ENDÜSTRİ'DE GÜRÜLTÜ ile OLUŞAN İŞİTME KAYIPLARI ve ALINACAK ÖNLEMLER Prof.Dr.H.Hilmi Sabuncu İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi, İş Sağlığı Bilim Dalı Başkanı ÖZET : Ülkemiz endüstrisinde, en sık rastlanan meslek hastalığı, gürültü ile oluşan işitme kayıplarıdır. Meslek hastalığı istatistikleri konusunda tek kaynak olan S.S.K. İstatistik yıllıklarında, çok fazla rastlanmayan endüstriyel işitme kaybına sahip insan sayısının, son yıllarda yaptığımız çalışmalardan, 250 000' i aştığı rahatlıkla görülebilmektedir. Endüstriyel açıdan çok önemli bir sağlık riski oluşturan gürültü, genel halk sağlığı açısından da önemli bir sağlık sorunudur. Özellikle İstanbul'un değişik semtlerinde, aralıklarla yaptığımız uzun süreli ölçmelerde bütün değerlerin "Gürültü Yönetmeliği" nde müsaade edilen değerleri geçtiği görülmektedir. İnsanların en çok sessizliğe ihtiyacı olduğu hastanelerimizin yoğun bakım ünitelerinde bile ölçtüğümüz değerler, son derecede yüksektir. Yüzyılımızın baş derdi olan gürültü için yıllar önce Robert Koch' un söylediği sözlere hak vermemek mümkün değildir. "Kolera ve Veba gibi hastalıklarla olduğu gibi, gürültü ile mücadele edeceğimiz yıllar yakındır" İşte bu günler gelmiş ve geçmektedir, fakat insanlık, bu bela ile yeteri kadar mücadele etmemektedir. 1. SES FİZYOLOJİSİ İnsan kulağı titreşimi 20 Hz ile 20 000 Hz arasında olan sesleri işitebilmektedir,bu nedenle, bu türdeki seslere "işitme sesi" denir. Deniz dalgaları, don , deprem , rüzgar sesleri gibi kulağımızın algılayamadığı 20 Hz'in altındaki seslere "sesaltı" (infrases) , son zamanlarda hastalıkların tanı ve tedavisinde çok fazla kullanılan, 20 000 Hz'in üzerindeki seslere de "sesüstü" (ultrases) denir (Şekil 1). İnsan sesleri yaklaşık olarak 250 - 500 - 1000 - 2000 Hz'lik frekanslarda yer almaktadır, erkek sesleri daha düşük frekanslarda (250 - 500 Hz) , kadın sesleri ise daha yüksek frekanslarda (1000 - 2000 Hz) yer almaktadır(Şekil 2). INFRASON İŞİTME SESİ Deniz Dalgalan Çağlayan Sesi Kuvvetli Rüzgar Don Deprem Şarkı Soprano Bas ULTRASON Quartz Titreşimleri Kıvılcımdan Doğan Sesler Müzik Aletleri 1/1000 20 20000 Şekil 1. Çeşitli seslerin frekansları 99 2000000Hz Şekil 2. İnsan seslerinin frekans spektrumu Ses'in işitilebilnıesi için , şiddetinin belli bir düzeye erişmesi gerekmektedir. Üstelik insan kulağı her frekanstaki ses'e aynı duyarlılığı göstermemektedir. Yani insan kulağı farklı frekanslarda, farklı şiddette işitme eşiklerine sahiptir (Şekil 3). O halde işitme şiddetini de ifade eden şiddet skalası için belli bir frekans referans frekans olarak seçilmeli ve skalalandırılmalıdır. İşte bu frekans uluslararası anlaşmalara göre 1000 Hz'dir ve işitme şiddeti, bu frekanstaki minimum işitme eşiği olan 0.0d02 mikroBar'lık ses basıncı düzeyi temel kabul edilerek skalalandırılmıştır. Bu değerlendirmeye göre, fiziksel ses şiddeti üstel arttığı halde, işitme şiddeti aritmetik olarak artmaktadır. Yani işitilen ses şiddetini belirleyen dB (desibel) birimi, sesin fiziksel şiddetine ve ses basıncı düzeyine logaritmik olarak bağlı bir birimdir. I (1) NdB = 10 Log Io P (2) veya N Db = 20 Log Po Yukarıdaki formüllerde görülen I herhangi bir andaki fiziksel ses şiddetini, Io işitilen minimum fiziksel ses şiddetini; P, herhangibir andaki ses basıncı seviyesini, Po ise işitilen 100 minimum ses basıncı seviyesini ifade etmektedir. 