Bir Yıl Süre ile İzlenen İnteriktal Psikoz Tanılı Bir Olguda Aripiprazol

advertisement
Olgu Sunumları / Case Reports
DOI: 10.5455/bcp.20110418013232
Bir Yıl Süre ile İzlenen İnteriktal Psikoz Tanılı Bir Olguda
Aripiprazol Kullanımı
Demet Güleç Öyekçin1, Deniz Yıldız2
ÖZET:
ABS­TRACT:
Bir yıl süre ile izlenen interiktal psikoz tanılı bir
olguda aripiprazol kullanımı
Aripiprazole treatment and one year follow up of
an interictal psychosis patient
Amaç: Epilepsi hastalığının temelinde var olan kronik
nörolojik fonksiyon bozukluğu, psikiyatrik hastalıklara olan
yatkınlığı arttırmaktadır. Özellikle, kompleks parsiyel nöbetlerle psikiyatrik bulguların birlikteliği oldukça sıktır ve hastaların %10-30 kadarında psikoz birlikteliği vardır. Psikotik
belirtilerin ilişkisi psikotik bulguların ortaya çıktığı zamana
göre sınıflandırılmaktadır; belirtiler sadece nöbet sırasında
ortaya çıkıyorsa iktal psikoz, nöbetten kısa bir süre sonra
ortaya çıkıyorsa postiktal psikoz, nöbetler arasında ortaya
çıkan kalıcı psikotik belirtilerin olduğu şizofreni benzeri
durum ise interiktal psikoz olarak adlandırlmaktadır.
Yöntem: Bu yazıda, 7 yaşından itibaren epilepsi hastalığı
olan, 42 yaşındaki kadın olgunun ortaya çıkan psikotik
belirtilerinin 1 yıl süre ile izlenmesi, şizofreni ile ayırıcı
tanısının yapılması, interiktal psikozun klinik özellikleri ve
şizofreni dışı psikotik bir bozuklukta aripiprazol tedavisinin
kullanılması ve tedaviye yanıtı tartışılmıştır. Hastaya yapılan
EEG tetkikinde sağ hemisferde epileptik odak, MR sonucunda sol mesial temporal skleroz (MTS) ve PET tetkikinde sol
pariyetal lobta epileptik odak saptanmıştır. Hastaya nöbet
eşiğini daha az düşürdüğü ve negatif belirtiler üzerine
olumlu etkisi olduğu bilinen aripiprazol tedavisi 10mg/
gün olarak başlanmıştır. Tedavi yanıtı SANS, SAPS, Sosyal ve
mesleki işlevsellik ölçekleri ile değerlendirilmiştir. İlk tedavi
yanıtı 2. haftada değerlendirilmiş ve ölçek puanlarında
belirgin derecede değişiklik saptanmıştır. Tedavi ekibimizin
klinik gözleminde hastamızda özellikle negatif belirtilerde
ve işlevsellikte belirgin düzelmeler olduğu dikkatimizi çekmiştir ve tedavi yanıtını ikinci kez değerlendirmek üzere 4
hafta sonra kontrole çağrılmıştır.
Sonuç: Sunmuş olduğumuz olgu 1 yıllık izlem süresinde
interiktal psikozun şizofreni kliniği ile olan benzerliğini ve
ayırıcı tanısının nasıl yapıldığını, gözlenmiş olan klinik belirtilerin takibini ve son olarak aripiprazol ile şizofreni benzeri
epileptik bir psikozun tedavisinin ele alınması açısından
ülkemizde sunulmuş diğer vaka takdimlerinden farklı bir
özellik taşımaktadır. Antipsikotik tedavilerin epileptik nöbet
eşiğini düşürebildiği bilinirken, çift yönlü düşünmeyi gerektiren; epilepsi ve psikoz birlikteliği olan hastalarda üçüncü
kuşak antipsikotik olarak adlandırılan aripirazolün tedavide
iyi bir seçenek olabileceği değerlendirilmiştir. Özellikle
negatif bulguların ön planda olduğu olgularda etkili olabildiği gözlenmiştir. Klinik olarak idiopatik şizofreni ve
şizofreni benzeri epileptik psikozun klinik benzerlikleri ve
farklılıklarının bilinmesi ayırıcı tanı ve tedavinin planlanması açısından önemlidir.
