İletişim adresi: Cumhuriyet Mh. Tennuri Cad. Çetin Apt. No:7 Tel: 0 535 496 72 50 İşçi Bülteni Özel Sayý: 885 Fiyatý 25 Kr. Eylül 2012 Kıdem Tazminatı ve Özelleştirme Sempozyumu gerçekleştirildi ... n e d n ’ i n e t l ü B i ç Kayseri İş Merhaba… iği ve liği işçilerin birl Kayseri İşçi Bir çalışmalarını mücadelesi için 2 Eylül Pazar seri İşçi Birliği, ay K . or üy ür rd sü endisleri Kayseri günü İnşaat Müh ve kıdem “Özelleştirmeye Temsilciliği’nde k!” adıyla bir gaspına geçit yo n nı rı la at in zm ta umda leştirdi. Sempozy ek rç ge um zy po rında sem spı ve karayolla ga ın ın at in zm kıdem ta rtışıldı. irme saldırısı ta yaşanan özelleşt vas elleştirmeye men ardından Si he un um ın gaspına ve öz zy ın po at m in Se zm ta m de rüyüşün yen işçiler kı ydular. İşçiler yü ko ya ta or Caddesi’ne yürü a rl la nimizin bu , attıkları slogan leştirdiler. Bülte karşı tepkilerini ek rç ge ı as m la umla ilgili işçi sın açık Ayrıca sempozy k. dı ardından bir ba ır ay r ye ş zyuma geni sayısında sempo Birliği yer verdik. ak Kayseri İşçi ar ol in şk mektuplarına da ili a ın de yer nan işçi kıyım ri İşçi Bülteni’n se ay K da Akapen’de yaşa ı as m ıkla ı yaptı. Basın aç basın açıklamas alıyor. Kayseri İşçi Birliği’nin “Özelleştirmeye ve kıdem tazminatlarının gaspına geçit yok!” adıyla organize sanayi ve karayollarında oluşturulan Kurultay Hazırlık Komitesi aracılığıyla örgütlediği sempozyum 2 Eylül Pazar günü başarıyla gerçekleştirildi. Kayseri İşçi Birliği’nin çağrısı ile İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Kayseri Şubesi'nde gerçekleştirilen sempozyuma metal, karayolları, tekstil, petro kimya, sağlık, genel hizmet sektörlerinde çalışan, 14 ayrı işyerinden işçiler katıldı. Sempozyumun hemen başında emeğin korunması mücadelesinde şehit düşenler selamlandı. BDSP temsilcisi söz alarak sempozyumu selamladı. BDSP temsilcisi dünyada ve Türkiye'de yaşanan gelişmeleri anlattı. Emperyalist savaşa karşı mücadelenin ve Ortadoğu halklarıyla dayanışma içinde olmanın önemine ve hükümetin saldırganlığına değindi. İşçi ve emekçileri haksız savaşlara, kapitalizme karşı mücadeleye çağırdı. Kayseri İşçi Birliği sözcüsü ise, kıdem tazminatının fona devri ile ilgili gelişmeleri aktardı. Kıdem tazminatının fona devrinin, gündemlerinde olmadığını söyleyen hükümetin gerçekleri karartmaya çalıştığını ifade etti. Kayseri İşçi Birliği sözcüsünün ardından bir metal işçisi kıdem tazminatları ile ilgili olarak Sempozyum Hazırlık Komitesinin hazırladığı tebliğin sunumunu gerçekleştirdi. Kıdem tazminatlarının gaspı durumunda yaşanacak hak kayıplarının ayrıntılı olarak aktarıldığı sunumda, kıdem tazminatının hangi hallerde kazanıldığı ortaya kondu. Kıdem tazminatının fona devrinin işçiler açısından hangi sonuçları doğuracağı ifade edildi. Bu bağlamda daha önceki zorunlu tasarruf, konut edindirme fonları ile ilgili olarak ortaya çıkan tablo ve işçi sınıfı ve emekçilerin kayıpları ayrıntılı olarak anlatıldı. Kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda, tıpkı diğer fonlar gibi patronlara peşkeş çekileceğini ifade edildi. Sunumun son