Doku zedelenmesinde immün mekanizmalar

advertisement
İMMÜNOPATOLOJİ
İstanbul Tıp Fakültesi
III. Sınıf Genel Patoloji Dersleri
Prof Dr. Öner Doğan
İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilin Dalı
İMMÜNOPATOLOJİ
Organizmanın, yabancı olarak tanımladığı ve antijen olarak
adlandırılan moleküllere karşı kendini korumak amacı ile
oluşturduğu sisteme immun sistem denir.
İmmünopatoloji
bu sistemdeki bozukluklar sonucu olaşan hastalıkları inceler.
İmmun Sistem Hastalıkları
1-Aşırı duyarlılık reaksiyonları
2-Otoimmun Hastalıklar
3-İmmunyetmezlik sendromları
Aşırı Duyarlılık (Hipersesitivite) Reaksiyonları
Aşırı duyarlılık reaksiyonları ekzojen ya da endojen ajanlara karşı gelişen abartılı
bir immün reaksiyon olarak tanımlanabilir
Olayı tetikleyicisi çoğu kez bir eksojen-heterolog antijendir
Bu bazen farklı genetik yapıya sahip homolog bireylerin antijenlerine karşı gelişmiş
olabilir (organ-doku transplantasyonu gibi)
Bazen de otolog antijenlere karşı gelişen anormal bir yanıttır
Aşırı duyarlılık reaksiyonları dört farklı mekanizma ile oluşur.
Bunlardan üçü hümoral diğeri ise hücresel immünite ile olur.
TİP I AŞIRI DUYARLILIK
Antijen organizmaya girdikten sonra TH2 /IL-4 aracılığı ile oluşan uyarı ile
B hücrelerinde IgE cinsi antikor üretilir
IgE türündeki bu antikor, Fc bölümü ile
dokularda MAST hücrelerindeki, kanda ise BAZOFİL granülositlerdeki
Fc reseptörüne yapışır.
Antijen ikinci defa organizmaya girince
Antijen+Antikor
Mast hücreleri ya da Bazofiller
degranülasyon .
Biyolojik aktif maddeler salınır
(Histamin, Heparin, Bradikin, Serotonin, AsetilkolinLökotrienler, Prostoglandinler)
TİP I AŞIRI DUYARLILIK
Histomorfolojik değişiklikler
Küçük damarlarda, venüllerde permeabilite artışı
Ödem
Düz kas spazmı
Gland epitelinde aşırı sekresyon
Lökosit infiltrasyonu
TİP I AŞIRI DUYARLILIK
Klinik formları
Sistemik anaflaksi
Lokal ve ani gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonu
Sistemik Anaflaksi
Etkenler
Yabancı proteinler( at serumu vb, böcek sokması vb)
Hormonlar, enzimler, polisakkaritler,
İlaçlar (penisilin vb)
Bazı gıda maddeleri
Klinik Tablo
Dakikalar içinde
Kaşınma, ürtiker, deri eritemi,
Solunum sıkıntısı, larenkste ödem, seste kabalaşma, larengeal obstriksiyon,
Karında kramp-ağrı, kusma
Hipotansiyon ve şok
TİP I AŞIRI DUYARLILIK
Lokal-ani gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonu
Allerjik reaksiyon veya atopik allerji olarak da isimlendirilmiş
Toplumun yaklaşık %10 unda bulunur
Polen, ev tozu, hayvan tüyü,besinler, kimyasal-fiziksel etkenler
Lokalize reaksiyonlardır
Ürtiker, anjioödem,
Allerjik rinit-saman nezlesi,
Astım
TİP II (ANTİKOR ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Hedef antijen, hücre yüzeyinde veya ekstrasellüler matrikste bulunur
Antijen, hücre yüzeyinin, ekstrasellüler matriksin intrensek molekülleridir veya
ekstrensek moleküller (ilaçlar vb) olabilir
IgG veya IgM tipi antikorlar sorumludur
4 farklı mekanizma söz konusudur
1-Opsonizasyon –Komplemen-FC reseptör aracılı Fagositoz
2-Kompleman ve FC reseptör aracılı İnflamasyon
3-Antikor bağımlı hücresel sitotoksisite
4-Antikor aracılı hücresel disfonksiyon
TİP II (ANTİKOR ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
1- Opsonizasyon –Kompleman-FC reseptör aracılı Fagositoz
Hedef, hücre membranında yer alan antijen
Antijene IgG, IgM tipi antikorun bağlanması
Kompleman aktivasyonu
Opsonizasyon
Fagositlerin hedef komplekse bağlanıp fagosite edişi
Klinik örnekler
Yanlış kan ve kan ürünleri transfüzyonu (Transfüzyon reaksiyonları)
Eritroblastosis fetalis
Otoimmun sitopeni sendromları (Otoimmun hemolitik anemi, nötropeni, trombopeni)
Bazı ilaç reaksiyonları (Eritrosit ve diğer bazı hücre yüzeylerine bazı ilaçların tutunması)
TİP II (ANTİKOR ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
2-Kompleman ve Fc reseptör aracılı inflamasyon
Antijen (genellikle basal membran-ekstrasellüler matriks)
Antikor
Komplemen aktivasyonu yolu ile fagosit aktivasyonu ve/veya
Antikor-FC reseptör bağı ile fagosit aktivasyonu
Aktive fagositin fagositoz yerine enzim ve reaktif oksijen ürünleri aracılığı ile doku
hasarı oluşturması
Klinik Örnekler
Goodpasture sendromu (Glomerül ve alveol basal membran proteini, nefrit-hemoptizi)
Akut romatizmal ateş (Streptekok antijeni-myokart antijeni, myokardit, artrit)
TİP II (ANTİKOR ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
3-Antikor Bağımlı Hücresel Sitotoksisite (ADCC)
Antijen (Genellikle hücre yüzey antijeni)
Antikor (IgG, parazitozlarda IgE)
Antijen antikor kompleksi
Monosit, nötrofil, eosinofil ve NK hücrelerinin FC res. aracılığı ile antikora bağlanması
Aktive olan bu hücrelerin fagositoz yapmaksızın hedef hücreyi sitolize uğratması
Klinik Örnekler
Doku-organ reddi
TİP II (ANTİKOR ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
4-Antikor aracılı hücresel disfonksiyon
Antijen hücre yüzeyindeki reseptörlerdir
Antikor
Antijen antikor kompleksi
Antijenin bulunduğu reseptörde fonksiyon kaybı veya uyarılması
İnflamasyon hasarı veya fagositoz bulunmaz
Klinik örnekler
Myastenia gravis (Motorson plaktaki asetilkolin reseptör blokajı)
Basedov Graves hastalığı (Tiroit yüzeyindeki TSH resptörünün antikorla uyarılması
İnsuline dirençli diabet ((Antikor insulin reseptörüne bağlanıp reseptörü bloke eder)
Pernisiyöz anemi (İntrensek faktörün blokajı sonucu B12 emilim bozukluğu)
TİP III (İMMUNKOMPLEKS ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Dolaşımda oluşan antijen antikor kompleksinin, damar ve dokularda birikimi
bu damar ve dokuların inflamatuvar olaylar zinciri ile hasara uğramasıdır
Antijen, eksojen veya endojen kaynaklı olabilir
Kompleksler dolaşımda oluşup pek çok organ ve dokuda birikerek yaygın hasar
oluşturuyorsa Sistemik immun kompleks hastalığı-Akut serum rahatsızlığı denir
Kompleksler bazı doku-organlarda oluşuyor veya birikiyorsa lokalize bir hastalık
oluşacaktır. (Lokalize immunkompleks hastalığı-Arthus reaksiyonu)
Dolaşımda oluşan antijen antikor kompleksinin hastalığa yol açıp açmayacağını hangi
özellikler belirler.
