v • YENIÇAG • Sovyetler Birliğinde sosyalizmin kuruluşu tecrübesi ve bunun evrensel önemi • Zarodof: Insanlığın sosyal ilerlemesinde önemli bir aşama • B. Ponomaröf: SSCB'nin k urulması ve gelişmesinin ulus­ lararası önemi • K. Tellalof: Eylemde sosyalist enternasyonalizm • R. Güyyo: Devrimci savaşın enternasyonal tecrü besine önemli bir katkı • B. Aşimof: Halkların ekonomik ve kültürel eşitsizliğinin • • • • • giderilmesi H. Bagdaş: Proletarya enternasyonalizmine bağlılık A. Peter: Ideolojik mücadelede uzlaşma yoktur M. Kuliçenko: Yeni tarihsel insan topluluğu: Sovyet halkı A. Yata: Emperializme göğüs geren başlıca kuvvet i. iskenderi: Barışın ve ileriliğin güçlü etkeni • R. Eman: Kadınların reel kurtuluş yolu • i. Nörlund: SSCB tecrübesinin ilkesel önemi • P. fedoseef: Enternasyonalizm komünist ideolojisi ve politikasının ayrılmaz bir parçasıdır XX Ozgür halkların yolu Özel s a yf a l a r • A . Soydan: B u ayın olayları L Ayın yorumlar! 110(100�i i Ekim L---=� BARIŞ VE SOSYALIZM PROBLEMLERI N OT: Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Yakub Demir yoldaşın 5-7 Tem muz g ü n l erinde, Prag'ta Sovyet Sosyalist Cum­ h uriyetleri Birliğinin 50. kuruluş yı ldönümü dolayısıyle d üzenlenen ulus­ l a rarası teorik konferansta yaptığı konuşma "Yeni çağ» d ergisinin yed i nci sayı sında o' Z E L S A Y F A L A R D A yayı n l a n mıştır. Bütün ülkelerin proleter/eri, bir/eşiniz! • YENI v ÇAG 10 (100) Ekim 1972 Komünist ve işçi partilerinin teori ve enformasyon dergisi Sovyetler birliğinde sosyalizm in kurulusu tecrübesi ve bunun evrensel-tarihi önemi 5-7 Temmuz g ü n leri nde, Prag'ta, Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birli­ ğ i nin 50. kuru l u ş yı ldönümüne hasred i len bir uluslararası teorik konferans yapıldı. « Ba rış ve Sosya l izm Problemleri" dergisi ile SBKP MK'ne bağ lı Ma rksizm-Leninizm Enstitüsü tarafından örgütlenen bu konferansa asağ ı ­ d a k i komünist v e işçi parti leri nin temsilci leri katı l d ı l a r : ABD Komünist Par­ tisi, Alman Komü nist Partisi, Alma n Sosya l ist Birl i k Partisi, Arjantin Komü­ nist Partisi, Avustur/a Komün ist Partisi, Belçika Komünist Partisi, Bolivya Komün ist Partisi, Brezilya Komünist Pa rtisi, Bulgarista n Komünist Partisi, Büyük Britanya Komünist Partisi, Cezayir Sosya list Dncü Partisi, Çekoslo­ vakya Komünist Partisi, Dan imarka Komünist Partisi, Endonezya Komü nist Partisi, Fas Kurtu luş ve Sosya l izm Partisi, Filipin ler Komünist Partisi, Fin­ landiya Komü nist Partisi, Fransız Komü nist Partisi, Gü ney Afrika Komün ist Partisi, H ind ista n Komünist Partisi, I ra k Komünist Partisi, i ran Halk Par­ tisi, i spanya Komünist Partisi, israil Komünist Partisi, isveç Sol (Komü nist­ ler) Partisi, ita lyan Komü n ist Partisi, Japonya Komünist Partisi, Ka nada Komü nist Pa rtisi, Kıbrıs i lerici Emekçi Pa rtisi, Kolumbiya Komün ist Partisi, Lübnan Komünist Partisi, Lü ksemburg Komünist Partisi, Maca rista n Sosya­ l i st işçi Partisi, Moğolistan Devrimci Halk Partisi, Parag uay Komü nist Par­ tisi, Polonya Bi rleşik i şçi Partisi, Portekiz Komü nist Partisi, Roma nya Komü­ nist Partisi, Senegal (Afri ka) Bağ ımsızlık Partisi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Sudan Komünist Partisi, Suriye Komünist Partisi, Şi l i Komünist Par­ tisi,'Tunus Komünist Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Ord ün Kom ü n ist Par­ tisi, Yunanistan Komünist Partisi . . . Konfera nsta, SBKP Pol i tbüro aday üyesi ve MK Sekreteri B. N . Ponomaröf « Sovyet Sosya l ist Cumhu riyetteri Birliğ inin kurulması ve gelişmesi nin u l us­ lararası önemi » kon u l u bir rapor okud u . Konferansa katı lanla r, yaptıkları konuşma la rda, SSCB' nin u l usal sorunu çözme ve sosyal izmi ku rma tecrübesinin evrensel-ta rihi önemini ; sosyal ve 727 ulusal ezgiye karşı, ba rış, demokrasi, ulus'al bağ ımsızlık ve sosyal izm dô­ vası uğrunda yürütülen d ünya ölçüsündeki kurtuluş savaşına Sovyetler Bir­ liğinin ve SBKP'nin katkısını bel i rttiler. Söz o lanların birçoğu, SSCB'nin ellinci kuruluş yıldönü m ü m ü nasebetiyle kendi memleketlerinde gerçek­ leştirilmekte olon ted bi rlere de işa ret ettiler. Konferans' materya lleri derg im izin bu sayısında özetlenmiş biçimde sunul ma ktadı r. 728 insanlığın sosyal ilerlemesinde önemli bir aşama "Banş ve Sosyalizm Problemleri» dergisi başyazan K. i. lARODOF'un açı Ş konuşması Konferansımız, devrimci kaza n ı mla r kahrama n l ı k destan ı n da çok önemli bir yer tuta n bir olaya hasred i imiş bulunuyor. Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetleri Birliğinin k u ru lması, her şeyden önce Rusya emekçi leri için, uluslar a rasında bütün insa n l ı k ölçüsünde temaslar için yen i bir çağ, hür halkları n dost l u k ve kardeşliğ i çağ ı n ı , enternasyona­ list temel üzerinde devamlı olara k birbirlerine yaklaşma l a rı çağ ı n ı açtı. SSCB' n i n ya ratılması, bundan başka, top l umun sosya listçe yeni baştan kuru lması için, bütün Sovyet halklar ı n ı n ekonomik ve k ü ltürel kalkınması için gerekli koşulları sağ lıyan ve aynı zamanda sosya l izmin u luslara rası mevzi leri n i g ü çlend i ren çözümleyici etkenlerden biriyd i. Bu olay, proleter enternasyonalizmi fikirleri n i n söz götü rmez zaferi, yeni devlet d üzeni n g e lişmesine i l işkin Marksist prensipleri pratik olara k gerçekleştirmenin son ucud u r. SSCB'n i n k u rulması da, Oktobr Devrimi'nin başarı lması g i bi, büyük lenin'in a d ı ve' eylemiyle sıkı sı kıya bağ l ı d ı r. Emperyal izm devri nde, u l usal k u rtuluş mücadelesinin, sosya list dönüşümleri amaçlayan d ü nya ça pındaki hareketin ayrı lmaz bir parçası haline geldiğ i h ü kmünü, bu olağ anüstü önemli sonucu' ortaya koyan len in'dir. U l usal sorun hakkı nda d üzen l i bir öğ reti meydana getirmenin ve bu öğ retiyi çok u l us l u Rusya' n ı n karma ş ı k koş u llarında yaratıcı olarak uygulama n ı n hizmet şerefi de lenin'e aittir. Ve bugün, Sovyet devleti n i n yarım yüzyı l l ı k yoluna bir göz ataoak olur­ sak, Komünist Partisinin, lenin'in partisinin, u l usal sorunu d oğ ru biçimde çözmüş olduğ u n u g ururla söyl iyebi l i riz, Esasları lenin'in yönetmenliğinde tespit edilen mi l l iyetler-arası iç devlet i l işki leri meka nizması « s ü re k l i l i k ve sağlaml ı k yoklaması »na daya n d ı . Şüphesiz ki, bu meka n izma d u rmadan yetki n leştirilmekte, Sovyet i nsa n ları arasında işbi rliğini daha fazla arttır­ ma n ı n ve SSC Birl iğ i n i g üçlend irmenin en uyg un yol larını a rama çaba ları ara l ı ksız devam etmekted i r. leninci miJliyetler-arasl i l işkiler sistemi, d u rma­ dan gelişerek, bütün Sovyet halklarına h izmet etmektedir. Konfera nsımız, şüphe yok ki, çok u l uslu sosya l ist devletin yaratı lması, Sovyet ü l kesinde emekçi lerin orta k çabala riyle gel işmiş sosya l ist top lumun kurulması tecrübesi üzeri nde de gereken d i k katle d u racak ve gayet kar­ maşık olon u l us'a l sorunun çözümü n ü n evrensel bir önemi olduğ u ka nısını doğrulayacaktır. Bono k a l ı rsa, bu tecrübeyi incelerken, V, i. len in'in Oktobr Sosya l ist Devrimi'nin sözün geniş ve dar o n l amiyle u l uslara rası önemi hakkındaki 729 yazısında işaret etti ğ i metodoloj i k ölçütleri kılavuz edinmemiz gerekmek­ ted ir. Oktobr Devrimi' n i n sözün geniş a nlamiyle uluslara rası önemi der­ ken, SSCB'nde u l usal -devlet kuruluşu başarıları n ı n , Sovyet Cumhuriyet­ leri n i n hızlı ve her yönl ü ka lkınmasının çeşitli ü l keler ve halklar üzeri n­ deki etkisinin tah l i l i sözkonusudur. Oktobr Devrimi'nin sözün d a r a n l amiyle u l uslararası önemi derken de, yeni mi l l iyetler-arası i l işkilerin kurulması ve geliştiri lmesi temel yasa l lıkları nın, V. i. Leni n tarafı ndan formü le edilen ve SSCB'nde sosya list top l umun kurulması pratiğiyle ilk ola ra k doğrulonan bu yasa l lı kları n, sosya l izm yol u n u tutmuş olan ü l keler ortamında kaçı n ı l ­ mazlıkla tekrarlanması sözkonusudur. Ma rksist-Lenin istler devrimci savaş ve sosya l ist dönüşümler enternasyo­ n a l ist tecrü besi n i daima isa betle değerlend i rmişlerd i r. V. i. Lenin, komü­ n istlerin, daha önceki bütün devirlerin u la şımiarını benimsemeleri, en g üzel ve i lerici her şeyi a l ı p k u l lanma ları gerekti ğ i n i söyler. U l usa l-dev­ letsel gelişme tecrübesini benimseme sözkonusu old ukça, gerek ekonomik bakımda n geri ka lmış, gerekse i leri gelişmeli memleketler koşullarında sosya lizm kuru l uşunun karmaşık ödevleri n i çözmekte olan veya çözmeye . hazırlanan halklar tarafı ndan bu tecrübeden ya ra rla nma sözkonusu olduk­ ça, bu öğüde göre hareket etmek çok daha ı üzumlud ur. Çünkü Sovyetler Birliğinin geçtiğ i politik başarı lar yolu, ya lnızca yüzyı l l a r yıl ı katmerlen­ miş bir geriliği en kısa tarihsel s ü re içinde giderme tecrübesiyle, mi l l iyet­ ler-a rası düşma n l ı kların üstesinden gelme ve hür hal kları çok u l uslu tek bir devlette birleştirme tecrübesiyle değ il, aynı zamanda Sovyet devletin i n dünya n ı n en güçlü v e bilimsel-teknik i lerleme ba kımından en ö n d e yürü­ yen devletleri nden biri h a l i ne getiren çok ya n l ı ekonomik, sosya l , pol itik ve kültürel gelişme tecrübesiyle doludur. Şü phesiz ki, her tecrübeden ve bu a rada Sovyet tecrübesinden yarar­ la nma işi, yaratıcı bir yanaşım iste r ; bütün a rtı ve eksi lerin, çağdaş mil let­ ler-arası d u rumda çeşitli memleketlerin u l usal koş u l l a rı ndaki özg ü l l ü klerin gözönüne a l ı nmasını gerektirir. Ve bir d e şu va r : Ma rksist-Leninistler, g ü nümüzde, SSCB'n i n u l usla ra­ rası itibarı nın, devrimci süreç ve tüm d ü nya politikası üzeri ndeki olumlu etkisi n i n a rtma kta olduğu ka nısındadı rlar. Bunu itiraf etmek, iyi veya kötü n iyet soru n u değ i l , gözle görü l ü r gerçeklerin saptanma s ı d ı r. Bize göre, bu gerçekleri cidd iye a l mamak, gerçekliğin sağ lam toprağından kaya rak sü bjektivizm bataklığ ı na yuva rla nmakla, çağdaş d ü nya gelişmesinin ta h ­ I i linde sın ıfsal yanaşımı terketmekle bird i r. Yoldaşlar, mÜ5O'a denizle, bu konfera nsımızı n, görüşme kon usuna yara­ tıcı bir ya naşım ruhu içinde g eçeceğ ine ve SSCB'nin ya rım yüzyı l l ı k gelişme tecrübesine i lişkin birçok önemli sorun u n işlenmesine katkıda b u I u naca­ ğ ı na olan inancımı bel irterek, sözlerime son veriyorum. 730 SSCB'nin kurulması ve gelişmesinin uluslararası önemi Boris Ponomaröf SBKP Politbüro a day üyesi, MK Sekreteri SSCB Birinci Sovyetler Kongresi, 30 Ara l ı k 1 922'de, Vla d i m i r Hiç Len in'in teklifiyle, Sovyet Sosya l ist Cu m h u riyetleri Birliğ i n i n kurulmasını öngören tarihsel bir ka ra r kabul etti. Sovyet ü lkesinde yaşıyan bütün u l us ve halk­ ları n iradesini dile getiren bu ta rihsel kara r, proleta rya enternasyona l iı­ minin, sosyalist enternasyon a l iz m i n ve parti mizin Leni nci u lusal politikası­ nın bir zaferiydi. Bu, aynı za manda, u l uslara rası işçi sınıfı n ı n büyük zafe­ rinden bi riydi, sosya l izm g üçleri n i n zaferiyd i. V. i . Len in, Sovyet Sosya l ist Cumhu riyetleri Birliği'nin, memleketimiz halklarına gerekli old u ğ u n u, ayrıca, «d ü nya bujuvazisine karşı savaşını yü rütebilmesi ve onun entrika larından kend i n i savunabil mesi için d ü nya kom ü n ist proletaryasına »da (1) gerekli old uğunu bel irtiyordu . SSCB' n i n k u ruluşundan sonra elde edi len ekonomik, politik v e ideolojik başa rılar, hem Sovyet devletinin tari hinde, hem de insa n l ı ğ ı n sosya l i1er­ lemesinde önem l i b i r aşa m a d ı r. Sovyet cum huriyetleri n i n tek devlet ha­ linde bi rleşmeleri Oktobr Devri m i kaza n ı m la r ı n ı n sağlamlaştırı l ı p art ı rı l­ ması nda, mem leketimizin hızla ve her yanlı ilerlemesin i n sağ lanmasında, sosya l ist d üzen in sa hip old uğı! üstü n l ü k lerin gerçekleştiril mesinde, Sovyet d evletinin savu nma gücünün ve u l uslara rası otoritesinin kuvvetlendiril­ mesinde büyük bir rol oyn a mı ştı r. Sovyet hal kları n ı n dostluğ u, SSCB'n i n d ünya gelişmesi üzerinde d a i m a önem l i bir devrimci v e yenileşti rici etki kaynağ i olagelmektedir. Çok u l us l u Sovyet devletinin geçtiğ i şa n l ı yolda elde ed i len başarı lar, SBKP MK'nin « Sovyet Sosya list Cu m h u riyetleri B i rl iğ i ' n i n 50. kuru luş y ı l ­ dönümü hazı rlı kları » başlıklı kara rnamesinde genel leştirilm iştir. V. i. Len in'in u l usal sorun üzerindeki teorik ça lışmaları parti m izle d ev­ Ieti mizin u l usal politikası nda elde edi len tecrübeleri n genelleştirildiği SBKP' n i n belgeleri, Marksizm -Len i n izm hazinesine ya pılmış önem l i ve her­ kesçe ka bul ed i l m i ş katkı la rd ı r. Bütün insa n l ı ğ ı n uluslar ve h a lklardan i baret olduğu , u l usal biçi mli devlet ve toplumsal gelişmenin daha uzun zaman yaşayacağı, u l usal un­ surun gerek devletlerarası, gerekse devletleriçi i l i şkilerde oynad ı ğ ı ve oynama kta olduğ u büyük rol gözönünde tutulduğu za man, Len in'in u l usal sorun teorisinin gerçekten evrensel-ta ri h i önemi ve pa rti m izin bu teoriyi (i) V. i. Leni n . Bütün eserleri, c. 45, s. 360'. . 731 sınıf savaşı, toplumu devrim yoluyle yeni leştirme alanı nda gerçekleştirmek için sa rfettiği gayretler açık-seçi k görül ür. SBKP'nin, ulusal sorun teorisine ve bu probl em in pr a tikte ki çö zü m ün e yaptığı tarihsel k a tkı Karl Marks ve Fridrih Engels, ulusal soru n u özü itibariyle bir sosyal sorun olara k ele a ld ı la r ve onun toplumun sosyalist temeller üzerinde yenibaştan kurulması problemiyle karşı l ı kl ı bağ lantısı bulu nduğ unu ispat ettiler. Proletarya enternasyonalizm i prensipleri n i, p ro leta rya n ı n enternas­ yonal ve ulusal ç ı ka rla rı n ı n birliğ i n i bir teori k temel üzerine oturttular. Fakat, ulusal sorunun bili msel teorisi, el bette ki, a ncak, işçi sınıfının d ünya sah nesinde belirmesinden sonra yaratıla bilird i . Ta rih, bu sorunun çözü­ m ü nde sonuç beli rleyici ödevi işçi sı nıfı na vermi ştir. Emperyalizm döneminde ve kapital izmden d ünya çapı nda sosya lizme geçiş koşu l l a rı içinde ulusal sorun daha da gerg i n bir hal aldı. Proleta rya enternasyonalizmi prensiplerini yeni çağ ı n koşulla rına uygun olara k geliştiren Lenin, e m perya l izmin egemenliğine ve kapitalizm d ü ­ zenine karşı d ü nyayı sosya l ist temeller üzeri nde yeni baştan kurma uğrunda bütün dünya d a yürütülen sınıfsal devrim savaşı nda u l usal kurtuluş hare­ ketine büyük bir rol d ü ştüğ ü n ü belirtti. Lenin, proleter partisini, u lusal sorunun devrimci progra m ı ile silôhla n ­ d ı rd ı , bu prog ra m ı n h e m politik isteklerin i n neler olduğ unu ortaya koyd u, hem d e metodolojik p rensiplerini işledi. Bu program, Lenin'in, sosyalist devri m i n gerçekleşti ril mesi, proletarya d i ktatörl üğünün kurulup eyleme geç­ mesiyle ilgili strateji plônının organ i k bir kesimi halini aldı. Len i n , u l usa l sorunun gerçek çözü m ü n ü n d iyalektiğ i n i keşfetti. Ve şu şiarı sağlam teorik temeller üzerine oturtarak p ratikte de doğruluğ u n u ispat etti: Komünist parti lerinin yöneti m i el leri nde bulundurd ukları koşu l ­ lar içinde bütün ulusların kaderlerini beli rleme hakları, ve bu a rada, dev­ let olara k ayrı l ma hakları, ulusları n bölün mesine değ il, daha iyi bir gele­ cek için, sosyal iz m için yürütülen ortak savaşta gönüllü ve özgür olarak bi rleşmelerine yol açmalıdır. lenin, yen i sosyalist u lusal devlet problemini, sağla m kanıtlar temeline oturttu ve pratikte prensiplere uygu n biçi mde çözdü. Sosyalist tipteki uluslararası ve devletlerarası ilişkilerin teorik temellerin i yarattı, çok u luslu sosyalist devleti ku rma n ı n yol ve biçimleri ni buldu. len in, çok uluslu bir ü l kede ulusal sorunun, a ncak, köylülerle geniş küçük burjuva yığınla rına proleta ryan ı n yöneti m i altında devrimci savaşa ve daha sonra da sosyalizm kuruluşu m ücadelesine celbetmek suretiyle doğru olara k çözü lebileceğ i n i ispat etti. Esasen, Oktobr Devri mi'nin üstün gelmesinin, sosya l izmin SSCB'nde zafere ulaşması n ı n nedenlerinden biri de, Rus işçi sınıfı n ı n, g ü ttüğ ü enternasyona list politika i le, çeşitli u luslara 732 mensup m i lyonlarca köylü yığ ı n ı n ı kendi tarafına çekmeye, devri me ve sosya lizm kuru l u şu m ü cadelesine sevketmeye m uvaffa k olmasıydı. Lenin, ulusa l sorunla i l g i l i sağ ve « sol » revizyonist görüşleri a ma nsız bir eleştiri ateşine tuttu, gerek ulusal aşamaya ve ul usa l kurtuluş hareketine karşı olan n i hilizmin, gerekse ulusal problemlerin sosyal m uhtevasını ört­ bas etmeye veya bozmaya ça l ı şa n m i l l iyetçiliğin hiçbir bilimsel dayanağı bulu nmayan boş iddialar olduğunu meydana çıka rd ı . Lenin, zulüm a ltında ezi len u l usları n ilerici, a nti-emperya l ist m i l l iyetçiliğini kabul ediyor, fakat aynı za manda, proletarya pa rtilerine, böyle m i l l iyetçiliği ha ngi biçim lerde ve hangi çerçeveler içinde destek leyecekleri n i de gösteriyordu. Lenin, « oportü nizmle sosyal nasyona l izm a rasında ideoloj ik-politik ya kın­ lığı, bağı, hattô ayniyeti» (2) tam am iyle açıkla d ı . Oportünizm ve reviz­ yon izmle b i rleşen m il l iyetçiliğin devri m için ne büyük bir teh l ike olabile­ ceğ i n i gözler önüne serd i. Büyük Len in'in, ulusların kaderlerin i bel i rleme, devlet halinde ayrı lma ve u lusların özgür, gön ü l l ü bir birl i k kurmaları hakkına i l işki n şiarları, Rusya'daki devri m i n gel işmesi üzeri nde büyük etkiler yaptı ; bundan başka, halk yığ ı n la rı n ı n devrimci ruhta eğ iti l m esine, bütün d ünyadaki mazlum halkların u lusa l kurtuluş savaşlarının yayılmasında güçlü b i r rol oyna d ı . Lenin'in, parti kuruluşu sorununa enternasyonal ist yanaşı m ı n ı n i l kesel önem i n i bel i rtmek gerekiyor. Bilindiği üzere, bu yonaşı m, Avusturya sos­ yal-demokrasisinin « kültürel-ulusa l otonom i » a d ı n ı verd i ğ i görüşlerine karşı yürütülen m ücadele sayesinde, partiyi pa rçala maya ve « ul usal evler» d urumuna getirmeye ça lışmış olan Rusya'daki Menşevik ve Bundçular'a karşı yü rütülen savaş sayesinde zafere ulaşm ıştı . Son derece önem l i b i r o l a y d a şud u r: Gerek 1 9 1 7 yıl ına, gerekse Sovyet Sosyalist Cumhuriyet­ leri Birliğ i'nin kurulduğu 1 922 yılına kadar, uçsuz - bucaksız mem leketi ­ m izin her tarafı ndan, Rus, Ukrayna l ı , Belorusya lı, Letonya lı, G ü rcü, Ermeni, Azeri, Estonya lı, Litvanya lı, Ozbek, Kaıa h, Yahudi, Tata r, Kuzey Kafkas halkları n ı n temsi lcileri g i bi çeşit çeşit ul usla rı n kom ünistlerini saflarında toplayan birl i k h a l i ndeki parti ö rgütleri uzun yıllar eylemde bulun m uşlar­ d ı r. Bu d u rum, SSCB'nin kurulmasına ve ü l kem izde ulusal sorunun doğ ru olara k çözü müne büyük ölçüde yard ı m etti. Şu durumu do önemle bel irtmeliyiz : Rusya'daki Şubat Devrim i nden sonra bir s ü rü m i l liyetçi parti türemişti. Hepsi de, burjuva m i l l iyetç i l i ğ i ruhunda « başına buyrukluk» taraftarıyd ı l a r. Ha lkları birbi rlerine karşı kış­ k ı rtıyorl a rd ı . Bu do u lusal d üşma n lıkla r d oğ u ruyor, b i r ul usta d iğerine karşı kötü d uygula r yaratıyordu. Bu s ü reç daha fazla gelişseyd i, Ça rlığa ve karşı -devrimciliğe karşı yürütülen ortak savaşta Rusya ha lkları a rasında d oğ a n ka rdeşçe dayan ı şma bağ la rı bu gel işmeyi ö n lemeseyd i, parti nin enternasyonalist temefleri üzerinde birleşen çok uluslu işçi sı n ıfımızın (2) V. i. Lenin. Bütün eserleri, c. 26, s . 1 5 1 . 733 azimli d irenişiyle karşıla şmasaydı , devrim in kaza n ı m larını koru mak ve hele sosyalizmi k u rmak m ü m k ü n olmıyacaktı. Vata ndaş Harbi gidişatının gös­ terdi ğ i g i bi, m i l l iyetç i l iğ i n ma ntı ğ ı , o yolda yürüyenleri, karşı -devrime, oradan da, bir halkın, bir u l usun ve bütü n Sovyetler Birliği halkları n ı n en bel l i başlı ulusal çıkarlarına ihanete götürüyord u . M i l l iyetçi partilerden çoğu, emperyalistlerle, müdahaleci devletlerle bağlar kurd u l a r, onların ücretli askerleri h a line geldiler. Bu d a bir rastlantı d eğ ildi. U lusal sorunun, ü l kem izde, çok uluslu devlet koşulları içinde çözülmesi, toplu m u n sosyal ist temeller üzerinde yeni baştan k u ruluşunun en önemli etkenleri nden biridir. Yoldaşlar, SSCB' n i n gel işmesi üzerinde uzun uzun konuşu labil ir. Meselenin önem l i olan yanı bu gelişmeden elde edilen tec­ rübeyi bütün d ü nyadaki h a l k yığ ı nları nın öğren mesid ir. Biz burada sadece birkaç gel işme a şaması üzerinde d uracağız. Devlet kuruculuğunda len i n ' i n progra mı n ı n ard ı c ı l olara k uygulan ması, bütün u luslara a it Sovyet devlet biçi m lerin i n yaratı lması, Müttefik Devlet­ ler Birliği çerçevesi içinde Rusya'da yaşıyan çok sayıda k i halklara ta m pol itik ve hukuki eşitli k sağlanm ası demekti. Gönül l ü uluslar birliğinin temel i işte bu suretle atı l d ı . Bu birli kte, bir ulusun d iğerine baskı yapması olanakları orta d a n ka l d ırı l m ı ş ve birl i k, V. i. lenin'in öğrettiği g i bi, «en tam bir g üvene, açık bir kardeşçe birl i k a n layışına ve ta mamiyle gönül rızasına (3) dayanıyord u . Tarihte böyle bir uluslararası i l işkinin eşi yoktu. .. H a l k yığınları n ı n yaratıcı güçleri ni yöneiten parti, Büyük Anayurt Har­ binin en çetin g ü nlerinin ateşleri içinde başarı l ı imtihanlar geçiren Sosya� l ist Cu m huriyetleri Birl iğ i'nin, çok uluslu bir ü l kenin sağ lam, aynı za manda en esnek devlet kuruluş biçimi olduğ u n u pratikte ispat etti. Sovyet Sos­ ya l ist Cumh uriyetleri Birliği devlet kuruluşu biçimi, memleketteki ulusal­ devlet ya pısı n ı n ard ı c ı l olara k yetki nleşmesi, bütün toplumun menfaat­ leriyle her ulusun ve halkın menfaatleri arasında Sovyet sosya l ist demok­ rasisi temelleri üzerinde uyum l u bir birl i k kurulması için geniş olanaklar sağ lamaktad ı r. Ekonomik ve kültürel kuruculuk alan/af/nda lenin' i n u l usal progro m ı n ı n uygulan ması, h e r şeyden önce, geçmişin mirası o l a n uluslar a rasındaki eşitsizliği orta d a n kaldırmak için yoğ u n biçimde çalışmak anlamına geli­ yord u. SBKP' n i n pol itikası, mem leketi mizdeki birçok u l usa, lenin'in keş­ fettiği, kapita l ist gel işme a şamasını atl ıyorak, doğrudan doğruya sosya­ l izme geçme olanağını pratikte gerçekleştirme yol u n u açtı. SBKP tarafından saptanan ulusal biçi m l i ve sosya list m uhteva l ı k ültürel geli şme görüşü son derece büyük bir önem taşıyord u. Bu, parti n i n değ erli bir buluşu idi. Pa rti n i n bu a landaki politikası d ü nya tarihi çapında bir sonuç verdi. Sovyet bilim adamları, o za mana kadar a lfabeleri bulunmıyon SO'den fazla d i l i n a l fa besin i m eydana getirdi ler. Sovyet i ktidarı, bu suretle çı) v. i. leni n . Bütün eserleri, c. 40, s. 43. 734 ulusal hayatın en önem l i a l an l a rından biri olan d i l a l a n ı nda da sadece �şitl i k ve hak eşitl iğ i i l ô n etmekle yetinmedi, bu hak eşitli ğ i n i gerçekleş­ tirecek bütün gerekli maddi koşu l l a rı d a yarattı. Ideoloji ve politika alanında Leni n prog ra m ı n ı n uyg ula nması, parti ile 50vyet devleti nin, proletarya enternasyonalizm i temeli üzeri nde ve insan­ arın bilinç ve davra n ı şlarındaki burj uva m i l l iyetçi l i ğ i ka l ı ntdarına, şovi n izm fe nasyona l izme karşı m ücadele yoluyle SSCB halkları arasında dostluğ u �eliştirip kuvvetlend i rmek için ardıcd olara k g üttüğü politika a n l a m ı n a �el iyord u . Sovyet devletinde u l usal soru n u n doğ ru çözü mü, Lenin'in bi leşik, iki ıön l ü d iya lekti k form ü l ü n ü n gerçekleştiril mesiyle, yani hem büyük devlet­ ;ilik şovinizm i ne, hem d e yersel mill iyetçiliğe karşı m ücadele yolu ile ;ağla nıyord u . Parti, somut d u ru m u n çeşitli aşama larında teorik ve politik ;avaşını yü rütürken bu form ü l ü n kôh biri ne, kô h diğerine daha fazla Jğ ı rl ı k veriyord u. Partinin, Leninci u l usal politikası büyük başarılar kazandı. Ve sağ lanan oaşlıca kaza n ı m şu oldu: Sosya l izm ve komünizm kurul uşu uğrunda yürü­ :ülen m ücadele sürecinde yeni bir tarihsel insan topluluğu, Sovyet h a l kı ortaya çıktı. Aynı ekonomik ve sosya l- politik hayat koşu l la rının bi rleştirip <oynaştı rd ığı, Marksist-Leninist ideoloj i n i n birbirlerine sımsıkı kenetled iği nemleketi m iz hal kları, birleşi k, çok u l uslu bir kolektiftir. Sovyet halkı nda Jlusa l özel l i klerle sosya l ist ve enternasyonal ist temel üzerindeki genel ;ovyetik özel l i kler organik olara k birleşmiştir. Bu, Sovyet halkları n ı n karak­ teristik nitel iğid ir. SBKP, Sovyet ü l kesi hal kları a rasındaki dostluğ u gözbebeği g i bi koru­ naktadır. Zira bu d ostl uk, Sovyetler Birliği'nin ta rihsel kaza n ı m larına, eko­ l0m i k ve pol itik gücünün a rtmasına, Sovyet halkları n ı n refah ve kü ltürü­ ,ün ara l ı ksız olara k yükselmesi ne, komün istl i k bilinçlerinin gelişmesine (a rd ı m eden önem l i bir etkendir. SBKP, m i l l iyetçi l i k eğ i l i m lerine - bunlar nerede ve hangi biçim lerde türerlerse türesi nler - amansızca karşıkoy­ makta d ı r. SSCB' n i n 50. yıldön ü mü a rifesinde toplanan SBKP XXiV. Kongresi, mem­ lekette k o m ü n izmin kuruluşu n u n i leri doğru geliştirilmesiyle i l g i l i büyük bir plôn ka bul etti. Plônda, her kardeş Sovyet C u m h u riyetinin bütün yön­ leriyle gel işmesi ve aynı za manda ü l kem izdeki u l us ve halkları n g itg ide :la ha fazla ya kınlaşmala rı öngörüıüyor. SBKP Merkez Komitesi'nin hesap ra porunda L. i. Brej nef yoldaş şöyle d ed i : « Bu ya kın laşma, u l usal özellik­ ler d i kkatle gözönünde tutularak, sosya list u l usal k ültürler geliştirilerek gerçekleştiril iyor. Hem bütün Birliğin genel menfaatleri ni, hem de bu Bir­ liğ i meyda na getiren cumhu riyetlerden her biri n i n menfaatleri n i d a i m i olara k gözönünde bulundurmak Partin i n bu sorunla i l g i l i politikası işte bu temele daya nıyor. .. 