2 numaralı formüle göre P/Po oranının farklı değerlerinde, işitme şiddetinin dB olarak nasıl değiştiği Tablo l'de gösterilmiştir. Tablo 1. Ses basıncı oranı ile işitme şiddeti arasındaki ilişki P/Po 10 100 1000 10000 NdB 20 40 60 80 Tablo 1 'den de görüldüğü gibi, ses basıncı şiddeti oranı üstel arttığı halde işitme şiddeti aritmetik olarak artmaktadır. Bu durum da göstermektedir ki, duyu organlarımız fiziksel şiddet aşırı bir biçimde artsa bile sahip oldukları bu özellik nedeniyle kendilerini koruyacaklardır. Uluslararası standartlara göre bir kişinin işitme düzeyi, üç frekanstaki seslerin (500, 1000, 2000 Hz) işitilme eşiklerine göre saptanır. Yani yapılan odyometrik muayenede, bir şahıs, 500 Hz'de 10 dB'lik bir sesi, 1000 Hz'de 20 dB'lik bir sesi, 2000 Hz'de 30 dB'lik bir sesi minimum olarak işitmiş ise, şahsın işitme düzeyi, bu üç işitme düzeyinin ortalaması olan 20 dB'dir. Şekil 4 'de görüldüğü gibi uluslararası standartlar, 26 dB'e kadar kayıpları normal kabul etmekte, yüzde olarak kişinin işitme kayıplarına göre belirlenen sağırlık skalası bu değerden başlayarak, 92 dB'lik bir kayıpta % 100'e ulaşmaktadır. Şekil 4. işitme kayıplarına göre sağırlık yüzdeleri 2. İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN GÜRÜLTÜNÜN TANIMI Gürültü , genellikle yapay olarak ortaya çıkan, niteliği ve niceliği bozulmuş, arzu edilmeyen seslerdir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi, arzu edilmeme kavramı, gürültü'nün sübjektifliğini, yani kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceğini, dolayısıyla özellikle psikolojik ve nörovegetatif sistem üzerine etkilerinin de insanlarda farklı farklı olabileceğini göstermektedir. Gürültünün anlamlı bir biçimde kişiden kişiye farklılık göstermeyen en önemli etkisi , işitme üzerine etkisidir. 101 Ses'in niteliğinin bozulması, frekansları farklı bir çok ses dalgasının üst üste gelmesidir. Gürültü'nün daha teknik bir tanımında " Gürültü anarşik ses dalgalarının süperpozisyonudur" denmektedir. Diğer bir deyişle gürültü'nün frekans spektrumuna bakıldığında bir çok frekansta seslerin yer aldığı bilinmektedir. Ses'in niceliğinin bozulması ise, ses ne kadar nitelikli ve hoşa gider şekilde olursa olsun şiddetinin insan vücuduna zararlı bir değere ulaşmasıdır. Örneğin hoşumuza giden çok güzel bir müziğin ses şiddetinin 90 dB(A) düzeyini geçmesi işitme kayıplarına neden olacaktır. Tabii ki gürültü'nün bu etkisi sonuçları en kolay biçimde görülen etkisidir. Psikolojik ve nörovegetatif sistem etkileri daha düşük şiddetteki seslerde dahi başlayabilir. Fakat yine önemle belirtilmelidir ki bu tür etkiler kişiden kişiye farklılıklar gösteren etkilerdir. Örneğin , klasik Türk müziği hayranı olan ve klasik batı müziğini sevmeyen veya tam tersi bir özelliğe sahip bir kişi için, rahatsızlık sınırlan, farklı müzik için farklı olacaktır. 3. ENDÜSTRİYEL İŞİTME KAYIPLARI - ENDÜSTRİYEL SAĞIRLIK Uzun süre şiddetli gürültüye, örneğin 90 dB(A)'nın üzerindeki seslere maruz kalan kişilerde iki türde işitme kaybı meydana gelir. 