Kesin olmayan bilgiler var. Kompleksin büyüklüğü, antijen/antikor oranı
TİP III (İMMUNKOMPLEKS ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Sistemik immunkompleks hastalığının tarihi örneği Akut serum hastalığırahatsızlığıdır
Lokalize immunkompleks hastalığının deneysel-tarihsel örneği Arthus reaksiyonudur
TİP III (İMMUNKOMPLEKS ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Klinik Örnekler
Sistemik lupus eritematosus
Antijen DNA ve nükleoproteinlerdir
Nefrit, artrit ve vaskülit
Arthus reaksiyonu
Antijen, çeşitli yabancı proteinlerdir
Deride vaskülit
Poststreptekoksik Glomerulonefrit
Serum rahatsızlığı
Antijen, streptekok hücre duvar antijenleridir Antijen, çeşitli proteinler (at serumu,
Nefrit
anti timosit globulini)
Artrit, vaskülit, nefrit
Akut glomerulonefritler
Antijen,çeşitli (bakteri, parazit, tümör)
Nefrit
Reaktif artritler
Antijen bakteriyel antijenler(yersinya) dir
Akut artrit
TİP III (İMMUNKOMPLEKS ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Morfolojik özellikler
Akut nekrotizan iltihaptır
Nekroz ve nötrofilik infiltrasyon
Nekroz, fibrinoid nekroz tarzındadır
TİP IV (HÜCRE ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Antijen ile duyarlı hale gelmiş T lenfositleri ile başlatılan bir reaksiyondur
CD4(+) T hücre aracılı olana Gecikmiş tip, T hücre aracılı aşırı duyarlılık
CD8(+) T hücre aracılı olana T hücre aracılı sitotoksisite denir
M. Tuberculosis başta olmak üzere pekçok hücreiçi mikrobiyolojik ajana,
virus, mantar protozoa ve parazite karşı immun yanıttan sorumlu
Kimyasal ajanlara karşı gelişen kontakt deri duyarlılığı ve
Doku-organ reddi reaksiyonlarından
Pekçok otoimmun hastalıktan sorumludur
TİP IV (HÜCRE ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Gecikmiş Tip Aşırı duyarlılık
Tipik deneysel örneği tüberkülin testidir
8-12 saat içinde başlayan, 24-72 saatte tepe noktasına ulaşan deri
reaksiyonudur
CD4(+) T hücresi, antijen sunucu hücreler ve MHCII molekülü yardımıyla
hedef antijen ile tanışır. CD4(+) TH1 hücrelerine dönüşür
Daha önce antijen ile duyarlı hale gelmiş TH1 hücreleri ikinci kez antijenle
karşılaştığında aktive olur ve başta IFN-γ, IL-2, TNF olmak üzere
sitokinlerin salınımına neden olur.
Kronik inflamatuvar olay başlar ve histiositik granulomların da
gelişmesiyle granulomatöz iltihaba dönüşür
TİP IV (HÜCRE ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
Gecikmiş tip, T hücre aracılı aşırı duyarlılık,
Klinik Örnekler
Tip I Diabetes mellitus:
Antijen β hücre molekülleri; İnsulit- β hücre kaybı
Multipl skleroz:
Myelin protein antijenleri;
MSS de perivasküler inf, demyelinizasyon
Romatoid artrit:
Eklem synoviasında bilinmeyen antijen (coll II?);
Eklemde İnflamasyon, kronik artrit, eklemde kıkırdak-kemik yıkımı
Periferik nöropati-Guillain Barre sendromu?:
Periperik sinir myelin protein antijeni
Nörit, paraliziler
TİP IV (HÜCRE ARACILI) AŞIRI DUYARLILIK
T Hücre aracılı sitotoksisite
Antijen, hedef hücrenin yüzeyinde MHC I molekülü ile birlikte sunulur.
Efektör hücre bu kompleksi tanıyan duyarlı sitotoksik T lenfositidir
İki mekanizma aracılığı ile hedef hücre öldürülür
Perforin-granzym e bağlı apoptotik sitotoksisite
Fas-Fas ligantına bağlı apoptotik sitotoksisite
Hücre içi yabancı antijenlere karşı bağışıklık
Hücre içi yerleşimli viruslara karşı bağışıklık
Tümör antijenlerine karşı bağışıklık reaksiyonu
Doku-organ reddi mekanizmaları
TRANSPLANTASYON PATOLOJİSİ
OTOGRAFT, OTOLOG GRAFT: Aynı kişinin doku ya da organının başka
bölgeye nakledilmesine denir.
İSOGRAFT, SİNJENİK GRAFT: Tek yumurta ikizlerinden birinden alınan
doku ya da organın diğer ikize nakline denir.
ALLOGRAFT, ALLOJENEİK-HOMOLOG GRAFT : Aynı cinsten
olan canlılardan birinden diğerine yapılan
transplantasyon.
KSENOGRAFT-HETEROLOG GRAFT: Farklı cins canlılar arası yapılan
transplantasyon.
TRANSPLANTASYON PATOLOJİSİ
Transplantasyonların başarısının temelinde graftın antijenleriyle konağın koruyucu
hücreleri arasındaki ilişki yatar
Otolog transplantasyonlarda doku reddi söz konusu değildir.