735 Tari hte, Rusya'daki kad a r çok çeşitli u l u s ve ha lkı n yaşadığı, u l usa l p roblemlerin b u derecede ka rmaşık olduğu bir başka memleket yoktur. Olkem izdeki bazı halkların geçmişte kendi devletleri va rdı, bazı l a rını n yok­ tu. U l usal sorun, aynı zamanda bir sömürge sorunu olara k bel i riyord u ; d i n i ayrı lıklar yüzünden bu i ş ka rma şı klaşıyor, aynı bölgede topl u halde yaşıyan halkların karşı l ı kl ı i l işkileri ve çeşitli bölgelere dağ ı l m ı ş u l usal azı n l ı kl a r problemleri d e bu soruna katıl ıyord u. SBKP, çeşitli aşamala rdaki u l usal sorunu çözme eylem lerinde ya lnız i ç sosya l-politik koşu l ları değ i l , a y n ı zamanda u l uslara rası koşulla rı d a d a i m a d i kkate a l ıyord u . V e parti, tarihte ilk defa, bütün bu problemlerin çözümünü sağ l ıyan a na htarı keş­ fetti. SBKP, Len i nci enternasyonal ist pol itikasında, daima uzun süreli u l usal menfaatlerin, a ncak d ü nya devri m ha reketin i n genel ödevleri n i n çözümü sayesinde gara nti a ltına a l ı n a bi leceğ i fikrine daya n ıyord u . Bütün bunlar, bir a rada, ka n ı m ı zca , SBKP' n i n bu alanda birikti rd i ğ i tecrü beni n olağan­ üstü zeng i n l i k ve u l uslara rası önemi n i n nedenleri ni gözler önüne ser­ mekted i r. Günümüzde ulusal sorun ve SBKP'nin elde ettiği tecrübenin önemi U l usal soru n u n d ü nya çapındaki gelişmesinde yeni b i r aşama başlam ı ş­ tı r. Bunun başl ı ca karakteristik çizg ileri nelerd ir? Birincisi. Tü m insa n l ı ğ ı n topl um sa l gel işmesinde enternasyonal olanla u l usal olan a rasındaki d iya lektik bağ ı n kuvvetlenmesid i r. B i r yandan, u l us­ ların biç i m lenme, oturuşma ve gelişmeleri sü reci h ızla devam etmekte, ekonomik, sosya l ve kü ltüre l kal kı n ma için çetin bir m ücadele yürütü l mek­ tedir. Bu koşul l a rda u l usal sorun gittikçe d a ha fazla g ü n ü n konusu o l mak­ ta ve önemi a rtmakta d ı r. Dte yandan, ha lkla r a rasında yakınlaşma süreci görülmekte, ekonomik bütünleşmeni n objektif, özellikle tekni k-ekonomik koşu l ları genişlemekte, u l usların a rasına g i ren ve yakı n laşmaları nı zorlaş­ tı ra n engeller yokolmakta d ı r. Barış, demokrasi ve sosyal i lerleme m üca­ d e lesinin, o n l a rı n orta k menfaatlerine uygu n olduğu heı gün biraz daha iyi a nlaşıl makta, kü ltürlerin karşı l ı kl ı etkisi a rtmakta d ı r. ikincisi. U l usal soru n u n yalnı z Sovyetler B i rliği n d e değ i l , aynı zamanda diğer sosya list ü l kelerd e de pra ktikte çözül mesi, özg ü r sosya list halkl a r a rasında yeni tip devletler-arası i lişkilerin doğması ve bu i l işkiler temeli üzerinde eşi görül medik b i r u l uslar ve devletler-arası top l u l uğ u n, sosya l ist topl u l u ğ u n ya ra tı lması. Oçüncüsü. Eski sömürge ve yarı-sömürgelerin pek büyük çoğ u n l uğunda u l usların başı na buyruk devletler hal inde ayrı l m a prensipinin genel çiz­ g ileriyle gerçekleşmesi, genç ulusal devletlerin sağ la m laşmaları, dış poli­ tik ve dış ekonomik bağ lantı l a rı n ı n yeni temeller üzeri nde oluşması, em­ perya l ist metropolleri e sömürgeler a rası ndaki çelişkileri n yeni-söm ü rge- 736 cilik politika s ı g üden emperya l izmle genç ulusal devletler arasında bir çel işkiye dönüşmesi. Dördüncüsü. Burjuva ve küçük burjuva dönüşüm lerini çokta n geçi rmiş olan bir kıs ı m gelişmiş kapital ist ülkelerde ul usal ha reketi n yeniden baş­ laması. Beşincisi. Ulusal sorunun yeni n itelikte bir sosyal m uhteva kazanması, em perya lizmin zincirleri nden kurtu luş savaşı i le söm ürücü lük il işkilerine karşı yürütülen m ücadele ve a nti-emperyal ist eğil i m ler a rasında sıkı bağ­ lar kurulması. Altıncısı. B i rçok ka pita list ülkede komü nist pa rti lerini n önemli b i rer poli­ tik güç haline gelme süreçleri, komün istlerin eylem leri a rasındaki ul usa l ödevleri nin çoğalmasına yol açtı . Bu da, u l usal ve enternasyonal ödevlerin doğru olara k a henkleştiril mesi zoru n l uğunu a rtırd ı . Yine aynı nedenle, komünistler, kom ünist parti leri nin elde edeceği başa rı l a rı n , uluslara rası kom ünist ha reketinin gelişmesine ve bu ha reketi n d ünyadaki durum üze­ rine yaptığı etkisine sıkı sı kıya bağlı old uğu gerçeği n i olanca deri n l iğiyle anla mak ve gözönünde bulundurmak zorundayd ı / a r. U l usal menfaatleri ve emel leri em perya l izmle o ma nsız bir uyuşmazlık içinde bulunan halk yığınları n ı n devrimci ve anti-emperyalist potansiyel­ leri, g ü n ü müzde, her zamankinden daha fazla genişlemiştir. Dünya sahne­ sinde sınıfsal g ü çlerin yeni oranı, halkların politik bilinçleri n i n yükselmesi, sosya l ist ülkelerin ve bütün örgütlü i l erici g üçlerin kendilerini destekledik­ lerine inançları bu durumu yaratan koşul l a rd ı r. U l uslararası hayatta mey­ dana gelen büyük değişikl ikler de bu c ü mledendi r. Lenin'in ulusal kaderi bel i r/eme ve hak eşitliği hakkındaki fikirleri, g ü n ü m üzde gerçekten kud­ retli bir maddi güç halini a l m ıştır. U l usal kurtul u ş savaşı n ı n gel işmesiyle SBKP'ni n Leninci ul uslara rası politikasının etkisi ve tüm sosyalist top l u l u ­ ğ u n d ü nya barışını güçlendi rmeye v e sald ı rgan g üçleri önlemeye yönelik ortak politik doğrultuları a rasında sıkı bir bağ vardır. SBKP XXiV. Kon­ g resinde kabul edi len barış pro g ra m ı n ı n eyleme geçiril mesi, uluslararası gerginliğin olumlu yönde değişmesi n i ve hafiflemesin i önemli derecede etki lemektedir. SSCB'n i n d ı ş politika a l a nı ndaki g i rişim leri, özellikle Fede­ ral Almanya Cumhuriyeti'yle imzalanan a ntlaşmaların yürülüğe g i rmesi ve Amerika Bi r/eşik Devletleri'yle ya pılan çeşitli a ntlaşmalar, d ü nyadaki d u ­ rum u n, birçok ha lkın başlıca u l usal v e sosyal ödevlerin i rahatlıkla çöze­ bilecekleri elverişli b i r yöne doğru gelişmesine yard ı m etmektedi r. Sov­ yetler Birliği ve d i ğer sosya l ist ü lkeler, emperya l ist çevreleri, d ünyadaki reel durumu gözönünde bulund u rmaya zorlamakta, bu çevrel,erden, u l us­ ların kendi kaderlerini belirleme, d ış müdahale olmadan bağımsız ve özg ür gelişme haklarına pratikte saygı göstermelerini istemekte ve bu yolda çaba h a rcamaktadırlar. G ü n ü m üzde, u l usal sorunla çağı mızın temel çel işkisinin gelişmesi a ra - 737 sindaki (ya n i u l usa l sorun l,a d ü nya çapında kapita lizmden sosyalizme ge­ çiş s ü reci a rasındaki) objektif bağ la ntı önemli derecede g üçlenmiştir. Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birliğ i ' n i n kuru l up gel işmesi, tek birlik devleti çerçevesi içinde u lusal devlet biçimleri n i n gelişmesine örnek oldu; d ünya sosyalist topluluğu ise, sosyalist devletler-arası ilişkiler temeli üze­ rinde, bağı msız ve eşit haklı sosyalist u lusla r a rasında daha sıkı bağ la rı n nasıl gelişeceğini gösteren bir örnek ödevini g ö rd ü . Sosyalist ül keler a rasındaki karşı lıklı il işki lerden şi md iye k a d a r elde edilen tecrübe şu gerçeğ i gözler önüne sermişt i r : Her sosya list devletin bütün yönleriyle serbestçe gelişmesi, diğer sosya l i st ül keleri n başa rıları için önkoşuldur; öte yandan, her sosyal ist ü l ke, enternasyonal ödevi n i yerine getirmek v e sosya l ist memleketlerin ekonomik, politik v e ideoloj i k birleşmelerine ken d i payını katmak suretiyle kendi başarılarını da sağ­ lamlaştı rıp artırmakta d ı r. Sosyal ist ü l keler masındaki karşı l ı k l ı g üven ve her yön l ü kardeşçe sıkı işbirliği, d ü nya sosyalizmi gelişmesi n i n objektif gerekliliğini ve daha fazla kuvvetlenmes i n i n yasa l l ı ğ ı n ı yansıtmakta, aynı zamanda, sosyal ist halklar a i lesi üyeleri nden her biri n i n u l usal ç ı karları n ı n gerçekleştirilmesini g a ra nti a ltına a l makta d ı r. Sovyet devleti, onun tecrübesi ve pol itikası, elli yıldan fazla bir zaman­ dan beri, u l usal kurtuluş hareketi bölgelerinde, toplumsal i lerlemenin en güçlü reel etken i d i r. Ha lkların, elde ettikleri bağ ımsızlıkları g üçlend irmek için yürüttükleri m ü cadelede bugün sağ lamakta oldukları başarılar her za m a n kinden faz­ ladır. Onların, sömürge bağ ı m l ı lığ ı na karşı d i ren işlerin i n etki derecesi, her şeyden önce, Sovyetler Birl iğ i ile d iğer sosya list ü l kelerin ekonom i k ve askeri - politi k g üçleri n i n son yıllard a önemli ölçüde a rtması sayesinde d ü n ­ y a du rumunda meydana gelen o l u m l u d eğ i şmelerden nası l ya ra rlandık­ larına bağ lıd ı r. SBKP' n i n ve Sovyet devleti n i n devri mci Küba 'ya, ÇinoHindi halklarına, Arap ü lkeleri ve Şili'ye, aynı zama nda Afrika'da sömürgecilik ve ı rkçı lığa ka rşı mücadele eden savaşçılara sağ ladığı her yönlü destek, za manım ız­ daki kurtuluş hareketine ya pılan son derece önem l i bir katk ı d ı r. Parti miz ve tüm Sovyet halkı azi m l i enternasyonalisttirler; kendi özg ürlük ve bağ ı msızlıkları uğrunda, em perya lizme karşı savaşan bütün halklarla daya n ı şma h a l i nded i rler. Eski sömürge ve yeni -söm ü rge bölgelerinde ulusal sorunun bugüı:ıkü durumunun çeşitli özell ikleri va rd ı r. Birincisi. E mperya l izm, yeni-sömürgecilik metod larından da yararlana­ rak, ustaca maskelenm iş, yen i bir ekonom i k ve politi k sistemle genç dev­ letleri emri a ltına a l m ıya ça lışmaktad ı r. Bunun bir sonucu olara k, bu ü l ke- 738 lerin ekonomik bağları n ı g üçlendirme süreçleri, çeşitli memleketler a ra ­ sı ndaki eko nomi k, politik v e kültürel engelleri yı kmaya yönelik ortak eğ i­ l i m ler, emperyal ist sistemin söm ü rücü karakteriyle sık sık çatışmakta d ı r. Halkların yakı nlaşması için çağdaş ü reti m g ü çleri tarafı ndan yaratı l a n ola naklar, böylece dondurulmakta v e yozlaştırıl maktad ı r. Ikincisi. Birçok u l usal devletin u l uslararası hayata a ktif olara k katı lma­ s ı n ı n çeşitli sonuçları va rd ı r ve bunları gözönünde bulundu rmak gerekir. Haklı u l usal menfaatlere egoizm karışmaya başladığı, bütün halkları n ortak ödevleri küçümsendiği, kendine a i t problem ler, başka ulusları n çıka rları gözönünde tutu l ma d a n v e baza n d a onları n a leyhinde çözül­ d ü ğ ü zaman, i ncecik ve kaypak d a olsa, ta ma miyle beli rli bir sınır belirir ve bu da u l usal milliyetçiliğe dönüşür. Emperya lizm, genç devletlerin , ortak çıka rlarını korumak için bi rleş­ melerine ve özellikl e sosya list ülkelerle işbirl iğini gen işletmelerine engel olmak için her türl ü ça reye başvuruyor ve bu alandaki çaba ları n ı g ittikçe a rtırıyor. Bu büyük bir teh l ikedir. Çünkü kanıtlarla ispat ed i l m i ş açık b i r gerçek va rd ı r ortada : Sovyetler B i rliği'nin ve sosyal ist topl u l uğ u n desteğ i, genç ulusal devletlerin ö n ü nde, kendi politik bağ ı msızl ı klarını g üçlend ir­ mek, u lusa l ekonomilerini yaratmak, hak eşitl iği ve karşı lıklı yararlanma temeli üzerinde bütün leşme sürecine katı lmak için reel perspektifler a ç­ makta d ı r. Söm ü rgeci l i k boyun d u ruğ undan kurtulan ü l kelerin iç işleri nde de u l usal anlaşmazlı klar beli riyor. B u n l a r çeşitli süreçlerin sonuçları d ı r. Çeşitli h a l ­ lerde bu g i bi a nlaşmazlıkların en derin kökenleri, uzak geçm işe, türl ü türlü halk ve ka bileleri s ı n ı rl a rı içinde topiıyon feodal devletlerin kuru­ luşla rı zamanına kadar iner. Em perya l ist istilôcıların zaptettikleri toprak­ l a rı n sını rları, çeşitli halkl a rı n tari hsel yerleşmelerine hiç de uyg un olmı­ yan şekilde değ iştirild i. Söm ü rgeciler, ken d ilerinden önce belirmiş o l a n u l usal v e dinsel a nlaşmazlı kları sadece kışkırtmakla yeti n med i ler, aynı zamanda bunla rı deri n l eştirmek için el lerinden geleni yaptı l a r. Asya ve Afrika'daki çok u l u s l u devletlerde u l usal sorun, ya l nız, köklü demokratik ve anti-ka pita list dönüşümler yapmak, yeni -sömürgecilik ve emperya l izme karşı a rdıcıl bir savaş yürütmek s u retiyle çözülebi l i r. Afrika ve Asya'daki çok u l uslu ü l kelerin i lerici güçleriyle komünist par­ tileri, Sovyetler Birliği halkları tarafı ndan u l usal devlet kurucu luğunda bi riktirilen tecrü beni n öğ ren i l mesine haklı ola ra k önem vermektedirier. . H i ndistan Komünist Partisi ' n i n en yaşlı aktivistlerinden biri olan Ş. Sar­ desen yoldaş « H i nd istan ve Rus Devri m i » a d l ı kitabı nda şöyl e diyor: «Rus devri m i n i n ve Sovyetler Birliğ i'nin önemli hayati problem leri çözme yön­ temlerini titizl ikle ve d i kkatle öğ ren memizi n özg ü r H i nd istana büyük fay­ dası olacaktır. Biz benzeri p roblem lerim izi bağ ı msızlığ ı m ızı kaza nma süre­ cinde çözemedik. Bunlar bugün d e çözü lmemiş d urum d a d ı r. Sovyetler 739 Birliği'nin çeşitli halkları mutlu bir a i l e ha l i ne getirme alanı nda ulaştığ ı başarı lar, hiç şüphesiz ki, bizim de aynı hedefe yönelik olan yolu muzu ay­ d ı nlatacak ve a maca va rıncaya kadar birçok güçlükleri kolayca atlatma­ mıza yard ı m edecektir .. Komünistler, u l usal kurtu luş hareketinin bütün biçim l eriyle geniş eyleın­ lere geçmesinin, yükselen u l usal bil incin, em perya l izme karşı şaşmaz bir şekilde yürütülen savaşın menfaatlerine, toplumsal ilerlemenin amaçla­ rına ve emekçilerin sosyal kurtu luşuna hizmet etmesi uğ runda ça l ı şmayı kendi lerini n en başta gelen politik ödevleri sayma kta d ı rlar. Onemli olan şud u r : Bu süreçler, çeşitli u l u s ve halkları tecride, ayrıl maya değ il , yakın­ laşmaya doğru götürmel i ; a nti-emperya list güçlerin zayıflayıp parça lan­ malarına d eğ i l , birleşip kuvveÜenmelerine yol a çm a l ı d ı r. Son yı lla rın olayları da gösteriyor ki, u l usal sorunun daha XiV. yüzyılda çözüldüğünün sanı ld ı ğ ı sanayice gelişmiş kapita l i st mem leketlerde, bu problem yeniden olanca keskinl iğiyle ortaya ç ı k m ı ştır. Amerika Bi rleşik Devletlerinde zencilerin kurtuluş h a reketi, Kuzey i rlônda'daki kato l i k hal­ kın em perya l ist egemenliğ ine ve yersel gerici liğe karşı mücadeleleri, Bel ­ çika'da Flômanl a rla Va lonlar a rasındaki i l işki ler, ispa nya'da Katalonya ve Baskler problemi, Kanadalı Fra nsızlar meselesi . . . Bütün bunlar, u l usal sorunun, kapita lizmin gelişmiş olduğu bölgelerde d e kesin bir çözüm bek­ led i ğ i n i ortaya koymakta d ı r. V. i. Lenm, u l usal soru n u n Batı Avrupadaki rolünü küçümsiyenleri eleş­ tirirken, emperya l ist devletler a rasındaki çatışmalar sırasında, ul usal öz­ gürlükleri savunma soru n unun, u l usal harbin yeniden gündem konusu olacağı bir d u ru m u n meydana gelebileceğ i n i bel irtm işti. Böyle bir d u ru m , bil ind iğ i üzere, H itler sa l d ı rganlığının birçok Avrupa kapita list devletini u l usal felôkete sürüklediği ve bunlardan bazı larının yokolma tehl i kesiyle ka rşı karşıya geldi kleri i kinci Dünya Harbi'nde beli rd i . Faşizme ka rşı ha rp, a y n ı zamanda, halkları n büyük u l usa l kurtul u ş h a r­ biyd i ve bu savaşta, u l usal menfaatlerin savunu l ması, demokrasi sava­ şiyle, birçok ülkede d e sosya l iz m sava şiyle orga n i k olara k kaynaşıyord u. Bu savaşın karakteristik yanı şud u r : Proleta rya enternasyona l izm i pren­ sipleri üzerine kurulmuş olan dünya nın i l k sosya list devleti Sovyetler Bir­ liği, Avrupa halkları nı n Alman faşizminden kurtulmalarında, Japonya m i l i ­ tarizmi n i n bozguna u ğ ratı l masında, Avrupa kıtası ndaki devletlerin u lusal bağ ımsızlı kla rına yeniden kavuşmaları, Doğ u Avrupa halklarının, Çin hal­ k ı n ı n ve d iğer bazı Asya halkları n ı n u lusal ve sosyal k u rtuluşları için gerekli koşu lların yaratı lmasında çözümleyici bir rol oynam ıştır. Ha rpten sonra k i dönemde, Batı Avrupa, Japonya ve diğer kapita l ist ülkeler ha l klarını n u l usal bağı msızl ı kları, bu defa Amerikan em perya liz­ m i nden gelen yeni bir tehl ikeyle karşı l'a ştı. Zira Amerikan em perya lizmi, büyük b i r imperatorluk k u rmak amacını g üdüyor ve dünya jandarması görevini üzeri ne a l ıyordu. 740 Amerika Birleşik Devletleri yönetici çevrelerin i n bütün çabalarına rağ­ men bu n iyetleri, d ünyaya hôkim o l ma, diğer devletleri ta mam iyle kend i emirleri altına a l ma istekleri gerçekleşmed i. V e bunda, u l usal bağ ı msız­ lı kları savu n m a k için d emok ratik güçlerin a rdıcıl olarak yürüttükleri azimli mücadele baçlıca rolü oynad ı . Sovyetler Birliğ i ile d iğer sosya l ist ül kelerin pol itikası da bu pol itikaya önemli katkıla rda bulundu. Son yıllarda u lusal menfaatlerin savu n u lması başka bir a lana d a ya­ yıldı. Bu genel likle Amerikan kapita l i n i n emri altındaki u l uslara rası büyük tekelci kompleksierin d iğer kapita l ist ülkelerin u l usal bağ ı msızlıklarını balta l a ma çabalarına karşı gösterilen tepkidir. " Ortak Paza r» temeli üzerinde, tekelci ka pita l i n elebaşı ları n ı n isted ik­ leri gibi hüküm sürecek u l usla r-üstü bir politik birl iğ i n kurul masiyle ilgili plônların, Batı Avrupa h a l kl a rına getireceği teh l ikeleri gözden uza k tut­ mamak gerekir. U l usal problem, komün ist parti leri nin, toplumda derin demokratik dö­ nüşüm ler yap ı l masını 'a maçlıyan a nti-monopol ist prog ra m la rında çeşitli yönleriyle önemli bir yer a l m a ktad ı r. Bdti Avrupa komünist parti leri, göçmen emekçilerin menfaatleri ni ko­ ruma mücadelesine d e önem vermekted i rier. Kapita l izm koşullarında eko­ nomik hayatta enterna syonal leşme sürecinin sömürücü ve işçi aleyhtarı bir kara kteri olduğunu yabancı işçilerin d u ru m u açı kça ortaya koymakta­ d ı r. Komünist parti leriyle ilerici send ika birli kleri, kendi ülkeleri n i n işçi sınıfı n ı n menfaatlerin i savunurlarken, yaba ncı işçileri d e anti-monopolist müca deleye çekmekte, burj uvazin i n işçi safla rı n ı parça lama politikasına ve bu işçilere karşı uygulanan ayırıcı l ı ğ ı n - ekonomik, politik - bütün biçim lerine ka rşı, onlara eşit haklar veril mesi uğrunda savaşmakta d ı rlar. * Sovyetler Birliğ i'n i n tecrübesi şu gerçeg ı inandırıcı bir biçimde gözler önüne sermişti r : Burj uva m i l l iyetçiliği ideolojisine ve proleta rya enternas­ yona lizmi prensipinin küçük burj uvazi tarafı ndan yozlaştırılması çaba l a ­ rına ka rşı a rdıcıl v e a ma nsız bir mücadele yürütül meseyd i, ne sosya l ist devrim başa rıya ulaşa b i l i rdi, ne de u l usal sorun bu temel üzerinde çözü­ lebilird i. Lenin, m i l l iyetçilik bôtıl itikatları n ı n bir hayli güçlü olduğunu ve uzun zaman d i rend iğ i n i sık s ı k bel irtiyor, sosya l izm yeni yeni ülkelerde zafere ulaştıkça m i l l iyetçiliğe karşı mücadele probleminin tüm uluslararası dev­ rim hareketinin kaderi üzerinde daha büyük bir önem kazanaca ğ ı n ı or­ taya koyuyord u. Bu mücadelenin önem i n i öze l l ikle bel irtmek gerekir. Çünkü, onun, za­ manımızın 'en hayati soru n u olan h a rp ve ba rış problem iyle d olaysız i l iş­ kisi vard ı r. 741 Bu koşullar içinde sosya list ülkelere, komünist parti lerine büyük soru m­ l u luklar d ü ş mekted i r. Insa nl ığı u l uslar a rasındaki çatışmalard a n kurtarma ve d ü nyamızdaki bütün halklar a rasınd a dostluğu kökleştirme prespektif­ leri onların eylemlerine bağ lıd ı r. Ne va r ki, Çin Komünist Partisi ' n i n şimdiki yönetimi, za m a n ı n bu istek­ lerine uymamakta d ı r. Onun doğrultusu, proletarya enternasyona l izm ine bağ l ı l ı k i mtihanını vermemiş, yönetici Komünist Partisi de ta ri h i n önünde verdiği i m tihand a n başarısız çıkmıştır. Bunlar, Çin Komünist Partisi'ni n Maocu yönetim i ni gerçekte komüni st h a reketinden tecrit etm iş, sosya l ist devletlerle, Sovyetler Birliği ile ilişkilerinin gerginleşmesine ve hattô SSCB'ne karşı harp tehditlerine bile yol açmıştır. Bu d u rumda şöyle bir soru akla gel iyor: Sosya lizmin ta biatına aykırı o la n bu o layın sebebi nedir? Bil indiği üzere, kapita l ist d üzenin y ı k ı l ması, u lu sa l sorun alanında temelli bir değ işime geçmek ve m i l l iyetçi liği ta mamiyle ortadan ka l d ı rmak için bütün o la nakları sağ l a r. Fakat 1 969 yı l ı nda toplana n Kom ün ist ve i şçi Partileri Danışma Toplantısı belgesind e d e belirtil d i ğ i gibi, bu iş kend i ­ l i ğ i nden ol maz, otomatik biçimde gerçekleşmez. Bu olanakların şu veya bu mem lekette nasıl gerçekleşeceğ i, her şeyden önce, sübjektif etken e, yani topl u m u yöneten komünist partisinin pol itikasına bağ l ı d ı r. Ta ri hsel tecrübe göstermiştir ki, halkla r ve sosya l ist ü l keler a rasındaki ka rdeşçe ilişkileri kuvvetlendi rmek için kom ü n ist partilerini n, ardıcıl ola ra k Ma rksist-Leninist bir politika g ütmeleri, emekçi leri enternasyonalist ruhta eğ itmeleri, m i l l iyetç i l i k ve şovenizme karşı çetin bir m ücadele yü rütmeleri gereki r. Aksi halde, Çin'de olduğu g i bi, m i l l iyetçiliğin hortlayıp kuvvetlenmesi, hattô memleketin sosya list ü l keler karşısında cephe a l ması da m ü m kün­ dür. Daha ötesi de va r : Olayla r gösterm iştir ki, devrim savaşı nda ve sos­ yalizm yolunda ekono m i k ve sosyal dönüşümler ya p ı l ı rken yara tılan ka l ­ d ı raç v e olanaklardan, böyle yerlerde, sosya l ist topl u l uğa karşı m i l l iyetçi a maçlar için yararlanı lmaktadı r. Oysak i sosya l ist top l u l u k, em perya l izme karşı, barış ve sosya lizm uğrundaki d ü nya mücadelesinin dayana ğ ı d ı r. Gerek sosya lizm kura n ü l kelerde, gerekse bu ülkeler a rasında proleta rya enternasyonalizmi prensi plerine dayalı u l u sal i l işkiler k u rulması ve u l u sa l sorunun doğru o l a ra k çözülmesi, uyuşmazlık v e a nlaşmazl ıklara ve hele çatışmalara karşı, uzun s ü reli ve a ktif g a ra ntiler sağ l a r. Ve bunun ta m tersi, ideolOji ve politikada şovinist ve m il l iyetçi tutu m ların, hem uluslara­ rası i l işkiler, hem de mem leket için en o l umsuz son uçları o l a b i l i r. Bundan ötürü, bu g i bi olayla ra karşı m ü cadele, d ü nya sosya l izmini n yeni yeni başarı ları için önemli ve gerekli bir koşuld u r. M i l l iyetç i l i k ideolojisi ve politikası, yığ ınların u l usal bil i nçlerinin yüksel­ mesiyle ka rıştırı l m a m a l ı d ı r, çünkü bu yükseliş, doğ a l ve ilerici b i r süreç742. tir. Baskı yapan u lusun mill iyetçiliği ile baskı a ltı nda tutulan u l usun m ill i ­ yetçiliğini d e birbirine karıştırmamak gerekir. Çünkü m a z l u m ulusların m i l l iyetçiliğ i nde, bilindiği üzere, i l erici, a nti-emperyalist yönlü unsurlar vardır. Bu karmaş ı k ta rihsel d u ru m la rı hesaba katma kla birlikte, şu önemli noktayı daima gözönünde bulund u rmak gerek i r : Milliyetç i l i k ideolojisi, işçi sınıfı n ı n ve genel li kle emekçilerin köklü menfaatlerine, sosyalizmin menfaatlerine hizmet edemez. Baskı a ltı nda tutulmuş u lusları n m i l l iyet­ çiliğind e bile o l u m l u etkenlerle yanyana öyle şeyler de vard ı r ki, bunları n büyüyüp yay ı l ması, halk yığı nları ndaki bilincin ka ranlı kl a r içinde kalma­ sına, i lerici amaçla rı n ve hele sosyal ist ve devrimci a maçların gerçekleş­ mesine engel olan eğ ili mlerin doğmasına yol açmakta d ı r. Za manımızda devri mci güçlerin sınıf d üşmanı olan em perya lizmin baş­ l ıca ideoloj i silôhı, denebili r ki, anti-komün iz m ve a nti-sovyetizmd i r; m i l li­ yetç i l i k d e bunları n organik bir kesim i d i r. Hem emperya lizmin propaganda amaçları, hem gelişme h a l i ndeki ülkelerin gerici çevreleri, hem d e reviz­ yonizmin sağ ve « so l » yönel i mleri, m i l l iyetç i l i k konusunu geniş ölçüde sömürmekted i rler. Devrim savaşı tecrübesi, son yıllarda şu gerçeğ i defa larca ispat etmiştir : Anti -komünizmin, çokçası sosyal ilerlemeye ve ulusal bağ ı msızlığa yard ı m maskesi a ltında, SBKP'ne yaptığı hücumlar, gerçekte dünya devrim hare­ ketinin tüm müfrezelerine ka rşı, devrimci güçlerin baçlıca daya nağı olan dünya sosyalist topl u lu ğ u n u y ı kmaya yöneltiimiştir. Em peryalist burj uvazi, halen, milliyetçilik i deoloj isinin ustaca hazırla n ­ mış v e maskelenm i ş biçi mlerini g e n i ş ölçüde k u l l a n ıyor. Fa kat bu, ı rk ­ ç ı l ı k g i bi şovenizmi n en a şı rı biçimlerinden a rtı k yararla nmadığı a n l a m ı n a gel mez. Afri ka'da ı rkçı rej i mi erin desteklenmesi, Amerika Birleşik Devlet­ leri'nde zenci lerle kızıl deri l i yerl i lerin kovuşturu lması bu silôhın kullanıl­ dığ ı n ı gösteren örneklerd i r. Batı kapita list devletleri, a nti-semitizmi, son zamanla rd a ise özellikle şovenizmi destekleyi p körükıüyorlar. Bugün d ünyada yürütülen sosyal ve politik savaşın, gerçekte, çeşitli mil­ liyetçi güçler a rasındaki çatışmalard a n başka bir şey olmadığı görüşünü h a l k yığın la rına ka bul ettirmek için g ittikçe a rtan bir çaba harcanıyor. Em perya list ideoloj i n i n bu eğ ilim iyle güdülen a maç, bir yandan, uluslara­ rası komün i st ve işçi h a reketi içinde u l usal-oportünizmi teşvik etmek ; öte yandan da, u m utsuzlu k ve karamsarl ı k yaratmak, sosya lizmin u l usal düş­ m a n l ı klerı ortadan kaldırma gücüne sa h i p olmad ığ ı ka nısını doğ u rarak, ona ka rşı beslenen güveni kaybettirmektir. Orneğ i n , bir Ameri kalı sosyolog u n aklı nca, komünist politikası, « özgül ulusa l koşullara uya bilmek için, sosyal -demokratların bundan yarı m yüz­ yıl evvel ve daha önceleri geçtikleri yolda yürümeye koyulacaktı r.» Anti­ komünistlerin ne isted ikleri bell i d i r. i kinci Enternasyonal, gerçekten de, 743 mevzilerini sosya l-şovenizme teslim ederek iha net yol u n u seçmişti ve 1 91 4 y ı l ı ndaki iflôsı n ı n başlıca nedeni d e b u idi. Şimdi d e aynı san uca ulaşmak için komünist h a reketinin önüne « u l usal -komüniz m » tuzağı konuluyor. Fa kat onları n istekleri hiçbir zaman gerçekleşmiyecektir. Çünkü, u l uslara ­ rası komünist ha reketinin sarsı lmaz fikir temeli o l a n v e böyle kalacak olan Leninizm, bunun g a rantisidir. Kardeş komünist partilerinin yüksek ideo­ l oj i k azim l eri bunun g a rantisid i r. Burj uvazi, fikir a lan ında ka rarsızlık gösteren leri a nti-komünizm ve a nti­ sovyetizm bata k l ı ğ ı na çekmek için, işçi ha reketi içinde beliren revizyonizm ve m illiyetçilik bel irtilerinden geniş ölçüde ve usta l ı kla ya rarlanıyor. Garo­ d i, Fişer ve Petkof g i bi döneklerin macerası, bize bunla rı yeniden hatırlat­ mış bulun uyor. Emperya lizmin ideologlarından bir kısmı ve onlarla ta m bir anlaşma havası içinde eylembirliği yapan oportünistler, kend i lerini mill iyetçilik d üş­ manı ola ra k gösteriyorlar. Bunlar, " u l uslar-üstü birleşme » dedikleri görü­ şün savunucuları, za manımız kozmopolitizminin çığ ı rtka n la rı d ı rlar. Ne va r ki, onlarınki de, mali kapitalin yayıcı l ı k ideolojisinin bir çeşitinden başka bir şey değ i ldir ve bunun herhalde ispata da ihtiyacı yoktur. Emperya lizm ideolog ları, bu hususta da ken d i lerine oportünistlerin sağ ladıkla rı "hazı r» teorik malları ellerinde bulundurm a ktad ı rlar. Bu sözümle, Troçkistler ve d iğer « so l " oportünistler tarafı ndan geliştirilen ve « gerçek enternasyona­ l izm » diye sunulan u l usal n ih ilizmle ilgili görüşleri ka stediyorum. Ma rksist-leninistler çok iyi bilirler ki, milliyetçiliğin ve emperyalist koz­ mopolitizmin bütün çeşitlerine ve her türlü belirtilerine karşı mücadele, a ncak, tüm ideolojik ve politik eylemlerin temel prensiplerinden biri olan proletarya enternasyonalizmini d u rmadan ve aza m i ölçüde kuvvetIen d i r­ mek suretiyle yayg ı nlaştı rılabi lir. Günümüzde, proletarya enternasyonal iz­ m in i n ölçüsünü, reel sasya lizmle i l işki tarzı belirler. Kardeş partilerin bağ ı msızlık, hak eşitl iği ve erkinl ikleriyle i lg il i prensip­ ler, komünist hareketine iyice yerleşm iştir. Bu prensipler, pa rtilerin müca­ dele koşullariyle tecrübeleri nin çok çeşitli oluşuna, kendi u l us ve ülkelerin ­ deki bütün devrimci ve demokratik güçlere öncülük rollerine uygu n d üş­ mektedir. Ote yandan, bu öncülük rolü, ya l n ız, proletarya enternasyona­ l izmine sarsı lmaz bağ l ı l ı k koşulları içinde gerçekleştiri lebilir. 1 969 yı lı Danışma Toplantı sı n ı n belgesinde şöyle deniliyor: « Her komünist ve işçi partisini n u l usal ve enternasyonalist soru m l u l ukları bi rbirinden ayrı la maz. Ma rksist-Leninistler, hem vatansever, hem d e enternasyonalisttirler. Onlar, u l usa l kapanıklığı reddettikleri g i bi u l usal menfaatlerin inkarı n ı veya kü­ çümsenmesini, üstünlük (hegemonizm) eğil i m leri n i d e reddederler. » Tüm dünya kurtuluş hareketi tecrübesin i n kesin likle ispat ettiğ i g ibi, u l usal ve enternasyonal d u rumlar a rasındaki ka rşı l ı k l ı bağ la ntı ve gerçek ora n ı n her türlü yozlaştı rılması. h a l k yığ ı n la rından kopma ve devrim pers­ pektiflerini kaybetme sonucunu d oğ u rmaktad ı r. 744 Sırası gel m işken şunu do belirtmel iyim : Komünist ve işçi Partileri 1 969 D a nışma Toplantısı çalışmala rı, bu toplantının ortaya koyd uğu fikirler ve genellemeler, uluslararası komünist hareketinin tüm eyle m lerinde enter­ nasyona l ist temel i n güçlenmesine öne m l i bir yard ı md a bulunmuştur. Hare­ ketimizin ve bütün devri mci güçlerin menfaatleri, komünistlerin, m i l liyet­ çiliğe büyük ümitler bağ lamış olan a nti- komünizme, sağ ve « so l » reviz­ yonizme karşı daha geniş ölçüde bir ortak mücadele yürütmelerini gerek­ ti rmekted i r. * ' Tarih, u lusal sorunun i k i çozum yolunun, yani leninci, sosya l ist yo ı i le kapital ist yol u n m uhasebesini yapmıştır. Tekelci kapita l izm koşulları içind e burj uva demokrasisi buna l ı m ı görül­ med i k bir şiddet ve a ç ı k l ı kla bel i riyor. Gerçi, burj uva demokrasisi u l usal eşitlik taraflısı olduğ unu resmen ilan ediyor, ne va r k i o bunu gerçekleş­ tirme yeteneğ inden yoksund u r. Bu buna l ı m ı n en aşırı biçi mleri, i nsanl ı k düşmanı, ı rkçı «teori»lerde v e pratikte d e faşizm d e d i l e geldi. Faşizm, ul usal sorunu, ha lkları köleleştirme ve hatta ta mam iyle yoketme yoluyla »çözme» g i bi canavarcasına bir denemeye> koyuldu. Fakat, faşist egemen­ liğin mevcut olmadığı « norma l » koşu llar içinde de, burj uva toplumu, h a l k­ l a r arasınd a işbirliği ve ya rd ı m laşma sorunlarında üzerine düşen ödevleri yapa mıyocak d u rumda bul u nd uğ unu a paçık gösterd i. Ve « Ka pita l izm ko­ şulları nd a u lusal ve genel likle politik ezgi ortadan ka l d ı rı lamaz» (I,) d iyen lenin'in bu sonuçlaması ta mamiyle doğrulandı. U l usal sorunun gerçek çözüm yol u sosyalizmded i r. Bu, insanın i nsanı sömürmesini yoketme, toplumun tüm sosya l -ekonom ik, ideoloj i k ve kültü­ rel hayatını temelden yenibaştan k u rma yol u d u r. Sosya list ülkelerin tec­ rübesi, u l usal ezginin ortadan ka l d ı rı l masına, halklar a rasında hak eşitliği sağ lanmasına ve kardeşçe dostlu k kurulmasına i l işkin Ma rksist-leninist hükmün doğru l uğ u nu kesi nl ikle ispat etmiştir. Bunlar, yeni toplum kuru­ culuğ unun genel kanunları ve birbiri ne organik şekilde bağ l ı bölümleri d i r. Sovyetler B i rliğ i'nin e l l inci kuruluş y ı l dönümünün yaklaştığı şu günlerde, bi riken tecrübenin büyük uluslara rası önemi açık-seçik görülmektedir. SSCB'nin tecrübesinden a ld ı ğ ı mız ders şud u r : Çeşitli u l us ve ı rkıara mensup halklar elbirliğ iyle tari hi ya rata bilir, ekonomi ve kültürü başa­ riyle geliştirebilirler. SSCB'nin tecrübesi gösteriyor ki, politik ve ideoloj i k emellerin aynı o l uşu, proletarya enternasyona l izm i ve sosyalist vatanseverliği politikasının a rd ı ­ cıl olara k uyg u la nışı, halklar a rasında, hayatın e n a ğ ı r sınavları na d a ­ yanabilecek kad a r sağ l a m b i r birl i k ya ratıyor. (I,) V. i. lenin. Bütün eserleri, c. 30, s. 22. 