GENÇ MÜSİAD, 5. UGİK 18. Aralık 2015 İstanbul, WOW Otel Genç İş Dünyamızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli Genç MÜSİAD ve MÜSİAD Üyeleri, MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Bugün 5. sini gerçekleştirdikleri bu güzel ve anlamlı program için Genç MÜSİAD'lı kardeşlerimi kutluyor, onların bu programına katılımlarıyla omuz veren siz değerli misafirlere teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Tebriki gerçekten hakediyor benim Genç Kardeşlerim, çünkü programın hazırlığı ve içeriği kadar ismi de çok anlamlı, "Adil Dünya Girişimi". İnsan, yaratılmışların en şereflisidir. Bu saygınlık ve şeref, ancak "adil olabildiği sürece" elde edilebilir. Bütün inanışların, felsefe ve öğretilerin ortak paydası, adalettir. İnsanlar mutlu ve müreffeh bir şekilde yaşarken, kendinden sonraki dünyaya da güzel bir miras bırakmalıdır. Adaletin ipi bırakıldığında ise, dünya, yaşanılası bir yer olmaktan çıkar. Adalet, bir kutup yıldızı gibidir. Elmalılı Hamdi Yazır, adaletin tersi olan, zulmü şöyle tanımlar: ‘’Bir şeyi, yerinden başka bir yere koymak’’. Bu, zulmün, asgari ve azami şartlarını, en net ve en yalın haliyle ortaya koyar. Eğer, günümüzün dünyasında, sabah okuluna gitmesi gereken bir çocuk, ağır bir iş kolunda çalışmaya gitmeye, şu veya bu sebepler sonunda zorlanıyorsa, burada adaletten bahsedendeyiz. Bilim ve sanatla uğraşması gereken bir genç, uyuşturucu ve alkol bataklığında yol alıyorsa, o toplumda işleyen adalet anlayışında temel bir yanlış vardır. Bugün maalesef, dünyanın birçok bölgesinde, doğan her yeni gün, taze bir umudu değil; korkuyu, yoksulluğu, tedirginliği ve çaresizliği yaşatıyor insanlara. Niçin? Adalet kavramı insanları kuşatmadığından, ülkeler ve uluslar birbirlerinin Hakkı'nı adilce gözetmediklerinden. Bir ülkenin, yer altı ve yerüstü kaynaklarıyla beşeri zenginliklerinin, öncelikle ve mutlaka, o ülkedeki insanların mutluğuna hizmet amaçlı, sonrasında da diğer ülkedeki insanların yararına kullanılması gerekirken, tam aksine, o ülkedeki yoksulların karnını doyurmuyor, yarasına merhem olamıyorsa, sorunu başka yerlerde aramak yanlış olacaktır. 12 yıl önce kurduğumuz MÜSİAD Gençlik Kurulumuz, işte bu ve benzeri konuları dert edinen, bu sorunları çözmeyi kendine hedef edinen, kazanırken hukuki ve meşru kazanmayı esas alırken, harcarken de hukuki ve meşru harcamayı kendine şiar edinen Genç Girişimcilerin yuvası. Geleceğimizin emanetçisi ve geleceğimizin ta kendisi olan Genç Kardeşlerimi, yürüdükleri bu kutlu yolda tebrik ediyorum. Yeri gelmişken ifade etmek istim ki, adaletsizlik, sadece Ekonomi alanında yaşanmıyor. Adaletin ve hukukun en temel prensiplerinden birisi de, iki tarafı ilgilendiren bir konu gündemde ise, her iki tarafı da objektif şekilde dinleyerek, adil bir şekilde davranmaktan geçiyor. Bu, kamuoyunu doğru aydınlatmakla yükümlü olan Basın için ise, özellikle geçerli. Bakıyorum, bu gün, bir basın organında bir haber var. Başlık bizimle ilgili. Daha önce bir Basın Toplantısıyla açıkladığımız, Hükümet ve Meclis'ten beklentilerimizi anlattığımız Ankara temaslarımızda, bir Siyasi Partiyi de ziyaret ettik. Görüşme basına kapalı yapıldı. Çıkışta, basın