Avasküler graftlerde (kornea gibi) immün hücrelerle graft arasında ilişki
olmadığından çoğu kez sorun yoktur
Transplantasyon yapılan kişiler arasındaki genetik uygunluk ne kadar fazla ise
transplantasyonun başarı şansı o kadar fazladır. Bu olayda rol oynayan antijenlere
HİSTOKOMPATİBİLİTE antijenleri adı verilir.
HİSTOKOMPATİBİLİTE (DOKU UYUŞMA)
GENLERİ- ANTİJENLERİ
6.Kromozomun kısa kolunda bulunur. HLA kompleksi olarak da bilinir. Üç sınıfa ayrılır.
1- CLASS 1 ANTİJENLERİ: HLA-A
HLA-B
HLA-C olarak tanımlanan 3 bölüm içerir.
Tüm çekirdekli hücreler ve trombositlerde bulunur. Daha çok intrasellüler peptitlere
(viral antijenler) bağlanır ve bunları CD8 T lenfositlerine(sitotoksik)sunarlar.
2- CLASS II ANTİJENLERİ: HLA-D bölgesi olarak bilinir. DP-DQ-DR olmak üzere 3 alt
bölgesi vardır. Antijen sunan hücrelerde (makrofajlar, dendritik hücreler),
B lenfositlerde, aktive T lenfositlerde bulunurlar. Antijenleri CD4+TH hücrelerine
sunarlar. İmmün cevabın regülasyonunda rol oynarlar.
3-CLASS III ANTİJENLERİ:MHC de kodlanan kompleman sistemi komponentleridir.
Transplantasyon antijeni olarak işlevleri yoktur.
DOKU-ORGAN REDDİ
Pekçok doku ve organın nakli cerrahi teknik açısından mümkündür
Ancak nakledilen doku (greft), alıcının immun sistemi tarafından yabancı kabul edilerek
bağışıklık yanıtı geliştirilir, oluşan iltihabi olaylar nakledilen dokunun
harabiyetine ve işlevsizliğine yol açar. Buna doku-organ reddi (rejeksiyon) denir
Doku reddi olaylarını başlatan hedef antijen greft hücrelerindeki HLA molekülleridir
HLA antijenlerine karşı hem hücresel hem de hümöral bağışık yanıt gerçekleşir
(Hücresel red, hümoral red)
Hücresel yanıt T hücreleri üzerinden çalışır.
Alıcının T hücreleri greftin HLA antijenlerini iki farklı yolla tanır ve reaksiyon gösterir
Direk yolak
İndirek yolak
DOKU-ORGAN REDDİ
T hücre aracılı doku-organ reddi, direk yolak
Grafttin antijenleri
Graftın antijen sunucu hücreleri tarafından,
MHC I-II molekülleri aracılığı ile
Alıcının CD8 ve CD4 T lenfositlerine
sunulur
CD8 sitotoksik aktive T hücreleri,
graftın damar endotel hücrelerine ve
parankim hücrelerine
Direk sitotoksik mekanizma ile saldırır
(T hücre aracılı sitotoksisite)
CD4 yardımcı T lenfositleri çoğalır
Gecikmiş tip T hücre aracılı aşırı duyarlılık
reaksiyonu ile greft damar ve
parankiminde hasara yol açar.
Sitokinler aracılığı ile greftte MHC
ekspresyon artışına yol açar
DOKU-ORGAN REDDİ T hücre aracılı doku-organ reddi, indirek yolak
Grafttin antijenleri
Alıcının antijen sunucu hücreleri tarafından alınır,
MHC I-II molekülleri aracılığı ile
Alıcının CD8 ve CD4 T lenfositlerine sunulur
CD4 T lenfositleri bu antijene karşı uyarılır
Uyarılmış CD4 T lenfositleri
Gecikmiş tip T hücre aracılı aşırı duyarlılık
reaksiyonu ile
Graft damar ve parankiminde hasara yol açar.
Sitokinler aracılığı ile graftta MHC ekspresyon
artışına yol açar
Bu mekanizmada CD8 T lenfositleri ne yapar?
Akut hücresel redde direk yol mu indirek yol mu
daha etkilidir?
DOKU-ORGAN REDDİ,
Thücre aracılı doku-organ reddi, direk-indirek yolak
DOKU-ORGAN REDDİ,
Antikor aracılı reaksiyonlar
Organ –doku reddinde en önemli rol T hücreleri üstlenmiştir
İkincil planda olmak üzere hümoral immunitenin de etkisi vardır
Bu olaylara hümoral red denilir
Tip II aşırıduyarlılık reaksiyonları ön planda etkilidir
İki farklı yoldan gerçekleşir
Transplantasyon işleminden önce oluşmuş antikorlar aracılığı ile
hiperakut hümoral red
Trasplantasyondan sonra oluşan antikorlar aracılığı ile
akut hümoral red
DOKU-ORGAN REDDİ,
Antikor aracılı reaksiyonlar
Hiperakut hümoral red
Hangi durumlarda görülebilir
Daha önce bir transplantasyon geçirmiş alıcıda
Çocuklarından veya kocalarından veya bunlarınkine benzer HLA antijenleri taşıyan
kişilerden alınan doku veya organların multipar bir anneye nakledilmesi.
(plasental yol ile immunizasyon)
Alıcının daha önce kan transfüzyonu geçirmiş olması
Günümüzde cross-matching testi (verici hücrelerine karşı alıcının serumunda antikor
olup olmadığının araştırılması) ile bu sorun büyük ölçüde giderilmiştir
Gelişmesi halinde abartılı bir vaskülit tablosu oluşur
DOKU-ORGAN REDDİ, Morfolojik değişiklikler
Hiperakut red
Dakikalar saatler içinde
oluşur. Bazen organ takılır
takılmaz başlar
Kısa sürede organda siyanotik
benekli görünüm, tonus kaybı
Sadece birkaç damla kanlı
idrar oluşur
Çok erken endotelit-vaskülit
ve trombüsler,
takiben damar duvarlarında
fibrinoid nekrozlar,
parankimde infarktüsler
oluşur.
DOKU-ORGAN REDDİ, Morfolojik değişiklikler
Hiperakut red
Damar lezyonları ön plandadır.
