Mir Hamza Seyyid Nigari Karabaği

advertisement
Mir Hamza Seyyid Nigari Karabaği
Elşen
MUSAYEV
Azerbaycan! Dede Korkud'un söz söyleyip, boy boyladığı, Koç Köroğlu gibi
sayısız yiğitlerin meskeni, Şeyh Nizami'nin, Hakaoi'nin, Nesimi'nin, Fuzuli'nin
yaşadığı topraklar ...
Azerbaycan şairlerinin büyük bir kısmı din!, felsefi ve ahlak! mevzuda yazdıkları eserlerinde Allahu Teala'yı, O'nun gönderdiği yüce dinimiz isHim'ı ve gelmiş geçmiş peyğamberlerio her cihetten eo kil.mili olan son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)'i terennüm etmişlerdir. Bu sebepledir ki, eserlerin çoğu müoacat ve na'tla başlamış, eserin muhtelif yerlerinde Kur'an-ı Kerim'den ve hadis-i
şeriflerden örnekler verilmiştir. Bu şairlerin büyük ekseriyeti tefsiri ile beraber
Kur'an-ı Kerim'i, hadis, fıkıh, kelam ve saiç İslam! ilimleri derinden bilmekle yetinmemiş, kendileri bizzat İsl<1mı yaşamış veya eo azından yaşamaya gayret göstermişlerdir. Bu gayret onların parlak zekasıyla birleşerek Hakk'a giden yolu aydınlatınış ve onlar böylece Allahu Teala'ya yaklaşarak O'nun velisi, dostu olmuş,
evliyauUah makamına yükselmişlerdir.
Şiirlerini Allalnı Teala'ya ve Resulullah'a olan sevgisinden aldığı feyz ve ilhamla yazmış şairlerimizden biri de Azerbaycan'da Nakşibendilik tarikatının HaHdl kolunun yayılmasında büyük rolü olan Seyyid Mir Hamza Nigar! (k.s.)'dir.
Nigari, 1815 (bazı müelliflere göre 1805) yılında Azerbaycan Karabağ'ın Zengezur mahallinin Çejimli köyünde, herkesin hürmet ve ihtiram gösterdiği, sevgi
ve saygı ile andığı seyyid ocağında dünyaya gelmiştir. ' Nigari hakkında araştır­
ma yapmış bazı müellifler Karabağ'ın Dağıstan'a bağlı bir kasaba olduğunu yazmaktadırlar. Bizce bu yanlış bir iddiadır. On dokuzuncu asır Karabağ halkının tarihini şöyle bir incelersek bu yanlışlık kendiliğinden bariz bir şekilde meydana
çıkar: Karabağ haru İbrahim Halil Han 1805 yılının 14 mayısında Kürekçay sahi1 Feridunbey Köçerli, Azerbaycan Edeb~yatı Tat·ibi Materlalları,
Hisse, s. 199.
2 ibnulemin Mahmud Kemal inat, Vast1 Mahir Kocaıürk.
Azern~r.
Bakü 1926, c. 2.,
ı.
242
tasawtı(
linde yaptığı antlaşma ile Rusya'nın hakimiyetini tanımış, İra n ve Rusya arasında
13 Kasım 1813 yılında Karabağ'ın Gülistan köyünde, 10 Şubat 1928 yılında ise
Tebriz şehrinin güneyindeki Türkmençay köyünde yapılan antlaşma ile Gence,
Karabağ, Nuha, Lenkeran Şamahı, Kuba, İravan ve Nahcivan hanlıklannın topraklan Rusya'ya katılrnışsa da Karabağ, Şeki ve Şamahı hanhklannda, hanlık üsul
idaresi olduğu gibi saklanmıştır. (Buna sebep, her üç hanlığın da Rusya hakimiyetine savaşsız girmesidir.) Lakin 1819-1826 yıllarında bu hanlıklarda da idare
sistemi değiştirilrniş ve merkez şehri Karabağ'daki Şuşa olan "Müslüman EyaJetleri Reisliği" oluşturulmuştur.3 Bu idare sistemine komendant üsul idaresi denilmiştir. Azerbaycan'da Rus zulmüne karşı çıkan isyanlar, Çarlık Rusyası'nı 1840
yılında komendant üsul idaresi yerine gubemiyalar ve onların nezdinde kazalar
oluşturmaya mecbur etmiştir. Böylece Kafkasya, merkez şehri Tiflis olan Gürcistan-İmeretiya gubemiyasına ve merkezi Şamahı şehri olan Kapsi vilayetine bölünmi..iştür.' 1867 yılındaysa Çar hükümeti tarafından Bakü, Tiflis ve İravan guberniyaları hesabına, merkezi Yelizavetpol (Gence) şehri olan Yelizavetbol guberniyası teşkil olunmuştur. Şuşa, Nuha, Yelizavetpol ve Zengezur kazalan bu
guverniyaya dahil edilmiştir. ' Görüldüğü gibi 1805 yılından önce ve sonra, Karabağ hiçbir zaman Dağıstan'a bağlı olmamıştır. Azerbaycan'ın yalnız Kuba kazası
kısa bir müddetle Dağıstan'a bağlı olmuş, o da 1859 yılından itibaren Bakü guberniyasma dahil olmuştur."
