Azerbaycan Ekonomisi: Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz

advertisement
From the SelectedWorks of Osman Nuri ARAS
2003
Azerbaycan Ekonomisi: Makro Ekonomik ve
Sektörel Analiz (Azerbaijan Economy:
Macroeconomic and Sectoral Analysis)
Osman Nuri ARAS
Available at: https://works.bepress.com/osmannuri-aras/14/
AZERBAYCAN
EKONOMİSİ
MAKRO EKONOMİK VE SEKTÖREL ANALİZ
Dr. Osman Nuri ARAS
QAFQAZ ÜNİVERSİTESİ
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
YAYINLARI NO: 2
AZERBAYCAN EKONOMİSİ
MAKRO EKONOMİK VE SEKTÖREL ANALİZ
Redaktör
Dr. Cihan BULUT
Dizgi
Sahib Kazımov
Qafqaz Üniversitesi Yayın Komisyonunun 05 sayılı 28.03.2003
tarihli teklifi ve İdare Heyeti’nin 29.08.2003 tarih, 2003/10.02
sayılı kararıyla üniversite Kafkasya Araştırmaları Merkezi yayını
olarak basılmasına karar verilmiştir.
ISBN: 9962-28-011-10
Q
41358167548
© Qafqaz University
121-2003
ÖNSÖZ
35 yılı aşkın bir süre Azerbaycan yönetiminde birinci derecede söz sahibi
olan Haydar Aliyev’in ifade ettiği gibi “Azerbaycan son 12 yılda azap ve eziyetli, ancak şerefli bir dönem yaşamıştır”. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birliği (SSCB) ve bütün dünyada 1980’li yılların ortalarında başlayarak devam
eden sosyal ve siyasal sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak Azerbaycan, 18
Ekim 1991’de bağımsızlığını elde etti.
1991 yılında elde edilen bağımsızlık tıpkı 1918 yılında elde edilen
bağımsızlık gibi verilen şehitler, akıtılan kanlar sonucunda kazanıldı. Böylece
Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak, 20. yüzyılın sonunda, tarih sahnesinde uluslararası ekonomik ve politik denge unsuru olmaya başladı.
Azerbaycan’da, geçen oniki yıllık süre içerisinde, ekonomi liberal bir
bakış açısıyla serbest piyasa şartlarına göre yeniden yapılandırılmaya
çalışıldı. Yeniden yapılanma süreci, hem reel piyasalara hem de mali
piyasalara yönelik oldu.
Bölgeye yönelik yabancı yatırımların ilk durak noktası olan Azerbaycan’ın özellikle enerji sektörüne yabancı sermaye yatırımları başarılı şekilde
devam etmektedir.
Kısaca Azerbaycan’ın geçen bu sürede siyasi, sosyal ve ekonomik
bağımsızlık ve kalkınma açısından olumlu anlamda önemli mesafe aldığı
görülmektedir. Gelinen nokta dikkate alındığında, daha çok ve önemli adımların atılması gerekmektedir. Gereken hukuki ve idari düzenlemelere rağmen
uygulamaya ve ekonomik göstergelere yansıyan olumlu gelişmelerle 21.
yüzyılda Azerbaycan dünyanın gelişmiş, sivil, güçlü bir devleti olmaya
namzettir.
Bu eser ile, Azerbaycan’da görev yaptığım dört yılı aşkın süre içerisinde Azerbaycan ekonomisi ile ilgili bilgi birikimimi bir araştırma kitabı haline
getirmeye çalıştım. Çalışma süresince başta Qafqaz Üniversitesi’nin öğretim
kadrosu olmak üzere Azerbaycan’lı ve Türkiye’li bir çok akademisyenin desteğini gördüm. Bu çerçevede, çalışmaya katkılarından dolayı Öğr. Gör. Hezi
Eynalov, Öğr. Gör. Nesimi Kamalov, Dr. Cihan Bulut ve Dr. Ayhan Erdal,
Öğr. Gör. Dilare Elmaya ve katkıda bulunan başka herkese teşekkür ederim.
Tabii çalışma süresinde maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen eşime ve
biricik oğluma da teşekkürü bir borç bilirim.
Çalışmanın Azerbaycan ekonomisine ilgi duyan herkese faydalı olması
temennisiyle.
Dr. Osman Nuri ARAS
[email protected]
Bakü-2003
i
GENEL BİLGİLER
Resmi Adı
Başkenti
Kuruluş Tarihi
Bağımsızlık Tarihi
Önemli Şehirleri
:
:
:
:
:
Yönetimi Biçim
Resmi Dili
Yüzölçümü
Para Birimi
Para Birimi Paritesi
Nüfusu
Nüfus Yoğunluğu
Ortalama Ömür
Dinler
:
:
:
:
:
:
:
:
:
Coğrafi Koordinatları
:
Komşuları
:
Büyük Gölleri
:
Adalar
Nehirler
:
:
ii
Azerbaycan Cumhuriyeti
Bakü
28 Mayıs 1918
18 Ekim 1991
Bakü, Gence, Sumgayıt, Mingeçevir,
Alibayramlı, Şeki, Lenkeran.
Cumhuriyet
Azerbaycan Dili
86.600 km2
Manat
1 $ = 4920 Manat (2003)
8.200.000
94.7 (kişi/km2)
72
Müslüman %93.5, Rus Ortodoks
%2.4, Ermeni Ortodoks %2.3,
Diğer %1.8
440 – 520 Doğu Meridyeni, 380 – 440
Kuzey Meridyeni
Güneyde 756 km İle İran ve 13 km
ile Türkiye, Kuzeyde 390 km ile
Rusya, Kuzeybatıda 480 km ile
Gürcistan ve Batıda 1007 km ile
Ermenistan.
Dünyanın en büyük gölü Hazar
Denizi (Yüzölçümü 400.000 km2,
derinliği 1025 m), Sarısu, Ağgöl,
Ağzıbirçala, Mehman, Büyükşor,
Hacıkabul.
Pirallahi, Çilov, Karazira, Büyükzira
Kür, Aras, Alazani, Samur, Terter,
Kanık, Genceçay ve Beylegan.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ ................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM ................................................................. 3
AZERBAYCAN EKONOMİSİNİN DEĞİŞİM SÜRECİ
3
1.1. Bağımsızlık Öncesi Dönem ......................................................... 6
1.1.1. Sovyetler Birliği ve Sonu .................................................................. 6
1.1.2. Sovyetler Birliği’nde Azerbaycan ................................................... 10
1.2. Bağımsızlık Sonrası Birinci Dönem (1991-1994) ...................... 13
1.3. Bağımsızlık Sonrası İkinci Dönem (1995-2000) ....................... 17
1.4. Bağımsızlık Sonrası Üçüncü Dönem (2001 ve Sonrası) .......... 25
1.5. Değişim Sürecinin Genel Değerlendirmesi ............................... 28
İKİNCİ BÖLÜM .................................................................. 30
MAKRO EKONOMİK ANALİZ
30
2.1. Gayri Safi Milli Hasıla ................................................................ 30
2.2. Enflasyon .................................................................................. 38
2.3. İstihdam ..................................................................................... 41
2.4. Özelleştirme .............................................................................. 44
2.5. Devlet Bütçesi ........................................................................... 51
2.6. Döviz Kuru ................................................................................. 54
2.7. Dış Ticaret ................................................................................. 58
2.8. Dış Borçlar ................................................................................ 64
2.9. Çevre ve Ekoloji ........................................................................ 67
2.10. Nüfus ....................................................................................... 68
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ............................................................. 70
SEKTÖREL ANALİZ
70
3.1. Sanayi ....................................................................................... 70
3.2. Tarım ve Hayvancılık ................................................................ 80
iii
3.3. Hizmetler ................................................................................... 98
3.3.1. Eğitim ............................................................................................. 98
3.3.2. Sağlık ........................................................................................... 101
3.3.3. Turizm .......................................................................................... 103
3.3.4. Finans .......................................................................................... 107
3.3.4.1. Bankacılık ............................................................................ 107
3.3.4.2. Sigortacılık ........................................................................... 117
3.3.4.3. Menkul Kıymetler Borsası .................................................... 120
3.3.5. Ulaşım (Nakliyat) ve Haberleşme ................................................. 121
3.3.5.1. Deniz Yolu Ulaşımı .............................................................. 122
3.3.5.2. Kara Yolu Ulaşımı ................................................................ 125
3.3.5.3. Demir Yolu Ulaşımı .............................................................. 127
3.3.5.4. Hava Yolu Ulaşımı ............................................................... 128
3.3.5.5. Boru Hattı Ulaşımı ............................................................... 129
3.3.5.6. Haberleşme ......................................................................... 130
3.3.5.7. Yeni İpek Yolu Projesi ......................................................... 133
3.3.6. İnşaat ........................................................................................... 137
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ...................................................... 141
HAZAR ENERJİ KAYNAKLARININ EKONOMİK ÖNEMİ
141
4.1. Petrol ve Doğal Gaz Potansiyeli.............................................. 141
4.2. Petrol ve Doğal Gaz Anlaşmaları ............................................ 143
4.2.1. Asrın Anlaşması: “Azeri”-“Çırak”-“Güneşli” Yatakları Anlaşması .. 147
4.2.2. "Karabağ" Yatağı Anlaşması ........................................................ 152
4.2.3. "Şahdeniz" Yatağı Anlaşması....................................................... 154
4.2.4. “Eşrefi” – “Dan Ulduzu” Yatağı Anlaşması ................................... 156
4.2.5. “Lenkeran-Deniz” – “Talış-Deniz” Yatakları Anlaşması ................ 157
4.2.6. "Yalama" Yatağı Anlaşması ......................................................... 158
4.2.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması ........................................................ 159
4.2.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması....................................................... 159
4.2.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması ............................................................. 160
4.2.10. “Kürdaşı” – “Kirgan” – “Arazdaşı” Yatakları Anlaşması .............. 160
4.2.11. “İnam” Yatağı Anlaşması ............................................................ 161
4.2.12. “Alov” - “Şark” - “Araz” Yatakları Anlaşması ............................... 162
4.2.13. “Yanan Tava” - “Ateşgah” - “Muğan Deniz” Yatakları Anlaşması 162
4.2.14. “Zafer” - “Meşel” Yatakları Anlaşması ........................................ 163
iv
4.2.15. “Lerik Deniz”-“Savalan”-“Dalga” “Cenub” Yatakları Anlaşması .. 164
4.2.16. Karadaki Yataklar Üzere Anlaşmalar ......................................... 164
4.2.16.1. 1993-94 Yıllarında Yapılan Anlaşmalar ............................. 164
4.2.16.2. "Güneybatı Kobustan" Yatağı Anlaşması .......................... 165
4.2.16.3. “Muradhanlı” - “Caferli” - “Zerdab” Yatakları Anlaşması ....... 165
4.2.16.4. “Kürsengi” – “Karabağlı” Yatakları Anlaşması ..................... 166
4.2.16.5. “Padar” - “Harami” Yatakları Anlaşması ............................ 166
4.2.16.6. “Hövsan” - “Zığ” Yatakları Anlaşması ................................ 167
4.2.16.7. “Kalameddin” - “Mişovdağ” Yatakları Anlaşması .............. 167
4.2.16.8. Şirvan Kurovdağ Yatağı Anlaşması .................................. 168
4.2.16.9. “Pirsaat” Yatağı Anlaşması ............................................... 168
4.3. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi ................................................... 168
4.4. Petrol ve Doğal Gaz Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar .. 172
4.5. Petrol İhraç Miktarı ve Gelirleri ................................................ 173
4.6. Boru Hatları ............................................................................. 176
4.6.1. Bakü-Novorossiysk Petrol Boru Hattı .......................................... 177
4.6.2. Bakü-Supsa Petrol Boru Hattı...................................................... 178
4.6.3. Bakü-Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı ........................................... 178
4.6.4. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı .................................. 180
BEŞİNCİ BÖLÜM ............................................................ 182
EKONOMİDE “HOLLANDA SENDROMU”
182
5.1. Hollanda Sendromu ................................................................ 182
5.2. Azerbaycan’da Hollanda Sendromu ve Ötesi ......................... 185
ALTINCI BÖLÜM ............................................................ 191
İKTİSAT POLİTİKALARI
191
6.1. Para Politikası ......................................................................... 191
6.2. Maliye Politikası ...................................................................... 198
6.3. Döviz Kuru Politikası ............................................................... 201
v
YEDİNCİ BÖLÜM ............................................................ 203
AZERBAYCAN’IN DÜNYA EKONOMİSİNE ENTEGRASYON
SÜRECİ
203
7.1. Entegrasyon Düzeyi ................................................................ 204
7.2. Uluslararası Ekonomik Kurumlarla İlişkiler .............................. 207
7.2.1. IMF İle İlişkiler .............................................................................. 213
7.2.2. Dünya Bankası İle İlişkiler ............................................................ 214
7.3. Bölgesel Ekonomik İlişkiler...................................................... 216
7.3.1. Bağımsız Devletler Toğluluğu ...................................................... 216
7.3.2. Karadeniz Ekonomik İşbirliği ........................................................ 217
7.3.4. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ........................................................... 218
7.3.5. GUÖAM ....................................................................................... 220
7.3.6. “Türk Ekonomik Birliği” Düşüncesi ............................................... 220
7.4. Entegrasyonun Perspektifi ...................................................... 222
SEKİZİNCİ BÖLÜM ......................................................... 226
AZERBAYCAN’DA YABANCI YATIRIMLAR VE YATIRIM
POTANSİYELİ
226
8.1. Yabancı Yatırımlar .................................................................. 226
8.2. Yatırım İklimi............................................................................ 234
8.3. Yatırım Potansiyeli .................................................................. 240
8.4. Yatırım Alanları........................................................................ 242
8.4.1. Tarım ve Gıda .............................................................................. 242
8.4.2. Kimya-Sanayii .............................................................................. 242
8.4.3. Hafif İmalat Sanayi ....................................................................... 243
8.4.4. İnşaat ve Turizm ........................................................................... 243
8.4.5. Ulaşım .......................................................................................... 243
DOKUZUNCU BÖLÜM .................................................... 244
AZERBAYCAN-TÜRKİYE EKONOMİK İLİŞKİLERİ
244
9.1. Ekonomik İlişkilerin Hukuki Temelleri ...................................... 244
9.1.1. Tarım Alanında İşbirliği ................................................................ 245
9.1.2. Sanayi Alanında İşbirliği ............................................................... 246
9.1.3. Standartlar Alanında İşbirliği ........................................................ 246
vi
9.1.4. Enerji Sektöründe İşbirliği ............................................................ 247
9.1.4.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi ...................... 247
9.1.4.2. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi .............. 247
9.1.5. Turizm Sektöründe İşbirliği .......................................................... 248
9.1.6. Madencilik Sektöründe İşbirliği .................................................... 248
9.1.7. Eğitim Sektöründe İşbirliği ........................................................... 248
9.1.7. Ulaşım Sektöründe İşbirliği .......................................................... 249
9.1.8. Gümrük İşbirliği............................................................................ 249
9.1.8. TİKA’nın Faaliyetleri .................................................................... 249
9.2. Ticari İlişkiler ........................................................................... 250
9.3. Türkiye Sermayesinin Azerbaycan’daki Etkinliği .................... 252
9.4. Yeni Dönem ............................................................................ 256
SONUÇ VE ÖNERİLER
258
YARARLANILAN KAYNAKLAR
271
vii
viii
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
GİRİŞ
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve bütün dünyada
1980’li yılların ortalarında başlayarak devam eden sosyal ve siyasal
sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak, dünyanın en eski üretim ve
medeniyet merkezlerinden biri olan, 86.6 bin kilometrekare yüzölçümü
ve 8 milyonu aşkın nüfusu ile Güney Kafkasya’nın doğusunda Hazar
Denizi’nin sahilinde yerleşen Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de bağımsızlığını elde etti. Bu objektif tarihi gerçek SSCB’nin dağılması, Komünist
Parti’nin tarih sahnesinden çekilmesi ve sonuçta birlik üyesi cumhuriyetlerin her birinin bağımsız bir devlet olmaları ile sonuçlandı.
Böylece bağımsız bir devlet olarak Azerbaycan, 20. yüzyılın
sonunda, tarih sahnesinde uluslararası ekonomik ve politik denge unsuru
olmaya başladı. Denge unsuru olmanın kalıcılığı açısından geçiş süreci
yaşayan Azerbaycan'ın, ekonomik kalkınmasını gerçekleştirerek, siyasi
bağımsızlık ve istikrarın yanı sıra ekonomik bağımsızlık ve istikrara da
tam olarak ulaşması gerekmekteydi. Bunun için geçiş sürecini yaşayan
diğer ülkelerde olduğu gibi siyasi ve sosyal olduğu kadar ekonomik
olarak da karşılaşılan sorunlar gidermeliydi.
Karşılaşılan sorunlar daha çok yapısal karakter taşıdığından, öncelikle ülke ekonomisinin kendi başına ayakta durabileceği şekilde
yeniden yapılanması gerekmekteydi. Ülkede onbir yılı aşkın süre içerisinde yapılmaya çalışılan; ekonominin liberal bir bakış açısıyla serbest
piyasa şartlarına göre yeniden yapılandırılmasında mesafe almak
olmuştur.
Yer altı kaynakları bakımından zengin bir potansiyele sahip olan
Azerbaycan'ın ekonomik açıdan en önemli zenginliği, üretimi diğer kaynaklara göre birinci sırada yer alan enerji kaynağı olarak petrol ve doğal
gazdır. Dolayısıyla yapısal dönüşümün gerçekleştirilmesinde, sahip
olunan enerji kaynaklarının en etkin biçimde kullanılması hayati önem
taşımaktadır.
Geçiş sürecindeki ekonomilerde devletin müdahalesi olmadan
sermaye birikiminin karşılanması ve sermayenin en verimli alanlara
yönelmesi gerçekleşmemektedir. Dolayısıyla ekonomide istikrarı sağlamada serbest piyasa ekonomisindeki "görünmez el"in yanı sıra, ikinci
bir "el" olarak devlet de ekonomide yer almaktadır.
1
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
İktisadi kararları alma ve uygulama açısından önem arzeden siyasi
istikrar, Azerbaycan'da Haydar Aliyev'in iktidara gelmesiyle sağlanmıştır. Azerbaycan'daki güçlü iktidar, ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesi
için önemli kararlara imza atmıştır.
Gerçekten de Azerbaycan, yıkılan Sovyetler Birliği'nin ardından
yaptığı anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık hem de
ekonomik bağımsızlık1 açısından yakalama imkanına sahip olmuştur.
Zira Azerbaycan’ın yapısal dönüşümünün gerçekleştirilmesinde en
önemli kaynak olan enerji kaynakları ile ilgili önemli anlaşmalar bu
dönemde imzalanmıştır. Petrol anlaşmalarında öngörülen yatırım miktarı
toplamı 60 milyar $ civarındadır. Petrol satışından elde edilen gelirler
ise, geçen süre içerisinde, bazı sosyal ve ekonomik problemlerin çözümünde anahtar olmuştur.
Bu çalışmada akademik bir bakış açısıyla dönüşüm sürecini yaşamakta olan Azerbaycan ekonomisinin genel değerlendirmesi, sektörel
analizi, ekonomi politikaları, uluslararası ekonomi ile entegrasyon
düzeyi, yabancı yatırım düzeyi ile yatırım iklimi ve yatırım imkanları ele
alınacaktır. Ayrıca Azerbaycan-Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari
ilişkilere de gene, hatlarıyla yer verilecektir.
1
2
Küreselleşme sürecinin yaşandığı günümüzde, ekonomik bağımsızlığı mutlak anlamda
düşünmemek daha doğru olacaktır.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
BİRİNCİ BÖLÜM
AZERBAYCAN EKONOMİSİNİN DEĞİŞİM SÜRECİ
Eski dönemlerde ve Ortaçağda ülkeler arasında
ekonomik ilişkiler, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki başlıca
ticaret merkezleri aracılığıy-la gerçekleştirilirdi. Asya'nın
içinden, Çin ve Hindistan'dan Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına
uzanan temel kervan yolları, özellikle "Büyük İpek Yolu"
Azerbaycan topraklarından geçerdi. Doğu Avrupa'yı (Rusya
dahil) ve Volga nehri boyunca alanları, Derbent geçidi
aracılığıyla Güney Kafkasya, İran ve Merkezi Asya'ya
bağlayan ünlü kervan yolu da yine Azerbaycan'dan
geçmekteydi. Böylece ülke içinden geçen uluslar-arası kervan
yolları dünya devletlerinin dikkatini eskilerden beri Azerbaycan'a yöneltmişti. Azerbaycan, Batı ile Doğu arasında
"altın köprü" rolünü oynamaktaydı. Bu önemi dolayısıyla
19.yüzyılın başlarında, 1913’de Gülistan, 1928’de Türkmen
Çay anlaşmaları ile Kuzey Azer-baycan ve Güney Azerbaycan
olmak üzere ikiye ayrılarak Rusya ve İran tarafından işgal
edilerek paylaşıldı. 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra 28 Mayıs
1918 tarihinde Mehmet Emin Resulzade başkanlığında
kurulan "Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti" Türkiye
tarafından derhal tanınmış; ancak ülkenin 27-28 Nisan 1920
gecesi Ruslar tarafından işgali ile tarihe mal olmuştur.
Azerbaycan, 1922’de Kafkasya Ötesi Federal Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti’ne katılmış, 1936’dan sonra ise Azerbaycan SSCB
adını almıştır. Nihayet Rusya içinde kalan kuzey Azerbaycan,
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla tekrar bağımsızlığına
kavuştu.
1980’li yılların sonunda Mihail Gorbaçov tarafından
uygulanan “glasnost” politikaları sonucunda çöken SSCB’nin
dağılmasıyla, Azer-baycan 1920 yılında henüz çiçeği burnunda
kaybettiği
istiklalini
tekrar
elde
etti.
Azerbaycan
Parlamentosu 31 Ağustos 1991’de ülkenin bağım-sızlığını ilan
3
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
etmiş, 18 Ekim 1991’de ise Meclis Bağımsızlık Kanununu
kabul emiştir.
Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, sadece Sovyet
emperyaliz-minden kurtulmadı, aynı zamanda totaliter Sovyet
rejiminden, ütopik komünist ideolojiden ve harp sanayi
kompleksine hizmet eden bir eko-nomik yapıdan da kurtulmuş
oldu.
Azerbaycan’ın ekonomik kalkınmasını ve dünya
ekonomisine entegresini sağlayacak olan en kıymetli milli
serveti, Azerbaycan Cum-huriyeti’nin yeniden bağımsız bir
devlet olarak dünya devletleri arasında yer almasıdır. Çünkü
sadece bağımsız devlet olması halinde Azerbaycan halkı
tarihinin, kaderinin, milli kimliğinin ve zengin tabii
kaynaklarının sahibi olarak ekonomik kalkınmasını ve
refahını sağlayabilecektir.
Bu gün Azerbaycan Cumhuriyeti tam bağımsızdır,
arazisinde hiçbir yabancı ülkenin askeri üssü yoktur, ayrıca
milletin ve ülkenin stratejik problemlerinin milli menfaatler
doğrultusunda çözümü devlet organlarının yetkisi altındadır.
Elbette
siyasi
bağımsızlığın
kazanılması
milli
ekonominin yapılan-masına temel teşkil etmektedir. Ancak,
ülkenin sosyo-ekonomik duru-munu değerlendiren veriler
bağımsızlığı değerlendirmek için temel olmamalıdır.
Ekonomik kalkınma ve dünya ekonomisine entegre
bakımından ikinci amil, Azerbaycan’ın iklim şartları ile coğrafi
şartları ve konumu-dur. Dünyanın on bir iklim kuşağından
dokuzu Azerbaycan’da vardır. Tarım ve turizmin gelişimine
geniş olanaklar sağlayacak şekilde elverişli coğrafyaya, verimli
toprak alanlarına, uzun kıyı şeridine, geniş yayla-lara, geniş
ormanlara, güzel hava şartlarına sahiptir.
Coğrafi konumu ile, Yeni İpek Yolu projesi diye
adlandırılan yolun geçiş güzergahında olmasının yanı sıra
Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarının dünya pazarlarına
naklinin gerçekleştirilmesi sözkonusu olan hatların geçiş
güzergahında bulunmaktadır. Azerbaycan'ın elverişli coğrafi
konumunun, Avrupa ve Asya ülkeleri arasında ekonomik ve
4
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
politik ilişkilerin gerçekleştirilmesinde tarihi süreçte rol
oynadığı görül-mektedir.
Bağımsızlığını kazanarak Birleşmiş Milletler üyesi olan
ve dünya ülkeleri ile siyasi, sosyal ve ekonomik olarak
bağımsız ilişkiler kuran Azerbaycan'ın jeopolitik konumuna
günümüzde de büyük önem veril-mektedir.
Avrupa ile Asya'nın kavşağında bulunan Azerbaycan,
tedricen
Avrupa-Kafkasya-Asya
nakliye
koridorunu
oluşturabilme ve tarihte olduğu gibi güçlü iletişim merkezine
dönüşebilme imkanına sahiptir.
Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmede, sacayaklarından
üçüncü-sü ise doğal kaynaklar yönü ile önemli bir zenginliğe
sahip olmasıdır. Doğal kaynaklar bakımından zengin olan
Azerbaycan'da kurşun, çinko, bakır, demir cevheri, barit,
kobalt, arsenik, mermer, kireçtaşı, maden suyu, maden tuzu
ve kaya tuzu kaynaklar arasında dikkat çekmektedir. Az
miktarda altın ve gümüş gibi değerli madenler de
bulunmaktadır2.
Azerbaycan'ın en önemli zenginliği ise, üretimi diğer
kaynaklara göre birinci sırada yer alan petrol ve doğal gazdır.
Azerbaycan'da petrol, Hazar Denizi'nde, Hazar Denizi'ne
uzanan Abşeron yarımadasında, Kür nehri kıyılarında,
Kobustan bölgesinde ve Gence yakınlarında bulun-maktadır.
Petrolün büyük bir kısmı Hazar Denizi'nden sağlanmaktadır.
Ticari üretimine başlandığı 140 yılı aşkın süreden beri
anahtar bir rol oynayan petrol, günümüzde de ülkenin temel
döviz kaynağı ve ihraç kapasitesinin dayandığı önemli kaynak
durumundadır.
Geçiş sürecinde ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilme
noktasın-da yukarıda ifade edilen sacayaklarına sahip olan
Azerbaycan’ın bağım-sızlığından bu yana geçen sürede
ekonomik kalkınması, üç temel dönemden oluşmaktadır.
Aşağıda Azerbaycan’ın bağımsızlık öncesi dönemi ile
2
Mehemmedhesen Velili, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Neşriyyatı, Bakı, 1993, s.131.
5
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
birbirinden ayrıştırılabilecek üç temel dönem olarak, bağımsızlık sonrası değişim süreci incelenecektir.
1.1. Bağımsızlık Öncesi Dönem
1.1.1. Sovyetler Birliği ve Sonu
18. yüzyılın başından beri Sovyet halkları, Büyük Petro,
Lenin ve Gorbachev’in adıyla özdeşleşen, üç büyük sosyoekonomik değişim geçirmiştir. Petro ile birinci değişim
dalgasını geçiren Sovyet halkları bakımından ikinci önemli
büyük değişim dalgası, 1917 Devrimidir. İlk kez 1905’te patlak
veren devrim, 1917’de çarlık otokrasisini yerle bir etti. Kısa bir
süre sonra Bolşevikler devrime el koydu ve Ruslar demok-rasi
ile pazar ekonomisini reddetmeye zorlandı3. Kapitalizmin
henüz filizlenme halinde olduğu Sovyetler Birliği’nde, siyasi
mekanizmaya egemen olan ‘entellektüel’ güçler merkezi
planlama esasına dayalı bir ekonomik örgütlenme modeli olan
Komünizmi uygulamaya koydular. Böylece yarım yüzyılı aşkın
bir süre, Ruslar, kendilerini ve dünyanın kalan bölümünü
totaliter diktatörlük ve merkezi planlama konusunda kitlesel
bir deneye sokarken, uluslararası ve ulusal sınırlar ile
kimlikler de, değişik biçimlerde Sovyetler Birliği tarafından
yönlendirilen Leninist rejimlerden meydana gelen bir
dünyanın varlığına göre biçimlendiril-meye çalışıldı4.
Sovyetler Birliği 1985’ten itibaren, yetmiş yılı aşkın bir
süre önce önünde durdukları ve kaderlerini belirleyecek olan
yol ayrımına yeniden gelmiş, yeni bir tarihi döneme girmiş
oluyorlardı. Hem bir yönetim biçimi, hem de ideolojik bir
sistem ve siyasi cazibe kutbu olarak Marksizm-Leninizm’in
çöküşüne şahit olundu. Tarihin tabii gelişim seyri ve
diyalektiğin kuramları sosyalizmi temelinden sarstı, MaksistLeninist öğretiği hayatla ve gerçekle ilişkisi bulunmayan bir
3
4
6
Daniel Yergin– Thane Gustafson, Rusya 2011 ve Dünyadaki Yeri, (Çev: Özden Arıkan),
Sabah Yayınları, İstanbul, 1994, s.1.
Ken Jowitt, “Yeni Dünya Düzensizliği”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin Küresel
Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.303.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
sistem olarak reddetti. Bu durum yeryüzünün altıda birini
kaplayan, hür dünyayı daima endişe ve korkuya gömen
totaliter Sovyetler Birliği’nde de kendini hissettirmeye başladı.
Sosyalist sistemin sadece sanayileşme sürecinde başarılı
olabildiği Sovyetler Birliği’nde, zamanla ekonomide ortaya
çıkan aşırı istihdam, yeni teknoloji üretilemeyişi, işsizliğe
sebep olabileceği endişesiyle yeni teknolojilerin ithal
edilmemesi, işletme yönetim ve organizasyonunda başarısızlık
gibi nedenlerle ekonomi durgunluğa girmişti. Kalitesiz mal
üretimi ile, büyüme hızında artış görülüyor gibi olsa da,
aslında olan şey satılamayan mal stoklarının büyümesiydi.
Üretim araçlarındaki kollektif mülkiyet, motivasyonu yok
etmiş ve bu durum ekonomide verimliliği büyük ölçüde
düşürmüştü. Ekonomide rekabetin olmayışı ve kalkınma
stratejisinin kapalı bir ekonomik modele dayanması,
işletmeleri tekno-lojik geriliğe itmişti. Tüketici tercihlerini ve
kaynakların kıtlık derece-sini yansıtmayan idari fiyat sistemi
kaynak dağılımını bozmuş, karabor-sayı, suistimalleri ve israfı
büyük ölçüde arttırmıştı. Verimliliğin ön plana çıktığı dünyada
sosyalizmin tıkanması ve merkezi planlamanın yetersiz
kalmasıyla ekonomik dengesizlikler gözlenmeye başladı. ABD
ile silah yarışına girilmesi ise yatırımları olumsuz şekilde
etkileyerek, tarım sektöründe ve tüketim malları üretiminde
gerilemeye neden ol-muştu5. Sonuçta, uzay yarışlarına katılan
bir toplum asgari geçim standartlarındaki bir hayat
seviyesinden bile mahrum kalmıştı.
Böyle bir ortamda, Sovyet komünizmi, süregelen sosyoekonomik durgunlukla reform arasında bir tercih yapma
durumunda kalmıştı. Ancak mütevazı reformlar durgunluğu
giderememiş, daha köklü bir reformun da komünist sistemi
büyük ölçüde zayıflatmadan yapılmasının mümkün olmadığı
5
İsmail Özsoy, Dağıstan’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi, Kaynak Yayınları, İzmir, 1997, s.246;
İsmet Ergün, “Kollektivist Bir Sistemde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sorunları”, Türkiye
Modeli ve Türk Kökenli Cumhuriyetlerle Eski Sovyet Halkları, Yeni Forum Yayınları,
Ankara, 1992, s.109; Yergin–Gustafson, ss. 22-23.
7
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ortaya çıkmıştır6. Çernenko’nun Mart-1985’de ölme-sinden
sonra yerine geçen ve en az Petro kadar sabırsız olan Mihail
Gorbachev, Sovyet ekonomi sisteminin teşebbüs ruhunu
öldürdüğünü, çalışmayı değil tembelliği teşvik ettiğini,
dolayısıyla ekonomik açıdan ilerlemenin mümkün olmadığını
hareket noktası alarak, Komünist Parti’nin Şubat-1986’daki
kongresinde dile gerdiği, Glastnost ve Perestroika politikaları
ile sosyalist dünyanın, 21. yüzyılının eşiğinde ciddi değişiklik
ihtiyacını karşılamaya çalışmıştır. Bu politikalarla ekonomik
açıdan dışa açık serbest piyasa ekonomisi, politik açıdan ise
çoğulcu demokrasi amaçlanmıştır:
‘Perestroika, bazı ihtiraslı bireylerin veya bir liderler
grubunun aklına esen bir heves değildir. Sosyalist
toplu-mumuzda
derin
gelişme
süreçlerinden
kaynaklanan acil bir zorunluluktur. Bu toplum
değişim için olgunlaşmış bulun-maktadır. Uzun
zamandır
değişimin
hasretini
çekmekteydi.
Perestroika’yı başlatmadaki herhangi bir gecikme
yakın gelecekte, açık konuşmak gerekirse, ciddi
sosyal, iktisadi ve siyasi bunalımlarla yüklü çok
şiddetli bir ortama yol aça-bilirdi.’7
Gorbachev da Çinli dostları gibi, piyasa mekanizmasının
kapita-lizm ile özdeşleştirilmesine karşı çıkıyor, piyasa
toplumunun sosyalist (marksist) teoriyi geçersiz kılmayacağını
ileri sürüyordu. Bazı temel değerlerden büyük tavizler
vermemek kaydıyla, serbest piyasa siste-minin sosyalist
topluma uyarlanmasına çalışılmış ve bunun toplumun
tabiatını değiştirmeyeceği düşünülmüştür8.
Böylece Sovyet halkları, gerçekleştirilmesi kolay
olmayan, üçüncü büyük sosyal reform dalgasına da maruz
6
7
8
8
Marc F Plattner, “Demokrasi Anı”, (Çev: Ergun Özbudun), Demokrasinin Küresel Yükse-lişi,
(Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.55.
Mikhail Gorbachev, Perestroika: New Thinking for Our Country and the World, New
York, 1987, s.17’den naklen Mustafa Özel, Değişim ve Kriz, İz Yayıncılık, İstanbul,
1994. s.120.
Özel, s.114.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
kalmış oluyorlardı. Üçüncü değişim dalgasında Rusya,
diktatörlükten demokrasiye, merkezdeki planlamacılar
tarafından yürütülen ve paranın gerçek anlamda rol
oynamadığı güdümlü ekonomiden serbest piyasa ekonomisine
ve dört yüzyıllık bir imparatorluktan ulus devlete geçiş olmak
üzere, aynı anda çok zor üç geçişi birden gerçekleştirilmesini
gerektiren çok yoğun bir gündemle karşı karşıya kalmış
oluyordu:
‘Kapitalizmden
sosyalizme
geçmek
kolaydır.
Yumurtaları kırıp omlet yapmaya benzer. Ama
sosyalizmden kapitalist bir rejim üretmek kolay
değildir. Omletten çiğ yumurta çıkar-maya çalışmak
anlamına gelir.’9
Peretroika ve Glastnost politikalarının etkisiyle 1986’da
liberal ekonomik kavramlar kullanılmaya başlanmış, 1988’de
piyasa, mülkiyet, işsizlik gibi kavramlar tartışılmaya
başlanmıştır.
Böylece
özel
teşebbüs
formlarının
yasallaştırılması bakımından radikal adımlar atılmıştır.
1991’de mülkiyet hakları tanınmıştır. Aile çiftliklerinin
kurulması, fabrikaların işçilere kiralanması, hisse senetlerinin
çıkarılması, Batı’lı firmalarla müşterek teşebbüslerin
kurulması kabul edilmiştir10.
Gorbachev’e göre, sosyalizmin ve sosyalist değerlerin yok
olması anlamına gelmeyen Perestroika ve Glastnost
politikaları beklenmedik sonuçlar doğurmuştur. Sovyet
halklarının milliyetçilik duyguları ekono-mik açıdan refahtan
önce özgürlüklerini düşünür bir biçimde harekete geçmiştir.
Böylece 1990’da yapılan anayasa değişikliği ile Başkanlık
sistemine geçilmiştir. 5 Şubat 1991’de anayasada yapılan
değişiklikle Komünist Parti’nin iktidar tekeline son verilerek,
19 Ağustos 1991’de de, demokratik açılıma son vererek,
9
10
Rusya Federasyonu Başkan adaylarından Vadim Bakatin’in 14.7.1991 tarihli Hürriyet’teki
demecinden naklen Ergün, s.109.
İlhan Uludağ–Salih Mehmedov, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve
Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi Türkiye İlişkileri, TOBB Yayınları, İstanbul,
1992, s.28.
9
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ülkenin felakete sürüklenişinin önüne geçmek üzere11,
Marksist-Leninist’lerin yaptıkları
darbe girişim-lerinin
başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Komünist Parti
kapatıl-mıştır. 21 Aralık 1991’de ise Alma-Ata’da yapılan zirve
ile Bağımsız Devletler Topluluğu resmen ilan edilirken,
SSCB’de dağılmış oluyor-du12. Öte yandan ‘Proleterya
diktatörlüğü’nden, ‘öncü parti’den, ‘doğru çizgi’den ve
‘demokratik merkeziyetçilik’ten söz etmeksizin tasavvur
edilemeyecek ‘Leninizmin yok oluşu’ ile birlikte, dünya
üzerinde ülke-lerin uzun süredir kullandıkları jeopolitik
referans da çerçevesini değiştirmiş oluyordu13.
1.1.2. Sovyetler Birliği’nde Azerbaycan
Sovyetler Birliği döneminde, bu ülkenin bir alt parçası
niteliğini taşıyan Azerbaycan’ın ekonomik örgütlenme biçimi
ve işleyiş mekaniz-maları Sovyetler Birliği’nin ekonomik
stratejisi doğrultusunda şekillen-mişti. Sanayi tesislerinin
tümü Sovyetler Birliği’nin ihtiyacına göre kurulmuş, dev
tesislerden meydana gelmekteydi. Sovyetler Birliği’nde
merkezi
planlama
doğrultusunda
ülkeler
arasında
uzmanlaşma ve işbölü-müne gidilmişti. Bu çerçevede
Azerbaycan ekonomisinin itici motor gücü niteliğindeki
sanayii öteden beri petrol sanayii olmuştu. İhracatın genellikle
rafine petrol ürünleri, makine ve tekstil ürünleriyle, şaraptan
oluşan çok önemli bir kısmı Rusya ve Ukrayna gibi diğer
Cumhuri-yetlerle gerçekleştirilirken, ithalatın da büyük kısmı
yine bu Cumhuri-yetlerden alınan gıda ürünleriyle, rafine
edilip yeniden ihraç edilmek üzere ithal edilen ham petrol
ürünlerinden oluşmaktaydı14.
11
12
13
14
10
Charles S. Fairbanks, “Moskova Darbesinden Sonra”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin
Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara,
1995, s.333.
Atila Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Türkiye İlişkileri,Sabri
Artam Vakfı Yayınları, İstanbul, 1993, s.4,13; Uludağ–Mehmedov, s.26.
Jowitt, s.303-308; Plattner, s.59.
Azerbaijan, IMF Economic Review, Washington DC, May, 1992, s.3
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Henüz Sovyetler Birliği dağılmadan önce, uzmanlar
siyasi bağım-sızlığa ekonomik bakımdan hazır olan iki
cumhuriyetten biri olarak Azerbaycan’ı işaret ediyorlardı.
Elbette bu değerlendirme, ülkenin sadece doğal kaynaklarının
zenginliğine değil, ülke ekonomisinin kal-kınma perspektifine
de dayanıyordu. Zira Azerbaycan’ın bütçe gelirleri,
harcamalarından genelde fazlaydı. Üretilen milli gelir,
tüketilen milli gelirden yüksek oluyordu15.
Ekonomik veriler dikkate alındığında Sovyetler Birliği
döneminde Azerbaycan’ın belirli bir kalkınma seviyesine
ulaştığı görülmektedir. Ancak bu dönemde Azerbaycan’ın
kaybettikleri kazandıklarından daha çok olmuştur. Zira bu
dönemde ekonominin planlamasının merkezde yapılması, ülke
ekonomik
şartlarının
dikkate
alınmaması
sonucunu
doğuruyordu. Bir çok ürün ya hammadde ya da ara mamul
olarak ayrı ayrı birlik üyesi cumhuriyetlere ucuz fiyatla
satılıyor, daha sonra da nihai ürün olarak yüksek fiyattan
Azerbaycan’a geliyordu. Diğer yandan Azerbaycan her zaman
ülkeye gelir getiren petrol ve petrol ürünler, pamuk, tütün,
şarap gibi ürünlerin ihracatçısı olmasına karşın, bu ürünlerin
satışından elde edilen gelirler Birlik bünyesinde tek bir
merkezde toplandığından dolayı, Azerbaycan öz servetlerinde
mülkiyet hakkına sahip olmamış oluyordu16.
Azerbaycan ekonomisi Sovyetler Birliği bünyesinde
yüksek ancak anlamlı olarak değerlendirilmeyecek bir
kalkınma seviyesine ulaşmıştı. Bağımsızlık öncesi son yirmi
yıllık dönemde Azerbaycan ekonomisinin kalkınması istikrarlı
bir süreç takip etmemiştir. Örneğin, ülkede 1960-70 yıllarında
ortalama ekonomik büyüme oranı %5.2 iken, 1970-80 yılları
arasında %7.4’e yükselmiştir. 1980-1990 yılları arasında ise bu
oran keskin bir azalma trendi göstermiştir. Ekonomi 1981-85
yıllarında ortalama %4.9, 1986-1990 yıllarında ise %5-6
oranında küçülme kaydet-miştir. 1989’da ise üretim hacmi
15
16
Azer Emiraslanov, “Dövlet Müsteqilliyi ve Milli İqtisadiyyatın Formalaşması Problemleri”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.50-52.
Emiraslanov, ss. 53-54.
11
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
mutlak olarak azalma gösterirken, 1990’da ise milli gelir %7
azalmıştır. Özellikle doğal kaynakların, ucuz ve bol işgücünün
yoğun kullanımına dayanan enerji sektörü gibi alanlara
ağırlık verilmiş olması, ekonomik yapıda krizler için elverişli
ortamlar yaratmıştır.
Yukarıdaki değerlendirmeler de dikkate alındığında
Sovyetler Birliği’nin dağılması sadece siyasi değil ekonomik
şartlardan da kaynak-lanmıştır. Ayrı ayrı cumhuriyetlerden
oluşan bir birliğin yönetimi sosyo-ekonomik kalkınmayı
gerçekleştirme bakımından ciddi problemler yaratmaktaydı.
Dünya ekonomisinden tecrit olan Sovyet ekonomisinin mevcut
durumu, gelişmiş ülkelerin ötesinde gelişmekte olan
ülkelerden bile geride kalıyordu17.
Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasının
ardından
Azerbaycan’ın bağım-sızlığına yeniden kavuşması ile sona
eren planlı ekonominin Azerbaycan ekonomisine miras
koyduğu problemler şöyle sıralanabilir18:
1. Ekonomik yapının sağlıklı olmaması.
2. Üretim gücünün bölgesel ve sektörel dağılımının dengeli
olmaması.
3. Üretilen malların hem kalitesinin düşük olması, hem de
kişi başına düşen miktarının Sovyetler Birliği’nden iki kat az
olması. 1990’lı yılların başlarında Azerbaycan’da tüketimin
sadece %50’si iç üretimden sağlanabilmiştir.
4. Ekonomik yapının sağlıklı olmaması sonucunda
Azerbaycan’ın dış ticaretinde 1980’li yılların sonlarında
ihracat ithalattan %30-40 fazla olmuştur. Ekonomik bakımdan
olumlu değerlendirilmesi gereken bu du-rum, ülkenin alan ve
coğrafi kuruluşunun uygun olmaması bakımından istenmeyen
bir durumdur. Şöyle ki, hammadde ve ara malların ihracatın
%55-60’ını teşkil etmesi, genelde ise ithalat ve ihracatın %4550’sinin Rusya ile gerçekleştirilmiş olması, daha sonra
17
18
12
Emiraslanov, s. 55.
Rasim Hesenov, “Azerbaycanın İqtisadi İnkişaf Paradigması ve İqtisadi Tehlükesizlik
Konsepsiyasının Seçimi”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Bakı, Oktyabr-2001, ss. 6-8.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ekonomik kalkınmanın dengesinin bozulmasına neden
olmuştur.
Azerbaycan’ın
yeniden
siyasi
bağımsızlığını
kazanmasının, Sov-yetler Birliği’nin dağılması öncesinde
Azerbaycan ekonomisinde yaşa-nan olumsuz gelişmeler
sonucu ekonomik krizin derinleştiği bir döneme rast geldiği
görülmektedir.
1.2. Bağımsızlık Sonrası Birinci Dönem (1991-1994)
Bağımsızlık sonrası ekonomik kalkınma sürecinin doğru
olarak değerlendirilebilmesi için özellikle bağımsızlığın
kazanıldığı şartların ve bağımsızlığın elde edildiği ilk yıllarda
yaşanan gelişmelerin dikkate alınması gerekir19. Dolayısıyla
yukarıda anlatılan bağımsızlığının kaza-nıldığı şartlarda
Sovyet sisteminin Azerbaycan’a bıraktığı problemlerle baş
başa geçen ilk yıllar ve bu ilk yıllarda yaşanan gelişmeler ele
alınacaktır:
1989-1991 yılları siyasi bağımsızlığın elde edilmeye
çalışıldığı dönemdir. Bu dönemde bağımsızlığı kazanmanın
önündeki engellerle mücadele edilmiştir.
Bu yılların ardından 1991-94 yılları birinci dönem olarak
değer-lendirilebilir. 18 Ekim 1991 yılında “Azerbaycan’ın
Devlet Bağımsızlığı Hakkında” anayasa maddesinin kabul
edilmesinden bu yana 12 yıl geçti. Bağımsızlığın kazanılması
uğrunda verilen zor ve ağır mücadele dikkate alındığında, 18
Ekim 1991 tarihi Azerbaycan’ın kalkınma sürecinde ne kadar
önemli bir yer tuttuğu daha iyi anlaşılmaktadır. Elbette
halkın yerine ikamesi mümkün olmayan bir milli serveti olan
bağımsızlığının korunması ise onun elde edilmesinden kat kat
ağır ve mürekkeptir. Bunu Azerbaycan’ın bağımsızlık sonrası
yaşadığı süreç bir daha açıkça ortaya koymaktadır.
SSCB’nin
dağılması
ile
birlikte
Azerbaycan’da
uzmanlaşma ve işbölümüne dayalı ekonomik yapılanma sona
ermiş ve ülke, genel Pazar-larını kaybetmiştir. Hammadde,
19
Rasim Hesenov, ss. 4-5.
13
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yarı-mamul, teçhizat-ekipman, pazar, finansman ve işletme
yöneticiliği konularında eski merkezi planlamaya göre
örgütlenilmesi nedeniyle bir çok tesiste üretimin durması veya
üretimin atıl seviyede kalması söz konusu olmuştur. Eski
SSCB’deki işletmelerle ekonomik bağlantıların koparılması ve
ülkenin diğer Cum-huriyetlerdeki pazar payını kaybetmesinin
yanı
sıra
SSCB
döneminde
merkezden
sağlanan
sübvansiyonların da kesilmesiyle birlikte üretimde şok
çöküşler yaşanmıştır. Ermenistan savaşı ve Çeçenistan sorunu
ise, ülke sanayii için gereken ara malların ithal yollarının
kapanmasına neden olmuştur.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızlığına
kavuşan Azer-baycan’ın bağımsızlığını ebedileştirmesi için,
önünde çözmesi gereken önemli sorunlar vardı. Zira 20.
yüzyılın 80’li yıllarının sonlarında Azerbaycan halkı önemli bir
bunalıma girmiş; yönetim zaafı, kanuni düzendeki aksamalar,
etnik bağlamda ayrımcı oluşumlar ve halkın emeği ile
kazanılan iktisadi ve entellektüel potansiyel gelişim yerine
azalma sürecine girmişti. Bütün bu problemleri çözebilmek
için, kendi içinde tutarlı ve çok yönlü iç ve dış siyasetin
hazırlanması ve uygu-lanması, ülkenin doğal, teknik,
ekonomik ve entellektüel potansiyelin-den, sosyal ve siyasal
enerjisinde verimli şekilde istifade edilmesi gere-kiyordu20.
Ne var ki, Azerbaycan’da çözülmesi gereken problemler
açısından önemli adımlar atılamayınca, 1990’lı yılların başı
Azerbaycan’da ekono-mik durgunluğun ve bunalımın arttığı
yıllar oldu.
Bu dönemde siyasi istikrarsızlık ve piyasa ekonomisine
geçişle ilgili ülkede büyük ekonomik kriz ortaya çıkmıştır.
Ekonomide yüksek oranda işsizlik ve hiper-enflasyon sürecine
girilmiştir. Yüksek enflasyon ve istikrarsız sosyo-politik
20
14
Heyder Eliyev, “Azerbaycan Respublikasının Dövlet Müsteqilliyinin Onuncu İldönümü
Haqqında”, Azerbaycan Respulikası Prezidentinin 20 Mart 2001 Tarihli Fermanı, Bakı,
20 Mart 2001; Settar Seferov, “Evezsiz Milli Servetimiz: Müsteqillik”, İqtisadiyyat ve
Audit Jurnalı, No:10, Oktyabr-2001, ss.5-6.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ortam, iktisadi büyümeye, özellikle sanayi ve tarım gibi önemli
alanların gelişmesine engel olmuştur.
Üretim hacminin azalması ve enflasyon hızının yüksek
olması ekonomik buhranın ve toplumda sosyo-ekonomik
gerginliğin artmasına neden oldu.
Azerbaycan’ın bağımsızlık süreci ve bağımsızlığın ilk
yılları oldukça sancılı geçti. Ülke daha SSCB’nin son
yıllarından başlayarak 1988 yılından itibaren Ermenistan’ın
silahlı tecavüzüne maruz kaldı ve ateşkesin imzalandığı 12
Mayıs 1994 tarihine kadar topraklarının % 20’sini kaybetti.
Ekonominin genel dengeleri için gerekli olan reformların
gerçek-leştirilememesi,
devlet
bütçesinin
büyük
bir
bölümünün savaş için harcanması, topraklarının %20’si işgal
edilerek 1 milyondan fazla nüfusun göçmen durumuna
düşmesi, yabancı sermayenin ülke ekonomi-sine çekilememesi
ve özelleştirmenin sanayi sektöründe fiilen başlatıla-maması
gibi olumsuzluklar Azerbaycan ekonomisini önemli bir darboğaza sürüklemişti.
Serbest piyasa ekonomisine geçişe ilişkin tam bir
stratejinin belirlenmemiş olması nedeniyle, bu yıllarda hayata
geçirilmeye çalışan ekonomik kararlar da birbiri ile
uzlaşmayan karakter taşımıştır.
Dönüşüm sürecinin ilk yıllarında Ermenistan ile yaşanan
savaş, Rusya’nın Azerbaycan’a ulaşım ambargosu koyması ve
Çeçenistan savaşı nedeniyle önemli iki petrol boru hattının
kullanılamaması gibi politik ve askeri sorunlar ekonomik
performansı olumsuz yönde etkile-miştir. Kısaca 1991-1994
yılları bağımsızlığın ardından bütün problem-lerle yüz yüze
kalındığı, ülkede sosyal ve siyasal problemlerin bunalıma
dönüştüğü, savaş ortamının yaşandığı, serbest piyasa
ekonomisine geçişte ciddi suistimallerin yaşandığı bir dönem
olmuştur.
Ekonomide olumsuz gidişte en keskin hal ise 1992’de
ortaya çıktı. 1992-94 yıllarında GSMH iki kattan daha çok
15
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
azalarak 1991 yılının %48’i oranında gerçekleşti21. 1990-94
döneminde GSMH her yıl ortalama %13-20 azalarak 1994
yılında 1629.3 milyon $ olarak gerçekleşmiştir.
1990 yılı ile karşılaştırıldığında 1994’de GSMH %53,
sanayi %62, tarım %44, tüketim %75 ve vergi hasılatı %45
azalma göstermiştir. Sonuçta halkın geçim standardı 3,6 defa
reel ortalama ücret seviyesi ise %80 azalmıştır. Aynı dönemde
uygulanan yanlış iktisat politikaları bankacılık-finans
sisteminde ve dış ticarette ciddi problemler yarat-mıştır22.
1992-94 yılları arasında enflasyon 4 haneli rakamlara
yükselmiştir. Para politikasındaki önemli eksiklikler de
ekonomik buhranda etken oldu. Krediler ise daha çok banka
yöneticilerinin istekleri doğrul-tusunda verildi.
Ekonomik buhran, üretimin hızla azalmasına, üretimin
azalması ise mal arzının azalmasına, fiyatların artmasına
ayrıca devlet bütçesinin önemli açıklar vermesine neden oldu.
Vergi tahsil sistemindeki eksikler, vergi oranlarının
enflasyon dolayısıyla
erezyona uğraması gibi nedenlerle
devlet bütçesindeki gelir kalemleri keskin şekilde azaldı.
Devlet müesseselerine ve tarım sektörüne verilen büyük
miktar-daki kredilerin verimsiz ve denetimsiz kullanımı
ekonomik durumu daha da gerginleştirdi.
Bu dönemde dış ticarete ilişkin veriler de gittikçe
olumsuz
bir boyut kazanmaya, ödemeler bilançosunda
açıklar gittikçe artmaya başladı.
Ekonomik bunalımın acı neticelerinden bir diğeri ise,
milli paranın değer kaybı şeklinde ortaya çıktı.
İlk Dönemde Yapılan Reformlar
Özel Mülkiyet Kanunu Haziran 1991’de kabul edilmiştir.
1992 yılının başlarında fiyat liberalizasyonuna gidilmiş, aynı
yıl Ocak ayında Katma Değer Vergisi uygulamasına
21
22
16
Asef Nadirov, “İqtisadiyyatın Yeni İnkişaf Merhelesi”, Azerbaycan Gazeti, 15 Sentyabr
2001, s.2.
Rasim Hesenov, s.9.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
geçilmiştir. Nisan ayında Yabancı Sermaye Kanunu, Ağustos
ayında ise Merkez Bankası Kanunu yürür-lüğe konulmuş,
ayrıca, Ağustos ayında para birimi olarak Manat piyasada
işlem görmeye başlamıştır.
1993-94 yıllarında da devam eden savaşın etkisiyle
reform sürecinde yavaşlamalar olmuştur. 1993 yılının Ocak
ayında küçük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilişkin
olarak bir kanun yasala-şırken, 1994 yılının Ocak ayında
Manat’ın tek yasal para birimi olarak işlem görmesine
başlanmıştır. Mayıs ayında Ermenistan ile ateşkes
anlaşmasının imzalanması ile ekonomik dönüşüm süreci
tekrar hız kazanarak, Haziran ayında İflas Kanunu kabul
edilmiş, bankaların konsolidasyonu işlemine başlanmıştır23.
Görüldüğü üzere, 1991-94 yılları arasında ekonomik
dönüşüm süreci oldukça yavaş işlemiş, ticaretin ve piyasanın
liberalizasyonunu sağlayacak reformlar gerçekleştirilmiştir.
Bankacılık, özelleştirme, dış ticaretin liberalizasyonu ve diğer
bazı yapısal değişiklikler ise 1995-2000 yılları arasında
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
1.3. Bağımsızlık Sonrası İkinci Dönem (1995-2000)
Yapılan seçimler sonucu 1993 yazında otuz yıldan fazla
devlet idareciliği tecrübesine sahip olan Haydar Aliyev’in
Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı olması ile birlikte Azerbaycan
yönetiminde önemli değişiklikler oldu. Aynı tarihten itibaren
hukuki reformların hayata geçirilmesine hız verildi.
Bu dönemde iktisadi süreçte kötüye gidişi durdurmaya
dönük iktisadi reformlar programı hazırlandı, stratejik
iktisadi gelişim yolunu belirleyen modeller oluşturulmaya
çalışıldı. Çağın gereklerine uygun olarak ekonomide serbest
piyasanın teşekkül ettirilmesi, özelleştirme ve özel teşebbüsün
inkişaf ettirilmesi, yeni ekonomik yapının, gümrük, vergi ve
mali sistemin yeniden oluşturulması, ticaretin liberalleşmesi,
23
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm
17
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
toprak ve tarım reformlarının yapılması, halkın sosyal
imkanlarının arttırılması, eğitim ve sağlık şartlarının
geliştirilmesi için gerekli hukuki alt yapının oluşturulması
amacıyla önemli kanunlar kabul edilmiştir24.
Ekonomide serbest piyasa şartlarının oluşturulmaya
çalışılması, fiyatların, dış ticaretin ve döviz kurlarının
liberalleşmesi doğrultusunda atılan adımlar ile birlikte
enflasyon seviyesi önemli derecede azalmaya başlamış, bütçe
açıkları minimuma indirilmiştir.
Alınan önlemler sayesinde küçük müesseselerin
özelleştirilmesi tamamlanmış, hizmet sektörü daha çok özel
teşebbüse
verilmiş,
orta
ve
büyük
işletmelerin
özelleştirilmesine başlanmış, makro-ekonomik istik-rar
sağlanmış, ekonomide durgunluk sona ererek yeniden iktisadi
gelişme sürecine girilmiş, toprak reformu hayata geçirilerek
özel mülki-yete devredilmiş, kolhoz ve sovhozların25 emlakı
özelleştirilmiş, tarım sektörü toprak vergisi istisna olmakla
diğer vergilerden 5 yıl muaf tutul-muş ve vergi borçları
silinmiş, bu müesseselere indirimli yakıt ve enerji satışı temin
edilmiştir. Tarım sektörü üzere özelleştirilmesi planlanan
emlakın %93.2’si özelleştirilmiştir. Sonuçta 1997 yılından
başlayarak tarım ve hayvancılık ürünlerinin yılda %7 artış
kaydetmesi sağlan-mıştır26.
Kendi imkanları ile iktisadi kalkınma sürecine ivme
kazandırması mümkün olmayan Azerbaycan, uluslararası
iktisadi ve finans sistemi ile entegre olmaya çalışarak, yabancı
24
25
26
18
İmran Ceferzade, “Esaslı İnkişaf İlleri”, İqtisadiyyat Gazeti, 18 Oktyabr-1 Noyabr 2001,s.3.
Kolhoz: Devlete ait topraklarda üretim yapan kollektif çiftliklere verilen isimdi.
Belirlenmiş bir kotaya göre ürünlerini devlet kuruluşlarına satmakla yükümlüydüler. Elde
ettikleri karın büyük bir kısmı üyeleri arasında paylaştırılırdı.
Sovhoz: Doğrudan doğruya devlet tarafından işletilen çiftliklere verilen isimdi. Tüm
gelirleri devlete aitti. İşçiler bu çiftliklerde belirli bir ücret karşılığında çalışırlardı.
(Osman Nuri Aras, Rusya’da Tıkanan Sosyo-Ekonomik Değişim Dalgası, Qafqaz
Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000, s.43.)
Ş. E. Yaqubov – A. M. Mahmudzade, “Azerbaycan Respublikasında Aparılan Aqrar
İslahatların Qiymetlendirilmesi, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi
Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, ss.60-63; Ceferzade, s.3.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
sermayenin ülkeye akımı sağlanmaya çalışıldı. 1993’ün ikinci
yarısından
itibaren
hayata
geçirilen
düzenle-meler
Azerbaycan’ın sosyal, siyasal ve ekonomik hayatında istikrarı
sağlamaya imkan vermiştir. Ülkede bankacılık ve finans
sisteminin yeni-den yapılanmasına ilişkin önemli adımlar
atıldı. Serbest piyasa ekono-misi yönünde atılan adımlar
Azerbaycan’ın uluslararası finans kuruluş-ları ile ilişkilerini
arttırmıştır.
Yine bu dönemde dünyanın en büyük petrol şirketleri ile
“asrın anlaşması” adı ile anılan yüksek öneme sahip petrol
anlaşmaları imzalandı. 1994 yılında “asrın anlaşması”nın
yapılması ve 12 Kasım 1995’de yeni anayasanın kabul edilmesi
ile piyasa ekonomisinin hukuki normatif altyapısının
kurulmasının hızlanması ile birlikte ülkeye büyük hacimde
yabancı sermaye girmeye başladı.
Ekonomik sistemin yeniden yapılandırılması bakımından
en önemli adım, ülkenin stratejik açıdan, sosyal ve siyasal
hayatında ve de ekonomik yapısında yeni dönemin başlangıcı
olarak Azerbaycan’ın ilk Anayasasının kabul edilmesi
olmuştur. Yeni Anayasa devlet yönetiminin yapılanması,
vatandaşların ve devletin hak ve ödevlerini belirlemenin
ötesinde ilk defa demokratik değerlere dayanan, liberal piyasa
ekono-misinin kurulma gerekliliğini kabul etti. Anayasa ile
özel mülkiyetin, özel teşebbüsün, dünya ekonomisine
entegrasyonun hukuki esasları tespit edildi. Bu bakımdan
Azerbaycan’da geniş anlamda ekonomik düzenlemelerin
başlangıç yılı olarak 1995 yılı kabul edilebilir27.
Kısaca cephede varılan ateşkes ve içeride sağlanan
istikrar ile beraber sıra artık ekonomik reformlara gelmişti.
1994 yılından itibaren ülkede sert ekonomik önlemler
alınmaya başlandı, IMF ile yürütülen sıkı işbirliği ve IMF
programlarının
tavizsiz
uygulanmaya
başlanmasıyla
yürütülen sıkı para politikası ile kısa sürede ekonominin genel
denge-lerinde bir rahatlama sağlayarak enflasyonun kontrol
27
Rasim Hesenov, s.12; Emiraslanov, s.57.
19
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
altına alınması ve GSMH’nın düşüşünün önlenmesi sağlandı.
Sonuçta 1996 yılından itiba-ren Azerbaycan ekonomisinde
gerileme süreci yavaşlamaya başladı. Oluşturulan kalkınma
modeli reel sonuçlar vermeye başladı. Şöyle ki, son beş yıl
içerisinde GSMH %26.3 artmış, nüfusun yaşam düzeyi iki kat
iyileşmiş, ekonomide özel sektörün payı %29’dan %68’e yükselmiştir.
1994-2000 yılları arasında petrol yataklarının müşterek
üretimi amacıyla yapılan anlaşmalarda yer alan şirketler
tarafından yaklaşık 3.4 milyar $ yatırım yapılmıştır28.
Ancak Azerbaycan’da 1996-1997 yıllarında izlenen ve
ekonomik istikrarı sağlayan politikaların, reel ekonomiyi
teşvik edici devlet politikalarıyla desteklenmemesi, 1997 yılı
öncesi yabancı sermayenin ülkeye celbi için uygulanan vergi
muafiyetinden vazgeçilmesi ve devlet organlarının gerekli
hassasiyeti göstermekte yeterli olmayışı nedenle-riyle üretime
yönelik yatırımlar yapılamamıştır.
1994-2000 yılları arasında yatırılan toplam yabancı
sermaye hac-mi ise 5.9 milyar $ olmuştur. Bu miktarın %22.8’i
finansal kredi, %56.3’ü petrol sanayisine, %20.9’u ise diğer
sektörlere yapılan yatırım şeklinde olmuştur29.
Azerbaycan
petrol
sektörüne
yapılan
önemli
miktarlardaki yaban-cı yatırım neticesinde eski Sovyet
Cumhuriyetleri içinde en hızlı büyüyen ekonomilerden biri
haline gelmiştir. GSMH’daki artış oranı 1998 yılında %10
olmuş, 1999 yılında ise %7,2 olmuştur. Azerbaycan
ekonomisindeki büyüme petrol sektöründen ve petrol
sektörüne
bağlı
inşaat
faaliyetlerinden,
iletişim
sektörlerinden ve az miktarda tarım sek-töründen
kaynaklanmaktadır.
Bir başka açıdan değerlendirildiğinde, 2000 yılı sonu
itibariyle GSMH 1990 yılına göre 2 kat, bu çerçevede sanayi
28
29
20
Akif Musayev, “Azerbaycan Respublikasının İqtisadi İnkişaf Stratejiyası ve Vergi
Siyaseti”, İqtisadiyyat ve Audit Jurnalı, No:10, Oktyabr-2001, s.12.
Musayev, s.12.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
sektöründe üretim 3.3. kat, tarım sektöründe 2.4 kat aşağı
gerçekleşmiştir. 1996 yılına kadar yatırım hacmi 2.3 kat
azalmakla birlikte, daha sonraki dönemde yaşanan artış
sonucunda 2000 yılı sonu itibariyle yatırım hacmi 1989 yılına
göre %55 artmıştır30.
Öte yandan bu dönem süresince uygulanan kur ve para
politikaları yüksek fiyat artışlarını önlerken, ulusal para
Manat’ın diğer paralar karşısında istikrarlı bir seyir
izlemesini sağlamıştır. 1994 yılında % 1700’lere kadar
yükselen enflasyon 2000 yılında % 1.8’lere gerilemiştir.
Doğrudan yabancı yatırımlar Azerbaycan’ın ekonomik
canlan-masında anahtar rolü oynamıştır. Doğrudan yabancı
yatırımların önemli kısmı petrol üretimi ve çıkarımı
alanlarına olmuştur. 1995-98 yılları arasında yatırımlar %59,1
oranında artış göstermiştir. Sabit yatırımların GSYİH içindeki
payı 1998 yılında 1995 yılı payının iki katına çıkarak %40,6
olmuştur. Azerbaycan’ın en önemli istihdam kaynağı olan ve
GSMH’ya katkıda bulunan ikinci önemli sektör olan tarım
sektörüne yabancı yatırımların GSMH’ya katkısı ise %0,5’in
altındadır. Yabancı yatırımcılar imalat sanayi sektörüne
yatırım yapmaktan kaçınmakta-dırlar. Bunun bir sonucu
olarak da sektörün üretimi düşmüştür31.
2000 yılı itibariyle 122 ülke ile iktisadi ilişkiler
kurulmuş, ticari ilişkilerin toplam hacmi 2.9 milyar $’dan fazla
olmuştur. Bu miktar 1993 yılına göre 2.2 kat daha büyüktür32.
Ülkenin ekonomik gelişim sürecinde dikkate alınması
gereken önemli bir nokta, sözkonusu bu değişim ve kalkınma;
topraklarının %20’sinin Ermenistan işgali altında olduğu,
dolayısıyla üretim potansi-yelinin çok büyük bir bölümünden
(1/5) mahrum olduğu, 300 bin iş yerini kaybettiği ve bu
topraklarda daha önce yaşayan halkın (nüfusun yaklaşık
30
31
32
Mezeddin Eyyubov, “Bazar İqtisadiyyatına Keçid ve Senaye Kompleksi” Meşveret
Bülleteni, No:7(43), Oktyabr-2001, ss.66-67.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 12.03.2003.
Nadirov, s.2.
21
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
%12’si) göç etmek mecburiyetinde kaldığı son derece güç
şartlarda elde edilmiştir:
Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal
etmesi, bölgeden bir milyondan çok insanı göçe mecbur
etmiştir. Ermenistan’ın tecavüzü neticesinde zarara uğrayan
27 il ve ilçe (rayon)
toplam 22.7 bin km2’dir. Dağlık
Karabağ’la birlikte Nahçıvan’ın da sınır bölgeleri tesir altında
kalmıştır. 17.1 bin km2’lik (Azerbaycan arazisinin %20’si) alan
ise halen Ermenistan’ın işgali altındadır. İşgal edilen arazide
800’den çok yerleşim alanı, 1.3 milyon hektar tarım arazisi,
600 bin büyük ve küçükbaş hayvan, 7000 tarım işletmesi, 850
eğitim kurumu, 650 sağlık merkezi, 120 bin ikamet yeri terk
edilmek zorunda kalın-mıştır. Azerbaycan aynı zamanda
zengin doğal kaynaklardan, özellikle 39.6 bin ton rezerve sahip
olan 3 altın madeni yatağından, 4 civa ve antimon yatağından
mahrum kalmıştır. Ermenistan ile savaş sonucunda ise,
Azerbaycan’ın 25- 50 milyar $ arasında kayba uğradığı
şeklinde hesaplamalar yapılmaktadır33.
Ermeniler tarafından işgal edilen arazilerde narkotik
bitkiler yetiştirilmekte ve ürünlerinin gizli yollarla İran,
Rusya ve diğer ülkelere taşınmaktadır. Fuzuli bölgesindeki
Horadiz kasabasından Ordubad bölgesine kadar uzanan 128
km mesafede uzanan Azerbaycan’ın devlet sınırlarına
Ermeniler nezaret ettiğinden dolayı narkotik maddelerin mübadelesi, kaçakçılık ve yerüstü servetlerin İran’a taşınması
daha da artmıştır. Kelbecer ve Zengilan arazilerinde yer alan
altın yatakları Ermeniler tarafından sağlıksız bir şekilde
kullanılmaktadır.
Bu
yatak-ların
hammaddesi
Ermenistan’daki Ararat altın fabrikasına taşınmak-tadır. Bu
hammadde külçe haline getirilerek Rusya ve diğer devletlere
satılmaktadır. Ermenistan’ın altın madeninden elde ettiği
33
22
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 2002, Birleşmiş Milletler
Teşkilatı İnkişaf Programı, 2002, s.59; Nadirov, s.2; Emiraslanov, s.63.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
gelirinin Ermenistan bütçesinin yaklaşık %51’ini teşkil ettiği
ifade edilmektedir34.
Ermenistan ile yapılan savaş sadece Azerbaycan’ın
ekonomik dönüşüm sürecini etkilemekle kalmamış, söz konusu
savaşın etkisinde şekillenen uluslararası ilişkiler de ekonomik
dönüşüm süreci üzerinde etkili olmuştur.
İkinci Dönemde Yapılan Reformlar
1995 yılının Ocak ayında haksız rekabete ilişkin bir
kanun yasa-laşmıştır.
Nisan-1995’de ise ilk IMF programı kabul edilmiştir.
1995 yılında IMF ve diğer uluslararası kuruluşların desteğini
alan
finansal
istikrar
politikalarının
uygulanmaya
başlanmasıyla ekonomik büyüme sürecine yeniden girilmiştir.
Eylül-1995’de
küçük
ölçekli
işletmelerin
özelleştirilmesine ilişkin bir kanun tasarısı kabul edilmiştir.
Kabul edilen kanunun ardından 1996 yılında küçük ölçekli
işletmelerin özelleştirilmesine başlanmıştır. Haziran ayında
Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapılırken, Eylül
ayında
bankacılık
sektöründe
yeniden
yapılandırma
faaliyetlerine hız verilmiş, hazine senetleri piyasası faaliyete
geçirilmiştir. Ağustos ayında ise Toprak Reformu Kanunu
kabul edilmiştir.
1997 yılının Şubat ayında kamu alımlarında rekabetin
korunma-sına ilişkin bir kanun kabul edilirken, Haziran
ayında İflas Kanunu’nda değişiklik öngören kanun tasarısı
yasalaştırılmıştır. Haziran ayında ayrıca, yeni Gümrük
Kanunu kabul edilerek basitleştirilmiş yeni bir gümrük tarife
uygulamasına geçilmiştir. Telekom Kanunu ise Temmuz
ayında kabul edilmiştir.
1998 yılında ise enerji sektörünü yeniden düzenlemek
üzere Elektrik Kanunu kabul edilmiştir. Ağustos ayında Rehin
Kanunu, Eylül ayında yeni bir Menkul Kıymetler Kanunu
34
Tebriz Vefalı, “Qarabağın İqtisadıyyatımıda İzi”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel 2003, s.3.
23
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
kabul edilmiştir. 1999 yılının Şubat ayında İş Gücü Kanunu
kabul edilmiştir. Petrol gelirlerinin tek bir hesap altında
toplanmasını, harcamaların daha şeffaf kurallara göre
yapılmasını temin amacıyla, Petrol Fonu kurulmasını öngören
bir karar Aralık-1999’da yayımlanmıştır. 1999 yılının
sonlarında ise Emlak Komitesi lağvedilirken, yerine 2000
yılının
Şubat
ayında,
kamuya
ait
mülklerin
özelleştirilmesinden sorumlu olacak şekilde Emlak Bakanlığı
kurulmuştur. Ayrıca Mayıs ayında yeni bir Özelleştirme
Kanunu, Haziran ayında ise yeni bir Vergi Kanunu
çıkarılmıştır35.
Ekonomik değişim sürecinin bu döneminde üç önemli
hedef doğrultusunda yol alınmaya çalışılmıştır36:
1. Ülkenin temel doğal kaynak rezervlerinin işlenmesinin
sağlanması.
2. Liberal-demokratik yönlü piyasa prensiplerine dayanan
bir ekonomik yapının oluşturulmaya çalışılması.
3. Dünya ekonomisi ile global ve bölgesel ekonomik
entegrasyonun gerçekleştirilmeye çalışılması.
Yapısal değişime ilişkin alınan kararların da etkisiyle bu
dönemde meydana gelen gelişmeler genel olarak şöyle
sıralanabilir:
1. Ülke ekonomisinde istikrar sağlanmış,
2. Ülkenin önemli doğal kaynaklarını aktif hale getirme
stratejisi doğrultusunda büyük başarılara imza atılmış,
3. Toprağın özel mülkiyete verilmesi ile Azerbaycan
köylerinde yeni bir sosyo-ekonomik ortam oluşturulmuş,
4. Ekonomide liberalizasyon, dış ilişkilerin geliştirilmesi ve
yabancı
yatırımcıların
özelleştirmeye
katılımlarının
sağlanması ile, ekonomik kalkınma adına temel, devamlı ve
önemli bir kaynağa ulaşılmıştır.
35
36
24
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 12.03.2003
Rasim Hesenov, s.11.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Kısaca 1995-2000 yılları, serbest piyasa ekonomisine
geçişin temel-lerinin atılmaya çalışıldığı, ekonomik bunalımın
derinleşmesinin sona erdiği, ekonomide şeffaflığın sağlanmaya
çalışıldığı dönem olmuştur.
1.4. Bağımsızlık Sonrası Üçüncü Dönem (2001 ve
Sonrası)
2001 sonrası, bağımsızlık sonrası üçüncü dönem olarak
değerlen-dirilebilir.
Bu dönemde;
1. İktisadi büyümenin ivme kazanarak devam ettirilmesi,
böylece iktisat politikalarının güçlendirilmesi,
2. İkinci Devlet Özelleştirme Programının kabul edilmesi ile
enerji sektörün yeniden yapılandırılması ve kapasitenin
arttırılması,
3. Elde edilen gelişme düzeyine göre iktisat politikalarının
sosyal yönünün güçlendirilmesi, sosyal refah düzeyinin
arttırılması, bunun içinde cari perspektifte hükümetin iktisat
politikasında enerji sektörünün hızla gelişmesi sonucu elde
edilen
kaynakların
diğer
sektörlere
yöneltil-mesi,
gerçekleştirilmesi
hedeflenen
önemli
amaçlar
olarak
değerlendiri-lebilir. Azerbaycan hükümetinin uluslararası
kurumlarla yaptığı görüş-meler sonucunda hazırlandığı orta
vadeli yeni faaliyet programı ile refah düzeyinin arttırılması
amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bu aşamada uygula-nacak olan
iktisat politikası ile daha çok petrol sektörü dışındaki
alanların geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Hammaddede petrol ve yan ürünlerinin üstün olduğu
petrol rafine-risi, kimya, petro-kimya sanayii ve elektrik
enerjisi alanları petrolün ekonomideki rolünü daha da
arttırmaktadır.
Gerekli
önemin
verilmesi
halinde
Azerbaycan’da dünya çapında petrol ürünleri piyasası
oluşabilir.
Stratejik öneme sahip olan bu alana son dönemde büyük
miktarda yabancı sermaye yatırılmıştır. Sanayiinin temelini
oluşturan EP-300 makinesinin enerji ve buhar teminatı
25
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yeniden kurulmaktadır. Sanayiinin içinde yer alan diğer
üretim alanlarında da modernize edilmesi için gereken
görüşmeler yapılmaktadır.
Elektrik enerjisi sanayii de petrol ve gaz ürünlerinin
büyük çevi-ricisi gibi onların kullanımının verimliliğini
arttırmaktadır. Bu alana yabancı sermayenin girişi daha
fazladır.
Esas tüketicisi petrol sektörü olan diğer alanlar
metalurji ve inşaat malzemeleri gibi alanlardır. Yabancı
sermayenin yeteri kadar yatırılma-mış olması, bütçenin yeterli
olmaması sonucu gerekli devlet yatırım-larının da
yapılamamış olması nedeniyle bu alanların durumu iç açıcı
değildir. Ancak bu alanların yeniden inşası için gerekli
sermayenin yatırılması amacıyla bazı kanuni düzenlemeler
yapılmaktadır.
İktisadi kalkınma stratejisinin yakın perspektifte temel
amacı; yapılan iktisadi düzenlemelerin derinleştirilerek
çağdaş piyasa ilişkileri ve dünya üretim sisteminin gelişim
eğilimi temelinde ülkenin iktisadi sisteminin yeni kalkınma
seviyesine geçmesinin sağlanması olacaktır.
Azerbaycan’ın ekonomik gücünü hızla yükseltecek bu
strateji; ülkedeki doğal ekonomik ihtiyatların aktif üretim
aşamasına geçmesini sağlamak, bu doğrultuda Hazar’ın petrol
ve doğal gaz ihtiyatlarının ekonominin kompleks gelişmesinin
sağlanmasına yöneltilmesi, ülkenin ulaşım potansiyelinin
geliştirilmesi
ve
verimliliğinin
yükseltilmesi,
insan
kaynaklarında verimliliğinin arttırılması gibi problemlerin
çözümünü dikkate almalıdır.
Ekonomik kalkınmanın sağlanması, yeni işyerlerinin
açılması, halkın gelir düzeyinin arttırılması ile hayat
standartlarının yükseltilmesi doğrultusunda çok önemli
tedbirlerin hayata geçirilmesi amacıyla Haydar Aliyev’in
Mart-2001’de imzaladığı “Yoksulluğun Azaltılması ve
Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı”na esasen 20032005 yılla-rını kapsayacak şekilde yapılacak olan faaliyetler de
önem
arzetmekte-dir.
Bu
faaliyetler
çerçevesinde
26
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’da yoksulluğun ortadan kaldırılması ve ekonomide
kalkınmanın sağlanması için gerekli olan projelerin
gerçekleştirilmesi için 3 milyar $ hacminde sermayenin
yatırılması planlanmaktadır. Ekonominin tümü bakımından
ise bu süre zarfında yaklaşık 10 milyar $ hacminde sermaye
yatırımlara sevk edil-meye çalışılacaktır.
2 Temmuz 2001’de IMF Yönetim Kurulu "Azerbaycan’da
Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet
Progra-mı”nı tasdik etti. Bu program çerçevesinde
Azerbaycan’a yaklaşık 100 milyon $ kredi ayrıldı.
IMF’nin yoksulluğun azaltılması programına ayırdığı bu
kredi, aslında yoksul ülkelere tatbik edilmektedir.
Azerbaycan’da yoksulluğun azaltılması programının
hayata geçi-rilmesini zaruri kılan sebepler vardır. Zira Dünya
Bankası’nın verilerine göre, Azerbaycan’da halkın % 4050’sinin günlük geliri 1 $’dan aşağı-dır. Buna karşın yapılan
bir başka hesaplamaya göre asgari geçim için yaklaşık 86 $
gerekmektedir. Bir işçinin ortalama aylık gelir ise 64.4 $’dır.
Bu da Azerbaycan’da halkın önemli bir kısmının (%4050’sinin) yoksulluk seviyesinde yaşadığını göstermektedir37.
2002 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Haydar Aliyev’in
yerli ve yabancı iş adamları ile görüşmesinin ardından,
Aliyev’in 2002 yılının Ağustos ve Eylül aylarında imzaladığı
girişimciliği destekleyen ferman-lar38 ile, özellikle vergi,
gümrük, lisans ve işletmelerin teftişi ile ilgili yapılan yapısal
düzenlemelerle işadamlarının karşısındaki bazı problemler
giderilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle işadamlarının ekonomide yeni bir devrin başladığı inancı arttırılmaya
çalışıl-mıştır.
Ülkede
yaratılan
atmosfer,
yabancı
işadamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır.
37
38
Ekber Eldaroğlu, “Azerbaycan Hökumeti Yoxsulluq Problemini Hell Etmeye Çalışır”,
Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu“Azerbaycan” Bülleteni, No:32 (152), 09 Avqust
2001.
Cumhurbaşkanı, kanunlardan sonra ve Bakanlar Kurulu kararlarından önce gelen ve
“ferman” olarak adlandırılan kararlar alma yetkisine sahiptir.
27
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
İşadamları ile yapılan görüşmeler sonucunda vergi
oranları düşü-rülmüş ve küçük ve orta ölçekli işletmeciliğin
geliştirilmesi için program kabul edilmiştir.
1.5. Değişim Sürecinin Genel Değerlendirmesi
Her ne kadar uluslararası finans kurumları başta olmak
üzere dışardan önemli etki olsa da, serbest piyasa ekonomisine
geçiş ve ülke ekonomisini öncelikle batı olmak üzere dünya
ekonomisine entegre, Azerbaycan’ın kendi tercihi olmuştur.
Zaten dış etkiler de bu istikamet-tedir. Diğer yandan
Azerbaycan, kendi varlığını ve kalkınmasını kendi finanse
edebilme noktasında da önemli mesafe almıştır.
Değişim sürecinde gelinen nokta dikkate alındığında,
ekonomik
bağımsızlığın
en
önemli
göstergelerinin
Azerbaycan’da teşekkül ettiği görülmektedir: Artık ülke
arazisindeki bütün doğal kaynaklar, sermaye ve ekonomik
potansiyel büyük bir oranda Azerbaycan’a aittir. Ülkenin
uluslararası seviyede tanınan milli para birimi (Manat) vardır.
Manat en azından Güney Kafkasya’da en güçlü para birimi
olma yolundadır.
Ancak, doğal kaynakları hukuki açıdan Azerbaycan’a ait
olmakla birlikte, bu mülkiyetin ekonomik bakımdan
gerçekleşmesi açısından bazı problemler vardır. Bu
problemlerin varlığı, bağımsızlığı pekiştirme ve serbest piyasa
ekonomisine geçiş döneminin tabii bir göstergesi olarak
değerlendirilmelidir. Önemli olan problemlerin çözüme
kavuşma-sı için gerekli düzenlemelerin gecikmeden ve doğru
olarak yapılmasıdır.
Dönüşüm sürecinin başlangıcından itibaren devletin
fonksiyonla-rında değişikliklerin ötesinde ekonomide köklü
değişikliklerin
gerçek-leştirilmesi
sonucu,
fiyatların
serbestleştirilmesi konusuna ağırlık veri-lerek önemli
düzenlemeler gerçekleştirilmiş, kamu alımlarını piyasa
mekanizmasının
dışında
bırakan
uygulamalara
son
verilmiştir. Ayrıca, dış ticarette uygulanan miktar
28
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
kısıtlamaları kaldırılarak, değişken bir kur rejimi kabul
edilmiştir. Değişim süreci ile birlikte sabitleştirilmiş yeni bir
tarife rejimi uygulanmaya başlanan Azerbaycan’da gümrük
tarifeleri ortalama % 15 düzeylerindedir.
Öte yandan değişim sürecinde günümüze gelindiğinde,
makro ekonomik göstergeler itibariyle ekonomide istikrar da
sağlanmıştır: Manat’ın değeri istikrarlıdır, enflasyon çok
düşük oranda seyretmek-tedir, bütçe açığı düşüktür, GSMH
reel olarak tatmin edici bir oranda ve istikrarlı olarak
artmaktadır.
Her bir ülkede, makro iktisadi istikrarın sağlanması ve
devamı için öncelikle siyasi istikrar olmalıdır. Bu bakımdan
Haydar Aliyev’in ikti-dara gelmesinin ardından sağlanan
siyasi istikrarın devamında endişeye sevk edici belirsizlikleri
minimum düzeye çekerek beklentilerin olumlu kılınması
gerekmektedir. Yani ekonomik iklimin elverişliliğinin devamlılığı sağlanmalıdır.
29
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
İKİNCİ BÖLÜM
MAKRO EKONOMİK ANALİZ
Birinci bölümdeki değerlendirmede de görüldüğü gibi,
Azerbay-can ekonomik alanda bağımsızlık sonrası geçiş süreci
yaşayan bölgedeki diğer ülkeler ile mukayesede farkedilir
pozitif gelişmeler elde etmiştir. Zengin enerji kaynaklarının
varlığı ise bu sektöre yabancı sermayedar-ları yönelterek
ekonomik kalkınmayı motive edici amillerin başında yer
alımıştır.
Azerbaycan’da ekonomik gelişme, makro ekonomik
istikrarın süreklilik arzettiği bir ortamda devam etmektedir.
Aşağıda
değişim
sürecini
yaşayan
Azerbaycan
ekonomisinin makro ekonomik analizi yapılacaktır.
2.1. Gayri Safi Milli Hasıla
Ülkede bağımsızlığın kazanıldığı ilk yıllarda henüz çağdaş
bir vergi politikasının uygulanmaması, dış ticaretteki
kısıtlamalar, milli gelirin düşük olmasının yanı sıra, savaş ve
dağılma sonrası ortaya çıkan sorunlar nedeniyle milli gelir
büyüme hızında da ciddi bir gerileme ortaya çıkmıştı.
