KKTC YAKIN DOGU ÜNİVERSİTESİ EGITİM BiLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

advertisement
KKTC
YAKIN DOGU ÜNİVERSİTESİ
7.9<9.
~
~~~,
EGITİM BiLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE EGiTIMI VE YÖNETİMİ ANABILIM DALI
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ORTA ÖGRETİM
KURUMLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETiCi VE ÖGRETMENLER
TARAFINDAN ÇEVRE BiLİNCiNİN ALGILANMASI: GÜZELYURT
ÖRNEGI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Ayfer BÜKÜK
Lefkoşa
Kasım, 2012
f
G:),t{"
~ U:f~'.9/}
KKTC
YAKIN DOGU ÜNİVERSİTESi
.~t>-S'
~
<ı:t"
w
Z
7.
.96.
EGITIM BİLiMLERi ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE EGİTİMI VE YÖNETiMi ANABILiM DAU
· KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETi ORTA ÖGRETIM
KURUMLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCi VE ÖGRETMENLER
TARAFINDAN ÇEVRE BİLİNCİNİN ALGILANMASI: GÜZELYURT
YÜKSEK LiSANS TEZİ
Ayfer BÜKÜK
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Şerife Gündüz
Lefkoşa
Kasım, 2012
~1>
uı,,,..
-ı
. LIBRARY
~
ÖRNEGİ
UNı''
-<,ı,
//
/!
. ~"?'//
• U:.f\:C,? >~/
==.7.:.:..:.-...
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü'ne,
Bu çalışma jurimiz tarafından Çevre Eğitimi ve Yönetimi Anabilim
Dalında YÜKSEK LİSANSTEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: ....
)~
Yrd. Doç. Dr. Şerife Gündüz
..
·
~
Uye:.........•.~
.
Yrd. ·Doç.Dr. Burak Şekeroğlu
Üye:
~~
.
Yrd. Doç. Dr. Serap Özbaş
Onay
Yukarıdaki
imzaların, adı geçen öğretim
üyelerine ait olduğunu
onaylarım.
.. .. .I .... ./2012
'
ii
ÖZET
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ORTA ÖGRETIM KURUMLARINDA
GÖREV YAPAN YÖNETİCi VE ÖGRETMENLER TARAFINDAN ÇEVRE
BiLİNCİNİN ALGILANMASI: GÜZEL YURT ÖRNEGİ
Ayfer Bükük
Yüksek Lisans, Çevre Eğitimi ve Yönetimi Ana Bilim Dalı
Tez Danışmanı: Yrd. Doç:. Dr. Şerife GÜNDÜZ
Kasım 2012, 166 sayfa
Canlılar bir çevrede ve karşılıklı etkileşim içinde yaşarlar. insanların
çevreleri ile sürekli mücadele halinde olmaları bazı çevre sorunlarına neden
olmaktadır. Bu sorunların çözümünde bilinçli bireyler yetiştirmek oldukça
önemlidir. Bu da ancak etkili çevre eğitimi ile mümkün olabilir.
Dünyanın pek çok yerinde mevcut çevre imkanlarını zorlayacak ölçüde
hızla artan nüfus, bu nüfusun yeryüzündeki kaynaklara ve ekolojik sisteme
getirdiği baskı, beslenme, yerleşim, eğitim, sağlık hizmetlerinin zorlanması,
azalan canlı türleri, artan kirlilik, iklim değişmeleri, hızlı kentleşme, sağlıksız
endüstrileşme 21. yüzyılda dünyamızın karşı karşıya bulunduğu önemli çevre
problemlerini yaratmıştır. Çevre problemleriyle başa çıkmanın en temel yolu
bilinçli ve organize eğitimden geçer. Çevre bilincinin kazandırılması gittikçe
artan çevre problemleri nedeniyle zorunluluk halini almıştır. Bu amaçla,
ilköğretimden başlayan ve üniversiteye kadar süren eğitim programında
"Çevre" kavramı en uygun şekli ile işlenmeli ve bireylerin yetiştirilmesinde her
kademede yaygın çevre eğitimi de göz ardı edilmemelidir.
Bu
çalışma
çevre
eğitiminde
kilit
rol
oynayan
yönetici
ve
öğretmenlerin çevre bilgisini ve çevre duyarlılığını ortaya koymaya yönelik bir
çalışmadır. Araştırmanın evrenini, KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan
ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenler, örneklemini
#
iii
ise KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim
kurumlarında görev
yapan yönetici ve öğretmenlerden rastgele seçilen 180 kişi oluşturmaktadır.
Araştırma ile ilgili veriler Çevre Bilinci Tarama Listesi ölçeğiyle (Erten,
2oq3) toplanmıştır.
İki bölümden oluşan ölçeğin birinci bölümünde kişisel
bilgilere, ikinci bölümde ise çevre bilincine. yönelik bilişsel, duyuşsal ve psiko­
motor alt boyutlarına ilişkin toplam 60 ifadeye yer verilmiştir. Ölçekten elde
edilen
veriler
yardımıyla
kodlanarak
çözümlenmiştir.
bilgisayar
Ölçeğin
ortamında
SPSS
birinci bölümüyle
paket
programı
ilgili verilere
frekans ve yüzde dağılımı alınmış, yönetici ve öğretmenlerin
ilişkin
görüşlerinin
belirlenmesine yönelik olarak aritmetik ortalama ve standart sapma, görüşler
arasında farklılığı
ortaya koyabilmek
gruplarının karşılaştırılmasında
Görüşler arasında
için "t" testi, ikiden fazla değişken
ise tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır.
anlamlı bir farklılık olup olmadığı a
=
0.05 anlamlılık
düzeyinde test edilmiştir.
Araştırmadan elde edilen bulgular şunlardır:
•!• Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeylerinin tüm ölçek puanı
206,89 (%68,9) olarak belirlenmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan
çalışmalara kıyasla düşük olmasına karşın kabul edilebilir seviyededir.
•!• Araştırma sonuçlarına göre, erkek yönetici ve öğretmenlerin bilişsel
ve psiko-motor
puanları kadınlardan yüksek, duyuşsal puanlarda ise
kadınların
puanları,
erkeklerden
daha yüksek
olmuştur.
Bu sonuç,
kadınların
erkeklere
göre daha yüksek "çevre koruma" bilincine ve
duyarlılığına sahip olduklarını göstermektedir.
•!• Yönetici
ve öğretmenlerin
kadro durumu,
medeni durum, eğitim
durumu, meslekteki hizmet süresi ve okuldaki konumlarına göre çevre
bilinci düzeylerinde
bilişsel, duyuşsal, psiko-motor
ve tüm ölçek alt
boyutunda gruplar arasında anlamlı bir fark görülmemiştir.
Anahtar kelimeler: Çevre, Çevre Bilinci, Çevre Eğitimi, Çevre
Sorunları
'
iv
ABSTRACT
TURKISH REPUBLIC OF _NORTHERN CYPRUS BY ADMINISTRATORS
AND TEACHERS IN SECONDARY SCHOOLS WORKING ENVIRONMENT
AWARENESS PERCEPTION: THE CASE OF GUZEL YURT
Ayfer Bükük
Master of Science, Environmental Education and Management Department
Thesis Advisor: Asst. Assoc. Dr. Şerife GÜNDÜZ
November 2012, 166 pages
Living organisms live in an environment in interaction with each other.
As people are in a constant conflict with their environment, it leads to various
problems in the environment. In order to solve these problems, it is essential
to educate individuals. This can only be possible through effective
environmental education.
Excessive growth in population and the pressure on the resources and
ecological system on earth, nutrition, housing, education, health services,
extinction in species, increasing pollution, climate change, rapid urbanization,
and unhealthy industrialization have created major environmental problems
that our planet is facing in the 21 st century. The most basic way to deal with
environmental problems is through conscious and organized education. Due
to increasing environmental problems, gaining environmental awareness has
become a necessity.
This study is to put forward the environmental education and
sensitivity of the administrators and teachers that play a key role in
education. The system and examples of this work is consisted of the
administrators and teachers who are randomly selected 180 people who
work - in the secondary schools in Guzelyurt, TRNC. Research data were
collected on the scale of Environmental Awareness Checklist (Erten, 2003).
1
V
The scale is consisted of two parts, the first part of the scale is the
personal information arid in the second section there are 60 expressions
about cognition, environmentally conscious, affective and psycho-motor sub­
dimensions.
The data obtained from the scale coded .and analyzed using SPSS
package program. In relation to the first part of the scale, the data of
frequency and percentage distribution is taken. In order to determine the
attitudes of teachers and administrators, arithmetic mean and standard
deviation were used. To elucidate the differences between the attitudes, in
binary comparisons for independent groups "t" test, and in comparison of
more than two groups, one-way analysis of variance variable analysis were
used. Opinions on whether there is a significant difference between the a =
0.05 significance level was tested. The findings of the study are as follows:
•!• Environmental awareness scale score of administrators and teachers
is identified as 206.89 (68.9%) The research is acceptable, even
though it is not as good as other studies conducted in various parts of
the world.
•!• According to the research results, cognitive and psycho-motor scores
of male managers are higher than female teachers. However as
expected, women's scores on the affective scores were significantly
higher than men's. This result indicates that women have higher
"environmental protection" awareness and sensitivity than men.
•!• There was no significant differences between the groups of managers
and teachers in their cadres, their marital status, profession, length of
service and level of environmental awareness in the school according
to their positions in cognitive, affective, psycho-motor and all the sub­
dimensions of the scale.
Keywords: Environment, Environmental Awareness, Environmental
Education, Environmental Issues.
•
'
·vi
TEŞEKKÜR
Yüksek lisans eğitimim süresince ve tezin hazırlanmasının her
aşamasında yakın ilgi ve desteğini gördüğüm tez danışmanım, değerli hocam
Yrd. Doç. Dr. Şerife Gündüz'e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Eğitimimin her aşamasında yanımda olan, beni.destekleyen aileme ve
yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
Ayfer Bükük
Lefkoşa, Kasım 2012
I
..
vii
ÖZGEÇMİŞ
1 O. 05. 1984 yılında Adana'da c;toğdu. 1995'de Serhatköy llkokulu'nu
(KKTC), 1998'de Şehit Turgut Ortaokulu'nu (KKTC), 2001'de Güzelyurt
Kurtuluş Lisesi'ni (KKTC) bitirdi. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Coğrafya
. Bölümü'nde öğrenimine başlayıp, 2005 yılında 95 ortalamayla bölüm birincisi
olarak mezun oldu.
2005-2007 yılları arasında Kıbrıs İktisat Bank'ta veznedar olarak
çalışırken aynı zamanda Atatürk Öğretmen Akademisi'nde Ortaöğretim Alan
Öğretmenliği üzerine tezsiz yüksek lisansını tamamladı.
2007-2008 yılları arasında Haydarpaşa Ticaret Lisesi ile Cengiz Topel
Endüstri Meslek Lisesi'nde, 2008-2009 yılları arasında Güzelyurt Kurtuluş
Lisesi ile Güzelyurt Türk Maarif Koleji'nde geçici olarak coğrafya öğretmenliği
yaptı. 2009 tarihinden itibaren KKTC Milli Eğitim Gençlik ve Spor
Bakanlığı'na bağlı olarak Güzelyurt Meslek Lisesi ile Cengiz Topel Endüstri
Meslek·Lisesi'nde coğrafya öğretmenliğine atanmış olup, halen bu görevine
devam etmektedir.
2011 yılında ise Yakın Doğu Üniversitesi, Çevre Eğitimi ve Yönetimi
Ana Bilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladı.
viii
İÇİNDEKİLER
JÜRi ÜYELERiNiN iMZA SAYFASl
i
ÖZET
ii
ABSTRACT
iv
TEŞEKKÜR
,
Vİ
..
I
OZGEÇM Ş
. .
I
iÇiN DEK LER
..
...
VIII
VII
KISALTMALAR ÇIZELGESl
xii
TERiMLER SÖZLÜGÜ
.
TABLOLAR LISTESl
.
xiii
xv
BÖLÜM I
GİRİŞ
Giriş
1
1.1. Problem
4
1.2. Alt Problemler
6
1.3 Amaç
7
1.4. ônem
7
1.5. Sayıltılar
,;.:····8
1.6. Sınırlılık
8
1.7. Tanımlar
9
BÖLÜM II
İLGİLİ LİTERATÜRLER
2.1. Çevre Kavramı
1O
2.2. Çevre Kavramının Önem Kazanması.
11
2.3. Çevre Sorunlarının Doğuşu
13
2.4. Çevre Sorunlarına Yol Açan Faktörler.
18
2.4.1. Nüfus Artışı ve Göçler
18
'
ix
2.4.2. Kentleşme
19
2.4.3. Sanayileşme
20
2.4.4. Turizm
21
2.4.5. Kaynakların Kıtlığı ve Sonsuz Tüketim Arzusu
21
2.4.6. insanların Sınırsız ilerleme ve Büyüme istekleri.
22
2.4.7. .Gelişmekte Olan Ülkelerin Problemleri
22
2.4.8. Kirlenmeye Karşı Doğanın Tepkisinin önceden Bilinememesi
23
2.4.9. Çevre Sorunlarının Kaynağı Konusunda Uzlaşma Sağlanamaması... 24
2.4.1 O. Eğitimsizlik ve Duyarsızlık
24
2.5. Çevre sorunları.
25
2.5.1. Su Kirliliği.
27
2.5.2. Toprak Kirliliği....................•...................................................
28
2.5.3. Hava Kirliliği.
29
2.5.4. Gürültü Kirliliği.
30
2.5.5. Atıklar
31
2.5.6. Hayvan ve Bitki Türlerinin Ortadan Kalkması.
31
2.6. KKTC' deki Başlıca Çevre Sorunları.
32
2.6.1. KKTC'nin Su Sorunu
32
2.6.2. Taş Ocakları
33
2.6.3. Çöp ve Çöplükler
33
2.6.4. Maden Atıkları.
34
2.6.5.Kimyasal ilaçlar
34
2.7. Çevrenin Korunması, Çevre Hakkı ve Hukuki Düzenlemeler
35
2.7.1. Türkiye'de ve KKTC' de Durum
39
2.8. Uluslararası Çevre Politikalarının Ortaya Çıkması.
41
2.9. Uluslararası Çevre Politikaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Bazı
önemli Konferanslar ve Antlaşmalar.
.46
2.9.1. 1972 Stockholm Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı.
46
2.9.2. 1992 Rio Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı.
.47
2.9.3. iklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (Kyoto Protokolü) ve Türkiye 48
2.10. Küresel ve Yerel Çevre Sorunlarının Risk Olarak Algılanması
50
2.10.1. Sebep-Mağdur ilişkisi.
51
2.10.2. Kayıplara ilişkin Kaygılar
52
2.10.3. Zamana Bağlı önemsememe
52
#
.,
"'
2.10.4. Etik Kaygılar
53
2.11. Çevre Eğitimi
53
2.12. Çevre Bilinci.
·
,
55
BÖLÜM Ill
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
3.1. Türkiye ve KKTC' deki Araştırmalar
57
3.2. Yurt Dışındaki Araştırmalar
60
BÖLÜM IV
YÖNTEM
4.1. Araştırmanın Modeli.
64·
4.2. Evren ve ôrneklem
64
4.3. Verilerin Toplanması.
64
4.4. Veri Toplama Araçları
65
4.4.1. Kişisel Bilgi Formu
65
4.4.2. Çevre Bilinci Tarama Listesi.
65
4.5. Verilerin Çözümlenmesi.
66
4.6. Anketin Güvenirliği.
66
BÖLÜMV
BULGULAR VE YORUMLAR
5.1. Anket Sonuçlarının Genel Değerlendirilmesi.
67
5.2. Duyuşsal Alana ilişkin Öğretmen Tutumları ( E Bölümü)
70
5.3. Psiko-Motor Alana ilişkin Öğretmen Tutumları ( V Bölümü)
80
5.4. Bilişsel Alana ilişkin Öğretmen Tutumları ( W Bölümü )
90
5.5.
Öğretmenlerin Medeni
Karşılaştırması
Durumlarına
Göre Verdikleri
Cevapların
105
,
xiv
Habitat: Fiziki faktörlerin kontrol ettiği belli yerlerdeki bitki topluluğunun yetişme
ortamı.
Mono kültür: Bir tarımsal alanda belli bir ürün yetiştirilmesi veya üretimi.
Ozon Tabakası: Ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde
başka bir deyişle yer yüzeyinden 10-50 km yüksekte bulunan bir tabakadır.
Pestisit: insan ve bitkilere zararlı olan böcek veya hayvanların öldürülmesinde
kullanılan kimyasal madde, ilaç.
I
.xv
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1: Yönetici ve Öğretmenlerin Cinsiyete Göre Frekans ve Yüzde
Dağılımı
67
Tablo 2: Yönetici ve Öğretmenlerin Kadro Değişkenine ilişkin Frekans ve
Yüzde Dağılımı
67.
Tablo 3: Yönetici ve Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Frekans ve
Yüzde Dağılımı
67
Tablo 4: Yönetici ve Öğretmenlerin Eğitim Durumlarına Göre Frekans ve
Yüzde Dağılımı
68
Tablo 5: Yönetici ve Öğretmenlerin Kıdem Değişkeni için Frekans ve Yüzde
Dağılımı
68
Tablo 6: Yönetici ve Öğretmenlerin Okuldaki Konumlarına Göre Frekans ve
Yüzde Dağılımı
68
Tablo 7: Yönetici ve Öğretmenlerin Yaşadıkları Yerleşim Yerine Göre
Frekans ve Yüzde Dağılımı
69
Tablo 8: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre lie ilgili Herhangi Bir Aktiviteye
Katılma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı.
69
Tablo 9: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre lie ilgili Herhangi Bir Dernek Ya da
Kuruluşa Üye Olma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı.
69
Tablo 10: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Kuruluşlarının, Çevrenin
Korunmasında önemli Bir Rol Oynadıklarına inanma Durumuna Göre
Frekansve Yüzde Dağılımı
70
Tablo 11: Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların
aleyhine bir durumdur
70
Tablo 12: Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötü bir
şey değildir
71
Tablo 13: Kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak görmek
. 71
b enı. çok uzuyor
ü
••
Tablo 14: Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir
72
Tablo 15: Tabiatın bozulması böyle devam edecek olursa gelecek yüzyıl
içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacaktır
72
Tablo 16: Bir gün içecek temiz su bulamayacağımızdan korkuyorum
73
'
xvi
Tablo 17: Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta
ölebilir
73
Tablo 18: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki
. terım
.
b ı·ı gı·ı erı...ogrenmek ıs
. 74
y
Tablo 19: Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır
74
Tablo 20: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için
çalışan yeteri kadar dernek ve kuruluş mevcuttur.
75
Tablo 21: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için hiçbir şey
yapmak niyetinde değilim
75
Tablo 22: Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için ben de bir şeyler
yapmak isterim
76
Tablo 23: Böyle giderse çok yakın gelecekte fosil yakıt kaynakları
tükenecek
76
Tablo 24: Boş zamanlarımın
ilgilenmeye ayırmaya hazırım
belirli
bir
kısmını hayvan ve
bitkilerle
77
Tablo 25: Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve
katkıda bulunmak isterim
77
Tablo 26: Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100
km' den daha fazla sürat yapmak istemezdim
78
Tablo 27: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri
kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım
78
Tablo 28: Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler ile yapardım
79
Tablo 29: Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi
tercih ederim
79
Tablo 30: Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim... 80
Tablo 31: içeceklerimizi satın alırken genelde metal kutuda veya depozitosuz
şişelerde olanlarını tercih ederiz
80
Tablo 32: Bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup
olmadıklarına dikkat ederiz
81
Tablo 33: Evimizde kullanılmayan kağıtları ayırır ve toplanan yere haber verir
veya iletiriz
:
81
Tablo 34: Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih
ederler.
82
ı
xvil
Tablo 35: Metal kutudaki içecekleri tercih ederim
82
Tablo 36: Satın aldığım defterlerin ve dosya kağıtlarının geri dönüşümlü
kağıtlardan olmasına dikkat ederim
83.
Tablo 37: Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım
83
Tablo 38: Kullanılmış şişeleri şişe kumbaralarına atarım
84
Tablo 39: Okulda kullanacağım dosyaları satın alırken plastik olanlarını
tercih ederim
84
Tablo 40: Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız
85
Tablo 41: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara veya
bunları toplayan kurum veya kuruluşlara veriyoruz
85
Tablo 42: Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam
86
Tablo 43: Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda
çok titiz davranırız
86
Tablo 44: Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz
86
Tablo 45: Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve
bilgisayarımın yerine yenisini alırım
:
87
Tablo 46: Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen
pazar çantası taşırım
87
Tablo 47: Çeşmede işim bittikten
kapanmadığını kontrol ederim
sonra
çeşmenin
Tablo 48: lşığın, radyonun veya televizyonun
kalmamasına çok dikkat ederim
iyice kapanıp
88
gereksiz yere
açık
88
Tablo 49: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir
toplantıya sık sık katılırım
89
Tablo 50: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazeteciyi, politikacıyı veya
yetkili herhangi birisini bilgilendiririm
89
Tablo 51: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka
yörelerde rastlanmayan canlı demektir.
90
Tablo 52: Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim
90
Tablo 53: Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık
yapmaz
91
'
xv iii
Tablo 54: Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta,
bozulmuş durumdadır.
91
Tablo 55: Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar
verir
92
Tablo 56: Karbondioksit gazı Ozon Tabakasının delinmesinden sorumlu tek
gazdır
·:
92
Tablo 57: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar
vermez
93
Tablo 58: Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve
nükleer santrallerin dışında güneş ve rüzgar gibi alternatif enerji kaynakları
vardır
93
Tablo 59: Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az
açık tutmak yerine kısa süreli tamamen açık tutmak daha iyidir
94
Tablo 60: Recycling, bazı atıkların geri dönüşümü demektir
94
Tablo 61: içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine
depozitolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından daha çok yararlıdır... 95
Tablo 62: Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması
açısından çok önemlidir.
95
Tablo 63:
yapılmasıdır
Kompost,
mutfak
çöpleri
gibi
organik
çöplerin
gübre
96
Tablo 64: Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan
işaret bulunur
96
Tablo 65: Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak
olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi gösterilmektedir
97
Tablo 66: Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak üzere
ayrı ayrı toplanmalıdır
97
Tablo 67: Evlerinizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya
veya elbise dolabı gibi eşyaların bulunması doğru bir seçimdir
98
Tablo 68: Okul bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya asfalt ile
kaplı olması gerekir.
··:··
98
Tablo 69: Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek
olduğu öğle vaktidir
99
Tablo 70: Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların
ağaçtan olması gereklidir
99
I
XİX
Tablo 71: Anket Analizlerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırması.
100
Tablo 72: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar
vermez
106
Tablo 73: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için
çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur
107
Tablo 74: Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam
107
Tablo 75: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir
toplantıya sık sık katılırım
108
Tablo 76: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya gazeteciyi,
politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm
108
Tablo 77: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar
vermez
108
Tablo 78: Kompost,
yapılmasıdır
mutfak
çöpleri
gibi
organik
çöplerin
gübre
109
Tablo 79: Öğretmenlerin Verdikleri Yanıtların Okuldaki Konumlarına Göre
Karşılaştırması
110
Tablo 80: Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu
114
Tablo 81: Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır
114
Tablo 82: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri
kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım
114
Tablo 83: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara veya
bunları toplayan kurumlara veriyoruz
115
Tablo 84: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka
yörelerde rastlanmayan bitki demektir
115
Tablo 85: Öğretmenlerin Çevre İle ilgili Herhangi Bir Aktiviteye Katılma
Durumlarına Göre Karşılaştırması
116
Tablo 86: Öğretmenlerin Çevre İle ilgili Herhangi Bir Dernek ya da Kuruluşa
Üye Olma Durumlarına Göre Karşılaştırması
120
Tablo 87: Öğretmenlerin, Çevre Kuruluşlarının Çevrenin Korunmasında
Önemli Bir Rol Oynadıklarına inanma Durumlarına Göre Karşılaştırması.. 124
Tablo 88: Çevre Bilinci Ölçeğinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma,
alınan En Düşük ve En Yüksek Değerleri ile Ölçek Madde Sayısı
128
'
XX
Tablo 89: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Cinsiyet
Faktörüne Göre Dağılımı
128
Tablo 90: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Kadro
Faktörüne Göre Dağılımı
129
Tablo 91: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Medeni
Durum Faktörüne Göre Dağılımı
·:
130
Tablo 92: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Eğitim
Durumu Faktörüne Göre Dağılımı.
131
Tablo 93: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Meslekteki
Hizmet Süresi Faktörüne Göre Dağılımı.
132
Tablo 94: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Okuldaki
Konum Faktörüne.Göre Dağılımı.
-:
133
Tablo 95: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Yaşadıkları
Yer Faktörüne Göre Dağılımı
133
Tablo 96: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "Çevre ile
ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu" Faktörüne Göre Dağılımı
134
Tablo 97: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "Çevre ile
ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu" Faktörüne Göre
Dağılımı
135
Tablo 98: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "Çevre
kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadıklarına inanma
durumu" Faktörüne Göre Dağılımı
135
'
BÖLÜM I
1. GİRİŞ
Çevre; bir canlıyı veya canlı topluluğunu yaşamları boyunca etkileyen
her türlü, canlı ve cansız faktörlerin tümü olarak tanımlanmaktadır. Yüzyıllar
boyunca kendiliğinden işlevini sürdüren çevre dengesi artık bu işlevi
göremeyecek şekilde bozulmaya yüz tutmuştur. Doğanın kendi yapısı içinde
barındıramadığı atıklar ve bu atıkların miktarı çevre dengesi içinde ciddi
boyutlara ulaşmıştır ve artmaya da devam etmektedir. Buna paralel olarak
insanların doğayı yağmalaması ve kendi çıkarları için
düşüncesizce
kullanması günümüzde karşılaşılan birçok çevre sorununun temelini
oluşturmaktadır. Bunların neden ve sonuçlarının farkında olmak, çevrenin
korunmasına yönelik faaliyetlerimizde motive edici rol oynayacaktır (Erten,
2005).
Canlı yaşamı, içinde bulunduğu ortamın bir ürünü olduğundan
çevrenin, doğal ya da çeşitli müdahalelerle değişmesi o bölgede bulunan tüm
canlılık faaliyetlerini de aynı oranda etkilemektedir (UNESCO-UNEP, 1987).
Bu sebeple 21. yüzyılda çevre konularına gösterilen hassasiyet ve bu konuda
uygulanması gereken yaklaşımlar
artarak
önem
kazanmıştır. Çevre
kirlenmesi insanlığın en önemli konulardan biri olmuş, bu kirlenmenin
önlenmesi ve çevrenin korunması ulusal sınırları aşan bir boyut kazanmıştır
(Pınarlı ve Yonar, 1999; Avinç, 1997). Gelecek nesillerin daha sağlıklı ve
güvenilir bir ortamda yaşamalarını sağlamak için çevreye duyarlı bireyler
yetiştirmek, bir zorunluluk haline gelmiştir.
Günümüzde insanlık, çevresiyle olan ilişkisinde kritik bir eşiğe
ulaşmıştır. Çevre sorunlarının küresel ölçekte gelmiş olduğu nokta, doğanın
büyük çoğunluğunun devamını ve toplumun gelişimini ve geleceğini tehdit
etmektedir. Aşırı nüfus artışı, ozon tabakasının yok olması, küresel ısınma,
türlerin yok oluşu, genetik çeşitliliğin kaybolması, asit yağmurları, nükleer
I
2
kirlenme, tropikal ormanların yok olması, toprak erozyonu, çölleşme, sel
baskınları, kıtlık, yer altı sularının çekilmesi ve kirlenmesi, denizlere petrol
dökülmesi, balıkçılıkta aşırı avlanma, zehirli atıklar, kentlerdeki aşırı
kalabalıklaşma (Foster, 1999) çevreyi tehdit eden -sorunlardan sadece
bazılarıdır.
Doğanın kendini yenileme kabiliyeti sınırlıdır. Bu nedenle varolan
ekolojik dengelerin bozulmasını önlemek insanoğlunun yaşamını devam
ettirmesi bakımından son derece önemlidir (Haktanır ve Çabuk, 2000).
Günümüzde bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi; bireylerin yaşam
standartlarını arttırırken yine bireylerin yaşadığı çevrede pek çok şeyin yok
olmasına veya değişim geçirmesine neden olmaktadır. Bu şekilde ortaya
çıkan çevre sorunları eğer yine bireyler tarafından engellenemezse yaşam
sona erebilir. Çevre sorunlarının oluşumunda ve önlenmesinde hem devletin
hem de bireylerin ortak sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukların tanınması
ve görevlerin yerine getirilebilmesi için çevre eğitimi gerekli ve zorunludur.
Bunun yerine getirilmesini sağlayacak eğitim sisteminin ve onun temel ögeleri
olan öğretmen ve öğrencilerin bu .amaçla en iyi şekilde bilgilendirilmeleri
sağlanmalıdır. Bu koşul yerine getirilebilirse bireylerin davranışlarında olumlu
gelişmeler olur ve çevre koruma gerçekleşir (Ünal ve arkadaşları, 2001).
Çevre sorunlarının son yıllarda tüm dünyanın gündemine oturmasıyla
birlikte çevre eğitimi bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır.
Çevreyi koruyucu, çevre kirliliğini önleyici, çevreyi geliştirici tüm çabaların
amacı; bireylerin rahat, huzurlu ve sağlıklı bir çevrede yaşamalarının
sağlanmasıdır. Çevre konusunda yapılacak çalışmalarda başarılı sonuçlar
alınmasını sağlamak için işe gençlikle başlanmalıdır. Gençlere çevreyle ilgili
problemleri tanımlayabilecek, konuyla ilgili bilgileri toplayabilecek ve bu
bilgiler ışığında doğru kararlar vermesini sağlayacak çevre eğitiminin
verilmesinin önemi çok büyüktür {Güngör, 1995).
I
3
Çevre eğitimi, dünyanın sonunu getirebilecek sorunların ortadan
kaldırılması için vazgeçilmez olan bir araçtır. Bu eğitim sayesinde çevre
bilincine sahip bireyler yetiştirilmek hedeflenir. Bu özellikleri bakımından
çevre eğitimi, çevre bilimi veya diğer ekolojik içerikli eğitimlerden farklılık
gösterir. Çevre eğitimi, bir yandan ekolojik bilgileri aktarırken diğer yandan da
bireylerde çevreye yönelik tutumlarının gelişmesini ve bu tutumların
davranışa dönüşmesini sağlar (Erten, 2006).
Yaşadığımız bu modern çağda, çevre sorunlarının içinden çıkılmaz bir
hal almasının nedeni bireylerin·ilgisizliği, duyarsızlığı veya kendi çıkarları için
doğaya karşı bencilce davranışları olabileceği gibi, aslında temelde yeterli bir
çevre bilgisine sahip olmayışlarıdır. Bireyler çoğu zaman çevreye verdikleri
zararın farkında dahi olmamakta veya önemsiz gibi görünen bir çevre
kirliliğinin
küresel olarak ne boyutlara ulaşabileceğini kavrayamadan
yaşamlarını sürdürmektedirler (UNESCO-UNEP, 1993). Bireyler, günlük
yaşantılarını çevreye zarar vermeyecek şekilde yerine getirmeyi görev
bilmelidirler. Bunlar tek tek belki çok küçük önlemler olarak görünebilir, ama
herkesin böyle davranmasıyla oluşacak etki küresel bir boyut kazanır
(Gomez-Granell ve Cervera, 1993). insanların çevreyle ilgili olayları
anlayabilmesi, çevre bilincini oluşturarak günlük yaşantılarının çevre üzerinde
yaratacağı etkilerden haberdar olabilmesi için çevre eğitiminin gerekliliği
tartışılmazdır. Çevre koruma dernekleri, radyo-TV, ilgili bakanlıklar tarafından
bireylere çevre eğitimi verilebileceği gibi çevre eğitiminin hedeflerine
ulaşmasında en uygun yer örgün eğitimdir. Örgün eğitimde birey, önceden
planlanmış bir programa göre sistemli bir çevre eğitiminden geçmektedir
(Ünal ve arkadaşları, 1999). Çevre eğitiminde, bireylere yeni davranışlar
kazandırmada birçok faktör etkendir. Bunlar, çevre eğitim programı, eğitim ve
öğretim kademeleri ile müfredat içeriği ilişkisi, çalışma ortamları, eğiticilerin
niteliği gibi faktörlerdir. Çevre eğitiminin etkin bir şekilde verilmesi bu
parametrelerdeki bilgi birikimine bağlıdır.
'
4
Çevre sorunlarının önlenebilmesi, çevrenin korunması, geliştirilmesi ve
iyileştirilmesi için önce tek tek bireylerin çevreye bakış açılarının ve çevre ile
ilgili değer yargılarının sorgulanarak değiştirilmesi gerekir. Günümüzde çevre
sorunlarının bugünkü boyutlarına ulaşmasıyla, bu sorunların tüm kitlelere
duyurulması ve ilgili önlemlerin alınması için ilk ve belki de tek yol çevre
bilinci ve duyarlılığını kazandırabilecek bağımsız bir çevre eğitimidir (Kavruk,
2002).
Yukarıda da ifade edildiği gibi, çevre eğitimi hayat boyu devam eden,
farklı aşamaları olan ve uzun vadede çok önemli sonuçlar veren ve toplumun
tümünü
ilgilendiren sürekli bir eğitim sürecidir. Dolayısıyla çevrenin
korunması ve yeni nesillere sağlıklı bir çevre bırakmayı amaç edinen kurum,
kuruluş ve sosyal grupların koordineli bir şekilde çalışması, çevre bilincinin
daha etkin bir biçimde oluşmasını ve bu bilincin davranış değişikliğine
dönüşmesini kolaylaştıracaktır. Tabii bu süreçte görev alan veya sorumluluk
duyan her bir grup ya da kuruluş, farklı bir fonksiyon eda etmekte ve
herbirinin farklı bir alanda katkı sağladığı görülmektedir. Dolayısıyla çevre
koruma ve çevre bilincinin geliştirilmesi, toplumun her kesimini ilgilendiren ve
katkısını bekleyen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayicisinden
şehir planlamacısına, öğretmeninden öğrencisine, medyadan, sivil toplum
örgütlerine, devlet kurum ve kuruluşlarından sıradan halka kadar her kesim,
bu konuda bir role sahiptir ve bu konuda bir bilinç dönüşümü gerekmektedir
(Landers ve arkadaşları, 2002).
1.1. Problem
Çevre eğitiminin başarısı ıçın en önemli ögesinin öğretmen oldugu,
eğer öğretmende dersleri çevreye yönelik hazırlayabilme bilgisi, becerisi ve
sorumlulugu olmazsa çevre okuryazarı olan ögrencilerin yetişmesinin
mümkün olmayacağı belirtilmektedir (Plevyak ve arkadaşları, 2001). Bilgiye
dayalı çevre eğitiminin verilmesi durumunda kişilerin çevre sorunlarının
çözümünde aktif rol almaktan kaçındıkları görülmektedir (Guveritz, 2000).
UNESCO-UNEP tarafından yayınlanan bildirilerde çevre eğitimi programları
5
sonucunda öğretmenlerin kazanmaları beklenen yeterlilikler, mesleki eğitim
yeterlilikleri ve çevre eğitimi kapsamındaki yeterlilikler olarak belirlenmiştir
(Oulton ve Scott, 1995).
Çevre
eğitimi
kapsamında
öğretmenlerde
bulunması
gereken
yeterlilikler dört hedef seviyesine ayrılmıştır. Bunlardan ekolojik temeller,
öğretmenin öğrencilere temel seviyedeki ekoloji bilgisini kazandırabilmesi;
kavramsal farkında olma, öğretmenin bireysel ve toplumsal faaliyetlerin
yaşamla çevre arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyebileceğini öğrencilerin farkına
varmasını sağlayabilmesi; inceleme ve değerlendirme hedef seviyesinde,
öğretmen öğrencilerde çevre sorunlarının çözümünü sağlamak amacıyla bu
sorunları araştırmak ve alternatif çözüm önerilerini değerlendirmek için
gerekli bilgi ve becerileri kazandırabilmesi, eylem becerileri seviyesinde ise
öğretmen öğrencilerin çevreye yönelik olumlu tutumlarının kazanılması içici
gerekli becerilerin gelişmesine yardımcı olması olarak tanımlanmaktadır.
Öğretmen yetiştirme programlarında çevre eğitimine yer verilmesinin bir
zorunluluk olduğu belirtilmektedir (Plevyak ve arkadaşları, 2001).
Powers (2004), öğretmen yetiştirme programlarının verimliliğinin
programın çok boyutluluğu ile ilgili olduğuna, geleceğin öğretmenlerinin çok
sayıda öğrencinin
etkilenmesine
neden olacağına, çevre eğitiminde
gereksinimlerin ihmal edildigine, yüksek öğretimin çevre eğitimi üzerine
düşen rolünü yeterince yerine getiremediğine dikkat çekmektedir.
Bütün bu ortak çaba ve faaliyetlerde anahtar rol oynayan aktörlerden
birisi ise örgün eğitim kurumlarıdır. Okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar,
çok değişik düzeylerdeki eğitim kurumları, çevre bilinci ve sevgisini
yerleştirmede önemli bir fonksiyona sahiptir. Ama maalesef ülkemizde
okulların çevre duyarlılığını geliştirme konusunda, çok zayıf kaldığı
'
tartışılmaz bir gerçektir (Daştan 1999). Ayrıca, müfredatların bu konuya ne
kadar önem verdikleri ve bu bilinci oluşturmada anahtar rolü oyanayacak olan
eğitimcilerin bilgi ve duyarlılık düzeyleri tartışılır niteliktedir (Kavruk 2002).
#
6
Çevre eğitiminin başarıya ulaşması çevre duyarlılığı yüksek, ekolojik
bilgisi
yeterli,
yürütebilecek
teorik
bilgi
ve
ve
uygulamalı
deneyime
çevresel
sahip
çalışmaları
öğretmenler
ve
başarıyla
yöneticiler
sayesindedir. Bu konudan yola çıkılarak bu araştırma için şu problem cümlesi
belirlenmiştir: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan
ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci
düzeyi nedir? Ve çevre bilinçleri çeşitli değişkenlere karşı farklılık
göstermekte midir?
1.2. Alt Problemler
Bu çalışmanın alt problemleri şunlardır:
a. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilgisi ve
duyarlılığı ne düzeydedir?
b. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre koruma
bilinci konusunda profilleri nasıldır?
c. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile cinsiyetleri arasında bir fark var mıdır?
d. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile okuldaki konumları arasında bir fark va.r mıdır?
e. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile yaşadıkları yerleşim birimi arasında bir fark var. mıdır?
f. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile hizmet süreleri arasında bir fark var mıdır?
g. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile kadro durumları arasında bir fark var mıdır?
h. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile medeni durumları arasında bir fark var mıdır?
ı. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç
düzeyleri ile eğitim durumları arasında bir fark var mıdır?
'
7
1.3. Amaç
Bu araştırmanın amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güzelyurt
Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve
öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerini belirlemek, çevre bilinçlerine etki eden
çeşitli değişkenleri ortaya çıkarmak ve eğitim sistemimize bu konularda
önerilerde bulunmaktır.
1.4. Önem
Çevre eğitimi bireyde, çevre konusunda bilinçli bir vatandaş olarak
çevresindeki problemlere çözüm yolları bulma -becerisinigeliştirmeyi hedefler
(Ünal, ve arkadaşları, 1999; Çimen, 2002). Çevre eğitiminin hedeflerine
ulaşmasını etkileyen bir çok faktör söz konusudur. Çevre bilgisi, çevre
sorunu/meselesi ile ilgili inanışlar, kişisel değerler, bireysel tutumlar, çevre
bilinci, çevreci eylemler hakkındaki bilgisi ve becerisi, çevre ~ğitim
programının niteliği, eğiticilerin niteliği bu faktörlerden bazılarıdır (Çimen,
2002).
Toplumun tüm katmanlarının çevre ve çevre sorunları konusunda
bilgilend.irilmesi ve sorunların çözümüne aktif olarak katılacak bireylerin
yetiştirilmesinde eğitimcilere büyük sorumluluklar düşmekteoir, işte bu
noktada bu eğitimi verebilecek özellikte ve yeterlilikte öğretmen yetiştirmenin
önemi ortaya çıkmaktadır (Altın 2001).
Bu araştırma, öğretmen ve yöneticilerin çevreye ilişkin bilgilerinin ve
çevreye yönelik duyarlılıklarının artırılmasına katkı sağlaması ve bu tarz
çalışmalara örnek teşkil etmesi açısından önemlidir.
Bu araştırma, öğretmen ve yöneticilerin tutum ve davranışları, öğrenci
üzerinde büyük bir etki yarattığından, çevre bilincinin, öğretmen ve yönetici
tarafından ne kadar önemsendiğini belirlemesi ve bu alandaki çalışmaların az
olması nedeni ile önemlidir. Ayrıca bu araştırma, sonraki araştırmacılara
kaynak oluşturacağı için önemlidir.
---
---
8
Kıbrıs'ta çevre sorunları her geçen gün büyümektedir. Fakat bu
konuda yapılan çalışmalar oldukça azdır. Bu çalışma Kıbrıs'ta az çalışılan bir
konuya ışık tutması açısından önemlidir.
Bu çalışma, çevrenin önemini ortaya koymaya, çevre sorunlarının, ne
kadar ciddi sorunlar olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışılan bir çabanın
ürünüdür. Çalışma ayrıca, bireysel ve toplumsal çevre duyarlılığının
geliştirilmesine katkıda bulunmak yönünden önemlidir.
1.5. Sayıltılar
Bu araştırmada aşağıdaki varsayımlardan hareket edilmiştir:
•!• Çevre, okulların kaçınılmaz konularından olup, çevre bilinci, uzun
süreli eğitimi gerektiren bir olgudur.
•!• Anketin sorularını cevaplandıran yönetici ve öğretmenlerin, gerekli
duyarlılığı göstererek içten, objektif ve dikkatli cevaplar verdikleri
varsay,Im ıştır.
•!• Araştırmanın verilerini elde etmek için üzerinde çalışılan grup
(örneklem), evreni temsil etmektedir.
•!• Araştırmada kullanılan veri toplama aracı, araşt_ırma amaçlarına
uygun verilerin toplanmasında aranan şartları taşımaktadır.
1.6. Sınırlılıklar
Bu çalışma aşağıda belirtilen sınırlılıklar dahilinde yapılmıştır:
•!• Araştırma, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim okullarında
görev yapan (genel toplam: 300) yönetici ve öğretmenlerden rastgele
seçilmiş toplam 180 kişi ile,
•!• Araştırma, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim okullarından
seçilmiş yönetici ve öğretmenlerin davranış, görüş ve düşünceleriyle,
'
9
•!• Araştırmanın konusu; çevrenin kendisi ya da çevre sorunlarının
incelenmesi değil, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci ile,
•!• Verileri analiz etmek için kullanılan istatistiksel yöntemler ile,
•!• Bu araştırmada kullanılacak kaynaklar ise araştırmacının ulaşabildiği
kaynaklarla sınırlıdır.