Mir Hamza Nigarl'nin Çejiınli köyiinde doğması onun şa'nına Farsça söylenmiş bir beyitten de malumdur:
Ze golzare nuh·uvvet rost sebze,
Çejimlu İbn Paşa Mer Hamze.
(Nübüvvet gülzarında bir gül bitti/Çejimli Mir Hamza Paşa oğlu).
7
İbnulemin'e göre Nigarl'nin babasının ismi Seyyid Emir Paşa , annesinin ismiyse Haynınnisadır; büyük eecileri Seyyid Muhammed Şemsuddin Akabali Medine-i Münevvere'den gelerek Karabağ'ın Çejimli köyi'ıne yerleşmiştir. Onun oğ­
lu Ruknuddin Paşa burada arazi ve rütbe sahibi olmuştur. Ruknuddin Paşa'n ın
oğlu Seyyid Rıza Efendi ced!eri ile beraber ulemadan olınuşlardır. Seyyid Miı:
Hamza'nın babası Emir Paşa erken vefat etmiştir. 9 İbmı lemin'e göre Emir Paşa
8
3 Azerbaycan Tarihi, ss. 204-205
4 rızerba_vcan. Tarihi, s. 209.
5 Azerbaycan Tarihi, s. 213.
6Aynıyer.
7 Firidun Bey Köçe rli, Azerbaycan Edeb~yatı Tarihi Mar.eria./Jan, s. 199.
8 ibnuleınin Maluuud Kemal İnal, Son Asnrı Tıirk Şairleri, İst<ınbul 1969, s. 1200.
9 Edeb~yat (}(! /ncesanatGazeıesi, S. 2, 1 Haziran 1990. Makale Azersaycan'ııı ünlü şairesi Mirvarid hanını Dilbazi'nindir.
mir ha.mza seyyid nigaıi karabağf
243
Dağıstan ah undlarından birisiyle münakaşa ettiği için şe hi d ettirilmiştir. '" Nigar1'nin soyunun Hz. Hasan (r.a.)'a dayandığını yazan müdlifler de vardır. '
Mir Hamza küçük yaşlarından itme meyl etmiş , Şamahı ve Şeki 'de dini ve ilmi tahsil almış , ıı Arapça ve Farsça'yı öğrenmiştir. " Aldığı tahsil onun kamil bir insan olarak yetişmesinde mühim rol oynamış ve onu bir mürşid-i kamil aramak
için Harput'a kadar götürmüştür. Harput'ta Mevlana Halid (k.s.)'in yanında ına­
neviyarını geliştirmek isteyen Mir Hamza, genç yaşta Harput'a gitmiştir.." İster o
dönem, isterse ondan önce ve sonra Osmanlı'da kendilerinden sonra güzel eserler bırakıp gitmiş pek çok Azerbaycan şair ve edibleri yaşamışlar. Bunlardan Şir­
vanlı Seyyid Yahya Celaleddin (842), Şirvanlı Fethullah (857), Mahmud b. Muhammed Dilşad Şirvani' (?) , Yusuf Ziyauddin Mahdum (890), Baba Ni'metullah
Mahmud Nahcivani (902), Muhiddin Muhammed Karabaği (942), Azeri İbrahim
Çelebi (993), Molla Ahmed Şemseddin Karabağ1 (1009), Şirvanlı Abdurrahim
(1024), Şemseddin Şirvanl (Sultan IV. Murat devri), Muhammed Emin b. Sadraddin Şirvani (1036), Sadık Efendi Şirvani (1121), Yusuf b. İbrahim Şirvan1 (1 134),
Ebu Bekr b. Rüstem Şirvani (1 139), Ahmed Harndi Efendi Şirvan1 (1307), Şirvan­
lı Muhammed Halis Efendi 0331) ve başka's meşhur şahısların adlarını zikretmek mümkündür.