GSMH’daki büyüme hızı 1990’da % -11.7, 1991’de % -7.8,
1992’de -22.6, 1993’te % -23,1 1994’te % -19,7 1995’te % -11,8
olarak gerçekleş-mişti39. Ekonomide sosyalist yapıdan liberal
yapıya geçiş sürecini yaşa-makta olan Azerbaycan’da, 1990’lı
yılların ortalarından itibaren önemli adımlar atılmıştır. 1991-95
yılları arasında %60 oranında küçülme kayde-den Azerbaycan
ekonomisi, 1995 yılından itibaren IMF ve Dünya Bankası ile
işbirliği çerçevesinde başlatılan ekonomide yeniden yapılanma
ve özelleştirme programları sonucunda, yeniden büyümeye
başlamıştır.
39
30
Saleh Memmedov, İnflasiya ve Maliye Bazarı, Bakı, 1998, s.48.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ekonomideki bu hızlı düşüş trendi ancak 1996 yılının
ikinci yarı-sından itibaren yerini büyümeye terkedebilmiştir.
1995 yılında %-11.8 olarak gerçekleşen GSMH, 1996’da %1.3,
1997’de %5.8, 1998’de %10 olarak gerçekleşmiştir. 1998’de
Rusya
krizinden
etkilenmesine
karşın
Azerbaycan
ekonomisinin büyüme kaydetmesinde, dünyada artmaya
başlayan petrol fiyatlarının ve petrol anlaşmalarının ülkeye
çektiği yabancı sermayenin ve yılın özellikle son çeyreğinde
inşaat sektörünün gösterdiği performans ve dış ticaretteki
gelişme etken olmuştur. Azer-baycan ekonomisinde 1999 yılı
başında durgunluk yaşanmasına karşın yine petrol ve doğal
gaz ile ilgili yatırımlarda artış gözlenmiştir. Ancak diğer
sektörlerde gelişme asgari seviyede kalmıştır. Sonuçta GSMH
%7.4 ve 2000’de %11.4 olarak gerçekleşmiştir.
2000 yılında bu artış 1990 yılından beri en yüksek düzeye
çıkarak % 11,4 olarak gerçekleşmiştir.
2000 yılında BDT sınırlar içinde en yüksek ekonomik
artış Azer-baycan’da müşahede edilmiştir. GSMH’nın reel
artışını temin eden amillerin yapısında ise değişiklikler
olmuştur40. 2000 yılında GSMH’nın oluşumunda sanayi %25.4,
tarım %18, nakliye %12.7, ticaret ve hizmet-ler %6.6, inşaat
%4.7, telekomünikasyon %2.8 ve sosyal hizmetler %22.5
oranında pay almıştır.
5.27 milyar $ olarak gerçekleşen 2000 yılı GSMH’nın
artış hızı %11,1 olarak gerçekleşirken, artışı hızı tarım
sektöründe %12,1, sana-yide %6,9 inşaatta %2,6 ve hizmetler
sektöründe de %11,3 olmuştur.
2001 yılında %9.9 artışı hızı ile 5.7 milyar $ olarak
gerçekleşen GSMH içerisinde önemli bir yere sahip olan
sanayi sektöründe üretim oranı bir önceki yıla göre %5.1,
tarım ve hayvancılık ürünleri ise %11.1 artış göstermiştir41.
2002 yılında GSMH artışı %10.6 olarak gerçekleşmiştir.
29,6 trilyon Manat (6 milyar $) olarak gerçekleşen GSMH’nın
40
41
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, Milli Bank İllik Hesabat-2000,
Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, Bakı, 2001, s.6.
“İqtisadiyyatımız Dirçelir”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 12-14 Noyabr 2002, s.2.
31
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2002 yılındaki sektörel dağılımı ise şöyledir: Sanayi %34.9,
Nakliyat ve Haberleşme %9.8, Ticaret %7.5, Tarım %14.2,
İnşaat %10.8, Sosyal hizmetler %14.7, diğer %8.142. Bir önceki
yıla göre en yüksek artış
ise inşaat sektöründe (%82)
olmuştur43.
42
43
32
Azerbaycan Zaman Gazeti, 18-22 Yanvar 2003, s.2.
Arif Veliyev, Haftanın Konuğu Programı-AZTV1, 26.01.2003.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 1. GSMH Değişim Oranı
Yıllar
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
GSMH
Değişimi
(%)
-7.8
-22.6
-23.1
-19.7
-11.8
1.3
5.8
10
7.4
11.1
9.9
10.6
Sanayi
(%)
Tarım
(%)
-8.9
-30.4
-19.7
-24.7
-21,4
-6,7
0,3
2,2
3,6
6,9
5,1
3.6
0.3
-23.8
-15.5
-12.8
-7,0
3,0
-6,1
6,2
7,1
12,1
11.1
6.4
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, ss. 40-41. Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.7.
Dönüşüm sürecinde Azerbaycan ekonomisi eski SSCB
ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmuştur.
1991-1994 yılları arasında GSMH’da önemli gerilemeler
olmuşsa da, 1995 yılından itiba-ren IMF ve diğer uluslararası
finansal kurumların desteğiyle uygulan-maya başlanan
ekonomik istikrar programıyla büyüme sürecine yeniden
girilmiştir. Büyümenin itici gücü yabancı sermaye girişi ve
ihracat gelir-lerinin en çok olduğu hidrokarbon sektörüdür.
2002 yılı sonu itibarıyla 1990 yılı GSMH düzeyine henüz
ulaşılamamıştır.
Kişi başına GSMH, 1990’lı yılların birinci yarısında
yaşanan eko-nomik buhran dolayısıyla önemli bir azalış
kaydetmiştir. 1990-93 yılla-rında 7 kat azalış kaydeden geçim
standardı (seviyesi), 1995 sonrasında uygulamaya konulan
tedbirlerle44 artış eğilim göstermeye başlamıştır. Gelir
44
E.S. İmanov-E. M. Babaşov-R. H. Dayıyev, “İqtisadi İslahatlar Şeraitinde Ehalinin Sosial
Müdafiesinin Teşkili Meseleleri”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi
Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, s.102.
33
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
düzeyindeki artış alım gücünün artmasına, dolayısıyla reel
sektö-rün gelişmesine zemin yaratan amillerden olmuştur.
1995 yılında Dünya Bankasının yaptığı araştırmaya göre
nüfusun %61’i asgari geçim seviyesinin altında yaşıyordu.
Ülkedeki resmi veri-lere göre ise yoksulluk sınırı altındaki
nüfusun oranı 1999 yılı rakam-larıyla % 60 civarındaydı. 2000
yılı verilerine göre kişi başına aylık ortalama gelir, asgari
tüketim bütçesinin ancak % 45’ini karşılamaktadır.
2002 yılında ise Kişi Başına Milli Gelir bir önceki yıla
göre %9.8 artış kaydederek 3,7 milyon Manat (756 $)
olmuştur.
Tablo 2: GSMH
Yıllar
GSMH
(milyon $)
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2443.3
703.1
1309.8
1326.9
1629.3
2415.2
3180.8
3960.9
4446.6
4583.6
5272.6
5707.8
6089.9
Nominal
GSMH (Milyar
Manat)
1.5
2.7
24.1
157.1
1873.4
10669.0
13663.2
15791.1
17203.1
18875.4
23590.5
26619.8
29602.0
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27.
Halkın parasal gelirinde özel mülkiyete ve özel teşebbüse
dayanan faaliyetlerden elde edilen gelirler önemli bir paya
sahiptir. Özel mülki-yetin ve teşebbüsün gelişimi için
oluşturulan imkanlarla bu faaliyetler-den elde edilen gelirler
%13.5 artmıştır.
Halkın parasal gelirleri içinde ücret ikinci yeri
tutmaktadır. 2000 yılında ortalama aylık nominal ücret 1999
34
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yılı ile mukayesede %15 artarak 205 bin Manat’a (46$) çıkmış,
tüketici fiyatlar endeksine mukayesede ise ücretlerdeki reel
artış %13 olmuştur.
35
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 3: Gayri Safi Milli Hasılanın Sektörel Dağılımı (%)
Yıllar
Sanayi
Tarım
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
26.2
20.8
29.6
28.8
27.3
22.9
28.2
36.0
37.6
34.9
28.4
32.9
27.2
27.5
21.6
18.7
18.4
16.1
14.7
14.2
Ulaşım
ve
Haberleşme
8.3
12.5
18.7
11.3
11.4
12.5
10.7
12.0
10.1
9.8
İnşaat
7.7
7.4
4.0
10.4
12.6
13.5
10.9
6.5
5.8
10.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.2728.
Ancak Azerbaycan’da iktisadi reformların IMF’nin
görüşleri
doğ-rultusunda
Monetarist
ağırlıklı
olması
45
nedeniyle sıkı para politikasının ve kamu harcamalarını
azaltarak denk bütçe politikasının uygulanması, refah seviyesi
çok düşük olan ve henüz istenen seviyeye ulaşmamış
çoğunluğu oluşturan nüfusu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu
uygula-malar paralelinde gaz, akaryakıt ve ekmeğe uygulanan
sübvansiyonların kaldırılması, göçmenler, özürlüler ve şehit
aileleri dışında elektrik, su, toplu taşıma araçları gibi
alanlarda önceden tanınan avantajların veya indirimlerin
kaldırılması, geçiş sürecinde sıkıntıların yaşanmasına neden
olmaktadır. Özellikle köylerde yaşayan nüfusun %90-95’i
yoksulluk sınırındadır46.
Bölgesel boyutuyla kişi başına milli gelir incelendiğinde,
Bakü’de ortalama gelir düzeyini yüksek olduğu, diğer
şehirlerde ise gelir düzeyinin Bakü’deki gelir düzeyinin
45
46
36
E. Ö. Hüseynov, “Reformatika ve Onun Hiperdövre Uyğunlaşdırmanın Zeruriliyi”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi
İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.92.
Yaqubov – Mahmudzade, s.66; Faruk Arslan, “Azerbaycan Ekonomisinde Geçiş
Dönemi”, Hazar Bilim Sanat ve Kültür Dergisi, S.1, Bahar-2000, s.17.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yaklaşık yarısı teşkil edecek bir seviyede yani bir hayli aşağı
olduğu tespit edilmiştir47.
47
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.16, 22.
37
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 4. Kişibaşına Milli Gelir
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Kişi başına
GSMH ($)
346.3
98.3
180.4
179.9
217.9
319.3
416.2
513.2
570.6
583.0
665.0
714.3
756.3
Kişi Başına
Manat
207.8
373.6
3318.6
21302.0
250568.4
1410329.3
1787651.6
2045968.7
2207506.7
2400595.2
2975367.7
3325908.5
3676445.0
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27.
Reform uygulamaları sonucunda GSMH’nın sektörel
dağılımında ve özel sektörün ekonomideki ağırlığında
kaçınılmaz olarak değişiklik-ler olmuştu.
GSMH içinde özel sektörün payı 1995’de %34 iken 2001
yılında %71, 2002 yılında ise %73 olmuştur. GSMH içinde en
önemli yere ise, sanayi ve tarım sektörü sahiptir.
Gerçekleştirilen yatırımlar sonucunda petrol üretiminin
GSMH’dan aldığı pay önemli oranda artış kaydet-miştir.
Sovyet döneminden kalan ve verimli sanayi üretimini destekleyecek durumda olmayan alt yapının yeniden inşa edilmesiyle
inşaat ve ulaşım sektörlerinde de önemli gelişmeler
gerçekleşmiştir.
2.2. Enflasyon
Enflasyon ile kavram olarak Azerbaycan halkının
tanışması 1990’lı yılların başında olmuştur. Birlik ülkeleri
arasında ekonomik bağımlılığın varolduğu Sovyetlerin
dağılmasının ardından işletmelerin faaliyetlerinin durması,
toplam arzın önemli oranda düşmesine ve sonuçta enflasyonun
yükselmesine neden olmuştur.
38
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Halkın elindeki mal stoklarını piyasaya sürmesi ile
toplam talebin bir ölçüde karşılanması nedeniyle 1990-91
yıllarında daha sonraki yıl-lara göre enflasyon oranı aşağı
seviyede seyretmiştir. Ekonomide fiyat kontrollerinin
kaldırılarak fiyatların göreceli serbestleştirilmesi, dönü-şüm
sürecinin ilk dört yılında yaşanan savaş nedeniyle kamu
harcamala-rındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkan kamu
açıklarının açık finansman yöntemi ile finanse edilmesi fiyat
artışlarının önemli oranda yükselme-sine neden olmuştur.
1994 yılına kadar para arzında dikkate alınan bir
göstergenin olmaması ve bütçe açıklarını gidermek için
devamlı para emisyonuna başvurulması, Manat’ın sürekli
değer kaybederek hiper enflasyon süre-cine girilmesi sonucunu
doğurmuştur. Yine yaşanan enflasyonist süreçte RusyaÇeçenistan savaşı nedeniyle kuzey demir yolu hattının
kapanması ile ithalattaki düşüş ve dış ticaret ile ilişkili bazı
mali kurumların uygulamaları da etken olmuştur48.
Bu yükselişte Merkez Bankası’nın müdahalesi ile beraber
Azerbaycan Manatı’nın ABD Dolarına karşı değer yitirmesi ve
tüketim malları tercihlerinin ithalata yönelmesi de etkili
olmuştur.
Kısaca SSCB’nin dağılmasının ardından devralınan ve
yaşanan ekonomik sorunlar ve savaş ekonomisi nedeni ile
enflasyon oranları dört haneli rakamlara yükselmiştir. 199294 yıllarında dört haneli rakam olarak gerçekleşen enflasyon
% 1763.5 ile 1994 yılında en yüksek düze-ye ulaşmıştır. 1994
yılı Mayıs ayında gerçekleştirilen ateşkes ve alınan tedbirler
ile birlikte 1995 yılından itibaren enflasyon düşüş eğilimi
göstermeye başlayarak %511.8 olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 5. Enflasyon Oranları
Yıllar
1991
1992
48
Enflasyon Oranı
(%)
206.6
1012.3
Nesimi Kamalov, “1990-2000 Yılları Arasında Azerbaycan’da Enflasyon”, Journal of
Qafqaz University, Number 6, Fall-2000, ss.67-70.
39
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Dr. Osman Nuri Aras
1229.1
1763.5
511.8
19.9
3.7
-0.8
-8.5
1.8
1.5
2.8
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, ss. 38-39; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.7.
Enflasyon oranı, IMF ile birlikte hazırlanan kalkınma
programla-rının ilki ile başlayan sıkı para politikası
uygulamaları sonucu 1996’da %19.9’a, 1997’de 3.7’ye ve
%1998’de %-0.8’e, 1999’da %-8.5’e gerilemiştir49. Dolayısıyla
hükümetin Ermenistan’la ateşkesin ardından uygulamaya
koyduğu istikrar programı yüksek enflasyona son vermiştir.
1997
yılında,
istikrar
programının
uygulanmaya
başlanmasından sonra yaklaşık on yıllık bir sürenin ardından
enflasyon oranı tek haneye düşmüştür. 1998 ve 1999 yıllarında
fiyatlarda önemli düşüşler yaşan-mıştır. Açık bir ekonomiye
sahip Azerbaycan, ulusal parasının başlıca ticaret ortaklarının
ulusal paraları karşısında değer kazanması neticesinde ithalat
maliyetlerindeki düşüşten yararlanmıştır. 1999 yılında
fiyatlarda ortalama %8,5 düşüş olmuştur50.
1999 yılının ikinci yarısından itibaren uygulanmakta
olan sıkı para politikasında yumuşamaya gidilmesi sonucu
2000 yılında enflasyon oranı %1.8, 2001 yılında % 1.5
olmuştur. 2002 yılında ise enflasyon %2.8 olarak
gerçekleşmiştir.
49
50
40
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, s.8.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 12.03.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2.3. İstihdam
Ülke ekonomisinde yaşanan geçiş ve durgunluk
yüzünden iş kabiliyeti olan insanların büyük çoğunluğu işsiz
kalmıştır. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini
işgal etmesi sonucu, bölgeden bir milyon civarında insanın
göçe mecbur olması da istihdam problemini arttırıcı önemli bir
etken olmuştur. İşsizlerin büyük çoğunluğu Rusya, Türkiye,
İran gibi komşu ülkelere yönelmişlerdir. Ülkeyi bu şekilde terk
edenler arasında gençler ve orta yaşlı insanların oranı daha
çoktur.
İşgücü
potansiyelinin
uluslararası
dolaşımı,
Azerbaycan’da problem oluşturmuştur. Azerbaycan’da işgücü
dolaşım hızı çok yüksektir. Bu durum ülkenin gelecek
demografik durumuna ciddi etki yapacaktır. Diğer bir
taraftan, ülkede kalifiye işgücüne verilen değer de düşük
olduğundan, onlar da ülkeyi terk etmektedirler. Bu tür “beyin
göçü” sürecinin son 5-6 yılda daha fazla arttığı
görülmektedir51.
Ermenistan’dan ve Ermeni işgalindeki topraklardan göç
etmek mecburiyetinde kalanların %60’ının ekonomik olarak
aktif kabul edilmesine karşın, göçmenlerin büyük bir kısmı
işsiz olup, devletten aldıkları yardımla yaşamlarını devam
ettirmeye çalışmaktadırlar.
Devlet işsizlik problemini çözmek amacıyla bazı
düzenlemelere gitmektedir. Bir taraftan yeni iş yerlerinin
açılması, uygun pazar siste-minin kurulması (emek piyasası,
meslek değişme kursları v.b.), diğer taraftan işsizlerin sosyal
korunumu için önlemler almaktadır. 2000 yılında büyük ve
orta ölçekli işletmelere çalışmak için 16.7 bin kişi
yöneltilmiştir. Aynı zamanda 2502 kişiye işsizlik yardımı
yapılmıştır. Son yıllarda özel sektörün gelişimi de bu
programın çözümüne yeni imkanlar vermektedir.
51
“Investment Possibilities of Azerbaijan”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.20; Azer
Mehdiyev, “Azerbaycan’ın Dünya İqtisadiyyatına İntegrasiyasının Reallıqları”, Ekspert
İqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.26.
41
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 6. İstihdamın Sektörel Dağılımı (%)
Yıllar
Sanayi
1990
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
12.7
9.8
7.7
6.6
6.8
7.0
6.8
6.6
6.7
Tarım ve
Hayvancılık
30.9
30.8
31.8
29.0
30.8
42.3
41.0
39.9
40.1
Diğer
56.4
59.4
60.5
64.4
62.4
50.7
52.2
53.5
53.2
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002,
ss.74-76; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, ss.12-13.
Toplam nüfusun istihdam düzeyinin zamanla çok az bir
artış kaydettiği görülmektedir: Toplam nüfusun istihdam
edilen oranı 1998’-de %53.4, 1999’da %56.7, 2000’de %56.8 ve
2001’de 56.9 olmuştur.
İstihdamın sektörel dağılımı da zamanla değişmektedir.
Sanayi ve inşaat sektöründe istihdam edilen işgücünün oranı
bir hayli azalma kaydederken, hizmet sektöründe istihdam
edilen işgücü artış kaydetmek-tedir. Tarım sektöründe
çalışanların oranı 1998 yılına kadar hemen he-men sabit
kalırken, bu tarihten sonra önemli artış göstermiştir. İstihdam
edilen işgücünün sektörel dağılımı ise aşağıdaki tabloda yer
almaktadır.
İstihdam edilen işgücünün petrol ve gaz üretimi ile ilgili
alanlarda en yüksek aylık gelire sahip olduğu, ortalama en
düşük aylık gelirin ise sağlık sektöründen elde edildiği
görülmektedir.
Tablo 7. İstihdamda Devlet ve Özel Sektörün Payı
Yıllar
1990
1991
1995
42
Devlet
70.7
67.5
56.1
Özel
29.3
32.5
43.9
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
51.0
46.5
46.2
36.2
34.5
33.4
32.3
49.0
53.5
53.8
63.8
65.5
66.6
67.7
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.77; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.14.
Devlet sektöründe (devlet işletmeleri ve yönetim
organlarında) çalışanların oranı, 1990 yılından itibaren
devamlı olarak azalma göster-mektedir. Serbest piyasa
mekanizmasına geçiş ve özelleştirmenin sonu-cu olarak 1990
yılında istihdamda %70.7 olan devlet sektörünün payı 2002
yılında %32.3’e inmiştir.
Tablo 8. Resmi İşsizlik Oranı (İşsizlerin İktisadi Faal Nüfusa Oranı)
Yıllar
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
%
0.11
0.17
0.52
0.65
0.78
0.86
1.03
1.13
1.20
1.17
1.29
1.35
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.19.
Şayet istatistiki verilerde yer alan rakamların gerçek
işsizlik oranı olduğu kabul edilirse, bu oran gelişmiş
ülkelerdeki işsizlik oranından bile aşağı seviyede olacaktır.
Gerçekte ise ülkedeki işsizlik oranının resmi verilerle
mukayese edilemeyecek derecede yüksektir. Yine de resmi
olarak işsizlik oranının ise her yıl artış kaydettiği dikkat
43
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
çekmek-tedir. Her ne kadar devlet kurumlarının verdiği
istatistiklere göre Azerbaycan’da işsizlik oranı %1.5-2 olsa da,
uluslararası kuruluşları verdiği bilgilere göre bu oran %20
civarındadır.
2.4. Özelleştirme
Azerbaycan bağımsızlığın ardından serbest piyasa
ekonomisine geçiş kararı almış ve bu yönde uygulamalara
başlamıştır. İlk olarak 1993 yılında Özelleştirme Kanunu’nu
çıkarmış ancak fiili uygulamaya 1995 yılından sonra
başlayabilmiştir.
Serbest
piyasa
ekonomisine
geçişin
önemli
aşamalarından biri sayılan ve ülkede ekonomide yeniden
yapılanmanın önemli faktörlerin-den biri olan ve batı
sermayesinin de iştirak edebileceği özelleştirme faaliyetleri,
devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi hakkında 7 Ocak 1993’de
Azerbaycan Parlamentosu tarafından kabul edilen kanun ile
birlikte başlamıştır. Geçmiş dönemden farklı olarak
Azerbaycan’ın eko-nomik temellerini devlet mülkiyeti, özel
mülkiyet ve belediye mülkiyeti teşkil etmeye başlamıştır52.
Söz konusu tarihte çıkarılan ve 27 maddeden oluşan
"Devlet
Mülkiyetinin
Özelleştirilmesi
Kanunu"
ile
Azerbaycan’da serbest piyasa ekonomisine geçiş çalışmalarının
hukuki dayanağının sağlanmasıyla beraber ülkede ilk taslak
özelleştirme çalışmaları 1993 yılında başlatılmış ancak bu
program parlamentodan onay alamamıştı. 1993 ve 1994
yıllarında “Özelleştirmenin Devlet Programı” uzun tartışmalar
ve revizyonlardan sonra 1995 yılında Milli Meclis tarafından
onaylanmıştır. Özelleştirme programı çerçevesinde restoran,
kafe, berber, dükkan, atöl-ye gibi ticarethane olarak
nitelendirilebilecek küçük ölçekli işletmeler, özelleştirilmesi
mecburi sayılan işletmeler olmuşlardır. Petrol, doğalgaz,
telekomünikasyon ile ilgili kuruluşlar, sanatsal mekanlar ve
52
44
Azerbaycan Respublikasının Konstitutyası, Azerbaycan Neşriyyatı, Bakı, 1996, s.7.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
madenler özelleştirilmeyecektir. Ancak, bu kuruluşlar Devlet
Başkanı veya Başbakan kararı ile özelleştirme kapsamına
alınabilir.
Özelleştirme, 1992’de kurulan Devlet Emlak Komitesi
tarafından yürütülmektedir.
1993-1996 yılları arasında yalnızca konutlarda ve
taksilerde özelleştirme gerçekleştirilmiştir.
Azerbaycan’ın 1995-1998 yıllarını kapsayan birinci
özelleştirme programında özelleştirme programına alınan
küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bir kısmı bu program
çerçevesinde özelleştirilmiştir. 1996 yılında özelleştirmeye hız
verilerek, sayıları 6200’e varan küçük işletme özelleştirilirken,
bu rakam 1997 yılı sonunda 15000’e ulaşmıştır. 1995-1998
yıllarını kapsayan birinci özelleştirme programı ancak 2000
yılı başlarında tamamlanabilmiştir. Bu sebeple ikinci
özelleştirme prog-ramı 10.08.2000 tarihinde Cumhurbaşkanı
tarafından imzalanmıştır. Dolayısıyla ikinci özelleştirme
programı 2 yıllık bir gecikme ile ancak uygulamaya
konulabilmiştir. Cumhurbaşkanının 8 Şubat 1997 tarihli
fermanı uyarınca her biri 4 adet çekten ibaret 8 milyon adet
Devlet Özelleştirme Payı'ndan (Çek) 7.183.803 adedi
Azerbaycan
vatandaş-larına
ücretsiz
dağıtılmıştır.
Özelleştirmeye ülke vatandaşları bu çekler-le, yabancı ülke
vatandaşları ise opsiyon adı verilen özelleştirme çekleri ile
katılabilmektedirler.
İkinci özelleştirme programı ile orta ve büyük ölçekli
işletmelerin özelleştirilmesi planlanmakta ve böylece devletin
ekonomideki rolü iyice azaltılmaya çalışılmaktadır.
Farklı alanları kapsayan 450 civarında işletme büyük
özelleştirme kapsamında yer almaktadır.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bölümünün
özelleştiril-mesine rağmen, büyük ölçekli kamu iktisadi
kuruluşlarının özelleştiril-mesi ile ilgili süreç yavaş
işlemektedir.
Özelleştirme programına göre özelleştirilecek tesis ve
müesseseler küçük, orta ve büyük olarak 3 gruba ayrılmıştır.
45
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Küçük müesseselerin % 15'i çalışanlarına parasız verilmekte,
% 85'i ise paralı açık arttırma ile satılmaktadır. Orta ve büyük
müesseseler
ise
önce
anonim
şirket
statüsüne
dönüştürülmekte, sonra özelleştirilmektedir. Bu şirketler;
hisselerinin en az % 50'si çek açık artırmaları ile, % 15'i
müessese çalışanlarına çek karşılığında, %10'u paralı açık
artırma ve kalan % 25'inin ise devlet tarafından kapalı yatırım
fonuna verilmesi ile özelleştirilmektedir53.
Özelleştirmenin başladığı tarihten 2002 yılı sonuna kadar
31226 küçük işletme özelleştirilmiştir. 2002 yılı içerisinde
özelleştirilen küçük işletmeler 2400 civarındadır. Özelleştirilen
işletmelerin dağılımı şöyledir: 605 sanayi, 113 tarım, 261
inşaat, 128 tamamlanmamış inşaat, 2257 ticaret, 649 iaşe, 9421
maişet, 514 petrol istasyonları, 14376 ulaşım işletmesi ve
ulaşım araçları, 56 ticari tarım kurumları (toplumsal, halka
açık), 2846 diğer işletmeler ve araçlar. 2001 yılı başına kadar
kuruluş sermayesi 3.4 trilyon Manat olan 1169 devlet
müessesesi kooperatife çevrilmiştir54.
Sonuçta 150 bin
civarında Azerbaycan vatandaşı özel mülkiyet sahibi
olmuştur55.
2002 yılında yapılan özelleştirmeden ülke bütçesine 11,2
milyar Manat girmiştir. Özelleştirmenin başladığı 1996
yılından 2003 yılı 1 Mart tarihine kadar küçük işletmelerin
özelleştirilmesi sonucu ise, devlet bütçesine yaklaşık 346.9
milyar Manat dahil olmuştur. Yine bu süre içerisinde
özelleştirilen işletmelerin yerleştikleri 718 toprak alanı da
özelleştirilerek devlet bütçesine 7,1 milyar Manat ek gelir
girmiştir.
2003 yılında stratejik önem arzeden işletmelerin
özelleştirilme-sinden devlet bütçesine yaklaşık 200 milyar
Manat dahil olması beklenmektedir.
53
54
55
46
www.msp.gov.az/html/eng/xod.html, 12.06.2003.
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, s.10; Eyyubov, s.65.
N. Ö. Hacıyev, “ Sahibkarlıq Sektorunun İnkişafının Süretlendirilmesi ile Bağlı Problemler”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler,
İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.117.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ne yazık ki, 1995’den başlayarak gerçekleştirilen
reformlar (özelleştirme), tarım sektöründe beklenen olumlu
sonuçları vermemiştir. Yapılan reformlar bazı sahalarda
ekonomik daralmanın daha da derinleşmesine sebep olmuştur.
Yine özelleştirilen kurumlarda uzun yıllardır çalışanların işsiz
kalması da önemli bir problemdir.
Reform uygulamaları ile küçük işletmelerin hemen
hemen tamamı özelleştirilmiştir. Tarım sektöründe de önemli
sayılabilecek özelleştirme uygulamaları gerçekleştirilmiştir.
Özelleştirilen küçük işletmelerin top-lam varlık değeri
GSMH’nın % 6.5'i kadardır. Ancak, büyük ölçekli işletmelerin
özelleştirilmesinde benzer bir başarı elde edilememiştir.
Reform sürecinin başlangıcından bu yana 1.065 orta ve büyük
ölçekli işletme anonim şirketlere dönüştürülerek açık artırma
usulü ile özelleştirilmiştir. 2000 yılında özelleştirme politikası
değiştirilmiş, Emlak Komitesinin feshedilmesinden sonra
özelleştirmeden
sorumlu
olacak
Emlak
Bakanlığı
kurulmuştur. 2001 yılı başlarında Cumhur-başkanı Aliyev,
özelleştirmeye hız verilerek, imalat, enerji ve kimya
sektörlerinde faaliyet gösteren 100 büyük kamu iktisadi
teşebbüsünün özelleştirileceğini ilan etmiştir56.
Özelleştirme sürecine katılan yabancı yatırımların oranı
her geçen gün yükselme kaydetmiştir.
Alınan önemli mesafeye rağmen özelleştirmenin ve
yapısal reformların yavaş ilerlediği de dikkatlerden
kaçmamaktadır.
Devlet-Özel Sektör Mukayesesi
Hem devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi, hem de halkın
özel teşebbüs esasında özel müesseseler kurması sonucunda,
özel sektör ekonominin temel bölümü haline gelmiştir. Bazı
sektörlerde, özellikle tarım sektöründe temel ağırlığa özel
sektör sahiptir.
56
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm
47
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Gerçekleştirilen yeniden yapılanmanın sonucunda, özel
sektörün makro-ekonomik göstergelerin teşekkülündeki ağırlığı
devamlı olarak artmaktadır. Ekonominin özel sektör
bölümünde 1997 yılında GSMH’nın %46’sı, 1998 yılında %55’i,
1999 yılında %62’si, 2000 yılında %68’i üretilmiştir. Dolayısıyla
GSMH içerisinde devletin rolü giderek azalmaktadır. Zira 1999
yılında bu miktar %38 iken 2000 yılında bu oran %32’ye
düşmüştür. 2000 yılında toplam sanayi ürünlerinin %43.6,
tarım ürünlerinin %98’i, inşaatın %67’si, yük taşımacılığının
%54’ü,
yolcu
taşımacılığının
%83.3’ü,
komünikasyon
hizmetlerinin %61.1, ticaretin %98.5’i özel sektör kuruluşları
tarafından yapılmıştır57.
57
48
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, s.10; Hacıyev, s.116.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 9. GSMH’da Özel ve Devlet Sektörünün Ağırlığı
Yıllar
Özel Sektör
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
15
17.7
24
29.3
34
38
46
55
62
68
71
73
Devlet
Sektörü
85
82.3
76
70.7
66
62
54
45
38
32
29
27
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.63.
Ülke ekonomisinde 2001 yılında %71 olan özel sektörün
payı 2002 yılında %73 olurken, toplam sanayi ürünlerinin
%53.7, tarım ürünlerinin %98’i, yük taşımacılığının %56’ü,
yolcu taşımacılığının %85.3’ü, komünikasyon hizmetlerinin
%66.5’i özel sektör kuruluşları tarafından yapılmıştır58.
Ekonomik verilerin mukayesesinden de görüle-ceği gibi, her
geçen yıl ekonomide özel sektörün payı artış kaydet-mektedir.
Devlet bütçesinin teşekkülünde de vergi girdileri
bakımından özel sektörün rolünün artış kaydettiği
görülmektedir. Elbette devlet mülki-yetinin özelleştirilmesi,
ekonomide özel sektörün rolünün artmasında birinci amildir59.
Ancak temel ve stratejik sektörlerde devletin tekel
durumu ve ağırlığı devam etmektedir.
Her ne kadar verilerden yola çıkarak ekonomide özel
sektörün payının yüksek olduğu görülse de, bu görünüşte
devlet mülkiyetinde kalan işletmelerin, özellikle sanayi
işletmelerinin, faaliyette bulunma-ması etkindir. Ayrıca bazı
58
59
“2002-ci İlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003.
Hacıyev, s.117.
49
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
özel sektöre ait işletmeleri, özel sektör olarak görmek tam da
doğru değil. Örneğin anonim şirketlerin (sehmdar
cemiyyetlerinin) çoğu daha çok devlet işletmesi gibi faaliyet
göster-mektedir. Öte yandan enerji üretiminde özel sektörün
formal karakter taşıdığı, enerji satışında ayrı ayrı işletmelerin
özel sektör tarafından işletilmesi yönünde girişimlerin olduğu,
petrol ve doğal gazın üretimin-de ise özel sektör olarak sadece
yabancı müteşebbislerin var olduğu dikkate alındığında,
sanayi sektörünün temel bölümü olan enerji sektö-ründe özel
mülkiyetin aslında olmadığını söylemek mümkündür60.
Vergi oranlarının yüksek olması nedeniyle, özel sektörün
kayıt dışı faaliyete üstünlük verdiği görülmektedir. Özel
işletmelerin büyük bir kısmı, istihdam ettiği personeline
verdikleri
ücretlerin
%90’ını
gayri
resmi
olarak
vermektedirler. Kayıt dışı ekonomi daha çok silah, narkotik
maddeler ve pornografik ürünlerin kanunsuz üretimi ve satışı
olarak algılanmasına karşın, Azerbaycan’da esas olarak en
basit üretim, ticaret ve hizmet alanlarında kayıtdışı ekonomik
faaliyetler yürütülmektedir. Yapılan bazı değerlendirmelerde,
kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınan ekonomik
faaliyetlerden daha büyük olduğu hesaplanmaktadır.
Ekonomide kayıt dışını tercih eden veya tercih etmek zorunda
kalan özel sektörün karşısına çıkan temel problem ise rüşvet
olmaktadır61.
Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde, dağılışının hayata
getirdi-ği kaos ortamında devlet emlakının ve toplumsal
servetin şahsi amaçlar doğrultusunda kullanılması ve
dağıtılması sıradanlaşmıştı. Bu açıdan rüşvet ve yolsuzluk,
toplumun Sovyet sisteminden miras aldığı ağır toplumsal
hastalıklardan biridir. Her ne kadar daha sonra rüşvet ve
yolsuzluk belirli şekil değişikliğine uğrasa da, varlığını
toplumun genelinde yaygın şekilde hissettirmektedir. Öyle ki
60
61
50
Nazim İmanov, “İlk On İlin Yekunları: İqtisadiyyat”, Meşveret Bülleteni, No:7(43),
Oktyabr-2001, ss.29-30.
Nazim İmanov, s.30.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ülkede adeta resmi ve gayri resmi olmak üzere iki vergi
sistemi mevcuttur. Gayri resmi verginin düzenleyici rolü,
resmi verginin düzenleyici rolünden daha büyüktür. Son
yıllarda bazı etkili uluslararası teşkilatlar tarafından (örneğin
“Transparency International”) yapılan anket sonuçlarında,
Azerbaycan’ın rüşvet ve yolsuzlukta önde gelen ülkeler
arasında yer aldığı ifade edilmektedir62. Rüşvet ve yolsuzlukla
mücadelede, devlet müesseselerinin, öncelikle söz konusu
problemin genişlemesine ve derinleşmesine, sosyo-ekonomik
sistemi tamamen sarmasına engel olmaları gerekmektedir.
2.5. Devlet Bütçesi
Karabağ savaşı sonucunda savunma harcamaları artan
Azerbay-can’ın devlet bütçesinde gelir-gider dengesinin 1993
yılından itibaren açık verecek şekilde bozulmaya başladığı
görülmektedir. Ortaya çıkan bütçe açığı enflasyona sebep
olmamak
için,
emisyon
yerine
yabancı
kredilerle
karşılanmıştır63. Serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde
vergi siste-minde yapılan reformlar, devlet bütçesinde gelirlerin
yıldan yıla artması ve 90’lı yılların başında yüksek olan bütçe
açığının 1995 yılından itibaren azalma trendine girmesi
sonucunu doğurmuştur. 1994 yılında GSMH’nın %9.4’üne eşit
olan bütçe açığı 1999’da GSMH’nın %2.4’üne, 2000 yılında
%1’ine eşit olmuştur. 2001 ve 2002 yıllarında ise bütçe açığı
GSMH’nın %1’inin altında olmuştur. Bütçenin açıkla hayata
geçiril-mesinde yüksek enflasyon korkusu etken olmaktadır64.
2000 yılında bütçe gelirleri 3577.3 milyar Manat, bütçe
harcama-ları ise 3819.0 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir.
Yıldan yıla artış kaydeden bütçe gelirleri 2002 yılında bir
önceki yıl ile mukayesede ise %16 artarak GSMH’nın
%15.4’ünü oluşturmuştur.
62
63
64
Emiraslanov, ss.62-63, Nazim İmanov, s.32.
Ercan Sancak, Azerbaycan İqtisadiyyatı, Qafqaz Üniversiteti Neşriyyatı, Bakı, 1999, s.32.
F. Y. Bayramov-S. E. Necefov, “Dövlet Bütcesinin Kesiri ve İnflasiya”, Azerbaycanda
İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf
Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.148.
51
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2002 yılı devlet bütçe gelirlerinin 921.8 milyar Manat’lık
yani, %20.3’lük kısmını gümrük gelirleri oluşturmuştur.
52
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 10. Bütçe Gelir ve Giderleri (Milyar Manat)
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Gelirler
0.5
1.0
7.3
53.6
504.8
1584.7
2012.8
2565.2
2327.3
2797.6
3573.2
3924.0
4551.2
Giderler
0.5
0.9
6.9
64.8
681.7
2141.9
2409.3
2943.5
2641.7
3257.2
3819.8
4037.5
4658.6
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.36-37; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.55.
Bütçe gelirlerinin arzu edilen seviyeye ulaşmamasındaki
en önem-li engellerden
biri de vergi sistemindeki
çıkmazlardır.
Azerbaycan BDT devletleri ile mukayesede yolsuzluğun
seviyesi-ne ve kayıt dışı ekonominin hacmine göre ilk sıralarda
yer almaktadır65. Bu durum bütçe gelirleri açısından olumsuz
sonuç doğurmaktadır.
65
Javid Ahmadi, “Development Perspectives of Azerbaijan Agriculture”, Ekspert İqtiad
Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.8-9; Stanislav Zhukov, “The Macroeconomik Situation in
Azerbaijan: At the End of the First Post-Soviet Decade”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No.7-8,
2001, ss.6-7.
53
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 11. Bütçe Açığı
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1993
1994
GSMH’nın %’si
7.1
9.4
5.2
2.9
2.4
1.8
2.4
1.0
0.4
0.36
7.1
9.4
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.36-37; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.55.
Bütçe gelirlerine benzer şekilde yıldan yıla artan bütçe
harcamaları ise 2002 yılında bir önceki yıla göre %15.4 artarak
GSMH’nın %15.7’sini oluşturmuştur66. Azerbaycan’da kamu
harcamalarının GSMH’da ağırlığının yüksek olarak kalmaya
devam ettiği görülmektedir.
Bütçe harcamalarında sosyal savunma ve güvenlik
harcamalarının payının yıldan yıla arttığı görülmektedir. Bu
karakterli harcamalar 1995’de bütçe harcamalarının %8.5’ini
teşkil ederken, bu oran 1998’de %23.3, 2000’de %18.3 olarak
gerçekleşmiştir.
2.6. Döviz Kuru
Azerbaycan “Ruble Bölgesi”nden çıkarak Kasım-1992’de
Bağım-sız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin milli para birimi
“Manat”ı tedavüle çıkarmıştır. Azerbaycan milli para birimi
Manat, ilk aşamada Rusya’nın para birimi Ruble ile birlikte
tedavülde olmuştur. Hükümetin serbest piyasa ekonomisine
geçileceğini ve özelleştirmeyi Manat ile yapacağını
66
54
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, s.10.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
açıklamasının yanı sıra toplam hacminin piyasada az olması
sonucu ilk zamanlar değerini koruyan Manat, ithalatın önemli
bir kısmının Ruble ile yapılmak mecburiyetinde olması ve
ithalatın yapıldığı ülkelerde, özellikle Rusya’da fiyatların
liberalleşmeye paralel olarak yükselmesi sonucunda, 1993
yılının ortalarında Ruble karşısında değer kaybetmeye
başladı. Yine 1993-94 yıllarında bankacılık sektöründe
yaşanan iflaslar ve Manat’ın değer kaybedeceği endişesi başta
dolar olmak üzere para ikamesine neden olmuştur67.
Nihayet Manat 1994 yılından itibaren ülkedeki tek
ödeme aracı olmuştur. 1994’de “Valyuta Tenzimlenmesi
Haqqında (Döviz Kuru Düzenlemeleri Hakkında)” kanunun
kabul edilmesi ve 1995’de anti-enflasyonist para ve kredi
politikasının uygulanmaya başlanması sonucu 1996 yılının
Mayıs ayından itibaren Manat değer ve itibar kazanmaya
başladı. İlk yıllarda enflasyon, ekonomik ve siyasi
istikrarsızlık gibi sebeplerle ABD Doları karşısında hızla değer
yitirse de, 1995 yılından sonra ülkede gerçekleştirilen
ekonomik tedbirler ve sıkı para politikası neticesinde döviz
kurunda fazla bir dalgalanma olmamıştır.
Merkez Bankası’nın politikaları ve bunu destekleyen
petrol anlaş-maları ile Manat, Amerikan Doları karşısında
1998 yılına kadar bir miktar değer kazanmıştır. Ancak 1999
yılından itibaren efektif döviz piyasasında Manat’ın değeri
aşağı düşürülmüş ve Azerbaycan’ın ticari rekabet şansı
artırılmaya çalışılmıştır.
Komşu ülkeler daha yüksek enflasyon oranlarına sahip
olduk-larından, Manat bu ülke para birimleri karşısında değer
kazanmıştır.
1995-1998 yılları arasında Amerikan Doları’nın değeri
sırasıyla 4440-4098-3888-3890 Manat olmuştur. 1999’un ikinci
yarısında, 1995 yılından itibaren uygulanmakta olan para ve
67
C. Şerifov, “Azerbaycanda Valyuta Bazarının Müasir Veziyyeti ve Onun İnkişaf
Perspektivleri”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, Azerbaycan İlmler Akademiyası
Neşriyyatı, Bakı, 1998, ss.551-552; Sancak, ss.51-54.
55
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
döviz kuru politikalarında yumuşama ile birlikte yeniden
döviz kuru yükselmeye başlamıştır68.
1997-98 yıllarında yabancı sermaye girişindeki artışlar
nedeniyle Manat, Amerikan Doları karşısında değer
kazanmıştır. Aşırı değerlenen para biriminin yanı sıra 1998
yılında yaşanan Rusya krizinin de etkisiyle ihracat
gelirlerinde önemli miktarlara varan azalmalar yaşanmıştır.
1999 yılının ortalarından itibaren dalgalı kur rejimine
geçilmiş, ulusal para birimi ABD Doları karşısında % 7
oranında devalüe edilerek ihraç ürünlerine rekabet üstünlüğü
kazandırılmaya çalışılmıştır.
Amerikan Doları/Manat kuru 1999’da 4373, 2000’de 4550
olarak gerçekleşmiştir. 1999’daki mali istikrar, sıkı para
politikasının yanı sıra yapılan %6.9 oranındaki devalüasyon
ile güç kazandı ve Manat istikrara kavuştu. Manat’ın ABD
doları karşısındaki değer kaybı 1999 yılında % 11 olarak
gerçekleşirken, 2000 yılında devalüasyon % 3.8 ile sınırlı
kalmıştır69.
2001 yılı sonu itibariyle 4800 Manat olarak gerçekleşen
dolar kuru 2002 yılı sonunda 4890 Manat olmuştur. Böylece
2002 yılında Manat’ın yumuşak bir devalüasyona uğradığı
görülmektedir.
Azerbaycan milli para birimi Manat’ın değeri, günlük
olarak Bakı Bankalararası Valyuta Birjası’nda (Bakü
Bankalararası Para Piyasası’-nda) belirlenmektedir.
Tablo 12. Döviz Kuru (Yıl Sonu)
Yıllar
1992
1993
1994
1995
1996
68
69
56
$/MANAT
14.8
120
1433
4417
4295
Kamalov, s.72.
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 13.03.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1997
1998
1999
2000
2001
2002
3983
3869
4373
4565
4774
4893
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.8
Reel ve nominal döviz kurları arasında ciddi bir fark
bulunma-maktadır. Döviz büroları ve bankalar Merkez
bankasının belirlediği kur üzerinden en fazla (+/-) 5 Manat
farkla alım veya satım yapabilmekte-dirler.
Azerbaycan’da uygulanan döviz kuru politikası ile dış
ticaret ve ödemler dengesi arasında yakın ilişki vardır.
Yapılan araştırmalarda geçiş sürecinde olan ülkelerde döviz
kurunun hem dış ticaret göstergesi, hem reel sektör imkanları,
hem de enflasyona karşı düzenlemelerde rol oynadığı
görülmektedir. IMF’nin istekleri doğrultusunda dış borçların
değerini korumak için döviz kurlarının sabitlenmesi ülke içi
üretimi ve ihracatı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum
ithalat ve ihracat arasında farkın ithalat lehine olmasında da
etken olmuştur70.
Öte yandan 2002 yılı sonu itibariyle Azerbaycan, 1 milyar
300 milyon $’lık bir döviz rezervine sahiptir.
Azerbaycan’ın döviz rezervlerinin yeterli düzeyde olması
önem-lidir. Ancak milli varlıklara sadece devletin değil, onun
vatandaşlarının da mülkiyeti dahildir. Çağdaş dünyada
devletin varlığı hazinedeki paranın miktarından daha çok,
onun vatandaşlarının varlıklı olması ile ölçülür. Bu açıdan ise
Azerbaycan’da problemin varlığı gözükmektedir: Halkın gelir
düzeyi düşük, sosyal tabakalaşma keskin, orta tabaka yok
denecek kadar zayıftır. Bu problemlerin çözümünde, hem
Petrol Fonu’nda toplanan gelirlerden, hem de dış kredilerden
daha verimli olarak yararlanılması gerekmektedir71.
70
71
Sancak, ss.58-60.
Nazim İmanov, s.28.
57
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2.7. Dış Ticaret
Ülke Merkez Bankası (Milli Bank) tarafından 1995’den
bu yana uluslararası standartlara cevap verecek şekilde
ödemeler bilançosunun düzenlendiği Azerbaycan’da, gerekli
düzenlemelerde önemli mesafe alınmadan ülke ekonomisinin
dünya ekonomisine entegresini sağlama amacıyla dış ticaretin
tamamen liberalleştirmesi, ağır durumda olan üretim
alanlarının yıkılışını hızlandırmış, yerli üretimi bir hayli
azaltmış ve iç piyasayı tamamen ithalata bağımlı duruma
getirmiştir. Geç de olsa yerli üretimin gelişimini sağlamak için
hükümetin uygulamak istediği tedbirler ise uluslararası
kurumlar, özellikler IMF ve Dünya Bankası tarafından
itirazla karşılanmıştır. 2001 yılı Nisan ayından itibaren
Azerbaycan’da yeni gümrük vergileri yürürlüğe konulmuştur.
Hükümet, yerli üretimi arttırmak için ülkede üretimi
mümkün olan bir çok ürünün ithalinden alınan gümrük
vergilerini yükseltmeye çalışmıştır. Fakat uluslararası finans
kurumları ile anlaşma mümkün olmadığından vergiler
istenilen seviyeye çıkartılamadı. Bazı ürünler için vergi
oranlarının %15’e yükseltilmesine rağmen, bu adımın
varılmak istenen hedeflere ulaşmada yeterli olmayacağı
düşünülmektedir72.
Bağımsızlığını elde ettiği yılların ardından 1994-1999
yılları arasında Azerbaycan’ın dış ticaret dengesi açık
vermiştir. Ancak petrol ürünleri ihracının artması söz konusu
açığı aşağılara çekmiştir.
Tablo 13. Azerbaycan Dış Ticareti (Milyon $)
72
58
Yıllar
İthalat
İhracat
Dış
Ticaret
Hacmi
Dış
Ticaret
Dengesi
1991
1992
1993
1994
1881.2
939.8
628.8
777.9
2120.9
1483.9
724.6
652.7
4002.2
2423.8
1353.4
1430.6
239.7
544.1
95.8
-125.1
Mehdiyev, s.23.
Dr. Osman Nuri Aras
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
667.6
960.6
794.3
1076.4
1035.8
1172.0
1430.8
1665.3
637.1
631.2
781.3
606.2
929.6
1745.2
2314.2
2167.5
1304.8
1591.8
1575.6
1682.6
1965.5
2917.2
3745.1
3832.2
-30.4
-329.3
-13.0
-470.3
-106.2
573.1
883.4
502.2
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.628; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.51.
Ülkede sosyal ve siyasal istikrarın sağlanması ile birlikte
1994’te “asrın anlaşması”nın imzalanması ile başlayan ve
sonradan başarı ile devam ettirilen iktisat politikalarının
hayata geçirilmesi sonucunda, 1993 ile mukayese edildiğinde
dış ticaret hacmi 1997’de %16.4, 1998’de %24.3, 1999’da %45.2
oranında ve 2000 yılında 2.1 kat, 2001’de 2.7 kat, 2002’de 2.8
kat artış kaydetmiştir.
1998 yılında Manat’ın aşırı değerlenmesiyle ihracat
gelirleri aza-lırken, ithalatın artması ve hidrokarbon
sektörüne yatırım amaçlı yüksek miktarlı yabancı sermaye
girişi dış ticaret açığının 1998 yılında 470.3 milyon $’a
yükselmesine neden olmuştur.
1999’da 106.2 milyon $ açık veren dış ticaret dengesi
2000 yılın-dan itibaren fazla vermeye başlamıştır. Bununda
esas sebebi uluslararası petrol anlaşmalarının yeni aşamaya
geçmesi; petrol çıkarma ve ihraç aşamasına geçilmesi
sonucunda ülkeden petrol ihracının büyük oranda artışı ile
bağlantılıdır. Petrol ve petrol ürünleri üretiminin ve
ihracatının artması sonucunda 2000 yılında dış ticaret fazlası
573.1 milyon $ olmuştur. Dış ticaret fazlası 2001’de 883.4
milyon $ olurken, 2002’de 502.2 milyon $ olmuştur.
2000 yılında dış ticaret hacmi 1999 yılına göre %48.4
artış gös-tererek 2917.3 milyon $ olmuştur. Bu yılda ülkeye
ithal olunan ürünlerin hacmi %13.1 arttığı halde, ihracat
%87.7 artmıştır.
59
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Petrol ihracatının artmaya başladığı 2000 yılı ile birlikte
ihracatın GSMH içindeki payının önemli bir yer tutmaya
başladığı görülmektedir.
İhracat içinde petrol ürünleri önemli yer tutmaktadır.
Petrol ve petrol ürünlerinin ihracat içindeki payı 1998’de
%64.8, 1999’da %75.9, 2000’de %84, 2001’de %91.23 ve 2002’de
%81.23 olmuştur. Bu, esas olarak ham petrolün ihracından
kaynaklanmaktadır. Bir taraftan dünya pazarında petrolün
fiyatının artması ile ilişkili olarak ülkeden ihraç olun-muş
ham petrolün her tonunun fiyatı 1999 yılına göre 90 $ artmış,
diğer taraftan ise ihraç olunan ham petrolün hacmi de 800 bin
ton fazla olmuştur. Öte yandan 2000 yılı süresince 1097.4
milyon $’lık ham petrol ihraç olunmuştur ki, bu da 1999 yılın
aynı dönemine göre 606.1 milyon $ daha çoktur.
Azerbaycan’ın ihracatında petrol ürünlerinin ağırlıkta
olması, Azerbaycan ekonomisini petrol fiyatlarına son derece
bağımlı bir hale getirmektedir. Diğer ihraç ürünlerde ise gıda
ve metaller önemli yer tutmaktadır.
1998’de 606.2 milyon $’a gerileyen ihracat 1999’da
toparlanarak 929.6 milyon $ olurken 2000’de %87.7 artış
kaydederek 1745.2 milyon $ oldu.
2002 yılında ihracat miktarının temel ürünlere göre
dağılımı şöyle olmuştur: Petrol ve petrol ürünleri %81.23,
kimyasal ürünler %2, pamuk %1, makine ve donanım %1,
diğer %1573.
İthalatın yapısı ihracatın yapısına göre tamamen
farklıdır. Aynı zamanda vurgulamak gerekir ki, ithali ikame
eden yerli üretimin artışı sonucunda 1999 yılına oranla genel
tüketim mallarının ithali 80 milyon $, bu bağlamda tarım
ürünlerinin ithali 40 milyon $ azalmıştır.
1999 ile mukayesede 2000 yılında ithalatın toplam
miktarı 105.6 milyon $ artmıştır. Bunun esas sebebi objektif
faktörlerin tesiri ve etkisi sonucunda dolaysız yabancı
73
60
Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the
Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003, s.34.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
sermayelerle ilgili ülke ekonomisine sermaye ağırlıklı ithal
mallarının bir miktar azalması, yani önceki yıllarda geniş
mikyaslı sermaye akımlarının “ürün verme” devrinin
başlaması ve ithali ikame eden bazı sanayi alanlarının belli
miktarda gelişmiş olmasıdır.
2001 yılında 3.74 milyar $ dışı ticaret hacmine sahip olan
Azerbaycan, 2002 yılında dünyanın 128 ülkesi ile ticari ilişkide
bulunulmuş ve dış ticaret hacmi 3.83 milyar $ olarak
gerçekleşmiştir. İhracat 2.16 milyar $, ithalat ise 1.66 milyar $
olmuştur. Dolayısıyla Azerbaycan’ın 2002 yılında 502.2 milyon
$’lık bir dış ticaret fazlasına sahip olduğu görülmektedir.
2002 yılında ithalatın %42.5’i petrol, petrol ürünleri,
makine ve teçhizat, teknolojik cihaz ve malzemelerinin payına
düşmüştür. 2002 yılında ihracat miktarının temel ürünlere
göre dağılımı şöyle olmuştur74: Doğal gaz %13, metaller %17,
makine ve donanım %23.8, kimyasal ürünler %5, taşıt %7 ve
diğer %20.
Beyaz eşya ithalatının 2002 de arttığı görülmektedir.
Ayrıca 9000 otomobil ve 900 kamyon 2002’de ithal edilmiştir.
İthalatta ise makine ve donanım gibi yatırım malları
alarak üretim hacmini ve teknolojik seviyesini artırma
eğilimindedir.
Sanayi
tesislerinin
özelleştirilmesinde
yaşanan
tıkanıklığın aşıla-maması gibi yapısal sorunlar nedeniyle
üretim yapılamaması ve dolayı-sıyla ihracatın katma değeri
düşük hammadde ve yarı mamul mallar üzerinde
yoğunlaşması ve diğer yandan milli para birimi Manat’ın
1997-2000 yıllarında ABD $’ına karşı aşırı değer kazanması
sonucu ithalat cazip hale gelmiştir. Petrol fiyatlarındaki
beklenmedik dalgalanmalar nedeniyle ülke dış ticaret fazlası
vermeye başlamıştır.
Dış Ticarette Başlıca Ülkeler
74
Investors’ Handbook, s.34.
61
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Dünyanın 128 ülkesi ile ticari ilişkinin kurulduğu 2002
yılında ise, dış ticaret işlemlerinin %24.6’sı Bağımsız Devletler
Topluluğu (BDT) ülkeleri ile gerçekleştirilirken, %75.4’ü
denizaşırı ülkelerle gerçekleş-tirilmiştir. Azerbaycan’ın dış
ticaret hacminin %80’inden fazlası İtalya, Rusya, Fransa,
Türkiye, Kazakistan, ABD, İsrail, Türkmenistan, Alman-ya,
İspanya, Gürcistan, İngiltere ve Ukrayna ile yapılmıştır.
İhracatın %88’i İtalya, Rusya, Fransa, Türkiye, İsrail, İspanya,
Gürcistan, Yunanistan, ABD ve Malta ile gerçekleştirmiştir.
İthalatının %74’ünü ise Rusya, Türkiye, Kazakistan,
Türkmenistan, Fransa, ABD, İngiltere, Almanya, Ukrayna ve
İran ile gerçekleştirmiştir.
İtalya, Trieste terminalinden gerçekleştirilen petrol
yüklemeleri sebebiyle Azerbaycan’ın ihracat yaptığı ülkeler
içerisinde ilk sıradadır.
1998 yılında Rusya Federasyonu’nda yaşanan ekonomik
kriz sonucu yapılan devalüasyon ve Rus mallarının
Azerbaycan para birimi-ne oranla değer yitirmesi sebebiyle
Rusya Azerbaycan pazarında fiyat avantajı sağlamış ve bu
ülkenin mallarına olan talep artarak Rusya Azerbaycan’ın dış
ticaretinde bu tarihten itibaren ilk sıralara yüksel-miştir.
Dış ticaret rakamlarına bakıldığında dış ticaretin yapısal
değişime uğradığı, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile yapılan
ticaretten uzaklaşma ve Batı piyasalarına yönelme eğilimi
gözlemlenmektedir.
Tablo 14. 2002 Yılı Dış Ticaretinde İlk 6 Ülke (Milyon $)
Ülkeler
Toplam
İtalya
Rusya
Fransa
Türkiye
Kazakistan
İsrail
Ticaret
Hacmi
3832869.0
1109083.0
376620.1
284393.4
239593.3
161363.8
160797.5
%
İthalat
%
İhracat
%
100
28.9
9.8
7.4
6.3
4.2
4.2
1665346.9
26363.4
280912.9
118111.0
156196.7
149793.9
6740.1
100
1.6
16.9
7.1
9.4
9.0
0.4
2167522.2
1082719.6
95707.2
166282.4
83396.5
11569.9
154057.4
100
50.0
4.4
7.7
3.8
0.5
7.1
Ticaret
Dengesi
502175.3
1056356.2
-185205.7
48171.4
-72800.2
-138224.0
147317.3
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53.
62
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Komşu ülke olan İran’ın ise ihraç ettiği ürünlerinin
düşük kaliteli olması sebebiyle Azerbaycan’ın dış ticaretinde
çok gerilerde kaldığı görülmektedir. İran’ın 1994 yılında
toplam ihracattaki % 38’lik payı ile Azerbaycan’ın en önemli
ihraç pazarı idi. Ancak 2000 yılına gelindi-ğinde İran’ın
ihracattaki payı yalnızca % 0,4 olmuştur. Azerbaycan’ın
ithalatında ise İran % 4.8’lik bir paya sahiptir. 2002 yılında
ise İran, Azerbaycan’ın ithalatında %3.5, ihracatında ise
%1.4’lük bir paya sahip olmuştur.
1996 yılından beri, ekonomik düzelmeye bağlı olarak iç
talebin yükselmesi sebebi ile ithalatta da hızlı bir yükselme
gözlenmektedir. Azerbaycan’ın 2000 yılı ticari ilişkilerinin %
69’u (ithalatın % 86,4’ü ve ihracatın % 58,7’si) özel sektör
tarafından gerçekleştirilmiştir.
2000 yılında dış ticaretin %20.9’u (ithalatın %32.0’ı,
ihracatın %13.5’i) BDT ülkeleri ile, %79.1’i (ithalatın %68.0’ı,
ihracatın %86.5’i) ise diğer ülkeler ile yapılmıştır. 2002 yılında
ise ihracatın %11’i BDT ülkeleri ile, %68’i Avrupa ülkeleri ile,
%21’i ise diğer ülkeler ile gerçekleştirilmiştir. İthalatın ise
2002 yılında %32.9’u BDT ülkeleri ile, %24’ü Avrupa ülkeleri
ile, %43.7’si ise diğer ülkeler ile gerçekleş-tirilmiştir. Bu
değişim, Azerbaycan’ın dış ticari ilişkilerinde gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler ile işbirliği yaptığını göstermektedir.
BDT Ülkeleri İle Dış Ticari İlişkiler
Azerbaycan 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesinin
ardından dış ticarette SSCB ülkeleri dışındaki yeni pazarlara
yönelmiştir. Ancak bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan’ın
geçmiş ekonomik bölgeye bağımlılığı devam etmiştir. Ülke
ekonomisinin Rusya’ya bağımlılığı, bağımsız ekonomik
politikanın hayata geçirilmesine ve milli ekonomi-nin
yapılandırılmasına suni engeller yaratıyordu75.
BDT'nin, toplam ticaret içindeki payı 1998 yılında % 27.7
iken 1999 yılında bu değer % 22.6 olarak gerçekleşmiştir. 2000
75
Emiraslanov, s.59.
63
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yılında BDT Azerbaycan’ın dış ticaret işlemleri içerisinde bu
oran biraz daha geri-leyerek % 20,9 olmuştur.
Dolayısıyla 1991-93 yıllarında dış ticaretinin %80-85 gibi
bir oranını BDT ülkeleri ile yapan Azerbaycan’ın dış ticaret
ilişkileri 1994 yılından itibaren köklü bir şekilde değişme
göstermesi sonucu BDT ülkeleri ile olan dış ticaret hacmi
sürekli olarak azalmaya başlamıştır76.
Azerbaycan’ın
ihracatında BDT ülkelerinin payı 1991’de %94 iken, bu oran
1999’da %22.7, 2000’de %13.5 ve 2002’de %11 olarak gerçekleşmiştir. BDT ülkelerinin Azerbaycan’ın ithalatı içindeki payı
ise 1991’de %80 iken, bu oran 1999’da %31.4, 2000’de %32 ve
2002’de %32.9 olmuştur.
BDT ülkeleri ve Rusya'dan yapılan dış ticarette, ithalatta
görülen azalmanın ihracata göre daha yavaş olduğu
görülmektedir. Ukrayna gibi diğer BDT ülkelerinden yapılan
ithalat ise daha büyük oranda azalmıştır.
2002 yılında BDT ülkeleri ile dış ticaret hacmi 894
milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın 650.4 milyon $’ı
ithalatın, 243.7 milyon $’ı ise ihracatın payına düşmüştür.
Dolayısıyla BDT ülkeleri ile ticari ilişkilerinde Azerbaycan
2002 yılında 406.7 milyon $ açık ver-miştir77.
Yukarıda da ifade edildiği gibi dönüşüm süreci ile
birlikte, dış ticaretin yapısında da değişiklik olmuş,
Azerbaycan’ın BDT ülkelerine karşı ihracat bağımlılığı
azalırken özellikle Avrupa Birliği ülkelerine yönelik
ihracatında önemli artışlar kaydedilmiştir.
2.8. Dış Borçlar
Azerbaycan’ın dış borç stoku ve dış borçların GSMH
içindeki payı yıllar itibariyle devamlı artış kaydetmektedir.
76
77
64
A. V. Veliyev, “Azerbaycan’ın İstihlak Bazarının Formalaşmasında MDB Ülkeleri İle
İqtisadi Elaqelerin Rolu”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi
Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, ss.185-186.
“Dövlet Statistika Komitesi Verileri”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 13-14 Fevral 2003, s.6.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dönüşüm sürecinin başlangıç yıllarında ortaya çıkan ve
giderek artan cari açıklarının doğru-dan yatırım ve finansman
amaçlı yabancı sermaye girişleriyle finanse edildiği
görülmektedir. Örneğin, kamu açıklarının finansmanında da
yabancı fonların kullanıldığı dış borçların GSMH içindeki
payının artı-şından görülebilir.
1999 yılında yabancı sermaye girişlerindeki azalmaya
karşın dış borçlardaki artış cari açığın dış borçlanmayla
finanse edildiğini göster-mektedir.
Benzer şekilde, dış borçların ödenmesinde en önemli
kaynak olan ihracat gelirlerindeki artış hızının dış borç artış
hızından düşük gerçek-leşmesi dış borç/ihracat rasyosunda
artışa neden olmaktadır. Dış borç/ ihracat oranı 1993’de
%7.3’ten, 1999’da %77.1’e yükselmiştir. Söz konusu oran
2000’de %66, 2001’de %54 ve 2002’de %63 olarak
gerçekleşmiştir. Bu durumda ihracat artış hızındaki bir
yavaşlamanın, ülkenin dış borç batağına saplanmasına, yani
borcu borçla ödeyen bir kısır döngüye sebep olabilecek bir
nitelik taşıdığına dikkat çekmek gerekir. Dış borçların
GSMH’ya oranına bakıldığında, 1993’de %4 olan bu oranın
2002 yılında % 22.5'e yükselmiş olması, sürdürülebilir
büyümenin kaynağına yönelik tehlike sinyallerinin çalması
anlamına gelmektedir. Diğer taraftan cari açıkların
finansmanında da yabancı kaynaklar kullanıldığından dış borç
stoku önemli artışlar göstermiştir. Borçlardaki artışa rağmen,
artan yatırımlarla petrol üretim ve ihracatın-daki artışın
borçların geri ödenmesinde herhangi bir sorun yaşanmasını
engelleyeceği düşünülmektedir.
1995-2000 yılları arasında alınan kredilerin % 63’ü
ekonomik reformlar için hükümete verilen borçlar, % 16’sı
hükümete verilen ve hükümetçe kullandırılan borçlar ve % 21’i
ise hükümetin garantisi ile verilen kredilerdir.
Başlıca kredi kuruluşları; IMF, Dünya Bankası, Avrupa
Birliği ve Türk Eximbank’tır.
Öte yandan, Karabağ’dan göç edenlere yardım, elektrik
dağıtım sisteminin yeniden yapılanması, Baku hava limanının
65
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
rehabilitasyonu gibi projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla
2003 yılında Avrupa Birliği 370 milyon Euro yardımda
bulunmayı planladı.
Tablo 15. Dış Borçlar
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Dış Borç Miktarı
(milyar $)
0.05
0.1
0.3
0.4
0.5
0.7
0.72
1.158
1.250
1.374
GSMH’nın %’si
4.0
6.7
12.4
13.6
15.8
15.7
15.8
21.9
21.9
22.5
Kaynak. Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53.
Diğer BDT ülkeleri ile mukayesede Azerbaycan’ın dış
borçlarının daha az olduğu görülmektedir78. Azerbaycan’da dış
borçların öden-mesine bütçenin %3’ü ayrılmaktadır. Bu oran
diğer BDT ülkelerine göre oldukça aşağıdır. 2002 sonu
itibariyle GSMH’sını %22.5’ine karşılık gelen dış borçları,
Azerbaycan’ın
döviz
rezervlerine
denk
gelmektedir.
Uluslararası standartlara göre ise dış borçların GSMH’nın
%40’ını, yıllık ihracatın %200-250’sini aşarsa kritik kabul
edilmektedir. Öte yandan Azerbaycan’ın dış borçlarının büyük
bir kısmı 10 yıldan daha fazla bir vadeye sahip kredilerdir.
Ayrıca Azerbaycan yabancı ülkelerden dış yardım da
almaktadır. 2002 yılında Azerbaycan’a 42.7 milyon $ insani ve
teknik yardım dahil olmuştur. Bu yardımın yarısından çoğu
(22.1 milyon $) ABD tarafından yapılırken Japonya 3.6 milyon
$, Almanya ise 3.6 milyon $, İsviçre 3.3 milyon $, Türkiye 1.8
78
66
Zhukov, s.5.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
milyon $, İtalya 1.6 milyon $, Finlandiya 1.3 milyon $
yardımda bulunmuştur79.
2.9. Çevre ve Ekoloji
86.600 km2’lik yüzölçümüne sahip Azerbaycan’ın
topraklarının %50’si tarımsal, %2,5’i kentsel alanlardan
oluşmaktadır.
Azerbaycan arazisinin yüzde 12’si ormanlarla kaplıdır.
Yönetim, ormanlardan sanayi ve başka amaçlarla kesimini
yasaklamıştır. Koruma, bakım ve ağaçlandırma çalışmalarıyla
ormanların
geliştirilmesine
çalışıl-maktadır.
Ülkedeki
ormanların, çoğunu yapraklarını döken ağaçlarla, çam
ağaçları oluşturmaktadır. Azerbaycan florası ve bitki örtüsü de
çok zengindir. Bilinen bitki sayısı 1400’den fazladır.
Petrol ve doğal gaz en önemli doğal kaynaklardır. Demir,
alümin-yum, çinko, bakır, arsenik, molibden, mermer ve ateş
kili gibi zengin mineral kaynaklarına da sahiptir.
Transkafkasya’nın en fazla kirlilik sorunu olan bölgesi
Azerbay-can’dır. Yeterli miktarda su rezervlerine sahip
olmasına rağmen yüzey suyu kirlidir. Ülkede ciddi su
yetersizliği problemi olmasına karşın, suyun %29’u taşınma
zamanı kaybolmaktadır.
Sanayi üretimindeki düşüşe rağmen hava kirliliği yüksek
düzey-lerde seyretmeye devam etmektedir.
Ülkede hava
kirliliğinde otomobil nakliyatı en önemli nedendir. 2001 yılında
402 bin ton, bir başka ifadeyle atmosfere dahil olan zararlı
maddelerin genel hacminin %41’i otomobil nakliyatından
kaynaklanan atıklardır. Geçmiş yıllardan kaynaklanan tok-sin
atıkları ise ülkenin ekolojik dengesinin bozulmasına bir hayli
etki et-mektedir. Yaklaşık 3 bin ton civarında toksin atık
birikmiş durumdadır80.
Zayıf sulama koşulları nedeniyle toprak verimliliği
azalmıştır. Hazar Denizi sularının yükselmesi de diğer bir
79
80
Azerbaycan Zaman Gazetesi, 13-14 Favral 2003, s.6.
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakü, 2002, s.338.
67
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ekolojik sorundur. Önemli bir balıkçılık bölgesi olan Hazar
Denizi’nin verimliliği bu sebeple tehlike altındadır.
2.10. Nüfus
2003 yılı başlarında Azerbaycan’ın nüfusu 8.2 milyon
kişidir. Kilometrekareye yaklaşık 90 kişi düşmektedir. 2002
yılında ülkenin nüfusu 61 bin kişi artmıştır. 2002 yılında
nüfus artış oranı %0.8 olmuştur. Doğum oranlarında bir düşüş
eğilimi görülmektedir.
İyi eğitilmiş, vasıflı işgücüne sahip Azerbaycan nüfusunun
%40’a yakın kısmı başkent Bakü’de yaşamaktadır. Genel olarak
nüfusun %55.8’i kentte %44.2’si ise kırsal bölgelerde
yaşamaktadır. Ortalama yaşam düzeyi 72’dir81.
1992 yılında Karabağ sorunu nedeni ile başlayan
Azerbaycan-Ermenistan savaşı sırasında, Azerbaycan iç siyasi
çekişmelerin de etkisiyle, 1993 yılında Dağlık Karabağ ile
birlikte topraklarının %20’sini kaybetti. Yaklaşık bir milyon
Azerbaycan vatandaşı-nüfusun %12’si işgal edilen toprakları
terk etmek zorunda kaldı.
Dağıstanlılar ve Ruslar ülkedeki en büyük azınlıklardır.
Dağıstan-lılar
nüfusun
%3.2’sini,
Ruslar
2.5’ini
oluşturmaktadır. Ermenilerin ise nüfusun %2’sini oluşturduğu
tahmin edilmektedir. Lezgi ve Talış gibi diğer etnik gruplar ise
nüfusun %2.3’ünü teşkil etmektedir.
Azerbaycan halkını dini İslam’dır, azınlıklardan Ruslar
Rus Ortodoks ve Ermeniler Ermeni Ortodoks inancına
sahiptir.
81
68
Investors’ Handbook, s.16.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
69
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SEKTÖREL ANALİZ
Bu bölümde sanayi, tarım ve hizmetler sektörü alt
başlıkları altında, Azerbaycan
ekonomisinin sektörel
değerlendirmesi yapılacaktır.
3.1. Sanayi
Bağımsızlık öncesi Azerbaycan ekonomisinde temel
ağırlığa sana-yi sektörünün sahip olduğu görülmektedir.
1988’de milli gelirin %42.1’i sanayi sektörünün payına
düşmekteydi. 1988’de sanayi sektöründe faaliyet gösteren
1005 işletmeden 529’u ağır sanayi, 206’sı hafif sanayi, 263’ü
tarım sanayi kompleksine bağlı olan gıda üretim işletmeleri
olmuştu82.
1990-1995 yılları, sanayi işletmelerinin serbest piyasa
ekonomi-sine
uyumlaştırılma
dönemi
olarak
değerlendirilebilir. 1995 yılı sonunda sanayi ürünlerinin fiziki
hacminde 1990 yılına oranla %70 gerileme yaşanmıştır. Diğer
sektörler de dikkate alındığında 1995 yılında 1990 yılında
faaliyet gösteren 3839’dan fazla işletmenin faaliyeti durdurulmuştur. Bir kısmında ise kısmen faaliyete devam edilmiştir.
Öte yandan 1990-95 yıllarında sanayi ürünlerinin bütün
alanlarda düşüş kaydettiği görülmektedir. Hatta sanayi
işletmelerinin sayısının, yeni kurulan özel mülkiyetli
işletmelerle birlikte 1005’den 2984’e çıkması üretim hacmi-nin
ciddi şekilde azalmasını engelleyememiştir83.
Ancak hemen şunu da ifade etmek gerekir ki, 1990-95
yıllarında yaşanan olumsuz ekonomik gelişmeler sadece
Azerbaycan’daki gelişme-lere değil, eski sosyalist blok
ülkelerinde yaşanan siyasi ve ekonomik sürece bağlıdır. 199395 yıllarında sanayi üretimi alanında devlet yöneti-minin
82
83
70
Eyyubov, s.68.
Eyyubov, ss.69-71.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
zayıflaması, uyumlu bir istikrar programının olmaması,
işletme-lerin denetimden uzak kalması ise, sanayi üretiminde
hızlı azalışın temel sebepleri olmuştur84.
Azerbaycan ekonomisinin petrole dayalı olması nedeniyle
sanayi sektörünün temelini kimya, petrokimya, makine,
imalat sektörü oluşturmaktadır. Petrol ve petrol ürünleri
ağırlıklı bir sanayi yapılanması olan Azerbaycan’da 1990
yılından itibaren hızla düşen sanayi üretimi, Azerbaycan ve
diğer eski Sovyetler Birliği ülkelerinde siyasi ve iktisadi
istikrarın sağlanmaya başladığı 1995 yılından itibaren tekrar
yükselme trendine girmiştir. 1994 yılında %20.8 olan oran
1995’de %29.6 olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu oranın 1999
yılına kadar düşü gösterdiği görülmektedir.
Tablo 16. GSMH’da Sanayi Sektörünün Yeri
Yıllar
%
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
26.2
20.8
29.6
28.8
27.3
22.9
28.2
36.0
37.6
34.9
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003,
ss.27-28.
Sanayi ürünlerinin GSMH içindeki payı 1998’de %22.9,
1999’da %28.2 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılı GSMH
içerisindeki toplam payı % 36 olan sanayi ürünleri arasında;
petrol, doğal gaz, petrol ürünleri, petrol teknik ekipmanı, çelik,
demir cevheri, çimento, kimyasal, petro-kimya ve tekstil gibi
ürünler bulunmaktadır. 2000 yılı sanayi üretimi 1999 yılına
göre önemli oranda büyümüştür. 1996-2000 yılları ekono-mik
84
Eyyubov, s.72.
71
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
istikrarın sağlandığı bir dönem olmakla birlikte, GSMH’nın
artışı petrol üretim sanayisindeki ve yapılan hizmetlerin
inşası alanındaki artıştan kaynaklanmıştır.
Sanayi ürünlerinin GSMH içindeki payı 2001 yılında
%37.6 ola-rak gerçekleşirken 2002 yılında bir önceki yıla göre
düşüş kaydederek %34.9 olarak gerçekleşmiştir.
1996 yılından itibaren makroekonomik istikrarın
sağlanması ile birlikte ekonomide yaşanan süreç tersine
dönerek, 1996-2000 yılları ara-sında Azerbaycan’da 2103 yeni
sanayi işletmesi açılmıştır. İşletmelerin sayısı artmasına
karşın, istihdam edilen işgücü 1995 yılına göre yaklaşık 1.6
kat azalmıştır.
2003 yılı itibariyle ülkede faaliyet gösteren işletmelerin
sayısı 4900 civarındadır.
Yeni kurulan sanayi işletmelerinin %90’ı özel sektöre ait
küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Ancak Azerbaycan
ekonomisi henüz önceki seviyesine ulaşamamıştır.
Mevcut sanayi tesisleri eski teknolojiye sahip ve
verimliliği düşük tesislerdir. Bu nedenle, Azerbaycan petrol ve
madenlerinin büyük bir kısmı hammadde veya yarı mamul
olarak satılmaktadır.
Petrol üretim ekipmanları imalat sanayi sektörü ve buna
bağlı makine-inşaat sektörü Azerbaycan sanayiinin 1/5'ini
oluşturmaktadır. Enerji imalatı sanayii, elektronik ve metal
işleme, makine ve gemi inşası, lastik, tekstil sanayileri önde
gelen sanayi dallarıdır. Ülke nüfu-sunun % 12.3’ü sanayi
sektöründe istihdam edilmektedir.
İmalat sanayiinde kurulu çok sayıda müessese
bulunmaktadır. Ancak, diğer bir çok sektörde olduğu gibi
sanayi sektöründe de dışa (eski SSCB ülkelerine) bağımlılık
tesislerin büyük ölçüde atıl kalmasına neden olmuştur.
İmalat sanayi sektörleri son on yıllık dönemde üretim
miktarları bakımından gerileme kaydetmektedirler. 1999 yılı
demir çelik üretimi 1990 yılı üretiminin sadece % 4.4’ü
kadardır. Kağıt ve orman ürünleri, yapı malzemeleri, tekstil
72
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
gibi diğer imalat sanayi sektörlerinde de benzer bir duruma
rastlamak mümkündür.
Gıda sanayiinde şarap üretimi en önemli üretim koludur.
Hafif sanayide, tekstil, halı, deri ürünleri, oyuncak,
mobilya ve bisiklet başlıca üretim kollarıdır.
Tekstil sanayiinde orta, büyük ve küçük ölçekli pek çok
tesis mev-cuttur (çırçır, iplik eğirme, düz ve yuvarlak örgü,
ayakkabı, konfeksiyon ve deri işleme fabrikaları gibi). Bunlar
dışında, pamuğu girdi olarak kullanan birkaç fabrika
bulunmaktadır.
Özellikle tekstil sektörü gittikçe zayıflama dönemini
yaşamak-tadır. Bu alan Sovyetler Birliği döneminde
Azerbaycan sanayisinin %10-15’ini oluşturmaktaydı. Bu
alanda çalışanların sayısı ise 55-60 bin idi. Günümüzde ise
ülke sanayisinde tekstilin payı % 3-5’dir. Çalışan-ların sayısı
da ciddi şekilde azalmıştır.
Tekstil sanayiinin geliştirilmesi hükümetin öncelikli
hedeflerinden biridir. 1997 yılı Haziran ayında, Özelleştirme
Programı çerçevesinde pamuk atölyelerinin özelleştirilmesine
yönelik bir kararname çıkarılmış-tır85.
Tekstil ve bazı tüketime yönelik sektörler ithal malları
ile reka-bette güçlük çekmektedirler. Gıda maddeleri
üretiminde sürekli bir düşüş gözlenmektedir.
Ağır sanayide genelde ara mal ve yarı mamul
üretilmektedir. Ağır sanayiinin temelini petrol sanayii
oluşturmaktadır. Azerbaycan’da ağır sanayii Sumgayıt
şehrinde yoğunlaşmıştır. 88 ana sanayi kuruluşu bu şehirde
bulunmaktadır. Azerbaycan hükümeti bölgedeki sanayi
kurumlarının rehabilitasyonuna yönelik 25 yıllık bir kalkınma
planı hazırlamıştır. Bu planın gerçekleşebilmesi için 30 milyar
$’lık yabancı yatırıma ihtiyaç vardır86.
Ağır
sanayi
komplekslerinin
üretiminde
ciddi
azalmasının, eski Sovyetler Birliği’nin dağılması ile sosyalist
85
86
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003.
73
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
cumhuriyetlerin işletmeleri arasındaki ilişkinin kesilmesine
bağlı olduğu açıktır. Bu etkinin özellikle ağır sanayi sahalarını
kapsadığı görülmektedir. Ancak bu etkiyi hafif sanayi
açısından ifade etmek mümkün değildir.
1990 sonrası sanayi sektöründeki üretim düzeyindeki
değişim süreci dikkate alındığında, her ne kadar ülkede siyasi
istikrar sağlanmış olsa da sanayi sektöründe üretim yapan
işletmelerin istihdam sorununu çözmede yeterli olmadığı
görülmektedir.
Sanayi sektöründe 2000 yılında 15.949.8 milyar Manat'lık
(3.564.8 bin $) sanayi ürünü üretilmiştir. Bir önceki yıla göre %
6.9’luk büyümede enerji, petro-kimya fabrikaları ve özel sektöre
ait tesislerin büyük etkisi olmuştur. Üretimin % 44.5’i maden
çıkarma ve işlenmesinin, % 40.9’u imalat sanayiinin ve %
14.6’sı ise elektrik enerjisi, gaz ve su teçhizatına aittir. Sanayi
üretiminin % 56.4’ü devlet sektörünün ve % 43.6’sı ise özel
sektörce (1999’da % 32.9) gerçekleştirilmiştir. Özel sektörün
üretim içerisindeki payı 2000 yılı içerisinde artmıştır.
74
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 17. Sanayi Üretimi (1995=100)
Yıllar
Toplam
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
93.3
93.6
95.7
99.1
105.9
111.3
115.3
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.459.
2001-2001 yılının sanayi ürünlerinin üretimi ise bir
önceki yıla göre %5.1 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında
sanayi ürünleri üretimi 19.7 milyar Manat olarak
gerçekleşmiştir. 2001 yılına oranla %3.6 artış kaydetmiştir.
2002 yılında sanayi sektöründe özel sektörün payı %53.7
olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan sanayi ürünleri içinde
üretim sana-yisini payı %48.5, imalat sanayisinin payı %42.0
ve elektrik enerjisi, gaz ve su taleplerinin karşılanmasına
yönelik yapılan hizmetlerin payı ise %9.5 olmuştur.
Enerji imalatı sanayii, elektronik ve metal işleme,
makine ve gemi inşası, lastik, tekstil sanayileri önde gelen
sanayi dallarıdır.
Pamuğa dayalı entegre tesislerin kurulması ve petrol
rafinerileri-nin modernizasyonu aciliyet taşımaktadır.
Azerbaycan sanayi potansiyelinin %20’lik kısmını, petrol
işleme makineleri üretim sektörü ve bağlı makine-inşaat
sektörü oluşturmak-tadır. Petrol işleme makineleri üretimi
Azerbaycan’ın en eski ve ana sanayi dalıdır. SSCB döneminde
bu sektör, SSCB ihtiyaçlarının %70’ini karşılamaktaydı.
Ancak, çok eski teknoloji ile üretim yapılması, ham-madde ve
yedek parça yokluğu gibi nedenler, ülke ihtiyaçlarının çok
üstünde kapasiteye sahip olan fabrikaların ya eski
kapasitelerinin çok altında
üretim yapmasına
ya da
kapanmasına neden olmuştur.
75
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Sanayi
müesseselerinin
tümü
Sovyetler
Birliği
dönemindeki başka cumhuriyetlerle irtibatlı olduğundan dolayı,
bağımsızlık sonrasında sanayi sektöründe, büyük problemler
yaşanmaktadır. Öte yandan, teçhizat ve donanımın keyfiyetinin
düşük olması ise üretimin yapılmasını anlamsız kılıyor.
Hükümet, petrole bağlı endüstrileri stratejik sanayi
dalları olarak kabul etmiş ve özelleştirme kapsamına almıştır.
Diğer yandan, 1995 yılında ortak üretime geçmek amacı ile
yabancı yatırımcı aramak üzere bir program başlatılmıştır.
Ancak, uluslararası bu yatırımlara bazı sınır-lamalar da
getirilmiştir.
Bağımsızlıktan sonra, petrole bağlı endüstrilerden metal
işleme, bilgisayar, kimya sektörlerine yönelme başlamıştır.
1 Ocak 1997 tarihinden itibaren yeni Gümrük Vergisi ve
KDV oranları yürürlüğe girmiş; koruma önlemleri
arttırılmıştır. Bunun yanı sıra, yatırım için kullanılan her
türlü ham madde, yarı mamul, makine ve teçhizat ithalatı
Gümrük Vergisinden muaf tutulmuştur.
Büyümedeki sürekliliğin nedeni, büyük ölçüde petrol
sektörü ve buna bağlı inşaat faaliyetleridir.
Son iki yılda petrol makineleri üretimi ve metalürji
alanlarında önemli gelişmeler olmuştur.
Sanayi ürünlerinin üretiminde özel sektörün payının
gittikçe arttığı görülmektedir. Örneğin, sanayi ürünlerinin
üretiminin 1998’de %26.4’ü, 1999’da %37.3’ü, 2000’de %43.7’si,
2002’de %53.7’si özel sektörün payına düşmektedir. Ancak bu
artış, özel sektörün ekonomide ağırlığının artmasının yanı
sıra, devlet sektörüne ait büyük sanayi işletmelerinin üretim
hacminin aşağı düşmesinden ve bazı ürünlerin üretiminin
tama-men durdurulmasından kaynaklanmaktadır.
Madencilik Sektörü
Azerbaycan yeraltı kaynakları bakımından çok zengindir.
Başlıca kaynakları; petrol, doğal gaz, bakır, alunit, çinko,
kurşun, sülfat, polime-tal filizi, civa, molibden, demir cevheri,
barit, kobalt, arsenik, mermer, kireç taşı, siyanit, maden tuzu
76
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ve kaya tuzudur. Dolayısıyla Azerbaycan, hem metal cevheri
hem de endüstriyel hammadde bakımından zengin bir portföye
sahiptir.
Doğal kaynakların kullanımı genellikle Sovyetler
Birliği'nin kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları dikkate alınarak
planlanmıştı. Maden yatak-larından, eski merkezi hükümetçe
aşırı derecede kullanılanların bazıla-rında verim düşerken,
bazıları ise kapanmış veya ekonomiye yük olacak duruma
gelmiştir.
Demir rezervlerinin 200-250 milyon ton civarında olduğu
tahmin edilmektedir. Demir cevheri çıkarımı SSCB’nin
dağılmasından sonra durmuştur. Bunun nedeni, en önemli
alıcı konumundaki Gürcistan’ın düşük kaliteyi öne sürerek
demir satın almaktan vazgeçmesidir. Ancak, Alman ve İngiliz
firmaları demir yataklarının rehabilitasyonu ile ilgilenmektedir.
Filizçay’daki polimetalik cevher yataklarında önemli bir
potan-siyel olduğu tahmin edilmektedir.
Kısaca Azerbaycan, madencilik sektöründe birçok
sorunla karşı karşıyadır. Çok sınırlı olan maden üretimi
tesislerinde teknoloji geri kalmıştır. Güneş kolektörü ve
gümüş mücevheratı üretimi gibi konular, halen devlet
tekelindedir.
Yüksek tenör ve rezervde altın yatakları bulunmakla
birlikte,
henüz
hiçbiri
işletilmeye
sokulmamıştır.
Azerbaycan’da zengin altın yataklarının işlenmesi için
ABD’nin "RV Investment Grour Servis" şirketi ile anlaşma
yapılmıştır. 25 yıllık anlaşmaya göre ABD şirketi proje
doğrultusunda 500 milyon $’a yakın sermaye yatırımında
bulu-nacaktır87. 100 bin ton sülfürik asit stokları olmasına
rağmen, pazar imkanı bulunamamış ve 1 milyon $ değerinde
gümüş
mücevheratı
Pazarlanamadığı
için
üretimi
durdurulmuştur.
87
“Azerbaycanın Qızıl Yataqlarının İşlenmesine Başlanılacaq”,
http://www.ucnoqta.com/2003/03/04/anons.php?m=7. 12.06.2003.
77
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Madencilik sektöründe acil modernizasyona
varlığını ve önemini devam ettirmektedir.
ihtiyaç
Elektrik Enerjisi
Azerbaycan’da enerji sektörü 5.000 mega-watt (MW)
üretim kapasitesine sahiptir. Ülkede, kapasitelerinin %85’ini
kullanan sekiz termik santral ve altı hidroelektrik santral
mevcuttur. Sovyet döneminde inşa edilen bu elektrik üretim
merkezleri
bağımsızlık
sonrasında
yeterince
etkili
olmamaktadırlar. Azerbaycan’da elektrik enerjisinin %82’si
termal elektrik istasyonlarında, %18’i ise hidroelektrik
istasyonlarda üretilmek-tedir. Teknoloji ve ekipmanlar aşınmış
ve eskidir. Üretim kaybı giderek yükselmektedir. Üretim kaybı,
toplam üretimin yaklaşık %15-20’sidir.
1995 yılında fiyat liberalizasyonu, enerji sektörünü de
kapsayacak biçimde genişletilmiş ve ülke içindeki enerji
fiyatları dünya fiyatları düzeyine yükseltilmiştir.
Ülkenin elektrik enerjisi üretimi ise yıllar itibariyle şöyle
gerçek-leşmiştir88: 1990’da 23152, 1995’de 17044, 1996’da
17087, 1997’de 16836, 1998’de 17998, 1999’da 18176, 2000’de
