kadın hakları eğitim kitapçığı - Anasayfa / Kınalı Eller Kadın Derneği

advertisement
Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir
.
KINALI ELLER KADIN
DERNEĞİ
Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliğinin
Farkındayız Projesi
[Şirket adını yazın]
KADIN HAKLARI EĞİTİM
KİTAPÇIĞI
Diyarbakır-2015
Bu yayın Avrupa Birliği'nin yardımıyla hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca Kınalı Eller Kadın Derneği
sorumlu olup, herhangi bir şekilde AB'nin görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz
SUNUŞ
Kınalı Eller Kadın Derneği kadınların eğitimi, kadın istihdamı ve kadın haklarının geliştirilmesi
konularında faaliyet göstermek ve ayrıca kadın hakları konusunda çalışan sivil toplum örgütleri arasında
işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla 2011 yılında kuruldu.
Derneğimiz bu amaçla birçok faaliyet düzenlemiş olup, bu kitapçığın da ortaya çıkmasına vesile olan
ve sözleşme makamı MFİB olan Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliğinin Farkındayız adlı projeyi
yürütmektedir.
Bu projenin genel amacı; STÖ’ler arasında iyi yapılandırılmış bir diyalog kültürünün gelişimine katkı
sağlanması yoluyla özellikle kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konusunda sivil katılımın güçlendirilmesi; özel
amacı ise Proje ortağı STÖ’ler arasında işbirliğini geliştirerek kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konusunda bu
kurumlarda ve toplumda farkındalık yaratmaktır.
Proje kapsamında;
- STÖ çalışan ve üyelerine yönelik eğitimler (Proje hazırlama eğitimleri, Kadın Hakları ve Cinsiyet
Eşitliği) gerçekleştirilerek kurumsal kapasiteleri geliştirilecek ve toplumun bilinçlendirilmesi hususunda
inisiyatif almalarının sağlanması,
- İldeki sivil otoriteler ve kamu kurumları ziyaret edilerek kamu ve STK'lar arasında kadın hakları ve cinsiyet
eşitliği ile ilgili işbirliğinin geliştirilmesi,
- Kamu kurumları ve STÖ’ler başta olmak üzere, mahallelerde ve okullarda tüm kent bileşenlerine açık
“Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliği” konularında bilgilendirme seminerleri,
- Kadın Hakları ve cinsiyet eşitliği konulu fotoğraf ve resim yarışmalarının yanı sıra film gösterimleri,
- Dicle Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencilerine yönelik “Yeni Anayasa ve AB’ye uyum sürecinde
Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliği” konulu konferans düzenlenmesi planlanmış olup bu planda belirtilen
çalışmaların büyük bir kısmı gerçekleştirilmiştir.
Çalışmalarımızın gerçekleşmesi için bizlerden desteklerini esirgemeyen başta Diyarbakır
Valiliği olmak üzere tüm kamu kurumları ve aşağıda isimleri yazılı proje ortak ve iştirakçilerimize
teşekkürlerimizi sunarız.
12345-
Projenin ortakları;
Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD)
Tüketici Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi
Kalkınma Merkezi Derneği
Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV)
Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şubesi
Proje İştirakçileri
1- Aile ve Sosyal Politikalar Diyarbakır İl Müdürlüğü
2- Dicle Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi (DÜKSAM)
Müzeyyen KORKUTATA
Kınalı Eller Kadın Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
§.1. ULUSLAR ARASI MEVZUAT
CEDAW NEDİR?
“Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women” nın baş
harflerinden oluşan
kısaltmadır. Türkçeye
“Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi” olarak çevirilmiştir.
CEDAW Kadın erkek eşitliği ilkesinin bütün yaşam alanlarında gerçekleştirilmesi için atılan en önemli
adım olup Birleşmiş Milletlerin sekiz temel sözleşmesinden biridir.
CEDAW 187 devletin taraf olduğu temel bir insan hakları belgesidir. Bu Sözleşme, Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu’nca kabul edildiği 1979 yılından bu yana bütün dünyada kadınlar için bir “haklar bildirgesi”
devletler için ise bir “yükümlülükler manzumesi” olarak algılanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti 1986 yılından bu yana CEDAW Sözleşmesine, 29 Ekim 2002 tarihinden bu yana
ise CEDAW İhtiyari Protokolüne taraftır.
İhtiyari protokol CEDAW’ ın taraf devletlerce daha etkin uygulanmasını sağlamak için yapılmış bir
antlaşmadır. İhtiyari Protokol, Sözleşmede bahsedilen hakların ihlali durumunda, kişisel başvuru hakkı
tanınmakta ve CEDAW Komitesi’ne ilgili ülkelerde inceleme hakkı verilmektedir.
Bir devlet bir uluslararası bir sözleşmeyi imzalıyor ve onaylıyorsa veya sözleşmeye üye oluyorsa taraf
devlet olur ve imzaladığı sözleşmede belirtilen insan haklarına saygı göstereceğini, koruyacağını, bunun için
gerekli önlemleri alacağını ve sözleşme hükümlerini yerine getireceğini hem kendi halkına hem de taraf olan
diğer devletlere karşı taahhüt eder.
SÖZLEŞME MADDELERİ (İlk 16 Madde)
II. BÖLÜM
1. Madde
Kadınlara karşı ayrımcılığın tanımı
Bu Sözleşmenin amacı bakımından "kadınlara karşı ayrımcılık" terimi siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel,
kişisel veya diğer alanlardaki kadın ve erkek eşitliğine dayanan insan haklarının ve temel özgürlüklerin,
medeni durumları ne olursa olsun kadınlara tanınmasını, kadınların bu haklardan yararlanmalarını veya
kullanmalarını engelleme veya hükümsüz kılma amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran cinsiyete dayalı her
hangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlama anlamına gelir.
2. Madde
Hukuki alanda tedbirler alma yükümlülüğü
Taraf Devletler kadınlara karşı ayrımcılığın her biçimini yasaklayıp, her türlü vasıtayla ve hiç vakit
kaybetmeden kadınlara karşı ayrımcılığı tasfiye etme politikası izlemeyi kabul ederler, ve bu amaçla aşağıdaki
konularda taahhütte bulunurlar:
a) Erkeklerin ve kadınların eşitliği prensibini henüz ulusal anayasalarına veya diğer ilgili mevzuatlarına
içselleştirmemişler ise, bu prensibi içselleştirmeyi ve yasalar ve diğer uygun vasıtalarla bu prensibin pratik
olarak uygulanmasını sağlamak;
b) Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı yasaklayan ve gerektiği taktirde yaptırımlar getiren gerekli mevzuatı
çıkarmak ve diğer tedbirleri almak;
c) Kadınların haklarını erkeklerle eşit bir biçimde koruyacak hukuki mekanizmalar kurmak ve yetkili ulusal
yargı yerleri ile diğer kamu kurumları vasıtasıyla her hangi bir ayrımcılık karşısında kadınların etkili bir biçimde
korunmasını sağlamak;
d) Kadınlara karşı ayrımcılık niteliğindeki bir eylem veya uygulamadan kaçınmak ve kamu kurum ve
kuruluşların bu yükümlülüğe uygun davranmalarını sağlamak;
e) Her hangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasını önlemek için gerekli
her türlü tedbiri almak;
f) Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan mevcut yasaları, hukuki düzenlemeleri, gelenekleri ve uygulamaları
değiştirmek veya kaldırmak için gerekli her türlü tedbiri almak;
g) Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan bütün ulusal ceza hükümleri kaldırmak;
3. Madde
Siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda tedbir alma yükümlülüğü
Taraf Devletler kadınların tam olarak gelişmelerini ve ilerlemelerini sağlamak üzere, erkeklerle eşitlik temeline
dayanan insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına almak ve kullanmalarını sağlamak amacıyla,
mevzuat çıkarmak da dahil her alanda ve özellikle siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda gerekli her
türlü tedbiri alır.
4. Madde
Geçici olarak alınan özel tedbirler
1. Erkekler ile kadınlar arasındaki eşitliği fiilen gerçekleştirmeyi hızlandırmak için Taraf Devletlerin aldıkları
geçici tedbirler, bu Sözleşmede tanımlanan bir ayrımcılık şeklinde görülemez; ancak bunlar hiçbir şekilde
eşitlikçi olmayan veya farklı türden standartların sürdürülmesi sonucunu doğuramaz; fırsat ve muamele
eşitliğini sağlama amacı gerçekleştiğinde bu tedbirlerin uygulanmasına son verilir.
2. Anneliği korumak amacıyla bu Sözleşmedeki tedbirler de dahil Taraf Devletler tarafından alınan bütün özel
tedbirler ayrımcılık şeklinde görülemez.
5. Madde
Önyargıların ve geleneklerin tasfiye edilmesi
Taraf Devletler aşağıdaki konularda gerekli tedbirleri alırlar:
a) Her iki cinsten birinin aşağı veya üstün olduğu veya erkekler ile kadınların basma kalıp rollere sahip
oldukları düşüncesine dayanan bütün önyargılar ve gelenekler ile her türlü uygulamayı tasfiye etmek amacıyla
erkeklerin ve kadınların sosyal ve kültürel davranış tarzlarını değiştirmek;
b) Ailede verilen eğitimin, toplumsal bir işlev olarak anneliğin gerektiği şekilde anlaşılmasını ve çocuğun
büyütülmesinde ve yetiştirilmesinde erkeklerin ve kadınların ortak sorumluluğunun kabul edilmesini, yani
çocuğun menfaatlerinin her durumda öncelik taşıdığını de içermesini sağlamak.
6. Madde
Kadın satışının yasaklanması
Taraf Devletler her hangi bir biçimde kadın satışını ve kadınların fahişeleştirilerek istismar edilmelerini son
erdirmek için mevzuat çıkarmak da dahil, gerekli her türlü tedbiri alır.
II. BÖLÜM
7. Madde
Oy verme, seçilme ve katılma hakkı
Taraf Devletler ülkenin siyasal ve kamusal yaşamında kadınlara karşı ayrımcılığı tasfiye etmek için gerekli her
türlü tedbiri alır ve, özellikle kadınların erkeklerle eşit şekilde aşağıdaki haklarını güvence altına alır:
a) Bütün seçimlerde ve referandumlarda oy kullanmak ve kamusal olarak seçim yapılan bütün organlara
seçilebilmek hakkı;
b) Hükümet politikalarının formüle edilmesine ve bunların uygulanmasına katılma hakkı ile kamu görevlerine
atanma ve idarenin her düzeyinde kamusal görevleri yerine getirme hakkı;
c) Hükümet dışı kuruluşlar ile ülkenin kamusal ve siyasal yaşamıyla ilgili kuruluşlara katılma hakkı.
8. Madde
Hükümeti temsil hakkı
Taraf Devletler kadınların erkeklerle aynı şekilde ve hiç bir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın Hükümetlerini
uluslararası düzeyde temsil etmeleri ve uluslararası örgütlerin çalışmalarına katılmaları için gerekli her türlü
tedbiri alır.
9. Madde
Vatandaşlık hakkı
1. Taraf Devletler vatandaşlığın kazanılması, değiştirilmesi, sürdürülmesi konusunda kadınlara erkeklerle eşit
haklar tanır. Taraf Devletler özellikle, bir yabancı ile evlenmenin veya evlilik sırasında kocanın vatandaşlık
değiştirmesinin, otomatik olarak kadının da vatandaşlık değiştirmesine, Vatansız kalmasına veya zorla
kocanın vatandaşlığına geçmesine neden olmamasını sağlar.
2. Taraf Devletler çocukların vatandaşlığı konusunda kadınlara erkeklerle eşit haklar sağlar.
III . BÖLÜM
10. Madde
Eğitim hakkı
Taraf Devletler eğitim alanında kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olmalarını sağlamak için kadınlara
karşı ayrımcılığı tasfiye etmek üzere gerekli her türlü tedbiri ve kadınlarla özellikle erkeklerin eşitliğine
dayanan aşağıdaki tedbirleri alır:
a) Meslek ve sanat rehberliği verilmesinde, kentsel alanlarda olduğu gibi kırsal alanlarda da eğitim
kuruluşlarına girme ve bu kuruluşlardan diploma almada eşit şartların sağlanması; bu eşitlik okul öncesi eğitim
ile genel, teknik, mesleki ve yüksek teknik eğitimde, ve her çeşit mesleki öğretimde sağlanır;
b) Aynı öğretim programına katılmaları, aynı sınavlara girmeleri, nitelik bakımından aynı düzeydeki
eğitimcilerden eğitim almaları, aynı nitelikteki bina ve eğitim araçlarına sahip olmaları sağlanır;
c) Erkeklerin ve kadınların kalıplaşmış rolleriyle ilgili kavramların eğitimin her düzeyinden ve biçiminden tasfiye
edilmesi için karma eğitim ve bu amaca ulaşılmasına yardımcı olacak diğer eğitim türleri teşvik edilir, ve
özellikle okul kitapları ve ders programların gözden geçirilir ve bu öğretim metoduna göre uyarlanır;
d) Burs ve diğer eğitim yardımlarından yararlanmada aynı imkanlar sağlanır;
e) Erkekler ile kadınlar arasında var olan eğitim açığın ı mümkün olan en kısa sürede kapatmayı amaçlayan
yetişkinler için programlar ile okuma yazma programları da dahil, sürekli eğitim programlarına katılmaları
konusunda aynı imkanlar sağlanır;
f) Kız öğrencilerin okuldan ayrılma oranlarının düşürülmesi ve okuldan erken ayrılan kızlar ve kadınlar için
eğitim programları düzenlenir;
g) Spora ve beden eğitimine faal olarak katılmalarını sağlamak için aynı imkanlar tanınır;
h) Aile planlaması hakkında bilgi ve tavsiyeler dahil, aile sağlığını ve iyiliğini sağlayamaya yardımcı olacak
özel bazı eşitsel bilgiler verilir.
11. Madde
Çalışma hakkı
1. Taraf Devletler istihdam alanında erkekler ile kadınların eşitliğini sağlayacak şekilde kadınlara karşı
ayrımcılığı tasfiye etmek için kadınlara aynı hakları ve özellikle aşağıdaki hakları tanır:
a) Her insanın vazgeçilmez bir hakkı olan çalışma hakkı;
b) Istihdam konularında seçim yapılırken aynı ölçülerin uygulanması da dahil, aynı istihdam imkanlarından
