M. Meclisi B : 56 19 . 2 . 1969 O : 2 ihtiyaçlarını ve

advertisement
M. Meclisi
B : 56
ihtiyaçlarını ve meselelerini görüşmeleridir.
Bundan başka mmtakavî misaklar sulhun
mulhafazası için kıymetlerini şimdiden isbat
etmişlerdir.»
Atatürk'ün naklettiğimiz beyanı burada
'bitiyor. Bu beyan mevcut olmasa bile biz Ata­
türk'ün bağımsız politika zihniyetini Türki­
ye'nin hür iradesiyle, talebiyle, hattâ ısrarlı
gayretleriyle NATO ya dâhil olmasına engel
teşkil etmediğinin açık idraki içindeyiz.
Ama ben bu beyanları ve bundan sonra
Atatürk devrinde yapılmış ittifak çalışmala­
rını «Türkiye NATO'ya girmekle bağımsız­
lığını kaybetti. Atatürk'ün mubaret ruhu
eza içindedir» feryatlariyle ortalığı bulandır­
mak istiyenlerin ne kadar dalâlet içinde ol­
duklarını görmez gözlerine sermek için söy­
ledim.
Atatürk devrinde izlenen denge politikası­
nın en bariz tezahürü 1934 deki Balkan Pak­
tıdır. Atatürk o devrin siyasi şartlan içinde
bölge devletlerinin maruz kalacakları, kendi
güçlerinden üstün tehlikeler karşısında te­
ker teker yok olmamalarını temin için Balkan
Paktının kurulmasının önderliğini yapmıştır.
Yine Atatürk, bizzat kendisinin sulh idea­
linde müşterek bir eser diye tavsif ettiği Sâdabât Paktını kurmuştur.
Yine Atatürk, Avrupa'daki siyasi hâdise­
lerin inkişafı karşısında batılı demokrasiler­
le münasebetlerini geliştirmiş ve o ingiltere,
Fransa, Türkiye ki, - demin Sayın Nihat Erim
ide bu konuya temas buyurdular - ittifakına
müncer olmuştur.
Milletler Cemiyeti sisteminin ihlâli Akde­
niz Bölgesinde fiilî tecavüzlerin o devirlerde
başlaması, Atatürk'ü değişen şartların seyyaliyetiyle Türk güvenliğinin açık kalmama­
sını teminen bu ittifaklara sevk etmiş olduğu
açıkça görülüyor.
Muhterem arkadaşlarım, Türkiye her de­
virde olduğu gibi Atatürk devrinde de itti­
faka girmiştir ve bugün de bir itifak içinde­
dir. Bu hiçbir zaman bağımsızlığı zedeliyen
ve o şekilde prezante edilmesi mümkün bir
hareket değildir.
Osmanlı imparatorluğundan beri jeopoli­
tik vaziyetimiz biri dünya siyasetindeki den­
ge içinde yerimizi seçmiye mecbur ve mahrum
etmiştir.
19 . 2 . 1969
O :2
Bir mukadder sual var: «Bir tasnif yaptı
nız, vaktiyle bir Avrupa muvazenesi vardır,
şimdi bir Dünya muvazenesi oldu ve Dünya
muvazenesi içindeki şartlar Türkiye'de NATO'ya tercih bir imkân veya zaruret yarattı, id­
diası var ama, bu şartlar nasıl oldu da Avru­
pa muvazenesi yerine Dünya muvazenesi kaim
oldu?» Bu sualin cevabı üzerinde de küçük bir
açıklama yapılabilir.
ikinci Dünya Savaşı bittiği zaman milletler­
de bu fecî harbin doğurduğu büyük tahribat
ve felâket karşısında intibah husule geleceği ve
harbin bir daha kolay kolay ağza alınmıyacağı
zannedilirken, bir harbin bir sulhu sükûn dev­
resi getirmediği görüldü. Bilâkis, sıcak harb
kadar tehlikeli ve sürprizlere müsait bir soğuk
harb devri başladı. O zaman Orta - Avrupa'da
İngiltere, Fransa ve Benelüks devletlerinin bir­
leşerek kendilerini tehdideden müşterek teh­
likeye karşı, 1948 tarihinde, bir Batı Birliği
vücuda getirdiklerini görüyoruz. Bu Batı Bir­
liği kurulmuştur, fakat kurulduğu anda müt­
tefikler açıkça görmüşlerdir ki, bir araya ge­
tirdikleri güçleri, mâruz bulundukları tehlike­
leri kapamıyor. Birleşmelerine rağmen kendi­
lerini tehdideden tehlikeden daha zayıf hal­
deler. Ve bu kanaat onları da, Amerika katıl­
madıkça bu muvazene içinde emniyetlerinin
sağlanamıyacağı hissini doğurmuştur. Ameri­
ka'nın bu pakta katılma daveti, demin Sayın
Kırca arkadaşımın da «Niçin Amerika Batı ile
ittifakta millî menfaat arar?» konusuna değin­
diği zaman, isabetle izah ettiği gibi, muhtemel
bir büyük Dünya katastrofunda kendisiyle muaraza edecek devletlerin yanında, rızası hilâ­
fında veya rızası ile, bir Avrupa'yı beraber
görmemenin ve o potansiyeli de, o taraf arasın­
da mütalâa etmemenin hesapları içinde, Ameri­
ka ile Batı devletleri arasında NATO İttifakı
kurulmuştur. Bu ittifaka bilahara, Türkiye,
Yunanistan ve Federal Almanya iltihak etmiş
ve ittifakın gücü artmıştır.
Bugün o devirlerden oldukça ilerdeyiz, ara­
dan 20 yıl geçti. Kendilerini müşterek tehlike­
ye mâruz hisseden devletlerin o günkü zayıf ha­
linde değişiklikler oldu. Ekonomileri değişti,
teknolojileri ilerledi, yalnız bugün dahi yapı­
lan hesaplar, Amerikasız bir Batı Birliğinin
mâruz kaldığı tehlikeleri kendi kaynak ve kuv70 —
Download