maliye politikası

advertisement
MALİYE
POLİTİKASI
KISA ÖZET
KOLAYAOF
MALİYE POLİTİKASI
DİKKAT…Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir.
Özetin tamamı için sipariş veriniz…
www.kolayaof.com
2
Sayfa 2
MALİYE POLİTİKASI
1. Ünite – Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları
KLASİK YAKLAŞIM
Klasikler ücret ve fiyatların tam esnekliğe sahip olduğu, üretim faktörlerinin sektörler
arasında tam geçişlilik özellikleri taşıdığı varsayımları ile piyasaların dengeye geleceğini ve
devletin ekonomiye müdahale etmesine gerek olmadığını ileri sürmüşlerdir. Denk bütçe ve
yatırımın tasarrufa eşit olması koşullarında ekonominin dengede olacağını savunan klasikler,
ekonomide oluşabilen dengesizliklerin geçici olduğunu, denge dinamiklerinin etkisiyle bu
koşulların kendiliğinden ortadan kalkacağını, böyle durumlarda devletin ekonomiye
müdahalesinin olumlu etki yaratmayıp, tam tersine, olumsuz sonuçlar doğuracağını
savunmuşlardır.
Klasiklerin bu iddiaları ileri sürmeleri, ekonomilerin henüz kurumsallaşmamış ve ileri
düzeyde ihtisaslaşma aşamasına gelmemiş olmalarından kaynaklanıyordu.
KEYNESYEN MALİYE POLİTİKASINI KLASİKLERİN GÖRÜŞÜNDEN AYIRAN
TEMEL FARKLILIKLAR
 Keynes ekonomiye yukarıdan, makro boyuttan bakarak, öncelikle makro dengelerin
sağlanması kuralını getirmiştir. Bu görüşler doğrultusunda makroekonomi ve maliye
politikası ortaya çıkmıştır.
3
 Keynes’e göre, ekonomilerin denge hallerinde işsizlik sorununun çözülmeyip,
kamunun müdahalesi ile toplam talep yükseltilerek, efektif talebe ulaşılması
gerekmektedir. Bu görüşün dayandığı görüş ücret ve fiyatların klasiklerin savunduğu
gibi esnek olmadığı, geriye doğru sertlik gösterdiği, bundan dolayı da piyasa
ayarlamalarının gerçekleşemediğidir.
 İşsizliğe neden olan eksik talep koşulunun bütçe ve harcama sistemi ile telafi edilmesi
temel Keynesyen maliyepolitikası aracıdır.
SON DÖNEM MALİYE POLİTİKASI YAKLAŞIMLARININ KEYNESYEN VE MONETARİST
GÖRÜŞLERLE BİRLEŞTİĞİ VE FARKLILAŞTIĞI NOKTALAR
Son dönem maliye politikası yaklaşımları Keynesyen ve paracı görüşlerden geniş çapta
etkilenmiş olmakla beraber, onlardan farklı olarak, daha güçlü bir şekilde mikro temellere ve
sistemin işleyişine yönelmişlerdir. Yeni klasik görüşe göre, bilgi sahibi olan ekonomik
aktörlerin rasyonel beklentiler doğrultusunda yararlarını ençoklaştırıcı davranışları
sonucunda fiyat ve ücret esnekliği varsayımı altında piyasalarda denge sağlanır. Yeni
Keynesyen görüş çeşitli nedenlerden kaynaklanan ücret ve fiyat katılığı üzerinde
yoğunlaşarak ekonomik şokları açıklamaya çalışmıştır. Post Keynesyen görüşte ise, ekonomik
şok ve dengesizliklerin ücret ve kâr getirilerini birbirinden uzaklaştırması nedeniyle gelir
dağılımı konusu önem kazanmıştır. Diğer yandan sermayenin kâr sıkışıklığı krizi arz-yanlı
ekonomi görüşünü ortaya çıkarmış ve sermaye üzerindeki kamusal yüklerin hafişetilmesini
gündemde üstsıralara taşımıştır.