açıklamamızı, olması gerektiği şekilde, genel çerçeve içinde yaptık. Bu sabah bir de bakıyoruz ki, bize atfen, içeriği doğruyu yansıtmayan haberler var gazetede. Ya, Objektif haber yapacaksanız, kaynak ve isim vererek, her iki taraftan görüş alıp, bunu objektif olarak yansıtacaksınız. Ya da, spekülatif haber yapmayacaksınız. Bu da Adil bir davranış değil. Günümüzün temel problemlerinden birisi de bu. Adil, kaynağa dayalı, objektif bir Basın perspektifinin eksikliği. Değerli Genç İş Adamı Kardeşlerim, Günümüzün en temel sorunlarından birisi, adil olmayan gelir dağılımıdır. Oxfam’ın, ‘küresel servetin dağılımı ve gelir adaletsizliği’ başlıklı araştırmasında; küresel servetin, gün geçtikçe, daha küçük ve daha varlıklı elit bir grubun elinde biriktiği ifade ediliyor. Rapora göre, bu varlıklı bireyler; finans, ilaç ve sağlık da dâhil olmak üzere, önemli sektörlerde, sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir. Bu şirketler; çıkarlarını korumak amacıyla, kendilerine politik çevre oluşturan lobi faaliyetlerine, her yıl, milyonlarca $ ödemektedir. Küresel zenginliğin, varlıklı ama küçük bir elit grubun elinde yoğunlaşmasının, Credit Suisse verileri ile de desteklendiği rapora göre; 2014 yılında, dünyanın en zengin %1’i, toplam küresel servetin %48’ine sahipken, kalan %99’una yalnızca %52’sini bırakmıştır. En zengin %20’nin, dünyanın geri kalan %80’ine bıraktığı servetse, küresel servetin %5,5 idir. Mevcut trendin, en zenginler lehine devam etmesi durumunda, 2016 yılında, en zengin %1’in varlığının, toplam küresel varlığın %50’sini geçeceği ifade ediliyor. 2010 yılında dünyanın en zengin 80 kişisinin, 1,3 trilyon $ varlığı bulunurken, bu rakam, 2014'te 1,9 trilyon $'a yükselmiştir. Dünyanın en zengin 80 kişisinin toplam serveti, en fakir %50’nin toplam servetine eşittir. Yani, 3,5 milyar insanın paylaştıkları toplam servet, ilk 80 kişinin paylaştığı servete eşittir. Son 5 yılda, dünyadaki milyarderlerin sayısı azalarak, 2010 yılında dünya nüfusunun en fakir %50'sinin serveti, ilk 338 milyarderin servetine eşit iken, bu sayı 2014’te yalnızca 80 milyardere düşmüştür. İşte sorun bu noktada yatmaktadır. Bu acı tablolar gösteriyor ki, daha adil bir paylaşım, daha adil bir girişim için vaktinin çoktan gelmiş et geçmektedir bile. MÜSİAD’ın ve Genç MÜSİAD’ın arayışı, Ahlak ve Erdem gibi insani değerleri hiçe sayarak, merkezine, neredeyse sadece Finansman ve Faiz enstrümanını koyan Ekonomik ve Finansal sistemden, İnsan Odaklı sisteme, geçiş arayışıdır. Bugün, Kaliteli ve doğru finansmana, hızlı erişimin, nasıl olması gerektiği değil de, faizlerin, kaç baz puan artmasına, niçin ihtiyaç olduğu tartışılıyor. Tıpkı, insanların neden öldürüldüğünün değil, öldürülüş biçimlerinin tartışıldığı, günümüzün medeniyet anlayışında olduğu gibi. Bizim ilkemiz, ticaretin helal ve faizin haram olduğudur. Gerçek ekonominin değerleri; AR-GE, Yenilikçilik, Yatırım, İstihdam ve Üretim'dir. Bunları ve sosyal hayatın ana değerlerini bir kenara iterek, her şeyi, neredeyse, sadece tek bir değere indirgeyen ve değerlerimizi acımasızca şekillendiren, adeta yeni tehdit kaynağı, "Finans Terörü", en büyük sorun kaynağıdır. Değerli Genç İş adamı