1.7. Tanımlar
Çevre: Canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, ilişkilerini
sürdürdükleri ve karşılıklı etkileşimde bulundukları biyolojik, fiziki, sosyal,
ekonomik ve kültürel ortamdır (Çepel, 1995).
Çevre Eğitimi: insanlara doğal, teknik ve sosyal bir çevredeki her türlü
davranış ve eylemlerinin sonuçlarını analiz edip, değerlendirebilecek bilgiler
verilmesini ve yöntemler kazandırılmasını sağlayacak öğretim ve eğitimdir
(Çepel, 1995).
Çevre Bilinci: Bireylerin veya toplumların çevreyle, dengeli bir şekilde
ilişkilerde bulunabilrnest için sahip olması gereken davranış, tutum ve
düşünce şeklidir (Çepel, 1995).
Çevre Duyarlılığı: Çevre sorunlarıyla karşılaşan birey ve toplumun, kendisini
etkileyen sorun karşısında gösterdiği tepkidir. Çevre sorunlarına bakış
açısındaki hassasiyet ve çevreye olan ilgi olarak da tanımlanabilir (Ôzdemir,
1988).
10
BÖLÜM II
2. İLGİLİ LİTERATÜRLER
2.1. Çevre Kavramı
Çevre, insan faaliyetleri ve canlı varlıklar üzerinde hemen ya da
dolaysız bir şekilde bulunabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal
etkilerin belirli bir zamandaki toplamı olarak tanımlanabilir. Böyle bir açıdan
bakıldığında çevrenin kapsamadığı hiçbir alan ve süreç kalmamaktadır
(Keleş ve Hamamcı, 1997).
Çeşitli yönleriyle ele alınan çevre, değişik şekillerde tanımlanmaktadır.
Örneğin; ekolojistler çevreyi "evrende bireyle ilişkili canlı ya da cansız her
şeyi ifade eden bir kavram" olarak kullanmaktadır (Kışlalıoğlu, 1985).
Ekonomik açıdan "doğa ve insan tarafından şekillendirilen elemanların tümü"
olarak tanımlanan çevre (Arat, 1982) coğrafi açıdan ise, insanın çevresi
içindeki her türlü faaliyetinin incelenmesi, insanla çevresi arasındaki karşılıklı
etkileşimin
kurallarının ortaya
konması
(Erol,
1982) şeklinde
ifade
edilmektedir.
Çevre kavramının algılanması, çevre ögelerinin bilinmesine bağlıdır.
Keleş ve Hamamcı'ya göre çevre insanla birlikte 1. tüm canlı varlıklar, 2.
cansız varlıklar 3. canlı varlıkların eylemlerini etkileyen ya da etkileyebilecek
fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal nitelikteki tüm etken ögelerinden
oluşmaktadır.
Bunlardan birincisi, canlı varlıklar, biyotik ögeler, üreticiler, tüketiciler,
ayrıştırıcılar ve insanlardan meydana gelmektedir. Temel üreticiler, yeşil
bitkilerden oluşmaktadır. Bazı bakteri türleride sınırlı sayıda ekosistemlerde
bulunmasına karşın üretici sayılmaktadır. Tüketiciler birincil ve ikincil olmak
üzere iki gruba ayrılırlar. Birincil tüketicileri değişik hayvan grupları oluşturur.
Yaşamlarının birincil tüketicileri yiyerek sürdüren etobur hayvanlara da ikincil
11
tüketici denir. Görevi canlı dokularda biriken kimyasal maddeleri yeniden
canlılar tarafından kullanabilir hale getirmek olan bakteri ve fungus
türlerinden oluşan organizmalar ise ayrıştırıcılardan oluşmaktadır (Kışlalıoğlu
ve Berkes, 1994).
Çevre kavramının ikinci ögesi, canlıların yaşamında büyük önem taşıyan
cansız (abiyotik) öğelerdir. Bunlar, canlılar tarafından kullanılan toprak, su ve
atmosferden oluşur.
Çevre kavramının üçüncü ögesi, canlı varlıkların eylemlerini etkileyen
veya etkileyebilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal nitelikteki tüm
etkenlerdir (Keleş ve Hamamcı, 1993). Fiziksel etkenler belli bir ortamda
hangi tip organizmaların yaşayacağını belirler. Canlıların yaşamlarını
etkileyebilen dört çeşit fiziksel etken bulunmaktadır. Bunlar: 1. güneş ışınımı,
2. sıcaklık, 3. su, 4. toprak ve minerallerdir.
Çevre, canlı ve cansız çevre olmak üzere iki türdür. Canlı çevre, canlı ile
aynı fiziksel alanı paylaşan ve canlıyı doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen
diğer tüm canlılardır. Cansız çevre ise canlıların içinde veya üzerinde
yaşantılarını sürdürdükleri kaya ve su gibi somut ortamlardır (Yücel, 2006;
aktaran; Armağan, 2006).
2.2. Çevre Kavramının Önem Kazanması
Çevre kavramının önem kazanması ve insanlığın gündemine gelmesi,
sadece kirlilikle ilgili olmamasına rağmen, büyük ölçüde yaşanan kirlilikten
kaynaklanmıştır.
insanın,
doğayı
kendini
yenileyebilme
kapasitesinin
üzerinde kullanarak bozması ve değiştirmesi Endüstri Devrimi'yle birlikte
hızlanmıştır. 1950'1i yıllardan itibaren başlayan ekonomik büyüme dalgasıyla
birlikte çevre kirliliği de gözle görülür boyutlara gelmiştir. Ekonomik büyüme
tutkusuyla artan teknolojik gelişmeler ve sonucunda endüstrileşmenin hız
kazanması, ortaya çıkan atıklar nedeniyle çevre kirliliğinin de boyutlarını
artırmıştır. Özellikle gelişmiş ülkeler, endüstrilerini geliştirmek ve sürdürmek
12
için hem üretim. yaptıkları, hem de hammaddelerini temin ettikleri ortamları
kirletmişlerdir. Ayrıca, bu ülkelerin hammadde temin etmek için yalnızca
bulundukları ülkeyi değil, dünyanın birçok bölgesindeki kaynakları da
kullandıkları göz önüne alınınca kirliliğin boyutlarının büyüklüğü ortaya
çıkmaktadır. Bunlara bilimsel ve teknolojik ilerleme ile ekonomik büyüme
tutkusu da eklenince dünyayı etkisi altına alan çevre kirliliğinin boyutları da
canlı hayatını tehdit eder duruma gelmiştir (Keleş ve Hamamcı, 1998).
2. Dünya Savaşı sonrası üretimdeki teknolojik dönüşüm nedeniyle
insanın doğa üzerindeki yıkıcı etkileri yoğunlaşarak artmıştır. 2009'1u yıllarda
da kullanımına devam edilen, çevre tahribatının en önemli nedenlerinden
olan sentetik ürünlerin üretilmesine 1940'11 yıllarda başlanmıştır. Özellikle
plastik maddelerin atıklarının yok edilmesi problemi ile ilk kez 2. Dünya
Savaşı sonrasında karşılaşılmıştır. Atom bombasının kullanılması ile
başlayan süreçte nükleer enerjinin alternatif olarak sunulması da savaş
sonrasında olmuştur. Ayrıca, savaş sonrasında kullanımı artan sentetik
ürünler günlük yaşamda, evlere kadar girmiştir. Bu arada artan nüfus ile
birlikte tüketim de artmaktadır. Tarımda, gübre kullanımı, zararlı böcek ve
bitkilerin yok edilmesinde kimyasalların kullanımının artması, ulaşım
teknolojilerinde motorlu araçların kullanımının artması gibi daha birçok etken
bir araya gelerek çevre tahribatını hızlandırmıştır. Dolayısıyla, insanın çevre
sorunlarıyla karşı karşıya kalması büyük oranda, 2. Dünya Savaşı sonrası
dönemde yine insanın geliştirmesiyle ortaya çıkan üretim teknolojileri ve bu
teknolojilerle üretilen ürünler sayesinde olmuştur (Foster, 2002).
Doğa, kendini yenileyebilmektedir. Bu nedenle de insan ve çevresi
arasındaki ilişkiler, ilkçağlardan Endüstri Devrimi'ne kadar belli bir düzeyde
uyum içinde sürdürülebilmiştir. Endüstri Devrimi ile birlikte insan ve doğa
arasındaki uyum bozulmaya başlamıştır. insanın doğayla mücadelesi var
olduğu andan bu yana süregelmektedir. En basit şekliyle barınma, beslenme
ve giyinme ihtiyacı ile başlayan mücadele ortaçağa kadar belli bir denge
içinde yürümüştür. Ancak ortaçağla birlikte insan bu mücadelede daha fazla
13
kazanmaya başlamıştır. Endüstri Devrimi sonrası, insanın doğaya hakim
olma çabası artık onu sınırsızca kullanma hırsına dönüşmüştür ve doğanın
kendini yenileyebilme hızı aşılmıştır. Gerçekleşen teknolojik gelişmelerle
birlikte gelişen endüstriyle de bunu destekleyen insan, 1800'10 yıllardan
itibaren çevresine ne yaptığına bakmadan 20. yüzyılın sonuna kadar gelmiştir
(Görmez, 2003).
Doğa, kendisine yapılana tepki gösterir. insanın Endüstri Devrimi ile
birlikte gittikçe artan bir şekilde doğaya egemen olma, ondan daha fazla
faydalanma arzusu karşısında 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra daha da
belirginleşen bir şekilde doğa tepkisini göstermeye başlamıştır. Doğanın
gösterdiği tepkiler ilk başta bölgesel ve küçük ölçekte olduğu için fazla dikkat
çekmezken, dünyanın giderek ısınması, iklimlerin değişiklik göstermeye
başlaması, ozon tabakasının incelmesi, tüm bunlara bağlı olarak yaşanan
kuraklık, kıtlık ve açlık gibi problemler toplumların gündemine geldikçe,
giderek artan bir şekilde çevre sorunlarına olan ilgi artmaktadır.
2.3. Çevre Sorunlarının Doğuşu
Çevre sorunlarının, kirlenmenln en büyük kaynağı insandır. insanların
toplu olarak yaşadığı yerterdir, Genel olarak kirlenme, tabiatın temizleme
gücünün üstünde olan yüklerin çevrede meydana getirdiği birikimler olarak
tanımlanmakta ve birikimler madde veya gruplarının niteliğine göre kirliliğin
etkisi de değişik olmaktadır. Farklı bir tarzda söylenirse çevre kirliliğinin
oluşmasına temel olan neden; doğanın insan etkileriyle ortaya çıkan atıkları
kendiliğinden giderme yeteneğini aşması, buna bağlı olarak bozulmasıdır
(Kışlalıoğlu, 1985).
Çevre sorunlarının büyük bir kısmının birdenbire ortaya çıkmadığı,
zaman içinde birikerek bugünkü boyutlarına ulaştığı bilinmektedir (Keleş ve
Ertan, 2002). Çevre sorunları geçmişte de bulunmaktaydı ancak düşük
düzeyde hissedilmekteydi. Bu bağlamda çevre sorunlarının gelişimi ile
dünyanın küreselleşmesinin paralel olduğu vurgulanmaktadır (Castells ve
I
14
Nijkamp, 1998). Bu sorunların ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, son
40-50 yıl içinde yaşanan hızlı teknolojik gelişim ve buna bağlı gelişen
ekonomik
değişimdir.
Birbirlerine
bağlı
olan
bu
iki
süreç,
insan
gereksinmelerini çığ gibi artırarak insanları, doğal kaynakları aşırı derecede
kullanmaya doğru itmiştir. Bu duruma hızlı nüfus artışı da eklenince endüstri
ürünlerinin, teknik araçların, sosyal donanımların miktar ve çesitleriyle,
insanların aşırı tüketim arzu ve istekleri akıl almaz boyutlara ulaşmıştır.
Bunun sonucunda da bütün canlıların yaşam temellerini sarsmaya ve hatta
yıkmaya
başlayan,
dünyayı
yaşanamaz
hale
getiren
gelişmeler
yaşanmaktadır (Çepel, 2003). Bununla birlikte insanlığa gerekli olanın ileri
teknolojileri toptan devre dışı bırakmak yerine teknolojiyi topluma ve doğal
dünyaya katkıda bulunacak ekolojik ilkelere göre düzenlemek hatta daha da
geliştirmek olduğu üzerinde durulmaktadır (Bookchin, 1996).
Doğada canlıların kendi aralarındaki ve fiziksel çevreyle olan ilişkileri,
canlıların sağlıklı gelişmesine imkan veriyorsa, "Doğal Denge" sağlanmış
demektir. Aksine durum ise, bu dengenin bozulduğunu gösterir. Evrenin bir
parçasının herhangi bir sebeple bozulması, diğer parçalarını da aynı şekilde
etkiler.
Ekolojik
dengeyi
oluşturan
canlı
cansız
varlıklar
zincirinin
halkalarından bir veya bir kaçında olabilecek herhangi bir kopma, zincirin
tümüne sirayet ederek bu dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Bu
halkalardan biri olan insan, ekolojik dengeyi bozucu faaliyetlerde bulunması
çevre sorunlarını meydana getiren etkenlerin başında yer almaktadır. insan
ile doğa arasındaki denge devamlı bozulmakta, bu bozulma birbirine bağlı
olan zincirin halkalarında tamamlanarak, bu defa insan aleyhine dönmekte ve
böylece bir kısır döngü olarak devam edegelmektedir (Yavuz ve Keleş,
1998).
Çevre sorunları temelde, insan-doğa ilişkisinin bir ürünüdür. insanın
doğayla
olan
mücadelesi
tarihin
başlangıcıyla
birlikte
başlamıştır.
Varoluşundan itibaren, önce insanın ihtiyaçlarını karşılamakla başlayan bu
süreç daha sonraları doğaya egemen olma ve onu kendine göre düzenleme
1,
.•. .,
isteğine dönüşmüştür. Bu . istek, ekonomik sistemin de desteklemesiyle
zamanla artmış ve insan kendisi için tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir
dünyada yaşamaya başlamıştır. Özellikle 20. yüzyıla gelindiğinde, yaşanan
hızlı teknolojik gelişmelerin doğa üzerindeki baskısı onun kaldıramayacağı
düzeylere ulaşmış, insanlık ancak bu yüzyılın sonlarına doğru çevresi ile
kendisi arasında bir problem olduğunun farkına varabilmiştir. Kendisini
egemen güç olarak gören insanın, doğayla bir uzlaşmaya varması gerektiğini
anlaması da bu zamana denk gelmektedir (Keleş ve Hamamcı, 1998).
Başlangıçta, gelişmiş ülkelerin endüstriyel sorunları olarak görülen ·
çevre ile
ilgili problemlerin az gelişmiş ülkelerle ilişkisinin olmadığı
düşünülmüştür. Kirlilik ile ilgili sorunların büyük oranda gelişmiş ülkelerde
yaşandığı kabul edilse de; kaynakların tükenmesi, ozon tabakasının
incelmesi, küresel ısınma gibi sorunlar dünyanın ortak problemleridir. Ayrıca,
doğal kaynaklardan havanın, suyun ve toprağın bozulması tüm dünyayı
etkilemektedir (Akman ve arkadaşları, 2003).
21. yüzyılda çevre sorunları oldukça önemli boyutlarda ortaya çıkmaya
ve hızla çoğalmaya devam etmektedir.. Çevre ile ilgili olarak ortaya çıkan her
yeni sorun insanları ve toplumları, biraz daha fazla. etkilemektedir.
Sanayileşmenin hızlanması, ilerlemesi, dünya nüfusunun artması, beslenme
sorununun ortaya çıkmasına neden olmuş, artan üretim doğarım çok hızlı bir
biçimde tüketilmesine yol açmıştır. Bununla beraber ekolojik denge, insanlar
tarafından artık bu işleri göremeyecek şekilde bozulmaya yüz tutmuştur. Bu
nedenle insanların çevre ve çevre sorunları hakkında bilinçlendirilmesi ve
eğitilmesi gerekmektedir. Hızlı nüfus artışı ve denetimsiz endüstrileşme ile
kentleşme, şehirlerdeki hava kirliliği, akarsulardaki kirlenme, tatlı su
kaynaklarının dağılım ve tüketimindeki etkinsizlik, küresel ısınma, doğal
yaşamın kaybolmaya yüz tutması, karbondioksit gazının artışı nedeniyle
meydana gelen iklim değişikliği, ozon tabakasının incelip delinmesi,
atmosfere yayılan gazların yol açtığı sera etkisi, asit yağmurları, kıyıları
kaplayan kimyasal atıklardaki artışlar, milyonlarca bitki ve hayvan türünün
16
yok olmaya yüz tutması, nükleer kirlenmeler, toksik atıklar, civa kirlenmeleri
ve yeşil alanların azalıp çölleşmenin artması günümüzde söz konusu olan
başlıca çevre sorunlarıdır. Ayrıca, bölgesel savaşlar, tarım ilaçları, yapay
gübreler ve deterjanlar gibi maddeler, doğal kaynakların bilinçsiz ve aşırı
tüketimi çevre sorunlarının artmasına neden olmuş, sonuç olarak kirlenen
hava, su ve toprak, canlılar için zararlı olabilecek boyutlara ulaşmıştır.
Çevre problemlerinin oluşmasında değişik nedenler olduğu ve bunların
farklı uzmanlarca, farklı şekillerde ortaya konulduğu bilinmekle beraber,
konuya genel olarak bakıldığında asıl nedenler: insanların çevre üzerinde
gerçekleştirdiği tahribatın kendisine ne şekilde yansıyacağı konusundaki
bilinçsizliği, insanın çevreye ne yapılırsa yapılsın çevrenin kendini tamir
edebileceği gibi yanlış bir varsayımla hareketi, dünya nüfusunun günümüzde
· astronomik rakamlara ulaşması olarak sıralanabilir (Doğan, 1988).
Bütün çevre sorunlarının salt bilim ve teknolojiye bağlanması, sorunun
diğer parçalarını görmemek ve çözüme ulaşamamak anlamına gelmektedir.
Çevre problemlerine iki tür yaklaşım bulunmaktadır. Birincisi, ekoloji ve
sosyal sistemin dengesinin bozulması yeni bir dengeye geleceğinin işareti
olarak anlaşılabilir. Problemler sistem içerisinde aşamalı olarak çözümlenmeli
ve
sistemin
davranışlarda
bütünlüğü
kökten
bozulmamalıdır.
değişim
ikincisi
olmadıkça
ise,
çevre
zihniyette
ve
sorunlarının
çözülemeyeceğini, reform önerilerinin sadece çözümü geciktireceğini ileri
sürmektedir. Her iki yaklaşımın ortak noktası çevre sorunlarının temelinde
zihniyet probleminin yattığının kabul edilmesidir. Bu zihniyet, modern bilim ve
teknolojinin gelişmesine de katkısı olan insan aklını tek geçerli otorite haline
getiren ve insana doğayı sınırsız dönüştürme hakkının verilmesini sağlayan
Aydınlanma düşüncesidir. Hakim olan bu zihniyet; insan bütün değerlerin
kaynağıdır, insan üretmek ve tüketmek için vardır, bu üretim ve tüketim
sonsuz miktarda artırılabilir, şeklindedir. Amaç insanın mutluluğu ve refahını
artırmak olduğuna göre, refah için kalkınma, kalkınma için de daha. çok
üretim ve tüketim gerekmektedir. Kaynakların sınırsız olduğu varsayılmakta,
17
tükenen kaynakların yerine bilim v~ teknoloji ile yenilerin bulunabileceğine
inanılmaktadır. Doğanın insanın isteğine göre uyarlanması ve doğa ile
savaşın kazanılması uygarlığın ve gelişmişliğin işaretidir. Gelişmişliğin en
önemli göstergesi de bilim ve teknoloji olarak kabul görmektedir. Sayılan bu
zihniyet özellikleri, modern paradigmanın insan merkezci olduğunun,
aydınlanma döneminden itibaren hakim olan insanın doğayı istediği gibi
sınırsızca dönüştürebileceğinin göstergesidir. insanı her şeyin merkezine
oturtan bu özelliklere sahip zihniyetin doğal dengenin bozulmasına neden
olması da kaçınılmazdır (Demir, 2007).
Çevre
sorunlarının
ekonomik
gelişme
ile
doğrudan
ilişkisi
bulunmaktadır. Ekonomik gelişme, Endüstri Devrimi ile birlikte hız kazanmış,
üretimde önemli artışlar yaşanmıştır. Bu üretim artışları doğal olarak kaynak
kullanımını ve atıkları artırmıştır. Kaynakların tükenme tehlikesi yanında,
atıkların bertaraf edilmesi ek maliyetler getirdiği için endüstriyel üretimden
kaynaklanan çevre sorunları daha fazla dikkat çekmektedir (Fisunoğlu,
1990). Ortaya çıkan bu sorunların çözülmesi için ulusal ve uluslararası
platformlarda 1970'1erden sonra çabalar başlamıştır. Ancak bu çabalar,
endüstriyel üretimin ve tüketimin bütün hıztyla devam ettiği ve ekonomik
büyümeye çok büyük önem atfedilen anlayışın hakim olduğu ortamda
sürdürüldüğü
için
çözümlerin
ortaya
konularak
uygulanması zaman
almaktadır. Ekonomik büyümeye verilen önem 21. yüzyılda da azalmadan
sürmektedir. Bu konuyla ilgili olarak, dünyada her yıl ortalama % 4 dolayında
gerçekleşen büyüme oranının, azalan kaynaklara göre kendisini düzenlemek
zorunda kalacağı ileri sürülmektedir (Brown, 1979). Bununla birlikte, gelişmiş
ülkelerde olan çevre sorunları bir anlamda varlıktan kaynaklanan sorunlar
olarak nitelendirilirken, azgelişmiş ülkelerde bu sorun yoksulluk ve yoksunluk
sorunu olarak görülmektedir.
Sonuç olarak, çevre sorunları ile ilgili bugün insanlığın elinde olan
bilgilere göre; insanlığın yarattığı kirliliğin doğanın bunları yok edebilme
kapasitesinin üzerinde olmamasının, yenilenebilir kaynakların kullanım
18 ·
oranının doğanın kendini yenileyebilme kapasitesini aşmamasının ve
yenilenemeyen kaynakların kullanımının ise alternatiflerinin bulunabildiği
oranda yapılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Kısacası, tarım dahil tüm
endüstriyel üretimde dünya genelinde yoksulluğun ortadan kaldırılması için
bilim ve teknolojinin geliştirilmesinin gerekliliği kabul edilmekle birlikte,
dünyanın geleceği açısından çevresel değerler gözetilerek ekonomik büyüme
tutkusunun olabildiğince önüne geçilmesinin gerekliliği de ileri sürülmektedir
(Foster, 2002).
2.4. Çevre Sorun'larına Yol Açan Faktörler
Sanayi devrimiyle başlayan ekonomik büyüme ve buna bağlı olarak da
sürekli artan tüketim süreci, teknolojik gelişmelerin de katkısıyla çevre
sorunlarını akıl almaz boyutlara vardırmıştır (Kaplan, 1997).
Çevre sorunlarına neden olan hızlı nüfus artışı, düzensiz kentleşme,
sanayileşme ve turizm gibi etkenler, doğal kaynakların sağlıklı bir biçimde
korunamamasına da neden olmaktadırlar.
2.4.1. Nüfus Artışı ve Göçler
Nüfus artışı, kaynaklar
üzerinde talebi. etkileyen ve
çevrenin
bozulmasına yol açan önemli faktörlerden biridir. Çevre ve doğal kaynaklar
bağlamında hızlı nüfus artışının getirdiği hiç bir avantaj yoktur. Dünya halen
üzerinde yaşayan 6 milyar insanı, 2015 yılında ise 7 milyardan fazla insanı
barındırmak ve beslemek zorundadır. Bu nüfus artışı karşısında tüm tüketim
ihtiyaçlarının artması, alışkanlık ve beklentilerin de değişmesi ile birlikte,
doğal kaynakların yetersiz kalması, çevrenin ve ekolojik dengenin de
sarsılması kaçınılmaz bir son olacaktır (Metin, 2001).
Hızla artan bir nüfus, genç ve yaşlı kesimin yani üretici olmayan
kesimin büyümesine, üretici olmayan bu kesimin üretici durumda bulunanlara
iktisadi bakımdan yeni yükler getirmesine neden olmaktadır (Görmez, 2003).
19
Hızlı nüfus artışının, az gelişmiş . veya gelişmekte olan ülkelerin
bağımlılık oranlarını artırdığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda ortaya çıkan diğer
bir olumsuz durum da istihdam açısından yaşanan olumsuzluklardır. Nüfus
artış hızının yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerde emek arzının hızla
arttığı ve bu durumun, aynı ölçüde istihdam alanları yaratmanın imkansızlığı
nedeni ile açık ve gizli işsizlik gibi iktisadi ve toplumsal açıdan son derece
önemli durumlara neden oldugu bilinmektedir. öte yandan hızlı nüfus artışı
iktisadi refah düzeyini de olumsuz yönde etkilemektedir. İktisadi kaynakların
sınırlılığı ve buna bağlı olarak üretimin, nüfus artışı ölçeğinde artırılamaması
her geçen gün milli gelirden daha fazla sayıda insanın pay almasına neden
olmakta; bir başka deyişle fert başına düşen milli gelir azalmaktadır (OECD,
1998).
Hızlı nüfus artışının bir başka sonucu da demografik yatırımların
toplam yatırım içerisindeki payını yükseltme yönündeki etkisidir. Hızla artan
nüfus bir taraftan ekonomiye hiçbir katkısı olmayan, yani üretken olmayan
yaş grubunun genişlemesine neden olurken; aynı zamanda toplumun bu
kesiminin gereksinimlerini karşılamaya yönelik alanlara (örnegin okul,
hastane oyun bahçeleri vb.) daha fazla yatınrnm yapılmasını gerekli
kırmaktadır. Bunun bir sonucu olarak da esasen kaynakları kıt olan ve nüfusu
hızla artan bazı ülkeler yatırımlarını, iktisadi gelişmeler için gerekli olan asıl
üretken alanlara kaydıramamaktadırlar (Altuğ, 1990).
Kentlere yönelik büyük göçler her yıl artarak devam etmektedir. Bu
durum alt yapısı olmayan kaçak yapıların ve gecekonduların hızla arttığı,
sosyal ihtiyaç tesisleri ve yeşil alanlardan yoksun, dolayısıyla sosyal sorunları
da hızla artan, çözümü zor ve yeni problemli alanların ortaya çıkmasına
neden olmaktadır (Daştan, 2007).
2.4.2. Kentleşme
Çevre sorunlarına neden olan etmenlerden birisi olarak hızlı kentleşme
yalnız günümüzde değil, çevre sorunlarının ciddi boyutlar kazanmaya
20
.başladığı zamanlardan beri üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Bir
başka ifadeyle sanayileşme ve onun motive ettigi hızlı kentleşme, daima bir
arada değerlendirilen iki sorun olarak görülmüştür. Çevre kirilliği konusu
1920'1erde,refah iktisadının ilk kuramcılarına bir inceleme konusu teşkil etmiş
ve bu yaklaşımlarda sanayileşme ile hızlı kentleşme çevre kirliligine neden
olan temel etmen olarak görülmüştür (Altuğ, 1990).
Kentsel mekanlardaki yığılmaların ve düzensiz kentleşmenin hava, su,
toprak gibi doğal kaynakların kirlenmesinin yanında yol açtığı, tarihi kentsel
dokunun yok edilmesi, ormanların tahribi ile çölleşme, toprak erozyonu ve
benzeri sorunlarla, insanların sağlıklı doğal yaşam ortamları da olumsuz
yönde etkilenmektedir (Önen, 2002).
2.4.3. Sanayileşme
Artan nüfusa koşut olarak giderek artan tüketim talebini karşılamaya
yönelik üretim çabaları ile sanayileşme, çevrenin daha geniş alanlarda çok
miktardaki doğal kaynağının seferber edilmesini, daha uzunca bir süre içinde
daha çok sayıda işleme tabi tutulmasını ve daha genişçe bir alana
dağıtılmasını gerekli kılmakta bu da hızla tüketilen doğal kaynaklarla birlikte
bazı çevre problemlerini beraberinde getirmektedir (Türköz, 1997).
Teknolojik
gelişmeye dayalı olarak hızla gelişen sanayileşme
insanoğluna önemli olanaklar sunmakla birlikte, çevrenin kirletilmesi, doğal
kaynakların bazı durumlarda geriye dönülemez bir biçimde kirletilmesi ve
tüketilmesi gibi istenmeyen sonuçlar da yaratmaktadır. Ancak bu saptama
sanayileşmenin insanlık açısından istenmeyen bir gelişme olduğu anlamına
gelmemektedir. Kaynakların uzun vadeli ve çok boyutlu değerlendirmeden
uzak bir çabayla yokedilmesi, tüketim toplumları yaratan ekonomik
sistemlerin geliştirilmesi, nükleer silah üretimi, benimsenen teknolojinin canlı
türlerini tüketen özelliklere sahip yan ürünlerinin olası tehlikelerine ilişkin
duyarsızlık, tarım topraklarının hızla azalması, kentlere yığılma ve nüfus
problemleri gibi etmenler, çevre sorunlarının giderek büyümesine neden
'
21
olmuştur.
Sanayileşmenin
yarattığı
sorunlar,
insan
topluluklarının
sanayileşmeye karşı olumsuz tutum geliştirmelerine neden olmuştur. Örneğin
1986 yılında Sovyetler Birliğinde çernobil santralinde oluşan kaza ve etkileri,
insan topluluklarının doğayı kirletme ve insan sağlığı açısından radyoaktif
tehlikeler yaratma olasılığı gibi gerekçelerle nükleer santrallere karşı tavır
almaları savını güçlendiren bir etken olmuştur (Türküm, 2006). Zira sanayinin
çevreye yaydığı kirletici atıklar, yalnızca insanlara, hayvanlara, bitki ve
eşyalara zarar vermekle kalmamakta, aynı zamanda, ekolojik dengeyi de
bozmak suretiyle çevrede biri birine bağlı bir dizi sorunun da ortaya
çıkmasına neden olmaktadır (Altuğ, 1990).
2.4.4. Turizm
Dünyada çok hızlı bir biçimde artan ve gelecekte de devam edeceği
bilinen turizm faaliyetlerinin kültürel, doğal ve fiziksel çevre üzerine olumsuz
etkileri vardır. Uluslararası alanda turizmde doğal alanlara yönelik talebin
artması, değişik turistik yöreleri gerekli altyapı ve donanımları oluşturmadan
turizme açmak betonlaşmaya yol açmakta, doğal kaynaklar ve fiziksel çevre
tahrip olmaktadır. Hızlı nüfus artışı, büyüyen endüstrileşme, yenilenmesi
mümkün olmayan doğal kaynakların tükenmesi, çevrenin . kirlenmesi ve
bozuluşu dünyamızın ortak geleceğini, her geçen gün daha büyük boyutlarda
tehdit etmektedir (Akpınar, 2001).
2.4.5. Kaynakların Kıtlığı ve Sonsuz Tüketim Arzusu
Ekonominin gerekleri ile çevre koruma çabalarının birbirinin karşısında
olduğu, daha açık bir anlatımla ekonomik bir gelişme sağlanmak isteniyorsa
çevreye verilecek kaçınılmaz zararlara katlanılması; tam tersine çevreyi
korumak, zararlar önlenmek isteniyorsa ekonomik büyümeden vazgeçilmesi
gerektiği savunulmaktadır. Oysa çevre değerleri korunarak ve dikkatli
kullanılarak yaşam ölçümlerinin yanı sıra yaşam niteliği de yükseltilebilir.
Kaldı ki ekonomik gelişme, çevrenin olanakları ile sınırlıdır. öte yandan çevre
koruma ve iyileştirme politikalarının başarılı olabilmesi için de ekonomik ve
teknolojik gelişmeye gereksinim vardır (Kaplan, 1997).
22
Sorun tek başına bir tüketim olgusu değildir_. Esas sorun dünya
kaynaklarının
karşılanabileceğinden,
yenilenebileceğinden
daha
fazla
tüketiliyor olmasıdır. Sınırlı bir dünyada endüstriyel üretimde sınırsız bir
gelişme hedefi, dünya çapındaki çevre krizini günden güne derinleştirmekte,
doğal kaynak stoğunun her geçen gün daha da azalmasına yol açmakta,
atıklar ve kirlilik sorunlarını çözümsüz hale getirmekte, insan ve hayvan
türlerinin yok olmasına neden olmakta, insanları ruhsal ve entelektüel bir
bozulmanın eşiğine getirmekte ve gelecek kuşakları tehdit etmektedir
(Çoban, 2002).
2.4.6. İnsanların Sınırsız İlerleme ve Büyüme İstekleri
Bütün ekonomik etkinlikler, toplumsal ve kültürel gelişmelere doğal
sistemlere dayandığına göre, dünyanın fiziksel kaynaklarının sonlu olduğu
gerçeğini göz ardı eden sınırsız ilerleme ve büyüme, toplumların bağımlı
olduğu doğal süreçleri tahrip ederek insanlığın geleceğini tehdit etmektedir
(Çoban, 2002).
Bütün bunlara rağmen, günümüzde ülkelerin ilerleme ve gelişme
ideallerinden vazgeçmeleri beklenemez. Ancak ülkeler bu yolda. ilerlerken,
gelecek nesillere yaşanabilir, temiz bir çevre bırakmak için doğal. kaynakları
dengeli kullanma stratejisini benimsemelidirler.
2.4.7. Gelişmekte Olan Ülkelerin Problemleri
Dünyanın geleceğini tehdit eden çevre sorunlarının oluşumuna neden
olan bir başka neden de gelişmekte olan ülkelerin içinde bulundukları
problemlerdir. Bu ülkelerin gelişme ve kalkınma yönünde gösterdikleri aceleci
çabalar değişik sorunları da beraberinde getirmektedir. Ekonomik kriz,
işsizlik, açlık, hastalık ve toplu ölümler gibi birçok sorunun yaşandığı bu
ülkelerde gelişme ve ilerleme konusunda gösterilen çalışmalar çevre
sorunlarına neden olmaktadır. Bu ülkelerin çevre sorunlarının temelinde,
yoksulluk ve kalkınmanın çözümlenememiş olması yatar. Bu ülkeler hem
çevre sorunlarını önleyecek hem de bu sorumluluk içerisinde sürdürülebilir bir
')'l
"'-'
kalkınma sağlamak zorundadırlar. Bu ikilemi aşmak böyle ülkeler için oldukça
zordur.
Bunun yanında, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere çeşitli
yollardan kirlilik ihraç etmektedir. Gelişmiş ülkelerde kullanımı yasaklanmış
bazı kimyasal maddeler ve tarımsal ilaçların üçüncü dünya ülkelerine ihracı
ile yine bu ülkelerin kirlenmesine neden olmaktdırlar. Söz konusu ülkelerin az
gelişmişlikten kaynaklanan sorunları çözülmeden çevre sorunlarını kısa
sürede ortadan kaldırmak hemen hemen mümkün gözükmemektedir (Uslu,
1995).
2.4.8. Kirlenmeye Karşı Doğanın Tepkisinin Önceden Bilinememesi
Doğanın korunması adına faydalı bir şeyler yapmak amacıyla yapılan
bazı etkinliklere, doğa beklenmedik reaksiyonlar gösterebilmektedir. Bu
nedenle çevreyi yeterince tanımak ve müdahalelere nasıl reaksiyon
göstereceğini önceden tahmin edebilmek amacıyla çeşitli yöntemlere
başvurulmaktadır. Ekolojistler; popülasyonları, ekosistemleri, habitatları
incelemek ve doğru bilgiler verebilmek için yaygın olarak istatistiksel
teknikler, matematiksel modelleme yöntemleri kullanmışlardır. Ne yazık ki bu
matematiksel modelleştirmenin tüm ekolojik problemleri önlemek ve var
olanları gidermek için bir reçete olmadığı anlaşılmaktadır (Uslu, 1995).
Çevreyi korumak amacıyla yapılan bazı çalışmaların bile, çevre
üzerinde olumsuz etkileri görülebilmektedir. ABD ve Avrupa'da hava kirliliğine
yol açtığı için büyük fabrikaların bacalarına filtre mahiyetinde partikül tutucu
aygıtlar takılmıştır. Sonuçta hava kirliliğinin büyük ölçüde önüne geçilmesine
rağmen, bacalardan çıkan duman konsantrasyonunda partikül maddeler
bulunmadığı için çeşitli nitrojen oksitleri ile sülfıdioksit, atmosferdeki su ile
birleşip, asit yağmurları şeklinde yağmaya, dolayısıyla toprağa ve suya zarar
vermeye başlamıştır (Mesoroviç and Peste!, 1978).
24
2.4.9. Çevre Sorunlarının Kaynağı Konusunda Uzlaşma Sağlanamaması
Çevre sorunlarının kaynağı konusunda pek çok görüş ortaya atılmıştır.
Bu görüşlerden çoğu temel nedeni, nüfus artışına ve buna bağlı sorunlara
bağlamaktadır. Bunun yanında temel nedeni sanayileşmeye bağlayanlar da
vardır. insan ve çevresi arasındaki ve diğer canlılarla doğal çevre arasındaki
ilişkiler, insanlığın ilk yıllarından sanayi devrimine kadar değişime uğrasa da
kısmi bir uyum içinde devam etmiştir. Ancak sanayi devrimi, insanın doğaya
müdahale ederek doğal dengeyi
bozma olanaklarını ve
koşullarını
hazırlamıştır (Görmez, 1989).
Çevre sorunlarının kaynağı konusunda bir başka görüş de, çevre
kirliliğinin doğrudan doğruya nüfus artışıyla ya da ona bağlı tarımsal
faaliyetlerle ilgili olduğu, birçok kirleticinin nüfustan daha hızlı bir şekilde
arttığı, kirliliğin daha çok sanayinin gelişmesine ve teknolojik ilerlemelere
bağlı olduğu yönündedir (Daştan, 2007).
Bunun yanı .stra çevre sorunlarını olgusal sebeplere bağlayan
görüşlerin yanında çevre sorunlarının bazı felsefik-teorik sebeplere bağlı
olarak çıktığını ileri sürenler de vardır (Uslu, 1995).
2.4.1 O. Eğitimsizlik ve Duyarsızlık
Çevre sorunlarının ortaya çıkmasında en önemli faktörlerden biri de
bireylerin eğitimsizliği ve duyarsızlığıdır.
Canlılarla cansız ortamın bir arada bulunduğu bir ekosistemde aktif rol
oynayan unsur genellikle insandır. Çevrenin kirletilmemesi, korunması ve
iyileştirilmesi konusunda tüm görevler yine insana düşmektedir (Kuleli ve
Sonat, 1995).
Çevreye ilişkin tüm sorunlar aslında sosyo-ekonomik koşullar ve insan
davranışından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle çevre sorunlarına uygun
çözümler ancak bilgi ve değer sistemlerine yönelik çabalar sonucu
25
bulunabilir. Oysa ki. günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve iletişim orqanlanrun
hızla yayılması dünyada güç ve değer kavramlarını hızla değiştirmektedir.
Dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen çevre sorunlarının tüm
dünyayı da aynı derecede etkilediği dikkate alındığında, kamuoyunun
bilgilendirilmesinde yazılı, görsel medya kuruluşlarının rolünün ne kadar
önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
2.5. Çevre sorunları
Çevre kirliliği birden bire ortaya çıkmamış, zaman içinde birikerek
varlığını duyurmuştur. Çevre kirlenmesi ya da bozulması, çevreyi oluşturan
ögelerin bu süreç içinde giderek niteliğinin değişmesi, değerinin yitmesidir
(Keleş ve Hamamcı, 1997). Çevre kirliliği, insanların tüm aktivitelerine
olumsuz yönde etki eden çevre değişikliği veya kaynaklarımızın yanlış yerde,
hatalı kullanımı, bir başka anlatımla, modern insanların ekosistemi, ekolojik
yönden kabul edilemeyecek şekilde zorlaması olarak da tanımlanmaktadır
(Hun, 1997).
Çevre sorunları, çevre kirliliği kavramına göre daha geniş bir
kavramdır. Bu nedenle çevre sorunları, kirliliğin dışında başka bozulmaları da
ele almaktadır. Canlıların (insanların) davranış ve yaşam şekillerinde.
olumsuzluklar meydana getiren faktörlerin tümüdür (Erten, 2006).
Çevre sorunu; doğa ve doğa kaynaklarının aşırı ve yanlış kullanımı ile
doğanın temel fiziksel ögeleri olan hava, su ve toprak kirlenmesinin doğal
çevre üzerinde meydana getirdiği bozulmadır (Güler ve Çobanoğlu, 1997;
ôzata, 2005). Bir ilişkiler bütünü olan çevrenin soruna dönüşmesi, insandan
kaynaklanan etkilerin doğanın dengesini zorlaması sonucu olmaktadır. Doğal
dengeler karşılaştıkları yeni yükleri kaldıramaz hale geldiklerinde "kirlenme"
diye adlandırılan dengesizlikler ortaya çıkmaktadır. Böylece insanoğlunun
bitmeyen
beklentileri
ile
yenilenmeyen
kaynaklar
hızla
tükenirken,
yenilenebilir kaynaklarda da tahrip ve bozulmalar görülmekte veya gürültü,
26
estetik
bozulması gibi
kişi
huzurunu
bozan gelişmeler
insan-çevre
ilişkilerindeki olumsuzlukları artırmaktadır (Devlet Planlama Örgütü, 2006).
Hepimizin de bildigi gibi son yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde sel
baskınları, aşırı kuraklık, şiddetli rüzgarlar ve öldürücü yaz sıcakları gibi
doğal afetler görülmekte ve sayılarla ifade edilemeyecek kadar mal ve can
kaybı oluşmaktadır. Bunlar insanlığın karşılaştığı sürpriz gelişmeler degildir.
Bunlar, yıllardan beri bilim adamlarınca dile getirilen fakat daha çok refah ve
kazanma hırsıyla kulak ardı edilen acı gerçekle insanlığın yüzleşmesidir.
