başka ülkeler, başka gelenekler günümüz ş koşullarında

advertisement
BAŞKA ÜLKELER, BAŞKA GELENEKLER
GÜNÜMÜZ İŞ KOŞULLARINDA
KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİMİN ÖNEMİ
"Eğer kendinizi başkasının yerine
koyarsanız, daha büyük mesafe alırsınız".
Türk Atasözü
Dr. Perihan Ügeöz
Küreselleşme ve Kültürel Farklılıklara Duyarlılık İlişkisi
Küreselleşme sürecinin etkisi altında bütün dünyanın adeta tek bir
pazar haline dönüştüğü söylense de, ülkelerin kültürel farklılıkları
varlıklarını hâlâ sürdürmektedirler. Ekonomik küreselleşme süreci
kültürel farklılıkları ortadan kaldırmadığı gibi, kültürlerin
farklılıklarına karşı duyarlı olma gereksinimini hatta arttırmaktadır.
Geçmişte uluslararası ilişkilerde ülkelerarası sosyal ve kültürel
farklılıkların pek fazla önemsendiği söylenemez. Uluslararası pazar
ve piyasalarda büyüme dendiğinde, uygulanan pratik daha ziyade
bazı kalıplaşmış üretim ve hizmet tarzlarının kopyalanması veya
bunların mekanik bir biçimde dış piyasalara transfer edilmesi
şeklinde gerçekleşmekteydi.
Özellikle son 20 yılın küreselleşme süreci ise; iletişimi enternasyonal
boyutlarda yoğunlaştırmasının beraberinde, rekabet koşullarında da
hem çeşitliliğin, hem de karmaşıklığın artmasına yol açtı. Pazarlarda
309
aynı işi yapan, aynı ürünü satan firmaların çoğalması; bir yandan
ürün ve hizmetlerde farklı olmak için, farklılık yaratma gereksinimini
güçlendirirken, diğer yandan, gerek kurumların, gerekse bireylerin
uluslararası pazar ve piyasalardaki seçenek ve tercih olanaklarına da
yeni boyutlar kazandırmakta, hatta, satıcı ile müşteriler arasındaki
güç dengelerini değiştirmektedir.
Bugünün müşteri prototipi edilgen konumdan sıyrılmakta, daha etken
bir kimlikle satıcının karşısına geçmektedir. Müşteri eskiye göre çok
daha fazla seçeneğe sahiptir ve kalıplaşmış ürünler yerine, kendi özel
yaşam tarzına göre tasarlanmış ürün ve hizmetleri talep etmeye
başlamıştır. Müşteri, seçenek sahibi olduğu için, kalite bilinçli bir
konuma gelmektedir ve kalite bilinci geliştiği için, seçenek
aramaktadır. Bu durum karşısında, bölgelerin kültürel özelliklerine
göre değişik olabilen müşteri zevklerinin sürekli araştırılıp, çok iyi
tanımlanması, uluslararası pazar ve piyasalarda büyümeyi hedefleyen
firmaların öncül görevlerinden bir tanesi olmak zorundadır.1
Diğer yandan sadece pazarlama ve hizmet stratejilerinde değil,
üretim ve yönetim alanlarında da, uluslararası boyutun günümüz
koşullarında hızla önem kazandığını görmekteyiz. Küreselleşme ile
gelişen yeni ekonomik düzenle beraber, hızla gelişen çok uluslu
firmalar, bunun en çarpıcı örneklerinden bir tanesidir. Yönetim,
kontrol, araştırma, üretim gibi etkinliklerini dünya çapında çok
boyutlu olarak hem yaygınlaştırmak, hem de entegre etmek zorunda
1
GÖTZ; Klaus. Interkutturelles hemen / Interkulturelles Training, München, 2000.
s: 97
310
olan bu kurumların, elemanlarının farklı kültür birikimlerinden
dolayı, farklı çalışma alışkanlıkları olabileceğini dikkate almadan, bu
farklılıkları uyumlaştırmak için çaba harcamadan, sınır ötesi üniteleri
arasında koordinasyon sağlamaları mümkün değildir."
