Stratejik Yönetim Uygulamaları Süreklilik Gerektirir Yasemin ACAR ÇİFTÇİ Toplum ve onun doğal bir uzantısı olan iş yaşamı, bir yandan politik, sosyal ve teknolojik gelişmeler, diğer yandan küreselleşen ekonomi nedeniyle, büyük bir hızla değişmektedir. Hızla değişen üretim teknolojileri, mal, hizmet ve üretim faktörlerinin (işgücü, sermaye, bilgi, vb) serbestçe dolaşabilmesi, sınırların bulunmadığı pazarlar, gelişmiş bilgi ve iletişim teknolojileri, uzmanlaşmış şebeke oranizasyonlar ve dış kaynaklardan yararlanan işletmeler vb. gelişmeler iş dünyasını son derece dinamik bir yapı haline dönüştürmüştür. Bu tür gelişmeler sonucunda, işletmelerin faaliyette bulundukları çevrede dinamikler değişmekte ve belirsizlikler artmaktadır. Tüm örgüt ve işletmeler, içinde bulundukları çevreye uyum sağlayarak, yaşamlarını sürdürülmesini sağlayacak işlevleri yerine getirmeye çalışırlar. Yaşamın devamını sağlayabilmek ise, bu işlevleri etkili olarak yerine getirmeye bağlıdır. Ancak örgütler, devamlı etkileşim içinde bulunduğu çevrede yer alan diğer örgütlerle rekabet halindedir ve yaşamlarını devam ettirebilmeleri onlara karşı rekabet üstünlüğü sağlamalarına bağlıdır. İçinde bulunduğu çevreye uyum sağlayamayan ve gerekli örgütsel değişiklikleri yapamayan işletmelerin, bunları becerebilen rakipleri tarafından safdışı edileceği ve faaliyetlerini durdurarak işlerini terk edecekleri ileri sürülmektedir1. Ancak, gözden kaçırılmaması gereken önemli konulardan biri de işletmelerin ölümsüz olmadığıdır. Her ne kadar hukuken ana sözleşmelere “süresiz, 99 yıl, vb.” gibi kayıtlar konulmasına rağmen, bazı işletmelerde katılık eylemsizlik nedeni ile değişim yeteneği kaybedilmektedir. İşletmelerde katılık-eylemsizlik; sabit yatırımlar, örgüt içi güç dengeleri, dış çevreden yetersiz bilgi akışı, sektörel giriş ve çıkış engelleri ve uyumlu olmayan prosedür ve usullerle oluşan işletme kurumsal kültürü sonucu oluşabilmektedir.2 İşletmenin yaşamı; onu yönetenlerin işletmeye uzun dönemde yaşamını sürdürebilecek yetenekleri kazandırmasına, yani kaynakları etkili ve verimli olarak kullanılabilmesini sağlayabilecek analiz, karar ve uygulama yeteneklerine, kısaca “stratejik yönetim” becerilerine bağlıdır.3 Stratejik yönetim, özel sektör, kamu sektörü ve kar amacı gütmeyen sektörlerde faaliyet gösteren tüm örgütlerde, geleceğe yönelik amaç ve hedeflerin belirlenmesine ve bu hedeflere ulaşılabilmesi için yapılması gerekli işlemlerin tespit edilmesine imkan sağlayan bir yönetim yaklaşımıdır. Bu yönetim yaklaşımının en önemli özelliği, örgütlerin hem kendi durumlarının, hem de örgütlerin içinde bulunduğu dış çevrenin analizlerine önem vermesidir. Bu bağlamda stratejik yönetim örgütlerin; hem kendi iç yapılarını ve süreçlerini (işletmenin kullandığı teknoloji, çalışanlar, yönetim tarzı, işletme içi iklim, işletmenin kurumsal kültürü vb.) ve hem de örgütün genel uzak çevre faktörlerini (politik, ekonimik, sosyo-kültürel, teknolojik, demografik, global, vb) ve ayrıca sektörel faktörleri (müşteriler, rakipler, işgücü pazarı, tedarikçiler, alternatif ürünler vb.) analiz etmeyi öngörür. İşletmelerin, uzun dönemde yaşamını devam ettirmesine ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamasına yönelik, bilgi toplama, analiz, seçim, karar ve uygulama faaliyetlerinin tümünü kapsayan bu çalışmalar süreklilik göstermek zorundadır. Çok hızlı bir şekilde değişen ve gelişen çevre faktörleri, üretim, bilgi ve iletişim teknolojileri, ticari sınır ve sınırlamaların kalkması gibi etkenlerin iş dünyasında ciddi