ÖN SÖZ İnsanlararası ilişkilerde neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğunun ölçüsü olarak kullanılan, toplumsal düzen ve güvenin sağlanmasında yol gösterici olarak işlev gören ahlak, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Toplumsal yaşamın bir parçası olan ahlaki değerler, her işde ve her yerde insanın karşısına çıkan önemli bir konudur. Ahlaki değerlere sahip çıkmayan toplumların gelecekte başarılı olma şansı yoktur. Toplumlarda ahlak sisteminin yüceltilmesi ve korunması kolay bir süreç değildir. Temel amaç, toplumsal sorunlara yol açmadan ahlak sisteminin geliştirilmesi koşullarını yaratmaktır. Bunun yaratılmasında toplumu oluşturan bütün birey ve kurumların destek ve katılımına gereksinim duyulmaktadır. Birey ve kurumlardaki samimiyetsizlik ve ilgisizlik bu amacın gerçekleşmesinin önündeki en önemli engeldir. Bu engel bilinçli bir eğitim ve tüm topluma hizmet eden ilkeli bir yönetim biçimiyle aşılabilir. Öte yandan, ahlaki değerler konusuyla uğraşmak, istikrarlı bir toplumsal ve ekonomik yapı, sorumlu yönetim anlayışı ve yaşam kalitesinin arttırılması gibi stratejik hedeflerle ilişkili olduğundan bir uzmanlık işidir. İş dünyasında ahlaki bir iklimin yerleşmesi için ahlaki olmayan davranışları sorgulayan ve haksız kazanç elde edilmesini engelleyen bir anlayışı hakim kılan, evrensel bir yaklaşımla sosyal sorunlar üzerine düşünen ve bütün çıkar grupları ile bir araya gelerek bütünleştirici rolü oynayan örgütlere gereksinim duyulmaktadır. Gerçek anlamda hayata geçirilmiş bir ahlaki altyapı, özel ve kamu sektöründe yüksek ahlaki standartlara sahip davranışları destekleyerek, güven ortamı oluşturabilir ve verimliliği arttırabilir. Ahlaki altyapının temel öğeleri, etkin bir hukuki altyapı, etkin şeffaflık mekanizmaları, işleyebilir davranış kuralları, profesyonel sosyalleştirme mekanizmaları, uygun çalışma koşulları, bir ahlak koordinasyon organının varlığı, farklılıkların etkin yönetimi, aktif bir sivil toplum ve siyasi istikrar şeklinde ifade edilebilir. Toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiren iş ilişkilerinin yazılı hukuk kuralları kadar çoğu kez yazılı olmayan iş ahlakı normlarına göre yürütülmesi çağdaş toplumlarda yaygın bir görünüm arz etmektedir. Bu yaygınlık, örgüt toplumları haline gelen modern toplumlar açısından iş ahlakının ve bunun örgütlere ve yöneticilerine yüklediği sorumluluğun ne denli önem kazandığını gözler önüne sermektedir. İş ahlakına bağlılık ve sosyal sorumluluk bilincine sahip olma, günümüz işletme yönetimleri açısından hem bir toplumsal görev, hem de toplumun gözünde meşruiyet kazanmak için uyulması gereken bir amaç haline gelmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla işletmeler temel ekonomik amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırken, insani, ahlaki ve yasal boyutları düşünmeden karar vermemelidirler. Bu hususları hareket noktası yapan Doç. Dr. Şevki ÖZGENER’in kaleme aldığı “İş Ahlakının Temelleri: Yönetsel Bir Yaklaşım” başlıklı çalışması, iş ahlakı, sosyal sorumluluk ve farklılıkların yönetimi olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, sırasıyla; “bir bilim dalı olarak ahlak, ahlak teorileri, iş ahlakı kavramı ve tarihsel gelişimi, işletmelerde ahlak yönetimi ve kurumsallaşma” konuları incelenmektdir. Çalışmanın ikinci kısmında; “sosyal sorumluluk kavramının kapsamı ve tarihsel gelişimi ile sosyal sorumluluğun yönetimi” ele alınmaktadır. Son kısımda ise, farklılıkların yönetimi düşüncesi ve temel ilkeleri tartışılmaktadır. Doç. Dr. Şevki ÖZGENER’in titiz bir çalışma sonucu ve alanındaki neredeyse bütün yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanarak hazırlamış olduğu bu eserin, yönetim ve örgütsel davranış sahasında bu konuda varolan boşluğu fazlasıyla doldurabilecek nitelik ve içeriğe sahip olduğunu belirtmek benim için bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir zevktir. Gelecekte de başarılı çalışmalara imza atacağına inandığım Dr. Şevki ÖZGENER’i kutluyor ve bu kitabının akademik ve iş çevreleriyle, öğrencilere fazlasıyla faydalı olacağına içtenlikle inanıyorum. Prof. Dr. M. Şerif ŞİMŞEK SÜ İİBF Dekanı ve İşletme Bölüm Başkanı YAZARIN ÖN SÖZÜ Belli bir toplum içerisinde neyin doğru ve neyin yanlış olduğu konusunda yol gösterici rolü oynayan ahlaki değerler tarihi süreç içerisinde devamlılığını koruyan değerlerin başında gelmektedir. Çağımızda bütün dünyada birçok ileri görüşlü yönetici ahlaki değerler ve iş yaşamı konusundaki 