Eğer çevrenin korunması konusundaki duyarsızlık böyle devam edecek
olursa büyük bir olasılıkla insanlık daha birçok felaketle karşılaşacaktır. Tüm
bunların
temelinde
saniyeleşme
ile
birlikte
insanoğlunun
doğayı
yağmalaması, doğayı kendi çıkarları dogrultusunda acımasızca kullanması
yatmaktadır. Bunun sonucunda da hem bizim yaşamımızı hem de gelecek
nesillerin ve diğer canlıların yaşamlarını tehdit eden birçok çevre sorunu bize
meydan okurcasına karşımızda durmaktadır (Erten, 2000).
insan, var oluşundan günümüze doğada üstünlük kurmaya yönelik
arayışlar içine girmiş, bilim ve teknik imkanların yaygın bir şekilde kullanımı
ile birlikte doğa sınırsızca kullanılmıştır. Bunun sonucu olarak içinde yaşadığı
çevre ile arasında var olması gereken uyumu bozmuştur. Uzun yıllar doğa
üzerinde yapmış olduğu tahribi umursamayan insanoğlu, XIX. yüzyılda çevre
ile olan ilişkilerinde birçok sorunla karşı karşıya kaldıktan sonra geleceğini
güvence altına alabilmek için doğa ile uyum içinde yaşamaya mecbur
olduğunu anlamıştır. Çevrenin canlı yaşamını etkileyecek şekilde bozulması
bir anda ortaya çıkmamış, zaman içinde birikerek ortaya çıkmıştır. Çünkü
doğanın kendini yenileme yeteneği uzun bir süre olumsuz şartları düzeltmiş,
ancak kirlilik düzeyinin yenilenme yeteneğinin üzerine çıkması ile çevre
bozulmaya başlamıştır. Hava, su ve toprağın kirlenmesi ile birlikte kirlilik
unsurları besin zinciri ile çeşitli düzeylerde bitki ve hayvan topluluklarına
taşınmış ve onların yaşamlarını tehdit eder bir hal almıştır. Hızlı nüfus artışı,
kırsal
alandan
kentlere
göçün
artışı
ve
sanayileşme,
kirlenmenin
27
yaygınlaşması
ve
artmasına
neden
olmuştur.
Diğer taraftan
doğal
kaynakların sınırlı oluşu ve bunların bir kısmının kirlilik ile önemli ölçüde
bozulmuş
olması
beraberinde
artan
nüfusun
sağlıklı
beslenememesi sorununu gündeme getirmiştir. Bu
ve
yeterli
arada toplumların
bilinçlenmesi ve gelecek ile ilgili kaygılar çevre sorunlarını ciddi bir şekilde ele
alınmasını sağlamıştır.
Çevre sorunlarından bazılarını şu şekilde açıklayabiliriz:
2.5.1. Su Kirliliği:
Suya karışan maddelerin, suların fiziksel (renk, sıcaklık artışı vb.),
kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirmesine su kirliliği denir. istenmeyen
zararlı maddelerin (deterjanlar, pestisitler, endüstriyel atıklar, boya vb.) su
kalitesini ölçülebilir oranda ve canlılara zarar verecek miktarda suya
karışması sonucu su kirliliği ortaya çıkar. Su kaynağına karışan atık
maddelerdeki organik materyal, doğal şartlarda mikroorganizmaların yardımı
ile transformasyon ve mineralizasyona uğrar. Ve su bu olay sonucu biyolojik
olarak kendini temizlemiş olur. Ancak bunun olabilmesi için su ortamında
başta yeterli 02 olmak üzere, tüm ekolojik koşulların organizmalar için uygun
olması gerekir. Suda bulunan organik maddenin biyokimyasal olarak
ayrışmasında tüketilen 02 miktarına biyolojik oksijen ihtiyacı denir.
Sulardaki organik maddenin tamamının oksidasyonu için gerekli olan 02
miktarına ise; kimyasal oksijen ihtiyacı denir. Suda erimiş 02 azalması
halinde
bazı
(anaerobik)
mikroorganizmaların
faaliyetleri
biyokimyasal reaksiyonlar sonucu,
durur
veya
amonyak,
oksijensiz
metan
ve
hidrojensülfür gibi yarı stabil, zararlı ürünler açığa çıkar. Bunun sonucu olarak
da su biyolojik olarak kendini temizleyemez. Endüstri tesislerinden çıkan
sıcak suların, boyaların ve bulanıklığın akarsulara karışması sonucu, suyun
fiziksel özellikleri değişikliğe uğrar. Sudaki kimyasal değişim nedenlerinin
başında ise insanlar tarafından sulara karıştırılan ve kolay ayrışan organik
materyal gelir. Bunlar arasında fabrikalardan çıkan tuzlar, ağır metaller,
pestisidler ve deterjan gibi bileşikler sayılabilir.
28
2.5.2. Toprak Kirliliği:
Toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri direk veya dolaylı olarak
istenmeyen biçimde değişmesi sonucu toprak kirliliği ortaya çıkar. Toprak
kirliliği erozyon, çoraklaşma, drenaj. bozukluklarından kaynaklanan yaşlık,
taşlılık, gübreleme, endüstriyel kökenli bozulmalar biçiminde olabileceği gibi,
hava ve sulardaki çeşitli kirlilik unsurlarının toprağı kirletmesi şeklinde de
olabilir. Ayrıca verimli toprakların tarım dışı amaçlar (yerleşim ve endüstri
yerleri,
turistik
bölgeler
vb.)
için
kullanımı
sonucu
tarım
alanları
kaybolmaktadır. Rüzgar, su gibi doğal kuvvetlerin etkisi ile toprağın
taşınmasına erozyon denir. Bir de toprak içindeki beslenme elementlerinin
su ile toprağın derinliğine doğru taşınımı vardır ki buna da kimyasal erozyon
adı verilir. Erozyon ile toprağın üretkenlik potansiyeli ve beslenme elementleri
oranı azalır, su tutma kapasitesi düşer. Bunun sonucu olarak ürün miktarı ve
kalitesi azalır ve açlık kaçınılmaz son olarak ortaya çıkar. Ayrıca erozyonla
taşınan materyal verimli toprakların hatta köy ve kasabaların üzerini örterek
kullanılmaz hale getirir, liman, göl, baraj ve sulama sistemlerinin hızlı bir
şekilde dolmasına neden olur. Toprağın verimini artırmak amacı ile yapılan
aşırı ve bilinçsiz gübreleme, toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin
bozulmasına ve kirliliğe neden olur. Ayrıca gereğinden fazla kullanılan gübre
bitkiler üzerinde toksik etkisi yapar.
#
Bazı endüstriyel faaliyetler toprağın direk veya dolaylı (hava ve su
ortamlarını kirleterek) olarak kirlenmesine neden olmaktadır. Kirletilmiş su ve
hava, toprağın fiziko- kimyasal ve biyolojik özelliklerini bozarak kalite ve
verim düşüklüğüne sebep olur. Ayrıca çeşitli endüstriyel faaliyetler sonucu
ortaya çıkan bazı toksik maddeler tarım ürünlerinde birikerek besin zinciri ile
diğer canlılara taşınır. Atmosferde bulunan çeşitli kirlilik unsurları, yağışlar
(yağmur, kar vb.), absorbe olma veya doğrudan çökelme ile toprağın
kirlenmesine neden olur. S02 yağış sularında veya toprak çözeltisinde
çözünerek sülfüroz aside dönüşür ve toprakların asitleşmesine neden olur.
Toprağın asitleşmesi ile toprakta bulunan bitki beslenme elementlerinin
·29
yıkanması
kolaylaşır. Ayrıca asit yağmurları
tarım ve orman alanlarında
önemli tahribat yapar.
2.5.3. Hava Kirliliği:
Hava kirliligi, "belli bir kaynaktan atmosfere bırakılan kirleticilerin,
havanın doğal bileşimini bozarak onu canlılara ve dogaya zarar verecek bir
yapıya
dönüştürmesi"
olarak
tanımlanabilir
(Endüstri
Tesislerinden
Kaynaklanan Hava Kirliliginin Kontrolü Yönetmeligi, 2006). Hava kirleticileri,
"dogrudan veya dolaylı olarak insanlar tarafından havaya bırakılan ve insan
sağlığı üzerinde veya bütün olarak çevre üzerinde olumsuz etkileri olan her
türlü maddeler'' olarak tanımlanmaktadır (Keleş ve Ertan, 2002). Havadaki
kirleticiler belli bir miktarı aştıkları zaman zararlı duruma gelmektedirler.
Hava kirliligi, insanların çeşitli aktivitelerinden doğan ve sağlıklarının
yanı sıra kaynakların da kirlenmesine sebebiyet veren kirleticilerin atmosfere
karışması ve atmosferde canlıların sağlığına zarar verecek miktar ve sürede
kirleticilerin birinin ya da daha fazlasının bir arada bulunması şeklinde
tanımlanabilmektedir. Bunun yanında WHO hava kirliliğini, atmosferde toz,
duman, gaz, koku, su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve
diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi şeklinde
tanımlamaktadır (Air Quality Guidelines Global Update, 2005).
Atmosfer,
dünyayı
canlıların
yaşamasına
elverişli
duruma
getirmektedir. Canlıların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan solunum,
sindirim ve fotosentez gibi süreçlerin temel girdisi havadır (Keleş ve Ertan,
2002). Hava, atmosferi oluşturan gazların bir karışımıdır. Hacim olarak
havanın % 78,09'u azot, % 20,95'i de oksijendir. Geriye kalan % 0, 1 'lik kısım
ise argon, C02 ve diger gazlardan oluşmaktadır. Ayrıca, havada, atmosfer
koşullarına göre değişen oranlarda su buharı da bulunmaktadır (Keleş ve
Hamamcı, 2005). Yaşamın gereği aktiviteler için bir ortam olarak hizmet
veren yerküre ve üzerindeki atmosfer, iki milyar yıldan bu yana değişikliğe
uğramış ve halen de
uğramaktadır. Bu
bağlamda yerkürenin gaz
'
30 ·
kompozisyonunda, insanoğlunun çevresi ile ilişkileri ve yaşayan canlı
organizma ile atmosferin girişimleri sonucunda değişiklikler meydana
geldiğini söylemek mümkündür. Jeolojik çağlarda yanardağ patlamaları ile
başlayan doğal kirlenme daha sonraları insan aktiviteleri ile büyük boyutlara
ulaşmıştır. insanoğlunun doğrudan ürettiği kirliliğin ateşin bulunmasıyla
başladığını söylemek doğru olacaktır. Ateşin bulunuşu, ısıtma ve ısınmanın
başlangıcını oluşturmuştur. Bu konuda, literatürde belirgin hava kirliliğinin
Milattan 500 yıl önceleri Pers mezarlarının bulundugu türbelerde petrol
.
.
yakılması suretiyle meydana geldiği belirtilmektedir (incecik, 1994).
Hava kirliligi insan sağlığı açısından türlü olumsuz etkiler yapmaktadır.
Kentsel alanlardaki hava en yoğun kirlenmiş yerler olsa da, içten yanmalı
motorların karada, denizde ve havada kullanılması ile ve hava akımlarının
yardımı ile kirlilik bütün bölgelerde yayılmaktadır: İçinde C02,
karbon
partikülü, CO, kükürtdioksit, ozon, doymamış hidrokarbon, aldehit ve kansere
yol açan madde taşıyan hava solunum yollarını etkileyerek insan sağlığı için
ciddi tehlike yaratmaktadır (Keleş ve Ertan, 2002). Bu kirletenlerin etkilerini
birbirlerinden ayırmak çok zor olmaktadır. Çünkü değişen bireysel duyarlılık,
kirletenlerin düzeylerinin zamana bağlı olarak değişmesi, birbirlerine olan
sinerjist etkileri ve birçok alanın birbiri üzerine eklenen etkileri söz konusudur
(Lipsomp, 1994).
2.5.4. Gürültü Kirliliği:
istenmeyen ve canlıları rahatsız eden sesler gürültü kirliliği olarak
tanımlanır. Gürültü kirliliği insanın işitmesini ve çevreyi algılamasını olumsuz
yönde etkileyen, kişisel ve toplumsal yaşam kalitesini bozan önemli bir kirlilik
türü olup, yapı içi ve yapı dışı çevre gürültüleri olarak iki ana başlık altında
incelenebilir. Ayrı veya bitişik yapıların içinde bulunan her türlü mekanik ve
elektronik sistemler ve yaşam aktivitelerinden meydana gelen gürültüler yapı
içi gürültülerini oluşturur. Yapı dışı gürültüler ise yapıların dışında olmakla
birlikte hem yapı içini hemde yapıların dışını etkileyen gürültülerdir. Bunlara
ulaşım (karayolu, havaalanı, vb.), endüstri (soğutma sistemleri, endüstri
31
makinaları, fabrikalar, vb.), yapım (inşaat şantiyeleri, vb.), ticari (eğlence
yerleri, açık sinemalar, vb.) ve rekreasyonel (stadyumlar, atış alanları, vb.)
faaliyetler. örnek verilebilir. Gürültü, insanlar üzerinde fiziksel (işitme
bozukluğu), fizyolojik (solunum ve kalp atışlarının.hızlanması, kan basıncının
artışı gibi vücut aktivitelerinde değişmeler), psikolojik (öfkelenme, sıkılma gibi
davranış bozuklukları) problemlere, performans sorunlarına (konsantrasyon
bozukluluğu, iş veriminde düşme vb.) ve hatta ciddi beyin tahribatına neden
olmaktadır (Yücel, 2006).
2.5.5. Atıklar:
Nüfus artışı, teknolojik
gelişme,
endüstrileşme,
kentleşme ve
farklılaşan tüketim ile ortaya çıkan atıklar çevre ve insan sağlığına olumsuz
etkileriyle günümüzde önemli çevre sorunlarından birini oluşturmaktadır.
Gönenç artışı olarak nitelendirilen tüketim artışı sonucunda gerekli ham
madde
ve
enerji
kaynakları
sömürülmüş,
kalkınmanın bedeli olarak görülmüştür.
çevreye
verilen
zararlar
Bununla birlikte toplumun hayat
seviyesinin günden güne yükselmesi ile atıkların miktarı artarak içeriği
değişmektedir. Oluşan bu atıkların çevreye en az zarar verecek şekilde yok
edilmesi özellikle büyük kentlerde önemli bir sorun haline gelmektedir. Atıklar
sadece tüketim değil üretim faaliyetleri sonucunda da ortaya çıkmaktadırlar.
Atıklar, üretim ve tüketim sürecinin bir olgusudur (Devlet Planlama Teşkilatı,
2001-2005). Bu bağlamda atıklar ürün ve hizmet üretimleri ve tüketimleri
sırasında ve/veya sonrasında ortaya çıkan, fiziksel, kimyasal ve biyolojik
özelliklerinden dolayı karıştıkları alıcı ortamların doğal bileşim ve özelliklerinin
değişmesine yol açabilen ve birincil amaçlarla kullanılamayacağı düşünülen
sıvı, _gaz, katı maddeler ya da enerji olarak tanımlanmaktadır (Türkiye Çevre
Vakfı, 2001 ).
2.5.6. Hayvan ve Bitki Türlerinin Ortadan Kalkması:
Asit yağmurları, yağmur ormanlarının talan edilmesi, monokültür
ziraatçılık ve ormancılık, doğrudan bitki ve hayvanları ortadan kaldırma,
pestisitler, birçok bitki ve hayvan türünün ortadan kalkmasına, ormanların yok
,, "I
J~
olmasına iklimlerin değişmesine bağlı olarak doğal afetlerin sürekli artmasına
neden olmaktadır (Erten, 2000).
2.6. KKTC' deki Başlıca Çevre Sorunları
2.6.1. KKTC'nin Su Sorunu:
Ülkemizde, tarihin her döneminde var olan su sorunu son yıllarda
yaşanan kuraklıkla ve değişen yaşam şartlarıyla yeni boyutlar kazanmıştır.
Modern çağın pek çok olanağından yararlanma şansına sahip toplumumuzun
artan su kullanımı, sanayi ve turizm alanlarında yapılan atılımlar su ihtiyacını
büyük ölçüde artırmıştır.
KKTC sınırları içerisinde, yerüstü kaynağı olarak sürekli akan herhangi
bir akarsu mevcut değildir. Yıllık yağış miktarlarına ve · şiddetine göre
genellikle kış aylarında kısa süreli akış gösteren dereler bulunmaktadır. 38
adet dere mevcut olup, 1 O tanesinin beslenme alanları Güney Kıbrıs Rum
Kesimi'ndedir. İçme suyunun tamamına yakını, sulama suyunun da büyük
büyük bir kısmı yer altı su kaynaklarından yani akiferlerden temin
edilmektedir. KKTC'de irili ufaklı 13 adet akifer bulunmaktadır. Bunların en
önemlileri Güzelyurt, Girne dağları ve Yeşilköy akiferidir. Bu akiferlerin
beslenmesinden fazla çekim yapma durumunda bulunmamız nedeni ile her
geçen
gün
su
tablasında
düşüşler
ve
su
kalitesinde
bozulmalar
görülmektedir. Ayrıca bu nedenlere bağlı olarak akiferlerde tuzlanma en
büyük problemdir.
KKTC'de yer altı suyunu besleme ve sulama amaçlı oluşturulmuş
göletlerin yer altı suyu kullanımını azaltacağı ve mevcut rezervlerin
korunmasında katkısı olacağı yadsınamaz. Fakat göz ardı edilemeyecek
diğer bir gerçek de tüm bu gölet ve sulama sistemlerinin meteorolojik şartlara
bağımlı oluşlarıdır.
iklim
şartlarında görülen
kuraklığa doğru
gidiş,
yağışlardaki sistematik azalma, daha başka çözüm arayışlarını da gündeme
getirmektedir (Öztürk, 90'1ı yıllar).
33
2.6.2. Taş Ocakları: .
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşanan en büyük çevre felaketleri
arasında taş ocakları yer almaktadır. Taş ocakları sayısının fazla olması ve
birçoğunun ilkel yöntemlerle işletilmesi doğaya verdiği zararı arttırmaktadır.
özellikle dağlardaki bazı kum çakıl ocaklarının "basamak sistemi" ile
çalışmaya geçmemesi nedeniyle doğaya verdikleri zarar ve görüntü kirliliği de
kat kat fazla olmaktadır. Taşların sökülmesi ve elenmesi aşamasında havaya
toz parçaları yayılmaktadır. Bu tozlar hem bitki örtüsüne zarar vermekte, hem
de yakın çevredeki yerleşim birimlerinde yaşayanların sağlığını olumsuz
etkilemektedir. Taş ocakları, bulunduğu bölgeye göre toprak, yeraltı ve yer
üstü su kaynaklarını etkileyebilmektedir. Ayırca taş ocaklarından meydana
gelen atıklar da gelişi güzel yerlere dökülerek sadece kendi bölgelerini değil,
komşu ve diğer bölgeleri de etkileyebilmektedir (www.ktcmo.org).
Önemli bir sanayi sektörü olan taş ocağı işletmeciliği bu ihtiyacın
karşılanması sırasında
haliyle doğal yaşam
üzerinde tahribata yol
açmaktadır. Bu tahribatın en aza indirgenmesi ve kirliliğin önlenmesi için
modern yöntemlerin uygulanması ve ağaçlandırma çalışmalarına önem
verilmesi gerekmektedir (Gündüz ve arkadaşları, 2007).
2.6.3. Çöp ve Çöplükler:
Ülkemizdeki en önemli kirlilik unsurlarının başında çöp ve çöplükler
gelmektedir. Birçok ülkede bu sorun atıkların geri dönüştürülmesi ve
ekonomiye yeniden kazandırılması ile çözümlenmektedir. Bu yüzden çöplerin
evde ayrıştırılması ve ayrı ayrı toplanması gerekir.
KKTC'de ülke genelinde irili ufaklı çok sayıda çöp döküm alanı
bulunmaktadır. Bunların en büyüğünü birçok belediye tarafından atıkların
depolandığı
alan
olan
Dikmen
Çöplüğü
oluşturur.
Atıkların
geri
dönüştürülmemesi durumunda çöplüklerde depolanan atıklar başta toprak
olmak üzere, yer altı sularına karışarak suyu ve zaman zaman çıkan
yangınlarla da havayı kirletirler (Gündüz ve arkadaşları, 2007).
'
34
2.6.4. Maden Atıkları:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Başkent Lefkoşa'nın yaklaşık 40 km
batısındaki Lefke'ye bağlı Gemikonağı Bölgesi'nde yıllardan beri büyük bir
kirlilik yaratan Kıbrıs Maden Şirketi'ne (CMC) ait maden atıkları ülkemizin en
büyük çevre sorununu oluşturmaktadır. Uzmanlar bölgedeki maden atıklarının
yarattığı sorunu sadece bölgenin değil, Akdeniz'in en büyük çevre sorunu
olarak nitelendirmektedir(Gündüz ve arkadaşları, 2007).
CMC (Cyprus Mining Corporation) 1916 yılında kurulmuş ve 1974 yılına
kadar bölgedeki madeni işlemiştir. Kurulduğu ilk yıllarda Skouriotissa'dakiBakır
yeraltı madenini işleyip Bakır cevherini çıkarmaya başlamıştır (Cohen,2002).
1974 yılında cereyan eden politik olaylar nedeni ile CMC Gemikonağı
fabrikasını tamamen kapatıp, bölgedeki yapıları, atık havuzları ve diğer tüm
kalıntıları çevre ile baş başa bırakarak adadan ayrılmıştır (Kurusakız ve Uğur,
1999). CMC'nin bölgede bıraktığı atıklar toprak üzerinde yarattığı kirlenme
dışında, yer altı sularını ve deniz yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir.
Ayrıca, rüzgarın etkisiyle uçuşan maddeler de bölgede yayılmaktadır (Gündüz
ve arkadaşları, 2007).
2.6.5. Kimyasal İlaçlar:
Ülkemizde başta tarımsal üretim olmak üzere çeşitli alanlarda mantar,
bakteri ve böceklerin zararlı etkilerinden korunmak için herbisit ve pestisit adı
verilen kimyasal ilaçlar kullanılmaktadır. Hastalık ve zararlılarla mücadelede
kullanılan bu tür ilaçlar toprakta uzun süre bozulmadan kalabilmekte ve
toprağın yanında, yediğimiz besinlerle veya içtiğimiz sulara karışmak yoluyla
sağlığımızı da önemli ölçüde etkilemektedir (Gündüz ve arkadaşları, 2007).
Çalışma alanımız olan Güzelyurt ilçesi birkaç çevre sorununun bir
arada bulunduğu bir yerdir. Yukarıda anlatıldığı gibi tarımsal faaliyetlerin en
yoğun olduğu ilçemiz olmasından dolayı kimyasal ilaçların da en çok
kullanıldığı dolayısıyla toprak ve su kirliliğinin yüksek olduğu bir bölgedir.
35
Ayrıca ülkemizin en büyük çevre sorunlarından biri olan Kıbrıs Maden
Şirketi'ne (CMC) ait maden atıkları Güzelyurt ilçemiz sınırları içerisindedir.
2.7. Çevrenin Korunması, Çevre Hakkı ve Hukuki Düzenlemeler
Son yıllarda kirlilik birçok tehlikeyi ortaya çıkarmıştır. ilerleyen yıllarda
temiz suyun, temiz havanın bulunması konusunda ciddi kaygılar mevcuttur.
Bir hükümetin aerosol spreylerin kullanımına izin vermekle ozon tabakasının
incelmesine yol açması; atmosfer tabakasının nükleer denemelere tabi
.
.
tutularak, diğer ülkelerin de tehlikeye atılması; okyanusların toksit çöplere
maruz bırakılması gibi durumlar yaşamı, sağlığı ve gelecek nesilleri ciddi
biçimde tehdit eder bir nitelik taşımaktadır. Geleneksel insan hakları araçları
ise bu saldırıları önleyecek kapasitede değildir. Ortaya çıkan bu eksikliği
çevre hukuku ve çevre hakkı tamamlamaktadır (Bedük, 1997).
Tarihsel süreç içerisinde insanoğlu, bazı hakları belirli bir mücadele ve
fedakarlıkların sonucunda elde etmiştir. Yeni bir insan hakkı olarak gündeme
gelen çevre hakkı, dünyanın çevre konusuna çekilen dikkatinin bir göstergesi
ve geleneksel insan hakları araçlarıyla önlenemeyen çevre sorunlarına
çözüm bulmaya yönelik uluslar arası belge ve anayasalara giren ve çevre
korumanın en etkili ve önemli hukuksal aracını oluşturmaktadır. Bir insan
hakkı olarak ilk kez 1972'deki Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda
yayınlanan Stockholm Bildirgesi'nde somut ifadesini bulan çevre hakkı
kavramı 1992 Rio Konferansı'nda ve daha sonraki uluslar arası belgelerde
yer almıştır.
Geleceğe yönelik olarak bakıldığında, insanlığın var olma hakkını
tehdit eden çevre sorunlarının "çevre hakkını" 21. yüzyılın en önemli insan
haklarından biri (Kabaoğlu, 1996) haline getireceğine kesin gözüyle
bakılmaktadır. Yeni bir insan hakkı olarak son yıllarda uluslar arası belge ve
anayasalara giren ve çevre korumada önemli bir etkin koruma aracını
oluşturan çevre hakkı, çevre hukukunun hem ulusal düzeyde hem de uluslar
36
arası düzeyde ortaya çıkan yetersizliklerinin ve boşluklarının doğrudan bir
sonucu olarak görülmektedir (Özdek, 1993).
Çevre hakkının bir insan hakkı sayılabilmesi için, insan değerinin
korunmasına yönelik bir özelliğe ve katkıya sahip olması gerekir. Yaşamak
nasıl insanın insan olarak sahip olduklarını koruyabilmenin temel koşulu
sayılıyorsa, çevrenin de insan açısından benzer özellikler göstermesi gerekir.
Son yıllarda artan ekolojik felaketler ve insanlığın geleceğine ilişkin
çalışmalar, çevrenin de en az diğer haklar kadar, insan yaşamı için
vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Bu açıdan çevre hakkının konusu,
dengeli bir yaşam çevresi oluşturularak insan yaşamının sürdürülmesidir.
Çevre değerlerinin insanlığın ortak değerleri olması ve herkesin sağlıklı,
dengeli bir çevrede yaşama zorunluluğu dolayısıyla çevre hakkı eşitlik
temelinde bir hak olup, tüm ayrımcılıkları da reddetmektedir (Görmez, 2003).
Çağdaş sanayi uygarlığı doğal kaynakların aşırı kullanımına dayalı
olduğundan, doğayı ekonomik amaçlara boyun eğer duruma sokmuş ve
doğanın kendini yenileme gereksinimini göz ardı etmiştir. Doğa, Sanayi
Devrimi'nin başlattığı sonsuz büyümeyle ilgili ekonomik paradigma içinde ana
kaynak olması gereken yerde birkaç varlıktan biri durumuna düşmüştür.
Doğal çevrenin önemi giderek azalmış, doğaya özen gösterilmesi ve gelecek
kuşaklara miras bırakılması gerektiği unutulmuştur (Türkiye Çevre Vakfı,
1996). Çevre sorunlarının çok kısa bir sürede yerküreyi sardığı fark edilmeye
başlanmış ve çevre sorunlarının bütünlüğü ve küreselliği çevre söylemine
girmiştir (Keleş ve Hamamcı, 1998).
Çevresel sorunların boyutlarının giderek genişlemesi ve uluslar arası
alana taşınması ile gündeme gelen çevreye yönelik duyarlılık ülkelerin çevre
sorunlarının çözümünde ortak hareket etme çabalarını ortaya çıkarmıştır.
Çevre sorunlarının giderek bütün evreni tehdit eder hale gelmesi, teknolojinin
akıl almaz boyutlara ulaşması ve beraberinde getirdiği sorunlar dünyanın
dikkatini bir kez daha çevre sorunlarına yöneltmiştir. Özellikle gelecek
'l
'7
., r
kuşaklara yaşanabilir bir çevrenin bırakılabilmesi için birtakım. önlemlerin
alınmasının gerekliliği tüm ülkeler tarafından kabul edilmeye başlamıştır.
Çevre sorunlarının.çözümünde ulusal ve uluslararası düzeyde gelişen
hukuk dalı ise çevre hukuku olmuştur. Çevre hukukunun amacı, çevre
sorunlarını belirlemek suretiyle bunlarla ilgili tedbirler almak ve tedbirlere
uyulmadığı takdirde gerekli müeyyidelerin uygulanmasına yol göstermektir.
Bu doğrultuda "çevre hakkı" konusu çevre hukuku ile bağlantılı olarak
düzenlenen bütün uluslararası hukuki metinlerde yer aldığı gibi ulusların
kendi iç hukukunda da düzenlenmektedir (lsbir, 1991 ).
Çevre ve çevre sorunlarına ilişkin ülkeler bazında ortaya çıkan
gelişmelerin ulusal, uluslararası ve yerel düzeyde farklı şekillerde ve farklı
etkinlik alanlarında da ortaya çıktığı görülmektedir. Daha doğrusu çevre
sorunlarının
nasıl
çözümleneceği
küresel
düzeyde
vatandaşlığın
kavramsallaştırılmasını önemli hale getirmiştir (Jelin, 2000). Küresel düzeyde
vatandaşlık anlayışı evrenin bütününe yönelik hak ve sorumlulukları da
beraberinde getirmiştir.
Evrenin tümüyle ilgili olarak çevre sorunları bağlamında bütün
insanlığın ortak paydada buluşmaya başlaması bazı kararların ve önlemlerin
de dünya çapında alınmasına yol açan gelişmelere yol açmıştır. Ekosistemin
giderek bozulması ile birlikte gelecek kuşaklara sağlıklı ve temiz bir çevrenin
bırakılabilmesi için
çevrenin korunmasına yönelik tedbirlerin alınması
gerekmiş ve "sürdürülebilir kalkınma" yaklaşımı gündeme gelmiştir. "Sağlıklı
ve yaşanabilir bir çevre" gelecek nesillerin de bir hakkı olarak görülmeye
başlanmıştır.
Uluslararası düzeyde, çevrenin korunmasına kapsamlı olarak yaklaşan
ilk kuruluş Birleşmiş Milletler (BM)' dir. BM, "insan Çevresi" adlı ilk toplantıyı
1972 yılında Stockhom'de yapmış ve bu konferansın başlangıç tarihi olan 5
Haziran, Dünya Çevre Günü olarak her yıl çeşitli etkinliklerle tüm ülkelerde
kutlanmaktadır. Bu konferansın sonunda yayınlanan deklarasyonda, " ...
38
giderek büyüyen çevre sorunları, hem bölgesel hem de uluslararası yayıldığı
için, milletler arasında yaygın bir işbirliği ve uluslararası kuruluşlarında ortak
amaçla hareket etmelerini gerektiriyor. Bu konferans, bütün insanların ve
gelecek nesillerin çıkarları . için, bütün hükümetleri ve insanları, ortak
gayretlerini çevrelerinin korunması ve geliştirilmesine sarf etmeye davet
etmektedir." denilmektedir.
1975 yılında Stockholm deklarasyonu esas alınarak, Birleşmiş Milletler
Çevre Programı (UNEP)'na ilave olarak Uluslararası Çevre Eğitimi Programı
-(IEEP) başlatılmıştır. 1977 yılında Tiflis'de yapılan çevre eğitimine ilişkin
hükümetler arası
konferansta, çevre eğitimi konusunda
uluslararası
işbirliğinin gereğine işaret edilerek UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim
ve Kültür Örgütü) ve UNEP'in girişimlerinin tüm uluslararası toplumu
kapsayacak şekilde genişletilmesi kabul edilmiştir.
1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu
tarafından hazırlanan "Ortak Geleceğimiz Raporu" diğer adıyla "Brundtland
Raporu" sürdürülebilir kalkınma çabalarına yeni bir nefes getirmiştir. Rapor,
işaret e~iği bir çok konunun yanı sıra, global düzeyde çevre ve ekonomik
kalkmmarun entegrasyonunu sağlamak için uluslararası işbirliğinin önemine
bir kez daha değinerek, bu
amaçla bölgesel ve global toplantılar
düzenlenmesi çağrısında bulunmuştur.
22 Aralık 1989'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Çevre ve Kalkınma
konusunda global bir konferans düzenlemesini öngören 44/228 no'lu kararı
kabul etmiştir. Bu kararla konferansın hedefi "tüm ülkelerde sürdürülebilir ve
çevre ile uyumlu ekonomik kalkınmayı geliştirmek üzere yürütülen ulusal ve
uluslararası çalışmalar kapsamında, çevre bozulmasını durdurmak ve geri
çevirmek ve bu amaçla strateji ve tedbirler hazırlamak" olarak belirlemiştir.
Bu amaçla 3-14 Haziran 1992 tarihinde Brezilya'nın Rio de Janerio kentinde
düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, diğer adıyla
Dünya Zirvesi'ne 64 devlet başkanı, 46 hükümet başkanı ve 8 başkan
39
yardımcısı katılmıştır. Konferans, sadece liderleri değil, uluslararası. ve
bölgesel örgütleri, gönüllü kuruluşları,
kadınlar, çocuklar, yerli halklar,
çiftçiler, işçiler gibi etkin grupların temsilcilerini bir araya getirmesi
bakımından önemlidir.
iklim Değişikliği ve Küresel ısınma Toplantısı 1997'de yapılmış ve
kabul edilen Kyoto Protokolü ile sanayileşmiş ülkeler 2008-2012 yılları
arasında emisyon salınımlarının 1990 yılı düzeyinin % 5 altına indirilmesi
kararlaştırı Im ıştır.
2002'de yapılan Johannesburg Zirvesi'nde,
1 O yıl önceki Rio
Konferansı'nın sonuçlarının ne kadarının yaşama geçirildiği değerlendirilmesi
yapılmıştır. Sonuçta ise doğal ortamın bozulmasının devam ettiği, küresel
çevre
sorunlarının varlığını
koruduğu,
küreselleşmenin kimi fırsatlar
yaratırken çeşitli sorunlara yol açtığı, ortak bir çaba ile sorunların
çözülebileceği belirtilmiştir. Ayrıca,
yapılması gerekenleri
belirten bir
uygulama planı kabul edilmiştir.
2.7.1. Türkiye'de ve KKTC' de Durum
Türkiye'de çevre hukuku yeni oluşmakta olup gelişmesini henüz
tamamlamamış bir hukuk dalıdır. 2972 sayılı Çevre Kanunu 1983 yılında
yürürlüğe
girinceye
kadar
çevreye
ilişkin
hükümler
değişik
yasal
düzenlemeler içinde dağınık olarak bulunmaktaydı. 1982 Anayasasının
birçok maddesi çevreci hükümler içerir. Çevre Kanunu'nun çıkarılmasıyla bu
konuda
önemli
bir
adım
daha
atılmış
ancak
boşluk
tamamıyla
doldurulamamıştır. Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde yürürlüğe giren yeni
yasal düzenlemeler eksikliklerin giderilmesine yönelik olumlu katkılar
sağlamaktadır.
1982 Anayasasının, "Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması" başlığı
ile 56. maddesinde düzenlenen Çevre Hakkı, Anayasasının "Sosyal ve
Ekonomik Haklar ve Ödevler" bölümünde yer almıştır. 56. madde; "Herkes,
40
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek,
çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir." hükmünü getirmiştir. 1982 Anayasasının çevre
hakkında ilk kez düzenlenmesinin ardından 9 Ağustos 1983 tarihinde 2872
sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kanun'un amacı, 26.4.2006
tarihinde, 5491 sayılı kanunla getirilen değişiklikle şu şekilde ifade edilmiştir;
"Bu kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir
çevre
ve
sürdürülebilir
kalkınma
ilkeleri doğrultusunda
korunmasını
sağlamaktır." (www.basbakanlık.gov.tr)
KKTC uluslararası alanda tanınmamış bir devlet olsa da, gerek
uluslararası çevre hukuku kurallardından gerekse uluslararası örgütlerin
ortaya koyduğu 'yumuşak yasa' diye bilinen bildiri, sözleşme ve belgelerde
yer almış ilkelerden etkilenmektedir. Uluslararası kural ve ilkeler bir yandan
yasal düzenlemeler içinde yer alırken diğer yandan çevre politikaları
açısından kalkınma planları, yıllık programlar ve hükümet programları gibi
birtakım yönetsel düzenlemelerde de yer almaktadır. Devletin yaptığı
uygulamalara Anayasa'nın uluslararası çevre hukuku kurallarına dayanarak
açmış olduğu y~rgı yolunun yurttaşlarca kullanılması ile oluşan yargı kararları
da çevrenin yargı yoluyla etkilenmesini getirirken, aynı zamanda adadaki
çevre hukuku
kaynaklarına katkıda bulunmaktadır. Kuşkusuz, çevre
yönetiminin ulusal düzeyde etkin kılınmasında, uluslararası kural ve ilkelerin
sadece yasal-yönetsel düzenlemelere yansıtılmasının yeterli olamadığı,
özellikle Kuzey Kıbrıs'ta, Kıbrıs sorunu nedeniyle siyasi iradelerin uluslararası
kuruluşlarla işbirliği konularındaki varlık düzeyinin çok önemli bir ölçüt olduğu
görülmektedir.
Keleş ve Vural (2000)'a göre KKTC Anayasası'ndaki Çevre Hakkı,
'temel hakların niteliği ve korunması ve hak arama özgürlüğü gibi anayasal
kurallar dışında kalan ekonomik ve toplumsal haklar ve özgürlükler
konusunda devletin sorumluluğu, 66. Maddede, 'ekonomik gelişme ve mali
kaynakların yeterli olmasıyla' sınırlandırılmış durumdadır. Bu sınırlamanın,
41
devlete, kimi sorumluluklarından kaçınabilmek için büyük bir açık kapı
bırakmakta olduğu söylenebilir.
KKTC Anayasası'nın yurttaşlara hak arama özgürlüğü tanıyan ve yargı
yollarını açık tutan 17/1 maddesi de, Rio Bildirisi'nin 1 O. Maddesinin,
herkesin, yönetsel ve yargısal yollara başvurarak çevre koşullarını eski
duruma getirme ve onartma hakkına sahip olması hakkını vurgulayan ilkesini
düzenlemektedir.
Uluslararası sözleşme ve antlaşmaları iç hukuk mevzuatına dahil
edebilecek · süreçler KKTC Anayasası'na konmuş bulunmaktadır. KKTC
Anayasası'nın 90. Maddesine göre 'Usulüne göre yürürlüğe konulmuş
uluslararası antlaşmalar yasa hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa'ya
aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi olarak görev yapan Yüksek
Mahkeme'ye başvurulamaz'. Anayasa'nın
bu
hükmüne karşın, çevre
konusunda onaylanan tek antlaşma KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti
arasında 22 Temmuz 1994 yılında imzalanan Çevre Alanında işbirliği
Antlaşması olmuştur. Bu ikili antlaşma ve daha sonraki yıllarda hazırlanan
Ortak Çalışma Programlarında, Rio Zirvesi ilkelerinin önemi, Akdeniz Eylem
Planı ve UÇEP hakkında KKTC'nin bilgilendirilmesi, uluslararası politika ve
uygulamalar ile iç hukuk kuralları arasında uyum sağlanması konusunda
çalışmaların yapılması öngörülmüştür (Yüksel, 2007).
2.8. Uluslararası Çevre Politikalarının Ortaya Çıkması
Çevre sorunları, ulusal ve uluslararası ortamlarda salt kirlilikle değil,
doğal kaynakların tükenmesi, aşırı nüfus artışı, enerji kaynaklarının
tükenmesi, küresel ısınma, su kaynaklarının tükenmesi ve beslenme ya da
kıtlık problemleri gibi birçok alanda kendisini göstermektedir. Bu bağlamda
geliştirilen çevre politikalarının temel hedefleri; bireylerin sağlıklı ve mutlu
yaşamaları için
gerekli olan çevreyi tehdit eden unsurların ortadan
kaldırılması; toprağı, havayı, suyu, tüm bitki ve hayvan dünyasını kapsayan
doğal çevrenin bugünün ve gelecek kuşakların ihtiyacını karşılayabilecek
42
şekilde korunması ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir ekonomik sistemin
oluşturulmasını sağlamaktır (Dağdemir, 2003).
Çevre politikası kavramı genel olarak, çevre konusunda ortaya konulan
tercih ve hedefleri ifade etmektedir. Çevre konusunda tercih edilen politikalar,
ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir. Ancak bu politikaların temelde
ortak hedefleri bulunmaktadır. En genel anlamda bunlardan ilki, insanların
sağlıklı bir çevrede yaşama hakları olduğu şeklindedir. ikinci olarak, çevresel
değerlerin
korunması,
üçüncüsü
ise,
uygulanacak olan
politikaların
maliyetinin herkes tarafından eşitçe paylaşılması gerektiği düşüncesidir.
Çevre kirliliğinin ortadan kaldırılması bağlamında ise, yöntem olarak iki
tür politika uygulanmaktadır. Bunlar; önleyici politikalar ve onarımcı politikalar
olarak
adlandırılmaktadır. Önleyici
politikalar temelde,
sorun
ortaya
çıkmadan, olabilecek olumsuzlukları önceden hesaplayarak çevrenin zarar
görmesinin engellenmesi düşüncesiyle oluşturulmaktadır. Bu politikaların
yapısal anlamda değişikliklerle birlikte önemli uygulama araçlarından biri de
teknolojidir. Geliştirilen teknolojilerle çevreye verilebilecek olası zararlar tespit
edilerek önleminin alınması ve uygulamanın bu şekilde gerçekleştirilmesi
hedeflenmektedir. Onarımcı politikalar ise, var olan çevre sorunlarının
çözümü üzerine oluşturulan politikalardır. Daha çok zararı oluşturana
ödettirilmesi şeklinde bir tazminat veya ceza sistemini içeren bu politikalar da
kirliliğin giderilmesi konusunda teknolojik gelişmelerden önemli beklentiler
bulunmaktadır. Çevre sorunlarının ortaya çıkmasından önemli oranda
sorumlu tutulan gelişmiş ülkeler, bu sorunun çözülmesi için gerekli olan
maddi kaynakları yaratmak ve uygun teknolojiyi geliştirmekle de sorumlu
tutulmaktadır.
Böylece
'kirleten
öder'
yaklaşımı
ülkeler
bazında
genelleştirilmektedir. Bununla birlikte, son yıllarda sorunların artması ve
alınan önlemelerin yetersiz kalması nedeniyle bütüncül bir yaklaşım olarak
'
'
'Temiz Üretim' sistemi önerilmektedir. Ayrıca teknolojide gerçekleştirilecek
inovasyonun da bu sorunlara önemli oranda çare olması beklenmektedir.
43
Çevre politikaları açısından, çevre kirliliğini önlemenin ya da
temizlemenin maliyetinin, çevreye verilecek herhangi bir zararın insanlığın
üzerindeki maliyetinden çok daha ucuz olduğu tespiti yapılmaktadır. Bu
nedenle, çevre ve ekonomik faaliyetler arasındaki dengenin iyi kurulduğu bir
politika bulunmaya çalışılmaktadır (Keleş ve Hamamcı, 1998).