yararlanma hakkı;
c) Mesleğini ve işini serbestçe seçme hakkı, meslekte ilerleme hakkı, iş güvenliğine sahip olma ve hizmet
karşılığı imkanlardan ve menfaatlerden yararlanma hakkı ile, çıraklık eğitimi, ileri düzeyde mesleki eğitim ve
bilgi yenileme eğitimi gibi mesleki eğitim ve yenileme eğitimi alma hakkı;
d) Tazminatlar da dahil eşit ücret alma, ve eşit değerde yapılan işe karşı eşit muamele görme ile birlikte işin
niteliğinin değerlendirilmesinde eşit muamele görme hakkı;
e) Özellikle emeklilik, işsizlik, hastalık, malullük, yaşlılık ve diğer iş göremezlik gibi hallerde sosyal güvenlik
hakkı ile birlikte ücretli izin hakkı;
f) Sağlığın korunması ve doğurganlık yeteneğinin korunması da dahil, çalışma şartlarında güvenlik hakkı;
2. Taraf Devletler, evlilik veya annelik sebepleriyle kadına karşı ayrımcılık yapılmasını engellenmek ve
çalışma hakkını etkili bir biçimde korumak için aşağıdaki tedbirleri alırlar:
a) Hamilelik veya annelik izni sebebiyle işe son verilmesini ve medeni duruma dayanılarak işten çıkarma
şeklinde ayrımcılık yapılmasını cezaya tabi tutarak yasaklar;
b ) İşi, işte kıdemi veya sosyal hakları kaybetmeden ücretli olarak veya buna benzer menfaatler sağlanarak
annelik izni verilmesine dair düzenleme yapar;
c) Anne ve babanın aile içi yükümlülüklerini, çalışma yaşamındaki sorumluluklarıyla ve toplumsal yaşama
katılmalarıyla uyumlaştırabilmeleri için, özellikle çocuk bakım kurumlarının kurulmasını ve geliştirilmesini
istemek suretiyle, gerekli destekleyici sosyal hizmetlerin sağlanmasını teşvik eder;
d) Hamilelik sırasında kendilerine zarar verebilecek işlerde çalışan kadınların özel olarak korunmasını sağlar;
3. Bu madde kapsamına giren koruyucu yasal önlemler, bilimsel ve teknolojik bilgilerin ışığında periyodik
olarak gözden geçirilir ve gerekli görüldüğü takdirde düzeltilir, kaldırılır veya genişletilir.
12. Madde
Sağlık hakkı
1. Taraf Devletler sağlık alanında erkekler ile kadınların eşit şekilde, aile planlaması hizmetleri de dahil sağlık
hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak üzere kadınlara Karar ayrımcılığı tasfiye etmek için gerekli her türlü
tedbiri alır.
2. Taraf Devletler bu maddenin birinci fıkrasındaki hükümlere bakmaksızın, hamilelik dönemi, doğum dönemi
ve doğum sonrası dönem ile ilgili olarak kadınlara, gerektiği takdirde ücretsiz olarak, gerekli hizmetleri sağlar;
bunun yanında hamilelik ve emzirme döneminde yeterli hizmet verir.
13. Madde
Ekonomik ve sosyal yaşamın diğer alanlarındaki haklar
Taraf Devletler ekonomik ve sosyal yaşamın diğer alanlarında erkekler ile kadınların eşit şekilde aynı
haklardan yararlanmasını sağlamak üzere kadınlara karşı ayrımcılığı tasfiye etmek için gerekli her türlü tedbiri
alır ve özellikle aşağıdaki hakları tanır:
a) Aile tazminatlarından yararlanma hakkı;
b) Banka kredisi alma, ipotek ettirme ve diğer mali imkanlardan yararlanma hakkı;
c) Eşlendirici faaliyetler ile her türlü sportif ve kültürel faaliyetlere katılma hakkı;
14. Madde
Kırsal alandaki kadınların hakları
1. Taraf Devletler kırsal alanda yaşayan ve kayıt dışı sektörlerde çalışarak ailelerinin ekonomik yaşamlarına
önemli katkıda bulunan kadınların karşılaştıkları özel sorunları dikkate alır ve bu Sözleşmenin hükümlerinin
kırsal alanda yaşayan kadınlara uygulanmasını sağlamak için gerekli her türlü tedbiri alır.
2 . Taraf Devletler erkekler ile kadınlar arasında eşitliği sağlamak üzere, kırsal alanda meydana gelen
gelişmelere katılmaları ve bu gelişmelerden yararlanmaları için kırsal alanda yaşayan kadınlara karşı
ayrımcılığı tasfiye etmek için gerekli her türlü tedbiri alır, ve bu kadınlara özellikle aşağıdaki hakları tanır;
a) Her düzeydeki plânlamanın yapılmasına ve uygulanmasına katılma hakkı;
b) Aile planlamasında bilgilendirme, danışmanlık ve hizmet verme de dahil, yeterli sağlık hizmetinden
yararlanma hakkı;
c) Sosyal güvenlik programlarından doğrudan yararlanma hakkı;
d) Okuma-yazma ile ilgili öğretim de dahil, teknik yeterliliklerini artırmak için halka açık olan ve geliştirmeye
yönelik hizmetler ile birlikte her türlü resmi veya gayri resmi eğitim ve öğretimden yararlanma hakkı;
e) Adam çalıştırma veya çalışma suretiyle ekonomik imkanlardan eşit bir biçimde yararlanmalarını sağlamak
için ferdi gruplar ve topluluklar örgütleme hakkı;
f) Her türlü toplumsal faaliyetlere katılma hakkı;
g) Tarımsal kredi ve borç alma, pazarlama imkanlarına ulaşma, toprak ve tarım reformunda gerekli
teknolojiden yararlanma ve eşit muamele görme ile iskan programlarından yararlanma hakkı;
h) Özellikle konut, sağlık, aydınlanma, içme suyu, ulaşım ve iletişim hizmetleriyle ilgili yeterli yaşam
standartlarından yararlanma hakkı.
IV. BÖLÜM
15. Madde Hukuk önünde eşitlik hakkı
1. Taraf Devletler kadınların erkeklerle hukuk önünde eşitliğini kabul eder.
2. Taraf Devletler hukuki meselelerde kadınların erkeklerle aynı hukuki ehliyete sahip olmalarını ve bu ehliyeti
kullanmaları için aynı imkanlara sahip olmalarını kabul eder. Taraf Devletler özellikle, Sözleşme yapma ve
malların idaresi konusunda kadınlara eşit haklar tanır ve, mahkeme ve yargı yerleri önündeki davaların her
aşamasında eşit muamele görmelerini sağlar.
3. Taraf Devletler, kadının hukuki ehliyetini kısıtlamaya yönelik hukuki sonuç doğuran bütün Sözleşmelerin ve
her türlü özel belgenin hükümsüz sayılacağını kabul eder.
4. Taraf Devletler, kişilerin seyahat hakkı ve, yerleşme ve konutu seçme özgürlüğü ile ilgili yasalarda erkeklere
ve kadınlara eşit haklar tanımayı kabul eder.
16. Madde
Evlenme ve aile ilişkileri alanındaki haklar
1. Taraf Devletler evlilik ve aile ilişkileri ile ilgili bütün konularda kadınlara karşı ayrımcılığı tasfiye etmek için
gerekli her türlü tedbiri alır ve özelikle erkeklerle kadınların eşitliğini öngören aşağıdaki hakları tanır:
a) Evlenmede aynı hakka sahip olma;
b) Serbestçe eş seçmede ve serbest ve kendi rızasıyla evlenmede aynı hakka sahip olma;
c) Evlilik döneminde ve boşanma sırasında aynı haklara ve yükümlülüklere sahip olma;
d) Medeni durumları ne olursa olsun, anne ve baba olarak çocuklarla ilgili konularda aynı haklara ve
yükümlülüklere sahip olma; her hal ve karda çocukların menfaatlerine üstünlük tanınır;
e) Çocukların sayısına ve dünyaya getirilme zamanına serbestçe ve makulce karar verme konusunda aynı
hakka sahip olma ve bu hakları kullanabilmeleri için gerekli bilgiye, eğitime ve araçlara sahip olma;
f) Velayet, vasilik, kayyımlık ve evlat edinme, veya bu kavramların bulunduğu ulusal mevzuattaki benzer
kurumlar bakımından aynı haklara ve yükümlülüklere sahip olma; her hal ve karda çocukların menfaatlerine
üstünlük tanınır;
g) Soyadı, meslek ve iş seçme hakları da dahil, karı ve koca olarak aynı kişisel haklara sahip olma;
h) Eşlerin malarına sahip olma, kazanma, işletme, idare etme, kullanma ve mallarını bir bedel karşılığında
veya bedelsiz olarak elden çıkarma konusunda aynı haklara sahip olma.
2. Çocuğun nişanlandırılması ve evlendirilmesi hiç bir hukuki sonuç doğurmaz; asgari evlenme yaşını tespit
etmek ve evliliklerin resmi sicile kaydının zorunlu hale getirilmesi için yasama tedbirleri de dahil gerekli tüm
işlemler yapılır.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE DAİR
AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ
(İSTANBUL SÖZLEŞMESİ)
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa
Konseyi Sözleşmesidir. Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığımız sırasında İstanbul’da imzaya açılan sözleşme,
“İstanbul Sözleşmesi” olarak da anılmaktadır.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 30 Nisan 2002 tarihli “Kadınların Şiddete Karşı Korunmasına” ilişkin
tavsiye kararı, 7 Nisan 2011 tarihinde genişletilerek ve güncelleştirilerek bir sözleşme haline getirilmiştir.
Türkiye’nin başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile
İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni 7 Nisan 2011 tarihinde
Strazburg’da onaylamıştır. Müzakereleri yaklaşık üç yıl süren ve bu konuda Avrupa’daki en önemli hukuki
düzenleme olarak kabul edilen Sözleşmenin en güçlü destekçilerinden biri Türkiye olmuş ve yazım sürecine
de aktif katkı sağlamıştır.
Türkiye, 11 Mayıs 2011 tarihinde Sözleşme imzaya açıldığında ilk imzayı atmıştır. 24 Kasım 2011 tarihinde
onay sürecini sonuçlandıran Bakanlar Kurulu Kararının, 8 Mart 2012 tarihinde, Dünya Kadınlar Gününde,
Resmi Gazete ’de yayınlanmasını takiben, 14 Mart 2012 tarihinde onay belgesini Avrupa Konseyi
Sekretaryasına ileten ilk ülke olmuştur.
İstanbul Sözleşmesi, uluslararası hukukta kadına yönelik ve aile içi şiddet konusunda yaptırım gücü
olan ilk sözleşme olma özelliğini taşımaktadır. Kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik toplumsal
cinsiyete dayalı şiddet kavramlarının tanımlandığı sözleşmede şiddet, yalnızca fiziksel değil, cinsel, ekonomik,
psikolojik ve ekonomik boyutlarını da içerecek şekilde tanımlanmıştır. Ayrıca Sözleşmede kadın sözcüğünün
18 yaşın altındaki kız çocuklarını da kapsadığı belirtilmektedir. Kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin
gerçekleşmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede önemli bir unsur olduğu vurgulanmıştır.
SÖZLEŞME MADDELERİ (İlk 61 Madde)
Bölüm 1 – Amaçlar, tanımlar, eşitlik ve ayrım gözetmeme, genel yükümlülükler
Madde 1 – Sözleşmenin Amaçları
1. Bu Sözleşmenin amaçları şunlardır:
a. kadınları her türlü şiddetten korumak ve kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek,
kovuşturmak, ortadan kaldırmak;
b. kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve, kadınların
güçlendirilmesi yoluyla da dahil olmak üzere, kadın ve erkek arasındaki somut eşitliği teşvik
etmek;
c.
kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağdurlarını korumak ve bu kişilere destek vermek için
kapsamlı bir çerçeveyi, politikaları ve tedbirleri tasarlamak;
d. kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini
güçlendirmek;
e. kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütünsel bir yaklaşımı
benimsemeye yönelik etkili bir işbirliği yapmaları için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve
yardım sağlamak.
2. Bu Sözleşme, hükümlerinin Taraf Devletler tarafından etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak
amacıyla özel bir izleme mekanizması kurar.
Madde 2 – Sözleşme’nin kapsamı
1. Bu Sözleşme, ev içi şiddet de dâhil olmak üzere orantısız bir şekilde kadınları etkileyen, kadınlara
yönelik her türlü şiddet biçimi için geçerlidir.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’yi tüm ev içi şiddet mağdurlarına uygulamaya teşvik edilir. Taraf
Devletler, bu Sözleşme hükümlerinin uygulanmasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kadın
mağdurlarını özellikle dikkate alır.
3. Bu Sözleşme barış zamanlarında ve silahlı çatışma durumlarında uygulanır.
Madde 3 – Tanımlar
Sözleşmenin amacı bakımından:
a. “Kadınlara yönelik şiddet” ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel,
cinsel, psikolojik ve ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete
dayalı her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten
yoksun bırakma anlamına gelir ve bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir
biçimi olarak anlaşılmaktadır.
b. “ev içi şiddet”, mağdur faille aynı haneyi paylaşsa da paylaşmasa da, aile veya hanede, eski veya
şimdiki eşler ya da partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve
ekonomik şiddet anlamına gelir.
c.
“toplumsal cinsiyet” toplum tarafından kadın ve erkeğe yüklenen ve sosyal olarak kurgulanan
roller, davranışlar ve eylemler anlamına gelir.
d. “kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” doğrudan kadınlara yalnızca kadın oldukları
için uygulanan veya orantısız bir şekilde kadınları etkileyen şiddet anlamına gelir.
e. “mağdur” a ve b bentlerinde belirlenen davranışlara maruz kalan gerçek bir kişi anlamına gelir.
f.
“kadın” ibaresi 18 yaş altı kız çocuklarını da kapsar.
Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrım gözetmeme
1. Taraf Devletler, özel ve kamusal alanda herkesin, özellikle de kadınların, şiddetten uzak yaşama
hakkını korumak ve bu hakkı sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınar ve kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı
önlemek üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri gecikmeksizin alır ve bu kapsamda,
-
kadın erkek eşitliği ilkesini kendi ulusal anayasalarına ya da diğer uygun mevzuata
dahil eder ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini güvence altına alır;
-