bölümünde kıdem tazminatı hakkının gaspı karşısında sendikal bürokrasinin teslimiyetçi yaklaşımı örneklerle anlatıldı. Kıdem tazminatı saldırısına karşı mücadelede taban örgütlerinin yaşamsal önemde olduğu ifade edildi. İşçiler kıdem tazminatına, haklarına ve geleceklerine sahip çıkmaya çağrıldı. Özelleştirme kıskacındaki karayolu işçilerinin katkısıyla hazırlanan tebliğin sunumu karayollarında çalışan bir öncü işçi tarafından gerçekleştirildi. Karayollarında yaşanan özelleştirme sürecinin ayrıntılı bir dökümü ortaya kondu. Karayollarının özelleştirilmesi doğrultusunda alt yapının oluşması için Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 59 yıllık teşkilat yasasının değiştirildiği, değişiklikleri içeren tasarının mecliste kabul edilerek yasalaşmasıyla Karayolları Genel Müdürlüğü’nün özel bütçeli bir kurum haline getirildiği ifade edildi. 2 Karayollarının özelleştirilmesi durumunda neler olacağı sorusu çerçevesinde, yaşanan özelleştirmeler ve sonuçları ayrıntılı olarak ortaya kondu. Özelleştirme sonrasında işçilerin yüzde 80’inin işinden ekmeğinden olduğu, sendikasızlaşma, taşeronlaşmanın genelleştiği, ücretlerin budandığı, işçilerin sosyal haklarının yok sayıldığı ifade edildi. Tebliğde, karayolu işçilerini bekleyen tehlikeler şöyle ifade edildi: “Özelleştirme durumunda Karayolları'nda daimi ve sözleşmeli statüde çalışan binlerce sendikalı işçi sendikal hak ve özgürlüklerinin tümünü kaybedeceklerdir. Karayolları'nda çalışan ve sendikaya üye olan yaklaşık 9 bin taşeron işçisi işinden ekmeğinden olacaktır.” Özelleştirme saldırısında AKP iktidarının cüretkar tutumunun en büyük destekçilerinin sendika ağaları olduğu tebliğde ifade edildi. Sunumda, “Bu cüretin kaynağında elbette ki yıllardır süren özelleştirme saldırısının püskürtülememiş olması gerçeği var. Buna bağlı olarak Yolİş yöneticilerinin işçi sınıfı üzerindeki denetimine duydukları güven var. Bu güven sayesinde Karayolları'nda üç ayrı ücret skalası uygulamasını sürdürüyorlar. Bu güven sayesinde eşit iş yapan işçilerin eşit ücret almasını engelliyorlar. Bu güven sayesinde 9 bin karayolu işçisini yıllardır asgari ücret karşılığında, sendikal haklardan mahrum bırakarak çalıştırdılar. Bu güven sayesinde ihaleye giren firmalar yıllardır taşeron işçileri asgari ücret karşılığında çalıştırdılar” denildi. Ortaya çıkan tablonun fazla umut vermeyebileceği, ama her şeyin bitmiş olmadığı tebliğde vurgulandı. Karayolu işçilerinin geçmişin derslerinden gereği gibi yararlanması, bu dersler ışığında mücadeleyi yükseltmesi durumunda özelleştirme saldırısının boşa çıkartılabileceğinin de altı çizildi. Tebliğin sonuç bölümünde özelleştirmenin boşa çıkarılması doğrultusunda taban çalışması ve tabana dayalı örgütlenmenin önemine değinildi. Karayolu işçilerinin örgütlü birliğinin özelleştirme saldırısının panzehiri olduğu ifade edildi. İşçiler tebliğlerin sunumunun ardından söz alarak kıdem tazminatı ve özelleştirme saldırılarına yönelik düşüncelerini dile getirdiler. Söz alan tüm işçiler kıdem tazminatının gaspına ve özelleştirmeye karşı mücadelenin önemine değindiler. İşçilerin