TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SIĞIR KOYUN VE KEÇİLERİN ÜRİNER SİSTEM MAST HÜCRELERİ ÜZERİNDE HİSTOLOJİK ÇALIŞMALAR Tuğrul ERTUĞRUL HİSTOLOJİ-EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Nevin KURTDEDE 2012- ANKARA TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SIĞIR KOYUN VE KEÇİLERİN ÜRİNER SİSTEM MAST HÜCRELERİ ÜZERİNDE HİSTOLOJİK ÇALIŞMALAR Tuğrul ERTUĞRUL HİSTOLOJİ-EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Nevin KURTDEDE 2012- ANKARA iii İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay ii İçindekiler iii Önsöz v Simge ve Kısaltmalar vi Şekiller vii Çizelgeler xi 1.GİRİŞ 1 1.1. Üriner Sistem 1 1.1.1. Böbrekler 1 1.1.2. İdrarı İleten Organlar 4 1.1.2.1. Üreterler 5 1.1.2.2. İdrar Kesesi 5 1.1.2.3.Üretra 7 1. 2. Mast Hücreleri 7 2. GEREÇ VE YÖNTEM 21 2.1. Hayvan Materyali 21 2.2. Tespit ve Boyamalar 21 2.3. Hücre Sayımı ve İstatistiksel Analiz 22 3. BULGULAR 24 3.1. Işık Mikroskopik Bulgular 24 3.1.1. Böbrek 29 3.1.2. Üreter 33 iv 3.1.3. İdrar Kesesi 37 3.1.4. Üretra 41 3.2. İstatistiksel Bulgular 45 4. TARTIŞMA 51 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 57 ÖZET 59 SUMMARY 60 KAYNAKLAR 61 ÖZGEÇMİŞ 67 v ÖNSÖZ Tarih boyunca sığır, koyun ve keçinin eti, sütü ve derisinden yararlanılmıştır. Ayrıca koyun yapağısı ve keçi kılından da faydalanılmıştır. Bu verimleri ile sığır, koyun ve keçi insan yaşamında vazgeçilmez bir yere sahiptir. Üriner sistem metabolizma sonucu oluşan son ürünlerin kandan süzülmesini ve dışarı atılmasını sağlar. Bu nedenle üriner sistem organları sürekli çeşitli fiziksel ve kimyasal etkiye sahip maddelerle temas halindedir. Ayrıca üriner sistem dış ortamla ilişkide olması nedeniyle enfeksiyon girişine açık bir sistemdir. Kemik iliğinden köken alan mast hücreleri dolaşıma öncü hücreler olarak girer, değişik dokulara yerleşerek farklılaşır ve karakteristik granüllü hücrelere dönüşür. Mast hücreleri bazik boyalarla boyanan belirgin granüllere sahiptir. Bu hücreler, çeşitli fiziksel, kimyasal ve biyolojik uyarılarla önceden yapılmış olan veya yeni sentezledikleri mediyatörleri salgılarlar. Mast hücreleri sadece allerjik ve immunolojik reaksiyonlarda değil inflamasyon olaylarında da rol alan hücrelerdir. Ayrıca mast hücreleri, doku tamiri, fagositoz ve antijen sunma gibi işlevler de görmektedir. Mast hücreleri çevredeki mikroorganizma ve allerjenlerle yakın temasın olduğu deri, solunum ve sindirim sistemi gibi vücudun dış ortamla ilişkide bulunduğu yerlerde daha fazla sayıda bulunurlar. Mast hücrelerinin, intersitisyel sistit ve böbrek hastalıklarında aktive olduğu ve bu hastalıkların etiyolojisinde rol aldıkları düşünülmektedir. Bu araştırmada sığır, koyun ve keçi üriner sistem mast hücrelerinin yerleşim yerleri, heterojenitesi ve sayısal dağılımlarının belirlenmesi sağlanarak bu alanda yapılacak olan histolojik ve patolojik çalışmalara ışık tutması amaçlanmıştır. Bu tez çalışmamda deneyimlerinden yararlandığım danışman hocam sayın Prof. Dr. Nevin KURTDEDE’ye, çalışmamın çeşitli aşamalarında öneri ve katkılarda bulunan Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU’na, değerli hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma, doktora tez çalışmam süresince özveri ile destek olan değerli babam ve değerli anneme teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. vi SİMGELER ve KISALTMALAR AB : Alcian Blue AB/SO : Alcian Blue/Safranin O ADP : Adenozin Difosfat Bcl-2 : B hücre lenfoma 2 Ca : Kalsiyum CD : Farklılaşma Yığılım Molekülleri CTMC : Bağ Dokusu Mast Hücresi FcR :İmmunglobulin Reseptörü IFAA : İzotonik Formaldehit Asetik Asit IgE : İmmunoglobulin E IL : İnterlökin LT : Lökotrien MCT : Triptaz Taşıyan Mast Hücresi MCTC : Triptaz ve Kimaz Taşıyan Mast Hücresi MMC : Mukozal Mast Hücresi mRNA : mesajcı Ribonükleik Asit PGD : Prostaglandin sAMP : siklik Adenozin Monofosfat SCF : Kök Hücre faktörü SRS-A : Anaflaksinin Yavaş Etkileyen Maddeleri SO : Safranin O Sxҧ : Standart Hata Th2 : Yardımcı T lenfosit 2 TLR : Toll Benzeri Reseptör TNF : Tümör Nekrozis Faktör TX : Tromboksan UP : Üroplakin µm : Mikrometre xҧ : Aritmetik Ortalama vii ŞEKİLLER A: Koyun böbrek korteksi. Triple. X270. B: Keçi böbrek medullası. Triple. X270. 24 Şekil 3.2. A: Koyun üreter, Triple. X220. B: Sığır üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. C: Koyun üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, TM: tunika muskularis. Triple. X270. D: Keçi üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, TM: tunika muskularis. Triple. X270. 25 Şekil 3.3. A: Sığır idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. B: Keçi idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza. Triple. X270. C: Keçi idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Triple. X550. D. Koyun idrar kesesi, TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Triple. X550. 26 Şekil 3.4. A: Koyun üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X1100. B: Koyun üretra, SM: submukoza, TM: tunika muskularis, Triple. X 270. 26 Şekil 3.5. Keçi idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. 27 Şekil 3.6. Sığır idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. 28 Şekil 3.7. Koyun idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. 28 Şekil 3.8. A: Sığır formol tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100. 29 Şekil 3.9. Sığır IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Böbrek medullası, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. 30 Şekil 3.10. Koyun IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X270. 30 Şekil 3.1. viii Şekil 3.11. Keçi IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, yıldız: damar, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X270. 31 Şekil 3.12. A: Koyun IFAA tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X600. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. 32 Şekil 3.13. A: Sığır IFAA tespitli böbrek kortesi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Alcien blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. 32 Şekil 3.14. A: Sığır formol tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli üreter, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100. 33 Şekil 3.15. Sığır üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. 34 Şekil 3.16. Koyun üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina 34 epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.17. Keçi üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, 35 LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. Şekil 3.18. Keçi formol tespitli üreter, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. 36 Şekil 3.19. A: Sığır IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, yıldız, damar, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. 36 ix Şekil 3.20. A: Keçi formol tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina 37 propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X1100. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.21. Sığır idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina 38 epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. Şekil 3.22. Koyun idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina 38 epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.23. Keçi idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina 39 epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.24. A: Koyun IFAA tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian 40 blue/safranin O. X550. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil 3.25. A: Sığır IFAA tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina 40 propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil 3.26. Koyun formol tespitli üretra. A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina 41 propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550 B: Üretra submukozası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100. Şekil 3.27. Sığır üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, 42 LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. x Şekil 3.28. Koyun üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina 42 epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.29. Keçi üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, 43 LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.30. A: Sığır IFAA tespitli üretra, Ok başlar: mast hücreleri. Alcian 44 blue/safranin O. X550. B: Sığır formol tespitli üretra, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X700. Şekil 3.31. A: Sığır IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina 44 propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. xi ÇİZELGELER Çizelge 3.1. Sığır, Koyun ve Keçi böbrek korteksindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 46 Çizelge 3.2. Sığır, Koyun ve Keçi böbrek medullasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 46 Çizelge 3.3. Sığır, Koyun ve Keçi üreter lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 46 Çizelge 3.4. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 47 Çizelge 3.5. Sığır, Koyun ve Keçi üretra lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 47 Çizelge 3.6. Sığır, Koyun ve Keçi üreter submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 47 Çizelge 3.7. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 48 Çizelge 3.8. Sığır, Koyun ve Keçi üretra submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 48 Çizelge 3.9. Sığır, Koyun ve Keçi üreter tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 48 Çizelge 3.10. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 49 Çizelge 3.11. Sığır, Koyun ve Keçi üretra tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 49 Çizelge 3.12. Sığır, Koyun ve Keçi üreter tunika adventisyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 49 Çizelge 3.13. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi tunika serozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 50 Çizelge 3.14. Sığır, Koyun ve Keçi üretra tunika adventisyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). 50 1 1. GİRİŞ 1.1. Üriner Sistem Üriner sistem, metabolizma sonucu oluşan son ürünlerin kandan süzülmesini ve dışarı atılmasını sağlar. Bu sistem, idrarı oluşturan böbrekler ve idrarı ileten organlar olan üreterler, idrar kesesi ve üretradan oluşmaktadır (Samuelson, 2007; Telser ve ark., 2007). 1.1.1. Böbrekler Vücutta su ve bütün elektrolitlerin miktarları arasındaki denge önemli ölçüde böbrekler tarafından sağlanır. Böbreklerin başlıca görevleri, vücut sıvılarının osmolalitesi, elektrolit yoğunluğu, kan basıncı ve asit-baz dengesinin düzenlenmesi, yabancı maddelerin ve metabolik artıkların atılması ve glukoneogenezis olarak sayılabilir. Böbrekler en önemli fonksiyonlarını plazmayı süzüp oluşan ultrafiltrattan organizmanın ihtiyacına göre maddeleri vücuttan değişik hızlarda uzaklaştırarak yaparlar (Guyton ve Hall, 1996). Ayrıca böbreklerden eritropoietin ve renin hormonları salgılanır. Eritropoietin, eritrositlerin kemikiliğinden üretilmesini stimüle eder, renin ise kan basıncının kontrolünde önemli bir yere sahiptir (Fawcett ve Jensh, 2002; Telser ve ark., 2007). Böbrekler, abdominal boşluğun dorsalinde ilk birkaç bel omurunun hemen altında sağlı sollu olarak yerleşmişlerdir (Frandson ve Spurgeon, 1992; Colville ve Bassert, 2002). Hayvan türlerine bağlı olarak değişik şekil ve büyüklüktedirler (Eurell ve Frappier, 2006; Samuelson, 2007). Böbrekler başlıca kollagen iplikler ve çok az düz kastan oluşan bağ dokudan bir kapsül ile sarılıdırlar (Eurell ve Frappier, 2006). Kapsül böbreğin hilus denilen içbükey kısmından organın içine girer ve böbreğin intersitisyumunu oluşturur (Tanyolaç, 1999). İntersitisyum ve intersitisyum 2 içinde bulunan parenşim ünitelerinin böbrek dokusundaki yayılışı böbrekte korteks ve medulla olmak üzere iki bölge ayırt edilmesini sağlar (Samuelson, 2007). Korteks, dışta koyu kırmızı görülen bölgeyi, medulla, içte açık renkli görülen bölgeyi oluşturur. Korteks ve medulla arasındaki sınır, girintili çıkıntılıdır. Bunlar medullaya doğru uzanan kortikal labirintler ile kortekse doğru uzanan medullar radiyuslardır (Gartner ve Hiatt, 2007; Samuelson, 2007). Böbrek, embriyonal dönemde birbirinden ayrı lopcuklar (böbrek piramitleri) halinde şekillenir. Böbrek piramitleri, korteks ve medullada birbiriyle kaynaşarak küçük ruminantlar, karnivorlar ve equide’de bulunan dış yüzü düz ve tek papillalı böbreklerin oluşmasını sağlar. Büyük ruminantlarda, böbrek piramitlerinin medullakorteks bölümleri gruplar oluşturacak şekilde birbirleriyle kaynaşması ile çok papillalı ve dış yüzünde yarıklar bulunan böbrek şekillenir. İnsan ve domuzda bulunan dış yüzü düz fakat çok papillalı böbrekler ise böbrek piramitlerinin sadece kortekste birbirleriyle birleşmesi ile oluşur (Tanyolaç, 1999; Samuelson, 2007). Böbreğin parenşimini oluşturan üniteler, idrarı oluşturan en küçük yapılar olan nefron ve nefronlarda üretilen idrarı toplayarak, böbrek pelvisine ileten toplayıcı borucuklardır (Fawcett ve Jensh, 2002; Gartner ve Hiatt, 2007). Böbrekler, nefron adı verilen yüzbinlerce mikroskopik filtre, rezorbsiyon ve salgı sistemlerinden oluşur. Nefron, böbreğin temel fonksiyonel ünitesidir. Canlı türlerine bağlı olarak böbreklerde ikiyüzbin ile dörtmilyon arasında değişen sayılarda nefron bulunmaktadır (Colville ve Bassert, 2002). Nefron; korpuskulum renis, tubulus proksimalis, Henle kulpu, tubulus distalis ve tubulus konnektivus bölümlerinden, toplayıcı borucuklar