Mevlana Halid (k.s.)'in vefatı nedeniyle Sivas'a giden Mir Hamza yeniden Karabağ'a dönmüş , bir müddet sonra ise Amasya'ya gelerek burada meşhur olan
Şeyh İsmail Şirvaru'ye intisab etmiş, ona hizmet ederek icazet almıştır. Şeyhinin
izniyle Konya'daki Mevlana türbesini ziyaret etmiş, hac için Mekke ve Medine'ye
gitmiş .ve bu arada Şam ve Kudüs'e de uğramıştır. Mevlana türbesinde ve Medine'deki Ravza-i Mutahhara'da "erbain çıkarmış", 16 yani çok az bir miktar yiyecek
ve içecekle yetinerek, zaruri haller hariç, kırk gün kaldığı hüceden dışarı çakma17
mış, ibadet ve zikirle meşgul olup ruhi ve manevi·zenginlik kazanmıştır.
Hilafet alarak memleketine dönen Mir Hamza Azerbaycan'ın pek çok bölgesinde, o cümleden Kazakh, Karaçöp, Borçali ve başka yerlerde NakşibendJ tarikatını geniş ve doğru bir şekilde yaymış, bu bölgelerde epeyce mürid toplarnış­
tır.18 Azerbaycan şairlerinden HacıRahim Ağa Dilbazov (1826-1873) ve Şahnigar
1
10 İbnulemin , son Asnn Türk Şairleri, 5 . 1200.
ll BursaiJ Mehnıet Tahir, Osman/ıMıle/lifleri 129911915, 1344/1925 Mara) Yayınları, c. 1, s. 113.
12 İbnulemin, a .g .e., s. 1200.
13 Yavuz Akpınar, Azeri Edeb(yatı Araştırma/an, istanbul 1994, s. 465.
14 Yavuz Akpınar, a.g.e., s. 465; ibnuleınin, a.g.e., s. 1200.
15 Yusuf Bey Vezirov, Azerbaycan &febiyatına Dair Bir Nazar, Matbaa-yı Amire, İstanbul
1337.
16 Yavuz Akpınar, a . g. e., s. 465.
17 "Erbain" veya "Çile" hakkında bkz. Doç. Dr.
Eıllcın Cebecioğlu , TasawıifTertmleri ue Deyim-
leri Sôzlıığıl, Re hber Yayınları, Ankara 1997. s. 202-204.
18 Sınık Köpnı, Azerbaycan Yazarlar Birliği'nin aylık de rgisinin 1. ve 2.
Muhammed Astanbeyli, Ayaz Eyvazlı ve Gündüz Nesibli'nindir.
sayılan,
1992. Makale
244
rasauuı~(
Hanını Rencur (1850-1899) Şeyh Nigarl'nin müridierinden olmuşlar. '
Feridunbey Köçerli mezkur eserinde,
9
Şeyh Nigari'yı görmüş şahıslardan
bazılarının adlarını yazmıştır. Onların aktardığına göre Şeyh Nigarl, uzun boylu,
hoş simalı, mülayim tabiatlı bir zat imiş. İbadetreyken onun hali değişir, namazdayken yüzünde nur tecelli eder, cemaat onun bu halini hayranlıkla seyrederlermiş. ıı'
Mir Hamza burada bir tarikat mürşidi gibi meşhur olmuş , Nebati tesiriyle yazdığı,2' ilahi aşkı terennüm eden şiirlerinde dokuz yaşındayken alem-i manada
göıi.i p a.~ık olduğu, on sene sonra ise kendisiyle görüştüğü zaman aşk-ı mecazinin aşk-ı hakikrye dönüştüğü Nigar adlı takva sahibi, muhterem bir saliha hanı­
mın22 ismini kendisine mahlas almıştır.