ancak birleşerek kazanacaklarını dile getirdiler. “Suriye'ye müdahaleye hayır” Suriye'ye yönelik emperyalist müdahale ve saldırganlık da sempozyumda ele alındı. Sempozyum katılımcısı işçiler Suriye ile savaş politikasına karşı olduklarını ortaya koydular, emperyalist savaş politikalarına karşı mücadelenin önemi konusunda ortaklaştılar. Sempozyumun ardından yapılan işçi yürüyüşü ve basın açıklaması… Saat 14.00’te başlayan sempozyum saat 16.00'da sona erdi. Sempozyum sonuç bildirgesini ilan etmek için sokağa çıkan işçiler Sivas Caddesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Öncü bir karayolu işçisinin okuduğu basın açıklamasında, sempozyumun para babalarının krizin işçi ve emekçilere ağır bedeller ödettiği bir dönemde gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Sempozyum hazırlıklarının hatırlatıldığı açıklamada, binlerce bülten ve tek tek fabrikalara seslenen el ilanlarının işçilere ulaştırıldığı söylendi. Açıklamada, sempozyumun sonuç bildirgesi de okunarak şu ifadelere yer verildi: “Sempozyumda Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nın kabul edilmemesi noktasında işçiler ortaklaşmışlardır. Birçok hak kaybına uğramıza yol açacak Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nı kabul etmiyoruz. Kıdem Tazminatı Fonu saldırısına karşı mücadele etmek kararlılığındayız. Tüm bu saldırıların kaynağı olan sermaye egemenliğidir. Bu egemenliğe karşı mücadele ile birleştirilmeyen kıdem tazminatının korunması mücadelesi ile kazanımların kalıcılaştırılması mümkün değildir. Sempozyumda karayollarının özelleştirilmesi de tartışıldı. Tüm özelleştirme saldırılarında olduğu gibi, Karayolları’nın özelleştirilmesinden de sermaye kârlı çıkacaktır. Daha şimdiden büyük inşaat tekelleri büyük lokmaları yutmaya hazırlanıyorlar. Sempozyumda özelleştirme saldırısına karşı mücadele işçi sınıfının birliği koşullarında başarıya ulaşabileceği gerçeğinin altı çizilmiş, özelleştirmeye karşı karayolu işçilerinin mücadele birliği esas alınması gerekliliği konusunda anlayış birliği sağlanmıştır. Karayolları’nda özelleştirme saldırısı sadece karayolu işçilerinin değil tüm emekçileri ekonomik, sosyal ve yaşamsal olarak etkileyebilecek sonuçlar yaratacaktır. Tüm emekçiler Karayolları’nın özelleştirilmesine karşı karayolu işçilerinin yanında yer almalıdır. Özelde Karayolları’nda genelde tüm sektörlerde taşeronlaşma yasaklanmalıdır. Karayolları’nda eşit işe eşit ücret ödenmeli, üç ayrı skala uygulamasına son verilmelidir. Karayolları’nda çalışan 9 bin taşeron yok! t geçi ye rme leşti özel da arı’n Karayoll işçisinin sendika hakkı tanınmalı, en daha şey öğrendik. Çağrılarımız ve çabamıza rağm çok n mda ozyu semp ak olar ri taşeron işçilerine kadro verilmelidir. işçile u ayol Kar işçi hareketinde hala aşılamayan durgunluğun ında mas ama katıl ma ozyu semp inin Karayolları’nda çalışan sözleşmeli ve işçis fazla karayolu a fazla emek ve çaba göstermeliydik. Dah var. da nlar soru aklı kayn en Bizd ruz. işçilerin ücretlerin ücretleri etkisi olduğunu düşünüyo me adımlarının atıldığı taşeron eştir özell a rınd yolla kara