T. B. M. M. B : 114 fabrika yine eskisi gibi doğayı kirletmeye devam edi­ yor. Yani, denetim yoktur; tesis yapılmış, fakat kul­ lanılmıyor; bunu denetleyen kimse de yok. Bir ara Manavgat Şelalesi üzerine kâğıt fabrika­ sı kurulmaya kalkışılmış, sonra büyük bir çaba har­ canarak bu fabrika Dalaman'a aktarılabilmiştir. Antalya'ya kurulmak istenen geniş organize sana­ yi bölgesi sonradan tahdit edilerek Antalya kurtarılabilmiştir, yani koordinasyon yoktur. İş bilen ve iş bitiren Sayın Başbakan ve onun hü­ kümeti Gökova Körfezinin kalbi olan Kemerköy yör resine Anayasayı, Çevre Yasasının ve tüm uzmanla­ rı ve de kamuoyunu hiçe sayarak termik santral ku­ ruyor. Bütün çabalara rağmen Muğla İli bu akıl dışı icraattan kurtarılamamıştır. Kemerköy'e yapılacak santralın getireceği büyük felaketi, iş işten geçtikten sonra ibretle izleyeceğiz. Çevre Yasasına uymayanla­ rın cezalarını on ila yirmi kat artırarak cezalandıran bu hükümeti acaba kim cezalandıracaktır? Bazan sı­ nır tanımayan bu hükümete dur diyecek bir merci yok mudur? Elbette vardır ve ilk seçimde halk, bu hükümete bir Anadolu tokatı atarak, aklını başına getirecektir. Yüce Meclise saygılar sunarım. (SHP, HDP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Gürpınar. Şahsı adına Sayın Hüseyin Aydemir, buyurun efendim. HÜSEYİN AYDEMİR (İzmir) — Sayın Başka­ nım, yüce Meclisimizin pek muhterem, üyeleri; Ana­ yasamızın 56 ncı maddesi, herkesin sağlıklı ve den­ geli bir çevrede yaşamasının hakkı olduğuna tespit etmiş ve bu arada devlete ve vatandaşlara, çevrenin korunmasını, çevrenin geliştirilmesini, hava, toprak ve su kirliliğine karşı önlem alınmasını vazife olarak vermiştir. Bu bakımdan, Anayasamız, 56 ncı madde­ siyle, bir yandan çevre sorunlarını, çevrenin korun­ masını, çevre sağlığının iyileştirilmesini ve geliştiril­ mesini devlete ve vatandaşlara vazife olarak verirken, öte yandan da herkesin dengeli ve sağlıklı bir çevre içerisinde yaşamasının hakkı olduğunu kabul etmiş­ tir. Bu anlayış, sadece bizim Anayasamızda değil, bütün dünya ülkelerinde de hâkim olmuş ve çevre sorunları, yurdumuzda olduğu gibi, bütün dünya ül­ kelerinde de en büyük ve en önemli gündem madde­ sini teşkil etmiştir. 3 . 6 . 1986 O: 2 risinde yapılanlar ve yapılamayanlar bu 5 Haziran günü - Dünya Çevre Gününde - ortaya dökülecek, toplum olarak, devlet olarak, idare olarak her gün gittikçe büyüyen, büyük boyutlar alan çevre sorunla­ rının çözümü için ne gibi olumlu çalışmalar yapıl­ dığı gözden geçirilecektir. İktidarın, üç yıldan beri çevre sorunlarına yakla­ şımı, hiç de olumlu olmamıştır. İktidara geçtiklerin­ de, kendilerine verilen yetkiye istinaden yaptıkları ilk iş, «Çevre Müsteşarlığını» Çevre Genel Müdürlüğü­ ne çevirmek olmuştur. Ondan sonraki gelişmeler hiç de iç açıcı ve iktidara bu konuda olumlu puan ver­ meye müsait davranışlar değildir. Ancak, bugün memnuniyetle müşahede ediyoruz ki, iktidar, hükü­ metimiz, Çevre Kanununun belirli maddelerini de­ ğiştirmek vesilesiyle de olsa, bu konuya, üç yıllık bir aradan sonra, olumlu bir yaklaşımla ulaştığını gös­ termiş ve böylece bundan sonraki çalışmalar için ümit verici bir ışık yakmıştır. Bu bakımdan, üç yıl aradan sonra Çevre Kanununa ilgi göstermesi, basit bir de­ ğişiklik mahiyetinde de olsa, Çevre Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi amacıyla, esasta altı mad­ delik bir tasarıyla, yüksek huzurunuza, değişiklik tek­ lifiyle gelmesini, bu konuda olumlu bir adım olarak mütalaa ediyor, bu anlayışından dolayı, hükümeti tebrik ediyorum. Sayın milletvekilleri, hızla artan endüstrileşme ve kentleşmenin tabiî bir neticesi olarak, belirli bölge­ lerde yoğunlaşan nüfusun her gün çevre sağlığını de­ ğiştirdiği, toprak, su ve hava kirliliğine sebep oldu­ ğu, toplum sağlığını tehdit ettiği müşahede edilmiş; bununla ilgili çok yönlü, çok boyutlu tedbirler alın­ masına lüzum görülmüş ve bunlar uzun vadede her ülke için planlama konusu olmuştur. Ancak, Orman Kanunundan Su Ürünleri Kanununa kadar her ka­ nunda mutlaka çevre sorunlarıyla ilgili bir sorun mev­ cuttur. Bütün bu sorunlara teker teker ve kendi ko­ nusu içinde değil, bütün olarak ele alıp, çevre konu­ larını bir bütün görüş içerisinde mütalaa edip, plan­ lı ve sürekli tedbirlerini almak mutlaka gerekmekte­ dir. Huzurunuza getirilen 'tasarıyla Çevre Fonundaki gelinlerin birkaç ımisli artırılması ve ayrıca çevre so­ runlarıyla ilgili yapılan fiillerden ceza alınması ko­ nusundaki, ceza maddelerinin artırılması gibi basit 'bir değişikliğin ötesinde, anlayış olarak, bu konula­ İki gün sonra, yani 5 Haziran'da, yurdumuzda ra yeni bir istikamet verilmesi gerekmektedir. ve dünyada, Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği çevre 3 yıl evvel çıkartılan Çevre Kanunu bir çerçe­ günü anılacaktır. Çevre sorunlarıyla ilgili bir yıl içe- | ve kanundur, mülkî amirlere çok büyük yetkiler ver— 243