Endotel nekrozu
Damar duvarında nötrofilik inf.,
İmmunglobulib-kompleman ve fibrin birikimi
Trombüs ve giderek
Nekrotizan bir vaskülite dönüşüm
DOKU-ORGAN REDDİ, Morfolojik değişiklikler
Akut red
İmmunsupresyon almayan hastalarda nakil sonrası günlerde veya
immunsupresyonun kesilmesinden sonraki aylarda-yıllarda görülür
İki mekanizma birlikte katkıda bulunur
Akut hümoral red, vaskülit oluşturur
Akut hücresel red, mononükleer hücre inf yolaçar
DOKU-ORGAN REDDİ,
Antikor aracılı reaksiyonlar
Akut hümoral red
Nakil öncesi greft antijenlerine duyarlılık gelişmemiştir
HLA uyumsuzluğu nedeniyle nakilden sonra
MHC I-II mol ve HLA mol ne maruz kalan alıcıda
Antikor aracılı reaksiyonlar gelişir
Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonları ile
Opsonizasyon Kompleman FC reseptör aracılı Fagositoz
Kompleman ve Fc reseptör aracılı inflamasyon
Antikor bağımlı sitotoksisite gibi reaksiyonlar gelişir
Graft hasarına yol açar
İlk hedef damar endotelleridir. Vaskülit gelişir
Bu nedenle akut hümoral red reaksiyonuna
red vasküliti adı da verilir
DOKU-ORGAN REDDİ, Morfolojik değişiklikler
Akut hümoral red
Çoğu zaman akut inflamasyon hafif-geri plandadır
Fibroblast, myosit, makrofaj artışı intima kalınlaşır.
İnfarktüsler veya parankimal atrofi gelişir
Damar düz kas çoğalması eklenerek duvar kalınlaşır,
arteriosklerotik kalınlaşmayı taklit eder
DOKU-ORGAN REDDİ, Morfolojik değişiklikler
Akut hücresel red
Transplantasyon sonrası ilk aylarda organ fonksiyonlarında bozulma
Yaygın mononükleer iltihabi infiltrasyon, ödem
CD4 ve CD8 (+) T lenfositleri baskındır
Parankim kompartmanlarında ve interstisyumda lenfositoz
Damar endotelinde CD8 T lenfosit aktivitesine bağlı hasar (endotelit)
Endotelit, hümoral red mekanizması ile ortaya çıkan vaskülitten farklıdır
Hücresel red varlığının saptanması önemlidir.
Eşlikçi vaskülit yoksa siklosporin ile geriletilebilmektedir
DOKU-ORGAN REDDİ, Morfolojik değişiklikler
Kronik red
Son yıllarda immunsupresif tedavi ile akut red önemli ölçüde kontrol altına alınmıştır
Kronik redde, takılan organ fonksiyonlarında 4-6 aylık bir süreç içinde yavaş yavaş
bozulma ortaya çıkar
Damar duvarlarında obliteratif intimal fibrozis
Buna bağlı olarak parankimde atrofi, intersitisyel fibrozis,
intersitisyel plazmasit, lenfosit infiltrasyonu
Graft Yaşam Süresini Arttıran Yöntemler
Isograf dışındaki tüm olgularda az ya da çok graft reddi söz konusudur
Red olayını en aza indirmede HLA-I ve II antijenlerinin uyum oranı belirleyici olur
Ayrıca minör HLA leri adı verilen bir grup antijen de, zayıf ve kronik red oluşturur
Graftın tam olarak uyumu pratikte pek mümkün olmadığı için reddi önlemek için
Immunsupresif tedaviler uygulanmaktadır
En önemli ilaç siklosporindir.
Siklosporin; aktive T hücrelerinde, özellikle IL-2 olmak üzere sitokin genlerinin
transkripsiyonunu sağlayan faktörlerin yapımını baskılayarak etkili olur.
Diğer bir ilaç azothioprindir. Granulositopoezi baskılayarak etki eder
Kortikosteroidler, pekçok aşamada inflamasyonu baskılar
Rapamisin ve mikofenolat mofetil, lenfosit çoğalmasını baskılar
Monoklonal antikorlar (anti T hücre antikorları, IL-2 reseptör α antikorları)
İmmunsupresif tedavinin riskleri de vardır
Fungal, viral ve diğer infeksiyonlara eğilimin artması
EBV ilişkili lenfoma, HPV ilişkili skuamöz karsinom, HHV-8 ilişkili Kaposi gelişimi
Hemapoetik Hücre-Kemik İliği Transplantasyonu
Hematolojik, non hematolojik maligniteler, aplastik anemi ve immun yetmezliklerde
Kemik iliğinden veya mobilizasyondan sonra periferik kandan elde edilen kök
hücreler transplant olarak kullanılır
Genellikle transplantasyondan önce ölümcül dozda RT ve/veya KT alınır
Transplantasyondan sonra üç sorun oluşur
Graft-versus-host hastalığı (GVHD)
Transplant reddi
İmmunyetmezlik
Graft-versus-host hastalığı (GVHD)
Nakil öncesi uygulanan KT/RT nedeniyle konak immunsupresif durumdadır
İmmunsupresif bir kişiye kemik iliği nakledildiğinde
graftla beraber graftın immunsistemi de alıcıya kısmen de olsa nakledilmiş olur
T lenfoid sistem ön planda olmak üzere grafta ait immun sistem elemanları, konağın
doku ve organlarını yabancı kabul edip onlara saldıracaktır.
Hemapoetik Hücre-Kemik İliği Transplantasyonu
Graft-versus-host hastalığı (GVH)
Günler ve haftalar içinde gelişen tabloya akut GVH hastalığı denir
Akut tablo giderek hafifleyerek devam edebilir veya
Tablo haftalar-aylar sonra sinsi bir şekilde başlayabilir.
Bu duruma da kronik GVH hastalığı denir
GVH hastalığının tuttuğu başlıca organlar nelerdir
Hemapoetik Hücre-Kemik İliği Transplantasyonu
Deri tutulumu
skuamöz epitel ve deri ekleri
deskuamasyon, deri döküntüleri, deri eki kaybı, sistemik skleroza benzer fibrozis
Karaciğer,
küçük safra yolları, sarılık
Gastrointestinal sistem mukozası
kanlı diareler, ösefagus darlıkları
İmmun sistem
Timus involüsyonu, lenfosit tükenmesi,
İnfeksiyonlar (CMV infeksiyonları, CMV pnömonisi)
Graftın B hücrelerinin uyarılması
Graft kaynaklı Ig lere bağlı otoimmun sorunlar
Hemapoetik Hücre-Kemik İliği Transplantasyonu
Graft versus host reaksiyonunun yararları
Engrafman oranında artış
Graft Versus lösemi kavramı
Engrafman oranında artış nasıl sağlanabilir
Alıcının NK hücre popülasyonunun baskılanması engrafmanı arttırır
Self MHC I antijeni içeren allogeneik hücrelere konağın NK hücreleri saldırır mı?