1. Geçici işitme kayıpları 2. Sürekli işitme kayıplan Geçici işitme kayıpları, uzun süre gürültüye maruziyet sonucunda ortaya çıkan ve belli bir süre dinlendikten sonra iyileşebilen işitme kayıplarıdır. Bu kayıplara ilişkin iyileşme süreleri Şekil 5 ' de rahatlıkla görülebilmektedir. 90 dB(A)' lık bir gürültüye 100 dakika maruz kalma sonucunda ortaya çıkan yaklaşık 18-20 dB'lik bir işitme kaybının ortadan kalkabilmesi için gerekli olan iyileşme süresi yine yaklaşık olarak 1000 dakikadır, yani ortaya çıkan işitme kaybının iyileşebilmesi için, maruz kalma süresinin 10 katı kadar bir iyileşme süresine ihtiyaç olduğu ortadadır. Gürültü düzeyi arttıkça, oluşan işitme kaybının arttığı ve iyileşme süresinin ise daha fazla arttığı aynı şekil'den rahatlıkla görülmektedir. Şekil 5 : Değişik gürültü düzeylerine maruz kalmada oluşan geçici işitme kayıpları ve iyileşme süreleri Gürültülü ortamlarda çalışan insanlann yukarda bahsi geçen iyileşme sürelerine sahip olması özellikle Endüstride mümkün değildir. 8 saatlik bir maruz kalma sonucunda en fazla 16 saatlik bir dinlenme süresine sahip çalışanlarda bu işitme kayıplan, yığmalı bir biçimde oluşarak sürekli işitme kayıplarını oluştururlar. Çok uzun süre işitme reseptörleri üzerine gelen bu fiziksel enerji, bu reseptörlerin bozulmasına, yani sinirsel iyileşemez tipte işitme kayıplarına neden olurlar. İşitme fizyolojisi bölümünde görüldüğü gibi kulağımızın en hassas işitmeye sahip olduğu frekans bölgesi 4000 Hz'lik frekans bölgesidir. Bu nedenle aşırı gürültüye maruz kalma 102 sonucu ortaya çıkan işitme kaybı, en önce 4000 Hz'lik frekans bölgesinde oluşur ve diğer komşu frekanslara doğru maruziyet süresi arttıkça devam eder. Yani 4000 Hz'lik frekans bölgesinden sonra ilk etkilenen işitme frekansları 3000 ve 2000 Hz' 1er ile 6000 ve 8000 Hz'lerdir. Dolayısıyle gürültünün oluşturduğu işitme kayıplarında, işitme düzeyinin saptandığı konuşma frekansları diye isimlendirilen işitme frekansları, daha sonra etkilenmektedir. (Şekil 6). Bu özellik bizlere konuşma frekansları etkilenmeden önce, gürültü ile oluşan işitme kayıplarının erken tanısında ve korunmada önemli bir olanak sağlamaktadır. Şekil 6 : Farklı gürültü düzeylerine, farklı sürelerde maruz kalan işçilerde oluşan sürekli işitme kayıpları Şekil 6'deki çizgilerin hangi grupları gösterdiği aşağıda bildirilmiştir. ( ) 31 kişilik, 85.66 dB(A)'lık gürültüye, 20.96 ay maruz kalmış, ( ) 20 kişilik, 95.56 dB(A)'lık gürültüye, 24.05 ay maruz kalmış, (-x-x-x) 21 kişilik, 95.56 dB(A)'lık gürültüye, 80.85 ay maruz kalmış, (*****) 14 kişilik, 95.56 dB(A)'lık gürültüye, 166.71 ay maruz kalmış kişilerin işitme kayıplarını farklı frekanslarda göstermektedir. Yukardaki bilgilerin ışığı altında gürültü ile oluşan işitme kayıplarının - Endüstriyel sağırlığın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: • Şiddeti 90 dB(A)' nın üzerindeki seslerde oluşurlar. • Çok özel işler (Tek taraflı kulaklık kullanan, rezervasyon veya santral çalışanları gibi) dışında, işitme kaybı genellikle çift taraflıdır. Yani her iki kulakta da aynı düzeydedir. • İlk işitme kaybı, kulağımızın 4000 Hz' lik frekansı işiten bölgesinde oluşur. Daha sonra konuşma frekanslarını etkilemeye başlar. • Oluşan işitme kaybı sinirsel tipte bir kayıp olduğundan, kesinlikle iyileşemez. Bu nedenle gürültüden korunma son derecede önemlidir. 