Osmanlıcılık düşüncesi Sırpların milliyetçilik akımından etkilenerek

advertisement
1. KONU: 19.YÜZYILIN SONLARINDA OSMANLI DEVLETİ
Son dönemdeki savaşlar uzun sürdü ve hem kötü olan ekonomiyi
olumsuz etkiledi, hem de sosyal sorunlara neden oldu.
Ayrıca Osmanlı Devleti almış olduğu dış borçları ödeyemeyecek
duruma geldi ve bu borçların ödenebilmesi için Duyun-u Umumiye
(Genel Borçlar İdaresi) kuruldu.
Osmanlı Devleti 19. yüzyılda topraklarını koruma ve yenilikler
yaparak devletin ömrünü uzatma politikası izledi. Bu dönemde
Avrupa’da meydana gelen Fransız İhtilali ve Sanayi İnkılabı gibi olaylar
Osmanlı Devleti’ni olumsuz yönde etkiledi.
Eğitiminin Bozulmasının Osmanlı Devleti’ne Etkileri
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde çok farklı okullar vardı: Bunlar;
Mahalle mektepleri, Medreseler, Azınlık okulları, Yabancı okullar,
Tanzimat ve Meşrutiyet döneminde batılı tarzda açılan okullardı. Bu
okullardan mezun olanlar arasında çok keskin kültür ve anlayış farklıkları
vardı.
Çok farklı okullar olmasına rağmen son dönemlerde okuryazarlık
oranı %10 seviyesinde idi ve bu durum devletin tüm kademelerini
olumsuz etkilemekteydi.
Sanayi İnkılabı’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Sanayi İnkılabı’nın sonunda sanayileşmesini tamamlayan Avrupalı
devletlerin sömürge ve pazar arayışları arttı, bu durumun sonucunda
Osmanlı Devleti toprakları üzerinde çıkar çatışmaları başladı. Avrupalı
devletler 19. yüzyılda azınlık haklarını ve kapitülasyonları bahane ederek
Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karıştılar.
Osmanlı Devleti, Avrupa’da meydana gelen bu gelişmeleri yeterince
takip edemediğinden dağılması hızlandı.
Fransız İhtilali‘nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımı çok uluslu devletlerin
dağılmasını hızlandırdı.
Osmanlı Devleti, bünyesinde birçok etnik topluluğu barındırdığından
bu akımın etkisiyle toprakları üzerinde birçok isyan çıktı.
Osmanlı Devleti’ne bağlı olan Balkan milletlerinden Sırplar ve
Yunanlılar isyan ettiler. Çıkan bu isyanlar azınlıkların bağımsızlıklarını kazanmasında etkili oldu.
İhtilalin getirdiği fikirler, Osmanlı devlet adamlarını ve aydınlarını
harekete geçirdi. Önce Tanzimat Fermanı, daha sonra Meşrutiyet ilan
edildi.
19.yyla kadar devam eden huzur ve istikrar ortamı Fransız İhtilali’nin
ortaya çıkardığı milliyetçilik akımının etkisiyle çatışma ortamına
sürüklenmiştir.
Bu çatışma ortamından ve devleti parçalanmaktan kurtarmak
amacıyla Osmanlı aydınları bazı çareler aramış bunun sonucunda yeni
düşünce akımları ortaya çıkmıştır. Bunlar;
Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumu, Ailesi ve Çocukluğu
Osmanlıcılık: Bu fikir akımına göre Osmanlı Devleti içindeki tüm
milletler bir ‘’Osmanlılık’’ duygusu ile Osmanlı milleti haline getirilmelidir.
Böylece devlet içindeki değişik milletlerin ayaklanmaları önlenmiş
olacaktır.
Mustafa Kemal 1881 yılında Selanik’in Koca Kasım Mahallesi Islahane
Caddesi’ndeki evinde dünyaya geldi.
