareketine karşı d eğ i l , aynı za manda bütün devri mci lere
ka rşı işlenmiş bir suçtur.
Maocuların görüş ve tutu m l a rı Ma rksizme yabancı olmakla ka l mıyor. Bu
görüş ve tutu mlar Ma rksizme ta mamen ters düşüyor. Maoist görüş ve tutum ,
m i l l iyetçiliğin sonuçla rından biri o l u p, gerek « s o l ", gerekse sağ çeşitli
sa pmaları, yurd u n ve h a l k ı n hayati menfaatlerine türlü biçimde iha netieri
haklı göstermede faydalanılan teh likeli bir zemi n teşk i l etmektedir.
Şu da va r ki, bu çı rpı nışlar her yerde ta m bir başa rısızl ığa uğramakta­
d ı r. Çünkü hayati gerçekler bu sa pık ç ı rpınışlardan daha güçlüd ür. Ve bu
gerçek, bütün d ü nyad a m i lyon larca işçi nin, köylü nün ve d iğer emekçilerin
kafa larında ve ka l p lerinde yer etmekted i r.
Sovyetler Birliğinin bütün güçlü kleri aşabil mesi ve d ü nya emperya l iz­
mine ve kapita l izme karş ı d u ran yeni l mez bir güç haline gel mesi olayı n ı n
hangi neden v e etkenlerle açıkla � a bileceğ i n i b i z komün istler i y i bilmek­
teyiz. Ve burada başlıca ve temel etkeni bel i rtmek el bette yeri nde ola­
caktı r. Bu temel etken, Sovyetler Birliğ i n i n Marksist-Lenin ist öğ retiye da­
yanara k u l usa l soru nu doğ ru biçimde çözmüş olmasıd ı r. SBKP, büyük ve
küçük bütün ulusları n ve halkları n eşitl iğini öngören proletarya enternas­
yonalizmi prensiplerinden yararlanmakla yeti nmed i ; proleta rya enternas­
yon a l izmi kavra m ı nı , sosya l ist halkların u l usal menfaatleri a rasındaki bir­
liğin ca n l ı timsa l i o l a n sosya l ist enternasyonalizmi kavra m ı na çevirdi. Sos­
ya list halklar a rasındaki i l işkiler, bir ya ndan her halkın bütün a lanlarda
h ızla ilerlemesini, öte yandan a ra l a rı nda daha fazla yaklaşmalarını sağ ­
lıyan yeni bir temel üzerinde kuru l m a ktad ı r. Sovyetler Birliğ in i n ve bütün
sosya list s i stemin tecrübesi, sosya l ist enternasyona lizmin her halkın özel­
l i klerini, u l usal d i l i n i ve u l usal kü ltü rünü bir ya na atmad ı ğ ı n ı ve yoket­
med i ğ i n i ispatla makta d ı r. Sosya l ist enternasyonalizm, halkların u l usa l
öze l liklerini, d i l ve k ültürün ü yoketmedikten başka, bunları yeni, sosyal ist
bir içerik kaza n d ı ra ra k daha da gel iştirmekte, her u lusal kültürün zengin­
leşmesi için geniş ufuklar açarak ve u lusa l kü ltürler a rasında karşı l ı k l ı et­
ki lenmeler sayesinde halkları n yü ksel meleri n i ve ka rdeşlik d uygulariyle
birbirlerine ya klaşmaları n ı sağ lamaktad ı r.
Bu enternasyonal ist politika Sovyet u l usları ve halkları n ı n menfaatleri
a rasında her hangi bir çelişkiye yer vermez. Bu politika, aynı zamanda,
Sovyetler Birliğ i n i n menfaatleriyle d ü nyada d iğer her halkın gerçek köklü
menfaatleri ve bu a rada Su riye halkının ve d iğer Arap halkları n ı n men­
faatleri a rasında da hiçbir çelişkiye meyda n vermez. Bu böyle olma sayd ı ,
en g e n i ş halk yığ ı n l a rı a rasında Sovyetler Birliğ inin nüfuzu v e çeki m gücü
bu kadar büyük olamazd ı .
Sovyetler Birl iğ inin tecrübesi Len in'in şu sözlerinin doğ ruluğunu gös760
terd i ; « Ka pita lizm koşullarında u l usal (ve genel l i kle politik) ezgi yoke­
dilemez. Bu amaca ulaşabilmek için sınıfların ortadan kaldırı lması, ya n i
sosya l izmin hayata geçiri lmesi gereklidir. » (1) Bu söz her Marksist-Leninist
için d üstur olmalıdır. Ne varki, biz, bazı « u lusal komünizm» taraftarları n ı n
veya Maoistler d e d a h i l olmak üzere, kend i lerine « u lusal kom ü n i stler»
d iyenlerin, Len in'in vard ı ğ ı hükümle ters d üşen bir teoriyi Ya k ı n - Doğ u 'da
yaymaya çal ıştıklarını görmekteyiz. Sözkonusu teori, ya ulusal soru n u n
sosya l iz m i n zaferinden önce (ya n i em perya list etki v e kapita l ist d üzen
koşullarında) kesi nlikle çözülebi leceği sonucuna varma kta, ya da hattô
sosya l ist d üzen koşu lları n d a bile u l usal ezgi olabileceğ i n i öngörmektedir.
Bu teori n i n sahipleri, sosya l izm hakkında garip düşü nceler ileri s ü rüyor,
bu d ü zenin s ı nıfsal çelişkileri ve a rkasından da sınıfla rın kend i s i n i orta­
dan ka l d ı rma a n la m ı na geldi ğ i n i kabule yanaşm ıyorlar. Tek sözle, sosya­
lizmin u lusa l çelişkileri ortadan ka l d ı rd ı ğ ı n ı ve ulusal soru n u kes i n likle
çözd ü ğ ü n ü ispat eden Sovyetler Birliği tecrü besinden gerekli dersleri
ç ı ka rm a k istemiyorlar.
Fakat Maoistler ne kad a r çırpınsalar, onların görüşleri ve « u lusal komü­
n iz m »e i lişkin d iğer benzeri görüşler b izim memleketimizde elverişli b i r or­
tam bula mıyor. Tersine, ilerici d iyebileceğ imiz m i l l iyetçilerin kend ileri, pra ­
tik tecrübeye bakara k, örneğ i n Arap birliğine v e Filistin Arap halkının d u ­
r u m u n a i l i ş k i n şiarlar gibi, aşırı ve bulanık, sınıfsallığa v e gerçekliğe aykırı
şiarların, bölgemizde emperya lizme ve siyonizme karşı g iriştiğ i m iz ha re­
ketin menfaatlerine uyg u n düşmediğini, u l usal bağ ımsızlığın g üçlend iril­
mesine, sosyal izme hizmet etmedi ğ i n i anlamakta d ı rlar. I lerici m i l liyetçiler
g ittikçe daha açık mevziler a l m a kta, ancak sosya list gelişme yol unun bü­
tün bu problemleri n i n kesin l ikle ve kökten çözü l mesine imkôn vereceğ i
gerçeğ i n i g ü nden güne daha iyi kavra makta d ı ri a r.
Halkı m ız, şimdi, Amerikan em perya l izminin desteklediği ısrail sa l d ı rgan­
l ı ğ ı n ı n sonuçlarını g idermek, işgal a ltındaki Arap topra klorı n ı n geri a l ı n ­
masını sağ lamak, Filistin Arap h a l k ı n ı n meşru ulusal hakları n ı ca nlandır­
mak için m ücadele yü rütmektedir. Partimiz de, sosyal ilerleme yolunda,
sosya l izme geçiş için gerekli maddi temel i n yaratı lması yol unda daha i leri
a d ı m l a r a tı l ması u ğ ru nda m ücadelesine devam etmektedir. Parti mizin
şiarı, emperya lizme ve gericiliğe karşı yönelti i m iş ilerici -demokratik Arap
birl iğ i için m ücadeled i r.
Her b i ri hayli karmaşık olan bütün bu büyük ulusal ve sosyal ödevler,
ancak Sovyetler B i rliği ve d iğ er sosya list ü lekelerle samimi ve kuşkus uz
işbirl iğ i sayesinde yeri ne getirilebilir.
(1) V. i. Len in. Bütün eserleri,
c.
30, s. 22.
761
ideolojik mücadelede uzlaşma yoktur
A/ois Peter
Avusturya Kom ün ist Partisi Pol itbüro üyesi
Avusturya küçük bir memlekettir. Onun bazan g itgide çoşan bir devrim
sel i n i n d u rg u n bir kol u n u a n d ı rd ı ğ ı söylenir. Ama bu böyle değ i l d i r. Avus­
tu rya işçi s ı n ıfı, ilerici g üçlerin u l usal kurtuluş hareketini ve bu uğurdaki
m ücadelenin gel işmesini, em perya lizmin yoğ un kuvvetleri n i n en önemli ka­
leleri ve merkezleri olan gelişmiş kapita list mem leketlerde s ı nıfsa l çeliş­
melerin giderek keskinleşmes i n i ve her şeyden önce sosya l ist devletlerin
ve bunları n başl ı ca dayanağı olan Sovyetler Birl iğ i n i n d u rmadan arta n
etkisini d i k katle izlemektedir. Bu s ü reçlerin gel işmesi, Avustu rya burjuva­
zisi ve sosyal-demokrat yöneticiler tarafı ndan da en d ikkotli biçimde gözet­
lenmektedir.
SSCB'nin kuru l uşundan beri geçen 50 yıl içinde, b i rbiri ard ı nd o n başa rı­
sızlığa uğrıyon gerici « ideoloj i k » görüşler parmoklo soyı lam ıyaca k kadar
çoktur. Biz bunlar a rasından ya n l ı z bir tanesi ne, tarafta rları n ı n, Ça rlık
Rusyasındaki geriliğe işa ret ederek, böyle yoks u l, yarı - feodal bir ü lkede
sosya lizm kuru lam ıyacağ ı n ı iddia etti kleri görüşe d eğ i nmek istiyoruz. Bu
görüşü savunanlar, ayrıca, Rusya n ı n b i rçok halkın barı ndığı bir memleket
olduğunu, Ça rl ı ğ ı n bunları kasten birbirine d üşürd ü ğ ü n ü, dolayısiyle d e
burada u l usa l çelişkilerin çözül mez bir problem halini a l d ı ğ ı n ı i leri s ü rü­
yorlard ı . N i hayet, Sovyetler Birl i ğ i n i n kuru l uş u n u n, çok geçmeden ve ka­
ç ı n ı l maz surette başarısızlığa mahkum bir cüretkôr deneme olduğ u n u söy­
l üyorlard ı .
Fa kat tarihin i l k işçi-köylü devleti n i n h a l kları, Len i n partisi yöneti m i n­
de ta rihsel ödevlerin i, başariyle yeri ne geti rd i ler. SSCB' nde sosya lizm
kuruluşunun d eğerli sonuçları , Lenin u lusal politikası n ı n üstün gelmesi,
özellikle Sovyetler Birliğinin ardıcıl barış m ücadelesinin başa rıları, birçok­
ları için, komün istlerin tuttukları yol u n doğru luğunu ve Marksizm-Le n in iz­
m i n gerçekl i ğ i n i gösteren kanıtlard ı r. Bugün a rtık hiç kimse, d ü nya kuv­
vetler ora n ı n ı n sosya lizm yara rına değ işmesini i n kô r edebi lecek veya
küçümsiyebi lecek d u rumda değ i l d i r. Halen sosya l-demokrat partilerde ki­
lit nokta l a rı n ı tutmuş olan oportün istler, parti menajerleri ve teknokratlar
bile, a nti-sovyetik görüşleri n i bir yöntem olara k ileri süremez olmuşlard ı r.
Bu a rtı k olanaksızd ı r, çünkü onları n a nti -komünizmi Sovyetler Birl iğ i n i n
5 0 yıllık varl ı ğ ı boyunca u laştığı m uazzam başa rı ları ispatiıyo n söz götür­
mez kanıtlar karşısı nda tuzla-buz olma ktad ı r. Bundan ötürü, geçenlerde
Viyana'da toplanan Sosya l ist Enternasyon a l i X i i . Kongresinin « yeni ideo­
lojiler» arama belgesi a ltında geçm iş olması rastgele d eğ i l d i r.
762
Bu kongrede u l usal sorunun hemen hemen sözünün bile ed i lmemiş ol­
ması da d ikkate değer. Oysa Batı Avrupa kapita l ist mem leketlerinde güçlü
milletlerarası konsernlerin birçok ülkenin ulusal bağı msızlık ve egemenli­
ğ in i hiçe indirmeye çalıştıkları, Asya, Afrika ve latin Amerikada nice halk­
ları n ul usa l kurtul uş savaşının g iderek daha büyük bir önem kazandığı
bilin mekted i r.
Sosyal -demokrasi l iderlerin i n d ü nyada pol itik kuvvetler ora n ındaki te­
melli değişim leri de gayet iyi bildikleri şü phesizd ir. Netekim, bu sorun
kongrede uzun uzadıya görüşülm üştür. Fakat temel sorun, d ünya n ı n neden
değ işti ğ i sorunu ortaya atı l m ış ve buna cevap veri l m i ş d eğ i l d i r. Bu da a n ­
laşı l ı r şeydir, zira bu soruya veri lecek ceva bın, ister istemez, biz komünist­
lerin çoktan va rmış olduğumuz sonuca u laştı rması gerekecektir.
Son za manlarda, sosya l-dem okrat çevrelerde, Avrupa çapında bir «yeni
ideolojik taarruz» a geçme n iyetinden söz edi p d u ruyorlar. Böyle bir « ta a r­
ruz»un gereğ ini, Sosya l ist Enternasyona l i Genel Sekreteri G. Ya niçek
geçen yıl « Arbeiter-Zeitun g »d a çıkan « i deoloj i n i n başlangıcı » baş l ı k l ı
yazısiyle ileri s ü rm üştür. Yazıda özetle şöyle deniliyo r : « Son y i r m i yıl içinde
Avrupa sosyal-demokrat partileri gerçek bir ideoloj i k buna l ı m yaşadı lar. »
Yazı daha öteye doğru şöyle deva m ediyo r : « Klasik sosya list fikirler sosyal i htiyaçların ya rdı m ına koşmak, genel eğ iti m, eşit haklar vb. - a rtık
kapita l ist sistem çerçevesi içinde gerçekleşmiştir. « Böylece, Sosya l ist En­
temasyona l i Genel Sekreterinin, en yumuşak deyişle, klasik soya l ist hedef­
leri nerdeyse bir hayır cemiyetinin ödevieriyle bir tutmasına şaşmak an­
lamsız o l u r. Sosya l-de mokratlar kendi leri hakkında çok nadir itiraflarda
bulundukla rı için, sözkonusu yazın ı n ilginç birkaç cümlesirii daha a ktarı­
yoruz : « Avrupa sosya l-demokrat parti leri n i n çoğ u, biçi msel prog ra m l a rı na
rağ men, prati kte XiX. yüzyı ldan ka lma Ma rksist bürg üleri ni çıkarıp atmış­
lard ı r . . . i kinci Dü nya H a rbinden bu yana, partiler, birbiri a rd ı nca, temel
prensiplerini yeniden form ü l e etmişlerd i r . . . Fa kat ne yazık ki, bu, esas
itiba riyle sosya l -demokrasiyi o l madığı gibi çizen ve olduğu g i bi göster­
m iyen o l umsuz bir ideoloji, savunucu bir ideolojidir.»
Sosya l ist Enternasyona l i Kong resinde el bette anti-komünist ve a nti­
sovyeti k tira d i o r d a eksik d eğ i l d i . Fakat bu kongreyi örgütliyenler, bug ü n
h e r şeyden önce d ü nya politikası n ı belirl iyen yeni'ye gözlerini çevirmek­
ten kend i lerini o l a m a d ı l a r. Orneğ in, komünistlerle sosya l-demok ratlar a ra ­
sı nda işbirliği sorununun görüşü lmesine engel olamadılar. Netekim, Fra n ­
s ı z sosya l istleri n i n temsilcileri, memlekette « sosya listler ile komünistler
a rasında geçici bir bağ laşma» sağ lanması gereğ i n i bel i rttiler. Finland iya
sosya l - demokratları, komünistlerle beli rl i soru n la rd a eylem birliğinden yana
konuştu l a r. G ü ney Viyetnam sosya l-demokrat g rupu sözcüsü de, Viyetna m
halkına Sovyetler Birliğ inin gösterdiğ i yard ı m ı büyük b i r ta kd irle anarak,
komünistlerle d iğer ilerici güçler a rasında birl i k ve bağlaşıklığı, barışın,
763
ileri l i ğ i n ve bütün halkların hü rriyetin i n en kötücül düşmanı olan Ameri ­
kan em perya l iz m i n i yen menin biricik yolu olara k n itelend i rd i .
Böylece, bazı sosya l -demokrat partilerinde, işçi h a reketi b i rl i ğ i fikri g it­
gide a rta n bir ısrarla kendine yol açmaya ça lışmaktad ı r. Bu olay, aynı
za manda, 1 969 yılı nda Moskova'da ya pılan Kom ü nist ve Işçi Partileri U l us­
lara rası Danışma Toplantısı'nın bazı sosya l-demokra t partilerindeki ayrı m ­
laşmaya ilişkin sonuçla maları n ı n büsbütün önemini korumakta olduğunu
ispatlama kta d ı r. Sosyal-demokra s i n i n yönetici orga n l a rı , işçi sınıfının gün­
den g ü ne a rtan ortak eylem istekleri n i gözön üne a l ma k zorundadırl a r.
Fakat biz, sağcı ve �solcu" oportünizmin, komünist partilerine karşı müca­
delede ôdeta kanun ve k u ra l g i bi Sovyetler B i rl iğ i ne ve öteki sosya list
ü lkelere yöneltii m iş gayet i nce metotla r bel i rled i ğ i n i unutmamalıyız. Drne­
ğ in, bazı sosya l-demokratlar şöyle d iyorla r : Bizler kom ü n i stlere tôviz ver­
meye hazırız, Sovyetler Birliğinin bazı d ı ş politika adı mla rı n ı da onaylı­
yoruz. Ya siz komünistler ne g i bi tôvizler vereceksiniz ve Sovyetler B i rl i ğ i
b i z i n a s ı l destekliyecek?
SBKP'nin çoğ u za m a n hayli karmaşı k koşullar içinde edindiği tecrübeye
dayanan komünistler, politikada uzlaşmala rın m ü m k ü n ve ya ra rlı olaca ğ ı n ı
d a bilirler. Fakat oportün istler i d eolojik m ü cadelede bizden hiçbir tôviz ve
uzlaşma beklememelidi rler. Biz Avustu rya komünistleri, kend i yakın geç­
miş tecrü bemize daya n a rak, bu ya rg ı n ı n doğruluğ u n u iddia edebiliriz.
Devrimci h a reket birbiri a rd ı nca yeni başarı lar elde ed iyor. Bu hareket
s ü rekli bir yükseliş h a l i ndedir. Bu koşullar altında, sosya lizm kuruluşu
genel yasa l l ıkları hep i m iz için a rta n b i r önem ve a ktüel l i k kazanıyor. Bu
yasa l l ı klar, şu veya bu memleketin ta rihsel ve ulusal özellikleri ne uygun
olara k en d eğ işik biçimlerde ken d i n i gösteriyor. Biz Sovyetler Birliğ i n i n
yarım yüzyı l l ı k tari hsel tecrübesinden, öze l l i kle u l usal soru n u n çözümü tar­
zından gerekli dersleri çıkarmalıyız. SSCB tecrübesi, u l usa l problemlerin
çözümünün a ncak proletarya enternasyonalizmi temeli üzerinde, esnek bir
takti k yol uyle ve sa bırl ı b i r yanaşı mla m ü m kün olduğunu göstermiştir.
Sovyetler Birliği objektif olara k sosya list cephenin ve bütün ilerici h a re­
ketin esas g ücüd ü r. Sovyetler Birliğinin tarihsel rol ü d i kkate a l ı n madan,
a nti-sovyetizmle m ü cadele ed i lmeden, emperya l izme karşı, barış ve sosya­
l izm için başa rı lı bir savaş yürütül mesi olana ksızd ı r.
7154
Yeni tarihsel insan topluluğu: Sovyet halki
M. İ.
Kufiçenko
SBKP Merkez Komitesine bağ lı
,
M arksizm-Leninizm Enstitüsü şube yönetmeni
Sovyet halkı yeni, tarihsel, sosyal-politik, çok uluslu insan toplu l uğ ud ur.
'
Bu toplul uk, sı nıfları n ve sosyal g ru pla rı n, u lusları n ve halk g rupları nın,
bütün emekçilerin, sosyal iz m temeli üzerinde, kendine özgü enternasyona­
lizmiyle Ma rksist-Leninist dünya görüşü temeli üzeri nde, ekonomik ve kül­
türel hayatta hedef ve menfaat birliği, ka rakter, yaşayış ve geleneklerde
ortak çizgiler temeli üzeri nde meydana getird i kleri can l ı bir alaşımd ı r.
I nsan l ı ğ ı n i lerlemesi, birbiri a rd ı nd a n değişen veya birlikte varolan çe­
şitli i nsan toplulukları (sı n ıflar, uluslar, partiler vb.) yaratm ı ş ve kendisi de
toplumsal ilerlemeye büyük ölçüde yard ı m ı dokunan bu topl u l ukları o şart­
Ianmıştır. Dünya n ı n eşsiz bir hızla gelişmesine bağ l ı ola ra k sosya lizmin
doğmasının, yeni tarihsel i nsan topl u l u k ları oluşumuna da yol açması ka­
ç ı n ı l mazd ı . insanlık tarihinde yeni bir çağ açan Oktobr Devri mi'nin zaferi
arifesinde, Lenin, sosya lizmin « her u l ustan emekçi yığınlarının yasa l i hti­
yaçları n ı n ve i lerici emellerinin i l k defa ola ra k şimdiki u l usal engellerin
ortadan k a l d ı rı l ması koşullarında enternasyonal bir birl i k içinde yerine
getirileceği yüksek biçimde yeni bir i nsan topl u l u ğ u yaratacağı »nı beli r­
tiyord u. (1)
Proleta rya d iktatörlüğ ü n ü n kuru l u p yerleşmesi, pratik olara k yeni sosyal­
politik enternasyonal topluluğun oluşmasına başlangıç oldu. Lenin, sosya­
l ist devrimin kaza n ı m la rı n ı savu nmanın işçi s ı n ı fı ile köylüleri sı msıkı bir­
leştirdiğine, komünist partisinin izlediği poltika n ı n Rusyoda bütün u l usları
bir büyük ve güçlü aile haline getirdiğ ine, partinin ve işçi s ı n ı fı n ı n yöne­
tim i a ltındaki sosya lizmin kuruluşu yılları nda bir « yüce bütün'ün oluş­
ması »yle Sovyet halkının yekpôre birliğine u laşı ldığına, sınıflar ile sosyal
g ruplar a rasında, u l uslar ile h a l k grupları a rasında yeni ve uyumlu iliş­
kiler yaratı ldığ ı na işa ret ediyord u . Sovyet ho lkı ü retim a raçları üzerinde
toplumsal m ü lkiyet temel ine dayanarak, ekonomik, sosyal -politik ve kül­
türel hayatı n birliği, Marksist-Le n i nist ideoloji, işçi sınıfı n ı n menfaatleri
ve komünist ideal leri temeline daya nara k oluştu.