ğı, arttı rın ırıla sald kadrolu işçilerin ücretlerine göre Tüm bu eksikliklerimize rağmen Karayolları 6. Bölge de çalışan işçiler olarak, seri Kay , rken yata gelip yan arı ağal belirlenmelidir. ika send bir süreçte in özelleştirme saldırısını tüm yönleriyle ilişk rına yolla kara a umd pozy Sem ik. ştird Kayseri İşçi Birliği tüm işçileri ülkede bir ilki gerçekle ık. taşıd ğa soka izi sesim sıyla hakları ve geleceklerine sahip çıkmaya, tartıştık. Hem de basın açıklama eye karayolu işçisini özelleştirme karşıtı mücadel fazla daha rek, vere k eme ve arak kıdem tazminatı hakkını savunmaya, çalış fazla Daha un için gerekli olan karayolu işçilerinin Bun ız. nday rlığı kara ve i azm tmek büyü eyi özelleştirmelere karşı mücadeleye omuz kazanarak, mücadel örgütlü birliğidir. Karayolu işçileri vermeye çağırıyor.” 3 Sorunlarımızı çözmek için Kayseri`nin çeşitli bölgelerinde, çeşitli semtlerindeki işyerlerinde çalışıyoruz. Belki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri destekliyoruz. Ancak hepimizin ortak bir noktası var: Yaşamak için çalışmak ve emek-gücümüzü satmak zorundayız. İster fabrikalarda ya da bürolarda, ister devlet işletmelerinde, ister özel şirketlerde, isterse belediyelerde, kooperatiflerde olsun, hayatımızı yalnızca ücretle kazanıyoruz. Dertlerimiz aynı, sorunlarımız ortak. İş garantisi istiyoruz! Bizim için işsizlik açlık demektir. Ücret zammı istiyoruz! Çünkü patronlar, hergün her şeye zam yaparak, zaten düşük olan ücretlerimizi sürekli eritiyorlar. Çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz! Çünkü her yıl binlercemiz iş kazalarında ölüyor. Gürültü, zehirli gazlar, sakatlanmak ve ölmek tehlikesi olmadan çalışmak bizim en doğal hakkımızdır. Çalışma sürelerinin kısaltılmasını istiyoruz! Çünkü kendimize ve ailemize daha fazla zaman ayırmak, okumak, gezmek, eğlenmek bizim de hakkımız. Biz, sürekli üretim içinde olan bir makine değil, insanız. Sosyal haklar istiyoruz! Çünkü yıllarca ödediğimiz primlerin ve vergilerin karşılığını almak, bizim en doğal hakkımızdır. Vergi ve primlerimizin patronlara ucuz kredi olmasını değil; ucuz konut, hastane, bakımevi ve okul olarak bize dönmesini istiyoruz. Kısacası biz, bütün zenginlikleri ve değerleri üretenler olarak, bu değerlerden, refah ve gelişmeden hakkımız olan payı istiyoruz. Peki alabiliyor muyuz? Hayır! Anayasa ve yasalardaki haklarımızı, toplu sözleşme haklarımızı kullanabiliyor muyuz? Hayır! Peki Ama Neden? Çünkü önemli yanlışlar yapıyoruz Peki yanlışlarımız neler? Yasaların bizi koruyacağını sanıyoruz. Yasalar yeterli değil. Ayrıca, patronlar tarafından kolayca çiğneniyor. Sorunlarımızın çözümünü `bizi düşündüğünü` söyleyen ! m i l e n e l örgüt patronlardan, sendika da olsa daha fazla veremem` diyen asalak patronlardan bekliyoruz. Ya da tek başımıza hak aramaya kalkıyoruz. Aynı koşullarda yaşıyor, birlikte üretiyoruz. Ama haklarımızı tek başımıza elde etmeye çalışıyoruz. Başaramıyoruz. Neden? Çünkü örgütlü değiliz, patronların dernekleri, sendikaları, birlikleri ve siyasi partileri var. Patronların, bizim kafamızı karıştıran, gerçekleri