BURAYA BAKARLAR İnsan hayatı boyunca sayısız kez farkındalık

advertisement
BURAYA BAKARLAR
İnsan hayatı boyunca sayısız kez farkındalık yaşar. Bazen bu farkındalık, kendi içinizde tanrının
varlığı sorunsalının cevabını bulmanızı sağlayabilir, bazen ise kavanozların kapaklarının ısıtıldığında
daha kolay açıldığını anlamanız kadar basittir. Buna benzer sonuçlara ulaşılmasının sebebiyse
düşünmektir. Açıkçası insanların ilgisini çeken en büyük şeylerden biri de bu farkındalıkların yazılı ya
da görsel bir şekilde paylaşılmasıdır. İnsan, hem asla yaşayamayacağı bilgilere ulaşmaktan zevk alır
hem de kendisini düşünmekten ve keşfetmekten alıkoyacak bilgilere bayılır. Elbette kavanoz
kapaklarıyla ilgili bir bilgi ilginizi çok çekmeyebilir ancak kimi zaman oturup sayfalarca takvim arkası
yazısı okuyabilirsiniz. Farkındalıkların ilgi çekici olması bunu yazarlar adına da kullanılası bir yöntem
hâline getirir. Bu yazının yazılma sebebi olan Murat Menteş'in Ruhi Mücerret'i de buna benzer
farkındalıkları bolca barındıran bir eser örneğidir.
Murat Menteş, postmodernizmi benimsemiş yeni nesil yazarlardan biri olarak romanlarında olay
aralarında okuru bilgi bombardımanına tutmaktan hoşlanır. Kullandığı alışılmışın dışındaki edebî dil,
bu bilgileri daha ilginç hâle getirerek kitabı daha da akıcı kılar. Bana göre, Ruhi Mücerret ilgi çekici bir
kitap olmanın yanı sıra farkındalık yaratan bir kitaptır. Kısaca açıklamak gerekirse, roman Ruhi
Mücerret adındaki bir İstiklal Savaşı gazisinin etrafında döner. Romanda bulunan karakterlerin isimleri
de bir ilginçtir. Avni Vav, Masum Cici ya da Civan Kazanova... Kitap sizi esprileriyle kendisine bağlasa
da aynı zamanda hikâyenin sonunda bağlantıları çözeceğiniz büyük bir bulmacanın içine de sokar. Bu
bulmacanın ismi ürün yerleştirme oyunudur...
Ruhi Mücerret kendi anlatımıyla yaşayan son İstiklal Harbi gazisidir. Tarihin dikiz aynasında kalan
tek canlı siluet. Tam olarak 100 yaşındadır ve bahsettiğine göre belki de biz bu kitabı bitirmeden o
çoktan Kozalak Mahallesi’ne taşınmış olacaktır. Kitabın asıl aksiyonu Ruhi Mücerret'in ölmek üzere
olan arkadaşının ondan birini öldürmesini istemesiyle başlar. Aksiyonun başlamasıyla kitapta
verilmeye çalışılan farkındalık mesajı da yavaş yavaş belli olur. Ruhi Mücerret'in öldürmesi gereken
kişi Masum Cici'dir. Bu adam insanların kafasına bir çeşit çip yerleştirir ve insanların istem dışı bir
şekilde cümlelerine markaları dahil ederek konuşmalarına sebep olur. Kitapta geçen onlarca esprinin
ve klasik müzik hakkında verilen onca bilginin varmak istediği asıl nokta da budur.
Masum Cici'nin insanlar üzerinde yaptığı bu deney aslında hepimizin bildiği basit bir terimin
kapsamına girer. Buna ürün yerleştirmek denir. Hani izlediğiniz filmlerde kimi zaman arabaların
üzerindeki Mercedes amblemi gözünüze defalarca sokulur, bazense filmimizin çok karizmatik
kahramanı soluklandığı sırada Coca-Cola içtiğini göstermek adına şişeyi kafasına diker ve ardından da
inanılmaz bir rahatlama nidası atar. Bu sahnelerin izleyenin üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu
açıklamanız zor ancak hiç kullanmamanıza rağmen Mercedes hakkındaki iyi izleniminiz buralardan
gelir. Aynı zamanda bu filmlerin çekilmesi için gereken paranın bir kısmı da bu ürün sahibi firmalardan
gelir. Reklam yapmak ve ürettiği ürünün diğerlerinden daha iyi olduğunu kanıtlamak günümüzün
pazarlama mantığının en önemli iki prensibidir. İnsanların ayaklı ürün yerleştirme programına
dönüştürülmesi, Murat Menteş'in uçuk bir fikri gibi gelebilir ancak etrafınıza baktığınızda durumun
tam tersi olduğunu görürsünüz. Kitabın size yaşatacağı okuma zevkinin dışında anlatmak istediği en
büyük farkındalık da işte budur. İnsanların artık içeceği kahvenin markasını söylemeden konuşamıyor
oluşu ya da giydiği kıyafetlerde büyük harflerle yazılı olan marka ambleminin bir çeşit moda hâline
gelmiş olması Ruhi Mücerret'in göstermeye çalıştığı toplumsal zaaftır. Bana göre kitabın vermeye
çalıştığı asıl mesaj bu düzenin farkındalığını oluşturmaya çalışmaktır.
Peki bir şeyin farkında olmak ne anlama gelir? Yazdığım bunca şeyi de dikkate alarak artık
firmaların üzerinizde oynadığı bu ikna oyununun farkına varmak, insanda nasıl bir etki
uyandırmalıdır? Bu oyunun farkına varmak, küçük bir taş olmaktan çıkıp oyun tahtasından kuş bakışı
görüntü alabilmek demektir. İnsanın oyun tahtasına ihtiyacı olmadığını anlayıp, asıl oyun tahtasının,
kendi devamlılığı için insana ihtiyacı olduğunu anlamak demektir. İnsanın kullandığı şeylere hiçbir dış
etki olmaksızın kendi kendine karar vermesinin özgürlük olduğunu fark etmektir. Bir parça özgürlük
daha kaybetmemek adına düşünmek önemlidir. Asıl insanların düşünmeye başlaması adına yeni
pazarlama taktikleri düşünülmelidir. Ruhi Mücerret'in de dediği gibi mezar taşıma "Buraya Bakarlar!"
yazdırmayı planlıyorum, belki faydası olur!
Download