16.12.2013 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ Ödüllü Kısa Filmler İKÇÜ’lü Gençlerle Buluştu Öğrencilerinin sosyal ve kültürel olarak da mesleğinin öncüsü mezunlar olmasını hedefleyen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, ulusal ve uluslararası film festivallerinde ödülle dönen Türk yapımı kısa filmleri, İKÇÜ’lü öğrencilerin ayağına getirdi. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Medya ve İletişim Bölümü tarafından düzenlenen “Ödüllü Kısa Filmler Kampüse Geliyor” 2 gün süren film gösterimlerinin ardından düzenlenen “Yönetmenleriyle Kısa Film” söyleşisiyle son buldu. Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Soydan’ın organizasyonuyla gerçekleştirilen kısa film gösterimlerinin söyleşi bölümüne; Rektör Prof.Dr.Galip Akhan, Rektör Yardımcıları Prof.Dr.Tancan Uysal, Prof.Dr.İbrahim Attila Acar, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Turan Gökçe, Genel Sekreter Yardımcısı ve SKS Daire Bşk.V.Nihat Sabuncular akademisyenler katıldı. Sinema yazarı ve film eleştirmeni Burçak Evren’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide, çektikleri kısa filmleri öğrencilerle buluşan yönetmenler Öğr. Gör. Musa Ak, Öğr. Gör. Hasan Basri Özdemir, Hakan Hücum, Koray Sevindi ve Abdurrahman Öner kısa film sektörü ve filmleri hakkında öğrencilerin sorularını yanıtladı. “SANATA VERDİĞİ DEĞER İÇİN İKÇÜ’YE TEŞEKKÜR EDERİZ” Gazeteci-Yazar Burçak Evren konuşmasında yeni bir üniversite olan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin Türkiye’de bir çeşit üvey evlat muamelesi gören kısa film ve belgesel konusunda gösterdiği duyarlılık için teşekkür etti: “İzmir Kâtip Çelebi üniversitesinin böylesine anlamlı bir etkinlik düzenlemesi, son 5 yılın en iyi filmlerini sanatseverlerle buluşturması oldukça sevindirici” dedi. Evren, yerel yönetimlerin sanat alanında üzerine düşen görevi hassasiyetle yapmasına da vurgu yaparak, “Buradaki her film 20’nin üzerinde ödül aldı. Bu yarışmaların birçoğunu yerel yönetimler düzenliyor. Koydukları ödüller ise 1000 TL ile 5000 TL arasında değişiyor. Ne yazık ki belediyeler 1000 TL’lik ödülü vermiyor. Yerel yönetimlerin sanata katkıda bulunurken, 1000 TL’lik ödülü vermeyerek sanatçıya bu meblayı çok görüyor. Çok güç şartlarda sanat icra etmeye çalışanlara bu şekilde davranılması bu alanın başka bir sorunudur” diye konuştu. SÖYLEŞİDEN NOTLAR Teker teker söz alan yönetmenlerden Buhar filminin yönetmeni Abdurrahman Öner: Türkiye’de kısa film ticari olarak getirisi yok. Ödül alanların da kazandığı ödüller anca maliyeti çıkarmaya yetiyor. Çok sevdiğiniz için, aşkla yaptığınız zaman bir şeylerin karşılığını alıyorsunuz. Mada filminin yönetmeni Öğr. Gör. Musa Ak: Belgesel türü Türkiye’de fazla gösterim alanı bulamıyor. Bizde daha çok kitleye ulaşmak için çaba sarf ediyoruz. Filmlerimizi çok büyük emeklerle çekiyoruz. Festivaller bizim için tek alan. Ödül alırsanız gösterim alanınız artıyor. Artık herkes dizilere yöneldi. Türkiye’de belgesel zor durumda. Biz genç yönetmenler bunu aşmaya çalışıyoruz. Toruk filminin yönetmeni Öğr. Gör. Hasan Basri Özdemir: Belgesel demek gerçekliği yansıtmak demektir. Bu da senaryo ile gerçekleşir. Biz yönetmenler olarak yaşanılan tüm gerçekliklerin daha geniş kitlelere ulaşmak için gayret sarf ediyoruz Mesut filminin yönetmeni Hakan Hücum: İnsanlara aktarmak istediğiniz şeyler var. Aktarmak istediklerimizi her türlü görsel ve işitsel teknikleri kullanarak kısa film aracılığıyla anlatmak çok büyüleyici. Kısa film insanlara uzun metrajlı filmden çok daha fazla his aktarabilir. İyi bir kısa film izlemek uzun filmden daha zevkli olabilir. Bir kişinin