O. Senatosu B : 23 dir. Buna imece suretiyle tarım yapmak derler. Bu tıpkı Roçhdale'daki İngilizce telâffuzu bel­ ki roçdeyl'dir, birkaç fakir isçinin ücretleriyle geçinemediği, sömürü düzeninden kurtulmanın başka çaresini bulamadığı bir dönemde, nasıl bir araya gelip küçücük kooperatifler kurmasiyle kooperatifçilik başlamışsa, Türkiye'de de tarımsal üretimde ferdi üretim biçiminin yanında ne kolektif, ne komünal, ne de başka biçimde arazi mülkiyetini, ya da tarımsal üretim aracı mülkiyetini şahsi mülkiyet dışına çıkarma ama­ cı gütmiyen, çıkarmıyan ve fakat koopere eden; cooperer, operation ameliyat, is, koca beraber­ lik ifade eder. Fransızca bilen arkadaşlarını beni bağışlasınlar. Koopere eden bir sistem var idi. Ama, adı kooperatif değildi de imece idi. Yine de var. Çünkü tarım topraklarının ha­ zırlanmasında, büyük sabanların çekilmesi için 3 çift, 5 çift hayvanın bir araya gelmesi gere­ kir idi. Traktör denen nesneden dünya henüz nasibedar olmamış idi. işte kooperatifçilik dü­ zenini öneren C. H. P. nin naçiz sözcüsü, yahut C. H. P. nin biraz sonra okuyacağım beyanna­ mesinde yazılı üretim biçimi hiç de her hangi bir yerden ithal edilmiş yabancı doktriner bir üretim biçimi değildir. Halis, topraklarımızın içinden çıkmış, halkımızın kendi kendine bul­ duğu bir kooperasyon, bir müşterek üretim - tâbir caizse - biçimidir. Binaenaleyh, Türki­ ye'de tarihî gerçekleri çok iyi bilen, tarihi ya­ pan bir partinin - bir ölçüde - kooperatif düşe­ ninden ne anladığına merak sarmak ciddî ola­ rak bir ruhsal noksanlık oîur. Nasıl merak sa­ rarsınız, bu kooperatiften C. H. P. ne anlıyor diye? Birtakım şüpheler ve endişeler izhar eder­ siniz? O C. H. P. ki, tarih içinden gelen olay­ ları bir araya getirerek, getirerek; getirerek gerçekçi bir ekonomi politikası modeli ortaya koyabilmiş bir partidir. Gelelim demirperde gerisindeki kooperatifle­ rin mevcudiyetinden işkillenerek, gökte bulut var misali, C. H. P. nin önerdiği kooperatifçi­ likte, böyle bir kooperatifçilik olur mu dediği­ niz zaman, büyük bir yanılgıya kendi elinizle düşersiniz. Sosyalist ekonomi politikası, sosya­ list üretim biçimi içinde tüm ekonomi doktrini içinde kooperatifin yeri, anlamı, görevi, yapısı başkadır. Liberal kapitalist yahut karma eko­ nomi düzeni içinde kooperatifçiliğin yeri, dü— 512 7 . 1 . 1971 O : 1 zeni, yapısı, görevi başkadır. Bu ikisinin, güya sözlerinin benzemesinden, ikisinin de aynı ikti­ sadi amacı sağlamak için kurulduklarını, bina­ enaleyh Cumhuriyet Halk Partisinin acaba han­ gisi olabileceğii düşünmek, tekrar ediyorum, kendi eliyle yanılgıya düşmenin tipik örneği­ dir. Bir araç genel ekonomi düzeni içinde ken­ disine verilen amaca yönelir, o amacı tahakkuk ettirirse, o amacın ismi ne olursa olsun, o ge­ nel ekonomi politikası içinde mütalâa edilir. Böyle değerlendirilir, Türkiye'de sosyalist eko­ nomi politikası yahut sosyalist düsen yok iken, sosyalist bir parti olduğunu veya olmadığını söyiiyenler, söyîemiyenler bu meselede sosya­ list ekonomi politikası içinde kooperatif düzeni gereklidir diye beyan etmeden, kitabına yaz­ madan, nasıl olur da kapitalist ekonomi politi­ kası içindeki kooperatifçiliğin, sosyalist ekono­ mi politikası içindeki kooperatifçilikle eş anla­ ma geldiği zehabına kapılabilirsiniz? Efendiler, önemli olan, araçlar değildir, oynadıkları rol­ dür ve hangi genel düzen içerisinde çalışırlar­ sa, onlara ne isim verirseniz verin onların eko­ nomik değerleri, yapıları, görevleri, amaçları başkadır. Karıştırmak bir illettir, bilirim. O za­ man da insan fevkalâde zor duruma dü^er. Ha­ sıl söylersiniz, bunu? Benim sözümden siz alın­ dınız biliyorum. Bak ben ne dedim : «Biz bu Ziraat Odaları Kanununu, özellikle tarımda dü­ zen değişikliği yapmaya yeterli ya da hattâ, iddia ettiğiniz gibi. çiftçi vatandaşı örgütleme­ ye salih ve bu yüzden de çiftçi vatandaşın kal­ kınmasını sağlamıya yararlı bir düzen, bir araç kabul etmiyoruz. Ne var ki.» dedim. - Zabıt ya­ zarları arkadaşlarımdan rica ettim, getirmedi­ ler. - «Ne var ki, 1965 te yetki istiyoruz, «Halk­ tan yetki istiyoruz» ismiyle yayınladığımız be­ yannamemizde gayet açık ve seçik bir ifadeyle ortaya koyduğumuz göûşümüzû ve inancımızı dile getirdim.» Bundan evvelki konuşmaları­ mın birinde; yaygın kooperatifçilik hareketinin gerçekleşme safhasına girmesiyle birlikte Ziraat Odalarının görevi kooperatif birliklerine devre­ dilmelidir» diye bir hüküm koymuşuz. Ve bu se­ bepledir ki, bundan sonradır ki. bugün hakika­ ten arkadaşlarınım birçoklarının dile getirdik­ leri, fakat çok muhterem bir arkadaşımın te­ minat vermesi dclayısiyle üserine gitmediğim şu ödentiler meselesinin de evisviyotle ve tabiatiyle kalkacağını söylemişiz, işte bsn; «Bizim