ise tubulus kollektivus ve duktus papillaris bölümlerinden oluşur (Young ve Heath, 2000; Ross ve Pawlina, 2006). Kortekste yer alan korpuskulum renis, glomerulus ve Bowman kapsülünden ibarettir (Colville ve Bassert, 2002; Eurell ve Frappier, 2006). Aorta abdominalisden dallanan renal arter, hilusdan böbreğin içine girerek alt dallara ayrılır, bu damarlar da daha küçük kılcal damarlara dönüşerek afferent arteriyolleri oluşturur. Bu kılcal damarlar yumak oluşturarak glomerulusu şekillendirir. Glomerulusdan süzülen kan 3 eferent arteriyol ile glomerulusu terk eder (Colville ve Bassert, 2002). Glomerulusu oluşturan aferent ve eferent arteriyollerin bulunduğu kısma damar kutbu, onun tam karşısında süzülen sıvıyı ileten glomerular kapsülün tubulus proksimalise açılan kısmına ise idrar kutbu denir (Eurell ve Frappier, 2006; Samuelson, 2007). Bowman kapsülü iki yapraktan oluşur. İçte viseral yaprak adı verilen katman glomerulusu oluşturan kılcal yumağa sıkıca yapışmıştır (Fawcett, 1994; Colville ve Bassert, 2002). Viseral yaprak glomerular kapillardan plazmanın filtrasyonuna katılan ve podosit denilen epitelyal hücrelerden oluşur (Telser ve ark., 2007). Dıştaki katman ise pariyetal yaprak adını alır. Bu iki yaprak arasında kılcal yumaktan süzülen sıvının bulunduğu kısma Bowman aralığı denir (Fawcett, 1994; Colville ve Bassert, 2002). Tubulus proksimalis, glomerulusun idrar kutbundan başlayan nefronun en uzun parçasıdır ve bu yüzden histolojik kesitlerde kortekste en sık görülen bölümdür. İlk çıkan kısmı kıvrımlıdır (proksimal convulated tubul), kortikal labirinte doğru uzanır ve medullar radiyuslara girdiğinde düz (proksimal straight tubul) bir şekil alır (Eurell ve Frappier, 2006). Lümenini döşeyen epitel hücrelerinin apikal yüzleri fırçamsı kenar görünümünde mikrovilluslara sahiptir (Frandson ve Spurgeon, 1992; Eurell ve Frappier, 2006). Tubulus proksimalis, Bowman aralığına geçen ultrafitratın geri emiliminin büyük ölçüde sağlandığı bölümdür (Samuelson, 2007). Henle kulpu, proksimal tubulun devamı olarak başlar inen ve çıkan olmak üzere iki kol halinde seyreder. Primer idrarın hipertonik durumdaki sekonder idrara dönüşmesinde görevli yoğunlaştırıcı bölümdür (Tanyolaç, 1999). Su ve daha az olarak da suda çözünen maddeler için geçirgendir (Samuelson, 2007). Medullada bulunan inen Henlenin lümenini yassı ve çekirdekleri lümene doğru şişkinlik yapan hücreler döşer (Eurell ve Frappier, 2006). Çıkan Henle de medullada bulunur, inen Henleden daha geniş çaplıdır ve duvarını oluşturan kübik epitel hücrelerinin sınırları belirgin değildir (Tanyolaç, 1999). Tubulus distalis, kortekste bulunur, lümeni döşeyen hücrelerin sitoplazmaları asit boyalarla soluk boyanır ve sınırları belirgin değildir (Tanyolaç, 1999). Tubulus distalis, iyon değişiminin gerçekleştiği yerdir. Aldosteron yoğunluğu yeterince 4 yüksek olduğunda, sodyum emilir potasyum iyonları dışarı verilir. Tubullerdeki idrara hidrojen ve amonyum iyonları salınır, böylece asit-baz dengesinin korunması sağlanır (Janqueira ve Carneiro, 2005). Tubulus proksimalise göre daha geniş bir lümene sahiptir. Tubulus distalisin aferent arteriyol ile temas ettiği kısım, makula densa adını alır. Burada lümeni döşeyen hücrelerin boyları uzar, daha yoğun boyanırlar ve idrardaki sodyumklorür içeriğini denetlemekle görevlidirler (Telser ve ark., 2007). Tubulus konektivus, korteks medulla sınırında bulunur ve duvarını sınırları belirgin soluk boyanan kübik hücreler oluşturur (Tanyolaç, 1999; Eurell ve Frappier, 2006). Toplayıcı borucukların ilk kısmı olan tubulus kolektivus medullar radiyuslardan başlar. Başlangıç kısmında duvarını basık pirizmatik epitel hücreler oluştururken, pelvis renalise doğru epitel hücreleri yüksek pirizmatik şekil alır. Duktus papillaris, tubulus kolektivusların birleşmesiyle oluşur ve duvarı tek katlı ve çok yüksek pirizmatik hücrelerden oluşur (Tanyolaç, 1999; Eurell ve Frappier, 2006). 1.1.2. İdrarı İleten Organlar Böbrekte şekillenen idrar, çok papillalı böbreklerde duktus papillarislerden kaliks renalislere geçer. Tek papillalı böbreklerde bu geçiş, duktus papillarislerin doğrudan pelvis renalise açılmasıyla gerçekleşir (Tanyolaç, 1999; Zık, 2008). Pelvis renalis, böbreğin sinus renalis’inde yeralan, üreterin başlangıç kısmının huni tarzında genişlemesinden oluşmuş bir yapıdır (Dursun, 2008). Kaliks renalis, çok papillalı böbreklerde görülür. Her papilla ayrı ayrı bu oluşumlarla çevrilidir. Bunların her biri küçük birer pelvis renalis karşılığıdır (Tanyolaç, 1999). Papilla renalisleri çepeçevre kuşatarak onu içine alan küçük kaliks renalisler ve bu kalikslerin açıldığı kanallar birleşerek biraz daha büyük olan kanalları oluştururlar. Büyük kanallar da aralarında birleşerek üreteri oluşturur (Dursun, 2008). Hem kaliks renalis hem de pelvis 5 renalislerin lamina epitelyalisi tranzisyonel epitelden oluşur (Gartner ve Hiatt, 2007; Samuelson, 2007). 1.1.2.1. Üreterler Pelvis renalisin devamı olarak başlayan ve idrarı böbreklerden idrar kesesine taşıyan, sağlı sollu boru şeklinde organdır. Üreter, idrar kesesinin kas tabakasını önce verev delerek geçer sonra kas ile mukoza tabakaları arasında seyrederek ostium ureteris adı verilen önden mukoza kıvrımı ile sınırlanmış bir delik ile idrar kesesine açılarak sonlanır (Dursun, 2008). Ostium ureteriste üreterin oblik bir açıyla idrar kesesine açılması nedeniyle idrarın üreter içerisine geri dönüşünü engelleyen bir kapak şekillenmiş olur (Reece, 1997). Üreterin duvarı lümenden itibaren tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika adventisya katmanlarından oluşmaktadır. Lamina epitelyalis tranzisyonel epitelden oluşur (Young ve Heat, 2000). Tunika muskularis içte longitudinal, dışta sirküler düz kas hücrelerinden oluşmaktadır. Buradaki kasların kontraksiyonu ile idrar, peristaltik hareketlerle idrar kesesine iletilir (Samuelson, 2007). Bağ dokudan oluşan tunika adventisya idrar kesesi yakınında tunika seroza adını alır (Tanyolaç, 1999). 1.1.2.2. İdrar Kesesi Büyüklük ve konumu içerdiği idrarın miktarına bağlı olarak değişen idrar kesesi boş ve büzüşmüşken kalın duvarlı, armut benzeri yapıda ve pelvisin tabanında yer alan kassel bir organdır. İdrarla dolduğu zaman duvarı incelir ve abdominal boşluğun içinde yer değiştirir (Frandson ve Spurgeon, 1992). İdrar kesesinin duvarı tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika seroza ana katmanlarından oluşur. Lamina epitelyalis, tranzisyonel epitele sahiptir. Lamina propriyada kollagen ve elastik iplikler ile kapillar damarlar bulunur (Zık, 2008). Belirgin bir lamina muskularis vardır, tunika muskularis güçlü düz kas hücreleri katıdır bu yüzden bu katmana 6 “detrusor muscle” da denilmektedir (Reece, 1997; Eurell ve Frappier, 2006; Samuelson, 2007). İdrar kesesinde en dış katman peritonun visseral yaprağından şekillenir bu nedenle tunika seroza adını alır (Tanyolaç, 1999; Fawcett ve Jensh, 2002). İdrar kesesinde özellikle hacimsel olarak büyük değişiklikler gözlenmesi nedeniyle organ dolduğunda ve boşaldığında oluşan histolojik farklılıklar belirgin şekilde ayırt edilebilir (Fawcett, 1994). Basınç altında hacimlerini değiştirebilme özelliğine sahip alt üriner sistemin organlarının içini döşeyen epitele tranzisyonel epitel adı verilir (Eurell ve Frappier, 2006). Son yıllarda tranzisyonel epitel için idrarı ileten organların lümenini döşemesi nedeniyle üroepitelyum ya da ürotelyum isimleri daha sık olarak kullanılmaktadır (Fawcett, 1994; Apodaca, 2004; Staack ve ark., 2005). Üroepitelyum bazal hücreler, intermediyer hücreler ve süperfisiyal hücreleri içeren üç hücre katmanından oluşmaktadır. En alt sırada bulunan bazal hücreler bazal membrana otururlar. Ortadaki intermediyer hücre katmanı bazal hücrelerin üstünde yerleşirler. Bu katman poligonal şekilli hücrelerin oluşturduğu iki veya daha fazla hücre tabakasından oluşur. En dıştaki katmanda süperfisiyal hücreler bulunmaktadır (Apodaca, 2004). Süperfisiyal hücrelere şekilleri nedeniyle şemsiye hücreleri de denilmektedir. İntermediyer hücrelerin oluşturduğu katmanın üzerinde şemsiyeye benzerler ve birden fazla intermediyer hücresinin üzerini örtebilirler (Fraser ve ark., 2002). Şemsiye hücre tabakası çok büyük hekzagonal hücrelerden oluşmaktadır ve hücrelerin çapları 25-250 µm arasında değişebilmektedir (Apodaca, 2004; Birder, 2005). Tranzisyonel epitelde bulunan bu üç hücre katmanının kalınlığının epitelin anatomik olarak bulunduğu yere göre değiştiği saptanmıştır (Staack ve ark., 2005). Epitelin özelliği, fonksiyon durumuna bağlı olarak hem yüzeysel hücrelerin şekil değişikliğine uğramaları hem de poligonal hücrelerin birbirleri üzerinde sağlı sollu kayabilmeleri sonucu epitel katmanının kalınlığında azalıp çoğalma olmasıdır (Sağlam ve ark., 2008). 7 Şemsiye hücrelerinin apikal membranları fonksiyonları gereği menteşe alanları ve plak alanları olmak üzere iki özel yapıdan oluşmaktadır (Fawcett, 1994; Lewis, 2000; Apodaca, 2004). Menteşe alanları idrar kesesi boşaldığı sırada membranın bir bölümünün körüklü akordion gibi katlanmasına derin yarıkların şekillenmesine sebep olur. İdrar kesesi dolduğunda ve epitel tam gerginleştiğinde ise menteşe alanları açılarak şemsiye hücrelerinin lüminal yüzeyinin artmasını sağlar (Young ve Heath, 2000). Plak alanlarında asimetrik ünit membran yapısı gözlenmektedir (Veranic ve ark., 2003; Apodaca, 2004). Asimetrik ünit membranın lüminal yüzeyi, glikozaminoglikan tabakası ile kaplıdır (Apodaca ve ark., 2007; Birder ve De Groat, 2007). Bu katman sayesinde idrar kesesi üroepitelyumunun yüzeyi, idrar içerisindeki potansiyel zararlı maddelere karşı korunmuş olur (Parsons ve ark., 1988). 1.1.2.3.Üretra İdrar kesesinin üretraya açıldığı kısımda, kas katmanları dairesel biçimde dizilerek idrarın üretraya geçişini kontrol eden sfinkteri oluştururlar (Frandson ve Spurgeon, 1992). Üretra, memelilerde erkekte ve dişide ayrı özellikler taşır. Erkekte, prostatik üretra, membranöz üretra ve penil üretra olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Dişide tamamı idrar boşaltma yolu olarak görev yapan tek parça üretra bulunur (Fawcett, 1994). Lamina epitelyalis tranzisyonel epitelden ibarettir, sıkı bağ dokudan oluşan lamina propriyada elastik iplikler bulunur. Tunika muskulariste düz kas katmanı içte sirküler dışta longitudinal seyirlidir (Eurell ve Frappier, 2006). 1.2. Mast Hücreleri Mast hücreleri ilk olarak 1863 yılında Von Recklinghausen tarafından kurbağa mezenteryumunda granüllü hücreler olarak tanımlanmıştır. Bu hücrelerin asıl klasik tanımlamasını ise 1879’da Paul Ehrlich yapmıştır. Mast hücrelerinin sitoplazmalarında iri ve belirgin granüller içermesinden dolayı bu hücrelere Almanca 8 iyi beslenmiş hücre anlamına gelen “mastzellen’ adı verilmiştir (Archer, 1980; Bloom, 1984). Mast hücreleri bağ dokusunun yağ hücrelerinden sonra en iri hücreleridir (Sağlam ve ark., 2008). Büyüklükleri yaklaşık olarak 20-30 µm arasında değişmektedir (Ross ve Pawlina, 2006; Gartner ve Hiatt, 2007). Işık mikroskopik incelemelerde, mast hücrelerinin büyüklüklerinin türlere ve bulundukları dokulara göre değiştiği görülmüştür. Genellikle yuvarlak veya oval olan bu hücreler, yerleşimlerine bağlı olarak mekik şeklinde de gözlenebilir (Banks, 1986; Chen ve ark., 1990a, b). Sitoplazmalarında çok sayıda, yuvarlak ve irili ufaklı salgı granülleri bulundururlar (Eurell ve Frappier, 2006; Sağlam ve ark., 2008). Salgı granüllerinin, çoğu canlı türlerinde heterojen kuruluşta olduğu görülür (Sağlam ve ark., 2008). Granüller membranla çevrilidir ve kristalize, lameller ya da ince granüler yapıdadırlar (Eurell ve Frappier, 2006). Mast hücreleri büyük, polimorfik, yuvarlak veya oval şekilli, hücre merkezine yerleşmiş belirgin bir çekirdeğe sahiptir (Eurell ve Frappier, 2006). Çekirdek çoğunlukla sitoplazmada bulunan granüller tarafından örtülür (Ross ve Pawlina, 2006). Sitoplazmalarında mitokondriya, bağımsız ribozomlar ve endoplazmik retikulum azdır. Buna karşılık iyi gelişmiş Golgi aygıtı bulunur (Eurell ve Frappier, 2006; Sağlam ve ark., 2008). Mast hücreleri, deri, solunum ve sindirim sistemi gibi vücudun dış ortamla ilişkide bulunduğu yerlerde çok sayıda bulunurlar (Hofmann ve Abraham, 2009). Bu durum mast hücrelerinin yabancı madde girişine karşı savunma mekanizmasında bulunan ilk hücre grupları arasında olmasından kaynaklanır (Crivellato ve ark., 2004). Ayrıca genital sistem ve üriner sistemde bağdokusunda bulunan kan damarlarının ve periferal sinirlerin çevrelerinde yerleşirler (Galli, 1993). Mast hücreleri timusta bol miktarda bulunurken, daha az sayıda olmak üzere diğer lenfoid organlarda da görülür (Ross ve Pawlina, 2006). Diğer sistemlerden farklı olarak mast hücreleri merkezi sinir sisteminin tüm bölgelerinde bulunmaz (Ross ve Pawlina, 2006; Samuelson, 2007). Mast hücreleri, merkezi sinir sistemini saran zarlarda 9 bulunurken bu sistemin organları içindeki kılcal damarların çevresinde bulunmaz. Bu şekilde, beyin ve omurilikte allerjik reaksiyonların önüne geçilerek, ödemin merkezi sinir sistemi organlarında yapacağı yıkıcı etkilerin önüne geçilmiş olunur (Ross ve Pawlina, 2006; Ergün, 2011). Bazofil granülositler ile mast hücreleri benzer yapı, içerik ve aktivasyon mekanizmaları nedeniyle birlikte düşünülmüş ve mast hücrelerine doku bazofilleri denilmiştir. Yapılan çalışmalar sonrasında her ikisinin de tamamen farklı birer hücre olduğu anlaşılmıştır (Eurell ve Frappier, 2006; Ross ve Pawlina, 2006). Hem mast hücreleri hem de bazofil granulositler aynı pluripotent kök hücresinden (CD34+) gelişirler. Bazofil granulositler farklılaşmalarını kemik iliğinde tamamladıktan sonra kan dolaşımına geçer, mast hücreleri ise kemik iliğinden, granülsüz hücreler olarak kan dolaşımına ve oradan da bağ dokusuna göç edip burada farklılaşarak karakteristik granüllü hücrelere dönüşür (Arinobu ve ark., 2009). Mast hücreleri mitoz bölünme ile çoğalabildikleri halde bazofil granülositler mitoz bölünme yapamaz ve yaşam süreleri kısa olup günlerle sınırlıdır (Eurell ve Frappier, 2006). Mast hücreleri, mitozla çoğalabildikleri gibi, mezenkim hücreleri ile fibroblastlardan da farklılaşabilirler (Sağlam ve ark., 2008). Bazı sitokinler ve stromal hücrelerin sentezledikleri mediatörlerin etkisi altında olgunlaşırlar (Arda ve ark., 1998). Bu hücrelerin gelişiminde, farklılaşmasında, çoğalmasında, adhezyonunda, dokulara göçünde, aktivasyonunda ve canlılığını sürdürmesinde kök hücre faktörü (Stem cell factor [SCF]) ve IL-3 önemli yer tutar (Wasserman, 1990; Abbas ve ark., 2007). Koyun fötus derisinde yapılan çalışmada, mast hücrelerinin ilk olarak fötal dönemin 83. gününde alınan deri örneklerinde ayırt edilebildiği görülmüştür. Bu hücrelerin dermisin stratum superfisiyale katmanındaki kan damarlarının ve kıl foliküllerinin yakınında yerleştikleri bildirilmektedir (Aktaş ve Dağlıoğlu, 2009). Mast hücrelerinin fagositoz yaparak bakterileri öldürebildiği bilinmektedir fakat geleneksel fagositoz yapan hücrelere göre fagositozda etkinlikleri daha azdır. 