745 SSCB'nin tecrübesi gösteriyor ki, u l usal ve sosyal ezg iden kurtulan halklar, taptaze kuvvetlerle yeni hayata g irmektedi rier. U l uslar a rası ndaki hak eşitl iği ve kardeşçe yard ı m laşma i l işkileri ekonomik gelişmeye yard ı m etmektedi r. M anevi değerlerle karşı l ı k l ı zenginleşme, çeşitli halkları n u l u ­ sal k ü l türle ri n i n e n iyi yanlarının bir takımyıldız g i bi parlad ı ğ ı ortak kültü ­ rün gelişmesine h izmet etmekted ir. SSCB'n i n tecrübesi göstermiştir ki, büyük ve küçük bütün uluslara yak ı n ilgi göstermenin, u l usal n i h i l izme v e buj uva m i l l iyetçil iğine karşı a monsız davra n m a n ı n büyük bir önemi va rdı r. SSCB'n i n tecrübesi gösterm iştir ki, bütün u l us ve halklaro, ortak ödevleri çözmek üzere, aşağıdan yukarı devlet o rganları n a gerçekten eşit hakla ve demokratik b i r katı lma olanağı sağ layan böyle bir devlet kuruluş bi­ çimi bul u n m uş olmasının büyük bir önemi va rdı r. çağ ı mızdaki u l usal i l i şkilerin esas o l u m l u gelişme biçimlerini ta h l i l ederken, yani SSCB' n i n kurul ması, dünya sosya list top l u l uğ un u n doğuşu, önceleri sömürge esaretinde bulunan bölgelerdeki memleketlerde bağ ı m ­ sız ulusal devletlerin kurulması gibi bütün süreçleri incelerken, haklı ola­ rak şu son uca varıyoruz : I l ericiliğin d üşmanları ta ra fından, u l usal menfaat­ leri küçümsiyen bir güç olduğu iftirasiyle tasvir edil mek istenen sosya l izm, yeryüzü nüfusunun büyük çoğ un l u ğ u n u kapsaya n kesiminde u lusal bağ ı m ­ sızl ı k la rı n elde ed i l mesinde v e u lusal devlet biçi mlerinin sağ l a n masında büyük b i r ta rihsel rol oynadı. insanlığın en akıllı evlatları, halklar a rasında kardeşli k yaratı lmasını eskiden beri hayal etm işlerd i r. Sosyalizmin ve u l usal kurtuluş devri mlerin i n başa rı l a rı, insa n l ığ ı , bu idea l i gerçekleştirme za m a n ı na yaklaştırmıştır. Bütün ülkeler h a l kları a rasındaki gerçek kardeşliğin yolu a rtık bili nmekte­ d i r ve tecrübeden d e geçmiştir. Bu, em perya list zulm üne karşı müca dele­ d i r, bütün halkları n özg ürlük ve bağ ımsızlık m ücadelesidir, barış, demok­ rasi ve sosya l iz m uğrundaki mücadeled i r. 746 Eylemde sosyalist enternasyonalizm Konstantin Tellalof Bulgarista n Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri SBKP' n i n çok u l uslu emekçiler devleti ni ya ratma ve g üçlend irme a la n ı n­ d a k i evrensel-ta rihi tecrü besi ni ta m a n la miyle değerlend i rme ve yaratıcı biçimde uyg u la m a n ı n, devri mci g üçlerin ortak i leri ha reketi bak ı m ı nd a n ç o k büyük bir önemi vard ı r. Bulgar komün istleri ve bütün h a l kı mız, Sovyet devleti n i n bu büyük jübi­ lesini ken d i bayra m l a rı o l a ra k kutlamaya hazır/anma kta d ı r/ a r. SSCB'nin kurulması yalnız Sovyet h a l kı için d eğ i l , aynı za manda bütün d ü nya halk­ ları için çok önemli bir olayd ı r. BKP Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Todor Jivkof yoldaş bu h ususta şunları söyled i : « Bugün eğer insanlık yeni bir d ü nya ha rbi n i n ateşleri içinde ya nmıyorsa, eğer em perya lizm kurtu­ luşları n a kavuşmuş ha lklara kend i i ra desini körü körü ne d ayatmıyorsa, eğer sosyalist ü lkeler yeni hayat k uruculuğunu başa riyle sürd ü rüyor/arsa, bizim bunu Sovyetler Birliği ne, d ü nya n ı n a ltıda biri üzeri nde boy l u bo­ yunca doğ ru l m u ş olan, özg ü r/ ü k ve bağı msızlık uğrunda, daha iyi b i r hayat i ç i n savaş hali ndeki her halkın ya rd ı m ı n a koşmaya hazı r b u l u n a n g ü ç l ü ve barışsever, kardeşçe cömert k ı z ı l dev'e borçlu olduğ u m uzu, yer­ yüzünde, peşin ya rg ı l ı olmamak şartiyle, bilinçle kavra ma m ı ş insa n yok­ tur. » V. i. Len in Bolşevik Partisini meydana getirirken, u l usa l sorun üzerinde özel bir d i kkatle d u ruyord u. Ulusların kend i kader/eri n i kendi leri bel i rleme hakkını, ayrı lma ve kendi başına devlet kurma hakkı d a dahil olmak üzere, bu prog ra msal şiarı ı sra rla savunuyor; çünkü bunu ezilen h a l k ları n işçi sınıfına ve par�isine karşı g üveni n i kaza n m a n ı n ve bu g üven i a rtırma n ı n emin y o l u sayıyordu . Lenin, bu şiarın, p roletarya d i ktatörlüğü koşu llarında d a yürürlük gücünü koruduğu kanısındaydı. Ve şöyle d iyord u : « Biz, halk­ l a r a rası nda, hiçbir u l usun d iğerine ezgi yapmasına yol vermeyen, a la ­ bildiğ ine g üven temeli ne, açık bilinç ve ka rdeşçe bera berl i k temeli ne, tam gönüllü oy.d a ş l ı k temeline daya na n bir gönüllü birlik yaratı lmasını isti­ yoruz. » (1) Leni n, kapitalizmden ve söm ü rgecilikten m iras bütün g üven­ sizl i k kalı ntı larını g iderebilmek için çok büyük bir sa bırla çalışılması gerek­ tiğ ine işa ret ed iyord u . Ç o k u l uslu Sovyet devletinin doğuşu, her cumhuriyetin bir h a y l i çeşitl i yersel koşul larını, gelenekleri n i ve görenekleri n i gözönüne a l m a temel ine d ayan a n sosya lizmin kuruluşuna geniş halk y ığ ı n l a rı n ı n celbedi l mesi yo­ l u n u açtı. Bütün u l usla rı n ve h a l k g ru p l a rı n ı n uyu m l u gel işmesi nin, u l uslar (I) V. i. Lenin. Bütün eserleri, c. 40, s. 43. 747 a rasında kapita lizmden m i ras kalan fiili eşitsizliğin g iderilmesinin, onların yaratıcı ka bil iyetleri ni geliştirme ve ara l a rında sıkı bir birlik sağ laman ı n biricik doğru yolu buyd u. Sovyetler B i rl iğinde sosyalizm ve komün izm k u ru l uş u y ı l la rında, yeni bir ta rihsel i nsan top l u l uğ u , yani Sovyet halkı d oğ d u . Komünizm dôvosına içten bağ l ı l ık, sosya l ist yurtseverlik ve enternasyonalizm, yüksek bir emek ve top lu m sa l - politik hayat aktifl iği, sömürücülüğe ve ezgiciliğe, m i l l iyetçi ve ı rkçı körinançlara tahammülsüzlük, bütün ülkeler emekçi leriyle sın ıfsa l dayanışma bu halkın karakteristik çizg i lerid i r. Tarihsel tecrübe, kapita lizm koş u l la rında u lusların yekpôre ve sağ l a m bir top l u l u k meydana getirmeleri nin i m kônsız olduğ u n u göstermiştir. B u r­ j uva memleketleri nde görülen buna l ı m belirtileri ve m i l l iyetçi, ı rkçı, d i n i karakterli da i m i mücadele bu imkônsızl ı ğ ı n a ç ı k kanıtı d ı r. Geçen 50 yıl ı n ta ri hi, SSCB'nin en sağ lam ve en esnek çok u l l1s l u dev­ let biçi m i o l d uğ u n u ; bu devletin, memleketin u l usal-devletsel yapısı n ı n a rdıcıl olara k yetki n l eştiri l mesine, bütün top l u m u n m enfaatleriyle her u l u ­ s u n menfaatleri nin enternasyonal izm v e sosya list demokrasi prensipleri temeli üzeri nde . bağdaştı rı lmasına imkôn verdiğini doğ rulamaktad ı r. Tarihte, şu veya bu memleketin top l umsa l gelişmede ilerici bir rol oyna­ d ığ ı haller va rdı r. Meselô, bilindiği gibi, sanayi kapita lizmi en önce i n g i l ­ tere'de en yetkin biçimine ulaşmıştır. Ma rks, bu sa nayi kapita lizmi örne­ ğ i n i n d iğer memleketlere kendi kapita list gelecekleri n i n ta blosunu göster­ diğini söyler. Lô kin, Oktobr Devri mi ' n i n zaferi nden sonra, insanlığı bir başka ö rnek, bir başka gelecek kendine çeker. Bu örnek Sovyet Sosya l i st Cumhuriyetleri Birliği'dir. Çağdaş em perya l ist ideolog l a r, sağcı ve « solcu» revizyonistler, Sovyet tecrübesinin u l usal çerçeveyle sınırl ı olduğunu, u l uslararası önem taşıma­ dığını, halklara örnek olam ıyacağ ı n ı ve a nca k az gelişmiş memleketler için bir örnek teşk i l edebi leceğ i n i ispata çalışıyorlar. SSCB tecrübesi n i i n k ô r ederken d e , sosya l izmin kuru l uşunda enternasyonal olan ile u l usal ve spesefik olan a rasındaki d iyalektik birl iğ i görmüyorlCl r. Sovyetler B i rliğinin çok ya n l ı ve zengin tecrübesi el bette ya ratıcı biçimde uyg u l a n ma l ı d ı r. U l usal özel l i klerinin dogmatik bir davra nışla küçümsen­ mesi, örneklerin meka n i k olara k kopya ed i l mesi Ma rksizm-Leninizmin ya­ ratıcı ruhuna aykırı düşer ve sosya lizm dôvasına za ra r verebi l i r. Ne va r ki, sosyalist devrim ve sosya lizm kuru l uş u genel yasa l l ı kları n ı n inkôrı, SBKP' n i n ve Sovyet h a l k ı n ı n evrensel-tarihi tecrübesi n i n küçümsen­ mesi ve u l usal öze l li klerin haddinden fazla büyütül mesi de daha az teh ­ l i keli d eğ i l d i r. Dyle k i , Len i n öğ retisini v e Sovyet tecrübesi n i gözönünde bul und u rmaya n l a r, a nti-sosya l ist elem a n l a rın, küçük burj uva m i l l iyetçi l i ­ ğ i n i n gelişmesine y o l açarlar. Günümüzde, sağcı ve « solcu» revizyonistler, Sovyetler Birliğinin d ünya 748 devrim sürecindeki rolünü küçük göstermeye ça l ışıyorlar. Teorik bir sürü d üzen bazlık ve sa htekôrlığa başvuran bu revizyonistler, a nti-sovyetik bir temel üzerinde de enternasyonalizm olabileceğ in i , sosyalizmin Sovyetler Birliği olmadan ve hattô ona karşı da ku rula bileceğ i n i ispat etmek için çırpınıyorlar. Ka n ı m ızca, Sovyetler Birliğinde üstün gelen sosya lizmi savun mak, bugün de, dünya komünist hareketi nin birincil önem taşıyan ödevi d i r. Başta Sov­ yetler Birliği olmak üzere bütün sosya l ist sistem ülkeleri için aktif destek bizim ko� u l la rı mızda da yüksek bir enternasyonalizm beli rtisid i r, zira dünya em perya l ist ve gerici güçleri sa hte Ma rksistler arasında, pa rça layıcı lar ve dönekler a rasında kendilerine müttefikler a ra makta d ı rl a r. Pekin Maoist g rupu ise, anti-sovyetizmi devlet politikası haline getirm iş bulun makta d ı r. O kadar ki, büyük devlet hu lya larına dolan, milliyetçilikte gemi azıya alan Pekin yöneticileri, Sovyetler Birliği ile Birleşik Amerikayı eşit sayma ktad ı r­ l a r. Çin'deki bu d urum, bir memlekette mill iyetçilik ve şovenizmin geliş­ mesi koşu l la rı yaratı ldığı zaman, top l umsal-politi k hayatta sosyalist d üzeni gözden d üşüren süreçlerin başladığını ve güçlendiğini, dış politika 0 1 0 nı ndaysa enternasyonalizmle h içbir il işkisi o l mıyan a maçların ve prensip­ lerin ön plôna çıktığını göstermektedir. Bulga ristan halkının büyük evlôdı, tecrübeli Leninci G. Dim itrof, milli­ yetçi liğe karşı mücadeleyi her komün i stin yüksek ödevi sayıyord u. Ve eğer bugün, milliyetç i l iğ i n kapita list gericilik e li n de bir ô let ve komün izm i n d üşma n ı o l d u ğ u n d a n hôlô şüphe e d e n varsa, «sovyetologlar"ın eserleri böylelerini herha lde buna ikna edecektir. Anti-komün izm in savunucuları her şeyden önce milliyetçil iğ e belbağ lıyor/ar. B u rjuva propaganda maki­ nesinin bütün gücü ve çabası, m i l l iyetçili kten, dünya komünist ve işçi hareketi içindeki bu Truva Atı'ndan aza m i ölçüde yara rlanmaya yöneltil­ miştir. G. D i mitrof'un vasiyetlerine sadakatle bağ l ı olan parti miz, daima a rd ı ­ cı l enternasyonalizm mevzileri nde y e r a l m ı ş, a nti-sovyetizmin v e m i l l iyet­ ç i l iğ i n bütün çeşitlerine ve belirtilerine karş ı kesin bir d ireniş göstermiştir. Todor Jivkof yoldaşın, 1 969 yılı Komün ist ve işçi Partileri Ulusl a ra rası Da­ nışma Toplantısı'ndaki konuşmasında dediği g i bi, . . . Sovyetler Birl i ­ g i n d e v e sosya list topluluğun d iğ e r ülkelerindeki sosyalist düzene iftira edenler, işçi sınıfının ve emekçi yığınlarının sosya lizme güvenini genel likle sarsmak istiyorlar . . . Artık elli y ı l var ki, yeryüzünde m i lyonlarca insan için, dostlarımız ve d üşmanlarımız için, komünizm ve Sovyetler Birliği, komü­ nizm ve SBKP birbirinden ayrı lmaz kavra m l a rd ı r. Biz Sovyetler Birliğinden yoksun .bir sosya list sistem, SBKP'den yoksun ve hele ona karşı b i r millet­ lerarası komünist hareketi düşünemeyiz. » (2) « (2) « Komünist ve I şçi Partileri U l uslararası Danışma Topla ntısı. Moskova, 1 969", s. 384. 749 Ikinci Dünya H a rbi'nden sonra bazı memleketlerde sosya l ist devri m i n ü stün gel mesi, kapita l i st boyu n d u ruğunu k ı rı p a t a n ü l keler a rasındaki i l işkilerde Lenin'in u l usa l sorun teorisinin uyg u l a n ması koşulları n ı yarattı. Biz yen i tip i lişkilerin kuru l masına ta n ı k o l m uş bulunuyoruz. B i r zamanki u l usal d üşma n l ı k duyg u l a rı n ı n yerin i a rtık ka rdeşçe ile çıkar gözetmez yar­ d ı m laşma, karş ı l ı k l ı güven ve sayg ı a l m a ktad ı r. Etraflı işbirliği, ayrı ayrı her mem leketin ve tüm sosyalist sistem in g üçlenmesine yard ı m etmekted i r. Sosya list top l u l u k devletleri arasında, şimdiye kada r bilinmiyen ve kapi­ ta list mem leketler a rasında va rlığ ı mümkün ol m ıya n i l işkiler kuru l uyor. Orneğ in, SSCB ile Bulga ristan a rasındaki i l işki leri ele a l a l ı m . Eğer bugün Bulgaristan gelişmiş bir sanayi-ta rı m ü lkesiyse, bu olay, daha ziyade Sov­ yetler Birl iğ inin ka rdeşçe işbirliği ve karş ı l ı k gözetmez \ya rd ı miyle açıklana­ bilir. Sovyetler Bi rliğ i n i n ya rd ı m iyle kurulan 200 kada r işletme memleketi­ mizin bugünkü yen i çehresini belirlemekte, bu işletmelerde dem i r-çelik üreti m i n i n 0/o 82'si, renkli meta ller ü reti m i n i n % 70\ petrol işleme ve petro-ki mya sanayii ü reti minin de % 80'i gerçekleşti ril mekted ir. Mem leke­ timiz yirm ibeş yıl içi nde Sovyetler Birliğinden 1 m i lya r 800 m i lyon ru ble kred i a lmış ve bu kredi her şeyden önce sosya lizmin maddi-teknik teme­ l i n i n kuru l ma s ı işçi h a rca nmıştır. Ekonomik kuru l u ş tecrübesinin ya nısıra, politik gelişmede, kü ltür devri­ m i n i gerçek leştirmede ve diğer alanlardaki Sovyet tecrü besinin de mem­ leketimiz için i l kesel bir önemi vard ı r. Pa rti m iz Bulgarista nda sosya l izm ve komü nizm için mücadeleyi daima büyük Oktobr dôvasiyle bağ lı olarak, SBKP'nin ve Sovyetler Birliğ inin tecrü besine ve enternasyonal desteğ ine dayanara k yü rütm üştür. Biz şimdi sosya l ist gelişmemizin yeni aşamasına - i l k ve en güçlü sosya list devlet olan Sovyetler B i rl iğ i ile her ba kımdan işbirliğ i n i ve bütün leşmeyi deri n ­ leştirme aşamasına - g i r m i ş bulunuyoruz. V e b u , geçici bir ödev değ i l , hele konjon ktürel bir düşü nce ve ted bir d e değ i l , hayati bir zorunl u ktur ve aynı zamanda Bulgar komün istlerin i n boyun borcudur. Barış, demokrasi ve sosya l izm u ğ rundaki m ü cadele, komün istler, emek­ ç i l er, bütün devrimci ve demokratik g üçler, yaratılmasına Sovyetler Birli­ ğinin aktif olara k katı ldığı çok elverişli d ı ş politika koşu llarından yarar­ Ianıyorlar. Bugün, Sovyetler Birl i ğ i u l uslararası a l a nda geniş bir barış taa rruzunu geliştirmekted ir. Bu olay, Sovyet devleti n i n itiba rı nı daha da a rtırma kta, bütün d ü nyada barış ve g üven liğin sağ lam laştı rı lması yol unda b i r d izi büyük başarı lar elde ed i l mesini sağlamaktad ı r. 750 Devrimci savaşın enternasyonal tecrübesine önemli bir katkı Raymon Güyyo Fransız Komün ist Partisi Pol itbüro üyesi Bu bilimsel konferansa katı l ma m ız, bize, d ünyada öncu bir yer tuta n, yeryüzünün bütün sosya l ist güçleri ve halkları ile em perya l izm kuvvetleri a rası nda k i dev mücadelede beli rleyici bir rol oynıyan Sovyetler Birliğiyle en derin dayanışma ve dostl u k d uyg ularımızı bel i rtme olanağı vermek­ ted i r. SSCB'nin 50. k u ru l uş yıldönümü hazı rl ı klariyle ilgili olara k SBKP Merkez Komitesi bir kararna me yayı nlamış bulunuyor. Bu belgeyi biz de okuduk. SBKP XXiV. Kong resi kara rlarına ve kabul ettiğ i Barış Progra m ı'na daya­ nan bu belge, çok u l us l u i l k proletarya devleti n i n kurulması g i bi çok önemli bir olayın anlamInt ve sonuçlannı bütün ülkeler komünistlerinin daha temelli biçimde kavra m a l a rına imkôn veriyor. Fra nsız Komünist Par­ tisi Pol itbürosu SSCB'nin 50. kuruluş yıldönü müyle ilgili olara k bir d izi kararlar a l m ış bulunuyor. Partim iz bu politik ka m pa nyayı, Fransız işçi hareketi ve demokratik ha reketi n i n temsilcileriyle birlikte ve geniş d ü nya kam uoyu n u n da katı lışiyle tertiplemektedir. Oktobr Devri mi, yankısı bütün d ünyayı sarsan bir y ı l d ı rı m da rbesiyd i . Rus devri m i n i n başarı ları, d ü nya proletaryas ı n ı n sosya l izm m ücadelesi için yeni ve birincil önemde bir teşvik hizmeti görd ü . Ç o k u l uslu Sovyet devleti n i n kurulması v e gel işti ril mesi, halklar v e etn i k gruplar a rasında tek devlet çerçevesi içindeki i l işkilerle, ulusal sorun u n somut çözümüyle i l g i l i Ma rksist-Leninist hükü m lerin eylem a l a n ı nda ger­ çekleşti ril mesi demekti. Bu k u ru l uş, em perya lizmin ve sömürgeci liğin bar­ barca ezg isi a ltında i n l iyen halklara, yoks u l luk, işsizlik ve ca h i l l iğe son verilebileceğ i, u l usa l kü ltürün yoked i lmesinin önüne geçilebileceğ i ü m it ve inancını verdi ve daha önemlisi kurtuluş savaşına yol açtı. Büyük Oktobr zaferi g i bi, Sovyet devleti n i n doğ uşu da sonsuza dek Len in'in ad ıyla bağ l ı d ı r. Leni n gerçek teorisyen-yaratıcı sıfatiyle, Marks ve Engels' i n u l usal soruna i l işkin fikirlerin i yeni d u rum ve koşullar içinde geliştird i . Bu sorunla i l g i l i Leni n öğ retisi n i n temel hüküm leri, 30 Ara l ı k 1 922'de ka bul edilen v e Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birliğinin kuru­ luşunu bildiren Deklôrasyonda ifadesini buldu. Tarihte i l k defa olara k, u l uslar arasında yeni i lişki ler açıkça tespit ed i l d i . Bu i l işkilerin esasları şunlard ı : Rusya'da halkları n eşitlik v e egemen l iğ i ; bu halkların, ayrı lma ve başl ı başına devlet kurmayı d a kapsıyon kend i 751 kaderlerin i bel i rleme hakkı ; u l us mensubiyeti ve d i n i inançlard a n i leri gelen bütün i mtiyaz ve s ı n ı rlamaları n ka l d ı rı l ması ; ulusa l azınlı kların ve etn i k grupların özg ü r gelişmeleri n i n sağ l a n ması . . . Len i n , çok u l us l u Sovyet devleti n i n kurul uşuna temel olan prensipleri belirl iyerek, ulusal sorunun çöz ü m ü teorisini işleyi p meydana getird i. Bu teori, yurtseverl i k ile enternasyonolizm a rasında, ulusal sorunun doğ ru bi­ çimde çözümü ile bütün ü l keler işçilerin i n s ı n ıfsa l dayanışmaları gerekli­ liği a rasında s ı kı bir d iyalektik bağ kurd u . len i n izm, ulusal saruna i l işkin her t ü r l ü n i h i l izme karşı, u l u s a l özellik­ lerin küçümsenmesine karşı, « u l usların a rtık za m a n ı n ı yaşa d ığ ı »n ı iddia eden fikre karşı cephe a l makta d ı r. Gerçekten de bu iddia tuta rsızd ı r. Zira uluslar nispeten genç ta rihsel kuruluşlard ı r ; yeryüzünde henüz bağ ı msız­ lı kları uğrunda savaşma kta olan halklar va rd ı r ; uluslar - kullanı lmasına emperyalist burjuvazinin her s u retle engel o l maya ça l ı ştığı - zengi n po­ ta nsiyel olanaklara sahiptirler. G ü n ü müzde bizzat burj uva ideolog larının « u lusları n bertaraf ed i l mesi » fikri ni n en ateşl i propag a ndacısı kesilmeleri d i k kate değer bir nokta d ı r. Onlar, bu suretledir ki, halkların em perya lizm tarafı ndan ezi lmesi, ulusal emellerin boğ u lması pol itikasını, yani ulusların bağ ı msızlık ve egemen li­ ğ ine karşı yöneiti i m i ş olan ve tekel lerin çıkarla rı yara rı na ul usa l menfaat­ leri h içe saya n pol itikayı ideoloj i k ba kımdan temellend irmeye çalışmak­ tad ı rlar. « U l usların bertaraf ed i l mesi» tezinin, hal kla rı ta lan etmek üzere ken­ d i leri için en elverişli koşulları yaratmaya ça l ı şa n m i l letlerarası tekellerin « u lusa l yasa l a rı n ka l d ı rı l ması »nı a rzu ettiklerini açı kça bel i rttikleri ve örneğ i n Avrupa Ekonomik Birliği çerçevesi içinde « u luslar- üstü » politik organizmler yaratı lmasını teşvike çabaladıkları bir s ı rada bil hassa yaygın­ laşması da üzerinde d i kkatle d urulmaya değer. « U l uslar-üstü »lük prensipi, gerek teoride, gerekse politikada, Lenin izme kesi n l ikle ayk ı rı d ı r. Netekim, Ekonomik Ya rd ı m laşma Konseyi (EYK) üyesi sosyal ist ü lkeler, bundan bir yıl önce kabul ettikleri Komple Program g i b i gayet önemli bir belgede, t a m da Leni nci hüküm leri kılavuz ederinerk şu açıkla mayı yapmakta d ı rl a r : « . . . EYK üyesi ü l keler arasındaki işbirli­ ğinin genişletilip yetkinleştiril mesi ve sosya list ekonomik bütü n leşmenin geliştiri l mesi bundan böyle de devlet egemen liği ne, bağ ımsızlığa ve ulusal menfaatlere sayg ı , içişlere ka rışmama, ta m hak eşitliği, karşı l ı k l ı fayda ve yoldaşça yard ı m laşma temeline dayanan sosya l ist enternasyonal izm pren­ sipleri uyarınca gerçekleştirilecektir . . . Sosya list ekonomik bütü nleşme ta m gönü l lü l ü k temeli üzerinde gelişmekted i r ve bu uygulamada uluslar-üstü organlar ya ratı lması d iye bir şey yoktur . . . » Leninizm m i l l iyetçi liğin her biçimini reddeder. M i l l iyetçilik, daima, pro­ leta rya nın kend i kurtu luşu uğrunda, sosya l izm uğrunda yürüttüğü sı nıfsal 752 m ücadeleyi ya ikinci plôna itmeye ya da genel l i kle yoketmeye ça lışır. Bunu a maçlayan pol itika, h a l k yığ ı n larını aldatma çabaları içinde ü ltra - m i l l i ­ yetçi bir k ı l ı ğ a g i ren burj uvazinin çıkarına, s ı rf bu ma ksatla uygulanır. M i l l iyetçilik, özl üğ ü ba kımı ndan, u l u s,al menfaatlere, yani şu veya bu u l usun bugünkü ve yarı nki menfaatlerine ta mamiyle ters d üşer. Çünkü sosya l izmle uzlaşmaz biçimde çelişen m i l l iyetçilik kaçı n ı l maz olara k a nti­ sovyetizme dökül ü r. U l u s a l sorunu yanlız sosya lizm çözebili r. Ve bu, u l usa l kurtu luş savaşı ile sosyal i lerleme mücadelesinin karşılıklı olara k g ittikçe d a ha ya kından bağ landıkları çağ ı m ızda bilhassa doğ ru ve isa betli bir hükümd ür. Küba bu bağ lantı n ı n esinleyici bir örneğ i d i r. Şil i'de, l ra k'ta ve yeni-söm ürge­ c i l iğe karşı savaşmakta olan d iğer bir çok genç devlette de buna benzer bir sürecin gelişmeye başladığı görü l m ekted i r. Aynı bağ lantı, gelişmiş ' kapita l i st memleketlerde işçi sınıfının ve m üttefikleri n i n yürüttükleri a ntim onopol ist m ücadele için de karakteristik bir çizg i d i r. Böyleli kle, Batı Avrupa'da ve öze l l i k le Fra nsa'da, demokrasi ve sosya l izm uğrunda m üca­ d ele, u l usal ekonomideki Amerikan büyük sermayesi egemenliğine karşı, mem leketin m i l letlerarası - tekellerin çıkarlarına, bunların hiç olmazsa işleri ne uygu n d ü ştükçe .. Küçü k Avrupa» ve .. Ortak Pazar» çerçevesinde politik entagrasyonlar yard ı m iyle gerçekleştirmek isted ikleri kara rlarına ta bi kı l ı n masına karşı yürütülen m ücadeleyle bağ daşma ktad ı r. Ve tersine, işçi ve demokrati k g üçlerin i lerici demok rasi uğrundaki m ü ­ .cadelede üstün gelmeleri v e sosyal izme doğ ru başariyle i l erlemeleri, ulus­ lar için gelişme ve ka l k ı n m a anlamına, memleketi miz için de u l uslara rası a l a ndaki eylem inde gerçek bağ ı msızl ı k a n l a m ı na gelecektir. len i n ' i n işaret ettiğ i g i bi, her halkçı h a reketin somut d uruma göre genel özellikleri ve spesifik çizgileri birbirinden ayrı olara k ele a l ın m a m a l ı ; ta m tersine, bunlar bir bütün ü n parçal a rı o l a rak, halkların em perya lizme karşı, sosya l izmin zaferi için yürüttü k leri büyük savaşın orga n i k pa rçaları olara k gözden geçiri l melidir. Metropol memleketler işçi s ı n ıfı i l e sömürge ü l keler halkları a rasında ortak menfaatler, d olayısiyle de objektif bir daya n ışma vard ı r. işte bu gereçeğ i çıkış n oktası yapan len in, 1 848 yı lında .. Komünist Partisi M a nifesti »yle i leri sürülen ü n l ü şiarı genişleterek şöylece form ü l e etti : « Bütün ü lkelerin proleterleri v e ezi len halklar, birleşiniz !» Fransız Komü n ist Partisi daha va rlığ ı n ı n ilk g ü n lerinden itibaren, Fra n ­ s ı z sömürgeciliği tarafı ndan ezilen halklara, hürriyet v e bağ ı msızlıklarına kavuşmala rı,n da yard ı mcı olabil mek m a ksadiyle a rd ı c ı l bir m ücadele yü­ rütegelmişti r. Bugün, Fransız işçi sın ıfı, bağ ı msızlı kla rı na kavuşmuş olan halkl a rı n yeni -söm ü rgeci liğe karşı yü rüttük leri savaşı desteklemekted i r. Zira Fra n ­ sa n ı n vaktiyle egemen o l d u ğ u eski sömürgeleriyle bugünkü i l işki leri yeni­ sömürgeci l i k ruhundan hiç d e yoksun d eğ i l d i r ; pol itik ve ekonomik eşit­ sizlik bu i lişki lerin başlıca karakter çizg isid ir. Bu cümleden olarak, Fra n 753 SiZ i şçi sın ıfı, Viyetnam, Laos ve Kam boçya savaşçı l a rına politik destek göstermekte ve maddi yard ı m la rd a bulunmaktad ı r. Bu destek ve ya rd ı m ı n g ünden g üne artması gerekmektedir. Fra nsa'da işçi sı nıfı ve d iğer sosyal tabaka ların geniş çevreleri, kapita­ list tekeller i ktida rı na karşı köklü politik dönüşümler isteğ iyle büyük bir m ücadele yürütmekted i rier. Ka rşılaşılan güçlüklere rağ men, işçi s ı n ıfı ve halkçı g üçler ittifakı kayda değer başarı l a r elde etmektedir. Işte FKP ve Sosyal ist Partisi bu koşullar altında bir ortak eylem prog ra m ı ve bir de hükü met progra m ı hazı rlamışlard ı r. Sözkonusu program sosya l ist bir prog ra m değ i l d i r. Bu ilerici bir ekono­ mik, sosyal ve politik prog ra m d ı r ; mem leketi m iz için sosya l izm yol u n u açaca k olan i lerici demokrasi prog ra m ı d ı r. En önem l i v e ertelenmez istek­ ler bu prog ra mda d i le getiri l mekte ve aynı zamanda bunları gerçekleş­ tirmenin ekonomik yol ve a raçları gösteri l mektedir. Progra m , kişisel ve toplumsal h ürriyetler, çeşitl i kurumlar ve d ı ş pol itika problemlerine de değ i n mekted i r. Fra nsız Kom ü n ist Partisi, ilerici demokrasi koşullarında bile, u lusal soru­ nun çözü m ü yolunda başa rıya ulaşabi leceği ve vaktiyle Fransız sömü rge­ ciliğinin boyunduruğ unu taşı m ı ş ü l kelerle eşitl i k ve içişlere karışmama temeli üzerinde b i r işbirliği politikası güd ü lebi leceği ka nısında d ı r. SSCB'n i n 50. kuruluş yıldönümünün kutla nması, d ü nyada kuvvetler ora­ n ı n ı n g iderek daha çok sosyal izm, demokrasi, sosyal i leri lik, ulusal bağ ı m ­ sızlık v e barış yara rına değ iştiğ i bir döneme rastlıyor. Em perya l izm sal­ d ı rgan eylem lerinden tamamen vazgeçmiş o l masa da, barış içinde ya n ­ yana yaşama v e uluslara rası işbirl i ğ i yolundan yürümek zorunda bıra kı l ­ m ı ş d urumda d ı r. SSCB ile FAC v e Polonya ile FAC arasında imzalanan a ntlaşmalardan sonra, Moskova'da, SBKP Merkez Komitesi Genel Sekre­ teri L. i. Brejnef yoldaş ile ABD Cumhurbaşka nı Ni kson a rasında yapılan görüşmeler d ü nyam ızda bir d eğ işme olduğunu d oğ rula makta d ı r. Fakat bir d ü nya harbi teh l i kesi henüz kes i n l ikle bertaraf edi l m iş değ i ld ir. Hal kla rın yine daima uya n ı k o l m a la rı, barış içinde yanyana yaşa ma ve s i lô hsızlanma yararına eylemlerine deva m etmeleri gerekmektedi r. i nsa n l ı k ta rihsel gel işmesinde yeni bir a şa mayı yaşıyor. Bu aşa maya Oktobr Devri m i ve çok uluslu Sovyet devletin i n kurul ması sayesinde ulaşıl­ m ı ştı r. Dünya ülke leri nin Rus işçi sınıfına, Sovyet halklarına, Sovyetler Birliğ i Kom ünist Partisine, Len in'e şük ra n borcu konusunda ne söylense azd ı r. Bugün onları n m ücadelesi, gösterd i kleri fad a kôrl ı k l a r ve verd i kleri k u r­ banlar sayesinde, bütün d ünyada kardeşl iği haya l edebi l iyoruz. H a rpsiz bir d ünya d üşün mek a rtık bir ütopya d eğ i l d i r. I nsa n ı n sömürül miyeceğ i , ha l kların sömürü l m iyeceği b i r d ünya, eşit haklı halkları n yekpôre bir a i l e halinde, tam b i r u y u m i ç i n d e yaşıyaca kları v e bütün insa n l ı ğ ı n selô meti için işbirliği yapacakları bir d ü nyayı düşü nebil iyoruz. 