2000 yıllık geçmişe sahip tartışmaların yeniden ele alınması gerektiğine inanmaktadır. Nitekim, 1929 bunalımından sonra uluslararası platformlarda aşırılıklar ve ahlaka aykırı davranışları sınırlayan düzenlemelere gidilmesine karşın, Türkiye’de ancak son yıllarda iş ahlakı konusu tartışılmaya başlanmıştır. İş ahlakı, ekonomi ve iş dünyasının sağladığı olanaklar karşısında sağduyulu seçimler yapmasında bireylere yol gösteren ilkeler ve değerleri inceleyen bir disiplindir. Sürdürülebilir kalkınma modellerinin ön plana çıktığı günümüzde sektörler arası eşgüdüm, çevreye duyarlılık ve iş ahlakına verilen önem artmıştır. Türkiye’nin en önemli ekonomik gereksinimi, caydırıcı kanunlarla güçlendirilmiş ve sorumlu işletme yöneticileri tarafından desteklenen yüksek ahlak standartlarıdır. İş ahlakının kurumsallaşması için tüm çıkar grupları arasında diyalog ve işbirliğinin sağlanması çok önemlidir, ancak bu kendiliğinden gerçekleşmesi beklenmeyecek bir süreçtir. Bu nedenle, günümüzde bireylerin ve organizasyonların dürüstçe eylemde bulunduğu bir iş dünyası yaratmak için araştırma ve eğitim alanında işbirliğine, ahlaki liderliğin güçlendirilmesine, farklılıkların etkin bir şekilde yönetimine, eylem ve uygulamalarını ahlak kurallarına uygun olarak gerçekleştiren örgütlü sivil toplumun varlığına gereksinim duyulmaktadır. Tüm çıkar gruplarının hak ve sorumluluklarının gözetildiği ahlaki bir toplumun temel taşları; iş ahlakının araştırılması ve geliştirilmesiyle elde edilen bilgileri yayma, yönetim kültürlerinin ahlaki temellerini güçlendirme ve eğitimde iş ahlakını sosyal bir norm olarak kabul etme şeklinde ifade edilebilir. Bir toplumda ahlaki bir kültürel alt yapı olmadan yapılmaya çalışılacak her türlü iyi niyetli çalışma askıda kalabilir. Çünkü, ahlaki düşünceyi besleyecek, toplumsal dayanışmayı arttıracak, ahlaki denetimin kaynağı ve sürekliliğin güvencesi olacak en önemli şey ahlaki kültürdür. İşletmelerde iş ahlakının kurumsallaşması ve sosyal yönden sorumlu davranışların teşvik edilmesi için bu alandaki eğitimin yaygınlaştırılması ve bilimsel çalışmaların desteklenmesi, iş dünyası ile akademik çevreler arasında diyalog ve işbirliği ortamının oluşturulması önem kazanmaktadır. Bu diyalog ve işbirliğinin sağlanması düşüncesinden hareketle hazırlanmış olan “İş Ahlakının Temelleri: Yönetsel Bir Yaklaşım” başlıklı çalışmada az ya da çok ayırımı gözetmeksizin emeği geçen herkese yürekten teşekkürler. Ancak işletme yöneticiliği alanında Türkiye’de önde gelen ve akademik yaşamımın her döneminde teşviklerini gördüğüm bazı isimleri anmadan geçemeyeceğim. Bu çalışmaya getirdiği yönlendirici eleştirileri ve beni motive ederek verdiği destekten ötürü başta öğrencisi olmaktan büyük bir onur duyduğum doktora tez danışmanım Selçuk Üniversitesi İİBF Dekanı Sayın Prof. Dr. M. Şerif ŞİMŞEK'e teşekkür etmeyi görev sayarım. Ayrıca, akademik yaşamım boyunca örnek aldığım ve heyecanla çalışmalarını yakından takip ettiğim değerli fikirleri ve teşvikleriyle bu çalışmama yön veren kıymetli hocalarım İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Tamer KOÇEL, Erciyes Üniversitesi İİBF Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. Asuman AKDOĞAN’a çok teşekkür ederim. Bu çalışmanın ortaya çıkmasında eleştirileriyle bana yol gösteren Selçuk Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü öğretim üyesi Sayın Doç. Dr. Orhan ÇOBAN’a şükran borçluyum. Kitabın hazırlanması ve yayınlanması aşamasında gösterdikleri anlayış ve verdikleri destekten dolayı Nevşehir Üniversitesi İİBF Dekanı Sayın Prof. Dr. M. Şükrü AKDOĞAN ve asistanım Arş. Gör. Seher ULU başta olmak üzere bütün çalışma arkadaşlarıma ve öğrencilerime ayrıca teşekkür ederim. Akademik yaşamım boyunca karşılaştığım sıkıntıları aşmamda umudumu hep diri tutan, sevgi ve desteğini hiç eksik etmeyen başta sevgili annem Lalizer ÖZGENER olmak üzere ailemizin bütün fertlerine teşekkür etme zevkimi ulaştırmak isterim. Editörümüz Pinar GÜLTER’e, Şirket Müdürlerinden Şefik BİROĞLU’na, kitabın tasarımını yapan Ayhan KURU’ya, kapak tasarımını yapan Mehtap BAYRAKTAR YÜRÜMEZ’e ve baskı aşamasındaki titiz çalışmalarından dolayı Nobel Yayın Dağıtım ekbine teşekkür etmeyi borç bilirim. Bu çalışmadaki her türlü eksiklik ve hatanın sorumluluğunu peşinen kabul ederek, tüm eleştirilerin şükranla karşılanacağını ve büyük bir hürmetle değerlendirileceğini önceden teşekkür ile ifade etmek isterim. Şevki ÖZGENER NEVŞEHİR Ekim 2009 [email protected] [email protected]