belirsizlikler yaratması, stratejik yönetimin süreç olarak uygulanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu noktada stratejik yönetim sürecini oluşturan aşamaları kısaca açıklamak uygun olacaktır. Stratejik yönetim süreci genel olarak; Stratejik bilinç, stratejistlerin seçimi ve görevlendirilmesi, stratejik analiz (iç ve dış çevre analizi), stratejik yönlendirme (misyon, vizyon, amaç ve hedefler),stratejik seçim, stratejik uygulama ve stratejik kontrol aşamalarından oluşur. Bu süreç kimi zaman uygulamalarda küçük farklılıklar gösterebilmektedir. Bazen, misyon, vizyon ve amaçları belirledikten sonra, iç ve dış çevre analizi yapılıp, daha sonra stratejiler belirlenmekte, bazen de tam tersi bir yol izlenebilmektedir. Burada genel olarak belirleyici olan, işletmenin ilk defa işe başlaması ya da sektörde bir süredir faaliyette bulunuyor olmasıdır. Sektörde bir süredir faaliyette bulunan bir işletmenin, misyon, vizyon ve amaçları belirlenmiş ise, iç ve dış çevre koşullarını değerlendirdikten sonra stratejilerini oluşturması gerekecektir. Stratejik yönetim süreci “stratejik bilince” sahip olmakla başlar. Stratejik bilinç, işletmelerde bulunan yöneticilerin; • İş dünyasının ve onun bir parçası olarak bulunduğu üst sistemin, sürekli değişim içinde bulunduğunu, • Sektördeki kurumların ve rakiplerinin değişen çevre koşullarına uygun çeşitli stratejiler ürettiğini ve uyguladığını, • Bu stratejilere cevap verebilecek ve hatta işletmeyi daha verimli duruma getirecek yeni stratejilerin gerektiğini, anlayabilmesi, bu konularda kafa yorması, fikirler üretmesi ve çalışmalar yapmasını ifade etmektedir.4 Stratejik bilince sahip yöneticiler, bir sonraki aşamaya geçerek, stratejik yönetim süreci ile ilgili çalışmaları başlatan, her yönetim düzeyindeki stratejilerin oluşturulmasında ve uygulanmasında çalışan, işletme içinden veya işletme dışından “stratejist” leri belirleyip görevdirirler. Her yönetim düzeydeki stratejilerin oluşturulması ve uygulanmasında çalışan stratejistler ifadesi, stratejik yönetimin sadece üst yönetimin görevi ve sorumluluğu olmadığını belirtmek amacıyla kullanılmıştır. Çünkü stratejiler sadece üst yönetimin işi değildir. Her yönetim düzeyinde, üst yönetim stratejilerine uygun ve onlarla bağlantılı, nihai sonuca odaklı, uzun dönemli, kendi faaliyet ve iş alanı ile sınırlı olmak koşulu ile sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlayacak ve iş birimin yaşamını sürdürebilecek stratejilerin geliştirilmesi gereklidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri, stratejilerin hazırlandığı her iş biriminin yöneticisi ya da yöneticilerinin, stratejilerin hazırlanması ve uygulanmasından sorumlu olacağıdır. Stratejik yönetim süreci analitik bir süreç olması nedeniyle; strateji seçimi, analizi, uygulaması ve kontrolü, konu ile ilgili uzmanlık gerektirir. Bu konuda işletme içindeki veya dışındaki profesyonel uzman stratejistlerden yararlanılabilir. Bu kişiler, işletme içinde oluşturulacak ayrı bir bölümde tam zamanlı analist olarak görevlendirilirler. Kurmay yetkilere sahip bu bölüm, üst yönetim düzeyine yakın olarak çalışır. Stratejik analiz hizmeti, bazı hallerde işletme dışında faaliyette bulunan uzman strateji kuruluşlarından da alınabilir. Ancak bu gibi profesyonel uzamanlar, genellikle bilgi ve veri toplama ve analiz evrelerinde çalışmakta, durum tespit matrislerini hazırlamakta ve stratejik önerileri üst yönetime bildirmekle görevlendirilmektedir. Doğal olarak stratejik seçim işletmelerde üst yönetim düzeyindeki