754 Halklarin ekonomik ve kültürel e,itsizliğinin giderilmesi Bayken Aşimof Kaza hista n SSC Bakanlar Kuru l u Başkanı Sovyet halkı, büyük bayra m ı nı, Sovyet Sosya l ist C u m h u riyetleri B i rl iğ i n i n 50. kuruluş yıldön ü m ü n ü candan kutlamaya hazı rla n ıyor. Gerçekten eşit haklı halkları n bu gönü l l ü ve yekpare birliğinin doğuşunu Lenin'in deha­ sına borçluyuz. Komünist Partisinin u lusal politikasının esaslarını Len in işleyi p tespit etmiştir. Ve bu politika u l usların ekono m i k ve kültüre l eşit­ sizliğine son verilmesini sağ la m ı ştır. Ma rks ve Engels'in fikirlerin i sürdüren ve geliştiren, em perya lizm dev­ rinde u l usa l kurtuluş hareketi tecrübes i n i (özel l i kle çok u l u s l u Rusya 'da) genelliyen Lenin, daha sosya l ist devrim i n zaferinden önce, gelişm �lerinde geri kalmış halkları n ekono m i k ve k ü l ütrel eşitsizliğinin gideril mesi ve onlar tarafından yeni top l u m u n kurul ması prensipleri n i form üle etti. Bu prensipler, Lenin'in Oktobr'dan sonra k i eserlerinde ortaya koyduğ u feodal ilişkilerden doğrudan doğ ruya sosya l ist i l işkilere geçme olanağı hakkın­ daki öğretisinde en tam ifadesini buldu. Len i n bu eserlerinde ve öğreti­ sinde, Sovyet ü l kesi n i n i l k sosya l izm kuruluşu yılları n ı n tecrü besini gözö­ n ü nde bulunduruyord u. Lenin'in bu fikirleri Sovyetler Birliği Kom ün ist Par­ tisi ta rafından yaratıcı olara k gel işti ri i d i ve gerçekleştirildi. Lenin'in sosya l izm kuruluşu prog ra m ı n ı n esas maddeleri, yani sanayi­ leşme, köy ekonomisinde yığınsal kooperatifleşme, kültür devri mi, feoda­ lizmden sosya lizme geçen halkları da k'a psa m ı na alır ve bu halklar için d e zoru n l u d u r. Bu temel zoru n l u klar, yakın geçmişte söm ü rgecil i k ezg isi a ltında, kendi politik kaderi n i belirleme hakkından, kendi toprağ ından, d oğ a l zeng i n l i klerinden, d i l inden ve kü ıtürü nden yoksun edi lerek, feodal ve yarı-feodal bağ ı m l ı l ı k koşu l l a rı içinde buna itı i m ı ş olan m i lyonlarca i n ­ san tara fından u laşılması m ü m k ü n a maçla r o la ra k a n layışla k a rşılan­ m ı ştır. Kom ü n i st Partisi, sosya lizmin kurul uşuna i lişkin Len i n prog ra m ı prensip­ leri n i her h a l k ı n yaşam ve töresinin özgü l sosyal -ekonomik ve kültürel ko­ şullarına yaratıcı biçimde uygu l uyor, memleketin merkez bölgelerinde olu­ şan tecrübeni n ulusal c u m h u riyetler tarafı ndan mekan i k ola ra k kopya ed i l mesi ne, sosya l dönüşüm lerin yapma bir çabayla zorla nmasına karşı çı kıyord u . SBKP, geçiş devresi n i n başlangıcında hala kapita l izme kada rki i l işkile­ rin hüküm s ü rd ü ğ ü Sovyet Cumhuriyetleri nde, ü l kenin merkez bölgeleri n ­ d e k i n e kıyasla b i r sürü ek tedbirler (Lenin'in tespiti n e göre, a ra tedbirler) 755 a l d ı . Bu ted birler gerçekleştiri lirken a rdıcıl davra n ı l ıyor, yığınları n bun­ lara hazırlık derecesi titizli kle gözönünde tutuluyord u . Bu ted bi rler arasında, her şeyden önce, ekonomid eki sömürgecilik m i ra ­ s ı n ı n ortadan ka l d ı rı l ması, büyük feoda llerin m ü lklerin e elkoymak suretiyle işle n i r a razin i n ve mera la rı n yoksul l a r ya ra rına yeniden dağ ıtı l ması, g ö­ çebeli kten çıkarak konumlu hayata geçişin devletçe geniş ölçüde destek­ lenip örg ütlenmesi, köy sovyetleri n i n kurulması ve g üçlendiril mesi ve daha birçok benzeri g i bi uyg u lamalar vard ı . Ayni za manda, köy ekonomisinde m a l üretim i temel i n i n g üçlen d i ri l mesi, işçi s ı n ıfı kadrola rı n ı n yetişti ril mesi ve bu sınıfın politik hayattaki rol ü n ü n artırı lması, ca hilliğin gideril mesi ve halkın kültürü n ü n yükselti l mesi sorunları çözüm leniyord u. Bütün bunla r, i nsanların bilincinde feodal, ataerkil-feodal ve soy karakterli kuru m ları n v e ka l ıntıları n tedricen son bulmasına yard ı m ediyor, sosya list u l usların ve halk grupları n ı n sağ lamlaşmasını çabuklaştırıyord u. Sovyet Cumhuriyetlerinin sosya l -ekono m i k ve kültürel gelişmesi, fede­ rasyon çerçevesinde, ya n i eşitlik, dostlu k ve kardeşçe yard ı m laşma pren­ sipine daya n ıl a ra k kurulmuş olan en sıkı devletsel birlik çerçevesi i çinde gerçekleştiril iyord u. Evvelce kapita lizme kadarki ya p ı n ı n a ğ ı r bastığ ı halk­ lar d a dahil olmak üzere, bütün SSCB halkları n ı n yü ksek tempolu ekono­ mik, sosyal ve kültürel i l erlemesi, a ncak bütün güçleri ve kaynakları bir­ leştirmek suretiyle, plônlı ekonomi, sosya l ist işbö l ü m ü ve ü reti mde ko­ operatifleşmeyle sağ lanabildi. Devri mden önce, göçebe ve yarı -göçebe hayvancılığı, i lkel ta rı mı ve az gelişmiş sanayii ile Ça rlık Rusyasının bir sömü rgesi olan Kaza hista n , halkları n ekono m i k v e kültürel gerili kten h ızla silki n i p doğ rularak, kapi­ ta lizmi atla mak suretiyle feodalizmden sosya lizme geçişleri n i n parlak bir örneğ i d i r. Kaza hista n SSC, kısa bir ta rihsel süre içine, ortaçağ geri kal m ışlığ ı n ­ dan ileri l i k v e ka l k ı nmaya doğ ru, feodal v e ataerkil-feoda l ilişki lerinden gelişmiş sosya list d üzene doğ ru m uazza m bir yol geçti. Kaza h istan şimdi modern sanayii, birçok kollara sa h i p ve yüksek derecede makineleşti ri i m iş köy ekonomisi, i lerici bilim ve kü ltürü, ha l k ı n ı n yüksek hayat d üzeyi i l e güçlü sanayi v e ,ta rı ma sa h i p bir Sovyet Cumhuriyetid i r. Bu cumhuriyet, Fra nsa, ispanya, Portekiz, italya, Yunanista n, Norveç, Finlôndiya ve 15veç'in toplam yüzölçümüne eşit 2,7 m i lyon km ka reyi aşan bir toprağı kapsamaktad ı r. Kaza histan Cu m huriyetinin h ızla kalkı n ması n ı n en önemli maddi etkeni, ülkenin gelişmiş bölgeleri n i n gösterdi kleri çok yanlı ve paha biçilmez yar­ d ı m la rla Birlik genel bütçesinden verilen b üyük k redi l er o l muştur. Bu cüm­ leden olarak, 1 920 yı lları sonları n ı n en büyük demiryolu ya p ı m ı olan Tür­ kista n-Sibirya (Turksib) hattı, ülkenin üçüncü ma den kömürü yü ksek fırı n ı o l a n Ka raga nda, Emba rafinerileri, R u d n i Altay'dak i ren k l i maden işlet756 meleri ve daha böyle yüzlercesi hep genel devlet bütçesi nden ayrı lan ödeneklerle kurulmuştur. Hayati önem taşıyan bu kuruluşlar Kaza hista n'ın gelişmesinde son derece büyük b i r rol oynad ı. Orneğ in, Cumhuriyetin sosyal ist endüstri s i n i n en büyük eseri olan Turksib hattın ı ele a l a l ı m . .1 .500 kilometreye uzan a n bu hat, Kaza histan SSC'n i n batı, g üney v e d oğ u bölgeleri n i bir ekonomik bütünde birl eştirmekte, Orta Asya Cumhuriyetleri ve Kazahistan'ı Sibirya ile bağ l ıyarak, ya k ı n bölgelerin m uazzam doğ a l zeng i n l i kleri n i n sosya l i;ı:­ m i n hizmetine koşulmasını sağ lamaktad ı r. Turksib ana hattı boyunca bir­ çok köy, s'a nayi konum yerleri ve istasyonlar meydana gelm iştir. Hatta evvelce göçebelik ve yarı-göçebeliğin hüküm sürd ü ğ ü bölgelerde, 1 930 y ı l larında a rtık 1 26 sanayi işletmesi eyleme geçi ri l m iş ve bura l a rda 26 bin kişiye iş sağ lanmış bulunuyordu . Cumhuriyetimizde, sosya lizmin bütün cephede i leri ha rekete geçmesi, sanayileşme ve kooperatifleşme sonucu olara k, halk ekonomisine yeteri kadar uzma n sağ lama problemi kesin ve a ktüel bir niteli k kaza ndı. Birl i k hükümeti n i n bütün gücüyle yard ı m ettiğ i merkez sa nayi bölgelerinde va­ sıflı işçi ve uzman kadroları yetiştirme çalışma ları bütün hıziyle deva m ediyord u . Bir yandan, cumhuriyeti mizde de bu ma ksatla orta ve yüksek okullar açıl ıyor, gençler SSCB'n i n d iğer bölgelerinde öğ renime gönderi l i ­ yord u . 1 940 y ı l ı nda Kaza hista n ' ı n 2 0 yüksek okulu ile 1 1 8 teknik oku­ lunda 40 binden fazla öğ renci bulunuyor, 20 b i n kadar Kazah genci de cumhuriyeti m izin sını rları dışı nda öğ renim görüyorlard ı . Ya kın geçmişte ellinci kuru l u ş yıldönümünü kutlayan Sovyet Kazahis­ ta n'ı, maden kömürü ve petrol, çıkarımı, elektrik enerjisi, demir-çelik ve renkli metaller, madeni g ü breler ü retim i , traktörler, diğer tarım makine­ leri ya p ı m ı ve daha b i rçok sanayi ü rünleri bak ı m ı ndan ülkenin en büyük bölgesi haline gelmiş bulu nuyor. Bugün Kaza hista n sanayii, 1 91 3 y ı l ı na kıyasla 1 58 misli ve 1 940 yılına kıyasla hemen hemen 1 9 misli daha fazl a üretim ya pmaktad ı r. B u n d a n elli küsür yıl önce en basit sanayi ürü nleri n i bile dışarıdan getirten Kaza histan, bugün 70 kadar memlekete, u l us a l is­ letmeleri n i n m a rkasını taşıyan çok çeşitli ve yüksek ka l iteli sanayi m a l ları ihraç etmektedir. SBKP'nin g i rişimi ve Sovyet h a l k ı n ı n kahramanlıklarla dolu ça lışmalariyle, Kaza hista n'da, tarihte henüz eşi görü l memiş kısa bir süre içinde 25 m i lyon hektar kıraç ve boş a razi işlenir h a l e getiri l d i . Bu büyük işin gerçekleş­ tirilmesinde de, SBKP ve Sovyet hükümeti, övgüye değer bir cömertl ikle gerekli kredi leri açtı, teknik a raçlar ve ya pı gereçleri sağladı, SSCB' n i n dört bucağ ından heyecan la d o l u p taşan yüzbin lerce genç, k ı raç a razinin ıslahı ça lışmalarında yard ı m ı m ıza koştular. Kaza hista n, hububat, et, ya­ pağ ı, astragan ve d iğer ta rı m ürünleri üreti minde ü l kenin önde gelen büyük bölgeleri nden biri oldu. Cumhuriyetimizde hububat üreti m i y ı l l ı k 757 ortalaması 21 m i lyon tona ulaştı. içinde bulunduğ u m uz beşy ı l l ı k plôn döneminde bu orta la m a n ı n 24 milfon tona çıkarılma sı öngörü l mekted i r. Sosya lizmin dönüşümler yaratan büyük gücü ve Len i nci u l usal pol itika, kü ltür devri m i n i n başarı l masında en parlak biçimde kendini gösterd i. Va k­ tiyle okur-yaza r ora n ı n ı n % 2'yi geçmediği ve yü ksek öğ ren i m ierin 22 ki­ şiden ibaret olduğu d iyarda, bugün 3,3 m i lyon çocuğun deva m ettikleri 10 binden fazla genel öğ renim okulu eylemde olup, h a l ka okuma-yazma öğ retme dôvası d a daha ikinci beşyı l l ı k plôn dönem i n i n sonunda yüzde yüz çözül m üştür. C u m h u riyetim izde 45 yüksek ve 1 98 o rta dereceli meslek o k u l u va rd ı r ve bu okullarda 424 bin genç öğrenim görmektedir. Çeyrek yüzyıl önce kurulmuş olan Kaza hista n SSC Bilimler Akademisi büyük bir b i l i m merkezi olara k gelişm iştir ve en a ktüel yönlerde çağdaş d üzeyde temel ve yard ı m cı a raştırma l a r yapma kta d ı r. Kazah kad ı n la rı n ı n kölelikten kurtarılması büyük' bir sosyal başarı oldu. Bugün Kazah kad ı n ı d a öğ renim ya pmak, toplumsal ça l ışmaya, k ültürel gelişmeye ve devlet yöneti mine a ktif olara k katı l m a k hak ve ola nağ ı na sahiptir. Kazah istan'da h a l k ekonomisinde görev alan yüksek ve orta öğ ren i m l i uzma n l a rı n % 57'si kad ı n d ı r ; sağ l ı k ve eğitim-öğreti m alan­ l a rında ise kad ı nların sayısı çok daha fazla d ı r. Genel olara k cumhuriyetin 28 bin bilim görevlisinin 1 1 bini kad ı n d ı r. Kaza h istan çok uluslu bir cumhuriyettir. i şletmelerde ve yapılarda, kol­ hozlarda ve sovhozlarda, Ruslar ve Kazahlar, U krayna l ı ve Selorusya l ı lar, Ozbekler ve Kırgızlar, Almanlar ve büyük yurd u m uzun daha b i rçok u lusuna mensup vatandaşlar o m uz om uza ça l ı şmakta d ı rlar. Kaza h ista n ' ı n güçlü ekonomik potansiyeli ve ü retim g üçlerinin d üzeyde gelişmesi, sanayi ve köy ekanomisi üreti mi hacmi ba k ı m ı ndan ü l kenin önde gelen bölgeleri a rasında yer a lmasını sağ lamıştır. Komünizmin m a d d i -teknik temelinin k u rulmasına cumhuriyeti mizin katkısı da yıldan yıla a rtmakta d ı r. Böylelikle, her cumhuriyet ülkenin topyekün halk ekonomisi kompleksinin orga n i k bir parçası olmakta , SSCB'nin ekonomik birl i k ve bütünlüğünü sağ lamaktad ı r. SSCB ha l kları n ı n ekono m i k ve kü ltürel eşitsizl i ğ i n i g iderme ve kapita­ lizmi atlıya ra k sosya l izmi k u rma tecrübesi, u l uslara rası bir ta kdirfe karşı­ lanmaktad ı r. Gerçi, kapita list o l m ıyan, sosyalist yöne l i m l i gelişme yolunu tutan çeşitli halkları n , bu uyg u la mada, hele ekonomi sistemi tipi, top­ lumsal i l işkiler, sosyal ya pı ve hayat tarzı ba kımından epeyce özellikleri vard ı r. Fakat kapita lizme kada rki gelişme d üzeyi nde bulunan hal kları n ekonomik ve kü ltürel eşitsizliğini g iderme ve onları sosya l izme geçirme a la n ı ndaki Sovyet tecrübesi genel kapsa m l ı çizg i l er taşıma kta ve büyük bir çeki m gücü kazanmış bulunmaktad ı r. 758 Proletarya enternasyonalizmine bağlılık Ha/ed Bagdaş Suriye Komünist Partisi MK Genel Sekreteri 1 922 yılı Ara l ı k ayında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birl iğ i'nin k u rul­ ması, Büyük Oktobr Sosya l ist Devri mi'nin bir sonucuyd u. Bu bütün insan­ lığın gelişmesi üzerinde etki yapan ve yapmaya devam eden son derece önem l i bir olayd ı . B ü y ü k lenin, SSCB'nin kurulmasından bir yıl sonra öldü. Fakat k u rd uğ u parti - Sovyetler Birl iğ i Komün ist Partisi - onun dôvasını deva m etti rd i ve böylece büyük öğ retmenin vasiyetlerine sonsuz bir sadakatle bağ lı olduğ u n u ispat etti. SBKP, kurulan yeni devletin ekonom ik, politik ve askeri o l a n l a rda g üçlenmesi için ardıcıl bir m ücadele yürüttü, bu devleti bütün d ü nyada sosya lizmin ve barışın dayanağı hali ne, u l usal-kurtu luş hareketinin güçlü müttefi ki, d ü nya emperya lizmine karşı savaşta yen i l mez bir kuvvet haline getird i. Halkları n kurtu luş savaşı zaferleri, sosya l i ler­ lemede, ezg i ve sömürü çemberi ni k ı rmadaki başarı ları hep Sovyetler Bir­ liğinin gösterd iği ya rd ı m ı n sonuçları d ı r. Eğer bugün Suriye halkı ve d iğer birçok kardeş Arap ü l kesi, feoda l le­ rin, büyük topra k sahiplerinin, büyük kapita l i stlerin egemen liğinden kur­ tulabi l m iş ve sosya l ilerleme yoluna, kapita l ist ol m ıyan gelişme yoluna koyulmuş ve sosya l izmin kuruluşu için gerekli ön koşu l la rı yaratmaya baş­ I ıyabilm işse, bu a ncak Sovyetler Birl iğ inin ve d iğer sosya list ü l kelerin eko­ nomik, politik, askeri ve kültürel yard ı m ları sayesinde mümkün o l muştur. len in, i ktidardan uza klaştı rılan burjuvazi nin, d ü nya kapita l i ve emper­ yal izm iyle bağlant ılarında destek bulunduğ u n u söyler. Şimd iyse, şu veya bu memlekette sömürü ve ezgiye karşı ayaklanan ilerici güçler, işçiler, köylüler ve devrimci ayd ı n la r, Sovyetler Birl iğ inin öncü ve daya nak olduğu sosya l ist sistemde destek buluyo rlar. . Bütün d ünya devri mci süreci için büyük bir önemi olan bu objektif ger­ çeği ka bul ve takd i r edenler ya l n ız komünistler değ i l d i r. Diğer i lerici g üç­ ler ve geniş ta baka lar, özellikle kurtu l uşlarına henüz kavuşm uş memleket­ Ierin devri mci -demokratik parti ve a k ı m l a rı saflarında yer alanlar da bu gerçeğ i n bilincine varmaya başla mışla rd ı r. Suriye Arap Cumhuriyeti Baş­ kanı Hafez Asad , bir mitingte, memleketi miz için Sovyetler Birl iğ iyle dost­ luğun bir ta ktik soru n u veya geçici b i r olay olmadığını, bunun kesin b i r stratej i k doğrultu olduğunu söyledi. Bu k o n ı , D i c l e v e Fıra t kıyı larından Atlas Okya nusuna, Rabat'tan Bağdat'a kadar bütün Arap d ü nyası nda doğ rulanmoktadır. Şü phesiz ki, Çin'de Maocuların işledikleri en büyük suç, ilerici insan759 l ı ğ ı n gel işmesinde Sovyetler Birl iğ i n i n ta rihsel bir rol oynadığı objektif ger­ çeğ i n i g izlemeye ça lışmaları d ı r. Bu ya l n ız kom ü n ist ve işçi hareketine, u l usal kurtuluş hareketine karşı d eğ i l , aynı za manda bütün devri mci lere ka rşı işlenmiş bir suçtur. Maocuların görüş ve tutu m l a rı Ma rksizme yabancı olmakla ka l mıyor. Bu görüş ve tutu mlar Ma rksizme ta mamen ters düşüyor. Maoist görüş ve tutum , m i l l iyetçiliğin sonuçla rından biri o l u p, gerek « s o l ", gerekse sağ çeşitli sa pmaları, yurd u n ve h a l k ı n hayati menfaatlerine türlü biçimde iha netieri haklı göstermede faydalanılan teh likeli bir zemi n teşk i l etmektedir. Şu da va r ki, bu çı rpı nışlar her yerde ta m bir başa rısızl ığa uğramakta­ d ı r. Çünkü hayati gerçekler bu sa pık ç ı rpınışlardan daha güçlüd ür. Ve bu gerçek, bütün d ü nyad a m i lyon larca işçi nin, köylü nün ve d iğer emekçilerin kafa larında ve ka l p lerinde yer etmekted i r. Sovyetler Birliğinin bütün güçlü kleri aşabil mesi ve d ü nya emperya l iz­ mine ve kapita l izme karş ı d u ran yeni l mez bir güç haline gel mesi olayı n ı n hangi neden v e etkenlerle açıkla � a bileceğ i n i b i z komün istler i y i bilmek­ teyiz. Ve burada başlıca ve temel etkeni bel i rtmek el bette yeri nde ola­ caktı r. Bu temel etken, Sovyetler Birliğ i n i n Marksist-Lenin ist öğ retiye da­ yanara k u l usa l soru nu doğ ru biçimde çözmüş olmasıd ı r. SBKP, büyük ve küçük bütün ulusları n ve halkları n eşitl iğini öngören proletarya enternas­ yonalizmi prensiplerinden yararlanmakla yeti nmed i ; proleta rya enternas­ yon a l izmi kavra m ı nı , sosya l ist halkların u l usal menfaatleri a rasındaki bir­ liğin ca n l ı timsa l i o l a n sosya l ist enternasyonalizmi kavra m ı na çevirdi. Sos­ ya list halklar a rasındaki i l işkiler, bir ya ndan her halkın bütün a lanlarda h ızla ilerlemesini, öte yandan a ra l a rı nda daha fazla yaklaşmalarını sağ ­ lıyan yeni bir temel üzerinde kuru l m a ktad ı r. Sovyetler Birliğ in i n ve bütün sosya list s i stemin tecrübesi, sosya l ist enternasyona lizmin her halkın özel­ l i klerini, u l usal d i l i n i ve u l usal kü ltü rünü bir ya na atmad ı ğ ı n ı ve yoket­ med i ğ i n i ispatla makta d ı r. Sosya l ist enternasyonalizm, halkların u l usa l öze l liklerini, d i l ve k ültürün ü yoketmedikten başka, bunları yeni, sosyal ist bir içerik kaza n d ı ra ra k daha da gel iştirmekte, her u lusal kültürün zengin­ leşmesi için geniş ufuklar açarak ve u lusa l kü ltürler a rasında karşı l ı k l ı et­ ki lenmeler sayesinde halkları n yü ksel meleri n i ve ka rdeşlik d uygulariyle birbirlerine ya klaşmaları n ı sağ lamaktad ı r. Bu enternasyonal ist politika Sovyet u l usları ve halkları n ı n menfaatleri a rasında her hangi bir çelişkiye yer vermez. Bu politika, aynı zamanda, Sovyetler Birliğ i n i n menfaatleriyle d ü nyada d iğer her halkın gerçek köklü menfaatleri ve bu a rada Su riye halkının ve d iğer Arap halkları n ı n men­ faatleri a rasında da hiçbir çelişkiye meyda n vermez. Bu böyle olma sayd ı , en g e n i ş halk yığ ı n l a rı a rasında Sovyetler Birliğ inin nüfuzu v e çeki m gücü bu kadar büyük olamazd ı . Sovyetler Birl iğ inin tecrübesi Len in'in şu sözlerinin doğ ruluğunu gös760 terd i ; « Ka pita lizm koşullarında u l usal (ve genel l i kle politik) ezgi yoke­ dilemez. Bu amaca ulaşabilmek için sınıfların ortadan kaldırı lması, ya n i sosya l izmin hayata geçiri lmesi gereklidir. » (1) Bu söz her Marksist-Leninist için d üstur olmalıdır. Ne varki, biz, bazı « u lusal komünizm» taraftarları n ı n veya Maoistler d e d a h i l olmak üzere, kend i lerine « u lusal kom ü n i stler» d iyenlerin, Len in'in vard ı ğ ı hükümle ters d üşen bir teoriyi Ya k ı n - Doğ u 'da yaymaya çal ıştıklarını görmekteyiz. Sözkonusu teori, ya ulusal soru n u n sosya l iz m i n zaferinden önce (ya n i em perya list etki v e kapita l ist d üzen koşullarında) kesi nlikle çözülebi leceği sonucuna varma kta, ya da hattô sosya l ist d üzen koşu lları n d a bile u l usal ezgi olabileceğ i n i öngörmektedir. Bu teori n i n sahipleri, sosya l izm hakkında garip düşü nceler ileri s ü rüyor, bu d ü zenin s ı nıfsal çelişkileri ve a rkasından da sınıfla rın kend i s i n i orta­ dan ka l d ı rma a n la m ı na geldi ğ i n i kabule yanaşm ıyorlar. Tek sözle, sosya­ lizmin u lusa l çelişkileri ortadan ka l d ı rd ı ğ ı n ı ve ulusal soru n u kes i n likle çözd ü ğ ü n ü ispat eden Sovyetler Birliği tecrü besinden gerekli dersleri ç ı ka rm a k istemiyorlar. Fakat Maoistler ne kad a r çırpınsalar, onların görüşleri ve « u lusal komü­ n iz m »e i lişkin d iğer benzeri görüşler b izim memleketimizde elverişli b i r or­ tam bula mıyor. Tersine, ilerici d iyebileceğ imiz m i l l iyetçilerin kend ileri, pra ­ tik tecrübeye bakara k, örneğ i n Arap birliğine v e Filistin Arap halkının d u ­ r u m u n a i l i ş k i n şiarlar gibi, aşırı ve bulanık, sınıfsallığa v e gerçekliğe aykırı şiarların, bölgemizde emperya lizme ve siyonizme karşı g iriştiğ i m iz ha re­ ketin menfaatlerine uyg u n düşmediğini, u l usal bağ ımsızlığın g üçlend iril­ mesine, sosyal izme hizmet etmedi ğ i n i anlamakta d ı rlar. I lerici m i l liyetçiler g ittikçe daha açık mevziler a l m a kta, ancak sosya list gelişme yol unun bü­ tün bu problemleri n i n kesin l ikle ve kökten çözü l mesine imkôn vereceğ i gerçeğ i n i g ü nden güne daha iyi kavra makta d ı ri a r. Halkı m ız, şimdi, Amerikan em perya l izminin desteklediği ısrail sa l d ı rgan­ l ı ğ ı n ı n sonuçlarını g idermek, işgal a ltındaki Arap topra klorı n ı n geri a l ı n ­ masını sağ lamak, Filistin Arap h a l k ı n ı n meşru ulusal hakları n ı ca nlandır­ mak için m ücadele yü rütmektedir. Partimiz de, sosyal ilerleme yolunda, sosya l izme geçiş için gerekli maddi temel i n yaratı lması yol unda daha i leri a d ı m l a r a tı l ması u ğ ru nda m ücadelesine devam etmektedir. Parti mizin şiarı, emperya lizme ve gericiliğe karşı yönelti i m iş ilerici -demokratik Arap birl iğ i için m ücadeled i r. Her b i ri hayli karmaşık olan bütün bu büyük ulusal ve sosyal ödevler, ancak Sovyetler B i rliği ve d iğ er sosya list ü lekelerle samimi ve kuşkus uz işbirl iğ i sayesinde yeri ne getirilebilir. (1) V. i. Len in. Bütün eserleri, c. 30, s. 22. 761 ideolojik mücadelede uzlaşma yoktur A/ois Peter Avusturya Kom ün ist Partisi Pol itbüro üyesi Avusturya küçük bir memlekettir. Onun bazan g itgide çoşan bir devrim sel i n i n d u rg u n bir kol u n u a n d ı rd ı ğ ı söylenir. Ama bu böyle değ i l d i r. Avus­ tu rya işçi s ı n ıfı, ilerici g üçlerin u l usal kurtuluş hareketini ve bu uğurdaki m ücadelenin gel işmesini, em perya lizmin yoğ un kuvvetleri n i n en önemli ka­ leleri ve merkezleri olan gelişmiş kapita list mem leketlerde s ı nıfsa l çeliş­ melerin giderek keskinleşmes i n i ve her şeyden önce sosya l ist devletlerin ve bunları n başl ı ca dayanağı olan Sovyetler Birl iğ i n i n d u rmadan arta n etkisini d i k katle izlemektedir. Bu s ü reçlerin gel işmesi, Avustu rya burjuva­ zisi ve sosyal-demokrat yöneticiler tarafı ndan da en d ikkotli biçimde gözet­ lenmektedir. SSCB'nin kuru l uşundan beri geçen 50 yıl içinde, b i rbiri ard ı nd o n başa rı­ sızlığa uğrıyon gerici « ideoloj i k » görüşler parmoklo soyı lam ıyaca k kadar çoktur. Biz bunlar a rasından ya n l ı z bir tanesi ne, tarafta rları n ı n, Ça rlık Rusyasındaki geriliğe işa ret ederek, böyle yoks u l, yarı - feodal bir ü lkede sosya lizm kuru lam ıyacağ ı n ı iddia etti kleri görüşe d eğ i nmek istiyoruz. Bu görüşü savunanlar, ayrıca, Rusya n ı n b i rçok halkın barı ndığı bir memleket olduğunu, Ça rl ı ğ ı n bunları kasten birbirine d üşürd ü ğ ü n ü, dolayısiyle d e burada u l usa l çelişkilerin çözül mez bir problem halini a l d ı ğ ı n ı i leri s ü rü­ yorlard ı . N i hayet, Sovyetler Birl i ğ i n i n kuru l uş u n u n, çok geçmeden ve ka­ ç ı n ı l maz surette başarısızlığa mahkum bir cüretkôr deneme olduğ u n u söy­ l üyorlard ı . Fa kat tarihin i l k işçi-köylü devleti n i n h a l kları, Len i n partisi yöneti m i n­ de ta rihsel ödevlerin i, başariyle yeri ne geti rd i ler. SSCB' nde sosya lizm kuruluşunun d eğerli sonuçları , Lenin u lusal politikası n ı n üstün gelmesi, özellikle Sovyetler Birliğinin ardıcıl barış m ücadelesinin başa rıları, birçok­ ları için, komün istlerin tuttukları yol u n doğru luğunu ve Marksizm-Le n in iz­ m i n gerçekl i ğ i n i gösteren kanıtlard ı r. Bugün a rtık hiç kimse, d ü nya kuv­ vetler ora n ı n ı n sosya lizm yara rına değ işmesini i n kô r edebi lecek veya küçümsiyebi lecek d u rumda değ i l d i r. Halen sosya l-demokrat partilerde ki­ lit nokta l a rı n ı tutmuş olan oportün istler, parti menajerleri ve teknokratlar bile, a nti-sovyetik görüşleri n i bir yöntem olara k ileri süremez olmuşlard ı r. Bu a rtı k olanaksızd ı r, çünkü onları n a nti -komünizmi Sovyetler Birl iğ i n i n 5 0 yıllık varl ı ğ ı boyunca u laştığı m uazzam başa rı ları ispatiıyo n söz götür­ mez kanıtlar karşısı nda tuzla-buz olma ktad ı r. Bundan ötürü, geçenlerde Viyana'da toplanan Sosya l ist Enternasyon a l i X i i . Kongresinin « yeni ideo­ lojiler» arama belgesi a ltında geçm iş olması rastgele d eğ i l d i r. 762 Bu kongrede u l usal sorunun hemen hemen sözünün bile ed i lmemiş ol­ ması da d ikkate değer. Oysa Batı Avrupa kapita l ist mem leketlerinde güçlü milletlerarası konsernlerin birçok ülkenin ulusal bağı msızlık ve egemenli­ ğ in i hiçe indirmeye çalıştıkları, Asya, Afrika ve latin Amerikada nice halk­ ları n ul usa l kurtul uş savaşının g iderek daha büyük bir önem kazandığı bilin mekted i r. Sosyal -demokrasi l iderlerin i n d ü nyada pol itik kuvvetler ora n ındaki te­ melli değişim leri de gayet iyi bildikleri şü phesizd ir. Netekim, bu sorun kongrede uzun uzadıya görüşülm üştür. Fakat temel sorun, d ünya n ı n neden değ işti ğ i sorunu ortaya atı l m ış ve buna cevap veri l m i ş d eğ i l d i r. Bu da a n ­ laşı l ı r şeydir, zira bu soruya veri lecek ceva bın, ister istemez, biz komünist­ lerin çoktan va rmış olduğumuz sonuca u laştı rması gerekecektir. Son za manlarda, sosya l-dem okrat çevrelerde, Avrupa çapında bir «yeni ideolojik taarruz» a geçme n iyetinden söz edi p d u ruyorlar. Böyle bir « ta a r­ ruz»un gereğ ini, Sosya l ist Enternasyona l i Genel Sekreteri G. Ya niçek geçen yıl « Arbeiter-Zeitun g »d a çıkan « i deoloj i n i n başlangıcı » baş l ı k l ı yazısiyle ileri s ü rm üştür. Yazıda özetle şöyle deniliyo r : « Son y i r m i yıl içinde Avrupa sosyal-demokrat partileri gerçek bir ideoloj i k buna l ı m yaşadı lar. » Yazı daha öteye doğru şöyle deva m ediyo r : « Klasik sosya list fikirler sosyal i htiyaçların ya rdı m ına koşmak, genel eğ iti m, eşit haklar vb. - a rtık kapita l ist sistem çerçevesi içinde gerçekleşmiştir. « Böylece, Sosya l ist En­ temasyona l i Genel Sekreterinin, en yumuşak deyişle, klasik soya l ist hedef­ leri nerdeyse bir hayır cemiyetinin ödevieriyle bir tutmasına şaşmak an­ lamsız o l u r. Sosya l-de mokratlar kendi leri hakkında çok nadir itiraflarda bulundukla rı için, sözkonusu yazın ı n ilginç birkaç cümlesirii daha a ktarı­ yoruz : « Avrupa sosya l-demokrat parti leri n i n çoğ u, biçi msel prog ra m l a rı na rağ men, prati kte XiX. yüzyı ldan ka lma Ma rksist bürg üleri ni çıkarıp atmış­ lard ı r . . . i kinci Dü nya H a rbinden bu yana, partiler, birbiri a rd ı nca, temel prensiplerini yeniden form ü l e etmişlerd i r . . . Fa kat ne yazık ki, bu, esas itiba riyle sosya l -demokrasiyi o l madığı gibi çizen ve olduğu g i bi göster­ m iyen o l umsuz bir ideoloji, savunucu bir ideolojidir.» Sosya l ist Enternasyona l i Kong resinde el bette anti-komünist ve a nti­ sovyeti k tira d i o r d a eksik d eğ i l d i . Fakat bu kongreyi örgütliyenler, bug ü n h e r şeyden önce d ü nya politikası n ı belirl iyen yeni'ye gözlerini çevirmek­ ten kend i lerini o l a m a d ı l a r. Orneğ in, komünistlerle sosya l-demok ratlar a ra ­ sı nda işbirliği sorununun görüşü lmesine engel olamadılar. Netekim, Fra n ­ s ı z sosya l istleri n i n temsilcileri, memlekette « sosya listler ile komünistler a rasında geçici bir bağ laşma» sağ lanması gereğ i n i bel i rttiler. Finland iya sosya l - demokratları, komünistlerle beli rl i soru n la rd a eylem birliğinden yana konuştu l a r. G ü ney Viyetnam sosya l-demokrat g rupu sözcüsü de, Viyetna m halkına Sovyetler Birliğ inin gösterdiğ i yard ı m ı büyük b i r ta kd irle anarak, komünistlerle d iğer ilerici güçler a rasında birl i k ve bağlaşıklığı, barışın, 763 ileri l i ğ i n ve bütün halkların hü rriyetin i n en kötücül düşmanı olan Ameri ­ kan em perya l iz m i n i yen menin biricik yolu olara k n itelend i rd i . Böylece, bazı sosya l -demokrat partilerinde, işçi h a reketi b i rl i ğ i fikri g it­ gide a rta n bir ısrarla kendine yol açmaya ça lışmaktad ı r. Bu olay, aynı za manda, 1 969 yılı nda Moskova'da ya pılan Kom ü nist ve Işçi Partileri U l us­ lara rası Danışma Toplantısı'nın bazı sosya l-demokra t partilerindeki ayrı m ­ laşmaya ilişkin sonuçla maları n ı n büsbütün önemini korumakta olduğunu ispatlama kta d ı r. Sosyal-demokra s i n i n yönetici orga n l a rı , işçi sınıfının gün­ den g ü ne a rtan ortak eylem istekleri n i gözön üne a l ma k zorundadırl a r. Fakat biz, sağcı ve �solcu" oportünizmin, komünist partilerine karşı müca­ delede ôdeta kanun ve k u ra l g i bi Sovyetler B i rl iğ i ne ve öteki sosya list ü lkelere yöneltii m iş gayet i nce metotla r bel i rled i ğ i n i unutmamalıyız. Drne­ ğ in, bazı sosya l-demokratlar şöyle d iyorla r : Bizler kom ü n i stlere tôviz ver­ meye hazırız, Sovyetler Birliğinin bazı d ı ş politika adı mla rı n ı da onaylı­ yoruz. Ya siz komünistler ne g i bi tôvizler vereceksiniz ve Sovyetler B i rl i ğ i b i z i n a s ı l destekliyecek? SBKP'nin çoğ u za m a n hayli karmaşı k koşullar içinde edindiği tecrübeye dayanan komünistler, politikada uzlaşmala rın m ü m k ü n ve ya ra rlı olaca ğ ı n ı d a bilirler. Fakat oportün istler i d eolojik m ü cadelede bizden hiçbir tôviz ve uzlaşma beklememelidi rler. Biz Avustu rya komünistleri, kend i yakın geç­ miş tecrü bemize daya n a rak, bu ya rg ı n ı n doğruluğ u n u iddia edebiliriz. Devrimci h a reket birbiri a rd ı nca yeni başarı lar elde ed iyor. Bu hareket s ü rekli bir yükseliş h a l i ndedir. Bu koşullar altında, sosya lizm kuruluşu genel yasa l l ıkları hep i m iz için a rta n b i r önem ve a ktüel l i k kazanıyor. Bu yasa l l ı klar, şu veya bu memleketin ta rihsel ve ulusal özellikleri ne uygun olara k en d eğ işik biçimlerde ken d i n i gösteriyor. Biz Sovyetler Birliğ i n i n yarım yüzyı l l ı k tari hsel tecrübesinden, öze l l i kle u l usal soru n u n çözümü tar­ zından gerekli dersleri çıkarmalıyız. SSCB tecrübesi, u l usa l problemlerin çözümünün a ncak proletarya enternasyonalizmi temeli üzerinde, esnek bir takti k yol uyle ve sa bırl ı b i r yanaşı mla m ü m kün olduğunu göstermiştir. Sovyetler Birliği objektif olara k sosya list cephenin ve bütün ilerici h a re­ ketin esas g ücüd ü r. Sovyetler Birliğinin tarihsel rol ü d i kkate a l ı n madan, a nti-sovyetizmle m ü cadele ed i lmeden, emperya l izme karşı, barış ve sosya­ l izm için başa rı lı bir savaş yürütül mesi olana ksızd ı r. 7154 Yeni tarihsel insan topluluğu: Sovyet halki M. İ. Kufiçenko SBKP Merkez Komitesine bağ lı , M arksizm-Leninizm Enstitüsü şube yönetmeni Sovyet halkı yeni, tarihsel, sosyal-politik, çok uluslu insan toplu l uğ ud ur. ' Bu toplul uk, sı nıfları n ve sosyal g ru pla rı n, u lusları n ve halk g rupları nın, bütün emekçilerin, sosyal iz m temeli üzerinde, kendine özgü enternasyona­ lizmiyle Ma rksist-Leninist dünya görüşü temeli üzeri nde, ekonomik ve kül­ türel hayatta hedef ve menfaat birliği, ka rakter, yaşayış ve geleneklerde ortak çizgiler temeli üzeri nde meydana getird i kleri can l ı bir alaşımd ı r. I nsan l ı ğ ı n i lerlemesi, birbiri a rd ı nd a n değişen veya birlikte varolan çe­ şitli i nsan toplulukları (sı n ıflar, uluslar, partiler vb.) yaratm ı ş ve kendisi de toplumsal ilerlemeye büyük ölçüde yard ı m ı dokunan bu topl u l ukları o şart­ Ianmıştır. Dünya n ı n eşsiz bir hızla gelişmesine bağ l ı ola ra k sosya lizmin doğmasının, yeni tarihsel i nsan topl u l u k ları oluşumuna da yol açması ka­ ç ı n ı l mazd ı . insanlık tarihinde yeni bir çağ açan Oktobr Devri mi'nin zaferi arifesinde, Lenin, sosya lizmin « her u l ustan emekçi yığınlarının yasa l i hti­ yaçları n ı n ve i lerici emellerinin i l k defa ola ra k şimdiki u l usal engellerin ortadan k a l d ı rı l ması koşullarında enternasyonal bir birl i k içinde yerine getirileceği yüksek biçimde yeni bir i nsan topl u l u ğ u yaratacağı »nı beli r­ tiyord u. (1) Proleta rya d iktatörlüğ ü n ü n kuru l u p yerleşmesi, pratik olara k yeni sosyal­ politik enternasyonal topluluğun oluşmasına başlangıç oldu. Lenin, sosya­ l ist devrimin kaza n ı m la rı n ı savu nmanın işçi s ı n ı fı ile köylüleri sı msıkı bir­ leştirdiğine, komünist partisinin izlediği poltika n ı n Rusyoda bütün u l usları bir büyük ve güçlü aile haline getirdiğ ine, partinin ve işçi s ı n ı fı n ı n yöne­ tim i a ltındaki sosya lizmin kuruluşu yılları nda bir « yüce bütün'ün oluş­ ması »yle Sovyet halkının yekpôre birliğine u laşı ldığına, sınıflar ile sosyal g ruplar a rasında, u l uslar ile h a l k grupları a rasında yeni ve uyumlu iliş­ kiler yaratı ldığ ı na işa ret ediyord u . Sovyet ho lkı ü retim a raçları üzerinde toplumsal m ü lkiyet temel ine dayanarak, ekonomik, sosyal -politik ve kül­ türel hayatı n birliği, Marksist-Le n i nist ideoloji, işçi sınıfı n ı n menfaatleri ve komünist ideal leri temeline daya nara k oluştu. Sovyet h a l k ı n ı n yeni bir tarihsel top l u l u k biçimi nde oluşmosı iki aşa­ moda gerçekleşmiştir. Birinci aşama, Oktobr Devrimi'nin zaferinden (1) v. 505- i. Lenin. Bütün eserleri, c. 26, s. 40. 