18699.3, 2001’de 18969.6 milyon kw/saat.
Gürcistan ve Ermenistan’da üretilen enerjinin miktarı,
iki ülkenin toplamı 1500 megavattır. Azerbaycan’da ise bu
rakam 4000 megavattır. Ancak bu miktar gerekli ihtiyaçları
karşılayamamaktadır. Ülkenin elektrik enerjisi ile teminatını
iyileştirmek amacıyla 2003 ve 2004’de 1,3 milyar kw elektrik
enerjisinin Rusya’dan alınması planlaştırılmıştır.
Yazda elektrik tüketimi yaklaşık olarak 2.400, kışta ise
4.000 MW kadardır. Günümüzde Azerbaycan kendi enerji
ihtiyacını özellikle kış devrinde karşılayamamaktadır. Ülkenin
kendi elektrik ihtiyacını karşılayamamasının en önemli
nedenleri, üretim tesislerinin eskimesi ve bakım-onarımın
yapılamamasıdır. Öte yandan olumsuz dağıtım koşulları
nedeniyle enerjinin %20’si israf olmaktadır. Ülkenin tümünün
88
78
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2002, s.472.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için Azerbaycan Rusya,
Türkiye ve İran’dan enerji ithal etmektedir. Azerbaycan,
Gürcistan ve Türkiye ile birleşik enerji sistemi kurmak için,
AB programına katılmıştır.
Öte yandan Azerbaycan, enerji sektöründe görülen
kayıpların giderilmesi amacıyla özelleştirmeye gitmiştir. 1996
yılında Cumhurbaş-kanı Aliyev, devletin tekelinde olan
Azerenerji’nin yeniden yapılanması, anonim şirket olması ve
beş yıl içinde özelleştirilmesi konusunda kararı imzaladı. 2000
yılında özelleştirilmeye sunulan 16 ağın satılması yolundaki
başarısızlıktan sonra (satlığa sunulmuş 16 ağdan yalnız 4’ü
için teklif gelmişti) Azerbaycan enerji bakımından beş bölgeye
bölündü Bakü, Nahçıvan, Kuzey (Sumgayıt), Güney (AliBayramlı) ve Batı (Gence), daha sonra bu beş bölgeye ilişkin
anonim şirketlerin kurulması kararı alındı.
Azerbaycan’da elektrik enerjisi üretimi için gerekli yakıt
problemi
bulunmamaktadır.
Ülke,
kendi
ihtiyacını
karşılayacak petrol ve doğal gazın verimli olarak üretimi ve
elektrik enerjisine dönüştürülmesi, teknik yönden uygun bir
biçimde iletilmesi ve dağıtılması, buna karşılık bedelinin
tahsili ile ilgili problemlerin yaşanması da dikkate alınarak
başta Bakü olmak üzere, Sumgayıt, Ali Bayramlı, Mingeçevir
şehir-lerinin elektrik şebekeleri, uzun süreli idare etmek üzere
özel sektöre devredilmiştir. Bakü ile ilgili devir işlemi, Aralık2000’de işletme hakkı devir ihalesinin yapılarak, elektrik
dağıtımının işletilmesi 7 Kasım 2001’de Cumhurbaşkanı
tarafından imzalanan ferman ile 1 Ocak 2002’-den başlamak
üzere bir Türk şirketi olan Barmek Holding’e verilmiştir.
Bazı projelerde Azerbaycan’ın enerji sektörünün yeniden
inşasına destek verilmiştir. 1991-2000 yılları arasında
yaklaşık olarak 500 milyon $ gelişen enerji sektörüne yatırıldı.
Yabancı sermayedarlar bunda büyük rol oynasalar da, onların
motivasyonunun petrol sektöründe olduğu gibi güçlü olmadığı
görülmektedir. Mayıs 2002-de Yenikende hidroelektrik
santralinin inşaatı tamamlandı. Mingeçevir’de Kür nehri
üzerinde olan Hidroelektrik istasyonunun 41 milyon $
79
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
değerindeki yeniden inşaası projesi tamamlandıktan sonra
enerji kapasitesinde önemli artış meydana geldi.
Aralık-2000’de Bakü yakınlarında değeri 201 milyon $
olan “Severnaya” elektrik istasyonunun inşasına başlanıldı.
Buranın çalışma kapasitesini artırabilmek için Japon
şirketleri Mitsui ve Mitsubishi, İsveç şirketi ABB ve Türkiye
şirketi TML Borova, bu projede taşaronluk yapmaktadırlar.
Almanyalı KFW, Ekim 2000’de yarım-istasyonların
kurulması ve teknik araçların elde edilmesi için 15 Milyon $
değerinde kredi ayır-mıştır. Azerbaycan’ın enerji sektörünün
tümüyle yeniden yapılanması için 2.5 Milyar $’a ihtiyaç olduğu
tahmin edilmektedir.
Japonya’nın Uluslararası Tarafdaşlık Bankası da (JUTB)
enerji sektöründe önemli fınans kaynağı olmuştur. Kurum,
sektörün gelecekte gelişmesi için 339 Milyon ABD Doları
değerinde kredi ve Sumgayıt’ta petrokimya merkezi için
blokların inşasına 100 Milyon ABD Doları değerinde kredi
vermiştir. Kurum aynı zamanda Karadağ’dan (Bakü’nün
güneyinde) bölgedeki elektrik istasyonuna gaz kemerinin
gelmesini de sağlamıştır.
Gelecekte, enerji sekörünü optimize etmek için
Cumhurbaşkanı Aliyev, elektrik ağlarının uzun süreçde
idaresine ilişkin dört anlaşmayı imzalamıştır.
3.2. Tarım ve Hayvancılık
Tarım, Azerbaycan ekonomisinde gelişim ve yatırım için
ikinci önemli sektördür. Azerbaycan'daki zengin tarım alanları
ve değişik iklime sahip bölgeler, geniş çeşitlilikte, kaliteli ve
işlenmeye değer ürün yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır.
Azerbaycan'da yeryüzünde mevcut 11 iklimsel bölge türünün
9'u mevcuttur. Bu çeşitlilik subtropik iklimden tundra
iklimine kadar uzanmaktadır. Bir sezonda birden fazla hasat
elde etmek mümkündür. Kısaca iklimi tarımsal üretime
oldukça elverişli olan Azerbaycan’ın başlıca tarım ürünleri
buğday, pamuk, tütün, çay, zeytin, sebze ve meyvedir.
80
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan, çoğu 40.000 km’den daha uzun kanal ve
borularla sulanabilmekte olan yaklaşık 6,5 milyon hektar (ha)
ekili alana sahiptir.
Ülkede ekilebilir alanlar % 18, sürekli ürünler % 5, bitki
örtüsü % 25, ormanlar % 11, diğer % 41’dir. Toplam
sulanabilen arazi miktarı ise 1.440.000 ha’dır. Diğer yandan
713 kilometre uzunluğundaki Hazar Denizi kıyılarında ve
zengin akarsularında balıkçılık ve su ürünlerinin özel bir yeri
vardır.
Arazilerin
özel
mülkiyeti,
Sovyetlerin
1920’de
Azerbaycan'ı işgal etmesi ile birlikte tarım sektöründe de sona
ererken, tarım arazileri kolhoz (kollektif işletmeler) ve sovhoz
(devlet işletmeleri) adı verilen devlet mülkiyeti esasına dayalı
tarımsal kooperatiflerle idare edilmeye başlanmıştır. Bu
dönemde, hangi ürünlerin nerede üretileceği ve bu ürünlerin
hasat edildikten sonra nereye gönderileceği merkezi yönetim
tarafından planlanmaktaydı.
Ülkenin güney sınırında İran'a yakın bölgede bulunan
Lenkeran yöresi özellikle lahana, domates ve biber üretimi için
çok elverişlidir. Bu yöre geçmişte çok verimli olduğunda "Tüm
Birliğin Bahçesi" olarak adlandırılmaktaydı. Ayrıca, Guba,
Haçmaz ve Masallı yörelerindeki kolhoz ve sovhozlarda da
sebzecilik büyük bir öneme sahipti. Toplam olarak
Azerbaycan, 500.000–600.000 ton sebzeyi Birlik Fonu'na
göndermekteydi.
Azerbaycan için pamuk endüstrisi de büyük bir öneme
sahiptir. 1970'ler ve 1980'lerde her yıl yaklaşık bir milyon ton
civarında pamuk üretilmekteydi. Ancak, geçiş sürecinde
yaşanan genel problemlerin yanı sıra, dünya piyasalarındaki
pamuk fiyatlarının düşüşüne bağlı olarak günümüz üretimi
oldukça büyük miktarlarda azalmıştır.
Sovyet döneminde büyük bir artış gösteren tahıl üretimi
70 ve 80'li yıllarda yıllık bir milyon tona kadar çıkmıştır.
Ayrıca, birim alandan elde edilen ürün miktarı da 1913 ve
1970 arasında üç kattan fazla artış göstermiştir. Sovyet
yönetimi Azerbaycan'daki tahıl üretimini daha ileri seviyelere
81
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
götürmek yerine şarap endüstrisi üzerinde durmayı tercih
etmiştir.
Azerbaycan'da üretimden kesilen tarım ürünlerinden
birisi de pirinçtir. Pirinç, Azerbaycan'da geleneksel olarak ve
uzun yıllardır bazı güney bölgelerde ve kuzeydeki Gagavuz
dağlarının eteklerinde yetiştirilmekteydi. Sovyet döneminde
SSCB'nin diğer cumhuriyetlerinde çok fazla pirinç üretildiği
gerekçesiyle
Azerbaycan'da
üretimi
pirinç
üretimini
durdurulmuştur.
1970'lerde Azerbaycan tarımının özellikle şaraplık üzüm
üretimi yönünde geliştirilmesi için girişimlere başlamışlardır.
Mevcut sermaye-nin çoğu tren yolları ve sulama borularının
döşenmesine ayrılarak yaklaşık 70.000–80.000 hektar arazi
şaraplık üzüm üretimine açılmıştır. Bu amaçla planlan hedef
1990'dan itibaren yıllık 3 milyon ton üzüm üretimi sağlamaktı.
1982 yılında üretim alanlarını çok fazla genişletmeden ve verim
düzeyini artırarak yıllık 2,1 milyon tona ulaşılmıştır.
Sovyet
rejimi
zamanında
yukarıda
bahsedilen
politikaların ışığında Azerbaycan'da rejimin gerekli gördüğü
üç tarımsal üretim kolu geliştirilmiştir:
- Pamuk üretimi
- Şarap üretimi
- Sebze üretimi
Bu ürünlerin çok az bir kısmı Azerbaycan'da
tutulmaktaydı.
Örneğin,
üretilen
pamuk
Rusya'ya
gönderilmekteydi.
Moskova Azerbaycan'ı her zaman bağımlı kılarak kendi
bünyesi içerisinde tutmaya çalışmıştır. Azerbaycan her yıl
Birlik Fonundan ortalama 1.200.000 ton süt ve süt ürünleri ile
35.000-40.000 ton et ve et ürünleri almaktaydı. Zira
Azerbaycan’da hayvancılığın gelişmesi için gerekli olan
hayvan yemi üretim izni Sovyet yönetimince verilmemekteydi. Bunun sonucu olarak Azerbaycan’da diğer Sovyet
Cumhuriyetle-rine oranla çok daha az et ve süt ürünleri
tüketilmiştir. Örneğin, Sovyetler Birliği'nin ortama kişi başına
82
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
düşen yıllık et tüketimi 65 kg iken Azerbaycan'da bu oran 37
kg civarında olmuştur89.
SSCB’nin dağılması ile birlikte, Sovhozlar (devlet
çiftlikleri) ve Kolhozlar (kollektif çiftlikler) kendiliğinden
çözülmeye başlamıştır. Makroekonomik ve politik istikrarın
sağlanması ile, hükümet tarımsal alanda reform çalışmalarına
hız vermiştir. 1995 yılında uygulamaya konulan Tarım
Reformu Kanunu ve toprak reformuna yönelik hukuki
düzenlemelerin (Toprak Kanunu, Mülkiyet Hakkında Kanun,
Köylü
İşletmelerinin
Kurulması
Hakkında
Kanun,
Sahipkarlık Hakkında Kanun v.b.) yapılması ile birlikte,
Sovhoz ve Kolhozların sayısı azalırken, aile çiftliklerinin sayısı
artmaya başlamıştır. Temmuz 1999 sonu itibariyle ülkede 44
561 özel çiftlik bulunmaktadır. Özel çiftliklerin sayısı 1998
yılında 25.608 iken 1999 yılında %74 oranında artmıştır.
Ancak çiftliklerin ortalama büyüklükleri 6,5 hektardan 3,7
hektara düşmüştür. Aynı dönemde devlet çiftliklerinin sayısı
ise 306’dan 201’e düşmüştür. Toprakta devlet mülkiyetinden,
özel
ve
kollektif
mülkiyete
geçiş
büyük
ölçüde
gerçekleştirilmiştir90. SSCB’nin dağılmasının ardından BDT
pazarını büyük oranda kaybeden ve genelde üretim güçlüğü
içerisinde bulunan Azerbaycan’ın tarımsal üretimi 1990-1995
yılları arasında % 48 oranında azalmıştır. Ancak daha sonra
bu azalma durdurulmuştur. 1996 yılında yapılan toprak
reformları ile üretim artışına geçilmiştir. Halkın beslenmesi
için gerekli olan gıda madde-lerinin üretimi yönünde çok
elverişli doğal şartlara sahiptir. Ancak iklim koşulları ve doğal
ortamın elverişli olmasına rağmen; makine-ekipman
yetersizliği, kaliteli tohum, gübre ve zirai ilaç kullanılmaması,
banka-cılık mevzuatındaki yasal eksiklilerden dolayı tarımsal
kredilerin açılamaması, tapu ve kadastro sisteminin yerleşik
89
90
“Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma İşletmesi Projesi ile İlgili Görüntüler”,
http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.03.2003.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 13.03.2003.
83
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
olmaması v.s. nedenlerle ülke potansiyeli yeterince
değerlendirilememektedir91.
Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra,
özelleştirmenin başlamasıyla birlikte tarım arazilerinin de özel
mülkiyete devredilmesini, Bağımsız Devletler Topluluğu
içerisinde uygulayan tek ülke olmuştur. Kazakistan,
Özbekistan ve diğer Cumhuriyetlerde ise araziler, geçici
kullanım için kira ya da leasing yoluyla verilmektedir.
Ancak makinelerin artık iyiden iyiye eskimesi ve
bakımsız kalması nedeniyle kullanım imkanı ve verimliliği
sınırlanmaktadır. Ülke genelinde 1996 itibariyle devlete ait
hayvanların hemen hepsi de (%99.8 büyükbaş, % 98 küçükbaş)
özel sektöre dağıtılmıştır. Kalan hay-vanlar hükümet
tarafından damızlık amacıyla kullanılmaktadır.
Azerbaycan Tarım Bakanlığı verilerine göre, bir
milyonun üzerin-de insan tarım arazisi sahibi olmuş ve çiftlik
sayısı 30.000'e ulaşmıştır. Yeni tip çiftlikler, eski Sovyet tipi
kollektif formlarda (kolhoz) oluştu-rulmaktadır.
Azerbaycan Tarım Bakanlığı, kendi iç yapısına tarıma
yönelik yeni bir devlet politikası çerçevesinde işlevsellik
kazandırmayı planlamaktadır. Bakanlık içerisindeki bu yeni
reformlar, Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve EBRD
gibi kuruluşlar ve diğer uluslararası finans kurumlarından
alınan tavsiyeler ışığında başlatılmıştır.
Ülkede Sovyet rejimi döneminde azaltılan ürünler tekrar
üretim zemini kazanma aşamasındadır.
Sovyet rejiminin dağılmasından sonra Azerbaycan daha
çok tahıl üretimine yönelmiştir. Tahıl üretimini artırmak için
şaraplık üzüm bağlarının buğday tarlalarına çevrilmesi
yönünde bir eğilim gözlemlen-mektedir.
Üretiminin tekrar gündeme getirilmesi düşünülen bir
başka ürün de şekerpancarıdır. Azerbaycan, Sovyet rejimi
91
84
Azerbaycanın İqtisadi İcmalı, Rüblük Bülleten, TASİS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı,
İyul-Dekabr 1999, s. 41; Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan
Ekonomisi ve Türkiye İle Ekonomik İlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf.
12.03.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
döneminden
önce
önemli
miktarlarda
şekerpancarı
üretmekteydi. Ancak Ukrayna da bu ürünü üretmeye ve
SSCB'nin tümünün ihtiyacını karşılamaya başlayınca
Azerbaycan'da pancar üretimi yapmaya gerek kalmamıştır.
Bağımsız-lıktan sonra, Nahçıvan, Beylagan, Sabirabad, İmişli
ve Salyan yöre-lerinde tekrar üretilmeye başlanmıştır.
Günümüzde Azerbaycan’da yıllık yaklaşık 50.000-60.000 ton
pancar üretilmektedir. Ancak ülkede şekerpancarını işleyecek
fabrika bulunmamaktadır. Dolayısıyla, pancar sınır şehri
Bilasuvar'dan İran'ın Erdebil şehrine gönderilmektedir. İran
pancarı işleyip, işlenmiş ürün olarak Azerbaycan'a geri
göndermektedir.
Bu
sistem
Azerbaycan’ın
aleyhine
olduğundan dolayı ülkede şeker üretimine ilişkin bazı
girişimler mevcuttur.
Guba ve Saatli yöresindeki fabrikalar küçük paketler
halinde çeşitli reçel ve marmelatlar üretmektedir.
Lenkeran'daki bir başka fabrika da salça üretmektedir. Bu üç
yeni fabrika ürünlerini Japonya, Rusya, Belçika ve İsviçre gibi
ülkelere ihraç etmektedir.
Ayrıca çay işleme fabrikalarının da özelleştirilmesine
ihtiyaç duyulmaktadır. Azerbaycan'ın çay üretimi 1970'lerde
34.000 ton civarında iken bu miktar geçen zaman zarfında
azalarak 1.900 tona kadar düşmüştür. Bu durum kısmen
ülkede
çalışır
vaziyette
çay
işleme
fabrikasının
bulunmayışından kaynaklanmaktadır. Ancak yakın zamanda
Bakü'deki çay fabrikaları Türk şirketlerince satın alınmış ve
çiftçiler yeniden çay üretimine başlamıştır. Bu fabrikalarda
işlenen Azerbaycan çayı Türk ve Hint çayı ile karıştırılarak
satışa sunulmaktadır92.
SSCB döneminde, merkezi planlama stratejileri
çerçevesinde, Azerbaycan bir tarım ülkesi olarak varlığını
sürdürmüştür. 1993 yılında Dağlık Karabağ ile birlikte
topraklarının %20’sini kaybeden ülkenin sebze, meyve ve
92
“Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma İşletmesi Projesi ile İlgili Görüntüler”,
http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.06.2003
85
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
üzüm yetiştirmeye elverişli tarımsal alanları da elden çıkmış
ve bu ürünlerin üretiminde büyük ölçüde düşüş meydana
gelmiştir. Tarım alanlarının Ermenistan’ın eline geçmesi ile
birlikte sebze üretimi yarıya inmiş, üzüm üretimi ve şarap
ihracatı önemli ölçüde azalmıştır. 117 üzüm işleme
fabrikasından çoğu üretim dışı hale gelmiştir93.
Ermeniler tarafından işgal edilen arazilerin büyük kısmı
verimli tarım alanlarıdır. Örneğin, Fuzuli yöresinde yıllık
100.000 ton üzüm üretilmekteydi. Zangilan şehri üç üzüm
işleme fabrikası ve 3000 hektar üzüm bağına sahipti. Ağdam
pamuğu, Gubadli ise hayvancılığı ile meşhur bölgelerdi.
Ermeni işgali nedeniyle bu bölgeden göç edilmek durumunda
kalındığında, yaklaşık 145.000 büyükbaş hayvan da yörede
bırakıldı.
Ülkedeki çoğu yetiştirici ve üretici açısından en büyük
problem, nakit para akışının olmayışı ya da sağlanamayışıdır.
Çiftçilerin ödünç para alacağı kredi birliği sistemleri henüz
mevcut değildir. Tarım Bakanlığı her yörede kredi birlikleri
oluşturma amacındadır. Ancak böylelikle tarımsal girdi
alımlarındaki tıkanıklık ya da yetersizlik aşılabilir.
Azerbaycan yukarıda bahsedilen problemleri aştığında
tarımsal açıdan geleceği parlak görünmektedir. Çünkü
Azerbaycan'ın iklim ve toprak koşulları birinci kalitede
ürününün yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Şu anki geçiş
döneminin ardından, üretim verimliliğinin artışı da mümkün
olacaktır. Damızlık tuhum, suni gübre, ilaç, ekipman gibi
temel girdilerde ve pazara ulaşma konusunda yaşanan
problemlerin aşılması durumunda, tarım sektöründe büyük
bir gelişmenin yaşanması mümkündür.
Tablo 18. Tarım Sektörünün GSMH’daki Yeri
93
86
Yıllar
%
1993
1994
1995
28.4
32.9
27.2
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm, 12.06.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
27.5
21.6
18.7
18.4
16.1
14.7
14.2
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.2728.
Nüfusun yaklaşık % 36’sının istihdam edilmekte olduğu
tarım sektörünün GSMH’ya katkısı ise her geçen yıl
azalmaktadır.
Tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı azalırken,
işgünün önemli bir kısmını istihdam etmeye devam eden tarım
sektöründe de
bazı reform
uygulamalarına devam
edilmektedir. Bu kapsamda, tarımsal altyapı iyileştirilmekte,
eğitim, araştırma faaliyetleri, özel sektör girişim-ciliği
desteklenmekte, çiftçilere makine ve teçhizat yardımında
bulunul-makta, Tarım Bakanlığı yeniden organize edilerek
politika üretmede ve uygulamada etkinliği artırılmaya
çalışılmaktadır.
Pamuk üretiminde geçmişten beri önemli bir yere sahip
olan ülke-de üretim, büyük kısmı Rusya ve Özbekistan’dan
gelen nitrojen gübre ve biçme makineleri gibi girdilerin
eksikliği ve bunların yedek parça fiyatlarındaki artışlar
nedeniyle düşmüştür.
87
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 19. Tarım Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
Tahıl
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1413.6
1346.4
1337.2
1147.9
1039.2
921.4
1018.3
1127.1
950.3
1098.3
1540.2
2016.1
2195.7
Pamuk
Tütün
Üzüm
Çay
542.9
539.7
336.3
284.5
283.7
274.1
274.4
124.6
112.9
96.8
91.5
83.6
80.4
52.9
57.3
52.3
44.9
20.8
11.7
11.2
15.1
14.6
8.6
17.3
12.7
3.3
1196.4
1125.6
607.0
411.3
313.8
308.7
275.0
145.3
144.2
112.5
76.9
68.1
62.0
30.7
26.6
22.6
24.0
19.4
9.4
3.0
1.6
0.9
2.7
1.1
1.4
1.4
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.3435.
Ülkenin pamuk üretimi potansiyeli yılda 830 000 tondur.
Pamuk üretiminin %70’i hammadde olarak ihraç edilmektedir.
Önemli ölçüde pamuk üretilmesine rağmen, pamuk işleme
tesisleri az sayıdadır. Pamuk üretimine ilişkin el ile toplama
(%35’i el ile toplanmaktadır), parazitlerin yeterli kontrol
edilememesi gibi sorunlar yaşanmaktadır. Aynı sorunlar tütün
ve çay için de geçerlidir.
Sovyet döneminin son yıllarında 62000 metrik ton ulaşan
tütün üretimi günümüzde önemli oranda azalma kaydetmiştir.
İşletmecilik imkanı olan tarım ürünlerinden biri de
fındıktır. Başta Zaqatala olmak üzere, Baku, Kuba ve
Haçmaz’da üretilmektedir. Kabuklu fındığın %65’i AB’ye
ihraç olunmaktadır.
Üzümcülük ve şarapçılık ise Sovyet döneminde tarım
sektöründe önemli bir yere sahip olmuştur. Günümüzde de
tarım endüstrisinde yatırım alanlarından biri olma
potansiyeline sahiptir.
88
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo-19’da tarım ürünlerinin yıldan yıla üretim
düzeyinin düştü-ğü görülmektedir. Tablo-20’de ise üretimi
artan tarım ürünleri ile ilgili bilgiler yer almaktadır.
89
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 20. Tarım Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
Şeker
Pancarı
Patates
Sebze
Meyve
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
19.8
11.6
17.8
28.1
40.1
33.7
41.4
42.2
46.7
41.3
115.8
185.2
179.9
156.0
152.2
150.3
155.5
214.6
223.4
312.5
394.1
469.0
605.8
694.9
856.2
805.3
555.1
487.8
482.9
424.1
570.0
495.4
502.3
670.8
780.8
916.4
967.3
367.4
498.3
400.9
346.4
323.5
324.4
321.2
330.9
390.6
436.5
477.0
497.5
512.4
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.35.
2002 yılında tarım ve hayvancılık ürünleri üretiminde bir
önceki yıla göre %6 artış sağlanmıştır94. Hayvancılık ülke
ihtiyacını karşıla-yacak şekilde gelişmiştir. Fakat 1999 yılına
kadar hayvancılık sektö-ründe büyük düşüşler meydana
gelmiştir.
Bağımsızlık sonrası ülkede kârlı alanlardan biri de
büyükbaş hay-van yetiştiriciliği olmuştur. Günümüzde ülkede
geçmişle mukayese edildiğinde oldukça fazla et ve süt ürünleri
bulunmaktadır. Bu üretimin hemen hepsi özel çiftliklerce
sağlanmaktadır. 1996'daki özelleştirmeden sonra büyükbaş
hayvan yetiştiriciliği artmıştır. Ayrıca ülkede süt ürünlerinin
kalitesi de geliştirilmiştir. Şu an Azerbaycan şirketleri 15
çeşidin üzerinde süt mamulünü (yoğurt, kaşar, beyaz peynir,
süt, vb.) üretmektedir.
Hayvancılık ürünlerinin üretimi ile ilgili veriler ise
Tablo-21’de yer almaktadır. Verilerde dikkat çeken nokta, et
94
90
N. E. Cavadov, “Azerbaycanın Aqrar İqtisadiyyatı Müsteqillik Dövründe”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.58-60.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
üretiminde 1998 yılına kadar gerilemenin ardından yeniden
artış sürecine girildiğidir. Ancak henüz 1990 yılı seviyesine
ulaşılamamıştır.
Şeker pancarı üretimine rağmen şeker fabrikasının
yokluğu nedeniyle, şeker pancarı işlenmek üzere İran’a
gönderilmektedir. Şeker ihtiyacı yaklaşık 360000 ton olan
Azerbaycan’da hem şeker pancarı üretimine hem de şeker
fabrikalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Süt üretiminde ise 1997 yılına kadar azalmanın ardından
yeniden artış sürecine girilirken, 2002 yılı üretiminin 1990 yılı
üretim düzeyinin üzerinde olduğu görülmektedir. Yumurta
üretiminin ise 1998 yılına kadar azalma kaydettiği, bu
tarihten sonra ise yeniden artış göstermeye başladığı, ancak
2002 yılındaki üretimin 1990 yılı üretim düzeyinin bir hayli
altında kaldığı görülmektedir.
1996 yılından itibaren sanayide gözlenen iyileşme, tarım
sektö-ründe 1998 yılından itibaren başlamış ve 2000-20012002 yıllarında da devam etmiştir. Bu olumlu gelişme de
uluslararası kuruluşlarla işbir-liğinin de önemli katkısı vardır.
Tarımın gelişen alanlarında ve hayvancılıkta hem üretim
hem de hizmet alanları için yeni işyerleri kurulmaktadır.
Tarım ve hayvancılık sektöründe yapılan reformların
sonuçlarının da alınmaya başlamasıyla her yıl daha iyi
sonuçlar alınmaya başlamıştır: 2002 yılında 2.195,7 bin ton
tahıl, 694.9 bin ton patates ve 967.3 bin ton sebze üretilmiştir.
Ancak yıllık tahıl ihtiyacı yaklaşık 2,5 ton civarında olan
Azerbaycan,
henüz
tahıl
ihtiyacının
%80-85’ini
karşılayabilmekte, geriye kalan kısmını ise ithal etmektedir.
Sebze ve meyve ise ihraç edilmektedir. Ancak Azerbaycan’ın
2002’de ilk defa buğday ihraç ettiği de (6.400 bin ton)
görülmektedir.
Tablo 21. Hayvancılık Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
Et
Süt
Yumurta
(milyon)
1990
1991
175.5
153.5
970.4
947.7
985.3
958.2
91
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
112.7
92.5
84.4
82.0
85.7
90.5
99.9
104.6
108.7
114.1
124.6
850.4
798.5
783.7
826.5
843.3
881.5
946.5
993.4
1031.1
1073.7
1119.9
Dr. Osman Nuri Aras
812.2
584.5
494.0
455.8
477.3
492.4
509.0
526.3
542.6
555.5
561.6
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.3637.
Hayvancılık ile ilgili olarak ise, 2002 yılında 124 bin ton
et, 1120 bin ton süt ve 561.6 milyon yumurta üretilmiştir.
Azerbaycan kırmızı et ithal etmezken, tavuk ithal etmektedir.
Et ürünlerinin %24’ü ve yumurtanın %35’i ithal edilmektedir.
Devlet bütçesinden tarım ve hayvancılık sektörüne
ayrılan pay 1998’de 34 milyar Manat, 1999’da 54 milyar
Manat, 2000’de 32 milyar Manat, 2001’de 42 milyar Manat ve
2002’de 85 milyar Manat olmuştur. 1998-2002 yılları arasında
tarım ve hayvancılık sektörüne 300 milyon $ yabancı sermaye
yatırılmıştır. Sonuçta bu süre içinde tarım ve hayvancılık
sektöründe üretimin reel artışı %51 olmuştur95.
Azerbaycan’da Bakanlar Kurulu kararı ile “2002-2006
Yıllarında Tarım Sektörünün Kalkınma Programı” kabul
edilmiştir. Bu programın hayata geçirilmesi ve başarı ile
sürdürülmesi, tarım ve hayvancılık sektöründe üretimin
gelecekte dinamik kalkınmasının temin edileceğini ifade
etmeye imkan vermektedir96. 2003 yılında Azerbaycan’da
tarım sektörünün geliştirilmesi amacıyla 14 milyar Manat
değerinde yeni proje gerçekleştirilmesi planlanmıştırecek.
95
96
92
“Son Beş İlde Kend Teserrüfatına 300 Milyon Dollar Xarici Sermaye Qoyulub”,
http://www.525ci.com/2003/03/20/read.php?m=4&id=17
Cavadov, ss.58-60.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Balıkçılık
Hazar Denizi'nin dünya piyasalarındaki önemini arttıran
sektörler-den biriside balıkçılık sektörüdür. Petrol ve doğal gaz
rezervlerinin yanı sıra Hazar Denizi, kaliteli ve zengin balık
rezervlerine de sahip kapalı su havzasıdır. En kıymetli balık
türü olan Mersin (Nere) balığının esas vatanıdır. Mersin balığı
aynı zamanda Havyar elde edilen balıktır. Hazar'da, özellikle
Mersin balığı üretimi ve bu balığın ürünü olan siyah havyar
üretimi önemli bir ekonomik gelir olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Azerbaycan’da
da
balıkçılık
özellikle
Hazar’da
yapılmaktadır. Hazar'ın Azerbaycan sektöründe yaklaşık 120
çeşit balık vardır ve bun-lardan yedisi, tüketim ve ilaç
sanayisinde kullanılan, nere balığının muhtelif türleridir.
Önemli bir başka balık türü de kızıl balıktır97.
Günümüzde BDT ülkelerinde Hazar havzası, balık avının
%55-56'sını, yiyecek balık ürünlerinin %40-42'sini, Balık
konserve ürünlerinin %50'sini sağlamaktadır98.
Tablo 22. Azerbaycan’da Balık Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
Üretim
İthal
İhraç
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
9.9
8.2
12.9
22.8
22
19.1
18.7
0.5
0.6
0.8
1.8
1.6
2.8
2.9
1.0
0.9
1.5
0.7
2.5
1.7
0.4
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.515.
97
98
Yusuf Vezir Çemenzeminli , Tarihi Coğrafi ve İqtisadi Azerbaycan, Bakı Universiteti
Neşriyyatı, Bakı, 1993. s.45; Budaq Budaqov – Yaqub Qerbli, Azerbaycan Respublikasının
Fiziki Coğrafiyası, Öyretmen Neşriyyatı, Bakı, 1996, s.77.
Nebi Nebiyev, İqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Muhiti, Ağrıdağ Neşriyyatı, Bakı, 2000,
s.221.
93
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1980'li yılların başına kadar Hazar zengin balık
populasyonu ile çok ünlüydü. Özellikle Mersin balığından elde
edilen siyah havyar bir zamanlar Rusya'nın batıya
dışsatımının %90'ını oluşturmaktaydı. Daha önceden 65.000
ton Mersin balığı çıkarılmasına karşın 1980 yılında bu rakam
25.000 tona düşmüştür. Bu miktar 1994 yılında ise 7.000 tona
kadar azalmıştır. Volga deltasında 120.000 balıkçı geçimini
sadece bu işten sağlarken zamanla bu sayı 2.000 balıkçıya
gerilemiştir99.
Son yıllarda daha çok küçük balıkların tutulduğu
Hazar'da önemli balık türlerinin miktarı düşmüştür. Her yıl
miktar %10 azalma kaydet-mektedir100.
1929-30'lu yıllardan başlayarak Hazar'a dökülen çayların
üzerine inşa edilen hidroteknik tesisler, Hazar kıyılarına inşa
edilen sanayi ve inşaat alanları ile şehirlerin ve sanayi
merkezlerinin genişlemesi, denizin hidroloji ve biyoloji
rejimine olumsuz etkide bulunmuştur. Yavaş yavaş denizin
atıklarla kirletilmesi, balık rezervlerinin üretimine ve
kalitesine olumsuz etkide bulunmuştur. Volga ve Kür
nehirlerinde kurulan sulama ve enerji amaçlı barajlar, kıymetli
balıkların yumurtlama su sahalarının azalmasına yol açmıştır.
Savaş sonrası yıllarda Volga nehri ve kolları üzerinde inşa
edilen büyük hidroteknik tesisler, baraklar, bentler,
hidroelektrik istasyonlar, bir çok sanayi tesisleri açık denizde
tüketilen petrol ve gaz, sürekli faaliyette olan deniz nakliyatı
son 60 yılda Hazar'da balık avlanmasını önemli düzeyde
azalmıştır. Özellikle siyah havyar üretiminin % 90’nının bu
havzadan elde edildiği günler geride kalmıştır. Havyar
üretiminde kullanılan balık türlerinde düşüşün gerçekleşmesi
sonucu 1950'li yıllarda Rusya, Kazakistan, İran ve
99
100
94
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, Dövlet Ekologiya ve Tebietden
İstifadeye Nezaret Komitesi, Bakı, 1998, ss.39-40; Altan Türker, “Tükenmiş Bir Çevresel
Miras Orta Asya'da Sınır Ötesi Çevre Sorunları ve Doğal Kaynakların Tahribi”, Avrasya
Etüdleri, C.1, S.1, İlkbahar-1995, s.42.
Azerbaycan İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1997, Birleşmiş Milletler Teşkilatının
İnkişaf Proqramı, Bakı, 1997, s.64.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan'ın sahip olduğu 20'yi aşkın balık fabrikasında bu
tür balıklar üretilirken, Hazar Denizi'nin sularının yükselmesi
sonucunda bu fabrikalar sular altında kalmış ve balık
üretiminde dolayısıyla havyar üretiminde büyük düşüşler
yaşanmıştır. Hatta günümüzde bu husus havyar üretiminde
kullanılan balık türlerinin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya
kalmasına sebep olmuştur101.
1959-1985 arasındaki dönemde söz konusu sebeplerden
dolayı sadece Volga'nın kirlenmesi ve barajlar yüzünden balık
kaybı 5 milyon tonun üzerinde olmuştur. Bunun 750.000 tonu
havyarlarıyla meşhur mersin balığı türleridir.
Tablo 23. Balık Avı (ton)
Yıllar
Toplam
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1997
1998
1999
2000
2001
41784
42078
32559
22564
19405
9938
5624
9473
19513
19122
18700
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.520.
Havyarın 1992-97 yılları arasındaki toplam ticareti yılda
ortalama 450 tondur102. Azerbaycan'da Mersin Balığı ve
havyar üretiminin idare edilmesi, üretimi, pazarlaması ve
ihracat hakkı devlete ait "Azerbalıq" şirketine aittir.
İstatistiki veriler yıllar itibariyle avlanan balıklar
arasında kıymetli balık türlerinin oranının düştüğünü
101
102
Budaqov–Qeribli, s.81; Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Faaliyet Planı, s.6.
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, s.38.
95
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
göstermektedir. 1990 yılından bu güne kadar Azerbaycan'da
balık avlanması ve deniz ürünleri üretimi altı kat azalmıştır103.
Hazar'da tutulan balıkların ve elde edilen havyardan elde
edilen gelir 1990 yılı fiyatlarıyla incelendiğinde dikkat çekici
gözükmektedir. 1913 yılında toptan fiyatıyla Hazar'da yaklaşık
1500, 1936'da 996, 1956'da 822, 1988 yılında 618, 1990'da 602
milyon ruble değerinde balık tutulmuştur. 1990'da Hazar'dan
çıkarılan 11 milyon ton civarında ham petrolden ve 4 milyar m3
doğal gazdan 370 milyon ruble toplam gelir elde edilmiştir. Bu
değer aynı yıl Hazar'da tutulan balığın değerinden 270 milyon
ruble daha azdır. Demek ki, petrol ve gazın üretim ve taşınması
için yapılan harcama oranında balık ve havyar üretimi içinde
bir harcama yapılması durumunda ekonomiye önemli katkı
sağlanmış olacaktır. Böylece Azerbaycan'da ve Hazar kıyısı
devletlerde 21. yüzyılın başında kendini hissettirmeye başlayan
gıda kıtlığının ihraç yoluyla giderilmesi yerine Hazar'ın
biyolojik rezervleri, özellikle balık rezervleri ile karşılanması
imkanı vardır. Havyar çıkarılan balık neslinin tehlikeye
girmesinde statü problemin varlığı etken olmuştur. Sovyetler
Birliği dağılmadan önce kaçak balık avcılığını gerek İran
gerekse Sovyetler Birliği ciddi manada nezaret etmekteydi104.
Sovyet sonrası dönemde ise bu balık avı meselesinde ülkelerin
ciddi anlamda bir boşluğa düştüğü görülmektedir. Bu durum
hiç şüphesiz kaçak balık avcılığını da beraberinde getirmiştir.
Her ne kadar Sovyet sonrası dönemde ülkeler balık avının yıllık
miktarını belirleme konusunda anlaşmış görünseler de, kaçak
avcılığın önü alınamamaktadır.
Aynı şekilde ülkelerin ekonomik güçleriyle doğru orantılı
olarak balık üretme çiftliklerinin kapasitesi ve sayısı düşmüş,
bu suretle ortaya çıkan açık, kaçak avcılıkla giderilmeye
çalışılmıştır. Bu da bölge ülkeleri arasındaki anlaşma gereği
belirlenen miktarların korunmasını güçleştirmiştir.
103
104
96
Nebiyev, ss.220-221.
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Faaliyet Planı, s.40.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Hidrokarbon rezervlerinin yanı sıra biyolojik rezervler
yönüyle de Hazar Azerbaycan'da ekonomik gelişme açısından
büyük önem taşımaktadır. Önemli petrol ve doğal gaz
rezervlerinin yanı sıra Hazar, dünyanın Nere balığı ve havyar
üretiminin de % 90'ından fazlasını temin kaynağı olmuştur.
Ancak hem kirlenme hem de fazlaca balık avı Nere balığı
rezervlerinin kısa sürede ve hızlı bir şekilde azalması
tehlikesini yaratmıştır105.
Ticari önemi olan balık populasyonunun özellikle yapılan
üretim
faaliyetleri
sonucu
büyük
zarara
uğradığı
görülmektedir. 1950'li yıllardan başlayarak Hazar'a akan
nehirlerin üzerinde su ve elektrik santrallerinin inşa edilmesi
Mersin balıklarının üreme yerlerine büyük zarar verirken
Hazar'ın seviyesinin artması da Mersin balıklarının üretim
yerlerinin su altında kalmasına neden olmuştur. Sonuçta
Mersin balıklarının yıllık avı 9.3 milyon kilogramdan 130.000170.000 kilogra-ma kadar azalmıştır. Ayrıca daha kıymetli bir
balık çeşidi olan Hazar Kızıl balığının yıllık avı da 140.00250.000 kilogramdan 2.000 kilogra-ma kadar azalmıştır. Ticari
önemi olan diğer balık çeşitlerinde Hazar'ın Yılan balığı,
Şemayı ve Ağgöz ise hemen hemen yok olmuştur.
Hazar
Denizi'nden
elde
edilebilecek
biyolojik
servetlerinin, özel-likle balık rezervlerinin arttırılması ise
ancak kıyı devletlerinin birlikte çalışmaları ile mümkün
olabilecektir106.
Ayrıca bölgede son dönemde ortaya çıkan yiyecek
sıkıntısı karşısında özellikle ihracata yönelik olarak deniz
ürünlerinin böyle bir potansiyele sahip olması karşısında bölge
devletlerinin bu sorunu birlikte ele almaları kaçınılmaz hale
gelmiştir107.
Kirliliğe karşı gerekli önlemlerin alınmaması durumunda
Hazar birçok biyolojik kaynaklardan yoksun kalacaktır.
105
106
107
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1999, Birleşmiş Milletler
Teşkilatının İnkişaf Proqramı, Bakı, 1999, ss.36-37.
Nebiyev, ss.221-222.
Nebiyev, s.222
97
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Sonuçta en çok kirlenmeye maruz kalan bölgeler olarak
Azerbaycan ve Türkmenistan kıyılarında gelecek 15 yıl
içerisinde denizin 50 metre derinliğinde balık tutulması
önemini kaybedecek ve denizin 30 bin km2 alanı balık üretimi
açısından yoksun kalacaktır108.
Öncelikle zararlı dışsal ekonomiyi gidererek balık
üretiminin arttırılması için petrol ve doğal gaz çıkarma
sanayisinde, Hazar havzasında ve kıyısında yer alan diğer
sanayi tesislerinde daha az atıklı bir arıtma sistemi teknolojisi
kullanması gerekmektedir. Ayrıca Hazar kıyısı şehirlerinde
ve havzasında yaşayan 150 milyonu aşkın nüfusun atıklarının
arıtılması, denizde yüzen tankerlerin, yolcu gemilerinin, petrol
ve doğal gaz taşıyan gemilerin denize bıraktıkları atıkların ve
petrol ile karışık atıkların zararsız hale getirilmesi
gerekmektedir109.
Son yıllarda Dünya Bankası gibi uluslararası finans
kuruluşlarının ve yabancı müteşebbislerin desteği ile
gerçekleştirilen projelerle balık üretimi ve işleme potansiyelin
arttırılmaya çalışılmaktadır.
3.3. Hizmetler
Aşağıda hizmetler sektörü içinde yer alan önemli alt
sektörlere yer verilecektir. Hizmetler sektörünün GSMH
içindeki payı 1998’de %52.4, 1999’da %48.0, 2000’de %41.7,
2001’de %40.8 olarak gerçekleşmiştir.
3.3.1.Eğitim
Geçim standartlarının aşağı düşmesi ve savaş ortamına
bağlı olarak 1990’lı yılların başlarında eğitim seviyesinde
gerileme yaşandı. Dolayısıyla eğitim seviyesi yüksek olmakla
birlikte geçiş sürecinin ekonomik şartları, eğitimin seviyesinin
gelişmesine olumsuz etkide bulunmuştur. Eğitimdeki bu
108
109
98
P. Memmedov, “Xezerin Ekoloji Problemlerinin Hellinde Ölkelerarası Emekdaşlığın
Ehemmiyeti”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan
Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.208.
Nebiyev, s.222.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olumsuz tablo bağımsızlığın onuncu yılının ikinci yarısına
kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra ise eğitim seviyesi
yükselmeye başlamıştır.
Eğitim alanında bazı reformlar yapılmasına karşın, çok
önemli bazı problemler varlığını henüz devam ettirmektedir:
Dağlık Karabağ’-dan göç edenlerin eğitim problemleri çözüme
kavuşturulamamaktadır. Karabağ’dan göç eden ailelerin
çocukları 695 okulda eğitim almakta-dırlar. Bu okullardan bir
kısmı çadır kentlerde ve evlerde eğitim hizmeti vermektedir.
Söz konusu okullarda yaklaşık 90 bin öğrenci eğitim
almaktadır110. Ekonomik problemler, eğitimin niteliğini
düşürecek şekil-de, eğitimi devamlı olarak olumsuz
etkilemektedir. Eğitim kurumlarının teknik donanımının
yetersizliği
de önemli bir problem olarak çözüm
beklemektedir.
Eğitim sektöründe özel sektörün payı ise gittikçe
artmaktadır. Özel eğitim kurumlarında daha çok serbest
piyasa ekonomisinde ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim
verilmektedir. Örneğin, özel yüksek öğretim kurumlarında
eğitim alan öğrencilerin %25’i iktisat, %18’i hukuk
fakültelerinde okumaktadırlar.
Özel eğitim kurumları içerisinde Çağ Öğretim
İşletmeleri’nin açmış olduğu bir ilköğretim (Kafkas İlköğretim
Okulu), 13 lise (Özel Türk Liseleri), bir üniversite (Qafqaz
Üniversitesi) ve üniversiteye hazırlık kurslarının (Araz Kursu)
eğitim sektörüne önemli katkısı olmak-tadır. Bu eğitim
kurumlarının uluslararası bilim olimpiyatlarında 100’e yakın
altın-gümüş ve bronz madalya almış olmaları, çalıştıkları
kamu ve özel sektöre ait işletmelerde, serbest piyasa
ekonomisinin gereklerine uygun bir performans göstermeleri,
Çağ Öğretim İşletmeleri’ni, yeniden yapılanma sürecindeki
eğitim sektörüne örnek kurumlar olma konumuna getirmiştir.
Çağ Öğretim İşletmeleri’nin yanı sıra orta öğrenimde ve
yüksek öğrenimde hizmet veren özel eğitim kurumları da yer
110
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2002, ss.183-186.
99
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
almaktadır. Ancak bazı özel yüksek öğretim kurumlarının
eğitim seviyesinin düşük olması ise, bu kurumların eğitimine
son verilmesi ile neticelenmiştir. Azerbay-can’da 18 özel
üniversitenin faaliyeti durdurulmuştur111. Azerbaycan’da
Qafqaz Üniversitesi ile birlikte 15 özel üniversite faaliyet
göstermek-tedir112.
Devlet harcamaları içinde eğitime ayrılan pay 1998’de
%3.4, 1999’da %4.2, 2000’de %3.8 ve 2001’de %3.5 olmuştur.
Bu oranlar da eğitime devlet bütçesinden ayrılan payın hem az
olduğunu,
hem
de
azalma
eğiliminde
olduğunu
göstermektedir. Özellikle 1990 ve 1991 yıllarında büyük
miktarda eğitim kurumu hizmete sunulmuştur. 1994-2001
yılları arasında ise çok az sayıda eğitim kurumu hizmete verilmiştir. 2002’de ise 14 eğitim kurumu yapılmıştır. 1990-2002
yılları arasında inşa edilen eğitim kurumlarının sayısı ise
257’dir. 2003-2007 yıllarını kapsayan 5 yıl içerisinde 149 yeni
eğitim kurumunun yapılması planlaştırılmıştır. Ayrıca
“Azerbaycan’da Yoksulluğun Azaltılması ve İktisadi Kalkınma
Programı” çerçevesinde 28 yeni eğitim kurumunun inşası ve
200 eğitim kurumunun tamiri planlanmıştır. Bununla birlikte
Devlet Petrol Fonu’ndan Karabağ’dan mecburi göçe maruz
kalanlara yardım çerçevesinde 13 yeni eğitim kurumunun
yapılması da planlan-mıştır. Böylece gelecek beş yıllık süre
içerisinde 190 yeni eğitim kurumunun yapılması, tamir ve ek
bina ile birlikte toplamda 1050 eğitim kurumunda normal
şartlarda bir eğitim imkanı sağlanması planlan-mıştır113.
2003 yılı başı itibariyle Azerbaycan’da 4513 eğitim
kurumunda 1 milyon 700 bin öğrenci eğitim almaktadır.
Azerbaycan’da eğitim sisteminin, dünya eğitim sistemi
ile enteg-rasyonunu sağlamak amacıyla, dünyanın gelişmiş
111
112
113
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.74-75.
Misir Merdanov, “Heyder Eliyev ve Azerbaycan Tehsili”, Azerbaycan Müellimi Gazeti, 713 Mart 2003, ss.2-3. Ayrıca, eğitim kurumları hakkında geniş istatistiki bilgi için bkz.
www.tehsil.20m.com
“Azerbaycan Tehsil Nazirliğinin Beyenatı”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 15-17 Mart
2003, s.2; : Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2003, s.43.
100
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
40’a yakın ülkesinde 3000’den fazla Azerbaycan genci eğitim
almaktadır. Öte yandan, dünyanın 50’ye yakın ülkesinden ise
yaklaşık 2000 kişi Azerbaycan’da eğitim almaktadır114.
Ülkede güçlü bir bilimsel potansiyele sahip olunmasına
karşın, bu potansiyelden faydalanılamamaktadır. Zira milli
gelirden bilimsel araştırmalara ayrılan payın dünya
ortalamasının bir hayli aşağısında kaldığı görülmektedir.
Bilimsel araştırmalar için milli gelirden ayrılan payın dünya
ortalaması %2.2 olmasına karşın, bu oran Azerbaycan’da
%0.2’dir. Bu oranın zamanla azalma eğiliminde olduğu da
görülmek-tedir. Zira bu oran 1990’da %0.5 olarak
gerçekleşmiştir. Bilimsel araştırmalar yapanların sayısı (her
100 bin kişiye 2791) ise dünya ortalamasının (her 100 bin
kişiye 959) üzerindedir115. Bu durum bilimsel araştırma yapan
uzmanların gelir düzeyinin düşük olduğuna ve teknik
donanımlarının yetersiz olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta
yapılan araştırmaların verimliliği de düşük olmaktadır.
Dolayısıyla eğitim ve bilimsel araştırmaların gelişmesi bir
ülkenin stratejik kalkınma yönle-rinden biri olmalıdır.
2003 yılından başlamak üzere 10 yıllık süreyi kapsayan
ikinci reform programı çerçevesinde Dünya Bankası,
Azerbaycan eğitim alanına 63 milyon $ kredi verecektir. Bu
program üç aşamada finansa edilecektir. İlk aşama 4 yılı
kapsamaktadır. Dünya Bankası bu dönemde 18 milyon $ kredi
verecektir. Diğer iki aşama üçer yılı kapsamaktadır. Dünya
Bankası ikinci dönemde 20 milyon $, üçüncü aşamada ise 25
milyon $ kredi verecektir116.
3.3.2. Sağlık
Sovyetler
Birliği
sisteminin
başarısı
olarak
değerlendirilebilecek
şekilde
Azerbaycan’a,
o
günün
şartlarında gelişmiş bir sağlık sistemi miras kalmıştı. Ancak,
114
115
116
Merdanov, s.3.
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.72-74.
“Dünya Bankı Tehsilin İnkişafına 63 Milyon Dollar Kredit Ayıracaq”,
http://www.525ci.com/2003/03/18/anons.php?m=4. 12.06.2003.
101
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
bir yandan bu sektöre bütçeden gerekli payın ayrılmaması,
diğer yanda ise halkın gelir seviyesinin düşmesi nedeniyle,
sağlık hizmetleri günümüzde tatmin edici değildir.
Azerbaycan’da faaliyet gösteren sağlık kurumları, çağdaş
taleplere cevap verememekte, bir çoğu bina ve teçhizat yönüyle
eski ve yararsızdır.
Sağlık harcamalarının milli gelirden aldığı pay 1998’de
%1.0, 1999’da %1.1, 2000’de 0.9 ve 2001’de 0.8 olmuştur.
Azerbaycan genelinde, her 10.000 kişiye düşen doktor
sayısı 34.1, tıp personel sayısı 71.2, hastane yataklarının
sayısı 81.3’dür. Bu sayı sadece Bakü için hesaplandığında,
genel ortalamanın üzerinde olduğu görülecektir. Bakü’de her
10.000 kişiye düşen doktor sayısı 84.4, tıp personel sayısı
108.1, hastane yataklarının sayısı 115.0’dir. Bu durum sağlık
hizmetlerinin Bakü dışında daha da yetersiz olduğunu göstermektedir. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, bazı hastalıkların
yıldan yıla sayısının artmasına neden olmaktadır117. Kayda
alınan hastalıklar arasında en fazla görülen hastalıklar başta
üst solunum yolları olmak üzere, solunum yolları, sindirim
sistemi, sinir sistemi, kulak burun boğaz hastalıklarıdır.
117
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.53-56.
102
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 24. Sağlık Verileri
Yıllar
Hastane
Poliklinik
Doktor
Diş
Doktoru
1995
1997
1998
1999
2000
2001
2002
768
759
746
739
735
735
735
1779
1694
1630
1611
1614
1618
1620
29217
28873
28477
28485
29033
29084
29090
2496
2428
2279
2242
2234
2255
2250
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.21.
Hastanelerde resmi ve gayri resmi paralı hizmete
geçilmesi, yeterli ilaç, teknik donanım ve finans kaynakların
olmaması, hizmet ve ilaç fiyatlarının yüksekliği gibi nedenler
halkın
sağlık
hizmetlerinden
fayda-lanma
düzeyini
düşürmüştür.
Açılan özel yeni sağlık merkezlerinin ise, sağlık
hizmetinin kalitesinin artmasında önemli rolü olmaktadır.
Sağlık sektöründe bir çok problem olmasına rağmen,
ekonomik kalkınma ve gelir düzeyinin atması ile birlikte bu
problemlerin de azalma sürecine girdiği görülmektedir.
3.3.3.Turizm
Ülkede turizm sektörü için gerekli iklim, doğal güzellikler,
tarihi ve arkeolojik eser potansiyeli kısaca doğal, tarihsel ve
kültürel servetler mevcuttur. Azerbaycan’da 11 iklim
kuşağından 9’unun yaşanması, Hazar Denizi’nin sahilleri,
Haçmaz-Lenkeran-Astara bölgesindeki ormanlık alanlar ve
tedavi amacıyla da faydalanılabilecek potansiyeldeki kaynak
suları doğal imkanlar arasında dikkat çekmektedir118.
Azerbaycan’da turizm sektörünü oluşturan alanlar
aşağıdaki alt başlıklar altında toplanabilir;
118
Bkz. Z. N. Eminov, Azerbaycan Fiziki ve İqtisadi Coğrafiyası, Azerbaycan Coğrafiya
İnstitutu Neşriyyatı, Bakı, 2000, ss.153-156.
103
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tatil Turizmi: Zakatala, Şeki, Guba, Gence, Kazak,
Lenkeran yaz aylarında tatil yapmaya en uygun yerlerdir.
Plaj Turizmi: Azerbaycan’ın doğusu Hazar Denizi ile
kaplıdır. Bilgeh ve civarı kilometrelerce uzayan plajlara
sahiptir.
Av Turizmi: Ülkede evcil ve yabani olmak üzere toplam
97 çeşit memeli hayvan, 346 çeşit kuş ve 95 çeşit balık
bulunmaktadır. Av tüfeği kullanmak ruhsata tabidir ve her
tüfek sahibi av derneğine üye olmak zorundadır.
Yayla ve Dağ Turizmi: Yayla ve dağ turizmi için elverişli
yöreler; Zakatala meşelikleri, Şeki Gelesen Göresen Galası,
Başdaşagıl, Guba Meşelikleri, İsmayıllı, Lahıç, Gebele, Ağdaş
ormanları, Gence, Hacıkent, Göygöl olarak sayılabilir.
Kaplıca ve Sağlık Turizmi: Azerbaycan’da 1000 kadar
mineral su (termal su) vardır. “Naftalan” denilen ve dünyada
sadece Azerbaycan’da bulunan petrol karışımlı çamursu bir
madde başta sinir sistemi olmak üzere deri, cilt, kadın
hastalıkları vb. bir çok hastalığa iyi gelmektedir.
Azerbaycan’da tedavi nitelikli senatoryumların çoğu Apşeron
Yarımada-sındadır.
Kültür Turizmi: Ülke çok zengin bir kültür ve tarih
hazinesine sahiptir. Ülkedeki eski anıt, mezar, türbe, bina ve
diğer tarihi eserleri korumak, restore etmek için cemiyetler
kurulmuştur.
Tablo 25. Turist Sayısı
Yıllar
Toplam
BDT
Türkiye
İran
1998
1999
2000
2001
2002
483163
602047
680909
766992
793345
301287
431151
346483
263780
288428
19103
10390
12693
8493
11082
139300
121604
242354
321882
284570
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.21.
104
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Gelen turist sayısı dikkate alındığında gelişmiş
ülkelerden çok az sayıda turistin geldiği, BDT’nin ağırlıkta
olduğu görülmektedir.
Aslında ülkeye gelen turist sayısı açıklanan istatistiki
verilerde yer alan rakamdan çok yüksektir. Açıklamalara göre
kayıt sistemindeki problem nedeniyle veriler gerçeği
yansıtmamaktadır. Alınan yeni önlem-ler ve kararlarla bu
problem çözülmeye çalışılmaktadır119.
Azerbaycan’da iç turizm açısından gelir düzeyinin düşük
olması, dış turizm açısından ise, ülkenin yurt dışında
tanıtımının yeterli olma-ması, aksine Karabağ problemi
nedeniyle Ermenistan ile arasındaki uyuşmazlığın tehlikeli bir
bölge gibi algılanması önemli olumsuz etkenlerdir.
Uzun süre turizm sektörüne ait tek bir devlet
politikasının ve programının olmaması da turizm sektörünün
gelişmemesinde etkili olmuştur.
Azerbaycan’ın turizm açısından en elverişli bölgelerinden
biri olan Karabağ’ın işgal altında olması, turizm sektörü
açısından en önemli kayıpların başında gelmektedir.
Karabağ’daki turizmi olumsuz etkile-yecek şekilde Ermeniler
tarafından bölgenin ekolojik dengesine önemli zararlar
vermektedirler120.
2003 yılı bütçesinde sektörün gelişimi amacıyla 1,2 miyar
Manat ayrılmıştır. Bu rakam önceki yıllara göre fazla olmakla
birlikte, sektörün arzu edilen gelişme trendini yakalayabilmesi
için yeterli değildir.
Azerbaycan’da turizm sektörünün gelişmesini engelleyen
diğer nedenler şöyle sıralanabilir:
- Dinlenme tesislerinde şartların gerekli seviyede
olmaması
- Turistik alanlara giden yolların ulaşım açısından
elverişsiz olması,
119
120
http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4. 12.06.2003
R. Abbasov, s.2.
105
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
- Turistlerin kalabilecekleri otellerin elverişli sağlık
şartlarına sahip olmaması,
- Ülkenin 10 yıldan uzun süredir Ermenistan ile olan
savaşın etkisi altında olması
Azerbaycan, 1994 yılından bu yana turizm alanında
çeşitli ülke-lerle birçok işbirliği anlaşması imzalamıştır.
Azerbaycan Gençlik, Spor ve Turizm Bakanlığı,
Uluslararası Turizm Teşkilatına üye olduğu 27 Eylül 2001
tarihinden sonra, turizm sektörünün geliştirilmesi amacıyla,
uluslararası kurumların finansal destek ve diğer ülkelerde
faaliyet gösteren turizm şirketlerinin Azerbay-can’a yatırım
yapmalarını teşvik amacıyla özel yatırım programı
hazırlanmıştır. Hazırlanan dokümanlarla, ülkenin turizm
sektörünün gelişmesi açısından hem tanıtımı yapılmaya hem
de sektöre yönelik yatırımların yapılması teşvik edilmeye
çalışılmaktadır. Turizm sahasında faaliyet göstermek
amacıyla 70’den çok şirkete lisans verilmiştir. Turizm sektörü
için gerekli kadroların yetiştirilmesi amacıyla da yüksek
eğitim düzeyinde bazı çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca
sektörde çalışanların mesleki gelişimlerinin sağlanması
amacıyla, başta Türkiye olmak üzere bazı ülkelerin turistik
bölgelerinde turizm konusunda eğitim kursları almaları
sağlanmaktadır. Ülke bütçesinde 2004 yılından itibaren
turizm gelirlerinin de yer alabileceği düşünülmektedir121.
Yeni
oluşturulan
Kuba-Haçmaz,
Şeki-Zaqatala,
Lenkeran-Astara ve Tovuz-Kazak turizm yollarını çağdaş
standartlara ulaştırmak amacıyla, Azerbaycan Turizm
Bakanlığı tarafından, uluslar arası turizm şirketlerine değeri
100 bin $ - 50 milyon $ arasında değişen projeler takdim
edilmiştir122.
121
122
R. Abbasov, “Azerbaycan Turizm Üçüm Ehemmiyetli Bölgedir”, Herbi And Gazeti, 1-15
Aprel, 2003, s.2; Ebülfez Garayev, “Azerbaycan Bu Gün Uluslararası Olimpiyat
Oyunlarına Başarılı İmza Atan Devletler Sırasındadır”, Diyalog Azerbaycan İş Dünyası
Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, s.16.
http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4
106
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in imzaladığı ferman ile
turizm şirketlerine verilen lisans süresi iki yıldan beş yıla
çıkarılmıştır.
Turizm sektörünün geliştirilmesi amacıyla 5’i 2002
yılında olmak üzere toplam 12 proje gerçekleştirilmiştir.
Ülkeye gelmek isteyen her bir turist 40 $ karşılığında
vize alabilmektedir.
Ülke genelinde 87 otel faaliyet göstermektedir. Otellerde
hizmet
kalitesinin
yükseltilmesi
için
çalışmalar
yapılmaktadır123.
3.3.4. Finans
Finans sektörü bankacılık, sigortacılık ve menkul
kıymetler bor-sası alt başlıkları altında aşağıda incelenecektir.
3.3.4.1. Bankacılık
Yeni bir sisteme geçme çalışmaları sürdürülen ülkede
aynı zaman-da başta bankacılık olmak üzere, yeni bir mali
sistem kuruluşu da sürdürülmektedir. Ancak Azerbaycan’da
mali kesim yapısı itibariyle zayıf bir görünüm arz etmektedir.
Azerbaycan halkı yapı itibariyle ticarete daha yatkındır.
Ancak bunun için gerekli maddi birikimlere sahip değildir.
Ülkede daha önce yaşanan “banker faciaları” sebebiyle halkın
bankalara güveni kalmamıştır. Bu sebeple de maddi birikimi
olanlar bunu banka dışı yöntemlerle değerlendirmektedirler.
Bir kısım insanlar bankaların kredi verme görevini de
üstlenmişlerdir.
Ülkede Merkez Bankası (Milli Bank), sermayesi devlete
ait olan bankalar, özel sermayeli yerel bankalar ve yabancı
sermayeli bankalar faaliyet göstermektedir.
Merkez Bankası mali piyasalar üzerinde çok sert bir
denetim sürdürmektedir. Mali kesimde bankaların dışındaki
enstrümanlar etkin olarak henüz piyasada yerini alamamıştır.
123
E. Garayev, s.16.
107
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan’da bankacılık sisteminin gelişim süreci üç
aşamaya bölünebilir. Birinci aşama olarak 1990-92 yılları
arasında Merkez Ban-kası sistemi teşekkül ettirilmiştir. 199294 yıllarında hiper-enflasyon şartlarında istikrarsız bir
ortamda bankacılık sistemi gelişmiştir. 1994 ve sonrasında ise
makroekonomik istikrar ortamında bankacılık sisteminin
yeniden yapılandırılarak gelişimi sağlanmaya çalışılmıştır124.
Azerbaycan’da bankacılık sisteminin hukuki esasları
“Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ekonomik Bağımsızlığının
Esasları” hakkında 25 Mayıs 1991 tarihli Anayasa
Kanunu’nun “Banka sistemi ve para teda-vülü” adlı 14.cü
maddesi ile atılmıştır125. Bu madde ile Azerbaycan’da bağımsız
banka sisteminin ve ulusal para biriminin hukuki temelleri,
Merkez Bankası’nın statü ve yetkileri belirlenmiştir. Merkez
Bankası 11 Şubat 1992’de kurulmuştur126.
Bankacılık
ve
Merkez
Bankası
konusundaki
düzenlemelerle ilgili olarak 7 Ağustos 1992'de "Merkez
Bankası Hakkındaki Kanun" ile "Bankalar ve Bankaların
Faaliyetleri Hakkındaki Kanun" arka arkaya yürürlüğe
girmiştir. Aralık 1992’de Azerbaycan Cumhuriyeti Milli
Bankı’nın Nizamnamesi kabul edildi. Birinci seviyede Merkez
Bankası, ikinci seviyede diğer bankalar olmak üzere, ülkede
iki seviyeli banka-cılık sisteminin kurulması amaçlanmıştır:
Para ve bankacılık sektöründe politikaları belirleme, denetim
ve kontrol yetkisi Merkez Bankasına aittir. Bankacılık kanunu
modern anlamdaki tüm bankacılık işlemlerini kapsamına
almaktadır, fakat ekonominin tam anlamıyla serbest pazar
sistemine geçememiş olması ve banka sisteminin de modern
anlamıyla yerleşmemiş olması nedenleriyle hedeflenenler
gerçekleştirilememek-tedir.
Serbest piyasa ekonomisine geçişin ilk yıllarında
Azerbaycan’da, banka sisteminin oluşmamasından dolayı,
124
125
126
Azerbaycan Respublikası Bank Sistemi Haqqında Melumat Toplusu, Azerbaycan Banklar
Assosiyası Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.5-6.
Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 08.04.2003.
Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 08.04.2003.
108
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
bankalar üzerinde güçlü bir kontrol ve denetim olmadı.
Hukuki boşlulardan da yararlanan ticari bankalar hızla arttı.
Kurulan bankalar genellikle spekülatif faaliyetler de
yoğunlaştılar.
1995 yılı sonunda 4 devlet bankası Agrobank, Sanayi
Bankası, Emanet Bankası ve Uluslararası Banka, banka
aktiflerinin %80’ine, geri ödenmeyen kredilerin %85’ine,
mevduatların %75’ine, şubelerin %65’-ine ve banka sektöründe
çalışanların %70’ine sahiptiler.
Azerbaycan’da banka sayısındaki artış trendi 1995’e
kadar sürmüştür. 1996 yılından itibaren banka sayısında
azalma başlamıştır.
“Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Bankı” hakkındaki
kanun 10 Haziran 1996’da, “Azerbaycan Cumhuriyetinde
Bankalar ve Banka Faaliyeti” hakkındaki kanun ise 14
Haziran 1996’da yeniden düzen-lendi127.
1 Ekim 1997’de yapılan yeni düzenlemeler ile yeni açılan
banka-lar için nizamname sermayesinin yeterliliği 1.250.000
$’a, faaliyet gören bankalar için ise 800.000 $’a yükseltildi. Bu
düzenlemenin ardından küçük bankalar kapanmaya başladı.
1991 yılından itibaren tüm bankalarda uluslararası
muhasebe standartlarına göre işlemler gerçekleştirilmeye
başlandı.
Azerbaycan'da mali piyasa araçları ve bankacılık
hizmetleri geliş-memiştir. Ancak yabancı banka şubeleri ile
rekabet edebilmek amacıyla yerli sermayeli bankalar, hizmet
çeşitliliğini ve kalitesini arttırmaya çalışmaktadırlar.
2003 yılı başı itibariyle ülkede 2 devlet (Azerbaycan
Beynelhalk Bankası ve Birleşmiş Universal Bankası) bankası
vardır. Ticari banka-ların toplam sayısı ise 46’ya düşmüştür128.
2001 yılı başında 158 olan kredi kuruluşlarının sayısı
2002’de 116’ya düşmüştür. 2003 yılı başı itibariyle ise 93
lisanslı kredi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Faaliyet
127
128
Consulting & Business, October, Baku,1997.
“Kommersiya Banklarının Sayı Azalıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/14.
109
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
gösteren kredi kuruluşlarının şubele-rinin sayısı 2002 yılı
başlında 191 iken bu sayı 2003 başında 226’ya yükselmiştir.
Kredi kuruluşlarının yurtdışında şube, temsilcilik v.b.
faaliyetleri ise zayıftır129. Ülkedeki faaliyet gösteren ticari
bankalar, şubelerinin sayısına göre incelendiğinde devlet
bankalarının şubelerinin daha fazla olduğu görülmektedir.
Ticari bankalara ait banka şubelerinin 121’i iki devlet
bankasına aittir.
Azerbaycan’da kurulu Türk bankalarının yanı sıra bazı
yabancı bankaların şubeleri de ülkede faaliyet göstermektedir.
Bankalarda yabancı sermayenin payı %30 ile sınırlıdır.
Ayrıca yerel ve yabancı bankalar kurmuş oldukları
“muhabir” banka ilişkileri ile dünyanın birçok ülkesine yönelik
parasal işlemleri yürütebilmektedirler.
Mevduat kabulüne izni olan kredi kurumu sayısı 41,
yabancı para birimi ile faaliyet yapmasına izin verilen kurum
sayısı 43, kıymetli madenlerle faaliyet yapmalarına izin
verilen kurum sayısı 1, plastik kartlarla faaliyet yapmalarına
lisan verilen kurumların sayısı ise 23’tür.
2002 yılında nizamname sermayesini 2.5 milyon $’a
yükselte-meyen 8 bankanın lisansı iptal edildi. Bankacılık
sektöründe
kuruluş
sermayesinde
artıma
gidilmesi
doğrultusunda verilen karar sonucu 2001’den itibaren ülkede
50’ye yakın banka faaliyetini durdurmuştur. Sonuçta kredi
kuruluşları içerisinde bankaların sayısı 2001 yılı başında 59
iken 2002 başında 53’e 2003 başında ise 46’ye düşmüştür.
Bankala-rının ikisi devlet bankası, 44’ü ise özel bankadır.
Bankalardan 15’i tamam olarak yabancı sermayeli veya
yabancı sermaye iştiraklidir.
Yabancı bankaların sektördeki payı yaklaşık %30-35’dir.
Bir çok ülke ile mukayese edildiğinde bu oranın yüksek olduğu
görülmektedir. Yerli bankaların öz sermayelerinin zayıf olması
ise, yabancı bankalarla rekabette zayıf düşmelerini sonuç
vermektedir.
129
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003.
110
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Banka dışı kredi kuruluşlarının sayısı ise 2001 yılı
başında 99 iken 2002 başında 63’e, 2003 başında ise 47’ye
düşmüştür.
Özellikle bağımsızlığın ilk yıllarında bankaların kuruluş
sermaye-sinin düşük tutulması sebebiyle bankaların sayısında
bir artış yaşandı. Daha sonra yaşanan banker faciasının
ardından Merkez Bankası kuruluş sermayesi miktarını
kademeli bir artış trendine otururken bankaların sayısında da
kademeli bir düşüş gözlenmiştir. 01.01.2000 itibariyle banka
sistemini sağlamlaştırma politikası doğrultusunda bankaların
asgari sermayeleri 2 milyon $’a ve yeni kurulacak bankalar
için ise 5 milyon $’a çıkarılmıştır. Temmuz-2002’de ise
faaliyette bulunan banka-lar için kuruluş sermayesi 2.5
milyon $’a yükseltilmiştir130. 2003 yılında da bankaların
kuruluş sermayelerinin arttırmaları süreci devam etmektedir.
Merkez Bankası özel bankaların nizamname sermayesini
2003 yılı Temmuz ayında 2.5 milyon $’dan 3 milyon $’a
yükseltmeyi planlamıştır. Bu ise yeterli nizamname
sermayesine sahip olamayacak bankaların kapanması
sonucunu doğuracaktır. Hatta Merkez Bankası özel
bankaların nizamname sermayesini, her altı ayda bir 0.5
milyon $ arttırarak, tedrici olarak 5 milyon $’a çıkarmayı
planlamaktadır.
Kuruluş sermayelerini 2,5 milyon $’a yükseltememeleri
nedeniyle bazı ticari bankaların birleşmesi, bazı bankaların ise
faaliyetine son vermesi sonucunda daha önceden yüksek olan
banka sayısı düşmüştür. Sonuçta 1990’lı yılların başında
ülkede 240 banka faaliyet göstermesine karşın 2003 yılında
sayı yukarıda da ifade dildiği gibi 46’ya inmiştir.
Elbette uygulanan sıkı para politikalarının da banka
sayısının azalmasında önemli etkisi olduğu dikkate
alınmalıdır.
130
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003.
111
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Sektörün tüm banka aktifi yaklaşık 1 Milyar $
civarındadır. Bu miktar GSMH’nın %17’sine tekabül
etmektedir.
Bankacılık sektöründe yaşanan problemlerin başında
likidite probleminin olduğu görülmektedir.
Sektörde gereğinden fazla ticari banka bulunmakta ve
genellikle, tek şubeli yapısal özelliğe sahip bu bankalar,
yetersiz sermaye yapılarına sahiptirler.
Mali sektöre ilişkin reform çalışmaları ise çok yavaş
ilerlemek-tedir. Özellikle ekonomide büyük ağırlığı olan yerel
devlet bankaları özelleştirme kapsamına alınmış ve
özelleştirme işlemleri devam etmek-tedir. Azerbaycan kendi
bankacılık
sistemini
oluşturma
konusunda
ilerleme
kaydederken, devlet bankalarında da yeniden yapılanmaya
yönelik çalışmalar yapılmıştır. Sovyet döneminden kalan
başlıca dört bankadan üçünün birleştirilmesine ancak 2000
yılının Haziran ayında başlanabilmiştir.
Bankacılık sektörünün ekonomideki ağırlığı giderek
artmış ve bankalara olan güvenin artması bankaları toplam
mevduatlarının genişlenmesi bankaların kredi imkanlarını
artırmıştır.
Verilen kredilerde devlet bankalarının ağırlığının daha
fazla olduğu görülmektedir. 2002 yılında kredilerin %45’inden
fazlası devlet bankaları tarafından, %35’inden fazlası özel
bankalar tarafından, %15 civarında ise banka dışı kredi
kurumları tarafından verilmiştir. Verilen toplam kredilerin
%35’i Manat, %65’i döviz olarak verilmiştir. Özel sektöre
yönlendirilen kredi miktarlarında da önemli artışlar olmuştur.
Bu gibi önemli gelişmeler para kredi politikasının daha da
başarı ile uygulanmasına imkan vermiştir.Daha çok kısa
vadeli olan kredilerin %70’i özel, %30’u devlet sektörüne
verilmiştir. Ayrıca verilen krediler-de sektörel olarak ticarethizmet ve ulaşım-haberleşme sektörlerinin daha büyük pay
aldığı görülmektedir131.
131
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/credits2002.shtml, 10.04.2003.
112
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2002 yılında banka kredileri reel olarak %15 artmıştır.
Kısa vadeli krediler %5.2, uzun vadeli krediler ise %10.5
artmıştır. Kredilerin %86.9’u bankaların, %13.1’i ise banka
dışı kredi kurumları tarafından verilmiştir132.
2003 yılı Ocak ayı başına kadar Azerbaycan ekonomisine
verilen kredilerin toplam hacmi 2 trilyon 592,9 milyar Manat
olmuştur. Kredi-lerin %47,85’i devlet bankaları, %39,08’i ise
özel bankalar, %13,07’si banka dışı kredi kurumları tarafından
verilmiştir. Kredilerin %70’inden fazlası kısa vadelidir. Uzun
vadeli kredilerin oranı %30’a yaklaşmıştır.
Tablo 26. Krediler (Milyar Manat)
Yıllar
Toplam
Kısa
Vadeli
Kısa
Vadeli (%)
Uzun
Vadeli
Uzun
Vadeli (%)
1995
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1449.0
2042.0
2133.6
2215.5
2321.8
2431.3
2592.9
1264.8
1901.1
2087.7
2160.5
1672.0
1769.9
1861.8
87.3
93.1
97.8
97.5
72.0
72.8
71.8
184.2
140.9
45.9
55.0
649.8
661.4
731.1
12.7
6.9
2.2
2.5
28.0
27.2
28.2
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.56.
Faiz oranları piyasa tarafından belirlenmekte olup,
Hazine tahvil-lerinin işlem gördüğü bir piyasa faaliyete
geçirilerek
mali
sektörünün
gelişmesi
sağlanmaya
çalışılmıştır.
Kısa vadeli kredi faiz oranları 2001 yılı başında %19.53,
2002 başında %19.74 ve 2003 başında %18.17 olmuştur. Uzun
vadeli kredi faiz oranları ise 2001 yılı başında %21.60, 2002
başında %20.70 ve 2003 başında %18.86 olmuştur.
Bankalararası piyasada üç aylık kredi faiz oranları 2001 yılın
başında %20.3, 2002 başında %19.75 ve 2003 başında %19.67
olmuştur133.
132
133
“2002-ci İlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml;
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
113
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Mevduatların büyük bir kısmının döviz olarak yatırıldığı
görül-mektedir. 2002’de mevduatların %85 gibi büyük bir
kısmı döviz olarak, sadece %15’ini Manat olarak
gerçekleşmiştir. 2003 yılı ilk yıllarında da aynı dağılım
görülmektedir. 2002 yılında, 2001 yılına göre döviz olarak
mevduatlarda yaklaşık %5’lik bir artış görülmektedir134.
Ayrıca mevduatların büyük bir kısmı devlet bankalarında
toplanmaktadır.
2002 yılında bir önceki yıla göre mevduatların hacmi
%31.1 artmıştır. Özel bankaların mevduatlardan aldığı pay
%41.5’dir.
Kısa vadeli mevduat faiz oranları 2001 yılı başında
%9.26, 2002 başında %9.13 ve 2003 başında %8.01 olmuştur.
Uzun vadeli mevduat faiz oranları ise 2001 yılı başında
%11.80, 2002 başında %11.74 ve 2003 başında %8.46
olmuştur135.
Tablo 27. Mevduatlar (Milyar Manat)
Yıllar
Mevduat
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1819.7
2042.0
2133.6
2215.5
2321.8
2431.3
2592.9
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.56.
46 bankanın bulunduğu sektör, %51’i devlet kontrolünde
olan ve 2003 sonlarında özelleştirilmesi öngörülen
Uluslararası Azerbaycan Bankası (BUS Bank)’nın etkisi
altında bulunmaktadırlar. 2002’de 35 milyar Manat geliri olan
BUS Bank 7 milyar, son 2.5 yılda ise toplam 21 milyar Manat
134
135
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/savings2003.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml;
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
114
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
vergi vermiştir. BUS Bank’ın öz sermayesi 32.5 Milyar
Manat’tır.
Azerbaycan’da “ACDI/VOCA”, “ADRA”, “FINCA”, “NNE”,
“NRC”, “MC”, “OXFAM”, “IOM”, “SCF” ve “WVI” olmak üzere
9 uluslararası kredi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Banka
dışı
kredi
kurumlarının
24430’dan
çok
müşterisi
bulunmaktadır. Bu kredi kuruluşlarının müşterileri 9163 iş
yeri kurmuşlardır. Bu kurumlar müşterilerine yaklaşık 4
milyon $ kredi vermiş durumda. Ancak bu kurumların gelişimi
ile ilgili bazı problemler söz konusudur. Öncelikle kurumsal
düzenlemelerin yetersiz olmasıdır. Ayrıca küçük hacimli kredi
verilmesi
de
henüz
Azerbaycan’da
tam
olarak
anlaşılmamıştır. Bu kurumların 100-1000 $ arası verdikleri
krediler, geçiş süreci ile ilgili geçici bir durum gibi algılanarak,
insani yardım gibi değerlendirilmek-tedir. Aslında küçük
hacimli kredilerin verilmesi, bankacılığın bu sahada etkin
olarak yer almaması ve geçim seviyesinin düşük olması
nedeniyle, Azerbaycan’da küçük ölçekli işletmeciliğin gelişmesi
açısından önem arzetmektedir. Bir başka problem de bu
kuruluşlar tarafından verilen kısa vadeli kredilerin, ekonomik
kalkınmada
bir
anlam
ifade
etmediği
şeklinde
136
değerlendirmenin yapılmasıdır .
Devlet bankalarında yapılan reformlar; yönetimin
gelişmesi, yeni hizmetlerin ve piyasaların gelişmesi,
bankaların kurumsal ve örgütsel gelişmesi amacıyla Dünya
Bankası’nın SAC programına göre yapılmak-tadır137.
16 Şubat 2001’de Merkez Bankası, bankalar tarafından
yapılan ulusal döviz ödemelerinin daha sürekli şekilde ve online sisteminde yapılabilmesini sağlamak için AZIPS sistemini
kurmuştur138. Bu sistem uluslararası standartlara uygun
olacak şekilde SWIFT esasında kurul-muştur.
136
137
138
S. Eyyuboğlu, “Qeyri-Bank Kredit Teşkilatları Bazarda Hökümranlıq Edir”, 525ci Gazet,
www.525ci.com/2003/01/04.
İllik Hesabat, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, 2000.
“Banki i Biznes”, Zerkalo Gazeti, 28 Fevral 2001.
115
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Bankacılık
sektöründeki
eksikliklerin
giderilmesi
amacıyla, hükü-met 1999’da Dünya Bankası ve Uluslararası
Para
Fonu’nun
eşgüdümü
ile,
reform
programları
hazırlamıştır. Stratejinin ana hedefleri hükümete bağlı
bankaların yeniden organize edilmesi ve özelleştirilmesi, özel
bankaların birleşmesi, Azerbaycan Milli Bankası’(AMB)nın
düzenle-yici, denetleyici niteliğinin ve banka kapasitesinin
artırılması ve teftiş, muhasebe de dahil olmakla sağlam, etkili
ve rekabete dayalı teknik, gelişen altyapı oluşturabilmesidir.
2002’de Milli
Bank, sisteminin güçlendirilmesi için
küçük ve orta ölçekli işletmelere parasal yardımın
artırılmasına yönelik banka reform-larına devam etmiştir.
Devlet banklarının özel sektöre devri için önemli çalışmalar
yapılmıştır. Bankaların öz sermayesi artırılarak 2,5 milyar
Manata çıkarılmıştır. Bunun neticesinde de 8 banka
faaliyetini durdur-mak zorunda kalmıştır. Rekabetin artması
amacı ile yabancı sermayenin bankacılık sektörüne teşvik
süreci daha da kolaylaştırılmıştır. Bankacılık sektörünün
gelişmesi için bu sahada altyapı çalışmalarına hız verilmiştir.
Bankacılık ile ilgili yeni kanunlar yapılmaya başlanmıştır.
2003 yılında bankacılık sektöründeki reformlar yeni bir
aşamaya geçecektir. Daha önceden planlandığı üzere
Uluslararası Bank’ın özel-leştirilmesine başlanacak ve
BUSBank’ın özelleştirilmesi için hazırlık çalışmaları
yapılacaktır. Cumhurbaşkanının kararı ile Azerbaycan Uluslararası Bank (Beynelhalk Bankası) ve Birleşmiş Universal
Sehmdar Bankasının (BUSBank) 2004 sonuna kadar
özelleştirilmesi planlan-mıştır.
Azerbaycan’da bankacılık sisteminin gelişmesine elverişli
şartları yaratmak, bu sektöre öncü iş tecrübesini ve teknolojiyi
çekmek,
böylece
yatırımları
hızlandırmak
amacıyla
Azerbaycan Uluslararası Bank’ın kuruluş sermayesinin
%20’sinin
Avrupa
Kalkınma
bankasına
satılması
planlaştırılmıştır.
Reformlar çerçevesinde mevduatların sigortalanması için
de bazı çalışmalar devam ettirilecektir. Bankacılık sektöründe
116
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
altyapı çalışma-ları, ödeme sistemi, muhasebe sistemi, banka
kontrolü ve hukuki altyapı gibi çalışmalar da devam edecektir.
Bankacılık sektörünün gelişmesi ise özel sektör açısından,
özellikle kolay kredi bulma imkanları elde etme-sine imkan
verecektir139.
Ülkede bankacılık sektörünün gelişmesi için, halkın
bankalara güven duyması amacıyla mevduata sigorta fonunun
kurulması gerek-mektedir. Mevduata sigorta fonunun
oluşturulmasından kaynaklanacak problemler için de Milli
Bank’ın, bankaları finansal hesaplarını gerçeğe uygun
açıklamaya yönelik politika takip etmelidir.
3.3.4.2. Sigortacılık
Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasının
ardından
ilk
zamanlarda yapı-lan işlerden biri de önceki sistemde yer alan
Devlet Sigorta Kurumu’nun Azerbaycan’daki organı olan
Azerbaycan Devlet Sigorta şirketinin yeniden örgütlenmesidir.
20 Eylül 1991 tarihinde “Azerbaycan Respublikası Devlet
Sigorta Kommersiya (Ticaret) Şirketi”nin kurulması hakkında
ferman çıkarıldı. Bu fermana esasen, Devlet Sigorta
Kommersiya
Şirketi
bağımsız,
Maliye
Bakanlığı’nın
denetiminden serbest, kendi şartlarına ve tarif-lerine göre
çalışabilen, kendi kendini finanse eden bir şirket olarak 22
Kasım 1991’de tüzüğü onaylanarak faaliyete başladı. 24 Ocak
1994 tarihinde şirketin tüzüğü Bakanlar Kurulu tarafından
değiştirildi ve yürürlüğe koyuldu.
Devlet Sigorta Kommersiya Şirketi reasürans alanında
“LLOYD” (İngiltere) sigorta şirketleri grubunun “SEDJWICK”,
“WILLS FABER & DUMAS” sigorta broker grupları,
“MUNHEN RE” (Almanya) reasürans şirketi, “Asia” (İran)
şirketi ve “Lukoil” (Rusya) sigorta A. Ş. ile işbirliği
yapmaktadır.
139
“Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca
İstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml,
18.04.2003.
117
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Ülkede sigortacılık sektörünün gelişmesi amacıyla
atılması gere-ken ikinci adım ise, sektörde monopole son
koymaktı. Bu amaç doğrultusunda kısa bir süre sonra Devlet
Sigorta Şirketine rakip nitelikte etkin çalışan şirketler sigorta
şirketleri sektörde kendini göstermeye başladı.
Sigorta şirketleri 1992 yılından itibaren yabancı ortaklar
ile birlikte, 1995 yılından itibaren ise yerli sermayeli olarak
kurulmaya başlandı.
2003 yılı başı itibariyle ülkede 34 sigorta şirketi
bulunmaktadır. Bunların 26’sı milli ve 8’i ise yabancı
sermayeli (İngiltere, Türkiye, Rusya, İran, ABD, İtalya)
müşterek sigorta şirketidir140. Sigorta sektö-ründe yer alan
şirketlerin toplam sermayelerinin önemli bir kısmı 5 Şubat
2002’de kurulan ve 1 nisan 2002’de lisans alan Uluslararası
Sigorta Şirketi’ne aittir.
5 Ocak 1993 tarihinde 436 no’lu “Azerbaycan
Cumhuriyeti Sigorta Hakkında Kanunu” çıkarıldı.
1994
yılından
başlanan
petrol
anlaşmalarının
imzalanması ile Azerbaycan'da büyük miktarda sermaye
girişine neden oldu. Bunun sonucu olarak, sigorta şirketlerinin
büyük kısmı petrol sektörüne yönelmiştir.
Azerbaycan’da
yaşayan
yabancı
vatandaşlar,
vatandaşlığı olmayan şahıslar ve yabancı tüzel kişiler, ülke
vatandaşları ve şirketleri ile eşit sigorta hakkına sahiptirler.
Sigorta sektöründe yürütülen reformlar çerçevesinde,
Azerbay-can’da faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin kuruluş
sermayesinde aşamalı olarak artışa gidilmiştir. 4 Mayıs 2000
yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanının sigorta hakkında
imzaladığı Serencam doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nda
alınan karar ile sigorta kurumları için aşamalı olarak
kararlaştırılan kuruluş sermayesi şöyledir141: 01.01.2002
tarihine kadar 500 milyon Manat, 01.07.2002 tarihine kadar
140
141
Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, 2002, www.azstat.org. 8.4.2003.
“Siğortacıların Nizamname Kapitalı Artırılır”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No:5-6 (17-18),
2001, s.4.
118
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
750 milyon Manat, 01.01.2003 tarihine kadar 1 milyar Manat,
01.07.2003 tarihine kadar 1.5 milyar Manat, 01.01.2004
tarihine kadar 2 milyar Manat (400.000$).
Sigorta şirketlerinin kuruluş sermayelerinin toplamı
içinde yabancı sermayenin payı %10.5’dir142. Sermayeleri
dikkate alındığında sigorta şirketlerinin çoğunun küçük ve
orta büyüklükteki şirketler olduğu görülmektedir.
2002 yılında sigorta faaliyetlerinin %90’lık hacmini 10
sigorta şirketi yerine getirirken, geriye kalan %10’luk kısım
ise diğer sigorta şirketlerinin payına düşmüştür.
Sigorta sektöründe yabancı sigorta şirketleri daha fazla
etkinliğe sahiptirler. Azerbaycan’da faaliyet gösteren yabancı
şirketler esasen kendi ülkelerindeki sigorta şirketlerinde
sigorta olmaktadırlar. Ayrıca yerli sigorta şirketleri de ödeme
kabiliyetleri zayıf olduğundan dolayı büyük hacimli sigorta
anlaşmalarını
yurtdışında
tekrar
sigorta
(reasürans)
ettirmektedirler.
En yaygın sigorta türleri yangın, kasko, yük nakliyat,
inşaat, elektronik cihaz, kredi alanlarının hayat sigortası,