Objective: The presence of chronic neurological functional
deficits in epilepsy increases susceptibility to psychiatric
diseases. Especially, complex partial seizures are associated
with psychiatric symptoms commonly and as many as
%10-30 of patients may have psychosis. The classification
has been made according to the time interval of the
psychotic symptoms; ictal psychosis psychotic symptoms
occur only during a seizure; postictal psychosis occurs
after a short period, and seizures arising from persistent
psychotic symptoms of schizophrenia-like condition are
referred as interictal psychosis.
Methods: A 42 year old patient with epilepsy since age
7, who had psychotic symptoms, was differentiated from
schizophrenia and diagnosed with interictal psychosis
based on the clinical features (ICD-10 schizophrenia
like psychosis). He was treated with aripiprazole and his
treatment response and 1 year follow up were discussed.
An epileptic focus was determined in the right hemisphere
on EEG and in left parietal lobe on PET and also left mesial
temporal sclerosis (MTS) was detected on MRI. Aripiprazole
10mg/day, which is known to reduce the seizure threshold
and also lower and improve the negative symptoms,
was started. Treatment response was assessed by SANS,
SAPS, and social- occupational functioning assessment
questionnaires. First evaluations were conducted in the
second week and there were dramatic changes in the
scale scores. She also had significant clinical improvement
especially in negative symptoms and social functioning.
She was called to assess response to treatment second
time after 4 weeks.
Conclusion: Our case has the following features: We
have offered a 1-year follow-up period and reviewed the
similarities and the differential diagnosis from schizophrenia
and the clinical symptoms observed in follow up of patients
with interictal psychosis. Finally, our case also has a unique
feature due to treatment of schizophrenia-like psychosis
of epilepsy with aripiprazole. The antipsychotic treatments
are known to reduce the threshold for epileptic seizures.
However psychosis associated with epilepsy needs twoway thinking. Therefore we thought the so-called thirdgeneration antipsychotic aripiprazole might be a good
option to use. The clinical similarities and differences
between idiopathic schizophrenia and schizophrenia-like
psychosis of epilepsy are important to know for differential
diagnosis and treatment planning.
Anahtar sözcükler: Aripiprazol, epilepsi, psikoz
Kli­nik Psikofarmakoloji Bülteni 2011;21(3):253-7
Key words: Aripiprazole, epilepsy, psychosis
Bulletin of Clinical Psychopharmacology 2011;21(3):253-7
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 21, Sayı: 3, 2011 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 21, N.: 3, 2011 - www.psikofarmakoloji.org
1
Uzman Dr., 2Asist. Dr., 18 Mart Üniversitesi
Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD, Çanakkale-Türkiye
Ya­zış­ma Ad­re­si / Add­ress rep­rint re­qu­ests to:
18 Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri AD, Terzioğlu Yerleşkesi
Çanakkale-Türkiye
Telefon / Phone: +90-505-352-3645
Elekt­ro­nik pos­ta ad­re­si / E-ma­il add­ress:
[email protected]
Gönderme tarihi / Date of submission:
16 Kasım 2010 / November 16, 2010
Ka­bul ta­ri­hi / Da­te of ac­cep­tan­ce:
15 Nisan 2011 / April 15, 2011
Bağıntı beyanı:
D.G.Ö., D.Y.: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak
herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
Declaration of interest:
D.G.Ö., D.Y.: The authors reported no conflict
of interest related to this article.
253
Bir yıl süre ile izlenen interiktal psikoz tanılı bir olguda aripiprazol kullanımı
GİRİŞ
Epilepsi kronik gidişi olan, toplumda %1 oranında
görülen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir
nörolojik hastalıktır (1). Epilepsi hastalarında çeşitli duygusal, davranışsal, bilişsel değişiklikler ve bozukluklar
ortaya çıkabilmektedir. Epilepsi hastalığının temelinde
varolan kronik nörolojik fonksiyon bozukluğu bu kişilerin
psikiyatrik hastalıklara olan yatkınlığını arttırmaktadır.