Annesi Zübeyde Hanım Konya’dan Rumeli’ye göç eden bir ailenin
kızıdır. Babası Ali Rıza Efendi Aydın’ın Söke tarafından gelmiş, mesleği
gümrük memurluğu olan iyi eğitimli biri idi.
Zübeyde Hanım ve Ali Rıza Efendi’nin evliliklerinden altı çocuk
dünyaya gelmiş Mustafa ve Makbule dışında Fatma, Ahmet, Ömer ve
Naciye küçük yaşlarda ölmüşlerdir.
Osmanlıcılık düşüncesi Sırpların milliyetçilik akımından etkilenerek
isyan etmesiyle darbe almış, Yunanistan’ın bağımsız olması ile geçerliliğini
kaybetmiştir.
İslamcılık: Bu akıma göre, devletin parçalanmasını engellemek için
Müslüman milletler Osmanlı halifesinin liderliğinde tek bir çatı altında
birleşmelidir.
Bu düşünce Arapların, I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin yanında
olmasıyla önemini yitirmiştir.
Türkçülük: Osmanlı Devleti içinde yaşayan Türkleri milli bir duygu ile
bilinçlendirmeyi amaçlamıştır. Balkan Savaşlarından sonra Osmanlıcılık
akımının zayıflaması ile Osmanlı yönetimine hakim olan düşünce akımıdır.
Türkçülük fikri, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle önemini
yitirmiştir.
Batıcılık: Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun tek yolunun batıya ayak
uydurmaktan geçtiğini savunan fikir akımıdır.
Selanik, dönemin önemli liman ve ticaret şehirleri(Manastır, Üsküp,
Belgrat, İstanbul vb.) ile bağlantısı olan gelişmiş bir limana sahipti.
Batıcılık fikri hiçbir zaman önemini yitirmediği gibi, bu fikrin bir kolu
olan “sadece batı tekniğinin devlete alınması” düşüncesi Türkiye
Cumhuriyeti’nin temel yapıtaşlarından birini oluşturmuştur.
**Bu fikir akımlarının hiçbiri Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını
engelleyememiştir.
[Ekonomik olarak gelişmiş bir şehirdi. Şehirde gelişmiş ticaret hayatı
vardı.]
Avrupa’nın önemli şehirleri ve İstanbul’la demiryolu bağlantısı vardı.
[Avrupa’daki gelişmeler bu sayede kısa sürede şehre geliyordu.]
Ekonominin Bozulmasının Osmanlı Devleti’ne Etkileri
Anadolu insanı genellikle uzun süren savaşlarda yer alırken,
Gayrimüslimler ticaretle uğraştı ve zenginleşti. Ayrıca Fransa başta olmak
üzere yabancı devletler de Osmanlı üzerinde ekonomik kontrol elde
edince Osmanlı ekonomisi tamamen yabancıların eline geçti.
Şehirde çoğunluğu Türkler olmak üzere Rum, Sırp, Bulgar, Ermeni vb.
uluslar yaşıyordu. [ Bu çok uluslu yapı şehrin zengin bir kültürel yapıya
sahip olmasını sağlamıştır.]
1
2. KONU: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÖĞRENİM HAYATI
3. KONU: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ASKERLİK HAYATI
Şam’a atanması (1905): İlk görev yeri olarak Şam’a 5. Ordu
emrindeki 30. Süvari Alayına atandı.. Burada subaylara askeri bilgiler
verecek ve bölgedeki asayişi sağlayacaktı.
Suriye'de bulunduğu sırada yakın arkadaşlarıyla Vatan ve Hürriyet
Derneğini kurdu (Ekim 1906).
1907'de kolağası olarak Şam 5. Ordu Komutanlığında, oradan da
aynı yıl içerisinde Manastır 3. Ordu Komutanlığında görevlendirildi.
Okuduğu Okullar
Mahalle Mektebi: Mustafa, önce annesinin isteğiyle mahalle
mektebine gitti.