Kök hücrelerin MHC I ekspresyon düzeyi nedir?
NK hücresine inhibisyon sinyali gönderebilir mi?
Bazı lösemilerin tedavisinde NK hüre yöntemleri kullanılabilir mi?
OTOİMMÜN HASTALIKLAR
Organizmanın kendi maddelerine karşı antikor oluşması ile karakterize hastalıklara
OTOİMMÜN HASTALIKLAR denir.
Otoimmün hastalıklarda lezyonlar çoğu kez bağ dokusu ve damar cidarlarında
oluşur. Bu nedenle bu hastalıklara eskiden “kollagen doku hastalıkları” ya da
“kollagen vasküler hastalıklar” isimleri verilirdi.
Normal olarak immün sistemde organizmanın kendi maddelerine karşı
immünolojik reaksiyon oluşmaz.
Buna İMMÜNOLOJİK TOLERANS ya da SELF TOLERANS denir.
Bu iki yolla olur:
OTOİMMÜN HASTALIKLAR
1-SANTRAL TOLERANS( KLONAL DELESYON)
Embriyolojik dönemde lenfoid sistemde organizmanın kendisindeki antijenlere
karşı reseptörü olan lenfositler, antijen ile karşılaşınca ölürler. (Klonal delesyon)
2-PERİFERİK TOLERANS
1-Klonal anerji
B7 içermeyen antijen sunucu hücre veya doku hücresinin klonal gelişimi bloke etmesi
2-Düzenleyici(regulatuvar) T hücreleri ile supresyon
CD4, CD25(+) düzenleyici T lenfositlerinin salgıladığı IL-10, TGF-β sitokinleri ile
3-Aktivasyon indükleyici hücre ölümü ile klonal delesyon
Aktive self antijen tanıyan CD4(+) T lenfositinin FAS/FAS ligant yolağı ile apoptoza
uğratılması
4-Antijen sekestrasyonu
(Testis, göz, beyin deki antijenlerin immun sistemden korunumu
OTOİMMÜN HASTALIKLARIN OLUŞUM MEKANİZMALARI
1-Eksojen maddelerin endojen antijenik bölgelerle birleşip otoreaktif kompleks
antijen halini alması
Self antijenler+ilaçlar, enzimler, haptenler
Kompleks antijen oluşumu
B hücre aktivasyonu
(Otoimmun hemolitik anemi, Romatoid artrit...)
2- Çapraz reaksiyonlar
Ekzojen antijenlere karşı oluşan antikorların dokularla çapraz reaksiyon vermesi
Romatizmal Endokardit/ Myokardit, Streptekok infeksiyonu,
Antistreptokkal Antikorlar
Myokardial antijenlerler ile çapraz reaksiyon
OTOİMMÜN HASTALIKLARIN OLUŞUM MEKANİZMALARI
3-Yardımcı T hücrelerinde artma, Supresör T hücrelerinde azalma
Sistemik lupus eritematosus
4-Sekestre antijenlerin açığa çıkması
Spermatozoal antijenler............İnfertilite
5-Yasaklanmış klonların ortaya çıkması
Malign lenfomalar, lösemiler.......
6-Genetik Faktörler (MHC II)
Ankilozan spondilit
(B27, 90 kat)
Postgonokokal artrit
(B27, 14 kat)
Akut anterior uveit
(B27, 14 kat)
Romatoid artrit
(DR4 4 kat)
Primer Sjögren sendromu (DR3, 9 kat)
Tip I diabedes mellitus
(DR3, DR4, DR3/DR4; 5,6,20 kat)
1-Sistemik /Multiorgan Hastalığı
Birden fazla organ ya da dokuda multipl otoantikor oluşumu ile
karakterizedir.
Lupus eritematozus
Dermatomiyozitis
Sjögren sendromu
Romatoit artrit.
2-ORGAN SPESİFİK HASTALIK
Belli bir organ ya da hücre tipine yönelik immün yanıt ile karakterizedir.
Hashimoto tiroiditi
Basedow Graves hastalığı
Myastenia Graves
Pernisiyöz anemi
Otoimmun hemolitik anemi, trombopeni
Multipl skleroz
Goodpastura sendromu
İnsulin bağımlı diabetes mellitus
Otoimmun orşit
Primer biliyer siroz
Kronik aktif hepatit
Ülseratif kolit
Pemfigus vulgaris
Vitiligo
Sistemik Lupus Eritematosus
Ön planda antinukleer antikor olmak üzere çok sayıda otoimmun antikorun
indüklediği, çok sistem tutulumlu otoimmun hastalık
Akut veya kronik sinsi olarak başlar, remisyon ve alevlenmelerle seyreden kronik bir
hastalıktır. Sıklıkla ateş eşlik eder
Ön planda deri, eklemler, böbrek ve seröz zarlar olmak üzere pek çok doku ve
organda immunolojik mekanizmalı hasarlar oluşur
Genellikle genç erişkinde olmak üzere geniş bir yaş dağılımı gösterir
Kadınlarda belirgin şekilde daha sık görülür (9/1)
Nedeni tam bilinmiyor
Self toleransı sağlayan mekanizmalardaki bozukluklara bağlı olarak çok sayıda
otoantikor oluşumu sorumlu tutuluyor
Organ ve doku türüne spesifik olmayan nüve veya stoplazma antijenlerine karşı ve
kan hücrelerinin yüzey antijenlerine karşı çok sayıda otoantikor gelişimi söz
konusudur.
Sistemik Lupus Eritematosus
Antinukleer antikorlar (ANA) isimli çok sayıda oto antikor bulunur
Bunların varlığı ve özellikleri indirek fluoresans yöntemi ve hasta serumu
kullanılarak incelenir.