Epilepsi ve psikozun bir arada ortaya çıkması beyinde
görülen yaygın fonksiyonel bozukluktan kaynaklanabildiği gibi nöbetlerin amigdala, hipokampus ve septal alanlardaki etkisi sonucunda da psikoz gelişebilmektedir (2). Epileptik psikoz çoğunlukla parsiyel nöbeti olan olgularda
özellikle de kompleks parsiyel nöbetlerde ortaya çıkmaktadır (3). Kronik interiktal psikoz veya epilepsinin şizofreni benzeri psikozu (schizoprenia like psyhoses of epilepsy)
olarak tanımlanan sendrom, fenomenolojik yönden şizofreni hastalığına benzemektedir (2). Her ne kadar literatürde interiktal psikozun şizofreninin bir varyantı veya ayrı
bir sendrom olduğu yönündeki tartışmalar sürse de bu
konuda yapılacak geniş örneklemli epidemiyolojik araştırmalar bu konunun aydınlatılmasını sağlayacaktır. Bu olgu
sunumu ile epilepsi tanılı bir hastada ortaya çıkan psikotik
belirtilerin bir yıllık süre içinde nasıl izlendiğini, ayırıcı
tanı ve tedavi sürecini kısaca gözden geçirmekteyiz. Bu
sayede ülkemizde kısıtlı sayıda araştırma ve olgu sunumu
bulunan epilepsi ve psikoz ilişkisine olan ilginin artmasını
umuyoruz.
OLGU
42 yaşında dul, solak, ev hanımı, ilkokul mezunu,
çocuksuz, ailesi ile birlikte yaşayan kadın hasta ilk olarak
2009 yılının kasım ayında, kompleks–parsiyel epilepsi
tanısı ile, nöbetlerinin kontrol altına alınamaması nedeniyle üniversitemiz nöroloji kliniğinde yatırıldı ve antiepileptik tedavi başlandı. Serviste yatışı sırasında durgun ve
kısıtlı davranışları dikkati çeken hasta için psikiyatri konsültasyonu istendi. Yapılan psikiyatrik değerlendirmede
kısıtlı duygulanım, düşünce içeriğinde fakirlik, ilgi ve
istek kaybı saptandı. Hastanın saptanan negatif belirtilerinin 10-15 yıldır ortaya çıktığı öğrenildi. Son dönemlerde
evden çıkmadığı, ev işlerine karşı ilgisiz olduğu, az konuştuğu, ara ara kendisinden yayılan kötü bir koku olduğu
şeklinde acayip konuşmalarının ve sanki temizlik yapıyor254
muş gibi hayali el uğraşlarının olduğu belirtildi. Hastada
tanımlanan bu belirtiler psikotik bulgu (koku varsanıları
ve varsanılarına yönelik davranışlar) olarak değerlendirildi ve bu belirtilerin nöbet öncesi, nöbet sırasında veya
nöbet sonrasında ortaya çıkmadığı, daha çok nöbetler arasında olduğu, ortalama 1 ay sürdüğü ve kendiliğinden
düzeldiği öğrenildi.
Yedi yaşında ilk epileptik nöbetini geçiren hastanın 14
yaşında kompleks-parsiyel nöbet tanısı aldığı ve yaklaşık
30 yıldır antiepileptik kullanımının olduğu belirtildi. Hastanın ilk psikiyatrik bulgularının ortalama 20 yıl önce içe
kapanma, kendini ifade edememe, sosyal ortama girememe şeklinde başladığı öğrenildi. Yaklaşık 15 yıl önce 1-2
ay kadar süren çevresindeki kişilerden şüphelenmeye başladığı, zarar göreceğini düşündüğü, evden kaçtığı ve intihar girişiminde bulunduğu kısa bir dönemin olduğu ve bu
dönemin kendiliğinden herhangi bir tedavi almadan düzeldiği ifade edildi. Hastanın bu dönemde herhangi bir psikiyatriste başvurmadığı öğrenildi.
Hasta yakınlarından alınan anamnez ışığında bu hastanın ilk olarak 15 yıl önce ortaya çıkan görsel ve iştitsel
halüsinasyonlarının, referans ve perseküsyon sanrılarının
olduğu ve benzer psikotik belirtilerin 1 yıl önce tekrarladığı her iki dönemde de bu bulguların kendiliğinden 1 ay
içinde düzeldiği öğrenildi. Hastanın akut psikotik bulgularının olmadığı dönemlerde ise daha çok negatif belirtilerin
olduğu (az konuşan, herhangi bir ev işi veya sosyal etkinliğe katılmayan, kendi halinde olan, duygularının pek
anlaşılmadığı, ilgisiz bir durumda) ve ilk olarak bu negatif
belirtilerin 10-15 yıl önce ortaya çıktığı ifade edildi.