kadınlara yönelik ayrımcılığı, ihtiyaç bulunması halinde, yaptırımlar uygulamak
yoluyla yasaklar;
-
kadınlara yönelik ayrımcı yasa ve uygulamaları kaldırır.
3. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin hükümlerinin, özellikle de mağdurun haklarını korumaya yönelik
tedbirlerin cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya siyasi olmayan görüş, ulusal veya
sosyal köken, ulusal azınlık ile ilişkilenme, mülkiyet, soy, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği,
yaş, sağlık durumu, sakatlık, medeni hal, göçmen veya mülteci olma durumu ya da benzeri herhangi
bir temelde ayrım gözetmeksizin uygulanmasını güvence altına alır.
4. Bu Sözleşme kapsamında kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları
toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel önlemler ayrımcılık olarak kabul edilemez.
Madde 5 – Devlet yükümlülükleri ve gereken özeni gösterme sorumluluğu
1. Taraf Devletler kadına yönelik herhangi bir şiddet eylemiyle ilişkilenmekten kaçınır ve devlet adına
hareket eden devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve diğer aktörlerin bu
yükümlülüğe uygun davranmalarını sağlar.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamında olup devlet dışı aktörler tarafından işlenen şiddet
eylemlerini gereken özeni göstererek önlemek, soruşturmak, cezalandırmak ve bu eylemlerden
kaynaklı mağduriyet için tazminat sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 6 – Toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar
Taraf Devletler bu Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerinin uygulamasına ve Sözleşme hükümlerinin
etkisinin değerlendirilmesine toplumsal cinsiyet perspektifini dâhil edeceğini ve kadın erkek eşitliği ve
kadınları güçlendiren politikalarını teşvik edeceğini ve etkili bir şekilde uygulayacağını taahhüt eder.
Bölüm II – Bütünsel politikalar ve veri toplama
Madde 7 – Kapsayıcı ve eşgüdümlü politikalar
1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle mücadele ve bu şiddetin
her biçiminin önlenmesi için, ilgili tüm tedbirleri kapsayacak şekilde ülke çapında etkili, kapsayıcı ve
eşgüdümlü politikaların kabul edilmesi ve ve uygulanması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır
ve kadınlara yönelik şiddete karşı bütüncül bir mücadele yürütür.
2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen politikaların, mağdurun haklarını bütün önlemlerin merkezine
koyarak hayata geçirilmesini ve bu politikaların tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle etkili işbirliği
içerisinde uygulanmasını sağlar.
3. Uygun olan durumda bu madde gereğince alınacak tedbirlere hükümet organları, ulusal, bölgesel ve
yerel parlamentolar ve yetkililer, ulusal insan hakları kurumları ve sivil toplum örgütleri gibi tüm ilgili
aktörleri kapsar.
Madde 8 – Mali kaynaklar
Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren şiddetin tüm biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin her
biçiminin önlenmesine yönelik bütünleştirilmiş politika, önlem ve programların bunları yerine getiren
hükümet dışı örgütleri ve sivil toplumu da dâhil ederek yeterli düzeyde hayata geçmesi için uygun mali
kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis eder.
Madde 9 – Hükümet dışı örgütler ve sivil toplum
Taraf Devletler, ilgili hükümet dışı örgütlerin ve sivil toplumun kadınlara yönelik şiddetle mücadele
alanında her düzeyde yaptıkları çalışmaları göz önüne alır, teşvik eder, destekler ve bu örgütlerle etkili
işbirliği gerçekleştirir.
Madde 10 – Eşgüdümü sağlayan birim
1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin
her biçiminin önlenmesine yönelik politika ve önlemlerin eşgüdümünden, uygulanmasından,
izlenmesinden ve değerlendirilmesinden sorumlu bir ya da birden fazla resmi birim saptar ya da kurar.
Bu birimler 11. maddede bahsedilen verilerin toplanması ve sonuçların analiz edilip yayılmasında
eşgüdümü sağlar.
2. Taraf Devletler, bu madde gereğince saptanan veya kurulan birimlerin 8. madde gereğince alınacak
önlemlerin genel niteliği hakkında bilgi almalarını sağlar.
3. Taraf Devletler, bu madde gereğince saptanan veya kurulan organların Taraf ülkelerdeki
meslektaşlarıyla doğrudan haberleşmelerine ve ilişki kurmalarına yardımcı olur.
Madde 11 – Veri toplama ve inceleme
1. Taraf Devletler, Sözleşme’nin amacı bakımından:
a. sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet vakalarına dair ilgili ayrıştırılmış istatistiksel verileri
belirli aralıklarla toplamayı;
b. bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili yapılan araştırmaları; şiddetin
temel nedenlerini ve sonuçlarını, şiddet vakalarını ve mahkûmiyet oranlarını, ek olarak bu
Sözleşme’nin uygulanması için alınan tedbirlerin etkisini incelemek amacıyla destekleyeceğini
taahhüt eder.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin yaygınlığını ve şiddete olan
eğilimleri değerlendirmek için düzenli aralıklarla nüfus esaslı araştırmalar yapmaya çaba gösterir.
3. Taraf Devletler, uluslararası işbirliğini teşvik etmek ve uluslararası düzeyde kıyaslama çalışmasını
yapılmasını sağlamak üzere, bu madde uyarınca toplanan bilgileri bu Sözleşme’nin 66. maddesinde
bahsedilen uzmanlar grubuna verir.
4. Taraf Devletler, bu madde uyarınca toplanan bilgilerin kamuya açık olmasını güvence altına alır.
Bölüm III – Önleme
Madde 12 – Genel Yükümlülükler
1. Taraf Devletler, kadınların aşağı bir cins olduğu veya erkekler ile kadınlar için alışılagelmiş rollerin
bulunduğu düşüncesine dayanan önyargıları, örf ve adetleri, gelenekleri ve her türlü uygulamaları
yok etmek amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesi
için gerekli tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerine karşı her gerçek ve
tüzel kişiyi korumak için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
3. Bu madde gereğince alınan her tedbir belirli şartlar nedeniyle savunmasız bırakılan kişilerin özel
ihtiyaçlarına işaret eder ve ihtiyaçları dikkate alır ve mağdurun insan haklarını merkeze koyar.
4. Taraf Devletler, tüm toplumu, özellikle erkekleri ve erkek çocukları bu Sözleşme kapsamına giren
bütün şiddet biçimlerinin önlenmesine aktif bir şekilde katkıda bulunmaları için teşvik etmek
amacıyla gerekli tedbirleri alır.
5. Taraf Devletler, kültür, örf ve adet, din, gelenek veya sözde ”namus”un bu Sözleşme kapsamında
yer alan şiddet eylemlerinin bir gerekçesi olarak kabul edilmemesini güvence altına alır.
6. Taraf Devletler, kadınların güçlenmesi için program ve faaliyetleri arttırmak amacıyla gerekli
tedbirleri alır.
Madde 13 – Farkındalığı arttırma
1. Taraf Devletler, uygun olan durumlarda bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin
farklı tezahürlerinin, bunların çocuklar üzerindeki sonuçlarının ve bu şiddet biçimlerinin önlenmesi
gerektiğinin toplum içinde anlaşılması ve bu konuda farkındalığın arttırılması için, ulusal insan hakları
kurumlarıyla ve eşitlik kurumlarıyla, sivil toplumla ve hükümet dışı örgütlerle ve özellikle de kadın
hakları örgütleriyle işbirliğini içeren, düzenli ve her düzeyde farkındalık arttırıcı kampanya ve
programları düzenler ya da teşvik eder.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut bilgi
ve tedbirlerin toplum içerisinde geniş bir kapsamda yaygınlaştırılmasını güvence altına alır.
Madde 14 - Eğitim
1. Taraf Devletler, kadın erkek eşitliği, kalıplaştırılmayan toplumsal cinsiyet rollerini, karşılıklı saygıyı,
kişiler arası ilişkilerde şiddetten kaçınma temelinde çatışma çözümünü, kadınlara yönelik toplumsal
cinsiyete dayalı şiddet ve kişisel bütünlük hakkı meselelerinin resmi müfredat içerisinde ve eğitim
sürecinin her düzeyinde öğrencilerin gelişim kapasitelerine uygun olarak öğretim materyallerinin
içerisine dâhil edilmesi için uygun olan durumlarda gerekli adımları atar.
2. Taraf Devletler, 1. fıkrada bahsedilen ilkelerin yaygın eğitim faaliyetlerinin yanı sıra spor faaliyetleri,
kültürel faaliyetler, boş vakit faaliyetleri ve medyada teşvik edilmesi için gerekli adımları atar.
Madde 15 – Uzmanların eğitimi
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin mağdurlarıyla veya failleriyle
ilgilenen uzmanlara, bu tür bir şiddetin önlenmesi ve ortaya çıkarılması, kadın erkek eşitliği,
mağdurların hakları ve ihtiyaçlarının yanı sıra ikincil mağduriyetin nasıl önleneceği hakkında uygun
eğitimi sağlar veya bu eğitimleri güçlendirir.
2. Taraf Devletler bu Sözleşme kapsamındaki şiddet vakalarıyla ilgili başvuruların daha kapsamlı ve
gerektiği gibi ele alınmasını sağlamak üzere 1. fıkrada bahsedilen eğitimin şekilde kurumlar arası
eşgüdümlü çok-taraflı işbirliği hakkında eğitimi içermesini teşvik eder.
Madde 16 – Önleyici müdahale ve tedavi programları
1. Taraf Devletler, ev içi şiddet faillerinin daha fazla şiddet eyleminde bulunmalarını engellemek ve
şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmek üzere kişiler arası ilişkilerinde şiddet içermeyen
davranışı benimsemeleri için failleri eğitmeyi hedefleyen programların oluşturulması veya
desteklenmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler faillerin, özellikle de cinsel suç faillerinin tekrar suç işlemelerini önlemeyi hedefleyen
tedavi programlarının oluşturulması veya desteklenmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
3. Taraf Devletler, 1. ve 2. fıkrada belirtilen önlemlerin alınmasında mağdurun güvenliğinin,
desteklenmesinin ve insan haklarının öncelikli öneme sahip olmasını ve uygun durumda mağdurlara
yönelik uzman destek hizmetleriyle yakın işbirliği içerisinde bu programların oluşturulmasını ve
uygulanmasını güvence altına alır.
Madde 17 – Özel sektör ve medyanın katılımı
1. Taraf Devletler, ifade özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına saygı duyarak, özel sektörü, bilgi ve iletişim
sektörünü ve medyayı politikaların hazırlık ve uygulama aşamalarına katılmaya ve kadınlara yönelik
şiddeti önlenmek ve kadın onuruna saygıyı arttırmak amacıyla yönerge ve öz-denetim standartlarını
oluşturmaya teşvik eder.
2. Taraf Devletler, özel sektör aktörleriyle işbirliği içinde, çocuklar, ebeveynler ve eğitimcilerin içeriğinde
zararlı olabilecek cinsel ya da şiddet unsuru bulunan bilgi ve iletişim ortamlarıyla başa çıkma
becerilerini geliştirir ve geliştirilmesini teşvik eder.
Bölüm IV – Koruma ve destek
Madde 18 – Genel yükümlülükler
1. Taraf Devletler, bütün mağdurları daha öte şiddet fiillerine karşı korumak için gereken yasal veya
diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 20. ve 22. maddelerinde ayrıntısıyla sıralanan genel ve özel yardım
hizmetlerine atıfta bulunmayı da kapsayacak şekilde, Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet
biçimlerinin mağdur ve tanıklarının korunması ve desteklenmesinde, iç hukuk kuralları doğrultusunda,
yargı, cumhuriyet savcıları, kolluk kuvvetleri, yerel ve ulusal yetkililer dahil ilgili devlet kuruluşları ve
yanı sıra hükümet dışı örgütler ve ilgili diğer örgütler ve yapılar arasında etkili bir işbirliğinin
oluşturulması için uygun mekanizmaların mevcudiyetini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
önlemleri alır.
3. Taraf Devletler, bu madde gereğince alınacak tedbirlerin:
-
kadınlara yönelik şiddete ve ev içi şiddete dair cinsiyetlendirilmiş bir anlayışa
dayanmasını ve mağdurun insan haklarına ve güvenliğine odaklanmasını;
-
mağdurlar, failler, çocuklar ve onların toplumsal çevreleri arasındaki ilişkiyi dikkate alan
bütünleştirilmiş yaklaşıma dayanmasını;
-
ikincil mağduriyetin önlemesini hedeflemesini;
-
şiddetin kadın mağdurlarının güçlenmesini ve ekonomik bağımsızlık kazanmalarını
hedeflemesini;
-
uygun durumlarda, aynı tesiste çeşitli koruma ve destek hizmetlerinin bir arada
sunulmasına olanak tanımasını;
-
çocuk mağdurları dâhil ederek savunmasız kişilerin özel ihtiyaçlarına dikkat edilmesini
ve bu ihtiyaçların onlar için ulaşılabilir olmasını güvence altına alır.
4. Hizmetlerin sağlanması, mağdurun şikâyette bulunmasına veya faile karşı tanıklık etmesine bağlı
olamaz.
5. Taraf Devletler, kendi vatandaşlarına ve uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülükleri uyarınca
korunma hakkına sahip olan diğer mağdurlara konsolosluk hizmeti ve diğer koruma ve destek
hizmetlerini sağlamak üzere uygun tedbirleri.
Madde 19 – Bilgi
Taraf Devletler, mağdurların mevcut destek hizmetleri ve yasal tedbirler hakkında anladıkları dilde yeterli
ve zamanında bilgi edinmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 20 – Genel destek hizmetleri
1. Taraf Devletler, mağdurların şiddet sonrası toparlanmalarını kolaylaştıracak hizmetlere erişebilir
olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bu tedbirler, gerek duyulduğunda,