Gelişmiş ülkeler doğal olarak çevre sorunlarını ilk ve şiddetli yaşayan
ülkeler olmuşlardır. Bu nedenle uluslararası düzeyde gerçekleştirilmeye
çalışılan düzenlemelere genelde destek vermektedirler. Ancak azgelişmiş
ülkeler, çevre sorunlarından gelişmiş ülkeleri sorumlu tutmakta, çözümü de
onların bulması gerektiği konusunda ısrar etmektedirler. Çoğunlukla bu
ülkeler, yapılan düzenlemeleri kendi gelişmelerinin önünde bir engel olarak
görmekte, kendi toplumlarının da en az gelişmiş ülkelerin toplumları kadar iyi
yaşamaya hakkı olduğunu savunmaktadırlar. Bunu sağlamanın yolunun da
ekonomik büyüme ve endüstrileşmeden geçtiğini vurgulamaktadırlar. Bu
nedenle, gelişmiş ülkelerden çevre sorunlarını önleyebilmek ve gerekli
yatırımı yapabilmek için kaynak ve teknoloji yardımı istemektedirler. Gelişmiş
ülkeler bu talepleri soğuk karşılarken, Batı Avrupa yanı başında yeni bir
sorunla karşılaşmıştır. 1990'11 yılların başından itibaren Doğu Avrupa ülkeleri
Batı ile bütünleşme sürecine girmiştir. Bu süreçte Doğu Avrupa ülkelerinin
eski teknolojisinden kaynaklanan kirlilikle yüzleşilmiştir. Aslında, 1986 yılında
yaşanan Çernobil kazasıylabu sorunları hisseden Batı, daha sonraki süreçte,
orada bulunan eski teknolojilerin yarattığı kirliliğin kendisine gelen ve
gelebilecek olan zararların boyutlarını görebilmiştir. Doğu Avrupa ülkeleri de
buna istinaden eski teknolojilerini yenilemek için Batıdan yardım talep
etmişlerdir (Keleş ve Hamamcı, 1998).
Çevre sorunlarının uluslararası ortama taşınması birçok zorunluluğun
sonucunda olmuştur. Öncelikle gelişmiş ülkelerde yaşanan yoğun hava
kirliliği nedeniyle, karbondioksit, azot ve kükürt gibi maddelerin oksitli
bileşenlerinin emisyonlarının kontrol altına alınması gerekliliği ortaya
çıkmıştır. Daha sonra ozon tabakasında incelme (stratosferdeki ozon
44
konsantrasyonunun korunması anlamında) (Porter and Brown, 1991 ).
olduğunun farkına varılması ile 1986 yılında Viyana Sözleşmesi, ardından
1987'de Montreal Protokolüyle bu sorunun uluslararası düzeye taşınması
gerçekleşmiştir. Son olarak da, Kuzey Denizi, Akdeniz, Baltık Denizi gibi
denizlerde kirliliğin artması uluslararası görüşmelerin konusu olmuştur. Çevre
sorunlarının çözümü noktasında, kanalizasyon yapımı, çöp toplanması ve
ortadan kaldırılması gibi problemlerin çözümüne 19. yüzyılda başlanmıştır.
Çevre koruma düşüncesinin ortaya çıkması ile sistematik çalışmaların
başlatılması ise 20. yüzyılda gerçekleşmiştir (Kaplan, 1999).
1960'11 yıllar çevre sorunlarının toplumların gündemine gelmeye
başladığı yıllar olmuştur. Bu çerçevede önemli etki yaratan, Rachel Carson'ın
"Silent
Spring"
(Sessiz
Bahar)
adlı
eserinde
DDT
kullanımının
yaygınlaşmasının etkileri anlatılmaktadır. Carson, çevre sorunlarının yerel ya
da bölgesel sorun olmadığını, tüm dünyayı kapsayan ve çözümü zor olan
sorunlar kümesi olduğunu ifade etmektedir (Carson, 2004).
ABD kamuoyu açısından bu kitap çevre sorunlarına karşı duyarlılığın
başlamasını sağlamıştır. Bu durum, DDT ve tarımda kullanılan diğer
pestisitlerin
yasaklanmasını
getirmiş,
deterjan
üretiminde
kullanılan
kimyasallara doğada yok edilebilir olma koşulu getirilmiştir. Bununla birlikte,
Carson'ın bu kitabının dikkatleri çevre üzerine çektiği 1960'11 yıllar dünyada
da bir takım değişikliklerin yaşandığı yıllardır. Anti- nükleer hareketler, barış
hareketleri, gençlik hareketleri, kadın hareketleri gibi toplumsal hareketlerin
dünya sistemini etkilediği bu yıllarda, çevre ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar
da yayınlanmış, sonuçta, dünyadaki bu hareketliliğe çevresel eylemler de
eklenmeye başlamıştır (Görmez, 2003). Yine bu dönemde, ABD'de Su
Kirliliğini Önleme Yasası (Clean Water Act) ve Hava Kirliliğini Önleme Yasası
(Clean Air Act)
çıkarılmış, yönetmelik ve tüzük gibi düzenlemeler
gerçekleştirilmiştir. Birçok çevre ve doğa koruma dernekleri, örgütlenmeleri
kurulmuştur. Ayrıca, ABD'nin en üst düzeydeki Ulusal Çevre Koruma Kurumu
(EPA-Environmental
Protection
Agency),
bu
dönemde
kurulmuştur.
45
Avrupa'da çevre politikaları ise, 1960'11 yılların sonlarında kapitalist sisteme
olan eleştiriler şeklinde ortaya çıkmışsa da, 1972 yılında Stockholm'de
yapılan Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı ile
başlamıştır.
Japonya'da çevre düşüncesinin ortaya çıkması ise, .civa ve kadminyum
zehirlenmesi
nedeniyle insanların
ölmesiyle birlikte, endüstrileşmenin
getirdiği yoğun hava kirliliği sebebiyle olmuştur (Kaplan, 1999).
1970'1i yıllar itibarıyla uluslararası politikanın konularına küresel çevre
sorunları da dahil olmuştur. Özellikle sınırötesi çevre kirliliği, ozon
tabakasının incelmesi, küresel iklim değişikliği, uluslararası suların korunması
ile birlikte çevre koruma çalışmalarının uluslararası rekabete olan etkileri gibi
konular çevre politikalarının uluslararası sistemde ön plana çıkmasını
sağlamıştır (Karbuz, 2002).
1960'11 yıllar çevre sorunlarının düşünsel çerçevede tartışıldığı yıllar
olmuştur. Bu bağlamda, iş adamları ve aydınlardan oluşan bir grup Roma
Kulübü'nü kurmuşlarlardır (Keleş ve Hamamcı, 1998).
Özetle, uluslararası çevre. politikalarının ortaya çıkması zaman
açısından değerlendirildiğinde dört.evrede gerçekleştiği görülmektedir;
1- 1960 yılına kadar çevre koruma çalışmaları, doğa koruma, bitki ve
hayvan varlıklarının korunması, ormanların korunması gibi alanlarda sınırlı
çerçevede gerçekleştirilmiştir.
2- 1960-1970 yılları arasında bu çalışmaların düşünsel çerçeveye
taşındığı
gözlenmektedir.
"Büyümenin
Sınırları"
gibi
raporların
ve
araştırmaların yoğunlaştığı bir dönemdir.
3- 1970-1980 yılları arası ise, ulusal çevre koruma çalışmalarının ön
plana çıktığı yıllardır. 1972 Stockholm Konferansı'ndan sonra birçok ülkede
çevre ile ilgili kurumların oluşturulması, ABD gibi ülkelerde çeşitli çevre
koruma yasalarının çıkarılması bu yıllarda olmuştur.
4- 1980'1i yıllardan sonra ise, çevre ile ilgili bütün çalışmaların uluslar
arası düzeyde yoğunlaştığı görülmektedir (Kaplan, 1999).
46
2.9. Uluslararası Çevre Politikaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Bazı
Önemli Konferanslar ve Antlaşmalar
2.9.1. 1972 Stockholm Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı
1970'1i yıllara değin ulusal düzeyde ele alınan çevre sorunları, 1972
yılında kurumsal olarak uluslararası düzeye taşınmıştır. Stockholm'de
düzenlenen ilk Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı, çevre sorunları
ile ilgili bir dönüm noktası olmuştur. Gelişmiş, azgelişmiş tüm ülkeler, sivil
toplum kuruluşları, çeşitli toplum kesimlerinden temsilciler, çevre sorunlarının
çözümü için farklı, sosyal, kültürel, ekonomik düzeylerden olmalarına rağmen .
bir araya gelebilmiştir. Bu Konferans'ın önemli yanı, gelişmişlik düzeyi ya da
yönetim biçimleri fark etmeksizin tüm ülkelerin, küresel bir nitelik kazanmış
olan çevre sorunlarının çözümü noktasında ortak sorumluluğu kabul
edebilmiş olmalarıdır. Konferans'ta kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az
gelişmiş ülkeleri iki kutuba ayrılmıştır. Azgelişmiş ülkeler çevre sorunlarının
yoğun endüstrileşmeden kaynaklandığını, bundan gelişmiş ülkelerin sorumlu
tutulabileceğini savunmuşlarsa da, kendi ülkelerinde bulunan ekonomik ve
sosyal azgelişmişliğin de bir çevre sorunu olduğunu kabul etmişlerdir.
Gelişmiş
ülkeler ise,
endüstrileşmenin yarattığı sorunları kendilerinin
yaşadıklarını, bunun çözümü noktasında hareket edilmesi gerekirken diğer
yandan da azgelişmiş ülkelerin aynı hataları tekrarlamazlarsa endüstriden
kaynaklanan sorunları yaşamayacaklarını ileri sürmüşlerdir. Doğu Blokunda
yer alan ülkeler ise (Romanya hariç), çevre sorunlarının kapitalist ülkelerin
faaliyetlerinden kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Çin Halk Cumhuriyeti ise,
azgelişmiş ülkelerin öncülüğünü yaparak on maddeden oluşan bir bildiri
sunmuştur. Tüm zorluklarına karşılık Konferans'ın önemli kazanımlarından
birisi, çevre sorunlarının küresel sorunlar olduğunun kabul görmesi, diğeri
ise, Birleşmiş Milletler Çevre ôrgütü'nün (UNEP) kurulmuş olmasıdır (Kaplan,
1999).
,
...
'+ I
2.9.2. 1992 Rio Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı
Haziran 1992 yılında Brezilya'nın Rio de Janerio kentinde, Birleşmiş
Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı toplanmıştır. Hükümet başkanlarının,
hükümet dışı kuruluşların, yöneticilerin, çeşitli grupların ve 179 ülke
temsilcilerinin katıldığı oldukça geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirilmiştir
(Keating, 1993).
Rio
Konferansı'nın
konuları
ormansızlaşma, çölleşme, toprak
arasında;
atmosferin
korunması;
kaybı, kuraklık; biyolojik çeşitliliğin
korunması; biyoteknolojinin çevreye duyarlı gelişimi; su kaynaklarının
korunması; tehlikeli atıklar ile kimyasal atıkların çevreye duyarlı yönetimi;
insan sağlığı ile yaşam kalitesinin iyileştirilmesi; yoksulluğun önlenmesi;
illegal atık trafiğinin önlenmesi gibi başlıklar bulunmaktadır. Nüfus konusunun
bu
Konferans'ta ele alınmamış olması, yalnızca
Deklarasyon'uiı
8.
maddesinde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için uygun nüfus politikalarının
belirlenmesi gerektiği şeklinde tek madde ile geçiştirilmesi eleştirilere neden
olmuştur. Çünkü aşırı nüfus artışı, çevre problemlerinin önemli boyutlarından
birisi olarak görülmektedir. Rio Konferansı'nın önemli sonuçlarından biri de,
ekonomik ve sosyal anlamda sürdürülebilir bir gelişmeyi sağlayabilmek ve
çalışmaları takip edebilmek için Birleşmiş. Milletler Sürdürülebilir Gelişme
Komisyonu'nun (UNCSD - United Nations Commission for Sustainable
Development) kurulması olmuştur. Konferans'ta çevre üzerinde etkili olan
ekonomik büyüme ve gelişme konuları da tartışılmıştır. Azgelişmiş ülkelerin
yoksulluk, üretim ve tüketim kalıpları ve uluslararası ticaretin etkileri gibi
konular da gündemde yer almıştır. Konferans'ın daha başında Avrupa Birliği,
Amerika ve diğer gelişmiş ülkeler ile azgelişmiş ülkelerle birlikte bunlara ek
olarak hükümet dışı örgütler arasındaki görüş farklılıkları ortaya çıkmıştır.
Avrupa Birliği yapıcı ve bütünleştirici bir tutum izlemiş, karbondioksit
emisyonlarının azaltılması konusunda ağırlığını koyması özellikle dikkat
çekmiştir. ABD ise, Konferans'ın genelinde olumsuz bir tavır takındığı için
genel anlamda yalnız kalmıştır. Rio Konferansı'nın eleştirilen diğer bir yönü,
ulusal devletlerin söz sahibi olması ve ulusal egemenliğe vurgu yapılması
48
olmuştur. Çünkü özellikle küresel çevre sorunlarında mevcut ulusal
egemenlik anlayışı ile uluslar arası çevre politikalarının oluşturulması ve
uygulanması
mümkün
olamamaktadır.
Ulusal egemenlik
anlayışının,
belirleyici olma özelliği bırakılmalı, devletler iç politika önceliklerini belli
ölçüde de olsa terk ederek, çevre sorunlarına öncelik verilecek şekilde
değiştirilmelidir.
2.9.3. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (Kyoto Protokolü) ve Türkiye
Gelişmekte olan ülkeler ve bu ülkelerde yaşayan en yoksul kesimler,
iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine en çok maruz kalacaklar arasında yer
almaktadır. Bu ülkeler, aynı zamanda büyüme ve kalkınma ihtiyaçları için
daha fazla enerji hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır. Küresel ısınmanın,
özellikle yüksek yaz sıcaklıkları, orman yangınları, yağışların ve su
kaynaklarının azalması, deniz seviyesi yükselmesi, kuraklık ve çölleşme,
zararlıların
ve
salgın
hastalıkların
artması gibi
öngörülen olumsuz
yönlerinden, bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye'nin de etkilenmemesi
kaçınılmazdır.
Küresel sorunların çözümü küresel işbirliğini gerektirmektedir. Küresel
ısınmanın muhtemel sonuçlarının, giderek çevre alanındaki en temel sorunu
oluşturmaya başlaması karşısında, 1992 yılında Rio Çevre Ve Kalkınma
Konferansı'nda kabul edilen ve 50 ülkenin onaylamasını müteakip 21 Mart
1994 tarihinde yürürlüğe giren "iklim değişikliği çerçeve sözleşmesi" teşkil
edilmiştir.
Sözleşmenin amacı, atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan
kaynaklı sera gazı yoğunlaşmasının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini
önlemek ve belli bir düzeyde tutulmasını sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için
gelişmiş ülkeler 2000 yılındaki sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyesine
indirmek ve gelişme yolundaki ülkelere teknolojik ve mali kaynak sağlamakla
yükümlüdürler.
·~ı>-'::)
~ 49
I
UfV/ı,\
~~
~
(Jl
LlJ
~
z
1
LIBRARY
;,.
ı9c9.
c..."<'-f
~ • lEf~~:V/
Sözleşmenin temel ilkeleri ise; iklim sisteminin eşitlik temelinde, o~-
fakat farklı sorumluluk alanına uygun olarak korunması, iklim değişikliğinden
etkilenecek olan gelişme yolundaki ülkelerin ihtiyaç ve özel koşullarının
dikkate alınması, iklim değişikliğinin önlenmesi için alınacak tedbirlerin.etkin
ve en az maliyetle yapılması gibi hususlar yer almaktadır. Bunlara ek olarak
sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve alınacak politika ve önlemlerin
ulusal kalkınma programlarına entegre edilmesi, alınan karşı önlemlerin keyfi,
haksız, ayırımcı veya uluslararası ticarete gizli bir kısıtlama oluşturmayacak
nitelikte olması da temel nitelikteki hususlardır.
Sözleşme iki ek liste içermektedir. Teknoloji transferi ve mali
yükümlülükleri yerine getirecek ülkeleri içeren Ek-II listesi ve pazar
ekonomisine geçiş sürecindeki ülkelerden oluşan Ek-I listesi. Türkiye, OECD
üyesi olması sebebiyle başlangıçta sözleşmenin Ek-I ve Ek-II listesinde,
gelişmiş ülkeler arasında değerlendirilirken; bu duruma kendi gelişmişlik
düzeyini koşul olarak göstererek itiraz etmiştir. Çünkü, Türkiye gelişmekte
olan bir ülkedir. Gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye enerji üretimi
ve tüketimi bakımından diğer OECD ülkelerinin gerisindedir; ayrıca sosyo­
ekonomik kalkınma düzeyi diğer Ek-II ülkelerinden daha düşüktür. Bu
nedenle sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirirken bu hususların
da göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu gerekçelerle Türkiye, sözleşmede ifade edilen "ortak fakat farklı
sorumluluk" yaklaşımına dayanarak, kendisine daha uygun bir konumun
sağlanması çerçevesinde eklerden çıkma yönünde çalışmalarını 1995 yılında
Berlin'de yapılan ilk Taraflar Konferansı'ndan itibaren aralıksız sürdürmüş
ve 2001
yılında Marakeş'te gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferansı'nda,
Sözleşme'nin Ek-II
listesinden çıkarılmış ve taraflar, Türkiye'nin Ek-I
listesinde yer alan diğer taraflardan farklı bir konumda bulunmasını
sağlayacak özgün koşullarını dikkate almaya davet edilmiştir (Şahin, 2005).
~
50
6 Haziran 2008 tarihinde 1/597 esas sayılı "Birleşmiş Milletler iklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne Yönelik Kyoto Protokolü'ne Türkiye'nin
Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı" TBMM Dış işleri
Komisyonu'na sevk edilmiştir. Kyoto Protokolü'ne taraf olan ülkeler 2009'da
başlayacak yeni sürecin şekillendirilmesine ilişkin çalışmalara başlamıştır. Bu
sürece dahil olmak isteyen ülkeler 2008 sonuna kadar, Kyoto Protokolü'nü
imzalamak zorundadır. imzalamayan ülkeler ise bundan sonraki dönemde
şartları olduğu gibi kabullenmek zorunda kalacaktır. Dolayısıyla, Türkiye'nin
sera gazlarının azaltılmasına yönelik yeni dönemle ilgili hazırlıklarda
çekinceleri ve şartlarını müzakere edebilmesi için Kyoto Protokolü'nü
onaylaması gerekmektedir.
Türkiye, Protokolü imzalasa dahi süreç hali hazırda başladığı için
teknik olarak 2008-2012
Aralığında herhangi bir yükümlülük altında
olmayacaktır. Ancak, Kyoto Protokolü'nün imzalanması 2012 sonrası süreçte
yeni düzenin şekillendirilmesinde Türkiye'yi söz sahibi kılacaktır (TÜSIAD
basın bülteni 16 Haziran 2008 TS/BAS-BÜU08-59).
2.10. Küresel ve Yerel Çevre Sorunlarının Risk Olarak Algılanması
1970'1erdenbugüne üretilen ulusal ve uluslararası çevre politikaları,
ekonomik kaygıların çevresel kaygıların üzerinde tutulması nedeniyle
sorunların aşılmasında etkin bir rol üstlenmemiştir. Sorunların giderilmesinde
bir diğer tıkanıklık da maddi zenginliğin manevi zenginliğin üzerinde olduğu
yaşam biçimidir. Doğasından koparılmış insanlar olarak nitelendirildiğimiz bu
dönemde, 'değerlerimiz' sosyo-ekonomik yaşamımıza göre düzenlenmiş ve
sadece bizlere verilenle yetinenler olarak, doğa ve dünya algımız büyük
değişime uğramıştır (Aygün, 2007).
Bu nedenle, yaşadığımız dönemde 'çevrenin değerlerimizin neresinde
yer aldığı', 'çevreyi nasıl algıladığımız', 'çevresel sorunları risk olarak görüp
görmediğimiz' soruları önem kazanmış ve bu sorular insan-çevre etkileşimini
esas alan çalışmalarda odak konu haline gelmiştir.
"ı
..,,.
Çevresel algıların oluşumunda kültür, yaş, cinsiyet, sosyal sınıf, eğitim
gibi etmenler rol oynamakta ve çevreyi tanımlamayı etkilemektedir. Çevresel
algılar insandan insana, gruptan gruba değişebilmekte, çevresel tutum, kaygı
ve tepkilere etki etmekte, bu da bireylerin eylemlerinde etkili olmaktadır
(lttelson ve arkadaşları, 1974).
Çevresel sorunların algılanmasında ise çevresel algılarla birlikte,
yaşanılan çevrenin ve
çevre konusunun ne
kadar tanındığı önem
kazanmaktadır. Öyle ki çevresini tanımayan bir insan için, sorunlar karşısında
tepki göstermesi beklenmemektedir (Özbilen, 1986).
Çevre sorunlarının algılanmasında, 'çevresel sorunların niteliğine bağlı
şekilde gelişen algılar' da önemlidir. Çünkü kimi çevresel sorunlar kolay
algılanabilirken kimilerinin algılanması güçtür. Kısacası, çevresel sorunların
algılanmasında, çevresel bilgi ve gözlemlerle oluşan çevresel algılarla
birlikte, çevresel sorunların niteliği de önemlidir (Morval, 1985).
Çevresel sorunların 'risk' olarak algılanma konusuna, 1990'11 yıllardan
bu yana artan bir ilgi vardır. Çünkü geçmişten birikerek gelen birçok insan
eylemi, doğal çevre için ölümcül, türler ve ekosistem için zarar verici boyuta
ulaşmış, çevresel sorunlar insan sağlığı ve doğal yaşam için çeşitli riskler
yaratmıştır (Böhm, 2003).
Çevresel bir sorunun 'risk' olaral algılanmasında rol oynayan etmenler
şunlardır:
2.10.1. Sebep-Mağdur İlişkisi:
Çevresel bir sorunun 'risk' olarak algılanmasında, o soruna sebep olan
(sorunun kaynağı) ile mağdur (sorundan olumsuz etkilenen) önemli
etmenlerdir. Çünkü çevresel sorunun mağduru olarak riski önemseyecek
insanın, mağdur olma ihtimali karşısında riski daha az önemseyeceği
varsayılmaktadır. Diğer taraftan, soruna sebep olan kendisi, bir komşusu ya
52
da hemen yanı başındaki bir fabrika olduğunda riski önemseyen insanın,
sebep
kendisinden
uzaklaştıkça
riski
daha
az
önemseyeceği
de
varsayılmaktadır. Bu durumun yerel ve küresel çevresel sorunlar içinde
değişim göstermekte olduğu da öngörülmektedir (Hendrickx ve Nicolaij,
2004).
2.10.2. Kayıplara İlişkin Kaygılar:
Çevresel bir sorunun 'risk' olarak algılanmasında, 'kayıplara ilişkin
kaygılar' da önemli bir etmendir. Çünkü çevresel sorunların sonucunda
oluşacak
maddi,
varsayılmaktadır.
manevi
Böhm ve
tüm
kayıpların
Pfister,
risk
yargısını
etkilediği
kayıplara ilişkin kaygıların, etik
kaygılardan daha etkili olduğunu, bunun çevresel risk yargılarını etkilediğini
düşünmektedir (Böhm ve Pfister, 2000). örneğin, bu düşünceye göre,
yakınında bir fabrikadan çıkan sıvı veya katı atıklar nedeniyle toprağından
verim alamayan bir çiftçinin, yakın bir zamanda atıkların toprak kalitesini
etkilemesi ya da toprağı kullanılmaz hale getirmesinden dolayı, yani
ekonomik bir kayıp yaşanma olasılığından dolayı bu sorunu risk olarak
algılayacağı; kayıpların gelecekte ortaya çıkması halinde ise bu sorunu daha
az önemseyeceği varsayılmaktadır.
2.10.3. Zamana Bağlı Önemsememe:
Çevresel risk algısında rol oynayan bir diğer önemli etmen de 'zamana
bağlı önemsememe'dir. Zamana bağlı önemsememe, çevresel sorunların
sonuçlarının ortaya çıkacağı süreçle yakından ilişkilidir. Çünkü birçok küresel,
bölgesel ve yerel çevresel sorun, uzun sürede ortaya çıkacak sonuçlarla
karakterize edilmekte ve genellikle birikimli bir süreçte gerçekleşmektedir.
örneğin, küresel ısınma, doğal kaynakların tükenmesi gibi sorunlar çok ciddi
sonuçlar yaratacak ve sonuçları, etkileri yıllar alacaktır (Hendrickx ve Nicolaij,
2004). Ya da bir fabrikanın kimyasal atıklarını bir nehre boşaltması ciddi
sonuçlara neden olacak ancak bu sonuçların ortaya çıkması da belirli bir
zaman alacaktır.
53
2.10.4. Etik Kaygılar:
Çevresel sorunların 'risk' olarak algılanmasında, etik kaygılar da
önemli bir etmendir. Hendrickx ve Nicolaij, etik kaygıların doğal sebeplerden
ortaya çıkan riskler için çok az önemli olabileceğini, insanın sebep olduğu
risklerin ise daha önemli olabileceğini varsaymaktadır (Hendrickx ve Nicolaij,
2004).
Kısacası, çevresel sorunların risk olarak algılanmasında, sorunun
'sebebinin' yani 'kaynağının' etik· kaygılar için önem taşımakta olduğu
düşünülmektedir. Çevresel bir sorunun sebebi, volkanik patlama ya da
yıldırım çarpmasıyla oluşan büyük bir orman yangını, sel gibi doğal bir neden
olduğunda, ya da çevresel sorunun sebebi insan ya da insanlar olduğunda
etik kaygılar farklılaşmaktadır.
2.11. Çevre Eğitimi
Geniş anlamda çevre eğitimi; toplumun tüm kesimlerinde çevre
bilincinin
geliştirilmesi,
çevreye
duyarlı,
kalıcı
ve
olumlu
davranış
değişikliklerinin kazandırılması ve doğal, tarihi, kültürel, sosyo estetik
değerlerin korunması, aktif olarak katılımın sağlanması ve sorunların
çözümünde görev almak olarak tanımlanabilir (Türkiye Çevre Atlası, 1997).
Çevre eğitimi; UNESCO ve Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı'nca 1991
yılında düzenlenen Türkiye Çevre Eğitim ve Öğretimi Ulusal Çevre Strateji ve
Uygulama Semineri'nde "bireylerde çevre bilincinin geliştirilmesi, çevreye
duyarlı, olumlu, kalıcı davranış değişikliklerinin kazandırılması ve doğal,
tarihi, kültürel, sosyo estetik değerlerin korunması, aktif katılımın sağlanması
ve sorunların çözümünde görev alma" olarak tanımlanmaktadır (Özoğlu,
1993).
Bilinçli olarak yaptığımız tüm davranışlar birer öğrenme ürünüdür.
Çevre sorunlarının kaynağı insanın tutum ve davranışları olduğuna göre
bunlar temelde birer eğitim sorunudur. Verilecek olan iyi bir çevre eğitimi,
54
insanın çevre bilincini ve çevrenin korunmasına katılımını artıracaktır. Çevre
eğitimi, dünyanın bu konuda önde gelen kuruluşlarından olan Kuzey Amerika
Çevre Eğitimi Kurumu'nun 1992 yılında hazırladığı raporda şu şekilde
tanımlamaktadır: "Çevre eğitimi; doğal veya insanlar tarafından inşa edilen
çevreler hakkında duyarlı ve bilgili bir vatandaşlık anlayışını geliştirmeyi
hedefleyen disiplinler arası bir çalışma alanıdır. Çevre konusunda duyarlılık
ve bilgi sahibi olma o şekilde gerçekleştirilmelidir ki, sonuçta çevre
problemlerini çözmek için gerekli zihinsel altyapı kamu bilincinde oluşmalı ve
yeni problemlerin ortaya çıkmasını da önlemelidir. Çevre eğitimi, ayrıca
insanlarda sorgulama, problem çözme, karar verme becerilerini geliştirmeyi
amaçlamalıdır.
Böylece
yüksek
kalitede
bir
hayat
standartının
gerçekleşmesini sağlamalıdır" (Mrazek, 1993).
Günümüzde değişen çevre koşulları ve çevre sorunlarıyla başa çıkmak
için
ülkeler
bütçelerinin
bir
kısmını
bu
problemleri
çözmek
için
ayırmaktadırlar. Ama, bu çözümün en kolay yolu; çevre bilincine sahip
bireylerin yetiştirilmesidir.
Bu sorumluluğun kazanılabilmesinde
çevre
eğitiminin önemli bir rolü vardır. Çevre eğitiminin kökeni 1960'1ı yıllara
dayanmaktadır. 1970'1i. yılların ortasından 1980'1i yıllara doğru çevre ~ğitimi
hareketi hızlanmıştır. Çevre problemleriyle ilgilenen eğitime ilk kez 1972
yılında Rio de Janeiro'da yapılan Dünya Çevre Günü'nde dikkat çekilmiştir.
Bu girişimler bugünün çevre eğitiminin temelini oluşturmaktadır (Erol ve
Gezer, 2006).
Çevre eğitimi, sağlık, kalkınma ve doğal hayatın korunması gibi
toplumsal ve ekonomik çok çeşitli hedeflerin hayata geçirilmesi bakımından
önem taşımaktadır. Çevrenin korunması ve kurtarılmasına ilişkin bilinç
oluşmadan,
söz
konusu
hedeflerin
gerçekleştirilmesinde
güçlüklerle
karşılaşılması kaçınılmaz olur. Bu bilincin gerçekleştirilmesi, verilecek çevre
eğitimiyle ve bu eğitimde öğrenilenlerin gündelik yaşama ilişkin problemlerin
çözümüne uygulanabilmesiyle mümkün olabilir (Ayhan, 1999).
55
Çevre ve insan arasındaki hassas dengenin korunması insanın
sorumluluğundadır. Çevre eğitimi, insanları sorumluluklarının bilincine
vardırmak ve yarattığı çevre sorunlarının çözümüne katılımlarını sağlamak
için en uygun yol olarak görülmektedir. Çevre eğitiminin hem bilişsel hem de
duyuşsal alanda amaçları vardır. Bilişsel alandaki amaçları, kişileri daha
çevre okur-yazar yapmaya yöneltirken, duyuşsal alandaki amaçları, çevreye
ve çevre sorunlarına karşı değer ve tutumları oluşturmaktadır (Tosunoğlu,
1993).
Çevre eğitiminin amacı sadece çevre hakkında bilgilendirmek değil,
çevreyi koruyup geliştirecek tutum ve davranışların kazanılmasını da
sağlamaktır. Çevre eğitimi, biyo-fiziki, sosyo-kültürel çevre ve onun
problemleriyle ilgili bilgi sahibi olan ve problemleri çözmede nasıl bir katkısı
olabileceğinin farkında olan ve bu problemleri çözmek için gerekli becerileri
kazanmaya güdülenmiş bireyler
Planlama Teşkilatı, 1994).
yetiştirmeyi
amaçlamaktadır
(Devlet
2.12. Çevre Bilinci
Günümüzde çevre bilinci ile ilgili pek çok tanım yapılmaktadır. Bu
tanımlarda ortak nokta; çevre sorunları karşısında farkındalık ve çevreyi
korumadır.
Çevre bilinci, zaman içinde bireysel ve siyasal boyutlarda oluşan,
çevreye zarar verilmemesi ve onun sürdürülebilir bir düzeyde kullanımının
önemini kavrama olarak tanımlanabilir (Yücel ve arkadaşları, 2003).
Çevre bilinci; "Bir insanın çevresiyle ilişkisinin kendi varlığı bakımından
öneminin farkına varmasıdır" (TÜBA, 2002; Vaizoğlu ve arkadaşları, 2005).
Bireysel ve toplumsal bir sorumluluk olarak çevre bilinci; bireyin dün ile
bugünü, geçmişle geleceği unutmaksızın, hem kendisine hem de doğaya
saygılı olabilmesi demektir.
56
Çevre bilinci .genellikle "evrensel düşün, yerel hareket et" sloganı ile
ifade edilmektedir. Dünyada var olan hiçbir ekosistem diğerlerinden bağımsız
değildir. Tüm ekosistemler, tüm canlılar birbirleriyle bağlantılıdır. Belli bir
bölgede veya canlı türünde görülecek değişme doğrudan ya da dolaylı olarak
diğerlerini etkileyecektir. Yerel gibi düşünülen sorunlar aslında küresel
boyuttadır ve kitlesel bir çaba gerektirir. Bu
nedenle yerel olarak
gerçekleştirilecek çevresel gelişme sadece o bölgeyle sınırlı kalmayacak, bir
biçimde diğer bölgelere de olumlu etkilerde bulunacaktır. Çevre sorunlarını
gidermek veya ortaya çıkmasını engellemekse insanların çevre bilincine
sahip olması, çevreye karşı sorumluluk duyması ile sağlanacaktır. insanların,
yapıp ettiklerinin çevre üzerinde ne tür etkilerde bulunacağını düşünmeleri,
buna göre hareket etmeleri ancak bu sorumluluk duygusu ve bilinçle
gerçekleşecektir (Boztaş, 2006).
Çevreye yönelik tutumlar çevre sorunlarından kaynak korkular,
kızgınlıklar, huzursuzluklar, değer yargıları ve çevre sorunlarının çözümüne
hazır bulunuşluk gibi kişilerin çevreye yararlı davranışlara olan olumlu veya
olumsuz tavır ve düşüncelerinin hepsidir. Çevreye yaralı davranışlar,
çevrenin korunması için gösteril_en gerçek davranışlardır (Erten, 2002).
Ancak
şimdiye
kadar
çevre
bilinci
alanında
gerçekleştirilen
araştırmalar, çevre bilgisinin, çevreye yararlı davranışlar üzerine olan
etkisinin düşük olduğunu ve çevreye yönelik olan tutumların da çevreye
yararlı davranışlar üzerinde çok fazla anlamlı olmadığını göstermiştir. Çevre
bilincine sahip kişi, çevre dostu davranışların yanı sıra, çevrenin bozulmasına
tarafsız, duyarsız kalmayan, egoist davranmayan ve sadece kişisel
kazanımlarını hırsa dönüştürmeyen kişidir (Erten, 2004).
"'
57
BÖLÜM Ill
3. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
3.1. Türkiye ve KKTC' deki Araştırmalar
Nazlıoğlu (1988), "Çevre Bilincinin Oluşmasında Çevre Eğitiminin
Rolü" isimli çalışmasında nüfusun hızla artmasıyla birlikte, sanayileşme ve
kentleşmeden doğan çevre sorunlarının, insanların karşısına çözümü zor
sorunlar olarak ortaya çıktığı, Batı'ya nazaran daha genç ve daha az yoğun
olmasına karşın bu sorunların Türkiye'de de yaşandığı, bunların çözümünde
en
etkili faktörün
halkın çevre
konusunda bilinçlendirilmesi olduğu
vurgulanmaktadır.
Arda ve Yıldız (1992), araştırmalarında okullarda "çevre ve çevre
koruma" başlığı altında öğretim yapıldığını, konu geniş kapsamlı olmamasına
rağmen bu konuyu öğrencilere sunacak özel olarak yetiştirilmiş çevrecilik
uzmanı öğretmenlere ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Bu yeni öğretmen tipini
"çevre dersleri öğretmeni" olarak tanımlamışlar ve
bu öğretmenleri
yetiştirmek için Fen Bilimleri eğitin:ıine bağlı bir Çevre Eğitimi Anabilim Dalı
veya Eğitim Fakültelerinin bünyesinde Çevre Eğitimi Bölümü'nün açılmasını
önermişlerdir.
Akış (1994), "Kuzey Kıbrıs'ta Çevre Bilinci" adlı çalışmasında çevre
bilincinin düzeyini araştırmak amacıyla Kuzey Kıbrıs'ta 409 kişi üzerinde
çevreye karşı tutum anketi uygulamıştır. Araştırmaya katılanlar kendilerini
çevreye duyarlı olarak tanımlamakta, fakat gündelik hayatta çevreyi korumak
için hemen hemen hiç çaba göstermemektedirler. Çalışmanın sonucuna
göre, Kuzey Kıbrıs'ta gelişmiş bir çevre bilincinden söz edilemez. Doğanın
gelişmekte olan pek çok ülkeye oranla daha el değmemiş oluşu, ülkenin
coğrafi ve politik olarak tecrit edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Giderek
bozulan çevrenin korunabilmesi, devlete bu yönde baskı yapabilecek
düzeyde bir kamu bilincinin ve güçlü bir talebin yaratılmasına bağlıdır.
58
Aslında bu sonuç, çevreci görüşe sahip olanların, pratikte çoğu kez çevreye
duyarlı davranmadıklarını sergileyen pek çok araştırmanın sonuçlarını
destekler niteliktedir.
Şama (1997), araştırmasında üniversite gençliğinin çevreye ve çevre
sorunlarına yönelik tutumlarını Gazi Eğitim Fakültesi öğrencileri üzerinde
incelemiştir.
Araştırma
sonucunda
kız
öğrencilerin
çevreye
yönelik
tutumlarının daha olumlu olduğu ve büyük yerleşim birimlerinde yaşayan
öğrencilerin küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlara göre daha duyarlı
oldukları görülmüştür.
Yücel ve Morgil (1998), üniversite düzeyinde bireylerde oluşmuş
çevre ile ilgili kavram bilgilerini ölçmek amacıyla Hacettepe Üniversitesi,
Eğitim Fakültesi, Kimya Anabilim Dalı, Hazırlık, I, II, Ill ve IV. sınıflardan
toplam 240 deneğe çeşitli sorular sormuşlardır. Sonuçlar, öğrencilerin bu
konudaki hazır bulunuşluklarının ne kadar az olduğunu ve Türkiye'de
uygulanan çevre eğitimindeki eksiklikleri ortaya koymuştur.
Ayhan (1999), "İlköğretim Ilk üı; Sınıfındaki Öğrencilerin Yakın Çevre
Bilincini Etkileyen Faktörler" adlı tezinde Ankara' daki ilköğretim okullarının ilk
üç sınıf düzeylerindeki derslerde çevre korunması ve geliştirilmesi ile ilgili
hedef ve davranışların kazandırılmasında, aile, öğretmen ve okul yönetiminin
etkilerini belirlemeyi amaçlamıştır. Sonuçta ise MEB İlköğretim Programının
amaç, ilke, hedef ve önerdiği öğrenme etkinlikleri bakımından çevre eğitimini
destekleyen niteliklere sahip olduğunu, öğrencilerin çevre sorunlarına duyarlı
olduğunu fakat öğrendiklerini her durumda uygulayamadıklarını saptamıştır.
Altın (2001), "Biyoloji Öğretmeni Adaylarında Çevre Eğitimi" adlı
tezinde öğretmen adaylarının çevre ve çevre sorunlarına karşı genel olarak
olumlu bir tutum sergilediklerini, cinsiyete göre tutumlarında farklılık
olmadığını fakat sosyo-ekonomik düzey yükseldikçe çevreye yönelik
tutumlarında daha olumlu olduğunu tespit etmiştir.
59
Yılmaz
ve
arkadaşları
(2002),
"Ortaöğretim
ve
Üniversite
Öğrencilerinin Çevre, Çevre Kavramları ve Sorunları Konusundaki Bilgileri ve
Öneriler" adlı çalışmasında, öğrencilerin çevre konusuyla ilgili bilgi
düzeylerinin belirlenmesini amaçlamışlardır. Değerlendirmede, öğrencilerin
çevre konusunda sahip oldukları bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu, çevreye
ait kavramları yeterince öğrenemedikleri, çevre sorunlarını tam olarak
tanımadıkları sonucuna ulaşmışlardır.
Erten (2003), okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmen olarak çalışan
personelin, çevre bilinci düzeyleri ele alınmıştır. Çevreyi korumaya yönelik
bilgilerinde, tutumlarında ve davranışlarında görülen eksikliklerinin kaynakları
araştırılmış ve bu eksikliklerin nasıl giderileceği ortaya konmuştur. Yapılan
çalışma sonucunda öğretmenlerin çevreye karşı tutum, bilgi ve davranışlarla
ilgili karşılaştırılmalı olarak yaptığı analizlerin sonucunda, öğretmenlerin
çevre ile ilgili konu bilgisinin olduğunu fakat bunu davranışlarına yansıtmadığı
belirtilmiştir. Öğretmenlerin çevre ile bilgileri ve çevreye yönelik davranışları
karşılaştırıldığında, öğretmenlerin cevaplarında tutarsızlıklar gözlemlenmiştir.
Kahyaoğlu (2005), bu araştırmada ilköğretim öğretmen adaylarının
çevreye yönelik tutumları incelenmiştir. Araştırma 2004-2005 eğitim-öğretim
yılı bahar döneminde Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi'nde bulunan
ilköğretim Fen Bilgisi, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Sınıf Öğretmenliği
programlarındaki öğretmen adaylarına uygulanmıştır. Çalışmada ölçme aracı
olarak beş dereceli likert tipi "Çevreye Yönelik Tutum Ölçeği" kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda, öğretmen adaylarının bulundukları program ve sınıf
düzeyi bakımından çevreye yönelik farklı bakış açılarına sahip oldukları
bulunmuştur.
Orey (2009), öğretmen adaylarının çevre tutumları ile çevre akademik
başarılarını karşılaştırarak, çevre akademik başarılarının çevre tutumları
üzerine etkisini ortaya koymak amacıyla, 2008-2009 eğitim öğretim yılında
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi'nin farklı bölümlerinde
60
öğrenim gören 213 öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma
sonunda, öğretmen adaylarının çevresel tutumlarının daha çok insanı
merkeze alan anlayıştan etkilendiği ve buna bağlı olarak çevre akademik
başarılarının arzu edilen düzeyde olmadığı görülmüştür.
Baş (2011), ortaöğretim okullarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin
çevre bilinci düzeylerinin farklı değişkenler açısından incelenmesi amacıyla
yaptığı çalışmada, yönetici ve öğretmenlerin uygulanan anket doğrultusunda
çevre bilinci, çevresel tutum, davranış ve katkıları açıklanmaktadır. Buna
göre yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin ortalamalar
seviyesinde olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bilişsel,
duyuşsal, psikomotor ve tüm ölçekte kadınların, erkeklere göre daha yüksek
bilince sahip olduğu görülmektedir.
3.2. Yurt Dışındaki Araştırmalar
Ham ve Sewing (1987-88), öğretmenlerin, çevre eğitimi denilince
çevre kavramıyla ilgili bilgilerin öğretilmesi ya da doğal kaynakların doğru bir
şekilde öğretilmesi gibi fikirleri olduğunu vurgulamıştır.
Gigliotti (1990), çevre eğitimindeki . eksiklikler ve başarısızlıklar
üzerinde durmuş, çevre eğitiminde yapılabilecekler hakkında düşüncelerini
belirtmiştir. Çevre eğitiminin, bugünün çevre problemlerini çözebilecek ve
çözmeye istekli insanlar yetiştirmediğini, çevre duyarlılıkları olmalarına
rağmen insanların hala problemlerin kökeni hakkında gerekli bilgiden,
özellikle yapabilecekleri ve yapmaları gereken eylemlerden haberdar
olmadıklarını ifade etmiştir. Çevre eğitiminin bugünün söylencelerini kırması
ve günümüz çevre problemleriyle bireysel bağlantıları göstermeye başlaması
gerekliliğini belirtmiştir. Aynı zamanda, eğitimin bireylere, çevreyi geliştirmek
için ne yapabilecekleri ve ne yapmaları gerektiğini öğretmesini, herkesin
doğru eylemlerde bulunması için gerekli kişisel özveride istek yaratmasına
yardım etmesi gerektiğini vurgulamıştır.
61
Dorion ve Gayford (1990-91), çalışmalarında, öğretmenlerin çevre
eğitiminin en önemli kısmı olarak çevre eğitiminin bilişsel ve duyuşsal
boyutunu algıladıklarını belirtmişlerdir.