sorumlular tarafından yapılmaktadır.5 İşletmelerin başarıları onların çevreleriyle uyumlu bir şekilde faaliyet göstermesine bağlıdır. Stratejik analiz aşamasında, hem dış çevre, hem de işletme içi çevre analiz edilir. İşletmeyi dolaylı olarak etkileyen dış çevre faktörlerden ilki, işletmenin bulunduğu ülkedeki politik, yasal, ekonomik, teknolojik değişim ve gelişmeler ile uluslararası çevredeki değişimlerdir. Dış çevrenin diğer unsuru ise, işletmenin içinde bulunduğu sektörde işletmeye doğrudan etki eden tedarikçiler, müşteriler, ikame mal ve hizmetler gibi faktörlerdir. Tedarikçilerin kararları, müşterilerin davranış değişiklikleri, rakiplerin herhangi bir konuda geliştirdikleri yeni stratejiler, ana ürünlerin alternatifi ve ikamesi olabilecek yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi gibi olaylar işletmeye doğrudan etki etmektedir. İşletmenin dış çevresindeki bu faktörlerin analizi sonucunda, işletmeyi geliştirebilecek, bulunduğu konumdan daha ileri bir noktaya taşıyabilecek “fırsatlar” ve işletmenin varlığını sona erdirebilecek, gelişimini durdurabilecek ya da gerilemesine neden olabilecek “tehditler” belirlenir. İşletmenin bir bütün olarak etkili ve verimli olmasına etki eden faaliyetlerin her biri; kurumsal kültürü, genel yönetimi, finansmanı, insan kaynakları, üretim, hizmet ve pazarlama alanındaki faaliyetleri, işletme içi çevreyi oluşturan faktörlerdir. Bu faaliyet ve faktörlerden her birinin sektörde yer alan rakip işletmelerden daha iyi olması işletmeyi geliştirip, ileriye götürecek “üstünlük”leridir. Rakip işletmelerin bu alanlarda daha üstün olması durumunda ise tüm bu faktörler işletmenin “zayıflıkları” olarak tanımlanır ve zayıflıklar, işletmeyi geri götüren ve onun yaşamını sürdürebilmesini zorlaştıran iç çevre göstergeleridir. Analiz süreci, iç ve dış çevrenin incelenmesi sonucunda ortaya çıkan, fırsat/üstünlük ve tehdit/zayıflık unsurlarını bir araya getiren “Durum Belirleme Matrisleri”nin hazırlanmasıyla sona erer. Bundan sonraki aşama, analiz sonucunda uygun stratejik yönlendirmenin yapılması, işletmenin misyon, vizyon ve amaçlarının belirlenmesidir. İşletmenin misyonu onun var oluş nedeni olarak açıklanmaktadır ve strateji oluşturma sürecinde önemli bir başlangıç noktasıdır. Çünkü işletmenin stratejileri hazırlanırken ve farklı alternatifler arasından seçim yapılırken varolan misyon, stratejilere yol gösterecektir.6 İşletmenin vizyonu ise, genellikle gelecekle ilgilidir ve belli bir zaman süresini kapsar. Vizyon, değişimi ve yeniden örgütlenmeyi planlayan bir işletmenin üst yönetimi için, bir referans ve dönüm noktasıdır. Stratejik yönetim süreci ve tüm yönetsel kararların uygulanması, belirlenen bu vizyona göre geliştirilir. İşletmenin misyon ve vizyonu belirlendikten sonra, gelecekle ilgili stratejilere yol gösterecek, bunların ölçülmesi ve değerlendirilmesine yardımcı olacak bir takım amaç ve hedeflerin belirlenmesi gerekir. Amaç ve hedefler kesin ve ölçülebilir özellikte olup, genelde vizyonun, belli bir zaman sürecince, nicelik olarak belirtilmiş şeklidir.7 Stratejik yönlendirme süreci sona erdikten sonra, yani misyon, vizyon, amaç ve hedefler belirlendikten sonraki aşama, stratejik yönetim sürecinin en önemli aşamalarından biri olan, stratejik seçim aşamasıdır. Çevre analizinin sonucunda işletmenin dış çevresindeki fırsat ve tehditler ve iç çevresindeki üstünlük ve zayıflıları belirlenmişti. Bu aşamada yapılacak iş, misyon ve vizyona ve bu koşullara uygun stratejilerin seçimidir. Çeşitli düzey ne nitelikte olan bu