Şemsi Efendi İlkokulu: Mahalle mektebinde modern eğitim
uygulanmadığından Şemsi Efendi İlkokuluna başladı. Şemsi Efendi
İlkokuluna devam ederken babasını kaybetti. Bunun üzerine kısa bir süre
öğrenimine ara vermek zorunda kaldı.
Babasının ölümüyle aile zor durumda kaldı. Zübeyde Hanım, oğlu
Mustafa ve kızı Makbule ile birlikte Selanik yakınlarında çiftlik işleten
kardeşinin yanına gitti.
31 Mart Olayı (1909): İstanbul'da meşrutiyet karşıtlarının çıkardığı 31
Mart Ayaklanmasını bastırmak ve düzeni sağlamak amacıyla hazırlanan
Hareket Ordusu’nda kurmay yüzbaşı olarak Mahmut Şevket Paşa ile
birlikte görev yaptı.
Trablusgarp Savaşı (1911):
İtalya’nın Trablusgarp’ı İşgalinin Nedenleri:
1.Birliğini geç kuran İtalya’nın ham madde ve pazar arayışı
Selanik Mülkiye Rüştiyesi: Mustafa'nın öğrenim görmemesi annesini
çok üzüyordu. Bu nedenle Zübeyde Hanım oğlunu öğrenimine devam
etmesi için tekrar Selanik'e gönderdi. Mustafa, Selanik'te Mülkiye
Rüştiyesine (sivil ortaokul) yazıldı (1892).
Birliğini geç tamamlayan İtalya sömürgecilik yarışında geç kalmıştır.
1896’da Habeşistan’a saldırdıysa da; İtalya’nın bu saldırısı başarısızlıkla
sonuçlanmıştır.
Selanik Askeri Rüştiyesi: Mustafa Kemal'in arzusu asker olmaktı. Askerî
okul sınavına girdi ve başarılı oldu. Selanik Askerî Rüştiyesine (Selanik
Askerî Ortaokulu) kaydoldu.
Mustafa bu okulda, zekâsı ve üstün yetenekleriyle öğretmenlerinin
sevgisini kazandı.
Doğduğunda kendisine "Mustafa" adı verilmişti. "Kemal" adını ise bu
okuldaki matematik öğretmeninden almıştır.
2.Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması
3.Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı savunacak gücünün olmaması
Osmanlı Devleti, Trablusgarp’a karadan yardım edemezdi; çünkü
Mısır, İtalya’nın Trablusgarp’ı işgalini onaylayan İngiltere’nin elindeydi ve
kara bağlantısını kesmekteydi.
Osmanlı Devleti, donanmasının güçsüzlüğünden dolayı da
Trablusgarp’a denizden yardım edemezdi.
Manastır Askerî İdadisi: Mustafa Kemal, Selanik Askerî Rüştiyesini
bitirince Manastır Askerî İdadisine yazıldı (1895).
Manastır kenti ve girdiği bu okul Mustafa Kemal'in ülke sorunları,
vatan ve millet sevgisi, milliyetçilik, bağımsızlık, özgürlük gibi
düşüncelerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
4.İtalya’nın, Trablusgarp’ın işgali için, Avrupa devletlerinin onayını
alması
5.İtalya’nın Trablusgarp’ı alınca stratejik olarak Akdeniz’de kontrolünü
artıracak olması
Harp Okulu: Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadisini bitirdikten
sonra İstanbul'a gelerek Harp Okulunun piyade sınıfına girdi (1899).
Büyük devletlerle gizli görüşmeler yaparak Trablusgarp’ı ele geçirme
serbestliği elde eden İtalya, haklı bir gerekçe göstermeden 1911’de
Trablusgarp üzerine harekete geçti. Osmanlı bölgeyi savunabilecek
durumda olmadığından dolayı bir grup vatansever subay kaçak yollarla
Mısır üzerinden Trablusgarp'a gitti. Mustafa Kemal, Enver Paşa Derme ve
Tobruk'ta İtalyanlara karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Bu
başarılarından dolayı Mustafa Kemal binbaşılığa terfi ettirildi.