Hasta nöroloji servisinde yattığı 9 günlük sürede okskarbazepin 1800mg/gün, levatirasetam 2000mg/gün şeklinde tedavisi düzenlendi, nöbetleri kontrol altında alındı
ve hasta ayaktan psikiyatri poliklinik takibine alındı. İlk 4
aylık izlemde herhangi bir tedavi başlamadığımız hastanın
izlem sırasında kısıtlı duygulanım, psikomotor retardasyon, düşünce içeriğinde kısıtlılık, ilgisizlik, görüşmeye
katılmada isteksizlik gibi bulguları ön plandaydı. Takibinin 6.ayında acil servise işitsel, görsel halusinasyonlar,
psikomotor hareketlilik, sanrı ve varsanılarına yönelik
davranışlar ile başvurdu. Parenteral 1 amp haloperidol
yapıldı ve oral olanzapin 20mg/gün olarak tedavisi başlandı. Psikotik belirtileri tedavinin 2. gününde tamamen
düzeldi ve 20mg/gün olanzapin tedavisi sürdürüldü. Hasta
ilaçların kendisine ağır geldiğini belirterek 1 ayın sonunda
ilaç tedavisini sonlandırdı ve tedavi almak istemediğini
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 21, Sayı: 3, 2011 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 21, N.: 3, 2011 - www.psikofarmakoloji.org
D. G. Öyekçin, D. Yıldız
belirtti. Ayaktan poliklinik izlemini sürdürdüğümüz hastamız 5 Aralık 2010 tarihinde nöroloji kliniği tarafından
antiepileptik ilaç kullanımını reddetmesi, korku yaşaması,
evde sosyal izolasyonunun ortaya çıkması nedeniyle tekrar psikiyatri konsültasyonu istendi. Yapılan psikiyatrik
değerlendirmede hastada kısıtlı duygulanım, görüşmeye
isteksizlik, düşünce içeriğinde kısıtlılık saptandı. Depresif
bulgu, sanrı, varsanı saptanmadı. Yakınlarından alınan bilgiye göre hastanın polikliniğe gelmeden 15 gün öncesinde
ortaya çıkan tuhaf davranışlarının (içe kapanma, şüphecilik, kimseyle konuşmama) olduğu ve bir gün önce 3 kez
kolunda atma şeklinde fokal nöbetinin ortaya çıktığı öğrenildi.
Yapılan laboratuar tetkiklerinde hastanın biyokimya
parametlerinde anlamlı özellik saptanmadı. Yapılan EEG
tetkikinde sağ hemisferde epileptik odak ve MR sonucunda sol mesial temporal skleroz (MTS) ile uyumlu alan saptandı. Tetkikler sonucunda hastada iki ayrı epileptik odak
olabileceği düşünülerek PET istendi ve kranial PET sonucunda sol pariyetal lobta epileptik odak saptandı. Ailede
nörolojik ve psikiyatrik hastalık öyküsü saptanmadı.
Hastadan alınan ayrıntılı anamnez ve yapılan klinik
izlem sonucunda nöbetlerden bağımsız ortaya çıkan üç
psikotik atağının (psikotik ataklardan bir tanesi tedavi ekibimiz tarafından gözlendi) ve ara dönemlerde negatif
belirtilerinin klinikte egemen olduğu görüldü. Altı aydan
uzun süren, kalıcı psikotik belirtilerin olması ve bu psikotik belirtilerin nöbetlerle doğrudan ilişkisinin olmaması
nedeniyle olgu süreğen interiktal psikoz olarak değerlendirildi. Hastaya nöbet eşiğini daha az düşürdüğü ve negatif
belirtiler üzerine olumlu etkisi olduğu bilinen (4) aripiprazol tedavisi 10mg/gün olarak başlandı. İlaç tedavisine başlamadan önce SANS, SAPS, Sosyal ve mesleki işlevselliği
değerlendirme ölçekleri uygulandı. SANS, SAPS, Sosyal
ve mesleki işlevselliği değerlendirme ölçek puanları sırasıyla 22, 0, 75 saptandı. Hasta yakınlarının gözlemi hastalarının oldukça iyi olduğu, ev işlerine belirgin bir şekilde
katıldığı, tv izlemeye başladığı ve sohbet etmeye başladığı
şeklindeydi ve bu sırada herhangi bir nöbet yaşamadığı
belirtildi. Tedavi ekibimizin klinik gözleminde hastamızda
belirgin düzelmeler olduğu dikkatimizi çekti. Konuşma
miktarı artmış, çağrışımları amacına uygundu, duygulanım ötimikti. Ölçek puanlarında belirgin derece değişiklik
vardı. Özellikle hastanın negatif belirtilerinde ve işlevlikte
belirgin düzelme olduğu gözlendi. Hastamız tedavi yanıtını tekrar değerlendirmek üzere 4 hafta sonrasına çağırıldı
ve psikiyatri polikliniğinde izleminin sürdürülmesine
karar verildi.