hukuki ve psikolojik danışmanlık, maddi yardım, konut, eğitim, öğretim ve iş bulmalarına yardım gibi
hizmetleri içermelidir.
2. Taraf Devletler, mağdurların sağlık ve sosyal hizmetlere erişebilir olmasını ve hizmetler için yeterli
kaynak ayrılmasını ve uzmanların mağdurlara yardımcı olmak ve uygun hizmetle yönlendirmek üzere
eğitim almalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 21 – Bireysel/ toplu şikâyette destek
Taraf Devletler, mağdurların bölgesel ve uluslararası bireysel/ toplu şikâyet mekanizmaları hakkında bilgi
sahibi ve bu mekanizmalara erişebilir olmalarını güvence altına alır. Taraf Devletler, bu tür şikâyetlerin
sunumunda mağdurlara duyarlı ve bilgiye dayalı destek sağlanmasını teşvik eder.
Madde 22 – Uzman destek hizmetleri
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerine maruz kalmış her mağdura
yeterli bir coğrafi dağılımla acil, kısa ve uzun dönem uzman destek hizmetlerini sağlamak veya bu
hizmetleri düzenlemek için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, şiddet mağduru bütün kadınların ve onların çocuklarının kadın uzmanların destek
hizmetlerinden yararlanmalarını sağlar veya buna yönelik düzenlemeleri yapar.
Madde 23 – Sığınaklar
Taraf Devletler, mağdurlara, özellikle de kadınlara ve çocuklarına güvenli konaklama sağlayan ve inisiyatif
kullanarak mağdurlara ulaşan, yeterli sayıda, uygun ve kolayca ulaşılabilir sığınağın hazırlanmasını sağlamak
üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 24 – Telefonla yardım hattı
Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak arayanlara, gizlilik
içerisinde ya da arayanın kimliğinin gizli kalmasına gereken özeni göstererek danışmanlık vermek için
ülke çapında, kesintisiz (7/24) çalışan, ücretsiz telefon destek hattı hizmeti sağlamak amacıyla gereken
yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 25 – Cinsel şiddet mağdurlarına yönelik yardım
Taraf Devletler, mağdurlara yönelik tıbbi ve adli muayene, travma desteği ve danışmanlık sağlamak
üzere, yeterli sayıda, uygun ve kolay erişilebilir tecavüz kriz veya cinsel şiddet yönlendirme merkezlerinin
kurulması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 26 – Çocuk tanıklar için koruma ve destek
1. Taraf Devletler, mağdurlara yönelik koruma ve yardım hizmetlerinin sağlanmasında bu Sözleşme
kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin çocuk tanıklarının haklarına ve ihtiyaçlarına gereken özenin
gösterilmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Bu madde uyarınca alınan tedbirler, bu Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet biçiminin
çocuk tanıklarının yaşlarına uygun psiko-sosyal danışmanlığı kapsar ve çocuğun yüksek yararı
ilkesine gereken saygıyı gösterir.
Madde 27 – Bildirme
Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamına giren şiddet eylemlerinin gerçekleşmesine tanık olan veya böyle
bir eylemin gerçekleşebileceğine dair makul nedenleri olan veya olası başka şiddet eylemlerinin
yaşanabileceğine inanan bir kişinin bunu yetkili makamlara veya örgütlere bildirmesini teşvik etmek üzere
gerekli tedbirleri alır.
Madde 28 – Uzmanlar tarafından bildirme
Taraf Devletler, belirli meslek alanlarında iç hukuk tarafından düzenlenen gizlilik kurallarının, uygun
durumda, bu Sözleşme kapsamına giren şiddet eylemlerinin gerçekleştiği veya başka ciddi şiddet
eylemlerinin gerçekleşebileceği konusunda makul gerekçeleri olan uzmanların bunu yetkili makamlara
veya örgütlere bildirmesine engel teşkil etmemesini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alır.
Bölüm V – Maddi hukuk
Madde 29 –Hukuk davaları ve başvuru yolları
1. Taraf Devletler mağdurların faile karşı yeterli hukuksal başvuru yollarına sahip olmasını sağlamak
üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun biçimde, mağdurlara, kendi yetkileri
kapsamında gerekli önleyici ve koruyucu tedbirleri alma görevini yerine getirmeyen devlet
makamlarına karşı yeterli hukuksal başvuru yollarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
tedbirleri alır.
Madde 30 – Tazminat
1. Taraf Devletler, mağdurların bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlar için faillerden tazminat talep
etme hakkına sahip olmalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Ciddi bedensel hasar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail,
sigorta ya da Devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan
kişilere Devlet tarafından yeterli tazminat sağlanır. Bu hüküm, mağdurun güvenliği için gereken özen
gösterildiği müddetçe, Taraf Devletlerin verdikleri tazminatı failden geri talep etmelerine engel teşkil
etmez.
3. 2. fıkra uyarınca alınan tedbirler, tazminatın makul bir süre içerisinde verilmesini sağlamalıdır.
Madde 31 – Vesayet, ziyaret hakları ve güvenlik
1. Taraf Devletler, çocukların vesayeti ve ziyaret hakkının belirlenmesinde bu Sözleşme kapsamındaki
şiddet vakalarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, herhangi bir ziyaret veya vesayet hakkının kullanılmasının mağdurun veya çocukların
haklarını ve güvenliğini tehlikeye düşürmemesi sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri
alır.
Madde 32 – Zorla evlendirmenin hukuki sonuçları
Taraf Devletler, zorla evliliklerin mağdura aşırı maddi veya idari yük getirmeyecek şekilde yok
sayılabilmesi, feshedilmesi ya da sonlandırılabilmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 33 – Psikolojik şiddet
Taraf Devletler, zorlama veya tehditle bir kişinin psikolojik bütünlüğünü ciddi bir şekilde bozan kasıtlı
davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 34 – Musallat Olma
Taraf Devletler, başka bir kişiye karşı mükerreren tehditkâr davranışlara girişerek kişinin güvenliğinden
endişe etmesine sebep olan kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya
diğer tedbirleri alır.
Madde 35 – Fiziksel Şiddet
Taraf Devletler, başka bir kişiye karşı kasıtlı olarak fiziksel şiddet eylemi uygulanmasının suç sayılmasını
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 36 – Tecavüz dâhil cinsel şiddet
1. Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya
diğer tedbirleri alır:
a. vücudun herhangi bir bölümüyle veya herhangi bir cisimle rızası olmadan başka bir kişinin
vücuduna vajinal, anal veya oral yolla cinsel nitelikte girme;
b. rızası olmadan bir kişiye karşı diğer cinsel nitelikte eylemlerde bulunma;
c.
rızası olmadan bir kişiye karşı üçüncü bir kişinin cinsel nitelikte eylemlerde bulunmasına
sebep olma.
2. Rıza, çevreleyen koşullar bağlamında değerlendirildiğinde kişilerin özgür iradelerinin sonucunda
gönüllü olarak gösterilmiş olmalıdır.
3. Taraf Devletler, 1. fıkranın hükümlerinin iç hukuk tarafından tanındığı biçimiyle eski veya şimdiki
eşlere ya da partnerlere karşı gerçekleştirilen eylemler için de geçerli olmasını sağlamak üzere
gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 37 – Zorla evlilik
1. Taraf Devletler, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlayan kasıtlı davranışların suç sayılmasını
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlamak amacıyla yaşadığı yerin dışında başka bir
ülke ya da Taraf ülkeye gitmeyi aldatıcı kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken
yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 38 – Kadın sünneti
Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
tedbirleri alır:
a. sağ dış dudak, iç dudaklar ya da klitorisin tümünde ya da herhangi bir kısmında kesme,
infibulasyon ya da herhangi bir şekilde sakatlanma yaratan müdahalede bulunma;
b. bir kadını a bendinde listelenen herhangi bir eyleme maruz kalmaya zorlama veya bu eylemleri bir
kadına yaptırma;
c.
bir genç kızı a bendinde belirtilen eylemlerden herhangi birine zorla maruz bırakma ya da bunları
bizzat kendisine yaptırtma.
Madde 39 – Zorla çocuk aldırma ve zorla kısırlaştırma
Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
tedbirleri alır:
a. bilgilendirmeden ve önceden onayı alınmadan bir kadının çocuğunun zorla alınması;
b. bir kadının üreme kapasitesini, kendisini usul hakkında bilgilendirmeden ve önceden onayı
alınmadan sonlandıracak etkiye sahip cerrahi müdahalede bulunulması.
Madde 40 – Cinsel taciz
Taraf Devletler, özellikle de endişe verici, düşmanca, haysiyet kırıcı, aşağılayıcı veya saldırganca bir
ortam yaratarak bir insanın onurunu zedelemek amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran, cinsel
nitelikteki her türlü istenmeyen sözlü, sözsüz veya fiziksel davranışın cezai veya diğer yasal yaptırımlara
tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 41 – Yardım ve yataklık ve buna yeltenme
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 33., 34., 35., 36., 37., 38. maddesinin a bendi ve 39. maddeleri
uyarınca işlenen suçlarda kasıtlı olarak yardım ve yataklık yapılmasını bir suç olarak tanımlamak
üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 35., 36., 37., 38. maddesinin a bendi ve 39. maddeleri uyarınca
belirlenen suçları kasıtlı olarak işlemeye yeltenmeyi bir suç olarak tanımlamak üzere gereken yasal
veya diğer tedbirleri alır.
Madde 42 – Suçların kabul edilemez gerekçeleri; sözde “namus” adına işlenen şuçlar da dâhil
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinden herhangi birinin
gerçekleşmesini takiben başlatılan cezai işlemlerde kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde
“namus”un bu eylemlerin gerekçesi olarak kabul edilmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya
diğer tedbirleri alır. Bunlar arasına, özellikle, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel
olarak kabul gören uygun davranış normlarını ve âdetlerini ihlal ettiği iddiaları da dâhildir.
2. Taraf Devletler, herhangi bir kişinin bir çocuğu 1. fıkrada bahsedilen eylemlerden herhangi birini
işlemeye tahrik etmiş olmasının söz konusu kişinin gerçekleştirilen eylemlerle ilgili cezai
sorumluluğunu azaltmamasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 43 – Cezayı gerektiren suçların uygulanması
Bu Sözleşme uyarınca tanımlanan suçlar, mağdur ile failin arasındaki ilişkinin niteliğine bakılmaksızın
uygulanacaktır.
Madde 44 – Yargılama yetkisi
1. Taraf Devletler bu Sözleşme uyarınca belirlenen herhangi bir suç:
a. topraklarında; veya
b. bayrakları bulunan gemilerde; veya
c.
yasalarında kaydı bulunan uçaklarda; veya
d. vatandaşları tarafından; veya
e. daimi ikameti kendi topraklarında bulunan bir kişi tarafından
işlendiğinde yargılama yetkisine sahip olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme uyarınca kabul edilen her suç, kendi vatandaşlarından herhangi birine
veya daimi ikameti kendi topraklarında bulunan bir kişiye karşı işlendiğinde yargılama yetkisine sahip
olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri almaya çaba gösterirler.
3. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 36., 37., 38. ve 39. maddeleri uyarınca kabul edilen suçlar hakkında
açılan kovuşturmalarda suçların işlendiği ülkede cezalandırılması koşulunun yargılama yetkisinin
önüne geçmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
4. Taraf Devletler, kovuşturmanın suçun mağdurunun yapacağı bildirim ya da suçun işlendiği devletin
beyanı üzerine başlatılması koşulunun bu Sözleşme’nin 36., 37., 38. ve 39. maddeleri uyarınca kabul
edilen suçlar hakkında açılan kovuşturmalarda 1. fıkranın d ve e bentleri ile ilgili yargılama yetkisinin
önüne geçmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
5. Taraf Devletler, fail olduğu iddia edilen kişinin kendi ülkelerinde bulunduğu ve Taraf Devletler’in faili,
kendi vatandaşı olduğu ülkeye geri vermemeleri durumlarında bu Sözleşme uyarınca kabul edilen
suçlar hakkında yargılama yetkisine sahip olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
6. Bu Sözleşme gereğince fail olduğu iddia edilen kişi üzerinde birden fazla Taraf Devletin yargılama
yetkisini kullanmayı iddia ettiği durumda, Taraf Devletler, gerekirse, kovuşturma için en uygun
yargılamaya karar vermek amacıyla görüşürler.
7. Uluslararası hukukun genel kuralları saklı kalmak kaydıyla, bu Sözleşme bir Taraf Devletin kendi iç
hukukuna göre sahip olduğu herhangi bir cezai yargılama yetkisini dışlamaz.
Madde 45 - Yaptırımlar ve önlemler
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme uyarınca tanımlanan suçların ciddiyetini dikkate alarak etkili, orantılı ve
caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılmalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır. Bu
yaptırımlar, ihtiyaç bulunması halinde, suçlunun iadesine neden olabilen özgürlükten yoksun
bırakmayı gerektiren kararları da içerir.