Nigarl, Kırım Savaşı 'nda Rus sınırını gizlice geçerek Kars'a gelmiş, birçok müridi ve Azerbaycan'dan gelmiş mücahidlerle Osmanlı ordusunun saflannda Ruslara karşı savaş mücadelesinde bulunmuş, savaştan sonraysa Erzurum'a dönerek
üç yıl burada kalmış ve daha sonra İstanbul'a gelerek padişahla görüşmüştür.ı~
Erzunım'dayken Nigari, devletten aldığı 500 kunış maaşla Bakırcı mahallesi camiinin dersanesinde çalışmıştır. 24
1865 yılında Nigari, hanımını ve oğlu Siracuddin'i memleketinden getirerek
Amasya'ya yerleşmiş, burada tahsil almak isteyen herkese tefsir, hadis gibi diru
ilimler, tarikat hakkında bilgiler vererek faaliyete başlamıştır. Şöhreti tüm memlekete yayılmış, Şeyh'in başına toplanan cemaat Amasya'nın ileri gelenlerini endişelendirmiş, şöhreti onların ilasedine sebep olmuştur. Bu sebeple de Amasya
müftüsü Hacı İsa Efendi'yle aralan açılmıştır. Onların Nigari hakkında " Başında­
ki cemaatin sayısı çoktur, isyan çıkarırlar ... " diye su-i zanda bulunmalanna karşı , Şeyh insaru bir yaklaşımla tepki göstererek Amasya 'yı terketmiş, gençken
Mevlana Halid için geldiği Harput'a gitmiştir. ıs Ailesiyle burada bir müddet oturan Şeyh Nigari, 1886:ı<' (bazı müelliflere göre 18852' ve 1887~ yılında Allahu Teala'nın rahmetine kavuşmuştu r. Naşı müridieri ve ailesi tarafından Amasya'ya
nakl edilmiştir. Bayezid Paşa mahallesinde defn edilmiş, müridierin topladığı ia19 Firidunbey Köçerli, Azerbayc.an Edebiyatı .. ., ss. 58-74; Doktor Cavat 1-!ey'et, Azerbaycan
Edebiyat Tarihine Bit• Bakış, Tahran 1358, s. 168; Sınık Köprü dergisi, ss. 56-63.
20 Firidunbey Köçerli, a. g. e., ss. 199-200.
21 Doktor Cevaı Hey'et, a. g . e., s. 168.
22 tbnulalemin, Son Asrın Tı'/.rk Şairleri, s. 1201; Yavuz Akpınar, Azeri' Edeb(yatı Araşı., s. 466.
23 Yavuz Akpınar, a. R· e., s. 465.
24 İbnuleınin, a . g. e., s. 1200.
25 Aynı eset·, s. 12()1; Yavuz Akpınar, a. g. e., s. 465.
261bnulenıio Mahmud Kemal lnal, Yavuz Akpınar, Vasfi Malı ir Koca türk, BursalıMehmet Tahir.
27 Doktor Cavat Hey'et, Mehemmed Asıanbeyi, Ayaz Eyvazlı , Gündüz Nesibli.
28 Prof. Dr. ı-r. Kamil Yılmaz, Anahatlarıyla Tasauvıif tiC Tarikat/ar, Ensar Neşriyaı, İstanbul
1998, s. 147; Yusuf bey Vazirov, Azerbaycan Edebiyatma Dair Bir Nazar, s. 87.
m lr hamza seyyid 11igarf karabaği
245
neyle kabrio üzerine ti.irbe, yanmaysa cami inşa edilmiştir. 29 Oğlu Siracuddin'in,
hamnunın ve hizmetçisinin kabri de oradadır. ,\O Cami, sonralan Şirvanlılar Cami!
o larak adlandırılmışur. ~·
Nigari'nin "Sakiname", "Çayname" ve ''Niga.rname" adlı eserleriyle beraber
Türkçe ve Farsça divan ı da mevcuttur.}2 Türkçe divanı 1883 yılında İstanbul 'da
ve 1908 yılında Tiflis'te "Gayret" matbaasında basılmıştır. Farsça divanı ise 1911
yılında İstanbul'da basılnuştır. Nigarl'nin eserlerinin hemen hemen tümü dinitariki mahiyet taşımaktadır:
33
Al!ab 'ı,
Muhammed'f Ali seven dosttanız,
Ne sünniyiz, ne şii, hiz halis müslümanız.