Sayfa 3
MALİYE POLİTİKASI
FARKLI EKONOMİK KOŞULLARDA ÖNE ÇIKABİLECEK MALİYE
Maliye politikasının temel amacı, iç dengenin ve dış dengenin sağlanmasıdır. iç dengenin ana
unsurları fiyat istikrarının sağlanması, yani enflasyonist ve deşasyonist dalgalanmaların
önlenmesidir. İç istikrar alanında ikinci önemli konu da işsizliğin önlenmesi ve tam istihdamın
sağlanmasıdır. Bu iki hedef yan yana konulduğunda istikrarlı büyüme konusu ile karşı karşıya
gelinir. Çünkü fiyat istikrarı ve istihdam konularının statik konumda çözülmesi, ekonomik
büyümenin sağlanamadığı durumda zamanlar arası ekonomik istikrarsızlığa yol açar. Dış
istikrar ise ekonominin dış dünya ile olan ekonomik ilişkilerinde cari hesap dengesinin
sağlanmasını içerir. Tüm bu amaçlar yumağı içinde bütünsel olarak uygun değer koşulu
yakalamak her zaman mümkün olmayabilir. Amaçların tümünün sağlanamadığı durumlarda
Tercihli olanlara ağırlık verilerek politika uygulamasına geçilir.
Maliye politikasının temel araçları:
 Maliye politikasının temel araçları vergi, harcama ve borçlanma olarak bütçe
kalemleri ve kamu iktisadî teşebbüsleri şeklinde ekonomide fiilen yer alan üretim ve
istihdam birimleridir.
Devlet söz konusu araçlarla araçların çeşitli özelliklerinden yararlanarak, fiyat istikrarı ve
istihdam gibi iç istikrar alanında ve cari dengeyi sağlayarak dış istikrar alanında etkili olmaya
çalışır. Ancak, söz konusu maliye politikası araçlarının hadeflenen tüm amaçlara istenildiği
kadar etkili biçimde yönlendirilmesinin mümkün olduğu düşünülmemelidir. Ekonomilerin
içinde bulundukları aşamalar ve var olan kurumlar çerçevesinde araçların kullanımı sınırlı
olabilir.
MALİYE POLİTİKASININ ETKİNLİĞİNİN ÖLÇÜMÜNÜN ÖNEMİ
Maliye politikasının etkisini ölçebilmek için tam istihdam koşulu altında saptanan bütçe
fazlası ile filli bütçe büyüklüğü arasındaki fark dikkate alınır. Bunun nedeni, kamu bütçesi
büyüklüğüne ve kalemlerine çoğu durumda iradi müdahale olmadan ekonomideki bazı
değişikliklerin etki ediyor olmasıdır. Maliye politikasının net etkisi anlaşılıp ortaya
konulduktan sonra, hangi politikaya yönelik kullanılacağı saptanabilir. Böylece amaç ve araç
belirlenmesi sonrasında politikaların zamanlamasına da dikkat etmek gerekir. Politikalarda
zamanlamanın gereği biçimde yapılmaması durumunda politikanın etkisi zayışıyor olabileceği
gibi, hadeflenenden ters yönde etki de oluşturulabilir.
2.Ünite – Maliye Politikası ve Ekonomik istikrar
KAMU HARCAMALARI VE KAMU GELİRLERİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLERİN
GELİR DÜZEYİNE ETKİLERİ
Bir ekonomide üretilen mal ve hizmetlerin bir bölümü devlet tarafından kamu hizmeti
vermek veya kamu yatırımı yapmak amacıyla satın alınır. Kamu harcamalarında ortaya çıkan
artış toplam talebi arttırmakta, vergiler ise toplam talebi düşürmektedir. Kamu
Sayfa 4
4
MALİYE POLİTİKASI
harcamalarındaki 1TL’lik bir artış da gayri safi milli hâsılanın denge değerinde 1/1-c kadarlık
bir artış meydana getirmektedir.
o Bazı kamu harcamaları ise transfer niteliğindedir ve bu harcamalardaki 1TL’lik bir artış
milli gelirde c/1-c kadar artışa yol açmaktadır. Gelirden bağımsız olarak alınan
vergilerdeki 1TL’lik bir artış, milli gelirde c/1-c kadar azalışa yol açar.
o Gelire bağlı olarak alınan vergiler ise çarpan değerini düşürerek, harcamaların milli
gelir üzerindeki pozitif etkisini düşürür ve çarpan değeri 1/1- c(1-t) biçimini alır.