Sovyet h a l k ı n ı n yeni bir tarihsel top l u l u k biçimi nde oluşmosı iki aşa­
moda gerçekleşmiştir. Birinci aşama, Oktobr Devrimi'nin zaferinden
(1)
v.
505-
i. Lenin. Bütün eserleri, c. 26, s. 40.
765
ya lizmin genel hatlariyle kuru l masına kadarki dönemi, iki nci aşama da
gelişmiş sosya l ist top l u m u n kurulması dönemini kapsar.
Sovyet halkının bir yeni tari hsel topl u l u k biçi minde o l uşma ve geliş­
mesinde, kom ü n i st partisinin, çok uluslu Sovyet işçi sı nıfı n ı n yönetici eylemi
büyük bir rol oynadı ve oynama ktad ı r. Sosya l izmde va rolan bütün sı nıfları
ve sosya l g rupları, u l us la rı ve h a l k grupları n ı s ı m s ı kı kenetli bir top l u l uk,
yüksek d üzeyde bir enternasyonal birlik h a l i ne getirenler komün ist partisi
ve çok u l us l u Sovyet işçi sınıfıdır. Bu yolda Lenin planı gereğ i nce SSCB' n i n
kurulması 'büyük bir rol oynad ı . U l kenin bütün güçleri n i n v e kaynakları n ı n
yekpare b i r birl i k meydana geti rmeleri, h ü r halkların, Ça rlı ktan ve kapi­
ta l izmden m i ra s ekono m i k ve kü ltürel geriliği en kısa bir ta rihi süre
içinde gidermeleri ne, memleketi sanayileştirme ve köy ekonomisini koope­
ratifleştirme davasını gerçekleşti rmelerine, gerçek bir k ü ltür devri m i n i ba­
şa rma larına, sosya lizmi kurmalarına ve SSCB'ni a rtı k komünizmin kuru l u ­
ş u n a g i rişen yüksek gelişimli v e g ü ç l ü b i r devlet haline geti rmelerine i m ­
kan verdi.
Sovyet halkı, her şeyden önce, işçi sınıfının, kolkozcu köylülerin ve h a lk
ayd ı nlarının sosya l -s ı n ıfsa l, mora l - politik ve ideoloj i k yekpareliğini kendi
kişiliğinde bağdaştı ra n sosya l- politik top l u l u ktur. Sovyet halkı aynı za­
manda özl üğü bak ı m ı n d a n çok u l uslu, enternasyonal insan topl u l uğ ud ur.
Sovyet halkının o luş m a ve gel işmesinde sosya l ist ulusal i l i şki lerin kurulup
yerleşmesi, büyük ve küçük halkları n ekonom i k ve kü ltürel gelişme eşitsiz­
liğ ine, çeşitli u l uslar emekçileri n i n sosya l -politik aktifl iğinde görülen fiili
eşitsizliğe son veri l mesi, Sovyet top l u m u n u n sosya lizm temeli üzeri nde
ge lişm es inin itici gücü olan h a l k l a ra ra s ı sars ı l maz dostluğun ya ra t ı l m ası
ve güçlenmesi çok büyük bir rol oynad ı . Genel hatlariyle sosya lizmin kuru l ­
m a s ı u l usal sorunun d a çözümü a n l a m ı na geliyor v e el bette bu sorunun çözülmediğ i sürece - toplumun gel işmesi üzeri ndeki o l u msuz etkisini orta ­
d a n kal d ı rıyord u. Bu olay, g e l i ş m i ş sosya lizmi kurm a ve g e l iştirme dava ­
s ı n ı d a büyük ö lçüde kolaylaştırd J .
Sovyet ü l kesi n i n komü n izm k u ru l uşu yoluna koyulması, yeni ta rihsel
insan top l u l u ğ u olara k Sovyet h a l k ı n ı n gelişmesinde yeni bir aşa m a n ı n
başla ngıcı oldu. Esas sosya l-ekonomik v e sosya l-politik yönleri komünizm i n
maddi-teknik teme l i n i n kurulması, sosya l i st topl u m sa l i lişkilerin tedricen
kom ü n ist i l işkilere dönüşmesi, SBKP' n i n ve işçi sı nıfı n ı n yönetic i l i k rol ü n ü n
a rtırı lması, bu s ı n ı f ı n kolhozcu köylüler v e emekçi ayd ı n l a rl a birliğinin
daha fazla g üçlend iri l mesi, yen i insanın biçimlen mesi o l a n bu yeni aşa­
mayla birli kte, sosya l ist u l usları n ve halk grupları n ı n gelişme ve sımsıkı
kenetlenmeleri s ü reci boyunca u l usa l i l işkileri n içeriğ inde ve biçimlerinde '
köklü n itel değ işmeler başladı.
Bütün u l usların, halk g ruplarının, u l usal ve etn i k grupların yeni tarihsel
insanın topl u l u ğ u olara k tek Sovyet halkında yekpare bir birl i k meydana
766
geti rmeleri n i n belirleyici etkeni el bette ekonomid ir. Bu hususta, her şey­
den önce, her cumhu riyet ekonomisinin tek ve ayrı olara k değ i l , bütün
- ülkenin bi rleşik halk ekonomisinin orga nik bir pa rçası olarak va rolduğunu
ve gel iştiğini gözönünde tutmak gerekmekted ir.
Sosya l ist ekonominin birliği ve komü nizm kuruluşunda ulus mensubi­
yetine ba k ı lmaksızın bütün emekçilerin hedef ortaklığı sayesinde, Sovyet
halkı, uluslar a rasında yaklaşma n ı n pasif bi r sonucu olara k değil, onları n
daha i leri gelişmesinin a ktif etkeni olara k beli rmekted ir. O l kenin SSCB
hal kla rı tarafından yaratı lan ekono m i k pota nsiyeli du rmadan a rtma kta,
onların Birlik devleti, üreti m güçleri n i n cumhu riyetler-arası dağ ı l ı mı, maddi
ve emek kayna kları n ı n yeniden dağ ı l ı m ı , ekonomik gelişme d üzeyleri n i n
bir h izaya geti ril mesi v b . fonksiyonları n ı başariyle yeri ne getirmektedir.
Bütün ulus/ann ve halk gruplannın ortak çızgilerinin oluşması ve insan­
Iann ulusal özelliklerine kıyasla bu çizgilerin rol ve öneminin durmadan
Sovyet h a l k ı n ı n yeni bir tarihsel insan topluluğu karakterin i be­
l i rleme ba k ı m ı ndan bil hassa büyük bir önem ta şır. U l usları n ve halk grup­
larının ortak çizg i leri denili nce, her şeyden önce, ekonomik hayatı n ortak
oluşu, ulusa l mensubiyetlerine ba k ı l maksızı n bütün Sovyet insa n larının
verd i kleri emeğin topyekCın karakteri a n l a ş ı l ı r.
artması,
Ekonomik hayatta orta k l ı k, temel ekonomik menfaatlerin birliği ne, ko­
münizmin maddi -teknik temelinin kuruluşuna her u l us ve halk g rupunun
aza mi katkıda bulunma isteğ ine daya n ı r. Sovyet halkının gittikçe g üçlenen
ekonomik hayat ortaklığı her ulusun ve ha l k grupunun hayatı nda günden
güne önemi daha da arta n b i r rol oynamakta d ı r.
SSCB ulusla rı n ve halk g ru p la rı n ı n politik hayat ortakltğ ı da yıldan yıla
g üçleniyor. Bu ortaklık, Sovyet biçimi iktida r temel ine, gelişmiş biçimiyle
sosya l ist d üzen i n birliği temel i ne, SSC Brliği'nin ve Sovyet u l usal devlet
d üzen inin gelişme süreçleri a rasındaki karşılıklı bağ lantı ve sosya l ist de­
mokrasi n i n kökleştirilmesiyle halkların hep birlikte ilgilen meleri temeline
dayan ıyor.
Sovyet ü l kesinde her u l ustan emekçilerin m ônevi çehresini meydana
yaratılmış bulun uyor. Bu, her şeyden önce, d ü nya
görüşleri Ma rksist-Leni n i st öğ retiye ve bu öğ retinin komü nizm kuruluşu
pratiği ile zengin leşti ril mesine daya nan bütün ul usların ve halk g rupla­
rı n ı n ideoloj i k ta banda orta k l ı ğ ı d ı r. Ve bütün cumhuriyetler emekçileri n i
yansıtan bu mônevi çehrenin ortak çizgi l eri, Sovyet yurtseverli ğ i v e sos­
ya l i st enternasyonalizm, Sovyet ka ra kteri, tüm Sovyet geleneklerid i r. N i h a ­
yet, ç o k u l u s l u tek Sovyet kültüründe orta k l ı kları d a bütün SSCB ul usları
ve halk g rupla rı n ı n karakter çizgisid ir.
getiren ortak çizgiler
Sovyet halkının enternasyonal bilincinin d urmadan gelişmesi Sovyet
insanlarının mônevi çehresinin kara kteristik bir özel liğidir. Bu enternas­
yonal bil inç, her ulus ve halk g rupunun ulusal bilincinde (enternasyona-
767
lizme daya n a n basit top l u msal bilinçte değ il) ortak olan ne varsa hep­
s i n i n yoğ u n ifadesi o lup, u l usal bil incin birliğinde kendini gösterir ve
ona aykırı düşmez.
SSCB' nin bütün u l usları n ve h .:ı l k g rupları n ı n ekonomik, politik ve mô­
nevi hayat ortaklığ ı n ı n ya nısıra, halkları n her bakı mda n-ekonom i k ve
idari-politik - ortak bir ed i n i m olara k gitg ide daha çok bil incine va rd ı k­
ları toprak müşterekliği d e karakteristi k bir özelli ktir.
Bütün SSCB u l usları n ı n ve h a l k g ruplarının hayatı nda ve gel işmesinde,
aralartnda teması sağlıyan ortak dil de çok önemli bir çizg i d i r ; ekonomik,
politik, kü ltürel ve bütün d iğer karşı l ı k l ı i l işkilerin gelişme sürecinde Rusça
ortak d i l olmuştur. Birl i k u lusları a rası nda temas d i l i olara k Rusça n ı n
seçi l mesinde gönül l ü l ü k temeline daya n ı i m ı ş ol up, u l usal d i l lerin d e geliş­
mesi için ta m bir h ü rriyet sağ la n m ı ş b u l u n ma ktad ı r.
Sovyet ü l kesi u l usları n ı n ve h a l k grupları n ı n yuka rıda işaret etti ğ i m iz
ortak çizgilerinin büyük benzerliğine rağmen, bu çizgilerden h içbirinin
etn i k kara kter taşımadığ ı n ı ve bu yönde gel işmed iğ i n i de önemle beli rt­
meliyiz. Bunların rol ü yalnız sosyaldır ve u lusların ve h a l k g ruplarının
gerçekten etn i k a l ômetleri üzeri nde büyük ölçüde dön üştürücü bir etki
ya parak sadece sosyal n itel i kte bel i ri r.
Bi r ya ndan halkların tüm kardeşl i k a i lesine b i r yandan da ayrı ayrı her
birine özgü o l a n bütün ortak nitelikler, yani enternasyonalizm ve yurt­
severl ik, kolektivizm ve kökl ü fikirsel inanış, devri mci iyimserl i k ve komü­
n izm kuruluşu başarı ları n ı elbirliğiyle a rtı rma bilinç ve d uygusu Sovyet
halkında tecessüm etmiş, gerçekleşmiştir. Yeni sosya l-pol itik enternasyo­
nal top l u l u k, sosya l izm temeli üzeri nde gelişmekte olan çok u l uslu ü l kede
enternasyonal olanla u lusal olan a rasındaki birliğin ve ayrı lmazl ığın ca n l ı "':
timsa l i d i r. Sosya lizmin önemli yasa l l ı klarından biri bu birlikted i r ve söz­
kon usu yasa l l ı k, u lusların ve h a l k g rupları n ı n her bakımdan kal kı n ma ve
g itg ide bi rbirlerine yaklaşma eğ i l i m lerinde kendini gösterir.
U l usların ve u l usa l i l işkilerin en ya k ı n gelecekteki gelişmesi, bunları n
ta m birlik yol unda tedrid, fakat sürekl i ya kınlaşmalarıdır. Parti, yasa l lıkla
gerçekleşme esaslarını lenin'in saptıdığı bu birliğe ulaşmayı program
ödevi saymakta d ı r.
768
Emperyalizme göğüs geren başlıca kuvvet
Ali Ya ta
Kurtuluş ve Sosyal izm Pa rtis i (Fas) Genel Sekreteri
Sovyet/er Birliği artık el/inci yi/ını tamam/ıyor. Tarihin io'k sos ya lis t dev­
leti, bu elli yıl boyunca, tarih sel a k ı ş üzerinde, d ü nya kuvvetler ora n ı n ı n
sosya lizm yararına değ işmesi üzerinde giderek a rtan v e derinleşen b i r
etki yapageld i.
Sovyet iş'çi s ı n ıfı yen i bir yurt yaratırken, tarih kend i sine paha biçil mez
bir m utl u l u k bahşetti : Onun d ô h i devrimci V. i . Len i n g i bi bir önderi
va rdı . Bu ö nder, sosya l izm kurul uşu plônını çizmiş ve hayata geçirmeye
başlamıştı . Onun bu za m a n boyunca her s ı navı başariyle geçiren vasiyet­
leri, yeryüzü n ü n bütün devri mcileri için geçişsiz bir önem ve değer taşı­
makta d ı r.
Dünya n ı n çok uluslu i l k sosya l ist devleti n i n kurulması, sosya lizmin em­
perya l izm üzerinde zaferiyd i ; sağ d uyunun, bilimin, feda kôrl ı ğ ı n ve yurt­
severliğ i n ka ra gericilik, burj uva ideolojisi ve emperya l i st tal a n ı üzeri nde
zaferiydi ; sosya l ve ulusal kurtuluşları uğrunda ça lışan h a lklara yol açma
a n la m ı na gelen esinleyici bir örnekti. insa n l ı k ya ra rına Sovyet halkları n ı n
b u ya ptığından d a h a büyük bir hizmet o l a b i l i r m i ? Hayı r, Sovyet halkları
eşsiz b i r kahra ma n l ı k gösterm işlerd i r.
Sovyetler Birliğinin büyük hizmeti - ve sosyalizm kuru l uşu başarısının
d a en büyük etkeni -, em perya l izme ka rşı yürüttüğ ü uzlaşmaz ve a rdıcıl
m ücadeled i r. Bu m ü cadele d ünya ölçüsünde takdirle karşı landı ve Sovyet
d ış politikası n ı n ana hareket çizg isi oldu. Em peryalizmin cibilliyetini değiş­
tirmed iğ ini, bütün ha l kların başl ıca d üşma n ı olara k ka ldığını, Amerikan
emperya lizminin bazı uyd ula rın ı n d a desteğiyle cihangiriik emellerinden
vazgeçmed iğ i n i Sovyetler Birliği herkesten daha iyi bil mektedir. Barış
içinde yanyana yaşama prensipleri n i n bütün d ü nyada yerleşmesi için
çalışan, « soğ u k harb»e kesi n l ikle son veri l mesi ve m i l l etlerarası gergin­
liğin aza l tı l ması için mücadele eden, bütün memleketlerin bağ ı msızlık ve
toprak bütünlüğüne saygı ve içişlerine karışmama prensiplerine titizl ikle
bağlı kalan, tartışmal ı veya çözülmemiş sorunların görüşmeler yoluyle
çözül mesinden yana olan Sovyetler Birliği, a nti-em perya l i st m ücadelen i n
temel dayanağı o l a ra k, emperyalizmi a d ı m a d ı m gerileten v e o n u n sal­
d ı rganlığını dizg i n l iyen yüce kuvvet o l a ra k ka l m a ktad ı r.
Sosyal ist topl u l uğ u n baş devleti olan Sovyetler B i rliği, kuruluşunun
ellinci yılını tam a m la d ı ğ ı g ü n ü m üzde, d ünya devrimci s ü recin i n belirleyici
gücü olara k beli riyor. I ki nci Dünya H a rbinden sonra gelişen olayların Sov­
yetler Birliği sayesinde devrimci bir içerik kazandığını burada hatırlatma­
mız yerinde olur. Zira zafer savaş a l a n l a rında kaza n ı l d ı kta n başka, sos769
ya lizmin ve halkları n faşizme karşı savaşta üstün gel meleri de sağ l a n ­
m ı ştır. Böylelikle d ü nyada başka bir kuvvetler dengesi yaratı lmış, yeni
yeni sosya list ü l keler doğ m uş, Çin Devri mi, Kore ve Viyetnam Devrimleri
başarıla b i l m i ştir.
Emperya l izm üzerinde kaza n ı lan bu zaferler sonucu o la rak, ul usal kur­
tuluş hareketin i n coşkun gelişmesi, sömü rge ve ya rı-sö m ü rge memleket­
lerden çoğ unu yabancı boyundu ruğ undan ku rtu luşa ulaştırd ı ve örneğ i n
Cezayir, Suriye, I ra k v e M ı s ı r g i b i bazı ülkeleriı'l sosya l izm perspektiflerine
açık i lerici bir gelişme yoluna koyu lmalarına imkan verd i. Bütün bu mem­
leketler, Sovyetler Birliğinin kişiliğ i nde, kend i lerine g ittikçe daha büyük
ölçüde, daha çeşitli ve etraflı yard ı m la rda bulunan sad ı k, sebatl ı ve kar­
şılık gözetmez bir müttefik buldular. Sovyetler Birliğ ine, Sovyet yöneti­
cilerine ve emekçi h a l k ı na derin şü kra n d uyguları m ızı sunmanın yeri de
b u rası d ı r.
Sovyetler B i rliği, bütün d ü nya halklarına örnek olduğu gibi, Arap halk­
l a rı için de örnek memleket oldu. Bu sözüm üz, elbette halkları n her şeyde
ve h a rfi harfine Sovyet hayat tarzına özend ikleri a n la m ına gelmez ; biz
bununla, Sovyet sisteminin bütün d ü nya i lerici g üçleri n i n yöneldi kleri en
ilerici toplumsal s istem olduğunu halkların görmezl ikten gelem iyecekle­
rini söylemek istiyoruz.
Sovyetler Birliği bütün biçimleriyle kapita l izmin kökünü kazı makla ka l ­
madı, b u n u n ya n ı s ı ra feodalizm ve burj uvaziden m i ra s ka l ı ntıların yoke­
d i l mesinde d e büyük bir başarıya ulaştı. Emekçi insa n ı n kurtuluşu ve
özellikle kad ı n lara azatlık veril mesi reel olaylard ı r. Böylelikle eski düşün­
me tarzı nı aşan Sovyet yurttaşları kend i lerini büsbütün maddi ve manevi
i lerlemeye hasrettiler. Onları n komünizm yönündeki atı l ı mlan nın bütün
halklara şevk ve heyecan vermemesi olana ksızd ı r.
Bu örneğ in, gelişmekte olan memleketler için olduğu kadar, sanayice
gelişmiş memleketler için de önemi va rd ı r. Sovyetler Birliği, gelişmekte
olan memleketler için, em perya l izme karşı, yaba ncı tekel lerin baskısına
karşı, gerika lmışlık, yoksul l u k ve cahilliğe karşı, toprak reformu uğrunda,
bir a n önce sa nayileşme, ulusal k a d rolar yetişti rme ve sosyal i lerleme uğ ­
runda yü rüttükeri m ü ca delede esinleyici bir örnektir. Ama yü ksek gel işimli
sa nayi ü l keleri n i n de, a rtık çoktan önder devlet h a l ine gelmiş olan Sov­
yetler Birliğ inden öğrenecekleri vard ı r. Sovyetler Birliğ in i n i l k uzay dev­
leti ol ması da, hayati önem taşıyan b i rçok alandaki üstü n l üğ ü n ü yansıtan
bir olayd ı r. Batı halkları, sanayi yöneti m i n i örg ütleme, u l usa l zenginIik­
Ierin dağ ı l ı m ı sistemi, gerçek demokratik kuru m l a r bak ı m ı nd a n Sovyetler
B i rliğinde yetkin örnekler bulabilirler.
M anevi kurtul uş ve i lerilikte Sovyet insanları n ı n ulaştı kları d ü zey, korku­
dan, horl a n ma psikolojisinden, yabancılaşmadan azot yen i insa n ı n, tek
sözle h ü r insanın oluşup yetişmesi bütün ülkeler içi n b i r esin kaynağı ve
örneğ i d i r.
770
Bilindiği gibi, düşman propaganda, daima sosya lizmin olanaksızl ı ğ ı n ı
v e gereksizliğ i ni i s pata çal ışagelmiştir. Bu propaganda, Oktobr Devri­
mi'nden önce, sosya lizm i n Rusya g i bi geri kalmış bir memlekette yerleşip
tutunamıyaca ğ ı n ı iddia e diyordu . Bugün, aynı propaganda, az gelişmiş
memleketler halkla rına ve gelişmiş mem leketler halkları na h itabederken
aynı d i l i kullanmokta, o n l a ra sosya lizmin yoksul ü l kelerin kaderi olduğunu,
zeng i n ü l kelerinse kapita lizmden vazgeçmeden genel bir refa ha u laşa­
bi leceklerini tel kin etmeye çalışmaktad ı r. Bu çelişkili ve ma ntıktan yoksun
iddialar öncelikle « d evlet-üstü »lük teorisinde ifadesini bulmaktad ı r. Bu
teori, d ünyaya Birleş i k Amerika ile Sovyetler Birliğinin yön verd i kleri ve
i nsa n l ı ğ ı n gelişme ka n u n l a rı n ı n bunları kapsa madığı iddiası ndad ı r.