Boyanma paternine göre dört ana tipe ayrılırlar
1- Homojen-diffüz nükleer boyanma:
Kromatin ve histonlar, nadiren çift sarmal DNA antikorları
2-Kenar-periferik boyanma:
Çift sarmal DNA antikorları
3- Benekli patern
DNAolmayan komponente karşı antikorlar ile ilgili boyanmadır
Sm antijeni, ribonükleoprotein, SSA ve SSB antijenleri
En sık pozitif olan testtir, ancak en az spesifik olanıdır
4- Nükleolar patern
Nükleolar RNA antikorları ile ilişkili boyanmadır
En sık sistemik skleroz hastalığında bulunur
Sistemik Lupus Eritematosus
Antinükleer antikorlar
IF tekniği ile ANA pozitifliği tüm SLE vakalarında gözlenir
Ancak ANA pozitifliği, pekçok diğer otoimmunhastalıkta da (+)tir
Normal kişilerin %5-15 inde de (+) çıkar. Oran yaşla artar
Bu nedenle tanı için duyarlı ancak özgün bir yöntem değildir
Çift sarmal DNA ve Smith(Sm) antijenine karşı antikorlar tanısaldır.
ANA grubuna ek olarak kan hücreleri yüzey antijenlerine ve pekçok fosfolipid-kan
protein komplekslerine karşı otoantikorlar bilinmektedir
Bu antikorların bir kısmı parsiyel tromboplastin zamanı gibi pıhtılaşma testlerini
bozar( Lupus antikoagulanı). Ancak bu hastalarda paradoksal olarak hiperkoaglubilite
tablosu bulunabilir (sekonder antifosfolipit antikor sendromu)
Sistemik Lupus Eritematosus
Etyoloji-Etyopatogenez
1-Genetik yatkınlık
(MHC II, komplemanve tanımlanmamış gen bozuklukları)
2-Çevresel tetikleyiciler
(Kesinlik kazanmamış, ilaçlar, UV vb)
3-Yardımcı T hücreleri ve B hücrelerinin aktivasyonu
4-Nükleozomal ve diğer self antijenlere duyarlılıkgelişimi, IgG
otoantikor oluşumu
5-İmmunkompleks ve otoantikor aracılı doku zedelenmesi
İMMÜN YETMEZLİK HASTALIKLARI
İmmün sistemdeki bozukluk
PRİMER ( KONJENİTAL ) ya da
SEKONDER ( EDİNSEL) olabilir.
Ayrıca immünitenin tipine göre de 3’e ayrılır.
1-Hümöral immünite bozuklukları
2-Hücresel immünite bozuklukları
3-Kombine immünite bozuklukları.
1-HÜMORAL İMMÜNİTE BOZUKLUKLARI
A-KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
BRUTON HASTALIĞI
(Bruton tipi agammaglobulinemi, x kromozomuna bağlı agammaglobulinemi):
B lenfositlerin matürasyonunda bozukluk vardır.
Pre B lenfositleri olgun lenfositler haline dönüşemez. IgG,IgM, IgA yapılamaz.
Anneden plasenta yolu ile geçen IgG çocuğu infeksiyonlardan korur.
Hastalık 6. Aydan sonra ortaya çıkar.
Hastalarda özellikle bakteriyel enfeksiyonlar izlenir.
Hastalık X kromozomuna bağlı ressesif olarak geçer, ERKEK çocuklarda görülür.
BRUTON HASTALIĞI
(Bruton tipi agammaglobulinemi, x kromozomuna bağlı agammaglobulinemi):
Pre B lenfositleri olgun lenfositleri haline dönüşemez.
BRUTON HASTALIĞI
(Bruton tipi agammaglobulinemi, x kromozomuna bağlı agammaglobulinemi):
Mikroskopik olarak lenf gangliyonları, dalak ve tonsillerde folikül yapıları yoktur.
Peyer plakları gelişmemiştir. Timus normaldir
Plazma hücreleri ileri derecede azalmıştır.
HÜMORAL İMMÜNİTE BOZUKLUKLARI
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
SELEKTİF IgA YETERSİZLİĞİ
En sık görülen immün yetmezlik tipidir (1/700)
IgA sekrete eden plazma hücrelerinin diferansiyasyonda defekt vardır.
Hastalarda pulmoner ve gastrointestinal infeksiyonlar sıktır
(IgA mukozal sekresyondaki baskın Ig dir.)
IgA salgılayan plazma hücrelerinin diferansiyasyonunda blok vardır.
IgM ve IgG normaldir.
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
HÜMORAL İMMÜNİTE BOZUKLUKLARI
Yaygın Değişken İmmunyetersizlik (CVID)
İyi tanımlanmamış, heterojen bir grup hastayı içerir
Ortak özellik hipogammaglobulinemidir.
Genellikle tüm Ig ler bazen sadece IgG azalmıştır.
Moleküler mekanizmalar değişken, çeşitli ve iyi anlaşılmamıştır.
Familyal ve sporadik formları vardır
Doku ve organlarda B hücre kompartmanları normal-artmıştır.
Ancak plazma hücre farklılaşması yoktur. Hipogamaglobulinemi buna bağlıdır.
Çocukluk ve adelosan çağda başlar. Her iki cinsiyeti de etkiler.
Sinopulmoner piyojenik infeksiyonlar,
HSV infeksiyonları, enterovirusa bağlı ciddi meningoansefalit
RA başta olmak üzere otoimmun hastalıklar sıktır.
Lenfoid malignite gelişme riski artmıştır.
HÜCRESEL İMMÜNİTE BOZUKLUKLARI
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
DI GEORGE SENDROMU (Timik hipoplazi, Faringeal yarık sendromu)
Otosomal ressesif olarak geçer.
Embriyogenezin 8. Haftasından önce oluşan bir hata
(22q11.2 deletion -TBX1 gene anormallikleri) sonucu
3. ve 4. Yutak yarıkları gelişmez (Bu yarıklardan timus ve paratiroidler gelişir).
Bu nedenle hastalarda TİMUSTA VE PARATİROİDLERDE APLAZİ ya
da HİPOPLAZİ (Hipokalsemi, tetani) izlenir .
DI GEORGE SENDROMU
(Timik hipoplazi, Faringeal yarık sendromu)
B lenfositlerinde ve plazma hücrelerinde belirgin bir özellik görülmez.
T hücrelerinde defekt vardır.
Mikroskopik olarak lenf ganglionlarında parakortikal bölgede, dalakta periarterioler
bölgede T lenfositler yoktur. Hastalarda paraziter, fungal, viral infeksiyonlara eğilim
vardır .
HÜCRESEL İMMÜNİTE BOZUKLUKLARI
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
NEZELOF SENDROMU (T LENFOPENİ)
Timusun kendisinde bir defekt ya da timusta T hücrelerinin matürasyonunda bir
bozukluk vardır. Di George sendromuna benzer.
