abdi ibrahim`in sultan ıı. bayezid edirne dârüşşifası projesi`ne iletişim

advertisement
sektörden
1488 yılında hastane olarak kapılarını açan ve 1915’de kapanana kadar hastaları tedavi etmek için hizmet veren Sultan II. Bayezid Edirne
Dârüşşifası’nın yenileme çalışmaları
uzun bir bilimsel ön hazırlık sürecinin ardından modern bir tasarımla
gerçekleşti. Tıp tarihinin en önemli merkezlerinden biri olan Edirne
Dârüşşifası, tarihine ve mimari dokusuna saygı duyularak ve Osmanlı
tıbbına dair bilgilerin gün ışığına çıkmasına öncülük ederek yenilendi. 26
odası bulunan Edirne Dârüşşifası birebir o dönemin uygulamalarını yansıtabilmek amacıyla büyük bir titizlik
ve emekle kurgulandı.
ABDİ İBRAHİM’İN SULTAN II. BAYEZİD
EDİRNE DÂRÜŞŞİFASI PROJESİ’NE
İLETİŞİM ÖDÜLÜ
Abdi İbrahim yüzyıllar boyunca hastaları tedavi eden ve 500 yıllık geçmişiyle tıp tarihinde önemli bir yere
sahip olan Sultan II. Bayezid Edirne
Dârüşşifa’sı yenileme projesiyle iletişim alanında ödül aldı.
Proje, dünyada iletişimin oscarları
olarak kabul edilen Mercury Mükemmellik Ödülleri’nde bronz ödüle layık
görüldü. Abdi İbrahim tarafından
yenilenen Sultan II. Bayezid Edirne
Dârüşşifası, ziyaretçilerden de yoğun
ilgi görüyor.
Abdi İbrahim tarafından 1,5 yıl süren
çalışmaların ardından yenilenen Sultan II. Bayezid Edirne Dârüşşifası projesi iletişim sektörünün en prestijli
ödüllerinden biri olarak kabul edilen
Mercury Mükemmellik Ödülleri’nde
bronz ödül aldı. Çağdaş müzecilik
anlayışıyla yenilenen ve geçtiğimiz
yıl törenle hizmete açılan Sultan II.
Bayezid Edirne Dârüşşifası projesi, bu
yıl 26.’sı düzenlenen ve dünyada iletişimin oscarları olarak kabul edilen
Mercury Mükemmellik Ödülleri’nde
medya ilişkileri alanında ikinci oldu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Abdi
İbrahim İş Geliştirme Direktörü Elif
54
SAĞLIK ve İNSAN / NİSAN 2016
Elkin, 1912 yılından bu yana yenilikçi ürün ve hizmetleri, cesur ve öncü
girişimleriyle, dokunduğu hayatları
ve dünyayı iyileştirmek için tutkuyla
çalışan bir şirket olarak aldıkları bu
ödülden duyduğu memnuniyeti dile
getirdi.
Elkin: “Hem tıp hem de ülkemiz tarihi açısından çok büyük değere sahip olan bu önemli projenin medya
ilişkileri alanında iletişim ödülü alması bizleri çok mutlu etti. Kurumlara, markalara veya müşterilerine
önemli, fark yaratan katkılar sağlayan
kuruluşları ödüllendiren bu organizasyonda ödül almış olmak hepimiz
için gurur kaynağı. Çağdaş müzecilik
anlayışıyla yenilediğimiz Sultan II. Bayezid Edirne Dârüşşifası’na ziyaretçi
sayısı da her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz yıl Dârüşşifa’yı 235 bin 437
kişi ziyaret etti. Hedefimiz yaptığımız
iletişim çalışmalarıyla daha fazla sayıda insanın bu değeri görmesini sağlamak” dedi.
Mercury Mükemmellik Ödülleri’ne
bu yıl 23 ülkeden bine yakın proje katıldı ve projeler iletişim alanında uzman 66 kişilik bir jüri tarafından tek
tek ve titizlikle değerlendirildi.
Bir yılda 235 bin 437 kişi ziyaret etti
Osmanlı döneminde hastane olarak insanlara şifa dağıtan Sultan II.
Bayezid Edirne Dârüşşifası’nı ziyaret
edenler 15 ve 18. yüzyılda erkeklere
estetik göğüs ameliyatları yapıldığını, yeniçerilere fıtık ameliyatı yapan
kadın cerrahların varlığını ve İngiltere Kraliyet Ailesi’nin de yaptırdığı
Türk Usulü Çiçek Aşısı’nın Edirne’den
Avrupa’ya yayılış öyküsünü izleyebiliyor. Beş asırlık tıp tarihini gün ışığına
çıkaran ve çağdaş müzecilik anlayışıyla Abdi İbrahim tarafından yenilenen bu önemli eseri bir yılda 235 bin
437 kişi ziyaret etti.
Edirne Dârüşşifası’nda neler sergileniyor?