TARTIŞMA
Epilepsi hastalarında psikotik belirtilere sık rastlandığı
bilinmektedir. Özellikle kompleks parsiyel nöbetlerle psikiyatrik bulguların birlikteliği oldukça sıktır (3,5) ve hastaların %10-30 kadarında psikoz birlikteliği vardır (6).
Psikotik belirtilerin epileptik hastalarda klinik görünümü
kafa karıştırıcı olabilmektedir ve şizofreni benzeri bulgular, emosyonel değişiklikler iç içe girmiş ve ayırıcı tanıda
önemli güçlükleri beraberinde getirmektedir. Kompleks
parsiyel nöbeti olan hastaların ve psikotik belirtilerin ilişkisi, psikotik bulguların ortaya çıktığı zamana göre sınıflandırılmaktadır. Psikotik belirtiler sadece nöbet sırasında
ortaya çıkıyorsa iktal psikoz, nöbetten kısa bir süre sonra
ortaya çıkıyorsa (ortalama 7 gün sonra) postiktal psikoz,
nöbetler arasında ortaya çıkan kalıcı psikotik belirtilerin
olduğu şizofreni benzeri durum ise interiktal psikoz olarak
adlandırlmaktadır (2). Sunmuş olduğumuz olgunun geçirmiş olduğu psikotik alevlenmeler nöbet etkinliği dışında
saptandı ve klinik izlem sırasında saptanan negatif belirtiler ise şizofreni benzeri psikotik bulgular lehinde değerlendirildi. ICD-10 tanı kriterlerine göre akut şizofreni benzeri psikotik bozukluk tanısı alan hastamız (7), DSM-IV
TR tanı ölçütlerine göre şizofreniform bozukluk tanısı
almaktadır. İnteriktal iktal psikozun tanısal sınıflandırmalardaki bu belirsiz tanımı farklı tanımların (epilepsinin
şizofreni benzeri psikozu gibi) literatürde birbiri yerine
kullanılmasına neden olmaktadır (8). Biz olgumuzu ICD
ölçütlerini ele alarak literatürde de sıklıkla kullanıldığı için
interiktal psikoz olarak tanımladık.
Hastamızda aktif psikotik belirtiler bir kez acil servise
başvurduğu dönemde 2 gün süre ile gözlendi, diğer aktif psikotik dönemlerin varlığı yakınlarından aldığımız anamneze
göre tanımlandı. Aylık poliklinik takibi yaptığımız ortalama
1 yıllık sürede hastamızda affektif donukluk ve aloji en sık
gözlediğimiz psikiyatrik belirtilerdi ve biz bu negatif bulguları psikotik bozukluğun rezidüel belirtileri olarak yorumladık. Ayırıcı tanıda şizoaffektif bozukluğu, bipolar bozukluğu
ve major depresif bozukluğu DSM-IV tanı kriterlerinin karşılanmaması nedeniyle dışladık.
İnteriktal psikoz ve idiopatik şizofreni ayırıcı tanısını
yapmak güç olabilmektedir. Her iki hastalığın görüngüsel
benzerlikleri bu ayrımı yapmayı zorlaştırmaktadır (9).