Hedewig (1992), çalışmasında Almanya'da öğretmen yetiştirmede
çevre eğitiminin durumunu ortaya koymuştur. Çevre eğitimi . dersinin,
öğretmen yetiştirmede olmadığı için öğrencilerin bu konu hakkındaki bilgileri
biyoloji, fizik, kimya, coğrafya, politeknik ve politika gibi derslerde ve meslek
eğitiminde edindiklerini, eğitim bilimleri öğretiminde çevre eğitimi ile ilgili
konuların interdisipliner olarak verilebileceğini ve bunun en güzel örneği
olarak çeşitli branşlardan öğrencilerin katıldığı projeler olarak belirtmiştir.
Spork
(1992),
Simmons
(1993)
ve
Papadimitriou
(1995),
öğretmenlerin çevre eğitimi farkındalıklarını araştırmak için onlardan çevre
kavramını tanımlamalarını ve
çevre kavramının müfredattaki içeriğini
açıklamalarını istemişlerdir.
Eagles ve Demare (1999), 6. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir
çalışmada çevreye karşı ekolojik ve ahlaki tutumlanrı evde çevre hakkında
konuşma, doğa filmleri izleme ve çevre hakkında okuma ile ilişkili olarak
bulunduğunu, ekolojik tutumlarda cinsiyetler arası fark görünmezken, kızların
daha yüksek ahlaki tutumlar gösterdiğinin belirtildiğini ifade etmişlerdir.
Kendileri ise yaptıkları çalışmada 1 haftalık dinlenme kampında uygulanan
programın öğrencilerin ekolojik ve ahlaki tutumlarında önemli bir fark
oluşturmadığını belirtmişlerdir. Sonuçlar öğrencilerin kamp programına, aile,
medya ve önceki okul temel çevre eğitimi programlarını kapsayan bazı
etkilerden
kaynaklanan
orta
düzeyde
tutumlarla
girdiklerini
ortaya
koymuşlardır.
Kuhlemeier ve diğerleri (1999), Hollanda Ulusal Değerlendirme
Programında çevre bilgisi, çevre tutumu ve çevre sorumlu davranışı, ülke
genelinde
206
ortaokuldan
9000'den
fazla
öğrencide
belirlemeye
·
'62
çalışmışlardır. Araştırma 9. sınıf öğrencilerinde % 57'sinin çevreye karşı
oldukça olumlu tutuma sahip olduklarını ve % 35'inin çevre için finansal
fedakarlıklara hazır olduklarını göstermiştir. Buna rağmen öğrencilerin çevre
sorunları hakkında bilgilerinin eksik ve çoğunlukla yanlış olduğu, benzer
şekilde birçok öğrencinin sorumlu çevre davranışının yetersiz olduğu
saptanmıştır. Çevre bilgisi ile çevre tutum ve davranışı arasındaki ilişkinin
zayıf olduğu ortaya konulmuştur.
McKeown-lce (2000), hizmet öncesi öğretmen eğitimi programında
çevre eğitiminin durumunun çok iyi bilinmediğini belirterek, öğretmen eğiten
bir kurumu anket yoluyla incelemiş, birçok okulun çevre ile ilgili bazı
gereksinimleri olduğunu, okulların büyük bir çoğunluğunda çevre eğitiminin
kurumsallaştırılmadığını, çevre eğitimi uygulamalarının ülke çapında farklılık
gösterdiğini, hizmet öncesi öğretmen eğitimi programlarının geleceğin
öğretmenlerini çevreyi etkili şekilde öğretmek için sistematik bir şekilde
hazırlamadığını ortaya koymuştur.
Pooley ve O'Connor (2000), "Çevre Eğitimi ve Tutumlar'' adlı
çalışmalarında geliştirdikleri çevresel tutum ölçeğini önceden ders verdikleri
18-55
yaş
arasındaki
çeşitli
öğrenim
geçmişleri
olan
92
kişiye
uygulamışlardır. Ders programları ile elde edilen bulguları karşılaştırmışlardır.
Ders programlarında tutum ve davranış boyutunun ihmal edildiğini; ağırlıklı
olarak çevresel bilgilere yer verildiğini görmüşlerdir. Araştırma, hedef grubun
çevreye karşı olan inançları, duyguları ve tutumları üzerine yoğunlaşmıştır.
Elde edilen program bilgileri ve araştırma sonuçlarına göre; çevre eğitiminde
amaç, ağırlıklı olarak bilgi vermek olmamalı, çevreyle dost insanların
yetiştirilmesi için eğitim programlarının tutum ve davranış boyutuna öncelik
verilmelidir (Şama, 2003).
Summers (2000), Summers'in yazmış olduğu "Primary School
Teachers' Understanding of Environmental Issues: An Interview Study"
başlıklı çalışmasında, 556 dört farklı alanda (1. biyoçeşitlilik, 2. karbon
63
. döngüsü, 3. ozon incelmesi ve 4. küresel ısınma) 12 uygulamacı sınıf
öğretmeninin çevre anlayışlarını ortaya koymak için bir mülakat araştırması
yapmıştır. Bu
çalışma ile yukarıdaki
konular ile
ilgili
anlaşılan ve
anlaşılmayan bilimsel kavramlar tespit edilmiş, bulgular ülkedeki tüm sınıf
öğretmenleri için bir genelleme taşımasa da, çevre eğitimi açısında önemli
sonuçlar elde edilmiştir.
Uljas (2001), "Çevreye Karşı Tutum ve Davranışlar Üzerine Sosyal
Kimliğin Etkisi" adlı çalışmasında sosyal kimlik ve değerlerin, çevresel tutum
ve davranışlara olan etkisini araştırmıştır. Yerel ve küresel çevre sorunlarına
ilişkin ifadelerin yer aldığı ölçek, 416 kişiye uygulanmıştır. Araştırma
sonuçları şu şekildedir: Bireyin kendini ait hissettiği grubun değerlerini
benimsemesi çevresel algı, tutum ve davranışlarına yön verebilmektedir.
Sosyal kimlik, bireyin çevre sorunlarına ilgisi ve tutumları kadar, ailesine
ilişkin tutumları üzerinde de etkili olabilmektedir (Şama, 2003).
64
BÖLÜM IV
4. YÖNTEM
4.1. Araştırmanın Modeli
Bu araştırma tarama türü bir araştırmadır. Araştırma ile KKTC
Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan
yönetici ve _öğretmenlerin çevre bilinci düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır.
Demografik özellikler frekans ve yüzde hesaplamalarıyla yorumlanmıştır.
Araştırma bu yönüyle betimsel bir çalışma niteliğindedir.
4.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın
ortaöğretim
evrenini,
kurumlarında
KKTC
görev
Güzelyurt
yapan
Bölgesi'nde yer
yönetici
ve
alan
öğretmenler
oluşturmaktadır. (yönetici ve öğretmenlerin genel toplamı: 300)
Araştırmanın örneklemini, ise KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan
ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerden rastgele
seçilen 180 kişi oluşturmaktadır.
4.3. Verilerin Toplanması
Araştırmada kullanılacak bilgilerin elde edilmesinde, çalışmanın teorik
yönünün desteklenmesi amacıyla, benzer çalışmalar ile ulusal ve uluslar
arası literatür incelenmiş ve bazı genel istatistiksel veriler elde edilmiş;
uygulamalı yönünün desteklenmesi amacıyla da ankete dayalı alan
araştırması uygulaması ve istatistiksel analiz yapılmıştır. Araştırmada veriler
anket yoluyla toplanmıştır.
Araştırma için gerekli izinler yasal yollarla alındıktan sonra, belirlenen
okullara gidilerek, kurum müdürleriyle araştırma konusunda konuşularak
gerekli bilgilendirme yapılmış ve Erten (2003), tarafından geliştirilen "Kişisel
Bilgi Formu ve Çevre Bilinci Tarama Listesi" üzerinde bir takım değişiklikler
65
yapıldıktan
sonra
uygulanmıştır.
Uygulama
hakkında
yönetici
ve
öğretmenlere araştırmacı tarafından bilgi verilmiş ve öğretmenlere yeterli
vakit verilerek cevap vermeleri sağlanmıştır. Uygulamanın ardından, ölçme
araçları tek tek gözden geçirilerek, boş bırakılan, eksik ya da yanlış
cevaplandırılan ölçme araçları araştırma kapsamına alınmamıştır.
4.4. Veri Toplama Araçları
Araştırmada aşağıdaki veri toplama araçları kullanılmıştır:
- Kişisel Bilgi Formu
- Çevre Blinci Tarama Listesi
4.4.1. Kişisel Bilgi Formu
Kişisel bilgi formunda öğretmen ve yöneticilerin, cinsiyet, eğitim
durumu, meslekteki hizmet süresi, yaşadıkları yerleşim yeri türü, medeni
durum, kadro durumu, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu
ve çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu gibi
kişisel sorular yer almaktadır.
4.4.2. Çevre Bilinci Tarama Listesi
Araştırmada öğretmen ve yöneticilerin çevre bilincini ölçmek için, çevre
bilinci bilgilerini ölçen "Çevre Bilinci Tarama Listesi" kullanılmıştır (Erten,
2003).
Çevre bilinci tarama listesinde, öğretmenlerin çevreye karşı olan
bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışlarına ait 60 ifade vardır. Anketteki
önermeler olumludan olumsuza doğru 5'1i likert tipi ölçektir (tamamen
katılıyorum, katılıyorum, çok az katılıyorum, hiç katılmıyorum ile çok sık,
sıkça, ara sıra, oldukça az, hiçbir zaman). Bu tarama listesi soruları daha
önce de Almanya'daki bir çalışmada (Sherenk, 1994) ve Türkiye' deki üç
çalışmada (Erten, 2002; 2003 ve Baş, 2011) kısmen değişiklikler yapılarak
kullanılmıştır.
66
4.5. Verilerin Çözümlenmesi
Araştırmada kullanılan veri toplama araçlarıyla toplanan veriler,
araştırmanın amacı doğrultusunda istatistikT işlemlere tabi tutulmuştur. Ilk
aşamada örneklem grubundan her öğretmenin bizzat doldurduğu 'Kişisel
Bilgi Formu' ve 'Çevre
Bilinci Tarama
Listesi'nden alınan puanlar
belirlenmiştir. Puanlama işlemi tamamlandıktan sonra elde edilen ham veriler
SPSS for WINDOWS 13. O istatistik paket programına girilerek ve istatistiksel
çözümlemeler bu program yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Cinsiyet, medeni
durum, eğitim düzeyi, çalışma konumu gibi bağımsız değişkenlerin çevre
bilinci tarama listesine göre farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek için t­
testi yöntemi kullanılmıştır. Mesleki kıdem, kadro durumu gibi bağımsız
değişkenlerin düzeyleri ikiden fazla olduğundan aralarındaki ilişkileri test
etmek amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yöntemi kullanılmıştır.
4.6. Anketin Güvenilirliği
Yapılan bu anket çalışması 1 O bağımsız, 60 bağımlı olmak üzere
toplam 70 sorudan oluşmuş ve 180 kişiye uygulanmıştır. Yapılan Güvenilirlik
analizi sonucunda Cronbach's Alpha değeri 0,773 olarak belirlenmiştir. Bu
değer 0,60 - 0,80 arasında yer aldığı için anket sonuçları "oldukça güvenilir"
olarak kabul edilebilir. Herhangi bir sorunun, anketten çıkarılması durumunda
Cronbach's Alpha değerinde meydana gelecek değişime bakıldığında,
anketten çıkarılması durumunda güvenilirliği en fazla etkileyecek soru: "Bir
hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim",
sorusu olup, bu sorudan dahi elde edilecek Cronbach's Alpha değeri sadece
0,781'dir ve bu değerin, genel ortalama Alpha değeri ile arasında önemli bir
fark yoktur. Bu bilgiler ışığında yapılan çalışmanın güvenilir olduğu açıktır.
67
BÖLÜMV
5. BULGULAR VE YORUMLAR
5.1. Anket Sonuçlarının Genel Değerlendirilmesi
Tablo 1: Yönetici ve Öğretmenlerin Cinsiyete Göre Frekans ve Yüzde
Daaıl
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Erkek
75
41,7
41,7
Kadın
105
58,3
58,3
Toplam
180
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturan öğretmen ve
yöneticilerin %41,?'si erkek,% 58,3'0 kadındır.
Tablo 2: Yönetici ve Öğretmenlerin Kadro Değişkenine İlişkin Frekans
Yüzde Daaıl
-·
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kadrolu
159
88,3
88,3
Sözleşmeli
4
2,2
Geçici
17
180
2,2
9,4
Toplam
100,0
9,4
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturan öğretmen ve
yöneticilerin %88,3'0 kadrolu, %2,2'si sözleşmeli ve %9,4'ü ise geçicidir.
Tablo 3: Yönetici ve Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Frekans
Yüzde Daaıl
Bekar
Evli
Dul
Toplam
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
39
136
21,7
21,7
75,6
5
2,8
75,6
2,8
180
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturan öğretmen ve
yöneticilerin %21,?'si bekar, %75,6'sı evli ve %2,8'i ise duldur.
68
Tablo 4: Yönetici ve Öğretmenlerin Eğitim Durumlarına Göre Frekans ve
·-
-
•..:=JI"""""""
Frekans
On Lisans
3
Lisans
128
Yüksek Lisans 48
Doktora
1
Toplam
180
Yüzde
1,7
71,1
26,7
,6
100,0
Geçerli
Yüzde
1,7
71,1
26,7
,6
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %1,?'si ön
lisans, %26,?'si yüksek lisans ve %0,6'sı doktora mezunudur.
Tablo 5: Yönetici ve Öğretmenlerin Kıdem Değişkeni İçin Frekans ve
. --=..------0-5 yıl
6-10yıl
11-15yıl
16+ yıl
Toplam
Frekans
53
27
33
67
180
Yüzde
29,4
15,0
18,3
37,2
100,0
Geçerli
Yüzde
29,4
15,0
18,3
37,2
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %29,4'0 0-5
yıl, %15'i 6-10 yıl, %18,3'0 11-15 yıl, %37,2'si ise 16 yıl ve üzeri kıdeme
sahiptir.
Tablo 6: Yönetici ve Öğretmenlerin Okuldaki Konumlarına Göre Frekans
Yüzde Daaıl
- ----Frekans
idareci
27
Ogretmen 153
Toplam
180
Yüzde
15,0
85,0
100,0
Geçerli
Yüzde
15,0
85,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %15'i idareci,
%85'i ise öğretmendir.
69
Tablo 7: Yönetici ve Öğretmenlerin Yaşadıkları Yerleşim Yerine Göre
Frekans ve Yüzde Daaıl
Köy
Kasaba
Şehir
Toplam
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
75
40
65
180
41,7
22,2
36,1
100,0
41,7
22,2
36,1
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %41 '7'si
köyde, %22,2'si kasabada, %36,1 'i ise şehirde yaşamaktadır.
Tablo 8: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre İle İlgili Herhangi Bir
Yüzde Dağılımı
........ - . - _. - - ---- - - - --
Evet
Hayır
Toplam
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
102
78
180
56,7
43,3
100,0
56,7
43,3
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %56,7'si
çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılırken, %43,3'ü çevre ile ilgili
herhangi bir aktiviteye katılmamıştır. Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye
katılmayanların oranının %43,3 olması yüksek ve düşündürücü bir sonuçtur.
Çünkü, çevre bilincini öğrencilere kazandıracak olan eğitimciler olduğundan
bu konularda da daha aktif olmaları model olma açısından çok önemlidir.
Tablo 9: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre İle İlgili Herhangi Bir Dernek
Ya da Kuruluşa
- Üye Olma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
35
145
180
19,4
80,6
100,0
19,4
80,6
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %19,4'ü
çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye iken, %80,6'sı çevre ile
ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye değildir. Bu sonuç, yönetici ve
öğretmenlerin çevre bilgisi ve
çevreye karşı duyarlı davranışlarıyla
örtüşmeyen bir sonuçtur. Yani, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinçleri
70
davranışlarına yansımamaktadır. Ülkemiz şartlarını dikkate aldığımızda çevre
ile ilgili kuruluş ya da dernek sayısının az olması da bu sonucu ortaya
çıkarmıştır.
Tablo 10: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Kuruluşlarının, Çevrenin
Korunmasında Önemli Bir Rol Oynadıklarına İnanma Durumuna Göre
....Frekans ve Yüzde Daaılımı
Evet
Hayır
Toplam
Frekans
131
49
180
Yüzde
72,8
27,2
100,0
Geçerli
Yüzde
72,8
27,2
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların o/o 72,S'i çevre
kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanırken,
%27,2'si çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oyndığına
inanmamaktadır. Araştırma şunu göstermiştir ki,
çevre kuruluşlarının
çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanan yönetici ve
öğretmenler, herhangi bir dernek ya da kuruluşa üyedirler ve çevre ile ilgili
herhangi bir aktiviteye de katılmışlardır. Dolayısıyla duyuşsal puanları da
yüksektir.
5.2. Duyuşsal Alana İlişkin Öğretmen Tutumları (E Bölümü)
Tablo 11: Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması
ların alevhine
bir durumd
Yüzde
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Kümülatit
Yüzde
Geçerli
Yüzde
3
1,7
1,7
1,7
2
5
25
1,1
2,8
13,9
1,1
2,8
14,0
2,8
5,6
19,7
143
79,4
80,3
100,0
178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
71
Yapılan bu çalışmada . %80,3 gibi önemli bir orandaki yönetici ve
öğretmenlerin, hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması
durumunu insanların aleyhine bir durum olarak gördükleri belirlenmiştir. Bu
durum öğretmenlerimizin çevre bilinçlerinin ve farkındalıklarının yüksek
olduklarını gösteren bir sonuçtur.
Tablo 12: Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötü
bir şey deaild"
~
J
J
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
134
74,4
74,9
74,9
29
2
4
16, 1
1,1
2,2
16,2
1,1
2,2
91,1
92,2
94,4
10
5,6
5,6
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
,•
'
Geçerli
Yüzde
Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin
%74,9'u 'nehir ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötü bir şey
değildir' ifadesine hiç katılmamaları çevreye karşı duyarlı olduklarını gösteren
bir sonuçtur.
Tablo 13: Kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak
nerme k beni cok
- -·· ..
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
5
2,8
2,8
2,8
4
7
51
2,2
3,9
28,3
2,2
3,9
28,5
5,0
8,9
37,4
112
62,2
62,6
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin
%28,S'i 'katılıyorum' %62,6'sı ise 'tamamen katılıyorum' diyerek kullanılmış
· 72
kağıtları diğer çöpler içerisine . atılmış olarak görmekten üzüldüklerini
belirtmişlerdir.
fı
-
-.J="'JI----
--
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
. . . -· --- kd
·~- .• ~----
-
.
dedi
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
3
1,7
21
11,7
11,7
13,4
61
63
33,9
35,0
34,1
35,2
47,5
82,7
31
17,2
17,3
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
100,0
180
·
1,7
1,7
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı
(%34,1'i çok az katılıyorum, %35,2'si katılıyorum oranı ile) nefes aldıkları
havanın sağlıklarına zarar verecek derecede olduğuna inanmamaktadır. Bu
sonuç ülkemizi dikkate aldığımızda şaşırtıcı bir sonuç değildir.
Tablo 15: Tabiatın bozulması böyle devam edecek olursa gelecek yüzyıl
· -- · - · de birçok canlı ortadan kalkmıs- olacak
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
4
2,2
Kümülatif
Yüzde
2,2
2,2
3
1,7
1,7
3,9
8
4,4
4,5
8,4
48
26,7
26,8
35,2
116
64,4
64,8
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin
%64,B'i tabiatın bozulması böyle devam edecek olursa gelecek yüzyıl
içerisinde birçok canlı türünün ortadan kalkmış olacağına inanmaktadır. Bu
durum yönetici ve öğretmenlerin çevre kirliliğinden ve tabiatın bozulmasından
endişe duyduklarını gösteren bir sonuçtur.
73 ·
ı c1ı..ııo ı o;
cır gun ıçecex temız su tluıamayaca( ımızdan kork
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
.
Kümülatif
Yüzde
4
2,2
2,2
2,2
4
7
41
· 2,2
3,9
22,8
2,2
3,9
22,9
4,5
8,4
31,3
123
68,3
68,7
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin %68,7'sinin bir gün
içecek temiz su bulamayacaklarından korktukları belirlenmiştir. Bu durum
yönetici ve öğretmenlerin çevre kirliliğinden endişe duyduklarını gösteren bir
sonuçtur.
Tablo 17: Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve
hatta ölebilir
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
3
1,7
1,7
1,7
2
9
45
1,1
5,0
25,0
1,1
5,0
25,1
2,8
7,8
33,0
120
66,7
67,0
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi ankate katılan yönetici ve öğretmenlerin %67'si
gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişinin hastalanabileceğini ve hatta
ölebileceğini düşünmektedir. Bu durum şimdilik çok büyük bir kirlilik
olmasada gelecekte yönetici ve öğretmenlerin hava kirliliğinden de endişe
duyduklarını göstermektedir.
74
Tablo 18: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması
daki bilaileri öörenmek ·
Frekans
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
4
2,4
1
15
Katılıyorum
70
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
2,2
2,2
,6
,6
8,3
2,8
11,2
38,9
8,4
39,1
50,3
89
49,4
49,7
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
100,0
Cevapsız
Toplam
180
Tabloda
görüldüğü gibi
Kümülatif
Yüzde
%39,1
katılıyorum %49,7'si tamamen
katılıyorum oranları yönetici ve öğretmenlerin denizlerin, göllerin ve nehirlerin
nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri öğrenmek istediklerini gösteren bir
sonuçtur..
19: Bu k
3
k
-
dla suıcıu oıan poI itik
3
Frekans
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
23
12,8
12,8
16,8
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
69
45
38,3
38,5
25,0
25, 1
55,3
80,4
35
19,4
19,6
100,0
179
99,4
100,0
1
180
,6
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
7
3,9
3,9
3,9
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, anket sonuçları değerlendirildiğinde yönetici
ve öğretmenlerin büyük bir kısmının (%38,5' i çok az katılıyorum, %25,1 'i
katılıyorum diyerek) çevre kirliliği konusunda tek sorumlu olarak politikacıları
görmedikleri sonucu ortaya çıkmıştır.
•
75
Tablo 20: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması
lısan
~
- veteri kadar dernek ve kurulus- mevcutt
3
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
15
8,3
8,4
8,4
55
57
35
30,6
31,7
19,4
30,7
31,8
19,6
39, 1
70,9
90,5
17
9,4
9,5
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, bu ifadeye yönetici ve öğretmenlerin %30,?'si
katılmıyorum, %31,B'i çok az katılıyorum cevabını vermiştir. Bu durum ise
yönetici ve öğretmenlerin çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması
için çalışan dernek ve kuruluş sayısını yeterli görmedikleri sonucunu ortaya
çıkarmıştır.
Tablo 21: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için hiçbir
~
.........
k .
.. .
. ~--·
-~
".:""JI------
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
123
68,3
68,7
68,7
38
5
4
21, 1
2,8
2,2
21,2
2,8
2,2
89,9
92,7
95,0
9
5,0
5,0
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, ankate katılan yönetici ve öğretmenlerin
%68,7 gibi büyük bir kısmı bu ifadeye katılmamıştır. Bu durum, denizlerin,
göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için yönetici ve öğretmenlerin bir şeyler
yapma niyetinde oldukları sonucunu ortaya çıkarmıştır.
76
Tablo 22: Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için ben de bir şeyler
yapmak isterim
Frekans
Hayır, Hiç
· Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
4
2,2
2,2
2,2
6
3
58
3,3
1,7
32,2
3,4
1,7
32,4
5,6
7,3
39,7
108
60,0
60,3
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tablo 11 ile bağlantılı olarak ankate katılan öğretmenler bu ifadeye
%60,3 gibi bir oranla tamamen katılarak, doğanın daha çok bozulmasını
önlemek için bir şeyler yapmak niyetinde olduklarını ifade etmişlerdir.
Tablo 23: Böyle giderse çok yakın gelecekte fosil yakıt kaynakları
tükenecek
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
3
1,7
1,7
1,7
6
17
51
3,3
9,4
28,3
3,4
9,5
28,5
5,0
14,5
43,0
102
56,7
57,0
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %57'1ikbir oranla yönetici ve öğretmenler çok
yakın gelecekte fosil yakıt kaynaklarının tükeneceğini belirtmişlerdir. Bu
durum ankate katılanların gelecekte yaşanacak enerji sıkıntısından endişe
duydukları sonucunu ortaya çıkarmıştır.
77
Tablo 24: Boş zamanlarımın belirli bir kısmını . hayvan ve bitkilerle
·ıailenmeve avırmava
. -h
ı
-ı
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katı Im ıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
9
5,0
5,0
5,0
12
34
74
6,7
18,9
41,1
6,7
19,0
41,3
11,7
30,7
72,1
50
27,8
27,9
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin %41,3'ü bu ifadeye
katılmıştır. Bu durum yöneici ve öğretmenlerin boş zamanlarının belirli bir
kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye hazır oldukları sonucunu ortaya
çıkarmıştır.
Tablo 25: Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak
ve katkıda bulunmak isterim
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
3
1,7
1,7
1,7
9
30
75
5,0
16,7
41,7
5,0
16,8
41,9
6,7
23,5
65,4
62
34,4
34,6
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, bu ifadeye yönetici ve öğretmenlerin %41,9'u
katılıyorum, %34,6'sı tamamen katılıyorum diyerek, kirletilmiş bir alanın
temzilenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak istediklerini
göstermişlerdir.
78
Tablo 26: Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için
100 km' den daha fazla sürat vaomak istemezd"
J
~.
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
15
8,3
8,4
8,4
7
43
67
3,9
23,9
37,2
3,9
24,0
37,4
12,3
36,3
73,7
47
26, 1
26,3
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, bu ifadeye yönetici ve öğretmenler net cevaplar
vermemişlerdir. Fakat yinede oranlar, (%26,3 tamamen katılıyorum, %37,4
katılıyorum, %24 çok az katılıyorum)
yönetici ve öğretmenlerin çevreyi
kirletmemek için 100 krn'derı daha fazla sürat yapmak istemedikleri sonucunu
ortaya çıkarmıştır.
Tablo 27: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri
kazanılmıs olanlardan satın almava h
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
6
3,3
3,4
3,4
7
20
61
3,9
11, 1
33,9
3,9
11,2
34,1
7,3
18,4
52,5
85
47,2
47,5
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılanların %47,S'i bu ifadeye
tamamen katılmıştır. Bu durum, yönetici ve öğretmenlerin okul için gerekli
olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazır oldukları
sonucunu ortaya çıkarmıştır.
79
ı aoıo ze: esançem oısavaı c uoreıeme ·ı kimvasaı gübreler.ile vaoardım
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
79
43,9
44,1
44,1
31
22
21
17,2
12,2
11,7
17,3
12,3
11,7
61,5
73,7
85,5
26
14,4
14,5
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin %44,1 'i bahçeleri
olsaydı gübrelemeyi kimyasal ilaçlarla yapmayacaklarını belirtmişlerdir. Bu
durum öğretmenlerimizin çevre bilinçlerinin ve farkındalıklarının yüksek
olduklarını gösteren bir sonuçtur.
Tablo 29: Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine
,mtmevıtercih ederim
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
. Kümülatif
Yüzde
60
33,3
33,7
33,7
37
43
28
20,6
23,9
15,6
20,8
24,2
15,7
54,5
78,7
94,4
10
5,6
5,6
100,0
178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi %33,7 gibi bir oran yönetici ve öğretmenlerin
bir eğlence yerine gitmektense bir hayvanat bahçesine gitmeyi tercih
ettiklerini gösteren bir sonuçtur.
8-0
Tablo 30: E"
~
k
- --.ı
dı lüks b"
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
b
t
-
k lst
-------
Geçerli
Yüzde
Yüzde
dim
Kümülatif
Yüzde
19
10,6
10,6
10,6
20
51
11, 1
11,2
21,8
28,5
22,9
50,3
41
28,3
22,8
48
26,7
26,8
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
100,0
180
73,2
Tabloda görüldüğü gibi bu ifadeye yönetici ve öğretmenler net bir
cevap vermemişlerdir. Bu durum ifadenin yeterince açık olmamasıyla
açıklanabilir. Yine de en yüksek oran %28,5 çok az katılıyorum, doğruya
yakın olduğu için tutarlı bir sonuçtur.
Sonuç olarak, duyuşsal alana ait maddelere yönetici ve öğretmenlerin
verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde öğretmen ve yöneticilerin çevreye
karşı duyarlı oldukları görülmektedir.
5.3. Psiko-Motor Alana İlişkin Öğretmen Tutumları (V Bölümü)
Tablo
31: İçeceklerimizi
satın
alırken
genelde
.
--- siselerde
..•. ~..,.deeozitosuz
olanlarını tercih ed - ·
-
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukça az
Ara Sıra
Cevapsız
Toplam
metal
kutuda
veya
-
Geçerli
Yüzde
Yüzde
16
8,9
Kümülatif
Yüzde
8,9
8,9
24,6
63,1
28
15,6
15,6
38,3
Sıkca
69
45
38,5
25,0
Çok Sık
25,1
88,3
21
11,7
Toplam
11,7
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenler bu ifadeye çok net
cevaplar . vermemişlerdir. %38,S'i ara sıra, %25, 1 'i sıkça gibi oranlar,
içeceklerini satın alırken genelde metal kutuda veya depozitosuz şişelerde
olanlarını tercih ettiklerini göstermektedir.
81
Tablo 32: Bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı
lup olmadıklarına dikkat ed ·
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
17
9,4
9,5
9,5
41
69
22,8
32,4
38,3
22,9
38,5
70,9
Sıkca
38
21,1
21,2
92,2
Çok Sık
14
7,8
7,8
100,0
179
99,4
100,0
1
180
,6
100,0
Toplam
Cevapsız
Toplam
.
Yüzde
Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin %38,5 ara sıra
ifadesi, bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zaralı olup
olmadıklarına her zaman dikkat etmediklerini göstermektedir.
Tablo 33: Evimizde kullanılmayan kağıtları ayırır ve toplanan yere haber
.
~
·ı ...
Frekans
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Hiç bir
zaman
Oldukca az
63
35,0
35,6
35,6
44
24,4
24,9
Ara Sıra
47
26,1
26,6
60,5
87,0
Sıkca
Çok Sık
12
6,7
6,8
11
177
6, 1
6,2
100,0
Toplam
3
98,3
1,7
180
100,0
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Tabloda görüldüğü gibi,
93,8
100,0
%35,6'1ık oran yönetici ve öğretmenlerin
evlerinde kullanılmayan kağıtları hiç bir zaman ayırmayıp toplanan yere
iletmediklerini göstermektedir. Bu durum beklenen bir sonuçtur. Çünkü
ülkemizde, geridönüşüm henüz çok yeni gelişmekte olan bir konudur.
82
Tablo 34: Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih
ederler
Frekans
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
10.
5,6
5,6
5,6
17
60
9,4
33,3
9,6
33,7
15,2
48,9
Sıkca
63
35,0
35,4
84,3
28
178
15,6
15,7
100,0
98,9
100,0
Çok Sık
Toplam
Cevapsız
2
Toplam
1,1
100,0
180
Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin %33,?'si bu ifadeye
ara sıra %35,4'0 sıkça cevabını vermiştir. Tablo 2'de olduğu gibi çelişkili bir
durum söz konusudur. Fakat bu durum ülkemizde var olan eksiklikleri
göstermesi açısından önemlidir.
T
M
-
---
-
kl -l ...••.. -----Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Ç.ok Sık
Toplam
h ed
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
16
8,9
8,9
8,9
32
17,8
17,9
26,8
70
39,1
22,9
11,2
65,9
41
20
179
38,9
22,8
11, 1
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
Cevapsız
Toplam
kl- .
88,8
100,0
Tablo 4'te olduğu gibi aynı durum bu ifadede de söz konusudur.
%39,1 'lik oran yönetici ve öğretmenlerin metal kutudaki içecekleri ara sıra
tercih ettiklerini göstermektedir.
83
Tablo 36: Satın aldığım defterlerin ve dosya kağıtlarının geridönüşümlü
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
19
. 10,6
10,6
10,6
28
62
55
16
180
15,6
34,4
30,6
8,9
100,0
15,6
34,4
30,6
8,9
100,0
26,1
60,6
91,1
100,0
Tabloda görüldüğü gibi %34,4'1ükoran yönetici ve öğretmenlerin satın
aldıkları defterlerin ve dosya kağıtlarının geridönüşümlü olmasına ara sıra
dikkate ettiklerini göstermektedir.
Tablo 37: Kullıanıımış pı· ıı
.
I CÖP bid
3
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
Cevapsız
Toplam
ta
•
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
50
27,8
27,9
27,9
21
47
39
22
179
1
180
11,7
26,1
21,7
12,2
99,4
,6
100,0
11,7
26,3
21,8
12,3
100,0
39,7
65,9
87,7
100,0
Tabloda görüldüğü gibi şaşırtıcı bir sonuç vardır. Ancak ülkemizde
çöplerin henüz çok yeni ayrı ayrı toplanmaya başladığını düşündüğümüzde
beklenen bir sonuçtur. Buna rağmen ankate katılanların %27,9'u kullanılmış
pilleri normal çöp bidonlarına hiçbir zaman atmadıklarını belirtmişlerdir.
84
- -- -- - -
- - -
-
- - - -
- -
..•
~ ~
~ ~
-
Yüzde
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
61
33,9
34,3
34,3
17,8
30,0
11, 1
18,0
30,3
52,2
82,6
Sıkca
32
54
20
11,2
93,8
Çok Sık
11
6,1
6,2
100,0
Toplam
178
98,9
100,0
2
1,1
100,0
Cevapsız
Toplam
180
Tabloda görüldüğü gibi, %34,3'1ük oran, yönetici ve öğretmenlerin
kullanılmış şişeleri hiçbir zaman şişe kumbaralarına atmadıkları sonucunu
ortaya çıkarmıştır. Ülkemiz şartlarında bu durum beklenen bir sonuçtur.
Tablo 39: Okulda kullanacağım dosyaları satın alırken plastik olanlarını
tercih ederim
·
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
20
Yüzde
11, 1
Geçerli
Yüzde
11, 1
Kümülatif
Yüzde
11, 1
32
17,8
17,8
28,9
Ara Sıra
59
32,8
32,8
61,7
Sıkca
Çok Sık
50
19
27,8
10,6
27,8
10,6
89,4
100,0
Toplam
180
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %32,B'lik oran, yönetici ve öğretmenlerin okulda
kullanacakları dosyaları satın alırken plastik olanlarını ara sıra tercih
ettiklerini gösteren bir sonuçtur.
85
Tablo 40: Ail
-
b
-
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
ketlerini defal
Yüzde
kull
iZ
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
7
3,9
3,9
3,9
15
44
48
66
180
8,3
24,4
26,7
36,7
100,0
8,3
24,4
26,7
36,7
100,0
12,2
36,7
63,3
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı
(%36,7'si) alışveriş paketlerini defalarca kullanmaktadır. Bu durum yönetici
ve öğretmenlerin yapılabilecek durumlarda çevrenin korunması için faaliyette
bulunduklarını göstermektedir.
Tablo 41: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara
kurum veya
·
~ ara varıyoruz
~ bunları toplayan
.
~ kurulusl
-~
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
2
1,1
1,1
1 1
11
36
46
85
180
6,1
20,0
25,6
47,2
100,0
6, 1
20,0
25,6
47,2
100,0
7,2
27,2
52,8
100,0
J
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin %47,2'si kullanılmış
eski eşyalarını ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurum veya kuruluşlara
vermektedirler. Bu durum yönetici ve öğretmenlerin bu konuda duyarlı
olduklarını gösteren bir sonuçtur.
86
ı aoıo 4~: ıvaıcrrrer acık ıxen Ka oı ve oencereyi açık tutmam
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukça az
Yüzde
24
13,3
3
1,7
17,2
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
13,5
13,5
1,7
15,2
26,1
17,4
26,4
32,6
59,0
73
40,6
41,0
100,0
98,9
1,1
100,0
Cevapsız
178
2
Toplam
180
Ara Sıra
Sıkça
31
47
Çok Sık
Toplam
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı
.
.
(%41'i çok sık, %26,4'ü sıkça) kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık
tutmamaktadır.
Tablo 43: Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma
konusunda cok titiz d
·
Frekans
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Hiç bir
zaman
Oldukca az
7
3,9
10
5,6
5,6
9,4
Ara Sıra
19
10,6
10,6
20,0
Sıkca
Çok Sık
52
28,9
28,9
48,9
92
180
51, 1
100,0
51, 1
100,0
Toplam
3,9
3,9
100,0
Tabloda görüldüğü gibi ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin büyük
birkısmı (%51,1) evde veya çalıştıkları kurumda enerji tasarrufu konusunda
çok titiz davranmaktadır.
--- --
--
,.._ - -
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
..........•.•.
---· ···- --··---·-· -~-· ·-
Yüzde
7
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
3,9
3,9
3,9
11, 1
13
7,2
7,2
Ara Sıra
-Sıkca
71
39,4
39,4
58
32,2
32,2
Çok Sık
Toplam
31
180
17,2
17,2
100,0
100,0
50,6
'
82,8
100,0
87
Tabloda görüldüğü gibi, %39,4'1ük bir oran yönetici ve öğretmenlerin
arkadaşları ile çevre kirliliği üzerine ara sıra sohbet ettiklerini gösteren bir
sonuçtur.
Tablo 45: Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve
bilaisavarımın
verine
venisini
al
- Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
33
18,3
18,5
18,5
45
25,0
25,3
43,8
75,8
57
31,7
32,0
Sıkca
Çok Sık
28
15,6
15,7
15
Toplam
178
8,3
98,9
100,0
Cevapsız
Toplam
2
1, 1
180
100,0
8,4
91,6
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %32'1ik bir oran yönetici ve öğretmenlerin
teknolojiyi takip ederek eski model cep telefonu ve bilgisayarlarını ara sıra
değiştirdiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 46: Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen
pazar çantası taşırım
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
67
37,2
37,2
37,2
25
13,9
13,9
51, 1
Ara Sıra
50
27,8
27,8
78,9
Sıkca
22
12,2
12,2
91,1
100,0
Çok Sık
16
8,9
8,9
Toplam
180
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi %37,2'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin
alışverişe giderken hiçbir zaman sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen
pazar çantası taşımadıklarını göstermektedir. Bu sonuç beklenen bir
sonuçtur, çünkü ülkemizde böyle bir uygulama ya da alışkanlık söz konusu
değildir.
88
Tablo 47: Çeşmede işim bittikten sonra çeşmenin iyice kapanıp
··-... -·-···--·~·-··------- -- - --- ---Oldukca
az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Frekans
1
,6
,6
,6
18
34
127
180
10,0
18,9
70,6
100,0
10,0
18,9
70,6
100,0
10,6
29,4
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenler (0(o70,6'sı) çeşmede
işleri bittikten sonra çeşmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol
etmektedirler.
Bu
durum, yönetici
ve
öğretmenlerin yapılabilecekleri
durumlarda faaliyetten kaçmadıklarını ve duyarlı olduklarını gösteren bir
sonuçtur.
i
Tablo 48: lşığın, radyonun veya televizyonun gereksiz yere açık
kalmamasına _ç_ok
dikkat ederim
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
,6
,6
,6
4,4
6,7
21,1
67,2
100,0
4,4
6,7
21,1
67,2
100,0
5,0
11,7
32,8
100,0
1
8
12
38
121
180
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Tabloda görüldüğü gibi, %67,2'1ik bir oran yönetici ve öğretmenlerin
ışığın, radyonun veya televizyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok
dikkat ettiklerini gösteren bir sonuçtur.
•..
89
Tablo 49: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir
toolantıva
~ sık sık katıl
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
8
4,4
4,5
4,5
39
80
35
17
179
1
180
21,7
44,4
19,4
9,4
99,4
,6
100,0
21,8
44,7
19,6
9,5
100,0
26,3
70,9
90,5
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %44,7'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin ·
çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya ara sıra
katıldıklarını gösteren bir sonuçtur.
Tablo 50: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazeteciyi, pollflkacıyı
veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm
Frekans
Hiç bir
zaman
Oldukca az
Ara Sıra
Sıkca
Çok Sık
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
41
22,8
22,9
22,9
53
45
27
13
179
1
180
29,4
25,0
15,0
7,2
99,4
,6
100,0
29,6
25,1
15,1
7,3
100,0
52,5
77,7
92,7
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %29,4 oldukça az, %22,9 hiçbir zaman gibi
oranlar yönetici ve öğretmenlerin çevre kirliliğinin önlenmesi için bir
gazeteciyi, politikacıyı ya da yetkili herhangi birini bilgilendirme konusuna
istekli olmadıklarını gösteren bir sonuçtur.
Sonuç olarak, psiko-motor alt boyutundaki ifadelere yönetici ve
öğretmenlerin
verdikleri
cevaplar
değerlendirildiğinde,
yönetici
ve
öğretmenlerin çevr~ bilinçlerinin davranışlarına yansımadığı görü_lmektedir.
Bu durum ülkemizde çevre ile ilgili faaliyetlerin (geridönüşüm v.s) yeni yeni
gelişmekte olup bu konudaki çalışmaların henüz çok yeni ve az olmasıyla
açıklanabilir.
90
5.4. Bilişsel Alana İlişkin Öğretmen Tutumları (W Bölümü)
Tablo 51: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka
yı ._. lerde rastlanmavan canlı demekf
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
5
2,8
2,8
2,8
7
22
70
3,9
12,2
38,9
3,9
12,4
39,3
6,7
19, 1
58,4
74
41, 1
41,6
100,0
. 178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %41,6 tamamen katılıyorum ve %39,3
katılıyorum oranları yönetici ve öğretmenlerin endemik kavramını blldiklertnl
gösteren bir sonuçtur.
--- ----
-···
-··--•••••,
• .,..
ıvı
Frekans
Hayır, Hiç
Katı Im ıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
••~
••Mııı
yvı.~111
Yüzde
lılll!!tlYC
Geçerli
Yüzde
~CIIIIUIIII
Kümülatif
Yüzde
19
10,6
10,6
10,6
25
71
45
13,9
39,4
25,0
14,0
39,7
25,1
24,6
64,2
89,4
19
10,6
10,6
100,0
179
99,4
,6
100,0
100,0
1
180
Tabloda görüldüğü gibi %39,?'lik oran yönetici ve öğretmenlerin
ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarını gösteren
bir sonuçtur.
1
k
yapmaz
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
30
16,7
16,8
16,8
59
38
32,8
21, 1
33,0
21,2
49,7
70,9
35
19,4
19,6
90,5
17
9,4
9,5
100,0
179
99,4
100,0
1
180
,6
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %33'1ük oran yönetici ve öğretmenlerin
gürültünün, sadece sinirliliğe sebep olmayıp hastalık ta yaptığını bildiklerini
gösteren bir sonuçtur.
