Ündeşer "1 Mehmet Berk Ündeşer 21302345 Ödev-4 TURK 102-067 Tuğba Kara Bilinç Akışı Şelalesi Ford Madox Ford’un eseri İyi Asker, gerçekten okuması zor ve zaman alan bir eser. Her ne kadar roman çok uzun olmasada kitabı anlamak için sessiz bir yerde dikkatiniz dağılmadan okumanız gerekiyor. En küçük dikkat dağınıklığı kitabı anlama ihtimalinizi neredeyse imkansız kılıyor. Bana göre Ford Madox Ford’un İyi Asker’ini okumak iskambil kağıtlarından kale yapmaya benziyor. İskambil kağıtlarının her birini üst üste ve yan yana koyarken çok büyük bir dikkat ile koymalısınız aynı zamanda nefesinizi de kontrol etmelisiniz yoksa bütün kaleniz yaklaşık bir saniye içinde yerle bir olur. İşte bu romanı okumaktan aynen böyle. Romanın başında yazılmış olan ilk cümle kitabın nasıl gideceğini çok güzel bir şekilde anlatıyor. Yani yazar diyor ki, ilk cümleyi beğenmediyseniz geri kalanını okumanıza gerek yok. Kitabın ilk cümlesi, anlatıcı yani John Dowell’ın cümlesi ve bu cümlede bize bu roman John Dowell’ın duyduğu en üzücü hikaye olduğunu anlatıyor ve gerçekten bir bakıma öyle. İyi Asker’de olay akışı aynı bir ırmağın akışı gibi yani düzensiz. Olaylar dinleyici yani biz ve John Dowell’ın arasında geçen konuşma içinde yer alıyor. John Dowell sanki bize eski anılarını anlatıyor ve onlar hakkında aynı zamanda yorum yapıyor. Geçmiş ve şimdiki zaman arasında kesin bir geçiş olmamakla beraber bu olay zamanı geçişleri sıra sıra da yazılmamış. Bu nedenle anlaması ve olaylar arası bağlantı yapması gerçekten zor bir eser. Ündeşer "2 Olaylar arası bağlantı kopuklukları bir yana, John Dowell’ın güven sorunu da kitabı ilginç ve anlaşılması güç kılan başka bir etken. John Dowell’ın ani psikolojik ruh hali değişimleri onu inanılması güç bir anlatıcı olduğunu gösterdi bana. Kitabın bir bölümünde çok sevdiği ve yerlere ve göklere sığdıramadığı Leonora ve Edward, bir başka bölümde John Dowell için bir nefret kaynağı olabiliyor. John Dowell’ın görgü tanıklığı yaptığı o kadar olaydan sonra(aldatma veya yalan söylemek gibi) kırgınlığı ve ani ruh hali değişimleri bence mantıklı. Ben kitabı bitirdikten sonra şu şekilde düşündüm, dünya üzerinde milyarlarca insan olmasına rağmen bütün insanlar birbirinden farklı çünkü yaşam şekilleri ufak farklılıklar gösterse bile başka yaşamlardan farklı. Bazı insanların aileleri farklı, bazı insanların aileleri hiç yok. Bazı insanlar şehirlerde, bazı insanlar köyler ve farklı ülkelerde yaşıyor ve herkesin hayatını farklı kılacak küçükte olsa mutlaka bir farklılık var. Ve bu farklılık bizi birbirimizden farklı kılıyor ve her birimizi milyarlar arasında sadece bir yapan bir özellik haline geliyor. Bu farklılıklar ise bize farklı bakış açıları kazandırıyor. Bana sorarsanız Ford Madox Ford’un bize anlatmaya çalıştığı ana fikir kesinlikle bunun aynısı. Roman içinde John Dowell farklı bir hayat yaşıyor. Roman içinde yer alan farklı karakterler de aynı zamanda farklı hayatlar yaşıyorlar ve dolayısıyla farklı bakış açıları oluyor. John Dowell’a göre Edward veya Leonora suçlu yada kötü insanlar olabilirler ancak okuyucuya göre olmayada bilirler. Farklı insanların farklı bakış açıları ile bu esere yaklaşmaları kitabın asıl etkisinin aslında farklılık olduğunu belirtiyor. Belki John Dowell kötü olan psikolojisi yüzünden bize yalan da söylüyor olabilir. Acaba John Dowell güvenilebilir mi? Acaba aslında John Dowell’mı hikayenin kötü karakteri? Bunun gibi sorular kitabı okurken ve en sonunda bitirdiğiniz zaman aklınızdan hiç çıkmıyor çünkü aynı gerçek hayatta olduğu gibi hiç bir olayın yada söylenenin kendimiz görmedikçe gerçek olduğuna inanamayız. Yada bu belki sadece benim bakış açımdır. Belki ben de yalan söylüyorumdur veya söylediğim hakkında en küçük bir fikrim yoktur. Ündeşer "3 Bir kitap bence okuyana bunun gibi sorular sordurabiliyor ise o kitap gerçekten en iyi 100 eser içinde olmaya hak kazanmıştır.