Reklamların Masumiyeti (!) Günümüzde insanların aklına bir şey sokmak için geliştirilen en büyük araç reklamlardır. Televizyon izlerken, gazete okurken, internette dolaşırken ve hatta yolda giderken bile rastlayabilirsiniz reklamlara. Akıllı şirketler ürünlerini satmak ya da arzulatmak için reklamları hayatımızın dört bir köşesinde görülebilecek şekilde yerleştirmiştir. Murat Menteş’in “Ruhi Mücerret” adlı romanında da benim dikkatimi en çok çeken şey reklamlar oldu. Reklamlar, etkili olabilmeleri için bilinçaltımızda yer edebilecek şekilde tasarlanırlar. Yetişkin insanlardan tutun bebeklere kadar herkes bu tarz dâhice hazırlanmış reklamların etkisi altında kalabilir. Bildiğiniz üzere televizyon hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Artık aileler bebeklerini bile televizyonla dizginlemeye çalışıyorlar. Ben doğduğum zamanlarda da bu böyleydi. İnsanlar bir bebeğin ağzından çıkacak ilk kelimenin ya “anne” ya da “baba” olmasını bekler. Fakat benim ağzımdan çıkan ilk kelime annemin ve babamın anlattığına göre “Ga” olmuştu. Bu anlamsız kelimenin nereden geldiğini ailem çok merak etmiş çünkü bu kelime ne “anne” ne de “baba” kelimesine benziyor. İlk kelimemi söyledikten birkaç gün sonra yolda giderken Garanti Bankası’nın önünden geçerken bu sefer bankayı işaret ederek “Ga” demişim. Böylece ailem de “Ga” kelimesinin nereden gelmiş olduğunu anlamış oldu. Televizyondan çizgi film izlerken reklam aralarında o kadar çok Garanti Bankası reklamı izlemişim ki bilinçaltıma bankanın logosu ve adı kazınmış. Reklamlar işte bebeklere bile böyle etki edebiliyor. Son zamanlarda çıkan çizgi filmler de öyle akıllıca yapılıyor ki yapımcılar fark ettirmeden oyuncaklarının reklamını da çizgi filmin içerisine yerleştiriyorlar. Bizim çocukluğumuzda bunun en büyük örneği “Pokemon”, “Yu-Gi-Oh!” ve “Beyblade” gibi çizgi filmlerdir. Çocuklar, ben de dâhil olmak üzere, bu tarz çizgi filmlerin oyuncaklarını almak için çıldırma noktasına geliyorlar. Çocukken ben bu tarz ürünlere nereden baksanız 2000-3000 lira arası para harcamışımdır herhâlde. Tabii ben dediğime bakmayın, sonuçta ailem harcıyordu parayı. Akıllı şirketler işte böyle yaparak hem ürünlerini satarak, hem de çizgi filmlerini yayımlayarak çocuklar sayesinde çok rahat ailelerden para koparabilmenin yolunu bulmuşlardır. Günümüzde şiddet dolu olayların insan aklında daha net bir biçimde kaldığı anlaşılınca şiddet üzerinden de reklam yapılmaya başlandı. Ruhi Mücerret adlı kitapta da Fujer Fuji “Baudrillard’a göre çağımızda herhangi bir mesajın iletkenlik kazanması, içerdiği terör enerjisiyle doğru orantılıdır.”(Ruhi Mücerret, sf. 266) diyerek bunu açıklamıştır. Kimi politikacılar iktidarda kalabilmek için ayrımcı bir dil kullanarak ülkede kargaşa ortamı oluşmasına zemin hazırlıyor. Kimi partiler, kendi adının belirttiği özelliklerin tersini yapmasına rağmen kendini çok masummuş gibi göstererek hem prim hem de reklam yapmış oluyor. Verdikleri demeçlerle insanları birbirlerine karşı kışkırtıcı, can yakıcı, hayrete düşürücü davranışlarda bulunuyorlar ve bu sayede sürekli gündemde kalıyorlar. Bir yerde söylediklerinin tamamen tersini, sırf o toplumun nabzını tutabilmek ve o insanları kendi tarafına çekmek için başka bir yerde söylerken görebiliyorsunuz. Şiddet ögesinin iyi sattığı bir başka alan ise film ve video oyun sektörüdür. Birçok çocuk yaşı küçük olmasına rağmen şiddet içeren oyunları oynamaktan daha çok zevk almaktadır. En çok satılan oyunlara ve filmlere baktığımızda şiddet içerikli ürünler her zaman en üst sıralarda yer alıyor. Firmalar da insanlara ürünlerini daha çok satmak için oyun ve film tanıtım reklamlarını şiddet içerikli yapıyorlar. Mesela 12 yaşında olan kuzenim kendi yaşı için olan oyunları oynamak yerine şiddet içerikli “Call of Duty” gibi adam öldürme üstüne kurulu savaş oyununu oynamayı tercih ediyor. İnternette insanları aldatmaya yönelik de birçok reklam bulunmaktadır. Zayıflama ilaçları, güzellik malzemeleri ve kelliğe son verici ürünler gibi insanların ortak sorunlarına yönelik göz boyayıcı ve almaya teşvik edici ürün reklamı yapılmaktadır. İnsanların zafiyetinden yararlanarak yapılan bu reklamlar sayesinde de şirketler ürünlerini rahatça satabilir hale gelmişlerdir. Reklamlar artık hayatımızın her köşesinde ve dikkatli olmazsak bilinçaltımıza yerleşip hayatımızı yönetebilir hâle gelebilirler. Ucuzluk kampanyaları ya da mucizevi ilaçlar gibi ürünlerin reklamlarına kanıp ihtiyacımız olmayan şeylere para harcamak başta mantıklı gibi gözükse de aslında bize zarar ettiren şeylerdir. Bu tarz şeylerin farkında olmalı, şirketlerin ve politikacıların bizi manipüle etmesini engellemeliyiz. Kitap Adı: Ruhi Mücerret Yazar: Murat MENTEŞ Sayfa: 318 sayfa A.P.R.I.L Yayıncılık, Yayın no: 101 1. Baskı: Mart, 2013