bizden gizleyen gazeteleri, radyoları ve televizyonları var. Patronlar, hem ekonomiye hem de siyasete egemen. Patronlar güçlü, Çünkü onlar örgütlü… Bütün zenginlikleri biz üretiyor, Biz yaratıyoruz. Ama payımızı alamıyoruz. Haklarımızı almak ve geliştirmek için güçlü olmamız gerek. Patronlar karşısında güçlü olmanın yolu, en az onlar kadar örgütlü olmaktan geçer. Örgütlenmek, ortak çıkarlar temelinde, ortak hedefler için birleşmek demektir. Tüm çabamız bunun içindir. Daha önce düzenlediğimiz işçi kurultayları, sempozyumlar bunun içindir. 2 Eylül’de Kayseri’de düzenlediğimiz sempozyum bunun içindir. Evet hem kıdem tazminatlarımızı gasp ettirmemek hem de özelleştirmeye dur demek için daha fazla örgütleneceğiz. Sempozyumun esas çağrısı da budur. Sempozyuma katılan bir sağlık işçisi Yüzlerce, binlerce işçi yenilmez bir güçtür! Kayseri İşçi Birliği’nin metal işçileri, karayolu işçileri hizmet sektöründe çalışan işçilerle ortak yaptığı Kıdem Tazminatı Fonu Sempozyumu üzerine bizde iki kelam edelim dedik.Sempozyumda iki tebliğin sunumu gerçekleştirildi. İlki yeni çıkacak kıdem tazminatı fonu hakkında ikincisi ise özelleştirme saldırısı ve işçilerin bu saldırılardan nasıl etkileneceği üzerineydi. Sempozyumun son bölümünde söz alan arkadaşlar da görüşlerini ifade ettiler. Sempozyumun amacına ulaştı. Gerek Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı ve gerekse özelleştirme ve sonuçları konusunda bilgi sahibi olduk. Dahası sokağa çıkarak kıdem tazminatı ve özelleştirmeye karşı tepkimizi ortaya koyduk. Toplantıda gözüme çarpan iki konuşmacının cümleleri oldu ki “tek başına hiçbir şey yapamayız birleşip örgütlenip güçleneceğiz” patronlar örgütlü peki işçiler neden örgütlü değil? Toplantılarda her zaman örgütlenmekten bahsediyoruz. Ne güzel değil mi? Lakin bugüne kadar çalıştığımız fabrikada kaç kişiyi örgütleyebildiğimizi kendimize hiç sorduk mu? Patronlar işyerlerinde türlü türlü baskı uyguluyorlar bize. Kaçımız bu yapılanlara dur dedik. Belki bu sorulara çoğunuz hiçbirimiz diyecektir. O zaman hiçbirimiz diyorsak kendinizi yormayın. Sempozyumun ertesi günü işe geldiğimde işyerinde bir arkadaş başına gelen olayı anlattı. Koordinatör arkadaşa “beğeniyorsan böyle beğenmiyorsan defol git demiş”, o ne yapmış dersiniz kuyruğunu kısmış köşesine oturmuş sesini bile çıkarmamış. İşçi arkadaşlarım davamız emeğimizin davasıdır. Bu davada gün gelir patronlar uşakları hangi dilden anlıyorsa konuşmasını öğrenmek, haklarımızı öğrenmek zorundayız. Evdeki eşimizden, çocuğumuzdan, anne-babamızdan daha çok zamanı işyerinde geçiriyorsunuz. Hiç mi kendimize saygımız yok? Sempozyum için çalışma yürütüyorum. Mesai arkadaşlarımın biri “nöbetten çıkıyorum, uykusuzum” öbürü “o gün Pazar dinleneceğim”. Bir diğeri “köye gideceğim”, biri “inşallah gelirim” bu söylenecek söz mü? Arkadaşlar işçi arkadaşlar kafalar patron eller işçi olmaya devam ettikçe hiçbir şey başaramayız. Sorunun diğer bir yönü de haklarımızı tek başına aramak. Tamam, güzel kuzularım belki tek başına orda hakkını aldın diyelim sen çalışmaktan başka geçim kaynağı olmayan işçi