MARUF VAKFI İslam Ekonomisi Enstitüsü

advertisement
MARUF VAKFI
İslam Ekonomisi Enstitüsü
İslam ekonomisi çalışmanın gerekliliği
 Ekonomik mükellefiyetler ibadetin önemli bir
bölümüdür.
 Kur’an’da bu konuyla alakalı en az 250 ayet
bulunmaktadır.
 Hz. Peygamber’in bizatihi kendisinin uyguladığı
pratikler mevcuttur.
 Ekonomi, günümüz dünyasında merkezi önemdedir.
İslam
ekonomisi
de
bu
anlamıyla
önem
kazanmaktadır.
Neden Yeni Bir Vakıf/Merkez?
 Düşünce Kuruluşlarının Önemi ve Farklı Emsaller
 Finansallaşma ve İslami Finans Merkezi Olma Arzusu
 Akademideki Sıkıntılar ve Kısıtlar
Düşünce Kuruluşlarının Önemi ve
Farklı Emsaller
•
•
•
•
•
•
Dünya genelinde 5000 civarında think-tank/düşünce kuruluşu bulunmakta,
bunların da 2500 kadarı ABD merkezli faaliyet yürütmektedir. Yine ABD’deki
bu kuruluşların büyük bir oranı Washington merkezlidir. Ve bu merkezler
hükümetle çok yakın koordineli olarak çalışmakta, pek çok politikayı
etkileyecek öneri ve raporlar sunmaktadır.
Halihazırda Amerika dünyanın akademik ve fikirsel yükünü de çekmeye
devam etmektedir. Dünyada üretilen akademik çalışmaların hala yüzde 60
civarını ABD düşünce kuruluşları ve üniversiteleri üretmektedir.
Bu kurum ve kuruluşların pek çoğu, hakim söylemin propagandasını
yapmaları için sermaye odakları tarafından ciddi şekilde finanse
edilmektedir.
Harvard Üniversitesi’nin Ar-Ge’ye ayırdığı fon 2 Milyar Dolar civarındadır. Yine
önde gelen think-tank’lerin yönettikleri fonlar milyonlarca dolardır.
Akademiye, akademik faaliyetlere ve düşünceye bu kadar fazla kaynak
ayrılmasının sonucu ABD’yi düşünsel, teorik ve pratiğe yönelik öncü çalışma
ve uygulamaların merkezi durumunda kalmasını sağlamaktadır.
Küresel güç olmak bunu gerektirir ve ABD bunun hakkını vermektedir.
Sonuçta da kendi arzu istedikleri ekonomik sistem ve paradigmanın küresel
ölçekte hakim olmasıdır. Bu düzen ise İslami değerlerle uyuşmamaktadır.
Düşünce Kuruluşlarının Önemi ve
Farklı Emsaller
• Think-tank/düşünce kuruluşlarının önemi Ortadoğu coğrafyasında
yeni yeni fark edilmektedir. Türkiye de bu konuda yakın zamanda
önemli atılımlar yapmış, belli alanlara odaklanan kuruluşların sayısı
artmaya başlamıştır.
• Körfez ülkeleri de özellikle İslam ekonomisi alanına ciddi kaynak
ayırmaktadır.
• Malezya, Pakistan, Mısır, Dubai, Suudi Arabistan gibi ülkeler İslami
ekonomi ve özellikle İslami finans konusunda öncü konumdadırlar.
• Özellikle Suudi Arabistan’da bulunan Kral Abdulaziz Üniversitesi
bünyesinde faaliyet gösteren İslam Ekonomisi Enstitüsü zikredilmeye
değer önemli bir örnektir. Burada önemli araştırmalar yapılmıştır.
• Diğer yandan İngiltere ve ABD’deki üniversitelerin önemli bir
bölümünde de İslam ekonomisi ve finansı bölümleri bulunmaktadır.
Bu üniversitelerin bünyesindeki araştırma merkezleri de konunun
çalışılmasında önemli mesafe kat etmişlerdir. Ancak bu bizim arzu
ettiğimiz şekilde cereyan etmemektedir.