4. GURULTU'DEN KORUNMA YÖNTEMLERİ Gürültünün etkilerinden korunmada kullanılacak yöntemleri iki toplayabiliriz. 103 ana başlık altında 4.1. Teknik koruyucu önlemler : Teknik koruyucu önlemleri de iki başlık altında toplayabiliriz: a) Kaynakta ve Çevrede alınabilecek teknik koruyucu önlemler : Bu önlemlerin en başında gürültünün ölçülmesi, makina başı izolasyon önlemleri veya çevrede alınabilecek izolasyon önlemleridir. b) Kişisel Koruyucu önlemler : Bu tip koruyucu önlemler gürültüde çalışan insanların gürültüden korunabilmesi için geliştirilen kulak tıkaçlarını ve kulaklıkları kapsamaktadır. Kulak tıkaçları, kulakta hava yolunu kapatan farklı özelliklerde olmak üzere yaklaşık 1 0 - 2 0 dB'lik bir avantaj sağlayan, piyasadan rahatlıkla temin edilebilen malzemelerdir. Kullanımı kolay olan 110 dB'lik bir gürültüyü işitme kayıpları için limit değer kabul edilen 90 dB(A) 'nın altına düşürebilen bu cihazlar endüstride yaygın biçimde kullanılmaktadır. Kulaklıklar ise, kulak arkası kemiğini (Mastoid'i) kapatan bir yapıya sahip olduklanndan özellikle kemik yolu ile iç kulağa iletilen seslerin izolasyonunda daha başarılı .olmaktadır. 20 - 40 dB'lik gürültü azaltması avantajına sahip olan bu kulaklıklar, daha pahalı olmaları, ağır olmaları ve baş hareketlerini kısıtladıkları için, endüstride, kulak tıkaçlarına göre daha az sayıda kullanılmaktadırlar. Şekil 7 'de her iki koruyucu cihazın kullanım şekli ile gürültünün azaltılması konusunda sağladıktan avantajı gösterir eğri görülmektedir. Şekil 7 : Kişisel işitme koruyucuları ve frekanslara göre gürültü azaltma miktarları 4.2. Tıbbi koruyucu önlemler. Tıbbi koruyucu önlemleri de yine iki bölümde inceleyebiliriz. a) İşe giriş muayeneleri: Gürültü riski taşıyan işlerde çalışacak kişilerin işitmeleri tam bir odyometrik muayeneden geçirilmeli ve sağlık dosyasına konulmalıdır. Bu tür bir muayenede amaç, diğer risklerde olduğu gibi ,(örneğin hipervetilasyonlu bir kişinin tozlu ortamda çalışmasının önlenmesi gibi) kişinin o riskten daha çok etkilenmesinin önlenmesi şeklinde olmayıp, sonradan gelebilecek sağlık zararlarının, kişinin işe girerken ki durumu ile mukayesesini sağlamaktır. İşe giriş muayenesi sırasında kişide rastlanacak kısmi veya tam sağırlık hali, bu tür gürültülü işlerde, gürültüye bağlı işitme kayıplannın oluşmasında avantaj sağlamaktadır. Yaptığımız araştırmalarda, bir kulağında ileti tipi bir kayba sahip bir kişinin sağır olan kulağının gürültüden etkilenmediğini, sağlam olan kulağının etkilendiğini görmekteyiz.Bu 104 nedenle gürültülü işyerleri için sağır vatandaşların, özürlü kabul edilmeyip, özellikle aranması gereken çalışanlar olduğunu vurgulamak yerinde olacaktır. b) Periyodik muayeneler: Bu tür muayenelerde tam bir odyometrik muayene yerine yaptığımız çok fazla sayıda araştırmada kullandığımız ve tarama odyometrisi diye isimlendirdiğimiz bir yöntemi kullanmak, bir çok bakımdan yerinde olacaktır. 