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 21, Sayı: 3, 2011 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 21, N.: 3, 2011 - www.psikofarmakoloji.org
255
Bir yıl süre ile izlenen interiktal psikoz tanılı bir olguda aripiprazol kullanımı
Kronik interiktal psikozu olan hastaların daha çok erken
yaşlarda nöbetlerinin başladığı (10) ve çoğunlukla iyi
kontrol edilememiş kompleks parsiyel nöbetlerinin olduğu
bilinmektedir (6,11). Sunmuş olduğumuz olguda 7 yaşında başlayan yaklaşık 35 yıldır epileptik nöbetlerinin olduğu ve ortalama 7-8 yıl kadar nöbetlerinin kontrol altına alınamadığı saptanmıştır. Bu özellikler hastamızın interiktal
psikoz gelişmesi açısından önemli risk etmenlerinden birkaçına sahip olduğunu göstermektedir. İnteriktal psikoz,
ani başlangıçlı atipik paranoid psikotik belirtiler ile ortaya
çıkan (2), başlangıç yaşının daha geç yaşlarda olduğu (3040’lı yaşlar gibi) (12), varsanılar ve affektif semptomların
daha fazla ortaya çıktığı (2,13), az sayıda scheneiderian
birinci sıra belirtilerinin görüldüğü, daha az sistemli sanrıların var olduğu, kişilik dağılmasının az olduğu ve nöbetlerle dönüşümlü psikozun olduğu bir klinik tablodur.
Şizofrenik psikozdan belirtmiş olduğumuz bu özellikleri
ile ayrılmaktadır (6).
Yapmış olduğumuz literatür taramasında ülkemizde
epilepsi ve psikoz ilişkisinin ele alındığı 4 olgu sunumuna
rastladık. Bu olgu sunumlarından ilki çocukluk çağı epilepsisi ve iktal psikoz ayırımının önemine (14), diğer olgu
sunumu postiktal psikoz ve interiktal psikoz tanılı iki olgunun psikotik belirtilerinin tanınmasına vurgu yapmaktaydı
(15).Yaluğ ve ark.’nın temporal lob epilepsisi ve psikoz
ilişkisini gözden geçirdiği diğer bir olgu sunumu (16) ve
son olarak Bahalı ve arkadaşlarının Süreğen (İnteriktal)
Psikoz ve Zorunlu Normalleşme Fenomenini tartıştığı
yazılarda (17) epileptik psikozun klinik yansımalarının
gözden geçirildiğini saptadık.
Sunmuş olduğumuz olgu 1 yıllık izlem süresinde interiktal psikozun şizofreni kliniği ile olan benzerliğini ve ayı-
rıcı tanısının nasıl yapıldığını, gözlenmiş olan klinik belirtilerin takibini ve son olarak aripirazol ile şizofreni benzeri
epileptik bir psikozun tedavisinin ele alınması açısından
ülkemizde sunulmuş diğer vaka takdimlerinden farklı bir
özellik taşımaktadır. Bu olgunun 1 yıllık sürede ortaya
çıkan psikiyatrik belirtilerinin izlem süresinde nasıl değişebildiğini, psikotik belirtilerin nöbetten bağımsız nasıl ortaya çıktığını ve epilepsi hastalarında sıklıkla gözlenen negatif belirtilerin bazen altta yatan ve ayrıntılı anamnez ile saptanabilen kronik interiktal psikozun öncül bir belirtisi olabileceğini göstermesi açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Öte yandan literatürde Gororth ve ark’nın (18)
interiktal psikoz ile ilişkili temporal lob epilepsisinin aripiprazol ile tedavisini ele aldığı tek bir olgu saptadık. Bu
bağlamda hastamız aripiprazol ile interiktal psikozun tedavi yanıtının değerlendirildiği ikinci olgu olma özelliğini
taşımaktadır. Birinci ve ikinci kuşak antipsikotiklerin epileptik nöbeti tetikleyebildiği bilinmekle birlikte
aripiprazol’ün nöbet eşiği ile olan ilişkisi çok düşük bulunmuştur. Aripiprazol’ün epileptik nöbeti tetiklediği ile ilgili
ise sadece üç olgu sunumu bildirilmiştir (19). Hastamızın
aririprazol tedavisinden sonraki iki haftalık dönemde herhangi bir nöbeti saptanmamıştır. Özellikle negatif belirtilerde belirgin düzelme olduğu saptanmıştır.
Sonuç olarak sunduğumuz olgu ile aripiprazol molekülünün şizofreni dışı psikotik bozuklukların tedavisinde bir
seçenek olabileceğini, özellikle negatif bulguların ön planda olduğu olgularda etkili olabildiğini ve epilepsi olgularında şizofreni benzeri bulguların ayırıcı tanısının ve izleminin yapılmasının önemini vurgulamaktayız. Bu konuya
olan ilginin artması ile ülkemizde de klinik deneyimlerin
ve araştırmaların zenginleşeceğini düşünmekteyiz.