765 ya lizmin genel hatlariyle kuru l masına kadarki dönemi, iki nci aşama da gelişmiş sosya l ist top l u m u n kurulması dönemini kapsar. Sovyet halkının bir yeni tari hsel topl u l u k biçi minde o l uşma ve geliş­ mesinde, kom ü n i st partisinin, çok uluslu Sovyet işçi sı nıfı n ı n yönetici eylemi büyük bir rol oynadı ve oynama ktad ı r. Sosya l izmde va rolan bütün sı nıfları ve sosya l g rupları, u l us la rı ve h a l k grupları n ı s ı m s ı kı kenetli bir top l u l uk, yüksek d üzeyde bir enternasyonal birlik h a l i ne getirenler komün ist partisi ve çok u l us l u Sovyet işçi sınıfıdır. Bu yolda Lenin planı gereğ i nce SSCB' n i n kurulması 'büyük bir rol oynad ı . U l kenin bütün güçleri n i n v e kaynakları n ı n yekpare b i r birl i k meydana geti rmeleri, h ü r halkların, Ça rlı ktan ve kapi­ ta l izmden m i ra s ekono m i k ve kü ltürel geriliği en kısa bir ta rihi süre içinde gidermeleri ne, memleketi sanayileştirme ve köy ekonomisini koope­ ratifleştirme davasını gerçekleşti rmelerine, gerçek bir k ü ltür devri m i n i ba­ şa rma larına, sosya lizmi kurmalarına ve SSCB'ni a rtı k komünizmin kuru l u ­ ş u n a g i rişen yüksek gelişimli v e g ü ç l ü b i r devlet haline geti rmelerine i m ­ kan verdi. Sovyet halkı, her şeyden önce, işçi sınıfının, kolkozcu köylülerin ve h a lk ayd ı nlarının sosya l -s ı n ıfsa l, mora l - politik ve ideoloj i k yekpareliğini kendi kişiliğinde bağdaştı ra n sosya l- politik top l u l u ktur. Sovyet halkı aynı za­ manda özl üğü bak ı m ı n d a n çok u l uslu, enternasyonal insan topl u l uğ ud ur. Sovyet halkının o luş m a ve gel işmesinde sosya l ist ulusal i l i şki lerin kurulup yerleşmesi, büyük ve küçük halkları n ekonom i k ve kü ltürel gelişme eşitsiz­ liğ ine, çeşitli u l uslar emekçileri n i n sosya l -politik aktifl iğinde görülen fiili eşitsizliğe son veri l mesi, Sovyet top l u m u n u n sosya lizm temeli üzeri nde ge lişm es inin itici gücü olan h a l k l a ra ra s ı sars ı l maz dostluğun ya ra t ı l m ası ve güçlenmesi çok büyük bir rol oynad ı . Genel hatlariyle sosya lizmin kuru l ­ m a s ı u l usal sorunun d a çözümü a n l a m ı na geliyor v e el bette bu sorunun çözülmediğ i sürece - toplumun gel işmesi üzeri ndeki o l u msuz etkisini orta ­ d a n kal d ı rıyord u. Bu olay, g e l i ş m i ş sosya lizmi kurm a ve g e l iştirme dava ­ s ı n ı d a büyük ö lçüde kolaylaştırd J . Sovyet ü l kesi n i n komü n izm k u ru l uşu yoluna koyulması, yeni ta rihsel insan top l u l u ğ u olara k Sovyet h a l k ı n ı n gelişmesinde yeni bir aşa m a n ı n başla ngıcı oldu. Esas sosya l-ekonomik v e sosya l-politik yönleri komünizm i n maddi-teknik teme l i n i n kurulması, sosya l i st topl u m sa l i lişkilerin tedricen kom ü n ist i l işkilere dönüşmesi, SBKP' n i n ve işçi sı nıfı n ı n yönetic i l i k rol ü n ü n a rtırı lması, bu s ı n ı f ı n kolhozcu köylüler v e emekçi ayd ı n l a rl a birliğinin daha fazla g üçlend iri l mesi, yen i insanın biçimlen mesi o l a n bu yeni aşa­ mayla birli kte, sosya l ist u l usları n ve halk grupları n ı n gelişme ve sımsıkı kenetlenmeleri s ü reci boyunca u l usa l i l işkileri n içeriğ inde ve biçimlerinde ' köklü n itel değ işmeler başladı. Bütün u l usların, halk g ruplarının, u l usal ve etn i k grupların yeni tarihsel insanın topl u l u ğ u olara k tek Sovyet halkında yekpare bir birl i k meydana 766 geti rmeleri n i n belirleyici etkeni el bette ekonomid ir. Bu hususta, her şey­ den önce, her cumhu riyet ekonomisinin tek ve ayrı olara k değ i l , bütün - ülkenin bi rleşik halk ekonomisinin orga nik bir pa rçası olarak va rolduğunu ve gel iştiğini gözönünde tutmak gerekmekted ir. Sosya l ist ekonominin birliği ve komü nizm kuruluşunda ulus mensubi­ yetine ba k ı lmaksızın bütün emekçilerin hedef ortaklığı sayesinde, Sovyet halkı, uluslar a rasında yaklaşma n ı n pasif bi r sonucu olara k değil, onları n daha i leri gelişmesinin a ktif etkeni olara k beli rmekted ir. O l kenin SSCB hal kla rı tarafından yaratı lan ekono m i k pota nsiyeli du rmadan a rtma kta, onların Birlik devleti, üreti m güçleri n i n cumhu riyetler-arası dağ ı l ı mı, maddi ve emek kayna kları n ı n yeniden dağ ı l ı m ı , ekonomik gelişme d üzeyleri n i n bir h izaya geti ril mesi v b . fonksiyonları n ı başariyle yeri ne getirmektedir. Bütün ulus/ann ve halk gruplannın ortak çızgilerinin oluşması ve insan­ Iann ulusal özelliklerine kıyasla bu çizgilerin rol ve öneminin durmadan Sovyet h a l k ı n ı n yeni bir tarihsel insan topluluğu karakterin i be­ l i rleme ba k ı m ı ndan bil hassa büyük bir önem ta şır. U l usları n ve halk grup­ larının ortak çizg i leri denili nce, her şeyden önce, ekonomik hayatı n ortak oluşu, ulusa l mensubiyetlerine ba k ı l maksızı n bütün Sovyet insa n larının verd i kleri emeğin topyekCın karakteri a n l a ş ı l ı r. artması, Ekonomik hayatta orta k l ı k, temel ekonomik menfaatlerin birliği ne, ko­ münizmin maddi -teknik temelinin kuruluşuna her u l us ve halk g rupunun aza mi katkıda bulunma isteğ ine daya n ı r. Sovyet halkının gittikçe g üçlenen ekonomik hayat ortaklığı her ulusun ve ha l k grupunun hayatı nda günden güne önemi daha da arta n b i r rol oynamakta d ı r. SSCB ulusla rı n ve halk g ru p la rı n ı n politik hayat ortakltğ ı da yıldan yıla g üçleniyor. Bu ortaklık, Sovyet biçimi iktida r temel ine, gelişmiş biçimiyle sosya l ist d üzen i n birliği temel i ne, SSC Brliği'nin ve Sovyet u l usal devlet d üzen inin gelişme süreçleri a rasındaki karşılıklı bağ lantı ve sosya l ist de­ mokrasi n i n kökleştirilmesiyle halkların hep birlikte ilgilen meleri temeline dayan ıyor. Sovyet ü l kesinde her u l ustan emekçilerin m ônevi çehresini meydana yaratılmış bulun uyor. Bu, her şeyden önce, d ü nya görüşleri Ma rksist-Leni n i st öğ retiye ve bu öğ retinin komü nizm kuruluşu pratiği ile zengin leşti ril mesine daya nan bütün ul usların ve halk g rupla­ rı n ı n ideoloj i k ta banda orta k l ı ğ ı d ı r. Ve bütün cumhuriyetler emekçileri n i yansıtan bu mônevi çehrenin ortak çizgi l eri, Sovyet yurtseverli ğ i v e sos­ ya l i st enternasyonalizm, Sovyet ka ra kteri, tüm Sovyet geleneklerid i r. N i h a ­ yet, ç o k u l u s l u tek Sovyet kültüründe orta k l ı kları d a bütün SSCB ul usları ve halk g rupla rı n ı n karakter çizgisid ir. getiren ortak çizgiler Sovyet halkının enternasyonal bilincinin d urmadan gelişmesi Sovyet insanlarının mônevi çehresinin kara kteristik bir özel liğidir. Bu enternas­ yonal bil inç, her ulus ve halk g rupunun ulusal bilincinde (enternasyona- 767 lizme daya n a n basit top l u msal bilinçte değ il) ortak olan ne varsa hep­ s i n i n yoğ u n ifadesi o lup, u l usal bil incin birliğinde kendini gösterir ve ona aykırı düşmez. SSCB' nin bütün u l usları n ve h .:ı l k g rupları n ı n ekonomik, politik ve mô­ nevi hayat ortaklığ ı n ı n ya nısıra, halkları n her bakı mda n-ekonom i k ve idari-politik - ortak bir ed i n i m olara k gitg ide daha çok bil incine va rd ı k­ ları toprak müşterekliği d e karakteristi k bir özelli ktir. Bütün SSCB u l usları n ı n ve h a l k g ruplarının hayatı nda ve gel işmesinde, aralartnda teması sağlıyan ortak dil de çok önemli bir çizg i d i r ; ekonomik, politik, kü ltürel ve bütün d iğer karşı l ı k l ı i l işkilerin gelişme sürecinde Rusça ortak d i l olmuştur. Birl i k u lusları a rası nda temas d i l i olara k Rusça n ı n seçi l mesinde gönül l ü l ü k temeline daya n ı i m ı ş ol up, u l usal d i l lerin d e geliş­ mesi için ta m bir h ü rriyet sağ la n m ı ş b u l u n ma ktad ı r. Sovyet ü l kesi u l usları n ı n ve h a l k grupları n ı n yuka rıda işaret etti ğ i m iz ortak çizgilerinin büyük benzerliğine rağmen, bu çizgilerden h içbirinin etn i k kara kter taşımadığ ı n ı ve bu yönde gel işmed iğ i n i de önemle beli rt­ meliyiz. Bunların rol ü yalnız sosyaldır ve u lusların ve h a l k g ruplarının gerçekten etn i k a l ômetleri üzeri nde büyük ölçüde dön üştürücü bir etki ya parak sadece sosyal n itel i kte bel i ri r. Bi r ya ndan halkların tüm kardeşl i k a i lesine b i r yandan da ayrı ayrı her birine özgü o l a n bütün ortak nitelikler, yani enternasyonalizm ve yurt­ severl ik, kolektivizm ve kökl ü fikirsel inanış, devri mci iyimserl i k ve komü­ n izm kuruluşu başarı ları n ı elbirliğiyle a rtı rma bilinç ve d uygusu Sovyet halkında tecessüm etmiş, gerçekleşmiştir. Yeni sosya l-pol itik enternasyo­ nal top l u l u k, sosya l izm temeli üzeri nde gelişmekte olan çok u l uslu ü l kede enternasyonal olanla u lusal olan a rasındaki birliğin ve ayrı lmazl ığın ca n l ı "': timsa l i d i r. Sosya lizmin önemli yasa l l ı klarından biri bu birlikted i r ve söz­ kon usu yasa l l ı k, u lusların ve h a l k g rupları n ı n her bakımdan kal kı n ma ve g itg ide bi rbirlerine yaklaşma eğ i l i m lerinde kendini gösterir. U l usların ve u l usa l i l işkilerin en ya k ı n gelecekteki gelişmesi, bunları n ta m birlik yol unda tedrid, fakat sürekl i ya kınlaşmalarıdır. Parti, yasa l lıkla gerçekleşme esaslarını lenin'in saptıdığı bu birliğe ulaşmayı program ödevi saymakta d ı r. 768 Emperyalizme göğüs geren başlıca kuvvet Ali Ya ta Kurtuluş ve Sosyal izm Pa rtis i (Fas) Genel Sekreteri Sovyet/er Birliği artık el/inci yi/ını tamam/ıyor. Tarihin io'k sos ya lis t dev­ leti, bu elli yıl boyunca, tarih sel a k ı ş üzerinde, d ü nya kuvvetler ora n ı n ı n sosya lizm yararına değ işmesi üzerinde giderek a rtan v e derinleşen b i r etki yapageld i. Sovyet iş'çi s ı n ıfı yen i bir yurt yaratırken, tarih kend i sine paha biçil mez bir m utl u l u k bahşetti : Onun d ô h i devrimci V. i . Len i n g i bi bir önderi va rdı . Bu ö nder, sosya l izm kurul uşu plônını çizmiş ve hayata geçirmeye başlamıştı . Onun bu za m a n boyunca her s ı navı başariyle geçiren vasiyet­ leri, yeryüzü n ü n bütün devri mcileri için geçişsiz bir önem ve değer taşı­ makta d ı r. Dünya n ı n çok uluslu i l k sosya l ist devleti n i n kurulması, sosya lizmin em­ perya l izm üzerinde zaferiyd i ; sağ d uyunun, bilimin, feda kôrl ı ğ ı n ve yurt­ severliğ i n ka ra gericilik, burj uva ideolojisi ve emperya l i st tal a n ı üzeri nde zaferiydi ; sosya l ve ulusal kurtuluşları uğrunda ça lışan h a lklara yol açma a n la m ı na gelen esinleyici bir örnekti. insa n l ı k ya ra rına Sovyet halkları n ı n b u ya ptığından d a h a büyük bir hizmet o l a b i l i r m i ? Hayı r, Sovyet halkları eşsiz b i r kahra ma n l ı k gösterm işlerd i r. Sovyetler Birliğinin büyük hizmeti - ve sosyalizm kuru l uşu başarısının d a en büyük etkeni -, em perya l izme ka rşı yürüttüğ ü uzlaşmaz ve a rdıcıl m ücadeled i r. Bu m ü cadele d ünya ölçüsünde takdirle karşı landı ve Sovyet d ış politikası n ı n ana hareket çizg isi oldu. Em peryalizmin cibilliyetini değiş­ tirmed iğ ini, bütün ha l kların başl ıca d üşma n ı olara k ka ldığını, Amerikan emperya lizminin bazı uyd ula rın ı n d a desteğiyle cihangiriik emellerinden vazgeçmed iğ i n i Sovyetler Birliği herkesten daha iyi bil mektedir. Barış içinde yanyana yaşama prensipleri n i n bütün d ü nyada yerleşmesi için çalışan, « soğ u k harb»e kesi n l ikle son veri l mesi ve m i l l etlerarası gergin­ liğin aza l tı l ması için mücadele eden, bütün memleketlerin bağ ı msızlık ve toprak bütünlüğüne saygı ve içişlerine karışmama prensiplerine titizl ikle bağlı kalan, tartışmal ı veya çözülmemiş sorunların görüşmeler yoluyle çözül mesinden yana olan Sovyetler Birliği, a nti-em perya l i st m ücadelen i n temel dayanağı o l a ra k, emperyalizmi a d ı m a d ı m gerileten v e o n u n sal­ d ı rganlığını dizg i n l iyen yüce kuvvet o l a ra k ka l m a ktad ı r. Sosyal ist topl u l uğ u n baş devleti olan Sovyetler B i rliği, kuruluşunun ellinci yılını tam a m la d ı ğ ı g ü n ü m üzde, d ünya devrimci s ü recin i n belirleyici gücü olara k beli riyor. I ki nci Dünya H a rbinden sonra gelişen olayların Sov­ yetler Birliği sayesinde devrimci bir içerik kazandığını burada hatırlatma­ mız yerinde olur. Zira zafer savaş a l a n l a rında kaza n ı l d ı kta n başka, sos769 ya lizmin ve halkları n faşizme karşı savaşta üstün gel meleri de sağ l a n ­ m ı ştır. Böylelikle d ü nyada başka bir kuvvetler dengesi yaratı lmış, yeni yeni sosya list ü l keler doğ m uş, Çin Devri mi, Kore ve Viyetnam Devrimleri başarıla b i l m i ştir. Emperya l izm üzerinde kaza n ı lan bu zaferler sonucu o la rak, ul usal kur­ tuluş hareketin i n coşkun gelişmesi, sömü rge ve ya rı-sö m ü rge memleket­ lerden çoğ unu yabancı boyundu ruğ undan ku rtu luşa ulaştırd ı ve örneğ i n Cezayir, Suriye, I ra k v e M ı s ı r g i b i bazı ülkeleriı'l sosya l izm perspektiflerine açık i lerici bir gelişme yoluna koyu lmalarına imkan verd i. Bütün bu mem­ leketler, Sovyetler Birliğinin kişiliğ i nde, kend i lerine g ittikçe daha büyük ölçüde, daha çeşitli ve etraflı yard ı m la rda bulunan sad ı k, sebatl ı ve kar­ şılık gözetmez bir müttefik buldular. Sovyetler Birliğ ine, Sovyet yöneti­ cilerine ve emekçi h a l k ı na derin şü kra n d uyguları m ızı sunmanın yeri de b u rası d ı r. Sovyetler B i rliği, bütün d ü nya halklarına örnek olduğu gibi, Arap halk­ l a rı için de örnek memleket oldu. Bu sözüm üz, elbette halkları n her şeyde ve h a rfi harfine Sovyet hayat tarzına özend ikleri a n la m ına gelmez ; biz bununla, Sovyet sisteminin bütün d ü nya i lerici g üçleri n i n yöneldi kleri en ilerici toplumsal s istem olduğunu halkların görmezl ikten gelem iyecekle­ rini söylemek istiyoruz. Sovyetler Birliği bütün biçimleriyle kapita l izmin kökünü kazı makla ka l ­ madı, b u n u n ya n ı s ı ra feodalizm ve burj uvaziden m i ra s ka l ı ntıların yoke­ d i l mesinde d e büyük bir başarıya ulaştı. Emekçi insa n ı n kurtuluşu ve özellikle kad ı n lara azatlık veril mesi reel olaylard ı r. Böylelikle eski düşün­ me tarzı nı aşan Sovyet yurttaşları kend i lerini büsbütün maddi ve manevi i lerlemeye hasrettiler. Onları n komünizm yönündeki atı l ı mlan nın bütün halklara şevk ve heyecan vermemesi olana ksızd ı r. Bu örneğ in, gelişmekte olan memleketler için olduğu kadar, sanayice gelişmiş memleketler için de önemi va rd ı r. Sovyetler Birliği, gelişmekte olan memleketler için, em perya l izme karşı, yaba ncı tekel lerin baskısına karşı, gerika lmışlık, yoksul l u k ve cahilliğe karşı, toprak reformu uğrunda, bir a n önce sa nayileşme, ulusal k a d rolar yetişti rme ve sosyal i lerleme uğ ­ runda yü rüttükeri m ü ca delede esinleyici bir örnektir. Ama yü ksek gel işimli sa nayi ü l keleri n i n de, a rtık çoktan önder devlet h a l ine gelmiş olan Sov­ yetler Birliğ inden öğrenecekleri vard ı r. Sovyetler Birliğ in i n i l k uzay dev­ leti ol ması da, hayati önem taşıyan b i rçok alandaki üstü n l üğ ü n ü yansıtan bir olayd ı r. Batı halkları, sanayi yöneti m i n i örg ütleme, u l usa l zenginIik­ Ierin dağ ı l ı m ı sistemi, gerçek demokratik kuru m l a r bak ı m ı nd a n Sovyetler B i rliğinde yetkin örnekler bulabilirler. M anevi kurtul uş ve i lerilikte Sovyet insanları n ı n ulaştı kları d ü zey, korku­ dan, horl a n ma psikolojisinden, yabancılaşmadan azot yen i insa n ı n, tek sözle h ü r insanın oluşup yetişmesi bütün ülkeler içi n b i r esin kaynağı ve örneğ i d i r. 770 Bilindiği gibi, düşman propaganda, daima sosya lizmin olanaksızl ı ğ ı n ı v e gereksizliğ i ni i s pata çal ışagelmiştir. Bu propaganda, Oktobr Devri­ mi'nden önce, sosya lizm i n Rusya g i bi geri kalmış bir memlekette yerleşip tutunamıyaca ğ ı n ı iddia e diyordu . Bugün, aynı propaganda, az gelişmiş memleketler halkla rına ve gelişmiş mem leketler halkları na h itabederken aynı d i l i kullanmokta, o n l a ra sosya lizmin yoksul ü l kelerin kaderi olduğunu, zeng i n ü l kelerinse kapita lizmden vazgeçmeden genel bir refa ha u laşa­ bi leceklerini tel kin etmeye çalışmaktad ı r. Bu çelişkili ve ma ntıktan yoksun iddialar öncelikle « d evlet-üstü »lük teorisinde ifadesini bulmaktad ı r. Bu teori, d ünyaya Birleş i k Amerika ile Sovyetler Birliğinin yön verd i kleri ve i nsa n l ı ğ ı n gelişme ka n u n l a rı n ı n bunları kapsa madığı iddiası ndad ı r. Olaylar ve gerçekler bu temelsiz uyd u rma ları her g ü n ya lanl ıyor. Buna rağ men, sosya l ist ü lkeyi emperya list ü l keyl e ; insanın insa n ı sömürmesin­ den edebiyen kurtu l m uş ü l keyi, yönetim sistemi söm ü rü ve ezgiye dayanan ülkeyl e ; bütün halkları n k u rtuluşunu destekliyen ve desteklemekte olan ü l keyi, m i l letlerarası j a nd a rma kesilen ve tekellerle karagerici lerin yara­ rına çalışan ü l keyle aynı tahtaya koyan bu uyd u rmaların tehlikeli bir karı­ ş ı k l ı k ya rattığ i söz götü rmez. Kend i payı m ıza, bütün gerçek devri mciler g i bi, biz de, Sovyetler Birl iği ile Amerika Birleşik Devletlerinin her ne biçimde o lursa olsun bir tutul ­ m a s ı n a kesinl ikle ka rşıyız. Sovyetler Bi rliğ i n i n kısa bir ta rihsel s ü re içinde zeng in bir mem leket h a l ine gel mesinden ötürü duyd uğumuz büyük sevinci de g izlem iyoruz. Bu ulaşım, işçi sınıfının veya diğer halkları n söm ü rü l mesi son ucu d eğ i l, feda kô rca çalışma ve muazza m çabaları n sonucu d u r. Bu da, ya lnız bizim mem leketimiz g i bi yüzyı l la r yılı s ü regelen derebeylik ve söm ü rgeci l i k ezgisi koşulları n ı n sebep olduğu gerika l m ışlığın acısını çeken memleketler için değ i l, daha yü ksek bir gelişmeye u laşabiimiş ü l keler için de özenilmeye değer bir örnektir. Biz Sovyetler Birliğ inin güçlü ve sa rs ı l ­ m a z bir devlet olmasına, emperya l izme göğ üs geren başlıca kuvvet haline gel mesine seviniyoruz. Ve bundan ötü rüd ü r ki, anti-komünizme kes i n l i kle karşıkoyuyor ve onun her biçimine ve bel irtisine karşı m ücadele ediyoruz. 171 Barı,ın ve ileriliğin güçlü etkeni irac iskenderi i ra n H a l k Partisi B i ri nci Sekreteri Son e l l i yılın en öneml i d ünya olaylarının bilimsel tah l i l i Sovyet devle­ ti n i n kuruluşunun ve SSCB'ndeki sosya lizmin kuruluşu tecrübesi n i n u lus­ lara rası büyük önem i n i söz götü rmez biçimde ispat etti. Bu tecrübe, top l u m u n büyük toprak sa h ipleri ve büyük sermayeciler olmadan da var ola bileceğini, iktidardaki işçi s ı nıfının m e m leketi yöne­ tebilecek, ul usal ekonom iyi yönetebi lecek ve emekçi h a l k ı n bağrında g izli sayısız kabil iyetleri a rayıp teşvik ederek yen i b i r kültür yaratabilecek d u ­ rumdo olduğunu protik olara k ortoya koydu. Tari h i n bu i l k i şçi iktidarı, geçmişin sayısız devrimci hareketleri n i n hatalarından kaçınmayı başar­ d ı ktan sonra, devrim i n a ktif d üşmanlarına karşı kesin ted birler a l makta tereddüt etmedi ve aynı zamanda emekçi ler için geniş b i r demokrasi sağ­ ladı. Sovyet devleti tecrübesi, kapita l izmden sosyal izme geçilebil mesi için proletarya d iktatörl üğünün şu veya bu biçimde m utlaka gerekli olduğ u n u inkôrı ola naksız b i r s urette ispatla d ı . Oktobr Devri m i'nden sonra dünya n ı n bu uçsuz-bucaksız ü lkesinin işçi sınıfı yönetici sınıf o l d u, m i l letlerarası emperyalizmin plônJarı n l bozg una u ğ rattı, kend i eğemenliğini g üçlen d i rd i ve eşsiz bir enerjiyle sosya l ist top­ lum kuruculuğuna g irişti. Bütün bunlar ulusla ra rası proletarya n ı n sosya­ l ist bilincini a rtırd ı , devri mci môneviyatını, kendi güçlerine ve zaferine inancın ı yükseltti. Sosya l iz m ve kom ü n iz m fikirleri emekçi yığ ı n l a rı a rasında d a h a d a yaygı n laştı ve işçi s ı n ıfı politik bakımdan daha bilinçli ve daha savaşkan b i r nitelik kaza n d ı . Sovyet i ktidarı Rusyada u l usal ezgiye son verdikten v e Çarl ı ğ ı n e s i r ettiğ i halkla rı kendi devletlerine sahip, politik bakımdan eşit h a k l ı v e h ü r halk­ lar durumuna y ükselttikten sonra, onlara, kapita l izmi atlıyarak, ekonom ik, sosyal ve k ültürel a l a n l a rdaki geri l iklerini giderip kalkınma la rı olanağını da sağladı. Çok u l uslu Sovyet devletin in k u rulması sömürge ve bağ ı m l ı memleket­ ler halkları n ı n devrimci m ôneviyatını yükseltti ; bu halklar emperya l izmin boyunduruğundan k u rtulmanın pratik olara k m ümkün olduğunu gördü ler. Dünya n ı n i l k sosya list devleti, ezgi a ltındaki bütün halklar içi n tükenmez bir m oral ve politik enerji kaynağı old u ; Orta Asya ve Transkafkas halk­ l a rı n ı n proletarya iktidarı yıl larındaki ekonomik ve kültü rel gelişmeleri de esinleyici bir örnek h izmeti görd ü . Partimizin l ra n'la komşu bazı Sovyet c u m hu riyetleri ni y a k ı n geçmişte 772 ziyaret etmiş olan üyeleri, bu c u m h u riyetler h a l kları n ı n ne büyük b i r heyecanla ça lışmakta olduklarını gözleriyle görd ü ler. Oyeleri m izin görüş­ tük ieri sıradan insanlar, m em leketleri n i n ekonomik g ücünün, sosyal ve u l usa l ulaşı m l a rı n ı n, Sovyetler Birliğ i n i n savunma gücünün ve u l uslara rası itibarı n ı n a rtmas ı n ı n ayrı ayrı cumhuriyetlerin tek sosya l ist devlet çerçe­ vesi içinde serbestçe birleşmelerinin sonucu olduğunu haklı bir g u rurla belirttiler. G ü rcista nı ziya ret eden partimiz temsilcisi, bu cumhu riyetin en modern bir sanayie ve yüksek d üzeyde maki neleştiril m iş bir köy ekonom isine sa h i p olduğunu görd ü . Gerçekten d e , devri mden önce h i ç b i r m a k i n e ü retim i o l mıyan G ü rcistan b u g ü n yüksek b i r gelişme d üzeyine ulaşmış b u l u n uyor. Oyle ki, yalnız pek büyük d iyem iyeceğ i m iz Rustavi şehri, çoğ u Sovyet Cu m huriyetlerine ve 44 yabancı memlekete birçok sanayi ü rünü sağ l ıyor. H a len cumhuriyetin 1 1 6 sanayi işletmesi, yabancı firma l a r tarafından verilen siparışleri yerine getirmeye ça l ışıyor. Sosya l i st G ü rcistan yüzyı llar y ı l ı gerika l m ı ş l ı ktan s il kinebilmek için dev adımlariyle i lerledi ğ i bir yol geçti. Yalnız 1 970 yılı sanayi ü retim i n i n 1 9 1 3 yılındakinin 85 m islisine ulaştı ğ ı n ı söylemek bu hususta bir fikir vermeye yeter sa n ı rız. Temsi lci leri miz SSCB'nde ya ptı kları gezide, bazı ları daha kapita l izm öncesi gelişme aşamasında bulunan birçok halkın Ça rlık Rusyası sömürge egemenliği za manından kalma ekonomik ve kü ltürel geri l iğ inin, a ncak ü reti m a raçları üzeri nde toplu msal m ü lkiyet sağ lanması ve tek bir eko­ nomik sistem yaratılması sayesinde n ispeten kısa bir süre içi nde g ideril­ mesinin mümkün olabildiği kanısına va rd ı lar. i ra n' ı n ve üçü komşusu o l a n Sovyet C u'm h u riyetlerin i n gelişmelerine i lişkin veri lerle ya pılaca k basit bir kıyaslama bile, Sovyetler Birliğ i n i n kuruluşundan beri geçi len y o l hakkında açık bir f i k i r vermeye yeterl i d i r. I ra n'da 1 970 yılı nda a d a m başına elektrik enerjisi üreti mi 2 1 0 ki lovat­ saat iken, aynı yıl içinde Azerbaycan Sovyet Sosya l ist Cumhu riyeti'nde adam başına 2.300 kvst, Taci kistan'da 1 . 1 00 kvst, Türkmenista n'da da 800 kvst elektrik enerj i s i üretilm iştir, 1 970 yılı nda Sovyet C u m h u riyetleri nde herkes için zoru n l u orta öğ ren i m uyg ulanırken, I ran'da 1 5 yaşından küçük 8 m i lyon çocuk okul-dışı kal d ı - . lar. 30 mi lyon nüfuslu I ran'da yü ksek öğ renime devam eden gençlerin sa­ yısı 50 bini geçmezken, toplam nüfusu a ncak 12 m ilyon u bulan dört Sov­ yet Cumhuriyetinde - Azerbayca n, Ermenista n, Türkmenistan ve Tacikis­ tan - 1 970-7 1 yılında yüksek okul/ara 200 binden fazla genç devam ed iyordu , U l usal soru n u n çözümünde Lenin prensiplerin i doğru biçimde uyg u l ı ­ y a n , u l us lara rası a l a nd a söm ü rge v e bağ ı m l ı hal kları a ktif olara k destek­ liyen SSCB emperya l izme k a rşı savaşa n l a rı n sağlam desteğ i oldu. Onun bu tutum u çıkarcı hesaplara değ il, ezgi a ltındaki halkların a nti-em perya773 list m ücadelesi ile m i l l i ve somurgeci ezg ı n ı n her türüne karşı ol'an sos­ ya l ist ideoloj isi a rasındaki derin bağ lantı temeline dayanıyor. Sömürgeciliğe ve yen i -sömürgeciliğe karşı m ücadele eden Sovyetler Bir­ liği ve öteki sosyalist ü lkeler, bir ya ndan da harp teh likesinin g iderilmesi için çalışıyorlar. Son y ı l ları n ol,ayları, emperya lizmin hal kla rı kölel i k ve ta l a n boyund uruğ una vurma p l a n larını suya d üşürmede en güçlü etken olara k Sovyetler B i rl i ğ i n i n oynadığı rol ü tekrar ve en inand ı rıcı biçimde ortaya koymuş b u l u n uyor. SSCB tarafı ndan i leri sürülen, SBKP Genel Sekreteri L. i. Brejnef yolda­ ş ı n Sovyet Send i ka B i rl ikleri Kon g resinde 20 Mart 1 972 günü yaptı ğ ı ko­ nuşmada beli rttiğ i üzere Asya 'da kolektif güve n l i k sağ lanmasını d a öngö­ ren Barış Progra mı bu kıta halkları n ı n el bette büyük ölçüde d i kkatin i çek­ mekted i r. Sovyetler B i rl i ğ i n i n bu inisyatifi, onun barışı koruma yolunda sadakatle uyg u ladığı Leni nci pol itikası n ı n bel irti lerinden biri d i r. Ve bu politika" u l usal bağ ı msızl ı k, barış ve ileri l i k uğrunda savaşmakta olan Asya ha l kları için çok değ erli bir destektir. Em perya list çevrelerin Sovyetler Birliğ ine ve kom ü n izme karşı şiddetli bir propaganda yürütmelerinde şaş ı lacak bir şey yoktur. Anti -komünizm ve anti-sovyetizm, em perya l izmin elinde, u l usal kurtuluş hareketi ni parça­ lama ve baltalama a raçla rıd ı r. Em perya lizmin ajanları, halkların bağ ı m ­ sızl ığını v e ilerici emel lerin i gerçekten tehdit eden entrikaları n ı , bu araç­ ları n yard ı m iyle, Asya, Afrika ve Latin Amerika halklarından gizlemeye çalışıyorla r. Yeni-sö m ü rgeci ler, halklar a rasındaki birliği bozmak ve ulus­ lara rası daya nışmayı sarsmak maksad iyle, zararı g itg ide daha bel irli bi­ çimde hissed ilen m i l l iyetçi ideolojiden de yararla nma çabasındadıriar. Sovyet halklarının sosyal izm kuruluşunda çeşitli u l usları n eşitliğine, tek top l u m ve tek sosya l ist devlet içindeki kardeşl i k birliğine dayanan ta rihsel zaferi ve komünizm yolundaki büyük başa rı l a rı bütün insa n l ı ğ ı n i leri hare­ keti için güçlü bir etkendir. Bundan ötürü, Lenin'in yüce partisine, Sov­ yetler Birliği Komünist Partisine bağ l ı l ı k, yeryüzünde barış ve ileri l iğ i n en güçlü etkeni olan ilk proletarya devletiyle sağ lam dayanışma her Ma rk­ sist-Leninist için, her kom ü nist için hayati bir gerçektir. Kadınların reel kurtuluş yolu R. Eman «Barış ve Sosyalizm Problemleri » dergisinde isveç Sol (Kom ünistler) Partisi temsilcisi Sovyetler Birliğinde yeni bir ta rihsel insan topl u l uğ un u n doğuşu, .ka d ı n ­ lar i ç i n d e n itel ba kımdan y e n i bir d u rum a n lamındad ı r. Orneğ i n, bundan e l l i y ı l önce feoda l söm ü rücülüğün hüküm sürd ü ğ ü Kazahistan'da, bugün onbinlerce kadın mah a l l i Sovyetlerde halkvek i l l i ğ i görevi a l makta d ı rl a r. H a l k ı n hayatı nda bu d emokrati kleşmenin sebepleri nelerd ir? Sosya l izm üretim g üçlerini m uazzam bir gelişmeye u laştı rıyor. Bu süreç el bette kad ı n la rı da kapsıyor. Bu da onların toplumdaki durumunda d eğ i ­ şimler meydana getiriyor. Zira o n l a r ı n top l umdaki d u ru m u n u ü reti m s ü re­ cinde oyna d ı k l a rı rol bel i rliyor. Kad ı n l a ra hak eşitliği ta nıyan Sovyetler Birliği, onların, a na l ığ ı , evleri n i n d ı ş ı n d a k i ça l ışmayla bağ daştırma ları i ç i n gerekli bütün koşu lları özenle yaratmakta d ı r. 1 970 genel sayı m ı na göre, kad ı n l a r, ü l kede işçi ve hizmet­ I i ler topla m ı n ı n % 51 ' i n i teşkil etmekted i r. RFSSC, Belorusya ve Litva nya'da b u ora n % 52'yi, Estonya 'da ise % 53'ü bulmaktad ı r. Kad ı n ların ü reti me yığınsal olara k katı lma ları, onları n politik ve sosyal alanda a ktif bir eylem göstermelerine temel o luyor. SSCB m a h a l l i Sov­ yetlerinde halkveki l l iğ i sa ndalyeleri n i n % 45,8'i ka d ı n lara aittir. Yüksek Sovyet'te hal kvekillerinin % 31 'i kad ı n d ı r ve bu oran gitgide a rtmakta d ı r. Bu saydı k l a rı m ız, burjuva demokrasisiyle öğü nen ka pita l ist memleketlerin gelişmeleri ni n iteliyen verilerden bir hay l i daha yü ksek göstergelerd i r. SSCB'nde çokçası kad ı n lar, dünya n ı n hiçbir yerinde görü l medi k ölçüde, ateiye şefliği, fa brika ve işletme d i rektörl üğü, kooperatif başka n l ı ğ ı görev­ leri a l ma ktad ıriar. Kad ı nl a r, gerek yönetim i n o rta h a l kasında, gerekse bü­ tün yığınsal örgütlerde çok önem l i bir rol oynuyorlar. 