13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ ÖRNEK ETKİNLİKLER I.VE II. DÖNEM 76 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 77 İLETİŞİM DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR MATERYALLER :TÜRKÇE :I : 40 Dakika : Konuşma, yazma, dinleme, görsel okuma ve sunu : İLETİŞİM, DİL VE İNSAN İLİŞKİSİ :Yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, araştırma- sorgulama, Türkçeyi doğru ve etkili güzel kullanma, bilgi teknolojilerini kullanma, iletişim : • İletişimin toplum hayatındaki yeri ve önemini açıklar. • İtişimde kullanılan ögeleri bulur. • Teknolojik gelişmelerin iletişime etkilerini yorumlar. : Gazete, televizyon, dergi, çalışma kâğıtları, reklam afişi SÜREÇ Ekteki resim ve semboller tepegözde gösterilerek, öğrenciler kişilerin ne yaptıkları ve hangi mesajların verilmek istendiği konusunda konuşturulur. Söz konusu örneklerde duygu, düşünce ve bilgilerin dil, yazı, işaret ve çeşitli davranışlar aracılığıyla diğer bir kişiye veya bir gruba aktarılmak istendiği ve bunun “iletişim” olduğu buldurulur. Her insanın günün her saatinde çeşitli şekillerde iletişimde bulunduğu; iletişimin değişik şekillerde gerçekleşebileceği hatırlatılarak aşağıdaki iletişim şekillerinde mesajın nasıl gönderilmek istendiği sorulur. İletişimin çok çeşitli şekillerde gerçekleşebileceği buldurulur. • • • • Yolda giderken arkadaşınızla konuştunuz: “Yüz yüze iletişim” Yolda bir arkadaşınızla selamlaştınız: “Davranışla (jestle) iletişim” Bir karikatürü incelediniz: “Resimle iletişim” Gazetedeki ilanları okudunuz: “Yazı ile iletişim” Öğretmen beraberinde getirdiği gazete veya dergilerden seçtiği bir reklamı göstererek burada kaynağı, verilmek istenen mesajı, mesajı alıcıya ulaştırırken kullanılan iletişim araçlarını ve alıcıyı buldurmaya çalışır. Kaynak, kanal ve alıcının iletişimin ögeleri olduğu buldurulur. “Günümüzde teknolojik gelişmelerin iletişime hangi etkileri görülmektedir?” konusunda beyin fırtınası yapılır. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 78 Öğrencilerden kendilerini eğlendiren, kızdıran güncel bir olayı veya reklamı anlatmaları istenir. Anlatılan reklam ve haber başlıkları tahtaya yazılır. Öğrenciler gruplara ayrılır. Aşağıdaki şekilde hazırlanmış çalışma kâğıtlarına iletişimin ögelerini yazmaları istenir. Sonuçlar karşılaştırılır. Reklam/ Haber Kaynak Kanal (kullanılan iletişim aracı) Alıcı (hedef kitle) DEĞERLENDİRME Oluşturdukları iletişimin ögeleri tablosunu değerlendirme amaçlı kullanınız. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ İLETİŞİM ÇALIŞMA KÂĞIDI -RESİMLER Ë06 AK 121 1. Araç plakası 5. 6. 1. 7. 3. 8. I S ¼ Å 4. 9. 79 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 80 TARTIŞMA DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR :TÜRKÇE :I : 80 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, görsel okuma : TARTIŞMA : Yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, araştırma- sorgulama Türkçeyi doğru ve etkili güzel kullanma, bilgi teknolojilerini kullanma, iletişim : • • • • MATERYALLER Tartışmanın amacını belirler. Tartışma konusunun özelliklerini belirler. Tartışmada yapılan yanılgı ve hataları tespit eder. Tartışmada uyulması gereken kuralları uygular. : Teyp, asetat, çalışma kâğıdı, okuma parçası SÜREÇ Aşağıdaki resim tepegöz aracılığıyla asetattan yansıtılır. Öğrencilerden resme bakarak bu insanların nerede bulundukları, meslekleri, eğitim durumları ve ne yaptıkları üzerinde konuşmaları istenir. Tartışmanın ne olduğu, nerelerde ve ne amaçla yapıldığı hakkında düşünceleri sorulur. Ders konusunun “Tartışma” olduğu, bu gün sınıfta bir tartışma yapılacağı ve tartışmanın kayda alınacağı söylenir. Tartışma konusunu belirlemek için öğrencilere önceden hazırlanan kartlar dağıtılır. Her öğrenci tartışması gerektiğine inandığı bir ya da birkaç konuyu karta yazar. Kartlar toplanarak öğrencilerin tartışmak istedikleri konular ve hangi konunun kaç öğrenci tarafından istendiği tahtaya yazılır. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 81 Öğrencilere niçin bu konuyu tartışmak istedikleri sorulur. Gerekçeleri tahtaya yazdırılarak sebep ya da gerekçe açıklamakta en çok kullanılan cümle kalıpları yazılır: _____________,çünkü ________ ___________, bu sebeple __________ ___________için, ________________ ___________, bunun için ___________ ____________den dolayı ________ ___________sebebi, ___________ __________, bu sebeple_________ ___________-den, ___________ En çok öğrenci tarafından seçilen konu, belirlenen bir süre içinde sınıfta tartışılır. Tartışma bir öğrenci tarafından yönetilir ve teybe kaydedilir. Tartışma, öğrencilere teypten dinletilerek ekteki çalışma kâğıtlarına tartışmadaki görüş, karşıt görüş ve gerekçeleri yazmaları istenir. Tartışma sonucu buldurulur. Öğrenciler gruplara ayrılır. Gruplar, “Tartışmada Yapılan Hatalar”ı çalışma kâğıtlarına yazar ve açıklar. DEĞERLENDİRME Öğrencilerden “Tartışmada Yapılan Hatalar”ı, “Tartışmada Uyulması Gereken Kurallar” şekline dönüştürerek, tartışmanın kurallarını belirlemelerini isteyin. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 82 ÇALIŞMA KÂĞIDI 1 TARTIŞMACI GÖRÜŞ/ KARŞIT GÖRÜŞ GEREKÇE Tartışma sonucu: ___________________________________________________________ __________________________________________________________________________ __________________________________________________________________________ 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 83 ÇALIŞMA KÂĞIDI 2 BU TARTIŞMADA KİMLERİN HANGİ HATALARI YAPTIKLARINI BULABİLDİNİZ Mİ? 1. HATA TÜRÜ Tartışma konusunun dışına çıktı. 2. Gereksiz tekrar yaptı. 3. Tartışmayı kişisel sataşmalar yoluyla karşılıklı konuşmaya dönüştürdü. Karmaşık ve uzun cümleler kurdu. 4. 5. Görüşlerini desteklemeyen örnek ve gerekçeler ileri sürdü. 6. Diğer konuşmacıları tam olarak dinlemedi. 7. Konuşanların sözlerini kesti. 8. Peşin yargılı davrandı; karşı tarafça aydınlatılmış noktalarda direndi. 9. Tartışmayı yöneten başkanın kararlarına uymadı. 10. KİM? Ali Ekrem NASIL? “……………………………………………………” 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 84 RAPOR VE TUTANAK YAZMA DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR MATERYALLER :TÜRKÇE :I : 80 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, dinleme : RAPOR VE TUTANAK YAZMA : Yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, araştırma- sorgulama Türkçeyi doğru ve etkili güzel kullanma, bilgi teknolojilerini kullanma, iletişim : • Rapor yazmada dikkat edilecek hususları belirtir. • İzledikleri veya araştırdıkları bir konuyu kurallarına uygun şekilde rapor eder. • Hangi durumlarda tutanak yazılacağını fark eder. • Duruma özgü tutanak yazar. : Rapor ve tutanak örneği SÜREÇ Ekteki rapor örneği sınıfta okunur. Bu rapor örneğinde: • Raporun başlığı yazılmış mı? • Yazıldığı tarih belli mi? • Anlatım maddeler hâlinde sıralanmış mı? • Kişisel görüşlere yer verilmiş mi? • Anlatım açık ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmiş mi? Bu tür sorularla raporda bulunması gereken hususlar belirtilir. Her yazıda olduğu gibi raporun da bir konusu olması gerektiği vurgulanır. Bazı raporların konularını rapor yazılmasını isteyen kurumların yöneticileri, bazılarını ise raporu yazan belirler. Raporu yazmaya geçmeden önce konuyla ilgili bilgi ve (gerekirse) belge toplanması gerektiği belirtilmelidir. Toplanan bilgi ve belgeler bir plan dahilinde sıraya konulmalı ve belgelerin raporun sonuna ekleneceği vurgulanmalıdır. Raporların yazanın kimliğine veya konusuna göre türleri olduğu açıklanır. Bu türlerin neler olabileceği öğrencilere sorulur. Sağlık raporu, teftiş raporu, emniyet raporu, bilirkişi raporu, hava raporu, öğretmen raporu, çalışma raporu vb. cevapları öğrencilerden beklenir. Öğrencilere 2. metin örneği dağıtılır. Bir toplantıda yapılan konuşmaları yazmaya veya bir olayın meydana gelişini tespit amacıyla yazılara tutanak denildiği öğrencilere söyletilir. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 85 Tutanaklarda, yapılan konuşmalar aynen yazılmalı; eğer tutanak bir olay hakkında düzenlenmişse, olay olduğu gibi anlatılmalıdır. Görülen veya yaşanan bir olayla ilgili tutanak yazılacaksa; olayın başlangıcı, gelişmesi ve sonucu aynen görüldüğü gibi yazılmalı ve olayı görenlerle birlikte imzalanacağı vurgulanmalıdır. İş toplantılarında veya yönetimle ilgili toplantılarda konuşulanların aynen yazılacağı belirtilmelidir. Tutanakların mutlaka başlığı olması gerektiği vurgulanmalı, ayrıca günü, tarihi ve saati olması gerektiği belirtilmelidir. Öğrenciler iş yerlerinde meydana gelen su baskını ile ilgili tutanak düzenler. Öğrenciler iş yerlerindeki üretimle ilgili bir rapor düzenler. DEĞERLENDİRME Öğrencilerin yazdıkları rapor ve tutanaklar şekil ve içerik bakımlarından değerlendirilir. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 86 ÇALIŞMA KÂĞIDI TOPLANTI TUTANAĞI Apartman sakinleri yıllık olağan genel kurulu 13.01.2005 Pazar günü saat 14.00’te, 7 numaralı dairede toplandı. Yapılan yoklamada çoğunluğun sağlandığı görüldü. Gündem gereğince yönetim kurulu başkanı toplantıyı açtı. Başkan önce sorunları, sonra da düşündüğü çözüm yollarını ortaya koydu. Bu sorunların halledilmesi için aidatların arttırılmasını teklif etti. Başkanın teklifi yapılan oylama sonunda oy birliği ile kabul edildi. Başka söz alan olmadı. Bu tutanak düzenlenerek toplantıya katılanlar tarafından imzalandı. 13.01.2005 Başkan Adı, Soyadı İmza Yazıcı Adı, Soyadı İmza Üye Adı, Soyadı İmza Sakinler Adı, Soyadı İmza 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 87 ÇALIŞMA KÂĞIDI RAPOR ÖRNEĞİ OSTİM MESLEKÎ EĞİTİM MERKEZİ 2004–2005 ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA RAPORU Kolumuz 2004–2005 Öğretim yılında aşağıda belirtilen çalışmaları yapmıştır. 1. Yönetmelik gereğince yıllık çalışma planı hazırlanmış ve tüm çalışmalar bu plana uygun olarak yürütülmüştür. 2. İç yönetmelik hükümlerine uygun olarak kol genel kurulu, yönetim ve denetleme kurulları oluşturulmuş, bu kurullar belirlenen zamanlarda toplanarak gerekli kararları almışlardır. 3. Her sabah bahçenin, okulun ve atölyelerin temizliği kontrol edilmiştir. Görülen olumsuzluklar nöbetçi öğretmenlere bildirilmiştir. 4. Her hafta farklı bir grup gönüllü olarak bahçe temizliğini üstlenmiş ve görevini yapmıştır. 5. Okulun temiz tutulmasına ilişkin duvarlara çerçeveli duyurular asılmıştır. 6. Yaz tatilinde okulun boya ve badanası için gönüllü yardımcı ekipler oluşturulmuştur. Bilgilerinize arz ederiz. 07.06.2005 Başkan Adı, soyadı İmza Başkan Yardımcısı Adı, soyadı İmza Yazman Adı, soyadı İmza Üye Adı, soyadı İmza 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 88 KELİMEDE ANLAM VE KAVRAM DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR MATERYALLER :TÜRKÇE :I : 80 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, dinleme : KELİMEDE ANLAM VE KAVRAM : İletişim, Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma : • Kelime ve anlam ilişkisini açıklar. • Kelimede anlamın oluşumunu açıklar. • Kavram ve kavramlaştırmanın oluşumunu açıklar. • Kavramların kullanıldığı metinlerin ayırıcı özelliklerini belirler. : Edebî mektup örneği (çalışma metni) SÜREÇ Ekte verilen metin öğrencilere okutulur. Öğrencilerle bu metin örneğinin hangi edebî tür olduğu üzerinde konuşulur. Bu türde bulunan özellikler öğrencilere sezdirilir. Öğrencilere; bu mektubun yazıldığı yer ve tarih belirtilmiş mi? Mektup hitap ifadesiyle başlamış mı? Kaç paragraftan oluşmuş? Mektubun sonunda isim ve adres var mı? Anlatım dili açık ve anlaşılabilir bir ifade mi? Bu sorularla mektup türünün özellikleri kısaca öğrencilere sezdirilir. Öğrencilere mektup çeşitleri sorulur, mektup çeşitlerini sadece isim olarak belirtmeleri istenir. Öğretmen öğrencilere okudukları mektupta bazı yerleri boş bırakarak yeniden dağıtır. Boş bırakılan yerleri (önceki metne bakmadan) uygun kelimelerle doldurmaları istenir. Öğrencilerin önerdikleri kelimeler listelenir. Oylama ile uygun görülen kelimeler seçilir. Seçilen kelimeler yazarın kullandığı kelimelerle karşılaştırılır. Böylece öğrencilere kelimelerin cümlede anlam kazandıkları sezdirilir. “Kalplerinizi bir kitaptan daha iyi okuyabilirim.” Cümlesindeki kalplerin okunması, “Buhranlı zamanlar”, “Tabiatın gizli hazineleri” gibi ifadelerin başka türlü nasıl anlatılabileceği sorulur. Dilde kelimelerin anlatım birimi oldukları, farklı ses ve anlam birimciklerinin kaynaşmasıyla oluştukları yukarıdaki uygulamalar yoluyla öğrencilere fark ettirilir. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 89 Öğrencilerden mektupta geçen anlamını bilmedikleri kelimelerin anlamlarını sözlükten bularak defterlerine yazmaları istenir. Öğrencilere kavram deyince önceki bilgilerine dayanarak neler söyleyebilecekleri sorulur. Kavramların soyut ifadeler olduğu, felsefî ve düşünce yazılarının hareket noktası olduğu belirtilir. Felsefenin kavram, sanatın imge, ilmin terim olduğu hatırlatılır. Öğrencilere metinde geçen “fakat, mefkûre, kız, irade gibi kalp, adalet, da, dolayı, sıkıntı, sema, cennet, kitap, her, mektup” kelimelerini: 1. Tek başına anlamı olmayan kelimeler 2. Anlamlı kelimeler 3. Kavramlar olarak gruplandırmaları istenir. DEĞERLENDİRME Öğrencilerin gruplandırmaya verdikleri cevapları değerlendirme amaçlı kullanınız. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 90 ÇALIŞMA METNİ Pulverlsta, 20 Eylül 1921 Kızım Seniha, Sevgili kızım, bu hafta da mektup alamadım. Fakat ehemmiyeti yok. Mektup almasam da almış gibiyim. Kalplerinizi bir kitaptan daha iyi okuyabilirim. Mektubunuz gecikmiş olsa da ne çıkar? Yalnız sıkıntıda olup olmadığınızı anlamak isterim. İnsaniyeti artık daimi ıstıraplardan kurtulacaktır. Böyle buhranlı zamanlar büyük mefkûrelerin büyüyüp yayılacağı bir zamandır. İnsanları kurtaracak mefkûrelerdir. Mefkûre her memleketi bir cennet yapacak. Her millet, kendi cennetinde hür ve mesut yaşayacaktır. İstikbalde artık haksızlık, adaletsizlik, hürriyetsizlik yoktur. Kin, husumet, tamah, haset yoktur. Fertler birbirini sevecek, milletler birbirini sevecek, dinler birbirini sevecek, medeniyetler birbirini sevecek. Yeni hayatta her fert, her millet, tabiatın gizli hazinelerini say anahtarıyla açarak oradan geçinecek; ovalarımız, derelerimiz, tepelerimiz şimdiki gibi boş kalmayacak; tepeler ormanlara, dereler yemiş ağaçlarına, ovalar yeşil ekinlere bürünecek; her tarafta fabrikaların, maden ocaklarının bacaları, semaya siyah duman sütunları savuracak; çocuklar oynarken derslerini öğrenmiş olacak, büyükler eğlenirken işlerini yapmış bulunacak; kimse kanaatinden dolayı mücrim tutulmayacak; kimse milletini sevdiği için cânî addolunmayacak, en iyi adamlar değil, hatta iyi olmayanlar bile, hapishanelerde, menfalarda çürütülmeyecek; o zamanın kanunları yalan; ahlakları sahte; ilimleri, felsefeleri hileli olmayacak. İşte bu zaman gelince bizim milletimiz de mesut olacak. Şimdi haksızlığa, sefalete, esarete, sıkıntıya tahammül lâzım geliyor. İnsanlar da bu hâle uzun müddet tahammül edemezler. İnsanda akıl, irade, mefkûre varken zilleti kabul edemez, kızım. Ziya GÖKALP 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 91 KELİMEDE ANLAMLARIN GRUPLANDIRILMASI DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR MATERYALLER :TÜRKÇE :I : 60 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, dinleme : KELİMEDE ANLAMLARIN GRUPLANDIRILMASI : İletişim, araştırma-sorgulama, Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma : • Kelimelerin sözlü ve yazılı anlatımda kazandığı çeşitli anlamları açıklar. • Kelimelerin anlamlarında, kullanım alanlarına ve diğer kelimelerle ilişkilerine göre değişiklikler meydana geldiğini açıklar. • Metinde ilk anlamda kullanılmış kelimeleri bulur. • Metinde yan anlamda kullanılmış kelimeleri bulur. • Metinde mecaz anlamda kullanılmış kelimeleri bulur. • Somut ve soyut anlamlı kelimeleri bulur. : Çalışma metni SÜREÇ “Anne” şiiri okunur. Öğrencilere okudukları şiirin düz yazı metinlerinden farklarını sıralamalarını ister. Şiir ile düz yazı arasındaki aşağıdaki farklılıkları tespit etmeleri beklenir: • Düz yazılarda satırlar yan yana yazılır. • Cümleler genellikle dil bilgisi kurallarına uygundur. • Gündelik konuşmaya yakın bir söyleyiş hâkimdir. • Genellikle söylenmek istenilen açık olarak ifade edilir. • Şiirde satırlar yan yana değil, alt alta yazılmıştır. • Cümleler dil bilgisi kurallarından ziyade bir ahenge göre düzenlenmiştir. • Şiir parçaları söyleyiş ve anlam bakımından düz yazılardan farklıdır. • Düz yazılar anlaşılmak üzere yazılırken, şiirler duygulara hitap etmek üzere düzenlenmektedir. Bilimsel ve felsefî yazılarda aklın kurallarının geçerli olduğu, bu şiirde ise duygu, coşku ve heyecanın ön plana çıktığı öğrencilere fark ettirilir. Öğrencilerden gerçek anlamlı, başka bir ifadeyle sözlük anlamında kullanılan kelimeleri bulmaları istenir. Bunun kelimenin ilk anlamı olduğu vurgulanır. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 92 Bunun dışında şiirde sözlük anlamından farklı olarak kullanılan kelimelerin bulunup bulunmadığı sorulur. Sözlük anlamı dışında kullanılan bu kelimelerin mecaz anlamlı kelimeler olduğu vurgulanır. Öğrencilerden şiirdeki mecaz anlamlı somut ve soyut anlamlı kelimeleri bulmaları istenir. Bu anlamlardan farklı olarak bazı kelimelerin gerçek anlamıyla ilişki kurularak yeni anlamlar oluştuğu sezdirilir. Bu kelimelerin de yan anlamlı kelimeler olduğu vurgulanır. Şu örnekler verilebilir: 1. Sular kesik olduğundan yüzünü yıkamadan evden çıkmak zorunda kaldı. 2. Binanın ön yüzüne çeşitli ilanlar asılmış. Birinci cümledeki “yüz” kelimesinin ilk anlamda kullanıldığı; ikinci cümledeki “yüz” kelimesinde bir somutluk olduğu ve insan yüzüyle ilişki kurularak verildiği (yan anlamlı kelime) sezdirilir. Öğrencilerden benzer örnekler belirtmeleri istenir. DEĞERLENDİRME 1. Öğrencilerin şiirdeki mecaz anlamlı üç kelimeyi düzgün ve anlamlı birer cümlede kullanmaları isteyin. 2. Yan anlamlı kelimelerde buldukları örneklerden iki tanesini anlamlı cümlede kullanmaları isteyin. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ ÇALIŞMA METNİ ANNE Yosundan yumuşak pamuk ellerin Okşayıp tarasın saçımı anne! Neşe kaynağıdır tatlı sözlerin Söyle, ferahlatsın içimi anne! Rüyamda, düşümde sen yaşıyorsun Gönlüme sığmayıp, sen taşıyorsun... En müşkül anıma, sen koşuyorsun Yalnız sen affedersin suçumu anne! Sen sevgi pınarı, sen gönül balı Sen şefkat membaı, sen yardım dalı Seni her şeyinle örnek almalı Vermeli hayata "biçim"i anne! Güneşten de sıcak, o saf gülüşün Bana armağanı bir güzel düşün Akarken içime ılık öpüşün, Sevgin doldururdu içimi anne! Sen bir sanatkârsın, benzerin yoktur Hünerin, becerin, haddinden çoktur Hasta olsam sendin başımda doktor Derdin: "Hayat bir su içimi" anne! Geçen bir düş gördüm hemen uyandım Bir an bu düşümü gerçektir sandım Öksüz kalanları düşünüp yandım Yokluğun yakıyor içimi anne!.. İsminden, adını almıştır yurdum Dün "anne ne" diye, "anneme" sordum "Sevgi pınarıdır" sözünü, yordum, Sevgiyle doldurdum, içimi anne!.. Ne olur devamlı sen yanımda kal! Nereye gidersen sen beni de al. Ninnilerle beni, uykulara sal, Sensiz yok hayatın geçimi anne! Haşmettin ARSLAN 93 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ TERİMLER DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR MATERYALLER :TÜRKÇE :I : 20 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, dinleme : TERİMLER : İletişim, araştırma-sorgulama, Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma : • Metinde geçen terimleri bulur : Çalışma Kâğıdı SÜREÇ Ekteki çalışma kâğıdı dağıtılır. Bu paragraftaki terimleri öğrencilerin önceki bilgilerine dayanarak bulmaları istenir. Buradan hareketle terimlerin nerelerde kullanıldığı konusunda öğrencilerin fikirleri alınır. DEĞERLENDİRME Öğrencilerin futbol, biyoloji, fizik gibi alanlarda kullanılan terimlere örnekler vermeleri isteyin. 94 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 95 ÇALIŞMA KÂĞIDI TERİMLERLE İLGİLİ METİN “Antalya bölümü Antalya Körfezi’nin iki yanında uzanır. Bölüm, Teke yöresini ve Göller yöresini de içine alır. Yüzölçümü olarak Adana bölümünden daha küçük daha engebeli ve daha az nüfusludur. Kıyı ovaları daha azdır.” 