Olaylar ve gerçekler bu temelsiz uyd u rma ları her g ü n ya lanl ıyor. Buna
rağ men, sosya l ist ü lkeyi emperya list ü l keyl e ; insanın insa n ı sömürmesin­
den edebiyen kurtu l m uş ü l keyi, yönetim sistemi söm ü rü ve ezgiye dayanan
ülkeyl e ; bütün halkları n k u rtuluşunu destekliyen ve desteklemekte olan
ü l keyi, m i l letlerarası j a nd a rma kesilen ve tekellerle karagerici lerin yara­
rına çalışan ü l keyle aynı tahtaya koyan bu uyd u rmaların tehlikeli bir karı­
ş ı k l ı k ya rattığ i söz götü rmez.
Kend i payı m ıza, bütün gerçek devri mciler g i bi, biz de, Sovyetler Birl iği
ile Amerika Birleşik Devletlerinin her ne biçimde o lursa olsun bir tutul ­
m a s ı n a kesinl ikle ka rşıyız. Sovyetler Bi rliğ i n i n kısa bir ta rihsel s ü re içinde
zeng in bir mem leket h a l ine gel mesinden ötürü duyd uğumuz büyük sevinci
de g izlem iyoruz. Bu ulaşım, işçi sınıfının veya diğer halkları n söm ü rü l mesi
son ucu d eğ i l, feda kô rca çalışma ve muazza m çabaları n sonucu d u r. Bu
da, ya lnız bizim mem leketimiz g i bi yüzyı l la r yılı s ü regelen derebeylik ve
söm ü rgeci l i k ezgisi koşulları n ı n sebep olduğu gerika l m ışlığın acısını çeken
memleketler için değ i l, daha yü ksek bir gelişmeye u laşabiimiş ü l keler için
de özenilmeye değer bir örnektir. Biz Sovyetler Birliğ inin güçlü ve sa rs ı l ­
m a z bir devlet olmasına, emperya l izme göğ üs geren başlıca kuvvet haline
gel mesine seviniyoruz. Ve bundan ötü rüd ü r ki, anti-komünizme kes i n l i kle
karşıkoyuyor ve onun her biçimine ve bel irtisine karşı m ücadele ediyoruz.
171
Barı,ın ve ileriliğin güçlü etkeni
irac iskenderi
i ra n H a l k Partisi B i ri nci Sekreteri
Son e l l i yılın en öneml i d ünya olaylarının bilimsel tah l i l i Sovyet devle­
ti n i n kuruluşunun ve SSCB'ndeki sosya lizmin kuruluşu tecrübesi n i n u lus­
lara rası büyük önem i n i söz götü rmez biçimde ispat etti.
Bu tecrübe, top l u m u n büyük toprak sa h ipleri ve büyük sermayeciler
olmadan da var ola bileceğini, iktidardaki işçi s ı nıfının m e m leketi yöne­
tebilecek, ul usal ekonom iyi yönetebi lecek ve emekçi h a l k ı n bağrında g izli
sayısız kabil iyetleri a rayıp teşvik ederek yen i b i r kültür yaratabilecek d u ­
rumdo olduğunu protik olara k ortoya koydu. Tari h i n bu i l k i şçi iktidarı,
geçmişin sayısız devrimci hareketleri n i n hatalarından kaçınmayı başar­
d ı ktan sonra, devrim i n a ktif d üşmanlarına karşı kesin ted birler a l makta
tereddüt etmedi ve aynı zamanda emekçi ler için geniş b i r demokrasi sağ­
ladı. Sovyet devleti tecrübesi, kapita l izmden sosyal izme geçilebil mesi için
proletarya d iktatörl üğünün şu veya bu biçimde m utlaka gerekli olduğ u n u
inkôrı ola naksız b i r s urette ispatla d ı .
Oktobr Devri m i'nden sonra dünya n ı n bu uçsuz-bucaksız ü lkesinin işçi
sınıfı yönetici sınıf o l d u, m i l letlerarası emperyalizmin plônJarı n l bozg una
u ğ rattı, kend i eğemenliğini g üçlen d i rd i ve eşsiz bir enerjiyle sosya l ist top­
lum kuruculuğuna g irişti. Bütün bunlar ulusla ra rası proletarya n ı n sosya­
l ist bilincini a rtırd ı , devri mci môneviyatını, kendi güçlerine ve zaferine
inancın ı yükseltti. Sosya l iz m ve kom ü n iz m fikirleri emekçi yığ ı n l a rı a rasında
d a h a d a yaygı n laştı ve işçi s ı n ıfı politik bakımdan daha bilinçli ve daha
savaşkan b i r nitelik kaza n d ı .
Sovyet i ktidarı Rusyada u l usal ezgiye son verdikten v e Çarl ı ğ ı n e s i r ettiğ i
halkla rı kendi devletlerine sahip, politik bakımdan eşit h a k l ı v e h ü r halk­
lar durumuna y ükselttikten sonra, onlara, kapita l izmi atlıyarak, ekonom ik,
sosyal ve k ültürel a l a n l a rdaki geri l iklerini giderip kalkınma la rı olanağını
da sağladı.
Çok u l uslu Sovyet devletin in k u rulması sömürge ve bağ ı m l ı memleket­
ler halkları n ı n devrimci m ôneviyatını yükseltti ; bu halklar emperya l izmin
boyunduruğundan k u rtulmanın pratik olara k m ümkün olduğunu gördü ler.
Dünya n ı n i l k sosya list devleti, ezgi a ltındaki bütün halklar içi n tükenmez
bir m oral ve politik enerji kaynağı old u ; Orta Asya ve Transkafkas halk­
l a rı n ı n proletarya iktidarı yıl larındaki ekonomik ve kültü rel gelişmeleri de
esinleyici bir örnek h izmeti görd ü .
Partimizin l ra n'la komşu bazı Sovyet c u m hu riyetleri ni y a k ı n geçmişte
772
ziyaret etmiş olan üyeleri, bu c u m h u riyetler h a l kları n ı n ne büyük b i r
heyecanla ça lışmakta olduklarını gözleriyle görd ü ler. Oyeleri m izin görüş­
tük ieri sıradan insanlar, m em leketleri n i n ekonomik g ücünün, sosyal ve
u l usa l ulaşı m l a rı n ı n, Sovyetler Birliğ i n i n savunma gücünün ve u l uslara rası
itibarı n ı n a rtmas ı n ı n ayrı ayrı cumhuriyetlerin tek sosya l ist devlet çerçe­
vesi içinde serbestçe birleşmelerinin sonucu olduğunu haklı bir g u rurla
belirttiler.
G ü rcista nı ziya ret eden partimiz temsilcisi, bu cumhu riyetin en modern
bir sanayie ve yüksek d üzeyde maki neleştiril m iş bir köy ekonom isine sa h i p
olduğunu görd ü . Gerçekten d e , devri mden önce h i ç b i r m a k i n e ü retim i
o l mıyan G ü rcistan b u g ü n yüksek b i r gelişme d üzeyine ulaşmış b u l u n uyor.
Oyle ki, yalnız pek büyük d iyem iyeceğ i m iz Rustavi şehri, çoğ u Sovyet
Cu m huriyetlerine ve 44 yabancı memlekete birçok sanayi ü rünü sağ l ıyor.
H a len cumhuriyetin 1 1 6 sanayi işletmesi, yabancı firma l a r tarafından
verilen siparışleri yerine getirmeye ça l ışıyor. Sosya l i st G ü rcistan yüzyı llar
y ı l ı gerika l m ı ş l ı ktan s il kinebilmek için dev adımlariyle i lerledi ğ i bir yol
geçti. Yalnız 1 970 yılı sanayi ü retim i n i n 1 9 1 3 yılındakinin 85 m islisine
ulaştı ğ ı n ı söylemek bu hususta bir fikir vermeye yeter sa n ı rız.
Temsi lci leri miz SSCB'nde ya ptı kları gezide, bazı ları daha kapita l izm
öncesi gelişme aşamasında bulunan birçok halkın Ça rlık Rusyası sömürge
egemenliği za manından kalma ekonomik ve kü ltürel geri l iğ inin, a ncak
ü reti m a raçları üzeri nde toplu msal m ü lkiyet sağ lanması ve tek bir eko­
nomik sistem yaratılması sayesinde n ispeten kısa bir süre içi nde g ideril­
mesinin mümkün olabildiği kanısına va rd ı lar.
i ra n' ı n ve üçü komşusu o l a n Sovyet C u'm h u riyetlerin i n gelişmelerine
i lişkin veri lerle ya pılaca k basit bir kıyaslama bile, Sovyetler Birliğ i n i n
kuruluşundan beri geçi len y o l hakkında açık bir f i k i r vermeye yeterl i d i r.
I ra n'da 1 970 yılı nda a d a m başına elektrik enerjisi üreti mi 2 1 0 ki lovat­
saat iken, aynı yıl içinde Azerbaycan Sovyet Sosya l ist Cumhu riyeti'nde
adam başına 2.300 kvst, Taci kistan'da 1 . 1 00 kvst, Türkmenista n'da da
800 kvst elektrik enerj i s i üretilm iştir,
1 970 yılı nda Sovyet C u m h u riyetleri nde herkes için zoru n l u orta öğ ren i m
uyg ulanırken, I ran'da 1 5 yaşından küçük 8 m i lyon çocuk okul-dışı kal d ı - .
lar. 30 mi lyon nüfuslu I ran'da yü ksek öğ renime devam eden gençlerin sa­
yısı 50 bini geçmezken, toplam nüfusu a ncak 12 m ilyon u bulan dört Sov­
yet Cumhuriyetinde - Azerbayca n, Ermenista n, Türkmenistan ve Tacikis­
tan - 1 970-7 1 yılında yüksek okul/ara 200 binden fazla genç devam
ed iyordu ,
U l usal soru n u n çözümünde Lenin prensiplerin i doğru biçimde uyg u l ı ­
y a n , u l us lara rası a l a nd a söm ü rge v e bağ ı m l ı hal kları a ktif olara k destek­
liyen SSCB emperya l izme k a rşı savaşa n l a rı n sağlam desteğ i oldu. Onun
bu tutum u çıkarcı hesaplara değ il, ezgi a ltındaki halkların a nti-em perya773
list m ücadelesi ile m i l l i ve somurgeci ezg ı n ı n her türüne karşı ol'an sos­
ya l ist ideoloj isi a rasındaki derin bağ lantı temeline dayanıyor.
Sömürgeciliğe ve yen i -sömürgeciliğe karşı m ücadele eden Sovyetler Bir­
liği ve öteki sosyalist ü lkeler, bir ya ndan da harp teh likesinin g iderilmesi
için çalışıyorlar. Son y ı l ları n ol,ayları, emperya lizmin hal kla rı kölel i k ve
ta l a n boyund uruğ una vurma p l a n larını suya d üşürmede en güçlü etken
olara k Sovyetler B i rl i ğ i n i n oynadığı rol ü tekrar ve en inand ı rıcı biçimde
ortaya koymuş b u l u n uyor.
SSCB tarafı ndan i leri sürülen, SBKP Genel Sekreteri L. i. Brejnef yolda­
ş ı n Sovyet Send i ka B i rl ikleri Kon g resinde 20 Mart 1 972 günü yaptı ğ ı ko­
nuşmada beli rttiğ i üzere Asya 'da kolektif güve n l i k sağ lanmasını d a öngö­
ren Barış Progra mı bu kıta halkları n ı n el bette büyük ölçüde d i kkatin i çek­
mekted i r. Sovyetler B i rl i ğ i n i n bu inisyatifi, onun barışı koruma yolunda
sadakatle uyg u ladığı Leni nci pol itikası n ı n bel irti lerinden biri d i r. Ve bu
politika" u l usal bağ ı msızl ı k, barış ve ileri l i k uğrunda savaşmakta olan
Asya ha l kları için çok değ erli bir destektir.
Em perya list çevrelerin Sovyetler Birliğ ine ve kom ü n izme karşı şiddetli
bir propaganda yürütmelerinde şaş ı lacak bir şey yoktur. Anti -komünizm
ve anti-sovyetizm, em perya l izmin elinde, u l usal kurtuluş hareketi ni parça­
lama ve baltalama a raçla rıd ı r. Em perya lizmin ajanları, halkların bağ ı m ­
sızl ığını v e ilerici emel lerin i gerçekten tehdit eden entrikaları n ı , bu araç­
ları n yard ı m iyle, Asya, Afrika ve Latin Amerika halklarından gizlemeye
çalışıyorla r. Yeni-sö m ü rgeci ler, halklar a rasındaki birliği bozmak ve ulus­
lara rası daya nışmayı sarsmak maksad iyle, zararı g itg ide daha bel irli bi­
çimde hissed ilen m i l l iyetçi ideolojiden de yararla nma çabasındadıriar.
Sovyet halklarının sosyal izm kuruluşunda çeşitli u l usları n eşitliğine, tek
top l u m ve tek sosya l ist devlet içindeki kardeşl i k birliğine dayanan ta rihsel
zaferi ve komünizm yolundaki büyük başa rı l a rı bütün insa n l ı ğ ı n i leri hare­
keti için güçlü bir etkendir. Bundan ötürü, Lenin'in yüce partisine, Sov­
yetler Birliği Komünist Partisine bağ l ı l ı k, yeryüzünde barış ve ileri l iğ i n en
güçlü etkeni olan ilk proletarya devletiyle sağ lam dayanışma her Ma rk­
sist-Leninist için, her kom ü nist için hayati bir gerçektir.
Kadınların reel kurtuluş yolu
R. Eman
«Barış ve Sosyalizm Problemleri » dergisinde
isveç Sol (Kom ünistler) Partisi temsilcisi
Sovyetler Birliğinde yeni bir ta rihsel insan topl u l uğ un u n doğuşu, .ka d ı n ­
lar i ç i n d e n itel ba kımdan y e n i bir d u rum a n lamındad ı r. Orneğ i n, bundan
e l l i y ı l önce feoda l söm ü rücülüğün hüküm sürd ü ğ ü Kazahistan'da, bugün
onbinlerce kadın mah a l l i Sovyetlerde halkvek i l l i ğ i görevi a l makta d ı rl a r.
H a l k ı n hayatı nda bu d emokrati kleşmenin sebepleri nelerd ir?
Sosya l izm üretim g üçlerini m uazzam bir gelişmeye u laştı rıyor. Bu süreç
el bette kad ı n la rı da kapsıyor. Bu da onların toplumdaki durumunda d eğ i ­
şimler meydana getiriyor. Zira o n l a r ı n top l umdaki d u ru m u n u ü reti m s ü re­
cinde oyna d ı k l a rı rol bel i rliyor.
Kad ı n l a ra hak eşitliği ta nıyan Sovyetler Birliği, onların, a na l ığ ı , evleri n i n
d ı ş ı n d a k i ça l ışmayla bağ daştırma ları i ç i n gerekli bütün koşu lları özenle
yaratmakta d ı r. 1 970 genel sayı m ı na göre, kad ı n l a r, ü l kede işçi ve hizmet­
I i ler topla m ı n ı n % 51 ' i n i teşkil etmekted i r. RFSSC, Belorusya ve Litva nya'da
b u ora n % 52'yi, Estonya 'da ise % 53'ü bulmaktad ı r.
Kad ı n ların ü reti me yığınsal olara k katı lma ları, onları n politik ve sosyal
alanda a ktif bir eylem göstermelerine temel o luyor. SSCB m a h a l l i Sov­
yetlerinde halkveki l l iğ i sa ndalyeleri n i n % 45,8'i ka d ı n lara aittir. Yüksek
Sovyet'te hal kvekillerinin % 31 'i kad ı n d ı r ve bu oran gitgide a rtmakta d ı r.
Bu saydı k l a rı m ız, burjuva demokrasisiyle öğü nen ka pita l ist memleketlerin
gelişmeleri ni n iteliyen verilerden bir hay l i daha yü ksek göstergelerd i r.
SSCB'nde çokçası kad ı n lar, dünya n ı n hiçbir yerinde görü l medi k ölçüde,
ateiye şefliği, fa brika ve işletme d i rektörl üğü, kooperatif başka n l ı ğ ı görev­
leri a l ma ktad ıriar. Kad ı nl a r, gerek yönetim i n o rta h a l kasında, gerekse bü­
tün yığınsal örgütlerde çok önem l i bir rol oynuyorlar. 1 968 yılı nda sen d i ­
kaları n fabrika -işletme v e maha l l i komitelerinde 0 11 56 ora n ında kad ı n
va rdı . Sosya lizm v e kom ün izm kuruluşu d iya lektiği, kad ı n la rı n yetenek ve
ka b i l iyetlerinden daha iyi yararla n ı lmasını gerektiriyor.
Daha i leri gelişme s ü reci içinde - dünya n ı n ilerici g üçleri doğ ru bir
pol itika temeline dayanan ortak çaba l a rla, kapita l izmi sosya lizmle barış
içinde yanyana yaşama p rensiplerine uymak zoru nda b ı ra kabildikleri ta k­
d i rde -, Sovyetler Birliğinde Len in'in çok önem verd iği bir hedefe ulaş­
manın, yani kad ı n ı evdeki « önemsiz » , yıpratıcı ve ü reti msiz emek o>ten (i)
aza m i ölçüde kurta rma n ı n maddi koşulları süratle yaratı labi lecektir.
(1) V. i. Len in. Bütün eserleri, c. 39, s. 202.
775
Burada hayli deva m l ı bir s ü reç sözkonusu olduğu için, bu dediklerim i ,
Sovyet bası n ı nda çokça tekra rla n a n b i r görüşle, yani e v emeğ i n i daha
fazla «toplumsallaştırma »ya yönelik ça bala rı n yanısıra, bu işin üretimde
çalışan karı-koca'lar arasında yeni biçimde ve a rkadaşça böl ü n mesi yö­
n ü nde sürekli çaba l a r ho rco n ması görüşüyle kan ıtlamqktan kendimi 0 1 0 m ıyorum.
Büyük Anoyurt H a rbi y ı l l a rında görüldüğü gibi, Sovyet kad ı n la rı, sosya­
l ist sistemin savu n u l ması ve H itlerizmin hezimete uğratı lması davasına çok
değerli bir katkıda bulundular ve böylelikle kad ı n ların «zayıf cins» olduk­
ları hakkındaki burj uva efsa nesini de çü rüttüler. Bu efsanenin a macı, kapi­
talist sisteminin, kad ı n la rı n ta m istihdamı problemini çözmekten aciz oldu­
ğ u n u ve düşük konjonktür dönemlerinde işsizl iğ i n acısını en çok kad ı nla­
rı n çektiğini, emek paza rında onları n işgücüne ucuz fiyat biçi ldiğini göz­
lerden saklamaktır.
I sveç kam uoyu, kad ı n ları n gerçek hak eşitli ğ i sorunu üzerinde büyük
bir d i k katle d u rmakta d ı r. Sol (Komünistler) Partisi, sosya l izm m ücadele­
sinde şu hedefleri bel i rlemiş bulunuyo r : Herkese yararlı bir iş tutma
hakkının sağ l a n ması. Kaza nçların etkinl ikle bir h izaya getiri l mesi. Kad ı n ­
lara, toplumsal hayatı n h e r o l a n ı na fiilen katı lma h a k v e olanakları n ı n ,
aynen erkeklerin koşulları n ı n sağ l a n ması. Kad ı n ı n kurtuluşu sürecinin er­
kekle tom eşitliğe va rdırılması maksadiyle, burjuva körinançlarına ve köh­
nemiş görüşlere karşı kesin bir ideolojik m ücadele y ü rütül mesi . . .
Sosya l izmin kurulmasına i l işkin Len i n pren sipleri, kapita l izmden sosya­
lizme geçişi gerçekleştirmeye koyulan bütün halklar için ortaktır. Bu, isveç
için sosya lizm yolunun, ya l nızca kapita l izmin genel çel işkilerinin ve halk
yığınlarının y ü rüttükleri m ücadeleni n etkisi a ltında oluşm ıyacağı anlamın­
d a d ı r. Bu yol, memleketi m izin, sanayileşme derecesi, sınıf g üçlerin i n bağ ı n ­
tısı, ideolojik v e politik gelenekler v b . g i b i özellikleriyle, ya ni sosya lizm
m ücadelesine sahne olan tüm politik d urumla d o şartl ı d ı r.
Sosya l izm hakkında reel gerçekliğe aykırı sübjektif haya l lerle oyalanon
b i r sürü i n san vardır. Sol (Komünistler) Partisi ile SBKP a rasında 1 972 Ma­
yısında ya pılan ikili gÖrüşmelerle ilgili bildiride partimiz reel sosya l izmi
savu nduğunu açıklamış bulunuyor. Ve partimiz böylece, yeni toplum dü··
zenine i l işkin bütün temel ö lçütlerin Sovyetler Birliğ i nde billurlaştığ ı n ı ve
bel i rd i ğ i n i anlamak istemiyen küçü k burjuva a k ı m larından uza k bulundu­
ğunu göstermiş oluyor.
Isveç örneğ i eski u lusal devletlerde olduğu gibi, eski söm ü rgelerd e de,
halk yığ ı n larının yürüttü kleri mücadele emperyalizme ve sömürü sistemine
ka rşı yönelti i m i ştir. Ne yazık ki, burjuva görüşlerine daya nan yanaşı mlar
bazan bu soru nların doğru biçimde a nlaşı lmasına engel ol uyor. Neteki m ,
d ünyada kesin ayrı m çizgisinin « zeng i n » memleketlerle « yoksu l " ü l keler
a rasından g eçtiğ i kanısı yayı l m a k isteniyor.
776
Bundan ötürü , Sol (Ko m ü nistler) Partisi XXi i i . Kongresinde görüşü lmeye
sunulan program tasa rımızda, d ünyada temel çel işkinin kapitalizm ile sos­
yalizm a rasındaki çelişki olduğu bel i rti l mektedir. Bu tasarıya göre, gelişme
halinde k i ü l kelerde görülen yoksul l u k emperya list sömürünün sonucud u r
ve emperya lizm z incirleri n i kırmış o l a n sosya l izmde böyle bir yoksu l l uğ u n
nedeni yoktur. Prog ra m tasarısında, ilerigelen emperya l ist devletlerin, aynı
zamanda Avru pa Ekono m i k B i rl i ği ti pinden bölgesel b l ok l a rın, eski ve
yeni biçim söm ürgeci l i k le, açık ve gizli zorla malarla d iğer halklara baskı
yaptı kları bel irti lmektedir. Bağ ı m l ı ü l kelerin doğal zeng i n l i kleri ni ta lan
edi p tüketen, onları n ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeleri ni köstekliyen
ve bu ü l keleri hem yerli asalakları n , hem d e yabancı ezg icilerin çifte
boyunduruğuna vurmaya ça lışan sistem sosya l iz m değ i l , emperya lizmin ta
kend isid i r. Sosya list devletler bu ezgiye karşı yöneltil m iş u l usal ve sosyal
kurtuluş hareketlerinin dayanağ ıdıriar.