ferdi kaza sigortası, özel tarım işletmeleri müesseseleri
sigortası, zorunlu trafik sigortasıdır.
Azerbaycan'da
sigorta
sektörü
henüz
gelişme
aşamasındadır ve ekonomiye katkısı,
diğer finansal
kurumlarla kıyaslandığında, çok fazla değildir. Ülkenin
sigorta piyasasında mevcut sigorta devriyesi Gayri Safı Milli
Hasılanın (GSMH) %1'inden de azdır143.
Serbest piyasa sistemine geçilmesinin ardından sigorta
işinin geliştirilmesi ile sigorta hizmetlerinin sayısı da her
geçen yıl artmak-tadır. Gönüllü sigorta türlerinin, zorunlu
sigorta türlerinden daha fazla olması da Azerbaycan'da sigorta
piyasasının gelişmesinin bir göster-gesidir.
142
143
http://bizimasr.media-az.com/arxiv_2002/iyul/148/sosium.html, 9.4.2003.
A. Azizova, “Minfin Podvodit İtogi ‘Strahovogo’ Goda”, Zerkalo Gazeti, No. 15(108),
Bakı, 2002, ss.16-18.
119
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Sigorta sektörünün gelişmesinin yavaş seyretmesinde,
gelir düze-yinin düşük olması ve halkın sigortanın yararlarını
yeterli düzeyde anlamamış olması önemli etkenlerdir.
Sigorta sektörünün gelişmesi ve sektörün güven vermesi,
yabancı yatırımları ülkeye akınını da arttıracak amillerden
biri olacaktır.
3.3.4.3. Menkul Kıymetler Borsası
Borsanın oluşmasına ilişkin yasal düzenlemeler “Menkul
Kıymet-ler ve Borsaları Hakkında” kanunun kabul edilmesi ile
başladı. 1991 yılında “Bakü Menkul Kıymetler Borsası”
kuruldu. Borsanın gelişmesi Azerbaycan’da özelleştirme
sürecinin başlaması ile daha da hız kazandı. 30 Aralık 1998
yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından “Azer-baycan
Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı yanında menkul kıymetler
üzere devlet kurumunun oluşturulması” ile ilgili ferman
imzalamıştır. Menkul Kıymetler Borsası hakkında en mühim
bilgileri “Sermaye Piyasası Hakkında” Ulusal Mevduat
Sistemi (Milli Depozit Sistemi) hakkında Azerbaycan
Cumhuriyeti Kanununu 2.bölümünün 3. madde-sinde yer
almaktadır. Şöyle ki kanunun ilgili maddesinde Menkul
Kıymetler Borsasına ilişkin devlet düzenlemesi hakkında bilgi
verilerek, katılımların ne şekilde ve kimler tarafından
olabileceği açıklanmaktadır. 1998 yılından sonra menkul
kıymetler piyasasının oluşumuna özel dikkat verilmektedir.
Menkul kıymetler piyasasının çalışma esasları ise “Devlet kısa
süreli tahvillerin ihracı hakkında” kanuna esasen saptanmıştır.
Borsada ilk yıllarda devlet tarafından ihraç edilen
menkul kıymet-ler borsada işlem görmesine karşın, daha
sonraki yıllarda kooperatif ve anonim şirketlere ait menkul
kıymetler de işlem görmeye başlamıştır.
Ülkede menkul kıymetler piyasasının tam anlamı ile
oluşturul-duğunu ve belirli bir işlem hacmine kavuştuğunu
söylemek mümkün değildir. Özellikle sermaye hareketlerinin
sınırlı olması, ekonomik alanda yaşanan problemler ve mali
120
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
piyasalara olan güvensizlik borsanın gelişmesinin karşısını
önemli ölçüde almıştır. Önümüzdeki yıllarda petrol sektörüne
yatırım yapan yabancı şirketlerin kendi menkul kıymet-lerini
piyasaya çıkarmaları beklenmektedir ki, bunlarla ilgili gerekli
hukuki düzenlemeler de yapılmıştır.
Menkul kıymetler piyasasının gelişmesi için, hacimleri az
da olsa, repo ve ters–repo işlemlerinin yapılması ise önemli bir
adımdır.
Tahvil piyasaları da henüz oluşmamıştır. Yerel firmalar
olduğu gibi Azerbaycan hükümetinin de uluslararası tahvil
piyasalarında herhangi bir işlemine rastlanılmamıştır.
Özelleştirme sürecinin hızlan-masıyla tahvil piyasasının da
gelişeceği düşünülmektedir.
2002’de
Menkul
Kıymetler
Borsası’nın
kuruluş
sermayesini
arttırma
amacıyla
yeni
sermayedarlara
ulaşılmaya çalışılmıştır. Sonuçta Borsa’nın kuruluş sermayesi
5,4 milyar Manat’a ulaştırılmıştır.
3.3.5. Ulaşım (Nakliyat) ve Haberleşme
Azerbaycan, Gürcistan ya da Rusya üzerinden Karadeniz
yolu ve İran üzerinden olmak üzere iki uluslararası yoldan
Batı’ya açılmaktadır. Ayrıca Azerbaycan ve Hazar'a kıyı
devletler arasında doğrudan ve düzenli deniz seferleri
yapılmaktadır. Ülkenin en büyük limanı Bakü Uluslararası
Deniz Ticaret Limanı'dır.
Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi, ulaşım sektörünün
GSMH’daki payı %11-12 civarında seyretmiştir.
Tablo 28: GSMH’da Ulaşım ve Haberleşme Sektörünün Payı
Yıllar
%
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
8.3
12.5
18.7
11.3
11.4
12.5
10.7
12.0
121
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2001
2002
Dr. Osman Nuri Aras
10.1
9.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.2728.
Günümüzde Azerbaycan'ın açık denizlere çıkışının
olmayışı ve karayolu bağlantılarındaki zorluklar ulaşım
alanında en önemli sorun-larındandır.
Aşağıda deniz, hava, kara, demiryolu, boru hattı ulaşımı
ve haber-leşme ayrı ayrı ele alınacaktır.
3.3.5.1. Deniz Yolu Ulaşımı
Azerbaycan, deniz yolu ulaşımı bakımından bölgede geçiş
ülkesi olma gibi önemli bir potansiyele sahiptir. Hazar
Denizi’nde yüzlerce kilometrelik bir kıyı şeridi bulunmasına
karşın, ülkede sadece biri büyük olmak üzere irili ufaklı
toplam 15 liman bulunmaktadır.
Azerbaycan’da demir yolları olmadığı dönemde deniz yolu
taşı-macılığı büyük rol oynamıştır. Azerbaycan ve Hazar'a kıyı
devletler arasında doğrudan ve düzenli deniz seferleri
yapılmaktadır. Hazar denizi vasıtasıyla İran, Türkmenistan,
Dağıstan, Kazakistan ve Rusya ile ilişki kurulmaktadır144.
Bakü'deki
Uluslararası
Deniz
Ticaret
Limanı,
Azerbaycan'ın lojistik altyapısının stratejik bir bölümü olarak
görünmenin yanı sıra, Orta Asya'dan batı piyasalarına
mineral, ürün ve diğer ürünlerin taşınmasında bir lojistik
koridor olarak anahtar bir noktadır. Liman, derinlemesine
stratejik incelemelerin konusu olmanın yanı sıra kurumsal
finansal yardımlar ve yabancı yatırım iştirakleri için de
adaydır. Bakü limanının iyileştirilmesinin çalışma ve
geliştirilmesi konusu, konsoli-dasyon ve kargo kullanım
avantajı bakımından önemlidir145. Bakü limanı hem derin hem
de hiçbir zaman donmamaktadır. Liman, yolcu taşımacılığına
ise pek elverişli değildir.
144
145
Velili, ss.184-185.
“Azerbaijan”, Eurasian File, TICA, S.103, July 1998/2, s.2; Investment Guide to
Azerbaijan 1998, USACC, Washington, 1998, s.70.
122
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Altyapısı dünya entegrasyonuna uygun nitelikte olmayan
Azer-baycan'da deniz taşımacılığı da eski ve yararsız
durumdadır. Genel olarak nakliyat sektöründeki gerilemenin
temel nedeni, sektörün eski Sovyet ülkeleri ile olan
bağlılığından kaynaklanmıştır. Ulaşım sektö-ründen istifade
etmede toplam yolcu sayısının deniz nakliyat payının yıllar
itibariyle düşüş sergilediği görülmektedir. 1990 yılında
500.000 yolcunun deniz nakliyatından faydalanmasına karşın,
bu miktar 1991'de 400.000, 1992 ve 1993'de 100.000, 1994'de
60.000, 1996'da 39.000 ve 1997'de 43.000 olmuştur146. 2001
yılına kadar her yıl düşüş kaydeden deniz yolu ile yolcu
taşımacılığı Tablo-29’da da görüldüğü gibi 2002 yılında bir
önceki yıla göre %28.4 artış göstererek 14.000 kişi olmuştur.
Bakü limanı, Orta Doğu, Avrupa ve Güney Doğu Asya
ülkeleri için elverişli "transit" rolünü oynayabilir. Her türlü
liman malzemeleri ve modern terminallerin yapımı için 2
milyar $ gerekmektedir. Projenin teknik ve ekonomik esasları
hazırlanmaktadır. Projenin kısa bir sürede gerçekleşmesi
mümkündür.
Bakü limanı dışında, Azerbaycan’ın Lenkeran şehrinde
de liman inşası, Muğan ovasının güneyinde üretim ve ticaretin
gelişimi açısından faydalı olacaktır147.
Deniz yolu ile yük taşımacılığının gelişimi ise şöyledir:
1960'da 9.163, 1970'de 13.138, 1980'de 11.354, 1990'da 3.870
ve 1997'de 5.008 milyon ton deniz yolu ile yük taşımacılığı
yapılmıştır148. Verilere dikkat edildiğinde 1970'lerden
günümüze gelindiğinde yıllar itibariyle deniz yolu ile yük
taşımacılığının hacminin de 90’lı yılların ortalarına kadar
dikkat çekici oranda azaldığı görülmektedir.
146
147
148
Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1996, Birleşmiş Milletler
Teşkilatının İnkişaf Programı, Bakı, 1996, s.41; Azerbaycan Respublikasında İnsan
İnkişafı Haqqında Hesabat 1998, ss.84-85.
Velili, s.131.
Narodnoye Hozyaistvo Azerbaicanskoi SSR V 1983 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1983,
s.91; Statisticeskiye Pokazateli Azerbaicana V 1997 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1998,
s.308.
123
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1990'lı
yılların
ortalarından
itibaren
nakliyat
sektöründeki gözlenen gelişmede ise, Kazakistan petrolünün
Hazar Deniz'den geçerek Karadeniz'e nakledilmesi önemli rol
oynamıştır149.
Hazar Deniz Gemicilik İşletmesi tarafından 1997 yılında
yaklaşık 3 milyon ton erken petrol ve petrol ürünleri
taşınırken, bu rakam 1998 yılında 5.3 milyon ton olmuştur.
1998 yılında Aktau (Kazakistan) ve Abşeron (Azerbaycan)
limanları arasında 1.8 milyon ton, BDT ülkeleri limanları
arasında 4 milyon ton, İran limanlarına ise 979 bin ton petrol
ürünü taşınmıştır150.
2000 yılında deniz nakliyatında yük taşıması 1999 yılına
göre %18.5 artarak 8779 bin ton olmuştur. Taşınan yüklerin
%99.3’ü dış ilişkiler ile ilgilidir. Taşınan yüklerin %70’ini
petrol ürünleri oluştururken %30’unu diğer ürünler
oluşturmaktadır.
2002 yılında ise 97.9 milyon ton yük taşınmıştır. Bu
miktar 2001 yılında taşınan miktardan %5.7 daha fazladır.
Taşınan yükün %54.9’u karayolları, %15.7’si boru hatları,
%17.8’i demiryolu, %11.6’sı deniz yolu ile taşınmıştır151.
Tablo 29. Deniz Ulaşımı
Yıllar
Gemilerin
Sayısı
İthalat (bin
ton)
İhracat (bin
ton)
Yolcu
taşıması
(bin kişi)
1995
1998
1999
2000
2001
2002
69
69
69
68
68
69
925
3967
4015
5118
7029
7853.4
1751
1483
624
703
996.3
1057.3
64.5
20.6
13.9
11.8
10.9
14.0
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakü, 2003, s.46.
149
150
151
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, s.41.
Avrasya Dosyası, S.114, TİKA Bülteni, Şubat 1999/2, s.2.
“Xezer Denizi Gemiçiliyinin Yükü Artıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11;
TÜSİAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2.
124
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Bakü Uluslararası Deniz Limanında 2000 yılında ithalat
ve ihracat hacmi 1999 yılına göre %26.8 artış kaydederek,
4593.8 bin ton hacmin-de gerçekleşmiştir. Bu yüklerin
%76.9’unu uluslararası transit yükler olmuştur.
Özel bir önem arz eden deniz taşımacılığı konusunda
maddi ve teknik altyapının sağlamlaştırılması gerekmektedir.
Azerbaycan'da önemli olan bu taşımacılık türü için, ağır
yükleri taşıma için kullanılan gemiler, petrol ve sıvı kimyevi
yüklerin taşınması için kullanılan tankerler, frigorifik gemiler,
demiryolu vagonlarında yükleri taşımak için kullanılan
feribotlar, sıvı yükleri, katı ve döküm yükleri taşımada
kullanılan kombine edilmiş gemi gibi ek yeni tip yük taşıma
gemilerine ihtiyaç vardır.
3.3.5.2. Kara Yolu Ulaşımı
Azerbaycan'ın karayollarının toplam uzunluğu 25.000
km’dir. Bunun çoğunluğu stabilize ve toprak yollardan
oluşmaktadır. Karayolu taşımacılığında otobüs kullanımı
ağırlıktadır152. Toplam karayolu taşı-macılığının yüzde 82.9’u
otobüslerle gerçekleşmektedir. Karayolları ağı oldukça
bakımsız ve kötü durumdadır. 1998 yılı itibariyle 1000 kişiden
35’ine bir binek otomobili düşmektedir. 1990 ve 1998 yılları
arasında dış ticaret hacmindeki düşüş nedeniyle kamyon
sayısında %19,7 düşüş olmuştur.
Tablo 30. Ulaşım Araçları
Yıllar
Küçük Otomobiller
(bin adet)
Her 100 kişiye
düşen küçük
otomobil
Yük taşıma araçları
Diğer
1995
278.3
1998
281.1
1999
311.6
2000
332.1
2001
343.0
2002
350.6
37
37
40
41
43
43
79.6
34.3
77.8
26.5
69.7
28.0
78.3
29.7
77.1
31.5
76.9
29.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.45.
152
Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the
Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003, s.59.
125
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Bakü’nün karayollarının onarımı amacıyla, Bakü idaresi
tarafın-dan 2003 yılı içerisinde 11 bölümden oluşan bir ihale
açılmıştır.
TRACECA projesinin bir bölümü olarak AzerbaycanGürcistan arasında kara yolu yapımına başlanmıştır. Kara
yollarının yapım ve onarımı amacıyla EBRD ve Dünya
Bankası finansal destek vermektedir.
Azerbaycan'ın açık denizlere ulaşan 3 karayolu bağlantısı
vardır. Bunlar; Gürcistan üzerinden Karadeniz'e, Rusya
üzerinden Karadeniz'e ve İran üzerinden Basra Körfezine
ulaşan yollardır.
Tablo 31. Karayolu Ulaşımı
Yıllar
Genel Yollar (bin km)
Yolcu Taşıma Hacmi
(milyon kişi/km)
Yük Taşıma Hacmi
(milyon ton/km)
1995
24.3
4315
1998
24.9
5207
1999
24.9
7917
2000
24.9
9153
2001
25.0
9442
2002
25.0
9603
527
1392
2968
3513
4836
5534
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.45.
2003’de Azerbaycan kara yolunun geliştirilmesi, yeniden
inşası ve modernleştirilmesi amacıyla devlet bütçesinden 75
milyar Manat (16 milyon $) pay ayrılmıştır.
126
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
3.3.5.3. Demir Yolu Ulaşımı
Demiryolu taşımacılığı ülke içi ve uluslararası
taşımacılıkta önemli yere sahiptir. Azerbaycan’da sosyoekonomik yaşamın omurga-sını demiryolu taşımacılığı
oluşturmaktadır. Yüklerin yaklaşık %70’i, yolcuların yaklaşık
%30’u demiryolu taşımacılığı ile gerçekleştirilmek-tedir.
Demiryollarının toplam uzunluğu 2120 km’dir. Demiryolu ile
daha çok petrol, petrol ürünleri, metal, makine-techizat, gıda
maddeleri ve orman ürünleri taşınmaktadır. Bakü’de şehir içi
ulaşımda metronun önemli bir yeri vardır. 1967’de faaliyete
başlayan metro hatlarının günü-müzdeki uzunluğu 28.5
kilometredir153. Metro genellikle yolcu taşıma-cılığında
kullanılırken, diğer demiryolları daha çok yük taşımacılığında
kullanılmaktadır.
Demiryollarının büyük kısmının yeniden inşası
gerekmektedir. 800 vagondan, 350’sinin tamirata ihtiyacı
vardır. Ancak, Azerbaycan’da bunun gerçekleştirebilecek mali
kaynak olmadığından dolayı 20 milyon $’lık yabancı yatırım
gerek duyulmaktadır.
2003’de Azerbaycan Devlet Demir Yolunun (ADDY)
geliştiril-mesine, yeniden inşasına ve modernleştirilmesine 40
milyar Manat’tan fazla sermaye yatırılması planlaştırılmıştır.
Tablo 32. Demir Yolu Ulaşımı
Yıllar
Demir Yolu (bin km)
Yolcu Taşıma Hacmi (milyon
kişi/km)
Yük Taşıma Hacmi(milyon
ton/km)
1995 1998 1999 2000 2001 2002
2.12 1.12 2.12 2.12 2.12 2.12
791
533
422
493
537
583
9073 1353 1416 1587 1539 1744
1
3
6
0
9
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.46.
153
Investors’ Handbook, s.59; Eminov, ss.134-136.
127
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
3.3.5.4. Hava Yolu Ulaşımı
1924 yılında Bakü-Tiflis hava yolu seferlerinin başlaması
ile Azerbaycan’da hava yolu taşımacılığı başlamıştır154.
Azerbaycan’da toplam 27 adet havaalanı bulunmaktadır.
Ancak bunlardan 5’i normal yolcu uçakları trafiğine uygun
alanlardır. Bakü ve Gence havaalanları uluslararası trafiğe
açıktır. Diğerleri şehirlerarası taşımacılıkta kullanılmaktadır.
Ülkenin sahip olduğu uçak filosu oldukça yaşlanmış bir
durumdadır. Yedek parça ve aksamının üretilebileceği tesisler
yetersiz ve bakım imkanları kısıtlıdır.
1999’da Bakü’de yeni havalimanının inşası ve yeni
uçakların alınması ile birlikte daha fazla gidiş-dönüş seferini
yapılabilmesi ve yolculara daha iyi hizmet sunulabilmesi
mümkün olmuştur.
Dış hat seferlerinin ardından Bakü’nün iç hat
seferlerinin gerçek-leştirildiği bölüm de gerekli yeniden inşa ve
onarım yapılırken Nahçıvan ve Gence’deki havaalanlarının
tamirat
ve
yenilenmeye
ihtiyacı
bulun-maktadır.
Azerbaycan’dan bir çok ülkeye düzenli olarak uçak seferleri
mevcuttur.
Havayolu ulaşımı, ülkenin bağımsızlığını elde etmesinin
ardından uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilerinin artması
ile paralel olarak gelişme kaydetmektedir.
2002 yılında havayolları ile, 2001 yılına göre %4.9 daha
fazla olmak üzere 735 bin yolcu taşınmıştır.
Tablo 33. Hava Yolu Ulaşımı
Yıllar
Yolcu Taşıma (bin kişi)
Yük Taşıma (bin ton)
1995
1131
22
1999
696.7
48.2
2000
701.1
36.7
2001
712.6
29.5
2002
735.0
31.1
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.46.
1999-2002 yılları arasında Azerbaycan hava yolu ulaşımı
için 200 milyon $ sermaye yatırılmıştır.
154
Eminov, s.142.
128
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
3.3.5.5. Boru Hattı Ulaşımı
ABD’den sonra ilk defa boru hattının inşa edildiği
Azerbaycan’da ulaşım sektöründe boru hatları ile ulaşımın
ayrı bir önemi vardır. Petrol ve doğal gazın ulaşımında daha
çok boru hatlarından faydalanılmaktadır.
Boru hatları ile taşınan yüklerin dağılımı ise aşağıdaki
tabloda yer almaktadır:
129
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 34. Baru Hatları İle Yük Taşıması (milyon ton)
Yıllar
Toplam
1990
1995
1997
1998
1999
2000
2001
3353
1013
1214
2135
5194
5556
6872
Petrol Boru
Hattı
1252
465
570
1531
3927
4831
5946
Doğlagaz Boru
Hattı
2110
548
644
604
1267
725
926
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.603.
Ulaşım sektöründe yük taşınmasında boru hatlarının
payı 1990’da %9.5 iken, 1995’de 31.5’e yükselmiştir. Ancak
daha sonraki yıllarda bu oranda azalmalar görülmektedir.
Şöyle ki, bu oran 1997’de %27.1, 1998’de %26.3, 1999’da 22.0,
2000’de 20.0, 2001’de 17.8 olmuştur.
Ulaşım sektöründeki rolü, petrol üretiminin artmaya
başlaması ile önem kazanan boru hatlarının, temel ihraç boru
hattı olarak Bakü-Tiflis-Ceyhan’ın devreye girmesinin yanı
sıra doğalgaz ihracına ilişkin Bakü-Tiflis Erzurum boru
hattının işlerlik kazanması ile daha önemli paya sahip
olacaktır.
Boru
hatlarına
ilişkin
bilgilere
Hazar
enerji
kaynaklarının ekono-mik önemi adlı bölümde detaylı olarak
ayrıca yer verilecektir.
3.3.5.6. Haberleşme
Kablosuz
haberleşme
Azerbaycan’daki
telekom
endüstrisinin en aktif alt sektörüdür. Kablosuz haberleşme
1994 yılından itibaren, ilk kablosuz ağ kurulduktan sonra
etkili yabancı yatırım almaktadır.
Azerbaycan 1996 yılı Aralık ayında GSM hücresel telefon
sistemine katılmıştır.
130
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’da iki operator firma - Bakcell (GSM 900) ve
Azercell (GSM 900)- firması faaliyet göstermektedir.
Azerbaycan hükü-metinin tespit ettiği tarifelere uymak
zorunlulukları olmadığı için operatörler rekabet edebilme
avantajına sahiptirler. Azerbaycan’da mobil telefon kullanım
oranı bölgeden-bölgeye değişmektedir. Baku %50 gibi yüksek
orana sahipken, bazı küçük şehirlerde bu oran % 10-15’i
geçmemektedir. Bir çok halde mobil telefon bağlantısı, eskimiş
ve etkisiz kablolu telefon bağlantılarına alternatif olmaktadır.
İletişim bağlantılarına olan yatırımlardan sonra bazı
uluslararası üreticiler, sektöre uzun süreli yatırımlar yapmaya
hazır olduklarını belirtmişler. Ulaştırma Bakanlığı (Rabıta
Nazirliyi) Azerbaycan’da üçüncü operatör şirketinin açılması
için görüşmelere başlamıştır.
2002 yılında 48000’i Bakü’de olmak üzere 66910 yeni
telefon abonesi hizmete sunulmuştur. Her 100 aileye düşen
telefon hatlarının sayısı 1991’den 1996 sonuna kadar 1.6 kat
artırılarak 39.7 adet olurken, 2002 yılı sonunda bu rakam
57’ye çıkmıştır155.
Ülkenin nüfusunun yarısına yakın kısmının, yaşanan
göçler nedeniyle de Bakü’ye göç ettiği düşünüldüğünde
ekonomik yoğunluğun, telekom altyapısının da etkisiyle
İnternet’in daha çok Bakü’de geliştiği ve mevcut abone
kitlesinin % 90’lık bölümünün sadece Bakü’de olduğu tespit
edilmiştir.
Tablo 35. Haberleşme
Yıllar
Posta ile Haberleşme
(milyon)
Telefon Aboneleri (bin)
Mobil Telefonlar (bin)
100 kişiye düşen
Telefon
1000 kişiye düşen mobil
telefon
155
1995
57.3
1998
71.8
1999
35.3
2000
25.7
2001
21.5
2002
15.0
656.5
2.4
9
685.0
100
9
744.4
162
9
807.2
431
10
870.1
644
11
919.4
807
11
0.3
13
21
53
79
97
Azerbaycan Zaman Gazetesi, 25-26 Mart, 2003, s.2.
131
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.47.
Azerbaycan’da yaşanan hızlı gelişme ve oluşan İnternet
piyasası nedeni ile ülkedeki tüm telekom hizmetlerini
doğrudan veren Rabıta Bakanlığı’nın gerek teknoloji gerekse
yetişmiş personel açısından olduk-ça yetersiz kaldığı
görülmektedir.
Ayrıca üzerinde durulması gereken bir başka konu ise
ülkede yaşanan lisan sorunudur. Azerbaycan’da yazılı medya
ve internet servis-lerinin çoğu Rusça olmakla birlikte devlet
tarafından alınan kesin karar ile 1 Ağustos 2001 tarihinden
itibaren latin alfabesinin kullanılması zorunlu kılınmıştır. Bu
durum, internet ortamında dünya ile entegras-yonu
hızlandıracak bilginin paylaşımını kolaylaştıracak en önemli
adım olarak değerlendirilmektedir156.
Azerbaycan’da büyük bir internet ve data piyasası
oluşmaktadır. Sözkonusu piyasa gerek ülke çapında gerekse
uluslararası bağlantılar anlamında önemli yatırımları
kaldırabilecektir. Ancak bu yatırım ve işletmelerin ülkenin
ekonomik yapısı ile kanuni çerçevesi de göz önünde
bulundurularak, özellikle devletin yanında, Ulaştırma
Bakanlığı ile bir-likte onun teknolojik ve insani açıklarını
tamamlayacak şekilde yapıl-masının uygun olacaktır.
Azerbaycan’da telekom alt yapısı lokal devreler açısından
yeterli olmakla birlikte ekonomik şartlar nedeni ile talebin
sınırlı düzeyde kalması nedeni ile İnternet erişimi için yeterli
yatırımın henüz yapılma-dığı görülmektedir. Ayrıca internet
trafiğini taşımak için çok büyük avantaj sağlamaya yönelik
fiber transmisyon alt yapısı mevcuttur. Bu altyapı
şehirlerarası iletişim trafiğinin taşınması ve bu sayede
internet’in yaygınlaştırılması için kullanılabilecektir157.
“Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve İnternet Altyapısı İle İlgili Olarak
Hazırlanan Teknik Rapor”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003.
157
“Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve İnternet Altyapısı İle İlgili Olarak
Hazırlanan Teknik Rapor”,
156
132
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tüm uydulardan öncelikle Moskova’ya bağlanılmakta,
diğer ülke-lerle İnternet trafik yönlendirmesi Moskova
üzerinden sağlanmaktadır. Bu durum ise hem mevcut
durumda Rusya ve Rusça baskısının devamı, hem de gelecekte
elektronik ticaret gibi ekonomik faaliyetlerin Moskova
merkezli olarak yönetilmesini zorunlu kılmaktadır.
Moskova
üzerinden
yapılan
İnternet
trafik
yönlendirmesinin Türkiye üzerinden daha geniş bantlı ve
güvenli bir şekilde sağlanması sonucunda Türkiye,
Azerbaycan’da ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde etkin bir rol
alabilecektir.
İnternet hizmetinden faydalananların sayısı 2003 yılı
başı itiba-riyle 12.000 civarındadır. İnternete üye olanların
büyük bir kısmını işletmeler ve eğitim kurumları
oluşturmaktadır.
İnternet hizmeti Ulaştırma Bakanlığı’ndan gerekli lisans
alındıktan sonra verilebilmektedir. İnternet hizmeti sunan
kurumlar bir tür Ulaştırma Bakanlığı’nın ortağı gibi faaliyet
göstermektedirler.
3.3.5.7. Yeni İpek Yolu Projesi
İpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin
hayatında çok önemli bir yer tutmuş; Uzak Doğudan gelen
ipek ve baharat, Batı dünyası için, uluslararası ilişkilerde
önemli bir rol oynamıştır. İpek, ayrıca, Doğu kültürünün Batı
tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Doğunun ipeği ile
baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den Avrupa'ya
ulaşan ticaret yolların oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret
kervanları, şimdiki Çin'in Xian kentinden hareket ederek
Özbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler; burada ikiye ayrılan
yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar
Denizi’ne; diğeri ile de Karakurum Dağlarını aşarak İran
üzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan deniz yolu ile
veya Trakya üzerinden karayolu ile Avrupa'ya giderlerdi.
http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003.
133
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette, daha önceki
çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden
yararlanılmıştır. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kağıt,
baharat ve değerli taşların taşınmasının yanında kıtalar
arasındaki kültür alışverişine de imkan sağlayan bu binlerce
kilometre uzunluğundaki kervan yolları, zaman içinde ''İpek
Yolu'' olarak adlandırılmıştır.
İpek Yolu, Orta Çağ sonlarında yeni kıtaların ve ticaret
yollarının bulunmasının ardından önemini kaybetmişti. Daha
sonraları da Orta Asya'nın Sovyetler Birliği hakimiyeti altında
hem güneye (İran, Afganistan ve Pakistan), hem de Kafkaslar
üzerinden batıya açılan kapıları kapalı tutuldu. 1990'li yıllarla
birlikte bu bölge halklarının talihi beklenmedik bir şekilde
değişti. 21.yüzyılın en önemli bölgelerinden biri olacak olan
Orta Asya'da Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazandılar. Böylelikle bölgenin bütün dünya için önemli yeraltı
kaynaklarının Sovyet monopolünden kurtulabilme şansı
doğdu. Fakat Rusya'nın Sovyetler Birliği döneminde bu bölgeyi
dış dünyaya sadece kendisi üzerinden bağlamasından dolayı
üretilen ürünlerin, çıkarılan petrol ve doğal gazın ve sahip
olunan hammaddenin başka ticaret yolları ile dünya
pazarlarına taşınması gerekiyordu158.
Bölgenin dış dünya ile olan bağlantısı, coğrafi bir gözlem
yapıldığında, Rusya hariç üç yoldan yapılabilir. Bu yollar159;
- Birincisi Çin üzerinden Uzak Doğu ülkelerine ve Pasifik
Okya-nusu'na (ki bu yol olası projelerin mesafelerin
uzaklığından dolayı şu anda finans edilemez olmasından
dolayı arka sıralarda yer almaktadır),
- İkincisi Pakistan ve İran üzerinden (transit geçiş yolu
olarak da Afganistan) Hint Okyanusuna,
- Üçüncüsü ise Hazar Denizi’nden Kafkaslar ve Türkiye
üzerinden Akdeniz'e ve Avrupa'ya doğru uzanıyor.
158
159
Mehmet Binay, “İpek Yolu Yeniden Canlanıyor”,
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003.
Mehmet Binay, “İpek Yolu Yeniden Canlanıyor”,
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003.
134
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
İkibin yıl boyunca Doğu'nun zenginliklerini Batı'ya
taşıyan ker-vanların geçtiği, Beş Türk Cumhuriyeti'nin yanı
sıra, Tacikistan, Gürcistan ve Ermenistan'ı da kapsayan,
Karadeniz'den Çin'e tarihi İpek Yolu’nun 21. yüzyıla bir
İletişim, ulaşım ve enerji koridoru olarak taşınmasını öngören
TRACECA
(Transport
Corridor
Europe-CaucasusAsia/Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru) Projesi, 7-8
Eylül 1998 tarihlerinde Bakü'deki Gülistan Sarayı'nda
gerçekleştirilen Zirve sonunda imzalanan yüzyılın en kapsamlı
ulaşım ve taşımacılık anlaşması ile, global ekonomik ilişkiler
zincirine yeni bir halka olarak eklenmiştir. İki kıtayı ve üç
deniz havzasını birbirine bağlayacak olan İpek Yolu'nun
Restorasyonu projesinin temelleri 1993 yılında beş Orta Asya
ve üç Kafkas ülkesinin Ulaştırma ve Ticaret Bakanları'nın
katılımıyla Brük-sel'de gerçekleştirilen bir konferansta ortaya
atılmış ve AB'nin bu girişime verdiği ekonomik ve siyasi
destek sayesinde somut bir çerçeve kazanmıştır160.
Sözkonusu proje, öngördüğü ulaştırma koridorları ile
denize
çıkışı
olmayan
Kafkasya
ve
Orta
Asya
Cumhuriyetleri’nin uluslararası Pazar-larla bütünleşmelerini
sağlayacak önemli bir aşamayı teşkil etmesinin ve bu
çerçevede bölgedeki ekonomik büyümeye kayda değer bir katkı
yapacak olmasının yanı sıra, sözkonusu devletlerin siyasi ve
ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirecek ciddi bir katalizör
olması bakımından da büyük önem arzetmektedir161.
İpek Yolu, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu
olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan
kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta ve
olağanüstü bir tarihi ve kültürel zenginlik sunmaktadır. Orta
Asya Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını kazan160
161
Gani Gönüllü, “İpek Yolu Stratejisi”,
http://www.geocities.com/ganigonullu/kafkasyaortaasya.html, 7.4.2003; Rovşen
İbrahimov, “Böyük İpek Yolu Proqramı ve Gözlenilen Netiğceleri”, İpek Yolu II. Respublika
Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.22-24; “İpek Yolu ve Türkiye”,
http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/147/AND11.htm, 7.4.2003.
“İpek Yolu ve Türkiye”,
http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/147/AND11.htm, 7.4.2003.
135
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
malarından sonra, İpek Yolu’nun hem bir ticaret yolu, hem de
tarihi ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması
gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık
kullanılmayan
yapıların,
yeni
işlevler
kazandırılarak
korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlatılmıştır.
Geçmişte kervanların Doğu'nun zenginliklerini Batı'ya
taşıması gibi, şimdi de Avrasya Koridoru, barışı ve huzuru
Orta Asya'ya ve Kafkaslara taşıyacak ve medeniyetler arası
diyaloğun genişlemesini sağlayacaktır.
Küreselleşme yönünde büyük dönüşümler yaşayan
günümüz dünyasının ekonomik, siyasi ve teknolojik şartları
karşısında, TRACECA projesinin bölgesel barış ve istikrarın
sağlanmasında oynayacağı rol göz ardı edilemez.
Bu bağlamda, asırlar boyunca tarihi İpek Yolu'nun
güzergahı üzerinde önemli bir yer tutan, ancak bundan daha
önemlisi, Soğuk Savaş sonrası gelişmeler ışığında, gerek
ekonomik, gerek sosyal, gerek siyasi bakımdan 21. yüzyılın en
dinamik coğrafyasını teşkil etmeye namzet Avrasya'nın
kalbinde bir cazibe merkezi olarak duran Türkiye'nin de
böylesine önemli bir projenin dışında kalmasını düşünmek
mümkün değildir. Türkiye'nin bu özellikleriyle TRACECA
idealine önemli bir katkı yapacağı aşikardır.
İpek Yolu’nun yeniden inşası, Azerbaycan’ın bağımsızlık
döneminde atılan en önemli olumlu adımlardan biridir.
Merkezi Asya'dan Avrupa'ya en elverişli yol Hazar
Denizi'nden ve Azerbaycan'dan geçen yoldur. Merkezi Asya,
Hazar Denizi, Azerbay-can, Gürcistan ve Karadeniz'den
geçerek Avrupa'ya uzanan yeni bir ulaşım yolu açıldı.
İşlemekte olan bu yol, eski İpek Yolu'nu yeniden canlandırmak
anlamına da gelmektedir. Bu yol ile Merkezi Asya'dan
Avrupa'nın en ucunda yer alan ülkelere ve Avrupa'dan
Merkezi Asya'ya en uygun ve güvenli şekilde taşıma
yapılabilmektedir. Hem Orta Asya'dan Avrupa'ya hem de
Avrupa'dan Orta Asya'ya yükler gitmekte-dir. Bu yükleri
136
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Hazar Denizi üzerinde Azerbaycan'a ait olan küçük gemiler
taşımaktadır162.
1996 yılından başlayarak atılan adımlar ile bu güzergah,
bölge ulaşım güzergahları ile rekabet edebilen ve ülke
ekonomisinin kalkın-masına, yerüstü ulaşım kompleksinin
teşekkülüne önemli tesir eden temel sebeplerden biri
olmaktadır163. 1998 yılına oranla 2001’de İpek Yolu ile yük
taşınması 1.5 kat, transit yük taşıması 1.9 kat, elde edilen gelir
ise 1.6 kat artmıştır.
Ayrıca Chevron-Tengiz petrol şirketinin Kazakistan'ın
Tengiz petrol yatağında ürettiği petrolün dünya pazarlarına
sunulması için Hazar Denizi'nin de yer aldığı bir güzergah
kullanılmaktadır. Kazakistan petrolünün TRACECA Avrasya
ulaşım güzergahı vasıtası ile Azerbay-can üzerinden
Gürcistan’ın Karadeniz limanına nakli 1996 yılından itibaren
devam etmektedir. Ham petrol Aktau’dan tankerlerle Bakü’ye,
buradan da demir yolu ile Batum’a nakledilmektedir164.
Yeni İpek Yolu bünyesinde yer alan Türkiye-GürcistanAzerbaycan hattını sağlıklı biçimde birbirine bağlayacak
"demir yolu projesi", bölgesel ticaret ve yatırım imkanlarını
ikiye katlayacak; ülkeler arasındaki sosyal ve kültürel
yakınlaşmayı daha da arttıracaktır. İpek Yolu, en az petrol
boru hattı kadar stratejik öneme de sahip olacaktır.
3.3.6. İnşaat
1990-2002 yıllarında Azerbaycan’ın ekonomik ve sosyal
kalkın-ması ile inşaat sektöründeki gelişmeler arasında sıkı
bir ilişki vardır. Bu yıllarda ülkede üretime dönük olan ve
olmayan yeni büyük bina ve kompleksler inşa edilmiştir.
Yatırımların her geçen yıl daha büyük bir kısmı üretim amaçlı
162
163
164
Haydar Aliyev, Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü, (Der. İlham Aliyev – Akif
Muradverdiyev, Çev. Abdullah Çiftçi - Ergun Kocabıyık), Sabah Kitapları No.77,
İstanbul, 1988, ss.101-102, 170.
H. Memmedov – R. Ahundov, “Qedim İpek Yolunun Neqliyyat Marşutları”, İpek Yolu II.
Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.11-14.
http://www.525ci.com/2003/04/02/read.php?m=4&id=33. 12.06.2003.
137
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
alanlara plase edilmiştir. Örneğin, üretim amaçlı yatırımların
oranı 1990’da %63.5 iken, 1995’de %77.6, 2000’de %81.8 ve
2001’de %88 olmuştur. Yatırımların inşaat sektörüne plase
edilen kısmı ise 1990-2002 yılları arasında dalgalanma
gösterirken, 1990 yılı hariç, toplam yatırımlardan inşaat
sektörünün aldığı pay %1’in altında kalmıştır.
Ayrıca faaliyette olan bazı binalar ise genişlendirilmiş ve
restore edilmiştir.
Tablo-36’da görüldüğü gibi inşaat sektörünün GSMH’ya
katkısı 1991’de %8.1 iken, 1999’da %10.9 olmuştur. Sözkonusu
etki, 2000-2001 yıllarında düşük kalmasının ardından 2002
yılında yeniden yükselerek %10.8 olmuştur.
Tablo 36. GSMH’da İnşaat Sektörünün Payı
Yıllar
%
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
7.7
7.4
4.0
10.4
12.6
13.5
10.9
6.5
5.8
10.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.2728.
IMF tarafından yapılan değerlendirmelere göre sektörün
ekonomi-ye katkısı resmi istatistiklerde göründüğünden
fazladır. İnşaat faaliyet-lerinin çok önemli bir kısmı kayıt dışı
kalmaktadır. Petrol sektörüne yabancı yatırımların başladığı
1995 yılından itibaren inşaat faaliyetleri önemli oranda artış
kaydetmiştir.
2002 yılında inşaat sektörüne yönelen yatırımların hacmi
bir önceki yıla göre %82.2 artış kaydederek 10.3 trilyon Manat
olmuştur. Bu miktarın 7.8 trilyon Manatı (1.6 milyar $) yani
138
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
toplam yatırım miktarının %75.5’i
yabancı yatırımların
165
payına düşmektedir .
Azersanayetikinti, Azersutikinti, Azerenerjitikinti gibi
uzmanlaş-mış firmalar ve SOCAR, Hazar Denizcilik Şirketi,
Azerbaycan Demir-yolları Departmanı gibi kuruluşların inşaat
firmaları en büyük inşaat teşebbüsleridir.
Türk firmalarının sektöre büyük ölçüde hakim oldukları
görül-mektedir. Azerbaycan’da faaliyet göstermekte olan Türk
firmaları içinde, yaklaşık %20.1 ile inşaat firmaları en önemli
paya sahiptir. Azerbaycan gündemini meşgul eden petrol boru
hatları, konut restoras-yonu ve konut inşası, savaştan zarar
gören ve Azerbaycan’ın 1/5’ine karşılık gelen yörelerin yeniden
inşası, altyapı restorasyonu, sanayi tesislerinin restorasyonu
ve inşası, eğlence ve konaklama tesislerinin inşası gibi projeler
Türk firmalarının pazara girmelerine imkan vermiştir.
Konut ve iş merkezi inşaatı yapan Türk firmaları,
Azerbaycan pazarında oldukça aktif faaliyet göstermektedir.
Bununla birlikte inşaat sektöründe Türk girişimcilerinin
ABD ve Batı Avrupa’nın güçlü firmaları ile rekabet etmeleri
gerekmektedir166.
Her geçen gün eski binaları yıkılarak yerlerine yeni
binaların
inşa
edilmesi
ile
Bakü’nün
görünümü
modernleşmektedir.
Boru hatlarının inşası, modern sanayi tesislerinin
kurulması, yeniden yapılanma ve restorasyon projeleri ve
özellikle, turizm-eğlence sektörü için oteller, restoranlar ve
çeşitli tesisler inşası, Azerbaycan inşaat sektöründe önemli
yatırım fırsatlarıdır.
Yani inşaat projelerinin kaliteli inşaat malzemelerine
olan talebi arttırması beklenmektedir. İç üretim ise gerek
kalite gerekse miktar yönünden ihtiyacı karşılayacak
durumda değildir. İnşaat sanayiine ait malzemelerin ve
hammaddelerin bol ve ucuz olması ve arz açığının bulunması
165
166
“2002-ci İlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 08.06.2003.
139
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
nedenleriyle inşaat sektörü bu bakımdan da dış yatırımlar için
özendirici bir sektördür.
140
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
HAZAR ENERJİ KAYNAKLARININ EKONOMİK ÖNEMİ
Petrol Azerbaycan’ın en kıymetli doğal servetidir. Ticari
üretimi-ne başlandığı 140 yılı aşkın süredir anahtar bir rol
oynayan petrol, günümüzde de ülkenin temel döviz kaynağı ve
ihraç kapasitesinin dayandığı önemli kaynak durumundadır.
Ülkenin gelişmesinin orta ve uzun dönemli perspektifleri
direkt olarak petrol sektörünün güçlenmesine bağlıdır. Petrol
satışından elde edilen gelirler bazı sosyal ve iktisadi
problemlerin çözümünde anahtar rol almaktadır. Enerji
kaynaklarının keşif ve geliştirilmesi açısından yaptığı
anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık hem de
ekonomik bağımsızlık açısından yakalama imkanına sahip
olmuştur. İmzalanan petrol anlaşmaları ülkeye yabancı
sermaye girişini hızlan-dırdı. Buna paralel olarak yabancı
yardımlar ve uluslararası mali kuruluşların açtığı krediler de
arttı.
4.1. Petrol ve Doğal Gaz Potansiyeli
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki; Hazar bölgesinin
hidro-karbon rezervleri ile ilgili olarak farklı değerlendirmeler
söz konusudur. Bölgenin hidrokarbon rezervleri yaklaşık 40
milyar varil olarak değerlendirilmektedir ki, bu da dünyadaki
bütün hidrokarbon yatakları-nın %5’ine tekabül etmektedir.
Öte
yandan
“Foreign
Affairs”
dergisinde
yapılan
değerlendirmeye göre bölgedeki hidrokarbon rezervlerinin 100
milyar varilden az olmadığı, ABD enerji bakanlığı tarafından
yapılan değerlendirmeye göre 200 milyar varil petrol olduğu
(yaklaşık 30 milyar ton), Fransız “Express” dergisinde yapılan
değerlendirmeye göre 70-250 milyar varil arasında petrol
olduğu, Rus uzmanlara göre ise 45-55 milyar varil (7-8 milyar
141
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ton) petrol ve 5.3 milyar m3 doğalgaz olduğu şeklinde
değerlendirme yapılmaktadır167.
Öte yandan Bağımsız Devletler Toğluluğu (BDT) İcra
Komite-si’nin Moskova şubesince yapılan açıklamaya göre,
Topluluk 55 yıllık petrol, 77 yıllık doğal gaz ve 90 yıllık kömür
rezervine sahiptir.
2010-2015 yıllarında Hazar bölgesinde üretilen petrol
dünya petrol üretiminin yaklaşık %6-7 sine tekabül edecektir.
Rusya’nın tüm üretimi de hesaplamaya dahil edildiğinde bu
oran %15 olacaktır168.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) tarafından
yapılan açıklamaya göre ise Hazar’ın Azerbaycan sektöründe
yer alan yataklarda 80 milyar ton petrol olduğu tahmin
edilmektedir. Azerbaycan’ın onay-lanmış 30 milyar ton,
toplam ise 80-100 milyar ton petrol rezervine sahip olduğu
ifade edilmektedir. Yukarıdaki verilere göre Azerbaycan petrol
rezervleri, dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %0.7’sini
oluştur-maktadır.
Azerbaycan’ın faaliyette olan yataklarında 200 milyar m3
doğal gaz rezervi vardır. Dünyanın önemli kondensat yatağı
olan “Şahdeniz” yatağının keşfi ile birlikte, yatağın doğal gaz
rezervinin bir trilyon m3 olduğu tespit edilmiştir. Yapılan
hesaplamalara göre risk amili de dik-kate alınarak
Azerbaycan’da toplam jeoloji gaz rezervlerinin 10.7 trilyon m3
olduğu tahmin edilmektedir169. Bu rezervleri ile Azerbaycan,
gelecek 10-15 yıl içerisinde petrolün yanı sıra dünyanın doğal
gaz ihraç eden ülkeleri arasında da yer alacaktır.
167
168
169
İ. T.Akbarov, “The Role and Economic Importance of Caspian Sea Region”, Materials of
The İnternational Conference on a Theme Caucasus and Central Asia During Globalization,
Baku, 2003, ss.66-67; Gubad İbadoğlu, “Azerbaycan’ın Kalkınma Stratejisinde Petrolün
Rolü:Ortodoks Bakış Açısıyla”, 2023 Dergisi, S.18, 15 Ekim-2002, s.73.
S. Eyyuboğlu, “Xezer Bölgesi Neft Qıymetlerine On İlden Sonra Tesir Edebilecektir”,
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/08.
Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin
Başlıca İstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37.
142
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Enerji Bakanlığı tarafından yapılan
açıklamaya göre ise, Azerbaycan’ın yapılan anlaşmaları
kapsayan bölgelerinde 4-6 milyar ton petrol rezervi ve 4-5
trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulun-maktadır. Sadece
Azeri-Çırak-Güneşli yataklarının petrol rezervleri 730 milyon
ton ve Şahdeniz yatağının doğal gaz rezervi 1 trilyon
metreküptür. 1997 yılından itibaren Azeri-Çırak-Güneşli
yataklarından 27 milyon tondan fazla petrol elde edilmiştir170.
4.2. Petrol ve Doğal Gaz Anlaşmaları
Orta Asya ve Kafkaslarda ham petrol yataklarının
mevcudiyetinin fark edilmesi 13.yüzyıla kadar gider.
19.yüzyılın sonlarına doğru, bölgesel güçler, dünya
güçleri ve petrol şirketleri arasında büyük bir rekabet başladı.
Petrol piyasası üze-rindeki kontrolünü kaybetmekten korkan
Rusya, 1895 yılında Amerikan Standart Oil, the Rothschilds
ve Nobels şirketleri arasındaki bir anlaş-mayı sabote etti.
Bölgedeki rekabet; etnik çatışmalar, idari kokuşma ve
azgelişmiş hukuki ve ticari uygulamalarda artan ölçüde
ateşlenmek-teydi171.
19.yüzyıldaki teknolojik gelişmeler petrol rezervlerinin
yoğun olarak işletilmesini mümkün kıldı ve bölgenin kontrolü
için verilen mücadeleler daha da yoğunlaştı. Rekabet esas
olarak Kafkasya ve Hazar Denizi alanında odaklandı172.
Bölgeden çıkan ham petrol 20.yüzyılın iki dünya savaşı
esnasında ana stratejik bir rol oynadı. Kafkasya petrol
alanlarının muhafazası müttefiklerin en önemli önceliği oldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Kafkasya petrolleri
Hitler'in yayıl-macı politikalarının en önemli hedefi idi. 1939
Alman-Rus Paktı'ndan sonra, Kafkasya'dan çıkarılan Sovyet
petrolü Alman petrol ithalatının üçte birini teşkil etmekteydi.
170
171
172
http://www.525ci.com/2003/06/07/read.php?m=4&id=33, 08.06.2003.
Bocutoğlu, ss.47-48.
Ersan Bocutoğlu, Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği, Karadeniz
Teknik Üniversitesi Matbaası, Trabzon, 1998, s.47.
143
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1942 yılında, Almanya bölgenin doğal kaynakları üzerinde
kontrolü ele geçirmek için sürekli askeri saldırılar düzenledi.
Sovyetler Birliği zamanında Azerbaycan'ın, faydasından
yoksun kalacak şekilde, birliğin petrol ihtiyaçlarının önemli
bir bölümünü karşıladığı görülmektedir. Petrol üretimini ve
ihracatını arttırmak üzere petrol sanayisine yapılan
yatırımlarda dengesiz artışa karşın, diğer sanayi dallarına
yapılan yatırımlar gittikçe azalmıştı173.
SSCB’nin dağılmasının ardından da neredeyse bütün
dünyanın
dikkati
bağımsızlığını
kazanan
Türk
Cumhuriyetleri’ne
yöneldi.
Vazge-çilmez
enerji
kaynaklarından olan petrol ve doğal gaz bu özelliğini
sürdürdüğü sürece zengin petrol ve doğal gaz rezervlerine
sahip olan bu cumhuriyetlerin önemi devam edecektir. Zengin
petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olan Türk
Cumhuriyetleri ne yazık ki tek başlarına mevcut petrol ve
doğal gaz rezervlerini işleyecek yeterli mali ve teknik
potansiyele sahip değildiler.
Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki petrol üretim ve
geliştirme çalışmaları Güneşli, Çırak, Azeri ve Kepez olmak
üzere dört sahada yoğunlaşmıştı. Ancak basit bir teknoloji
kullanılması nedeniyle hem üretimde hem de üretilebilir
kaynaklarda azalma problemi ile karşı karşıya kalınmıştı.
1980 yılında petrol üretimi 14,7 milyon ton iken, petrol üretimi
giderek azalarak 1990 yılında 12,5 milyon ton, 1995 yılında 9,2
milyon ton ve 1996 yılında ise 9,1 milyon tona düştü. Petrol
üretimindeki meydana gelen bu azalma eski teknoloji
kullanılması ve petrol alanlarının bakımının iyi yapılmaması
nedeniyle
verimliliğin
düşmesinden
kaynaklanmıştır.
Azerbaycan'ın sahip olduğu zengin petrol rezervlerinin
işletilmesi için Eylül 1992'de Azerineft ve Azneftkimya adlı iki
devlet şirketi birleştirilerek, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi
(State Oil Company of The Azerbaijan Republic - SOCAR)
kurulmuş-tur. Petrol üretiminin artırılması ve mevcut
173
Resul Guliyev, "Neft ve Siyaset", Qanun Jurnalı, No.10, 15-31 May 1997.
144
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
rezervlerin
iyileştirilmesi
ancak
modern
teknolojiler
kullanılması ve yeni projeler geliştirilmesi halinde
sağlanabilecekti. Azerbaycan'ın ekonomik potansiyeli ve sahip
olduğu teknoloji mevcut rezervlerinin işletilmesi ve
geliştirilmesi için yeterli değildi. Söz konusu yetersizlik
Azerbaycan'ı büyük petrol şirketleriyle işbirliğine yöneltti174.
Azerbaycan’ın petrol anlaşmaları daha çok deniz
yatakları üzerin-de yoğunlaşmaktadır. Deniz yatakları dışında
karadaki yataklara ilişkin anlaşmalar da yapılmıştır.
Azerbaycan büyük petrol şirketleri ile yaptığı anlaşmalarla
petrol rezervlerini ülke ekonomisine kazandırmayı hedeflemiştir. Bu hedef doğrultusunda, karadaki yataklara ilişkin
olanlar da dahil olmak üzere, 1994 yılından itibaren
Azerbaycan’da dünyanın 19 ülkesinden 36 şirketin katılımı ile
23 uluslararası petrol anlaşmaları imzalanmıştır. Bunlar
Üretimin Paylaşım Anlaşmaları (PSA) tipli anlaş-malardır. Bu
anlaşmalar 25-30 yıllık süreyi kapsamaktadır175. Kararlaştırılan yatırımların toplam hacmi 60 milyar $'ın
üzerindedir.
Yapılan anlaşmaların en önemlisi olan 14 Eylül 1994'de
imza-lanan ve Sovyet zamanında devamlı gerileme kaydeden
sektöre yeni nefes aldıran "asrın anlaşması" Azerbaycan
açısından büyük bir ekono-mik öneme sahiptir176.
Asrın anlaşmasının ilk aşamasının gerçekleşmesinin
ardından Azeri-Çırak-Güneşli projesinin petrol stoklarını
değerlendirme meselesi başarıyla çözülürken, Hazar'da yeni
petrol çıkarım teknolojileri denendi ve Hazar petrolünün
dünya piyasalarına transfer sistemi oluşturuldu.
Petrol projelerinin gerçekleştirilmesinde ise 72'si yerli
şirket olmak üzere toplam 400 şirket yer almaktadır.
Şirketlerin faaliyetleri inşaattan ekolojik hizmetlere kadar
uzanmaktadır. Yerel ve yabancı şirketler arasındaki işbirliği,
174
175
176
Çelik Kenan - Kalaycı Cemalettin, "Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü", Journal of
Qafqaz University, V.II, No.II, 1999, s.63.
“Investment Possibilities of Azerbaijan”, s.20.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1995, ss.40-44.
145
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
modern teknolojilerin, donanımın, mater-yallerin ve yönetim
tekniklerinin uygulanmasına imkan yaratmakta ve böylece,
merkezi karar ekonomisinden piyasa ekonomisine geçişte
büyük rol oynamaktadır177.
Azerbaycan’da petrol sektöründe yaklaşık 75 bin kişi
istihdam edilmektedir. Petrol sektöründe çalışanlar diğer
sektörlere oranla çok yüksek maaş almaktadırlar178.
2000 yılından itibaren petrol çıkarımından kendi payını
almaya başlayan Azerbaycan, en önemli ekonomik gelirini
daha sonraki yıllarda elde edecektir. Genel olarak yabancı
petrol şirketleri ile işbirliğinin yapılmasının Azerbaycan’a
ekonomik açıdan katkısı şöyle sıralanabilir:
- Azerbaycan
modern teknoloji elde edecek, petrol
sanayisinin aktiflerini yenilemeğe fırsat bulacak ve petrol-gaz
sanayisinin gelişmesi-ne yardım edebilecek müessese ve
teşkilatları kurabilecektir,
- Petrolün, Azerbaycan bütçesinde önemli bir yere sahip
olması nedeniyle, yapılan anlaşmalar sonucu artan petrol
üretimi bütçe gelir-lerinin de önemli ölçüde artması sonucunu
doğurmaktadır.
- Yapılan anlaşmalar vasıtasıyla Azerbaycan evrensel
işgücü ve hammadde piyasalarına girebilme ve izlenecek
gerekli politikalarla ülkenin gelişimi için gelir kaynağı olarak
hammadde
alanındaki
üstün-lüğünden
başarıyla
yararlanabilme imkanını elde etmiştir.
- Modern araştırma, petrol çıkarma, işleme ve ulaşım
teknoloji-lerinin ülkeye girmesinden de fayda elde
edilmektedir.
- Artan petrol ve doğal gaz üretiminin istihdamı teşvik
etmesi sonucu, yeni altyapı yatırımları da gerçekleştirilmiş
olacaktır. Yapılan petrol ve doğal gaz anlaşmaları yerel
işgücünün istihdamının gittikçe artmasını sağlayacak şekilde
177
178
Fikret Aliyev, “Kontrakt Veka: 5 Let Spustya”, Consulting & Business, S.9, 1999, s.4041; Haydar Aliyev, ss.162-163.
Natık Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti (Eyvaz Gasanov’un Röportajı)”,
Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat-2001, s.82.
146
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
imzalanmıştır. Bu durum, yerel nüfus için yeni iş yerlerinin
açılmasıyla istihdam düzeyini daha da yükseltecektir.
- Azerbaycan başta "asrın anlaşması" olmak üzere yaptığı
anlaşma-larla,
tüm
dünyaya
birlikte
eşit
düzeyde
çalışabileceğini ve işbirliği yapabileceğini de ispat etmiştir.
Yukarıda sıralanana ve ekonomik açıdan genel
katkılarının yanı sıra petrol anlaşmalarının Azerbaycan’ın
milli menfaatlerine uygun olmayan şartlar taşıdığına dair bazı
endişeler de zaman zaman dile getirilmektedir. Sadece
hammaddenin hasılatı değil, yerli üretimcilerin mal ve
hizmetlerine büyük hacimli siparişlerin temin edilmesi ve çok
sayıda iş yerinin açılmasını da kapsamasına karşın, faaliyette
olan petrol anlaşmaları için zaruri teçhizat ve hizmetler genel
itibari ile dışarıdan getirilmekte, siparişlerde yerli üreticilerin
ürün ve hizmetlerinin pay oranı çok düşük kalmaktadır.
Aşağıda yapılan anlaşmalara genel hatlarıyla yer
verilecektir.
4.2.1. Asrın Anlaşması: “Azeri” - “Çırak” “Güneşli” Yatakları Anlaşması
Azeri-Çırak-Güneşli yataklarını kapsayan anlaşma
Azerbaycan'ın bağımsızlığından ve konumunu kapsamlı
şekilde değiştirme yolunda yaptığı çabalardan kaynaklanan en
önemli tarihi olaydır. Çok zor bir şekilde yapılan görüşmeler,
Azerbaycan hükümeti ve batı şirketleri arasında, Eski Sovyet
Birliği zamanında başladı.
Sovyet ekonomisini hafifleten liberalizasyon süreci daha
çok Batı şirketlerini Azeri, Çırak ve Güneşli off-shore
alanlarındaki zengin mine-ral kaynaklarının keşfi ve
Azerbaycan'ın iyi gelişmiş petrol endüstrisi ile cezbetti.
Kaynakların geliştirilip araştırılması için gerekli fonların
yokluğu
yüzünden
Azerbaycan
hükümeti
projelerin
gerçekleştirilmesi amacıyla Batı yatırımlarını ülkeye çekmeyi
kararlaştırdı. 1991 yılının Ocak ayında hükümet projeleri
ihaleye açtı. BP, Statoil, Amoco, Unocal ve diğer şirketler bu
ihaleye katıldılar.
147
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1991’de, içinde Amoco, BP, McDermott, Pennzoil, Ramco,
Unocal, TPAO ve Statoil gibi şirketlerin bulunduğu bir grup
yabancı şirket Azerbaycan ile, Azerbaycan’ın Hazar
Denizi’ndeki sektöründe yer alan Çırak ve Güneşli alanlarının
iyileştirilmesi konusunda 3 yıl boyunca devam edecek
görüşmeleri başlattılar.
1992 yılında Hazar'ın petrol yataklarında faaliyet
göstermek
isteyen
şirketler
konsorsiyumda
birleşerek
görüşmeler yaptılar. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi
(SOCAR)’ın projenin %30’unu alması kaydıyla, Elçibey yönetimi
ile Azerbaycan Uluslararası Petrol Konsorsiyumu (Azerbaijan
International Oil Consortium-AIOC) arasında petrol alanlarının
geliştirilmesi amacıyla bir anlaşma yapıldı179.
Anlaşmalar
gereğince
Haziran-1993'de
Londra'da
görüşmelerin devam etmesi gerekiyordu. Ancak Azerbaycan'da
yaşanan yönetim değişikliği nedeniyle görüşmeler sonuçsuz
kaldı. Elçibey görüşmeleri gerçekleştiremeden, Suret
Hüseyinov tarafından 18 Haziran 1993'de askeri darbeyle
devrildi. Aynı yıl içerisinde Azerbaycan'ın yeni Cumhurbaşkanı olan Haydar Aliyev söz konusu petrol anlaşmasını
iptal etti. Bu arada, Başkan Elçibey’in ani devrilişi şirketleri
tekrar Cumhurbaşkanı Aliyev’le görüşme masasına getirdi. 4
Şubat 1994'de görüşmeler yeniden başladı. Nisan-1994'te
SOCAR, Rus şirketi Lukoil'in Azerbay-can'ın kendi
hissesinden %10 payı alacağını konsorsiyum ortaklarına
resmen açıkladı. Konsorsiyumda yer alan firmalar, Rusya'nın
gelecekte uygulayabileceği baskıları dikkate aldılar, çünkü
Volga nehri üzerindeki kontrolü nedeniyle Ruslar Hazar
Denizi'nin iç sularından gelecek ağır yük gemilerine geçişi
tıkayabilirdi. Bakü, İstanbul ve Hyuston şehirlerinde devam
ettirilen bu görüşmeler sonucunda Konsorsiyuma Rusya'da
dahil edilerek anlaşma yeniden düzenlendi ve SOCAR'ın
%10'luk hissesi Rusya'ya devredildi. Yaklaşık üç yıl süren
179
S. Bölükbaşı, “Ankara's Bakü-Netred Transcaucassa Policy”, The Middle East Journal,
Winter-1999, s.87.
148
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
görüşmeler sonucunda, 20 Eylül 1994 yılında Bakü'nün
Gülistan sarayında SOCAR ile Konsorsiyum arasında asrın
anlaşması olarak adlandırılan "Hazar Denizi'nin Azerbaycan
Sektöründe yer alan Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarında
Petrolün Ortak İşlenmesi ve Pay Bölüşümü Hakkında
Anlaşma" imzalanarak ilgili bölgelerde petrol arama ve
çıkarma yetkisi AIOC'a verildi. Güneşli yatağı 82 km, Çırak
yatağı 94 km ve Azeri yatağı 113 km kıyıdan uzakta
bulunmaktadır180.
Sonuçta bir çok baskı ve tepkilere rağmen anlaşma
imzalanarak Azerbaycan açısından hayati bir adım atılmış
oldu.
Anlaşma hükümlerine göre Azerbaycan bu üç petrol
yatağı üzerinde mülkiyet hakkını korumaktadır.
İlgili anlaşma 2 Aralık 1994'de Azerbaycan Milli Meclisi
tarafın-dan onaylandıktan sonra 12 Aralık 1994'de yürürlüğe
girdi181.
Mega Proje olarak da adlandırılan ve toplam yatırım
bedeli 13 milyar $’a ulaşan bu proje kapsamında toplam
üretilebilir petrol rezerv-lerinin 4.3 milyar varil, doğal gaz
rezervlerinin ise 90 milyar metre küp olduğu tahmin
edilmektedir. Beklenen kâr ise 120 milyar $’dır. 423.4 m2
alanı kapsamaktadır. Anlaşma, 30 yıllık bir süreyi
kapsamaktadır.
Aralık-1994'te Konsorsiyum, Azerbaycan Uluslararası
İşletme Şirketini (AIOC) kurdu. Görevi projeyi günlük bazda
izlemek olan AIOC’un programında, Azerbaycan petrol
sanayisinin altyapısının batı standartlarına göre ve bu ölçütler
dikkate alınarak kurulması esas yer tutuyor182. Anlaşmadan
doğacak kârın %70'i Azerbaycan'a gidecekti. 1999 yılı sonuna
kadar üretim günde 200.000 varil olabilecek, fakat 2004'e
180
181
182
Nasser Sagheb- Masoud Cavadi, “Azerbijan's 'Contract of the Century' Finnally Signed
With Western Oil Consortium”, Azerbaijan International Magazine, Winter-1994, s.27.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.77.
N. Aliyev, E. Şahbazov, Heydar Eliyev ve Azerbaycan Neft Sanayisinin İnkişafı,
Azerbaycan İnternational Matbaası, Bakı, 1998, ss.9-10.
149
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
kadar tam kapasiteyle ulaşılamayacaktı. Anlaşmanın
müzakeresi esnasında karşılaşılan problemler veri olmak
üzere, şirketler anlaşmayı feshedebilecekleri hususunu
kapsıyordu. Bu şartlar şunlardı: Dağlık Karabağ'daki savaşın
yayılması, Rusya ile Azerbaycan arasındaki hem ekonomik,
hem de siyasi ilişkilerin ileri derecede bozulması, Azerbaycan
içindeki istikrarsızlıklar, Azerbaycan Hükümeti'nin istikrarlı
bir ihracat hattı bulamaması ve Hazar Denizi'nin statüsünü
belirleyen rejim üzerinde doğacak herhangi bir anlaşmazlık183.
Katılım payının her %1'i için yabancı şirketlerce
Azerbaycan hükümetine ödenecek prim tutarı 300 milyon
$'dır. Primin % 50'si anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren 30 gün içerisinde, %25'i ortalama günlük üretim
40.000 varile ulaşıldıktan sonra, %25'i ise ihraç boru hattı
çalışmaya başladıktan sonra ödenecektir. Petrolün kârı ise
Azerbaycan'a %80 diğer taraflara ise %20'lik bölümü düşecek
şekilde paylaştırılacaktır. 253 milyon ton petrol ve petrolle
birlikte çıkarılan 55 milyar m3 doğal gaz Azerbaycan'ın
olacaktır. Azerbaycan'ın elde edeceği gelir tahminen 34 milyar
doları bulacaktır184.
Konsorsiyumda yer almayan Japonya'da daha sonra
konsorsiyuma dahil olmuştur. Japonya'nın "Itochu" şirketi
önce anlaşmaya katılmazken daha sonra tüm paylarını satan
"McDermott International"dan %2.45 pay elde ederek "AzeriÇırak-Güneşli" konsorsiyumuna katılmıştır. Japon şirketi
daha sonra Amoco'nun sattığı %5'lik paydan %1.5'ini alarak
toplam payını %3.9'a çıkarmıştır185.
Amoco'nun sattığı paylardan %3'ü Exxon, % 0.5'i ise
Unucal tarafından satın alındı. Daha önce SOCAR'ın payı %30
183
184
185
N.E. Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması - XX Asrın En Önemli Olayı”, Azerbaycan 21.
Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan İlmler Akademiyası Neşriyyatı,
Bakı, 1998, s.196; Bocutoğlu, ss.58-59.
Elman Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı”, Azerbaycan Neftinin
Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, s.141.
“Yaponskie Kompanii v Azerbaydjane - Tam Gde Net Riska, Net i Bolşoy Pribıli”,
Capital Magazine, Aprel-May 1997, ss.48-49.
150
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olarak kararlaş-tırılırken anlaşma imzalanmadan önce %10'unu
Rus Lukoil, anlaşma imzalandıktan sonra Nisan-1995'de % 5'ini
Exxon şirketine, %5'ini aynı tarihte TPAO'ya devretti. İran'a
%5'lik pay verilmek istense de, Batı'nın tepkisi nedeniyle devir
gerçekleşmedi. Bu gelişmeler sonucunda Azerbay-can 8 milyon
ton petrol ve petrolden elde edilebilecek 0.8 milyar $'dan
vazgeçmiş oldu186.
Konsorsiyum üyeleri arasında imzalanan "İşlemlerin
Birlikte
Yürütülmesi
Konusunda
Razılaşma
Üzere
Anlaşma"yla uyumlu olarak daha sonra Azerbaijan
International Operating Company kuruldu. Dünyanın 11
şirketinin katılımı ile tesis edilen bu kurum anlaşma alanında
yer alan yatakların işletilmesine hizmet etmektedir.
Asrın anlaşmasında mevcut paylaşımın son şekli
aşağıdaki gibidir:
Azerbaycan SOCAR
Amerikan Amoco Caspian Sea Limited
İngiliz BP Exploration (Caspian
%10,
%17.01,
Sea) Limited
%17.1267,
Suudi Arabistan Delta Nimir Khazar Ltd %1.68,
Norveç Den Norske Stats Olieselscp a.s.
%8.5633,
Rusya S/C Lukoil
%10,
Amerikan Pennzoil Caspian Corporation
%4.8175,
İngiliz Ramco Khazar Energy Ltd.
%2.0825,
Türk Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı %6.75,
Amerikan Unocal Khazar Ltd.
%10.0489,
Amerikan Exxon
%8.006,
Japon Itochu
%3.9205.
“Production
Sharing
Agreement
(hazır
ürünün
bölünmesi)” tipli bir anlaşma olan "Asrın Anlaşması"nda
hisselerin dağılımına bakıldı-ğında en büyük payın ABD'ye ait
olduğu görülmektedir. Amerikan şirketlerinin toplam payı
186
Elşan Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Saneyisinin İnkişafında Mühüm
Merheledir”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.),
Bakı, 1997, ss.48-50.
151
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yaklaşık olarak %40'dır. İngiliz şirketlerin toplam payı ise
yaklaşık olarak %19'dur. Amerika ve İngiliz şirket-lerinden
sonra konsorsiyumdaki en büyük pay %10'la Rus ve
Azerbaycan şirketlerine aittir.
"Asrın Anlaşması’nın" Azerbaycan Cumhuriyeti için rolü,
alanların işletilmesi için gerekli olan yatırımlarının %90’ının
Konsor-siyum tarafından yerine getirilecek olmasıdır.
Azerbaycan petrol ve gaz alanlarının kullanılması üzerinde
kontrol ve yönetim hukukunu kendisinde tutmaktadır. En
önemlisi, "Asrın Anlaşması", petrolden sağlanacak kârın
%80'ini ve aynı zamanda çıkarılan gazın tamamını
Azerbaycan’a veriyor. Hiç şüphesiz ki, denizin petrol
rezervlerinin hızlı ve faydalı şekilde işletilmesi için büyük
miktarda yatırım yapma ve yeni teknolojiyi satın alma
açısından yabancı ülkelerden en tecrübeli petrol şirketlerini
hemen bu bölgelere cezbederek onları ortak yapmak çok
önemlidir. Çünkü bu alanların işletilmesi amacıyla kazıma ve
imal platformlarının, boru hatlarının, kuruda teçhizat
sistemlerinin kurulması için büyük miktarlarda yatırıma
gerek duyulmaktadır.
Milli ekonominin gelişmesinde önemli bir unsur olmanın
yanı sıra dış politikada da önemli bir araç olan enerji
kaynaklarına ilişkin imzalanan "Asrın Anlaşması" ile
Azerbaycan, dünya ekonomisine aktif bir şekilde entegre
olmaya ilk adım atmış oldu.
4.2.2. "Karabağ" Yatağı Anlaşması
10 Kasım 1995 günü yapılan anlaşmada SOCAR'ın yanı
sıra Rus, Amerikan ve İtalyan şirketleri yer almıştır. Pirim
tutarı 135 milyon $ olan anlaşmanın gerçekleştirilmesi için
"Hazar Denizi Uluslararası Petrol Şirketi" CIPCO
Konsorsiyumu kuruldu187. Azerbaycan Hükümeti ile Lukoil,
Agip ve Pennzoil'den müteşekkil Hazar Denizi Uluslararası
187
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, Avrasya Dosyası, S.85, Ekim-1997/2, s.4; Elşan
Memmedov, s.52.
152
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Petrol Şirketi CIPCO arasında 130 milyon ton rezerve sahip
olan, Karabağ kıyı ötesi yataklarında 1.7 milyar $ değerinde
keşif ve geliş-tirme yapmak üzere 25 yıl süreli bir anlaşma
imzalandı. Anlaşma 13 Şubat 1996 tarihinde Azerbaycan Milli
Meclisi tarafından onaylandı ve 23 şubat 1996 tarihinde
CIPCO operatörlüğünde yürürlüğe girdi188.
Anlaşmaya göre;
Lukagip
%45,
İtalyan Agip
%5,
Rus Lukoil
%12.5,
Amerikan Pennzoil
%30
Azerbaycan SOCAR şirketinin payı
%7,5 oldu.
Karabağ Yatağı anlaşması, asrın anlaşması gibi
"Production Sharing Agreement (hazır ürünün bölünmesi)" tipli
bir anlaşmadır. İmtiyaz alanı, Bakü kıyısından 120 kilometre
Hazar'ın içine doğru uzaklıkta Karabağ (Dağlık Karabağ ile
sadece isim benzerliği söz konusudur) alanı olup yaklaşık 427
kilometre kare yüzeye sahiptir. Alan, AIOC tarafından
geliştirilen Çırak ve Güneşli alanlarının 20 km kuzeyindedir189.
Daha önce petrol rezervlerinin 100-200 milyon ton190 veya
85-180 milyon ton191 olarak tahmin edilmesine rağmen,
yapılan araştırmalarda rezervlerin daha az olduğu tespit
edilmiştir. Araştırma aşamasında 120 milyon $'lık bir
harcamanın yapıldığı Karabağ yatağında 7 milyon ton
çıkarılabilir petrol ve 23 milyar m3 çıkarılabilir doğal gaz
olduğunun belirlenmesi üzerine, CIPCO'nun dağılma tehlikesi
söz konusu olmuştur192.
188
189
190
191
192
Azerbaycan Gazeti, 11 Noyabr 1995; Azerbaijan International Magazine, Summer-1998,
s.79.
Bocutoğlu, ss.60-61.
Nesirov, s.147.
Hart's EUROIL, Aralık-1995, s.32.
Rauf Hüsseynov, “CIPCO Clinging to Life Support”, Baku Sun Newspaper, 17 December
1998, s.21.
153
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
4.2.3. "Şahdeniz" Yatağı Anlaşması
Şahdeniz Yatağı’na ilişkin anlaşma 4 Temmuz 1996
tarihinde imzalanmış ve 4 Ekim 1997'de onaylanıp, 17 Ekim
1996'da yürürlüğe girmiştir. "Production Sharing Agrement"
biçiminde imzalanan anlaşma, 30 yıllık süreyi kapsamaktadır.
Bu anlaşma ile sorumluluk Şah Deniz Konsorsiyumu'na
verilmiştir. BP Exploration Ltd., arazinin işletilme-sinden
sorumludur. Şahdeniz Yatağı, Bakü'den 70 km uzaklıktadır.
BP Exploration 1996 yılının Ekim ayının sonlarına doğru
çalış-malarına başlamıştır193. Projenin maliyeti 4 milyar $
olup, üretimin 2004 yılında başlaması planlanmaktadır194.
Şah Deniz'de şirketler arasında pay dağılımı şöyledir:
İngiliz BP
Norveç Statoil Alliance
Azerbaycan SOCAR
Rus Lukoil
Fransız TotalFinaElf
İran OIEC
Türk TPAO
%25,5
%25,5
%10,
%10,
%10,
%10
%9.
Üretim paylaşımı anlaşması, üç yılı araştırma aşaması ve
yeni güvenlik ve çevresel standartların ortaya konuş raporunun
basımı olmak üzere 200 milyon dolarlık bir bütçeye sahiptir.
Azerbaycan'ın payına düşen yatırımların ise yabancı şirketler
tarafından karşılanacağı kararlaş-tırılmıştır.
İşletme için yabancı şirketlerin pirim olarak ödeyecekleri
miktarın 37 milyon $'ı güvence bedeli olarak ödenmiştir. 23.8
milyon $'ın ise ödeneceği taahhüt edilmiştir195. Anlaşmanın
yatırım tutarının 4.5 milyar $ olacağı tahmin edilmiştir196.
193
194
195
196
“Caspian Staging a Comeback”, Offshore Engineer, June-2000, s.38.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.57.
Mehmet Dikkaya, “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları:Yeni Büyük Oyunun Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Y.1, S.3, Kasım-Aralık 1999 Ocak 2000, s.39.
Zerkalo Gazeti, 5 Oktyabr 1996.
154
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Yukarıda temel göstergeleri hakkında bilgi verilen üçüncü
büyük projenin konsorsiyumuna katılma talepleri anlaşmayı
siyasi mücadele alanına çevirdi. Karabağ yatağı ile ilgili
anlaşmanın ardından "Liberation" gazetesi 6 ay içerisinde yeni
bir petrol anlaşmasının imzalanacağı konusunda bilgi verdi ve
Fransız petrol şirket “Elf Acquitaine”in anlaşmaya katılacağını
bildirdi197. Yeni petrol anlaşmasına Fransa'nın katılmasında,
Aliyev’in Aralık-1993 tarihinde Fransa’ya yaptığı resmi
ziyaretin etkisi olmuştur198.
Öte yandan LUKOİL'in diğer Rus şirketi Yukos ile ortak
olarak konsorsiyuma katılacağı kesinlik kazandı. Ancak
İran'ın katılımı noktasında problemler çıktı. Ekonomik
İşbirliği
Teşkilatı'nın
Mayıs-1996'da
Aşgabat'taki
toplantısında Azerbaycan'ın Şahdenizi'ndeki %20'-lik payının
%10'unu İran’a vereceği hakkında Aliyev ve Rafsancani
anlaşma imzalamışlardı. Böylece Hazar petrolleri konusunda
bazı olumsuz etkileri yok etme amaçlanmıştı. Ancak daha
önceden konsorsiyumda ABD şirketlerinin de katılacağı
öngörülmesine
karşın,
İran'ın
katılması
durumunda
Washington ABD şirketlerinin anlaşmada yer almalarını
yasakladı199. Sonuçta İran şirketi OIEC konsorsiyumda yer
alırken hiçbir ABD şirketi konsorsiyumda yer almadı.
Şahdeniz yatağında bir trilyon m3 doğal gaz, 3 milyon
tona yakın kondensat rezervi keşfedilmiştir. Yılda 60 milyar
metre küp gaz çıkarılabileceği tahmin edilmektedir200. Böylece
"Şahdeniz" yatağı Azerbaycan’ın doğal gaz potansiyelini 1
trilyon arttırmıştır. Uzmanlara göre Abşeron strüktürü,
Azerbaycan'ın dünyanın doğal gaz üreticisi ve ihracatçısı
ülkeleri arasında yer almasına imkan verecektir. Bu nedenle
Bakü-Ceyhan hattı kararlaştırılmadan Trans-Hazar hattı da
tartışılmaya başlamıştır.
197
198
199
200
Nesirov, s.148.
N. İbrahimov - İ. Şükürov, Geydar Aliev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan, Bakı, 1994, s.32.
Yasin Aslan, Hazar Petrolleri, Kafkas Kördüğümü ve Türkiye, Ankara, 1997, s.75-76;
Liberal Press Gazetesi, 20 Temmuz 1996, s.7, Azerbaycan Zaman Gazeti, 20 Mart 1996.
“Caspian Staging a Comeback”, s.38; Consulting & Business, S.9, 1999, s.30.
155
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
4.2.4. “Eşrefi” – “Dan Ulduzu” Yatağı Anlaşması
Eşrefi ve Dan Ulduzu, 1970'li yıllarda Azerbaycanlı
jeologlar tarafından keşfedilen yataklardır. 14 Aralık 1996'da
Bakü'nün Gülistan sarayında, Abşeron yarımadasının kuzeydoğusunda ve kıyıdan 70 km uzaklıkta olan Eşrefi ve Dan
Ulduzu petrol yataklarının işletilmesine ilişkin 25 yıllık süreyi
kapsayacak şekilde imzalanan anlaşmaya;
SOCAR
%20,
AMOCO
%30,
UNOCAL
%25.5,
ITOUCHU %20 ve
DELTA
%4.5
oranında payla katıldı.
25 Şubat 1997'de onaylanan anlaşma 17 Mart 1997'de
yürürlüğe girdi. Anlaşmanın yürütülmesi için yabancı petrol
şirketlerinin kurduğu konsorsiyumun adı "Kuzey Abşeron;
North Absheron Operating Company" (NAOC) müşterek
şirketidir201.
Bu konsorsiyum tarafından yapılan yatırımlar 1.5 - 2
milyar $’dır. Kâr paylaşımı anlaşması, Azerbaycan
hükümetine pirim payını da kapsamaktadır. Azerbaycan
hükümetine ödenecek pirim tutarı 75 milyon $ olarak
öngörülen anlaşma alanı 453 kilometrekare olup derinliği 75
ila 200 metre arasında değişmektedir.
Anlaşmada keşif çalışmaları 1 yıl, ana çalışmalar 3 yıl
içerisinde bitirilerek 2003 yılında petrol üretimine başlanması
hedeflenmiştir.
ABD bu anlaşmada %55.5 paya sahip olmuştur. Japon
"Itouchu" şirketinin %20'lik payla bu projede yer alması ve
SOCAR'ın ilk defa bir petrol anlaşmasında %20'lik pay alması
anlaşmaya ayrı bir önem vermiştir.
İlk değerlendirmelerde petrol rezervlerinin 150 milyon
ton ve keşfedilen doğal gaz rezervlerinin ise 60 milyar m3
201
Xalq Gazeti, 17 Dekabr 1996; N. Nebiyev, s.250; Azerbaijan International Magazine,
Summer-1998, s.83; Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.94, Mart 1998/1, s.3.
156
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olduğu tahmin edilmiştir202. İlk değerlendirmelerin ardından
yapılan araştırmalarda Eşrefi yatağında tahminlerin %10-12
üzerinde olacak şekilde, 105 milyon ton petrol, 49 milyar m3 de
doğal gaz rezervinin olduğu belir-lendi203. Ancak daha sonra
NAOC tarafından yapılan petrol rezervleriyle ilgili keşiflerin
ticari açıdan haklı çıkarmayacak şekilde gelişmesi nedeniyle
Mart-2000'de resmi olarak konsorsiyum fesh edildi204.
4.2.5. “Lenkeran-Deniz” – “Talış-Deniz” Yatakları
Anlaşması
13 Ocak 1997 tarihinde Paris'te, Hazar'ın Azerbaycan
sektöründe yer alan ve Bakü Arhipelağı'nın güneyinde yer
alan "Lenkeran" ve "Talış" yataklarının araştırılması,
işlenmesi ve üretimin bölüşülmesi ile ilgili olarak SOCAR ile
Fransa'nın "Elf-Aquitaine" ve "Total" şirketleri arasında
anlaşma imzalandı. 25 yıllık süreyi kapsayan bu anlaşmada
pay sahibi belli olmayan %25'lik kısım daha sonra yapılan
görüşmelerle Almanya'nın "Deminex" ve İran'ın OIEC ve
Belçika’nın "Petrofina" şirketlerine verilmiştir205. Projenin
yatırım tutarı yaklaşık 2 milyar $’dır.
Katılım aşağıdaki gibidir:
Fransız TotalFinaElf %35
Azerbaycan SOCAR
%25,
İran Oil İndustries Engineering and Construction
%10.
Wintershall
(30%)
Bu anlaşmada SOCAR'ın projede gösterilen %25 payının
yabancı şirketler tarafından finanse edilmesi kararlaştırıldı206.
Nesirov, s.151; Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.116, Mart 1999/2, s.3.
Avrasya Dosyası, Mart 1998/1, s.2.
204
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.57; Azerbaijan
International Magazine, Summer-2000, s.89.
205
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.85; N. Nebiyev, s.250.
206
“Azerbaycan'ın İmzaladığı Anlaşmalar”, Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.85, Mart1997/2, s.5.
202
203
157
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
13 Haziran 1997'de onaylanarak 25 Haziran 1997'de
yürürlüğe giren anlaşmanın operatörü "Elf Peroleum
Lenkoran-Talish" şirketidir. Elf Peroleum Lenkoran-Talish
Şirketi, 25 Haziran 1997'de çalışmalarına başlamıştır207.
Lenkeran - Talış alanları 420 kilometre kare olup, 50-60
metre derinlikte bulunmaktadır. Yatakların toplam petrol
rezervi yaklaşık 700 milyon varildir208.
Yapılan anlaşma ile Fransız şirketlerine %50 oranında bir
pay verilmesinde, Azerbaycan tarafından, Ermeni yanlısı dış
politika uygu-layan Fransa'nın politika değişikliğinin
sağlanması amaçlanmıştır209.
4.2.6. "Yalama" Yatağı Anlaşması
Yalama yatağının keşif çalışmaları ve işletilmesi üzerine,
Rusya'nın Lukoil ve Azerbaycan'ın SOCAR şirketi arasında,
Aliyev'in Rusya'yı ziyareti esnasında 3 Temmuz 1997
tarihinde altıncı petrol anlaşması imzalanmıştır210.
Ancak daha sonra 3 Kasım 1997'de yapılan anlaşma ile
SOCAR, payını LUCARCO şirketine devretmiştir. LUKARCO
şirketinin payları-nın şirketlere göre dağılımı şöyledir211:
%60'I
%40'ı
Lukoil
ARCO.
LUKARCO Operating Company'nin operatörü olduğu
anlaşma, 4 Kasım 1997'de onaylanarak 5 Aralık 1997'de
yürürlüğe girmiştir. 750 milyon ton petrol rezervi olduğu
tahmin edilen projenin toplam yatırım bedeli ise yaklaşık 4
milyar $’dır212.
“Caspian Staging a Comeback”, s.38.
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 4.4.2003; Azadlıq Gazeti, 10 Yanvar
1997; Doing Business in Azerbaijan, Baker & McKenzie, May-2000, s.58.
209
Azerbaycan Gazeti, 23 Yanvar 1997.
210
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, s.5; N. Nebiyev, s.251.
211
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.87.
212
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 04.04.2003.
207
208
158
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
4.2.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması
Daha önceden Zeynelabidin Tağıyev olarak bilinen
Abşeron yata-ğının keşif ve üretim çalışmalarını kapsayan
anlaşma 1 Ağustos 1997 tarihinde Washington'da Chevron,
Total ve SOCAR arasında imzalan-mıştır. Total şirketi 2 Eylül
1997'de anlaşmaya dahil olmuştur. Operatörü “Chevron
Overseas Azerbaijan” şirketi olan anlaşma 11 Kasım 1997
tarihinde onaylanarak 27 Kasım 1997 tarihinde yürürlüğe
girmiştir213.
Yatırım tutarı 3-3.5 milyar $ olan bu projede;
SOCAR'ın payı
%50,
Chevron'un payı
%30,
TotalFinaElf 'in payı ise %20
olarak kararlaştırılmıştır.
Petrol rezervlerinin 13 milyar varil, doğal gaz
rezervlerinin ise 100 milyar metreküp olduğu tahmin
edilmektedir. Proje 3.5 milyar dolarlık bir sermaye yatırımını
gerektirmektedir214.
4.2.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması
Nahçıvan yatağının keşif ve üretim çalışmalarını içeren
anlaşma, ABD'nin Exxon şirketi (%50) ve SOCAR arasında
payları eşit olacak şekilde, 1 Ağustos 1997 tarihinde
Washington'da imzalanmıştır. Opera-törü "Exxon Azerbaijan
Operating Company (EAOC)" olan anlaşma 14 Kasım 1997'de
onaylanarak, 27 Kasım 1997'de yürürlüğe girmiştir215.
Nahçıvan yatağı D-3(Resulzade), D-9 (Vezirov) ve D-38
(Kuzey Vezirov) olmak üzere üç farklı alanı kapsamaktadır.
Bu alanlarda 750 milyon varil petrol ve 172 milyar metreküp
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, s.4-5; Azerbaijan International Magazine, Summer1998, s.89; “Caspian Staging a Comeback”, s.38.
214
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 04.04.2003; N. Nebiyev, s.250; Doing
Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.58.
215
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmalı, Rüblük Bülleten, TASİS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı,
Aprel-İyun 2000, s.72; “Caspian Staging a Comeback”, s.38; Azerbaijan International
Magazine, Summer-1998, s.93.
213
159
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
doğal gaz rezervi tahmin edilmektedir. Projenin yatırım değeri
ise 2 milyar $’dır216.
4.2.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması
İran'ın iştiraki ile, Lenkeran-Talış yatağı anlaşmasına
katılması engellenen ExxonMobil ile SOCAR arasında eşit
oranda paya sahip olacak şekilde, Oğuz yatağı ile ilgili olarak
1 Ağustos 1997'de Washington'da bir anlaşma imzalanmıştır. 7
Kasım 1997'de Azerbaycan Milli Meclisi'nce onaylanan
anlaşma 5 Aralık 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Anlaşmanın operatörü ise "The Oguz Operating Company
(OOC)" şirketidir217.
Oğuz yatağında 550 milyon varil petrol ve 1.8 Tcf doğal
gaz rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Proje için gereken
yatırım tutarı yaklaşık 2 milyar $’dır218.
4.2.10. “Kürdaşı” – “Kirgan” – “Arazdaşı” Yatakları
Anlaşması
Kürdaşı-Kirgan ve Arazdaşı yataklarını kapsayan
anlaşma SOCAR, ENİ/AGIP (İtalya), TPAO (Türkiye),
MITSUI (Japonya), Repsol (İspanya) şirketleri arasında 2
Haziran 1998 tarihinde Bakü'de imzalandı. Anlaşma Haziran
1998'de Azerbaycan Milli Meclisi tara-fından onaylanarak 7
Temmuz 1998'de yürürlüğe girmiştir219.
Kür nehrinin Hazar Denizi'ne döküldüğü yerde olan
Kürdaşı yatağı, Hazar Denizi'nin Azerbaycan'a ait bölümünün
güneyinde ve Bakü'nün Güney-Batı'sında 130-140 km
uzaklıkta yer almaktadır.
216
217
218
219
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html. 3.4.2003; Doing Business in Azerbaijan,