Balkan Savaşlarının başlamasıyla Trablusgarp'tan ayrılmak zorunda
kaldı.1912 yılında İtalyanlarla Uşi Antlaşması yapıldı. Bu analaşmaya göre:
* Kuzey Afrika’daki son toprak parçası Trablusgarp ve Bingazi
İtalyanlara verildi.
* Oniki ada geçici olarak İtalyanlara bırakıldı.
* Kuzey Afrika’da İtalyan sömürgesi başladı
Harp Akademisi: Mustafa Kemal 1902 yılında Harp Akademisine
başladı. Harp akademisinde zekâsı, yetenekleri, üstün kişiliği, hem
öğretmenleri hem de arkadaşları tarafından takdir gördü. Ülke
sorunlarıyla ilgilendi, düşüncelerini yaymak için arkadaşlarıyla konuşmalar
yaptı, düşüncelerini cesurca söyledi böylece aydın bir subay olarak
adından söz ettirdi. Hatta harap akademisinde arkadaşlarıyla bu okulda
bir gazete bile çıkarmışlardı. 1905 yılında “Kurmay Yüzbaşı” olarak
mezun oldu ve orduya katıldı.
Atatürk’ün yetiştiği dönemde bir tarafta geleneksel öğretime devam
eden dini derslerin ağırlıkta olduğu medreseler, diğer tarafta batı
örneklerine göre kurulmuş mektepler, askeri okullar ve çeşitli meslek
okulları vardı. Bunlar dışında ülkede yaşayan azınlıkların okulları ve
yabancı devletler tarafından ve son dönemde gittikçe sayıları artan
yabancı okullar da faaliyetteydi. Bu okulların bağlı olduğu merkez farklı
olduğu gibi uyguladıkları müfredatta değişiyordu. Bu durum; “OSMANLI’DA
Uşi, İsviçre’de bir kenttir.
Sofya Askeri Ataşeliğine Atanması: Mustafa Kemal 1913 yılında
Sofya Askeri Ataşeliği’ne atandı. Mart 1914'te yarbaylığa yükseldi.
Çanakkale Savaşı (1915): Mustafa Kemal'in askeri yönden tanınmasını
sağlayan, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesindeki savaşlar olmuştur.
Mustafa Kemal Çanakkale Cephesi'nde üstün bir askerlik yeteneği
sergileyerek önemli savunmalar yaptı. Mustafa Kemal ve emrindeki
tümen, Anafartalar ve Arıburnu'nda düşmanı ağır bir yenilgiye uğrattı.
Kafkasya Cephesi(1916): Mustafa Kemal Çanakkale’deki başarılarının
ardından Ruslara karşı mücadele verilen Kafkasya cephesinde
EĞİTİM ÖĞRETİMDE BİRLİK OLMADIĞINI GÖSTERİR.” Doğal olarak
farklı okullardan mezun olan kişiler arasında kültür çatışması oluyordu.
2
16.Kolordu komutanı olarak görevini sürdürdü. Burada Ruslar karşısında
dağınık halde olan birlikleri bir araya getirerek Rusların elinden Muş ve
Bitlisi geri almayı başardı.
Suriye Cephesi(1917): 7. ordu komutanlığına atandı. Alman
komutan ile düştüğü anlaşmazlık sebebiyle istifa etmiş İstanbul’a
dönmüştür.1918 yılında 7.ordunun da bağlı olduğu Yıldırım Orduları
Grubuna komutan olarak atanmış, burada Arap ve İngiliz kuvvetlerini
durdurmayı başarmıştır.