Progra m tasa rısı, I sveç'i küçük, fakat doymaz bir kapita l ist mem leket
olarak, büyük tekellerin kaza nç h ı rsiyle d ü nya paza rındaki mevzilerini ge­
n işletme çabasına düştükleri bir ka pita l ist memleket olara k nitelemekte­
dir. Sermaye i h racı, işletmelerin ve üretimin ya ba ncı ü lkelere a ktarımı bu
maksatla ya pılmaktad ı r. En önem l i Isveç i h racat kumpa nya l a rı, ya bancı
ü l kelerdeki işletmelerinde, mem leket içindekilerden daha çok işgücü k u l ­
lanmaktad ı rl a r.
Isveç devleti, finans kapita l i n i n yabancı ü lkelerdeki operasyonları n ı des­
tekliyor, onlara i h racat kred i leri ve yatı rı m g a ra nti leri veriyor, d iğer mem­
Ieketler tekelcilerinin isveç'te kök sa lma/arı n a ya rdı m ed iyor, isveç ve
ya bancı büyük sermayesinin g üçlenmesini a ktif olara k destekliyor. Bu
cümleden olarak, Isveç devleti, gelişmekte olan ü l kelerin ta lan ed i l mesin­
de kend isinden önemli ölçüde ya ra rlanılan emperya l ist döviz sistemini dört
elle tutuyor, " On'lar K ı ü bü .. n ü n d ü nyada emperya lizmin mevzi leri n i sağ ­
lamla ştırmaya yönelik bir pol itika saptamasına ya rd ı m ediyor. Bu devlet,
aynı ıamanda, halkımızın kendi işlerini başınabuyruk olara k çözme hak­
kına karşı büy ü k sermayenin g i riştiği sa l d ı rı la ra katı l ıyor, halkımızın geniş
ta bakalarının d i renmesine rağ men, Isveç'in Avrupa Ekonomik Birliği' ne,
Avrupa'da tekel lerin dayattığ ı yeni düzene katı l masını sağ la maya ça l ı ­
şıyor.
Sol (Komünistler) Partisi, hangi biçimde o l u rsa olsun, Avrupa Ekonomik
Birliği'ne katı l maya karşı olduğ u nu, ABD tekellerin i n egemenliğinin b i l ­
hassa a ğ ı r bastığ ı hesa p makineleri ü retimi, petrol işleme, elektro n i k tek­
niği g i b i en ö nemli sanayi kollarında m i l l etlerarası tekel lerin ezg isinin
g üçlenmesine karşı olduğunu, tek sözle memleketteki bütün tekellere karşı
olduğunu ilôn etmekted i r.
Parti, Isveç'in Amerikan doları n ı desteklemeye son vermesinde, ka pi­
talizmin az gelişmiş ü lkelere pençesini açmış olan m i l letlerarası finans
ve döviz örg ütlerinden çıkmasında ısra r etmekted ir. Biz Isveç'in mahCıt
777
yard ı m ve destek politikasının, ulusal ve sosyal kurtuluş hareketlerin i ve
i lerici rejimii devletleri desteklemeye doğru yöneltilmesin i istemekteyiz.
Prog ram tasarısı nda, memleketimiz işletmelerinde çalışan i şveçli ve
yabancı bütün işçilerin eylembirliğ i yapmaları gerekliliği önemle bel irti l i ­
yor. isveç işçi h a reketinde, göçmen olara k ça lışanları n sendikal, ekonomik
ve kültürel soru n l a rda ta m hak eşitliği için mücadele yürütmenin gerekli
olduğu a n layışı g üçlen iyor. Çeşitli mem leketler emekçilerinin m i l l etlerarası
tekellere karşı uyum l u bir d i reniş göstermeleri n i n önemi gitgide daha iyi
kavra n ıyor. Partim iz, hü rriyet, demokrasi, sosya l izm ve barış için savaşan
bütün halklara Isveç emekçi halkının m üttefikleri gözüyle ba kıyor.
i sveç işçi sı nıfı n ı n ve h a l k ı n ı n a nti-emperyal i st savaşının o m u rgası, el­
bette, d ü nya emperya l izmi ve onun kalesi Bi rleşi k Amerika ile binlerce
bağı olan tekelci sermayeye karşı mücadeled i r.
isveç dayanışma h a reketi, her şeyden önce, Çin-Hindi kahra ma n halk­
l a rı n ı , isra i l sa l d ı rısına k a rşı savaşan Arap halkları n ı , Gine-Bisay, Angola
ve Moza m b i k yurtseverlerini, u l usal birlik ve hü rriyetleri ni savu nmakta olan
i rlandalılan desteklemeye ve o n l a ra yard ı ma yönelti/miş bulunma kta d ı r.
I sveç halkı, Sovyetler Birliği ve tüm sosyal ist top l u l u k ü l keleriyle tica ret
i l işkileri n i n , teknik ve k ü ltürel m ü badelen i n genişleti l mesinden ya nad ı r.
Halkı mız, büyük tekellere ve emperya l ist sa l d ı rısına ka rşı m ücadelede kesin
başarılar elde edi l mesi için ça lışmakta, halklar a rasında, egemen l i k hak­
larına sayg ı, işbi rliğ i ve karşı lıklı ya rd ı m temeline dayanan yeni ilişkilerin
kuru l ması n ı istemektedir.
778
SSCB tecrübesinin ilkesel önemi
Ib. Nör!und
Danimarka Kom ü nist Partisi MK Sekreterl iği ve icra Komitesi üyesi
SSCB'n i n kuruluşu, sosya lizmin i l k vata n ı olan ü l kede yerleşip gelişme
devrin i açtı ve bu suretle d ü nya olayları n ı n gid işi üzeri nde yen i leştirici bir
etki gösterd i.
SSCB'nin meydana getiril mesi, u l u sa l sorunun i l k sosya list devrim tara­
fından en temelli biçimde çözülmesi anlamına geliyordu. Çizilen ve daha
sonra k i yıllard a somut olara k hayata geçirilen siyasi hattın gerçekten ev­
rensel-ta rihi bir önemi va rdı . O a n'a kadar, u l usal problem asla çözüle­
mez sayıl ıyor ve buna halklar a rasında sonu gelmez m ücadele ve düş­
m a n lıkların « doğa l » kaynağı gözüyle ba kıl ıyordu. Sosya l izmin, u l usların
geleceğ i n i temi nat a ltına ala bi lecek koşullar ya rattı ğ ı ka bul ed i l miyord u .
A m a bug ü n sosya l izmin eylemleri bu g i b i görüşlerin bütün temelsizliğ i n i
ispat etm iş bulun uyor.
Şu da va r ki, biz bugün, bütün d ü nyada halkların ve işçi sınıfı n ı n m üca ­
delesi için yeni koş u l l a r yaratı lmasında çözüm leyici bir rol oyna mış olan
SSCB'nin gel işmesi sonuçla rı n ı ya lnızca kutlamak ve büyük bir takdirle
beli rtmekle yetinemeyiz. SSCB'nin kuruluş j ü bilesi, her şeyden önce, Sov­
yetler Birliğinin ta ri hsel tecrü besinden işçi h a reketi nin çıka rabileceği s o
nuç/art açıklama fırsatı n ı vermektedir.
­
SSCB'nde u l usal sorunun çözül mesi hiç de basit bir iş değ i l d i . Bu çö­
zü mde, değ işik gelişme d üzeylerinde bulunan, ta rihsel geçmişleri birbiri n ­
d e n ayrı ve dolayısiyle d e gelenekleri v e mônevi hayatları ayrı m i ı o l a n
u l uslar a rasındaki i l işkiler sözkonusuyd u. U l usal problem ler, a ncak sosyal
i l işkileri Marksizm- Len inizmin saptadığı biçi mde a n layışı kı lavuz edinen,
doğrudan doğ ruya a maca yönelik bir ça lışmayla çözülebil ir. SBKP'nin bü­
tün ta ri h i , onun, devri mci öğ retiyi, gerek teorik, gerekse pratik olara k mü­
kemmel biçimde kavrayıp beni m sed iğini gösteriyor. Oktobr Devri m i a ncak
Leni n partisinin uzun yıllar süren her yön l ü hazı rl ı k ça lışması sayesinde
üstü n gelebildi. Bundan ötürü, SSCB'n i n u l usal sorunu çözümleme tec­
rübesi de, a l a bi l d iğ i ne zengin, çok yön lü ve - bütün elli yıllık süre çer­
çevesinde - gerika l m ı ş l ı k koş u l la rında olduğu g i bi, en büyük gelişme
dönemlerinde d e ortaya çıkan problemleri kapsar n iteliktedir.
Uluslar a rasındaki i l işkilerin karmaşık ve k ısmen yeni problem leri n i
çözmeyi a maçlıyan e l l i y ı l l ı k m ücadelenin böylesine zengin v e geniş tec­
rübesinden, gayet d oğ a l ,o larak, sosya l izmin, devrimci s ü recin önemli
gelişme yasal/ık/art hakkında doğru bir a n layışın bel i rmesi gerekl iydi.
779
Değ işen veya yeni koşu llar içinde başarı l ı bir m ücadele yürütebilme k için
bu yasa l l ı kların doğ ru biçimde a n laşılması işçi s ı n ı fı için zoru n l ud u r. Ka­
nun/ann ve ilkese/ sonuç/ama/arın karakteristik niteliği, değ işik za man­
larda ve çeşitli koşullar içinde şaşmaz bir kı lavuz hizmeti görmelerinde­
d i r. Uluslararası işçi ha reketi n i n tecrübesi temeli üzeri nde bu g i bi il kesel
sonuçlamaları n sapta n ması, çeşitli ü lkeler komünistleri n i n ortak ödevid ir,
zira onların uluslara rası işbirliği yalnız ortak eylemler temeline d eğ il, aynı
zamanda ortak ideoloji temeline daya n m a ktad ı r.
Burada, SSCB'nin elli y ı l l ı k tecrü besinden ç ı kan, bütün hareketi miz için
öneml i bazı i l kesel sonuçları sadece saymakla yetineceğ iz :
1 . Bu tecrübe, Marks' ı n u l usal soruna i l işkin olara k yaptığ ı ve Lenin'in
em perya lizm koşulla rında geliştird i ğ i teori k değerlemeyi söz götürmez
biçimde doğrulamaktadır. Ulusal soruna ilişkin M arksist-leninist teori,
SSCB tecrübesi temeli üzerinde daha ileri bir gelişme kaydetmiştir.
2. Bu tecrübe, u l usun kaderine gösteri len gerçek özen ile işçi sınıfı n ı n
v e çeşitli mem leketler halkları n ı n uluslara rası tesa nütü a rasındaki kopmaz
bağ ı belirtiyor. H içbir u lusa l ödev, enternasyonalizmi küçümseme dav­
ra nışı temeli üzeri nde çözmemez. Hiçbir enternasyonal ödev de, u lusal
menfaatler küçümsendikçe, çözülemez.
3. Bu tecrübe, işçi sı n ıfı partisinin, u l usal sorunda iğfal g ücü bil hassa
büyük olan oportünist sapmalara karşı uya n ı k o l ması ve müca dele yü rüt­
mesi gerektiğini gösteriyor. Burada hem u lusal nihilizm, hem de ulusal
ayrı l ı m yön ündeki sa pmalar sözkonusudur.
4. Bu tecrübe, komü nist partisi n i n ayrı ayrı ulusal g ruplara böl ü n mesine
asla imkôn verilmemesi ve genel likle ulusal a n laşmazlıklar yüzünden ko­
m ü nistleri n ortak sı nıfsal pozisyonunun zayıflamasından kaçı nı lması gerek­
tiğ i n i belirtiyor.
Bütün bunlar i l kesel sonuçla rd ı r ve her biri ya lnız Sovyetler Birl iğ i ko­
şulları için değ il, genel likle doğ ru ve geçerlidir. Bunların bütün hareketi­
miz için geçerli oluşu, i nsanlığ ı n karşılaştığı yen i ödevlerin çözümünde
d e uygulanmış ve doğ rula nmış olmasından ileri gelmektedir.
Kısacası, I k i nci Dü nya Ha rbinden sonra bir sosya list devletler topl ulu­
ğ u n u n yaratı l ması, SSCB çerçevesinde bir devletler ittifakı kurulması öde­
vinden farklı, yeni bir ödevdi. Fakat bu ö d ev d e a ncak SSCB tecrübesin­
den çıkan il kesel sonuçlar gereğ i nce ve bu sonuçlar uyg ulanara k çözüle­
bilird i . Bu p rensiplerden ayrılma hal leri daima olu msuz sonuçlar vermiştir.
Netekim, Çin liderleri n i n tutum u bu yarg ıyı inand ı rıcı biçimde doğrula­
makta d ı r.
Emperya l ist söm ürgecil i k siste m i n i n çöküşünden sonra yeni u l usal dev­
letlerin gelişmesi, Çarlık I m paratorluğunun bir zamanki sömürge bölge­
lerinin geliştirilmesi ve birer Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti haline getiril780
mesi ödevinden fa rklı, yeni bir ödevd i. Fa kat a nti-emperya list u l usal kur­
tuluş hareketi de, SSCB tecrü besinin etkisi olmadan, karşı laştığı karmaşık
ödevleri başariyle çözemezd i.
Bu tecrü benin, yü ksek gelişimli kapita list memleketlerde sosya l ist devri­
min yolları sorununun işlen mesi ba k ı m ı ndan da önemi vard ı r. Lenin'den
sonra, Komintern döneminde ve za manı mızda bütün kapita l i st memleketler
komün istleri bu sorunla meşg u l o lmuşlard ı r ve olmaktad ı rlar. Ve bu mem­
leketlerin m ücadelesinde henüz kesin dönüm noktasına ulaşı lmış ol masa
da, Ma rksist-Leni nist öğ reti nin uygulanmasında büyük başa rılar elde ed i l ­
m i ş olduğunu görmemek, hata olur. B u dediğ i m izi, Komün ist ve işçi Par­
tileri 1 969 yılı Uluslara rası Danışma Toplantısı'nın doküma nları da d oğ ­
rulamakta d ı r.
SSCB tecrübesi deni l ince sözkonusu olan, Sovyetler Birliğinde ya p ı l m ı ş
ola n ı n aynen kopya edi lmesi veya başka koş u l la r a ltında meka n i k b içimde
uygulanması d eğ i l d i r. Fakat SSCB'nin gelişmesi temeli üzerinde sosya l iz­
min g üçlenmesinin, ka pita l ist memleketlerde işçi sınıfının ve müttefi klerinin
mücadelesi için yen i ve daha elverişli olanaklar ya rattığ ı da, gözden uza k
tutu l m a m a l ı d ı r. Bu yeni olanaklar da sadece Sovyetler Birl iğinin gücünün
artması sayesinde değ i l , aynı zamanda onun gelişmesinin içeriği ve örnek­
fiği sayesinde ortaya çıkm ıştır.
işte bundan ötürü, memleketlerimizde tekelci sermayeye karşı müca­
delede meydana gelen yen i koşullardan ya ra rlanma işi, toplumsa l geliş­
menin gene/ kanun/ann! gözönünde bulundurma zorunluğunun her zaman­
kinden daha iyi a nlaşı lmasını gerektirmektedir. Bu ka nunlar kağ ıtta yazılı
ol masa do, yine mevcuttur ve onları n en bel irg i n çizgisi onların o rtak
karakterleridir. Bunları n küçümsen mesi, şimdi demokratik ve ul usa l istek­
Ierin emperya l izme ve tekellere karşı etkin bir silah haline getiri l mesi için
yürütülmekte olan m ücadele koşulları içinde silkilip atı lması, mevcut prob­
lem lerden sapan bir reformist çizgiden yürüme anlamına gelir. Bu do
daha somut olara k hep u l usal özel li klere önem vermekte kendini gösteri r ;
lakin spesifik ta ri hsel durumlar, temel sosya l yasa l l ı kları hiçbir zaman
ortadan ka l d ı ramaz.
Da nimarka'da, burjuvazi, sermayenin egemenliğ ini, burjuva demokrasisi,
nispeten ilerici burjuva -dem okratik anayasa vb. metotlariyle gerçekleştir­
mede büyük bir tecrübe edindi. Vaktiyle, partimizi terkeden, genel Mark­
sist-Lenin ist tecrübeyi ve öze l l ikle SBKP'nin tecrü besin i reddeden bir g rup
n ifa kçı, bir «yepyeni sosya lizm» getirmeyi vaaded iyorl a rd ı . Fakat bunları n
görd ükleri destek, Da nimarka'da reformist metotlar ya rd ı m ıyla devlet­
tekel kapita l izmini g üçlend i rme kten başka bir sonuç vermed i. Reddettik­
leri genel prensiplerden biri, reform l a r uğ runda mücadeleye i l işkin Mark­
sist-Lenin ist a n layıştı ; ya n i bu m ücadelede a ncak yığ ı n ların seferber ed i l ­
mesiyle, amaçlanan refo rm ları n devlet-tekel kapita lizmi n i n yara rla nacağı
781
metotlar haline geti rilmesi ö n lenebilir ve bunların köklü dönüşüm lere
temel oması sağ lanabi lird i .
Gerçekten d e , m em leketi mizde şimdi, Danimarka ' n ı n Avrupa Ekonomik
Birliği'ne katı lma çabalarına ka rşı gelişen, u l usal ve a nti- monopolist karak­
i leri sürülen a nti- monopol ist politika g ü d ü l mesi istekleri n i n güçlenmesini
tekelci kapita l izminde buna l ı m olayları, tekelci burj uvazi n i n büyük çoğ u n ­
luğ un u n a rtık ellerindeki olanakları u l u s a l temel üzerinde devlet ayar/a­
ması için koruma i l g isini yitird iği ve Avrupa Ekonomik Birl iğ i ' n i n ücretli
emek erbabı üzeri nde daha büyük bir baskıyı öngören u l u s-üstü organ­
ları n d a n ve metot/arı n d a n ya rarlanmaya doğ ru yöneld i ğ i sonucunu d oğ u r­
muş bulunuyor. Avrupa Ekonomik Birliği politikacı ları, ul usa l egemen l i k
kavra m ı n ı hor gören b i r tutum tak ı n ıyorlar. Işte, 1 972 E k i m ayında ya pıla-.
cak u l usal referand umda, Avrupa Ekonomik Birliği'ne katı lma çabalarını
suya d ü şürmeyi a maçl ıyan demokratik yığ ı nsa l ha reket bu plônlara karşı
cephe a l ıyor. Ve b u hareket, işçi sı n ıfı ve d iğer halk yığ ı n la rı tarafı ndan
i leri s ü rü len a nti-monopolist pol itika g ü d ü l mesi isteklerinin güçlenmesini
sağl ıyor.
Bugün ola nca şiddetiyle devam eden müca delede, kom ü n istlerin büyük
bir rol oynadıkları herkesçe ka b u l ed i l mektedir. Bu bizim u l usal soru n u
Ma rksçı-Leninci b i ç i m d e anlama m ızdan ötürü m ü m kün olmaktad ı r. Geniş
bir savaşkan birl i k yaratı labil mesi için, u l usal ni h i l izmin - gerek sağcı,
gerekse « solcu» varyantıyle - s i l k i l i p atı l ması ve u l usal ben liği savu nma
süsü veri lerek kapita list sömü rüyü şirin gösterme denemelerinin önüne
geçil mesi gerekmektedir.
Ve eğ er biz, Avrupa Ekonomik Birliği'nin a lternatifi olarak, bugün Av­
rupa'da devletler-arası eşit haklı işbirliğine dayanan yeni i l işkiler kuru l ­
m a s ı n ı teklif edebi l iyorsak, b u , ya lnız sosya l ist ü l kelerin çağ daş Avrupa
üzeri nde gitg ide g üçlenen etkisi n i n ifadesi değ i l , aynı za manda u l usal
soru n u n sosya l izm ta rafından çözümünün d ü nyada yeni u l uslara rası i l iş­
ki ler kurulması n ı n m ü m k ü n olduğuna g üven hisleri d oğ u rduğ u gerçeğ inin
ifadesidir.
Eğe r Batı'da devrimci h a reket bugün henüz a n a hedeflerine ulaşmış
değ ilse, bunun hiç d e işçi sınıfı n ı n SSCB'ndeki sosya l izm kuruluşu tec­
rübesini ta h l i l etmekle haddinden fazla uğ raşmasından i leri geldiği söy­
lenemez. Ta m tersine, bu tecrübeyi iyi b i l memek, ça rpık a n la m a k devrimci
ha rkete ket vurmakta d ı r. Biz, Sovyetler Birliğinde sosyalizmi zafere u laş­
tı rma mücadelesi tecrü besin i yaymak, genel önemine vaktiyle Len in'in
parmak bastığı bu ödevi yerine getirmek için çabaları m ızı daha da a rtır­
mak zorundayız.
782
Enternasyonalizm komünist ideolojisi ve politikasının
ayrılmaz bir parçasıdır
(Kapanış konuşması)
P. N. Fedoseef
SBKP MK'ne bağ lı Marksiz m - leninizm Enstitüsü d i rektörü
Bugünkü kapita l izmden sosya l izme geçiş devrimsel çağ ında u l usal d üş­
ma nlıkları n ve u l uslar a rasında çatışmaları n ana kaynağ ı olan yeni­
söm ü rgec i l iğ in, u l usal ezg i ve eşitsizliğ i n ortadan ka l d ı rı l ması sorununun
tüm insa n l ı ğ ı n sosyal i lerlemesi n i n önem l i bir yanı olduğu herkesçe kabul
ed i l mektedi r.
U l usal sorunun ö lçüteri ve önemi, örneğ in şu verilere ba kılara k kes­
tirilebi l i r :
Bugün yeryüzünde, küçük kabilelerden tutun da nüfusu m i lyonla rı bulan
uluslara kadar, 2.000 dolayında çeşitli m i llet va rd ı r. Bütün d ü nyada mev­
cut devletler sayısı 1 S0'den fazla değ i l d i r. H a l k g rupları n ı n °,'0 90' lndan
fazlası, çok u l us l u ve çok kabileli devletler kad rosu içinded i rler.
