TBMM B:56 30 . 1 . 2007 O: 1 tünlüğü bilincinin toplumun tüm

advertisement
TBMM
B:56
30 . 1 . 2007
O: 1
tünlüğü bilincinin toplumun tüm kesimlerince benimsenmesi ve etkin kılınması, adaletin etkin ol­
ması ve insan haklarına riayetle oluşturulabilir. Ancak böyle demokratik bir düzen yeni Kerbelaların oluşmasını engelleyebilir.
Tarih bilgisi ve bilinci geçmişi doğru anlamaya imkân sağlar. Türkiye'nin sorunlarının önemli
bir kısmı, tarih bilgi ve bilincindeki eksiklikten kaynaklanmaktadır. Türkiye'de özellikle son iki
asırda ortaya çıkan zihin yarılması, ya geçmişin kutsallaştırılmasına ya yok farz edilmesine sebep
olmuştur. Kutsallaştırmakla yok farz etmek arasında fazla bir fark yoktur. Her iki durum da, tarihin
anlaşılmasını güçleştirir. Kerbela'yı doğru anlayabilirsek, ondan gerekli dersleri çıkarma imkânına
kavuşabiliriz.
Kerbela olayı, Şiilik ve Sünnilik farklılaşması için, birtakım çıkar odaklan tarafından malzeme
olarak kullanılmaktadır. Oysa Kerbela olayı, Şii-Sünni ayrımı yapmadan bütün Müslümanları ağla­
tan bir olaydır. Kerbela'yı, Müslümanları birleştiren bir öge hâline getirmek mümkündür. Bunun yo­
lu da, öncelikle Kerbela'yı iyi okumaktan geçer.
Bir insanın Müslüman olabilmesi için, Kur'an-ı Kerim'de belirtilen temel iman esaslarına, ya­
ni Allah'ın birliğine ve Hazreti Muhammed aleyhisselamın peygamberliğine inanması yeterlidir. Bu
temel esaslara inanan her insan, kim olursa olsun, hangi mezhebe mensup bulunursa bulunsun Müs­
lüman'dır ve İslam dairesi içindedir. Başka bir deyişle, mezhepler din değil, dinin anlaşılma biçim­
leridir. Bu sebeple, mezhepler arası çatışma, İslam'a aykırıdır.
Zalim Yezid'in Müslümanlar arasında attığı nifak tohumu, etkisini bugün Irak ve Lübnan'da
göstermektedir. Yabancı güçlerin tahrikiyle yarın İran ve diğer ülkelerde de etkisini göstereceğe
benzemektedir. Saddam'ın ve yardımcılarının sadece Şiilere katliam suçundan yargılanması ve Şii­
ler tarafından asıldığının kamuoyuna duyurulması, sadece ve sadece Sünnileri tahrik etmek içindir.
Yabancı güçlerin hazırladığı bu senaryo sayesinde, Sünni ve Şiilerin arası, bir daha bir araya gele­
meyecek derecede açılmıştır. Taraflar birbirlerine öylesine düşman hâline getirilmiştir ki, ülkelerini
işgal edenleri bir tarafa bırakıp birbirlerini öldürmektedirler. Üç yıl içinde 1 milyondan fazla insan
ölmüştür. Asırlardır yaşadığı Musul, Kerkük ve Telafer gibi yurtlarından sürülen Türkmenler bile
birbirlerine kenetlenmeleri gerekirken Şii ve Sünni olarak gruplara ayrılmışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yılmazcan, size ek süre veriyorum, buyurun tamamlayın konuşmanızı.
MEHMET YILMAZCAN (Devamla) - Türkiye ölçeğinde düşünecek olursak, Allah, ahiret ve
nübüvvet inancı, Şii, Alevi ve Sünni bütün Müslümanların temel ortak paydasını teşkil eder. Türki­
ye, zaman geçirmeden bağışıklık sistemini güçlendirmek zorundadır. Bunun için de din ve değerler
alanında kaybolmaya yüz tutan temel ortak paydanın etrafında birleşmek gerekmektedir. Aksi tak­
dirde, yabancı güçlerin Irak'ta sahneye koydukları senaryo ülkemizde de uygulanabilir. Beş bin yıl­
lık tarihi olan, on altı imparatorluk kuran, üç kıtada adaletle hüküm süren, çağ kapatıp çağ açan,
Sevgili Peygamberimizin övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Han'ın torunlarına, yabancı­
ların yazdığı senaryoda figüran olmak yakışmaz. Büyük Türk milletine yakışan, hem senaryoyu
yazmak ve hem de aktör olmaktır.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmazcan.
Gündem dışı ikinci söz, yine aynı konuyla ilgili söz isteyen İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek'e aittir.
Sayın Gülçiçek, buyurun.
2.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek'in, Muharrem ayı, Aşure Günü ve Kerbela Olayı'na;
din ve değerler alanında temel ortak payda etrafında birleşme gereğinin önemine ilişkin gündem dı­
şı konuşması
-286-
Download