başka yerde çalışmayacak mısın? Orda da aynı sorunları yaşamayacak mısın? Yani güzel kardeşlerim, kısaca patronlar örgütlü, onların gazeteleri var, dernekleri var, siyası partileri de var. Biz işçiler ise yeterince örgütlü değiliz. İşçiler kendileri gibi olan emeğin davasında olanlara yan yana gelmedikçe kendi örgütlerini kurmadıkça söz yetki kararı kendileri belirledikleri yapıları kurmadıkça başarıya ulaşamazlar. Düzenlediğimiz kurultaylar, yaptığımız sempozyumlar, bu hedefe ulaşmanın önemli araçlarıdır. Kayaları parçalayan suyun şiddeti değil sürekliliğidir. Bu bilinçle sempozyumun kazanımlarına yaslanarak mücadeleye devam edeceğiz. Sempozyum Hazırlık Komitesi’nden bir işçi Birleşen işçiler yenilmezdir! Merhaba... Kayseri İşçi Birliği'nin düzenlediği kıdem tazminatı ve karayollarının özelleştirilmesi konulu sempozyum İnşaat Mühendisleri Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi. Her ne kadar hükümet yetkilileri tasarıyı geri çektiklerini, Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nın gündemde olmadığını ifade ediyorlar. Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı işçi sınıfını zayıf olduğu dönemlerde gündeme getiriliyor. Daha önce de Demirel hükümeti ve 12 Eylül döneminde de benzer girişimlerde bulunuldu Sınıfın tepkisi nedeniyle tasarı geri çekildi. Bu sefer de sıkı durursak durum aynı olacaktır. Sempoyum başlamadan önce mesaiden gelen işçileri bekledik. Bekleme sırasında bağlama eşliğinde türküler söyledik. Türküler gurbet ve yoksulluk üzerineydi. BDSP temsilcisi sempozyumu selamladı. Ardından Kayseri İşçi Birliği adına yapılan konuşma ile işçiler selamlandı. Önce bir metal işçisi kıdem tazminatı fona devrini işleyen tebliği sundu. Daha sonra bir karayolu işçisi arkadaşımız karayollarında özelleştirme girişimi ile ilgili tebliği sundu. Tebliğde Yol-İş eleştirildi. Taşeron, kadrolu, sözleşmeli tüm işçilerin sendikalaşmasının gerektiği belirtildi. Toplantı boyunca salon sıcak olmasına rağmen işyerlerinde sempozyuma katılan işçiler, yaşadıkları sorunlar konusunda örnekler vererek ve sorular sorarak, hem sempozyumu sahiplendiler, hem de toplantının canlı geçmesini sağladılar. Toplantıdan sonra yürüyüş kolu oluşturup Eğitim-Sen binasının bulunduğu Sivas Caddesi’ne geçtik. Dövizlerimiz ve pankartlarımızı açtık sloganlar eşliğinde basın açıklamasının yapılacağı Sivas Caddesi’ne yürüdük. Basın açıklamasını Karayolu işçisi bir arkadaşımız okudu. Basın açıklamasında kıdem tazminatı, özelleştirme ve Suriye savaşına karşı işçi ve emekçiler mücadeleye çağrıldı. Basın açıklamasının ardından İşçi Kültür Evi binasına geçtik. Avukat arkadaşımız sorularımızı yanıtladı. İşten atılan ve diğer işçi arkadaşlar avukat arkadaşımızı soru yağmuruna tuttular. Tüm sorular cevaplandı. Birlikte yemek yendi. Bir gün boyunca birlikteliğin ve dayanışmanın en iyi örneklerini verdik. İlk defa tanışan işçiler dahi 40 yıllık dost gibiydiler. Sempozyuma 50'nin üzerinde işçi katıldı. Öncü bir işçi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim, hem çok disiplini, hem de kolektif hareket etme bilinci görülmeye