2000 Hz , 4000 Hz ve 8000 Hz'lik işitme frekanslarında yapılan bu odyometrik muayene, düşük frekansları kapsamadığından bir odyometrik oda gerektirmemekte sessiz sayılabilecek bir odada rahatlıkla yapılabilmekte ve son derecede kısa bir zaman diliminde şüpheli vak'alar ayırdedilebilmektedir. Saptanan işitme düzeylerinden 4000 Hz'de, gürültüden oluşan ilk kaybın ne düzeyde olduğu; 8000 Hz'de, yaşlanma ile oluşan işitme kaybının ne düzeyde olduğu; en önemlisi ise konuşma frekanslarının gürültüden ilk etkilenen frekansı olan 2000 Hz'de işitme düzeyinin ne durumda olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. Tablo 2. Çeşitli işletmelerde incelenen grupların özellikleri ŞLETMELER Dokuma fabrikası Kereste fabrikası Cam eşya fabrikası GÜRÜLTÜ dB(A) 85.66 96.70 100.50 ÖRNEK SAYISI 31 27 32 ORTALAMA. YAŞ (YIL) 24.06 35.07 31.31 ORT.ÇALIŞMA SÜRESİ 20.96 ay 14.25 yıl 11.31 yıl Şekil 8. Çeşitli işletmelerde çalışan kişilerde, gürültü ile oluşan işitme kayıpları. (- ) Dokuma Fabrikası, ( ) Kereste Fabrikası, (-x-x-x-x-) Cam Eşya Fabrikası Bu tarama odyometresi ile saptanan ve gürültüden etkilendikleri anlaşılan kişiler kesin teşhis için tam bir odyolojik muayeneye alınarak, haklarında gerekli işlemler yapılmalıdır. Tablo 2 ve Şekil 8.'de Tarama odyometrisine örnekler görülmektedir.. 5. ÜLKEMİZDE, GÜRÜLTÜ VE OLUŞTURDUĞU İŞİTME KAYIPLARI İLE İLGİLİ YASAL DURUM VE YASALARIN YORUMLANMASI Bu bölümde, farklı yasalardan örnekler verilerek yasalanmızdaki eksiklikler ve yanlışlıklar vurgulanacaktır. 105 5.1. işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğü Madde 22- Ağır ve tehlikeli geçmeyecektir. Daha çok gürültülü derecesi en çok 95 desibel olabilir. tıkaçları gibi uygun koruyucu araç ve işlerin yapılmadığı yerlerde, gürültü derecesi 80 dB1 i çalışmayı gerektiren işlerin yapıldığı yerlerde, gürültü Ancak, bu durumda işçilere başlık, kulaklık ve kulak gereçler verilecektir. Madde 78- Gürültünün zararlı etkilerinden korunmak için aşağıdaki tedbirler alınmalıdır. 1) İşyerlerinde gürültü çıkaran makinaların monte edilmeleri sırasında, işyeri tabanı, titreşimi ve sesi azaltacak malzeme ve sistemle yapılacaktır. 2) Gürültülü işyerlerinin duvarları, sesin yansımasını önleyecek malzeme ile kaplanacak ve bu binalar, çift kapılı, çift pencereli, inşa edilecektir. Duvarlar ses geçirmeyen malzeme ile yapılacaktır. 3) Gürültünün azaltılamadığı hallerde, bu tüzüğün 22'inci maddesi hükümleri uygulanacaktır. 4) Gürültülü işlerde çalışacak işçilerin, periyodik olarak genel sağlık muayeneleri yapılacak, özellikle duyma durumu ve derecesi ölçülecek, kulak ve sinir sistemi hastalığı olanlar ile bu sistemde arızası bulunanlar ve hipertansiyonlular, bu işlere alınmayacaklardır. Ancak doğuştan sağır ve dilsiz olanlar, bu işlere alınabileceklerdir. 5) Gürültülü işlerde çalışan işçilerin, periyodik olarak, genel sağlık muayeneleri yapılacaktır. Duyma durumunda azalma ve herhangibir bozukluk görülenler ve kulak ve sinirhastalığı bulunanlar ve hipertansiyonlu olanlar, çalıştıkları işlerden ayrılacaklar, kontrol vetedavi altına alınacaklardır. 5.2. Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü Maluliyet derecelerinin (Meslekte kazanma gücü azalma oranlarının) hesaplandığı bu tüzükte gürültü ile ilgili bilgiler Tablo 3.'de verilmektedir. Tablo 3. Gürültüden Meydana Gelen Arızalar Hastalık ve belirtileri Yükümlülük Hastalığa sebep olacak süreleri başlıca işler Madenlerin çekiçlenme dövülme ve vurulması. Dokuma tezgahlarında çalışmalar. Pitonlu motörler, Reaktörler ve benzeri fazla gürültü verici cihazların bulunduğu işyerlerinde çalışmalar (Gürültülü işte en az iki yıl; Pistonlu motor, Reaktör, Propülsörle çalışmada 30 gün maruz bulunmak ve gürültünün de 85 desibel'in üstünde olması şartıyla). İki taraflı koklear lezyon neticesi reversible olmayan ve gürültülü işten ayrıldıktan sonra ağırlaşma göstermeyen odiometrik azalma (Teşhis gürültülü iş alanından uzaklatıktan sonra 6-12 ay arasında yeni bir odyometrik kontrol muayenesi ile teyit edimelidir. Bu odiometrik muayene tonal ve vokal olarak yapılmalıdır. İyi işiten kulakta üç konuşma frekensı (500,1000,2000) ortalaması en az 35 desibel'lik bir işitme kaybı bulunmalıdır, bu ortalamanın hesaplanmasında, median frekans üzerinden iki misline uyması gerekir). 3 Ay 106 5.3. Gürültü Kontrol Yönetmeliği Madde 11. İş yerleri ile ilgili olarak ; 1) İşitme sağlığı açısından kabul edilebilir en yüksek gürültü seviyeleri için Tablo 4'de verilen değerler esas alınır. Tablo 4. Gürültü düzeylerine göre, maruz kalma süreleri Gürültüye Maruz Max.Gürültü Seviyesi (dBA) Kalman Süre (Saat / Gün^ 7.5 80 4 90 2 95 1 100 0.5 105 0.25 110 1/8 115 Darbe gürültülerinin üst seviyesi 140 dBA'yı aşamaz 2) Bu yönetmeliğin 5'inci maddesinde belirtilen yetkililer tarafindan yapılan kontrollerde Ek-1 ve 11'inci maddedeki sınırları aşan bir çalışma düzeni uygulandığı tesbit edilen işyeri sahipleri ve kamuya ait işyeri yöneticilerine mahallin en büyük mülki amiri tarafindan bir aylık süre verilerek durumu düzeltmeleri istenir. Endüstriyel makina araç gerecin gövdeleri ve eksozlanyla yayılan hava kaynaklı seslerin, aracın yapısal özelliğine, kaynağın yapı içindeki konumuna ve oturduğu yere ve bağlantılarına, çevredeki ses yansıtıcı diğer yüzeylere ve yapı elemanı aracılığıyla yayılan darbe seslerinin ve mekanik vibrasyonların ise aracın yapısına, monte edilen şekline, operasyon tekniğine, yapılan işe, bakımına ve kullanılan araç adedine bağlı olduğu gözönünde tutularak gürültü kontrolü yapılır. Bu gereği yerine getimeyen imalathane ve işyerlerinin faaliyetleri kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur. 3) İşyerlerinde tavsiye edilen gürültü seviyelerinin aşıldığı, gürültü ve vibrasyonların kaynağında azaltılmaı için teknik imkanların yetersiz olduğu durumlarda, işveren işçilere 1475 sayılı iş kanununda belirtilen koruyucu giysiler ve gereçleri sağlamakla yükümlüdür. 5.4. Yasaların yorumlanması : Ülkemiz yasalarında, gürültü zararlılık limit değerlerinde, maalesef yukarda görüldüğü gibi bir tutarsızlık, bir çeşitlilik görülmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü1 nde 80 dB ve 95 dB olarak verilen limit değerler , SSK Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü'nde 85 dB' e değişmekte, Gürültü yönetmeliği Tablo 4.'de ise bu değerler tamamen farklılaşmaktadır. Gürültünün Psikolojik ve Nörovejetatif etkileri, çağımızda mültifaktöryel bir etkilenme ile de ortaya çıktığından, bir tarafa bırakılırsa, işitme kayıpları için bütün dünyanın kabul ettiği 90 dBA'lık limit tek standart değer olarak kabul edilmelidir. 107 108