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 96 ANLAM İLİŞKİLERİNE GÖRE KELİMELER DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR :TÜRKÇE :I : 80 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, dinleme : ANLAM İLİŞKİLERİNE GÖRE KELİMELER : Araştırma- sorgulama, iletişim, Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma : • • • • • MATERYALLER Kelimelerdeki anlam değişmelerini sorgular. Metindeki eş anlamlı kelimeleri bulur. Eş anlamlı kelimelerle yakın anlamlı kelimeleri ayırır. Eş anlılığın ifadedeki işlevini belirler. Eş anlamlı karşıt anlamlı, eş sesli ve yakın anlamlı kelimelerin metne kazandırdıklarını belirler. : Çalışma kâğıdı, çalışma metni SÜREÇ Ekteki “Bir Dair Gelecekmişiz Gibi” isimli parça okunur. Bu metin örneğinin hangi edebî tür olabileceği sorulur. Bu türün özellikleri üzerinde durulur. Bu metin bir fikir yazısı mı? Konu detaylara inilerek mi anlatılmış? Yazar, okuyucuyla konuşuyormuş hissini verecek şekilde bir anlatım tarzı mı kullanmış? Konu herkesin ilgilenebileceği konulardan mı seçilmiş? Bu gibi sorularla sohbet türünün özellikleri öğrencilere sezdirilmelidir. Daha sonra metinde geçen eş anlamlı kelimeleri öğrencilerin bulmaları istenir. Eş anlamlı kelimelerin kullanıldığı cümleler tekrar incelenir. Eş anlamlı sözcük cümleden çıkarılır, yerine düşünülen kelime getirilir. Cümlenin anlamı değişmiyorsa kelimeler arasında eş anlamlılık ilişkisi var demektir. Metindeki kalp≈yürek, ömür≈ hayat, Kavga etmek≈dövüşmek kelimelerinin anlam ilişkileri üzerinde durulur. Öğrencilerden bunlara benzer örnekler bulmaları istenir. 1. “Son satışlardan iyi para kazandık.” 2. “Yeni aldığı ayakkabı ayağına bol geliyor.” 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 97 Cümlelerindeki “iyi” kelimesinin eş anlamlısı ile “bol” kelimesinin eş anlamlısı öğrencilere buldurulur. Böylece anlam değişiminin söz konusu olduğu vurgulanır. Daha sonra metinde geçen karşıt anlamlı kelimeleri öğrencilerin bulmaları istenir. Dilimizde birçok kelimede karşıt anlam ilişkisi olduğu vurgulanır. Bir kelimenin karşıt anlamlısı o kelimenin olumsuzu olmadığına vurgu yapılır. Eş sesli kelimelerin anlamının cümledeki anlamından anlaşılacağı belirtilir. 1. Örnek şiir: “Kalem böyle çalınmıştır yazıma Yazım kışa uymaz kışım yazıma.” 2. Örnek şiir: “Böyle bağlar Yar başın böyle bağlar. Gül açmaz bülbül ötmez Yıkılsın böyle bağlar” Birinci örnek şiirdeki “yazıma” kelimeleri ile ikinci örnek şiirdeki “bağlar” kelimelerinin anlam ilişkileri öğrencilere buldurulur. Metinde geçen “Dün konuştuğumuz, sıcacık ellerini avuçlarımızın içinde tuttuğumuz insan bir de bakıyorsunuz ki gidivermiştir.” Cümlesindeki “sıcak” kelimesine yakın anlamlı kelime ne olabilir? Bu yakın anlama başka örnekler bulabilir misiniz? Öğrenciler, bu kelimelerin metne ne kazandırdıkları konusunda beyin fırtınası yaparlar. DEĞERLENDİRME Metindeki eş anlamlı, karşıt anlamlı, eş sesli ve yakın anlamlı kelimelerden birer tanesiyle düzgün ve anlamlı cümleler kurmalarını isteyin. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 98 ÇALIŞMA METNİ BİR DAHA GELECEKMİŞİZ GİBİ Etrafınıza şöyle bakınız: Kinler, hiddetler, kavgalar, kıskançlıklar içinde ömürlerini tüketen zavallılar göreceksiniz. Öyle insanlar vardır ki bir hiç yüzünden başkalarının kalplerini kırmaktan çekinmezler. Öyle insanlara rastlarsınız ki, yüreklerindeki kin kendilerini tutuşturduğu için etrafındakileri kasıp kavururlar. Kısacık ömürlerini başkalarına kötülük etmek, kıskançlığın keskin dişleriyle başkalarını ısırmak için fırsat kollamakla geçirirler. Hayatımız bize takılan çelmelerin veya bizim savurduğumuz iftiraların hikâyeleriyle doludur. Rastlantının karşımıza çıkardığı insanları seveceğimiz yerde onlarla kavgalara tutuşmaktan kendimizi alamıyoruz. Hâlbuki o insanları bizim bir daha görmemize imkân yoktur. Şu dünyada kaldığımız sürece bir rastlantı yüzünden karşı karşıyayız. Bu dünyanın bizim için geçici bir şey olduğunu açık açık belli eden olaylar bir kere değil, bin kere, on bin kere meydana geliyor. Dün konuştuğunuz, sıcacık ellerini avuçlarınızın içinde tuttuğunuz insan bir de bakıyorsunuz ki gidivermiştir. Bu hadise bize ne kadar yalancı bir dünyada olduğumuzu ispata kâfi gelmiyor yahut ispat ediyor ama etkisi birkaç saat veya birkaç gün sürüyor. Sonra gene her şeyi unutun bu dünyanın öz sahibi