Finansallaşma ve İslami finans
merkezi olma arzusu
•
•
•
•
•
Mevcut hükümetin bir politikası olarak İstanbul finans merkezi ve özellikle de İslami
finans merkezi yapılmak istenmektedir.
Türkiye’de İslam ekonomisi ve finansı alanında uzman düzeyinde yetişmiş kalifiye
insan sayısı yetersizdir.
Şu an piyasada konuşan akademisyenlerin büyük bir bölümü bu konuya yeterince
mesai harcamadıkları için çok yüzeysel yaklaşmakta ve siyasal söylemin ötesine
geçememektedir. Bu konuda siyaset ise sadece yolu açmakta ve hedefi
göstermektedir. Bu söylemi besleyecek, destekleyecek ve doğru seyrinde akmasını
sağlayacak olan ise sivil toplum kuruluşları ve vakıflar, düşünce kuruluşlarıdır.
Tek başına ele alındığında finansallaşma, İslami arzu ve ideallerden taviz
verilmesiyle sonuçlanabilmektedir. Doğru bir finansallaşma ancak doğru bir
ekonomi mantalitesiyle ve İslami esaslara göre işleyen kurumlarla mümkün
olabilmektedir.
İngiltere, İslam ekonomisi ve finansı öğretiminde önde gelmektedir. Bunun temel
sebebi de Londra’nın da İslami finansın merkezi olmak arzusunda olmasıdır. Bu
anlamıyla kurumsal ve hukuki bazı düzenlemelerle İslami finansın ve bankacılığın
önünü açmaktadırlar.
Akademideki Sıkıntılar ve Kısıtlar
• Üniversiteler her şeyden önce eğitim kurumlarıdır ve öncelikli
kaygıları çoğunlukla belli bir müfredatın öğrenciye
aktarılmasıdır.
• Bu anlamıyla İslam ekonomisi ve finansı bölüm ve derslerinin
üniversitelerin lisans ve yüksek lisans düzeyinde öğretilmesi
önemli bir adımdır ancak yetişmiş hoca eksikliği bu konunun
eksik ve yanlış çalışılmasına ve anlaşılmasına neden
olabilecektir.
• Üniversitelerde akademik kaygılar yoğun olabilmektedir bu da
ilmi üretime ket vurmaktadır. Bu da var olanın tekrar
edilmesine yeni üretimin yapılamamasına neden olmaktadır.
• Bir diğer sorun taklitçiliktir. Bizim kültürel değerlerimizle ilişkisi
doğru tahlil edilmeden batıdan kopyala-yapıştır alınan her şey
bizim için sorun teşkil etmektedir. Kendi değerlerimize uygun
bir hayat sürmek ve hakim kılabilmek için kendi fikri
üretimimizi yapmaya başlamamız gerekmektedir.
Sonuç
1) Bu ve benzeri projeler ya akademi aracılığıyla, ya devlet
eliyle
ya
da
sivil
toplum/vakıflar
aracılığıyla
gerçekleşebilir.
2) En sağlıklısı ise tek bir alana/konuya odaklanmış
vakıf/düşünce/araştırma
kuruluşları
aracılığıyla
götürülmesidir.
3) İslam ekonomisi ise günümüzde Müslümanların çözmesi
gereken en önemli meselelerin başında gelmektedir. Zira
ekonomisiz toplum yoktur, ama ekonomik bağımlılıklar söz
konusudur.
4) Ekonomik anlayışını/sistemini başkalarının yönettiği ve yön
verdiği toplumların ise başarılı olmaları beklenemez.
HEDEF
1
• İslam’ın ekonomik ilke ve prensiplerinin en doğru
şekilde tespit edilmesi ve güncel dille ifade edilmesi
• İslam’ın her çağda yaşanabilir bir din olduğunun
2
3
ekonomik alandaki geçerliliği ile gösterilmesi
• Yeryüzünün herhangi bir coğrafyasında yaşayan
Müslümanların, İslam’a uygun bir hayat yaşama isteklerine,
İslam ekonomisi açısından rehberlik yapılması
Maruf Vakfı
İslam Ekonomi Enstitüsü
İslam Ekonomisi alanında;
Düşünce
Referans
Literatür
Danışma
Merkezi olabilecek bir çalışma gerçekleştirmek
amacındadır.
Download