1912-1913 BALKAN SAVAŞLARI
I. Balkan savaşı
Nedenleri: Fransız ihtilâlinin etkisi ile milliyetçilik hareketlerinin
yaygınlaşması
- Rusya'nın Akdeniz'e inmek için Balkan halklarını kışkırtması
- Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp savaşında yenilmesi ve iyice
zayıflaması
4. KONU: MUSTAFA KEMAL’İN ŞEHİRLERİ
Selanik
Selanik siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan çevre ülkelerden çok
fazla etkilenen bir bölge idi.
Büyük devletlerin yayılma ve nüfuz alanlarının en çok etkilediği
Selanik şehri aynı zamanda Balkan milletlerinin Osmanlı'ya karşı
ayaklanmalarına da merkezlik yapmıştır.
Mustafa Kemal 1907 askeri görevle geldiği Selanik’te burada faaliyet
halinde bulunana İttihat ve Terakki Cemiyetine katıldı. İttihat ve Terakki
Cemiyetinin çalışmaları sonucunda II. Meşrutiyet ilan edildi.(1908)
Bir müddet sonra Mustafa Kemal ordunun siyasetten ayrılması
gerektiğini düşündüğünden ve İttihat ve Terakki ile olan fikir
uyuşmazlıkları sebebiyle cemiyetten ayrıldı.
Manastır
Bugün Makedonya’da Bitola adıyla bilinen Manastır Mustafa Kemal'in
fikir hayatının oluşmasında büyük etkiye sahiptir.
Mustafa Kemal Askeri idadide öğrenim görmek üzere geldiği
Manastır’da vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal, Türkçülüğü savunan
Mehmet Emin Yurdakul ile tanıştı.
Mustafa Kemal’in tarih bilincinin gelişmesinde öğretmeni Mehmet
Tevfik Bey’in rolü büyüktür.
Burada bazı Fransız düşünürlerinin eserleriyle tanıştı.
1897 Türk-Yunan Savaşında, savaşta başarılı olunmasına rağmen
barış masasında istenilenin alınamaması Mustafa Kemal’i derinden
etkiledi.
1. Balkan Savaşı Öncesi Osmanlı Devleti Sınırları
*** Balkan Devletlerinin Karadağ, Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan
1912 Ekim ayında, Osmanlı Devleti'ne saldırmasıyla savaş başlamıştır.
Savaşı Osmanlı Devleti kaybetmiştir. Bu kargaşadan yararlanan Arnavutluk
bağımsızlığını ilân etmiştir. Savaş sonucunda Balkan Devletleri İle Osmanlı
Devleti arasında imzalanan Londra Konferansı’na (1913) göre;
* İmroz ve Bozcaada dışındaki adalar Yunanistan'a verildi.
* Midye-Enez hattı Bulgaristan ile sınır kabul edildi ve böylece
Midye-Enez çizgisinin batısındaki topraklar kaybedildi.
İstanbul
Mustafa Kemal’in başkente ilk gelişi eğitim amaçlıdır. Daha sonraki
yıllarda görevi gereği burada ikamet etmiştir.
Mustafa Kemal, İstanbul devletin başkenti olduğu için devletin içinde
meydana gelen her türlü gelişmeyi, ayrıca Avrupa’daki gelişmeleri de
yakından takip edebilmiştir.
1. ve 2. Balkan Savaşı Sonunda Osmanlı Devleti Sınırları
Sofya
Mustafa Kemal, 27 Ekim 1913'te Sofya Askeri Ataşeliği’ne atanmıştır.
Bir yıldan fazla süren bu görevi sırasında Atatürk, Balkanların ekonomik,
politik ve sosyal ortamında bütün azınlıkları, dış güçleri, bunların
emellerini ve çeşitli dinleri tanımış; bu büyük karışıklık ortamında kendini
yetiştirmişti.
Sofya’da bir maskeli baloya Yeniçeri kıyafetiyle katılması onun Türk
kültürüne sahip çıktığının ispatıdır.