imişiz, herkes gidecekmiş de biz kalacakmışız gibi davranmaya, yüzünü görmemize, elini sıkmanıza bir daha imkân varmış gibi etrafımıza yapmadığımızı bırakmıyoruz. Bu dünyada can yakmayı değil, affetmeyi bilmek gerektir. Kimseye kin gütmeyiniz. Eğer acınacak bir vaziyete düşmüşseniz daha önceden acımayı bilmeli, hatta etrafınıza öğretmiş olmalısınız ki size de acısınlar. Eğer siz zalim iseniz, eğer siz kötülük etmekten zevk duymuş, hiç kimseye acımamışsanız etrafınızdan acıma beklemeye hakkınız olmaz. Bu dünyaya bir defa geldiğimizi, er veya geç bu dünyadan ayrılacağımızı da unutmayalım. Dünyayı bir misafirhane olarak kabul edersek bugün gelip yarın gidecek olan birtakım insanlarla kavga etmenin, dövüşmenin, kalp kırıp gönül yaralamanın anlamsız bir şey olduğunu daha iyi anlarız. Bırakalım kötülükleri, bu dünyaya ikinci bir defa daha geleceklerini, bu güzelim insanlarla bir daha buluşabileceklerini zannedenler yapsınlar. Şevket RADO 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 99 SÖZ ÖBEKLERİ DERS DÖNEM YAKLAŞIK SÜRE ÖĞRENME ALANI ÜNİTE TEMEL BECERİLER KAZANIMLAR : MATERYALLER :TÜRKÇE :I : 80 Dakika : Okuma, konuşma, yazma, dinleme : SÖZ ÖBEKLERİ : Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma, iletişim • Metinde geçen deyimleri bulur. • Deyimlerin cümlede kullanılma sebeplerini belirler. • İkilemeleri bulur. • İsim tamlamalarını bulur. • Sıfat tamlamalarını bulur. • Söz öbeklerini cümlede yerinde ve doğru kullanır. : Çalışma metni SÜREÇ “IDI İLE BIDI” metni okunur. Bu metin örneğinin hangi edebî tür olduğu sorulur. Bu metinde bir olay örgüsü var mı? Bu olay ve kişiler olağanüstü olay ve kişiler mi? Olayın geçtiği zaman belli mi? Olayın geçtiği yer belli mi? Olay ilgi çekici mi? Gerçek hayatta böyle bir olay yaşanmış olabilir mi? Bu metin toplumun geleneklerini, düşünüş tarzlarını, zevkini, yazıldığı dönemden günümüze taşımış mı? Bu gibi sorularla masal türünün özellikleri öğrencilere fark ettirilir. Öğrenciler önce metinde geçen deyimleri bulurlar. “Etliye sütlüye karışmaz.”, “Baş başa vermiş”, “On parmağında on hüner” örnekleri verilebilir. Bu ifadeler kalıplaşmış sözler mi? Bu deyimlerde kelimelerin yerleri değiştirilebilir mi? Herhangi bir kelime çıkarılabilir mi? Mecaz anlamda mı kullanılmış? Cümle şeklinde olan deyimler var mı? Örnek verebilir misiniz? “Yüzüne gül, ekmeğini elinden al.” örneği verilebilir. İnsanların özel durumlarını mı karşılıyor? Kişilik özelliklerini mi karşılıyor? Örnek cümlelerden hareketle deyimlerin dilimize büyük bir canlılık zenginlik ve işlerlik kazandırdığı vurgulanır. Öğrencilerden metindeki ikilemeleri bulmaları istenir. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 100 Metindeki bu ikilemelerin dışında dilimizde aynı kelimelerin, yakın anlamlı kelimelerin, zıt anlamlı kelimelerin, biri anlamlı, biri anlamsız kelimelerin, iki anlamsız kelimenin, ses taklidi olan sözlerin tekrarıyla oluşan söz grubu olduğu belirtilir. Öğrencilerden bunlara örnekler bulmaları istenir. 1. Aynı kelimeler (yavaş yavaş), 2. Yakın anlamlı kelimeler (yalan yanlış) 3. Zıt anlamlı kelimeler (düşe kalka) 4. Biri anlamlı biri anlamsız kelimeler (çoluk çocuk) 5. İki anlamsız kelime (ıvır zıvır) 6. Ses taklidi olan sözlerin tekrarı (şırıl şırıl) Örnekleri verilerek bu ikilemelerin cümlede anlatıma güç kazandırdıkları, zenginleştirdikleri, değişik anlam ilişkileri oluşturdukları ve anlamı çekici kıldıkları vurgulanır. Daha sonra öğrenciler iki gruba ayrılır. Birinci grup metindeki isim tamlamalarını, diğer grup da sıfat tamlamalarını bulur. Öğretmen öğrencilere bu tamlamaların farkını sorar. “Padişahın oğlu, büyük lokma, vezirin kızı, yedi başlı dev, al bayrak, üç elma” örnekleri verilebilir. Öğrencilerden başka örnekler söylemeleri istenir. Bütün bu söz öbeklerinin anlatıma ne kazandırdığı tartışılır. DEĞERLENDİRME 1. Öğrencilerden metindeki deyimlerden iki tanesiyle düzgün ve anlamlı iki cümle kurmalarını isteyin. 2. Metindeki ikilemeler veya buldukları ikilemelerle 3 cümle yazmalarını isteyin. 