34
diyen Nigari, kamil bir insan gibi sağlam muhakeme yürütmüş, sünnü-şii çatış­
masını hoş görmemiş, İslam 'ı bir bütün olarak kabul etmiş, müslümanlar arasmdaki tefrikaya karşı çıkmış ve bu sebeple de manevi duygulann geliştirilmesine,
insanların kemale ulaşmasını sağlayacak, Allahu Teala'ya ve onun yarattıklarına
yönelik saf ve ulvl muhabbet hislerinin güçlendirilmesine büyük önem vermiş­
tir.
Ey bace ki biz bendeye merdane
Huda'yız,
Manada şah ız, gerçi ki zabirde gedayız.
beytiyle başlayan bir gazelinde Nigarl, insamn hakiki yüzünü göstermiştir. Nigarl İslam'da insanların Allahu Teala karşısında eşit olduklan, üstünlüğün yalıuz
takvaya göre olması fıkrine dayanarak insandaki sıfatiarın en önemlisinin mane:v'i kemalat olduğunu vurgulamış , fani dünyanın değil , kaptsı kalb-i selim olan
manevi dünyanın ebedl sultanlığını önermiştir. Aynı gazelin ikinci beytindeyse,
Bigeydf 5 cibarıız, bize hükm eylemez alem,
Ehrarileriz, bendeyi su.l{ani Babayiz.
diyerek dünyanın hakiki Y';·ızünü göstermiştir. Kur'an-ı Kerim'in 93. suresi olan
"Duha'' suresinin 4. ayetinde yer alan ''Ahiret senin için dünyadan daha hayır29 İbnulemin, Son Asrın Tttrk Şairleri, s. 1201 .
30 Mirvarid hanım Dilbazi, a. g. m., Edeb~yat H! Incesanat Gazetesi, s. 3.
31 Yavuz Akpınar, Azeri Edebiyatı Araştınnalan, s. 465.
32 Vasfı Mahir Kocatürk, a. g. e., s. 610; Doktor Cavat Hey' et, Azerbaycan Edeb~yat ..., s. 168.
33 Yavuz Akpınar, a. g . e., s. 466; Sınık Köpnı dergisi, s. 53.
34
35
Sınık Köprı'i
dergisi, s. 62.
" Bigeyd"-Lakayıı, vurd\ıın-duynıaz.
246
rasa.vvı.if
lıdw" cümlesini derinden kavrayan Nigar1, dünya hayatının geçici oiduğumı,
ni'metlerinin de kendisi gibi fani ve aldatıcı olduğu için dünyaya fazla önem vermemelerini, onun hükmü altına girmeden hür yaşamalarını söyleyerek, kendilerinin Nakşibendi tarikatının turucusu, safgönüllerin sultanı Balıauddin Said Muhammed b. Celaleddin Buhari (1324-1389)'nin halefieri olduğunu göstermiştir.
Başka bir gazelinde dünyanın fani olduğundan dolayı vaktirı çok az olduğunu,
bu yüzden vakti değerlendirmek, boşa harcamamak lazım geldiğini söylemiştir.
Bu tıpkı Nakşibendiliğin AbdulhiHik Gücdüvanl tarafından derlenmiş on bir esasından "Vukuf-i Zamani"ye"' uyğundur:
Nefsi nCıfennan ile uğraşma yar eiden gider,
Kelb ten yarıır hevesiyle şikm· elden gider.
Meyli dünyayı denidendir muzel/et ha/isi,
Btmeğil gafganainden uegar elden gider,
Tıfliken kılgil ziyaret Ka'be-yi uşşakı kim
lht~yar oldukta elbet ihtiyar elden gider.
Tevbeden kaçmak hatadır gerçi ama ney/im,
Gerdişi peymaniden kavlu karar elden gider.
Se.yyidu 'l ahkamdır sulh-gerektir inkıyad
Bir karış topraktan ötnl bir diyar elden gider. 37
Nigari'nin h<;ıyatı ve dini-tariki faaliyeti gibi edebi yanı da maalesef geniş şe­
kilde araştırılınamış, gereken ehemrniyet verilmemiştir. Araştırmacıların gelecekre bu konuyu ihmal etmeyerek tekrar ele alacaklarını ve daha derin bir şekilde
araştıracakları nı ümid ederiz
36 Yılmaz, H. Kamil, Anahat/arıyl.a Tasawıifve Tartka.tlar, s. 256.
37 Gazeller, Firidıınbey Köçerli'nin mezkur eserinden alınmıştır, ss. 209~ 213.
Download