10 Bunun yanı sıra bakterileri ve antijenleri işleyerek antijen sunan hücreler gibi de işlev görebildikleri bildirilmektedir (Abraham ve Malaviya, 1997; Galli ve ark., 1999). Ayrıca mast hücrelerinin yara iyileşmesinde de önemli rol oynadığından söz edilmektedir (Abraham ve Malaviya, 1997; Erol ve Özdemir, 2011). Mast hücreleri, travma ve güneş ışığı gibi fiziksel, immunoglobulin E (IgE), komplement ya da sitokinler gibi immunolojik ve nöropeptidler gibi nörojenik faktörler tarafından uyarıldıklarında granül içeriklerini boşaltarak aktive olabilirler (Eurell ve Frappier, 2006). Bunlara ek olarak endojen ve ekzojen peptidler, kemokinler, kimyasal ajanlar ve IgG mast hücrelerini aktive edebilirler (Metz ve Maurer, 2007). Ayrıca polymxin-B, Opiates, Theophiline gibi maddelerle nonimmunolojik olarak, FcεR’lere karşı hazırlanmış anti FcεR antikorlar ve anaflatoksinler de (C5a, C3a) degranulasyona yol açabilirler (Arda ve ark., 1998). Mast hücrelerinin yüzeyinde, plazma hücrelerinden salgılanan IgE adı verilen antikorların bağlanabildiği özel reseptörler bulunur. Vücuda, bir antijen (polen, mantar sporları ya da böcek ve yılan toksini gibi) girdiğinde immun sistem hücreleri çoğalıp farklılaşır ve antijenlere karşı antikor üretmeye başlar (Ross ve Pawlina, 2006). Böylece IgE’ler mast hücrelerinin yüzeyindeki FcεR’lerle bağlanırlar. Bu bağlanma IgE’lerin Fc-porsiyonları ile olur ve Fab-kısımları dışarıda kalır. Aradan belli bir süre geçtikten sonra tekrar homolog allerjenin ikinci defa girmesi halinde antijen mast hücrelerinin yüzeyindeki IgE’lerin Fab-kısımları ile çapraz bağlanır (Arda ve ark., 1998). Sonuçta ani gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilen alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir (Janqueira ve Carneiro, 2005). Çapraz bağlanma ile membrana bağlı reseptörler başlıca 3 önemli biyokimyasal reaksiyonun başlamasına neden olur. İlk olarak sitoplazmadaki kalsiyumunun serbest kalması ve protein kinaz C’nin aktive olması sekonder mesenger görevi yaparak mast hücre çekirdeğini uyarır ve mediyatör sentezi için gen düzeyinde bir reorganizasyonun başlamasına neden olur. Böylece yeni mediyatörler için mRNA sentezi artar. Daha sonra, bu aktiviteye paralel olarak lipid metabolizmasında ve lipid metabolitlerinin sentezinde artmalar gözlenir. Bunlardan en etkin ve önemli olanı araşidonik asit 11 metabolizmasıdır. Biyokimyasal olayların üçüncüsü ise mast hücre degranulasyonudur (Arda ve ark., 1998). IgE’lerin Fc reseptörleri ile çapraz bağlantı kurmaları sonucu adenilat siklaz enzimi aktive olur, bu enzim adenozin difosfatı (ADP) siklik adenozin monofosfat’a (sAMP) dönüştürür, sAMP’nin artması hücre içinde depolanmış kalsiyumun salıverilmesine yol açar (Gartner ve Hiatt, 2007). Antijen antikor birleşmesi ile de mast hücrelerinin zarında kalsiyum geçirgenliği artar, böylece hücreye giren kalsiyuma ek olarak sAMP ve esterazlar, ekzositoz işleminin gerçekleşmesi için gerekli olan mikrofilaman oluşumunu teşvik ederek salıverilme işlemine katkıda bulunur (Pirinçci, 2007). Hücrenin sitoplazmasında bulunan salgı granülleri, birbirleri ile birleşir, hücre yüzeyine doğru kanallar oluşur ve sonrasında da plazma membranı ile kaynaşarak içeriklerini dışarıya boşaltırlar; bu işleme birleşik ekzositoz adı verilir (Crivellato ve ark., 2004; Telser ve ark., 2007). Ekzositoz sonrasında, granül membranının, hücre membranıyla kaynaşması sonucu mast hücre membranında karakteristik yüzey kıvrımlarını şekillenmiş olur (Metcalfe ve ark., 1997). Hücre zarındaki bu ekzositoz işlemi hücreye zarar vermez, hücre yaşamını sürdürür ve yeni granüller sentezlenir (Janqueira ve Carneiro, 2005). Bazı ilaçlar allerjik reaksiyonu çeşitli evrelerinde durdurabilirler. Örneğin, sodyum kromoglikat mast hücresine kalsiyum girişini bloke ederek degranulasyonu önleyebilir. Kortikosteroid hormonlar granüllerin hücre yüzeyine doğru hareketini, dolayısıyla degranüle olmayı önleyebilir (Noyan, 1999). Mast hücrelerinin Ig’lerin aracılığı olmadan da aktive olabileceği anlaşılmıştır. İnsan ve fare mast hücrelerindeki Toll-like reseptörlerin (TLR), çeşitli viral, bakteriyal ve fungal molekülleri tanıyarak sitokin yapımını ve yangısal cevabı uyardığı bildirilmiştir (McJurdy ve ark., 2001). TLR sayesinde mast hücreleri, degranulasyona neden olmadan seçici bir şekilde sitokin ve kemokinleri salgılamaktadır (Metz ve Maurer, 2007). 12 Apoptozis, mast hücrelerinin sayı ve fonksiyonlarını ayarlayan en önemli faktörler arasındadır. Normalde mast hücreleri uzun ömürlüdür ve dokularda değişik yoğunlukta bulunurlar. İnsan ve rodent mast hücreleri Bcl-2 ailesini eksprese eden gruptadırlar. Hücre içi hem ölüm agonisti hem de antagonisti olarak görev alan Bcl-2 ailesine bağlı proteinler mast hücrelerin apoptozisinde görevlidir. Sitokin ve büyüme faktörleri ile mast hücrelerinin yaşaması veya ölümünü ayarlarlar (Lin ve Befus, 2002). Mast hücre granüllerinde bulunan başlıca etkin maddeler; önceden sentezlenip granüllerde depolanan maddeler (primer mediyatörler) ve uyarımdan sonra sentezlenen maddeler (sekonder mediyatörler) olmak üzere iki ana grup içinde toplanırlar (Arda ve ark., 1998; Ross ve Pawlina, 2006; Gartner ve Hiatt, 2007). Primer mediyatörler: Bu mediyatörler granüllerde depolanmıştır ve mast hücresi aktive olduktan sonra ekstraselüler matrikse salınırlar. Bunlar: heparin, histamin, kondroitin sülfat, aril sülfataz, nötral proteazlar (Gartner ve Hiatt, 2007), eozinofil kemotaktik faktör, nötrofil kemotaktik faktör (Ross ve Pawlina, 2006) ile fare ve sıçan gibi kemiricilerde serotonindir (Arda ve ark., 1998; Sağlam ve ark., 2008). Bunlara ek olarak kalpte mast hücreleri renin salgılar (Silver ve ark., 2004; Le ve Coffman, 2006). Heparin: Heparin, mast hücreleri ve bazofil granülositlerin granüllerinde bulunan heparan sülfatlı proteoglikan olup antikoagulant fonksiyona sahiptir (Eurell ve Frappier, 2006; Sağlam ve ark., 2008). Heparin antitrombin III ve platelet faktör IV ile beraber, çok sayıda koagulan faktörlerini bloke edebilir. Ayrıca, fibroblast büyüme faktörü ile de etkileşir. Fibroblastlardaki heparin reseptörlerine bağlanarak sinyal iletimine neden olur (Eurell ve Frappier, 2006; Ergün, 2011). Kılcal arter ve lenf damarları etrafında toplanan mast hücrelerinden dolaşıma geçen heparin, kanın pıhtılaşmasını önleyerek sirkülasyonu kolaylaştırır. Bağ dokudaki şekilsiz temel madde, mast hücrelerinin bu özelliklerinden dolayı koyulaşmadan sol halinde kalır. Bu durum, bağ dokusunda madde ve sıvı 13 transportunun gerçekleşmesi ve çeşitli hücrelerin bu dokularda hareket edebilmesinde büyük önem taşır. Eklem boşlukları ile, kalp, göğüs ve karın boşluklarının ıslak ve kaygan kalabilmeleri de, eklem kapsüllerinde ve boşlukları çevreleyen seröz zarlarda bulunan mast hücrelerinden salınan heparinin, bu boşluklarda eriyik halinde bulunan proteinlerin koagule olmalarını önlemeleri ile mümkün olmaktadır (Sağlam ve ark., 2008). Histamin: Histamin, mast hücrelerinde histidin dekarboksilazın aracılığında histidin dekarboksilasyonu ile sentezlenir. Mast hücrelerindeki histaminin sentezlenip salıverilme hızı yavaş ve histidin dekarboksilazın etkinliği düşük olduğundan, biyolojik yarı ömrü 4 gün dolayındadır. Histaminin salıverilmesi hem metabolik hem de hücre içi kalsiyum düzeyinin artmasına bağlıdır (Pirinçci, 2007). Histamin, kan damarlarında özellikle postkapillar venüllerde genişleme ve geçirgenlik artışına neden olur (Janqueira ve Carneiro, 2005). Bronşlarda mukus üretimini artırır, başta bronşiyollerde bulunan düz kaslar olmak üzere, gastrointestinal sistem, uterus ve idrar kesesindeki düz kasların kontraksiyonunu sağlar (Diker, 1998). Ayrıca gastrik sekresyonu, lakrimasyonu ve salivasyonu uyarır (Tizard, 1984). Kaşıntı ile karakterize deri reaksiyonları ve dokularda ödem şekillendirir (Ross ve Pawlina, 2006). Histamin ile birlikte açığa çıkan asetil-gliserileter fosfokolin, trombositlerin kümeleşmesine, granül içeriklerinin salıverilmesine ve tromboksan A2’nin açığa çıkmasına neden olur. Disodyum kromoglikat, lodoksamin, olopatidin ve ketotifen gibi maddeler mast hücre zarının dayanıklılığını artırarak, histaminin salıverilmesini ve hücre içinde sAMP düzeyini yükselterek kalsiyum girişini önlerler (Pirinçci, 2007). Memeliler gibi kuşlar ve reptiller de mast hücre granüllerinde histamin içermektedir (Chiu ve Lagunoff, 1972). Kondroitin sülfat: Kondroitin sülfat da bir proteoglikandır. Proteoglikanlar osmotik basıncı etkileyerek mast hücre granüllerinin şişmesi, füzyonu ve 14 ekzositozunda rol oynarlar (Salman, 1991). Kondroitin sülfatın histamini inaktive edici etkisi vardır (Gartner ve Hiatt, 2007). Aril sülfataz: Lökotrien C4’ ü inaktif hale getirir ve böylece yangısal cevabı sınırlandırır (Gartner ve Hiatt, 2007). Nötral proteazlar: Bunlar triptaz, kimaz ve karboksipeptidazdır (Gartner ve Hiatt, 2007). Triptaz, histamin ile birlikte salgılanır ve mast hücre aktivasyonunun belirleyicisi olarak görev yapar (Ross ve Pawlina, 2006). Mast hücrelerinden salgılanan triptazın, fibrinojenin fonksiyonunu sınırlandırdığı ve tam kanıtlanmış olmasa da anjiotensin 1’in anjiotensin 2’ye dönüştürülmesinde rol oynadığı düşünülmektedir (Gurish ve Austen, 2001). Epitel hücreleri, fibroblastlar ve solunum sistemindeki düz kas hücrelerinin büyüme faktörlerine etkilidir. Aktive olmuş mast hücrelerinden salınan triptaz yakındaki mast hücrelerinin sekresyon yapmasını stimüle edebilir (Payne ve Kam, 2004). Kimaz, vaskuler doku zedelenmesine yanıt olarak, anjiotensin 2’nin üretiminde önemli rol oynar. Mast hücre kimazı, özellikle aterosklerotik lezyonlu bölgelerde, vasküler düz kas hücrelerinin apoptozisine neden olur (Ross ve Pawlina, 2006). Heparin proteoglikanın kimaz ile olan ilişkisi, enzimin katalitik aktivitesini güçlendirir ve enzimleri degranulasyon sonrasında inhibe olmaktan koruyarak yaşam sürelerinin uzun olmasını sağlar (Pejler ve Berg, 1995). Nötrofil, eozinofil gibi yangısal olaylarda görev alan hücrelerin yangı alanına toplanmasında, mukus salgısının uyarılmasında ve nöropeptidlerin parçalanmasında görev alır (Gurish ve Austen, 2001). Karboksipeptidaz A, anjiotensin 2 sentezi ile bradikinin ve substans P gibi peptidlerin moleküllerinin ayrılmasında görevlidir (Molderings, 2010). Eozinofil kemotaktik faktör: Mast hücre zarları üzerinde IgE antikorları ve antijenlerin birleşmesi sonucunda salgılanır (Arda ve ark., 1998). Eozinofil granülositleri yangı bölgesine çeker (Gartner ve Hiatt, 2006; Ross ve Pawlina, 2006). Eozinofil granülositlerin salgısı, histamin ve lökotrienlerin etkilerini ortadan kaldırır (Ross ve Pawlina, 2006). 15 Nötrofil kemotaktik faktör: Nötrofil granülositleri yangı bölgesine çeker (Ross ve Pawlina, 2006). Serotonin: Fare ve sıçan gibi kemiricilerde mast hücre granülleri vazoaktif amin olan serotonin taşır. Serotonin, kapillar geçirgenliğinde artma, düz kaslarda kasılma ve kapillar daralmasında rol oynar (Arda ve ark., 1998; Sağlam ve ark., 2008). Ayrıca, anaflaksi olaylarında rol oynar, kalbi uyararak vazokonstruksiyona ve kan basıncının artmasına neden olur (Arda ve ark., 1998). Renin: Mast hücrelerinde, degranulasyon olduğu zaman hızlı ve etkin bir şekilde salınan renin böbreklerdeki mekanizmaya benzer şekilde anjiotensinojeni anjiotensin 1’e dönüştürür. Mast hücrelerinden salgılanan kimaz ile birlikte anjiotensin dönüştürücü enzim, anjiotensin 1’ i anjiotensin 2’ ye dönüştürür. Böylece sempatik sinir uçları etkilenir, norepinefrin salgılanır ve kardiak aritmi şekillenir (Le ve Coffman, 2006). Sekonder mediyatörler: Bu maddeler hücrenin granüllerinde depolanmazlar, mast hücresi aktive olduktan sonra sentezlenirler ve hemen ekstraselüler matrikse verilirler (Gartner ve Hiatt, 2007). Sekonder mediyatörler daha çok hücre zarı fosfolipidlerinden sentezlenirler (Janqueira ve Carneiro, 2005). Bunlar lökotrienler (C4, D4 ve E4), prostoglandin (PGD2) ve tromboksanlar (TXA2, TXB2) ile granüllerde bulunan enzim aktivitesiyle şekillenen bradikinin ve fosfolipaz A2 aktivitesi ile şekillenen platelet aktive edici faktörlerdir. Bunlara ek olarak büyüme faktörleri (tümör nekrozis faktör α [TNF-α]) ve interlökinler (IL-4, IL-5, IL-6 ve IL8) sekonder mediyatörler arasındadır (Gartner ve Hiatt, 2007). Lökotrienler (C4, D4 ve E4): Lökotrienlere anaflaksinin yavaş etkiyen substansları (SRS-A) denir. Alveollerde permeabilitenin artması ve düz kas kontraksiyonları şekillendirirler (Arda ve ark., 1998). İmmun cevabı ve anjiogenezisi ayarlarlar (Marshall, 2004). Histamine benzer şekilde akciğer hava yolundaki düz kasların kasılmasını tetikleyerek bronkospazma neden olurlar (Ross ve Pawlina, 2006; Gartner ve Hiatt, 2007). Bu kasılma antihistamin tedavisi ile de giderilemez 16 (Arda ve ark., 1998; Ross ve Pawlina, 2006). Vasküler permeabiliteyi arttırır, histaminden yüzlerce kat daha fazla vazoaktif etkiye sahiptirler (Gartner ve Hiatt, 2007). Prostoglandin (PGD2): Düz kasların kontraksiyonu ve damar permeabilitesi üzerinde etkisi vardır (Arda ve ark., 1998). Bronkospazma ve bronşiyal mukozadaki mukus sekresyonunun artmasına neden olur (Gartner ve Hiatt. 