Bu gelişmeler ışığında özetle diyebiliriz ki, eskiden herhangi bir
ülkede, herhangi bir ortakla, alelade bir tarzda işbirliği yapmak veya
kalıplaşmış ürünleri uygun bir fiyata satmak, belki yeterli
olabilmekteyken, günümüz koşullarında farklı ülkelerin farklı sosyokültürel değer ve normlarının olduğu bilincinden hareket ederek, bu
farklılıkları önemseyebildi yeni üretim, yeni hizmet ve yeni yönetim
anlayışlarının geliştirilmesi, uluslararası çapta başarılı olabilmenin
temel koşullarından bîr tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kültür ve İletişim
Her toplumun gelişme süreci içinde oluşturduğu maddi ve manevi
değerlerin bütünü olan kültür, Hofstede'nin deyimi ile, kısaca zihnin
kolektif programlanması3 olarak ta tanımlanabilir. İnsanlar, başkaları
ile iletişim kurarken, daima içinde yetiştikleri ve yaşadıkları kültürün
belirlediği bir çerçeve içinde gezinirler. İletişim açısından kültür için,
insanların deneyimlerini yorumlamada ve eylemlerine karar vermede,
rehber aldıkları anlamlar dokusudur da denilebilir.
2
BERGEMANN, Niels, SOURISSEAUX; J., Interkulturelles Management,
Heidelberg, 1992. s: 47 -57
3
HOFSTEDE; Geert. Cultures and Organizeni ons, Softvvare of the Mind,
Inltercultural Cooperation and its Importance for Survival, London, 1991
311
Statik konumda kalmasalar da, her toplumun kendine özgü gelenek
ve görenekleri, inançları, estetik değerleri ve alışkanlıkları vardır.
Farklı kültür fertleri arasında oluşan iletişim de, tıpkı aynı kültürün
fertleri arasında olduğu gibi, insanların birbirlerine duygularını,
düşüncelerini, bilgilerini sembollerini v.s. aktardıkları bir alışveriş
sürecidir. Ancak, iletişim sürecine katılan fertlerin farklı kültürlerden
gelmeleri, onların aynı inançları, değerleri, davranış kurallarını
paylaşmadıkları anlamına gelir.4 Bu durum, iletişimi tahmin ötesi
boyutlarda zor ve karmaşık bir sürece dönüştürebilir. Kuşkusuz,
farklı kültür fertleri arasında yaşanan sorunların tümünü,
kültürlerarası iletişim sorunları olarak nitelendirmek mümkün
değildir. Ortaya çıkan anlaşmazlıklar, ancak fertlerin kültürel
farklılıklarından kaynaklandıklarına dair ipuçları taşıyorlarsa,
kültürlerarası iletişim sorunları olarak adlandırılabilirler. Aşağıdaki
örneklerde olduğu gibi:
• Daha önce tanışmadığı Belçikalı meslektaşını bir iş görüşmesi
için telefonla arayan bir Türk bayan, kendi kültüründen olan
insanlarla yaptığı görüşmelerde defalarca hiç düşünmeden
yaptığı gibi, ilk önce "nasılsınız" diye sorar. Ama bu kez daha
önce hiç duymadığı bir yanıtla karşılaşır: "Size ne". Türk bayan,
Belçikalı meslektaşının kaba, saygısız, görgüsüz olduğunu
düşünür ve bir daha bu adamla görüşmemeye karar verir.
4
KOHLS, L. Robert. Developing intercultural awareness: a cross-cultuml training
handbook, Yarmouth, 1994, s; 59
312
• Bir iş görüşmesi için Türkiye'ye gelen bir Alman firmasının
yetkili temsilcisi, Türk meslektaşının, sanki konuşulması acil
olan konular yokmuşçasına, hemen konuya girmeyip,
buluşmasının ilk dakikalarını "havadan sudan" sohbetle israf
etmesi, ciddiyetsizliğin simgesidir. Alman temsilciye göre Türk
meslektaşı, görüşmeye kendisi gibi önceden bir plan yapıp
hazırlıklı gelseydi, "nasılsınız" yolculuğunuz iyi geçti mi,
"Almanya'da havalar nasıl" türünden bahane sorularla, zaman
kazanmaya çalışmayacaktı.
