TBMM B : 32 İran`da Amerikan Büyükelçiliği memurlarının re hin

advertisement
TBMM
B : 32
İran'da Amerikan Büyükelçiliği memurlarının re­
hin 'alınması ve bunca süre serbest bırakılmaması el­
bette çok üzücü bir olaydır. Yüzyıllardır her ortam­
da benimsenmiş uluslararası bir ilkeye de aykırıdır.
Bu 'ilkeler masa başında nazari olarak saptanmamış­
tır. Aksi davranışların yarattığı ıstıraplar, insanları
bu sağduyulu ilkeye yöneltmiştir. Bu ilkeden ayrıl­
mak, uluslararası ilişkiler açısından büyük bir tehli­
kedir; ancak iran'daki durum da gözler önündedir.
İran'ın bugünkü durumunu da göz önünde bu­
lundurarak, bu önemli konuya bir çözüm bulma;k
gerekir; mazur görmek için değil, gerçekçi davran­
mak için gereklidir. Bulunacak çözüm zora değil,
sağduyuya, anlayışa, dayanmalıdır. Bir hatayı başka
bir hata ıile karşılamak doğru değildir. Bundan barış
yarar değil, zarar görür. Bu konuda insancıl bir so­
run ile karşı karşıya kaldığımız bir gerçektir, fakat
insancıl konularda şiddetten özellikle sakınılmalıdır.
Dün bütün dünya kamuoyu rehineleri kurtarmak
amacıyla Amerika Hükümeti tarafından İran'da giri­
şilmiş askeri harekâtın heyecanını yaşadı ve kaygı
duydu. Rehinelerin üzüntüsüne, askeri harekât sıra­
sında hayatlarını kaybeden Amerikan
askerlerinin
açısı da eklendi. Ümit edeniz, başarısız kalan bu gi­
rişim yeni hırçın eylemlere basamak olmaz. Tersine,
tarafları bu konuyu görüşme yoluyla çözüme yak­
laştırır. Ne İran ne Amerika bu konuyu bir inat me­
selesi yapmamalıdır. Devletlerin prestiji güç gösteri­
lerinden çök, şefkat ve anlayışlı davranışlarla koru­
nur,
Rehinelerden söz ederken, ondan daha az önemli
olmayan ve özellikle Türkiye için son zamanlarda
ıstırap kaynağı olan bir konuya da değinmek gereksi­
nimini duyuyorum. Bu konu, yabancı temsilcilerin
görevli bulundukları ülkelerde terörist
örgütlerce
katledilmesi konusudur. Daha da acısı, katillerinin
bulunup cezalandırılması ve benzeri olayların önlen­
mesi için fazla bir şey yapılmamasıdır. Elbette, bu
cinayeti işleyenler hükümetler değildir; fakat hükü­
metlerden bu konuda gerekli dikkat ve duyarlılılğı bek­
lemek hepimizin hakkıdır. Temsilci dokunulmazlığı,
her şeyden önce can güvenliğinin sağlanması m ge­
rektirir. Öldürülmek, rehin alınmaktan daha vahim­
dir. Bu konuda uluslararası bir bilinç uyandırmak
gerekir. Bunun girişimi Hükümetimize düşer. Rehine­
ler konusunda hükümetler arası kuruluşlar, bilimsel
kuruluşlar nasıl vaziyet almış, olayı kınamışlarsa bu
konuda da aynı şey yapılmalıdır.
Burada, konuyu Kongreye getirmiş olan Ameri­
kan senatörünü kutlamak isterim. Bir toplumun di-
26 . 4 . 1980
O : 1
ger topluma haklı, haksız hıncını
anıtlaştırmaktan
sakınmalıdır ve öc alma girişimlerine karşı koymalı­
dır. Tarihin her döneminde birbirine karşı hınç duy­
muş uluslar az değildir. Dünya barışı bu hınçların
canlı tutulmasında değil, küllenebilmesindedir.
Burada, bugüne kadar görevleri
başında böyle
menfur girişimlerle hayatlarını yitirmiş, şehit Türk
temsilcilerini saygı ile anarım.
Sayın senatör ve milletvekilleri; Ortadoğu olay­
ları özellikle İran'daki rehine sorunları NATO İtti­
fakı içindeki dayanışma anlayışını güncelleştirmiştir.
NATO Anlaşması açıktır; üye ülkelerin yükümlülük­
leri NATO sorumluluk alanlarıyla sınırlıdır; fakat
gerçek bir ittifakta hiçbir üye dayanışmayı sadece
hukuki sınırlar içinde değerlendiremez.
İttifakların
manevi yükümlülükleri vardır. Güç durumda olan
üyeye diğer üyelerin ellerinden geldiği kadar yardım­
cı olması gerekir. Zor durumda kalan bir üyenin öte­
ki üyelerden destek istemesi, bu nedenle doğaldır,
fakat, burada hangi konularda ve hangi yöntemlerle
destek isteneceği çok önemlidir. Destek, her şeyden
önce isteğin bir girişimde bulunmadan danışmayı
hatta başvurulacak girişimin beraberce saptanması­
nı gerektirir.
Bir de, resmi yükümlülük dışında yapılacak des­
teğin her üyeye açık olması gerekir. Türkiye, NATO
içinde desteğe geniş bir kapsam verilmesini her za­
man savunmuştur; ama, bu görüşü öteki üyelerce her
zaman benimsenmemiştir. Hatta ittifak içinde bir
üyenin, diğer bir üyeye karşı yaptırım uygulama yo­
luna bile gidilebilmiştir. Türkiye'ye karşı böyle ya­
pılmıştır diye bizim danışmaya karşı çıkmamız söz
konusu olamaz elbet; ama, NATO içinde bu konuda
eşit 'bir değerlendirme yapılması zorunluğu da kabul
edilmelidir,
İran'daki rehineler konusunda NATO ülkeleri
önlemlerden önce danışma olanağını gerektiği gibi
kullanabilmiş, bulabilmiş olsalardı, bu konuda yapı­
lacak girişimler belki daha değişik olurdu, daha çok
etkinlik kazanırdı. Destek şekli olayla ilgili olduğu
kadar, isteği yapacak ülkenin durum ve olanaklarıyla
da yakından ilgilidir. Örneğin, rehineler konusunda
Türkiye İran'a yaptırımlar uygulamak yerine, tari­
hinden ve coğrafyasındaın doğan bağlara dayanarak
İran sorumlularına çözüm hakkında telkinler yapa­
rak, daha etkin ve yararlı olabilir. Rehinelerin ser­
best bırakılmasını sağlamak, elbet her açıdan önem­
lidir. Ancak bulunacak çözüm,
sadece rehinelerin
hayatını ve özgürlüğünü sağlamakla
yetinmemeli,
Download