Emperyalizm her alanda gericiliği körü kliyerek, gere k ayrı ayrı çok u l uslu
burjuva devletleri s ı n ı rları içinde, gerekse m i l letlerarası çapta, ya n i emper­
yalist devletler ile politik ve ekonomik ba kımdan bu devletlere bağ ı m l ı
bulunan memleketler a rasındaki i l işkilerde u l usal sorunu keskin leşti rd i .
B i z Sovyetler Birliğinde u l usa l soru n u n çözülmüş olmasını h a k l ı b i r
memnuniyetle kaydediyoruz. Çeşitli sosya list ül kelerde bu soru n u n çözü m ü
d eğişik safha larda bulun uyor. Bu ta ri hsel sü reçte güçlüklerle karşı laşı l ­
m a s ı kaçınılmazdır. fakat genellikle, gerçekten insancıl, gerçekten adil
ulusal i l işkilerin gel işti ri lmesinde sosya l ist gelişme yol uyle büyü k bir i ler­
leme kayded i l mektedir.
Ve bugün, d oğ a l olarak, d ü nya n ı n çok u l us l u i l k sosya l ist devletinin
50. kuruluş yıldönümü, d ünya kamuoyunun bütün d i kkatini üzeri nde top­
la maktad ı r. Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birliği'nin kuru luşu ve başa rı l ı
gelişmesi, Büyük Oktobr Sosyalist Devrimi zaferin i n yasal bir sonucu, i n ­
sanlığın ta rihsel i lerlemesinde önemli bir aşa m a d ı r. SSCB'nin va roluşu ve
ulaştığı kudret düzeyi. XX. yüzyı lda bütün d ünya devri mci kurtuluş güçle­
rinin ortak başa rıs ı d ı r.
Çok u l uslu Sovyet devleti, sosya lizmin son derece karmaş ı k u l usal sorunu
kısa bir süre içinde çözme yeteneğ i ne sa hip olduğunu, ya ni söm ü rücü
topl u mdan mi ras sın ıfsa l ve u lusal uzlaşmaz çel işkilerin sosyal-politik ve
ekonomik köklerini kazıya bildiğini, u l uslar ve halk grupları arasında dost­
luk ve ya kınıaşmayı sağ lıyabildiğini bütün d ünyaya gösterd i.
783
Ça rl ı k Rusya'sı n ı n egemen sı nıfla rı, g itg ide yü kselen devrimci hareket
karşısı nda" emekçileri parça layıp dağ ıtmak ma ksad iyle u l usal güvensizlik
ve düşmanlıkl a rı ellerinden gelen her a raçla körü klemeye ça lışıyorlard ı.
Ulusal ezgi d urmadan artıyor, memleketin merkez ve batı bölgelerinde
a rtık kapita l izm yerleşm işken, uza k uc bölgelerinde birçok halkın sosya l ­
ekonomik v e kültürel gel işmede bir h a y l i geri ka lmış olmaları , ataerkil­
sosya l ve feodal top l u m d üzeni aşamalarında bulunma ları yüzünden de
daha ka rmaşık b i r hal alıyord u .
Sovyet egemen l iğ i daha varl ı ğ ı n ı n i l k g ünlerinden iti baren, ta ri hsel yol­
ları n ı n çeşitl i kesi m lerinde bulunan bütün bu halkları bir dostl uk a i lesinde
birleştirmek, hepsine yalnız pol itik-hukuksal eşitlik d eğ i l , aynı za manda
eylemde eşitlik sağ la mak, serbestçe gel işmeleri için gerekli olanakları
yaratma k g i b i büyük b i r tarihsel ödevl'e karşı karşıya geldi.
Bu son derece g ü ç bir ödevdi . Başarıldı. Şimdi bütün cumhuriyetleri m iz
yüksek gelişi m l i bir end üstriye, makineleştiri l m iş bir köy ekonomisine ve
zengi n bir kültüre sahiptirler. Fakat i l k yıllarda, yolun başlangıcında, h a rp­
leri n yı k ı m ı na uğ ra m ı ş memlekette, özellikle u lu sa l u c bölgelerinde, teknik
ve vasıflı kad ro noksa n l ığ ı , hattô i l kel bir a lfabetik bilgiden bile yoksun­
luk bel büküyord u.
•
Sovyet iktida rı bütün halk güçleri n i ha rekete geti rd i, geri ka lmış kabi le­
leri ve halk gruplarını yüce bir kuruculuğa seferber etti, onlara yeni i me­
ceyi, kolektif çalışmayı, makine kullanmayı ve b i l i m i n başarı ları n ı uygula­
mayı öğ retti.
Şimdi, bilimsel-tekn i k devrim koşulları içinde, bu problem lerin çözü­
m ü n ü n büyük bir önemi vard ı r. Em perya list devletler, bilimsel -teknik dev­
rimin ulaşım larından yararlanarak, kend i ü lkeleri n i n emekçilerini sömür­
meye hız veriyor, kurtul uşlarına kavuşmuş, fakat üretim -tekn i k temel ba k ı ­
m ı nda n zayıf memleketleri ekono m i k ba kımdan e s i r etmeye çalı şıyorlar.
Biz bu yolda " üçüncü d ü nya » deni len ü lkelerin ne g i b i güçlüklerle kar­
şı laştı kları n ı bil iyoruz ..
Komün ist Partisi ve Sovyet devleti, daha sosya l izm kuruluşunun ilk y ı l ­
l a r ı n d a n itibaren, b i l i m i n gelişmesine, Birlik Cumhuriyetlerinde v e mem­
leketim izin d iğer ulusal bölgeleri nde ulusal bilim kadroları yetiştirilmesine
büyük bir ilgi gösterd i ler. Bug ü n bütün Birlik Cumhuriyetlerim izde, kendi
u lusa l bilim kadroları n ı n d iğer ulusları n bilgin leriyle işbirl iğ i halinde ça­
lıştıkları birer Bilimler Akademisi bulunmasının büyük d iyebileceğ i m bir
i l kesel önemi va rd ı r.
Bütün cumhuriyetlerde b i l imsel pota nsiyellerin geliştirilmesi, uluslar a ra­
sında sömürücü top l u mdan ka lma ada letsiz işbö l ü m ü ne son vermenin
zoru n l u koşuludur; zira bu ada letsiz işbölümü yüzü ndend i r ki, evvelce
sömürge veya yarı -sömürge olara k bağ ı m l ı bulunan birçok ulus ve h a l k
grupunun kaderi h e p fiziki çalışma, kara işçi l i k olagelm iştir. B u bölge784
lerde bilim ve kü ltürün gelişip yükselmesi, sosya list u l uslar a rasında eko­
nomik, sosya l ve k ü ltürel bera berliği g üçlendirerek, komünizm kuru l uşu
süreci boyunca a ra l a rında daha çok ya kın laşma için geniş olanaklar
açmakta d ı r.
Konferansım ıza katı lanlardan b i rçoğ u, SSCB'nin çeşitl i cumhuriyetlerini
gezip görmüşlerdir. Bu yoldaşlar, kon uşma l a rında, Sovyet devletinin u l us­
ların hak eşitl iğ ini sadece ilan etmekle ka lmadığını, evvel ce geri ka l m ı ş
yörelerin ekono m i k v e kültürel ka l k ı n masında d a k ı s a bir süre i ç i n d e b ü ­
yük bir başarı v e böylece de hayatı n h e r a l a nında Sovyet halkları n ı n f i i l i
eşitliğini sağ ladığ ı n ı en inandırıcı biçimde belirttiler.
Bunun, insa n ı n insanı sömürmesine son vermede işçi sınıfı n ı n elde ettiği
evrensel-ta ri hi başarı n ı n ya nısıra, sosya l ist demokrasinin ve sosya list h ü ­
manizmin en parlak v e en b ü y ü k u la şımı o l d u ğ u n u söylemek h i ç d e a ba rt­
ma olmaz.
U l usal-devlet kuruluşuna i l işkin Sovyet tecrü besinin meka n i k biçimde
kopya ed ilmesi el bette doğru o l maz. Fa kat burada söz alan b i rçok yol­
daşın haklı olara k işaret ettikleri gibi, bu tecrübeyi küçümsemekten d e
kaçı n ı l ması gerekir. Ç ü n k ü bu tecrübe ya lnız şu veya bu spresifik çizgiyi
d eğ i l, u l usal sorunu çözmenin genel yasa l l ı klarını yansıtmakta d ı r. i l k defa
o lara k Sovyetler Birl iğ i pratiğ inde uygulanma olanağı bulan Len inci u l usal
politika prensipleri, yalnız SBKP'n i n ed i n i m i değ i l , aynı zamanda tüm d ü n ­
y a komün ist v e devrimci-kurtuluş hareketinin ed inimidir.
Bir ya nda sosya l izm koş u l la rında ul usa l sorunun çözümü tecrübesi, öte
ya nda emperya l izm koşullarında u l usları n a ra la rındaki çelişki lerin kes­
kinleşmesi, u lusların ve a ra l a rındaki il işki lerin gelişmesinin ekonomik, sos­
ya l-politik ve ideolojik etkenlere ne derece bağ ı m l ı olduğunu inandırıcı
biçimde göstermiştir.
Konfera nsı m ızda, kapital ist d ünyada u l usal sorunun rol ünün giderek
arttığından söz eden a rkadaşlarımız doğ ru bir teşhiste bulunmuşlard ı r.
Ya p ı l a n konuşmalarda, çözümü halkların hayati menfaatlerini ve kader­
lerini de belirl iyecek o l a n sosya l-politik ödevlerin deri n l i k ve ertelen mez­
liği bütün yönleriyle açıklanmıştır. Bunlar da, her şeyden önce, tekelci ser­
mayenin ezgisine, insa n ı n insanı söm ürmesine ve sosyal eşitsizliğe son
verilmesi, topton yıkım ve ölüm ha rpleri teh li kesinin g iderilmesi, doğol
· çevrenin daha fazla ki rleti lmesi n i n ön lenmesi sorunlarıd ı r. işte bundan
ötürü, u l usal sorun u çağdaş k u rtuluş hareketin i n genel sosyal ödevlerin­
den, emekçilerin sermayeye karşı yürüttükleri sınıf mücadelesinden, sos­
ya l izmin üstün gelmesini ve yerleşmesiııi sağ lama m ücadelesinden kopa­
rı p ayı rma denemeleri temelden yoksun ve tehlikelidir.
Çağ ı m ızda halkları n yürüttükleri ulusal k u rtul uş savaşı, yeni tarihsel
perspektifle, yen i kapita l ist toplumsa l i l işkilerin yokedilmesi ve sosya l ist
toplumso l i l iş kHerin yaratıl masiyle bağ l ı d ı r.
785
Sosya l ist devrim, memleketim izdeki tecrübeni n de gösterdiği üzere, sö­
m ürücü sınıfları, uzlaşmaz sın ıfsa l çel işkiyi yokederken, içsel mantık g ücü
kaçı n ı l mazlığı olara k u l usal ezgiye son verme sorun u n u d a çözmek gibi
çifte bir ödevi yerin e getirmektedir.
Sın ıfsa l ezgiye ve u l usal eşitsizliğe son verme problemleri n i n çözümünün
ayrı lmaz bütü n l ü k ve birliğ i proletarya enternasyanalizmi p rensi plerinde
ifadesini bulmuştur. Bu prensipler Sovyet ü l kesinde bütün u l uslar ve halk­
lar a rası ndaki dostlu k ve işbirl iğ i i l işki lerine sistemli olara k sindirilmiştir.
Sosya list devletin d ı ş pol itikasında enternasyonalizm prensi pleri, sosya list
ü l keler a rasındaki işbirliğ i n i n g üçlendirilmesi nde, hü rriyet ve bağ ı msız­
l ı kları uğrunda savaşan halklarla daya nışmada, ulusal kurtuluş m ücadele­
sini desteklemede ve bütün d ü nya emekçileri a rasındaki bağları sağlam­
laştırmada ifadesi n i b u l u r. Biz halklar a rasındaki d os l uğ un, a ra l a rındaki
barışın d a sağ lam temel i olduğu kanısındayız. SBKP XXiV. Kongresi n i n
ka b u l v e i l ô n ettiği Barı ş Progra m ı , b ü t ü n ilerici g üçlerin g e n i ş v e a ktif
desteğ ini görmüş ve bu p rogra m ı n gerçekleşti ri l mesi u l usla ra rası g üven­
l i ğ i takviyenin önem l i etkeni halini a l mıştır.
Konferansı mıza katı l a n l a r, Sovyetler Birl i ğ i tecrü besinden ç ı karı lacak
başlıca sonucu, sosyal ist devri m i n ve yeni top l u m ku rucu luğunun, u lusal
sorunu a rd ı c ı l biçimde çözmenin ö n koşul u ve temel i olduğu gerçeğ inde
görmekted irler. Söz a la n l a r, bununla s ı k ı sı kıya bağ l ı bir h ususu, yani
u l usal kurtuluşun ve u l usları sosya l ist temeller üzerinde sımsıkı bi rleştir­
menin çözümleyici sosyal gücünün işçi sı n ıfı olduğu hükmünü de önemle
bel irtm işlerdir.
Büyük ça pta üreti mle bağ l ı alan işçi sınıfı, ya lnızca kapita list toplumsal
i l işkilere son veren en devrimci sınıf olmakla ka l m ıyor; b u sınıf aynı za ­
manda, sosya lizmde bütün bir top l umsal ilişkiler s istemini, daha somut
bir deyişle, halklar a rasında dostl uk, işbirl iğ i ve karşı l ı k l ı yard ı m i l işkilerini
beli rliyen yeni ü retim i l işkileri n i n kurulmasında toplumun en a ktif, yöne­
tici g ücüd ü r.
U l usal sorun u çözmek, halklar a rasında yeni tip i l işkiler kurulmasını
sağla mak, işçi sınıfı n ı n tari hsel ödevin i n en önem l i sorunlarından biri d i r.
Eğer u l usal kurtuluşun ve ulusla rı n a ra la rı nda sıkı bir birlik meydana
getirmelerin i n sınıfsa l dayanağı proletaryaysa, Sovyet hQlklarının enter­
nasyonal ittifa k ı n ı n yönetici politik g ücü de Len i n tarafı ndan yaratıl a n
proletarya devrim ci partisi, y a n i Kom ünist Partisi olmuştur. U l uslar ara­
sında, h a l k g ru pları a rasında ya kı nlaşma dôvasına, b u parti, ya lnızca
program ve ta kti k prensipleriyle değ i l , örg ütselliği, enternasyonalizm pren­
sipi üzerinde kuru l m u ş olmasiyle d e h izmet etmekted i r.
Parti, işçi sınıfı n ı n en yakın ve en uzak ödevleri n i n çözümü uğrundaki
her günkü mücadelede, çeşitli Irk'lara, u l uslara ve halk g ruplarına mensup
emekçileri aynı saflarda pratik olara k bi rleştirmekted i r. Ve bu m ücadele
786
boyunca, proletarya enternasyona l izmi ve halklar a rasında dost l u k fikir­
leri n i emekçilerin bilincine maletmekted i r.
Sovyetler Birliği Komün ist Partisi, ya l n ızca bütün u l usları n emekçilerinin
fikri ve enternasyonal bir birlikte saf tutm a la rı n ı sağ lamakla d eğil, onları n
yaratıcı çaba larını ekonomik ve kü ltürel kurtul uşta ve politik gel işmede
örgütlemek ve a henkleştirmek s u retiyle de tarihsel rol ü n ü oynamakta d ı r.
Biz u l usal sorunun çözümüne komünist o l mıyan hiçbir partinin katkıda
buluna mıyocağ ı iddiası nda değ i l iz. çağ ı m ızda, n ice mem leketlerin u l usal
kurtu l uş hareketinde devri mci demokraHar a ktif bir rol oynuyorlar. Çok­
çası, feodal -sosyal i mtiyazı i ta baka l a rla ve yabancı sermayeyle bağlaş­
maya doğru yönelen burj uva m i l l iyetçi partilerinden fa rklı olarak, dev­
rimci demokratlar, ulusal problem lerin çözümünü, gerici rej i m i ere karşı,
feodal ve ataerlik-sosya l i l i şkilere karşı, sosyal i lerleme için mücadeleyle
m ü m kün görüyorlar. Bazı ulusa l demokratik partilerin, kend i halkları n ı n
u l usal kurtu luşu v e u l usal bağ ımsızlığı i ç i n büyük çaba lar harcadı kları
herkesçe bilin mektedir. Komün istler, devrimci ve u l usal demokratik par­
tileri n bu yöndeki eylemine büyük bir d eğ er vermekte ve ken d i lerini des­
teklemektedirler. Bununla bera ber, bazı a nti-em pery,a l ist parti lerin bu yol­
dan saptıkları, a nti-kom ü n izm yol u n u tuttukla rı , u l usal kurtuluşun en a rd ı ­
cd savaşçıları o l a n komünistlere karşı baskı yöntemlerine başvurd u kla rı
da gözden kaçmıyan bir gerçektir.
Burada söz a l a n yoldaşla r, u lusal egoizm ve şovinizmin de sosyal ve
u lusa l problemlerin çözüm üyle bağdaşmazlığ ına haklı olara k işa ret ettiler.
Bu cü m leden olarak, emekçilerin u l uslara rası daya nışma ve sosya l ist ü l ke­
lerin birl i ğ i prensiplerini yı kmaya ka lkışan Pekin yönetici lerinin büyük dev­
let k u runtu l u şovin ist politikası tüm kurtu luş ha reketi için alabildiğıne teh­
likelidir.
Sözl'e rime son vermeden önce, enternasyona l izmin, komün ist ideoloji ve
pol itikası n ı n ayrı l maz bir organik parçası olduğunu bir daha bel irtmek
isterim. Enternasyonalizm, proletaryanın u l usa l ilişkilerde sınıfsal görüş ve
tutumunun ifades i d i r ; e m perya lizme karşı savaşta çeşitli u l usların işçi leri
ve bütün emekçileri a rasında sın ıfsa l dayanışma fikir ve h islerinin ifadesi­
d i r.
Tarihsel tecrübe, devrimci g ü çlerin başarıları n ı n, a ra larındaki birlik ve
kenetli topl ul uğa bağ l ı olduğunu öğ retiyor. Ote yandan, devrimci g üç­
lerin halen boğ uşmakta oldukla rı g üçlükler de, daha ziyade, şu veya bu
pa rti n i n ya d a yöneticinin, proleta rya enternasyonalizmi Marksist-Lenin ist
prensipleri n i a rdıcd olara k uygulamadaki kusurlarından ve sa pmalardan
i leri gel mektedir.
Zama n ı mızın koşul l a rında, enternasyona l izm prensipleri, çağ ımızın esas
devrimci güçlerinin, yan i d ü nya sosya l ist sistemi, kapita l i st ülkeler işçi
sı nıf, ve u lusal kurtu l u ş hareketin i n azam i ölçüde kenetli bir topluluk
787
meydana geti rmeleri n i gerektirmekted i r. Kom ü n ist ve I şçi Partileri U l us­
l a ra rası Da n ı şma Toplantısı n ı n bizler için eylem kı lavuzu olan sonuçla ­
ması bud u r.
Sözlerim i bitirirken bir kere daha belirtmek isterim ki, Sovyet yurtta şları,
Sovyetler Birliğ i n i n çaba ve baş a rılanna , bizim s ı n ı r-ötesi sınıf kardeşleri­
miz tarafı ndan, sosyal izm prensiplerini ve çağ ı m ızın sosya l ist kaza n ı mlarını
savunan bütün d ünya devrimci g üçleri tara fı ndan gösterilen enternas­
yona l desteğe büyük bir değer vermektedirier.
788
Ozgür halkların yolu
Sosyalist ekonominin gelişmesi
Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetleri Birl iğ i'nin kuruluşundan buya na geçen
50 yıl za rfı nda h a l k i ktisad iyatı n ı n gelişmesini gösteren ra ka m l a r
1 922
1 940
1 970
1 972
( plan)
N üfus (yı lsonunda) m ilyon kişi
En önemli sanayi ü rünleri :
Elektrik enerjisi (milyar kil ovat)
Petrol (a kar halindeki gaz da
dahil) (mi lyon ton)
Köm ü r (mi lyon ton)
Dökme demir (milyon ton)
Çel i k (milyon ton)
Haddeden geçiri l m i ş siyah
madenler (milyon ton)
Demir cevheri (mi lyon ton)
Asit sülfirik (mi lyon ton)
Suni g ü b re (mi lyon ton)
Yüzde yüz besleyici madde
bulu ndurması hesa bıyla
Tesbit ed i l m iş m i kta rlarda
K imyevi l if (bin ton)
Metal kesme makineleri (bin a det)
Otomobil (bin adet)
T raktör (bin adet)
Biçer-döğer (bin adet)
Pa muklu dokuma (mi lyon metre)
Ketenli dokuma (milyon metre)
Yü n l ü dokuma (m ilyon metre)
I pekli dokuma (mi lyon metre)
Toz şeker (bin ton)
(1)
1 33,5
1 94,1
0,8
48,3
741
850
4,7
31 ,1
353
404 (2)
624
650
1 1 ,3
0,2
1 66
1 4,9
0,3
1 8,3
0,3
1 3,1
0,2
29,9
243,9
85,9
116
92,5
1 95
(z)
92,5
1 26
99,5
210
0,03
1 ,6
1 2 ,1
1 4,0
0,0
0,7
1 3 ,1
1 5 ,9
0,0
3,2
1 1 ,1
0,2
58,4
1 45
31 ,6
1 2,8
55,4
623
65,9
746
202
208
91 6
1 .376
459
478
99,2
1 03
7.839
3.954
7.482
90,8
286
725
802
28,5
1 20
496
547
1 .241
1 .376
1 0 . 221
9.366
434
2,5
210
77,3
2.1 65
e)
(1) 1 Ocakta.
(2) Ek plôn
da dahiL.