Kaynaklar:
1. Atlas: Epilepsy care in the world. World Health Organization
2005; Geneva: p.8-10. http:www.who.int/mental_health/neurology/
Epilepsy_atlas_r1.pdf.
2. Sachdev P. Schizophrenia-like psychosis and epilepsy, the status of
the association. Am J Psychiatry 1998;155(3): 325-36.
3. Toone BK. The psychoses of epilepsy, editorial. J Neurol Neurosurg
Psychiatry 2000;69(1):1-3.
4. Hedges D, Jeppson K, Whitehead P. Antipsychotic medication and
seizures: a review. Drugs Today 2003;39(7):551-7
5. Leutmezer F, Podreka I, Asenbaum S, Pietrzyk U. Postiktal
psychosis in temporal lobe epilepsy. Epilepsia 2003;44(4):582-90.
256
6. Mendez MF. Epilepsinin nöropsikiyatrik yönü. Kaplan and Sadock’s
Comprehensive Textbook of Psychiatry. Kaplan HI, Sadock BJ
(Editörler). Aydın H, Bozkurt A (Çevirenler) 8.baskı, Güneş
kitapevi: 2007:s.377-90.
7. Castagnini A, Berrios GE. Acute and transient psychotic disorders
(ICD-10 F23): a review from a European perspective. Eur Arch
Psychiatry Clin Neurosci 2009;259(8):433-43.
8. American Psychiatric Association: Diagnostic and Statistical Manual
of Mental Disorders, Fourth Edition, Text Revision. Washington, DC:
American Psychiatric Association, 2000.
9. Adachi N, Onuma T, Hara T, Matsuura M,Okubo Y, Kato M, et
al. Frequency and age-related variables in interictal psychoses in
localization-related epilepsies. Epilepsy Research 2002;48(1-2):25-31.
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 21, Sayı: 3, 2011 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 21, N.: 3, 2011 - www.psikofarmakoloji.org
D. G. Öyekçin, D. Yıldız
10. Kanemoto K, Takenchi J, Kawasaki J, Kawai I: Characteristics of
temporal lobe epilepsy with mesial temporal sclerosis, with special
reference to psychotic episodes. Neurology 1996;47(5):1199-203.
14. Güney E, Hirfanoğlu T, Serdaroğlu A, Şener Ş, İşeri E. Epileptik
Psikoz: Bir Olgu Sunumu.Klinik Psikiyatri Dergisi 2008;11(2):95-100.
15. Kuğu N, Taş A. Epileptik psikoz: İki olgu raporu. Türkiye Klinikleri
Psikiyatri Dergisi 2002;3(1):12-8.
11. D’Alessio L, Giagante B, Papayannis C, Oddo S, Silva W, Solis
P, et al. Psychotic disorders in Argentine patients with refractory
temporal lobe epilepsy: A case-control study. Epilepsy & Behavior
2009;14 (4):604-9.
16. Yaluğ İ, Tufan, AE Kutlu H, Alemdar M. Temporal Lobe Epilepsy
and Psychosis: A Case Report. Yeni Symposium 2007;45(1):41-4.
12. Adachi N, Harac T, Oanad Y, Matsuurae M,Okubof Y, Akanuma N,
et al. Difference in age of onset of psychosis between epilepsy and
schizophrenia. Epilepsy Research 2008;78(2-3): 201-6.
17. Bahalı MK, Zengin M, Tamam L, Özpoyraz N, Bozdemir H,
Karakuş G. Süreğen (İnteriktal) Psikoz ve Zorunlu Normaleşme
Fenomeni. Turkiye Klinikleri J Med Sci 2010;30(1):343-7.
13. Adachi N, Onuma T, Nishiwaki, Murauchi S, Akanuma N, Ishıda S,
et al. Inter-ictal and post-ictal psychoses in frontal lobe epilepsy: A
retrospective comparison with psychoses in temporal lobe epilepsy.
Seizure 2000;9(5):328-35.
18. Goforth HW, Rao M, Sucholeiki R. Chronic interictal psychosis
responsive to aripiprazole. J. Clin Psychopharmacol 2004;24(5):573-4.
19. Lin KH, Chen YJ, Lin YT, Hsueh WC, Lu CL, Yen MH, et al.
Serious generalized tonic-clonic seizures induced by aripiprazole.
Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry 2010;34(1):231-2.
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 21, Sayı: 3, 2011 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 21, N.: 3, 2011 - www.psikofarmakoloji.org
257
Download