Baker&McKenzie, May 2000, s.59.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.81.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.58.
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, s.12; Azerbaycan'ın İqtisadi İcmalı,
Aprel-İyun 2000, s.73.
160
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1955 tarihinde keşfedilen ve 1984-1998 arasında jeofizik
araştır-maları yapılan Arazdaşı yatağı, kıyıdan 45 km
uzaklıkta olup, derinliği 70 ila 200 metre arasındadır.
1985 yılında keşfedilen Kirgan yatağı kıyıdan 50 km
uzaklıkta ve derinliği 150 ila 200 metre arasındadır. Verimli
kat 18 km uzunlukta, 4.5 km eninde ve 120-130 metre
yüksekliktedir220.
Üç yatakta toplam 1.3 milyar varil petrol rezervi olduğu
tahmin edilmektedir. Projeye yatırılacak sermaye miktarı 2.5
milyar $'dır. Operatör "AGIP Azerbaijan BV" dir.
Anlaşmada yer alan şirketler;
SOCAR
AGIP
MITSUI
Repsol
TPAO
% 50,
% 25,
% 15,
% 5 ve
%5
oranında paya sahiptirler.
4.2.11. “İnam” Yatağı Anlaşması
Blair ve Aliyev'in katılımıyla Londra'da 21 Temmuz
1998'de, İnam yatağının araştırılma geliştirilme ve üretimi
üzerine bir anlaşma yapılmıştır. Anlaşmada yer alan
şirketlerin pay dağılımı ise şöyledir221:
İngiliz BP Amoco
%25,
İngiliz/Hollanda Royal D Shell %25,
SOCAR
%50.
BP/AMOCO'nun operatörü olduğu anlaşma 1 Aralık
1998'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanmıştır.
Projenin yatırım tutarı ise yaklaşık 2 milyar $’dır222.
220
221
222
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.85.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60.
“Caspian Staging a Comeback”, s.38; Azerbaycan'ın İqtisadi İcmalı, Aprel-İyun 2000,
s.73.
161
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
İnam yatağı Bakü'nün 160 km güneyinde yar almaktadır.
225 km karelik alanda 2.2 milyar varil petrol rezervinin
olduğu tahmin edilmektedir.
4.2.12. “Alov” - “Şark” - “Araz” Yatakları Anlaşması
Yine Blair ve Aliyev'in katılımıyla Londra'da 21 Temmuz
1998'-de, Alov-Araz ve Şark yatakları üzerine bir anlaşma
imzalanmıştır. Anlaşma 18 Aralık 2000'de Azerbaycan Milli
Meclisi tarafından onaylanmıştır. 25 yıllık dönemi kapsayan
anlaşmaya göre 2004 yılına kadar beş kuyu kazılabilecektir.
BP ve Statoil projenin araştırma aşama-sında asgari 75 milyon
$ yatırım yapmayı taahhüt etmişlerdir223.
BP/AMOCO'nun operatörü olduğu anlaşma, Bakü'nün
güney-doğusunda 300-800 metre arasında değişen 1400 m2'lik
bir alanı kapsamaktadır.
Anlaşmada yer alan şirketlerin pay dağılımı şöyledir:
İngiliz BP/Amoco
Norveç Statoil
Amerikan Exxon/Mobil
Türk TPAO
Kanada Alberta Energy
SOCAR
%15,
%15,
%15,
%10,
%5 ve
%40.
4 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin edilen
projenin yatırım değeri ise yaklaşık 10 milyar $’dır.
4.2.13. “Yanan Tava” - “Ateşgah” - “Muğan Deniz”
Yatakları Anlaşması
Aliyev'in de katılımıyla 25 Aralık 1998 tarihinde SOCAR
ve "Japon Petroleum", "Indenosian Petroleum", "Itochu Oil
Exploration" ve "Teycocu Oil" olmak üzere dört şirketten oluşan
Japonya konsorsiyumu arasında üç yatağın ortak keşif ve
işlenmesine ilişkin PSA tipli bir anlaşma imzalandı. Japex'in
223
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, s.20; Azerbaijan International
Magazine, Summer-1998, s.91.
162
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
operatörü olduğu anlaşma 11 Haziran 1999'da Azerbaycan Milli
Meclisi tarafından onaylandı. Şirketlerin anlaşmadaki payları
ise şöyledir224:
Japan Petroleum
Indenosian Petroleum
Itochu Oil Exploration
Teycocu Oil
SOCAR
%22.5,
%12.5,
%7.5,
%7.5,
%50.
Yatırım tutarı 2.5 milyar $ değerinde olan anlaşmaya göre
Azerbay-can'ın
yapması
gereken
harcamaları
Japon
konsorsiyumu ödeyecektir.
Anlaşmada yer alan yataklar 1950'li yıllarda
keşfedilmiştir. Yaklaşık 750 milyon varil petrol rezervine
sahip olan yatakların kapsadığı alan 510 km2'dir225.
4.2.14. “Zafer” - “Meşel” Yatakları Anlaşması
120-140 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin
edilen Zafer ve Meşel yataklarının keşfine ve işlenmesine
ilişkin olarak Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde bir
anlaşma imzalandı. Sözkonusu anlaşma 21 Nisan 2000
tarihinde ise Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı.
Anlaşmaya katılan şirketlerden;
Amerikan Exxon Mobil %30,
Amerikan Conoco
%20,
SOCAR ise
%50 pay aldı.
Operatörü Exxon'un olduğu anlaşmaya göre toplam
yatırım hacmi 3 milyar $’dır. Toplam petrol rezervleri 1-2
milyar varildir226.
224
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, ss.60-61.
Xalq Gazeti, 26 Dekabr 1998, s.1-2; Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.112, Ocak
1999/1, s.7.
226
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html. 3.4.2003
225
163
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
4.2.15. “Lerik Deniz” - “Savalan” - “Dalga” “Cenub”
Yatakları Anlaşması
120 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin
edilen Lerik-Deniz, Savalan, Dalga ve Cenub yataklarının
keşfine ve işlenmesine ilişkin olan anlaşma da yine
Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde imzalandı.
Anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 3 milyar $’dır.
Anlaşmaya katılan şirketlerden
Amerikan Exxon Mobil %30,
SOCAR ise
%70 pay sahibidir.
Mobil'in operatörü olduğu anlaşmada aslında SOCAR'ın
payı %50'dir. Geriye kalan %20'lik pay ise henüz
bölüştürülmemiştir227. Toplam petrol rezervleri 1 milyar
varildir.
4.2.16. Karadaki Yataklar Üzere Anlaşmalar
Yukarıda ifade edildiği gibi, günümüzde Azerbaycan
enerji kay-nakları Hazar Denizi’nde yoğunlaşmakla birlikte,
karada da petrol üretimi yapılmaktadır. Aşağıda karada petrol
üretiminin gerçekleştiril-mesine ilişkin yapılan anlaşmalara
yer verilecektir.
4.2.16.1. 1993-94 Yıllarında Yapılan Anlaşmalar
Azerbaycan’ın karadaki enerji kaynakları üzerine 1993
ve 1994 yıllarında yapılan anlaşmalarının kapsadığı alanların
hem tahmini petrol rezervleri, hem de öngörülen yatırım
hacmi bakımından belirsizlik söz konusudur228. 1993 yılında
JV (Joint Venture) olarak imzalanan ve 2000 yılında PSA
olarak değiştirilen Anşad petrol yatakları anlamasında
şirketlerin pay dağılımı şöyledir: SOCAR %51, Attila Doğan
%31.5 ve Land and General Berhard %17.5. Neftçala Killi ve
227
228
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmalı, Aprel-İyun 2000, s.73.
Mülkiyyet Gazeti, 27.01.1999, s.4.
164
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Babazanan’da tahmini petrol rezev miktarı 219 milyon
varildir.
1994 yılında imzalanan anlaşmaya göre, Batı Abşeron
olarak da adlandırılan Karadağ-Kepez ve Umbaki yataklarının
toplam petrol rezervleri 200 milyon varil olarak tahmin
edilmektedir. Öngörülen yatırım hacmi ise 700 milyon $’dır.
4.2.16.2. "Güneybatı Kobustan" Yatağı Anlaşması
2 Haziran 1998'de Bakü'de "Güneybatı Kobustan"
yatağındaki mevcut petrol kuyularının yeniden çalıştırılması ve
geliştirilmesi ile ilgili olarak PSA tipli bir anlaşma yapılmıştır.
Güneybatı Kobustan, Kuzey, Merkez ve Sahil olmak üzere üç
farklı bloktan oluşmaktadır229. Merkez ve Sahil blokları 1949 ve
1995 arasında 1905-1960 arasında keşfedilmiştir. Kasım1998'de tasdik edilen ve operatörü Commonwealth olan
anlaşmada şirketlerinin pay dağılımı şöyledir:
Commonwealth
Sooner
SOCAR
%67.25,
%12.75,
%20.
Güneybatı Kobustan yatağında 300 milyon varil petrol
rezervinin ve 900 milyar metreküp doğal gaz rezervinin olduğu
tahmin edil-mektedir. Yatırım tutarı ise yaklaşık 0.9 milyar
$’dır230.
4.2.16.3. “Muradhanlı” - “Caferli” - “Zerdab” Yatakları
Anlaşması
21 Temmuz 1998'de Londra'da imzalanan anlaşma ile
"Muradhanlı-Caferli-Zerdab" yataklarının geliştirilme ve
işletilmesi amaçlanmıştır. Anlaşmada eşit paylara sahip
olacak şekilde SOCAR ve RAMCO yer almaktadır.
Anlaşmanın operatörü ise Ramco Caspian Ltd. Şirketidir. 20
Kasım 1998'de onaylanan anlaşma 25 yıl süreyi
kapsamaktadır. Yataklardaki toplam petrol rezervinin 750
229
230
www.azer.com. 12.06.2003.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.59.
165
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
milyon varil olduğu tahmin edilmektedir. Toplam yatırım
tutarı ise 1 milyar $’dır231.
4.2.16.4. “Kürsengi” – “Karabağlı” Yatakları Anlaşması
2 Haziran 1998'de Bakü'nün 130 km güneybatısında
yerleşen Salyan bölgesinde yer alan "Kürsengi" ve "Karabağlı"
yatakları üzerine anlaşma yapıldı. SOCAR, Frontera Resources
ve Delta/Hess şirketlerinin yer aldığı anlaşmanın operatörü
Frontiera Resources şirketidir. Şirketlerin payları ise şöyledir:
CNPC
%30,
Amerada Delta-Hess JV %20
SOCAR
%50.
PSA tipli anlaşmanın toplam yatırım tutarı yaklaşık 1
milyar dolar olarak öngörülmektedir. Her iki yatakta toplam
100-150 milyon ton petrol rezervinin olduğu tahmin
edilmektedir. Anlaşma Azerbaycan Milli Meclisi tarafından 16
Nisan 1999 tarihinde onaylanmıştır232.
4.2.16.5. “Padar” - “Harami” Yatakları Anlaşması
Kürsengi, Karabağlı ve Neftçala yatakları arasında yer
alan, Padar ve Harami yataklarının keşfine ve işlenmesine
ilişkin PSA tipli anlaşma Washington'da 27 Nisan 1999
tarihinde imzalandı. Anlaşmada yer alan şirketlerden;
Amerikan Moncrief Oil %80,
SOCAR
%20 paya sahiptir.
Anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 2 milyar $’dır233.
Toplam petrol rezervi 750 milyon varildir. Moncrief Oil'in
operatörü olduğu anlaşma 9 Haziran-2000 tarihinde
Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı. Moncrief Oil
231
232
233
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmalı, Aprel-İyun 2000, s.73; Doing Business in Azerbaijan,
Baker&McKenzie, May-2000, s.60.
Mülkiyyet Gazeti, 27 Oktyabr - 3 Noyabr 1998; Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyulDekabr 1999, s.25; Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60.
Doing Business in Azerbaıjan, Baker & McKenzie, May-2000, s.61; Azerbaycan Zaman
Gazeti, 1-2 İyun 2000, s.6.
166
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
şirketi payını 2003’de Kanada’nın "Nation`s Energy" şirketine
sattı.
4.2.16.6. “Hövsan” - “Zığ” Yatakları Anlaşması
5 Haziran 2000 tarihinde Lukoil ve SOCAR arasında
"Hövsan" ve "Zığ" yataklarının yeniden inşası, keşfi ve
işletilmesi konusunda ortaklık üzere prensip anlaşması
imzalandı. PSA tipli anlaşmanın ise 2000 yılı içerisinde
imzalanması kararlaştırıldı. Söz konusu yataklar Azerbaycan
tarafından 70 yılı aşkın süredir işletilmektedir. Bu yatakların
petrol rezervleri 150 milyon varildir. Toplam yatırım hacmi
250 milyon $ olarak belirlendi234.
4.2.16.7. “Kalameddin” - “Mişovdağ” Yatakları
Anlaşması
Haydar
Aliyev'in
de
katılımıyla,
Eylül-2000'de
Washington'da ABD Kongresi'nde yapılan anlaşma ile
Azerbaycan'ın
Kalameddin-Mişovdağ
bölgesinde
petrol
çıkarılmasına karar verildi.
178 milyon $ tutarındaki anlaşmada Özel Türk petrol
şirketi Petoil, Amerikan Şirketi Moncrief Oil ve Azerbaycan
petrol şirketi SOCAR yer almaktadır. Anlaşmaya göre Petoil
%35.7, Moncrief Oil %49.3ve SOCAR %15 pay sahibidir.
Moncrief Oil ve Petoil şirketleri paylarını 2003’de Kanada’nın
"Nation`s Energy" şirketine sattı.
Söz konusu petrol yataklarının dahil olduğu blokun keşfi,
işlen-mesi ve hasılatın pay bölüşümüne ilişkin anlaşma,
Azerbaycan Cumhu-riyeti Milli Meclisi tarafından Ekim2000'de onaylandı.
200 milyon varil petrol rezervine sahip olan yataklar için
öngörülen yatırım miktarı 1 milyar $’dır.
234
Azerbaycan Zaman Gazeti, 6-7 İyun 2000, s.6.
167
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
4.2.16.8. Şirvan Kurovdağ Yatağı Anlaşması
1997 yılında JV olarak imzalanan ve 2000 yılında PSA
olarak değiştirilen Anşad petrol yatakları anlamasında
şirketlerin pay dağılımı şöyledir: SOCAR %60, Whitehall %40.
Kurovdağ’da tahmini petrol rezev miktarı 650 milyon varildir.
4.2.16.9. “Pirsaat” Yatağı Anlaşması
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile Çin’in
Devlet Şir-keti “Sinopec”e bağlı olan “Sheng Lee” şirketi
arasında “Pirsaat” petrol yatağına ilişkin PSA tipli anlaşma 5
Haziran 2003 tarihinde Bakü’de imzalandı. Anlaşmaya göre
SOCAR %25, projenin operatorü olan “Sheng Lee” şirketi ise
%50 paya sahiptir. Projenin %25’i yabancı şirketler arasında
bölüştürülecek. 25 yıllık süreyi kapsayan ve 5 yıl uzatılma
imkanı olan anlaşmaya göre 140 milyon $ sermaye
yatırılacak235.
Bakü’den 60-63 km güneyde ve Hazar’ın kıyısında
yerleşmekte “Pirsaat” yatağında tahmini petrol rezervi 7
milyon tondur.
4.3. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi
Hazar’daki
en
deneyimli
petrol
üreticisi
olan
Azerbaycan’da son 100 yıl içerisinde 1.4 milyar ton petrolün,
445 milyar m3 doğal gazın çıktığı hesaplanmıştır. Üretimine
başlandığı tarihten itibaren Azerbay-can’da en fazla petrol
üretimi 23.4 milyon ton ile 1941 yılında gerçek-leştirilmiştir.
Değişim sürecine girilmesi ile birlikte petrol üretiminin
iyice düştüğü Azerbaycan’da, yapılan anlaşmaların ardından
petrol üretimine dönük yapılan faaliyetlerin ardından üretim
miktarı yeniden artmaya başlamıştır. 1997 Kasım’ında ‘Çırak’
yatağının ilk kuyusundan petrol üretimine başlanmasıyla,
1997'ye kadar azalma gösteren petrol üretimi, 1998'den
235
http://www.525ci.com/2003/06/05/read.php?m=4&id=26,, 08.06.2003.
168
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
itibaren artmaya başlamıştır. Doğal gaz üretimi ise 1999’yılı
hariç, düşüş göstermektedir236.
Toplam petrol üretiminin Hazar Denizi'nden elde edilen
kısmı 1995'de %82.3 iken bu oran 1999'da %89'a 2000 ve 2001
yıllarında ise %89.2’ye yükselmiştir237. Dolayısıyla Petrol
üretiminin Hazar Denizi'-nden elde edilen kısmı yıllar
itibariyle artış göstermektedir.
Yıllar itibariyle toplam petrol üretimi Tablo-‘da yer
almaktadır.
Tablo 37. Petrol Üretimi
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Petrol Üretimi
(milyon ton)
12.5
11.7
11.1
10.3
9.6
9.2
9.1
9.0
11.4
13.8
13.9
14.9
15
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, s.437 ve 471; Müsteqil
Azerbaycan, s.402.
2002’deki petrol üretiminin 1990 yılı ile mukayese
edildiğinde 2.5 milyon ton daha fazla üretildiği görülmektedir.
Bu üretim miktarı Azer-baycan’da 1979 yılında üretilen petrol
üretimi seviyesine denk gelmekte-dir. Böylece 1960’lı yılların
sonlarından itibaren yıldan yıla devam eden petrol
üretimindeki gerileme sona ererek yeniden yükselişe geçmiş
236
237
Müsteqil Azerbaycan, Azerbaycan Republikası Dövlet Statsitika Komitesi, Bakı, 2001,
s.386.
Müsteqil Azerbaycan, s.402; Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, s.64,
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakü, 2002, s.470.
169
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
bulun-maktadır. Petrol üretiminin 2003 yılında ise 15,25 milyon
ton olacağı tahmin edilmektedir.
Günümüzde ham petrol üretiminin esas itibariyle
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve Azerbaycan
Uluslararası Petrol Şirketi (AIOC) tarafından yapıldığı
Azerbaycan'da, yıllık ham petrol üretiminin, 2008 yılında 40
milyon tona, 2010 yılında ise 50 milyon tona çıkacağı
hesaplanmaktadır.
Azerbaycan’da doğal gaz üretimine ise 1902 yılında
başlanmıştır. Üretimine başlandığı tarihten itibaren
Azerbaycan’da en fazla doğal gaz üretimi 17 milyar m3 ile 1981
yılında gerçekleştirilmiştir. Günümüzde doğal gaz üretimi
geçen yüzyılın 60’lı yıllarındaki düzeyine inmiştir.
Öte yandan Azerbaycan’da iki büyük rafineri vardır.
Bunlar; Bakü ve Novo-Bakü Rafinerileridir. Bakü Rafinerisi’ni
günlük kapasitesi 230.000 varil, Novo-Bakü Rafinerisi’nin ise
200.000 varildir. Çok düşük kapasite ve eski teknoloji ile
çalışmakta olan her iki rafinerinin de rehabilitasyonu ve
yenilenmesi amacıyla, yaklaşık 700 milyon $ gerek-mektedir.
ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı, Bakü Rafinerisi ve Sumgayıt
petro-kimya tesisinin modernizasyonunun fizibilite etütleri
için sırasıyla 500.000 $ ve 400.000 $ finansman sağlamıştır.
Doğal gaz üretiminin yaklaşık %96'sı Hazar Denizi'nden
elde edilmektedir.
Tablo 38. Doğal Gaz Üretimi
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
170
Doğal Gaz Üretimi
(milyar m3)
9.926
8.621
7.872
6.805
6.379
6.644
6.305
5.964
5.590
5.997
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2000
2001
2002
5.642
5.535
5.150
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, s.437 ve 471; Müsteqil
Azerbaycan, s.402.
Azerbaycan'da doğal gaz üretimi en yüksek seviyeye
1980'lerin sonunda ulaşmıştır. Bu yıllarda üretim yıllık olarak
14 milyar metreküp'e çıkmıştır. Ancak 1990'dan itibaren
üretim önemli düzeyde düşme kay-detmiştir.
1995-2001 yıllarında doğal gaz üretim hacmi %16.3
azalmıştır. 2002 yılında ise doğal gaz üretimi yaklaşık %7.4
oranında azalma kaydederek 5150 m3 olmuştur238. Üretilen
doğal gaz ülke için talebin ancak %40’ını karşılayabilmektedir.
Doğal gazın üretimi, şimdilik ülkenin iç talebini
karşılamaya yetecek seviyede değildir239. Bu nedenle, doğal
gaz ithali sözkonusudur.
Doğal gaz üretiminin azalmasının başlıca nedenleri
arasında, tek-nik altyapının eski ve yetersiz olması ile az
sayıda yeni gaz kuyularında üretime başlanmasıdır. Üretimin
azalması daha çok denizdeki kuyularda gözlenmektedir.
Gerekli donanım yetersizliği nedeniyle, gazın talebi
karşılayamadığı bir ortamda, petrol ile birlikte çıkan önemli
miktardaki gazın yakılmaktadır. Öte yandan naklinde de ciddi
kayıplar yaşanmak-tadır240.
Doğal gaz üretiminin 5-6 milyar metreküpe kadar
gerilemesi sonu-cu, Azerbaycan önceden Ermenistan ve
Gürcistan'a gaz ihraç ederken, 1990'dan itibaren kendisi
Türkmenistan ve İran'dan ithal etmeye başla-mıştır. Ancak
doğal gaz ithalatını 1995’de durdurmuştur. 2000 yılında ise
238
239
240
“5,1 Milyard Kubmetr Qaz Çıxarılıb”,
http://www.express.com.az/second.asp?id=2909. 09.04.2003.
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, s.64; Müsteqil Azerbaycan, s.403.
Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin
Başlıca İstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın
Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37.
171
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Rusya'dan ithal etmek üzere anlaşma yapılmış ve Kasım2000'de deneme olarak doğal gazın verilmesine başlanmıştır241.
2002 yılında ithal edilen doğal gaz ile birlikte kullanılan
toplam doğal gaz miktarı 11-12 milyon m3 olmuştur. Ancak yine
de toplam talep karşılanamamaktadır.
2010-2020 yıllarda ülkedeki doğal gaz üretiminin yıllık
hacminin 60 milyar m3’e ulaşması gerekiyor ki, 15-20 milyar
m3’ü ülke içi talebi karşılayabilsin.
4.4. Petrol ve Doğal Gaz Sektörüne Yapılan Yabancı
Yatırımlar
Azerbaycan’da, enerji kaynakları ve bunlara bağlı olarak
ülkeye giren yabancı sermaye, 1990’ların ortalarından itibaren
Azerbaycan ekonomisinin iyileşmesinde hayati bir rol
oynamaya devam etmektedir.
241
Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları, İstanbul,
2001, ss.39-40.
172
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 39. Petrol Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar (milyon $)
1994
22
1995
140
1996
417
1997
780
1998
894
1999
545
2000
546
2001
820
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.379
Anlaşmalarla kararlaştırılan yatırımların toplam hacmi
60 milyar $ civarındadır. 1994-2000 yılları arasında petrol
sanayisine toplam 3.34 milyar $ yatırım yapılmıştır. 2001 ve
2002 yılları da dikkate alındığında petrol sektörüne yapılan
toplam yatırım miktarının 5 milyar $’a ulaştığı görülmektedir.
4.5. Petrol İhraç Miktarı ve Gelirleri
Azerbaycan’ın ihracatı içerisinde en önemli yeri, %8590’lık bir oranla, başta ham petrol olmak üzere, petrol ve
petrol ürünleri oluştur-maktadır.
Bu,
esas
olarak
ham
petrolün
ihracından
kaynaklanmaktadır.
Petrol ve petrol ürünlerinin toplam ihracat içindeki yeri
1997'de %61, 1999'da %76, 2001’de %91 ve 2002’de ise %88.9
olmuştur.
Azerbaycan’ın dış ticaret kalemlerine bakıldığında,
ihracatının % 85-90’ının petrol ve petrol ürünlerinden
oluşması, Azerbaycan ekonomi-sini petrol fiyatlarına son
derece bağımlı bir hale getirmektedir.
1997'de petrole bağlı vasıtalı vergiler toplam vergilerin
%57'sini teşkil etmiştir. Petrole bağlı bütün gelirler bütçe
gelirlerinin esas artan bölümünü teşkil ederek 1996-97'de
tahminen toplamın %50'si olmuştur. 1997 ve 98'de petrol
fiyatlarının aşağı düşmesi ise devlet gelirlerine ve genel
iktisadi güce olumsuz etkide bulunmuştur242.
Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş 1997 ve 1998 yıllarında
petrol sektörü gelirlerinin bir hayli azalmasına neden
olmuştur. 1997’de ihracat gelirlerinin dörtte üçünü petrol ve
242
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, s.43.
173
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
petrol ürünlerinden elde eden Azer-baycan, petrol fiyatlarının
düşmesine bağlı olarak 1998’de önemli ölçü-de gelir kaybına
uğradı. İhracat ve vergi gelirlerinde önemli bir yer tutan petrol
kaynaklı vergilerin gerilemesi bütçe açığını arttırmıştır.
1999'da ise, yılın ortalarında petrol fiyatının artması ve yeni
yatakların üretime başlaması sonucunda, gelirlerde yeniden
artış olmuştur. 1999'un ikinci yarısında petrol fiyatlarının
önemli derecede artış göstermesi petrol üretiminin de
artmasına sebep olmuştur. Bu gelişme petrol gelirlerine ve
devlet bütçesine olumlu etkide bulunmuştur. OPEC petrol
fiyatlarındaki artış 2000 yılında da devam etmiştir243.
2000 yılında bir taraftan dünya pazarında petrolün
fiyatının artması ile ilişkili olarak ülkeden ihraç olunan ham
petrolün her tonunun fiyatı 1999 yılına göre 90 $ artmış, diğer
taraftan ise ihraç olunan ham petrolün hacmi de 800 bin ton
fazla olmuştur. 2000 yılında 1097.4 milyon dolarlık ham petrol
ihraç olunmuştur ki, bu da 1999 yılına göre 6061.1 milyon $
daha çoktur. Bu durum Azerbaycan'ın petrol sektörün-den elde
ettiği gelirlere olumlu etkide bulunmuştur. Sonuçta 2000
yılında önemli ölçüde yükselen petrol fiyatları, bütçeyi olumlu
yönde etkilemiştir. Çünkü petrole dayalı gelirler, direk
gelirlerinin yarıdan fazlasını oluşturduğu gibi bütçe gelirlerinin
yaklaşık yarısını teşkil ediyordu244.
2002 yılında Azerbaycan’ın mineral yakıt, petrol ve petrol
ürünleri ihracı 1.927,4 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Ham
petrol ihracı 8.793,6 bin ton (1.159,5 milyon $) olmuştur. Buna
karşın 2002 yılında mineral yakıt, petrol ve petrol ürünleri
ithalatı ise 292,6 milyon $ (toplam ithalatının %17,5’i) olarak
gerçekleşmiştir.
2002 yılında ise, ABD’nin Irak’a müdahale ihtimalinin
gittikçe güçlenmesiyle petrolün varil fiyatı 32 $ civarına
yükselmiştir. Bu ise Azerbaycan’ın petrol gelirlerinin
artmasının sonuç vermektedir. 2002 yılı bütçesinde petrolün
243
244
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, İyul-Dekabr 1999, ss.42, 45.
Aliyev Natık, s.82.
174
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
varil fiyatı 19 $ olarak dikkate alınmıştı. Petrolün varil
fiyatının 1$ yükselmesi Azerbaycan’a yılda 18-20 milyon $ gelir
getirdiği dikkate alındığında, sadece petrol fiyatlarındaki artış
sonucunda Azerbaycan 100 milyon $’dan çok gelir elde
etmiştir245. 2003 yılı devlet bütçesinde ise petrolün varil fiyatı
19,5 $ olarak dikkate alınmıştır.
Yapılan tahminlere göre Azerbaycan’ın ham petrol
ihracatı 2010 yılında 1 milyar varil/gün’e ve 20 yıl içinde ise 2
milyar varil/gün’e ulaşacaktır.
Doğal gazı ise ithal etmekte olan Azerbaycan, 1990
yılında 13441, 1995’de 579, 2000’de 274, 2001’de 3337 ve 2002
yılında 3935,3 milyon m3 (211,6 milyon $) doğal gaz ithal
etmiştir.
30 yıllık süre içerisinde Azerbaycan’a petrol ve doğal
gazdan dolayı 45 milyar $ gireceği hesaplanmaktadır. Azeri,
Çırak ve Güneşli yatakla-rından elde edilecek gelir 2008-2015
yıllarında en yüksek seviyeye ulaşacaktır. Bu dönemde ülkeye
yılda yaklaşık 5-6 milyar $, nihai olarak ise toplam 35-42 milyar
$ girecektir. Şahdeniz yatağının işlenmesinden beklenen gelir
ise 2029 yılına kadar 7 milyar $’dan fazladır246.
Petrolden elde edilen servetin nasıl kullanılacağı da
önemlidir. Bu bağlamda Azerbaycan deneyimindeki en temel
sorun, “Ahbap-Çavuş Kapitalizmi”nin (Crony Capitalism)
ortaya çıkması kadar kamu kesimindeki rüşvet ve suiistimalin
de yüksek düzeyde oluşudur. Ülkeye yönelik petro-para akımı
bu konudaki reformların yapılmasını güçleştir-mektedir.
Petrol gelirlerinin kolaylıkla elde edilmesi kamu harcama
politikasının zayıflamasına da neden olabilmekte, petrol
fiyatlarındaki ani değişme devlet bütçesini etkileyerek uzun
vadeli dış borç ve faiz ödemelerinin artmasına yol
açabilmektedir247.
245
246
247
N. Sefereliyev, “Neft Bahalaşır. İqtisadiyyatımız Bundan Yararlanacaq”, İki Sahil Gazeti, 5
Mart 2003.
Bu hesaplamalar bir varil petrol 25 $ olduğu dikkate alınarak yapılmıştır.
“Country Assistance Strategy For The Azerbaijan Republic”, The World Bank Report,
No:19892-AZ, November 29,1999, s.11; Alkan Soyak–Zenfira Nesirova, “Küreselleşme
175
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Dolayısıyla ülke ekonomisini yönlendiren hükümetin
petrol gelir-lerini, sürdürülebilir bir büyüme sürecini
sağlayacak bir kaynak dağılımı mekanizmasıyla ve büyümenin
niteliğini yönlendirecek şekilde (petrol ve petrol-dışı ticari
sektörler ile dış ticarete konu olmayan sektörler arasında)
dağıtmaya özen göstermesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Finansal kurum ve piyasaların tam olarak gelişmediği bir
ekonomide petrolden elde edilen gelir ve karların üretken
yatırımlara yönlendirilmesi temel bir sorun teşkil etmektedir.
Bu sorunun çözülebilmesi ise, devletin ekonomideki planla-yıcı
rolüne gerek olduğu görülmektedir.
Petrol ihracatından Azerbaycan’ın elde edeceği döviz
gelirleri ülke ekonomisinin diğer alanlarının, özellikle ithali
ikame eden ve ihraç yönlü alanların geliştirilmesine
yöneltilmelidir. Günümüzde Azerbaycan dünya piyasasına
sadece enerji taşıyıcıları ve hammaddenin ihracatçısı gibi
çıkmaya mecbursa da, gelecekte yalnız bu rolle yetinmek
olmaz. Ayrıca, petrol ihracatçısı olan ülkelerin “acı”
tecrübesini derinden öğrenmeğe bağlı sonuçlar çıkarmak da
gerekecektir.
4.6. Boru Hatları
Boru hatları da ekonomik açıdan önem arzetmektedir.
Enerji kay-naklarının etkin kullanımında en temel
sorunlardan biri, kaynakların dünya piyasalarına ulaşmasını
sağlayan nakil hatlarının oluşturulmasıdır. Rusya dışında
nakil hatlarına sahip olunması halinde, ekonomik bağımsızlık
açısından en temel adım atılmış olacaktır.
Azerbaycan petrolü Dağıstan, Gürcistan, İran gibi yabancı
ülkelere 1880 yılına kadar trenle yük şeklinde, Hazar’da ise
gemilerle nakledil-mekteydi. Daha sonra ise Bakü petrolü
Rusya, Gürcistan ve diğer ülkelere ve aynı zamanda Grozniden
Sürecinde IMF Politikalarının Sonuçları: Azerbaycan Deneyimi”, Globallaşma Prosesinde
Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, s.29.
176
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
720 km uzunluğunda olan boru hatları ile işlenmek üzere
nakledilmeye başlandı248. Bu hatlar Bakü-Novorossiysk ve
Bakü-Supsa hatlarıydı. Hazar petrollerinin keşfinin ve
Azerbaycan’ın bağımsızlığının ardından üçüncü bir hat olarak
ise Bakü-Tiflis-Ceyhan gündeme geldi.
Azerbaycan petrollerinin dünya gündemine girdiği
günlerde, petrolün taşınması için 7-8 güzergahın gündeme
gelmesine karşın Azer-baycan petrollerini çıkarmak amacıyla
kurulan Azerbaycan Uluslararası Petrol Konsorsiyumu
(AIOC)'nun hazırladığı raporla güzergah sayısı BaküNovorossiysk, Bakü-Supsa ve Bakü-Tiflis-Ceyhan olarak 3'e
indi-rildi.
Azerbaycan petrolü batı pazarlarına günümüzde BaküNovorossiysk ve Bakü-Supsa boru hattından nakledilmektedir.
4.6.1. Bakü-Novorossiysk Petrol Boru Hattı
Erken
üretim
petrolünün
hangi
güzergahtan
taşınacağının tartışıl-dığı dönemlerde, Rusya Bakü ile
Novorossiysk limanı arasında zaten bir boru hattı olduğunu ve
ayrıca bu hattın hem ucuz hem de hızlı bir biçimde
gerçekleştirilebilecek tek alternatif olduğunu ileri sürdü.
Rusya bununla da kalmayıp boru hattının Çeçenistan
topraklarından da geçecek olması nedeniyle Çeçenistan'la
anlaşmaya vardı. Daha sonra Azerbaycan - Rusya ve
Çeçenistan arasında Bakü-Grozni-Tihoretsk-Novorossiysk
boru hattına ilişkin üç taraflı sözleşme imzalandı249.
AIOC ve Rusya'nın Transneft şirketi arasında 16 Şubat
1996'da imzalanan anlaşma ile Bakü-Grozni-Novorossiysk
hattıyla erken petro-lün ihracına karar verildi.
1997 yılının Kasım ayından itibaren petrol bu hattan
ihraç edil-mektedir. Boru hattı yoluyla Bakü'den Rusya'nın
Novorossiysk limanına akıtılan petrolü, buradan tankerlerle
248
249
F. Ş. Eliyev, Azerbaycan Respulikasının Yeraltı Suları ve Ehtiyatlarından İstifade ve
Jeokoloji Problemleri, Çaşıoğlu Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.291.
Haydar Aliyev, ss.140-141.
177
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
dünya pazarlarına taşıyan tanker-lerin ilki 12 Aralık 1997
tarihinde İstanbul Boğazı'ndan geçmiştir.
4.6.2. Bakü-Supsa Petrol Boru Hattı
Bakü-Novorossiysk hattının yanı sıra 9 Ekim 1995'de
Bakü'de erken üretim petrolünün uluslararası piyasalara
pazarlanması için belir-lenen diğeri güzergah ise Bakü'den
Gürcistan'ın Supsa limanına varan Batı Boru Hattıdır. Aliyev
ve Şeverdnadze'nin de katılımıyla 8 Mart 1996'da Tiflis'de,
erken
petrolün
Azerbaycan'dan
Gürcistan'a
naklini
kararlaştıran anlaşma AIOC, Gürcistan hükümeti ve SOCAR
arasında imzalandı. Anlaşmada öncelikle Azeri, Çırak ve
Güneşli yataklarından çıkarılan petrolün uluslararası
piyasalara nakli kararlaştırılmıştır. Hattın azami kapasitesi
beş milyon tondur.
Bu hattın 1999 yılı içerisinde tamamlanarak faaliyete
geçmesi hedeflenmiştir. Hedef doğrultusunda ilk petrol 10
Aralık 1998'de Gürcistan'ın Supsa limanından 1999 yılının
Nisan ayında tankerlere yüklenmek üzere taşınmaya
başlamıştır. Hattın kendisi ise 17 Kasım 1999'da kullanıma
girmiştir.
Çeçenistan probleminin Bakü-Novorossiysk’i tehlikeli
kılması nedeniyle Bakü-Supsa hattı inşa edilerek devreye
sokulmuştur.
4.6.3. Bakü-Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı
Petrol üretiminin birkaç yıl içerisinde artması
durumunda şu anki boru hatları yetersiz kalacağından, Batı
piyasalarına ihraç için temel ihraç boru hattı noktasında farklı
tercihler gündeme gelmiştir. Bu tercihlerden üzerinde karar
kılınan ise Bakü-Tiflis-Ceyhan olmuştur.
1765
km'lik
Bakü-Tiflis-Ceyhan
hattı,
Bakü
yakınlarındaki
Sanga-çal
limanından kara
geçişiyle,
Gürcistan’ın Başkenti Tiflis üzerinden geçip, Türkiye sınırının
42 derece 49 dakika kuzey ve 43 derece 18 dakika doğu
koordinatları arasından Anadolu’ya giriş yapacaktır. Hat
178
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas, Kayseri,
Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana il sınır güzergahını
takip ederek Ceyhan'da inşa edilecek olan terminale
bağlanacaktır250.
Uzun vade de Doğu-Batı Koridoru ile Azerbaycan'ın yanı
sıra Kazakistan petrolü ve Türkmenistan doğal gazının da
taşınması düşünül-mektedir. Buna göre Hazar Denizi'nin altına
döşenmesi düşünülen Transkafkasya hattı ile Kazak petrolü ve
Türkmen doğal gazı Bakü'ye, buradan ise Bakü-Tiflis-Ceyhan
boru hattı ile Türkiye'ye ulaştırılacaktır.
Uygulamaya konulan saha geliştirme planlarına göre,
Azerbaycan 2005 yılında 40 milyon ton, Kazakistan ise 35
milyon ton petrol ihraç edecektir. Bu çerçevede, Türkiye
tarafından gerçekleştirilen proje çalış-masında, inşa edilecek
bir boru hattı ile Kazakistan'dan 20 ve Azerbay-can'dan da 25
olmak üzere toplam 45 milyon ton ham petrolün Ceyhan
terminaline taşınması esas alınmıştır. Ceyhan ham petrol
ihraç terminali 120 milyon ton/yıl kapasiteli olup, yaklaşık 71
milyon ton/yıl kapasitesi olan Irak-Türkiye ham petrol boru
hattı da dikkate alındığında, atıl kalan 49 milyon ton/yıl'lık
kısım, Hazar-Akdeniz boru hattının 2005 yılında 45 milyon
ton/yıl'a ulaşacak olan kapasitesini karşılamaya yeterli bulunmaktadır.
18 Eylül 2002’de Azerbaycan Türkiye ve Gürcistan
cumhurbaş-kanlarının katılımı ile Bakü-Tiflis Ceyhan boru
hattının inşasına ilişkin temel atma töreni yapılmıştır. BaküTiflis-Ceyhan boru hattının Azerbaycan ekonomisine gerçek
anlamda katkısı faaliyete geçmesi planlanan 2005 yılında
kendini göstermeye başlayacaktır. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru
hattının gerçekleşmesi sonucu Azerbaycan’da üretilecek
petrolün yanı sıra Kazakistan petrolünün de bu boru
hattından dünya piyasalarına ulaştırılması halinde ise,
250
“Baku-Tblisi-Ceyhan Pipeline”, Energy Ecology Economy Popular – Science Journal,
13/2003, ss.2-15.
179
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
petrolün ekonomik gelişmeye ve bağımsızlığa etkisi daha açık
olarak gözükecektir.
4.6.4. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı
Şahdeniz’de zengin doğal gaz yataklarının bulunmasının
ardından, doğal gazın nasıl ihraç edileceği gündeme geldi.
Aliyev ve Türkmen başı arasındaki telefon görüşmesinde
Azerbaycan'ın Trans-Hazar hattından yılda 5 milyar m3 doğal
gaz ihracı konusunda uzlaşılmasına karşın, Türkmenistan'ın
Trans-Hazar'ı yapacak şirketin sözleşme süresini uzatma-ması,
hattın gerçekleşmesini şüpheye soktu. Ayrıca Türkmenistan'ın
Rusya'ya yılda 50 milyar m3 doğal gaz satacak olması bir
yönüyle Türkmenistan'ın Trans-Hazar boru hattından
soğuması demekti. Bu gelişmeler Azerbaycan’ın, kendi doğal
gazını pazarlamak için yeni yol arayışına girmesinde etken
oldu.
Mart-2001’de Aliyev’in Türkiye’yi ziyaretinde Ankara’da
Azer-baycan ve Türkiye arasında doğal gaz ihracına ilişkin
olarak bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre 2004’de
Türkiye’ye “Şahdeniz” yatağından çıkarılacak 2 milyar
metreküp hacminde, 2005’de 3 milyar metreküp, 2006’da 5
milyar metreküp ve 2007-2008 yıllarında 6.6 milyar metreküp
olmak üzere 5 yıl içerisinde toplam 23.2 milyar metreküp
doğal gaz ihracı planlanmıştır.
Azerbaycan ve Gürcistan arasında 14 Mart 2002’de
Tiflis’te yapılan anlaşmaya göre ise, ilgili hat ile Türkiye
dışında Avrupa ülke-lerine de doğal gaz nakledilmesi
öngörülmüştür.
Yapılan anlaşmada ihracına 2004 yılında başlanacağı
kararlaştırıl-mış olmasına karşın, gelişmeler doğrultusunda
daha sonra Şahdeniz doğal gazının Türkiye’ye ulaştırılması
amacıyla Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattının
yapımına 2004 yılında başlanması planlanmıştır. Sözkonusu
hat, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına paralel olacaktır.
İki boru hattı arasındaki mesafenin 12 metre olarak dikkate
180
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
alınması ise, iki projenin gerçekleştirilmesinde zamanın ve
finansal harcamaların azaltılmasına imkan verecektir.
Trans-Hazar doğal gaz boru hattının da işlerlik
kazanması duru-munda enerji kaynaklarının ekonomik
gelişmeye ve bağımsızlığa etkisi daha da net ortaya çıkacaktır.
181
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
BEŞİNCİ BÖLÜM
EKONOMİDE “HOLLANDA SENDROMU”
Azerbaycan’da sektörel yatırımların daha çok petrol
sektörüne yapılması ve bu doğrultuda GSMH'nın önemli bir
bölümünün petrol gelirlerinden oluşması endişe vericidir.
Bütün dikkatin sadece tabii kaynaklara yöneltilmesi ekonomi
için risk demektir. Böyle bir yöneliş ekonominin bazı
konjonktürel
dalgalanmalara
açık
olması
sonucunu
doğurmaktadır. Petrol sektörünün tek taraflı gelişimi
nedeniyle dünya piyasalarındaki fiyat değişmeleri GSMH
üzerinde de dalgalanmalara neden olmaktadır.
5.1. Hollanda Sendromu
Genel anlamda “Hollanda sendromu”; bir ülke
ekonomisinde bir bölgenin veya bir sektörün hızlı gelişimi
karşısında diğer bölgelerin veya sektörlerin gelişmemsi, geri
kalması veya çökmesi olarak tanımla-nabilir.
Özel anlamda ise, sadece doğal kaynaklara dayalı petrol
sanayii itişli büyüme süreci ve bu sektörün aşırı kullanımının
getirdiği ekonomik yapının, diğer sanayilerin sağlıklı
gelişmesini engellemesidir. Literatürde Hollanda Sendromu ya
da Hastalığı251 olarak anılan bu durum, varolduğu ülkenin
dengesiz iktisadi büyümesine işaret etmektedir.
251
Hollanda Hastalığı (Dutch Disease) bir doğal kaynağın keşfi ya da aşırı kullanımı
neticesinde bir ekonominin sanayisizleştirilmesi anlamına gelmektedir. 1960’lı yıllarda
Kuzey Deniz doğla gaz yataklarının bulunmasından sonra Hollanda’da ortaya çıktığı için
bu şekilde isimlendirilmiştir. Hollanda Sendromunu İngiltere, Norveç, Avustralya ve
Meksika da yaşamıştır. (Y. Hesenli, Neft Gelirlerinin Azerbaycanın İqtisadiyyatına
Tesirinin Semerelilik Problemleri – Valyuta Böhranı: “Dağıdıcı Artım”, “Holland
Xesteliği”, ve Asiya Maliyye Virusu”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya
Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, s.217.)
182
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Hollanda Sendromu, üç farklı yoldan makroekonomik
istikrarın bozulmasına yönelik etkide bulunmaktadır252:
Birincisi oil-boom ile birlikte ulusal paraya olan talep
artmakta ve merkez bankası enflasyonu kontrol altında tutma
arzusuyla sterilizasyon politikalarında gönülsüz davranarak
reel döviz kurunun (yabancı para karşısında ulusal paranın)
aşırı değerlenmesine göz yumabilmektedir. İkincisi petrol
gelirlerinin miktarı ve toplanmasına yönelik belirsizlikler
ödemeler dengesinin sürdürülebilirliğini riske atabilmekte ve
ayrıcalıklı olmayan dış borç sözleşmelerinin imzalanmasına ve
dış borç yükünün artmasına yol açılabilmektedir. Üçüncü
olarak, beklenmeyen gelir akımları, hükümet harcamaları
üzerine “ratchet etkisi” yaratabilmekte ve ülkenin mali
politikasının istikrarına yönelik bir tavır alışa neden
olabilmektedir. Petrol gelirlerinin kolaylıkla elde edilmesi
devletin harcama politikası-nın zayıflamasına da neden
olabilecektir. Örneğin, ilave petrol gelirleri-ne paralel olarak
devlet harcama düzeyinin arttırılması, petrol fiyatları-nın
düşmesi sonucunda devlet bütçesine olumsuz etki edecek ve
uzun süreli bütçe açıkları dış borçların ve faiz ödemelerini
artmasına neden olacaktır.
Klasik Hollanda Sendromu argümanı petrol sektörü ve
petrol-dışı ticari sektörlerle, dış ticarete konu olmayan sektörler
arasındaki dengesiz büyüme üzerine odaklanır. Hollanda
Sendromu’na göre, doğal kaynakla-rın yoğun olarak
işletilmesinin ekonominin dış ticarete konu olan diğer
alanlarına olumsuz etkisi iki şekilde ortaya çıkmaktadır.
Birincisi, harca-maların artması etkisidir: Eğer enerji
kaynaklarından elde edilen gelir yurtdışında tutulmaz ve
finansal yollarla doğrudan ve dolaylı yollarla dış ticarete konu
olmayan mallara harcanırsa, bu malların fiyatları, dış ticarete
konu olan malların fiyatları ile mukayese edildiğinde, artacak
ve reel etki döviz kurlarının yükselmesi olarak kendini
252
Osman Nuri Aras, “Geçiş Sürecinde Azerbaycan’da Yaşanan “Hollanda Sendromu” ve
Çözüm Önerileri”, Nesreddin Tusinin 800 İllik Yubileyine Hesr Edilmiş Republika Elmi
Konferans Materialları, Bakı, 2-3 Aprel 2001, ss.130-133.
183
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
gösterecektir. Bu da geleneksel dış ticarete konu olan alanlara
zarar verecektir. Karakteristik olarak dış ödemeler dengesi
bozulacaktır. Şöyle ki, enerji kaynakları ihracının daha sonraki
aşamada fiyatının yükselmesine bakmayarak, gelecekte enerji
kaynağı gelirlerinin artacağının beklenmesi iç tüketim ve
ithalatı en yüksek seviyeye çıkaracak, petrol sektörü dışındaki
sektörlerin ihracı ise azalacaktır.
Azerbaycan örneğine bakıldığında dış ticarete konu
olmayan sektörlerin (perakende ticaret, restoran ve otel gibi)
GSYİH içindeki payının petrol üreticisi olmayan geçiş
ülkelerininkinden çok daha hızlı büyüdüğü görülecektir253.
İkinci etkisi ise üretimde en önemli faktörlerden biri olan
işgücü-nün sektörel dağılımı yoluyla olacaktır. Gelişmekte
olan sektörde ücretlerin yükselmesi nedeniyle, sözkonusu
sektör ekonominin diğer sektörlerindeki kalifiye işgücünü
kendine doğru çekecektir. Sonuçta diğer sektörlerde kalifiye
işgücünün azalması, üretimin de aşağılara düşmesine neden
olacaktır.
Enerji sektörüne vasıflı işgücü ve araçların akımı diğer
sektörlerin gelişim potansiyelini olumsuz yönde etkileyecektir.
Petrol sektörü ile petrol dışı sektörler arasında meydana gelen
parçalanmanın artması, söz konusu sektörlerde serbest piyasa
mekanizmasının işlerliğini engelle-mektedir.
Ekonominin sadece enerji sektörüne bağımlı olması bazı
sosyo-ekonomik olumsuz sonuçlar da doğurabilecektir.
Petrol gelirlerinin ithal malları alımında harcanması,
özellikle yatırım malları yerine tüketim malları ithal edilmesi
durumunda, ülke-nin ticaret bilançosu da açık verebilecektir.
Petrol ile ilgili olmayan alanların üretim ve istihdam
düzeyinin geliştirilmesi için gerekli yatırım ikliminin
oluşturulması gerekmektedir.
Petrol fiyatlarının istikrarsızlığı bakımından hükümet
temkinli bir politika yürüterek ihtiyatlardan istifadeyi fiyatlar
253
C. B. Rosenberg and T. O. Saavalainen, “Dealing with Azerbaijan's Oil Boom”, Finance
and Development, Vol.35, No.3, Sept. 1998.
184
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yükseldiğinde arttırmalı, fiyatlar düştüğünde ise talebe göre
belirlemelidir. İhtiyat fonunun oluşturulması da amortisman
rolü görecektir.
Kısaca “Hollanda Sendromu” tabii kaynakların yoğun
artımının uygun olmayan bir siyasetle yönetilmesinin olumsuz
etkilerini ifade etmektedir. Petrol sektörü dışında ihracata
yönelik diğer sektörlere gereken önemin verilmemesi
neticesinde dengesiz bir artış meydana gelecektir. Reel döviz
kurlarının yükselmesi diğer dış ticaret konusu olan sektörlerin
rekabet kabiliyetine etki eder. Petrol sektörünün yoğun artımı
ile bağlı olarak ücret ve fiyat çekişmesi petrol dışı sektöre
oranla artabilmekte ve sonuçta emek piyasası ile fiyatlar
arasında denge bozulabilmektedir. Örneğin, Azerbaycan'da
1994 yılından itibaren reel döviz kurundaki artış, diğer
Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki artıştan daha
yüksek olmuştur.
5.2. Azerbaycan’da Hollanda Sendromu ve Ötesi
Azerbaycan’da büyük miktarda yatırıma gerek duyan
petrol
dışı
sektörlerin
yatırımlardan
yeterince
faydalanamaması söz konusudur.
İktisat politikasında, şeffaflık, ileri görüşlülük ve
kaynakların den-geli dağılımı karar almada birinci derecede
dikkate alınmalıdır ki, petrol sektörünün yoğun gelişmesinden
serbest piyasa mekanizmasına geçişte maksimum düzeyde
faydalanılabilsin.
Azerbaycan
ekonomisine
yabancı
yatırımların akımının güçlendirilmesi ve onların korunması
için her türlü şartların yerine getirilmesi ülkenin iktisat
politikasının en temel amacı olmalıdır. Bu önemli bir nokta
olarak her zaman devletin dikkat merkezinde olmalıdır.
Kısaca Azerbaycan’ın dünya ekonomisine entegre
olmasında ve ülkeye yabancı sermayenin çekilmesinde yalnız
petrol sektörüne istinat etmek yanlıştır. Ülkenin yıllık
ihracatının %90’a kadar kısmını petrol ve petrol ürünleri teşkil
etmektedir; eğer petrol anlaşmaları çerçevesinde ülkeye
getirilen üretim-teknolojik ağırlıklı ürünler dikkate alınmazsa,
185
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ithalatın yarısına yakın kısmını tarım ürünleri teşkil
etmektedir. Aslında, Azerbaycan’ın doğal-iklim ve toprak
durumu ülkede tarım ürünlerinin üretiminin artırılmasına, iç
talebin karşılanması dışında ihraç etmek için-de üretmeye
imkan vermektedir. Buna göre de petrol dışı sektörlere
yabancı sermayenin çekilmesi için gerekli şartların
oluşturulması gerekmektedir254.
Ayrıca Hollanda sendromunun ikinci boyutu olarak,
yatırımların hemen hepsinin Abşeron bölgesinde, hatta
Bakü’de, toplanması sonucu, diğer bölgelerde yabancı
sermayenin yok denecek kadar olması da Azerbaycan
ekonomisi açısından önemli bir tehlikedir. Halbuki ülkede bir
çok bölge yabancı yatırımların faaliyeti için; güçlü üretim ve
bilimsel - teknik potansiyelin yaratılması, uzman kadroların
varlığı ve teşkili, zengin biyolojik ve mineral ihtiyatların
varlığı, tüketim ve üretime dönük teknik donanım ürünlerinin
geniş bir pazara sahip olması, elve-rişli jeo-siyasi durum,
ulaşım ve coğrafi konumdaki üstünlükler ve İpek Yolu’nun
yeniden inşası gibi çok elverişli şartlara sahiptir255.
Toplanan vergilerin yaklaşık %90’ı Bakü’nün payına
düşmektedir. Nahçıvan, Gence, Mingeçevir ve Sumgayıt gibi
şehirlerde dahil olmak üzere, toplanan verilerin geriye kalan
yaklaşık % 10’u ise Azerbaycan’ın Bakü dışında kalan
şehirlerine düşmektedir. Aslında bu durum bir başka açıdan
değerlendirildiğinde, Bakü haricinde ülkenin ağır ekonomik
şartlarda olduğunu göstermektedir256.
Aslında Azerbaycan ekonomisi, iç piyasa bakımından
yeterli bir potansiyele sahiptir. Bu da üretimin çeşitli
sektörlerde artmasına zemin oluşturuyor. Ayrıca Azerbaycan’ın
zengin servetlerinin dünyada, özellikle Avrupa ülkelerinde
ekonomik gelişmenin zaruri taleplerine uygun olarak büyük
miktarda kabul görmesi, uluslararası düzeyde uzun süre
254
255
256
Mehdiyev, s.24.
Zerife Musayeva, “Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti”, Böyük İpek Yolu ve
Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.34-46; Şaulov, s.91.
Nazim İmanov, s.36.
186
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
geçerlili-ğini koruyacaktır. Ayrıca bazı ülkelerde yaşanan
ekonomik durgunluk sonucu sermayeden istifadenin sınırlı hale
gelmesi, söz konusu serma-yenin Azerbaycan ekonomisine
yöneltilmesine de imkan verebilecektir257.
Fakat
günümüzde
Azerbaycan’da
"Hollanda
Sendromu"ndan da tehlikeli durum sözkonusudur. Petrol ve
petrol gelirlerinin ihracat için-deki payı %90 civarındadır. Öte
yandan bütçe gelirlerinin ise %50’si petrol ve petrol ile ilgili
alanlardan elde edilmektedir. Böylece, bütçenin petrol
gelirlerinden petrol gelirlerinin ise dünya piyasalarındaki
konjonktüre bağlım olması “Hollanda Sendromunun” daha
ağır halini Azerbaycan için meydana çıkarmıştır.
Devlet Petrol Fonu
Azerbaycan’da yabancı şirketlerle imzalanan anlaşmalar
çerçe-vesinde üretilen petrolden elde edilen gelirler, Devlet
Petrol Fonu (DPF)’nda toplanmaktadır.
Fon, 29 Aralık 1999’da Cumhurbaşkanı Aliyev’in
çıkarttığı karar-name ile kurulmuştur. Fon’un yönetim
kuralları IMF uzmanları ile birlikte hazırlanmıştır.
DPF, petrol ve doğal gazın araştırılması, çıkarılması ve
üretiminin paylaştırılması konusunda SOCAR ile yabancı
petrol
şirketleri
arasında
yapılan
anlaşmaların
uygulanmasından ve Azerbaycan’da, özellikle Hazar’ın
Azerbaycan sektöründe petrol-doğal gaz kaynaklarının araştırılması konusunda imzalanan anlaşmaların uygulanmasından
Azerbay-can’ın elde edeceği gelirlerin toplanması amacıyla
kurulmuş olan bir fondur. Dolayısıyla Devlet Petrol Fonu’nda
toplanan paraların Azerbay-can’ın sanayi, tarım ve sosyal
yatırım alanlarında kullanılması planlaş-tırılmıştır258.
2002 yılında Fon’un hem gelirleri hem de harcamaları
artmıştır. Petrol anlaşmalarının reelleşmesi sonucunda
gelirler 1 trilyon 93 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir.
257
258
Nadirov, s.2.
Aliyev Natık, s.84.
187
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2002 yılında fonda toplanan paranın faiz gelirleri 12
milyon $ olmuştur. Bu rakamın 2003 yılında 10 milyon $
olması
beklenmektedir.
Bu
azalmanın
sebebi
Fon
harcamalarının artmasının planlaştırılması ve banka
faizlerinin düşmesidir.
Devlet Petrol Fonu her üç ayda bir gelir ve harcamaları
hakkında bilgi vermektedir. 2003 Haziran ayı itibariyle Devlet
Petrol Fonu’nda 750 milyon $ bulunmaktadır259. 2003 yılı
Devlet Petrol Fonu gelirleri içerisinde “Azeri-Çırak-Güneşli”
yataklarının işlenmesi ile ilgili anlaş-malar sonucu petrol
satışından elde edilen gelir en büyük yere sahiptir.
DPF, Karabağ’dan göç eden ailelere yapılan harcamaları
ve bazı projeleri finanse etmektedir. 2002 yılında Fon’un
harcamaları, Karabağ göçmenlerinin geçim standartlarını
yükseltmek amacıyla 189 milyar Manat, Bakü-Tiflis-Ceyhan
projesinde SOCAR’ın payının finanse edil-mesi amacıyla 242
milyar Manat olmak üzere toplam 434 milyar Manat olarak
gerçekleşmiştir260.
Elbette ideal şartlarda petrol fonundaki ihtiyatlar cari
harcamalara değil, yatırımlara yönlendirilmelidir ki,
yatırımlardan elde edilen gelir petrol fiyatları düştüğünde
açığı telafi edici olsun. Dış etkenler de petrol sektörünün
yoğun inkişafının ihtiyatla yönetilmesini gerektirmektedir.
Devlet bütçesine etkisi dikkate alınırsa, petrol fonunun bir
bölümü
petrol
üretiminin
yoğun
artışı
sonucunda
karşılaşılacak beklenmedik harcama-lara yöneltilebilecektir261.
Fondaki ihtiyatların yatırımların genişlemesine, devlet
tüketim harcamalarına veya iktisat politikasına uygun olarak
bireysel tüketimin arttırılması için vergilerin azaltılmasına
yöneltilmesinin daha uygun olduğuna öncelikle karar
verilmelidir. Petrol Fonu’nun özel sektör vasıtası ile daha
verimli kullanılacağı söylenilebilse de, ülkenin geneli
259
260
261
“Azerbaycan Dövlet Neft Fondunda 750 Milyon Dollar Var”,
http://www.525ci.com/2003/06/06/read.php?m=4&id=31, 08.086.2003.
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/15.
Azerbaycan'ın İqtisadi İcmali, Aprel-İyun 2000, s.71-72.
188
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
açısından daha çok faydanın elde edilebilmesi için, devlet
yatırımlarına öncelik verilebilir.
Yapılan düzenlemeler çerçevesinde fonda biriken gelirler
yatırım amacıyla, daha çok yüksek reytingli kredi
kuruluşlarında
depozit
olarak
bulundurulmaktadır.
Azerbaycan’da petrolden elde edilen gelirin yurtdı-şındaki
finansal kurumlarda tutulmasının yanısıra finansal kanallar
vasıtasıyla doğrudan ve dolaylı olarak dış ticarete konu
olmayan mallara harcanmamaktadır. Böylece dış ticarete
konu olan diğer alanlar için bu bakımdan ortaya çıkabilecek
birinci olumsuz etkinin ortaya çıkması
önlenmeye
262
çalışılmaktadır . İngiltere’nin Now-how Merkezi tarafından
yapılan araştırmaya göre, DPF hesaplarında 2005 yılında
1.793 milyon $ paranın birikeceği hesaplanmıştır263.
Devlet Petrol Fonu’ndaki gelirlerin tarım sektörünün
kalkınması için kullanılması gerekmekle birlikte, sadece bu
alana Fondan plasman da bulunulması, ülkenin karşı karşıya
kaldığı “Hollanda Sendromu”ndan kurtulması için yeterli
olmayacaktır. Bu problemden kurtulmak, ihraç potansiyeline
sahip sanayi alanlarının geliştirilmesine dönük politikalar
uygulamakla mümkün olabilecektir. Uygulanacak politikalarda
seçici de davranılarak, zaruri alanlara yatırımların plase
edilmesi gerekmektedir264.
Serbest Bölgelerin Kurulması
Azerbaycan’da ekonomik kalkınmaya ivme kazandıracak
ve Hol-landa Sendromunu yaşatmayacak amillerden birisi de
ticari bakımdan serbest bölgelerin kurulması olacaktır.
Özellikle petrol dışı sektörlerin gelişmesinde serbest bölgeler
önemli rol oynayacaktır
İlkin Sabiroğlu, “Neft Böhranları ve Holland Sindromu'', Azerbaycan Milli Demokratiya
Fondu Azerbaycan Bülleteni, No: 19 (139), 10 May 2001.
263
İbadoğlu, s.74.
264
Ekber Eldaroğlu, “Neft Fondunun Vesaitleri Hansı İstiqamete Yöneldilmelidir?”,
Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu, ''Azerbaycan'' Bülleteni - 25 (145), 21 İyun 2001.
262
189
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Bu gün dünyada sayısı bir hayli fazla olan serbest
bölgeler ülke-lerin dış ticaret hacmini arttırmak, ihracat ve
ithalatı kolaylaştırmak, döviz gelirlerini ve istihdam seviyesini
artırmak, sanayiinin gelişmesine ivme kazandırmak, ülkeye
gelişmiş teknolojilerin gelmesini mümkün kılmak amacıyla
kurulmaktadırlar. Serbest Bölgeler bir çok ülkenin sanayisinin
gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Örneğin, Türkiye’de 20’den fazla serbest bölge var. Serbest
bölge-ler Türkiye’de ekonomik bakımdan bölgeler arasında
dengenin sağlan-masında önemli rol oynamaktadırlar.
Sumgayıt, Lenkeran ve Nahçıvan’da serbest bölgelerin
oluşturul-ması mümkündür. Bu şehirlerde demir yolu
hatlarının varlığı, Sumgayıt ve Lenkeran’ın denize açılması,
Lenkeran ve Nahçıvan’da havaalan-larının olması ve aynı
zamanda Nahçıvan’ın birkaç ülke ile sınırlarının varlığı
serbest bölgelerin kurulması bakımından bu şehirleri elverişli
kılan amillerdir265.
265
Ekber Eldaroğlu, “Qeyri-Neft Sektorunun İnkişafında Azad İqtisadi Zonalar Mühüm Rol
Oynaya Bilerdi”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu,“Azerbaycan” Bülleteni – 30
(150), 26 İyul 2001.
190
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ALTINCI BÖLÜM
İKTİSAT POLİTİKALARI
Her bir ülkede ekonomik buhranlar ve toplumsal
değişimin farklı dönemlerinde, ekonomik gidişe devlet
müdahalesinin yoğunlaşması zorunlu olmaktadır266.
Geçiş sürecini yaşayan ülkelerde, ekonomi liberalleştikçe
devletin ekonomideki rolü, üretim sürecinde etkinlik yerine,
ekonomik ortamın elverişli hale gelmesi için gerekli
düzenleme,
planlama ve denetimleri yapma haline
dönüşmektedir. Özel işletmelerin sayısının artmasına para-lel
olarak devletin düzenleyici ve denetleyici rolü de artmaktadır.
6.1. Para Politikası
Bütün post-Sovyet ülkelerde değişim sürecinin ilk
yıllarında yüksek enflasyon müşahede edilmiştir. Fiyatlarda,
dış ticaret faaliyetle-rinde ve finans sektöründe liberalleşmeye
dönük adımların atılması, tabii olarak fiyatlar genel düzeyinde
önemli artışları beraberinde getirmiştir. Böyle bir ortamda,
tek çıkış yolu ise, para-kredi politikası araçları vasıtası ile
dolaşımda olan para miktarının seviyesini düzenlemek ve bu
yolla fiyatlar genel düzeyinde görülen artışı durdurmaktır.
Ancak burada önemli olan para miktarının fiyatlar genel
düzeyinin dışındaki ekonomik amaçlar olarak, dengeli ve
istikrarlı büyüme veya gelişmekte olan ülkeler bakımında
yüksek kalkınma düzeyinin sağlanması ve tam istihdama
varma hedefleri doğrultusunda dengeli kullanılabilmesidir.
Ülkede Merkez Bankası’nın para piyasaları üzerindeki
hakimiyeti tamdır. Merkez Bankası sıkı para politikası
uygulamaktadır.
266
Rovşen Quliyev, “Aqrar Bazarların Tenzimlenmesi Üzre Dünya Tecrübesi”, Meşveret
Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, s.39.
191
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1995 yılından itibaren mevcut hiper-enflasyonu
dizginleyebilmek için Merkez Bankası sıkı para-kredi
politikaları uygulamaya başlamıştır. 1994 yılında Manat’ın
emisyon hacmi % 500 seviyesinden 1995’te % 175’e inmiş ve
1997 yılında toplam % 28 oranında artmıştır.
1998 yılı başlarında piyasadaki para miktarı, uygulanan
sıkı para-kredi politikaları neticesinde azalmıştır. Ancak 1999
yılının ikici yarı-sından itibaren tedavüldeki para miktarı
artmaya başlamıştır. 2000 yılında dolaşımda olan nakit para
(M0) % 19,9 ve para kütlesi (M2) % 18,3 oranında artmıştır.
Para miktarındaki artış oranı ise % 33,3 düzeyinde olmuştur.
Para miktarı artışının temel nedeni döviz ile mevduatların
hacminin artması sebebiyle zorunlu ihtiyatlara olan talebin
artmasıdır. 2000 yılında ise dolaşımda olan nakit para (M0) %
11,5 ve para kütlesi (M2) % 15,7 oranında artmıştır. 2002
yılında da para miktarındaki artışa karşın GSMH’daki artış
daha fazla olmuştur.
Tablo 37. Para Arzı (Milyar Manat)
Yıl
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
M0
602.4
865.4
1170.5
926
1135.8
1349.8
1469.0
1874
M1
355.2
338.8
385.8
292.5
268.5
311.3
286.6
158.1
M2
957.6
1204.2
1556.3
1218.5
1404.3
1661.1
1755.6
2032.1
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.459.
Özellikle 1990’lı yılların ortalarından başlayarak makroekonomik temel göstergelerden olan GSMH’nın reel artış oranı
ile para arzı artış oranı arasında farkın, para miktarının
aleyhine olduğu açıkça gözükmek-tedir. 1996 yılından 2000
yılına kadar GSMH’daki artış oranı yıllar itibariyle %1.3,
%5.8, %10, %7.4 ve %11,4 olarak gerçekleşirken, M2 para arzı
hacmi 1995 yılında 957.6, 1996 yılında 1204.2, 1997’de 1556.3,
192
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1998’de 1218.5, 1999’da 1404.3 ve 2000 yılında 1661.1 milyar
Manat olmuştur. Yani, 1996-2000 yılı içerisinde yani toplam
altı yıl içerisinde GSMH artışı %36 olurken, M2 para arzı 1996
yılının biraz üzerinde olmuştur. M2 para arzı 2002 yılında ise
2032.1 milyar Manat olmuştur.
GSMH artış oranı ve para arzı artış oranı arasındaki fark
iki şekilde doldurulmaktadır: Birincisi başka bir para
biriminin fonksiyonel olarak ekonomide yer almaya başlaması,
yani para ikamesidir. İkincisi ise, ekonomide büyük sorunlar
yaratan ödemeler problemidir. Bu durum da dikkate
alındığında, milli paranın ekonomideki rolünün zayıf olduğu
dolayısıyla da yapılan reformların etkinliğini azalttığı
söylenebilir267.
1990’lı yılların ortalarında uygulanmaya başlayan ve
enflasyonun önlenmesi bakımından başarılı bir netice veren sıkı
para-kredi politikası, ne yazık ki, daha sonraki süreçte
ekonomide yatırımların hacmini ve ekonomide arz cephesi
(üretim) için gerekli olan talebin oluşması bakı-mından satın
alma gücü olarak ifade edilen dolaşımdaki para miktarının
azalması sonucunu doğurmuştur. Uygulanan sıkı para
politikası 1995-96 yıllarında hiper-enflasyonun kontrol altına
alınmasını mümkün kılarken, 1997’den sonra ise, ekonomide
olumsuz etkiler yaratmıştır. Sıkı para politikası uygulamaları
sonucu deflasyonist bir sürecin yaşanmasından, başta henüz
ayakları üzerine duramayan yerli müteşebbisler olmak üzere,
reel sektör olumsuz şekilde etkilenmiştir. Amerikan Doları’nın
sabitliğin-den faydalanan ithalatçılar, hiç bir sınırlama ile
karşılaşmadan,
ülke
piyasasını
ithal
ürünleri
ile
doldurabilmişlerdir. Dolayısıyla günümüzde Azerbaycan’da
tüketim ürünleri piyasası, hemen hemen ithal ürünlerden
oluşmaktadır. Bu ise tüketim sektöründe fiyatların daha çok
Amerikan Doları’na bağlı olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta,
dolar kurundaki değişme kendi başına hiçbir anlam ifade
etmemekte, otomatik olarak bütün tüketim malları dolarla
267
İ. Ehmedov, ss.41-42.
193
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
hesaplandığına göre, bu malların fiyatları da kurdaki değişme
oranında değişmektedir268.
Öte yandan sıkı para-kredi politikası ile talebe yönelen
kredilerin önlenmesi paralellik göstermektedir. Ancak sıkı
para-kredi politikasının üretimin arttırılmasına yönelik orta
vadeli kredilerin verilmesine engel olmaması gerekir. Gerekli
kaynağın olmaması gerekçesi ile, Milli Bank (Merkez Bankası)
tarafından bu tür kredi verilmesine imkan yaratılmaz-ken,
talep edilen teminatın devlet tarafından verilmemesi ise,
yabancı bankaların bu tür kredi vermelerinin önünü
almaktadır269.
1998-1999
yıllarında
mevcut
olan
deflasyon
hareketlerinin etkisi altında reeskont faizi seviyesi artmış ve
Mart-1999 yılında bu oran % 28’e kadar yükselmiştir. Merkez
Bankası ise mevcut reeskont oranlarını %14’ten % 10’a
düşürmüştür. 2000 yılı Mart ayında ise bu oran % 8’e
düşmüştür. Ticari Bankaların kısa müddetli kredi faiz
oranları 1999 yılı başlarında % 20 seviyesinde sabit kalmış
iken 2000 yılında bu oran % 22.2 olmuştur. Bu durum,
Azerbaycan Manatı’nın değer kaybedeceği ve enflasyon
oranında bir hareketliliğin olacağı tahminlerine sebep olmuştur. Manat ve Dolar arasında kısa ve uzun müddetli krediler
arasındaki fark Manat’ın ucuzlamaya başlamasıyla azalmaya
başlamış ancak önemli derecedeki fark kapanmamıştır. Banka
mevduatlarında Dolar özellikle tercih edilen para birimi
olmuştur270. 2002 yılında ise dolarizas-yonda belirli azalma
olmuş, toplam mevduatlar içinde döviz tevdiat hesaplarının
oranı azalmıştır.
12 yılı aşkın bir sürenin geçtiği değişim süreci sonunda,
henüz milli para birimi olarak Manat’ın paranın temel
fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediği görülmektedir.
268
269
270
İnqilab Ehmedov, “İqtisadi İslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni,
No:7(43), Oktyabr 2001, ss.43-44.
Eyyubov, s.82.
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye İle
Ekonomik İlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 13.03.2003
194
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Manat olarak fiyatı mevcut olsa bile, dolar olarak malların
değeri dikkate alınmaktadır. Bu ise, Manat’ın fonksiyonunu
teknik bir özellik taşıma ile sınırlandırmış oluyor.
Para miktarının yetersizliğinin döviz ile ikame edilmesi,
elbette ekonomi açısında büyük bir tehlikedir. Zira ikame para
ne Merkez Bankası (Milli Bank) ne de diğer hükümet
kurumları tarafından kontrol edilememektedir. Kontrol altına
alınamayan para ikamesi, para politika-sının etkinliğini
azaltmaktadır271. Merkez Bankası Doların dolaşımdaki
hacmini sınırlamak amacıyla, tek mücadele metodu olarak,
dolaşıma bırakılan miktarını sınırlama yoluna gitmektedir. Bu
ise problemi biraz daha büyültmekte, sebep yerine sonuç ile
mücadele verilmiş olmaktadır.
Kısaca yaşanan bu durum Azerbaycan’da para
politikalarına yönelik kontrol gücünün zaman içinde ortadan
kalkabileceği izlenimini vermektedir. Çözüm yolu ise;
GSMH’daki artış hızını da dikkate alarak sıkı para
politikasından belirli miktarda ödün verilmesidir.
Para ikamesi döviz hacminin, sonuçta ülkedeki mevcut
kayıt dışı ekonominin dayanak noktası olmaktadır. Dolayısıyla
kayıt dışı ekono-minin gelişmesinde para ikamesi önemli rol
oynamaktadır272.
Para hacminin yaklaşık olar %80 M0, %20 M2 terkibinde
olması ise, dolaşımda daha çok nakit paranın olduğunu ifade
etmektedir. Bu ise bankacılık sektörü ve yönetimi açısından
büyük engeller yaratmaktadır. Toplam para arzı içerisinde
nakit paranın büyük bir ağırlığa sahip olması, öncelikle
denetimden dolayısıyla vergi denetiminden uzak olma-ya
zemin hazırlamaktadır273.
271
272
273
Osman Nuri Aras, “Azerbaycan İqtisadıyyatında Ehtimal Olunan Problem: Pul Evezi”,
Azerbaycan İqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konferans Materialları, Bakı, 14-15
Mart 2002, ss.315-318.
Geniş Bilgi İçin Bkz: Osman Nuri Aras, Para Talebi Para İkamesi ve Finansal Gelişme,
Qafqaz Ünşiversitesi Yayınları, Bakü, 2000.
İnqilab Ehmedov, “İqtisadi İslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni,
No:7(43), Oktyabr 2001, ss.47-48.
195
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Kısa vadeli kredi faiz oranları 2001 yılı başında %19.53,
2002 başında %19.74 ve 2003 başında %18.17 olmuştur. Uzun
vadeli kredi faiz oranları ise 2001 yılı başında %21.60, 2002
başında %20.70 ve 2003 başında %18.86 olmuştur.
Bankalararası piyasada üç aylık kredi faiz oranları 2001 yılın
başında %20.3, 2002 başında %19.75 ve 2003 başında %19.67
olmuştur274.
2002 yılında uygulanan para kredi politikasının başlıca
amaçları, fiyatlarda ve döviz kurunda istikrarın sağlanması,
döviz rezervlerinin belirli seviyede korunması, bankacılık
sisteminin daha da iyileştirilmesi ve ekonomideki para
darlığının giderilmesi olmuştur. Milli Bank para politikası ile
ilgili önceden belirlediği hedeflere ulaşmak için kendi
kontrolünde olan araçları kullanmıştır. 2002 yılında açık
piyasa işlemle-rinin para politikasının bir aracı olması için
çaba harcanmış ve kıymetli kağıtların alınması ve satılması
işlemi bir hayli artmıştır. Milli Bank bu dönemde Manat
kurundaki istikrarı piyasaya müdahale ederek ve Manat
hacmini kontrol ederek elde etmiştir. Bu sürede Monetarist
para politika-sında meydan gelen değişiklikler de yakından
takip edilmiştir. Ayrıca özel sektörün geliştirilmesi ile ilgili
Cumhurbaşkanı kararı neticesinde de özel sektöre verilen
kredilerin faiz oranları
%10’dan
%7’ye çekil-miştir.
Azerbaycan’daki kredi faiz oranı BDT ülkeleri içinde en düşük
olanıdır.
Milli Bank’ın 2002’de de enflasyonun kabul edilebilir bir
seviyede olmasına, milli para biriminin değerinin istikrarlı
olmasına, uluslararası normlara uygun döviz rezervlerinin
elde bulundurulmasına, bankacılık sisteminin daha da
güçlendirilmesine
ve
ekonomide
monetizasyonun
gerçekleştirilmesine uygun bir para-kredi politikası yürütmesi
ile belirle-nen hedeflere ulaşılmıştır275: Döviz kurunda
274
275
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml;
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
“2002-ci İlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”,
http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 18.04.2003, “Azerbaycan Respublikası
196
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
meydana gelen değişiklikler sabit bir duruma gelmiştir.
Ekonomik büyüme oranı ise %11 olarak gerçekleşmiştir.
Uygulanan ekonomik reformların olumlu sonuçları özel
sektörü geliştirmiş ve özel sektörün GSMH’daki payı %70’i
geçmiştir. İhraç hacmi artarak 2,1 milyar $ olarak
gerçekleşmiştir. Yabancı sermaye akımı da tahmin edilenden
fazla olarak 2 milyar $ olmuştur. Bu yatırımların da 1,7
milyarını dolaysız yatırımlar oluşturmuştur. Bu döne-mde
petrol dışı sektörlere de yabancı sermayenin gitmesi için çaba
harcanmış ve neticede bir önceki yıla göre petrol dışı sektöre
yabancı sermaye akımı %90,4 artarak 9 trilyon Manat
olmuştur. Ülkenin döviz rezervi de artarak 1,3 milyar $’a
ulaşmıştır. Bu rezervlerin 110 milyon $’ı dış borç ödemesi ve
Bakü-Tiflis-Ceyhan
boru
hattının
sponsorluğu
için
harcanmıştır.
2002 yılında uygulanan para kredi politikasının 2003
yılında da devam ettirilmesi hedeflenmiştir: Milli Bank 2003
yılında da ekonomi-deki hızlı büyümeye, makroekonomik
istikrarın sağlanılmasına ve sağlam makroekonomik idare
etmenin oluşmasına yardımcı olacak para kredi politikası
uygulamayı planlamaktadır. Özellikle de enflasyon ora-nının
%2,5 olarak gerçekleşmesi 2003 yılında beklenen hedeflerden
en önemlisidir. Bu dönemde para miktarının %18-20 arasında
artırılması da planlanmaktadır. Özellikle petrol ve yabancı
sermaye vasıtasıyla ülkeye girecek paraların döviz kuruna
olumsuz etkilerini minimuma indirmek için önlemler alınması
düşünülmektedir.
Yukarıda söylenen amaçlara ulaşmak için Milli Bank
kredi politi-kası, faiz politikası, kanuni karşılık oranı, açık
piyasa işlemleri ve döviz piyasasına müdahale gibi para-kredi
politikası vasıtalarını başarı ile kullanmayı hedeflemektedir.
Para politikası kararlarının temel problemi, ne kadar
garip gelse de, Manat’ın gerektiğinden fazla güçlü bir
Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca İstiqametleri Barede
Beyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003.
197
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
konumda olmasıdır. Sonuçta yerli üretimin aleyhine olacak
şekilde, ithalat ihracata göre cazip hale gelmektedir. Olması
gereken ise, Manat’ın değerini tedrici olarak düşür-mektir276.
6.2. Maliye Politikası
Azerbaycan’da Karabağ savaşı ile ilgili ateşkesin ilanı ve
siyasal istikrarın sağlanması ile birlikte ekonomik istikrarı
sağlamaya yönelik politikalar da uygulanmaya başlamıştır. Bu
çerçevede bir vergi reformu uygulamaya konulmuştur. KDV
uygulaması başlatılmış, ham petrol üretimine %25 oranında
vergi getirilmiştir.
1991-94 yılları arasında Ermenistan ile yaşanan savaşın
kamu maliyesi üzerinde yarattığı olumsuzluk büyük olmuştur.
Bu dönemde kamu harcamalarının GSMH’ya oranı %55’e,
kamu finansman açıkla-rının GSMH’ya oranı %15’lere kadar
yükselmiştir. Bir taraftan, petrol ve özelleştirme gelirleri
kamu açıklarının finansmanında kullanılmaya devam
ederken, diğer taraftan kamu gelirlerini artırıcı, giderleri
azaltıcı tedbirler de uygulanmaya çalışılmıştır. 1999 yılında
kamu finansman açığının GSMH’ya oranı %5.4’e yükselmesine
karşın alınan tedbirlerle bu oranın daha düşük seviyede
tutulması amaçlanmıştır.
IMF destekli maliye politikaları çerçevesinde kamu
harcamala-rının azaltılması hedeflenmiş ve bu yolla bütçe
açığının kontrol altına alınması amaçlanmıştır. Uygulamaya
konan sıkı para politikasıyla temelde düşük enflasyon
düzeyinin sürdürülmesi ve komşu ülkelerdeki krizlerden en az
etkilenilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla sıkı bir likidite
yönetimi uygulanarak, Manat’a olan güvenin yeniden
sağlanmasına çalışılmıştır. Böylelikle reel ve nominal faizlerin
düşürülmesi amaçlan-mıştır.
IMF destekli sıkı maliye politikaları neticesinde kamu
harcama-larında yaşanan azalmalara rağmen, kamu
276
Nazim İmanov, s.28.
198
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
gelirlerinde de gerçekleşen düşüşler, kamu finansman açığının
kapatılmasında dış kaynak kullanı-mının artmasına yol
açmıştır. Bununla birlikte bütçe açığının finanse edilmesinde
özelleştirmeden277 elde edilen gelir ve diğer benzeri iç
kaynaklardan da yararlanılmıştır. 2000 yılına gelindiğinde
devlet gelir-leri içerisinde en önemi gelir kaynağını KDV
gelirleri oluşturmuştur.
Reform uygulamaları kapsamında vergi gelirlerini
artırıcı, vergi otoritelerini güçlendirici tedbirler uygulamaya
konulmuştur. Son yıllarda görülen kamu harcamalarındaki
artışlar ücretler, sosyal transferler ile sermaye stokunu
artıran yatırımlarda görülen artışlardan kaynaklanmak-tadır.
Kamu harcamaları içinde eğitime ayrılan pay değişmezken,
sağlık hizmetlerine ayrılan pay 1995-1999 döneminde %1
oranında azalmıştır. Hükümet bu yolla kamu finansman
dengesinde iyileşme sağlamaya çalışmaktadır.
Azerbaycan’da vergi sistemi ülke Anayasası ve diğer
kanuni düzenlemelerle belirlenmiştir. Söz konusu hukuki
düzenlemelere göre de verginin belirlenmesi ve tahsil edilmesi
uygulanmaktadır. Özellikle son yıllarda bütçe gelirlerinin
büyük bir kısmının vergilerden oluşması bu konunun önemini
artırmaktadır. Bu bakımdan da vergi ile ilgili kurum-ların
önemi de her geçen gün artmaktadır. Bu kurumların en
önemlisi olan Vergi Bakanlığı 1990 yılında Maliye Bakanlığı
terkibinde kurul-muş, 1991 yılında bağımsız vergi müfettişliği,
2000 yılında da Cumhurbaşkanın kararı ile Bakanlık
olmuştur. Bundan sonra da bu bakanlığın diğer bölümleri
oluşturulmuştur. Ayrıca farklı bölgelerde de vergi şubeleri
açılmıştır.
277
Azerbaycanda küçük ve orta ölçekli devlet kuruluş ve teşkilatlarının özelleştirilmesi
tamamlanmış ermiş, büyük ölçekli devlet kuruluşlarının özelleştirme sürecine ise
başlanmıştır. Aynı zamanda, halen devlet mülkiyetinde olan petrol-dışı sektörlere ait
kuruluşlarda verimli yapısal değişiklikler yapılmamış, ülkede büyük potansiyele sahip
fabrikalar olmasına rağmen Azerbaycan’ın sanayi potansiyeli bir hayli zayıflamıştır.
Ayrıntılı bilgi için bkz: Zenfira Nesirova, Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra
Azerbaycan’da Ekonomik Gelişme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2002, ss.79-80.
199
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Genel olarak ülkede üç tür vergi vardır. Bunlar devlet
vergileri, özerk cumhuriyet vergisi ve yerel vergilerdir. Vergi
alınması ise iki türlü hayata geçirilmektedir. Birincisi direk
kaynaktan alınır, diğeri ise beyanname esasına göre
gerçekleştirilir. 9 çeşit devlet vergisi, 8 çeşit özerk cumhuriyet
vergisi (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne aittir), 4 çeşit de yerel
(belediye) vergisi vardır. Belirli insanların ise gelir vergisinden
ya muafiyeti ya da bazı indirimleri vardır. Bütün bunlarla
beraber vergi sisteminde de devamlı olarak gelişme ve değişim
sürecine devam edilerek vergi sisteminin gelişmiş ülkelerin
sistemine göre kurulması planlanmaktadır.
Kamu sektöründe kurumsal yapıyı güçlendirmek
amacıyla birçok yeni düzenlemeye gidilmesine karşın, kamu
sektörünün halen etkin bir şekilde çalıştığını söylemek
mümkün değildir. Vergi Kanunları yenilenirken, vergi
otoriteleri güçlendirilmeye çalışılmıştır. 2000 yılı içerisinde
KDV’de, Kurumlar Vergisi’nde, Sosyal Güvenlik Fonuna
işverenlerden kesilen primlerde indirimlere gidilerek kamu
gelirleri artırılmaya çalışılmıştır. IMF ile yapılan anlaşma
kapsamında
kamu
harcamaları
disipline
edilmeye
çalışılmaktadır.
Kamu sektöründeki düşük ücret aşırı istihdam politikası
terk edilerek, performans kriterine dayalı bir kamu personel
yönetmeliği hazırlıkları Dünya Bankası’nın desteğiyle devam
etmektedir. Ayrıca Bakanlar Kurulu da dahil olmak üzere bir
çok bakanlıkta, kamu sektörünü bütünüyle yeniden
yapılandırmayı öngören bir yapısal reform çalışması ile yargı
gücünü ve bağımsızlığını artıracak çalışmalara da devam
edilmektedir. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla alt yapı ve
işletmelerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin endekslerde
yükselme beklenmelidir278.
Tablo 41. Mali Göstergeler (GSMH’nın %’si)
278
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 13.03.2003
200
Dr. Osman Nuri Aras
Yıl
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Kamu
Harcamaları
41.2
36.4
20.1
17.6
18.6
15.4
17.3
16.2
15.2
15.7
Kamu
Gelirleri
34.1
26.9
14.9
14.7
16.2
13.6
14.9
15.2
14.8
15.3
Kamu
Dengesi
-7.1
-9.4
-5.2
-2.9
-2.4
-1.8
-2.4
-1.0
-0.4
-0.36
Dış Borçlar
4.0
6.7
12.4
13.6
15.8
15.7
15.8
21.9
21.9
22.5
Uygulanan politikanın en önemli amaçlarından biri ise
piyasayı canlandırarak petrol sektörü dışındaki sahalarında
gelişmesini sağlamak-tır. Yoksulluğun azaltılması ve reel
ekonominin canlandırılması da önemli hedeflerdendir. Mali
politikaların hızlandırılması küçük ve orta ölçekli işletmelerin
mali durumlarına olumlu etki gösterecektir.
6.3. Döviz Kuru Politikası
Azerbaycan Manat’ı, artan enflasyon hızının da etkisiyle,
dolaşı-ma çıktığı 1992’den, tek para birimi olarak kabul
edildiği 1994 yılına kadar keskin bir şekilde değer kaybetmiş
ve özellikle de 1994 yılında aşırı dalgalanmalar söz konusu
olmuştur.
1995
yılından
itibaren
uygulamaya
konan
makroekonomik istikrar politikaları ve izlenen kontrollü
dalgalanan kur politikası neticesinde gerçekleşen sermaye
girişleriyle, para arzı kontrol altında tutularak, fiyatların daha
da yükselmesi önlenmeye çalışılmış, ancak Manat’ın dolar
karşısında nominal değeri de yükselmeye başlamıştır. Bu
yıldan itibaren Milli Bank döviz kuru politikasını
değiştirmemiş ve 1998 yılına kadar Manat nominal ve reel
olarak değerlenmiştir. Bu değer kazan-manın altında fiyat
istikrarının sağlanmasının yanı sıra petrol sektörüne gelen
yabancı sermayenin önemli etkisi vardır. 1998 krizinin de
etkisiyle ve ihracatta ortaya çıkan gerilmelerin zorlamasıyla,
201
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1999 yılının ortala-rından itibaren dalgalı kur rejimine
geçilmiş, ulusal para biriminin dolar karşısında değeri
düşürülerek ihraç ürünlerinde rekabet üstünlüğü kazanılmaya
çalışılmıştır. 1999 yılında dalgalı kur rejimine geçişle bera-ber
Manat dolar karşısında değer kaybetmeye başlamış ve bu
durum ihracata yansımıştır.
Manat’ın dolar karşısındaki değer kaybı 1999 ve 2000
yıllarında da sürmüştür. Geleneksel olarak Azerbaycan önemli