789
1 940
1 922
1 972
1 970
(plan)
Ba l ı k, yırtıcı deniz hayva nları,
balina ba lığı avı ve su
ürünleri ü retim i (bin ton)
1 .404
483
7900
8503
En önem l i köy iktisad iyatı ürün leri
ü reti m i :
hububat (mi lyon ton)
Pam u k çırçır (bin ton)
Et (milyon ton)
Süt (milyon ton)
Yük nak/iyatı (her çeşit u laştırma '
araçlarıyla) (milya r ton/kım)
Demi r yolu y ü k nakl iyatı
(milyar ton/kım)
Temel fonların işletmeye g irmesi
(mukayeseli fiyatlarla)
(milyar ruble)
Sermaye yatırımı (mukayeseli
fiyatla rla) (milyar ruble)
Halk i ktisad iyatı nda ça lışan işçi
ve memurları n sayısı (mi lyon kişi)
50,3
1 86,8
9Ş,6
2.237
34
6.890
2,2
4,7
1 2 ,3
24,5
33,6
83,0
27,0
488
3.829
4. 275
1 8,2
41 5
2.495
2.705
0,2
6,0
77,7
0,2
6,5
82,0
92,5
6,2
33,9
90,2
94,9
SSCB halk iktisadiyatInm 1 9 1 3- 1 97 1 ydla rt arasmdaki gelişmesini
gösteren rakamlar
(1 9 1 3 = 1 )
Gayri safi m i l l i hasıla
lJretilen m i l l i gelir
H a l k iktisad iyatı n ı n bütün
kollarında esas üretim fonları
Tüm sanayi üretim i
lJretim a raçları üretimi
(<< A" g ru bu)
Geniş tüketim malla rı
üreti m i ( B " g ru bu)
Tüm köy iktisad iyatı üreti m i
Her çeşit ulaştırma a raçlarıyla
taşınan yük
1 950
1 960
1 971
1 940
1 945
5,1
4,2
8,2
21
44
5,3
4.4
8,8
23
49
2,6
2,3
3,3
7,7
13
7,1
15
8,3
21
13
40
99
27
89
230
15
3
4,6
2,7
5,7
1 ,4
0,9
1 ,4
3,9
3,0
5,7
<<
790
2,2
15
3,1
32
Dem ir yolla rıyla taşınan yük
Sermaye yatırımı
Halk iktisad iyatı nda çalışan
işçi ve memurların sayısı
Emek veri m l i li ğ i (3)
Sanayide
Köy iktisad iyatı nda
Dem i ryol u nakliyatında
1 940
1 945
5,4
4,1
5,7
5,3
2,6
2,2
1 950
7,9
11
1 960
1 971
20
34
37
77
3,1
4,8
7,2
1 9,6
3,8
4,3
5,5
1 1 ,1
1 ,9
1 ,3
2,1
3,5
5,3
2,9
2,0
3,2
b,6
1 1 ,4
Sovyet devleti ekonomisinin gelişmesi değerlen d i ri l i rken onun ta ri h inde
aşağı yukarı 20 yılı, yani vata ndaş harbi, yabancı ü lkelerin askeri müda­
ha lesi, ikinci Dünya H a rbinin ve ha rplerden sonra halk ekonomisini ka l ­
k ı n dırma devrelerin i n a l d ı ğ ı gözönünde bulundurulmalıdır.
Sosya l ist ekono m i k sistemin üstünlüğü Sovyet Cumhuriyetlerin i n kardeşçe
karş ı l ı k l ı yard ı m ıyle ahenkleştirilerek kısa bir süre içinde harabeleri o rta ­
dan kald ırı l m ı ş ve ülke ekonomisinin hızla gel işmesi i m kô n ı n ı sağ l a m ı ştır.
Bugün Sovyetler Birliğ i d ü nyada en gelişmiş sanayi ü l ke leri a rasında yer
a l m a ktadı r.
SSCB sanayiinin üretim hacmi bakımmdan
dünyada ve Avrupada yeri
1913
Tüm sanayi ürün leri
Elektrik enerjisi
Ta bii gaz
1 971
d ü nyada
Avrupada d ü nyada
5
4
8
6
Devri m d e n öncesi
Avrupada
2
2
2
Rusyada
ü reti l m iyordu
Köm ür (mal ola rak)
Dökme dem i r
6
5
5
4
(3) Bu cetvelde emek veri m l i l iğ in i n y ı l l ı k a rtış h ızı veri l mektedi r. 1 971 yı­
l ı nda 1 saat için emek veri m l i l iğ i 1 91 3 y ı l ı na kıyasla sanayide 29 misli,
ta rımda 6 misli, demiryolu nakliyatı nda 17 misli a rtmıştır.
Sanayi ü rü n l eri ndeki a rtışın birinci beşyı l l ı kta % 51 'i, ikinci beş y ı l l ı kta
% 79'u harp y ı l ları ve dördüncü beş y ı l l ı kta % 69' u, beşinci beş y ı l l ı kta
%
6S'i, a ltıncı beş y ı l l ı kta 0io 72'si, yed inci beş y ı l l ı kta °, 0 62'si, seki­
zinci beş y ı l l ı kta % 73'ü ve 1 971 yılınd a % 82'si emek veri m l i l iğ i n i n
artması sayesinde sağ lanmıştır.
791
Çeli k
Dem i r madeni
Kok kömürü
Suni g ü breler
Asit Sü Ifi ri k
Makine i nşaatı ürünleri
Ana hatla rda ça lışa n dizel
1 91 3
1 971
d ü n yada Avrupada
dünyada Avrupada
5
5
4
4
4
3
2
4
3
2
1
2
1
Devri m d e n önceki
ve elektrik lokomotifieri
Rusyada
Traktörler
Ağa ç ma lzeme i h racatı
Boy kerestesi
Çimento
ay n i
1
2
1
üreti l m i yord u
Hazı r betonarme konstrüksiyon ve parçaları
Pa muklu mensucat
Yünlü mensucat
Toz şeker (yerli ham madde)
Hayvan yağ ı
1
(4)
(4)
1
2
5
4
3
2
4
2
(4)
1 (4)
1
1
1 (4)
1
1 (4)
1
SSCB ve ABD ekonomi/erinin 1 951-7 1 yı ll arı
arasındaki ortalama yillik gelişme hlZlm gösteren rakkamlar
(yüzdelerle)
SSCB
M i l l i gelir
Sanayi ürünleri
Tarım ürün leri
Her çeşit ulaştı rma a raçlarıyla taşınan yük
Sermaye yatırı m ı
Sa nayide ça l ı şa n la rı n emek veri m l iliği
(") 1 970'ten.
792
ABD
8,5
3,3
1 0,0
4,1
1 ,7
3,9
8,7
2,3
9,6
2,6
6,3
3,3
YENi TOPLUM D\JZENJ N 1 N KAZANıMLARI
Sosyalist ekonominin nispi payı
(yüzdelerle)
\Jlkenin temel ü retim fon ları nda (5) :
Büyük baş hayvanlar dahil
Büyük baş hayva n lar hariç
Milli gelirde ( 5)
Sanayi ü rün leri
Ta rım ü rün leri (brüt)
Parakende tica ret işletmeleri n i n
m a l tedavül ü nde
1 924
1 928
1 971
1 937
35,0
35,1
99,0
1 00
58,9
65.7
99,6
1 00
35,0
44,0
99,1
1 00
76,3
82,4
99,8
1 00
98,5
1 00
1 ,5
3,3
47,3
76,4
1 00
1 00
Halkın sınıfsal terkibi
(yüzdelerle)
Tüm nüfus (ailelerin
çalışmıyon üyeleri de dahil)
Bu a ra da :
i şçi ve memu rl ar
Kol hozcu köylüler ve kooperatiflerde
birleşmiş za natçılar
Kol hoz üyesi ol mıyan köylüler ve kooperatiflere katı ı m ıyan zanatçı lar
Burj uvazi, pomeşçik, tücca r ve ağa
1 91 3
1 928
1 939
1 959
1 971
1 00
1 00
1 00
1 00
1 00
1 7, 6
50,2
68.3
80
2,9
47,2
31 ,4
20
66,7
74,9
2,6
0,3
1 6,3
4,6
1 7,0
0,0
(5) Kol hozcu köylülerin, işçi ve memurların şahsi yardımcı tarım işletmeleri
d e dahiL.
793
SSCB'nde işsizliğin ortadan kaldmıması
iş borsa ları veri lerine göre
işsizlerin sayısı (bin kişi)
N isan 1 928
Ekim 1 928
Nisan 1 929
Ekim 1 929
Nisan 1 930
Ekim 1 930
1 .576
1 .365
1 .741
1 .242
1 .071
240
1 930 yılı son larında SSCB'nde işsizl i k ta ma men ortadan ka ldırılmıştı r.
Halkın maddi durumu ve kültür seviyesinin yükseltilmesi
Devri mden önce
(191 3 y ı l ı nd a
ya hutta ona e n
yakın bir yılda
yayı nlanan veri­
lere göre)
işsizliğin ortadan ka l d ı rı l ­
m a s ı v e h e r ça lışanın
orta lama iş gününün
kısaltılması itiba riyle
sanayi ve kurucul u kta
çalışan işçilerin reel
gel i rleri n i n a rtışı
(191 3 yılı
1)
Her çalışan köylü için
orta lama olara k reel
gelirlerin a rtışı
( 1 9 1 3 yılı
1)
Tüketi m m a l la rı sanayi
üretiminde a rtış ( B » g ru ­
b u ) ( 1 9 1 3 yılı
1)
Toplam
Kişi başına
Şehi rlerde konut saha la rı
toplamı (yı lsonunda)
metre kore
1 940
1 965
1 971
2,7
6,4
2,3
7,8
4,6
20,3
32,8
3,9
1 4,0
21 ,3
8,3
=
12
=
<<
=
794
1 80
421
1 .238
1 590
Devrimden önce
(191 3 yılında
yahutta ona en
yakın bir yılda
yayı nlanan
verilere göre
Kişi başına d üşen orta lama
konut hac m i (yıl sonunda)
metre kare
Oğ rencilerin tüm sayısı
(milyon olmak)
Bu o rad a :
Her çeşit genel eğitim
okullarında
Orta dereceli meslek
okulları nda
O niversitelerde
Deva m l ı ça lışan çocuk
bahçeleri ve çocuk yuvalarındaki çocuklorın sayısı
(yı l sonunda)
(bin ola rak)
Her 1 .000 kişiye d üşen
doktor sayısı
Her 1 0.000 kişiye d üşen
yatak sayısı
Orta lama ö m ü r
1 940
1 965
1 971
6,3
6,5
1 0,0
1 1 ,2
1 0,6
47,6
71 ,9
79,7
9,7
35,6
48,3
49,2
0,05
1 ,0
3,7
4,4
0,1 3
0,8
3,9
4,55
1 .953
7.673
9.499
23,9
28
7,9
1 ,8
4,6
13
40
96
111
32
47
70
70
Sovyetler Birliği m i l l i gelirinin dörtte üçü halkın m a d d i ve kültü rel i hti­
yaçla rın ı gidermek için harcanmakta, a ncak dörtte biri sosya l ist üreti m i n
gel işti rilmesine v e d iğer genel devlet i htiyaçlarına ayrı lmaktad ı r.
Toplumsal tüketim fonlaTIndan halka yaptfon
yardım ve gösterilen kolaylıklar
1 940
Top l a m (mi lya r ruble)
Kişi başına (ruble)
4,6
24
1 960
27,3
1 27
1 965
41 ,9
1 82
1 970
63,9
263
1 971
68,6
280
795
Toplumsal tüketi m fonları ndan halka parasız eğ itim ve i htisaslaşma,
parasız tıp yard ı mı, emekl i l i k maaşı, öğ renci bursla rı, y ı l l ı k izinlerin ·öden­
mesi, sanatoryum ve d i n lerce evleri için parasız veya ind irimli kartlar,
çocuk ba hçeleri ve çocuk yuva ları n ı n masraflarını karşı lama ve daha bir­
s ü rü yard ı m sağ lan m a kta ve kolaylıklar gösteri l mektedir. Bundan başka
devlet, konut, okul, kültürel, sosyal ve tıp m üesseseleri n i n kurulması için
yılda her işçi ve memur a i lesi için orta lama 2 0 0 ruble harca maktad ı r.
Kuru/on konutlarm ve konut koşullafını iyileştirenlerin sayısı
Devlet, m üessese, örgütler, Meskene kavuşa n­
kolhozl a r ve ha l k ta rafı n- l a rı n sayısı
dan k u rdurulan konutlar mi lyon kişi
bin adet
1 950
1 .073
5,3
Beşinci beşy ı l l ı kta
AIMca beşyıllıkta
Yed i nci beşy ı l l ı kta
Sekizinci beşyıllıkta
6.052
30,6
1 1 . 292
54,0
1 1 .551
54,6
1 1 .333
54,9
1 966
2.291
1 0,9
1 967
2.31 2
1 1 ,1
1 968
2.233
1 0,8
1 969
2. 231
1 0,9
1 970
2. 266
1 1 ,2
1 97 1
2. 298
1 1 ,4
SOVYET CUMH U RiYETLERi' N i N EKONOM i K VE K O LTlJREK G ELlŞMEŞi
Sovyet Cumhuriyetlerinde sanyi üretimi genel hacminin gelişme hızı
(1 91 3
796
=
1)
1 970
1 971
1 950
1 960
7,7
13
40
61
92
99
8,7
15
43
62
92
99
1 940
SSCB
Rusya SSFC
Ukrayna SSC
Belorusya SSC
Ozbekistan SSC
Kazahista n SSC
G ü rcista n SSC
Azerbaycan SSC
litvanya SSC
Moldavya SSC
yılı
1 965
7,3
8,4
27
41
61
65
8,1
9,3
34
56
1 01
113
4,7
7,8
20
30
41
45
18
57
94
1 46 '
1 58
16
8,7
40
56
85
5.9
8,3
17
24
33
35
2,6
4.9
27
46
80
87
52
93
1 46
1 66
10
5,8
12
89
1 940
Letonya SSC
Kırgızista n SSC
Tacikistan SSC
Ermenistan SSC
Türkmenista n SSC
Estonya SSC
1 950
1 960
1 965
1 970
1 971
10
16
26
28
9,9
21
61
1 02
1 88
21 1
8,8
13
38
58
87
95
8,7
22
68
1 07
1 84
201
0,9
2,8
6,7
9,6
22
30
45
50
1 ,3
4,3
15
23
35
38
Sovyet cumhuriyetlerinde taf/m üretiminin gelişme hııı
(1 9 1 3 y ı l ı
1 940
SSCB
Rusya SSC
Ukrayna SSC
Belorusya SSC
Ozbekistan SSC
Kaza histo n SSC
G ü rcistan SSC
Azerbaycan SSC
Litvanya SSC
Moldavya SSC
Letonya SSC
Kırgızistan SSC
Tacikistan SSC
Ermenistan SSC
Türkmenista n SSC
Estonya SSC
1 950
=
1)
1 960
1 965
1 970
1 971
1 ,4
1 ,4
2,2
2,5
3,1
3,1
1 ,3
1 ,3
2,2
2,4
2,9
2,9
1 ,6
1 ,4
2,2
2,6
3,0
3,1
1 ,7
1 ,5
2,2
2,5
3,0
3,1
1 ,8
2,4
3,5
4,3
5,5
5,2
1 ,0
1 ,6
4,4
4,1
6,4
6,4
2,5
3,3
4,6
5,5
7,1
6,3
1 ,6
2,1
3,1
3,2
4,0
3,9
1 ,4
1 ,2
1 ,8
2,0
2,6
2,6
1 ,6
1 ,6
2,7
3,8
4,4
4,8
2,4
1 ,8
1 ,4
1 ,9
2,1
2,4
2,0
2,2
3,6
4,6
5,7
5,7
2,5
2 ,6
4,2
5,9
7,3
7,8
1 ,6
2,2
3,9
4,3
5,4
5,2
1 ,5
2,1
2,8
3,5
4,9
5,0
1 ,5
1 ,3
1 ,8
2,0
2,3
2,4
Sosya l ist kültür devrim i SSCB halkları n ı n çok büyük bir başarısıdır.
1 897 yılı sayım ı na göre halkın % 72'si okuma-yazma b i l m iyordu. Orta
Asya'da okuma-yazma bilmiyenlerin sayısı % 92-98 idi. Onlarca halkın
devri mden önce alfabesi yoktu, bunlar a ncak Sovyet egemen liği y ı l la rı nda
a lfa beye kavuştular.
Ca h i l l iğ i n ortadan ka l d ı rı l masını öngören ve 1 91 9 yılında yayı nlanan
Len i n dekreti genel mecburu öğrenim prensipini yerleştirdi . 20 yıl zarfında
60 m i lyon kişi okuma-yazma öğ rendi. 1 939 y ı l ı say ı m ı ü lkede okuma­
yazma bilm iyenlerin ora n ı n ı n % 1 3'e d üştüğünü, 1 959 yılı sayımı ise
SSCB'nde okuma-yazma b i l m iyenlerin ka lmadığını gösterdi.
797
Halkm eğitim düzeyi
ve
(10
Her
10
1 .000
yaşından yukarı)
kişiye düşen mezun sayısı
Yüksek okul, lise ve
d e n g i meslek
okulları
1 939 yılmda
SSCB
Rusya SSFC
U k rayna SSC
Belorusya SSC
Ozbekista n SSC
Kazahistan SSC
G ü rcista n SSC
Azerbaycan SSC
Litvanya SSC
Moldavya SSC
Letonya SSC
Kırg ızistan SSC
Tacikista n SSC
Ermenistan SSC
Türkmenistan SSC
Estonya SSC
1 970 yılmda
SSCB
Rusya SSFC
U krayna SSC
Belorusya SSC
Ozbekistan SSC
Kazahista n SSC
G ü rcista n SSC
Azerbaycan SSC
Litvanya SSC
Moldavya SSC
Letonya SSC
Kırg ızistan SSC
Tacikistan SSC
Ermenista n SSC
Türkmen istan SSC
Estonya SSC
798
Bunlard a n
Yüksek
okul
Lise ve dengi
meslek okulları
1 08
8
1 00
1 09
9
1 00
1 20
8
112
92
5
87
55
4
51
83
6
77
1 65
15
1 50
113
10
1 03
81
3
78
57
4
53
1 76
9
1 76
46
3
43
40
3
37
1 28
9
119
65
4
61
1 61
10
1 51
483
42
441
489
44
445
494
40
454
440
35
405
422
458
36
468
35
433
554
73
481
471
44
427
382
35
347
397
29
368
517
46
471
452
35
41 7
420
29
391
51 6
57
459
475
33
442
506
47
459
Bu beşyıl l ı kta Sovyetler Birl iğ inde zoru n l u orta öğrenime geçis ger­
çekleşecektir. Sovyetler Birl i ğ i yüksek l ise okulları n da k i öğ rencilerin sayısı
Avrupa'daki bütün kapita list ü lkeleri öğrenci lerin i n sayısından iki misli
dCı ha fazlad ı r. Sovyetler, Birliğ i, Amerika B i rleşik Devletlerine kıyasla
4 defa daha fazla d i p lomalı m ü hendis yetiştirmektedir.
Yeryüzü ndeki bütün i l i m işçi lerin i n d ö rtte biri Sovyetler Birliğ i vata n ­
daşıdır.
Birlik cumhuriyetlerinde bilim enstitüleri ağı
ve
buralarda çalışan bilim işçilerinin sayısı
(1 970 y ı l ı sonunda)
Tüm b i l i m
enstitüleri
(yüksek oku l l a r
d a d a h i l)
SSCB
Rusya SSFC
U k rayna SSC
Belorusya SSC
Dzbekista n SSC
Kazahistan SSC
G ü rcistan SSC
Azerbaycan SSC
litvanya SSC
Moldavya SSC
Letonya SSC
Kırg ızista n SSC
Ermenistan SSC
Türkmen ista n SSC
Estonya SSC
Bilim
Bun lard a n i l m i unvanı
adamla rı olanlar
Bilim
d oktoru
B i l i m ler
adayı
4.985
927.709
23.61 6
224.490
2.709
631 .1 1 1
1 6. 1 35
1 45.071
782
1 29.781
3.1 23
33.317
1 73
21 .863
425
5.564
1 86
25.244
494
6.907
205
26.802
421
6.272
1 95
20.160
989
5.860
1 40
1 7.082
652
5.346
86
8.978
1 82
2.71 0
66
5.695
113
1 .834
98
8.895
1 75
2.51 7
64
5.867
1 28
1 . 572
1 .364
55
5.076
1 02
97
1 2.808
482
3.346
71
4.707
1 33
1 .61 0
799
Birlik cumhuriyetlerinde öğrenci sayısı
(öğ renim y ı l ı başında, bin kişi olara k)
Her çeşit
genel öğrenim
oku l l a rında
SSCB
Rusya SSFC
Ukrayna SSC
Belorusya SSC
Ozbekistan SSC
Kaza h istan SSC
G ü rcistan SSC
Azerbaycan SSC
litvanya SSC
Moldavya SSC
letonya SSC
Kırg ızistan SSC
Tacikistan SSC
Ermen istan SSC
Türkmenistan SSI
Estonya SSC
800
Yüksek okullarda Orta dereceli
meslek
okullarında
1 91 4/15
1 971 /72
1 91 4/1 5
1 971 /72
9.656
49.220
1 27.4
5.684
24.886
86,5
2.607
8.404
35.2
489
1 91 4/1 5
1 971 /72
4.598,6
54,3
4.419,8
2.685.1
35.4
2.624.1
802.7
1 2,5
797.3
1 .863
1 42.8
1 ,4
1 48.9
18
3.407
234,3
0,1
1 67.3
1 05
3.296
200.5
0.3
223,4
1 57
1 .045
89,2
0,5
52,7
73
1 . 503
1 00.1
0,5
70.6
118
581
58,2
1 ,5
65,9
92
804
43.8
0.5
52.4
1 72
358
41 .0
1 .3
38.6
0.3
2.1
7
779
48.9
41 .5
0.4
81 0
45.9
36.0
35
667
54.9
7
585
29.2
92
21 2
3.3
22.0
0,1
48,6
0,2
23.6
28.9
aZEL SAYFALAR
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro
üyesi t B i i e n yoldaşa
Değerli Bilen yoldaş,
Türkiye Komünist Partisi Merkez Kom itesi, doğumunun 70. yıldön ü m ü n ü,
bütün Türk komünistleri adına içte n l i kle, h a ra retle kutlar.
Haya tı n ı n e l l i yılı halkımızın m i l l i ve sosyal k u rtuluş davası uğrunda
çetin şartlar a ltı nda savaşan TKP'nin safl a rı nda geçti. Bu haklı m ücade­
lede güçlü kler, bask ı l a r, terör seni yıld ı rmad ı . işçi sınıfımızın, Büyük Ok­
tobr devrim i n i n ışıklarıyla ayd ı n la n a n savaş yolunda Marksizmi-Leni n izmi,
proletarya enternasyonalizmini s'avu ndun. Mil letlerarası komünist hareke­
tinin Leninci çizg isi uğrunda sağ ve « so l " a k ı m lara karşı ama nsızca sa­
vaştı n.
