ّٰوَلَ تُلْقُوا للا ف۪ي وَاَنْفِقُوا ِ سَب۪يلِ وَاَحْسِنُواِۚۛ التَ

advertisement
Mart-1998
İSLAM'DA ÇEVRE SAĞLIĞI VE
TEMİZLİĞİ
ّ ٰ ‫َواَ ْنفِقُوا ۪في َس ۪بي ِل‬
‫للاِ َو َل تُ ْلقُوا‬
ِۚ ُ‫بِاَي ْ۪دي ُك ْم اِلَى التَّ ْهلُ َك ِۚ ِةۛ َواَحْ ِسن‬
ۛ‫وا‬
ّ ٰ ‫اِ َّن‬
‫ين‬
َ ‫للاَ ي ُِحب ْال ُمحْ ِس ۪ن‬
Muhterem Müslümanlar!
Günümüzde çevre kirliliği bütün
dünyayı tehdit ettiğinden, çevre kirliliğini
önlemek için bütün milletler yoğun bir
çalışma içine girmiştir.
İslam Dini insana değer verdiği gibi;
çevresinin de bu değerli varlığa uygun ve
yaraşır bir şekilde olmasını istemiştir. Bu
sebeple insanın çevresinde sıhhati için
tehlike arz eden bir çok zararlı hususları
yasaklamış, sağlığın devamı ve korunması
için gerekli olan her şeyi de emir ve
tavsiye etmiştir. Çevreyi en fazla kirleterek
veya bozarak kendi ruh ve beden sağlığını
tehlikeye sokan bizzat insanın kendisi
olduğundan-, Kur'an-ı Kerimde: "Kendi
ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız*'"
buyrulmuştur.
Ruh ve bedenden müteşekkil insanın
hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi
için, kendisine zarar verecek her türlü
hususa dikkat etmesi gerekmektedir. Bu da
ancak temiz, sağlıklı, düzenli bir çevre
içerisinde yaşamakla mümkündür.
Sokaklara atılan balgam, idrar, pislik,
pis sular, süprüntüler ve fabrika atıkları,
yerine göre binlerce insanın ölümüne,
hayatının sönmesine, nice güllerin
açılmadan solmasına sebeptir. Çünkü
bunlar, toprağa karışarak ezilir, parçalanır,
kurur, ufacık toz ve zerreler halinde havaya
karışır ve solunum yoluyla insanın
ciğerlerine kadar girerek hastalıklara yol
açar. Bilhassa, yerlere tükürmekten ve köşe
başlarına abdest bozmaktan şiddetle
kaçınılmalıdır. Unutmayalım ki, her
hastalığın anası pisliktir.
İslam Dini temizliğe bu derece
ehemmiyet verdiği gibi; çevrenin güzel,
bakımlı olmasını da ister. Bilhassa çevreyi
süsleyen yemyeşil ormanlarımızın yakılmaması™, bilakis korunmasını emreder.
Aynı zamanda çevrenin çeşitli
şekillerde rahatsız edilmemesini de ister.
Yüksek
sesle
bağırıp
çağırmaya,
radyosunun sesini fazla açmaya kimsenin
hakkı yoktur. Hele kirli çorap ve elbiselerle
toplu yerlere giderek, başkalarını rahatsız
etmeye hiç hakkımız yoktur. Bu bakımdan
elbise ve çoraplarımızın temiz olmasına,
bilhassa toplu yerlere giderken son derece
dikkat etmeliyiz. Peygamberimiz (S.A.S.)
bir hadis-i şeriflerinde: "Kim soğan,
sarımsak yerse ağzındaki koku yok
oluncaya
kadar
topluluğumuza
gelmesin.'""
buyurmuşlardır.
Yüce
Kitabımız Kuran-ı Kerimde: "Muhakkak ki
Allah tevbe edenlerle, çok temizlenenleri
sever."'" buyurarak temizleri kendisinin de
çok sevdiğini belirtmiştir.
Aziz Müslümanları
Şu durumda, bu dini ölçüler
içerisinde aşağıdaki hususlara dikkat
etmeliyiz.
Her yemekten önce ve sonra
ellerimizi yıkamalıyız.
Dişlerimizi her gün misvak veya
fırça ile temizlemeliyiz.
Vücudumuzu, elbisemizi, tuvalet,
banyo, mutfak ve evimizin diğer köşelerini
temiz ve düzenli tutmalıyız.
Sokakları ve caddeleri temiz
tutmalıyız, çöpleri mutlaka çöp kutularına
atmalıyız.
Yerlere
tükürmemeliyiz
ve
sümkürmemeliyiz. Bu hem sağlığımıza
hem de insanlığımıza aykırıdır.
Yiyecek maddelerini açıkta ve pis
mahallerde satmamalıyız.
Sokaklara
bulaşık
sularını
dökmemeliyiz. Ev ve dükkân önlerini
temiz tutmalıyız. Çevreyi çeşitli gürültüler
ile rahatsız etmemeliyiz. Fabrikalarda
arıtma tesislerini mutlaka kurmalıyız.
Kendimiz çevreyi koruduğumuz gibi;
çevreyi korumayan ve çevreyi kirletenleri
de uyarmalıyız.
Böylece su, hava ve toprak
temizliğine kavuşan çevremizde hayatımızı
sağlıklı bir şekilde sürdürme hakkına sahip
olabiliriz.
***
1. Bakara suresi, ayet 195.
2. Fethu'I Kebir, c.35, s.171.
3. Bakara suresi, ayet 222.
Related documents
Download