bile gelip sizin filminizi izledim, beğendim demesi bizler için çok büyük mutluluk. Ekmek filminin yönetmeni Koray Sevindi: Sektördeki maddi zorlukları her zaman hissediyoruz. Ama bu zorluk gördüğüm kadarıyla dünyanın her yerinde yaşanan bir sıkıntı. Bu işi yapmaktan dolayı mutluyuz. Bu işi yapmak için çok fazla okumanız, izlemeniz çok fazla şey bilmeniz gerekiyor. Zorlukların yanında sevdiğiniz bir işi yapmanız her türlü sıkıntıya değer. “SANAT HAYATA RENK KATAN DİĞER TARAFTIR” Söyleşinin sonunda konuk yönetmenlere birer teşekkür plaketi takdim eden Rektör Prof.Dr.Galip Akhan, böylesine sanat dolu bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Prof.Dr.Akhan, “Umarım ki bizim de aramızdan iyi yönetmenler, senaristler, sinemacılar çıkar. Ülkemiz güzel yerlere doğru ilerleyecekse bu sadece tıpta, mühendislikte fen bilimlerinde olmaz. Sosyal alanlarda da sanatta da öne çıkılması başarılar kaydedilmesi gerekir. Sanat hayata renk katan diğer taraftır. Siz de bize güzel bir renk kattınız. Katılımlarınız için teşekkür ediyorum” diye konuştu. SAĞLIK Lazer ağız içine kadar girdi! Sanayiden tıp sektörüne kadar birçok alanda hayatı kolaylaştıran lazer teknolojisi, ağız içine kadar girdi Özellikle diş hekiminin koltuğuna oturmaktan korkanlar için büyük önem taşıyan lazertedavisi, kansız ve acısız tedavinin yolunu açıyor. Ağız içerisinde yapılan tedavilerde de kullanılmaya başlanan lazer tedavisi, özellikle diş hekiminden korkanlar için kansız ve acısız bir cerrahi müdahale şansı tanıyor. Günümüzdelazerler klasik dişeti tedavilerine ek veya bir alternatif olarak kullanılıyor. Bazı kişilerin ağzında çok sık olarak aft ve dudaklarında da uçuk çıktığını belirten İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji A.B.D Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.Mehmet Sağlam, “Ağızda çıkan aftlar yoğun ağrılara neden olur, hastanın günlük yaşantısını etkiler. Aynı şekilde uçuklar da öyle. Özellikle de bir kez çıktığı yerden sürekli çıkar ve hastayı rahatsız eder. Bu tür hastalara da lazeruygulaması yaparak hastanın ağrısın azalttığımız gibi, yapılan çalışmalar bir daha aynı bölgede aft ya da uçuk çıkmadığını gösterdi. Lazerle uçuk tedavisi olan kişilerin o bölgelerinde bir daha uçuk çıkmadığı kanıtlandı” dedi. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji A.B.D Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sağlam, klasik tedavide kullanılan el aletleri, dişin kök yüzeyinden diştaşlarını, bakterileri ve bakterilere ait toksinleri uzaklaştırmada ve dişlerin bazı bölgelerine ulaşmada yetersiz kalabildiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Sağlam, “Hastalıklı dişeti dokusunun tam ve etkin bir biçimde kürete edilmesi klasik el aletleri ile yapılamamaktadır. Diştaşı temizliği, dişeti hastalıklarının tedavisinde ve kök yüzeyi düzleştirmesinde lazer teknolojisi kısa zamanda, daha konforlu bir şekilde yapılabilmektedir. Lazerler ise hastalıklı dişeti dokusunu tam ve etkin bir biçimde kaldırabilmektedir. Böylece daha hızlı ve başarılı bir iyileşme elde edilebilmektedir” diye konuştu. Çeşitli nedenlerle oluşan dişeti büyümeleri ile iyi huylu tümörlerin çıkarılması gibi dişeti cerrahisi işlemlerinin lazerlerle daha başarılı bir biçimde tedavi edildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Sağlam, lazerle yapılan tedavilerde operasyon esnasında daha az ağrı ve daha az kanama olduğunu belirtti. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sağlam, lazer operasyonunun lokal anestezi yerine sadece yüzeysel anestezi ile de yapılabildiğini, bu durumun iğne korkusu olan hastalarda daha rahat tedavi yapılması imkânı sağlayabildiğini açıkladı. Yrd. Doç. Dr. Sağlam, “Lazerlerle yapılan tedavi sonrası hastalarda daha az ağrı ve şişlik şikayeti oluşmakta ve dikişe gerek kalmadan daha hızlı iyileşme sağlanabilmektedir. Böylece operasyon sonrası hasta konforu üst seviyeye çıkmaktadır.Ayrıca dişeti operasyonlarından sonra uygulanan lazer biyostimülasyonu, operasyon sonrası gelişen ağrı, ödem ve diğer şikayetlerin azalmasını sağlamaktadır”şeklinde konuştu. DİŞETİ HASTALIKLARINDA LAZER KOLAYLIĞI Sanayiden, Tıp sektörüne kadar birçok alanda hayatı kolaylaştıran lazer teknolojisi, ağız içine kadar girdi. Özellikle diş hekiminin koltuğuna oturmaktan korkanlar için büyük önem taşıyan lazer tedavisi, kansız ve acısız tedavinin yolunu açıyor. Ağız içerisinde yapılan tedavilerde de kullanılmaya başlanan lazer tedavisi, özellikle diş hekiminden korkanlar için kansız ve acısız bir cerrahi müdahale şansı tanıyor. Günümüzde lazerler klasik dişeti tedavilerine ek veya bir alternatif olarak kullanılıyor. UÇUK VE AFTLAR İÇİN BİREBİR Bazı kişilerin ağzında çok sık olarak aft ve dudaklarında da uçuk çıktığını belirten İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji A.B.D Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Mehmet Sağlam, “Ağızda çıkan aftlar yoğun ağrılara neden olur, hastanın günlük yaşantısını etkiler. Aynı şekilde uçuklar da öyle. Özellikle de bir kez çıktığı yerden sürekli çıkar ve hastayı rahatsız eder. Bu tür hastalara da lazer uygulaması yaparak hastanın ağrısın azalttığımız gibi, yapılan çalışmalar bir daha aynı bölgede aft ya da uçuk çıkmadığını gösterdi” şekline konuştu. Yrd.Doç.Dr. Mehmet Sağlam, bazı kişilerde sık sık uçuk çıktığını söyleyerek, “Lazerle uçuk tedavisi olan kişilerin o bölgelerinde bir daha uçuk çıkmadığı kanıtlandı” dedi. KLASİK EL ALETLERİ YETERSİZ KALABİLMEKTEDİR İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji A.B.D Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Mehmet Sağlam, klasik tedavide kullanılan el aletleri, dişin kök yüzeyinden diştaşlarını, bakterileri ve bakterilere ait toksinleri uzaklaştırmada ve dişlerin bazı bölgelerine ulaşmada yetersiz kalabildiğini söyledi. Yrd.Doç.Dr. Sağlam, “Hastalıklı dişeti dokusunun tam ve etkin bir biçimde kürete edilmesi klasik el aletleri ile yapılamamaktadır. Diştaşı temizliği, dişeti hastalıklarının tedavisinde ve kök yüzeyi düzleştirmesinde lazer teknolojisi kısa zamanda, daha konforlu bir şekilde yapılabilmektedir. Lazerler ise hastalıklı dişeti dokusunu tam ve etkin bir biçimde kaldırabilmektedir. Böylece daha hızlı ve başarılı bir iyileşme elde edilebilmektedir” diye konuştu. İYİ HUYLU TÜMÖRLERİN ÇIKARILMASINDA TAM BAŞARI Çeşitli nedenlerle oluşan dişeti büyümeleri ile iyi huylu tümörlerin çıkarılması gibi dişeti cerrahisi işlemlerinin lazerlerle daha başarılı bir biçimde tedavi edildiğini ifade eden Yrd.Doç.Dr. Sağlam, lazerle yapılan tedavilerde operasyon esnasında daha az ağrı ve daha az kanama olduğunu belirtti. İĞNE KORKUSU OLAN HASTALARDA RAHAT TEDAVİ İMKÂNI Yrd.Doç.Dr. Mehmet Sağlam, lazer operasyonunun lokal anestezi yerine sadece yüzeysel anestezi ile de yapılabildiğini, bu durumun iğne korkusu olan hastalarda daha rahat tedavi yapılması imkânı sağlayabildiğini açıkladı. Yrd.Doç.Dr.Sağlam, “Lazerlerle yapılan tedavi sonrası hastalarda daha az ağrı ve şişlik şikayeti oluşmakta ve dikişe gerek kalmadan daha hızlı iyileşme sağlanabilmektedir. Böylece operasyon sonrası hasta konforu üst seviyeye çıkmaktadır.Ayrıca dişeti operasyonlarından sonra uygulanan lazer biyostimülasyonu, operasyon sonrası gelişen ağrı, ödem ve diğer şikayetlerin azalmasını sağlamaktadır”şeklinde konuştu.