İkisi arasındaki temel fark paratiroidlere ait değişikliklerini bulunmamasıdır
KOMBİNE İMMÜNİTE BOZUKLUKLAR
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
ATAKSİ TELANJİEKTAZİ
Otosomal ressesiftir. Doğumdan 2 yıl kadar sonra ortaya çıkar.
Deride telanjiektaziler, serebellar ataksi ve koreik hareketler dikkati çeker.
IgA ve IgE azalmış,
T hücrelerinde yetmezlik vardır. Timus hipoplaziktir.
Serebellumda purkinje liflerinde degenerasyon vardır
Lenfoid dokularda T hücre zonları lenfositlerden fakirdir.
KOMBİNE İMMÜNİTE BOZUKLUKLAR
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
WISKOTT-ALDRICH SENDROMU
X Kromozomuna bağlı olarak taşınır. Erkek çocuklarda görülür.
Hastalığın patogenezi bilinmemektedir. Karmaşık bir mekanizma söz konusudur
Ekzema , trombositopeni , tekrarlayan infeksiyonlar ile karakterizedir.
T lenfositlerindeki yetmezliğe ek olarak IgM düzeyi düşüktür.
IgG normal, IgA ve IGE yüksektir
Timus normal olup, lenf gangliyonları ve dalakta T hücre zonu hücreden fakirdir.
Malign lenfoma insidensi yüksektir.
KOMBİNE İMMÜNİTE BOZUKLUKLARı
KONJENİTAL İMMÜN YETMEZLİKLER
Ağır Kombine İmmunyetersizlik (SCID)
Pek çok formu olan bir sendromdur.
X e bağlı form: Sitokin reseptörlerinin γc zincirindeki mutasyondan kaynaklanır
Otozomal resesif form:Adenozin deaminaz enzim yetersizliği
Timus küçük ve lenfoid hücrelerden yoksun
Diğer lenfoid dokularda T hücre zonları,
bazı olgularda hem T hem de B hücre zonları atrofiktir
Kemik iliği transplantasyonu ile tedavi edilir
Gen tedavisinin başarıyla uygulandığı ilk hastalıklardır.
SEKONDER (EDİNSEL) İMMÜNYETMEZLİK
Beslenme bozuklukları
Demir eksikliği
Hodgkin lenfoması
Lenfoma ve lösemiler
Böbrek yetmezliği
Diabet
İmmunosupressif tedavi
Pek çok neoplastik hastalık
Timus tümörleri.
AIDS (EDİNSEL İMMÜN YETMEZLİK SENDROMU)
Özellikle son yıllarda süratle yayılan hastalık ilk olarak 1979’da tanımlanmıştır.
Bugün tüm dünyada ülkemizde dahil 173 ülkede bildirilmiştir. Dünyada erişkinler
arasında hastalığın görülme sıklığı 1/100 cıvarındadır. Son yıllarda özellikle
güneydoğu Asyada (Tayland Endonezya ,Hindistan) hastalık süratle artmaktadır.
Hastalık batı ülkelerinde erkeklerde daha sık (ABD’de 1/12). Afrika da ise her iki
cinste eşit olarak görülür. Son yıllarda ABD’de 25-44 yaş grubu erkeklerde 2.
kadınlarda 3. ölüm sebebidir.
Hastalığın etkeni, RNA retrovirüs olan HIV (Human İmmündeficiency Virus)
olarak isimlendirilir. HIV I ve HIV II olmak üzere 2 tiptir. HIV I ABD, batı
ülkelerinde, Orta Afrikada, HIV II ise Batı Afrika’da,Hindistan da etkendir.
İnsanda HIV enfeksiyonu daima serumda anti HİV antikorları
iledir. Ancak bu antikorlar koruyucu değildir. Bu antikorların en
önemli işlevi ELISA testi ile gösterilerek hastalığın tanısında rol
oynamalarıdır. Ayrıca virusu işaretleyerek immün fagositoza
neden olurlar.
Erişkinde Risk Grupları
Homoseksüel veya biseksüel erkekler
İntravenöz ilaç-madde kullanıcıları
Kan-kan ürünleri kullanıcıları
Risk gruplarının seksüel partnerleri
Çocuklarda Risk Grupları
HIV(+) anne
Kan-kan ürün kullanımı
BULAŞMA
Virus ya da virusla enfekte hücrelerin kan ya da kan sıvılarına,
makroajlara girmeleri ile olur.
Sağlık personelinde kaza ile bulaşma riski Hepatitis B ye göre çok
düşüktür.
Virus semen,vaginal ve servikal sekresyonlarda,sütte,beyin omurilik
sıvısında, plevra, periton, perikart ve amnion sıvısında bulunur.
• Hastalık el sıkışma, sarılma, ev eşyalarının kullanımı, tuvalet
kullanımı gibi sebeblerle bulaşmaz.
• Virus sodyum hipoklorit ,%5 lik formaldehit , % 70 lik etanol
gibi maddelerle
• 56 derecenin üzerinde 30 dakikalık sürede inaktive olur
Seksüel Yol;
HIV bulaşmasının %75 ini oluşturur.
Giriş mukoza çatlakları,
mukoza dendritik hücreleri ile olur.
Bulaşma erkekten erkeğe, erkekten kadına , kadından erkeğe şeklindedir
Kadınlardan erkeğe geçiş 8 kat daha düşüktür
.
Kan transfüzyonu:
Son derece azalmıştır.
Zira P24 antijeni hümöral antikorların gelişmesinden önce tespit edilebilir.
İntravenöz ilaç kullanımı
Anneden yeni doğana 3 yol ile geçebilir.
-Transplasental
-Doğum sırasında (intrapartum)
-HIV ile enfekte süt
Göz yaşı ve tükrük ile bulaşma riski çok düşüktür. Parenteral bulaşma ilaç
bağımlılıkları ve hemofililerde görülür.
KLİNİK BULGULAR
Hastalığın belirgin olarak izlenebildiği 3 dönemi vardır.
Akut dönem: Non-spesifik viral enfeksiyon şeklindedir.
Enfeksiyon 3-6 haftalık bir periyoddan sonra gelişir ve 2-3
hafta sürer. Bu dönemde ateş, myalji, boğaz ağrısı gibi
belirtiler vardır. CD4 T lenfositleri azalır. Ts ile virus
spesifik cevap sonucu CD4 lenfosit sayısı yükselir.