1 968 yılı nda sen d i ­ kaları n fabrika -işletme v e maha l l i komitelerinde 0 11 56 ora n ında kad ı n va rdı . Sosya lizm v e kom ün izm kuruluşu d iya lektiği, kad ı n la rı n yetenek ve ka b i l iyetlerinden daha iyi yararla n ı lmasını gerektiriyor. Daha i leri gelişme s ü reci içinde - dünya n ı n ilerici g üçleri doğ ru bir pol itika temeline dayanan ortak çaba l a rla, kapita l izmi sosya lizmle barış içinde yanyana yaşama p rensiplerine uymak zoru nda b ı ra kabildikleri ta k­ d i rde -, Sovyetler Birliğinde Len in'in çok önem verd iği bir hedefe ulaş­ manın, yani kad ı n ı evdeki « önemsiz » , yıpratıcı ve ü reti msiz emek o>ten (i) aza m i ölçüde kurta rma n ı n maddi koşulları süratle yaratı labi lecektir. (1) V. i. Len in. Bütün eserleri, c. 39, s. 202. 775 Burada hayli deva m l ı bir s ü reç sözkonusu olduğu için, bu dediklerim i , Sovyet bası n ı nda çokça tekra rla n a n b i r görüşle, yani e v emeğ i n i daha fazla «toplumsallaştırma »ya yönelik ça bala rı n yanısıra, bu işin üretimde çalışan karı-koca'lar arasında yeni biçimde ve a rkadaşça böl ü n mesi yö­ n ü nde sürekli çaba l a r ho rco n ması görüşüyle kan ıtlamqktan kendimi 0 1 0 m ıyorum. Büyük Anoyurt H a rbi y ı l l a rında görüldüğü gibi, Sovyet kad ı n la rı, sosya­ l ist sistemin savu n u l ması ve H itlerizmin hezimete uğratı lması davasına çok değerli bir katkıda bulundular ve böylelikle kad ı n ların «zayıf cins» olduk­ ları hakkındaki burj uva efsa nesini de çü rüttüler. Bu efsanenin a macı, kapi­ talist sisteminin, kad ı n la rı n ta m istihdamı problemini çözmekten aciz oldu­ ğ u n u ve düşük konjonktür dönemlerinde işsizl iğ i n acısını en çok kad ı nla­ rı n çektiğini, emek paza rında onları n işgücüne ucuz fiyat biçi ldiğini göz­ lerden saklamaktır. I sveç kam uoyu, kad ı n ları n gerçek hak eşitli ğ i sorunu üzerinde büyük bir d i k katle d u rmakta d ı r. Sol (Komünistler) Partisi, sosya l izm m ücadele­ sinde şu hedefleri bel i rlemiş bulunuyo r : Herkese yararlı bir iş tutma hakkının sağ l a n ması. Kaza nçların etkinl ikle bir h izaya getiri l mesi. Kad ı n ­ lara, toplumsal hayatı n h e r o l a n ı na fiilen katı lma h a k v e olanakları n ı n , aynen erkeklerin koşulları n ı n sağ l a n ması. Kad ı n ı n kurtuluşu sürecinin er­ kekle tom eşitliğe va rdırılması maksadiyle, burjuva körinançlarına ve köh­ nemiş görüşlere karşı kesin bir ideolojik m ücadele y ü rütül mesi . . . Sosya l izmin kurulmasına i l işkin Len i n pren sipleri, kapita l izmden sosya­ lizme geçişi gerçekleştirmeye koyulan bütün halklar için ortaktır. Bu, isveç için sosya lizm yolunun, ya l nızca kapita l izmin genel çel işkilerinin ve halk yığınlarının y ü rüttükleri m ücadeleni n etkisi a ltında oluşm ıyacağı anlamın­ d a d ı r. Bu yol, memleketi m izin, sanayileşme derecesi, sınıf g üçlerin i n bağ ı n ­ tısı, ideolojik v e politik gelenekler v b . g i b i özellikleriyle, ya ni sosya lizm m ücadelesine sahne olan tüm politik d urumla d o şartl ı d ı r. Sosya l izm hakkında reel gerçekliğe aykırı sübjektif haya l lerle oyalanon b i r sürü i n san vardır. Sol (Komünistler) Partisi ile SBKP a rasında 1 972 Ma­ yısında ya pılan ikili gÖrüşmelerle ilgili bildiride partimiz reel sosya l izmi savu nduğunu açıklamış bulunuyor. Ve partimiz böylece, yeni toplum dü·· zenine i l işkin bütün temel ö lçütlerin Sovyetler Birliğ i nde billurlaştığ ı n ı ve bel i rd i ğ i n i anlamak istemiyen küçü k burjuva a k ı m larından uza k bulundu­ ğunu göstermiş oluyor. Isveç örneğ i eski u lusal devletlerde olduğu gibi, eski söm ü rgelerd e de, halk yığ ı n larının yürüttü kleri mücadele emperyalizme ve sömürü sistemine ka rşı yönelti i m i ştir. Ne yazık ki, burjuva görüşlerine daya nan yanaşı mlar bazan bu soru nların doğru biçimde a nlaşı lmasına engel ol uyor. Neteki m , d ünyada kesin ayrı m çizgisinin « zeng i n » memleketlerle « yoksu l " ü l keler a rasından g eçtiğ i kanısı yayı l m a k isteniyor. 776 Bundan ötürü , Sol (Ko m ü nistler) Partisi XXi i i . Kongresinde görüşü lmeye sunulan program tasa rımızda, d ünyada temel çel işkinin kapitalizm ile sos­ yalizm a rasındaki çelişki olduğu bel i rti l mektedir. Bu tasarıya göre, gelişme halinde k i ü l kelerde görülen yoksul l u k emperya list sömürünün sonucud u r ve emperya lizm z incirleri n i kırmış o l a n sosya l izmde böyle bir yoksu l l uğ u n nedeni yoktur. Prog ra m tasarısında, ilerigelen emperya l ist devletlerin, aynı zamanda Avru pa Ekono m i k B i rl i ği ti pinden bölgesel b l ok l a rın, eski ve yeni biçim söm ürgeci l i k le, açık ve gizli zorla malarla d iğer halklara baskı yaptı kları bel irti lmektedir. Bağ ı m l ı ü l kelerin doğal zeng i n l i kleri ni ta lan edi p tüketen, onları n ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeleri ni köstekliyen ve bu ü l keleri hem yerli asalakları n , hem d e yabancı ezg icilerin çifte boyunduruğuna vurmaya ça lışan sistem sosya l iz m değ i l , emperya lizmin ta kend isid i r. Sosya list devletler bu ezgiye karşı yöneltil m iş u l usal ve sosyal kurtuluş hareketlerinin dayanağ ıdıriar. Progra m tasa rısı, I sveç'i küçük, fakat doymaz bir kapita l ist mem leket olarak, büyük tekellerin kaza nç h ı rsiyle d ü nya paza rındaki mevzilerini ge­ n işletme çabasına düştükleri bir ka pita l ist memleket olara k nitelemekte­ dir. Sermaye i h racı, işletmelerin ve üretimin ya ba ncı ü lkelere a ktarımı bu maksatla ya pılmaktad ı r. En önem l i Isveç i h racat kumpa nya l a rı, ya bancı ü l kelerdeki işletmelerinde, mem leket içindekilerden daha çok işgücü k u l ­ lanmaktad ı rl a r. Isveç devleti, finans kapita l i n i n yabancı ü lkelerdeki operasyonları n ı des­ tekliyor, onlara i h racat kred i leri ve yatı rı m g a ra nti leri veriyor, d iğer mem­ Ieketler tekelcilerinin isveç'te kök sa lma/arı n a ya rdı m ed iyor, isveç ve ya bancı büyük sermayesinin g üçlenmesini a ktif olara k destekliyor. Bu cümleden olarak, Isveç devleti, gelişmekte olan ü l kelerin ta lan ed i l mesin­ de kend isinden önemli ölçüde ya ra rlanılan emperya l ist döviz sistemini dört elle tutuyor, " On'lar K ı ü bü .. n ü n d ü nyada emperya lizmin mevzi leri n i sağ ­ lamla ştırmaya yönelik bir pol itika saptamasına ya rd ı m ediyor. Bu devlet, aynı ıamanda, halkımızın kendi işlerini başınabuyruk olara k çözme hak­ kına karşı büy ü k sermayenin g i riştiği sa l d ı rı la ra katı l ıyor, halkımızın geniş ta bakalarının d i renmesine rağ men, Isveç'in Avrupa Ekonomik Birliği' ne, Avrupa'da tekel lerin dayattığ ı yeni düzene katı l masını sağ la maya ça l ı ­ şıyor. Sol (Komünistler) Partisi, hangi biçimde o l u rsa olsun, Avrupa Ekonomik Birliği'ne katı l maya karşı olduğ u nu, ABD tekellerin i n egemenliğinin b i l ­ hassa a ğ ı r bastığ ı hesa p makineleri ü retimi, petrol işleme, elektro n i k tek­ niği g i b i en ö nemli sanayi kollarında m i l l etlerarası tekel lerin ezg isinin g üçlenmesine karşı olduğunu, tek sözle memleketteki bütün tekellere karşı olduğunu ilôn etmekted i r. Parti, Isveç'in Amerikan doları n ı desteklemeye son vermesinde, ka pi­ talizmin az gelişmiş ü lkelere pençesini açmış olan m i l letlerarası finans ve döviz örg ütlerinden çıkmasında ısra r etmekted ir. Biz Isveç'in mahCıt 777 yard ı m ve destek politikasının, ulusal ve sosyal kurtuluş hareketlerin i ve i lerici rejimii devletleri desteklemeye doğru yöneltilmesin i istemekteyiz. Prog ram tasarısı nda, memleketimiz işletmelerinde çalışan i şveçli ve yabancı bütün işçilerin eylembirliğ i yapmaları gerekliliği önemle bel irti l i ­ yor. isveç işçi h a reketinde, göçmen olara k ça lışanları n sendikal, ekonomik ve kültürel soru n l a rda ta m hak eşitliği için mücadele yürütmenin gerekli olduğu a n layışı g üçlen iyor. Çeşitli mem leketler emekçilerinin m i l l etlerarası tekellere karşı uyum l u bir d i reniş göstermeleri n i n önemi gitgide daha iyi kavra n ıyor. Partim iz, hü rriyet, demokrasi, sosya l izm ve barış için savaşan bütün halklara Isveç emekçi halkının m üttefikleri gözüyle ba kıyor. i sveç işçi sı nıfı n ı n ve h a l k ı n ı n a nti-emperyal i st savaşının o m u rgası, el­ bette, d ü nya emperya l izmi ve onun kalesi Bi rleşi k Amerika ile binlerce bağı olan tekelci sermayeye karşı mücadeled i r. isveç dayanışma h a reketi, her şeyden önce, Çin-Hindi kahra ma n halk­ l a rı n ı , isra i l sa l d ı rısına k a rşı savaşan Arap halkları n ı , Gine-Bisay, Angola ve Moza m b i k yurtseverlerini, u l usal birlik ve hü rriyetleri ni savu nmakta olan i rlandalılan desteklemeye ve o n l a ra yard ı ma yönelti/miş bulunma kta d ı r. I sveç halkı, Sovyetler Birliği ve tüm sosyal ist top l u l u k ü l keleriyle tica ret i l işkileri n i n , teknik ve k ü ltürel m ü badelen i n genişleti l mesinden ya nad ı r. Halkı mız, büyük tekellere ve emperya l ist sa l d ı rısına ka rşı m ücadelede kesin başarılar elde edi l mesi için ça lışmakta, halklar a rasında, egemen l i k hak­ larına sayg ı, işbi rliğ i ve karşı lıklı ya rd ı m temeline dayanan yeni ilişkilerin kuru l ması n ı istemektedir. 778 SSCB tecrübesinin ilkesel önemi Ib. Nör!und Danimarka Kom ü nist Partisi MK Sekreterl iği ve icra Komitesi üyesi SSCB'n i n kuruluşu, sosya lizmin i l k vata n ı olan ü l kede yerleşip gelişme devrin i açtı ve bu suretle d ü nya olayları n ı n gid işi üzeri nde yen i leştirici bir etki gösterd i. SSCB'nin meydana getiril mesi, u l u sa l sorunun i l k sosya list devrim tara­ fından en temelli biçimde çözülmesi anlamına geliyordu. Çizilen ve daha sonra k i yıllard a somut olara k hayata geçirilen siyasi hattın gerçekten ev­ rensel-ta rihi bir önemi va rdı . O a n'a kadar, u l usal problem asla çözüle­ mez sayıl ıyor ve buna halklar a rasında sonu gelmez m ücadele ve düş­ m a n lıkların « doğa l » kaynağı gözüyle ba kıl ıyordu. Sosya l izmin, u l usların geleceğ i n i temi nat a ltına ala bi lecek koşullar ya rattı ğ ı ka bul ed i l miyord u . A m a bug ü n sosya l izmin eylemleri bu g i b i görüşlerin bütün temelsizliğ i n i ispat etm iş bulun uyor. Şu da va r ki, biz bugün, bütün d ü nyada halkların ve işçi sınıfı n ı n m üca ­ delesi için yeni koş u l l a r yaratı lmasında çözüm leyici bir rol oyna mış olan SSCB'nin gel işmesi sonuçla rı n ı ya lnızca kutlamak ve büyük bir takdirle beli rtmekle yetinemeyiz. SSCB'nin kuruluş j ü bilesi, her şeyden önce, Sov­ yetler Birliğinin ta ri hsel tecrü besinden işçi h a reketi nin çıka rabileceği s o nuç/art açıklama fırsatı n ı vermektedir. ­ SSCB'nde u l usal sorunun çözül mesi hiç de basit bir iş değ i l d i . Bu çö­ zü mde, değ işik gelişme d üzeylerinde bulunan, ta rihsel geçmişleri birbiri n ­ d e n ayrı ve dolayısiyle d e gelenekleri v e mônevi hayatları ayrı m i ı o l a n u l uslar a rasındaki i l işkiler sözkonusuyd u. U l usal problem ler, a ncak sosyal i l işkileri Marksizm- Len inizmin saptadığı biçi mde a n layışı kı lavuz edinen, doğrudan doğ ruya a maca yönelik bir ça lışmayla çözülebil ir. SBKP'nin bü­ tün ta ri h i , onun, devri mci öğ retiyi, gerek teorik, gerekse pratik olara k mü­ kemmel biçimde kavrayıp beni m sed iğini gösteriyor. Oktobr Devri m i a ncak Leni n partisinin uzun yıllar süren her yön l ü hazı rl ı k ça lışması sayesinde üstü n gelebildi. Bundan ötürü, SSCB'n i n u l usal sorunu çözümleme tec­ rübesi de, a l a bi l d iğ i ne zengin, çok yön lü ve - bütün elli yıllık süre çer­ çevesinde - gerika l m ı ş l ı k koş u l la rında olduğu g i bi, en büyük gelişme dönemlerinde d e ortaya çıkan problemleri kapsar n iteliktedir. Uluslar a rasındaki i l işkilerin karmaşık ve k ısmen yeni problem leri n i çözmeyi a maçlıyan e l l i y ı l l ı k m ücadelenin böylesine zengin v e geniş tec­ rübesinden, gayet d oğ a l ,o larak, sosya l izmin, devrimci s ü recin önemli gelişme yasal/ık/art hakkında doğru bir a n layışın bel i rmesi gerekl iydi. 779 Değ işen veya yeni koşu llar içinde başarı l ı bir m ücadele yürütebilme k için bu yasa l l ı kların doğ ru biçimde a n laşılması işçi s ı n ı fı için zoru n l ud u r. Ka­ nun/ann ve ilkese/ sonuç/ama/arın karakteristik niteliği, değ işik za man­ larda ve çeşitli koşullar içinde şaşmaz bir kı lavuz hizmeti görmelerinde­ d i r. Uluslararası işçi ha reketi n i n tecrübesi temeli üzeri nde bu g i bi il kesel sonuçlamaları n sapta n ması, çeşitli ü lkeler komünistleri n i n ortak ödevid ir, zira onların uluslara rası işbirliği yalnız ortak eylemler temeline d eğ il, aynı zamanda ortak ideoloji temeline daya n m a ktad ı r. Burada, SSCB'nin elli y ı l l ı k tecrü besinden ç ı kan, bütün hareketi miz için öneml i bazı i l kesel sonuçları sadece saymakla yetineceğ iz : 1 . Bu tecrübe, Marks' ı n u l usal soruna i l işkin olara k yaptığ ı ve Lenin'in em perya lizm koşulla rında geliştird i ğ i teori k değerlemeyi söz götürmez biçimde doğrulamaktadır. Ulusal soruna ilişkin M arksist-leninist teori, SSCB tecrübesi temeli üzerinde daha ileri bir gelişme kaydetmiştir. 2. Bu tecrübe, u l usun kaderine gösteri len gerçek özen ile işçi sınıfı n ı n v e çeşitli mem leketler halkları n ı n uluslara rası tesa nütü a rasındaki kopmaz bağ ı belirtiyor. H içbir u lusa l ödev, enternasyonalizmi küçümseme dav­ ra nışı temeli üzeri nde çözmemez. Hiçbir enternasyonal ödev de, u lusal menfaatler küçümsendikçe, çözülemez. 3. Bu tecrübe, işçi sı n ıfı partisinin, u l usal sorunda iğfal g ücü bil hassa büyük olan oportünist sapmalara karşı uya n ı k o l ması ve müca dele yü rüt­ mesi gerektiğini gösteriyor. Burada hem u lusal nihilizm, hem de ulusal ayrı l ı m yön ündeki sa pmalar sözkonusudur. 4. Bu tecrübe, komü nist partisi n i n ayrı ayrı ulusal g ruplara böl ü n mesine asla imkôn verilmemesi ve genel likle ulusal a n laşmazlıklar yüzünden ko­ m ü nistleri n ortak sı nıfsal pozisyonunun zayıflamasından kaçı nı lması gerek­ tiğ i n i belirtiyor. Bütün bunlar i l kesel sonuçla rd ı r ve her biri ya lnız Sovyetler Birl iğ i ko­ şulları için değ il, genel likle doğ ru ve geçerlidir. Bunların bütün hareketi­ miz için geçerli oluşu, i nsanlığ ı n karşılaştığı yen i ödevlerin çözümünde d e uygulanmış ve doğ rula nmış olmasından ileri gelmektedir. Kısacası, I k i nci Dü nya Ha rbinden sonra bir sosya list devletler topl ulu­ ğ u n u n yaratı l ması, SSCB çerçevesinde bir devletler ittifakı kurulması öde­ vinden farklı, yeni bir ödevdi. Fakat bu ö d ev d e a ncak SSCB tecrübesin­ den çıkan il kesel sonuçlar gereğ i nce ve bu sonuçlar uyg ulanara k çözüle­ bilird i . Bu p rensiplerden ayrılma hal leri daima olu msuz sonuçlar vermiştir. Netekim, Çin liderleri n i n tutum u bu yarg ıyı inand ı rıcı biçimde doğrula­ makta d ı r. Emperya l ist söm ürgecil i k siste m i n i n çöküşünden sonra yeni u l usal dev­ letlerin gelişmesi, Çarlık I m paratorluğunun bir zamanki sömürge bölge­ lerinin geliştirilmesi ve birer Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti haline getiril780 mesi ödevinden fa rklı, yeni bir ödevd i. Fa kat a nti-emperya list u l usal kur­ tuluş hareketi de, SSCB tecrü besinin etkisi olmadan, karşı laştığı karmaşık ödevleri başariyle çözemezd i. Bu tecrü benin, yü ksek gelişimli kapita list memleketlerde sosya l ist devri­ min yolları sorununun işlen mesi ba k ı m ı ndan da önemi vard ı r. Lenin'den sonra, Komintern döneminde ve za manı mızda bütün kapita l i st memleketler komün istleri bu sorunla meşg u l o lmuşlard ı r ve olmaktad ı rlar. Ve bu mem­ leketlerin m ücadelesinde henüz kesin dönüm noktasına ulaşı lmış ol masa da, Ma rksist-Leni nist öğ reti nin uygulanmasında büyük başa rılar elde ed i l ­ m i ş olduğunu görmemek, hata olur. B u dediğ i m izi, Komün ist ve işçi Par­ tileri 1 969 yılı Uluslara rası Danışma Toplantısı'nın doküma nları da d oğ ­ rulamakta d ı r. SSCB tecrübesi deni l ince sözkonusu olan, Sovyetler Birliğinde ya p ı l m ı ş ola n ı n aynen kopya edi lmesi veya başka koş u l la r a ltında meka n i k b içimde uygulanması d eğ i l d i r. Fakat SSCB'nin gelişmesi temeli üzerinde sosya l iz­ min g üçlenmesinin, ka pita l ist memleketlerde işçi sınıfının ve müttefi klerinin mücadelesi için yen i ve daha elverişli olanaklar ya rattığ ı da, gözden uza k tutu l m a m a l ı d ı r. Bu yeni olanaklar da sadece Sovyetler Birl iğinin gücünün artması sayesinde değ i l , aynı zamanda onun gelişmesinin içeriği ve örnek­ fiği sayesinde ortaya çıkm ıştır. işte bundan ötürü, memleketlerimizde tekelci sermayeye karşı müca­ delede meydana gelen yen i koşullardan ya ra rlanma işi, toplumsa l geliş­ menin gene/ kanun/ann! gözönünde bulundurma zorunluğunun her zaman­ kinden daha iyi a nlaşı lmasını gerektirmektedir. Bu ka nunlar kağ ıtta yazılı ol masa do, yine mevcuttur ve onları n en bel irg i n çizgisi onların o rtak karakterleridir. Bunları n küçümsen mesi, şimdi demokratik ve ul usa l istek­ Ierin emperya l izme ve tekellere karşı etkin bir silah haline getiri l mesi için yürütülmekte olan m ücadele koşulları içinde silkilip atı lması, mevcut prob­ lem lerden sapan bir reformist çizgiden yürüme anlamına gelir. Bu do daha somut olara k hep u l usal özel li klere önem vermekte kendini gösteri r ; lakin spesifik ta ri hsel durumlar, temel sosya l yasa l l ı kları hiçbir zaman ortadan ka l d ı ramaz. Da nimarka'da, burjuvazi, sermayenin egemenliğ ini, burjuva demokrasisi, nispeten ilerici burjuva -dem okratik anayasa vb. metotlariyle gerçekleştir­ mede büyük bir tecrübe edindi. Vaktiyle, partimizi terkeden, genel Mark­ sist-Lenin ist tecrübeyi ve öze l l ikle SBKP'nin tecrü besin i reddeden bir g rup n ifa kçı, bir «yepyeni sosya lizm» getirmeyi vaaded iyorl a rd ı . Fakat bunları n görd ükleri destek, Da nimarka'da reformist metotlar ya rd ı m ıyla devlet­ tekel kapita l izmini g üçlend i rme kten başka bir sonuç vermed i. Reddettik­ leri genel prensiplerden biri, reform l a r uğ runda mücadeleye i l işkin Mark­ sist-Lenin ist a n layıştı ; ya n i bu m ücadelede a ncak yığ ı n ların seferber ed i l ­ mesiyle, amaçlanan refo rm ları n devlet-tekel kapita lizmi n i n yara rla nacağı 781 metotlar haline geti rilmesi ö n lenebilir ve bunların köklü dönüşüm lere temel oması sağ lanabi lird i . Gerçekten d e , m em leketi mizde şimdi, Danimarka ' n ı n Avrupa Ekonomik Birliği'ne katı lma çabalarına ka rşı gelişen, u l usal ve a nti- monopolist karak­ i leri sürülen a nti- monopol ist politika g ü d ü l mesi istekleri n i n güçlenmesini tekelci kapita l izminde buna l ı m olayları, tekelci burj uvazi n i n büyük çoğ u n ­ luğ un u n a rtık ellerindeki olanakları u l u s a l temel üzerinde devlet ayar/a­ ması için koruma i l g isini yitird iği ve Avrupa Ekonomik Birl iğ i ' n i n ücretli emek erbabı üzeri nde daha büyük bir baskıyı öngören u l u s-üstü organ­ ları n d a n ve metot/arı n d a n ya rarlanmaya doğ ru yöneld i ğ i sonucunu d oğ u r­ muş bulunuyor. Avrupa Ekonomik Birliği politikacı ları, ul usa l egemen l i k kavra m ı n ı hor gören b i r tutum tak ı n ıyorlar. Işte, 1 972 E k i m ayında ya pıla-. cak u l usal referand umda, Avrupa Ekonomik Birliği'ne katı lma çabalarını suya d ü şürmeyi a maçl ıyan demokratik yığ ı nsa l ha reket bu plônlara karşı cephe a l ıyor. Ve b u hareket, işçi sı n ıfı ve d iğer halk yığ ı n la rı tarafı ndan i leri s ü rü len a nti-monopolist pol itika g ü d ü l mesi isteklerinin güçlenmesini sağl ıyor. Bugün ola nca şiddetiyle devam eden müca delede, kom ü n istlerin büyük bir rol oynadıkları herkesçe ka b u l ed i l mektedir. Bu bizim u l usal soru n u Ma rksçı-Leninci b i ç i m d e anlama m ızdan ötürü m ü m kün olmaktad ı r. Geniş bir savaşkan birl i k yaratı labil mesi için, u l usal ni h i l izmin - gerek sağcı, gerekse « solcu» varyantıyle - s i l k i l i p atı l ması ve u l usal ben liği savu nma süsü veri lerek kapita list sömü rüyü şirin gösterme denemelerinin önüne geçil mesi gerekmektedir. Ve eğ er biz, Avrupa Ekonomik Birliği'nin a lternatifi olarak, bugün Av­ rupa'da devletler-arası eşit haklı işbirliğine dayanan yeni i l işkiler kuru l ­ m a s ı n ı teklif edebi l iyorsak, b u , ya lnız sosya l ist ü l kelerin çağ daş Avrupa üzeri nde gitg ide g üçlenen etkisi n i n ifadesi değ i l , aynı za manda u l usal soru n u n sosya l izm ta rafından çözümünün d ü nyada yeni u l uslara rası i l iş­ ki ler kurulması n ı n m ü m k ü n olduğuna g üven hisleri d oğ u rduğ u gerçeğ inin ifadesidir. Eğe r Batı'da devrimci h a reket bugün henüz a n a hedeflerine ulaşmış değ ilse, bunun hiç d e işçi sınıfı n ı n SSCB'ndeki sosya l izm kuruluşu tec­ rübesini ta h l i l etmekle haddinden fazla uğ raşmasından i leri geldiği söy­ lenemez. Ta m tersine, bu tecrübeyi iyi b i l memek, ça rpık a n la m a k devrimci ha rkete ket vurmakta d ı r. Biz, Sovyetler Birliğinde sosyalizmi zafere u laş­ tı rma mücadelesi tecrü besin i yaymak, genel önemine vaktiyle Len in'in parmak bastığı bu ödevi yerine getirmek için çabaları m ızı daha da a rtır­ mak zorundayız. 782 Enternasyonalizm komünist ideolojisi ve politikasının ayrılmaz bir parçasıdır (Kapanış konuşması) P. N. Fedoseef SBKP MK'ne bağ lı Marksiz m - leninizm Enstitüsü d i rektörü Bugünkü kapita l izmden sosya l izme geçiş devrimsel çağ ında u l usal d üş­ ma nlıkları n ve u l uslar a rasında çatışmaları n ana kaynağ ı olan yeni­ söm ü rgec i l iğ in, u l usal ezg i ve eşitsizliğ i n ortadan ka l d ı rı l ması sorununun tüm insa n l ı ğ ı n sosyal i lerlemesi n i n önem l i bir yanı olduğu herkesçe kabul ed i l mektedi r. U l usal sorunun ö lçüteri ve önemi, örneğ in şu verilere ba kılara k kes­ tirilebi l i r : Bugün yeryüzünde, küçük kabilelerden tutun da nüfusu m i lyonla rı bulan uluslara kadar, 2.000 dolayında çeşitli m i llet va rd ı r. Bütün d ü nyada mev­ cut devletler sayısı 1 S0'den fazla değ i l d i r. H a l k g rupları n ı n °,'0 90' lndan fazlası, çok u l us l u ve çok kabileli devletler kad rosu içinded i rler. Emperyalizm her alanda gericiliği körü kliyerek, gere k ayrı ayrı çok u l uslu burjuva devletleri s ı n ı rları içinde, gerekse m i l letlerarası çapta, ya n i emper­ yalist devletler ile politik ve ekonomik ba kımdan bu devletlere bağ ı m l ı bulunan memleketler a rasındaki i l işkilerde u l usal sorunu keskin leşti rd i . B i z Sovyetler Birliğinde u l usa l soru n u n çözülmüş olmasını h a k l ı b i r memnuniyetle kaydediyoruz. Çeşitli sosya list ül kelerde bu soru n u n çözü m ü d eğişik safha larda bulun uyor. Bu ta ri hsel sü reçte güçlüklerle karşı laşı l ­ m a s ı kaçınılmazdır. fakat genellikle, gerçekten insancıl, gerçekten adil ulusal i l işkilerin gel işti ri lmesinde sosya l ist gelişme yol uyle büyü k bir i ler­ leme kayded i l mektedir. Ve bugün, d oğ a l olarak, d ü nya n ı n çok u l us l u i l k sosya l ist devletinin 50. kuruluş yıldönümü, d ünya kamuoyunun bütün d i kkatini üzeri nde top­ la maktad ı r. Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri Birliği'nin kuru luşu ve başa rı l ı gelişmesi, Büyük Oktobr Sosyalist Devrimi zaferin i n yasal bir sonucu, i n ­ sanlığın ta rihsel i lerlemesinde önemli bir aşa m a d ı r. SSCB'nin va roluşu ve ulaştığı kudret düzeyi. XX. yüzyı lda bütün d ünya devri mci kurtuluş güçle­ rinin ortak başa rıs ı d ı r. Çok u l uslu Sovyet devleti, sosya lizmin son derece karmaş ı k u l usal sorunu kısa bir süre içinde çözme yeteneğ i ne sa hip olduğunu, ya ni söm ü rücü topl u mdan mi ras sın ıfsa l ve u lusal uzlaşmaz çel işkilerin sosyal-politik ve ekonomik köklerini kazıya bildiğini, u l uslar ve halk grupları arasında dost­ luk ve ya kınıaşmayı sağ lıyabildiğini bütün d ünyaya gösterd i. 783 Ça rl ı k Rusya'sı n ı n egemen sı nıfla rı, g itg ide yü kselen devrimci hareket karşısı nda" emekçileri parça layıp dağ ıtmak ma ksad iyle u l usal güvensizlik ve düşmanlıkl a rı ellerinden gelen her a raçla körü klemeye ça lışıyorlard ı. Ulusal ezgi d urmadan artıyor, memleketin merkez ve batı bölgelerinde a rtık kapita l izm yerleşm işken, uza k uc bölgelerinde birçok halkın sosya l ­ ekonomik v e kültürel gel işmede bir h a y l i geri ka lmış olmaları , ataerkil­ sosya l ve feodal top l u m d üzeni aşamalarında bulunma ları yüzünden de daha ka rmaşık b i r hal alıyord u . Sovyet egemen l iğ i daha varl ı ğ ı n ı n i l k g ünlerinden iti baren, ta ri hsel yol­ ları n ı n çeşitl i kesi m lerinde bulunan bütün bu halkları bir dostl uk a i lesinde birleştirmek, hepsine yalnız pol itik-hukuksal eşitlik d eğ i l , aynı za manda eylemde eşitlik sağ la mak, serbestçe gel işmeleri için gerekli olanakları yaratma k g i b i büyük b i r tarihsel ödevl'e karşı karşıya geldi. Bu son derece g ü ç bir ödevdi . Başarıldı. Şimdi bütün cumhuriyetleri m iz yüksek gelişi m l i bir end üstriye, makineleştiri l m iş bir köy ekonomisine ve zengi n bir kültüre sahiptirler. Fakat i l k yıllarda, yolun başlangıcında, h a rp­ leri n yı k ı m ı na uğ ra m ı ş memlekette, özellikle u lu sa l u c bölgelerinde, teknik ve vasıflı kad ro noksa n l ığ ı , hattô i l kel bir a lfabetik bilgiden bile yoksun­ luk bel büküyord u. • Sovyet iktida rı bütün halk güçleri n i ha rekete geti rd i, geri ka lmış kabi le­ leri ve halk gruplarını yüce bir kuruculuğa seferber etti, onlara yeni i me­ ceyi, kolektif çalışmayı, makine kullanmayı ve b i l i m i n başarı ları n ı uygula­ mayı öğ retti. Şimdi, bilimsel-tekn i k devrim koşulları içinde, bu problem lerin çözü­ m ü n ü n büyük bir önemi vard ı r. Em perya list devletler, bilimsel -teknik dev­ rimin ulaşım larından yararlanarak, kend i ü lkeleri n i n emekçilerini sömür­ meye hız veriyor, kurtul uşlarına kavuşmuş, fakat üretim -tekn i k temel ba k ı ­ m ı nda n zayıf memleketleri ekono m i k ba kımdan e s i r etmeye çalı şıyorlar. Biz bu yolda " üçüncü d ü nya » deni len ü lkelerin ne g i b i güçlüklerle kar­ şı laştı kları n ı bil iyoruz .. Komün ist Partisi ve Sovyet devleti, daha sosya l izm kuruluşunun ilk y ı l ­ l a r ı n d a n itibaren, b i l i m i n gelişmesine, Birlik Cumhuriyetlerinde v e mem­ leketim izin d iğer ulusal bölgeleri nde ulusal bilim kadroları yetiştirilmesine büyük bir ilgi gösterd i ler. Bug ü n bütün Birlik Cumhuriyetlerim izde, kendi u lusa l bilim kadroları n ı n d iğer ulusları n bilgin leriyle işbirl iğ i halinde ça­ lıştıkları birer Bilimler Akademisi bulunmasının büyük d iyebileceğ i m bir i l kesel önemi va rd ı r. Bütün cumhuriyetlerde b i l imsel pota nsiyellerin geliştirilmesi, uluslar a ra­ sında sömürücü top l u mdan ka lma ada letsiz işbö l ü m ü ne son vermenin zoru n l u koşuludur; zira bu ada letsiz işbölümü yüzü ndend i r ki, evvelce sömürge veya yarı -sömürge olara k bağ ı m l ı bulunan birçok ulus ve h a l k grupunun kaderi h e p fiziki çalışma, kara işçi l i k olagelm iştir. B u bölge784 lerde bilim ve kü ltürün gelişip yükselmesi, sosya list u l uslar a rasında eko­ nomik, sosya l ve k ü ltürel bera berliği g üçlendirerek, komünizm kuru l uşu süreci boyunca a ra l a rında daha çok ya kın laşma için geniş olanaklar açmakta d ı r. Konferansım ıza katı lanlardan b i rçoğ u, SSCB'nin çeşitl i cumhuriyetlerini gezip görmüşlerdir. Bu yoldaşlar, kon uşma l a rında, Sovyet devletinin u l us­ ların hak eşitl iğ ini sadece ilan etmekle ka lmadığını, evvel ce geri ka l m ı ş yörelerin ekono m i k v e kültürel ka l k ı n masında d a k ı s a bir süre i ç i n d e b ü ­ yük bir başarı v e böylece de hayatı n h e r a l a nında Sovyet halkları n ı n f i i l i eşitliğini sağ ladığ ı n ı en inandırıcı biçimde belirttiler. Bunun, insa n ı n insanı sömürmesine son vermede işçi sınıfı n ı n elde ettiği evrensel-ta ri hi başarı n ı n ya nısıra, sosya l ist demokrasinin ve sosya list h ü ­ manizmin en parlak v e en b ü y ü k u la şımı o l d u ğ u n u söylemek h i ç d e a ba rt­ ma olmaz. U l usal-devlet kuruluşuna i l işkin Sovyet tecrü besinin meka n i k biçimde kopya ed ilmesi el bette doğru o l maz. Fa kat burada söz alan b i rçok yol­ daşın haklı olara k işaret ettikleri gibi, bu tecrübeyi küçümsemekten d e kaçı n ı l ması gerekir. Ç ü n k ü bu tecrübe ya lnız şu veya bu spresifik çizgiyi d eğ i l, u l usal sorunu çözmenin genel yasa l l ı klarını yansıtmakta d ı r. i l k defa o lara k Sovyetler Birl iğ i pratiğ inde uygulanma olanağı bulan Len inci u l usal politika prensipleri, yalnız SBKP'n i n ed i n i m i değ i l , aynı zamanda tüm d ü n ­ y a komün ist v e devrimci-kurtuluş hareketinin ed inimidir. Bir ya nda sosya l izm koş u l la rında ul usa l sorunun çözümü tecrübesi, öte ya nda emperya l izm koşullarında u l usları n a ra la rındaki çelişki lerin kes­ kinleşmesi, u lusların ve a ra l a rındaki il işki lerin gelişmesinin ekonomik, sos­ ya l-politik ve ideolojik etkenlere ne derece bağ ı m l ı olduğunu inandırıcı biçimde göstermiştir. Konfera nsı m ızda, kapital ist d ünyada u l usal sorunun rol ünün giderek arttığından söz eden a rkadaşlarımız doğ ru bir teşhiste bulunmuşlard ı r. Ya p ı l a n konuşmalarda, çözümü halkların hayati menfaatlerini ve kader­ lerini de belirl iyecek o l a n sosya l-politik ödevlerin deri n l i k ve ertelen mez­ liği bütün yönleriyle açıklanmıştır. Bunlar da, her şeyden önce, tekelci ser­ mayenin ezgisine, insa n ı n insanı söm ürmesine ve sosyal eşitsizliğe son verilmesi, topton yıkım ve ölüm ha rpleri teh li kesinin g iderilmesi, doğol · çevrenin daha fazla ki rleti lmesi n i n ön lenmesi sorunlarıd ı r. işte bundan ötürü, u l usal sorun u çağdaş k u rtuluş hareketin i n genel sosyal ödevlerin­ den, emekçilerin sermayeye karşı yürüttükleri sınıf mücadelesinden, sos­ ya l izmin üstün gelmesini ve yerleşmesiııi sağ lama m ücadelesinden kopa­ rı p ayı rma denemeleri temelden yoksun ve tehlikelidir. Çağ ı m ızda halkları n yürüttükleri ulusal k u rtul uş savaşı, yeni tarihsel perspektifle, yen i kapita l ist toplumsa l i l işkilerin yokedilmesi ve sosya l ist toplumso l i l iş kHerin yaratıl masiyle bağ l ı d ı r. 785 Sosya l ist devrim, memleketim izdeki tecrübeni n de gösterdiği üzere, sö­ m ürücü sınıfları, uzlaşmaz sın ıfsa l çel işkiyi yokederken, içsel mantık g ücü kaçı n ı l mazlığı olara k u l usal ezgiye son verme sorun u n u d a çözmek gibi çifte bir ödevi yerin e getirmektedir. Sın ıfsa l ezgiye ve u l usal eşitsizliğe son verme problemleri n i n çözümünün ayrı lmaz bütü n l ü k ve birliğ i proletarya enternasyanalizmi p rensi plerinde ifadesini bulmuştur. Bu prensipler Sovyet ü l kesinde bütün u l uslar ve halk­ lar a rası ndaki dostlu k ve işbirl iğ i i l işki lerine sistemli olara k sindirilmiştir. Sosya list devletin d ı ş pol itikasında enternasyonalizm prensi pleri, sosya list ü l keler a rasındaki işbirliğ i n i n g üçlendirilmesi nde, hü rriyet ve bağ ı msız­ l ı kları uğrunda savaşan halklarla daya nışmada, ulusal kurtuluş m ücadele­ sini desteklemede ve bütün d ü nya emekçileri a rasındaki bağları sağlam­ laştırmada ifadesi n i b u l u r. Biz halklar a rasındaki d os l uğ un, a ra l a rındaki barışın d a sağ lam temel i olduğu kanısındayız. SBKP XXiV. Kongresi n i n ka b u l v e i l ô n ettiği Barı ş Progra m ı , b ü t ü n ilerici g üçlerin g e n i ş v e a ktif desteğ ini görmüş ve bu p rogra m ı n gerçekleşti ri l mesi u l usla ra rası g üven­ l i ğ i takviyenin önem l i etkeni halini a l mıştır. Konferansı mıza katı l a n l a r, Sovyetler Birl i ğ i tecrü besinden ç ı karı lacak başlıca sonucu, sosyal ist devri m i n ve yeni top l u m ku rucu luğunun, u lusal sorunu a rd ı c ı l biçimde çözmenin ö n koşul u ve temel i olduğu gerçeğ inde görmekted irler. Söz a la n l a r, bununla s ı k ı sı kıya bağ l ı bir h ususu, yani u l usal kurtuluşun ve u l usları sosya l ist temeller üzerinde sımsıkı bi rleştir­ menin çözümleyici sosyal gücünün işçi sı n ıfı olduğu hükmünü de önemle bel irtm işlerdir. Büyük ça pta üreti mle bağ l ı alan işçi sınıfı, ya lnızca kapita list toplumsal i l işkilere son veren en devrimci sınıf olmakla ka l m ıyor; b u sınıf aynı za ­ manda, sosya lizmde bütün bir top l umsal ilişkiler s istemini, daha somut bir deyişle, halklar a rasında dostl uk, işbirl iğ i ve karşı l ı k l ı yard ı m i l işkilerini beli rliyen yeni ü retim i l işkileri n i n kurulmasında toplumun en a ktif, yöne­ tici g ücüd ü r. U l usal sorun u çözmek, halklar a rasında yeni tip i l işkiler kurulmasını sağla mak, işçi sınıfı n ı n tari hsel ödevin i n en önem l i sorunlarından biri d i r. Eğer u l usal kurtuluşun ve ulusla rı n a ra la rı nda sıkı bir birlik meydana getirmelerin i n sınıfsa l dayanağı proletaryaysa, Sovyet hQlklarının enter­ nasyonal ittifa k ı n ı n yönetici politik g ücü de Len i n tarafı ndan yaratıl a n proletarya devrim ci partisi, y a n i Kom ünist Partisi olmuştur. U l uslar ara­ sında, h a l k g ru pları a rasında ya kı nlaşma dôvasına, b u parti, ya lnızca program ve ta kti k prensipleriyle değ i l , örg ütselliği, enternasyonalizm pren­ sipi üzerinde kuru l m u ş olmasiyle d e h izmet etmekted i r. Parti, işçi sınıfı n ı n en yakın ve en uzak ödevleri n i n çözümü uğrundaki her günkü mücadelede, çeşitli Irk'lara, u l uslara ve halk g ruplarına mensup emekçileri aynı saflarda pratik olara k bi rleştirmekted i r. Ve bu m ücadele 786 boyunca, proletarya enternasyona l izmi ve halklar a rasında dost l u k fikir­ leri n i emekçilerin bilincine maletmekted i r. Sovyetler Birliği Komün ist Partisi, ya l n ızca bütün u l usları n emekçilerinin fikri ve enternasyonal bir birlikte saf tutm a la rı n ı sağ lamakla d eğil, onları n yaratıcı çaba larını ekonomik ve kü ltürel kurtul uşta ve politik gel işmede örgütlemek ve a henkleştirmek s u retiyle de tarihsel rol ü n ü oynamakta d ı r. Biz u l usal sorunun çözümüne komünist o l mıyan hiçbir partinin katkıda buluna mıyocağ ı iddiası nda değ i l iz. çağ ı m ızda, n ice mem leketlerin u l usal kurtu l uş hareketinde devri mci demokraHar a ktif bir rol oynuyorlar. Çok­ çası, feodal -sosyal i mtiyazı i ta baka l a rla ve yabancı sermayeyle bağlaş­ maya doğru yönelen burj uva m i l l iyetçi partilerinden fa rklı olarak, dev­ rimci demokratlar, ulusal problem lerin çözümünü, gerici rej i m i ere karşı, feodal ve ataerlik-sosya l i l i şkilere karşı, sosyal i lerleme için mücadeleyle m ü m kün görüyorlar. Bazı ulusa l demokratik partilerin, kend i halkları n ı n u l usal kurtu luşu v e u l usal bağ ımsızlığı i ç i n büyük çaba lar harcadı kları herkesçe bilin mektedir. Komün istler, devrimci ve u l usal demokratik par­ tileri n bu yöndeki eylemine büyük bir d eğ er vermekte ve ken d i lerini des­ teklemektedirler. Bununla bera ber, bazı a nti-em pery,a l ist parti lerin bu yol­ dan saptıkları, a nti-kom ü n izm yol u n u tuttukla rı , u l usal kurtuluşun en a rd ı ­ cd savaşçıları o l a n komünistlere karşı baskı yöntemlerine başvurd u kla rı da gözden kaçmıyan bir gerçektir. Burada söz a l a n yoldaşla r, u lusal egoizm ve şovinizmin de sosyal ve u lusa l problemlerin çözüm üyle bağdaşmazlığ ına haklı olara k işa ret ettiler. Bu cü m leden olarak, emekçilerin u l uslara rası daya nışma ve sosya l ist ü l ke­ lerin birl i ğ i prensiplerini yı kmaya ka lkışan Pekin yönetici lerinin büyük dev­ let k u runtu l u şovin ist politikası tüm kurtu luş ha reketi için alabildiğıne teh­ likelidir. Sözl'e rime son vermeden önce, enternasyona l izmin, komün ist ideoloji ve pol itikası n ı n ayrı l maz bir organik parçası olduğunu bir daha bel irtmek isterim. Enternasyonalizm, proletaryanın u l usa l ilişkilerde sınıfsal görüş ve tutumunun ifades i d i r ; e m perya lizme karşı savaşta çeşitli u l usların işçi leri ve bütün emekçileri a rasında sın ıfsa l dayanışma fikir ve h islerinin ifadesi­ d i r. Tarihsel tecrübe, devrimci g ü çlerin başarıları n ı n, a ra larındaki birlik ve kenetli topl ul uğa bağ l ı olduğunu öğ retiyor. Ote yandan, devrimci g üç­ lerin halen boğ uşmakta oldukla rı g üçlükler de, daha ziyade, şu veya bu pa rti n i n ya d a yöneticinin, proleta rya enternasyonalizmi Marksist-Lenin ist prensipleri n i a rdıcd olara k uygulamadaki kusurlarından ve sa pmalardan i leri gel mektedir. Zama n ı mızın koşul l a rında, enternasyona l izm prensipleri, çağ ımızın esas devrimci güçlerinin, yan i d ü nya sosya l ist sistemi, kapita l i st ülkeler işçi sı nıf, ve u lusal kurtu l u ş hareketin i n azam i ölçüde kenetli bir topluluk 787 meydana geti rmeleri n i gerektirmekted i r. Kom ü n ist ve I şçi Partileri U l us­ l a ra rası Da n ı şma Toplantısı n ı n bizler için eylem kı lavuzu olan sonuçla ­ ması bud u r. Sözlerim i bitirirken bir kere daha belirtmek isterim ki, Sovyet yurtta şları, Sovyetler Birliğ i n i n çaba ve baş a rılanna , bizim s ı n ı r-ötesi sınıf kardeşleri­ miz tarafı ndan, sosyal izm prensiplerini ve çağ ı m ızın sosya l ist kaza n ı mlarını savunan bütün d ünya devrimci g üçleri tara fı ndan gösterilen enternas­ yona l desteğe büyük bir değer vermektedirier. 788 Ozgür halkların yolu Sosyalist ekonominin gelişmesi Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetleri Birl iğ i'nin kuruluşundan buya na geçen 50 yıl za rfı nda h a l k i ktisad iyatı n ı n gelişmesini gösteren ra ka m l a r 1 922 1 940 1 970 1 972 ( plan) N üfus (yı lsonunda) m ilyon kişi En önemli sanayi ü rünleri : Elektrik enerjisi (milyar kil ovat) Petrol (a kar halindeki gaz da dahil) (mi lyon ton) Köm ü r (mi lyon ton) Dökme demir (milyon ton) Çel i k (milyon ton) Haddeden geçiri l m i ş siyah madenler (milyon ton) Demir cevheri (mi lyon ton) Asit sülfirik (mi lyon ton) Suni g ü b re (mi lyon ton) Yüzde yüz besleyici madde bulu ndurması hesa bıyla Tesbit ed i l m iş m i kta rlarda K imyevi l if (bin ton) Metal kesme makineleri (bin a det) Otomobil (bin adet) T raktör (bin adet) Biçer-döğer (bin adet) Pa muklu dokuma (mi lyon metre) Ketenli dokuma (milyon metre) Yü n l ü dokuma (m ilyon metre) I pekli dokuma (mi lyon metre) Toz şeker (bin ton) (1) 1 33,5 1 94,1 0,8 48,3 741 850 4,7 31 ,1 353 404 (2) 624 650 1 1 ,3 0,2 1 66 1 4,9 0,3 1 8,3 0,3 1 3,1 0,2 29,9 243,9 85,9 116 92,5 1 95 (z) 92,5 1 26 99,5 210 0,03 1 ,6 1 2 ,1 1 4,0 0,0 0,7 1 3 ,1 1 5 ,9 0,0 3,2 1 1 ,1 0,2 58,4 1 45 31 ,6 1 2,8 55,4 623 65,9 746 202 208 91 6 1 .376 459 478 99,2 1 03 7.839 3.954 7.482 90,8 286 725 802 28,5 1 20 496 547 1 .241 1 .376 1 0 . 221 9.366 434 2,5 210 77,3 2.1 65 e) (1) 1 Ocakta. (2) Ek plôn da dahiL. 789 1 940 1 922 1 972 1 970 (plan) Ba l ı k, yırtıcı deniz hayva nları, balina ba lığı avı ve su ürünleri ü retim i (bin ton) 1 .404 483 7900 8503 En önem l i köy iktisad iyatı ürün leri ü reti m i : hububat (mi lyon ton) Pam u k çırçır (bin ton) Et (milyon ton) Süt (milyon ton) Yük nak/iyatı (her çeşit u laştırma ' araçlarıyla) (milya r ton/kım) Demi r yolu y ü k nakl iyatı (milyar ton/kım) Temel fonların işletmeye g irmesi (mukayeseli fiyatlarla) (milyar ruble) Sermaye yatırımı (mukayeseli fiyatla rla) (milyar ruble) Halk i ktisad iyatı nda ça lışan işçi ve memurları n sayısı (mi lyon kişi) 50,3 1 86,8 9Ş,6 2.237 34 6.890 2,2 4,7 1 2 ,3 24,5 33,6 83,0 27,0 488 3.829 4. 275 1 8,2 41 5 2.495 2.705 0,2 6,0 77,7 0,2 6,5 82,0 92,5 6,2 33,9 90,2 94,9 SSCB halk iktisadiyatInm 1 9 1 3- 1 97 1 ydla rt arasmdaki gelişmesini gösteren rakamlar (1 9 1 3 = 1 ) Gayri safi m i l l i hasıla lJretilen m i l l i gelir H a l k iktisad iyatı n ı n bütün kollarında esas üretim fonları Tüm sanayi üretim i lJretim a raçları üretimi (<< A" g ru bu) Geniş tüketim malla rı üreti m i ( B " g ru bu) Tüm köy iktisad iyatı üreti m i Her çeşit ulaştırma a raçlarıyla taşınan yük 1 950 1 960 1 971 1 940 1 945 5,1 4,2 8,2 21 44 5,3 4.4 8,8 23 49 2,6 2,3 3,3 7,7 13 7,1 15 8,3 21 13 40 99 27 89 230 15 3 4,6 2,7 5,7 1 ,4 0,9 1 ,4 3,9 3,0 5,7 << 790 2,2 15 3,1 32 Dem ir yolla rıyla taşınan yük Sermaye yatırımı Halk iktisad iyatı nda çalışan işçi ve memurların sayısı Emek veri m l i li ğ i (3) Sanayide Köy iktisad iyatı nda Dem i ryol u nakliyatında 1 940 1 945 5,4 4,1 5,7 5,3 2,6 2,2 1 950 7,9 11 1 960 1 971 20 34 37 77 3,1 4,8 7,2 1 9,6 3,8 4,3 5,5 1 1 ,1 1 ,9 1 ,3 2,1 3,5 5,3 2,9 2,0 3,2 b,6 1 1 ,4 Sovyet devleti ekonomisinin gelişmesi değerlen d i ri l i rken onun ta ri h inde aşağı yukarı 20 yılı, yani vata ndaş harbi, yabancı ü lkelerin askeri müda­ ha lesi, ikinci Dünya H a rbinin ve ha rplerden sonra halk ekonomisini ka l ­ k ı n dırma devrelerin i n a l d ı ğ ı gözönünde bulundurulmalıdır. Sosya l ist ekono m i k sistemin üstünlüğü Sovyet Cumhuriyetlerin i n kardeşçe karş ı l ı k l ı yard ı m ıyle ahenkleştirilerek kısa bir süre içinde harabeleri o rta ­ dan kald ırı l m ı ş ve ülke ekonomisinin hızla gel işmesi i m kô n ı n ı sağ l a m ı ştır. Bugün Sovyetler Birliğ i d ü nyada en gelişmiş sanayi ü l ke leri a rasında yer a l m a ktadı r. SSCB sanayiinin üretim hacmi bakımmdan dünyada ve Avrupada yeri 1913 Tüm sanayi ürün leri Elektrik enerjisi Ta bii gaz 1 971 d ü nyada Avrupada d ü nyada 5 4 8 6 Devri m d e n öncesi Avrupada 2 2 2 Rusyada ü reti l m iyordu Köm ür (mal ola rak) Dökme dem i r 6 5 5 4 (3) Bu cetvelde emek veri m l i l iğ in i n y ı l l ı k a rtış h ızı veri l mektedi r. 1 971 yı­ l ı nda 1 saat için emek veri m l i l iğ i 1 91 3 y ı l ı na kıyasla sanayide 29 misli, ta rımda 6 misli, demiryolu nakliyatı nda 17 misli a rtmıştır. Sanayi ü rü n l eri ndeki a rtışın birinci beşyı l l ı kta % 51 'i, ikinci beş y ı l l ı kta % 79'u harp y ı l ları ve dördüncü beş y ı l l ı kta % 69' u, beşinci beş y ı l l ı kta % 6S'i, a ltıncı beş y ı l l ı kta 0io 72'si, yed inci beş y ı l l ı kta °, 0 62'si, seki­ zinci beş y ı l l ı kta % 73'ü ve 1 971 yılınd a % 82'si emek veri m l i l iğ i n i n artması sayesinde sağ lanmıştır. 791 Çeli k Dem i r madeni Kok kömürü Suni g ü breler Asit Sü Ifi ri k Makine i nşaatı ürünleri Ana hatla rda ça lışa n dizel 1 91 3 1 971 d ü n yada Avrupada dünyada Avrupada 5 5 4 4 4 3 2 4 3 2 1 2 1 Devri m d e n önceki ve elektrik lokomotifieri Rusyada Traktörler Ağa ç ma lzeme i h racatı Boy kerestesi Çimento ay n i 1 2 1 üreti l m i yord u Hazı r betonarme konstrüksiyon ve parçaları Pa muklu mensucat Yünlü mensucat Toz şeker (yerli ham madde) Hayvan yağ ı 1 (4) (4) 1 2 5 4 3 2 4 2 (4) 1 (4) 1 1 1 (4) 1 1 (4) 1 SSCB ve ABD ekonomi/erinin 1 951-7 1 yı ll arı arasındaki ortalama yillik gelişme hlZlm gösteren rakkamlar (yüzdelerle) SSCB M i l l i gelir Sanayi ürünleri Tarım ürün leri Her çeşit ulaştı rma a raçlarıyla taşınan yük Sermaye yatırı m ı Sa nayide ça l ı şa n la rı n emek veri m l iliği (") 1 970'ten. 792 ABD 8,5 3,3 1 0,0 4,1 1 ,7 3,9 8,7 2,3 9,6 2,6 6,3 3,3 YENi TOPLUM D\JZENJ N 1 N KAZANıMLARI Sosyalist ekonominin nispi payı (yüzdelerle) \Jlkenin temel ü retim fon ları nda (5) : Büyük baş hayvanlar dahil Büyük baş hayva n lar hariç Milli gelirde ( 5) Sanayi ü rün leri Ta rım ü rün leri (brüt) Parakende tica ret işletmeleri n i n m a l tedavül ü nde 1 924 1 928 1 971 1 937 35,0 35,1 99,0 1 00 58,9 65.7 99,6 1 00 35,0 44,0 99,1 1 00 76,3 82,4 99,8 1 00 98,5 1 00 1 ,5 3,3 47,3 76,4 1 00 1 00 Halkın sınıfsal terkibi (yüzdelerle) Tüm nüfus (ailelerin çalışmıyon üyeleri de dahil) Bu a ra da : i şçi ve memu rl ar Kol hozcu köylüler ve kooperatiflerde birleşmiş za natçılar Kol hoz üyesi ol mıyan köylüler ve kooperatiflere katı ı m ıyan zanatçı lar Burj uvazi, pomeşçik, tücca r ve ağa 1 91 3 1 928 1 939 1 959 1 971 1 00 1 00 1 00 1 00 1 00 1 7, 6 50,2 68.3 80 2,9 47,2 31 ,4 20 66,7 74,9 2,6 0,3 1 6,3 4,6 1 7,0 0,0 (5) Kol hozcu köylülerin, işçi ve memurların şahsi yardımcı tarım işletmeleri d e dahiL. 793 SSCB'nde işsizliğin ortadan kaldmıması iş borsa ları veri lerine göre işsizlerin sayısı (bin kişi) N isan 1 928 Ekim 1 928 Nisan 1 929 Ekim 1 929 Nisan 1 930 Ekim 1 930 1 .576 1 .365 1 .741 1 .242 1 .071 240 1 930 yılı son larında SSCB'nde işsizl i k ta ma men ortadan ka ldırılmıştı r. Halkın maddi durumu ve kültür seviyesinin yükseltilmesi Devri mden önce (191 3 y ı l ı nd a ya hutta ona e n yakın bir yılda yayı nlanan veri­ lere göre) işsizliğin ortadan ka l d ı rı l ­ m a s ı v e h e r ça lışanın orta lama iş gününün kısaltılması itiba riyle sanayi ve kurucul u kta çalışan işçilerin reel gel i rleri n i n a rtışı (191 3 yılı 1) Her çalışan köylü için orta lama olara k reel gelirlerin a rtışı ( 1 9 1 3 yılı 1) Tüketi m m a l la rı sanayi üretiminde a rtış ( B » g ru ­ b u ) ( 1 9 1 3 yılı 1) Toplam Kişi başına Şehi rlerde konut saha la rı toplamı (yı lsonunda) metre kore 1 940 1 965 1 971 2,7 6,4 2,3 7,8 4,6 20,3 32,8 3,9 1 4,0 21 ,3 8,3 = 12 = << = 794 1 80 421 1 .238 1 590 Devrimden önce (191 3 yılında yahutta ona en yakın bir yılda yayı nlanan verilere göre Kişi başına d üşen orta lama konut hac m i (yıl sonunda) metre kare Oğ rencilerin tüm sayısı (milyon olmak) Bu o rad a : Her çeşit genel eğitim okullarında Orta dereceli meslek okulları nda O niversitelerde Deva m l ı ça lışan çocuk bahçeleri ve çocuk yuvalarındaki çocuklorın sayısı (yı l sonunda) (bin ola rak) Her 1 .000 kişiye d üşen doktor sayısı Her 1 0.000 kişiye d üşen yatak sayısı Orta lama ö m ü r 1 940 1 965 1 971 6,3 6,5 1 0,0 1 1 ,2 1 0,6 47,6 71 ,9 79,7 9,7 35,6 48,3 49,2 0,05 1 ,0 3,7 4,4 0,1 3 0,8 3,9 4,55 1 .953 7.673 9.499 23,9 28 7,9 1 ,8 4,6 13 40 96 111 32 47 70 70 Sovyetler Birliği m i l l i gelirinin dörtte üçü halkın m a d d i ve kültü rel i hti­ yaçla rın ı gidermek için harcanmakta, a ncak dörtte biri sosya l ist üreti m i n gel işti rilmesine v e d iğer genel devlet i htiyaçlarına ayrı lmaktad ı r. Toplumsal tüketim fonlaTIndan halka yaptfon yardım ve gösterilen kolaylıklar 1 940 Top l a m (mi lya r ruble) Kişi başına (ruble) 4,6 24 1 960 27,3 1 27 1 965 41 ,9 1 82 1 970 63,9 263 1 971 68,6 280 795 Toplumsal tüketi m fonları ndan halka parasız eğ itim ve i htisaslaşma, parasız tıp yard ı mı, emekl i l i k maaşı, öğ renci bursla rı, y ı l l ı k izinlerin ·öden­ mesi, sanatoryum ve d i n lerce evleri için parasız veya ind irimli kartlar, çocuk ba hçeleri ve çocuk yuva ları n ı n masraflarını karşı lama ve daha bir­ s ü rü yard ı m sağ lan m a kta ve kolaylıklar gösteri l mektedir. Bundan başka devlet, konut, okul, kültürel, sosyal ve tıp m üesseseleri n i n kurulması için yılda her işçi ve memur a i lesi için orta lama 2 0 0 ruble harca maktad ı r. Kuru/on konutlarm ve konut koşullafını iyileştirenlerin sayısı Devlet, m üessese, örgütler, Meskene kavuşa n­ kolhozl a r ve ha l k ta rafı n- l a rı n sayısı dan k u rdurulan konutlar mi lyon kişi bin adet 1 950 1 .073 5,3 Beşinci beşy ı l l ı kta AIMca beşyıllıkta Yed i nci beşy ı l l ı kta Sekizinci beşyıllıkta 6.052 30,6 1 1 . 292 54,0 1 1 .551 54,6 1 1 .333 54,9 1 966 2.291 1 0,9 1 967 2.31 2 1 1 ,1 1 968 2.233 1 0,8 1 969 2. 231 1 0,9 1 970 2. 266 1 1 ,2 1 97 1 2. 298 1 1 ,4 SOVYET CUMH U RiYETLERi' N i N EKONOM i K VE K O LTlJREK G ELlŞMEŞi Sovyet Cumhuriyetlerinde sanyi üretimi genel hacminin gelişme hızı (1 91 3 796 = 1) 1 970 1 971 1 950 1 960 7,7 13 40 61 92 99 8,7 15 43 62 92 99 1 940 SSCB Rusya SSFC Ukrayna SSC Belorusya SSC Ozbekistan SSC Kazahista n SSC G ü rcista n SSC Azerbaycan SSC litvanya SSC Moldavya SSC yılı 1 965 7,3 8,4 27 41 61 65 8,1 9,3 34 56 1 01 113 4,7 7,8 20 30 41 45 18 57 94 1 46 ' 1 58 16 8,7 40 56 85 5.9 8,3 17 24 33 35 2,6 4.9 27 46 80 87 52 93 1 46 1 66 10 5,8 12 89 1 940 Letonya SSC Kırgızista n SSC Tacikistan SSC Ermenistan SSC Türkmenista n SSC Estonya SSC 1 950 1 960 1 965 1 970 1 971 10 16 26 28 9,9 21 61 1 02 1 88 21 1 8,8 13 38 58 87 95 8,7 22 68 1 07 1 84 201 0,9 2,8 6,7 9,6 22 30 45 50 1 ,3 4,3 15 23 35 38 Sovyet cumhuriyetlerinde taf/m üretiminin gelişme hııı (1 9 1 3 y ı l ı 1 940 SSCB Rusya SSC Ukrayna SSC Belorusya SSC Ozbekistan SSC Kaza histo n SSC G ü rcistan SSC Azerbaycan SSC Litvanya SSC Moldavya SSC Letonya SSC Kırgızistan SSC Tacikistan SSC Ermenistan SSC Türkmenista n SSC Estonya SSC 1 950 = 1) 1 960 1 965 1 970 1 971 1 ,4 1 ,4 2,2 2,5 3,1 3,1 1 ,3 1 ,3 2,2 2,4 2,9 2,9 1 ,6 1 ,4 2,2 2,6 3,0 3,1 1 ,7 1 ,5 2,2 2,5 3,0 3,1 1 ,8 2,4 3,5 4,3 5,5 5,2 1 ,0 1 ,6 4,4 4,1 6,4 6,4 2,5 3,3 4,6 5,5 7,1 6,3 1 ,6 2,1 3,1 3,2 4,0 3,9 1 ,4 1 ,2 1 ,8 2,0 2,6 2,6 1 ,6 1 ,6 2,7 3,8 4,4 4,8 2,4 1 ,8 1 ,4 1 ,9 2,1 2,4 2,0 2,2 3,6 4,6 5,7 5,7 2,5 2 ,6 4,2 5,9 7,3 7,8 1 ,6 2,2 3,9 4,3 5,4 5,2 1 ,5 2,1 2,8 3,5 4,9 5,0 1 ,5 1 ,3 1 ,8 2,0 2,3 2,4 Sosya l ist kültür devrim i SSCB halkları n ı n çok büyük bir başarısıdır. 1 897 yılı sayım ı na göre halkın % 72'si okuma-yazma b i l m iyordu. Orta Asya'da okuma-yazma bilmiyenlerin sayısı % 92-98 idi. Onlarca halkın devri mden önce alfabesi yoktu, bunlar a ncak Sovyet egemen liği y ı l la rı nda a lfa beye kavuştular. Ca h i l l iğ i n ortadan ka l d ı rı l masını öngören ve 1 91 9 yılında yayı nlanan Len i n dekreti genel mecburu öğrenim prensipini yerleştirdi . 20 yıl zarfında 60 m i lyon kişi okuma-yazma öğ rendi. 1 939 y ı l ı say ı m ı ü lkede okuma­ yazma bilm iyenlerin ora n ı n ı n % 1 3'e d üştüğünü, 1 959 yılı sayımı ise SSCB'nde okuma-yazma b i l m iyenlerin ka lmadığını gösterdi. 797 Halkm eğitim düzeyi ve (10 Her 10 1 .000 yaşından yukarı) kişiye düşen mezun sayısı Yüksek okul, lise ve d e n g i meslek okulları 1 939 yılmda SSCB Rusya SSFC U k rayna SSC Belorusya SSC Ozbekista n SSC Kazahistan SSC G ü rcista n SSC Azerbaycan SSC Litvanya SSC Moldavya SSC Letonya SSC Kırg ızistan SSC Tacikista n SSC Ermenistan SSC Türkmenistan SSC Estonya SSC 1 970 yılmda SSCB Rusya SSFC U krayna SSC Belorusya SSC Ozbekistan SSC Kazahista n SSC G ü rcista n SSC Azerbaycan SSC Litvanya SSC Moldavya SSC Letonya SSC Kırg ızistan SSC Tacikistan SSC Ermenista n SSC Türkmen istan SSC Estonya SSC 798 Bunlard a n Yüksek okul Lise ve dengi meslek okulları 1 08 8 1 00 1 09 9 1 00 1 20 8 112 92 5 87 55 4 51 83 6 77 1 65 15 1 50 113 10 1 03 81 3 78 57 4 53 1 76 9 1 76 46 3 43 40 3 37 1 28 9 119 65 4 61 1 61 10 1 51 483 42 441 489 44 445 494 40 454 440 35 405 422 458 36 468 35 433 554 73 481 471 44 427 382 35 347 397 29 368 517 46 471 452 35 41 7 420 29 391 51 6 57 459 475 33 442 506 47 459 Bu beşyıl l ı kta Sovyetler Birl iğ inde zoru n l u orta öğrenime geçis ger­ çekleşecektir. Sovyetler Birl i ğ i yüksek l ise okulları n da k i öğ rencilerin sayısı Avrupa'daki bütün kapita list ü lkeleri öğrenci lerin i n sayısından iki misli dCı ha fazlad ı r. Sovyetler, Birliğ i, Amerika B i rleşik Devletlerine kıyasla 4 defa daha fazla d i p lomalı m ü hendis yetiştirmektedir. Yeryüzü ndeki bütün i l i m işçi lerin i n d ö rtte biri Sovyetler Birliğ i vata n ­ daşıdır. Birlik cumhuriyetlerinde bilim enstitüleri ağı ve buralarda çalışan bilim işçilerinin sayısı (1 970 y ı l ı sonunda) Tüm b i l i m enstitüleri (yüksek oku l l a r d a d a h i l) SSCB Rusya SSFC U k rayna SSC Belorusya SSC Dzbekista n SSC Kazahistan SSC G ü rcistan SSC Azerbaycan SSC litvanya SSC Moldavya SSC Letonya SSC Kırg ızista n SSC Ermenistan SSC Türkmen ista n SSC Estonya SSC Bilim Bun lard a n i l m i unvanı adamla rı olanlar Bilim d oktoru B i l i m ler adayı 4.985 927.709 23.61 6 224.490 2.709 631 .1 1 1 1 6. 1 35 1 45.071 782 1 29.781 3.1 23 33.317 1 73 21 .863 425 5.564 1 86 25.244 494 6.907 205 26.802 421 6.272 1 95 20.160 989 5.860 1 40 1 7.082 652 5.346 86 8.978 1 82 2.71 0 66 5.695 113 1 .834 98 8.895 1 75 2.51 7 64 5.867 1 28 1 . 572 1 .364 55 5.076 1 02 97 1 2.808 482 3.346 71 4.707 1 33 1 .61 0 799 Birlik cumhuriyetlerinde öğrenci sayısı (öğ renim y ı l ı başında, bin kişi olara k) Her çeşit genel öğrenim oku l l a rında SSCB Rusya SSFC Ukrayna SSC Belorusya SSC Ozbekistan SSC Kaza h istan SSC G ü rcistan SSC Azerbaycan SSC litvanya SSC Moldavya SSC letonya SSC Kırg ızistan SSC Tacikistan SSC Ermen istan SSC Türkmenistan SSI Estonya SSC 800 Yüksek okullarda Orta dereceli meslek okullarında 1 91 4/15 1 971 /72 1 91 4/1 5 1 971 /72 9.656 49.220 1 27.4 5.684 24.886 86,5 2.607 8.404 35.2 489 1 91 4/1 5 1 971 /72 4.598,6 54,3 4.419,8 2.685.1 35.4 2.624.1 802.7 1 2,5 797.3 1 .863 1 42.8 1 ,4 1 48.9 18 3.407 234,3 0,1 1 67.3 1 05 3.296 200.5 0.3 223,4 1 57 1 .045 89,2 0,5 52,7 73 1 . 503 1 00.1 0,5 70.6 118 581 58,2 1 ,5 65,9 92 804 43.8 0.5 52.4 1 72 358 41 .0 1 .3 38.6 0.3 2.1 7 779 48.9 41 .5 0.4 81 0 45.9 36.0 35 667 54.9 7 585 29.2 92 21 2 3.3 22.0 0,1 48,6 0,2 23.6 28.9 aZEL SAYFALAR Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro üyesi t B i i e n yoldaşa Değerli Bilen yoldaş, Türkiye Komünist Partisi Merkez Kom itesi, doğumunun 70. yıldön ü m ü n ü, bütün Türk komünistleri adına içte n l i kle, h a ra retle kutlar. Haya tı n ı n e l l i yılı halkımızın m i l l i ve sosyal k u rtuluş davası uğrunda çetin şartlar a ltı nda savaşan TKP'nin safl a rı nda geçti. Bu haklı m ücade­ lede güçlü kler, bask ı l a r, terör seni yıld ı rmad ı . işçi sınıfımızın, Büyük Ok­ tobr devrim i n i n ışıklarıyla ayd ı n la n a n savaş yolunda Marksizmi-Leni n izmi, proletarya enternasyonalizmini s'avu ndun. Mil letlerarası komünist hareke­ tinin Leninci çizg isi uğrunda sağ ve « so l " a k ı m lara karşı ama nsızca sa­ vaştı n. Doğumunun yetmişinci yıldön ü m ü nd e Seni, yurdum uzda faşistleşen geri­ cil i kle, onu getiren ve beşleyen em perya lizmle m ücadelenin, barış, demok­ rasi ve sosyal ilerleme dôvası n ı n a ktif bir savaşçısı olara k seıômlıyoruz. Sa na sağlık, TKP'nin, emekçi sı nıfları n ve bütün halkımızın haklı d ôvası için m ücadelede kuvvet ve daha uzun ömürler d i leriz. TU RKiYE KOM O N iST PARTiSi 1 8. 1 0. 1972 M ERKEZ KOMiTESi 801 B u a. y ı n o l a y l a r ı A. S A Y D A N Yurtta • Asgari Dcret Komisyon u 22 Ekim g ü n ü ça l ı şma l a rı n ı ta mamlamış ve asgarı işçi ücretlerini tesbit etmiştir. Bu ücretler bölgelere göre 22 i l e 2 5 l i ra a rası nda d eğ i ş mektedir. Kom isyon asgari ücretler için dört bölge ayı rmı ştır. Bi rinci bölge ista n bul'd u r. Burada asgari işçi ücretleri 25 l i ra olara k tesbit edi l m i ştir. ikinci bölge Ankara, izmir, Kocael i i l leri n i kapsa makta d ı r. Bu bölgede asgari ücret 23,5 l i ra d ı r. O çüncü bölge Anadolu'nun Gü ney Doğu ta rafını kapsa makta d ı r. Bu bölgede a sg'a ri ücret 23 l i rad ı r. Ana­ dolu' nun Doğu ve Kuzey Doğusu ise Dörd ü ncü bölgeyi teşkil etmektedir. Bura d a asgari ücret 22 l i ra d ı r. Asgari ücretleri tesbit eden kom isyon, hükü met, patron ve Türk- i ş tem­ silcilerinden kuru l m uştur. Bu kara rı, çoğ u n l u kta olon hükü met temsilci leri a lm ı ş la rd ı r. Basında belirtildiğine göre, patron temsilcileri asgari ücret­ leri çok bulara k çekimser kal m ı şlard ı r. Fakat bu görünüştedir. Patron tem­ silcileri el atından hükü metin tesbit ettiği asgari ücretleri uyg u n bulmuş­ lard ı r. Türk- i ş temsi lcilerine gelince gazetelerde, hükümet temsilcileri n i n patronla rı n do tasvibi ile a l d ı ğ ı bu kararı « protesto» etmek i ç i n komisyon ça lışma larını terk ettiklerine d a i r bir haber çıktı. Fakat sonradan yayın­ lana n ve komisyonun çal ışmaları n ı ya nsıtan zabıtlardan a n laşıldığına göre, Türk-iş'in istediği asgari ücretlerle, hükümetin dayattıkları a rasınd a yalnız bir lira fark va rd ı r. Türk-iş temsilcileri asga ri ücretlerin 26 ile 23 l i ra olma­ sını istemişlerdi r. B u durum karşısında Türk-i ş temsilcileri n i n komisyon ça­ l ışmalarını terk etmeleri işçi yığ ı n larını o ldatma k için g i rişilen bir göste­ rişten başka bir anlam taşı mamaktad ı r. Bilindiği g i bi Komisyona çağ rıl mayan D iSK, asgari ücretlerin 72, Bağ ı m ­ s ı z i ş ç i Sendika ları Konfederasyonu i s e 7 6 l i ra olmasını istemişlerd ir. • Anayasa M a h kemesinin 1 9 Ekimde açıklanan bir kara rıyle 274 sayı l ı Send ikalar Ka nununun üyel iğe ve aidatlara a i t hükümleri iptal edildi. 