Dışa açık ekonomiler başka ülkelere mal satarlar ve başka ülkelerden mal satın alırlar. Bir
ülkenin ihracatı, mal sattığı ülkenin geliri ile doğrudan bağlantılıdır. İthalatı ise kendi gelirine
bağlıdır ve bir ülkede gelir arttıkça dışarıdan daha fazla mal satın alır. Bu durumda uygulanan
maliye politikaları milli hâsılanın parasal değerini etkilerken, bunun sonucunda dış ticaret
açığı etkilenir. Ülkenin geliri artarken, marjinal ithalat eğilimine (m) bağlı olarak ithalat da
artar ve bu durumda çarpan değeri 1/1-c(1-t)+m biçimini alır. Bu çarpan değeri ithalatın
olmadığı çarpan değerinden daha küçüktür. Yani açık ekonomilerde kamu harcamalarındaki
artış, milli geliri kapalı ekonomilerdekine göre daha az arttırır.
KAPALI VE AÇIK EKONOMİLERDE KEYNESYEN VE MONETARİSTLERE MALİYE
VE PARA POLİTİKALARININ ETKİNLİĞİ
Ekonomik istikrarı sağlamak üzere maliye veya para politikalarından birisi veya politika
karması biçiminde ikisi beraber kullanılabilir. Hangisinin daha etkili olduğu spekülasyon
güdüsüyle para talebine ve yatırım talebinin faize duyarlılığına bağlıdır. Bu iki farklı durum ise
Keynesyen ve monetaristler arasındaki tartışmanın özünü oluşturur. Kapalı ve açık
ekonomilerde farklı durumlar ortaya çıkmaktadır. Kapalı ekonomide harcama artışı gelir
düzeyini arttırırken, işlem güdüsüyle para talebi artmakta, faiz düzeyi artmakta, yatırım talebi
düşmekte ve böylece kamu harcamaları nın artması, özel sektör yatırım harcamalarını
azaltmaktadır. Kapalı ekonomide iç denge üzerinde durulurken, açık ekonomide iç ve dış
denge beraber dikkate alınır. Dolayısıyla, bir bütün olarak açık ekonomide maliye ve para
politikaları yurt içinde fiyat istikrarı ve tam istihdam amacına yönelirken, dış ödeme sorunları
ile karşı karşıya gelinmemesi gerekir.
 Sabit döviz kuru sisteminde maliye politikası kısmen etkili olurken, para politikası
etkisizdir.
 Esnek döviz kuru sisteminde maliye ve para politikalarının etkisi, sabit döviz kuru
sistemine göre daha fazladır.
Dikkate alınması gereken diğer bir konu fiyat düzeyidir. Sabit döviz kuru sisteminde artan
fiyatlar ihracatı azaltırken, ithalatı arttırır ve yurt dışına döviz çıkışını hızlandırır. Esnek döviz
kurunda ise fiyat artışı ithalat talebini ve dolayısıyla döviz talebini arttırdığından döviz kuru
yükselir ve ihracat artar. Dolayısıyla maliye ve para politikaları uygulanırken sadece milli gelir
ve istihdam üzerindeki etkiler değil, fiyatlar üzerindeki etkilerin de dikkate alınması gerekir.