Doğumunun yetmişinci yıldön ü m ü nd e Seni, yurdum uzda faşistleşen geri­
cil i kle, onu getiren ve beşleyen em perya lizmle m ücadelenin, barış, demok­
rasi ve sosyal ilerleme dôvası n ı n a ktif bir savaşçısı olara k seıômlıyoruz.
Sa na sağlık, TKP'nin, emekçi sı nıfları n ve bütün halkımızın haklı d ôvası
için m ücadelede kuvvet ve daha uzun ömürler d i leriz.
TU RKiYE KOM O N iST PARTiSi
1 8. 1 0. 1972
M ERKEZ KOMiTESi
801
B u a. y ı n o l a y l a r ı
A. S A Y D A N
Yurtta
• Asgari Dcret Komisyon u 22 Ekim g ü n ü ça l ı şma l a rı n ı ta mamlamış ve
asgarı işçi ücretlerini tesbit etmiştir. Bu ücretler bölgelere göre 22 i l e
2 5 l i ra a rası nda d eğ i ş mektedir. Kom isyon asgari ücretler için dört bölge
ayı rmı ştır.
Bi rinci bölge ista n bul'd u r. Burada asgari işçi ücretleri 25 l i ra olara k
tesbit edi l m i ştir. ikinci bölge Ankara, izmir, Kocael i i l leri n i kapsa makta d ı r.
Bu bölgede asgari ücret 23,5 l i ra d ı r. O çüncü bölge Anadolu'nun Gü ney
Doğu ta rafını kapsa makta d ı r. Bu bölgede a sg'a ri ücret 23 l i rad ı r. Ana­
dolu' nun Doğu ve Kuzey Doğusu ise Dörd ü ncü bölgeyi teşkil etmektedir.
Bura d a asgari ücret 22 l i ra d ı r.
Asgari ücretleri tesbit eden kom isyon, hükü met, patron ve Türk- i ş tem­
silcilerinden kuru l m uştur. Bu kara rı, çoğ u n l u kta olon hükü met temsilci leri
a lm ı ş la rd ı r. Basında belirtildiğine göre, patron temsilcileri asgari ücret­
leri çok bulara k çekimser kal m ı şlard ı r. Fakat bu görünüştedir. Patron tem­
silcileri el atından hükü metin tesbit ettiği asgari ücretleri uyg u n bulmuş­
lard ı r. Türk- i ş temsi lcilerine gelince gazetelerde, hükümet temsilcileri n i n
patronla rı n do tasvibi ile a l d ı ğ ı bu kararı « protesto» etmek i ç i n komisyon
ça lışma larını terk ettiklerine d a i r bir haber çıktı. Fakat sonradan yayın­
lana n ve komisyonun çal ışmaları n ı ya nsıtan zabıtlardan a n laşıldığına göre,
Türk-iş'in istediği asgari ücretlerle, hükümetin dayattıkları a rasınd a yalnız
bir lira fark va rd ı r. Türk-iş temsilcileri asga ri ücretlerin 26 ile 23 l i ra olma­
sını istemişlerdi r. B u durum karşısında Türk-i ş temsilcileri n i n komisyon ça­
l ışmalarını terk etmeleri işçi yığ ı n larını o ldatma k için g i rişilen bir göste­
rişten başka bir anlam taşı mamaktad ı r.
Bilindiği g i bi Komisyona çağ rıl mayan D iSK, asgari ücretlerin 72, Bağ ı m ­
s ı z i ş ç i Sendika ları Konfederasyonu i s e 7 6 l i ra olmasını istemişlerd ir.
• Anayasa M a h kemesinin 1 9 Ekimde açıklanan bir kara rıyle 274 sayı l ı
Send ikalar Ka nununun üyel iğe ve aidatlara a i t hükümleri iptal edildi.
1 970 y ı l ı nda Demire l hükümetin i n Sendikalar Kanununda yaptığı değ i ­
şikliklerin başlıca l a rı iptal ed i l mi ştir. Demi rel hükümeti Send i ka l a r Ka­
nununda ya ptı ğ ı değ işikliklerle işçilerin istedikleri send i kayı seçmelerin i
engellemek Türk-Iş'in d ışında öteki konfederasyonları zayıflatmak istemiş­
tir. Bunun için d e işçilerin bir sendikadan ayrı l ı p başka sendi ka l a ra geç­
meleri n i g i rift bir form o l i teye bağ lamış, fa brika idarelerine send i ka a idat­
ıarı nı g ü ndeliklerden kesmek yetkisini ta n ı m ı ştı.
Bil indiği gibi 1 970 yılının yazında bu değişikliklere karşı Ista n bul ve
802
1
Kocaeli'nde büyük işçi gösterileri yapılmış, Demirel hükümeti Sıkıyönetim
ilan etmiş ve birçok sendi kacıyı tutsak ettirmişti.
Sendikalar Ka nununu değ i ştiren maddelerin ipta l i için Türkiye i şçi
Partisi Anayasa Mahke�esine başvurmuştu.
• Türkiye Maden işçi Send ika ları Federasyonu başka n ı Kem a l Ozer
Türkiye Kömür ve G a rp linyitleri işletmelerine karşı federasyonun grev
kararı a l d ı ğ ı n ı açıkladı. Ozer i şletme idaresinin istenen zamma yanaş­
madığı nı, buna sebep olara k da işletmenin zara r ettiğ ini söyledi. Fede­
rasyon başka n ı bu zararın, büyük işletmelere, tekellere m a liyet fiyatı n ı n
a ltında sembolik denecek bir fiyatla kömür veri l mesinden ileri geldiğini
belirtti.
• Devlet Su i şleri Genel Müdürlüğ ü ile Su- Enerji Gen-iş Sendikası
a rası nda sürd ü rülen toplu sözleşme kon uşma ları sona ermiştir. i mza lanan
anlaşmaya göre, Devlet Su i şleri Genel M ü d ü rlüğünde ça l ı şan 1 3 bin 500 '
işçinin g ü ndel iklerine 1 1 ,5 l i ra za m yapılaca ktı r. Anlaşma 1 Mart 1 972'den
itibaren uyg ula nacaktır.
• Türkiye Yapı ve Montaj Send i kası (YMSi- iŞ) in tarsus Kadıncık 2 Ba­
rajı Cebri Boru ve Montaj M ü teahidi Vevey Şi rketi işyeri nde 26 g ü nden
beri sürdürül mekte olan grev sona erm iştir.
i mza lanan topl u sözleşmeye göre, işçilerin g ü ndel iklerine ilave olara k
2 3 l i ra z a m , 8 l i ra yü ksekl i k za m m ı , 8 l i ra yemek ücreti 3 5 l i ra çocuk
parası, % 75 mesai ücreti za m m ı ile doğ u m , evlenme, ölüm yard ı m ı g i bi
sosya l haklar da a l ı n mıştır.
• Besi n - i ş Send i kası ile Et ve Ba l ı k Kurumu yöneticileri arasında a ltı
aydan beri süren toplu sözleşme görüşmeleri ç ı k maza g i rmiştir. Bunun
üzerine Send i ka g rev kararı a l m ıştır. Grev, Kurumun, Haydarpaşa, Beşik­
taş ve Zeytin burnu'ndaki işletmelerinde uygulanaca ktı r. Besin-iş Sendi­
kası istanbul Şubesi Başka n ı Mustafa Gü nayd ı n yaptı ğ ı açıklamasında
« mecbur edildiği takdird e sendikanın m e mleket ö lçüsünde d e g reve g ide­
ceğ ini, işçilerin sekiz yıl içinde sadece 13 l i ra za m gördü klerini ve hayat
paha l ı l ı ğ ı n ı n yükü a ltında ezi l di kleri n i » söyle miştir.
Türkiye Lasti k - i ş Sendikası da 1 0 iş yerinde g rev kararı a l mıştır. Sebep,
patronları n topl u " i ş sözleşmelerinde işçi isteklerin i kabule yanaşma maları­
d ı r. Sendika saat ücretlerine 3 l i ra zam ya pılmasını, ça l ışma şartlarının
iyileştirilmesini ve bazı sosyal haklar istemektedir. Lastik-iş Yönetim Ku­
rulu, grev kararı n ı n a l ı nd ı ğ ı toplantısı nda, Anayasada ya pılmak istenen
değ işikliğe karşı olduğunu bel irten başka bir karar sureti ni de kabul
etmiştir.
• Maden - i ş Send i kası n ı n Ereğ li Köm ü r ve Garp linyitleri i şletmelerinde
a ldığı g rev kararı 10 Ekim'de 300 işçinin Ka radon m a den ocaklarına in­
memesi i l e başlam ı ştır. Maden-iş Sendikası ücretlerin a rttırı l masını, çalış­
ma şartları n ı n iyileşti rilmesini ve yeni bir toplu sözleşme imzalanmasını
803
istemişti. Ereğ l i Köm ü r ve Garp Linyitleri Işletmesi bu istekleri, Enerji ve
Ta bii Kaynaklar Baka n l ığ ı n ı n d i rektivi ile reddettiğ i nden g rev ka ra rı a lı n ­
m ıştı . G rev hareketine 5 5 bin işçi katı l ma kta d ı r.
• i sta n bu l Koç- Holdinge ait Sila htarağa Demir Döküm Fa bri kasında
ça l ı şa n 2 bin 200 işçi nin g revi bütün baskı, tehdit ve kışkırtma lara rağmen
devam etmiştir.
• Kad ı rcık H id ro Elektrik Santra l i inşaatı nda ça lışan işçiler isveç firma­
s ı n ı n yeni toplu sözleşme a nlaşmasına ya naşmaması üzerine g reve baş­
lamışl a rd ı r. işçiler firma n ı n kend i lerine hiç bir sosyal hak ta n ı madığını
bel irtm işlerd i r.
• Söke Değ i rmenci l i k Şi rketi ne a it un fabrikasında patronun, Gıda-iş
Sendikasının istekleri n i kabule ya naşmaması üzerine g rev kara rı alın­
m ıştı r.
• Genel - I ş Sen di kası Ankara Beled iyesine ait birçok işyerlerinde grev
kararı a l m ı ştır. Kara r a ltı bin işçiyi kapsama kta d ı r. Genel- Iş, işçilerin as­
gari ücretleri n i n a rttı rı l ması n ı, işçi lere yen i sosyal haklar ta n ı n ması"nı ve iş
güvenliğinin sağlanmasını, çalışma şartlarının iyileştirilmesini i stemektedir.
• Tekel Gıda-Iş Send i ka s ı Bursa'da 42 fırında g rev kararı a l mıştır. Sen­
dikanın Bursa Şubesi Başka n ı ismail Başı büyük, patronları n hükümetin işçi
düşmanı tutumundan yararlanarak, işçi haklarını ta n ı maya ya naşmadık­
ları n ı , toplu sözleşme imza l a m a k istemediklerin i söylemiştir. Sendika, g ü n ­
deliklerin, a rtan hayat pa h a l ı l ı ğ ı ile paralel olara k a rtı rılmasını, çalışma
şartları n ı n iyileştiri l mesini istemektedir.
• Gebze Otomobil-Iş Send ikası da üç aydan beri yü rütülen toplu söz­
leşme konuşma ları n ı n o l u m l u sonuç vermemesi sebebiyle g rev kararı a l ­
m ı ştır. Karar 400 işçiyi ka psa makta d ı r.
Gebze Otomobil iş Send ikası n ı n bu g rev kararını desteklemek mak­
sad iyle Muğla şöförleri de boykot kararı a l m ışlard ı r.
• Tes-Büro-Iş, Sümerba n k idaresi ile toplu sözleşme görüşmeleri nin,
ida renin olumsuz tutum u yüzünden çı kmaza g i rmesi üzerine g rev kararı
a l m ıştır. Sü merba n k ı n 274 i ş yeri nde greve gidilecektir. Grev hazırlıkları
ile ilgili olara k bir demeç veren sendiko başkan ı özetle şunla rı söylemiş­
ti r : «Sümerba n k yöneti mi ile görüşmeleri Nisan ayından beri sürdürü­
yoruz. Ara mızda a n laşma olmadı. Uzlaştı rma kurul una baş vuruldu. Yöne­
tim, uzlaştırma kurulunun ka ra rı n ı d a kabul etmed i. idare hükümetin işçi
düşmanı politikasından ya ra rlanmak istiyor. »
'. Türkiye Gazeteciler Sendikası, Eskişehi r Şubesi « Istikla l » ve « M i l l i
i rade» gazetelerinde g rev kararı a l mıştır. Bası n iş'ç i leri ücretlerine za m ,
ç a l ı ş m a şartla rın ı n iyileştiri l mesini ve bazı sosyal hakla r istemekted irier.
Top l u sözleşme konuşmalarında olumlu sonuç a l ı n madığı için sendika g rev
kararı a l mıştır.
804
..
• Petro l - i ş bir bild i ri yayı nlıyara k « patronları n asgari ücreti paza r l ı k
konusu yaptı kları n ı » belirtm iş v e Tek-Gıda-Iş'in aldığı g rev kara rına katı ­
laca kları n ı açıklamıştır.
• Türkiye Deri - i ş Send ikası izmir iş yerlerinde grev kararı a l m ıştır. Kara r
patronların toplu sözleşme konuşmalarında işçi isteklerine ya naşmaması
üzeri ne a l ı n m ı ştır.
• Besi n-iş Send ikası n ı n Et ve Ba l ı k Kurumunda a l d ı ğ ı g rev kara rı uyg u­
lan maya başlandı. Uygulanmasından kısa bir za man sonra hükümet g revi
30 g ü n erteled i. Send i ka başka nı Demirkan Tuncay hükümeti n ka rarına
karşı Danıştaya başvurulacağ ı n ı açıkladı.
• Türkiye işçi Partisi Genel Başka n ı Behice Boran ve parti Yönetim
Kurulu üyeleri n i n uzun zamandan beri Ankara 3. Numara l ı Sı kıyönetim
Mahkemesi nde süren d uruşmaları sona erd i . Behice Bora n ve 12 yönetim
kurulu üyesi 1 2,5-1 5 yıl a ğ ı r ha pse mahkum ed i l d i ler.
Behice Bora n ve arkadaşları n ı n mahkumiyet kara rı, gerek ü l kede ge­
rekse d ı ş ü l kelerde işçi ve ayd ı nları m ız a rası nda hiddet uya n d ı rd ı . Çünkü
Behice Boran ve arkadaşları yıllarca Anayasayı çi.ğ neyenlere karşı savaş­
mış ve Anayasa n ı n uygula nmasını istemişlerd i r. On yıl kada r faa l iyet gös­
teren işçi Partisinin saflarındaki eylem lerinden ötürü hiç bir kovuşturmaya
da uğramamışlard ı r.
Lond ra'da, Paris'te ve Batı Almanya'nın değ işik şehirlerinde Türkiye e l ­
çilik v e konsolosl ukları ö n ü n d e i ş ç i v e ayd ı n larımız o ü l kelerin i ş ç i ve
ayd ı n la rı ile birlikte protesto gösterileri tertipledi ler.
Ankara 3, No. lu Sıkıyönetim Ma hkemesinin terör kararı n ı n yayı n l a n ­
d ı ğ ı g ü nlerde Anayasa Mahkemesinin d e iki kararı açıkla n ıyord u . M a h ­
keme 1 .402 sayılı Sıkıyönetim Ka nununun, yurttaşları 3 0 g ü n göza ltı nda
tutmak ve sıkıyönetim mahkemelerin i n sıkıyöneti mden sonra da devam et­
mesi konularındaki hükümlerini ipta l ettiğ i g i bi, Sendikalar Ka nunun b i r­
çok maddelerini de iptal ed iyord u . Anayasa Mahkemesine gönderilen
d i lekçelerin a ltında ya lnız Türkiye işçi Pa rtisini n , Behice Boran ve yöne­
tim kurulu üyeleri n i n imza ları va rd ı .
• Ankara 2. No. l u Sıkıyönetim Mahkemesinde TDS yöneticileri n i n
savunmaları 2 4 Ekim tari hinde deva m etti. 2 4 E k i m g ü n ü TDS Genel Baş­
ka n ı Fa kir Baykurt ve i kinci başka n ı Dursun Akça m savunmaları n ı yaptılar.
Yurdun bütün ca n l ı sorunlarını kapsayan bu savunmalardan basın çok
k ı sa özetler verd i . Gerek Fa kir Baykurt gerekse Dursun Akça m yu rtsever
öğretmenlere karşı işlenen cinayetlerden söz etti ler. Bu ci nayetlerin ceza­
sız kaldıkları nı , suçluların koru nduğ unu, suçsuzla rı n ise bir buçuk yıldan
beri zından larda tutulduklarını, ya rg ı landı klarını belirttiler. Onlü yazar
Baykurt « gözleri m i n ıŞığ ı bitinceye, parmakıarı m kırılı ncaya kadar yaza­
cağ ı m . Gerçekleri halkıma d uyuraca ğ ı m » sözleri ile savunmasını bağ ladı .
• 22 Ekimde Türk Hava Yollarına ait « Truva » adlı bir uçak dört kişi
805
-
tarafı ndan Sovya'ya kaçırı ldı. Uça k istanbul Ankara seferini yapıyordu.
Uçağı kaçıra n l a r idama mahkum edilen gençlerden Ziya Yılmaz'ın ve
daha on iki devrimci gencin serbest bıra k ı lmasını, toprak reformunun ya­
pı l masını, g rev yasa kları n ı n kaldırılmasını istiyorlard ı . Bu ş a rtla r yerine
getirilmediği ta kd irde uçağı 72 yolcusu ile havaya uçuracakları n ı söyl ü ­
yorlardı.
Olay sı kıyönetim terörü ne karşı bir tepkiyd i. Ama bu gibi yöntem lerle
de devrim ha reketine bir katkıda bulunul mayacağı açıktı.
Melen hükü meti uçağ ı kaçıra n ların bütün şartlarını reddetti.
Verdiği notala rl a d a soru m l uluğu Bulgar h ü kümeti ne yüklemek g i bi
mantık dışı bir davra n ı şta bulundu. Bulgar hükü meti verd iği cevapta Me­
len hükü metinin bütün iddialarını reddetti ve sorum luluğun hiç bir türlü
temaslara yanaşm ıya n Türk hükümetine ait olduğunu bel irtti. Fakat daha
kötü sonuçları n meydana gelmesini engel lemek için elinden geleni yapa­
cağ ı n ı da bel irtti.
Bulgar hü kümetinin gayreti ile uçağı kaçıra n l a r bir müddet sonra yol ­
cuları v e uçağı serbest bıra ktılar v e Bulgar maka m larına teslim oldula r.
• 21 Ekim günü i stanbul Sıkıyönetim Komuta n l ı ğ ı n ı n ka ra rıyle, d ü n ­
yaca ta n ı n m ı ş yaza r v e gazeteci i l han Selçuk, i l hami Soysa l tutsak ed i l ­
di ler. Tutuklamaların nedeni açıklanmadı.
Bir g ü n sonra Ankara Sıkıyönetim Ma hkemesi Anayasa profesörü Müm­
taz Soysalı tutsak etti ve faşist bir b i l i r kişinin ra poruna dayanara k 6 yıl
8 ay a ğ ı r haps'e, iki buçuk yıl da s ü rgüne mahkum etti.
• Farsa' n ı n ta n ı n mış burj uva gazetelerinden « Le Monde» 20 Ekim ta­
rihli sayısında Amnesty I nternational ö rgütünün Türkiyedeki işkencelerle
ilgili bir ra poru n u yayı nladı. Ra porda, sı kıyönetim iktidarla rı n ı n zından­
larında ve işkence odalarında uyg ulanan işkencelerin bir özeti veri l mek­
tedir. Raporda belirti ldiğine göre, sıkıyöneti m zındanlarında en korkunç
işkenceler uygulanmakta, kad ı n l a rı n ve erkeklerin ı rzına geçil mektedir.
Elektrik cereya n ı uyg ulamak, psikoloj i k işkence yapmak, tutukluları n en
ya k ı n l a rı n ı da tutuk l u l a rı n gözü önünde işkenceye ta bi tutmak, tutuklu­
ların gözü önünde başka l a rına işkence yapmak g i bi barbarlıklar günlük
olaylar haline gel miştir. Amnesty i nternational örgütü bu ka n ıya güveni l i r
belgelere daya narak gelmiştir.
• Strazburg'ta bulunan Avrupa Konseyi parla mentosunda da Türkiyede
sıkıyönetim zindanlarında uyg ulanan iş�enceler söz konusu oldu.
25 Ekim tari hli « Le Monde» gazetesinin açıklad ı ğ ı na göre, Starzburgda
top lanan Avrupa Konseyi parla mentosunda söz alan Hollanda işçi Partisi
temsilcisi Denkert, Tü rkiyede on sekiz ayda n beri uyg ulanan sıkıyöneti m
idaresinde insa n hakları n ı n çiğnendiğ i ni söylemiş, Yunanista n ' ı n Avrupa
Konseyinden çıka rı l masını gerektiren şartları n Türkiyede de meydana gel806
..
diğini söylemiştir. Denkert, Avrupa insan Hakları Anlaşmasına saygı gös­
termesi için Türk hükü metine baskı ya p ı l masını do önermiştir.
ate yandan Norveç Işçi Partisi m i l l etvekillerinden Bayan Aasen de Tür­
kiyede resm i m a ka mıarın terörcülüğe karşı savaşmak bahanesiyle, bütün
halka karşı gi riştikleri terörü yerm iş ve Türkiyedeki d u ru m u i ncelemek
üzere Konseyden bir komisyon u n Türkiyeye g itmesini teklif etmiştir. isveç
delegesi Ahı mark bu teklifi desteklemiştir.
Tü rkiye Pa rla mentosunu Avrupa Konseyinde temsil eden MGP Genel
Başka nı ve Başbakan Melen'in en ya kın a rkadaşı Feyzioğ lu konuşmacı­
lara verd iği cevapta kon kre delil lere daya nan suçlamalara karşı demagoji
yapmış, bazı provokatörlerin eylemlerini, teröre dayanak olara k göstermeye
ka lkışmıştı r. Bu konuşmasıyle de Konseyde bulunanların çoğ unluğunu
tatm i n edememiştir. Konsey toplantısında bulunan Dışişleri Bakanı Bayü l ­
ken'in konuşması d o o l u m l u etki yapmam ıştır.