Kronik (latent) dönem: 10-12 yıl olabilir. Orta dönemde jeneralize
lenfadenopati enfeksiyonlara eğilim dikkati çeker. Bu dönem
yıllarca sürebilir. Genç çocuklarda bu süre daha kısadır. Kronik
dönemde ön planda sellüler immüniteyi etkileyen immune
supresyon dikkati çeker.
Son (terminal) dönem: Sekonder enfeksiyonlar, nörolojik tablo,
sekonder tümörler bu dönem bulgularıdır. Bu dönemde infekte
CD4 hücre sayısı artmıştır. Fonksiyon gören CD4 hücre sayısı ise
azalmıştır (400’ün altında).
AIDS İLİŞKİLİ KOMPLEKS
•
İNFEKTE CD4 HÜCRE SAYISINDA ARTMA
•
FONKSİYON GÖREN CD4 HÜCRE SAYISINDA AZALMA (<400)
•
NON-SPESİFİK HASTALIK
ATEŞ
KİLO KAYBI
GECE TERLEMESİ
DİARE
GENERALİZE LENFADENOPATİ
OPPORTUNİSTİK İNFEKSİYONLAR
GENİTAL HPV İNFEKSİYONU
SERVİKAL İNTRAEPİTELYAL NEOPLAZİ (CIN)
PATOGENEZ
Hastalıkta virusun 2 hedef organı ve 2 hedef hücresi vardır.
Hedef organlar
İMMÜN SİSTEM
MERKEZ SİNİR SİSTEMİ
Hedef hücreler HIV ile enfekte gerek T gerekse makrofajların çoğu
periferik kanda değil dokularda bulunur.
CD4 T LENFOSİTLERİ
MAKROFAJLAR
CD4 T lenfositleri: Virusun CD4 lenfositi ile birleşmesi virusun
fosfolipid tabakasındaki GP120 proteini ile virusa karşı afinitesi olan
CD4 molekülünün birleşmesi ile olur . Lenfosite giren virusun RNA sı,
DNA ya dönüşür Bu hücrenin DNA sı ile birleşir.
Enfekte hücrelerde bu durum uzun süre kalabilir. Sonunda ya virus
DNA sı ilk işlemin tersi ile RNA ya dönüşür ve tomurcuklanma ile yeni
virusları oluşturur, ya da hücre füzyonu ve CD4 T lenfositleri lizis ile
ortadan kalkar. Bu olay sonucu 2 olan CD4/CD8 oranı 0,5 e düşer.
Prolifere B lenfositleri ise antikor yapar ancak bu antikor etkili değildir.
CD4 T lenfositlerinin sayısı hastalığın seyri ile ilişkili olarak
değişiklik gösterebilir. Normalde 1000’in üzerinde olan sayı
akut dönemde süratle düşer, sonra tekrar yükselir. Kronik
fazda genellikle 500’ün üzerindedir. Bu sayının üzerindeki
CD4 T lenfosit miktarı genellikle belirgin klinik belirti
olmamasının nedenidir. 500 ün altında ise enfeksiyonlara
eğilim artar. 200’ün altında ise kuvvetli immunsupressif etki
dikkati çeker.
KANDA CD4 POZİTİF HÜCRESAYISI
(en alt normal sınır 450-500hücre-mikrolitre)
OPPORTUNİSTİK İNFEKSİYON RİSKİ
HÜCRE SAYISI 300’ÜN ALTINDA
TÜBERKÜLOZ, SİFİLİZ
PNEUMOCYSTİS CARİNİ
HÜCRE SAYISI 200’ÜN ALTINDA
SEREBRAL TOXOPLASMOSİS
SİSTEMİK FUNGAL İNF.
HÜCRE SAYISI 150’NİN ALTINDA
M.S.S İNDE PAPOVA VİRUS İNF.
MYCOBACTERİUM AVİUM
HÜCRE SAYISI 50’NİN ALTINDA
CYTOMEGALOVİRUS İNF.
BARSAKTA PARASİTİK İNF.
MAKROFAJLARIN ise HIV enfeksiyonunda iki önemli ve olumsuz
etkisi vardır.
1-Virusun korunmasına ve çoğalmasına neden olur.
2-Virusun vücudun değişik kısımlarına taşınmasına neden olur.
Virus makrofaja 3 yolla ulaşır (Şekil I)
1-Direkt fagositoz ile
2-CD4 molekül ile
3-İmmün fagositoz ile (virus daha önce anti HİV antikoru ile
işaretlenmiştir. Makrofaj FC reseptörü ile virus+antikor
kompleksine yapışır)
MSS’ye virusun makrofajlar ile geldiği kabul edilir. Glial hücrelerde
enfeksiyon ve hasar oluşturur.
LENF GANGLİONU DEĞİŞİKLİKLERİ
Hastalığın dönemi ile ilişkili 3 farklı değişiklik gözlenir.
TİP A: Lenf foliküllerinde genişleme, reaktif germinal merkez
hiperplazisi, monositoid B hücre infiltrasyonu, Warthin-Finkeldey tipi
dev hücreler.
TİP B: Lenf foliküllerinde germinal merkezlerde involüsyon, parsiyel
lenfosit deplesyonu, plasma hücrelerinde artma, fokal angiogenezis.
TİP C: Folikül kaybı, germinal merkezlerde hyalinizasyon, lenfosit
deplesyonu, yoğun angiogenezis, fibrozis, plasma hücreleri.
MSS Değişiklikleri
• Virus sinir sistemine infekte CD4 (+) hücreler , makrofajlar
vasıtası ile gelir ve mikrogliaları enfekte eder .
• Nöronlar tutulmaz, astrositler ve oligodendrositler direkt olarak
enfekte olurlar .Bunun sonucu
• Akut aseptik menenjit
• Subakut ensefalit
• Vakuoler myelopati
• Periferal nöropati gibi bulgular ortaya çıkar .
Hastalığın terminal dönemindeki komplikasyonlar
1-Fırsatçı İnfeksiyonlar:
Pnömosistis Carinii
Sitomegalovirus infeksiyonu
Kandidiasis
Atipik mikrobakteri infeksiyonu
Toksoplasmosis
Herpes simpleks
Papova virus infeksiyonu
Protozoal, fungal, bakteriyel, diğer virus infeksiyonları
2- Tümörler
Kaposi sarkomu-(HHP 8)
B hücreli Non-Hodgkin habis lenfomalar (özellikle MSS’de)
Hodgkin hastalığı
Yassı epitel hücreli karsinomlar.
Download