ölçüde dış ticarete bağımlı bir ülke konumundadır. Dış
ticaretteki rekabet gücü ise fiyat avantajlarına dayanmaktadır
Özellikle uygulanan kur politikaları bu noktada önemli hale
gelmektedir. Diğer taraftan en önemli ihracat kalemi olan
petrol ve petrol ürünleri, özellikle petrol konsorsiyumlarının
yeni petrol yataklarını kullanmaya başlamasıyla birlikte
önemli artışlar göstermiştir279.
Kur politikası çerçevesinde 2003 yılı itibari ile Manatın
değerinin fazla değişmeyeceği belirtilmektedir280. Bakü-TiflisCeyhan projesinin hayata geçirilmesi ile ilgili döviz
rezervlerinin harcanacak olmasına ve önemli dış borç
ödemelerinin olmasına bakmayarak 2003 yılı için Milli Bank
döviz rezervlerini aynı seviyede korumayı hedeflemektedir.
279
280
Nesirova, ss. 54-77.
“Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca
İstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml,
18.04.2003.
202
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
YEDİNCİ BÖLÜM
AZERBAYCAN’IN DÜNYA EKONOMİSİNE
ENTEGRASYON SÜRECİ
20. yüzyılın sonlarında siyasi bağımsızlığını yeniden elde
eden Azerbaycan yöneticilerinin ekonomik alandaki önemli
görevlerinden biri de ülke ekonomisinin dünya ekonomisine
entegre olmasının temin edilmesi olmuştur.
Uluslararası ekonomik entegrasyon dış ticaret,
sermayenin ulus-lararası dolaşımı, işgücünün uluslararası
dolaşımı, uluslararası ekonomik kuruluşlara üyelik, bölgesel
ekonomik birliklere katılım şeklinde gerçek-leşmektedir.
Dış ekonomik ilişkiler, her devletin dünya ülkeleri
arasında yerini ve nüfuzunu belirleyen faktörlerdendir. Bu
ilişkilerin sağlam temeller üzerine kurulması ve genişlemesi
bağımsızlığını yeni kazanan ülkeler açısından özellikle büyük
önem arz etmektedir.
Azerbaycan'da dış ekonomik ilişkiler, uzun süre "demir
perde-lerle" çevrilmiş Sovyetler Birliği döneminde ekonominin
bağımsız bir alanı gibi mevcut olmamıştır. Merkezin izni
olmadan dış dünyayla bağlantı kuramayan ülke, bağımsızlık
sonrası yeni bir sistem oluşturma sürecine girmiştir.
Azerbaycan ekonomisinin geçmiş birlikten miras kalan
yapısı, bağımsız bir ülkenin milli ekonomisinin taleplerine
cevap vermemesinin yanı sıra, dünya ekonomisine uygun bir
şekilde entegre olunmasına, ülkenin ekonomik bağımsızlığının
temin olunmasına da imkan verme-mekteydi.
Özellikle Haydar Aliyev’in Cumhurbaşkanı olmasından
sonra hassas denge politikaları çerçevesinde Azerbaycan’ın
uluslararası ilişkile-rini şekillendirdiği ve ekonomisinin dünya
ekonomisine entegrasyonunun başladığı görülmektedir.
Coğrafi bakımdan Azerbaycan'ın elverişli olması, büyük
enerji tesisleri, petrol ve petrol ekipmanları sanayii, kimya,
elektronik ve şarapçılık sanayii, ulaştırma altyapısı ve
203
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
hammadde kaynaklarının zenginliğine rağmen teknoloji
potansiyelinin zayıflığı, üretimin yeterli düzeyde olmaması,
ucuz işgücü gibi faktörler dış ekonomik ilişkiler sistemini
yönlendiren esas etkenler olmuştur.
7.1. Entegrasyon Düzeyi
Bağımsızlığının ilk yıllarında sadece BDT ülkeleri ile
yoğun olan ilişkiler, zamanla diğer yabancı ülkeleri de
kapsamış ve günümüzde ticari anlaşmalar, yabancı yatırımlar
ve uluslararası finans kuruluşların-dan alınan kredilerle
birlikte gelişmekte olan bir sistem haline dönüş-müştür. Bu
sistemin yönetimi, ilgili devlet kurumları (Ticaret Bakanlığı'na dönüştürülen Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı, Devlet
Gümrük Komitesi, Ekonomi Bakanlığı'na bağlı Yabancı
Yatırımlar Müdürlüğü, Bakanlar Kurulu bünyesindeki Dış
Kredi ve Yardımlar Ajansı) tarafın-dan gerçekleştirilmektedir.
Azerbaycan’ın liberal ekonomi modeline geçmesi ile
ülkenin iç piyasasının dünya piyasalarının bir parçası
durumuna çevrilme süreci, dış ticaretini liberalleştirme
yolunda ciddi mevzuat değişiklikleri ile hızla devam
etmektedir.
Dünya ekonomisine entegrasyon sürecinde önemli bir
mesafe aldığına gösterge olacak şekilde 2002 yılında
Azerbaycan, 128 ülke ile ekonomik ilişkiler kurmuştur. Ancak
işletmelerin dünya piyasalarında rekabet edebilecek durumda
üretim yapamamaları Azerbaycan’ın hazır ürün ihraç etmekle
entegre imkanlarını kısıtlamaktadır.
Amerikalı ve Avrupalı şirketlerin Azerbaycan’daki
yatırımlarının artmasıyla bu ülkelere Azerbaycan’la olan
ilişkilerini geliştirmişlerdir.
1996 yılının Nisan ayında, Avrupa Birliği ve Azerbaycan
1999 yılında yürürlüğe giren Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmasını
imzalamış-lardır. Avrupa Birliği ülkeleri içinden özellikle
İngiltere, Azerbaycan’da faaliyet gösteren petrol şirketleri
204
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
nedeniyle diplomatik ilişkilerini güçlendirmeyi tercih
etmektedir.
Azerbaycan, Avrupa Birliği’nin Kafkasya’da en büyük
ticari ilişki içinde olduğu ülkedir. Bu ticari ilişkinin en temel
ürünleri ise petrol, doğal gaz ve pamuktur. 1993’den itibaren
Azerbaycan’ın Avrupa Birliği ile toplam ticaret hacmi artış
kaydetmektedir281.
Yeniden inşası için geniş çapta çalışmaların yapıldığı
İpek Yolu, jeo-siyasi önemi ile birlikte yeniden inşasında yer
alan ülkelerin ekonomik kalkınmasına olumlu etki edecektir.
İpek Yolu, Doğu ile Batı arasında köprü olmakla Azerbaycan
ürünlerinin satış piyasasının genişlemesine, iç piyasanın
güven altına alınmasına ve gelir seviyesinin yükselmesine etki
edecektir. Bu yolun yeniden inşasında Avrupa Birliği-nin
yardımı ile hayat geçirilen “TRACECA” Projesi özel rol
oynamak-tadır282.
TRACECA, mevcut yollara yenilerinin ilave edilmesi ile,
Avru-pa’dan Karadeniz ve Kafkas vasıtası ile Orta Asya’ya en
hızlı ve en az maliyetli çift yönlü yolun yapılması amacını
gütmektedir.
İpek Yolu’nun yeniden faaliyete geçirilmesi amacıyla
1991 yılında Avrupa Birliği’nin TACIS programı ile ilk adım
atıldı.
1993 yılının Mayıs ayında Brüksel’de Azerbaycan,
Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan,
Türkmenistan ve Özbe-kistan’ın ekonomi ve ulaşım
bakanlarının katılımında da ele alınan Büyük İpek Yolu
Projesi çerçevesinde yüzyılın en büyük ulaşım ve nakliyat
anlaşması 1998 yılında Bakü’de imzalandı.
281
282
Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa İttifaqı İle Münasibetleri”,
Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, s.20.
Sahile Allahverdiyeva, “Bakı Deniz Limanının Böyük İpek Yolunun Berpasında Ehemmiyeti”, Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.10-12; R. T. Hesenov,
“Azerbaycan İqtisadiyyatının İnkişaf Stratejiyasının Perspektivleri”, Azerbaycan İqtisadi
İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası
İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.10-11.
205
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan’ın yanı sıra, Türkiye, Gürcistan, Özbekistan,
Moldo-va, Kırgızistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan
cumhurbaşkanlarının
katıldığı
konferansta
Avrupa–
Kafkasya–Asya Koridoru’ndaki uluslara-rası taşımacılığın
geliştirilmesine ilişkin birçok anlaşma imzalandı.
Avrupa Birliği’nin 1991 yılında aldığı kararla Bağımsız
Devletler Topluluğu ülkelerine teknik yardım programı
(TACIS) çerçevesinde destek verdiği zirveye Avrupa ve Asya
ülkelerinin de içinde bulunduğu 32 ülkenin temsilcileri katıldı.
32 ülkenin yanı sıra 12 uluslararası teşkilattan 150
temsilcinin katıldığı TRACECA (Büyük İpek Yolu’nun yeniden
hayata geçirilmesi) konferansı sonunda imzalanan anlaşmayla
İngiltere’den başlayarak Japonya’ya kadar uzanan yeni ulaşım
koridoru resmen uygulanmaya kondu.
Konferansın sonunda Bakü Deklarasyonu adı altında bir
belgeye de taraflar imza attılar. Katılımcı ülkelerin iyi
ilişkilerinin geliştiril-mesinin önemine dikkat çekilen belgede
Avrupa - Karadeniz - Kafkasya - Hazar Denizi - Asya arasında
kurulacak ulaşım hattının 7 Mayıs 1993 tarihinde Brüksel’de
varılan anlaşma çerçevesinde olacağı vurgulandı. Belgede şu
maddelere yer verildi283:
“Zirveye katılan tüm ülkeler Brüksel beyannamesinde yer
alan esaslara aynen uyacaklarını beyan ederler. Avrupa
Birliği’nin TRACECA’-nın uygulanmaya konulması için
yaptıkları çalışmalar takdire şayandır.
TRACECA’nın
uygulanmaya konulmasının bölge huzur ve güveninin
sağlanmasına katkıda bulunacağı aşikardır. Taraflar İpek
Yolu’nun hayata geçirilmesiyle Karadeniz ve Hazar
limanlarından daha kolay şekilde istifa edeceklerdir. Bölgedeki
ekolojik dengeler gözetilerek, taraflar yapacakları taşımacılıkta
bölgenin ekolojik dengesine zarar vermemek için azami gayret
göstereceklerdir. Bu programla büyük işbirliklerinin doğacağını
ümit edilerek BM, KEİB ve ECO ile daha çerçeveli
işbirliklerinin geliş-tirilmesine karar verildi. Projenin tam
283
http://www.turan.tc/haber/ipek.html 18.03.2003; Zaman Gazetesi, 9 Eylül 1998.
206
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olarak uygulanabilmesi için ilgili ülkeler gerekli tüm hukuki
düzenlemeleri en kısa sürede yapacaklardır.
Hükümetlerarası bir komisyon ve bu komisyonun işlerini
yürüt-mesi için bir genel sekreterlik kurulması sağlanacak.
TRACECA ile gerek Avrupa Birliği ülkeleriyle ve gerekse
diğer ülkelerle koordinasyon daha rahat sağlanacaktır.
TRACECA çerçevesinde yeni kara ve demiryollarının
yapılması sağlanacak.”
Globalleşme ve uluslararası ekonomik ilişkilerin gelişim
süreci özellikle ulaşım sektörünün yeniden gözden
geçirilmesini gerekli kıl-maktadır. Şöyle ki, dünya
ekonomisinin gelişimine ilişkin değerlendir-melere ve
tahminlere göre, 21. yüzyılda ekonomik ilişkiler Avrupa-Asya
hattında yoğunlaşacaktır. Bu bölgede elverişli transit geçişi
sağlamaya dönük “İpek Yolu”nun coğrafi konumundan tam
olarak faydalanılması gerekmektedir284.
Zira, uluslararası finans kurumlarının TRACECA
programını desteklemeleri, projede iştirakçi olan ülkelerin
sayısı, ulaşım korido-runun geçtiği bölgenin tabii hammadde
ihtiyatları ile zengin olması ve TRACECA yolunun
uzunluğunun diğer yollara göre merkezi Asya ve dünya
pazarları ile ilgili limanlar arasında en kısa (6500 km) ve
potan-siyel olarak hızlı yol olması bu yolu öne çıkaran olumlu
yönleridir285.
7.2. Uluslararası Ekonomik Kurumlarla İlişkiler
Azerbaycan'ın dış ekonomik ilişkiler sisteminde yeni olan
husus-lardan biri de bazı uluslararası ekonomik örgütlere
284
285
A.A. Salmanov, “Azerbaycan Neqliyyat Tranzit Potensialı-İqtisadi Elaqeleri Stimullaş-dıran
Amil Kimi”, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi İslahatlar Merkezi,
Bakı, 2001, s.54; Natiq Elesgerov, “Tarixi İpek Yolu ve Azerbaycan Neft Senayesi Müasir
Merhelede”, Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.32-33.
Vüqar Dergahov, “Neft Siyaseti ve İpek Yolunun Xarici Turizmin İnkişafında Rolu”,
Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.21-24; Rehime
Nureliyeva, “Azerbaycan İqtisadiyyatında Böyük pek Yolunun Rolu ve Ehemmiyeti”,
Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, s.50; Salmanov, s.56.
207
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
üyelik ve bunlardan alınan kredilerdir. Dış ekonomik ilişkiler
sisteminin esasını ise, Azer-baycan'ın dış ticaret rejimi
oluşturmaktadır.
Azerbaycan’ın üyesi olduğu ekonomik kuruluşlar
şunlardır:
Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası
(IBRD), Uluslararası Para Fonu (IMF), Karadeniz Ekonomik
İşbirliği (BSEC), CCC, CE (gözlemci), Göçmen Çalışmaları
Merkezi (CIS), Avrupa Atlantik Ortaklık Konseyi (EAPC),
Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (EBRD),
Avrupa İktisat Komisyonu ECE, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(ECO), Asya ve Pasifik Ekonomi ve Sosyal Komisyonu (ESCAP),
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO), Uluslararası
Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO), ICRM, IDA, İslam
Kalkınma Bankası (IDB), Uluslararası Tarım Kalkınma Fonu
(IFAD), IFC, IFRCS, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), IMO,
Intelsat, Interpol, IOC, ITU, NAM (gözlemci), OIC, Birleşmiş
Milletler (BM), BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı UNCTAD,
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu
(UNESCO), Endüstriyel Kalkınma Örgütü (UNIDO), Dünya
Sağlık Teşkilatı (WHO), Dünya Ticaret Örgütü (WTO-gözlemci).
Azerbaycan,
ülke
içi
finansman
kaynaklarının
sınırlılığından, ülkenin üretim ve sosyal yapısının yeniden
yapılanmasında uluslararası finansal kuruluşların geniş
finansal imkanlarından maksimum düzeyde faydalanmayı
dikkate alarak, bu kuruluşlarla işbirliğine gitmiştir. Azerbaycan'a kredi veren kuruluşların başında Avrupa Birliği
(TACIS, TRACECA, INOGATE), IMF, Dünya Bankası (IBRD),
ABD İhracat ve İthalat Bankası, Uluslararası Kalkınma
Örgütü, Avrupa Yeniden Yapı-lanma Kalkınma Bankası
(EBRD), Türk Eximbank, İslam Kalkınma Bankası (IsDB),
Japonya Uluslararası İşbirliği Bankası, Karadeniz Ticaret ve
Kalkınma Bankası (BSTDB), Uluslararası Finansman Şirketi
(IFC), Kreditanstalt fur Wiederaufbau (KfW, Almanya)
gelmektedir. Garanti bakımından sermaye riskinin azaltılması
yolunda çalışan Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) da
208
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’da faaliyette bulunmak-tadır. Bu kuruluşlar
tarafından açılan krediler, pazar ekonomisine geçişi
kolaylaştırmak amacıyla açılan proje kredileridir. Dış kredi
almasının yanı sıra Azerbaycan’a uluslararası kuruluşlar
tarafından yapılan yardımlar da önemli boyutlara ulaşmıştır.
Bunların içinde, Avrupa Birliği tarafından yapılan yardımların
özel bir yeri bulunmaktadır286.
Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD),
Azerbay-can’a 1994-2002 yılları arasında 22 farklı proje için
339.620.000 Euro’su doğrudan yatırım, 18.605.000 Euro’su
bölgesel yatırım olmak üzere, toplam 358.225.000 Euro kredi
vermiştir287.
EBRD, aktif olarak, Azerbaycan’daki petrol, taşımacılık,
banka sektörü gibi alanların gelişmesine destek vermektedir.
Bu ise Azerbay-can’da petrol dışı sektörlerin gelişmesini
sağlamaktadır.
Ülkede
sermaye
yatırımı
ortamını
oluşturabilmek için, EBRD, özellikle küçük ve orta çaplı
işletmelere, özel sektöre yardım etmektedir. Banka ayrıca
Azerbay-can’da petrol ve doğalgaz sektörüne yaptığı
yardımları da devam ettir-mektedir.
Asya Kalkınma Bankası (ADB) da 2003-2004 yıllarında,
“Yoksul-luğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet
Programı” çerçevesinde, Azerbaycan’a 180 milyon $ hacminde
kredi verecektir. 2001 yılından Azerbaycan’da faaliyete
başlayan (ADB), çalışmalarını özellikle halkın mal ve hizmet
ihtiyacının sağlanması ve özel sektörün gelişmesi için çevrenin
ve iş yerlerinin oluşturulması yönünde yoğunlaştırmıştır.
Azerbaycan 1992’den beri IsDB’sının üyesidir. Altyapı
sermaye-sine yardımın yanında IsDB mültecilere ve sosyal ve
özel sektörlere 1,2 milyon $ değerinde yardımda bulunmuştur.
286
287
Nail Feteliyev-Rafiq Ehmedov, “Beynelxalq Maliyye-Kredit Qurumları ve Onların
Azerbaycan Respublikası İle Elaqeleri Haqqında”, Meşveret Bülleteni, No:10(46),
Yanvar-2002, s.26. ss.24-43; Fuad Hüseynov,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/azerbaycan.htm, 09.02.2002.
http://www.ebrd.org/country/index.htm. 10.04.2003.
209
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan, 1997 yılında BSTDB’nin üyesi olmuştur.
Örgüt Azerbaycan’da çalışmalarını genel olarak; petrol-dışı
sektörlerde uygu-lanan projelere, özel müesseselerin yeniden
yapılanması ve gelişmesine yardım etmek amacıyla finansal
yardımda bulunmak üzere yoğunlaş-tırmıştır. BSTDB,
telekomünikasyon, taşımacılık, üretim, tarım ile bağlı
projelerin finanse edilmesini öngörmektedir.
Dünya Bankası Grubunun üyesi olarak MIGA,
gelişmekte olan ülkelerde siyasi risk faktörünün azaltılması
amacıyla yabancı sermaye-darlara yardım yapmaktadır.
MIGA, Azerbaycan’da çalışan yabancı şirketlere yardım olarak
altı kez değeri 77.1 milyon $ olan garanti sağlamıştır. İlk
garanti Baku’deki Coca-Cola fabrikasına 18.3 milyon $
sermaye yatıran Türkiye’nin Efes şirketine verilmiştir. İkinci
garanti Türkiye’den Koçbank’a 2.7 milyon $ sermayesine
verilmiştir. Ayrıca Almanya’nın Bank Kreiss AG, Türkiye’nin
Pamukbank ve Azertel şirketlerine, onların Azercell şirketine
ve Azerbaycan’ın dijital bağlantı sektörlerine sermayeleri için
garanti verilmiştir.
MIGA Şubat-2003 tarihinde ise un değirmenin
genişletilmesi ve modernleştirilmesi için Türkiye’den Fataoğlu
Gıda Sanayii ve Ticaret Şirketi’ne 529.920 $ değerinde garanti
vermiştir. Bu sermaye yatırımları mülkiyet haklarının
geçirilmesi ile bağlı kısıtlamalar, özel mülkiyetin zorunlu
müsaderesi, savaş ve çatışmaları da içermekle politik risklere
karşı sigortalanmışlar.
IFC’nin stratejisi finansal sektörün güçlenmesi, küçük
çaplı işlet-melerin çoğalması, ülkenin sanayii ve ziraat
sektörüne yardımın artışı, finansal yardımın enerji sektörü
dışında olan alanlara da yatırılması ve enerji sektörüne olan
yatırımlara
yardımda
bulunması
gibi
hedeflere
uygulanmaktadır. IFC’nin 2000-2001 yılları içinde genel
sermaye yatırı-mı, yaklaşık olarak 55 milyon $’ı bulmaktadır.
Azerbaycan’ın piyasa mekanizmasına geçişini ve
ekonomik
istik-rarı
sağlamaya
yönelik
çalışmalarını
uluslararası kuruluşlar da destekle-mektedir. Bu çerçevede,
210
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan ve IMF arasında makroekonomik gelişmeyi
desteklemek ve ülkeyi petrol gelirlerine hazırlamak amacıyla
yardım anlaşmaları imzalanmıştır.
Roma’da Aralık-1990’da yapılan AB Zirve toplantısında,
eski SSCB ülkelerini ekonomik reformlar konusunda
desteklemek üzere TACIS teknik yardım programı
benimsendi. Programın en önemli özelliği AB’nin BDT
ülkeleriyle mali işbirliğinin temel aracı olması ve Program,
Partnerlik İşbirliği Anlaşmalarının uygulanmasına yardımcı
olma fonksiyonunun üstlenmesidir.
Avrupa Birliği TACIS programı vasıtasıyla Avrupa’dan
Azerbay-can’a yeni teknolojiler getiren projeleri finanse
ederek, Azerbaycan’da serbest piyasa ekonomisi ve demokratik
toplum yapısının oluşumunu teşvik etmektedir. TACIS
programı çerçevesinde finansmana ihtiyaç duyulan sektörler
belirlenmesi için, Avrupa Komisyonu ve Azerbaycan hükümeti
ve diğer teşkilatlar birlikte faaliyet göstermektedirler. Azerbaycan’ın altyapı sistemini teşkil eden köprü ve yolların
yeniden yapılmasında büyük rol oynayan TACIS ulaşım ve
haberleşme altyapısının yeniden yapılanmasına yardım
etmektedir. TACIS küçük ve orta işletmeciliğin artması
amacıyla
eğitim
programları
düzenlemekte,
enerji
sanayisindeki üretim sonucunda ortaya çıkan çevre kirliliğinin
ve genel ekolojik problemlerin çözümü ve Azerbaycan’ın
önemli sanayi bölgelerine enerjinin paylaşımı yöntemleri üzere
görüş bildirmekte, Hazar bölgesi ve Orta Asya’dan Avrupa
piyasalarına enerji kaynak-larının nakli ile ilgili alternatif
güzergahların belirlenmesinde yardımcı olmaktadır288.
Petrol ve Gazın Avrupa’ya Uluslararası Nakli Projesi
(Interstate Oil and Gas Trasport to Europe- INOGATE) ise
AB’nin eski SSCB için öngördüğü teknik yardım çerçevesinde
esas bölgesel program olarak gerçekleştirilmektedir. Projenin
hedefleri arasında bölgesel gaz ulaştır-ma sisteminin, petrol ve
288
Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa İttifaqı İle Münasibetleri”,
Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, ss.21-25.
211
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
petrol ürünlerinin nakli sistemlerinin yeniden yapılanması,
geliştirilmesi ve Avrupa pazarlarına enerji kaynaklarının
nakli için alternatif yolların belirlenmesi yer almaktadır.
INOGATE projesinde Azerbaycan, Kazakistan ve
Türkmenistan’-ın enerji kaynaklarına önemli yer ayrılmıştır.
Bu çerçevede hem mevzuat hem de teknik konularda
yardımlarda bulunulmuştur. 8 Aralık 1998’de Brüksel’de
INOGATE Programına katılan ülkelerin toplantısı yapılmış ve
hem Bakü-Supsa hem de Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru
hatlarını destekleyici kararlar alınmıştır289.
Uluslararası Kalkınma Teşkilatı, Avrupa Yeniden
Yapılanma ve Kalkınma Bankası290, Japonya Uluslararası
Ekonomik İşbirliği Fonu gibi diğer uluslararası finansal
kurumlardan da kredi alınmış olmasına karşın, alınan dış
kredilerde üstünlüğün IMF ve Dünya Bankası’nda olduğunu
belirtmek gerekir.
H. Aliyev’in iktidara gelmesi ile alınan ilk önemli karar
milli para birimi olarak Manat’ın tek ödeme aracı olarak kabul
edilmesi olmuştur. İkinci önemli adım ise enerji
kaynaklarından yararlanma stratejisinin seçilmesidir. Bundan
sonra dünya ekonomisine entegrasyon yolunda gelen adım
olarak IMF ve Dünya Bankası ile ilişkiler kurulmaya başlandı. Azerbaycan Eylül-1992’de IMF, Dünya Bankası ve
Uluslararası Kalkınma Birliği'ne üye olmuştur. Her ne kadar
Dünya Bankası ve IMF’ye üyelik 1992 yılında kabul edilse de,
bu teşkilatlarla kredi anlaşmaları 1995 yılında yapılmaya
başlanmıştır.
Aşağıda önemine binaen IMF ve Dünya Bankası ile olan
ilişkileri ayrı ayrı incelenecektir.
289
290
Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü,
Ankara, Mayıs-2002, s.35.
Bkz: Elçin Süleymanov, “Azerbaycan ve Avropa Yenidenqurma ve İnkişaf Bankı
Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları,
Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.101-102.
212
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
7.2.1. IMF İle İlişkiler
IMF ve Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerin
küreselleşen dünya pazarına yapısal uyum sağlaması ve onun
bir parçası haline gelmesi için dış kredi ve borçlandırma
mekanizmalarını kullanmakta, bu süreci garanti altına almak
için de sözkonusu ülkelere, istikrar ve yapısal uyum
programları tavsiye etmektedir.
Doğu Bloku’nun yıkılmasıyla birlikte buradaki ülkelerin
piyasa ekonomisine geçişini yönetme rolünü de üstlenen IMF,
bu ülkelerin çoğunda kendi politikalarını uygulama şansı
bulmuştur. Ekonomik kriz-den çıkma arayışlarında dış
yardıma sıcak bakan ve 117 Milyon SDR ile 18 Eylül 1992
tarihinde IMF’ye üye olan Azerbaycan, IMF’den ilk krediyi 19
Nisan 1995 tarihinde kullanabilmiştir291. Bu kredinin tutarı
46 milyon $’dır.
IMF, Azerbaycan’da uygulanan 1995-1996 ekonomik
reform programını Kasım-1995’de 132 milyon $’lık krediyle
desteklemiştir. Sözkonusu ekonomik reform programı sıkı
para ve maliye politikalarıyla enflasyonun azaltılmasının yanı
sıra finans sektörünün yeniden yapılan-ması, fiyat yapısının
rasyonelize edilmesi ve özelleştirmede hızlı bir gelişme
sağlamak gibi yapısal reformları da içermekteydi292.
1998 programını desteklemek için ise IMF, Aralık1997’de toplam 64 milyon $’lık yeni iki kredi daha onayladı.
Bu kredilerle enflasyonun düşürülmesi ve büyümenin yeniden
başlatılması gibi makroekonomik istikrar amaçlanıyordu.
Ocak-1999’da tasdik edilen ve 112 milyon $ olan kredi ise
1999 ekonomik ve finansal programını desteklemek ve 1998’de
dünya petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün ihracata yönelik
olumsuz etkilerini gidermek amacına yönelikti. IMF verdiği bu
291
292
“Azerbaijan,: Financial Position in the Fund”,
http://www.imf.org/external/np/tre/tad/exfin2.cfm?memberKey1=51, 01.03.2003.
Fuad Aliyev, The International Monetary Fund and Reforms in Azerbaijan, Budapest,
Hungary, February 2002.
213
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
krediyle kamu kesiminin yeniden yapılandırılmasına yönelik
yapısal reformlara da destek vermeye devam etmiş oluyordu.
Azerbaycan IMF’den “Yoksulluğun Azaltılması ve
Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde de
kredi almaktadır.
Azerbaycan
hükümetinin
ekonomik
reformlarını
desteklemeyi sür-dürmek için Temmuz-2001’de “Fakirliği
Azaltma ve Büyüme Kolay-lığı” adı altında 100 milyon $’lık
kredi verildi. Bu kredinin ana amacı, makroekonomik istikrarı
yeniden sağlamak, ekonominin petrol-dışı sektörlerinin
büyümesini teşvik etmektir.
7.2.2. Dünya Bankası İle İlişkiler
Azerbaycan'ın yeni ekonomik sisteme geçişi sırasında
karşılaştığı problemleri çözme ve ekonomik bunalımdan
kurtulma çabalarına Dünya Bankası çeşitli program ve
projelerle destek sağlamaktadır. Bunlar direkt ekonomik
ıslahatlarla ilgili olanlar ve ekonomik kalkınmaya dolaylı
destek sağlayanlar olarak ikiye ayrılabilir. Dünya Bankası
Azerbaycan’a kalkınma politikası konusunda tavsiyelerde
bulunmasının yanısıra, yatırımlar ve hükümet bütçesinin
finansmanı ile dış yardımların koordi-nasyonu konusunda
yardımcı olmaktadır293.
Stratejik görüşlerin ve yatırımların temin edilmesi yolu
ile, hükümet bütçesinin finanse edilmesi ve yardımın
düzenlenmesi ile geçiş sürecinde ülkeye gerekli yardımın
sağlanması
Dünya
Bankası’nın
Azerbaycan’a
dönük
faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. Dünya Bankası
özellikle hükümetin petrol rezervlerini yönetiminde kurumsal
imkanların
güçlendirilmesi
ve
değişikliklerin
temel
politikasının yapı-landırılması, reformların hızlandırılması
293
World Bank Activities in Azerbaijan, 1998, s.1.
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ 1.03.2003.
214
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
amacıyla Azerbaycan yönetimi ile birlikte faaliyette
bulunmaktadır294.
Dünya Bankası, özelleştirmeye ve yatırım ikliminin
elverişli hale gelmesine, su, doğal gaz ve elektrik sisteminin
iyileştirilmesine, sağlık ve eğitim sektörlerinin kalkınmasına,
fakirliğin azaltılması stratejisinin hazırlanmasına dikkatini
vermiştir.
Dünya Bankası 1992-2002 yılları arasında 19 farklı proje
için Azerbaycan’a 531 milyon $ kredi ayırmıştır295. Dünya
Bankası’nın Azerbaycan'a yardım programının temel amacı,
petrol kaynaklarını idare etmek için Hükümetin yapısal
kapasitesini güçlendirmek yönünde teknik yardım sağlamak
ve reformları hızlandırmak için temel ilkeleri belir-lemektir296.
Dünya Bankası'nın Azerbaycan'a sağladığı ilk kredi
petrol
sektörüne
yöneliktir.
Petrolün
Azerbaycan
ekonomisindeki konumu ve önemi dikkate alındığında söz
konusu kredinin ekonomiye ne kadar yararlı olduğu belli
olmaktadır. Dünya Bankası tarafından sağlanan krediler de
yabancı yatırım niteliğindedir ve ekonomi için aynı olumlu
sonuçları doğurmaktadır. Banka kredilerinin ayrı bir özelliği
ise sözko-nusu kredilerin uzun dönemli ve çok düşük faizli
olmasıdır.
Fakat, kredilerden beklenen yararların elde edilmesi için
onların amacına uygun kullanılması, gerekli olmayan
harcamalardan kaçınıl-ması gerekmektedir. Böyle yapılmazsa,
yani kredi üzere hesaplanan faizler kredi kullanımı sonucu
kazanılan
ekonomik
değerler,
artımlar
vasıtasıyla
294
295
296
Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva-Ruqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun
Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), s. 26. ss.20-34.
“World Bank Lending to Azerbaijan”,
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ECADocbyUnid/EB90853C3B704B8
5C4256C3A001980A7?Opendocument, 1.04.2003; Nail Feteliyev-Aygül ŞamçıyevaRuqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret
Bülleteni, No:3(39), s.34.
Elçin Süleymanov, “Müsteqillik Sonrası Azerbaycan ve Dünya Bankı Münasibetleri”,
Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart
2003, ss.102-103; Tarık Aydın, “Azerbaycan ve Dünya Bankası”, Mutasyon.Net,
http://www.mutasyon.net/makaleler/taydin/default.asp Erişim Tarihi: 15.9.2002
215
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
karşılanamazsa, bu dönemde alınan krediler gelecek nesiller
için taşınması zor bir yük oluşturacaktır.
Dünya Bankası 2003-2005 yılları arasında Azerbaycan’da
9 proje gerçekleştirecektir. Bu süre içinde finansal yardımının
hacmi 150-225 milyon $ arasında olacaktır. 2003’de su teçhizat
sisteminin yeniden inşası üzere ek projenin gerçekleştirilmesi
amacıyla 12 milyon $, eğitim sistemi ile ilgili proje için 18
milyon $, sulama sistemi ile ilgili proje için 30 milyon $
ayıracaktır. Ayrıca Dünya Bankası “Yoksulluğun Azaltıl-ması
ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde
2003 yılında 17 milyon $ kredi vermeyi de planlamıştır.
2004’de köylerin geliştirilmesi amacıyla 15 milyon $, emeklilik
maaşı sisteminin yeniden yapılanması amacıyla 10 milyon $,
elektrik dağıtım sitemi için 40 milyon $ vermeyi planlamıştır.
2005’de "Şahdağ" milli parkının inşasına 8 milyon $,
yoksulluğun azaltılması için 15 milyon $ kredi verecektir.
2005’de değeri 20 milyon $ olan PRSC-2 gerçekleştirile-cektir.
Ayrıca Dünya Bankası ticari kanadı "Bakü-Tiflis-Ceyhan"
petrol boru hattının inşası projesine 300 milyon $ ayırmayı
planlamıştır297.
7.3. Bölgesel Ekonomik İlişkiler
Azerbaycan aynı zamanda bazı bölgesel örgütlerin de
üyesidir. Bunlardan en önemlileri Karadeniz Ekonomik
İşbirliği, Bağımsız Dev-letler Topluluğu, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı
ve
GUÖAM
(Gürcistan-Ukrayna-ÖzbekistanAzerbaycan-Moldova)dır.
7.3.1. Bağımsız Devletler Toğluluğu
Sovyetler Birliği’nin üç Slav Cumhuriyeti olan Rusya
Federasyo-nu, Beyaz Rusya (Belarus) ve Ukrayna’nın liderleri 8
Aralık 1991’de bir araya gelerek Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) resmen dağıldığını ve bu
297
“Dünya Bankı 2003-2005-ci İllerde Azerbaycanda 9 Layihe Gerçekleşdirecek”,
http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4
216
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
siyasi öznenin yerini alacak yeni bir birliğin, “Bağımsız
Devletler Topluluğu (BDT)”nun kurulduğunu açıkladılar. Bu
açıklamadan kısa bir süre sonra, 21 Aralık 1991’de
Kazakistan’ın Almatı şehrinde “Almatı Deklarasyonu” olarak
bilinen Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kuruluş bildirgesi
imzalandı. Böylelikle SSCB’nin uluslararası bir varlık oluşu
hukuki olarak sona eriyordu.
Azerbaycan ise, Eylül-1993’de Bağımsız Devletler
Topluluğu’na katılmıştır.
Eski Sovyetler Birliği bünyesinde yer alan ve
bağımsızlığını kazanan 15 cumhuriyetten 12’sinin katılımıyla
kurulan Bağımsız Devlet-ler Topluluğu “başta ekonomi olmak
üzere birçok alanda birbirinden bağımsız olan yeni devletler
arasında işbirliğinin geliştirilmesi” amacını taşıyordu. Ana dil,
milli para, kültürel değerler gibi konularda her cumhuriyet
bağımsız olacaktı ama diğer konularda bu “topluluğun”
amaçlarına riayet edecekti.
Geçen süre içerisinde BDT ülkeleri arasındaki ilişkiler
dikkate alındığında, BDT ile ilgili şöyle bir değerlendirme
yapılabilir: Soğuk savaş döneminde sosyalist modeli tüm
Avrasya ülkelerine zorla dayatan Sovyetler Birliği modeli
çökünce, Rusya Federasyonu bu bölge için Bağımsız Devletler
Topluluğu ya da yakın çevre adı altında bu ülkeleri kendi
denetimi altında tutmak amacıyla yeni bir model geliştirmeye
çaba göstermiş, ancak başarılı olamamıştır.
7.3.2. Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (BSEC), dünyada
küreselleşme ve bölgesel düzeyde uluslararası bütünleşme
yönünde, siyasal ve ekonomik alanda yeniden yapılanma
sürecinin bir ürünüdür. 1980’li yılların sonun-da, Doğu
Avrupa’da ekonomik boyutta serbest piyasa ekonomisine ve
siyasal boyutta çoğulcu demokrasiye geçiş sürecinin yarattığı
ortamda konumunu bulan BSEC, bölgesel bir ekonomik
işbirliği girişimidir.
217
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (BSEC) Türkiye’nin
öncülüğünde, 25 Haziran 1992'de İstanbul'da 11 ülkenin
devlet ya da hükümet başkanlarının katıldığı toplantıda
kuruldu. Azerbaycan’ın yanı sıra Bir-likte yer alan diğer
ülkeler şunlardır298: Arnavutluk, Bulgaristan, Erme-nistan,
Gürcistan, Moldavya, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye,
Ukrayna ve Yunanistan. Birbirinden farklı bu ülkeler; refah,
barış ve istikrarı bölgesel düzeyde sağlayarak dünya
ekonomisine güç katmayı amaçlamışlardır.
BSEC teorik olarak ve başlıca üç alt siyasal coğrafyayı
(Kafkasya, Orta Doğu, Balkanlar) ve üç denizi (Karadeniz,
Ege, Hazar) birleş-tirmiştir. Şu haliyle ne bir serbest ticaret
bölgesi ve ne de gümrük birliği modeli olmasa da, BSEC
Bölgesi
(BSEC),
dünya
ekonomisinin
geleceğinin
tasarlanmasında dikkate alınan bir bölgedir.
BSEC’nin uluslararası platformda önemli bir bölgesel
girişim olabilmesi için, ileriye dönük olarak belirli hedefler
dahilinde, daha ileri ekonomik bütünleşme aşamalarına
geçebilecek şekilde düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Bu
da üye ülkelerin serbest piyasa düzenine geçmeleri, üye
ülkeler arasındaki mevcut köklü anlaşmazlıkların çözüme
kavuşturulması ve üyelerin diğer ekonomik bütünleşme
girişimlerine dahil olmaları veya diğer girişimlerdeki
yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin engellenmemesi ile
sağlanabilir299.
7.3.4. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
Türkiye, İran ve Pakistan arasında bölgesel ekonomik
işbirliğini geliştirmek ve güçlendirmek hedefi doğrultusunda
1964 yılında kurulan Kalkınma için Bölgesel İşbirliği
298
299
Bkz. Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva, “Qara Deniz İqtisadi Emekdaşlığı”, Meşveret
Bülleteni, No:12 (48), Mart-2002, ss.19-38.
İrfan Kalaycı, “Karadeniz Ekonomik İşbirliği: Dünya Ekonomisi Açısından Geleceği”,
Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın
Materialları, Bakı, 2003, ss.62-63; “Karadeniz Ekonomik İşbirliği”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/sayi10/kei.htm 5 Haziran 1999. 09.04.2003.
218
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
(Regional Cooperation for Develop-ment), şekil ve içerik
değişiklikleri yapılarak 1985’de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(ECO) adını aldı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, 1990’lı yılların
başında Avrasya’da meydana gelen köklü tarihsel değişim
sürecinden genişleyecek şekilde yararlandı. 1992 yılında
Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
Tacikistan
ve
Türk-menistan’ın
Ekonomik
İşbirliği
Teşkilatı’na katıldı. Genişleme sonunda Teşkilat; nüfusu 300
milyonu bulan 7 milyon kilometrekare alana yayılmış, zengin
doğal kaynaklara sahip on üyeli bir örgüt halini almış-tır300.
ECO, orta vadede üye ülkeler arasındaki işbirliğine
ilişkin olarak ticaret, ulaştırma, iletişim ve enerji sektörlerine
öncelik ve ağırlık verilmesi stratejisini benimsemiştir.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, ulaş-tırma ve iletişim alanına
verdiği öncelik bağlamında, özellikle denize çıkışı olmayan
örgüt üyelerinin ihtiyaçlarına cevap verecek, uluslararası
limanlara ve pazarlara ulaşmalarını mümkün kılacak şekilde
bölgenin altyapısını geliştirmeyi, eksiklerini tamamlamayı,
ayrıca iletişim ağını günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak
şekilde geliştirip
yaygınlaştırmayı hedeflemektedir. Öte
yandan bölgenin zengin enerji kaynaklarının akılcı bir şekilde
kullanılması ve uluslararası pazarlara ulaştırılması hayati
önem
taşımaktadır.
Teşkilatın
belirlediği
hedefler
doğrultusunda bazı adımlar attığı görülmektedir301.
Ekonomik
İşbirliği
Teşkilatı’nın,
globalleşmenin
etkilerinin özel-likle gelişme yolundaki ülkeler üzerinde açık
bir şekilde hissedildiği günümüzde, küreselleşmenin olumsuz
yansımalarını asgari seviyeye indirme çabalarına katkıda
bulunmaya çalıştığı da söylenebilir.
300
301
Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Devlet veya Hükmet Başkanları
Yedinci Doruk Toplantısı (İstanbul; Ekim 2002)”,
http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003.
Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Devlet veya Hükmet Başkanları
Yedinci Doruk Toplantısı (İstanbul; Ekim 2002)”,
http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003.
219
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
7.3.5. GUÖAM
Rusya’nın Bağımsız Devletler Topluluğu üyeleri üzerinde
daha fazla güçlü olmasını sağlayacak politikaların karşısında
bir tutuma sahip olan Azerbaycan, GUÖAM (GürcistanUkrayna-Özbekistan-Azerbaycan - Moldova) olarak bilinen bir
alternatif bölgesel oluşuma da öncülük etmiştir. Üye ülkeler
arasında siyasi, ekonomik ve stratejik ittifak oluşturmayı
amaçlayan, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ilkelerini işbirliği içinde güçlendirmeyi hedefleyen teşkilat, 1997 yılında
oluşturuldu.
Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova arasındaki
ekonomik işbirliği imkanlarının geliştirilmesi amacıyla
oluşturulan bu yeni oluşu-ma 1999’da Özbekistan’da dahil
oldu. Ancak Özbekistan, 2002 yılında teşkilatın işlevini
yetersiz bulduğu gerekçesiyle ayrılma kararı aldı302.
Azerbaycan petrolünün Gürcistan’dan geçen boru hattı
ile Karadeniz limanından tankerlerle Ukrayna’ya ve
Moldova’ya ulaştırıl-ması bu ittifak için önemli bir etkendir303.
7.3.6. “Türk Ekonomik Birliği” Düşüncesi
Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasının
ardından,
bağımsızlığını kaza-nan yeni Türk Cumhuriyetlerinin enerji
kaynağı ihraç potansiyeli, enerji kaynakları açısından büyük
oranda dışa bağımlı olan Türkiye’nin de bu handikaptan
kurtulması için fırsat olmuştur. Türkiye ve yeni Türk
Cumhuriyetleri arasında ekonomik, siyasi ve kültürel alanda
sağlıklı ilişkilerini geliştirmesinin de etkisiyle, petrol ve doğal
gazın, Türkiye üzerinden geçirilerek batı pazarlarına
ulaştırılması
ile
yeni
Türk
Cumhuriyetleri
siyasi
bağımsızlıklarının pekiştirecek şekilde ekonomik bağımsızlık
302
303
“Özbekistan, 5 üyeli GUUAM’dan çekiliyor”,
http://www.zaman.com.tr/2002/06/15/dis/h4.htm, 9.4.2003
Bkz: Rovşen İbrahimov, “GUÖAM Örgütünün Kurulma Sebeplerinin Uluslararası
İlişkiler Karar Verme Süreci Teorisi Açısından Değerlendirilmesi”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.55-58.
220
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ve kalkınmalarını gerçekleştirmeleri, Türkiye’nin ise hem
enerji maliyetini büyük oranda düşürmesi, hem de önemli bir
gelir kaynağına ulaşması mümkün olacaktır. Enerji kaynağı
naklinin Türkiye üzerinden gerçekleştirilmesi, şüphesiz
Türkiye'nin kıtalar arası jeopolitik önemini de arttıracaktır.
Ancak Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasındaki
ekonomik ilişkinin adının, “Türk Ekonomik Birliği”, “Türk
Ortak Pazarı” ve biraz da hissi ve hamasi duyguların harekete
geçirmesiyle “Türk Birliği” şeklinde bir oluşuma giden yol
olarak seslendirilmesi doğru değildir. Hatta bu şekilde bir
seslendirme ve hedef belirleme, Türkiye ve yeni Türk
Cumhuriyetleri arasındaki ekonomik ilişkilerin arzu edilen
sevi-yede gelişmesine bazı engellerin konulmasında ve enerji
kaynaklarının batı piyasalarına ihracına ilişkin temel
güzergahların
tespitinde,
Türkiye
geçişli
hatların
gecikmesinde ve/veya gerçekleşmeme ihtimalinde en önemli
nedenlerden biridir.
Türkiye’nin önüne çıkan fırsatları değerlendirerek, enerji
ihraç hatlarında geçiş ülkesi olması ile hem ekonomik açıdan
gelişme kaydetmesi hem de yeni Türk Cumhuriyetleri ile
ilişkilerini geliştirmesi; ancak bu süreçte hem batı çıkarları ile
bağdaşacak hem de batıya alternatif muhtemel oluşumlara
zemin hazırlama gibi bir niyetinin olmadığını yansıtacak
şekilde bölgeye ilişkin bir politika takip etmesi ile mümkün
olabilecektir. Özellikle bağımsızlığını kazanan yeni Türk
Cumhuriyetleri ile ilişkilerini daha hızlı geliştirmesindeki
engellerin ve Türkiye geçişli enerji kaynağı nakil hatlarının
gerçekleşmesindeki endişelerin giderilmesi için, Türkiye’nin,
birinci olarak bölgede medeniyetler arası sınır ülkesi olma
fırsatını değerlendirerek, gönüllü kuruluşlar tarafından
başlatılan ve resmi kurumlarca benimsenen medeniyetler arası
diyalog girişimlerinde daha aktif rol alması gerekmektedir.
Ayrıca Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasında,
“Birlik” ve “Ortak Pazar” ifadelerini çağrıştırmayacak bir
mahiyette, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini sağlayacak
221
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
“işbirlikleri”ne önem vermelidir. Hatta bu ilişkilerin diğer
bölge ülkelerini kapsamasına da özen göste-rilmelidir.
7.4. Entegrasyonun Perspektifi
1947 yılından beri GATT’ın bütün toplantılarında alınan
kararlar dünya ticaretindeki serbestliği sınırlayan engellerin
ortadan kaldırılma-sına yönelik olmuştur. 1986’da Uruguay’da
yapılan 8.ci toplantıda, uluslararası ticari ilişkiler düzenlemek
amacıyla kurulması kararlaştırılan Dünya Ticaret Örgütü
(WTO), nihayet 1 Ocak 1995’de kuruldu. Günü-müzde 140’dan
fazla ülke örgüte üye kabul edilmiştir. Teşkilat belirle-diği
kuralarla dünya ticaretinin % 95’ini düzenlemektedir.
Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve
Dünya Bankası ile birlikte yakın gelecekte uluslararası
ekonomik ilişkilerin gelişmesinde en önemli üç dünya
teşkilatından biri olacaktır.
Dünya Ticaret Örgütüne üyeliğin, gelişmekte olan
ülkeler açısın-dan önemi, teşkilatın kurulduğu ilk yıllarda iki
tartışmalı problemde görülmesi mümkündür: Venezuella ve
Brezilya, ABD’yi petrol ürünle-rinin ticareti ile ilgili kuralları
aykırı hareket etmekle ilgili olarak WTO’ne şikayet etti. WTO
29 Ocak 1996 tarihli kararında şikayeti haklı buldu.
ABD 19 Haziran’da 1996’da karara uyacağını açıkladı. 14
Mart 1996’da ise Hindistan, ABD’nin trikotaj ürünleri ile ilgili
olarak uyguladığı koruyucu tedbirlerin triko trikotaj ve giyim
malları ticaretinin kurallarına aykırı olduğunu iddia ederek
WTO’de müzakere açılmasını istedi. 17 Nisan 1996’da şikayet
kabul edildi. 24 Nisan’da ise ABD anlaşmazlık doğuran
tedbirleri ortadan kaldırdığı için şikayet geri alındı.
Her iki gelişmeyi de göz önünde bulundurarak WTO’ne
üyeliğin gelişmekte olan ülkeler, bu bağlamda Azerbaycan için
de kurtarıcı olmadığı gibi felaket getirici gibi de
değerlendirilmemesi gerekmektedir.
Azerbaycan ihracatının yaklaşık %90’ı petrol ve petrol
ürünlerin-den oluşmaktadır. Bunların ise piyasası ve fiyatları
222
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
WTO kurallarıyla belirlenmiyor. Dolayısıyla, bu teşkilata üye
olunması halinde ihracatın hacminin artması ve çeşitliliği
açısından bir kayıp olmayacaktır. Ancak WTO kurallarına
uygun olarak iç piyasanın dışarıya genişçe açılması, yabancı
ürünlerin üreticileri ile henüz rekabet yapma gücüne sahip
olmayan ve varlığını devam ettirmek için adeta direnen
Azerbaycan sanayisinin ve tarım ve hayvancılık sektörünün
daha da kötü duruma düşmesine neden olabilecektir. Bu
bakımdan, WTO’ne üye olmanın zamanı ve şartları çok
dikkatle hesaplanmalı ki, ülke ekonomisi için bu üyelikten
maksimum fayda sağlanabilsin304.
İthalatı ikame etmeye dayalı bir sanayileşmenin birinci
aşaması
tüketim
malları
sanayisinde
inkişaf
ile
sonuçlanmaktadır.
Bundan sonra ülkeler için sanayileşme politikasını
geliştirebilecek iki yol vardır. Birincisi, dış piyasalara
açılmaktır. Güney Kore, Tayvan ve Doğu Asya ülkeleri gibi, iç
piyasaları küçük olan ülkeler bu yolla kalkınmışlardır. Çünkü
sadece iç piyasadaki talebe yönelik bir üretimle bu ülkelerin
yüksek kalkınma seviyesine ulaşmaları mümkün değildi.
İkinci yol ise, sanayileşme politikasıyla ara mal ve yatırım
malları üretimini arttırmayı hedeflemektir. Türkiye ve
piyasası büyük olan bir çok ülke bu yolla kalkınmıştır. Büyük
bir iç pazara sahip olan Rusya’da bu pazarı kaybetmemek için
sanayileşme politikasını ikinci yolla gerçek-leştirmeye
çalışmaktadır.
Azerbaycan için ise sanayileşme politikası iç pazarı
küçük olan bir çok Doğu Asya ülkeleri gibi birinci yolla, yani
ihraç eğilimli olmalıdır. Buna göre de Azerbaycan’ın WTO
tarafından düzenlenen yeni uluslar-arası ticaret sistemine
zamanında uyum sağlayarak bu sistemin vermiş olduğu
304
Rasim Musabeyov, “Qloballaşma ve Azerbaycan”, Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral2002, s.40.
223
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
fırsatlardan yararlanması, ülkenin ekonomik kalkınmasında
önemli rol oynayabilir305.
Uluslararası kurumlarla ilişkilerin doğru kurulması da
entegre olmanın temel şartlarından biridir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi 1992’de IMF ve IBDR’ye
üye olan, 1993’den itibaren GATT’a gözlemci statüsünde
katılan Azerbay-can, 2003’de ise Dünya Ticaret Örgütüne üye
olmayı planlamaktadır.
WTO’ne üyelik ise IMF ve IBDR’ye üyelikle mukayesede
daha ciddi müzakerelere neden olmaktadır. Zira WTO’ne
üyelik, ekonomik bağımsızlığı gönüllü olarak sınırlama gibi
görülmektedir.
WTO ile temasları 1993 yılında gözlemci statüsünde
katılım ile başlayan Azerbaycan, 1997’de görüşmelere
başlanmış ve 2002 yılında üyelik ile ilgili oluşturulan
komisyon toplantılara başlamıştır306.
2002 yılı Aralık ayında Cenevre’de verilen karar ve 2003
yılı başında yapılan uzun müzakerelerden sonra Ermenistan,
Dünya Ticaret Örgütü’ne Teşkilatına üye olarak kabul edildi.
Ermenistan’dan önce Gürcistan ve Moldova’da WTO’ne üye
oldular.
Azerbaycan dışında BDT üyesi olan Rusya, Ukrayna,
Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan
da WTO’ne üye olmak için başvuruda bulunmuşlardır.
Azerbaycan’ın WTO’ne üye olamamasının nedenleri
arasında başta gümrük vergileri ile ilgili yaşanan problem yer
almaktadır. WTO uygulanan vergilerin azaltılmasını veya
kaldırılmasını talep etmektedir.
WTO’ye üyelik için ileri sürülen şartlar arasında tarım
sektörüne yardım ayrılmasının durdurulması da yer
almaktadır.
305
306
Ekber Eldaroğlu, “Dünya Ticaret Teşkilatı ve Azerbaycan”, Azerbaycan Milli
Demokratiya Fondu, ''Azerbaycan'' Bülleteni, No:22 (142), 31 May 2001.
Ayhan Erdal, “Dünya Ticaret Örgütü ve Azerbaycan’ın Üyelik Süreci”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.110112.
224
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’ın üç önemli dünya teşkilatı IMF, IBRD ve
WTO ile münasebetlerine ciddi önem vermesi zaruridir.
Azerbaycan’ın
uluslar-arası
ekonomik
ilişkilerini
bu
teşkilatların belirlediği kurallar çerçeve-sinde kurması
gerekecektir.
Uluslararası
entegrasyon
sürecinde
uluslararası
kurumların yalnız emredici konumda olması ülkenin milli
çıkarlarına darbe vurabilir. Çeşitli uluslararası kurumlara
üyelikte, ülkenin kazancını ve kaybını karşılaştırmak, milli
çıkarlara uygun karar kabul etmek gerekir. Son zamanlar
hükümet tarafından Azerbaycan’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne
üye olması ile ilişkin hazırlık işleri hızla devam etmektedir.
Böyle bir üyelikte Azerbaycan’ın milli menfaatleri dikkate
alınmalıdır307.
307
Mehdiyev, s.26.
225
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
SEKİZİNCİ BÖLÜM
AZERBAYCAN’DA YABANCI YATIRIMLAR VE
YATIRIM POTANSİYELİ
Bu bölümde bağımsızlık sonrası Azerbaycan’da yapılan
yabancı yatırımlar, yabancı yatırımı ülkeye çekmek için
yapılan düzenlemelerle oluşan yatırım iklimi, yatırım
potansiyeli ve yabancı müteşebbisler açısından cazip olarak
değerlendirilebilecek olan yatırım alanları ele alınacaktır.
8.1. Yabancı Yatırımlar
Bağımsızlığın kazanılmasının ardından, Azerbaycan’da
petrolün yanı sıra, petrol dışı sektörlerin de batı sermayesine
açılması doğrul-tusunda girişimler oldu. Bunun için önce
serbest piyasa ekonomisine geçişin hukuki altyapısını
oluşturmaya yönelik çalışmalara girişildi. 1992 yılından
itibaren yabancı yatırımların korunması için bazı önlemler
alındı. 18 Ekim 1991 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin
Devlet
Bağımsızlığı
Hakkında
Anayasa
maddesinin
kabulünden sonra, ilk önemli adım 1992 yılında atıldı. 15
Ocak 1992’de “Yabancı Yatırımların Korunması” hakkında
kanun kabul edilerek, ülke arazisinde yabancı yatırımların
hukuki ve iktisadi esasları belirlendi ve korunması için devlet
garantisi verildi. Zaman içerisinde üzerinde çeşitli düzeltmeler
yapılarak güncelleştirilen bu kanun ile Azerbaycan hükümeti
yabancı sermayeye; kanunların değişmesi, millileştirme,
istimlak, tazminat, zararın ödenmesi, transfer ve gelirini
kullanma gibi hususlarda devlet garantisi verdi308.
Bağımsızlık sonrası serbest piyasa ekonomisine geçiş
kararı alan ve yabancı sermayeye kapılarını açan
Azerbaycan’a karşı yabancı sermayenin ilgisi gecikmedi.
Özellikle zengin petrol ve doğal gaz kay-naklarına yönelen
308
Sancak, s. 44; “Investment Possibilities of Azerbaijan”, s.20.
226
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yabancı sermayeli şirketler ilk yıllarda diğer sektör-lerde de
artmaya başladı.
Ancak genel olarak 1991-1993 döneminde yabancı
sermayenin ülkeye akımını gerçekleştirme noktasında başarılı
olunamadığı görül-mektedir.
Azerbaycan ekonomisine yabancı sermayenin akımı 1994
yılından itibaren başlamıştır. 1994-97 yıllarında yabancı
sermayenin ülkeye akı-mını sağlamak amacıyla yapılan
kanuni ve idari düzenlemeler sonu-cunda yabancı sermayenin
reel olarak akımının sağlandığı görülmek-tedir.
Azerbaycan’da 1996-1997 yıllarında izlenen ve ekonomik
istikrarı sağlayan politikaların, reel ekonomiyi teşvik edici
devlet politikalarıyla desteklenmemesi, 1997 yılı öncesi
yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi için uygulanan vergi
muafiyetinden vazgeçilmesi ve devlet organlarının gerekli
hassasiyeti göstermekte yeterli olmayışı nedenleriyle üretime
yönelik yatırımlar yapılamamıştır.
1994 yılından başlayarak Azerbaycan’a yabancı
sermayenin akımı 1998’de maksimum miktara çıkmıştır.
Ancak uygulanan sıkı para politikaları, ekonomideki
durgunluk, geciken özelleştirme ve beklenen ekonomik
reformların gerçekleştirilemeyişi sonucu ekonomi bir yandan
deflasyonist baskı altına girmiş, diğer yandan da 1998
yılından sonra Azerbaycan ekonomisinde özellikle yabancı
sermaye kaynaklı bir geri-leme müşahede edilmiştir. 1998
Rusya krizinin yanısıra ülkedeki mevcut bürokrasi,
kırtasiyecilik, rüşvet ve belirli sahalarda gidilen gizli monopolleşme de bu tarihten itibaren ülkedeki yabancı firma
sayısının önemli bir oranda azalmasında ve yabancı sermaye
oranının düşmesinde etkili olmuştur. Azerbaycan’da yabancı
sermayeye vergi teşviklerinin kaldırıl-ması ise petrol dışı
sektörlerdeki bu olumsuzluğu körüklemiştir309.
309
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye İle
Ekonomik İlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf
227
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Yabancı şirketler 1994-2000 yıllarında yaklaşık 5.9
milyar $ hac-minde bir sermayeyi Azerbaycan ekonomisine
yatırmışlardır. Bu yatı-rımların %77.2’sini doğrudan
yatırımlar, %22.8’ini mali krediler oluşturmaktadır. Doğrudan
yatırımların %73’ü ise petrol sanayisine yönelmiştir.
Azerbaycan ekonomisinde yabancı sermayenin GSMH’da
ağırlığı yüksek düzeydedir. 1996-2000 yılları arasında yabancı
yatırımların hacminin GSMH’ya oranı %30’dan %35-40’a
kadar yükselmiştir.
2000 yılında toplam yatırımların %64.3’ünü yabancı
yatırımlar oluşturmuştur. Petrol anlaşmaları ile bağlantısı
olmayan dolaysız sermayenin ülkeye girişi devam etmiş ve bu
tür sermayenin toplam tutarı 2000 yılında 135.7 milyon $
olmuştur. Dolaysız sermaye şeklinde konulan sermaye miktarı
ülkeye
konulan
yabancı
sermayenin
%47.7’sini
oluşturmaktadır.
2000 yılında milli ekonomiye yönelen yabancı
sermayelerin toplam hacminin %44.2’sini kısa ve uzun vadeli
krediler, ticaret kredileri, avans ödemeleri, depozitler v.b.
döviz işlemleri şeklinde dahil olan kaynaklar oluşturmuştur.
2000 yılının son aylarından itibaren yabancı sermaye
girişi yeni-den artmaya başlamıştır. Kanunlarda yapılan bazı
değişiklikler, gümrük ve vergi oranlarının kısmen azaltılması
ve bu süreci devam ettirilmesi, yabancı sermayenin korunması
ve bu yolda devlet tarafından atılın adımlar yabancı sermaye
artışına hareketlilik kazandırmıştır.
Makroekonomik yapının istikrara kavuşması, özel
sektörün güç-lendirilmesine yönelik düzenlemeler ve petrol
sektörünün daha da geliştirilmesi Azerbaycan’a dünya finans
merkezlerinden yüksek ser-maye akımının gerçekleşmesi için
geniş imkanlar oluşturmaktadır310.
2001 yılında Azerbaycan ekonomisine yatırılan yabancı
yatırım-ların miktarı, bir önceki yıla göre %17.7 artış
310
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, s.22.
228
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
göstermiştir. Bu yatırım-ların %70’i yabancı sermaye, %30’u
yerli sermaye şeklinde dağılım göstermiştir311.
2002 yılında genel olarak tüm kaynaklardan Azerbaycan
ekonomi-sine 10.3 trilyon Manat (2.1 milyar $) tutarında
yatırım yapılmıştır. 2002 yılı yatırım miktarı bir önceki yıla
göre %34.4 fazla gerçekleşmiştir. 2002 yılı yatırımlarının
%80.9’u yabancı, %19.1’i ise yerli müteşeb-bisler tarafından
gerçekleştirilmiştir. Yatırımların sektörel dağılımı ise şöyle
olmuştur: %77’si sanayi, bu çerçevede %68.5’i petrol ve doğal
gaz, %11.3’ü inşaat, %9.4’ü konut inşaatına, %38’i ulaşım,
%2.4’i telekomünikasyon, %1.8’i ticaret ve hizmet, %0.8’i tarım
ve %2.9’u diğer alanlara yapılmıştır.
2002 yılında toplam yabancı yatırımlar 1.700 milyon $
olmuştur. Bu rakam Ermenistan ve Gürcistan’a yapılan
yabancı yatırımların iki-üç katına tekabül etmektedir. Kişi
Başına 211 $ düşen yabancı yatırım oranı, bir çok ülkeden
yüksektir. 2003 ve 2004’de ise bu oranın artması
beklenmektedir.
Son sekiz yılda % 80’i yabancı olmak üzere toplam 13
milyar $ yatırım yapılmıştır.
Azerbaycan
petrol
sektörüne
yapılan
önemli
miktarlardaki yabancı yatırım neticesinde eski Sovyet
Cumhuriyetleri içinde en hızlı büyüyen ekonomilerden biri
haline gelmiştir. Azerbaycan ekonomisindeki büyü-me petrol
sektöründen ve petrol sektörüne bağlı inşaat faaliyetlerinden,
ulaşım sektörlerinden ve az miktarda tarım sektöründen
kaynaklan-maktadır. Ekonominin geri kalan kısmında ise
genel bir durgunluk hakimdir. Diğer sahalarda önemli
adımların atılamaması durumunda yakın gelecekte herhangi
bir gelişme olması beklenmemektedir.
Doğrudan yabancı yatırımlar Azerbaycan’ın ekonomik
canlanma-sında anahtar rolü oynamıştır. Ekonomik iyileşme
daha çok petrol sektörüne yapılan doğrudan yabancı yatırımın
311
525ci Gazet, 23.11.2001. www.525ci.com.
229
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
sonucu olarak son derece yüksek düzeyde sermaye yatırımı ile
desteklenmiştir.
Doğrudan yabancı yatırımların önemli kısmı petrol
üretim alanına olmuştur. 1999 yılında, sermaye yatırımı petrol
alanlarındaki daha düşük yabancı yatırım, iki arama
konsorsiyumunun kapanması ve AIOC’nin ilk işinin sona
ermesi nedeniyle % 3 oranında düşmüştür. Bununla bir-likte,
sermaye yatırımının GSMH’ya oranı 1999 yılında % 26.9 ve
2000 yılında yapılan 1.052 milyon $ yatırım ile bu rakam
GSMH’nın % 21.5’ine tekabül etmiştir. Azerbaycan’ın en
önemli istihdam kaynağı olan ve GSMH’ya katkıda bulunan
ikinci önemli sektör olan tarım sektörüne yabancı yatırımların
GSMH’ya katkısı ise % 0,5’in altındadır. Yabancı yatırımcılar
imalat sanayi sektörüne yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bunun bir sonucu olarak da sektörün üretimi
düşmüştür312.
Toplam yatırımlar ve toplam yatırımlar içinde yabancı
yatırımların payı yıllar itibariyle şöyledir:
Tablo 42. Azerbaycan’da Yatırım Miktarı (Milyon $)
Yıllar
Toplam yatırımlar
Dahili yatırımlar
Yabancı yatırımlar
Yıllar
1998
Toplam
1932.2
Yatırımlar
Dahili Yatırımlar
460.2
Yabancı
1472
Yatırımlar
1994
303
153
150
1999
1571
1995
544.0
168.9
375.1
2000
1441.4
1996
932
311.5
620.5
2001
1561.8
1997
1694.5
387.2
1307.3
2002
2100
479.9
1091.1
514.4
927
470
1091.8
400
1700
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.379
Kişi başına düşen yabancı sermaye hacmine göre,
Azerbaycan BDT ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır.
312
www.bisnis.doc.gov/bisnis/country/Azerbaijan.htm, s.42. 12.03.2003.
230
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Günümüzde Azerbay-can’da sosyo-ekonomik kalkınmanın
sağlanması amacıyla, işsizliğin azaltılması, halkın refah
düzeyinin yükseltilmesi ve Azerbaycan’ın uluslararası iktisadi
ilişkilerinin genişlemesi için önemli adımlar atıl-mıştır313.
Tablo 43. Yabancı Yatırımlar (milyon $)
Yıllar
Toplam
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
150
375.1
620.1
1307.3
1472.0
1091.1
927
1091.8
Finansal
Kredi
220.4
101.5
196.3
120
336.2
262.9
192
Petrol
Sektörü
139.8
416.2
780.1
891.8
544.5
546.1
820.5
Diğer
Sektörler
14.9
102.8
330.9
460.2
210.4
118
79.3
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları,
Bakı, 2002, s.379
1994-2002 yıllarında yapılan doğrudan yabancı
yatırımların sek-törel dağılımı ise şöyledir314: Petrol %84,
sanayi (petrol dışı) %3, ulaşım ve haberleşme %23, inşaat %5,
diğer %6.
1993-2002 yılları arasında Azerbaycan’da yapılan
yabancı yatı-rımların ülkelere göre dağılımı dikkate
alındığında %25’lik paylar ile ABD ve İngiltere’nin ilk iki
sırada yer aldıkları görülmektedir. Türkiye ise %15’lik pay ile
üçüncü sırada yer almaktadır.
Azerbaycan’a
başlıca
yabancı
sermaye
akımı;
uluslararası finans kuruluşlarının kredileri, doğrudan konulan
sermayeler, petrol primleri, diğer kredi ve sermayeler şeklinde
olmaktadır. Ülkeye gelen yabancı sermayenin büyük
çoğunluğu kredi karakterlidir, yani gelecekte ilave faizlerle
geri verilecektir. Uluslararası maliye kurumlarından alınan
kre-dilerden başka, petrol sektörüne yöneltilen sermayeler de
aslında kredi-lerdir ve bunlar çok yüksek faiz oranları ile
313
314
Ceferzade, s.3.
Investors’ Handbook, s.36.
231
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
birlikte Azerbaycan petrolü hesabına geri verilmelidir. Son üç
yılda ülkeden dışarıya sermaye akımının artış eğiliminin de
bununla bağlı olduğu görülmektedir.
Bir
taraftan
Azerbaycan
uluslararası
finans
kurumlarından aldığı kredilerle ilgili ödeme yapmakta, diğer
taraftan uluslararası kurumlara üyelik hakkı ödemektedir.
Ayrıca “asrın anlaşması”nda pay sahibi sermayedarların
gelirlerinin iadesi de başlamıştır.
Dünya Bankası ve İngiltere’nin “Oxford Analytical”
şirketi tarafından yapılan hesaplamalara göre, geçiş sürecinin
on yılı içerisinde Azerbaycan, Orta ve Doğu Avrupa’nın, Orta
Asya’nın eski sosyalist 26 ülkesi arasında, yabancı yatırım
hacmi itibariyle beşinci sırada yer almıştır. Azerbaycan’a
yapılan toplam yabancı yatırım hacmi, Polonya, Rusya,
Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi devletlerden daha yüksek
olmuştur315.
Özellikle enerji sektörü ve petro-kimya alanında
yatırımlar artarak sürmektedir. Ancak diğer sahalarda
özellikle de gıda ve tekstil sektöründe yatırım iklimi istenilen
düzeye çıkarılamamıştır. Bu husus bazı açılardan yatırımcılar
için bir dezavantaj olarak görülse de özellikle de piyasa payı ve
piyasaya ilk girme gibi sebepler dahilinde bu durum bir çok
açıdan avantaj olarak da algılanabilir. Yabancı yatırımcılar
ülkeye davet edilmekte ve onlara her türlü kolaylıkların
yapılacağı vaad edilmektedir. Genelde Azerbaycan’da yabancı
sermaye olumlu karşılan-maktadır316.
Azerbaycan İktisadi İnkişaf Bakanlığı tarafından
hazırlanan Azer-baycan Yatırım Haritası ise, yurtdışından
gelen işadamlarının, Azer-baycan’ın hangi bölgesinde, hangi
alanlarda ve ne kadar bir yatırım yapabilecekleri hakkında
yardımcı olma amacını taşımaktadır.
315
316
İbadoğlu, s.74.
Nizami Süleymanov, Azerbaycan’ın İqtisadi Tarixi, Bakı, 2001, s. 232; Sinan Oğan,
“Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye İle Ekonomik
İlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003.
232
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Hazar enerji kaynaklarının üretimi için toplam 40 milyar
$’dan fazla bir yatırım 2010 yılına kadar yapılacağı
hesaplanmaktadır317.
Bakü’de faaliyet gösteren İngiltere’nin “MAİ Consulting”
firma-sının araştırmalarına göre, 2030 yılına kadar ise
yatırımların toplamı 135 milyar $’a ulaşacaktır318.
Azerbaycan’da mevcut rezervlerin geliştirilebilmesi,
ekonomilerin teknolojik yapılarının yenilenmesi, üretim
yapılarının çeşitlendirilmesi, yeni haberleşme ve ulaşım
ağlarının oluşturulabilmesi içinde gerekli olan yabancı
sermayenin artarak ülkeye gelmesinin sağlanması gerekmektedir.
Azerbaycan’da yatırımların daha çok petrol sektörüne
yapılması ve bu doğrultuda GSMH’nın önemli bir bölümünün
petrol gelirlerinden oluşması endişe vericidir. Petrol
sektörünün
tek
taraflı
gelişimi
nede-niyle
dünya
piyasalarındaki fiyat değişmeleri GSMH üzerinde de
dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu durum 1998 Rusya
krizinde açıkça görülmüştür.
Kısaca
Azerbaycan ekonomik
açıdan “Hollanda
Sendromu” diye ifade edilen; bir bölgenin veya bir sektörün
hızlı gelişimi karşısında di-ğer bölgelerin veya sektörlerin
gelişmemesi sonucunu doğuracak bir tehlike ile karşı
karşıyadır.
Hollanda sendromu dışında Azerbaycan açısından
yabancı serma-yeden kaynaklanan problemler şunlardır319:
317
318
319
Amanda Batters, Hart’s Evroil, West Byfleet U.K., Vo.8,I.7, July-1997, s.12.
D. A. Mamedov, O. A. Aliyev, "Kontrakt Veka i Ago Vliyaniye Na Ekonomiçeckoye
Rzvitiye Azerbaicanskoy Respublika" (Asrın Kontraktı ve Azerbaycan'ın İktisadi
Gelişmesine Etkisi), Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ziyad Semedzade), Azerbaycan
Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.87.
V. E. Rüstemov, “Azerbaycan İqtisadiyyatının Struktur Yenidenqurulmasında Xarici
Kapitalın Rolu“, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi İslahatlar
Merkezi, Bakı, 2001, ss.27-28; R. X. Şaulov, “Müteqillik Şeraitinde Regional İnkişafın
Strategiyası”, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi İslahatlar
Merkezi, Bakı, 2001, ss.84-86.
233
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
 Ülkenin dış borcunun artması,
 Yabancı
sermayeli
ve
müşterek
işletmelerin
faaliyetlerinin daha çok erken gelir getiren hammadde yönlü
ve hizmet sahalarına yönelmesi,
 Ülkenin üretim sanayisi sahalarına yabancı sermaye
yatırımının çok az olması,
 Yatırımların hemen hepsinin Abşeron bölgesinde
toplanması sonucu, diğer bölgelerde yabancı sermayenin yok
denecek kadar az olması,
 Uluslararası finans kuruluşlarından alınan krediler ve
finans
kuruluşlarının
verdikleri
tavsiyelerin
ülkede
makroekonomik
istikrarın
sağlanmasında
büyük
rol
oynamasına karşın, reel sektörde üretimin seviyesinin ve
veriminin yükseltilmesi ve halkın sosyal güvenliğinin artması
gibi sosyo-ekonomik problemlerin çözümünde farkedilir bir
değişiklikler sağlamaması.
8.2. Yatırım İklimi
Azerbaycan’ı petrol dışı alanlarda da yatırım yapma
bakımından cazip kılan faktörlerin başında, ucuz işgücü ve
zengin yer altı kaynak-larına sahip olması gelmektedir. Ancak
değişim sürecindeki ülkelerde yatırım ikliminin elverişliliği
bakımından, gerekli kanuni düzenlemelerin yetersizliği,
müteşebbisler açısından endişe edilen noktaların başında
gelmektedir.
Bu endişeyi dikkate alan Azerbaycan, özellikle 1995
yılından itibaren gerekli kanuni düzenlemeler konusunda
önemli mesafe almıştır. Gümrük, vergi, emek, toprak, devlet
hizmeti ve anti monopol alanında kabul edilen kanunlar ile
birçok reform gerçekleştirilmiştir.
Yapılan kanuni düzenlemeler ile Azerbaycan’da, hem
ülke içi hem de uluslararası piyasalar bakımında rekabetçi bir
ortam oluşturulmaya çalışılmıştır.
234
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD)
tarafın-dan yapılan bir araştırmaya göre, Azerbaycan’daki
ticari kanunlar yeterli görülmüştür.
Elbette bugüne kadar yapılan düzenlemelerin ötesinde
yapılması gereken düzenlemeler ve atılması gereken önemli
adımlar vardır. Yapıl-ması gereken reformlar için Azerbaycan
Cumhurbaşkanı’nın çıkardığı fermanlar özel bir öneme
sahiptir. Cumhurbaşkanı tarafından Temmuz-2002’de alınan
kararlarla, Azerbaycan’ın yabancı yatırımlara karşı açık kapı
politikası yürüttüğü ve gerekli elverişli ortamın sağlanmaya
çalışıl-dığı görülmektedir.
Milli savunma gibi istisnalar dışında yeni düzenlemelere
göre yabancı yatırımcılar ile yerli yatırımcılar aynı hukuka
sahiptirler.
Yabancı
yatırımcılar
tarafından
kurulan
işletmeler, kanunen Azerbaycan işletmesi olarak kabul
edilmektedir. Dolayısıyla yerli ve yabancı müte-şebbislere
hemen hemen aynı kanuni prensipler uygulanmaktadır.
Ancak şube ve temsilcilikler böyle bir uygulamanın dışındadır.
Vergi Kanununda ve prosedüründe yapılan düzenlemeler
vergi mükelleflerinin vergi rejiminin şeffaflığı konusundaki
kanaatlerini pekiştirmiştir.
Yabancı fiziki ve hukuki şahısların, kanuni olarak,
toprak özelleş-tirme hakları yoktur, ancak anlaşma yoluyla
kiralama hakları vardır. Kiracı olmakla birlikte yabancılara
bir çok hak tanınmıştır.
İşletmelerin Hukuki Kayıt Süreci
Azerbaycan’da ister yerli isterse yabancı sermayeli
işletmelerin kurulması için öncelikle Adliye Bakanlığına kayıt
yaptırmaları gerek-mektedir. Kayıt işleminde istenen belge ve
dokümanların sunulması mecburidir. Kayıt yaptırma süresi
olarak kanuni süre 10 gün olarak belirlenmekle birlikte
uygulamada bu sürenin iki-üç katına çıktığı görülmektedir.
Adalet Bakanlığı’ndan sonra vergi organlarına, Sosyal Sigorta
Kurumu’na ve Devlet İstatistik Komitesi’ne de kayıtların
yaptırılması gerekmektedir. Eylül-2002’de Cumhurbaşkanı
235
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
tarafından ilan edilen ferman ile, işletmelerin kayıt yaptırma
prosedüründe bir çok sadeleştirmeye gidilmiştir.
İşletme lisansı almak üzere yapılması gereken işlem
sayısı 240’dan 30’a indirilmiş ve lisans süreleri 2 yıldan 5 yıla
çıkarılmıştır.
Mülkiyet Haklarının Korunması ve Anlaşmalara Saygı
Dönüşüm sürecindeki ülkelerde sermayedarlar, mülkiyet
hakları-nın
ve
anlaşmaların
emniyetinden
rahatsız
olmaktadırlar. Ancak bu konuda EBRD’in yaptığı çalışmalara
göre, Azerbaycan dönüşüm süre-cindeki en iyi ülkeler arasında
yer almaktadır. Mülkiyet haklarının korunması Azerbaycan
Anayasası tarafından öngörülmektedir. 2001’de yürürlüğe
giren Medeni Kanun, anlaşmaların, ticari ilişkilerin, mülkiyet
haklarının ve kıymetli kağıtların yapısal koşullarını da
kapsamaktadır. Son zamanlarda kabul edilen Medeni Usul
Kanunu mahkeme sürecini kolaylaştırmaktadır. Öte yandan,
Cumhurbaşkanı Aliyev’in Eylül-2002’de verdiği karar,
hükümetin mülkiyet haklarına yasadışı kısıtlamaların ve
mülkiyet
sahiplerine
yasadışı
muhtemel
baskıların
engellenmesi yüküm-lülüğünü öngörmektedir.
Fikir Haklarının Korunması
Telif hakkı, ticari marka ve patent yürürlükte olan
kanunlar ile düzenlenmektedir. 1990’ların ortalarından
Azerbaycan, fikir haklarının savunması ve kayıtlanması
yolunda kendi ulusal sistemini hazırlamıştır. Telif haklarına
yönelik güncel kanun (Telif Hakları ve İlgili Haklara Dair
Kanun-1996), (Patentle İle İlgili Kanun-1997) ve ticari
markanın savunmasına yönelik (Ticari Marka ve Coğrafi Yer
Bilimlerine
Dair
Kanun-1998)
yürürlüktedir.
Ayrıca
Azerbaycan, Sanayii Mülkiyetinin Korunmasına İlişkin Paris
Anlaşması; Edebiyat ve Sanat Çalışmalarının Korunması
Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara katılmıştır.
Özel Sektöre Devletin Finansal Yardımı
236
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Hükümet tarafından Müteşebbisliğe Yardım Fonu
kurulmuştur. 2003-2005 yılları arasında Fon’un 250 milyar
Manat değerinde özel müteşebbisler için mali yardım yapması
öngörülmüştür.
Düzenleme Sisteminin Şeffaflığı, Genel Standartların
Yönetimi ve Rüşvet Sorunu
Yatırımcılar ve ekonomiye destek veren uluslararası
kurumlar hükümetin hukuk alanındaki düzenlemelerini
olumlu değerlendirmekte ve iş hayatını etkileyen kanun ve
tüzükleri amaca yönelik ve faydalı olarak görmektedirler.
Kanuni düzenlemelerde bazı zaafların olmasına rağmen, bu
konularda alınan mesafe piyasa ekonomisine yeni adım atan
ülke için takdir edici bir başarı sayılabilir.
Haziran-2000’de
Cumhurbaşkanı
Aliyev,
rüşvetle
mücadaleye ilişkin kanun imzalamıştır. 2001 yılında Devlet
Hizmeti konusunda kanun kabul edilmiştir. Bu kanun devlet
memurları için davranış kural-larını belirlemekte ve onların
göreve atanması, görevde ilerlemesi ve ücretlerinin verilmesi
ile bağlı kuralları belirlemiştir. Kanun, devlet hizmetinin
güçlenmesi ve rüşvete kaynak olabilecek faktörlerin
azaltılmasını öngörmektedir.
Hükümet,
aynı
zamanda
yargı
organlarında
mahkemelerin etkin-liği ve özgürlüğünü geliştirmek için
reformlara başlamıştır. Medeni Usul ve Ceza Usul Hukukuna
getirilen yeni düzenlemeler hakimlerin atamasında yeni
yöntemler getirmiştir. Eylül-2002 Cumhurbaşkanı kara-rına
uygun olarak, özel izin ve belgelerin sayısı 240’dan 30’a indirilmiştir. Bu müteşebbislerin önündeki gereksiz bürokratik
engelleri kaldır-makta ve izin alma sürecini hızlandırmak için
ekstradan ödemeleri azaltmaktadır.
237
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Ulusal Düzenleme
Yabancı Sermayenin Korunmasına Dair Kanun, en
azından yaban-cı girişimcilere yerel girişimcilerle eşit
şartlarda teşebbüste bulunma koşullarının oluşturulmasını
öngörmektedir.
Kanunda
gösterilen
tek
istisnai
hal,
yabancı
girişimcilerin sermaye yatırılacak alanın önemi dikkate
alınarak
yerli
girişimcilerin
çıkarlarını
olumsuz
etkilemeyeceği halde avantajlı bulunmasıdır.
Millileştirme, Müsadere ve Tazminat
Yabancı Sermayenin Korunmasına Dair Kanun, yabancı
sermaye-darların mülklerini millileştirme ve müsadereden
korumaktadır. Yalnız ülkenin ulusal çıkarları veya yerel halka
karşı bir zarar söz konusu olur-sa, o zaman etkili, hızlı ve
sermaye değerinde tazminatla yukarıda adı geçen işlemler
yapılabilir. Son yıllarda hiç bir millileştirme olmamıştır.
Anlaşılmazlıkların Çözümü
Anlaşılmazlıların yargı yolu ile çözümlenmesinde bir
takım eksikler olsa da, son yıllar Azerbaycan’da bu alanda
önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Uluslararası Arbitraj
Hakkında Kanun 2000 yılından yürürlüğe girmiştir. Kanuna
göre taraflar kendi isteklerine göre her hangi bir yabancı
mahkemeye başvurabilirler. Yabancı mahkemenin kararı
ülkede siyasi
istikrarı
bozmayacak
şekilde,
yerine
getirilecektir. Parlamento, Yabancı Arbitrajın Kabulü ve
Geçerliliği hakkında 1958 tarihli New York Anlaşmasını da
onaylamıştır. Bu Azerbaycan Hükü-meti ile yabancı
sermayedarlar arasında ortaya çıkan sorunların Azer-baycan
mahkemelerinde bakılmaksızın, sorunun Uluslararası Arbitraj
Mahkemesine götürülmesi yükümlülüğünü getirmektedir.
Azerbaycan Hükümeti ve üçüncü taraflar arasındaki bazı
anlaşmalar,
yabancı
serma-yedarlara
Sermaye
Anlaşılmazlıklarının Çözümlenmesi Üzere Uluslar-arası
238
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Merkeze (ICSID) baş vurmaya imkan vermektedir.
Azerbaycan, ICSID bünyesinde imzalanmış, “Bir Devletle
Başka Bir Devletin Uyruğu Arasında Çıkan Sermaye
Anlaşmazlılarının
Çözümlenmesi
Üzere
Uluslararası
Anlaşma”nın gerçek üyesidir.
239
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
İkitaraflı Sermaye Anlaşmaları
Azerbaycan Çin, Fransa, Gürcistan, Almanya, İngiltere,
İran, İtalya, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, Moldova,
Pakistan, Polonya, Türkiye, Ukrayna, ABD ve Özbekistan’la iki
taraflı sermaye korunması anlaş-masına imza atmıştır.
Uluslararası anlaşmalar yerel Azerbaycan yasamasını
bağladığı için, İkitaraflı Sermaye Anlaşmaları, bazı
sermayedarlar için ülkede güven sağlayıcı olumlu koşullar
oluşturabilir.
Yatırıma Katkılar ve Yardımlar
Cumhurbaşkanının Eylül-2002’de çıkardığı ferman
doğrultusunda, girişimciliğin gelişmesine yardım için, İş
Adamları Birliği kurulmuştur. Birlik devamlı olarak mevcut
problemlerin tespiti ve analizi ile ve bu sorunların
çözümlenmesi için çalışmalarla meşgul olacaktır. Birlik
yabancı yatırımcıların da sorunları ile ilgilenerek onların
seslerini duyurmasına yardımcı olacaktır.
8.3. Yatırım Potansiyeli
Azerbaycan’da yatırım yapılmasına ilişkin planlamada,
sadece ülkenin pazar potansiyelinin dikkate alınması doğru
olmayacaktır. Zira Azerbaycan’ın coğrafi konumu, dikkate
alındığında, bölge ülkeleri ile birlikte önemli bir pazar
potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Azerbaycan
Kafkasya ve Orta Asya’nın “ekonomik nefes borusu”dur. Böyle
bir öneme sahip olduğu Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı
ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının faaliyete
geçmesi ile daha açık olarak görülecek, Hazar’dan geçecek
boru hatları ile sözkonusu hatlarla Kazakistan petrolünün ve
Türkmenistan doğal gazının dünya piyasalarına ihracının
gerçekleşmesi ile değerini ve önemini pekiştirmiş olacaktır.
Öte yandan bu potansiyel her geçen gün İpek Yolu’nun yeniden canlılık kazanması ile daha da artacaktır. Dolayısıyla
240
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’a
yatırım
yapılırken,
Azerbaycan
pazar
potansiyelinden çok bölgenin pazar potansiyelinin, bölgenin de
bugünden daha çok gelecek potan-siyelinin dikkate alınması
gerekir.
Bölge pazar potansiyeli dikkate alınacağına göre,
Azerbaycan’da ihracata yönelik, dünya fiyatları ile rekabet
edebilecek şekilde malın maliyetini ve fiyatını düşük
seviyelerde tutabilen ölçekte ve büyüklükte yapmak şartıyla
bir çok alanda yatırım yapılması mümkündür. İklim şartları
ve toprağının verimli olması, tarım ve tarım sanayiine yatırım
yapılmasını mümkün kılmaktadır. Petrol sektöründeki
yatırımların da etkisi ile bankacılık ve finans sektörü ve diğer
hizmetler sektöründeki yatırımlar da daha cazip hale
gelecektir320.
Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev tarafından 2002 yılında
yerli ve yabancı işadamları ile yapılan görüşmeler ve ardından
alınan yeni kararlarla, müteşebbisleri teşvik eden ve önünü
açacak şekilde, serbest piyasa ekonomisine geçiş için gerekli
olan hukuki ve kurumsal yapıdaki olumlu gelişmeler ile
birlikte kalifiye işgücüne ihtiyacın hızla
artması,
Azerbaycan’a yatırım yapılması ve ekonomik
ilişkilere
girilmesi için gerekli olan yatırım ve pazar iklimini daha
elverişli hale getirmiştir.
Küreselleşmenin
finansal
sacayağı
ile
birlikte,
sermayenin sınır tanımadığı günümüz dünyasında, Almanya,
Fransa, İngiltere, Japonya gibi bölgeye daha uzak ülkelerden
gelen müteşebbisler, Azerbaycan’da gerçekleştirilecek olan
büyük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilgili duyarken,
Türkiyeli müteşebbislerin, Türkiye’de yaşanan ekonomik
sorunlara bir açılım sağlayacak şekilde ve devlet desteğini de
alarak, Azerbaycan’daki özelleştirmeye ilgi göstermeleri ve
farklı sektörlere yatırım yapmaları hem müteşebbisler hem de
ülke ekonomisi açısından faydalı olacaktır.
320
Osman Nuri Aras, “Azerbaycan İqtisadiyyatında Sermaye Strategiyasının Nezeri
İnfrastrukturu”, Azerbaycan İqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konferans
Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.209-212.
241
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
8.4. Yatırım Alanları
Aşağıda farklı sektörlerde yer alan başlıca yatırım
alanları yer almaktadır321.
8.4.1. Tarım ve Gıda
