Tablo 54: Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta,
bozulmus~ durumdad
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
2
Kümülatif
Yüzde
1,1
1,1
1,1
16
8,9
30
87
16,7
48,3
8,9
16,8
48,6
10, 1
26,8
44
24,4
24,6
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
75,4
Tabloda görüldüğü gibi, %48,6 katılıyorum ve %24,6 tamamen
katılıyorum oranı yönetici ve öğretmenlerin, birçok nehir ve denizlerimizin
besin maddesi azaldığı için hasta ve bozulmuş durumda olduğunun farkında
olduklarını gösteren bir sonuçtur.
92
Tablo 55: Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar
verir
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Tabloda
görüldüğü
gibi,
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
13
7,2
7,3
. 7,3
14
26
7,8
14,4
7,8
14,5
15, 1
29,6
65
36,1
36,3
65,9
61
33,9
34, 1
100,0
179
99,4
100,0
1
180
100,0
%36,3
katılıyorum
,6
%34,1
tamamen
katılıyorum oranı yönetici ve öğretmenlerin küvette yıkanma yerine duş ile
yıkanmanın çevreye daha az zarar verdiğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 56: Karbondioksit gazı ozon tabakasının delinmesinden sorumlu
tek aazd
~
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
34
18,9
19,0
19,0
47
50
26,1
27,8
26,3
27,9
45,3
73,2
34
18,9
19,0
92,2
14
7,8
7,8
100,0
179
99,4
100,0
1
180
100,0
,6
Tabloda görüldüğü gibi, net bir sonuç olmamakla beraber yönetici ve
öğretmenlerin %27,9'u 'çok az katılıyorum' diyerek, karbondioksit gazının
ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gaz olup olmadığından emin
değildirler.
93
Tablo 57: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar
vermez
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
107
59,4
59,8
59,8
42
13
10
23,3
7,2
5,6
23,5
7,3
5,6
83,2
90,5
96, 1
7
3,9
3,9
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin büyük bir oranı
(%59,B'i) eksoz gazının sadece ağaçlara değil insanlara da zarar verdiğini
bilmektedirler.
Tablo 58: Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve
nükleer santrallerin dışında güneş ve rüzgar gibi alternatif enerji
kavnakları
vard
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
1
,6
,6
,6
6
19
41
3,3
10,6
22,8
3,4
10,7
23,0
3,9
14,6
37,6
111
61,7
62,4
100,0
178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %62,4 tamamen katılıyorum oranı, yönetici ve
öğretmenlerin elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve
nükleer santral dışında güneş ve rüzgar gibi alternetif enerji kaynaklarını
bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
94
Tablo 59: Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre
az açık tutmak yerine, kısa süreli tamamen açık tutmak daha iyidir
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
14
7,8
7,9
7,9
16
37
56
8,9
20,6
31, 1
9,0
20,8
31,5
16,9
37,6
69,1
55
30,6
30,9
100,0
178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı
(%31,5'i katılıyorum, %30,9'u tamamen katılıyorum ile) kaloriferin daha az
yakıt harcaması için pencereyi nasıl kullanacaklarını bilmektedir.
..
·~.
-
--
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
-,
---
Yüzde
-----
---
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
4
2,2
2,2
2,2
6
14
71
3,3
7,8
39,4
3,4
7,9
39,9
5,6
13,5
53,4
83
46,1
46,6
100,0
178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin çoğu (%39,9'u
katılıyorum,
bilmektedir.
%46,6'sı tamamen
katılıyorum ile)
Recycling kavramını
95
Tablo 61: İçeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine
depozitolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından daha çok
yarar...•...
lıd
Cevapsız
Toplam
2,2
6,1
28,5
62,8
63,1
100,0
99,4
,6
100,0
100,0
4
11
51
Yüzde
2,2
6,1
28,3
113
179
1
180
Frekans
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Kümülatif
Yüzde
2,2
8,4
36,9
Geçerli
Yüzde
Tabloda görüldüğü gibi, %63,1 'lik oran yönetici ve öğretmenlerin
depozitolu şişelerin çevreyi koruma açısından çok daha yararlı olduğunu
bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 62: Kağıt alırken geridönüşümlü olanlarını almak çevrenin
nuı
1.ı111111g..ıı1
U.\tı...,.,ı•'ııl'II-••
~-·,.
-··-·····-··
Hayır, Hiç
~atılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum.
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Frekans
1
,6
,6
,6
2
15
49
1,1
8,3
27,2
1,1
8,4
27,4
1,7
10, 1
37,4
112
62,2
62,6
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %62,6'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin
geridönüşümlü kağıtların çevrenin korunması açısından çok önemli olduğunu
bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
95
Tablo 61: İçeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine
depozitolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından daha çok
lıdo•
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Frekans
4
2,2
2,2
2,2
11
51
6,1
28,3
6,1
28,5
36,9
113
62,8
63, 1
100,0
179
1
99,4
100,0
Cevapsız
Toplam
180
100,0
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
8,4
,6
Tabloda görüldüğü gibi, %63,1 'lik oran yönetici ve öğretmenlerin
depozitolu şişelerin çevreyi koruma açısından çok daha yararlı olduğunu
bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 62: Kağıt alırken geridönüşümlü olanlarını almak çevrenin
k -· -·····--· -'Y·-···- .. ,... ___ -- ----- -Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Yüzde
1
,6
,6
,6
2
1,1
1,1
1,7
15
8,4
10, 1
49
8,3
27,2
27,4
37,4
112
62,2
62,6
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, . %62,6'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin
geridönüşümlü kağıtların çevrenin korunması açısından çok önemli olduğunu
bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
96
Tablo 63: Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre
yapı lmasıd
Frekans
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
3
1,7
1,7
1,7
6
24
3,3
13,3
3,4
5, 1
Katılıyorum
71
39,4
13,5
39,9
18,5
58,4
74
41, 1
41,6
100,0
178
98,9
100,0
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
2
1,1
180
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %39,9 katılıyorum,
%41,6 tamamen
katılıyorum oranı, yönetici ve öğretmenlerin Kompost kavramının ne anlama
geldiğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 64: Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını
tanıtan işaret
bulunur
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
3
1,7
1,7
1,7
6
37
3,3
3,3
5,0
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
76
20,6
42,2
20,6
42,2
25,6
67,8
58
32,2
32,2
· 100,0
180
100,0
100,0
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Tabloda
görüldüğü gibi
%42,2
katılıyorum oranı, yönetici ve
öğretmenlerin, bir ürünün üzerinde çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret
bulunduğunu bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
97
Tablo 65: Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak
·ı
-····--······ ··---··· -· .... ----- -------------- -- - ------- - - •.....•
-
Yüzde
Frekans
-
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
5
2,8
2,8
2,8
14
43
7,8
23,9
7,8
23,9
10,6
34,4
Katılıyorum
79
43,9
43,9
78,3
39
21,7
21,7
100,0
180
100,0
100,0
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Tabloda görüldüğü gibi, %43,9 katılıyorum oranı, yönetici ve
öğretmenlerin,
ozon
tabakasının
delinmesinin
önemli
sonuçlar
doğurabileceğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 66: Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak
"----- ----- ----- toelanmalıd
-
-
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
Yüzde
2
1,1
1,1
1,1
5
2,8
2,8
3,9
12
6,7
6,7
10,6
37
20,6
20,7
31,3
123
68,3
68,7
1,00,0
179
1
99,4
100,0
Cevapsız
Toplam
180
100,0
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
,6
Tabloda görüldüğü gibi, %68,7 tamamen katılıyorum oranı, yönetici ve
öğretmenlerin, çöplerin ayrı ayrı toplanması gerektiğini iyi bildiklerini gösteren
bir sonuçtur.
98
Tablo 67: Evlerinizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde
Iva veva elıbise dolabı ,ibi eşyaların bulunması aogru mr seçımaır
Yüzde
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
66
36,7
37,1
37,1
37
18
19
20,6
10,0
10,6
20,8
10, 1
10,7
57,9
68,0
78,7
38
21, 1
21,3
100,0
178
2
180
98,9
1,1
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi soru iyi anlaşılmamış olabileceğinden farklı
sonuçlar söz konusudur. Ancak yine de %37,1 'hayır, hiç katılmıyorum' oranı
fazla olduğundan yönetici ve öğretmenler bu ifadeye doğru cevap
vermişlerdir.
Tablo 68: Okul bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya
--· ·- ··- ....•...... --·- - -=ı - - -- Frekans
Hayır, Hiç
Katı Im ıyorum
Katılmıyorum
Çok Az Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
Geçerli
Yüzde
77
42,8
43,0
43,0
25
38
22
13,9
21, 1
12,2
14,0
21,2
12,3
57,0.
78,2
90,5
17
9,4
9,5
100,0
179
1
180
99,4
,6
100,0
100,0
Tabloda görüldüğü gibi, %43'1ük oran, yönetici ve öğretmenlerin okul
bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kaplı olmaması
gerektiğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
99
Tablo 69: Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek
lduüu
- öale
- vaktldl
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
Kümülatif
Yüzde
123
68,3
68,7
68,7
18
14
10,0
7,8
10, 1
7,8
78,8
13
7,2
7,3
93,9
11
6,1
6, 1
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
86,6
Tabloda görüldüğü gibi %68,7'1ik gibi yüksek bir oran, yönetici ve
öğretmenlerin, yazın bahçelerin en uygun sulama zamanının öğle vakti
olmadığını bildiklerini gösteren bir sonuçtur.
Tablo 70: Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların
- . tan olması aereklid"
V
Frekans
Hayır, Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Çok Az. Katılıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Toplam
Cevapsız
Toplam
Geçerli
Yüzde
Yüzde
44
Kümülatif
Yüzde
24,4
24,6
24,6
25
13,9
20,0
14,0
20,1
38,5
36
33
18,3
18,4
58,7
77,1
41
22,8
22,9
100,0
179
99,4
100,0
1
,6
180
100,0
Tabloda görüldüğü gibi şaşırtıcı bir sonuç söz konusudur. Bu ifadeye
yönetici ve öğretmenler çelişkili cevaplar vermişlerdir. Bu durum ifadenin iyi
anlaşılmadığı ya da ifadenin yeterince açık olmadığı şeklinde yorumlanabilir.
Sonuç olarak, yönetici ve öğretmenler çevre ve çevre kavramlarıyla
ilgili bilgiye sahiptir.
100
Tablo 71: Anket Analizlerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırması
Cinsiye
t
Erkek
N
Ortlama
t-test Sig.
(2-tailedl
75
1,32
,ÖÖ9*
Kadın
105
1,51
,,009'"
Çevre ile ilgili herhangi bir demek yada kuruluşa
üye olma durumu
Erkek
75
1,73
,039
Kadın
105
1,86
,047
Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol
oynadıklarına inanma durumu
Erkek
75
1,27
,888
Kadın
105
1,28
,888
E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan
kalkması insanların aleyhine bir durumdur
Erkek
74
4,62
,217
Kadın
104
4,76
,253
Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o
kadar da kötu birşey değildir
Erkek
74
1,50
,787
Kadın
105
1,46
,792
Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış
olarak görmek beni çok üzüyor
Erkek
74
4,30
·,o4~*
Kadın
105
4,57
Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek
derecededir
Erkek
74
3,26
:062*
, .. ,..... . ~
,QQ1*,
Kadın
105
3,75
Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek
yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış
olacak
Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan
korkuyorum
Erkek
74
4,36
,066
Kadın
105
4,60
,089
Erkek
74
4,45
,237
Kadın
105
4,60
,256
Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok _kişi
hastalanabilir ve hatta ölebilir
Erkek
74
4,45
,148
Kadın
105
4,62
,169
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz
tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim
Erkek
74
4,27
,384
Kadın
105
4,38
,402
Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan
politikacılardır
Erkek
74
3,68
,öH~
Kadın
105
3,27
,013*
Ülkemizde, çevrenin korunması
önlemlerin alınması için çalışan
demek mevcuttur
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin
için hiçbirsey yapmak niyetinde
Erkek
74
3,19
·004*
I
-·-
Kadın
105
2,71
}
Erkek
74
1,82
;901~
Kadın
Soru
Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma
durumu
ve gerekli
yeteri kadar
temiz tutulmasi
değilim
I
001*
-
.~
005*
........,
105
1,33
:,OÖ4~
Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de
bir şeyler yapmak isterim
Erkek
74
4,31
,067
Kadın
105
4,55
,087
Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt
kaynakları tükenecek
Erkek
74
4,27
,282
Kadın
105
4,42
,294
Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve
bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım
Erkek
74
3,74
,524
Kadın
105
3,85
,528
Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü
olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim
Erkek
74
3,88
,072
Kadın
105
4,13
,093
Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletm Erkek
Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan
malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın
almaya hazırım
Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler
74
3,70
_,923
Kadın
105
3,69'
,925
Erkek
74
4,03
,080
Kadın
105
4,30
,091
Erkek
74
2,34
,916
101
ile yapardım
Kadın
105
2,36
,916
Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir
eğlence yerine gitmeyi tercih ederim
Erkek
73
2,38
,971
Kadın
Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak
istemezdim
V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal
kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını
tercih ederiz
Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken
çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz
105
2,39
,972
Erkek
74
3,38
,584
Kadın
105
3,49
,590
Erkek
74
3,31
,104
3,04
,109
Kadın
105
Erkek
74
3,16
~025*.
Kadın
105
2,80
;026*
Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan
yere haber verir veya iletiriz
Erkek
74
2,49
,015*
Kadın
103
2,05
':016*
Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu
içecekleri tercih ederler
Erkek
74
3,43
,763
Kadın
104
3,48
,768
Metal kutudaki içecekleri tercih ederim
Erkek
74
3,16
,494
Kadın
Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri
dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim
105
3,05
,507
Erkek
75
3,25
,163
Kadın
105
3,02
,163
Erkek
75
2,67
,321
Kadın
104
2,88
,308
Erkek
75
2,53
,134
Kadın
103
2,25
,139
Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken
plastik olanlarını tercih ederim
Erkek
75
3,08
,930
Kadın
105
3,10
,932
Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca
kullanırız
Erkek
75
3,76
,430
Kadın
105
3,90
,421
75
4,00
,189
105
4,20
,180
Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım
Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım
Erkek
Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı
ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara . Kadın
veriyoruz
Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam . Erkek
Kadın
73
3,75
,717
105
3,83
,711
Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu
yapma konusunda çok titiz davranırız
Erkek
75
4,15
,745
Kadın
105
4,20
,743
Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler
ederiz
Erkek
75
3,64
,158
Kadın
105
3,43
,152
Erkek
75
2,88
,088
Kadın
103
2,57
,084
Erkek
75
2,44
,843
Kadın
105
2,40
,841
Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice
kapanıp kapanmadığını kontrol ederim
Erkek
75
4,47
,036
Kadın
105
4,69
,042
lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere
açık kalmamasına çok dikkat ederim
Erkek
75
4,51
,929
Kadın
105
4,50
Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya
benzeri bir toplantıya sık sık katılırım
Erkek
74
3,23
Kadın
105
2,97
,080
Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya
Erkek
74
2,97
,OOO*
Teknolojiyi takip ederek, eski model cep
telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini
alırım
Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli
kullanılabilen pazar çantası taşırım
'
,928
,084
102
gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herha~gi birisini
bilgilendiririm
w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde
gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki
demektir
Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye
sahibim
Kadın
Kadın
Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur,
hastalık yapmaz
105
2,24
.ooo-
Erkek
74
4,07
,475
Kadın
104
4,17
,477
Erkek
74
3,16
,612
105
3,08
,604
Erkek
74
2,85
,233
Kadın
105
2,63
,230
Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi
azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır
Erkek
74
3,78
,321
Kadın
105
3,92
,309
Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye
daha az zarar verir
Erkek
74
3,82
,977
Kadın
105
3,82
,977
Karbondioksit gazı Ozon tabakasının
delinmesinden sorumlu tek gazdır
Erkek
74
2,97
, 012•
-
Kadın
105
2,51
' 013*
~· ......
Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir
zarar vermez
Erkek
74
1,86
,094
Kadın
105
1,59
,107
Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı
olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş
gibi alternatif kavnaklar da vardır
Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi
uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli
tamamen acık tutmak daha iyidir
Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir
Erkek
73
4,40
,647
Kadın
105
4,46
,650
içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda
almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi
koruma açısından vararlıdır
Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak
çevrenin korunması açısından çok önemlidir
·•,;
:.
Erkek
73
3,63
,616
Kadın
105
3,72
,625
Erkek
74
4,08
Kadın
104
4,38
,9.~3·
,042*
Erkek
75
4,47
,353
Kadın
104
4,57
,366
Erkek
75
4,41
,173
Kadın
104
4,57
,187
Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin
gübre yapılmasıdır
Erkek
74
4,16
,992
Kadın
104
4,16
,993
Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup
olmadığını tanıtan işaret bulunur
Erkek
75
4,00
1,00
Kadın
105
4,00
1,00
Erkek
75
3,84
,241
Kadın
105
3,67
,245
Erkek
75
4,32
,004*
Kadın
104
4,68
,007*
Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin
önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin
bulunması doöru bir secimdir
Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların
beton veya asfalt ile kapll olması gerekir
Erkek
74
3,03
,001*
Kadın
104
2,27
.ooz-
Erkek
75
2,44
,296
Kadın
104
2,22
,303
Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı
sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir
Erkek
75
1,88
,145
Kadın
104
1,61
,159
Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa
ve bankların ağaçtan olması gereklidir
Erkek
75
3,08
,602
Kadın
104
2,96
,597
Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su
altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon
tabakasının delinmesi ı:ıösterilmektedir
Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer
çöpler olmak Üzereayrı ayrı toplanmalıdır
*Aralarında fark olanlar koyu renkle göstrerilmiştir.
----
---
-
----------
103
Ankete katılan öğretmenlerin.demografik özellikleri ve anket sorularına
verdikleri yanıtların cinsiyete göre karşılaştırılmaları t-test'e göre yapılmış ve
aşağıdaki tabloda verilmiştir. T-test Sig (2-tailed) değeri 0,05'den küçük olan
sorular için erkek ve kadınların verdikleri yanıtlar arasında %5 önem
düzeyine göre fark vardır.
•!•
Çalışmadan elde edilen 1. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye
katılma durumlarında belirlenmiş ve ilginç bir şekilde erkeklerin (1,32)
kadınlardan (1,51) daha yüksek bir katılma oranına sahip oldukları ve
aralarında istatistiki açıdan anlamlı bir fark olduğu gözlemlenmiştir (1: evet, 2:
hayır).
•!•
2. sonuç, 'kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak
görmek beni çok üzüyor' ifadesinde görülmüştür. Buna göre kadınların
erkeklerden daha bilinçli (4,57>4,30) oldukları görülmüştür.
•!•
3. sonuç, 'nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir'
ifadesinde vardır. Bu ifadeye hem kadın hem de erkek öğretmenler çok az
katılmışlardır. Bu durum ülkemizin havasmrn çok kirli olmaması nedeniyle
beklenen bir sonuçtur. Kadın ve erkekler arasında karşılaştırma yapıldığı
zaman kadınların 3,75 ortalama ile erkeklerden (3,26) daha bilinçli olduğu
görülmüştür.
•!•
4. sonuç, 'bu kadar çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır'
ifadesindedir. Bu ifadeye hem kadın hem erkek öğretmenler çok az
katılmışlardır. Ayrıca
erkek
öğretmenler
kadınlara
göre
(3,68>3,27)
politikacıları daha suçlu bulmaktadır.
•!•
5. sonuç, 'ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması
için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur' ifadesinde görülmektedir. Buna
göre erkekler yeteri kadar dernek ve kuruluş olduğuna çok az katılırken
(3, 19>2,71) kadınlar hiç katılmamaktadır.
104 ·
•:•
6. sonuç, 'denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için hiçbir şey
yapmak niyetinde değilim' ifadesinde vardır. Buna göre, kadınların (1,33)
erkeklerden (1,82) daha bilinçli ve bir şeyler yapmaya daha istekli oldukları
söylenebilir.
•:•
7. sonuç, 'bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı
olup olmadıklarına dikkat ederiz' ifadesindedir. Buna göre erkeklerin (3, 16)
kadınlardan ( 2,80) daha bilinçli oldukları söylenebilir.
•:•
8. sonuç, 'evimizde kullanılmayan kağıtları ayırır ve toplanan yere haber
verir veya iletiriz' ifadesindedir. Bu ifadeye hem kadın hem de erkek
öğretmenler çok az katılmışlardır. Bu durum, ülkemizdeki geridönüşüm
konusundaki eksikliklerle doğru orantılıdır.
•:•
9. sonuç, 'çevre kirliliğinin önlenmesi için gazeteciyi, politikacıyı vaya
yetkili herhangi birini bilgilendiririm' ifadesindedir. Bu ifadeye hem kadın hem
de erkek öğretmenler oldukça az katılmışlardır. Yine bakıldığında erkek
öğretmenlerin (2,97) kadınlardan (2,24) daha yüksek puan aldıkları
görülmektedir.
•:•
1 O. sonuç, 'karbondioksit gazı ozon tabakasının delinmesinden
sorumlu tek gazdır' ifadesindedir. Bu ifadeye kadınlar (2,51) erkeklerden
(2,97) daha fazla olarak katılmadıklarını belirtmişlerdir.
•:•
11.
sonuç, 'Recycling, bazı atıkların geri dönüşümü demektir'
ifadesindedir. Kadınların, çevre ile ilgili kavramların anlamını bilme açısından
4,38 ortalamayla erkeklerden (4,08) daha bilgili oldukları görülmüştür.
•:•
12. sonuç, 'çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak
üzere ayrı ayrı toplanmalıdır' ifadesindedir. Buna göre kadınlar 4,68
ortalamayla erkeklerden (4,32) daha bilinçlidir.
105
•!•
13. sonuç, 'evlerinizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde
mobilya veya elbise dolabı gibi eşyaların bulunması doğru bir seçimdir'
ifadesindedir. Buna göre erkekler (3,03) kadınlara (2,27) göre bu ifadeye
daha fazla katılım göstermişlerdir.
5.5. Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Verdikleri Cevapların
Karşılaştırması
Ankete katılan öğretmenlerin sadece 5'i dul, 39'u bekar ve geriye kalan
136'sı ise evlidir. Yapılan ANOVA sorasındaki ve Duncan %5 önem düzeyi
karşılaştırmasında, sadece "dul" öğretmenlerin cevapları ile diğer evli ve
bekarlar arasında 8 soruda anlamlı fark belirlenmiştir. Fakat bu sonuçlar,
ankete katılan sadece 5 kişinin (%2,77) "dul" olması itibarı ile, dul
öğretmenler için genelleme yapmak açısından kabul edilebilir değildir. Bu
nedenle, medeni durum ile ilgili bir karşılaştırma yapmak doğru değildir.
5.6. Öğretmenlerin Kadro Durumlarına Göre Verdikleri Cevapların
Karşılaştırması
Ankete katılan öğretmenlerin kadro durumları, kadrolu, sözleşmeli ve
geçici olarak 3 gruba ayrıldığı için, gruplar arasmdaki anlamlı fark ANOVA
testi ve sonrasında Duncan %5 önem düzeyine göre belirlenmiştir.
Öğretmenlerin kadro durumları ile ilgili sonuçlar, medeni durumdaki
sonuçlar ile benzerlik göstermektedir. Kadro durumlarında da sadece 4
öğretmen sözleşmeli, 17 öğretmen geçici ve 159 öğretmen de kadrolu
olmuştur. Yine medeni durum sonuçlarında olduğu gibi aralarında anlamlı
fark görülen 7 soruda sadece sözleşmeli öğretmenlerin (%2,22) cevapları ile
diğer gruplar arasınra anlamlı farklar görülmüştür. Bu nedenle, bu gruplar
arasında bir karşılaştırma yapmak doğru değildir.
106
. 5.7. Öğretmenlerin Eğitim Düzeylerine Göre Verdikleri Cevapların
Karşılaştırması
Öğretmenlerin
eğitim
düzeylerine
göre
verdikleri
cevaplar
karşılaştırıldığı zaman sadece bir soruda anlamlı fark görülmüştür. Tüm
analizler için doktora seçeneği sadece 1 kişi doktoralı öğretmen olduğu için
dikkate alınmamıştır. Benzer şekilde ön lisans mezunları da sadece 3 kişidir.
Anlamlı fark görülen soru, egsoz gazlarının ağaçlara zarar verip insanlara
zarar vermedikleri konusu hakkındaki görüşlerde belirlenmiştir. Ön Lisans
öğrencileri bu soruya çok az katılmış, yüksek lisans öğrencileri ise 'hiç
katılmıyorum' seçeneğine yakın (1,31) bir cevap vermişlerdir. Bu sonuçlar,
eğitim düzeyi arttıkça bilinç düzeylerinin de arttığını göstermiştir.
Tablo 72: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar
vermez
Egitim Durumu
Yuksek Lisans
Lisans
On Lisans
Sig.
Duncan %5 sig.: ,002
N
48
127
3
Subset for aloha = .05
2
1
1,31
1,83
3,00
1,000
,320
Tabloda da görüldüğü gibi yüksek lisans mezunlarının 1,3 ile 'eksoz
gazları ağaçlara zarar verir fakat insanlara zarar vermez' ifadesine hiç
katılmamaları çevre bilinçlerinin daha yüksek olduğunu gösteren bir sonuçtur.
107
5.8. Öğretmenlerin Meslek Sürelerine Göre Verdikleri Cevapların
Karşılaştırması
Tablo 73: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması
lısan veteri
kadar dernek
J
J
J
Meslekteki Hizmet
Suresi
0-5 yıl
6-10 yıl
16+ yıl
11-15yıl
Sig.
Duncan %5, sig.: ,032
Yapılan
çalışma
Subset for aloha = .05
2
1
N
2,64
2,67
3,06
53
27
67
32
3,06
3,25
,439
,109
sonucunda,
farklı
meslek
süresine
sahip
öğretmenlerin, 'ülkemizde çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması
için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur' hitabına verdikleri yanıtlar
katılmıyorum (2) ile çok az katılıyorum (3) arasında değiştiği görülmüştür.
Meslek grupları arasında 0-5 ve 6-10 yıl çalışan öğretmenler katılmıyorum
grubuna daha yakın iken, 11 + meslek süresine sahip öğretmenlerin çok az
katılıyorum seçeneğine daha yakın oldukları ve bu gruplar arasında istatistiki
açıdan anlamlı fark olduğu belirlenmiştir.
blo 74: Kalorifı er a, ~Ik iken k
Meslekteki Hizmet
Suresi
16+ yıl
0-5 yıl
11-15yıl
6-10yıl
Sig.
Duncan %5, sig.: ,044
..
.
8
J
k tutmam
Subset for aloha= .05
1
N
67
52
32
27
2
3,61
3,69
3,88
,418
3,88
4,37
,104
Anket sonuçlarına göre 6-1 O yıl öğretmenlik yapmış olan öğretmenler
'kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam' konusuna daha fazla
önem vermektedirler.
108
Tablo. 75: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir
lantıva
- sık sık katıl
Subset for alpha = .05
Meslekteki Hizmet
Suresi
6-10yıl
0-5 yıl
16+ yıl
11-15yıl
Sig.
N
1
27
53
67
32
2
2,78
2,96
3,18
2,96
3,18
3,31
,137
,087
Duncan %5, sig.: ,024
Çevre ile ilgili konferans ve benzeri toplantılara katılım durumlarına
bakıldığı zaman 6-1 O yıllık öğretmenlik deneyimine sahip olanların daha az
katıldığı görülmüştür.
Tablo 76: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya gazeteciyi,
olitikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm
I
Meslekteki Hizmet
Suresi
0-5 yıl
6-10yıl
16+ yıl
11-15yıl
Sig.
I
Subset for alpha = .05
N
I
1
53
27
67
32
2
2,17
2,22
,843
2,78
2,94
,542
I
Duncan %5, sig.: ,004
'Çevre kirliliğini önlemek için gazeteci, politikacıyı veya yetkili herhangi
birisini bilgilendiririm' konusuna bakıldığı zaman hizmet süresi arttıkça bilinç
düzeyinin arttığı görülmüştür.
Tablo 77: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar
vermez
Meslekteki Hizmet
Suresi
6-10 yıl
0-5 yıl
16+ yıl
11-15yıl
Sig.
Duncan %5, sig.: ,016
Subset for aloha = .05
N
1
27
53
67
32
2
1,33
1,55
1,76
,092
1,76
2,16
,100
109
Bir önceki soruyla zıt bir şekilde bu ifade de hizmet süresi artıkça bilinç
düzeyinin azaldığı görülmektedir. Fakat tüm grupların verdiği sonuçlar
birbirine yakın ve beklenenden düşüktür.
Tablo 78: Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre
~apı lmasıd
Meslekteki Hizmet
Suresi
6-10 yıl
11-15yıl
0-5 yıl
16+ yıl
Sig.
Duncan %5, sig.: ,028
Subset for alpha = .05
N
1
25
33
53
67
2
3,80
4,09
, 156
4,09
4,23
4,28
,379
Çevre ile ilgili bilgi düzeyinin ölçüldüğü bu ifade de 6-10 yıl hizmet
süresine sahip olan öğ~etmenler diğer gruplardan daha düşük bir bilgi
düzeyine sahip olmuştur. Buna karşın tüm grupların cevapları beklendiği gibi
doğruya yakındır.
110
Tablo 79: Öğretmenlerin Verdikleri Yanıtların Okuldaki. Konumlarına
-----
'"'3""''"
1r-·····--·
Soru
Konum
Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma
durumu
Çevre ile ilgili herhangi bir dernek yada kuruluşa
üye olma durumu
Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol
oynadıklarına inanma durumu
E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak
ortadan kalkması insanların aleyhine bir
durumdur
Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o
kadar da kötu birşey değildir
Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış
olarak görmek beni çok üzüyor
Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek
derecededir
Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek
yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış
olacak
Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan
korkuyorum
Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi
hastalanabilir ve hatta ölebilir
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz
tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim
Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan
politikacılardır
Ülkemizde, çevrenin korunması
önlemlerin alınması için çalışan
dernek mevcuttur
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin
için hiçbirsey yapmak niyetinde
ve gerekli
yeteri kadar
temiz tutulmasi
değilim
Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de
bir şeyler yapmak isterim
Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt
kaynakları tükenecek
Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve
bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım
Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü
olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim
Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla
kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat
yapmazdim
Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan
malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın
almaya hazırım
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Oğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
N
Ortlama
t-test Sig.
(2-tailed)
27
1, 19
.oos:
153
1,48
,002~
27
1,59
:,OÖ2*,
153
1,84
)
27
1, 15
, 117
153
1,29
,071
27
4,70
,991
151
4,70
,990
27
1,44
,870
152
1,48
,847
27
4,48
,883
152
4,45
,892
27
3,41
,415
152
3,57
,297
27
4,41
,525
152
4,52
,561
27
4,41
,397
152
4,56
,493
27
4,41
,317
152
4,57
,390
27
4,48
,324
152
4,31
,232
018*
.... , ..
..
27
3,26
.,352
152
3,47
,380
27
3,07
,405
152
2,88
,385
27
1,22
,084*
Öğretmen
152
1,59
,006.*,
idareci ·
27
4,56
,505
Öğretmen
152
4,43
,431
27
4,41
,758
152
4,35
,744
27
3,74
,739
152
3,82
,762
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Oğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
27
4,15
,469
152
4,01
,493
27
3,67
,899
152
3,70
,899
27
4,44
,146
152
4,14
,060
111
Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler
ile yapardım
Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir
eğlence yerine gitmeyi tercih ederim
Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın
almak istemezdim
V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal
kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını
tercih ederiz
Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken
çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz
Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan
yere haber verir veya iletiriz
Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu
içecekleri tercih ederler
Metal kutudaki içecekleri tercih ederim
idareci
idareci
1,70
2,47
2,26
2,41
3,67
3,40
3,33
Öğretmen
152
3,12
,383
idareci
idareci
27
152
27
150
27
151
27
152
27
2,96
2,95
2,63
2,16
3,30
3,49
2,89
3,13
2,89
,944
,948
,058
,065
,378
,402
,292
,350
,249
Öğretmen
153
3,16
,259
idareci
idareci
27
152
27
151
27
153
27
153
27
2,44
2,85
2,44
2,36
3,00
3,10
4,15
3,78
4,33
,162
,137
,737
,755
,664
,685
,123
,132
,225.
Öğretmen
153
4,08
,183
idareci
idareci
27
151
27
153
27
153
27
3,85
3,79
4,48
4,12
3,44
3,53
2,41
,822
,834
,113
,052
,682
,739
,162
Öğretmen
151
2,75
, 118
idareci
27
153
27
153
27
153
27
152
27
2,30
2,44
4,78
4,56
4,70
4,46
3,41
3,02
2,81
,612
,618
,135
,063
,177
,087
,059
,064
,202
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
Öğretmen
idareci
Oğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
-
Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının
geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat
ederim
Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım
Öğretmen
Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım
idareci
Öğretmen
Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken
plastik olanlarını tercih ederim
idareci
Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca
kullanırız
idareci
Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı
ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara
veriyoruz
Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık
tutmam
Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu
yapma konusunda çok titiz davranırız
Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler
ederiz
Teknolojiyi takip ederek, eski model cep
telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini
alırım
Alışverişe giderken sepet, file yada uzun süreli
kullanılabilen pazar çantası taşırım
Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice
kapanıp kapanmadığını kontrol ederim
lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere
açık kalmamasına çok dikkat ederim
'·014•
..
27
152
27
151
27
152
27
Öğretmen
Öğretmen
Oğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya
benzeri bir toplantıya sık sık katılırım
Öğretmen
Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya
idareci
:,003*
,565
,603
,324
,376
,353
112
gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi
birisini bilgilendiririm
w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde
gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki
demektir
Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye
sahibim
Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur,
hastalık yapmaz
Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi
azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır
Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye
daha az zarar verir
Karbondioksit gazı Ozon tabakasının
delinmesinden sorumlu tek gazdır
Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara
bir zarar vermez
Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı
olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş
qibi alternatif kaynaklar da vardır
Kaloriferin daha az yakıt harcaması için
pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa
süreli tamamen acık tutmak daha iyidir
Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Oğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda
almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi
koruma acısından vararlıdır
Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak
çevrenin korunması açısından çok önemlidir
Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin
gübre yapılmasıdır
Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup
olmadığını tanıtan işaret bulunur
Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su
altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon
tabakasının delinmesi qösterilmektedir
Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer
çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır
Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin
önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin
bulunması doğru bir seçimdir
Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların
beton veya asfalt ile kapll olması gerekir
Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı
sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir
Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa
ve bankların ağaçtan olması gereklidir
*Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştır.
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Oğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
idareci
Öğretmen
152
2,49
,248
27
4,26
,450
151
4, 11
,342
27
3,11
,997
152
3, 11
,997
27
2,44
,205
152
2,77
,135
,226
27
3,67
152
3,90
,318
27
3,74
,705
152
3,84
,718
27
2,48
,298
152
2,74
,265
27
1,67
,846
152
1,71
,857
27
4,63
,195
151
4,40
,106
27
3,93
,268
151
3,64
,298
27
4,33
,618
151
4,24
,610
27
4,56
,811
152
4,52
,829
27
4,56
,691
152
4,49
,676
27
4,44
,079
151
4,11
,017
27
4,22
,166
153
3,96
,077
27
3,74
,992.
153
3,74
,990
,739
27
4,48
152
4,54
,780
27
2,81
,412
151
2,54
,474
27
1,56
152
27
I
002•
2,45
J
ooo-
1,30
,054*
152
1,80
,008*
27
2,85
,549
152
3,04
,550
,
•••
113
•:•
Çalışmadan elde . edilen
1.
sonuç, öğretmen ve yöneticilerin
konumlarına göre analiz yapıldığı zaman, idarecilerin öğretmenlere kıyasla
çevre ile ilgili aktivitelere daha fazla katılma eğiliminde oldukları görülmüştür.
•!•
2. sonuç, idarecilerin öğretmenlere göre çevre ile ilgili herhangi bir
dernek ya da kuruluşa daha fazla üye olduklarını ortaya çıkarmıştır.
•!•
3. sonuç, idarecilerin öğretmenlere kıyasla (idareci: 1,22; öğretmen:
1,59) denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için daha fazla bir
şeyler yapma niyetinde olduklarını göstermiştir.
•!•
4. sonuç, idarecilerin öğretmenlere göre (idareci: 1,70; öğretmen: 2,47)
bahçelerinin kimyasal gübreler ile gübrelen.mesiı:,edaha az katıldıklarını
göstermiştir.
•!•
Aynı durum 5. ve 6. sonuçlarda da görülmektedir. Okul bahçelerinin,
yaya yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kaplı olması gerektiğine
idareciler öğretmenlere göre daha az katılmışlardır. Ayrıca yazın, bahçelerin
en uygun sulama zamanının sıcağın en yüksek olduğu öğle vakti olmadığını
da idareciler, öğretmenlere kıyasla daha iyi bilmektedirler.
Sonuç olarak, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel alana ait maddelere
verilen yanıtlar incelendiğinde idarecilerin çevre bilgi ve bilinçlerinin
öğretmenlere kıyasla daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
114
5.9.
Öğretmenlerin Yaşadıkları
Yere
Göre Verdikleri
Cevapların .
Karşılaştırması
~
J
- -- ·ı
..
atılma durumu
Subset for aloha = .05
Yasanilan Yerlesim
Yeri
Kasaba
Şehir
Köy
Sig.
1
N
40
65
75
2
1,33
1,40
1,52
,200
,423
Duncan %5, sig.: ,023
Yapılan
çalışmada elde
edilen sonuçlara göre,
kasabalardaki
öğretmenlerin çevre ile ilgili etkinliklere katılma konusunda ( 1: evet, 2: hayır)
diğer bölgelerdeki öğretmenlerden daha önde geldikleri görülmüştür.
-
-
-
-
-
-
-
- - - - -
Yasanilan Yerlesim
Yeri
Köy
Şehir
Kasaba
Sig.
-
:,-
- - ,...
•... -- - ..,. .....
N
74
65
40
···-
--'!I'·
u olan politikacılardır
Subset for aloha = .05
1
2
3,23
3,54
3,65
,125
,578
Duncan %5, sig.: ,015
Bu çalışmadan elde edilen bir diğer önemli sonuç ise, köylerde
yaşayan öğretmenlerin, çöpler konusunda politikacıları, kasaba ve şehirlerde
yaşayan öğretmenlerden daha az suçladıklarıdır.
Tablo 82: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri
~ lanlardan satın al
~
Yasanilan Yerlesim
Yeri
Şehir
Kasaba
Köy
Sig.
Duncan %5, sig.: ,029
Subset for alpha = .05
N
1
65
40
74
2
3,95
,299
4,15
4,41
,177
115
Şehirlerde yaşayan yönetici ve öğretmenlerin, okulda kullanılacak okul
için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya, daha
az katıldığı görülmüştür.
Tablo 83: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara
.
-
-
J
-- - - -
-
-
- -ı
--
Subset for aloha = .05
Yasanilan Yerlesim
Yeri
Kasaba
Köy
Şehir
Sig.
N
1
40
75
65
2
3,80
4,15
,067
4,28
,489
Duncan %5, sig.: ,007
Şehirlerde yaşayan yönetici
ve öğretmenlerin, kullanılmış eski
eşyalarını ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara vermeye daha
meyilli oldukları görülmüştür. Bu durum şehirde yaşayan öğretmenlerin
imkanlarının daha çok olmasından kaynaklanabilir.
Tablo 84: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka
yoreıerae rastıI
·ı
Yasanilan Yerlesim
Yeri
Şehir
Kasaba
Köy
Sig.
N
65
40
73
Subset for aloha = .05
1
2
3,85
4,18
4,36
,069
,315
Duncan %5, sig.: ,048
Tabloda da görüldüğü gibi, köylerde yaşayan öğretmenlerin, kasaba ve
şehirde yaşayanlara göre çevre konusunda daha bilgili oldukları sonucuna
ulaşılmıştır.
116'
Tablo 85: Öğretmenlerin Çevre İle ilgili Herhangi Bir Aktiviteye Katılma
- -
-"II'--- ..••. -·-····--·
Çevre ile ilgili herhangi bir dernek yada kuruluşa
üye olma durumu
Evet
102
1,70
t-test Sig.
(2-tailed)
)lÖO*
Hayır
78
1,95
.coo;
Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol
oynadıklarına inanma durumu
Evet
102
1,25
,553
Hayır
78
Soru
E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak
ortadan kalkması insanların aleyhine bir
durumdur
Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o
kadar da kötu birşey değildir
Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış
olarak görmek beni çok üzüyor
Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek
derecededir
Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek
yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış
olacak
Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan
korkuyorum
Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi
hastalanabilir ve hatta ölebilir
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz
tutulması konusundaki bilqileri ögrenmek isterim
Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan
politikacılardır
Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli
önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar
dernek mevcuttur
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulmasi
için hiçbirsey yapmak niyetinde değilim
Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de ·
bir şeyler yapmak isterim
Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt
kaynakları tükenecek
Durum
N
Ortlama
1,29
,556
101
4,86
-001*
Hayır
77
4,49
Evet
''
.
,003~
Evet
102
1,35
,071
Hayır
77
1,64
,089
Evet
102
4,48
,702
,700
Hayır
77
4,43
Evet
102
3,510
,550
Hayır
77
3,597
,547
Evet
102
4,52
,760
Hayır
77
4,48
,755
Evet
102
4,65
,Q4q~
Hayır
77
4,39
;Cl5;Z*
Evet
102
4,63
, 118
Hayır
77
4,44
,126
Evet
102
4,46
Ö20*
'
Hayır
77
4,17
<
' 023*
····"'
Evet
102
3,53
,177
Hayır
77
3,31
,173
Evet
102
3,06
,038.*
Hayır
77
2,71
,038~
Evet
102
1,53
,918
Hayır
77
1,55
,917
Evet
102
4,50
,401
Hayır
77
4,39
,402
Evet
102
4,40
,453
Hayır
77
4,30
,447
Evet
102
3,90
,164
Hayır
77
3,68
,163
Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü
olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim
Evet
102
4,17
·:022·
Hayır
77
3,84
Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla
kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat
vaomazdim
Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan
malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın
almaya hazırım
Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler
,01$*:
Evet
102
3,75
,485
Hayır
77
3,62
,482
Evet
102
4,24
,438
Hayır
77
4,12
,434
Evet
102
2,30
,622
Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve
bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım
H7
ile yapardım
Hayır
Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir
eğlence yerine gitmeyi tercih ederim
Evet
77
2,42
,621
101
2,32
,390
Hayır
77
2,48
,391
Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın
almak istemezdim
Evet
102
3,55
,198
Hayır
77
3,30
,197
V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal
kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını
tercih ederiz
Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken
çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz
Evet
102
3,13
,745
Hayır
77
3,18
,747
Evet
102
3,12
:015~
I~
-~..