Kardeşlerim, Hayalleri olmayanlar, başkalarının hayallerinin parçası olur. 25 yıllık MÜSİAD tarihimizde en büyük övünç kaynağımız olan Genç MÜSİAD sevinerek görmekteyiz ki, bugüne kadar yaptığı güzel işlere bir yenisini daha kattı. Genç MÜSİAD, Kahire’nin caddelerinde, Kudüs’ün mabetlerinde, Afrika’nın çöllerinde, Afganistan’ın dağlarında, Akdeniz’in kıyılarında, yoksulluk çeken insanlar ve ölenler olmasın diye, daha adil bir dünya için harekete geçiyor, büyük farkındalıklar oluşturuyor. Bu yıl 5. si gerçekleşen UGİK, yapılan yanlışlara dur denilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. ‘’Adil Dünya Girişimi’’ temasıyla gerçekleşen bu toplantı, yurt içinden ve yurtdışından gelen katılımcılarıyla, içinde yaşadığımız çağın yanlışlarına adaletsizliğine, bir haykırış, bir çığlıktır. Adil bir dünyanın kurulmasında Genç MÜSİAD’ın sorumluluğu, her geçen gün daha da artıyor. Çünkü Ortadoğu başta olmak üzere, Müslüman nüfusun yayıldığı coğrafyalar, gelişmenin ve ilerlemenin yakıtı olan yerlerdir. Medeniyetin doğduğu bu münbit Mezopotamya toprakları, aradan geçen 10.000 yıl sonrasında, medeniyeti yok edecek enerjiyi sağlayan yer olmamalıdır. Bunun için de Müslüman dünya, sahip olduğu zenginliklerin fark etmeli. 2014 yılı verileri, dünya petrol rezervlerinin 1,65 trilyon varil olduğunu gösteriyor. Küresel petrol rezervlerinin % 48.5’i Müslüman ülkelerde. Müslüman ülkeler, dünyanın petrol ihtiyacının yarısını, tek başına karşılıyor. Aynı şekilde, 197 trilyon metreküp olan dünya doğal gaz rezervlerinin % 43’ü de İslam ülkelerinde bulunuyor. Yine İslam ülkeleri, doğal kauçuğun % 70'ine, kalayın % 52'sine, buğdayın % 15'ine, pirincin % 17'sine ve baharatın % 39'una sahip. Ne yazık ki, bu zenginlik ve üretkenlik potansiyellerine rağmen, tüm İslam ülkeleri, dünya gayrisafi milli hasılasının ancak %10'unu üretebiliyorlar. Kişi başına düşen ortalama milli gelirleri ise 5-6.000 $ civarında. Dünya Bankası verilerine göre, İslam ülkelerinin nüfusunun % 22'si, günlük 1,25 $ olan yoksulluk sınırının altında. Yine İslam ülkelerinin nüfusunun %45'ini oluşturan 640 milyon insan ise günlük 2 $ olan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu verilerde gösteriyor ki, hem İslam ülkeleri, hem de bütün dünya için, en büyük sorun, gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluktur. Küresel ekonomi, küresel üretim, küresel ticaret, küresel pazar gibi kavramlar, servet sahiplerinin servetlerine servet katarken, yoksulların fakirlik çıkmazındaki yerini daha da geriletiyor. Zenginlerin daha zengin olduğu, yoksulların daha da yoksullaştığı gelir dağılımının adaletsizlikte zirve yaptığı bu dünyada her birey, adalet için çalışmalıdır. Dünyanın geleceğini şekillendiren siz değerli gençlerin adil dünya girişimi çağrısı, inanıyorum ki, dünyanın her yerinde yankı bulacaktır. Sözlerimin sonunda, bu güzel program için, Genç MÜSİAD'lı kardeşlerimin tümünü ve onların değerli dostlarını, Genç MÜSİAD'ımızın değerli Başkanı Yavuz Fettahoğlu kardeşim ve Yönetimini tebrik ediyor, programın gerçekleşmesi için desteklerini esirgemeyen tüm kurumlara teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Nail Olpak Genel Başkan MÜSİAD