Enflasyon ve dış ticaret Yazarlar / İ.Hüseyin Yıldız Son 5 gün içinde ekonominin çok önemli iki parametresine ilişkin yeni veriler açıklandı. Bunlar; enflasyon ve dış ticaret verileriydi. Dünya ekonomilerindeki son gelişmelerle birlikte düşündüğümüzde, 2008 yılında bu tür verileri izlemek, para ve sermaye piyasalarının verilerini izlemeye göre çok daha önemli görünüyor. Türkiye ekonomisi için, 2001 krizi sonrasının temel ekonomi politikası hedefi, fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme olarak belirlenmişti. Fiyat istikrarı açısından durum, bir başarı hikâyesi gibi görünüyor(du). Ancak, daha önce enflasyonla mücadele eden başka ülkelerde de görüldüğü gibi, enflasyon oranı tek haneli seviyelere indikten sonra, daha fazla düşürmek iyice zorlaştı. Bizim açımızdan gerçek manada kötü olan ise, artık enflasyon hedeflemesine geçmiş olmamız ve buna rağmen son iki yıldır hedefi tutturamamış olmamızdır. Dün açıklanmış olan Kasım ayı enflasyon rakamları da beklentilerin üzerinde çıktı. Bu verilerden sonra, 2007 yılına ilişkin enflasyonun % 8’in üzerinde çıkacağı kesinleşmiştir diyebiliriz. Son ay enflasyonu ÜFE ve TÜFE için % 0,5 olarak gerçekleşirse eğer (muhtemelen bu rakamın üzerinde olacaktır), yıllık ÜFE rakamı % 6,30 ve yıllık TÜFE rakamı ise % 8,69 olacaktır. Unutmamak gerekir ki, bu rakamların içerisinde halen, kamu mallarının ertelenmiş zamları bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu gelişmenin, 2008 yılının enflasyon hedefini de şimdiden ipotek altına aldığını söyleyebiliriz. Hafta içinde açıklanan diğer önemli bir veri seti ise, dış ticaret rakamlarıydı. Bu veriler, sürdürülebilir büyümenin izini sürmek açısından çok önemli. Çünkü büyümenin açıklaması bu verilerde gizli bulunuyor. Ekli tablo incelendiğinde, ilk 10 ayda ihracatın % 26, ithalatın ise % 21 artmış olduğunu görüyoruz. Bu gelişme, ihracatın ithalatı karşılama oranını yükselterek, ihracatın ithalatı karşılama oranını % 64’ e çıkarmıştır. Ayrıca bu veriler içinde diğer olumlu bir gelişme daha dikkat çekiyor. Bu da, toplam ihracat artışı içinde, sanayi malları ihracatı payının önceki yıllara göre artmış olmasıdır. Diğer yandan, tabloya yansıyan ithalat rakamlarını analiz ettiğimizde, büyümemizi ve ihracat artışını da gerekçelendirecek sonuçlar buluyoruz. Ara malları ithalatı, toplam ithalatın % 73,5’ ini oluşturuyor. Kısacası, üretim ve dolayısıyla ihracat yapabilmek için ara malı ithal etmeye devam ediyoruz. İthalat rakamları içerisindeki bir olumlu gelişme ise, tüketim malları ithalatının payının % 10,8’ e düşmesidir. Bunun anlamı, ithal tüketim mallarının fiyatları çok düşmesine karşın, tüketimi artmamaktadır. Bu durum, iç talebin kontrol edildiğinin bir diğer göstergesidir. Ancak, bu analiz içerisinde, yeni yatırımları ve bu yatırımlara dayalı sürdürülebilir bir büyümeyi açıklayan veri bulunmamaktadır. Bu konuyu tartışmaya devam edeceğim. Kaynak: http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=100653,10,28