Hayır
77
2,73
,Of6*,
101
2,45
,005.*
Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve
toplanan yere haber verir veya iletiriz
Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu
içecekleri tercih ederler
Metal kutudaki içecekleri tercih ederim
Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının
geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat
ederim
Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım
Evet
Hayır
76
1,95
,065*
Evet
102
3,54
,248
Hayır
76
3,36
,252
Evet
102
3, 11
,858
Hayır
77
3,08
,859
Evet
102
3,30
;999:
Hayır
78
2,87
;ojo•
101
2,60
,043
78
3,03
,045
Evet
Hayır
Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım
Evet
101
2,52
,056
Hayır
77
2,17
,049
Evet
102
3,04
,509
Hayır
78
3,15
,507
Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca
kullanırız
Evet
102
3,89
,471
Hayır
78
3,77
,475
Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı
ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara
veriyoruz
Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık
tutmam
Evet
102
4,16
,541
Hayır
78
4,06
,539
Evet
100
3,86
,489
Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken
plastik olanlarını tercih ederim
Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu
yapma konusunda çok titiz davranırız
Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler
ederiz
Teknolojiyi takip ederek, eski model cep
telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini
alırım
Alışverişe giderken sepet, file yada uzun süreli
kullanılabilen pazar çantası taşırım
Hayır
78
3,72
,485
Evet
102
4,14
,566
Hayır
78
4,23
,566
Evet
102
3,64
,061
Hayır
78
3,36
,059
Evet
102
2,67
,644
Hayır
76
2,75
,645
Evet
102
2,50
,339
Hayır
78
2,31
,330
Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice
kapanıp kapanmadığını kontrol ederim
Evet
102
4,67
,109
Hayır
78
4,50
,117
lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz
yere açık kalmamasına çok dikkat ederim
Evet
102
4,50
1,00
Hayır
78
4,50
1,00
Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya
benzeri bir toplantıya sık sık katılırım
Evet
101
3,36
,Ö90*
78
2,72
,OOO*
Hayır
118
Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya
gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi
birisini bilcilendirirlrn
w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde
gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki
demektir
Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye
sahibim
Evet
101
2,86
,OOO*
Hayır
78
2,13
,OOO*
Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur,
hastalık yapmaz
Evet
Evet
101
4,21
,215
Hayır
77
4,03
,225
Evet
101
3,30
,011*
Hayır
78
2,87
,012*
101
2,71
,923
78
2,73
,923
101
3,98
,060
78
3,72
,060
101
3,82
,994
78
3,82
,994
101
2,69
,891
78
2,72
,890
Hayır
Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi
azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır
Evet
Küvette.yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye
daha az zarar verir
Evet
Karbondioksit gazı Ozon tabakasının
delinmesinden sorumlu tek gazdır
Evet
Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara
bir zarar vermez
Evet
Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı
olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş
aibi alternatif kavnaklar da vardır
Kaloriferin daha az yakıt harcaması için
pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa
süreli tamamen acık tutmak daha iyidir
Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir
Hayır
Hayır
Hayır
101
1,60
,159
Hayır
78
1,83
,160
Evet
100
4,54
,058
...
Hayır
i8
4,29
Evet
100
3,69
,955
Hayır
78
3,68
,954
101
4,30
,458
77
4,19
,459
101
4,57
,296
78
4,46
,293
101
4,57
,145
Evet
Hayır
,064
içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda
almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi
koruma acısından vararlıdır
Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak
çevrenin korunması açısından çok önemlidir
Evet
Hayır
78
4,41
,152
Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin
gübre yapılmasıdır
Evet
102
4,26
,081
Hayır
76
4,03
,079
Bir ürünün üzerindeo ürünün çevre dostu olup
olmadığını tanıtan işaret bulunur
Evet
102
4,02
,740
Hayır
78
3,97
,737
Dünya yüzeyinde bazl bölgelerin zamanla su
altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon
tabakasının delinmesi çıösterilmektedir
Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer
çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır
Evet
102
3,78
,477
Hayır
78
3,68
,474
Evet
102
4,63
,073
Hayır
77
4,40
,076
Evet
100
2,59
,956
Hayır
78
2,58
,956
101
2,23
,349
Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin
önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin
bulunması doöru bir secimdir
Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların
beton veya asfalt ile kapll olması gerekir
Hayır
Evet
Evet
Hayır
78
2,42
,348
101
1,71
,924
78
1,73
,923
Evet
101
3,02
,930
Hayır
78
3,00
,931
Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı
sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir
Evet
Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa
ve bankların ağaçtan olması gereklidir
Hayır
*Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir.
119
•:•
Öğretmenlerin çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumlarına
göre verdiklerin cevapların karşılaştırmasından elde edilen 1. sonuç, şaşırtıcı
olmamakla birlikte, çevre avtivitisine katılmayan öğretmenlerin büyük bir
ölçüde çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olmadıklarıdır.
•:•
2. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılan öğretmenlerin,
hayvan ve bitki türlerinin ortadan kalkmasını insanlar için daha büyük bir
tehlike olarak görmeleridir.
•!•
3. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bie aktiviteye katılmış olan yönetici ve
öğretmenler,
katılmayanlara
göre
bir
gün
içecek
temiz
su
bulamayacaklarından daha fazla korkmaktadır.
•!•
4.
sonuç, · çevre ile
ilgili herhangi bir aktiviteye katılmış olan
öğretmenlerin, denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması
konusundaki bilgileri öğrenmeye daha fazla istekli olduklarını göstermektedir.
•!•
Yukarıdaki sonuçları destekler
nitelikte diğer sonuçlara sırasyla
baktığımızda, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katımış olan yönetici ve
öğretmenler, ülkemizde çevrenin korunması için çalışan yeteri kadar dernek
ve kuruluş olduğuna inanmaktadır, kirletilmiş· bir alanın temizlenmesinde
gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak istemektedir, bulaşık ve
çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına daha
fazla dikkat etmektedir, evlerinde kullanılmayan kağıtları ayırıp toplanan yere
daha çok iletmektedir, satın aldıkları defterlerin ve dosya kağıtlarının geri
dönüşümlü olmalarına daha çok dikkat etmektedir, çevrenin korunmasına
yönelik konferanslara daha sık katılmaktadır, çevre kirliliğinin önlenmesi için
gazeteci, politikacı veya yetkili birini bilgilendirmeye daha fazla isteklidir, ve
ülkemizdeki endemik türler hakkında daha fazla bilgiye sahiptir.
Sonuç olarak çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılanların çevre bilgi
ve bilinç düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
120
Tablo 86: Öğretmenlerin Çevre İle İlgili Herhangi Bir Dernek ya da
Kurulusa
-- Göre Karsılast
- üve Olma Durumlarına
~
----- -
Soru
Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma
durumu
Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol
oynadıklarına inanma durumu
E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak
ortadan kalkması insanların aleyhine bir
durumdur
Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o
kadar da kötu birşey değildir
Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış
olarak görmek beni çok üzüyor
Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek
derecededir
Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek
yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış
olacak
Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan
korkuyorum
Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi
hastalanabilir ve hatta ölebilir
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz
tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim
Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan
politikacılardır
Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli
önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar
dernek mevcuttur
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulmasi
için hiçbirsey yapmak niyetinde değilim
Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de
bir şeyler yapmak isterim
Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt
kaynakları tükenecek
Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve
bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım
Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü
olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim
Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla
kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat
vaornazdirn
Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan
malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın
almava hazırım
Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler
ile yapardım
Durum
N
Ortlama
t-test Sig.
(2-talledl
Evet
35
1, 11
Hayır
145
· 1 ,51
.ooo.ooo-
Evet
35
1,06
,Ö't>1*
Hayır
145
1,32
,0()0*
Evet
35
4,77
,535
Hayır
143
4,69
,535
Evet
35
1,49
,945
,949
Hayır
144
1;47
Evet
35
4,57
,405
Hayır
144
4,43
,323
Evet
35
3,486
,675
Hayır
144
3,563
,698
Evet
35
4,46
,722
Hayır
144
4,51
,758
Evet
35
4,63
,479
Hayır
144
4,51
,523
,248
Evet
35
4,69
Hayır
144
4,51
,256
Evet
35
4,49
,235
Hayır
144
4,30
,262
,311
Evet
35
3,60
Hayır
144
3,40
,322
Evet
35
3,17
, 119
Hayır
144
2,85
,137
Evet
35
1,60
,683
Hayır
144
1,52
,726
Evet
35
4,63
,182
Hayır
144
4,41
,149
Evet
35
4,49
,354
Hayır
144
4,33
,373
Evet
35
4,17
.024•
Hayır
144
3,72
Evet
35
4,49
,02,f~~'
.001•
Hayır
144
3,92
,OOO*
Evet
35
3,69
,968
Hayır
144
3,69
,969
Evet
35
4,37
,222
Hayır
144
4,14
,203
Evet
35
144
1,86
2,47
,028*
,028*
Havır
1 '") 1.
.Lkı
Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir
eğlence yerine gitmeyi tercih ederim
Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın
almak istemezdim
V. içeceklerimizi satıl} alırken genelde metal
kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını
tercih ederiz
Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken
çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz
Evet
35 .
2,09
, 112
143
2,46
, 141
Evet
35
3,51
,709
Hayır
144
3,42
,745
Evet
35
3,1?
,902
Hayır
144
3,15
,904
Evet
35
3,14
,233
Hayır
Hayır
144
2,90
,254
Evet
34
2,56
,073
Hayır
143
2,15
,099
Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu
içecekleri tercih ederler
Evet
35
3,60
,382
Hayır
143
3,43
,424
Metal kutudaki içecekleri tercih ederim
Evet
35
3,00
,570
Hayır
144
3,12
,606
Evet
35
3,46
;_0,~3*
Hayır
145
3,03
:·cş5ö•
Evet
35
2,51
,193
Hayır
144
2,85
,212
Evet
34
2,65
,147
Hayır
144
2,31
,225
Evet
35
3,31
,197
Hayır
145
3,03
,226
Evet
35
4,14
,076
Hayır
145
3,77
,084
Evet
35
4,23
,464
Hayır
Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan
yere haber verir veya iletiriz
Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının
geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat
ederim
Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım
Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım
Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken
plastik olanlarını tercih ederim
Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca
kullanırız
Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı
ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara
verivoruz
Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık
tutmam
145
4,09
,509
Evet
35
3,83
,881
Hayır
143
3,79
,889
Evet
35
4,17
,969
Hayır
145
4,18
,971
Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler
ederiz
Evet
35
3,66
,350
Hayır
145
3,48
,405
Teknolojiyi takip ederek, eski model cep
telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini
alırım
Alışverişe giderken sepet, file yada uzun süreli
kullanılabilen pazar çantası taşırım
Evet
35
2,86
,390
Hayır
143
2,66
,435
Evet
35
2,31
,614
Hayır
145
2,44
,622
,551
Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu
yapma konusunda çok titiz davranırız
Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice
kapanıp kapanmadığını kontrol ederim
Evet
35
4,66
Hayır
145
4,58
,529
lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere
açık kalmamasına çok dikkat e~erim
Evet
35
4,49
,912
Hayır
145
4,50
,915
Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya
benzeri bir toplantıya sık sık katılırım
Evet
35
3,63
,OOO*
Hayır
144
2,94
,001*
Evet
35
3,29
,ÖOO*
Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya
122
gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi
birisini bilgilendiririm
w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde
gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki
demektir
Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye
sahibim
Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur,
hastalık yapmaz
Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi
azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır
Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye
daha az zarar verir
Karbondioksit gazı Ozon tabakasının
delinmesinden sorumlu tek gazdır
Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara
bir zarar vermez
Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı
olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş
aibi alternatif kaynaklar da vardır
Kaloriferin daha az yakıt harcaması için
pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa
süreli tamamen acık tutmak daha iyidir
Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir
içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda
almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi
koruma acısından yararlıdır
Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak
çevrenin korunması açısından çok önemlidir
Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin
gübre yapılmasıdır
Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup
olmadığını tanıtan işaret bulunur
Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su
altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon
tabakasının delinmesi gösterilmektedir
Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer
çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır
Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin
önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin
bulunması doüru bir seçimdir
Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların
beton veya asfalt ile kapll olması gerekir
Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı
sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir
'
Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa
ve bankların ağaçtan olması gereklidir
* Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir.
Hayır
144
· 2,36
,001:
34
4,29
,271
144
4,09
,276
Evet
35
3,46
;Ö40*
Hayır
144
3,03
,Ö46*,
Evet
35
2,63
,622
Hayır
144
2,74
,652
Evet
35
4,31
,001*
Hayır
144
3,76
,001~
Evet
35
4,11
,106
Hayır
144
3,75
,103
Evet
35
2,71
,955
Hayır
144
2,70
,957
Evet
Hayır
Evet
35
1,63
,646
Hayır
144
1,72
,672
Evet
35
4,71
,029~
Hayır
143
4,36
:ooşt
Evet
35
3,74
,757
Hayır
143
3,67
,779
Evet
35
4,26
,975
Hayır
143
4,25
,976
Evet
35
4,57
,670
144
4,51
,702
Evet
35
4,51
,919
Hayır
144
4,50
,928
Evet
35
4,20
,787
Hayır
143
4,15
,811
Evet
35
4,20
,145
Hayır
145
3,95
, 115
Evet
35
3,80
,681
145
3,72
,655
Hayır
Hayır
Evet
35
4,54
,924
Hayır
144
4,53
,931
Evet
35
2,71
,588
Hayır
143
2,55
,630
Evet
35
2,17
,500
Hayır
144
2,35
,512
Evet
35
1,51
,274
Hayır
144
1,77
,257
Evet
35
3,09
,743
Hayır
144
2,99
,764
123
•!•
Öğretmenlerin çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye
olma durumlarına göre verdikleri cevapların karşılaştırmasından elde edilen
1. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan
öğretmenlerin çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye de katılmış olduklarıdır.
•!•
Birinci sonucu destekler nitelikte diğer sonuçlara baktığımızda, çevre ile
ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan yönetici ve öğretmenler,
çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına
inanmaktadır, boş zamanlarının belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle
ilgilenmeye hazırdır, kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak
çalışmaya ve katkıda bulunmaya daha isteklidir, satın aldıkları defterlerin ve
dosya kağıtlarının geridönüşümlü olmasına daha çok dikkat etmektedir,
çevrenin korunmasına yönelik konferanslara daha sık. katılmaktadır, çevre
kirliliğinin
önlenmesi
için
bir
gazeteci,
politikacı
veya
yetkili birini
bilgilendirmektedir, ülkemizdeki endemik türler hakkında daha fazla bilgiye
sahiptir, birçok nehir ve denizlerimizin besin maddesi azaldığı için hasta ve
bozulmuş durumda olduğunun daha çok farkındadır ve elektrik enerjisi elde
etmek için çevreye zaralı olan termik ve nükleer santraller dışındaki alternatif
kaynakları daha iyi bilmektedir.
124
Tablo 87: Öğretmenlerin, Çevre Kuruluşlarının Çevrenin Korunmasında
..
-- - - - - - ~
inanma Durumlarına Göre KarsıI
- Durum
Soru
Ortlama
N
t-test Sig. (2tailed)
Evet
131
49
131
1,42
1,47
1,75
,553
,557
,001*
Hayır
49
1,96
,OOO*
E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan
kalkması insanların aleyhine bir durumdur
Evet
Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o
kadar da kötu birşey değildir
Evet
Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış
olarak görmek beni çok üzüyor
Evet
Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek
derecededir
Evet
Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek
yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış
olacak
Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan
korkuyorum
Evet
130
48
131
48
131
48
131
48
131
4,74
4,60
1,48
1,46
4,55
4,21
3,580
3,458
4,59
,280
,336
,898
,887
,023*
,058*,
,457
,476
,026
Hayır
48
4,27
,062
Evet
Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi
hastalanabilir ve hatta ölebilir
Evet
131
48
131
48
131
48
131
48
131
4,60
4,38
4,60
4,40
4,39
4,19
3,44
3,42
3,03
,127
,180
, 119
,155
,152
,188
,885
,887
,616~
Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma
durumu
Evet
Çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa
üye olma durumu
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz
tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim
Evet
Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan
politikacılardır
Evet
Ülkemizde, çevrenin korunması
önlemlerin alınması için çalışan
dernek mevcuttur
Denizlerin, göllerin ve nehirlerin
için hiçbirsey yapmak niyetinde
ve gerekli
yeteri kadar
Evet
Hayır
48
2,58
,021~
temiz tutulmasi
değilim
Evet
131
48
131
48
131
48
131
48
131
48
131
1,47
1,73
4,54
4,21
4,40
4,23
3,91
3,52
4,15
3,69
3,73
,127
,146
,022~
48
3,58
,452
Hayır
Hayır
Hayır
Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de
bir şeyler yapmak isterim
Evet
Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt
kaynakları tükenecek
Evet
Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve
bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım
Evet
Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü
olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim
Evet
Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla
kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat
yapmazdim
Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan
malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın _
almaya hazırım
Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler
ile yapardım
Evet
Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir
Evet
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Evet
.0~7·
,254
,298
,032*
,055~
,003*,
,008*
,443
131
4,26
,099
Hayır
48
3,98
,123
Evet
131
48
130
2,22
2,71
2,33
,053
,069
,321
Hayır
125
eğlence yerine gitmeyi tercih ederim
Hayır
Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın
almak istemezdim
Evet
V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal
kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını
tercih ederiz
Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken
çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz
Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan
yere haber verir veya iletiriz
48
2,54
,338
131
3,56
48
3,13
:646~
\Ô6()*
Evet
131
3,15
,908
Hayır
48
3,17
,911
Evet
131
2,91
,393
Hayır
48
3,06
,355
Evet
129
2,16
,159
Hayır
48
2,44
,162
Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu
içecekleri tercih ederler
Evet
131
3,41
,304
Hayır
47
3,60
Metal kutudaki içecekleri tercih ederim
Evet
131
2,98
1
Hayır
48
3,42
~böi*
Evet
131
3,15
,478
Hayır
,230
:01
I~
Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri
dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim
Hayır
49
3,02
,453
Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım
Evet
130
2,65
Hayır
49
3,16
,025*
,()20*
Evet
129
2,31
,288
Hayır
49
2,53
,248
Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım
Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken
plastik olanlarını tercih ederim
Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca
kullanırız
Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı
ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara
verivoruz
Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam
Evet
131
3,03
,267
Hayır
49
3,24
,258
Evet
131
3,86
,646
Hayır
49
3,78
,623
Evet
131
4,15
,537
Hayır
49
4,04
,525
Evet
130
3,86
,302
Hayır
Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu
yapma konusunda çok titiz davranırız
Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler
ederiz
48
3,63
,302
131
4,29
,022*
Hayır
49
3,88
,031*
Evet
131
3,59
, 115
Hayır
Evet
49
3,33
,092
Evet
131
2,62
, 115
Hayır
47
2,94
,107
Evet
131
2,38
,566
Hayır
49
2,51
,573
Evet
131
4,68
,007*
Hayır
49
4,37
,02?*
lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere
açık kalmamasına çok dikkat ederim
Evet
131
4,61
Hayır
49
4,20
,004'\
,()15*
Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya
benzeri bir toplantıya sık sık katılırım
Evet
130
3,11
,516
Hayır
· Evet
49
3,00
,462
130
2,52
,633
Hayır
49
2,61
,613
Evet
129
4,29
,OOO*
Hayır
49
3,71
,001*
Teknolojiyi takip ederek, eski model cep
telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini
alırım
Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli
kullanılabilen pazar çantası taşırım
Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice
kapanıp kapanmadığını kontrol ederim
Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya
gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi
birisini bilailendiririm
w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde
gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki
126
demektir
Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye
sahibim
Evet
130
3,09
,704
Hayır
49
3,16
,712
Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur,
hastalık yapmaz
Evet
130
2,64
,145
Hayır
49
2,94
,155
Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi
azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır
Evet
130
3,90
,424
Hayır
49
3,78
,416
Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye
daha az zarar verir
Evet
130
4,00
.oo+
Hayır
49
3,35
,OÖ4*
Karbondioksit gazı Ozon tabakasının
delinmesinden sorumlu tek gazdır
Evet
130
2,73
,628
Hayır
49
2,63
,634
Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir· Evet
zarar vermez
Hayır
130
1,62
,074
Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı
olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş
gibi alternatif kaynaklar da vardır
Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi
uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli
tamamen açık tutmak daha iyidir
Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir
49
1,94
, 115
Evet
129
4,53
,016*
Hayır
49
4,18
;oıırn:
Evet
130
3,78
,075
Hayır
48
3,42
,088
Evet
130
4,35
'023*
} ...._
48
4,00
',044*
içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda
almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi
koruma acısından yararlıdır
Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak
çevrenin korunması açısından çok önemlidir
Evet
130
4,57
,179
Hayır
49
4,41
,189
Evet
130
4,55
,205
Hayır
49
4,39
,213
Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin
gübre yapılmasıdır
Evet
129
4,22
,138
Hayır
Hayır.
Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup
olmadığını tanıtan işaret bulunur
Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su
altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon
tabakasının delinmesi gösterilmektedir
Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer
çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır
Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin
önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin
bulunması doöru bir seçimdir
Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların
beton veya asfalt ile kapll olması gerekir
Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı
sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir
Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa
ve bankların ağaçtan olması gereklidir
*Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir.
49
4,00
,156
Evet
131
4,03
,460
Hayır
49
3,92
,495
Evet
131
3,76
,706
Hayır
49
3,69
,711
Evet
131
4,59
,129
Hayır
48
4,38
,172
Evet
130
2,59
,911
Hayır
48
2,56
,910
Evet
130
2,22
,124
Hayır
49
2,57
,156
Evet
130
1,65
,191
Hayır
49
1,92
,219
Evet
130
2,87
,038*
Hayır
49
3,39
,025*
127
•!•
Öğretmenlerin, çevre ile ilgili dernek, vakıf ya da kuruluşların çevrenin
korunmasında önemli bir rol oynadıklarına inanma durumlarına göre
verdikleri cevaplar karşılaştırıldığında sonuçlar birbiriyle tutarlıdır. Çünkü
araştırmadan elde edilen birinci sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya
da
kuruluşa
üye
olan
öğretmenler,
çevre
kuruluşlarının
çevrenin
korunmasında önemli bir rol oynadığına inanmakta olduklarıdır.
•!•
Diğer sonuçlara baktığımızda aynı şekilde, çevre kuruluşlarının
çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanan yönetici ve
öğretmenler, kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak
görmekten daha çok üzüntü duymaktadır, ülkemizde, çevrenin korunması ve
gerekli önlemlerin alınması için yeteri kadar dernek olduğuna inanmaktadır,
doğanın daha çok bozulmasını önlemek için bir şeyler yapmak niyetindedir,
boş zamanlarının belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya
daha meyillidir ve kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak
çalışmaya ve katkıda bulunmaya daha isteklidir. Ayrıca psikomotor ifadeleri
dikkate aldığımızda çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir
rol oynadığına inanan öğretmenlerin, faaliyette bulunma konusunda daha
istekli ve duyarlı davrandıkları görülmektedir.
5.1 O. Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeyleri
Çevre bilinç düzeylerinin belirlenmesinde, Duyuşsal (E), Psiko-motor
M
ve Bilişsel (YV) maddelere verilen puanların toplamları alınmış ve bu
puanlar önce genel daha sonra da gruplar (cinsiyet, kadro, v.s.) arasında
karşılaştırılmıştır.
128
Tablo 88: Çevre Bilinci Ölçeğinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma,
alınan En, Düşük ve En Yüksek Değerleri ile Ölçek Madde Sayısı
Çevre Olçeği
Duyuşsal alan
Psikomotor alan
Bilişsel alan
Tüm ölçek
N
En
En
Ortalama
yüksek
deöer
100,00
100,00
100,00
300,00
Standart
sapma
Madde
Sayısı
177
170
170
163
düşük
değer
44,00
35,00
48,00
147,00
72,64
65,51
69,10
206,89
7,12
8,68
8,20
17,86
20
20
20
60
Bu çalışmada tüm ölçeğin ortalama puanı 206,89 olarak belirlenmiştir.
Sakarya'da aynı ölçeğin kullanıldığı bir çalışmada tüm ölçeğin puanı 217, 16
olarak belirlenmiştir (Baş, 2011 ). Bizim çalışmamızda elde edilen psiko-motor
puanı (65,51), Baş (2011) tarafından Sakarya'da belirlenen psiko-rnotor
puanından (63,91) daha yüksektir. Buna karşın puanlar birbirine yakın olup
. aralarında anlamlı bir fark yoktur. öte yandan bizim çalışmamızda elde edilen
Duyuşsal ve Bilişsel puanlar, Baş (2011) tarafından Sakarya'da belirlenen
puanlardan önemli derecede düşüktür (Sakarya'da Bilişsel: 74,70, Duyuşsal:
78,56). Bu durum bizim çalışmamızdaki örneklem grubunun daha küçük
olmasıyla açıklanabilir.
Tablo 89: Yönetici ve _ÖğretmenlerinÇevre Bilinci Düzeylerinin Cinsiyet
Faktörüne Göre Daöıl
Çevre Ölçeği
Cinsiyet
Erkek
Duyuşsal alan
Psikomotor
alan
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Bilişsel alan
Kadın
Erkek
Tüm Ölçek
Kadın
N
Ortalama
Standart sapma
t-test sig. (2tailed)
73
104
71
99
70
100
68
95
71,91
73,15
67,21
64,30
69,91
68,54
209,08
205,32
9,04
5,37
9,86
7,56
9,70
6,95
22,46
13,57
,257
,298
,031j
,039*
,284
,312
,186
,222
*Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştır.
Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin cinsiyet faktörüne
gör~ aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık 9österip göstermediklerini
belirlemek amacı ile yapılan bağımsız t-test'i sonuçları yukarıdaki tabloda
verilmiştir.
129
Elde edilen sonuçlara göre, erkeklerin bilişsel ve psiko-motor puanları,
kadınlardan daha yüksek olmuştur. Buna karşın, duyuşsal puanlarda,
kadınlar erkeklerden daha yüksek puan almıştır. Bu sonuç, kadınların
erkeklerden daha duyuşsal davrandıklarının bir göstergesidir.
Ulaşılan sonuçlarda, sadece psikomotor ölçeğine ait puanlar arasında
istatistiki açıdan anlamlı bir fark vardır. Bu ölçekte, istatistiki açıdan erkeklerin
puanı kadınların puanından, (%5) yüksek olarak belirlenmiştir.
Tablo 90: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Kadro
G .. - •.•.
Çevre
Olceai
_w
Kadro
Kadrolu
Duyuşsal
alan
Sözleşmeli
Geçici
TOPLAM
Kadrolu
Psikomotor
alan
Sözleşmeli
Geçici
TOPLAM
Kadrolu
Sözleşmeli
Bilişsel alan
Geçici
TOPLAM
Kadrolu
Sözleşmeli
Tüm Ölçek
Geçici
TOPLAM
N
Ortalama
Standart
saoma
157
4
16
177
151
3
16
170
151
4
15
170
1°46
72,91
73,00
69,87
72,64
65,64
69,66
63,50
65,51
68,90
71,50
70,46
69,10
206,90
216,33
204,78
206,89
7,17
4,32
6,90
7,12
8,96
12,50
4,22
8,68
8,20
9,43
8,27
8,20
18,53
18,44
8,34
17,86
3
14
163
F
Sig.
(P<,05\
1,335
,266 ·
,789
,456
,418
,659
,513
,600
Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin, kadro durumlarına
göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip göstermediklerini
belirlemek amacı ile yapılan ANOVA testi sonuçları yukarıdaki tabloda
verilmiştir.
Elde edilen sonuçlara göre, her üç grup için de, öğretmenlerin kadro
durumları arasında istatistiki açıdan anlamlı bir fark görülmemiştir. Beklendiği
gibi, öğretmenlerin bilişsel puanları, farklı kadro durumlarında (kadrolu,
sözleşmeli ve geçici) birbirlerine çok yakın olmuştur. Bu durum, bilginin eğitim
130
yıllarından gelen bir kaynak olmasından ileri gelmektedir. Duyuşsal ve psiko­
motor puanların kadro durumlarına göre değişimi, bilişseldeki kadar yakın
olmamasına karşın, istatistiki açıdan anlamlı bir fark görülmemiştir.
Tablo 91: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Medeni
Durum Faktörüne Göre Daaıl
--·
gevre
lçeği
Duyuşsal
alan
Psikomotor
alan
Bilişsel alan
Tüm Ölçek
Medeni
Durum
Bekar
38
71,07
Standart
saoma
8,47
Evli
134
73,14
6,64
Dul
5
71,00
8,06
TOPLAM
N
Ortalama
177
72,64
7,12
Bekar
35
64,05
7,75
Evli
130
65,99
8,97
Dul
5
63,40
6,91
TOPLAM
170
65,51
8,68
Bekar
39
68,92
9,24
Evli
126
69,19
7,94
Dul
5
68,40
7,70
TOPLAM
170
69,10
8,20
Bekar
35
203,54
16,45
Evli
123
208,01
18,41
Dul
5
202,80
10,98
TOPLAM
163
206,89
17,86
F
Sig.
lP<,05l
1,394
,251
,835
,436
,035
,966
,989
,374
Yönetici ve öğretmenlerin medeni durumlarına göre çevre bilinç
puanlarını karşılaştırmak için yapılan ANOVA istatistik sonuçları·yukarıdaki
tabloda verilmiştir. Bu sonuçlara göre, bekar, evli ve dul olarak belirlenen
gruplar arasında her üç çevre ölçeği için de anlamlı fark belirlenmemiştir.
131
Tablo 92: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Eğitim
Durumu Faktörüne Göre Daöıl ---Çevre
Ölceği
Eğitim
Durumu
On Lisans
Lisans
O uyuşsaI
alan
Y. Lisans
Doktora
TOPLAM
ön Lisans
Lisans
Psikomotor
alan
Y. Lisans
Doktora
TOPLAM
On Lisans
Lisans
Bilişsel alan
Y. Lisans
Doktora
TOPLAM
On Lisans
Lisans
Tüm Ölçek
Y. Lisans
N
Ortalama
3
126
47
1
177
2
122
45
1
170
3
123
43
1
170
2
119
41
66,00
72,63
73,00
77,00
72,64
65,00
65,60
64,86
85,00
65,51
74,66
69,21
68,25
76,00
69,10
207,00
207,02
205,75
238,00
206,89
Doktora
1
TOPLAM
163
Standart
sapma
F
Sig.
(P<,05J
11,26
7,36
6,14
1,035
,379
7,12
2,82
8,98
7,66
1,791
, 151
8,68
12,66
8,33
7,55
,854
,467
8,20
2,82
18,81
14,91
1,069
,364
17,86
Bu çalışma planlanırken, en önemli ve anlamlı farkların beklendiği
gruplardan birisi de eğitim durumlarına göre yapılacak karşılaştırmalardı.
Fakat, ankete katılan yönetici ve ôğretmenlerden sadece bir kişinin doktora
ve üç kişinin de ön lisans yapmış olması, beklenen sonuçlara ulaşılmasını
engellemiştir. Örneğin, bilişsel puanların karşılaştırılmasında, eğitim düzeyi
doktora olan öğretmenin puanı ortalamadan 6,9 puan daha yüksek olmuştur.
Buna karşın, ankete katılan sadece 1 kişi olduğu için, bu sonuç kabul
edilebilir
olmamıştır.
Elde
edilen
bu
sonuçlara
göre,
yönetici
ve
öğretmenlerimizin doktora yapma durumlarının çok düşük olduğu ve bu
durumun teşvik edilmesi gerektiği sonucu da çıkmaktadır.
132
Tablo 93: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin
Meslekteki Hizmet Süresi Faktörüne Göre Daaıl
Hizmet
Süresi
0-5 Yıl
Çevre
Ölçefü
6-10 Yıl
Duyuşsal
alan
11-15 Yıl
16 +Yıl
TOPLAM
0-5Yıl
6-10 Yıl
Psikomotor
alan
11-15 Yıl
16 +Yıl
TOPLAM
0-5 Yıl
6-10 Yıl
Bilişsel alan
11-15 Yıl
16 +Yıl
TOPLAM
0-5 Yıl
6-10 Yıl
Tüm Ölçek
11-15 Yıl
16 +Yıl
TOPLAM
N
Ortalama
Standart
sapma
51
27
32
67
177
48
27
28
67
170
49
25
29
67
170
44
25
27
67
163
72,45
71,51
73,56
72,80
72,64
64,37
65,25
67,10
65,77
65,51
70,12
67,56
69,44
68,79
69,10
207,22
203,32
208,48
207,37
206,89
6,63
5,50
9,49
6,83
7,12
8,19
8,51
9,87
8,65
8,68
8,01
5,47
11,28
7,66
8,20
17,14
11,66
25,54
16,71
17,86
F
Sig.
(P<,05)
,422
,737
,612
,608
,592
,621
,421
,738
--
Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin meslekteki hizmet
süresine
göre aritmetik ortalamalarının
anlamlı bir farklılık gösterip
göstermediğine bakıldığında türiı ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel
puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir.
133
Tablo 94: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Okuldaki
Konum Faktörüne Göre Daüıl
Çevre Ölçeği
N
Ortalama
Standart sapma
idareci
27
71,88
6,90
t-test sig. (2tailed)
,551
Oğretmen
150
72,78
7,17
,543
idareci
27
66,55
8,74
,500
Oğretmen
143
65,32
8,69
,505
idareci
27
68,77
5,65
,821
Oğretmen
143
69,16
8,61
,766
Konum
Duyuşsal alan
Psikomotor
alan
Bilişsel alan
Tüm Ölçek
Yönetici
idareci
27
207,22
15,00
,918
öğretmen
136
206,83
18,43
,906
ve
öğretmenlerin
çevre
bilinci
düzeylerinin
çalışma
konumlarına göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip
göstermediğine bakıldığında tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel
puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir.
Tablo 95: Yönetici ve Öğretmenlerin
Yasadıkları Yer Faktörüne Göre Daüıl
Çevre
Olceal
Duyuşsal
alan
Psikomotor
alan
Bilişsel alan
Tüm Ölçek
Çevre
Kadro
N
Ortalama
Köy
74
73,52
Standart
sa oma
6,62
Kasaba
39
72,69
6,87
Şehir
64
71,59
7,76
TOPLAM
177
72,64
7,12
Köy
68
65,67
9,00
Kasaba
40
64,77
8,84
Şehir
62
65,82
8,34
TOPLAM
170
65,51
8,68
Köy
70
69,75
7,81
Kasaba
40
70,80
9,58
Şehir
60
67,21
7,38
TOPLAM
170
69,10
8,20
Köy
66
208,15
18,17
Kasaba
39
207,74
18,68
Şehir
58
204,89
17,07
TOPLAM
163
206,89
17,86
Bilinci
Düzeylerinin
F
Sig.
(P< 05)
1,270
,284
,194
,824
2,270
,069
,567
,568
Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin yaşadıkları yere
göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip gö~termediğine
bakıldığında, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı
bir farklılık görülmemektedir.
134
Tablo 96: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "çevre
ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu" Faktörüne Göre
,, I
•ı
Çevre Ölçeği
Duyuşsal alan
Psikomotor
alan
Bilişsel alan
Tüm Ölçek
Evet
100
73,64
7,01
t-test sig.
(2-tailed)
· ,034*'
Hayır
77
71,35
7,09
,Q34*
Evet
97
67,22
8,79
,Qfö~
Hayır
73
63,24
8,05
,0033
Evet
96
69,91
8,86
,143
Hayır
74
68,05
7,17
,132
Evet
93
210,66
18,64
,902~
201,88
15,52
,Q01*
Durum
N
Ortalama
Standart sapma
Hayır
70
*Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir.
Yapılan analizler sonucunda, bilişsel maddeler haricindeki maddeler ile
ilgili çevre aktivitelerine katılan ve katılmayan gruplar arasında istatistiki
açıdan anlamlı farklar belirlenmiştir. Duyuşsal ve psiko-motor maddelere
verilen yanıtlar incelendiği zaman çevre aktivitelerine katılanların puanlarının,
katılmayanlara kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum çevre
aktivitelerine katılmanın, duyuşsal ve psikomotor özelliklerin gelişmesinde
önemli bir etken olduğunu göstermektedir. Bilişsel konularda ise aktivitelere
katılmış veya katılmamış olmanın bir önem arz etmediği görülmüştür. Bu
. sonuçtan yola çıkarak, çevre aktivitelerine katılımın teşvik edilmesinin ve
. artırılmasının çok önemli olduğu söylenebilir.
135
Tablo 97: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "çevre
ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu"
Faktörüne Göre Daüıl
Çevre Ölçeği
Duyuşsal alan
Psikomotor
alan
Bilişsel alan
Tüm Ölçek
Evet
35
74,22
8,49
t-test slg.
(2-tailed)
,142
Hayır
142
72,25
6,71
,207
'037*
' . "
·;o85j
Durum
N
Ortalama
Standart sapma
Evet
34
68,29
10,74
Hayır
136
64,82
7,99
Evet
34
71,02
9,31
,127
Hayır
136
68,62
7,86
,172
Evet
34
213,44
22,82
:,016* .
Hayır
129
205,17
15,97
,9531
Elde edilen sonuçlardan yola çıkarak, çevre ile ilgili herhangi bir dernek
ya da kuruluşa üye olan yönetici ve öğretmenlerin psiko-rnotor puanlarının
"daha yüksek olduğu söylenebilir. lstatistiki analizlere göre sadece psiko­
motor ve tüm ölçek puanları arasında anlamlı bir fark belirlenmiş olmasına
karşın, diğer iki grup arasında da fark olduğu yukarıdaki tablodan rahatlıkla
görülebilir.
Tablo 98: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "çevre
kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadıklarına
·
durumu" Faktörüne Göre Daüıl
·
Çevre Ölçeği
Duyuşsal alan
Psikomotor
alan
Bilişsel alan
Tüm Ölçek
Evet
129
73,52
6,42
t-test sig. (2tailed)
,006*
Hayır
48
70,27
8,35
,Ö17*
Evet
126
65,39
9,40
,760
Hayır
44
65,86
6,28
,713
Evet
123
69,55
7,33
,252
Durum
N
Ortalama
Standart sapma
Hayır
47
67,93
10,12
,322
Evet
120
208,12
17,73
,143
203,46
17,98
,148
Hayır
43
*Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir.
Yine elde edilen sonuçlara göre, çevre kuruluşlarının çevrenin
korunmasında önemli bir rol oynadıklarına inanan yönetici ve öğretmenlerin
duyuşsal puanları daha yüksek olmuştur. "inanmak" eylemi, bir önceki
başlıklarda incelenen "katılmak" ve "üye olmak" eylemlerine kıyasla duyuşsal
bir eylem olması itibarı ile elde edilen bu sonuç anlamlıdır.
136
BÖLÜM VI
6. SONUÇLAR, TARTIŞMA VE ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar
1. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeylerinin tüm ölçek puanı 206,89
(%68,9) olarak belirlenmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan çalışmalara
kıyasla düşük olmasına karşın kabul edilebilir seviyededir.
2. Duyuşsal
alan
ile
ilgili cevaplar
değerlendirildiğinde, yönetici
ve
öğretmenlerin çevreye karşı duyarlı oldukları ve çevreye önem verdikleri
görülmektedir.
3. Psiko-motor
alanla ilgili
cevaplar
değerlendirildiğinde, yönetici
ve
öğretmenlerin çevre bilinçlerinin davranışlarına yansımadığı görülmektedir.
Bu durum ülkemizde çevre ile ilgili faaliyetlerin (geridönüşüm v.s) yeni yeni
gelişmekte olup bu konudaki çalışmaların henüz çok yeni ve az olmasıyla
açıklanabilir.
4. Bilişsel alanla ilgili cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve ·öğretmenlerin
çevre ve çevre ile ilgili kavramlar konusunda yeterli bilgiye sahip oldukları
görülmektedir.
5. Araştırma sonuçlarına göre, erkek yönetici ve öğretmenlerin bilişsel ve
psiko-motor puanları kadınlardan yüksek, duyuşsal puanlarda ise kadınların
puanları, erkeklerden daha yüksek olmuştur. Bu sonuç kadınların, erkeklere
göre daha yüksek "çevre koruma" bilincine ve duyarlılığına sahip olduklarını
göstermektedir.
137
6. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin kadrolarına göre tüm
ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık
görülmemektedir.
7. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin medeni durumlarına
göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir
farklıIlk görülmemektedir.
8. Bu çalışmanın en ilginç sonuçlarından birisi, yönetici ve öğretmenlerin
çevre bilinç düzeylerinin eğitim durumlarına göre farklılık göstermediği
sonucudur. Bu sonucun en önemli nedeni, ankete katılan yönetici ve
öğretmenlerden sadece bir kişinin doktora ve üç kişinin de ön lisans yapmış
olmasıdır ki bu durum, beklenmedik başka bir sonucun göstergesi olmuştur.
Bu da, yönetici ve öğretmenlerimizin hem mesleki ve hem de sosyal
hayatlarındaki
gelişimlerine
çok
büyük
katkı
sağlayacak
doktora
programlarına yeterli ilgiyi göstermedikleridir.
9. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin meslekteki hizmet
sürelerine göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında
anlamlı birfarklrlık görülmemektedir.
10. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin okuldaki konumlarına
göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir
farklılık görülmemektedir. Fakat yönetici ve öğretmenlerin konumlarına göre
verdikleri yanıtlar incelendiği zaman yöneticilerin, çevre bilgisi ve çevre
bilinçlerinin öğretmenlere göre daha yüksek olduğu görülmektedir.
11. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin yaşadıkları yere göre,
tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık
görülmemektedir.
138
12. Yönetici ve öğretmenlerin 'çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma
durumlarına' göre çevre bilinç düzeyleri incelendiğinde, duyuşsal ve psiko­
motor maddelere verilen yanıtlar, çevre aktivitelerine katılanların puanlarının,
katılmayanlara kıyasla daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum çevre
aktivitelerine katılmanın, duyuşsal ve psiko-motor özelliklerin gelişmesinde
önemli bir etken olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bilişsel konularda ise
aktivitelere katılmış veya katılmamış olmanın bir önem arz etmediği
görülmüştür.
13. Araştırma sonuçlarına göre çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da
kuruluşa üye olan yönetici ve öğretmenlerin, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel
puanları, üye olmayanlara kıyasla daha yüksek olarak belirlenmiştir. Bu
sonuç blze çift yönlü bir etkiyi işaret etmektedir. Bu da, çevre kuruluşlarına
üye olmanın çevre bilincini yükseltmesinin yanı sıra, çevre bilinçleri yüksek
olan yönetici ve öğretmenlerin çevre kuruluşlarına üye olması durumudur.
Sonuç olarak, bu tip kuruluşların sayısı ve aynı zamanda kuruluşların üye
sayılarının artırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
14. Yönetici v~ öğretmenlerin 'çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında
önemli bir rol oynadığına inanma durumlarına' göre çevre bilinç düzeyleri
incelendiği zaman, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol
oynadığına inanan yönetici ve öğretmenlerin duyuşsal puanlarının daha
yüksek olduğu görülmektedir.