2007). Tromboksanlar (A2 ve B2): Tromboksan A2 kan pulcuklarının bir araya toplanmasını sağlayan aynı zamanda vazokontraksiyona da neden olan mediyatördür. Hızlı bir şekilde inaktif formu olan tromboksan B2’ye dönüşür (Gartner ve Hiatt, 2007). Bradikinin: Peptid yapısında olup, histamin benzeri bir maddedir. Düz kaslarda yavaş fakat uzun süren kasılmalar meydana getirir. Kapillar geçirgenliği ve mukoza salgı bezlerinde salgılama aktivitesinin artışına neden olur (Arda ve ark., 1998). Acı duyusundan sorumludur (Gartner ve Hiatt, 2007). Platelet aktive edici faktör: Nötrofil ve eozinofilleri çekici etki yapar, vaskuler permeabilitede artışa ve bronşiyal düz kasların kasılmasına neden olur (Gartner ve Hiatt, 2007). Kan pulcuklarının bir araya gelmesini ve içeriklerinin salıverilmesini sağlar. Eozinofillerde bulunan enzim fosfolipaz D ile inaktif hale gelir (Tizard, 1984). Tümör nekrozis faktör α: Nötrofilleri aktive edip, diğer efektör hücreleri topladığı ve kemokin sentezini arttıran öncül mediyatörler olarak salındığı, aynı zamanda diğer sitokin ve kemokinlerin geç faz mediyatörü olarak öncülük ettiği bildirilmektedir (Metcalfe ve ark., 2009). Dentritik hücrelerin olgunlaşmasında rolleri vardır (Hofmann ve Abraham, 2009). Endotelyal ve epiteliyal adhezyon moleküllerini düzenler (Prussin ve Metcalfe, 2006). 17 İnterlökinler (IL-4, IL-5, IL-6 ve IL-8): Mast hücre proliferasyonu, IgE üretimi, mukus sekresyonu (Abbas ve ark., 2007), lökosit üretimi, proliferasyonu, aktivasyonunda (Molderings, 2010) ve yardımcı T lenfosit 2’lerin farklılaşmasında görevlidir (Prussin ve Metcalfe, 2006). Yukarıdaki mediyatörlerin yanı sıra sığır mast hücreleri dopamin de içermektedir (Chiu ve Lagunoff, 1972; Schwartz ve Austen, 1984). Mast hücreleri orijinleri, morfolojik özellikleri, histokimyasal farklılıkları, içerdikleri mediyatörler, salgılatıcı ajanlara verdikleri yanıtlar, içerdikleri proteoglikanların yapı ve içeriği gibi unsurlar göz önüne alındığında alt gruplara ayrılmaktadır (Lin ve Befus, 2002). Buna göre mast hücreleri, mukozal mast hücresi (MMC) ve bağdoku mast hücresi (CTMC) olmak üzere iki alt gruba ayrılmaktadır (Enerback, 1966a; Lin ve Befus, 2002; Telser ve ark., 2007). İnsanlarda mast hücresi heterojenitesi, mast hücre granüllerinin triptaz ve kimaz içermesine göre iki gruba ayrılır. Bunlar, sadece triptaz içeren mast hücreleri (mast cell-tryptase MCT) ve hem triptaz hem de kimaz içeren mast hücreleri (Mast Cell Tryptase/Chymase MCTC) olarak adlandırılırlar (Marshall, 2004; Karaca ve Yörük, 2005; Stone ve ark., 2010). MMC’lerinin granüllerinde bol miktarda kondroitin sülfat bulunurken çok az miktarlarda histamin bulunur ve gelişimleri T hücre sitokini IL-3’e bağımlıdır. İnsanlarda sadece triptaz içeren MCT’ler, granüllerinde triptaz bulunması ve diğer nötral proteazların olmayışı ile MMC’lere karşılık gelir. MMC’leri en fazla bağırsak mukozalarında ve akciğerlerde alveolar duvarda bulunurlar. CTMC’lerin granüllerinde ise fazla miktarda heparin proteoglikanı ve histamin bulunur. MMC’ lerin aksine CTMC’ler T hücrelerine daha az bağımlıdırlar. Akciğer ve vücut boşluklarındaki serozalarda bulunurlar. İnsanlarda CTMC’lerin karşılığı olan mast hücreleri, triptaz, kimaz ve karboksipeptidaz içeren MCTC lerdir. CTMC insanda en fazla deri ve intestinal submukozada bulunur. Kemik iliğinden MMC olarak ayrılan mast hücreleri CTMC hücrelerine dönüşebilir (Abbas ve ark., 2007). MMC’ler CTMC’lere oranla daha küçüktür ve sitoplazmalarında daha az sayıda granül içerirler (Kitamura ve ark., 2007). 18 Mast hücrelerinin rutin histolojik preparasyonlarda fark edilebilmesi için özel tespit solüsyonları kullanılması gereklidir (Ergün, 2011). Granüllerinin boyanma özelliği, kullanılan fiksatiflere göre farklılık gösterir. CTMC, %4’lük formaldehit içeren birçok fiksatife karşı dirençli iken, MMC çok az bir fiksatif grubuyla gösterilebilir. Bunlar Carnoy’s solüsyonu, Mota gibi kurşun tuzu içeren solüsyonlar ve IFAA gibi düşük konsantrasyonlu formaldehit ve asetik asit solüsyonlarıdır (Enerback, 1966a). Mast hücresi granülleri asit karakterde olduklarından bazik boyalarla kolaylıkla boyanırlar (Sağlam ve ark., 2008). Hücrelerin granülleri toluidin blue, azure A, Bismark Brown ve thionin boyaları ile bu boyaların rengi olan mavi değil de mor-kırmızı renkte boyanırlar (Bancroft ve Gamble, 2002). Bu olgu metakromazi adını alır. Metakromazi hücrelerin boyandıkları boyanın renginden farklı renkte görülmesidir (Sağlam ve ark., 2008). Metakromazi, katyonik boyaların sülfatlı glikozaminoglikan, nükleik asitler ve bazı yüksek moleküllü lipidler gibi polianyonik moleküllerle birleştiği zaman, boyanın absorbsiyon spektrumunda şekillenen değişim olarak tanımlanabilir. Bu boyaların en tipik özelliği, renk tonlarının solusyonda bulunan boya miktarı ile ilişkili olmasıdır. Seyreltik solüsyonlar mavi renk verir iken boyanın konsantrasyonu arttıkça renk mordan kırmızıya doğru değişir. Boyanın metakromatik biçimi, ortokromatik (monomer) formun, dimer veya polimer forma dönüşmesiyle ilişkilidir. Monomerik form mavi, dimerik form mordur. Polimerik form ise kırmızıdır ve ancak yüksek boya konsantrasyonlarında gözlenir. Bu gözlemlere dayanarak histokimyada metakromazinin iki türü tanımlanmıştır. Bunlardan birincisi gama (kırmızı) metakromazidir. Daha çok dokudaki sülfat esterlerinden kaynaklanır ve alkole dirençli bir metakromazidir. İkinci tip olan beta (mor) metakromazi alkole daha az dirençlidir. Mast hücreleri içerdikleri asit nitelikli glikozaminoglikanlardan dolayı gama metakromazi gösterirler (Bancroft ve Cook, 1984). Farklı fiksatifler kullanılarak ve farklı boyama metodları uygulanarak mast hücrelerindeki histokimyasal heterojenitenin belirlenebileceği bildirilmiştir 19 (Enerback, 1966a, Chen ve ark., 1990a, b). Mast hücreleri metakromazi gösteren boyaların yanı sıra Alcian blue (AB) gibi granül spesifik boyalarla da boyanabilir. Alcian blue metodu, tek başına kullanılabildiği gibi Safranin O (SO) ile kombine olarak da kullanılır. Bu boyamada, proteoglikan çeşidi ve proteaz içeriğine göre CTMC granülleri kırmızı, MMC granülleri ise mavi olmak üzere farklı şekilde boyanırlar (Bancroft ve Cook, 1984). MMC’nin formole duyarlı ve alcian blue/safranin O (AB/SO) kombine boya metodunda sadece AB (+) olarak boyanan granüller içerdiği, CTMC nin ise formole dirençli ve SO (+) olarak boyanan granüllere sahip olduğu belirtilmiştir (Enerback, 1966b; Chen ve ark., 1990a). Berberin sülfat, bazik fluorescent bir boyadır ve bu boya ile tespite bağlı olmaksızın CTMC’ler parlak yeşil boyanır iken MMC’ler ise boyanmamaktadır (Enerback, 1981). Mast hücreleri bazik boyaların yanı sıra immunohistokimyasal teknikler kullanılarak da gösterilebilirler (Eurell ve Frappier, 2006; Ergün, 2011). Böbreklerde mast hücrelerini araştırmak için yapılan çalışmada sağlıklı böbrek dokusunda çok seyrek olarak rastlanan mast hücrelerinin bazı böbrek hastalıklarında sayıca artış gösterdiği bildirilmektedir (Holdsworth ve Summers, 2008). Mast hücrelerinin sağlıklı böbrek dokusunda çoğunlukla, korteks ve medullada intersitisyumda bulunan kan damarlarının ve renal tubüllerin çevresinde bulunduğu belirtilmektedir (Ehara ve Shigematsu, 2003). İnsanlarda yapılan araştırmalarda glomerular ve tubulointersitisyel hastalıklar gibi çeşitli böbrek hastalıklarında böbreğin intersitisyumunda mast hücrelerinin sayısında artış gözlendiğinden bahsedilmektedir (Rangan ve Harris, 2003). Reflü nefropatili hastalarda yapılan çalışmada, mast hücrelerinin kontrol grubuna göre daha fazla sayıda olduğundan söz edilmektedir (Solari ve ark., 2004). Ratların böbreğinde yapılan çalışmada magnezyumdan eksik beslenen ratlarda glomerulus ve böbrek tübüllerinin çevresindeki intersitisyumda sayıca daha fazla mast hücrelerine rastlandığı bildirilmektedir (Blank ve ark., 2007). İdrar kesesinde, intersitisyel sistit infeksiyonlarında mast hücrelerinin sayısal olarak artış gösterdiği yapılan çalışmalarda bildirilmektedir (Hofmeister ve ark., 20 1997; Sant ve ark., 2007; Rudick ve ark., 2008). İntersitisyel sisititli hastalardan alınan doku örneklerinin incelendiği çalışmalarda, mast hücre sayısının tunika mukoza ve tunika muskularis katmanlarında kontrol gruplarına oranla belirgin derecede artış gösterdiği belirtilmektedir (Larsen ve ark., 1982; Yamada ve ark., 2000). Bu araştırma sığır, koyun ve keçilerin üriner sisteminde bulunan mast hücrelerinin sayısal dağılımı, histokimyasal özellikleri ve heterojenitelerini ortaya koymak amacıyla yapıldı. 21 2. GEREÇ VE YÖNTEM 2.1. Hayvan Materyali Çalışmada, Ankara çevresindeki mezbahalardan sağlanan 10’ar adet erişkin ve sağlıklı dişi Holştayn sığır, Akkaraman koyun ve kıl keçisine ait böbrek korteks ve medullası, üreter, idrar kesesi ve üretra’dan alınan doku örnekleri materyal olarak kullanıldı. 2.2. Tespit ve Boyamalar Işık mikroskobik incelemeler için alınan doku parçalarının bir kısmı %10 formol’de tespit edilip yıkandıktan, diğer kısmı ise izotonik formaldehit asetik asit (IFAA, pH 2,9) te 12 saat tespit edilip %70 alkolde 12 saat bekletildikten sonra dereceli alkoller, metil benzoat ve benzol serilerinden geçirilerek paraplastta bloklandılar (Enerback, 1966a). Hazırlanan bloklardan 30µ arayla 5µ kalınlığında 10’ar adet seri kesitler alındı. Aynı hayvana ait olan %10 formol ve IFAA’da tespit edilmiş dokulardan alınan birer kesit aynı lam üzerine konuldu. Bu kesitler, Mc Ilvaine’nin sitrik asit disodyum tamponunda hazırlanan %5’lik toluidin blue solüsyonunda 10 dakika süreyle (Enerback, 1966b) boyandı. Mast hücrelerinin alt tiplerini ve dokulardaki dağılımlarını belirlemek amacıyla %10 formol ve IFAA’da tespit edilmiş dokulardan hazırlanan her bloktan 30µ arayla 5µ kalınlığında kesitler aynı lam üzerine alındı ve alcian blue/safranin O (AB/SO) kombine boya metodu (Enerback, 1966b) ile boyandı. Bu boya yönteminin kontrolü amacıyla MMC için ratların barsaklarından, CTMC için ratların derisinden alınan doku örnekleri kullanıldı. 22 Bu boya metodlarının yanında, sığır, koyun ve keçilerde üriner sistemin genel yapısını incelemek amacıyla %10 formolde tespit edilen böbrek, üreter, idrar kesesi ve üretraya ait doku örneklerine Mallory’nin trichrom boya yöntemi uygulandı (Crossmon, 1937). 2.3. Hücre Sayımı ve İstatistiksel Analiz Mast hücrelerinin sayısal dağılımını belirlemek amacıyla hazırlanan seri kesitlerde hücre sayımları 100 kare oküler mikrometre (eyepiece graticule) ile yapıldı. Objektifin 40’lık büyütmesi ile oküler mikrometrenin 100 kare birim alanındaki mast hücreleri sayıldı. Böbrekten alınan kesitlerde korteks ve medullanın rast gele seçilen 10’ar değişik bölgesinde hücre sayımı yapıldı. Üreterler, idrar kesesi ve üretra’da ise lamina propriya, submukoza, tunika muskularis ve tunika seroza katmanlarından rast gele seçilen her bir bölgeden 10 büyütülmüş alanda hücre sayıldı. Seri kesitlerin sayılması sonucu bu rakamların aritmetik ortalaması alındı. Böylece 100 kare oküler mikrometrenin kapsadığı alandaki ortalama mast hücresi saptandı. Mikrometrik lam yardımıyla 40’lık objektif büyütme için 100 kare oküler mikrometrenin alanı hesaplanarak elde edilen tüm veriler, 1 mm2’lik birim alandaki mast hücre sayısına dönüştürüldü (Böck, 1989). İstatistiksel analizlere geçmeden önce veriler parametrik test varsayımları yönünden incelendi. Normallik varsayımı için Kolmogorov-Smirnov testi, varyansların homojenliği varsayımı için ise Levene testi kullanıldı. IFAA ve %10 formol ile tespit edilen dokulardaki mast hücre sayısı bakımından hayvan türleri arasındaki farklılığın istatistiksel açıdan anlamlılığına varyans analizi ile bakıldı. İstatistiksel açıdan farklılığı anlamlı bulunanlar için ileri aşama testi olarak Tukey testi yapıldı. Her hayvan türü için ayrı ayrı böbrek, üreter, idrar kesesi ve üretradan yapılan kesitlerden elde edilen mast hücre sayıları bakımından solüsyonlar arasındaki farklılığa Student T-test ile bakıldı. Her hayvan türü, organ ve solusyonlar için mast hücre sayıları bakımından kesitler arası farklılığa Varyans Analizi ile bakıldı. İstatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunanlar için ileri aşama testi olarak Tukey 23 testi yapıldı (Özdamar, 2003). Tüm istatistiksel analizler minimum %5 hata payı ile değerlendirildi. İstatistiksel analiz için SPSS 14.1 paket programından yararlanıldı. 