Tarım Makineleri Üretimi ve Tesisi,
Tereyağı Üretimi,
Çocuk Gıda Ürünleri Üretimi,
Bitkisel Yağlar (Mısır ve Ayçiçek Yağı) Üretimi,
Gıda Katkı Maddeleri ve Konsantreleri Üretimi,
Zeytinyağı Üretimi,
Çikolata ve Şekerleme Ürünleri Üretimi,
Nar Suyu ve Nar Konsantresi Üretimi,
Salça Üretimi,
Konserve Ürünleri Üretimi,
Konserve Fabrikasının Modernizasyonu,
Tarım Ürünlerinin Saklanması ve Ambalajı,
Modern Seraların İnşası,
Soğuk Hava Depolarının İnşası,
Şeker Fabrikasının İnşası,
Şarap Fabrikasının İnşası.
8.4.2. Kimya-Sanayii









321
Deterjan İmalatı,
Etilen-Propilen Fabrikasının Modernizasyonu,
Gübre Üretimi,
İyot ve Brom İmalatı,
Polietilen Ürün İmalatı,
Polipropilen Üretimi,
Soda ve Klor Üretim Tesis İnşaası,
Glas Fiber ve Doku İmalatı,
Şişe Üretim.
Geniş bilgi için Bkz: www.economy.gov.az.
242
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
8.4.3. Hafif İmalat Sanayi


