6.2. Tartışma
Araştırma sonuçlarına göre erkek yönetici ve öğretmenlerin bilişsel ve
psiko-motor puanları kadınlardan yüksek olmuş, duyuşsal puanlarda ise
beklendiği gibi kadınların puanları, erkeklerden daha yüksek olmuştur. Bu
sonuç kadınların, erkeklere göre daha yüksek "çevre koruma" bilincine ve
sahip olduklarını göstermektedir. Bu durum Baş (2011)'ın çalışmasıyla da
tutarlıdır. Baş (2011 ), çevre bilinci düzeylerinin cinsiyete göre incelenmesinde
139
bilişsel, duyuşsal, psikomotor ve tüm ölçekte kadınların, erkeklere göre daha
yüksek bilince sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin kadrolarına göre,
tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık
görülmemektedir. Baş (2011), ise yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci
düzeylerinin kadrolarına göre incelenmesinde tüm ölçek, psikomotor ve
bilişsel alt boyutunda gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulmazken,
duyuşsal alt boyutunda anlamlı farlılığa rastlamıştır. Buna göre tutum alt
boyutunda ücretli olarak çalışanlar, kadrolu ve sözleşmeli olanlara göre daha
fazla çevre bilinci taşımaktadır.
Yönetici
ve
öğretmenlerin
çevre
bilinci
düzeylerinin
medeni
durumlarına göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında
anlamlı
bir farklılık
görülmemektedir.
Baş
(2011), ise
yönetici
ve
öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin medeni durumuna göre tüm ölçek,
duyuşsal ve psikomotor puanlarında anlamlı bir farklılık bulmazken; bilişsel
alt
boyutunda
anlamlı
farklılık
bulmuştur.
Bilişsel
düzeyde
bekar
öğretmenlerin, evli öğretmenlere göre daha yüksek puan aldığı ortaya
çıkmıştır.
Bu çalışmanın en ilginç sonuçlarından birisi, yönetici ve öğretmenlerin
çevre bilinç düzeylerinin eğitim durumlarına göre farklılık göstermediği
sonucudur. Bu sonucun en önemli nedeni, ankete katılan yönetici ve
öğretmenlerden sadece bir kişinin doktora ve üç kişinin de ön lisans yapmış
olmasıdır. Baş (2011), çalışmasında yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci
düzeylerinin eğitim durumuna göre duyuşsal ve bilişsel düzeyi puanlarında
anlamlı bir farklılık bulmazken; psiko-motor ve tüm ölçekte anlamlı farklılık
bulmuştur. Yüksek lisans mezunları, lisans mezunlarına göre daha yüksek
puan almıştır. Buhan (2006), da bu
ulaşmıştır.
bulguyu destekleyen sonuçlara
140
. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin meslekteki hizmet
sürelerine göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında
anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Baş (2011), ise çalışmasında yönetici ve
öğretmenlerin mesleki kıdemlerine göre çevre bilinci düzeylerinde tüm ölçek
ve alt boyutlarda 11 yıl ve üzeri kıdeme sahip olanların, 6-1 O yıl çalışanlara
göre daha fazla çevre bilinci taşıdığı, 0-5 yıllıklarda ise farklılık görülmediği
sonucuna
ulaşmıştır. Buhan (2006), yaş düzeylerinin çevre bilincini
etkilediğini vurgulamakta fakat mesleki kıdeme göre farklılaşmadığını
belirtmektedir.
Bizim çalışmamızı destekler nitelikte, Baş (2011), de yönetici ve
öğretmenlerin
çevre
bilinci
düzeylerinin,
çalışma
konumlarına göre
farklılaşmadığı sonucuna ulaşmıştır.
Psiko-motor alt boyutundaki ifadelere yönetici ve öğretmenlerin
verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve öğretmenlerin çevre
bilinçlerinin davranışlarına yansımadığı görülmektedir. Bu durum ülkemizde
çevre ile ilgili faaliyetlerin (geridönüşüm v.s) yeni yeni gelişmekte olup bu
konudaki çalışmaların. henüz çok yeni ve az olmasıyla açıkla_nabilir.Erten
(2003), tarafından yapılan çalışmanın sonucunda öğretmenlerin çevreye
karşı bilişsel, duyuşsal ve psiko-motorla ilgili karşılaştırılmalı olarak yaptığı
analizlerin sonucunda öğretmenlerin çevre ile ilgili bilgisinin olduğunu fakat
bunu davranışlarına yansıtmadığını ortaya koymuştur. Baş (2011), de
araştırmamızı destekler nitelikte çalışmasında, yönetici ve. öğretmenlerin
çevre ile ilgili bilgilerini ve çevreye yönelik davranışlarını karşılaştırıldığında,
yönetici ve öğretmenlerin cevaplarında tutarsızlıklar gözlemlemiştir.
141
6.3. Öneriler
1. Çevre bilincinin kazandırılmasında en büyük etken olan çevre eğitimi,
toplumun tüm kesimlerine ulaşacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Çevre
eğitimi her yaş ve meslekteki kişilere belirli bir program dahilinde verilmelidir.
2. Çevre bilincine ilköğretimden yüksek öğretime kadar her kademede
mümkünse müstakil bir ders olarak yer verilmeli, veya çevre bilinci konularına
yer veren kitaplarda daha geniş bir kapsamda yer verilmelidir.
3. Örgün eğitim programlarında çevre eğitimine yer verilmelidir. Yöneticiler ve
öğretmenler, hava, su, ekolojik denge ve özellikle toprak kirliliği konusunda
bilinçlendirilmeli
duyarlılığına
ve
ilişkin
tüm
öğretim
bilimsel
kademelerine
etkinlikler
uygun olarak
sunulmalıdır.
Oto
çevre
kontrol
gerçekleştirilmelidir.
4. Öğretmen adaylarının 4 yıllık lisans eğitimleri ile çevreye yönelik
tutumlarının daha olumlu hale gelebilmesi ve sorumlu çevre davranışı
kazanabilmeleri için etkili eğitim programları uygulanmalıdır. Bunların halka
indirilmesi sağlanmalıdır.
5. Okullarda çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeyleri hizmet
içi eğitimle veya çevre bilinci alanında uzman kişiler tarafından belirli
periyotlarla verilen seminerlerle geliştirilmelidir.
6.
Çalışmamızda da görüldüğü gibi, çevre aktivitelerine katılma, çevre ile
ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma çevre bilincinin
gelişmesinde oldukça önemlidir. Bu nedenle yönetici ve öğretmenlerin çevre
örgütlerine katılmaları teşvik edilmeli, çevre örgütlerinde gönüllü olarak
çalışmalarına olanak verilmelidir.
7. Çalışma alanı olarak belirlediğimiz Güzelyurt bölgesi Kıbrıs'ta birkaç çevre
sorununun bir arada bulunduğu yer olması açısından önemlidir. Yoğun
142
tarımsal faaliyetlerin olduğu bölgede hem toprak hem de su kirliliği mevcuttur.
Yer altı suları ise aşırı kullanımdan dolayı tuzlanmış durumdadır. Ayrıca
maden atıklarının bulunduğu yer olan Gemikonağı da bu bölgede yer
almaktadır. Çevre bilincinin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle orada
yaşayan insanlar tarafından çevre sorunlarının neler olduğu bilinmelidir. Bu
amaçla yönetici ve öğretmenler yanında halkın katılımını da sağlayacak
çalışmalar planlanmalı ve hayata geçirilmelidir.
8.
Bireylerin çevre tutum ve davranışlarının şekillenmesinde, okul, yönetici
ve öğretmenlerin etkisi yadsınamaz. Bu açıdan bakıldığında lisans veya ön
lisans eğitimlerinde çevre eğitimi almamış ve şu an görevde olan yönetici ve
öğretmenler mümkün olan en kısa zamanda çevre bilinçlerinin geliştirilmesi
için hizmet içi eğitime alınmalıdırlar.
9. Çevre korunmasında pek çok ülkede uygulanan çevre dostu malların
üretimi
ülkemizde
de
yaygınlaştırılmalı
ve
bu
ürünlerin
kullanımı
desteklenmelidir.
1 O. Çevre ve varlıklarının korunması; merkezi idarenin talimatlarıyla, bütün
toplum kesimlerinden, sivil toplum birimleriyle, yerel idare kuruluşlarıyla,
üniversitelerle, uluslararası kuruluşlarla ve en önemlisi de halkın katılımıyla
koordinasyon ve işbirliği ile sağlanmalıdır. Bu bağlamda çeşitli toplantı ve
etkinliklere yer verilmelidir.
11. Çevre bilincine yönelik, gelişen dünya şartları göz önünde bulundurularak
daha kapsamlı, daha iyi imkanlarla yüksek lisans ve doktora tezlerinin
yapılması teşvik edilmelidir.
143
KAYNAKÇA
Air Quality Guidelines Global Update 2005, WHO Regional Office for Europe,
Copenhagen,2006.
Akman, Y., Osman K., Harun Evren., Latif K., ve Sema D. (2000). Çevre
Kirliliği - Çevre Biyolojisi, Palme Yayıncılık, Ankara, 1. Baskı, 2000.
Akış, S. (2000). Kuzey Kıbrıs'ta Çevre Bilinci. Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt
1.(1 ). 717<Http://Www.Dogus.Edu.Tr/Dogustru/Journal/Sayi_1/M00002.
Pdf> adresinden Mart 2012' de alınmıştır.
Akpınar, S. (2001). Türkiye'nin Turizm Merkezlerinde Ekoturizm Yaklaşımları.
Ankara: Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü; Planlama Daire
Başkanlığı Yayınları.
Altın,
M.
(2001).
Biyoloji
Öğretmeni
Adaylarında
Çevre
Eğitimi.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi ,Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Altuğ, F. (1990). Çevre Sorunları, Bursa,1990.
Ansiklopedik Çevre Sözlügü, Ankara, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, 2001.
£\rat, Z. (1982). iktisat Ve Çevre Bilimleri Sempozyumu Ankara: TÜBITAK
Yayınları.
ırda, Z. C. ve Yıldız, K. (5-7 Kasım 1992). Üniversitelerde Çevre Eğitimi
Öğretmen/iği. II. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu,
35-37, Ankara.
144
Armağan, F. ô. (2006). ilköğretim 7-8. Sınıf Öğrencilerinin Çevre Eğitimi İle
ilgili Bilgi Düzeyleri (Kırıkkale II Merkezi ömeklemi) Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Aygün, B. (2007). 'Küresel ve Yerel Çevre Sorunlarının Risk Olarak
Algılanması
Üzerine Bir Araştırma', Çevre ve Politika, Başka Bir
Dünya Özlemi. Editör: Ayşegül Mengi. Ankara, imge Yayınları, 2007.
Ayhan, F. N. (1999). ilköğretimin Ilk Üç Sınıfındaki Öğrencilerin Yakın Çevre
Bilincini
Etkileyen
Etmenler.
Bizlim Uzmanlığı Tezi,
Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 15 s.
Avinç, A. (1997). Değişik enerji kaynakları ve çevreye etkileri. Ekoloji Çevre
Dergisi. 7(27),19-23.
Baş, O. (2011). Ortaöğretim Kurumlarında Çevre Bilincinin Yöneticiler ve
Öğretmenler Tarafından Algılanma ve Benimsenme Düzeyi. Maltepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Istanbul.
Bedük, A (1997). Çevre Hakkı ve Çevresel Yönetim Sürecine Vatandaşların
Katılımı. Çevre ve insan Dergisi (iç), Sayı:33, Ankara, Çevre Bakanlığı
Yayın Organı.
Bookchın, M. (1996). Ekolojik Bir Topluma Doğru, çev. Abdullah Yılmaz,
Istanbul, Ayrıntı Yayınları, 1996.
Boztaş, D. (2006). Gelişmiş Ve Gelişmekte Olan Toplumlarda Çevre
Sorunsalı. Yüksek Lisans Tezi, Sivas, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal
Bil. Enstitüsü, Sivas.
Böhm, G., Pfister, H. R. (2000). 'Action Tendencies and Characteristics of
Environmental Risks, Act Psychology, 104.
145
Böhm,
G.
(2003),
Consequentialist
'Emotional
Versus
Reactions
Ethical
to
Environmental
Evaluation',
Risks:
Journal
of
Environmental Psychology, 23.
Brown, Lester R., Yirmidokuzuncu gün: Dünya Kaynakları Karşısında insan
İhtiyaçları, çev. Kemal Tosun vd., Istanbul Üniversitesi işletme Fakültesi
Yayını, Istanbul, 1979.
Carson, R. (2004). Sessiz Bahar, çev. Çağatay Güler, Palme Yayınları, No:
298, Ankara, 2004.
-Castells, Nuria ve Peter Nijkamp. (1998). "Transboundary Risks: The First­
Comers/Late-Comers
Agreements", Journal of
Dilemma
in
Contingencies
International
and
Crisis
Environmental
Management,
Volume 6, Number 3, 1998, s. 117-128.
Cohen, (2002). Phase I EnvironmentalAssessment of the Lefka-XerosArea of
Northern Cyprus, COHEN, Cyprus.
Çepel, N. (1995). Yok Ettiğimiz Ormanlarımız Kaybolan Fonksiyonel Değerler
ve Zamanımızın Orman Ölümleri. Tema Vakfı Yayını.
Çepel, N. (2003). Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri, Ankara, Tübitak Popüler
Bilim Kitapları, Aydoğdu Matbaası, 2003.
ÇB (Çevre Bakanlığı). (1997).Türkiye Çevre Atlası, Çevre Bakanlığı
Yayını, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul.
Çimen, S. (2002). Lise Ekoloji Konularının Disiplinler Arası Ôğrenci Merkezli
,
Öğretiminin Başarıdaki Rolü. Istanbul.
146
Çoban, A. (2002). Çevreciliğin ideolojik Unsurlarının Eklemlenmesi Sosyal
Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 57. s. 3, 3-30.
Dağdemir,
Ö.
(2003). Çevre Sorunlarına Ekonomik Yaklaşımlar ve Optimal
Politika Arayışları, Gazi Kitabevi, Ankara, 2003.
Daştan, H. (1999). Çevre Bilinci ve Duğarlılığının Oluşmansında Eğitimin Yeri
ve Önemi: Türkiye Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Demir,
DPÖ
(2007). Bilim Felsefesi, Vadi Yayınları, Ankara, 2007, 3. Baskı.
ö.
(Devlet
Planlama
Örgütü).
(2006).
Çevre.
KKTC.
http://www.devplan.org/Macro- eco/2-13.pdf (2012, Nisan 25)
DPT VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005). içme Suyu, Kanalizasyon,
Arıtma Sistemleri ve Katı Atık Denetimi Özel ihtisas Komisyonu
Raporu, Ankara, s. 84,e-kitap,
http://ekutup.dpt.gov.tr/icmesuyu/öik524.pdf.
DAC (Development Assistance Committee): "Poverty-Environment- Gender
Linkages",.,DACJournal, Vol.2,
No. 4,
2001.,http://www.unep.org/
civilsociety/GCSF8/pdfs/OECDpovenvgender%201inkages.pdf,(erisim:1
5/03/2 012)
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı). (1994). Çevre Özel ihtisas Komisyonu
Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Raporu, DPT Yayınları, Ankara, 7284 s.
Doğan, M. (1998}. Türkiye'de Çevre Eğitimi. Çevre ve insan Dergisi. (40),
29-33.
·147
>orion, C., Gayford, C. (1990-91). Environmental
School
Annual
Teachers.
Education and Primary
Review
Of
Environmental
Education,Vol.22. 27-29.
.aqles, Paul F.J'. ve Robert Demare (1999). Factors lnjluencing Children's
Environmental Attitudes. The Journal Of Environmental
Education, 30
(4), 33,1999.
.ndüstrl Tesislerinden
Kaynaklanan
Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği,
RG 22.07.2006 tarih ve 26236 sayı.
.rol, O. (1982). Coğrafya Açısından
Çevre Bilim Sempozyumu
TÜBITAK
Yayınları Ankara. 1982.
rol, G., H. ve Gezer
and
K. (2006). Teachers' Attitudes Toward Environment
Environmental
Problems
Environmental and Science
rten,
S.
(2000). Empirische
Umwelterziehung
-ein
International
Journal
Of
Education, Vol 1 No: 1, pp 65 77
Untersuchunqen
interkulturellervergleich
zu
Bedingungen
auf der
der
Grundlage
derTheorie des geplanten Verhaltens. Tectum Verlag. Marburg
rten,
S. (2002). ilköğretimin II. Kademesindeki (6., 7. ve 8. Sınıflar)
Öğrencilerde Çevreye Yararlı Davranışların Araştırılması. Ankara: V.
Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi/ 16-18 Eylül 2002.
rten,
S. (2003). 5. Sınıf Öğrencilerinde Çöplerin Azaltılması Bilincinin
Kazandırılmasına Yönelik Bir Öğretim Modeli. Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı: 25. Ankara.
148
ten, S. (2004). Çevre Eğitimi Ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl
Olmalıdır? Çevre ve insan Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın
Organı. Sayı 65/66. 2006/25 Ankara
:en, S.
(2005). Okul Öncesi Öğretmen Adaylarında
Çevre Dostu
Davranışların Araştırılması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 28, 91-100.
en, S. (2006). Çevre Eğitimi ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl
Olmalıdır?. Ankara: Çevre ve insan Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı
Yayın Organı. Sayı 65. 2006/2
.ınoğfu, M. (1989). Sürdürülebilir Kalkınma ve Ekonomi. Sürdürülebilir
Kalkınma Konferansı, Kasım 1989, TÇSV Yayını, Ankara, 1990, s.
39.
ter, J. B. (1999). Savunmasız Gezegen: Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi.
Çev. Hasan Ünder, Epos Yayınları, Ankara, 1999.
ter, J. B. (2002). Savunmasız Gezegen: Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi.
Çev. Hasan Ünder, Epos Yayınları, Ankara, 2002, 1. Baskı.
'etti, L. M. (1990). Environmental Education: What Went Wrong? What
Can Be Done? The Journal of Environmental Education, 22 (1), 9-12.
ıez-Granell, C., Carvera-March, S. (1993), "Development of conceptual
knowledge and attitudes about
energy and
the
environment"
International Journal of Science Education., s. 553-565
ıez, K. (1989). Çevre, Çevre Sorunları ve Çevre Politikaları üzerine
Bazı
Mülahazalar. Türkiye Günlüğü, Haziran, Sayı 3: 6-10
149
örmez, K. (2003). Çevre Sorunları ve Türkiye. Gazi Kitabevi, Ankara, Mart
2003, 3. Baskı.
rrevitz, R. (2000). "Affective Approaches to Environmental Education:
Going Beyond The Imagined Worlds of Childhood?". Ethics, Place and
Environment. 3 (3): 253-269
ıler, Ç. ve Çobanoğlu, Z. (1997). Toprak Kirliliği. Ankara: Çevre Sağlığı
Temel Kaynaklar Dizisi No: 40.
ındüz, Ş., Çiçek, A. B., Fuller, ô.
o., lçener, S., Türkseven, N. Ve Sarpten,
_ H. (2007). 9. Sınıf Sağlık ve Çevre Bilgisi. KKTC Milli Eğitim
Bakanlığı
Yayını, Lefkoşa, 2007.
ngör, H. (1995). Ders Geçme ve Kredi uygulamaları Açık Oturumu, MEB
Yayınları, Ankara, 132 s.
ktanır, G. Ve Çabuk, B. (2000). Okul öncesi Dönemde Çocukların Çevre
Algısı. Hacettepe Üniversitesi IV. Fen Bilimleri Eğitim Kongresi.
Ankara.
11,
S. H. And Sewing, D. R. (1987-88). Barriers to Environmental
Education. Journal of Environmental Education, 2, 17-24.
namcı C. ve Keleş, R. (1998). Çevrebilim. imge Kitabevi Yayınları,
Ankara.
lewıg,
R.
(1992),
Deutsch/and, 1992.
Umwelterzietung In
Der
Lehrerausbildung
In
150
fendrickx, L., Nicolaij, S. (2004). 'Temporal Discounting and Environmental
Risks: The role of Ethical and Loss-Related
Concerns',
Journal of
Environmental Psychology, 24, Elsevier Science Ltd.
un, E. (1997). Canlı Çevrenin Dünü Bugünü ve Yarını. insan Çevre Toplum
(iç.), Ankara, imge Kitabevi.
cecik, S (1994). Hava Kirliliği. Istanbul Teknik Üniversitesi Yayınları, 1994.
ıir, E. (1991). Şehirleşme ve Meseleleri. 2.Baskı, Gazi Büro Yayınları,
Ankara, 1991.
uson, H. W., Proshansky, H. M., Rivlin, LG., Winkel, G. H. (1974), An
Introduction to Environmental Psychology, New York: Holt, Rinehart &
Winston.
n, E. (2000). "Towards a Global Environmental Citizenship?", Citizenship
Studies, 4 (1), 2000, ss. 47 63.
ıaoğlu, I. (1996). Çevre Hakkı. 3. Baskı, imge Yayınevi, Ankara, 1996.
yaoğlu, M. (2005). O.O.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi 11, 42-52,
2008.
'an, A
(1997). Küresel Çevre Sorunları ve Politikaları. Ankara:
Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları No: 19, Ankara, 1997.
an, A (1999). Küresel Çevre Sorunları ve Politikaları. Mülkiyeliler Birliği
Vakfı Yayınları No: 19, Ankara, 1999.
151
(arbuz, S. (2002). Sürdürülebilir Kalkınmanın Zaman Yolculuğu. iktisat
işletme
Finans Dergisi, Bilgesel Yayıncılık, Cilt:17, Sayı:198,
Yıl:2002, s. 9.
avruk, S. (2002). Türkiye'de Çevre Duyar/ılığının Artırılmasında Çevre
Eğitiminin Rolü. Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Kentleşme ve Çevre
Sorunları Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi,
Ankara.
satinq, M. (1993). Değişimin Gündemi. Çev. TÇV Çeviri Grubu, UNEP
Türkiye Komitesi Yayını, Ankara, 1993, s. 10
ıleş. R. ve Hamamcı, C., (1997). Çevrebilim. Ankara, imge Yayınları,
2.Baskı.
leş, R. ve Vural, Y. (2000). Çevre Sorunları; ôze/ ve Kamusal Otoritelerin
Yönetsel, Hukuksal ve Etik Sorumlulukları: Lefke ômeği. Üçüncü
Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi, 13-17 Kasım 2000 Doğu
Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs
Araştırmaları Merkezi, Gaz(mağusa.
eş, R. ve Ertan, B. (2002). Çevre Hukukuna Giriş. imge Kitabevi, Ankara,
2002.
R. ve Hamamcı, C. (2005). Çevre Politikası. imge Kitabevi, 5.Baskı,
2005.
3Ş,
alıoğlu, M. ve Berkes, F. (1985). Ekoloji Ve Çevre Bilimleri. TÇSV
Yayınları Ankara, 1985.
:ılıoğlu, M. ve Berkes, F. (1994). Ekoloji Ve Çevre Bilimleri. Remzi
Kitabevi, 1994.
152
Kuhlemeıer, Hans,
Environmental
Huub
Van
Denberg
Ve
Nijs
Lagerwejg.
(1999).
Knowledge, Attitzıdes And Behavior In Dutch
Secondary Education.
The Journal Of Environmental Education, 30
(2), 4-·14.
~uleli,
ô
ve Arslan
S. (1995).
Türkiye'de Çevre. Istanbul: Türkiye'nin
Sorunları Dizisi- 13, TÜSES, Yeni Yüzyıl Kitaplığı.
:Urusakız, K. ve Uğur,
Tesislerinin
H.
Yarattığı
(1999).
Çevre
CMC (Cyprus
Sorunlarının
ve
Mining
Corporation)
Gemikonağı
Göleti
Kirliliğinin incelenmesi. TC. Çevre Bakanlığı, 19 s.
ınders,
P., M. Naylon, and A
Approach to Environmental
Drewes.
(2002). Providing a Systems
Education in Minnesota. In Environmental
Literacy Scope and Sequence,
ed. T. Gaffey, 1-111. St. Paul, MN:
Minnesota Office of Environmental Assistance.
ıscomb Mary, F. (1994). "Environmental
Stanley
Robbins,
Vinay
Kumar,
Diseases", Basic Pathology, ed.
Ramzi
Cotran,
W.
B.
Saunders
Company, Philadelphia, 1994, s. 217-260.
keown - Ice, R. (2000). Environmental Education in the United Sates: A
Survey of Preservice Teacher Education Program, The Journal Of
Environmental Education, 32 (1), 4-11.
soroviç, M. And Peste!, E. (1978). Dönüm Noktasındaki insanlık. (K.Tosun
Çev.) Istanbul: işletme iktisadi Enstitüsü Yayını.
rı, E. (2001). Doğal Kaynaklar ve Çevre Yönetimi. Istanbul Sanayi Odası
Dergisi, 424.
153
Morval, J. (1.985), Çevre Psikolojisine Giriş. Ege Ünv. Edebiyat Fak.
Yayınları, Çev: Nuri Bilgin, Ege Üniversitesi Basımevi, lzmir.
Mrazek, R. (1993). Alternative Paradigms in Environmental Education
Research.
Monographs
in
Environmental
Environmental Studies. 8. North American
Education
and
Association
for
Environmental Education.
Nazlıoğlu, M. (1988). Çevre Bilincinin Oluşmasında Çevre Eğitiminin Rolü.
Bilim Uzmanlığı Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
OECD: "Bıotechnology For Clean lndustrıal Products and Processes
Towardslndustrial Sustainability", Paris, 1998.
Oulton, C. and William, S. (1995). "The 'Environmentally EducatedTeacher':
An Exploration of the Implications of UNESCO-UNEP's Ideas for Pre­
Service Teacher Education Programmes. Environmental Education
Research. 1 (2): 213-232
Önen, Y. (2002). Kentsel Mekan, Çevre, Çoğulculuk ve insan Haklarına
Genel Bir Yaklaşım.
Demokrasi Kitaplığı.
insan,
Çevre,
Kent,
2.Basım,
Istanbul:
Özata, A. B. (2005). ilköğretim II. Kademe Öğrencilerinin Çevre Kirliliğinin
Önlenmesine ilişkin Bilgi ve Uygulamaları Üzerine Bir Araştırma.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Özbilen, A. (1986), Tarihi ve Doğal Çevrede Kullanıcı Referanslarının
Tasarım Kararlarına Yansıtılması. Turizm Yıllığı 1986, T.C. Turizm
Bankası AŞ., Ankara.
154
Özdek, E. Y. (1993). insan Hakkı Olarak Çevre Hakkı. TODAIE Yayını,
Ankara, 1993.
Özdemir, Ş. (1988). Türkiye'de Toplumsal Değişim ve Çevre Sorunlarına
Duyarlılık. Palme Yayınları. Ankara.
Özoğlu, S. (1993). Yaygın Eğitim Düzeyinde Çevre için Eğitim, Çevre Eğitimi.
Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara, 65 s.
Öztürk, S. (1990'11 yıllar). Kıbrıs Türk Alman Kültür Derneği için Hazırlanan
Yazı, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Su işleri Dairesi, Lefkoşa.
Papadimitriou, V. (1995). Professional Development of in-service Primary
Teachers in Environmental Education: An Action Research Approach.
Environmental Education Research, 1, 85-97.
Pınarlı, V. ve Yonar, T. (1999, Kasım). Bursa ilinde Çevre Kirlenmesi
Önceliklerine Genel Bir Bakış. Türkiye'de Çevre Kirlenmesi öncelikleri
Sempozyumu Ill, Bildiriler Kitabı, 33-43. Kocaeli.
Plevyak, R., Bendixen-Noe, M., Henderson, J., Roth, R., Wilke, R. (2001).
"Level of Teacher Preparation and Implementation of EE: Mandated.
and Non-mandated EE Teacher Preparation States". The Journal
of
Environmental Education. 32 (2): 28-36
Pooley, J.A. and O'connor M. (2000). Enviromental Education and Attitudes.
Environment & Behavior, 32 (5), 711-724.
Porter, G. and, Janet Welsh Brown (1991 ). Global Environmental Politics,
Westview Press, Inc., San Francisco, 1991, p. 1
155
=>owers, L. A (2004). "Teacher Preparation for Environmentc;1I Education:
Faculty Perspectives on the Infusion of Environmental Education
Into Preservice Methods Courses". The Journal of Environmental
Education. 35 (3):· 3-11
,immons, D. A (1993). Facilitating Teachers' Use of Natural Areas:
Perceptions of Environmental Education Opportunities, Journal of
Environmental Education, 24, 8-16.
pork, H. (1992). Environmental Education: A Mismatch Between Theory
and Practice. Australian Journal Of Environmental Education, 8,
147-166.
.ırnrners, M. _(2000). "Primary School Teachers' Understanding of
Environmental
Education
Issues:
An
Interview
Study",
Environmental
Research, Vol. 6, Issue 4, p. 293 - 299, 2000
ıhin, N., Cerrah, L., Aka, A, Şahin, B. (2004). Yüksek Öğretimde Öğrenci
Merkezli Çevre Eğitimi Dersine Yönelik Bir Uygulama. Gazi Eğitim
Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, 113-128.
ma, E. (1997). Üniversite Gençliğinin Çevre ve Çevre Sorunlarına Yönelik
Tutumları-Gazi
Eğitim Fakültesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma.
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora
Tezi). Ankara.
na, E.
(2003). Öğretmen Adaylarının
Çevre Sorunlarına Yönelik
Tutumları. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23( 2), 99-110.
unoğlu, C. (1993). A Study on the Dimensions and Determinants of a
Numerantal Attitudes. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,Ankara.
156
TÜBA Çevre Çalışma Grubu. (2002). Türkiye için Sürdürülebilir Kalklnma
Öncelikleri. Türkiye Bilimler Akademisi Raporları. Sayı 1. TÜBITAK
Matbaası, Ankara, 2002. sf. 29- 30.
Türkiye Çevre Atlası, (1997). TC. Çevre Bakanlığı, Ankara.
TÇV (Türkiye Çevre Vakfı). (1996). Geleceğe Özen. Çev. Belkıs Çorakçı
Dişbudak, Oxford University Pres, 1996.
Türköz, O. I. (1997). "Çevre Yönetimi ve Metotları", Standart Ekonomik ve
Teknik Dergi, 421.
ÜSIAD, (2002). Avrupa Birliği Çevre Mevzuatına Uyum Süreci, Türk
Sanayici ve lşadamları Derneği Yayını, No: 2002-9/531,
ürkürn, S. (2006). Çağdaş Toplumlarda Çevre Sorunları ve Çevre Bilinci.
http://www.aof.edu.tr/kitap/lOLTP/1268/ unite 1 O.pdfadresinden 5 Mart
2012 de alınmıştır.
[as, J. (2001). Social Identity Influences on Environmental Attitudes and
Behaviors. TRAMES: A Journal of the Humanities & Social Sciences,
5(3), 255-269.
JESCO-UNEP. (1993). Environmental Education Newsletter.
IESCO- UNEP. (1987). Environmental Education and Training. Moskova.
u, I. (1995). Çevre Sorunları - Kainat Tasarımındaki Değişimden Ekolojik
Faaliyetlere. Istanbul: insan Yayınları.
157
nal, S., Mançuhan, E., Sayar, A. A. (1999). Çevre Bilinci, Bilgisi ve Eğitimi.
Istanbul, Marmara Üniversitesi Yeni Teknolojiler Araştırma Geliştirme
Merkezi.
ıal, S., Mançuhan, E., Sayar, A. A. (2001). Environmental Awareness,
Environmental Knowledge and Its Education Marmara University
Publication, Istanbul.
·ey,
M.
(2009). Öğretmen Adaylarının
Çevreye Yönelik Akademik
Başarılarının Bireyin Çevre ve insan Merkezli Tutumları Üzerine Etkisi.
Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon.
ıizoğlu, S., Altıntaş, H., Temel, F., Ahrabi, A. F., Aydoğan, D., Bostancı, S.,
Duran, D., Koçkesen, D., Turan, N. Ve Güler, Ç. (2005). Bir Tıp
Fakültesi Son Sınıf Öğrencilerinin Çevre Bilincinin Değerlendirilmesi.
TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2005: 4 (4).
ıvuz, F. ve Keleş, R. (1983). Çevre Sorunları. Ankara. 1983.
lmaz, A., Morgil, I., Aktuğ, P. ve Göbekli, I. (2002). Orlaögretim ve
Üniversite Ögrencilerinin Çevre, Çevre Kavramları ve
Konusundaki Bilgileri ve
öneriler.
Hacettepe
Sorunları
Üniversitesi
Eğitim
Fakültesi Dergisi, 22, 156-162.
reel, E. (2006). Canlılar ve Çevre. http://www.aof.edu.tr/kitap/lOLTP/2281/
unite 05.pdf adresinden 4 Mart 2012 tarihinde alınmıştır.
ıcel,
M., Altunkasa, F., Güçray, S., Uslu, C. ve Say, N. P. (2006).
Adana'da Çevre
Duyarlılığı Düzeyinin ve Geliştirme Olanaklarının
Araştırılması. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 19(2),
217-228.
· 158
'r'üksel, D. (2007). Kuzey Kıbrıs'ta Çevre Hukukunun Gelişimine Kaynaklık
Eden Unsurlar. Çevre ve Politika, Başka Bir Dünya Özlemi. Editör:
Ayşegül Mengi. Ankara, imge Yayınları, 2007.
nternet kaynakları:
•!• www.basbakanlık.gov.tr, erişim: 05 Mart 2012
•!• http://www.unep.org/Documents.Multilingual/Default.asp?Document1D
=78&Article1D=1163,erişim: 05 Mart 2012
•!• http://www.un.org/documents/ga, erişim: 15 Mart 2012
•!• www.ktcmo.org, erişim: 15 Mart 2012
- •!• www.yok.gov.tr.
159
EKLER
EK- I: Anket Amaç Formu
KUZEY KiBRi$ TÜRK CUMHURiYETİ ORTA ÖGRETİM KURUMLARINDA
GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖGRETMENLER TARAFINDAN ÇEVRE
BiLİNCİNİN ALGILANMASI: GÜZELYURT ÖRNEGİ
Sayın Meslektaşım,
Cevaplamak için almış olduğunuz ölçek 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Orta Öğretim Kurumlarında Görev Yapan
farafından
araşnrma
Yönetici ve Öğretmenler
Çevre Bilincinin Algılanması: Güzelyurt Örneği' adında bir
tezinde
kullanılacaktır.
Vereceğiniz
cevapların
samimiyeti
ıraştırrnarun sağlıklı yapılabilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir.
'.)ıçeği cevaplamayı kabul ettiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkür eder,
ıahşmalannızda başarılar dilerim.
;aygılarımla,
~yfer BÜKÜK
'akın Doğu Üniversitesi, Çevre Eğitimi A.B.D, Yüksek Lisans Öğrencisi.
160
K-11: Kişisel Bilgi Formu
Cinsiyet:
() Erkek
() Kadın
Kadronuz:
() Kadrolu
( ) Sözleşmeli
Medeni Haliniz :
( ) Bekôr
() Evli
( ) Geçici
() Dul
Eğitim Durumunuz:
( ) Ön Lisans
( ) Lisans
( ) Yüksek Lisans
( )Doktora
Mesleğinizdeki hizmet süreniz:
() 0-5 yıl
() 6-10 yıl
Okuldaki konumunuz:
() 11-15 yıl
() İdareci
Yaşadığınız yerleşeim yeri türü:
( ) Köy
( ) 16 yıl ve üstü
() Öğretmen
() Kasaba
() Şehir
Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katıldınız mı?
() evet
() hayır
() evet
() hayır
Çevre ile ilgili dernek, vakıf ya da örgütlerin, çevrenin korunmasınd önemli
bir rol oynadıklarına inanıyor musunuz?
() evet
() hayır
161
K- Ill: Çevre Bilinci Tarama Listesi
a
e
A;ağıda verilen ifadelerden hangisine ne
:rece katılıyorsanız onunla ilgili kutucukta
r alan kısmC:I i;aret koyunuz.
=
=
•••
g
Q
-==~ e>
i>-t-=
~-
Hayvan ve Bitki türlerinin sürekli olarak
·adan kalkması insanların aleyhine bir
·umdur.
=
N Q
~ >
( )
ı: ı..
u
~a t=
~
~=--=
~
=e
E
Q
ı..
~
::= J2 .
e
e
ı..
~ ı..
u-]
e~
~
~ J2
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
Nehirler
ve akarsularımızın temiz
aması o kadar·da kötü bir şey değildir.
( )
.
<ullanı/mış kôğıt/arı diğer çöp/er içerisine
nış olarak görmek beni çok üzüyor.
Nefes aldığım
cek derecededir.
hava sağlığıma zarar
rabiatın bozulması böyle devam edecek
a gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı
lan kalkmış olacaktır.
gün
içecek
temiz
ayacağımızdan korkuyorum.
su
?/ecekte hava kirliliği yüzünden birçok
ısta/anabilir ve hatta ölebilir.
anizlerin, göllerin ve nehir/erin nasıl
tutulması
konusundaki bilgileri
ıekisterdim.
kadar çok çöpün oluşmasında suçlu
itikacılardır.
kmizde, çevrenin korunması ve gerekli
rin alınması için çalışan yeteri kadar
ve kuruluş mevcuttur.
ıiz/erin, göllerin ve nehirlerin temiz
;ı için hiçbir şey yapmak niyetinde
( )
fanın daha çok bozulmasını önlemek
:le bir şeyler yapmak isterim.
162
Qe.le.cekte fosil
( )
.( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
irletilmiş bir alan.ın (Göl,
eniz) temizlenmesinde
ve katkıda bulunmak
( )
( )
( )
( )
( )
ier bir arabam olsaydı çevreyi daha
·rıetmemek için 100 km' den daha
irat yapmak istemezdim.
( )
( }
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
olsaydı gübrelemeyi kimyasal
ile yapardım.
( )
( )
( )
( )
( )
~ayvanat bahçesinde gezme yerine
ce yerine gitmeyi tercih ederim.
( )
( )
( )
( )
( )
• çok param olsaydı lüks bir araba
ık istemezdim.
( )
( )
( )
( )
( )
smını
I.
ulda kullanacağımız okul için gerekli
zemeleri geri kazanılmış olanlardan
naya hazırım.
~
çem
~aki düşüncelere ne derece
zı ilgili yere işaretleyerek
erimizi
I ·=
,Q eı:
e
,S:f I:
=~
1
satın alırken genelde
~a veya depozitosuz şişelerde
erclh ederiz.
ve çamaşır deterjanlarını satın
·eye zararlı olup olmadıklarına
iz.
~ kullanılmayan kôğıtları ayırır ve
e haber verir veya iletiriz
( )
Wu ıwı ~
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
()
( )
( )
( )
( )
( )
( )
163
V4. Arkadaş grub
--··L-~
( )
( ).
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
. Ben veya ailem kullanılmış eski
alarımızı veya eski kitapları ihtiyacı
ılara veyabunları toplayan kurum veya
uluşlara veriyoruz .
( )
( )
( )
( )
( )
. Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi
tutmam.
( )
( )
( )
( )
( )
kutu içecekleri tercih eoe-_.
V5. Metal kutudaki iç. ____
V6. Satın
r..ı~r~ııııı
aldığım der
:ôğıtlarının geri dön~_
,imasına dikkat ederim.
7. Kullanılmış pilleri
tarım.
_ -:
'10nX.
, •.•
.-ı
;.op oıdorılarına
3. Kullanılmış şişeler, şı.şe ...urıwaraıarına
·arım.
:> Ailem veya ben, alışveriş paketlerini
falarca kullanırız.
Evde veya çalıştığım kurumda enerji
"rufu yapma konusunda çok titiz
:ınırız. örneğin; boş yere elektrik
:ısının yanmasını,gereksiz yere radyo ve
izyonun açık durmasını, kalorifer
rken kapı ve pencerenin açık kalmasını
ıeyiz.
\rkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine
tier yaparız.
·eknolojiyi ve yeni uygulamaları takip
<, eski model cep telefonumun ve
yarımın yerine yenisini alırım.
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
lışverişe giderken sepet, file ya da
ireli kullanılabilen pazar çantası
164
( )
( )
.( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
,, Işığın, radyon
eksiz yere açık kel•••,.•u~ını
rim.
çox CIKKaT
·· elik konferans
. Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir
:teye veya gazeteciye, politikacıya veya
ili herhangi birisini bilgilendirdim.
( )
( )
s
a
Aşağıdaki ifadelerden size en uygun
ıini işaretleyiniz.
:ndemik, dünyanın sadece belirli
•inde görülen, başka yörelerinde
ınmayan canlı demektir.
İlkemizdeki endemik türler ile ilgili
i bilgiye sahibim.
ürültü insanlarda sadece sinirliliğe
olur, hastalık yapmaz.
reek nehir ve denizlerimiz besin
si azaldığı için hasta,bozulmuş
fodır.
ivette yıkanma yerine duş ile yıkanma
e daha az zarar verir.
rbondioksit gazı Ozon tabakasının
:sinden sorumlu tek gazdır.
~
( ) .
=
CJ- ı.
=
ı.
·- o
~
-=ı: a::
.§
~'.E
"' "''
=~
.::::
~"'
( )
( )
e
e
ı.
O
ı.
a
=
=
N
( )
= oE
=e3: ;,
o
4'
~
"' ':
>
~o.•••
':.•..
,:ı
u-~
~
E--< .:(
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
" "'
sez gazı ağaçlara zarar verir fakat
a bir zarar vermez.
165
. Elektrik enerjisi elde etmek için
•eye zararlı olan termik ve nükleer
·rollerin dışında güneş ve rüzgar gibi
rnetif enerji kaynakları vardır.
( )
( )
( ) .
( )
( )
( )
( )
()
( )
( )
:ktir.
( )
( )
( )
( )
( )
İçeceklerimizi bir defa kullanılıp atılan
arda almak yerine depozitolu şişelerde
: çevreyi koruma açısından daha
:ırarlıdır.
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
ir ürünün üzerinde o ürünün çevre
:>lup olmadığını tanıtan işaret bulunur.
( )
( )
( )
( )
( )
>ünya yüzeyinde bazı bölgelerin
a su altında kalacak olmasınınnedeni
ozon tabakasının delinmesi
lmektedir.
( )
( )
( )
( )
( ) .
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
Kalorof erin daha az yakıt harcaması için
:ereyi uzun süre az açık tutma yerine
süreli tamamen açık tutmak daha iyidir .
. Recycling, bazı atıkların geri dönüşümü
Kôğıt alırken geri dönüşümlüolanlarını
çevrenin korunması açısından çok
idir.
(ompost, mutfak çöpleri gibi organik
in gübre yapılmasıdır.
:ipler cam, plastik, kôğıt, özel çöpler
• çöpler olmak üzere ayrı ayrı
.alıdır.
·lerinizde ve okulunuzda bulunan
rlerin önünde mobilya veya elbise
ibi eşyaların bulunması doğru bir
:ul bahçelerinin, yayayollarının ve
ı beton veya asfalt ile kaplı olması
166
fazın, bahçelerin en uygun sulama
ı sıcağın en yüksek olduğu öğle
ir.
( )
( )
( )
Okulumuz bahçesindeki veya
rdaki masave bankların ağaçtan olması
idir.
( )
( )
( )
.
( )
( )
( )
( )
Download