1 970 y ı l ı nda Demire l hükümetin i n Sendikalar Kanununda yaptığı değ i ­ şikliklerin başlıca l a rı iptal ed i l mi ştir. Demi rel hükümeti Send i ka l a r Ka­ nununda ya ptı ğ ı değ işikliklerle işçilerin istedikleri send i kayı seçmelerin i engellemek Türk-Iş'in d ışında öteki konfederasyonları zayıflatmak istemiş­ tir. Bunun için d e işçilerin bir sendikadan ayrı l ı p başka sendi ka l a ra geç­ meleri n i g i rift bir form o l i teye bağ lamış, fa brika idarelerine send i ka a idat­ ıarı nı g ü ndeliklerden kesmek yetkisini ta n ı m ı ştı. Bil indiği gibi 1 970 yılının yazında bu değişikliklere karşı Ista n bul ve 802 1 Kocaeli'nde büyük işçi gösterileri yapılmış, Demirel hükümeti Sıkıyönetim ilan etmiş ve birçok sendi kacıyı tutsak ettirmişti. Sendikalar Ka nununu değ i ştiren maddelerin ipta l i için Türkiye i şçi Partisi Anayasa Mahke�esine başvurmuştu. • Türkiye Maden işçi Send ika ları Federasyonu başka n ı Kem a l Ozer Türkiye Kömür ve G a rp linyitleri işletmelerine karşı federasyonun grev kararı a l d ı ğ ı n ı açıkladı. Ozer i şletme idaresinin istenen zamma yanaş­ madığı nı, buna sebep olara k da işletmenin zara r ettiğ ini söyledi. Fede­ rasyon başka n ı bu zararın, büyük işletmelere, tekellere m a liyet fiyatı n ı n a ltında sembolik denecek bir fiyatla kömür veri l mesinden ileri geldiğini belirtti. • Devlet Su i şleri Genel Müdürlüğ ü ile Su- Enerji Gen-iş Sendikası a rası nda sürd ü rülen toplu sözleşme kon uşma ları sona ermiştir. i mza lanan anlaşmaya göre, Devlet Su i şleri Genel M ü d ü rlüğünde ça l ı şan 1 3 bin 500 ' işçinin g ü ndel iklerine 1 1 ,5 l i ra za m yapılaca ktı r. Anlaşma 1 Mart 1 972'den itibaren uyg ula nacaktır. • Türkiye Yapı ve Montaj Send i kası (YMSi- iŞ) in tarsus Kadıncık 2 Ba­ rajı Cebri Boru ve Montaj M ü teahidi Vevey Şi rketi işyeri nde 26 g ü nden beri sürdürül mekte olan grev sona erm iştir. i mza lanan topl u sözleşmeye göre, işçilerin g ü ndel iklerine ilave olara k 2 3 l i ra z a m , 8 l i ra yü ksekl i k za m m ı , 8 l i ra yemek ücreti 3 5 l i ra çocuk parası, % 75 mesai ücreti za m m ı ile doğ u m , evlenme, ölüm yard ı m ı g i bi sosya l haklar da a l ı n mıştır. • Besi n - i ş Send i kası ile Et ve Ba l ı k Kurumu yöneticileri arasında a ltı aydan beri süren toplu sözleşme görüşmeleri ç ı k maza g i rmiştir. Bunun üzerine Send i ka g rev kararı a l m ıştır. Grev, Kurumun, Haydarpaşa, Beşik­ taş ve Zeytin burnu'ndaki işletmelerinde uygulanaca ktı r. Besin-iş Sendi­ kası istanbul Şubesi Başka n ı Mustafa Gü nayd ı n yaptı ğ ı açıklamasında « mecbur edildiği takdird e sendikanın m e mleket ö lçüsünde d e g reve g ide­ ceğ ini, işçilerin sekiz yıl içinde sadece 13 l i ra za m gördü klerini ve hayat paha l ı l ı ğ ı n ı n yükü a ltında ezi l di kleri n i » söyle miştir. Türkiye Lasti k - i ş Sendikası da 1 0 iş yerinde g rev kararı a l mıştır. Sebep, patronları n topl u " i ş sözleşmelerinde işçi isteklerin i kabule yanaşma maları­ d ı r. Sendika saat ücretlerine 3 l i ra zam ya pılmasını, ça l ışma şartlarının iyileştirilmesini ve bazı sosyal haklar istemektedir. Lastik-iş Yönetim Ku­ rulu, grev kararı n ı n a l ı nd ı ğ ı toplantısı nda, Anayasada ya pılmak istenen değ işikliğe karşı olduğunu bel irten başka bir karar sureti ni de kabul etmiştir. • Maden - i ş Send i kası n ı n Ereğ li Köm ü r ve Garp linyitleri i şletmelerinde a ldığı g rev kararı 10 Ekim'de 300 işçinin Ka radon m a den ocaklarına in­ memesi i l e başlam ı ştır. Maden-iş Sendikası ücretlerin a rttırı l masını, çalış­ ma şartları n ı n iyileşti rilmesini ve yeni bir toplu sözleşme imzalanmasını 803 istemişti. Ereğ l i Köm ü r ve Garp Linyitleri Işletmesi bu istekleri, Enerji ve Ta bii Kaynaklar Baka n l ığ ı n ı n d i rektivi ile reddettiğ i nden g rev ka ra rı a lı n ­ m ıştı . G rev hareketine 5 5 bin işçi katı l ma kta d ı r. • i sta n bu l Koç- Holdinge ait Sila htarağa Demir Döküm Fa bri kasında ça l ı şa n 2 bin 200 işçi nin g revi bütün baskı, tehdit ve kışkırtma lara rağmen devam etmiştir. • Kad ı rcık H id ro Elektrik Santra l i inşaatı nda ça lışan işçiler isveç firma­ s ı n ı n yeni toplu sözleşme a nlaşmasına ya naşmaması üzerine g reve baş­ lamışl a rd ı r. işçiler firma n ı n kend i lerine hiç bir sosyal hak ta n ı madığını bel irtm işlerd i r. • Söke Değ i rmenci l i k Şi rketi ne a it un fabrikasında patronun, Gıda-iş Sendikasının istekleri n i kabule ya naşmaması üzerine g rev kara rı alın­ m ıştı r. • Genel - I ş Sen di kası Ankara Beled iyesine ait birçok işyerlerinde grev kararı a l m ı ştır. Kara r a ltı bin işçiyi kapsama kta d ı r. Genel- Iş, işçilerin as­ gari ücretleri n i n a rttı rı l ması n ı, işçi lere yen i sosyal haklar ta n ı n ması"nı ve iş güvenliğinin sağlanmasını, çalışma şartlarının iyileştirilmesini i stemektedir. • Tekel Gıda-Iş Send i ka s ı Bursa'da 42 fırında g rev kararı a l mıştır. Sen­ dikanın Bursa Şubesi Başka n ı ismail Başı büyük, patronları n hükümetin işçi düşmanı tutumundan yararlanarak, işçi haklarını ta n ı maya ya naşmadık­ ları n ı , toplu sözleşme imza l a m a k istemediklerin i söylemiştir. Sendika, g ü n ­ deliklerin, a rtan hayat pa h a l ı l ı ğ ı ile paralel olara k a rtı rılmasını, çalışma şartları n ı n iyileştiri l mesini istemektedir. • Gebze Otomobil-Iş Send ikası da üç aydan beri yü rütülen toplu söz­ leşme konuşma ları n ı n o l u m l u sonuç vermemesi sebebiyle g rev kararı a l ­ m ı ştır. Karar 400 işçiyi ka psa makta d ı r. Gebze Otomobil iş Send ikası n ı n bu g rev kararını desteklemek mak­ sad iyle Muğla şöförleri de boykot kararı a l m ışlard ı r. • Tes-Büro-Iş, Sümerba n k idaresi ile toplu sözleşme görüşmeleri nin, ida renin olumsuz tutum u yüzünden çı kmaza g i rmesi üzerine g rev kararı a l m ıştır. Sü merba n k ı n 274 i ş yeri nde greve gidilecektir. Grev hazırlıkları ile ilgili olara k bir demeç veren sendiko başkan ı özetle şunla rı söylemiş­ ti r : «Sümerba n k yöneti mi ile görüşmeleri Nisan ayından beri sürdürü­ yoruz. Ara mızda a n laşma olmadı. Uzlaştı rma kurul una baş vuruldu. Yöne­ tim, uzlaştırma kurulunun ka ra rı n ı d a kabul etmed i. idare hükümetin işçi düşmanı politikasından ya ra rlanmak istiyor. » '. Türkiye Gazeteciler Sendikası, Eskişehi r Şubesi « Istikla l » ve « M i l l i i rade» gazetelerinde g rev kararı a l mıştır. Bası n iş'ç i leri ücretlerine za m , ç a l ı ş m a şartla rın ı n iyileştiri l mesini ve bazı sosyal hakla r istemekted irier. Top l u sözleşme konuşmalarında olumlu sonuç a l ı n madığı için sendika g rev kararı a l mıştır. 804 .. • Petro l - i ş bir bild i ri yayı nlıyara k « patronları n asgari ücreti paza r l ı k konusu yaptı kları n ı » belirtm iş v e Tek-Gıda-Iş'in aldığı g rev kara rına katı ­ laca kları n ı açıklamıştır. • Türkiye Deri - i ş Send ikası izmir iş yerlerinde grev kararı a l m ıştır. Kara r patronların toplu sözleşme konuşmalarında işçi isteklerine ya naşmaması üzeri ne a l ı n m ı ştır. • Besi n-iş Send ikası n ı n Et ve Ba l ı k Kurumunda a l d ı ğ ı g rev kara rı uyg u­ lan maya başlandı. Uygulanmasından kısa bir za man sonra hükümet g revi 30 g ü n erteled i. Send i ka başka nı Demirkan Tuncay hükümeti n ka rarına karşı Danıştaya başvurulacağ ı n ı açıkladı. • Türkiye işçi Partisi Genel Başka n ı Behice Boran ve parti Yönetim Kurulu üyeleri n i n uzun zamandan beri Ankara 3. Numara l ı Sı kıyönetim Mahkemesi nde süren d uruşmaları sona erd i . Behice Bora n ve 12 yönetim kurulu üyesi 1 2,5-1 5 yıl a ğ ı r ha pse mahkum ed i l d i ler. Behice Bora n ve arkadaşları n ı n mahkumiyet kara rı, gerek ü l kede ge­ rekse d ı ş ü l kelerde işçi ve ayd ı nları m ız a rası nda hiddet uya n d ı rd ı . Çünkü Behice Boran ve arkadaşları yıllarca Anayasayı çi.ğ neyenlere karşı savaş­ mış ve Anayasa n ı n uygula nmasını istemişlerd i r. On yıl kada r faa l iyet gös­ teren işçi Partisinin saflarındaki eylem lerinden ötürü hiç bir kovuşturmaya da uğramamışlard ı r. Lond ra'da, Paris'te ve Batı Almanya'nın değ işik şehirlerinde Türkiye e l ­ çilik v e konsolosl ukları ö n ü n d e i ş ç i v e ayd ı n larımız o ü l kelerin i ş ç i ve ayd ı n la rı ile birlikte protesto gösterileri tertipledi ler. Ankara 3, No. lu Sıkıyönetim Ma hkemesinin terör kararı n ı n yayı n l a n ­ d ı ğ ı g ü nlerde Anayasa Mahkemesinin d e iki kararı açıkla n ıyord u . M a h ­ keme 1 .402 sayılı Sıkıyönetim Ka nununun, yurttaşları 3 0 g ü n göza ltı nda tutmak ve sıkıyönetim mahkemelerin i n sıkıyöneti mden sonra da devam et­ mesi konularındaki hükümlerini ipta l ettiğ i g i bi, Sendikalar Ka nunun b i r­ çok maddelerini de iptal ed iyord u . Anayasa Mahkemesine gönderilen d i lekçelerin a ltında ya lnız Türkiye işçi Pa rtisini n , Behice Boran ve yöne­ tim kurulu üyeleri n i n imza ları va rd ı . • Ankara 2. No. l u Sıkıyönetim Mahkemesinde TDS yöneticileri n i n savunmaları 2 4 Ekim tari hinde deva m etti. 2 4 E k i m g ü n ü TDS Genel Baş­ ka n ı Fa kir Baykurt ve i kinci başka n ı Dursun Akça m savunmaları n ı yaptılar. Yurdun bütün ca n l ı sorunlarını kapsayan bu savunmalardan basın çok k ı sa özetler verd i . Gerek Fa kir Baykurt gerekse Dursun Akça m yu rtsever öğretmenlere karşı işlenen cinayetlerden söz etti ler. Bu ci nayetlerin ceza­ sız kaldıkları nı , suçluların koru nduğ unu, suçsuzla rı n ise bir buçuk yıldan beri zından larda tutulduklarını, ya rg ı landı klarını belirttiler. Onlü yazar Baykurt « gözleri m i n ıŞığ ı bitinceye, parmakıarı m kırılı ncaya kadar yaza­ cağ ı m . Gerçekleri halkıma d uyuraca ğ ı m » sözleri ile savunmasını bağ ladı . • 22 Ekimde Türk Hava Yollarına ait « Truva » adlı bir uçak dört kişi 805 - tarafı ndan Sovya'ya kaçırı ldı. Uça k istanbul Ankara seferini yapıyordu. Uçağı kaçıra n l a r idama mahkum edilen gençlerden Ziya Yılmaz'ın ve daha on iki devrimci gencin serbest bıra k ı lmasını, toprak reformunun ya­ pı l masını, g rev yasa kları n ı n kaldırılmasını istiyorlard ı . Bu ş a rtla r yerine getirilmediği ta kd irde uçağı 72 yolcusu ile havaya uçuracakları n ı söyl ü ­ yorlardı. Olay sı kıyönetim terörü ne karşı bir tepkiyd i. Ama bu gibi yöntem lerle de devrim ha reketine bir katkıda bulunul mayacağı açıktı. Melen hükü meti uçağ ı kaçıra n ların bütün şartlarını reddetti. Verdiği notala rl a d a soru m l uluğu Bulgar h ü kümeti ne yüklemek g i bi mantık dışı bir davra n ı şta bulundu. Bulgar hükü meti verd iği cevapta Me­ len hükü metinin bütün iddialarını reddetti ve sorum luluğun hiç bir türlü temaslara yanaşm ıya n Türk hükümetine ait olduğunu bel irtti. Fakat daha kötü sonuçları n meydana gelmesini engel lemek için elinden geleni yapa­ cağ ı n ı da bel irtti. Bulgar hü kümetinin gayreti ile uçağı kaçıra n l a r bir müddet sonra yol ­ cuları v e uçağı serbest bıra ktılar v e Bulgar maka m larına teslim oldula r. • 21 Ekim günü i stanbul Sıkıyönetim Komuta n l ı ğ ı n ı n ka ra rıyle, d ü n ­ yaca ta n ı n m ı ş yaza r v e gazeteci i l han Selçuk, i l hami Soysa l tutsak ed i l ­ di ler. Tutuklamaların nedeni açıklanmadı. Bir g ü n sonra Ankara Sıkıyönetim Ma hkemesi Anayasa profesörü Müm­ taz Soysalı tutsak etti ve faşist bir b i l i r kişinin ra poruna dayanara k 6 yıl 8 ay a ğ ı r haps'e, iki buçuk yıl da s ü rgüne mahkum etti. • Farsa' n ı n ta n ı n mış burj uva gazetelerinden « Le Monde» 20 Ekim ta­ rihli sayısında Amnesty I nternational ö rgütünün Türkiyedeki işkencelerle ilgili bir ra poru n u yayı nladı. Ra porda, sı kıyönetim iktidarla rı n ı n zından­ larında ve işkence odalarında uyg ulanan işkencelerin bir özeti veri l mek­ tedir. Raporda belirti ldiğine göre, sıkıyöneti m zındanlarında en korkunç işkenceler uygulanmakta, kad ı n l a rı n ve erkeklerin ı rzına geçil mektedir. Elektrik cereya n ı uyg ulamak, psikoloj i k işkence yapmak, tutukluları n en ya k ı n l a rı n ı da tutuk l u l a rı n gözü önünde işkenceye ta bi tutmak, tutuklu­ ların gözü önünde başka l a rına işkence yapmak g i bi barbarlıklar günlük olaylar haline gel miştir. Amnesty i nternational örgütü bu ka n ıya güveni l i r belgelere daya narak gelmiştir. • Strazburg'ta bulunan Avrupa Konseyi parla mentosunda da Türkiyede sıkıyönetim zindanlarında uyg ulanan iş�enceler söz konusu oldu. 25 Ekim tari hli « Le Monde» gazetesinin açıklad ı ğ ı na göre, Starzburgda top lanan Avrupa Konseyi parla mentosunda söz alan Hollanda işçi Partisi temsilcisi Denkert, Tü rkiyede on sekiz ayda n beri uyg ulanan sıkıyöneti m idaresinde insa n hakları n ı n çiğnendiğ i ni söylemiş, Yunanista n ' ı n Avrupa Konseyinden çıka rı l masını gerektiren şartları n Türkiyede de meydana gel806 .. diğini söylemiştir. Denkert, Avrupa insan Hakları Anlaşmasına saygı gös­ termesi için Türk hükü metine baskı ya p ı l masını do önermiştir. ate yandan Norveç Işçi Partisi m i l l etvekillerinden Bayan Aasen de Tür­ kiyede resm i m a ka mıarın terörcülüğe karşı savaşmak bahanesiyle, bütün halka karşı gi riştikleri terörü yerm iş ve Türkiyedeki d u ru m u i ncelemek üzere Konseyden bir komisyon u n Türkiyeye g itmesini teklif etmiştir. isveç delegesi Ahı mark bu teklifi desteklemiştir. Tü rkiye Pa rla mentosunu Avrupa Konseyinde temsil eden MGP Genel Başka nı ve Başbakan Melen'in en ya kın a rkadaşı Feyzioğ lu konuşmacı­ lara verd iği cevapta kon kre delil lere daya nan suçlamalara karşı demagoji yapmış, bazı provokatörlerin eylemlerini, teröre dayanak olara k göstermeye ka lkışmıştı r. Bu konuşmasıyle de Konseyde bulunanların çoğ unluğunu tatm i n edememiştir. Konsey toplantısında bulunan Dışişleri Bakanı Bayü l ­ ken'in konuşması d o o l u m l u etki yapmam ıştır. Gerek Feyzioğl u gerekse Bayül ken Norveç delegesi bayan Aasen'in durumu incelemek üzere Türkiyeye bir heyet göndermek üzere yaptı ğ ı teklif hakkında susmuşlard ı r. • Maliye Bakanlığı sözcüsü yaptığı bir açıklamada gelecek yıl bütçe­ sinin 65-66 m ilyar l i ra cıvarında olaca ğ ı n ı söylemiştir. Bilindiği g i bi Baş­ bakan Melen gazetecilere, 1 972 bütçesi n i n 16 milyar l i ra açı kla kapa nacağ ı n ı söylemişti. • Ma l iye Baka n l ı ğ ı sözcüsü gelecek yıl bütçesi n i n açı ğ ı hakkında her­ hangi bir oçıklamada bulunmamıştır. Fakat uzmanların bel irttiğine göre gelecek yıl ı n bütçe açığı 20 m i lyarın üstünde olacaktır. • 1 8 Ekim ta rihli .. Cu m h u riyet» gazetesinde Türk iye, Yuna nista n ve i ran'ın ekonomik gelişmeleri hakkında Birleşm iş M i l letler argütü nün hesa p­ ları açıkla n m ı ştı r. Açı klama bu üç komşu ülke hakkı ndaki gel işmeyi şu ra ka m l a rlo bel irtmekted i r : 1 952-54 y ı l larında Türkiye ve Yunanistan'da ada m başına d üşen milli gelir 21 0-220 dola r civarında. Türkiyede adam başına d üşen milli gelir 1 972 yılı nda 350 dolara yükseldi. Yunan istanda ise bu zaman içinde 1 .000 dolara. 9 mi lyon l u k Yunanista n' ı n yatırım mollarına dönük ithalatı 550 m ilyon dolar civa rında. 36 m ilyonluk Türkiyeninse 480 mi lyon dolar civa rı nda. i ron'da ise milli gelir adam başına 429 dolara yükselm iştir. i ra n önü­ müzdeki beş yıl içinde 490 m ilyar l i ra yatı rı m yapacaktır. Türkiye' n i n aynı s ü re içi ndeki yatı rı m l a rı ise 291 m i lyar l i ra civa rında. Birleşmiş M i l l etleri n bu raka mlarına ba kıp da emperyal izme bağ l ı Yu­ nanista n ve i ra n gibi ü l kelerin h ızla ka l kı nd ı ğ ı g i bi bir kanıya ka p ı l mamak gerek. Bu ü l keler, ya l n ız Türkiye'ye kıyasla daha hızlı bir gelişme süreci içindeler. Bunun do nedeni, bu ü l kelerdeki burjuvazi nin, Türk burjuvazi­ sine kıyasla, emperya lizme karşı çıkarları nı daha fazla koruduğudur. Em807 perya lizme karşı d ireniş ora nıyle, gelişme ora n ı birbirinden ayrı l maktadır. Direnme arttı ğ ı oranda gelişme de a rtıyor. D O N YADA • Mısır Başbakanı Aziz Sıtkı 1 6 Ekim ta rihinde Sovyetler Birliğini ziya­ ret etti. 19 Ekim günü ziyaret sona erd i ve ortak bild iri yayı n l a n d ı . Bildiriye göre ta raflar emperya lizmin ve siyonizmin sa l d ı rı l a rına orta klaşa karşı koyaca klard ı r. Sovyetler Birliği Mısır' ı n savunma gücünü artı rmak, ekono­ misini gel iştirmek için yard ı m la rınçı devam edecektir. • italya Başbaka n ı AnderoUi'nin Sovyetler Birliğ i n i ziya reti 27 Ekimde sona erd i . Yayın l a n a n ortak bildiride şu n oktalar va r : iki ülken i n ekono­ mik, k ü ltürel ve politik i l işkileri gel iştirilecektir. Ta rafların dışişleri bakan­ ları a ltı ayda bir bul uşacak ve iki ü l keyi ilg i lend iren konular hakkında fikir değiş tokuşunda bulunacaklardır. • Ortak Pazara üye dokuz ülke devlet ve hükümet başkanlarının top­ lantısı 19 Ekim günü Paris'te başlad ı . i k i gün süren topla ntı sonucunda yayınlanan ortak bildiri d e, 1 980 yılına doğ ru dokuz ü l keni n ta m bir/iğe gidecekleri, 1 974 yılında para birliğinin sağla nacağ ı , bunun için de 1 973 y ı / ı n da ortak bir para fonunun yaratı /acağı bildiri l mekted i r. Ayrıca Orta k Pazar ü lkeleri, ortak üye olan Afrika ve Orta Doğ u ü l keleri ile ilişkilerini de yeniden gözden, geçirmişler, bu ü l keleri sömürmek için yeni söm ü rge­ cilik yöntemleri a ramışlard ı r. Dünya Para Fonu çevrelerinden bu vesile ile açıklandığına göre, Ortak Pazar tekelleri az gelişmiş ü lkelere ya ptığ ı yatı rı m l a rd a dolar başına 2,5-3 dolar kaza nma kta d ı r/ a r. Ekimin 26'sı nda Lüksem burg'da başlıyan Ortak Pazar Mal iye Baka n­ ları n ı n toplantısında ise para birliği, enflasyonu ön leme, tarım ve sanayi m a m u l leri n i n fiyatlarını tesbit konularında anlaşmazl ı klar başgösterdi. Böy­ lece, Paris topla ntısında büyük bir propoganda ile i l ô n edilen anlaşma­ l a rın, genel l i klerden öteye geçmed iği, konkre konular ele a l ı n d ığ ında an­ laşmazlı k ların eskisi gibi hüküm sürd ü ğ ü görül d ü . 808 AY ı N Y O R U M LA R ı Uçüncü be, yıllık plan 26 Ekim'de 3. Beş Y ı l l ı k Plôn M i l let Meclisinde kabul edi lerek resmen yürürlüğe g i rdi. Plôna Mecliste 1 93 m i l letvekili beyaz ay yani kabul oyu verdi . 98 m i l letvekili de karşı oy kulla n d ı . P l ô n böylece AP, M G P oyları ile k a b u l ed i l iyord u . CHP v e DP karşı o y kullandıla r. CH P' n i n karşı o y kullanması, plônın gerici ve büyük çıkar çev­ relerine d a h a geniş menfaatler sağlamasından i leri geliyord u. DP m u ha le­ fetin i n böyle bir nedeni yoktu. Bu pa rtin i n yöneticileri Plô n ı n yerli yabancı büyük çıkar çevrelerine daha büyük vurg u n l a r sağ laması için ça l ı şmışla r, ta rı m böl ü m ü n d e ise büyük topra k beylerin i n çıkarlarını Plôna beyaz oy veren partiler kadar savunmuşlard ı r. Karşı oy vermelerinin sebebi, AP yöneticileri n i n ta rafı nda bulunmamak ve seçim yatı rı m ı ya pmaktı. Mecliste Plôn görüşmeleri s ı rasında en çok AP ve D P yöneticileri ver­ d i k leri önergelerle ve yaptı kları konuşmala rla, yabancı sermayeye ve bu sermayenin yerli uzantısı olan büyük sermaye g ruplarına daha geniş Çı­ karlar ve vurg u n l a r sağ la maya ça l ı ştılar. Bu yönde 1 03 kadar önerge verd iler. Hükü met önergelerden bir kısm ı n ı kabul etti, bir kısmını etmed i. Orneğin, yabancı sermayeye << i h racata dönük olmak şartıyle» Türkiye'de rafineri ku rma k m üsaadesi veri ldi. Yabancı sermaye ayrıca ka ra yolları kura bi lecek. Yol la rı kulla nanlard a n vergi ve h a rç kesebilecek. Birinci ve i k i nci Beş Yı l l ı k Plônlarda, Devlet Sektörün ü n yatı rı m hakkı, büyük özel sektöre kıyasla üç misli fazlayd ı . 3. Beş Y ı l l ı kta i k i sektör bu konuda eşit d uruma getiri l m iştir. Ayrıca hükü met, Ka m u sektörüne yapılan ithalatın, devlet eliyle ya pılması teklifi n i reddetmiştir. Böylece yerli yabancı ithalat­ i h racat şirketleri n i n devlet sektörü n ü n itha lôtı ndan büyük vurgunlar vur­ mak i m kônları m u hafaza ed i l m iştir. Hükü met AP ve DP yönetici lerinin bu yönde yaptığı tekliflerden bir kıs­ mını da « mi l l i menfaatler doğrultusunda bulmadığı için» kabul etmemiş­ tir. Bu konuda da hükü metle AP, DP m u halefeti a rasında danışıklı bir döğ üş ya pıldığını söylemek yanlış ol maz. Çünkü Türkiyede Beş Yı l l ı k Plan­ lar soru n u ele a l ı n ı rken, ü l kenin ekonomik hayatı na hakim olan iki ka n u n u gözönünde tutmadan gerçekleri görmek imkônsızd ı r. 1 . - Yaba ncı Sermayeyi Teşvik Kan u n u 2. Petrol Ka nunu Ya bancı sermaye g ru plarına i mtiyazlar ta n ıya n bu kapitüler ka n u n la r, Birinci ve i k i nci Beş Y ı l l ı k Pla nlara hakim o l m uşla r yabancı sermayeye iş ve yatı rım a l a n la rı açmak konusunda Pla nların boşluklarını dold u rmuş­ lard ı r. Mesela, i l k i k i beş yıllık planlarda, ya bancı sermayeye petrol ve rafineri sanayiinde yatırım yapa bilmesi ha kkında bir hüküm yoktu. Oçüncü Beş Yıllıkta ise << i h racata dönük olmak şartıyle» yabancı sermayeye petrol - 809 rafinerisi k u rm a k yetkisi tan ı nmakta d ı r. Burada Ataş Rafinerisinin varlığı u nutul uyor. Ataş Rafi nerisi Birinci ve i k i nci Beş Yı l l ı k planlar devrinde kuru l muştur. Kura n l a r Ameri kan Kalteks'le ingi liz Şel petrol tekelleridi r. Bu rafineri dışardan h a m petrol geti rir, rafi ne eder, istedi ğ i kadarını iç piyasaya sürer, istediği kadarı n ı d a d ı ş piyasada satar. Hem petrolü ge­ tiri rken olduğu g i bi, işlen m i ş petrolü d ışa rı satarken de g ü m rü kten m uaf­ tır. i praş Rafinerisinde de d u ru m bud u r. Hal böyleyken 3. Beş Y ı l l ı k Pla n ­ d a << i h racata dönük olmak şartıyle» ya bancı sermayeye Türkiye'de rafineri kurmak hakkını tanı mak, ka muoyu ile eğ len mekten başka bir a n l a m ta şı maz. Yabancı Sermayeyi Teşvik Kan u n u n u n öteki adı « Ra ndel K a n u n u »d u r. Menderes devrinde ka n u n tasa rısı Randel a d ı nd a bir Amerika l ı uzma n tarafı ndan hazı rlanm ıştır. Petrol Ka n u n u n u n öteki adı da Corc Bol Ka n u ­ n u d u r. Bu ka n u n u n tasa rısını d a Corc Bol a d ı nda bir Ameri ka l ı uzman hazı rla mı ştır. Ya bancı Sermayeyi Teşvik Ka nlinuna göre, Pla n l a rd a yeri olmamasına rağ men, yabancı sermaye, Ereğ l i Demir Çelikte olduğu gibi demir-çelik sanayiine g i rmiştir. ilôç ve k imya sanayi ine g irm iştir. Montaj sanayii yarat­ mıştı r. Ambalajcı l ı ğ ı getirmişt i r. Kôr transferleri sistemini kurm uştur. Perez ve Çukurova Elektri k Sanayii Anonim Şirketleri örneklerinde olduğu g i bi elektrik santralleri kurma ve elektrik enerjisi ü retme sanayiine yerleşmiş, tir. Ka lkınma ve Sanayi Ba n kası, Dü nya Ba n kası, i ktisa d ı işbirl iğ ı ve Ka l ­ k ı n ma Teşki latı g i bi bankalarla Türkiyenin sermaye v e k red i piyasasına hakim olm uştur. Hattô büyük tarı m işletmelerine g i rdiği g i bi, OYAK ve Karşı l ı k l ı Savunma Ya rd ı m Prog ra m ı gibi holding lerle Harp sanayii ne, silôh tica retine, ordu donatı m ı ve ma lzemesi itha line d e hakim olm uştur. Bunla rdan hiç birinin, ne B i ri nci, ne ikinci Beş Y ı l l ı k Pla nlarda yeri yoktu . 3. Beş Yı l l ı k Plan bu d urumun a ncak bir kısm ı n ı « Iegalize» etm iştir, resm i leştirmiştir. 3. Beş Y ı l l ı k Pla n ı n bu konudaki boşl ukları yine Randel ve Care Bal ka n u n la rı ile dolduru lacak, yabancı sermaye Türkiyedeki eko- . nomik hayatın, istediği, çıkar bulduğu d a lında yerleşmek, ya hut etki a la­ n ı n ı genişletmek olanakları n ı bulaca ktır. 3. Beş Yı l l ı k Plan bu bakımdan, işbirlikçi burjuvazinin, büyük toprak bey­ lerinin emperya lizmle daha sıkı ve daha yakın bir bütü nleşmesi ni öngören, yurdun doğru bir yönde ve yeter hızla sanayi leşmesini ve ka l kı n masını baltalayan politik bir belged ir. DiSK, Maden-iş, Y�I - i ş ve Genel-iş g i bi işçi sendika ları federasyon l a rı yayınladıkları bildirilerle 3. Beş Y ı l l ı k Pla na ka rşı cephe a l m ı şlar ve bu Pla n ı n yurt sorunları n ı çözümleyemiveceğ i n i bel i rtmişlerd i r. Parlamento içinde de, CHP muha lefeti, Pla nı, büyük sermaye g ruplarına yeni yeni çıkarlar sağ ladığı ve halka karşı olduğu için şiddetle yermiştir. 810 Böylece Plana karşı işçi s ı n ıfın ı n ve m i l l i burj uvazi n i n politik a k ı m l a rı a ra · s ı n d a yeni bir paralel meydana gelm iştir. Amerikan emperyalizminin Viyetnam'daki yeni oyunu 26 Ekim sabahı Viyetna m Demokratik Cumhuriyeti devlet radyosu, Va · şington'la varı lan a nlaşmanın metnini Viyetnam ve d ünya kamuoyuna açıklıyordu. Uzun süren konuşmalardan sonra Viyetnam Demokratik Cum· huriyeti temsilcisi Le D ü k Tho ile Amerika Cumhurbaşka nı N ikson'un da· nışmanı ve temsilci Kissincer dokuz maddel i k bir metin üzerinde a n laşmış. lardı. Evvelô ateş kesilecek. Ateş kesten sonra altmış g ü n içinde Ameri· kan ve peyk devletler kuvvetleri Viyetna m'dan çekilecek. Bu a rada üç a k ı m ı temsil eden g üçlerden Sayg on'da bir hükü met kurulacak. Esirler karşı l ı kl ı serbest bırakı lacak. Hükümet c:ı ltı ay içinde genel seçi m leri ter· tipl iyecektir. Genel seçim lerle kurulan h ü kümetin ödevleri nden b i ri, ül keyi kademeli bir şekilde birleştirmek olacaktır. Amerikan ve pey k devlet kuv· vetleri aynı za m a nda Laos ve Kam boç'tan da çekilecek ve bu halkları n da kaderlerin i tayi n etme hakkını tanıyaca ktır. Amerika Birleşik Devletleri Çin·Hindi ya rı m adasında sebep olduğu harp yıkımlarını onarmak için gereken tazmi natı d a ödeyecektir. Bu anlaşma 31 Ekim günü taraf/a rca resmen i mzala nacaktır. Varı lan a n laşmanın metn i özetle buyd u. Fakat Amerika Cumh urbaşka n ı Nikson v e i ktidardaki g rubu a nlaşmayı 3 1 Ekim g ü n ü imzalamıyaca k l a rı n ı , a n l a ş m a d a " üzerinde konuşulaca k daha nokta lar» bulunduğunu yaymaya koyu l d u la r. Oysa taraf/ar bir yıldan fazal bir za mandan beri konuşuyor ve bütün söyleyecekleri ni ortaya koyuyor, beli rttiğ imiz şekilde bir anlaşmaya da va rmışlard ı . Sosya list ü lkeler, d ü nya kam uoyu bu a n laşmaların 31 Ekim· d e m utlaka imza lanmasını istiyordu. Ni kson ve grubunun bu tutu mu, 7 Kasım g ü n ü yapılaca k cumhurbaşka n· Iığı, kısmi parlamento ve eyalet vali leri seçimleri ile yakından bağ lıyd ı . N i kson barışçı görün mek, Viyetnam sa l d ı rısına karşı a l a n Amerikan ka· m uoyu nu kazanmak istiyord u. EI altından Saygon d iktatörünü ve kuklası olan Tiyö'yü kışkırtıyord u. Tiyö, sık s ı k verdi ğ i demeçlerle varı l a n anlaş· maya karşı çı kıyordu. Böylece Amerikan emperya l izmi sa l d ı rıdan yana, oynak ve kaypak pol itikası n ı daha açık, daha onursuz yöntemlerle yü rüt· meye çalışıyord u. 81 1 «Yeni çağ" dan Okuyuculara Saytn Okuyucu/ar, Dergi mize >karşı i stekler g ü nden g ü n e a rtıyor. Ve biz, bun ları e l i m izden geld i ğ i kadar karş ı l a maya ça l ı ş ı yoruz. Okuyucu larımızdan, a d resleri a ç ı k ve d oğ ru olara k yazm a larını, özel l i k l e şehir ve m a h a l l e n u m a ra la r ı n ı titizlikle bel i rtmeleri n i rica ederiz. Ç ü n k ü bu n u ma ra l a rda, genel l i k l e a d reste küçük bir hata, derg i n i n e l i n ize geçmesi ni engellemektedir. Sonra, a d res değ iştiri nce, yeni a d resin izi bize derhal bi ldirmen i z g erekir. Dergiyi a rkad aşlarınız a rasında da ta n ıtma'k ve okutmakla u l usal ve sosyal kurtuluş d ôva m ı z ı n saflarına yen i sava şçı lar kaza nd ı rm ı ş o l u rs un uz. Dergiye henüz a bone ol m ı ya n l a r, a rz u eWkleri tak d i rde, a d resi­ m ize bir mektup yaza ra k i st�kleri n i b i l d i rebairl·er. B u n d a n başka aşağıdaki kita pl a rı ed i n mek i stiyenler de bu d i lek­ leri n i bir mektu p l a adresi m ize yaza b i l i rler. 1 . DAVA V E M O DAFAA (1 951 tevkifleri n d e Türkiye Kom ün ist Partisi yöneti m i n i n başında b u l u n a n Zeki Başlımar' ı n Askeri M a h ­ h e m e ö n ü n d e yaptı ğ ı m ü dafaa), 2. SOVYETLER BiRLiGi K O M O N iST PARTiSi N i N PRO G RAMI, 3. NAZı M H i K M ET, BOTON ESERLERi (Şi m diye ıka d a r 7 cilt çık­ m ı ştır), 4. B i li MSEL K O M O N i Z M, 5. L EN i N (biyografi si), 6. S. Ustüngel'i n Sovyetler Birliğ i'ni a n l ata n « G O N EŞLi DONYA " a d l ı eseri, 7. Ahmet Saydan'tn, Al m a n u l us u n u n soyalist devleti ni bütün yönleriyle ta n ı ta n « ALMAN D E M O K RATi K C U M H URiYETi " a d l ı eseri, 8. BOYOK OKTOBR 50 YAŞ i N DA. Adresimiz : Stredisko pro rozsirova n i tisku, Pra ha 6, Tha k u rova 3, Czechoslovakia Yeni çağ - iÇiNDEKiLER Soyla Sovyetler B i rl iğ i n d e sosyal i z m i n k u ru l uşu tecrübesi ve b u n Ll:l ev­ rensel ta ri h i önemi . 727 Zarodof i nsa n l ı ğ ı n sosyal i lerlemesinde önemli b i r aşama 72'i B. Panomoröf SSCB'n i n kurulması ve gelişmesinin u l uslara rası önemi 731 K. Tel/o/af Eylemde sosya list enternasyona l i z m R . Gü yy o Devri mci sava ş ı n enternasyonal tecrü besine önemli b i r katkı 747 751 B. Aşimaf Ha l k l a rı n ekono m i k ve k ü ltürel eşitsiz l i ğ i n i n g i d eril mesi . 755 A. Bogdoş 759 Proleta rya enternasyon a l iz m i ne bağ l ı l ı k A. Peter 702 ideo l oj i k m ücadelede uzlaşma yoktur . M. Kuliçenka 765 Yeni ta rihsel insan top l u l uğ u : Sovyet h a l k ı A . Yoto 769 E m perya l izme göğüs geren başl ıca kuvvet i. Iskenderi 772 Barı ş ı n ve ileri l i ğ i n g üç l ü etkeni R. Emon 775 K a d ı n l a rı n reel k u rt u l u ş yolu . i. Nörlund 779 SSCB tecrü bes i n i n i l kesel önemi P. fedoseef Enternasyon a l izm komü n i st ideolojisi ve pol itikas ı n ı n ayrı lmaz b i r parças ı d ı r . Ozg ü r h a l k l a rı n yolu . 1 __ 0 z e i Sayf a l a r Bu ayı n olayları Ayı n yoru m l a rı 789 i __ TKP Merkez Kom itesin i n Tü rkiye Komün ist Partisi M K Politbüro üyesi i. Bilen yoldoşa 70. d oğ u m yıldön ü m ü d olayısıyle gönderd i ğ i tebrik mesajı . A. Saydan 783 801 802 809 « Barış ve Sosya l izm Problemleri » dergisi 32 d i l de ç ıkıyor ve d ü nya n ı n her tarafında okunuyor. Fiyatı 1 l i ra