Gerek özel, gerekse iş yaşamımızda hergün pek çok insanla iletişim
kuruyoruz; hatta o an bulunduğumuz semantik çevreye göre, hiç
farkında olmadan, iletişim tarzımızı kolayca değiştirebiliyoruz. Aynı
kültür kalıplarını paylaşan insanlarla birlikte olduğumuz sürece,
iletişimimizi çoğu kez sorgulama gereksinimi hissetmeteden
gerçekleştiriyoruz. Ne var ki; aynı kültür kalıpları, kendi
kültürümüzden insanlarla iletişimimizi kolaylaştırırlarken, başka
kültürlerin fertleri ile yaşadığımız iletişim anlarında sorun
yaratabiliyorlar. Ancak o zaman, hiçbir şeyin doğal olmadığını fark
ediyoruz.
Kültürlerarası İletişimde Başarıya Giden Yol
Kültürlerarası iletişimde nasıl başarılı olunur? Çok sayıda
araştırmanın ışığında bu soruya yanıt olarak diyebiliriz ki;
uluslararası kavramları, politikaları tanımak veya başka bir kültürün
özelliklerini esaslıca öğrenmek önemsiz olmasalar da, kültürlerarası
313
ortamlarda iletişim yetkinliğinin gelişmesi için, tek başlarına sınırlı
ölçüde katkılı olabilmekteler.5 İlginçtir ki, kültürlerarası iletişimde
başarının temeli; insanların önce kendi kültürlerine karşı duyarlılık
kazanmalarına dayanmaktadır. Eğer, yabancı bir ülkede, ilk önce
insanların farklı çalışma tarzlarını, ilişkilerindeki farklı davranışlarını
yadırgadığımızı, kendi alışkanlıklarımızın ise, çocukluğumuzda
öğrendiğimiz kültürel değerlerimizin birer yansımaları olduğunu
keşfedince, hissettiğimiz heyecanı hatırlarsak, bunun şaşırtıcı
olmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz.
Bu nedenle, son yıllarda Batı Avrupa ve ABD'nin öncülüğünde,
iletişim fakültelerinin yanısıra, işletme bölümlerinde de, yeni bir
bilim dalı olarak gelişen "Kültürlerarası İletişim" programlarında,
kişilerin kendi kültürleri ile kendi davranışları arasındaki ilişkiyi
keşfetmelerine, büyük önem verilir. Kültürlerarası ortamlarda
çalışmaya ve yaşamaya hazırlık niteliğini taşıyan bu programlar,
öncelikle kültürün çeşitli boyutlarının insanlar üzerindeki etkilerinin
incelenmesinin yanısıra, örneğin, çeşitli kültür zimulasyon metotları
eşliğinde davranış ve alışkanlıkların, hem yerine göre
sorgulanabilmesi, hem de yerine göre değiştirilebilmesi için,
duyarlılık kazandırmayı
ve
alternatif stratejilerle
tanıştırmayı
amaçlamaktadırlar.
Sanayi ve ticaret çevrelerinin yoğun desteği eşliğinde uygulanan bu
programlara artan ilgi, kültürlerarası iletişimin, günümüz çalışma
5
SCHMIDT, Patrick LeMont, Die amerikanische und die deutsche Wirtschaftskultur
im Vergleich. Ein Praxishandbuch für Manager, Göttingen, 2000, s: 10
314
koşullarında, örneğin, en az kriz yönetimi veya takım çalışması kadar
önemli olduğunun altını çiziyor.
Kaynaklar:
BERGEMANN, Niels,
SOURISSEAUX; J., Interkulturelles
Management, Heidelberg, 1992
GÖTZ, Klaus, Interkulturelles Lernen / Interkulturelles Training,
München, 2000
HOFSTEDE; Geert, Cultures and Organizations, Software of the
Mind, Intercultural Cooperation and its Importance for Survival,
London, 1991
KOHLS, L. Robert, Developing Intercultural awareness: a crosscultural training handbook, Yarmouth, 1994
SCHMIDT, Patrick LeMont, Die amerikanische und die deutsche
Wirtschajiskultur im Vergleich. Ein Praxishandbuch für Manager,
Göttingen, 2000
315
Download