24 3. BULGULAR 3.1. Işık Mikroskopik Bulgular Sığır, koyun ve keçilerde üriner sistemin histolojik yapısını tanımlamak için, Mallory’nin üçlü boya yöntemiyle hazırlanan preparatlar incelendiğinde böbreğin korteks ve medulladan oluştuğu gözlendi. Kortekste glomerulus, Bowman kapsülü ve böbrek tubulleri (Şekil 3.1A), medullada ise böbrek tubulleri ve toplayıcı borucuklardan oluşan paranşim üniteleri ile karşılaşıldı (Şekil 3.1B). Tüm bu paranşim ünitelerinin bağ dokudan bir intersitisyum ile sarılı olduğu gözlendi. Şekil 3.1. A: Koyun böbrek korteksi. Triple. X270. B: Keçi böbrek medullası. Triple. X270. 25 Lumeni yıldız şeklinde olan üreter (Şekil 3.2) ile idrar kesesi (Şekil 3.3) ve üretrada (Şekil 3.4) tunika mukozada lamina epitelyalis, lamina propriya ve submukoza görüldü. Lamina epitelyalisi oluşturan tranzisyonel epitelin, bulunduğu yere göre kalınlığının değiştiği dikkati çekti. Lamina propriyanın sıkı, submukozanın gevşek bağ dokudan oluştuğu ve bağ doku içerisinde kan damarlarının dağınık şekilde bulunduğu belirlendi. İdrar kesesinde yer yer lamina muskularis görüldü. İdrar kesesinin tunika muskularisi oluşturan “detrusor muscle” da denilen güçlü düz kas hücrelerinden oluştuğu saptandı (Şekil 3.3C,D). Tunika adventisyanın ise gevşek bağ dokudan şekillendiği gözlendi. Şelil 3.2. A: Koyun üreter, Triple. X220. B: Sığır üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. C: Koyun üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, TM: tunika muskularis. Triple. X270. D: Keçi üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, TM: tunika muskularis. Triple. X270. 26 Şekil 3.3. A: Sığır idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X270. B: Keçi idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza. Triple. X270. C: Keçi idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Triple. X550. D. Koyun idrar kesesi, TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Triple. X550. Şekil 3.4. A: Koyun üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Triple. X1100. B: Koyun üretra, SM: submukoza, TM: tunika muskularis, Triple. X 270. 27 Her üç hayvan türünde de, formol ve IFAA ile tespit edilmiş dokularda mast hücreleri bulundukları yere göre farklı büyüklüklerde (Şekil 3.5A) yuvarlak (Şekil 3.5A), oval (Şekil 3.6A,B) ya da mekik (Şekil 3.5B) şeklinde gözlendi. Merkezi veya ekzantrik konumda yerleşmiş olan çekirdek, çoğu hücrelerde granüller tarafından örtülmüş durumdaydı. Formol tespitli dokulardaki mast hücreleri daha soluk boyanmışlardı ve genellikle granülleri seçilebiliyordu (Şekil 3.5A, 3.6A, 3.7A). IFAA tespitli dokularda ise mast hücreleri daha koyu boyanmışlardı ve çoğunlukla granülleri seçilemiyordu (Şekil 3.6B, 3.7B). Şekil 3.5. Keçi idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. 28 Şekil 3.6. Sığır idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X2700. Şekil 3.7. Koyun idrar kesesi submukoza, A: Formol tespitli mast hücresi. Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. B: IFAA tespitli mast hücresi. Yıldız: damar, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X2700. 29 3.1.1. Böbrek Sığır, koyun ve keçide, böbrek dokusunda %10 formol (Şekil 3.8A,B) ve IFAA solüsyonlarında (Şekil 3.9A,B) tespit edilip toluidin blue ile boyanan kesitlerde mast hücreleri belirgin şekilde metakromazi göstermeleri ile ayırt edildiler. Mast hücreleri böbrek dokusunda oldukça az sayıda bulunmaktaydı. Formol ile tespit edilmiş dokularda IFAA ile tespit edilmiş dokulara oranla daha az sayıda mast hücresine rastlandı. Böbrek korteksinde glomerulusların, böbrek tubullerinin ve kan damarlarının çevresindeki intersitisyumda mast hücreleri görüldü (Şekil 3.10A, 3.11A). Medullada, böbrek tubulleri ve toplayıcı borucuklar çevresindeki intresitisyumda mast hücrelerine rastlandı (Şekil 3.10B, 3.11B). Mast hücreleri kortekse oranla medullada daha az sayıda gözlendi. Şekil 3.8. A: Sığır formol tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100. 30 Şekil 3.9. Sığır IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Böbrek medullası, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Şekil 3.10. Koyun IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X270. 31 Şekil 3.11. Keçi IFAA tespitli mast hücreleri, A: Böbrek korteksi, G: glomerulus, yıldız: damar, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: Böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X270. AB/SO kombine boyamasında, her iki tespit solüsyonunda da AB(+)/SO(-) mast hücrelerine rastlandı. AB(+) mast hücreleri IFAA tespitli dokularda %10 formol tespitli dokulara oranla fazla sayıda ve koyu boyanmış olarak gözlendi (Şekil 3.12A,B). AB(+) mast hücreleri, böbrek korteksinde glomerulus, böbrek tubulleri ve kan damarları (Şekil 3.13A,B), medullada ise böbrek tubulleri çevresindeki intersitisyumda dağınık şekilde bulunmaktaydı (Şekil 3.12A,B). 32 Şekil 3.12. A: Koyun IFAA tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X600. B: Koyun formol tespitli böbrek medullası, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil 3.13. A: Sığır IFAA tespitli böbrek kortesi, G: glomerulus, Ok başları: mast hücreleri. Alcien blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli böbrek korteksi, G: glomerulus, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. 33 3.1.2. Üreter Her üç hayvan türünde de mast hücreleri, %10 formol ve IFAA ile tespit edilip toluidin blue ile boyanan kesitlerde metakromazi göstermeleri ile kolaylıkla ayırt edildi. Formol tespitli dokulardan alınan kesitlerde mast hücreleri (Şekil 3.14A,B). IFAA ile tespit edilenlere göre (Şekil 3.15 A,B) daha soluk ve daha az sayıda gözlendi. Üreterde mast hücreleri, lamina propriya katmanında özellikle subepitelyal yerleşimli ve kan damarlarının çevresinde gözlenirken, bağ dokusunda da dağınık şekilde görüldü. Submukozada da çoğunlukla kan damarlarının çevresinde olmak üzere bağ dokuda tek tek veya gruplar halinde mast hücrelerine rastlandı (Şekil 3.15A, 3.16A, 3.17A). Tunika muskularis içerisinde kas demetleri arasındaki bağ dokuda mast hücreleri görüldü. Tunika adventisya katmanında diğer katmanlara oranla daha az sayıda mast hücresine rastlandı. Burada mast hücreleri bağ doku içerisinde dağınık olarak gözlenmekle birlikte özellikle kan damarlarının yakınında yer aldıkları dikkati çekti (Şekil 3.15B, 3.16B, 3.17B). Şekil 3.14. A: Sığır formol tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: Koyun formol tespitli üreter, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100. 34 Şekil 3.15. Sığır üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X450. Şekil 3.16. Koyun üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. 35 Şekil 3.17. Keçi üreter mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. AB/SO kombine boyamasında her iki tespit solüsyonunda tespit edilen dokularda AB(+)/SO(-) hücrelere rastlandı. %10 formol ile tespit edilen dokularda (Şekil 3.18), IFAA tespitli dokulara (Şekil 3.19A,B) oranla çok daha az sayıda ve daha soluk boyanmış şekilde AB(+) mast hücreleri belirlendi. AB(+) mast hücreleri lamina propriyada bağ doku içerisine dağılmış, subepitelyal yerleşimli ve kan damarlarının çevresinde gözlendi. Submukoza katmanında AB(+) mast hücreleri bağ doku içerisinde özellikle kan damarlarının çevresinde görüldü. Tunika muskularis katmanında kas demetleri arasındaki bağ dokuda ve tunika adventisyada yine bağ dokuda düzensiz yerleşimli AB(+) mast hücrelerine rastlandı. 36 Şekil 3.18. Keçi formol tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil 3.19. A: Sığır IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, yıldız, damar, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun IFAA tespitli üreter, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. 37 3.1.3. İdrar Kesesi Sığır, koyun ve keçide her iki tespit solüsyonunda da toluidin blue ile boyanan kesitlerde mast hücreleri metakromazi göstermeleri ile kolaylıkla ayırt edildi. Mast hücreleri formol tespitli dokulardan alınan kesitlerde daha az sayıda ve soluk renkli görüldü (Şekil 3.20A,B). Lamina propriyada farklı büyüklükteki mast hücreleri bağ dokuda dağınık olarak, özellikle subepitelyal yerleşimli ve kan damarlarının yakınında gözlendi. Submukozada başta damarların etrafında olmak üzere bağ doku içerisinde tek tek veya gruplar halinde mast hücrelerine rastlandı (Şekil 3.21A, 3.22A, 3.23A). Mast hücreleri, tunika muskulariste kas demetleri arasındaki bağ dokuda dağınık şekilde gözlendi. Tunika serozada, mast hücreleri diğer katmanlara oranla daha az sayıda ve bağ dokuda genellikle damarların çevresinde gözlendiler (Şekil 3.21B, 3.22B, 3.23B). Şekil 3.20. A: Keçi formol tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X1100. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. 38 Şekil 3.21. Sığır idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. Şekil 3.22. Koyun idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. 39 Şekil 3.23. Keçi idrar kesesi mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TM: tunika muskularis, TS: tunika seroza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. İdrar kesesinde, AB/SO kombine boyamasında her iki tespit solüsyonu ile tespit edilen dokularda AB(+)/SO(-) hücrelere rastlandı. %10 formol ile tespit edilmiş dokularda (Şekil 3.24B) nadir olarak rastlanan ve soluk boyanan AB(+) mast hücrelerinin, IFAA ile tespit edilmiş dokularda (Şekil 3.24A, 3.25A,B) sayıca daha fazla olduğu ve daha koyu boyandığı görüldü. Lamina propriyada bağ doku içerisinde dağınık şekilde, subepitelyal yerleşimli ve damarlar çevresinde AB(+) mast hücreleri gözlendi. Submukozada özellikle damarların çevresinde bulunan mast hücreleri, bağ doku içerisinde dağınık şekilde bulunmaktaydı (Şekil 3.25A). Tunika muskulariste (Şekil 3.25B) kas demetleri arasındaki bağ dokuda ve tunika adventisyada, bağ dokuda dağınık ve kan damarları çevresinde AB(+) olarak boyanan mast hücrelerine rastlandı. 40 Şekil 3.24. A: Koyun IFAA tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. B: Koyun formol tespitli idrar kesesi, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. Şekil 3.25. A: Sığır IFAA tespitli idrar kesesi, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli idrar kesesi, TM: tunika muskularis, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. 41 3.1.4. Üretra Üç hayvan türünde de üretradaki mast hücreleri her iki tespit solüsyonunda metakromazi göstermeleri ile kolayca ayırt edildi. Mast hücrelerinin %10 formolde tespit edilen dokularda daha az sayıda oldukları ve daha soluk boyandıkları gözlendi (Şekil 3.26A,B). Büyüklükleri birbirinden farklı mast hücrelerine lamina propriyada bağ dokuda dağınık şekilde veya subepitelyal yerlesimli ve kan damarları çevresinde rastlandı. Submukozada mast hücreleri, hem bağ doku içerisinde hem de damarların çevresinde tek tek veya gruplar halinde görüldü (Şekil 3.27A, 3.28A, 3.29A). Tunika muskulariste, farklı büyüklüklerde mast hücreleri kas demetleri arasındaki bağ dokuda yerleşmiş olarak gözlendi. Mast hücreleri tunika adventisya katmanında bağ doku içerisinde dağınık şekilde ve damarların çevresinde bulunuyordu (Şekil 3.27B, 3.28B, 3.29B). Şekil 3.26. Koyun formol tespitli üretra. A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550 B: Üretra submukozası, Ok başı: mast hücresi. Toluidin blue. X1100. 42 Şekil 3.27. Sığır üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. B: TM: tunika muskularis, TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X270. Şekil 3.28. Koyun üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. 43 Şekil 3.29. Keçi üretra mast hücreleri (IFAA tespitli), A: LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. B: TA: tunika adventisya, Ok başları: mast hücreleri. Toluidin blue. X550. Üretrada, mast hücrelerinin dokulardaki heterojenitesini belirlemek amacıyla %10 formol ve IFAA ile hazırlanan AB/SO kombine boya metodu ile boyanmış preparatlar incelendiğinde, IFAA tespit solüsyonunda daha fazla olmak üzere AB(+)/SO(-) mast hücreleri görüldü (Şekil 3.30A,B). AB(+) mast hücrelerine lamina propriyada subepitelyal (Şekil 3.31B) ve lamina propriya ile submukozada bağ doku içerisinde dağınık ve damar çevrelerinde rastlandı (Şekil 3.31A,B). Tunika muskularisi oluşturan kas katmanlarının arasındaki ve tunika adventisyadaki bağ dokuda AB(+)/SO(-) mast hücreleri gözlendi. 44 Şekil 3.30. A: Sığır IFAA tespitli üretra, Ok başlar: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Sığır formol tespitli üretra, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X700. Şekil 3.31. A: Sığır IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başları: mast hücreleri. Alcian blue/safranin O. X550. B: Keçi IFAA tespitli üretra, LE: lamina epitelyalis, LP: lamina propriya, SM: submukoza, Ok başı: mast hücresi. Alcian blue/safranin O. X550. 