2. Taraf Devletler, faillere yönelik olarak:
-
mahkûmların denetlenmesi ve izlenmesi;
-
mağdurun güvenliğini de içerebilen çocuğun menfaati ilkesi başka bir yolla garanti altına
alınamıyorsa velayet hakkının elinden alınması
gibi diğer tedbirleri alabilir.
Madde 46 - Cezayı ağırlaştırıcı nedenler
Taraf Devletler, halihazırda suçun unsurlarından bir kısmını oluşturmuyorlarsa, aşağıdaki koşulların, ilgili
iç hukuk kurallarına uygun biçimde, bu Sözleşmede tanımlanan suçlar bağlamında verilecek cezayı
ağırlaştırıcı nitelikteki koşullar olarak sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:
a. bir suç iç hukuk tarafından tanınan eski veya şimdiki eş ya da partnere karşı ailenin bir ferdi,
mağdurla evlilik dışı ilişki yaşayan veya kendi otoritesini kötüye kullanan bir kişi tarafından
işlenmişse;
b. bir suç veya ilgili suçlar mükerreren işlenmişse;
c.
suç, çeşitli şartlar nedeniyle savunmasız durumdaki bir kişiye karşı işlenmişse;
d. suç, bir çocuğa karşı veya bir çocuğun önünde işlenmişse;
e. suç, iki ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmişse;
f.
suç işlenmeden önce ya da suç esnasında aşırı düzeyde şiddet uygulanmışsa;
g. suç, silah kullanılarak veya silahla tehdit ederek işlenmişse;
h. suç mağdur için ağır fiziksel veya psikolojik hasarla sonuçlanmışsa;
i.
fail, aynı nitelikteki suçlar nedeniyle daha öncesinde mahkum edilmişse.
Madde 47 – Diğer Taraf ülke tarafından onaylanan cezalar
Taraf Devletler bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlarla ilgili cezaya karar verirken, bir başka Taraf
Devlet tarafından verilen nihai cezaların dikkate alınması olanağını sağlamak üzere gereken yasal veya
diğer tedbirleri alır.
Madde 48 – Zorunlu alternatif çatışma çözümü veya cezalandırma süreçlerinin yasaklanması
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak, arabuluculuk
ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere zorunlu alternatif çatışma çözüm süreçlerini yasaklamak üzere
gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bir para cezası emredildiği takdirde failin mağdura karşı mâli yükümlülüklerini yerine
getirip getiremeyeceğini göz önünde bulundurmak üzere gereken yasal ve diğer tedbirleri alır.
Bölüm 6 – Soruşturma, kovuşturma, usul hukuku ve koruyucu önlemler
Madde 48 – Genel yükümlülükler
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili soruşturma ve
yargılamaların usule aykırı bir gecikme olmaksızın görülmesini ve ceza davasının tüm aşamalarında
mağdurun haklarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’de tanımlanan suçların etkili biçimde soruşturulmasını ve
kovuşturulmasını sağlamak üzere, temel insan hakları ilkelerine uygun biçimde ve cinsiyetlendirilmiş
şiddet anlayışını göz önünde bulundurarak, gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 50 – Acil müdahale, önleme ve koruma
1. Taraf Devletler bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerine karşı, sorumlu kolluk
kuvvetlerinin mağdurlara yeterli ve acil koruma sunarak derhal ve gerektiği gibi müdahale etmelerini
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, sorumlu kolluk kuvvetlerinin bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin
önlenmesi ve bunlara karşı koruma sağlanması için, önleyici operasyonel tedbirlerin alınması ve
delillerin toplanması da dahil, anında ve gerektiği gibi müdahale etmelerini sağlamak üzere gereken
yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 51 – Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi
1. Taraf Devletler, tüm ilgili yetkililerin riski yönetmek ve eğer gerekliyse eşgüdümlü koruma ve destek
sağlamak için ölüm riskinin, durumun ciddiyetinin ve şiddetin tekrarlanması riskinin
değerlendirilmesinin yapılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen değerlendirmenin, usulüne uygun olarak bu Sözleşme
kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin faillerinin ateşli silah taşıyor olmalarını veya ateşli silaha
erişme imkânlarını, soruşturmanın tüm aşamasında ve koruyucu önlemlerin uygulanması sırasında
dikkate alan gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 52 – Acil durumda uzaklaştırma kararları
Taraf Devletler, yetkili makamların yakın tehlike halinde ev içi şiddet failinin mağdurun veya risk altında
olan kişinin ikametini yeterli zaman dilimi içerisinde terk etmesini emretme ve failin mağdurun ikametine
girmesini ya da mağdurla veya risk altında olan kişiyle irtibata geçmesini yasaklama yetkisine sahip
olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bu madde gereğince alınacak
tedbirlerde, mağdurun veya risk altındaki kişinin güvenliğinin sağlanmasına öncelik verilir.
Madde 53 – Kısıtlama veya koruma kararları
1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin mağdurlarının uygun
kısıtlama veya koruma kararlarından yararlanmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen kısıtlama veya koruma kararlarının:
-
acil koruma sağlamaya yönelik olmasını ve mağdura gereksiz mali veya idari külfet
doğurmamasını;
-
belirli bir süre için ya da değiştirilene ya da kaldırılana kadar geçerli olmasını;
-
gerekli olduğunda hemen etki yaratacak şekilde nizasız (ex parte) alınmasını;
-
diğer yargı süreçlerini dikkate almaksızın ya da bunlara ek olarak alınmasını;
-
daha sonra başlatılacak yargı süreçlerine dahil edilmesini
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
3. Taraf Devletler 1. fıkrada saptanan kısıtlama veya koruma emirlerinin ihlallerin etkili, orantılı ve
caydırıcı cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
tedbirleri alır.
Madde 54 – Sorgulamalar ve kanıt
Taraf Devletler herhangi bir hukuk veya cezai davada mağdurun cinsel geçmişi ve davranışıyla ilgili var
olan kanıtlara yalnızca davayla ilgili ve gerekliyse izin verilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya
diğer önlemleri alır.
Madde 55 – Nizasız (ex parte) ve re’sen (ex officio) yargılama
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 35, 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili
soruşturma ve kovuşturmaların, suçun kısmen ya da tamamen kendi topraklarında işlenmiş olması
durumunda, mağdurun ifadesine ya da şikayetine bağlı olmamasını ve mağdurun ifadesini ya da
şikayetini geri çekmesi durumunda dahi devam edebilmesini sağlar.
2. Taraf Devletler, kendi iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullara uygun biçimde, bu Sözleşme’de kabul
edilen suçlarla ilgili yürütülen soruşturma ve yargılamalarda mağdurun kendi talebi doğrultusunda
kamu kuruluşlarından ve hükümet dışı örgütlerden ve ev içi şiddet danışmanlarından yardım ve/ veya
destek almasına olanak sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 56 – Koruma önlemleri
1. Taraf Devletler, sorgulama ve hukuki işlemlerin tüm aşamasında mağdurların haklarını ve
menfaatlerini, tanık durumunda olduklarında özel ihtiyaçlarını da dâhil ederek korumak için:
a. onların aynı zamanda ailelerinin ve tanıkların, gözdağından, misillemeden ve mağdur olma
durumunun tekrarlanmasından korunmalarını sağlamak;
b. mağdurun, en azından kendisinin veya ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda, failin kaçtığı ya
da geçici veya kati olarak serbest bırakıldığı hakkında bilgilendirilmesini sağlamak;
c.
iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında mağdurlara hakları ve faydalanabilecekleri
hizmetler ve şikayetlerinin takibi, masraflar, sorgulama veya davaların genel prosedürü ve onların
prosedür içindeki rolleri, ek olarak davalarının sonuçları hakkında bilgi vermek;
d. mağdurun iç hukuk kurallarının usulüne uygun olarak sesinin duyulmasını, kanıt temin etmesini ve
kendi görüşlerini, ihtiyaçlarını ve kaygılarını doğrudan veya bir aracıyla sunmasını ve bunların
dikkate alınmasını sağlamak;
e. mağdurlara haklarının ve menfaatlerinin usule uygun olarak sunulması ve dikkate alınması için
uygun destek hizmeti sunmak;
f.
mağdurun özel yaşantısı ve görüntüsünü korumak için tedbirlerin alınmasını sağlamak;
g. mağdur ve failler arasındaki iletişimin mahkemede ve kolluk kuvvetlerinin mevkiinde, mümkün
olduğu ölçüde önlenmesini sağlamak;
h. davaya taraf olarak katılan ya da kanıt sunan mağdurlara bağımsız ve yetkin çevirmenler
sağlamak;
i.
iç hukuk kurallarına uygun biçimde, mağdurun esasen mevcut ve uygun iletişim teknolojilerinden
yararlanarak mahkeme salonuna gitmeden ya da en azından fail olduğu iddia edilen kişinin
mahkeme salonunda bulunmadığı bir ortamda ifade vermesini sağlamak
üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağduru ve tanığı olan bir çocuğa, çocuğun yararı ilkesini
dikkate alarak uygun durumlarda özel koruma önlemleri sağlanacaktır.
Madde 57 – Adli yardım
Taraf Devletler, mağdurların iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında hukuki yardım ve ücretsiz
adli yardım alma hakkını temin eder.
Madde 58 – Zaman aşımı
Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili yasal işlemlerin
başlatılması için öngörülen zaman aşımı süresinin, mağdurun reşit olmasından sonra etkili bir dava
sürecini başlatmaya olanak tanıyacak şekilde, yeterli bir süre devam etmesini ve suçun ağırlığıyla orantılı
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Bölüm 7 – Göç ve sığınma
Madde 59 – Oturma izni
1. Taraf Devletler, ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan
mağdurlara, evliliğin veya ilişkinin bozulması durumunda özellikle zor koşullarda, başvuru üzerine,
evliliğin ya da ilişkinin süresini dikkate almaksızın özerk oturma izninin verilmesini sağlamak üzere
gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Özerk oturma izninin verilmesine ve süresine ilişkin koşullar iç
hukuk tarafından belirlenir.
2. Taraf Devletler ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan
mağdurların ikametgah nedeniyle başlatılan sınır dışı işlemlerini özerk oturma izni için başvurmalarına
olanak sağlayacak şekilde durdurabilmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
3. Taraf Devletler, aşağıdaki durumlardan biri veya her ikisi birden söz konusu olduğunda mağdurlara
yenilenebilir oturma izni verir:
a.
yetkili makam mağdurların, kişisel durumlarının bir gereği olarak kalmalarının gerekli olduğunu
uygun bulduğu taktirde;
b.
yetkili makam mağdurların, soruşturma veya cezai işlemler sırasında yetkili makamlarla işbirliği
içinde olmaları amacıyla kalmalarının gerekli olduğunu uygun bulduğu taktirde.
4. Taraf Devletler evlilik amacıyla başka bir ülkeye getirilen ve sonucunda daimi olarak yaşadıkları
ülkenin oturma iznini kaybeden zorla evlilik mağdurlarına, izinlerini geri alabilmelerini sağlamak üzere
gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 60 – Toplumsal cinsiyete dayalı sığınma talebi
1. Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, Mültecilerin Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi
1A(2) Maddesi anlamında zulüm olarak ve tamamlayıcı/ ikincil korumayı gerektiren ciddi hasar biçimi
olarak tanınabilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, Sözleşme’de tanımlanan tüm gerekçelerin toplumsal toplumsal cinsiyete duyarlı bir
şekilde yorumlanmasını ve bu gerekçelerden herhangi biri ya da bir kaçı nedeniyle zulüm görme
tehdidi söz konusuysa başvuru sahiplerine, yürürlükteki ilgili araçlarla mülteci statüsünün tanınmasını
güvence altına alır.
3. Taraf Devletler sığınma başvurusu yapanlar için toplumsal toplumsal cinsiyete duyarlı kabul usullerini
ve destek hizmetlerini ve yanı sıra toplumsal cinsiyet yönergelerini ve mülteci statüsünün belirlenmesi
ve uluslararası koruma için başvuruyu da kapsayan, toplumsal toplumsal cinsiyete duyarlı sığınma
usullerini geliştirmek için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 61 – Geri göndermeme
1. Taraf Devletler, uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülükleri uyarınca geri göndermeme ilkesinin
tanınması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler statüsü ve ikametine bakılmaksızın korumaya muhtaç kadınlara yönelik şiddet
mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği ya da işkenceye veya insanlık dışı muameleye veya
cezalandırılmaya maruz kalabilecekleri hiçbir ülkeye hiçbir durum altında iade edilmeyeceklerini
güvence altına almak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
§.2. ULUSAL MEVZUAT
1982 ANAYASASI
1982 Anayasasının 10. maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir”
Ayrıca yine 41. maddesine göre de “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır”
4721 SAYILITÜRK MEDENİ KANUNU
AİLE HUKUKU
A.NİŞANLANMA VE HÜKÜMLERİ
 Nişanlanma evlenme vaadi anlamına gelir.
 Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.