stratejiler arasından, işletme için uygun olan stratejilerin seçimi son derece önemlidir. Strateji seçimine yardımcı olan çeşitli teknikler vardır. İşletme için, hangi ana veya alt strateji ya da nasıl bir kurumsal, rekabetçi ve işlevsel yönetim stratejisinin uygun olacağı bu teknikler aracılığıyla belirlenir. Stratejiler belirlendikten sonra, bu stratejilerin uygulanmasına destek olacak ve uygulamayı gerçekleştirecek işletme kaynaklarının harekete geçirilmesi gerekir. Bu aşama uygulama aşamasıdır. Stratejilere uygun örgütsel yapının kurulması, stratejilerin uygulanmasını sağlayacak, stratejik değişimleri ve uygulamaları gerçekleştirebilecek nitelikte örgüt ikliminin hazırlanması, kurulan örgütsel yapıda görev alacak, stratejileri gerçekleştirebilcek nitelikte insan kaynağının seçimi ve eğitimi gibi konular, bu aşamada odaklanılan konulardır. Uygulama aşaması, işletmeler için çok sayıda sorun yaratan bir süreç olduğu için, stratejik yönetim sürecinin en zor aşamasıdır denilebilir. Stratejik yönetim sürecinin son aşamasında yer alıyor gibi görünmesine rağmen, aslında stratejik bilinçlilik aşamasından başlayarak, analiz, seçim ve uygulama aşamalarının her birinin kontrolü ve gerekiyorsa düzeltmelerin yapılması gereklidir. Yani, analizlerin doğru yapılıp yapılmadığı, alternatif strateji kriterlerinin doğru belirlenip belirlenmediği, örgütsel yapı, liderlik ve diğer stratejik uygulamaların doğru olup olmadığı ilgili kontrollar her aşamada yapılmak zorundadır. Stratejik yönetimi oluşturan aşamalarda da görüldüğü gibi, stratejik yönetimin bir süreç olduğu ve son derece dinamik iş yaşamında bu sürecin hiç bitmeyeceği bir gerçektir. Günümüzde artık, içinde bulunduğumuz çevre koşullarının her an değişmesi, her gün politik, yasal, ekonomik, demografik, sosyo kültürel, teknolojik ve uluslararası çevrede bir takım yeni olayların meydana gelmesi sıradan olaylar olarak görülmektedir. Bu olayların her biri işletmeleri etkilemektedir. Ayrıca işletmenin içinde bulunduğu sektörde de, işletmelerin müşterileri, tedarikçileri ile ilişkilerinde ya da sektör içinde yer alan işletmelerin birbirleri ile ilişkilerinde her an değişiklikler olabilmektedir. Yaşanan tüm bu değişiklikler ve belirsizlikler, sektör içindeki dengeleri değiştirmekte, fırsatları ve tehditleri de beraberinde getirmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmesi, içinde bulundukları çevreye uyum sağlayabilmelerine ve gerekli örgütsel değişiklikleri yapabilmesine bağlıdır. Ve yine daha önce belirttiğimiz gibi, stratejik yönetim süreci yöneticilerde stratejik bilinç aşaması ile başlamaktadır. Bu bilince sahip yöneticiler ve stratejistler, sürekli analizler yaparak süreci devam ettirecek ve işletmenin varlığını sürdürmesine ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü kazanmasına olmasına yardımcı olacaklardır. KAYNAKÇA 1 Kast, F.E.; Rosenweig J.E. General Systems Theory: Applications for Organization and Management, Academy of Management Journal, 1972; Dec.; s.447-465 2 Koçel, T.; İşletme Yöneticiliği; 6. Bası; Beta; 1998;s 261-262 3 Ülgen, H.; Mirze, S. Kadri; İşletmelerde Stratejik Yönetim;1. Bası; Literatür; 2004; s 30 4 Ülgen, H.; Mirze, S. Kadri; İşletmelerde Stratejik Yönetim;1. Bası; Literatür; 2004; s 57 5 Jauch, L.R., Glueck, W.F.; Business Policy and strategic Management Review;982;Spring.s.15-24 6 Pearce, J. A.; The Company Mission as Strategic Tool. Management Review;1982:Spring.s.15-24 7 Ülgen, H.; Mirze, S. Kadri; İşletmelerde Stratejik Yönetim;1. Bası; Literatür; 2004; s 70