45 3.2. İstatistiksel Bulgular Sığır, koyun ve keçi üriner sistem organlarında mast hücrelerinin tespitlere ve üriner sistemin bölgelerine göre dağılımını belirlemek amacıyla yapılan hücre sayımları sonucunda elde edilen ortalama değerler ve bunlarla ilgili istatistiksel sonuçlar çizelgelerde verilmiştir. Çizelgelerdeki veriler “aritmetik ortalama (xҧ) ± standart hata (Sxҧ) şeklinde gösterildi. Her üç türde mast hücreleri, en az yoğunlukta %10 formolde tespit edilen sığır böbrek medullasında, en fazla yoğunlukta ise IFAA ile tespit edilen sığır üreter submukozasında belirlenmiştir. Sığır üriner sistem organlarından elde edilen kesitlerde mast hücrelerine en az formol tespitli böbrek medullasında mm2’de ortalama 8±0.41 rastlanırken en fazla IFAA tespitli üreter submukozasında mm2’ de ortalama 141,28±2,28 rastlanmıştır. Mast hücrelerine, koyun üriner sisteminde en az formol tespitli böbrek medullasında mm2’de ortalama 12±0.8 rastlanırken en fazla IFAA tespitli üreterlerin submukozasında mm2’ de ortalama 133,76±4.54 rastlanmıştır. Keçi üriner sistem organlarından elde edilen kesitler incelendiğinde mast hücrelerine en az formol tespitli böbrek medullasında mm2’de ortalama 12,8±0.63 rastlanırken en fazla IFAA tespitli üreterlerin submukozasında mm2’ de ortalama 134,4±3.49 rastlanmıştır. Sığır, koyun ve keçide sayısal dağılımları incelenen tüm bölgelerde %10 formol ve IFAA tespit solüsyonları arasındaki farkın her üç türde de istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.001). Tunika adventisya katmanında her iki tespit solüsyonunda üreter, idrar kesesi, üretradan alınan kesitlerde her üç hayvanda da istatistiksel olarak bir anlamlılık belirlenmezken (p>0.05) sadece formol tespitli üreterlerde koyundaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu (p<0.05) saptanmıştır. 46 Çizelge 3.1. Sığır, Koyun ve Keçi böbrek korteksindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Böbrek Tespit Sıvısı IFAA Formol p Korteks Koyun 25,28±1,18A 14,08±0,67b,B p<0.001 Sığır 24,96±1,17A 11,36±0,5a,B p<0.001 Keçi 25,28±1,30A 14,24±0,73b,B p<0.001 p p>0.05 p<0.01 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.01). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.2. Sığır, Koyun ve Keçi böbrek medullasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Böbrek Tespit Sıvısı IFAA Formol p Medulla Koyun 22,08±1,45b,A 12±0,8b,B p<0.001 Sığır 14,4±0,92a,A 8±0,41a,B p<0.001 Keçi 20±1,9b,A 12,8±0,53b,B p<0.01 p p<0.01 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.01). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.3. Sığır, Koyun ve Keçi üreter lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üreter Tespit Sıvısı IFAA Lamina Propria Sığır 130,4±1,49 Koyun a,A Keçi b,A p b,A 116,16±2,99 114,4±3,60 p<0.001 p<0.001 Formol 69,6±1,62a,B 52,16±2,54b,B 51,2±2,73b,B p p<0.001 p<0.001 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). 47 Çizelge 3.4. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku İdar Kesesi Tespit Sıvısı IFAA Formol p Sığır 69,6±3,26A 38,88±2,64a,B p<0.001 Lamina Propria Koyun Keçi A 76,16±1,98 74,56±2,06A 20,96±1,59b,B 20,64±1,76b,B p<0.001 p<0.001 p p>0.05 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.5. Sığır, Koyun ve Keçi üretra lamina propriyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Tespit Sıvısı Üretra IFAA Formol p Lamina Propria Koyun Sığır a,A 107,04±3,14 46,08±2,02 a,B p<0.001 b,A 38,08±2,97 b,B Keçi p b,A p<0.001 b,B p<0.001 45,76±6,72 18,88±0,78 17,28±1,06 p<0.001 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.6. Sığır, Koyun ve Keçi üreter submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üreter Tespit Sıvısı Submukoza Sığır Koyun A Keçi A p A p>0.05 p<0.01 IFAA 141,28±2,28 Formol 77,92±2,4a 67,84±1,49b 69,12±2,54b p p<0.001 p<0.001 p<0.001 133,76±4,54 134,4±3,49 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). 48 Çizelge 3.7. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku İdar Kesesi Tespit Sıvısı Submukoza Sığır Koyun A Keçi A p A IFAA 82,72±1,98 Formol 53,12±1,89a,B 29,76±0,76b,B 29,44±0,76b,B p p<0.001 p<0.001 p<0.001 80,32±1,95 81,76±2,18 p>0.05 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.8. Sığır, Koyun ve Keçi üretra submukozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üretra Tespit Sıvısı IFAA Formol p Submukoza Koyun Sığır Keçi p 82,72±2,64a,A 52,28±1,95b,A 50,08±2,21b,A 43,84±2,27 a,B p<0.001 36,8±2,35 ab,B p<0.001 b,B 34,56±2,09 p<0.001 p<0.05 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.9. Sığır, Koyun ve Keçi üreter tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üreter Tespit Sıvısı IFAA Tunika Muskularis Sığır Koyun a,A Keçi b,A p b,A 116,96±1,68 95,52±1,69 93,6±2,38 Formol 73,12±2,09a,B 46,88±0,68b,B 44,96±1,18b,B p p<0.001 p<0.001 p<0.001 p<0.001 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). 49 Çizelge 3.10. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku İdar Kesesi Tespit Sıvısı IFAA Formol p Tunika Muskularis Sığır Koyun Keçi 117,76±2,51A 119,68±1,75A 116,96±2,51A a,B b,B b,B 64,98±1,93 p<0.001 p 44,76±1,29 45,44±1,60 p<0.001 p<0.001 p>0.05 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.11. Sığır, Koyun ve Keçi üretra tunika muskularisindeki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üretra Tespit Sıvısı Tunika Muskularis Sığır Koyun Keçi p 122,56±4,4a,A 78,88±2,97b,A 72,96±2,84b,A p<0.001 Formol 61,12±2,03a,B 34,12±1,5b,B 34,6±1,34b,B p<0.001 p p<0.001 p<0.001 p<0.001 IFAA a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.12. Sığır, Koyun ve Keçi üreter tunika adventisyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üreter Tespit Sıvısı IFAA Formol p Tunika Adventisya Koyun Sığır 34,08±1,41 17,6±1,35 A a,B p<0.001 30,88±1,60 A b,B Keçi p A p>0.05 a,B p<0.05 32,48±1,89 12,96±0,61 16,96±1,24 p<0.001 p<0.001 a, b: Aynı satırda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). 50 Çizelge 3.13. Sığır, Koyun ve Keçi idrar kesesi tunika serozasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku İdar Kesesi Tespit Sıvısı Tunika Seroza Sığır Koyun A Keçi A p A p>0.05 p>0.05 IFAA 27,04±1,79 Formol 13,12±0,85B 13,44±0,96B 12,48±0,89B p p<0.001 p<0.001 p<0.001 20,96±1,55 24,16±1,67 A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). Çizelge 3.14. Sığır, Koyun ve Keçi üretra tunika adventisyasındaki mast hücrelerinin farklı tespit solüsyonundaki sayısal dağılımı (xҧ ± Sxҧ). Doku Üretra Tespit Sıvısı IFAA Tunika Adventisya Sığır Koyun Keçi 23,52±1,67A 23,93±1,2A 21,6±1,27A Formol 13,92±0,76 p p<0.001 B 12,64±0,91 p<0.001 B 12,64±0,91 p B p>0.05 p>0.05 p<0.001 A, B: Aynı sütunda farklı harfler taşıyan grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemlidir (p<0.001). 51 4. TARTIŞMA Mast hücre granüllerinin, toluidin blue, thionin, Azur A gibi bazik boyalarla boyandıklarında metakromazi göstermeleri ile ayırt edilebildiği kabul edilmektedir (Chen ve ark., 1990b, Bancroft ve Gamble, 2002). Kullanılan tespit solüsyonlarına göre granüllerin boyanma özelliklerinin farklılık gösterdiği bildirilmektedir. Örneğin, formol içeren birçok fiksatife karşı CTMC dirençli iken, MMC lerin Carnoy, Mota, IFAA gibi düşük konsantrasyonlu formaldehit asetik asit solüsyonları ile demonstre edilebildiğinden söz edilmektedir (Enerback, 1966a). IFAA ile tespit edilen dokulardan alınan kesitler toluidin blue ile boyandığında mast hücrelerinin metakromazi gösteren granüllerinin tek tek seçilemediğinden (Kurtdede ve Yörük, 1995), bazı hücrelerde çekirdeğin bu granüller tarafından tamamen örtüldüğünden söz edilmektedir (Chen ve ark., 1990b; Kurtdede ve ark., 2000). IFAA ile tespit edilmiş kesitlerde mast hücrelerinin koyu boyandığı, %10 formol ile tespit edilen dokulardan alınan kesitlerde ise mast hücrelerinin daha soluk boyandıkları ve granüllerinin ayırt edilebildiğinden bahsedilmektedir (Eren ve ark., 1999). Yapılan çalışmada her üç hayvan türünde de IFAA tespitli dokulardan hazırlanan ve toluidin blue ile boyanan kesitlerde mast hücre granüllerinin metakromazi gösterdiği, genellikle granüllerin tek tek seçilemediği ve çekirdeğin granüller tarafından kısmen veya tamamen örtüldüğü saptandı. Mast hücrelerinin %10 formol ile tespit edilen dokularda daha soluk boyandığı ve bazı preparatlarda granüllerin ayırt edilebildiği görüldü. Mast hücrelerinin, değişik türlerde ve dokularda yerleşim yerlerine bağlı olarak yuvarlak, oval ya da mekik şeklinde ve bulundukları yere göre değişik büyüklüklerde gözlendiğinden bahsedilmektedir (Chen ve ark., 1990a, b; Eren ve ark., 1999; Kurtdede ve ark., 2000; Özen ve ark., 2002; Özen ve ark., 2007). Çalışmada inek, koyun ve keçi üriner sisteminden alınan doku örneklerinde mast hücrelerinin yuvarlak, oval veya mekik şeklinde ve yerleşim yerlerine göre değişik büyüklüklerde olduğu tespit edildi. 52 İneklerde yapılan çalışmalarda %10 formol ile tespit edilen dokularda toluidin blue boyama ile belirlenen mast hücrelerinin, IFAA kullanılan kesitlere göre belirgin derecede az olduğundan söz edilmektedir (Chen ve ark., 1990a; Eren ve ark., 1999). Koyunlarda alt solunum yollarında yapılan araştırmada IFAA kullanılarak tespit edilen dokularda mast hücrelerinin %10 formol kullanılarak tespit edilen dokulara oranla daha fazla bulunduğu bildirilmektedir (Chen ve ark., 1990b). Araştırmada inek, koyun ve keçi üriner sisteminden alınan örneklerde, mast hücrelerinin IFAA tespit solusyonu ile tespit edilen dokularda %10 formol tespitli dokulara oranla daha fazla olduğu gözlendi. Majeed tarafından ratlarda (1994a) ve farelerde (1994b) mast hücrelerinin dağılımı üzerine yapılan çalışmalarda, böbrekte mast hücrelerine hiç rastlanmadığından söz edilmektedir. Noivana ve ark. (2002)’nın kedi ve Noivana ve ark. (2004)’nın köpek böbrek dokusunda yaptıkları çalışmalarda çok az sayıda mast hücresinin gözlendiğinden bahsedilmektedir. Vodenicharov ve Chouchkov (1999) tarafından yapılan çalışmada, böbrekte tubulus proksimalislerin çevresinde mast hücresi bulunduğu bildirilmektedir. Ehara ve Shigematsu (1998) insanlarda böbrekte, böbrek tubulleri, glomerulus ve kan damarları arasındaki intersitisyumda dağınık şekilde metakromazik boyanan mast hücrelerine rastladıklarından söz etmektedirler. Araştırmada inek, koyun ve keçi böbreğinde korteksde glomerulusların, böbrek tubullerinin ve kan damarlarının çevresindeki intersitisyumda, medullada, böbrek tubulleri ve toplayıcı borucuklar çevresindeki intresitisyumda çok az sayıda mast hücresinin bulunması araştırıcıların bu konudaki bulgularıyla paralellik göstermektedir. Vodenicharov ve ark. (2005) çalışmalarında domuzların üreterinde mast hücrelerinin dağılımlarının düzensiz olduğundan söz etmektedirler. Mast hücrelerine lamina propriyada 3-4 adet hücre grupları halinde rastlandığı ve tunika muskulariste kas demetleri arasındaki bağ dokuda yerleştiği bildirilmektedir. Tunika adventisyada ise kan damarlarının çevresinde mast hücreleri saptandığı belirtilmiştir. Majeed (1994a) tarafından ratlarda mast hücrelerinin dağılımı üzerine yapılan çalışmada, idrar kesesi submukoza ve tunika seroza katmanında dağınık şekilde mast hücresine 53 rastlandığı bildirilmektedir. Majeed (1994b) farelerde yaptığı çalışmada idrar kesesinde mast hücrelerinin submukoza ve tunika seroza katmanında gözlendiğinden söz etmektedir. Dimitrov ve ark. (2008) hem dişi hemde erkek kedi üretrasının lamina propriya ve tunika muskularis katmanlarında mast hücrelerine rastladıklarını bildirmişlerdir. Eren ve ark. (1999)’nın inek uterusunda yaptıkları çalışmada mast hücrelerinin, endometriyumda epitelin altında, miyometriumda çoğunlukla damarların çevresinde yerleştiklerinden söz edilmektedir. Chen ve ark. (1990a) inek alt solunum yollarında yaptıkları çalışmada, lamina propriyada subepitelyal yerleşimli olmak üzere submukoza ve tunika muskulariste mast hücrelerine rastladıklarını bildirmişlerdir. Chen ve ark. (1990b) koyun alt solunum yollarında yaptıkları bir başka çalışmada mast hücrelerinin epitelinin hemen altındaki lamina propriyada ve tunika muskulariste bulunduğundan bahsetmektedirler. Kurtdede ve ark. (2000) Ankara keçilerinin alt solunum yollarında mast hücrelerinin sayısal olarak en fazla lamina propriya’da subepitelyal yerleşimli, submukoza’da kan damarlarının çevresinde ve tunika muskulariste gözlendiğinden söz etmektedirler. Karaca ve ark. (2008) dişi Ankara keçilerinde östrus siklusunun farklı günlerinde ovaryumun medullasında, uterus ve serviks uteride kan damarlarının çevresinde mast hücrelerine rastlamışlardır. Karaca ve Yörük (2004), tavuk ve bıldırcın sindirim kanalında mast hücrelerinin lamina propriya, submukoza ve tunika serozada özellikle kan damarlarının çevresinde, tunika muskulariste kas demetlerinin arasında yine kan damarlarının çevresinde yerleştiklerini belirtmişlerdir. Araştırmada inek, koyun ve keçi üreter, idrar kesesi ve üretrasından alınan dokularda mast hücrelerine mukozanın her üç katmanında da rastlanmıştır. Mast hücrelerinin lamina propriyada özellikle subepitelyal, bağ doku içerisinde ise dağınık olarak lokalize oldukları görülmüştür. Submukozada bağdoku içerisinde dağınık şekilde, tunika muskulariste kas demetleri arasındaki bağ dokuda ve tunika adventisyada ise diğer katmanlara oranla daha az olacak şekilde bağ doku içerisinde rastlanmıştır. Mast hücrelerinin söz konusu bağ doku alanlarında özellikle kan damarların yakınında yerleştikleri dikkati çekmiştir. Histokimyasal, morfolojik ve fonksiyonel farklılıkları ele alındığında mast hücrelerinin, mukozal mast hücreleri (MMC) ve bağ dokusu mast hücreleri (CTMC) olmak üzere iki alt tipi tanımlanmıştır (Enerback, 1966a; Lin ve Befus, 2002; Telser 54 ve ark., 2007). Mast hücrelerinin farklı fiksatifler ve boyama metodları uygulanarak histokimyasal heterojenitesinin belirlenebileceği de bildirilmiştir (Enerback, 1966a; Chen ve ark., 1990a; b). Granüllerinin boyanma özelliği, kullanılan fiksatiflere göre farklılık gösterir. CTMC, % 10 formol solüsyonuna karşı dirençli iken, MMC çok az fiksatif grubuyla demonstre edilebilir (Enerback, 1966a). MMC’ nin formole duyarlı ve AB/SO kombine boya metodunda sadece AB(+) olarak boyanan granüller içerdiği, CTMC nin ise formole dirençli ve SO(+) olarak boyanan granüllere sahip