TBMM B:57 31 . 1 . 2007 0:1 Günleri ve ayları diğerlerinden farklı

advertisement
TBMM
B:57
31 . 1 . 2007
0:1
Günleri ve ayları diğerlerinden farklı kılan şey, içinde meydana gelen fevkalade olaylardır.
Evet, bu ay mübarek bir ay, Muharremin 10'uncu günü çok müstesna bir gündür; çünkü, bu ayda,
insanlık tarihi içinde çok önemli olaylar meydana gelmiştir:
Yüce Allah, cennetten çıktıktan sonra Hazreti Adem'in duasını bu ayda kabul etmiş, Arafat'ta
Cebel-i Rahme denen tepede Hazreti Havva ile buluşmalarını, 10 Muharremde buluşmalarını temin
etmiştir.
Hazreti Nuh Aleyhisselam'ın duası kabul olmuş, Tufan'dan kurtuluşu ve karaya çıkışı bugüne
rastlamıştır. Böylelikle, Hazreti Nuh, Tufandan, Allah'a ve kendisine inananlarla kurtulmuş, inan­
mayanlar suda boğularak helak olmuşlardır.
Nemrut, Hazreti İbrahim'i, Muharremin 10'uncu günü, Urfa'da, ateşe atmak istemiş, Yüce Al­
lah, Hazreti İbrahim'in duasını kabul etmiş, Nemrut'un yaktığı ateş Hazreti İbrahim'i yakmamış,
kurtuluşa ermiştir.
Hazreti Yakup Aleyhisselam'ın, oğlu Hazreti Yusuf a kavuştuğu gün 10 Muharrem günüdür.
Müslümanların ilk kıblegâhı Mescidi Aksa'nın kıble olarak tahsisi de 10 Muharreme rastlar.
Hülasa, Muharrem ayı ve 10 Muharrem, Müslümanların değerlendirmeleri gereken bir aydır.
Muharrem ayının 10'uncu günü tutulan oruç, Ramazan orucundan sonra tutulan en faziletli
oruç diye nitelendirilmiştir Peygamberimiz tarafından. Muharrem ayının birinci günü hicri takvimin
yılbaşı olması dolayısıyla, bu ay, daha da değerli hâle gelmektedir. Ayrıca, Nuh Aleyhisselam'ın ge­
mide bulundurduğu çeşitli malzemelerle yaptığı, bugün adına aşure tatlısı dediğimiz tatlının Muhar­
rem Ayı içinde, bugünlerde yapılması ve insanların birbirlerine ikramda bulunmaları, bu ayı ibadet­
le zenginleştirmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, 29 Ocak Pazartesi Aşure Günü münasebetiyle, dün, 2 saygıdeğer
arkadaşımız, bugünün mana ve ehemmiyetiyle ilgili konuşma yaptılar; sizi ve milletimizi, iki fark­
lı perspektiften bilgilendirdiler. İzin verirseniz, ben de, Muharrem ayında vuku bulmuş, İslam dün­
yasındaki 2 milyara yakın Müslüman'ın acı ve ıstırabının tazelendiği bir olaya, Kerbela olayına, bir
başka perspektiften bakmanızı istiyorum.
Peygamber Efendimizin hunharca şehit edilen ciğerparesi, sevgili torunları Hazreti Hüseyin'le,
70 sahabenin şehadeti, insanlık tarihinin eşine az rastlanır vahşetlerindendir. Siyasi ihtiras uğruna
peygamberlerini bile şehit etmeye yeltenen insanlıktan nasibini almamış vahşet numuneleri, bu se­
fer, Peygamberimizin sevgili torunu ve ailesini, yani ehlibeytini seçmişlerdir. Bundan dolayı, Emevi-Abbasi siyasi mücadelesinin ne boyutlara vardığını, yaşanan katliamlar ve asırlardır devam eden
savaşlar bize göstermektedir. Kerbela'da, Hazreti Hüseyin'i ve yakınlarını şehit eden vahşet numu­
neleri, siyasi iktidarlarının önünde engel olarak gördüğü şeyleri yok ederek sonuca gideceklerini
göstermek istemişlerdir.
Peygamberimizin eşi Hazreti Ayşe ile Hazreti Ali'yi karşı karşıya getiren ve savaştıran siyasi
ihtirasın neye mal olduğunu asırlarca yaşadık, hâlâ, yakın tarihimizde yaşamaya devam ediyoruz.
Bugün Irak'ta, Lübnan'da ve İslam coğrafyasının birçok yerinde yaşanan İslami mezhepler arasın­
daki katliamın tohumları taa o dönemde atılmıştı. Bugün, Irak'ta, Şii Müslümanlar Sünni Müslü­
manları, Sünni Müslümanlar Şii Müslümanları öldürüyorsa, bu kin ve nefretin tohumlan, taa o dö­
nemde atılan tohumlardı.
Sayın milletvekilleri, biz, Kerbela olayını iyi değerlendirmeliyiz, milletçe iyi değerlendirmeli­
yiz. Biz, ne Emevi'yiz ne Abbasi'yiz, biz Türk milletiyiz. Biz, Müslümanlığı Abbasilerden öğren­
dik, o günden sonra, hep Hazreti Ali ve ehlibeyit taraftarı olduk.
Size, tarihî bir gerçeği burada duyurmak istiyorum: Evvela, Emevi ve Abbasi mücadelesi, dinî bir
mücadele değil, siyasi bir mücadeledir. Türkler, Kerbela'dan yıllarca sonra Müslüman olmuşlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
-467-
Download