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 101 ÇALIŞMA METNİ IDI İLE BIDI Develer tellâl iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir memleketin birinde Idı ile Bıdı derler bir karı koca varmış. Mübarekler sanki birbirinin kaburgasından yaratılmış; ikisinin de huyu, suyu da o kadar birbirine benzermiş. Kim ne derse ona inanır, yüzlerine gülen, ekmeklerini ellerinden alırmış. El âlemden ağızları yandığı için etliye, sütlüye karışmaz; suyu bile üfleyerek içerlermiş. Eh oğul yok, uşak yok; sığır yok, sıpa yok; geçinmeyecek ne başları var! Dağa gider, odun toplar; bağa gider, bel beller; gül gibi geçinir giderlermiş... Günlerden bir gün baş başa vermiş de başlarından geçeni konuşup duruyorlarmış. Bir ara karısı: — Idı, demiş. Kocası da: Ne diyorsun, Bıdı!, demiş. — Ne diyeceğim, Allah yüzümüze baksa da, bize bir evlât verse derim... Adam bu söze gülmüş: — Bre Bıdı, demiş, nerede o talih bizde! yağsa, yine bir tanesi başımıza düşmez. Gökten yağmur yerine inci Bıdı bu söze boynunu büktükten sonra: — Ben de biliyorum öyle ama söz misali... hani olsa ile bulsa; bir araya gelse; görmemişim bir kızı, kör Memiş'in bir oğlu olsa; derler ya, veren Allah bize de verecek olsa, oğlan mı istersin, kız mı istersin? diye sormuş. Idı: — İstemekle olursa, ben altın perçemli bir oğlan isterim, demiş. Bıdı da : — Yook! Doğrusu, ben sırma saçlı bir kız isterim, hani Allah bana öyle bir ihsan etse ninnilerle uyutur; el üstünde büyütürüm. Öyle bir güzel olurdu ki, Doğan aya, ya sen doğ, ya ben derdi, güldükçe güller açılır, ağladıkça inciler saçılırdı. Acep insan, bakmalara doyar mı ki, yüzüne bakanın, nasibi, kısmeti artardı. Bu böyle olduktan başka, üstelik on parmağında da on hüner olurdu; bir halı dokur, bir halı dokurdu ki, bir sofra donatırdı ki, kim var, kim yok, cümle âleme yine de yetip artardı. O zaman herkesin gözü üstünde kalırdı ya, ama dizimizin dibinden ayırmaz; eteğinin ucunu kimselere göstermezdim; ne küçük vezirin oğluna verirdim; ne büyük vezirin; alırsa Padişahın oğluna verirdim de, varır saraylara sultan olurdu. Bıdı böyle atıp eğirince kocası dayanamadı: — Hele sen sus, sultan anası, dedi. Allah bana da altın perçemli bir oğlan verirse, yemez yedirir, giymez giydirir, okutur dokutur; öyle bir adam ederdim ki, kaleminden kan damlar; ağzından cevahir dökülürdü, alimallah görenlerin parmağı 13. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 102 ağzında kalırdı; hele kızların... İlle velâkin ne küçük vezirin kızını alırdım, ne büyük vezirin, alsam alsam padişahın kızını alırdım. Hani Allah o günü bir gösterse, öyle de bir düğün yapardım ki, görenlerin ömrü, günü uzar; felek de bir yaşına daha girerdi. Idı da bu kadar yükseklerden uçunca, karısı duramadı: — Bre Idı, dedi, büyük lokma ye de, büyük söz söyleme; Allah sana böyle altın perçemli bir oğlan yerine bir keloğlan verirse... O zaman tut perçeminden, çal duvara; öyle ya, Allah bir, peygamber hak... Pekmez kara, yoğurt ak... Başka ne bilir keloğlan. Bıdı böyle bir söz kondurunca, kocası: — Karıcığım, dedi, neredeyse biz de el âlem gibi saç saça, baş başa gönlüme göre hayırlısından, ömürlüsünden versin de varsın keloğlan olsun. Keloğlanların alnı açık yüzü ak; kulağı delik, gözü pek olur. Hiçbir zaman eli elden kalmaz, dili dilden, attığını vurur, tuttuğunu koparır. Hele bir de demir çarık, demir asa yola düşerse yok mu? Az gider, uz gider; dere tepe düz gider; çayır çimen geçerek, lâle sümbül biçerek altı ayla bir güz gider; ya bir vuruşta yedi başlı devin başını birden düşürür; ya da ağlayan narla, gülen ayvayı bulup bize getirir; biz de güler yüz, tatlı dil ile günümüzü gün eder; sabah bir akşam iki düğün eyleriz; Allah'tan daha ne istersin!... Kuru yerde yatan minare kadar rüya görür derler; Idı ile Bıdı da yedi yıl bu hülya ile avunmuşlar ya, Allah ne yapmaya kadir değil! Gel zaman git zaman; bunlara sırma saçlı bir kızla, altın perçemli bir oğlan vermiş; gönüllerine göre besleyip büyütmüşler; günün birinde de al bayrak kaldırıp, toy düğün etmişler. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düştü; böyle bir murat isteyenlerin niyetine. Eflâtun Cem GÜNEY