olduğu belirtilmektedir (Enerback, 1966b; Chen ve ark., 1990a). Eren ve ark. (1999) inek uterusunda yaptıkları çalışmada formol ile tespit edilmiş dokularda nadir olarak çok soluk boyanan AB(+) hücrelere rastladıklarını bildirmektedir. Chen ve ark. (1993) ratlarda yaptıkları çalışmada, alcian blue’nin hem kondroidin sülfatlı proteoglikanları içeren mukozal mast hücrelerini, hem de heparin ve kondroidin sülfat proteoglikanlarını içeren bağ dokusu mast hücrelerini boyayabildiğinden bahsetmektedir. Safraninin ise sadece yüksek miktardaki sülfatlı heparin proteoglikanlarını boyayıp seçici olarak bağ doku mast hücrelerini boyadığını ancak bu mast hücrelerinin sadece bir bölümünün safranin O pozitif olduğundan bunun nedeninin ise olgun olmayan bağ doku mast hücrelerinin AB ile boyanmasından ileri gelebileceği öne sürülmektedir. Yapılan çalışmada formol ile tespit edilen dokulardan alınan preparatlarda soluk boyanan az sayıda AB(+) hücrelerin görülmesi yukarıdaki çalışmalarla bulgular paralellik göstermektedir. Eren ve ark. (1999) inek uterusunda yaptıkları çalışmada AB/SO boyamasında mast hücrelerinin AB(+)/SO(-) gözlendiğini bildirilmektedir. İnek uterusunda, IFAA ile tespit edilen dokularda endometriyum ve perimetriyumda AB(+) mast hücrelerinin bulunduğu, formol ile tespit edilmiş dokularda ise nadir olarak çok soluk boyanan AB(+) hücrelere rastlandığı ileri sürülmektedir. Özen ve ark.’nın inek oviduktu (2002) ve ovaryumunda (2007) yaptıkları çalışmalarda AB/SO boyamasında AB(+)/SO(-) mast hücreleri gözlendiğinden söz edilmektedir. Chen ve ark. (1990a) inek alt solunum yollarında yaptıkları çalışmada mast hücrelerin yerleşim yerlerine bakmaksızın AB/SO boyası ile boyandıklarında sadece AB(+) hücrelerinin gözlendiği belirtilmektedir. Yapılan çalışmada inekte AB/SO ile 55 boyanan doku örneklerinin AB(+)/SO(-) boyanması yukarıdaki araştırıcıların bulgularıyla uyum sağlamaktadır. Chen ve ark. (1990a) koyun alt solunum yollarında mast hücrelerinin yerleşim yerlerine bakmaksızın AB/SO boyası ile boyandıklarında sadece AB(+) mast hücrelerinin gözlendiğini bildirmektedir. Koyun üriner sistemine ait dokular AB/SO ile boyandığında mast hücrelerinin AB(+)/SO(-) boyandığından elde edilen bulgular araştırmacının bu konudaki bulgularıyla paralellik göstermektedir. Karaca ve ark. (2008), Ankara keçilerinde östrus siklusunun farklı günlerinde endometriyumun lamina propriyasında sadece AB(+) mast hücrelerinin görüldüğünü bildirmiştir. Ampulla ve fimbriyada mast hücrelerinin AB/SO boyamasında AB(+)/SO(-) boyandığını belirtmişlerdir. Kurtdede ve ark. (2000) Ankara keçilerinin alt solunum yollarında yaptıkları çalışmada, IFAA ile tespit edilen dokularda AB/SO kombine boyamasında sadece AB(+) mast hücrelerine rastlanmıştır. Sunulan bu çalışmada keçi üriner sisteminden alınan doku örneklerinde AB/SO boyama metodu ile boyanan preparatlarda tüm bölgelerde AB(+)/SO(-) mast hücrelerine rastlanması diğer araştırıcıların bulgularıyla uyum sağlamaktadır. Solari ve ark. (2004), insanda böbrekteki mast hücrelerinin sayısal dağılımı üzerinde yaptıkları çalışmada, formol tespitli böbrek dokusunda kortekste mm2’de ortalama hücre sayısını 13.5±0.9 olarak belirtmiştir. Yapılan bu çalışmada, her üç hayvan türünün %10’luk formaldehit solüsyonu ile tespit edilen böbrek dokularının korteks bölgesinde yapılan mast hücre sayımlarından elde edilen sonuçlar araştırıcıların bulguları ile uyumludur. İnsanlarda MMC’lere karşılık gelen MCT’ler granüllerinde sadece triptaz içeren granüller bulundururlar (Karaca ve Yörük, 2005; Abbas ve ark., 2007). Yamada ve ark. (2000) insanlarda Carnoy ile tespit edilen idrar kesesinde tunika muskularis katmanında mm2’de ortalama 43±19 MCT sayıldığını bildirmiştir. Yapılan bu çalışmada %10’luk formaldehit solüsyonu ile tespit edilen idrar kesesi dokularının tunika muskularis katmanında mm2’de ortalama sığırda 64,98±1,93, 56 koyunda 44,76±1,29, keçide 72,96±2,84 mast hücresi saptanmıştır. Yapılan çalışma koyun ve keçide formol tespitli dokulardan alınan preparatlardaki sonuçlarla yakınlık göstermektedir. 57 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu araştırma sığır, koyun ve keçilerin üriner sisteminde bulunan mast hücrelerinin histolojik ve histokimyasal özellikleri ile dokulardaki sayısal dağılımlarını belirlemek ve farklı tespit sıvıları kullanılarak mast hücre heterojenitesini araştırmak amacıyla yapıldı. Yapılan çalışmada; sığır, koyun ve keçi üriner sistem organlarında bulunan mast hücrelerinin ışık mikroskobik morfolojileri, yerleşim bölgeleri ve heterojenitelerinin çok yakın özellikler gösterdiği belirlendi. Her üç hayvan türünde de %10 formol ve IFAA tespitli doku örnekleri ışık mikroskobik olarak incelendiğinde, yuvarlak, oval ya da mekik şeklindeki mast hücreleri toluidin blue ile boyandığında belirgin şekilde metakromazi göstermeleri ile ayırt edildi. IFAA ile tespit edilmiş dokularda hücre granüllerinin koyu boyandığı ve genellikle granüllerin tek tek seçilemediği saptandı. %10 formol ile tespit edilmiş dokularda IFAA ile tespit edilmiş dokulara oranla mast hücrelerinin daha soluk boyandığı ve genellikle granüllerinin seçilebildiği gözlendi. Mast hücrelerinin birim alandaki sayılarının %10 formol ile tespit edilmiş dokularda IFAA’da tespit edilmiş dokulara oranla daha az miktarda olduğu görüldü. Mast hücrelerinin dokulardaki heterojenitesini belirlemek amacıyla hazırlanan AB/SO kombine boya metodu ile boyanmış preparatlar incelendiğinde IFAA ile tespit edilmiş dokularda mast hücrelerinin AB(+)/SO(-) boyandığı görüldü. %10 formol ile tespit edilmiş dokularda ise AB/SO boyamasında az sayıda ve çok soluk boyanan AB(+)/SO(-) mast hücrelerine rastlandı. 58 Üriner sistem organlarından hazırlanan kesitlerde mast hücrelerine en az formol tespitli sığır böbrek medullasında mm2’de ortalama 8±0.41 rastlanırken en fazla IFAA tespitli sığır üreter submukozasında mm2’ de ortalama 141,28±2,28 rastlanmıştır. Sığır, koyun ve keçide mast hücrelerinin sayısal dağılımları incelendiğinde, üriner sistemin tüm bölgelerinde, tunika adventisya dışında tüm mukoza katmanlarında %10 formol ve IFAA tespit solüsyonları arasındaki farkın her üç türde de istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.001). Tunika adventisya katmanında her iki tespit solüsyonunda tüm türlerde istatistiksel olarak bir anlamlılık belirlenmezken (p>0.05) sadece formol tespitli üreterlerde koyundaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu (p<0.05) saptanmıştır. Bu araştırmada elde edilen sığır, koyun ve keçilerin üriner sistem mast hücrelerinin, yerleşim yerleri, heterojeniteleri ve sayısal dağılımlarına ait bulgularının ileride düşünülmektedir. yapılacak olan çalışmalara katkıda bulunabileceği 59 ÖZET Sığır, Koyun ve Keçilerin Üriner Sistem Mast Hücreleri Üzerinde Histolojik Çalışmalar. Bu araştırma sığır, koyun ve keçilerin üriner sistem mast hücrelerinin ışık mikroskobik düzeyde morfolojisi ve sayısal dağılımını ortaya koymak ve farklı tespit sıvıları kullanılarak mast hücre heterojenitesini araştırmak amacıyla yapıldı. Çalışmada, 10 adet sağlıklı dişi sığır, koyun ve keçiden alınan üriner sisteme ait doku örnekleri materyal olarak kullanıldı. Doku örnekleri % 10’luk formol ve izotonik formaldehit asetik asit (IFAA, pH 2,9) solüsyonlarında tespit edildi. Mast hücreleri için toluidin blue ve alcian blue/safranin O (AB/SO) kombine boya metodları uygulandı. Işık mikroskobik düzeyde yapılan incelemeler sonucunda mast hücrelerinin, yerleşim yerlerine göre yuvarlak, oval ve mekik şeklinde ve farklı büyüklüklerde olduğu görüldü. Sığır, koyun ve keçide IFAA tespit sıvısı kullanıldığında böbrek, üreter, idrar kesesi ve üretrada, %10’luk formolde tespit edilenlere göre daha fazla sayıda mast hücresinin bulunduğu gözlendi. Sığır, koyun ve keçiden alınan üriner sisteme ait doku örneklerinde AB/SO kombine boya metodu uygulanan kesitlerde AB(+)/SO(-) mast hücrelerine rastlandı. Toluidin blue ile boyanmış seri kesitlerde, mast hücrelerinin dağılımının belirlenmesi için elde edilen verilerin aritmetik ortalaması alındı. Her hayvan türü, organ ve solusyonlar için mast hücre sayıları bakımından kesitler arası farklılığa Varyans Analizi ile bakıldı. İstatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunanlar için ileri aşama testi olarak Tukey testi yapıldı. Mast hücrelerine en az formol tespitli inek böbrek medullasında (mm2’de ortalama 8±0.41) rastlanırken en fazla IFAA tespitli inek üreterinin submukozasında (mm2’ de ortalama 141,28±2,28) rastlandı. IFAA ve %10 formol ile tespit edilen dokular arasında mm2’de ortalama mast hücreleri sayısı açısından farkın istatiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<00.1). Bu araştırmada sığır, koyun ve keçi üriner sistem mast hücrelerinin yerleşim yerleri, heterojeniteleri ve sayısal dağılımları ortaya kondu. Anahtar kelimeler: Keçi, Koyun, Mast hücresi, Sığır, Üriner Sistem. 60 SUMMARY Histological Studies on Mast Cells of the Urinary System of Cattle, Sheep and Goats. This study was conducted with the aim of revealing of the morphology and numerical distribution of mast cells of the urinary system of cow, sheep and goats at light microscopic level and investigating the heterogeneity of mast cells by using different fixation solutions. In the study, tissue samples which were taken from the urinary system of 10 healthy cow, sheep and goats were used as the study material. Tissue samples were fixed with both 10% formaldehyde and isotonic formaldehyde acetic acid (IFAA, pH 2,9) solutions. Toluidine blue and alcian blue /safranin O (AB / SO) combined staining methods were applied for the mast cells. As a result of the examination on the light microscopic level, it was observed that mast cells have spherical, ovoid and elongated, depending on their location, shapes and different sizes. It was founded that IFAA fixed tissues were contained more mast cells than those tissues fixed with the 10% formaldehyde. Tissue samples which were taken from the urinary system of cattle, sheep and goats stained with the AB / SO combined staining method and AB(+)/SO(-) mast cells have been found in the samples. In the serial sections stained with Toluidine blue to determine the distribution of mast cells arithmetic mean was used. The difference in the average mast cell count between each type of animal, organ, and solutions were determined by the analysis of variance in each sections. Tukey test was performed as a advanced stage test for those statistically significant differences were found. In terms of the average mast cell count per mm² lowest number of mast cells were found in the medulla of the kidney of cattle (8±0.419) which was fixated with formaldehyde, whilst highest number of mast cells were found in the submucosa of the ureters of the cattle (141,28±2,28) which was fixated with IFAA. The difference in average number of mast cells per mm² between the IFAA and the 10% formaldehyde fixed tissues was statistically significant (p<0.01). In this study, location, numerical distribution and heterogeneity of the mast cells within the urinary system of cattle, sheep and goats was revealed. Key Words: Cattle, Goat, Mast Cell, Sheep, Urinary System. 61 KAYNAKLAR ABBAS, A. K., LICHTMAN, A. H., PILLAI, S. (2007). Celluler and Moleculer Immunology. China: Saunders Elsevier, p.: 441-453. ABRAHAM, S. N., MALAVIYA, R. (1997). Mast Cells in Infection and Immunity. Infect Immun., 65(9): 3501-3508. AKTAŞ, A., DAĞLIOĞLU, S. (2009). Koyun Fötus Derisinde Mast Hücrelerinin Gelişimi ve Sayısal Yoğunluğu. Kafkas Üniv Vet Fak Derg., 15(6): 829-833. APODACA, G. (2004). The Uroepithelium: Not Just a Passive Barrier. Traffic, 5(3): 117-28. APODACA, G., BALESTREIRE, E., BIRDER, L. A. (2007). The Uroepithelial-Associated Sensory Web. Kidney Int., 72: 1057-1064. ARCHER, R. K. (1980). The Mast Cell. J R Sov Med., 73: 318-319. ARDA, M., MİNBAY, A., AYDIN, N., AKAY, Ö., İZGÜR. M., DİKER. K. S. (1998). İmmunoloji. Ankara: Medisan Yayın Serisi: 13, p.: 170-172. ARINOBU, Y., IWASAKI, H., AKASHI, K. (2009). Origin of Basophils and Mast Cells. Allergol Int., 58(1): 21-28. BANCROFT, J. D., COOK, H. C. (1984). Manuel of Histological Techniques. New York: Churchill Livingstone Inc., p.: 106-110. BANCROFT, J. D., GAMBLE, M. (2002). Theory and Practice of Histological Techniques. China: Churchill Livingstone Inc., p.: 346-347. BANKS, W. J. (1986). Applied Veterinary Histology. Baltimore: Williams and Wilkins Co., p.: 98-99. BIRDER, L. A. (2005). More Than Just a Barrier: Urothelium as a Drug Target for Urinary Bladder Pain. Am J Physiol Renal Physiol., 289: 489-495. BIRDER, L. A., DE GROAT, W. (2007). Mechanizm of Disease: Involvement of the Urothelium in Bladder Dysfunction. Nat Clin Pract Urol., 4(1): 46-54. BLANK, U., ESSIG, M., SCANDIUZZI, L., BENHAMOU, M., KANAMARU, Y. (2007). Mast Cells and Inflammatory Disease. Immunol Rev., 217: 79-95. BLOOM, G. D. (1984). A Short History of the Mast Cell. Acta Otolaryngol., 414: 87-92. BÖCK, P. (1989). Romeis Mikropische Technik. 17. Aufl. München, Wien, Baltimore: Urban und Schwarzenberg, p.: 329-332. CHEN, W., ALLEY. M.R., MANKTELOW. B.W., DAVEY. P. (1990a). Mast Cells in the Bovine Lower Respiratory Tract: Heterogenity, Morphology and Density. Br Vet J., 146: 425-435. CHEN, W., ALLEY, M. R., MANKTELOW, B. W., DAVEY, P. (1990b). Mast Cells in the Ovine Lower Respiratory Tract: Morphology, Density and Distribution. Br Vet J., 146: 425-436. 