Nişanlılık, evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez.
 Evlenmeden kaçınma hâli için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı dava edilemez; ancak
yapılan ödemeler de geri istenemez.
 Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine
yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları
çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında
uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.
 Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı
koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler.
 Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî
tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
 Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle
zamanaşımına uğrar.
B.EVLENME VE HÜKÜMLERİ









Evlilik içinde eşler eşit hak ve sorumluluklara sahiptir. Eşler Aile konutunu birlikte seçer ve
meslek seçiminizi eşinizden bağımsız yapabilirsiniz.
Ayrıca oturmakta olduğunuz eve eşinizin adına kayıtlı ve bu evin sizden habersiz satılmasını
istemiyorsanız tapuya aile konutu şerhi düşebilirsiniz. Bu şerh üçüncü kişilerin iyiniyet
iddiasını ortadan kaldırır. Satış yapılsa bile bu satışın iptalini isteyebilirsiniz.
Oturduğunuz konut kira ve bu sözleşme eşinizle yapılmışsa kiraya verene yapacağınız tek
taraflı bir bildirimle sözleşmenin tarafı olursunuz. Bu durumda eşiniz sizin onayınız olmadan
kira sözleşmesini feshedemez. Ancak bu bildirimle kira borçlarından eşinizle birlikte artık
müteselsilen sorumlu olursunuz.
Eşiniz aile hukukundan doğan yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa boşanma davası açmadan
da sadece nafaka davası açabilirsiniz.
Yine eşiniz evlilik birliliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa mallarına tedbir
koyarak tasarruf yetkisini sınırlayabilirsiniz.
Medeni Hukuk korumasından yararlanabilmeniz için resmi nikâh yapmanız şarttır.
İmam nikâhının geçersiz olduğunu unutmayınız.
Eğer resmi nikâhınız yoksa yukarıda sayılan imkânlardan istifade edemez, nafaka isteyemez,
birlikte olduğunuz kişiden birlikteliğin bitmesi sebebiyle tazminat isteyemez ve diğer
kanunların sağlamış olduğu sosyal güvenlik hakkı ve emekli aylığından istifade edemez,
birlikte yaşadığınız kişinin mirasçısı olamazsınız.
Resmi nikah yapmaksızın dini tören yapmak ayrıca TCK’da suç olarak düzenlenmiştir.
Evlenme yaşı ve yasal temsilcinin izni

Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.


Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek
veya kadının evlenmesine izin verebilir.
Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. Küçük ve kısıtlı yasal temsilcisinin izni olmadıkça
evlenemez.
GEÇERSİZ EVLİLİK (MUTLAK GEÇERSİZLİK)





Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:
Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.
KISMİ GEÇERSİZ EVLİLİK


Yanılma aldatma hile ve korku sebebi ile evlenmişseniz bu sebebi öğrendiğiniz veya bu korkunun
etkisinin geçmesinden itibaren bir yıl içerisinde evliliğin iptalini isteyebilirsiniz.
İptal davası açma hakkınız, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı
tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
C. BOŞANMA VE HÜKÜMLERİ
Boşanma Sebepleri

Zina II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
IV. Terk V. Akıl hastalığı VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Dava ve Ayrılık Süresi


Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. Boşanma
sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa
ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden
kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının
kesinleşmesiyle işlemeye başlar.
Maddî, Manevî Tazminat ve Nafaka




Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu
taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer
taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için
diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Zamanaşımı ve Yargılama Usulü








Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün
kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununa tâbidir:
Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat
getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
Hâkim, bu olgular hakkında gerek re'sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz.
Hâkim, kanıtları serbestçe takdir eder.
Boşanma veya ayrılığın fer'î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça
geçerli olmaz.
Hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.
D. MAL REJİMİ VE HÜKÜMLERİ







Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi
sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.
Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini
ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilir. Küçükler ile
kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar.
Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar
evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.
Tapuya kayıtlı mallar eğer 1 ocak 2002’ den önce alınmışsa bu mallar, kimin adına kayıtlı ise
onun sayılır; ancak bu malların edinilmesinde parasal katkıda bulunduysanız ve bu durumu da
kanıtlayabilirseniz katkı alacağınızı talep edebilirsiniz.
Yasal mal rejimi 1 ocak 2002’den itibaren Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi olarak belirlenmiştir.
Bu durumda bu tarihten sonra alınan mallarda yarı oranında eşinizden katılma alacağı
alabilirsiniz.
E.VELAYET VE HÜKÜMLERİ




Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet
ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın
velâyeti altında kalırlar.
Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş
veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.
Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine
bırakılan tarafa aittir.
Üvey çocuklar

Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler.
Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum
ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.
Velâyetin kapsamı



Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak
gerekli kararları alır ve uygularlar. Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli
konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan
alınamaz. Çocuğun adını ana ve babası koyar.
Velâyetin kaldırılması





Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz
olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri
sebeplerden biriyle velâyet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde
savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.
Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde

Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez.
Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve
koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.
Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın yükümlülükleri


Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini
karşılama yükümlülükleri devam eder.
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır. Nafakaya ilişkin
hükümler saklıdır.
F. SOYBAĞI VE HÜKÜMLERİ




Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.
Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı
ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.
Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun
babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında
gebe kaldığının ispatıyla mümkündür.
Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber
tarihinden işlemeye başlar.
Soybağının reddi



Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı
açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.
Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır.
Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden
başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.
Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir
kanıt getirmesi gerekmez. Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide
bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.
Hak düşürücü süreler



Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel
ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl
içinde açmak zorundadır.
Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.
Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye
başlar.
Tanıma



Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya
vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.
Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.
Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz. Beyanda
bulunulan nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkim, tanımayı babanın
ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir.
Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına,
çocuk vesayet altında ise vesayet makamına bildirir.
Babalık Hükmü


Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.
Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve
Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.

Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel
ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.

Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu
tespit edilirse aynı karine geçerli olur.

Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının
kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.
4721 SAYILI TÜRK MEDENİ KANUNUNA GÖRE MİRAS HUKUKU
Mirasçılar:
Altsoy

Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi
altsoyları alır.
Ana ve Baba

Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır.
Büyük Ana ve Büyük Baba


Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana
ve büyük babalarıdır. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar.
Sağ kalan eş varsa, büyük ana ve büyük babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş
olması hâlinde, payı kendi çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya;
bir taraftaki büyük ana ve büyük babanın her ikisinin de ölmüş olmaları hâlinde onların payları
diğer tarafa geçer.
Evlilik dışı hısımlar

Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba
yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.
Sağ kalan eş




Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı
olur:
Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa,
mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
Evlâtlık


Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı
da devam eder.
Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU
TCK 82 Kasten Öldürme suçunun;
Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, Gebe olduğu bilinen kadına karşı, Kan gütme
saikiyle Töre saikiyle İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır hükmüne
yer vermiştir.
TCK 84/4 ise “ İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan
kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten
öldürme suçundan sorumlu tutulurlar” demektedir.
TCK 86/3 Kasten yaralama suçunun; a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, b) Beden veya ruh
bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, işlenmesini cezayı yarı oranında
arttırma sebebi saymıştır.
TCK 87 e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, sebep olması halinde
kasten yaralama suçunu neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç sayarak verilecek cezanın bir kat arttırılması
sebebi saymıştır.
Çocuk düşürtme, Çocuk düşürme ve kısırlaştırma suçlarını düzenleyen TCK’nın maddeleri aşağıdaki gibidir.
Madde 99- (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir
kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda,
çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına
hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden
olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması
halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden
olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması
halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili
olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara
göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak
ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman
hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk düşürme
Madde 100- (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde,
bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Kısırlaştırma
Madde 101- (1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa,
ceza üçte bir oranında artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel Saldırı (Tecavüz)
Madde 102(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine,
beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan
az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve
kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba,
üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan
faydalanmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden
olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.
Çocukların cinsel istismarı
Madde 103(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası
verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması
mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını
algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak
gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda,
on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan
faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba,
üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya
gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b)
bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden
olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide
bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (1)
(2) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet
aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi
çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet
aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur
Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç
aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.(1)
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak
suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya
gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur;
işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden
yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne
kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında
artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış
hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Genital muayene
Madde 287- (1) Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu
muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Çocuğun soybağını değiştirme
Madde 231- (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Kötü muamele
Madde 232- (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki
aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya
sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini
kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
Madde 233- (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine
getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu
bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması
ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak,
güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Madde 234- (1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan
hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin
yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı
oranında artırılır.
(3) Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya
yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
4857 SAYILI İŞ KANUNU
Eşitlik
Madde 5 İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve
benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.
Ahlak ve iyiniye Kurallarına Uymayan Derhal Haklı Fesih Hakkıi:
Madde 24 ll.b. İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu
durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
Çalıştırma Yasağı
Madde 72 - Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında
çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.
Analık halinde çalışma ve süt izni
Madde 74 - Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam
onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak
sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile
kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı
süreler doğum sonrası sürelere eklenir.Kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce
kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır.
Yukarıda öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra
gerekirse artırılabilir. Bu süreler hekim raporu ile belirtilir.
Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir.
Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçi sağlığına uygun daha hafif işlerde
çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz.
İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde
onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında
dikkate alınmaz.
Süt İzni
Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir.
Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kulllanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük
çalışma süresinden sayılır.
Kıdem Tazminatı
1475 Sayılı İş Kanunu (Eski İş Kanunu’nun bu maddesi halen yürürlüktedir.) Madde 14. Kadın işçi çalışırken
evlendiği takdirde, evlilik tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içinde kıdem tazminatını alarak işten ayrılma hakkına sahiptir.
6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN
Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile
bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin
önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Bu kanun kapsamında Mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
MADDE 3 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine,
birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:
a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun
barınma yeri sağlanması.
b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.
c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına
alınması.
d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek
üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler
için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık
bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden
birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) İşyerinin değiştirilmesi.
b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan
kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin
yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve
5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları
MADDE 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya
uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren
söz ve davranışlarda bulunmaması.
b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan
kişiye tahsis edilmesi.
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi
eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve
kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan
silahı kurumuna teslim etmesi.
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya
da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması,
bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan
tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk
işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler
kendiliğinden kalkar.
(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma
Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet,
kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.
(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı
Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam
düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
İhbar
MADDE 7 – (1) Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi
makam veya mercilere ihbar edebilir. İhbarı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini
gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar
etmekle yükümlüdür.
Tedbir kararlarına aykırılık
MADDE 13 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu
kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve
aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.
(2) Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın
ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam
süresi altı ayı geçemez.
(3) Zorlama hapsine ilişkin kararlar, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir. Bu kararlar Bakanlığın
ilgili il ve ilçe müdürlüklerine bildirilir.
Geçici maddi yardım yapılması
MADDE 17 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre geçici maddi yardım yapılmasına karar verilmesi
hâlinde, onaltıyaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının otuzda birine kadar
günlük ödeme yapılır. Korunan kişinin birden fazla olması hâlinde, ilave her bir kişi için bu tutarın yüzde yirmisi
oranında ayrıca ödeme yapılır. Ancak, ödenecek tutar hiçbir şekilde belirlenen günlük ödeme tutarının bir
buçuk katını geçemez. Korunan kişilere barınma yeri sağlanması hâlinde bu fıkrada belirlenen tutarlar yüzde
elli oranında azaltılarak uygulanır.
(2) Bu ödemeler, Bakanlık bütçesine, geçici maddi yardımlar için konulan ödenekten karşılanır. Yapılan
ödemeler, şiddet uygulayandan tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil edilir. Bu şekilde tahsil
edilemeyenler21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir.
(3) Korunan kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun tespiti hâlinde yapılan yardımlar, bu kişiden
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Nafaka
MADDE 18 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre nafakaya karar verilmesi hâlinde, kararın bir örneği, resen
nafaka alacaklısının veya borçlusunun yerleşim yeri icra müdürlüğüne gönderilir.
(2) Nafaka ödemekle yükümlü kılınan kişinin Sosyal Güvenlik Kurumu ile bağlantısı olması durumunda,
korunan kişinin başvurusu aranmaksızın nafaka, ilgilinin aylık, maaş ya da ücretinden icra müdürlüğü
tarafından tahsil edilir. İcra müdürlüklerinin nafakanın tahsili işlemlerine ilişkin posta giderleri Cumhuriyet
başsavcılığının suçüstü ödeneğinden karşılanır.
Sağlık giderleri
MADDE 19 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişilerden genel
sağlık sigortalısı olmayan ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamına da girmeyen
veya genel sağlık sigortası prim borcu sebebiyle fiilen genel sağlık sigortasından yararlanamayan ya da diğer
mevzuat hükümleri gereğince tedavi yardımından yararlanma hakkı bulunmayanlar; bu hâllerin devamı
süresince, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun
60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında, gelir testine tabi
tutulmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılır.
(2) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında önleyici tedbir kararı verilen kişinin aynı zamanda
rehabilitasyonunun veya tedavi edilmesinin gerekli olduğuna karar verilmesi hâlinde, genel sağlık sigortası
kapsamında karşılanmayanrehabilitasyon hizmetlerine yönelik giderler ile rehabilitasyon hizmetleri
kapsamında verilmesi gereken diğer sağlık hizmetlerinin giderleri Bakanlık bütçesinin ilgili tertiplerinden
karşılanır.
Harçlar ve masraflardan, vergilerden muafiyet ve davaya katılma
MADDE 20 – (1) Bu Kanun kapsamındaki başvurular ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan
işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz. Bu Kanunun
17 ncimaddesi uyarınca yapılan ödemeler gelir vergisi ile veraset ve intikal vergisinden, bu ödemeler için
düzenlenen kâğıtlar ise damga vergisinden müstesnadır.
ADLİ YARDIM
Avukata ihtiyaç duyarsanız ve ekonomik olarak güçsüz iseniz, yaşadığınız ile bağlı Baronun AdliYardım Kuruluna
başvurarak kimliğinizi, muhtardan alacağınız ikametgah ve fakirlik belgenizi, oturduğunuz evin size ait olmadığını gösteren
belgeyi, SGK kaydınızın olmadığına dair ibraz ederek ücretsiz avukat atanmasını talep edebilirsiniz. Koşullarınızın uygun
bulunması halinde davanız Baronun belgeyi tayin ettiği avukat tarafından takip edilecektir.
DİYARBAKIR İÇİN BAŞVURULACAK MERKEZ VE KURUMLAR
POLİS JANDARMA 155/156
ALO SOSYAL HİZMET 183
DİYARBAKIR BAROSU ADLİ YARDIM BÜROSU 0412 224 44 41 Pbx
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI 0 412 229 16 00
AİLE VE SOSYAL POLTİKALAR İL MÜDÜRLÜĞÜ
0412 224 38 26
0412 224 38 27
0412 224 22 16
KINALI ELLER KADIN
DERNEĞİ
www.kinalieller.org
[email protected]
Melik Ahmet Cad Ocak Sok. Mehmet Erdoğan İşhanı Kat:2 No:6
SUR/DİYARBAKIR
Tel/Fax 0412 228 12 96
Bu yayın Avrupa Birliği'nin yardımıyla hazırlanmıştır.Bu yayının içeriğinden yalnızca
Kınalı Eller Kadın Derneği sorumlu olup, herhangi bir şekilde AB'nin görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz.
Download