Sayfa 5
5
MALİYE POLİTİKASI
TOPLAM TALEPTE VE TOPLAM ARZDA DEĞİŞİKLİK YARATAN FAKTÖRLERİN
MALİYE POLİTİKASINA ETKİSİ
Toplam talep eğrisi, bir ekonomide mal ve para piyasalarının eşanlı olarak dengede olduğu
fiyat düzeyi ve çıktı miktarı bileşimlerini gösterir. Toplamtalep eğrisi negatif eğimlidir. Toplam
arz eğrisi, verili her fiyat düzeyinde firmaların arz etmek istedikleri toplam çıktı miktarını
gösterir ve normal bir ekonomik işleyişte arz eğrisi pozitif eğimlidir. Toplam talep eğrisinin
negatif eğimli olması üç nedenle açıklanır. Refah etkisi, fiyat düzeyinin düşmesiyle para ve
diğer varlıkları elinde tutan bireylerin kendilerini daha zengin hissederek daha fazla harcama
yapacaklarını ifade eder. Uluslararası etki, yurt içi fiyatlarla diğer ülke fiyatlarının nispi
değişmelerine ilişkindir. Döviz kuru sabit iken, fiyat düzeyinin düşmesi halinde yurt içi
malların fiyatları diğer ülke mallarının fiyatlarına göre ucuzlamış olur. Tersine yabancı ülke
malları da nispi olarak daha pahalı hale gelir. Bu durumda, fiyat düzeyi düşen ülkenin ihracatı
artar ve ithalatı azalır. Faiz etkisine göre ise reel para arzının artması sonucu faiz oranları
düşeceğinden, yatırım harcamaları ve dolayısıyla toplam talep artacaktır. Ekonomik istikrar
amacıyla uygulanan talep yönetimi politikalarının etkisi arz eğrisinin konumuna bağlı olarak
değişecektir. Keynesyen alanda, kamu harcamaları ile artan toplam talep fiyatları
etkilememekte, sadece çıktı ve istihdam artmaktadır. Para arzının artmasıyla, fiyatlar
değişmediğinden, reel para miktarı artmakta, faizler düşmekte ve buna bağlı olarak
yatırımlar ve dolayısıyla toplam talep artmaktadır.
Klasik alanda, fiyat ne olursa olsun toplam arz değişmeyecektir. Keynesyen ve klasik
yaklaşımın önerdiği aşırı uçlar dışında, tam istihdamın altında, ancak ona yakın bir orta
alandan söz etmek de mümkündür. Bu alanda, ortaya çıkan talep artışının bir kısmı fiyatlara
yansı rken, bir kısmı da çıktı ve gelir düzeyini arttırmaktadır.
3. Ünite – iradi Politikalar ve Otomatik istikrar Sağlayıcılar
iRADi MALiYE POLiTiKALARI
Bir ekonomide ekonomik istikrarın sağlanması amacıyla uygulanacak iradi maliye politikaları,
ekonomideki dalgalanmaları önlemek için bir araç olarak kullanılan kamu harcamaları ve
gelirlerinde yapılması gereken değişiklikleri kapsar.
 İradi maliye politikasının temel özelliği bir ekonomide istikrarı sağlamak için alınması
gerekli bu önlemlerin maliye politikasını yürütmekle yetkili siyasi karar birimlerinin
takdirine dayanmasıdır. Yani, bir ekonomide talebi yönlendirmek veya istikrar
sağlamak amacıyla siyasal otoritenin iradi kararlar almasıdır.
İradi Maliye Politikalarının Başarısını Etkileyen Faktörler:
İradi maliye politikaları, bir ekonomik sorun ortaya çıktığında tasarlanıp karara bağlanır ve
uygulanır. Bu yönüyle, iradi politikaların başarısını etkileyen iki temel faktör vardır. Ekonomik
tahminlerin doğruluğu ve gecikmeler sorunu.
Gecikmeler Sorunu:
Maliye politikasında gecikmeler sorunu, ekonomik sorunların zamanında tahmin ve teşhis
edilmesi ile uygulamaya başlanan politikanın zamanında sonuç verebilmesine ilişkindir.
Sayfa 6
6
Download