62 CHEN, Z., IRANI. A. A., BRADFORD. T. R., CRANG. S. S., NEWLANDS. G., MILLER. H., HUFF. T., SIMMONS. H., SCHWARTZ. L. B. (1993). Locaziation of Rat Tryptase to a Subset of the Connective Tissue Type of Mast Cell. J Histochem Cytochem., 41(7): 961-969. CHIU, H., LAGUNOFF, D. (1972). Histochemical Comparison of Vertabrate Mast cells, Histochem J., 4: 135-144. COLVILLE, T., BASSERT, J. M. (2002). Clinical Anatomy and Physiology for Veterinary Technicians. United States of America: Mosby, Inc. An Affiliate of Elsevier Science. p.: 306. CRIVELLATO, E., BELTRAMIS, C. A., MALLARDI, F., RIBATIS, D. (2004). The Mast Cell: An Active Participant or an Innocent Bystander? Histol Histopathol ., 19: 259270. CROSSMON, O. (1937). A Modification of Mallory’s Connective Tissue Stain with a Discussion of the Principles Involued. Anat Rec., 69: 31-38. DIMITROV, R., VODENICHAROV, A., KOSTADINOV, G., HRISTOV, Hr., STAMATOVA, K. (2008). Comparative Morphological Investigation on the Mast Cells in the Feline Male Pelvic and Female Urethras. TJS., 6(2), No. 2, pp.: 5-9. DİKER, S. (1998). İmmunoloji. Ankara: Medisan Yayın Serisi: 37, p.: 239-240. DURSUN, N. (2008). Veteriner Anatomi Voll. II. Ankara: Medisan Yayın Serisi: 12. p.: 129-138. EHARA, T., SHIGEMATSU, H. (1998). Contribition of Mast Cells to the Tubulointerstitial Lesions in IgA Nephritis, Kidney Internatitional, 54: 1675-1683. EHARA, T., SHIGEMATSU, H. (2003). Mast Cells in the Kidney. Nephrology, 8: 130-138. ENERBACK, L. (1966a). Mast Cells in Rat Gastrointestinal Mucosa: 1. Effects of Fixation. Acta Pathol Microbiol Scan., 66: 289-302. ENERBACK, L. (1966b). Mast Cells in Rat Gastrointestinal Mucosa: 2. Dye-binding and Metachromatic Properties. Acta Pathol Microbiol Scan., 66: 303-312. ENERBACK, L. (1981). The Gut Mucosal Mast Cell. Monogr Allergy., 17: 222-232. EREN, Ü., AŞTI, N. A., KURTDEDE, N., SANDIKÇI, M., SUR, E. (1999). İnek Uterusunda Mast Hücrelerinin Histolojik ve Histokimyasal Özellikleri ve Mast Hücre Heterojenitesi. Turk J Vet Anim Sci., 23, Ek Sayı 1, 193-201. ERGÜN, L. (2011). Bağ Dokusu. In: Temel Histoloji. Ed.: Aytekin Özer. Ankara: Nobel Yayın, p.: 201-203. EROL, A. Y. G., ÖZDEMİR, E. (2011). Mast Hücrelerinin Cerrahi Hastalıklar ve Cerrahi Tümorlerdeki Yeni Tanımlanan Rolleri. Turkiye Klinikleri J Med Sci., 31(4): 969-75. EURELL, J. A., FRAPPIER, B. L. (2006). Dellman’s Textbook of Veterinary Histology. Oxford: Blackwell Publishers, p.: 34-35. 63 FAWCETT, D. W. (1994). Bloom and Fawcett a Textbook of Histology. 12th Ed. United States of America: Chapman and Hall, p.: 62-64. FAWCETT, D. W., JENSH, R. P. (2002). Bloom and Fawcett’s Concise Histology. 2nd Ed. Malta. Gutenberg Press, p.: 237. FRANDSON, R. D., SPURGEON, T. L. (1992). Anatomy and Physiology of Farm Animals. 5th Ed. United States of America: Lippincott Williams and Wilkins. p.: 378. FRASER, O. M., LAVELLE, J. P., SACKS, M. S., CHANCELLOR, M. B. (2002). The Future of Bladder Central-Intravesical Drug Delivery, a Pinch of Pepper and Gene Therapy. Rev Urol., 4(1): 1-11. GALLI, S. J. (1993). New Concept about the Mast Cell. N Engl J Med., 328: 257-265. GALLI, S. J., MAURER, M., LANTZ, C. S. (1999). Mast Cells as Sentinels of Innate Immunity. Curr Opin Immunol., 11(1): 53-9. GARTNER, L. P., HIATT, J. L. (2007). Color Textbook of Histology, China: W. B. Saunders Elsevier, p.: 117-121. GURISH, M. E., AUSTEN, K. F. (2001). The Diverse Roles of Mast Cells. J Exp Med., 194(1): F1-F5. GUYTON, A. C., HALL, J. E. (1996). Tıbbi Fizyoloji. 9. Baskı. Çev. Ed.: Hayrunissa Çavuşoğlu. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi. p.: 315. HOFMANN, A. M., ABRAHAM, S. N. (2009). New Roles for Mast Cells in Modulating Allergic Reactions and Immunity Against Pathogens. Curr Opin Immunol., 21: 679– 686. HOFMEISTER, M. A., HE, F., RATLIFF, T. L., MAHONEY, T., BECICH, M. J. (1997). Mast Cells and Nervs Fibers in Interstitial Cystitis (ıc) an Algorithm for Hystological via Quantitative Image Analysis and Morphometry (qiam). Urology, 49 (Suppl 5A): 41-47. HOLDSWORTH, S. R., SUMMERS, S. A. (2008). Role of Mast Cells in Progressive Renal Diseases. J Am Soc Nephrol., 19: 2254-2261. JUNQUEIRA, L. C., CARNEIRO, J. (2005). Basic Histology Text and Atlas. 11th Ed. United States of America: The McGraw-Hill. p.: 97-100. KARACA, T., YÖRÜK, M. (2004). A Morphological and Histometrical Study on Distribution and Heterogeneity of Mast Cell of Chicken’s and Quail’s Digestive Tract. YYÜ Vet Fak Derg., 15(1-2): 115-121. KARACA, T., YÖRÜK, M. (2005). Mast Hücre Heterojenitesi. YYÜ Vet Fak Derg., 16(2): 57-60. KARACA, T., ARIKAN, S., KALENDER, H., YÖRÜK, M. (2008). Distrubition and Heterogenity of Mast Cells in Female Reproductive Tract and Ovary on Different Days of The Oestrus Cycle in Angora Goats. Reprod Dom Anim, 43: 451-456. KITAMURA, Y., OBOKI, K., ITO, A. (2007). Development of Mast Cells. Proc. Jpn. Acad., Ser. B, 83: 164-174. 64 KURTDEDE, N., YÖRÜK. M. (1995). Tavuk ve Bıldırcın Derisinde Mast Hücrelerinin Morfolojik ve Histometrik İncelenmesi. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 42: 77-83. KURTDEDE, N., AŞTI. R. N., ERGÜN. L., ERGÜN. E. (2000). Ankara Keçilerinin Alt Solunum Yolları Mast Hücreleri Üzerinde Histolojik Çalışmalar. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 47: 339-349. LARSEN, S., THOMPSON, S. A., HALD, T., BARNARD, R. J., GILPIN, C. J., DIXON, J. S., GOSLING, J. A. (1982). Mast Cells in Interstitial Cystitis. Br J Urol., 54: 283286. LE, T. H., COFFMAN. T. M. (2006): A New Cardiac MASTer Switch for the ReninAngiotensin System. J Clin Invest., 116: 866-869. LEWIS, S. A. (2000). Everything You Wanted to Know About the Bladder Epithelium but Were Afraid to Ask. Am j Physiol Renal Physiol., 278: 867-874. LIN, T., BEFUS. A. D. (2002). Mast Cells in Mucosal Defensis and Pathogenesis. In: Mucosal Immunity Volume 1, Ed.: J. Mestecky, M. E. Lamm, W. Strober, J. Bienestock, J. R. McGhee, L. Mayer. United States of America: Elsevier Acedemic Press, p.: 703-710. MAJEED, S. K. (1994a). Mast Cell Distribution in Rats. Arzneim.-Forsch./Drug Res., 44(I); 3, 370-374. MAJEED, S. K. (1994b). Mast Cell Distribution in Mice. Arzneim.-Forsch./Drug Res., 44(II); 10, 1170-1173. MARSHALL, J. S. (2004). Mast-Cell Responses to Pathogens. Nature Reviews Immunology, 4: 787-799. McJURDY, J. D., LIN, T. J., MARSHALL, J. S. (2001). Toll-like Reseptor 4-Mediated Activation of Murine Mast Cells. J Leukoc Biol., 70(6): 977-84. METCALFE, D. D., BARAM, D., MEKORI, Y. A. (1997). Mast Cells. Physiological Reviews. 77(10): 1033-1079. METCALFE, D. D., RICHARD, D., PEAVY, R. D., ALASDAIR, M., GILFILLAN, A. M. (2009). Mechanisms of Mast Cell Signaling in Anaphylaxis. J Allergy Clin Immunol., 124: 639-646. METZ, M., MAURER, M. (2007). Mast Cells- Key effector cells in Immune Responses. Trends in Immunology. 28(5): 234-241. MOLDERINGS, G. J. (2010). Mast Cell Function in Physiology and Pathophysiology. Biotrend Reviews. Review. 5(1). NOVIANA, D., KONO, F., NAGAKUI, Y., SHIMIZU, H., MAMBA, K., MAKIMURA, S., HORII, Y. (2002). Distrubition and Enzyme Histochemical Charecterisation of Mast Cells in Cats. Hıstochem J., 33: 597-603. NOVIANA, D., MAMBA, K., MAKIMURA, S., HORII, Y. (2004). Distrubition, Histochemical and Enzyme Histochemical Charecterisation of Mast Cells in Dogs. J Mol Hıstol., 35: 123-132. NOYAN, A. (1999). Yaşamda ve Hekimlikte Fizyoloji, Ankara: 11. Baskı. p: 701- 745. 65 ÖZDAMAR, K. (2003). SPSS ile Biyoistatistik. Yenilenmiş 5. Baskı. Eskişehir: Kaan Kitabevi. ÖZEN, A., AŞTI, R.N., KURTDEDE, N. (2002). Light and Electron Microscopic Studies on Mast Cells on the Bovine Oviduct. Dtsch Tierarztl Wochenschr. 109: 412-415. ÖZEN, A., ERGÜN, L., ERGÜN, E., ŞİMŞEK, N. (2007). Morphological Studies on Ovarian Mast Cells in the Cow. Turk J Vet Anim Sci., 31(2): 131-136. PARSONS, C. L., STAUFFER, C. W., SCHMIDT, J. D. (1988). Reversible Inaction of Bladder Surface Glycosaminoglycan Antibacterial Activity by Protamine Sulfate Infect Immun. p.: 1341-1343. PAYNE, V., KAM, P. C. A. (2004). Mast Cell Tryptase: A Review of Its Physiology and Clinical Significance. Anaesthesia. 59: 695–703. PEJLER, G., BERG, L. (1995). Regulation of Rat Mast Cell Protease 1 Activity Protease Inhibition is Prevented by Heparin Proteoglycan. Eur. J. Biochem., 233: 192-199. PİRİNÇCİ, İ. (2007). Yerel Hormonlar, In: Veteriner Farmakoloji. Ed.: Sezai Kaya. Ankara: Medisan Yayın Serisi: 65, 6/32. p.:1-12. PRUSSIN, C., METCALFE, D. D. (2006). IgE, Mast Cells, Basophils, and Eosinophils. J Allergy Clın Immunol., 117: 450-456. RANGAN, G. K., HARRIS, D. C. H. (2003). A Blast from the Mast. Kidney Int., 64: 11341135. REECE, W. O. (1997). Phsiology of Domestic Animals. 2nd Ed. United States of America: Lippincott Williams and Wilkins. p.: 232-269. ROSS, M. H., PAWLINA, W. (2006). Histology a Text and Atlas With Correlated Cell and Molecular Biology. Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins, p.: 169-172. RUDICK, C. N., BRYCE, P. J., GUICHELAAR, L. A., BERRY, R. E., KLUMPP, D. J. (2008). Mast Cell-Derived Histamine Mediates Cystitis. Pain. PLoS ONE 3(5): e2096. doi:10.1371/journal.pone.0002096. SAĞLAM, M., AŞTI, R. N., ÖZER, A. (2008). Genel Histoloji, Ankara: Yorum Matbaacılık. p.: 158-160. SALMAN, N. (1991). Temel Allerji. Ulusal Allerji ve Klinik İmmunoloji Derneği. Ankara. p.: 14-19. SAMUELSON, D. A. (2007). Textbook of Veterinary Histology, China: Saunders Elsevier, p.: 78-80. SANT, G. R., KEMPURAJ, D., MARCHAND, J. E., THEOHARIDES, T. C. (2007). The Mast Cell in Interstitial Cystitis: Role in Pathophysiology and Pathogenesis. Urology, 69 (Suppl 4A): 34-40. SCHWARTZ, L. B., AUSTEN, K. F. (1984). Structure and Function of the Chemical Mediators of Mast Cells. Prog Allergy, 34: 271-321. 66 SILVER, R. B., REID, A. C., MACKINS, C. J., ASKWITH, T., SCHAEFER, U., HERZLINGER, D., LEVI, R. (2004). Mast Cells: A Unique Source of Renin. PNAS, 101(37): 13607-13612. SOLARI, V., UNEMOTO, K., PIOTROWSKA, A. P., PURI, P. (2004). Increased Expression of Mast Cells in Reflux Nephropathy. Pediatr Nephrol., 19: 157-163. STAACK, A., HAYWARD, S. W., BASKIN, L. S., CUNHA, G. R. (2005). Molecular, Cellular and Developmental Biology of Urothelium as a Basis of Bladder Regeneration. Differantiation. 73: 121-133. STONE, K. D., PRUSSIN, C., METCALFE, D. D. (2010). IgE, Mast Cells, Basophils, and Eosinophile. J Allergy Clin Immunol., 125: 73-80. TANYOLAÇ, A. (1999). Özel Histoloji, Ankara: Yorum Basın Yayın Sanayi. p.: 119-129. TELSER, A. G., YOUNG, J. K., BALDWIN, K. M. (2007). Elsevier’s Integrated Histology, China: Mosby Elsevier, p.; 102-104. TIZARD, I. R. (1984). Immunogy. An inturoduction. Halt-Saunders International Editors. Japan: Saunders College Publishing, p.: 354-360. VERANIC, P., ROMIH, R., JEZERNIC, K. (2003). What Determines Differentiation of Urothelial Umbrella Cells?. Eur J Cell Biol., 83: 27-37. VODENICHAROV, A., CHOUCHKOV, C. (1999). Morphological Study of Mast Cell Localization in the Wall of the Proximal Tubule in the Domestic Swine Kidney. Anat Histol Embryol., 28: 85-88. VODENICHAROV, A., LEISER, R., GULUBOVA, M., VLAYKOVA, T. (2005). Morphological and Immunocytochemical Investigations on Mast Cells in Porcine Ureter. Anat Histol Embryol., 34: 343-349. WASSERMAN, S. I. (1990). Mast cell biology. J allergy Clin Immunol., 86(4): 90-93. YAMADA, T., MURAYAMA, T., MITA, H., AKIYAMA, K. (2000). Subtypes of Bladder Mast Cells in Interstitial Cystitis. IJU., 7: 292-297. YOUNG, B., HEATH, J.W. (2000). Weather’s Functional Histology a Text and Colour Atlas 4th Ed., Spain: Churchill Livingstone. p.: 85. ZIK, B. (2008). Üriner Sistem, In: Veteriner Özel Histoloji, Ed.: Aytekin Özer. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. p.: 197-218. 67 ÖZGEÇMİŞ I. Bireysel Bilgiler Adı: TUĞRUL Soyadı: ERTUĞRUL Doğum yeri ve tarihi: Polatlı- 21.06.1979 Uyruğu: T.C. Medeni Durumu: Bekar Askerlik Durumu: 12.09.2013 tarihine kadar tecilli İletişim adresi ve telefonu: Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi HistolojiEmbriyoloji Anabilim Dalı, Dışkapı/ ANKARA e-mail: [email protected] Tel: 0312/3170315-233 II. Eğitimi Doktora: 2007-2012, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi HistolojiEmbriyoloji Anabilim Dalı, ANKARA. Lisans:1999-2006, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Lise: 1994-1997, Köksal Toptan Lisesi Ankara. Ortaokul: 1992-1994, Polatlı TED Koleji. İlkokul:1987-1994, Polatlı TED Koleji. Yabancı dili: İngilizce III. Ünvanları Veteriner hekim 2006 68 IV. Yayınları a. BAYRAKTAROĞLU, A. G., ERGÜN, E., BEYAZ, A., ERTUĞRUL, T. 2010. Ankara Tavşanında Konjuktiva ile İlişkili Lenfoid Doku. Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 7(1): 21-27, 2010. 10. Uluslararası Katılımlı Histoloji Kongresi-ÇEŞME, 2010. b. KAHRAMAN, T., BAYRAKTAROĞLU, A. G., ISSA, G., ERTUGRUL, T., BİNGÖL, E. B., ERGUN, L. 2012. Effects of Temperature Conditioning and Citrus Juice Marinade on Quality and Microstructure of Aged Beef. Journal of Food, Agriculture and Environment Vol. 10(1): 117-122. V. Bilimsel Etkinlikleri Kurslar ve Sempozyumlar: 1. I. TÜBA Kök Hücre Kursu ve V. Kök Hücre Sempozyumu. 2010 ANKARA. 2. 10. Ulusal Histoloji-Embriyoloji Kongresi (Uluslararası Katılımlı). 2010 ÇEŞME (Sözlü Bildiri). 3. 5. Bilimsel Araştırmalarda Deney Hayvanları Kursu. 2011 ANKARA. 4. Kişisel Gelişim Eğitimi. 2012 ANKARA. VI. Seminerler 1. Çok Katlı Değişken Örtü Epiteli, 2008 2. Organizmadaki Başlıca Kan-Organ Bariyerleri, 2009.