Gerek Feyzioğl u gerekse Bayül ken Norveç delegesi bayan Aasen'in
durumu incelemek üzere Türkiyeye bir heyet göndermek üzere yaptı ğ ı
teklif hakkında susmuşlard ı r.
• Maliye Bakanlığı sözcüsü yaptığı bir açıklamada gelecek yıl bütçe­
sinin 65-66 m ilyar l i ra cıvarında olaca ğ ı n ı söylemiştir. Bilindiği g i bi Baş­
bakan Melen gazetecilere, 1 972 bütçesi n i n 16 milyar l i ra açı kla kapa nacağ ı n ı söylemişti.
•
Ma l iye Baka n l ı ğ ı sözcüsü gelecek yıl bütçesi n i n açı ğ ı hakkında her­
hangi bir oçıklamada bulunmamıştır. Fakat uzmanların bel irttiğine göre
gelecek yıl ı n bütçe açığı 20 m i lyarın üstünde olacaktır.
• 1 8 Ekim ta rihli .. Cu m h u riyet» gazetesinde Türk iye, Yuna nista n ve
i ran'ın ekonomik gelişmeleri hakkında Birleşm iş M i l letler argütü nün hesa p­
ları açıkla n m ı ştı r. Açı klama bu üç komşu ülke hakkı ndaki gel işmeyi şu
ra ka m l a rlo bel irtmekted i r : 1 952-54 y ı l larında Türkiye ve Yunanistan'da
ada m başına d üşen milli gelir 21 0-220 dola r civarında. Türkiyede adam
başına d üşen milli gelir 1 972 yılı nda 350 dolara yükseldi. Yunan istanda ise
bu zaman içinde 1 .000 dolara. 9 mi lyon l u k Yunanista n' ı n yatırım mollarına
dönük ithalatı 550 m ilyon dolar civa rında. 36 m ilyonluk Türkiyeninse
480 mi lyon dolar civa rı nda.
i ron'da ise milli gelir adam başına 429 dolara yükselm iştir. i ra n önü­
müzdeki beş yıl içinde 490 m ilyar l i ra yatı rı m yapacaktır. Türkiye' n i n aynı
s ü re içi ndeki yatı rı m l a rı ise 291 m i lyar l i ra civa rında.
Birleşmiş M i l l etleri n bu raka mlarına ba kıp da emperyal izme bağ l ı Yu­
nanista n ve i ra n gibi ü l kelerin h ızla ka l kı nd ı ğ ı g i bi bir kanıya ka p ı l mamak
gerek. Bu ü l keler, ya l n ız Türkiye'ye kıyasla daha hızlı bir gelişme süreci
içindeler. Bunun do nedeni, bu ü l kelerdeki burjuvazi nin, Türk burjuvazi­
sine kıyasla, emperya lizme karşı çıkarları nı daha fazla koruduğudur. Em807
perya lizme karşı d ireniş ora nıyle, gelişme ora n ı birbirinden ayrı l maktadır.
Direnme arttı ğ ı oranda gelişme de a rtıyor.
D O N YADA
• Mısır Başbakanı Aziz Sıtkı 1 6 Ekim ta rihinde Sovyetler Birliğini ziya­
ret etti. 19 Ekim günü ziyaret sona erd i ve ortak bild iri yayı n l a n d ı . Bildiriye
göre ta raflar emperya lizmin ve siyonizmin sa l d ı rı l a rına orta klaşa karşı
koyaca klard ı r. Sovyetler Birliği Mısır' ı n savunma gücünü artı rmak, ekono­
misini gel iştirmek için yard ı m la rınçı devam edecektir.
• italya Başbaka n ı AnderoUi'nin Sovyetler Birliğ i n i ziya reti 27 Ekimde
sona erd i . Yayın l a n a n ortak bildiride şu n oktalar va r : iki ülken i n ekono­
mik, k ü ltürel ve politik i l işkileri gel iştirilecektir. Ta rafların dışişleri bakan­
ları a ltı ayda bir bul uşacak ve iki ü l keyi ilg i lend iren konular hakkında
fikir değiş tokuşunda bulunacaklardır.
• Ortak Pazara üye dokuz ülke devlet ve hükümet başkanlarının top­
lantısı 19 Ekim günü Paris'te başlad ı . i k i gün süren topla ntı sonucunda
yayınlanan ortak bildiri d e, 1 980 yılına doğ ru dokuz ü l keni n ta m bir/iğe
gidecekleri, 1 974 yılında para birliğinin sağla nacağ ı , bunun için de 1 973
y ı / ı n da ortak bir para fonunun yaratı /acağı bildiri l mekted i r. Ayrıca Orta k
Pazar ü lkeleri, ortak üye olan Afrika ve Orta Doğ u ü l keleri ile ilişkilerini
de yeniden gözden, geçirmişler, bu ü l keleri sömürmek için yeni söm ü rge­
cilik yöntemleri a ramışlard ı r. Dünya Para Fonu çevrelerinden bu vesile
ile açıklandığına göre, Ortak Pazar tekelleri az gelişmiş ü lkelere ya ptığ ı
yatı rı m l a rd a dolar başına 2,5-3 dolar kaza nma kta d ı r/ a r.
Ekimin 26'sı nda Lüksem burg'da başlıyan Ortak Pazar Mal iye Baka n­
ları n ı n toplantısında ise para birliği, enflasyonu ön leme, tarım ve sanayi
m a m u l leri n i n fiyatlarını tesbit konularında anlaşmazl ı klar başgösterdi. Böy­
lece, Paris topla ntısında büyük bir propoganda ile i l ô n edilen anlaşma­
l a rın, genel l i klerden öteye geçmed iği, konkre konular ele a l ı n d ığ ında an­
laşmazlı k ların eskisi gibi hüküm sürd ü ğ ü görül d ü .
808
AY ı N Y O R U M LA R ı
Uçüncü be, yıllık plan
26 Ekim'de 3. Beş Y ı l l ı k Plôn M i l let Meclisinde kabul edi lerek resmen
yürürlüğe g i rdi. Plôna Mecliste 1 93 m i l letvekili beyaz ay yani kabul oyu
verdi . 98 m i l letvekili de karşı oy kulla n d ı .
P l ô n böylece AP, M G P oyları ile k a b u l ed i l iyord u . CHP v e DP karşı o y
kullandıla r. CH P' n i n karşı o y kullanması, plônın gerici ve büyük çıkar çev­
relerine d a h a geniş menfaatler sağlamasından i leri geliyord u. DP m u ha le­
fetin i n böyle bir nedeni yoktu. Bu pa rtin i n yöneticileri Plô n ı n yerli yabancı
büyük çıkar çevrelerine daha büyük vurg u n l a r sağ laması için ça l ı şmışla r,
ta rı m böl ü m ü n d e ise büyük topra k beylerin i n çıkarlarını Plôna beyaz oy
veren partiler kadar savunmuşlard ı r. Karşı oy vermelerinin sebebi, AP
yöneticileri n i n ta rafı nda bulunmamak ve seçim yatı rı m ı ya pmaktı.
Mecliste Plôn görüşmeleri s ı rasında en çok AP ve D P yöneticileri ver­
d i k leri önergelerle ve yaptı kları konuşmala rla, yabancı sermayeye ve bu
sermayenin yerli uzantısı olan büyük sermaye g ruplarına daha geniş Çı­
karlar ve vurg u n l a r sağ la maya ça l ı ştılar. Bu yönde 1 03 kadar önerge
verd iler. Hükü met önergelerden bir kısm ı n ı kabul etti, bir kısmını etmed i.
Orneğin, yabancı sermayeye << i h racata dönük olmak şartıyle» Türkiye'de
rafineri ku rma k m üsaadesi veri ldi. Yabancı sermaye ayrıca ka ra yolları
kura bi lecek. Yol la rı kulla nanlard a n vergi ve h a rç kesebilecek. Birinci ve
i k i nci Beş Yı l l ı k Plônlarda, Devlet Sektörün ü n yatı rı m hakkı, büyük özel
sektöre kıyasla üç misli fazlayd ı . 3. Beş Y ı l l ı kta i k i sektör bu konuda eşit
d uruma getiri l m iştir. Ayrıca hükü met, Ka m u sektörüne yapılan ithalatın,
devlet eliyle ya pılması teklifi n i reddetmiştir. Böylece yerli yabancı ithalat­
i h racat şirketleri n i n devlet sektörü n ü n itha lôtı ndan büyük vurgunlar vur­
mak i m kônları m u hafaza ed i l m iştir.
Hükü met AP ve DP yönetici lerinin bu yönde yaptığı tekliflerden bir kıs­
mını da « mi l l i menfaatler doğrultusunda bulmadığı için» kabul etmemiş­
tir. Bu konuda da hükü metle AP, DP m u halefeti a rasında danışıklı bir
döğ üş ya pıldığını söylemek yanlış ol maz. Çünkü Türkiyede Beş Yı l l ı k Plan­
lar soru n u ele a l ı n ı rken, ü l kenin ekonomik hayatı na hakim olan iki ka n u n u
gözönünde tutmadan gerçekleri görmek imkônsızd ı r.
1 . - Yaba ncı Sermayeyi Teşvik Kan u n u
2.
Petrol Ka nunu
Ya bancı sermaye g ru plarına i mtiyazlar ta n ıya n bu kapitüler ka n u n la r,
Birinci ve i k i nci Beş Y ı l l ı k Pla nlara hakim o l m uşla r yabancı sermayeye
iş ve yatı rım a l a n la rı açmak konusunda Pla nların boşluklarını dold u rmuş­
lard ı r. Mesela, i l k i k i beş yıllık planlarda, ya bancı sermayeye petrol ve
rafineri sanayiinde yatırım yapa bilmesi ha kkında bir hüküm yoktu. Oçüncü
Beş Yıllıkta ise << i h racata dönük olmak şartıyle» yabancı sermayeye petrol
-
809
rafinerisi k u rm a k yetkisi tan ı nmakta d ı r. Burada Ataş Rafinerisinin varlığı
u nutul uyor. Ataş Rafi nerisi Birinci ve i k i nci Beş Yı l l ı k planlar devrinde
kuru l muştur. Kura n l a r Ameri kan Kalteks'le ingi liz Şel petrol tekelleridi r.
Bu rafineri dışardan h a m petrol geti rir, rafi ne eder, istedi ğ i kadarını iç
piyasaya sürer, istediği kadarı n ı d a d ı ş piyasada satar. Hem petrolü ge­
tiri rken olduğu g i bi, işlen m i ş petrolü d ışa rı satarken de g ü m rü kten m uaf­
tır. i praş Rafinerisinde de d u ru m bud u r. Hal böyleyken 3. Beş Y ı l l ı k Pla n ­
d a << i h racata dönük olmak şartıyle» ya bancı sermayeye Türkiye'de rafineri
kurmak hakkını tanı mak, ka muoyu ile eğ len mekten başka bir a n l a m
ta şı maz.
Yabancı Sermayeyi Teşvik Kan u n u n u n öteki adı « Ra ndel K a n u n u »d u r.
Menderes devrinde ka n u n tasa rısı Randel a d ı nd a bir Amerika l ı uzma n
tarafı ndan hazı rlanm ıştır. Petrol Ka n u n u n u n öteki adı da Corc Bol Ka n u ­
n u d u r. Bu ka n u n u n tasa rısını d a Corc Bol a d ı nda bir Ameri ka l ı uzman
hazı rla mı ştır.
Ya bancı Sermayeyi Teşvik Ka nlinuna göre, Pla n l a rd a yeri olmamasına
rağ men, yabancı sermaye, Ereğ l i Demir Çelikte olduğu gibi demir-çelik
sanayiine g i rmiştir. ilôç ve k imya sanayi ine g irm iştir. Montaj sanayii yarat­
mıştı r. Ambalajcı l ı ğ ı getirmişt i r. Kôr transferleri sistemini kurm uştur. Perez
ve Çukurova Elektri k Sanayii Anonim Şirketleri örneklerinde olduğu g i bi
elektrik santralleri kurma ve elektrik enerjisi ü retme sanayiine yerleşmiş,
tir. Ka lkınma ve Sanayi Ba n kası, Dü nya Ba n kası, i ktisa d ı işbirl iğ ı ve Ka l ­
k ı n ma Teşki latı g i bi bankalarla Türkiyenin sermaye v e k red i piyasasına
hakim olm uştur. Hattô büyük tarı m işletmelerine g i rdiği g i bi, OYAK ve
Karşı l ı k l ı Savunma Ya rd ı m Prog ra m ı gibi holding lerle Harp sanayii ne,
silôh tica retine, ordu donatı m ı ve ma lzemesi itha line d e hakim olm uştur.
Bunla rdan hiç birinin, ne B i ri nci, ne ikinci Beş Y ı l l ı k Pla nlarda yeri
yoktu .
3. Beş Yı l l ı k Plan bu d urumun a ncak bir kısm ı n ı « Iegalize» etm iştir,
resm i leştirmiştir. 3. Beş Y ı l l ı k Pla n ı n bu konudaki boşl ukları yine Randel
ve Care Bal ka n u n la rı ile dolduru lacak, yabancı sermaye Türkiyedeki eko- .
nomik hayatın, istediği, çıkar bulduğu d a lında yerleşmek, ya hut etki a la­
n ı n ı genişletmek olanakları n ı bulaca ktır.
3. Beş Yı l l ı k Plan bu bakımdan, işbirlikçi burjuvazinin, büyük toprak bey­
lerinin emperya lizmle daha sıkı ve daha yakın bir bütü nleşmesi ni öngören,
yurdun doğru bir yönde ve yeter hızla sanayi leşmesini ve ka l kı n masını
baltalayan politik bir belged ir.
DiSK, Maden-iş, Y�I - i ş ve Genel-iş g i bi işçi sendika ları federasyon l a rı
yayınladıkları bildirilerle 3. Beş Y ı l l ı k Pla na ka rşı cephe a l m ı şlar ve bu
Pla n ı n yurt sorunları n ı çözümleyemiveceğ i n i bel i rtmişlerd i r.
Parlamento içinde de, CHP muha lefeti, Pla nı, büyük sermaye g ruplarına
yeni yeni çıkarlar sağ ladığı ve halka karşı olduğu için şiddetle yermiştir.
810
Böylece Plana karşı işçi s ı n ıfın ı n ve m i l l i burj uvazi n i n politik a k ı m l a rı a ra ·
s ı n d a yeni bir paralel meydana gelm iştir.
Amerikan emperyalizminin Viyetnam'daki yeni oyunu
26 Ekim sabahı Viyetna m Demokratik Cumhuriyeti devlet radyosu, Va ·
şington'la varı lan a nlaşmanın metnini Viyetnam ve d ünya kamuoyuna
açıklıyordu. Uzun süren konuşmalardan sonra Viyetnam Demokratik Cum·
huriyeti temsilcisi Le D ü k Tho ile Amerika Cumhurbaşka nı N ikson'un da·
nışmanı ve temsilci Kissincer dokuz maddel i k bir metin üzerinde a n laşmış.
lardı. Evvelô ateş kesilecek. Ateş kesten sonra altmış g ü n içinde Ameri·
kan ve peyk devletler kuvvetleri Viyetna m'dan çekilecek. Bu a rada üç
a k ı m ı temsil eden g üçlerden Sayg on'da bir hükü met kurulacak. Esirler
karşı l ı kl ı serbest bırakı lacak. Hükümet c:ı ltı ay içinde genel seçi m leri ter·
tipl iyecektir. Genel seçim lerle kurulan h ü kümetin ödevleri nden b i ri, ül keyi
kademeli bir şekilde birleştirmek olacaktır. Amerikan ve pey k devlet kuv·
vetleri aynı za m a nda Laos ve Kam boç'tan da çekilecek ve bu halkları n da
kaderlerin i tayi n etme hakkını tanıyaca ktır. Amerika Birleşik Devletleri
Çin·Hindi ya rı m adasında sebep olduğu harp yıkımlarını onarmak için
gereken tazmi natı d a ödeyecektir. Bu anlaşma 31 Ekim günü taraf/a rca
resmen i mzala nacaktır.
Varı lan a n laşmanın metn i özetle buyd u. Fakat Amerika Cumh urbaşka n ı
Nikson v e i ktidardaki g rubu a nlaşmayı 3 1 Ekim g ü n ü imzalamıyaca k l a rı n ı ,
a n l a ş m a d a " üzerinde konuşulaca k daha nokta lar» bulunduğunu yaymaya
koyu l d u la r. Oysa taraf/ar bir yıldan fazal bir za mandan beri konuşuyor ve
bütün söyleyecekleri ni ortaya koyuyor, beli rttiğ imiz şekilde bir anlaşmaya
da va rmışlard ı . Sosya list ü lkeler, d ü nya kam uoyu bu a n laşmaların 31 Ekim·
d e m utlaka imza lanmasını istiyordu.
Ni kson ve grubunun bu tutu mu, 7 Kasım g ü n ü yapılaca k cumhurbaşka n·
Iığı, kısmi parlamento ve eyalet vali leri seçimleri ile yakından bağ lıyd ı .
N i kson barışçı görün mek, Viyetnam sa l d ı rısına karşı a l a n Amerikan ka·
m uoyu nu kazanmak istiyord u. EI altından Saygon d iktatörünü ve kuklası
olan Tiyö'yü kışkırtıyord u. Tiyö, sık s ı k verdi ğ i demeçlerle varı l a n anlaş·
maya karşı çı kıyordu. Böylece Amerikan emperya l izmi sa l d ı rıdan yana,
oynak ve kaypak pol itikası n ı daha açık, daha onursuz yöntemlerle yü rüt·
meye çalışıyord u.
81 1
«Yeni çağ" dan Okuyuculara
Saytn Okuyucu/ar,
Dergi mize >karşı i stekler g ü nden g ü n e a rtıyor. Ve biz, bun ları
e l i m izden geld i ğ i kadar karş ı l a maya ça l ı ş ı yoruz. Okuyucu larımızdan,
a d resleri a ç ı k ve d oğ ru olara k yazm a larını, özel l i k l e şehir ve
m a h a l l e n u m a ra la r ı n ı titizlikle bel i rtmeleri n i rica ederiz. Ç ü n k ü bu
n u ma ra l a rda, genel l i k l e a d reste küçük bir hata, derg i n i n e l i n ize
geçmesi ni engellemektedir. Sonra, a d res değ iştiri nce, yeni a d resin izi
bize derhal bi ldirmen i z g erekir.
Dergiyi a rkad aşlarınız a rasında da ta n ıtma'k ve okutmakla u l usal
ve sosyal kurtuluş d ôva m ı z ı n saflarına yen i sava şçı lar kaza nd ı rm ı ş
o l u rs un uz.
Dergiye henüz a bone ol m ı ya n l a r, a rz u eWkleri tak d i rde, a d resi­
m ize bir mektup yaza ra k i st�kleri n i b i l d i rebairl·er.
B u n d a n başka aşağıdaki kita pl a rı ed i n mek i stiyenler de bu d i lek­
leri n i bir mektu p l a adresi m ize yaza b i l i rler.
1 . DAVA V E M O DAFAA (1 951 tevkifleri n d e Türkiye Kom ün ist
Partisi yöneti m i n i n başında b u l u n a n Zeki Başlımar' ı n Askeri M a h ­
h e m e ö n ü n d e yaptı ğ ı m ü dafaa),
2. SOVYETLER BiRLiGi K O M O N iST PARTiSi N i N PRO G RAMI,
3. NAZı M H i K M ET, BOTON ESERLERi (Şi m diye ıka d a r 7 cilt çık­
m ı ştır),
4. B i li MSEL K O M O N i Z M,
5. L EN i N (biyografi si),
6. S. Ustüngel'i n Sovyetler Birliğ i'ni a n l ata n « G O N EŞLi DONYA "
a d l ı eseri,
7. Ahmet Saydan'tn, Al m a n u l us u n u n soyalist devleti ni bütün
yönleriyle ta n ı ta n « ALMAN D E M O K RATi K C U M H URiYETi " a d l ı
eseri,
8. BOYOK OKTOBR 50 YAŞ i N DA.
Adresimiz :
Stredisko pro rozsirova n i tisku,
Pra ha 6, Tha k u rova 3, Czechoslovakia
Yeni çağ
-
iÇiNDEKiLER
Soyla
Sovyetler B i rl iğ i n d e sosyal i z m i n k u ru l uşu tecrübesi ve b u n Ll:l ev­
rensel ta ri h i önemi .
727
Zarodof
i nsa n l ı ğ ı n sosyal i lerlemesinde önemli b i r aşama
72'i
B. Panomoröf
SSCB'n i n kurulması ve gelişmesinin u l uslara rası önemi
731
K. Tel/o/af
Eylemde sosya list enternasyona l i z m
R . Gü yy o
Devri mci sava ş ı n enternasyonal tecrü besine önemli b i r katkı
747
751
B. Aşimaf
Ha l k l a rı n ekono m i k ve k ü ltürel eşitsiz l i ğ i n i n g i d eril mesi .
755
A. Bogdoş
759
Proleta rya enternasyon a l iz m i ne bağ l ı l ı k
A. Peter
702
ideo l oj i k m ücadelede uzlaşma yoktur .
M. Kuliçenka
765
Yeni ta rihsel insan top l u l uğ u : Sovyet h a l k ı
A . Yoto
769
E m perya l izme göğüs geren başl ıca kuvvet
i. Iskenderi
772
Barı ş ı n ve ileri l i ğ i n g üç l ü etkeni
R. Emon
775
K a d ı n l a rı n reel k u rt u l u ş yolu .
i. Nörlund
779
SSCB tecrü bes i n i n i l kesel önemi
P. fedoseef
Enternasyon a l izm komü n i st ideolojisi ve pol itikas ı n ı n ayrı lmaz b i r
parças ı d ı r .
Ozg ü r h a l k l a rı n yolu .
1
__
0
z e
i
Sayf a l a r
Bu ayı n olayları
Ayı n yoru m l a rı
789
i
__
TKP Merkez Kom itesin i n Tü rkiye Komün ist Partisi M K Politbüro
üyesi i. Bilen yoldoşa 70. d oğ u m yıldön ü m ü d olayısıyle gönderd i ğ i
tebrik mesajı .
A. Saydan
783
801
802
809
« Barış ve Sosya l izm Problemleri » dergisi 32 d i l de ç ıkıyor ve d ü nya n ı n her
tarafında okunuyor.
Fiyatı 1 l i ra
Download