II. Balkan Savaşı
Nedenleri: -Londra Antlaşmasında Bulgaristan'ın fazla toprak
kazanması
-Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ'ın Romanya'yı da yanlarına alarak
Bulgaristan'a savaş açmaları
Bulgaristan savaşı kaybedince Osmanlı Devleti de bu durumdan
yararlanarak Edirne ve Kırklareli’ni tekrar geri almıştır.
Savaş sonucunda Bulgaristan'la "İstanbul Antlaşması" imzalanmıştır.
Buna göre Edirne, Kırklareli, Dimetoka, Osmanlı'ya Kavala ise Bulgaristan'a
verilmiştir.
Yunanistan ile de "Atina Antlaşması" imzalanmış, Selanik, Yanya ve
Girit adası Yunanistan'a verilmiştir.
Bab-ı Ali baskını ile İttihat ve Terakki Cemiyeti yönetimi ele
geçirerek padişahı etkisiz hale getirdi ve 1918’e kadar yönetimde İttihat
ve Terakkinin sözü geçti.
3
Mustafa Kemal’in Çeşitli Özellikleri
Vatanseverliği: Ulusu için her şeyi yapmasıdır. “Ben icap ettiği zaman
en büyük hediyem olmak üzere canımı vereceğim.” Sözü buna örnektir.
İdealistliği: Hedeflerine ulaşmak için yılmadan çalışmaktırvazgeçmemektir.“Hizmet edenler namus vazifelerini ifa etmiş olmaktan
başka bir şey yapmamışlardır.” diyerek belirtmiştir.
İleri Görüşlülüğü: Geleceği doğru tahmin etmektir. İstanbul’da İtilaf
donanmalarını görünce : “ Geldikleri gibi giderler.” buna örnektir.
Çok Cepheliliği (Yönlülüğü): Değişik alanlarda bilgili ve etkili
olmasıdır. M. Kemal iyi bir asker, yönetici ve hukuk adamıdır.
Mantıklılığı: Yaptığı işlerde mantık kurallarına uymasıdır. Büyük ve
gereksiz hayallere kapılmamaktır.
Gurura ve Ümitsizliğe Yer Vermemesi: Yaptıkları işlerle gururlanmaz.
Kurtuluş Savaşını kazandığında “Savaşı Türk Milleti kazanmıştır.” Demiştir.
Hakikati Arama Gücü: Gerçekleri araştırmasıdır.
Yaratıcı Zihniyeti: Yeni fikirler ortaya koyabilmesidir.
İnkılapçıdır: Yeni oluşumlar sağlayabilmesi.
Akıl Ve Bilime Önem Vermesi: Atatürk akıl ve bilime her zaman
öncelik vermiştir. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” demiştir.
Sabırlı ve Kararlıdır.
Açık sözlüdür.
Sanatseverdir.
Disiplinlidir.
Barışçıdır.
ATATÜRK'ün eserleri
Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih
Takımın Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1908)
Cumalı Ordugâhı - Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları
(1909)
Tâbiye ve Tatbikat Seyahati (1911)
Bölüğün Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1912)
Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918)
Nutuk (1927)
Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (1930)
Geometri (1937)
Atatürk'ün ayrıca, 1915-1918 yılları arasında Anafartalar, Doğu
Cephesi ve Karlsbad'daki hatıralarını yazdığı günlükleri de bulunmaktadır.
NUTUK
Atatürk’ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından,
Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara’da
toplanan İkinci Kurultayı’nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi
bir hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır. Nutuk, Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin kuruluşundan Cumhuriyetin ilanına kadar uzanan başarılı
bir tarihi akışın hikayesidir.
Nutuk ilk defa 1927 yılında, biri asıl metin, diğeri belgeler olmak
üzere Arap harfleriyle iki cilt olarak yayınlanmıştır. Harf inkılabından sonra,
1934 yılında, Milli Eğitim Bakanlığınca üç cilt olarak yeniden basılmıştır.
4
Download