değerdi. Bu çalışmayla bir defa daha kendimize olan güvenimiz arttı. Önümüzdeki süreçte daha da iyi olacağız. Son sözüm şudur: BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZDİR! YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ... Bir işçi... Sempozyum ve basın açıklaması ile sesimizi yükselttik! Bizler Başyazıcoğlu Gr uba ait bir otel şantiye sinde çalışan işçileriz. Katılmış olduğumuz se mpozyumla ilgili olarak du ygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşm ak istiyoruz. 2 Eylül’de gerçekleşen "Kıdem tazminatının ga sbına, özelleştirme saldırısına geçit yok!” sempozyumu bizler aç ısından başarıyla gerçekleşmiştir. Semp ozyumla birlikte hem deneyimler hem de hukuksal açıdan söyle nenler bize bilgi biriki mi sağlamıştır. Gerek sendikalı işçi arkadaşlar gerek sendikasız işçi ark adaşların bizlere aktardıkları ile çok şey öğrendik. Sempozyumun ardınd an yaptığımız basın aç ıklaması ile sempozyumda dillendir ilenler sahiplenilmeye başlanmıştır. En önem konu işçi sınıfının kıd li em tazminatının gaspı gibi birçok sorununda ortak tavrı nasıl alabil eceğidir. Sempozyum bu konuda da belli bir bilinç açıklığı sağlamı ştır. Kuşkusuz bizler içi n yeterli değildir. Sempozyumda birçok sektörden işçi arkadaş ın olması bizler açısınd önemli bir kazanımdır an . Böylece karayolu işç ilerinin anlatmış olduğ özelleştirme sorunu sa u dece onların olmadığı bun sorunun işçilerin or sorunu olduğu ortaya çık tak mıştır. Kıdem tazminatının fo na devri biz işçiler açısı ndan hak gaspından başka bir şey olmadığı ortada… Esas sorunun biz işçilerin bu konuda yapacağı… Sempozyu ne m işçileri birlik olmay a çağırdı. Çünkü işçini gücü birliğinden gelir. n Bu en önemli mesele bu gün açısından… Bizle de Kayseri’de kıdem taz r minatını yasa tasarısın ın geri çekilmesi için Kayseri'de bir işçi birliğ inin sağlanması için eli mizden geleni yapacağız. Sempozyuma katılan inşaat işçileri... Kıdem tazminatlarımızı gasp ettirmeyeceğiz! Metal ve petro-kimya işçileriyiz. Asgari ücrete talim eden, her an iş kazası geçirme tehdidi altında olan, bugünde kıdem tazminatı hakları gasp edilmek istenler bizleriz. Sempozyumdan çok şey öğrendik. Kıdem tazminatının önemini, kıdem tazminatı fonunun yaratacağı tehlikeleri öğrendik. Hepimiz kıdem tazminatlarımızı gaspına yol açacak kıdem tazminatı fonuna karşıyız. Ama iş bununla bitmiyor. Sempozyumun rüzgarını fabrikalarımıza taşımalı, öğrendiğimiz gerçekleri işçi arkadaşlarımıza ulaştırmalıyız. Bunu başarıyla yaptığımız zaman Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nın engellenmesi için önemli bir adım atmış oluruz. Sempozyumun ardından Sivas Caddesi’nde düzenlediğimiz basın açıklamasına halkın ilgisi büyüktü. Biz sokağa çıktıkça kıdem tazminatı fonu yasa tasarısına karşı sesimizi yükseltip birleştikçe, patronların hayatlarımızı karartmasını engelleyebiliriz. Sempozyuma katılan metal ve petro-kimya işçileri İşçi Bülteni Özel Sayı Özel Sayı: 885 * Fiyatı: 25 Kr * Eylül 2012 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. 5/3 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92