Klima İmalatı,
Kompresör İmalatı,
Elektrikli Ürünler İmalatı,
Transformatörlerin Tamiri ve İmalatı,
Ev Aletleri İmalatı,
Ev Donanım Ürünleri İmalatı,
Kağıt ve Mukavva İmalatı,
Plastik Boru İmalatı,
Buzdolabı ve Dondurucu İmalatı,
Sabun Üretim Tesis Modernizasyonu,
Lastik İmalatı,
Tel Kablo İmalatı,
Doğal ve Sentetik Parçaların Üretimi,
Fosfat Üretim Tesisinin Modernizasyonu,
İpek Üretimi,
Tekstil Fabrikasının Yeniden İnşası,
Smartkart Tipli Gaz Sayaçlarının İmalatı,
Doğal Gaz Tüketimi İle İlgili Ürünlerin Üretimi.
8.4.4. İnşaat ve Turizm






İnşaat Malzemeleri Üretimi,
Demir Madeni Üretimi,
Dağcılık Spor Dinlenme, Turizm ve Eğlence Merkezi
İnşası,
Otel İnşası,
Turizm Kompleksinin Yapılması,
Tedavi Dinlenme Merkezi İnşası.
8.4.5. Ulaşım



Lokomotif Deposunun Yeniden Yapılması,
Vagon Deposu Bünyesinde Çeşitli Yükj Vagonlarının
Tamiri Fabrikasının İnşası,
Bakü Metropoliteninin 3. Kuzey Sahasının İnşası.
243
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
DOKUZUNCU BÖLÜM
AZERBAYCAN-TÜRKİYE EKONOMİK İLİŞKİLERİ
Azerbaycan’ın 18 Ekim 1991’de ilan ettiği bağımsızlığını
ilk olarak tanıyan Türkiye, Azerbaycan’ın siyasi bağımsızlığının
güçlenmesinin, ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda elde
etmesi ve ekonomik kalkın-masını sağlaması ile mümkün
olacağını göz önünde bulundurarak, sahip olduğu ekonomik
imkan ve deneyimleri, devlet ve özel teşebbüs olarak
Azerbaycan ile paylaşmaya başlamıştır. Türkiye Azerbaycan’da
25.05 1991 tarihinden itibaren Konsolosluk ve 14.01.1992
tarihinden itibaren ise Büyükelçilik olarak temsil edilmeye
başlanmıştır. Böylece Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişki
fiili boyut kazanarak ulaştırma, haberleşme, inşaat, petrol,
eğitim gibi birçok sektörde işbirliğine gidilmiştir.
Çalışma, bağımsızlık sonrası Azerbaycan ekonomisini
kapsamakla birlikte, önemine binaen, bu bölümde genel
hatlarıyla Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ekonomik
ilişkiler ele alınacaktır.
9.1. Ekonomik İlişkilerin Hukuki Temelleri
Tarihi, coğrafi ve manevi değerleri ile birbirine bağlı olan
Azer-baycan
ve
Türkiye
arasında,
Azerbaycan’ın
bağımsızlığından itibaren çeşitli sahaları ihtiva eden ve aynı
zamanda iki ülke arasındaki ekono-mik ve ticari ilişkilerin
hukuki altyapısını oluşturan 150 civarında çeşitli işbirliği,
anlaşma ve protokoller imzalanmıştır322.
Azerbaycan ve Türkiye arasında ekonomik ve ticari
ilişkiler 01.11.1992 tarihli “Ticari ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşması” çerçeve-sinde yürütülmektedir. Diğer yandan
yatırımcılar için önem taşıyan “Yatırımların Karşılıklı Teşviki
322
Bahri Özdemir, “Azerbaycan Ekonomisi ve Azerbaycan-Türkiye Ticari İlişkileri”,
Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, ss.24-25.
244
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ve Korunması Hakkında Anlaşma” 09.02.1995 tarihinde,
“Azerbaycan ile Türkiye Arasında Çifte Vergilen-dirmenin
Önlenmesi Anlaşması” 09.02.1994 tarihinde imzalanmıştır.
Ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde önemli
araçlardan birisi olan Karma Ekonomik Komisyonu (KEK)
Birinci Dönem Toplantısı Protokolü 20.02.1997 tarihinde
imzalanmış ve ilişkilerin geliştirilmesi yönünde karar
alınmıştır. İkinci
Karma Ekonomi Komis-yon Toplantısı
Protokolü ise 30.01.2002 tarihinde imzalanmıştır.
9.1.1. Tarım Alanında İşbirliği
Tarım sektöründe işbirliği her iki ülke arasında
09.02.1994 tarihinde imzalanan “Tarım Alanında Bilimsel,
Teknik ve Ekonomik İşbirliğine İlişkin Protokolü”ne göre
yürütülmektedir. Tarım Yürütme Komitesi İkinci Dönem
Toplantısı 17-21 Temmuz 2001 tarihlerinde Azerbaycan’da
yapılmış ve bir protokol imzalanmıştır.
Türkiye Tarım Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Teşkilatı (FAO) Güney-Güney İşbirliği kapsamında
Azerbaycan’da gıda güvenliğinin sağlanması için bir proje
hazırlanmıştır323.
Azerbaycan’da yaşayan Ahıska Türklerine bedeli Türk
İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) Başkanlığı’nca
karşılanmak üzere, T.C. Tarım Bakanlığı, Tarım İşletmeleri
Genel Müdürlüğü’nce 25 ton tohumluk buğday gönderilmiş ve
ekimi sırasında danışmanlık hizmeti sunulmuştur.
Azerbaycan’ın Haçmaz yöresinde Örnek Tarım Çiftliği
kurulma-sına yönelik faaliyetler devem etmektedir.
T.C. Tarım Bakanlığı ve TİKA ile işbirliği içerisinde
yürütülmekte olan “Avrasya Ülkelerinde Tarım Seminerlerini
Araştırma ve Geliştirme Projesi” çerçevesinde Azerbaycan
Bitki Sağlığı ve Karantina Labora-tuarları Revizyonu Projesi
devam etmektedir.
323
Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü,
Ankara, Mayıs-2002, s.22.
245
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
9.1.2. Sanayi Alanında İşbirliği
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde bulunan
Türk Patent Enstitüsü görev alanına giren Sınai Mülkiyet
Hakları kapsamında, Türk Cumhuriyetleri Patent kuruluşları
arasında işbirliğini başlatmak ve geliştirmek için 12 Kasım
1998’de Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan,
Moğolistan ve Tacikistan arasında niyet protokolü imzalanmıştır.
Türk Cumhuriyetleri ile yapılan teknik işbirliği alanında
ekonomik, ticari, teknik, eğitim konularında Azerbaycan’ın da
içinde yer aldığı eğitim programı 22-28 Mayıs 2000 tarihinde
yapılmıştır.
9.1.3. Standartlar Alanında İşbirliği
Azerbaycan Devlet Standartlaştırma ve Meteoroloji
Merkezi (Azer Devlet Standard) ile Türkiye’nin Türk
Standartları Enstitüsü (TSE) arasında ilk işbirliği protokolü
Aralık 1990’da imzalanmıştır. Bu proto-kol ve diğer
protokollerde tarafların mütekabiliyet esasına bağlı olarak
ticarete konu olan mal ve hizmetlerde, uluslararası kaliteyi
ifade eden teşkilat, marka ve belgelerini tanıdıkları
belirtilmektedir.
Bu alanda en önemli gelişme 13 Haziran 1996’da
imzalanan uygulama protokolüdür. Bu anlaşma ile her iki
ülke, birbirlerinden veya üçüncü bir ülkeden gelen malların
her iki ülkenin ilgili kuruluşlarından belge aldıkları takdirde
ülkeye girişlerde Standart Teşkilatlarınca ayrı bir kontrole
tabi tutmayacakları konusunda mutabakata varmıştır.
1997’de
Azerbaycan’da
temsilcilik
açan
TSE,
faaliyetlerini doğru-dan tanıtabilme imkanı sağlamıştır.
Ayrıca
Azerbaycan’ın
da
dahil
olduğu
“Bölgesel
Standardizasyon Birliği (BASN)”in faaliyetleri devam
etmektedir.
246
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
9.1.4. Enerji Sektöründe İşbirliği
Azerbaycan ve Türkiye arasındaki en önemli ekonomik
işbirliği enerji sektöründedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru
Hattı Projesi ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı
Projesi ise ekonomik ve stratejik önem arzeden enerji
sektöründeki en önemli iki projedir.
Bu iki proje dışında Azerbaycan ile potansiyel işbirliği
arasında yer alan ve BOTAŞ’ın Türkiye içinde yer altı depoları
hazır olana kadar Türkiye dışında depo kiralama stratejisi
doğrultusunda Bakü’nün 50 km yakınında yer altı depolarının
kiralanması sözkonusudur.
9.1.4.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi
Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi, 18 Kasım
1999 tarihinde İstanbul’da yapılan AGİT Zirvesi’nde Türkiye,
Azerbaycan ve Gürcistan Hükümetleri arasında imzalanan
“Hükümetlerarası Anlaşma” ile faaliyete geçmiştir.
Azerbaycan tarafından 3 Ekim 2000’de Projeyi
desteklemek üzere bir “Sponsor Grup” oluşturulmuştur. İlgili
grup 17 Ekim 2000’de imza-lanan “Sponsor Grup Finansman
ve İşbirliği Anlaşması” ile resmiyet kazanmıştır. İlgili grupta
Exxon-Mobil, LUKOIL ve Devon dışındaki tüm AIOC üyeleri
yer almıştır.
9.1.4.2. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı
Projesi
Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile
ilgili olarak 18 Kasım 1999’da, İstanbul’da yapılan AGİT
Zirvesi’nde Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan Enerji
Bakanları düzeyinde yapılan görüş-meler sonunda imzalanan
Mutabakat Zaptı ile ilk adım atılmıştır.
Sözkonusu Zapt çerçevesinde iki ülke arasında
Azerbaycan doğalgazının Türkiye’ye sevkine ilişkin 12 Mart
2001’de “Hükümetler-arası Anlaşma” imzalanmıştır. İmzalanan
anlaşma doğrultusunda BOTAŞ ve SOCAR arasında 15 yıl
247
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
süreli Doğal Gaz Alım-Satım Anlaşması imzalanarak, alımların
2004’de 2 milyar m3/yıl ile başlaması ve 2007’de 6.6 milyar
m3/yıl’a ulaşması hedeflenmektedir.
9.1.5. Turizm Sektöründe İşbirliği
Azerbaycan ve Türkiye arasında 1992’de Turizm İşbirliği
Anlaş-ması imzalanmıştır.
Azerbaycan turizm sektöründe çalışan personel
Türkiye’ye eğitimi almak üzere gitmektedir. Ayrıca yapılan
anlaşmalar çerçevesinde, özel şirketler tarafından Azerbaycan
ve Türkiye arasında karşılıklı turlar düzenlenmektedir.
9.1.6. Madencilik Sektöründe İşbirliği
Türkiye Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel
Müdürlüğü 1994-1995 yıllarında her bir ülkenin yer
bilimleriyle ilgili temsilcilerin katıldığı “Türkçe Konuşan
Ülkeler
Yer
Bilimleri
ve
Madencilik
Konfe-ransı”
gerçekleştirmiştir. İlgili toplantıda bütün ülkelerin doğal
kaynak potansiyelleri ve madencilik faaliyetleri ile ilgili
görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca Azerbaycan’ın 1/500.000 ölçekli
maden yatakları haritası, Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet
Ehtiyalar Komitesi ile Türkiye Maden Tetkik ve Arama
Enstitüsü Genel Müdürlüğü tarafından ortak çalışma sonucu
basılmıştır.
9.1.7. Eğitim Sektöründe İşbirliği
Büyük Öğrenci Projesi kapsamında diğer Türkiye
Cumhuriyetle-rinden olduğu gibi Azerbaycan’dan da Türkiye’ye
lisans, yüksek lisans ve doktora eğitim amacıyla öğrenci
gitmektedir. Türk Cumhuriyetlerinden Türkiye’ye eğitim almak
üzere giden öğrencilerin %11’i Azerbaycanlıdır.
Azerbaycan’daki liselerin tamirat, ders kitaplarının
karşılanması, demirbaş alımı gibi giderlerinin karşılanması
amacıyla Türkiye 1993-2001 yılları arasında 102.570$
yardımda bulunmuştur. Ayrıca Türkiye Diyanet Vakfı
tarafından Bakü Devlet Üniversitesi Bünyesinde İlahiyat
248
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Fakültesi açılmıştır. Yine Türkiye Diyanet Vakfı tarafından
Bakü Türk Lisesi, hem Azerbaycanlı öğrencilere hem de
Azerbaycan’da
yaşayan
Türkiyeli
öğrencilere
eğitim
vermektedir.
9.1.7. Ulaşım Sektöründe İşbirliği
1 Kasım 1992 yılında Türkiye ile Azerbaycan arasında
kapsamlı bir Kara Ulaştırma Anlaşması imzalanmıştır.
Nahçıvan yolu ile direkt bağlantı sağlanmış, ancak bu
Nahçıvan’dan öteye gidememiştir. Türkiye ile karayolu
bağlantısı Gürcistan ve İran üzerinden sağlanmaktadır.
9.1.8. Gümrük İşbirliği
İki ülke arasında 09.02.1994 tarihinde imzalanan İdari
Yardım Anlaşması çerçevesinde 1992, 1995 ve 2000 yıllarında
(ECO ülkeleriyle birlikte) Azerbaycan gümrük personeli için
Türkiye Gümrük Mevzuatı ve Uygulamalarının tanıtıldığı
seminerler düzenlenmiştir.
9.1.8. TİKA’nın Faaliyetleri
Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) iki ülke
arasında ekonomik ve kültürel işbirliğinin geliştirilmesi
amacıyla Azerbaycan’da aşağıdaki alanlarda farklı projeleri
gerçekleştirmiş veya gerçekleştir-mektedir:
 Kurumsal ve İdari Yapıların Geliştirilmesi Programları
 Avrasya Ülkelerinde Tarım Sistemlerini Araştırma ve
Geliştirme Programları
 Avrasya Ülkelerinde Girişimciliği ve Küçük ve Orta
Ölçekli Sanayii Geliştirme Programları
 Turizm ve Hizmet Sektörünü Geliştirme Programları
 Sosyal İşbirliği Programları
 Eğitim ve Kültürel İşbirliği Programları
249
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
9.2. Ticari İlişkiler
Azerbaycan ve Türkiye ekonomileri yapı ve coğrafi
devamlılık itibariyle birbirlerini tamamlar niteliktedir.
Türkiye ekonomisi dışa dönük ve imalat sanayii ağırlıklı bir
yapılanma görüntüsü çizerken Azer-baycan ekonomisi daha
çok hammadde ağırlıklıdır.
Dünya ekonomisine entegrasyon sürecinde önemli bir
mesafe aldığına gösterge olacak şekilde 2002 yılında 128 ülke
ile ekonomik ilişki kuran Azerbaycan’ın dış ticaret hacminde
de Türkiye önemli bir yere sahiptir.
Türkiye’den yapılan ithalatın, toplam ithalat içindeki payı
1998 yılındaki % 20.4'lük değerden 2000 yılında % 11,0’a, 2002
yılında ise 9.4’e düşmüştür 1997 yılından 2001 yılına
gelindiğinde Türkiye’den ithal edilen ürünlerin hacmi 179
milyon $’dan 148 milyon $’a gerilemiştir. Buna karşın İran ve
Rusya’dan yapılan ithalat hacmi ise artmıştır.
Tablo 44. Azerbaycan’ın Dış Ticaretinde Türkiye
Yıllara
İthalattaki
payı %
İthalattaki
Yeri
İhracattaki
payı %
İhracattaki
Yeri
1997
1998
1999
2000
2001
2002
22.6
20.4
13.8
11.0
10.4
9.4
1
1
2
2
3
3
5.3
22.4
7.4
6.0
2.9
3.8
4
1
4
4
7
6
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları,
Bakı, 2002, s.629-630; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı,
2003, s.53.
Türkiye’den yapılan ihracatın, toplam ihracat içindeki
payı ise 1998’de %22.4 iken, 2000’de %6.0, 2002’de ise %3.8’e
gerilemiştir.
1998’de en yüksek değerine ulaşarak 356 milyon $ olarak
gerçek-leşen iki ülke arasındaki ticaret hacmi, daha sonraki
yıllarda 250 milyon $’ı bile aşamamıştır.
250
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1991 yılından itibaren gelişen siyasi ve ekonomik
ilişkilere paralel Türk işadamlarının bu ülkeye olan yoğun
ilgisi ve Türk şirketlerinin Azerbaycan piyasasında şube
açmak suretiyle Türkiye’den ithalat yap-ması sebebiyle sürekli
bir yükselme içerisinde bulunan iki ülke ticareti Türkiye
lehine fazla vermiştir.
Türkiye’nin bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan ile
ekonomik ve ticari ilişkilerinde olan üstünlüğü zaman
içerisinde hem diğer ülke-lerin bu pazara girmesi ve hem de
yerel müteşebbislerin artık kendi ayakları üzerinde durmaya
başlaması ile gerilemeye başlamıştır.
Türkiye’nin Azerbaycan’a olan ihracatındaki azalmanın
başlıca sebeplerinden biri de Türk müteahhit firmalarının
üstlenmiş oldukları taahhüt işlerinin büyük ölçüde
tamamlanmış olması ve yeni projelerin başlamamasıdır.
Ancak başta bavul ticareti olmak üzere, kayıt dışı ticaret
işlemleri göz önüne alındığında iki ülke arasındaki dış ticaret
hacmi resmi verilerden daha fazladır.
Azerbaycan’ın Türkiye’den ithal ettiği mal grupları
arasında ilk sırayı gıda maddeleri almaktadır. Önemli ihraç
ürünleri; un ve unlu mamuller, margarin, buğday, zeytinyağı,
çiçek yağı, süt ve süt ürünleri, yumurta, makarna, bira,
patates, küp ve tozşeker, çikolata ve şekerleme ürünleri,
meyve suları, peynir, bisküvi, hazır deri mamulleri, trikotaj
ürünleri, sentetik deterjanlar, sabun, duvar kağıtları, sıhhi
tesisat malze-meleri, tekstil sanayii için makineler, lastik ve
plastikten mamul eşya, beyaz eşya, telekomünikasyon
ürünleri, elektrik malzemeleri, elektrik enerjisi v.b’dir. Başta
petrol ve petrol ürünleri olmak üzere ham alümin-yum, pamuk
polietilen, ham deri, pamuk ipliği, yün, ham bakır, alkollü
içecekler ve fosfatlı gübreler Azerbaycan’ın Türkiye’ye
ihracatında önem arz eden ürünlerdir.
Azerbaycan ve Türkiye arasında direkt karayolu
bağlantısının olmaması iki ülke arasındaki ilişkilerin
özelliklede ekonomik ve ticari ilişkilerin zaman zaman zora
girmesine ve diğer ülkelere (Rusya ve İran) göre Türkiye’nin
251
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
dezavantajlı duruma düşmesine neden olmaktadır. Zira
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde bu bağlantısızlık ekonomik
ve politik ilişkilerin üzerinde üçüncü ülkelerin ipoteğini her
zaman olası hale getirmektedir. Karayolu bağlantısının
sağlandığı Gürcistan’ın koyduğu yüksek vergiler ve İran’ın
getirdiği tonaj sınırlamaları, Azerbaycan’ın aynı zamanda
BDT üyesi olması ve BDT ülkeleri ile sağladığı gümrük
anlaşmaları Azerbaycan ile Türkiye’nin ekonomik ve ticari
ilişkilerini zora sokmuştur. Türk taşıtlarına uygulanan yüksek
orandaki yol vergile-ri, gümrükleme sıkıntıları, vize
uygulamaları, bürokratik işlemlerin çok-luğu, mevzuat
eksikliği, kayıt dışı ekonominin getirdiği haksız rekabet
ortamı, gizli monopolleşme, kamu görevlilerinin menfaat
temini ama-cıyla özel sektör üzerinde kurduğu baskılar ve
bazen pazar ekonomisinin mantığıyla çelişen bazı kanunlar ve
uygulamalar Azerbaycan’da Türkiyeli işadamlarının rekabet
şartlarını
zorlaştırmakta
ve
ülkeye
olan
ilgilerini
azaltmaktadır324.
9.3. Türkiye Sermayesinin Azerbaycan’daki Etkinliği
Bağımsızlığına kavuştuğu yıldan bu yana, Türk
işadamları Azer-baycan’a yatırım yaparak her iki ülkenin
ekonomik gelişimine katkıda bulunma bilinci ile önemli
teşebbüslerde bulunmuşlardır.
Geçiş döneminde olan ve yatırıma ihtiyacı bulunan
Azerbaycan’a Türk sermayesinin katkısı önemli boyutlardadır.
Türk müteşebbisleri daha çok petrol sektörü dışındaki
alanlara yaptıkları yatırımlarla dikkat çekmektedirler325.
Azerbaycan’daki Türk yatırımları ülkedeki petrol dışı yabancı
yatırımlar içinde ilk sırada yer almaktadır. Değişik alanlarda
faaliyet gösteren Türk firmalarının büyük bir kısmı ticaret
yapmakta veya küçük ve orta ölçekli yatırımı tercih
324
325
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye İle
Ekonomik İlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 13.03.2003
Musayev, s.12.
252
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
etmektedir. Bu firmaların faaliyet alanları; petrol,
telekomünikasyon, bankacılık ve sigortacılık, gıda malları
imalatı, eğitim, basın-yayın, tekstil ve konfeksiyon, ulaşım,
haberleşme, otomotiv, orman ürünleri, demir-çelik, demir dışı
metaller, inşaat, inşaat malzemeleri ve müteahhitlik
hizmetleri gibi sektörlerdedir.
2003 yılı başı itibariyle Azerbaycan’da faaliyet gösteren
2500 yabancı şirketin, 800’den fazlası Türk sermayelidir.
Bunlardan 380’inin tamamı Türk sermayeli, 370’i AzerbaycanTürkiye ortaklığı, 60’u ise temsilcililiktir. Türk sermayeli
işletmelerin %22.8’i üretim, %3.5’i hizmet, %9.3’ü inşaat,
%4.8’i taşımacılık, %36.9’u ticaret, %22.7’si ise diğer alanlarda
faaliyet göstermektedirler.
Azerbaycan sanayi sektöründe Türk yatırımları, bu
sektörün şirket sayısına göre %19’unu oluştururken, yatırım
hacmi yaklaşık 350 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise
4000 civarındadır. Ticaret sektöründe Türk yatırımları, bu
sektörün şirket sayısına göre %34’ünü oluştururken, yatırım
hacmi yaklaşık 550 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise
11.500 civarındadır. Ulaşım ve haberleşme sektöründe Türk
yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre %10’unu
oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 470 milyon $, istihdam
edilen işçi sayısı ise 1650 civarındadır. Hizmetler sektöründe
Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre %26’sını
oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 300 milyon $, istihdam
edilen işçi sayısı ise 10.000 civarındadır326.
Türk işadamları modern oteller, bankalar, sigorta
şirketleri, üretim ve eğitim kurumlarını Azerbaycan’a
kazandırmada ilke imza atmışlardır. Katma değeri
Azerbaycan'ın Gayri Safi Milli Hasılası'nın %7'sini oluşturan
Türkiye sermayeli şirketler Azerbaycan ekonomisine istihdam
açısından önemli bir katkıda bulunmaktadırlar. Türkiye
sermayedarları tarafından Azerbaycan’da açılan işletmelerde 5
326
Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, s.12.
253
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
bin civarında Türkiyeli, 30 bin civarında ise Azerbaycanlı
çalışmaktadır.
Son dönemde Azerbaycan ekonomisine dahil olan yabancı
serma-yenin %15’i Türkiye kaynaklıdır. Yapılan petrol
anlaşmalarını destek-leyen ve petrolün dünya piyasalarına
ulaştırılmasında Bakü-Ceyhan boru hattının en kısa zamanda
hayatiyet
kazanmasıyla
Azerbaycan'ın
ekonomik
kalkınmasında önemli bir mesafe alınmasını bekleyen Türkiyeli
İşadamla-rının, Azerbaycan’da petrol sektörü dışındaki
sektörlerin gelişimi amacıy-la yaptığı yatırımlar, 1996’da 45.3,
1997’de 129.6, 1998’de 160.3, 1999’da 67.8 ve 2000 yılında 31.6
milyon $ hacminde olmuştur327. 2003 yılı başı itibariyle ülkede
Türk şirketleri tarafından 1.3 milyar $ değerinde 126 çeşit proje
hayata geçirilmiştir328. Dolayısıyla toplam 1.3 milyar $’lık
yatırım ile Türkiye Azerbaycan’da yatırım yapan ilk üç ülke
arasında yer almaktadır329.
Azerbaycan’ın yabancı sermayeye açılan petrol ve doğal
gaz sahasında yapılan uluslararası konsorsiyumların
dördünde
TPAO’nun
ortaklığı
bulunmaktadır.
Türk
yatırımları, Azerbaycan’ın petrol rezervle-rinin işletilmesi için
hazırlanan 8 milyar $ tutarındaki (Azeri, Çırak ve Güneşli)
projede % 6,5; 4 milyar $ tutarındaki Şah Deniz projesinde ise,
% 9,0; Kürdaşı sahasında % 5 ve Araz-Alov-Şerq sahasında ise
% 10 oranında pay almıştır. Ayrıca Pet Holding ve Atilla
Doğan isimli iki özel Türk Şirketi, Azerbaycan Devlet Petrol
şirketi (SOCAR) ile oluşturdukları ortak şirketler (Joint
Venture) ile karada (Mişovdağ ve Hilli Babazanan sahaları)
petrol çıkarmaktadırlar.
TPAO yalnızca Azeri-Çırak-Güneşli sahalarında petrol
üretilmesi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol ana ihraç boru
Fazıl Memmedov, “Azerbaycan’da Vergi Oranları”, Diyalog Azerbaycan İş Dünyası
Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.12.
328
TÜSİAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2.
329
Ahmet Ünal Çeviköz, “Türkiye Azerbaycan Ekonomik İlişkileri - İşbirliğinde Yeni
Ufuklar”, Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart 2003, ss.6-7.
327
254
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
hattının inşaatı proje-leri çerçevesinde 2002 yılı sonu itibariyle
650 milyon $ tutarında yatırım yapmıştır.
Ancak bir yandan Azerbaycan ve Türkiye arasındaki
ticaret hacminde azalma yaşanırken, bir yandan da
Azerbaycan’a Türkiye’nin yaptığı yatırımların hacminde
gerileme ve Türk sermayeli işletmelerin sayısında azalma
görülmektedir. Örneğin, 1997 yılında yapılan toplam
yatırımlar içinde Türkiye’nin payı %14 olmasına karşın, 2001
yılında bu oran %7,6 olmuştur330.
1994 yılında Türk işadamları bir araya gelerek
“Azerbaycan Türk Sanayici ve İşadamları Beynelhalk
Cemiyeti” (TÜSİAB)’ni kurdular. Genelde dünyada, özelde
Azerbaycan ve Türkiye’de yaşanan ekonomik krizlere rağmen
Türk işadamları uzun vadeli düşünerek, gelişmekte olan
Azerbaycan ekonomisinin bir çok sektöründe, faaliyetlerini
devam ettir-mektedirler.
Ayrıca, Azerbaycan’ın devlet bütçesi içinde Türk
sermayesinin %6 oranında
bir paya sahip olduğu da
görülmektedir331.
Kısaca Türkiye sermayesi, yabancı sermaye olmaktan
çok "bir millet iki devlet" ifadeleriyle bağdaşacak şekilde dost
ve kardeş sermaye olarak Azerbaycan ekonomisinin
gelişmesine ve dünya ekonomisine entegre olmasına hız
kazandırmaya çalışmaktadır.
Ziraat Bankası’nın ortaklığı ile kurulan “Azer-Türk Bank”
bankacı-lık alanındaki işbirliğinin ilk örneğidir. Baybank,
Royalbank, Koçbank, İş Bankası Azerbaycan ve Cibank gibi
Türk sermayeli bankalar faaliyet göstermektedir. Ayrıca Türk
sermayeli 3 sigorta şirketi de faaliyet göstermektedir.
330
331
“Türkiye Azerbaycanla İqtisadi Elaqerlerini İnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”, 525ci
Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.15.
255
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
9.4. Yeni Dönem
Yukarıdaki bölümlerde dikkat çekildiği gibi Azerbaycan ve
Türkiye arasındaki ticaret hacminin azalmasının yanı sıra,
Azerbaycan’da faaliyet-te bulunan işletmeler içinde Türk
sermayeli işletmelerin azalması, bazı acil önlemler alınmasını
özellikle Türkiye bakımından gerekli kılmaktadır.
Azerbaycan Tarım Bakanlığı 2015 yılından sonra
yurtdışından gıda ürünlerinin alınmasını sona erdirmek
istemektedir. Türkiye’nin Azerbaycan’a ihraç ettiği ürünlerin
büyük bir kısmı ise gıda ürünleridir. Bu durum, iki ülke
arasındaki dış ticaret hacminin zamanla daha da azalacağı
sonucunu doğuracaktır. İki ülke arasında ticaret hacminin
azalmaması, daha da önemlisi arttırılabilmesi için, ekonomik
ilişkilerde daha çok sanayi sahalarına ilişkin ürünlerin
üretimine yönelik işbirliğine gidilmesi gerekmektedir332.
Öte yandan Türk müteşebbisleri için, ülkede piyasa
mekanizma-sına yönelik hukuki altyapı yetersizliği ve ülkenin
bürokratik yapısından kaynaklanan ciddi politik risk sorunları
bulunmaktadır. Ancak Türk iş adamlarının ve diğer yabancı
ülke işadamlarının Azerbaycan’da yatırım yapabilmeleri için
gerekli yatırım iklimi son zamanlarda yapılan düzen-lemelerle
her geçen gün daha da olumlu bir atmosfere bürünmektedir.
Böylece, Türk işadamlarının Azerbaycan ekonomisindeki
etkinliği-nin, bundan sonraki dönemde hem büyük hem de
küçük ve orta ölçekte yapılacak yatırım ve açılacak işletmelerle
daha da artması beklenmek-tedir.
Elbette “Bakü-Tiflis-Ceyhan” petrol ve “Bakü-TiflisErzurum” doğalgaz boru hatlarının gerçekleşmesiyle,
Azerbaycan ve ekonomisin-de gözlenecek olumlu gelişmelerin
yanı sıra, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler
de artacaktır.
Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi doğrultusunda Ocak-2003’de
borula-rın Azerbaycan’a getirilmiş ve Mart ayında dizilmeye
332
S. Eyyuboğlu, “Türkiye Azerbaycanla İqtisadi Elaqerlerini
Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
256
İnkişaf
Etdirmek
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
başlanmıştır. Şahdeniz Doğal Gazı ise Bakü-Tiflis-Erzurum
boru hattı ile 2006 yılında Türkiye’ye ulaştırılacaktır.
Öte yandan Türkiye siyasi hayatına gelen istikrar ile
birlikte ekonomide gözlenen istikrar ve gelişme sürecinin,
Azerbaycan ile Türki-ye arasındaki ticari ilişkilere ve Türkiye
sermayesinin Azerbaycan’a akınına olumlu etki edeceği
gözlenmektedir.
Olumlu etkinin ilk işareti; Aliyev’in EKO zirvesi
çerçevesinde 2002 yılı sonlarına doğru Türkiyeli işadamları ile
görüşmesi ve ardından Türkiyeli işadamlarının Azerbaycan’a
gelmeleridir. İkinci ve daha önemli işaret ise; 2003 yılı başında
Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir işadamı topluluğu ile
birlikte Azerbaycan’ı ziyaretidir. Her iki ziyarette, Türkiye’den
gelen işadamlarına bir çok önemli ve büyük projenin takdim
edildiği
de
dikkate
alındığında,
gelecekte
Türkiye
sermayesinin Azerbaycan’a akınının artacağı tabiidir.
Öte yandan iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2003
yılında 500-600 milyon $’a, 2004 yılında ise 1 milyar $’a
çıkarılması hedeflenmek-tedir.
İki ülke arasında 2003 ve sonraki yıllarda ekonomik
işbirliğinin daha da geliştirilmesi amacıyla, “Uzun Vadeli
Ekonomik
İşbirliği
Prog-ramı”nın
hazırlanmasına
çalışılmaktadır333.
Türkiye’nin başta Azerbaycan olmak üzere Kafkasya ve
Orta Asya’-ya dönük politikasında öncelik vermesi gereken
noktalar ise şöyle sırala-nabilir:
1. Bölge ülkelerini kapsayacak ortak kalkınma işbirliği
stratejilerinin geliştirilmesine,
2. Bölgeye yönelik Sigortacılık Birliğinin kurulmasına,
3. Bölgede çalışacak uluslararası bir tahkim sisteminin
kurulmasına,
4. Eximbank kredileri verilirken yatırımcıların bölgedeki
gayri menkullerinin de ipotek olarak kabul edilmesine,
5. Kars-Tiflis demir yolunun yeniden gündeme alınmasına,
333
Çeviköz, s.7.
257
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
6. Azerbaycan ve Türkiye arasında ticaret hacminin, bilgi
ve tekno-loji akışının artmasına,
7. Ticaret hukuku, vergi hukuku, icra-iflas hukuku, rekabet
hukuku
ve
sermaye
piyasası
hukuku
altyapısının
geliştirilmesine destek vermek.
Azerbaycan-Türkiye ekonomik ilişkilerinde geçen süre
içerisinde, ilişkiler için sağlam bir temel oluşturmak üzere,
hukuki altyapının oluş-turulmasına öncelik verilmiştir.
Bundan sonraki süreçte ise, ekonomik ilişkilerin ve işbirliğinin
dinamik bir anlayışla, daha kapsamlı projelerle, karşılıklı
çıkar ve ortak menfaatler çerçevesinde geliştirilmesi ve
arttırıl-ması sağlanmalıdır.
Başta tarım, turizm, sanayi, finans, ulaşım, haberleşme,
inşaat ol-mak üzere çeşitli sektörlerin Azerbaycan’da gelişmesi
için Türk işadam-larını büyük görevler beklemektedir. Diğer
Orta Asya cumhuriyetleri için köprü konumunda olduğu da
dikkate alındığında, Türkiye bakımından Azerbaycan’ın önemi
bir kat daha artmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Azerbaycan Cumhuriyeti, zengin doğal kaynakları ile
Güney Kafkasya’nın en stratejik ve kalkınma perspektiflerine
sahip ülkesidir.
Azerbaycan, bağımsızlığının ilk yıllarında yaşadığı siyasi
sorunlar nedeniyle uluslararası ortamdaki konumu pek parlak
olmamakla beraber zengin enerji kaynakları sebebiyle
ekonomik açıdan gelecek vaadeden bir ülke olarak
algılanmıştır.
Nihayet Haydar Aliyev’in iktidara gelmesi ile birlikte
siyasi istik-rara kavuşan Azerbaycan, ekonomik açıdan zor
durumdan kendisini çıkartmayı başarmış ve dünya çapında
petrol üretimi yapan bir ülkeye dönüşme yolunda mesafe
almaya başlamıştır.
Bölgeye yönelik yabancı yatırımların ilk durak noktası
olan Azer-baycan’ın özellikle enerji sektörüne yabancı sermaye
258
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yatırımları
başarılı
şekilde
yapılmaktadır.
Böylece
Azerbaycan, Güney Kafkasya’nın temel ticaret ve yatırım
merkezi olmuştur.
Birçok batılı şirketlerin özellikle enerji sektörüne parasal
açıdan çok büyük yatırımlar yaptığı bir ülke olması nedeniyle
Azerbaycan’ın yatırım yapan ülkelerin ekonomik anlamda bir
tür
garantisi
altında
olacağı
muhakkaktır.
Enerji
kaynaklarının Batı pazarlarına ulaştırılması ile Azerbaycan
bölgenin en önemli ve en zengin ülkesi konumuna gele-cektir.
İkinci önemli sektör olan tarımın ekonomideki ağırlığı %
18’ler civarındadır. Nüfusun % 36’sı tarım sektöründedir.
Petrol ve doğal gaz üretimi ekonominin belkemiğini
oluştur-maktadır. İhracatta petrol ve petrol ürünlerinin payı
% 84’tür. Petrol fiyatlarındaki küçük dalgalanmalar ekonomiyi
büyük oranda etkilemek-tedir. Mali kesim oldukça zayıf ve
hassastır. Sıkı para politikası uygula-maları sonucunda
emisyon hacmi daralmış ve enflasyon kontrol altına alınmıştır.
Ödemeler dengesinde kronik açıklar petrol fiyatlarının
artışına paralel olarak elde edilen petrol gelirleriyle
kapatılmaktadır.
Aliyev yönetimi ile beraber ülkede siyasi ve ekonomik
istikrar sağlanmış, yüzde 1700’lere varan enflasyon uygulanan
sıkı para politi-kası sonucunda 1995 yılından itibaren düşüşe
geçmiş ve fiyatlar genel düzeyinde istikrar sağlanmıştır.
1997 yılından itibaren fiilen başlatılan özelleştirme
çalışmaları
sonucunda
birinci
özelleştirme
programı
tamamlanırken, 2001 yılından itibaren ikinci özelleştirme
programı uygulamaya konulmuştur. Bu program ile orta ve
büyük ölçekli şirketlerin ve stratejik öneme sahip bir kısım
şirketlerin özelleştirilmesi planlanmıştır.
1998 yılındaki Rusya krizi ve petrol fiyatlarındaki düşüş
ülke ekonomisini olumsuz etkilemişse de 2000 yılındaki petrol
fiyatlarında beklenenin üzerinde olan artış ekonomiye canlılık
getirmiştir. Ülkede ekonomisinde sağlanan istikrar ve kontrol
altına alınan enflasyon dövize de yansımış ve $/Manat
paritesinde ciddi bir değişiklik olmamıştır.
259
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan dış ticaret politikasını pazar ekonomisi
şartlarına göre oluşturmaya çalışmaktadır. Belirlenen gümrük
oranları ile bazı stratejik ürünlerin dışında özellikle de gıda
sektöründe herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.
Bankacılık ve finans sektöründe bağımsızlığın ilk
yıllarında yaşanan karmaşa ortadan kalkmış ve bu sektör
Merkez Bankasının ciddi denetimi altına geçmiştir. Hukuki
düzenlemeler henüz tamamlanmamış olmakla birlikte,
ekonominin genel dengelerini düzenleyen temel kanunlar
mevcuttur.
Tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinde özelleştirmenin
başlatıl-mış olması ve özel mülkiyete izin verilmesi sonucunda
özel sektörün GSMH içindeki payı 1990 yılında % 13 iken,
1999’da % 62’ye, 2003 yılı başında ise %73’e çıkmıştır.
Elbette Azerbaycan’ın ekonomik kalkınma sürecinde
yapılması gereken işler, atılması gereken adımlar çoktur ve
yerine getirilmesi zaruridir. Azerbaycan serbest piyasa
ekonomisinin
değil,
geçiş
sürecinin
problemlerini
yaşamaktadır. Ancak ifade etmek gerekir ki, yaklaşık 12 yıllık
süre içerisinde bundan sonraki dönemde gerekli önlemlerin
hayata geçirilmesi için hukuki ve kurumsal temeller
oluşturulmuştur.
Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi petrol sektörüne yönelik
ekonomik proje-lerin gerçekleşmeye başlamasıyla Azerbaycan
ekonomisinde ciddi bir kalkınma beklentisi bulunmaktadır.
Siyasi sorun olarak Dağlık Karabağ probleminin çözüme
kavuşturulmasının da ekonomik kalkınmaya ve ekonomik
istikrarın devamına katkısı olacaktır.
Azerbaycan'ın Hazar enerji kaynaklarının üretimi ve
uluslararası piyasalara nakline ilişkin tercihlerinde, ekonomik
olmanın ötesinde stratejik çıkarları da göz önünde
bulundurduğu görülmektedir. Bölgede eski Sovyetler Birliği
dönemindeki etkinliğini devam ettirmeye çalışan Rusya'ya
karşı Azerbaycan'ın, siyasi bağımsızlığını devam ettirme ve
ekonomik bağımsızlığını pekiştirme zorunluluğunda olması,
kaçınılmaz olan bu tercihte önemli bir rol oynamaktadır.
260
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Her şeye rağmen, zengin doğal kaynakların varlığı,
büyük insan gücü, ekonominin ve ekonominin ilk değişim
sürecine başladığı düzey, önemli ulaşım yollarının kesiştiği bir
noktada bulunması, komşu ülke piyasalarının yapısı, özel
mülkiyet ve bireysel teşebbüse dayanan milli medeniyetinin
varlığı, Azerbaycan ekonomisinin geleceğine iyimser bakmaya
imkan veriyor.
Yavaş ama emin adımlarla ilerlemekte ve gelecek adına
ümit vaad etmekte olan Azerbaycan ekonomisinde varolan
problemlerin çözümü için ekonomik kalkınmada çözüm önerisi
olarak aşağıda yer alan önerilerin ve bazı değişikliklerin
yapılması gerekmektedir:
 Ekonomide yeniden yapılanmaya ilişkin temel adımlar
süratle atıl-malı ve bu süreçte yabancı sermayeden
yararlanmanın önemini kavrayan Azerbaycan’da daha geniş
ve büyük yatırımlara imza atılmalıdır.
 Azerbaycan ekonomisine yabancı yatırımların akımının
güçlen-dirilmesi ve korunması için her türlü şartların yerine
getirilmesinin yanı sıra, "Hollanda Sendromu"ndan kurtuluş
da ekonomi politikalarının temel amaçları arasında yer
almalıdır. Ekonomik gelişmenin sadece doğal kaynakların
ihracı üzerine kurulması, ülke rezervlerinin tükenmesi ve
sosyal adalet ilkesinin aksine olarak nüfusun yalnız küçük bir
grubu dışında, çoğunluğun yaşam düzeyinin düşmesi
sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla sadece doğal kaynaklara
ekonomilerini dayandıran ülkelerin hem iç hem de dış
ilişkilerde bağımsızlıklarını kaybetme konumuna düşmesi
nedeniyle, ekonomik açıdan petrolden elde edilecek gücün
diğer sektörlere ve insan kaynaklarının gelişimine kanalize
edilmesi gerek-mektedir. Böylece ekonomide tek bir sektöre
bağımlılık da önlenmiş olacaktır. Petrolün ötesinde
ekonominin dengeli gelişimi Azerbaycan'a gerçek anlamda
ekonomik ve siyasi bağımsızlığı temin edebilecektir.
 Bazı sektörlerin ve ihracatın geliştirilmesi için devlet
teşviklerinin uygulanması gerekmektedir. Özellikle sektörel
bağımlılık açısından gelecekte tehlike doğmaması için, petrol
261
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
dışındaki diğer sektörler destek-lenmelidir. Desteklenmesi
gereken sektörlerin başında tarım, hayvan-cılık, gıda işleme ve
sanayii gibi sektörler gelmektedir. Bu sektörlere öncelikle
yabancı sermayenin çekilmesi, yine bu sektörlerde verim ve
kalitenin arttırılması sağlanmalıdır. Bu alanlara ayrılan
kredilerin kulla-nımının kalaylaştırılması ise, sektörün
ihracata dönük üretim yapmasını, istihdamın artmasını ve
gizli işsizliğin azalmasını sağlayacaktır.
 Sovyet sisteminden miras alınan ağır toplumsal
hastalıklardan biri olan ve her ne kadar belirli şekil
değişikliğine uğrasa da, varlığını gün geçtikçe toplumun
genelinde yaygın şekilde hissettirmekte olan rüşvet ve
yolsuzluk ile mücadele edilmelidir. Bu mücadelede devlet
müessese-lerinin,
öncelikle
sözkonusu
problemin
genişlemesine ve derinleşmesine, sosyo-ekonomik sistemi
tamamen sarmasına engel olmaları gerekmek-tedir.
 Günümüz dünyasında ekonomiye egemen olan görüş
küreselleşme olgusudur. Bu olgu daha çok son yıllarda "yeni
ekonomi" kavramı çerçevesinde biçimlenmektedir. Yeni
ekonomi kavramı, makinelerin yerine yeni fikirlerin ve
buluşların önem kazandığı bir dünyayı ifade etmektedir.
Yeni ekonomi, Alvin Toffler'in "üçüncü dalga" kitabında
ifade ettiği "bilgiye dayalı üretim yapan" bir ekonomi
biçimidir. Birinci dalga olan tarım toplumunda sahip olunan
toprak ve tarım araçları gibi üretim faktörlerinin sahipliği
ekonomik kalkınmanın ve refahın belirleyicisi iken, ikinci
dalga olan sanayi toplumlarında, bu faktörlerin yerini maden,
enerji kaynakları gibi unsurlar almıştır. Üçüncü dalga olarak
adlandırılan bilgi toplumunda ise artık ekonomik kalkınma ve
refahın belirleyicisi ne topraktır ne de enerji kaynakları. Bilgi
toplumlarında kalkınma ve refah, zihinsel üretim tarafından
belirlenecek
şekilde
doğru-dan
bilginin
yaratılması,
dönüştürülmesi ve sermaye haline getirilmesine bağlıdır.
Böylece ekonomik kalkınma mücadelesi farklı boyutlar
kazana-rak, ekonominin altyapısı elle tutulabilir mallardan
262
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
çok bilgi temelli mallar üzerinde oturmaya başlamıştır.
Bilginin üretim süreçlerindeki yerinin gittikçe büyümesi
sonucunda, sanayi mallarının göreceli olarak değer kaybına
uğradığı söylenebilir. Otomobil, cep telefonu, uydu ve genetik
aşısının fiyatı arasında bir mukayese yapıldığında,
günümüzde bilginin çok önemli ve değerli hale geldiği
görülecektir. Yani ekonomide katma değerin çoğu beyin
tarafından üretilmektedir.
Bu çerçevede, bilgi boşluğunun azaltılması için; bilginin
elde edilmesinden daha çok üretilmesi, kavranması ve
iletilmesine gerek duyulmaktadır.
O halde Azerbaycan'ın siyasi bağımsızlığını gerçek anlam
kazanması bakımından önemli olan ekonomik bağımsızlık,
ekonomik kalkınma ve ekonomik entegrasyon için, bilgiye ve
bilgili insana ihtiyaç vardır. Yoksa Azerbaycan'ın sadece petrol
ve doğal gaz rezervlerinin varlığına odaklanarak, siyasi
bağımsızlığını ebedi kılacak ekonomik bağımsızlığını ve
kalkınmasını gerçekleştirmek günümüz dünyasında mümkün
olamayacaktır. Kaldı ki Azerbaycan önemli bir işgücü potansiyeline sahiptir. Yapılması gereken işgücünün potansiyel
kabiliyetinin, yeni ekonominin şartlarına uygun olarak,
inkişaf ettirileceği bir eğitim altyapısının oluşmasıdır.
Enerji kaynaklarından elde edilen gelirin, bilginin elde
edilmesine ve daha da önemlisi bilgiyi üretecek insanları
yetiştirecek eğitim kurumlarının teşekkülüne plase edilmesi
en doğru karar olacaktır. Bu konuda Hindistan örneğinden
faydalanılması için gerekli çalışmaların yapılması ve yapılan
çalışmalara destek verilmesi de gerekmektedir.
 Küreselleşen dünyamızda sermayenin de küresel bir
boyut kaza-narak uluslararasılaşması nedeniyle, uluslararası
sermaye
hareketleri
ekonomideki
konjonktürel
dalgalanmaların da temel etkeni olmuştur. Ekonomideki
konjonktürel dalgalanmalar özellikle 1980'lerden sonra
finansal kriz şeklinde başlayarak genel ekonomik krize
dönüşür bir mahiyet kazanmıştır.
263
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Finansal krizlerden en az derecede etkilenmek için
uluslararası sermayenin ülke içinde prodüktif alanlara
yönlendirilmesi yani, yabancı sermayeden uluslararası direkt
sermaye yatırım şeklinde faydalanılması gerekir. Zaten
gelişmekte olan ülkelerde de ekonomik büyümenin sağlam
temellere oturtulabilmesi için sıcak para yerine uzun vadeli
finansmana gerek vardır.
Gelişmekte olan ve geçiş sürecindeki ülkeler de,
kalkınma ve büyüme açısından ekonominin üretim
kapasitesini arttırıcı politikalar uygulanmalıdır. Arz Yanlı
İktisat olarak bilinen bu politikalar çerçe-vesinde yeni vergi
indirimlerinin yapılması gerekmektedir. Teorik açıdan 1970'li
yıllardan sonra ortaya çıkan Arz Yanlı İktisat Teorisi
durgunluğun giderilmesi için ekonominin arz cephesinin yani,
üretim faktörleri arzının teşvik edilmesi gerektiğini, bunu için
de
özellikle
vergi
indirimlerinin
gerekliliğini
savunmaktadırlar.
Talep
yetersizliğinden
çok
arz
yetersizliğinin görüldüğü gelişmekte olan veya geçiş
sürecindeki ekonomilerde de bu teori bağlamında vergi
indirimleriyle başta sermaye olmak üzere üretim faktörleri,
üretimi arttıracak şekilde harekete geçiril-melidir.
Dolayısıyla 1998 Rusya Finansal Krizi ile birlikte
sarsılan Azer-baycan ekonomisinin “Hollanda Sendromu”ndan
kurtulacak şekilde, yabancı sermayenin ve kârının geriye
dönüşünü önlemek ve ülke içine yeni bir akımı başlatabilmek;
özellikle portföy yatırımı yerine katma değeri yüksek direkt
yatırımları arttırmak için, yabancı sermaye girişini ve bu
bağlamda üretime yönelik yatırımları teşvik edici ve
destekleyici politikalara gerek duyulmaktadır. Bu politikaların
başında; petrol ve doğal gaz ile ilgili olmayan alanların üretim
ve istihdam düzeyinin geliştirilmesi için gerekli yatırım
ikliminin elverişli kılınması gelir. Yatırım ikliminin
elverişliliği, ülkede siyasi ve makro iktisadi istikrarın olmasını
gerektirir. Bunun için ise önce ticari olmayan risklerin ortadan
kaldırılması, ardından vergi oranları, vergi toplama sistemi ve
etiği, yabancı sermayeyi güvenceye alıcı hukuki ve idari
264
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
düzenlemelerin varlığı ve icraatı, vergi ve gümrük
sistemlerinin
optimizasyonu
ile
ilgili
düzenlemeler
yapılmalıdır. Ticaret hacminin arttırılması için ise dış ticarette
liberalizasyon ve gümrük idaresinin modernleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkenin ihraç potansiyelinin arttırılması için
de serbest bölgeler oluşturulmalıdır.
 Yabancı yatırımların ülkeye akımını sağlamaya çalışan kurumların
devlet tarafından daha aktif şekilde koordine edilmesi gerekir. Dünya
sermaye pazarlarında ülkenin enerji kaynakları dışındaki sektörleri ile
ilgili yabancı yatırımı çekici reklam ve enformasyon da teşekkül ettirilmelidir. Uluslararası finans kurumları ile yatırım işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir.
 Mevcut ulaşım, altyapı ve telekomünikasyon sisteminin yenilenmelidir.
 Bankacılık ve finans sektörünün uluslararası düzeye
ulaştırılması için gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
Sermaye stokundaki artışa ve ekonominin daha fazla kayıt
altına alınmasına paralel olarak bankacılık ve finans
sektörleri gelişecek, özel sektörün bu piyasalardaki ağırlığı
artacaktır. Ancak, dış borç stokunda sürekli bir artışa meydan
verilmemeli, kamu finansman açığı bu yolla kapatılmamalıdır.
 Azerbaycan’da yapılması gereken bir çok büyük ölçekli
yatırım ve projenin finansmanı için dış kaynağa ihtiyaç
duyulmaktadır. Dış finans kaynaklarının yatırım ve projeleri
kredi ile destekleyebilmeleri için, devlet garantisi talep
etmektedirler. Proje ve yatırımlara devlet garantisi verilmesi
için gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalıdır: Vergi ve gümrük oranlarının makul yani ödenebilir bir seviyeye getirilmesi,
vergi kontrol sisteminin korkutucu ve teşebbüsü caydırıcı bir
mahiyette olması ve ticari faaliyeti olan herkesten verginin
alınması yani vergini tabana yayılması. Bu bağlamda KDV
uygulamasının yeniden gözden geçiril-mesi de gerekmektedir.
 Yatırım politikasında yeni bir adım olarak, yatırımların
sigorta-lanması sisteminin teşekkül ettirilmesi, yatırım fonları
ve
menkul
kıy-metler
piyasasının
teşekkülünün
hızlandırılması vasıtası ile ülkeye portföy yatırımlarının
265
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
gelmesi sağlanmalıdır. Bu noktada Eoru’ya geçen Avrupa
ülkelerinin
muhtemel
etkilerinden
olumlu
anlamda
faydalanmak Azerbaycan açısından mümkün olabilecektir.
Yatırım politikasında yerli yatırımcıların ülke ekonomisinin
kalkınmasına iştiraklerini arttırmak için de ayrı bir önem
verilmelidir.
 Bürokrasi asgari düzeye çekilmeli ve suni engeller
ortadan kaldı-rılmalıdır.
 Ülkede bağımsız rekabet ve mülkiyet ortamında özel
teşebbüsü
sağlayan
mekanizmanın
şekillenmesini
tamamlamak yani ekonomide liberalleşme eğiliminin devam
etmesi özel teşebbüsün güçlendirilmesi gerekir: Bu amaç için
piyasa ekonomisi anlayışına zıt olan tekelciliğin oluşmasına
izin verilmemesi, ekonominin varolan tekellerden kurtarılmasına devam edilmesi ve tabii tekellerin uygun önlemlerle
düzenlen-mesi gerekmektedir.
 Uygulanacak politikalar kümülatif bir karakter de
taşımalıdır. Böyle bir karakter taşıyabilmesi için gerçekleşen
kârların ülke dışına çıkmasına imkân vermeyerek yeniden
yatırımını sağlayacak politikalara da ihtiyaç vardır.
 Hazar'ın statüsündeki belirsizlik ise yabancı yatırımcılar
üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenle çözüm için
atılacak olumlu adımlar hem kıyı devletleri, hem de bölgenin
enerji kaynaklarının işletilmesine katılmak isteyen yabancı
şirketler için olumlu sonuçlar doğuracaktır.
 Özelleştirmede en kısa zamanda ve en sağlıklı şekilde
önemli adımlar atılarak devletin ekonomideki etkinliğinin
azaltılması gerekir. Ekonomide devletin rolünün azaltılması ve
devlet mülkiyetinin özelleşti-rilmesi yeni ekonomik ilişkilerin
oluşturulma vasıtası gibi değerlen-dirilmelidir.
Mülkiyet ilişkilerinin serbest piyasa prensiplerine esasen
oluştu-rulmasının hız kazanması, “gizli ekonomi” ve “kriminal
ekonomi” ve vergiden kaçma ve gayri kanuni sermaye akımı
gibi durumlara karşı önlem almayı daha zaruri kılmaktadır.
266
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Mülkiyet ilişkilerine sivil karakter vermek için, öncelikle
işletme mekanizması ve maliye ve para politikalarında
şeffaflık
sağlanmalı,
bürokratik
engeller
ortadan
kaldırılmalıdır.
 Çağdaş ekonomik yönetim sistemi ile devletin ekonomik
kalkın-madaki yönlendirici rolü arttırılmalıdır. Bunun için
devlet bütçesinde sosyal yatırımlara ağırlık verilerek devlet
harcamalarının, kalkınmayı teminde rolünün arttırılması
sağlanmalıdır.
 Ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyonunu
derinleş-tirmek, hızlandırmak ve genişletmek gerekir:
Uluslararası ekonomik entegrasyonun derinleştiği günümüzde
dış ticaretin önemi bir hayli artmaktadır. Dış ekonomik
faaliyetler de daha çok dünya piyasalarının çağdaş
kurallarının uygulanması, uluslararası ekonomik ve finansal
kurumlar ile işbirliğinin güçlendirilmesi ve uluslararası ikili
ve/veya çok taraflı işbirliğinin derinleştirilmesine önem
verilmese gerekmektedir.
Uluslararası piyasalarda kendine has bir yer tutmak için
ülkeler arasında rekabet gittikçe keskin bir hal almaktadır.
Bu süreçte geri kalmanın, hızlı davranmamanın her bir ülke
için olumsuz etkileri olabilir. Bu sebepten de, Azerbaycan
kendi ekonomisinin şimdiki duru-munu göz önünde
bulundurarak, dünya ekonomisine entegre etmesine imkan
veren tüm potansiyelini belirlemeli ve bundan gerektiği gibi
faydalanmalıdır. Yeterli potansiyele sahip olan ülkenin jeosiyasi konu-mu ve coğrafi yerleşimi, doğal kaynaklarının
zenginliği, büyük ilmi-teknolojik ve kadro potansiyeli,
insanların yüksek iş yapma kabiliyetine sahip olması dikkate
alınmalı, bu imkanlar dünya ekonomisine verimli ve faydalı
entegrasyon için seferber edilmelidir.
Hiçbir ülke, hatta en büyük ülkeler bile, dünya
ekonomisine entegre olmadan, uluslararası ekonomik ilişkiler
kurmadan gelişemez. Uluslararası ekonomik ilişkilere
bağlanma ise ilk önce ve daha ağırlıklı olarak bölgesel entegre
şeklinde gerçekleşir. Çünkü, bölgesel entegre tarafları çeşitli
267
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
kaynaklar ve teknolojilerin elde edilmesinde, yeni pazarlara
çıkış, üçüncü ülke şirketleri ile mukayesede bu pazarlara daha
serbest girme ve rekabet üstünlüğü kazanması gibi bazı
elverişli şartlar temin etmektedir. Aynı zamanda ülkenin
dünya ekonomisine entegre olmasının ekonominin tamamen
ithalata bağlı duruma düşmesi gibi bazı olumsuz sonuçlarının
da ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurularak gereken
tedbirler alınmalıdır.
 Yerli üretime destek verilmelidir: Sanayide temel
sahaların, bu noktada yerli hammadde işleyen ve dünya
piyasalarında yüksek talebe sahip ürünleri üreten temel
sektörlerin çağdaş teknoloji ile dinamik gelişimi sağlanmalıdır.
Asya’daki yeni sanayi ülkelerinin tecrübesi gösteriyor ki, yerli
üretimin gelişimi ve güçlendirilmesi için belirli dönemlerde iç
piyasanın korunması ve yerli üretimin himaye edilmesi
yönünde ciddi tedbirler alınmalıdır. Gelişmiş olan ülkeler
ekonomik gelişimin belirli aşamalarında yerli üretimcilerini
himaye eden ve iç piyasayı koruyan siyaset yürütmüşlerdir.
Azerbaycan’da yerli üreticilere yabancı ürünlerle rekabette
belli oranda uygun şartlar oluşturmak, yerli ürünlerin rekabet
imkanlarının güçlendirilmesi için gereklidir.
 Petrol üretiminin son halkası ve ülkenin mineral
ihtiyatları ile doğrudan ilgili olan petro-kimya sanayii
“Hollanda Sendromu”na düşmeme noktasında geliştirilmesi
gereken en önemli sektörlerin başında gelmektedir.
 Metalurji sanayii, zengin hammadde kaynağına sahip
olan ve üretilen ürünlerin dünya piyasasında yüksek likiditeye
sahip olması nedeniyle öncelik verilmesi gereken sektörler
arasında yer almaktadır.
 Dünya piyasalarında önemli bir talep potansiyeline sahip
olan üretim alanlarına ağırlık verilmeye çalışılırken, öncelik
ülkede varolan doğal kaynaklardan faydalanılabilecek alanlar
üzerinde yoğunlaşmalıdır.
 Farklı bölgelerin kalkınmasını sağlayacak bölgesel
kalkınma politikalarının hayata geçirilmelidir: Ülkede
268
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ekonomik kalkınmaya ivme ve denge kazandırılması için ayrıayrı bölgelerin dinamik kalkınmasını sağlayacak bölgesel
politikalara gerek duyulmaktadır. Bölgesel kalkın-mada
dengenin sağlanması için yerli doğal kaynakların işletmelerde
kullanılmasına özen gösterilmelidir.
 GSMH artışı yılda %10’da yukarı gerçekleştirilmeye
çalışılmalı-dır. Sürdürülebilir bir ekonomik gelişmenin, kamu
idaresinin ve geliş-mekte olan siyasi mekanizmanın etkin
çalışmasına, beşeri sermayenin gelişimine bağlı olduğu
düşünülmektedir.
Ülkenin
siyasi
bağımsızlığı,
milli
ekonominin kalkınmasına ortam yarattığı gibi, milli
ekonominin kalkınması da ülkenin bağımsızlığının temellerini
daha da kuvvetlen-direcektir. Bağımsızlığın ilk on yılı, siyasi
bağımsızlığın ekonomiye hizmet ettiği bir dönem olarak
değerlendirmek mümkündür. On yıllık dönemden sonraki
süreç ise, ekonominin ülkenin siyasi bağımsızlığının güç
kazanmasına hizmet etmesi gereken bir dönem olarak dikkate
alınması, değerlendirilmesi gerekir.
 Gelir düzeyinin yükseltilmesi ile birlikte gelirin
dağılımında ada-letin sağlanması da gerekir. Özellikle
toplumda orta sınıfın güçlendiril-mesi gerekmektedir.
 Sosyal güvenlik sisteminin çağdaş taleplere uygun
olarak yapılan-dırılması ve halkın refah düzeyinin
yükselmesinin sağlanması gerek-mektedir. Bu bağlamda
ekonomik kalkınmanın ve devlet bütçesinin sosyal yönüne
ağırlık verilmesi gerekmektedir. Azerbaycan’da zamanla orta
tabakanın giderek azaldığı gözlenmektedir. Bu olumsuz
gidişin tehlike boyutuna varmaması için, ekonomik kararların
sosyal
boyutuna
daha
fazla
önem
verilmesinin
gerektirmektedir.
 Petrol ve doğal gaz üretiminin yanı sıra metalürji, enerji,
kimya gibi yüksek düzeyde su ve enerjini kullanımı sonucu
büyük miktarda atıkların oluşmasına sebep olacak sahalardan
oluşması ve arazisini %20’si işgal edilmiş olması nedeniyle
dünyanın ekolojik açıdan en tehlikeli bölgelerinden biri haline
gelen Azerbaycan’da ekolojik güven-liğin sağlanacağı bir
269
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
sosyo-ekonomik yeniden yapılanmada hassasiyetin attırılması
gerekmektedir.
 Halkın gelirlerinin harcamalarından fazla olması için
devlet sektö-ründe çalışanların ortalama aylık ücretlerinin
asgari geçim standartla-rının üzerinde olması sağlanmalıdır.
 Manat’ın alım gücünün korunması amacıyla, halkın reel
gelirleri-nin arttırılması ile yoksulluk düzeyinin düşürülmesi
sağlanmalıdır.
 Ülkede uygulanan ekonomi politikalarının değişen
şartlara göre hızla yeniden gözden geçirilerek uyum sağlaması
gerekmektedir. Reel ekonominin normal faaliyeti için parakredi politikasının şeffaflığının ve ekonomik şartlara
uyumunun sağlanması gerekmektedir.
270
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
YARARLANILAN KAYNAKLAR

Azizova, “Minfin podvodit itogi ‘strahovogo’ goda”, Zerkalo, No. 15(108), Bakı,
2002, s. 16-18.

A. V. Veliyev, “Azerbaycan’ın İstihlak Bazarının Formalaşmasında MDB Ülkeleri İle İqtisadi Elaqelerin Rolu”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata
Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi
İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.185-186.

A. A. Salmanov, “Azerbaycan Neqliyyat Tranzit Potensialı-İqtisadi Elaqeleri
Stimullaşdıran Amil Kimi”, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf
Nazirliyi İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.54.

Ahmet Ünal Çeviköz, “Türkiye Azerbaycan Ekonomik İlişkileri - İşbirliğinde
Yeni Ufuklar”, Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti,
Bakü, Mart-2003, ss. 6-7.

Akif Musayev, “Azerbaycan Respublikasının İqtisadi İnkişaf Stratejiyası ve
Vergi Siyaseti”, İqtisadiyyat ve Audit Dergisi, No: 10, Ekim-2001, s.12.

Alkan Soyak–Zenfira Nesirova, “Küreselleşme Sürecinde IMF Politikalarının
Sonuçları: Azerbaycan Deneyimi”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta
Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.26-29.

Altan Türker, “Tükenmiş Bir Çevresel Miras Orta Asya’da Sınır Ötesi Çevre
Sorunları ve Doğal Kaynakların Tahribi”, Avrasya Etüdleri, C.1, S.1, İlkbahar
1995, s.42.

Amanda Batters, Hart’s Evroil, West Byfleet U.K., Vo.8,I.7, July-1997, s.12.

Arif Veliyev, Haftanın Konuğu Programı-AZTV1, 26.01.2003.

Asef Nadirov, “İqtisadiyyatın Yeni İnkişaf Merhelesi”, Azerbaycan, 15 Sentyabr
2001, s.2.

Atila Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Türkiye
İlişkileri, Sabri Artam Vakfı Yayınları, İstanbul, 1993.





Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.114, Şubat 1999/2, s.2.
Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.102, Temmuz 1998/1, s.2.
Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.112, Ocak 1999/1, s.7.
Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.116, Mart 1999/2, s.3.
Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.94, Mart-1998/1, s.3.

Ayhan Erdal, “Dünya Ticaret Örgütü ve Azerbaycan’ın Üyelik Süreci”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart
2003, ss.110-112.

Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10
Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm
271
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras

Azadlıq Gazeti, 10 Yanvar 1997.

Azer Emiraslanov, “Dövlet Müsteqilliyi ve Milli İqtisadiyyatın Formalaşması
Problemleri”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.50-57.

Azer Mehdiyev, “Azerbaycan’ın Dünya İqtisadiyyatına İntegrasiyasının Reallıqları”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.26.

Azerbaijan International Magazine, Summer-1995.

Azerbaijan International Magazine, Summer-1998.

Azerbaijan International Magazine, Summer-2000.

Azerbaijan, IMF Economic Review, Washington DC, May-1992.

Azerbaycan Cumhuriyeti, http://www.yesevi.org/tdbm/azerbaycan.html. 13.03.2003.

Azerbaycan Gazeti, 11 Noyabr 1995.

Azerbaycan Gazeti, 23 Yanvar 1997.

Azerbaycan İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1997, Birleşmiş Milletler
Teşkilatı-nın İnkişaf Proqramı, Bakı, 1997.
Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003.


Azerbaycan Respublikası Bank Sistemi Haqqında Melumat Toplusu, Azerbaycan
Banklar Assosiyası, Bakı, 2000.

Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, 2002, www.azstat.org.
8.4.2003.

Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1996, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının İnkişaf Programı, Bakı, 1996.

Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1998, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının İnkişaf Proqramı, Bakı, 1998.

Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 1999, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının İnkişaf Proqramı, Bakı, 1999.

Azerbaycan Respublikasında İnsan İnkişafı Haqqında Hesabat 2002, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının İnkişaf Programı, Bakı, 2002.

Azerbaycan Respublikasının Konstitutyası, Azerbaycan Neşriyyatı, Bakı, 1996.

Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 8.4.2003.


Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakü, 2002.
Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler
Genel Müdürlüğü, Ankara, Mayıs-2002.

Azerbaycan Zaman Gazeti, 1-2 İyun 2000, s.6.

Azerbaycan Zaman Gazeti, 13-14 Fevral 2003, s.6.

Azerbaycan Zaman Gazeti, 18-22 Yanvar 2003, s.2.

Azerbaycan Zaman Gazeti, 20 Mart 1996.
272
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz

Azerbaycan Zaman Gazeti, 25-26 Mart, 2003, s.2.

Azerbaycan Zaman Gazeti, 6-7 İyun 2000, s.6.

Azerbaycan Zaman Gazeti, 9 İyun 1998.

Azerbaycanın İqtisadi İcmalı, Rüblük Bülleten, TASİS Avropa Ekspertiza
Xidmeti, Bakı, Aprel-İyun 2000.

Azerbaycanın İqtisadi İcmalı, Rüblük Bülleten, TASİS Avropa Ekspertiza
Xidmeti, Bakı, İyul-Dekabr 1999.

Bahri Özdemir, “Azerbaycan Ekonomisi ve Azerbaycan-Türkiye Ticari İlişkileri”, Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003,
ss.24-25.

Budaq Budaqov–Yaqub Qerbli, Azerbaycan Respublikasının Fiziki Coğrafiyası,
Öyretmen Neşriyyatı, Bakı, 1996.

C. B. Rosenberg-T. O. Saavalainen, “Dealing with Azerbaijan's Oil Boom”,
Finance and Development, Vol.35, No.3, September-1998.

C. Şerifov, “Azerbaycanda Valyuta Bazarının Müasir Veziyyeti ve Onun İnkişaf
Perspektivleri”, Azerbaycan 21. Asrın Astanasında, Azerbaycan İlmler Akademiyası Yayını, Bakı, 1998, ss.551-552.

Charles S. Fairbanks, “Moskova Darbesinden Sonra”, (Çev: Levent Köker),
Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner),
Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, ss.333-341.

Consulting & Business, Oktyabr, Baku,1997.

Consulting & Business, S.9, Baku,1999.

Çelik Kenan-Kalaycı Cemalettin, “Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü”, Journal
of Qafqaz University, V.2, No.2, 1999, s.63.

D. A. Mamedov, O. A. Aliyev, “Kontrakt Veka i Ago Vliyaniye Na Ekonomiçeckoye Rzvitiye Azerbaicanskoy Respublika” (Asrın Kontraktı ve Azerbaycan’ın
İktisadi Gelişmesine Etkisi), Azerbaycan 21. Asrın Astanasında, (Ziyad
Semedzade), Azerbaycan İlmler Akademiyası Yayını, Bakı, 1998, s.87.

Daniel Yergin– Thane Gustafson, Rusya 2011 ve Dünyadaki Yeri, (Çev: Özden
Arıkan), Sabah Yayınları, İstanbul, 1994.

Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSİAB Cemiyeti, Sayı:10, Bakü,
Ekim-2001, s.15.

Diyalog Azerbaycan İş Dünyası Dergisi, TÜSİAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003,
s.12.

Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000.

“Dövlet Statistika Komitesi Verileri”, Azerbaycan Zaman Gazetesi, 13-14 Fevral
2003, s.6.
273
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras

E. Ö. Hüseynov, “Reformatika ve Onun Hiperdövre Uyğunlaşdırmanın Zeruriliyi”,
Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.92-99.

E. Ş. Semedzade, “Ekoloji Tehlükesizlik – Menecement ve Audit Obyekti Kimi”,
Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri
ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi
İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.164-165.

E.S. İmanov-E. M. Babaşov-R. H. Dayıyev, “İqtisadi İslahatlar Şeraitinde
Ehalinin Sosial Müdafiesinin Teşkili Meseleleri”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği
İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı-2001, s.102.

Ebülfez Garayev, “Azerbaycan Bu Gün Uluslararası Olimpiyat Oyunlarına
Başarılı İmza Atan Devletler Sırasındadır”, Diyalog Azerbaycan İş Dünyası
Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003, s.16.

Ekber Eldaroğlu, “Azerbaycan Hökumeti Yoxsulluq Problemini Hell Etmeye
Çalışır”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:32
(152), 09 Avgust 2001.

Ekber Eldaroğlu, “Dünya Ticaret Teşkilatı ve Azerbaycan”, Azerbaycan Milli
Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:22 (142), 31 May 2001.

Ekber Eldaroğlu, “Neft Fondunun Vesaitleri Hansı İstiqamete Yöneldilmelidir?”,
Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:25 (145), 21
İyun 2001.

Ekber Eldaroğlu, “Qeyri-Neft Sektorunun İnkişafında Azad İqtisadi Zonalar
Mühüm Rol Oynaya Bilerdi”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No: 30 (150), 26 İyul 2001.

Elçin Süleymanov, “Azerbaycan ve Avropa Yenidenqurma ve İnkişaf Bankı
Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.101-102.

Elçin Süleymanov, “Müsteqillik Sonrası Azerbaycan ve Dünya Bankı Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları,
Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.102-103.

Eldar Şahbazov, “XXI Esrin Evvellerinde Azerbaycan Respublikasının Neft ve
Gaz Senayesi”, Dirçeliş - XXI Esr Jurnalı, No 5 (63), May-2003, ss.104-109.

Elman Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı”, Azerbaycan
Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, s.141.

Elşan Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Saneyisinin İnkişafında
Mühüm Merheledir”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M
Merdanov v.d.), Bakı, 1997, ss.48-50.

Ercan Sancak, Azerbaycan İqtisadiyyatı, Qafqaz Üniversitesi Yayınları, Bakı,
1999.
274
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz

Ersan Bocutoğlu, Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği,
Karadeniz Teknik Üniversitesi Matbaası, Trabzon, 1998.

Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, Dövlet Ekologiya ve
Tebietden İstifadeye Nezaret Komitesi, Bakı, 1998.

F. Ş. Eliyev, Azerbaycan Respulikasının Yeraltı Suları ve Ehtiyatlarından İstifade
ve Jeokoloji Problemleri, Çaşıoğlu Neşriyyatı, Bakı, 2000.

F. Y. Bayramov-S. E. Necefov, “Dövlet Bütcesinin Kesiri ve İnflasiya”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler,
İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı-2001, s.148.

Faruk Arslan, “Azerbaycan Ekonomisinde Geçiş Dönemi”, Hazar Bilim Sanat ve
Kültür Dergisi, S.1, Bahar-2000, s.17.

Fazıl Memmedov, “Azerbaycan’da Vergi Oranları”, Diyalog Azerbaycan İş
Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.12.

Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Devlet veya Hükmet
Başkanları Yedinci Doruk Toplantısı (İstanbul; Ekim 2002)”,
http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003.

Fikret Aliyev, “Kontrakt Veka: 5 Let Spustya”, Consulting & Business, S.9,
1999, s.40-41.

Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin Başlıca İstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfransın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37.

Fuad Aliyev, The International Monetary Fund and Reforms in Azerbaijan,
Budapest, Hungary, February-2002.

Fuad Hüseynov,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/azerbaycan.htm, 9.2.2002.

Gani Gönüllü, “İpek Yolu Stratejisi”,
http://www.geocities.com/ganigonullu/kafkasyaortaasya.html, 7.4.2003.

Gubad İbadoğlu, “Azerbaycan’ın Kalkınma Stratejisinde Petrolün Rolü:Ortodoks
Bakış Açısıyla”, 2023 Dergisi, S.18, 15 Ekim-2002, ss.72-75.

Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa İttifaqı İle Münasibetleri”,
Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, s.20.

H. Memmedov - R. Ahundov, “Qedim İpek Yolunun Neqliyyat Marşutları”, İpek
Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.11-14.

Xalk Gazeti, 26 Dekabr 1998, s.1-2.

Hart’s EUROIL, Dekabr-1995, s.32.

Haydar Aliyev, Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü, (Der. İlham Aliyev Akif Muradverdiyev, Çev. Abdullah Çiftçi - Ergun Kocabıyık), Sabah Kitapları
No.77, İstanbul, 1988, ss.101-102.
275
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras

Heyder Eliyev, “Azerbaycan Respublikasının Dövlet Müsteqilliyinin Onuncu
İldönümü Haqqında”, Azerbaycan Respulikası Prezidentinin 20 Mart 2001
Tarihli Fermanı, Bakı, 20 Mart 200.














http://bizimasr.media-az.com/arxiv_2002/iyul/148/sosium.html, 9.4.2003.
http://www.525ci.com/2003/04/02/read.php?m=4&id=33
http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003.
http://www.ebrd.org/country/index.htm. 10.04.2003.
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 4.4.2003.
http://www.invest-in-azerbaijan.com/docs/facts_azerbaijan.shtml, 21.05.2003.
http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/credits2002.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml, 10.04.2003
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/savings2003.shtml, 10.04.2003.
http://www.turan.tc/haber/ipek.html 18.03.2003.

Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway
to the Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003.


Investment Guide to Azerbaijan 1998, USACC, Washington, 1998, s.70.
İlhan Uludağ - Salih Mehmedov, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk
Cumhuriyetleri ve Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi Türkiye İlişkileri,
TOBB Yayınları, İstanbul, 1992.

İlkin Sabiroğlu, “Neft Böhranları ve Holland Sindromu'', Azerbaycan Milli
Demokratiya Fondu Azerbaycan Bülleteni, No: 19 (139), 10 May 2001.

İllik Hesabat, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, 2000.

İmran Ceferzade, “Esaslı İnkişaf İlleri”, İqtisadiyyat, 18 Oktyabr-1 Noyabr 2001, s.3.

İnqilab Ehmedov, “İqtisadi İslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret
Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.43-48.


İsmail Özsoy, Dağıstan’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi, Kaynak Yayınları, İzmir, 1997.
İsmet Ergün, “Kollektivist Bir Sistemde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sorunları”,
Türkiye Modeli ve Türk Kökenli Cumhuriyetlerle Eski Sovyet Halkları, Yeni
Forum Yayınları, Ankara, 1992, ss.109-113.

İ. T.Akbarov, “The Role and Economic Importance of Caspian Sea Region”,
Materials of The İnternational Conference on a Theme Caucasus and Central
Asia During Globalization, Baku, 2003, ss.66-67

Javid Ahmadi, “Development Perspectives of Azerbaijan Agriculture”, Ekspert
İqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.8-9.
276
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz

Ken Jowitt, “Yeni Dünya Düzensizliği”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin
Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları,
Ankara, 1995, s.303-313.

M. F. Gadcizade, “Nekatorıye Vaprosı Organı Akrujayuşey Sredı na Ploşadyah
Ekspulutatsiyi Neftegazovıh Mestarajdeniy Mejdunarodhıh Kampaniy”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, Azerbaycan İlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı,
1998, s.235.

Marc F Plattner, “Demokrasi Anı”, (Çev: Ergun Özbudun), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond - Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara,
1995, ss.53-65.

Mehemmedhesen Velili, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Neşriyyatı, Bakı, 1993.

Mehmet Binay, “İpek Yolu Yeniden Canlanıyor”,
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003.

Mehmet Dikkaya, “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları:Yeni Büyük Oyunun
Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Y.1, S.3, Kasım-Aralık
1999 Ocak 2000, s.33-64.

Mezeddin Eyyubov, “Bazar İqtisadiyyatına Keçid ve Senaye Kompleksi”
Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.66-67.

Mikhail Gorbachev, Perestroika: New Thinking for Our Country and the World,
New York, 1987.

Misir Merdanov, “Heyder Eliyev ve Azerbaycan Tehsili”, Azerbaycan Müellimi
Gazeti, 7-13 Mart 2003, ss.2-3.

Mustafa Özel, Değişim ve Kriz, İz Yayıncılık, İstanbul, 1994. s.120.

Mülkiyyet Gazeti, 27 Oktyabr-3 Noyabr 1998.

Mülkiyyet Gazeti, 27 Yanvar 1999, s.4.

Müsteqil Azerbaycan, Azerbaycan Republikası Dövlet Statsitika Komitesi, Bakı,
2001.

N. Aliyev, E. Şahbazov, Heyder Eliyev ve Azerbaycan Neft Sanayisinin İnkişafı,
Azerbaycan İnternational Matbaası, Bakı, 1998.

N. E. Cavadov, “Azerbaycanın Aqrar İqtisadiyyatı Müsteqillik Dövründe”,
Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4
Mart 2003, ss.58-60.

N. E. Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması - XX Asrın En Önemli Olayı”,
Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan İlmler
Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.196.

N. İbrahimov - İ. Şükürov, Geydar Aliev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan, Baku,
1994, s.32.

N. Ö. Hacıyev, “Sahibkarlıq Sektorunun İnkişafının Süretlendirilmesi ile Bağlı
Problemler”, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyet-
277
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
leri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, s.117.

N. Sefereliyev, “Neft Bahalaşır. İqtisadiyyatımız Bundan Yararlanacaq”, İki
Sahil, 5 Mart 2003.

Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva, “Qara Deniz İqtisadi Emekdaşlığı”, Meşveret
Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, ss.19-38.

Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva-Ruqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun
Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), ss.20-34.

Nail Feteliyev-Rafiq Ehmedov, “Beynelxalq Maliyye-Kredit Qurumları ve
Onların Azerbaycan Respublikası İle Elaqeleri Haqqında”, Meşveret Bülleteni,
No:10(46), Yanvar-2002, ss.24-43.

Narodnoye Hozyaistvo Azerbaicanskoi SSR V 1983 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı,
1983.

Nasser Sagheb-Masoud Cavadi, “Azerbijan’s 'Contract of the Century' Finnally
Signed With Western Oil Consortium”, Azerbaijan International Magazine,
Winter 1994, s.27.

Natık Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti (Eyvaz Gasanov’un Röportajı)”, Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat-2001, s.82.

Natiq Elesgerov, “Tarixi İpek Yolu ve Azerbaycan Neft Senayesi Müasir Merhelede”, Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.32-33.

Nazim İmanov, “İlk On İlin Yekunları: İqtisadiyyat”, Meşveret Bülleteni, No:7
(43), Oktyabr 2001, s.32.

Nebi Nebiyev, İqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Muhiti, Ağrıdağ Neşriyyatı,
Bakı, 2000.

Nesimi Kamalov, “1990-2000 Yılları Arasında Azerbaycan’da Enflasyon”,
Journal of Qafqaz University, Number 6, Fall-2000, ss.65-74.

Nizami Süleymanov, Azerbaycan’ın İqtisadi Tarixi, Bakı, 2001.

Osman Nuri Aras, “Azerbaycan İqtisadiyyatında Sermaye Strategiyasının Nezeri
İnfrastrukturu”, Azerbaycan İqtisadiyyatında Strateji Problemleri Konfrans
Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.209-212.

Osman Nuri Aras, “Geçiş Sürecinde Azerbaycan’da Yaşanan “Hollanda Sendromu” ve Çözüm Önerileri”, Nesreddin Tusinin 800 İllik Yubileyine Hesr Edilmiş
Republika Elmi Konferansda Sunulan Tebliğler, Bakü, 2-3 Nisan 2001, ss.130133.

Osman Nuri Aras, “Azerbaycan İqtisadıyyatında Ehtimal Olunan Problem: Pul
Evezi”, Azerbaycan İqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konfrans Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.315-318.

Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları,
İstanbul, 2001.
278
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz

Osman Nuri Aras, Para Talebi Para İkamesi ve Finansal Gelişme, Qafqaz
Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000.

Osman Nuri Aras, Rusya’da Tıkanan Sosyo-Ekonomik Değişim Dalgası, Qafqaz
Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000.

P. Memmedov, “Xezerin Ekoloji Problemlerinin Hellinde Ölkelerarası Emekdaşlığın Ehemmiyeti”, Azerbaycan XXI. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade),
C.II, Azerbaycan İlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998,, Bakı, 1998, s.208.

R. Abbasov, “Azerbaycan Turizm Üçüm Ehemmiyetli Bölgedir”, Herbi And
Gazeti, 1-15 Aprel, 2003, s.2.

R. T. Hesenov, “Azerbaycan İqtisadiyyatının İnkişaf Stratejiyasının Perspektivleri”, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.10-11.

R. X. Şaulov, “Müteqillik Şeraitinde Regional İnkişafın Strategiyası”, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri,
Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi İqtisadi İslahatlar Merkezi,
Bakı, 2001, ss.84-86.

Rasim Hesenov, “Azerbaycanın İqtisadi İnkişaf Paradigması ve İqtisadi Tehlükesizlik Konsepsiyasının Seçimi”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Bakı, Oktyabr2001, ss.6-8.

Rasim Musabeyov, “Qloballaşma ve Azerbaycan”, Meşveret Bülleteni, No:11
(47), Fevral-2002, ss.31-45.

Rauf Hüsseynov, “CIPCO Clinging to Life Support”, Baku Sun Newspaper, 17
December 1998, s.21.

Rehime Nureliyeva, “Azerbaycan İqtisadiyyatında Böyük İpek Yolunun Rolu ve
Ehemmiyeti”, Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999,
s.50.

Rovşen İbrahimov, “Böyük İpek Yolu Proqramı ve Gözlenilen Neticeleri”, İpek
Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.2224.

Rovşen İbrahimov, “GUÖAM Örgütünün Kurulma Sebeplerinin Uluslararası
İlişkiler Karar Verme Süreci Teorisi Açısından Değerlendirilmesi”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfransın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003,
ss.55-58.

Rovşen Quliyev, “Aqrar Bazarların Tenzimlenmesi Üzre Dünya Tecrübesi”,
Meşveret Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, ss.39-56.

S. Bölükbaşı, “Ankara's Bakü-Netred Transcaucassa Policy”, The Middle East
Journal, Winter 1999, s.87.

S. Eyyuboğlu, “Qeyri-Bank Kredit Teşkilatları Bazarda Hökümranlıq Edir”,
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/04.
279
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras

S. Eyyuboğlu, “Türkiye Azerbaycanla İqtisadi Elaqerlerini İnkişaf Etdirmek
Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.

S. Eyyuboğlu, “Xezer Bölgesi Neft Qıymetlerine On İlden Sonra Tesir
Edebilecektir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/08.

Sahile Allahverdiyeva, “Bakı Deniz Limanının Böyük İpek Yolunun Berpasında
Ehemmiyeti”, Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999,
ss.10-12.

Saleh Memmedov, İnflasiya ve Maliye Bazarı, Bakü, 1998.

Settar Seferov, “Evezsiz Milli Servetimiz: Müsteqillik”, İqtisadiyyat ve Audit
Jurnalı, No: 10, Oktyabr-2001, ss.5-6.

Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye İle Ekonomik İlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003

Sinan Oğan, Türkiye-Azerbaycan Ekonomik ilişkilerinin Geliştirilmesi Konferansı, İAV-TİKA, Bakü, 1996.

Stanislav Zhukov, “The Macroeconomic Situation in Azerbaijan: At the End of
the First Post-Soviet Decade”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.6-7.

Statisticeskiye Pokazateli Azerbaicana V 1997 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1998.

Ş. E. Yaqubov – A. M. Mahmudzade, “Azerbaycan Respublikasında Aparılan
Aqrar İslahatların Qiymetlendirilmesi“, Azerbaycanda İqtisadi İslahatların
Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, İqtisadi İnkişaf Nazirliği
İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.60-63.

Tarık Aydın, “Azerbaycan ve Dünya Bankası”, Mutasyon.Net,
http://www.mutasyon.net/makaleler/taydin/default.asp, 15.9.2002

Tebriz Vefalı, “Qarabağın İqtisadıyyatımıda İzi”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel
2003, s.3.

Diyalog Azerbaycan İş Düntası Dergisi, TÜSİAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4
Şubat 2003, s.2.

V. E. Rüstemov, “Azerbaycan İqtisadiyyatının Struktur Yenidenqurulmasında
Xarici Kapitalın Rolu“, Azerbaycan İqtisadi İslahatlarının Heyata Keçirilmesi
Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası İqtisadi İnkişaf Nazirliyi
İqtisadi İslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.27-28.

Vüqar Dergahov, “Neft Siyaseti ve İpek Yolunun Xarici Turizmin İnkişafında
Rolu”, Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.21-24.

World Bank Activities in Azerbaijan, 1998, s.1.
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ 1.03.2003.

www.azer.com, 21.05.2003.

www.bisnis.doc.gov/bisnis/country/Azerbaijan.htm, 12.03.2003.

www.msp.gov.az/html/eng/xod.html, 21.05.2003.

www.tehsil.20m.com, 21.05.2003.
280
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz

Xalq Gazeti, 17 Dekabr 1996.

Yasin Aslan, Hazar Petrolleri, Kafkas Kördüğümü ve Türkiye, Ankara, 1997,
s.75-76.

Yusuf Vezir Çemenzeminli , Tarihi Coğrafi ve İqtisadi Azerbaycan, Bakı Universiteti
Neşriyyatı, Bakı, 1993.

Z. N. Eminov, Azerbaycan Fiziki ve İqtisadi Coğrafiyası, Azerbaycan Coğrafiya
İnstitutu Yayınları, Bakı, 2000, ss.153-156.

Zenfira Nesirova, Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra Azerbaycan’da Ekonomik
Gelişme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul, 2002.

Zerife Musayeva, “Böyük İpek Yolu ve Azerbaycan Nefti”, Böyük İpek Yolu ve
Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.34-46.

Zerkalo Gazeti, 5 Oktyabr 1996.

Y. Hesenli, Neft Gelirlerinin Azerbaycanın İqtisadiyyatına Tesirinin Semerelilik
Problemleri – Valyuta Böhranı: “Dağıdıcı Artım”, “Holland Xesteliği”, ve Asiya
Maliyye Virusu”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda
Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.217-219.

“2002-ci İlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml. 11.06.2003.

“Azerbaijan”, Eurasian File, TICA, S.103, July 1998/2, s.2.

“Azerbaycan”, Avrasya Dosyası, TİKA Bülteni, S.128, Mart 2000, s.2.

“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, Avrasya Dosyası, S.85, Ekim-97/2, s.4-5.

“Yaponskie Kompanii v Azerbaydjane - Tam Gde Net Riska, Net i Bolşoy
Pribıli”, Capital Magazine, Aprel-May 1997, s.48-49.

“5,1 Milyard Kubmetr Qaz Çıxarılıb”,
http://www.express.com.az/second.asp?id=2909.09.04.2003.

“Azerbaijan,: Financial Position in the Fund”,
http://www.imf.org/external/np/tre/tad/exfin2.cfm?memberKey1=51, 01.03.2003.

“Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin
Başlıca İstiqametleri BaredeBeyanatı”,
http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003.

“Azerbaycan Respublikasının Sosial-İqtisadi Veziyyeti”, Milli Bank İllik
Hesabat-2000, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, Bakı, 2001, s.6.

“Azerbaycan Tehsil Nazirliğinin Beyenatı”, Azerbaycan Zaman Gazetesi, 15-17
Mart 2003, s.2.

“Azerbaycanın Qızıl Yataqlarının İşlenmesine Başlanılacaq”,
http://www.ucnoqta.com/2003/03/04/anons.php?m=7

“Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma İşletmesi Projesi ile İlgili
Görüntüler”, http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.03.2003.
281
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras

“Baku-Tblisi-Ceyhan Pipeline”, Energy Ecology Economy Popular – Science
Journal, 13/2003, ss.2-15.

“Banki i Biznes”, Zerkalo Gazeti, 28 Fevral, 2001.

“Caspian Staging a Comeback”, Offshore Engineer, June-2000, s.38.

“Country Assistance Strategy For The Azerbaijan Republic”, The World Bank
Report, No:19892-AZ, November 29,1999. s.11.

“Dünya Bankı 2003-2005-ci İllerde Azerbaycanda 9 Layihe Gerçekleşdirecek”,
http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4

“Dünya Bankı Tehsilin İnkişafına 63 Milyon Dollar Kredit Ayıracaq”,
http://www.525ci.com/2003/03/18/anons.php?m=4

“Investment Possibilities of Azerbaijan”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001.

“İpek Yolu ve Türkiye”,
www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/anadolununsesı/147/AND11.html, 7.4.2003.

“İqtisadiyyatımız Dirçelir”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 12-14 Noyabr 2002, s.2.

“Karadeniz Ekonomik İşbirliği”,
www.foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/sayi10/kei.htm 5 Haziran 1999. 09.04.2003.

“Kommersiya Banklarının Sayı Azalıb”, 525ci Gazet,
www.525ci.com/2003/01/14.

“Neft Fondunun Vesaiti 727 Milyon Dollara Çatıb”,
http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4

“Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve İnternet Altyapısı İle
İlgili Olarak Hazırlanan Teknik Rapor”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003.

“Özbekistan, 5 üyeli GUUAM’dan çekiliyor”,
http://www.zaman.com.tr/2002/06/15/dis/h4.htm, 9.4.2003
“Siğortacıların Nizamname Kapitalı Artırılır”, Ekspert İqtisad Jurnalı, No:5-6
(17-18), 2001, s.4.
“Son Beş İlde Kend Teserrüfatına 300 Milyon Dollar Xarici Sermaye Qoyulub”,
http://www.525ci.com/2003/03/20/read.php?m=4&id=17
“Türkiye Azerbaycanla İqtisadi Elaqerlerini İnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”,
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
“World Bank Lending to Azerbaijan”,
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ECADocbyUnid/EB90853C3
B704B85C4256C3A001980A7?Opendocument, 1.04.2003.
“Xezer Denizi Gemiçiliyinin Yükü Artıb”, 525ci Gazet,
www.525ci.com/2003/01/11.
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/15.






282
Download