Abdi İbrahim tarafından çağdaş müzecilik anlayışıyla yenilenen Sultan
II. Bayezid Edirne Dârüşşifası’ndaki
eserler günümüzün modern ve etkileyici sunum teknikleriyle bugüne
ve gelecek kuşaklara aktarılıyor. Ziyaretçiler; 15 ve 18. yüzyıllar arasındaki
dönemde erkeklerde estetik göğüs
ameliyatları yapıldığını, yeniçerilere
fıtık ameliyatı yapan kadın cerrahların
varlığını, gülcülüğün ve gülsuyunun
memleketinin bilinenin aksine Edirne
olduğunu, hastalıklara nasıl tedaviler
uygulandığı ve ameliyat teknikleri
gibi birçok değerli bilgiyi hem metinlerle hem de canlandırmalarla yerinde öğrenme şansını yakalıyor.
Dârüşşifa’yı ziyaret edenler ayrıca tablet şeklindeki ilaçların yapımında kullanılan tenzu (ilaç) kalıbı, Dârüşşifada
musıki icrası, dönemin tedavi yöntemlerini gösteren balmumu heykelleri, Osmanlı Tıbbından günümüze
ilaç hazırlama yöntemlerine ait belgesel ve ilaç yapımında kullanılan bitkilerden örnekler ile başağrısı tedavisi
için kullanılan dağlama yönteminin
resmedildiği minyatürü de görme
imkanını buluyor, Edward Jenner’in
çiçek aşısına kadar insanlığın yegâne
umudu olan ve İngiltere Kraliyet
Ailesi’nin de yaptırdığı Türk Usulü Çiçek Aşısı’nın Edirne’den Avrupa’ya yayılış öyküsünü de izleyebiliyor.
“Mimari özellikleriyle de
batıya ilham verdi”
Elif Elkin
Mimari özellikleriyle de batıya ilham
veren Edirne Dârüşşifası, ilk kez has-
tane fonksiyonları esas alınarak merkezi sistemde altıgen planlanmış
yeni bir hastane mimarisi. Bu merkezi
sistem sayesinde hasta hizmetleri
daha az sayıdaki personelle yapılabilmiş. Daha sonra bu sistem 19. yüzyılda Avrupa’da ve Amerika’da revaç
kazanmış ve Gasthius, Stuiven, Philadelphia Presbyterian, John Hopkins
gibi önemli hastanelerde de kullanılmış. Ayrıca Sultan II. Bayezid Edirne
Dârüşşifası’nın mükemmel akustiği
ve havalandırma feneri de hastane
mimarisinde dikkat çeken uygulamalar arasında yer alıyor.
Sultan II. Bayezid Edirne
Dârüşşifası hakkında
Sultan II. Bayezid Dârüşşifası,
II. Bayezid’in 1484’te Akkirman
Seferleri’nden elde ettiği ganimet
gelirleri ile yaptırdığı külliyenin bir
ünitesidir. Dârüşşifa, 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar yaklaşık 400 yıl boyunca önceleri her türlü
hastaya; sonraları sadece ruh ve akıl
hastalarına hizmet verdi. 1866 yılında Edirne’de yeni bir hastane açılınca dârüşşifa binası akıl hastalarına
tahsis edilmiş ve Edirne Bimarhanesi
adını almıştır. Osmanlı-Rus savaşında
Edirne’nin işgali üzerine akıl hastaları İstanbul-Toptaşı Bimarhanesi’ne
gönderildi (1878). Savaştan sonra
onarılan Edirne Bimarhanesi, 23 Kasım 1893 tarihinde yeniden hasta
kabul etmeye başladı. 1910 yılında
fıskiyeli havuzun üstüne soba kurulmuş, hasta yatakları sobanın etrafına
yerleştirilmişti. Çevresine zarar veren
tehlikeli akıl hastaları kapalı odalarda
tutuluyordu. Bir süre sonra Dr. Mazhar Osman’ın girişimiyle akıl hastaları
Kıyık’taki Fransız Hastanesi’ne sevk
edildi (1915). Böylece 427 senelik bir
hastane kapatılmış oldu.
II. Bayezid Dârüşşifası’nın birbirine
bağlı iki avlu ve şifahane olmak üzere
üç bölümü vardır. İlk avlunun (Bîrun)
sağında sıra halinde yer alan altı odada (poliklinik); hekimler, kehhaller ve
cerrahlar, hastaların ilk muayenelerini yaparlardı. Bazı odalarda ise akıl
hastaları tecrit edilirdi. Avlunun sol
tarafında çamaşırhane, kiler ve mutfak vardı. Mutfakta hasta yemekleri
pişirilir, çalışanlar yemeklerini imarette yerdi.
Şifahane bölümünde, yüksek bir
kubbeyle örtülü havuzlu mermer
döşeli bir salonun çevresinde, ocaklı
6 kış ve sekili 5 sofa (yaz odası) bulunmaktadır. Sofalardan biri müzikle
tedaviye ayrılmıştı, dördünün de yazlık oda olarak kullanıldığı kabul edilir.
Hastane mimarisi tarihinde merkezi
sistem olarak tanımlanan bu planın
ilk uygulandığı yerlerden biri olması
bakımından Edirne Dârüşşifası’nın
dünya hastanecilik tarihinde önemli
bir yeri vardır.
Şifahanenin büyük kubbesinin tepesindeki fener, hem iç mekânı aydınlatıp ferahlık vermek hem de havayı
ve pis kokuları dışarı atmak amacıyla
yapılmıştır. Bu bölümün akustiği de
çok iyi ayarlanmıştır.
SAĞLIK ve İNSAN / NİSAN 2016
55
Download